petlas lastiği öğretiyor
Transkript
petlas lastiği öğretiyor
OCAK 2010 AKO HABER 2 OCAK 2010 AKO HABER 3 HABER abdulkadir özcan i ç i n d e k i l e RÖPORTAJ AKO Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özcan’ın Röportajı Gözaçan Oto Lastik Murat Oto Lastik Çakırlar Oto Lastik Güçlü Kardeşler Alan Oto Lastik Bir Firma Bir Portre Abdulkadir Özcan A.Ş. Adına İmtiyaz Sahibi Sabri ÖZCAN Genel Yayın Yönetmeni Elif CENGİZ Yazı İşleri Müdürü Vahit ÜNAL Yönetim Yeri r 02 06 07 08 09 10 19 Özerdemler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Salih Özerdem deneyimlerini AKO Haber dergisiyle paylaştı. BİZDEN HABERLER abdulkadir özcan Abdulkadir Özcan Otomotiv ve Lastik San. Tic. A.Ş. Kazım Karabekir Cad. No: 224 06060 Dışkapı Ulus Ankara Tel:0312 309 30 30 Faks:0312 312 28 96 Yayınlar Müdürü Sertaç KANTARCI Hankook ve AKO Eğitimleriyle Sektöre Güç Veriyor Petlas’ın Dev Lastikleri Petlas Lastiği Öğretiyor 15 15 18 AKO Jant 28 AKO Genel Müdürlüğü Satış Birimi 30 AKO Çalışanlarını Unutmadı 33 Fast&Good Çarçabuk Servis 34 Petlas Las Vegas’ta Petlas’dan Örnek Destek AKO ve Hankook Macaristan’da 37 37 38 Çalışma Arkadaşlarımızdan Haberler AKO Ailesi Afyon’ da Buluştu 57 58 Petlas, tüm yurttaki araç lastiği satıcı ve servislerine eğitim seminerleri veriyor. AKO bundan böyle jant pazarında yeni markalarıyla da faaliyet gösterecek. AKO’nun en önemli departmanlarından biri olan AKO Genel Müdürlüğü Satış Birimi AKO Haber’de Haber Merkezi Kaanhan YEŞILBAYRAK Emre ÇAĞLAR AKO Ankara plazasında düzenlediği törenle 5, 10, 15 ve 20 yıllık çalışanlarına birer plaket verdi. Görsel Yönetmen Nesli Simge GÖKTEPE Fast&Good hakkında merak edilen sorular bu ay AKO Haber’de Görsel Sanat Yönetmeni Ceyda ALPARSLAN AKO ve Hankook bayilerini Macaristan’a götürdü. Bayiler Hankook’un Macaristan fabrikasını gezdi. Sayfa Tasarımı Hilal KAYA Fotoğraf Editörü Serdar ANIK AKO ailesi yeni yılın ilk toplantısını beş yıldızlı Afyon Korel Otel’ de düzenledi. ÖZEL DOSYA Fotoğraflar Haydar ORAKÇI Ferhat SARITEPE Lastik Bakımı AKO Haber dergisi bu sayısında lastik bakımı hakkında bilgiler veriyor. Yapım 16 MARKALAR NKS Basın Yayın Ltd. Şti. NKS Basın Yayın Ankara Ofisi Çetin Emeç Bulvarı 106. Cad. 34/9 Kat:2-3 Öveçler Ankara Tel:0312 473 97 02 Faks: 0312 473 97 08 [email protected] - www.ekonometri.com.tr Baskı Sonsöz Matbaası İvedik OSB Matbaacılar Sitesi 35. Cad. No: 56-58 Yenimahalle ANKARA AKO HABER Dergisi Abdulkadir Özcan Otomotiv ve Lastik San. Tic. A.Ş. tarafından T.C yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. Derginin isim ve yayın hakkı Abdulkadir Özcan A.Ş adına Sabri Özcan’a aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Reklam sayfalarının içeriği ve markalar konusunda sorumluluk verene aittir. PETLAS LASTİĞİ ÖĞRETİYOR 18 Hankook’dan Akademik Destek 12 Toyo Tires Open Country 2010 Pilotları Terletecek 13 Dağlarda Maxxis’in Lastik Sesleri 14 Petlas IMPERIUM PT515 Desen Tanıtımı VENTUS V12 Evo Desen tanıtımı Toyo Tires - TEO Plus Desen Tanıtımı 22 24 26 Hankook, bu yıl da Alman Kaiserslautern Teknik Üniversitesi Robot Laboratuvarını destekliyor. Dakar’da zorlu bir yarışma düzenleyen Toyo, bu yıl pilotlara zor bir etap sunuyor. Velo News dergisi dünyaca ünlü lastik markası Maxxis’in bisiklet yarışmalarını sayfalarına taşıdı. MAKALELER Lastik Neden Balon Yapar? 36 2010’da KOBİLERİ Neler Bekliyor? 40 Risk Yönetimi 46 Ar-ge Nedir?Nasıl Yapılmalıdır? 52 Daha teknik bir deyişle lastiklerin neden yanak bölgesinde şişlikler oluşur? Yeminli Mali Müşavir Ercüment Baran’dan 2010 Yorumu Şirketlerinizi kriz dönemlerine hazırlayın. Hasan Taşpınar’dan krizde şirket yönetimi OTOMOTİV Ticaretin Yeni Gücü Doblo 42 Sedan A8 Yüzünü Gösterdi 44 Şaban Karamancı Koleksiyonu 48 Bursa fabrikasında 2001’den beri bir milyon adet Doblo üretildi. Doblo şimdi yeni yüzüyle yollarda. Audi A8 dinamik sürüş keyfi, tasarımı, kusursuz işçiliği ve verimliliği ile dikkatleri üzerine topluyor. Ünlü araba koleksiyoneri Şaban Karamancı 1931 model Ford’uyla bu ay AKO Haber’de SAĞLIK Hastalıktan Koruyan Besinler Soğuk algınlığından korunmak için dikkat edilmesi gerekenler OCAK 2010 AKO HABER 4 54 GEZİ Çukurova’nın Bereket Başkenti Adana 60 OCAK 2010 AKO HABER 5 ◆ PETLAS ◆ Gözaçan Oto Lastik Trabzon Ümit Gözaçan Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından üretilen Petlas lastiklerinin Trabzon bayisi. 30 senedir lastik sektörünün içinde. Yani bu alanda oldukça deneyimi var. Daha önceleri çeşitli markaların temsilciliklerini yapan Gözaçan’ın son durağı Petlas olmuş. Petlas’ın gerek kalitesi, gerek servisi, gerekse satış noktası yaygınlığı bakımından birçok avantajı olduğunu söyleyen Ümit Gözaçan, iş hayatında aldığı en önemli kararın Petlas ile çalışmaya başlamak olduğuna dikkat çekiyor. 2 Yıldır Petlas Bayi 30 senedir Petlas Trabzon bayiliğini başarıyla yürüten Ümit Gözaçan son iki senedir Petlas lastiklerini alıcılarıyla buluşturuyor. AKO Haber dergisine Petlas’ın kemikleşmiş bir müşteri portföyü olduğunu söyleyen Gözaçan, bu portföyün gün geçtikçe büyüdüğüne dikkat çekiyor. Büyümeyi tetikleyen bir çok nedenin Petlas lastiklerinde olduğunu belirten Ümit Gözaçan, bu noktada ürünün model çeşitliliği ile ekonomik oluşunun önemli olduğunu söylüyor. Trabzon’da özellikle binek ve ‘C’ sınıfı lastiklerin rağbet gördüğünü açıklayan Gözaçan, binek grubunda PD 515 ile ‘C’ sınıfında 195 R 14 modellerin beğeni topladığını söylüyor. Ürün ve modellerin rağbet görüşünde bir diğer önemli neden olarak Petlas’ın yerli sermaye olmasını gösteren Gözaçan, bu nedenle Petlas’ın pazarda tercih sebebi olduğuna vurgu yapıyor. Abdulkadir Özcan A.Ş. ile kendisini AKO’nun Trabzon, Rize, Gümüşhane ve Artvin’den sorumlu Karadeniz bölgesi satış temsilcisi Kemalettin Kara’nın tanıştırdığını anlatan Ümit Gözaçan, Kara’ya bu nedenle minnettar olduğunu söylüyor. Ümit Gözaçan OCAK 2010 AKO HABER 6 ◆ STARMAXX ◆ Murat Oto Lastik Denizli Nihat Erim Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin Denizli Starmaxx bayisi. Otomotiv sektörüne yakın bir isim. AKO ile tanışmasından önce yine otomotivle alakalı olarak oto yedek parçası satıyormuş. Lastik sektörüne ise AKO ile girmiş. Yeni olmasına karşın Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin bölgesinde en başarılı bayileri arasında adı geçiyor. Abdulkadir Özcan A.