3. sınıf - Nesibe Aydın Eğitim Kurumları
Transkript
3. sınıf - Nesibe Aydın Eğitim Kurumları
II olsun heyecanına kapılırsın. Var olanları koruma ve sahiplenme duygun gelişir. “Sosyal insan”a dönüşen varlığının, yararlandığın tarihsel kültürel ve maddi olanakların ürünü olduğu gerçekliğine ulaşırsın. Bu bilince ulaşana “ sosyal insan/adam gibi adam” derim… Şu sözlerdeki güzelliğe bakın: 1. “Bilgiden, tarihten, sanattan yoksun insan, ‘rasgele’ bir hayvandan daha değersizdir.” Erasmus 2. Eski Yunan’da bir bilgeye sormuşlar: “Çengaverlik/Kabadayılık mi önemlidir, akıl mı?” Bilge de, “Akıl (bilgi sahibi) olsaydı, cengaverliğe/kabadayılığa gerek kalır mıydı." diye cevap verir. 3. “Özgürlük, her koşul içinde mantıklı olanı yapma olanağından başka bir şey değildir.” Goethe Sevgili öğrenciler; 4. “Gerçek düşmanlarımız ‘cehalet, nefret, ihtiras, kıskançlık ve gurur’ gibi zihin halleridir.” Derginizin bu sayısında, biraz “felsefe” yapalım isterim. D. Lama Sizin hoşunuza gideceğini düşünerek… Ayrıca felse- 5. “Başkalarının seni kabul etmemesinden kaygı duyma, kendi yeteneksizliğinden (cehaletinden) kaygı duy.” fe beni alıp binlerce yıl önceki Antik Yunan’a, Roma’ya, Çin'e, Hindistan’a… götürüyor, -siz de gidin istedim; Sokrat, Konfüçyüs, Budha, Mevlana, Erasmus, Kant… gibi dahilerle yüzleştiriyor -siz de yüzleşin isterim. Bu yüzleşmede hem kendimi hem sizi biraz daha yakından tanıma şansını yakalıyorum; insana ve doğaya bakış açım daha bir insanileşiyor. Felsefe denilince, adlarını yukarıda zikrettiğim dahilerin yanı sıra, felsefe/düşün dünyasının merkezinde yer alan nice başka dahi adları aklıma gelmiyor ki. Onlar ki düşün dünyamızın/felsefi düşüncenin yaratıcı dehalarıdır. İki bin, Konfüçyüs 6. “Diyorsunuz ki A beyazdır, B ise siyahtır. Demek ki, sorun renkte; yani açık renkte olan kişi, koyu renkte olanı köleleştirebilir, öyle mi? Ama dikkatli olun! Bu kurala göre, önünüze çıkacak sizden daha açık renkli kişinin kölesi olabilirsiniz.” Abraham Lincoln 7. “Geçmişe sınırsızca minnet duy. Şimdiye sınırsızca hizmet et. Gelecek için sınırsızca sorumluluk al.” üç bin, beş bin yıl önce yaşamış pek çok deha var ki, ya- Zen özdeyişi şadıkları zaman diliminde insanın insanla ve insanın do- Hüsamettin AYDIN ğayla ilişkileri nice altın sözler söylemişlerdir; öyle sözler ki, insana, düşünsel ve maddi yaşamını yeniden oluştur- Kurucu mada etkileyici biçimde yön vermektedir. Onları ve düşüncelerini anladıkça yaşamın bir anlamı olduğuna inancın pekişir. İnsana ve nimetlerinden yaralandığın doğaya karşı sorumluluk duygun büyür ve insanileşir. Bilime ve bilgiye açlığın bitmek bilmez. “Sosyal bir hayvan” olmaktan çıkıp algı ve farkındalık kapasitesi, genel anlamda bilinci, yetkinleşmiş bir “sosyal insan”a dönüşürsün. Kendine, içinde yaşadığın topluma ve genel anlamda tüm insanlığa karşı sorumluluklarının olduğu bilincine ulaşırsın. Binlerce yılın ürünü olan kültürel ve maddi varlıklara bir katkın 3 Sevgili öğrencilerim, Sizlerle öylesine yoğunum ki ! Günlerim adeta jet hızıyla geçiyor. Bir bakıyorum haftanın başı olan pazartesi günü başlamış, bir bakıyorum haftanın son günü olan pazar günü sona eriyor. Bu yoğunluğum içerisinde, oldukça uzun bir süredir, AYDIN EĞİTİM dergimize yazı veremedim. Derginin yayın ekibi, her sayısında, son güne kadar benim yazımı bekliyor ancak, yazımın gelmediğini öğrenince baskıya giriyorlar. Yayın yönetmeni, derginin bu sayısının yarın (8 Mart 2012) baskıya gireceğini bana hatırlattığında, hemen bütün işlerimi bıraktım ve yazımı hazırlayıp yayın ekibine teslim ettim. Çünkü, bugün (7 Mart 2012) güneş pırıl pırıl parlıyor ve Ankara'ya bahar gelmiş. Bahar ayının bu güneşli ve aydınlık gününde, tüm çocuklarımıza, gençlerimize ve velilerimize buradan kocaman bir MERHABA DİYEREK SESLENMEK İSTEDİM. Sevgili öğrencilerim, aşırı yoğunluğum nedeniyle, günlerimin bu denli hızlı geçmesinden kesinlikle şikayetçi değilim. Çünkü, ben, sizler için yaptığım her işten büyük bir zevk ve keyif alıyorum. Sizler için kurumumuzu en iyi şekilde yönetmeye çalışmak, matematik ve geometri kitap çalışmalarıma devam etmek, sizleri her konuda takip etmek (dersleriniz, sınavlarınız, sanat, spor, kulüp çalışmalarınız vs.) beni sağlıklı, zinde ve mutlu kılıyor. Çünkü, bu çalışmalarımın ve emeklerimin karşılığını, sizler bana fazlasıyla veriyorsunuz. Öğrencilerimizin akademik, kültürel, sanat ve spor alanlarındaki başarıları, bizlere maddi ve manevi verilebilecek en büyük ödüldür. Sevgili öğrencilerim, başarılı olmanın önemli yollarından birisi, işinizi isteyerek ve severek yapmaktan geçer. İsteksiz, hevessiz, zorlanarak ve şikayetlenerek yapılan hiçbir işin başarıyla sonuçlanması mümkün değildir. Başarılı olmanın önemli yollarından bir diğeri ise, kendinize ulaşabileceğiniz hedefler belirlemek ve bu hedefinize adeta kilitlenmektir. Bir şeyi çok istemek, zaten, o işin % 50’sini başarmak demektir. Geriye kalan % 50’sini başarmanın yolu ise, hiçbir şeyi şansa bırakmadan ve atlamadan, olumsuzluklar karşısında moral bozmadan ve pes etmeden düzenli ve sistemli çalışmaktan geçer. Sevgili öğrencilerim, unutmayın, düzenli çalışan ve üreten öğrenciler, yoğun bir tempoyla çalışsalar bile çok daha mutlu, huzurlu ve dinamiktirler. Oysa, düzenli çalışmayan veya hemen hemen hiç çalışmayan öğrenciler, genelde huzursuz, mutsuz, yorgun ve bitkin olurlar. Çünkü, çalışmadıkları için başarısızdırlar ve başarısızlıklarının altında ezilip hırpalanırlar. Yapacakları iş4 ler biriktikçe sırtlarındaki yük iyice ağırlaşır ve artık bu yükü taşıyamayacak duruma gelerek çalışmayı tamamen bırakırlar. Bu durumda olan öğrencilere uyarım şudur: Önünüzdeki dev gibi birikmiş işlerinizi küçük parçalara ayırın ve sadece bu küçük parça işi yapmaya ve bitirmeye odaklanın. Plânladığınız bu küçük parça işi bitirince, hemen ara vermeden, planladığınız diğer küçük parça işinize başlayın ve bu işinizi de aynı şekilde bitirmeye odaklanın. Bu yöntemle çalıştığınızda, bir süre sonra epey bir yol aldığınızı, bir şeyleri yapabildiğinizi ve başarabildiğinizi göreceksiniz. Dershanemizin 12. sınıf ve mezun gruplarındaki 550 öğrencimiz, 1 Nisan’da uygulanacak YGS’ye girecekler. 1 Nisan’a kadar tüm öğrencilerimizden öncelikli olarak sağlıklı olmalarını, sonra da yukarıda açıkladığım gibi, işlerini asla şansa bırakmadan ve atlamadan, önlerindeki süreyi azami düzeyde verimli kullanarak sıkı ve düzenli çalışmalarını istiyorum. Bu şekilde çalışıp da başarılı olmamak mümkün değildir. Önceki yıllardaki öğrencilerimiz, başarılı oldular ve hedefledikleri üniversitelerin hedefledikleri bölümlerine yerleştiler. SİZLER DE BAŞARACAKSINIZ. Çünkü, belirlediğiniz hedefe ulaşmayı çok istiyorsunuz ve bu isteğinizin gerçekleşmesi için, yapılması gerekenleri maksimum düzeyde yapma mücadelesi veriyorsunuz. Yazımı sona erdirirken kendini eğitime adayan ben Nesibe AYDIN, bir kadın olarak tüm kadınlarımızın 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLUYORUM. Ülkemizin kalkınmasında ve gelişmiş ülkeler arasında yer alabilmesinde kadınlarımızın rolü oldukça fazladır. Çünkü, dünyaya gelen her çocuk, ilk temel eğitimini annesinden alır. Annesi; eğitimli, kültürlü ve bilinçli olan çocuklar, hem aile içinde hem de aile dışında iyi bir eğitim alma şansına sahiptirler. Sonuç olarak, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü sadece kutlamakla kalmayalım. Eğitim düzeyi düşük olan kadınlarımızın kendilerini geliştirmeleri için olanaklar verelim, eşinden veya yakınlarından dayak yiyen, güvencesi olmayan kadınlarımızı güvence altına alalım. Çocuklarımızın, özellikle kız çocuklarımızın iyi bir eğitim almalarını sağlayarak onların, bilinçli, kültürlü, üretken, öz güvenleri yüksek olan bireyler olarak hayata atılmalarını sağlayalım. Hepinize kucak dolusu sevgilerimi iletirken sizlerin, bugünkü parlayan güneş gibi pırıl pırıl parlamanızı, aydınlanmanızı ve aydınlatmanızı yürekten diliyorum. Sağlık, başarı ve mutluluk dileklerimle... Nesibe AYDIN Eğitimci – Yazar – Kurucu 5 ANAOKULU Bu ay hepimiz Özel Nesibe Aydın Anaokulu öğrencileri olarak sizlere uzaydan sesleniyoruz. Yolculuğumuz çok keyifli geçiyor ve elbette birçok yeni bilgi ile tanışıyoruz. Öğrendiklerimizi sizinle paylaşmak için birçok eser yarattık. Haydi siz de bize katılın ve yaptıklarımıza bir göz atın. DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN Alp ÖZDAL Nevin Ceylin ÇELİKEL KANGURU KANGURU 28.02.2006 25.02.2006 Tuna ŞAHİN YUNUS Zeynep ALTINBAŞ Necati Baybars YUNUS BAYRAMOĞLU 05.02.2006 MARTI 01.02.2006 6 15.02.2006 kelebekler TIME FOR ENGLISH 5 yaş grubu öğrencilerin İngilizce eğitim yaklaşımı Total Physical Response (Tümüyle Fiziksel Tepki) öğretim tekniğine dayanmaktadır. Bu teknikle öğrencilerin fiziksel olarak derse aktif katılımı hedeflenmekte, öğrencilerimiz görsel zekânın yanı sıra beden dilini kullanarak İngilizce’ye karşı bir aşinalık kazanmaktadırlar. Derslerimize şarkılar, hikâyeler, boyama, eşleştirme, çizgi birleştirme etkinlikleri ve interaktif video çalışmaları eşlik etmektedir. Derslerde 5 yaş gelişim özellikleri dikkate alınarak çok sayıda farklı aktivite yapılmaktadır. Böylelikle derslerimiz hem eğitici hem de eğlenceli geçmektedir. 7 sincaplar İlk Ritim İlk Ses… Haydi, Dans Et… Dans, hareketleri belirli adım ve kalıplara bölerek müziğin ve duyguların yardımı ile parçadan bütüne bir olgu yaratarak sunmadır. Dans etmek beyin ve vücut arasındaki bağın güçlenmesi için kullanılan bir yöntem olarak kabul edilir. Dans ederken çocuk kendi duygularıyla baş başadır, kendi doğasının farkına varır, ritim duygusu gelişir, yaratıcılığı üst seviyede gelişmeye başlar, kendisini kontrol etmeyi başarabilen ve hayatta gerçekçi hedefleri olan bir birey haline gelir. Yaratıcı dans ve hareket eğitimi çocukların fiziksel olarak güçlenmelerine, bedensel esnekliklerinin artmasına, denge ve koordinasyon becerilerinin gelişmesine ve öğrencilerin mekan ve beden farkındalıklarının artmasına katkıda bulunmaktadır. Yapılan bireysel çalışmalar ve grup çalışmaları, çocukların özgüven gelişimlerini olumlu yönde etkilerken, öğrencilerin takım çalışması yürütebilme ve problem çözme becerilerini geliştirmektedir. 8 foklar Müzik ve Hareket Duygu ve düşüncelerimizi seslerle anlatma sanatıdır müzik. Çocuklar duygu, düşünce ve izlenimlerini estetik bir anlatım dili olan müzikle ifade etmeyi öğrenmektedirler. Okul öncesi dönemde müzik eğitimi, şarkı öğrenme ve söyleme, sesi dinleme, ayırt etme, ritim çalışmaları, müzikli öykü ve yaratıcı hareket gibi etkinliklerle desteklenmektedir. Öncelikle sesleri tanıma ve ayırt etme çalışmaları yapılmaktadır. Çocuklardan kendilerine dinletilen sesin yönünü ve kaynağını bulmaları, farklı türdeki sesleri ayırt etmeleri istenmektedir. Yapılan ritim çalışmalarıyla ise çocukların el, göz, ayak, Müzik ile gerçekleştirilen etkinlikler çocukların yer ve baş gibi vücut organları arasında koordinasyon kurmaları, mekân algılarını geliştirir, çalgılarla yapılan ritm çalışma- belli hareketleri denge içinde yürütebilme becerisi kazan- ları çocukların bilişsel, sosyal ve motor becerilerini ileri- maları hedeflenmektedir. Öğrenilen sesler ve ritim beceri- ye taşır. Çocuk müzik aracılığıyla kendisini daha iyi ifa- leri kullanılarak şarkılar söylenmekte ve söylenilen şarkı- de etmeyi öğrenir, soyut düşünme becerisi ve yaratıcılı- lara bedensel hareketler eşlik etmektedir. Çocuklara vü- ğını geliştirir. cutlarını şarkı söylerken bir çalgı gibi kullanabilmeleri öğ- Müzik ve hareket derslerimiz, her zaman olduğu gibi bü- retilmektedir. yük bir coşku ve keyifle devam etmektedir. 9 martılar Bir varmıŞ, bir yokmUŞ... "Yaratıcı Drama" çocukların yaşantı yoluyla öğrenmelerini sağlayan, hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını destekleyen bir sanat dalı ve çocuğun yaparak yaşayarak öğrenmesinde etkili bir eğitim yöntemidir. Drama, okul öncesi dönemden itibaren en güçlü eği- • Bir grup olarak beraber çalışabilme becerisini geliştirme lim olan oyun oynamayı motive eder. Oyun, çocuğun en • Kendini ve başkalarını anlama becerisini geliştirme temel ihtiyacıdır. Oyun, öğrencilerin hayal gücünü gelişti- • Kendine güven duyma ve karar becerisini kazandırma rir. Rol oynayan çocuk, bir başkası gibi düşünmeye, hissetmeye ve davranmaya çalışır. Oyun, birçok bilim ada- • Farklı olay ve durumlarla ilgili deneyim kazanmasına mına göre çocuğu tanımada ve tahlil etmede en iyi yol- yardımcı olma dur. Çocuğun içinde bulunduğu ruhsal durum dinamikle- • Dil ve iletişim becerilerini geliştirme ri, zekâ yapısı, sosyal olayları değerlendirmedeki tutar- • Çocukların hayal gücünü, hislerini ve düşüncelerini ge- lı durumu, varsa gelişim aksaklıkları oyuna yansıyaca- liştirme ğından oyun içerisinde bunları gözlemek ve incelemek • Çocukların ahlaki değerlerini keşfetmelerini sağlama mümkündür. • Yaratıcılık ve estetik değerlerin gelişimini sağlama Çocuklar, drama ile gelecekte yaşayacakları rolleri (annelik, babalık vb. ), karşılaşacakları olaylar karşısında nasıl davranmaları gerektiğini yaşayarak öğrenirler. Kimi zaman nesli tükenmiş bir hayvana yardım eder, kimi zaman maceralı bir yolculuğa çıkar, kimi zaman da zamanda yolculuk yapıp en sevdikleri yere gidebilirler. Drama, özgür bir ortamda oynanan bir oyundur. Dramanın kökeninde oyun vardır ve dramayla oyun iç içedir. Yaratıcı dramanın hedefleri şöyle sıralanabilir: 10 kangurular MİNİK SANATÇILARIN FIRÇALARINDAN DÖKÜLEN RENKLER Görsel sanatlar dersinin, çocukların bilişsel ve duyuş- nin her evresinde desteklenmeli ve okul dışında çocukla- sal gelişimi açısından önemi tartışılmaz bir gerçektir. Kü- ra bu tarz etkinliklerle uğraşmaları yönünde fırsat tanın- çük yaşlardan itibaren kendilerini ve duygularını resim ya- malıdır. Sanatı ve sanatçıyı hayatlarının bir noktasına ko- parak ifade etmeye başlayan çocuklar, yaşları ilerledikçe yabilen nesiller yetiştirme amacında olan biz öğretmenler, çizgilerini daha da güçlendirerek sanatsal anlamda yeter- bu farkındalığı tüm öğrencilerimize kazandırmayı amaç- lilik kazanırlar. lıyoruz. Görsel sanatlar dersi küçük kas becerilerinin gelişimi, el-göz koordinasyonu sağlama, sanata ve sanatçıya yönelik bakış açısı geliştirebilme gibi becerileri öğrencilere kazandırmayı hedeflerken fen ve matematik konularını da içine alabilmektedir. Çocukların üç boyutlu algı, oranorantı ve kompozisyon kurma becerilerini geliştirmektedir. Görsel sanatlar dersi ile yaratıcılığı gelişen ve desteklenen çocuk, sosyal hayatının her aşamasında bunu farkında olmadan kullanmaya başlar. Geniş ufuklara bakabilmeyi, olaylara farklı açılardan yaklaşmayı destekleyen yaratıcılık, görsel sanatlar dersi aracılığıyla pekişir ve gelişir. Bu nedenle görsel sanatlar dersi çocukların gelişimi- 11 yunuslar Yaşasın! Enerjilerimizi Boşaltma ZamanI! Biz Yunus öğrencileri; sürekli zıplamak, yuvarlanmak, koşmak, tırmanmak isteyen çocuklarız. Beden eğitimi derslerimiz sayesinde bu ihtiyaçlarımızı fazlasıyla karşılayabiliyoruz. Öğretmenimiz her ders bizlere “Enerjinizi bu derste harcayabilirsiniz; ama hep beraber keyif almak şartıyla…” diyor. Biz de bu kurala uyarak öğretmenimizin bizden beklediği tüm hareketleri büyük bir başarıyla gerçekleştiriyor ve bunları yaparken çok ama çok eğleniyoruz. Çeşit çeşit oyunlar oynuyoruz, oynarken bir bakıyoruz… Tavşan gibi zıplıyoruz. Bir çıta gibi koşuyoruz. Bir top gibi yuvarlanıyoruz. Beden eğitimi derslerimizle artık daha dayanıklı, esnek, çevik ve süratliyiz. Oynadığımız oyunlarla sıra bekleme, paylaşma gibi kurallara uymayı, arkadaşlarımızın haklarına saygılı davranmayı, cesareti, işbirliği ve dayanışma içinde birbirimize destek olmayı öğreniyoruz. Gün geçtikçe daha sağlıklı ve güçlü oluyoruz. Bir kedi gibi tırmanıyoruz. 