Strateji Raporu - Garanti Yatırım
Transkript
Strateji Raporu - Garanti Yatırım
2 2 Temmuz Temmuz2015 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Mali Piyasalar Stratejisi 2015 yılına girerken yayınladığımız Mali Piyasalar Stratejisi raporumuzda, Türk finansal piyasaları için beklentilerimiz oldukça olumluydu. Bu beklentilerin arkasında, petrol fiyatlarındaki düşüş trendi ile cari açıkta iyileşme, TL’de istikrarlı seyir, enflasyonda düşüş ve Merkez Bankası’ndan faiz indirimleri bulunuyordu. İç talepte iyileşme ve AB’deki ekonomik toparlanmanın ihracata katkısı ile 2014’e göre daha güçlü bir büyüme bekliyorduk. Haziran genel seçimleri için konsensüs beklentiler tek parti hükümetinin devam edeceği ve mali piyasalara çok da önemli bir etkisi olmayacağı yönündeydi. Nitekim Ocak ayı sonunda BİST-100 endeksi 92bin seviyelerini test etti; TL döviz sepeti karşısında 2.50 seviyelerine, 10 yıllık tahvilimiz %7’lere geriledi. Ancak sonraki dönemde, MB kararları hakkındaki politik söylemler ile TL ve tahvil faizleri üzerindeki baskı artarken, BİST’te satış eğilimi Mart ortasına kadar devam etti ve BİST-100 endeksi en düşük 76,651 seviyesini gördü. Sonraki dönemde dalgalı bir seyir izleyen Türk varlıkları, global piyasalardaki iyimserliğin de etkisiyle Mayıs ortasına kadar toparlandı. Mayıs ortasından seçimlere kadar geçen zaman zarfında ise AKP’nin tek parti hükümeti kurmak için yeterli milletvekili sayısını sağlayıp sağlamayacağının yarattığı belirsizlik ile piyasalarda işlem hacmi düşerken, seçim riskini almak istemeyen yatırımcılar satış tarafında yer aldı. 7 Haziran Genel Seçimleri’nin ardından yayınladığımız notlarda (BIST seviyeler (11.06), politik süreç (12.06)), piyasalar için en olumlu senaryonun bir koalisyon hükümeti olduğunu paylaşmıştık. 1 Temmuz’da Sn. İsmet Yılmaz’ın TBMM Başkanı seçilmesi sonrasında koalisyon senaryoları halen belirsizliğini koruyor ve AKP Genel Başkanı Sn. Davutoğlu’nun hükümeti kurmak için görevlendirilmesi bekleniyor. Koalisyon hükümeti kurulması durumunda ise bu yapının ömrü, Türkiye’nin orta vadedeki performansı için büyük ölçüde belirleyici olacaktır. Koalisyon görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığı senaryoda ise; erken seçim sürecine gireceğimizden, belirsizlik devam edecek ve piyasalarda yine bir satış baskısı oluşacaktır. Mevcut konjonktürde, sene başındaki kadar iyimser olmak imkansız. Politik arenadaki belirsizlikler büyümeyi olumsuz etkilerken, TL’deki zayıf seyir ve volatilite Merkez Bankası’nın faiz indirimi tarafında işini zorlaştırdı. Global tarafta, ECB, PBoC ve BoJ genişleyici para politikalarına devam ederken, GOÜ piyasaları FED’in faiz artırım sürecine Eylül ayından itibaren başlayabileceğini fiyatlıyor. Yunanistan’ın Euro’dan çıkışıyla sonuçlanabilecek süreç de piyasalar üzerinde baskı kurarken, henüz “en kötünün” fiyatlanmamış olabileceğini düşünüyoruz. GOÜ varlıkları yabancı yatırımcı ilgisini çekerken, Türkiye’nin dinamikleri, özellikle yabancı yatırımcıları beklemede kalmaya ve giriş için daha cazip seviyelerin oluşup oluşmayacağını görmeye itiyor. Ancak Türk varlıklarında gelinen seviyelerin de GOÜ arasında çekici getiriler sunabileceğini ve alım için geç kalmamak üzere aksiyonlar belirlenmesi gerektiğini de hatırlatmayı doğru buluyoruz. Burada gerekçelerimiz: Tahvil faizlerinde %10’a yakın seviyelerin, MB’nin de işaret ettiği gibi enflasyonun düşmesi halinde makul reel getiri sağlayabileceği, Sene başından beri TL’nin $’a karşı %15, sepete karşı %10 değer kaybettiği, son 3-5 yılda ise değer kaybının %60’lar seviyesinde olması, BIST’in 2015 başından beri en kötü getiriye ($ bazında kayıp %17, TL bazında kayıp %4) sahip olması ve MSCI GOÜ’ye göre ıskontosunun %18 ile tarihi ortalamalarının üzerinde olması, Makro dengeler açısından yaşanan bozulmanın hâlâ kontrol altında olduğunu düşünmemiz, Bu sebeple makro kabullerimizde, koalisyon kurulup kurulmayacağını görene kadar, bir revizyona gitmiyoruz. TL: Yurtiçinde siyasi belirsizliğin sürmesi ve sonbahar ile birlikte FED’in faiz artırım sürecine gireceği beklentisinin TL üzerinde baskı yaratmasını bekliyoruz. Ancak bu faktörlerin TL’de yeni bir değer kaybı yaratmaktan ziyade, olası değer kazançlarını sınırlayacağını düşünüyoruz. Sene sonu için USDTRY paritesinde 2.67 olan beklentimizi bu aşamada koruyoruz. Yurtiçinde siyasi risklerin daha da artması, Yunanistan ve Suriye gibi bölgesel gelişmelerin farklı noktalara gitmesi ya da FED’in beklenenden hızlı bir faiz artırım sürecine girmesi, TL ile ilgili tahminlerimizi olumsuz yönde güncellememizi gerektirecektir. Faiz: Yurtiçi siyasi belirsizliğin azalması ve enflasyonda bir gerileme görülmesi halinde, yurtiçinde fonlama maliyetinde de düşüş görmeyi bekliyoruz. Bu, verim eğrisinin kısa tarafına olumlu yansıyacaktır. Öte yandan gerek yurtdışı gerekse de yurtiçi gelişmeler nedeniyle, uzun vadeli tahvillerdeki olası gerilemelerin sınırlı kalacağını düşünüyoruz. Bu durumda yılın geri kalanında verim eğrisinde görece yatay bir seyir görüleceğini tahmin ediyoruz. BİST: Hisse değerlemelerimizde kullandığımız 10 yıllık tahvil faizini %8.75’te tutuyoruz ve TL özsermaye maliyetimiz %14.25’te devam ediyor. Bankacılık sektörü özelinde kar beklentilerimizde ve hedef fiyatlarımızda yaptığımız güncel revizyonlar ile banka dışı şirketlerde ara dönemlerde yaptığımız güncellemeler ve dağıtılan temettüler sonrasında, BİST-100 endeksi 12 aylık hedef olarak 96,150 (önceki 98,770) seviyesine işaret etmektedir. Bu hedef 1 Temmuz gün sonu itibariyle %18 artış potansiyeline işaret etmektedir. Halihazırda 1 yıl ileriye dönük 10.3x F/K’da kendi tarihi ortalamalarına yakın, MSCI GOÜ endeksine göre ise %18 ıskontolu işlem gören MSCI Türkiye endeksinin benzerlerine göre mevcut ıskontosunun, belirsizlik ortadan kalkmadan hızlı bir daralma potansiyelinin az olduğunu düşünüyoruz. BİST’in geçmiş kriz ve ralli dönemlerindeki değerlemelerini, MSCI Türkiye endeksinin MSCI GOP endeksine F/ K bazında ıskontosu ile incelediğimizde; son 5 yıldaki ortalama ıskontonun %10 seviyelerinde olduğunu görüyoruz. 2008 yılı başından beri ise en yüksek ıskontonun %45’ler ile global finansal krizin yaşandığı 2008 - 2009 yıllarındadır. 17 Aralık sürecinin yaşandığı, Türkiye’de politik resmin yine belirsiz olduğu 2013 yılı sonunda ise ıskonto %26 seviyelerine kadar yükselmişti. Koalisyon haberi gelmesi halinde, mevcut ıskontonun azalması ile endekste 85,000-87,000 seviyelerine doğru hareket bekleriz. Ekonomi yönetimi ile ilgili olumlu bir senaryo ise ıskontonun yine %10’lara gerilemesini sağlayarak BIST-100 endeksini 90,000 seviyelerine taşıyabilir. Koalisyonun gerçekleşmemesi ve satış baskısının artması durumunda ise, global konjonktürde önemli bir bozulma olmaması halinde, BİST’in benzerlerine göre %30 civarı bir ıskonto seviyesinin orta-uzun vadeli alım için cazip seviyeler olduğunu düşünüyoruz; bu da 70,000 ve altı seviyelere işaret etmektedir. Bu seviyeler aynı zamanda BIST100 endeksinin F/K çarpanı bazında -2 standart sapmada işlem gördüğü seviyelerdir. Model Hisse Portföyümüz AKBNK, BRISA, CIMSA, ENKAI, TAVHL TSKB ve TKFEN hisselerinden oluşmaktadır. 1 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA TÜRKİYE EKONOMİSİ Ekonominin gidişatını kısa vadede siyaset belirleyecektir. Siyasette halen yoğun bir belirsizlik mevcutken, makro revizyon için bir süre daha beklemeyi tercih ediyoruz. Öncelikle nasıl bir hükümet kurulacağı ya da hükümet kurulup kurulamayacağına dair durumun netleşmesi gerekiyor. Bunu takiben ekonomi yönetiminin başında kimin olacağı önem kazanacak. Tüm bunlar olurken, bizim için en kritik konu TL’nin nasıl tepki vereceğidir. Bundan Makroekonomik Çerçeve Büyüme sonraki dönemde makro tahminlerimizin yönü açısından elimizde iki senaryo var; 2014 2015T 2016T 1,750 1,931 2,124 GSY H (mily ar dolar) 800 750 809 GSY H (reel, %) 2.9 3.5 4.0 Cari Denge (mily ar dolar) -45.8 -35.0 -43.0 gerçekleşirse), bu durumda ilk tepkiyi TL verir ve kurda son 3-4 yıldır Cari Denge (GSY H %) -5.7 -4.7 -5.3 yaşadığımız aşırı değer kaybının devamını görürüz. Bu sadece 2015 GSY H (mily ar TL) 1. Eğer siyasette elle tutulur bir rahatlama görürsek makro açıdan kısmen rahatlarız. Bu durumda makro tahminlerimizde yalnızca ince ayarlar yaparız. 2. Dış Denge Fakat bu senaryonun aksi olur ve siyasette belirsizlik artarak devam ederse (hükümet kurulurken beklediğimizden olumsuz senaryolar tahminlerimizi değil, 2016 ve sonrasını da etkiler. Enflasyon Türkiye’nin en temel sorunu, tasarruf açığı (GSYH %14) ve büyüme TÜFE (y ıllık ort., %) 8.90 6.60 5.80 TÜFE (y ıl sonu) 8.20 7.00 6.00 Gösterge Faizi (dönem-sonu, bil) 8.02 9.00 7.50 seçenek ise AKP+CHP) güçlü ve kalıcı olması gerekiyor. Kalıcılığı Politika Faizi (dönem-sonu) 8.25 7.00 7.00 sorgulanan bir koalisyonun reform sürecine girmesi düşük ihtimal. $/TL (dönem-sonu) 2.34 2.67 2.70 Dolayısıyla, ortada var olan iki senaryonun makro tahminler açısından çok $/TL (ortalama) 2.19 2.62 2.69 farklı ve ters yönlü etkisi söz konusu. Henüz makro tahminlerimizi Bütçe Dengesi / GSY H -1.3 -1.1 -0.7 Faiz Dışı Fazla/GSY H 1.6 1.7 1.8 Faiz modeli. Ekonominin yeniden bir yapısal reform sürecine ihtiyacı var. Kurulması muhtemel bir koalisyonun (AKP+MHP en olası senaryo, diğer Döviz değiştirmeyi tercih etmesek de, öncelikle global ekonomideki gidişata ve Bütçe (Hükümet Tahmini) Kaynak: TÜİK, OVP, Garanti Yatırım T: Garanti Yatırım Tahminleri ardından da Türkiye ekonomisindeki görünüme değinmekte fayda var. Global ekonomideki gidişat ABD ekonomisinde büyümenin, önceki dönemler kadar güçlü olmasa da, devam ettiğini görüyoruz. Henüz elle tutulur bir ücret artışının başlamamış olması, FED’in de faiz artırımı (normalleşme) sürecini geciktiriyor. FED, son zamanlarda, orta vadede faiz artışlarının oldukça yavaş olacağının üzerinde duruyor. Eylül ayında ilk faiz artırımını görmemiz muhtemel. Fakat bunun sürekliliği olmayacaktır. FED’in faiz artırım hızına dair bir sözlü yönlendirmede bulunması da olası. Avrupa ekonomisinde de toparlama sinyalleri devam ediyor. Hem büyüme hem de enflasyon tarafında toparlama beklentilerin üzerinde. ABD ve Avrupa’da tersine esen rüzgarlar ise iki bölge arasındaki faiz makasının daralmasına ve EUR/USD paritesinin 1.05 seviyesinden yükselmesine sebep oldu. 2 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Avrupa’da şu an en büyük sorun Yunanistan’ın borçlarını ödeyemiyor olması ve kreditörlerle bir anlaşmaya varamaması. Yunan Hükümeti, IMF ve AB’nin yardım paketi için öne sürdüğü şartların kabul edilemez olduğunu belirtip, konuyu 5 Temmuz’da halk oylamasına sunma kararı aldı. Yunanistan’da bu hafta bankalar kapalı, sermaye kontrollerinin bir kısmı da başlamış durumda. Halk oylamasından “hayır” kararının çıkması, Avrupa’da işlerin daha da karışmasına ve risklerin artmasına sebep olacaktır. Yunanistan konusunun çözülememesi de FED’in faiz artırım kararının zamanlamasında etken olabilir. Çin’de uzun süredir yapısal yavaşlama devam ederken, merkezi yönetim finansal ve mali koşulları ölçülü gevşetmeye devam ediyor; ancak güçlü bir parasal ve mali genişlemeden uzak duruyor. Çin büyümesinin önümüzdeki 5 yıllık vadede %5.5’e kadar yavaşlaması bekleniyor. 14 Gelişmekte olan ekonomiler ise düşen emtia fiyatları, yavaşlayan global ihracat Büyüme (yıllık, katkı, puan) talebi, ekonomilerinde 10 tersine dönmeye yaşadıkları yapısal başlayan sermaye problemler girişleri yüzünden ve büyüme görünümlerinde zayıflama ile karşı karşıyalar. 6 Global ekonomide gelişmiş ülkeler tarafında yaşanan kriz süreci yerini yavaş yavaş gelişen ülkelerdeki yavaşlamaya bırakıyor. Bunun en önemli göstergesi de dünya ticaret hacmindeki duraklama. 2 Büyüme: Geçen yıl %2.9 büyüyen Türkiye ekonomisi, bu yılın ilk çeyreğinde %2.3 büyüdü. 2015 sonu beklentimiz %3.5 ile aynı, ancak aşağı yönlü riskler mevcut. Piyasa beklentisi ise %3.0 (Bloomberg) İlk çeyrekte %2.3 büyümüş olsak da, iç talep büyümemiz daha yüksek yıllık (2) (6) %3.3. Özellikle özel sektör tüketimi büyümeyi destekleyen temel faktör. Yatırımlarsa halen zayıf. stock change Kaynak:domestic TÜİK, Garanti Yatırım demand 2014 2015T 2013 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2006 2005 (10) olmadan, özellikle yatırımlar tarafında bir hareketlenme beklememek gerekiyor. Tüketim ise yatırımlara kıyasla kısmen esnek. foreign demand GDP growth Türkiye’de iç talep faizden ziyade kura duyarlı. Dolayısıyla TL stabilize Yılın ilk yarısında gördüğümüz kur hareketi gecikmeli olarak tüketime yansıyacaktır. Yine de büyümeye dair resim bir miktar karışık. Özellikle toplam krediler (reel) gibi önemli büyüme göstergeleri 2Ç’de 1Ç’ye kıyasla daha güçlü seyretmekte. Tüketim vergileri, tüketim malları ithalat hacmi gibi veriler de daha iyi seyrediyor. Yatırım tarafında zayıf seyrin devamını beklesek de tüketim tarafında daha da kötüye giden bir tablo yok. Aksine verilerde toparlanma göze çarpıyor. Özetle iç talep göstergeleri halen 2015 yılı için yapmış olduğumuz %3.5 büyüme beklentimizle uyumlu seyretmekte. Bu aşamada beklentimize ilişkin aşağı yönlü riskler olmakla beraber, özellikle siyasette resim netleşmeden, 2015 yılına dair %3.5 olan büyüme beklentimizi değiştirmeyi tercih etmiyoruz. 2015 yılı için %3.5 olan büyüme beklentimiz, 2.5 puan iç talep katkısı ve 1 puan dış talep katkısından oluşuyor. Dış talep katkısı hesapladığımızdan daha düşük olursa, bu durumda daha zayıf bir büyüme görürüz. 3 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Enflasyon: 2014 sonunda yıllık %8.2 olan enflasyon, Mayıs sonu itibariyle 8.1 seviyesinde. Yıl sonu beklentimiz halen %7, piyasa beklentisi ise %7.4 (Bbg) Enflasyonun bundan sonraki kısa vadeli seyrinde 2 konu önemli: Gıda fiyatları ve kur hareketi. Gıda dışı enflasyonumuz yıllık %6.5 seviyesinde. Enflasyonu bu kadar yukarıda tutan etken, yıllık %13 artan gıda fiyatları. Mayıs ayıyla beraber gıda fiyatlarında bir düşüş başlamış durumda. Bunun devamını bekliyoruz. Kur geçişkenliğinde ise; sepet kur yılbaşına kıyasla %10 değer kaybetmiş durumda. Son açıklanan TCMB raporlarında kur geçişkenlik katsayısı %8 olarak belirtiliyor, bu durumda yaklaşık 1 puan kur geçişkenliği görebiliriz. Yıla %6.5 enflasyon tahmini ile başlamış ve bunu TL’deki değer kaybıyla birlikte %7’ye yükseltmiştik. Yaz aylarında gıda fiyatlarında beklediğimiz düşüş gerçekleşirse, yılı %7-7.5 arası enflasyonla kapatma ihtimalimiz yüksek. Şu aşamada %7 olan beklentimizi koruyoruz. Yukarı yönlü riskler Enflasyon ise mevcut. Gıda (%, yıllık) Gıda-dışı (%, yıllık) 20 3 Temmuz’da Haziran ayı enflasyonu açıklanıyor olacak. AA anketine göre enflasyonun %0.2 düşmesi bekleniyor. Bu gerçekleştiği takdirde enflasyon %7.5’a gerilemiş olacak (önceki %8.1) 15 Enflasyonun uzun vadeli görünümünde ise değişiklik yok %7-7.5 civarında bir yapışkanlık var, bunun kırılması için de mikro reformlar gerekiyor. 10 Para politikasında ise özellikle enflasyon beklentilerinin doğru yönetilmesi en kritik aşama. 12 aylık beklentiler %7, 24 aylık beklentiler ise %6.7. 