Ş. Denizli Starmaxx bayisi Nihat Erim ile AKO’nun yolları bundan 13 sene önce, 1997 senesinde kesişmiş. Bu tarihten önce yedek parça sektöründe faaliyet gösteren Erim AKO ile çalışmaya başlayınca sektör değiştirerek lastik alanına hızlı bir geçiş yapmış. Erim AKO’yu tercih etmesinin sebebini şu şekilde açıklıyor: “Az önce de belirttiğim gibi lastik sektörüne sonradan girdim. İş dünyasına otomotiv yedek parça sektörüyle adım attım. Bundan 13 sene önce ise yolum Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından piyasaya sürülen Starmaxx lastikleri ile kesişti. O günden günümüze aralıksız olarak bu markanın Denizli bayiliğini gerçekleştiriyorum...” Nihat Erim: “AKO ile güçlü tedarik zinciri olduğu için ve dünyaca ünlü Starmaxx’ı ülkemiz yollarına kazandırdırması sebebiyle çalışmak büyük gurur” ifadesini kullanıyor. Arkamda AKO Var İçim Rahat “Arkamda AKO var içim rahat...” Bu söz Nihat Erim’e ait. Böyle düşünmesinin gerekçesini ise Erim, Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin bayilerini asla yanlız bırakmaması nedeniyle kullanıyor. Starmaxx bayiliğini aldığı 1997 senesinden beri AKO’nun gücüyle ve ismiyle kendisini asla yanlız bırakmadığını kaydeden Erim, şirketin isminin kendisine pazarda ‘farklılık’ ve ‘farkındalık’ yarattığının altını çiziyor. “AKO ile güçlü tedarik zinciri olduğu için ve dünyaca ünlü Starmaxx’ı ülkemiz yollarına kazandırması sebebiyle çalışmak büyük gurur” ifadesini kullanan Erim, bölgesinden gelen siparişlerin oldukça yoğun olduğunu sözlerine ekliyor. dikkat çeken Erim, bu noktada ülkemize bu şirketi kazandıran AKO sahiplerine ve çalışanlarına teşekkür ediyor. Özellikle ‘215/75R16’ ebatlı minibüs lastik taleplerinin oldukça yoğun olduğuna dikkat çeken Nihat Erim, binek tipi ‘165/80R/13’ ebatlarda da kullanıcılar tarafından en çok rağbet gören lastik modeli olduğunu söylüyor. Yerli Sermaye Güçlü Türkiye Abdulkadir Özcan A.Ş. Denizli Starmaxx bayisi Nihat Erim AKO ile çalışmanın tüm diğer avantajlarının ötesinde, yerli sermaye olduğu için ülkeye alternatif bir hizmet yolu olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle otomotiv gibi büyük ölçüde dışa bağımlı sektörlerde yerli sermayenin özendirilmesi gerektiğine OCAK 2010 AKO HABER 7 ◆ HANKOOK ◆ Çakırlar Oto Lastik Gaziantep Mahmut Çakır 30 senedir lastik sektöründe. Ülkenin en deneyimli lastikçileri arasında. 1980 yılında iş dünyasına girmiş. Önceleri tali bayi olarak çalıştığını söylüyor. 5 yıl önce 2005’de ise Abdulkadir Özcan A.Ş. ile yolları kesişmiş. Mahmut Çakır için ‘son elli senenin en deneyimli lastikçileri arasındadır’ deyimini kullansak abartmış olmayız. Zira kendisi 30 senedir lastiklerle içi içe. Mesleğe işin mutfağından girmiş. Tali bayi olarak çalışmaya başlayan Mahmut Çakır 2005’de ise daha kurumsal bir çatı altında yol almak için Abdulkadir Özcan A.Ş.’ye başvurmuş. Çakır AKO hakkında şöyle konuşuyor: “Abdulkadir Özcan, hem kendisi hem de markaları ile iyi günde ve kötü günde bayilerinin arkasında duran bir şirket. Ayrıca bir süre sonra şirket ile bayileri arasında duygusal bir bağ bile kuruluyor. Bu da hem şirket, hem de bayi arasında bir güven köprüsü inşa ediyor...” AKO tarafından piyasaya sürülen Güney Koreli lastik devi Hankook’un Gaziantep bayisi Mahmut Çakır, Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin kurumsal haber yayını AKO Haber dergisine konuştu. Çakır’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: Kaç senedir lastik sektöründesiniz? Yaklaşık 30 senedir lastik sektöründeyim. İşe başladığımda sene 1980’di. Dile kolay o tarihten günümüze aralıksız faaliyet gösterdim. AKO ile ne zaman tanıştınız? 2005’de tanıştım. O dönem kurumsal bir şirket ile birlikte yol almak için Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin bayiliğini almak istedim. Böylelikle AKO ile yol almaya başladım ve Hankook lastiklerinin Gaziantep bayiliğini aldım. Neden Hankook? Çünkü alanında dünyanın en tanınmış lastiklerinin başını çekiyor. Çok ciddi bir alt yapısı var. Dünyanın her yanında ‘Hankook’ markasını görebilirsiniz. Bu da bize pazarda ciddi bir güç veriyor. Hankook’un pazarınızı geliştirmeye katkısı nedir? Herşeyden önce müşteriler uluslararası bir markayla çalışmak ister. Çünkü bu denli büyük bir şirketin ürünleri hem kaliteli hem de ekonomik olur. Ayrıca Hankook teknik olarak da yollarımıza çok uygun. Mesela aşınma seviyesi oldukça düşük. Bu sebepden dolayı da Hankook bizim gibi ülkelerde ‘yok satan’ bir marka. Mahmut Çakır OCAK 2010 AKO HABER 8 ◆ TOYO TIRES ◆ Güçlü Kardeşler Antalya “O dönem her ne kadar Türkiye’de olmasa da Şanlıurfa, Gaziantep, Adana karayollarını kullanan kamyonculardan öğrendim Toyo’yu. Çıraklığımı geçirdiğim ve sonu Suudi Arabistan’a kadar uzanan karayolunda bir efsaneydi Toyo Tires” Yukarıdaki sözler ömrünü lastik sektörüne adamış biri olan Toyo Tires Antalya bayisi İbrahim Güçlü’ye ait. İbrahim Güçlü ve ortağı Ömer Güçlü Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin genel dağıtıcısı olduğu Toyo Tires’in Antalya bayisi. 1980’den beri sektörün içindeler. AKO ile tanışmaları ise 2004 yılının başında olmuş. Onları AKO ile tanıştıran isim ise sektörün yakından tanıdığı bir sima olan dönemin AKO Bölge Müdürü İsmail Okumuş. Hikaye şöyle devam ediyor: O dönem girişimci ruhlarıyla yeni bir markanın bayiliğini arayan İbrahim ve Ömer Güçlü’ye dönemin AKO Bölge Müdürü İsmail Okumuş ışık tutmuş. Onları AKO Toyo bayisi olmanın ailesine dahil olmaya avantajlarını davet eden Okumuş’a Güçlü ailesinin yanıtı yaşadıklarını olumlu olmuş. Sonunda kaydeden Güçlü, da Abdulkadir Özcan Toyo Tires’in ‘kalite’ A.Ş.’nin genel dağıtıcısı ve ‘imaj’ olarak iki olduğu Toyo Tires’ın ‘değere’ de sahip Antalya bayiliği görevini ‘Güçlü Kardeşler’ almaya ender markalardan hak kazanmış. biri olduğunu AKO Haber dergisine konuşan Toyo Antalya bayisi ve Güçlü Kardeşler’in ortağı İbrahim Güçlü Toyo’yu tercih ettikleri için çok memnun olduklarını söylüyor. Asıl memnuniyetin müşterilerinden geldiğini belirten İbrahim Güçlü, uluslararası tanınırlığı olan bir markayı satmanın rekabetin gün geçtikçe zorlaştığı Türk lastik sektöründe kendilerine güven verdiğinin altını çiziyor. Toyo’nun İmajı Büyük Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin kurumsal yayını olan AKO Haber dergisine konuşan Toyo Antalya bayisi İbrahim Güçlü, markanın imajının kendisi kadar büyük olduğunu söylüyor. Toyo lastiklerinin kalitesinin yanı sıra görüntüsüyle de araçlara çok yakıştığını söyleyen Güçlü, müşterilerin artık imaja daha çok önem verdiklerini belirtiyor. Önceleri iki tip lastik alıcısı olduğunu kaydeden Güçlü, bunlardan birinin sadece kalite, diğerinin ise görüntüsü nedeniyle Toyo’yu tercih ettiğini söylüyor. Şimdilerdeyse müşterinin çok daha bilinçli olduğuna dikkat çeken İbrahim Güçlü, müşterinin hem kaliteyi hem de görüntüyü istediğini söylüyor. Bu noktada Toyo bayisi olmanın avantajlarını yaşadıklarını kaydeden Güçlü, Toyo Tires’in bu iki ‘değere’ sahip olan ender markalardan biri olduğunu sözlerine ekliyor. sözlerine ekliyor. OCAK 2010 AKO HABER 9 ◆ MAXXIS ◆ Alan Oto Lastik Gaziantep Ahmet Alan kelimenin tam anlamıyla ‘babadan lastikçi’. İşe koyulduğunda tarih 1958’i gösteriyormuş. Sektöre babasının yanında başlamış. Tam 52 senedir lastik sektöründe faaliyet gösteriyor. Ahmet Alan, lastik kaplama ve hurda lastik işiyle girdiği sektöründe şimdi Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin hatrı sayılır lastikçileri arasında dikkat çekiyor ... Ahmet Alan Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından piyasaya sürülen dünyaca