GERİ SAYIM BAŞLADI
Transkript
GERİ SAYIM BAŞLADI
29 MART 2009 Yerel Yönetimler seçimlerinde AKP’nin Bakırköy Belediye Başkan adayı Oğuz Satıcı YEMİN EDECEK Mİ? 29 MART 2009 Yerel Yönetimler seçimlerinde AKP’nin Bakırköy Belediye Başkan adayı Oğuz Satıcı, adaylığı sırasında gazetemize verdiği advertorial ilan ücretini ödemediği için gazetemiz tarafından mahkemeye verildi. Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 31 MART 2011 tarihinde saat 10.45’te başlayacak duruşmaya Oğuz Satıcı gelerek yemin etmesi gerekiyor. Bakýrköy’de Sürekli, Etkili, Ýlkeli. 19 Ya þ ý n d YIL: 19 a SAYI: 202 1 BAKIRKÖY KADIN DOĞUM EVİ HALKALI’YA TAŞINIYOR Numara ATAKÖY MART 2011 FİYAT: 2 TL http://www.atakoygazete.com.tr GERİ SAYIM BAŞLADI Bakırköy Yenimahalle’de bulunan 1999 depreminde hasar gören ve bugüne kadar güçlendirme yapılmayan Bakırköy Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Halkalı’ya taşınıyor. Bakırköy’ün simgelerinden biri olan hastanede yılda 19 bin doğum gerçekleşiyor. Bakırköylüler ve çevre halkı ile hastane çevresindeki çarşı esnafı hastanenin taşınmasından dolayı tepkili. (Yazısı 24. sayfada) Yapımına Osmaniye Mahallesi E-5 kenarında başlandı. Bir yıl içinde bitirilmesi planlanıyor. İSTANBUL’UN EN BÜYÜK BOTANİK PARKI OLACAK Bakırköy Belediyesi tarafından gerçekleştirilecek proje ile Osmaniye rekreasyon alanı yapımı çerçevesinde 94 bin metrekare alanda, 1000 metrekare taban alana sahip göl, 300 kişilik kafeterya ve restoran, 142 araçlık otopark, biyolojik arıtma ve doğal kaynak sularının korunması, yaklaşık 2 bin metrekare alana sahip Avrupa standartlarında 2 adet çocuk oyun alanı ve botanik parkı yapılacak. ( Arzu BERATOĞLU - Yavuz ARPACIK) (Yazısı 15. sayfada) Ataköy’de Ayamama Deresi kenarına K A D I N K O O R D İ N A S YO N M E R K E Z İ CHP Milletvekili Tayfur SÜNER konu ile ilgili basın toplantısı yaptı ve TBMM’ye soru önergesi verdi... (Yazısı 15. sayfada) Dati Holding İcra Konseyi Başkan Yardımcısı Ulvi SUVARİOĞLU GALLERİA’DAKİ YENİLEMELER İLE İLGİLİ “Anıtlar Kurulu da inceledi, Bakırköy Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi, Turizm Bakanlığı da inceledi. Biz burada ne yatırım yaparsak yapalım ilk önce Turizm Bakanlığı’na gidip bilgi vermek zorundayız” dedi. ( Yazısı 13. sayfada ) 3 Engelleri aşmak için düzenlenen konserde toplanan 57 Bin TL anaokulu yapımında kullanılacak AYIN YAZISI İŞİTME ENGELLİLERİN YÜZÜ GÜLECEK İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği ve Bakırköy Kadın Meclisi’nin işbirliği ile yaptırılacak olan 0-6 yaş arası İşitme Engelliler Anaokulu’nun yapımına destek olmak amacıyla, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü ve Kalite Verimlilik Kulübü tarafından ünlü sanatçı Teoman ve Kolpa grubunun da desteği ile bir yardım konseri düzenlendi. Bakırköy Belediyesi’nin de katkılarıyla yaptırılacak olan İşitme Engelliler Anaokulu için gerçekleştirilen konserden kazanılan gelir, İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği’nde düzenlenen kahvaltılı toplantı ile Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek ve Kalite Verimlilik kulübü öğrencileri tarafından anaokulunun yapımında kullanılması amacıyla İşitme Engelliler ve Aileleri Özcan Atamer e-mail [email protected] AYNI FİLMİ SEYRETMEYE HAZIR OLUN ! Nihayet seçim tarihi kesinleşti. 12 Haziran 2011 Pazar Günü sandıklara gidip oyumuzu kullanarak bizi temsil edecek kişileri milletvekili olarak seçerek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne göndereceğiz. Kimleri seçeceğiz? İstediğimiz kişileri mi, bunları seçeceksiniz diyerek önümüze konan kişileri mi? Tabiki bugüne kadar olduğu gibi önümüze konan kişileri... Bir noktada liderlerin listelere koyduğu kişileri seçmeye zorlanacağız. “Demokrasi bu mudur?” sorusu bir kez daha akıllara gelecek ve cevap bulamayacağız. TBMM’deki seçilmiş milletvekillerinin büyük çoğunluğunun durumu ortada. Büyük çoğunluğu çeşitli neden ve etkenlerle liderler tarafından listelere alınmış, bu listeler seçimlerde önümüze konulmuş, bunları seçmek zorundasınız denen kişiler. Halbuki ülkemizde o kadar değerli kişiler var ki, en azından çevremizdekileri biliyor ve tanıyoruz. Bu kişiler için “keşke seçime girseler de kazanıp millet meclisine girebilseler” dediğimiz kişiler. Ancak bu kişiler listelere giremeyeceklerini bildikleri için aday olma düşüncelerini telaffuz dahi edemiyorlar ve sonuçta “lider sultası” denen sistem işliyor ve seçilip meclise gidiyorlar. Meclise giderken de dokunulmazlık zırhına büründükleri için yaptıkları yanlarına kar kalıyor ve seçildikleri süre içinde bizi yönetmekte söz sahibi oluyorlar. Kısaca bu seçimlerde de bundan önce olduğu gibi aynı filmi hep birlikte bir kez daha izlemek zorunda bırakılacağız. Derneği Başkanı Viki Özromano’ya teslim edildi. Üyeleri Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinden oluşan Kalite ve Verimlilik Kulübü’nün organize ettiği Engelsiz Yaşam Konseri’nde toplanılan 57 Bin TL işitme engelliler için yapılacak anaokulun inşaasında kullanılacak. Konserde toplanılan paranın İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği Başkanı Viki Özromano’ya teslimi sırasında söz alan Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, üniversitelerin topluma bilimsel anlamda olduğu kadar sosyal sorumluluk alanlarında da yol göstermesi gerektiğini, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin 100. yılını kutladığı 2011 yılında kan ve organ bağışı başta olmak üzere insanlara faydalı olacak birçok proje üzerinde çalıştıklarını ve bu projelerin üniversite öğrencilerinin çalışmalarıyla hayat bulacağını söyledi. ( Arzu BERATOĞLU ) CAROUSEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NE ÖZKAN ŞENYÜZ GETİRİLDİ AVM’lerin sayıları arttıkça genel müdürler arasındaki atama ve yer değiştirmeler tüm hızıyla devam ediyor. İsmi Carousel ile özdeşleşen Orhan Demir Baymer İcra Kurulu üyeliğine getrilince boşalan Carousel Genel Müdürlüğü’ne Özkan Şenyüz getirildi. 2007 yılında Capitol Alışveriş Merkezi’nde Genel Müdürlük yapan Özkan Şenyüz, 2011 Şubat ayı itibariyle Carousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde Genel Müdür olarak yeni görevine başladı. Özkan Şenyüz, eğitimini Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde tamamladı. Profesyonel iş hayatına 1982 yılında perakende sektörünün önemli markalarından Vakko’da başlayan, Vakko’da pazarlamadan, genel direktörlüğe kadar birçok önemli birimde görev alan Şenyüz, son olarak Vakkoroma’da 5 yıl genel müdürlük yaptı. Ataköy Plus Genel Müdürü Cemil Demirbakan da 31 Martta açılması planlanan Osmaniye’deki Form Marmara Genel Müdür yardımcılığına transfer oldu. Ataköy Plus’ta Genel Müdür arayışları sürüyor. Pek çok yapılana karşı çıktığımızda, ısrarla yatırımlara karşı çıkmadığımız, genelde projeyi tartıştığımızı söylüyoruz. Ancak büyüklerimizin söylediği gibi “imam bildiğini okuyor” . Yapılan yatırımların yer seçimlerinin yanlış olması nedeniyle hepimizin yaşamları çekilmez hale geliyor. Örnek mi istiyorsunuz? Kendi çevremizden ve ilimizden bir kaç örnek verelim: Ataköylüler’e ait spor alanlarına yapılan 17 bin 500 kişilik kapalı spor salonu. Yapımı 17 yıl süren bu salon için yer seçiminin yanlış olduğunu birinci günden beri yazdık. Otopark sorunu olacağı, yolların genişletme imkanı olmayacağı, dolayısıyla Ataköy’ün planlı dokusunu bozacağı gerçeğini maalesef bizi yönetenler görmediler. Sonuç ne mi oldu? Görüyor ve yaşıyoruz. En küçük bir sportif karşılaşma veya toplantıda Ataköy’ün tüm yolları ve özel alanları otoparka dönüşüyor, yeşil alanlar tahrip ediliyor. Sahil yoluna yapılan rezidanslar, Osmaniye’ye yapılan ve 31 Mart’ta açılacak devasa alışveriş merkezi, bu yetmiyormuş gibi Florya Şenlikköy’de yapımına başlanan rezidans ve alışveriş merkezi yanında Florya Sahili’nde kumsala yapılan ve nisan ayında açılacağı ifade edilen Akvaryum... Bu arada yine aynı yerde Akvaryum yanına alışveriş merkezi ve otel yapımı da tüm hızıyla devam ediyor. Şimdi yetkililere soruyoruz; şu anda bile Florya Sahili’ne Büyükşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu düzenlemeler sonunda binlerce kişi akın ediyor, 8-10 metre genişliğindeki yol geçit vermiyor. Akvaryum, yanına yapılan alışveriş merkezi ve otel de açılınca bu yollardan bırakın araçla geçmeyi, yürüyerek dahi geçmek imkansız hale gelecek. Bu güzergahtaki yolları genişletmek de imkansız olduğuna göre yer seçimlerinin yanlış olduğunu ifade etmek yatırıma karşı çıkmak mıdır? Bu arada Mecidiyeköy’e yapılan ve günde 70 bin kişinin giriş çıkış yapacağı Avrupa’nın en büyük adliyesi de kısa süre sonra açılacak. Şu anda bile E-5 ve Sahilyolu geçit vermezken Akvaryum, oraya yapılmakta olan alışveriş merkezi ve Adliye Sarayı ve Osmaniye’deki devasa alışveriş merkezi açıldığında ulaşım tamamen kilitlenecek. Bu arada Ataköy’ün adeta göbeğine yapılan her biri 5 bin tonluk 7 adet akaryakıt tankı sorun olmaya devam ediyor. Bizi yönetenlerin asli görevleri insanların yaşam seviyelerini yükseltmek ve onları mutlu ve huzurlu bir ortamda yaşatmak değil midir? Yapılanlar ortada... Bu durumda huzurlu ve mutlu, yarınlara umutlu bakarak yaşamak mümkün mü?... 5 Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Başhekim Yardımcısı Dr. Bülent Köseahmetoğlu çıkması gerektiğini her zaman belirtiyorsunuz. Fakat beklediğiniz desteği göremediğinizi de ifade ediyorsunuz. Bundan sonrası için neler söyleyeceksiniz? Evet hastanenin Bakırköylülere ait olduğunu ve onların sahip çıkmaları gerektiğini hep söyledim, söyleyeceğimde. Ayrıca bunu Başhekim Erhan Kurt’ta söylüyor. Bazıları geldi, biz Bakırköylü olarak burada çalışacağız bize burada bir yer verin, biz burada bir şeyler yapalım, satış yapalım dediler. Böyle bir şey söz konusu bile olamaz, biz bir şey vermek için değil, hep beraber bir şey yapmak için uğraşıyoruz. Dost bildiğim insanlar beni bu şekilde çok mahcup etti. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimliği tarafından Mart 2010’da başlatılan hastanenin ormanlık arazisinde ıslah çalışmaları, ağaç dikimi ve çevre düzenlemesi çalışmaları devam ediyor. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Bülent Köseahmetoğlu, Mart 2010’da başlatılan çalışmalara devam edildiğini fakat son zamanlarda bazı ulusal medyada çıkan haberlerin kendilerini üzmüş olsa da yapılan çalışmalardan dolayı hiçbir şekilde pişmanlık duymadıklarını söyledi. “YEŞİL OLMADAN BİRŞEY OLMAZ” “BEN BAKIRKÖYLÜ’NÜN BU KADAR DUYARSIZ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORDUM” Sayın Köseahmetoğlu, daha önce sizle yaptığımız görüşmede yapılan çalışmalarda hiçbir şekilde destek görmediğinizi belirttiniz. Bunun yanı sıra ulusal bir kanalda bazı haberler çıktı. Bu konularla ilgili neler söyleyeceksiniz? Ben Bakırköylünün bu kadar duyarsız olduğunu düşünmüyordum. Gelin hastanemize sahip çıkalım, ağaçlandıralım, çiçeklendirelim, bir şeyler yapalım diyoruz. Kimsenin uğradığı yok. Bununla da kalmayıp, bazı vatandaşlar çektikleri kamera görüntülerini ulusal kanallara yayarak yalan yanlış bilgiler aktarıyor. Bu nasıl Bakırköylü olmak. Asıl acı olan ise, bir ulusal kanalın vatandaşlardan aldıkları bilgi ve görüntüler hakkında hiçbir araştırma yapmadan, hastane yönetiminden konu ile ilgili görüş almadan haber yapması. Bu görüntüleri çekip, ulusal kanallara yayanları kendi utançlarıyla baş başa bırakıyorum. Her türlü saçma sapan basit dedikodulara rağmen çalışmalarımıza azimle devam ediyoruz. Sayın Köseahmetoğlu, şu anda çalışmalardaki son durum nedir? Ayrıca kamuoyunu aydınlatmak açısından soruyorum burada herhangi bir ağaç kesimi yapılıyor mu? Çalışmalar ne şekilde yürütülüyor. Bunlara bir açıklık getirir misiniz? Orman Bölge Müdürlüğü mühendisleri gelip burada incelemelerde bulundular. Kesilecek ağaçları belirlediler, mühürlediler. Mühürledikleri ağaçların çoğuna da dokunmadık. Biz kesmiyoruz, buduyoruz. Şunu üstüne basarak söylüyorum, pazar yolunda bulunan ağaçların dallarının çoğu pazarcıların halat bağlamasından, branda germesinden dolayı kırılmış vaziyette. Bunların hepsini yaralı yerden kurumasın diye ilaçla, toprak karışımı bir malzemeyle kapatıyoruz. Bu kuru dallar, ziyan olmasın ortalıkta yer kaplamasın diye birde patoz cihazı aldık. Bu patoz cihazı ile bunları öğütüyoruz, talaş haline getirip gübre yapıyoruz. Onun haricinde bırakın kuru ağacı kesmeyi, biz kurumuş ağacı hastanede bir sembol haline getirdik. Kurumuş ağaçları güzelce budatıyoruz, kabuklarını soydurup, vernik atıyoruz. Pırıl pırıl harika bir görüntü oluyor. Onu özellikle yürüyüş yoluna koyduk. O kadar güzel oldu ki, insanlar o ağaca hayran hayran bakıyor. “BİZE AĞAÇ KESİYORSUNUZ DİYEN İNSANLAR, AKŞAMLARI KÜREKLERLE GELİP EKTİĞİMİZ LALE SOĞANLARINI SÖKÜP EVLERİNE GÖTÜRÜYORLAR” Geçen yıl mart ayında çalışmalara başladık. Meşe, çam, kara çam, selvi çam, fıstık çamı, ladin çamı ve meyve ağacı da dahil olmak üzere yaklaşık 20 bine yakın ağaç diktik. Bu ağaçlar hastanenin her yerinde var. Bunun yanında 20 bine yakın meşe palamudu diktik. Bu dönemde yine yaklaşık 30 binin üzerinde lale soğanı ektik. Her ne kadar bir kısmını vatandaş söküp götürüyorsa da, hani bize bağıran vatandaşlar var ya, buraya geliyor akşamları küreklerle lale soğanlarını söküp evlerine götürüyorlar. Yaklaşık 2500 çiçek diktik. Buranın bitki örtüsünü, doğal dokusunu kuvvetlendirip, güçlendirip, en iyiye getirmeye çalışıyoruz. Bakırköy Belediyesi’ne ve Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’e de özellikle teşekkür ediyoruz. Hastanenin etrafındaki tel örgüleri yenilemeye başladılar. Sayın Köseahmetoğlu, hastanenin Bakırköylülerin olduğunu ve Bakırköylünün hastaneye sahip “BAKIRKÖYLÜLERİ KAMPANYAYA DAVET EDİYORUM’’ Bakırköylü, Bakırköy’ün en eski kurumu olan Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sahip çıksın. Gelsin buranın bitki örtüsüyle ilgilensin. Bakırköylüyü yeşillendirme ve çiçeklendirmeye destek olma kampanyasına davet ediyorum. Burayı ayağa kaldıralım. Son olarak neler söylemek istersiniz? Kesinlikle hiçbir şekilde yaptığım işten pişmanlık duymuyorum. Yanlış mıyım? doğru muyum? diye düşünmeye bile gerek duymuyorum. Yeşil olmadan bir şey olmaz. ( Yavuz Arpacık ) 7 MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİ 12 HAZİRAN 2011’DE YAPILACAK Op. Dr. Beyzade ÖZKAHRAMAN CHP 3. BÖLGE MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYI Milletvekili seçimlerinin 12 Haziran 2011 tartihinde yapılacagı kesinleşti. Milletvekili aday adayları da adaylıklarını açıklamaya başladılar. Bakırköy’de CHP Bakırköy İlçe Başkanı Dilek Baki, CHP 3. bölgeden Milletvekili aday adayı olmak için ayrıldığını açıklamıştı. CHP 3. bölgeden Milletvekili aday adayı olduğunu açıklayan ikinci kişi Op. Dr. Beyzade Özkahraman. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan Özkahraman İ.Ü. İşletme Fakültesi İşletme İktisadi Enstitüsü’nü, daha sonra da A.Ü. Sağlık Kurumları İşletmeciliği Yüksek okulunu bitirdi. Sosyal Demokrat Dünya Görüşü nedeniyle SODEP, SHP, CHP çizgisinde politik çalışmalar içerisinde yer alan Beyzade Özkahraman Sosyal Demokrat Halk Partisi Kurucularındandır. Özkahraman SHP’de Parti Meclisi Üyeliği, Merkez Yürütme Kurulu Üyeliği ve daha sonra da 3 yıl süre ile İstanbul İl Başkanlığını yürüttü. Beyzade Özkahraman gazetemizi ziyaret ederek yapacağı çalışmalar hakkında görüşlerini belirtti. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş EROĞLU ” fakir fukaranın boğazından kesilip Kıbrıs'a gönderilir” SÖZLERİ BİZİ ÜZÜYOR KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Ekonomi Gazetecileri Derneği üyeleriyle The Green Park Otel'de düzenlenen sohbet toplantısında bir araya gelerek KKTC ekonomisi ve Güney Kıbrıs Rum kesimiyle sürdürülen görüşmelere ilişkin bilgi verdi. KKTC’de 28 OCAK 2011 tarihinde Lefkoşa’da yapılan gösterilerde Türkiye aleyhinde açılan pankartlara tepki gösteren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Ülkemizden beslenenlerin bu yola girmesi manidardır. Biz destekliyoruz, bunun karşılığı olması gerekmiyor bu...” sözleri karşısında Türkiye'de bazı yanlış yorumlar yapıldığına işaret ederek, "İşte 'fakir fukaranın boğazından kesilip Kıbrıs'a gönderilir, Kıbrıslı Türkler yerler' gibi laflar bizleri üzmektedir KKTC'nin gelirleri sınırlı olduğu için anavatan Türkiye bize bu desteği vermektedir. Bizim Türkiye ile ilişkilerimiz maddiyata dayalı bir şey değil" dedi. Bu yıl Türkiye'de "Kıbrıs Turizm Yılı" ilan edildiğini de belirten Eroğlu, bu yılın en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini, anavatandakilerin turistik sefer yaparken KKTC'yi tercih etmelerini arzuladıklarını kaydetti. Eroğlu, hem altyapı hem de ulaşım açısından elverişli imkanlara sahip olduklarını, önümüzdeki aydan itibaren yeni uçak seferlerine de başlanacağını bildirdi. KKTC'de serbest piyasa ekonomisine 1987'de geçildiğini ve hükümetlerinin Türk hükümetleriyle de istişare ederek yıllık ve 3 yıllık programlar hazırladıklarını, 5 yıllık da kalkınma planları yaptıklarını anlatan Eroğlu, bu planlara göre ülke ekonomisinin yönlendirildiğini, şimdi Türkiye ile yapılan bir anlaşma ile 3 yıllık bütçe yapmaya başladıklarını söyledi. Amaç; özel kalem müdürlerinin ortak sorunlara karşı birlikte hareket ederek çözüm üretmesini sağlamak. ÖZEL KALEM MÜDÜRLERİ ANTALYA’DA BULUŞTU Türkiye'nin dört bir yanında görev yapan özel kalem müdürleri, Antalya’da bir araya geldi. Marmara Belediyeler Birliği’nin desteğiyle gerçekleştirilen programda, bilgi ve deneyim paylaşan özel kalemlere yönelik eğitim seminerleri düzenlendi. Programın açılışında Özel Kalem Müdürleri Platformu Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediyesi Özel Kalem Müdürü Ercan Özel, Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. Recep Bozlağan, Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Cevdet Sökmen ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın konuşma yaptı. Programın açılış konuşmasını yapan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, özel kalem müdürlerinin ortak sorunlara karşı birlikte hareket ederek çözüm üretmesini istedi. Başkan Akaydın, “Belediye başkanları siyasidir ama özel kalemler öyle olmamalı. Ortak sorunlara, birlikte hareket ederek çözüm aranmalı” derken, açıklamalarının devamında, belediye gelirlerinin yasalarla artırılması gerektiğini söyledi. Özel Kalem Müdürleri Platformu Başkanı Ercan Özel ise, “Biz Özel Kalem Müdürleri’nin küçük hatalarının ne büyük sıkıntılar oluşturduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu bakımdan, hangi konumda olursak olalım, kendimizi sürekli geliştirmeli, yenilemeliyiz” derken, programa destek veren TBB, MBB ve Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Özel Kalem Müdürleri’ne yönelik etkinlikte ilk olarak Sayıştay Başdenetçisi Salim Demirel tarafından “Temsil, Tören ve Ağırlama Mevzuatı, İlgili Harcamalara İlişkin Usul ve Esaslar” konulu eğitim gerçekleştirildi. Programın devamında, Yönetim Danışmanı Mehmet Emin Öztürk “Özel Kalem Müdürlüğü’nün Önemi ve Özel Kalem Müdürlerinin Taşıması Gereken Nitelikler”, Avukat Kadir Erol “Resmi Yazışma Kuralları”, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müşaviri Muharrem Ergül ise “Ulusal ve Uluslararası Protokol Kuralları” konularında seminer verdi. 9 SAHNELERE ADANMIŞ BİR HAYAT ÜSTÜN ASUTAY’IN 50. SANAT YILI BAKIRKÖY’DE KUTLANDI Türk Tiyatrosu´nun mihenk taşlarından biri olan, bugüne kadar birçok tiyatro eserinde sahne alan ve birçok genç sanatçıya ilham kaynağı olan büyük usta Üstün Asutay’ın 50. sanat yılı Yunus Emre Kültür Merkezi’nde kutlandı. Yunus Emre Kültür Merkezi’nde düzenlenen geceye, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, torunu Ege Asutay’ın konuşmalarıyla devam etti. BASAD Türk Müziği Korosu eşliğinde Hüner Coşkuner ve Muzaffer Uludağ’ın söylediği şarkılarla renklenen gecede konuşan Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, Üstün Asutay’ın 1997’den beri Bakırköy Belediye Tiyatroları’nın sanat danışmanı olarak çalıştığını, tiyatroya birçok değer kattığını ve bundan sonrada katacağını söyleyerek 50. sanat yılını kutlayıp katkılarından dolayı Üstün Asutay’a plaket verdi. Programın sonunda, sahneye getirilen Üstün Asutay’ın 50. Sanat Yılı pastasını torunu Ege Asutay kesti. Gece toplu şekilde çekilen hatıra fotoğrafı ile son buldu. Bakırköy Kaymakamı Yakup Vatan, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Adagül, Bakırköy Askerlik Şubesi Başkanı Alb. İhsan Bursalı ve Üstün Asutay’ın sanatçı dostları ile sevenleri katıldı. Üstün Asutay’ın biyografisinin anlatıldığı slayt gösterisi ile başlayan gece, BASAD Yönetim Kurulu Başkanı Ergin Gülen, Yazarlar Tuncay Cüceroğlu ve Turgay Tuna, sanatçılar İskender Doğan, Erdoğan Sıcak, Erkan Taşdöven ve Üstün Asutay’ın oğlu Mert ve Yavuz ARPACIK MİNE ARASAN’IN RESİM SERGİSİ HÜLYA KIRIMOĞLU SANAT EVİ’NDE SERGİLENDİ Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu olan Bakırköy’ün tanınmış sanatçılarından Mine Arasan kişisel sergisini Bakırköy’de bulunan Hülya Kırımoğlu Sanat Evi’nde açtı. Gravür, akrilik ve farklı çalışmalarından oluşan 65 eserinin yer aldığı resim sergisini Hülya Kırımoğlu Sanat Evi’nde açan uluslararası alanda tanınan ödüllü sanatçı Mine Arasan, sergisi ile ilgili yaptığı açıklamasında, Hülya Kırımoğlu’nun sanat alanında farklı bir yeri olduğunu ifade ederek “Hülya uzun yıllardır tanıdığım ve sevdiğim bir sanatçı dostumdur. Uzun bir aradan sonra yer aldığı koleksiyon sergimi burada açmaya karar verdim. Ürettiğim tüm eserleri hem Bakırköylü sanatseverlerin hem de genel anlamda sanatseverlerin beğenisine sundum. Umarım ki bu tür etkinlikler Bakırköy’de daha sık sergilenir ve tüm sanatseverlerin beğenisine sunulur” dedi. Aşağı Saksonya Eyaleti Parlamentosu Koleksiyonu’na eseri kabul edilen sanatçı ünvanını da taşıyan Arasan, umarım Bakırköy sanatsal alanda adından daha sık söz ettirir cümlelerini de sözlerine ekledi. Bakırköy’de kendi sanat evini açmış olması benim içinde ayrı bir sevinç kaynağıdır. Yılların verdiği deneyimlerimin ve zaman içinde açtığım sergilerimden oluşan eserlerin 11 İstanbul 2010 - 2011 Bilgi Kültür Yarışması’nda BAKIRKÖY’Ü MUHİTTİN ÜSTÜNDAĞ İLKÖĞRETİM OKULU TEMSİL EDECEK İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen 2010-2011 Bilgi Kültür Yarışması’nda Bakırköy birincisi olan Muhittin Üstündağ İlköğretim Okulu, İstanbul birinciliği için yapılacak yarışmada Bakırköy’ü temsil edecek. Muhittin Üstündağ İlköğretim Okulu Türkçe öğretmeni Şahin Kılınç’ın yarışmalara hazırladığı, Selin Öztürk, Anıl Kütle, Utku Erol, Emre Tutar ve Elif Candan’dan oluşan yarışma ekibi, Florya İstek Bilge Kağan Okulu’nda gerçekleştirilen ilçe yarışmasının finalinde sorulan 20 sorunun tamamına doğru cevap vererek Bakırköy birinciliğini kazandı. Bakırköy ilçesinde yapılan yarışmaya 40 okulun katıldığını ve tüm sorulara doğru cevap vererek birinci olmalarının kendilerini gururlandırdığını ifade eden, Okul Müdürü Gülseren Hızarcıoğlu, “Yarışma öncesinde çok ciddi şekilde çalıştık. Çocuklarımız özellikle temel derslerde çok zekiler. Biz daha çok genel kültürlerine önem verdik. Bakırköy’de bir çok kurumun bize destek vermesi bizi çok memnun etti. Bakırköy Belediyesi tarafından başarımızı tebrik eden afişlerin asılması hem bize hemde öğrencilerimize gurur kaynağı oldu. Ama biz bununla yetinmeyeceğiz. Bakırköy birincisi olarak mart ayında yapılacak İstanbul turlarına katılacağız. Bakırköy SBS’de birinci olmuş bir ilçe. Bunun için bizde İstanbul genelinde yapılacak yarışmada birinci olmak zorundayız ve olacağımıza da inanıyoruz.” dedi. Öğrencileri bilgi yarışmasına hazırlayan Türkçe Öğretmeni Hikmet Kılınç’ta, büyük bir emek harcayarak, 40 okul içinden birinci olduklarını belirterek, İstanbul birinciliğine de aday olduklarını söyledi. Bilgi yarışmasında Muhittin Üstündağ İlköğretim Okulu’nu temsil eden öğrencilerden Selin Öztürk ise, yarışma için çok çalıştıklarını ve emeklerinin karşılığını birinci olarak aldıklarını kaydederek, “ İstanbul birinciliğinde rakiplerimiz daha güçlü olacak. Ama buraya kadar çıkmışsak bizde güçlüyüz demektir.” diye konuştu. Bu arada, 2010-2011 Bilgi Kültür Yarışması’nda Bakırköy birincisi olan Muhittin Üstündağ İlköğretim Okulu ekibi, mart ayı içerisinde yapılacak olan İstanbul 2010-2011 Bilgi Kültür Yarışması’nın ilk turunda Bağcılar, Güngören ve Zeytinburnu ilçelerinin birincileri ile yarışacak. Muhittin Üstündağ İlköğretim Okulu bu turu geçmesi halinde, İstanbul birinciliği için yarışmaya hak kazanacak. (Yavuz ARPACIK ) AV MEVSİMİ FİLM EKİBİ’NDEN BÖBREK HASTALARINA MORAL Av Mevsimi Film Ekibi oyuncularından Şener Şen ve Melisa Sözen ile filmin yönetmeni Yavuz Turgul, Türk Börek Vakfı’nı ziyaret ederek böbrek hastalarına moral verdi. Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk ile birlikte diyaliz merkezinde tedavi gören hastaları ziyaret eden usta oyuncu Şener Şen, toplumun organ nakli ve bağışı konularına dikkatini çekebilmek için Türk Böbrek Vakfı’nı ziyaret ettiklerini belirterek, “Hepimizin ortak sorunu. Yakınlarımızdan birisi mutlaka böyle bir hastalıkla uğraşıyor. Organ naklinde toplumun duyarlılığını harekete geçirebilirsek, kendimizi mutlu hissederiz.” dedi. Filmin yönetmeni Yavuz Turgul’da, Av Mevsimi filminin dolaylı olsa da organ nakli ile ilgili bir meseleyi gündeme getirdiğini ve bunun kendileri için memnuniyet verici olduğunu ifade ederek, “Özellikle organ nakli ve bağışı üzerinde çok fazla durulması gereken ve diğer ülkelerle mukayese edildiğinde çok geride kaldığımızı söyleyebileceğimiz önemli bir yaramız. Bu filmi vesile sayıp bizi buraya davet eden Timur Erk’e teşekkür ediyorum.” dedi. Film oyuncularından Melisa Sözen ise, organ bağışı ve nakli ile ilgili toplumda var olan yanlış bilgilerin düzeltilmesi gerektiğini ve toplumun organ bağışına ilgisinin çekilmesi gerektiğini söyledi. Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk’te, vakfı ziyaret ederek hastalara moral veren Av Mevsimi ekibine teşekkür ederek, “Değerli sanatçılarımızın hastalarımızı ziyaretleri vasıtasıyla böbrek sağlığı ve böbrek nakli konularına toplumun dikkatini çekmiş oluyoruz. Av Mevsimi filmi de bu konuya ciddi bir perspektif getirmiş ve bu konunun gündeme gelmesine yardımcı olmuş durumda. Bunun için filmin yönetmeni Yavuz Turgul ve filmde rol alan bütün sanatçılara başta Şener Şen olmak üzere çok teşekkür ediyorum.’’ diye konuştu. Konuşmaların ardından Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk tarafından böbrek hastalarına katkılarından dolayı Av Mevsimi oyuncuları Şener Şen ve Melisa Sözen ile filmin yönetmeni Yavuz Turgul’a birer plaket takdim edildi. ( Yavuz ARPACIK ) 13 Dati Holding İcra Konseyi Başkan Yardımcısı Ülvi SUVARİOĞLU GALLERİA’DAKİ YENİLEMELERLE İLGİLİ GENİŞ AÇIKLAMALARDA BULUNDU Türkiye'nin'un ilk Alışveriş ve YaŞam Merkezi Galleria son günlerde yine gündemde. Galleria'nın sahil yolu tarafında yapılan cafeler ile ilgili Bkırköy Belediyesi AKP'li meclis üyeleri Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’in cevaplaması için soru önergesi verdiler. Bizde konuyu Dati Holding İcra Konseyi Başkan yardımcısı Ulvi Suvarioğlu'na sorduk. Ulvi Bey, Galleria’nın ön tarafında bir çalışma yapılıyor. Bu çalışma hakkında bilgi verir misiniz? Biliyorsunuz Galleria Alışveriş Merkezi Türkiye’nin ilk alışveriş merkezi. Bu bölgenin de en büyük markası. Bizde özelleştirme den aldığımız 2005 yılından itibaren Galleria’da belirli satış sözleşmesinde olan yatırımları yapmaya gayret ettik. Malum sigara yasağı ile birlikte kapalı alanlarda hizmet gösteren kafeler, restoranlar, AVM’ler gibi yerlerde genelde bir müşteri kaybı yaşandı. Bizde 2008-2009 krizi ile kapı giriş oranlarımızda da bazı eksiklikler fark ettik ve bunun en önemli nedeninin iç alanlardaki restoranlarda, fast foodlarda sigara içilmemesi ve dış alan eksikliğinin olduğunu saptadık. Dolayısıyla dedik ki, Galleria Alışveriş Merkezi’nin önüne yasaların, mevzuatın, elimizdeki imar planının ve Turizm Bakanlığı’nın verdiği müsaadeler ölçüsünde dış alanlar yaratalım. Böylece bu bölge halkının Galleria’nın hem kapalı kısmında hem de açık kısmında gelip aileleri ile birlikte yemek yiyebileceği, kahve içebilecekleri, kapalı alanlarda yapamadıkları sigara içme gibi bazı şeyleri de orada karşılayabilecekleri alanlar yaratalım dedik. Bunu da çok doğal olarak Türkiye’deki mevcut mevzuatlar neyi gerektiriyorsa, gerekli yasal izinleri alarak böyle bir inşaata başladık. Bunu nisan ayına yetiştirip bahar ayı ile birlikte Bakırköy, Ataköy için Galleria’nın sadık müşterilerine açmayı hedefliyoruz. Çünkü bizim burada gerçekten tadilat sürecinde bile burayı terk etmeyen son derece sadık bir müşteri kitlemiz var. Zaten bizim şirketimizin değeri binadan geçmiyor, buraya gelen insanların buraya olan sadakatından ve bağımlılığından geliyor. Bizde müessese olarak bölgede en fazla yatırım yapan, en fazla vergi veren, istihdam yaratan aynı zamanda hem resmi, hem bağımsız denetimlerden geçen çok ortaklı, hem kamuya, hem gerekli yerlere sürekli bilgi veren şeffaf bir şirketiz. Dolayısıyla bizim yaptığımız yatırımlarla ilgili zaman zaman bölgeden şikayetler olduğunu da duyuyoruz. Bundan dolayı gerekli resmi kurumlarda gelip gerekli incelemeyi yapıyorlar. Bizim bu açıdan da herhangi bir alınganlık gösterecek bir durumumuz yok. Anıtlar Kurulu da inceledi, Bakırköy Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi, Turizm Bakanlığı da inceledi. Zaten biz burada ne yatırım yaparsak yapalım ilk önce Turizm Bakanlığı’na gidip bilgi vermek zorundayız. Ama maalesef bölgede yaşayan bazı insanlar, burayı devletten alıp, yatırımlarla güzelleştirme aşamasına getirdiğimizden rahatsız olan bazı kitleler, hukuksal yollardan buradan ayağı kesilen bazı kitleler, bizlerden bazı talepleri karşılanmamış kitleler çok doğal olarak bu yatırımlardan rahatsız oluyorlar. Ama tam tersine Bakırköy bölgesi gibi kültür ortalaması ile, yaşam tarzı ortala ması ile, milli gelir ortalaması ile övünen ve kendini Türkiye ortalamasının üstünde medeni bir konuma konumlandıran bir bölgenin asıl bu yatırımlara ihtiyacı var. Buralar bu bölgenin aynaları. Ve bizim kompleksimiz sadece Galleria ile sınırlı değil, marinası ile, oteli ile ve bundan sonra devam edecek yeni projeleri ile birlikte bugünkü sahipleri değil, yarın kimin olursa olsun aynı şekilde yatırımlara devam ettiği sürece hem bu ülke için hem de uluslararası ekonomi için bir değerdir. Ve bu bölgenin de yüz akıdır. Ön tarafa 8-10 katlı kuleler yapılacağı söylentileri vardı. Gördüğümüz kadarıyla yapılacak yeni kafeler Galeria’nın tavan sınırını geçmiyor? Bunların hepsinin yasalarla sınırlandırılmış yükseklikleri, boyutları var. Burası halen 1989 yılından itibaren Turizm Bakanlığı’nın özel bir projesidir. Dolayısıyla buradaki imar sorununun tek yetkilisi Turizm Bakanlığı’dır. Yani burası basit bir inşaat yapılabilecek alan değildir. Burada nelerin yapılacağı, hangi boyutlarda yapılacağı bellidir. Bir değişiklik yaparsanız Turizm Bakanlığı’ndan onay almak zorundasınız. Almadığınız hiçbir onaydan itibaren size belediye ne inşaat ve imar ruhsatı verebilir ne de açılış ruhsatı verebilir. Dolayısıyla buradaki mevzuat silsilesi otomatikman Turizm Bakanlığı’nda başlar. Sizin orada zaten bir leke çalışması leke planınız vardır. Yaptığınız her şeyin Turizm Bakanlığı’ndaki o leke planına uygun olması lazım. Yatırımcı buraya canı istediği şeyi yapamaz. Neler yapabileceği o planda ve Turizm Bakanlığı imarında yazılıdır. Bunların neler olduğunu da yan taraftaki TOKİ arsası da satılırken TOKİ ‘de zaten burada olabilen mevzuattaki şeyleri orada satış ilanlarının altına koymuştur. Gazetelere ilan vermiştir. O yatırımların dışında burada bir yatırım yapamazsınız. Buna hem mevzuat hem Turizm Bakanlığı’ndaki imar planı müsait değil. Bizim alanlarımızın bir kısmı ki, Galleria TOKİ’nin sahip olduğu bir yerdir. Bütün oradaki kurallara harfiyen uymak zorundayız çünkü bunları Turizm Bakanlığı, daha sonra mal sahibi TOKİ, daha sonra Büyükşehir, daha sonra Bakırköy Belediyesi gibi makamlardan hepsinden onaylatarak geçirmek zorundasınız. Buradaki tek fark şudur, siz kendi bölgenizde bir konut yaparken, bir iş yeri yaparken kendi bölgeniz belediyesinden ve bulunduğunuz anakent belediyesinden izin alarak yaparsınız. Bizde süreç bakanlıktan başlar. Çünkü özel bir projedir. Farkımız budur. Bu anlamda da örneğin biz Galleria’nın önüne, marinaya, otelimize herhangi bir ilave metrekare inşaat yaptığımızda bu toplam imarımızdan düşer. Yani bir hakkımızı kullanmış oluruz. Bu bize verilmiş ilave bir hak değil, buranın ana projesinde olan hakkın bir kısmının kullanılmasıdır. Bunların tamamını zaten 4-5 tane makamdan geçiriyorsunuz. Biz buradaki yatırımlarla ilgili her türlü hesabı zaten gerekli yerlere veriyoruz. Süresi nedir Sayın Süvarioğlu, ne zaman bitmesi planlanıyor? Nisan ayına yetiştirmeye çalışıyoruz. Ama ufak tefek gecikmeler olabilir. Şu anda orada 5 tane kafe ve restoran var. Ve bunların tamamı bittiği zaman göreceksiniz, özel ve gece ışıklandırmalarıyla Galleria’nın eski konumunu da ayrıca bir hoşlukta katacaktır. Ortalama 300-350 metrekare civarında ve önde de buna yakın oranda açık alanları vardır. Tabi ki hiç kimse sigara içmesin ama içen insana da yer göstermek zorundayız. Yemek yemek isteyen insana yer göstermek durumundayız. Netice itibariyle ismi Türkiye Cumhuriyeti, bir mevzuatı var, kanunları var, kitapları var, nizamları var. Burada otoriter bir rejim işlemiyor. Bir taraftan kanun bir takım yasakları toplum sağlığı için koyarken, diğer taraftan özgür irade kullanabilecek bir kitle var. Biz bunlara burada sigara içmeyin burada bilmem ne yapmayın demek yerine onlara buluşabilecekleri, medeni ortam yaratabilecekleri, karşılığında da istihdam yaratılacak, yatırım yaratılacak oradan çıkacak cirolardan da herkesin payına düşen vergisini verebileceği bir alan yaratılacak. Bugün Türkiye dünyanın en pahalı benzinini kullanıyor, sigarasını içiyor. Zaten bu yasakları teşvik edecek her türlü yasağı ve mevzuatı hükümetler koyuyor. Bunlar hükümetlerin en önemli gelir kalemi zaten. Ama bütün bunlara rağmen bir takım insanların bu tip ihtiyaçları var ise biz onlara yasaların gösterdiği çerçevede uygun yerleri ve imkanları yapmak zorundayız. Ama tabiî ki bu yatırım amacı sadece açık alanlar yaratarak sadece sigara içilmesini sağlamak değil ama önemli göstergelerden biri. Çünkü kapalı alanlarda sigara içilmemesi kışın dahi İstanbul’un ticari alanlarının yoğun olduğu Nişantaşı, Etiler gibi buluşma noktalarına dikkat ederseniz açık alanlar daha değerli hale geldi. İnsanlar buna uygunda imarlar ve mimarlar yaratmaya başladılar. Arz - talep konusu bu. Sayın Suvarioğlu verdiğiniz bilgiler ve açıklamalar için teşekkür ediyoruz. 14 Saygıdeğer Ataköy Gazetesi okuyucuları son yazımızda yaşadığımız güncel sorunlar ile ha-yatın içindeki tuhaf olayları sizlerle paylaşmış, nostalji yapmıştık. Aslında günümüzde insanlarımızın çoğunun uluslararası olaylar, teknoloji gelişmeleri siyaset kavgaları dışında güncel sorunları, yaşam kavgası, ekonomik problemler daha bir ön plana çıkmış durumdadır. Çünkü: çoluk çocuğunun rızkını kolay temin edemeyen, onları arkadaşları seviyesinde giydiremeyen, okula gönderemeyen, ulaşım, sağlık sorunları bulunan insanlarımızın bunların dışına çıkarak başka konulara kafa yorması zaten düşünülemez. O nedenle bu kez de çevremizdeki değişik konularda sizlerle görüş paylaşımı yapmak istiyorum. Siyaset ve bu bağlamdaki ülkemizin konumu yine içimizdeki “VİRÜS” nedeni ile ön plana çıktığından yine siyaset dedik. Memleketimiz ve insanlarımızı çok yakından ilgilendiren genel seçimlere çok kısa bir zaman kalmasına rağmen, ben eskilerde olduğu gibi coşku, istek ve duyarlı faaliyetleri göremiyor, bir heyecan yaratılamadığını düşünüyorum. Belki bu konu yasal propaganda süreci henüz başlamamış olduğundan kaynaklanabilir. Ben yinede bu duruma neden olan bir kaç konuyu sizlere sunmayı düşünüyorum. BİR- Yukarıda bahsettiğimiz güncel sorunların, yaşam kavgasının ön plana çıkması. İKİ- Politikanın kaypaklığı karşısında özellikle son günlerde yaşanan baskılar, ayağa düşen günlük çekişmelerden insanımızın bezmiş olması diye özetlenebilir. Dolayısıyla siyaset alanında gördüğümüz sessizlik, hareketsizlik bu sebeplerin kanıtı olmaktadır. İktidar partisinin iktidar olmanın verdiği olanaklarla çeşitli kanallardan verdikleri teşviklerle örgütlenerek çoktan çalışma içine girdiklerini, perde arkasında olsada gözlemlenmektedir. CHP’ye gelince; Sayın Genel Başkan’ın yurt düzeyindeki çalışmalarını çeşitli kesimlerle iletişim kurması mutlaka takdir edilecek düzeydedir. Ancak daha önceleri de bu konudaki görüşlerimde belirttiğim gibi kendisinin biraz yalnız kaldığı dolayısıyla çalışmaları yetersiz bulduğumu anlatmıştım. Yine bir görüşümde sizlerle paylaştığım gibi zirvede yapılan olumlu değişimin ve yeniliklerin mutlaka taban örgütünde de aynen uygulanmasını dile getirmiştim. Bu konuda göze çarpan çok somut değişikliklerin olmadığını düşünüyorum. Örneğin, yaşadığımız ilçe Bakırköy, CHP’nin yüzde 70’lere varan oy aldığı bölgedir. Çiçeği burnunda bir bayan arkadaşımızın milletvekili olmak amacıyla ayrılışı nedeniyle hareketsiz kalmış, heyecan yaratamayan bir konuma gelmiştir. İlçe yöneticilerinin istifa edip etmeyeceği, ya da görevden alınıp alınmayacakları konusunda hiçbir gelişmi olmamış ama seçim zamanları yaklaşmaya başlamıştır. Ben bu konuda eski bir partili olarak il yönetiminin ve genel merkezin bu soruna acil bir çözüm getirmesini önermek istiyorum. Atı alan Üsküdar’ı geçiyor, diğer partililer iki,-üç aydan beri sokak sokak dolaşmakta seçim çalışmalarının bireysel şekilde faaliyet göstermektedirler. Seçim çalışmaları sürecinde benim kişisel olarak yanlış değerlendirdiğim konuyu da bu vesileyle görüşünüze sunuyorum. Belki olayı ben yanlış yorumluyor yada duygual davranıyorum olabilir. Ama ben yinede özgürce görüşümü açıklayacağım. Sayın genel başkan Kılıçdaoğlu son zaman- N I M A Þ A Y ÝÇÝNDEN Fikret TORAMAN YİNE SİYASET GERGİNLİĞİ VE ÇEVRE SORUNLARI larda yaptığı çok olumlu yoğun çalışmaların yanı sıra, iktidar partisi ve onun genel başkanının bir taktik oyununa getirilmek istendiğini gözlüyorum. CHP’nin bir ilkesi vardır, bir sosyal demokrat dünya görüşüne sahiptir. Dolayısıyla çok fazla faydası olmayacak basit konularda iktidarın başı ile laf düellosuna girmesi yerine ilkeleri doğrultusunda tüm insanlarımızı kapsayacak bir programla birlikte çalışmasına devam etmeli iktidarın söylemlerine çok fazla da kulak asmamalıdır. Yeni açıklanan sosyal güvence projesi “AİLE SİGORTASI” gibi somut, yararlı konuları daha geniş alanda dile getirmelidir. Böylece ulusumuza, milletimize sunacağı benzer içerikleri bulunan, vatandaşın yaşam kalitesini yükseltecek işsizliğe, fakirliğe, ekonomiye, ulaşıma, sağlığa ve de yaşam güvenliğine somut çözümler üreterek, kısacası dopdulu bir “CHP SEÇİM PROGRAMI” sunması daha iyi olacaktır. Çünkü bu olumlu, ılımlı vatandaşı rahatlatacak projeleri ortaya koymamak hepimizin gördüğü gibi iktidarın işine gelmekte hatta “Programınız nedir?” diye sormaktadırlar. Bu ince noktayı daha netleştirmek gerekirse, AKP iktidarı ve onun yöneticilerinin bu eksikliği kullandıklarını görüyor CHP’nin sayın genel başkanını medyada televizyon ekranlarında basit ve hayati önemi olmayan konularla meşgul etmek istemektedirler, yani olay iki sayın genel başkanın kişisel mahalle kavgasına dönüştürülmektedir. Bu planlanma bir taktiktir. Parti ilkelerini uygulamak üzere seçim kazanmayı arzulayan bir partinin ve yöneticilerinin bu engelleme oyunlarına gelmemeleri hususu dikkatlerine sunulur. Onun için ciddi bir ekip ve ciddi bir programla seçmenin “NE İSTEDİĞİNİN” doğru olarak saptanması ve bu istekler doğrultusunda propagandasını yürütmelidir. Referandum sonuçlarında kimlerin hangi bölge insanlarının yani evet diyenlerin isteklerini iyi tespit edip sorunları paylaşmak suretiyle oylarını talep etmek daha yararlı olacaktır. Bu çalışmanın “Kısır günlük tartışma”lardan daha faydalı olacağını düşünüyorum. ÇEVRE SORUNLARINA GELİNCE Ülkemizde çevre diyince biz yalnızca yollar bozuk yol ve kaldırımlar, yeşil alanlar genel temizlik ve sokak lambalarının yanmayışı akla gelmektedir. Oysa çevre sorunlarını ülke düzeyinde genelleyerek düşünürsek yılda bir milyon ton metreküp verimli toprağın eroz-yona uğrayarak denizlere, göllere, derelere döküldüğü büyük yağmurlarda sel felaketinin verdiği zararları düşünürsek çevrenin zararlarında daha net anlamış oluruz. Çünkü bu erozyonu ve felaketi yüzde 89 oranında önleyecek orman ve ağaçların katledilmesi de bir büyük çevre sorunudur. Bu konuda meclisten yeni çıkarılan B2 orman alanlarının satılması veya imara açılması ülkemize yapılacak en büyük bir yanlış uygulamadır. Münbit toprakların değerlendirilmesi yerine onun sorumsuzca alınan kararlar nedeniyle eskiden ziraat ülkesi olan buğdayını, sebzesini, meyvesini temin edebilen hayvanlarını besleyebilen ülkemiz malesef şimdi buğdayını bile ithal atmektedir. Geçen hafta Habertürk Gazetesi’nde Bakırköy ve çevresi ile ilgili kaldırım işgali, trafik şikayetlerini dile getiren yazılar çıkmıştır. Biz bu görüşlerin tamamına katılıyor özellikle Yeşilköy’deki inanılmaz trafik sorunu, gelişigüzel parklar, ters yolda gelişgidişler konusunda defalarca ilgili merciilere başvuru yapılmasına rağmen hiçbir denetimin yapılmaması nedeniyle gerçekten insanlar çileden çıkmaktadır. Yerel yönetimlerin bazı proje uygulamaları esnasında çevrede yaşayan insanların yasanın öngördüğü şekilde onayının almaması da bir yanlış uygulamadır. Bu bağlamda Yeşilköy’deki kafeteryalar faciası bence oradaki insanlara yapılmış en büyük kötülüktür. Bakırköy İskele Sahili’ndeki “Regeta” adlı tüm kafeteryalın Yeşilköy’ün göbeğine yerleştirilmesi bir büyük yanlış uygulamadır, insanlara eziyet etmektir. Zira işletmecilerinin dışında bu kafetaryaları hiçbir Yeşilköylü’ye fayda sağlamadığı gibi vatandaşa sıkıntı yaratmış, bölgenin yaşam kalitesini düşürmüştür. Oysa yerel yönetimlerin vatandaşların çıkarını ve huzurunu ön planda tutması görevidir. Açılış, tabela, içki vs. harçları gelecek diye orada yaşayanlara hayatı zehir etmek yönetimlerin görevi olmamalıdır. Çevremizde, çevre kirliliği konusunda bir büyük rezaleti de Atatürk Hava Alanı güneyinde, askeri lojmanların dibinde, Yeşilyurt ve Ataköy’ün meskun bölgesine yakın her an suikastle veya başka bir olayla patlamaya hazır yakıt tanklarıdır. Gazetemiz Ataköy bu konuyu defalarca fotoğraflamış, dile getirmiş ilgili mercilere aktarmış olmasına rağmen tanklar aynen atom bombası gibi patlamaya hazır durumdadır. Bu olaydan doğacak (İnşallah doğmaz) büyük felaketin sorumlularına şimdiden olayın önemi ilgilerine sunulur. Bütün bunları önleyebilmek için her zaman söylediğimiz gibi insanlarımızın duyarlı olması, tepki verebilmek için güçlü, örgütlü olması gerekmektedir. Bu konuyu değerli okuyucularımın Yeşilköylülerin, Yeşilyurtluların, görüşüne sunarken yerel yönetimlerinde konuyla ilgileneceği dileğiyle hepinize sağlıklı, mutlu günler, yıllar dilerim. 15 Yapımına Osmaniye Mahallesi E-5 kenarında başlandı. Bir yıl içinde bitirilmesi planlanıyor. İSTANBUL’UN EN BÜYÜK BOTANİK PARKI OLACAK Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, Bakırköy Osmaniye’de E-5 karayolu üzerinde bulunan 94 dönüm arazide dev bir proje yapılacağını söyledi. Bakırköy Belediyesi tarafından gerçekleştirilecek proje ile Osmaniye rekreasyon alanı yapımı çerçevesinde 94 bin metrekare alanda, 1000 metrekare taban alana sahip göl, 300 kişilik kafeterya ve restoran, 142 araçlık otopark, biyolojik arıtma ve doğal kaynak sularının korunması, yaklaşık 2 bin metrekare alana sahip Avrupa standartlarında 2 adet çocuk oyun alanı ve botanik parkı yapılacak. Baırköy Belediye başkanı Ateş Ünal Erzen gazetemize yaptığ açıklamada "İstanbul’un en büyük botanik Parkı’nı Osmaniye Mahallesi’nde E-5 karayolu üzerinde belediyemize ait 94 dönüm bir arazi üzerinde gerçekleştireceğiz. İmar planlarımızda burası Osmaniye Rekreasyon Arazisi diye geçer. Burada zaten daha önceden kendiliğinden oluşumuş bir gölet var. Daha önceden etrafında binalar bul’un en büyük botanik parkını yapacağız. projesini İstanbul Teknik Üniversitesi Peyzaj Bölümü Başkanı Prof. Ahmet Yazıcı tarafından gerçekleştirildi. Bu alanda değişik ağaçlardan oluşacak birorman oluşacak. Şu an ki gölet temizleniyor. Gölet yapılacak. İnsanlar burada kayıkla da gezebilecek. Restoranları, dinlenme tesisleri olacak. Çocuklar için oyun parkları olacak, granitten yapılmış havuzlarımız olacak.Bölgemizde ve İstanbul’da çok güzel, örnek bir park olacak. Şöyle söyleyebilirim. E-5’in karşı tarafına baktığınız zaman büyük büyük binalar görürkeninsanlar bu yeşil alanda huzur bulacak.Çalışmalar başladı ve hızla devam ediyor. Bir yol içinde bitmesini planlıyoruz. 94 bin metrekarelik çok büyük bir arazi. Çok ciddi bir inşaat faaliyeti var. 1 yılı geçmemesini istiyoruz.’ dedi.’ ( Arzu BERATOĞLU- Yavuz ARPACIK ) vardı. Onları yıktık, tahliye ettik. Şimdi buraya İstan- Ataköy’de Ayamama Deresi kenarına KADIN KOORDİNASYON MERKEZİ CUMHURİYET HALK PARTİSİ ANTALYA MİLLETVEKİLİ TAYFUN SÜNER, TBMM GENEL KURULUNDA TORBA YASA OLARAK DA BİLİNEN “BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNDA” BİR KONUŞMA YAPTI.Ataköy’ün adeta göbeğine yapılan Akaryakıt tankları ve Ayamama Deresi kenarına yapımına başlanan Kadın Koordinasyon evi inşaatı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Tayfur SÜNER’in TBMM’de yaptıgı konuşamın tam metnini aşaıgıda bulacaksınız. S ay ı n B a ş k a n , d e ğ e r l i m i ll e t v ek i l l er i ; t o rb a y a sa s ı n ı n 1 3 3 ’ ü n cü m a d d es i ü z e ri n e v e r mi ş o l d u ğ u m u z ö n er g e k o n u su n d a s ö z a l d ı m. H ep i n i z i s a y g ı y l a s el a m l ı y or u m . 1 3 3 ’ ü n cü m a d d e n in y a s ad an ç ı k a r ı l ma s ı n ı t a l ep ed i y o r u z ama ondan önce bir takım s ö y l ey e c eğ i m s ö zl e r v a r. K o n y a a l tı ’ n d a , a k a r y a k ı t t a n k ı n ın ü z er i n d e , g a z sı k ı ş m a s ı n d a n d ol a y ı 2 v a ta n d aş ı m ı z h a y a t ı n ı k a y b e t t i . O n la r a A l l a h ’ t a n r a h m et , a i l es i n e b a ş sa ğ l ı ğ ı d il i y o r u m . Ayn ı konuda, 2009 s e nes inde d e y i ne g a z s ı k ı şm a s ı nd a n d ol a y ı 4 k i şi h ay at ı n ı k a y b e t m i ş t i . M a al e se f , ak ar y a k ı t t a n k l a r ı y l a , y e r ü s t ü ak ar y a k ı t tanklar ıyla ilgili, Tür kiye’ nin g e n e li n d e, h a l k ı n s a ğ l ı ğ ı n ı d ü şü n en p o l i ti k a l a r ı ü r et e mi y o r u z . O n b e ş y i r mi g ü n ö n c e b ir b as ı n aç ı k l a m a m v a r d ı . b u d a yine akaryakıt tanklarıyla i l g i l i y d i . A y a m a m a De r e s i ’n in ke narında, havaalanının d ib in d e y e d i t a n e 5 b i n t o n l u k tanklardan oluşan bir a k a r y a k ı t s i l si l es i n i o r a y a y e rl e şt i r d i n i z , t am A y a ma m a D e r e si ’ n i n k e n a r ı . A y a m am a D er e si ’ n d e v e İ k i t el l i ’d e d o ğ a n s el f el a k e ti n d en d ol a y ı 3 1 k i şi n i n h a y a t ı n ı k a y b e d in ce S a y ı n Ba ş b a k a n d e mi ş t i k i : “ Ar tık İkitelli’ de, Ayamama D er e si ’ ni n k ena r ı nd a i ns a nl a r ö l m ey e c ek . O r a y a y a p ı l a şm a y a m ü s a a d e et m ey e c eğ i z .” A m a b a k ı y o r u m K o n y a a l tı ’ n d a , A n ta l y a ’ d a a k a r y a k ı t t a n klar ını koyacağımız yer i tes pit e d em e d i ğ i mi z g i b i , m a a l es ef h av aa l a n ı k e n a r ı n d a d a v a t a nd a ş ı m ı zı d üş ünec e k , h ay at ı n ı te h l i k e y e s ok ac a k y e r le r i n k o n u m u n u t a y i n e t me k t e g ü ç l ü k ç ek i y o r u z . Y a p ı l a ş ma b i r ta r a f a , a k a r y a k ı t t a n k l a r ı n ı o ra y a y e r le ş ti r d i n i z v e y a p ı l a şm a h al a d e v a m e d i y or . “ M e v c u t l a r ı d a y ı k a c a ğ ı z .” d ed i ğ i h al d e S a y ı n B a şb a k a n , h a l a g e r e ğ i y e r in e g e t i ri l m e d i. A y n ı A y a m a m a D e r e s i ’ n i n k e n a r ın d a b i r t ab e l a g ö r d ü m b i r a y önce , kadın s ığınma evi. Y a A l l a h aş k ı n a , k a d ı n l a r ı k o r u y a c a k s ı nı z… A na y a s a o y l a - m a s ı n d a , T ü r k i y e ’n in h e r t a r a f ın d a “ K a d ı n l a r a a y r ı ca l ı k t a n ı y a c a ğ ı z , k a d ı n l a rı k or u y a cağız.” diye bas bas b a ğ ır d ı n ı z , h a k i k a t e n k a d ı n l a r ı k o r u y o r su n u z ! A y a m a ma D e r e si ’ n i n k e n a r ı n a , f ar e l e r i n , s i v r i si n e k l e r i n , k a r a s in e k l er i n u çu şt u ğ u , i n s a n ı n b i l e ge çmeyi ar z u etme diği bir y e r e k a d ı n sı ğ ı n ma ev i y a p ı y o r s unuz . İn şa l l a h t o r b a anayas as ında s öz ver dikl e ri n iz d e y e ri n e g e ti r i l i r a m a b e n z a n n e t mi y o r u m . Sabahle yin TV8’i açtığım z a m a n A K P Gr up Ba ş ka n Ve ki l i “ A r t ı k t o rb a y a sa s ı n d a k ı d e m t a zm i na t ı y l a i l g i l i b i r s o r u n y a ş a m a y a ca ğ ız ” d e d i . D e m e k k i y a ş a y a ca ğ ız . “ K ıd e m t a z mi n a t ı n ı n b i r k ı sm ı n ı d ev l et ö d e y ec ek , b i r k ıs m ı n ı d a i ş v er en öd ey ec e k ” d i y o r . Ş i m d i y e k a d a r v e r i le n s öz ler in hiçbir i tutulmadığına gör e, d emek ki kıdem taz min at ı y l a i l g i l i i ş çi l e re y ö n e li k b i r t e d b i r a l ın a ca ğ ı n ı za n n e t miyorum. 