5 Enflasyon hedefinin %5 olduğu düşünüldüğünde, enflasyon beklentilerinin doğru yönetilemediği açık. Enflasyon hedeflemesi uygulamasında beklenti Kaynak: TÜİK, Garanti Yatırım yönetiminde başarılı olunamadığı takdirde, %5 gibi bir hedefe erişilmesini 05.15 11.14 05.14 11.13 05.13 11.12 05.12 11.11 05.11 11.10 05.10 11.09 05.09 11.08 05.08 0 de olası bulmuyoruz. TCMB para politikasında ise, şu an politika faizi (1 hafta vadeli repo) %7.5, koridor %7.25-10.75, ortalama fonlama maliyeti %8.60 civarında. TCMB’nin ne yapması gerektiğinden ziyade, ne yapmayı tercih edeceği önem kazanmakta. Para politikası beklentilerimizi de buna göre şekillendirmekteyiz. Hatırlayacak olursak; TL yıl başından bu yana %10-15 civarında değer kaybederken, TCMB politika faizinde, üstelik de enflasyon yükselirken, yaklaşık 75 baz puan indirime gitmiştir. . TL’de baskı devam ettiği müddetçe, faizde bir gevşeme görme ihtimalimiz sınırlı. Fakat büyüme baskı altındayken, TCMB’den bir faiz artırımı da beklemiyoruz. Öte yandan siyasi tablo netleşirse, TL’de bir rahatlama olur. Bu durumda, TCMB de öncelikle ortalama fonlama maliyetini gevşetecektir. Ancak enflasyonda belirgin bir düşüş, yani %7 ve altına doğru bir gerileme olursa, TCMB’den politika faizinde sınırlı 50 baz puanlık bir indirim daha görebiliriz. 4 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Dış Denge: 2014 sonu cari açığımız yaklaşık 46.5 milyar dolar (GSYH %5.7), Nisan 2015 itibariyle 44.3 milyar dolar, yıl sonu beklentimiz ise aynı, 35 milyar dolar (GSYH %4.7) Nisan sonu itibariyle cari açığımızın tamamı enerji kaynaklı. 12 aylık kümüle net enerji ithalatımız 44.7 milyar dolar. Petrol fiyatlarındaki düşük seyir, yılın geri kalanında da cari açığı düşüren temel faktör olacak. Hem ihracatımızda hem de ithalatımızda yavaşlama var. Dolar bazında baktığımızda, yıl başından bu yana ihracatımız geçen yılın aynı dönemine göre ortalama %5, ithalatımız da ortalama %10 düşüyor. Fakat burada fiyat etkisi söz konusu, miktar bazında bakıldığında aynı dönemde ihracat artışımız yıllık ortalama %3.5, ithalat artışımız ise %5. Dış finansman tarafında, yılın ilk yarısında Türkiye’nin dış finansman kaynağı özel sektörün dış borçlanması. Özellikle de bankaların dış borçlanması sermaye akışında etkili. En zayıf kalemler ise doğrudan yabancı yatırımlar ve portföy girişi. Cari Denge (mlr dolar) Döviz rezervlerimizde ise erime devam ediyor. 2013 sonunda 115 milyar dolar olan TCMB döviz rezervimiz, 2014 sonunda 106 milyar dolar; Haziran 20 2015’te ise yaklaşık 101 milyar dolar seviyesinde. Altın dahil toplam rezervimiz ise 120 milyar dolar (GSYH %15). 0 Türkiye’nin bu yıl çevirmesi gereken yaklaşık 200 milyar dolarlık dış finansman ihtiyacı bulunuyor (35 milyar dolar cari açık+34 milyar dolar dış -20 borç ödemesi uzun vade+115 milyar dolar kısa vadeli dış borç). Finansman tarafında baskı yaşadığımızda, TCMB döviz rezervlerinden finanse -40 -60 yaşamıyor olsa dahi, bu yıl toplam dış finansmanda baskı yaşadığımız Cari Açık (yıllık, enerji dışı) rezerv düşüşünden de görülmekte. 04.05 10.05 04.06 10.06 04.07 10.07 04.08 10.08 04.09 10.09 04.10 10.10 04.11 10.11 04.12 10.12 04.13 10.13 04.14 10.14 04.15 -80 edildiğini görüyoruz. Dolayısıyla özel sektör dış borç çevirmede sorun Cari Açık (yıllık) Dış borç rakamlarına bakarsak Türkiye’nin kamu+özel yaklaşık 400 milyar dolar (GSYH %50) dış borcu var. Bunun 282 milyar doları özel sektör, 117 milyar doları da kamuya ait. Banka dışı özel sektörün net döviz pozisyonu ise 1Ç15 itibariyle 173 milyar dolar. Bunun sadece 9 milyar doları kısa Kaynak: TCMB, Garanti Yatırım vadeli. Bankaların dış borcu yüksek olsa da net döviz pozisyonları neredeyse sıfıra yakın. Dolayısıyla burada bir risk görmüyoruz. Siyasette yeni bir belirsizlik ortaya çıktığı takdirde, dış finansmanda baskı artar. Bütçe en sağlam kalem olmaya devam ediyor 2014 sonunda bütçe açığı GSYH’nin %1.3’ü (23 milyar TL), faiz dışı fazla da GSYH’nin %1.6’sı (27,5 milyar TL) olmuştu. OVP’ye göre, 2015 yılında bütçe açığının GSYH’nin %1.1’ü (21 milyar TL) ve faiz dışı fazlanın da GSYH’nin %1,7’i (33 milyar TL) olması bekleniyor. AB tanımlı dış borcun ise 2015’de %33’den %31’e gerilemesi öngörülüyor. Yılın ilk 5 ayında gerçekleşen bütçe rakamlarında da sorun gözükmüyor. İlk 5 aylık dönemde, bütçe toplam 2.4 milyar TL açık verirken, faiz dışı fazlamız 26 milyar TL civarında. Kamu bilançosu oldukça sağlam; borçluluk düşmeye devam ediyor. Yıl sonu resmi projeksiyonların ulaşılabilir olduğunu düşünüyoruz. 5 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA SABİT GETİRİLİ PİYASALAR Faiz Tahvil piyasasında faizler, 2014 yılı Aralık ayından itibaren yakaladığı düşüş trendini 2015 Ocak ayının sonuna kadar devam ettirdi. Bu süreçte, gösterge tahvil faizi %6.50 bileşik seviyesine kadar geriledi. Şubat ayından itibaren ise, TL’nin değer kaybetmesi ve Türkiye genel seçim sonuçları ile birlikte çift haneye çıkan gösterge tahvil faizi, yılbaşından bugüne yaklaşık 180 baz puan yükselmiş durumda. 2015 Strateji Raporumuzda, faizlerde yılın ilk yarısında düşüş, ikinci yarısında ise yükseliş ve verim eğrisinde dikleşme eğilimi görmeyi beklediğimizi belirtmiştik. Senenin ilk iki ayında TCMB’nin 75 baz puanlık indirimini takiben, TCMB üzerindeki faiz indirim baskının artması ile piyasada yaşanan bozulma sonucu, TL’deki değer kaybı eğilimi, ilk çeyrekten sonra faizlerde de hızlı bir artışa yol açtı. Verim Eğrisi Değişimi ve Tahmini (%, bileşik) 11 10 9 8 7 Ocak'15 Haziran'15 Aralık'15 (T) Kaynak: Bloomberg, BIST T: Garanti Yatırım Tahmini 10 yıl 9 yıl 7 yıl 4 yıl 3 yıl 2 yıl 1 yıl 9 ay 3 ay 6 Bundan sonraki dönemde TL’deki değer kaybının ve oynaklığın sürmesi olasılığı, TCMB’nin bir süredir yürüttüğü sıkı para politikasının devam etmesine yol açabilir. Ortalama fonlama maliyetinin %8.60 seviyelerinde seyretmesi de özellikle kısa vadeli tahviller için olumsuz ortamın sürmesi anlamına gelecek. Uzun vadeli tahvillerde ise etkili olabilecek iki gelişme mevcut: Öncelikle, önümüzdeki dönemde FED faiz artırımı beklentisi nedeniyle gelişen ülkelere girişler sınırlı kalacaktır. Türkiye’ye özel siyasi ve bölgesel risklerin de devreye girmesi durumunda, tahvil piyasasından çıkışların devam ettiğini dahi görebiliriz. İkinci olarak, yurtiçi enflasyonun yılbaşında düşünüldüğü kadar gerileyememesi ve enflasyon beklentilerinin de TCMB hedefinin üzerinde seyretmeye devam etmesi, uzun vadeli tahvillerde anlamlı bir düşüş görmemizi engelleyecektir. Tüm bunlara rağmen, ana senaryomuz, faizlerde yükselişin devam etmesinden ziyade, düşüşlerin sınırlı kalması yönünde. Bu görüşümüzü destekleyen ilk etken, tahvil arzının çok sınırlı olması. Hazine, 2015’in ilk yarısında, iç borç çevirme oranını %81 ile yıllık hedefi olan %82’nin altında tutmayı başardı. Yılın diğer yarısında, iç borçlanma takvimindeki daha düşük arz tutarı, tahvilde satış yapmayı oldukça riskli hale getirecek. Buna ek olarak yurtiçi kredi büyümesinin %15 seviyesinde seyretmesi de yerli bankaların tahvile olan talebinin yüksek kalmasını sağlayacaktır. Türkiye ile ilgili risk algılamasının artması sonrasında, yabancı yatırımcıların tahvil piyasasındaki payı da yılbaşındaki %26 seviyesinden, Haziran itibari ile %22 seviyelerine kadar gerilemiştir. Bu risk algılamasının bir şekilde azalması, yabancı yatırımcıların da yeniden tahvil piyasasında ağırlıklarını arttırmalarına neden olabilir. Yeni hükümetin kurulması sonrasında, yurtiçi siyasi belirsizliğin bir süreliğine de olsa ortadan kalkacağını, TCMB’nin de bu durumda bir süredir yürüttüğü sıkı likidite politikasını bir miktar gevşeteceğini düşünüyoruz. Fonlama maliyetinin gerilemesi ile tahvil faizleri de gerileyecektir. Ancak yukarıda bahsettiğimiz diğer risklerin varlığı nedeniyle, kısa vadeli tahvillerin uzun vadelilere göre daha iyi performans göstermesi olasılığı yüksek. Bu da verim eğrisinin kısa vadede bir miktar dikleşmesi anlamına gelecek. Genel olarak ise, verim eğrisinin yılın geri kalanında yatay seyretmesini bekliyoruz. Bu çerçevede, gösterge tahvil için yıl sonu beklentimizi %9 bileşik olarak güncelliyoruz. Tahvil piyasasında, olası yükselişlerde çift hanelere yaklaşan faiz oranlarının alım yönünde değerlendirilmesini öneriyoruz. 6 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Mevduat TCMB’nin, TL’nin değer kaybı sonrasında uyguladığı sıkı para politikası, kısa vadeli tahvil faizleri ile beraber mevduat faizlerinin de yükselmesine yol açtı. 3 aylık mevduat faizi Şubat ayında %9.50 seviyelerine kadar düştükten sonra, artan fonlama maliyetini takiben, yılbaşındaki seviyelerin üzerine çıktı. TL’de daha düşük bir oynaklık ve istikrarlı bir seyir görülene dek, fonlama maliyetinin yüksek seyrine paralel olarak halen %10.30 seviyelerinde olan mevduat faizlerinin de yüksek kalmaya devam etmesini bekliyoruz. Bankalar açısından mevduatın ana fonlama kaynağı olmaya devam etmesi ve TL kredi/mevduat oranındaki yükseliş eğilimi nedeniyle, piyasadaki mevduat rekabeti de sürecektir. Bu durumda, mevduat oranları, tahvil faizlerinden daha yüksek seyredecektir. Önümüzdeki dönemde, tahvil faizlerinde risk almak istemeyen yatırımcılar yine mevduatı tercih etmeli. Eurobond Uzun bir süredir olduğu gibi Türkiye’nin ihraç ettiği EUR cinsi tahvilleri, USD cinsi tahvillere tercih etmeye devam ediyoruz. Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişleme yönünde attığı adımların devamı, EUR tahvil faizlerindeki olası artışları sınırlayıp, Türk tahvillerini görece cazip kılıyor. 2015’in başında 215 baz puan olan Türk-Alman tahvil getiri farkının 255 baz puana kadar yükselmesini alım fırsatı olarak görüyoruz. Bu nedenle yükselişlerde, EUR cinsi tahvillerdeki alım önerimizi koruyoruz. Global piyasalarda getiri arayışının sürmesi ile birlikte, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin USD cinsi tahvillerinin de talep göreceğini düşünüyoruz. Burada her ne kadar ABD Merkez Bankası FED’in faiz artışının bu yıl içinde gerçekleşmesi ile USD cinsi tahvil faizlerinde yükseliş görülmesi olası görünse de, bunun bir ölçüde fiyatların içinde olduğunu söyleyebiliriz. Yurtiçi siyasi belirsizliğin ortadan kalkması ile yabancı yatırımcının ağırlığının da yeniden artması mümkün. Önerimiz, 2020 - 2030 arası vadeli USD cinsi tahvillerde, olası düzeltmelerin alım fırsatı olarak kullanılması yönünde. Öte yandan uzunca bir süredir alım önerdiğimiz 10-15 yıl arası USD cinsi tahvillerde de pozisyonların korunması gerektiğini düşünüyoruz. Almanya ve Türkiye EUR Cinsi Tahvil Faizleri (%) 4,5 4,0 3,5 3,0 2,5 7 Yıl Vadeli Almanya Tahvil Faizi 2,0 1,5 7 Yıl Vadeli Türk Eurobond Faizi 1,0 0,5 0,0 06-15 05-15 04-15 03-15 02-15 01-15 12-14 11-14 10-14 09-14 08-14 07-14 06-14 05-14 04-14 -0,5 Kaynak: Bloomberg 7 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Türk Lirası Gelişen Ülke Para Birimleri - Carry Trade Getirileri (%, 01.01.14-30.06.15) 20% 15% 10% 5% Özellikle yaz aylarında TL’nin seyrini belirleyecek ana etken siyasi gelişmeler olacak. Halihazırda piyasada koalisyon hükümeti olasılığı güçlü bir şekilde satın alınıyor olsa da, azınlık hükümeti denemeleri ve bir vadede erken seçime gidilmesi gibi olasılıklar, TL açısından belirsizliğin daha da uzun vadeye yayılması demek. Siyasi cephede durum netleşmedikçe, TL açısından iyimser olmak güç. Bu, TL mutlaka değer yitirecek anlamına gelmese de; yön bulmanın zorlaşacağı, oynaklığın artacağı, piyasanın haber akışına hassasiyetinin artacağı bir dönem olacak. 0% -5% -10% -15% Carry Spot ARS BRL CLP CNY COP CZK HKD HUF INR IDR MYR MXN PEN PHP PLN RON RUB SGD ZAR KRW TWD THB TRY -20% Kaynak: Bloomberg, Garanti Yatırım 2015’e 2,33 seviyesinden görece sakin başlayan USD/TL paritesi, daha sonra global piyasalarda çeşitli nedenlerle artan kaygılardan olumsuz etkilendi ve TL, çok sınırlı düzeltmelerin görüldüğü sert bir değer kaybı sürecine girdi. Buna ek olarak, yurtiçinde TCMB faiz politikası konusundaki siyasi söylemler ve nihayetinde 7 Haziran genel seçimlerinde 13 yıllık tek parti iktidarının sona ermesi ile TL, tüm gelişen ülke para birimleri arasında Haziran ayı itibarı ile en kötü performans gösteren 2. para birimi konumuna geldi. Bu süreçte USD/TL paritesi en yüksek 2,81 seviyesini görerek rekor kırdı. Böyle bir ortamda, ekonomik gelişmelerin TL üzerindeki etkisi de görece sınırlı kalacaktır. TCMB ise yılbaşından bu yana değer yitiren TL karşısında önemli bir aksiyon almış değil. Son dönemde daha da artan bir oynaklık ile değer yitiren TL’yi desteklemek için TCMB’nin tek hamlesi, ortalama fonlama maliyetini % 8.2’den %8.7’ye çekmek oldu. Bu yarım puanlık maliyet artışı, TL talebini artırmak için yeterli olmadığı gibi yerli yatırımcıların döviz talebi de azalmadı. Yılbaşında bankacılık sisteminde toplam $140mlr civarında döviz mevduatı bulunurken, son verilere göre bu rakam $160mlr seviyesinde. Döviz mevduatlardaki bu artış, TL konusundaki beklentilerin oldukça bozulduğunu gösteriyor. Gerçekten de bu beklentileri destekleyen bazı faktörler mevcut. Örneğin, TCMB enflasyonun da izin vermesi durumunda faiz indirebileceği yönünde sinyaller veriyor ancak bu, FED’in faiz artıracağı, yurtiçi siyasi haber akışının etkili olacağı bir dönemde, TL açısından olumlu olmayacaktır. Buna ek olarak son dönemde Yunanistan’a dair kaygılar ve Suriye sınırındaki jeopolitik riskler de artmış durumda. Büyüme kaygılarıyla yapılacak bir faiz indiriminin, tüm bu riskler bir arada düşünüldüğünde, orta vadede TL açısından iyimser olmayı güçleştireceğini söyleyebiliriz. Yine de TL’yi destekleyici bazı konular da mevcut. Şu ana kadar bahsedilen riskler nedeniyle TL cinsi varlıklar, diğer gelişen ülke varlıklarına göre çok daha kötü performans gösterdiler, yani piyasalarımız diğer ülkelere göre ucuzlamış durumda. TCMB verilerine göre yabancı yatırımcılar yılbaşından bu yana toplam $4.4mlr civarında hisse ve tahvil satışı yaptılar. Kısa vadede yurtiçinde yeni bir hükümetin kurulması ya da dış piyasalarda bir nedenden ötürü iyimserliğin etkili olması gibi bir durumda, Türk piyasalarının ucuzluğunun gündeme gelmesi ve bunun da TL talebini artırması söz konusu olabilir. Kısa vadeli iyimserlikler olsa bile, Türkiye’nin uzun vadeli görünümüne ilişkin soru işaretleri daha da artmış durumda. Bu aşamada yılsonu için USD/TRY’de 2,67, EUR/USD’da ise 1,02 olan tahminlerimizi koruyoruz. Ancak, siyasi, bölgesel ya da küresel gelişmelere bağlı olarak bu tahminlerimizi yukarı yönlü revize edebiliriz. 8 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Altın 2015 yılının ilk yarısında karışık küresel makro göstergeler ve dalgalanan tahvil getirileri ile altın piyasasına da oynaklık hakim oldu. 2015’in ilk yarısında altın fiyatları $1160 ile $1230 arasında dalgalandı. Yılın ikinci yarısında ise FED’in faiz artırımına daha yakın olması ve küresel tahvil getirilerindeki artış beklentileri sebebiyle, altın fiyatının yılı $1200 - $1250 bandında tamamlayacağını, ciddi bir değerlenme eğilimi sergilemeyeceğini düşünüyoruz. ABD’de yüksek oranda mevsimsellik barındıran ve sert iklim koşulları sebebiyle zayıf seyreden 1Ç15 büyüme rakamlarının ardından, ABD tahvil getirilerinde de oynak bir görünüm izlemiştik. Sözle yönlendirmesinde değişikliğe giden FED’in yıl ortasına doğru, faiz artırım takvimi ile alakalı olarak, görece muğlaklığını yitirdiğini söyleyebiliriz. Yılın ikinci yarısında ise faiz artırım takvimine daha yakın olunacağını düşünerek, değerli metallerin genelindeki zayıf görünümün korunacağını düşünüyoruz. Yılın ilk yarısında yaklaşık 30 ton çözülme görülen borsa yatırım fonlarının, 1646 tona gerilediği görülüyor. Fon varlıklarının yılın ikinci yarısında yeni varlık alımından uzak duracaklarını ve bunun da altın fiyatını desteklemeyeceğini düşünüyoruz. Altın Talebi Ton (bin) 2.000 1.500 1.000 500 0 Mücevherat Altın Para ETF'ler Teknoloji 1Ç15 4Ç14 3Ç14 2Ç14 1Ç14 4Ç13 3Ç13 2Ç13 1Ç13 4Ç12 3Ç12 2Ç12 1Ç12 4Ç11 3Ç11 2Ç11 1Ç11 4Ç10 3Ç10 2Ç10 1Ç10 4Ç09 3Ç09 2Ç09 1Ç09 4Ç08 3Ç08 -500 Mkz Bankaları Kaynak: Dünya Altın Konseyi Altında fiziki talep tarafında da güçlü bir yarı yıl geçirilmedi. 