ünlü lastik markası Maxxis’in Gaziantep bayisi. Lakin sınırı şehrini aşıyor. Zira Alan Lastik’in müşterileri arasında bölgenin önemli şirketleri yer alıyor. Osmaniye’den Şanlıurfa’ya, Adıyaman’dan Hilvan’a hatta Viranşehir’e kadar müşterileri olan Ahmet Alan, AKO Haber dergisine başarısının ardındaki gücün Maxxis’den geldiğini söyledi. AKO Haber dergisi okuyucularına iyi satıcı olmak için önce ürünü iyi tanımak gerektiğini belirten Alan, Maxxis’i bu denli iyi bilmese başarılı olamayacağının altını çiziyor. Tanımak için araştırmak ve gözlemlemek gerektiğine dikkat çeken Alan, Maxxis bayiliğini almaya karar vermeden önce markanın performansını yakından gözlemlediğini söylüyor. Maxxis’in özellikle stabilize yolda çok başarılı olduğunu belirten Ahmet Alan, Maxxis bayiliğini almasında Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin Gaziantep Bölge Müdürü Hüseyin Karaoğlan’ın katkısının yadsınamayacağının altını çiziyor. Karaoğlan’ın ürün hakkında ihtiyacı olan tüm bilgiyi kısa sürede aktardığını söyleyen Maxxis Gaziantep bayi Ahmet Alan, altı senedir bu ürünü sattığını hatırlatıyor. Bölgede en çok Maxxis’in binek grubu lastiklerinden M-35 ve MAE 1 modelinin rağbet gördüğünü açıklayan Alan, bu noktada ürünün kalitesinin yanında yumuşak ve ekonomik olmasının tercih nedeni olduğunun altını çiziyor. Aileye Teşekkür Maxxis Gaziantep bayi Ahmet Alan senelerdir Abdulkadir Özcan A.Ş. ile çalıştığına dikkat çekerek, bayilerini bir an olsun yanlız bırakmayan AKO’ya teşekkür ediyor. AKO çalışanlarını, bayilerini ve müşterilerini ‘bir aile’ olarak gördüğünü söyleyen Alan, geçen yılı ekonomik açıdan OCAK 2010 AKO HABER 10 Ahmet Alan oldukça zor atlatan ülkemiz için çıkar yolun irili ufaklı tüm şirketlerin ‘koşulsuz müşteri memnuniyeti’ için çabalaması olduğunu sözlerine ekledi. Konuşmasını Abdulkadir Özcan A.Ş.’ye teşekkür ederek noktalayan Maxxis Gaziantep bayi Ahmet Alan, otomotiv sektöründeki genişlemenin tüm alt kollarının yolunu açacağı tespitini yaparak bitirdi. OCAK 2010 AKO HABER 11 ◆ HANKOOK ◆ Hankook’dan Akademik Destek Hankook Tire firması bu yıl da Almanya’daki Kaiserslautern Teknik Üniversitesi Robotbilim Araştırma Laboratuvarı’nı desteklemeye devam ediyor. Üniversiteden Prof. Dr. Karsten Berns rehberliğindeki çalışma grubunu destekleyen Hankook, sivil korumada kullanılabilecek otonom çalışma prensibine sahip insansız robotların geliştirilmesine katkıda bulunuyor. “Ravon’un kendisi küçük, mahareti büyük” Proje kapsamında üretilen robotun adı ‘Ravon’. Hankook’un arazi tipi lastikleri ile donatılan robot ile Finlandiya’nın Oulu şehrinde düzenlenen Avrupa Arazi Robotu Testi (C-ELROB) organizasyonuna katılan ekip izleyicilerden tam not aldı. C-ELROB, Avrupa’nın dört bir yanından gelen çalışma grupları ile iki yılda bir düzenleniyor. Avrupa’nın mevcut teknoloji seviyesini ve sivil uygulamalardaki insansız araçların kullanılabilme gücünü arttırmaya dönük olarak gerçekleştirilen organizasyon, hem katılımcıları bu konuda motive ediyor, hem de robot teknolojisinin gelişimine katkıda bulunuyor. Konuyla ilgili bir demeç veren Hankook Tire Avrupa yetkili Başkan Yardımcısı Jin-Wook Choi şöyle konuştu: “Kaiserslautern Teknik Üniversitesi’ne projelerinde hem teknik hem finansal yönden destek sunabiliyor olmaktan son derece memnunuz. Kriz durumlarında istihdam edilmek üzere otonom robotların geliştirilmesi konusunu fazlasıyla önemli bir süreç olarak görüyoruz. Bu robotlar insanların giremeyeceği veya hayatlarını tehlikeye atarak erişebilecekleri alanlara erişim imkanı sunuyor. Bu gibi yerlerde, robotlar insan hayatının kurtarılmasına yardım edebilir.” İsmi ‘Arazi tipi Navigasyon için Güçlü Otonom Araç’ ifadesinin kısaltması olan robot RAVON, yaklaşık olarak bir mikro otomobil kadar genişliğe sahip. Bu robot özel olarak herhangi bir dış müdahale olmaksızın, geniş bitki kümelerinin bulunduğu zorlu arazi tipi alanlarda kullanılmak, rota belirleyebilmek ve önceden tanımlanmış görevleri yerine getirmek üzere geliştirildi. Kaiserslautern Teknik Üniversitesi Robotbilim Araştırma Laboratuarı’ndan Christopher Armbrust konu ile ilgili şunları söyledi: “Açık alanda istihdam edilmesi düşünülen birçok robot sokaklar veya en azından yol benzeri alanlar için tasarlanmıştır. Diğer yandan RAVON, çukurlar, sarkan dallar veya ağaç kütükleri gibi çeşitli engellerin mevcudiyeti sebebiyle bir robot için oldukça zor bir alan olan ormanda yolunu bulabiliyor. RAVON sürekli gelişim sürecinin bir parçası halinde. Hedef; en zorlu arazilerde bile insan desteği olmaksızın rotasını belirleyebilen ve böylelikle doğal afetlerin veya ciddi kazaların ardından insanların kurtarılması sürecinde çok değerli hizmetler sunabilecek bir araç yaratmaktır.” Ravon Hankook ile İlerliyor RAVON beş yıldır Hankook arazi tipi lastikler sayesinde yol alıyor. Bu sürede, birçok zorlukla karşı karşıya kaldı. Aşınmış kaya parçaları, büyük kökler ve dallarla mücadele etti, çakıllı yollardan geçti ve dik yamaçlara tırmandı. Christopher Armbrust Hankook için şöyle konuşuyor: “RAVON sayesinde Hankook 4x4 lastikleri ile çalışabilme fırsatını yakaladık. Geçen beş yılda, tek bir lastik patlama sorunumuz bile olmadı. Hankook Tire ile projemiz için tam da olması gereken ortağa sahibiz.” ELROB (Avrupa Arazi-Robotu Testi) sivil ve askeri formda düzenleniyor. Bunlar her yıl yer değiştiriyor ve farklı Avrupa ülkelerinde gerçekleştiriliyor. Gelişim uzmanları takımı, Avrupa’daki teknoloji seviyesini ve insansız araçların sunduğu imkanları sergiledikleri bütün Avrupa’yı kapsayan bu organizasyona robotları ile birlikte katılıyorlar. Çeşitli gerçekçi senaryolar sahneleniyor ve Avrupa’nın dört bir yanından gelen robotlar neler yapabileceklerini gösteriyorlar. Örneğin, bilinmeyen bir bölgeyi kendi başlarına keşfetmeleri, belirli bir konuma ulaşmaları veya iki konum arasında sefer yapmaları gibi görevler üstleniyorlar. Bu robotlar ayrıca kötü zeminli bölgelerde, karşılaştıkları engelleri kendi başlarına aşarak yollarını bulmak zorunda da bırakılıyor. Jin Wook Choi: “Robotlar insan hayatının kurtarılmasında yardımcı olabilir”. OCAK 2010 AKO HABER 12 ◆ TOYO TIRES ◆ ‘Toyo Tires Open Country 2010’ Pilotları Terletecek Dünyanın en büyük ve saygın lastik üreticilerinden Toyo Tires 2010 sponsorluk çalışmalarına yine hızlı başladı. Yılın ilk ayı tamamlanmadan Dakar’da bir yarışma düzenleyen Toyo, her zamanki gibi müsabakaya yine kendi adını verdi. Dünyanın dört bir tarafından Dakar’a gelen usta pilotlar, tüm maharetlerini sergilerken yarışmanın dördüncü ayağında yüzü gülen takım Amerika Birleşik Devletleri’nden çıktı. Dünyaca ünlü lastik üreticisi Toyo Tires binek, ticari, sanayi ve zirai lastiklerin yanı sıra yüksek performans lastikler de üretiyor. Birçok ülkede temsilcilikleri olan şirketin lastikleri dünyanın dört bir tarafında yol yapıyor. ‘Toyo Tires Open Country 2010’un dördüncü aşamasını kazanan Robby Gordon ve ekibi kullandıkları Hummer ile dikkat