16 BAKIRKÖY’DE BOZUK YOLLAR ASFALTLANIYOR Bakırköy Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri Bakırköy’de asfaltı bozulan cadde ve sokakların yollarını düzenliyor. Belediye yönetimine geldikleri 2004 yılından beri Bakırköy’de geçmiş yılların toplamından fazla asfalt döktüklerini belirten Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen “2004 yılının nisan ayında göreve geldiğimizde Bakırköy’ün cadde ve sokaklarının hali gerçekten içler acısıydı. Fen İşleri Müdürlüğümüz ekipleri Bakırköy’ün geçmiş yıllarının toplamından fazla asfalt çalışması yaptılar. Bu arada bozulma oluşan asfaltlara da ekiplerimiz anında müdahale ediyorlar. 2010 yılında parke taşı döşemesinin yanı sıra Bakırköy’de yaklaşık 9.054 ton asfalt döktük. Bakırköylü yurttaşlarımız cadde ve sokaklarında oluşan bozulma varsa belediyemizin 414 9 777 numaralı telefonundan Çözüm Masası’na başvurabilirler.”dedi. AYIN KAHKAHASI Amerika'da adamın biri evine gelir ve posta kutusunda telefon faturasını görür. Bir bakar ki 3 milyon küsür dolar fatura. Beyninden vurulmuşa döner. Hemen ayrıntılı fatura ister. Fatura gelir. Aranan bütün numaralar adamın kız arkadaşlarına ve dostlarına aittir. Adam : 'Bu nasıl olur? Ödeyeceğiz mecburen.' der. O sırada gözü papağanına takılır. Bir an tereddüt eder. 'Yok canım hayvancağızın günahını alıyorum.' der içinden ama şüphe de devam etmektedir. 'Ya yapmışsa?! Yok, yok yapmamıştır....' Gece papağanı gözlemeye karar verir. Papağan kafesinden çıkar ve telefonun başına gidip rehberi açar, Adamın kız arkadaşlarını tek tek arayıp saatlerce konuşur. Adam sinirden çıldırmış bir şekilde papağanı yakalar ve kanatlarından duvara çiviler. Papağan çarmıha gerilmiş bir vaziyette duvarda asılı kalmıştır. Adam sinirle papağanı azarlar: 'Bir hafta burada asılı kal da aklın başına gelsin. Çek bakalım cezanı !' Adam gider. Papağan bir bakar karşı duvarda çarmıha gerilmiş İsa durmakta. Hemen muhabbete koyulur: 'Birader sen ne kadardır buradasın?' '2000 yıldır buradayım.' der İsa. Papağan hayretler içinde kalmıştır: 'Ohaaaa!.. Nereyi aradın lan öyle!!! PINAR KUMSAL AKLIM FİRARDA...RUHUM GEZGİN…KAFA BİR DÜNYA… Vuslata ermek kabil mi bilmem ama sonsuzluğa mı ermeli yoksa Arafta mı kalmalı gibi değişik, çelişkili sorularla çevremde, beni ilgilendiren, ilgilendirmeyen her olayı anlamlandırmaya çalışıyorum. Anlamlandırmaya çalışmanın en kötü yanı, kendimden sıkılmamı sağlaması. Çünkü sürekli sorular, doğru veya yanlış kendi düşüncelerime adapte etmeye çalışmak, edemezsem huysuzlaşmanın türevleri olan eylemler içindeyim. Kafam bir dünya iken, aklım firarda ve bu yüzden ruhumu gezgin ilan ediyorum. Ruhum gezgin durumdayken, bedenimi sürükleyen ayaklarımın ruhu avare hallerinde, kontrolüm dışında istediği cadde, sokak, geziyoruz. Gezdiğimiz yerlerde, kafelerin yanından geçiyoruz. Dikkatimizi, küçük küçük kalpler, renk renk süsler, Valentineday’s yazıları çekiyor. Araya ruhumun efendisi girip, “Hey!!!! Aylardan Şubat, günlerden 14. Şapşal şapşal bakmasana dükkanlara. Tamam sana saçma geliyor ama başkalarına saygı göster.” dedi. Hiççç….cevap vermedim. Çünkü ruhumun efendisi ile kavga edince, tek yenildiğim ses oluyor. Duyduğum tek ses olduğu gibi… Olsun bende inatçıyım, ruhumun efendisi gibi. Başlıyorum kendi kendime konuşmaya. Ne ilginç, tüm dişiler, yapılan sürprizin ehemmiyetine göre, sevgilisinin gölge hayallerinde, sohbetin uzantısında, hafif tebessümle, olmadığı kadar ciddi dinliyor. Erkek sevgililer, günü kurtarmanın mutluluğunda, bense onların bir günlük sürecek anlayışlı, aşk-ı muhabbetine bıyık altından gülümsüyorum. Adet yerini bulsun maksatlı, alınan hediyeler. Halbuki sevgili dediğin, aklına estikçe maneviyata dayalı sürprizlerini yapmalı. Ayrıca kavga esnasında, küfürle başlamak yerine “Aşkım seni seviyorum ama şu şöyle olmalı, yapılmalı.” diye biten cümleler kullanılsa, saygıdan kaynaklanan sevginin her gün büyümesine sebebiyet verip, sevgiyi tek bir güne sığdırmaktan daha iyi olmaz mıydı? Ayrıca üç günce kavga ettiğin sevgili, üç gün sonra sevgililer günü geliyor diye sevgi böcüğü olup çıkıyor. Küçük bir dipnot; sevgililer günü İsa’dan önce kurtlar bayramı olarak kutlanırmış. Kurdun yaşadığına inandıkları mağaranın önüne, 14 Şubat günü gençler gidermiş. Kızlar küpün içine isimlerini yazıp, erkekler kuradan çektikleri kızla ertesi yılın 14 Şubat’ına kadar cinsellik dahil beraber olurlarmış. Roma kilisesi buna belli müddet sonra karşı çıkıp, sorumlu aramış ve papaz Valentine kurban seçilmiş. Kellesi gittikten sonra aziz unvanı verilmiş. Kurtlar bayramı ile Valentine’nin ölüm günü 14 Şubat arasında bağlantı kurulup, sevgililer günü ilan edilmiştir. Aslında temele bakınca, sevgililer gününü değil kurtlar bayramını kutluyorsunuz. Benim açımdan, sevgi her gündür, her günde sevgililer günüdür. Seni seviyorum kelimesini kolayca söylemeniz dileği ile… Bu huysuz ruhum, benle kavga halini sürdürürken, avare ayaklarımın “Yeterrrrr…” diye bağırdığını duyup, misss gibi kahvemizi içmek için, Markize giriyoruz. Severim Markizi… Eski kokar, birde süslenmemiş, ohh dedim normal bir gün gibi hissediyorum. Ama yok yahu… Bu rahatsız ruhum beni rahat bırakmıyor. Dürtüklüyor gıcıklıyor içimi. Ben başlıyorum diğer günlere takılmaya. Camın kenarında oturmuş kahvemi yudumlarken ve önümden geçen insanları anlamlandırmaya çalışırken, genç anneler, babalar görünce ilk aklıma gelen anneler günü ve babalar günü. Bu da ayrı bir saçmalıktır. Anna diye kadının anası ölünce, annesinin ölüm gününü yani mayısın ikinci haftasını anneler günü ilan edip, resmileştirmiştir. Yani bize ne bundan, bence bu Ann’in sorunu. Tüm dünya onun annesinin ölüm yıldönümü, anneler günü paravanında kutlamak zorunda değilki. Babalar günü daha ilginç. Anneler gününe inat olsun diye çıkmıştır. John’un anacığı ölür, babası çocuklarına kendine adadığından, evlat John vay efendim anneler günü var da benim babamın nesi eksik deyip, Haziran ayının üçüncü pazarını(babasının doğumgününü), babalar günü ilan eder ve resmileştirir. John’un babasına şükran borçluyuz. Halbuki unuttuğumuz bir şey var, bir çocuğa yuva ve aile olmayı başarmadığınız sürece hükmünüz olmaz ve sizin anneler veya babalar gününü kutlamanızın, beklenti içinde olmanızın anlamı yoktur. Herşeyin temeli vardır. Temel sağlam değilse, sevgililer günü, babalar veya anneler günü diye kavramlar ancak bizim gibi tüketim toplumlarının saçma sapan sömürülmesi olur. 1Kuruşluk alacağınız şey, bu tip günlerde 10 Kuruş olur, ertesi gün eski fiyatına döner. Böyle üretmeden boş boş kutlar ve gelişmiş toplumların uydurduğu günlere ayak uydurmaya çalışmaktan dolayı sömürülürüz. Temelsiz yaşar dururuz. Kutladığınız günler yaşamınızla orantılı olursa anlam kazanır. Tam kahve bitmek üzere, rahatsız ruhum rahatımı bozdu, “Hey!!!! Kadınlar gününü unuttun. ” dedi. Tabi yaaa… Biz onu da kutluyoruz yüzsüzce dimi. Bu toplumda ezdikçe ezdiğimiz, dayak yiyen, başlık parasına satılan, söz hakkı tanımadığımız, sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyeceksin mantığı ile hala yaşayan kadınlarımızın kadınlar gününü kutluyoruz. Hatta Arap kadınlarını düşünün, aynı tornadan çıkmışsınız diye suçlanıyoruz. Gerçi mesaj şu; ilerinizi görün, düşünün, taşının ona göre konuşun şimdiden. Ya da ödül töreninde (hangi amaçla verildiği belli olan ödül), mecliste dahi kadın milletvekili sayısı bu kadar az iken, kadın haklarının olmadığı bir ülkede, kadınlarımız adına alıyoruz demek en büyük çelişkidir. Araya da Gazze’de yaşayan kadınlar sıkıştırılır (bilinçli olarak). Sen Gazze’de ki kadınları boş ver, kendi ülkende ki kadınlar için ne yaptınız? diye sormazlar mı adama. SON SÖZ: Yaşadığımız tüketim toplumunda, daha fazla üretip, bize ait olmayanları sahiplenmemek dileği ile… 17 DİKKAT! KAMERALAR İLE İZLENİYORSUNUZ SAHİL YOLU VE E-5’TE YOL AÇIK OLSA BİLE 70 Km’yi GEÇMEYİN. ELEKTRONİK DENETLEME SİSTEMİ (EDS) DEVREDE Bundan böyle İstanbul E-5 karayolunda ve sahil yolunda hız sınırı 70 kilometre olarak belirlendi, hız sınırını aşan sürücüler radarla tespit edilecek ve cezacezalandırılacak. İstanbul da E-5 ve Sahil Yolunda aşırı sürat yüzünden meydana gelen feci kazalar ardından trafik yetkilileri harekete geçti ve bu önemli sorunu çözdü. Yola radar yerleştirildi, tabelalar asıldı... Hız sınırı da 70 kilometre olarak belirlendi. Bundan böyle hız sınırını aşan sürücüler radarla tespit edilecek ve ceza landırılacak. Böylece kimse E-5’te ve Sahil Yolunda birbiriyle yarış yapamayacak, kendi canını ve yol güvenliğini tehlikeye atamayacak. 3. İSTANBUL İLKÖĞRETİM OKULLARI AKIL OYUNLARI ŞAMPİYONASI İÇİN BAŞVURULAR BAŞLADI 19 Mart 2011 tarihinde gerçekleştirilecek olan “İstanbul İlköğretim Okulları Arası 3. Akıl Oyunları Şampiyonası” için başvurular başladı. Yarışma, Dünya Zekâ Oyunları Şampiyonaları’nın benzeri bir formatta Bireysel Bölümler, Takım Bölümleri ve Bireysel Final aşamalarından oluşuyor. Günün şampiyonlarına bilgisayar, dijital fotoğraf makinesi gibi hediyelerin yanı sıra okullara kupa ve madalya hediye edilecek. Yarışmanın içeriği Dünya Zekâ Oyunları Federasyonu’nun Türkiye temsilcisi Akıl Oyunları Dergisi, Akıl Derneği ve Türk Beyin Takımı tarafından hazırlandı. Bu yıl 3.sü düzenlenecek şampiyona öğrencileri akıl oyunları ile tanıştırmayı, zihinsel gelişimlerine katkıda bulunmayı ve en önemlisi ilerleyen yıllarda Türk Beyin Takımı ile birlikte ülkemizi uluslararası yarışmalarda temsil etme yeteneğine sahip kişileri keşfetmeyi amaçlıyor. MEF İlköğretim Okulu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirilecek olan İlköğretim Okulları 3. Akıl Oyunları Şampiyonası başvuruları ile ilgili bilgiler www.mef.k12.tr adresinde yer alan yönergeden ya da Akıl Derneği’ne ait 0 216 450 30 55 numaralı telefondan ayrıntılı bilgi alınabilir. NEZİH ELBİRLER 35. SANAT YILINI KUTLADI Bakırköylü sanatçı Kanuni-Bestekar Nezih Elbirler Türk musikisine başlayışının 35. Yılı nedeniyle düzenlemiş olduğu geceyi “Dostlar Gecesi” adı altında Beylikdüzü Bey Marmara Otel balo salonunda sanatsever dostlarının katılımıyla kutladı. Türk Müziği’nin ağırlıklı olarak icra edildiği gecede davetliler eğlenceli bir akşam geçirdi. Profesyonel olarak 1970’li yılların sonlarında dernek ve sahne hayatına başladığını belirten Nezih Elbirler birçok kanun ve ses sanatçısı da yetiştirmiş olup, halen topluluk şefliği yapmaktadır. Bakırköy Sahil Yolu’nun orta refujunda bulunan ağaçlar yenileniyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü Florya Bölgesi’nin gerçekleştirdiği çalışma ile Bakırköy Sahil Yolu’nun orta refüjunda bulunan zarar görmüş ağaçlar yenilirken, budanması gereken ağaçlarda budanıyor. Bakırköylüler sahil yolundaki ağaçların neden kesildiğini merak ederken konu ile ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü Florya Bölgesi Şefi Erol Yılmazgil’den yapılan çalışma hakkında bilgi aldık. Yılmazgil gazetemize yaptığı açıklamada, Florya havuzlu kavşaktan başlayarak Bakırköy’- SAHİL YOLU’NDA ORTA REFUJDAKİ AĞAÇLAR YENİLENİYOR! den Zeytinburnu çıkışına kadar olan 3.3 kilometrelik sahil şeridinde yeni ağaç dikimleri yapacaklarını ifade ederek, ‘’O bölgede daha önce bordör çalışması yapıldığından dolayı yeşil alan tahrip oldu. Ayrıca kaza yoğunluğu çok olan bir bölge. Bu durumdan zarar gören ağaçlar da var.. Bu çalışma kapsamında da zarar gören ağaçları yerinden kaldırdık. Budamaya ihtiyacı olan ağaçları budadık Trafiği engelleyecek dallar budandı ve zarar gören ağaçları da yerinde deplase ettik Yeni ağaç dikimlerine başladık. 3.3 kilometrelik bir alanda 12 metre aralıklarla 200 tane ağaç dikilecek.’’ dedi. 18 Torbalı Hayata Merhaba Kamu alacaklarının yapılandırmasını öngören Torba Yasa, 3’üncü hafta sonunda TBMM’den geçti. Şimdi Torba Yasa’nın nasıl uygulanacağı merak ediliyor. KENDİNİ REDDETME Sevgili okurlar; Bu ay sizlere tamamen farklı bir açıdan yaklaşmak ihtiyacındayım. Sıkılmadan okuyabilirseniz bir nebze de olsa duygu dağarcığınıza bir şeyler katabilme mutluluğunu hissedeceğim. Geçen akşam Bakırköy’ün en işlek caddelerinin birinin köşesinde durdum ve gelip geçen insanların yüz ifadelerini inceledim. Hepsinin gergin, endişeli ve aceleci olduklarını tespit ettim. İş hayatımda ve kendi yaşamımda geçirdiğim bunca yılın bana öğrettiği en önemli şey, “İnsanın kendi kendisinin en büyük düşmanı” olduğu. Sanırım hepimiz kendimizi reddediyoruz. Bu yüzden de mutlu olamıyoruz. Kendini kabullenmek çoğumuzun başaramadığı bir eylem. Güzel ve etkili konuşma seminerine katıldığımda konuşmacının söylediği sözleri dün gibi anımsıyorum. “Konuşurken yüz ifadelerimiz sözlerimizle uyumlu olmalı” demişti. “Cennetten bahsederken gözlerinizin içi parlamalı.” Ben de gözlemlerime dayanarak şu sözü söyleyebilirim ki; “Cehennemden bahsederken günlük ifademizi takınalım yeter.” Nedense günlük ifademiz kendimizi tümüyle yadsıyan bir ifade. Eminim insan kendini küçümseme eğiliminde olmasa daha mutlu olurdu. Nerede olduğunu, hayatının ne denli büyük ya da küçük olduğunu önemsemeksizin kendi dünyasının merkezinin kendisi olduğunu düşünse, kat kat mutlu hissederdi. Egoizm gerçek BEN’i tanımaktır aslında. Gerçekten kim olduğunuzu biliyorsanız, kendinizi reddetme düşüncesine yer vermeden yaşayabilirsiniz. Yıllardır yaptığım öğretmenlik mesleğinde yüzlerce sorunlu gençle konuştum, dertlerini dinledim. Gördüm ki, hepsi kendi sorununun benzersiz olduğunu düşünüyor. Hepsi de farklı nedenlerle kendilerine hayatta başarılı olma kapasitelerini küçük gören, kendilerini sonuca götürecek doğru yollara düşüncelerini yönlendirmekte başarısız olan, hayatın (hatta ailelerinin bile) kendilerine karşı olduğunu düşünen, oysa gerçekte kendilerine karşı olan insanlar. TV deki evlenme programlarına sosyolojik açıdan da bir bakın lütfen. Tanışıp mutluluktan uçarak stüdyodan ayrılan çiftler, birkaç gün geçmeden “Anlaşamadık, olmadı.” diyerek geri dönüyorlar. Nedenlerini sorgulamak bana düşmez; fakat en temel sebeplerin başında kişinin kendini kabullenememesi ve çevrenin dayatmacı gücüne esir düşmesi geliyor. Bir düşünürün şu sözüne dikkat edin: “Işık gök gürültüsünden, düşünce de eylemden önce gelir.” Oysa çoğumuz hayatı rastgele yaşıyoruz. Eş seçerken, meslek seçerken, çocuk doğururken… Düşüncelerimizin hem yönetici, hem de üretici olduğunu unutarak. Düşünce her şeydir. Hayatı oluşturan şeyler, düşüncenin sürekli değişen kreasyonlarıdır. Kullandığımız otomobil, yaşadığımız ev, oturduğumuz sandalyeye kadar hepsi önce düşünce de oluşturuldu ve bunun yaratıcı sürecinin ürünü olarak gerçekleşti. Kendimiz için yarattığımız dünyadan hoşlanmıyorsak, hoşlanabileceğimiz yeni olayları başlatabilecek bir dünya yaratma hakkını, ancak düşüncelerimizle başarabiliriz. Şunu da iyi bilmeliyiz ki; olumsuz düşünme biçimi, insanın bilinçaltına yanlış emirler vererek hiç istenmeyen durumlarla karşılaşmasını sağlayan bir felakettir. İnsan kendini küçümser ve sürekli başkaları ile karşılaştırır çocukluğumuzdan itibaren başkalarıyla kıyaslanmayı kanıksamış olduğumuz için, yetişkinlik dönemimizde de hiç sorgulamadan bunu devam ettiririz ve kendimize farkında olmadan en büyük kötülüğü yaparız. Bir insan kendini arıyorsa, kaybettiği yere bakmalıdır. Acaba kendimizi ne kadar tanıyoruz? Aslında dışarıdan göründüğümüz BEN gerçek mi? Kendimizle yüzleşmekten korkuyoruz ve hayatı silbaştan yapamıyoruz. Bu yüzden de aslında yaşamak istemediğimiz bir hayatı yaşamaya mahkum ediyoruz kendimizi. Unutmayın sevgili okurlar… Allah bize korkuyu değil; gücü, sevgiyi ve kusursuz düşünebilen bir ruh yapısını bahşetmiştir. Gerçek BEN’in karşısında yer alabilecek hiçbir güç yoktur hayatta. Lütfen kendimiz olalım. Kendimizi hiçbir zaman küçümsemeyelim. Kelin ilacı olsa diyeceksiniz biliyorum ama yine de benden söylemesi… Ferhan KILIÇ Sevgi ve saygılarımla… Elektrikli otoya ÖTV Elektrik motorlu taşıt araçlarına benzinli araçlarda olduğu gibi yüzde 37 ila yüzde 84 oranında ÖTV uygulanacak. Bakanlar Kurulu bu oranları sıfırlayabilecek. Ayrıca araç tescil işlemlerini özel şirketler yapabilecek.Yeni araçların satışında da ruhsat posta yoluyla araç sahibine gönderilecek. 12 Eylül mağduruna hak 12 Eylül ve 12 Mart mağduru olan, haksız yere göz altına alınıp tutuklanmış olan kişiler, bu durumları belgeleyerek 6 ay içinde başvurmaları durumunda bu süreleri sosyal güvenlik kapsamında borçlanabilecekler. Emekli olmuş kişiler ise bundan yararlanamayacak. Yeşilkart askıya alınacak Yeşilkart sahibinin, sigortalı olarak işe başlaması ve genel sağlık hizmetleri sigortasından yararlanması halinde kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yeşil kartları askıya alınacak. Silikozis hastalarına malulen emekli olma hakkı tanınarak maaş bağlanacak. Trafik kazalarındaki sağlık bedelleri SGK tarafından karşılanacak. Kömür yardımı KİK dışında Fakir ailelere kömür yardımı yapacak olan Türkiye Kömür İşletmeleri’nin kömür sahalarından yapacağı alımlar ile TOKİ’nin konut dışında karakol ve cami gibi projelerine ilişkin ihaleler, TMSF’nin sahip olduğu bankalar ile kamu bankalarının bazı işleri Kamu İhale Kanunu (KİK) kapsamı dışında olacak. İşsizlik Fonu istihdama İşsizlik Sigortası Fonu’nun bir önceki yıl prim gelirlerinin yüzde 30’u istihdamı arttırmaya yönelik kullanılabilecek. Bakanlar Kurulu, bu oranı arttırabilecek. Kriz durumlarında bir iş yerinde 3 ayı aşmamak üzere kısa çalışma ödeneği İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak. 2015 sonuna kadar ilk defa işe alınacak her bir sigortalı için özel sektör işverenine Fon’dan destek sağlanacak. Şirket yöneticisi kamuya Başbakanlık ve bakanlıkların bağlı ve ilgili kuruluşlarının müsteşar ve yardımcıları ile en üst konumundaki genel müdür ve başkan kadrolarına atamalarda, özel kurumlarda ve serbest olarak çalışılan süre de dikkate alınacak. Tütün-alkole yeni düzen Sigara denetim cezalarını belediye encümenleri yerine il özel idareleri kesecek. Böylece sigara denetimini polisler yapacak. Önce yazılı uyarılacak, işletme yükümlülüğü yerine getirmezse 5 bin TL’ye kadar cezalandırılacak. İnternet yoluyla alkol siparişi yasaklanıyor. İnternet sitesi şart Şirketlerle ilgili belgelere internet sitesi adresi ile numarasını da yazılacak. Her sermaye şirketinin bir internet sitesi olacak. Bu sitede, şirket ilanları, pay sahipleri ve ortakları açısından önem taşıyan açıklamalar, finansal tablolar, raporlar, yönetim kurulu ve genel kurul toplantılarına ilişkin bilgiler yayınlanacak. İçerik en az 6 ay süreyle şirketin internet sitesinde yer alacak, yoksa konulmamış sayılacak. Bileşik faize son Resmi Gazete’de yayınlanan Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre, ticari işlerde bileşik faiz uygulamasına son verilecek.Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenecek;kanuni, anapara ve temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümleri uygulanacak. Çek ve senet işlemleri Kayıtsız ve şartsız ödenecek havaleyi,muhatabın unvanını,ödeme yerini,düzenlenme tarih ve yerini,düzenleyenin imzasını içeren senet çek sayılacak.Karşılığı bulunmayan çek düzenleyen kişi,çekin karşılıksız kalan bedelinin yüzde 10’unu ödemekle yükümlü olacak. 10 soruda borç yapılandırması Hangi borçlar kapsamda? Yasayla, belediye ve gümrük vergileri dahil, tüm vergiler, TEDAŞ ve özel dağıtım şirketlerine olan elektrik, belediyelere olan su ile oda ve borsalara olan aidat borçları, trafik cezaları, öğrenim kredisi borçları, TRT’nin elektrik payı ve bandrol ücretinden kaynaklı alacaklar yeniden yapılandırılıyor. Tarih ne olacak? 31 Aralık 2010 tarihine kadar ödenmemiş kamu alacakları yapılandırılacak. Nasıl hesaplanacak? vazgeçmeleri gerekecek. Nasıl ödenecek? Ödeme peşin ya da vergi borçları için kredi kartı kullanarak taksitle yapılabilecek. Kaç taksitte? Ödeme ikişer aylık dönemler halinde, azami 18 eşit taksitte ödenecek. Böylece hem vergi hem de prim borcu olanlar bir ay birini diğer ay ötekini ödeyebilecek. Vade 36 aya, taksit sayısı 18’e kadar çıkabilecek. Ne zaman başlanacak? Yapılandırmada borcun ana parasına dokunulmayacak. Faiz ve gecikme cezaları silinecek. Ardından borcun ödenmediği süredeki enflasyon kadar faiz ve gecikme cezası tutarları belirlenecek. Ödenecek tutarların ilk taksiti, yasanın Resmi Gazete’de yayım tarihini izleyen üçüncü aydan, SGK’ya ödenecek tutarların ilk taksiti ise dördüncü aydan başlayacak. Nasıl başvurulacak? Mükellefler, taksit ödeme süresince, çok zor durum olmaksızın, her bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödemez düzenlemeden yararlanamayacak. Kanun Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe girdikten sonra iki ay içinde mükellefin ilgili idarelere başvuru yapması gerekecek. Kimler yararlanamayacak? Uygulamadan yararlanmak isteyenlerin dava açmamaları, açılmış davadan Anlaşma nasıl bozulur? Hangi borçlar silinecek? 50 ile 120 lira arasındaki borçlar tamamen silinecek. 19 Yeşilköy Rotary Kulübü Meslekte başarı ödülü ATLASJET YÖNETİM KURULU BAŞKANI MURAT ERSOY’UN Yeşilköy Rotary Kulübü tarafından AtlasJet Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ersoy’a 2011 yılı ‘’Rotary Meslekte Başarı Ödülü’’ verildi. Gecenin açılış konuşmasını yapan Yeşilköy Rotary Kulübü 2010-2011 Dönem Başkanı Ercan Özsivri, “ Rotary iş ve meslek gruplarının oluşturduğu bir hizmet kulübüdür. Bugün kulübümüzün en saygın işlerinden birisini gerçekleştirmenin onurunu yaşıyoruz. Sayın Murat Ersoy, mesleğinde yüksek ahlak standartlarını yaygınlaştırmayı başarmış, mesleğine ve sektörüne önemli vizyonlar kazandırmıştır. Vermiş olduğumuz bu başarı ödülünün gelecek kuşaklara aktarılmasını diliyoruz.‘’ dedi. Özsivri’nin konuşmasının ardından Uğur Özgöker tarafından AtlasJet Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ersoy’un özgeçmişi okundu. Uğur Özgöker’in sunumunun ardından ise, Rotaryan Gökhan Özberk ve Yeşilköy Rotary Kulübü 2010-2011 Dönem Başkanı Ercan Özsivri tarafından, AtlasJet Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ersoy’a ‘’Rotary Meslekte Başarı Ödülü’’ takdim edildi. Ersoy, kendisine verilen ödülden dolayı Yeşilköy Rotary Kulübü üyelerine teşekkür ederek başladığı konuşmasında “Bize babamızdan kalan tek sermaye bir sözdü. ‘Kontrol edemediğin iş senin işin değil’ derdi babam. Bizim işlerimizde elde ettiğimiz başarıların altında yatan gerçek budur. Biz her yaptığımız işi ilk önce kontrol etmeyi öğreniyoruz. Ondan sonra işe girişiyoruz. Kontrol edebildiğiniz her işte de çok büyük aksilik olmazsa mutlaka başarı geliyor. O yüzden şu anda işlerimizin bu seviyeye gelmesinin altında yatan gerçekte budur’’ diye konuştu. Yeşilköy Rotary Kulübü tarafından hazırlanan gecede konuşmaların ardından yemeğe geçildi. Davetlilerin hoş sohbetleriyle süren yemek gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürdü. ( Yavuz ARPACIK ) Anadolu Hayat Emeklilik ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği işbirliğiyle yürütülen “Geleceğin Sigortası Kızlarımız” projesi kapsamında imzalanan ek protokolle 100 yeni kız öğrencinin eğitimine destek verilecek. GELECEĞİN SİGORTASI KIZLARIMIZ Anadolu Hayat Emeklilik’in 2005 yılında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile başlattığı ve bugüne dek Türkiye’nin çeşitli illerinden 500’e yakın kız öğrenciye umut ışığı olan “Geleceğin Sigortası Kızlarımız” projesi kapsamında imzalanan ek protokolle, 100 kız öğrencinin eğitimine destek verilecek. Geçtiğimiz yıl lise mezunlarını veren proje kapsamında, Anadolu Hayat Emeklilik ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği arasında imzalanan ek protokol ile 100 kız öğrenciye daha burs verilmesi hedefleniyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Balıkesir, Mersin, Tekirdağ ve Denizli’deki meslek liselerinin Sigortacılık bölümlerinde 10. ve 11.sınıfa devam eden öğrenciler arasından seçilen başarılı 100 öğrenci, lise eğitimlerini tamamladıktan sonra Türkiye’nin çeşitli illerindeki Bankacılık ve Sigortacılık Meslek Yüksek Okulları’ndan mezun oluncaya dek, toplam 5 yıl boyunca desteklenecek. 