Kuşlar Gibi Uçmak, Balıklar Gibi Yüzmek
Transkript
Kuşlar Gibi Uçmak, Balıklar Gibi Yüzmek
Sürekli, Etkili, Ýlkeli. 18 Ya þ ý n d YIL:18 Bakýrköy’de a SAYI:196 1 Numara ATAKÖY AĞUSTOS - EYLÜL 2010 Bakırköy’ün yeni kaymakamı Yakup VATAN FİYATI 2 TL. http://www.atakoygazete.com.tr ALKIŞLARLA UĞURLANDI Bakırköy Kaymakamı Dursun Ali Şahin önce Gölçük Kaymakamlığına, Yalova valisinin görevden alınmasıyla da ikinci bir kararnameyle Yalova Valiliği’ne atandı. 4 yıl 9 ay Bakırköy Kaymakamlığın’da bulunan Dursun Ali Şahin yeni görevine alkışlarla uğurlanırken, Bakırköy Kaymakamlığı’na İzmir İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Yakup Vatan atandı. (Yazısı11. sayfada) ÖNCE TAKDİR, SONRA ?.. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı denetlemel sonucunda yüz üzerinden yüz puan alarak büyük başarı sağlayan Bakırköy Teknik Meslek Lisesi müdürü Mehmet Kulak ve Ataköy Cumhuriyet Anadolu Lisesi okul müdürü Muhittin İşgüder’e Bakırköy Kaymakamı Dursun Ali Şahin’de takdirname ile ödüllendirmişti. Sonra ne oldu?... Kurunun yanında yaşta yandı... ( Yazısı17.. sayfada) BAKIRKÖY İLÇE EMNİYET MÜDÜRÜ izzet KAPTAN (Yazısı 25. sayfada) MİLLETVEKİLİ İSTEDİ MÜFTÜ SÜRÜLDÜ 2009 yerel seçimlerinden önce Bakırköy Belediyesi’nin sağlık merkezlerinde yeni diş üniteleri açacağı sözünü veren Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen,” Sözümüzü tuttuk, Bakırköy’de 4 tane diş ünitesi hizmete açtık” dedi. Bakıröy Belediyesi Sağlık İşlerinden sorumlu bakan yardımcısı Bahar Sunman’da Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinin Eylül sonuna kadar faaliyete gececeğini açıkladı. ( Yazısı 11. sayfada ) Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun geçen Aralık ayında Ataköy 5. Kısım camisinde şehit cenazesinde yaptığı konuşmada “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” dediği için AKP Milletvekili Feyzullah Kıyıklık tarafından Vali ve bakanlığa şikayet edildi. Zakir Uzun Mersin müftü yardımcılığına tayin edildi. Zakir Uzun’un yaptığı konuşma ve haberin devamı 15 sayfada. 3 BAKGEM’DEN İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERE ÜCRETSİZ ÜNİVERSİTEYE HAZIRLIK KURSU İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği ve Bakırköy Belediyesi Gençlik Eğitim Merkezi (BAKGEM), işitme engelli öğrencilere yönelik üniversiteye hazırlık kursları verecek. Bakırköy Gençlik ve Eğitim Merkezi (BAKGEM)’de Kenan Zülaloğlu tarafından verilecek kurslarda ayrıca işaret dili tercümanı da sınıfta hazır bulunacak. Bu konudaki çalışmaların hızla bir şekilde sürdüğünü ve en kısa zamanda bu kursa başlayacaklarını ifade eden İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği Başkanı Viki Özromano ve BAKGEM Başkanı Kenan Zülaloğlu sorularımızı yanıtladı. -Viki Özromano İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği olarak Bakırköy Belediyesi ile birlikte yeni bir proje başlatıyorsunuz. Nedir bu proje? İşitme engelli öğrenciler üniversite sınavında hiçbir başarı gösteremiyorlar. Bu durum hem eğitim eksikliğinden kaynaklanıyor, hem de hiçbir dersaneye gidemiyorlar. Bakırköy Belediyesi’nin üniversiteye hazırlık için ücretsiz kurslar açtığını duyduk. Müracaat ettik, İşitme engelliler için özel bir sınıf açmalarını istedik. İşaret dili tercümanını da biz temin edeceğiz. Böyle bir çalışmaya başladık. - Kenan Zülaloğlu bu iş birliği içinde işitme engelli öğrencilere nasıl faydalı olacaksınız? Bu gençlerin başka bir dersaneye gitme şansları yok. Normal öğrencilerle bir arada dersi anlayamıyorlar. Bu çok zor bir iş, bu yüzden dersaneler de bu işitme engelli öğrencileri almıyorlar. Kendilerine angarya gibi görüyorlar. Bu öğrenciler para verse dahi dersaneye alınmıyor. Biz zaten BAKGEM olarak yoksul çocuklara böyle bir hizmeti veriyorduk, ve birde engelli çocuklarımıza bu eğitimi verelim dedik. Bu sene 450 tane dar gelirli öğrenciye üniversite hazırlık kursları vereceğiz. Bu sınıflardan bir tanesini de işitme engelli çocuklarımız için ayıracağız. Ayıracağımız bu sınıflar 18 kişilik olacak. İşaret dili öğretmenimizde olacak. Biraz zor olacak ama bunu yapacağız. Çünkü bunu Türkiye’de yapan başka bir yer yok. Bu çocuklarda sonuçta diğer öğrencilerle aynı sınava tabi tutuluyor. Yani en büyük destek bunlara lazım. Sayın Belediye Başkanımız Ateş Ünal Erzen Bey’le konuştuk. Belediye Başkanımız da çok olumlu karşıladı ve hemen yapın ben elimden gelen desteği vereceğim dedi. - 18 kişilik sınıf sayısına ulaşabilecek misiniz? Tabi ki ulaşacağız. Ama burada şunu söylemek istiyorum. Bizim çocuklarımız üniversiteye gitmekten de korkuyorlar. Bazı gerçekleri görmek lazım.Bizim çocuklarımız hem snavı kazanamıyorlar, hem de kazandıkları zaman üniversiteye gitmekten korkuyorlar. Eğitimi takip edemiyorlar. Diğer çocuklarla aynı eğitimi alamıyorlar bu yüzden sınıflarının ayrı düzenlenmesi lazım. Bunlar uygu- AYIN YAZISI Özcan Atamer e-mail [email protected] SİZ Mİ İSTANBUL’UN 30 YIL SONRASINI PLANLIYORSUNUZ? Her şeyi bir kenara bıraktık varsa yoksa Anayasa değişikliği. Zannedersiniz ki 12 Eylül’de Anayasa’nın bazı maddeleri değişirse Türkiye birdenbire özgürlükler ülkesi olacak. Demokrasi tam anlamıyla gelecek ve kuralları herkes için eşit olarak işleyecek... 1960, 1980 ihtilallerinden bahsediliyor. O dönemde mağdur olanlardan bahsediliyor, O dönemlerde ölenlerden bahsediliyor.... O dönemlerle ilgili söylemlerin tamamının doğru olduğunu varsayalım. Ancak niye kimse o günleri birebir yaşamış, yasalara saygılı, hiçbir pisliğe bulaşmamış kişilerin görüşünü almıyor?... Bu ülkede sapla saman dün de birbirine karıştırılıyordu, bu gün de karıştırılmaya ve sistemli bir şekilde insanların beyinleri yıkanmaya devam ediliyor. 1982 Anayasası ilk defa değiştirilmiyor. Değişik zamanlarda Anayasa’nın bazı maddeleri tam 16 kez değiştirildi. Bu 16 değişikliğin 6’sı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidarı döneminde yapıldı. Yani AKP 1982 Anayasa’sının bazı maddelerini 6 kez değiştirdi. Bu son değişiklik 7., genelde 17. değişiklik oluyor. Anayasa’nın değişecek maddeleri ile ilgili geniş halk kitleleri bilgi sahibi değil. Toplumu bilgilendirmesi gereken yayın organlarının büyük bölümü maalesef birilerinin oyuncağı haline gelmiş durumda. İşlerine geldiği gibi beyin yıkamaya devam ediyorlar. TV ekranlarına çıkanların çoğu yandaş. Siz hiç herhangi bir TV kanalında normal bir vatandaşın Anayasa değişikliği ile ilgili görüşünün alındığını gördünüz mü? Hep aynı kişiler. Hepsi bu konunun uzmanı. Bir de Anayasa konusunda kariyer yapmış profesörlük mertebesine ulaşmış bazı kişiler var ki inanın elimde imkanım olsa aldığı tüm diplomalarını iptal ettiririm. 13 Eylül sabahı neticeyi göreceğiz. Ve sonucuna katlanacağız. Tabii kurunun yanında yaş da yanacak mı hep birlikte göreceğiz. Temennimiz ülkemiz için hayırlı olması... lanmıyor, uygulanmayınca da öğrenciler zor durumda kalıyor ve çok fazla da üniversiteye gitmek isteyen çıkmıyor. Bizim çocuklarımız daha çok işe girmekle ilgili çalışma yapmak istiyor, çünkü çok fazla gelecekleri olmuyor. Ben size burada bir şey okumak istiyorum. Bu bizim işitme engelli bir çocuğumuzun sorulan soruya verdiği cevap. Bir tane çok basit örnek vereyim. Çekirdek aile aşağıdakilerden hangisinden oluşur. Çocuğun yorumu: Çekirdek aile denince anladığım şuydu. Çekirdek paketinde çekirdek boyutu küçük ve beyaz hem de çok olduğuna göre A şıkkını işaretledim. Yani A şıkkı: dede, nine, kalabalık. Yani kavram yok, kelime hazineleri az. Bu yüzden bu hazırlık sınavları bu çocuklarımıza da çok faydalı olacak. - Toplumdan ne bekliyorsunuz? Gönüllülük bekliyoruz. Kim ne yapabiliyorsa ne yeteneği varsa bu çocuklarla paylaşsın. Hocamız Kenan Zülaloğlu ve Bakırköy Belediyesi ile İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği olarak bir ilki başaracağız. Belki ilk sene biraz aksayabiliriz. Ama ileri ki seneler de daha da gelişerek bunu devam ettireceğimizi düşünüyorum. Ataköy sahilinde ki tarihi eserlerin Kültür Merkezi olarak kullanılması için 49 yıllığına Bakırköy Belediyesi’ne devredilmesi dolayısı ile bu eserlerin önündeki sahilin de bakımlı ve kontrollü bir şekilde halka açılması anlamına geleceği önerimiz bizi yönetenler tarafından olumlu karşılanmasına rağmen TOKİ sıcak bakmayınca şimdilik gerçekleşmedi. Konuyu takip ediyoruz. Bu arada Ataköy’ün hangi tarihte kurulduğunu dahi bilmeyen bazı kişiler yaptıkları eylemlerle Bakırköy’e ve Ataköy’e kötülük yaptıklarının farkında değil. Tavsiyemiz eylem yapmadan evvel bilenlere danışmaları. Yoksa ”toplumda kendi çıkarları için topluma zarar veriyorlar” söylemleri başlarına iş açabilir. Ataköy 9-10 Kısım’a ait spor alanlarına bilinçsizce yapılan sözde spor salonlarına ilk temellerinin atıldığı 15 yıl önce karşı çıkmıştık. Spor salonlarının yapılmasına karşı olmadığınızı, ancak yerinin yanlış olduğunu, bu salonlar bittiğinde mevcut yollar ile otoparkların yetersiz kalacağını dolayısı ile planlı bir yerleşim yerinde yaşayanların son derece olumsuz etkileneceğini savunmuştuk. Ne oldu son olarak yapımı 14 yıl süren kapalı spor salonu ilk imtihanını Türkçe Olimpiyatları’nda verdi. Sahil yolu başta olmak üzere çevre yolu, Bakırköy merkezi, Ataköy’e giden tüm yollar kilitlendi. Bakırköy’den Ataköy’e bir saatte zor gelindi. Yaya yolları, yeşil alanlar otoparka dönüştü. İstanbul’un gözbebeği Ataköy’den planları görerek emsallerine göre çok büyük bedel ödeyerek daire satın alıyorsunuz. Alırken ben burada, bu düzende mutlu bir yaşam sürerim diyorsunuz. Yani devlete güveniyorsunuz. Sonra bir bakıyorsunuz bizi yönetenler her türlü plan değişikliğini yaparak sizin yaşamınızı çekilmez hale getiriyor. Hangi hukuk devletinde böyle uygulamalar yapılabilir? “Biz İstanbul’un 30 yıl sonrasının planlarını yapıyoruz” diyenler, çok büyük bölümünüz, İstanbul’un değil 30 yıl sonrasının, 30 gün sonrasının planlarını yapacak bilgi ve kafa yapısına sahip değilsiniz. 5 (GÖZDER) GÖRME ÖZÜRLÜLER DERNEĞİ ÜYELERİ İFTARDA BULUŞTU Görme Özürlüler Derneği (GÖZDER), dernek üyeleri ve aileleri bu yılda iftar yemeğinde biraraya geldi. Carousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin destekleri ile verilen iftar yemeği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Florya Sosyal Tesisleri’nde düzenlendi. İftar yemeğine, Bakırköy Kaymakamı Dursun Ali Şahin, Carousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Mermer ve eşi İnci Mermer, Carousel Genel Müdürü Orhan Demir, GÖZDER Başkanı Bülent Kelleci ile dernek üyeleri ve aileleri katıldı. Katılımın oldukça yoğun olduğu iftar yemeği son rasında konuşan Bakırköy Kaymakamı Dursun Ali Şahin, ‘’Bu mübarek gecede sizlerle bir arada olmaktan dolayı mutluluk duyuyorum’’ dedi. İftar yemeğinde konuşan GÖZDER Başkanı Bülent Kelleci’de, dernek üyeleri ve ailelerine yönelik ver- ilen iftar yemeğinin gelenekselleştiğini belirterek, kendilerine destek olan Caraousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Mermer ve eşi İnci Mermer ile Bakırköy Kaymakamı Dursun Ali Şahin’e teşekkür etti. Yemek sonrasında görme özürlü KerimSelim Altınok kardeşler ile solist Pınar Çelikdelen, Türk müziğinden eserler seslendirerek yemeğe katılanlara müzik ziyafeti sundular. (Yavuz ARPACIK) CAM ALTI RESMİN USTASI, BAKRIKÖYLÜ RESSAM EMİNE YEDİKUVVET Bakırköylü Ressam Emine Yedikuvvet, Türkiye’de cam altı resim çalışması yapan 10 sanatçıdan birisi olduğunu söyledi. Emine Yedikuvvet, gazetemize verdiği röportajda, cam altı resim çalışmasının çok zor olduğunu ve uzun zaman gerektirdiğini belirterek, ‘’Cam altı resim çalıştığınız zaman müzelik resim çalışmanız lazım. Cam altı resim çalışması yapmak zordur. Tamamen camın arkasından tersten çalışılıyor. Tersten çalıştığımız için, ön yüzünde gördüğümüz renklere ulaşabilmek için arkasında en az 3 farklı renk tonu var. En büyük zorluğu ise resim bitinceye kadar çevirip bakma şansınız yok. Beyninizin iki tarafını da çok iyi kullanmanız gerekir. Ayrıca cam altı resim, dersi verilecek bir sanat değil. Çok uzun yılların sanat birikimi gerekiyor. Desen bilgisi, renk bilgisi ve çok gelişmiş bir hayal gücü gerekiyor. Bir cam altı resim yapmak çok uzun zaman alıyor. Örneğin, bir şahmeran resmim var. O şahmeran resmi için gece gündüz çalıştım ve 22 günde bitti. Sadece bir resim. Çizimi hariç, Cam altı resim öyle bir şey ki, resmin bittiği zaman ön yüzünde ne çıkacağını çevirip bakamayacağım için beyin gözü ile görüyorum. İnsanların cam altı resmi görmelerini istiyorum. Çünkü son derece zor ve çok özel bir çalışma’’ dedi. CAM ALTI RESİM Cam altı, resmin farklı bir malzeme ve teknikle çalışılmasıdır. Cam altı resim oldukça güçtür. Camın tersinden çalışılması ve camın kaygan olması nedeniyle tüm resim bitmeden çevirip bakılamadığı için, sanatçının gelişmiş desen ve renk bilgisine ayrıca hayal gücüne sahip olması gerekir. EKİM’DE YENİ SERGİ Bu arada Emine Yedikuvvet’in cam altı resimlerinden oluşan sergisi Ekim ayı sonunda TUYAP Sanat Fuarı’nda sergilenecek. Bahariye Sanat Galerisi ile çalışacak olan Yedikuvvet’in sergisinde 15 eser yer alacak. EMİNE YEDİKUVVET Bakırköylü ressam olan Emine Yedikuvvet, 1957 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamlayan Yedikuvvet, Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü okudu. 1981-1989 yılları arasında deri ve tekstil moda tasarımları yaptı. 1990 yılında kendi atölyesini açarak resim ve vitray sanatına ağırlık verdi. 46 resim sergisi ve yurt içi sanat festivallerine katıldı. 6 kişisel sergi açtı. Gülhane’de resterasyonlu tarihi bir otelin ve özel mülklerin duvar resimlerini yaptı. Kütahya Tarihi Adliye Sarayı, Kütahya Tarihi Çinigar, Aksaray İli Adliye Sarayı, İstanbul Şirinevler Ulu Camii, Cevahiroğulları Haramidere Malikanesi, İzmir İnciraltı Özdilek Oteli’nin de bulunduğu sayısız vitray çalışmaları Macaristan ve İsviçre’ye kadar uzandı. Uzun yıllar cam sanatını incelediği ve uyguladığı için, oldukça güç olması nedeniyle çok az sanatçının profesyonel anlamda çalışabildiği cam altı resimde başarılı eserler sergiledi. Cam altı resimlerinde önemli yeri olan Şahmeran’ı Türkiye’de dikey yorumlayan ilk sanatçıdır. 2007 yılında Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği’ne üye alındı. 2009 yılında 3. Egeart Sanat Günleri’ne katıldı. Eseri, sanat kataloguna seçildi. Sanatın yaratıcılık için vazgeçilmez bir olgu olduğunu ve sanatın bütün dallarının birbirinden beslendiğini düşünen Emine Yedikuvvet, çalışmalarını Bakırköy’deki atölyesinde sürdürmektedir. ( Yavuz ARPACIK ) 7 ADLİYELER ARASI FUTBOL TURNUVASI’NDA BAKIRKÖY ŞAMPİYON İbrahim Gürses 17.07.1954 yılında Eskişehir’de doğan İbrahim Gürses evli ve 1 kız 1 erkek olmak üzere 2 çocuk babasıydı. !979 yılında meslek hayatına başlayan Gürses, sırasıyla Kurtalan Cumhuriyet Savcılığı, Mardin Cumhuriyet Savcılığı, Turhal Cumhuriyet Başsavcılığı, Afyonkarahisar Cumhuriyet Savcılığı, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı, Sinop Cumhuriyet Başsavcılığı ve Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı görevlerinde bulunduktan sonra 05.07.2004 tarihinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili görevine atandı. İbrahim Gürses, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili iken 17 Mart 2010 tarihinde vefat etti. İstanbul adliyeleri arasında düzenlenen futbol turnuvasında Bakırköy Adliye’si şampiyon oldu. Yedikule Zigana Tesisleri’nde gerçekleştidrilen ve İstanbul’da bulunan 26 adliye takımının katıldığı turnuvada, 13 takımlı 2’şer grup halinde mücadele edildi. Gruplarında ilk 8 takım arasına girmeyi başadan ekipler arasında çapraz eşleşme usulüyle eleme maçlarına geçildi. Turnuva boyunca üstün bir performans gösteren Bakırköy Adliyesi, final maçında Kadıköy Adliyesi’ni 4-1 yenerek şampiyonluk kupasını kazandı. Bakırköy Adliyesi Futbol Takımı kazandıkları şampiyonluk kupasını 17 Mart 2010 tarihinde vefat eden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili İbrahim Gürses’in ailesine takdim etti. Turnuvanın 8 yıldır düzenlediğini belirten Antrenör ve oyuncu Şerafettin Şener Bakırköy Adliyesi olarak önceki yıllarda da turnuvaya katıldıklarını fakat ilk defa şampiyon olduklarını ifade etti. Takımın kadrosunun tamamının Bakırköy Adliyesi personelinden oluştuğunu kaydeden Şener, ‘’Bu turnuvayı tamamen aramızda olan güzel arkadaşlık sayesinde kazandık. 26 takımın katıldığı zorlu mücadelelerin geçtiği çetin bir turnuva yaşadık. Ve sonuçta şampiyonluk kupasını kaldırdık. Bunun için çok mutluyuz. En büyük mutluluğumuz rahmetli başsavcımız İbrahim Gürses adına katıldığımız bu turnuvayı şampiyon olarak tamamlamak ve şampiyonluk kupasını rahmetli başsavcımızın ailesine hediye etmek oldu. Bunun için sevinçli ve çok gururluyuz’’ dedi. Takım kaptanı Resul Güzel’de şampiyon oldukları için tarif edilmez bir mutluluk yaşadıklarını belirterek, turnuva boyunca bütün ihtiyaçlarını karşılayan Öztürk Yemek Firması sahibi Yavuz Öztürk’e teşekkür ett. (Yavuz ARPACIK) 9 ALMANYA’DA DİŞİ AĞRIDI, TÜRKİYE’DE POLİKLİNİK KURDU Dentaworld Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği, Sağlık Bakanı Dr. Recep Akdağ tarafından hizmete açıldı. Florya’da hizmete giren Dentaworld, üstün teknolojik imkanların yanı sıra acil servis hizmeti ve mobil acil servis hizmeti gibi Türkiye’deki bazı ilkleri de uygulayacak. Özellikle yaşlıların, hamilelerin ve bedensel engellilerin özel durumları göz önünde alındığında Dentaworld, "Mobil Acil Hizmetiyle ağız-diş sağlığı alanın da bir çığır açıyor." Ayrıca, Dentaworld ekibi, ücretsiz interaktif eğitim başlatacak. Çözüm ortaklarıyla, interaktif olarak ağız ve diş sağlığı konusun da özellikle yarının büyükleri olacak küçükleri eğitecek ve bilinçlendirecek. Dentaworld, öncelikle Floryalı ailelere, gençlere, miniklere, Florya’daki spor kulüpleri dahil, kültür-sanat kuruluşları mensuplarına, Florya’daki şirketlerde çalışanlara 365 gün 7/24 hizmet verecek. Kliniğe gelemeyenlere de mobil acil servisle Dentaworld’ün kaliteli hizmetiyle yardım sağlayacak. Günaydın Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Günaydın’ın iş seyahati için gittiği Almanya’da çektiği diş ağrısı, hayatını değiştirdi. Verilen hizmetin hem yetersiz, hem de pahalı olduğunu gören Mustafa Günaydın, Türkiye’de Dentaworld’ü kurmaya karar verdi. Tekstil ve inşaat sektörlerinde uzun yıllardan bu yana hizmet veren Mustafa Günaydın, Almanya’da dişi ağrıyınca sağlık sektörüne de yatırım yapmaya karar verdi. Dişi ağrıdığı için Almanya’da hastaneye giden Günaydın Şirketler Grubu Başkanı Mustafa Günaydın, “Sabaha kadar çektiğim diş ağrısından sonra diş hekimine gittiğim zaman verilen hizmetin Türkiye'de verilen hizmet ten 3 kat daha pahalı olduğunu, ayrıca hizmet kalitesinin de düşük olduğunu gördüm.Bunu konuyu hemen araştırmaya başladım. Avrupalıların ve Avrupa’da yaşayan Türklerin kurumsal olarak hizmet alabileceği bir sağlık yatırımının temelleri burada saklı” diye konuştu. Türkiye’nin imajına katkı sağlayacak Almanya’da yaşayan Türklerle yaptığı sohbetlerde, hastaların bazılarının bireysel, bazılarının da aracılar tarafından Türkiye’ye geldiğini hatırlatan Mustafa Günaydın, “Hastalar, tedavilerinden sonra ülkelerine döndüklerinde çıkan herhangi bir problem karşısında muhatap bulamıyor. Bu da Türkiye'nin imajını olumsuz olarak etkiliyor. Buradan yola çıkarak sağlık turizminin kurumsal kimlik çatısı altında, organize bir şekilde yapılmasına ve yurtdışındaki diş hekimleri ile iş birliğine gidilmesi gerekliliğine inandık ” diye konuştu. Günaydın, özellikle Fransa, Hollanda, Belçika, Almanya ve İngiltere’deki hastaların diş tedavisinde Türkiye'yi tercih ettiğini dile getirerek, “Ayrıca Rusya, Türk Cumhuriyetleri, Bir leşik Arap Emirlikleri ile Irak'daki hastalar da diş tedavisinde Türkiye'yi tercih etmektedir” dedi. Alo Acil Mobil Diş Hekimi Servisi Sağlık turizmini öncelikli hedeflerinden biri olarak gördüklerini ancak Türkiye’deki vatandaşlara karşı hizmet sorumluluğunu da unutmamak gerektiğini ifade eden Mustafa Günaydın, seksektördeki önemli eksikliklerden birinin de polikliniğe gelemeyegelemeye- cek durumda olan hastalara hizmet olduğunu ifade etti. Özellikle yaşlı, hamile ve bedensel engellilerin dişhekimliği hizmeti alma konusunda sıkıntı yaşadıkyaşadıklarını ve bunun sosyal sorumluluk projesi olarak kabul ettiklerini aktaran Mustafa Günaydın şöyle devam etti: “Uzun yıllardan beri inşaat ve tekstil üretiminde iş yapmaktayım.Vardiyalı sistemde çalışırken karşılaştığımız en büyük güçlüklerden biri gece çalışanların sağlık sorun larıdır. Diş rahatsızlıkları dışındaki sağlık sorunları ülkemizde kolaylıkla çözülmektedir. Fakat geceleri diş problemi olan çalışanlar bunu çözmek için birkaç yer dolaşıyor. Bu da işveren için ciddi zaman ve üretim kaybı demektir. 