Perakende
Transkript
Perakende
EDiTÖR Merhaba “ Perakende dünyasının hareketlendiği şu günlerde özenle hazırlanmış bir Market dergisinden daha hepinize merhaba. Türkiye, gıda üretimi ve gıdanın sergilenmesi konusunda Avrupa normlarını yakalamak için çalışmalarını sürdürüyor. Bu çalışmalardan birisi de peynir üretimine kalite ve sağlık açısından standart getirmek amacıyla çıkarılan Türk Gıda Kodeksi Peynir Tebliği. Tebliğin sektörde yaratacağı etkiyi; üretici, danışman, resmi makam ve tedarikçiden aldığımız görüşlerle sizlere sunduk. Perakendeci köşemizdeyse Bursa’nın yeni zincirlerinden Çağdaş Yaşam Marketleri’nin Genel Koordinatörü Nuri Han’ı ağırladık. Han’la Çağdaş Yaşam Marketleri’nin farklı yapısını konuştuk. Dergimizin bu sayında da sektörden önemli isimleri sayfalarımıza taşıdık. Süt ve süt ürünleri üreticisi Güneşoğlu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Güneş’i, Bursa Ticaret Sanayi Odası Meclis Başkanı Remzi Topuk’u, Mısır Çarşısı’nın önemli esnaflarından Cankurtaran Gıda’nın sahibi Ruhi Tuncer’i, Pakmaya Tüketim Ürünleri Satış ve Pazarlama Müdürü Kemal Aktaş’ı sizlerle buluşturduk. Market dergisi olarak Antalya’dan takip ettiğimiz ANFAŞ Food Product Gıda İhtisas Fuarı’nda bir araya geldiğimiz ANFAŞ Fuarcılık Genel Müdür Yardımcısı Server Seçer ile fuarı konuştuk. “ Keyifli okumalar bol cirolar Market Dergisi Yazı İşleri Müdürü Murat KÜÇÜK 6 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi iÇiNDEKiLER Yönetim&Yayın Danışmanı Okan ARAS Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Murat KÜÇÜK Haber Merkezi Onur KAYA Sevgi YALÇIN Görsel Yönetmen Yaren ÖZ Reklam Satış ve Pazarlama Yönetmenleri Duygu TEZEL ÇOBAN Asiye KARADEMİR Şenay KIZIL Mali İşler Özgür ÖRK Yazarlar Berrin YANGINÖZÜ Dilara KIZILÇAY Gürkan SEKMEN Okan ARAS Özcan YAZICI Sinan ASILYAZICI Tevfik DİNÇER Vedat DİRİKER Yılmaz PEKMEZCAN Hukuk Hasan İÇÖZ Sahibi: Ekonomi Yayınları AŞ Adına Gökçin ARAS Yönetim Yeri: İçerenköy Mah. Değirmenyolu Sok. Kutay İş Merkezi A Blok Ataşehir/İstanbul T. +90.216. 575 44 20 (pbx) F. +90.216. 575 44 24 Baskı İhlas Gazetecilik. AŞ Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 0212 454 30 00 içindekiler ŞUBAT 2015 • 204 Alışveriş dünyası 12-16 Özhan’dan bir şube daha Barilla kadınları unutmadı Estuz, İzmir fabrikasının kapasitesini... Hayat Kimya cirosunu açıkladı Esenlik’ten 3 yeni şube Organik tavuk pazarında sürpriz büyüme Rimal’den 5’inci şube KalDer’in karikatür yarışması kazananları... Ocak ayının zam şampiyonu belli oldu Haber / Röportaj BİM ilk File’sini açtı CarrefourSA, 5 yıl sonra büyük sıçradı Perakende, geleceğin teknolojileriyle... Henkel 2014 sonuçlarını paylaştı Adese, büyüme oranını belirledi JosDeVries, perakendecileri baştan... CarrefourSA’dan yılın 2’nci bombası Ülker 2014 yılı karını açıkladı GPD’nin yeni başkanı belli oldu Üçge’den dünyada bir ilk Katılımcılardan Anfaş yorumları Marketlerin yeni yardımcıları Üçge’den... “Kontrol yoksa yatırım da olmasın” 2Nokta perakendede iddialı 18 20 24 31 32 33 34 37 38 39 43 48 49 54 Eurometall’den Bursa sürprizi Üçge “Zirveye Yolculuk’un rotasını belirledi 55 63 64 65 73 74 75 78 Dünyadan 56 Sosyal Sorumluluk 68 Kürsü Farkında olmak / Berrin Yangınözü Sosyal medya / Özcan Yazıcı Danışman / Sinan Asılyazıcı Strateji, teknoloji, iş geliştirme / İzzet Gülşen Perakende kuşu Konuk / Meltem Etcheberry Özgün / Okan Aras 22 30 36 42 52 62 72 Yayın Dili / Konusu Türkçe / Perakende sektörü İletişim: Yazı İşleri: [email protected] Reklam: [email protected] Abonelik: [email protected] www.marketdergisi.com Market dergisi yerel süreli yayındır. Aylık yayımlanan dergimiz, Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir. Market dergisinin içerik ve tasarımı Ekonomi Yayınları AŞ tarafından yaptırılmış olup, Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında eser olarak koruma altındadır. Market dergisinde yer alan yazı ve fotoğrafları yayma hakkı ile Market markası ve logosu Ekonomi Yayınları AŞ’ye aittir. Kaynak gösterilse dahi, hak sahiplerinin yazılı izni olmaksızın ticari amaçlarla kullanılamaz. Dergide yer alan yazılar, yazarların kişisel görüş, yorum ve tavsiyelerini içermektedir. Ekonomi Yayınları AŞ, yazılarda yer alan bilgi, görüş ve tavsiyeler nedeniyle doğabilecek maddi manevi zararlardan hiçbir şekilde sorumlu değildir. 10 28 50 Perakendeci Röportaj Röportaj Bursa’da çağdaş market hizmeti sunmak amacıyla 2012 yılında kurulan Çağdaş Yaşam Marketleri kısa zamanda Bursa perakendesinde önemli bir yer edindi. Birçok meslek grubundan 115 kişinin ortak olduğu market kısa zamanda 6 şubeye ulaşmayı başardı. Üretim tesisinde büyük bir titizlikle günlük 200 ton süt işleyebilen Güneşoğlu, 2014 yılını yüzde 20’lik bir büyümeyle kapattı. Yeni yıla yeni hedeflerle girdiklerini belirten Güneşoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Güneş, yeni çıkan süt tebliğinin üreticileri pek memnun etmediğini ifade etti “Bursa’ya disipline edilmiş, çevreye zarar vermeyen, yüksek teknolojili ve katma değer üreten sanayi lazım.” diyen Bursa Ticaret Sanayi Odası (BTSO)Meclis Başkanı Remzi Topuk, Bursa’nın Türkiye için vazgeçilmez olduğunun altını çizdi. Çağdaş Yaşam Marketleri Genel Koordinatörü Nuri Han Güneşoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Güneş Bursa Ticaret Sanayi Odası (BTSO)Meclis Başkanı Remzi Topuk Peynir değişiyor, sektör tebliği yorumluyor Resmi makamlar; gıda maddelerinin içinde insan sağlığını tehdit eden unsurları ortadan kaldırmak ve tüketiciye daha lezzetli ürünler sunmak için gıda mevzuatında düzenleme yapmaya devam ediyor. Türk Gıda Kodeksi’nin yeni çıkarmış olduğu Peynir Tebliği’ne göre; peynir belli bir standart çerçevesinde üretilecek, tuz ve yağ oranları belirli seviyelerde kalacak, kaşar peynirinde eritme tuzu kullanılamayacak 44 58 70 76 Röportaj Röportaj Röportaj 1946 yılından beri Mısır Çarşısı’nda hizmet veren Cankurtaran Gıda, kaliteli ürünleri ve güler yüzlü hizmetiyle her gün yerli yabancı birçok insanı ağırlıyor. Bu küçük ama tarih kokan dükkanın kalitesi dünyanın en önemli şehir rehberlerinden Louis Vuitton City Guide’a girmesi sayesinde tescillenmiş durumda. Görevi üçüncü kuşağa teslim etmeye hazırlanan firmanın kalite prensibi ortaklardan Ruhi Tuncer’in şu sözlerinde gizli: Müşterimiz bizim en büyük denetmenimiz Maya üretimi ve üretim kapasitesi bakımından Türkiye’de bir, dünyada ise üçüncü sırada olan Pakmaya, büyümesini Ar-Ge’yle sürdürecek. Hali hazırda 130 ülkeye ihracat yaptıklarını belirten Pakmaya Tüketim Ürünleri Satış ve Pazarlama Müdürü Kemal Aktaş, 50 olan ürün çeşitlerini 100’e çıkartacaklarını ve tüketicilerine lezzetli ve kesin sonuç verecek ürünler sunacaklarını anlattı Antalya Expo Center Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlen toplu tüketimin en önemli fuarlarından ANFAŞ Food Product Gıda İhtisas Fuarı bu yıl da birbirinden önemli katılımcıyla ziyaretçilerine kapılarını açtı. ANFAŞ Fuarcılık Genel Müdür Yardımcısı Server Seçer fuarı Market dergisine değerlendirdi Cankurtaran Gıda Ortağı Ruhi Tuncer Pakmaya Satış ve Pazarlama Müdürü Kemal Aktaş ANFAŞ Fuarcılık Genel Müdür Yardımcısı Server Seçer PERAKENDECi Bursa’nın perakendedeki çağdaş yüzü Bursa’da çağdaş market hizmeti sunmak amacıyla 2012 yılında kurulan Çağdaş Yaşam Marketleri kısa zamanda Bursa perakendesinde önemli bir yer edindi. Birçok meslek grubundan 115 kişinin ortak olduğu market kısa zamanda 6 şubeye ulaşmayı başardı. Perakendeyle ilgili önemli tespitlerde bulunan Genel Koordinatör Nuri Han Çağdaş Yaşam Marketleri’nde işleyen sistemi Market dergisine anlattı Röportaj / Murat KÜÇÜK F arklı bir yapısıyla ön plana çıkan Çağdaş Yaşam Marketleri’nin hikayesi nasıl başladı? Market hizmeti sunan birçok firma var siz hangi iddia ile bu işe girdiniz? Bursa’da; çağdaş bir market hizmeti sunmak için 5 kişi ile başlayan 2012’de ilk şubesini açan Çağdaş Yaşam Marketleri bugün 115 ortaklı bir yapıya ulaştı. Sistemimiz Kipa’dan esinlenerek kuruldu. İlk mağazamızı Bursa’nın en önemli ilçelerinden Nilüfer-Ataevler’de açtık. Bu mağazamızı sırasıyla Erikli, Özlüce, Altınşehir, Konak ve Beşevler şubelerimiz izledi. Bursa’ya; sağlıklı, kaliteli ve çağdaş hizmet sunabilmek amacıyla bu işe girdik. Yapıyı oluşturan. Hissedarlardan hiçbirinin bir kar beklentisi yoktu. Aslında en önemlisi kendimizin de kaliteli hizmet alma isteğiydi. Son dönemlerde marketlerin yapısı siyasetin de etkisiyle değişti. Bugün Bursa’da alkollü içecek satan çok şubeli 2 tane yerel market var. Biz ve Özhan’dan başka mağazalarında alkollü içecek satışı yapan yok. Tüm beklentilere cevap verebilen ve herkesin istediğini bulabildiği bir market konsepti yaratmak istedik. Daha önceden perakende sektörüne yönelik bir iş yaptınız mı? Önceki işinizden de konuşabilir miyiz? 20 yıl boyunca Petrol-İş Sendikası Bursa Şube Genel Başkanı olarak görev yaptım. 2012 yılı Ekim ayında görevimi bıraktım. Hemen 2012 Aralık ayında da buradaki görevime başladım. Çağdaş Yaşam Marketleri’nin ortaklı yapısına dahil olan ilk 20 kişiden biriyim. Marketin daha iyi işleyebil- 10 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi Nuri Han mesi için ortaklardan birinin şirketin başına geçmesinin uygun olacağını düşünen ortaklarımız beni bu göreve uygun gördüler. Perakendeyi çok fazla bilmiyordum ama insan ilişkilerin çok yüksek olduğu bir işten geliyorum. Burada da doğrudan insana dokunuyoruz. İnsanlarla ilişki halindeyiz ve onları memnun etmeye çalışıyoruz. Aslında iş farklı olsa da amaç aynı denebilir. Bu farklı yapı ana hatlarıyla nasıl işliyor? Toplam kaç personel çalıştırıyorsunuz? Biz bir anonim şirketiz. Yönetim kurulumuz ve genel kurulumuz var. Yönetim kurulumuz haftada bir toplanır ve önemli kararlar bu toplantıda alınır. Ben Genel Koordinatörlük görevini sürdürüyorum. Bir banka müdürü arkadaşımız finansla ilgileniyor. Ortaklarımız arasında perakendeden gelen 2-3 kişi ancak vardır. Müteahhit, mühendis, mimar, doktor, hemşire, emekli ve ticaretle ilgilenen birçok farklı alandan insan Çağdaş Yaşam Marketleri’nde hissedar. Herkesin aklındakini söyleyebildiği, fikirlerini paylaştığı bir ortam var. İşin daha iyi işleyebilmesi için ayrıca profesyonel destek de alıyoruz. 60’ın üzerinde personelimiz var. Bu rakama yöneticilerimiz de dahil. Biz ya iyisini satarız ya da hiç satmayız Ürün çeşitliliği ve mağaza satış alanları hakkında bilgiler verir misiniz? Ürün gamımızı lokasyona göre belirlemiyoruz. Her bölgede aynı ürünleri satıyoruz. Müşterilerimize 11 bin kalem ürün sunuyoruz. Manav ve kasap reyonumuz var. Mağaza ortalamamız 400 ila 600 metrekare arasında değişiyor. Toplamda 2 bin 500 metrekareden fazla satış alanımız var. Her şubemizin önünde otopark bulunuyor. Ayrıca müşterilerimize servis imkanı da sunuyoruz. Altınşehir şubemizde telefonla sipariş hattımızı da devreye soktuk. Bunu oturtabilirsek tüm şubelerimizde devreye alacağız. En önemli iddianız nedir? Bizim sattığımız ürünleri müşterilerimiz her zaman gönül rahatlığıyla alabilmeli. Zaten bu işe girme amacımız kendimize de iyi hizmet sunabilmekti. Evimize sokmayacağımız hiçbir ürünü marketimize sokmayız. Biz ya iyisini satarız ya da hiç satmayız. Perakende sektörüne dışarıdan gelen birisi olarak 3 yıl içinde bu sektörde ne gördünüz? Perakendecilik bağımlılık yapan keyifli bir iş. İnsanlarla ilişki halinde olmak, yeni ürünler sunmak, onları memnun edebilmek bana keyif veriyor. Kaliteli ürün satmak çok önemli ama kaliteli hizmet sunmak da bir o kadar önemli. Biz bu işe başlamadan önce, Bursalı tüketici kaliteli hizmete de susamış durumdaydı. Marketimizi açtıktan sonra gelen olumlu tepkilerden bunu da anladım. Karlılığın yüksek olmadığı rekabetin üst düzeyde yaşandığı bir sektör olduğunu da belirtmeliyim. Büyük perakendeciler her zaman çok kuvvetli. Diğer iş alanlarında olduğu gibi burada da haksız rekabet üst düzeyde. Personel sıkıntısı perakendeciliğin önemli sıkıntıları arasında yer alıyor. Siz de bu sıkıntıyı yaşıyor musunuz? Bana göre bu sektörün en büyük sıkıntısı kaliteli personel yokluğudur. Eleman sirkülasyonunun çok hızlı yaşandığı bir sektörde faaliyet yürütmek gerçekten zor. Kasap, manav ve şarküteri reyonunda çalışan personel zaten bir meslek grubundan geliyor. Bu bölümlerdeki sıkıntı bir şekilde çözülebiliyor. Fakat kasiyer bulma konusunda çok sıkıntı yaşıyoruz. Kasiyerler bizim işimizde çok önem arz ediyor. Onlar bizim halkla ilişkiler bölümümüz. Bir bakıma marketin yüzü. Marketle ilgili en önemli imaj, onların müşteride bıraktığı algı. Kasiyerlik iş olarak görülmüyor. İnsanlar geçici olarak bu işi yapıyor. Aradıkları işi bulunca kasiyerliği bırakıyor. Bu sektörümüzün bir hastalığı. Sektörün toplanıp bu duruma bir çözüm bulması gerekiyor. Rekabet, insani çalışma koşullarını zorluyor Siz hem eski bir sendikacı olarak hem de bir perakendeci olarak insanların bu işi meslek olarak görmemelerini neye bağlıyorsunuz? Sadece bizde değil sektörün tamamında bu işe verilen ücretler geçinebilecek düzeyde değil. Fakat sektörümüzde öyle bir rekabet var ki işletmelerin yaşayabilmesi için personel giderlerini kısmaktan başka çaresi yok. Ürünü alırken daha ucuza alamıyorsunuz. Özellikle büyük perakendeciler zaten bizden çok daha ucuza mal alıyor. Hatta dev perakendecilerin birçoğu, üreticilere kendi markalı ürünlerini yaptırıyor. Onlar bir kamyon mal alıyorsa biz bir palet alabiliyoruz. Bundan dolayı onların kar marjları zaten bizden çok daha fazla. Bu etkenlere rağmen biz sektörde birçok marketin verdiği ücretten daha fazlasını veriyoruz. Ben bir işvereni temsil etmeme rağmen masanın ortasında durmaya çalışıyorum. Bu zor şartlarda en insani çalışma ortamını yarattığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Hedefleriniz nelerdir? İstediğiniz düzeye ulaştınız mı? Bu işe girmeden önce 2 yıl içinde 10 şubeye ulaşmayı hedefliyorduk. İstediğimiz lokasyonlarda mağaza bulamadığımız için bu hedefe ulaşamadık. Bir market kurmak kolay bir iş değil. Sadece demirbaş ve dekor olarak mağazanın hazırlanması 250 bin TL’yi geçiyor. Şube açmadan önce ciddi hazırlık yapılması gerekiyor. Sosyal sorumluluk konusunda da ağırlık veriyoruz. Gelecek dönemde istediğimiz boyutlara ulaşırsak bazı planlarımız var. Muhtaç çocuklara eğitim imkanları yaratmak istiyoruz. Bu kapsamda bir burs organize etmeyi planlıyoruz. Çevreyle ilgili de güzel projelerimiz var. Personelimize de daha fazla katkı sunmak istiyoruz. Ama bunların hepsinin gerçekleşmesi için belirli büyüklüğe ulaşmamız gerekiyor. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 11 ALIŞVERiŞ DÜNYASI haberler Sincap 31’inci mağazasıyla hizmette Sincap, zincirine bir halka daha ekledi. Her geçen yıl hızla büyümeye devam eden Sincap, 31’inci Şubesini Konya’nın Selçuklu ilçesine bağlı Sancak Mahallesi, Veysel Karani Caddesi’nde hizmete açtı. Konya halkının gözdesi olan Sincap Marketler Zinciri, hedefleri Özhan’dan bir şube daha doğrultusunda büyüyerek Konya’ya hizmete devam ediyor. Birbirinden cazip fiyatlarla 350 metrekarelik satış alanına sahip Ataşehir mağazasında 2 kasa bulunuyor. Sincap’ın yeni mağazasında 14 personel daha istihdam ediyor. Snowy Ulu Kardeşler’den yeni şube Bursa’nın ilk yerel market zinciri ve güçlü markası Özhan Marketler Zinciri 34’üncü şubesini Altınşehir’de açtı. Özhan’ın Altınşehir şubesi ile mağaza sayısı 34’e ulaştı. Açılışta Özhan’ı dostları yalnız bırakmazken, açılışa özel indirimler de yoğun ilgi gördü. Her zaman olduğu gibi Bursa’nın güvenilir markası olarak doğru karar ve güçlü adımlarla istikrarlı bir şekilde Özhan dostları için büyümeye devam ettiklerini dile getiren Özhan Marketler Zinciri Genel Müdürü İbrahim Özhan, “Her yeni açılan şubede, Özhan dostlarının yaşam kalitesini ileriye taşıyacak sağlıklı, kaliteli, güvenilir ve ekonomik hizmeti sunmayı amaçlıyoruz. Özhan kalitesine ihtiyaç duyulan ve talep edilen her bölgede kontrollü bir şekilde yer alırken, sektörümüzü olumsuz etkileyecek haksız rekabet şartlarından da uzak durmaya çalışıyoruz. Güçlü alt yapımız ve uzman kadromuzla her gün 50 bin dostumuzu ağırlıyoruz. Yeni açılan Altınşehir şubemizde de Özhan samimiyetini ve sıcaklığını dostlarımıza daha güçlü vurgulayıp yansıtacağız.” dedi. Grup Gökkuşağı Muratlı’da Grup Gökkuşağı yeni mağazasını Tekirdağ Muratlı’da hizmete açtı. Yeni açılan mağaza, 420 metrekare satış alanı, 3 kasa ve 20 personeliyle ziyaretİstanbul PERDER üyesi Snowy Ulu Kardeşler, yeni mağazasını “Küçükköy’ün En Hesaplı, En Kaliteli, En Hijyenik Marketi” sloganıyla geçtiğimiz günlerde hizmete açtı. Açılış sırasında yapılan kampanyalar, özel fırsatlar, müzik şöleni ve Mehter Takımı çilerine hizmet veriyor. İstanbul ve Tekirdağ illerinde hizmet veren Grup Gökkuşağı Hipermarketleri’nin açılışla birlikte toplamda 27 mağazası bulunuyor. ile görkemli bir açılış gerçekleştiren Snowy Ulu Kardeşler, yeni şubesi ile Hürriyet Mahallesi, Cengiz Topel Caddesi No:93/A Küçükköy/Gaziosmanpaşa/ İstanbul adresinde, 400 metrekare alanda, 3 kasa ve 20 personeliyle hizmet verecek. Kartal Market’ten yeni şube 12 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 5’inci şubesini Pendik Batı Mahallesi’nde açan Kartal Market, büyümesini sürdürüyor. Kartal Market, geçtiğimiz günlerde 5’inci şubesini Pendik’te bölge halkıyla buluşturdu. Batı Mahallesi’nde açılan şube, Kaya Caddesi üzerinde yer alıyor. 260 metrekarede hizmet verecek olan mağazada 2 kasa yer alıyor. Zengin ürün çeşidi ve bol çeşitli şarküteri reyonuyla müşterilerini bekleyen Kartal Market’in Pendik şubesinde 15 çalışan bulunuyor. ALIŞVERiŞ DÜNYASI haberler Akyurt Süpermarket’ten yeni şube Akyurt Süpermarket’in yeni yüzü Batıkent Çakırlar şubesi geçtiğimiz günlerde açıldı. Yoğun ilginin yaşandığı açılışa, Akyurt Süpermarket AŞ Yönetim Kurulu Üyeleri, Bakan Yardımcıları Milletvekilleri, Sivil Toplum Örgüt Yöneticileri, Ankara’nın önde gelen Sanayici, iş adamları ve Akyurt Süpermarket çalışanları katıldı. Geniş katılımın olduğu açılışta, müşterilerle birlikte çok keyifli bir kahvaltı yapıldı. Akyurt Süpermarket’in alışve- Esenlik’ten 3 yeni şube riş yapan müşterilerinin kendisini mutlu hissetmesi ve mutlu ayrılmasına odaklandığı yeni konsept tasarımında, son teknoloji kullanıldı. Akyurt ailesinin eksiksiz katıldığı açılış töreninde, müşteriler özellikle kırmızı et ürünlerine büyük ilgi gösterdi. Tamamen anne eli değmiş gibi hazırlanan unlu mamullerin satıldığı Gurmella reyonundan yeni çıkmış, sıcak unlu mamuller, şarküteri ürünlerinden seçmeler ve taze çay, açılışa katılan davetlilere ikram edildi. Bölgesel olarak günden güne büyümesini sürdürerek şube sayısını arttıran ve halkın isteklerine karşılık veren Esenlik, önemli lokasyonlarda hizmet vermeye devam ediyor. Büyümesine hız kesmeden devam eden Esenlik, yeni açtığı 3 şubesiyle toplam mağaza sayısını 39’a yükseltti. Esenlik, şubelerinden 2’sini bölgesel anlamda güçlü olduğu Malatya’da hizme- Altunbilekler yoluna yenilemeyle devam ediyor Ankara’da 71 mağaza ile hizmet veren marketler zinciri markası Altunbilekler, mağazalarını yenilemeye devam ediyor. Altunbilekler geçtiğimiz günlerde Keçiören Tepebaşı ve Etimesgut Emirler mağazalarının her ikisini birden yeni dekorasyonları ve yeni mağaza içi düzenlemeleri ile hizmete açtı. Perakende sektöründe yeniliklere öncü olmaya devam eden Altunbilekler, son olarak marketlerinde çıktı ve fiyat etiketlerinin kullanımlarını kaldırarak 60 bin TL’lik bir kâğıt tasarrufu gerçekleştirdi. Mağazalarında bundan sonra kara tahta benzeri bir sistem kullanacak olan marka, manav reyonlarında numaratörlü etiketler, mağaza cephelerinde ise hem ürün fiyatı yazabilmek hem de kampanya ve diğer posterleri asabilmek amacıyla iki fonksiyonlu cephe etiketlikleri kullanılacak. Böylece çıktı ve kağıt yerine kara tahta ve likit tebeşir ile değiştirilebilir mekanik numaralar kullanılacak. te açarken, 1 şubesini de Adıyaman’da ziyaretçileriyle buluşturdu. Adıyaman’da açılan Esenlik şubesi, Cumhuriyet Mahallesi Pazar Caddesi’nde bölge halkına hizmet verecek. Malatya’da ziyaretçileriyle buluşan şubelerden birisi Göztepe Mahallesi Orduzu yol ayrımında yer alırken diğeri Abdulgaffar Mahallesi İsmet Paşa Caddesi Kuyuönü Mezarlığı Karşısı’nda hizmete açıldı. Gurme marketten 2 yeni şube Macrocenter, lezzet tutkunları için 28’inci mağazasını Etiler’de, 29’uncu mağazasını ise İzmir Alsancak’ta açtı. Etilerdeki açılışa, Migros Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Bülend Özaydınlı, Migros Ticaret AŞ Genel Müdürü Özgür Tort, Migros Ticaret AŞ Tansaş Genel Müdür Yardımcısı Hakan Şevki Tuncer, Migros Ticaret AŞ Satış Genel Müdür Yardımcısı Fuat Yanar, Migros Ticaret AŞ Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Cem Rodoslu ve Macrocenter Satış ve Pazarlama Direktörü Tülye Sekendiz katıldı. 29’uncu mağazasını ise İzmir Alsancak’ta açan Macrocenter’ın açılışına İzmirliler yoğun ilgi gösterdi. Açılışa katılan Macrocenter Satış ve Pazarlama Direktörü Tülye Sekendiz, İzmir’deki 3’üncü Macrocenter mağazasını Alsancak gibi önemli bir lokasyonda İzmirliler ile buluşturmaktan mutluluk duyduklarını söyledi. ALIŞVERiŞ DÜNYASI haberler Cem Hipermarketleri’nden Malkara’ya yeni şube ‘Trakyanın Marketi’ sloganıyla yola çıkan Cem Hipermarketleri, 9’uncu mağazasını Malkara’da açtı. Malkara Şubesinin açılış törenine Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul’un yanı sıra; Malkara İlçe Müftüsü Ali Gülbağcı, Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Cengiz Günay, Malkara Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ümran Bilgin, banka müdürleri, muhtarlar, Cem Hipermarketleri Yönetim Kurulu Başkanı Cem Kızılırmaklı ile Yönetim Kurulu Üyeleri, basın mensupları ve çok sayıda vatandaş da yer aldı. Açılış töreninde konuşma yapan Cem Hipermarketleri Yönetim Kurulu Başkanı Cem Kızılırmaklı, Cem Hipermarketlerinin 9’uncu şubesinin açılışına katılan davetlilere göstermiş oldukları ilgiden dolayı teşekkür etti. Cem Hipermarketleri Malkara mağazasında 780 metrekarelik alanda 4 kasa ve 20 personeliyle hizmet vermektedir. Rimal’den 5’inci şube Yatırımlarını İzmit’te sürdüren Rimal Marketler Zinciri, 5’inci şubesini Başiskele Yeniköy merkezinde hizmete soktu. Rimal’in İzmit, Değirmendere, Bekirpaşa ve Bahçecik’ten sonra 5’inci mağazası olan Başiskele, Yeniköy Merkez Mahallesi Gurbet Sokak’ta hizmete açıldı. Açılışa AKP İl Başkanı Şemsettin Ceyhan, AKP Başiskele İlçe Başkanı Şahin Ta- lus, Kocaeli Kent Konseyi Başkanı Abdullah Köktürk, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Doğan Erol, İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Fevzi Utaş, AKP milletvekili aday adayları Dr. Hasan Aydınlık, Ceyhun Yalçın, Mahmut Civelek, Halit Çokan, Müge Olşen, iş adamları, siyasetçiler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Ege’nin ilk “Pratik”i açıldı Pehlivanoğlu Ege’de büyüyor Pehlivanoğlu, yeni mağazasının açılışını Bayraklı Çamkıran’da gerçekleştirdi. Açılışa Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, Tarım İl Müdür Yardımcısı Selami Turan, Pehlivanoğlu Yönetim Kurulu ve çok sayıda vatandaş katıldı. 290 metrekare büyüklüğündeki mağazada 10 personel hizmet verecek. 