2005 yılında başlatılan “Geleceğin Sigortası Kızlarımız” projesi kapsamında maddi imkânsızlıklar nedeniyle eğitimlerine devam etmekte zorlanan 500’e yakın kız öğrenciye eğitim bursu sağlandı. Liseden mezun olan kız öğrencilerin bir kısmı Türkiye’nin dört bir yanında mesleklerini icra ediy- or, bir kısmı da sigortacılık eğitimi veren meslek yüksek okullarında, ön lisans düzeyinde devam ediyor. Proje kapsamında 17 ilde 29 meslek lisesinde sigortacılık bölümü açıldı 6. yılına ulaşan “Geleceğin Sigortası Kızlarımız” projesinde Milli Eğitim Bakanlığı desteğiyle Anadolu Hayat Emeklilik tarafından 17 ilde 29 meslek lisesinde sigortacılık bölümü aktif hale getirildi. 500’e yakın öğrenciye sağlanan eğitim bursunun yanı sıra, Türkiye’nin en büyük bireysel emeklilik şirketi Anadolu Hayat Emeklilik’de staj imkânına kavuşan “Geleceğin Sigortası Kızlarımız” böylelikle gelecekteki mesleklerini tanıma ve meslektaşlarıyla tanışma fırsatı elde etti. 20 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 8 Mart 1857'de Hexyork konfeksiyon ve tekstil fabrikalarýnda çalýþan kadýnlar insanlýk dýþý çalýþma koþullarýna ve düþük ücrete karþý bir eylem düzenledi. 8 saatlik iþ gücü ve kendilerine seçimlerde oy hakký tanýnmasýný talep ederek sendika kurdular ve greve çýktýlar. Kadýn çalýþma saatlerinin azaltýlmasý eþit iþ, eþit ücret, oy hakký ve çocuk emeðine son vermek için yapýlan yürüyüþte "ekmek ve güller" kullandýlar. Ancak bu grev Amerikan yönetimi tarafýndan kanlý bir biçimde bastýrýldý. 129 kadýn dokuma iþçisi olaylarda yanarak yaþamýný yitirdi. 1910 yýlýnda Kopenhag kentinde yapýlan 1. Enternasyonal Kadýn Kongresi'nde Clara Zetkin'in önerisiyle 8 Mart "Uluslararasý Emekçi Kadýnlar Günü" olarak kabul edildi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü gerçek anlamýyla insan emeðini, tüm deðerlerin yaratýcýsý olarak yeryüzündeki her türlü sömürüye, haksýzlýða, baskýya, eþitsizliðe karþý çýkan emekçilere sahip çýkan emekçilerin günüdür. 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü zaman içerisinde burjuvazi tarafýndan içeriði boþaltýlmaya ve DÜNYA Kadýnlar Günü adý altýnda sýnýfsal ve siyasal içeriðinden soyutlanmaya çalýþýlmýþtýr. Ancak emperyalizmin bu çabalarýný boþa çýkarýp 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü olarak adýna yaraþýr bir þekilde kutlayarak, bu uðurda canlarýyla bedel ödeyenlerin mücadelesini büyüterek devam ettireceðiz. BAKIRKÖY’DE PEMBE ELLER ÇALIŞIYOR El emeği üreten Bakırköylü kadınlar Airport Avm, Ataköy Plus, Capacity ve Carousel’de Bakırköylüler´le buluşuyor. 2006 yılında, dünya kadınlar gününde kurulan ve kurulduğu günden bugüne, öncelikli olarak Bakırköylü Kadınlar yararına olmak üzere, Türkiye çapında, toplum yararına hizmet amacı ile birçok sosyal ve kültürel faaliyete imza atan Bakırköy Kadın Meclisi, maddi durumu elverişli olmayan, el emeği üreten ve ürettikleri ürünlerle ev ekonomi- Pazartesi Ataköy Plus Alışveriş Merkezi’nde, her Salı Carousel Alışveriş Merkezi’nde, her Perşembe Capacity Alışveriş Merkezi’nde ve her Cuma Airport Outlet Center’da halk ile buluşacak, ürettikleri ürünleri satacak ve ev ekonomisine katkıda bulunabilecekler. Bakırköy Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Meltem Ünal Erzen proje ile TÜRKİYE’DE KADIN İLK’LER 1892: İlk Türk kadın romancı Fatma Aliye Hanım "Muhadarat" adlı ilk romanını kendi adıyla yayımladı. 1909: İlk Türk kadın siyasetçi Emine Semiye Hanım Osmanlı Demokrat Fırkası yönetim kuruluna seçildi. 1913: İlk kadın devlet memuru Bedriye Osman Hanım Telefon İdaresi’nde göreve başladı. 1913: Belkıs Şevket Hanım uçağa binen ilk Türk kadın unvanını aldı. 1920: İlk Türk kadın avukat Süreyya Ağaoğlu (Ahmet Ağaoğlu'nun kızı) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu. 1920: İlk Türk kadın tiyatro sanatçısı Afife Jale İstanbul'da sahneye çıktı. 1921: Dr. Safiye Ali Almanya’da tıp eğitimini tamamlayarak ilk Türk kadın hekim olarak tarihimizdeki yerini aldı. 1922: Yedi kız öğrenci Tıbbiye'ye kayıt yaptırarak eğitime başladı. 1923: Nezihe Muhittin'in başkanlığında Kadınlar Halk Fırkası'nın kurulması girişiminde bulunuldu. Kadınlara oy hakkı tanımayan Seçim Kanunu gereğince valilikçe partinin kuruluşuna onay verilmediğinden dernekleşmeye gidildi. 1924: İlk kadın diş hekimi Ferdane Bozdoğan Erberk diplomasını aldı. 1925: Suat Hilmi Berk ilk kadın sulh hukuk hâkimi oldu. 1930: İlk kadın yargıçlar atandı. 1933: Aydın (il)'inin bugün ilçe statüsü taşıyan Karpuzlu köyünde ilk kadın muhtar Gül Esin yaklaşık 500 oy alarak seçildi. 1933: Sabiha Güreyman Türkiye'nin ilk kadın inşaat mühendisi olarak Yüksek Mühendis Mektebi'nden mezun oldu. Güreyman ayrıca Fenerbahçe Spor Kulübü'nün ilk kadın voleybolcusudur. 1935: Türkiye Büyük Millet Meclisi 5. Dönem seçimleri sonucunda başta Hatı Çırpan olmak üzere 17 kadın milletvekili ilk kez meclise girdi, ara seçimlerde bu sayı 18'e ulaştı. 1935: İlk kadın doğum uzmanı Dr. Pakize İzzet Tarzi kadın hastalıkları ve doğum alanında uzmanlık eğitimini tamamladı. Tarzi, İstanbul Boğazı'nı yüzerek geçen ilk kadın unvanını da taşıyor. 1936: Eskişehir Askeri Hava Okulu'ndan mezun olan Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen dünyanın ilk kadın savaş pilotu oldu. Gökçen ertesi yıl Dersim Harekâtı'na da katıldı. 1947: Türk basınının ilk kadın foto muhabiri Eleni Küreman, Associated Press Ajansı'nda gazeteciliğe başladı. 1950: İlk kadın belediye başkanı Müfide İlhan Mersin'den seçildi. 1954: Prof. Dr. Nüzhet Toydemir Gökdoğan İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi dekanlığına seçilerek ilk kadın dekan oldu. Gökdoğan Fen Fakültesi'nin Astronomi Enstitüsü'ne tayin edilen ilk Türk doçenti olmuştu. 1957: Türk ordusunun ilk kadın doktor subayı Dr. Sema Aran teğmen rütbesiyle göreve başladı. 1971: İlk kadın bakan Dr. Türkan Akyol atandı. Akyol aynı zamanda ilk kadın rektördü. 1981: Türkiye'nin ilk kadın eksperi Diler Cesur. 1991: Başbakan Mesut Yılmaz'ın girişimleriyle ilk kadın vali Lale Aytaman Muğla (il)ine atandı. 1993: Alev Kılıçkeser Hottin, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksek Okulu Pilotaj Bölümü’nden mezun olarak ticari havayollarındaki ilk Türk kadın pilot oldu. 1993: Türkiye'nin ilk kadın başbakanı Tansu Çiller hükümeti kurdu. 1996: İlk kadın deniz subayları Deniz Harp Okulu'ndan mezun oldu. 2001: Denizli Belediye Başkanı Ali Aygören tarafından işe alınan Fatma Kasapoğlu Türkiye'nin ilk kadın belediye otobüsü şoförü oldu. 2002: İlk kadın Adalet Bakanı Prof. Aysel Çelikel göreve atandı. 2003: Nükhet Hotar, Merkez Yürütme Kurulu'na getirilen ilk kadın üye oldu. 2004: Kıdemli üsteğmen Songül Yakut Türkiye'nin ilk kadın ilçe jandarma komutanı olarak görevine başladı. 2005: Tülay Tuğcu Anayasa Mahkemesi'nin ilk kadın başkanı seçildi ve dolayısıyla Yüce Divan'ın da ilk kadın başkanı oldu. 2006: Dünyanın en yüksek noktası Everest'te zirveye tırmanan ilk Türk kadın dağcı Eylem Elif Maviş oldu. 2007: Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) ilk kadın başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ oldu. ilgili olarak, ‘’İşsizlik sorununun günden güne büyüdüğü ülkemizde, kadın istihdamı en önemli sorunlardan biri olarak gündemdeki yerini korurken, meslek sahibi olmayan fakat el becerilerine sahip olan kadınlarımız, ürettikleri ürünleri satabilecekleri mekanlar veya ortak çalışmalarda bulunabilecekleri kurumlar bulmakta zorlanıyorlar. Yaşam koşullarının günden güne zorlaştığını düşünürsek, el becerilerine sahip kadınların ürettikleri sine katkıda bulunmak isteyen kadınlar için, Bakırköy’deki 4 Alışveriş Merkezinin de desteği ile ‘Pembe Eller‘ Projesini hayata geçirdi. Proje Kapsamında; El emeği üreten kadınlar, 29 Mayıs’a kadar her ürünleri satmalarının, ev ekonomisine yapacağı katkı açısından önemi bir kez daha anlaşılacaktır. Mayıs Ayı sonuna kadar sürecek olan projeye destek vermek isteyenler, hafta içi, alışveriş merkezlerinde standları bulunan kadınları ziyaret edebilir ve projeye destek verebilirler.’’ dedi. ARZU BERATOĞLU 21 SEVGİLİMİN ‘ÇILGIN TİŞÖRT’Ü Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (TOFD) Sevgililer Günü’nde Caraousel’de gerçekleştirdiği etkinlikle sevgililer gününe özel tişörtler bastırarak sevgililer gününü kutladı. ‘’Tasarla, tişörte basalım, hem sevgiline bu senenin modası sevgili tişört’ü hediye et hem de engellilere yardımda bulun’’ sloganıyla düzenlenen etkinlikte 200’e yakın sevgili tişört’ü basılarak derneğe önemli bir katkı sağlandı. OSMANİYE MERKEZ TAKSİ DURAĞI YENİLENDİ Bakırköy Belediyesi ilçe sınırları içerisinde bulunan taksi duraklarını yenilemeye devam ediyor. Son olarak Osmaniye Mahallesi’ndeki Merkez Taksi durağının yenileme çalışmaları sonunda açılışını Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen yaptı. Açılışa İstanbul Şoförler Odası Başkanı Cem Sert,İstanbul Taksiciler Vakfı Başkan Vekili Semih Kaçanoğlu, ilçedeki tüm taksi duraklarının Başkanları ve taksici esnafı katıldı. Açılışı yapan Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen yaptığı konuşmada ilçedeki taksi durakları ile ortak birçok proje yaptıklarını ve bundan sonrada taksi duraklarından gelen fikirlerle daha birçok yeni proje yapacaklarını ve korsan taksiye karşı mücadelede her zaman taksicilerin yanında olduklarını, taksici esnafına kapılarının her zaman açık olduğunu söyledi. Açılışa katılan ilçe taksicileri Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’in kendilerine durakların yenilenmesi, park yerleri yapımı ve korsan taksi duraklarının kapatılmasında her zaman yardım ettiklerini belirtiler. BURADA NE VAR ? SEYYAR SİMİTÇİ Bir süredir Sahil Yolundan gelip 5. Kısıma dönenler yolun ortasındaki seyyar simitviyi görünce şaşkına dönüyorlar. Özellikle sabah ve akşam yoğun trafikte bazı kendini bilmezlerin durup simit alması sürücülerin tepkisine neden oluyor. Hergün onlarca bizi yöneten kişi buradan geçiyor, bu durumu görüyor ama kıllarını kıpırdatmıyor. ACI 22 Türkiye’nin ilk Afet Önleme ve Eğitim Merkezi Projesi, Bakırköy’de, Atatürk Hava Limanı yakınlarında yapılacak. Başta deprem olmak üzere tabii afet sırasında toplanma ve konaklama yeri olarak ayrılan alana her biri 5 bin ton kapasiteli 7 yakıt tankı yapılmasına geçit verenler bu projeyi N E R E Y E YA P A C A K S I N I Z ? Türkiye’nin ilk Afet Önleme ve Eğitim Merkezi Projesi, 170 bin dolar tutarındaki mimarlık ödülüyle belirlenecek ve ödül alan proje İstanbul Avrupa Yakası’nda, Bakırköy’de, Atatürk Hava Limanı yakınlarında yapılacak. Thyssen Krupp Elevator ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, Beyoğlu’ndaki eski TÜYAP Fuar Merkezi’de düzenlediği basın toplantısında, 12. Mimarlık Ödülleri’nin başladığı belirtildi. Yarışma ile İstanbul Afet Önleme ve Eğitim Merkezi tasarımının seçilmesi hedefleniyor. Toplantıda proje hakkında bilgi veren İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi Başkanı Prof. Dr. İbrahim Baz, söz konusu projeyle Türkiye’nin ilk Afet Önleme ve Eğitim Merkezi’ni yapacaklarını söyledi. Baz, ThyssenKrupp Asansör Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile arasında imzalanan protokolün 15 ay içerisinde hayata geçirileceğini ifade etti. Baz konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bakırköy´de Maliye hazinesi mülkiyetinde olan ve imar planlarında park alanı olarak ayrılan 28 bin 700 metrekare olarak belirlenen proje alanında İstanbul Afet Önleme ve Eğitim Merkezi projesi için yarışmacılar, yeteneklerini kullanarak projeler üretecek. Protokol kapsamında tasarımların telif hakları proje sahiplerinde olacak ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kullanılabilecek. Proje yarışmasının düzenlenmesi, projenin yarışma ile elde edilmesi süreçlerine ilişkin iş ve işlemlerden kaynaklanan bedellerin tümü sponsor tarafından karşılanacak.” ThyssenKrupp Elevator Güney Afrika & Orta Doğu CEO´su Javier del Pozo, yarışmanın dünyadaki mimarlar için çok önemli olduğunu söyledi. İstanbul’un olağanüstü zenginliğe sahip tarihi mimari dokusu ve kültürü ile dünyadaki en güzel kentlerden biri olduğunu ifade eden Pozo, “Bu nedenle yarışma için ideal bir yer. Tanınmış uluslararası mimarlardan oluşan bir jüri, sunulan çalışmaları inceleyecek ve ödül kazanan projeleri seçecek. Bu proje Bakırköy’de Atatürk Havalimanı yakınlarında yapılacak” şeklinde konuştu. Katıldığımız basın toplantısında İbrahim Baz’a Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen Afet Önleme ve Eğitim Merkezi Projesi’nin Bakırköy’de Atatürk Havalimanı yakınlarında yapılması planlanıyor. Daha önce Atatürk Havalimanı yakınlarında 7 yakıt tankı inşaatı başlamıştı. Bundan haberdar olup olmadığını sorduk. “İbrahim Baz bu tanklarından haberimiz var ve bunları ulusal medyadan takip ediyoruz. Tamamen gündemimizde olan bir konu.” dedi ve Afet Önleme ve Eğitim Merkezi projesinin İstanbul’un hatta ülkemizin ihtiyacı olan bir proje olduğunu ve hayata geçilebilmesi için bu unsurların engel teşkil etmeyeceğini söyledi. Peki bu bir çelişki değil mi? Bir taraftan afeti kendimiz yaratıyoruz bir taraftan da afet önleme ve eğitim merkezi kurmayı planlıyoruz. Yakıt tankları Bakırköy’de riskli bir bölgede yapılıyor? Bu kadar kapsamlı bakarsanız mevcut Atatürk Havalimanı da şu anda şehrin tam göbeğinde yer alması itibariyle de sıkıntılar yaratıyor. Hacmi ve kapasitesi itibariyle de yetersiz. Bu nedenle İstanbul’da üçüncü bir havalimanı da söz konusu olabiliyor. Şu anda bir şey söylemek mümkün olmayabilir ama üçüncü havalimanı yerine belki Atatürk Havalimanı’nın taşınmasıyla, daha büyük bir havalimanı yapımı İstanbullar için çözüm olabilir. Orası da bir bölge parkuru olarak hayata geçirilebilir. Şu anda Atatürk Havalimanı’nın taşınmasından ziyade önceliğimiz 7 yakıt tankının kaldırılması. Zaten yakıt tankları da oradan kaldırılsa yapılacak olan bu projenin de yararlı olacağını düşünüyorum. Yoksa yapılacak projenin çok anlamlı olacağını zannetmiyorum. Çünkü çok riskli bir bölge doldurma bir toprak var, Ayamama deresi bulunmakta ve çok kez seller altında kalan bir bölge. Onlar o zaman kalkacak, arazi üzerinde tedirginlikler varsa o tanklarında kalkması gündeme gelecek. Bu arazi üzerinde tedirginlikler varsa devamında bir arazi değişimi olabilir. Şu anda biz Ayamama Deresi ile ilgili zaten bir kentsel dönüşüm projesi başlatıyoruz. Derenin ıslahı ile ilgili burada kurulmuş sanayiciler ve işadamlarının oluşturduğu bir dernek var ve onlarla o bölgenin planlaması ile ilgili yaklaşımlarımız var, o bölge ile ilgili sanayi ve iş adamları ile oturup bölgenin planlaması ve derenin güzergahının yeniden belirlenmesi ile ilgili planlarımız var. Bölgede önümüzdeki 6 ay içinde uygulama imar planları ortaya çıkacak. Yapılacak kentsel tasarım çalışmaları akabinde de bölgede bu manada çalışmalar göreceğiz. Peki yakıt tankları ne olacak? Yakıt tankları bizim bilgimizin dışında gelişen bir şey. Bu belediyeler dışında, hatta Büyükşehir Belediyesi dışında, bakanlıkların imar ve planlama yetkileri var ve bu o kapsamda gelen bir şey. Biz aslında Atatürk Havalimanı’nın da yer olarak artık uygun olmadığı kanaatindeyiz. Bununla ilgili İstanbul’un başka lokasyonlarında daha büyük, daha gelişmeye müsait alanların havalimanı olarak düzenlenmesi kanaatindeyiz ve bununda çalışmaları var. ARZU BERATOĞLU YAKIT TANKLARI VE YOK EDİLEN TARİHİ KÖPRÜ İLE İLGİLİ SORULARIMIZI KADİR TOPBAŞ CEVAPLADI! Eski İl Genel Binası´nın yıkım töreni sırasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a, Ataköy’ü ve Ataköylüler´i ilgilendiren konularda sorular sorduk. İlk olarak, Ayamama Deresi'nde 600 yıllık tarihi bir köprü var. Yaptığımız araştırmalara göre bu köprü Genç Devir Osmanlı Mimarisi özelliği taşıyor. Fakat şu an İSKİ’nin yaptığı çalışmalar ve bakımsızlıktan dolayı bu tarihi köprü yok olmak üzere. Bu konuda bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? sorumuza Topbaş, ‘’Hem Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar, Valiliğimiz olarak 6-7 yıldan beri ciddi anlamda tarihi eserlerimizi ayağa kaldırdık. Dünya tarihinde böyle bir şey yok. Yenikapı arkeoloji kazılarında 30 milyon dolar civarında belediye kendi bütçesinden para harcadı. Tüm tarihe bu hassasiyeti gösteriyoruz. Tesadüfen Turizm Karakolu ziyaretinde iken buradaki yapıyı gördük. Beraberce kaldırılmasına karar verdik. Karakolun arkasındaki mescidin ihya edilmesini istedik. Çok iş yapmamız gerek'' cevabını verdi. Öte yandan Ataköy’ün adeta göbeğine yapılan yakıt tankları ile ilgili sorumuza yanıt vermekten kaçınan Topbaş, “O farklı bir konu. Şu andaki konumuz değil” dedi. YAVUZ ARPACIK 23 Bakırköy Gençlik Merkezi (BAGEM) Başkanı Canberk Yalçın ‘’Bakırköylü gençlerin temel sorunlarına çözüm arıyoruz’’ Bakırköy Gençlik Meclisi’nin yürütme kurulu tarafından oybirliği ile başkan seçilen Canberk Yalçın, Bakırköy’de gençlerin yaşadığı sorunları üzerine konuştuk. “Daha katılımcı, daha demokrat, daha güzel bir Bakırköy için bugünden bazı şeyleri yapmamız gerekir. Bunu da yapma yeri Gençlik Meclisi, bunu yapacak olanda gençlerdir.’’ diyen Yalçın, tüm Bakırköylü gençleri BAGEM çatısı altında toplanmaya davet etti. mek gerekir aslında. Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ile yaptığımız görüşmede o da buna değin- Öncelikle Canberk Yalçın kimdir? Kendinden bahseder misin? 19 Yaşındayım. İlköğretim 5. sınıfta gelmiş olduğum Bakırköy’de, Yeşilköy Şehit Pilot Muzaffer Erdönmez İlköğretim Okulu’nu bitirdim. Şu an Robert Koleji son sınıf öğrencisiyim. Dört senedir Avrupa Gençlik Parlamentosu üyesiyim. Aslında gençlik politikaları üretmem ve işin içinde olmam buradan başlıyor. Bakırköy Gençlik Meclisi açısından bakınca yeni bir üyeyim. Bakırköy Gençlik Meclisi’nde yeni üye olduğunu belirttin. Ve yeni üye olmana rağmen oybirliği ile başkan seçildin. BAGEM hakkında bilgi verir misin? BAGEM, Bakırköy’deki gençlerin temel sorunlarına çözüm arayan bir kuruluştur.Gençlik meclisi olarak, Kent Konseyi ve Birleşmiş Milletlere bağlıyız. Şu an 15-25 yaş arası 53 tane üyemiz var. 13 kişilik yürütme kurulumuzdan ayrı olarak 4 çalışma grubumuz var. Bunlar; Siyasi Katılım Grubu (Gençlik politikası üretmeye yönelik bir grup), Çevre Grubu, Eğitim Çalışma Grubu ve Sosyal Sorumluluk Grubu. BAGEM aslında 2006 yılından buyana var ama bizden önce çok yoğun olmayan bir yapı yürümüş. Son iki yıldır hiç birşey yapılmamış. Bunun üzerine tekrar örgütlenmeye, arkadaşlarımızı gençlik meclisine üye yapmaya çalıştık. Tüzüğümüzü kabul ettik. Ve 3 aydır bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Öncelikli amacımız örgütlü gençlere gitmek. Derneklerle, vakıflarla, sendikalarla iletişime geçtik. Örgütlü gençlere ulaşırsak onlar vasıtasıyla örgütsüz gençlere de ulaşacağımızı düşünüyoruz. Bakırköy’de gençlerin sorunları ve beklentileri nelerdir? Ülkemizde ve Bakırköy’de bence en büyük sorun gençliğe bakış. Gençlik Meclisi kurduk dediğimizde alkışlıyorlar, bize destek verin, yönetim kurulunuza bir genç alın ya da bir tane genç milletvekili adayı gösterin dediğimizde zamanı uygun değil, koşullar uygun değil tarzında bahaneler üretiliyor. Bunun dışında Bakırköy refah seviyesi en yüksek ilçelerden birisi olsa da işsizlik sorunu var. İşkur’a bağlı programlara gittiğimizde Bakırköy’de işsizlik oranının arttığını görüyoruz. Ayrıca Bakırköy’deki hayat pahalılığı. Bakırköy’de genelde alabilirlilik gücü yüksek gençler varmış gibi görünüyor ama bunun aslında çok doğru olmadığını söyleyebilirim. Özellikle trafik sorunu var. Bununda en önemli nedenlerinden birisi alışveriş merkezlerinin Bakırköy’de çok yoğun olması. Onun dışında şu da önemli bir sorun; Türkiye’de yaş ortalaması 29 ama parlamentoya baktığımızda 29 yaşında milletvekili yoktur. Derneklere, vakıflara da bakarsanız gençliğin katılımı noktasında çok düşük bir oranda olduğunu görürsünüz. Bizce bunun da değişmesi gerekir. Engellilerin sorunlarından da bahset- meclisi yok. Kütüphanesi olan, spor salonu olan gençlerin gidip rahatça vakit geçirebileceği yer yok. Bizim ofisimiz Dünya Ticaret Merkezi’nde. Ben gençlerin Dünya Ticaret Merkezi’ne gelmesini isteyemem. Çünkü uzak ve sapa kalıyor. Bakırköy’ün merkezine yakın bir yerde böyle bir gençlik meclisi binası olmasını istiyoruz. Bizim istediğimiz Bakırköy’ün, her kesime çözüm üreten ve Türkiye’de örnek olan bir ilçe olması. Bakırköy çoğu alanda birinci olabilir belki ama gençleri kapsayan projeler gerçekleştirilmesi gerekir. Bu sorunları düzeltecek olan da yine biz gençler ve yaptığımız politikalar olacaktır. Bunların çözümü bugün için çok mümkün görünmese de ileride gençlerin katılımının arttırılmasıyla hepsinin yavaş yavaş olacağını düşünüyoruz. Ben şahsen gençlerin her zaman toplumdaki muhalif damarı temsil ettiğini düşünürüm. Her türlü gelişmenin öncüsü gençler olmuştur. Bu tarihte de böyledir. Gelecekte de böyle olacaktır. Çünkü biz farklı bir dünyaya doğmuş olarak farklı bir dünyayı bekleyeceğiz. Bakırköy’de gençlik adına yapılan iyi şeyler yok mu peki? Yapılan iyi bir şey deyince aklıma bir tek Bakırköylü yoksul ve fakir gençlere ücretsiz eğitim verilen Bakırköy Gençlik Eğitim Merkezi (BAKGEM) geliyor. Bunun tek olması üzücüdür. Aslında yapılan her şey olması gerekenler. BAKGEM’de olması gereken bir yer. Çünkü eğitim sosyal bir mevzudur ve zaten parasız olması gerekir. Biz farklı yerlerde olmadığı için alkışlıyoruz. Sırf gençliğe yönelik yapılan bir şey varsa da ben göremiyorum. mişti. Sınav sistemleri gençlerin önündeki büyük sorun. Çünkü bizde şu mantık var. Sınava başlayana kadar gençlik aktiviteleriniz olabildiğince devam eder, sınav senesi geldiğinde bunları bitirirsiniz. Bu da sınav sisteminin getirdiği bir nokta… Bakırköy’de bir tane bile gençlik Peki Bakırköy gençliğinde nasıl bir sorun görüyorsun. Özeleştiri yaparsan? Katılmamız gereken çoğu şeye katılmıyoruz. Geleceksizleştirme ile gelen bir kültürsüzlük var. Birçok sorun var ama gençler bunlardan haberdar değil. Yeterince okumuyoruz. Tepkisiz bir gençlik görüyorum. Önemli olan gençlerin sorununa sahip çıkmasıdır. Çünkü devlet mekanizması sorunu çözecek bir mekanizmadır. Devlet vatandaşlar için, gençler için vardır. Biz sorunlarımıza sahip çıkarsak, çözümlerine de sahip çıkılacaktır. Gençler olarak çok fazla çalışmamız, bilinçlenmemiz ve bilgilenmemiz gerekir. Çok daha farklı düşünmeliyiz. Bakırköylü gençlere buradan neler söylemek istersin? Ben bir tavsiye verme noktasında değilim sonuçta ben de bir gencim ama BAGEM’e gelsinler, bizimle beraber çalışmaları yürütsünler. Bizim sorunumuz hepimizin sorunu. Bunu bugün benim yapmam ya da yarın bir başkasının yapması önemli değil. Önemli olan bunun yapılması ve sorunların çözülmesi. Bizde şu düşünce vardır. Birisi gelsin ülkeyi kurtarsın, ya da sorunu çözsün. Onun yerine 100 kişi elini taşın altına koyarak her şeyin daha rahat halledilebileceğini de göstermek istiyoruz. Onun için gelsin herkes katılsın. 