24 saat tam teşekküllü hizmet veren bir diş kliniği yatırımı ile bu soruna son vermeyi ilke edindik. Dentaworld bunu sosyal sorumluluk projesi olarak da hayata geçirmektedir.” Yabancı yatırımcı için cazibe kayboldu Günaydın Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Günaydın,özel sağlık tesisi yatırım maliyetinin geri dönüşünün 10 yıl olduğunu fakat son iki yıldır Sosyal Güvelik Kurumu’nun fiyat kısıtlamalarından dolayı sektörün krize girdiğini ve bu sürenin 15 yıla uzadığını söyledi. Yabancı yatırımcılar açısın dan da sağlık sektörünün cazip olmaktan çıktığını sözlerine ekleyen Günay dın şöyle tamamladı: “Dentaworld, özellikle ağız ve diş konusunda sağlık turizmine ağırlık verecek. Böylelikle ülkemize ciddi bir döviz girdisi sağlayacağız. Yaptığımız yatırımın geri dönüşünü 6 - 7 yılda alabileceğimizi tahmin ediyoruz.” Florya’da yaklaşık 2 milyon dolarlık yatırımla hayata geçen Dentaworld, günümüz şartlarına uygun son teknoloji cihazlarla donatıldı. ATAKÖY PLUS AVM’DE SANAT GÜNLERİ AYŞECAN KURTAY ‘’CAN-BAZLAR’’ SERGİSİ Ataköy Plus Alışveriş ve Yaşam Merkezi Sanat Günleri etkinlikleri kapsamında Ayşecan Kurtay’ın ‘’CanBazlar’’ isimli sergisi düzenlendi. Ataköy Plus AVM’ terasında sanatseverlerin beğenisine sunulan sergide, 26 adet eser yer aldı. İlk kez bir alışveriş merkezinde sanatseverler ile buluştuğunu ifade eden Kurtay, sergisinde hayat ipinde dengede kalmanın ipuçlarını verdiğini belirtti. Ayşecan Kurtay sergi ile ilgili olarak, ‘’Katman katman biriktirdiğimiz yaşanmışlıklarımız ve varlıklarımızın ispatı kıldığımız becerilerimiz ve her birimiz hayat ipinde canlarımızı baz alarak her türlü yöntemlerle dengede durmaya çalışan cambazlarız… Benim cambazlarımda kat kat geçmişi ve günümüzü içinde taşıyarak, zorluklara göğüs gererek geliştirdikleri becerileriyle bizlere imkansızın olmadığını ve mucizelerin bizlerin elinde olduğunu anlatmaya çalışıyorlar’’ dedi. Bu arada Ayşecan Kurtay’ın ‘’Can-Bazlar’’ sergisi, 13 Ekim’e kadar Ataköy Plus AVM Terası’nda sanatseverlerin beğenisine sunulacak. AYŞECAN KURTAY İstanbul doğumlu olan sanatçı 1986 yılında Saint-Benoit Lisesi’nden mezun oldu. Sanat eğitimine, 1993’de Hülya Düzenli Atölyesi’nde başladı. 2003 yılında Yusuf Taktak Atölyesi ile tanışan sanatçı, 2001 yılından beri kendi atölyesinde çalışmalarını sürdüüyor. BÜYÜK TÜRKİYE PLATFORMU İFTAR YEMEĞİ Büyük Türkiye Platformu, üyelerine iftar yemeği verdi. Bakırköylü İşadamları Derneği’nde (BİAD), düzenlenen iftar yemeğine Büyük Türkiye Platformu yönetim kurulu ve üyeler katıldı. Yemeğe katılımlarından dolayı üyelere teşekkür eden Büyük Türkiye Platformu Başkanı Remzi Şen, 12 Eylül’de yapılacak referandum sürecini de değinerek, üyelerden hayır oyu kullanmalarını istedi. Büyük Türkiye Platformu 2. Başkanı Fuat Yılmaz’da üyelerle bir arada olmaktan dolayı mutluluk yaşadıklarını belirterek başladığı konuşmasında, 12 Eylül’de anayasa değişikliği ile ilgili yapılacak referandum hakkında bilgiler verdi. Yılmaz, 12 Eylül’de ülkesini seven her bireyin hayır oyu kullanması gerektiğini ifade ederek, ‘’Ülkesini, milletini seven her birey 12 Eylül’de AKP zihniyetine gereken dersi vermelidir. Referandumda hayır oyu kullanmalıdır.’’ dedi. (Yavuz ARPACIK) 11 BAŞKAN ATEŞ ÜNAL ERZEN SÖZÜNÜ TUTTU: DİŞ ÜNİTELERİ AÇILDI 2009 yerel seçimlerinden önce Bakırköy Belediyesi’nin sağlık merkezlerinde yeni diş üniteleri açacağı sözünü veren Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen,” Sözümüzü tuttuk, Bakırköy’de 4 tane diş ünitesi hizmete açtık” dedi. Devletin sadece devlet hastaneleri ve fakültelerde diş tedavi merkezleri olduğunu belirten Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen,” Diş tedavisine ulaşmak çok zor. Yurttaşlarımız diş tedavileri için sadece devlet hastanelerinden, fakültelerden yararlanabiliyordu ya da özel diş hekimlerine gitmek zorunda kalıyorlar. Maalesef bunun sıkıntıları yaşanıyordu. Seçimlerden önce mahallelerinde diş tedavilerini yaptırabilecekleri için söz vermiştim. Bu sözümü de şimdi yerine getiriyorum ve yeni oluşturulan Bakırköy Belediyesi Diş Hekimliği Şefliği bünyesinde Ataköy. 9. Kısım, Yeşilköy, Şenlikköy ve Kartaltepe mahallerinde bulunan sağlık merkezlerimizde diş ünitelerimizi hizmete açtık. Vatandaşlarımız burada protez hariç tedavi hizmetleri kapsamında diş çekimi, dolgu, kanal tedavisi, diş taşı temizliği hizmetlerini tamamen ücretsiz alacaklar. 4 diş ünitemiz günde 15-20 hastadan toplamda 80 hastaya kadar bakabilecek. Diş ünitelerimizde kullanılan aletlerin hepsi yeni ve son teknoloji ürünüdür. Kullanılan malzemelerde en kalitelisidir. Diş ünitelerindeki diş hekimi arkadaşlarımızın hepsinin güler yüzlü ve hastasına sıcak davranabilmelerini önemsiyorum. BAKKART’lı Bakırköylülerimizin yararlanabileceği hizmetler için önceden randevu almaları gerekmektedir. “şeklinde açıklamalarda bulundu. Bakırköy Belediyesi tarafından ücretsiz olarak hizmet verecek sağlık merkezlerinin randevu telefonları ise şöyle: Yeşilköy Sağlık Merkezi: 573 33 60-62 Şenlikköy Sağlık Merkezi: 592 93 05 Ataköy Sağlık Merkezi: 661 89 71 Kartaltepe Sağlık Merkezi: 542 57 02 Bu arada, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, Osmaniye Mahallesi’nde yaptırılan Çocuk Ağız Diş Sağlığı Merkezi’nin de eylül ayı içerisinde hizmete açılacağını da müjdeledi. ÇOCUK AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ EYLÜL SONU AÇILIYOR Diş polikliniklerinin açılması Bakırköylüler arasında memnunlukla karşılanırken Bakırköy Belediyesi ile yazamaz haline gelebiliyor. Sağlık İşlerinden sorumlu başkan yardımcısı Bahar Sunman sorularımızı yanıtladı ve açıklamalarda Yani SSK’lı ya da BAĞKUR’lu hastalara reçete yazabilecekler. bulundu; Evet. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun oradaki tek şartı ise şu. Evet sen reçete yazabilirsiniz ama ben Sayın Bahar Sunman, Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen Bey’in seçimdeki vaatlerinden bir sana bir kuruş muayene ücreti ödemem. Zaten öyle bir beklentimiz de yoktu. tanesi de Bakırköylülere diş poliklinikleri açmaktı. Ve diş poliklinikleri açıldı.. Bu konuda Biz her sene 150 bin hastaya bakıyoruz. Ve şimdiye kadar ne SGK’dan ne de Sağlık Bakanlığı’ndan neler söyleyeceksiniz? bir kuruş para da istemedik. Diş polikliniklerini mayıs ayında açtık. Tabi öncelikle çalışanlarımızın da ihtiyaçlarını karşılamak Biz onu tamamlayıcı bir sistem oluşturuyoruz. Bütün diğer uzman hekimlerin için görüntüleme istedik. Ve Ağustos ayı itibari ile de tüm Bakırköy’de lansmanını yaptık. 4 tane sağlık birimimizde hizmetine girebilmemiz lazım. Çünkü bütün o uzman hekimlerin olmayacağı sadece aile hekimlerine birer tane diş ünitesi açtık. Randevu sistemi ile çalışacağız. Çünkü uzun süreli tedaviler var. yönelik görüntüleme hizmeti almanın çok anlamı yoktu.1.5 senelik hizmet alımımız var. Meclis karar Ortodontri ve protez dışında tüm diş hizmetlerini bu ünitelerimizde veriyoruz. Sadece diş çekimi çıkartmıştı. Ancak tamamlayabildik. Bu rayına oturursa bu 1,5 senenin sonunda yani 2011’in olmayacak, kanal tedavisine, dolgusuna kadar birçok hizmet vereceğiz. Ve buraya aldığımız alet, sonuna kadar o sıkıntımız kalmayacak. Muayene satın alıyorsunuz. Doktor almak değil bu. Biz edevatı da yerli aldık. Çünkü o konuda gösterişe gitmenin bir anlamı yok. Ama muayene satın alıyoruz. Diyoruz ki, şu kadar adet dahiliye muayenesi, hangi doktor olduğu önemli ağız içine girecek, yani insan sağlığını etkileyecek her türlü materyalin ve değil. Büyükşehir Belediyesi de aynı bu şekilde alıyor. medikal aletin en iyisini almaya çalıştık. Şu an ünitelerimizde en iyi diş Sayınn Sunman verdiğiniz bilgiler için teşekkürederiz. kliniğine gittiğinizde ne kullanılıyorsa bizde onu kullanıyoruz. Hedefimiz diş hekimi başına 20 hasta almak. Çocuk Diş Polikliniği’nin binasını Fen İşleri Müdürlüğü’nden devralıyorum. Fen İşleri çok güzel bir iş çıkardı. Tebrik ediyorum. Projeyi biz çok profesyonel, medikal mimariyi bilen bir proje grubuna çizdirdik. Duvar boyasından, yer kaplamalarına Bakırköy Kaymakamı Durkadar hepsi antistatik, antibakteriyel. Osmaniye Mahallesi’nYAKUP VATAN sun Ali Şahin’in Yalova deki eski kız yurdu binasını tamamen soyduk, güçlendirme KİMDİR valiliğine atamması ile ile beraber bütün içini tekrar giydirdik. Bakırköy Kaymakamlığı’na boşalan Bakırköy Orası tamamen Çocuk Diş Polikliniği mi olacak? atanan Yakup Vatan. Ankara Kaymakamlığı’na Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi olacak. Bir pedegoğumuz da Üniversitesi Sosyal Bilgiler FakülYakup Vatan. olacak. Pedagog’da çocuklara diş sağlığı ve koltuğa oturma tesi Siyaset ve idare bölümü Yakup Vatan, kültürü sağlayacak. Biliyorsunuz biz Türk halkı olarak dişçiden mezunu gazetemize yapkorkarız. Hedefimiz ağız hijyeni ve koltuğa oturma kültürü sağlamak. Osmaniye Çocuk Yakup Vatan, iş yaşamı tığı açıklamada, Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde 7 tane diş hekimi hizmet verecek. Ve otobüslerle çocukboyunca, 1976-78 yıllarında ‘’Bakırköy ilçe ları okullardan alacağız eğitimlerini vereceğiz. Ağız sağlığı nedir? Sağlıklı beslenme nedir? Ticaret Bakanlığı Teşvik ve olarak kendini Diş fırçalama nasıl yapılır? gibi eğitimleri vereceğiz. Ayrıca bir çocuk oyun alanı yaptık. Uygulama Genel Müdürlüğü kabul ettirmiş. Çünkü 4-14 yaş arası çocukları hedefliyoruz. Bakırköy’deki okullardaki tüm çocukları (Başbakanlık DPT) Memur ve Mümtaz bir Bakırköylüdür varsayacağız. Eğitimli, programlı bir proje İlk sene 10 bin çocuk hedefliyUzman Yardımcısı, 1978yere ulaşmış. oruz. Diş aletlerinin, medikal aletlerin alımını yaptık. Binayı devralmayı bekliyorduk. Onun 1979 yıllarında Dış İşleri Dolayısıyla kurulumlarını da yaptıktan sonra Eylül sonuna açılışa hazır hale gelecek. Altında Bakanlığı T.C Zagreb eğitim seviyesi ile, Osmaniye Sağlık Birimi’ni de tuttuk. Orayı da yenileyerek, tekrar açmış olacağız. Başkonsolosluğu ve T.C Belgrad yaşam tarzı ile, Bahar Hanım, sağlık ocaklarının son durumu nedir? Biliyorsunuz, Aile Hekimliği Başkonsolosluğu/ Sekreter, ekonomik seviyesi devreye girdi. Belediyenin çalıştırdığı sağlık ocaklarının durumu ne olacak? 1980 yılında Milli Eğitim Bakanlığı ile belli bir noktaya Onlar kalacak. Bu sağlık ocaklarının kalacağını biz ilk günden beri söyledik. Çünkü Sağlık Hukuk Müşavirliği Raportörü, gelmiş bir ilçemiz. Bakanlığı sistematik bir şekilde buna geçiyor. O dönemde ben Sağlık Bakanımızın da 1981-1983 yıllarında İzmir Valiliği Bizim buradaki göreolduğu bir toplantıya katılmıştım. Bir tek Sağlık Bakanlığı aile hekimliğine geçtiği zaman Maliyet Memurluğu (Kaymkam vimiz bu hizmetlerin, hayat bizim diğer hekimlerimizin reçete yazıp yazmama konusunda kaygımız vardı. Biz aile Adayı), Mersin-Gülnar ve Isparta-Galstandartlarının ve bu hayahekimliğinde Sağlık Bakanlığı ile bir rekabet içinde değiliz. Rekabet içinde olmanın hiçbir endost Kaymakam Vekilliği, 1983ta hizmet eden bütün kurum ve anlamı da yok. Başarılar dileriz. 61 tane aile hekimini burada konuşlandıracak ve hizmet 1988 yıllarında Eskişehir-Mahmudiye kuruluşların daha iyi çalışarak, Bakırköy’ün Kaymakamı, 1988-1990 yıllarında verecek. Bizde zaten bu dönemin başında Bakırköy için sağlıkta dönüşümü planladık. yerleşik kaliteli hayatını daim kılmak ve daha Erzurum-Otlu Kaymakamı, 1990-1992 Yani dedik ki, aile hekimliği olduğu zaman biz niye taşlarımızı aynı yere koyalım, o zaman da kaliteli hale getirmek için hizmetlere bizde dişe yatırım yaparız. Ya da diğer sağlık alanlarına yatırım yaparız. Mesela geriatri yılları arasında İçişleri Bakanlığı Şube devam etmektir. Bu vesile ile bütün hemşeri- Müdürü, 1992 yılında yurt dışı görevi hizmetimiz var. Biz şimdi bir hizmet alımı yaptık. Göz, kadın doğum, dahiliye, nörolog, lerimizden bayramlarını kutlarım. Herkese KBB, ürolog, ortopedi, diyetisyen, psikolog gibi çok geniş tabanda bir hizmetler vermek (İngiltere), 1993-1997 İçişleri Bakanesenlikler dilerim’’ dedi. gerekir. Çünkü geriatri hizmetinin koordinasyonlu olarak bütün bu hizmetleri barındırması lığı Daire Başkanı, 1997-1999 yıllarıngerekir. Evet yine orada bir aile hekimimiz olacak. Çünkü bütün doktorlarımızı aile hekimda Manisa-Alaşehir Kaymakamı, liği formasyonuna zaten geçirdik. Ama bunu o bölgenin alt yapısına göre uzman doktorlar1999-2001 yıllarında Sivas Vali la destekliyoruz. Örneğin, Osmaniye’de, Kartaltepe’de ve Şenlikköy’de doğurgan nüfus Yardımcısı, 2001-2003 yıllarında oranı çok yüksek olduğu için oralara birer kadın doğum uzmanı koyuyoruz. Oralara laboKahramanmaraş Vali Yardımcısı, ratuar hizmeti, diş hizmeti götürüyoruz. Bir de onun dışında bize Mahalli İdareler Genel 2003-2006 İzmir Vali Yardımcısı Müdürlüğü’nden yen, bir yazı geldi Kanser Erken Teşhis ve Eğitim Merkezi (KETEN)’in görevlerinde bulundu. belediyelerde açılması üzerine. Son olarak İzmir İl Özel İdaresi Genel Peki Bahar Hanım o hekimler reçete yazabilecekler mi? Sekreterliği görevindeyken Bakırköy Yazabiliyorlar. O konuda da değişiklik oldu. Sağlık Uygulama Tebliği’nde bir değişiklik Kaymakamlığı’na atandı. yapıldı ve şu anda yazabiliyorlar. Ama biliyorsunuz bunlar bir tebliğ ile yazabilir, bir tebliğ Yakup Vatan evli ve 4 çocuk babası BAKIRKÖY KAYMAKAMI YAKUP VATAN 12 Değerli okuyucularım; hayat hem kısa hem de uzun derler, yaşandığı süreç içinde insanlarımızın tek arzusu aile bireyleri ile birlikte mutlu olabilmek, güncel sorunlarında kendilerine merkezi ve yerel yönetimlerin yardımı ve düzeni sayesinde güncel sorunları karşılayabilmek amaçları olmaktadır. Bu yaşam standartını düzenleyici rolünü üstlenen merkezi ve yerel yönetimlerin icraatı tamamen insanlarımızın mutlu olmaları halinde geçerlidir. Çünkü insanlarımız güncel sorunları sorunsuz halde yaşıyorlar ise hayatları memnun oluyor demektir. N I M A Þ A Y ÝÇÝNDEN Şimdi yaşadığımız bölgede seyreden bazı olayları sizlerle irdeleyerek, burada yaşayanların mutlu olup olmadıklarını paylaşalım ve bazı karmaşalı uygulamaların insanları ne hale getirdiklerini görelim. A- BİRİNCİ ÖRNEK: Uygulama kargaşalarının en büyük faktörü yerel yönetimlerdeki Büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasındaki hizmet paylaşımında ortaya çıkan koordine eksikliğidir. Şu cadde, şu sahil, veya bu park benim, diğerleri senin gibi bölünmeler uygulamada büyük problemler doğurmaktadır. Çok konuşulan ve çok yazılan konu olduğu için Yeşilköy-Yeşilyurt park ve sahillerini örneklemek istiyorum. verilen değer ölçüsünden ne ifade ettiğini görüşünüze sunuyorum. Çünkü yasaklayan valilik makamı ile tesisleri açan aynı zamanda iptal eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi ayrı ayrı ülkelerin yötecilerimidir ki: Birisi ‘’burada sağlık sorunu vardır, yüzülemez’’, diğeri ise ‘’ Madem ki kirlilik var, bende bu tesisi iptal ediyorum’’ davraınışı onbinlerce insana ve burada yaşayan Yeşilköylülere zulum olup olmadığını düşünüyor sevgili Yeşilköylülere buradan mesaj göndererek, çeşitli şekillerde bu olayın, ilgililere, basına duyurulmalarını, sorunları dile getirmelerini önemle rica ediyorum UNUTULAN DEĞERLER VE VEFA KONUSU Ataköy Olimpiyat Evi karşısındaki kavşakta Bakırköy Belediyesi Encümeni’nce isimleri verilen Uğur Mumcu ve Adnan Kahvesi Caddeleri’nin ve tabelalarının bakımsız kalışı ve sebebi dikkatinizi çekti mi? Fikret TORAMAN Yine ana arter olarak anılan Bakırköy Sahil Caddesi’nde eski Belediye Başkanı Aytekin Kotil adına dikilmiş olan mermer sütunun yerinde bulunmadığı, ilgililerin dikkatine sunulur çünkü geçmişimize, bu ülke ve şehirlere emek vermiş insanlarımıza saygı ve değer vermek zorundayız. YEREL HİZMETLERDE KARMAŞA. MAĞDUR OLAN SESSİZ HALKIMIZ. Genel olarak bahsettiğimiz cadde, park, sokaklarda bugün başıboş köpek ve kedilerden geçilmemekte, onların pislikleri arasında vatandaşlar zikzak yapmakta, köpek saldırılarına da hedef olmaktadırlar. Doğanın can damarı olan yeşil alan ve ağaçlar acınacak halde, bakımsız, sokaklarda çürüyen çöp kutuları, zamanında temizlenmeyen sahil şeridi ve pisliği, ilaçlama konusu insanları bezdirecek boyuttadır. Bunların nedeni yukarıda bahsettiğimiz gibi benim bölgem, senin bölgen ‘’SEN KARIŞMA’’ felsefesinden kaynaklanmaktadır. 21.07.2010 tarihinde internetten Yeşilköy’de bir vatandaşımızın söylediği gibi ‘’YEŞİLKÖY ARTIK YAŞANMAZ HALE GELMİŞTİR’’ tepkisi herhalde ilginizi çekmiştir. Herşeye rağmen düzelen, değişen hiçbir şeyin olmadığı da üzüntü vericidir. B- İKİNCİ ÖRNEK: Yine çok akıl almaz, mantığa sığmaz bir konu olması açısından sizlere iletmek istediğim Yeşilköy Sahil’deki deniz kirliliği, denize girme, boğulma ve orada yapılan bir plajın işletmesinin kapatılması olayıdır. Bu sahiller uzun yıllar önce bir Hollanda şirketine ihale edilmiş, doğal konumundan bugünkü plaj haline getirilmiştir. (Keşke gtirilmeseydi de bugünkü olaylar yaşanmasaydı) Daha sonra Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı ve Sayın Kadir Topbaş zamanında düzenlenerek çimlenmiş, asfalt sulama tesisleri, üç yıl öncede Çiroz semtinde halk plajı adı altında plaj tesisleri yapılmıştı. Üç yıl önce burası açılırken kullanma, yararlanma, yarar ve zararları hakkında yöre halkına danışılmadan yapılmış kendi halinde ve bütün Bakırköy ile çevre halkına açık bir şekilde işletmeye alınmıştır. İşte bugün fizibilitesi yapılamayan bu plaj suları kirliliği nedeni ile devre dışı bırakılmıştır yani denize girmekten vazgeçmeyen insanlarımız burada başıbozuk düzende hiçbir ihtiyacını cevap vermeksizin serinlemektedirler. Bağcılar, Güngören, Esenler, Bahçelievler, Küçükçekmece, Zeytinburnu özellikle hafta sonları onbinlerce vatandaş sahilde toplanmakta her yılda 10-15 genç çocuğumuz boğulmaktadır. Ama buna rağmen iptal edilen bu plajın yerine valiliğin koyduğu yasak bahane edilerek, Menekşe Sahili’ne ücretsiz halk plajı açmakta, daha ileri de Florya’da ücretli olarak Güneş Plajı faaliyete geçirilmektedir. Burada sormakta yarar var: Yeşilköy Sahilleri kirli ise, Menekşe ve Florya Sahilleri çok daha mı temiz olmaktadır yoksa bu işlem siyasi bir davranış mıdır? C- SAHİLİN SON DURUMU: Mart 2010 tarihinde İstanbul Valiliği Sağlık Koordinasyon Komisyonu tarafından 5 km’ye yakın bu sahilin (Çiroz Plajı dahil) kirlilik nedeni ile denize girmenin yasaklandığı ilan edilmiştir. Şimdi soralım: 1- Bu plaj açılırken deniz suyu yüksek oranda mikroplu değil miydi öyle ise neden açıldı? 