1Ç15 rakamlarına göre geçen yıla göre toplamda %3 azalma görülen küresel fiziki altın talebinde, Çin %11’lik düşüş ile ön planda. Yuan bazında yıl başındaki 7300 ons/yuan seviyelerine yakın olan altın fiyatının, talebi canlandıracak denli ucuz olmadığı görülüyor. Hindistan’da ise durum farklı: Henüz altın üzerindeki vergi yükünde tamamen bir iyileştirilmeye gidilmese de, RBI’nın yılın ikinci yarısında çıkaracağı altına endeksli bonoların, Hindistan kaynaklı altın talebini destekleyeceğini düşünüyoruz. 1Ç15’de yaklaşık 119 ton altın alan ve 17 çeyrektir altın rezervlerini güçlendiren merkez bankalarının, bu politikalarını yılın ikinci yarısında da korumalarını bekliyoruz. 2015 sonuna kadar altında alım iştahı yaratacak güçlü bir temel argüman görmesek de, değer kaybı potansiyelinin sınırlı olduğunu düşünüyor, yıl sonu altın fiyatını $1,200 - $1250/ons aralığında bekliyoruz. 9 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA BIST XU100 -12% -5% XBANK -30% -13% XUSIN 11% 4% XU100 -40% -17% XBANK -52% -24% XUSIN -23% -9% YBB Hisse Piyasaları Getirileri (ABD$) Çin Macaristan Rusya Hong Kong Fransa Almanya İsviçre MSCI EM İngiltere İsveç Amerika Güney Afrika Meksika İspanya Polonya Çek Cumhuriyeti İtalya Brezilya Mısır Türkiye 30% BİST’in geçmiş kriz ve ralli dönemlerindeki değerlemelerini, MSCI Türkiye endeksinin MSCI GOP endeksine ıskontosu ile incelediğimizde, son 5 yıldaki ortalama ıskontonun %10 seviyelerinde olduğunu görüyoruz. 2008 yılı başından beri ise, en yüksek ıskontonun %45’ler ile global finansal krizin yaşandığı 2008 2009 yıllarındadır. 17 Aralık sürecinin yaşandığı, Türkiye’de politik resmin yine belirsiz olduğu 2013 yılı sonunda ise, ıskonto %26 seviyelerine kadar yükselmişti. Halihazırda 1 yıl ileriye dönük 10.3x F/K’da kendi tarihi ortalamalarına yakın, MSCI GOP endeksine göre ise %18 ıskontolu işlem gören MSCI Türkiye endeksinin, benzerlerine göre mevcut ıskontosunun, belirsizlik ortadan kalkıncaya kadar yükselme potansiyeli taşıdığını düşünüyoruz. MSCI Türkiye'nin MSCI GOP’a 1 yıl ileriye dönük F/K'sının ıskontosu 20% Yatırım yapılabilir seviyeye not artışı süreci 10% 0% 2010 başından beri ortalama ıskonto %10 -10% -20% -30% -40% 04.15 01.15 10.14 07.14 04.14 01.14 10.13 04.13 01.13 10.12 07.12 04.12 01.12 10.11 07.11 04.11 01.11 10.10 07.10 04.10 01.10 07.13 17 Aralık Süreci Küresel Kriz -50% 10.09 20% 07.09 10% 04.09 0% 01.09 -10% Halihazırda hisse değerlemelerimizde kullandığımız 10 yıllık tahvil faizini %8.75’te tutuyoruz, TL özsermaye maliyetimiz ise %14.25 olarak devam ediyor. Bankacılık sektörü özelinde kar beklentilerimizde ve hedef fiyatlarımızda yaptığımız güncel revizyonlar, banka dışı şirketlerde ara dönemlerde yaptığımız güncellemeler ve dağıtılan temettüler sonrasında, BİST-100 endeksi için 12 aylık hedefimiz 96,150 (önceki 98,770) seviyesine işaret etmektedir. Bu hedef, 1 Temmuz itibariyle %18 artış potansiyeline işaret etmektedir. 01.08 -20% BIST-100 endeksi yıl başından bu yana ABD$ bazında %17 değer kaybederken, yıl içerisinde gördüğü en düşük seviye Genel Seçimler sonrası 8 Haziran günü 75,268 seviyesi oldu. Sonraki günlerde bir koalisyon hükümeti kurulacağı beklentisiyle toparlanan BIST’te yukarı yönlü hareketin kalıcı olması için, koalisyon görüşmelerinden olumlu bir haber gelmesi gerektiğini düşünüyoruz. 1 Temmuz’da AKP adayı İsmet Yılmaz TBMM Başkanı seçilmesi ile başlayan süreç, Cumhurbaşkanı’nın, AKP Genel Başkanı Sn. Davutoğlu’nu koalisyon görüşmelerine başlaması için görevlendirmesi ile devam edecektir. Bu süreç, 45 günlük süre dahilinde, Ağustos ayı ortasına dek sürebilecek. Koalisyon görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığı senaryoda ise, erken seçim sürecine gireceğimizden belirsizlik devam edecek ve piyasalarda yine bir satış baskısı oluşacaktır. Bu durumda 2015 beklentilerinin yanı sıra, sonraki dönem için de aşağı yönlü revizyonlar gerekecektir. 10.08 ABD$ YBB 07.08 TL 22 Mayıs 2013 04.08 1 Temmuz 2015 itibariyle mutlak getiriler Avg 1 yr fwd looking P/E since 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 Latest data MSCI EM 11,88 11,63 11,74 11,33 11,08 11,22 11,44 11,73 12,42 12,61 MSCI TR 9,76 9,62 9,98 10,15 10,15 10,35 10,44 10,50 10,37 10,29 Discount -18% -17% -15% -10% -8% -8% -9% -10% -17% -18% Kaynak: Bloomberg 10 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Koalisyon haberi gelmesi halinde, mevcut ıskontonun azalması ile endekste 85,000-87,000 seviyelerine doğru hareket bekleriz. Ekonomi yönetimi ile ilgili olumlu bir senaryo ise ıskontonun yine %10’lara gerilemesini sağlayarak BIST100 endeksini 90,000 seviyelerine taşıyabilir. Koalisyonun gerçekleşmemesi ve satış baskısının artması durumunda ise, global konjonktürde önemli bir bozulma olmaması halinde, BİST’in benzerlerine göre % 30 civarı bir ıskonto seviyesinin orta-uzun vadeli alım için cazip seviyeler olduğunu düşünüyoruz. %30 ve üzeri ıskonto seviyeleri de BIST-100 endeksinde orta-uzun vadeli alım tarafına geçmek için 70,000 ve altı seviyelere işaret etmektedir. Bu seviyeler aynı zamanda BIST-100 endeksinin F/K çarpanı bazında -2 standart sapmada işlem gördüğü seviyelerdir. BIST100 ileriye dönük BIST100 11 yıl year forward P/E F/K çarpan analizi 13x 11x 12x 10x 11x 8x 9x -2 std. sapma BIST 100 için 67,000 seviyesine işaret etmektedir. 7x 03.15 11.14 06.14 02.14 +1 std dev -2 std dev 06.14 10.13 05.13 Ortalama -1 std sap -2 std sap 12.12 06.12 Average +2 std dev 12.11 12.10 06.10 12.09 5x Kaynak: Bloomberg 06.11 1 year +1forward std sapP/E -1 std +2dev std sap 12.13 BIST 12 aylık tahmini F/K 6x 06.13 01.13 08.12 04.12 12.11 08.11 03.11 07.10 11.10 5x 8x Halihazırda tarihi BIST-100 endeksi, 1 yıl ileriye dönük F/K tarihi ortalamasına yakın işlem görüyor; ancak diğer gelişmekte olan ülkelerinin çoğunun tarihi ortalamalarına göre primli işlem gördüğü düşünüldüğünde BİST’in benzerlerine göre ucuz olduğu söylenebilir. BIST100 ve MSCI GOP (1 Yıl İleriye Dönük F/K) Kaynak: Reuters 11 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Seçim sonrası koalisyon dönemlerinde BİST (1991/1995/1999 Seçimleri) 7 Haziran tarihinde gerçekleşen seçim sonuçlarının ardından, geçmişte koalisyon dönemlerinde BİST performanslarını inceledik. Buna göre seçim sonrası koalisyon ihtimali ile düşüş yaşayan BIST’in, koalisyonun kurulmasına yönelik potansiyeli güçlendiren somut açıklamalarla kısa vadeli toparlanma eğilimi yakaladığı görülüyor. Bununla birlikte koalisyon görüşmelerinin uzaması ya da belirsizliğin sürmesi ise volatilitenin ön plana çıkmasına neden olmuştur. 1991 Seçimleri Seçimler öncesinde ANAP’ın tek başına iktidar olduğu 1991 yılında, seçim sonrasında koalisyon gündeme geliyor. Seçim sonrasında 13 işlem gününde koalisyon tartışmaları yapılırken, DYP-SHP arasında koalisyon konusunda uzlaşmaya varıldığının açıklanmasıyla BİST’te olumlu fiyatlama etkili oluyor. Uzlaşmanın sağlanmasından koalisyon hükümetinin kurulduğu döneme kadar ise BİST’te %30’luk getiri oluşuyor. Kaynak: Matriks, Garanti Yatırım 12 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA 1995 Seçimleri Seçim öncesi koalisyon hükümeti görevdeyken ve seçim sonrasında da bu eğilim devam ederken, koalisyon görüşmelerinin 2 ayı aşan süreçte gerçekleştiği görülüyor.1995 seçimleri sonrasında ilk aşamada belirsizlik %6.4’lük düşüşe neden oluyor. İlerleyen günlerde ANAP-DYP koalisyon ihtimalinin gündeme gelmesiyle, belirsizliğin kısmen aşılması BİST’te olumlu fiyatlamayı ön plana çıkarıyor. Kaynak: Reuters, Garanti Yatırım 1999 Seçimleri Koalisyon hükümetinin yıkılması ve yerine kurulan azınlık hükümetiyle girilen 1999 seçimleri sonuçları da koalisyona işaret etmişti. Seçim sonuçlarını takiben, siyasi parti yöneticilerinden koalisyon kurulmasına yönelik olumlu mesajlar gelmesi, belirsizliğin kısa süreli kalmasını ve seçim sonrasında olumlu fiyatlama sağlamıştır. DSP-ANAP-MHP koalisyonu için uzlaşı sağlanmadan önce bu gelişmenin fiyatlanmış olması, koalisyonun kurulması sonrasında ise kar satışlarına neden olmuştur. Kaynak: Reuters, Garanti Yatırım 13 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA BİST-100 ve GSYH ilişkisi Hisse senetleri piyasasında gelecekteki büyümenin satın alınmasından yola çıkarak oluşturduğumuz ve son 20 yılı baz aldığımız BİST100/GSYH rasyosunda, kriz dönemlerinde 20x seviyesi altına gelindiğini, iyimserliğin aşırılaştığı dönemlerde 60x seviyesinin aşıldığını aşağıdaki grafikte de görmekteyiz. 20082009 küresel kriz dönemini baz alırsak, BİST’te %47 oranında geri çekilme riskine ulaşmaktayız. 2009 yılıyla birlikte kriz sonrası dönemde ise 30x-60x arasında dalgalanma yaşanmaktadır. Küresel kriz şartlarının henüz gündemde olmadığı bu dönemde 30x-31x seviyesi ön planda olabilir. Bu paralelde Araştırma departmanımızın 2016 yılı büyüme beklentisi bazında, 1 Temmuz kapanışı itibariyle 38x seviyesinde bulunan rasyo, belirsizliğin daha da artabileceği ortamda %18’lik geri çekilme riski (BİST ~$24,000-$25,000) taşımaktadır. BİST100 / GSYH Kaynak: BİST, Garanti Yatırım tahminleri Büyüme ve BIST’te aylık getiriler (ABD$) 16% 4% 0% -4% -8% 2015 2014 2013 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2006 2005 2004 2002 2001 2000 1999 2003 *t yılında $ bazında aylık getirilerin ortalaması -12% 1998 Politik belirsizliğin devam etmesi halinde BİST performansı zayıflarken, 2016 büyüme tahminleri de aşağı revize edilebilir. Büyüme t+1 8% 1997 2014 yılının ilk 6 ayının ortalama kaybı %3, yılın 2. yarısında büyümeye dair riskleri fiyatlıyor. BIST * 12% 1996 BIST’de ABD$ bazında aylık getirilerin ortalaması bir sonraki yıl için büyüme beklentilerini fiyatlıyor. 1995 Kaynak: Rasyonet, Garanti Yatırım tahminleri 14 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Mevcut makro tahminlerimiz doğrultusunda Araştırma kapsamımızdaki şirketler için 2015 yılı sonu için %8, 2016 yılı sonu için %14 kar büyümesi tahmin ediyoruz. Bankacılık sektörü için kar tahminlerimizde revizyonlar yaparken, 2015 için genel anlamda halen aşağı yönlü riskler belirgin. Ancak 2016 yılı için olumsuz tarafta olmak için erken olduğunu düşünüyoruz. Nitekim konsensüs tahminlere göre BİST, 2 yıllık F/K ve kar büyümesi anlamında cazip görünüyor. 2 yıllık ileriye dönük F/K ve Kar Büyümesi Araştırma kapsamımız için özet tahminler (TLmn) Sanayi - Satış 20x Meksika 17x İsvicre İsvec G. Afrika 14x Çek Cum. F/K Sanayi - FVAÖK Çin Almanya 11x Büyüme ABD-S&P 500 Büyüme İspanya Fransa Italya Brezilya MSCI GOP Sanayi - Net Kar Macaristan Polonya Hong Kong Misir Türkiye 8x 8% 10% 12% 14% 16% 18% Net Kar Büyümesi Kaynak: Bloomberg, Garanti Yatırım 20% 22% 24% 26% 28% 2014 229.869 2015T 254.245 2016T 284.892 9% 10% 11% 12% 26.609 28.929 33.379 38.803 12% 9% 15% 16% 12,8% 12,6% 13,1% 13,6% 21.193 12.075 16.692 18.583 Büyüme -18% 38% 11% 14% Net Kar Marjı 5,8% 7,3% 7,3% 7,4% 13.971 12.715 13.213 14.912 11% -9% 4% 13% 26.046 29.407 31.796 36.106 -5% 13% 8% 14% Bankalar - Net Kar Rusya 5x 6% FVAÖK Marjı 2013 208.695 Büyüme Toplam - Net Kar Büyüme Kaynak: BIST, Garanti Yatırım tahminleri BİST-100 endeksi için yılbaşında 91,000 seviyelerinde olan 12 aylık konsensüs hedefler, Şubat ayında 96,500 seviyelerine kadar yükselirken, yapılan revizyonlarla halihazırda 94,500 seviyesindedir. BIST-100 - Bloomberg Konsensüs endeks hedefi Kaynak: Bloomberg 15 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Yabancı İşlemleri Yabancı yatırımcılar, BIST Mayıs ayı verilerine göre, 2015 yılında BIST’te net 290mn ABD$ satış yaptılar. TCMB verilerine göre Haziran ayında politik belirsizliğin devamı ile yabancılar halen satış tarafındalar. Haziran ayının ilk 3 haftasında net yabancı satışı 212mn ABD$ iken, yabancı takas oranı Boyner Pazarlama hisse senetlerinde yabancı bir banka ile yapılan kredi anlaşmasında hisselerin teminat olarak gösterilmesi nedeniyle %63’ten %64 seviyelerine yükselmiştir. Yıl Alış 2011 65,058 2012 64,100 2013 85.432 2014 81.895 2015 40.908 2014 - Mayıs 7.068 2014 - Haziran 6.752 2014 - Temmuz 6.382 2014 - Ağustos 6.695 2014 - Eylül 6.185 2014 - Ekim 7.155 2014 - Kasım 7.408 2014 - Aralık 8.281 2015 - Ocak 9.520 2015 - Şubat 7.980 2015 - Mart 9.884 2015 - Nisan 6.896 2015 - Mayıs 6.628 Kaynak : BİST, Garanti Yatırım Hisse Bazında Net Alım-Satım Mayıs Net Alış ABD$ THYAO 46.615.509 AKBNK 45.513.967 TCELL 20.381.391 SAHOL 17.320.789 KORDS 15.343.751 HALKB 14.517.763 FROTO 13.189.156 TATGD 11.960.174 TTKOM 10.937.338 TOASO 10.839.932 EREGL 10.403.751 AEFES 8.865.582 ENKAI 8.316.621 DOAS 8.226.406 ALCTL 6.456.149 PETKM 6.317.074 TSKB 6.155.592 MGROS 6.055.275 GOLTS 5.558.376 SODA 4.879.782 Kaynak : BİST, Garanti Yatırım Net Satış ISCTR -49.448.972 KRDMD -31.078.943 GARAN -25.183.222 TKFEN -23.429.466 KCHOL -16.417.378 ULKER -15.643.760 PGSUS -13.019.883 GOODY -11.700.926 BIMAS -8.694.085 TTRAK -8.547.815 EKGYO -6.035.029 TUPRS -5.943.085 VESTL -5.100.531 BRISA -4.786.855 EGEEN -4.393.630 ALARK -3.818.123 SNGYO -3.478.535 DOHOL -3.441.035 VAKBN -3.300.094 BIZIM -3.214.385 Satış 67,064 58,804 85.861 79.666 41.198 6.364 7.093 5.878 6.759 6.684 6.572 6.780 8.389 9.116 8.712 10.394 6.363 6.613 XUTUM- Net XBANK- Net (milyon$) (milyon$) -2,006 -930 5.297 2156 -429 -1233 2.229 908 -290 -382 704 517 -341 -299 504 290 -64 -37 -499 -409 583 201 628 399 -108 -235 404 408 -732 -474 -510 -461 533 154 15 -9 BİST100 Yabancı Oranı ($,%) % -37% 62,09% 62% 65,85% -28% 62,51% 16% 63,83% -15% 63,19% 8% 64,22% -2% 63,68% 4% 64,43% -4% 64,04% -12% 63,12% 10% 63,36% 7% 64,21% -4% 63,83% -1% 64,09% -8% 62,85% -7% 63,03% 1% 62,75% -1% 63,19% Hisse Bazında Net Alım-Satım Ocak-Mayıs Net Alış ABD$ HALKB 143.963.450 SAHOL 128.579.050 NTHOL 69.397.774 EKGYO 50.377.672 SODA 41.657.286 TUPRS 39.454.305 KOZAL 36.224.513 PETKM 36.055.573 ULKER 33.005.486 ENKAI 25.921.912 MGROS 25.785.091 TAVHL 20.430.645 ASELS 17.639.136 KORDS 15.533.870 AEFES 15.098.151 TTKOM 13.511.495 AVISA 13.118.134 TATGD 12.232.320 CLEBI 10.928.152 GUBRF 10.147.587 Kaynak : BİST, Garanti Yatırım Net Satış GARAN -221.563.965 ISCTR -135.719.587 KRDMD -93.816.376 TCELL -92.978.980 YKBNK -87.078.621 PGSUS -80.509.947 TKFEN -53.559.603 THYAO -47.263.112 VESTL -30.675.351 KCHOL -30.607.560 TRKCM -27.871.223 BIZIM -26.703.217 DOHOL -19.394.442 EREGL -18.783.066 GOODY -18.278.261 ARCLK -16.175.348 KOZAA -13.189.989 ECILC -12.638.626 BRISA -12.547.355 VESBE -11.647.889 16 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA BİST-100 endeksinin 2007-2015 döneminde ABD$ bazında performansı ABD$ bazı görünümde BİST100 endeksinde uzun vadede 26,000-51,000 aralığında dalgalanma devam ediyor. Son dönemde genel seçimler ve koalisyon ihtimallerinin fiyatlanmasıyla bir kez daha test edilen bu bölge, uzun vadeli destek bölgesidir. Bu bölge üzerinde güçlü bir toparlanma yönünde eğilim henüz oluşmazken, tepki yükselişleri görülebilir. Bu aşamada 32,500-33,000 kısa vadede direnç bölgesi konumundadır. 