5 bin çeşit barkotlu ürünün sergilendiği Pehlivanoğlu’nun Çamkıran Mağazası dualar eşliğinde açıldı. Pehlivanoğlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hanif Pehlivanoğlu: “İzmir’in her yeri bizim için çok önemli. Tüm kitlelere ulaşmak istiyoruz. Müşterilerimizin en uygun fiyata en kaliteli ürüne ulaşabilmesi için çalışıyoruz. Başta İzmir olmak üzere Ege Bölgesi’nin 6 Büyükşehir’i olan Manisa, Denizli, Muğla, Balıkesir ve Aydın’da hizmet veriyoruz.” dedi. 16 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi Praktiker, Ege Bölgesi’ndeki ilk mağazasını bölgenin turizm cenneti Datça’da açtı. 300 metrekarelik alan üzerine kurulu Datça Praktiker Pratik mağazası, Datçalıları ev ve bahçeleriyle ilgili 4 binden fazla ürünle buluşturdu. Mağaza, geniş ürün gamını uygun fiyatlarla hem yöre sakinlerinin hem de tatilcilerin ayağına getirdi. Mağazanın açılışı, Datça Kaymakamı Hamdi Üncü, Datça Belediye Başkan Vekili Gökhan Sağır, Praktiker Türkiye Genel Müdürü Tayfun Kutlu ve Datça Praktiker Pratik mağazası yatırımcısı Lindos İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Erol Karakullukçu’nun katılımıyla gerçekleşen törenle yapıldı. Açılışta konuşan Praktiker Türkiye Genel Müdürü Tayfun Kutlu, Datça mağazası- nın Praktiker’in ilk franchise mağazası olduğunu belirterek, Datçalıların tüm yaşam alanları için her türlü ihtiyaçlarını tek bir noktadan karşılayabileceklerini söyledi. Kolay ulaşılabilir yapı marketi konsepti ile sektöre yeni bir bakış açısı getirdiklerini belirten Kutlu, “Herkesin yürüyerek eviyle, yazlığıyla, ofisiyle veya bahçesiyle ilgili her türlü ihtiyacını hızlıca karşılayacağı mağazalar yapıyoruz. Datça mağazamızda da yaşam alanlarının yenilenmesi, tamiratı ve dekorasyonu için müşterilerimizin ihtiyacı olan tüm pratik çözümleri, en uygun fiyatlarla sunuyoruz. Raflarda mutfak ve banyo ürünlerinden mobilyaya, el aletlerinden yapı malzemelerine binlerce ürün yer alıyor.” diye konuştu. HABER BiM ilk File’sini açtı Perakende sektörünün lideri BİM’in farklı bir konseptle tüketiciye sunduğu yeni zinciri File’nin ilk mağazası İstanbul Bahçeşehir’deki Prestige Mall AVM’de açıldı T ürkiye’nin lider perakende kuruluşu BİM, mağazalar zincirinin yeni halkası olan File mağazalarının ilkini açtı. İstanbul Bahçeşehir’deki Prestige Mall alışveriş merkezinde açılan ilk File yoğun bir ilgiyle karşılanırken, ilk günkü satış rakamları da hayli yüksek oldu. File mağazalarının 2015 yılı içinde İstanbul’da 10 adede ulaşması hedefleniyor. Farklı bir satış modeli File mağazalarında tüketicilerin gıda, kişi- sel bakım ve genel temizlik ihtiyaçlarını, iyi veya en iyi kalitede ve yüksek standartlarda üretilmiş ürünlerle, sürekli düşük fiyatlardan karşılamak hedefleniyor. Özel ve sıcak bir tasarımı olan bu mağazalarda tüketici kendi mahallesindeki çarşıda alışveriş yapıyormuş gibi rahat bir ortamda ihtiyaçlarını karşılıyor. File mağazaları otopark imkânı olan yerlerde yaklaşık bin metrekare alanda kuruldu. Açılan File mağazasının reyonlarında 3 bin 500 - 4 bin arası farklı ürün satışa sunuluyor. Ürünlerin yüzde 20’si özel marka Yeni bir tedarik sistemi ile çalışan File organizasyonunda ürün portföyünün yaklaşık yüzde20’si özel markalardan oluşuyor. Bunlar arasında işlenmiş gıda ürünleri için çiftçi anlamına Unilever’de üst düzey atama Unilever Türkiye’de 1998 yılından bu yana çeşitli üst düzey yurt içi ve yurt dışı sorumluluklar üstlenen Özgür Kölükfakı, UNICA (Unilever Orta Asya) ve İran Bölgesi Genel Müdürü olarak görev yapmaya başladı. Kölükfakı, Unilever Türkiye Yönetim Kurulu’na da girdi. 1973 doğumlu Özgür Kölükfakı, 1995 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra, 1998’de aynı üniversitenin İşletme Bölümü’nde Yüksek Lisans programını tamamladı. Unilever Türkiye Ailesi’ne 1998 yılında Becel Ürün Müdürü olarak katılan Kölükfakı, 1998’den 2002’ye kadar, Unilever bünyesindeki çeşitli markaların Ürün 18 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi gelen “Harras”, kişisel bakım ürünleri için “Daycare” ve temizlik ürünleri için “Actisoft” özel markaları yer alıyor. Her birinde yaklaşık 35 çalışanı olan File mağazalarında fiyatlar “her gün düşük fiyat” prensibiyle belirlendiği için özel promosyon günleri yapılmayacak. “İlgi bizi mutlu etti” Yeni File mağazasının açılması nedeni ile bir açıklama yapan BİM İcra Kurulu Üyesi Haluk Dortluoğlu şunları söyledi: “Yeni bir konseptle hizmete sunduğumuz ilk File mağazamızın gördüğü büyük ilgi bizi çok mutlu etti ve doğru yolda olduğumuzu gösterdi. Perakende sektöründe tüketici artık sadece temel gıda maddelerinde değil, diğer ürünlerde de yüksek kalite, uygun fiyat ve tazelik arıyor. File mağazalarımız bu arayışa en iyi şekilde yanıt vereceklerdir. En kısa zamanda yeni File mağazalarımızı hizmete sunacağız.” Müdürü olarak görev aldı. 2002-2006 yılları arasında Unilever Fransa ve İngiltere’de Avrupa Bölgesi’nden Sorumlu Ürün Müdürü olarak birçok önemli projede görev ve sorumluluklar üstlendi. Kölükfakı, kısa bir ayrılığın ardından 2008 yılında Gıda Kategorisi kapsamında, Sana, Becel, Komili, Calve ve Amaze markalarından sorumlu Pazarlama Direktörü olarak Unilever Ailesi’ne döndü. Unilever Algida Pazarlama Direktörlüğü yaptı. Son olarak Unilever Rusya, Ukrayna ve Belarus Gida ve Dondurma Kategorilerinden sorumlu Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Özgür Kölükfakı, yeni dönemde Unilever UNICA & İran Genel Muduru ve Unilever Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapacak. HABER CarrefourSA, 5 yıl sonra büyük sıçradı 2014’ü “sıçrama yılı” olarak ilan eden CarrefourSA, 2015 yılını “vites büyütme dönemi” olarak belirledi. Türkiye’deki 20’nci yılını geride bırakan CarrefourSA, yeni dönemle birlikte 2014 yılında satışlarını yüzde 20 artırarak cirosunu 3,1 milyar TL’ye, net karını da 100,5 milyon TL’ye ulaştırarak beş yıl sonra kar açıkladı C arrefourSA Yıllık Değerlendirme Toplantısı, Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer ve CarrefourSA Genel Müdürü Mehmet T. Nane’nin katılımıyla Sabancı Center’da gerçekleşti. Toplantıda, Haluk Dinçer ve Mehmet T. Nane, CarrefourSA’da sürecin Sabancı Holding’e geçmesiyle elde edilen başarılar ve 2015 yılında atılacak adımları paylaştı. Köklü geçmiş ve heyecan başarı getirdi Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, Dünya ve Türkiye ekonomilerini değerlendirdikten sonra Sabancı Holding olarak sektörün tam olarak bekledikleri gibi büyüdüğünün altını çizerek 2015 yılında da bu büyümenin devam edeceğini öngördüklerini vurguladı. Haluk Dinçer, modern perakende pazarının toplam perakende pazarı içinde yüzde 35 – 40’lık gibi bir payı teşkil ettiğini dile getirerek sektörde markalar arası satınalma veya birleşmelerin yaşandığını, bu çerçevede de Ocak ayında İsmar Marketler Zinciri’nin 26 marketini bünyelerine kattıklarını ve bu marketlerin CarrefourSA’nın organize perakende sektöründeki konumunu daha da güçlendireceğine inandıklarını belirtti. 2014 yılının CarrefourSA adına gerçek anlamda “diriliş ve sıçrama yılı” olduğunun altını çizen Haluk Dinçer, şunları söyledi: “Geçtiğimiz yıl bize başarıyı getiren başlıca etmenler arasında doğru lokasyonlarda doğru market yatırımları, insan kaynaklarına ve teknoloji kökenli perakendeye verdiğimiz önem ve tedarikçilerimizle olan ilişkilerimizi sadeleştirmemiz yatıyor. Büyüme, market konsepti, insan kaynakları ve teknolojik altyapı alanlarında toplam 165 milyon TL yatırım gerçekleştirdik. 2014 yılında 127 yeni marketi hizmete açarak, bugün 41 ilde toplam 366 marketle ülke çapında hizmet veriyoruz. Zor geçen bir yıla rağmen CarrefourSA’nın geleceğini daha da parlak kılacak önemli yatırımlar ve insan kaynağını güçlendirecek atılımlar gerçekleştirdik. CarrefourSA’yı geleceğe taşıyacak tüm bu yatırım- 20 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi larımızın meyvelerini kısa vadede almaya başladık. Geçen yılki net satışlar ile karlılık seviyemiz, market açılışlarımız ve mutlu müşteri geri bildirimleri gösteriyor ki başarıya giden yolda doğru adımlar atıyoruz. Ancak daha yolun başındayız, hedefimiz Sabancı Holding’in gücü ve Carrefour Grup’un perakendedeki deneyimi ile tüketicinin kalbinde bir numara olmak.” CarrefourSA’nın 2015 yılı hedeflerine de değinen Dinçer, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “2015 yılı CarrefourSA’nın yeni yatırımlarının meyvelerini alacağı bir yıl olacak. Bu yatırımlar doğrultusunda hedeflenen pazar payını, karlılık ve verimliliği sağlamak en önemli gündem maddelerimiz arasında olacak. Hizmete girecek yeni marketlerimizle birlikte ülke çapında yaygınlaşacağız. Verdiğimiz sözleri teker teker yerine getireceğiz. Planlarımız doğrultusunda 2016 sonu itibarıyla 750 markete ulaşmak ve net satışlarımızı 2013 yılına göre 2 katına çıkararak 5 milyar TL’ye ulaştırmak istiyoruz. Her zaman belirttiğimiz gibi müşterilerimizle, çalışanlarımızla ve yüzlerce iş ortağımızla büyük bir aileyiz. Bizler CarrefourSA ve bu büyük ailenin birer ferdi olarak hiç kaybetmediğimiz heyecanımız ve sektördeki köklü geçmişimizle çok kısa sürede Türkiye’nin lider markası olacağımıza inanıyoruz.” 2014 yılına dair finansal rakamlar ve 2015 yılı stratejilerini de açıklayan Mehmet Nane; “CarrefourSA olarak son beş yıldır aynı ciro seviyelerinde gezinirken emeğin ve gösterilen özverinin karşılığında 2014 yılında satışlarımızı yüzde 20 artırarak 3,1 milyar TL’ye, net karımızı da 100,5 milyon TL’ye ulaştırdık. Bugüne kadar yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır. Sıçrama yılı olarak tanımladığımız 2014’ün ardından 2015 yılını da “Vites Büyütme” dönemi olarak ilan ediyor ve 2014’te elde ettiğimiz başarıya benzer, kayda değer bir karlılık ve ciro artışı bekliyoruz. Buna göre satışlarımızı 2015’te, 2014’e oranla yüzde 30 artıracağız. Hedefimiz 2015 sonunda 4 milyar TL ciroya ulaşmak. Bu sene, Türkiye’nin dört bir yanında 200 yeni market açarak 2 bin 500 kişiye istihdam sağlayacağız” dedi. Değişim ve dönüşüm 127 mağazayla geldi CarrefourSA’nın 2014 yılına dair değerlendirmeleri içeren ve 2015 yılı stratejilerini aktaran bir sunum yapan CarrefourSA Genel Müdürü Mehmet T. Nane, sözlerine; “Geçen 20 yılın ardından 2014 yılında Sabancı Holding’in de gücünü arkamıza alarak daha samimi, yalın, hızlı ve modern bir marka olmak adına birçok alanda yatırıma imza attık. Öncelikle stratejimizi glokalleşme; lokal değerleri göz ardı etmeden global bir marka olabilme üzerine kurduk” dedi ve bir yıllık süreci şöyle anlattı: “CarrefourSA’daki değişim ve dönüşüme 244 mağaza ile başladık. Var olduğumuz şehirlerdeki mevcudiyetimizi güçlendirirken aynı zamanda olmadığımız noktalara da hizmetimizi taşıdık. Toplam 127 market açılışı gerçekleştirerek yılı 333 mağaza ile kapattık. Bugün Türkiye genelinde 41 ilde 366 mağaza ile müşterilerimize ulaşıyoruz. Herkese ulaşabilmek ve beklentilere karşılık verebilmek üzere konseptlerimizde yeniliğe gittik. Mini konseptimizi oluşturarak günlük tüketime yönelik hızlı çözümler sunduk. Süper ve Gurme konseptlerimizle farklı müşteri gruplarının farklı beklentilerini en yüksek düzeyde karşılar hale geldik. Tüketicilerimizin karşısına “Ne Lazımsa CarrefourSA” diyerek çıktık ve sadece fiyat odaklı bir iletişim değil aynı zamanda müşterilerinin ihtiyaç ve beklentilerini iyi anlayan bir marka stratejisi uyguladık. Milli Takımlar Perakende Tedarikçiliği’ni üstlenerek yerelliğimizi vurguladık.” KÜRSÜ / FARKINDA OLMAK Berrin Yangınözü [email protected] Tüketim kararı kime bağlı? B Unutmayın! Çocuklar isteklerini ailelerine kabul ettirmek için çok çeşitli yollar denerler. Çocuğun etkili olmasında birçok etken önem taşır. Çocuğun yaşı ilerledikçe satın alma kararlarındaki etkisi de artar. Ana babanın kişiliği çocuğu baskılayıcı ya da öne çıkarıcı olabilir. Baskıcı ailelerde çocuğun satın alma kararlarındaki etkisi düşer. en son dönemde özellikle çevremi bu yönde izliyorum ve aile üyelerinin karar vermedeki rolü, karar verme süreçlerinin çeşitli evrelerinde ve satın aldıkları ya da alacakları ürünün tüketim biçimlerine göre değiştiğini çok net gözlemliyorum. Bir aile bireyinin üstlenmiş olduğu rol ve davranışlar da karar verme süreçlerini yakından ilgilendiriyor. Ürünlerin satın alınmasında eşlerin vereceği kararların çeşitlerini ve taşıdığı yapısal özellikler Mowen tarafından 4’e ayrılmış: • Özerk karar: Eşlerden biri diğeri için çok önemli olmayan konularda bağımsız olarak satın alma kararı verebiliyor. • Baba (erkek) ağırlıklı karar: Neyin satın alınacağı konusunda baba büyük ölçüde kendi başına karar verir. • Anne (kadın) ağırlıklı karar: Neyin satın alınacağı konusunda anne büyük ölçüde kendi başına karar verir. • Ortak karar: Erkek ve kadının ortaklaşa olarak satın alma kararı vermeleri durumunda geçerlidir. Eğer ailenin erkeğiyseniz temizlik malzemeleri ile ilgili olarak verilecek karar sizi ne kadar ilgilendiriyor? Tabi ki evli olmayan bir erkekseniz, alışverişinizi kendiniz yapıyorsanız ve biraz da titizseniz verilecek karar sizi çok yakından ilgilendiriyor. Bununla birlikte eşlerin aile kararlarındaki etki derecesini ortaya koyan değişik etkenler mevcut. Bununla da ilgili çeşitli araştırmalar yapılmış durumda. Bu etkenler şunlar: • Eşitlik anlayışı, ilgi gösterme derecesi: Eşitlik anlayışı evlilikte iki tarafında eşit olduğunun kabul edilmesine ilişkin genel bir değer sistemi olarak karşımıza çıkar. Geleneksel aile yapısında, kararların büyük çoğunluğunu evin erkeği 22 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi alırken, kadın evin iç işlerine ilişkin konularda daha etkindir. Türkiye’de özellikle batı kesimde geleneksel aile yapısının yerini modern aile yapısının aldığı aşikardır. Bu yüzden kadın tüketiciler önem arz eder. • İlgi gösterme derecesi: Ailede satın alınan ürünlerde eşlerden birinin daha öne çıkması, o ürünle daha ilgili olması ve o üründen daha çok yarar umması söz konusu olabilir. Kimi satın alma kararlarında erkekler, kiminde de kadınlar daha çok ilgi gösterirler. Örneğin giyim, kuşam, moda konularında kadın eşin ilgisi fazlayken; bakım onarım, sigorta, konutun korunması gibi konularda erkek eşin ilgisi yoğundur. • Kendini eşin yerine koyma (empati) düzeyi: Aile içindeki bireylerin birbirlerinin seçimine saygı göstermeleri aile kararlarında önemlidir. Eşlerden birinin kendini öbür eşin yerine koyarak onun gibi duygu ve düşünce geliştirmesi (empati) ve yapılacak alımların bu gözle değerlendirilmesi söz konusu olabilir. Özellikle ortak satın alma kararlarında belli bir ürün satın alınırken, eşin mutlu olması, ona önem verildiğinin kanıtlanması gibi duyguları öne çıkaracak biçimde davranılması aile içi mutluluğu da pekiştirir. • Geçerli yetki anlayışı: Ortaklaşa kabul edilen ya da kültürel olarak var olan ve toplumsal olarak kabul edilen aile içi karar verme hakkıdır. Örneğin kadınların, çocukların yetiştirilmesinde; erkeklerin, mekanik aile işlerinde yetkili olduğu genel görüşü birçok kültürde geçerlidir. Görüldüğü gibi satın alma kararı ve süreci öyle sanıldığı kadar kolay değil. Çeşitli ürünlerin satın alınmasında birçok değerleme etkili. Bu yüzden mağazalarımızın bulunduğu lokasyonda yaşayan aile yapıları ve değerleri de bizim odak konularımızdan biri olmalı. Yazılarımı takip edenler bilir, çocukların aile karar verme sürecindeki yeri konusuna verdiğim önemi ve çocukların tüketici sınıfına koyulmaması konusundaki serzenişlerimi. Ailede çocukların da olması durumunda, yukarıda eş kararları için söylenenlerin çoğunun değişmesi gerekecek, dikkatinizi çekerim. Ve şu da bir gerçek ki günümüzün gelişmiş toplumları giderek “çocuk yönetimli” olma eğilimindedir. Aile içinde çocuğa önemli bir konum sağlayan bu yönelim, tüketim kararlarını doğrudan etkiler. Bu yüzden çocuklar çok önemli, lütfen onları öncelikli tüketiciniz olarak görün. Unutmayın! Çocuklar isteklerini ailelerine kabul ettirmek için çok çeşitli yollar denerler. Çocuğun etkili olmasında birçok etken önem taşır. Çocuğun yaşı ilerledikçe satın alma kararlarındaki etkisi de artar. Ana babanın kişiliği çocuğu baskılayıcı ya da öne çıkarıcı olabilir. Baskıcı ailelerde çocuğun satın alma kararlarındaki etkisi düşer. Çocuklar doğrudan karar aldıramadıkları konularda etkileyici olarak rol oynayabilirler. Pazarda, çocuklara yönelik olarak üretilen ürünler ilk sırayı tutar. Daha sonra çocukların etkisiyle ana-babanın aldığı ürünler gelir. Bunların dışında, çocukları geleceğin büyükleri olarak görüp onları bugünden belli markalara alıştırmayı hedefleyen stratejiler de uygulanır. Amacım belirli konularda farkındalık yaratmak ve cironun farklı düşünce yolları ve uygulamalarla artırılacağını sizlere bir şekilde göstermek. Satın alma sürecinde aile yapıları ve çocukları düşünüp buna göre planlar yaptığınız farklı ve keyifli bir ay olsun. Tabi her zamanki gibi sevgi ile... HABER Perakende, geleceğin teknolojileriyle buluşuyor Perakendeci, üretici ve tedarikçi olmak üzere, perakende sektörünün 1 milyonu aşkın paydaşını aynı platformda bir araya getiren ‘Yerel Zincirler Buluşuyor’ fuar ve kongresi için geri sayım başladı. Birçok markanın sponsorluk yaptığı kongrenin destekçileri arasında perakendenin önemli tedarikçisi Üçge de bulunuyor O rganize perakendenin en önemli halkası olan yerel zincir marketler, 15-16 Nisan günlerinde İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde 7’nci kez bir araya gelecek. Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından düzenlenen ve organize gıda perakendesinin en büyük fuar ve kongre organizasyonu olan Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB) 2015; üreticiden tedarikçiye, perakendecilerden sektöre hizmet sunan firmalara kadar 1 milyonu aşkın paydaşı bir araya getirecek. Bu yıl “Teknoloji” ana temasıyla düzenlenecek olan YZB 2015 Konferansı ve Fuarı’nda sektörün lider firmaları yeni ürün ve hizmetlerini interaktif stantlarla tanıtırken, yerli ve yabancı şirketlerin sektör duayenleri deneyimlerini katılımcılarla paylaşacak. Globus Fuar ve Kongre Yönetimi tarafından organize edilen ve önceki yıllarda olduğu gibi fuar ve kongre olmak üzere iki ayrı bölümde gerçekleştirilecek olan YZB 2015’te, “Dönüşümü Başlat, Geleceği Kazan” teması çerçevesinde “Teknoloji” konusu her yönüyle ele alınacak. Sektörün geleceğini şekillendirecek yazılım, donanım ve çözümlerin, alanında uzman isimlerce tanıtılacağı organizasyonun konferans bölümünde, yerli ve yabancı duayen isimler, teknolojik gelişmelerin organize gıda perakendeciliğine getireceği yenilik ve değişimleri, teknolojinin daha verimli kullanılmasıyla elde edile- Gözalan Group’ta önemli terfi adım önde olmak, fark yaratmak, müşterilerine sağladıkları avantajlarla daha bilinir ve tercih edilir olmak, kârlılıklarını sürdürülebilir kılmak için arayış içindeler. Tam da bu noktada teknoloji, hemen her sektörde olduğu gibi perakende sektöründe de imdada yetişmiş durumda” dedi. Altunbilek, “Bugün geldiğimiz noktada sektörümüz, teknoloji sayesinde önemli bir değişim sürecinin başında. Sektördeki tüm oyuncular, teknolojik olarak attıkları adımlar neticesinde başarıya da sahip olacak.” diye konuştu. cek sonuçları, sektör profesyonelleriyle paylaşacak. Organizasyon kapsamında, yerel zincirlerin başarılı çalışmalarını ödüllendirmeyi de hedefleyen “Perakendenin En Başarılı Fikirleri” yarışması, bu yıl da gerçekleştirilecek. Sektörün geleceği teknoloji yatırımlarına bağlı YZB’nin 7 yılda sektörün en büyük randevusu olma özelliğini kazandığını belirten Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Mustafa Altunbilek, “Hemen her sektörde rekabetin gittikçe zorlaştığı günümüzde, sektör ve şirketlerin en önemli gündem maddesi artık teknoloji oldu. Şirketler rakiplerinden sıyrılıp var olan konumlarını kuvvetlendirmek, sektörde bir Gözalan Group’da 1 senedir Satış ve Pazarlama Direktörlüğü görevini yürüten Arda Tayanç, Genel Müdür Yardımcısı pozisyonuna terfi etti. Lisans eğitimini Yeditepe Üniversitesi İşletme Bölümü’nde, yüksek lisans eğitimini de Yeditepe 24 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi YZB sponsorları şöyle; YZB 2015 Ana Sponsorları: Coca-Cola İçecek, Eczacıbaşı, Sütaş, Unilever, Ülker YZB 2015 Gala Yemeği Sponsoru: Hayat Kimya YZB 2015 Ana Konuşmacı Sponsoru: PepsiCo YZB 2015 Kurumsal Sponsorları: CP Piliç, Danone, Eti, Kenton, Nestlé, Torku YZB 2015 Resmi Sponsorları: Bağdat Baharat, Billur Tuz, Erpiliç, Marmarabirlik, Nudo, Pakmaya, Panda, Tamek, Terranova Cosmetics YZB 2015 Geleceğin Marketi Sponsorları: Üçge, POS YZB 2015 Destek Sponsorları: Banvit, Barilla, Danet, Emin Zeytincilik, İda Bahçe, Katmer Un, Sanpa, Seyidoğlu Üniversitesi’nde tamamlayan Arda Tayanç, Mavi jeans ve Nike Inc.’de çeşitli görevlerde çalıştı. 2010 yılında Gözalan Group’da Columbia satış direktörü olarak göreve başlayan Tayanç, 2013 yılından bu yana Satış Ve Pazarlama Direktörü görevini yürütüyordu. RÖPORTAJ “Torunlarımıza yedirmeyeceğimiz ürünü üretmiyoruz” Üretim tesisinde büyük bir titizlikle günlük 200 ton süt işleyebilen Güneşoğlu, 2014 yılını yüzde 20’lik bir büyümeyle kapattı. Yeni yıla yeni hedeflerle girdiklerini belirten Güneşoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Güneş, yeni çıkan süt tebliğinin üreticileri pek memnun etmediğini ifade etti Röportaj / Onur KAYA Y arım asırdır sektöre hizmet veren Güneşoğlu, 2014’ü nasıl geçirdi? Hedeflere ulaşıldı mı? Geride bıraktığımız 2014 yılı, bizim için yüzde 20 büyüme gösterdiğimiz, başarılı bir yıl olarak geride kaldı. 2014 yılında gerçekleşen ciro büyümesine paralel olarak çalışan sayımızda artış gösterdi. Şu an Güneşoğlu’nun istihdam ettiği çalışan sayısı 300 kişiyi buldu. Büyümemizdeki en büyük hak sahibi olan müşterilerimize, ürünlerimize ve bize gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür ediyoruz. 2015 yılına dair yeni hedeflerimiz var. Bunları gerçekleştirmek için yoğun bir tempoda ve özverili bir şekilde çalışmalarımız sürüyor. 2015 yılında sektö- rümüzdeki tüm paydaşlarımıza başarılar dilerim. Güneşoğlu’nun üretim kapasitesini öğrenebilir miyiz? Ayrıca ürün gamınızdaki ürünler hakkında bilgi verir misiniz? Üretim tesisimizde büyük bir titizlikle günlük 200 ton süt işlemekteyiz. Ürün gamı olarak geniş bir yelpazeye sahibiz. Yelpazemizdeki ürünleri şöyle sıralayabiliriz; süt, yoğurt, peynir, kaşar peyniri, lor, ve bunun yanında çok sayıda yöresel damak tatlarından oluşan yöresel ürünler. Damak tadına hitap etme konusu gerçekten çok hassas bir konu. Sürekli aynı lezzeti tutturmak için neler yapıyor- 28 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi Muzaffer Güneş sunuz? Tedarikçileriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Güneşoğlu olarak en çok, ürettiğimiz ürünlerin gelenekselliğini bozmamaya dikkat ediyoruz. Bu konuda da gerekli teknolojiyi kullanarak sütü en doğal haliyle işlemeye özen gösteriyoruz. Böylece damak tadını bozmamış oluyoruz. Tedarikçilerimize gelince, sütlerimiz genelde aynı bölgelerden almaya çalışıyoruz. Sütün kalite değerini artırmak için büyük bir titizlik ve yoğun çaba sarf ediyoruz. Çalışanlarımıza sürekli eğitimler düzenleyerek, aynı bilinç ve önlemle üretimin her noktasını kontrol altında tutuyoruz. Bu yüzden sloganımızda da süte verdiğimiz önemi vurguluyoruz “Ne kadar süt, o kadar lezzet” diyor, ona göre çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türk Gıda Kodeksi yeni bir Peynir Tebliği yayınladı. Peynire belli bir standartlaştırma getiriliyor. Bu durum özellikle siz üreticileri nasıl etkiler? Bu standartlaştırma tüketiciye nasıl yansır? Maalesef yıllardır beklenen Peynir Tebliği, üreticileri pek memnun edemedi. Bu da tebliğde yer alan bazı konuların tam olarak net ifade edilmemesinden kaynaklı. Özellikle kaşar peynirinde son yıllarda oldukça yaygınlaşan kuru haşlama yönte- minden hiç bahsedilmemiş. Bu tür peynirler, eritme peynir kategorisine alınmış. Kaşar peynirinde en büyük sorun, eritme peynir teknolojisi ile üretilen peynirlerin raflarda taze kaşar peyniri diye satılması. Tüketici bu farkı çok iyi ayırt edemiyor ve bu durum pazarda haksız rekabete sebep verebiliyor. Aynı şekilde telemesi haşlanan tüm peynirleri aynı kategoride değerlendirmek de doğru karşılamadığımız olgular arasında. Diğer yönden baktığımızda peynirlerde tuz oranının azaltılması, yağ oranları için sınıflandırma yapılması tebliğin olumlu taraflarını gösteriyor. Ürün araştırma ve geliştirme özellikle son dönemde çok büyük bir yere sahip. Tüketici sürekli yenilik istiyor ve damak tatları da aynı oranda gelişiyor. Bu hıza yetişmek için Ar-Ge çalışmalarınızı nasıl yürütüyorsunuz? 2015 yılı hedefleri neler? Tüketicilerin bir süt ürünü firmasından beklentileri aşağı yukarı hep aynıdır. Doğal, hijyenik, besleyici, lezzetli ve tüm aile bireylerinin güvenle tüketebileceği kalitedeki ürünleri uygun fiyatlara elde etmek. Bunun farkında olarak bizler, eğer ki bir ürünümüzün yeterince lezzetli ve besleyici olduğuna inanmıyorsak, asla ama asla, piyasada o ürüne yer vermiyoruz. Kendi soframızda çocuklarımıza ve torunlarımıza yedirmeyeceğimiz bir ürünü üretmiyor ve satmıyoruz. Üretim şeklimizde gelenekselliğe önem verirken hijyenden ödün vermeden gelişen teknolojiyi de takip ediyoruz. Güneşoğlu ürünleri doğallık, tazelik, lezzet ve besleyicilik garantilidir. Buna binayen Ar-Ge çalışmalarımızı, müşterilerimizin beklentileri göz önünde bulundurarak, özellikle yöresel ürünler üzerinde yoğunlaştırıyoruz. Ayrıca yumuşak, elastik, dilimlenebilir beyaz peynir çalışmalarımız da devam ediyor. 2015 yılında peynir üretimindeki hedeflerimiz, yöresel ürünler gamına 5 yeni ürün eklemek ve dilimli peynir üretimini yüzde 50 oranında artırmak. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 29 KÜRSÜ / SOSYAL MEDYA Özcan Yazıcı [email protected] Markaların dijitalleşmesindeki 3 engel D Eğer ürün ve hizmetlerinizi cesurca pazara ve müşterilerinize açmaya karar verdiyseniz, pazarınızla güçlü bir “duygusal bağ” kurmaya ve mutluluk yaratmak için yola çıkmaya karar verdiyseniz bunun hazırlığını oluşturmalısınız. ijital çağda markaların dijital süreçler ve özellikle sosyal medyaya pazarlamasına ilişkin çözmekte zorlandıkları temel bir unsur var. Bu unsur belki de sosyal medya süreç yönetiminde markaların önemli bir eşiği aşmalarında engel oluyor. Yeni ekosistemde hakim güç müşteri (tüketici) ve marka olarak sizin ürün ve hizmet “sunumunuzdan” daha fazla önemli olan müşterinin ürün ve hizmetinizden “beklentisi”… Dolayısıyla pazara, müşterinin önüne sunduğunuz ürün ve hizmetinizin “değerini” ve yeni pazarda rekabet üstünlüğü elde etmenizi belirleyen satın almadan önce müşterinizle kurduğunuz “bağın” gücü belirliyor. Perakende sektörü markaları da dahil olmak üzere hemen tüm markalar hala önemli ölçüde kendi belirledikleri ve pazara dayattıkları ürün ve hizmetlerin talep edilmesini, satın alınmasını istiyor. Oysa dijital çağda o talebi ve satın alma süreçlerini etkileyen temel değişiklikler oldu, oluyor. Bu temel değişiklikleri kavramadan dijital fırsatları, sosyal medya süreçlerini etkili kullanmak mümkün olmuyor. Gelin şimdi bu temel değişiklikleri inceleyelim… Birincisi, ürünleriniz, hizmet şekliniz ve organizasyonunuzun tüm süreç ve boyutlarını 360 derece müşterinizle paylaşmaya hazır olmalısınız. Her müşterinizin üretim süreçlerinizin farklı bir unsuruyla ilgili olabileceğini ve bu ilgilerine ayrı ayrı karşılık vermeniz gerektiğini, pazardaki gücünüzün artık bu ilişki yönetimlerinin toplamından oluştuğunu anlamalısınız. Dijital platformlarınız üzerinden ürettiğiniz içerikler, sunduklarınız, yine bu platformlar üzerinden gelen sorular ve taleplere karşılık verebilme kapasite ve kaliteniz bu ilişki yönetiminin gücünü oluşturuyor. Bu gerçekliğe büyük bir vizyonla 30 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi tüm iş fikriniz ve benliğinizle hazır olmalı, bu süreci yönetebilmelisiniz. Bu konuda markalar ne yazık ki yeterli bir vizyon geliştirebilmiş değil. İkincisi, yeni satın alma süreçlerinde markanın müşteriyle kurduğu ilişkinin kalitesini belirleyen “duygusal bağ” kritik bir role sahip. Duygusal bağ ise, her bir müşteriyi ayrı ayrı önemseme, tüm müşterilerinizi ve pazarı dinleme, her türlü duygusal reaksiyonlarına karşılık verebilme ve yönetebilme becerinizle oluşuyor. Sevinç, öfke, mutluluk, mutsuzluk kısacası her türlü dalga boyundaki duygusal reaksiyonları anlayabilme ve bunlara en uygun karşılığı verebilme becerisi müşterinin/tüketicinin markanıza olan güven ve itibarını şekillendiriyor ki bu da orta ve uzun vadede duygusal bağı inşaa ediyor. Duygusal bağın değeri artık o kadar önemli ki, bu bağı tesis ettikten sonra müşteri rakiplerinizin sunduğu başkaca cazip fırsatları dahi umursamaz hale gelebiliyor. Duygusal bağın üzerinde yarattığınız “mutluluk” başkaca bir markanın ürün ve hizmetinin duyulmasını, tercih edilmesini engelliyor. Ama yine markalar birinci maddede aktardığımız büyük vizyonu geliştiremediği için duygusal bağ kurma eşiğine de ulaşamıyor. Üçüncüsü ise, ilk ikisini tamamlayan, belki de bunlara can suyu veren bir özellik: Organizasyonel hazırlık… Eğer ürün ve hizmetlerinizi cesurca pazara ve müşterilerinize açmaya karar verdiyseniz, pazarınızla güçlü bir “duygusal bağ” kurmaya ve mutluluk yaratmak için yola çıkmaya karar verdiyseniz bunun hazırlığını oluşturmalısınız. Bir Facebook sayfası, bir Twitter ya da Instagram hesabı açmanız tek başına pazarınızla dijital ağlar üzerinden güçlü bağ kurmanıza yetmez. Sosyal ağlar ilişki yönetiminiz ve duygusal bağ kurmanız için bugün mükemmel birer araç, bir fırsat kapısı. Ama esas gücünüz müşterilerinizi o kapıdan içeriye davet edebilme kapasitenizde. Yani bizzat ürün ve hizmetinizin niteliğinde, onu pazara ve müşteriye sunuş ve yönetiş şeklinizde. Bu kapı içerden dışarıya açılan değil, dışardan içeriye açılan bir kapı. Bırakın o kapıdan içeriye müşterileriniz coşkuyla girsin. Bu organizasyonel hazırlık ise markanın tüm boyut ve unsurlarını kapsıyor. İyi bir ürün ve hizmet üretmenizden, servis kalitenize, müşteriyi karşılama biçiminize kadar geniş bir boyutu kapsıyor ve elbette tüm bunları yaratan, yöneten ve denetleyen insan kaynağınızın müşterilerinizin bu beklentilerini anlama ve buna uygun hizmet üretebilme kapasitesine. Doğal olarak ilk iki eşiği aşmayı başaramayan markaların bunu organizasyonlarına yansıtmaları da hayalden öteye geçmiyor. İşte, markaların ezici bir çoğunluğu henüz bu üç unsuru aşamadığı için dijital pazarlama ve sosyal medya pazarlama süreçlerini gerçek anlamda kullanamıyor. Dijitalleşme markanın bütünlüğüne yayılarak işletmenin tüm unsurlarını kapsayıcı bir iş yapış şekline dönüşemiyor. Hala markalar ısrarla sosyal ağlarını geleneksel iş modellerini sürdürürken yeni bir satış ve pazarlama kanalı gibi görmeye ve kullanmaya çalışıyorlar. Oysa yeni olan sosyal ağların teknolojik olarak hayatımıza girmesi değil, tüketicilerin bilgi ve duygularını sınırsızca açık edebilmeleri ve markadan bu bilgi ve duygularına karşılık istemeleri… Oysa baktığımızda markaların hala tüketicilerin bu değişimini anlamaya ve kendilerini bu sürece uyumlulaştırmaya yönelik güçlü bir reaksiyon üretmediğini görüyoruz. Müşteriyi dinlemeden, anlamadan ürün ve hizmet satmanız her geçen gün zorlaşıyor. HABER Henkel 2014 sonuçlarını paylaştı Henkel 2014 yılında satışlarını yüzde 0,4 oranında artırarak 16 milyar 428 milyon avro ciro yaptı. Bu dönemde faaliyet karı yüzde 2,9 artış ile 2 milyar 588 milyon avroya ulaştı pazarlarda da organik büyüme belirli ölçüde arttı.” dedi. Doğu Avrupa sıkıntılı geçti Rorsted, 2015 mali yılı hakkında ise şunları söyledi: “Ekonomik ortam son derece istikrarsız ve zorlu olmaya devam ediyor. Rusya ve Ukrayna arasında devam etmekte olan çatışma nedeniyle 2015’te Doğu Avrupa’da durgunluk yaşanacağını ve ayrıca Rusya’nın ekonomisi ve para birimi üzerinde daha fazla baskı olacağını tahmin ediyoruz. Süreçlerimizi ve yapılarımızı uyarlayarak daha esnek ve verimli bir hale gelmeye devam edeceğiz. 2016’ya dair iddialı mali hedeflerimize ulaşmak için stratejimizi uygulamaya odaklandık.” Henkel, geride bıraktığımız 2014 yılının sonuçlarını paylaştı. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Henkel CEO’su Kasper Rorsted, “2014, Henkel için başarılı bir yıl oldu. Zorlu ve son derece rekabetçi bir pazar ortamında mali hedeflerimize ulaştık ve 2016 stratejimizi uygulama konu- sunda büyük yol kat ettik. Her üç iş birimi de bu başarılı performansa karlı organik büyümeyle katkıda bulundu. Gelişmekte olan pazarlar, neredeyse yüzde 8’lik çok güçlü bir organik satış büyümesiyle bir kez daha Henkel’in ana büyüme lokomotifleri oldu. Bununla birlikte gelişmiş 2015 yılına genel bakış: Rorsted, 2015’e ilişkin mali hedefleri özetlerken: “2015 mali yılı için yüzde 3 ila 5 arasında bir organik büyüme bekliyoruz. Düzeltilmiş vergi öncesi kar marjımızın yaklaşık yüzde 16 oranına, düzeltilmiş imtiyazlı hisse senedi başına karın da yaklaşık yüzde 10 oranında artmasını bekliyoruz.” dedi. Konya Şeker’e 4 ödül birden Konya Vergi Dairesi Başkanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Konya İl Müdürlüğü, Konya Sanayi Odası, Konya Ticaret Borsası ve Konya Ticaret Odası’nın ortaklaşa düzenlediği Konya Ekonomi Ödülleri 2014 ödül töreninde, Konya Şeker 4 dalda ödül aldı Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan’ın yanı sıra çok sayıda işadamı ve davetlinin de katıldığı programda 10 dalda 78 ödül verilirken Konya Şeker, 4 dalda birincilik ödülüne layık görüldü. En Çok İstihdam Yapan Firmalar, En Çok Tescil Yapan Firmalar ile Kurumlar Vergisi ve İSO Türkiye’nin En Büyük Şirketleri İlk 500 kategorilerinde birincilik ödülü alan Konya Şeker’in ödüllerini Bakan Elvan verdi. Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanı Recep Konuk, ödül töreni sonrası kısa bir değerlendirme yaptı. Konya Şeker’in hem üretici ortaklarına, hem ülkesine karşı yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirten Recep Konuk: “Konya’da iş dünyasının nabzını tutan 5 kurumun ortaklaşa düzenlediği törende 4 ödül birden almak büyük bir onurdur. Ancak bu ödüller- den daha kıymetli olan işin bizatihi kendisidir. Binlerce insana doğrudan istihdam sağlayacak yapıya kavuşmak nasıl bir büyüme göstergesi ise en çok tescil yaptıran firma unvanını taşımak da bir göstergedir. Biri mevcut durumun tespiti diğeri geleceğin işaretidir. O tescil rakamları Konya Şeker’in gelecekte nerede olacağını ve yeni pazarlara ve ürünlere yönelik üretme arzusunu göstermektedir. Yeni alanlara girme, yeni üretim tesisleri inşa etme, daha çok üretme arzumuzun göstergesi o tescil rakamlarıdır. Biz bu iftihar listelerinde sürekli ilerlediğimiz için, rekortmenler arasında rekorumuzu sürekli yenilediğimiz için mutluyuz. Çünkü bu şu demek, Konya Şeker daha çok üretiyor, ürettiğinden de daha çok kâr elde ediyor ve bunu da üreticileriyle paylaşıyor.” dedi. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 31 HABER Adese, büyüme oranını belirledi Perakende sektörünün son yıllardaki büyüme performansının 2014 yılında da devam ettiğini belirten Adese Genel Müdürü Sıtkı Erben, sektör büyümesinin 2015 için en az yüzde 10 olmasını beklediklerini dile getirdi T ürkiye genelinde Afyonkarahisar, Aksaray, Ankara, Bolu, Karaman, Isparta, Konya ve Mersin olmak üzere 8 ilde toplam 141 marketle faaliyet gösteren ve yılda 35 milyonun üzerinde müşteriye hizmet veren Adese, 2014 yılında da perakende sektörünün en önemli başarı kriterlerinden biri olan metrekare verimliliğine odaklandı. 2012 yılından bu yana “verimlilik ve sürdürülebilirlik” stratejisi çerçevesinde verimli market temalı operasyonlar yürüten Adese, 2014’te enerji giderlerinde gözle görülür bir tasarruf sağladı. Ekonomide yaşanan gelişmelerin perakende sektörüne anında yansıdığını belirten Adese Genel Müdürü Sıtkı Erben, “2014 yılının ilk çeyreğinde piyasalarda yaşanan tedirginlik tüketicileri de etkilemiş ve daha az harcama yapılmasına neden olmuştu. Ancak ekonomik göstergelerin yılın ikinci yarısında yeniden pozitife dönmesiyle tüketiciler de alışveriş harcamalarında daha rahat hareket etmeye başladılar. Bu süreçte özel günlerin, ramazan 32 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi ayının, bayramların ve okula dönüş hazırlıklarının da başlamasıyla perakende sektöründe ciddi bir canlanma görüldü” dedi. Sektör önemli fırsatlar barındırıyor Erben, büyüme planları ile ilgili şu bilgileri verdi: “Perakende son yıllarda Türkiye ekonomisinin 2 katı oranında bir büyüme hızı yakaladı. Bu büyüme önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Perakende sektöründe organize perakendeciliğin bugün yüzde 40’larda olduğunu düşünürsek sektörün hala çok önemli fırsatlar barındırdığını söyleyebiliriz. Adese olarak Orta Anadolu’da, Konya’nın merkezde olduğu dairesel bir büyüme planı çerçevesinde yatırımlarımızı sürdüreceğiz. Perakende, çok dinamik bir sektör. Her an birleşme ya da satın almalar gerçekleşebiliyor. Organik büyümenin yanı sıra ölçeği büyütmeyi ve inorganik büyüme fırsatlarını da değerlendirmeyi arzu ediyoruz. Bu çerçevede 2015 yılında Adese’yi metrekare bazında yüzde 20’nin üzerinde büyütmeyi planlıyoruz.” Perakende sektöründe 2015 yılında yüzde 10 büyüme beklediklerini ifade eden Erben, şunları söyledi: “Şirket olarak biz, stratejimizi verimlilik ve sürdürülebilirlik ekseninde belirledik. 2012 yılı itibari ile uygulamaya geçtiğimiz bu strateji çerçevesinde; mağazalarımızı tek tek ele alıp değerlendirdik ve taşınma, kapatma, büyütme, küçültme, modernizasyon gibi konularda radikal kararlar aldık. Bazı bölgelerden çıkıp, yeni bölgelere açıldık. Büyüme stratejimizi yeniden gözden geçirerek Orta Anadolu merkezli bir büyüme planı ortaya koyduk. Tüm bu değişim hamlelerinin pozitif sonuçlarını da gördük. Verimlilik odaklı operasyonlarımızı 2014’te de kararlılıkla sürdürerek enerji giderlerimizde yüzde 35’e varan oranlarda tasarruf sağladık. Artık daha verimli ve daha tasarruflu bir perakende markasıyız. Elde ettiğimiz tasarrufu Adese’nin büyümesinde ve operasyonel süreçlerinin iyileştirilmesinde kullanıyoruz.” ÖZEL HABER JosDeVries, perakendecileri baştan yaratacak Hollandalı stratejik perakende tasarımcısı JosDeVries, Türkiye’deki sektör temsilcileriyle Hollanda Konsolosluğu’nda bir araya geldi Haber / Onur KAYA Perakendeye yönelik yaratıcı tasarımlar hazırlayan ve her müşterisine özel konseptler belirleyen perakende tasarımcısı JosDeVries, dün perakendenin güçlü oyuncularıyla buluştu. İstanbul Beyoğlu’ndaki Hollanda Başkonsolosluğunda gerçekleşen buluşmaya Hollanda Başkonsolosu Robert Schuddeboom, JosDeVries Perakende Şirketi Genel Müdürü ve CEO’su Christian Rikkers ve JosDeVries Orta ve Güneydoğu Avrupa Bölgesi Direktörü Martin Gaber katıldı. Katılımcılara yaptıkları işler ve konseptler hakkında bilgi veren Martin Gaber, JosDeVries’in mağazanın her noktasına dokunarak, her noktayı en verimli nasıl kullanırınızın cevabını aradıklarını söyledi. Müşteriler için pazarlamanın daha mağazanın dışında başladığını söyleyen Gaber: “Başladığımız konseptlerde mağaza dışı duvarlarının görünümünden, mağaza içinde gezilecek koridora kadar her detayı ayrı ayrı planlıyoruz.” dedi. Davete katılan ve JosDeVries’le anlaşma yaptıklarının müjdesini veren Biçen Market Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Biçen: “Öncelikle Türkiye’ye hoş geldiniz demek istiyorum. 2015’te ‘Yarın için şimdiden harekete geç’ felsefesiyle hareket etmekteyiz. Bu felsefeyle çıktığımız yolda JosDeVries’le çalışacağız. Bu da bizim için güzel bir başlangıç olacak. Yaptığımız anlaşmayla hedefimize bir adım daha yaklaşmış olacağız. Umarım bu anlaşma tüm perakendeye ve sektörümüze hayırlı olur.” diye konuştu. Gecede söz alan ve Ankara’da da bu yeniliğin öncüsünün kendilerinin olacağını dile getiren Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Mustafa Altunbilek, perakendede müşteriye özel olarak yenilenmenin perakendeye ve satışlara olumlu etkiler sağlayacağından bahsetti. Katılımcılar arasında bulunan Özhan Marketler Zinciri Genel Müdürü İbrahim Özhan’sa, bu konsepti Özhan şubelerinde de kullanmak istediklerini belirterek JosDeVries’le çalışabileceğinin sinyalini verdi. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 33 HABER CarrefourSA’dan yılın 2’nci bombası CarrefourSA, 2015 yılının ikinci satın alma hamlesine imza atarak Antalyalı 1e1 Marketleri’nin 29 mağazasını bünyesine katmak üzere anlaşmaya vardı CarrefourSA, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yaptığı açıklama ile 1e1 Marketleri’nin Antalya’daki 29 mağazasını bünyesine katmak üzere anlaşmaya vardığını duyurdu. 1e1 Marketleri’ne ait 29 mağazanın CarrefourSA tarafından devralınmasını değerlendiren CarrefourSA Genel Müdürü Mehmet T. Nane, vites büyütme yılı olarak belirledikleri 2015 yılında ciro ve kârlılık adına büyümek istediklerini, bu doğrultuda da yılın ikinci satın almasına imza attıklarını belirterek: “Bugüne kadar sektörün satın alma veya birleşmelere açık olduğunu dile getirmiştik. Bu doğrultuda da ikinci satın alma hamlemizi gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. CarrefourSA olarak gelecek aylarda da karşımıza çıkabilecek uygun fırsatları değerlendirebiliriz. Burada önemli olan atılacak adımların markaya olacak katkısıdır. Müşterilerimiz için yakın, keyifli, güvenilir ve değer yaratan alışverişin adresi olmayı hedefliyoruz. Carrefour- SA bünyesine katılan 29 yeni marketle bu hedefimize ve organize perakende sektöründe hak ettiğimiz konuma doğru bir adım daha yaklaştık. İnanıyoruz ki yatırımlarımız doğrultusunda tüketicilerimizin aklına gelen ilk marka olacağız.” dedi. 2014 yılında satışlarını yüzde 20 artırarak cirosunu 3,1 milyar TL’ye, net karını da 100,5 milyon TL’ye ulaştıran CarrefourSA, 2015 yılı sonunda satışlarını yüzde 30 artırarak 4 milyar TL ciro, Türkiye’nin dört bir yanında 200 yeni mağaza yatırımı ve 2 bin 500 kişiye istihdam sağlamayı hedefliyor. istanbul PERDER eğitimlerini farklı bir boyuta taşıdı İstanbul PERDER’in Kavacık’taki merkez binasında yer alan eğitim salonu, market yapısına uygun şekilde yeniden dizayn edildi. Eğitim salonun yeni dizaynında market ve mağaza ekipmanları sektörünün önde gelen firmalarından Üçge, İstanbul PERDER’e destek oldu. Çalışma sayesinde reyoner, şarküteri, kasiyer ve diğer tüm eğitimler, daha gerçekçi uygulamalarla yapılacak. Uygulamalı eğitim alanlarında yer alan raflar da yakında örnek ürünlerle doldurulacak. TAB Gıda’da oyuncu değişikliği TAB Gıda Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı’na Seçil Kurdoğlu atandı. Sektörde liderliğini; kaliteli ve lezzetli ürünlerinin yanında tüketiciye verdiği güven ve profesyonel iş anlayışı ile sürdüren Tab Gıda San. ve Tic. AŞ’de Seçil Kurdoğlu Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı’na atandı. 2002 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan, Seçil 34 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi Kurdoğlu, ardından 2004 yılında Koç Üniversitesi İngilizce İşletme (MBA) Yüksek Lisans Programı’nı tamamladı ve aynı yıl TAB Gıda San. ve Tic. AŞ Pazarlama Departmanı’nda göreve başladı. 2008 yılından bu yana TAB Gıda bünyesindeki Burger King ve Arby’s markalarından sorumlu Pazarlama Müdürü olarak görevine devam eden Kurdoğlu, TAB Gıda San. ve Tic. AŞ’nin Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı’na getirildi. KÜRSÜ / DANIŞMAN Sinan Asılyazıcı [email protected] Kasalar ve müşteriler Şirketin en önemli iki sermayesi bilançosunda görünmez: Çalışanları ve itibarı – Henry Ford B “Bizde müşteriyi bekletmemek önemlidir.” Kimse beklemek istemez bu tamam. İmkan var ve bekletiyorsanız hata! “Bu kasa kapanıyor, başka kasaya gidin!” “O kasa kapanıyor, lütfen bu kasaya buyurun.” Fark bazen küçük bir ayrıntıdadır. irbiri ardına sıralanan kasalar Kasalar önünde oluşan kuyruklar. Acele eden müşteriler. Pek acelesi olmayan müşteriler. Son dakika müşterileri. Sabırlı olanlar. Sabırsız olanlar. Kızgınlar. Neşeli olanlar. Konuşkanlar. Empati kuranlar, Sempatik olanlar. Antipatik olanlar. Gülümseyenler. Zor gülümseyenler. İş canlısı olanlar. Çaba gösterenler. Pekte umursamayanlar. Bu örnekler arttırılabilir. Peki ya yaşanan diyaloglar. “2 Lira. Bozuk paranız var mı?” “100 Lira var.” Bozuk para bulundurmak elbette ki görevimiz. Ama ya para bozdurmak için gelenler? Hizmet bu, ister sınır yoktur deyin ister vardır deyin. “Yok mu buraya bakan?” “Bizde müşteriyi bekletmemek önemlidir.” Kimse beklemek istemez bu tamam. İmkan var ve bekletiyorsanız hata! “Bu kasa kapanıyor, başka kasaya gidin!” “O kasa kapanıyor, lütfen bu kasaya buyurun.” Fark bazen küçük bir ayrıntıdadır. Klasik laflar, bilinen sorunlar ve genelde hep yaşananlar yukarıda yazdıklarım. Ancak kasa hizmetleri her yerde hak ettiği önemi görmüyor veya 36 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi göremiyor! Sorunlar üzerinde tam bir uzlaşı yaşanıyor ancak iş uygulamaya gelince farklılıklar ortaya çıkıyor. Elbette işini seven, iyi yapan ve meslek olarak gören kişi sayısı çok. Konuya öyle bakan işletme sayısı da öyle. Zor bir iştir kasiyer olmak. Ama işini çok iyi yapan kasiyerlerde çok var. Peki, müşteri olmakta zor mu? Hayır, zor olamaz ve olmamalı. Müşteriler işimizin en önemli gerçeği. Müşteri ne bekliyor? Biliyoruz. Müşteri ne istiyor? Biliyoruz. Hizmet ilkelerimiz neler? Biliyoruz. Kasiyerlerimizin beklentileri ne? Biliyoruz. Bizim onlardan beklentilerimiz ne? Biliyoruz. Peki, o halde yaşanan sorunlar neden kaynaklanıyor? Motivasyon mu eksik? Görev tanımlarımı net değil? Daha çok neye ihtiyacımız var? Bu soruların cevapları her işletme ve çalışanları için doğallıkla farklılıklar gösterecektir. Ancak bildiğim, klasik yöntemlerin pekte yeterli olmadığı veya olamadığı ile beraber, müşteri kaybetme lüksümüzün olmadığı şeklindedir. Eğitim her yönüyle önemli bir gerçek. Gerek iş öncesi eğitim, gerekse de iş başı eğitimi ve sonrasında alınan eğitimlerin önemi yadsınamaz. Doğru belirlenmiş eğitimlerin doğru kişilerden alınması önemli. Eğitim almayan ya da iki üç yılda bir alanlar bu soruna farklı bakıyorlar. Evet çalışan sirkülasyon var bu doğru. Kasiyerlerde bu oran işletmeden işletmeye değişmekle beraber yaşanan gerçeklerin başında geldiği de diğer önemli gerçeklerden biri. Bu gerçek, kasiyerlerin müşteri üzerindeki önemli etkisin değiştirmiyor! Bu gerçekten hareketle şimdide bir gazete haberine bakalım. “Şirketler 2014’te de, geçen yıl olduğu gibi en çok satış bölümleri için çalışma arkadaşı aradı. Satışın ardından mali işler-finansman geldi. 2013’ten farklı olarak perakende sektöründeki kasiyer ihtiyacı yüzde 32 artarak mağaza satış danışmanını geçti.” 4 Ocak 2015 Hürriyet İK O halde daha yapılacak çok şey var. Tabi akla gelen bazı sorularda var. Kasiyerliğin bir meslek olarak seçilmesini nasıl arttırabiliriz? Kasiyerlerin müşteriler üzerindeki etkileri ne kadar önemlidir? Çok önemli olduğu bilinen bir gerçek. Kasaları sadece tahsilat noktası olarak gören yerler var mı? Koşullar mı değiştirilmeli? İşletmeden işletmeye farklı koşullar var. Genelleme zor! Sirkülasyonu nasıl düşürebiliriz? Bu genel olarak diğer branşlarda da yaşanan bir problem. Bu soruları çoğaltmak mümkün. Tabi buna paralel cevaplarını da. Evet, bence bu konuda yapılacak çok şey var ve bu konuda çalışma yapanlarda. Yazımı Peggy Carlaw’ın Müşteri Hizmetleri Eğitim Oyunları adlı kitabından bir sözü ile bitirmek istiyorum. “ Şirketinizin sahip olduğu en önemli ilişki, yüz yüze ya da telefonda, müşterileriniz ile çalışanlarınız arasında olan etkileşimdir. İster eğitimci olun, ister yönetici bu ilişkiyi güçlendirmek için yapacağınız her şey, organizasyonunuza birçok farklı açıdan yarar sağlayacaktır. ” HABER Ülker 2014 yılı karını açıkladı Ülker’in 2014 yılı cirosu 2 milyar 891 milyon lira oldu. Şirketin esas faaliyet karı 285 milyon, ana ortaklığa dağıtılabilir net karı ise 212 milyon lira olarak gerçekleşti Ülker, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) gönderdiği açıklamada, 2014 yılı cirosunun 2 milyar 891 milyon lira olduğunu belirtti. 2013 yılında 2 milyar 748 milyon lira ciro elde eden şirket, cirosunu yüzde 5,2 artırmış oldu. Şirketin 2014 yılsonu esas faaliyet karı 285 milyon, ana ortaklığa dağıtabilir net karı ise 212 milyon lira olarak gerçekleşti. Ülker’in 2013 yılı ana ortaklık net karı 189 milyon lira idi. Ülker CEO’su Mehmet Tütüncü, şirketin performansı ile ilgili yaptığı açıklamada: “70’inci yılımızı kutladığımız 2014’ü başarılı iş sonuçları ile tamamladık. Ciromuz bir önceki yıla göre yüzde 5,2 artarak 2 milyar 891 milyon lira olarak gerçekleşti. Uluslararası piyasalar açısından zorlu geçen 2014 yılı için bu artış çok önemlidir. Geçtiğimiz yıl öncelikle temel girdilerimizden kakao başta olmak üzere ciddi hammadde fiyat artışları yaşandı. Ayrıca kurlarda ve ihracat yapılan ülkelerde siyasi ve sosyal önemli dalgalanmalar gerçekleşti. Tüm bu gelişmelere rağmen ciromuzu büyütmeyi ve faaliyet karlılığımızı istediğimiz şekilde arttırmayı başardı.” dedi. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 37 HABER GPD’nin yeni başkanı belli oldu Gıda Perakendecileri Derneği’nin (GPD) 2015 yılı olağan Genel Kurulu gerçekleşti ve başkanlığa yeniden Nihat Özdemir seçildi G PD’nin 2015 yılı olağan Genel Kurul toplantısı gerçekleşti. Yönetim Kurulu üyelerinin seçildiği Genel Kurul sonrasında yapılan ilk Yönetim Kurulu toplantısında, Başkanlığa yeniden Nihat Özdemir seçilirken, Başkan Yardımcılıklarına Galip Aykaç (BİM), Mehmet T. Nane (CarrefourSA), Özgür Tort (Migros) ve Şenay Küçük Tanşu (Tchibo) getirildi. Yönetim Kurulu’nda Aslan Saranga (Dominos), Birol Altınkılıç (Kahve Dünyası), Bülent Mertyürek (Şaypa), Dilek Başarır (McDonalds), Günhan Pikdöken (TurkentYUM), Hacı Beğendik (Beğendik), Haluk Alpay (Obase), İlhan Erkan (TAB), John Sytmen (Dream), Kaan Ünver (Metro), Merter Özay (Özay Hukuk), Murat Keklik (Detay), Mustafa Altındağ (ŞOK), Mustafa Songör (Uyum), Nazlan Ertan (TescoKipa) ve Sıtkı Erben (Adese) yer aldı. Yeni yönetim 2 yıl süreyle görev yapacak Genel Kurul toplantısında 2014 yılını değerlendiren Nihat Özdemir: “2014 yılı organize gıda perakendeciliği açısından cirolarımızın yüzde 9-10, çalışan sayımızın yüzde 18 ve mağaza sayılarımızın da yüzde 15 oranında artış gösterdiği bir yıl oldu” dedi. GPD’nin temsil ettiği organize gıda perakendeciliği sektörü yurt çapında 24 bin satış noktası ve 245 bin çalışanıyla, 40 milyar dolar ciroyu oluşturuyor. 