2- Şayet sağlığa aykırı derecede mikroplu ise milyarlarca TL sarfedilerek işletme tesisleri neden kuruldu ve ücretsiz olarak halka açıldı? 3- Yeşilköy Çiroz mevkiinde sahil suyu kirli ve zararlı ise Haziran’da açıldığı ilan edilen 2 km ileride ki Menekşe ücretsiz halk plajı ile ‘’ÜCRETLİ GÜNEŞ PLAJI’’NIN açılması ve Çiroz Plajı’nın tesislerinin iptal edilmesi ne ifade etmektedir? Bir başka dündürücü durum ise; halkımızın yasakları ve kirliliği hiçe sayarak Çiroz’da denize girdiklerine göre ‘’Çünkü ücretsiz’’ buradaki cankurtaran ekibi, güvenlik elemanları, büfe, wc, duş, soyunma tesisleri Büyükşehir tarafından kaldırıldığına göre bu sahildeki pisliğin insanlara ve Yeşiköylülere RAMAZAN İFTARLARI ABARTILIYOR MU? İçinde bulunduğumuz müslümanların önemli aylarından Ramazan’daki iftarlar benim şahsi görüşüme göre bir ibadet şeklinden ziyade siyasi gösterilere dönüşerek ekseninden saptırılmıştır. İstanbul’un her köşesinde onbinlerce hatta 40 bine varan miktarda sofralar kurulmakta bence bu yemeklerden gerçek ihtiyaç sahipleri fakir, fukara kardeşlerimizden ziyade, siyasal propaganda canbazlarının zaman zaman milletin parasını boşa harcadıklarını düşünmekteyim. Bu bağlamda sizlerle iftarla ilgili konuyu paylaşarak gerçekten dini ikramdan ziyade siyasetin kokusunun iftarlara hakim olduğunu açıklamak isterim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi sahillerde ve parklarda zaman zaman yüzlerce kişiye iftar yemeği vermektedir. Buna karşın bazı Yeşilköylü esnaf ve halkımız bu yemeğin bir kere de Bakırköy Belediyesi’nce tertiplenmesi istenmiş ben bunu bir duyum olarak aldığımda doğruluğu hakkında endişedeyim çünkü bu isteğe Belediye Başkanımızın ‘’Büyükşehir her gün orada binlerce kişiye iftar vermektedir. Yeşilköylülerde oraya gitsinler’’ demiş ve isteği geri çevirmiş. Bu konuyla ilgili bir Yeşilköylü partili arkadaş ise: ‘’Yeşilköy esnafı CHP’li değildir ki, neden iftar verelim’’ buyurmuş. İşte kastettiğim iftarın dejenere edilmesine örnektir bunlar. Ayrıca bu arkadaşa şunu sormak gerekir. Yeşilköy’deki halkın ve esnafın envanterini mi çıkardın ki, onların CHP’li olmadığını söyleyebiliyorsun. Bunun cevabını vermesi lazım. İşte bu örnekler iftarın ibadet gereği mi yoksa gösteriş mi olduğunu bence çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu vesile ile önümüzdeki Ramazan ve bayramın tüm insanlığa, Bakırköylülere 13 Kuşlar Gibi Uçmak, Balıklar Gibi Yüzmek, Kardeşçe Yaşamak İçin BAKIRKÖY ULUSLARARASI HEYKEL SEMPOZYUMU Bakırköy Belediyesi yeni bir projeye daha imza atarak, Bakırköy Uluslararası Heykel Sempozyumu gerçekleştiriyor. Sempozyuma 5’i yurt dışından 6’sı da Türkiye’den olmak üzere 11 heykeltraş katılacak. Bakırköy Belediyesi yeni bir projeye daha imza atarak, Bakırköy Uluslararası Heykel Sempozyumu gerçekleştiriyor. 1-20 Eylül tarihleri arasında Ataköy E-5 yanyol gölet çevresinde kurulacak sempozyum alanında gerçekleştirilen organizasyona, Türk heykeltraşlar, Bilal Hakan Karakaya, Mehmet Umut Çetiz, Korkut Sönmez, Tülay İçöz, Deniz Erol, Evrim Kılıç, ile yabancı heykeltıraşlar Ali Noori (Irak), Ivan Tsiskadre, Egidio Iovanna (İtalya), Husam Chaya (Lübnan), Kırıakos Dıdaskalou (Yunanistan) katılıyor. Dünya Barış Günü’nde Bakırköy’ün Atatürk Havalimanı barındırması sebebiyle tüm kıtalarla bağlantısının vurgulanması, Bakırköy’ün Türkiye’nin tüm dünya ile uluslararası barış ve sanat köprüsünün kurulması ve Türkiye’nin en modern ilçelerinden birisi olan Ataköy’e sanatsal çehrenin kazandırılması ve Ataköy’ün bir açık hava müzesine dönüştürülmesi amacı ile gerçekleştirilen sempozyumda, gerek Bakırköy'de yaşayan, gerekse yerli yada yabancı turistlerin, çocuk ve gençleriyle sempozyum çalışma ortamında sanat eğitimcisi ve sanatçılarıyla, uygun malzemelerle 3 boyutlu (heykel) çalışmaları yapılacak. Türkiye’de heykel sanatına emeği geçmiş sanatçılara “Yaşam Boyu Heykel Sanatına Katkı Onur Ödülü” verilecek ve sempozyum boyunca sanatçıların çalış- ma anını gösteren fotoğraflar, sanatçıların özgeçmişleri, sempozyumda gerçekleştirdikleri heykeller ve eserini açıklayan metin sonuçları Bakırköy Belediyesi tarafından bir kitaba dönüştürülecek. Bakırköy Uluslararası Heykel Sempozyumu ile ilgili görüşlerini aldığımız Bakırköy Belediyesi Sağlık İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Bakırköy Belediye Meclisi Kültür Komisyonu Başkanı Bahar Sunman, ‘’Bakırköy’de kültürel ve sanatsal bir etkinlik yapmak istedik. Bakırköy, Fatih veya Sultanahmet ‘te ki gibi değil. En azından Ataköy öyle değil. Ama Ataköy, Türkiye’nin ilk modern yerleşim birimi. O zaman bizde dedik ki, burası açık hava müzesi gibi bir yer olsun. Heykel kent yapabiliyorsak yapalım. Ve bu konuda çalışmalar yaptık. Bunun için dünya barış gününü içine alacak şekilde, Bakırköy Uluslararası Heykel Sempozyumu düzenliyoruz. Sloganımızı da kuşlar gibi uçmak, balıklar gibi yüzmek, kardeşçe yaşamak için Bakırköy Uluslar arası Heykel Sempozyumu diye belirledik. Bu sene 11 sanatçı geliyor. 5 sanatçı yurt dışından 6 tanesi de Türkiye’den. Önümüzde 3 sene daha var. Bu sempozyum adı altında Bakırköy 44 tane heykel kazanmış olacak. Bu konu çevresinde Ataköy’de E-5 yanyol gölet çevresinde bir sempozyum alanı kuracağız. Sanatçılar gelecekler verdiğiniz konuyla ilgili heykellerini yapacaklar. 20 gün boyunca orada adeta bir heykel atölyesi kuruyoruz. Tribünde yapacağız. Ayrıca, Dünya Barış Günü, Türkiye’nin heykele bakış açısı gibi çeşitli konularda söyleşiler düzenleyeceğiz. Daha sonra biz o 11 heykeli, sanatçı eseri ne düşünerek yapmış, neden yapmış heykelin hikayesini yazan künyeleri ile birlikte Bakırköy’deki parklara yerleştireceğiz.’’dedi. CHP MYK ÜYESİ PROF. DR. SÜHEYL BATUM BAKIRKÖY’DE CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi ve Anayasa Profesörü Süheyl Batum,”Neden Hayır” konulu panelde konuşmacı olarak geldiği Bakırköy’de CHP Bakırköy İlçe Örgütü’nü ziyaret etti. Batum, 12 Eylül’de yapılacak Anayasa Referandum’u öncesinde partililere bilgiler vererek, ‘’hayır’’ oyu istedi. Ataköy 7-8 Kısım Yunus Emre Kültür Merkezi’nde ‘’Neden Hayır’’ konulu düzenlenen panele konuşmacı olarak katılan Süheyl Batum, partililerin yoğun ilgisi ile karşılandı. Panelde konuşan Süheyl Batum, oylanacak olan anayasa değişiklik paketinin tamamen ‘ABD tarafından AKP’ye dikte edilerek hazırlandığını belirterek, başladığı konuşmasında, yapılacak değişiklikler hakkında bilgiler verdi. Demokrasilerde anayasanın toplumun değişik gruplarının ve katmanlarının isteklerini karşılaması ve bu grupların haklarını koruması gerektiğini ifade eden Batum, ‘’Oysa hazırlanan anayasa değişiklik paketi başlı başına AKP Anayasa’sıdır. Çünkü AKP’nin anayasa değişik- liği sürecinde hiçbir siyasi partinin görüşlerine başvurmadığını ve tüm sivil toplum örgütlerine üç gün süre verdiğini biliyoruz. AKP, bugüne kadar yapılan tüm çalışmalara, siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri tarafından hazırlanan taslaklara dönüp bakmadı bile. İşte bu nedenle hazırlanan anayasa tamamen AKP Anayasa’sıdır’’ dedi. 12 Eylül’de yapılacak olan Anaysa Referandumu’ndan evet oyu çıkması halinde Türkiye’yi karanlık günlerin beklediğinin altını çizen Batum, referandum sürecinde CHP olarak tabandan tavana önemli çalışmalar yapmaları gerektiğini ve ev ev, kapı kapı dolaşarak halkı aydınlatmak zorunda olduklarını dile getirdi. Anaysa Profesörü Batum, AKP’nin anayasa değişikliği ile birlikte yargıyı ele geçirmek istediğini kaydederek, ‘’AKP, anaysa değişikliği ile yargıyı ele geçirmenin planlarını yapıyor. Burada ki amaç ise Recep Tayyip Erdoğan’ın Yüce Divan’da yargılanmasının önüne geçebilmektir. CHP olarak bizlere önemli görevler düşüyor. Halkı bilinçlendirmeli, neden ‘’hayır’’ oyu kullanamaları gerektiğini anlatmayız. 12 Eylül günü sandıkların başından bir dakika bile ayrılmamalıyız.’’ diye konuştu. Partililerin yoğun akışları arasında konuşmasını noktalayan Süheyl Batum’a Panel sonunda Bakırköy CHP İlçe Başkanı Dilek Baki tarafından çiçek verildi. Bu arada, panelde konuşan CHP Bakırköy İlçe Başknı Dilek Baki ise, Bakırköy İlçe Örgüt’ü olarak referandumla ilgili çalışmalarının hızlı bir şekilde devam ettiğini ve Bakırköy’ün merkez noktalarında kurulan referandum çadırlarında halkı bilinçlendirdiklerini söyledi. ( Yavuz ARPACIK) 14 "Gel Ey Seher" şarkısını her duyduğumda çağdaşTürk hikayəsinin en tanınmış temsilcilerinden olan Sait Faik Abasıyanık’ın "Şiir olmayan yerde insan sevgisi olmaz. İnsanı insana ancak şiir sevdirir. Şiir insanı insana yakınlaşdıran şeydir" - sözleri aklıma gelir. Söylediğim gibi, onun yüreği hala genç, kesinlikle yazacaktır. - Tanınmış şairimiz Yahya Kemal Bayatlı’nın, “Şiir, düşündüğünü duygu haline getirene dek yoğurmaktır,” diye bir deyimi var. Size göre şiir nedir, nasıl yazılır? - Gerçekten Yahya Kemal çok güzel söylemiş. Bence, dünyada ne kadar şair varsa, bu soruya o kadar da yanıt vardır. Benim yüreğimde şiir bir tohum gibi yeşerir, yapraklanır, dal Yasemin BAYER budak salar; içime sığmaz, içimden çıkar. Aynı anda “KALBİMDE ŞİİR, TOHUM başka bir tohum yeşermeye başlar. Yani yüreğimde boş Azerbaycan Yazarlar BirGİBİ YEŞERİR” zaman olmuyor. İşte bu liği’nin tarih kokan binasının nedenle de vakit bulup ölemiyikinci katında bulunan odasınorum. da Fikret Koca ile şiir üzerine sohbet ettik. Gerçekten de Azerbaycan’ın tanınmış şairi Fikret Koca, hayatı, insanı, sevginin sıcaklığını betimleyen sade, yalın, etkileyici şiirler yazmasaydı, kim onun dizelerini anımsar onu bu kadar severdi ki? - Şiir yazmaya nasıl başladınız? - Ben şiir yazmaya başlamadım ki, yaşamaya başladım. Ben yetmiş dört yaşımdayım. Yaşamaya da hevesim var. Çünkü her sabah, her gelen sabah bekliyorum, bana yeni haber getirecek. Her gelen sabah dünya biraz daha güzel olacak. Çünkü hər gelen insan daha mutlu olacak. Ben ise insanları, hayatı biraz daha mutlu görmek için yaşıyorum. - "Gel, ey seher" şarkınızın Türkiye’de okunması sizde nasıl bir etki yaratıyor? - Biliyor musunuz, bir müellif için eseriyle görüşmek vatanıyla, akrabalarıyla, yakınlarıyla görüşmek gibi bir şeydir. Hele yurt dışında ise. Türkiye bize hısım bir diyardır ama Türkiye hakkında bizim için yabancı bir ülke diye bir düşünce de var. Size şarkı ile ilgili bir konuyu anlatmak istiyorum. Gençliğimde Moskova’da Maksim Gorki Üniversitesi’nde okurken işlerim pek yolunda gitmiyordu. Ailemde karışıklıklar vardı; akrabalarımdan ölenler olmuştu. Kitabım da sansür tarafından yasaklanmıştı. Gergin bir halde, depresyona uğramış, trenle Moskova’ya gidiyordum. Unutulmuş, fırlatılıp atılmış bir insan gibi. Şiir yazmak için elimde tuttuğum kağıdı buruşturup trenin penceresinden dışarı fırlattım. Arkasından baktım. Bana öyle geldi ki, o “ben” ile kendim arasında o mesafe kadar, çok az bir mesafe kalmış. Birden trende radyo çalmaya başladı. “Ay Şelale” adlı bir şarkım vardı. Hoparlörden “şarkının sözleri Fikret Koca’nındır,” diye bildirdiler. Şarkım çaldı; tren ışıklandı. Dünya aydınlandı. Bir anda belim dikleşti. “Ben varım ve yaşamak da güzel,” dedim. Şarkılarımı duyduğumda bunları hissederim. “Gel ey seher”de de öyle. “Gel, ey seher” şarkısı bundan 40 yıl önce yazıldı. “Çocukluğun Son Gecesi” filmi, Maksut İbrahimbeyov’un senaryosuna göre çekilen film için yazıldı. Doğal olarak bestekar Polat ile bizim dostluğumuz da bu kadar eskidir. O, çok yetenekli genç bir bestekardı. Bugün de yaşlı olmasına karşın gençlerin bestekarıdır. Çünkü Polat, benim tanıdığım bestekarlar arasında yüreği hep genç kalan bestekarlardandır. Önce Kültür Bakanı oldu; şimdi ise Moskova sefirimiz. Her iki görevde de ülkemiz ve halkımız için çok büyük işler gördü. Ama kalbimde bir üzüntü hissi var; çünkü görev , bestekar Polat Bülbüloğlu’nu bir miktar, nasıl desem, ikinci sıraya getirdi. Doğrudur, ülkemizin bugünkü durumunda belki de Polat’ın gördüğü bu işler daha da önemlidir. Ne çare ki, bir koltuğa iki karpuz sığmıyor. Ama Polat’ın yazmadığı şarkılar da gereklidir. - Şair olarak mı doğulur, yoksa yeteneğin büyük bir kısmı kendi üzerinde çalışmakla mı oluşur? - Şair olarak doğulur; şair külçe altın gibi doğar, keşfedilir. Onu daha değerli hale getirmek için kuyumcu gibi çalışıp, o altını ölmez sanat eseri haline getirmek gerek. Şair olarak doğmak külçe altındır; şairin yeteneğini işlemesi ise kuyumculuk sanatını kazanmasıdır. - Şairliğinizin gelişmesi ve ilerlemesi açısından yaşamınızın en önemli dönemi hangisidir? - En ağır, en ağrılı anları. - Şair yaşadıklarını mı yazar, yoksa yazdıklarını mı yaşar? - Şair ulaşamadıklarını yazar; sonra da ulaşılamayanlar şairi yaşatır. - Bugünkü Azerbaycan şiiri hakkındaki düşünceleriniz nedir? - Azerbaycan şiiri her zaman vardı; bugün de var; gelecekte de olacak. Şiir canın hareretidir. Şairler, ülkenin, milletin canının hareretidir. - En çok sevdiğiniz şiiriniz? - Her şairin en güzel şiirini çok severim. - Sənətkarın gündəlik qəzetləri, gündəlik qəzetlərin de sənət adamını dəstəkləməsinə tərəfdarsınızmı? - Sanatkarın gündelik gazeteleri, gündelik gazetelerin de sanat adamını desteklemesine taraftar mısınız? - Gazeteler gündeliktir, sanat ebedi. Güzel sanatkarın günlük övgü ya da eleştiri için ayırdığı zaman, onun ömrünü kısaltır. Gazeteler sanatkarın yüreğine virüs sokar. Onun hislerini, duygularını zedeler. Sanatçıyı kendinden, kendi samimiyetinden ayırır. - İsterseniz yazmayabilir misiniz? - İstersem ölebilirim ama yazmaya son veremem. 525-ci Gazete, 26 Eylül 2009- Bakü Azerbaycan ZÜLKANÝ SÝRMEN TÜRKİYE’NİN BU SON ŞANSI … Değerli Ataköy gazetesi okurları bir iki ay sizinle beraber yazamadım ama kalbimle yaşamım hep sizinle oldu. Türkiye çok ince bir yoldan, kılıcın keskin yüzünden gitmeye devam ediyor. Askeri şurada yaşananlar artık insana bu kadarda olur mu dedirtiyor. Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ün kurduğu ve bizlere emanet ettiği şu Türkiye’nin haline bakın. 12 Eylül anayasa referandumunu Türkiye için ben son şans olarak görüyorum ve %60 da HAYIR çıkacağından eminim. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Çorlu Babaeski ve en son İstanbul Çağlayan mitingi de bizlere şunu ifade etti; artık AK Parti’nin suyu ısındı ve yolcu. Yolcu olmakla birlikte Türkiye‘yi bu hale getirenler adalet önünde mutlaka hesap vereceklerdir. Kimin boyu uzun kimin boyu kısa o zaman her şey netleşecek. Oğullarının yurt dışında, kendi akrabalarının yurt içinde işler tıkırında ye babam ye. Hükümetin yargıya ve askeriyeye kini neden? Çünkü kendi yandaşlarına yer açmak bazı görevlileri zora sokup istifa ettirmek ve dışardan aldıkları emirleri yerine getirmek. Hiç mi sizin Türk halkına saygınız yok. Askeri şuraya bir gün kala sırf asker rütbe almasın diye kendi yandaş Savcısı Zekeriya Öz’e dava açtırıyorlar ve askerin rütbe almasını engelliyor ve dışarıdan aldıkları kararları yerine getiriyorlar. Bu nereye kadar sürecek? Tabi ki 13 Eylül günü Türkiye’yi yeni bir gün bekleyecek. Bunun içinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bu kötü gidişin farkında ve Türkiye’yi nasıl kurtaracağını düşünüyor. Türk halkı sabrede sabrede, kemerleri sıka sıka ne hale geldi. Aileler oğullarını askere göndermeme kararı bile alıyorlar. Hala televizyondan insanın gözünün içine baka baka doğru dürüst kişiler koskoca yalanlar söylüyor. Necmettin Erbakan’ın dediği gibi siz kimi kandırıyorsunuz? 12 Eylül anayasa referandumunda HAYIR çıkacak bundan sonra dengeler değişecek, belki de erken seçimin yolu açılacak. Halk dışarıda ve içeride perişan, aç her gün hırsızlıklar tecavüzler diz boyu. En son olarak sizlere Türkiye de bir anda bomba etkisi yapan ve gündemi değiştiren Hanifi Avcı nın kitabını okumanızı tavsiye ederim. Şu anda bizi yönetenleri çok iyi irdelemiş ve kaleme almış ülkenin ne hale geldiğini bizlere çok acı ve net olarak aktarmış. Her şey gönlünüzce olsun… 15 MİLLETVEKİLİ ŞİKAYET ETTİ, MÜFTÜ SÜRÜLDÜ Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun geçen Aralık ayında Ataköy 5. kısım camisinde şehit cenazesinde yaptığı konuş made “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” dediği için AKP Milletvekili Feyzullah Kıyıklık tarafından Vali ve bakanlığa şikayet edildi. Milletvekilinin şikayeti üzerine Zakir Uzun Mersin müftü yardımcılığına tayin edildi. Zakir Uzun, geçen Aralık ayında Ataköy 5. Kısım camisinde Tokat’ta şehit edilmen Cengiz Sarıbaş’ın cenaze namazında “Şehitler Ölmez, Vatan bölünmez” dedği için Mersin’e tayin edildiğini öne sürdü. Uzun yaptığı açıklamada ”Cenazede bulunan AKP İtanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık cenaze töreninin ardından telefonla arayarak bölücülük yaptığımı söyledi. İstanbul İl Müftüzü Prof. Dr. Mustafa Çağırıcı arayarak, “ keşke ‘Ölmez ve Bölünmez’ şeklinde konuşmasaydın. Başımıza iş açacaksın. Bu iş Ankara’ya kadar gider “ değdi. Bakırköy Kaymakamı Dursun Ali Şahin “ seni tanımasam , ülkücü bilsem seni derhal görevden alırdım” diyerek neden böyle konuştuğumu sordu. Kıyıklık’ın kendisini telefonda azarlayıp dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler ve Devlet Bakanı Faruk Çelik’e şikayet ettiğini, onunda konuyu Dinayet İşleri Başkanlığı’na ilettiğini” anlattı. BAKIRKÖY MÜFTÜSÜ ZAKİR UZUN’UN ŞEHİT CENAZESİNDE YAPTIĞI KANUŞMA Zakir Uzun açıklamalarına şöyle devam etti.: “Cenazede yaklaşık 20 bin kişi ve büyük öfke seli vardı. Hükümeti temsilen Abdülkadir Aksu’yu ve Mehdi Eker’i göndermişler. Cenazede insanlar onları görünce iyice tahrik oldular. Ciddi hakarette bulundular. Bir şiir okuyayım ortalık yatışsın dedim. Herkes boynuma sarılıp tebrik etti. Bana hocam ortalığıbiraz rahatlattın dediler. Bakırköy’e tayin olalı 3 yıl geçti. Tayin edilmem mümkün değil. Diyanet resmen zumetti. Dinayet’in yaptığı tamamen siyasi bir tayindir. Mersin’e gitmeyip mahkemeye gideceğim. “ dedi. YASAK BAŞLADI Bakırköy Belediye Meclisi’nin almış olduğu karar gereği, Bakırköy’de plastik poşet kullanımı 1 Agustos 2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yasaklandı. Uygulamayla birlikte plastik poşetlerin yerine Bakırköy’de file, bez torba ve oxo biyobozunur poşet kullanılacak. Halkı ve esnafı bu konuda bilinçlendirmek amacıyla Bakırköy Çevre Kontrol Müdürlüğü ve Zabıta Müdürlüğü tarafından Bakırköy’deki tüm pazarlarda halka ve esnafa file, bez torba ve oxo biyobozunur poşet dağıtıldı. CEZASI 140 TL Bakırköy Belediye Meclisi’nin aldığı bu karara uymayanlar 140 TL para cezası ödeyecekler. Bakırköy Belediyesi Başkan Yardımcısı Yervant Özuzun, uygulamayı yaygınlaştırmak için Bakırköy’de bulunan büyük alışveriş merkezleri ve büyük süpermarket yöneticileri ile bir araya geldiklerini ve bazı firmaların daha önceden bu uygulamaya geçtiklerini öğrendiklerini belirtti. Özuzun, Belediye Meclisi’nin almış olduğu karar uymayanların Kabahatlar Kanunu’na göre belediyenin emir ve yasaklarına uymamak suçunu işlemiş olacaklarını ve 140 TL para cezasına çarptırılacaklarını ifade etti. Yervant Özuzun ayrıca ceza kesilen bir firmanın tekrar aynı uygulamaya devam etmesi sonucunda yine 140 TL cezaya uğrayacağını dile getirdi. Uygulamanın Bakırköy’de bulunan en küçük bir bakkal dükkanından, büyük mağazalara kadar tüm esnafı kapsadığını ifade eden Özuzun, denetlemelerin Zabıta Müdürlüğü tarafından yapılacağını da kaydetti. ( Yavuz ARPACIK) Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun şehit cenazesinde şöyle demişti: Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da, Kore’de, Kıbrıs’ta ve yurdumuzun çeşitli bölgelerinde şehit düşen ve asil kanlarıyla cen net vatanımızı sulayan aziz şehit lerimizin, isimleri tarihe mal olmuş atalarımızın, Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının ruhlarına hediye eyledik. Sen ulaştır ya Rabbi! Yurdunu, mukaddesatını, canından aziz bilipgörevi başında şehit olan ordu mensuplarımızın, emniyet ve güvenlik kuvvetlerimkuvvetlerimizin ruhlarına hediye eyledik vasıl eyle ya Rabbi! Kahraman ordu muzu denizde, havada, karada daima mensuru muzaffer eyle. BizBizleri din, vatan, millet ve bayrak sevgisinden ayırma ya Rabbi! BizBizleri vatansız, gönülleri imansız, minarelerimizi ezansız bırakma ya Rabbi! Şehitler ölmez vatan bölün mez. 16 BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ? İnönü, Rusya seyahati dönüşü, Bulgaristan elçiliğimizde mahsur kaldı. Bulgar çeteciler İnönü'yü öldürmek için elçiliğimizi kuşatmışlardı. Bulgaristan'a ihtar verildi ama, hükümeti umursamadı. Ankara'daki bazı kafalar çareler düşündüler. İşin içinden çıkamadılar. Atatürk'e sordular. O, "sizler ne düşünüyorsunuz"?, diye sordu. "Bulgaristan'a ekonomik baskı uygulayalım ......", dediler. Atatürk, güldü: "Telefonu verin bana", dedi. Donanmaya emir verdi. Ertesi sabah, Yavuz zırhlısı İzmit'ten Varna'ya gitti. Limanda havaya yüz bir pare top atışı yaptı. Topların gürültüsünden evlerin camları kırıldı. ... Gemi amirali Bulgar yetkililere, "İsmet Paşa'yı almaya geldim", dedi. Bulgar hükümeti, İsmet Paşa'yı Sofya'dan Varna'ya zırhlı bir trenle derhal getirdi. Oradan da bando ve merasimle Yavuz'a uğurladı. Amiralimiz, kırılan camların parasını ödedi. İsmet Paşa'yı yurda getirdi. Kaynak: Avni Altıner, "Her Yönüyle Atatürk" (Osman Oy, "Yorumsuz", Oda Yayınları., 1. baskı, Haziran 2007, İstanbul, s.387-388) BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ? ---------------------------------------------İşte Güçlü Ordu, Güçlü Devlet, Gerçek Lider bu demek… ATATÜRK’ÜN FOTOĞRAFI UZAYA GİDECEK Son görevine Kasım ayında çıkacak uzay mekiği ''Discovery'', bu yolculuğunda Atatürk'ün fotoğrafını da uzaya götürecek. Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan (ISS), 2005 yılının aralık ayında astronot Bill McArthur ile telsiz aracılığıyla görüşmeyi başaran, ''Uzaydaki astronotla telsiz bağlantısı kuran ilk Türk amatör telsizci'' olarak bilinen Ali Rıza Özsaran, NASA'nın bir süre önce internet sitesi üzerinden Discovery ile Endeavour'un son kez uzaya gideceğini duyurduğunu ifade ederek, ''NASA, uzaya gidecek mekiğin bilgisayarına fotoğraf ve isim gönderilebileceğini açıkladı. İnternet aracılığıyla gönderilen resimler, mekikle birlikte uzaya çıkacak'' dedi. Bunun üzerine Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafını uzaya göndermeye karar verdiğini ve kayıt yaptırdığını belirten Özsaran, sözlerine şöyle devam etti: ''Discovery'nin 1 Kasım’da uzaya hareket etmesi planlanıyor. Görev süresi 10 gün. Yani 10 Kasım’da uzaydaki görevinde olacak. Ben de böyle anlamlı bir zamanda Atatürk'ün resminin uzayda yer almasının güzel olacağını düşündüm. Atamızın çok fotoğrafı var. Ben, bana göre en anlamlılarından birini seçtim. Ulu Önderimizin Türk Bayrağı önünde, imzalı fotoğrafı ölüm yıl dönümünde uzayda olacak. Atatürk'ün fotoğraftaki bakışı da 'İstikbal Göklerdedir' sözünü anımsatıyor. Discovery, 11 Kasım’da görevini tamamlayıp gelecek. NASA 12 Kasım’da, kayıt yaptıranlara fotoğrafın uzaya çıktığına dair sertifika gönderecek.'' AB ve TÜRKİYE Geçtiğimiz günlerde İngiliz Financial Times Gazetesi’nde bir karikatür dikkatimi çekti. Karikatürde Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye açılan giriş kapısı olarak bir Ortaçağ derebeylik şatosu bulunmaktadır. Şatonun önünde aşılması oldukça güç bir hendek ve hendeğin karşısında ellerinde Türk bayraklarıyla hendeği aşmaya çalışan Türkler bulunmaktadır. Halbuki şato mazgallarında gardını almış ve bu girişi engellemeye çalışan Almanya Başbakanı Ancela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy ve İngiltere Başbakanı David Cameron bulunmaktadır. Ferhan KILIÇ Cameron göreve başladığının ilk günlerinde tıpkı ABD Başbakanı Barack Obama gibi TBMM’de Türk parlementosunun üyelerine ve basın aracılığı ile tüm dünyaya hitap ederken, Avrupa Birliği içinTürkiye’nin taşıdığı önemi dile getirmişti. Stratejik bir yakınlaşma diye adlandırılan bu nostaljik serenat, adeta ağzımıza uzatılıp geri çekilen, değil yalamaya koklamaya bile izin verilmeyen bir parmak bal gibiydi. Kopenhag Kriterleri diye önümüze sunulan reçeteleri biz yalayıp yutmamış mıydık? Dış politikamızda onların isteklerine uygun olarak balans ayarları yapmamış mıydık? Tarım politikalarımız, Kıbrıs ve Ermeni konularına bakış açılarımız daha pek çok uygulamalarımız da onların istekleri doğrultusunda yönlendirildi ve yönlendirilmeye de devam etmektedir. Kopenhag olmasa Ankara kriterleri olur varsayımıyla ve oldukça iyi niyetle hareket eden politikacılarımız doğru yoldalar elbette. Ancak çabalar tek taraflı olunca insan ister istemez gocunuyor. İngiliz Financial Times Gazetesi’nin köşe yazarı Gideon Rachman’ın “İkiyüzlülüğü bırakıp samimi konuşalım” başlıklı köşe yazısında Avrupa Birliği’ni samimi olmaya çağırırken, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne alınması için kuralların değiştirilmesini, tam dolaşım hakkı içermeyen bir formül benimsenmesi gerektiğini savunmaktadır. Rahmetli babannemin dediği gibi a havlevela kuvvete!... Sammiyet bu mudur? Eğer böyleyse kalsın, ben almayayım… Türkiye’nin ulusal çıkarları doğrultusunda tutum ve davranış sergilemesi son derece doğaldır. Oysa bunlar batı için giderek artan endişe kaynağı olmaktadır. Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde İran’a yaptırımlara karşı çıkması batılıların tüm engelleme çabalarına rağmen “red” oyu kullanması, ayrıca İsrail’in tehlike yaratmasına dikkat çekmesi hoş karşılanmamış olmalı. Avrupa Birliği’nin önüne taş koymaların temelinde de bu yatıyor… Elbette AB ye katılma yönünde çabalarımız var. Her ne kadar sonuçsuz bırakılmaya çalışılsa da bu çabalarımız artarak sürdürülecektir. İngilizcede “Talking Türkey” ifadesi samimiyetle konunun üzerine inmek anlamına geliyor. Bu ifade AB’de hileli ve kaçamak sözler olarak algılanmaktadır. Oysa samimi olmak gerekir. AB vatandaşları serbest dolaşım hakkına sahipler. Herkes eşit haklardan yararlanmalıdır. Makul olan, gurur kırmayan, olumsuz ve acı izler bırakmayan, kısacası bariz haksızlıklar yaratmayan yaptırımlara bizler varız. Her ne kadar Ortadoğu da aktif rol oynasak da Avrupa Birliği bizim vazgeçilmezimizdir. Çağdaş uygarlığın orada olduğunu bize Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk göstermiştir. Öyle ya da böyle biz bu yolu asla bırakmayacağız. Azim ve karar önümüze açılan hendekleri kaldıracak, AB li liderlerin gardını düşürecektir. Olumlu, onurlu ve ılımlı politikalar üretilmeli, sorun yaratmayan, kırıcı olmayan, hak ve hukuka uygun olan lobiler sürdürülmelidir. Morallerimiz asla bozulmasın. Gelecek günler aydınlık, önümüzde açılan AB yolları pürüzsüz olacaktır. Hiç şüpheniz olmasın. 17 OKUL MÜDÜRLERİNİN YER DEĞİŞTİRME SONUÇLARI AÇIKLANDI Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı denetlemeler sonucunda yüz üzerinden yüz puan alarak büyük başarı sağlayan Bakırköy Ticaret Meslek Lisesi müdürü Mehmet Kulak ve Ataköy Cumhuriyet Anadolu Lisesi okul müdürü Muhittin İşgüder’e Bakırköy Kaymakamı Dursun Ali Şahin’de takdirname ile ödüllendirmişti. Sonra ne oldu?... Kurunun yanında yaşta yandı... Muhittin İŞGÜDER, Arnavutköy Ayazma İlk Öğretim Okulu Müdürlüğüne atanırken yerine Küçükçekmece İMKB Anadolu Otelçilik ve Meslek Lisesi Müdürü Yunus ÇEPNE getirildi. Bakırköy TTicaret Meslek Lisesi Müdürü Mehmet KULAK Bakırköy Kız Meslek ve Teknik Lisesi Müdürlüğüne atandı. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim kurumları yöneticilerinin atama ve yer değiştirmelerine ilişkin yönetmeliğin ‘’Zorunlu yer değiştirmeler’’ başlıklı 22. maddesi hükümlerince, bulundukları eğitim kurumlarında beş yıllık çalışma süresini tamamlayan müdürlerin görev yerleri değiştirildi. İstanbul’da, 907 eğitim kurumu müdüründen 873’ü, 1067 münhal kuruma atanmak üzere başvuruda bulundu. Başvuruda bulunan eğitim kurumu müdürlerinden 769’ u puan ve tercih üstünlüğüne göre tercihlerinden birine atandı. Tercihlerinden birine atanamayan 104 eğitim kurumu müdürünün ataması bilgisayar kurası ile yapıldı. BAKIRKÖY’DE DEĞİŞEN OKUL MÜDÜRLERİNİN LİSTESİ Ataköy Cumhuriyet Anadolu Lisesi Eski Müdür: Muhittin İşgüder Atandığı Okul: (Arnavutköy Ayazma İOO) Gelen Müdür: Yunus Çepni Geldiği Okul: (Küçükçekmece İMKB Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi) Bakırköy Lisesi: Eski Müdür: Alaettin Çakmak. Atandığı Okul: (Bahçelievler Lisesi) Gelen Müdür: Cengiz Tarbak Geldiği Okul: (Bakırköy Yahya Kemal Beyatlı Anadolu Lisesi) Bakırköy Yahya Kemal Beyatlı Anadolu Lisesi Eski Müdür: Cengiz Tarbak Atandığı Okul: (Bakırköy Lisesi) Gelen Müdür: Eyüp Gülmez Geldiği Okul: (Bahçelievler Kemal Hasoğlu Lisesi) Ataköy Mimar Sinan İlköğretim Okulu Eski Müdür: N. Murat Çobanoğlu: Atandığı Okul: (Bahçelievler Kuleli İÖO) Gelen Müdür: Hacı Uygun Geldiği Okul: (Bakırköy Halil Bedii Yönetken İÖO) Bakırköy İbni Sina İlköğretim Okulu Eski Müdür: Veli Doğan Atandığı Okul: (Güngören 50 Yıl Ahmet Merter İÖO) Gelen Müdür: Hüseyin Ağaç Geldiği Okul: (Bağcılar Şükrü Savaşeri İÖO) Bakırköy Mustafa Necati İlköğretim Okulu Eski Müdür: Murat Yılmaz Atandığı Okul: (Beyoğlu Dr. Tevfik Sağlam İÖO) Gelen Müdür: İlhami Tutkun Geldiği Okul: (Bakırköy Aybars Ak İÖO) Ataköy İlköğretim Okulu Eski Müdür: Yavuz Baydar Atandığı Okul: (Bakırköy Pilot Cengiz Topel İÖO) Gelen Müdür: İlhan Özen Geldiği Okul: (Soğanlı Mustafa Kemal İÖO) Bakırköy Aybars Ak İlköğretim Okulu Eski Müdür: İlhami Tutkun Atandığı Okul (Bakırköy Mustafa Necati İÖO) Gelen Müdür: Mehmet Karaoğlu Geldiği Okul: (Bakırköy Pilot Cengiz Topel İÖO) Bakırköy Kız Meslek ve Teknik Lisesi Eski Müdür: Nebahat Ataç Atandığı Okul: (Bahçelievler İHKİB Yenibosna Kız Teknik ve Meslek Lisesi) Gelen Müdür: Mehmet Kulak Geldiği Okul: (Bakırköy Ticaret Meslek Lisesi) Bakırköy Ticaret Meslek Lisesi Eski Müdür: Mehmet Kulak Atandığı Okul: (Bakırköy Kız Teknik ve Meslek Lisesi) Gelen Müdür: Mehmet Toprak Geldiği Okul: (Güngören Ticaret Meslek Lisesi) Şenlikköy İlköğretim Okulu Eski Müdür: Nevin Yılmaz Atandığı Okul: (Florya Zeynep Bedia Kılıçlıoğlu İÖO) Gelen Müdür: Mığdat Tayfur Geldiği Okul: (Beylikdüzü İhlas İÖO) Ataköy Atatürk İlköğretim Okulu Eski Müdür: Atıf Cengiz: Atandığı Okul: (Bahçelievler Kocasinan İÖO) Gelen Müdür: Ayhan Yavuz. Geldiği Okul: (Bahçelievler Kuleli İÖO) Bakırköy Hamdullah Suphi Tanrıöver İlköğretim Okulu Eski Müdür: Mehmet Karadeniz Atandığı Okul: (Bahçelievler GSD Eğitim Vakfı Bahçelievler İÖO) Gelen Müdür: Mustafa Altunsoy Geldiği Okul: (Bakırköy Osmaniye İÖO) Florya Murat Köllük İlköğretim Okulu Eski Müdür: İbrahim Bostancı Atandığı Okul: (Beylikdüzü Büyükşehir İÖO) Gelen Müdür: Mustafa Kadakal Geldiği Okul: (Bahçelievler Siyavuşpaşa İÖO) Bakırköy Halil Bedii Yönetken İlköğretim Okulu Eski Müdür: Hacı Uygun Yeni Okulu: (Ataköy Mimar Sinan İÖO) Gelen Müdür: Nazım Arslan Geldiği Okul: (Esenler Ayvalıdere İÖO) Florya Zeynep Bedia Kılıçlıoğlu İlköğretim Okulu Eski Müdür: Nevzat Aytekin Atandığı Okul: (Yeşilköy Şehit Pilot Muzaffer Erdönmez İÖO) Gelen Müdür: Nevin Yılmaz Geldiği Okulu: (Şenlikköy İÖO) Yeşilköy Şehit Pilot Muzaffer Erdönmez İlköğretim Okulu Eski Müdür: Ufuk Zor Atandığı Okul: (Bakırköy Gürlek Nakipoğlu Lisesi) Gelen Müdür: Nevzat Aytekin Geldiği Okul: (Florya Zeynep Bedia Kılıçlıoğlu İÖO) Bakırköy Osmaniye İlköğretim Okulu Eski Müdür: Mustafa Altunsoy Atandığı Okul: (Bakırköy Hamdullah Suphi Tanrıöver İOO) Gelen Müdür: Süleyman Akbulut Geldiği Okul: (Zeytinburnu Reşat Tardu İÖO) Bakırköy İncirlik Ahmet Hamdi Tanpınar İlköğretim Okulu Eski Müdür: Ertuğrul Yılmaz Atandığı Okul (Bahçelievler Koza İÖO) Gelen Müdür: Yaşar Şişman Eski Okul: (Çapa İÖO) Bakırköy Pilot Cengiz Topel İlköğretim Okulu Eski Müdür: Mehmet Jaraoğlu Atandığı Okul: (Bakırköy Aybars Ak İÖO) Gelen Müdür: Yavuz Baydar Geldiği Okul: (Ataköy İÖO) Bakırköy Gürlek Nakipoğlu Lisesi Eski Müdür: Davut Yaşar Atandığı Okul: (Beykoz Defterdar Mehmet Bey İÖO) Gelen Müdür: Ufuk Zor Geldiği Okulu: (Yeşilköy Şehit Muzaffer Erdönmez İÖO) EĞİTİMDE BAKIRKÖY BİRİNCİ İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından, ilköğretim 6, 7 ve 8'nici sınıflara yönelik yapılan Kazanım Değerlendirme Uygulama sonuçlarına göre Bakırköy birinci oldu. Seviye Belirleme Sınavı (SBS) öncesi ilk kez uygulanan, ilçe ve okulların durumları ile öğrencilerin bilgi düzeylerini saptamaya yönelik sınavda en başarılı ilçeler Bakırköy, Kadıköy ve Beşiktaş oldu. İstanbul'da 6 Mayıs'ta yapılan ve ilköğretim 6, 7 ve 8'inci sınıfların ayrı ayrı girdiği sınavda öğrencilere Seviye Belirleme Sınavı'na benzeyen bir yapı ve içerik kullanıldı. Ancak uygulama sonucunda öğrenciler herhangi bir sıralamaya tabii tutulmadı. Sonuçlar da öğrencilere "kişiye özel bir değerlendirme çalışması" olarak sunuldu. Böylece öğrencilerin kendilerini tanımaları, eksik yönlerini teşhis etmeleri ve gidermeleri hedeflendi. Sınav, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Türk Telekom iştiraki olan Sebit Eğitim ve Bilgi Teknolojileri işbirliği ile yapıldı. Sınav sonucuna göre ilköğretim 6. sınıflarda ilçe sıralaması şöyle: Bakırköy (not ortalaması 347.931), Kadıköy (not ortalaması 330.399 ) ve Beşiktaş (not ortalaması 323.334) Okuy Müdürlerinin yer değiştirmeleri sonucunda “Krunun yananda yaşta yandı” diyen Mlli Eğitimin önemli görevde bulunan bazı iimler “ HNak etmedikleri halde bazı müdürler adeta sürgüne gönderildi. Pekçok müdür dava açacak. Atamalar ile ilgili yürütme durdurulursa ortaya çıkacak kaosu düşünmek bile itemiyoruz. Bu durum eğitim kalitesinide etkileyecek” diyorlar. 18 TÜRKİYE 12 EYLÜL’DE REFERANDUMA GİDİYOR... PEKİ NEYİ OYLAYACAĞIZ? 10 Madde POZİTİF AYRIMCILIK: B U N U O Y L A Y A C A Ğ I Z 54. Madde GREV HAKKI: Anayasa’nın 10. maddesinde Grev ve lokavt hakkına sınırlamalar ‘’Kadınlar ve erkekler eşit haklara getiren, Anayasa’nın 54. maddesinin 3. sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama ve 7. fıkraları yürürlükten geçmesini sağlamakla yükümkaldırılıyor. Böylece sendikal lüdür’’ deniyor. Bu maddeye, haklar ile grev ve lokavt ANAYASA ‘’Bu maksatla alınacak tedhakkının kullanılabilmesi MAHKEMESİNİN birler eşitlik ilkesine aykırı bakımından adım YAPISI olarak yorumlanamaz. atılmış oluyor Çocuklar, yaşlılar, özür146. 147. ve 148. maddelerde lüler, harp ve vazife yapılacak değişikliklerle Anayasa şehitlerinin dul ve 128. Madde Mahkemesi’nin yapısı yeniden yetimleri ile malul ve ÖZLÜK HAKLARI: düzenlenecek. Mahkemenin üye gaziler için alınacak sayısı 11’den 17’ye çıkartılacak ve tedbirler eşitlik ilkehepsi asıl üye olacak. Üyelerin 3’ünü Memur ve diğer sine aykırı sayılmaz’’ meclis, 14’ünü ise Cumhurbaşkanı kamu görevlilerinin fıkrası ekleniyor. seçecek. Yüksek Mahkeme, iki nitelik, atanma, bölüm ve Genel Kurul olarak çalışa- aylık, ödenek gibi cak. Anayasa Mahkemesi üyeleri, 20. Madde özlük haklarının gizli oyla bir başkan ve iki kanunla düzenKİŞİSEL VERİLER: başkanvekili seçecek. Süresi leneceği hükmü yer bitenler yeniden seçilebilecek. alıyor. Memur ve diğer Yapılan değişiklikle Üyelerin görev süresi 12 yılla kamu görevlilerinin mali herkes kişisel verilerinin sınırlanacak. Mahkemeye ve sosyal haklarına ilişkin korunmasını isteyebilecek. kişisel başvuru yapılatoplu sözleşme hükümKişisel veriler, ancak kanunda bilecek. lerinin saklı olduğu hükme öngörülen hallerde veya kişinin bağlanıyor. rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenecek. 14 Ağustos 2010 tarihli SÖZCÜ Gazetesi’nden alınmıştır Yüksek Askeri Şura’nın (YAŞ) terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç, her türlü ilişik kesme kararlarına yargı yolu açılacak. Ayrıca yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacak, yerindelik denetimi olmayacak. 14. Madde ASKERİ YARGI: Askeri yargı, askeri ve disiplin mahkemelerince yürütülecek. Askeri mahkemeler, asker kişiler tarafından işlenen askeri suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakacak. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar, sivil mahkemede görülecek. 156. Madde ASKERİ YARGITAY: Askeri Yargıtay üyelerinin disiplin ve özlük işlerinde askerlik hizmetinin 129. Madde gereklerine bakılmayacak. 23. Madde DİSİPLİN CEZALARI: Bunun için hakimlik temSİYASİ inatı esasları dikkate PARTİ YURT DIŞI YASAĞI: alınacak. Yüksek Anayasa’nın 129. maddesindeki KAPATMALAR Askeri İdare değişiklikle disiplin kararları Anayasa’nın 23. maddesinin 3. fıkrası Mahkemesi’ne şöyle değiştiriliyor: Vatandaşın yurt dışı- düzenleniyor. Buna göre; memurlar ve diğer kamu hakimlik teminatı na çıkma hürriyeti, ancak suç soruştur149. maddede yapılacak değişikliğe ması veya kovuşturması sebebiyle hakim görevlilerine verilen uyarma göre, Anayasa Mahkemesi’nin bölüm- getirilecek ve kınama cezalarının da kararına bağlı olarak sınırlandırılabileleri başkanvekilinin başkanlığında 4 yargı denetimine açılması cek. üyenin katılımıyla toplanacak. Genel Kurul öngörülüyor. ise başkanvekilinin başkanlığında en az 12 41. Madde üye ile toplanacak. Kararlar salt çoğunluk74. Madde 166. la alınacak. Siyasi partilere ilişkin dava ve ÇOCUK HAKLARI: OMBUDSMANLIK başvurulara Yüce Divan sıfatıyla Genel Madde Anayasa’nın 41. maddesinde ailenin Kurul bakacak. Anayasa değişikliğinde EKONOMİ korunması ve çocuk hakları ele alonıyiptale, siyasi partilerin kapatılmasına ya Kamu Denetçiliği Kurumu KONSEYİ: or. Maddeye; ‘’Her çocuk, yeterli da devlet yardımından yoksun bırakıl(ombudsman) oluşturuluyor. himaye ve bakımdan yararlanma, yükmasına karar verilebilmesi için üye ’Ekonomik ve Meclis’e bağlı olacak kurum sek yararına açıkça aykırı olmadıkça, tam sayısının üçte ikisinin oyu idarenin işleyişiyle ilgili Sosyal Konsey’’ ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan aranacak. şikayetleri inceleyecek. Kamu Anayasa kapsamına ilişki kurma ve sürdürme hakkına başdenetçisini, meclis gizli oyla alınıyor. sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve seçecek. Konsey, ekonomiye şiddete karşı koruyucu tedbirleri alır’’ ilişkin konularda hükmü ekleniyor 84. Madde hükümete MİLLETVEKİLLİĞİ danışmanlık yapacak. 