40,000 ise ilk ana direnç olarak izlenmelidir. Kaynak : Matriks, Garanti Yatırım 17 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Sektörler 18 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Bankacılık Sektörü Önümüzdeki dönemde bankacılık sektöründe temel dinamiklere odaklanmak ve seçici olmak temel stratejimizdir. BİST Bankacılık Endeksi, 2015 başından bu yana MSCI GOP bankacılık endeksinin %23, BİST Sanayi endeksinin ise %17 altında performans gösterdi. Bu performans grafiğinin altında yatan temel faktörler ise; artan makroekonomik ve siyasi belirsizlikler, %10 üzerinde seyreden mevduat faizleri ve sektörün uzun vadeli özkaynak karlılığına ilişkin bozulan görünüm oldu. 12 ay ileriye dönük 7.2x F/K ve 0.9x F/DD çarpanlarıyla işlem gören Bankacılık Endeksi’nin şu anki seviyeleri ucuz görünse de, risk-getiri açısından bakıldığında bu seviyelerin makul olduğunu düşünüyoruz. Bankacılık sektörü hisselerinde seçici olma gerekliliğinin daha fazla ön plana çıktığını; likidite, sermaye yeterliliği ve varlık kalitesi açısından güçlü temellere sahip bankaların tercih edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. F/K ve F/DD Iskonto/Prim: TR - MSCI GOP Bankaları XBANK - TL Gösterge Faizi 30% 2.0 220,000 16% 4.8 186,000 2% 7.6 152,000 10.4 118,000 13.2 84,000 -12% -26% F/K İskontosu Kaynak Bloomberg F/DD İskontosu 03.15 10.14 06.14 02.14 09.13 05.13 01.13 08.12 04.12 12.11 07.11 03.11 11.10 06.10 -40% 16.0 04.09 50,000 04.10 04.11 04.12 04.13 Gösterge Faiz (Ters Çevrilmiş) 04.14 04.15 XBANK (Sağ Eksen) Kaynak: Rasyonet, Matriks Makroekonomik ve siyasi görünümün belirsizleştiği bu ortamda, Türk bankalarının daha dalgalı bir döneme girdiğini düşünüyoruz. Türk bankaları genel seçimlerin ardından ortaya çıkan belirsizliğe, bireysel ve kısa vadeli ticari kredi oranlarında 0.5-1 puanlık artışlarla karşılık verdiler. Halihazırda sıkı fonlama koşullarının yarattığı baskıya ek olarak, küresel piyasalardaki sıkılaşma eğilimi bankaların marjlarını korumasını zorlaştırıyor. 2015’in 2. yarısında ön plana çıkacağını düşündüğümüz 5 ana tema ise şöyledir: TL’de devam eden zayıflık nedeniyle TCMB’nin sıkı para politikası sürecek; yüksek mevduat faizleri, kredi mevduat makası üzerinde baskı oluşturmaya devam edecektir. TÜFEX gelirlerinin katkısı artacak ve bu da net faiz marjındaki daralmayı kısmen telafi edecektir. Kredi faizlerinde son dönemdeki fiyatlamanın olumlu etkileri, vade uyumsuzluğu nedeniyle 2015’in son çeyreğinde görülmeye başlanacaktır. %15-17 seviyesinde dengeye oturan kredi büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler devam edecektir. Bireysel kredi faizlerinde son dönemde görülen artışlar ile önümüzdeki dönemde kredi talebinde düşüş gözlenebilir. 19 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Sektörün varlık kalitesi hala gücünü koruyor. Ücret iadeleri nedeniyle faaliyet giderlerindeki artış ise ücret ve komisyon gelirlerindeki başarılı performans ve önlemler ile telafi edilecektir. 2015 ve 2016 net kar beklentilerimizi sırasıyla %5.7 ve %8.5 aşağı çekiyoruz. 1Ç15 sonuçlarının ardından Türk bankalarına ilişkin tahminlerimizi ve hedef fiyatlarımızı yeniden gözden geçirdik. Net faiz marjındaki zayıf görünüm ve yüksek faaliyet giderleri nedeniyle sektöre ilişkin 2015 net kar beklentimizi aşağı yönlü revize ediyoruz. Mevduat faizlerinin %10 üzerinde seyretmeye devam etmesi ve yıl başından bu yana artan swap maliyetleri nedeniyle, sektörün 2015 net faiz marjında yıllık bazda 3 baz puan daralma bekliyoruz. Yüksek kredi mevduat oranı ve küresel fonlama koşullarındaki sıkılaşma nedeniyle 2016 yılı için net faiz marjında yatay bir seyir öngörüyoruz. Yeni net kar tahminlerimize göre bankacılık sektörünün net karı 2015’te yıllık bazda %3.9, 2016’da ise %12.9 artış gösteriyor. 2015 ve 2016 için bizim net kar tahminlerimiz, konsensüs beklentilerinin sırasıyla %3.7 ve %6.9 altındadır. Son 2 yıldaki yasal düzenlemelerin bankacılık sektörü üzerindeki etkisinin ve fonlama koşullarındaki sıkılaşmanın ise geçici olmadığını ve bu nedenle sektörün uzun vadeli özkaynak karlılığında 2 puanlık aşağı yönlü revizyonun gerekli olduğunu düşünüyoruz. Uzun vadeli özkaynak karlılığı beklentimiz %14.1 seviyesinde iken, konsensüs beklentisi %14.8 seviyesindedir. Risksiz getiri oranı varsayımımız %8.75 olup, piyasa risk primini ise %5.5 olarak alıyoruz. Böylece güncel tahminlerimiz ile hedef fiyatlarımız ortalama %10 aşağı gelirken, araştırma kapsamımızdaki bankacılık sektörü hisselerinin ortalama artış potansiyeli %24’dür. Sektör değerleme açısından makul bir bant içinde hareket ediyor. Türk bankaları 2016T 0.8x F/DD ve 7.1x F/K çarpanlarıyla ve %14.0 özkaynak karlılığı ile işlem görmektedir. Tarihsel ortalamalarına baktığımızda sektörün şu aşamadaki çarpan seviyelerini pahalı bulmuyoruz. 2015T F/DD ve F/K açısından Türk bankaları, MSCI GOP bankacılık endeksine göre ise sırasıyla %14 ve %10 ıskontolu işlem görmektedir. Türk bankalarının 5 yıllık tarihsel F/DD ıskontosu %4, F/K ıskontosu ise %2 seviyesindedir. Ancak, bankacılık sektörü hisselerinde yeni pozisyonlar için makro görünümdeki belirsizliğin kalkması gerektiğini düşünüyoruz. Küresel fon akımlarına da bağlı olarak, Türk bankalarının orta vadede 0.9x F/DD – 1.1x F/DD çarpanları arasında işlem görmeye devam edeceğini düşünüyoruz. Bankacılık sektörünün 1.1x F/DD çarpanı üzerinde işlem görebilmesi için, son 2 yıldaki yasal düzenlemelerin özkaynak karlılığı üzerindeki baskısının hafiflemesi ve özkaynak karlılığında en az 2 puanlık bir iyileşme gerçekleşmesi gerekiyor. Ancak, sıkı temettü dağıtım politikaları ve sıkı fonlama koşulları nedeniyle böylesi bir iyileşmeyi pek de olası bulmuyoruz. Araştırma kapsamımızdaki bankalardan Akbank ve TSKB’yi beğeniyoruz. Güçlü sermaye yeterliliği, fonlama kanallarının çeşitliliği, etkin maliyet yönetimi ve kredilerin toplam varlıklar içindeki oranının son dönemlerde artış göstermesi nedenleriyle; Akbank’ın volatilitenin arttığı dönemlerde en dirençli bankalardan birisi olduğunu düşünüyoruz. Akbank’ın birinci kuşak sermaye yeterliliği %13.2 seviyesinde olup (sektör ortalaması: %12.2), orta vadede Banka’nın rakiplerine göre daha hızlı büyüyebilmesine olanak sağlamaktadır. TSKB ise özgün iş modeli ve düşük risk profili ile öne çıkmaktadır. TSKB uzun vadeli ve düşük maliyetli borçlanma yapısı ve elde edilen fonların kurumsal ve KOBİ yatırımlarının finansmanında kullanılması nedeniyle daha defansif iş modeline sahiptir. TSKB’nin yatırım bankacılığı modeli, faizlerdeki ve mevduat maliyetlerindeki 20 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA volatilitenin arttığı dönemlerde Banka’yı öne çıkarmaktadır. İş Bankası’nın güçlü varlık kalitesini beğenmeye devam etsek de, Avea hisselerinin satışının yılın ikinci yarısında ek karşılık ayrılması gereği doğurabileceğini düşünüyoruz. TL ağırlıklı bilanço yapıları ve olası bir koalisyon hükümeti döneminde banka yönetimleri üzerindeki belirsizlikler nedeniyle, kamu bankalarından şimdilik uzak durmayı tercih ediyoruz. Yapı Kredi ise araştırma kapsamımızdaki bankalar arasında en az tercih ettiğimiz banka . Yapı Kredi’nin agresif büyüme stratejisi nedeniyle sermaye artışına ihtiyaç duyacağını düşünüyoruz. Banka’nın çekirdek sermaye oranı %10 seviyesinde olup, sektör ortalaması olan %12.1’in altındadır. Bankacılık Sektörü 1 Yıl İleri Dönük F/K Bankacılık Sektörü 1 Yıl İleri Dönük F/DD 2.0x 12x 1.7x 11x 1 yıl ileri dönük F/K +1 std sapma +2 std sapma Ortalama -1 std sapma -2 std sapma 1 yıl ileri dönük F/DD +1 std sapma +2 std sapma 03.15 10.14 06.14 02.14 09.13 05.13 01.13 08.12 04.12 12.11 07.11 03.11 11.10 03.15 10.14 06.14 02.14 09.13 05.13 01.13 08.12 04.12 0.5x 12.11 6x 07.11 0.8x 03.11 7x 11.10 1.1x 06.10 8x 06.10 1.4x 10x Ortalama -1 std sapma -2 std sapma Kaynak: Bloomberg Sektörün net kar performansı fazla olumsuz olmasa da, faaliyetlerdeki zayıflığa ilişkin endişeler artıyor. Araştırma kapsamımızdaki bankaların 1Ç15’teki toplam net karı 3.3mlr TL oldu. Bu rakam, çeyreksel bazda %5 gerilemeye, yıllık bazda ise %11 artışa işaret etmektedir. Temettü gelirleri hariç bakıldığında ise, araştırma kapsamımızdaki bankaların net karı bir önceki çeyreğe göre %15 azalmaktadır. Bankaların 1Ç15 net karı piyasa beklentisinin %5.1, bizim beklentimizin ise %2.5 üzerinde gerçekleşti. 1Ç15 net karlarının ilk açıklandığı günden bugüne kadar bankacılık endeksi nominal olarak %2.4 değer kazanırken, BİST-100 endeksinin %2.1 üzerinde performans gösterdi. Ancak gelir tablolarının detayları incelendiğinde ise, bankaların net faiz marjı ve varlık kalitesi performanslarının beklentilerin altında kaldığı görülüyor. Öte yandan; artan ticari işlemler karları, mevsimsellik etkisiyle artan tahsilat gelirleri ve beklentilerin üzerinde gerçekleşen ücret ve komisyon gelirleri performansı 1Ç15’te bankaların net karlarını destekleyen unsurlar oldu. Banka üst yönetimleri sene başında duyurdukları 2015 tahminlerinde değişikliklere gitmezken; marjlar, varlık kalitesi ve faaliyet giderleri konusunda aşağı yönlü risklerin varlığını vurguladı. Kredi büyümesinde durgunluk. 1Ç15’te çeyreksel bazda kredi büyümesi %6.4 oldu (TL krediler: %4.4, YP krediler: -%1.3). Kredi büyümesini destekleyen ana segmentler ise ticari ve kurumsal krediler oldu. Tüketici güvenindeki gerileme ve artan risk maliyeti nedeniyle bankalar bireysel kredilerde büyüme stratejisinden uzak duruyorlar. 2015 yılında 13 haftalık kredi büyümesinin %15-17 seviyesinde olmasını bekliyoruz. Kredi büyümesini destekleyen ana unsurların ise ticari krediler ve proje finansmanı kredilerinin olacağını düşünüyoruz. 21 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Artan fonlama maliyetleri ve likidite koşullarındaki sıkılaşma ile net faiz marjı baskı altında. Bankacılık sektörünün net faiz marjı görünümünün daha sıkıntılı olduğunu düşünüyoruz. 1Ç15’te büyük bankaların net faiz marjları çeyreksel bazda 47 baz puan daralırken, daralmanın ana sebepleri kredi mevduat makasındaki 32 baz puanlık gerileme ve TÜFEX gelirlerindeki azalma oldu. Banka yönetimleri ise 2015 yılında net faiz marjları için yatay/hafif iyileşme beklentilerinde ise bir değişiklik yapmadılar. Buna rağmen bankacılık sektörünün 1Ç15’te net faiz marjı, 2014 ortalamasının 35 baz puan altında gerçekleşti. Bu nedenle banka yönetimlerinin net faiz marjı tahminlerinin gerçekleşme ihtimalinin azaldığını düşünüyoruz. 2Ç15’te TÜFEX gelirlerinde artış bekliyoruz. TÜFEX fiyatlamasında kullanılan referans ay enflasyon oranı 2Ç15’te %14.3 olurken, bu oran 1Ç15’te %3.3 olmuştu. Böylece, TÜFEX getirileri 2Ç15’te %17’ye yükselecektir (1Ç15’te %6.3). Vadesi dolan TÜFEX’ler de hesaba katıldığında, 2015 yılında ortalama TÜFEX getirisinin %9’a gerileyeceğini tahmin ediyoruz (2014’te %11.9). Nisan ayında vadesi dolan TÜFEX’lerin ortalama reel getirileri %4 iken, bu dönemde ihraç edilen yeni enflasyona endeksli tahvillerin ortalama getirisi ise %2’dir. 2Ç15’te kredi mevduat makasında yatay bir seyir bekliyoruz. TCMB politika faizinde 75 baz puanlık indirime gitmesine rağmen, mevduat faizleri 1Ç15’te 32 baz puan artış gösterdi. Sıkı para politikası ve yüksek seyretmeye devam eden TL kredi mevduat oranı neticesinde, 32 gün vadeli mevduatların maliyetleri %10.5-% 11 seviyesinde seyretmektedir. TCMB’nin para politikası konusundaki ihtiyatlı duruşunun temel sebebinin TL’deki volatilitenin son dönemlerde artması olduğunu düşünüyoruz. Pek olası olduğunu düşünmesek de, USDTRY paritesinde 2.65 seviyesinin altına gelinmedikçe; TCMB’nin para politikasındaki halihazırdaki duruşuna devam edeceğini ve bankaların likidite koşullarındaki sıkılaşmanın süreceğini düşünüyoruz. Öte yandan; Nisan 2015 itibariyle sektörün kredi mevduat oranı %115 seviyesine yükselmiş olup, TL kredi mevduat oranı ise %140 seviyesindedir. TL mevduatların kredilere olan oranındaki bu gerileme, TL mevduat bazlı fonlamanın maliyetine daha da artırıcı etkide bulunmaktadır. Tüm bu nedenlerden ötürü, 2015 yılında araştırma kapsamımızdaki bankaların net faiz marjında 10 baz puanlık iyileşme beklentimizi aşağı yönlü revize ediyoruz. Net faiz marjındaki aşağı yönlü revizyon neticesinde, araştırma kapsamımızdaki bankaların 2015 net karlarında %5.1 düşüş meydana geliyor. Takibe dönüşüm oranı yükselse de, tahsilat gelirleri hala güçlü kalmaya devam ediyor. 1Ç15’te takibe dönüşüm oranı, 2014 ortalamasının 20 baz puan üzerinde gerçekleşti. Bu seviyeler bizim beklentimizin de üzerinde oldu. Takibe dönüşüm oranında gerileme yaşayan tek banka ise yüksek baz etkisi nedeniyle Halkbank oldu. Araştırma kapsamımızdaki bankaların takipteki kredi karşılıkları da 2014 ortalamasının 15 baz puan üzerinde gerçekleşti. Bizim beklentimiz ise 5 baz puan artış yönündeydi. Faaliyet giderleri ve komisyon gelirleri tahminlerimizi artırıyoruz. Ücret iadeleri neticesinde faaliyet giderlerindeki artış beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Öte yandan, bankacılık sektörü ücret ve komisyon gelirlerinde başarılı bir performans sergiledi. Ücret ve komisyon gelirlerindeki artışlar, faaliyet giderlerindeki artışları telafi etme amacı taşımaktadır. Ücret iadelerinin sektör için problem yaratmaya devam edeceğini düşünüyor ve 2015’te faaliyet giderlerindeki 22 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA artış beklentimizi %8’den, %10’a yükseltiyoruz. Faaliyet giderlerindeki artışın ise, ücret ve komisyon gelirlerindeki başarılı performans ile dengeleneceğini düşünüyoruz. Net Faiz Marjı Analizi Son dönemde politik tarafta artan belirsizlik, FED’den beklenen faiz artırımının yaklaşması, TL’nin zayıf kalmaya devam etmesi ve kredi mevduat oranlarının zirve noktalara yaklaşmasından dolayı faiz oranları ve bankaların fonlama maliyetleri yüksek kalmaya devam edecek. Bu şartlar altında bankaların net faiz marjlarını koruyabilmeleri için aşağıdaki kriterler önemlidir; Vadesiz mevduatların toplam mevduatlara oranı Kamu mevduatlarındaki gücü Kredilerini hızlı fiyatlandırma kabiliyeti TL fonlamanın toplam içerisindeki yeri Değişken faizli menkul kıymet kağıtlarının toplam içerisindeki yeri TÜFE’ye endeksli kağıtların toplam içerisindeki yeri Hesaplamalarımıza göre, yukarıda belirttiğimiz 6 kriterde üstlerde yer alan bankalar net faiz marjını en güçlü şekilde savunabilecek bankalardır. Bu kriterlere göre, artan faiz koşullarında vadesiz mevduatı ve kamu mevduatı toplam içerisinde yüksek olan bankalar maliyetlerini daha kolay kontrol edebileceklerdir. Ayrıca, kısa vadeli kredileri daha hızlı fiyatlanabilecek bankalar ön plana çıkmaktadır. TL’den ziyade diğer fonlama tabanı yüksek ve yurt dışı kanalları iyi kullanabilen bankalar ön planda olacaktır. Ayrıca, portföyünde değişken faizli ve TÜFE kağıtlarını yüksek oranda tutan bankalar varlıklarında fiyatlamayı daha güçlü hissedeceklerdir. Kaynak: Garanti Yatırım 23 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Değişken faizli kağıt ağırlığı TÜFE'ye endeksli kağıt ağırlığı 40.0% 40.0% 32.0% 24.0% 16.0% 32.0% 28.6% 25.1% 25.1% 24.0% 18.4% 14.0% 35.0% 28.8% 26.0% 27.3% 28.6% ISCTR VAKBN 24.9% 24.0% 16.0% 8.0% 8.0% 0.0% 0.0% AKBNK GARAN