1525 yaş arası tüm gençleri BAGEM çatısı altında toplanmaya davet ediyorum. Daha katılımcı, daha demokrat, daha güzel bir Bakırköy için bugünden bazı şeyleri yapmamız gerekir. Bunu da yapma yeri Gençlik Meclisi, bunu yapacak olan da gençlerdir. ( Arzu BERATOĞLU - Yavuz ARPACIK ) 24 BAKIRKÖY KADIN DOĞUM EVİ HALKALI’YA TAŞINIYOR Esra ERDOĞAN DEFNE’NİN ÖLÜMÜNÜN _NEDENSE_ BANA DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ Defne Joy ’un vefatının ardından pek çok yazı kaleme alındı… Allah rahmet eylesinden, su testisinin nerelerde kırılabileceğine kadar pek çok şey öğrendik medyadan ve bir ölüm olayına bile ne kadar çok bakış açısı geliştirilip, öküz altında nasıl buzağı aranabileceği ile ilgili de bayağı antrenman yaptık değerli köşe yazarlarımız sayesinde. Eh, bu durumda ben de testilere falan bulaşmadan insana insanca bir bakış açısı ile bir şeyler karalayıp, nacizane bakış açımla olaya biraz da akbabalar ve ölüm otlakçıları cephesinden bakabilir miyim diye düşündüm… Yanlış kullanmadım değil mi… AKBABALAR… Benim kafamı kurcalayan; Defne’nin bu dünyadan ayrılışı veya ayrılış biçiminden çok, bizim bu olayın ardından ne kadar insani değerlerle ne kadar akbaba değerleri ile baktığımızdır. Kendime şunu sordum… BİZİ NE KADAR İNSAN YAPAR; Bir insanı aldatıp ümitlerini yalancı çıkarmak, yıkılan kuleler altında kalmasına seyirci olmak, ne kadar iyi insan yapar bizi düşene bir tekme daha atmak ve benim payıma da bu düştü değip pek de memnun kalmadığınız bir dilim ölüm pastasından tat almaya çalışmak. Bizi ne kadar insan yapar, yaşanmamış yıllarının peşinden koşan ve çocukluğunu arayan birine ‘’ Sen hiç çocuk olmadın ki ya da sen hep çocuk mu kalacaksın ’’ yüzleştirmesini yapmak… Birkaç sarı saçlı bebek alıp getirmek belki onu yaşama bağlardı ne dersiniz… Belki bir atlıkarınca ya da cuf cuf tren kim bilir… Veda kelimesini belki biraz geciktirir… Biraz daha oynar, eğlenirdi bu dünyada… Kime yarardı ki onun ölümü kimin yükünü hafifletirdi… Ne dersiniz iyi olmaz mıydı biraz daha oynasa idi bu dünyada, Bizim doğrularımızla bu kadar erken yüzleşmemiş olsaydı… Yapamadıkları değil yaptıkları üzerinden konuşsaydık onunla… Biraz da onun kuralları ile oynayıverseydik ne olurdu… Ya da en iyisi hiç kural koymasaydık… Seni sen olduğun için seviyorum, kullanabildiğim için değil değiverseydik… Kimseye benzemeyişinin renklerini sündürmeye çalışmak yerine, daha da parlak olmasını sağlasaydık ne olurdu, Bugün… DEFNE JOY FOSTER, HAYATTA OLURDU ve BİZ “İYİ EĞLENCELERRRRRRRRRRR’’ tümcesini ÖLÜMLE BAĞLAMAMIŞ OLURDUK… Yedikule Psikiyatri Kliniği / 444 80 81 Saygılarımla Bakırköy Yenimahalle’de bulunan 1999 depreminde hasar gören ve bugüne kadar güçlendirme yapılmayan Bakırköy Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Halkalı’ya taşınıyor. Bakırköy’ün simgelerinden biri olan hastanede yılda 19 bin doğum gerçekleştiriliyor. Bakırköylüler ve çevre halkı ile hastane çevresindeki çarşı esnafı hastanenin taşınmasından dolayı tepkili. Her gün gazetemize bu yönde mailler ve telefonlar gelirken, konu ile ilgili Bakırköy Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Uzman Dr. Keramettin Kurt’tan bilgi aldık. Kurt, Hastanenin yaklaşık 60 yıllık bir geçmişinin olduğunu söyleyerek, ‘’Bakırköy Kadın Doğum Evi, bu bölgenin bir simgesi olarak görülüyordu. Buraya sadece Bakırköy ve çevre ilçelerden değil, Türkiye’nin dört bir yanından hasta geliyor. Hastane yakın bir zamanda Halkalı’da yeni yapılan binaya taşı- nacak. Bunun için yoğun bir çalışma yapılıyor. Bu çalışmalarkısa sürede bitecek. Sonuçta bu hastane Bakırköy’den Halkalı’ya taşınacak’’ dedi. Hastane çevresindeki esnaf ise bir hayli dertli. Görüştüğümüz çarşı esnafından Muhammed Çolak, hastanenin kendileri için bir lokomotif olduğunu ve taşındıktan sonra işlerinin yüzde 60-70 oranında düşeceğini söylüyor. Semt esnafı, hastanenin kapanması ile birlikte bir çok dükkanın kepenk kapatacağını belirtiyorlar. BAKIRKÖY BELEDİYESİ’NDEN ÜCRETSİZ AĞAÇ BUDAMASI Bakırköy Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü 65 kişilik ekiple Bakırköy’deki ağaçları buduyor. Evlerinin bahçesindeki ağaçların budanmasını isteyen vatandaşların, tüm kat maliklerinin imzalı dilekçesiyle Belediyenin Yazı İşleri Müdürlüğü’ne ya da Özel Kalem Müdürlüğü Çözüm Masası’na başvurması gerekiyor. Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün ağaç budama mevsimi gelmesi nedeniyle 65 kişilik bir ekip oluşturduğunu bildiren Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, “Ağaçların dalları bazen insan sağlığını tehdit edebilecek unsur oluşturabiliyor. Bu yüzden Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne bağlı 65 kişilik ekiple nisan ayı sonuna kadar Bakırköy’de gerek kamusal alanlardaki gerekse vatandaşlarımızın evlerinin bahçelerindeki ağaçların dallarının budamasını ücretsiz yapacağız. Evlerinin bahçesindeki ağaçların budanmasını isteyen vatandaşlarımızın tüm kat maliklerinin imzalı dilekçesiyle Belediyemizin Yazı İşleri Müdürlüğü’ne ya da Özel Kalem Müdürlüğü Çözüm Masası’na başvurması gerekiyor. Eğer kat maliklerinin imzası eksik olursa budama işlemini yapamı-yoruz. Ayrıca budamadan elde edilen dalların ihti-yacı olan yurttaşlarımızın evlerine götürülerek ısınma amaçlı kullanılmasını da sağlıyoruz.” dedi. TORUN DEPRESYONU ENGELLİYOR Pamukkale Üniversitesi'nde (PAÜ) yapılan bir araştırmada, torununa bakan yaşlılarda depresyon belirtilerinin daha az görüldüğü ortaya çıktı. Araştırmayı dört öğretim üyesiyle birlikte yapan Sağlık Yüksekokulu Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Asiye Kartal, özellikle aşırı sorumluluğun stres ve depresyona daha fazla maruz bıraktığının görüldüğünü belirterek, ancak yaptıkları araştırma sonucuna göre, torun bakan yaşlıların yaşam kalitesinin yükseldiğini ve depresyon riskinin azaldığını tespit ettiklerini söyledi. Kartal, büyükanne ve büyükbabalarda depresyonu değerlendirmek için depres-yon ölçeğini, yaşam kalitesini değerlendirmek için de Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi ölçeğini kullandıklarını anlattı. Çalışan annelerin en büyük sıkıntısının çocuk bakımı olduğunu ve çocuk sahibi olduktan sonra işe geri dönüşlerinde mutlaka çocuklarını güvenilir ellere bırakmak istediklerini vurgulayan Kartal, bu yüzden de güvenilirlik olarak ilk akla gelenlerin büyükanne ve büyükbabalar olduğunu dile getirdi. ''Literatürü tararken, pek çok insan için torun bakmanın sağlık üzerine negatif etkileri olduğu belirtilmiştir'' diyen Kartal, şunları söyledi: ''Torun bakan büyükanne ve büyükba- balarda bakmayanlara göre aktivitelerin daha fazla kısıtlandığının, stres ve depresyona daha fazla maruz kaldıklarının rapor edildiğini gördük. Ancak Türkiye'de torun bakmanın yaşlılar üzerinde olumlu ya da olumsuz etkileriyle ilgili bir araştırmaya rastlamadık. Araştırmamızla Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdik.'' Araştırma 1,5 Yılda Tamamlandı Büyükanne ve büyükbabalarda torun bakmanın depresyon ve yaşam kalitesine etkisinin nasıl olduğundan yola çıkarak araştırmayı planladıklarını vurgulayan Kartal, şunları söyledi: ''55 yaş üzeri 718 yaşlı büyükanne ve büyükbaba araştırmamızın örneklemelerini oluşturdu ve kendi ortamlarında, yaşadıkları yerlerde yüz yüze görüşme yöntemiyle araştırmamızı yürüttük. Depresyonu değerlendirmek için depresyon ölçeğini, yaşam kalitesini değerlendirmek için de Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi ölçeğini kullandık ve bu ölçeklerin sonuçlarına göre değerlendirdik. Verilerimizi kendi öğrencilerimizden oluşan 8 anketörle topladık. Öncelikle standardı sağlayabilmek için veri toplama sürecine başlamadan önce onları eğittik, sorularını nasıl soracakları yönünde anketörlerimize eğitim verdik. PAÜ Bilimsel Araştırma Proje Birimi tarafından desteklenen projeyi 4 öğretim üyesi arkadaşımızla birlikte yürüttük. Projeyi yaklaşık 1,5 yılda sonuçlandırdık'' diye konuştu. Araştırmaların vatandaşlar için iyi bir bilgi kaynağı olacağını düşündüklerini belirten Kartal, torun bakmanın yaşam kalitesini ve depresyonu nasıl etkilediğini belirlemiş olduklarını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı: ''Torun bakanların depresyon belirti düzeyi bakmayanlara göre daha az. Yani torun bakmayanların depresyon belirti düzeyleri daha yüksek bulundu. Ayrıca torun bakanlar kendilerini daha iyi hissediyorlar. Yine sonuçlarımıza göre, torun bakan büyükanne ve büyükbabaların yaşam kalitesinin ölçeğinin çeşitli alt boyutlarını da etkilediğini, torun bakanların yüzde 35'inin de kendisini daha iyi hissettiklerini, daha mutlu olduklarını belirttiler.'' 25 1500 YILLIK TARİHİ SARNIÇ RAHATLIYOR 2010 yılı Ağustos ayından itibaren Vatan Caddesi'ndeki modern binasında hizmet vermeye başlayan İstanbul İl Özel İdaresi ve İl Genel Meclisi'nin Sultanahmet'teki eski binası yıkılıyor. 1500 yıllık Yerebatan Sarnıcı ve çevresini değiştirecek eski hizmet binasının bulunduğu yer, yeşil alana dönüştürülecek. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sabri Kaya, TURSAB Başkanı Başaran Ulusoy ve İl Özel İdaresi Daire Başkanları'nın katıldığı törenle yıkımına başlanan eski bina, yeşil alan ve park olarak hizmet verecek. Eski hizmet binasının bulunduğu alanda incelemelerde bulunan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İl Özel İdaresi ve İl Genel Meclisi'nin uzun yıllar Sultanahmet'te Yerebatan Sarnıcı'nın bulunduğu cadde üzerindeki binada hizmet verdiğini belirterek, "Sultanahmet'ten, tarihi yarımadadan ayrılmak kolay olmadı. Sultanahmet'i çok özleyeceğiz. Kamu kurumlarının tarihi yarı- madadan çıkmasının ihtiyaçtan da öte, tarihe ve tarihi mirasa karşı bir borç. İl Özel İdaresi bu misyona öncülük etti" dedi. İstanbul İl Genel Meclisi ile birlikte yeni binasında hizmete başlayan İl Özel İdaresi'nin daha önce bu hizmetleri 6 ayrı binada sürdürdüğünü de hatırlatan Vali Mutlu, eski İl Genel Meclisi binasının yıkılarak yeşil alan ve parka dönüştürüleceğini de sözlerine ekledi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş il genel meclisi binasının iki ay içinde yıkımı tamamlanacağını söyledi. Topbaş, "Sultanahmet'teki tarihi mirası rahatlatacak yıkım çalışması için il genel meclisini aldığı bu kararda dolayı kutluyorum" dedi. ( Yavuz ARPACIK ) İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından projelendirilen İSTANBUL AKVARYUM KOMPLEKSİ, NİSAN AYINDA KAPILARINI ZİYARETÇİLERE AÇIYOR İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş Büyükşehir Belediyesi tarafından projelendirilen, “İstanbul Akvaryum Kompleksi”nin inşaatının yüzde 95'inin tamamlandığını belirterek, “Akvaryumu Nisan-Mayıs gibi ziyarete açmayı planlıyoruz” dedi. Topbaş, Florya'da inşaatı süren Akvaryum Kompleksi'nde incelemelerde bulundu. Burada gazetecilere açıklama yapan Topbaş, akvaryumun projesiyle ilgili uzun soluklu bir süreç yaşandığını belirtti. Kadir Topbuş kompleksin yaklaşık 268 milyon TL'lik toplam maliyetinin 138 milyon TL'sini Büyükşehir Belediyesinin, geri kalan kısmını da yüklenici firmanın karşıladığını aktardı. Kompleks üzerinde ciddi çalışmaların yapıldığını ifade eden Topbaş, “Daha önce ilk ihalesi yapılan, Belediyemizin yapmaya çalıştığı akvaryumun çok ötesine taştı. Burada sadece balıkların teşhir edildiği bir akvaryum mantığı yok. Bunun çok ötesinde temalı bir sistem geliştirildi. Bu, belki de dünyada bir ilk” şeklinde konuştu. Akvaryumdaki gezi güzergahının, Karadeniz'den, Pasifik'e uzanan toplam 16 bölge ve bir yağmur ormanından oluştuğunu belirten Topbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Karadeniz alanının dekorasyonunu Nuh'un Gemisi oluşturuyor. İstanbul Boğazı alanında, yolun iki tarafındaki su tanklarıyla Boğaz yansıtılıyor. Kapalıçarşı mimarisinin görüldüğü Marmara alanında, akvaryumun en büyük tankı olan ana tank görülüyor. Ayrıca Çanakkale Boğazı, Ege, Süveyş Kanalı, Kızıldeniz, Küresel Isınma, Akdeniz, Cebelitarık Boğazı, Doğu Atlantik (Batık Gemi), Orta Atlantik, Batı Atlantik, Panama Kanalı, Pasifik, Nautilus (denizaltı) ve Yağmur Ormanı alanları da görülebiliyor burada. Dünyanın hem denizi, hem yağmur ormanları hem de boğazlarıyla, burada adeta bir dünya deniz turu yapılacak. Buna göre hedefleyen birçok olgu bu çatı altında düşünüldü” diye konuştu. Topbaş, projesinin birçok kez değişmesi nedeniyle çalışmaların uzadığını, kompleksin bir an önce bitmesini isteyerek, sözlerini şöyle tamamladı: “İnanıyorum ki, İstanbul Akvaryumu dünyada konuşulacak ve örnek alınacak. İnşaatının yüzde 95'i tamamlanan akvaryumu, Başbakanımızın programının uygunluğuna göre Nisan-Mayıs gibi ziyarete açmayı planlıyoruz.” AKVARYUMUN ÖZELLİKLERİ İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından projelendirilen Akvaryum Kompleksi, bünyesinde içerdiği balık türleri ile dünyanın tüm denizlerinden örnekleri ve birçok düşünüldü.” Topbaş, kompleks içerisinde, ayrıca çocuk eğlence alanları, Türkiye'nin ilk 5 boyutlu 6 akslı cep sineması ve kafeteryaların da bulunacağını kaydetti. 15 BİN CANLININ 3 BİNİ GELDİ Topbaş, akvaryum içerisinde yer alacak 15 bin canlının 3 bininin getirildiğini belirtti. Dünyanın diğer akvaryumlarını gezenlerin, burayı daha farklı görmesi gerektiğini ifade eden Topbaş, “Biz İstanbul'da ne yaparsak, farklı olmalı. Ulaşımdan altyapıya kadar birçok sorunu çözerken, diğer yandan da kentin aktif alanlarını, kente gelenlere heyecan verecek bir destinasyon yapma anlayışı içerisindeyiz. Bu yolla da hem ulusal boyutta hem de evrensel boyutta bir turizm merkezi oluşturmayı ilki barındırıyor. Florya'da, yaklaşık 100 dönüm büyüklüğündeki arazide yer alan akvaryum, hacmiyle, içerisinde barındırdığı canlı çeşidiyle, gezi güzergahlarındaki aktiviteleriyle dünya çapındaki tüm akvaryumlar içerisinde önemli bir konuma sahip olacak. İki kattan oluşan toplam 22 bin metrekarelik akvaryumda, alanların temalandırılmasında o alanın kültürel, coğrafi, tarihsel ve mimari özellikleri, buna uygun dekoratif unsurlar, interaktif oyunlar, filmler ve alan hakkında detaylı bilgilerin verildiği görsel grafikler yer alacak. Her biri 6 bin 800 metreküp su hacmine sahip 64 tankın bulunacağı akvaryumdaki 1500 çeşit, toplam 15 bin deniz ve kara canlısı, doğal ortamlarına en yakın koşullarda yaşamlarını sürdürecek. 26 NEDEN AZ KİTAP OKUYORUZ? ZÜLKANÝ SÝRMEN ZOR MESLEK… Toplumu bilgilendirmek, aydınlatmak, doğruyu yanlışı halka sunabilmek ve okurun takdirine bırakmak bir gazetecinin görevidir. Yıllardan beri Ataköy Gazetesi Bakırköy’de olup biteni, yanlışı doğruyu, yapılan haksızlıkları kendi sayfalarında okurlarına sunuyor. Gazetemizin genel yayın yönetmeni Sayın Özcan ATAMER gazetemizin hiçbir çıkar grubuna ödün vermeden bu gazeteyi halkına sunuyor. Çeşitli kurumlarla doğruyu bildiği an amansızca mücadele ediyor. Yiğidi öldürelim ama hakkını verelim. Türkiye de gazetecilik yapmak hem çok kolay hem de çok zor. Bazı gazeteciler ellerindeki bültenleri servise koyar gazetecilik yapmış olur. Diğer gazeteciler ise olayları bir bir inceler, araştırır, yanlışları doğruları irdeler, daha sonra toplumun geleceğine ve bulunduğu konumun ötesine gitmesi için yazısını yazar. Yorumunu ise halka bırakır. Türkiye’nin belli gazetecilerinden Soner Yalçın, Ergenekon Davası kapsamında bulunduğu ofisin didik didik aranarak ellerindeki hard disklere el konularak gözaltına alındı. Arkadaşları ile birlikte Türkiye’nin hangi durumlarda olduğunu halkın beğenisine sunan ve usta gazeteci ünvanını da alan Soner Yalçın’ın tutuklanması Türkiye’de ve Avrupa’da geniş yankı buldu. Bu arkadaşlarımızın kaleminin markası (tükenmezdir) hiçbir zaman kendi bildiğinden doğrunun arkasında olan bu arkadaşlarımızın sesini kısmak demokrasi olan ülkelerde görülmemiştir. Ne yazık ki Uğur Mumcu’yu da paramparça ettiler ama fikirleri hala beynimizde kazılı. Yaklaşan genel seçimlerde bir adım önde olan kişilerin gözaltına alınması veya tutuklanması Türkiye’nin bir kaybıdır. Yazmadan çizmeden doğruları bulamazsın. Ne yazık ki zamanla ANAP’ın kapılarından insanlar sığmıyordu. Ne oldum değil ne olacağım diye düşünmek zorundayız. Güneşin altında ki buzun üstündeki isimler çabuk kaybolur. Avrupa’nın ve dünyanın şu sıralarda çok karmaşık ve ayaklanmalarla halkın artık kendi kendini yönetmesi en doğal hakları fakat Türkiyemiz de ekonomik krizi bir tarafa bırakıp siyasi anlamda yaşamımızı zor da olsa idame ettirmeye çalışıyoruz. Genel seçimler Türkiye’nin son şansı ve tüm partiler artık önüne dikkatlice bakarak toplumun isteklerine yanıt vermek durumunda. Genel seçimlerin toplum üzerindeki baskının kalması ve geleceğe güvenle bakılması açısından çok önemli. İrademizi doğru yönde kullanmanız dileği ile .. Her şey gönlünüzce olsun… Kitap okumayan Türkiye gerçeği her geçen gün artarak sürekli kanayan bir yara olarak karşımızda duruyor. Özellikle televizyon programlarının yaygınlaşması ve program kalitelerinin çok düşük olması ayrıca internet de, esasen çok az olan okuma alışkanlığımızın azalmasına sebep oluyor. Tabii buna ekonomik şartların ağırlığını da eklemek gerekir. Türkiye'de Kitap Okuma ve Televizyon İzleme Oranları Dergi okuma oranı % 4 Kitap okuma oranı % 4,5 Gazete okuma oranı % 22 Radyo dinleme oranı %25 Televizyon izleme oranı %94 Kitap ve Kütüphane Üzerine İstatistiki Bilgiler Türkiye'de 5 kişiye 1 kitap düşüyor! - AB'ye üye ülkelerden nüfusu bize yakın olan (80 milyon) Almanya'da 7500 kişiye 1 halk kütüphanesi düşerken Türkiye'de 68 bin 500 kişiye 1 halk kütüphanesi düşüyor. - Almanya'da halk kütüphanelerinde toplam 104 milyon kitap varken bizde toplam 13 milyon kitap var. Almanya'da halk kütüphanesi başına düşen kitap sayısı 25 bin iken Türkiye'de 6 bin. AB ortalaması 16 bin. - Almanya'da kişi başına 1.3 kitap düşerken Türkiye'de 5 kişiye 1 kitap düşüyor. AB ortalaması ise kişi başına 3 kitap. - Almanya nüfusunun yüzde 10'u halk kütüphanelerine üye iken Türkiye nüfusunun yüzde 1' i üye. AB ülkelerinin halk kütüphanelerine üyelik oranı ise yüzde 25. - Toplam nüfusu sadece 7 milyon olan Azerbaycan'da kitaplar ortalama 100.000 tirajla basılırken, Türkiye'de bu rakam 2000 - 3000 civarında basılmaktadır. - Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yıllık kitap alımı, ortalama 100 ABD doları, Türkiye'de ise bu rakam 10 ABD dolarının altındadır. Türkiye'de her 100 kişiden sadece 4-5 kişi kitap okuyor. - Japonya'da yılda 4 milyar 200 milyon kitap basılıyor. Türkiye'de sadece 23 milyon. - Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporu'nda, kitap okuma oranında Türkiye; Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. sırada. - Japonya'da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Fransa'da 7, Türkiye'de ise yılda 12 bin 89 kişiye 1 kitap düşüyor. - Türkiye'de yüksek öğrenim görenlerin oranı 1965'e göre 14 kat arttı. Ama Yüksek Öğrenim mezunlarının kitap okuma oranı 1965'in de altında kaldı. 2. Dünya savaşında Leningrad Alman topçu ateşi altında iken ve kentte elektrik, ısıtma vs. yokken Rusların soğukta paltoları ile ve gaz lambaları ışığında kütüphanelerde kitap okudukları 2. dünya savaşına ait belgeler içerisinde yer almaktadır. Ayrıca özel ve görevli olarak ziyaret ettiğimiz gelişmiş batı ülkelerinin kentlerinde dikkatimizi çeken en önemli yapıtlar gerek mimari ve estetik gerekse içerisindeki yazılı ve basılı eser zenginliği açısından kütüphaneler olmuştur. Esasen gelişen toplumlar için daha fazla yasa gerekmediği, daha fazla bilgi ve eğitim gerektiği üzerinde toplum bilimcilerin genel bir mutabakatı bulunmaktadır. TÜRKÇE’YE SAHİP ÇIKMAZSAK DİLİMİZ ELDEN GİDECEK Marmara Belediyeler Birliği’nde düzenlenen programda, eğitmen-spiker Sırrı Er’in katılımıyla "Etkili ve Güzel Konuşma Sanatı" konusu işlendi. Birliğin Eminönü’nde bulunan merkez binasında gerçekleştirilen eğitimde, beden dili, topluluk önünde hitabet ve diksiyon konularına da değinildi. Aile içi iletişimde sıkıntı yaşanmasında ilerleyen teknolojinin büyük suçu olduğunu belirterek sözlerine başlayan Sırrı Er, “İletişim mecraları sürekli artıyor. Radyo, televizyon, telefon ve internete, belki gelecek senelerde yenileri de eklenecek. İnsanlar arasında iletişimin sorunu olmasında, teknolojinin büyük suçu var. Çoğu evde iki televizyon bulunuyor. Annenin dizide, babanın maç başında, çocuğun laptopta olduğu bir ailede iletişim sıkıntısı yaşanmaması sürpriz olur” diye konuştu. Sırrı Er, açıklamalarının devamında, “Konfüçyüs, ‘Bir milleti yok etmek istiyorsanız, o milletin dili ile başlayın’ diyor. Türkçe’ye sahip çıkmazsak dilimiz elden gidecek. Elektronik eşyaların çoğunda, neden Türkçe kılavuz olmadığını kendimize sormalıyız. Almanlar, İngilizler, Fransızlar dillerini koruyarak, bilseler de birbirlerinin dillerini konuşmuyor. Dilimize ilk önce evimizde sahip çıkarak, çocuklarımızı eğitmeli, uyarmalıyız. Konuşmamız, ailemizi, muhitimizi, eğitimimizi ve genel kültürümüzü belli eder. Düzgün Türkçe anne babayla başlar, bakkal ve manavla devam eder. Yazım dilimize ve üslubumuza da dikkat etmeliyiz. Gerek topluluk önündeki hitabet ve sunumlarınızda, gerekse günlük konuşmalarınızda ‘aaaaa’, ‘eeeeeee’, ‘ıııııııı’ gibi asalak sesler kullanmayın” dedi. 27 ZABITA PERSONELİ GÖREVDE YÜKSELME EĞİTİMLERİ YILMAZ ÖZDİL Sevgili Francis… ABD’nin Ankara’ya gönderdiği yeni sokak ortasında avanta iftar ısmarBüyükelçisi Francis Ricciardone, “bir layanların, bizim paramızla yandan gazeteciler gözaltına alınıbize kömür dağıtanların, bizim yor, beri yandan basın özgürlüğü paramızla kendisine bando deniyor, anlamıyorum” demiş. tutmasının neresi acayip? Anlatayım. * * Neymiş efendim, Brooklyn Belediye Sevgili Francis... Başkanı’nı İstanbul’da gezdirmişiz Geçenlerde bizim İstanbul Belediye de, 40 bin dolarcık kıyak yapBaşkanı, sizin New York’a gezmeye mışmışız, gitti. Brooklyn Belediye Başkanı o da karşılığında bizimkine yastık tarafından bandoyla karşılandı, hediye etmişmiş falan... Ayıptır, dans gösterileri yapıldı, pastalar ayıp! kesildi, akşam da en faça restoran* da onuruna ziyafet verildi. Senin İstanbul Başkonsolosun adam * olsaydı da, bando tutsaydı... Yüce Türk basını “coşkulu karşılaBi yastığın dedikodusunu ma” manşetleriyle duyurdu bu yapacağınızı bilseydik, mehter haberi... “İşte Türkiye’nin itibarı, takımı tutardık, masraftan mı kaçıgururlandık” diye makale döşenen caz? bile oldu... Bi Allah’ın kulu çıkıp, * “Kardeşim, Brooklyn Belediye Bak senin yüzünden, bizim gazeteciBaşkanı babamızın oğlu mu, niye ler fırça yedi. Hüseyin bey, sana bando getirmiş?” diye sormadı. soru sordular diye azarladı alayını... * (Hüseyin bey, sizin Hüseyin Obama Ancak... değil, bizim Hüseyin Çelik...) Sizin orda haysiyetsiz bi gazete var, AKP’nin “basın” sözcüsüdür kenNew York Post... Yemedi içmedi, disi... “Yerli yersiz, olur olmaz birine “Kardeşim, İstanbul Belediye soru soruyorsunuz, o da cevap veriBaşkanı babamızın oğlu mu, kimin yor. Gazeteci olarak niye soru soruparasıyla kimi karşılıyorsun?” diye yorsunuz? Sormamalısınız” dedi. merak etti. * Sırf merak etse iyi... Soru sorandan gazeteci olur mu * emmioğlu... Yu nov emmioğlu? Bak, Haşırt diye manşet yaptı! onu da bilmiyorsun... Başbakanımız * kadar İngilizce bilmiyorsun, sonra Sizin ahali aportta tabii, belediyenin çıkıp yerli yersiz konuşuyorsun... Sen telefonları anında kilitlendi. bize akıl öğreteceğine, Türkiye “Ben bu vergileri, sen Cumhuriyeti’nin New York Başkonel âleme bando tutasın diye mi solosu’nu örnek al. ödüyorum” mesajları yağdı. * Sonra? Zaten, kusura bakma ama, Nerden geldiğini şaşıran Brooklyn seni nasıl diplomat yaptılar, Belediye Başkanı, derhal açıklama hakikaten akıl sır erdirmek yaptı, vaziyeti detaylı detaylı izah mümkün değil birader... Bizim etti. gazeteciler çocuğunu ABD’de doğur* tuyor, senin iki tane kızın “Bando, dans, pasta ve yemek favar, biri Türkiye’de dünyaya geldi. turası, Türkiye’nin New York Üstelik, Türkiye’de Başkonsolosluğu tarafından ödendi! okutuyorsun.Bulamadın mı bi sponBizimle alakası yok, davet ettiler, git- sor? tik. Amerikalı vergi mükelleflerinin * parası asla kullanılmadı. Nezaket “Anlayana sivrisinek saz, anlaicabı, üzerinde Brooklyn köprüsünün mayana bando çalsan az” diye laf resmi bulunan yastık hediye ettik, vardır bizde... Sen hâlâ “anlamıyohepsi o... Hatta, Brooklyn Belediye rum” diyorsun... Başkanı geçen sene beş günlüğüne Yenisin buralarda, tecrübesizliğine İstanbul’a gezmeye gitti, 40 bin veriyorum, anlarsın yakında. dolar tutarındaki gezi masrafları bile * bizzat Türk tarafınca karşılandı...” Francesca’yla Chiara’yı * yanaklarından öperim. Neymiş efendim, Türk basını tarafın- Yengeye saygılar. dan sanki Amerikalılar tarafından Sizin Hüseyin’e selamlar... görkemli törenlerle karşılanmış gibi Sincerely gösterilmiş ama, aslında parayı Yılmaz Türkiye Cumhuriyeti ödemişmiş filan... Sana ne? * Bizim paramızla 18.02.2011 Tarihli Hürriyet Gazetesi’ndeki yazı, bize yazarından izin alınarak gazetemizde yayınlanmaktadır. Marmara Belediyeler Birliği tarafından ‘Zabıta Personeli Görevde Yükselme Eğitimi’ başlatıldı. İstanbul’un Avrupa yakası belediyelerine yönelik düzenlenen programda Zabıta Yönetmeliği’nde öngörülen eğitimlerin yanı sıra kişisel gelişim seminerleri de veriliyor. Program dâhilinde, uzman eğitmenler ve akademisyenler tarafından; 1982 Anayasası, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ve 775 Sayılı Gecekondu Kanunu hakkında eğitimler veriliyor. Etkinliklerde, yönetmelik eğitimlerinin yanında Kurumsal Üyelik Erdemi, Performans Yönetimi ve Stratejik Planlama, Liderlik, Zaman Yönetimi, Yönetici Karizması ve Karar Verme Teknikleri gibi kişisel gelişim seminerleri de düzenleniyor. SANAT MÜZESİ PROJESİNE SANATÇILARDAN DESTEK Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu’nun açıkladığı ve ilk kez İstanbul Bahçelievler’de gerçekleştirilecek “Sanat Müzesi” projesine, ünlü sanatçılardan destek geldi. TODER Başkanı (Tiyatro Oyuncuları Derneği Başkanı) Yalçın Özden, Magazin Gazetecileri Derneği Başkanı Sinan Tosun, Türk Sanat Müziği Sanatçısı Sami Aksu, Sunucu Fatih Mühürdar, Türk Halk Müziğinin ünlü sesi Mahmut Tuncer, Sanatçılar Berrin, Kürşat ve Burhan Topal Belediye Başkanını makamında ziyaret ederek “Sanat ve Sanatçının dostu başkana Sanat Müzesi projesinden ötürü teşekkür ediyoruz” dediler. Belediye Başkanı Osman Develioğlu ise, “Sanatın ve sanatçının yanındayız. Sanat Müzesi de Bahçelievler’de projelendirilerek gerçekleştirilecek ve yaşayan ve vefat etmiş tüm sanatçılarımızın tarihe mal olmuş eserleri müzede yer alacak” diye konuştu. İkinci Bir Bekir Coşkun Bekir Coşkun, “Başın Öne Eğilmesin” adlı bir kitap yazdı. Bilgi Yayınevi etiketiyle piyasaya çıkan kitap baskı üstüne baskı yaptı ve çok satanlar listesinde yerini koruyor. Bekir Coşkun da sürekli olarak kitabıyla ilgili imza günlerine ve panellere gidiyor. Ancak bu süreçte çok ilginç bir olayla karşı karşıya kalıyor. İmza günlerinde okuyucuları Coşkun’un karşısına başka bir kitapla çıkıyor: Büyük Oyun! Bekir Coşkun şaşırıyor ve görüyor ki; o kitabın yazarı da Bekir Coşkun. Cumhuriyet yazarı Bekir Coşkun’un bir adaşı var, soy ismi de aynı ve o da yazar. Alp Yayınevi’nden 2008 yılında çıkmış Büyük Oyun adlı bir de kitabı bulunuyor. Cumhuriyet yazarı Coşkun’un bazı okurları, internetten kitap satın alırken yanlışlıkla diğer Bekir Coşkun’un kitabını sipariş ediyorlar. Bununla da kalmıyor, Cumhuriyet’in usta kaleminin imza günlerine o kitapla gidiyorlar. Bekir Coşkun şaşkın bir şekilde, imzalamak zorunda hissediyor kendisine ait olmayan o kitabı. Coşkun durumu şu sözlerle anlattı. “Benim adaşım, onun da kitabının çok satmasını isterim ama okuyucularım karıştırmasın. Bu süreçte onun da kitabı çok satıyor. Ben ne zaman kitap çıkarsam, onun kitabı da çıkıyor piyasaya. İmza günlerinde onun yerine imza atmak durumunda kalıyorum.” 