2015 zor bir yıl olacak Özdemir, 2014 yılında toplamda bin 820 kişinin katılımıyla gerçekleşen 134 toplantıda ağırlıklı olarak Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Hal Kayıt Sistemi gibi yasal düzenlemeler ile Ortak Gelişim Kongresi – Tüketici Henkel’de üst düzey atama Odaklı Tedarikçi ve Perakendeci Verimliliği konularının ele alındığını belirterek: “2015 yılı, geneli itibarıyla perakende sektörü açısından kolay bir yıl olmayacak. Özellikle tasarrufların artmasına yönelik tedbirler gıdayı olmasa da gıda dışı perakendeciliği önemli ölçüde etkileyecek. GPD olarak ayrıntıda sayabileceğimiz daha pek çok konuda sürdürdüğümüz çalışmaların yanı sıra hepimiz için hayati nitelikte olan Yeni Nesil Kayıt Edici Cihazlar bazında doğrudan Maliye Bakanlığı nezdinde çalışmalar yapıyoruz. Bu konuda bugüne kadar sürdürdüğümüz çalışmalar 2015 yılında hızlanacak ve Ankara’yı ikna etmek için tekrar ziyaretleri yoğunlaştıracağız. Amacımız 2016 yılına girerken sektörün en az zarar göreceği düzenlemelerin yapılmasını sağlamak. 2015 yılında yeni çalışmalara da imza atmaya hazırlanıyoruz. Üyelerimizden aldığımız destek ve katkılarla emin adımlarla yürümeye devam edece- 2012 yılından bu yana Henkel Ukrayna Çamaşır ve Ev Bakım Genel Müdürü ve Yürütme Kurulu Başkanlığı görevini sürdüren Töre Birol, Türk Henkel Çamaşır ve Ev Bakım Bölümü Genel Müdürü olarak atandı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan ve Oxford Brookes Üniversitesi’nde Uluslararası İşletme alanında 38 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi ğiz.” şeklinde konuştu. Özdemir sözlerine 2015 yılı hedeflerini açıklayarak devam etti: “Bu çalışmalar içinde en önemli etkinliğimiz yine Ortak Gelişim Kongremiz olacak. İlk Kongremizde konuşmacılar tarafından dile getirilmiş olan 43 ortak çalışma alanında projeler geliştirirken Ekim 2015’te düzenleyeceğimiz Kongremizin geçen yıldan daha da başarılı olmasına özen göstereceğiz. Bu konuda özel olarak çalışan komitemiz şimdiden önerilerini yapmış bulunuyor. Önemli miktarda zaman ayırdığımız ve dernek üyelerimizin talepleri doğrultusunda şekillendirdiğimiz Eğitim-İstihdam alanındaki çalışmalarımız, Avrupa Birliği’nden kabul görerek hibe kazanan Eğitim Projemizde somutlaştı. 2016 yılı ortasında sonuçlandıracağımız bu projenin yanısıra İSMEK projemizin sonuçlarından bu yıl Nisan sonu itibarıyla, üye firmalar olarak somut biçimde faydalanmaya başlayacağız.” yüksek lisans yapan Birol, 2006 yılında Türk Henkel Çamaşır ve Ev Bakım Kategori ve Ticari Pazarlama Yöneticisi olarak Henkel kariyerine başladı. Birol, sırasıyla Türk Henkel Çamaşır ve Ev Bakım Yerel Zincirler Yöneticiliği, Türk Henkel Çamaşır ve Ev Bakım Özel Müşteriler, Ticari Pazarlama ve Kategori Yönetimi Yöneticiliği, Henkel Baltıklar Çamaşır ve Ev Bakım Genel Müdürlüğü görevlerini üstlendi. HABER Mağaza ekipmanları ve raf sistemleri sektörünün öncü firması Üçge, patentli ürünü olan ‘LUMINOUS Kasa Altlığı’nı satışa sunuyor. LUMINOUS, dünyada ilk kez Üçge tarafından uygulanan kayar yazı bant ile “kazandıran kasalar” olarak dikkatleri üzerine çekiyor Perakendenin öncü tedarikçisi Üçge, dünyada ilk kez uygulanan kayar yazı bant sistemini kendi patentli ürünü olan ‘LUMINOUS’la hayata geçirdi. Tasarladığı inovatif ürünlerle sektörde her zaman öncü olduklarını belirten Üçge Pazarlama Satış Yönetmeni Esra Güven Altınkaya, perakende piyasasına yeni sundukları kasa altlığı LUMINOUS hakkında bilgiler verdi. Altınkaya “LUMINOUS, kelime olarak kendi özelliğiyle de bağlantılı “ışık veren, ışık yayan” anlamına gelmektedir. Üçge’nin, tamamen müşterilerinin ve nihai tüketicilerin beklentilerini karşılayacak ve fayda sağlayacak şekilde dizayn edilmiş bir ürünüdür. En önemli özelliği, kasa altlığı kenarlarındaki kayar yazı uygulamasıdır. Bu uygulama ile marketler kendi kampanyalarını duyurabilir, tedarikçi firmalardan reklam alarak yayınlayabilir, böylece kasanın maliyetini de kısa sürede amorti edebilirler. Biz bu sebeple LUMINOUS’ a kendi kendini amorti eden, kazandıran kasalar diyoruz.” dedi. Kasa önündeki gondol uygulamasının da satış artırıcı bir detay olarak bu kasanın tasarımına eklendiğini söyleyen Altınkaya, “Bununla birlikte klasik kasalardan ayrılan önemli bir özelliği de yatay modüler yapıda değil üç parçadan oluşan dikey modüler yapıya sahip olmasıdır. Bu özellik, tek parça ile kasa boyunu uzatabilme, yönünü değiştirebilme ve havuzu değiştirebilme imkânı sağlıyor. Ayrıca ürünün yenileme, sevkiyat ve montaj maliyetini de azaltmış oluyor. Kasa aynı zamanda mekânın metrekaresine göre tek ya da çift olarak kullanılabilme imkânı da sunuyor. Kasanın ön panelinde müşterilere kasanın açık ya da kapalı olduğunu gösteren led uyarı lambası da bankalardaki sistem gibi müşteriye ve kasiyere kolaylık sağlıyor. Kasanın bir önemli özelliği de tüketicinin kasada kendini rahat hissetmesini sağlayan ve sıra bekleme süresini azaltan açılı gövde tasarımına sahip olması. Kasa aynı anda üç müşteriye hizmet verilebilecek bir yapıya sahip. Marketlerde diğer önemli bir konu da kasiyer güvenliği. Diğer kasa altlıklarımız gibi LUMINOUS da, kasiyer güvenliğini sağlayacak şekilde tasarlandı. Yine kasiyere kolaylık sağlayacak şekilde ayak grubunda kasiyer kullanımı için ergonomik bir raf ve kasa bölümünde hareketli pos tutucu bulunuyor. Özellikle market arabalarının darbelerine karşı önlem amacıyla uygulanan yumuşak tampon bariyer de ürünün ömrünü uzatıyor.” diye konuştu. LUMINOUS kasa altlığının ilk kez Bursa Beğendik Mağazası’nda uygulandığını ve olumlu etkilerini kısa sürede gördüklerini belirten Altınkaya, LUMINOUS ile tüm yurtiçi ve yurt dışı pazarda hedeflerinin büyük olduğunu da vurguladı. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 39 ingenico’dan önemli sektör atılımı İngenico Group artık EFT-POS çözümlerine ek olarak yazar kasa firması olarak da faaliyetlerini sürdürecek Ingenico Group ‘Vergi Usul Kanunu’nda yapılan değişiklikler sonrasında Gelir idaresi Başkanlığı’nca aldığı onayla birlikte resmen yazar kasa firması oldu. Kanun gereği yapılan değişiklikle “Katma Değer Vergisi Mükellefleri”nin faaliyetlerinde seyyar EFT-POS cihazı kullananlara ve yol kenarı otopark hizmeti veren mükelleflere 1 Ekim 2013 tarihinden itibaren EFT-POS özelliği olan yeni nesil ödeme kaydedici cihazları (ÖKC) kullanma mecburiyeti getirilmişti. Kayıp ve kaçakların önlenmesi amacıyla tüm ödemelerin ‘akıllı yazarkasalar’ ile kontrol edilmesini kapsayan uygulamada kredi kartıyla yapılan işlemler maliye tarafından uzaktan denetlenebilecek. Dünyada bir ilk olan ve kayıt dışı ekonomiyle mücadele anlamında bugüne ka- dar atılmış en önemli adımlardan biri olarak gösterilen uygulamayla vergi gelirlerinin artırılması hedefleniyor. Uygulama kapsamında, perakende mal veya hizmet satan tüm işyerleri 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren basit/bilgisayar bağlantılı yeni nesil ödeme kaydedici cihazları kullanmak zorunda olacak. Ingenico Türkiye ve Ortadoğu Genel Müdürü Alpay Sidal, yapılan kanun değişikliği sonucunda yazar kasa firma lisansı aldıklarını belirtirken, “İngenico olarak Türkiye’de EFTPOS ve çözümleri konusunda 20 yıldır faaliyet gösteriyor ve tüm bankalarla çalışıyoruz. İngenico deneyim ve kalitesini yazarkasa dünyasında da müşterilerimize sunacağız. İş ortağımız PAVO ile de çalışmalarımızı arttırarak devam ettireceğiz.” dedi. Dardanel, denizi eve getiriyor Farklı lezzetleriyle sofralara yepyeni tüketim alışkanlıkları sunan Dardanel, yeni ürününü lezzet tutkunlarıyla buluşturdu. Taze ve tüketime hazır olarak sunulan mezgit schnitzel, limonlu levrek schnitzel, karidesli patates kroket ve midye tava, pratik, kolay ve hızlı ziyafet sofraları hazırlamaya yardımcı oluyor. 5 dakikada ısıtılarak yenilebilen bu ürünler fritöz ya da tavada kızartılarak da sofraya taşınabiliyor. Mezgit schnitzel ve limonlu levrek schnitzel paketlerinin her birinin içinde 2’şer adet fileto yer alıyor. Bu iki ürün, çocuklarına balığı sevdirmek isteyenler için de pratik alternatifler oluşturuyor. Başlangıç olarak lezzetli bir seçenek vaat eden karidesli patates kroket paketinin içinde ise iri parçalarda 6 adet kroket bulunuyor. Gelenekselleşen bir sokak lezzetini her eve güvenle taşıyan Dardanel Midye Tava paketinde ise lezzeti katlayan özel sosu da yer alıyor. yeni ürünler Üçge’den dünyada bir ilk KÜRSÜ / STRATEJi, TEKNOLOJi, iŞ GELiŞTiRME İzzet Gülşen [email protected] Çalışanları anlama ve yönetme: Perakende sektörü Birlikte olmak başlangıçtır. Birlikte kalmak ilerlemedir. Birlikte çalışmak başarıdır. – John C. Maxwell H Bir işletmenin işlevleri olarak bilinen yönetim işlevi, üretim işlevi, pazarlama işlevi, finans işlevi ve konu başlığımız olan ve günümüz perakendecilik iş dünyasında bir işletmeyi diğerlerinden ayıracak ve en büyük rekabet avantajını sağlayacak ve koruyacak olan “insan kaynakları işlevi” her geçen gün daha çok dikkat çekmektedir. er geçen gün perakende sektöründe çok hızlı gelişmeler ve değişimler yaşanırken rekabet avantajını sağlamak ve korumak bağlamında sektörün organizasyon yapısındaki tüm yöneticilerine de her geçen gün mikro ve makro düzeyde “yönetimi yönetmek” için daha çok baskılar yapılmaktadır. Günümüz perakende sektöründe işgücünün demografik yapısı tam bir mozaik şeklindedir. Farklı kuşaklar dediğimiz X kuşağı, Y kuşağı, yaş, yaşam tarzı, eğitim, inanç ve cinsiyet farklılıklarının hepsinin bulunduğu bir hizmet sektöründe yöneticilere daha çok görev düşmektedir. Çünkü bu işgücü mozaiğinin kendisiyle getirmiş olduğu farklı sorunlar ve talep ettiği yeni yönetim tarzları vardır. Bu bağlamda her düzeydeki yöneticinin bu mozaik parçalarını öyle bir şekilde birleştirmeli ki her parçası birbiriyle uyumlu, koordineli ve tek parça şeklinde aynı hedefe yönelmiş ve maksimum düzeyde her çalışanın enerjisini ve tecrübesini elde etmesini bilmelidir. Bir işletmenin işlevleri olarak bilinen yönetim işlevi, üretim işlevi, pazarlama işlevi, finans işlevi ve konu başlığımız olan ve günümüz perakendecilik iş dünyasında bir işletmeyi diğerlerinden ayıracak ve en büyük rekabet avantajını sağlayacak ve koruyacak olan “insan kaynakları işlevi” her geçen gün daha çok dikkat çekmektedir. Bu işlevin önemini kavrayan sektör yöneticileri çalışanların lehine şirket içi stratejiler geliştiriyor ve hükümete baskılar yapılarak yeni perakende yasası çıkartmaya çalışıyorlar. Bugün sektörün tüm yöneticileri konvansiyonel ve statik peraken- 42 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi de işletmeciliğin yerini daha stratejik ve daha dinamik perakende işletmeciliğinin aldığının farkındalar ve sektörde kopyalanması en zor olan müşteriye mükemmel servis avantajını elde etmek ve kullanmak istiyorlar. Dolayısıyla şu değerleri ve kavramları çok iyi kavramış durumdalar; “mutsuz çalışan, mutsuz perakendeci demektir” ya da “mutlu olmayan çalışanların müşterileri mutlu etmeleri beklenemez” çünkü sorunları olan ve aklı başka şeylerde olan çalışan verimli olamaz ve müşteriye hizmet anında sürekli hata yapacakları inancı tüm yöneticiler tarafından en iyi şekilde anlaşılmıştır. Örneğin, bir mühendis yanlış tasarladığı bir projesini tekrar gözden geçirerek hataları düzeltir ve hayat devam eder. Eğer bir üretici firma maliyet, kalite ya da lojistik hedef ve kriterlerine ulaşamıyorsa hemen gerekli önlemleri ve düzeltmeleri yaparak yine hayat devam eder. Eğer bir pazarlama ve satış departmanı hedeflenen numaralara ulaşamıyorsa yeni bir satış ve pazarlama programıyla hedeflenen numaralara ulaşılabilir ve hayat devam eder. Ama insan kaynakları yöneticileri geleceği, değişimi ve çalışanların sorunlarını görmezlikten gelirse saydıklarımızın hepsi bundan negatif bir şekilde etkilenecektir hiçbir zaman düzelmeyecektir. Sektör çalışanlarının ihtiyaçlarını ve sorunlarını iki şekilde gruplandırmak lazım gelir. Birincisi maddi sorunlar ve ihtiyaçlar, ikincisi belki de en önemlisi manevi ve duygusal ihtiyaçlar şeklinde sıralamak gerekir. Birincisi için yani maddi ihtiyaçlar olarak mesleki kazanç ve kariyer planı olarak görüp organizasyon içerisinde çözümler üretmek lazım gelir ve ikincisi manevi ihtiyaçlar olarak sıralayacağımız bir insanın inanç değerlerini yaşatmak, çalışanların aile kavramının ihtiyaçlarını günlük yaşam tarzına yansıtmak, yöneticileriyle arasında çok iyi ilişkiler geliştirmek, çalışanlar arasında sosyal ilişkileri geliştirmek, pozitif bir çalışma atmosferi geliştirmek gibi değerleri ve ihtiyaçları çoğaltabiliriz. Gelişen teknolojik dünyamızda e-ticaretin gelişmesi ve sektörün paydaşı olmaya başladığını çok sık duymaya başladık ve sektör oyuncuları “brick & mortar” yani fiziksel retail marketlerin yerini alacağı konusunda tedirgin olmaya başlamışlardır. Akademik düzeyde makaleler yazıldığını, üstünlük karşılaştırmaları, kaygılar ve tartışmalar hem yerel hem de yabancı uzman kişiler tarafından sık sık rastladığımız bir konu olarak sektör medyasında önemli bir yer almaktadır. Karşılaştırmalar yapıldığında fiziksel retail marketi e-ticaretten ayıran en önemli fark ve üstünlük hiç kuşkusuz “face to face services” dediğimiz yüz yüze hizmet verme avantajıdır. Özetlersek, iyi bir yöneticinin kendi çalıştığı kuruma en büyük katma değeri işe eleman alımlarında ve sonrasında iyi bir yöneticilik örneği sergilemesi gerekir. Bunları sıralarsak öncelikle işe uygun insan, çalışkan, zeki, işine duyarlı, saygılı, sabırlı, müşteri odaklı insanları seçtikten sonra onların zayıf yanlarını tespit ederek orantılı şekilde eğitmek, en iyisini yapacaklarına dair ikna ederek, zaman zaman özür dilemesini bilerek, güzel sözcükler söyleyerek, küçük mali teşvikler yaparak, onların problemli, mutsuz ve hasta oldukları zaman destek vererek yalnız olmadıklarını hissettirip organizasyon içerisinde bir işçi, bir çalışan değil onların her birinin birer stratejik partner olduklarını hissettirerek ekip arkadaşlarını motive eder ve mükemmel bir yöneticilikle rekabet avantajını elde ederek arzu edilen hedefe ulaşılır. Unutmayın, en büyük rekabet gücünüz işgücü partnerinizin moralidir. ÖZEL HABER Katılımcılardan Anfaş yorumları Türkiye’nin gıda alanındaki en prestijli fuarlarından Anfaş Food Product Gıda İhtisas Fuarı tüm hızıyla Antalya Expo Center’da devam ediyor. Fuara katılan önemli markaların temsilcileri Perakende.org için fuarı değerlendirdi Haber / Murat KÜÇÜK U luslararası platformda dünyanın en kapsamlı ve en önemli gıda fuarlarından biri olan “Anfaş Food Product Gıda İhtisas Fuarı” ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor. Antalya Expo Center’da düzenlenen fuar bu sene de birbirinden önemli markalara ev sahipliği yapıyor. Markaların ürün çeşitliliğini, yeniliklerini katılımcılar ile paylaştığı, sektördeki gelişmelere tüm detayları ile ayna tutan fuar 28 Şubat tarihine kadar devam edecek. Fuara katılan kendi sektöründeki lider markalar fuarı Perakende.org’a değerlendirdi. adıyla HORECA ürünlerin en çok tüketildiği bölge. Fuara katılarak hem Karizma Beşler’in bölgedeki distribütör ağını güçlendirmeyi hem de HORECA ürün gruplarında firmamızın sunduğu ürünleri göstermek istedik. Standımıza gelen otel temsilcileri; jambon, salam, sosis ve sucuk gruplarına ciddi ilgi gösteriyor. Bizim ürünlerimiz yüksek kalite bazlı olduğu için bölgedeki tüm otellere hitap etmiyor. Biz fiyat endeksli otellerden ziyade kalite bazlı hizmet sunan otellerin mutfağına girmeyi hedefliyoruz. Berna Çakmak - Sanset Gıda Ev dışı tüketim bizim markamızın yeni dahil olduğu bir alan. Bununla ilgili bünyemizde bir de departman kuruldu. Anfaş Food Product Gıda İhtisas Fuarı katılımcı profili itibariyle bizim hedeflediğimiz bir kitleye ulaşmamızı sağlayacak bir potansiyel. Kısa zaman içinde Zumasol gibi dünyanın önemli meyve suyu üreticilerinden birisini ve İtalyan çikolata devi Pernigotti’yi satın aldık. Bu iki yeni markamızı çalışabileceğimiz müşterilere tanıtmak istedik. Zumasol ve Pernigotti, mart itibariyle marketlerde yerini alacak. Şu ana kadar tüm ürün gruplarımıza otel temsilcilerinden ve perakendecilerden ciddi bir ilgi söz konusu oldu. Bu kapsamda önemli görüşmeler gerçekleştirdik. Mehmet Altuntaş B2 Cargo Bir lojistik şirketi olarak katılımcıların hepsi bizim hedefimiz kitlemiz arasında yer alıyor. Biz gıda lojistiği, soğuk zincir taşıması yapıyoruz. Gıdacıların olduğu her yerde olmamız gerektiği için fuara katıldık. 2008 yılından beri düzenli olarak buradaki yerimizi alıyoruz. Katılımcıların yarıya yakını bizim müşterilerimiz arasında yer alıyor. Fuara gelecek yıllarda da katılmaya devam edeceğiz. Nihat Özbey Karizma Beşler Antalya ve çevresi; otel, restoran ve kafeterya, sektörde bilinen Aslı Sandıkçı Akbel Süt Ürünleri Akbel olarak Akdeniz Bölgesi’ndeki bayilerimize destek vermek amacıyla bu fuara katıldık. Arkadaşlarımızın çalıştıkları firmanın burada bir standını gör- mesinin önemli olduğunu düşündük. Çok fazla görüşme gerçekleştirdik. Yabancı ziyaretçiler ürünlerimizle çok fazla ilgilendi. Fuar güzel geçiyor. Firmamıza gösterilen ilgiden memnunuz. Gözde Koncuk Kent Boringer Bu sene sıvı pastacılık ürünleri konusunda önemli yatırımlar yaptık. Şurup, sos, meyve özü, jöle gibi 8 farklı kategorideki yeni ürünleri ilk kez bu fuarda sergiliyoruz. 3 farklı tadım alanı oluşturduk. Fuar bizim için iyi geçiyor. Beklentimizin üzerinden ilgi gördük. Tadım yapan misafirlerimizden tam not aldık. HORECA kanalında toz ürün gruplarımızla uzun süredir hizmet veriyoruz. Biz bu fuarda sıvı ürün gruplarımızı göstermek istedik. Teoman İnal Tamek Tamek 2014 yılında gıda bölümünü ve Pepsi’de bulunan meyve suyu grubunu birleştirdi. Bu birleşmeyi duyurmak ve otel gruplarına yönelik ürünlerimizi sergilemek adına fuardaki yerimizi aldık. Ben 4 yıldır bu fuara katılıyorum. Şunu söyleyebilirim; bu sene geçmiş yıllara göre çok daha geniş katılımlı bir fuar gerçekleşiyor. Bölgenin önemli otellerinin birçoğuyla görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşmelerin ve fuarın firmamıza olumlu yansıyacağını düşünüyorum. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 43 KAPAK HABERi Peynir değişiyor, sektör tebliği yorumluyor R esmi makamlar; gıda maddelerinin içinde insan sağlığını tehdit eden unsurları ortadan kaldırmak ve tüketiciye daha lezzetli ürünler sunmak için gıda mevzuatında düzenleme yapmaya devam ediyor. Türk Gıda Kodeksi’nin yeni çıkarmış olduğu Peynir Tebliği’ne göre; peynir belli bir standart çerçevesinde üretilecek, tuz ve yağ oranları belirli seviyelerde kalacak, kaşar peynirinde eritme tuzu kullanılamayacak Haber / Onur KAYA Dünya üzerinde yüzlerce çeşidi bulunan peynir, ülkelerarası lezzet rekabetinde önemli bir kültür göstergesi. Özellikle Avrupa ülkeleri, kendileri için kimlikleşmiş dünyaca ünlü peynirlerini korumak adına önemli çalışmalara imza atıyor. Gelir düzeyi ne olursa olsun bütün sofralarda yeri eksik olmayan peynir, Türk Gıda Kodeksi’nin çıkarmış olduğu tebliğle birlikte yeniden yorumlanıyor. Kısa tabiriyle belli bir standarda oturtulmak istenen peynirin tebliğden sonraki akıbetinin ne olacağına sektör temsilcileriyle cevap aradık. 44 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi Tebliğ sonrası denetim önemli Yeni çıkan tebliğle birlikte peynir biraz daha kontrol edilebilir hale gelecek. Bu da sektörü olumlu etkileyecek. Ancak şöyle bir durum var. İş tebliği çıkartmakla bitmiyor. Bu konunun üstüne düşüp denetlemesini iyi yapmak gerekiyor. Üretime bir standart getirmek peynirin kalitesini yükseltecektir. Günümüzde kaşar peynirleri o kadar kötü şartlarda üretiliyor ki, inanın kaşar demeye şahit tutmanız gerekir. Kaşarın gerçekten kaşar gibi yapıldığı firmaları ayıklayacak olsalar, piyasada kepenk kapatmak zorunda kalacak çok firma olur. Tebliğ bunun önüne geçerse eğer hem tüketici hem de üretici kazanmış olur. Şu anki duruma göre tamam tüketici belki daha ucuza peynir yiyor ama aslında yediği peynir değil. Ayrıca bu durum peynir piyasasını da kötü etkiliyor. Bir tarafta hiç olmayacak kadar ucuza satılan peynirler duruyor, diğer tarafta maliyetlerini koysanız o peynirden çok daha pahalıya gelen peynirler. Tüketici de bilinçsiz olarak ucuzu alıyor. Bu tebliğ eğer kontrolü de düzgün yapılırsa bu durumların önüne geçer ve bu da güzel olur. Şimdiye kadar, kaşar peyniri üretiminin bir formülüzasyonu dahi yoktu. Yasada falan ilk defa değinilecek kaşar peynirine. Bu da en büyük artılardan olacak. Ayrıca tuz ve yağ oranlarının standarda bindirilmesi konuları var. Tuz oranının düşürülmesi veya sabitlenmesi saklama ömrünü azaltacak olsa da standart üretim, peynir lezzeti açısından tutarlılığı ortaya koyacaktır. Bu durum tüketiciye maddi açıdan çok değişiklik yaşatmaz diye düşünmekteyim ben. Tabi eğer süte, kullanılan hammaddeye bir zam uygulanmazsa. Bakanlıktan alınan Peynir Tebliği yorumu Türk Gıda Kodeksi Peynir Tebliği, 8 Şubat 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Tebliğle peynirin çeşidine göre üretiminden, tuz-yağ oranına, etiket bilgilerinden muhafazasına kadar tüm standartları belirlenmiştir. Peynir Tebliği sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarından olmak üzere toplam 106 kurum/kuruluşun görüşü alınarak hazırlanmıştır. Peynir Tebliği’nin uygulamaya konulmasından beklenilen faydalar şöyle sıralanmıştır; 1- Tuzda Azaltma: Yeni düzenlemeyle peynirlerin içerebileceği maksimum tuz oranı mevcut uygulamaya göre yüzde 35 ile yüzde 61 arasında değişen oranlarda azaltılıyor. Peynir üretiminde türüne göre değişmekle birlikte, kuru madde oranının yüzde 3 ile 7,5’i arasında tuz kullanılabilecektir. 2- Sınıflandırma ve Standardizasyon: Peynirlerin sertlik karakterleri, yağlılık sınıflandırması ve olgunlaşma sürelerini belirleyen Tebliğ, ülkemizde yaygın olarak üretilen peynirlerin türüne göre değişmek üzere nem miktarını en az yüzde 40 en fazla 80 şeklinde sınırlandırmaktadır. 3- Tebliğ ile peynirlerin yağ oranları yeniden düzenlenmiştir. Ülke genelinde yaygın olarak üretilen beyaz peynir, kaşar peyniri, tulum peyniri gibi peynirleri tanımlayan tebliğ ile peynirler tam yağlı, yarım yağlı, az yağlı ve yağsız olmak üzere 4 grupta satışa sunulabilecektir. Kuru maddede en az yüzde 45 yağlı olan peynirler tam yağlı kategorisinde yer alırken, yüzde 4525 yağlı olanlar yarım yağlı, yüzde 25-10 yağ içerenler az yağlı, yüzde 10 ve altında yağ içerenler ise yağsız şeklinde adlandırılacaktır. Daha önce kuru maddede en fazla yüzde 30 yağ içeren peynirler için kullanılan ve halk arasında light olarak da bilinen yağı azaltılmış ifadesi, yeni düzenleme ile kuru maddede % 25’in altında yağ içeren peynirler için kullanılabilecektir. Bu ürün- lerin yağ içeriği etiket bilgilerinde en az 3 mm yüksekliğinde karakterler kullanılarak yazılacaktır. Bu düzenlemelerle standardizasyona gidilerek, ülkemizde herkes tarafından kolayca anlaşılabilecek tanımlamalar yapılarak, tüketicilerin yanıltılmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. 4- Özellikle karışım peynirlerde yaygın olarak kullanılan ve tüketicinin yanıltılmasına neden olan süt ve süt ürünleri aroma vericilerinin kullanımı yasaklanmıştır. Buna göre koyun sütü aroması, keçi sütü aroması ve tereyağı aroması gibi süt ve süt ürünleri aroma vericileri peynir üretiminde kullanılamayacaktır. 5- Sadece tek bir türe ait süt kullanılarak üretilen peynirlerde, türün adı peynir adı ile birlikte etikette belirtilebilecek ve hayvanın resmi kullanılabilecektir. Başka bir deyişle inek, koyun veya keçi sütünün ikisi veya üçü birden kullanılarak üretilen peynire, inek, koyun ve keçi peyniri gibi ifadeler yazılamayacak ve hayvanın resmi kullanılamayacaktır. 6- Çiğ sütten üretilen ve olgunlaştırılarak piyasaya sürülen peynirlerde de etiket bilgilerinde üretim tarihinin ve “çiğ sütten üretilmiştir” ibaresinin en az 3 milimetre yüksekliğinde yazılması zorunluluğu getirilmiştir. Yine Tebliğe göre çiğ sütten üretilen peynirlerde olgunlaştırma süresi en az 4 ay olmalıdır. Çiğ sütten üretilen peynirler dâhil olgunlaştırılarak piyasaya arz edilen peynirlerin etiketinde; “üretim tarihinden itibaren en az… gün olgunlaştırılarak piyasaya arz edilmiştir” ibaresi ile üretim tarihinin gün/ay/yıl olarak yazılması zorunluluğu getirilmiştir. 