HALKB ISCTR VAKBN YKBNK AKBNK GARAN HALKB YKBNK Kaynak: Garanti Yatırım Bu kriterlerde güçlü olan bankaları, 1’den 6’ya kadar numaralandırdık. Buna göre, belirlediğimiz kriterde en güçlü banka 1 numara ile numaralandırdı. Artan faiz koşullarında kamu mevduat gücü, kredi fiyatlandırma kabiliyeti ve değişken faizli kağıtların toplam içerisindeki ağırlığı yüksek olan Vakıfbank marjlarını daha güçlü tutabilecek bir banka olarak öne çıkıyor. Garanti Bankası ise vadesiz mevduatlardaki gücü ve TÜFE’ye endeksli kağıt ağırlığı ile ön planda. Sıralama, Halkbank ve Akbank ile devam ediyor. Yapı Kredi’de ise vadesiz mevduat ağırlığının ve TÜFE’ye endeksli kağıt oranının düşük olması, sıralamada son sırada yer almasının en önemli nedenleri olarak görünüyor. Kriter güçleri AKBNK GARAN HALKB ISCTR VAKBN YKBNK Vadesiz mevduat ağırlığı 5 1 3 2 4 6 Kamu mevduat gücü 4 5 2 6 1 3 Kredi fiyatlandırma kabiliyeti 3 4 2 6 1 5 TL fonlama ağırlığı 1 2 6 4 5 3 Değişken faizli kağıt ağırlığı 6 2 5 3 1 4 TÜFE'ye end. kağıt ağırlığı 5 1 2 4 3 6 Toplam 24 15 20 25 15 27 Kaynak: Garanti Yatırım 24 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Bankaların tavsiye geçmişleri* GARAN Tavsiye Geçmişi AKBNK Tavsiye Geçmişi 4.60 4.00 4.20 3.70 3.80 3.40 3.40 3.10 3.00 2.80 05.15 03.15 01.15 11.14 09.14 07.14 05.14 03.14 01.14 11.13 09.13 07.13 05.13 03.13 05.15 03.15 01.15 11.14 09.14 07.14 05.14 03.14 01.14 11.13 09.13 07.13 05.13 03.13 01.13 01.13 2.50 2.60 ISCTR Tavsiye Geçmişi HALKB Tavsiye Geçmişi 4.20 4.90 4.70 3.90 4.50 3.60 4.30 3.30 4.10 05.14 07.14 09.14 11.14 01.15 03.15 05.15 05.14 07.14 09.14 11.14 01.15 03.15 05.15 03.14 01.14 11.13 09.13 05.13 07.13 03.14 01.14 11.13 09.13 07.13 05.13 05.15 03.15 01.15 11.14 2.50 09.14 2.90 07.14 2.90 05.14 3.10 03.14 3.30 01.14 3.30 11.13 3.70 09.13 3.50 07.13 4.10 05.13 3.70 03.13 4.50 01.13 3.90 03.13 YKBNK Tavsiye Geçmişi 01.13 VAKBN Tavsiye Geçmişi 03.13 05.15 03.15 01.15 11.14 09.14 07.14 05.14 03.14 01.14 11.13 09.13 07.13 05.13 03.13 01.13 01.13 3.00 3.90 Kaynak: Garanti Yatırım, * Bloomberg konsensüs tahminlerine göre, 5 en yüksek tavsiye, 1 en düşük tavsiye 25 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Tahminlerde Değişiklikler ve Hedef Fiyatlar F/K (x) Tavsiye Son Fiyat (TL) AKBNK EÜ 7.61 9.20 HALKB EÜ 12.15 ISCTR EÜ 5.61 VAKBN EÜ YKBNK TSKB 1-Tem-15 Hedef PotanFiyat (TL) siyel Özkaynak Karlılığı (%) F/DD (x) 2015T 2016T 2015T 2016T 2015T 2016T 21% 9.3 8.3 1.1 1.0 13.0% 12.9% 16.10 33% 6.2 5.2 0.8 0.7 14.9% 16.4% 6.90 23% 7.5 7.1 0.8 0.7 12.3% 13.6% 4.23 5.45 29% 5.8 5.2 0.6 0.6 12.7% 13.1% EP 3.88 4.50 16% 9.0 7.4 0.8 0.7 11.2% 12.2% EÜ 1.74 2.30 32% 7.3 7.0 1.1 1.0 18.1% 16.3% 24% 8.1 7.1 0.9 0.8 13.3% 14.0% Ortalama Kaynak: Garanti Yatırım Net Kar Revizyonları 2015T 2016T TL mn Eski Yeni Değişim Eski Yeni Değişim AKBNK 3,346 3,273 -2% 4,034 3,678 -9% HALKB 2,764 2,448 -11% 3,236 2,907 -10% ISCTR 3,789 3,383 -11% 4,137 3,570 -14% VAKBN 1,793 1,823 2% 1,980 2,036 3% YKBNK 1,905 1,871 -2% 2,477 2,287 -8% 418 416 -1% 439 436 -1% 14,015 13,213 -5.7% 16,303 14,912 -8.5% TSKB Toplam Kaynak: Garanti Yatırım Hedef Fiyat ve Tavsiye Değişiklikleri Hedef Fiyat Potansiyel Tavsiye TL mn Son Fiyat (TL) Eski Yeni Değişim Eski Yeni Eski Yeni AKBNK 7.95 9.50 9.20 -3% 19% 16% EÜ EÜ HALKB 12.50 19.55 16.10 -18% 56% 29% EÜ EÜ ISCTR 5.72 7.25 6.90 -5% 27% 21% EÜ EÜ VAKBN 4.37 6.30 5.45 -13% 44% 25% EÜ EÜ YKBNK 4.04 5.75 4.50 -22% 42% 11% EP EP TSKB 1.73 2.50 2.30 -8% 45% 33% EÜ EÜ Kaynak: Garanti Yatırım 26 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Net Kar Tahminleri 2013 2014 2015T 2016T 2015T/2014 2016T/2015T AKBNK 2,942 3,160 3,273 HALKB 2,751 2,206 2,448 3,678 4% 12% 2,907 11% 19% ISCTR 3,163 3,382 3,383 3,570 0% 6% VAKBN 1,586 1,753 1,823 2,036 4% 12% YKBNK 3,203 1,845 1,871 2,287 1% 26% 326 369 416 436 13% 5% 13,971 12,715 13,213 14,912 3.9% 12.9% TSKB Toplam Kaynak: Garanti Yatırım GY Tahminleri vs Konsensüs 2015T 2016T 2013 2014 GY Konsensüs Fark GY Konsensüs Fark AKBNK 2,942 3,160 3,273 3,446 -5% 3,678 4,080 -10% HALKB 2,751 2,206 2,448 2,463 -1% 2,907 2,851 2% ISCTR 3,163 3,382 3,383 3,586 -6% 3,570 4,067 -12% VAKBN 1,586 1,753 1,823 1,762 3% 2,036 2,015 1% YKBNK 3,203 1,845 1,871 2,064 -9% 2,287 2,555 -10% 326 369 416 401 4% 436 457 -5% 13,971 12,715 13,213 13,722 -3.7% 14,912 16,025 -6.9% TSKB Toplam Kaynak: Garanti Yatırım 27 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Beyaz Eşya Sektörü Yurtiçi beyaz eşya pazarında talep, 2014’te %2 azalırken, yılın sonuna doğru daralma hız kaybetti. Buna paralel olarak da 2015’in ilk 5 ayında yurtiçi beyaz eşya satışları yüksek sezon ve düşük baz etkisiyle, düşük tüketici güvenine rağmen %11.4 büyüme kaydetmiştir. Hız kazanan büyüme trendinin devam etmesini beklerken, yılın ikinci yarısında tüketici güveninde toparlanma beklentisi ve ertelenmiş talebin de etkisiyle beyaz eşya sektöründe, GSYH büyüme beklentimize paralel, %4 büyüme öngörüyoruz. 2014’te ihracat büyümesi %5.2 seviyesinde gerçekleşirken yılın ikinci yarısında büyüme hız kaybetmiştir. 2015’in ilk 5 ayında Avrupa ekonomisine dair süregelen belirsizliklerle birlikte yüksek bazın da etkisiyle ihracat sadece %2.6 oranında büyüme kaydetmiştir. Yılın ilk 5 ayında düşük gerçekleşen satış hacimlerine rağmen Avrupa’da beyaz eşya üreticilerinin (ARCLK, VESBE) bölgede pazar payı kazanımlarını sürdürmesini ve 2015’te büyümenin (2014: %5.2 büyüme) daha düşük hızla devam ederek %4 seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. Cam Politik belirsizlik nedeniyle ekonomik büyümeye ilişkin oluşan kaygıların sona ermesiyle, cam şirketlerinin ön plana çıkacağını düşünüyoruz. Cam üreticilerinin faaliyet performansları GSYH büyümesi ile ilişkili olup, düz cam segmentinin (TRKCM) hizmet verdiği inşaat, otomotiv, enerji, beyaz eşya sektörleri ise faiz oranlarına duyarlıdır. Şişe Cam’ın (SISE) iştirakleri vasıtasıyla hem coğrafi olarak hem de ürün yelpazesi bakımından çeşitlendirilmiş iş yapısını, Şirket’in risklerini azaltması sebebiyle beğenmekteyiz. Şişe Cam Grup şirketleri, Paşabahçe ve Soda Sanayii (SODA) hisse satışları gerçekleştirmiştir. Ortaklık yapısının sadeleştirilmesi, şeffaflığın artırılması ve şirketlerin net nakit pozisyonunun güçlendirilmesi için daha fazla yeniden yapılandırma işlemleri yapılabileceğini ayrıca piyasa koşularının uygun olması durumunda Soda Sanayi’nin likiditesinin artırılması çalışmalarının devam edebileceğini düşünüyoruz. Şişe Cam’ın Paşabahçe Beykoz ve Çayırova Cam’ın Kancotepe arazilerinin satışları da hisseyi destekleyebilir. Ayrıca Şişe Cam’ın %84’üne sahip olduğu ve cam ev eşyası segmentinde faaliyet gösteren Paşabahçe Cam’ın halka arzının bir katalizör olacağını ancak yönetimin halka arz konusunda en uygun piyasa koşulları sağlanana kadar aceleci olmayacağını düşünüyoruz. Şişe Cam, 2020’de dünyanın 3 büyük cam üreticileri arasında olma hedefi doğrultusunda yerel ve bölgesel satın alma fırsatlarını yakından takip etmektedir. Şişe Cam Grup şirketleri yüklü yatırım sürecini tamamlamıştır. Bu sebeple, tamamlanan yatırımların marjlardaki olumlu katkısının 2015 ve sonrasında daha belirgin olacağını düşünüyoruz. Düz cam ve kimyasallar segmentleri 1Ç15’te Şişe Cam’ın konsolide gelirlerin %54’ünü ve konsolide FVAÖK’sının %60’ını oluşturmuştur. 2015 yılında her iki segmentin güçlü katkısının devamını bekliyoruz. Öte yandan, kur hareketlerinden kaynaklı yüksek oranda bir doğal gaz zammı olması ve bunun ürün fiyatlarına yansıtılamaması, marjlar için bir risk unsurudur. Şişe Cam, mevcut NAD’sine yakın işlem görmekte olup, 2013 yılından itibaren ortalama ıskontosu %11’dir. Çimento Oldukça sert geçen kış koşulları nedeniyle Türk çimento sektörü satışları 1Ç15’te yıllık bazda %24 daraldı. Olumsuz hava koşulları inşaat sektörünü olumsuz etkilerken, yurtiçi çimento talebini de zayıflattı. Yurtiçi talebe bağımlı çimento şirketleri için 1Ç15 olumsuz geçerken; Akçansa, Çimsa, Adana Çimento gibi ihracat yapabilen şirketler bu zorluklarla kısmen baş edebildi. 28 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA 2015 yılında çimento sektöründe yurtiçi satış hacminde yıllık bazda %2 daralma beklerken, ihracat hacminin ise 2014 yılı ile aynı seviyede kalmasını bekliyoruz. Faaliyet bölgelerine bağlı olarak yüksek baz etkisi ve artan klinker stokları nedeniyle çimento fiyatlarının yatay kalacağını veya hafif artış göstereceğini tahmin ediyoruz. Yıl başından bu yana petrokok fiyatlarında bir miktar gerileme yaşansa da; TL’nin ABD$’na karşı değer kaybetmesi nedeniyle maliyetler TL bazında fazla değişmedi. 2Y15’te petrokok fiyatlarının yatay kalmasını bekliyoruz. Çimento sektöründe üretim maliyetinin yaklaşık %25’ini oluşturan elektrik tarifelerinde ise en son Ekim 2014’te %9 artış olmuştu. Bu yıl Ekim ayında elektrik tarifelerinde yeniden artışa gidilmesi durumunda maliyetler artacaktır. Araştırma kapsamımızdaki çimento şirketleri arasında bulunan Çimsa (CIMSA), faaliyet ve bölgesel çeşitliliğe sahip olması, geniş ürün gamı, ihracat kapasitesi ve Afyon yatırımının katacağı değer ile ön plana çıkmaktadır. Afyon tesislerindeki yatırımların tamamlanması ve yüksek marja sahip beyaz çimentoya odaklanma sonucunda Şirket’in 2017 ve sonrasında FVAÖK marjında iyileşme olacağını öngörüyoruz. Demir Çelik 2011 ve 2012 yıllarındaki güçlü ham çelik üretim rakamlarına karşın, Türkiye’nin üretimi 2013 yılından itibaren ihraç pazarlarındaki zayıflık ve artan ithalat nedenleriyle düşme eğiliminde olmuştur. Türkiye’nin ham çelik üretimi 2014’te yıllık %1.8 daralma ile 34.03mn ton olmuştur. Mayıs 2015’te ham çelik üretimi yılık %4 daralırken bir önceki aya göre %5.2 artarak 2.91mn tona ulaşmıştır. 2015 yılının ilk beş ayında ise toplam ham çelik üretimi yıllık %5.6 düşerek 13.34mn ton olmuştur. İhraç pazarlarındaki yavaşlama, küresel çelik sektöründeki kapasite fazlası ve çelik ithalatındaki sert artışlar, Türk çelik sektörünü olumsuz etkilemiştir. Ayrıca ihracat pazarlarında artan korumacılık önlemleri de çelik sektörünü olumsuz etkilemiştir. Düşen demir cevheri fiyatlarına karşın görece güçlü hurda fiyatları entegre çelik üreticilerine, elektrik ark ocağı ile üretim yapanlara göre rekabet avantajı sağlamıştır. Ayrıca entegre çelik üreticileri 2014 yılında düşen hammadde maliyetlerine karşın daha dayanıklı ürün fiyatlarından olumlu etkilenmiştir. Öte yandan 2014 yılının son çeyreğinden itibaren ucuz çelik ithalatı, yurtiçinde ürün fiyatlarını ve marjları baskı altında tutmaya başlamıştır. 3Ç14’ten itibaren, sıcak hadde fiyatları %26, soğuk hadde fiyatları %27 ve inşaat demiri fiyatları %19 gerilemiştir. 2014 yılında demir cevheri fiyatlarının yaklaşık %29 düşerek ortalama 95ABD$/ton olmasına ve 2015 yılında gerilemeye devam ederek Nisan ayında en düşük 50ABD$/ton’a düşmesine rağmen, sonrasında demir cevheri fiyatları %26 artarak 60ABD$/ton seviyesine hızlı bir şekilde yükselmiştir. Ürün fiyatlarındaki zayıflık ve hammadde maliyetlerindeki artış potansiyeli sebebiyle sektör için temkinliyiz. Ürün fiyatlarındaki düşüşler ilk çeyrekte, şirket marjlarını olumsuz etkilemiştir. Erdemir’in 4Ç14’te %23.8 olan FVAÖK marjı, 1Ç15’te %21’e gerilemiştir. Kardemir’in marjları ise düşen ürün fiyatlarından daha olumsuz etkilenmiştir. 4Ç14’te %20.2 olan FVAÖK marjı %5.8’e düşmüştür. Erdemir 2015 yılında 8.4mn ton üretim yapmayı (7.2mn ton yassı ve 1.2mn ton uzun ürün) ve 8.4mn ton satış hacmi gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Ayrıca 2015 yılında FVAÖK ve Net Kar Marjının sırasıyla %16-18 ve %9-11 aralığında gerçekleşmesi beklenmektedir. Kardemir ise, 2015 yılında esas ürünler üretiminin 2,220bin ton ve esas ürün satış hacminin ise 2,185bin ton olmasını beklemektedir. 2014 yılında esas ürün üretim hacmi 1,740bin ton iken satış hacmi ise 1,733bin ton olmuştu. Kardemir, 2015 FVAÖK ve Net Kar marjlarının sırasıyla %13-14 ve %3-4 aralığında gerçekleşmesi beklenmektedir. 29 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Elektrik 5A15’te elektrik tüketimi yıllık bazda sadece %2.8 artış gösterdi. Son yıllarda hızla artan kapasiteye karşın tüketim büyümesinin yavaş kalması ve barajlardaki yüksek su seviyesinin etkisi ile serbest piyasa ortalama elektrik fiyatı yılın ilk 5 ayında yıllık bazda %17 düşmüştür. Düşen elektrik fiyatları ile verimsiz doğalgaz santralleri kapanma noktasına gelmiştir. Yeni devreye giren santrallerle 71.4GW seviyesine çıkan kurulu kapasite ile öngörülen ortalama %15 üretim yedeği, fiyatların artmasını engelleyecektir. Yılın ikinci yarısında da düşük büyüme – düşük fiyat ortamının devam etmesini bekliyoruz. En son Ekim 2014’te yapılan %9 doğal gaz ve %9 perakende elektrik zammı sonrasında TL’deki değer kaybının etkisi ile Ekim ayında yeni bir doğalgaz ve elektrik zammı söz konusu olabilir. Doğalgaz tarifesinde elektrik tarifesinin üzerinde bir artış gelmesi durumunda zaten düşük olan doğal gaz santral karlılıkları daha da olumsuz etkilenecektir. Araştırma kapsamımızdaki elektrik şirketlerinden Aksa Enerji’yi (AKSEN) devreye girecek olan Göynük Linyit santrali ile finansallarında iyileşme yaşayacak olması nedeniyle beğenirken Ak Enerji’yi (AKENR) üretim portföyündeki yüksek doğalgaz ağırlığı nedeniyle daha riskli buluyoruz. TL’deki değer kaybı, sektördeki şirketler için 2015 yılında da yüksek kur farkı zararına sebep olurken, hisse fiyatları üzerinde baskı oluşturmaya devam edecektir. Gıda ve İçecek Sektörü Gıda ve İçecek sektörü 2014 yılında tarımsal emtia fiyatlarındaki yüksek enflasyondan, kurdaki değer kaybıyla birlikte olumsuz etkilenmiştir. 2015’te görece daha elverişli hava koşulları ve kurdaki dalgalanmaların durulmasıyla gıda ve içecek üreticileri için iyileşen bir maliyet tablosuyla marj baskısının azalması öngörülmektedir. Petrol fiyatlarındaki gerileme ve global ekonomik yavaşlamaya rağmen, içecek ve gıda sektörünün 2015’te yurt dışı pazarlarda görece güçlü performans göstermesini; kar marjlarında ise yapısal sorunlara ve mevzuat engellerine bağlı olarak değişkenlik arz etmesini bekliyoruz. GYO Mayıs 2015 Konut Satış İstatistiklerine göre, konut satışları 5A15’te yıllık bazda %21 artış ile 524,423 ünite seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde ipotekli satışlar yıllık bazda %51 artarken toplam satışların %38’ini oluşturdu. Konut kredi faizleri, Mayıs ayında ortalama aylık %0.93 seviyesinde gerçekleşmiş olup, yıllık bazda 9 baz puan düşmüştür. Buna karşın, Haziran ayında yapılan Genel Seçimler sonrasında faizler yükselmeye başlamıştır. Yılın ilk 5 ayındaki olumlu performansa karşın seçim sonrasında artan konut kredisi faizleri ve devam eden belirsizlik ortamı nedeniyle sektörün yüksek performansının hız keseceğini düşünüyoruz. Perakende gayrimenkul kiralamalarında TL’nin değer kaybı sonrasında birçok sözleşmede ABD$/TL kuru sabitlenir ya da indirim uygulanırken, ofis kiralamalarının büyük bölümünde güncel kur üzerinden kiralar ödenmektedir. Perakende alanında yoğunluğun çok arttığı bölgeler dışında doluluk oranlarında düşüş beklemezken TL bazında kira gelirlerinin artacağını öngörüyoruz. Ofis gayrimenkul doluluk oranlarında ise yeni açılan binaların dolması ile doluluk oranlarının artmasını bekliyoruz. 