28 07 ŞUBAT 2011 PAZARTESİ Yapılan yoklamada meclis üyelerinden Coşkun Alagöz’ün bulunmadığı, Serdal Kılavuz ve Suat Polat’ın izinli olduğu, gelmeyen üyelerin izinli sayıldığı, ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından açıldı. Gündem okundu, oybirliğiyle kabul edildi. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) meclis üyelerinin vermiş olduğu kaçak yapılaşama konulu 3 adet yazılı soru önergeleri okundu. Soru önergelerinin başkanlık makamına havale edildi. Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanlığı tarafından 5393 sayılı yasada belirtilen soru sorma hakkının ne şekilde olduğu, tutanaklara ne şekilde geçeceği hakkında verilen sözlü soru önergesi başkanlık makamına havale edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde, 1- insan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü başlıklı belediye ve bağlı kuruluşları ile mahalli idare birlikle norm kadro ilke standartlarına dair yönetmelik gereği 2 adet memur boş kadro, 3 adet memur dolu derece değişiklik teklifine dair başkanlık teklifinin oybirliğiyle kabulüne, 2- Sağlık İşleri Müdürlüğü başlıklı belediyemizin Sağlık İşleri Müdürlüğü tarafından evlilik için, gıda sektöründeki işyerlerinde işe giriş için, gıda sektörü dışında işyerlerine işe giriş için sağlık raporu verilmesine dair evrakın Tarife Komisyonu’na havalesinin oybirliğiyle kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından 09.02.2011 Çarşamba günü saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı. 09 ŞUBAT 2011 ÇARŞAMBA Yapılan yoklamada meclis üyelerinden Selim Malgaz, Servet Deniz, İlknur Meral, Bahar ŞUBAT 2011 BELEDÝYE MECLÝSÝ’NDE NELER GÖRÜÞÜLDÜ Sunman, Suat Polat ve Yurdanur Kırıcı’nın izinli olduğu, gelmeyen üyelerin izinli sayıldığı, ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından açıldı. Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliğiyle kabul edildi. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) meclis üyelerinin vermiş olduğu yıkım kararlarının olduğu yazılı soru önergesi okundu. Soru önergesi başkanlık makamına havale edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde Mali Hizmetler Müdürlüğü başlıklı Özel kalem Müdürlüğü’ne ödenek aktarımına dair başkanlık teklifinin 5 çekimser (Mehmet Emin Ertekin, Yalçın Kayalı, Elif Arıkan Can, Ayhan Can, Ramazan Baş) oya karşın, oyçokluğuyla kabulüne, 2- Mali Hizmetler Müdürlüğü başlıklı borçlanma talebine dair evrakın Bütçe Plan Komisyonu’na havalesinin 5 ret (Mehmet Emin Ertekin, Yalçın Kayalı, Elif Arıkan Can, Ayhan Can, Ramazan Baş) oya karşın, oyçokluğuyla kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından 11.02.2011 Cuma günü saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı. 11 ŞUBAT 2011 CUMA Yapılan yoklamada meclis üyelerinden Bahar Sunman, İlknur Meral, Servet Deniz, Halil Yalçın Kayalı’nın oybirliğiyle izinli sayıldığı, ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından açıldı. Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu. Oybirliğiyle kabul edildi.. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin vermiş olduğu mesaj bilgisi için alınan kontörler ve Bakırköy’deki cadde ve sokakların kaldırımlarının ve yollarının işgal altına alınması hakkındaki soru önergeleri başkanlık makamına havale edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde 1- Bakırköy Belediyesi Sosyal Yardım ve Sosyal Hizmet Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesi ile yönetmeliğin 11. maddesine istinaden Yardım Komisyonu’nda görev yapacak 2 meclis üyesinin seçilmek üzere adaylar belirlendi. Yapılan seçimler neticesinde Ali Erten 22 oy, Adnan Türkoğlu 19 oy, Ramazan Baş 3 oy almışlardır. Yardım Sandığı’na Ali Erten ve Adnan Türkoğlu seçilmişlerdir. 2- Mali Hizmetler Müdürlüğü başlıklı borçlanma talebine dair Bütçe Plan Komisyonu Raporu’nun 4 ret (Mehmet Emin Ertekin, Ayhan Can, Türkan Elif Arıkan Can, Ramazan Baş) oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, 3- Sağlık İşleri Müdürlüğü başlıklı belediyemiz sağlık İşleri Müdürlüğü tarafından evlilik için, gıda sektöründeki işyerlerinde işe giriş için, gıda sektörü dışındaki yerlere işe giriş için sağlık raporu verilmesine dair Tarife Komisyonu Raporu’nun 4 ret (Mehmet Emin Ertekin, Ayhan Can, Türkan Elif Arıkan Can, Ramazan Baş) oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, 4- İmar ve Şehircilik Müdürlüğü başlıklı 1/1000 ölçekli Bakırköy Merkez Revizyon İmar Plan Teklifi’ne dair İmar ve Şehircilik Komisyonu Raporu’nun oybirliğiyle kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından 07 Mart 2011 Pazartesi günü saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı. Meclis oturumlarýnýn tamamýný gazetemizin www.atakoygazete.com.tr sitesini ziyaret ederek okuyabilir ve sesli olarak dinleyebilirsiniz. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİ´NDEN HER YER HAFRİYAT DÖKÜM YERİ OLDU Son yıllarda artan toplu konutlar, alışveriş merkezleri, gökdelenler ve inşaatlar nedeni ile milyon tonları aşan hafriyatlar olmadık yerlere gelişi güzel kaçak olarak dökülüyor. Buralar kimi yerler eski maden ocakları, kimi yerler ormanlık alanlar, kimi yerler hazine ve kamu arazileri, kimi yerlerde tarım alanları oluyor. Hafriyat ve toprak dökümü yapılan alanları üzerleri toprakla, hafriyatla örtülüyor ve tepecikler oluşuyor. Son yıllarda yoğun yağan yağmurların nehir oluşacak kadar sellere dönüştüğünü hepimiz biliyoruz. Bu toprak ve hafriyat dökülen yerler de oluşacak yoğun yağmurların sellere dönüşmesi sonrası toprak kayması ve çamur selleri oluşması sonrası felaket düşünülemez boyutlara ulaşabilir, Allah korusun. Bunun sorumlusu başta İBB Başkanı Kadir Topbaş olmak üzere öteki yerel yöneticilerdir elbet. Bu sebeplerden ötürü defalarca yazılı ve sözlü soru önergelerini İBB Meclisine sunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi CHP Meclis Üyeleri Başkan Kadir Topbaş’ı bir kez daha uyararak yazılı soru önergelerini 2011 yılı Şubat ayı İBB Meclis gündemine getirdiler. CHP İBB Meclis Üyeleri Kartal Yakacık DDY Hastanesi içine dökülen 700 kamyon hafriyata da dikkat çekerek uyarıda bulundular; İstanbul’un dört bir köşesi kaçak hafriyat döküm alanına döndü! Tehlikeye Dikkat! İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclis Toplantılarının 2011 yılı Şubat ayı oturumları başladı. 14 Şubat 2011 Pazertesi günkü İBB Meclis oturumunda CHP İBB Meclis Üyeleri; Dr. Hakkı Sağlam, Serdar Bayraktar, Nihat Arıcan, Naci Candaş, İbrahim Doğan, Osman Güdü, Hasan Uzunyayla ve Ali Haydar Süslü imzaları ile verilen yazılı soru önergeleri oy birliği ile Başkan Kadir Topbaş’ın yazılı cevaplaması isteği ile havale edildi. CHP’liler Başkan Kadir Topbaş’a, “Kaçak hafriyat dökümü işlerinin kimlere ve hangi bedellerle verildiğini, varsa kesilen para cezası tutarı ne kadar olduğunu, ne zaman tebliğ ve tahsil edildiğini? İBB Zabıta ve İlçe Belediyeleri Zabıta ekipleri tarafından düzenlene herhangi tespit veya tutanak olup olmadığı? Varsa hangi adli ve idari işlemler tesis edildiğini? İBB sitesinde yapılan basın açıklamasının doğru olmadığını, İstanbul halkının yine yanıltıldığı için özür dilemeyi düşünüp düşünmediği?” Anılan kaçak hafriyat dökümleri ile ilgili İBB alo 153 hattına gelen şikâyet veya ihbarın sonuçlarının neler olduğu” Sorularını sordular. Yazılı Cevaplandırılmasını İstediğimiz Sorular: İstanbul genelinde kaçak hafriyat dökümü bütün ikazlarımıza rağmen hız kesmeden devam ettiği görülmektedir. Bu Kapsamda; A. Beykoz Çavuşbaşı Mevkii Yavuzselim Mahalle genelinde Pınar Sokak dere yatağı ile aynı mahalle 10 ayrı noktada izinsiz dökülen hafriyat basında geniş yer almıştır. Bu kapsamda; 1. Günlük rutin olarak dökülen ve iş makinesi ile düzeltilen kaçak hafriyat dökümü ile ilgili kişiler hakkında hangi idari ve adli işlemler tesis edilmiştir? 2. Varsa kesilen para cezası tutarı ne kadardır? Ne zaman tebliğ ve tahsil edilmiştir? 3. Anılan kaçak hafriyat dökümü ile ilgili 01.01.2010 – 14.02.2011 tarihleri arasında İBB alo 153 hattına gelen şikâyet veya ihbar var mıdır? Varsa hangi işlemler yapılmıştır? B. Kartal Yakacık DDY Hastanesi içine dökülen 700 kamyon hafriyata ilişkin; 1. İzin kim tarafından hangi tarihte verilmiştir? 2. Hastane içine hafriyat dökümü gerekçesi nedir? 3. Anılan hafriyat hangi tarihler arasında dökülmüştür? 4. İBB Zabıta ve Kartal Belediyesi Zabıta ekipleri tarafından düzenlene herhangi tespit veya tutanak var mıdır? Varsa hangi adli ve idari işlemler tesis edilmiştir? 5. Anılan kaçak hafriyat dökümü ile ilgili 01.01.2010 – 14.02.2011 tarihleri arasında İBB alo 153 hattına gelen şikâyet veya ihbar var mıdır? Varsa hangi işlemler yapılmıştır? Bu tarihler arsında Kamil Temel Erkan tarafından yapılan ihbar ve şikâyetin konusu nedir? Sonucundan hangi işlemler yapılmıştır? C. Tuzla Akfırat Yolu Eski Tavuk Çiftliği Mevkii adresinde dökülen binlerce kamyon hafriyata ilişkin; 1. İzin kim tarafından hangi tarihte verilmiştir? 2. Anılan hafriyat hangi tarihler arasında dökülmüştür? 3. İBB Zabıta ve Tuzla Belediyesi Zabıta ekipleri tarafından düzenlenen herhangi tespit veya tutanak var mıdır? Varsa hangi adli ve idari işlemler tesis edilmiştir? 4. Anılan kaçak hafriyat dökümü ile ilgili 01.01.2010 – 14.02.2011 tarihleri arasında İBB alo 153 hattına gelen şikâyet veya ihbar var mıdır? Varsa hangi işlemler yapılmıştır? 5. Bu durum 31.12.2010 tarihinde İBB sitesinde yapılan basın açıklamasının doğru olmadığını göstermektedir. İstanbul halkını yine yanılttığınız için özür dilemeyi düşünüyor musunuz? 29 İhracatımızda Almanya İthalatımızda Rusya Lider Türkiye’nin geçen yıl en fazla ihracat yaptığı ülke yine Almanya, ithalat yaptığı ülke ise Rusya oldu. Türkiye ile dış ticaret hacmindeki artışta İran öne çıktı. İsrail ise Türkiye’nin 2010 ihracatında %36.9 artış ve 2.1 milyon dolarla ilk 20 arasında yer alırken, ithalatta ilk 20 sıralamasına giremedi. BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ? Milyonda birler bir yaşında İngiltere’de milyonda bir rastlanan olayla, üçü birbirine tıpatıp benzeyen dördüzler birinci yaşını kutluyorlar. Geçen sene Bethany, Millie, Ellie, ve Lucy isimli dördüzler sezaryen ile 28 haftalıkken dünyaya geldiler. Anne Gillian Holden’in hamilelik döneminde preeklamsi hastalığına yakalanmasıyla doğum hayli riskli geçti. Bebeklerden Ellie’nin kronik hastalığı var. Baba adayları geç kalmasın İngiltere’de, Royal College jinekologları ve doğum uzmanlarının araştırmalarına göre, 35 yaş üzeri kadın ve 40 yaş üzeri erkeklerde ‘doğurganlık’ ciddi oranda azalıyor. 35 yaş üstü kadınlarda, doğurganlık sorunlarıyla karşılaşma olasılığı 25 yaşındakilere göre 6 kat fazla. Doğurganlık erkeklerde de 25 yaştan itibaren hızla azalıyor ve 40 yaşındaki bir erkeğin baba olması 2 yılı bulabiliyor. Nüfusumuz 73 milyonu aştı Türkiye nüfusu, 2010 yılında bir önceki yıla göre 1 milyon 161 bin 676 kişi arttı. Yıllık nüfus artış hızı 2010’da binde 15.88 olarak gerçekleşti. Türkiye nüfusunun yüzde 50.2’sini erkekler, yüzde 49.8’ini ise kadınlar oluşturdu. İstanbul 2 bin 551 kişi ile nüfus yoğunluğu en fazla il olarak belirlendi. İstanbul’u sırasıyla 432 kişi ile Kocaeli, 329 kişi ile İzmir, 254 kişi ile Hatay ve 250 kişi ile Bursa izledi. Nüfus yoğunluğunun en az olduğu il ise 10 kişi ile Tunceli oldu. “Nüfus yoğunluğu” olarak kabul edilen “ bir kilometre kareye düşen kişi sayısı”, Türkiye genelinde 96 kişi olarak hesaplandı. Meclis kansere karşı TBMM kanser hastalıkları araştırma komisyonu, tamamladığı taslak raporunda mesleksel kanser türleri arasında en fazla görülenin akciğer kanseri olduğunu vurgulayarak iş yerinde kanserojen etkenle teması engelleyecek 6 korunma yöntemini sıraladı. İşte Meclis Önerileri 1. Kanserojen Kullanmama: Kanserojen maddenin yerine başka bir maddenin kullanılmasıdır. 2. Kapalı Sistem: Sakıncalı maddeleri kullanma zorunluluğu söz konusu ise, kapalı sistem içinde çalıştırılarak kişilerin zararlı madde ile temasının önüne geçilebilir. 3. Ayırma ( İzolasyon ): Sakıncalı işlem iş yerinin yalnızca bir bölümünde ise bu bölüm diğer bölümlerden ayrılması şeklinde uygulama yapılabilir. 4. Havalandırma 5. Koruyucu Malzemeler 6. Diğer Önlemler: Tehlikeli maddelerle çalışanlar, belirli bir program içinde dönüşümlü olarak çalıştırılabilir. Çalışanlar, aralıklarla sağlık kontrolünden geçebilir. Çöp Deyip Geçmeyin! Günde Avrupa Yakası’ndan 9 ton, Anadolu Yakası’ndan 5 ton çöp toplanıyor. Toplanan çöpler 7 aktarma merkezinde ayrıştırılıyor. Çöplerden yılda 20 bin ton gübre sağlanıyor. 2010 yılında ise ortalama ortalama bin 500 ton atıktan yakıt sağlandı. Altı kişiden biri İstanbul’da yaşıyor Ülke nüfusunun yüzde 18’i İstanbul’da yaşıyor. Buna göre her altı kişiden biri İstanbul’da yaşamını sürdürüyor. En fazla nüfusa sahip il ise 74 bin 412 kişi ile Bayburt oldu. Nüfus olarak İstanbul’u 4 milyon 771 bin 716 kişi ile Ankara, 3 milyon 948 bin 848 kişi ile İzmir izledi. 53 il’de nüfus arttı Tunceli düşüş rekoru kırdı. Geçen yıl 81 ilden 53’ünün bir önceki yıla göre nüfusu arttı. Nüfus artış oranının en yüksek olduğu iller sırasıyla, Bilecik, Isparta ve Erzincan oldu. Nüfusun en çok düştüğü şehir, %79.69 ile Tunceli oldu. Bunu %32.70 ile Çankırı, %25.42’lik düşüşle Ardahan izledi. Engelliler için ‘kolay sandık’ isteği 12 Haziran’da yapılacak genel seçimde, engelli vatandaşların oy kullanmasının kolaylaştırılması için girişim başlatıldı. AKP, Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvurarak okulların giriş katına ‘Engelli Sandığı’ konmasını istedi. Engelli seçmeni belirlemeye çalışan YSK, TÜİK ile temasa geçti. AKP seçim Kurulu Merkezi Başkanı Mustafa Ataş, “Şu anda kayıtlı 4 milyon engelli vatandaşımız olduğunu belirtiliyor. Bunların yarısının seçmen olma ihtimali var demektir. Her ilçede ihtiyaç kadar engelliler için sandık oluşturulabilir.” dedi. İnternetten de Polise Şikayet Gönderilecek Web üzerinden mahalle polisine erişim projesi, emniyet müdürlüğü tarafından Şubat ayının sonunda uygulamaya konulacak. Proje ile vatandaşlar, www.turkiye.gov.tr adresiyle e-Devlet üzerinden sisteme girerek mahallesinden sorumlu polisin kim olduğunu öğrenebilecek. Vatandaşlar, mahalle polisine mail yoluyla ulaşarak, şikayet ve önerilerini iletecek. Müsrif kocanın maaşı karısına bağlandı Ankara’da yaşayan Zeliha P., Ankara 1. Aile Mahkemesi’ne başvurarak, evini geçindirmeyen eşi Mevlüt P’nin maaşından tasarruf yapılarak, kendi üzerine bağlanmasını istedi. Zeliha P. dava dilekçesinde, “eşinin maaşını aldığı gün ortadan kaybolduğunu, para bitene kadar arkadaşlarıyla birlikte gezdiğini, içki içtiğini, evinin geçimine harcanması gereken parayı müsriflik yaparak bitirdikten sonra eve döndüğünü belirtti. Hakim Muammer Bıçakçı, 27 Aralık 2010 tarihli kararında davacı kadını haklı bularak, evinin geçimini ihmal eden kocanın devletten aldığı maaşının üçte ikisinin Zeliha P.’ye bağlanmasına karar verdi. Araç muayenesinde 4 milyon 895 bin araç sınıfta kaldı Tüvturk araç muayene istasyonlarının faaliyet gösterdiği 3 yılda yapılan kontrollerde 4 milyon 895 bin 102 taşıt ilk muayeneyi geçemedi. Araç muayene istasyonlarının devreye girdiği Ocak 2008’den 31 Ocak 2011’e kadar 12 milyon 27 bin 939 araç periyodik muayeneye girerken, muayene edilen taşıtların 622 bin 832’si kusursuz, 6 milyon 510 bin 5’i hafif kusurlu bulundu. 4 milyon 244 bin 818’i ağır kusurlu ve 650 bin 284’ü emniyetsiz bulunarak tekrar muayeneye çağrıldı. Buna göre Ocak 2008’den bu ayın başına kadar Türkiye’de muayene edilen araçların yüzde 5’i kusursuz, yüzde 41’i ağır kusurlu ya da emniyetsiz, yüzde 54’ü ise hafif kusurlu bulundu. Kibarlık kadının genlerinde var İskoç bilim adamlarının araştırmasına göre kadınlar için kibarlık sonrada öğrenilen bir şey olmaktan çok genetik yapılarında olan bir özellik. Edinburgh Üniversitesi’nde görevli araştırma ekibi tek ve ayrı yumurta ikizlerinden oluşan 1000 ikize toplum içindeki davranışlarıyla ilgili sorular yöneltti ve davranış biçimlerinde çevre unsurlarının mı yoksa genlerin mi etkili olduğunu araştırdı. Psikolog Gary Lewis araştırma sonuçlarını şöyle yorumladı: “Özellikle kadınlarda sosyal yaşamdaki zorunluluk ve davranış biçimleri konusunda genlerin bir hayli etkili olduğunu saptadık. Genler kadınların davranışlarında %48 oranında etkin. Erkeklerin ise genleri için aynı şey geçerli değil. Onların davranışlarında genlerin etkisi çok düşük. Erkeklerin toplumsal davranışlarında çevre unsurları daha etkili ve erkeğe davranışlarını çevre öğretiyor.” Uykusuzluk, kalp krizi ve inme riskini artırıyor İngiliz bilim adamlarının araştırması, geceleri 6 saatten az uyumanın kalp krizi ve inme riskini önemli ölçüde artırdığını ortaya koydu. Uzmanların araştırmasına göre 6 saatten az uyumak, kalp krizi riskini %48, inme riskini de %15 artırıyor. ABD, İsveç ve Japonya’nın da aralarında olduğu farklı ülkelerde yapılan ve 475 bin kişinin uyku alışkanlıklarının incelendiği 15 araştırma sonucunu değerlendiren uzmanlar, modern hayatın gerekliliği gibi görünen geç uyuyup erken kalkmanın kalp sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Vergi Levhası zorunluluğuna yeni ayarlama TBMM'de görüşülen "torba" kanunun 4. bölümünün 85. maddesindeki, işyerlerinde vergi levhalarının kolayca görülebilen yerlere asılması mecburiyeti kaldırıldı. Gizli oturum kapsamında yapılan değişiklikte, 04/01/1961 tarih ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 5. maddesinin 5. fıkrasındaki, "Levhayı merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarına iş sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görünecek şekilde asmak zorundadırlar." ibaresi, "Levhayı almak zorundadırlar" şeklinde değiştirildi. 30 Kadınlar en çok dizi izlemek istiyor BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ? RTÜK, 21 ilde 2 bin 523 kadın üzerinde “Kadınların Televizyon eğilimleri Araştırması 2”yi yaptı. Anketten dikkat çekici sonuçlar şöyle: Kadınlar en çok yerli dizi, sağlık programları ve haberleri görmek istiyor. En beğenmedikleri programlar ise izdivaç, kadın, magazin programları. Kadınların yüzde 60’ı günde 2 ila 5 saat arasında TV izliyor.RTÜK’e en çok şikayet edilen ise en çok reyting alan diziler oluyor. Bu diziler şöyle: Muhteşem Yüzyıl, KavakYelleri, Türk Malı, Aşk-ı Memnu Ispanağı yoğurt yerine yumurta ile tüketin Kanda demir eksikliği (anemi) özellikle çocuklarda, gelişim bozukluğu gibi büyük sağlık sorunlarına yol açabilir. Demir eksikliğine karşı en çok tüketilen besinlerden olan ıspanak, yoğurt ile yenildiğinde demir emilimi azalmaktadır. Ispanağın yumurta ile pişirilmesi ise demir emilimini arttırır. Operatör değiştirmede dünya rekoru kırdık Yüzde 40'la numara taşımada dünya rekoru kıran Türkiye'de son 13 aylık verilere göre ayda 1 milyondan fazla abone operatörünü değiştirdi. Abonelerin cep telefonu numarasının hiçbir rakamını değiştirmeden hizmet aldığı operatörü değiştirmesini sağlayan numara taşıma, 9 Kasım 2008'de hayata geçti. Avrupa ortalaması yüzde 8, dünya ortalaması yüzde 10 olan numara taşımaya geçen Türkiye, istatistikleri altüst etti. Zira Türkiye'de 27 aydır kullanılmakta olan uygulama kapsamında 62 milyon cep telefonu abonesinden 25 milyonu, her 5 aboneden ise 2'si operatörünü değiştirdi... Böylece Türkiye'de toplam 62 milyon cep telefonu abonesinin yüzde 40'ından fazlası numarasıyla birlikte başka bir operatöre geçmiş oldu. Son 13 aylık veriye göre ayda 1 milyondan fazla abone operatörünü değiştirirken, günlük numara taşıma sayısı ise 35 bine yaklaştı. Fazla peynir, mesane kanseri riskini arttırıyor Hollandalı ve Belçikalı bilim adamlarının yaptığı araştırmada, fazla peynir tüketmenin mesane kanseri riskini arttırdığı ortaya çıktı. 200 kanser hastası ve 386 sağlıklı kişinin verileri incelenerek yapılan araştırmaya göre, günde 53 gramdan fazla peynir tüketen kişilerde mesane kanseri riski, %50’den fazla yükseliyor. Uzmanlar zeytinyağı ağırlıklı Akdeniz beslenme şeklinin riski azalttığının altını çizdi. Maserati, 5675 araç sattı karını 2’ye katladı Türkiye’de geçtiğimiz yıl 26 adetlik satışa ulaşan İtalyan spor otomobil üreticisi Maserati, 2010 yılında tüm dünyada 5675 adetlik satış sonucuna ulaştı. Faaliyet gösterdiği 59 pazarın büyük çoğunluğunda satışlarını yukarıya taşıyan Maserati, bir önceki yıla göre satışlarını yüzde 26.4 oranında arttırdı. 2010 yılında yüzde 30’u aşkın bir büyüme ile 566 milyon Euro gelir elde eden Maserati, 2009 yılında 11 milyon Euro ticari kar elde etti. Türkiye’de doğan ilk yavru file isim kondu ‘’İZMİR’’ İzmir Doğal Yaşam Parkı’ndaki filler ‘Begümcan’ ile ‘Winner’in, 110 kiloluk dişi bir yavruları oldu. “Türkiye’de doğan ilk fil” olduğu belirtilen sevimli yavrunun adını İzmirliler anketle belirledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, yavru fil için isim önerilerinin www.izmir.bel.tr adresindeki internet sitesinde en cok oyu İzmir ismi aldı Böbrek sağlığınız için bol bol salatalık yiyin Oldukça sulu bir besin olan salatalık, bu özelliği sayesinde böbreklerinizi çalıştırır. İdrar söktürücü bir etkisi bulunan salatalık bu sayede kanı da temizler, bol su ve mineral içeriği sayesinde böbrek sağlığınızı korumaya yardımcı olur. Salatalığın faydasını en iyi, taze haliyle yiyerek görebilirisiniz. Ev satın alındığında veya kiralandığında yapılması gereken dört önemli iş Yeni bir konuta yerleşirken dikkate alınmayan ama yapılması zorunlu olan 4 önemli iş bulunuyor. Elektrik, su, doğalgaz ve telefon bağlantıları. İster satın alarak, ister kiralayarak yeni bir konuta taşınan herkes elektrik, telefon, su ve doğalgaz işlemleri için bu işleri yapmak zorunda kalıyor. Doğalgaz başvurusu Binada doğalgaz abonesinin olmadığı varsayılırsa başvuru yapan kişi bireysel ısıtma istiyorsa, apartmanda 8’den az daire varsa dilekçe şeklinde ilgili karar metni, 8 ve 8’den fazla daire bulunan yerlerde ise noter tasdikli apartman karar defteri, bina sahibi tek kişi ise karar bildiren dilekçe ile abonelik başvurusu yapılabilir. Elektrik başvurusu Yeni inşa edilen bir bina ise bağlantı aşaması için evin tapu kaydı, yapının onaylı elektrik projesi, imar alanı içerisindekiler için yapı kullanım izni ve sayaç faturası gerekiyor. Su başvurusu İlgili adrese ait şube müdürlüklerine müracaat edildikten sonra, dilekçe numarası veriliyor. Abone daha sonra tamamladığı evraklarla, dilekçe numarasını da alıp ilgili müdürlüğü gider, teminat bedeli ve müşteri olma bedelini vezneye yatırmasını takiben servis gelip su bağlantısını yapabiliyor. Telefon başvurusu Evlere telefon bağlama başvurusu Telekom bölge müdürlüklerine yapılabiliyor. Başvuru sırasında aslı gösterilerek nüfus cüzdan fotokopisinin olması yeterli oluyor. 7 Kavşağa 53 milyon TL Atatürk Havalimanı Kavşağı 53 Milyon TL’ye mal oldu. Bölgeden hafta içi günde ortalama 231 bin 284 araç geçiyor. Araçların yüzde 89’u özel araç ve taksi, yüzde 6’sı yolcu aracı, yüzde 5’i de yük aracı. Havalimanı kavşağında 300 metre uzunluğunda 7 adet yerinde dökme köprü ve 7 kilometrelik yol yapıldı. Tehlikeli atıklar kayıt altına alınıyor Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, 2009 yılında maden atıkları hariç, 629 bin ton tehlikeli atık ortaya çıktı, bunların tamamı geri kazanım, bertaraf, tesis içi stok ve ihracat yöntemleriyle kontrol altına alındı. Yeni pasaport başvuruları sadece internetten yapılabilecek Dışişleri Bakanlığı, 21 Şubat'tan itibaren e-pasaport randevularının sadece internet sitesi üzerinden alınması uygulamasına geçileceğini bildirdi. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, yeni tip pasaport işlemlerinin başlatılmasına paralel olarak vatandaşların bilgi talepleri ve pasaport başvurusu randevularına yardımcı olmak amacıyla "www.epasaport.gov.tr" internet sitesi ve "00 90 216 444 30 20" telefon numaralı e-Pasaport Çağrı Merkezi'nin hizmete sunulduğu hatırlatılarak, şunlar kaydedildi: "Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü tarafından alınan tavsiye kararı uyarınca uluslararası standartlarda hazırlanan e-pasaportlar 1 Haziran 2010 tarihi itibarıyla vatandaşlarımızın kullanımına sunulmuştur. Eski pasaportların ita ve temdit işlemleri yurtdışında 31 Aralık 2010, yurtiçinde ise 31 Ocak 2011 tarihinde sona erdirilmiştir. Öte yandan geçerli süreye sahip olan eski tip pasaport hamili vatandaşlarımızın mevcut pasaportlarını 24 Kasım 2015 tarihine kadar kullanmaları mümkündür. Sağlık ve mutluluğun meyvesi muz Muzu sağlıklı meyvelerin baş köşesine yerleştiren temel özelliği en güçlü potasyum depolarından biri olması. Tansiyonu düşürme, kalbi aritmilerden koruma, kas güçsüzlüğünü azaltma gibi onlarca faydası var. B6 vitamini, potasyum ve folik asit (B9 vitamini) bakımında çok zengin bir besin olan muzda B1, B2, C, D, E ve P vitaminleri ile magnezyum, bakır, demir ve fosfor mineralleri de bulunur. Muzun Faydaları: Muz özellikle mideye çok faydalıdır. Mideyi güçlendirir ve korur. Ülser ve gastrit rahatsızlığı olanlara çok iyi gelir. Kabızlığı giderir. Böbrek iltihabı ve bağırsak hastalıklarında yararlıdır. Kandaki kolesterol oranını düşüren muz, kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucudur. Stresi azaltır ve tansiyonu düşürür. Vücudun ve beynin yorgunluğunu giderir. Enerji verir. Kemik gelişimini destekler. Krampları engeller. Öksürüğe ve göğüs ağrılarına iyi gelir. Muz taze olarak yenmesinin yanında, yüz ve cilt bakımında da sıklıkla kullanılır. Cildi besler ve temizler. Muz, limon suyu ile merhem haline getirilip egzama üzerine sürülürse faydası görülür. Tam olgunlaşmamış olan muzun hazmı biraz zor oluğundan muzu olgun olarak yemek gerekir. Esmerler daha geç yaşlanıyor Tenler üzerinde yapılan araştırmadan çıkan sonuç esmerlere ilaç gibi geldi...Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zerrin Öğretmen, esmer tenlilerin daha geç yaşlandığını, açık renk tenlilerin ise cilt kanseri riski taşıdığını belirtti. Öğretmen, yaptığı yazılı açıklamada, cilt rengiyle hastalıklar arasındaki ilişkiye dikkati çekerek, farklı ten renklerinin farklı özellikler taşıdığını vurguladı. Koyu renk tenlilerin yaydığı salgılar nedeniyle cilt kanseri olma risklerinin düşük olduğunu ve daha geç yaşlandıklarını ifade eden Öğretmen, açık tenlilerin daha hızlı yaşlandığını ve cilt kanseri riski taşıdığını kaydetti. 31 Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Faruk Yıldız “EVDE YARDIMCI SAĞLIK HİZMETİ İLE HAFTADA 60 AİLEYE ULAŞIYORUZ” Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Faruk Yıldız, evde yardımcı sağlık hizmeti ile diyet ve sağlıklı beslenme konusunda verdikleri hizmetlere Bakırköylüler tarafından yoğun talep geldiğini söyledi. Yıldız, gazetemize yaptığı açıklamada, evde yardımcı sağlık hizmeti ile haftada 60 aileye ulaştıklarını, ancak bu rakamı yeterli görmediklerini ve daha da arttırmak istediklerini belirtti. Evde yardımcı sağlık hizmetinin 2004 yılında hayata geçirildiğini fakat hizmette iniş çıkışlar yaşandığını ifade eden Yıldız, ‘’Organizasyonun çalışmasında biraz aksamalar oldu ve hizmet alma oranlarında düşmeler meydana geldi. Bundan dolayı vatandaşlara ulaşmak ve onların bu hizmetten yararlanabilmesini sağlamak amacıyla bazı tanıtım çalışmaları yaptık. Bu çerçevede ilçenin merkezi noktalarına afişler asarak insanlarımızı bu hizmetler konusunda bilgilendirdik ve bunun sonucunda yoğun bir taleple karşılaştık. Evde yardımcı sağlık hizmetini Bakkartı olan ve özelliği olan insanlar alabiliyor. Yaşlı, yatağa bağlı, engelli, ameliyat sonrası kalkmakta, herhangi bir sağlık merkezine ulaşmakta güçlük çeken insanlara hizmet veriyoruz. Ambulans gönderiyoruz. Bir hemşire arkadaşımız oluyor. Yaraları varsa pansumanını yapıyor. Tedavileri konusunda yardımcı oluyor. Serum tedavileri varsa bunları yapıyorlar, sonda değiştirmeleri gerekiyorsa yardımcı oluyorlar. Ayrıca ambulans hizmeti de var. Bazı hastaların hastaneye gidip gelişlerinde yardımcı oluyoruz. Bunun içinde diyaliz hastaları yok. Ortalama olarak haftada 60 eve ulaşarak enjeksiyon, pansuman, sonda hizmetlerini veriyoruz. Haftada 25 tane de ambulans hizmeti veriyoruz. Hasta bize başvuruda bulunuyor. Hizmet alabilecek çerçevede ise biz bir program yapıyoruz. Ayrıca sunduğumuz bütün hizmetler ücretsizdir.’’ dedi. Sağlık İşleri Müdürü Faruk Yıldız, evde yardımcı sağlık hizmetinden yararlanmak isteyen vatandaşların, (0 212) 414 96 49 ve 414 9 777 (8191) numaralı telefonlardan bilgi alabileceklerini vurguladı. Osmaniye Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde yürütülen diyet ve sağlıklı beslenme konulu hizmete de değinen Yıldız, bu hizmete sadece Bakırköy değil çevre ilçelerden de çok yoğun bir talep olduğunu fakat sadece Bakkart sahibi olan Bakırköylülerin hizmetten yararlanabildiğini söyledi. Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü bünyesinde Osmaniye Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde görev yapan Beslenme ve Diyet Uzmanı Selma Kaya ‘’O KADAR ÇOK TALEP VAR Kİ, KARŞILAMAKTA GÜÇLÜK ÇEKİYORUZ’’ Diyet ve Sağlıklı Beslenme hizmeti konusunda görüşlerini aldığımız, Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü bünyesinde Osmaniye Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde görev yapan diyetisyen Selma Kaya’da, müdürlük tarafından yapılan tanıtım çalışmaları sonucunda sadece Bakırköy değil, çevre ilçelerden de çok yoğun bir talep geldiğini ve bu talebi karşılamakta güçlük çektiklerini belirtti. Kaya, bu hizmetten sadece Bakkart’ı olan Bakırköylülerin yararlanabildiğini ifade ederek, ‘’Burada daha çok obez gruba hitap ediyoruz. Onların öncelikle beslenme, sağlık öykülerini ve kan tahlillerini değerlendirip diyet yazıyorum. Kişinin, uyguladığımız diyeti tam anlamıyla yapabilmesi için detaylı bir şekilde anlatıyoruz. Sabah öğle ve akşam yemeklerinde neleri yiyeceğini hepsini planlıyoruz. 15 gün aralıklarla da takibe çağırıyorum. Kilo problemi bitene kadar bu işlem devam ediyor. Kilo problemi bittikten sonrada korumayı öğretiyorum. Haftanın 4 günü Osmaniye Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde, Salı günleri de Huzur Evi’ne giderek, orada kalan yaşlılarımızın yaşına ve durumuna göre haftalık beslenme listelerini hazırlıyorum. Yapılan tanıtım çalışmaları sonucu çevre ilçelerden çok talep geliyor. Ama biz sadece Bakırköy’e bile yetişmekte zorluk çekiyoruz. Şu anda 1 aylık randevularımız dolmuş durumda. Gün içinde 20 ye yakın hastaya bakıyorum’’ dedi. Kilo vermek için sağlıklı beslenmenin yanı sıra spor ve egzersizinde önemli yer tuttuğunu vurgulayan Kaya, bunun için gerekli gördükleri hastaların, spor eğitmeni Fikret Örs nezaretinde Osmaniye Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde egzersiz ve spor yapma olanağı da sunduklarını kaydetti. Diyetisyen Selma Kaya, son olarak kilo problemi çeken vatandaşlara seslenerek, sağlıklı beslenmenin kesinlikle aç kalmak olmadığını, kilo problemi arttığı zaman kişinin kendisini kontrol edemediğini ve bu durumda olan insanların mutlaka bir diyet uzmanı ile görüşmesinin gerektiği uyarılarında bulundu. YAVUZ ARPACIK TEKNOLOJÝ DÜNYA SI GÖKHAN ATAMER [email protected] APPLE’DAN SAMSUNG’A 7,8 MİLYAR DOLAR Güney Kore'de yayın yapan Korea Economic Daily gazetesinin haberine göre iki şirket arasında imzalanan anlaşma sonrasında Apple, Samsung'un en büyük müşterisi olacak. Anlaşmaya göre Samsung'a 7,8 milyar dolar ödeyecek olan Apple, Güney Koreli elektronik devinden LCD panel, mobil işlemci ve NAND flaş bellek başta olmak üzere ekipman tedarik edecek. Bu ekipmanlar büyük ölçüde iPhone ve iPad'lerde kullanılacak. Gelecek nesil iPad'lerde kullanılmak üzere Super PLS ekran satması beklenen Samsung, böylelikle iPad'lerdeki ekran çözünürlüğünü 1280x800'e kadar çıkarabilecek. Galaxy Tab ile Apple'ın rakibi olan Samsung'un, en büyük rakibine ekipman sağlayıcı olarak hizmet vermesi akıllara birsürü soru getiriyor. EN PAHALI INTERNET YİNE BİZDE Türkiye Ekonomi Politikaları Vakfı'nın OECD ülkelerindeki internet erişimi fiyatlandırma politikalarını konu edinen araştırmasından yine beklenen sonuç çıktı. TEPAV Araştırmacıları Ü. Barış Urhan ve İrem Kızılca tarafından yazılan “Türkiye’de Kişilerin İnternet Kullanımları Ne Şekilde Değişiyor? İnternet Kullanıcıları Üzerine Bir Değerlendirme” başlıklı rapordaki verilere göre ülkemizde hayatında hiç internet kullanmayanların sayısı 45 milyon civarında. Romanya ile birlikte en kötü tabloyu sergilediğimiz bu kategorinin dışında, ekipman ücretlerinin yüksekliği de internet penetrasyonunun düşük olmasındaki en önemli etken olarak görülüyor. OECD Genişbant İstatistikleri’ne göre 2.39 dolarlık en düşük ve 76.11 dolarlık en yüksek Megabit/saniye’lik fiyatlarıyla Türkiye internetin OECD ölçeğinde en pahalı olduğu ülkelerden biri olurken, en yakın ülke Lüksemburg'un beş katına yakın ortalamaya sahip ücretler ise dikkat çekti. SAMSUNG’DAN MOBİL BELLEKTE İNANILMAZ HIZ Samsung'un yeni nesil mobil RAM modülleri saniyede 12.8 gigabayt gibi çok yüksek bir veri aktarım hızına ulaşabiliyor. Yeni sınıf belleklerin şu anki DDR DRAM'lerin bant genişliğini (1.6GB/sn) sekize katlaması bekleniyor. Samsung Başkan Yardımcısı Byungse So, 1GB mobil DRAM'lerin geniş bir giriş/çıkış ara yüzü sunduğunu, 50 nanometre sınıfı işleme teknolojisiyle üretildiğini söylüyor ve yeni teknolojiyi şöyle açıklıyor: "Samsung'un geniş giriş/çıkış DRAM'i, veri aktarımını hızlandırmak için önceki 32 pin mobil DRAM'lere kıyasla 512 pin kullanıyor." Yeni bellek güç tüketimini de yüzde 87 oranında azaltıyor, yani şu anki 1.6GB'lık çipi çalıştırmak için gereken enerjinin ATAKÖY Geçen yıl iPad ile tek başına pazara hükmeden Apple bu kez HP, Motorola, Blackberry, Acer ve Samsung'un çıkardığı veya yakında duyuracağı ciddi rakiplere sahip. yüzde 13'ü ile yetinebiliyor. AKILLI NAYLON POŞET ÜRETİLDİ Tarsus Organize Sanayi Bölgesi'nde üretilen ''Akıllı Naylon Poşetler'' sayesinde taze sebze ve meyveler ilk günkü tazeliğini aylarca koruyabiliyor. Maraton Plastik Ambalaj Sanayi Ticaret Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Serdal Biçer, 3 milyon TL'lik yatırım ve 2,5 yıl süren ve 500 bin TL'ye mal olan AR-GE çalışmasıyla ürettiği poşetin özellikle ihracatçıların en büyük sorunu olan sebze meyve bozulmalarına karşı işini kolaylaştırdığını bildirdi. Biçer, 'Sihirli Taze Yaşam'' anlamına gelen ''Magic Live Fresh'' adı verilen modifiye atmosfer naylonu üretiminde aldıkları ilk olumlu tepkilerin ardından seri üretime geçtiklerini kaydetti. Serdal Biçer, işletmelerinde şu anda ayda 60-70 ton arasında akıllı naylon poşet üretimi yapmaya başladıklarını, üretimi yakın bir gelecekte ayda 200 tona kadar çıkarabileceklerini bildirdi. 5 kiloluk kasalar için 10-15 kilogram ürün alabilen naylon poşetlerin yanı sıra çiçekçiler için daha büyük poşetler ürettiklerini ifade eden Biçer, ''İhracatçılara özel poşetlerin yanı sıra marketlerde satılmak üzere içinde 10 adet 2'şer kilo ürün alan poşetler de üretiyoruz. Bu üretimimiz tamamen perakende müşterilere yönelik. Bu poşetler sadece bir defalık kullanılmıyor, temiz tutulduğu takdirde uzun süre poşetlerden yararlanılabilir'' dedi. Serdal Biçer, ''Magic Live Fresh'' modifiye atmosfer naylonunun iç ortamda karbondioksit ve oksijen oranını dengeleyerek içerisindeki ürünün depolama ve raf ömrünü uzattığını, naylonun içine konulan meyve, sebze ve çiçeklerin familyasına göre ürettiği olgunlaşmayı hızlandıran etil, etil alkol, sülfirik asit ve amonyum gibi gazları, iç ortamdan dış ortama atmayı sağladığını vurguladı. Böylece zararlı gazlar ve alkollerin küflerin iç ortamda yaşama şansı bulamadığını ve raf ömrünün uzayarak tazeliğinin korunmuş olacağını ifade eden Biçer, şunları kaydetti: ''Meyve, sebze ve çiçekler hasattan sonra etilen gazı çıkarır. Bu etilen gazına maruz kalması sonucu meyve ve sebze ile çiçeklerde yaşlanma ve bozulma olur. Magic Live Fresh modifiye atmosfer naylonu sıradan torbaların aksine nefes alıp, verebilen bir ambalajdır. İçerisindeki gazları dışarı atarak içindeki ürünün ömrünü uzatır, tazeliğini uzun süre korur. Bu poşet sayesinde bir günde bozulan tere gibi nazik yeşillik türleri bile en az bir ay süreyle tazeliğini koruyor.'' Biçer, akıllı naylonu antisisleme tedavisi uygulayarak küf ve bakteri oluşmasını engellediğini ve içindeki nem oranını en aza indirdiğini, herhangi bir kimyasal da içermediğini vurguladı. iPAD 2'DE GECİKME YOK Geçen yıl iPad ile başlayan tablet savaşının lokomotifi olan Apple, ikinci modelini gecikmesiz piyasaya sürecek. Çok yüksek satış rakamlarından doğan malzeme tedarik problemi yaşayan firmanın yine de beklendiği üzere Mart başında yeni ürünü tanıtması bekleniyor. Apple dedikodu sitelerinde dün eşzamanlı yayılan haberde, şimdilik iPad 2 olarak anılan yeni nesil tabletin 2 Mart'ta San Fransisco'da açıklanacağı belirtiliyor. Bugüne kadar önemli lansmanları sahnede bizzat kendisi yapan efsanevi yönetici Steve Jobs hastalık iznine ayrıldığı için, bu görevi bu kez 'geçici CEO' Tim Cook tarafından yapılacağı iddia ediliyor. Jobs yıllardır savaştığı kanser hastalığı yüzünden bugüne dek 2 kere hastalık iznine ayrılmış, bunlardan birinde karaciğer nakli ameliyatı geçirmişti. Son haftalarda Jobs'ın hastalığının çok ilerlediği ve fazla ömrünün kalmadığı iddiaları bazı dedikodu gazetelerinde yer almıştı. iPad 2, selefine göre daha yüksek çözünürlükte ekrana sahip olacak. İşlemcinin ve pil dayanma süresinin artırıldığı tablette ön ve arka yüzde kamera da bulunacak. ÝMTÝYAZ GENEL Taner SAHÝBÝ, KÜÇÜKTEPE Hukuk Danýþmaný: Av. YÖNETMEN VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ Ofset Baský ; ÜNÝFORM Özcan ATAMER Renk Ayýrým; FÝLMEVÝ Haber Koordinatörü AYLIK BÖLGE GAZETESÝ Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1 Gökhan ATAMER Ýstanbul Aylýk Süreli Ferhat yayýnApt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Haber Merkezi Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16 YIL: 19 Sayý: 202 MART 2011 Yavuz ARPACIK Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ. Arzu BERATOĞLU tarafýndan yayýnlanmaktadýr. [email protected] Köþe yazýlarýndaki sorumluluk, yazarlarýna aittir. GAZETEMÝZ BASIN AHLAK YASASINA Gazetemizde yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahibine aittir UYMAYI TAAHHÜT ETMÝÞTÝR BEST BUY TÜRKİYE PAZARINA VEDA ETTİ ABD'deki Best Buy üst yönetimi, şirketin global bazda kısa ve uzun vadeli beklentileri doğrultusunda Türkiye pazarından çıkma kararı aldı. Best Buy'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Best Buy üst yönetimi, alınan bu kararın Türkiye'deki çalışanların ve şirketin başarısıyla bir ilgisi olmadığını belirtti. Firma, önündeki geçiş döneminde müşterilere ve iş ortaklarına karşı olan zorunlu tüm hukuki ve ticari sorumlulukların zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirileceğini duyurdu. Best Buy Türkiye'den yapılan açıklamada ise şu görüşlere yer verildi: ''Best Buy Türkiye olarak önümüzdeki aylarda bir geçiş dönemi yaşayacağız. İzmir ve Ankara mağazalarımızda Best Buy olarak müşterilerimize en üstün hizmeti sunmaya devam edeceğiz. Öncelikle çalışanlarımızı koruyacak ve markamızın saygınlığını güvence altında tutacak şekilde mağazalarımızın devri veya kapatılmasını içeren farklı opsiyonları değerlendirip hissedarlarımız için en doğru kararı vereceğiz.'' PLAYSTATION 4 UFUKTA GÖRÜNMÜYOR Yaklaşık 5 yıldır piyasada bulunan Sony PlayStation 3 oyun konsolu bir süre daha yerini kimseye bırakmayacak. Firma, yeni nesil konsol çıkaracakları söylentisini yalanladı ve en az 5 yıl daha PS3 üzerinde geliştirme çalışmaları yapacaklarını duyurdu. Sony Computer Entertainment Genel Müdürü Kazuo Hirai, “PS’e yeni özellikler ekleyerek ve performansını güçlendirerek yola devam edeceğiz. Adına ne denirse densin, yakın dönemde yeni nesil bir konsol modeli planlamıyoruz” dedi. PlayStation 3 için en az 10 yıllık bir ömrü belirlediklerini söyleyen Hirai, 2006’da çıkan ürünün geliştirilerek en az 5 yıl daha lokomotif model olarak pazarlanacağını belirtti. SANAL ÇİFTLİK PARA BASTI 2007 yılının Temmuz ayında ABD San Francisco’da kurulan Zynga, oyun konusunda uzmanlaşan şirketlerden biri. En popüler ürünüyse Haziran 2009’da kullanıma sundukları sanal çiftlik oyunu Farmville oldu. Sanal bir arazi üstünde tarım ve hayvancılık yapma esasına dayanan Farmville kısa sürede Facebook’un en popüler ve en çok gelir getiren oyunu olmayı başardı. Oyuncuların sanal tarlalarındaki hasatları ya da ahırdaki sanal hayvanları için aldığı sanal ürün ve hizmetler sayesinde günlük geliri 1 milyon doları geride bıraktı. Lady Gaga’dan Avril Lavigne’ye kadar ünlü ünsüz on milyonlarca kişi gece gündüz ekinin, hasadın derdine düştü. Hatta Bulgaristan’da bir politikacı oturumlar sırasında sürekli Farmville oynadığı için meclis toplantısından kovuldu. İnternet kullanıcıları haftada toplam 70 milyon saati bu oyun için harcar hale geldi. MSN altında da çalışır hale gelen oyunun sıradaki durağıysa Apple’ın iPod Touch, iPhone ve iPad ekranları. Borsaya açılmaya soyunan Zynga, henüz kurulalı dört sene bile olmamışken 9 milyar dolar değerlendi. Twitter’a 10 milyar dolar pazar değeri biçildiği düşünüldüğünde bu hiç de yabana atılacak bir rakam değil. Oyun sektörünün içinde değerlendirildiğinde pazar lideri EA (Electronic Arts) ile kıyaslandığında geçen seneki 850 milyon dolarlık gelir EA’nın 3 milyar dolarlık geliri karşısında çok iddialı değil. Ancak oyun başına gelir ve üretim maliyeti açısından düşünüldüğünde bu dev rakibine kıyasla çok daha kârlı ve gelecek vaat eder durumda. Hukuk Danýþmaný: Av. Taner KÜÇÜKTEPE Ofset Baský : ÜNÝFORM Renk Ayýrým : FÝLMEVÝ Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1 Ferhat Apt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16 Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ. tarafýndan yayýnlanmaktadýr. Gazetemizde yayýnlanan yazý ve fotoðraflar kaynak gösterilmeden kullanýlamaz 33 Zerrin Kubilay’ın 15. Kişisel Sergisi ORTANCALAR Ze r r i n K ub il ay ’ı n y a ğ lı bo ya t a b lo l a r ı nd an o lu şa n r e si m le r i N iş an taş ı Ci ty s ’d e s e r gi le n di . T e m an ın doğ a old u ğu v e 7 0 ’ d e n f a zl a e s er i n b ul u nd uğ u s er g in in a çı l ış ın a sa na t ve i ş d ün y as ın da n se ç k in m i s afi r le r ka tı ld ı. Resi m yap mayı çok s e v di ği ni ve ç o c uk lu k t a n b e r i r e si m ya pt ığ ın ı b el i r t e n Z e r r in K u bi lay , ‘ ’B e ll i ku r al l ar a b ağl ı k alm a dan g e ne l li kl e ha y a l l er ü z er i ne d o ğ a ç l a m a r e s im y ap ıy or u m . D o ğa yı ço k s e vd iğ im i ç in r e s i m le r i nd e d oğa u ns u r la rı n ı ç o k f a z l a k u ll anı y or u m . Or tan c al ar v e ke d il e r b u s e r g i m d e e n ç o k ç a l ı şt ığ ım o b je l er . B u s e r gi m e “Or t anc al ar ” d iy e bi l ir i z. B e ni za te n o r t a n c a r e s s a m ı o l a r a k t a n ım a y a b a ş la d ı la r. B u se r g im d e d iğ e r s e r g i l er i m d e n f a r k lı o la r a k s o y u t r es i m le r i m d e se r g il e nd i. B e n r e si m le r i m i y a p a r ke n ço k m ut lu o lu y o r um . A m ac ım s e r gi m i ge z e nl e r in d e u fak ta o ls a t a t lı d u yg u h is s e t m e le r i d i r ’ ’ d ed i. S er g i a ç ı lı şı t opl u ç e ki le n h at ır a fo toğ r afı i le s on bu l du . (Arzu BERATOĞLU - Yavuz ARPACIK ) TOFD RESİM ATÖLYESİ’NDEN ‘’ENGELSİZ SANAT’’ SERGİSİ Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (TOFD) Resim Atölyesi engelsiz ressamları tarafından yapılan resimlerden oluşan ‘’Engelsiz Sanat’’ sergisi İMSG (İstanbul Modern Sanatlar Galerisi)’de sergilendi. Sergi açılışında konuşan TOFD Başkanı Ramazan Baş, “TOFD Resim Atölyesi ressamları bize engelleri nasıl ortadan kaldırılabileceğini bir kez daha gösterdiler. Sanatla kendinizi ifade etmek çok daha kolay. Sanat sınırları içinde özgürsünüz, sizi sınırlayan, engelleyen hiçbir şey yok, bunun için engeller ortadan kalkıyor ve herkes istediğini icra edebiliyor. Tüm TOFD Resim Atölyesi ressamlarına, İMSG’nin sahibi ve TOFD Yönetim Kurulu üyesi Ece Şeki’ye ve atölyemizin hocası ressam Pakize Eraslan’a teşekkürlerimizi sunuyorum” dedi. Açılış konuşmasından sonra TOFD Resim Atölyesi Ressamı ve eğitmeni Pakize Eraslan’a ve Ece Şeki’ye plaket takdim ederek teşekkürlerini sundu. Sergiye ev sahipliği yapan Ece Şeki ise “İMSG olarak şimdiye kadar birçok sergiye ev sahipliği yaptık fakat bu serginin yeri bizde çok farklı. Engellerin nasıl ortadan kalktığını bizler gördük, sergiyi gezen herkes resimleri gördüğünde bunu hissedecek. TOFD ile işbirliğimiz sürecek, yaptığımız güzel ve anlamlı organizasyonlarla engelleri birer birer ortadan kaldıracağız.” dedi. 35 Kökleri Selçuklu Tarihi’ne kadar uzanan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun saraylarını süsleyen Zerduzi (Sırma İşi) günümüzde elle işlemesi yapılan bir sanat. Bu sanatı icra edenler “Zerduz” diye anılıyor. TARİHE TANIKLIK EDEN SANAT “ZERDUZİ’’ Kökleri Selçuklu tarihine kadar uzanan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun saraylarını süsleyen Zerduzi teknikli eserler günümüzde çok az kişi tarafından devam ettiriliyor. Bu tekniği kendi hayal gücünü katarak zenginleştiren Beratoğlu El Sanatlar Galerisi Sahibi Zerduz Zahir Beratoğlu, eserlerinde; geleneksel sırma tekniklerini, yaratıcılığını ve ustalığını kullanarak harmanlıyor ve eşsiz eserler sunuyor. Kullanım alanları yatak örtüleri, bindallılar, perdeler, oda takımları, masa örtüleri, kırlentler, sehpa takımları ve seccadeler olan bu tekniği zenginleştiren Beratoğlu, her türlü mimari yapıları, saat tasarımlarını ve isme özel tasarımları kumaş üzerine yüzde yüz el işi olarak işliyor. Atalarımızdan kalan bu sanat tekniğini günümüzde halen devam ettiren Zahir Beratoğlu, Osmanlı İmparatorluğu saraylarını süsleyen bu sanatın örneklerinin günümüzde artık tarihi eser özelliği kazanarak müzelerde sergilendiğini ve bir çoğunun da Kapalı Çarşı gibi mekanlarda tarihi eser olarak satıldığını belirtiyor. Kur'an Kapları, Seccadeler, Perde-ler, Yastıklar, Kıyafetler, Yatak Örtüleri, Salon takımları, Kına takımları, Çeyiz ve Bohça gibi birçok üründe bu tekniğin kullanıldığını ifade eden Zahir Beratoğlu, günümüzde çoğunlukla Maraş ilinde yapıldığı için bu işlemenin "Maraş İşi" olarak anıldığını ancak Maraş işi olarak adlandırılsa da yapım aşamasında Zerduzi’nin bazı noktalarda Maraş işinden ayrıldığını söylüyor. Zerduzi’nin tek yüzlü işleme olduğunu kaydeden Beratoğlu, Zerduzi tekniğinde kullanılan araç gereçler ve yapım aşamasından da bahsederek “İlk önce desen kağıdı hazırlanır, sonra desen karton üzerine kopyalanır ve sırasıyla hazırlanan desen kesilip, kasnağa gerilen kumaş üze-rine dikilir ve sırma işi yapılmaya başlanır. Yani kısaca Zerduzi (Sırma işi) tek yüzlü olup altın ve gümüş renkte sırma kullanılarak çizme, kesme, yapıştırma, işleme ve süsleme aşamalarıyla yapılır. Zerduzi desenin altı hazırlanarak kesilmiş karton ile beslenir. 5-7 kat sırma ile desen üzerinden yürütülerek karşılıklı kenarlardan iplik yardımıyla tutturulur ve yan yana devam edilerek işlenir. Bu teknikte kullanılan araç gereçler; makaralık, kumaş, astar kumaş, nakış ipliği, beyaz karton, gri karton, sarı karton, dikiş iğnesi, makas, tutkal, petile(sırmanın sarıldığı tahta çubuk), kullanılan kumaşlar ise; saten, kadife, organze ve çeşitli ipekli kumaşlardır. Kumaşlara işlenirken kumaşlar astarlı kumaşlarla duble edilir.’’ diyor. ZERDUZ ZAHİR BERATOĞLU’NUN ÖZEL ESERLERİ Zahir Beratoğlu, kullanım alanlarını zenginleştirdiği Zerduzi tekniğinde öne çıkan eserlerini ise şu şekilde anlatıyor. Atatürk Portresi ve Türk BayrağI; Siyah süet kumaş üzerine yapılan "Atatürk Portre'si" %100 el işiyle Pakistan ve Hint Simi kullanılarak işlenmiştir. Yüz kısımlarında sarı Hint Simi ve yaka kısmında ise kırmızı tonlarında Pakistan Simi kullanılmıştır. Ay yıldız beyaz ipek iple işlenmiştir. Kırmızı bayrak görünümünü veren kısım kırmızı iple hazırlanmış ve başındaki Kalpak da siyah kordonla yapılmıştır. '' Kız Kulesi '' Tasviri Siyah Süet Kumaş Üzerine Kabartma Karton Üzeri İthal Hint Simi İle Düz Sırma ve Çeşitli El İşi Teknikleri Kullanılarak Nakşedilmiştir. Çerçevesiz Olup 153 x 133 cm boyutlarındadır. %100 EL İŞİ Tüm eserlerinin el emeği göznuru olduğunu belirten Zahir Berat-oğlu, alışıla gelmişin dışında, yeniden yorumlanarak yapılmış bulunan birbirinden farklı tüm bu çalışmalarını kendi atölyesinde sürdürdüğünü ifade ederek, bu eserleri merak edenlerin Bahçelievler’deki Beratoğlu El Sanatlar Galerisi ve Atölyesi’ne beklediğini söylüyor. 