çekti. Diğer yandan BJ Baldwin Hummer’ı tercih eden ikinci pilot oldu. Ancak Baldwin yarışın dördüncü ayağını talihsizlikler nedeniyle sekizinci olarak sonlandırdı. Baldwin’in aracındaki aşağı doğru 65 derecelik konumda oluşan bir iletim hatası ona pahalıya patladı. Dördüncü aşamanın galibi Robby Gordon ve ekibini ise bir saat kırk dakika ve yirmibir saniye ile BMW sürücüsü Peterhansel izledi. Aşamalar Gittikçe Zorlaşacak Dünya devi Toyo Tires tarafından düzenlenen ‘Toyo Tires Open Country 2010’un yeni aşamaları bir öncesini aratır nitelikte. Zira gerek hava koşulları gerekse coğrafi koşullar son derece çetin. Bununla beraber aşamaların beşincisinin oldukça zorlu geçmesi bekleniyor. Çünkü beşinci etap 483 kilometre uzunluğunda ve yaklaşık 3 bin metreye ulaşan yüksekliklerde seyredecek. Uzmanlar rakım, sıcaklık ve çöl havasının yanında kum fırtınalarının araçları da sürücüleri kadar zorlayacağını söylüyorlar. Yani özetle uzmanlar Dakar’da düzenlenen ‘Toyo Tires Open Country 2010’un dünyaca ünlü pilotları ve ekiplerini ‘terleteceğini’ söylüyorlar. Zor Koşulların Tercihi Toyo Dünyaca ünlü lastik üreticisi Toyo Tires binek, ticari, sanayi ve zirai lastiklerin yanı sıra yüksek performans lastikler de üretiyor. Birçok ülkede temsilcilikleri olan şirketin lastikleri dünyanın dört bir tarafında yol yapıyor. Tüm bunların yanı sıra düzenledikleri uluslararası motor sporları müsabakalarıyla da dikkat çeken Toyo Tires diğer spor dallarını da destekliyor. Diğer taraftan markanın özellikle çöl yarışları tüm dünyada meraklıları tarafından yakından takip ediliyor. Bunların arasında Dakar ve Güney Amerika’da düzenlenen yarışlar başı çekiyor. Uzmanlar, Dakar’da düzenlenen ‘Toyo Tires Open Country 2010’un dünyaca ünlü pilotları ve ekiplerini ‘terleteceğini’ söylüyorlar. Kemal Kantarcı OCAK 2010 AKO HABER 13 ◆ MAXXIS ◆ Dağlarda Maxxis’in Lastik Sesleri Dünyaca ünlü haber dergisi Velo News, dünyaca ünlü lastik markası Maxxis’e geniş yer ayırdı. Maxxis’in sponsor olduğu üç yarışmayı sayfalarına taşıyan Velo News Dergisi, Maxxis’in spora ve sporcuya olan desteğinden övgüyle bahsetti. Düzenlediği ödül töreninde Maxxis’in sponsoru olduğu sporculara ödül veren Velo News Dergisi törenine yerli ve yabancı çok sayıda basın mensubu katıldı. Maxxis Rocky Mountain dağ bisikleti yarışmasında dereceye giren Geoff Kabush, Velo News dergisi tarafından dağ bisikleti alanında “Kuzey Amerika’da Yılın Adamı” seçildi. Rory Sutherland ise “Yılın Erkek Bisiklet Sürücüsü’ seçildi. “Luna Pro Team’s takımından Catharine Pendrel Kuzey Amerika bölgesinde ‘Yılın Kadını’ seçilirken, ödüller Velo News dergisinin Ocak 2010 sayısında yayınlandı. Velo News dergisi tarafından düzenlenen yarışmanın jürisi derginin kıdemli yazarları oldu. Ünlü yarışçı Geoff Kabush hakkında “Çok etkileyici bir bisikletçi” yorumunu yapan Velo News, başarılı bisikletçi Fontana’yı da öve öve bitiremedi. Sezonun ilk günlerinde düzenlenen ve Fontana’nın büyük sükse yaptığı Pro XCT yarışına da değinen dergi, Fontana’nın doruğa çıkmış lakin gerektiği kadar vurgulanmamış onlarca başarısı olduğunun altını çizdi. Maxxis’in sponsor olduğu dünyaca ünlü bisikletçi Geoff Kabush, Rory Sutherland ve Catharine Pendrel markaya teşekkür ederek, başarılarında Maxxis’in payının ödenemez seviyede olduğunu söyledi. Maxxis, kurulduğu günden günümüze spora olan katkısını aralıksız sürdürüyor. Bisikletten, motorkrosa, ralliden futbola kadar onlarca farklı takımı ve sporcuya katkıda bulunan Maxxis dünyanın en saygın lastik markaları arasında parlıyor. Dünyanın ‘futbol markası’ Liverpool ile uzun zamandır sponsorluk anlaşması bulunan Maxxis, 2010 dönemi anlaşmasını da geçtiğimiz aylarda yenilemişti. Düzenlediği ödül töreninde Maxxis’in sponsoru olduğu sporculara ödül veren Velo News Dergisi törenine yerli ve yabancı çok sayıda basın mensubu katıldı. OCAK 2010 AKO HABER 14 ◆ BİZDEN HABERLER ◆ Hankook ve Abdulkadir Özcan; Eğitimleriyle Sektöre Güç Vermeye Devam Ediyor Petlas’ın Dev Lastikleri Dünya sıralamasında 7. en büyük lastik üreticisi olan Hankook, Türkiye distribütorü Abdulkadir Özcan A.Ş. ile birlikte tüketici ihtiyaçları ve beklentilerini temel alarak en yeni ve en kaliteli ürünleri sunmayı hedefliyor ve gerçekleştirdiği TBR eğitimleriyle de pazarda var olan gücünü arttırmaya devam ediyor. Abdulkadir Özcan A.Ş. ve Hankook Tire filo müşterilerini kamyon lastikleri hakkında bilgilendirmek amacı ile özel olarak düzenlediği “TBR Eğitimi” için Güney Kore Genel Merkezi Araştırma Geliştirme Bölümü uzman mühendislerini Türkiye’ye getirdi. Bu eğitimler Hankook İstanbul Ofisi genel Müdürü Kim Sun Jong’un önderliğinde Hankook Türkiye distribütoru Abdulkadir Özcan yetkilileri ile birlikte 15 Aralık tarihinde Green Park Otel’de, 16 Aralık tarihinde Holiday Inn Otel’de düzenlendi. Sunumlar Hankook İstanbul Ofisinin Pazarlama ve Satış Müdürü Mustafa Özgür Tunç ve Saha Mühendisi Hüsnü Taylan Günay ile birlikte TBR Ar-Ge Bölüm Başkanı Jang Yun Tae, Teknik Servis Müdürü Yoon Byong Mo, Ürün ve Mühendislik Uzmanı Bae Kyo Seouk ve Hur Pil Seung tarafından gerçekleştirildi. Bu eğitimlere İstanbul Anadolu Yakası ve Avrupa Yakası olmak üzere filo mensupları katıldı. Eğitimlerde, Hankook’un tarihçesi ve dünya pazarındaki yeri de anlatılırken, TBR lastiklerinin yapısı, yol koşulları ve kullanımına göre lastik seçimlerinin nasıl yapılması gerektiği konusunda filolar aydınlatıldı, 2010 yılı içerisinde Türkiye pazarına sürülmesi planlanan TL10, AL10 ve DL10 desenleriyle ilgili bilgi verildi. Bunun yanısıra lastiklerin üretim süreci video gösterisi ile teorik olarak anlatıldı. Büyük ilgi gören TBR eğitimleri tüm katılımcılar ile yenilen akşam yemeğinin ardından sona erdi. Türkiye’nin lastik devi Petlas’ın, tarım makinalarında kullanılan en büyük implement tubless lastiği ürettiğini biliyor muydunuz? Tarım römorkları imalatında Türkiye’nin lokomotif şirketlerinden biri olan Palazoğlu Tarım Makinaları Fabrikası bir ilki gerçekleştirerek 28 tonluk dev bir römork yaptı. Römorkun lastiklerini ise Petlas’tan aldı. Römorkunda, ‘600/50x22.5 tubeless implement’ lastiği kullanan Palazoğlu Tarım Makinaları böylelikle bir rekora imza atmış oldu. Zira Türkiye’nin lastik devi Petlas, tarım makinalarında kullanılan en büyük implement tubless lastiği üretiyor. Özellikle Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde tarlaya geniş ve implement türü lastikli araç sokuluyor. Bunun nedeni ise kıymetli olan lastiği ezmemek. Petlas, tarım sektöründe kullanılan her türlü implement tipi tubeless lastiği üreterek kullanıcıların hizmetine sunuyor. OCAK 2010 AKO HABER 15 ◆ ÖZEL DOSYA ◆ Lastik Bakımı Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin kurumsal haber yayını AKO Haber dergisinin bu sayısında sizlere lastikler hakkında en çok sorulan soruların yanıtlarını açıklayacağız. Dört mevsim lastik ne demektir? ‘Dört mevsim lastik’ her türlü hava şartında ve mevsimde kullanılabilen lastik demek