2015 yılında Otel segmentinde özellikle Rusya’dan gelen turistlerin azalması nedeniyle doluluk oranlarını bir miktar düşmesini bekliyoruz. GYO sektörünün ortalama NAD’sine göre ıskontosu %38 seviyesinde olup, GYO endeksi son 1 yılda BIST100 endeksinin %7 üzerinde performans göstermiştir. EKGYO, 1Y15’te gerçekleştirdiği 9 gelir paylaşımı ihalesinde 2.6mlr TL bedelli arsaları, toplam 6.2mlr TL şirket payı ile ihale etmiştir. 5A15’te 4,141 ünite satışını 30 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA gerçekleştiren EKGYO, 2015 yılında 12,000 ünite satmayı hedeflemektedir. 7 Haziran Genel Seçimler sonrasında, endekse göre daha zayıf performans gösteren hissede açıklanan geri alım programı destek sağlamaktadır. EKGYO, son 1 yıldaki ortalama %21 NAD ıskontosuna kıyasla %25 ıskontoyla işlem görmektedir. Hissenin yüksek ıskontosuna ve 1Y15 sonuçları ile artacak NAD’sine karşılık, politik belirsizliklerin arttığı dönemlerde hisse üzerindeki baskının daha fazla olabileceği görüşündeyiz. ISGYO, ağırlıklı olarak kira geliri elde ettiği portföyü ile uzun vadeli defansif pozisyon taşımakta olup, 2015 ve 2016 yıllarında devam etmekte olan projelerinin tamamlanması ile finansallarında iyileşme görülecektir. SNGYO’nun 2014-2015 yılında başlayan projelerinin büyük ölçüde 2017 yılında teslim edilmesini bekliyoruz. Bu nedenle SNGYO’nun 2015 yılında düşecek teslimleri ile finansallarının olumsuz etkileneceğini ve bunun da hisse performansına yansıyacağını düşünüyoruz. Ayrıca Şirket, yüksek açık döviz pozisyonu ile kur farkı riskine maruz kalmaktadır. NAD’sine göre %54 ıskonto ile işlem gören TRGYO, 2015 Mayıs ayında açılan Mall of Istanbul AVM ve Kasım 2014’te kira almaya başladığı Torun Tower’ın 2015 yılında tüm yıl kira geliri elde edecek olması ile kira gelirlerini artıracaktır. Şirket’in Mart ayında inşaat ruhsatını aldığı ve ilk dönemde güçlü satış performansı gösteren 5. Levent projesi satışları ve Paşabahçe projesi ile ilgili gelişmeler, hisse açısından önemli olacaktır. Gübre Türkiye’nin gübre tüketimi 2004 yılından bu yana 5.17mn ile 5.81mn ton arasında seyretmektedir. 2014 yılında gübre üretimi yıllık %1’lik bir düşüşle 3.54mn ton olurken, gübre tüketimi ise yıllık %6 gerileyerek 5.47mn ton olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’de gübre tüketimi hektar başına sadece 92 kg seviyesinde olup dünya ortalaması 116 kg düzeyindedir. Türkiye’de gübre sektörü halen tam olarak olgunlaşmamış olup, yapısal sorunların giderilmesi durumunda önemli ölçüde büyüme potansiyeli taşıdığını düşünüyoruz. Öte yandan, gübre üretimi için kullanılan azot, potasyum ve fosfor ve doğal gaz gibi hammaddelerin ülke içinde bulunmaması sebebiyle, sektör, ithalata ve yurtdışındaki gelişmelere bağlıdır. Türkiye’de faaliyet gösteren gübre üreticileri hammadde ihtiyaçlarının %95’ini yurtdışından temin etmektedir. İthalata yüksek bağımlılık sonucunda, gübre üreticileri yurtdışı fiyat ve maliyet gelişmelerine duyarlıdır. Öte yandan gübre fiyatları da yatay bir seyir izlediği için sektör için nötr görüşümüz bulunmaktadır. Bununla birlikte Bağfaş’ın (BAGFS) yıllık üretim kapasitesi, AN/CAN fabrikasının da üretime geçmesiyle birlikte 610bin tondan 1.26mn tona çıkacak olup, gelir ve karlılık rakamlarının kapasite artışından olumlu etkilenmesi beklenmektedir. Kapasite artışının olumlu etkisiyle, 2015 yılında Bağfaş’ın gelirlerinde %70 artış beklerken, FVAÖK’sının iki katına çıkacağını öngörmekteyiz. Gübretaş (GUBRF) yurtiçinde güçlü marka tanınırlığına sahip olup, 1Ç15’te %28 pazar payı ile Toros Tarım’ın ardından en büyük ikinci gübre üreticisi konumundadır. İran ile Batı ülkeleri arasındaki ilişkilerin normalleşme sürecine girmesiyle; Razi’nin ihraç ettiği ürünleri global fiyat seviyelerine çekebilme imkanı olması ve kapasite kullanım oranını artırmasıyla, Gübretaş’ın kar marjlarını daha da iyileştirebileceğini düşünüyoruz. Havacılık Türkiye yolcu sayısı yılın ilk beş ayında yıllık bazda %8 artarken, bu artışta özellikle yurtiçi yolcu büyümesi etkili oldu. Yurtiçi yolcu sayısı %11 artarken, yurtdışı yolcu büyümesi %4 oldu. İstanbul Atatürk Havalimanı’ndaki yolcu sayısı artışı %7 iken, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki yolcu sayısı artışı % 18’dir. İlk 5 ayda THY (THYAO) yıllık bazda yolcu sayısını %9 artırırken Pegasus’ta (PGSUS) bu oran ilk çeyrekte %10 idi. 2015 yılı sonunda THY’de %10 yolcu artışı, Pegasus’ta %12 yolcu artışı bekliyoruz. 2015 yılı için Türkiye’deki 31 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA yıllık bazda yolcu sayısı artışı beklentimizi %10 olarak koruyoruz. 2014-2017 arası için Türk yolcu trafiğinde yıllık bileşik büyüme oranı beklentimiz ise %9. Türkiye’nin avantajlı coğrafik konumu ve devletin sektörü destekleyici yaklaşımına rağmen, sektör 2016 yılında büyüme baskısına maruz kalabilir. Nitekim Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı (birlikte toplam yolcu trafiğinin %47’sini karşılamaktadır) tam kapasitelerine ulaşmak üzereler. Atatürk Havalimanı’nda 2014 yılının sonlarına doğru başlayan genişletme çalışmalarının (TAV Havalimanları (TAVHL) tarafından yapılıyor) 1Y16’da tamamlanması ve havalimanı yolcu kapasitesini 10mn artırması bekleniyor. Öte yandan bildiğimiz kadarıyla Sabiha Gökçen Havalimanı’nda kapasiteyi iki katına çıkaracak pist yapımı hakkında, imzaların 2015 yılı içerisinde atılması bekleniyor. THY yönetimi 2015’te gelirlerde yaklaşık olarak 12mlr ABD$ hedefliyor (Garanti Yatırım beklentisi: 11.2mlr ABD$). Gelir hedefine ulaşmak için yılın sonunda 63mn yolcu sayısı (GY beklentisi: 60mn) ve arz edilen koltuk kilometre için 157mlr rakamını (GY beklentisi: 157mlr) hedefliyor. Doluluk oranı hedefi %80.3 (GY beklentisi: %77.9). Pegasus’un hedefi ise arz edilen koltuk kilometreyi ve yolcu sayısını sırasıyla %17-19 ve %15-17 civarında artırmak, doluluk oranının ve birim getirilerin ise geçen seneye benzer kalması. Bizim düşük yolcu sayısı beklentimiz dışında Pegasus yönetiminin trafik hedefleri, tahminlerimizle örtüşmektedir. Pegasus yönetimi yıllık bazda birim giderlerde %3-4 artış beklerken, bizim beklentimiz %3’tür. Havacılık sektöründe TAV’ı güçlü temellere sahip defansif bir hisse olarak görüyoruz. Bunun ana sebepleri i) Kısa vadede güçlü kar beklentisi; ii) Şirket’in düşük petrol fiyatlarının oluşturduğu çekici fiyatlarla talep artışı beklenen sektörde bu artıştan fayda sağlayacak konumda olması; iii) EUR zayıflığına karşı daha az duyarlı olması; ve iv) İstanbul yeni havaalanı yapım sürecinin beklenenden uzun sürmesi. TAV 2015 yılının tamamı için yolcu sayısında %6-8 artış beklerken (yılbaşından bu yana %8 yukarıda), İstanbul Atatürk Havalimanı uluslararası yolcu sayısı rakamlarında ise bu oran %8-10 seviyesindedir (%8 YBB). Şirket 2015 yılında, %10-12 gelir artışı (1Ç15’te %20); %12-14 FVAÖK büyümesi (1Ç15’te % 18) hedeflerken, net karda %5-10 oranında iyileşme bekliyor (1Ç15’te %50). Yılbaşından bu yana süren trende bakacak olursak, Şirket’in yıl sonu hedeflerini yerine getirme konusunda yol aldığını söyleyebiliriz. Tahminlerimiz, şirketin beklentileri ile paraleldir. Araştırma kapsamımızdaki üç şirket için: THY, TAV Havalimanları ve Pegasus için Endeks Üzeri Getiri tavsiyemiz bulunurken, sektördeki uzun vadeli tercihimiz THY’dir. Otomotiv Zorlu geçen ve 2014 yılını %10 daralmayla bitiren otomotiv sektörü için 2015 yılının %8 büyüme kaydedeceğini tahmin etmiştik. Yılın ilk beş ayında beklentilerden daha iyi gelen satış verileri 2015 yılı tahminlerimizde revizyon yapmamızı gerektiriyordu. Bu sebeple iç pazar satış beklentimizi %5.3 iyileştirerek 858bin adetten 904bin adet olarak güncelledik. Yeni tahminlerimiz binek ve ticari araç satışlarında 866bin adede işaret ediyor (%13 yıllık büyüme). Politik belirsizliklerin en kısa zamanda giderilmesini bekliyoruz. Yine de 2015 yılının ikinci yarısı için tüketim tahminlerimiz düşüktür. Yılın başında özellikle hafif ticari araç (HTA) segmentinde yaşanan talep iyileşmesi, bizim tahminlerimizi doğrular nitelikte olmasına rağmen, özellikle Ocak ve Şubat aylarında 2014 modellerinin satışta olması, stok azaltışları, araç yılının değişmesi gibi sebeplerden ötürü binek araçlardaki büyüme hakkında fazla bir sinyal vermiyordu. Şubat ayından itibaren binek ve hafif ticari araç satışları, beklentilerimizin üzerinde güçlü satış rakamlarına ulaştı. Öte yandan ağır ticari 32 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA araç pazarı bizleri fazla şaşırtmayarak 5 yıllık ortalama satış rakamlarına paralel seyretti. Mayıs ayı verilerinin de gelmesiyle beraber, 5A15 sonunda binek ve hafif ticari araç satışları 346,392 rakamına ulaşarak, yıllık bazda %52.8 artışa işaret ediyor. Bu dönemde binek araç segmenti yıllık %46, hafif ticari araç segmenti ise yıllık % 79 büyüme kaydetmiştir. Her iki segmentte de 5 yıllık ortalama satış rakamlarının üzerinde bir satış gerçekleşmiştir. Buna karşılık aylık bazda daha detaylı baktığımızda büyüme hızının yavaşladığını gözlemliyoruz. Hafif ticari araçlardaki yüksek çift haneli büyümenin büyük bir kısmı düşük baz etkisine bağlı olsa da, son 3 yılda pazardaki daralma bu segmentte yapısal bir talep artışının olduğuna da işaret ediyor. Binek araç segmentinde ise öne özellikle Genel Seçimler öncesinde öne çekilmiş bir talep yaşandığını tahmin ediyoruz. Bunun dışında 2 yıldır yapılmayan “Istanbul Autoshow 2015” fuarının da Mayıs ayında geçekleşmesi, 1Y15’te talebi olumlu etkilemiştir. Ağır Ticari Araç (ATA) segmentinin ise 2015 yılını %5 daralma ile 38bin adet seviyesinde kapatmasını bekliyoruz. Öte yandan, Türkiye tüketici güven endeksi 2014 Mayıs ayında 79 seviyelerini gördüğünden beri düşüşünü sürdürüyor. Haziran ayı tüketici güven endeksi Mayıs ayındaki 64.29 seviyesine göre hafif bir iyileşmeyle 66.4 olarak açıklandı. Tüketici güveninde en düşük seviyeyi 2008 krizinde, global ekonomik krizin etkisiyle 55 seviyesine ulaştığında görmüştük. Tüketici güveni ekonomik aktiviteyi gösteren iyi bir indikatör. Tüketici güvenindeki gerilemeye rağmen otomotiv satışlarının iyi seyretmesi öne çekilmiş bir talebin de etkisi. Satışların artmaya devam etmesi, tüketicilerin ödeme sorumluluğu altına girecek güvene sahip olduğunu gösteriyor. Ne var ki, otomotiv satış performansı yılın ikinci yarısında tüketici güvenine paralel hareket edebilir; nitekim ekonomik ve siyasi belirsizlikler, Türkiye’deki tüketiciler için bir bekle-ve-gör dönemine işaret ediyor. İhracat tarafında ise satışlar, yılbaşından beri 5 yıllık ortalamalarına yakın seyrediyor. Türkiye otomotiv endüstrisi şu an ülkenin en büyük ihracatçı sektörü konumundadır. 2014 otomotiv ihracat gelirleri 22.2mlr ABD$ olup toplam ülke ihracatının %14’ünü karşılamaktadır. Önde gelen ihracatçı üreticiler Renault, Ford Otosan ve Tofaş. Ford Otosan ve Tofaş gelirlerinin %60’ından fazlasını ihracattan elde ediyorlar. Yakın zamanda Renault, Ford Otosan, Türk Traktör ve Hyundai’yi de içeren otomotiv fabrikalarında görülen grevler ülke ticaretinin aksamaması açısından son derece önemliydi. Grevler neredeyse iki hafta sürerek üretimde aksamaya sebep oldu. Mayıs ayı verilerinde toplam otomotiv üretimi yıllık bazda %13 azalarak 88,069 üniteye geriledi. En uzun süreli grev Renault fabrikasında yaşanırken, Ford Otosan fabrikasında üretim 1 haftalığına durdu, greve son katılanlardan olmasına rağmen Türk Traktör fabrikası yaklaşık 12 gün üretime ara verdi ve traktör üretiminde %22 azalmaya yol açtı. Grevlerin sona ermesinden sonra fabrikalarda yaşanan işten çıkarmalar şu anda az da olsa huzursuz bir ortam yaratmaktadır. Çarpanlara baktığımızda ise, otomotiv sektörü 12x FD/FVAÖK ve 14.7x 12 aylık F/K oranıyla yurtdışı benzerlerine göre primli işlem görmektedir. Sektörde yeni yatırımları, Al ya da Öde anlaşmaları ve değerleme bakımından en beğendiğimiz hisseler arasında Tofas (TOASO) yer almaktadır. Sektör hisseleri için hedef fiyatlarımızı Haziran ayı satış verileri sonrasında güncelleyeceğiz. Perakende 2014’te gıda enflasyonu son 6 senenin en yüksek artışını göstererek %13 artış kaydetti. Gıda fiyatlarındaki artış, perakendecilerin sepet büyüklüğünü olumsuz etkileyerek enflasyonun altında kalmasına; bu kapsamda da aynı mağaza satış (LFL) büyümelerinin hız kaybetmesine sebep olmuştur. Penetrasyonu düşük ve defansif perakende sektörü, sektördeki şirketlerin hızlı genişleme stratejileri, güçlü 33 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA nakit yaratma kabiliyetleri ve negatif işletme sermayeleri ile, orta-uzun vadede yüksek büyüme potansiyeli barındırmaktadır. 2000 yılında toplam perakende pazarı içinde %25 olan organize perakendenin payı, 2014 yılı tahminlerine göre % 50 seviyelerini aşmaktadır. Organize perakendenin payının 2016-2017’de %60 seviyelerine çıkacağı öngörülmektedir. Yaklaşık 10,000 olan organize perakende mağaza sayısının 5-6 yıl içerisinde 2 katına çıkması beklenmektedir. Rekabetin yoğunlaşmasıyla beraber 2015 ve sonrasında sektörde inorganik büyüme, satın alma ve birleşmelerin aynı hızla devam etmesini öngörüyoruz. Anadolu Grubu’nun %40.25 Migros hissesini BC Partners’tan alması ve CarrefourSA’nın Kiler’in %85 hissesini satın alması sektörde 2015 yılında yaşanan önemli gelişmelerdendir. Petrol Petrol Türkiye için en önemli enerji kaynağı olup, ülkenin ana enerji ihtiyacının % 28’ini oluşturmaktadır. Türkiye’nin petrol talebi “BP dünya enerji İstatistikleri” raporuna göre 2004’teki 31mn ton seviyesinden 2014’te 34mn ton seviyesine ulaşmış ve yıllık %1 bileşik büyüme göstermiştir. Petrole olan talep kompozisyonunun fazla değişmesini beklemezken, en yüksek talebin taşımacılık sektöründen gelmesini bekliyoruz. Havayolları sektörünün GSYH’nin iki katı hızla büyümesi beklenirken, önümüzdeki on yılda otomobil satışlarının da GSYH büyümesinin en az 1-2 puan üzerinde seyretmesi bekleniyor. Petrol fiyatları Ocak 2015’te en düşük 45.50$/varil seviyesini gördükten sonra varil başına 55$-65$ bandında hareket etmektedir. OPEC’in mevcut üretim seviyelerini koruma konusunda taviz vermeyeceği açıklanırken EIA’nın da 2015 yılı için WTI ve Brent Ham Petrol fiyat projeksiyonlarını hafif hafif yukarı yönlü revize ettiğini görüyoruz. EIA 2015 ham petrol fiyatı tahminini $57.58/varil seviyesinden $60.53/varil seviyesine çekerken, Haziran 2015 Kısa Vadeli Görünüm raporuyla 2016 beklentisini $3/varil aşağı yönlü revize ederek $67.04/varil seviyesine çekti. Fiyatlar üzerindeki belirsizlik devam ederken; beklentilerimiz EIA’nın tahminleriyle uyumlu. 1Ç15’te petrol fiyatlarında görülen zayıflık, yükselen brüt rafineri marjları olarak yansıdı. 1Ç15’teki kadar yüksek olmasa da 2Ç15’te de Akdeniz rafineri marjı güçlü seyrediyor. Marjlar Nisan ayında ortalama 4.09$/varil seviyesindeyken, bu rakam Mayıs’ta 4.67$/varil, Haziran’da 4.65$/varil oldu. Mevcut ham petrol fiyatlarının yukarı yönlü hareketi ise ikinci çeyrekte stok karına işaret ediyor. Tüpraş güçlü rafineri marjlarından olumlu etkilenecektir. Şirketin siyah ürünü beyaz ürüne dönüştüren Fuel Oil Dönüşüm Projesi’nin (RUP) da yaratacağı katma değerle, Tüpraş, net rafineri marjının 2015 yılında varil başına 3.70$-4.50 aralığında seyretmesini bekliyor. Bu marj aralığı, beklentimiz olan varil başına 4.25$ marj ile de uyumludur. Tüpraş, 2016 yılı itibariyle ve sonrası için RUP projesinden $550mn FVAÖK getirisi beklentisini koruyor. Şirket’in 2015 yılının ikinci yarısında ön temettü ödemesi yapmasını bekliyoruz. Tüpraş’ın defansif iş modelini ve güçlü nakit yaratma kabiliyeti ve yüksek temettü ödeme kapasitesini beğeniyoruz. Petrokimya Petrokimya talebi döngüsel davranış gösterir. Dünya ekonomisinde, özellikle ABD’de, iyileşen ekonomik görünümle beraber 1-2 yıldır devam eden yukarı yönlü bir döngünün içerisindeyiz diyebiliriz. Ancak bu pozitif trend süreklilik arz etmeyip piyasa koşulları, tüketici güveninde aşağı yönlü harekete dönüş ve değişen hammadde fiyatları, talebin hızını kesebilir. 