7- Küflü Peynirlerin Kontrolü: Tebliğ ile küflü peynir üretimi de kontrol altına alınmaktadır. Peynir Tebliğine göre küflü peynir üretecek üretici, kullanacağı küf kültürüyle ilgili özel izin almak için Bakanlığa başvurmalıdır. Bakanlık gerekli risk analizi ve diğer değerlendirme sonuçlarına göre karar verecektir. Cihat Yıldız – Ada Derya Süt Yönetim Kurulu Başkanı 8- Muhafaza, Satış ve Taşıma Şartları: Peynirlerin, muhafaza, taşınması ve piyasaya arz edilme sürecinde 10 derecenin altında tutulması zorunlu olacak. Özellikle pazar, fuar vb. yerlerde peynirler, Türk Gıda Kodeksine uygun ambalajlarda 10 derecenin altında muhafaza edilerek satışa arz edilebilecektir. Ayrıca tebliğde Köy peyniri, Çiftlik peyniri gibi tanımlamaların kalkacağı konusu var. Tebliğde bu tip peynirler “Etiketleme” başlıklı maddesinde “Peynirlerin etiketinde, “köy peyniri”, “geleneksel peynir”, “doğal peynir”, “çiftlik peyniri” gibi ibarelere/nitelemelere yer verilmez.” hükmünü bulunduracak. Esasen “Köy Peyniri”, “Doğal Peynir”, “Çiftlik Peyniri” gibi ifadeler tanımlanmış, genel kabul görmüş veya bilimsel olarak kabul edilen ifadeler değildir. Söz konusu ifadeler anlam kargaşasına neden olduğu, ürünün diğer peynirlerden üstün olduğu gibi bir algı oluşturabildiği için bu ifadelerin kullanımı uygun görülmemektedir. Bu gibi isimler altında satılmakta olan peynirler, yine aynı bileşimde üretilebilecek, ancak bu isimlerle değil Tebliğde belirlenen peynir çeşitlerinden hangi kategoriye giriyorsa o isimle satılabilecektir. Tebliğin getirdiği yeni hükümlere uyum sağlanması için, işletmelere geçiş süreleri de verilmiştir. Geçiş süreleri: 1-Peynir Tebliğinin yayımı tarihinden önce faaliyet gösteren gıda işletmecileri 31/12/2015 tarihine kadar, 2- Peynir Tebliğinin yayımı tarihinden önce faaliyet gösteren gıda işletmecileri tarafından 1/1//2016 tarihinden önce piyasaya arz edilen ürünler için 31/12/2016 tarihine kadar, 3- Peynir Tebliğinin yayımı tarihinden önce faaliyet gösteren gıda işletmecileri tarafından 1/1/2016 tarihinden önce piyasaya arz edilen ve son tüketim tarihi bir yıldan fazla olan peynirler için 31/12/2017 tarihine kadar, geçiş süresi verilmiştir. KAPAK HABERi Tebliğ, yöresel peynirleri olumlu etkiler Bu tebliğ, en çok tüketicinin işine yarayacak. Eğer çıkan yasaların denetimi sağlanırsa, kesinlikle olumlu sonuçlar verecektir. Geçiş sürecinde aksaklıklar olacaktır muhakkak fakat atlatıldıktan sonra tüketici de üretici de olumlu etkilenecektir. Bir de bu işin özel ve yöresel lezzetler konusu var. Bu konuya değinecek olursak eğer, tebliğ bence yöresel lezzetlere büyük artılar sağlayacak. Çünkü onunda artık bir standardı olacak. Üretmeyin demiyor zaten tebliğ, standardına göre üretin diyor. Yani aslında o özel lezzetler, belli bir standarda oturacak, gerçekten olması gereken neyse ona göre üretilecek. Bilinen o yöresel damak tatlarının oturmuş bir üretim mekanizması olacak. Bu da tabi peynire olumlu yansıyacak, artı değer sağlayacaktır. Candan Avunduk - Meriç Süt Yönetim Kurulu Başkanı Adımı, tadımı? Türkiye peynir çeşitliliği açısından önemli sayıda çeşit üreten ülkeler içinde. Öncelikle belirtmek isterim ki, üretimde hijyen ve standartlar tüm ürünler için çok önemli. Peynir ve türevlerinde geçmişten gelen yapım teknikleri var. Örneğin İtalyan Parmesan peyniri. Yapımı 1 yıl raf ömrü 10 yıl olan ve bekledikçe güzelleşen bir peynir. Yapım tekniği, ustaları ve orijinalliğini belirten damgası, hepsinin standartları vardır. Bunun ülkemizde de çok örnekleri var. İlk aklıma gelen Kars Gravyeri oldu, “hile kabul etmez” diye tanımlanan bu peynirin özel yapım ve bekletme teknikleri vardır. Coğrafi işaret almış ve tescilinde öyle adlandırılmış olanlar korunacak gibi anladım tebliğden. Gene bir örnek vermek gerekirse Van Otlu peynir geliyor aklıma. Ben, asıl sorun biraz beyaz peynirde olacak gibi 46 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi yorumladım. Gıda mühendisi değilim. Ama tuz oranlarının fazlaca düşüyor olması peynirdeki bekleme oranını ne kadar etkileyecek? Belirtilen tam yağlı, yarım yağlı gibi sınıflandırmalar zaten var. Paçal tabir edilen (koyun, inek, keçi) peynirlerde bu oranların belirtilmesi önemli elbette. Trakya, Ezine gibi önemli peynirlerimiz var. Bu peynirlerin yapım teknikleri, rayihaları ve bekleme süreleri özel. Bunu fiyatlarından da anlamak olasıdır. Hakiki olanlar için söylüyorum tabi. Yanından “koyun geçmiş” tabir edilen peynire koyun peyniri yazılamaması gerekir. Özellikle ülkemizden de yurtdışından da peynirle ilgili örnekleri arttırmak mümkün. Sonuç olarak söylemek istediğim, yapım teknikleri, muhteviyatlar ve standartlar elbette çok önemli. Ancak ülkemizde üretilen lezzetleri, çeşitleri de koruyalım ve yaşatalım diyorum. Sinan Asılyazıcı Eğitimci / Danışman Tebliğin en büyük avantajı, kaşar peynirinin katkısız üretilecek olması Peynir Tebliği’nin çıkması sektöre büyük avantajlar sağlayacak. Zira, yıllardır eritme tuzları tüketiciye kaşar peyniri diye satıldı. Çünkü bir yasa veya tebliğ yoktu ortada. Devlet eritme tuzlarını ithal etti ve üretici de bunu aldı. Yasanın olmamasını fırsat bilen üreticiler, bu eritme tuzlarını kullanarak peynirler üretti ve bunu daha sonrada tüketiciye kaşar peyniri diye sattı. Bu durum yaklaşık 10 yıldır böyle devam ediyor. Yapılan üretimin eritme peyniri olarak piyasaya sürülmesi gerekirken, tüketiciye kaşar peyniri olarak gösterildi. Bu da çok büyük haksız rekabet ortaya çıkardı. Bu tebliğ bunun önüne geçer umarım. Biz Güneşoğlu olarak 25 yıldır kaşar üretimi yapıyoruz ve eritme tuzu hiç kullanmıyor, kaşar peyniri üretiyoruz sadece. Fakat hal böyle olunca rekabet edemez hale geliyoruz. Bizim son 10 yılımız bu haksız rekabetin farkına varılması gerektiğini söylememizle geçti. Bu konuyu biz defalarca da gündeme getirdik. Ancak şimdiye kadar sonuç alamamıştık. Yeni tebliğde bu soruna da çare bulunacak sanıyorum. Gerçi sadece yasayı çıkarmakla da iş bitmiyor. Bu işin takipçisi de olmak gerek. Farklı bir örnek vermek gerekirse şöyle söyleyeyim, şu anki kaşar peynirinin içinde lor peyniri kullanılıyor. Böyle olunca ne oluyor, 2,5 lira olan lor peyniri, kaşar haline gelince 15 lira oluyor. Tüketici de bunu fark etmiyor. Bunların olmasının sebebi, hep yasanın olmamasından kaynaklanan boşluklardır. Umarım bu tebliğ, bu boşlukları kapatır. Benim geçmişe göre en büyük avantaj olarak gördüğüm konu şu; kaşar peynirinde artık eritme peyniri kullanılamayacak. Uzun raf ömrü için iyi ambalaj şart Bir ürünü muhafaza etmek, bir yerden bir yere nakletmek, dış konteminasyonlara karşı korumak ve her şeyden önemlisi görselliğini artırarak marka imajı oluşturabilmek için iyi bir ambalaja ihtiyacınız vardır. Günümüzde firmalar paketin koruyucu özelliğinin yanı sıra pazar payını artırabilmek için inovatif arayışlar içine girmekte. Son zamanlar da çıkan paketleme yasaları ile de bunları belli çerçeveye oturtmaya çalışmakta. Peynir sektöründen örnek vermek gerekirse, son çıkan tebliğe göre doğrudan tüketime veya ileri işleme sunulan peynirlerin tekniğine uygun ve hijyenik şekilde üretilmesi, işlenmesi, muhafaza edilmesi ve piyasaya arz edilmesini kapsıyor. Bakanlık, peynirin tuz ve yağ oranları ile etiket bilgilerine ilişkin standartları belirleyen yasayı resmi gazetede yayınladı. Bu yasayla ilgili olarak şu noktaya değinmek istiyorum. Özellikle bu tebliğde bakanlık peynirde ki tuz oranına vurgu yapıyor ve tuz oranlarını eskiye nazaran düşürmek istiyor. Yani eskiye nazaran tuz oranlarında peynirin üretiminin türüne göre ve kuru madde oranına göre yüzde 35 ile yüzde 60 oranında bir düşüşe tekabül ediyor. Tuz oranı ise maksimum kuru madde oranın yüzde 3 ile yüzde 7,5 arasında değişebiliyor. Burada üreticiler için farklı bir bakış açısı getirmek istiyorum. Peynir için özellikle raf ömrünü uzun tutabilmek adına tuz büyük önem taşıyordu. Tuz, ürünün raf ömrüne pozitif yönde katkı yapan bir madde. Bunda ki azalma raf ömrünün kısalması anlamına geliyor. Atalarımız uzun yıllar boyunca peyniri tuzlayarak ve hava almayacak şekilde kaplar içerisinde ya toprağa gömdüler ya da mağara gibi mahzen gibi yerlerde en uygun ortamda depoladı. Bunu günümüz teknolojisine uyarlarsak peynirin üretildikten sonra uygun bir şekilde paketlenip soğuk odalarda ve dolaplarda muhafaza edilmesi gerekiyor. Peynirin ambalaja girmesi, uygun şartların oluşması için vakumlanarak paket içerisinde ki havanın boşaltılması ve kontrollü bir şekilde tamamen doğal olan gıda gazının (karbondioksit ve azot gazı) uygun miktarlarda, geçirgenliği düşük olan tabaklarda paketlenmesi gerekmekte. Bunun için uygun ürün, tabak, lid üst filmi ve cihaz donanımı da gerekmekte. Özellikle tuz oranı dolayısıyla raf ömrünün düşeceğini düşünürsek, firmaların hazırlıklarını yaparak raf ömrü dolayısıyla geri dönüşlerinin önlemini şimdiden almaları gerek. Örnek olarak dilimli kaşar üretimi yapan bir firmayı ele alalım. Bu firmanın üretim prosesi şu şekilde olmalı. Bu firma, kapasitesi doğrultusunda bir kaşar dilimleme cihazına, tray sealer (MAP) paketleme makinesine, etiketleme makinesine, kontrol cihazları olan checkweigher denilen kontrol terazisi ve metal dedektöre veyahut daha gelişmişi olan X-ray cihazına sahip olmalı. Daha sonra üretimden çıkan ürünler dilimleme makinesinde dilimlenerek bariyerli tabaklara konulur. Sonra yine tabak ile aynı materyalden yapılmış olan üst film ile hazır tabak kapama makinesinde paketlenir ve etiketleme cihazıyla da tabak etiketlenir. Tabak içerisin de olan üründe herhangi bir yabancı madde kalıp kalmadığını ve paketin istenilen ağırlık sınırlarında olup olamadığını denetlemek içinse denetleme cihazlarından yardım alınır. Bu cihazlardan da sorunsuz geçen ürünler en son nihai tüketiciye doğru yola çıkar. İbrahim Sütçü – Sütçüoğlu Recep Siriş - Üçge Endüstriyel Paketleme Makineleri Ürün Müdürü www.perakende.org www.perakende.org www.perakende.org MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 47 HABER Marketlerin yeni yardımcıları Üçge Elektronik’ten Perakende sektöründe var olan teknolojik gelişmelerin nabzını tutan Üçge Elektronik, sunduğu ürünlerle marketlerin yeni yardımcısı oluyor ederek yağ eksilmesi durumunda kullanıcıyı uyarma özelliğine sahip. Ayrıca, taze gıdalar için gaz opsiyonunu da bünyesinde bulunduruyor. Süpermarketler ve küçük ölçekli üretim-paketleme operasyonları için büyük kolaylık sağlıyor. VS 12 D-V Full Otomatik Dilimleyici’yse 330 milimetre bıçak çapına sahip bir masaüstü dilimleme makinesi. Dakikada 30-55 dilim aralığında çalışma hızına sahipken çalışma hızı da 3 kademeli olarak ayarlanabiliyor. Dilim kalınlık ayarının Toksöz Grup bebek maması üretecek 2000 yılında kurulan, ilaç, hızlı tüketim, enerji sektörü ve çiçekçilik alanlarında faaliyet gösteren Toksöz Grup, bundan böyle bebek beslenmesi sektöründe de adını duyuracak Türkiye’nin önde gelen yerli ilaç firmalarından Sanovel ile Tadelle, Sarelle, L’era Fresca, Sagra, Gol, Pernigotti ve Zumosol gibi önemli markalara sahip Sanset Gıda’yı bünyesinde barındıran Toksöz Grup, bu alanlarda elde ettiği bilgi ve tecrübeyi bebek beslenmesi sektörüne taşıyor. Toksöz Grup, Montero Gıda ile bebek beslenmesi alanında ilk ürünü olan Evolvia NutriPRO ile sektörde yerini aldı. İspanya’da 70 yılın üzerinde deneyime sahip Ordesa Laboratuarları firmasının Barselona Science Park Merkezi’nde geliştirilen ve şimdiye kadar üretilen en kaliteli ve kapsamlı devam sütü olma özelliği taşıyan Evolvia NutriPRO, Türkiye’de raflarda yerini aldı. 48 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi manuel ayarlanabildiği makine, ürünleri keserken dizme özelliğine de sahip. VS 12 D-V, ürünleri üst üste, kiremit deseni ve çiçek deseni şeklinde dizebiliyor. Kendi kendini bileme işlemini de yapabilen makine, kapanmadan bileme işlemine geçmiyor. 220 voltla çalışan makine, 380 voltla çalışan makineden daha kuvvetli işlem gerçekleştiriyor. Bıçak ömrünün en uzun olduğu dilimleme makine olan VS 12 D-V, ürün kesiminden sonra çok az miktarda artık bırakıyor. Dr.Oetker’den İtalyan lezzetine yeni soluk Dr. Oetker; tavuk dönerli ve karışık 3 etli olmak üzere iki çeşit Pizza Guseppe çeşidini tüketicilerinin beğenisine sundu. Dr. Oetker Pizza Guseppe, mükemmel lezzetinin sırrını eşi benzeri olmayan, içi yumuşacık ve havalı, dışı çıtır çıtır hamurundan; birbiri ile uyumlu üst malzemeleri ve aromatik baharatlarından alıyor. Bol malzemesi ile eşsiz lezzetli Dr. Oetker Pizza Guseppe çok doyurucu. Bağımsız araştırma şirketlerinin gerçekleştirdiği pazar araştırmalarında, Dr. Oetker Pizza Guseppe hem lezzeti, hem görünüşü hem de ambalajı ile yüksek oranda beğeni aldı. Tüketiciler Dr. Oetker Guseppe Pizza çeşitlerine hayran kaldıklarını ifade etti. yeni ürünler Perakendeye sundukları teknolojik çözümlerle adından söz ettiren Üçge Elektronik, marketlerin daha hızlı, güvenilir ve teknolojik hale gelmesi için farklı çözümler sunuyor. Plusvac 20 Vakum Makinesi ve VS 12 D-V Otomatik Dilimleyici de bu çözümlerden yalnızca iki tanesi. Plusvac 20, 430x505x175 milimetre iç hacminde bir vakum makinesi. BUSCH marka 21 metreküplük vakum pompasına sahip. Yapıştırıcı çene 405 milimetre uzunluğunda. Makine kendi kendini test HABER “Kontrol yoksa yatırım da olmasın” Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Altunbilek, tedarik zincirinden, satış ve stok adedine, aydınlatmadan yazılıma, artık marketlerde hemen her alanda teknoloji yatırımının şart olduğunun altını çizdi. Altunbilek, “Sektörümüzde yatırım yapmak isteyen işletmecilere, önemli bir uyarıda bulunmak istiyoruz: Mağazasını kontrol edemeyecek olan hiç kimse, market açmasın, başarısızlığa uğrar.” dedi P erakendeci, üretici ve tedarikçi olmak üzere, perakende sektörünün 1 milyonu aşkın paydaşını aynı platformda bir araya getiren ‘Yerel Zincirler Buluşuyor’ Konferansı ve Fuarı öncesinde, Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından İstanbul Point Otel’de bir basın toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya, TPF Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Altunbilek, TPF Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Reşat Narman, TPF Yönetim Kurulu Üyeleri İhsan Korkmaz, Mahmut Kara ve İhsan Biçen’in yanı sıra Globus Fuar Kongre Yönetimi Başkanı Hakan Adıgüzel katıldı. Toplantıda konuşan TPF Başkanı Mustafa Altunbilek, 15-16 Nisan günlerinde bu yıl 7’ncisi gerçekleştirilecek olan YZB 2015’in ana temasının teknoloji olduğunu söyledi. Altunbilek, “Bu yıl, Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştireceğimiz Yerel Zincirler Buluşuyor Konferansı ve Fuarı’nda, “Dönüşümü Başlat, Geleceği Kazan” temasıyla teknoloji konusunu işleyeceğiz.” dedi. Türkiye genelinde ve KKTC’de faaliyet gösteren 16 derneğin çatı örgütü olarak, 369 üyeleri ile TPF olarak 3 bin 680 perakende noktasında hizmet verdiklerini aktaran Altunbilek, “Sektör olarak toplam istihdamımız yaklaşık 70 bin kişi. Bu istihdam rakamı ile perakende sektörü olarak, Türkiye’nin en büyük istihdam sağlayan üçüncü sektörüyüz. Geçen yıl yakaladığımız büyüme oranı ise yüzde 14. yerel zincir marketler olarak, toplamda 10 milyar dolarlık ciro ile Türkiye için oldukça önemli bir rakamsal karşılığa imza atıyoruz. 2023 yılı hedefimiz ise 70 milyar TL.” diye konuştu. Elde ettikleri rakamlar ışığında, perakende sektörünün geleceğinin çok parlak olduğunu aktaran Altunbilek, “Ancak gidilecek daha çok yolumuz, atmamız gereken daha çok adım var. Bu adımların en başında ise, teknoloji geliyor” ifadesini kullandı. Altunbilek, şöyle konuştu: “Hayat, artık her geçen gün daha da hızlanıyor. İşinden evine dönmeye çalışan ve bu arada alışveriş yapmak zorunda olan insanların, artık marketlerde kaybedeceği bir-iki dakikaya bile tahammülleri yok. Tüketici artık markete girdiğinde, istediği ürünü kolayca bulup, alışverişini, mümkün olan en kısa sürede bitirebilmek istiyor. Bu anlamıyla yakın zaman sonra, tüketicisine alışveriş esnasında zaman tasarrufu sağlayamayan marketlerin, tercih edilirliği maalesef düşecek.” Günümüzde, elinin altındaki teknolojiyi en iyi biçimde kullanan ve teknolojinin konforu ile daha rahat olmayı ve zamandan kazanmayı keşfeden bir tüketici kitlesi bulunduğunun altını çizen Altunbilek, “Tüketicinin beklentisi, marketler için de geçerli olacak. Alışveriş tercihlerini, zaman ve konfor belirleyecek” diye konuştu. Teknolojik gelişmelere entegre olabilmek adına yerel marketlerin önemli bir avantajı olduğuna da dikkat çeken Altunbilek, şunları söyledi: “Perakende sek- törü, bildiğiniz gibi, bütün iş süreçlerinin başında insan kaynağı olan, çok canlı bir sektör. Yerel marketlerin en büyük avantajı ise, hızlı hareket edebilme kabiliyetidir. Marketler, gelişmeleri yakından takip edebildiği, müşterisine birebir dokunabildiği için olan biteni iyi gözlemler; hızla karar alabilir ve hızlı uygular. Biz de TPF olarak biliyoruz ki, teknoloji kullanımında yerel marketler, bu hareket kabiliyetini yine çok iyi değerlendirecek ve farkını ortaya koyacaktır.” “Teknoloji yatırımı işletmeyi başarısızlıktan koruyor” Teknolojiyi doğru kullanmanın, işletmelerin cirosuna önemli katkılar sağladığına değinen Altunbilek, şöyle devam etti: “Çünkü teknoloji kullanımı, işletmelere her şeyden önce ‘sağlıklı ölçümlemeyi’ getiriyor. Tedarik zincirinden, satış ve stok adedine, aydınlatmadan yazılım ve uygulamaya, artık hemen her alanda kullanılabilen teknoloji, maddi gider ve kayıpları önlediği gibi; kaybın en çok nerelerde yaşandığını net bir biçimde ortaya koyuyor ve işletme açısından en doğru çözümün bulunmasını sağlıyor. Sektörümüzde yatırım yapmak isteyen işletmecilere, önemli bir uyarıda bulunmak istiyoruz: Mağazasını kontrol edemeyecek olan hiç kimse, market açmasın, başarısızlığa uğrar” ifadesini kullanan Altunbilek, mağazaların kontrolü için tek yolun, teknoloji yatırımı olduğunu söyledi. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 49 RÖPORTAJ BTSO’dan Bursa’ya katma değer yaratacak projeler “Bursa’ya disipline edilmiş, çevreye zarar vermeyen, yüksek teknolojili ve katma değer üreten sanayi lazım.” diyen Bursa Ticaret Sanayi Odası (BTSO)Meclis Başkanı Remzi Topuk, Bursa’nın Türkiye için vazgeçilmez olduğunun altını çizdi. Son yıllarda Bursa’nın geri gittiğini ifade eden Topuk, vali, belediye başkanı ve oda arasında yakalanan sinerjinin Bursa’ya önemli katkı sağlayacağını belirtti Röportaj / Murat KÜÇÜK Remzi Topuk R emzi Topuk’un hayatı birbirinden ilginç hikayelerle dolu. Hayatınızı ve geçtiğiniz yolları bize anlatır mısınız? Dedem Bursa’ya Yugoslavya’dan göçmüş. Birinci Dünya Savaşı’nı Makedonya Tetova’da, İkinci Dünya Savaşı’nı Türkiye’de yaşamış göçmen bir ailenin çocuğuyum. Babam ekmeğini kazanmaya 11 yaşında başlamış. Dedem de babam da 50 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi pazarcıydı ben ve kardeşlerim de pazarda büyüdük. 13 yaşındayken babamdan yaşça daha büyük, 50 yaşında adamla ortaklık yapıyordum. Sonra bir tane tezgah aldım ve sonra bunu diğerleri izledi. O yaşımda kocaman adamların alamadığı, kiralayamadığı tezgahları satın aldım. Sonra meslek lisesi bitince bir fabrikaya girdim ama yapamadım. Ticarete geri döndüm ve askerden döndükten sonra dayımla ortak olduk. 2003 yılına kadar bu ortaklığımız sürdü. BTSO Meclis Başkanı olma süreciniz nasıl gerçekleşti? 2013 Mayıs’ında yapılan seçimlerle göreve geldim. Benim başkan olma niyetim yoktu. Daha önce de BTSO Meclisi’nde görev yaptım ama başkanlık hiç ilgimi çekmemişti. Bir değişim rüzgarı oldu ve kendimi yarışın içinde buldum. Zor bir süreçti ve açıkçası benim kazanmam sürprizdi. Ekibimle kaybetmeyi göze alarak seçime girdik. Yarışa çok iyi çalıştık. Ekibime, Bursaspor’un şampiyon olduğu seneyi örnek gösterdim. Başarılı olmak istiyorsak bizim de aynı Bursaspor’un şampiyonluk yaşadığı sezondaki sinerjiyi tüm şehirle yakalamamız gerektiğini söyledim. Birlik ve beraberliğin çok önemli bir unsur, çok kuvvetli bir avantaj olduğuna inanıyorum. Bir dönemin görev süresi 4 yıl oluyor. Bu görevi tekrar üstlenmeyi düşünür müsünüz? Ben hayatıma kariyer planı yaparak devam eden bir insan değilim. Bulunduğum yerde o işin doğrusunu yapmaya çalışırım. Ekipçe şu an sadece işlerimize yoğunlaşıyoruz ve Bursa için iyi işler yapmayı düşünüyoruz. Görevde geçirdiğiniz 1 buçuk yılda neler yaptınız? Biraz icraatlarınızı anlatır mısınız? İlk işim 125’inci yılını kutlayan BTSO’ya emek veren tüm başkanlara teşekkür etmek adına onlara özel bir köşe hazırlatmak oldu. Ekonomik gelişmelere bakarsanız Bursa’nın son 4-5 yılda geri gittiğini görürsünüz. Verilere göre Bursa büyüyor ama yavaş büyüyor, sermaye başka yerlere kayıyor. Bunun çözümü dışarıdan yatırımcı çekmekten geçiyor. Sadece yurt dışından değil aynı zamanda yurt içinden yatırımcı çekmek lazım. Bu sebeplerden ötürü BTSO’nun yönlendirici, yol açıcı bir misyonu olması lazım. Zaten ticaret odalarının amacı da budur. Biz yaptığımız çalışmalarla aidiyet duygusunu geliştirmeye çalıştık. Hedefimiz burayı daha geniş bir tabanın sahiplendiği bir oda haline getirmek. BTSO’da ayda 70 etkinlik var ve bu bir ticaret odası için çok iyi bir rakam. Resmi makamlarla çok güzel ilişkiler kurduk. Son bir yılda bine yakın üyemizi yurt dışı fuarlarına yolladık. 2015 sonuna kadar bu rakamı 2 bine yükseltmek istiyoruz. 12 milyon TL’lik bir yatırım olan tekstil merkezi projemiz onaylandı. Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi’mizi bitirmek üzereyiz. Bu işler paydaşlarla yapılıyor. Bu paydaşların arasında o sektörde çalışabilecek 50-60 şirket var. Üniversiteden temsilciler var, meslek odalarından temsilciler var. Bursa’ya sanayinin lazım olmadığı fikrini kırmaya çalışıyoruz Görevde olduğunuz süre boyunca en çok beğendiğiniz bir hangisi oldu? Biz gerçekten çok fazla icraat yaptık. Hepsi birbirinin devamı olan çalışmalar oldu. Başbakan, hem burada hem de birçok yerde bizim modelimiz Bursa dedi. Bursa’nın yaptığı projeler resmi makamlar nezdinde de itibar gördü. Düzenlediğimiz ticari seferlerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yurt dışından alıcı heyetleri Bursa’ya getiriyoruz. Kalan 2,5 senede neler yapmayı düşünüyorsunuz? Aklımızda çok fazla fikir var. Bursa’ya sanayinin lazım olmadığı fikrini kırmaya çalışıyoruz. Bursa’ya sanayi lazım ama disipline edilmiş, çevreye zarar vermeyen, yüksek teknolojili ve katma değer üreten sanayi lazım. Biz bu imkanları yaratmak istiyoruz. Çevre turizmimizi geliştirmemiz gerekiyor. Tarıma olan ilgimizin azalmaması gerekiyor çünkü Bursa aynı zamanda tarım kenti. Sizin çalışmalarınızı iyi yürütebilmeniz için kamu desteğine de ihtiyacınız var. Siz burada 30 bin işletmeyi 100 bin insanı temsil ediyorsunuz. Bu desteği alabiliyor musunuz? Bürokratik anlamda konuşursak şu an güzel bir destek ve ilgi görüyoruz. Valimiz ve belediye başkanımız ile BTSO arasında güzel bir uyum var. Bu uyum Ankara’ya da yansıyor. Bir iş yapılacaksa herkes ucundan tutsun, kimin yaptığı önemli değil. Bursa’ya ve ülkeye kazanç olsun. Bizim temennimiz bu. Milli gelir açısından Türkiye’nin üstünde olmamız, Bursa’ya ve BTSO’ya olan ilgiyi ve desteği artırıyor. Sosyal sorumluluk projeleriniz, eğitimle ile ilgili çalışmalarınız var mı? BTSO, üyelerine hizmet ederek birinci sosyal sorumluluk görevini yapıyor. Kan bağışı kampanyası yapıyoruz. Belli ölçüde okullara yardım gönderiyoruz. Kosova’dan gelen ihtiyaç sahibi 20 kadına konfeksiyon kursu açtık. Meslek liselerinin bizden talebi oluyor. Oraya bir arkadaşımız gidiyor ihtiyacı belirliyor ve yardım yapılıyor. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 51 KÜRSÜ Perakende Kuşu Market dergisinde! Büyük balık küçük balığı yer ama... G ıda perakendesinde gittikçe belirginleşen büyük balığın küçük balığı yeme çabası ne kadar amacına ulaşıyor görüntüsü verse de büyük balıkların (hiper ve süper formatlı ulusal marketler ) önümüzdeki 5 sene içinde kıyıya vurmaları kaçınılmaz. Bugün ulusal büyük zincirler satınalmalarla metrekarelerini artırarak cirolarını artırmaya çalışsalar da metrekare verimliliğini yakalamaları yüklendikleri yatırım, personel ve genel gider maliyetleriyle çok zor. Bildiğimiz üzere Türkiye’de uzman mağazalaşmaların artması sonucu (Teknosa, Watson, Madam Coco, Tekzen, Toyzshop) hipermarket mağazacılığı AVM’lere sığınmış oralarda bile küçülerek süpermarket formatına dönmüştür. Artık hiçbir yatırımcı hipermarket açmaya cesaret edememektedir. Uzun yıllardır en geçerli ulusal süpermar- 52 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi ket konsepti ise yerel market ve discount market baskısı ve yine maliyetlerin etkisi ile tahtı sallanmakta. Önümüzdeki 5 yıl içinde süpermarket konseptleri de kendini ya iş yapış şekilleri veya müşteri beklentileri ölçüsünde yenileyecek ya da tahtını çığ gibi büyüyen ve önünde durulması nerde ise imkansız discount marketlere bırakacaktır. Günümüze geldiğimizde ulusal hipermarket ve süpermarket zincirleri büyüme ile balina gibi irileşmekte ama o cüsse ile ufak discount marketlerinin ve yerel zincirlerin levrek gibi kıvraklığını yakalayamayacaktır. Bu da onları karaya vurmalarına sebep olacaktır. Ulusal hipermarket ve süpermarket zincirleri verimlilik anlamın da çok çalışmalar yapmış metrekarelerini düşürmüş, personel sayılarını azaltmış, iş yapış şekillerini değiştirmişlerdir ve buna hala devam et- mektedirler. Fakat bu değişimleri ile bile onların 2020 yılına ayakta kalmaları zor görünmektedir. Perakendenin duayen ismi Servet Topaloğlu’nun da söylediği sürdürülebilir büyüme için diriliği kaybetmeden irileşmek çabasının bile önümüzdeki 5 yılda yetersiz kalacağı düşüncesindeyim. Evet, gelecek discount marketlerde. Çünkü discountlar müşteriyi ve perakendeyi çok iyi okuyorlar. Her alanda sadeler. Fazla hiçbir şeyi sevmiyorlar. Fazla ürün, fazla kampanya, fazla çalışan, fazla hiyerarşi, fazla yatırım ve gün geçtikçe hiper ve süpermarketlerin etrafını çevirerek yavaş yavaş onların hareket kabiliyetini azaltıyorlar. Yani şimdilik büyük balık küçük balığı yer görünse de; büyük balıkların işi zor. Karaya vurmaları çok uzak değil. HABER 2Nokta perakendede iddialı Hitay Yatırım Holding bünyesinde faaliyet gösteren 2Nokta, ödeme sistemleri ve perakendeye yönelik çözümlerdeki tecrübesini müşterilerine sunuyor Özellikle küçük ve orta ölçekli işyerlerinin operasyonel ve finansal verimliliği ile kârlılığını artırmayı hedefleyen çözüm entegrasyon şirketi 2Nokta, POS cihazlarına yazılımlar geliştirmekten barkod okuyucu entegrasyonu ile kullanım kolaylığı sağlamaya kadar birçok yenilikçi hizmet sunuyor. Çatısı altında faaliyet gösterdiği Hitay Yatırım Holding’in ödeme sistemleri ve perakendeye yönelik tecrübelerini bünyesinde birleştiren 2Nokta’nın sunduğu çözümlerin merkezinde POS bulunuyor. 2Nokta, 2015 yılında bu uygulamaları genişleterek firmaların hem tüketiciye ulaşmalarını daha kolay bir hale getirmeyi hem de karşılıklı çalıştığı esnafın ciro, müşteri sayısı ve sadakatini arttırmayı planlıyor. Kuzey Kıbrıs Turkcell işbirliği ile KKTC genelinde hayata geçirilen projede bir ilke imza attıklarını belirten Sinem Kır konuyla ilgili şunları söyledi: “Mobil POS cihazlarının kullanıldığı projemizi benzerlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri de sisteme bir bankanın katılması. Bir ilke imza atarak bir bankayı dahil ettik. Garanti Bankası ile yaptığımız anlaşma ile KKTC’deki projelerimizi tek bir POS cihazı üzerinde bir araya getireceğiz. Hayata geçirdiğimiz bu ‘Ortak POS’ sistemi ile aynı POS cihazında tüm bankaları buluşturmayı hedefliyoruz.” BiM 2015 hedefini açıkladı Perakende sektörünün lideri BİM, 2014 yılında 14,5 milyar TL ciro yaparak yüzde 22 büyüme gerçekleştirdi. Türkiye perakendesinin lider markası 2015 yılı büyüme hedefini yüzde 20 olarak belirledi Türkiye perakendesinin lideri ve dünya perakende sektörünün yükselen yıldızı BİM 2014 yılı mali sonuçlarını açıkladı. BİM İcra Kurulu Üyeleri Galip Aykaç ve Haluk Dörtlüoğlu’nun katılımıyla Shangri La Bosphorus’da bugün düzenlenen basın toplantısında BİM’in 2014 yılı performansı değerlendirildi. 2014 yılında cirosunu bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde22,1 oranında artırarak 14,5 milyar TL seviyesine çıkaran BİM sektör liderliğini pekiştirdi. 2014’de 502 yeni mağaza açan BİM mağaza sayısını 4 bin 500’ün üstüne, çalışan sayısını ise 27 bin 637’ye çıkardı. Hedef yüzde 20 büyüme BİM İcra Kurulu Üyesi Haluk Dörtlüoğlu 2015 hedefleriyle ilgili şunları söyledi: Teknosa’da görev değişimi Elektronik perakendesinin en büyük firmalarından Teknosa’da Necil Oyman’dan boşalan Genel Müdürlük görevine Bülent Gürcan atandı. Atamayla ilgili olarak bir açıklama yapan Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, “Bir dönem Teknosa’nın üst yönetiminde 54 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi “BİM yatırımlarına ve sürdürülebilir büyümesine devam ediyor. Bu yıl da Türkiye’ye özgü iş modelimizi titizlikle uygulayarak tüketicileri kaliteli ve düşük fiyatlı ürünlerle buluşturmaya devam edeceğiz. Yıl sonu itibariyle yine yüzde 20 büyüme hedefliyoruz. 2015’te Türkiye’de 500 yeni mağaza ve 4 bine yakın yeni istihdam oluşturmayı planlıyoruz. Fas’ta 300 Mısır’da 135 mağaza hedefi Yurt dışındaki yatırımlarımız hızla devam ediyor. 2015 yılında Fas’ta 81 yeni mağa- görev yapan Bülent Gürcan’ın yeniden aramıza katılmasından büyük memnuniyet duyuyor ve kendisiyle Teknosa’nın başarılarına yenilerinin ekleneceğine inanıyorum. Bu vesile ile 1 Nisan tarihinden itibaren kariyerini Teknosa dışında sürdürecek olan Necil Oyman’a da, Teknosa’daki hizmetleri için teşekkür ediyorum.” dedi. za açarak 300 mağazayı geçmeyi amaçlıyoruz. Böylece Fas’taki operasyonlarımızı daha karlı hale getireceğiz. Mısır’da ise 54 yeni mağaza açılışıyla mağaza sayısını 135’e çıkartmayı planlıyoruz. Ayrıca, Türkiye’yi File markasıyla yeni bir perakende satış mağazasıyla tanıştırma yönündeki hazırlıklarımız devam ediyor.” HABER Barilla kadınları unutmadı Barilla, Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Türkiye’nin her yerinden kadın çalışanlarını, İstanbul’da bu yıl 3’üncüsünü düzenlediği 8 Mart etkinliğinde buluşturdu Gıda sektörünün öncü şirketlerinden Barilla, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle, kadın çalışanlarına yönelik bir etkinlik düzenledi. Türkiye’nin her yerinden gelen kadın çalışanlarını, İstanbul Moda Teras’ta buluşturan Barilla, etkinliğini, kadının alt rolleri ve ilişkilerde kadın; sağlıklı yaşam, beslenme, spor; güzellik, bakım ve kadın hastalıkları gibi konularda çeşitli seminer ve söyleşilerle renklendirdi. Barilla Gıda İnsan Kaynakları Müdürü Hüseyin Coşkun, bu yıl Kadınlar Günü etkinliğinin üçüncüsünü düzenlediklerini ve söz konusu günde, kadın çalışanlarının beraberce keyifli ve anlamlı bir gün geçirdiğini söyledi. Coşkun, artık gelenekselleşen bu iç iletişim etkinliğinin, kadın çalışanları tarafından iple çekilen bir güne dönüştüğünü ifade etti. Adese’de beklenen atama gerçekleşti Türkiye genelinde Afyonkarahisar, Aksaray, Ankara, Bolu, Karaman, Isparta, Konya ve Mersin olmak üzere 8 ilde toplam 141 marketle faaliyet gösteren ve yılda 35 milyonun üzerinde müşteriye hizmet veren Adese’de Genel Müdür Yardımcılığı görevine Muammer Güngör atandı. Adese Genel Müdür Yardımcılığı görevini üstlenen Güngör; İnsan Kaynakları, Satın Alma, Lojistik ve Depo birimlerinin faaliyetlerinden sorumlu olacak. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun olan Güngör, yine aynı üniversitenin Araştırma Enstitüsü’nde Banka ve Ticaret Hukuku programını tamamladı. Çalışma hayatına Türkiye İş Bankası’nda Müfettiş Yardımcı olarak başlayan Muammer Güngör, 1996-2014 yılları arasında Sagra Gıda, Bayındır Holding, Kastamonu Entegre, Beğendik Mağaza İşletmeleri, Petrol Ofisi, Antgıda ve Nemtaş’ta çeşitli görevler üstlendi. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 55 DÜNYADAN Dünya perakendesindeki gelişmeler Dünya perakendesindeki son gelişmeler bu sayfalarda… Coca-Cola’dan Pakistan’a büyük yatırım planı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Pakistan ziyaretine eşlik eden iş adamları heyetinde yer alan Anadolu Grubu ve Coca-Cola İçecek Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, grup şirketlerinden Coca-Cola İçecek’in Pakistan yatırımlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Coca-Cola İçecek’in 2008 yılından bu yana Pakistan’da faaliyet gösterdiğini belirten Özilhan bugüne kadar Coca-Cola sistemi olarak ülkeye 450 milyon doların üzerinde yatırım yaptıklarını söyledi. Önümüzdeki 3 yıl içinde Multan, İslamabad ve Karaçi’de inşa edecekleri fabrikalarla ülkedeki üretim kapasitelerini 1,5 katına çıkaracaklarının altını çizen Özilhan, 3 yılda Coca-Cola sistemi olarak 300 milyon doların üzerinde bir yatırım daha yapacaklarını açıkladı ve sözlerine şöyle devam etti: “185 milyonla dünyanın en fazla Müslüman nüfusuna sahip ülkelerden biri olan Pakistan’ın en büyük yatırımcıları arasında yer alıyoruz. Pakistan Türkiye’den sonra en büyük operasyonumuz. Pakistan’da 6 fabrika ve 13 depo ile 5 bin kişiyi doğrudan istihdam ediyoruz. Faaliyetlerimizden oluşan yan sektörlere olan dolaylı istihdamla birlikte bu rakam 56 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 100 bin kişiyi buluyor. Pakistan’da son 5 yılda çift haneli büyüme yaşamamız bize gurur veriyor. Yatırımlarımızla Türkiye ekonomisinin bölgesel güç olmasına katkı sağlamamızın yanında Türk yatırımcılarının da önünü açıyoruz.” Coca-Cola İçecek’in Pakistan’ın da içerisinde olduğu 10 ülkede faaliyet gösterdiğine değinen Özilhan, 370 milyon nüfusa hizmet verdiklerini, Coca-Cola sisteminde satış hacmine göre 6’ıncı, nüfusa göre ise 2’nci sıradaki şişeleyici olduklarına dikkat çekti. Google ilk fiziksel mağazasını açtı Teknolojinin her alanında faaliyet gösteren Google, ilk fiziksel mağazasını Londra’da kullanıcılarla buluşturdu. Londra’da açılan ilk Google mağazasında, Google’ın kendi markalı ürünlerine ek olarak bazı Android tabanlı üçüncü parti ürünler de bulunuyor. Şirketin mağazada şu an için en fazla ön palana çıkardığı ürün ise geçtiğimiz 2014 Haziran’ında satışına başladığı Chromebook oldu. Google’ın Londra’da açtığı mağazada uzman müşteri temsilcileri kullanıcılardan gelen soruları yanıtlama, ürünlerle ilgili eğitimler verme ve satış danışmanlığı görevlerini de üstleniyor. Chromebook’un yanında mağazada Chromecast ve Android tabanlı akıllı telefonlar, tabletler, saatler ve diğer yan ürünler bulunuyor. Mağazada fiziksel ürünlerin yanı sıra şirketin ana uygulamalarının denenmesi ve kullanıcıların bilgilendirilmesi içinde bir bölüm bulunuyor. Kosher Supermarket açıldı Paris’te IŞİD’in düzenlediği saldırı sonucu tahrip olan Kosher Supermarket yeniden açıldı. Paris’te 9 Ocak günü IŞİD sempatizanı Amedy Coulibaly, Kosher Supermarket’e saldırı düzenlemişti. Coulibaly, rehin aldığı 4 Musevi’yi öldürmüştü. Bu tatsız olayın yaşandığı Kosher Supermarket, gerçekleştirilen törenle açıldı. Saldırıda büyük zarar gören süpermarket yenilerek hizmete girdi. Açılışa Fransa İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve ve Fransa’daki Yahudi toplumu önderlerinin katıldı. Alman perakendeci etki alanını genişletecek Almanya perakende market zinciri Lidl, Pepsi’den Mısır’a büyük yatırım planı Amerikan PepsiCo şirketi, Mısır’a 500 milyon dolar değerinde yatırım yapacağını açıkladı. Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde düzenlenen “Geleceğin Mısır’ı” başlıklı ekonomi kongresine katılan PepsiCo Ortadoğu ve Afrika Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Ferid, yaptığı yazılı açıklamada, “Mısır bizim için gelecek vadeden stratejik pazarlardan biridir” dedi. süpermarket müşterilerinin ilgisini çekmek için geniş çaplı bir kampanya başlattı. Taze ürünlere odaklanarak Alman fırıncılara rakip olan perakende market zinciri Lidl, şimdi de süpermarket müşterilerinin ilgisini çekmeye çalışıyor. Lidl yönetim üyesi Christoph Pohl, ele aldığı bir yazıda, mal çeşitlerinin artırıldığına dikkat çekerek, “Lidl son yıllarda büyük bir değişimden geçti” ifadesine yer verdi. Taze ürünlere odaklanarak fırıncılar için ciddi bir rakip haline geldiğine vurgu yapan Pohl, gelecekte de özellikle yöresel ürünlerin satışa sunulacağını kaydetti. Bunun yanı sıra Almanya’da toplam 3 bin 300 şubenin modernleşeceği bildirilirken, Lidl’in 2014/2015 mali yılında 18 milyar Euro’luk rekor ciroya doğru yol aldığı belirtildi. Nutella babasını kaybetti Dünyada ve Türkiye’de en çok sevilen kahvaltılık çikolata olan Nutella yaratan Michele Ferrero 89 yaşında hayatını kaybetti. Michele Ferrero; İtalya’nın Piyemonte bölgesindeki Alba kasabasında, ailesinden devraldığı bir pastaneden dünyaca ünlü bir marka yaratmayı başarmıştı. Ferrero Grubu şu an, şekerleme ve çikolata alanında dünyanın 4’üncü büyük üreticisi konumunda. Forbes dergisinin listesinde son 7 yıldır İtalya’nın en zengin işadamı olarak gösterilen, dünya sıralamasında da ilk 100’de yer alan Michele Ferrero ve ailesinin toplam serveti 23,5 milyar doları buluyor. Türkiye de dahil dünya çapında 20 üretim merkezi bulunan ve 34 bin kişiye istihdam sağlayan Ferrero Grubu 53 ülkede faaliyet gösteriyor. Açıklamada, “PepsiCo’nun çalışmalarının genişlemesi ve güçlenmesi için Mısır’a 500 milyon değerinde yatırım yönlendirilecek. Halihazırda firmamızın Mısır’da 11 üretim tesisi, 60 dağıtım merkezi, depo ve ofisi bulunmaktadır. Buralarda 10 binden fazla kişi de istihdam edilmektedir.” ifadesine yer verildi. Almanya’nın en büyüğünden e-ticaret yatırımı Almanya’da son zamanlarda kitap, elektronik eşya ve hazır giyimin online satışında patlama yaşanıyor. Bu yönelimi gören Almanya’nın 2’nci büyük süpermarket grubu REWE, e-ticarete yatırım yapma kararı aldı. REWE İcra Kurulu Başkanı Alain Caparros’un Reuters’a verdiği bir röportajda; “Müşteri değişiyor, bunun için kendimizi hazırlamak zorundayız. Almanya’da online müşteriler, bizim için büyük bir fırsat. Tren, istasyonu terk etmeden içinde olmak istiyoruz.” diye konuştu. Yönetim danışmanlığı firması A.T. Kearney tarafından yapılan ankete göre, 2014 yılında Almanların yüzde 38’i online perakende alışverişini denedi, bu oran 2013 yılında yüzde 27’i, 2011 yılında ise sadece yüzde 18’di. Perakende devi Umman’da mağaza açtı Dünyanın en büyük gıda perakendecilerinden Spar, Umman’da ilk süpermarketini açtı. Daha önce Türkiye’de de şansını deneyen fakat başarılı olamayan dünyanın en büyük süpermarketlerinden Spar, Umman’da ilk şubesini açtı. Spar Umman CEO’su M. Sridhar, Taimur Camii yakınında Al Khuwair içinde bulunan süpermarketlerinin açıldığını söyleyerek 700 metrekarelik mağazanın müşterilerine yeni ve ödüllendirici bir deneyim sunacağını ifade etti. Yıldız Holding, DeMet’s için ABD’de arazi aldı 2008’de lüks çikolata markası Godiva’nın ardından 2013’te satın aldığı çikolata kaplamalı ve atıştırmalık ürünler pazarının köklü şirketi ABD’li DeMet’s Candy Company’i büyütme kararı alan Yıldız Holding ABD’de yeni bir tesis kurmak için düğmeye bastı. Para Dergisi’nden Mehtap Halıcı’nın haberine göre, Yıldız Holding DeMet’s’i büyütmek için ABD’nin New York kentinde bulunan altı dönümlük bir arazi satın aldı. Arazi için ne kadar ödendiği bilinmezken, tesiste çikolata ve şeker üretimi yapılmasının hedeflendiği bildiriliyor. Yıldız Holding, DeMet’s Candy Company’i 221 milyon dolara almıştı. 1898’de Chicago’da kurulan DeMet’s Candy Company, ilk ve en köklü markası olan “Turtles” ve diğer markaları “Flipz” ve “Treasures” ile çikolata kaplamalı atıştırmalık ürünler pazarında faaliyet gösteriyor. ABD’de Pensilvanya ve New York’ta bulunan iki fabrikasında üretim yapan firmanın satışlara yaklaşık 130 milyon dolar tutarında gerçekleşti. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 57 RÖPORTAJ Mısır Çarşı’sının 70 yıllık bakkalı 1946 yılından beri Mısır Çarşısı’nda hizmet veren Cankurtaran Gıda, kaliteli ürünleri ve güler yüzlü hizmetiyle her gün yerli yabancı birçok insanı ağırlıyor. Bu küçük ama tarih kokan dükkanın kalitesi dünyanın en önemli şehir rehberlerinden Louis Vuitton City Guide’a girmesi sayesinde tescillenmiş durumda. Görevi üçüncü kuşağa teslim etmeye hazırlanan firmanın kalite prensibi ortaklardan Ruhi Tuncer’in şu sözlerinde gizli: Müşterimiz bizim en büyük denetmenimiz Röportaj / Murat KÜÇÜK - Onur KAYA Ruhi Tuncer M ısır Çarşısı gibi ticaretin kalbinin attığı bir yerde, 25 metrekarelik alanda mucizeler yaratan Cankurtaran Gıda’nın hikayeni sizden dinleyebilir miyiz? İstanbul’da uzun süre ticaret yapan babamız, 1946 yılında Mısır Çarşısı’ndan yıllarca süren çalışmalardan sonra kahvaltılık ürünleri satan bir dükkân açmaya karar vermiş. Zamanla müşteriler tarafından sevilen bu dükkana ben 1977 yılından dahil oldum. Şu an Cankurtaran Gıda’yı ağabeyim Kenan Tuncer ile birlikte işletiyoruz. 25 metrekarelik bu dükkanda yardımcı elemanlarımızla hizmet sunuyoruz. Alanınız sınırlı olmasına rağmen ürün çeşitliliğini yüksek tutuyorsunuz. Müşterilerinize kaç çeşit ürün sunuyorsunuz? Ürün çeşitliliğini yüksek tutmaya çalışı- 58 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi yoruz. Hem yerli hem yabancı müşterilere hitap ettiğimiz için bizden çok farklı ürünler talep ediliyor. Bu ürünleri dükkanımızda bulundurmaya özen gösteriyoruz. Sirkülasyonu hızlı olan ürün çeşidinin 300’e yakın olduğunu söyleyebilirim. Satın alma yaparken nelere dikkat ediyorsunuz? Birincisi, devamlı aynı üreticilerle, kontrolü de elden bırakmadan çalışıyoruz. Güvene dayalı bir iş yapıyoruz. Mümkün olduğu kadar aynı kişilere ürünlerimizi yaptırıyoruz. Stoklu ürün alıyoruz. Kaliteli ürünler aldığımızdan dolayı, ürünlerimizi bozulmuyor ve onları bekletebiliyoruz. Bal gibi hassas ürünleri test için laboratuara gönderiyoruz. Kalitemize uygunsa alıyoruz. Çünkü bal öyle tadına bakılarak anlaşılmaz da alınmaz da. Peynir alacağımız tesisi gezeriz, tadına bakarım ve emin olduktan sonra alır İstanbul’a getiririz. Et grubu ürünlerindeyse marka ürünlerine güveniyoruz. Pastırma ürünlerini ise Kayseri’den getirtiyoruz. Müşterimiz bizim en büyük denetmenimiz. Bize yaptıkları geri dönüşler sayesinde sürekli ürünlerin lezzeti kontrolümüz altında. Müşterileri memnun edebilmek için çok emek gerekiyor En iddialı olduğunuz ürünler nelerdir? Biz burada en çok beyaz peynir, kaşar peyniri, tulum peyniri, zeytin çeşitleri, pastırma ve balda iddialıyız. Bu ürünler en çok talep gören ürün grupları zaten. Müşterilerimizin talep ettiği ithal ürünleri bulundurmaya da gayret ediyoruz. Türkiye’de kahvaltılık ürün satıp ve bizim gibi yıllarca var olabilmek, aynı zamanda da müşterileri mutlu edebilmek için maddi manevi çok emek vermek gerekiyor. Örnek vermem gerekirse; biz Louis Vuitton City Guide şehir rehberine her yıl giriyoruz. Kahvaltılık alınacak yer olarak gösteriliyoruz. Bal konusunda İstanbul’a gelen turistlere tavsiye ediliyoruz. Yıllarca vermiş olduğumuz emeğin karşılığını alabilmek bizi çok mutlu ediyor. çok önemli. Aldığı ürünlerden memnun kalan bir grubumuz var. Bu memnuniyet bizim için çok önemli. Bunu da başardığımızı düşünüyorum. Yabancı müşteri- Müşteri sizin için ne ifade ediyor? Bizim için müşterinin buradan aldığı ürünle mutlu ayrılması, evine işine huzurlu gitmesi, sofrasına koyduğunda gönlü rahat tüketmesi ve bizi yeniden tercih etmesi MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 59 RÖPORTAJ Mısır Çarşısı’nın gediklisi Cankurtaran Gıda lerimizin yıllar sonra bizi yeniden ziyaret etmesinde de bunu anlıyoruz. Yıllar önce onlara verdiğimiz kartvizitleri bize gösteriyorlar. Günde böyle en az 3-4 yabancı müşteri geliyor. Bu da bizi çok memnun ediyor. İstanbul’un birçok yerinden müşteriniz var. Onlara daha da yakın olabilmek adına şubeleşmeyi düşünüyor musunuz? Büyümeyi arzu ediyoruz fakat iyi bir lokasyonda şubeleşmek istiyoruz. Ayrıca güzel bir çarşı içinde olmalı. Tam istediğimiz gibi bir yer henüz bulamadık. Müşterilerimizin de bizden beklentileri var. Bulundukları semtlere çağırıyorlar ama şubeleşmek o kadar da kolay değil. Gelenekselliği yaşatmak istiyoruz. Bir yerde şube açacak olsak öncelik herhalde Kadıköy olur diye düşünüyoruz. Sahip olduğunuz kısıtlı alan gereği mağaza içinde depo şansınız yok. Ürün planlamasını nasıl yapıyorsunuz? Satışımızın ana grubunu oluşturan peynir, zeytin, kaşar, bal, tereyağı gibi ürünleri kendi depolarımızda saklıyoruz. Bu hızlı giden grubu günlük yeniliyoruz. Diğer gruplarımızı da rafta kalma süresini en az olacak şekilde planlıyoruz. Burada olmanın en zor yanlarında birisi de lojistiğin zor olması. Sabah 11’den sonra çarşıda ürün taşımak yasak. Kendimizi bu saatlere göre ayarladık. O saate kadar ürün ihtiyacımızı gideriyoruz. Büyük parti mallarımızı büyük buzhanelerde ve depolarda saklıyoruz. Mısır Çarşısı’nda uzun süredir esnaflık yapıyorsunuz. Burada yaşanan değişimi ve burada perakendeci olmayı bizim için değerlendirir misiniz? 40 yıl önce Mısır Çarşısı’nda; kasap, perdeci, kuruyemişçi, kuyumcu gibi birçok farklı sektörden perakendeci vardı. Çarşı zamanla kabuk değiştirdi. Bir dönem çok fazla kuyumcu vardı. Daha sonra baharatçılar arttı. En son bugünkü halini aldı. Şimdi turistik çini, lokum, baharat, eşarp ürünlerinin satılığı bir yer oldu. 70’lerin sonunda burada 30 tane bakkal vardı fakat hepsi kapandı. Burada insanlarla içi içe olmak, tarihi bir mekanda bulunmak ve alışveriş potansiyelinin yüksek olduğunu bilmek büyük avantaj. Bunların yanında Mısır Çarşısı’nda olmanın olumsuz yanları da var. Müşteri buraya arabasıyla gelemiyor çünkü ciddi bir otopark sorunu var. Mağaza çeşitliliği azaldığı için her ürün çarşıda bulunamıyor. En önemlisi de kısıtlı bir alanda tüm ihtiyaçlara cevap vermek zorundayız. İşlerin daha iyi ve kaliteli bir biçimde işleyebilmesi başka neler yapıyorsunuz? Mağazamız metrekare bakımında küçük olmasına rağmen yine de önemli ekipmanlar kullanıyoruz. Bizi yarı yolda bırakmayacak ürünleri tercih etmemiz gerekiyor. Bu yüzden Üçge Grubu’nun distribütörü olduğu Bizerba ürünlerini kullanıyoruz. Dilimleme makinesi sayesinde ürünlerimizi müşterinin gözünün önünde dilimliyoruz. Müşteri onu eve götürürken tazeliği bozulmasın diye vakumluyoruz. Bunlar bizim marka değerimizi yükseltiyor. Biz ekipmanlarımız titiz kullanan bir firmayız. Hal böyle olunca dayanıklı ürünleri hiç sorun çıkartmadan uzun yıllar kullanabiliyoruz. Teknolojiyi seven ve teknolojiye ayak uyduran bir firmayız. Geleceğe yönelik planlarınız neler? Aklınızda neler var? Konumuzda en büyük değiliz ama müşterilerimizi memnun etmek için elimizden gelen tüm maddi manevi çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Güvenilirliğimizi hiç bozmadan, her geçen gün daha kaliteli ve titiz olmak düşüncesiyle hareket ediyoruz. Mağazamıza dair hedefimiz ise bir yenileme yapmak. Çalıştığımız bir mimarlık ofisi var. 1995 yılında yine onlarla çalışmıştık ve mağazamızın yenilenmesini onlar yapmıştı. Muhtemelen yine onlarla çalışacağız. Rahat çalışabileceğimiz, ürünlerimizi daha güzel sergileyebileceğimiz, müşterilerimizin daha rahat edebileceği, daha sağlıklı, daha modern bir görünüme getirmeye çalışacağız. 60 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi KÜRSÜ / KONUK Meltem Etcheberry [email protected] Retail mimaride görsel merchandising Retail mimarlığının kesinlikle bu konuda uzmanlasmış özel bir tasarımcı tarafından yapılması tavsiye edilir. Aynı zamanda bu kişinin mimarlığın yanı sıra, uluslararası ticari ve tasarım deneyimlerinin ve vizyonunun olması, yurt içi ve dışı gelişimleri yakından takip etmesi, özellikle de kültürel ve etimolojik değişikliklerle çok çeşitlilik kavramlarını da iyi bilmesi gerekir. Ticari mimarlık olarak da adlandırılabileceğimiz retail mimarisinin en önemli konularından biri, görsel merchandising-vitrin tasarımıdır. Bir şeyin “vitrin”i olmak, onun içerdiklerini en doğru ve yalın aktarabilmenin yanı sıra, uluslararası standartlarda benzer rakiplerinden ayırt edici farklılaşmayı vurgulayabilmektir. Bir markanın müşteriyle ilk albenisini ve iletişimini görsel merchandising-vitrin tasarımı oluşturur. Bu açıdan bakıldığında, bu algılama ve değerlendirme sadece mimari estetik ve kişisel zevklerin, isteklerin seçimiyle kalmayıp, son derece teknik ve ekonomik verilerin yerine getirilmesiyle aslında ticari bir boyut kazanır. Müşterilerin bu bağlamda markadan beklentileri arasında en üst seviyede etkili ve dürüst mesajların olmasını, yükseltilen imaj ve know-how, uluslararası konsept tutarlılığını, global standartlaşma ve uygulamayı sayabilirim. Hem müşteri potansiyelini artıran, ticareti geliştiren, aynı zamanda tasarımın en önemli odak noktalardan biri olan görsel merchandising, markanın DNA’sıyla doğru orantılı gerçekleştirilmelidir. 