şeklinde genel kabul görmüş bir terim vardır. Lakin bu tam olarak doğru bir tespit değildir. Zira böyle bir lastik çeşidi olsaydı, kış lastiklerine ihtiyaç olmaz, yılın her mevsimi aynı lastiklerle güvenli bir şekilde geçirirdik. Sürücüler tarafından ‘dört mevsim lastik’ diye adlandırılan lastik çeşidinin asıl adı ‘düz lastik’tir ve hava sıcaklığının +8 C ve üzerinde olduğu koşullarda kullanılır. Neden böyle bir ayrıma ihtiyaç duyuluyor? Çünkü, kış lastikleri ile diğer tip lastiklerin kimyalarının birbirinden farklıdır. Kış lastikleri soğuk koşullarda -30 C’ye kadar bir lastikten beklenenleri yerine getirebilirken, düz lastikler aynı koşullarda ve +5 C’nin altında esnekliğini yitirir. Böylelikle lastik kendisinden beklenilenleri yerine getiremez. Lastiklerin ömrünü uzatmak için neler yapılabilir? · Herşeyden önce bozuk satıhlarda kesinlikle yüksek hız yapılmamalıdır. · Eğer aracınızı uzun süre kullanmayacaksanız, aracınızı takoza almak en doğru yol olur. · Lastiğinizi parlatmak için petrol ürünleri içeren deterjan ya da cilalar tercih edilmemelidir. · Aracınızı park ederken lastiğinizi kaldırım kenarlarına ya da sivri yüzeylere sürtmemeye özen gösterin. · Zamanla diş derinliği 1.6 mm’ye düşen lastikleri zaman kaybetmeden yenisiyle değiştirin. · Karlı ya da buzlu yollarda lastiğinizin hava basıncını kesinlikle düşürmeyin. · Kullanmadığınız lastikleri şişirilmiş olarak saklamayın. · Subap kapaklarını her zaman kapalı tutun. · Lastik temizliğini su ve fırça kullanarak yapın. Bu yol, lastikteki kimyasalların koruyucu bir film tabakası oluşturmasına yardımcı olur. Hangi durumlarda lastik garanti kapsamı dışında kalır? · Taş, çivi, cam, metal gibi etkenler nedeniyle hasar gören lastikler, · Hatalı kullanım nedeniyle oluşan çarpma ve darbe kaynaklı hasarlar, · Yoldaki kaldırım, kasis, çukur, düşük banket ve benzeri dış etkenler- OCAK 2010 AKO HABER 16 den dolayı oluşan hasarlar, · İç lastik takılması gereken durumlarda (tube-type), aracın iç lastik takılmadan (tubeless) kullanılması sonucu oluşan hasarlar, · Dış lastik içerisine takılan iç lastik ve kolonun farklı marka dan seçilmesi sebebiyle oluşan hasarlar, · Aracın istiap haddi üzerinde aşırı yüklenmesi sonucu oluşan hasarlar, · Yanlış uygulamalardan ya da araç mekaniğinden dolayı hasar gören lastikler, · Lastiklerin standardına uygun olmayan hava basıncı ile kullanılması sonucu oluşan hasarlar, · Yüksek hızda seyir halindeyken yapılan ani frenlemeler sonucunda oluşan blok şeklindeki hasarlar, · Tamir edilmiş ya da kaplama yapılmış lastikler, · Lastiğin janta takılması veya sökülmesi sırasında oluşan topuk kırılması ya da benzeri hasarlar, · Lastiklerin yanlış depolanması sonucu oluşan hasarlar. Örneğin, lastiğin güneş altında uzun süre depolanması, ozon üreten elektirik motoru ya da benzeri cihazlara yakın olarak bulundurulması sonucu oluşabilecek yüzeysel ince çatlamalar. Doğru Hava Uzun Ömür Lastiklerin düzensiz aşınmasını alacağınız bir dizi önlemle engelleyebilirsiniz. Öncelikle lastiklerin düzensiz aşınmasını önlemek için kesinlikle lastiklere araç üreticisinin tavsiye ettiği değerlerde hava basılmalıdır. Normalden daha fazla hava uygulanmış bir lastiğin sırt bölgesinde, normalden daha düşük hava uygulanmış bir lastiğin ise omuz bölgelerinde anormal aşınmalar oluşur. Ayrıca lastik havaları tavsiye edilen değerlerde olsa bile aracın ön düzen, fren ve amortisörleri ile lastik balans ayarları yapılmış olmalıdır. Lastiklerinizin hava basıncını haftada bir, rot-balans ayarlarını her 10.000 kilometrede bir, rotasyonun (yer değiştirmenin) her 20.000 kilometrede bir, diş derinliği kontrolünün her 5.000 kilometrede bir yapılması önemle tavsiye olunur. Yani lastiklerinize doğru değerde hava basmak lastiklerinizin ömrünü uzatacaktır. Kış lastiklerinin diğerlerine göre avantajları nelerdir? Kış lastiklerinin en önemli avantajı düşük sıcaklıklarda özelliğini kaybetmeyen özel sırt karışımı ile kış koşulları için üretilmiş olmalarıdır. Ayrıca kış lastiklerindeki sırt deseninin ve omuz bloklarının dişli yapısı karlı zeminlerde aracınıza ilave çekiş sağlar. Bunun yanı sıra özellikle silikalı sırt karışımı ve kılcal kanallı blok yapısı kullanılarak ıslak zeminde mükemmel yol tutuş sağlar. Kış lastikleri yaz aylarında kullanılırsa ne olur? Kış lastikleri yazın kullanıldığında, kış lastiklerinin sırt karışımının özelliğinden dolayı diğer lastiklere oranla daha çabuk aşınır ve gürültü seviyesi artar. Ayrıca kış lastikleri yazın kullanmak, lastiğin bir sonraki kış mevsiminde performansının düşmesine de yol açar. Lastiklerin diş derinlik sınırlar nedir? Diş derinliği 1.6 mm’ye düşen lastikler değiştirilmelidir. Kış mevsiminde ise diş derinliklerinin en az 3 mm olmasına dikkat edilmelidir. Kış lastikleri kış sezonunun bitmesiyle Mart-Nisan aylarında araçlardan çıkarılmalı ve bir sonraki sezonda kullanım için karanlık ve rutubetsiz bir ortamda depolanmalıdır. Eğer lastikler balkon benzeri ortamlarda saklanacaksa, siyah kalın bir naylon torba içerisinde muhafaza edilmelidir. Kış lastiklerinin yazın da kullanılması halinde lastiğin sırt karışımının özelliğinden dolayı diğer lastiklere oranla çok daha çabuk aşınır ve gürültü seviyesi yükselir. Viraj alırken ve dururken lastikler neden ses çıkartır? Lastiğin tavsiye edilenden daha düşük hava ile şişirilmiş olması lastiklerin ses çıkartmasına yol açar. Ayrıca aşırı sıcak havalarda da söz konusu ses çıkabilir. Lastiklerin bakımı hangi sıklıkla yapılmalıdır? Lastiklerinizin hava basıncı haftada bir kontrol edilmelidir. Rot-balans ayarları her 10 bin kilometrede bir, lastik rotasyonu (yer değiştirme) her 20 bin kilometrede bir, diş derinliği kontrolü ise her 5 bin kilometrede bir yapılması güvenliğiniz açısından önemle tavsiye edilir. Lastik üzerindeki yazıların anlamı nedir? Örneğin 175/70 R 14 84T yazısı için: 175 70 nı) R 14 84 T : Lastiğin kesit genişliği (mm) : Seri (Kesit genişliğinin kesit yüksekliğine % ora: Konstrüksiyon (radial, bias, …) : Jant çapı (inç) : Yük endeksi : Hız endeksi Lastiğin geri dönüşümü mümkün müdür? İşlenmiş kauçuğun geri dönüşümü mümkün değildir. Lastiğin hammaddeleri nelerdir? Lastik, başta kauçuk (doğal, sentetik), karbon siyahı, silika, kord bezi ve diğer kimyasal maddelerden üretilir. Lastik neden siyah renklidir? Çünkü lastiğin hammaddelerinden biri olan ve “karbon siyahı” adı verilen kimyevi madde siyah renklidir. Bu madde de lastiğe siyah rengi verir. OCAK 2010 AKO HABER 17 ◆ BİZDEN HABERLER ◆ Petlas Lastiği Öğretiyor Türkiye’nin tek yerli lastik markası olan Petlas, sektöre ışık tutmaya devam ediyor. Yıl boyunca Türkiye’nin dört bir köşesindeki araç lastiği satıcı ve servislerine eğitim seminerleri veren Petlas, bu hizmetine önümüzdeki aylarda da devam edecek. Antalya Abdulkadir Özcan A.