12 1. sınıf SINIF ÇALIŞMALARIMIZ Değerli Velilerimiz, Sınıfımızdaki çalışmalarımız yoğun olarak devam ediyor. Her gün yeni bilgiler öğreniyor, yeni deneyimler ediniyoruz. Hayat Bilgisi: “Okul Heyecanım” temasını bitirdik, “Benim Eşsiz Yuvam” temasına başladık. Evimizin adresi, telefon numaramız, “Canlılar ve Yuvaları”, “Nerede Yaşıyorum?”, “Canlılar ve Besinleri” konularını öğrendik. Hızla akıp giden zaman içinde çocuklarımız için belirlediğimiz hedeflere ulaşma çabası içindeyiz. Bunu gerçekleştirirken de biliyoruz ki öğrencilerimizin başarısında en büyük destekçilerimiz sizlersiniz. Matematik: Toplama işlemi “0” ın toplamadaki yerini öğrendik ve üç terimli toplama işlemleri yaptık. Çalışmalarımızı, yaparak-yaşayarak okuma ve anlatımlar yaparak CD izleyerek görsellerden yararlanarak, resimlerle anlatarak sürdürmekteyiz. Türkçe: Okuma-anlama, dikte çalışmaları, cümle kurma ve hecelemeden okuma çalışmaları yaptık. Hayat bilgisi, Matematik ve Türkçe derslerinde ikin- Sevgilerimizle... ci kitaba başladık. 13 2. sınıf ORGANLARIMIZI TANIYORUZ Bu ay yaptığımız etkinlikler ile organlarımızı tanıdık. Organlarımızın görevlerini ve vücudumuzda bulundukları yerleri öğrenirken analoji yöntemini kullandık. Video sunumları, üç boyutlu modeller ve resimler ile öğrendiklerimizi pekiştirdik. PROBLEM ÇÖZÜYORUZ Organlarımızın sağlıklı olarak çalışmalarını sağlamak için yapmamız ve yapmamamız gerekenleri öğ- Matematik laboratuarı çalışmalarımızda onluk taban rendik. bloklarımızdan yararlandık. Çarpma işlemini modeller- Araştırmacı kişiliğimizi ön plana koyarak tarihte le somutlaştırarak öğrenmeyi kalıcı hale getirmeyi hedef- yer almış pek çok önemli kişinin hayatını araştırıp su- ledik. Onluk taban bloklarımızla ritmik sayma ve örüntü numlar hazırladık. oluşturma çalışmaları yaptık. Bu sene tanıştığımız çarpma işlemini iyice anlayıp Anne ve babamızı daha yakından tanımayı amaçlayarak, onlarla çocukluklarına dair röportajlar yap- kavradıktan sonra, çarpma işlemi gerektiren problemler tık. Çocukken oynadıkları oyunları öğrenip bu oyunla- oluşturmaya, modellemeye, resmetmeye, dramatize et- rı onlarla birlikte oynadık. meye ve çözmeye başladık. Öğrenmeyi zevkli hale getiren pek çok etkinlik yaptık. Artık üç işlemi de tanıyor, biliyoruz. Onları kullanarak problem cümleleri oluşturabiliyor, oluşturduğumuz problemleri çözebiliyoruz. ALAADDİN'İN GEVEZE SU BORULARI Bu ayki ortak okuma kitabımız “Alaaddin’in Geveze Su Boruları”ydı. Her gün sınıflarımızda düzenli olarak bölümler halinde okuduğumuz kitabımız ile ilgili pek çok yaratıcı okuma etkinliği gerçekleştirdik. 14 3. sınıf ATASÖZÜ VE DEYİMLER Zengin ve köklü bir dil olan Türkçemizi daha da zenginleştiren atasözü ve deyimleri Türkçe derslerimizde işledik. PARA VE TASARRUF Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş söz grupları olan atasözlerini; anlatı- Hayat Bilgisi ve Matematik derslerindeki birçok kazanımı birbiriyle ilişkilendirerek ve birleştirerek yaptığımız etkinlikte eğlenerek öğrendik. mı daha zengin kılan, iki veya daha fazla kelimeden meydana gelen, kalıplaşmış söz varlıkları olan deyimleri öğrenince dilimize hayranlığımız daha da arttı. Matematik konumuz “Paralarımız”; Hayat Bilgisi konu- Atasözü ve deyimleri yazdığımız öykülerde kullana- muz ise “Tasarruf ve Çocuklara Yönelik Reklamlar” dı. rak anlatımımıza zenginlik kattık. Birkaç cümleden olu- Etkinliğimize ailemizi de kattık. Ailece yaptığımız kek, kurabiye vb. yiyeceklerle sınıfta “PASTANE” açtık. şan, çok uzun olmayan pragraflarla, anlatmak istediklerimizi anlattık. Ürünümüz için reklam panoları yaptık. Ürünlerimize fiyat etiketleri hazırladık. Ürünlerimizi sınıfa ve okula sattık. Bunu yaparken para saydık ve para üstü verdik. İlk defa emeğimizle para kazandık. Atasözlerini yaratıcı drama yoluyla canlandırırken çok eğlendik ve sosyalleştik. Deyimlerimizi karikatürlerle anlatırken aynı zamanda çizim yeteneğimizi geliştirdik. Okulumuzu gezerken "Duvarların Dili" projesi kapsa- Sonra sıra geldi etkinliğin en zevkli kısmına, yani paramızı harcamaya. Kırtasiyeye giderek, alın terimizle kazandığımız paralarla okul gereksinimlerimizi aldık. Alırken de “Tasarruf” konusunu işledik. mında hazırlanan "Atasözü ve Deyimler" projesi dikkatimizi çekti. Bir ders saatimizde, daha önceden işlediğmiz bu konuyu, hazırlanan projeyle pekiştirdik. Bu çalışmayı yapan ablalarımıza, ağabeylerimize ve Bu etkinliği yaşamımız boyunca hiç unutmayacağız. Özge Adıgüzel öğretmenimize çok teşekkür ederiz. 15 4. sınıf Kuvvet Ve Hareketi Öğreniyoruz Yaratıcı drama ile eğlenerek öğreniyoruz… Kuvvetin itme ve çekme etkisini oyunlarla pekiştirdik. Sınıfın dışına çıkmak ve oyunlar oynamak mutluluk vericiydi. Yavaşladık, hızlandık, döndük, sallandık, yön değiştirdik ve bunlara yaptığımız doğaçlamalar içinde yer verdik… "YAŞADIMIĞIZ YER - ÜRETİMDEN TÜKETİME" Bu ay 4. sınıflar olarak Sosyal Bilgiler dersinde “Yaşadığımız Yer” ve “Üretimden Tüketime” ünitelerini işledik. “Yaşadığımız Yer” ünitesinde “doğal unsur” ve “beşeri unsur” kavramlarının arasındaki farkı öğrendik. Bu kavramlara örnekler verdik. Krokinin ne olduğunu öğrendik ve sınıflarımızın bulunduğu katın krokisini yaptık. “Doğal Afetler” konusunu işlerken, ülkemizde sık görülen doğal afetlerin neler olduğunu ve alabileceğimiz önlemleri öğrendik. Ülkemizin, deprem riski yüksek bir ülke olduğunu ve depremin meydana getirdiği zararları azaltmak için ne- lere dikkat etmemiz gerektiğini hakkında konuştuk. “Üretimden Tüketime" ünitesine başlarken ilk olarak ihtiyaç ve istek kavramlarının arasındaki farkı öğrendik. Temel ihtiyaçlarımızın farkına vardık. Dünyadaki doğal kaynakların bir kısmının tükenebilir kaynaklar olduğunu öğrendik ve bu kaynakları dikkatli kullanmamız gerektiğinin farkına vardık. Aile bütçesi ve tasarruf kavramlarını öğrendik, harcamalarımızı yaparken hesaplı olmamız gerektiğini anladık. Kendi aile bütçemizi oluşturduk. Gelir ve giderlerimizi hesapladık. Bilinçli tüketiciler ola- 16 rak alışveriş yaparken nelere dikkat etmemiz gerektiğini ve dikkat etmediğimiz durumda hangi sorunlarla karşılaşabileceğimizi düşünüp konuştuk. Tüketici olarak bazı haklara sahip olduğumuzu ve bu hakların neler olduğunu öğrendik. Bir buğday tanesinin başından geçenlerin anlatıldığı slaytımızı izlerken, tükettiğimiz ürünlerin, elimize ulaşana kadar hangi aşamalardan geçtiğini de öğrenmiş olduk. 5. sınıf MATEMATİK KOKTEYLİ Güzel bir tatilin ardından 2. dönem Matematik derslerine yaparak yaşayarak başladık. Neler mi yaptık? Öncelikle konumuz oran – orantıydı. Bu konuda kalıcı öğrenmeler elde etmek için limonata ve çeşitli kokteyller hazırladık. Malzemeleri belli oranlarda karıştırarak unutulmaz tatlar elde ettik. Oran – orantı konusunu günlük yaşantımıza bu şekilde taşımanın keyfini yaşadık ADIMIZ HANGİ DURUMDA? 5. sınıflar olarak biz bu ay adın durumlarını ve ad durum eklerini öğrendik. Konumuzu öğrendikten sonra pekiştirmek için hayal gücümüzü ve yaratıcılığımızı kullanarak hepimiz bir kurgu oluşturduk. Bu kurgunun içinde öğrendiğimiz bu ekleri, hangi durumu ifade etmek istiyorsak ona göre kurgumuzdaki adlara ekledik. Etkinliğimiz bittiğinde çok eğlenceli ve özgün çalışmalar ortaya çıkarmanın keyfini yaşadık. 17 6. sınıf FLAŞ… FLAŞ… FLAŞ... LAMBANIN KONTROLÜNÜ ELE GEÇİRDİK! Fen ve Teknoloji dersinin en zevkli konularından birisi de “Yaşamımızdaki Elektrik”tir. Öyle ki yapılan laboratuar etkinliğimizde de görüldüğü gibi öğrencilerimiz bu deneyden oldukça zevk aldılar. Peki, bu deneyde biz ne yaptık? GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE YERLEŞMELER Bu deneyimizde basit bir elektrik devresi yaparak lamba- 6. sınıflarımızda İlkçağ Anadolu ve Mezopotamya Uygarlıkları konusunu pekiştirmek amacıyla sınıf şemalanın nasıl yandığını gözlemledik. rı oluşturduk. Bu amaçla öncelikle bu uygarlıkların; başDevremize bir de anahtar bağlayarak lambanın yanıp kentleri, önemli özellikleri, yönetim biçimleri, inanış sissönmesini biz kontrol ettik. Dahası lambaya bir de "reosta" bağladık ve lambanın parlaklığını da kontrol altına almış ol- temleri, ordu sistemleri, ekonomik faaliyetleri ve günüduk. Canımız istedi lambanın parlaklığını azalttık, canımız müze bıraktıkları eserler ile ilgili bilgi kartları hazırladık. istedi lambanın parlaklığını artırdık. O kadar eğlenceliydi ki aç-kap aç-kapa lambanın kontrolünü elimizde tutmak, kâh ışığı azaltlık gece lambası oldu kâh ışığı artırdık parlak ve güçlü bir lambamız oldu. Tahtada şemayı oluşturmak için bir taslak belirledik ve Devre elemanlarını tanıdık bu deneyde, pil olmadan telin bir işe yaramadığını, tel olmadan da lambanın bir işe yaramadığını anladık. Burada kurulan da bir elektrik kardeşliğiydi aslında, hepimiz birimiz için birimiz hepimiz için... Ve yaşasın lamba parlaklığı! malarını istedik. Tereddüt eden arkadaşlarımıza ise kü- her uygarlık için bir alan ayırdık. Öğrencilerimizden seçtikleri bilgi kartının hangi uygarlığa ait olduğunu söylemelerini ve tahtada o uygarlık için ayrılan alana yapıştırçük ipuçları vererek hatırlamalarını sağladık. Ders sonunda öğrenciler hem eğlenmiş, hem kendi şemalarını oluşturmuş hem de konuyu pekiştirmiş oldular. Bir sonraki derste bu konu ile ilgili yöneltilen tüm soruları da doğru yanıtladıkları gözlemlendi. 18 7. sınıf ÖRÜNTÜ Matematik, örüntüler ve ilişkiler bütünüdür. Bu ay 7. sınıf öğrencilerimiz ipleri kullanarak doğru parçaları oluşturup eğrisel şekiller elde ettiler. Çalışmalarımızda çok eğlendik. Yaptığımız örüntü modellerini okulumuzda sergileyerek arkadaşlarımızla paylaştık. DEYİMİ BULAMAYAN ADAM ASILIR Bu ay Türkçe derslerinde deyim ve atasözlerinin tekrar etkinliklerini yaptık. Çocukların söz varlığına yeni kalıp yapılar eklemek için de konuyu oyunlaştırdık. Tahtaya, deyimlerin harf sayısını yazıp öğrencilerin sesli ve sessiz harfler söylemelerini istedik. Doğru harfi bilemeyeni eledik, deyimi doğru söyleyeni ödüllendirdik. Böylece hem yeni deyimler öğrendik hem de çok eğlendik. 19 8. sınıf FEN VE TEKNOLOJİ KİMYAMIZI D EĞİŞTİRD İ Sımsıkı nefesini tutmak, kalp atışını dinlemek ya da vücudundaki kimyasalların seni heyecanlandırmasına izin vermek… İşte öğrendiğimiz her yeni bilgi, daha önce görmediğimiz, düşünemediğimiz bir şeyleri aklımıza düşürür. Bu ünitemizde keşfettik maddenin iç yapısını. Çeşitli ele- Latince de asidus demekti ekşi yani asit—asitle birleştirdik mentleri ve bileşikleri tanıdık; elementleri periyodik siste- bazları, tuzu oluşturduk, suyu da. me yerleştirdik, gruplara, periyotlara ayırdık. Kırmızı lâhana kullandık ayraç yapmak için, turnusol Ne güzeldi! Kimyasal tepkimeler bir anda değişti; madde- kâğıdı batırdık, fenolftalein damlattık belirledik pH’ları. ler bambaşka renklere, kokulara, formüllere dönüştü. Maddenin yapısı ve özelliklerini işte böyle öğrendik. YA İSTİKLAL YA ÖLÜM! 8. sınıf İnkılâp Tarihi dersi kapsamında işlediğimiz Kur- henin olduğu bölüme yerleştirdiler. Öncelikle savaş ve an- tuluş Savaşı konusunu pekiştirmek amacıyla öğrencile- laşmalara daha sonra da bunlar sonucunda gerçekleşen rimizle kavram haritası oluşturduk. Ders öncesinde bil- durumlara yer verildi. gi kartları hazırlanarak üstlerine bu dönemde gerçekle- Ders sonunda öğrenciler, Kurtuluş Savaşı Muharebeler şen savaş, anlaşma ve önemli olaylarla ilgili notlar yazıldı. dönemiyle ilgili hem kronolojik bilgilerini pekiştirmiş oldu- Derse girişte hatırlatma amacıyla kısa bir soru-cevap et- lar hem de kendi kavram haritalarını oluşturdular. Bir kez kinliği yapıldı ve ardından tahta doğu, batı ve güney cep- daha tarihi olayların birbiriyle olan neden-sonuç ilişkisini helerini temsilen üç bölüme ayrıldı. Öğrenciler sırayla öğ- de kavramış oldular. retmen masasında bulunan bilgi kartlarını alıp uygun cep- 20 9. sınıf Sonay Berçin İle Röportaj Dağhan Kutluata: Matematik dersi için 9. sınıfların ilk dönemini değerlendirir misiniz? (YaptıklarımızYapamadıklarımız) D. K. : Branşınızdaki bilgilerimiz olmasaydı hayat daha kolay olur muydu? Ya da çok mu zor olurdu? Bu branş neden vazgeçilmezimizdir? Sonay Berçin: Anlatılması gereken konuları (mantık, fonksiyon, kümeler, işlem, modüler aritmetik) bol örneklerler çözerek, tekrarlar yaparak başarılı bir şekilde tamamladık. S. B. : Hayat kolay olmaz, zor olurdu. Günlük hayatımızdaki pek çok şeyin açıklamasını matematiği kullanarak yapabiliyoruz. D. K. : Öğrencilerin matematik dersinde başarılı olması için yapması gerekenler nelerdir? S. B. : Başarı için önce dersi dikkatli dinlemek lazımdır. Sonrasında evde konu tekrarı yaparak, sorular çözerek konuyu oturtmak kesinlikle işin en önemli parçasıdır. Anlaşılmayan yerleri ve yapılamayan soruları sormak da bir hayli önemlidir. D. K. : Matematik branşı hayatımızın neresinde vardır? Nerelerde kullanılıyor? S. B. : Matematiği