2015 yılında petrokimya ürün talebinin ise görece güçlü seyretmesini bekliyoruz. Global büyümedeki yavaşlamayla beraber, önümüzdeki on yılda arz fazlası tehlikesi riski göze çarpıyor. Öte yandan Türkiye’deki petrokimyasal tüketimi AB ortalamasının hala çok altında ve yurtiçi pazarda GSYH büyümesine kıyasla daha güçlü bir petrokimya ürün talebi bekliyoruz. 2015 yılı için büyüme öngörümüz %3.5 olup 2016 için %4’tür. Böyle bir 34 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA ortamda, önümüzdeki 5 yılda Türkiye’de polimer talebinde %5.0-5.5 büyüme bekliyoruz. Petkim, Türkiye petrokimyasal pazarında %25-27 pazar payı hakimiyetiyle ana yerli üretici konumunu koruyor. Petkim’in uzun vadeli hedefleri arasında ulusal pazar payını %40 seviyesine çıkartmak ve Aliağa’ya inşa edilen STAR rafinerisinin faaliyetine başlamasıyla birlikte hammadde risklerinin üstesinden gelmek bulunuyor. Petkim mevcut durumda STAR rafinerisinin arsa sahibi olup, rafinerinin nafta üretiminin de bir numaralı müşterisi konumunda. Değerleme modelimize henüz dahil olmasa da, STAR rafinerisinde muhtemel c.%10’luk (maksimum %30) pay satınalımı, Petkim’in nafta arzının yanı sıra gelecek temettü ödemelerinden de faydalanmasını sağlayacaktır. Halihazırda Petkim rafineri arazisinden yıllık 3mn ABD$ kira geliri elde etmektedir. Petkim’in uzun dönem hikayesini cazip buluyoruz. Telekom Sabit hat penetrasyon oranı ve abone sayısı düşmeye devam ederken, 2008'de %24.5 olan penetrasyon oranı, 1Ç15'te %15.9'a; 17.5mn olan abone sayısı ise aynı dönemde 12.2mn’a gerilemiştir. Sabit hattan mobil tarafa geçişin devam edeceğini düşünüyoruz. Mobil hat penetrasyon oranı 1Ç15’te %92.7 olarak gerçekleşmiştir. Mobil abone sayısı yıllık %2.7 artarak 1Ç15 sonunda 72.0mn olmuştur. Faturalı abonelerin oranı 1Ç15’te %45.5’e yükselmiştir. Akıllı telefon penetrasyonu ve faturalı hat abone sayısının operatörler için odak noktası olmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Mobil rekabet tarafında ise, her ne kadar rekabette zaman zaman gevşeme eğilimleri görülse de önümüzdeki dönemde Turkcell’in abone sayısı ve pazar payını korumaya çalışacağını, diğer operatörlerin ise pazar payı almak için sektörde daha agresif olmalarını bekliyoruz. Artan rekabetin, marjlar üzerinde baskı kurmaya devam etmesini ve yüksek satış pazarlama giderlerine yol açmasını bekliyoruz. Telekom sektörü için en önemli gelişmelerden olan ve daha önce 26 Mayıs olarak belirlenen 4G lisans ihalesi 26 Ağustos tarihinde yapılacaktır. 4G ihalesinde, 8002,600 MHz frekansları arasında (800Mhz, 900Mhz, 1,800Mhz, 2,100Mhz ve 2,600Mhz), 20 ayrı bant genişliğinde satış yapılacak olup toplam asgari frekans değeri ise 2.29mlr € olarak belirlenmiştir. Öte yandan, koalisyon kurma süresinin uzaması veya seçimlerin yenilenmesi durumunda 4G ihalesinin ertelenebileceğini düşünüyoruz. Turkcell’in son beş yıldır gerçekleşmeyen Genel Kurulu 26 Mart 2015 tarihinde yapılmış ve Nisan ayında hisse başına brüt 1.78 TL’lik temettü ödemesi yapılmıştır. Her ne kadar Turkcell Genel Kurul’u toplanıp temettü dağıtımını onaylamış olsa da, ortaklar arasında devam eden sorunların tamamen çözüme ulaşmadığını düşünüyoruz. Turkcell 2015 yılında konsolide gelirlerinin 12.8-13.1mlr TL, (%6 - %9 gelir artışı) konsolide FVAÖK marjının %31-%32 aralığında gerçekleşmesini hedeflemekte ve Grup yatırım harcamalarının satışlara oranının %20 civarında (2.56-2.6mlr TL) olacağını öngörmektedir. Yatırım harcamaları, Türkiye’deki 4G ve Ukrayna’daki 3G yeni lisans ücretlerini içermemektedir. Türk Telekom ise 2015 yılında konsolide gelirlerinin 2014 yılına göre %5-7 seviyelerinde artmasını (UFRYK 12 inşaat geliri hariç), konsolide FVAÖK tutarının 5.1mlr TL – 5.2mlr TL, ve olası 4G lisans ücreti hariç konsolide yatırım harcamalarının yaklaşık 2.3mlr TL seviyelerinde gerçekleşmesini beklemektedir. Traktör Traktör talebinde 2015 yılında %3 büyüme öngörürken (4A15’te %24 büyüdü); toplam pazar büyüklüğünü 61bin adet olarak öngörüyoruz. Sektör büyüklüğünün önümüzdeki yıllarda ortalama 60-65bin arasına oturacağını düşünüyoruz. Euro IV emisyon standartları 2016 yılından itibaren zorunlu hale getirilecek. Sektörün Euro 35 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA IV emisyon standartlarına geçişi, özellikle traktör üretim maliyetlerini artıracaktır. Bu uygulamayla motor üretiminde standartlara geçiş, en az %10 fiyat artışını da beraberinde getirecek, ancak kendi motorunu üreten şirketler avantajlı konuma geçecektir. Böyle bir fiyat artışı da eğer hükümet desteği olmazsa, talebi olumsuz etkileyecektir. Türk traktör parkının yaşlı olması ve 25 yaş üzeri yaklaşık 750 bin traktör olması bir yandan hurda indirimini kaçınılmaz kılarken, bir yandan da doğru zamanlamayla yapılması traktör parkının yenilenmesi açısından önemli. Hurda indiriminin, Euro IV emisyon standartlarına geçişten önce uygulanması beklenmiyor. Olası bir hurda indirimi traktör pazar büyüklüğünü yıllık 10,00015,000 artırabilir. Devletin sektörü destekleyici yaklaşımı, traktör sahipliği oranının düşük olması ve eski traktör parkı, sektör oyuncuları için olumludur. Sektöre ilişkin olumlu beklentilere karşın, araştırma kapsamımızda yer alan Türk Traktör (TTRAK) ve Tümosan (TMSN) için nötr düşünceye sahibiz. Söz konusu hisseler için risk ve getirinin dengeli olduğu kanısındayız. 36 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Model Hisse Portföyü 37 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Model Portföy Genel Seçimler’in ardından kurdaki zayıflama, faizdeki yukarı yönlü hareket ve iç talebe ilişkin belirsizliklerin artması ile kamu bankalarında, döviz borcu yüksek ve satışları iç talebe endeksli şirketlerde görece daha zayıf performansını beklerken, döviz bazlı gelirleri olan ihracat odaklı şirketlerin defansif kalabileceğini düşündüğümüzden Model Hisse Portfoyümüz’de de daha defansif hisselere geçiş yaptık. Sayfa 45’te Araştırma kapsamımızdaki şirketlerin döviz bazlı gelir ve giderlerinin oranı ile net borç pozisyonlarının piyasa değerleri ile karşılaştırılması mevcuttur. BİST, 8 Haziran günü ilk seansta seçimlerin yarattığı belirsizliği fiyatladı ve sonraki günlerde değerlemelerin cazip noktalarda olması ve politikacıların görece ılımlı açıklamaları ile yukarı yönde hareket etti. Ancak olası bir koalisyon hükümetine dair belirsizlikler devam ederken yatırımcılar BIST-100 endeksinde 84bin seviyelerinde kar realizyonları tercih ettiler. Biz de belirsizlikler devam ederken Model Portföyümüz’de görece defansif hisseleri tercih etmeye devam ediyoruz. Model Portföy Performans* Model Portföy getirisi (son değişiklikten itibaren)** 1.2% BIST 100 getirisi (son değişiklikten itibaren) 1.4% Model portföy görece getirisi (son değişiklikten itibaren) -0.2% Model Portföy getirisi (YBB) -9.3% BIST 100 getirisi (YBB) -4.7% Model portföy görece getirisi (YBB) -4.8% * Model portföy performansı, seçilen hisselere eşit ağırlık verilerek hesaplanmaktadır. ** 12 Haziran 2015'den itibaren Model Hisse Portföyümüz AKBNK, BRISA, CIMSA, ENKAI, TAVHL TSKB ve TKFEN hisselerinden oluşmaktadır. Garanti Model Portföy ve BIST 100 endeksi getirileri 1000 900 Araştırma Model Portföy 800 BIST 100 700 600 500 400 300 200 100 06.15 12.14 06.14 12.13 06.13 12.12 06.12 12.11 06.11 12.10 06.10 12.09 06.09 12.08 0 Kaynak: Garanti Yatırım Model Portföy Performans - 1 Temmuz 2015 Portföye alınma tarihi Portföydeki gün sayısı Nominal Getiri BIST 100'e görece getirisi 12 Aylık Hedef Fiyat Potansiyel AKBNK 12.03.2015 111 2.9% -0.9% 9.20 21% BRISA 15.06.2015 16 4.5% 2.2% 9.50 9% CIMSA 20.05.2015 42 -6.0% 0.9% 19.30 27% ENKAI 08.06.2015 23 -0.2% -6.1% 6.06 20% TAVHL 08.06.2015 23 3.3% -2.8% 24.20 9% TKFEN 06.02.2015 145 -17.8% -13.4% 6.89 51% TSKB 08.06.2015 23 2.4% -3.7% 2.30 32% Hisse 38 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Model Portföyümüz Akbank Mevcut/Hedef Fiyat: Özet Finansallar & Oranlar TL7.61 / 9.20 2013 2014 2015T 2016T 9.00 Net Kar 2,942 3,160 3,273 3,678 8.00 183,737 205,451 221,995 248,960 7.00 21,339 25,112 27,928 31,015 6.00 Kredi/Mevduat 105% 111% 115% 117% NFM 4.2% 4.1% 4.1% 4.1% Maliyet/Gelir 37% 38% 39% 39% 10.3 9.6 9.3 8.3 1.4 1.2 1.1 1.0 13.8% 13.7% 12.3% 12.5% 1.7% 1.6% 1.5% 1.6% Değerlem e Çarpanları F/DD Hisse Senedi Bilgileri 01 Tem m uz 2015 Relatif Performans 1ay 3ay 12ay -2% -2% -3% 52 Hafta Aralığı (TL): 7.01 - 9.33 P.Değeri (mnTL): 30,440 Ort. Günlük Hacim (mnTL) 3 ay: 206.4 Yıllık TL Getiri (%): -11 Halka Açıklık Oranı (%): 05.15 03.15 01.15 11.14 09.14 07.14 05.14 03.14 01.14 Akbank’ın 2015 tahminleri bizim tahminlerimize yakındır ve Akbank’ın 2015 yılı içerisinde özkaynak karlılığını en hızlı şekilde artırabilecek banka olarak görüyoruz. Ayrıca, bankanın güçlü sermaye yeterlilik oranı ve dengeli bilançosu verimlilik artışlarına müsaittir. 1Ç15 sonuçlarının ardından, Akbank yönetimi 2015 beklentilerinde değişikliğe gitmezken, olası bir revizyonda aşağı yönlü risklerin ağır bastığını belirtmiştir. TL’deki zayıflık ve faizlerdeki volatilite sonucunda net faiz marjı üstünde oluşan baskı oluşurken, ücret iadelerindeki artış nedeniyle faaliyet giderlerindeki artış olabileceği belirtilmiştir. 1Ç15 verileri sonunda, net faiz marjına ilişkin tahminimizde bir değişiklik yapmazken, faaliyet giderlerindeki artış beklentimizi %10’dan, %12’ye çıkardık. 42 Brısa Mevcut/Hedef Fiyat: Özet Finansallar & Oranlar TL8.68 / 9.50 Artış Potansiyeli: 9% 10.00 Net Satışlar 1,489 1,693 1,824 1,969 8.00 FVAÖK 252 328 326 360 6.00 Net Kar 144 186 191 211 4.00 FVAÖK Marjı 16.9% 19.4% 17.9% 18.3% Net Kar Marjı 9.7% 11.0% 10.5% 10.7% BRISA Değerlem e Çarpanları F/K 18.3 14.2 13.9 12.6 FD/Satışlar 2.4 2.1 1.9 1.8 FD/FVAÖK 14.0 10.7 10.8 9.8 Hisse Başı Kazanç 0.47 0.61 0.63 0.69 5% 6% 6% 6% Temettü Verimi Hisse Senedi Bilgileri Relatif Performans 52 Hafta Aralığı (TL): P.Değeri (mnTL): Ort. Günlük Hacim (mnTL) 3 ay: 2.00 01 Tem m uz 2015 1ay 3ay 6% -7% 12ay 29% 6.29 - 10.83 2,648 5.8 Yıllık TL Getiri (%): -7 Halka Açıklık Oranı (%): 10 05.15 2016T 03.15 2015T 01.15 2014 11.14 2013 09.14 12.00 (m nTL) 07.14 Aktif Getirisi BIST100 Akbank 2015T F/K ve F/DD olarak 9.3x ve 1.1x ile son 5 yıl ortalamasının altında işlem görmektedir. F/K bazında son 5 yıl ortalamada Akbank benzerlerinin %20 üzerinde işlem görürken şu anda bu oran %13’lerdedir. 05.14 Özsermaye Getirisi AKBNK 03.14 F/K 5.00 01.14 Özsermaye 21% 10.00 (m nTL) Toplam Aktifler Artış Potansiyeli: BIST100 Lastik sektörünü yenileme pazarı nedeniyle ekonomiye ilişkin değişkenlere daha az duyarlı olduğunu düşünüyoruz. 2014-2017 dönemi süresince Brisa’nın FVAÖK’sında ortalama %6 ve net karda %15 büyüme bekliyoruz; büyümenin güçlü hacim artışı, olumlu hammadde fiyatları ve vergi teşvikleri tarafından destekleneceğini düşünüyoruz. Brisa’nın güçlü büyüme potansiyelini beğeniyoruz; 2018T’de Aksaray’da açılacak yeni fabrikanın üretim kapasitesini %30 artırması beklenmektedir. Şirket aynı zamanda ihracatçı konumunda olduğu için, özellikle Avrupa’daki ekonomik toparlanmadan olumlu etkilenmesini bekliyoruz. Türkiye’deki araç satışları 2015’in ilk 5 ayında %53 artış gösterirken, yılın ilk 4 ayında Avrupa’daki araç satışları ise %9 artış kaydetti. Yenileme pazarı Brisa’nın toplam satış hacminin %45’ini oluştururken yurtdışı satışlar %38’ine karşılık gelmektedir. Türkiye’de oto satışları ilk beş ayda %53; üretim ise %18 artmıştır. Avrupa’da oto satışları ise ilk dört ayda %9 artmıştır. Şirket’in en büyük gider kalemi olan kauçuk fiyatlarındaki olumlu trend devam etmektedir. (ilk beş ayda yaklaşık 20% aşağıda). Hisse, Ocak ortasından bu yana %23 değer kaybetmiş ve BIST-100 endeksinin %12 altında getiri sağlamıştır. Şu an ki fiyat seviyelerinin alım için cazip seviyeler olduğu kanısındayız. 39 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Model Portföyümüz Cımsa Mevcut/Hedef Fiyat: Özet Finansallar & Oranlar TL15.20 / 19.30 Artış Potansiyeli: 1,291 14.00 FVAÖK 236 318 331 363 12.00 Net Kar 302 193 213 208 10.00 FVAÖK Marjı 24.8% 29.1% 28.0% 28.1% Net Kar Marjı 31.7% 17.6% 18.0% 16.1% 8.00 CIMSA Değerlem e Çarpanları F/K 6.8 10.6 9.6 9.9 FD/Satışlar 2.4 2.1 1.9 1.7 FD/FVAÖK 9.5 7.1 6.8 6.2 2.24 1.43 1.58 1.54 8% 9% 10% 10% Hisse Başı Kazanç Temettü Verimi Hisse Senedi Bilgileri 01 Tem m uz 2015 Relatif Performans 1ay 3ay 12ay -3% -3% 12% 52 Hafta Aralığı (TL): 12.72 - 16.65 P.Değeri (mnTL): 2,053 Ort. Günlük Hacim (mnTL) 3 ay: Çimsa 1Ç15’te sektör ortalamasının üzerinde faaliyet performansı göstermeyi başardı. Şirket Afyon’daki fabrikasını yenilemeyi ve fabrikanın kapasitesini 3 katına çıkarmayı planlamaktadır. Yeni tesisler 4Ç16’da faaliyete başlayacaktır. Bu yatırımın, Çimsa’nın satışlarına ve marjlarında olumlu yansıyacağını düşünüyoruz. Çimsa son dönemlerde ayrıca karlılığı daha yüksek olan beyaz çimento üretimine odaklanmıştır. Tüm bu faktörlere ek olarak; Şirket’in faaliyet bölgelerindeki çeşitlilik ve ihracat kapasitesi, Çimsa’yı bölgesel rekabet ve zayıf yurtiçi talebe karşı daha dirençli kılmaktadır. Çimsa’nın uzun vadeli bir yatırım fırsatı sunduğunu düşünüyoruz. Çimsa 2015T 6.8x FD/FVAÖK ve 407x FD/Klinker çarpanlarıyla işlem görmekte olup, sektör ortalamasına göre sırasıyla %15 ve % 9 ıskontoludur. 3 Halka Açıklık Oranı (%): 40 Enka Insaat Mevcut/Hedef Fiyat: Özet Finansallar & Oranlar TL5.03 / 6.06 Artış Potansiyeli: 20% 14,867 5.80 FVAÖK 1,951 1,929 847 2,372 5.20 Net Kar 1,248 1,441 1,640 1,714 4.60 FVAÖK Marjı 15.9% 15.2% 5.9% 16.0% Net Kar Marjı 10.2% 11.3% 11.4% 11.5% ENKAI Değerlem e Çarpanları F/K FD/Satışlar FD/FVAÖK Hisse Başı Kazanç Temettü Verimi 16.1 14.0 12.3 11.7 1.3 1.2 1.1 1.1 8.0 8.1 18.5 6.6 0.31 0.36 0.41 0.43 1% 0% 2% 1% Hisse Senedi Bilgileri Relatif Performans 52 Hafta Aralığı (TL): P.Değeri (mnTL): Ort. Günlük Hacim (mnTL) 3 ay: 4.00 01 Tem m uz 2015 1ay 3ay 12ay -3% 9% -4% 4.22 - 5.4 20,120 19.8 05.15 14,380 03.15 12,728 01.15 12,288 11.14 6.40 09.14 2016T 07.14 2015T 05.14 2014 03.14 2013 01.14 7.00 (m nTL) Halka Açıklık Oranı (%): BIST100 2.6 Yıllık TL Getiri (%): Yıllık TL Getiri (%): 05.15 1,183 03.15 1,094 01.15 954 11.14 16.00 Net Satışlar 09.14 2016T 07.14 2015T 05.14 2014 03.14 2013 01.14 18.00 (m nTL) Net Satışlar 27% BIST100 Önümüzdeki dönemin belirsizlikler içerdiğini ve böyle bir ortamda Enka’nın olası piyasa oynaklıklarına karşı dirençli kalabileceğini düşünüyoruz. Her ne kadar 1Ç15 sonunda Enka İnşaat’ın iş yükü 2.43milyar ABD$ seviyesine gerilemiş olsa da, aynı dönemde Şirket’in net nakdi de 2.8milyar ABD$ olmuştur. Şirket’in iş yükü içerisinde Irak’ın ağırlığı %41’dir. Irak’ta devam eden politik çalkantılara rağmen uzun vadede Enka’nın bu bölgede kalıcı olmak ve bu bölgede varlığını artırmak istediğini anlıyoruz. Bunların haricinde, petrol fiyatlarında son dönemde yaşanan yukarı yönlü hareketi de bölgedeki projelerin yeniden hız kazanması açısından olumlu değerlendiriyoruz. Şirket’in Rusya’daki gayrimenkul işinin de nakit yaratmaya devam edeceğini ve doluluk oranlarında çok büyük problem yaşanmayacağını tahmin ediyoruz. Enka’nın hem ABD$ ağırlıklı iş modeli, hem de iş yaptığı bölgelerdeki varlığı, BIST-100 ‘de en defansif hisselerden biri haline getirmektedir. 