Ş. çatısı altında yer alan lastik üretim firmaları ile İzmir’deki pek çok araç lastiği bayilerine, doğru lastiklerin doğru şekillerde kullanılması, satıcıların lastik montajı hakkında daha geniş bilgi sahibi olması amacıyla verilen seminere, pek çok bayi katıldı. Semineri veren İbrahim Metin ve Abdullah Çabuk, her köşe başında açılan lastik bayilerin eğitim almadan yaptıkları işler nedeniyle çeşitli kazalara neden olduğunu belirterek, insan hayatının doğrudan bağlı olduğu lastik konusundaki eğitimin çok önemli olduğunu söylediler. Seminerde; Petlas’ın kuruluşundan günümüze kadar olan gelişimi, faaliyetleri ve amaçları, üretilen lastiklerin ham maddeleri, lastiklerin yapım aşamaları, kullanılan son teknoloji makineler, lastik yapım ve kontrol aşamalarının yanı sıra lastiklerde oluşabilecek muhtemel arıza ve hasarlar, nedenleri ve yaratabileceği sonuçlar anlatıldı. Manisa OCAK 2010 AKO HABER 18 Savaş Uçaklarına Lastik Üretiyor Türkiye’nin tek yerli markası olan Petlas, binek, ticari, zirai ve daha pek çok araç modeline uygun onlarca çeşit araç lastiği üretiyor. Ayrıca, TSK’nın savaş uçakları lastiklerini üreten tek firma özelliğini taşıyan Petlas, Türkiye’de ‘Radyal Traktör Lastiği’ üreten ilk firma olma ayrıcalığına da sahip. Devlerle Rekabet Seminerde bir tanıtım filmi gösteren Petlas Genel Müdür Yardımcısı Yahya Ertem “Öncelikli amacımız çelik radyal kamyon-otobüs lastiklerinde önemli bir yere gelebilmek. Gösterdiğimiz fedakarlık ve özverilerle çok hızlı yol katettik. Bizim başarımız ekip çalışmamızın bir ürünüdür. Burada tüm teknisyenlerimiz, yönetimimiz, mühendislerimiz ve bayilerimizle ulaştığımız ortak bir başarıdır. Performans ve müşteri memnuniyeti sonuçları çok güzel. Şimdiki hedefimiz, alanımızın devleriyle aynı arenada yer almak” dedi. Denizli İzmir Antakya Mersin Gaziantep Adana Adana Kahramanmaraş Şanlıurfa OCAK 2010 AKO HABER 19 ◆ PORTRE ◆ Bir Firma Bir Portre AKO Haber dergisinin bu sayısındaki konuğu Salih Özerdem. Sektörün önde gelen dekabaj firmalarından Özerdemler A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı olan Salih Özerdem bayrağı rahmetli babası Remzi Özerdem’den teslim almış. Sektörü ile ilgili konularda teknolojik gelişmeleri ve yenilikleri sürekli takip ediyor. Bu sayede verimliliğin artırılması ve maliyetlerin azaltılması konusunda hemen her şantiyesinde yeni bir uygulamayı işleme almış. Özerdem, en son dekabaj sahası olan Afyon-Tunçbilek’te maliyetleri azaltmak adına önceleri 22 metreküp taşıyan 400 beygirlik hafriyat kamyonlarını çekiciye dönüştürerek 35 metreküplük damper-dorse ile çalışmaya başladıklarını bu sayede daha çok malzemeyi daha düşük maliyetle taşıyabildiklerini belirtiyor. 1978 yılında temelleri merhum Remzi Özerdem tarafından atılan Özerdemler Hafriyat, şimdilerde ülkenin alanında lider şirketlerinden biri. Remzi Özerdem’in amacı yol altı stabilize malzeme temini ve nakliye alanlarında faaliyet göstermekti. Öyle de oldu. Ama ailenin ikinci kuşak temsilcisi Salih Özerdem ve kardeşleri babasının açtığı yolda sektörünü genişletti. Şimdilerde Özerdemler dekabaj alanında ülkenin lokomotif şirketlerinden biri haline geldi. Şirketin başarı hikayesi oldukça çarpıcı. Kuruluşundan itibaren beş yıl kadar nakliye ve taahhüt işlerinde çalışan Özerdem kardeşler zamanla büyümüşler. 1983 yılında Türkiye Elektrik Kurumu’na çeşitli işler yapan şirket, aynı yıl Özerdemler Kolektif Şirketi adıyla müşteri portföylerini genişletmiş. Şirket, Türkiye Kömür İşletmeleri, GAP Linyit İşletmeleri ile Karayolları Genel Müdürlüğü’ne taahhüt ve müteahhitlik hizmetleri vermeye başlamış. 1992 yılı ise Özerdemler için dönüm noktası olmuş. Zira bu zamana kadar Özerdemler Kolektif Şirketi adıyla faaliyet gösteren şirket büyüme evresine girmiş. Önce Özerdemler Madencilik Sanayi ve Tic. Şti., ardından 1993 senesinde ise Özerdemler Madencilik San. ve Tic. Anonim Şti. faaliyete başlamış. Milyonlarca Ton Kömür Özerdemler Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, ana sözleşmesinde de yazılı olduğu gibi ağırlıklı olarak Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu’na dekabaj ve redövansla kömür üretimi gibi taahhüt işleri yapmaya başlamış. 1991 ile 1996 yılları arasında da redövansla çalıştığı Etibank’a ait kömür sahasında 873 milyon 757 bin 40 ton kömür üretmiş. Bir dönem kendisine ait mermer fabrikasında mermer üretimi ve OCAK 2010 AKO HABER 20 ihracatında da bulunan şirketin taahhüt işi ile kömür üretimi yanında akaryakıt istasyonu işletmeciliği faaliyeti de var. Yani Özerdemler A.Ş. çok yönlü çalışan bir şirket. Yüksek Performans, Düşük Maliyet Özerdem, en son dekabaj sahası olan Afyon-Tunçbilek’te maliyetleri azaltmak adına önceleri 22 metreküp taşıyan 400 beygirlik hafriyat kamyonlarını çekiciye dönüştürerek 35 metreküplük damper-dorse ile çalışmaya başladıklarını bu sayede daha çok malzemeyi daha düşük maliyetle taşıyabildiklerini belirtiyor. Lastik konusundaki duyarlılığıyla da bilinen Salih Özerdem, sahaya göre lastik deseni ve markası seçiminin önemine dikkat çekiyor. ru ve tam olarak kullanılmasından alınan her lastiğin depoya girişine hatta hurdalığa çıkmasına kadar her aşamada ‘işin başında’ olan Salih Özerdem, başarının anahtarının kontrol olduğunu söylüyor. Özerdemler’in HES İlgisi Salih Özerdem gelecek için dekabaj sektörü dışında farklı projelerle de ilgilendiklerini söylüyor. Son zamanların gözde sektörlerinden HES’e ilgi duyduklarını açıklayan Salih Özerdem, diğer inşaat uygulamaları konularında proje değerlendirmeleri yaptıklarını belirtiyor. Salih Özerdem’e ve Özerdemler A.Ş.’ ye başarılar diliyor, Remzi Özerdem’i de bu vesile ile rahmetle anıyoruz. Abdulkadir Özcan A.Ş. ile uzun yıllara dayanan hem dostluk, hem de ticari ilişkilerinin sadece ürün tedariki ile sınırlı kalmadığını belirten Özerdem, aynı zamanda lastikten maksimum verimi sağlamaya yönelik saha çalışmalarını da takip ediyor. AKO Haber dergisine konuşan Özerdem, araç altı lastik teftişi, hurdalık analizi ve lastik takibi gibi çeşitli konularda aldığı hizmetlere verdiği önemin altını çiziyor. Lastik havalarının doğİş makineleri, kamyonlar ve lastiklere olan profesyonel ilgisinin yanında Salih Özerdem’in her ne kadar oynamaya vakit bulamasa da en büyük hobisi bilardo. OCAK 2010 AKO HABER 21 OCAK 2010 AKO HABER 22 OCAK 2010 AKO HABER 23 OCAK 2010 AKO HABER 24 OCAK 2010 AKO HABER 25 Toyo Tires - TEO Plus Yeni TEO Plus fonksiyonel sırt tasarımı ile “H” hız grubunda özel bir lastiktir. 