hayatımızın her yerinde kullanabiliriz. Mühendislik alanları ve fen dallarında matematik ile ilgili terimler sıkça karşımıza çıkıyor. D. K. : 2. dönem için 9. sınıf matematik derslerinde neler yapacağız? S. B. : 2. dönem matematik konuları oldukça yoğun. Çok temel konular bizleri bekliyor. Üslü, köklü sayılar, denklem çözümleri bunlara örnek konular. Bu konular öğrenilmediği takdirde ileride büyük sorunlara yol açar. D. K. : Sizce branşınızın en eğlenceli yönü nedir? S. B. : Öğrencilerle sürekli iç içeyiz. Onlara matematiği anlatmak ve sevdirebilmek eğlenceli olsa gerek. D. K. : Sizce branşınızın en sıkıcı yönü nedir? S. B. : Birçok öğrencinin matematiğe önyargılı bakış açısı bence en sıkıcı yön. 21 D. K. : Branşınızın en zor konusu nedir? S. B. : Bence 9. sınıf konuları içerisinde en zor konu bağıntı ve fonksiyondur. D. K. : Branşınızın en kolay konusu nedir? S. B. : Bence bu senenin en kolay konusu mantıktır. HELİN SOYLU İLE RÖPORTAJ Türkçe dersi için 9. sınıfların ilk dö- lerle düşünür. Eğer olmasaydı hayat G. T. : Peki branşınızın en sıkıcı nemini Helin Hoca'mızla değerlendir- gerçekten çok zor olurdu. Bu yüzden yönü nedir? dik… vazgeçilmezdir aslında. H. S. : Dilin kurallarının değişmemesi Göksel Temizer: Öğrencilerin Türk- G. T. : 2. dönem için 9. sınıf Türkçe nedeniyle öğrencilerin "Hep aynı şey- çe dersinde başarılı olması için yap- derslerinde neler yapılacak? leri işliyoruz." demesi biraz sıkıcı. İn- ması gerekenler nelerdir? sanların ön yargılı davranması ve dil H. S. : Dil bilgisi ağırlıklı olacak. "An- bilincinin gelişmemiş olması… Helin Soylu: Ders sözel olduğu için latım Bozuklukları" ve "Cümle Bilgi- çok sık tekrar gerektirir. Düzenli oku- si" var. Anlatım bozuklukları yaşamla G. T. : Sizce branşınızın en zor ve ma alışkanlığı olmalıdır. Pratik ve daha özdeşleştirilebilir bir konu. Ede- en kolay konuları nelerdir? soru çözümü yapılmalıdır. Tabi en biyatta ise kitap okuma ve kitap eleş- önemlisi dersi dikkatli dinlemektir. tirilerine devam… G. T. : Türkçe branşı hayatımızın G. T. : Sizce branşın en eğlenceli li bir alandır ve değişmeyen kuralları neresinde vardır ve nerelerde kul- yönü nedir? öğrencilere biraz zor gelebilir. H. S. : Kelimelerle oynamak, yaratıcı- -Hocamıza son olarak eklemek ya da lık. söylemek istediği bir şey var mı dedi- H. S. : En kolay konu "Anlam Bilgisi", en zor ise "Dil Bilgisi" kurallar ile ilgi- lanılır? H. S. : Kendi dilimiz olduğundan iletişimde büyük rol oynar. Dolayısıyla hayatın her yerinde ve her alanında kullanılır. -Aklıma kelimelerle oynamak diyince TDK’nın yaptığı, dildeki yabancı kelimeleri Türkçeleştirmek geldi. Ho- G. T. : Branşınızdaki bilgilerimiz camıza soruyorum: Siz de böyle bir olmasaydı hayat daha kolay olur uğraşta bulundunuz mu ya da bu işi muydu veya çok mu zor olurdu? doğru buluyor musunuz? Hocamız da Bu branş neden vazgeçilmezdir? böyle bir uğraşta bulunmadığını ve H. S. : Dil; anlama, algılama, anlat- yor ve ekliyor: "Çünkü dilimize geçen ma ve düşünme içerir. İnsan kelime- her kelime artık Türkçedir." aslında doğru da bulmadığını söylü- 22 ğimde ise: ‘’Okuma alışkanlığı kazanmak çok önemli. Dersi hayatla iç içe kabul etmeliyiz. Kısaca bunları yaptıktan sonra gerisi kolay…’’ diyor. YEKBU ÇOŞKUN İLE RÖPORTAJ 10. sınıf Beyza Önürme : Fizik dersi için 10. sınıfların ilk dönemini değerlendirir misiniz? (Yaptıklarımız / Yapamadıklarımız) B. Ö. : İkinci dönem için 10. sınıf fen bilimleri dersin- Yekbu Çoşkun : Programımızı başarıyla tamamladık. Milli Eğitim müfredatından bayağı önde bitirdik birinci dönemi, üniversite sınavına yönelik ve konuyu pekiştirecek bolca soru çözdük. devam edeceğiz ve onlara iyi bir örnek olup gelecekte ba- B. Ö. : Öğrencilerin fen bilimleri dersinde başarılı olması için yapması gerekenler nelerdir? Y. Ç. : Etrafımızda olup bitenlerin bu bilim dalıyla açıkla- Y. Ç. : Fen bilimleri öğrencilerin korktuğu derstir, o yüzden korkulacak bir şey olmadığını anlatmak gerekiyor sanırım, başarabileceklerine inanmalarını sağlamalıyız. Daha basit ve temel kavramlarla konuya başlanırsa yapabileceklerini görüp derse karşı daha istekli oluyorlar. B. Ö. : Sizce branşınızın en sıkıcı yönü nedir? B. Ö. : Fen bilimleri branşı hayatımızın neresinde vardır, nerelerinde kullanılıyor? B. Ö. : Branşınızın en zor konusu nedir? Y. Ç. : Hayatımızın her alanında var. Doğayı anlama çabasında etrafımızdaki cisimlere baktığımızda onların nasıl durduklarını, binanın yapısını anlamaya çalışırken, elektronik bütün cihazlar ve hatta tıpta bile fizik kullanılmaktadır. fazla ayırt edemeyiz birbirinden. de neler yapacağız ? Y. Ç. : Öğrencilerimizi üniversite sınavına hazırlamaya şarılı insanlar olmaları için birlikte hareket edeceğiz. B. Ö. : Sizce branşınızın en eğlenceli yönü nedir? nabilmesi en eğlenceli yanı bence. Y. Ç. : Eğer alt yapı ve matematik olarak yetersizsek bu branşı anlamakta zorlanırız. Bu durum bu branşı sıkıcı bir hale getirir. Y. Ç. : Gerekli alt yapı ve bilgiye sahipsek konuları çok B. Ö. : Branşınızın en kolay konusu nedir? Y. Ç. : 9. sınıf konuları daha temel düzeyde olduğundan daha kolaydır. B. Ö. : Branşınızdaki bilgilerimiz olmasaydı hayat daha kolay olur muydu ? Ya da çok mu zor olurdu. Bu branş neden vazgeçilmezimizdir? Y. Ç. : Hayatımızı tabi ki kolaylaştırıyor. İnşaat mühendisleri, mimarlar, elektrik elektronik mühendisleri... Bunlar hep hayatımızı kolaylaştırmaya yarayan insanlar ve bu insanların da fizik kurallarını çok iyi bilmesi gerekir. 23 AYLİN KÖKTEN VE YAREN SARPTIR İLE RÖPORTAJ Benan Durmaz: Kendi branşınız için 10. sınıfların ilk dönemini değerlendirir misiniz? Aylin Kökten: İlk dönem tarih dersinde "Osmanlı Devletinde Yükselme Dönemi ve Kültür Uygarlıkları" konularını işledik. "Osmanlı Devleti Duraklama Dönemi" ne giriş yaptık. Yaren Saptır: Coğrafya dersinde ilk dönem "Topoğrafya, Kayaçlar, Doğadaki Üç Unsur (Su, Toprak, Bitki) , Nüfusun Gelişimi ve Göçler, Geçmişten Günümüze Ekonomik Faaliyetler" konularını işledik. Y. S. : Sosyal bilimler aslında bir genel kültür birikimidir. Bu alanda en ufak bir bilgiye sahip olabilmek bile kişinin bir adım önde olmasını sağlar. Yaşadığımız çevreyi tanımak günlük olayları doğru yorumlayabilmek önemlidir. A. K. : Doğru bir bakış açısı, bu bakışı kazanabilmek için de kapsamlı bir sosyal bilimler donamını gerekir. B. D. : Branşınızdaki bilgiler olmasaydı hayat daha kolay olur muydu? A. K. : Hayır Y. S. : Hayır A. K. : Tarih dersinde başarılı olabilmek için yapılması gerekenlerden en önemlisi bence kitap okumak. Bir yazıyı veya soruyu hızlı okumak, tek seferde anlamak için okumaya önem vermeliler. Güncel olayları takip etmenin de katkısı büyük tabi. A. K. : İşlediğimiz konuların yaşanmış gerçek olaylar olması bizim için bir avantaj. Öğrenciler dersi dinlerken çoğunlukla sıkılmıyorlar. Bazı olaylara gülüp bazı olaylara üzülebiliyoruz. Öğrencilerimizin geçmişten ders çıkarması onlar için çok önemli; çünkü bu sıralarda öğrendikleri ve kavradıkları onların hayatlarına yön vermesine büyük rol oynamaktadır. B. D. : Sosyal bilimler hayatımızın nerelerinde vardır ? A. K. : Hayatımızın pek çok noktasında, en ince ayrıntısında bile sosyal bilimlerin izlerini bulabiliriz. A. K. : Derslerimizi resimlerle, oyunlar ve bilgi yarışmalarıyla daha renkli bir hale getirebiliyoruz. Bu, sayısal derslere göre öğrencilerin derse daha kolay adapte olmasını sağlıyor. Y. S. : Aylin Hocama katılıyorum. B. D. : Sizce branşınızın en sıkıcı yönü nedir? A. K. : Bence yok. Y. S. : Bence de yok. B. D : Branşınızın en zor konusu nedir? B. D. : Öğrencilerin sosyal bilimler alanında başarılı olabilmesi için yapması gerekenler nelerdir ? Y. S. : Konu tekrarı yapmak her ders için önemli olsa da bence coğrafyaya katkısı daha büyük, terimlerin çoğunun yabancı kökenli olması ve kelime fazlalığının bulunması dersin akılda kalıcılığını zorlaştırıyor. Bu yüzden günlük konu tekrarına ve soru çözümüne önem vermeliler. B. D. : Sizce branşınızın en eğlenceli yönü nedir? B. D. : Peki sosyal bilimler neden vazgeçilmezdir? Y. S. : Bu sorunun cevabını Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözüyle cevaplamak istiyorum: "Geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez." B. D. : İkinci dönem hangi konuları işleyeceğiz? A. K. : "Osmanlı Devletinde Duraklama, Gerileme ve Dağılma Dönemleri" Y. S. : "Türkiye’de Toprak Bitki Özellikleri, Türkiye’nin Nüfus Özellikleri" 24 A. K. : 12. sınıf müfredatına yeni eklenen "Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi" önceki yıllarda olmadığından zorluk yaşanan konulardan biridir. Y. S. : 9. sınıf müfredatının çoğu konusu, gelecek yıllarda tekrar edilmeyeceği için için öğrencilerim ufak tefek problemler yaşıyor. B. D. : Branşınızın en kolay konusu nedir? A. K. : Yakın bir geçmişi incelediğimiz için 11. sınıf konusu olan "İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" olabilir. Y. S. : Yoruma açık ve interaktif işlenebilen bir konu olduğu için "Nüfusun Gelişimi, Hareketleri ve Göç" konusu . 11. sınıf KEMAL ÜNLÜ İLE RÖPORTAJ Mustafa Uzunçakmak : Matematik dersi için 11. sınıf- matik bilgi ve içerik olarak daima teknolojinin önünde git- ların ilk dönemini değerlendirir misiniz? miştir, bunu da belirtmekte fayda var. Kemal Ünlü : Oldukça verimli bir dönem geçirdiğimizi M. U. : İkinci dönem 11. sınıflar matematik dersinde söyleyebilirim. Konular zamanında yetişti ve sınıflarda ye- hangi konuları işleyecekler? terince soru çözüldü. Neredeyse her soru çeşidini elden K. Ü. : Tümevarımdan sonra diziler ve daha sonra matris geçirdik. ve determinant konuları işlenecek. M. U. : Öğrencilerin matematik dersinde başarılı olma- M. U. : Sizce branşınızın en eğlenceli yönü nedir? ları için yapmaları gerekenler nelerdir? K. Ü. : Öğrencilerin katılması matematik dersini yeterin- K. Ü. : Bir öğrenci matematik dersini sınıfta ciddiyetle ta- ce eğlenceli hale getirir. Derse katılan ve seven öğrenciler kip edip, disiplinli, kararlı ve sabırla çalışırsa matematikte eğlenirler zaten, buna tanık olmak ayrıca keyifilidir. çok başarılı olur, dahası öğrencinin aklına gelmeyen kapıların bile açılmasını sağlar öğrendiği matematik. M. U. : Sizce branşınızın en sıkıcı yönü nedir? M. U. : Branşınızdaki bilgiler olmasaydı hayat daha K. Ü. : Matematiğe ilgi göstermeyen bir kitleyle dersi pay- kolay olur muydu? Branşınz neden vazgeçilmez? laşmak oldukça sıkıcıdır. K. Ü. : Tabi ki hayat daha zor olurdu. Günümüzde kullan- M. U. : Branşınızın en zor ve en kolay konusu nedir? dığımız her ürünün, yaşamımızda var olan her teknoloji- K. Ü. : Tecrübelerime göre söylüyorum bu kişiden kişiye, nin arkasında insanoğlunun binlerce yıllık birikimle oluş- tamamen değişmektedir; ancak gözlemlerime göre geo- turduğu matematik bilgisi mevcuttur. Farkında mısınız bil- metri genellikle daha az seviliyor. miyorum ama kullandığınız bilgisayar ve cep telefonlarının altında yatan temel matematik bilgisi aslında 19. yüzyılda ortaya çıkan Boole Cebiri'ne dayanmaktadır. Mate25 ÖZGE TOK İLE RÖPORTAJ Musa Cankat Tatarlı : Edebiyat dersi için 11. sınıfların ilk dönemini değerlendirir misiniz? malar çizerek bilgileri daha kolay aklımızda tutabilir ve edebiyat dersinde başarılı olabiliriz. Özge Tok : 11.sınıfta edebiyat ve toplumsal yaşam arasındaki ilişkiyi, Tanzimat ve Servet-i Fünun Edebiyatı özellikleri çerçevesinde değerlendirdik. Özellikle bu dönemde yazılmış ‘’Sergüzeşt’’ romanını okuyarak birinci elden dönemin özelliklerini tanıma olanağı bulduk. Sınava hazırlık sürecine yoğunlaştığımız bu yılda hem edebiyat bilgilerimizi sağlam temeller üzerine oturttuk hem de okuma dağarcığımıza yeni kitaplar ekledik. Yapamadığımız ve ikinci dönem yapmayı planladığımız edebiyat dersi etkinlikleri içinde bir tiyatro oyununu izlemek var. En yakın zamanda Devlet Tiyatrolarında oynayan bir tiyatro oyununu izleyeceğiz. M. T. : Türkçe branşı hayatımızın nerelerinde vardır? Nerelerde kullanılıyor? M. T. : Öğrencilerin edebiyat dersinde başarılı olması için yapması gerekenler nelerdir? Ö. T. : Edebiyat dersi; bilgi, kültür ve yorum dersidir. Bilgi ile yorumu birleştirdiğimiz, günlük yaşamla bağını koparmadan edebiyat dersini yaşamımıza aldığımız sürece başarılı olacağız. Örneğin, şair ve yazarların özelliklerini, yapıtlarını aklımızda tutmak için onların özel yaşamlarına dair bilgiler bulabiliriz, yakın çevremizden insanlara benzeterek hafızamızda tutmaya çalışabiliriz. Görsel hafıza yöntemi ile renkli kalemler kullanarak, şe- Ö. T. : ‘’Dil, düşüncenin yansımasıdır.’’ Düşündüğümüz sürece dilimizi kullanıyor, dilimizi kullandığımız sürece düşünüyoruz. Bütün edebiyat yapıtları insanı, hayatı daha anlamlı ve yaşanır kılma adına bize pek çok şey sunar. Türkçemizin en güzel, en etkili yanı edebiyat yapıtlarıyla can bulur. Düş ve düşünce dünyamızı zenginleştirir. Ek olarak iletişim becerilerimizi geliştirerek hayatımızı kolaylaştırır. M. T. : Branşınızdaki bilgilerimiz olmasaydı hayat daha kolay olur muydu? Ya da çok zor mu olurdu? Bu branş neden vazgeçilmezdir? Ö. T. : Bir önceki soruda yanıt verdiğimiz gibi, doğru dil kullanımı sosyal yaşamda bize pek çok kolaylık sağlar. Eğer Türkçe-edebiyat dersleri olmasaydı, düşünce üretemez, sağlıklı iletişim kuramazdık. M. T. : 2. dönem için 11. sınıf edebiyat derslerinde neler yapacağız? Ö. T. : Milli Edebiyat Dönemi'ni ve yazarlarını yakından tanıyacağız. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun ‘’Kiralık Konak’’ ve günümüz yazarlarından 26 Zülfü Livaneli’nin ‘’Leyla’nın Evi’’ adlı yapıtlarını ‘’OKUYORUM’’ çalışmaları kapsamında okuyup, değerlendireceğiz. M. T. : Sizce branşınızın en eğlenceli yönü nedir? Ö. T. : Edebiyat branşının en eğlenceli yönü, her zaman sözcüklerle veya olay kurgularıyla bir oyun yaratabilmektir. M. T. : Sizce branşınızın en sıkıcı yönü nedir? Ö. T. : Eğer günlük hayatla ilişki kuramazsanız, edebiyat sizi geçmişin girdabına çeker. Kendini yeniliğe kapatan, sıkıcı bir dünyanın içine hapseder. M. T. : Branşınızın en zor konusu nedir? Ö. T. : Zor konu diye bir şey yoktur. Yeterince çalışmayan, konuyu önemsemeyen öğrenci vardır. M. T. : Branşınızın en kolay konusu nedir? Ö. T. : Konuştuğun, düşündüğün dilin farkında olursan hiçbir konu zor değildir. Hatta bütün konular oldukça basit ve kolaydır. REHBERLİK BİRİMİ BUGÜNÜN KÜÇÜKLERİ YARININ SAĞLIKLI YETİŞKİNLERİ olmaları, bu çocukların özgüvenlerini de destekler. Duygularını ifade edebilen çocuklar yaşamlarının ilerleyen yıllarında sıkça ihtiyaç duyacakları yardım isteme becerilerini de geliştirirler. Kendilerini doğru ifade edemeyen, duygularını paylaşmayan çocuklarda bu kendini anlatamama hali bir süre sonra içe kapanma, parmak emme, alt ıslatma, kendine güvensizlik, saldırganlık gibi bazı davranış bozuklukları olarak ortaya çıkabilmektedir. Kendini ve duygularını ifade edemeyen çocuklara bunu öğretmek gerekmektedir. Sevgi, disiplin ve özgürlük ailede kazanılır. Çocuk sevgi ve disiplini, birbiri ile uyuşan ve anlaşan anne ve babadan edinirse en sağlıklı yolda gelişir. Bu gereksinimlerin düzenli olarak doyurulması çocukta güven duygusu yaratır. Çocuklarımızın özgüven gelişimini desteklemede onları koşulsuz olarak sevdiğimizi hissettirmek, her alandaÇocuk, yaşamın ilk yıllarından itibaren çevresindeki ki becerilerinin gelişimi için fırsat vermek, aşırı korumacı yetişkinlerle birlikte zihninde duygusal bir hafıza oluşturur. veya aşırı mükemmeliyetçi tutumlar sergilememek, olum- Bu hafızada, çocuğun ilk deneyimlerinden itibaren yaşadı- lu bir dil kullanarak eleştirilerinizi onun kişiliğine değil dav- ğı duygu anları kaydedilir. Çocuğun yaşamının sonraki yıl- ranışlarına yönelik yapmak, yaşına uygun sorumluluklar larında düşüncelerine ve davranışlarına temel oluşturacak almasına ve seçim yapmasına imkân vermek, yaşına ve bu duygusal kayıtlar onun yaşamında aldığı pek çok se- yeteneğine uygun bir alanla uğraşmasına izin vermek et- çimin temellerini oluşturur. Anne babalar çocuklarıyla bir- kili olacaktır. likte olmaya başladığı ilk doğum anı ile birlikte bu önem- Mutlu ve sağlıklı yetişkinler için en önemli gereklilik; li duygusal hafızaya katkıda bulunmaya başlarlar. Bu kat- gereksinimlerin uygun bir şekilde karşılandığı ve kuralla- kı bazı bireylerde yaşamın sonraki yılları için kıymetli be- rın gerektiği şekilde öğretildiği ebeveyn tutumlarına sahip cerilere ve yeteneklere dönüşürken bazı bireylerde de ya- bir çocukluk geçirmektir. şamın sonraki yılları adına büyük sorun tohumları olarak çocukların yüreklerine ve zihinlerine yerleşir. Sonuçta bu Psi. Mine GENÇER katkılar bir araya gelerek bireylerin duygusal zekâ düzeylerini belirler. İlköğretim I. Kademe Rehberlik Birimi Kendisine güvenen ve özsaygısı olan çocuk, kendi sınırlarını, güçlü ve güçsüz yanlarını bilen, yapabildiklerinin ve yapamadıklarının farkında olan, bu yanlarıyla da mutlu olan ve kendini yeterli hisseden çocuktur. Duygusal zekâsı yüksek çocuklar, diğer insanları olduğu gibi kabul edip onları dinleyip anladıkları için sevilirler ve arkadaşlık ilişkileri daha güçlü olur. Duygularını ifade edebilen, kendilerini doğru bir biçimde karşısındakine anlatabilen çocuklar güçlü iletişim becerilerine de sahip olurlar. İnsanlarla sağlıklı iletişim kuruyor 27 MODERN FOREIGN LANGUAGE İNGİLİZCE Birinci sınıflarda yeni kitabımızın kahramanlarını ile flashcard oyunlarıyla öğrendiğimiz karakterleri tanıttık. Daha sonra Play doh ile yeni karakterlerimizi oluşturarak ‘ My favourite character is…….’ yapısını kullandık ve çok eğlendik. 3. sınıflarımızda “half” (yarım) ve “a quarter” (çeyrek) kalıplarıyla İngilizcenin farklı bir yüzüyle karşılaştık. Hem matematik hem İngilizce bütünleşince öğrencilerimizi birazcık şaşırttı. Fakat biz bunu yaparken çok eğlendik çünkü kendi taraftarlarımızı yarattık. Yaratırken yarısı ne giyiyor, çeyreği nelere sahip, kaç tanesi kız, kaç tanesi erkek, kısacası projemizin her şeyini kendimiz belirledik. Öğrencilerimiz Doğa ve Laçin'in resim ve yazılarını sizinle paylaşıyoruz. Yesterday I went to the beach with my mum and dad. The weather was very sunny. I was with my best friend but she left. I was very happy. I saw lots of starfish. The sand was very hot. I saw somebody swimming and I saw a boat. The boat was brown and the sail was red. I was wearing a red dress. I had a hamburger for lunch. It was very good. I saw a crab, too but then it went into the water. I saw a jellyfish in the water. I was very scared. There were lots of birds and that was my great day. Yesterday, I was on the beach. It was sunny but windy. My dad was fishing and I was swimming. It was a great fun. I saw lots of fish and jellyfish. They wew very colourful. The crab walked on the sand. It was red and it was sweet. There was one starfish on the beach. It was pink. There were lots of shells. That day was a great day. By Laçin TURGUT 4-B By Ayşe Doğa ÖREN 4-B 28 MODERN FOREIGN LANGUAGE ALMANCA - FRANSIZCA 8. sınıf öğrencilerimiz, ‘Kommst du mit?’ (Benimle gelir misin?) ünitesi devamında rol kartlarıyla yapılan diyalog çalışmasını, öğrencilerimiz hazırladılar. Hazırladıkları diyalogları yazılı ürüne bağlı kalmadan canlandırabilecek şekilde çalıştılar. Entonasyona, soru ve düz cümleleri doğru ifade etmeye çalışarak sınıfta diğer gruplara canlandırdılar. Canlandırmalar kameraya çekildi. Ardından her grubun performansı videodan izlendi. Öğrencilerimiz azimli ve meraklı çalışmalarına eğlenceyi de katarak çok verimli bir dersi daha sonlandırdılar. 4. sınıflarımızla Fransa deyince aklımıza gelen görsel imgeleri resimlere dökerek keyifli bir çalışma yaptık. Konularımız ilerledikçe, kültürünü, müziğini, sanatını, mimarisini tanıdıkça ülke hakkında hepimizin aklında daha net kavramlar oluştu. Bunların yanı sıra hayal gücümüzü de yanımızı alınca işte bu güzel resimler ortaya çıktı. Fransa deyince ilk aklımıza gelen şey Eiffel kulesi, resimlerimizde ön plandadır. Bu çalışma sonunda edindiğimiz bilgileri resmederek öğrendiklerimiz daha kalıcı hale getirip pekiştirme fırsatı bulmuş olduk. 5. sınıf öğrencilerimiz ile meslekler konusu üzerine çalışırken “İleride ne olmak istiyorsun?” sorusundan yola çıkarak bunu hem sözlü hem de resim yoluyla anlatmalarını istedik. Öğrencilerimiz olmak istedikleri, hayalini kurdukları mesleklerden ikişer tanesini seçtiler ve grup çalışması yaparak “Astranot”tan başlayan ve “Çizgi Film Animatörlüğü”ne uzanan geniş bir yelpazede istedikleri meslekleri resimleyip ileride ne olmak istediklerini yazdılar. (Plus tard je veux être….) Yapılan çalışmalar da sınıf panosunda sergilendi. 29 GÖRSEL SANATLAR FOTOĞRAF SERGİSİ AFSAD ve Mamak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile hazırlanan “İklim İçin Kareler” sergisi 10 Şubat 2012 tarihinde Özel Nesibe Aydın Okulları ile buluştu. İklim değişikliklerini ve olumsuzluklarını konu alan fotoğraflar büyük bir ilgi ile karşılandı. Fotoğraf çekimleri Türkiye ve dünyanın dört bir tarafından çekilen görüntülerden oluşmaktadır. AFSAD sanatçılarına duyarlılıklarından dolayı teşekkür eder, hepinizin fotoğraf çekmenin hazzına ulaşmanızı dileriz. 30 GÖRSEL SANATLAR PORTRE, konusu insan olan resim Fiziksel portre, tanıtılmak istenen kimsenin dış görünüşünün; yüzünün, boyunun, giyinişinin, hareketlerinin tasviridir. Tinsel yani ruhsal portre; tanıtılmak istenen kimsenin iç âleminin, fikirlerinin, duygularının, zevklerinin, alışkanlıklarının, meziyetlerinin, kusurlarının, kısaca karakterinin tasviridir. Başarılı bir portre için dış özelliklerle birlikte ruhsal hâl de yansıtılmalıdır. Portrenin belli başlı özellikleri kalın çizgileriyle ortaya çıkarılmalıdır. Portresi çizilen şahıs, ne derece canlı olur, üzerimizde ne derece gerçek etkisini bırakırsa potre o derece başarıya ulaşmıştır. Unutmayalım ki portresi yapılan kimsenin karakterini belirten sözlerine de yer vermek portreye ayrı bir özellik kazandırır. İlkini gerçekleştirdiğimiz öğrenci öğretmen çalışmalarını bu ay portrelerden oluşturduk. Bütün kademelerden öğrencilerimizin katıldığı izle-öğren yöntemini ünlü ustaların portre anlatımı ile gerçekleştirdik. Yaratıcılıklarını konuşturan öğrenciler bizlere ilham kaynağı oldular ve bizler de portrelerimizi tamamladık. Onlar artık portre çizmeyi biliyorlar, ya siz? Sanat dolu günler dilerim. Esra YÜCEL SALKIN Görsel Sanatlar Zümre Başkanı 31 BEDEN EĞİTİMİ NE YAPTIK? NELER YAPACAĞIZ? Senenin başında yönetim tarafından belirlenen hedefler doğrultusunda basketbol, yüzme, voleybol, futbol, masa tenisi gibi temel branşların her kategorisinde (küçük, yıldız, genç) kız ve erkek takımları oluşturulmuş, bunlara ek olarak halk oyunları ekiplerimizin yanında taekwondo, badminton branşlarında da çalışmalara başlanmıştır. Yine belirlenen doğrultuda öğrencilerimizin büyük bir çoğunluğu okul takımlarında yer alarak spor yapmaya başlamışlardır. Okul takımlarımız müsabakalara devam etmektedir. Bi- Takımlarımızın müsabakalarının sona ermesi ve hava ten turnuvalarda çeşitli başarılar kazanılmış olup takım- şartlarının düzelmesi ile okulumuzda çeşitli branşlarda larımız okulumuzu centilmence temsil etmiştir. Devam öğrenciler ve sınıflar arası yakan top, masa tenisi, fut- eden müsabakalar sonucunda Ankara'da dereceye gi- bol, basketbol turnuvaları düzenlenecektir. Bu sayede ren takımlarımız okulumuzu üst gruplarda temsil etme- öğrencilerimizin spor bilincini kazanmaları, rekabet or- ye devam edeceklerdir. tamını yaşamaları, takım ruhunu ve dayanışmayı öğ- Milli bayramlar, törenler ve özel günler okulumuza yakışır programlarla kutlanmış ikinci dönemde kutlanacak renmeleri hedeflenerek aynı zamanda da boş zamanları iyi değerlendirip deşarj olmaları sağlanacaktır. olan milli bayram ve özel günlerin hazırlıkları da hızlı bir şekilde devam etmektedir. Uluslararası arenada okulu- Tolga ADIGÜZEL muzu temsil edecek olan yüzme ve halk oyunları branş- Beden Eğitimi Zümre Başkanı larındaki ekiplerimiz çalışmalarını aralıksız sürdürmektedir. 32 PROJELERİMİZ 4. sınıflarımız ile el birliğiyle 14 Şubat’ın bizler için olan önemini, duvarımıza içimizden gelenleri yazarak yansıtmaya çalıştık. İnsan, doğa, aile, arkadaş, hayvan sevgisi temalı yazılarımızla “kalbimizden” geçenleri sizlerle paylaşıyoruz. Love is the best food source for animals – Teoman Veske So lucky to have great family – Zeynep Bilen I love my dog – Kaan Yüzbaşıoğlu All you need is love, I love my family – İpek Aslan Love is when your puppy licks your face – Elif Seçgin CafE Mama 6. sınıflarımızın konularından biri olan “A Restaurant Menu” konusu kapsamında okulumuz orta atriumunda bir cafe açtık. “Café Mama” tenteleriyle, bistro masalarıyla, yiyecek ve içecek barlarıyla, pırıl pırıl garson kıyafetleriyle servis veren öğrencileriyle gerçek bir cafeyi aratmadı. Öğrencilerimiz cafelerini balonlarla ve çiçeklerle süslediler. Öğrencilerimiz “Her Okul Özeldir” projesine fon sağlamak amacıyla gün boyu İngilizce servis ve satış yaptılar. Bu etkinlik sayesinde iletişim becerilerini geliştirip, takım çalışmasının önemini kavradılar ve günlük hayatta İngilizce kullanmanın ne kadar gerekli olduğunu bir kere daha anlayıp keyifli, verimli ve üretken bir gün geçirdiler. Sosyal Sorumluluk bilinci gelişmiş, yabancı dili etkin kullanan öğrenciler yetiştirmeyi hedefleyen Nesibe Aydın Okulları yönetimi ve çalışanları öğrencilerimizin etkinliğine inanılmaz destek verdiler. Yoğun programlarına rağmen velilerimiz de kolları sıvadı ve mutfağa girdi. Birbirinden lezzetli yiyecekler hazırlayıp satış için hazırladılar. Bizlerden desteğini hiçbir zaman esirgemeyen velilerimize de ayrıca çok teşekkür ederiz. Hepinizin ellerinize sağlık. Daha nice keyifli ve eğitici aktivitelerde bir araya gelmek dileğiyle. 6/E Öğrencileri ve İngilizce Öğretmeni Esra KAYNAK Special Tours on Valentine's Day Sevgililer Gününe Özel Turlar Özel Nesibe Aydın Anadolu Lisesi, 9. sınıf B1 seviye İngilizce sınıfı öğrencileri “Special Tours on Valentine’s Day – Sevgililer Gününe Özel Turlar” konseptli bir proje yaptılar. Bu proje çalışmalarını da beş ayrı grup hâlinde, 15.02.2012 tarihinde lise atrium alanında arkadaşlarına ve öğretmenlerine inter aktif bir şekilde sundular. Bu proje sunumu ile birlikte öğrencilerimiz, İngilizce sunum yeteneklerini ve tanıtımını yaptıkları ülke ile ilgili hedef dilde bilgi verebilme becerilerini geliştirmiş oldular. Öğrencilerimize, emeklerinden dolayı teşekkürlerimizi sunuyoruz. Gülseren KÖKSAL İngilizce Öğretmeni 33 PROJELERİMİZ Arkadaşlar yemekhaneye girerken sol tarafta “Kaç saniyede resimdekilerden birini tamamlayabilirsin?” sorusu dikkatinizi çekti mi? “Cube de France” isimli projemizin amacı sizlere dünyada en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri olan Paris’in altı ünlü mekânını daha yakından tanıtmak. Böylece hem eğlenerek öğrenmiş hem kültürel olarak kendimizi geliştirmiş hem de Paris’i ziyaret etme fırsatımız olduğunda daha keyifli bir gezi geçirmiş olacağız. Henüz küplerle nasıl oynandığını bilmeyen arkadaşlara açıklamak gerekirse, altı yüzü olan bir küpün her yüzünde altı ünlü mekânın resimlerinden farklı parçalar bulunmaktadır. Sizden istediğimiz dokuz küpün doğru yüzünü bir araya getirerek ünlü mekânların resimlerinden birini en hızlı şekilde tamamlamanız. Resimleri bulunan mekânlara gelince; Le Musée du Louvre L’Arc de Triomphe Charles de Gaulle Meydanı'nın tam ortasında bulunan Arc de Triomphe (Zafer Anıtı), Napolyon Savaşları döneminde Fransa adına savaşan askerler anısına yapılmışParis'in en çok ziyaret edilen yerlerinden birisi olan tır. Dizaynı 1806 yılında Jean Chalgrin tarafından yapılan Louvre Müzesi, dünyanın da en büyük ve ünlü müzele- anıt 51 metre yüksekliğindeki sütunlar üzerinde durmak- rindendir. Önceleri kraliyete ait olan bu yapı, dünyanın en tadır ve 45 metre genişliğindedir. İç duvarlarının üzerinde ünlü ve değerli sanat eserlerine de ev sahipliği yapmakta- 558 Fransız generalinin isimleri yazmaktadır. Bunlardan dır. Leonardo Da Vinci'nin Mona Lisa'sı bu müzede bulun- savaşta ölenlerinin adlarının altı çizilmiştir. Dört ana sütu- maktadır. 2006 yılında 8.3 milyon ziyaretçi sayısıyla dün- nun kısa taraflarında Napolyon savaşları boyunca yaşa- yanın en çok ziyaret edilen sanat müzesi olmuştur. nan en büyük muharebelerin adları yazmaktadır. 