37 Halkla İlişkiler; kurumun ve markanın kamuoyunda olumlu bir imaja sahip olması için tanıtım çalışmalarını sene içerisinde planlayarak yürütür. Müşterinin her türlü beklenti ve ihtiyaçlarına çözüm üreten kadro ile çalışarak, müşteri sadakatini pekiştirir. Türkiye’de AVM sayıları her geçen gün artıyor. Şu anda 46 şehirde toplam 260 alışveriş merkezi bulunuyor. İnşşatı devam eden ve açılma noktasına gelen AVM sayısı ise 50. Alışveriş Merkezlerinde en büyük yükün çekenler ise Halka İlişkiler müdür veya müdüreleri. Bu sayımızdan başlayarak sizlere AVM’lerin Halkla İlişkilerini yönetenleri tanıtacağız. Bakırköy’ünen önemli alışveriş ve yaşam merkezi Carousel. Carousel’in Halkla İlişkiler departmanının başında Tuba Şat Sarışen bulunuyor. dönük olumlu sonuçlar vermektedir. 15 yıldır faaliyetlerini sürdüren Carousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin son biryıl içerisinde yaptığı çalışmaları değerlendirerek, müşterilere sunduğu yenilikler hakkında bilgi verir misiniz? Kendinizden biraz bahseder misiniz? İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi ;“Turizm İşletme” Bölümünden 1995 yılında mezun oldum. İş hayatıma Ten Holding(TENTUR) de İncoming ve Outgoing Tur Satış ve Pazarlama Departmanı’nda başladım. Yurtdışına Tur satışları ve tur programının oluşturularak, reklam çalışmalarının planlamasından sorumluydum. Burada 5 yıl çalıştım. Daha sonra CNR Fuar da Sektörel Dergilerin Editörlüğünü yaptım. Ardından Çukurova Grubuna Danışmanlık veren Anamedya Ajansta 8 yıl süreyle Müşteri ilişkileri Yönetmeni olarak görev aldım. Burda Kreatif tasarımdan, ürün lansmanına ve medya planlamaya kadar müşterilerimin pazarlama iletişimiyle ilgili tüm faaliyetlerini planlıyordum. 2007 Yılının sonunda, Carousel Alışveriş ve Yaşam Merke-zi’nde Halkla İlişki-ler Müdürü olarak göreve başladım. 3,5 yıldır halkla ilişkiler ile birlikte mağaza kiralama çalışmalarını da yürütmekteyim. Halkla İlişkiler ne iş yapar? Neleri planlar? Halkla İlişkiler; kurumun ve markanın kamuoyunda olumlu bir imaja sahip olması için tanıtım çalışmalarını sene içerisinde planlayarak yürütür. Doğru ve etkili iletişim yürütebilmek için, hedef kitlesini belirler ve bu doğrultuda faaliyetlerini hazırlayıp, uygular. Kurumun basında etkin ve doğru şekilde yer alabilmesi için faaliyetlerde bulunur. Avm’ler 24 saat yaşayan dinamik yapıdaki işletmelerdir. Müşterinin her türlü beklenti ve ihtiyaçlarına çözüm üreten kadro ile çalışarak, müşteri sadakatini pekiştiriyoruz. Nasıl bir ekiple çalışıyorsunuz? İş hayatınızdaki öncelikleriniz ve prensipleriniz nelerdir? Pazarlama ve Halkla İlişkiler Departmanı’nda 3 kişiyiz. Ayrıca danışma kadrosuyla birlikte toplam 8 kişilik bir ekibiz. Dinamik, genç ve çalışkan bir ekibim var. Hizmet sektöründe öncelikli hedefimiz müşteri memnuniyetidir. Bu ilkeyi tüm arkadaşlarım benimseyerek, çalışmalarını yürütmektedir. Güleryüzlü ve çözüm üreten bir yaklaşımla müşterilerimizi ve mağaza çalışanlarımızı karşılamak en önemli görevimizdir. İş yaşamında en önemverdiğim konu, dürüstlük, sorumlulukların bilinci ve işi severek yapmaktır. Bir işi sevdiğinizde çalıştığınızın farkına varmazsınız. Önceliğiniz ikinci aileniz olan çalışma arkadaşlarınız olur. Böylelikle takım çalışmasındaki ekip ruhuyla başarı ortaya çıkar. Carousel’i diğer alışveriş merkezlerinden ayıran en önemli özellikler nelerdir? Herşeyden önce mimari konseptimiz ‘Atlıkarıncamız’, alışveriş merkezimizin içinden hastaneye bağlantımız. Bir önemli hizmetimiz de özellikle bayan müşterilerimizin büyük beğenisini toplayan, 2 ayda bir yayınlanan ‘Carousel Instyle’ dergimiz. 7000 tirajlı sosyal ve güncel haberleri içeren, moda, sağlık, çocuk gibi konularda rehberlik sağlayan dergimiz ücretsiz olarak mağazalarımıza ve müşterilerimize dağıtılmaktadır. 2010 Eylül ayı itibarıyla aramıza katılan Bowling & Eğlence merkezimiz ile en son teknoloji, Dolby Digital Ses sistemi ile donatılmış Sinema severlerini yeni buluşma noktası ;CİNEMAPİNK. Servis araçlarımızla müşterilerimize sunduğumuz servis hizmetimizle farklılıklarımızı ayrıştırabiliyoruz. Carousel’de çalışan tüm personel güler yüzlü, koşulsuz müşteri memnuniyeti odaklı hizmet vermektedir. Carousel Alışveriş Merkezi olarak her yıl düzenlediğimiz kampanyalarımız, bayanlara yönelik özel etkinliklerimiz, dönemsel olarak yaptığımız dekor süslemeleri ile müşterilerimizin ilgisini her zaman sıcak tutuyoruz. Carousel olarak kampanyalara bakışınız nedir? Kampanyaların ne gibi etkilerini görüyorsunuz? Her AVM gerek bulunduğu lojistik konum gereği, gerekse müşteri profilini çeşitlendirip, müşteri sadakati yaratabilmek adına farklı zamanda farklı kampanyalar yürütmektedir. Burada önemli ve doğru olan yaklaşım, iletişim stratejisinin kurum kimliği ve konseptiyle bir bütün oluşturacak şekilde sürdürülebilir ve uzun vadede hem müşterilere hem de kiracılara değer yaratacak düzeyde yürütülmesidir. Pazarlama odaklı kampanyalar, hedef kitlenin talep ve beklentilerini karşılayacak şekilde hazırlanmalıdır. Tüketim kültür toplumumuzda aile yapısı oldukça önem taşımaktadır. Aile yapısına değer katacak, işlevsel ve kullanışlı kampanyalar ileriye Carousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi kurulduğu günden bugüne her yıl düzenlediği etkinlikler, sosyal sorumluluk projeleri ve kampanyalarıyla adından sıkça söz ettirmiştir. 2010 yılında da bu geleneğimizi bozmadık ve AVM’ye kattığımız yeni mağazalarımız, eğlence merkezlerimiz, düzenlediğimiz etkinliklerimiz ve kampanyalarımızla ziyaretçilerimizin ve Bakırköy’ün gözdesi olmaya devam ediyoruz. 2010 yılı içerisinde ziyaretçilerimize AVM içerisinde daha da keyifli dakikalar geçirtebilmek adına başlattığımız ve hala her ay düzenli olarak devam eden yemek atölyesi etkinliklerimizde ziyaretçiler, farklı tatları pişirmenin püf noktalarını öğrenirlerken mini söyleşi tadında geçen etkinliklerde keyifli zamanlar geçiriyorlar. Bunun dışında 2010 yılı içerisinde AVM’ye katılan Gusto, U.S Polo, Beymen Bussiness gibi önemli markalar Carousel ailesine katılan yeni iş ortaklarımızdan oldu. 2010 yılı içerisinde yeniden düzenlediğimiz ve dekore ettiğimiz yeni bebek bakım odamız sayesinde Carousel’i ziyaret eden anneler daha mutlu. Yine 2010 yılı içerisinde Carousel AVM bünyesinde açılan Bowling ve Eğlence Merkezimiz ile yeniden dekore edilen ve içerisinde 7 adet son teknoloji ile kurulmuş salonu bulunan sinemamız CİNEMAPİNK özellikle genç ziyaretçilerimizin buluşma noktası olmaya devam ediyor. Tüm bunların yanı sıra bu yıl da düzenlediğimiz benzersiz kampanyalarımızla 2010 yılında fark yaratmaya devam ediyoruz. Yaz döneminde başlayan Yaz Tatili kampanyamız, 15. Yıl heyecanımızı kutladığımız şu günlerde 15 Otomobil kampanyamızla devam ediyor. Tüm bu çalışmalar sonucunda giderek artan ziyaretçi sayımız bize gösterdi ki Carousel yönetimi ve çalışanları olarak doğru bir çalışma anlayışı içerisinde ilerliyoruz ve ilerlemeye de devam edeceğiz. 15. Yılını kutlayan Carousel’in bu doğrultuda yaptığı çalışmalar, kampanyalar ve tüketicilere yönelik sunduğu hizmetler hakkında bilgi alabilir miyiz? Sektörün öncü alışveriş merkezlerinden birisi olarak ziyaretçilerimizi sadece yaptığımız kampanyalarla değil sürekli olarak düzenlediğimiz farklı ve keyifli etkinliklerimizle de buluşturuyoruz. 15. kuruluş yılımızı kutladığımız bu yıl içerisinde müşterilerimizi 2 tane büyük kampanya ile buluşturduk. Bir tanesi yaz döneminde gerçekleştirdiğimiz ve başarıyla sonuçlanan Yaz Kampanyamız idi. 01 Mayıs 2010 – 31 Temmuz 2010 tarihleri arasında gerçekleştirdiğimiz Yaz Kampanyamız çerçevesinde 15 çifte Rixos Premium Belek Hotel’de 4 gece 5 gün mükemmel bir tatil hediye ettik. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye’deki ve dünyadaki AVM’ler arasında bir ilke imza atarak 15. Yılımıza özel 15 adet Chery marka otomobili ziyaretçilerimize hediye ediyoruz. Doğum tarihimiz olan 29 Eylül 2010 tarihinde başlayan kampanyamız 15 Şubat 2011 tarihinde tamamlanmıştır. 9 Mart Çarşamba günü düzenleyeceğimiz çekiliş töreni ile 15 talihlimizi belirleyerek araçlarına kavuşturacağız. Carousel mağazalarından 100 TL’lik alışveriş yapan ziyaretçilerimiz 5 adet Kimo Lusso, 5 adet Tiggo, 3 Lusso ve 5 adet Tiggo Lusso Alt 2.0 kazanma şansına sahip olacaklardır. ARZU BERATOĞLU 39 EV YEMEKLERİNE RAĞBET ARTIYOR Börek çeşitleri, mantı, içli köfte, zeytinyağlılar, tepsi ve et yemekleri; her kadının yapamayacağı, yapsa da epey vakit kaybedeceği yemekler... Bu sebepledir ki kalabalık bir misafir topluluğunu evinde ağırlamak isteyen ev hanımı, bir hafta öncesinden strese girer. Çünkü temizlik yapmak ayrı bir derttir, yemek yapmak ayrı bir dert. Ünlü restoranlardan yemek siparişi verse bile, bilir ki fabrikadan çıkan yemeklerin lezzeti, bir kadının elindeki lezzeti aratır. Hal böyle olunca da evin hanımı, ortalıkta ne yapacağını bilemeden dolaşır. İşte bu durumu gören girişimci ev hanımları, yeni bir sektörün oluşumuna öncülük ediyor. Ev yemekleri… Günümüzde yemek endüstrisi epeyce revaçta. Ne tarafa baksak gıda üzerine açılmış işletmeleri görüyoruz. Ne var ki evde yapılan yemekler hiçbir zaman en lüks bir restoranda hazırlanan yemekle aynı lezzette olmuyor. Damak tadına önem veren kişiler de ev yemeklerine rağbet ediyor. Daha fazla bekarların, çalışan bay ve bayanların, gurbette, anne yemeğinden uzakta olan öğrencilerin ev yemeklerini tercih ettiğini söyleyen Bol Kepçe Ev Yemekleri’nin sahibi Gıda Teknikeri Esin Mutlu “İnsanlar eğer sağlığını düşünüyorsa ve evdeki benzer lezzetleri yakalamak istiyorlarsa ev yemeklerini tercih ediyorlar. Bir de çalışan insanlar her gün dışarıda yemek zorunda. Her gün hamburger ya da pizza nereye kadar. Bu tarz kuru şeyleri ara sıra tercih edip, daha çok ev yemeklerini tercih ediyorlar. Her kesimden gelen var. Emeklisi de geliyor, öğrencisi de. Özellikle bekar beyler evine giderken gelip alıyor.’’ diyor. Ev yemekleri yaparken pratik, hızlı ve temiz olmak gerekir. Kısıtlı zamanda menüyü zenginleştirmek, kaliteli malzeme kullanarak farklı lezzetler ortaya çıkarmak gerekir. Kısa süre önce açılan ve aile işletmesi olan Bol Kepçe Ev Yemekleri’nde mesai sabah altı buçukta başlıyor ve akşam saat sekize kadar sürüyor. Bir gün önceden ertesi günün menüsüne karar veriliyor. Sabah yapılmaya başlanan yemekler öğlene yetiştiriliyor. Öğlen servisler açılıyor ve öğrenciler, avukatlar, doktorlar, emekliler, öğretmenler ev yemeği seven tüm esnaf afiyetle karnını doyuruyor. Çok yoğun tempoda çalışan Esin hanıma yemeklerde annesi Nevin hanım, serviste eşi Yalçın bey yardım ediyor. Rumeli göçmeni olan Esin hanım ve annesi Nevin hanımın katıldığı özel yemek yarışmalarında çeşitli kategorilerde başarıları da var. Her gün farklı menüler çıkan Bol Kepçe’de kuru fasülye, nohut ve pilav hep oluyor. Onun dışında sıcak yemekler ve zeytinyağlılar değişiyor. Günlük 20 çeşit yemek çıkaran Esin hanım ve ekibi ek olarak sütlü tatlılar, baklavalar, salatalar ve mezeler de hazırlıyor. ARZU BERATOĞLU BAKKARTLILAR’A ÇANAKKALE GEZİSİ Bakırköy Belediyesi tarafından “Çanakkale Zaferi’nin 96. Yılında Şehitlerimizi Anmaya Gidiyoruz” programı çerçevesinde, 5 Mart’tan başlayarak 4 hafta süreyle cumartesi günleri tarihi Gelibolu Yarımadası’na gezi gerçekgerçekleştirilecek. BAKKART’lı Bakırköylülere yönelik geziye başvurular, Bakırköy Cumhuriyet Meydanı’nın arkasında (Belediye Başkanlık Binasının yanındaki 2 katlı ahşap binanın 2. katında) bulunan Bakırköy Belediyesi BasınYayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’ne yapılacak. Başvuruya gelecek vatandaşların yanlarında BAKKART ve Nüfus Cüzdanlarını bulundurmaları ve Çanakkale Şehitleri’ni anma ziyaretine daha önce katılmamış olmaları gerekiyor. A y r ı c a B a k ı r k ö y l ü l e r B a s ı n -Ya y ı n İliş k il er M ü dü rl ü ğü ’ n ü n 4 14 9 6 8 8 n u mar a lı te lef o n lar ı nd a n a y r ın t ılı b ilg i ve Ha lkla ve 41 4 9 7 77 d e a l a b i l e c e k l e r. Uzun bir tahtanın yardımıyla dalgaların üstünde kıyıya doğru kayarak yapılan sörf, çok sevilen bir su sporudur. Derin sulardaki büyük dalgaların kıyıdan 90-900 metre açıkta, kayaların ya da kumun oluşturduğu bir sığlıkta kırılarak kıyıya doğru hareket ettiği her yerde sörf yapılabilir.Türkiyede tahta ile yapılan sörfe uygun alan bulun madığından rüzgar sörfü yapılmaktadır. Yelkenli olan rüzgâr sörfü, sörf gibi büyük dalgaların kırıldığı özel kumsallar gerektirmez; bu nedenle de çok yaygın olarak yapılır. S TA R L A R I N DOĞUŞU WİNDSURF VE KİTESURF KAMPI 2 0 1 1 A L A Ç AT I Türkiyede rüzgar sörfünün hemen her sahilde yapmak mümkün olmakla beraber bu spordan daha fazla zevk almak isteyen sörf severler için Çeşme,Gökçeada,Datça, Saroz ve Bodrum çok uygun yerlerdir. Alaçatıdaki rüzgar her türlü sörfre uygundur. Starların Doğuşu Sörf kampımız sörf sporu ile ilgilenen tüm gençlerimize açıktır. Amacımız sörf sporuna ilgi duyan gençlerimize bu sporu en iyi şekilde ve en ince ayrıntıları ile uygulamalı olarak öğretmek ve eğlenceli vakit geçirmelerini sağlamaktır. Eğitim esnasında kampçılarımız başlangıç, orta ve ileri seviye olarak 3’e ayrılır. Kamplarda her seviye kampçılarımıza temel sörf eğitimi verilir, daha önce sörf yapmış kampçılarımıza ise bu sporla ilgili ileri teknikler ve püf noktaları öğretilir. TARİH Alaçatı: 19 - 22 Mayıs 2011 Alaçatı: 27 Haziran - 02 Temmuz 2011 FİYAT Alaçatı: 1.300 TL (KDV dahildir.) 1.Dönem World karta 4 taksit imkanı... Mail order ile ödeme yapılabilmektedir. Kontenjan: 40 Öğrenci Son kayıt tarihi: 15 Nisan 2011 Alaçatı: 1.700 TL (KDV dahildir.) 2.Dönem World karta 4 taksit imkanı... Mail order ile ödeme yapılabilmektedir. Kontenjan: 40 Öğrenci Son kayıt tarihi: 01. Haziran 2011 KAMP YERİ ULAŞIM Ulaşm; Atlasjet hava yolu ile yapılmaktadır.Ulaşım süresince ailelere telefonla ve mesajla bilgi verilmektedir. Sörf kamplarımız Alaçatı Süzer Sun Dreams(*****) Hotel konaklamalıdır. Eğitimlerimiz ise Myga Sörf Merkezinde gerçekleştirilecektir. İLETİŞİM : 0212 570 88 01 0533 713 45 96 www.stralarindogusu.com 41 Kosova’nın bağımsızlığının 3. yılı Küçükçekmece’de coşkuyla kutlandı YAŞASIN İKİ ÜLKENİN KARDEŞLİĞİ KOMŞU İLÇELER: KÜÇÜKÇEKMECE Kosova Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının 3.yıl dönümü Küçükçekmece’de gerçekleştirilen görkemli bir törenle kutlandı. Programa Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay’ın yanı sıra Küçükçekmece Kaymakamı Orhan Öztürk, Kosova Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Bekim Sejdiu, TBMM Başkan Vekili Meral Akşener ve çok sayıda dernek üyesi katıldı. Yerel sanatçılarının sahne aldığı gecede, katılımcılar doyasıya eğlenerek Kosova’nın bağımsızlığını ilk günkü tadıyla kutladılar. Programda ilk olarak; Kosova’nın kurtuluş mücadelesini anlatan fotoğrafların yer aldığı “Bir Kahramanlık Öyküsü” isimli serginin açılışı protokol üyeleri tarafından gerçekleştirildi. Gecede konuşan Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay Kosova ve Türk kardeşliğine dikkat çekerek; “Buradaki herkes Balkanlar’daki eşit olmayan güçlerin mücadelesini çok iyi biliyor. Kosova bizim için sadece bir ülke değil, Kosova bizim için kader birlikteliği yaptığımız candan öte canımızdır. Arnavutluk’un ve Kosova’nın güzel insanları bu ülkeyi layık oldukları yere getireceklerdir. Yaşasın Kosova Cumhuriyeti, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, yaşasın kardeşliğimiz” dedi. bağımsızlık yolunda çok mücadele ettik. Türkiye Cumhuriyeti de Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkedir. Kosova Cumhuriyeti olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne sonsuz minnettarız.”diye konuştu. Başkan Aziz Yeniay’a, katkıları dolayısıyla çiçek ve plaket takdim edilen program, Arnavut Kardeşliği ve Bursa İnegöl Rumeli Türkleri Derneği”nin folklor gösterileri ile devam etti. Programda yerel sanatçılar, Rumelili Ekrem, Aziz Murati, Shukerte Fejza, ve İmran Salkan Türkçe ve Arnavutça şarkılar seslendirdi. Gecenin sonunda ise programda sahneye çıkan sanatçılara Aziz Yeniay ve protokol üyeleri tarafından plaket ve çiçek verildi. TÜRKİYE’YE MİNNETTARIZ Kosova Büyükelçisi Bekim Sejdiu ise hemşerilerini selamlayarak “Kosova bağımsızlığının 3. yılını kutluyor. Bizler KOMŞU İLÇELER: BAHÇELİEVLER ŞİRİNEVLERLER MEHMET ŞEN İLKÖĞRETİM OKULU’NDA EĞİTİM BAŞLADI İstanbul İl Özel İdaresi tarafından deprem güçlendirme çalışmaları çerçevesinde yıkılan ve yenisi hayırsever işadamı Mehmet Şen tarafından yaptırılan Şirinevler Mehmet Şen İlköğretim Okulu düzenlenen törenle hizmete açıldı. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Bahçelievler Kaymakamı Şevket Cinbir, Belediye Başkanı Osman Develioğlu ve İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız’ın da katıldığı açılış törenine vatandaşlar da büyük ilgi gösterdi. Mehter takımı gösterisiyle başlayan törenler daha sonra okulun minik öğrencilerinin folklor gösterileri, şiirleri ve keman konserleriyle devam etti. Okulu yaptıran hayırsever işadamı Mehmet Şen, eğitime böylesi bir katkı sağlayabilmenin mutluluğu içerisinde olduğunu ifade ederek, “Bana bu mutlu günü gösteren Allah’ıma dualar ediyorum. Çocuklarımız burada okusunlar, ilim irfan sahibi olsunlar” dedi. Hizmetlerin en güzelinin eğitim ve hayırların en güzelinin de eğitime yapılan olduğunun altını çizen İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da 2010 yılı içerisinde İstanbul genelinde 1200 derslik yapıldığını bu yılki hedeflerinin bunun üzerine çıkmak olduğunu söyledi. Konuşmaların ardından Bakan Eroğlu tarafından hayırsever işadamı Mehmet Şen’e bir plaket verildi. Daha sonra okul açılışı gerçekleştirildi ve okulun bahçesine öğrenciler ile birlikte fidan dikimi yapıldı. Osmanlı – Rus Savaşı’nda 96 yıl önce, Sarıkamış Sarıkamış’ta donarak Şehit düşen 90 bin asker için Bahçelievler’de anma töreni gerçekleştirildi. Sarıkamış Allahüekber dağlarında -40 derecede donarak şehit düşen 90 bin askerin ardından ailelerinin yaktığı türkülerin seslendirildiği anma programında duygular gözyaşı olup aktı. Çetin kış koşulları, açlık, hastalık ve yazlık kıyafetlerle verilen mücadelenin türkülerle anlatıldığı programda slayt ve Sarıkamış Sema gösterisi yapıldı, türküler ve şiirler okundu. Mesut Mercan’ın sunuculuğunu üstlendiği gecede Sanatçı Recep Ergül’ün uzun yıllar süren der- Şehitleri Bahçelievler’de anıldı. TÜRKÜLERİN DİLİNDEN SARIKAMIŞ leme çalışmaları ile toparlayıp albümler haline getirdiği, Türkçe, Çerkesçe, Gürcüce, Lazca ve Kürtçe olarak tümü Sarıkamış üstüne yakılmış türküler, Recep Ergül ile birlikte Bayar Şahin (Gürcüce) ve Grup Nartların Sesi (Çerkesçe) tarafından seslendirildi. Bahçelievler Yeni Sahne Kültür Merkezi’nde gerçekleşen anma programında konuşan Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu’da “Bu vatan için gözlerini kırpmadan canlarını feda eden şehitlerimizi rahmetle, minnetle anarken, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz” dedi. 42 Bakırköy Musiki Vakfı’ndan iki muhteşem etkinlik FASIL ve DEDE EFENDİ KONSERLERİ Bakırköy Musiki Konservatuarı Fasıl ve Konser topluluğu Faruk Salgar yönetiminde muhteşem bir konser verdi. Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konserin açılış konuşmasını Vakıf Başkanı Hikmet Özkahraman yaptı. Daha sonra sahneye çıkan Vakıf yönetim kurulu üyesi Selçuk Kurt’ta fasıl ile ilgili konuşmasının ardından konserin yönetmeni Faruk Salgar sahnedeki yerini aldı. Topluluğun icra ettiği muayyen faslı salonu dolduran dinleyiciler tarafından ayakta alkışlandı. Konserin ikinci bölümünde koro ve solistler tarafından seçilmiş eserlerden oluşan bir sunum yapıldı. Bakırköy Musiki Konservatuarının bir diğer etkinliği de ‘’Dede Efendi Konseri’’ idi. Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konserin yönetmenliğini ise, Suat Güney yaptı. İki bölümden oluşan konserde birbirinden güzel musiki eserleri icra edildi. Bakırköy Musiki Konservatuarı, konser sonunda salonda bulunan dinleyiciler tarafından uzun süre ayakta alkışlandı. Türkiye’nin ilk Afet Önleme ve Eğitim Merkezi Projesi, Bakırköy’de, Atatürk Hava Limanı yakınlarında yapılacak. Başta deprem olmak üzere tabii afet sırasında toplanma ve konaklama yeri olarak ayrılan alana her biri 5 bin ton kapasiteli 7 yakıt tankı yapılmasına geçit verenler bu projeyi N E R E Y E YA P A C A K S I N I Z ? Türkiye’nin ilk Afet Önleme ve Eğitim Merkezi Projesi, 170 bin dolar tutarındaki mimarlık ödülüyle belirlenecek ve ödül alan proje İstanbul Avrupa Yakası’nda, Bakırköy’de, Atatürk Hava Limanı yakınlarında yapılacak. ThyssenKrupp Elevator ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, Beyoğlu’ndaki eski TÜYAP Fuar Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, 12. Mimarlık Ödülleri’nin başladığı belirtildi. Yarışma ile İstanbul Afet Önleme ve Eğitim Merkezi tasarımının seçilmesi hedefleniyor. Toplantıda proje hakkında bilgi veren İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi Başkanı Prof. Dr. İbrahim Baz, söz konusu projeyle Türkiye’nin ilk Afet Önleme ve Eğitim Merkezi’ni yapacaklarını söyledi. Arzu BERATOĞLU ve Yavuz ARPACIK’ın haberi 22. sayfada MARDİNLİ ÇOCUKLARIN İSTANBUL HEYECANI “En iyi şeyler önce çocukların hakkıdır” düşüncesinin hayata nasıl geçirileceğinin tartışıldığı Birinci Çocuk Hakları Kongresi için ilk kez İstanbul’a gelen 8 kız 3 erkek öğrenciden oluşan Mardin Çocuk Korosu üyeleri İstanbul’u gezdi. Mardin Sakarya Aycan Çaltekin İlköğretim okulundan gelen 11 öğrenci İstanbul gezilerinde ilk olarak kendilerini uçakla İstanbul’a getiren Bahçelievler Kaymakamı Şevket Cinbir’i ziyaret ettiler. Ziyarete İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Hüseyin Sarı, Türkiye Çocuk Zirvesi Genel Sekreteri Ebrize Çeltikçi, Mardin Sakarya Aycan Çaltekin İlköğretim Okulu Müdür yardımcısı Şamil Şahin, İngilizce Öğretmeni Öznur Diken, Müzik Öğretmeni Nuri Dağdelen katıldılar. Bahçelievler Kaymakamı Cinbir, öğrencilere kitap ve çorap hediye etti. Daha sonra öğrencilere yemek ikramında bulundu. Öğrenciler gösterilen misafirperverlikten dolayı Kaymakam Cinbir’e teşekkür ettiler. Mardinli öğrenciler en çok İstanbul’un tarihi yerlerini ve denizini görmek istediklerini belirttiler. Türkiye Çocuk Zirvesi Genel Sekreteri Ebrize Çeltikçi “Çocukları Yakından İzleme Büroları” kurmayı planladıklarını ve ilk büronun pilot ilçe seçilen Bahçelievler’de kurulacağını belirtti. Çeltikçi, kongreye çok sayıda akademisyen, pratisyen ve eğitimcinin yanı sıra Türkiye’nin her yerinden çocuk delegelerin katılarak hakları konusunda düşüncelerini açıklayacaklarını söyledi. Çeltikçi, Mardinli çocukların seslendireceği besteyi, oğlu Ahmet Cem Çeltikçi’nin 12 yaşındayken bestelediğini belirterek, “BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin kabul edilmesi üzerine 1995’de bestelemişti” dedi. Öğrenciler üç günlük ziyaretin ardından Mardin’e döndüler. ( Yavuz ARPACIK ) BAKIRKÖY GENÇLİĞİ ÜZERİNE Bakırköy Gençlik Meclisi’nin yürütme kurulu tarafından oybirliği ile başkan seçilen Canberk Yalçın, Bakırköy’de gençlerin yaşadığı sorunları ve isteklerini gazetemize anlattı. “Daha katılımcı, daha demokrat, daha güzel bir Bakırköy için bugünden bazı şeyleri yapmamız gerekir. Bunu da yapma yeri Gençlik Meclisi, bunu yapacak olanda gençlerdir.’’ diyen Yalçın, tüm Bakırköylü gençleri BAGEM çatısı altında toplanmaya davet etti. (Arzu BERATOĞLU - Yavuz ARPACIK ) Yasızı 23. sayfada
Benzer belgeler
CHP 3. bölge Milletvekili adayı Oktay EKŞİ
29 MART 2009 Yerel Yönetimler seçimlerinde AKP’nin Bakırköy Belediye Başkan adayı Oğuz
Satıcı, adaylığı sırasında gazetemize verdiği advertorial ilan ücretini ödemediği için
gazetemiz tarafından ma...
Kuşlar Gibi Uçmak, Balıklar Gibi Yüzmek
Satıcı, adaylığı sırasında gazetemize verdiği advertorial ilan ücretini ödemediği için
gazetemiz tarafından mahkemeye verildi. Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 31
MART 2011 tarihinde saat 10....
Mahalleli, Yadigar Aslan`a ve PROJELERiNE `OLUR`U VERDi
tüm hızıyla devam ediyor.
Şimdi yetkililere soruyoruz; şu anda bile Florya Sahili’ne Büyükşehir Belediyesi’nin
yapmış olduğu düzenlemeler sonunda binlerce kişi akın ediyor, 8-10 metre
genişliğindek...