70/60 seri tüm ebatlarda Orjinal Ekipman lastikleri TEO Plus sarsıntısız, rahat ve sessiz sürüş olanağı sağlamakla birlikte, ıslak zeminlerde mükemmel fren performansı sunar ve uzun ömürlüdür. Özellikleri ve Faydaları DENGELİ AŞINMA Sessiz Sürüş · Sessiz profil ve ses tutma katı içeren özel sırt tasarımı ve karkas yapısı sayesinde sessiz sürüş. Çoklu Dalgalı Yivler Düzenli Aşınma · Çoklu dalgalı yivler kullanılarak düzensiz aşınması engellenmiştir. Düşük Dönme Direnci · Silikalı kauçuk karışımı kullanımı düşük dönme direnci sağlar. Islak Zeminde Mükemmel Frenleme · Çoklu dalgalı yivler kullanılarak desen blokları sağlamlaştırılmıştır. · Silikalı kauçuk karışımı sayesinde iyi bir ıslak zemin performansı sunar. Sürüş esnasında veya frenlemede desen blokları üzerine binen yük sonucunda çoklu dalgalı yivler, yiv duvarını destekleyerek blok sağlamlığını korurlar. Aynı zamanda deformasyonu engelleyerek sırt bloklarında oluşabilecek merdiven tipi aşınmayı da önler. Geliştirilmiş Kuru Zemin Performansı · Çoklu dalgalı yivli ve oluklu tipteki tasarımı kuru zeminlerde yol tutuşu ve fren performansını arttırır. SESSİZ Yoğun tırtıklı oluk duvarı Sessiz Surlar · Yoğun tırtıklar hava akımını bozması sayesinde, havanın oluk duvarlarına sürtünerek geçerken ortaya çıkardığı tınlama sesini minimuma indirir. Kapalı Omuz Kesikleri · Yol yüzeyine düzgün temas sağlayarak yüksek perde sesleri azaltır. · Sağlam blokları sayesinde merdiven tipi aşınmayı önler. Normal yivler Düz Tip Sırt Tasarımı · Yol yüzeyi ile sürekli temasta olan yekpare düz tip sırt tasarımı çarpma sesini azaltır. Ses Yalıtım Katı · Yol yüzeyinden aktarılan vibrasyon, ses yalıtım katının engellemesi ile azalır. OCAK 2010 AKO HABER 26 Çoklu dalgalı yivler Sırt karışımı DÖNME DİRENCİ FRENLEME, PERFORMANS Silika Karbon Düşük Dönme Direnci Silika Kauçuk Karışımı · Dönme direncini azaltır. Islak Zeminde Mükemmel Frenleme Silika bileşim yol yüzeyi ile daha iyi temas sağlar Çoklu Dalgalı Yivler Sürüş esnasında veya frenlemede desen blokları üzerine binen yük sonucunda çoklu dalgalı yivler, yiv duvarını destekleyerek blok sağlamlığını korurlar. Aynı zamanda sırt bloklarında oluşabilecek deformasyonu engelleyerek ıslak zeminde mükemmel frenleme sağlar. Silikalı Sırt Karışımı Mükemmel frenlemeye katkıda bulunur. Su Mükemmel Islak Zemin Performansı Daha geniş temas alanı ile daha iyi ıslak zemin tutuşu Silika bileşim GÖVDE YAPISI TYTE+A 195/70R14 H Geliştirilmiş Kuru Zemin Performansı High-tensile çelik kuşaklar Çoklu Dalgalı Yivler & Düz Tip Sırt Tasarımı Geliştirilmiş güçlü blokları ile kuru zeminlerde iyi bir yol tutuş ve frenleme sunar. Sarmal kapak katı Ses yalıtım katı High-tensile karkas katı PERFORMANS KIYAS TABLOSU Kuru Zeminde Tutuş Çoklu dalgalı yivler SIRT DESENİ TYTE+A 195/70R14 H Kuru Zeminde Frenleme Sürüş Konforu Yol Sesi PROFİL TASARIMI Islak Zeminde Yol Tutuşu Islak Zeminde Frenleme Desen Sesi Dayanılıklılık Suda Kızaklama OCAK 2010 AKO HABER 27 ◆ BİZDEN HABERLER ◆ AKO Jant Abdulkadir Özcan A.Ş. yeni yıla hızlı girdi. AKO bundan böyle jant alanında yeni marka ve modelleriyle de faaliyet gösterecek. Kendi üretimi Petlas ve Starmaxx lastiklerinin yanı sıra Hankook, Maxxis, Toyo Tires lastiklerinin Türkiye temsilcisi olan Abdulkadir Özcan A.Ş, dağıtımını yaptığı yerli jant markalarına ek olarak yeni dört marka jantın da ithalatına başladı. AKO bundan böyle Megatork, Megatim, Powcan ve SLK markalı jantları ülkemize getirecek. POWCAN Yeni ürünler Türk jant pazarında merakla beklenirken, Abdulkadir Özcan A.Ş.’den yapılan açıklamada yeni markaların pazardan gelebilecek her türlü talebe cevap vermek üzere geliştirildiği söylendi. “Yüksek kalite standartları ile üretim yapan fabrikalardan özenle seçilmiş, yepyeni model jantlar çok yakında piyasaya verilecektir” bilgisinin yer aldığı SLK OCAK 2010 AKO HABER 28 açıklamada, jantların TSE kalite belgesinin yanı sıra, TÜV, JWL, VIA gibi uluslararası kalite belgelerine sahip olduğuna vurgu yapıldı. Katalog Yakında Çıkıyor Uzmanlar tarafından “Türk lastik sektörünün mihenk taşı” MEGATIM olarak gösterilen Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından piyasaya sürülen jantlar pazarda merakla beklenirken, AKO’nun tüm jant marka ve modellerini içeren kataloğu çok yakında Türkiye’nin dört bir köşesinde faaliyet gösteren Abdulkadir Özcan A.Ş. bayilerinde olacak. Bununla beraber, Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin yeni jantları şirketin kurumsal web sitesi olan ‘www.akojant.com’da yakında takip edilebilecek. Sitede markalar ve modeller hakkında bilgi yer alırken, mevcut jantların haricinde yeni üretilecek modeller ve bunların her türlü teknik özellikleri hakkında da merak edilen tüm soruların yanıtları karşılık bulacak. Abdulkadir Özcan A.Ş. jant birimi tarafından yakından takip edilecek olan www.akojant.com sitesi yeni bilgiler ve görsellerle son derece renkli bir site. Hızla yenilenecek olan site dinamik tabanlı tasarlandı. Jant Sadece Estetik Değil Türkiye’de doğru bilinen yanlışların başında jantların sadece estetik amaçla kullanıldığı geliyor. Oysa doğru seçilmiş ve üretilmiş bir jant başta aracın yol tutuşu olmak üzere fren sisteminin soğutulmasına kadar onlarca güvenlik avantajı sağlıyor. Örneğin jantın ağırlığı, ölçüleri, konstrükisyonu ve dizaynı otomobillerin performansını ve yol tutuşunu önemli ölçüde arttırıyor. Ayrıca doğru seçilmiş jant; fren sisteminin soğutulmasında da oldukça etkili. Şöyle ki; otomobil seyir AKO Jant ürünleri, 13’’-22’’ arasında birçok Aftermarket, Replica, Light Truck, 4x4 ve SUV modellerinden oluşuyor... halindeyken jantın rotasyonuyla sirküle edilen hava, doğrudan fren diskine iletiliyor. Böylece frenler daha verimli çalışıyor ve frens sistemi daha etkin bir şekilde soğuyor. Diğer yandan jant seçerken dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar var. Bunların başında da otomobilin motor gücü, ağırlığı ve büyüklüğü geliyor. Zira jant ölçülerinin seçiminde ve belirlenmesinde tüm bu hususlar büyük rol oynuyor. Yüksek güç üreten motorun gücünü yola aktarabilmesi için çekişi iyi olmalı. Bu noktada lastik kalitesi de büyük önem arz ediyor. Öncelikle lastik yüzeyi uygun genişlikte olmalı. Bu noktada lastikle jant genişliğinin uyumlu olması çok önemli. Küçük sınıf otolar için 12 inçten başlayan jant çapı, büyük ve yüksek performanslı otomobillerde 20 inçe kadar çıkar. Çelik ve hafif metal alaşımlı olmak üzere iki gruba ayrılan jantlar, motor sporlarından elde edilen tecrübelerle geliştiriliyor. Bu tecrübeler neticesinde geliştirilen jantlar daha sağlam ve uzun ömürlü oluyor... MEGATORK OCAK 2010 AKO HABER 29 ◆ AKO BİRİMLERİ ◆ Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin büyüme sırrı aslında çalışanlarının uzmanlığında saklı. Tüm bölümlerinde alanlarında ‘profesyonel’ isimlerle çalışan şirket bu sayede Türk iş dünyasında önemli bir yere geldi. Peki Abdulkadir Özcan A.Ş.’yi Abdulkadir Özcan A.Ş. yapan birimler hangileri? İşte bu en çok merak edilen sorunun yanıtını bundan böyle AKO Haber dergisinin yeni sayılarında bulacağız. ‘AKO Genel Müdürlüğü Satış Birimi’ bu ay AKO haber dergisinde. Satış müdürlüğünü Hatice Güneş’in yürüttüğü birim alanında önemli başarılara imza atıyor. Yirmi senedir Abdulkadir Özcan A.