34 PROJELERİMİZ La Tour Eiffel La Cathédrale Notre Dame de Paris Eyfel Kulesi, dünyanın en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden birisidir. Paris'in sembolü olan Eyfel Kulesi, 1887 ve 1889 yılları arasında Fransız Devrimi'nin yüzüncü yıl kutlamaları anısına Dünya Fuarı için yapılmıştır. Fransa'da bulunan dünyaca ünlü bir katedraldir. Kule ismini, tasarımını yapan Gustave Eiffel'den almıştır. Paris'in diğer tüm önemli yapıları gibi Seine Nehri'nin kı- 300 işçinin bir araya getirdiği 18,038 parça demirden oluş- yısında bulunur. Turistler açısından popüler bir yer olma- turulan kule, iki buçuk milyon perçinle birleştirilmiştir. Ey- sının yanı sıra, Paris başpiskoposluğuna ev sahipliği ya- fel Kulesi, yapımından bu yana kendisini ziyaret eden iki- par. 19. yy başlarında Paris şehir planlamacıları katedra- yüz milyondan fazla insanla, dünyanın yılda en çok ziyaret lin bakımsızlığından ötürü katedrali yıktırmak istemişler- edilen paralı anıtıdır. 24 metre yüksekliğindeki televizyon dir. Ünlü Fransız yazar Victor Hugo, halkın ilgisini çekmek anteni ile birlikte kulenin yüksekliği 324 metredir. için Notre Dame'ın Kamburu adlı romanını yazmıştır. Roman, katedralin kurtarılması için kampanya başlatılması- La Géode nı sağlayarak katedralin yenilenmesinde büyük rol oynamıştır. Ayrıca roman müzikale dönüştürülmüştür. Müzikalin ismi de Notre Dame de Paris'tir. La Basilique du Sacré-Cœur 1985’te mimar Adrien Fainsilber tarafından gerçekleştirilen bu proje sonucunda ortaya 1000 metrekarelik bir ekranla, 36 metre çaplı bir çelik küre çıkmıştır. Bu kürede salıdan pazara her gün sabah 10:30 ile 20:30 seanslarında, birer saatlik, üç boyutlu filmler gösteriliyor. Filmle- Sacré Couer Kilisesi, Montmartre Tepesi üzerinde bu- rin, kasklar sayesinde orijinal sesleriyle de dinlenebildiği lunan Paris’in en güzel yapılarından birisidir. Kilise Mont- sinema, büyükler kadar küçüklerin de ilgisini çekiyor. İşin martre Tepesi’nin en üst noktasında bulunuyor. Böylece hikayesine gelince: 6433 tane çelik üçgenden oluşan La Sacre Coeur Kilisesi Paris’in en rakımı yüksek noktasıdır. Geode’un yapım aşamasında bir hayli güçlükler yaşan- Kilise 1874 yılında Fransa-Prusya Savaşı hayatlarını kay- mış. Nasıl yaşanmasın ki! Söylenene göre milimetrenin beden Fransızlar’a ithafen yapılmıştır. Kubbeleri nedeniy- onda biri kadar hata yapmanız durumunda, çelik üçgen le camiye benzeyen kilise tanımıyla anılır ve hafızalarda parçaların birleştirilmesi mümkün değilmiş. yer edinir. 35 CAM USTASI ETKİNLİKLERİMİZ alıyorduk. Yine aynı şekilde kumun cama, camın da hangi süreçlerden geçerek bu şekillere ulaştığını izleme fırsatı buluyorlardı. Yok olmaya yüz tutmuş olan sanatları öğrencilerimizin daha yakından tanıması ve geleceğe taşınması için neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz? Burada bir kulüp adı altında bir şeyler yapılabilir belki. Ama şu anda bakanlıkla da istişare içinde bulunduğumuz, herkesin kolay gelip ziyaret edebileceği giriş ücreti olmayan bir tarafta Türk Hava Kurumu’nun bir tarafta Mehmetçik kumbarasının olduğu, hem bu vakıflara destek sağlayıp hem de cam sanatını izleyebilecekleri bir yer planlamaktayız. Umarım yakın zamanda uygulamaya geçer. Yaklaşık bir haftadır bizimlesiniz, okulumuzu, öğrencilerimizi tanıma fırsatı buldunuz. Sanatçı gözüyle baktığınızda görsel anlamda okulumuzu nasıl değerlendirdiniz? Okulumuzda bir hafta süresinde cam üfleme sanatının inceliklerini bizlerle paylaşan Devlet Sanatçısı Harun Veysel Gümüş ile kısa bir röportaj gerçekleştirdik. İşim gereği birçok okul geziyorum takdir edersiniz ki gittiğiniz her okulda gözlem yapma şansına sahipsiniz. Sizin giriş kısmınızdaki atrium tam bir sanat sokağı. Orda birçok resim, fotoğraf, ebru, tezhip sanatçısını getirip ağırlayabilirsiniz. Gerçekten çok güzel bir okul. Okulun güzelliği yanında sizlerin samimiyeti de çok önemli. Emin olun ki bundan sonra gittiğim okullarda Nesibe Aydın Okulları’nı örnek olarak sunacağım. Hoşgeldiniz, bize ilk olarak bu sanatla ne zaman, nasıl tanıştığınızdan bahseder misiniz? Ben cam üfleme sanatıyla ilkokul 3. sınıfta tanıştım. 3. sınıf ile 7. sınıf arasındaki süreçte bu işin temel eğitimini Cafer Tercan isminde bir beyefendiden aldım. Maddi imkansızlıklardan dolayı 1978 yılında okulu bıraktım. O zamandan beri de bu işi icra ediyorum. Öğrencilerimiz için ne gibi tavsiyeleriniz olabilir? Kesinlikle severek yapacağınız işte karar kılın. Bir işi ne kadar severek yaparsanız o kadar başarılı olursunuz. O yüzden sadece para kazanmak için yapılan işleri onaylamıyorum. Okumak çok önemli ama aynı zamanda sanatın bir tarafıyla ilgilenmiş olmaları kesinlikle şart. Sizin okulunuzun ayrıca sanat akademisinin olması çok büyük bir artı. Okulunuzu bu açıdan da tebrik ederim. Neden cam üfleme ile ilgili bir iş seçtiniz? O tarihlerde benim evimin çok yakınında bu işin yapıldığı bir atölye vardı. Bu işe çok meraklıydım zaten. Vitrinin önünden geçerken ustaların bu işi yaptığını izlemek beni çok keyiflendiriyordu. Bir gün yine ordan geçerken Cafer Bey çağırdı. “Gel bakalım sen galiba burada çalışmayı çok istiyorsun, artık burası senin iş yerin” dediğinde çok mutlu oldum. İlkokul 3. sınıfa giden bir çocuk için çok önemli bir şeydi bu. Bir hafta boyunca bizimle olup emeğinizi ve sanatınızı paylaştığınız için tekrar teşekkür ederiz. Benim için bir keyifti, başta sanat koordinatörü Bora Hoca olmak üzere herkese teşekkürler. Ne zamandan beri bu sanatınızı insanlarla paylaşıyorsunuz? Yaklaşık 13 yıldır tatil beldelerinde bu işi yapıyorum. Son 5-6 yıldır da iddia ediyorum ki cam üfleme sanatını Türkiye’de okullara uygulamalı olarak taşıyan ilk ve tek insanım. Bu işi profesyonel anlamda 1993 yılında Cafer Tercan la birlikte Almanya Stuttgar’da birlikte kurduk. Orda insanlar bu eserleri görmek için her girişte 5 euro gibi bir miktar ödüyorlar. Yine 40 dk lık seanslara sınıfları 36 YAZARLARIMIZ YARIYIL TATİLİNDE OKUNAN KİTAPLAR "Kızıl Sakalın Hazinesi" adlı kitabı okuyan öğrencilerimizin yorumları; 2. SINIFLAR ÇİLEKLİ DONDURMA Sevim AK Barbaros gerçekten etkileyici bir kitap. O kitabı sonuna kadar okumalısınız çünkü sonunuda ulaştığı hazine çok değerli. Belki başlarda sıkılsanızda sonradan alışıyorsunuz. Bu kitabı eğer ileride korsan, kaptan olma gibi bir hayaliniz varsa daha zevkli okursunuz... 3. SINIFLAR LA FONTEN MASALLARI Tarık DURSUN Bora ÜÇPINAR / 6–B Kitabı çok beğendim ve etkilendim. Kitabı elimden düşürmeden okudum. Sürükleyici ve macera dolu bir eserdi. En çok odaya gittikleri bölümleri beğendim. Herkese önerebileceğim bir kitap. 4. SINIFLAR EZOP MASALLARI Tarık DURSUN Ceyda KARANFİL / 6–A Ben "Kızıl Sakalın Hazinesi Barbarossa"'yı çok beğendim; çünkü benim sevdiğim gibi macera dolu bir ve çok merak uyandıran bir kitaptı. Ben bu hikayede kaptanın yerinde olmak isterdim; çünkü her şeye çok hakim ve 5. SINIFLAR LOLLİPOP Christine NÖSTLINGER neşeli bir kaptandı. (Kaptanın adı hikayede geçiyor.) Zeynep Naz KARAOSMANOĞLU / 6–A Andre o gemiye ait olmadığını bildiği halde o gemide yaşamının sürdürmeye devam ediyordu. Andre'nin Geçmişini hatırlamaması beni hayal kırıklığına uğrattı. Belki de 6. SINIFLAR KIZIL SAKALIN HAZİNESİ Mehmet Atılgan ASLAN geçmişini hatırlasaydı, o gemide hiç olmayacaktı. Ekin KAYA / 6–A Ben Barbarossa kitabını çok beğendim içindeki karakteleri de cesaretli bir karakter oldukları için çok beğendim ve ben de cesur bir insan olmak istedim. Son bölümde- 8. SINIFLAR FARELER VE İNSANLAR John STEINBECK ki kaptanın ne öldüğünü ne de kayıp olduğunu söylemediği için biraz üzüldüm ve öğretmenlerimize teşekkürlerimi iletiyorum. Sadık Emre ŞENTÜRK / 6–A 37 YAZARLARIMIZ "Lollipop" adlı kitabı okuyan öğrencilerimizin yorumları; Bence çok güzel bir kitaptı, çünkü çok maceralı ve okudukça okuyasını getiren bir kitaptı. Okuyunca içinde birşeyler katan bir kitaptı. Kitapta Dimitri olmak isterdim. Bence kitap gayet maceralıydı. Aslında ben Kaptan Ayn- Bence Lollipop çok güzel bir karakter Lollipop'un yerinde olmak isterdim. Ama bazen ona üzüldüm. Bazen ona kızdım. Bazen de onun adına çok sevindim. Lollipop karakterinin sevdiği kız var: Eveline. Lollipop'a istediği her şeyi yaptırmaya çalışıyor. Bu çok yanlış bir davranış. Ama kitabı çok sevdim. Zaten benim en sevdiğim yazar Christine Nöstlinger berk öldüğünde onu 2. kaptan Samaras'ın öldürdüğünü Elif Naz ARIKAN / 5–B Çünkü çok cesur ve çevik bir insan. Kıvanç DERİN / 6–A sanmıştım; ama Kaptan Aynberk'i öldüren başka biriymiş. Bu kitabın ana karakterinin adı Lollipop. Lollipop çok eğlenceli ve çok komik bir karakter. Başı sıkışınca hemen yeşil şekerini şeffaflaşıncaya kadar yiyip problemleri çözmeye çalışıyor. Bence bu kitap çok eğlenceliydi. Yazarı yani Christine Nöstlinger çok yaratıcı biri. Bu kitabı herkese öneririm. Bir de hazinenin kitaplar olması ilgimi çekmişti. Bahadır ÜNAL / 6–A "Kızıl Sakalın Hazinesi Barbarossa" kitabı beni çok etkile- Aydeniz UZUN / 5–B di. Eğlence, macera, aksiyon hepsi bu kitabın içinde var- Güzel bir kitaptı ancak ana karakterin yerinde olmak istemezdim. Çünkü bence Lollipop'un üstüne çok gidiliyor. Ama yine de kitabı sevdim. dı. Bu kitapta Kızıl sakalın hazinesini, zor yollarda arayıp sonunda buluyorlar. Buğra KILIÇASLAN / 6–B Cem GÖREN / 5–B BİLİM KURULU Eğitim ve Gelecek Dergisi (Journal of Education and Future-JEF) yayın hayatına başladı Nesibe Aydın Eğitim Kurumları tarafından yayımlanan Dergisi, Ocak ve Temmuz aylarında olmak üzere yılda iki uluslararası, bilimsel ve hakemli bir eğitim dergisi olan kere yayımlanacaktır. “Eğitim ve Gelecek Dergisi” (Journal of Education and Eğitim ve Gelecek Dergisi, ülkemizdeki bilimsel çalışma- Future-JEF) ilk sayısı ile yayın hayatına başlamıştır. lar arenasında uluslararası akademik bir dergi olarak yeri- Eğitim ve Gelecek Dergisi, günümüzde her alandaki ge- ni almıştır. Eğitim ve Gelecek Dergisi’nin yayımlanmasın- lişmeler ışığında gelecekteki eğitimin niteliğinin artma- da emeği geçen kişilere teşekkür ederiz. Eğitim ve Gele- sına ve bilgi üretimine katkı sağlamayı amaçlamaktadır. cek Dergisi’nin, ilk sayıdan itibaren okuyucu, yazar ve ha- Bu amaç doğrultusunda Eğitim ve Gelecek Dergisi eği- kemleriyle bir bütün olarak eğitimin niteliğinin artmasını ve tim bilimleri, okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim, lisans, bilgi üretimine katkı sağlamasını ümit ediyoruz. lisansüstü eğitimin tüm alanları ile ilgili deneysel, nicel, ni- Eğitim ve Gelecek Dergisi e-posta adresi: http://www.jef. tel, çeviri ya da derleme türünde gerçekleştirilmiş, özgün nesibeaydin.k12.tr araştırma ve uygulamalara dayalı yazıların yayımlandığı akademik bir dergidir. Dergimizin ilk sayısından itibaren uluslararası nitelik taşımasına özen gösterilmiş ve disip- Doç. Dr. Erten GÖKÇE linlerarası bir yaklaşım esas alınmıştır. Eğitim ve Gelecek 38 ŞAİRLERİMİZ CAN İLE EYLÜL Okulda tanışmışlardı Can ile Eylül Okul bahçesinde başlamıştı aşkları, Zamanla gelişti duyguları, Yaz tatilinde büyüdü tutkuları, Can için dünya Eylül ve yelkeniydi, Eylül de tutukuluydu Can'a, Aşkın girdabına kapıldılar birlikte, Gel-gitler ve aileler girdi araya, Eylül ve Can kavuşabilecekler mi? Aslı ile Kerem, Ferhat ile Şirin gibi? UMUTSUZLUK OKUMAK Bakıyordu, Ne güzeldir okumak, Simsiyah gökteki küçük, beyaz buluta Rahatlatır insanı. Ama göremiyordu. Gidiyordu, Ama yol bitmiyordu. İçini açar insanın, Huzursuzluğunu giderir. Biliyordu, Ama inanmak istemiyordu. İster macera oku, İster bilim kurgu. Beyaz buluta yenildi sonunda Ne istersen onu, Güçlü siyah göğe Gönlünden geçeni oku. Çünkü bıkmıştı artık; Savaşmaktan, Sertan KAŞIKARA Denemekten, 8/A Sıkkın olduğunda, Sormaktan, Okursun geçer. Korkmaktan, Bıkkın olduğunda, Yenilersin kendini. Gitmişti artık küçük bulut, Kalmıştı artık tek bir soluk Yolun sonuydu: Umutsuzluk. Irmak GÜMÜŞ SAVAŞ 5/B Okumak rahatlatır. Okumak içini açar. Düşünmeyi kolaylaştırır, Dış dünyadan uzaklaştırır. Ağzından çıkan acı sözlerle Umutsuzca yere bakan gözlerle Kitaba dalarsın okurken, Hiç kalkmıyor başı, Maceralar yaşarsın. Anlatıyor savaşı Ne güzeldir okumak, Heyecanlandırır insanı. İnsanlar her yaşta, Savaşıyor savaşta, Kaybedilen canlar, Gözde İLOĞLU Meydanda dökülen kanlar. 6/A Son verelim artık, Savaşa, mutsuzluğa Dudaklar sarkık, Son verelim düşmanlığa, Selin OKTAY 6/C 39 KULÜPLERİMİZDEN HABERLER GO OYNUYORUM. ÇÜNKÜ… 4000 yıllık bir geçmişi olan, şans ögeleri içermeyen bu zeka oyunu 19x19’luk tahtada 181 siyah ve 180 beyaz taşla oynanır. Oyun başlarken tahta boştur. Taşlar, yatay ve dikey çizgilerin kesişim noktalarına konmalıdır. İki oyuncu (siyah ve beyaz) sırayla tahtanın üzerine bir defada bir taş koyarak oynar ve daha fazla puana sahip olmak için tahtada alan elde etmeye çalışırlar. Bir taş bir defa tahtaya konulduktan sonra bir daha hareket ettirilemez, sadece bazı durumlarda taş tahtadan kaldırılabilir. Oynanmakta olan oyun canlı ve heyecan vericidir, her iki oyuncu da pozisyonlarda üstünlük sağlamaya çalışırken bir yandan da çarpışmadan çarpışmaya atlamaktadır. Peki kuralları sadece 1-2 dakikada öğretilebilecek olan bu oyunu diğerlerinden ayıran ve özellikle çocukların Go oynamasını önemli kılan faktörler neler? Go’da oyuncular ilk hamleden itibaren benzersiz estetik bir şekil inşa eder. Gerçekten de kişisel tercihlerin ve ruh hâlinin de rol oynayacağı o kadar çok durum vardır ki bir Go oyununun asla tekrarlanamayacağına inanılır. Çünkü Go oyununda esir alınıp alınmama durumlarına göre 4,5×10397 ya da 9,3×10567 kadar olası oyun vardır. Go’da taşlar arasında sınıf ayrımı ve vezir gibi üstün nitelikli taşlar yoktur. Taşların değeri, bulunduğu bölgenin stratejik önemine bağlıdır. Yanlış yerde yapılan bir hamle, aynı bir kelebek etkisi şeklinde, tüm oyunun kaderini zincirleme değiştirebilir. Tıpkı hayatımızda olduğu gibi. Go bir zerafet oyunudur. Uzakdoğu kültürünün diğer unsurlarında da rastlanabileceği gibi, iyi bir oyuncu oyununa bir sanat eseri, güzel bir yaratı olarak yaklaşır. Kötü bir hamle sadece kaybetmeye yol açacağı için değil; güzelliği, ahengi, yaratıyı, zihinsel akışı, ruhsal dinginliği bozacağı için kötüdür, beyaz bir kağıt üzerindeki siyah leke gibi göze batar bu hamle; çünkü iyi düşünülmemiştir. Benlik hırsa, kibire ya da korkaklığa kapılmıştır. Olasılıklar silsilesinden oluşan evrene tek bir seçenek dayatılmıştır, "gerçek"ten uzaklaşılıp yanılsamalarda kaybolunmuştur. Go oyununun çocuğa vereceği en önemli becerilerden biri çocuğun yoğunlaşabilmesidir (konsantrasyon). Çocuklar oyuna yoğunlaşıyorlar; çünkü oynamaktan zevk alıyorlar. Oynarken akıllarında çeşitli olasılıkların tahtada nasıl gözükeceği, bunları akılda tutarak ve bunların doğuracağı sonuçları çözümleyerek bir sonuca nasıl ulaşabilecekleri zihinlerinde şekilleniyor. Bu işlem sırasında çocuklar zekalarını sonuna kadar kullanırlar. Çocukların zekalarını bu kadar çok kullanırken eğlenecekleri başka bir şey bulmak epey zordur. Yoğunlaşmak öğrenilen bir şeydir. İnsanlar sevdikleri işleri yaparken yoğunlaşmayı öğrenirler. Ancak iki çeşit, etkin ve edilgen yoğunlaşma vardır. Bir çocuk sevdiği bir televizyon programına da yoğunlaşabilir ancak bu edilgen olanıdır. Go oynarken zekayı sonuna kadar kullanmak gerekmektedir. Go oynayan bir çocuğu görürseniz eğer gözleri tahtaya yapışmış gibidir 40 ve başka hiç birşey dikkatini çekemez. Sonuç olarak Go oynayarak geliştirilen yoğunlaşma kabiliyetini hayatın başka alanlarına da taşıyabiliriz. Go oynadıkça saldırmadan gözdağı verebileceğimizi, gücümüzü boşa harcamadan kendimizi koruyabileceğimizi anlarız. "Yerel bir savaşı niye, nasıl, ne zaman kesip daha uzakta bir başkasını başlatmayı, bir durumu bütünlüğü içinde değerlendirmeyi, olanaklı birçok hamle arasından seçim yapmayı, önde mi geride mi olduğunu hesap etmeyi, av mı avcı mı olduğumuzu (Doğrusu çoğu kez aynı anda, aynı yerde hem av hem avcı olunur!) görmeyi, tuzak mı kurmalı tuzaktan mı kaçmalı diye karar vermeyi, kullanma anı gelinceye dek askıda bırakılacak bir gözdağı yaratmayı bilmek gerektiğini" zamanla öğreniriz. Kimi psikologlar Go oynayan çocuklar üstünde birçok deney gerçekleştirmişlerdir. Araştırmalara göre Go'nun stratejisi tüm tahtaya yayılmakta; yani tahtanın bir yerinde olanlar bütün tahtaya yansımaktadır. Genellikle çocukların dünyaya bakışı dardır ve Go öğrendikçe dünyaya daha geniş bakarlar. Sonuç olarak Go'nun bir çocuğun doğuştan gelen kabiliyetlerini en iyi geliştiren yol olduğuna karar verilmiştir. Gökhan KARADAĞ Go Öğretmeni Kaynaklar Cho Chikun -Kisei, Go a Complete Introduction of the Game, Kiseido Publishing, Tokyo, 1997. Cobb, William, The Book of Go, Sterling Publishers, 2002. Elisabeth Papineau, The Game of Go: A Chinese Way of Seeing the World, MSO, 2001 http://www.reiss.demon.co.uk http://www.gookulu.com/ KULÜPLERİMİZDEN HABERLER HALK DANSLARI KULÜBÜ Atatürk'e göre kültür; hayatının bütün alanlarına egemen bir unsurdur. Biz de Atatürk'ün Türk kültürüne, tarihine ve diline verdiği değerden yola çıkarak geçmişine sahip çıkmayan ulusların geleceğinin de olmayacağı fikrini taşıyor ve çalışmalarımızı, halk oyunlarının tüm öğrencilerimiz tarafından tanınması, korunması, tanıtımının yapılması, ulusal ve uluslar arası platformda en üst düzeyde temsil edilmesini sağlamayı hedef, kendi kültürüne sahip çıkan, örf, adet ve göreneklerine duyarlı, kendini doğru ifade edebilen, sosyal, çağdaş, kötü alışkanlıklardan uzak, sağlıklı bir nesil yetiştirmeyi de amaç ediniyoruz. Okulumuzda Potbori, Adıyaman, Üsküp, Karadeniz yörelerinin çalışıldığı dört kulüp ve bu kulüplerde tecrübeli, tecrübesiz 80 dansçı bulunmaktadır. Bu kulüplerimiz yıl sonunda kutlanacak olan milli bayramlar ve törenlerde aynı zamanda "Kültür Ayı"nda düzenlenecek bir gecede danslarını sergileyeceklerdir. Bu grupların yanı sıra okulumuzu önceki yıllarda Yunanistan’da ve İspanya’da temsil eden ve bu yıl da İtalya ve farklı ülkeler de okulumuzu uluslararası platforma taşıyacak olan, toplam 40 dansçının yer aldığı Silifke ve Çiftetelli ekiplerimiz bulunmaktadır. Öğrencilerimizin geçen süreç içerisinde dansçı ruhunu benimsemiş olduklarını ve çizgimizi bozmadan yeni katılan dansçılarla yolumuza devam etmeyi umuyoruz. Sanatı ve sanatçıyı anlamanız dileğiyle… Pınar ALACALI Halk Dansları Öğretmeni 41 İZCİLİK İzcilerimiz Kış Eğitim Kampı'na Gittiler Okulumuz İzcilik ve Dağcılık Kulübü öğrencileri arasından seçilmiş 6 izcimiz ve Doğanay İzci Grubu liderden 7 kişinin katılımı gerçekleştirilen “Kış Eğitim Kampı” 17-19 Şubat 2012 tarihlerinde Bolu-Mengen, Bürnük mevkiinde yapılmıştır. Kamp öncesi izcilerimiz tecrübelerine göre seçilmişler ve 3 hafta boyunca bu kampa hazırlanmışlardır. Söz konusu kampa, Ankara’da yaşayan aynı zamanda Amerikan İzci Teşkilatı (B.S.A.) üyesi olan bir izci ve lideri de katılmıştır. Kamp boyunca, zor hava koşulları, yer yer 1,5 metreye yaklaşan kar yüksekliği ile mücadele eden izci ve liderlerimiz, yoğun bir çaba ile igloo ve kar barınaklarının yapımını bir gün gibi kısa sürede tamamlamışlardır. Kampımıza misafir olan Amerikalı izci, bizim izcilerimiz ile aynı obada yer almıştır. Bu sayede, kamp boyunca sayısız macera paylaşmışlardır. Kampımıza katılan; Tolga Damar, Ege Öz, M.Kutay Keleş, Ege Bal, Kutluhan İslim ve Burakcan Bıçak isimli öğrencilerimizi bir kez daha tebrik etmek isterim. Kampımızın organizasyonu ve koordinesini aksaksız yerine getiren Doğanay İzci Grubu liderlerimize, bizleri her türlü hava koşulunda rahat ve konforlu bir şekilde konaklamamızı sağlayan Kahraman ailesine, izcilerimizin kampa katılmasına izin vererek bizleri destekleyen sayın velilerimize, çalışmalarımıza başladığımız ilk günden itibaren desteğini bizlerden esirgemeyen okulumuzun sayın yönetici ve idarecilerine şükranlarımı sunarım. İzcilik ve Dağcılık Öğretmeni Erem ÖĞÜT 42 EKO OKULLAR SONDAN BAŞA DOĞRU "SUYLA GELEN KÜLTÜR" 1. BÖLÜM Tarih boyunca su, uygarlığın belirleyicisi olmuştur. Modernleşme suyu daha da önemli kıldı. Şöyle ki suyu nı azaltmak zorundayız. Doğal kaynakların kısacası dün- evin içine taşıdı. Hamamlarda yaşanan yıkanma kültü- yamızın milyonlarca insanoğlunu besleyebilmesi, bizim rü konutların banyolarına girdi. Arka bahçedeki ibrikli ab- tüketimi tatminle dengeleyip dengeleyemememize bağlı- destlikler, giriş antresindeki wc’lere dönüştü. Mermerden dır. Kaynak: Alan Durnıng, Ne Kadarı Yeterli (TÜBİTAK- seramiğe, helâ taşından klozete geçildi. Kent sokakları TEMA Yayınları) şehir şebekeleriyle donatıldı. Sarnıçlar su depolarına, çık- Sevgili Eko Tim’de görevli öğrencilerimiz her zamanki gibi rıklar jeneratörlü su pompalarına döndü. görev başındaydılar. İşlemekte olduğumuz “Yaşam Kaynağımız Su ve Su Kirliliği” ile ilgili olarak “Bir Su Damla- Bizler suyun önemini hâlâ anlamamakta ısrar ediyoruz. sının Yolculuğu”nu şiir, öykü ve karikatürlerle anlattılar. Mademki çevre, insanların hem çok az hem de çok fazla Bu sayımızda arkadaşlarınızın yaptıklarından örnekler se- şeye sahip olduklarından zarar görüyor, o zaman akla şu çerek sizlerle paylaşalım, istedik. soru gelir: “NE KADARI YETERLİ?” İstemenin sonunun olmayacağına göre, bizler hem eko sistemlerin gelecek Saygı ve sevgimle... nesillere sağlıklı bir şekilde kalmasını istiyorsak kendimi- Eko Okul Koordinatör Öğretmenleri Adına zi daha kaliteli, çevre ile dost, düşük enerji gerektiren da- Y. Sevengül ÇAPAR yanıklı tüketim mallarına yöneltmek, tatmini boş zamanları değerlendirmede, insan ilişkilerinde ve maddiyata dayalı olmayan diğer alanlarda arayarak kaynak kullanımı- 43 EKO OKULLAR 44 MAKALE OKUMA-YAZMAYA HAZIRLANIYORUM Son evre ise çocukların anne ve babalarıyla birlikte gerçekleştirdikleri faaliyetler aracılığıyla bizzat okuma ve yazmanın desteklendiği bir süreçtir. Bu evrede özellikle büyük resimli, az yazılı çocuk kitaplarından yararlanılarak çocuklardan bu kitapta gördüklerini yorumlayarak anlatmaları istenmektedir. Bazen yetişkin, çocukla birlikte kitap okuyabilir ve sonrasında çocuktan yalnızca kitabın resimlerine bakarak altındaki yazıları tahmin etmesini isteyebilir. Bu aşamada ebeveynlerin sürece aktif katılımı, çocuğun okuma ve yazmaya yönelik hazırlık sürecini desteklemektedir. İkinci dönemin başlamasıyla öğrencilerimizle birlikte yürüttüğümüz okuma-yazmaya hazırlık çalışmalarımız da hız kazanıyor. Bu ayki yazımızda sizlere hem kendi yürüttüğümüz çalışmalardan örnekler sunacak hem de evde öğrencilerimizin okuma-yazmaya hazırlık becerilerini desteklemek üzere yapabileceğiniz çeşitli etkinliklerden söz edeceğiz. Öncelikle sizlere anaokulu çağında bulunan çocukların okuma-yazmaya hazırlık becerilerinden ve okumaya hazırlanırken geçirdikleri evrelerden söz etmek istiyoruz. Yabancı literatürün de savunduğu üzere, günümüzde okuma-yazmaya hazırlık süreci doğumla birlikte başlamakta ve bu beceri kazanılıncaya kadar devam etmektedir. Dolayısıyla 1 ya da 2 yaşındaki bir çocuğun dahi okuma yazma sürecinin bir parçası olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Yaşamın erken dönemlerinden itibaren kitap, gazete ve dergi gibi zengin okuma-yazma araçlarıyla donatılmış bir ortamda yetişen çocuk, bu becerilerinin gelişiminde önemli bir kolaylık sağlayacaktır. Okumaya yönelik ilk beceriler, çocuğun çevresinde yer alan yazılı materyallere ilgi duyması, logo ve işaretleri tanıması, kendi adının yazılışının ve son olarak alfabede yer alan çeşitli sesleri tanımlamaya başlaması ile ortaya çıkmaktadır. Bunların yanı sıra çocuklar okur-yazarlığa ilişkin deneyimlerini çevrelerindeki yetişkinleri gözlemleyerek geliştirirler. Anaokulu, çocuğa okuma-yazmayı öğretmese dahi okuma yazmanın öncülü olan pek çok beceriyi çocuğa kazandırmakta önemli bir işleve sahiptir. Temel kavramların öğrenilmesinin yanı sıra, çizme, boyama, kesme gibi ince motor beceri gerektiren pek çok faaliyet aracılığıyla el becerilerinin gelişimini; dinleme, konuşma gibi etkinliklerle ifade ve dil becerilerini desteklemektedir. Yazma becerisi ile ilgili olarak çocuğun çizimindeki değişimler, çocuğun ince motor becerisinin yanı sıra sinir sisteminin olgunlaşmasına, görsel algı becerisine, el ve göz koordinasyonuna bağlıdır. Karalama, çizme ve yazma eylemlerinde görsel algı, ince motor, el ve parmak hareketlerinin gelişimi birlikte rol oynar. Dolayısıyla çocuğun parmak kaslarını kullanarak yapacağı her türlü faaliyet bu becerilerinin gelişimine katkı sağlayacaktır. Çocukların anaokuluna dek okuma-yazmaya hazırlık evrelerini gözden geçirecek olursak, ilk olarak, tanıma ve farkında olma evresi; yani çocuğun okuma yazma araç gereçlerini fark etmeye ve ayırt etmeye başladığı bir dönemden söz edilmektedir. İkinci dönem olan yalancı okuma döneminde ise, çocuk çevresindeki yetişkinleri taklit ederek elindeki bir gazete, kitap ya da dergiyi okuyormuş gibi yaparak kendi içinden geldiği gibi sesler çıkarmaktadır. Çocuğun bu dönemde yaptığı şey yalnızca bir seslendirmeden ibaret olsa da bir yandan kendileri için anlamlı olan harf ve şekilleri çizerek, karalamalar yaparak, onlara bir anlam yükler ve çevrelerine okurlar. Üçüncü evreye gelindiğinde ise, çocuk yetişkinlere dair olan gözlemlerinden yola çıkarak okumanın bazı kuralları olduğunu keşfetmektedir. Okuma esnasında gözün sağdan sola doğru ilerlediğini dolayısıyla yazıların belli bir yönü olduğunu, aralarında boşlukların bulunduğunu ve yazıların bir anlamı olduğunu, bir düşünce ya da fikri ilettiğini keşfetmektedirler. Yazılanların söylenebildiğini ve söylenilenlerin yazılabildiği bağlantısını öğrenmektedirler. Bu dönemden itibaren çocukların okumaya yönelik büyük bir heves geliştirdikleri izlenmekte, anaokuluna başlamaları ile birlikte okumayı ne zaman öğreneceklerini pek çok defa sorguladıkları görülmektedir. Dil ile ilgili deneyimlerin, çocuğun okuma ve yazma becerilerinin temelini oluşturduğunu kabul edecek olursak, masal veya öykü dinleme, kendisine anlatılan bir öykü veya masalı anlatma, özgün öykü anlatma ve canlandırma etkinlikleri, resimli kitaplardan öyküyü tahmin etme, yarım bırakılmış öyküleri tamamlama gibi dil etkinlikleri bu dönemde yararlı olmaktadır. Bu dönemde anne ve babalara düşen sorumluluklardan biri çocuğun yazı içeren materyallerle tanışmasını ve onlarla vakit geçirmesini sağlamak, bunun yanı sıra ona doğru bir model ve bilgi kaynağı olarak okumaya yönelik ilgi oluşturmaktır. Çocukla birlikte okunan kitaplar, hem çocuğun okumaya yönelik ilgisini hem de hayal gücünü, sözcük dağarcığını geliştirmesine olanak sağlayacaktır. Eşleştirme, eksiklikleri bulma, farklı olanları bulma ve çizme gibi etkinlikler aracılığıyla çocuğun dikkat, bellek, el becerisi, mantık ve muhakeme becerileri desteklenir. Önemli olan okumayı çocuklar için bir amaç olarak öne sürmemek, merak edilen bir konuyu araştırmak, boş zamanı keyifli bir şekilde değerlendirmek, eğlenmek ve bilgilenmek üzere bir araç olarak görmektir. Nilay EVİRGEN Anaokulu Eğitim Uzmanı 45 AYIN SANATÇISI Lucian FREUD Bu ayın sanatçısı 1922 yılında Almanya’da doğan ünlü ressam Sigmund Freud’un torunu Lucian Freud. Çıplak insan vücutları üzerine yaptığı resimleriyle, resim sanatına farklı bir bakış açısı getirdi. Realist ressam olarak anılan Lucian Freud, 1939 yılında ailesiyle birlikte İngiltere’ye taşınarak İngiliz vatandaşlığına geçti. Dedesinin Sigmund Freud olması, ünlü ressamı daha da ilginç kılıyor. Ancak Lucian Freud dedesini, çağına damgasını vurmuş biri olarak değil de evde onları güldüren neşeli ve espirili biri olarak dile getirdi her defasında. Diğer ismi Micheal olan Lucian Freud’un farklı de- şı ressam Francis Bacon’du. Francis Bacon’un da portre- hası resme başladığı daha ilk yıllarda herkesin dikkatini sini çizen ünlü ressam, yaşadığı dönemin en büyük İngiliz çekti. Sanat eğitimi hayatına Centrel School Of Arts and ressamı olarak kabul ediliyor. Francis Bacon’un yanında Crafts’ta başlayan Lucian Freud, bir sene orada eğitimi- kraliçe Elizabeth’i de resmederek tarihe damgasını vur- ne devam ettikten sonra bir arkadaşının tavsiyesiyle The du. Ayrıca Kate Moss 'un bir tablosunu da yapmıştır ve bu East Anglian School Of Drawing’e geçiş yaptı. 