51. Madde SENDİKAL HAKLAR: Anayasa’nın 51. maddesinin 4. fıkrası, aynı zamanda aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamayacağı hükmü getiriyor. Değişiklikle söz konusu fıkra yürürlükten kaldırılıyor ‘’Milletvekilliğinin Düşmesi’’ başlıklı 84. maddenin son fıkrası kaldırılıyor. Böylece milletvekilliğinin düşürülmesi uygulaması kaldırılıyor. HSYK’NIN YAPISI 94. Madde MECLİS DİVANI 3. fıkrada yapılması Anayasa paketinin içeriği ile ilgili kafalar karışık. işte hayatımızı etkileyecek o paket... 125. Madde YAŞ’A YARGI YOLU: Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’- öngörülen değişikliğe göre Türkiye nun (HSYK) yapısını düzenleyen 159. Büyük Millet Meclisi maddedeki değişiklik kapsamında Başkanlık Divanı HSYK’nın 7 olan asıl üye sayısı 22’ye, 5 seçimleri her olan yedek üye sayısı ise 10’a çıkacak. Anayasa’nın 53. madyasama döneHSYK, 3 devre halinde çalışacak. Adalet desi, memur ve diğer minde iki kez Bakanı kurul başkanlığını yürütmeye kamu görevlilerine yapılacak. İlk devam edecek. 4 yıllık görev süresi biten seçilenlerin görev sadece toplu görüşme üyeler yeniden seçilebilecek. Kurulun süresi iki yıl olacak, hakkı tanıyor. Yeni ‘’meslekten çıkarma’’ cezasına ilişkin ikinci devre için hükümlerle, memur ve kararına itiraz yolu getiriliyor. seçilenlerin görev diğer kamu görevlilerine Kurulun diğer kararları süresi ise o yasama toplu sözleşme yapma döneminin sonuna kadar yargıya taşınamayacak. 53. Madde TOPLU hakkı getiriliyor. devam edecek. 144. Madde HAKİM VE SAVCI DENETİMİ: Değişikliğe göre, adalet hizmetleri ile savcıların idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığı’nca denetimi, adalet müfettişleri ile hakim ve savcı mesleğinden olan iç denetçiler; araştırma, inceleme ve soruşturma işlemleri ise adalet müfettişleri eliyle yapılacak. Gecici 15. Madde DARBECİLERE YAGI YOLU: Anayasa’nın, 12 Eylül dönemindeki Milli Güvenlik Konseyi üyeleri ile bu dönemde kurulan hükümetler ve Danışma Meclisi’nde görev alanların yargılanmasını önleyen geçici 15. maddesi yürürlükten kaldırılıyor. Bu değişiklikle 12 Eylül darbecilerine yargı yolu açılacak. 19 5 yıllık görev süresi dolduğu için Yalova Valiliği’ne tayini çıkan Dursun Ali Şahin “Ben gözüm arkada olmadan Bakırköy’e veda ediyorum. Ama şu bir gerçek ki, Mimar Sinan’ın Selimiye için ’benim ustalık eser imdir’ dediği gibi Bakırköy’de benim meslekte ustalık eserimdir.” Bakırköy Kaymakamı Dursun Ali Şahin 5 yıllık görev süresini doldurduğu için Yalova Valiliği’ne tayin edildi. Dursun Ali Şahin Gölcük ve Gemlik kaymakamlığına tayinini istemişti. Dursun Ali Şahin Kartal Kaymakamlığında 2 yıl görev yaptıktan sonra Bakırköy Kaymakamlığına atanmıştı. Bakırköy Kaymakamlığı görevine başladığı günlerde ilk röportajı gazetemize veren Şahin, tayini ile birlikte son röportajını da gazetemizle yaptı. Sayın Dursun Ali Şahin, göreviniz gereği Bakırköy’den ayrılıyorsunuz. Nasıl bir Bakırköy buldunuz, devletin bir temsilcisi olarak Bakırköy’de nasıl bir çalışma dönemi geçirdiniz ve nasıl bir Bakırköy bırakarak gidiyorsunuz? 15 Kasım 2005 tarihinde Bakırköy’de göreve başladım. 4 yıl 9 ay görev yaptıktan sonra Bakırköy’deki görevime veda ediyorum. Tabii ki vedalar farklı olur. Bakırköy’ü nasıl bulduk, nasıl bırakıyoruz konusuna gelince, tabii ki bir tek kaymakamın gayreti ile Bakırköy’ün belirgin bir değişikliğe uğraması söz konusu değil. Ama şu bir gerçektir ki, Bakırköy’de ilk önce Hükümet Konağı’ndan başlayarak suya atılan bir taş misali dalgalar halinde yayılıp, eğitimde, sağlıkta, sosyal aktivitelerde ve engellilere yönelik çalışmalarla bu görevimi en iyi şekilde yaptığıma inanıyorum. Her şeyden önce insanlar, vatandaşlar arasındaki diyalogun sağlanmasında, vatandaşa güler yüzle yaklaşmanın en güzeli olduğuna inanan bir kişi olarak bunu uyguladım. Her yerde her şeyden şikayet edenler vardır. Ben onlar için diyorum kiş, gökten ayı indirseniz kucağına verseniz ayda kusur arayan insanlardır. Bunlar mutluluğu hiçbir zaman tadamazlar, bunların görevi şikayet etmektir. Ben Bakırköy’de bugüne kadar ne vatandaşımdan ne de esnaftan şikayet almadım. Ama şu bir gerçek ki, umumun şikayetlerini kendimize dert ettik, kendi dertlerimizi bir kenara iterek Bakırköy’de aşkla, şevkle 4 yıl 9 ay gibi uzun bir süre görev yaptık. Kadir Akın’dan sonra Bakırköy’de uzun süre görev yapan bir kaymakam olarak Bakırköy’e, Bakırköylülere veda ederek ayrılıyoruz. Tabii ki bu ayrılığımız şu an içindir. Bakırköy’den kopmak mümkün değil. Dostluklarımızın hepsi devam edecektir. Görev sürem içinde yapılanların hepsini tek tek saymak doğru olmaz ama şu bir gerçektir ki, Bakırköy’de göreve geldiğimiz günden bu yana çok büyük değişiklikler oldu. Hükümet Konağı’na bugünün parası ile 750-800 bin TL gibi bir masraf yapıldı. Bir jeneratör kazandırıldı. Hem Kaymakamlığa, hem de Nüfus Müdürlüğü’ne 10 yılı aşkın bir süre yetecek modern bir arşiv kazandırıldı. Eski Anadolu kasabasındaki kaymakamlık binası görünümde olan bina, modernize edildi. Dairelerin dekarasyonuna varıncaya kadar en ince teferruatı ile uğraşıp Bakırköy’e yaraşır bir duruma getirdik. Gelen arkadaşın bu konuda çok rahat olacağına inanıyorum. Göreve geldiğimde Bakırköy’de 2 tane sağlık ocağı vardı. Şu anda 9. sağlık ocağı yapılıyor. Bu iki sağlık ocağının sayısını sekize çıkarmak öyle kolay bir iş değil. Hem de devletle ilgili değil, Bunların hepsi vatandaşların yardımlarıyla olmuştur. Hiç kendim dahil olmadım. Vatandaşlar bankaya yatırmışlardır, yada ilgili müteaahhite vererek, faturasını alarak yapılan yapılardır. Bakırköy mevcut alanlarının 5 katı sağlık alanına kavuşmuştur. Halk Eğitim Merkezi’nin bugünkü binası İstanbul’daki en güzel binalardan birisi. Ve gerçekten modern bir bina. Ben çalışmalarımda hep Bakırköy’ yaraşır olma, Bakırköy’ün prestijini, Bakırköy’ün çıtasını yukarılarda tutmaya çalıştım. Bakırköy çok farklı. Bakırköy benim için İstanbul’un kalbi niteliğindedir. Bakırköy durursa, İstanbul durur düşüncesiyle aşkla, şevkle görev yaptım. Göreve geldiğim dönemdeki eğitim ile şimdiki eğitim arasında gerek alt yapı olarak, gerekse eğitim düzeyi olarak büyük fark var. Göreve geldiğimde Bakırköy eğitimde 17. sıradaydı. Şu anda birinci sırada. Bu çok büyük bir gelişmedir. En son İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yapmış olduğu seviye belirlemelerinde Bakırköy’ün birinci sırada olması, kendisinden sonra gelen ilçeye 20 puan fark atması Bakırköy’ün eğitimde en üst seviyeye geldiğinin bir göstergesidir. Tabii ki bunu sağlamada alt yapının yanı sıra insan unsuru çok önemli. Okullarımızın tamamı deprem güçlendirilmesinden geçirildi. Bu büyük bir olay. Benim katkılarımla Yeşilyurt’ta açmış olduğumuz Adalet Meslek Lisesi herkese orada okumanın nasip olmadığı bir lise. Alt yapısı ve öğretmen kadrosuyla mükemmel bir okul. Ve bu kendi imkanlarımızla sağlanan bir okul. Ondan sonra Tevfik Ercan Anadolu Lisesi’nin tamamını kendi imkanlarımızla yeniledik. Bunları sağlamak kolay değil. Özürlülere yönelik çalışmalara büyük önem verdik. Onlara güzel imkanlar sağlamaya çalıştık. Türkiye’de ilk defa görme özürlüler orkestrası kurduk. Böyle bir orkestranın Bakırköy’de olması, Bakırköy’ün çıtasını bir kat daha yükseltti. Bakırköy’de depremsellik yönünden, itfaiye yönünden çok güzel çalışmalar yapıldı. Her gün itfaiyeci 3 kişi öncelikle kalabalık yerlerin, işyerlerinin ve binaların denetimini yapıyor. Bunlar belki bugün için vatandaşımıza yük oluyor ama yarın bir gün yangın olduğunda bunun değeri anlaşılacak. Bakırköy’de yangınla ilgili tedbirlerin alınmasını sağladık, ve halen bu çalışmalara devam ediyoruz. Öte yandan gıda üretimi ve satışı yapan yerlerin denetimi ile ilgili 2 tane komisyon, 2 araçla her gün denetime çıkıyor. Bunlar Bakırköy’de vatandaşın hijyenik ve yararlı gıda temininin sonucunu sağlamak için yapılıyor. Cafeler, kahvehaneler, bar, pavyon ve diskoteklerle ilgili denetimler her gün devam ediyor. Bunlar şimdiye kadar olan şeyler değildi. Bakırköy’de büyük bir değişim, büyük bir farklılaşma yarattık. Biz değişerek çalışmalarımıza devam ettik. Bu çalışmalar kaldığı yerden yine devam edecek. Benim gitmemle değişen bir şey olmayacaktır. Gelen arkadaşta inanıyorum ki Bakırköy’e uyum sağlayacaktır. Bakırköylü olacaktır. Tıpkı benim olduğum gibi. Tabii ki bu zaman içerisinde gerçekleştiremediğimiz hususlarda var. Ama her şey dört dörtlük olmuyor maalesef. Ben gözüm arkada olmadan Bakırköy’e veda ediyorum. Ama şu bir gerçek ki, Mimar Sinan’ın Selimiye için ’benim ustalık eserimdir’ dediği gibi Bakırköy’de benim meslekte ustalık eserimdir. Sayın Şahin, gideceğinizi bilmenize rağmen Kaymakamlık Lojmanı için çalışma başlattınız. Bu konuda neler söylemek istersiniz? 1840 yıllarında ilçe olan Bakırköy halen Kaymakam Evi olmaması çok üzücü. Gerçekten üzücü. Hükümet Konağı 1974 yılında faaliyete geçiyor. Ve alt katı adliye olarak düşünülerek faaliyete giriyor. Bu binaya bir kat daha ilave edilmek suretiyle bugün bırakın adliyeyi hükümet konağının 3’te birini karşılıyor. Yapılan adliye ise belki buranın 40 katı büyüklüğünde. Planları çok geniş tutmakta yarar var. Dar olanı genişletmek zordur ama geniş olanı daraltmak kolaydır. Boldan zarar gelmez azdan zarar gelir. Büyük düşünmek, büyük olmak hiçbir zaman kişiye, topluma zarar vermez. Ben buna inanıyorum. Yapılacak olan Kaymakam Evi 730 metrekare, 3 katlı tripleks bir bina. Bakırköy’ün çıtasını yükseltecek bir yapı. Kaymakam, orada evinde resepsiyon verebilecek. Değişik günlerde çeşitli grupların toplarında 100 kişiyi bir araya getirebilecek bir salonla gıpta edilecek bir Kaymakam Evi Eylül ayı sonunda tamamlanmış olacak. Her yönüyle Bakırköy’ü yücelten, Bakırköy’ün prestijine prestij katan bir bina olacak. Bu gibi binaların yapılması lazım. Bunlar fazlalık değil. Bu gibi binalar ne kadar çok olursa o yerin çıtası da yükselmiş olur. Sayın Şahin bizde size yeni görevinizde başarılar diliyoruz. Teşekkür ederim. Ben de yaptığınız yayınlarınızdan dolayı sizleri tebrik ediyorum. 20 Ağustos ayında gazete ile birlikte ben de tatildeyim, oğlumla Bodrum yapıyoruz. Sağ olsun bizi babası finanse ediyor bu arada. Neyse uzatmayalım anlayacağınız bu bir tatil yazısı olacak, henüz İstanbul’a bunun karaya ayak bastıktan sonra ki hayatlarını etkilemeyecek münferitlikte olduğunu zannediyorlar. Oysa durum bundan biraz daha farklı; gelişimleri tamamlanmamış, kişilikleri henüz tam olarak olgunlaşmamış bu çocuklar, dünyadan kopabilecekleri bir mekana sahipler evet ama onların DÜZENİ KİM DÜZENLİYOR? sandıkları adapte olamayan ben, şu anda gibi zararsız mı? Koparız, sonra klavye başında size bunları da döneriz buna da ihtiyacımız yazarken Bodrum’da ve İstanvar moduna giren gençler içki bul’da hayat akmaya devam ve daha farklı uyuşturucu madediyor tabi. deleri bu atmosferde normal Gittiğimiz tatil köyü adeta karşılayabilir ve farklı sapkınlıkcennetten bir parça, her şey lara karşı da duyarsızlaşabilirgayet güzel düzenlenmiş, ler. ziyarete gelenler hem eğleniyor, Bu durum çocukların kişisel ve hem dinleniyor. Hava güzel, su kimlik gelişimlerine zarar veregüzel, deniz süper vs. bilecek boyutlara kadar taşınBu arada bir akşam abilir. Bodrum’un içinde bulunan bir Çocuklarınızı bir yere yolyüzen diskoya gitmeye karar larken çaktırmadan kontrol edin veren gençlere oğlumun sensiz ve onlarla ebeveynlik hakolmaz demesi ile bende ayak larınızı saklı tutarak arkadaş uyduruyorum. olun ki size anlattıkları detaylarGemi –yüzen disko- açıldıktan da yakaladığınız tehlikeleri yine sonra hararetli pazarlıklarla onun bulmasını sağlayacak kendilerini satan travestiler, olgunluğa erişmesine yardımcı ‘’more coco’’ diye bağıran olabilin. şarkılar eşliğinde gençlerle Bu tip ortamlar da tanımak beraber uyumu bozmamak amacı ile bulunmak istiyorsa en adına ayakta sallanıyorum. azından ilk seferinde yanında Oğlum çevrede ki durumun olun, onayladığı ve onaylafarkına varıyor ve rahatsız oluy- madığı bölümleri tartışın. Kişilik or. Yahu nereye düştük anne gelişimini bozacak şekilde der gibi bir bakış atıyor. Masabaskıcı olmayın ama yine kişilik da ki genç kızlarımız da gelişimini bu tip ortamların yönçevrenin kendilerine yönelttiği lendirmesine de izin vermeyin. bakışlardan rahatsızlar. Tanımasına izin verirseniz ve Ben de bulabildiğim en saçma siz ortamı zihninde process bahane ile yer değiştirmeyi tekederken yanında olursanız; lif ediyor ve geminin üst katına eğriyi ve doğruyu daha rahat doğru seyirtiyorum. keşfedecektir. Unutmayın ki bu Bu sefer de üst katta tip eğlence mekanları özellikle konuşlanıyoruz. E durum gençleri içine çekebilecek yapıdeğişiyor mu... tabi ki hayır. da düzenlenmiştir. Hedefleri, Aynı düzeni burada da tutturçocuklara bol para harcatabilemuş olan yüzen disko gediklileri cekleri bağımlılık yapan mekangönüllerince eğlenmeye devam ları pazarlamaktır ki onlarında ederken çevrede ki ses ve kasaları dolsun. görüntü kirliliğinin gerçekten de Bizim payımıza düşen ‘’hımmeşi benzeri bulunmaz olduğunu mm buralara gidemezsin ‘’ görmemek elde değil. demek değil elbette ama hangi Şimdi buraya kadar düzen yaşta ve olgunlukta nereye tutulmuş ve diyeceksiniz ki; gidebileceğini ona seçtirmek ve beğenmeyen gitmesin kardeşim. sapkın yönelimlere karşı Bu da son derece doğru bir duyarsızlaşmasını engellemektir yargı ama ben bu yazıyı sizlere ki bu da iyi bir eğitimin ergenbu yüzen disko örneğinden yola lik dönemi dahil verilmesi ile çıkarak gençlerimizi ne gibi mümkündür. Kişiliği olgunlaştehlikelerin bekleyebileceğini maya yüz tutmuş, hedeflerini anlatmak için yazıyorum. doğru koymuş, iç görü kazanŞimdi, yüzen diskodayım... 18 mış bireyler; artık nereye yaşın altında olan - yanlarında giderlerse gitsinler, ne kadar ebeveynleri olmayan- bir sürü ileri gideceklerini bilen ve ‘’ genç var çevremde ve bu burayı da gördüğüm iyi oldu, gençler yüzen gemi açıldıktan eğlendik ama bundan sonra ki sonra psikolojik olarak kendieğlenceleri daha farklı mekanlerini bağımsız bir bölgede istelara taşımak bana daha çok diklerini yapabilecekleri ve uyacak’’ diyebilen bireylerdir. Esra ERDOĞAN ATEŞLİ PİKNİK YAPMAYA MECBUR MUYUZ? Tescilli piknik alanları dışında ateşli piknik yapılması yasak ama... Mangalın Böylesi Bilindiği gibi mesire alanları dışında ateş yakmak suç teşkilediyor. Tescilli piknik alanları dışında ateşli piknik yapılması yasak. 6831 sayılı orman kanununun 68. maddesine göre ormanların içinde veya yakınında ateş ve yangın belirtisi görenler bunu derhal orman idaresine veya en yakın muhtarlığa jandarma dairelerine veya mülki amirlere haber vermeye mecburlar. Orman ve orman kaynaklarını her türlü tehlikelere karşı korumak, doğaya yakın bir anlayışla geliştirmek, ekosistem bütünlüğü içinde ve topluma çok yönlü faydalar sağlamak için halkın bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Yine Orman Kanunu’nun 110-b maddesine göre izinsiz ateş yakma, söndürmeden bırakma, sönmemiş sigara atmanın cezası 200 TL-500 TL arasında değişiyor. İSTANBUL’DA YANGIN EĞİTİMLERİ Şile Orman İşletme Müdürlüğü’nde yangın arazöz ve arazöz ekiplerinin kontrolleri ve eğitimleri gerçekleştirildi. Göktepe Orman Fidanlığı’nda gerçekleştirilen eğitime, tüm arazöz ekipleri ve işletme şefleri katıldı. Eğitimde öncelikle her arazözde mevcut tüm alet ve edevat sırasıyla kontrol edildi ve karşılıklı soru cevap şeklinde bir arazözde bulunması gereken araç, gereç ve edevat tek tek tanıtıldı. Bu esnada mevcut eksikliler de tespit edildi. Eğitimde genel hatları ile arazöz su pompası, alçak basınç ve hortumları, yüksek basınç ve hortumları, hortum tabancaları, yangın kalkanı, yangın battaniyesi, gaz maskesi, gaz torbası ve maskelerde kullanılan hava filtrelerinin nasıl kullanılacağı ile ilgili uygulamalar yapıldı. Ayrıca yangın yönetimi, yangında haberleşme, yangın esnasında nasıl hareket edileceği ile ilgili detaylı ve önemli bilgiler de verildi. 21 Bakırköy Belediye Meclisi karar aldı BAKIRKÖY BELEDİYESİ’NDE KADIN SIĞINMA EVİ YAPILACAK TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI Bakırköy Belediye Meclisi’nin Ağustos ayı oturumunda Bakırköy Belediye Meclisi üyesi CHP’li Yurdanur Kırıcı kadın koruma evi yapılması ile ilgili verilen önerge hakkında yaptığı konuşmanın bazı satır başlarına Adalet ve Kalkınma partisi meclis üyelerinden itiraz geldi. Yurdanur Kırıcı’nın mecliste yaptığı konuşmanın tam metnini aşağıda bulacaksınız. Sayın başkan, değerli meclis üyesi arkadaşlarım, Biz 2006’da Kadın Meclisi’ni kurduğumuz 8 Mart gününden beri Bakırköy’de bir Kadın Konuk Evi açılmasını istedik. Ancak karşımıza hep bir takım engeller çıktı. Şimdi bir sığınma evini (Bazıları bu sözden hoşlanmasa da asıl gerçek bu) Bakırköy’e kazandırıyor olmaktan büyük mutluluk duyacağımızı belirtmek istiyorum. Başbakanımız sığınma sözcüğünden dahatsız oluyor ve kadın-erkek eşitliğine inanmıyor. 134 ülkeyi kapsayan Dünya Ekonomik Formu’nun Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’nda Türkiye kadın-erkek eşitsizliği sıralamasında129. sırada yer alıyor. Aynı raporda İran 128., Suudi Arabistan 130. sırayı tutuyor. Kadın-erkek eşitsizliği denildiğinde dünyada bizden beter Benin haricinde hepsi islam ülkesi 5 ülke var. Onlar da, Suudi Arabistan, Benin, Pakistan, Çad ve Yemen. Başbakan kadın-erkek eşitliğine inanmıyor. İnansaydı eğer, mecliste kadınların oranı %9, bakanlıkların sadece %2 si kadın, kadın belediye başkanlarının oranı %1’den daha az olmazdı. 155 vali arasında tek bir kadın vali olurdu. Kadınların iş gücüne katılımı sürekli azalıyor. Kadınların %75’i iş gücüne katılmıyor. Kadınlar siyasi partilerin azınlık koridorlarında bekletiliyor, kota ile kadınlar aşağılanıyor. Başbakan kadın-erkek eşitliğine inanmıyor. Ama kadına karşı şiddet sürekli artıyor. Kırsalda kadınların %43’ü, kentlerde ise kadınların %38’i şiddet görüyor. Yandaş televizyonda oturup kreşler kötüleniyor. Kadın en az üç çocuk doğursun, oturup evde çocuk büyütsün isteniyor. Kadına karşi şiddet giderek artıyor, tırmanıyor. Dünya nüfusunun %52’sini oluşturan kadınlar haberlerin sadece %21’inde yer alıyor. Ya 3. sayfa acılarında yada yada arka sayfa güzelleri olarak. 3. sayfalar kadın acıları ile dolu, hepsi mahçup çoğu masum, hepsi intiharlarla boyanmış, genç kızlık düşlerini bulanık akan derelerde, kerpiç damlı evin tavanında, tarım ilacının şişesinde sonlandırmış. Annelerin gizli gizli ağladığı, sığınma evlerinden kaçıp sığınacak yer arayan kadınlar, kızlar, çocuk yaşta tecavüze uğrayanlar, zorla intihara sürüklenen küçük gelinler, radyodan türkü istedi diye sokak ortasında öldürülen 14 yaşındaki çocuklar, çalıştığı tarlanın sahibinin tecavüzüne uğrayan 14 yaşındaki çocuğu aynı tarlanın kenarında zehirli pide ile öldüren aileler!, geceler boyu yediği dayaktan kurtulmak için polise sığınan ama yine dayakçı kocaya teslim edilen kadınlar, karnındaki çocuğu ile taşlanarak öldürülen kadınlar, “Namus”, olmadı “Töre” adı altında babasının tüfeği ile sokak ortasında abisinin, kardeşinin kurşunlarıyla hastane yatağında öldürülen kadınlar. Ruh sağlığı, beden sağlığı bozulan kadınlar. Bu kadınlar şiddetin en koyusunu yaşıyor ve sığınacak bir yer arıyor. Haberlerin dünyaya ayna tuttuğu söylenir. Bu haberler de bizlere birşeyler söylüyor. Bu kadınlar neredeler, bu kadınlar yanı başımızdalar. Bu kadınlar insanlığımızdan sığınma hakkı istemekteler. Hem de çığlık çığlığa. Bakırköy Kadın Sığınma Evi-Bakırköy Kadın Konuk Evi artık ülkemizde büyük bir buzdağına dönüşmüş kadına karşı şiddet sorununa elbette çözüm olma noktasında yetersiz kalacaktır. Buz dağının sadece görünürdeki kısmına çözüm olabilen sığınma evlerinden biri olarak bu büyük soruna dikkat çekecek ve çözüm için bir nebze de olsa katkı sunacaktır. Komisyon üyesi olarak bu kararı almaktan mutluluk duyduğumu belirtir, sizlere saygılarımı sunarım. Bakırköy Belediye Başkanlığı ile Belediye-İş Sendikası 2 No’lu Şube arasında yapılan görüşmeler neticesinde 280 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi imzalandı. Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ve Belediye-İş Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Hasam Gülüm ile, ilgili belediye başkan yardımcıları, müdürler ve sendika temsilcilerinin katılımıyla imzalanan toplu sözleşmeye göre taban ücret 82 TL’ye yükseltildi ve birinci yıl için %7, ikinci yıl içinde yevmiyeler ve sosyal haklara %9 oranında artış getirildi. Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen törende yaptığı konuşmada, Bakırköy Belediyesi olarak işçilerle çok güzel bir toplu sözleşme imzaladıklarını belirterek. ‘’Tüm çalışanlarımızın en iyi şartlarda yaşamlarını sürdürebilmeleri için biz belediye yönetimi olarak elimizden gelen sosyal katkıyı sunduk. Sosyal haklarla birlikte işçi maaşları ortalama 3.300 TL’ye yükseltilmiştir. Bu Türkiye gerçeğinde çok iyi bir rakam İşçi arkadaşlarımızın bundan sonraki süreçte daha fazla çalışarak emekleriyle yapacakları katkının daha da yukarılara çıkacağını umuyorum’’ dedi. Belediye-İş Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Gülüm’de yaptığı konuşmada, Bakırköy Belediyesi’nde enflasyon oranına yakın bir zam aldıklarını belirterek, Bakırköy’ün diğer ilçelere de örnek olması temennisinde bulundu. HALK ECZANELERİ ŞİFA DAĞITIYOR Bakırköy Belediyesi tarafından Bakırköy Merkez Bina yanı, Osmaniye Atatürk Spor ve Yaşam Köyü ile Ataköy’deki Afet Merkezi’nin yanında oluşturulan 3 halk eczanesi vatandaşa şifa dağıtıyor. Bakırköy Belediyesi Halk Eczaneleri vatandaştan topladığı ilaçları, yine vatandaşa reçete karşılığı veriyor. Bakırköy Belediyesi’nin ilçenin çeşitli mahallelerinde yer alan sağlık merkezlerinde muayeneden geçirilen vatandaşlara reçete karşılığı hizmet verdiklerini söyleyen Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen,” Dar gelirli vatandaşlarımız mahallerimizde bulunan sağlık merkezlerinde muayenelerini olduktan sonra 3 halk eczanemize gelerek reçete karşılığı ilaçlarını ücretsiz olarak alabiliyorlar. Başta Bakırköy Cumhuriyet Meydanı olmak üzere Bakırköy’ün çeşitli noktalarında bulunan ilaç toplama kabinlerimize vatandaşlar tarafından bırakılan ilaçlar eczacılarımız tarafından kullanma sürelerine göre ayrıştırılıyor ve yine ihtiyacı olan yurttaşımıza veriliyor. 209 yılında toplam 22 bin 130 kişiye 61 bin 271 kalem ilaç verdik. Ayrıca değeri binlerce lira olan kanser ilaçlarını da çeşitli kurumlara gönderiyoruz. Halk Eczanelerimizden herhangi bir afet durumda afet bölgesine de ilaç gönderilmektedir. Yurttaşlarımıza bir çağrım olacak: Lütfen evinizde kullanmadığınız ilaçlarınızı bize getirin. O ilaçlar birilerine şifa olacaktır.”dedi. 22 GONK ‘’DAN DUN’’LA KARIŞIK! Bu ay referandum var. Haydi hayırlısı diyelim... Ama meydanlara inen liderler öyle bir referandum diyor ki sormayın; Bağıra çağıra: FEVERANdum gibi bir şey!.. MEYDANLAR ISINDIKÇA... Vatandaşlar olarak 12 Eylül Referandum sonuçlarını SAYGIyla bekliyoruz. Amaaa ne yalan söyleyelim liderler meydanlarda birbirlerine öyle amansızca saldırıyorlar ki; KAYGIyla izliyoruz! BU GİDİŞLE... Türkiye’nin nereye gittiği sık sık soruluyor... Oysa belli değil mi? Halk referanduma; Liderler adliyeye! MEZİYET! Parti liderlerinin 12 Eylül’e kadar sürecek meydan savaşı (!) vatandaşı bezdirmiş. Bezdirmez mi? Adamlar lider değil; Keder! HATİCE DEĞİL NETİCE! Herkes soruyor: ‘’12 Eylül’de ne olacak?’’ Ne olmasını bekliyorsunuz? Herkes sandık başına gidip, ya ‘’Evet’’ ya ‘’Hayır’’ diyecek. Siz asıl 13’Eylül’e bakın o gün acaba ne olacak?! OLUR MU OLUR... Anketlere göre referandum sonuçları yarı yarıyaymış. Yani, yüzde 50 yüzde 50... Yani beraberlik! Valla benden söylemesi: Bu iş penaltılara kalır! BALTALAR ELİMİZDE... Cumhurbaşkanı Gül: ‘’Terörrün kökünü kazıyacağız’’ demiş. Ah nerde o günler! Kökünü kazıylaım derken; Dallarını buduyoruz galiba!!! NERDE O GÜNLER? Terör, Dörtyol’a sıçramış. Dörtyol, Beşyol, Altıyol... Derken galiba herifler; Abbas yolcu!.. SALLAMAYIN! -Gazetelerden‘’Zeytinburnu Nazım’ı ağırlıyor...’’ ‘’Taksim Nazım’ı ağırlıyor...’’ El insaf! Adam hala Moskova’da ama ne haber?! BAYILDIĞIM SÖZLER Söylenmesi çok kolay iki kelime vardır ki aslında söylemeden önce çok düşünmek gerekir. EVET ve HAYIR... PYTHAGORAS Batan güneş için ağlamayın; yeniden doğduğunda ne yapacağınıza karar verin. DALE CARNEGİE Mahkeme kadıya mülk değildir. Karamsar, her fırsatta güçlüyü görür; iyimser ise her güçlükte fırsatı. WİNSTON CHURCHİLL VİCDANLARINIZ YERLERDE SÜRÜNÜYOR BEYLER! Aşarı saldırgan ve yırtıcı özellikleri ile bilinen pitbull’ların sokaklardan toplanma işlemini TV’den içim yanarak izledim ve çok merak ettim: Boyunlarını kelepçe takılıp sürüklenerek bağırmalarına, ağlama seslerine aldırmadan kamyonlara bindirilen o yavru köpekler de acab pitbull muydu? İlgililerden yanıt bekliyorum. Yazıklar olsun diyeceğim ama acaba değer mi?! OHOHOHH! İstanbul’da büyük kediler dolaşacakmış. Hiç önemli değil. Pitbull niyetine yavru köpekleri yerlerde sürükleyerek itlaf eden bizim belediye ekipleri EvelAllah hakkından gelir onların! GERÇEĞİ ARANIYOR! TSE damgalı bazı ürünlerin sahtesi çıkmışmış. Çok mu anormal sizce; İnsanların bile sahtesinin ibadullah olduğu bir zamanda hele?!!! İYİ UÇUŞLAR! Karayollarındaki hız limiti 90 km’den 130 km’ye çıkarılmış. Desenize karayolları olacak; Havayolları! BU NE SEVGİ AHHH... ‘’13 araç birbirine girdi’’ ‘’20 araç birbirine girdi’’ ‘’9 araç birbirine girdi’’ Gözlerim yaşarıyor be arkadaş; Yahu bu kadar mı seviyoruz yani birbirmizi: Pes vallahi!!! ÇELİŞKİ... Tarım Bakanı Mehdi Eker, Doğu’da katıldığı bir düğünde ‘’Halay’’ çekmiş. Aman ne güzel demişim! Bakan ‘’Halay’’da; Et fiyatları ‘’alay’’da!.. YARIM ASIR ARA İLE... Bundan elli yıl önce Yassıada duruşmaları (o zaman televizyon olmadığı için) radyodan canlı olarak yayınlanırdı. 50 yıl sonra Ergenekon duruşmalarını televizyondan çizilen fotoshop çizgiler sayesinde yani resim olarak izliyoruz. Sebebi ne acaba? Görenlerin sinirlerinin bozulmaması için mi?! Çok merak ettim de... NASIL OLSA SES ÇIKARTAN YOK... Elektrik fiyatında indirimden vazgeçilmiş. Aman efendim niye indirim yapılsın ki; Bindirim varken! İÇİMİZ KARARDI BE! Eskiden güneş gözlükleri renk renk camlarla donatılırdı. Füme renk, yteşil ve açık kahverengi olanları revaçtaydı. Şimdi ise hemen hemen herkeste kara kara gözlükler moda. Mafya ya da korumalara özenen bir manzara sokaklarda resmi geçit yapıyor sanki; Yani nereye baksan: Ajan Varujan!!! PÖF! Türkiye zengin bir ülke değilmiş. Nereden çıkarıyorlar bilmem, ne müsabet? Hem de kralı bizde: Kriz zenginiyiz yetmez mi?! PINAR KUMSAL FISILDAYAN KELİMELER Ben gibi hepiniz düşündünüz. Düşünmek için, bakmak yeterli değildi. Baktığınızı görmek, gördüklerinizi dile getirmeniz gerekiyordu. Çoğumuz dile getirmek istediklerimizden korktuk, ürktük. Düşündüklerinizi fısıldayamadınız veya fısıldadınız. Fısıltınız bile kimi zaman yasaklandı. Sonunda kayıp hallerine büründük veya kaybolmadan içimizden fısıldadık. Cesurduk, o kadar cesurduk ki, kelimeleri fısıldarken; ölmeyi, mahpus yatmayı, kimi zaman dışlanmayı göze aldık. Fısıldayan her doğru kelime, yok edilmeye çalışıldığında, aslında her birimizin var oluşuydu. Doğru düşünenleri yok etmek isteyenler, isteklerini fısıldamaktan ürkecek kadar yüreksizdiler. Fısıldayan kelimeler, yeni doğan çocuk misali, kendi salıncağında büyüyor. Ada vapuru iskeleye yanaştı. Büyükada’nın esintisi, birkaç dost ile yüzümüze vuruyor. Kulaklarımızda, gülücüklerimizin, ruhumuzu okşayan neşesi. Azıcık yürüyüş, ardından her zamanki yerimizde balık rakı keyfi. İçimizden biri “ Hey dostlar!!! masanın çakırkeyfi içinde, eteklerimizde ki fısıldayan kelimeleri dökmenin vakti.”deyip, mis gibi orman havasından, sahile doğru kıvrılan yolu takiben, şen şakrak masamızdayız. Masa fısıldayan kelimelerin sesini haykıran birkaç dosttan meydana geliyordu. Değmemek gerek keyiflere. Bir ara kopuyorum masadan, karşı kıyıdan, yakamoz ile birleşen ışıklara doğru dalıp gidiyorum. Aç insanları, dayak yiyen kadınları, terk edilmiş çocukları, iş bulamayan vatandaşı, her gün kalabalıklaşan nüfusu ile keşmekeş İstanbul’u düşünüyorum. Sonra düşündüklerimi içimden fısıldıyorum, ama ben sövmek istiyorum geçmişe gelmişe, yapamıyorum. Bir yumruk ki boğazım da kilit. Rakının anason tadı genzimizde dolaşırken, yan masada kendi içinde, fısıldayarak yöre, ülke, fark etmeksizin şarkılar, türküler söyleyen grup bir anda coştu. Fısıldayan melodilerinden payımıza düşeni paylaşıp, balık dükkanının içinde, hepimizin bir ağızdan söylediği çakırkeyif haykırışlara katıldık. Vakit geldi, vapurun üflediği kalk borusu çalındı. Pazar gününün verdiği boşlukla, tıklım tıklım dolu Büyükada, artık vapurun içinde yaşıyordu. Rüzgar saçlarımı koklasın diye, başımı trabzana dayıyorum. Karşı köşemde birkaç dost bana gülümserken, kulağıma iki aşığın konuşması yankılanıyor. Gözlerimi aşıklara doğru, çaktırmadan çeviriyorum. Kızın bal rengi saçları, rüzgarın etkisi ile, sevgilisinin suratını okşuyor. “Aşkım ne var bir kerecik seni seviyorum desen.” “Diyemem ben erkeğim.” “Ne alakası var aşkım. Bir kerecik gözlerimin içine bakarak desen. Çok mu şey istiyorum.” “Ayrıca ben seni seviyorum diyorum. Sen uyurken, saçlarını okşarken, kulağına fısıldıyorum.” Fısıldayan kelimeleri dinlerken, gözlerim kıza doğru yöneldiğinde, kızın bozulmasına rağmen, sevdiceğini kaybetme korkusu ile içinden fısıldadığını hissediyorum ve biliyorum. Erkek arkadaşının yanına gidip, kollarından tutup sallamak istedim. Demek istedim ki “Ne var desen ölür müsün? Zor mu sevdiğini söylemek? Trafikte, orda burada haykırarak küfür ediyorsun da, sevdiğini haykırmak mı zor.” Ama fısıldadım…….. Derken birkaç dost ile gene keşmekeşliğe karışıp, gözden kaybolduk……. SON SÖZ: Fısıldarken, sadece başkaları oluyoruz. Kendimiz olmak adına, haykırmak zamanıdır. 23 EVİNİZ ELİNİZDEN ALINABİLİR Belediye Yasası’nın Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanları başlıklı 73. maddesi’nde değişiklik yapan kanun teklifi 24.06.2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yapılan değişiklikle beraber, özellikle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamalar ve ilçe belediyelerin imar yetkilerinin elinden alınmasına ilişkin hükümler nedeniyle Anayasa’ya aykırılıklar içerdiği düşünülmektedir. Yasanın yürürlüğe girmesi ile ile birlikte anılan sakıncaların en önemli gördüğümüz bazılarını yeniden belirtmekte ve kamuoyuyla paylaşmakta yarar olduğunu düşünüyoruz. 73. maddede yapılan düzenleme, bu haliyle yürürlükte olduğu sürece; Ülkemizde yaşayan hiç kimse; gelecekte ev yapıp başını sokacağını düşündüğü bir arsası veya başını sokacak bir evi olduğu için kendini güvende hissetmeyecektir. Evinizi veya arsanızı borç harçla, tüm birikiminizi harcayarak almış olmanız veya annenizden babanızdan miras kalmış olması bu konuda size bir güvence sağlamayacak, belediyelerin halen sahip olduğunuz evinizi kendi istediği fiyatla elinizden almasına ve yine kendi belirlediği fiyattan size geri satmasına engel olamayacaktır. Kentin fiziki yapısı yani yollar, kaldırımlar, binalar, ağaçlar, parklar, lokantalar, tiyatrolar, sergi salonları, okullar, kamu binaları, o mekânlarda yaşanmış anılar kent kültürünün en önemli parçalarından birisidir. Bu yasa değişikliği yürürlükte kaldığı sürece kentlerimizde bu gün olan şeylerin gelecekte de bu günkü haliyle var olacağının hiçbir garantisi kalmamıştır NE GETİRİYOR Bu yasa ile kentin tüm değerleri, anıtlar, tarihi ve kültürel varlıklar, kentlerin çoğunlukla en yeşil bölgeleri olan kamuya ait alanlar, parklar dahi kaldırılabilir, dönüştürülebilir, “geliştirilebilir” hale gelmiştir. “Dünya Kültür Mirası” listesi’ne giren en önemli kentimiz olan İstanbul’un, yanlış imar uygulamaları ve yetersiz koruma nedeniyle bu listeden çıkarılarak “Tehlike Altındaki Dünya Mirası” listesine alınabileceğini ilişkin haberler bu konudaki korkularımızın haklılığını göstermektedir. Belediye sınırları içerisinde mülkiyet güvencesi fiilen ortadan kalkmıştır. Hiçbir gerekçe gösterilmeksizin “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı” ilan ediliverecek alanlarda, tüm gayrimenkuller üzerindeki tasarruf hakkı bütünüyle belediye meclislerinde çoğunluğu elinde tutan parti gruplarının ve başkanlarının eline geçmiş, teknik bir konu olan planlama gerektiğinde siyasi rakibini mülksüz, yandaşları ise zengin yapabilecek siyasal bir araç haline getirilmiştir. Bu demokrasiyi ve özgür seçme hakkını dahi ortadan kaldırabilecek büyüklükte bir güçtür. 13 Temmuz 2010 Salı günlü Resmi Gazetede yayınlanan 7 adet Bakanlar Kurulu Kararı ile yukarıda kısaca belirttiğimiz sakıncaları taşıdığını düşündüğümüz yasa değişikliğinin uygulanmaya başlandığını öğrenmiş bulunuyoruz. Ankara’da 7 bölge bu madde uyarınca Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı ilan edildi. Kararın Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi yerine Bakanlar Kurulu’nca alınmasının nedeni; madde metnindeki “kamunun mülkiyetinde veya kullanımında olan yerlerde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilebilmesi ve uygulama yapılabilmesi Bakanlar Kurulu kararına bağlıdır” ifadesiyle ilişkilidir. Resmi Gazete’de; bu alanların niçin kentsel dönüşüm gelişim alanı ilan edildiğine dair hiçbir ifade bulunmamaktadır. Nedenini sadece ilan edenlerin bildiği bu kararla, anılan alanlarda evi arsası, olan tüm vatandaşlarımız bu gayrimenkulleri üzerindeki tasarruf yetkilerini, madde metninde yer alan; “Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen yerlerde; ifraz, tevhit, sınırlı ayni hak tesisi ve terkini, cins değişikliği ve yapı ruhsatı verilmesine ilişkin işlemler belediyenin izni ile yapılır. Bu yerlerde devam eden inşaatlardan projeye uygunluğu belediye tarafından kabul edilenler dışındaki diğer inşaatlar beş yıl süreyle durdurulur. Bu sürenin sonunda durdurma kararının devam edip etmeyeceğine belediye tarafından karar verilir. Toplam durdurma süresi on yılı geçemez” hükmü gereği (bizim düşüncemize göre Anayasa’ya aykırı olarak) fiilen kullanamaz duruma gelmişlerdir. Ne kadar süreceği belli olmayan bir zaman sonunda ellerine ne geçeceği ise belediye başkanının ve meclisinin insafına kalmıştır. Bu alanlarda gayrimenkulü olan vatandaşlarımız artık gayrimenkullerini bankalara ipotek ettirebilmek için dahi belediyelerin iznini almak zorunda kalacaklardır. VATANDAŞ HABERDAR DEĞİL Nedeni açıklanmayan, dolayısıyla kamu yararı içermiyor olması muhtemel bir “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı” kararı sonucunda mülkiyet hakları kısıtlanan vatandaşlarımızın yapabileceği tek şey, madde metnindeki Anayasa’ya aykırı olduğunu düşündüğümüz hükümlere de dikkat çekerek İdare Mahkemelerine başvurmak, yürütmeyi durdurma ve iptal talebinde bulunmaktır. (ayrıntılı değerlendirme için BAKINIZ) Ancak bu hakkın kullanılabilmesi şüphesiz ki yurttaşın kendi mülküne ilişkin olarak alınan kararlardan haberdar olabilmesine bağlıdır. İçerisinde kamunun mülkiyetinde veya kullanımında yerler olduğu için yazımızda bahis edilen Ankara’ya ilişkin kararlar Resmi Gazetede yer almış, vatandaşın kendini ilgilendiren bu kararlardan haberdar olması mümkün olmuştur. Belediye Meclis kararları Resmi Gazetede ilan edilmemektedir. Belediye Meclis Kararlarının nasıl ilan edileceği 5393 sayılı Belediye Kanununun Meclis kararlarının kesinleşmesi başlıklı 23. maddesinde hükme bağlanmış, “Kesinleşen meclis kararlarının özetleri yedi gün içinde uygun araçlarla halka duyurulur” şeklinde düzenlenmiştir. Uygun aracın ne olduğu belli değildir. Dolayısıyla vatandaşın kendi malını mülkünü ilgilendiren Belediye Meclisi kararlarından nasıl ve nerede halka duyurulacağı belli olmadığı için haberdar olmaması muhtemeldir. Bu durum vatandaşın bu kararlara yargı yoluyla itiraz hakkını fiilen kısıtlayacak sonuçlar doğurabilecektir. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 20. Maddesi; “Belediye meclisi, her ayın ilk haftası, önceden kararlaştırdığı günde toplanır” şeklinde düzenlenmiştir. Büyükşehir Belediye Meclisleri ise 5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanunu’nun 13. Maddesine göre her ayın ikinci haftası önceden meclis tarafından belirlenen günde toplanmaktadırlar. Yurttaşların belki de evlerini kaybetmelerine neden olabilecek kararlardan zamanında haberdar olabilmeleri ancak belediye meclis toplantılarını bizzat takip etmeleri ile mümkündür. Bu yöntem yasal olarak mümkünse de, fiilen mümkün olamayacaktır. Bu durumda, halkın kendini ilgilendiren konulardan haberdar olmasını sağlamak konusunda en büyük görev muhtarlara, yerel basına ve şüphesiz ki muhalif meclis üyelerine düşmektedir. ( iNTERNETTEN ALINMIŞTIR) BAKIRKÖY KAYMAKAMLIĞI DIŞ İŞLER VE AB KOORDİNASYON BÜROSU İçişleri Bakanlığı, Dış İlişkiler ve AB Dairesi Başkanlığı’nın 26.01.2010 tarih ve 2010/6 sayılı genelgesi ile Avrupa Birliği katılım sürecine yerel paydaşların daha etkin katkı sağlamaları amacıyla İstanbul’da kurulan Avrupa Birliği’ne Uyum, Danışma ve Yönlendirme Kurulu’nun 04.03.2010 tarihinde gerçekleştirdiği toplantıdan çıkan karar doğrultusunda Bakırköy Kaymakamlığı’nda Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği (AB) Projeleri Koordinasyon Bürosu kuruldu. Bakırköy Kaymakamlığı AB Projeleri Bürosu koordinatörlüğüne atanan Berna Ateşsal, büronun, AB topluluk programları, eğitim ve gençlik programlarının (Socrates, Leonardo da Vinci, Comenıus ve Youth in Action) ilçe içinde tanıtılması, koordinasyonu, yürütülmesi ve programlardan faydalanarak projelerin AB projeleri merkezinde değerlendirilmesi, seçimi, AB komisyonu ve Ulusal Ajansa sunulacak projelerin müracaatlarının derlenmesi, ön değerlendirmelerin yapılması, üye ülkeleri Ulusal Ajans, AB komisyonu ile programının gerçekleştirilmesi ve işbirliği kurulması konusundaki ilişkilerin yürütülmesi amacıyla uygulayıcı ve koordinatör birim olarak kurulduğunu söyledi. Özellikle eğitim alanında çeşitli projeler ürettiklerini ifade eden Ateşsal, şu ana kadar 4 okulla ortak çalışma yaptıklarını, hedeflerinin Bakırköy’de bulunan 46 resmi okulun hepsine ulaşmak olduğunu dile getirdi. Uzun soluklu projeler geliştirdiklerini vurgulayan Berna Ateşsal, 8 kişilik bir ekibinin olduğunu ve özellikle Eylül-Ekim aylarında Bakırköy’de çeşitli etkinlikler gerçekleştireceklerini de kaydetti. 