8 12 40 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Model Portföyümüz Tav Havalımanları Mevcut/Hedef Fiyat: Özet Finansallar & Oranlar TL22.15 / 24.20 Artış Potansiyeli: 3,326 19.00 FVAÖK 1,018 1,231 1,432 1,501 16.00 Net Kar 336 634 689 784 13.00 FVAÖK Marjı 39.2% 46.5% 45.0% 45.1% Net Kar Marjı 13.0% 24.0% 21.6% 23.6% 10.00 TAVHL Değerlem e Çarpanları F/K 23.9 12.7 11.7 10.3 FD/Satışlar 4.5 4.4 3.7 3.5 FD/FVAÖK 11.4 9.5 8.1 7.8 Hisse Başı Kazanç 0.93 1.75 1.90 2.16 2% 0% 4% 5% Temettü Verimi Hisse Senedi Bilgileri 01 Tem m uz 2015 Relatif Performans 1ay 3ay 12ay 3% 4% 31% 52 Hafta Aralığı (TL): 15.91 - 23.6 P.Değeri (mnTL): 8,047 Ort. Günlük Hacim (mnTL) 3 ay: 20.9 Yıllık TL Getiri (%): 20 Halka Açıklık Oranı (%): 41 Tekfen Holdıng Mevcut/Hedef Fiyat: Özet Finansallar & Oranlar TAV 2015 yılının tamamı için yolcu sayısında %6-8 artış beklerken (yılbaşından bu yana %8 yukarıda), İstanbul Atatürk Havalimanı uluslararası yolcu sayısı rakamlarında ise bu oran %8-10’ seviyesinde (%8 YBB). Şirket, %10-12 gelir artışı (1Ç15’te %20); % 12-14 FVAÖK büyümesi (1Ç15’te %18) hedeflerken, net karda %510 oranında iyileşme bekliyor (1Ç15’te %50). Yılbaşından bu yana süren trende bakacak olursak, Şirket’in yıl sonu hedeflerini yerine getirme konusunda yol aldığını söyleyebiliriz. Tahminlerimiz, şirketin beklentileri ile paraleldir. TL4.57 / 7.00 Artış Potansiyeli: 53% 5.80 FVAÖK -24 287 350 354 5.20 Net Kar -64 56 219 247 4.60 FVAÖK Marjı a.d. 6.4% 8.4% 7.8% Net Kar Marjı a.d. 1.2% 5.3% 5.4% 4.00 TKFEN Değerlem e Çarpanları F/K a.d. 30.2 7.7 6.8 FD/Satışlar 0.4 0.4 0.4 0.3 FD/FVAÖK a.d. 5.5 4.5 4.5 -0.17 0.15 0.59 0.67 0% 0% 4% 4% Temettü Verimi Hisse Senedi Bilgileri Relatif Performans 52 Hafta Aralığı (TL): P.Değeri (mnTL): Ort. Günlük Hacim (mnTL) 3 ay: 01 Tem m uz 2015 1ay 3ay 1% 0% 12ay -12% 4.21 - 6.03 1,691 35.8 05.15 4,550 03.15 4,166 01.15 4,475 11.14 3,846 09.14 6.40 Net Satışlar 07.14 2016T 05.14 2015T 03.14 2014 01.14 7.00 2013 Halka Açıklık Oranı (%): BIST100 Piyasa dalgalanmalarıyla karşılaşmamız muhtemel olan bir dönemin öncesinde, TAV’ı güçlü temellere sahip defansif bir hisse olarak görüyoruz. Seçim sonrası (7 Haziran) görülebilecek olası piyasa dalgalanmalarının öncesinde hissede bir kez daha yüksek performans görülmesinin muhtemel olduğunu düşünüyoruz. Bunun ana sebepleri i) Kısa vadede güçlü kar beklentisi ii) Şirketin düşük petrol fiyatlarının oluşturduğu çekici fiyatlarla talep artışı beklenen sektörde bu artıştan fayda sağlayacak konumda olması iii) EUR zayıflığına karşı daha az duyarlı olması ve iv) İstanbul yeni havaalanı yapım sürecinin beklenenden uzun sürmesi. (m nTL) Yıllık TL Getiri (%): 05.15 3,184 03.15 2,648 01.15 2,595 11.14 22.00 Net Satışlar 09.14 2016T 07.14 2015T 05.14 2014 03.14 2013 01.14 25.00 (m nTL) Hisse Başı Kazanç 9% BIST100 Tekfen İnşaat’ın ana faaliyet bölgelerinde düşük petrol fiyatları nedeniyle bir ekonomik yavaşlama beklense de, Tekfen Holding’in uzun süredir beklenen projeleri alması ve tarımsal sanayi iş kolunun yeni yatırımlarının 2Y15’te etkilerinin görülmesi ile hissenin olumlu etkilenmesini bekliyoruz. Tekfen İnşaat’ın bekleyen iş yükü, 2014 sonundaki 2.4mlr ABD$ seviyesinden 1Ç15 sonunda 2.2mlr ABD$ seviyesine düşmüştür. Taahhüt Grubu gelirleri 1Ç15'te yıllık bazda %20 azalarak 485mn TL seviyesine düşmüştür. Aynı dönemde FVAÖK marjı ise yıllık bazda 4.7 puan daralarak %3.8 seviyesinde gerçekleşmiştir. Grup 2015 yılı için %6.9 FVAÖK marjı öngörmektedir. Toros Tarım 1Ç15'te yıllık bazda satış hacmini %8 artırırken, pazar payı çeyreksel bazda 2 puan artarak %30 seviyesine çıkmıştır. 2014 yılında %15.3 FVAÖK marjı elde eden grubun yüksek baz etkisi nedeniyle Şirket 2015 yılında grubun %10.6 FVAÖK marjına ulaşmasını öngörmektedir. -19 43 41 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Model Portföyümüz TSKB Mevcut/Hedef Fiyat: Özet Finansallar & Oranlar TL1.74 / 2.30 2013 2014 2015T 2016T 1.90 Net Kar 326 391 416 401 1.70 12,911 14,808 16,273 17,916 1.50 1,885 2,234 2,593 2,937 1.30 Kredi/Mevduat 70% 61% 62% 63% NFM 2.0% 1.6% 1.8% 2.0% Maliyet/Gelir 14% 17% 18% 20% F/K 9.3 7.8 7.3 7.6 F/DD 1.6 1.4 1.2 1.0 18.1% 19.0% 17.3% 15.9% 2.8% 2.8% 2.7% 2.6% Değerlem e Çarpanları Özsermaye Getirisi Aktif Getirisi Hisse Senedi Bilgileri Relatif Performans 52 Hafta Aralığı (TL): P.Değeri (mnTL): Ort. Günlük Hacim (mnTL) 3 ay: Yıllık TL Getiri (%): Halka Açıklık Oranı (%): 01 Tem m uz 2015 1ay 3ay 12ay -2% 1% 16% 1.41 - 1.84 3,045 5.5 3 TSKB 05.15 03.15 01.15 11.14 09.14 07.14 05.14 03.14 1.10 01.14 Özsermaye 32% 2.10 (m nTL) Toplam Aktifler Artış Potansiyeli: BIST100 TSKB sektöre göre farklı fonlama yapısı ve düşük riskli iş modeli ile ön plana çıkarken, mevduat fonlaması olmaması nedeniyle son dönemde oldukça hızlı yükselen mevduat faizlerinden olumsuz etkilenmedi. TSKB’nin iş modelinin günümüz faiz koşullarında oldukça avantajlı olduğunu düşünüyoruz. Güçlü marj performansı ve makul büyüme oranları bekliyoruz. TSKB uzun vadeli, görece düşük maliyetli fonlama imkanı ve daha çok kurumsal ağırlıklı kredileri ile defansif yapıya sahiptir. Bilançosunda mevduat olmaması nedeniyle, artan faizlerin mevduat maliyetleri üzerindeki olumsuz etkisini yaşamayacaktır. Artan faiz ortamında TSKB görece daha stabil maliyetler görürken, talep tarafında herhangi bir baskı yaşamıyor. Temel göstergeler daha yüksek prime işaret ediyor. TSKB, 2015T 7.3x F/K ve 1.2x F/DD ile mevduat bankalarına göre sırasıyla %21 ıskonto ve %23 prim ile işlem görüyor. TSKB’nin yüksek özkaynak karlılığı ve defansif yapısı ile daha iyi seviyelerde işlem görmeyi hak ettiğini düşünüyoruz. 40 42 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA MODEL PORTFOYÜMÜZÜN BİST100 ENDEKSİNE GÖRE PERFORMANSI (TL GETİRİ) 2014 2015 10.0% 45.0% 5.0% 36.0% 0.0% 27.0% 26.4% 18.0% -5.0% -10.0% 41.7% -4.7% 12.1% -4.8% 9.0% -9.3% 0.0% -15.0% AL Tavsiyelerimiz BIST-100 Endeks AL Tavsiyelerimiz Relatif BIST-100 Endeks 2013 2012 10% 75% 4% 60% -2% -0.4% -8% -14% 73% 53% 45% 30% -14% -13% AL Tavsiyelerimiz BIST-100 Endeks 14% 15% -20% 0% Relatif AL Tavsiyelerimiz BIST-100 Endeks 2011 20% Relatif 2010 16% 50% 10% 40% 0% 30% -10% Relatif 45% 26% 20% -10% -20% 15% 10% -22% -30% 0% AL Tavsiyelerimiz BIST-100 Endeks AL TAVSİYELERİMİZİN GETİRİ TABLOSU 3 ay TL ABD$ AL Tavsiyelerim iz -1% -4% BİST-100 Endeksi 1% -2% Relatif -1.3% *YBB: Yılbaşından bu yana *Yıl başından bu yana Relatif 6 ay TL ABD$ -9% -21% -5% -17% -4.8% AL Tavsiyelerimiz 2015* TL ABD$ -9% -21% -5% -17% -4.8% BIST-100 Endeks 2014* TL ABD$ 29% 2% 20% -4% 6.7% 2013* TL ABD$ 11% -26% 4% -31% 6.3% Relatif 2012* TL ABD$ 93% 36% 59% 12% 20.8% 43 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Tavsiye Listesi 01.07.2015 Hisse Piyasa Değeri (TL) Hedef Fiyat* Artış Tavsiye Temel Kapanış Potansiyeli (mn ABD$) Ort. Hacim** 2015T F/K 2016T 2015T F/DD 2016T Özkaynak Get. 2015T 2016T EÜ EÜ EÜ EÜ EP EÜ 7,61 8,25 12,15 5,61 4,23 3,88 1,74 9,20 16,10 6,90 5,45 4,50 2,30 21% 33% 23% 29% 16% 32% 11.378 12.952 5.677 9.436 3.953 6.305 1.138 87,0 330,2 126,5 89,4 116,2 39,6 2,6 7,7 9,3 6,2 7,5 5,8 9,0 7,3 6,8 8,3 5,2 7,1 5,2 7,4 7,0 0,85 1,09 0,82 0,79 0,65 0,82 1,15 0,77 0,98 0,72 0,72 0,59 0,75 1,02 13,6% 12,3% 13,9% 11,0% 11,7% 9,4% 16,8% 14,0% 12,5% 14,7% 10,6% 11,9% 10,6% 15,4% EÜ EÜ 5,36 46,95 6,35 60,00 18% 28% 821 628 0,2 0,8 18,3 15,3 14,6 12,1 3,27 4,26 2,94 3,57 18,6% 30,3% 21,3% 32,1% FİNANSAL Bankalar Akbank Garanti Bankası Halk Bankası İş Bankası Vakıfbank YKB TSKB Sigorta ve Emeklilik Anadolu Hayat Avivasa Banks AKBNK GARAN HALKB ISCTR VAKBN YKBNK TSKB Banks ANHYT AVISA Hisse Holdingler Akfen Holding Doğan Holding Koç Holding Sabancı Holding Şişe Cam AKFEN DOHOL KCHOL SAHOL SISE Hisse GYO Emlak GYO İş GYO Sinpaş GYO Torunlar GYO EKGYO ISGYO SNGYO TRGYO Hisse Temel Kapanış Tavsiye (TL) EP GG EP EÜ EP ADANA AEFES AKCNS AKENR AKSEN ANACM ANELE ARCLK ASELS AYGAZ BAGFS BANVT BIMAS BIZIM BRISA BOLUC CCOLA CIMSA DOAS ENKAI EREGL FROTO GUBRF INDES KRDMD MRDIN MGROS OTKAR PETKM PGSUS SODA TATGD TAVHL TKFEN TCELL THYAO TMSN TOASO TRKCM TTKOM TTRAK TUPRS ULKER UNYEC XU100 7,15 13,90 11,90 3,70 Temel Kapanış Tavsiye (TL) EÜ EÜ EP EÜ 2,69 1,64 0,77 3,46 Temel Kapanış Tavsiye SANAYİ Adana Çimento Anadolu Efes Akçansa Ak Enerji Aksa Enerji Anadolu Cam Anel Elektrik Arçelik Aselsan Aygaz Bağfaş Banvit BİM Bizim Toptan Brisa Bolu Çimento Coca-Cola İçecek Çimsa Doğuş Otomotiv Enka İnşaat Ereğli Demir Çelik Ford Otosan Gübretaş Indeks Kardemir (D) Mardin Çimento Migros Otokar Petkim Pegasus Soda Sanayii Tat Konserve TAV Havalimanları Tekfen Holding Turkcell Türk Hava Yolları Tümosan Tofaş Trakya Cam Türk Telekom Türk Traktör Tüpraş Ülker Ünye Çimento BİST-100 7,10 0,60 12,35 9,95 3,60 EA EP EP EP EÜ EÜ GG EÜ EP EÜ EP EÜ EP EP EÜ EP EÜ EÜ EÜ EP EÜ EP EÜ EP EA EÜ EP EP EÜ EP EP EÜ EÜ EP EÜ GG EP EÜ Not Yok EP EÜ EÜ EP (TL) 6,60 24,95 15,70 0,93 2,87 1,97 1,01 14,45 14,20 9,95 13,50 2,50 48,15 12,70 8,68 4,90 44,50 15,20 15,75 5,03 4,27 35,30 7,03 5,59 1,56 4,20 20,60 84,35 4,10 24,40 5,81 6,59 22,15 4,57 12,30 8,89 6,83 17,90 2,79 6,93 71,00 68,35 18,35 4,24 81.682 Hedef Fiyat* Hedef Fiyat* Artış Piyasa Değeri Potansiyeli (mn ABD$) 1% 13% 20% 3% 695 587 11.706 7.589 2.288 Artış Piyasa Değeri Potansiyeli (mn ABD$) Ort. Hacim** 0,6 5,8 25,2 24,3 4,7 Ort. Hacim** F/K 2015T 2016T 18,3 12,9 8,3 10,2 F/K 2015T 2016T 3,90 1,81 1,10 4,30 45% 10% 43% 24% 3.821 457 173 647 39,1 2,7 1,5 1,5 7,7 17,5 2,8 Hedef Fiyat* Artış Piyasa Değeri Potansiyeli (mn ABD$) Ort. Hacim** 0,4 2,5 1,1 2,6 4,5 1,6 0,8 8,5 4,4 1,1 4,4 0,6 14,3 2,6 1,9 0,7 4,7 1,1 4,2 10,2 21,6 4,9 3,5 0,4 27,1 0,3 5,3 15,3 10,9 16,8 1,9 2,3 8,0 16,2 42,0 95,1 26,5 8,6 3,5 9,0 2,3 27,0 5,4 0,1 1.577 7,20 27,54 18,70 1,60 3,80 2,50 17,18 13,87 11,37 15,85 3,70 52,20 19,35 9,50 6,70 59,50 19,30 6,06 4,80 33,43 7,36 7,50 2,16 5,01 26,70 71,70 4,32 31,65 6,02 4,90 24,20 7,00 13,95 11,25 16,73 3,93 82,00 77,20 21,30 5,36 96.150 9% 10% 19% 72% 32% 27% 19% -2% 14% 17% 48% 8% 52% 9% 37% 34% 27% 20% 12% -5% 5% 34% 38% 19% 30% -15% 5% 30% 4% -26% 9% 53% 13% 27% -7% 41% 15% 13% 16% 26% 18% 218 5.522 1.124 253 658 327 42 3.650 2.654 1.116 227 93 5.464 190 990 262 4.231 767 1.295 7.521 5.586 4.630 878 117 455 172 1.371 757 1.533 933 1.092 335 3.008 632 10.115 4.586 294 3.345 771 9.066 1.416 6.398 2.346 196 189.917 17,0 10,5 7,1 8,6 Düz. NAD (mnTL) Düz. NAD prim / iskonto 2.844 32.267 30.400 6.752 -35% -3% -33% -9% FD/FVAÖK 2015T 2016T F/DD Trailing 6,8 8,0 2,7 6,9 13,9 29,2 13,1 2015T 2016T 2015T 2016T 2015T 2016T 12,8 8,6 24,1 11,5 12,1 7,6 13,6 17,3 9,3 20,2 6,6 25,8 23,1 13,9 8,2 19,4 9,6 12,3 11,5 17,8 11,4 8,9 5,2 8,2 29,8 21,1 25,2 13,1 9,9 26,4 11,7 7,7 14,2 6,8 16,7 12,0 9,3 13,2 11,3 27,5 7,5 10,7 11,2 9,3 19,2 10,5 51,6 11,0 8,2 5,3 12,4 12,1 9,3 13,4 4,4 21,2 16,9 12,6 6,6 16,2 9,9 11,7 11,3 13,3 10,5 7,4 4,7 7,3 21,7 23,8 19,4 8,9 8,7 19,9 10,3 6,8 11,6 7,4 14,0 10,0 7,8 11,8 9,3 22,1 6,7 9,4 9,6 7,4 9,1 7,9 12,4 9,1 5,1 7,0 8,5 12,7 8,0 12,8 5,5 16,9 6,6 10,8 6,0 10,7 6,8 14,6 6,7 10,1 4,3 8,6 4,9 5,9 9,5 13,3 10,6 8,0 6,3 14,6 7,5 4,5 5,8 7,8 10,9 7,7 5,1 10,6 8,3 17,3 5,3 8,1 8,1 7,5 8,0 7,2 10,1 7,5 4,7 6,5 7,8 10,9 7,9 9,5 4,5 13,8 5,7 9,8 5,3 9,0 6,2 5,9 6,4 8,2 3,9 7,3 4,4 5,4 8,6 14,0 8,5 6,3 5,6 12,9 7,1 4,5 5,4 6,7 9,3 6,0 4,6 9,5 7,0 14,4 5,0 6,9 6,9 2,2 1,6 2,1 2,0 1,5 0,9 0,6 1,0 2,4 0,4 1,6 0,4 0,8 0,2 1,9 2,0 1,9 1,9 0,9 1,3 1,1 0,7 0,2 1,1 1,8 0,6 1,7 0,7 0,8 1,5 1,0 3,4 0,4 1,8 0,9 1,6 1,2 1,0 1,6 0,6 2,1 1,6 1,1 1,2 2,2 1,4 1,9 1,7 1,4 0,9 0,6 0,9 2,1 0,4 1,3 0,3 0,7 0,2 1,8 1,6 1,6 1,7 1,0 1,2 1,0 0,7 0,2 1,0 1,7 0,5 1,8 0,7 0,7 1,4 0,9 3,2 0,3 1,7 0,8 1,4 1,0 0,9 1,5 0,5 1,8 1,5 1,0 F/K 6,2 7,8 22,5 6,7 FD/FVAÖK 1,2 1,0 0,4 0,5 FD/Satış *: 12 Aylık , **: 6 aylık , (mn ABD$), EÜ: Endek s Üzeri, EP: Endek se Paralel, EA: Endek s Altı, GG: Gözden Geçiriliyor 44 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA Ek - Araştırma kapsamımızdaki şirketlerin döviz/net borç pozisyonları ve duyarlılıkları Döviz bazlı gelirler ve giderlerin payı 100% 75% 50% 25% 0% -25% -50% -75% DOAS TMSN BAGFS GUBRF BRISA BOLUC PGSUS TTRAK ARCLK BANVT UNYEC ULKER AKCNS TOASO ADANA FROTO TKFEN TCELL CIMSA TTKOM MRDIN AKSEN AKENR TATGD BIMAS BIZIM MGROS EKGYO PETKM ENKAI OTKAR ANACM TUPRS SNGYO THYAO TRKCM AEFES AYGAZ CCOLA KRDMD EREGL ASELS SISE INDES TAVHL TRGYO SODA ISGYO -100% Döviz bazlı gelirlerin payı Döviz bazlı giderlerin payı Döviz faaliyet kaldıracı Kaynak: Garanti Yatırım tahminleri Net Borç ve Net Borç/Piyasa Değeri 9.000 Net Borç "Net Borç/Piyasa Değeri" 4,000 7.500 3,000 6.000 4.500 2,000 3.000 1.500 1,000 0 - -1.500 -3.000 -1,000 -4.500 -2,000 ENKAI TCELL EKGYO ADANA UNYEC PETKM BIMAS TKFEN MRDIN BIZIM OTKAR EREGL AKCNS TMSN TRKCM CIMSA BOLUC ASELS SISE AYGAZ PGSUS TATGD TTKOM TOASO TTRAK AEFES CCOLA FROTO BRISA ARCLK ANACM KRDMD TAVHL MGROS DOAS TUPRS BANVT THYAO ISGYO INDES AKSEN TRGYO AKENR SNGYO SODA GUBRF BAGFS ULKER -6.000 Kaynak: Garanti Yatırım tahminleri 45 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ 2 Temmuz 2015 Strateji Raporu ARAŞTIRMA UYARI NOTU Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapordaki veri ve grafikler güvenirliliğine inandığımız sağlam kaynaklardan derlenmiş olup, yapılan yorumlar sadece GARANTİ YATIRIM MENKUL KIYMETLER A.Ş.’nin görüşünü yansıtmaktadır. Bu bilgiler ışığında yapılan ve yapılacak olan ileriye dönük yatırımların sonuçlarından Şirketimiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Ayrıca, Garanti Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş.'nin yazılı izni olmadıkça bu raporların içeriği kısmen ya da tamamen üçüncü kişilerce hiç bir şekil ve ortamda yayınlanamaz, iktisap edilemez, alıntı yapılamaz, kullanılamaz. Rapor gönderilen kişiye özel ve münhasırdır. İlave olarak, bu raporun gönderildiği ve yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda kullanıldığı ülkelerdeki yasal düzenlemelerden kaynaklı tüm talep ve dava haklarımız saklıdır. Garanti Yatırım Etiler Mahallesi Tepecik Yolu Demirkent Sokak No.1 34337 Beşiktaş, İstanbul Telefon: 212 384 11 21 Faks: 212 352 42 40 E-mail: [email protected] Hisse Senedi Tavsiye Tanımları EÜ Hisse senedinin önümüzdeki 12 ay sonundaki getirisinin, BIST100 endeksinin getirisinin üzerinde olması beklenmektedir. EP Hisse senedinin önümüzdeki 12 ay sonundaki getirisinin, BIST100 endeksinin getirisine yakın olması beklenmektedir. EA Hisse senedinin önümüzdeki 12 ay sonundaki getirisinin, BIST100 endeksinin getirisinin altında olması beklenmektedir. 46 LÜTFEN EN ARKA SAYFADAKİ UYARI NOTUNU DİKKATE ALINIZ
Benzer belgeler
Mali Piyasalar Stratejisi - 2Y16
Bu beklentilerin arkasında, petrol fiyatlarındaki düşüş trendi ile cari açıkta iyileşme, TL’de istikrarlı seyir, enflasyonda düşüş ve Merkez
Bankası’ndan faiz indirimleri bulunuyordu. İç talepte iy...