1950’lerde tablo Christie's Müzayede Salonu'nda yapılan açık arttır- yıldızı parlayan ünlü ressam, ‘’Benim için resim, insandır’’ ma ile yaklaşık 4 milyon sterline satılmıştır. Son dönem- sözünü söyleyerek yakın çevresindeki insanları resmet- de ressamın eserlerine açık arttırmalarda giderek daha meye başladı. Gerçek modellerle çalışmayı hiçbir zaman yüksek bedeller ödenmeye başlandı. Freud’un, kanepe- sevmeyen Lucian Freud, onların kendileri gibi olamadıkla- de uyuyan kilolu bir kadını tasvir eden nü tablosu 2008’de rını, hep bir kalıba girmeye çalıştıklarını dile getirdi. Resim 33,6 milyon dolara satılmıştı. çizmeye çocuk yaşlarda başlayan ünlü ressamın resimleri Ünlü ressam, öldüğü güne kadar resim çizdi. Resim gerçekçi, provokatif ve oldukça rahatsız ediciydi. Genellik- onun için aşktı. Ünlü ressamı 88 yaşındayken yakın za- le ailesinin ve arkadaşlarının portresini çizen ünlü ressam, manda kaybettik. Önünde saygıyla eğilerek geçen yıl onu insanın en iyi yakınlarındakiyle sanat yapacağına inandı. uğurladık. Hoşçakal Lucian Freud. Dedesi Sigmund Freud’dan miras kalan düşünce bi- Görsel Sanatlar Zümresi çimlerine sahip olduğu düşünüldü hep. En yakın arkada46 AYIN SPORCUSU Nevin YANIT TÜRKİYE'NİN İLK SPRİNTER ŞAMPİYONU Nevin’in kaderi 2009 yılının Aralık ayında Mersin’e tartan pistin gelmesiyle değişti. O tarihe kadar antrenman yapabilmek için günde ortalama 110-130 km arasında değişen bir mesafeyi kat etmek zorunda kalan Nevin, evindeki tartana ayak bastığı günden itibaren fırtına gibi esmeye başladı. Dereceler geliştikçe gelişti, umutlar ve hedefler de büyüdükçe büyüdü. Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda bayanlar 100 metre engellide 12.63’lük Türkiye rekoru derecesiyle altın madalya kazanan Nevin Yanıt, ailesini de çok mutlu etti. Nevin aile bireylerinin sabaha kadar uyumayıp kutlama yaptığını ve babasının da elbiseleriyle havuza atladığını söyledi. Merhaba Nesibe Aydınlılar; Bu ay size biraz Nevin Yanıt ve başarılarından bahsetmek istiyorum. Baba Nazım Yanıt da, “Kızım 13 yıldır koşuyor. Geçmişte Mersin’de antrenman yapacak saha yoktu. Çamur sahalarda, yağmur altında koştu. Yılmadı ve başardı” ifadelerini kullandı. Nevin Yanıt 2010 yılında Barcelona’da düzenlenen Avrupa Atletizim Şampiyonası’nda 100 m engelli yarışında altın madalyayı kazanan milli sporcumuz. Zorluklar karşısında hiç yılmadan çalışmalarına devam eden ve hepimize bu mutluluğu yaşatan Nevin’i kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz. Nevin Yanıt 1986 Mersin doğumlu. Nevin’i ilk atletizmle tanıştıran, Beden Eğitimi Öğretmeni Aydın Çetin ve şimdiki antrenörü Cüneyt Yüksel. Aydın Hoca Mersin Gazipaşa İlkokulu’nda o dönem birlikte çalıştığı meslektaşı Cüneyt Yüksel ile yetenekli öğrenci taraması yapmış ve Nevin’i gelecek vaad ettiği arasına yerleştirmiş. Nevin, bir süre altyapı gelişimi için Çetin Hoca ile çalışmış, 16 yaşına geldiğinde bayrağı şimdiki antrenörü Yüksel devralmış ve branş seçimi yapılmış ve Nevin 100 engelli sporcusu olmuş. Yıl Gökhan KİNNA Beden Eğitimi Öğretmeni Kaynakça; Vikipedi, Tayfun Bayındır (Vatan Spor) Organizasyon Yer Sonuç Branş Derece 2006 Türkiye Üniversitelerarası Atletizm Şampiyonası Antalya, Türkiye 1. 100 metre 2006 Türkiye Üniversitelerarası Atletizm Şampiyonası Antalya, Türkiye 1. 100 metre engelli 2006 Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası Valencia, İspanya 1. 100 metre engelli 2007 Avrupa 23 Yaş Altı Atletizm Şampiyonası Debrecen, Macaristan 1. 100 metre engelli 2007 Yaz Üniversite Oyunları Bangkok, Tayland 2. 100 metre engelli 2007 Dünya Atletizm Şampiyonası Osaka, Japonya 11. 100 metre engelli 2008 2008 Pekin Olimpiyatları Pekin, Çin 16. 100 metre engelli 12.94 2009 Akdeniz Oyunları Pescara, İtalya 1. 100 metre engelli 13.08 2009 Yaz Üniversite Oyunları Belgrad, Sırbistan 1. 100 metre engelli 12.89 2010 Avrupa Takımlar Birinci Lig Atletizm Şampiyonası Budapeşte, Macaristan 1. 100 metre engelli 2010 2010 Avrupa Atletizm Şampiyonası Barcelona, İspanya 1. 100 metre engelli 47 13.07 12.63 TARİHİMİZDEN KESİTLER TAC - MAHAL Dünyada aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel anıt olarak kabul edilen bu türbe, Şah Cihan’ın büyük bir aşkla sevdiği eşi Ercümend Banu’nun doğum sırasında ölümü üzerine onun hatırasına yaptırılmıştır (Çocuk doğururken ölen kadınlar kutsaldır görüşüyle). Yapının mimarları, Mimar Sinan’ın yazar ve şaire ilham kaynağı olan öğrencilerden Mehmet İsa Efendi Tac – Mahal, mehtaplı gecelerde bile ve Mehmet İsmail Efendi ile yapıda- aydan daha parlak görünür. ki yazıları yazan hattat Serdar Efendi eserin yapımı için Şah Cihan tarafından İstanbul’dan davet edilmişlerdir. Tac – Mahal’in yapımında parlak, ince, mavi damarları olan beyaz mermer kullanılmıştır. Yapımı 22 yıl süren (1630- 1652) Tac – Mahal, Babür Devleti’nin o zamanki başkenti, Hindistan’ın Agra şehrinde, Jumno Nehri’nin kıyısında yaptırılmıştır. Tac – Mahal, 1983’ten bu yana Unesco’nun Dünya Mira- Tac – Mahal’in yüzbinlerce akik, sı listesinde yer almakta ve dünya- sedef ve firuze gömülü olan duvar- nın yedi harikasından biri olarak ka- larında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, bul edilmektedir. 625 pırlanta ve 50 adet iri inci vardır. Romantik görünüşü ile herkesi büyüleyen, doğulu-batılı birçok ünlü 48 Olcay GÖKTEPE Sosyal Bilgiler Öğretmeni ENGLISH CLUB SCIENCE EARTH IN MOTION A Global View About 240 million years ago, all the land on the Earth’s surface was joined together in one vast supercontinent that extended from pole to pole but by 18.000 years ago, the Earth had been transformed; the continents as we know them today had been created and had moved into their present positions. The Earth’s surface has not stopped moving and the process continues today. Why Does This Movement Occur? Deep within the Earth, pressure and heat cause rocks of the mantle to become partly molten, but near the surface a thin layer of solid rock forms the crust. As currents of heat rise and fall within the mantle, the crust breaks up into large pieces, called plates, which move about very slowly on Earth’s surface. The movement of the plates creates powerful forces that continually create and destroy land features and reshape the Earth’s surface. Most of the action takes place at the plate edges, or boundaries, where plates move against or over each other, or dive back below the surface. As the plates move, mountains are uplifted, the seafloor cracks and spreads, volcanoes erupt, and new land is formed. 49 SOCIAL The 12 most annoying types of Facebook Users Facebook, for better or worse, is like being at a big party with all your friends, family, acquaintances and coworkers. There are lots of fun, interesting people you're happy to talk to when they stroll up. Then there are the other people, the ones who make you cringe when you see them coming. This article is about those people. Sure, Facebook can be a great tool for keeping up with folks who are important to you. Take the status update, the 160-character message that users post in response to the question, "What's on your mind?" An artful, witty or newsy status update is a pleasure -- a real-time, tiny window into a friend's life but far more posts read like navel-gazing diary entries, or worse, spam. A recent study categorized 40 percent of Twitter tweets as "pointless babble," and it wouldn't be surprising if updates on Facebook, still a fast-growing social network, break down in a similar way. Combine dull status updates with shameless self-promoters, "friend-padders" and that friend of a friend who sends you quiz every day, and Facebook becomes a daily reminder of why some people can get on your nerves. Here are 12 of the most annoying types of Facebook users: -The Let-Me-Tell-You-Every-Detailof-My-Day Bore- "I'm waking up." "I had Wheaties for breakfast." "I'm bored at work." "I'm stuck in traffic." You're kidding! How fascinating! No moment is too mundane for some people to broadcast unsolicited to the world. Just because you have 432 Facebook friends doesn't mean we all want to know when you're waiting for the bus. -The Self-Promoter- OK, so we've ENGLISH CLUB probably all posted at least once about some achievement. And sure, maybe your friends really do want to read the fascinating article you wrote about beet farming. But when almost EVERY update is a link to your blog, your poetry reading, your 10k results or your art show, you sound like a bragger or a self-centered careerist. -The Friend-Padder- The average Facebook user has 120 friends on the site. Schmoozers and social butterflies -- you know, the ones who make lifelong pals on the subway -- might reasonably have 300 or 400. But 1,000 "friends?" Unless you're George Clooney or just won the lottery, no one has that many. That's just showing off. -The Town Crier- "Michael Jackson is dead!!!" You heard it from me first! These Matt Drudge wannabes are the reason many of us learn of breaking news not from TV or news sites but from online social networks. In their rush to trumpet the news, these people also spread rumors, halftruths and innuendo. No, Jeff Goldblum did not plunge to his death from a New Zealand cliff. -The TMIer- "Brad is heading to Walgreens to buy something for these pesky hemorrhoids." Boundaries of privacy and decorum don't seem to exist for these too-much-information updater, who unabashedly offers up details about their sex lives, marital troubles and bodily functions. Thanks for sharing. -The Bad Grammarian- "So sad about Fara Fauset but I’m so glad its Friday yippee". Yes, I know the punctuation rules are different in the digital world. And, no, no one likes a spelling-Nazi schoolmarm. But you sound like a moron. -The Sympathy-Baiter- "Barbara is feeling sad today." "Man, am I glad that's over." "Jim could really use some good news about now." Like anglers hunting for fish, these sad 50 sacks cast out their hooks -- baited with vague tales of woe -- in the hopes of landing concerned responses. Genuine bad news is one thing, but these manipulative posts are just pleas for attention. -The Lurker- The Peeping Toms of Facebook, these voyeurs are too cautious, or maybe too lazy, to update their status or write on your wall. But once in a while, you'll be talking to them and they'll mention something you posted, so you know they're on your page, hiding in the shadows. It's just a little creepy. -The Crank- These curmudgeons, like the trolls who spew hate in blog comments, never met something they couldn't complain about. "Carl isn't really that impressed with idiots who don't realize how idiotic they are." [Actual status update.] Keep spreading the love. -The Paparazzo- Ever visit your Facebook page and discover that someone's posted a photo of you from last weekend's party -- a photo you didn't authorize and haven't even seen? You'd really rather not have to explain to your mom why you were leering like a drunken hyena and French-kissing a bottle of Jagermeister. -The Obscurist- "If not now then when?" "You'll see..." "Grist for the mill." "John is, small world." "Dave thought he was immune, but no. No, he is not." [Actual status updates, all.] Sorry, but you're not being mysterious -- just nonsensical. -The Chronic Inviter- "Support my cause. Sign my petition. Play Mafia Wars with me. Which 'Star Trek' character are you? Here are the 'Top 5 cars I have personally owned.' Here are '25 Things About Me.' Here's a drink. What drink are you? We're related! I took the 'What President Are You?' quiz and found out I'm Millard Fillmore! What president are you?" ENGLISH CLUB TRAVEL Madame Tussauds-Hollywood Start your journey along Madame Tussauds-Hollywood celebrity filled red carpet! You can see different agency of Madame Tussaud in USA but this one is really special because it is in the heart of Hollywood! There is something for everyone here. It has three floor which you can navigate lots of hero and singers. This museum is avaible 364 days a year apart from ‘’Oscars Day’’. Their celebrity goes to Oscar Ceremony to get their Grammy Award. This museum is the place where you will come face to face with some of the world’s most famous faces . Are you dying to meet your favorite Hollywood star? Well, now you can! Madame Tussauds Hollywood is more than just a wax museum. It allows you to get an up-close look at your favorite famous and infamous celebrity icons from the silver screen stars of the golden era through to today's contemporary stars and movie makers. With more than 100 recreations of the entertainment world's biggest names, you are sure to see your favorite! You can interact and brush elbows with your favorite celebrities, without velvet ropes or barriers between them.. Stroll down the red carpet, like at the Oscars®, and get up close, touch and take pictures with the stars of Hollywood. Spread over three floors and 18 themed zones, there will be plenty of surprises and some truly breathtaking experiences. This is your chance to experience with world star! Step onto the Micheal Jacksons stage,meet Spiderman crawling on the ceiling of an office, perform with Beyoncé and Elton John and sing with your favourite including Justin Timberlake, Brad Pitt, Julia Roberts, Jennifer Lopez, Will Smith, Jennifer Aniston, Penelope Cruz, Britney Spears and Zac Efron - Madame Tussadus has it all! Don't forget your camera! In addition to their Hollywood agency they have attractions in Las Vegas New York and Washington DC as well as five more throughtout the world. They will also be openning two new sites in Bangkok and Vienna very soon … 51 FASHION ENGLISH CLUB HAİR FASHİON Hair is always a special thing for us girls. A nice hair design or a different haircut can change the way you look in many ways. The important factors in hair is knowing what type is best for your face shape and the trends of the season. So here are some of 2012’s hair designs. 1. Wavy Hair: This type never is out of fashion and it 2. Ponytails: Giving this shape to your hair will al- is a great style that you can use with any clothing. ways give you an elegant look. You can use this style everywhere you want and I guaranty that you will be the “it” girl there. JACKETS Sports, stylish and modern doesn’t matter we all love jackets. It’s maybe the best way to have a good look in a short time. A skinny jean with high heels or flats and top a blouse with any kind of jacket is what I’m talking about. Well, look stylish is not hard so jackets are always in. I can say if you don’t have more than 2 jackets in your wardrobe then go shopping now! So here are some types of jackets for you with combinations; 52 ENGLISH CLUB MUSIC MUSIC TOP TEN This month, we prepared Top – Ten list for you. Also we gave some information about the #1 album. 1. Whitney–The Greatest Hits – Whitney Houston 2. 