62 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi Mağaza içi trafiğinin optimum düzenlenmesi, geliştirilmesi ve bu sayede doğal olarak cironun artımını sağladığından konu konsept aşaması ile sinerjik biçimde ele alınmalıdır. Böylelikle ticari amaç ve tasarım odaklı gerçekleştirilen görsel merchandising-vitrin tasarımı sayesinde daha cazibeli ve etkili bir görsel imaj elde edilerek; • Uluslararası kulvarda olan veya olmayı hedefleyen markaların bilinirliği arttırılır • Mağazanın görünürlüğünü ve rakipleriyle arasındaki farklılığı düzenlenir • Ürün gamının netliği ve okunurluğu geliştirilir • Packaging (alışveriş çantası, kartel, PLV, PDV…) kalitesi ve markayla uyumluluğu elde edilir • Markanın DNA’sına uygun müşteri deneyimi yaşatılmasına ve yeni müşterilerin kazanılımına katkı sağlamış oluruz. Genel olarak markaların tasarım ve ürün geliştirme bölümlerinde Merchandising Book (ürün gamı kitapçığı) hazırlanması aşamasında bu üstte sıralanan maddelere son derece dikkat edilmesi gerekmekte. Zira böylelikte hali hazırda var olan ve bilahere edinilmesi beklenen yeni müşterilere markanın ifade edilmesi (story telling) ve kalıcı birliktelik (CRM) aktarılmış olur. Aynı zamanda görsel merchandising, müşterilerin sunulan ürünlerin algılamasında, sirkülasyon alanlarının (zoning) ve mağaza içi dolaşımın daha rahat, konforlu hale gelmesinde ciddi bir rol oynar. Mekansal düzenlemede yapılan esneklik sayesinde yeni gelişimlere rahatça uyum sağlaması bakımından ve en son olarak da müşteri dolaşım trafiğin artışına doğru oranla yıllık ticari ciroya katkısı açısından konunun önemini bir kez daha vurgulamak isterim. Dolayısıyla retail mimarlığının kesinlikle bu konuda uzmanlasmış özel bir tasarımcı tarafından yapılması tavsiye edilir. Aynı zamanda bu kişinin mimarlığın yanı sıra, uluslararası ticari ve tasarım deneyimlerinin ve vizyonunun olması, yurt içi ve dışı gelişimleri yakından takip etmesi, özellikle de kültürel ve etimolojik değişikliklerle çok çeşitlilik kavramlarını da iyi bilmesi gerekir. HABER Estuz, izmir fabrikasının kapasitesini artırıyor Toplamda ayda 12 bin ton üretim kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük mamul tuz üreticileri arasında yer alan Estuz, İzmir’deki fabrikasında kapasite artırımına gidiyor Sektörde 33 yılı geride bırakan ve üç ayrı bölgede olmak üzere üç ayrı tesiste faaliyet gösteren Estuz, İzmir Çiğli’deki deniz tuzu üretim tesisinde kapasite yatırımı planlıyor. Estuz Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Özdemir, 2015’i atılım yılı ilan ettiklerini hatırlatarak, bu yıl yüzde 20’nin üzerinde büyüme hedeflediklerini kaydetti. Geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da yatırımlarına hızla devam edeceklerini söyleyen Özdemir, beş yıl önce girdikleri perakende pazarına yönelik yatırımlarının sürdüğünü bu alanda giderek güçlendiklerini belirtti. Tuzun dengeli kullanımına önem verdiklerini bu nedenle Hayatın Dengesi yaklaşımıyla çalışmalarını sürdürdüklerini vurgulayan Özdemir, 5 bin ton üretim yapılan İzmir Çiğli’deki deniz tuzu üretim tesislerinde de kapasiteye yönelik bir yatırımı hayata geçireceklerini açıkladı. Özdemir, şirket olarak teknolojiyi yakından takip ettiklerini ve fabrikalarında son sistem teknoloji ile üretimlerini gerçekleştirdikleri- ni de sözlerine ekledi. Endüstriyel ve perakende sektörüne yönelik ürünler ürettiklerini bildiren Özdemir, tesisleri ve üretim kapasiteleri ile ilgili ise şu bilgileri verdi: “Bugün itibariyle üç ayrı bölge ve üç ayrı tesiste hizmet veriyoruz. Eskişehir’deki tesiste ayda bin 500 ton kapasite ile üretim gerçekleştirilirken, Çiğli’deki tesiste ayda 5 bin ton üretim yapılıyor. Dazkırı’daki tesiste ise ayda 3 bin ton rafine tuz, 2 bin 500 ton kurutulmuş tuz kapasitesi ile çalışmalar sürdürülüyor. Tekstil ve kimya sektörünün ihtiyaçlarının yanı sıra seçkin gıda kuruluşlarının tuz tedariğini sağlıyoruz. 2010 yılından bu yana ise rafine ürün çeşitleri ile perakende sektörüne hizmet veriyoruz.” Yarım asırlık firma artık ingilizlerin Türkiye’nin 52 yıllık un şirketi Söke Un, İngiliz menşeli yatırım fonu Mediterra Capital Partners I,LP’nin yüzde yüz sahip olduğu MKU Un AŞ’ye satıldı Söke Un hissedarları ile İngiliz menşeli yatırım fonu Mediterra Capital Partners I,LP’nin yüzde yüz sahip olduğu MKU Un AŞ arasında Söke Un hisselerinin yüzde yüzünün satışıyla ilgili nihai satın alma sözleşmesi imzalandı. Şirket tarafından konuyla ilgili yapılan açıklama şöyle: “Söke Un hissedarları ile İngiliz menşeli yatırım fonu Mediterra Capital Partners I, LP’nin yüzde yüz sahip olduğu MKU Un AŞ arasında Söke Un hisselerinin yüzde yüzünün satışı ile ilgili olarak nihai satın alma sözleşmesi imzalanmıştır. Tesco’da John Allan dönemi Dixons Carphone’da başkan vekili olarak görev yapan John Allan’ın, 1 Mart 2015 tarihi itibariyle Richard Broadbent yerine Tesco’nun Yönetim Kurulu Başkanı olacağı açıklandı. Halen Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüten Richard Broadbent açıklamasında, John Allan’ın Tesco’daki bu önemli görevi kabul ettiği için duyduğu memnuniyeti ifade ederek, Allan’ın geniş uzmanlık Yapılan İşleme ilişkin Rekabet Kurumu başvurusu yapılmıştır. Taraflar işlemin önümüzdeki günlerde tamamlanabilmesi için çalışmaktadırlar. Mediterra, Söke Un markasının pazardaki güçlü konumuna ve 60 yılı aşkın süredir geliştirdiği üretim tecrübesine güvenmekte, bu sağlam temeller üzerinde şirketin Mediterra’nın desteğiyle hızlı bir büyüme yaşayacağına inanmaktadır. Bu hızlı büyümenin sağlanabilmesi için kapasite artışı da dâhil olmak üzere farklı stratejiler değerlendirilmektedir. İşlemin tamamlanması halinde Söke Un’un mevcut Ortak ve Genel Müdürü Seyda Akdurak, Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlük görevlerine devam edecektir.” alanı, deneyimi ve kişisel özellikleriyle Tecso Grubu’nun geleceğine çok büyük katkı sağlayacağına olan inancını vurguladı. Kıdemli Bağımsız Direktör Patrick Cescau, John Allan’ın Tesco’nun tüm Yönetim Kurulu Üyelerinin ortak kararı doğrultusunda Allan’a teklif götürüldüğünün altını çizdi. John Allan’a görevi için 3 yıl boyunca her yıl sabit olarak 650 bin Pound ödenecek. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 63 HABER Hayat Kimya cirosunu açıkladı Hayat Kimya, 2014 yılını yüzde 20 büyümeyle kapatarak 1,2 milyar dolarlık ciro hacmine ulaştı Hayat Kimya’nın 2014 yılına ilişkin değerlendirmeleri ve 2015 hedefleri, Hayat Kimya Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Koordinatörü Prof. Dr. Orhan İdil, Temizlik Kağıtları Kategorisi Global Pazarlama Direktörü Aysel Aydın ve Kağıt Fabrikalar Direktörü Lütfi Aydın’ın katılımıyla İstanbul’da düzenlenen toplantıda paylaşıldı. Hayat Kimya’nın büyüme hızının arkasında kuruluşundan bu yana benimsediği yenilikçi yaklaşımlar ve markalarına, işletmelerine ve insan kaynaklarına yapılan yatırımlar olduğunun altını çizen Orhan İdil, “Bu başarımız istatistiklere de yansımış durumda. Bugün Hayat Kimya, en yüksek hacimde ihracat yapan ilk bin kuruluş içinde 57’nci, en büyük 500 sanayi kuruluşu içinde 62’nci, ve Holding en hızlı büyüyen şirketler içinde de 21’inci sırada bulunuyor. Son 10 yıldır her sene ortalama yüzde 20’lik birleşik büyüme ile her 4 yılda bir, iki kat büyüdük.” diye konuştu. Büyüme asrtarak devam edecek Hayat Kimya’nın ülke ekonomisi için katma değer üretirken, istihdama da katkı sağladığını ve çalışanlarına da yatırıma devam ettiklerini kaydeden İdil, “Büyümemize paralel olarak 2014 yılında 1000’in üzerinde arkadaşımızı bünyemize katarak yurtiçinde toplam çalışan sayımız 3 bin 500’e, dünyada ise toplam 7 bine yaklaşmış durumda. 320 çalışanımızı 2014 yılında global çalışma yetkinlikleriyle donatacak yurtdışı görevlerine atadık. Bugün Hayat Kimya, ilanlarına gelen 140 bin başvuruyla en fazla ilgi çeken şirketlerden biri haline geldi.” dedi. Markaları- na, teknolojiye, insan kaynakları eğitimi ve Ar-Ge’ye yaptıkları sürekli yatırımın kendilerini daha büyük hedefler için cesaretlendirdiğini ifade eden Orhan İdil, “Bu yatırımlarımızın yansımalarını Türkiye’de olduğu kadar, bölgede giriş yaptığımız her ülkede de görüyoruz. Hayat Kimya, yatırım yaptığı bölgelerdeki istikrarsızlıklara rağmen, tüm bu değerleriyle teknoloji ve kalite ihraç eden bir kuruluş haline geldi. 2015’te de büyümemizi bu misyon ile sürdüreceğiz.” diye konuştu. Ülker bir firma daha satın aldı Yıldız Holding, girişim sermayesi Actera Özel Sermaye Fonu’unun ev dışı tüketim sektöründe faaliyet gösteren g2m’deki yüzde 64 payını aldı Yıldız Holding’den yapılan açıklamada, Holding ile Actera arasında imzalanan anlaşmaya göre, şirketin elindeki yüzde 64’lük hissenin Rekabet Kurulu kararının ardından Yıldız Holding’e geçeceği belirtildi. Açıklamada gerçekleşen hisse alım Metro Toptancı Market’te görev değişikliği Metro Toptancı Market Türkiye’de 2013 yılından bu yana Gıda Satın Alma Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan Thomas Rudelt’in sorumluluk alanı genişledi. Rudelt, yeni dönemde Gıda Dışı Satın Alma Direktörlüğü görevini de üstlenecek. Rudelt yeni sorumluluğu ile birlikte Metro raflarında yer alan tüm ürünlerin satın 64 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi işleminin bedeli ile ilgili bir bilgi ise yer almadı. Son yıllarda dünyada en hızlı büyüyen pazarların başında ev dışı tüketim sektörünün geldiğine işaret eden Yıldız Holding Perakende Grubu Başkanı Mustafa Yaşar Serdengeçti, “Türkiye’de de benzer bir performans gösteriyor. G2M Türkiye pazarının bu alandaki önemli oyuncularından biri. Her biri kendi alanında güçlü markalarla ve tedarikçilerle uzun yıllara dayanan sağlam ticari ilişkileri var. Satın alım sonrasında da aynı çalışma sistemi devam edecek.” şeklinde konuştu. alma süreçlerini yönetecek. Metro’daki kariyerine 1983 yılında Metro Almanya’da stajyer olarak başlayan Thomas Rudelt, Departman Müdürü, Mağaza Müdürü, Gıda Direktörü gibi önemli görevlerde bulundu. 2013 yılından bu yana Metro Toptancı Market Türkiye bünyesinde Gıda Satın Alma Direktörü olarak çalışan Rudelt’e son olarak Gıda Dışı Satın Alma departmanı da bağlandı. Spor yapmaktan hoşlanan Thomas Rudelt, gitar ve piyano çalıyor. HABER Organik tavuk pazarında sürpriz büyüme Organik gıdaya artan rağbetin yanında gelişen organic tavuk pazarında büyüme yıldan yıla artıyor Organik tavuk tüketiminin Türkiye’de Avrupa ortalamasının gerisinde olduğunu ama buna rağmen büyük yol kat edildiğini belirten Orvital Organik Gıda Kurucu Ortağı ve Gıda Mühendisi Muharrem Doğan: “Türkiye’de organik tavuk pazarına 2009 yılında girdik. O zaman tek marka bizdik, halen de pazarın lideriyiz. Gelişime ve büyümeye şahitlik etmek çok umut verici. O günden bu yana pazar, 14 kat büyüdü. Bu pazarı bilinçli anneler ve onların talebine kulak veren zincir mağazalar büyüttü. Sağlıklı beslenme bilincinin artması için organik üretim yapan çiftçilerimizi cesaretlendirmeliyiz. Biz en bü- yük gücümüzü organik üretim yapan aile çiftliklerinden ve sözleşmeli tarım modelimizden alıyoruz.” dedi. Organik konusu artık fiyat değil bilinçle odaklı Organik konusu fiyat odaklı olmaktan çıkıp bir bilincin göstergesi olmaya başladığına vurgu yapan ve “Bunu organik bakliyat, makarna ve et/sebze suyu ürettikten sonra daha net gözlemledik” diyen Doğan, organik tüketimin 3 büyük il dışında Bursa ve Antalya’da ciddi arttığına vurgu yaptı. Organik tavuk liginde İstanbul‘da; Ataşehir, Caddebostan, İstinye, Bahçeşehir, Etiler, Ankara’da; Zirvekent, Beysukent, Çankaya, Bursa’da; Geçit, Nilüfer ve İzmir’de; Mavişehir ve Bostanlı en fazla organik tüketen ilçeler olarak ön plana çıkıyor. Yerel zincir marketler de konuya duyarlı… Doğan’a göre: “Organik ürünler her geçen gün daha erişilebilir oluyor. Önemli olan organik üretim yapan üreticilerin sayılarının artması. Onlar üretsin biz onlara pazar yaratırız. Global marketler kadar yerel zincir mağazaların da organik ürünlere ilgisi arttı.” dedi. Lila Kağıt yoluna Ediz Hun’la devam edecek Lila Kağıt’ın Sofia markası ile 2014 yılında başlattığı ‘Sofia Ormanları Yok Etmez’ kampanyası, yoluna Ediz Hun ile devam ediyor Dünya standartlarında temizlik kağıtları üretme vizyonuyla 2008 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren Lila Kağıt, ‘Sofia Ormanları Yok Etmez’ kampanyasına Sanatçı ve Ekolog Ediz Hun ile devam ediyor. Reklam kampanyasının ön gösterimi için düzenlenen toplantıda konuşan Lila Kağıt Genel Müdürü Alp Öğücü, Sanatçı ve Ekolog Ediz Hun ile Sofia reklam kampanyasında bir araya gelerek aynı amaca beraberce hizmet etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Sanatçı ve Ekolog Ediz Hun ise ilk defa bir reklam filminde oynadığını ve Türkiye’ye değer katan bir proje içinde yer almaktan dolayı mutlu olduğunu paylaştı. Ediz Hun: “Sanat camiasının sevilen bir ismi olarak, çeşitli projeler için birçok teklif alıyorum. Şimdiye kadar yapılan bu teklifleri açıkçası benimseyememiştim. Ancak Sofia gibi hammadde temininde bu derece hassasiyet ve titizlik gösteren bir kuruluşun, Türkiye’de ilk olan endüstriyel ağaç tarımı projesi içinde yer almak benim için gurur vesilesidir.” dedi. Karadeniz PERDER’den Antalya çıkarması Karadeniz PERDER Yönetim Kurulu ve Üyeleri ANFAŞ Food Product 22’nci Uluslararası Gıda İhtisas Fuarı’nı ziyaret etti. Karadeniz Perder Yönetim Kurulu ve Üyeleri üretici firmalarla görüşmelerin yapıldığı ziyaret sonrası, Kumluca da bulunan üye, Bahçeli Gıda ziyareti gerçekleşti. Karadeniz PERDER Başkanı Osman Kalafat; “Görüşmelerde meyve ve sebze reyonlarında personel ürün konuları. Meyve sebze alımlarında yapılabilecek olan iyileşmeler hakkında görüş ve öneri alışverişi yapıldı.” diye konuştu. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 65 SOSYAL SORUMLULUK Perakende ve hızlı tüketim sektörünün topluma sağladığı katkı sadece istihdam ve kazandırdığı yüksek vergiyle sınırlı kalmıyor. Sektör, sosyal sorumluluk çalışmalarıyla da topluma katkı sağlıyor Sosyal Özhan Özhan Marketler Zinciri, Kadın Ekonomi Platformu Derneği işbirliği ile hayata tutunmakta zorlanan dezavantajlı kadınlar için meslek edindirmeye yönelik “Altın Kep” projesini hayata geçirdi. Özhan Gönüllüleri Topluluğu ve Uçurtma Kreatif’in desteğiyle gerçekleştirilen proje kapsamında dezavantajlı kadınların ve gençlerin kariyer sahibi olmalarına katkı sağlanacak. Projenin tanıtımı Kadın Ekonomi Platformu Derneği üyeleri, Özhan dostları ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleşti. Tanıtım toplantısında proje ile ilgili bilgi veren Özhan Marketler Zinciri Reklam ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Ayşen Yılmaz, Geçit Şube’den başlayan ve tüm şubelerde devam edecek projede, satışa sunulan alışveriş filelerinin gelirinin, meslek edindirmeye yönelik eğitim mutfağının oluşturulması için kullanılacağını dile getirdi. Kadın Ekonomi Platformu Derneği Başkanı Hayal Aydede ise, Altın Kep projesinin hayatlarının en karanlık anında gençlere, kadınlara ve evlatlarına bir kariyer ışığı yakarak yeni bir hayat sunmak, yaşama sevinci olmak için yola çıktılarını belirtti. 68 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi sorumluluk Unilever Lider markaların üreticisi Unilever, Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamında gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği en temel hedeflerinden biri olan sıfır katı atık statüsüne, tüm dünyada 2015 yılı itibarıyla ulaştığını duyurdu. Hedefini çevresel etkisini azaltır- ken, işini de iki katı büyütmek olarak belirleyen Unilever, tüm küresel fabrika ağında katı atık alanlarına sıfır atık gönderen fabrikalar yaratarak 200 milyon avro maliyet tasarrufu yaptı. Türkiye’de ise son olarak üretime başlayan Konya Algida Fabrikası da dahil olmak üzere tüm üretim tesisleri 2013 yılından bu yana sıfır katı atık statüsünde üretim yapan Unilever’in; fabrikalarından atık alanlarına hiçbir katı atık gönderilmiyor, tesislerde ortaya çıkan katı atıklar yeniden kullanılıyor, geri dönüştürülüyor ve geri kazanılıyor. Türkiye’nin sıfır katı atık hedefine en hızlı ulaşan ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Unilever Türkiye Tedarik Zincirinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Nihal Temur konuyla ilgili şunları söyledi: “Katı atık alanlarına sıfır atık gönderme hedefi Unilever’in sürdürülebilir büyüme hedeflerinin temel unsurlarından birini oluşturmaktadır. Sürdürülebilir Yaşam Planı çerçevesinde 2015 yılına kadar tüm dünyadaki tesislerde hedeflenen sıfır katı atık statüsünü, biz Türkiye’de globalden önce, 2013 yılında gerçekleştirdik. Şu an Türkiye’deki tüm mevcut fabrikalarımız sıfır katı atık statüsünde faaliyet gösteriyor. Çevresel anlamda daha sorumlu fabrikalar yaratmak için tüm dünyada en iyi uygulamaları hayata geçiriyoruz. Unilever Türkiye olarak, Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamındaki diğer hedefler doğrultusunda kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz.” Biçen Biçen Marketleri topluma anlamlı bir hatırlatma yapmak üzere bir sosyal sorumluluk projesi başlattı. Hayata geçirilen bu projede 1 milyon poşet üzerine “Güçlü Kadın, Güçlü Toplum” sloganı yazılarak, kadının toplumdaki yerinin önemine vurgu yapılıyor. Poşetlerin bir yüzünde bu anlamlı slogan yer alırken diğer bir yüzünde de Hürriyet’in 10 yıldır sürdürdüğü Aile İçi Şiddete Son Kampanyası’na destek veriliyor. Poşetlerin üzerinde Hürriyet’in 7 yıl sürdürdüğü ve geçtiğimiz günlerde Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’na devrettiği Aile içi Şiddet Acil Yardım Hattı numaraları da yer alıyor. Biçen, poşetler üzerinde “Şiddet görüyorsanız ya da şiddete uğrayan birini tanıyorsanız lütfen bu numaraları arayın” mesajına yer verdi. Hürriyet’in Aile İçi şiddete son bilgilendirme kitapçıkları da kasalarda müşterilere dağıtılıyor. Ayrıca mart ayı boyunca mağaza içindeki afişlerle, radyo anonslarıyla ve 8 Mart’ta tüm Biçen çalışanlarının yakalarına takacakları rozetlerle, ziyaretçilerine “Güçlü Kadın, Güçlü toplum” mesajı verecek. RÖPORTAJ Pakmaya’ya raflarda yer açın Maya üretimi ve üretim kapasitesi bakımından Türkiye’de bir, dünyada ise üçüncü sırada olan Pakmaya, büyümesini Ar-Ge’yle sürdürecek. Hali hazırda 130 ülkeye ihracat yaptıklarını belirten Pakmaya Tüketim Ürünleri Satış ve Pazarlama Müdürü Kemal Aktaş, 50 olan ürün çeşitlerini 100’e çıkartacaklarını ve tüketicilerine lezzetli ve kesin sonuç verecek ürünler sunacaklarını anlattı Röportaj / Onur KAYA P Kemal Aktaş 70 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi akmaya’nın kuruluş hikâyesi aslında çok eskilere, kurucu grubun ilaç laboratuarı kurmasına dayanıyor. Bu tecrübeden hareketle de maya lideri bir ‘Pakmaya’ ortaya çıkıyor. Bize bu hikâyeden biraz bahsedebilir misiniz? Bu öykü Cumhuriyetimizle birlikte başladı. Şirketler grubumuzun temeli 1923 yılında Prof. Mustafa Nevzat Bey’in kendi adını taşıyan ilaç laboratuvarını kurmasıyla atıldı. Günümüzde Türk ilaç sektörünün öncü ve köklü kuruluşu olan Mustafa Nevzat İlaç San. AŞ’de uzun yıllar ilaç ve ilaç hammaddeleri üretildi. Böylece titiz, dikkatli ve hijyenik sınai üretim deneyimi kazanan grubumuz, 1973’te gıda sektörüne girmeye karar verdi. İlk Pakmaya fabrikası İzmit-Köseköy’de işletmeye açıldı. Bu, maya alanında Türkiye için bir dönüm noktası oldu. Türkiye fırıncılık sektöründe fenni maya kullanımı bu tarihten itibaren, Pakmaya’nın öncülüğünde yaygınlık kazandı ve fenni maya ekmek üretiminin vazgeçilmez unsurlarından biri oldu. İlk fabrikasının ardından 1986’da İzmir-Kemalpaşa’da ikinci, 1990’da Düzce-Cumayeri’nde üçüncü maya fabrikasını kuran şirketimiz, Türkiye dışındaki ilk yatırımını da 1998’de Romanya’nın Paşcani şehrinde gerçekleştirdi. Tüm Pakmaya fabrikalarında üretim, en yüksek uluslararası hijyen ve kalite standartlarına uygun olarak, bilgisayar kontrollü sistemlerle yapılıyor. Yaklaşık bin kişilik deneyimli bir kadroya ve günümüzün en gelişmiş teknik donanımına sahip olan bu tesislerde, kaliteden ödün vermeyen bir anlayışla yaş, aktif kuru ve instant maya çeşitleri üretiliyor. Kurulduğu günden bu yana sürdürdüğü istikrarlı büyümeyle yıllık 250 bin ton yaş maya eşdeğerinde bir kapasiteye ulaşmış bulunan şirketimiz, dünyanın sayılı büyük maya üreticisi arasında yer alıyor. Pakmaya olarak, ekmek mayası üretimi ile birlikte 1986 yılından beri; fırıncılık, pastacılık ve değirmencilik ürünleri alanında da faaliyet gösteriyoruz. Pakmaya, geçtiğimiz yılsonuna doğru tatlı grubundaki ürünlere geleneksel Türk tatlılarını da ekledi. Bu ürünlerin pazardaki durumu nedir? Beklentilerinizi karşıladı mı? Son 3 yılda piyasaya sunduğumuz 50’ye yakın ürün ile pazarda oldukça büyük başarı elde ettik. Girdiğimiz her kategoride pazarı da büyüttük. Zaten, Nielsen araştırma şirketinin bölgesel bazda yaptığı araştırmalar sonucunda bu kategoride ikinci marka olduğumuz tespit edildi. Bu da bizi mutlu ediyor. 3 yıl önce yola çıkarken de zaten kendimize hedef olarak, pazarın ilk iki oyuncusundan biri olmayı seçmiştik. Tüm planlamalarımızda ve bütçelerimizde hedeflerimize ulaştık. Pazarın şu anda en iyi iki oyuncusundan biri konumundayız. Yurtdışı atağına çok erken kalkan Pakmaya şu an kaç ülkede var? Dış pazardaki Pakmaya’nın payı ve durumu nasıl, öğrenebilir miyiz? Halen 130 ülkeye ihracat yapıyoruz. Pakmaya bugün yıllık 250 bin ton yaş maya kapasitesiyle dünyanın sayılı büyük üreticileri arasında yer alıyor. Şirketimiz maya üretimi ve üretim kapasitesi bakımından Türkiye’de lider, dünyada ise ilk üç firma arasında bulunuyor. Pakmaya’nın lo- jistik ağını ve bu ağı nasıl yönettiğini bizimle paylaşabilir misiniz? Türkiye’nin her noktasında varız ve bütün illerde bayilerimiz bulunuyor. Türkiye’de her ilde dağıtım aracı olan ender firmalardan biriyiz. Ülke genelindeki 5 bölge müdürlüğümüz, Türkiye’nin 81 ilinde distribütör ve bayilik sistemi ile ürünlerimizi tüm satış noktalarına ulaştırıyoruz. Günümüzde üretici firmalar için ArGe çalışmaları çok önemli. Pakmaya Ar-Ge çalışmalarını nasıl yürütüyor? Yıllık ne kadar bütçe ayırıyor? Ar – Ge yatırımlarımız bizim işimizin merkezinde yer alıyor. Bünyemizde faaliyet gösteren Pak Biyoteknoloji Araştırma ve Geliştirme Merkezi (PBİO), Fırıncılık Araştırma ve Geliştirme Merkezi” (FAGEM) ve Pakmaya Uygulama Merkezi (PUM) ArGe çalışmalarına verdiğimiz önemin en büyük göstergesidir. 1988 yılında kurulan PBİO ile değişen tüketici talep ve beklentilerini karşılayarak, daha kaliteli, daha dayanıklı ürünler geliştirmeyi hedefledik. 1989 yılında Türkiye’de özel sektöre ait ilk FAGEM’i kurarak ekmek katkı maddeleri ile premikslerinin, pişirme yardımcıları, pastacılık ve değirmencilik ürünlerinin geliştirilerek denemelerinin yapıldığı ve kullanıcılara tanıtıldığı bir merkezi hizmete sokmuş olduk. PUM sayesinde ise, yeniliğe, değişime özellikle açık bir sektör olan pastacılık ve unlu mamuller dünyasındaki pastane ve fırın işletmecileri ile ustaları bir araya getiriyor ve onlara destek veriyoruz. Önümüzdeki süreçte Pakmaya’nın gelecek hedefleri ve yatırım planları neler öğrenebilir miyiz? 2012 yılında yola çıktığı- mızda bir maya markasından ziyade bir gıda markası olma vizyonumuz vardı. Bu bağlamda da adım adım gıda firması olma yönünde ilerliyoruz. Tıpkı maya gibi, yeni gıda ürünlerimizle de mutfağın vazgeçilmezi olmayı amaçlıyoruz. Bu alanda yeni ürünlerimizle her zaman pazarda iddialı olacağız. Tüketim ürün grubumuzda pişirme yardımcıları, pudingler, şantiler, soslar, pasta kremaları, Türk tatlıları ve çikolatalar ile birlikte 7 kategoride 50’ye yakın ürünümüz bulunuyor. En yeni ürünümüz ise çikolata. Yaptığımız pazar araştırmasında kadınlarımızın mutfakta unlu mamulleri yaparken kullandıkları çikolata çeşitlerinin yetersiz olduğunu fark ettik. Bu alanda çeşitler çok az. Bugüne kadar sadece “bitter” çikolata olarak parça ve damla formunda ürünlerden oluşan ev tüketimi çikolata pazarına, Bitter ve Sütlü Parça Çikolata, Bitter Kurabiye Çikolatası ve Sütlü Kurabiye Çikolatası olmak üzere 4 yeni ürün sunduk. Geçen yıldan bu yana Türk tatlıları kategorisinde de büyük hamle yaparak geleneksel lezzetlerimizi sofralarımıza tekrar kazandırdık. Bu kategoride bugüne kadar damla sakızlı muhallebi, sütlaç, keşkül, supangle, tavukgöğsü, aşure, irmik tatlısı ve muhallebi gibi geleneksel Türk tatlılarını tüketici ile buluşturduk. Biz mutfakta kullanılan her ürün kategorisinde Pakmaya ürünlerinin ön plana çıkmasını hedefliyoruz. Hızlı tüketim grubu (FMCG) son yıllarda üzerinde oldukça durduğumuz ve yeni ürünlerimizi tüketicilerimiz ile buluşturduğumuz bir alan. Bu gruptaki ürünlerimizle ikinci sıraya yerleştik, ancak hedefimizi büyük tutuyor ve liderlik için mücadele ediyoruz. Tüketim ürün grubunda ürün portföyümüzü geliştirmeye devam edeceğiz. Ürün çeşitlerimizi 100’ün üzerine çıkararak, tüketicilerimizi pazarda var olmayan, pratik lezzetli ve garanti sonuç veren ürünlerimizle tanıştıracağız. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 71 KÜRSÜ / ÖZGÜN Okan Aras [email protected] Perakende biliminde bitmez değişimler S ektör, dinamik yapısını eksik etmediği sürece, tüketici ihtiyaçlarının da sonsuz olup karşılanması güçleştikçe, perakende dünyası ayrı bir bilim dalı olarak ilgi görmeye devam ediyor. Bilim insanları, pazarlama/satış stratejilerini yeniledikleri gibi, sürekli farklı ve öncü olabilmenin metotlarını da araştırıyor… Biraz veri… Şart… Eskiden veri hiç yoktu; şimdi bazı değerleri; dernek/federasyon/ araştırma kurumları; medya marifetiyle yayımlıyor ki, karanlıkta çam devirmeden konuşabiliyoruz… Önceki yılın değerlerine kuşbakışı göz gezdirsek de; Satın alma Gücü Paritesi (SGP) değerine göre, kişi başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) endeksi, 2013 için 55 olarak belirlendiğine tanık oluruz. Avrupa Birliği (AB) İstatistik Ofisi tarafından açıklanan SGP’ye göre, kişi başına GSYH endeksi 2013 yılı geçici sonuçlarına göre 28 AB ülkesi ortalaması 100 kabul edilirken, bu değer Türkiye için 55… Halen, AB ortalamasının yüzde 45 altında kaldığımız önemli bir gerçek. Bosna-Hersek’in 29 olmasından kime ne? Ölçü mü? Kaldı ki, bireysel tüketim düzeyinde de benzer bir durum söz konusu ve hatta paralel… Peki, neden Türkiye? Yukarıda verilen değerlere bakıp da aldanmayın. Türkiye, hâlâ perakendenin ilgi odağı ve hedef ülkesi… Dünyanın en önemli pazarların- dan biri konumunda olan Türkiye perakendesi, bu yüzden ivmesini kesmiyor ya, hepimiz sık sık bu konuyu gündeme getiriyoruz. Doğal… Ve rakamların; bir kaç yıl içersinde 400 milyar dolar seviyesini geçeceğini de yazıyor, çiziyoruz. Küresel markaların gözü de ülkemi, mesken tutmuş durumda… Böylesi genç ve atılgan bir nüfusa, mal ve hizmet üretebilmek, uluslar arası perakende devlerine cazip geliyor çünkü… Ve ne garip; Dünyanın ilk alış-veriş merkezi gârı, onları satın alabiliyor. Aynen Beğendik grubunun Alman Metro Grubu’nun Türkiye’deki 12 Real Hipermarket Zinciri’ni satın alması gibi. Olur mu? Olur… Durmak yok, başarılara devam… Ya yurt dışı operasyonlar… Gıda dışı ve daha çok tekstil markalarında, uluslararası deneyimlerimiz giderek artıyor. İç pazar kadar, dış pazarda da perakendenin önemli oyuncuları olmaya özen gösteriyoruz. İyi temsilcilerimiz var… Ya gıda? Market zincirlerimiz ne durumda? Pek parlak değil doğrusu… Orta Doğu’dan bir adım öteye gidemiyoruz mesela. Ve kaldı ki, o bile sınırlı… İç pazarda rekabet eden, zaman zaman üstünlük kuran marketler zincirleri, nasıl oluyor da, dış pazar açılımını yapamıyor? Hiç kendinize sordunuz mu? Ve ne cevap aldınız? Merak ediyorum doğrusu… Sanırım, bu konuda gerçekten bir market ekolümüz yok! Ne yazık ki, pek çok yerel ve hatta ulusal konuma geçme alıştırmaları yapan market zincirleri, sistem ihraç edebilme özelliğine sahip değil. Çünkü açıkça ifade etmek gerekiyor ki; sistemleri yok! Organizasyonları büyüdükçe, yönetmekte zorlanıyorlar. Denetleyemedikleri gibi, korkuyorlar bu durumdan… Ve sonrasında; nitekim yönetemiyorlar da… Yanılıyorumdur belki… Dünyanın en önemli pazarlarından biri konumunda olan Türkiye perakendesi, bu yüzden ivmesini kesmiyor ya, hepimiz sık sık bu konuyu gündeme getiriyoruz. İç pazarda rekabet eden, zaman zaman üstünlük kuran marketler zincirleri, nasıl oluyor da, dış pazar açılımını yapamıyor? Hiç kendinize sordunuz mu? 72 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi mantığını İstanbul Kapalıçarşı ile başlatmışsak da, arkası gelmemiş bir türlü. Aynen, güreşte hep üstte olan Türkiye, nasıl olduysa, şimdilerde sırtını minderden kaldıramıyor… Var bir hikmet, ama ne? AVM mantığını, yönetim şekillerini, pazarlama/satış stratejilerini, görsel mağazacılığı ve hatta ‘iyi esnaf’ tanım ve de uygulamalarını, elin yabancısından yeniden öğrenmek için çaba sarf edip, debeleniyoruz. İyi örneklerimiz elbette var… Yeterli değil! Ve bazen; Yabancı sermaye bizden perakende zincirlerini satın alırken, bir bakıyorsunuz, bizim motiflerin rüz- HABER KalDer’in karikatür yarışmasının kazananları belli oldu Biçen, yarına hazır Biçen 2016 yılında yapacağı mağaza konsept çalışmaları için hazırlıklara başladı Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında karikatür sanatına destek vermek amacıyla KalDer Bursa Şubesi’nin geçen yıl başlattığı Anadolu Karikatürcüleri Derneği işbirliğinde düzenlediği Ulusal Karikatür Yarışması, ikinci yılında sanatseverle buluşmaya devam ediyor Jüri değerlendirmesini tamamladı, ödüller açıklandı Gizli oylama sonucu yarışmada ödül almaya hak kazanan eserler belirlendi. Yapılan puanlama sonucunda ödüller ve ödül almaya hak kazananlar açıklandı: Birincilik ödülü: Oğuz Gürel (İstanbul) İkincilik ödülü: Musa Gümüş (İstanbul) Üçüncülük ödülü: Emrah Arıkan (Ankara) Üç adet mansiyon plaketi: Yalçın Eroğlu (Bursa), Aytur Şahinbay (İzmir), Cem Güzeloğlu (İzmir) Anadolu Karikatürcüler Derneği özel ödülü: Sait Munzur (Ankara) Yarışmanın jüri üyeleri şöyle; 1. Ahmet Aykanat Karikatürist 2. Mehmet Kahraman Karikatürist 3. Cüneyt Şenyavaş Karikatürist 4. Kemal Akkoç Karikatürist 5. Halit Kurtulmuş Karikatürist 6. Aykan Kurkur KalDer Bursa Genel Sekreter 7. Arzu Özel KalDer Bursa Sempozyum ve Üyelik Yöneticisi Hem 23 yıllık Biçen markasını hem de yeni markası Tadolya’yı Avrupa standartlarında konsept çalışmalarla yenilemek üzere kolları sıvayan Biçen, geçtiğimiz gün ofisinde önemli bir misafiri ağırladı. Biçen üst yönetim kadrosu, Hollanda merkezli perakende tasarım firması Jos De Vries Orta ve Güneydoğu Avrupa Bölgesi Direktörü Martin Gaber ile bir ön görüşme yaptı. Gaber, dünya perakende sektöründeki trendler ve Türkiye perakende sektörünün analizlerini aktardı. Mağaza içi lojistik, mağaza dizaynı, mağaza ekipmanları, ürün gruplarının doğru yerleşimi, müşteri yürüme rotası konusundaki deneyimlerini dünyanın farklı bölgelerindeki örnek uygulamalarla paylaştı. 2015’te ‘Yarın İçin Şimdi Harekete Geç’ felsefesi ile hareket ettiklerini dile getiren Sinan Biçen, mağaza dizaynı ve konsept konusunda yeni fikirler ve çözümlere her zaman açık olduklarını, farklı bakış açılarının, farklı uygulamaların kurumsal kimliklerine büyük değerler katacağını söyledi. Pakmaya çikolata pazarını yeniden tanımlıyor Pakmaya süsleme amaçlı faydası bulunan ve tek bir çeşitten oluşan bu ürün kategorisinde lezzeti ön planda tutan yenilikçi bir yaklaşım ile 4 yeni ürün sunuyor. Pakmaya fırın ve pastaneler için olduğu kadar evde üretilen ve tüketilen unlu mamul, pasta ve tatlılar için de vazgeçilmez bir gıda markası haline geliyor. Bu alanda başta pişirme yardımcıları olmak üzere pudingler, tatlı soslar, krem şanti ve hazır tatlılar ile rakipleri karşısında gücünü kanıtlayan Pakmaya şimdi de çikolata kategorisinde yenilikçi bir adım atıyor. Pakmaya çikolata pazarına bitter ve sütlü parça çikolata, bitter kurabiye çikolatası ve sütlü kurabiye çikolatasını da ekleyerek 4 yeni ürün sunuyor. yeni ürünler KalDer Bursa Şubesi ve Anadolu Karikatürcüleri Derneği işbirliğinde düzenlenen 2. KalDer Bursa Ulusal Karikatür Yarışması sona erdi. 17-18 Nisan günlerinde Bursa’da gerçekleşecek olan 13. Kalite ve Başarı Sempozyumu kapsamında düzenlenen yarışma, sempozyumun ana teması olan “Mükemmelliğe Yolculuk” başlığı ile Aralık ayında kamuoyuna ve sanatseverlere duyurulmuştu. Duyurunun ardından yarışmaya toplam 226 adet eser geldi. 23 Ocak günü yapılan ön jüri toplantısında 84 eser finale kaldı. Eserlerin web sitesinde yayınlanmasıyla benzer ve kopya itirazları doğrultusunda 2 eser elendi. Son finale 82 eserin kalmasının ardından jüri 9 Şubat günü toplanarak değerlendirmesini yaptı. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 73 HABER Ocak ayının zam şampiyonu kırmızı mercimek oldu Akademetre Research&Strategic Planning tarafından Türkiye’nin 29 İlinde sürdürülen fiyat araştırmasının Ocak ayı sonuçları açıklandı. Araştırma sonuçlarına göre, 1 kilogram kırmızı mercimek ürünlerinin fiyatları bir önceki aya göre yüzde 14,08 oranında arttı Akademetre Research&Strategic Planning tarafından Türkiye’de 29 il ve ilçe merkezinde 800’ün üzerinde satış noktasında, gıda ürünleri kapsamında yapılan Ocak Ayı Fiyat Araştırması sonuçları açıklandı. Akademetre Pricing Panel Direktörü Güler Kaya tarafından yapılan açıklamada, Ocak ayında Aralık ayına göre ortalama fiyatı en çok yükselen ürün yüzde 14,08 ile 1 kilogram kırmızı mercimek olduğu bildirildi. 2014 yılının Ocak ayı ortalama fiyatları baz alındığında da fiyatı en çok yükselen ürün yüzde 37,05 ile 2 bin 500 gram Osmancık pirinç olduğu belirtildi. Ocak ayında fiyatı en çok artan ürünler sırasıyla, yüzde 14,08 ile 1 kilogram kırmızı mercimek, yüzde 7,21 ile 2 bin 500 gram kırmızı mercimek, yüzde 6,93 ile yarım kilogram makarna, yüzde 4,96 ile 5 litre riviera zeytinyağı oldu. Akademetre tarafından yürütülen fiyat araştırmasını değerlendiren Akademetre Pricing Panel Direktörü Güler Kaya, “2014 Ocak ayı başından bu yana ortalama fiyat trendlerini değerlendirdiğimizde, en yüksek fiyat artışının yüzde 37,05 ile 2,5 kilogram Osmancık pirinçte olduğunu gördük, ortalama fiyat artışında 2,5 kilogram Osmancık pirinçi, yüzde 33,88 ile 1 kilogram kırmızı mercimek, yüzde 30,43 Media Markt’ın CEO’su değişti ile 1 kilogram tereyağ izledi.” dedi. Kaya, “Araştırma kapsamında takip edilen ürünlerden, 5 litre sızma zeytinyağı ortalama fiyatının geçen yılın Ocak ayından bu yana yüzde 5,7 düştüğünü.” iletti. Fiyat araştırmasının Ocak ayı sonuçlarına göre 250 gram tereyağ ortalama fiyatının yüzde 8,82 oranında düştüğü belirtildi. Araştırma kapsamında yer alan ürün gruplarının Ocak ayı ortalama fiyatları in- Avrupa’nın bir numaralı elektronik market zinciri Media Markt Türkiye’nin yeni CEO’su, Media-Saturn Holding’in Türkiye’den sorumlu tecrübeli ismi Peter Leisten oldu. Leisten, 16 Mart itibariyle yeni görevine başladı. Media Markt Türkiye’nin yeni CEO’su Peter Leisten, Media-Saturn Holding’de üst düzey yönetici olarak pek çok pozisyonda görev aldı. 2012 yılından bu yana Media Markt 74 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi celendiğinde, fiyatı en çok düşen ürün grupları; yüzde 8,82 ile 250 gram tereyağ, yüzde 7,58 ile 2 bin 500 gram Osmancık pirinç, yüzde 7,56 ile 5 litre sızma zeytinyağı oldu. Araştırmanın 2013 Yılı verileri baz alındığında, 2014 Ocak ayına göre fiyatı en çok düşen ürünler, yüzde 5,7 ile 5 litre sızma zeytinyağı, yüzde 4,6 ile 1 litre ayran ve yüzde 2,41 ile 2 bin 500 gram bulgur oldu. Türkiye’nin bağlı olduğu Media-Saturn Holding’de Başkan Yardımcısı ve Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdürü (COO) olarak görev yapan Leisten, aynı zamanda Türkiye pazarından da sorumluydu. Ülkeyi çok iyi tanıyan ve yıllardır Türk tüketicisini yakından gözlemleyen Peter Leisten’ın, Media-Saturn’ün büyüme stratejisi dâhilinde, Türkiye’nin en güçlü oyuncularından biri olmasında büyük rolü bulunuyor. HABER Üçler çalışanlarının eğitimleri sürüyor Eurometall’den Bursa sürprizi Üçler Market, çalışanlarına verdiği kişisel eğitim programlarına, fabrika gezileriyle devam ediyor Üçler Market, ekibi için hazırlamış olduğu kişisel gelişim ve mesleki eğitimler kapsamında, hizmet reyonları çalışanları ve Mağaza Yöneticileri ile çeşitli firmaların fabrika gezilerine, kaldığı yerden devam ediyor. Bugüne kadar birçok firma ve fabrika ziyaret etme şansı yakalayan Üçler ekibi, geçtiğimiz gün Bursa’daki Eker Süt ürünleri fabrikasını ziyaret etti. Günübirlik yapılan gezide süt ve süt ürünleri tesisini gezerek; yoğurt, peynir, ayranın üretim, dolum, paketleme ve saklama koşullarının nasıl yapıldığını birebir görme şansına erişerek hem ürünler hakkında, hem de firma hakkında daha detaylı bilgiye sahip oldu. Yenilikçi ekipman ve teknoloji çözümleriyle alışverişe renk katan Eurometall, ofislere de renk ve estetik katmaya devam ediyor. Perakendenin önemli ekipman ve teknoloji tedarikçisi Eurometall, 2015 Kataloğu’nda çıkacak yeni ofis mobilyaları koleksiyonuna Bursa ve ilçelerinin eski isimlerini verdi. 2015 kataloğunda çıkacak yeni ofis mobilyaları koleksiyonu, sağlamlığı ve kullanışlılığının yanı sıra Prusa, Mirilya, Atranos, Nikaea, Castel, Neapolis gibi Bursa ve ilçelerinin tarihi isimleriyle de dikkat çekiyor. SuperFresh’ten pizzaya yeni soluk bol mozarella peyniri, dana kaburgası ve dana misket köftesiyle mangalın ve fırının lezzetlerini birleştiriyor. İçinde Adana’nın lezzeti saklı SuperFresh Aman Adanalı, sucuğu, şerit köftesi ve özel acı sosu ile Adana mutfağına taşıyor. Selva’dan yeni ürün diği Esmer Köftelik Bulgur ile market raflarında yerini aldı. Kırmızı ekmeklik buğdaydan üretilen Selva Esmer Köftelik Bulgur, besinsel değerler açısından da oldukça zengin. Esmer Bulgur ayrıca yüksek besinsel lif ve selüloz içeriği ile tok tutucu özelliğinin yanı sıra bağırsak fonksiyonlarının düzenlenmesine de yardımcı oluyor. Bulgur en çok pilav, çorba, kısır, sarma, içli köfte ve çiğ köfte gibi yemeklerde ve salatalarda kullanılırken, Selva Esmer Bulgur, kolay yoğurulması sebebi ile özellikle çiğköfte yapımında da tercih ediliyor. SuperFresh, Mangalbaşı ve Aman Adanalı pizza çeşitleriyle, Türkiye’nin yöresel tatlarını içinde bulunduran ilk dondurulmuş pizzalarını tüketicilere sunuyor. SuperFresh Mangalbaşı, üzerinde Nostaljik paketteki Vivident Stripe Yudum Omega-3’ü yeniledi Türkiye’nin en büyük sıvı yağ üreticilerinden Yudum Gıda, Omega-3 yağ asitleri bakımından zengin beslenmeye destek olacak yeni ürünü Yudum Omega 3’ü tüketicileriyle buluşturdu. Yeni Yudum Omega 3, mutfaklarda fırın yemeklerinden mezelere, salatadan et yemeklerine kadar çeşitli tarifler için kullanılabiliyor. Başta kalp sağlığı olmak üzere pek çok faydası bulunan Omega-3 yağ asitleri açısından zengin olan yeni Yudum Omega 3, 1 ve 2 litrelik pet şişe ve 5 litrelik teneke alternatifleriyle raflardaki yerini alıyor. 2015 yılında da sağlık ve lezzeti buluşturarak ürün ailesini geliştirmeyi hedefleyen Selva, bakliyat serisine ekle- yeni ürünler Vivident’in stick ambalajındaki yepyeni ürünü Vivident Stripe raflarda yerini aldı. Vivident Stripe, karpuz ve nane aromalı iki farklı çeşidiyle her pakette 7 adet şerit sakızı tüketicileriyle buluşturuyor. Taşıması daha kolay stick ambalajdaki yeni Vivident Stripe nostaljik paketiyle de dikkat çekiyor. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 75 RÖPORTAJ Gıdanın devleri Antalya’da buluştu Antalya Expo Center Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlen toplu tüketimin en önemli fuarlarından ANFAŞ Food Product Gıda İhtisas Fuarı bu yıl da birbirinden önemli katılımcıyla ziyaretçilerine kapılarını açtı. ANFAŞ Fuarcılık Genel Müdür Yardımcısı Server Seçer fuarı Market dergisine değerlendirdi Röportaj / Murat KÜÇÜK T ürkiye’nin en önemli fuarlarından biri olan ANFAŞ Food Product Gıda İhtisas Fuarı’nın önemini bizim için değerlendir misiniz? Antalya Expo Center Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlen en önemli fuarların başında ANFAŞ Food Product Gıda İhtisas Fuarı geliyor. 22’ncisi düzenlen Anfaş Food Product Türkiye’nin en eski yiyecek içecek fuarı olma özelliğini taşıyor. Türkiye’de toplu tedarik dendiğinde akla ilk önce gelen ANFAŞ Food Product, bir ihtisas fuarı ve nihai tüketicilere hitap etmiyor. Burada ev dışı tüketime yönelik ürün üretenler ve onların müşterileri birbirini görme fırsatı yakalıyor. Büyük restoranlar, oteller, tatil köyleri, yemek fabrikaları, gıda toptancıları ve catering hizmeti sunan şirketler, katılımcıları ziyaret ederek onların müşteri adayları arasına giriyor. Bunun yanında devlet misafirhaneleri, yurtlar ve diğer resmi kuruluşların satın almacıları da fuarı ziyaret ediyor. Fuara katılım hem Türkiye’den hem de dünyadan gitgide artıyor. Bu sene hakkında bilgi verir misiniz? 81 ilden katılımcı ve ziyaretçi fuara katılım gösteriyor. Türkiye’nin bütün devleri bu fuarda yerini aldı. Uluslararası düzeyde de yaklaşık 30 ülkeden ziyaretçi fuara geliyor. Kosova, İran, Irak, Japonya, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri fuara heyet düzeyinde katıldı. Bunların haricinde Avrupa ve Orta Doğu’dan katılımcılar da fuarı takip etti. Bu önemli fuara kaç firma katıldı? Bu yıl Food Product Gıda İhtisas Fuarı’na 400’e yakın firma katıldı.45 bine yakın ziyaret gerçekleşti. İlk iki günde 28 bin ziyaretçiye ulaştık. Ziyaretçiler satın almada rolü olan kişilerden oluşuyor. Türkiye’nin en büyük 10 şehri başta olmak üzere tüm 76 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi Server Seçer şehirlerden; büyük zincir otellerin yöneticileri, zincir fast foodların ve marka mekanların yöneticileri, büyük gıda toptancıları fuara yoğun ilgi gösterdi. Biz bu önemli misafirlerimizin konaklamalarını dahi karşılıyoruz. Katılımcılarımız şunu biliyor ki onlar için müşteri olabilecek herkesi ANFAŞ zaten Antalya’da ağırlıyor. Kalabalık ve yoğun bir fuar yaşıyoruz. Fuar işinde hedef kitle çok önemli. Biz profesyonellerin bir araya geldiği bir fuar yapıyoruz. VIP salonlarında konforlu görüşme imkanı oluşturuldu Fuara bu yıl bazı yenilikler eklendi. Bunları anlatır mısınız? Food Product Gıda İhtisas Fuarı’nda bu sene VIP düzeyinde ikili iş görüşmeleri imkanı ekledik. Katılımcıları ve onların müşteri adayları olan ziyaretçileri, VIP ortamında ikili iş görüşmelerini daha konforlu bir şekilde yapabilmeleri için bir araya getirdik. Fuarın yoğunluğundan uzak olan bu konforlu ortamda ön görüşmeler yapıldı. Hatta bazı firmalara anlaşma sağlayarak sözleşme imzaladı. Bu yıl fuarın yurtdışı operasyonları çok etkin bir şekilde yapıldı. Bu da fuarın uluslararası boyuta ulaşmasını sağladı. Farklı 10 ülkeden gelen misafirlerimiz burada stant açarak kendi ülkelerine ait toplu tüketim ürünlerini sergiledi. VIP salonları hakkında bizi bilgilendirir misiniz? Yurtdışından gelen büyük miktarda alım yapan ziyaretçilerimizin talepleri doğrultusunda bazı kararlar aldık. Onlara kimlerle görüşmek istediklerini ve hangi ürünlerle ilgilendiklerini sorduk. Bu veriler doğrultusunda liste çıkardık. Görüşme talep ettikleri firmalarla günü ve saati belirlenmiş görüşmeler organize ettik. Fuara katılmak bir firmaya neler ka- zandırıyor? Hem büyük ölçekli hem de küçük ölçekli bir firma için değerlendirebilir misiniz? Bir firmanın marka olabilmesi için fuarlara katılmak bana göre olmazsa olmazıdır. Markanın marka niteliğini kazanması için kendini iyi anlatabilmesi lazım. Bunun için fuara katılması gerekiyor. Ürünü göstermenin ve hedeflediği kitleye ulaşabilmenin gerçeği fuara katılmaktan geçiyor. Ayrıca bir imaj yaratmak için de fuara katılmak lazım. Burada önemli detay yer alınacak fuarın doğru seçilmesi. Her fuarın özelliği farklıdır. Her gıda fuarı da aynı değildir. Bizim fuarımız toplu tüketime yönelik bir ihtisas fuarıdır. Tamamen ev dışı tüketime yöneliktir. Bizim fuarımıza katılan orta ölçekli firmalar büyümek için önemli bir adım atacaklar ve kendilerine hitap eden pazarlara ulaşma fırsatı yakalayacaklardır. Büyük firmalar ise güçlerini pekiştirmek için yeni bayii ve yeni distribütörlük bulma şansı yakalayacaklardır. İhracat için yeni pazarlar bulacaklardır. Her firmanın beklentisi farklı. Yeni pazarlara açılmak için, ihracat yapmak için, büyümek için ve bayilik vermek isteyen için bizim fuarımız fayda sağlayan bir fuardır. Fuar büyütülecek Türkiye Aşçılar Federasyonu ve diğer görsel şovları düzenleyenler da bu fuarda güzel işlere imza attı. Onlarla ilgili ne söylemek istersiniz? Türkiye Aşçılar Federasyonu’na (TAFED) çok teşekkür ediyorum. Fuarımızda, TAFED uluslararası yemek kültürleri etkinliği yaptı. Yaklaşık 10 ülkeden gelen madalyalı aşçılar güzel sunumlar gerçekleştirdi. 5 bine yakın aşçı fuara geldi. Tüm Gastronomi Yöneticileri Derneği (TGYD) barmen sunum tekniklerini görsel şovlar halinde sergiledi. Barista ve horistar kahve yapımı, sunumu, kahvenin özellikleri, kullanımı, içimi gibi konularda bilgiler verdi. Bu isimler bütün stantları gezerek önemli katkılar sundu. Fuarcılık klasik düzeninden çıkarak bir değişim yaşıyor. Siz bunu iyi takip eden ve yeniliklere önem bir fuar olarak gelecek dönem hangi yenilikleri getirmeyi düşünüyorsunuz? 2016 yılında da önemli sürprizler hazırlayacağız. Dünyayı ve Avrupa’yı izliyoruz. Gelişmiş ülkelerdeki fuarları inceliyoruz. Artık profesyonel ortamda yapılan workshoplar, sunumlar, konferanslar dikkat çekiyor. Bu yüzden daha çok workshop, uygulama, sergi ve mesleğe faydalı şovlar gerçekleştirmek istiyoruz. Hemen bu binanın yanına yeni bir bina yapıyoruz. Çok konforlu, geniş ve yüksek tavanlı yeni bir bina olacak. Birinci bölümü 2016’nın sonunda, ikinci bölümü de 2017’nin sonunda bitireceğiz. Hem bu bina kalacak hem de yeni bina eklenecek. MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi 77 HABER Üçge “Zirveye Yolculuk”un rotasını belirledi PERDER’in reyoner eğitimleri tamamlandı İstanbul PERDER, 2015 Eğitim Takvimi’nin ilk bölümü olan Coca Cola İşbirliğiyle Reyoner Eğitimleri’nde sertifikalar verildi Üçge, Türkiye’nin farklı bölgelerinde faaliyet gösteren bayileriyle BOSB’ deki ana fabrikasında 2015 yılı yol haritasını belirlemek üzere “Zirveye Yolculuk” temasıyla bir araya geldi Maret şimdi çok “Pratik” Maret, yeni serisi “Pratik” ile 3 farklı ürününü kolay kullanımlı paketlerde tüketicilere sunuyor. 60 gramlık, hızlı tüketime uygun paketlerde satışa sunulacak Maret Pratik portföyünde, hindi salam, macar salam ve hindi füme olmak üzere 3 farklı ürün yer alacak. Maret Pratik, açıldıktan sonra hemen tüketilebilecek porsiyon miktarlarıyla, paket içinde kalma, bozulma ve dolapta kokma gibi problemleri ortadan kaldırıyor. 78 MARKET Alışveriş Dünyasının Sesi İstanbul PERDER, üye firmalarının çalışan kalitesini, sağladığı eğitimlerle artırmaya devam ediyor. 2015 yılının ilk eğitim programı Coca Cola işbirliğiyle gerçekleştirildi. Reyonerlere yönelik verilen eğitimde, mükemmel hizmet, yüzde 100 iletişim, marcendasing, takım çalışması konuları ele alındı. 4 hafta süren eğitim programının sonunda katılımcılara Coca Cola ve İstanbul PERDER işbirliğiyle hazırlanan başarı belgeleri dağıtıldı. Eğitimlere İstanbul Avrupa ve Anadolu Yakası’ndan 25’er olmak üzere toplam 50 kişi katıldı. Son Nestle’den kışkırtıcı bitter Taptaze Antep fıstıkları ve Nestle Çikolatasıyla çikolata severlerin vazgeçilmezi Nestlé Damak’tan yeni bir efsane “Nestlé Damak Gece” çikolata tutkunlarının beğenisine sunuldu. Yeni deneyimler keşfetmek, hayatı dolu dolu yaşamak ve kendini özel hissetmek isteyenler için üretilen Nestlé Damak Gece, yüzde 55 kakao oranı içeren bitter çikolatası ve taptaze Antep derece başarılı ve dinamik geçen eğitimler sonucunda İstanbul PERDER üyesi firmaların reyonerleri, sertifikalarını alarak çalışma hayatlarına daha donanımlı şekilde devam edecek olmanın mutluluğunu yaşadı. İstanbul PERDER, 2015 Eğitim Takvimi’nin ikinci aşaması da Numill İşbirliğiyle Yönetici Adayları Eğitimleri olacak. Yine 4 hafta sürecek eğitim sonunda başarı sertifikaları verilecek. İstanbul PERDER’in eğitimleri farklı konu başlıklarında yıl boyunca devam edecek. yeni ürünler Toplantıyla ilgili açıklama yapan Üçge Yönetim Kurulu Bşk. Yrd. Hayri Tuncer: “2015 yılının hedef ve stratejilerini belirlediğimiz ilk toplantımızda bayilerimizle bir araya geldik. Üçge’yi Türkiye’nin her noktasında başarıyla temsil eden ve markamıza büyük değer katan bayilerimize özverili çalışmaları için Üçge Ailesi adına teşekkür ediyorum. Ulusal alandaki liderliğimizi büyük Üçge Ailesi’nin gücü ile global liderliğe taşıyacağız, zirveye uzanan yolu birlikte tesis edeceğiz.” dedi. Toplantıda bayilere 2015 hedefleri ve yol haritası hakkında açıklamalar yapan Üçge Bayi ve İç Pazar Geliştirme Yöneticisi Hasan Ekici, konuşmasını Discount Mağazacılık hakkında gerçekleştirdiği sunumuyla tamamladı. Gelişime ve eğitime büyük önem veren Üçge, toplantıda bayilerini sektörün uzman isimleriyle buluşturdu. Eğitimci, yazar Sinan Asılyazıcı ve Hollanda merkezli perakende tasarım firması Jos De Vries Orta ve Güneydoğu Avrupa Bölgesi Direktörü Martin Gaber perakende alanındaki deneyimlerini aktardıkları sunumlarıyla organizasyonda yer aldı. fıstıklarıyla, çikolata severleri baştan çıkarıcı ve efsane anlarla dolu tutkulu deneyimlere davet ediyor.
Benzer belgeler
Et Sektörü Çözüm Arıyor 6 Temmuz 2009/ Pazartesi http
susamış durumdaydı. Marketimizi açtıktan sonra gelen olumlu tepkilerden bunu
da anladım. Karlılığın yüksek olmadığı rekabetin üst düzeyde yaşandığı bir sektör
olduğunu da belirtmeliyim. Büyük perak...