24 02 AĞUSTOS 2010 PAZARTESİ Yapılan yoklamada meclis üyelerinden Hüseyin Uğur Özhabeş, Cavit Ganiç, Coşkun Alagöz, İlknur Meral, BaharSunman, Yalçın Kayalı, Elif Arıkan Can’ın izinli olduğu, gelmeyen üyelerin izinli sayıldığı, ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından açıldı. Gündem okundu, oybirliğiyle kabul edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde 1- İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü başlıklı mahalli idare birlikleri norm kadro ilke ve standartlarına dair yönetmeliğin 11. maddesi gereği 2 adet boş mühendislik kadrosunda değişiklik yapılmasına dair başkanlık teklifinin oybirliğiyle kabulüne. 2- İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü başlıklı mahalli idare birlikleri norm kadro ilke ve standartlarına dair yönetmeliğine dair 11. maddesi gereği norm fazlası olan 1 adet zabıta memuru, 3 adet işçi kadrolarının iptaline dair başkanlık teklifinin oybirliğiyle kabulüne. 3- Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü başlıklı gelecek yıllara yaygın hasta nakil ambulansı kiralanması hizmetine dair başkanlık teklifinin oybirliğiyle kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından 03.08.2010 Salı günü saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı. 03 AĞUSTOS 2010 SALI Yapılan yoklamada meclis üyelerinden Hüseyin Uğur Özhabeş, Cavit Ganiç, Doğu Coşkunfırat, Servet Deniz, Coşkun Alagöz, İlknur Meral, Yalçın Kayalı ve Elif Arıkan Can’ın izinli olduğu, gelmeyen üyelerin izinli sayıldığı, ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından açıldı. Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliğiyle kabul edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde 1- Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü başlıklı 06.07.2009 tarih ve 37 sayılı meclis kararında açık alkollü içki satışı yapılabilir AĞUSTOS 2010 BELEDÝYE MECLÝSÝ’NDE NELER GÖRÜÞÜLDÜ bölgeler, yerler, umuma açık istirahat ve eğlence yerleri ve içkili yerlerin ruhsat landırılması mesafe ve kazanılmış haklar konulu kararın 9. maddesinin değiştirilmesine dair başkanlık teklifinin oybirliğiyle kabulüne. 2İmar ve Şehircilik Müdürlüğü başlıklı Zeytinlik Mahallesi 15 pafta 84 ada 1 parsele ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı tadilatı teklifine dair dosyanın İmar ve Şehircilik Komisyonu’na havalesinin oybirliğiyle kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından 04.08.2010 Çarşamba günü saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı. 04 AĞUSTOS 2010 ÇARŞAMBA Yapılan yoklamada meclis üyelerinden Levent Gökçe, Cavit Ganiç, Ferzan Özer, Hüseyin Uğur Özhabeş, Selim Malgaz, Yervant Özuzun, Coşkun Alagöz, İlknur Meral, Yalçın Kayalı, Elif Arıkan Can’ın izinli olduğu, gelmeyen üyelerin izinli sayıldığı, ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından açıldı. Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliğiyle kabul edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde; 1- Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü başlıklı Kadın Koruma Evi açılmasına dair Bütçe Plan Komisyonu Raporu’nun oybirliğiyle kabulüne, 2- Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü başlıklı Kadın Koruma Evi açılmasına dair Kadın Sorunları Komisyonu Raporu’nun oybirliğiyle kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafında 05.08.2010 Perşembe günü saat 16’da toplanmak üzere kapatıldı. 05 AĞUSTOS 2010 PERŞEMBE Yapılan yoklamada, meclis üyelerinden Baba Levent Gökçe, Hüseyin Uğur Özhabeş, Serdal Kılavuz, Cavit Ganiç, Yervant Özuzun, Doğu Çoşkunfırat, Servet Deniz, Coşkun Alagöz, İlknur Meral, Sefa Birinci, Halil Yalçın Kayalı, Elif Arıkan Can ve Ramazan Baş’ın izinli olduğu, gelmeyen üyelerin izinli sayıldığı, ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından açıldı. Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliğiyle kabul edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde, 1- Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü başlıklı sosyal yardım v sosyal hizmet yönetmelik taslağına dair hukuk komisyon raporunun 2 ret Mehmet emin ertekin, Ayhan Can oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, 2- imar ve şehircilik Müdürlüğü başlıklı Osmaniye Mahallesi 73/1 pafta 158 ada 9 parsele ait 1/1000 ölçekli uygulama imar planı tadilatına dir İmar ve Şehircilik Komisyonu Raporu’nun 2 ret oy Mehmet emin erktin, Ayhan Can, oya karşın oyçokluğuyla kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından 06 ağustos 2010 Cuma günü saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı. 06 AĞUSTOS 2010 CUMA Yapılan yoklamada meclis üyelerinden Hüseyin Uğur Özhabeş, Yervant Özuzun, Coşkun Alagöz, İlknur Meral, Bahar Sunman, Halil Yalçın Kayalı, Türkan Elif Arıkan Can ve Ramazan Baş’ın izinli olduğu, gelmeyen üyelerin izinli sayıldığı ve ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından açıldı. Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu ve oybirliğiyle kabul edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde İmar ve Şehircilik Müdürlüğü başlıklı Zeytinlik Mahallesi 15 pafta 84 ada 1 parsele ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı tadilatı teklifine dair İmar ve Şehircilik Komisyonu Raporu’nun oybirliğiyle kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından kapatıldı. Bakırköy Belediye Meclis üyesi DOĞU COŞKUNFIRAT VEFAT ETTİ Bakırköy Belediye Meclis üyesi Doğu Coşkunfırat geçirdiği kalp krizi sonrasında yaşamını yitirdi. Cumhuriyet Halk Partisi’nden Bakırköy Belediye Meclis üyesi olan Doğu Coşkunfırat için ilk tören Bakırköy Belediye Binası önünde gerçekliştirildi. Törene Coşkunfırat ailesinin yanı sıra, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, belediye meclis üyeleri ve çok sayıda seveni katıldı. Buradaki törende konuşun Bakırköy Belediye Başkanı. Ateş Ünal Erzen, çok yakın bir arkadaşını, çok iyi bir Bakırköylüyü kaybetmekten dolayı çok büyük üzüntü içinde olduğunu vurgulayarak, Coşkunfırat ailesine başsağlığı diledi Coşkunfırat’ın oğlu Acun Coşkunfırat’ta tarif edilemez bir acı yaşadığını belirterek, üzüntüsünü dile getirdi. Bakırköy Belediye Binası’nın önünde gerçekleştirilen törenin ardından Coşkunfırat’ın naaşı Ataköy 5. Kısım Camii^nde ilkindi namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından Güngören Köyiçi Mezerlığı’ndaki aile kabristanlığında defnedildi. Meclis oturumlarýnýn tamamýný gazetemizin www.atakoygazete.com.tr sitesini ziyaret ederek okuyabilir ve sesli olarak dinleyebilirsiniz. 25 Uzun süre bir aradan sonra sizlerle ve tekrar gazete de beraber olmak ne mutlu. Evet Bu süre içinde nerelerdeydiniz diyebilir siniz ? cortex bilinç altı kayıtların bulunduğu Ünlü psikiyatrist Carl Gustav Jung'un söylediği gibi sürüngen beynimiz var. Beş duyu ile Funda ERZURUMLUOĞLU iŞTE HAYAT BU BAŞARABİLİRSİNİZ .YETERKİ SİZ İSTEYİN. Hani derler ya topraktan daha çok verim almak için toprağı nadasa bırakın diye ... Ben de kendimi revize etmek için belli bir takım eğitimler aldım. Bu eğitimler ilk başta kendimi tanımakla başladı ve bu güzel çalışmalar sonunda da hayatın ne kadar kolay ne kadar zevkli olduğunun farkına vardım. Okuyan okuyucularım bilir ki benim esas mesleğim eczacılık ve misyonum esas olarak insanlara hastalıklarında şifa vermede vesile olmak ve bu senelerce de her şifa bulan hastamda da beni daha mutlu etmiştir. Daha sonra Genel yayın Yönetmenimiz Özcan Atamer beyin bana sağlamış olduğu imkanla köşemde yazılarımla bazı noktalara değinerek bir takım problemlerin çözümlenmesinde yardımcı olmanın mutluluğunu yaşadım. Ama bir şeyler eksikti. Ben insanların mutluluğu huzur ve başarıyı bulmasını arzu ediyor ve bu konuda bir takım çalışmalar yapmak istiyordum. Ve başardım .... 2 senelik yoğun çalışmam doğrultusunda ve almış olduğum eğitimlerle başardım ve artık bende varım ve bu birikimlerimi ve çalışmalarımı artık sizlerle paylaşma zamanı.... Eğer yeter artık bu parasızlık yeter artık mutsuzluk yeter artık hayatta ki başarısızlıklara diyorsanız haydi kendinizi baştan yaratmaya .... Değişim sizde başlar. Bunu unutmayın ... Düşüncelerinizi değiştirin ve yaşamınız değişsin. İnsan denilen varlık o kadar güzel bir donanıma sahip ki ilk başta bunu keşfederek başlayalım. Bizi diğer canlılardan ayıran en değerli özelliğimiz bir beyine sahip olmamız. Beynin bizim hayatımızı etkileyen yönlendiren işleyiş tarzını size şimdi burada bahsedeceğim Amerikada ki araştırmalarda beyinde ki talamus amigdala algıladığımız veriler talamusa gider orada eğer buna benzer duygu ve olumsuzlukla karşılaşılmışsa amigdala denilen bölgeye bir akım giderek dur yapma yaparsan başına iş gelir gibi komutlar alır ve korkuyla başladığımız işte korku frekansı yayarak inançlarımız doğrultusunda bilinç altında sen başaramazsın gibi birde kayıt varsa başaramayacağımız kesindir. İşte böyle bir sinyal almaya başladığınızda gelişen olayın sonuna odaklanmalı ve başardığınızı imgelemelisiniz. Bir danışanımda yaşadığım bir olayı size anlatmak istiyorum. Danışanımın yüzme korkusu vardı ayağını basamayacağı yerde ve sudan başını nefes almak için çıkardığı zaman boğulma tehlikesi yaşıyordu. Biz bilinç altında kayıtlara indiğimizde çoçukluk yıllarında tam denizde yüzerken denizde şakalaşan ağabeylerinden birinin onun üzerine düştüğünü ve onunda o sıra nefes olmak için su yüzeyine çıktığı zaman birden denizde boğulma tehlikesi geçirir. Bu deneyim çocukluk yıllarında almış olduğu bir deneyimidir ve yıllarca deniz ve havuzda yüzememiş ve her deneyimindede ben boğulacağım inancı ile boğulma tehlikesi geçirmiş yaptığımız çalışmalar doğrultusunda şu anda 15 metrelik bir havuzu rahatlıkla yüzdüğü ve bana o ilk başarısından sonra Başardım diye mesaj atması .... iŞTE HAYAT BU BAŞARABİLİRSİNİZ .YETERKİ SİZ İSTEYİN. Biz danışanımda geleceğe başarı görüntüsünü kaydettik ve başardı... Bilinç altında ki kayıttı silip yeni görüntüyü yerleştirdik. Bu ay ki yazımda verdiğim bilgilerin devamını daha sonra ki sayılardaki dergimizde takip edebilirsiniz BAKIRKÖY İLÇE EMNİYET MÜDÜRÜ İZZET KAPTAN İstanbul Emniyet Müdürlüğünde yapılan atamalar sonunda Bakırköy İlçe Emniyet Müdürü Nihat Çulhaoğlu’nun Bağçılar İlçe Emniyet Müdürlüğüne atanmaı sonuçu,Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğüne İzzet KAPTAN getirildi. Bakırköy’e İlçe Emniyet Müdürü olarak atanan İzzet Kaptan gazetemize yaptığı açıklamada, Bakırköy halkının huzur ve güvenliğini sağlamakla sorumlu olduklarını belirterek, ‘’"Bakırköy halkı ile birlikte mutlu ve mesut günler geçirmek için, vatandaş memnuniyeti esas olmak üzere güzel bir çalışma yapacağız. Bakırköy halkına her zaman yakın olacağız. Ben ve personelim Bakırköy halkının huzur ve güvenliğini sağlamakla sorumluyuz. Görev ve sorumluluk bilinci içerisinde Bakırköy halkının memnuniyetini en üst düzeye çıkarmaya çalışacağız. Sizlerden de destek bekliyoruz. Bizim göremediklerimizde, objektif değerler içerisinde bizlere yardımcı olmanız bizi mutlu edecek. ” dedi. BİR BUNLAR EKSİKTİ SAĞLIK VE MUTLULUKLA KALMAK DİLEĞİYLE N.L.P Uzmanı,Yaşam Koçu Ecz.Funda Erzurumluoğlu İZZET KAPTAN KİMDİR ? 1969 İzmir doğumlu olan İzzet Kaptan, 1991 Polis Akademisi mezunu. Meslek hayatında İstanbul, Rize, Kocaeli ve tekrar İstanbul illerinde genel olarak karakol ve asayiş hizmetlerinde olmak üzere toplamda 19 yıllık bir hizmet hayatı bulunan İzzet Kaptan, evli ve 1 çocuk babası. İzzet Kaptan, Kartal İlçe Emniyet Müdürü olarak 1 sene görev yaptıktan sonra Bakırköy'e atandı. Kısa süre sonra bu güzel görüntülere hasret kalacaksınız İstanbul genelinde yaya kaldırımlar işgal altında. Pekçok yerde yayalar yollarda yürümek zorunda kalıyor. Bu işgalleri engel olması gerekenler, işgalçilere adeta çanak tutuyor. Büyükşehir Belediyesinin son uygulamaı işgalcilerin eline adeta koz veriyor. Büyükşehir Belediyesi özellikle yayaların yoğun olarak kullandıkları kaldırımlara çiçek satılacak cam mobolar yerleştiriyor. Bakırköy’de de yaya trafiğinin yoğun olduğu İstanbul Caddesi’nde bulunan Carousel Alışveriş Merkezi önündeki kaldırıma konulan çiçek durağı, yayaların kaldırımda yürümelerine engel oluyor. Bu arada Cumhuriyet Meydanı girişine konan cam mobo da yaya yolunu tamamen kapatmış durumda. Bu arada 40 yıldır Bakırköy’de çiçek sattıklarını ifade eden seyyar çiçekçiler ise, İstanbul Çiçekçiler Esnaf Odası ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin çiçek duraklarını kendilerine tahsis edeceklerini söylediklerini fakat yine de endişeli olduklarını belirtiyorlar. TEKNOLOJÝ DÜNYA SI vvvvvv GÖKHAN ATAMER [email protected] AR-GE BELGELİ İLK OPERATÖR Avea, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından verilen Ar-Ge Merkezi Belgesi'ni almaya hak kazanarak sektöründe bir ilke imza attı. 2006 yılından bu yana toplam 65 milyon TL Ar-Ge yatırımı gerçekleştiren ve Türkiye telekomünikasyon sektöründe "Ar-Ge Merkezi Belgesi"ni alan tek operatör olan Avea, Avea Ar-Ge Merkezi'nin resmi açılışını Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Tayfun Acarer'ın katılımıyla, Avea CEO'su Erkan Akdemir'in ev sahipliğinde gerçekleştirdi. Hem telekomünikasyon sektörünün hem de Türkiye'nin teknoloji üssü olma hedefi doğrultusunda önemli bir yere sahip olacak olan Avea Ar-Ge Merkezi, toplam 1.700 m2'lik alanda, konusunda uzman 178 tam zamanlı çalışan ile Türkiye için 21. yüzyılın yenilikçi teknolojilerini geliştiriyor. Gerçekleştirilen açılış töreninde bir konuşma yapan Avea CEO'su Erkan Akdemir; "Avea, bugün geldiği noktada sadece bir telekomünikasyon veya bir iletişim markası değil, aynı zamanda bir teknoloji markası. Teknoloji markası olmak ise sadece ve sadece araştırma ve geliştirme yatırımı yapmakla mümkün. Avea son beş yılda araştırma ve geliştirme faaliyetleri için 65 milyon liralık yatırım yaptı ve bu kapsamda gelirlerine oranla Ar-Ge'ye en çok yatırım yapan markalar arasında dünyadaki lider teknoloji şirketler seviyesine ulaştı. Bugün açılışını yaptığımız Avea Ar-Ge Merkezi, bizim için son beş yılda araştırma ve geliştirmeye yaptığımız bu yatırımların ete kemiğe bürünmüş hali" dedi. Avea'nın Ar-Ge çalışmalarını sürdürdüğü Avea ArGe Merkezi'ni açmasının ilk amacının verimliliği artırmak olduğunu belirten Avea CEO'su Erkan Akdemir, "Verimliliğimizi artırarak, müşterilerimize daha kaliteli hizmetler üreteceğiz, müşteri deneyimini başka bir boyuta taşıyacağız" dedi. Erkan Akdemir sözlerine şöyle devam etti; "İkinci amacımız ise müşterilerimize ve tüketicilere, rakiplerimizden ciddi manada farklılaşmış teknolojik hizmetler üretmek. Bu hizmet ve ürünlerimizin NFC (yakın alan iletişimi) gibi ilk örneklerini yakın zamanda uygulamaya koyduk. Buna benzer hizmetler konusunda önümüzdeki dönemde daha da ivmeleneceğiz. Avea Ar-Ge Merkezi'ni açmamızın üçüncü amacı ise bütün iş ortaklarımız ve paydaşlarımızla teknoloji temelli yeni projeler üretmek. Bu anlamda merkezi, teknoloji temelli projeler için bir kuluçka merkezi olarak görüyoruz." Gerçekleştirilen açılış merasiminde Avea ArGe Merkezi'nin sahip olduğu imkanları anlatan Avea CEO'su Erkan Akdemir, Avea'nın Ar-Ge konusundaki gelecek hedeflerinden de bahsetti. Akdemir; "Avea Ar-Ge Merkezi'nin gözbebeğini Avea İnovasyon Merkezi oluşturuyor. Avea İnovasyon Merkezi'nde, vizyoner ve teknoloji anlamında sınırları zorlayan projeler geliştireceğiz. Bu kap- samda ulusal ve yabancı üniversitelerle, kurumsal müşterilerimizle ve diğer Ar-Ge merkezleriyle ortak çalışmalar yapacağız. Merkez sayesinde girişimcilere ve başta KOBİ'ler olmak üzere kurumsal müşterilerimize kendi fikirlerini ürüne dönüştürebilecekleri teknoloji ortamı sağlayacağız. Böylece müşterilerimizin pazarlama ve satış kanallarını destekleyerek yeni markalar üreteceğiz. Avea İnovasyon Merkezi, üniversiteli öğrencilerden akademisyenlere, ulusal ve yabancı üniversitelerden diğer Ar-Ge merkezlerine kadar geniş işbirlikleri oluştururak bir ekosistem yaratacak. Bu anlamda merkez beyin göçünü tersine çevirmede faydalı olacak" dedi. 25 milyon TL'lik yatırımla oluşturulan test laboratuvarlarının da içinde bulunduğu Avea Ar-Ge Merkezi'nde halen 178 araştırmacının çalıştığını ve bu sayının kısa sürede 220'ye çıkacağını söyleyen Erkan Akdemir; "Bugüne kadar uygulamaya soktuğumuz ve üzerinde çalıştığımız projelere 'Geleceğe teknoloji üretme' hedefiyle büyük bir hız ile devam edeceğiz. Avea olarak tüketicilerimize ve iş ortaklarımıza daha iyi hizmet vermek için iki yıl içinde de 60 milyon TL'lik araştırma geliştirme yatırımı yapacağız. Merkezimiz aracılığıyla Türkiye'ye sunacağımız inovatif hizmet ve ürünlerin tüm dünyada örnek alınmasını bekliyoruz" dedi. SKYPE’A RAKİP GELDİ: GOOGLE VOICE Google geçtiğimiz Mayıs ayında internet üzerinden sesli ve görüntülü görüşme teknolojileri konusunda uzman olan Global IP Solutions firmasını bünyesine katarak iletişim alanında yer sahibi olmak için çalışmalara başlamıştı. Şirketin yeni hizmetiyle, kullanıcılar internet üzerinden çok ucuza telefon görüşmesi yapabilecek. Hizmet şu an için sadece ABD'de yaşayan kullanıcılar tarafından kullanılabiliyor. Ancak Google, hizmetin kapsadığı ülkeleri kısa zamanda genişletmeye ve bu alanda liderliği açık ara elinde bulunduran Skype'a rakip olmaya hazırlanıyor. Uygulama sayesinde telesekretere bırakılan sesli mesajlar, yazılı metin halinde de görüntülenebilecek. Google bu şekilde kullanıcılarına sadece gerekli gördükleri mesajları dinleme olanağı ve zaman tasarrufu sağlamayı hedefliyor. Ayrıca yeni uygulamayla telesekretere bırakılan mesajları eşzamanlı olarak dinlemek ve gerekli görüldüğü takdirde mesaj bırakılırken araya girerek çağrıya yanıt vermek de mümkün olacak. Google'ın sitesinde yer alan bilgilere göre hizmet Türkiye için aktif hale getirildiğinde; Türkiye sabit hatları dakikası 3 cente, cep telefonları ise dakikası 18 cente aranabilecek. Ayrıca Google, Google Voice üzerinden belirleyeceğiniz telefon numaranızdan arandığınızda, hem ev, hem de iş ve cep telefonlarınız üzerinden size aynı anda ulaşılabilme imkânı da sağlayacak. Internet üzerinden telefon ve sohbet hizmetleri sunan Skype’ın 2010 yılının ilk yarısı itibarıyla yaklaşık 560 milyon kayıtlı kullanıcısı bulunuyordu. Aynı dönemde Skype üzerinden 95 milyar dakikalık sesli ve görüntülü görüşme gerçekleştirilmişti. Her ne kadar Google Voice pazara iddialı bir giriş yapmış olsa da, Skype’ın liderliğini elinden alıp alamayacağını zaman gösterecek. PES 2011 TÜRKÇE YOLDA Ülkemizde oldukça büyük bir hayran kitlesi bulunan PES ( Pro Evolution Soccer ) için alınan karar tüm Türk oyun severler tarafından müjde ile karşılandı. Konami - Digital Entertainment GmbH yetkilileri, ülkemizde oyuna gösterilen ilginin yüksek olması üzerine talepleri dikkate alıp Türkçe dil seçeneğinin ihtiyaç olduğu kararına vardılar. 