21 – Adele 3. Sinatra: Best Of The Best – Frank Sinatra 4. Mylo Xyloto – Coldplay 5. Stronger – Kelly Clarkson 6. Rocket Man-Number Ones – Elton John 7. Scars & Stories (Deluxe Version) – The Fray 8. The Bodyguard – Original Soundtrack 9. My Kinda Party – Jason Aldean 10. Nothing But The Beat – David Guetta Whitney Houston Whitney Elizabeth Houston (August 9, 1963 – February 11, 2012) was an American singer, actress, producer, and model. In 2009, the Guinness World Records cited her as the most-awarded female act of all time. Houston was also one of the world's best-selling music artists, sold over 170 million albums, singles and videos worldwide. Houston's first acting role was as the star of the feature film The Bodyguard (1992). The film's original soundtrack won the 1994 Grammy Award for Album of the Year. Its lead single "I Will Always Love You" became the best-selling single by a female artist in music history. On February 11, 2012, Houston died of currently unknown causes at the Beverly Hilton Hotel in Beverly Hills, California. Ken Ehrlich, executive producer of the 54th Grammy Awards announced that Jennifer Hudson and Chaka Khan would perform a tribute to Houston at the February 12, 2012, awards. Rest in peace dearest Whitney, we will always love you… 53 MOVIE ENGLISH CLUB HUNGER GAMES The Hunger Games is an upcoming science fiction action drama film directed by Gary Ross and based on the bestselling novel of the same name by Suzanne Collins. It stars Jennifer Lawrence, Josh Hutcherson, Elizabeth Banks, Liam Hemsworth, and Woody Harrelson. It is scheduled to be released on March 23, 2012. gifts, and enough food and supplies to never worry for anything material again. The Games, while entertainment for the Capitol's citizens, are a yearly reminder to the 12 districts of their unsuccessful rebellion 75 years ago, during which District 13 was completely destroyed. In District 12, sixteen year-old Katniss Everdeen cares for her mother and sister Primrose "Prim" since her father died in a mine accident when she was 11. Each year, since the age of 12, Katniss has put her name in the lottery, more than once. In return for taking this risk, she reAt an unidentified future date, the ceives extra grain and oil for her fanation of Panem has risen of the ru- mily. In addition, Katniss has been ins of what was once known as North illegally hunting for food outside the America. Due to an uprising by the dist- gates of District 12 with her friend ricts of Panem, a lottery is held to cho- Gale, whose father died in the same ose one boy and girl, aged 12–18, from mining accident as Katniss' and who each of the 12 districts to risk their lives similarly cares for his family. in the Hunger Games, a cruel competi- Prim, now age 12, has her name tion in which each contestant, or tribu- placed in the reaping for the first te, tries to kill the others until only one time — only once — and it is unexis left alive. The winner receives honor, pectedly drawn. Katniss watches as 54 ENGLISH CLUB MOVIE Prim is taken away by four peacekeepers, and volunteers to replace her sister in the Games. She competes with other tributes, including trained "Career Tributes" who have been illegally training for the Games their entire lives, as well as Peeta Mellark, the male tribute from District 12, who has secretly loved Katniss since childhood, and who once did her a kindness she never could forget. Haymitch Abernathy, a drunk and the only living victor from District 12, mentors both Katniss and Peeta before and during the Hunger 55 DERSHANE ONLAR BAŞARDI, SİZ DE BAŞARABİLİRSİNİZ… Çalışmak, yaşamın tüm alanlarını kapsayan, başarı ise hayal ettiğimiz hedefe ulaşmak için azim ve sadakatle kazanılan bir olgudur. Burada başarının sırrı sabır ve azimdir. Bir işi başarmak için hem sabırlı olacaksınız hem de azimli. Yapacağınız çalışma ne olursa olsun mutlaka onu isteyerek yapmalısınız. Bu çalışma yapanın kişiliğiyle uyumlu olmayabilir. Fakat şarısızlık korkusunu yenmiş olursunuz. Çünkü başarmak hedefe ulaşmak için bu işi mutlaka yapmalı, ayrıca za- inanmaktır, kendine güvenmektir, başlanılan işin arkasın- man çok doğru/verimli kullanılmalı ki en iyi sonuca ulaşı- da durmaktır, ciddiye almaktır. M. Kemal Atatürk’ün dedi- labilsin. Birey belki belli bir alanda her zaman başkalarını ği gibi “Çalışmak ve başarı aramak, her insan için temel geçme gücünü göstermeyebilir, ama kendini aşma gücü- ilke olmalıdır...” ne her zaman sahiptir. Bütün zorlukları yeneceğim, başarılı olacağım, başaracağım diye başlarsanız başarılı olursunuz. Başarı doğuştan getirilen bir özellik değil, eğitim ile elde edilen bir davranış değişikliğidir. Sizler de davranışlarınızı değiştirin. Eğer çalışma yönteminiz istenen başarıya sizi ulaştırmıyorsa, yönteminizi mutlaka değiştirin, bu sefer başaracaksınız. Azimli ve disiplinli olursanız, ba- 56 DERSHANE Sevgili Öğrencilerimiz, Girdiğimiz sınavlardaki başarımı çalışma düzenime ve dershanemizin üstün eğitimine borçluyum. Dershanemizin öğretmenleri, eğitimi, gösterdiği ilgi ve çalışma programım başarımı en üst noktalara çıkarıyor. İlk yarıyılı yoğun bir çalışma temposu ve güzel başarılarla tamamladık. Kat ettiğimiz bu yolda verdiğimiz emeklerin, özverinin ve en önemlisi harcadığımız zamanın karşılığını aşağıda arkadaşlarınızın da belirttiği gibi TÖDER ve ÖZDEBİR denemelerin de aldık ve inanıyoruz ki önümüzdeki sınavlarda da almaya devam edeceğiz. KEMAL BERKAN ARIK 7-C ÖZDEBİR sınavındaki başarımı; planlı bir şekilde çalışarak, dershanemizin çalışma imkânlarından yararlanarak, öğretmenlerimin de desteğini alarak elde ettim. Birlikte çıktığımız bu yolculukta karşılıklı güven ve destekle ilerleyen dönemlerde de her şey çok daha güzel olacak. İnancınızı ve gayretinizi kaybetmemeniz dileğiyle… ALKIM EKİN GÖREN 7-C Sevgilerimizle… Başarılıyım çünkü Nesibe Aydınlıyım! Düzenli ve programlı çalışıyorum. Emeklerimin karşılığını 6. ve 7. sınıfta aldığım gibi 8. sınıfta da alacağıma inanıyorum. ÖZDEBİR VE TÖDER DENEMELERİNDE DERECE ALMIŞ ÖĞRENCİLERİMİZDEN : MELİS DENİZALTI 8-C Merhaba arkadaşlar; ben Zeynep. Nesibe Aydın Dershanesi'nde 6-C sınıfındayım. Bu dershanede çok mutluyum. Düzenli çalıştığım için, sınavlarda bunun karşılığını alıyorum. Ayrıca dershanemiz bizi, başarılarımız için ödüllendiriyor. Örneğin, ÖZDEBİR sınavında derece aldığım için bir ödül aldım. Çok mutluyum… Başarının yarısı çabalamak, diğer yarısı Nesibe Aydınlı olmaktır. Ben inandım ve şimdilik hem ÖZDEBİR hem de TÖDER’ de kazandım. MERT KURTTEKİN 8-C ZEYNEP KURTTEKİN 6-C ÖZDEBİR sınavında yaptığım dereceyi ve diğer sınavlarda elde ettiğim başarıyı en çok dershanemizin bize sağladığı olanaklara ve öğretmenlerimizin yardımlarına borçluyum. Sınavlar olsun olmasın derslerime düzenli olarak çalışarak ödevlerimi eksiksiz yapınca başarının o kadar da ulaşılmaz olmadığını anladım. Bana olan katkılarından dolayı dershanemize ve Nesibe Hocamıza teşekkürlerimi sunuyorum… NUR GÖKSU ARDA 7-C 57 DERSHANE Başarmak için çok değil, düzenli çalışmanın önemli olduğunu geç olmadan öğrendiğim için şu an daha başarılı ve daha mutluyum. TOLGA YİĞİT KOÇ 8-D ZEYNEP TUNÇYÜREK 8-C Başarıya ulaşmanın yolu bir hedef belirlemek, bu hedefe ulaşmak için mücadelemizde asla "pes" etmemek ve Nesibe Aydınlı olmaktır… Nesibe Aydın’a inanmak başarmanın yarısıdır. İnandım ve başardım. ASLINUR AKTÜRK 8-C AHMET ÜNLER 8-C Bu seneki başarım için öğretmenlerime ve tabi ki Nesibe Aydın Dershanesi'ne teşekkür ediyorum. Başarımda düzenli çalışmamın ve doğru yönlendirilmenin ne kadar önemli olduğunu gördüm. Her şey çok güzel olacak… Ben bu yıl Nesibe Aydın Dershanesi'ne geldim ve bu zamana kadar hiç böyle bir dereceye girmemiştim. Nesibe Aydın Dershanesi'ne geldim geleli başarım arttı. Öncelikle sevgili öğretmenlerime, Ayfer Abla’ya, Bilkan Abla’ya, rehberlik servisimiz ve müdürümüze bu başarımdan dolayı minnettarım. Herkese teşekkürler… ALİ OZAN YAZICI 8-C Başarının yolu düzenli ve disiplinli çalışmaktan geçer. Bunun için ‘‘Nesibe Aydın Dershanesi’’ doğru tercih. SİMGE SEYMEN 8-E GÜNEŞ BÜYÜKGÜNGÖR 8-E Hayatta başarının kilidi Nesibe Aydın’a gelince açılırmış. Geldim ve bunu yaşayarak anladım. İlknur YILMAZ Rehberlik Öğretmeni DİLGE İRİS GİRGİN 8-D Gördüğüm destekle bana tutulan ışıklı yolda, doğru adımlarla ilerlediğimi sınavlardaki rahatlığım ve başarılarımdan şimdi daha iyi anlıyorum. Herkese teşekkürler… 58 58 Burcu TELLİ İngilizce Öğretmeni SANAT AKADEMİSİ TEK KİŞİLİK ORKESTRA Gitar, her yerde birçok meraklısı olan, şarkı söylemeyi seven herkes için rahat taşınabilen bir eşlik çalgısı olmuştur. Başlangıçta basit bir eşlik çalgısı olarak görülmüş olsa bile, uğradığı değişiklerle çok ilerleme kaydederek, rahat çalınışı, armonik müzik yapma imkanı zamanla onun bir solo enstrüman olarak gelişmesini sağlamıştır. Aynı zamanda gitar çok sesli bir Gitar öğrenebilmek için öncelikle Akademimizde ise amaç, öğren- enstrüman olma özelliğiyle, hem ar- tüm enstrümanlar için geçerli olan ilk cilere ilk olarak enstrümanı doğru ta- moninin hem de melodinin aynı anda şey onu sevmek ve öğrenmeyi iste- nıtmak ve sevdirmektir. Daha sonra çalınabilmesine olanak sağlar. Birçok mek gerekir. Herkes belli bir yere ka- ise iyi bir iletişimle dersleri keyifli hale besteci tarafından tek başına orkest- dar bir şeyler çalabilir ama daha ilerisi getirip bu işten zevk almalarını sağ- ra diye adlandırılır. Bu şekilde çalın- için iyi bir yeteneğe sahip olmak ge- lamaktır. Genelde öğrenciler birbirin- dığında birden fazla enstrümanı aynı rekir. Gitar öğrenmek isteyen kişi bi- den farklı fiziksel özelliklere ve beğe- anda dinliyormuşuz etkisi yaratır. linçli ve sistemli bir çalışma alışkanlı- nilere sahip oldukları için her öğrenci- ğına sahip olmalı, hırslı ve kararlı ola- ye onların gelişimine uygun metodlar rak sabırla çalışmalıdır. Bu yüzdendir kullanılır, eğer yoksa öğrenciye uy- ki gitar eğitiminin faydalarından biri, gun hale getirilip kendimize ait me- çocuk ve gençlerin sosyal kişiliklerini todlarla derslerimizi gerçekleştiririz. geliştirerek kendine güven kazanma- Böylelikle kişiye özel derslerle daha sını sağlamaktadır. Diğer bir faydası verimli sonuçlar elde ederiz. Klasik gitarın dışında, 1930’lu yıllarda elektroniğin gelişmesiyle gitarın sesini kuvvetlendirmek için yapılan birçok denemenin sonucunda elektrikli gitar (electro gitar)’lar üretilmeye başlandı. 1950’li yılların ortalarında rock’n roll müziğinin ortaya çıkmasıyla gitaristler bu gitarları kullanmaya başladılar. Günümüzde iyice popüler olan bu gitarlar teknolojinin daha da gelişmesiyle birçok farklı şekillerde üretilip kullanılıyorlar. Bugün gitar; rock, caz ve klasik müzikte kullanılan çok yönlü enstrümanlardan biridir. ise “çalışma disiplini, konsantrasyon ve sabır” gibi problemleri içten içe çözebilmesidir. Bu tamamen müzik eğitiminin temel amacıdır zaten. Gitar çalmayı öğrenmek, bir mucize ya da ilhamla olacak bir olay değildir. Ancak, devamlı çalışmak ve pratik yapmakla mümkün olabilir. 59 Serkan SERPEN Gitar Öğretmeni SPOR KULÜBÜ NESİBE AYDIN'A YABANCI TRANSFER Türkiye kadınlar basketbol 2. liginde zirve mücadelesi veren takımımız Amerikalı tecrübeli oyuncu Tatum Brown ile anlaştı. 1978 doğumlu ve 1.93 m boyundaki Tatum Brown ülkemizde Tarsus Belediyesi, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Samsun Basketbol Kulübü formalarını giymişti. Kulüp yönetimi, yaptığı açıklamada Tatum Brown'un Türkiye birinci liginde oynamış tecrübeli, ligi tanıyan ve takımımıza birinci lige çıkma yolunda büyük katkı sağlayacak bir oyuncu olduğunu belirtti. 60 EVOS MATBACILIK Adres: İstanbul Yolu 7. km Necdet Evliyagil Cad. LARA EĞİTİM MATBAA YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞTİ Ağaç Metal Kooperatifi 27. Cadde 1435. Sok. No: 30 İvogsan–Yenimahalle/ANKARA Tel: 0312 395 83 42 • Faks: 395 83 41 No: 24 Batıkent / Ankara Telefon: +90 312 278 49 61 - 278 08 24 Faks: +90 312 278 49 62 SEDAT BEY TURİZM EUROCLEAN Ziyabey Cad. 13. Sk. No: 14/5 Balgat / ANKARA Güvenlik Caddesi 29 - A Aşağı Ayrancı / ANKARA Tel: 312 220 35 25 – 26 – 27 Tel Fax: 312 220 35 28 Faks : (0312) 418 30 99 info@sedatbeyturizm. com E-posta : [email protected] : (0312) 419 18 18 - 419 00 09 KARACAOĞLU SİGORTA Akay Caddesi 21/4 Çankaya / ANKARA Tel: 0312 425 23 18 ÇETİN EMEÇ ŞUBESİ Ceyhun Atuf Kansu Cad. No 116/C Balgat 06520 Tel: 312- 473 18 85 • Faks: 312- 473 21 45 YKB ÇETİN EMEÇ ŞUBESİ LARA KIRTASİYE Turan Güneş Bul. 596. Sok. 40/1 Oran / ANKARA KADAK Özel Güvenlik Hizm. Tic. Ltd. Şti. Menekşe-1 Sokak No:3/8-9 Kızılay/ANKARA Tel: 0312 418 07 85 Faks: 0312 418 07 95 kadakguvenlik@hotmail. com GÖÇEROĞLU TİCARET Ankara Cad. 213 S. 2/17 Gölbaşı/ANKARA Tel: (312) 484 14 69 Ceyhun Atıf Kansu Cad. No: 78-78 / A 06520 Balgat/ANKARA Tel: 0 (312) 286-1886 Faks: 0 (312) 458-4865 DERSHANE KANTİN RAFET İNCE Hatay Sok. No: 22 Kızılay/ANKARA Tel: 0312. 425 7357 YILDIZ YEMEK İvedik Organize Sanayi 1354.Cadde AÇS MOBİLYA (Eski 21. Cadde) No: 111 Yenimahalle/ANKARA Samsun Yolu 27. Km Hasanoğlan - ANKARA Tel: 312. 395 36 75 Tel: 0312 866 18 88 (pbx) Faks: 866 18 00 PAPİRÜS REKLAM Cinnah Caddesi Kuloğlu Sokak 11/ 4 Çankaya/ ANKARA BAŞAK GROUPAMA Tel: (312) 440 95 96 Fax: (312) 440 00 11 www. papirusreklam. com MERT KIRTASİYE Cihan Sokak No: 13/B Sıhhiye / ANKARA Tel/Faks: (312) 230 70 30 – 230 75 30 – 230 27 91 Gaziosmanpaşa Mah. Cad. 06830 Telefon:(312) 4852224 • Gölbaşı/ANKARA GAMZE TEMİZLİK G. O. P. Mahallesi 212. Sokak Ankara İş Merkezi YILDIZ TİCARİ ŞUBESİ Hilal Mah. Hollanda Cad. No:10 6705 Çankaya / Ankara Tel: 0 (312) 440-3465 Faks: 0 (312) 440-3134 No: 1/A Gölbaşı/ANKARA Tel: 3124843477 • Fax: 03124843477
Benzer belgeler
7. sınıf - Nesibe Aydın Eğitim Kurumları
Hızla akıp giden zaman içinde çocuklarımız için belirlediğimiz hedeflere ulaşma çabası içindeyiz. Bunu
gerçekleştirirken de biliyoruz ki öğrencilerimizin başarısında en büyük destekçilerimiz sizler...
makale - 1 - Nesibe Aydın Eğitim Kurumları
açıkladığım gibi, işlerini asla şansa bırakmadan ve atlamadan, önlerindeki süreyi azami düzeyde verimli kullanarak sıkı ve düzenli çalışmalarını istiyorum. Bu şekilde çalışıp da başarılı olmamak mü...