7 Ekim'de piyasaya çıkacak olan PES 2011 , Playstation 3, PC ve Xbox 360 platformlarında yer alacak Tükçe dil seçeneği de yer alacak. Konami - Avrupa PES Ekip Lideri Jon Murphy PES 2011 için çok yoğun çalışıldığını, sınırsız özgürlük, kusursuz kullanım ve gerçekçiliği sağlayabilmek için bugüne ÝMTÝYAZ GENEL Taner SAHÝBÝ, KÜÇÜKTEPE Hukuk Danýþmaný: Av. ATAKÖY YÖNETMEN VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ Ofset Baský ; ÜNÝFORM Özcan Renk Ayýrým; FÝLMEVÝ ATAMER AYLIK BÖLGE GAZETESÝ Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi YeþiladaHaber Sokak No:2/1 Koordinatörü Ferhat Apt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul Aylýk Süreli yayýn Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16 YIL: 18 Sayý:196 AĞUSTOS-EYLÜL 2010 Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ. tarafýndan yayýnlanmaktadýr. Yavuz ARPACIK Köþe yazýlarýndaki sorumluluk, yazarlarýnaBASIN aittir GAZETEMÝZ AHLAK YASASINA UYMAYI TAAHHÜT ETMÝÞTÝR kadar görülen en köklü değişimleri gerçekleştirdiklerini ifade etti. FIFA 2011 SINIRLARI ZORLUYOR Kasım'da piyasaya sürüleceği belirtilen FIFA 2011 ile PES 2011 arasındaki rekabet yeni boyut kazanıyor. En eski futbol oyunlarından olan ve Electronic Arts tarafından geliştirilen FIFA serisinin 2011 için çıkacak versiyonu Köln'deki Gamescom 2010 fuarında tanıtıldı. EA standında kurulan 'futbol sahası'nda, karşılıklı iki takım, kaleler, yedek ve hakem kulübeleri yer aldı. Bu noktalarda kurulu konsollarla oyuncu ve hakemler, çekişmeli bir maç ortaya koydu. Üstün grafikleriyle birlikte getirilen yeni özelliklerin FIFA 2011'i bir adım daha öne taşıyacağı belirtiliyor. FIFA 2011'in yeni özellikleri arasında, profesyonel paslaşma, yeni kafa vuruşu ve çelme teknikleri, kaleciyi tam olarak yönetebilme, yeni çalım çeşitleri ve 11'e karşı 11 takım oyunu var. Oyuncuların uzaktan şut, oyun kuruculuk, ara pasçılık gibi özel yeteneklerinin bilgisayar zekasının içinde de olması; oyunu tek başına oynayanlara zor anlar yaşatacak. Bir çok kullanıcının iştirak edebileceği özel gol sevinci kombinasyonları ise oyunun eğlenceli yönlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Iniesta, Petr Cech, Wayne Rooney, Danovan, Kaka, Drogba ve Anelka gibi yıldızların tanıtım yüzü olduğu FIFA 2011'de dikkatleri çeken başka bir tanıtım yüzü ise Real Madrid'e yeni transfer olan Türk asıllı yıldız futbolcu Mesut Özil. FIFA 2011’in Kasım ayında piyasaya çıkması bekleniyor. APPLE’I KURTARAN TÜRK Apple, marka itibarını zedeleyen ve 175 milyon dolar ek maliyet çıkaran iPhone 4’deki anten sorununu tekrar yaşamamak için Boğaziçi Üniversitesi mezunu Türk fizikçi Atakan Peker’in geliştirdiği “esnek metal”i kullanmayı düşünüyor. Ağustos ayında ABD’de Liquidmetal Technology şirketiyle kontrat imzalayan ve tüketici elektroniği ürünlerinde bu materyali kullanma adına özel bir anlaşma yaparak bu alanda tüm hakları kullanma hakkını alan Apple, iPhone 4’ün yeni sürümlerinde ve iPhone 5’in anteninde metali kullanacak. Şirket bunun yanı sıra diğer ürün gruplarında da (iPad, Macbook) bu metalle tasarıma ağırlık verebilecek. iPhone’un yeni modellerinde kullanılacak olan yeni form verilmiş metal, GSM anteninin bulunduğu bölüm kapatıldığında esneyerek antenin kapanmasının önüne geçerek sinyal problemi yaşanmasına engel olacak. Atakan Peker, “güçlü plastik” olarak adlandırdığı bu materyalin görünüm olarak diğer metallerden farkı olmadığını söyledi. Milliyet gazetesinin haberine göre, Peker'in geliştirdiği ürün titanyum veya paslanmaz çelik gibi metallerden 10 kat daha esnek yapıda, çok daha hafif ve iki kat dayanıklı. Diğer metallere göre en önemli dezavantajı ise yoğun kullanım alanı olmadığından fiyatının pahalı olması. Atakan Peker, esnek metalin orjinal formülünü geliştiren biri olarak Apple’un bu teknolojiyi kullanacak olmasından dolayı gurur duyduğunu belirtti. Esnek metal teknolojisini keşfeden Peker, 13 yıl Liquidmetal firmasında çalıştı. Master tezini hazırlarken şirkete adım atan ardından ürün geliştirme aşaması sonraki yıllarda da şirkette teknolojiden sorumlu Başkan Yardımcılığı pozisyonuna kadar yükselen Peker, şu anda Washington State Üniversitesi’nde “İleri Düzeyde Materyaller” dalında Bölüm Başkanı olarak görev yapıyor. Elinde “esnek metal” teknolojisi dışında 30’a yakın patenti bulunduran ve bunların çoğunu endüstrinin kullanımına sunan Atakan Peker son 5 yılda bu patentlerden 40 milyon doları aşkın gelir elde etti. Peker'in geliştirdiği bu materyal, lüks saat markalarının yanı sıra NASA ve savunma sanayi, uzay araçları ve zırh delici kurşun alanında da kullanılıyor. Hukuk Danýþmaný: Av. Taner KÜÇÜKTEPE Ofset Baský : ÜNÝFORM Renk Ayýrým : FÝLMEVÝ Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1 Ferhat Apt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16 Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ. tarafýndan yayýnlanmaktadýr. Gazetemizde yayýnlanan yazý ve fotoðraflar kaynak gösterilmeden kullanýlamaz 27 YEDİTEPE HALK OYUNLARI DERNEĞİ, TÜRK KÜLTÜRÜNÜ DÜNYAYA TANITIYOR İstanbul Yeditepe Halk Oyunları Gençlik ve Spor Kulübü, Danı Kosidbe Kupres Bosnia Hersogovina Uluslararası Halk Oyunları Festivali’nde Türkiye’yi başarılı bir şekilde temsil ederek, yurt dışında Türk Kültürü’nü, ve s Türk Halkoyunları’nı tanıttı. İstanbul Yeditepe Halkoyunları Derneği, Başkanı Nedim Altuncu, yeni kurulan bir dernek olarak kısa sürede birçok başarılı ve güzel faaliyetler gerçekleştirdiklerini belirterek, “Ülkemizi ve halkoyunlarımızı tanıtmada ve sevdirmede başarılı çalışmalara imza attık. Önümüzdeki yıllarda da bunun gibi çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Yurt içinde ve yurt dışında Türk Folklörü’ne ve Türk Halkı’nı tanıtmaya devam edeceğiz” dedi. Bu arada, Yeditepe Halk Oyunları Gençlik ve Spor Kulübü, 2010-2011 sezonunda gerçeleştireceği yeni gösteriler, yarışmalar ve festival çalışmaları için hazırlıklara başladı. ŞİŞLİ SUALTI SPORLARI KULÜBÜ’NDEN TEKERLEKLİ Şişli Sualtı Sporları Kulübü Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’nde (TOFD) ihtiyaç sahibi 7 kişiye, manuel tekerlekli sandalye bağışında bulundu TOFD’un Ataköy’de bulunan merkez binasında, yapılan organizasyona Şişli Sualtı Sporları Kulübü yönetimi, bağışta bulunan kişiler, kulüp üyesi ünlü oyuncu Tolga Karel ve emekli SAT Komando ve dünya rekortmeni Namık Ekin de katıldı. TOFD Genel Başkanı Ramazan Baş, Şişli Sualtı Sporları Kulübü Başkanı İhsan Polat’a, Namık Ekin’e ve oyuncu Tolga Karel’e, dernekle özdeşleşen tekerlekli sandalye şeklindeki plaketle teşekkürlerini sundu. Şişli Sualtı Sporları Kulübü Başkanı İhsan Polat yıllardır TOFD ile yapılan işbirliği neticesinde birçok engelliye sandalye bağışında bulunduklarını ve bunun gururunu yaşadıklarını belirtti. Sandalyelerin ihtiyaç sahiplerine teslim edilmesinin ardından TOFD Genel SANDALYE BAĞIŞI Başkanı Ramazan Baş ile derneğin atölyelerini gezen Tolga Karel, engellilere fırsat verildiğinde nelerin başarılabileceğine dikkat çekti. Sanatçıların sosyal sorumluluk projelerine destek vermeleri gerektiğini belirten ünlü oyuncu her türlü organizasyonda Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’ne destekte bulunacağını da vurguladı. DENİZ SEKİ’DEN, BÖBREK HASTASI GENÇLERE İFTAR Türk Böbrek Vakfı, diyaliz merkezlerinde tedavi gören genç hastalarına ve ailelerine iftar yemeği verdi. Yeşilköy Dürümcü Baba’da verilen iftar yemeği şarkıcı Deniz Seki’nin evsahipliğinde gerçekleştirildi. Yemeğe Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk ve yönetim kurulu üyeleri ile sevilen sanatçılar Deniz Seki, Leyla Bilginer, Özlem Yılmaz, Mert Yavuzcan ve böbrek hastaları ile aileleri katıldı. Yemek sonrasında konuşan Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, böyle bir organizasyonun düzenlenmesinde kendilerine yardımcı olan Deniz Seki ve Dürümcü Baba yetkililerine teşekkür ederek, Deniz Seki’den böbrek hastaları için özel bir şarkı yapmasını istedi. Organizasyona katkıda bulunan şarkıcı Deniz Seki’de yaptığı konuşmada, sosyal sorumluluk projelerinde yer almanın kendisine mutluluk verdiğini belirtti. Deniz Seki, böbrek hastaları için özel bir şarkı yapmak içinde çalışacağını sözlerine ekledi. Konuşmaların ardından Türk Böbrek Vakfı Başkinı tarafından Deniz Seki ve yemeğe katılan sanatçılara plaket takdim edildi. MUTLU GÜNLER Özgün BAKIŞLI & İzzet Yasin ERSOY EVLENDİLER Yeşilköy Çınar Otel’de yapılan Nikah ve Düğün törenine Esra- İlhan BAKIŞLI ve Hürriyet Hasan ERSOY’ ailelerinin akraba ve yakın dostları katıldı. Özgün ve İzzet Yasin’i nikah ve düğünde arkadaşları yanlız bırakmadı. ARDA BEBEK BİR YAŞINDA Kanada’nın Ottawa kentinde dünyaya gelen Deniz Arda İleri’nin doğum günü Atamer ve İleri ailelerinin katılımıyla kutlandı. 29 31 147 ülkeden bin BREZİLYALI DAVULCULAR ve Türkiye'den de 400 kadar genç, KÜÇÜKÇEKMECE SOKAKLARINDA 5. Dünya Gençlik Kongresi'ne katılmak üzere İstanbul’da bir araya geldi. Birleşmiş Milletler tarafından dünyadaki en önemli gençlik etkinlikleri arasında gösterilen kongreye katılan yabancı konuklar, İstanbul’un değişik semtlerinde çeşitli aktivitelere katıldı. “5.Dünya Gençlik Kongresi” kapsamında Türkiye’ye gelen Brezilyalı davulcular Küçükçekmece Hürriyet Caddesi’nde, davul çalarak caddenin sonuna kadar yürüdüler. Karşılarında davulcuları gören mahalleli müziğe tempo tutarak eşlik etti. TARİHİ BİNADA TARİHİ CİĞERCİ Bakırköy Belediye Meclis Üyesi Ferzan Özer’in sahibi olduğu tarihi özer ciğercisi Eyüp’te restore edilen tarihi binasında tekrar hizmete girdi. Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu ile Bakırköy Belediyesi başkan yardımcısı Turgay Akbal’ın açılışını gerçekleştirdiği Tarihi Özer Ciğercisi’nin açılışına Bakırköy Belediye Meclis üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı. Açılışa katılan konuklarla yakından ilgilenen Ferzan Özer, 1900 yılından beri bu işi yaptıklarını belirterek, ürünler hakkında bilgi verdi. Açılışa katılanlanlara özel işkembe çorbası ikram edildi. Kendi sucuklarını ürettiklerini de dile getiren Özer, ayrıca Türkiye’de ilk defa ciğer pate kullanan tek işletme olduklarını da sözlerine ekledi. Açılış öncesinde dua yapıldı. Avukat Rahmi Özkan’da ilk alışverişi ( Yavuz ARPACIK ) yaparak uğur parası hediye etti. ATAKÖYLÜLER DERNEĞİNDEN DURSUN ALİ ŞAHİN’E ANI PLAKETİ Ataköylüler Derneği Başkanı Özcan Atamer ve başkan yqrdımcısı Göksenin İleri, Bakırköy Kaymakamlığı’ndan ayrılan Dursun Ali Şahin’e hizmetlerinden dolayı bir anı plaketi sundular. Atamer, Şahin’e ‘’Sizi Bakırköy’lüler daima şükranla anacaklardır’’ dedi. BAKIRKÖY İŞADAMLARI DERNEĞİ DURSUN ALİ ŞAHİN’İ UNUTMADI BİAD, Dursun Ali Şahin için düzenledikleri İftar sonrası başkan Salim Yılmaz, Şahin’e bir plaket vererek ‘’Bakırköye yaptıkları hizmetleri takdirle hatırlayacağız’’ dedi Ş ŞE EK KE ER RB BAAY YR RAAM MIINNIIZ ZII E ENN İİÇÇTTE ENN DDİİL LE EK KL LE ER RİİM MİİZ ZL LE E K KUUTTL LAAR RIIZ Z AT R Ý U M E S N A F V E Ç A L I Þ A N L A R I Te l e f o n : ( 0 2 1 2 ) 6 6 1 1 2 3 3 / 3 7 / 4 1 560 36 65 33 TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK GÖSTERİ MERKEZİ KÜÇÜKCEKMECE’YE YAPILACAK Küçükçekmece Belediyesi, "Avrasya Gösteri Merkezi" adıyla bir kültür sanat projesi daha hazırladı. Mega projede; teraslı 30 bin kişilik bir amfi tiyatro, 1300 metrekare kapalı spor salonu, 250 kişilik konferans salonu ve 600 araç kapasiteli bir otopark yer alacak. Küçükçekmece Belediyesi tarafından Halkalı Merkez Mahallesi'nde yapılacak olan "Avrasya Gösteri Merkezi" İle ilgili ihale hazırlık çalışmaları sürüyor. Avrasya Gösteri Merkezi 700 metrekarelik sahnesi ile tiyatro, konser, dans gösterileri ve benzeri etkinlikler için büyük avantaj sağlayacak. Roma dönemi yapılarının en etkileyici eserlerinden birisi olan Efes Celsus Kütüphanesi’nden (M.S. 106) esinlenerek ortaya çıkarılan proje, tarihi ve modern mimariyi bir araya getirecek. Toplam 30 bin metrekare inşaat alanına sahip olacak olan proje bu yıl sonunda ihaleye çıkarılacak. gösteri merkezinde karşılayacak. Ayrıca bu merkez uluslar arası sanatçılar ve show gruplarının sanatsal faaliyetlerini kalabalık kitlelere rahatlıkla ulaştırabilecekleri bir alan olacak” dedi. Başkan Aziz Yeniay, tarihi ve doğal zenginliklerine sahip çıkan vizyonla, kültürel, sanatsal ve sosyal etkinlikleriyle Küçükçekmece'nin "İstanbul’un bir kültür ilçesi” olduğunuda sözlerine ekledi. SANATIN KALBİ BURADA ATACAK Amaçlarının sosyal kalkınmanın gerçekleştirilmesi ve sosyal refahın artırılması olduğunu söyleyen Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay, "İstanbullular ve Küçükçekmeceliler ihtiyaç duyduğu kültür ve sanat faaliyetlerini bu PİLİ GETİR, ŞEKE Rİ GÖTÜR Sadece bir tanesi bile 4 metreküp toprağı ya da 800 bin metreküp suyu kirletebilen atık piller, başta kanser olmak üzere birçok hastalığa yol açıyor. Küçükçekmece Belediyesi tarafından çevre bilincinin geliştirilmesi amacıyla merkezi noktalara, içine atık pil attığınızda şeker veren makineler yerleştirildi. Özellikle çocuklar bu makinelere büyük ilgi gösterirken aileler de uygulamayı çok beğendi. Geri dönüşüm projelerine özel bir önem veren Küçükçekmece Belediyesi, uzmanlardan oluşan bir ekip kurdu. Son olarak uygulanan projelerden biri ise halkın yoğun olarak bulunduğu kalabalık merkezlere konulan “Pil Geri Dönüşüm Makineleri.” Bu makinelerin en önemli özelliği, içine bitmiş pilleri attığınızda karşılığında şeker vermesi. Çocuklar, oyuncaklarındaki bitmiş pillerle evde kullanılmayan pilleri bu kutulara getirerek şeker alıyorlar. Bu uygulamayla özellikle çocukların, erken yaşlarda çevre bilincine sahip olması hedefleniyor. Eğitim-öğretim yılı başladığında okullara da bu makinelerden yerleştirilmesi planlanıyor. Küçükçekmece Belediyesi tarafından bu pilot çalışmanın sonuçları değerlendirilecek ve başarılı olması halinde bu uygulama yaygınlaştırılarak sürdürülecek. A T IK P İ L İN S A DE C E Y Ü Z DE 3’ Ü T O P L A N I Y O R Çevre mühendisi Gül Sümeyra Han “Atık piller genellikle çöpe atılıyor. Türkiye’de piyasaya sürülen pilin ancak yüzde 3 civarındaki bölümü geri toplanabiliyor. Bu miktarın mutlaka arttırılarak zamanla Avrupa ülkeleri seviyesine getirilmesi gerekiyor. Türkiye’de bir yılda 11 bin ton pil piyasaya sürülürken, bunun yaklaşık olarak 250 tonu geri toplanabiliyor. Sadece İstanbul’da bile her yıl 1018 milyon pil satılıyor. Avrupa'da yasal zorunluluk olarak, pil satan her mağazada bitmiş pillerin atılması için kutular bulunduruluyor. Örneğin Almanya'da 2007 yılı içinde 1 milyardan fazla pil satılmış, bunun yüzde 50’si geri toplanmış. Görüldüğü gibi biz ülke olarak daha yolun başındayız. Geri dönüşüm konusunun önemi tüm halkımıza anlatılmalı. Çeşitli etkinlikler, uygulamalar yapılarak gelecek nesillerin bilinçlendirilmesi; insan sağlığı, çevre ve ekonomik anlamda büyük önem taşıyor" diye konuştu. H A N G İ H A S T A L IK L A R A N E DE N OLUYOR ? Piller, içeriğindeki cıva, kadmiyum, kurşun, çinko, mangan, lityum, demir, nikel, kobalt vb. kimyasal maddeler ile insan sağlığını ve doğal hayatı tehdit ediyor. Araştırmalara göre; küçük bir kalem pil, 4 metreküp toprağı verimsiz hale getirebiliyor ya da 800 bin metreküp suyu kirletebiliyor. Hayatımızın birçok alanında kullandığımız piller çöpe atıldığında, içerdikleri ağır metaller zamanla toprağa veya suya karışarak besin zinciri yoluyla vücudumuza giriyor. Atık pillerin neden olduğu hastalıkların başında kanser, nörolojik bozukluklar, merkezi sinir sistemi hastalıkları, böbrek ve karaciğer hastalıkları geliyor. Pilde bulunan kadmiyum ise yüksek tansiy- ona, kalp hastalıklarına, akciğer ve böbrek hastalıklarına, prostat kanserine, kansızlığa ve daha birçok hastalığa neden oluyor. Üstelik bu atık maddeler genetik bozulmalara yol açtığı için gelecek nesilleri de etkileyebiliyor. Y Ö N E T M E L İK L E DÜ Z E N L E N M İŞ 31 Ağustos 2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak hayata geçirilen “Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği” zararlı madde içeren pil ve akümülatörlerin üretilmesinin, ihracatının, ithalatının ve satışının önlenmesini, atık pil ve akümülatörlerin geri kazanım için toplama sisteminin kurulmasını düzenliyor. Yönetmelik üretici firmalara kota getiriyor ve pillerin verdiği zararlar için tazminat yükümlülüğünü yasalaştırıyor. 34 Bahçelievler Belediyesi Kültür Müdürlüğü’nce her yıl çocuk, genç ve yetişkinlere yönelik olarak sürdürülen ücretsiz tiyatro kursuları sona erdi. Tiyatro Kursunu tamamlayan 23’ü çocuk olmak üzere, 16 genç ve 22 yetişkin tiyatro öğrencisi Bahçelievler Belediyesi Yeni Sahne Salonu’nda düzenlenen törenle ‘’Katılım Sertifikalarını’’ Belediye Başkanı Osman Develioğlu’nun elinden aldılar. Büyük yeteneklerin küçük yaşta keşfedilmesini ve Türk Tiyatrosu’na alt yapı oluşturulmasını hedeflediklerini söyleyen Belediye Başkanı Osman Develioğlu “Sanata ve sanatçıya değer veren yönetim anlayışıyla kültürel ve sosyal aktivitelere de önem veriyoruz. Bu anlamda, özellikle geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımıza tiyatroyu sevdirmek, kendilerini doğru ifade edebilme ve sosyal ilişkiler kurmalarına yardımcı olacak derslerin de olacağı ücretsiz tiyatro kursu ile sağlıklı yetişmelerini amaçladık. Kurs alan öğrencilerimizin içinden mutlaka büyük sanatçılar da yetişecektir” dedi. G E L E C E Ğ İ N T İ YAT R O C U L A R I Y E T İ Ş İ YO R Toplam 61 öğrencinin 8 ay süreyle düzenli olarak devam ettiği ücretsiz tiyatro kursuna katılan kursiyerlere, doğaçlama, yaratıcı drama, diksiyonfonetik, jest-mimik ve beden, nefes çalışması, tip yaratma konularında dersler verildi. Sertifika töreninin ardından çiçeği burnunda tiyatrocular tarafından sahnelenen oyunlar izleyicilerin beğenisini topladı. B A H Ç E L İ E V L E R ’ D E YA Z O K U L U C O Ş K U S U Bahçelievler Belediyesi Yaz Oku lu’na katılan 1200 gence serti fikaları, Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu tarafından verildi. Hasan Doğan Spor Kompleksi’nde düzenlenen törende konuşan Başkan Osman Develioğlu “Her şeyin temeli sevgidir. Çocuk larımızla, yaz – kış spor okullarımızda da buluşuyoruz. Gençlerimizin gelişimi için bu yıl Harun Erdenay ve İbrahim Kutlu ay spor salonlarını da hizmete açtık. Ve altı yılda, Türk Spor ve Türk Belediyecilik tarihine geçen rekorla 16 spor salonunu hizmete sunduk. İstiyoruz ve diliyoruz ki, sağlıklı toplum, sağlıklı gelecek demektir. İnsanımız da, gençler imiz de, hizmetlerin en güzeline layıktır ” dedi. 17 MART 2010 günü vefat eden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı vekili İbrahim anısına düzenlenen İstanbul Adliyeler arası futbol turnuvasında GÜRSES ŞAMPİYON BAKIRKÖY ADLİYESİ (Haberin devamı 7. sayfada) Kuşlar Gibi Uçmak, Balıklar Gibi Yüzmek, Kardeşçe Yaşamak İçin BAKIRKÖY ULUSLARARSI HEYKEL SEMPOZYUMU Bakırköy Belediyesi yeni bir projeye daha imza atarak, Bakırköy Uluslararası Heykel Sempozyumu gerçekleştiriyor. Sempozyuma beşi yurt dışından altısı da Türkiye’den olmak üzere onbir heykeltraş katılacak. Bakırköy Belediyesi Başkan Yardımcısı ve Bakırköy Belediye Meclisi Kültür Komisyonu Başkanı Bahar Sunman, ‘’Bakırköy ’de kültürel ve sanatsal bir etkinlik yapmak istedik. Bakırköy, Fatih veya Sultanahmet gibi değil. En azından Ataköy öyle değil. Ama Ataköy, Türkiye’nin ilk modern yerleşim birimi. O zaman bizde dedik ki, burası açık hava müzesi gibi bir yer olsun. Yazısı 13. Sayfada
Benzer belgeler
bu projeyi uygulayamayacaklar
seyahati için gittiği Almanya’da çektiği diş ağrısı, hayatını değiştirdi. Verilen
hizmetin hem yetersiz, hem de pahalı olduğunu gören Mustafa Günaydın,
Türkiye’de Dentaworld’ü kurmaya karar verdi.
...
bakırköy`de bilinçli fakat tepkisiz bir gençlik var
Özromano ve BAKGEM Başkanı
Kenan Zülaloğlu sorularımızı
yanıtladı.
-Viki Özromano İşitme Engelliler
ve Aileleri Derneği olarak
Bakırköy Belediyesi ile birlikte
yeni bir proje başlatıyorsunuz.
Nedir...