Ş. için çalışan Güneş, AKO’nun en eski çalışanlarından. Hatta geçtiğimiz haftalarda AKO’nun eski çalışanları için düzenlediği törende plaketini bizzat Sabri Özcan’ın elinden aldı. Hatice Güneş, “AKO Genel Müdürlüğü Satış Birimi, ekip ruhuna inanmış profesyonel kadrosu ile müşteri memnuniyetini esas alan Güneş: “AKO Genel Müdürlüğü Satış Birimi, ekip ruhuna inanmış profesyonel kadrosu ile müşteri memnuniyetini esas alan doğru, çabuk ve güvenilir hizmeti ilk defada ve her seferde vermeyi kendine ilke edinmiştir” OCAK 2010 AKO HABER 30 Hatice Güneş Zafer Biçer Murat Can Şentaş Murat Kulaklı Gökay Güneş Nursel Felek nıtımı, taleplerin karşılanması, satış işlemlerinin yürütülmesi, satış anlaşmalarının yapılması, sevkiyat işlemlerinin takibi, satış koşullarının hazırlanması, fiyat değişimlerinde listelerin güncellenmesi oluşumlarının bölgelere bildirilmesi bayi organizasyonları ve raporlamalar gibi ‘bir dünya işi var’. Mustafa Tokyay doğru, çabuk ve güvenilir hizmeti ilk defada ve her seferde vermeyi kendine ilke edinmiştir” diyor. 3’dü 18 Oldu AKO Haber dergisine birimini tanıtan Güneş, 1992 senesinde sadece 3 kişi ile faaliyet gösteren ‘AKO Genel Müdürlüğü Satış Birimi’nin şimdilerde 1 bölge müdürü, 1 iş geliştirme ve operasyon müdürü, 1 satış koordinatörü, 2 fatura ve irsaliye elemanı, 12 uzman satış danışmanı olmak üzere toplamda 18 kişiyle hizmet verdiğini söylüyor. ‘AKO Genel Müdürlüğü Satış Birimi’nin müşterilerine ürün ta- Mustafa Sarı OCAK 2010 AKO HABER 31 Raşit Ünlü Ersin Yıldırım Özgür Polat Şaban Ekici Serdar Çetinsoy Erdem Topçu - Hamza Özen OCAK 2010 AKO HABER 32 Abdullah Yüce Serkan Değer İsmail Çınar ◆ AKO AİLESİ ◆ AKO Çalışanlarını Unutmadı Sabri Özcan, AKO’da görev yapan herkesin Abdulkadir Özcan A.Ş. ailesinin bir üyesi olduğunu vurgulayarak, gerek kendisi, gerekse şirket yönetimi olarak her zaman çalışanlarının arkasında olduklarına dikkat çekti. Türkiye’nin önde gelen lastik firması Abdulkadir Özcan A.Ş.; beş, on, onbeş ve yirmi yıldır görev yapan çalışma arkadaşlarını unutmadı. Ankara’daki Özcan Plaza’da gerçekleştirilen plaket törenine Abdulkadir Özcan A.Ş. çalışanları tam kadro katıldı. Plaket töreninde yirmi senedir çalışan personelin plaketlerini elleriyle takdim eden Abdulkadir Özcan A.Ş. Genel Müdürü Sabri Özcan, AKO çalışanlarına emekleri için teşekkür etti. Çalışanlarını asla ‘personel’ gibi görmediklerini söyleyen Özcan, Abdulkadir Özcan A.Ş.’de görev yapan herkesin Abdulkadir Özcan A.Ş. ailesinin bir üyesi olduğuna vurgu yaparak, gerek kendisi, gerekse şirket yönetimi olarak her zaman çalışanlarının arkasında olduklarına dikkat çekti. Plaket almaya hak kazanan ve yirmi senedir AKO için emek sarfeden çalışanların plaketlerini kendisi takdim eden Sabri Özcan, törenden sonra yaptığı konuşmada AKO’nun Türk lastik sektörü için önemine dikkat çekti. Sektörün Mihenk Taşı AKO Sabri Özcan, plaket töreninden sonra Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin kurumsal haber yayını olan AKO Haber dergisine konuştu. Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin Türk lastik sektörünün mihenk taşlarından biri olduğunu söyleyen Özcan, bu büyüklüğe ulaşmalarında AKO ‘çalışma arkadaşlarının’ emeğinin çok büyük olduğunu söyledi. Sabri Özcan, Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin bundan önce olduğu gibi bundan sonra da ‘çalışan odaklı’ büyümeye devam edeceğinin altını çizdi. OCAK 2010 AKO HABER 33 ◆ FAST&GOOD ◆ Fast&Good Çarçabuk Servis Fast&Good Çarçabuk Servis nedir? Fast&good ‘Çarçabuk Servis’, Abdulkadir Özcan Otomotiv Lastik San. ve Tic. A.Ş. çatısı altında hafif ticari ve ağır vasıta araçların ihtiyaç duyabilecekleri ana ürünlerin sunulduğu, araçlarla ilgili temel bakım hizmetlerinin verildiği bir çarçabuk servis sistemidir. Fast&Good servis hizmetini nerede sunmaktadır? Servisimiz 15 Ağustos 2008 tarihinde İstanbul Yolu 22. Km. Susuz semtinde faaliyete geçmiş olup halen müşterilerimize ağır vasıta servis hizmeti sunmaktadır. Fast&Good kalite politikası ve servis stratejisi nedir? Kuruluş amacımız sadece servis hizmeti olmayıp, ağır vasıtaların yedek parça, lojistik ve eğitim gibi teknik ihtiyaçlarını tek noktada toplamak için bir ortam yaratmaktır. Kaliteyi sağlamak için; hizmette standartlara uygunluk ve kalitede sürekliliği sağlamak oldukça önemlidir. Doğru, çabuk ve güvenilir hizmetin ilk defada ve her seferde verilmesinde “Kalite Yönetim Sisteminden” çıkılmaması gerekmektedir. Ağır vasıta servisi olarak bizler de bu sistemden ödün vermiyoruz. Bu aynı zamanda ekip ruhuna inanmış profesyonel kadrosuyla, müşteri memnuniyetini esas alan ve kaliteli hizmet sunan, bilgi birikimi ve sağladığı güvenle sektörde lider olan, kendini sürekli yenileyen ve toplumsal kaliteyi hedefleyen uluslararası kurum olmak şirketimizin kalite politikasıdır. Servislerimize olan bağlılığı artırmak, Fast&Good markası imajının sürekliliğini ve bütünlüğünü korumak, ‘taklit etmek yerine ürün ve hizmetlerimize OCAK 2010 AKO HABER 34 kendi karakterlerini kazandırarak farklılaşma yoluna gitmek’ en büyük servis stratejimizdir. Fast&Good’da ne tür araçlara hizmet verilmektedir? Servisimizde, ağır vasıta grubundaki tüm araçların (Mercedes, Man, Ford, BMC, Scania, Mitsubishi, Daf, Volvo, Iveco, Renault) temel bakım hizmetleri karşılanmaktadır. Buradaki amaç, servise gelen araçların tüm işlemlerinin en kısa zamanda ve hatasız bir şekilde yapılarak müşteri memnuniyetini sağlamaktır. Birden çok markaya hitap etmiş olmamız ve tüm bakım işlemlerinin tek bir çatı altında yapılması servisimizin tercih edilme nedenidir. Örneğin, bir müşterimiz servise gelerek daha önceki çalıştığı servisten/dükkandan memnun olduğunu fakat farklı işler için farklı servislere/dükkanlara gitmek zorunda olduğunu bildirmiştir. Servi- Otomotiv sektörünün krizle uğraştığı şu dönemlerde servisimizin talep edilmesinin nedeni kaliteli hizmet ve müşteri memnuniyetidir. Müşteri memnuniyetini sağlamak otomotiv sektöründe çok zordur. Çünkü servisçilikte ‘kilit’, müşteridir. Servisimizin reklamını en iyi ‘memnun müşteri’nin yapacağı bilincinde olduğumuz için çalışmalarımızı o doğrultuda gerçekleştirmekteyiz. simizde ise tüm işleri aynı anda, daha kaliteli ve daha kısa zamanda yaptırmak mümkün diyerek memnuniyetini dile getirmiştir. Serviste sunulan hizmetler nelerdir? Servisimizde verilen temel bakım hizmetlerine değinilecek olursak bunlar; bilgisayarlı arıza teşhisi (Wabco, Texa, Konorr Bremse), rot&balans ayarı (TRUCKCAM 3D Kameralı Ölçüm ve Ayar Cihazı), · Fren balatası&diski kontrol ve değişimi, · ABS sensör değişimi, · ABS tesisat değişimi veya onarımı, · Hava tesisatı onarımı veya değişimi, · Hava tesisatı ventil değişimi veya onarımı, · Tekerlek bilye bakımı, · Fren körük değişimi, · Süspansiyon körük değişimi, · Amortisör kontrolü ve değişimi, · Egzoz sistemi kontrolü ve değişimi, · V kayışı ve kasnak değişimi, · Şarj dinamosu kontrolü, · Dış aydınlatma sistemi kontrolü, · İç aydınlatma sistemi kontrolü, · Peryodik bakımı vs… Servisimizde araçların muayene öncesi hazırlıkları eğitimli ve uzman personelimiz tarafından gerçekleştirilmektedir. Ekibimiz Fast&Good interaktif servis ön kontrol formunu kullanarak branşlarında ayrı ayrı aracı komple bir kontrolden geçirip tespit ettikleri eksikleri kontrol formuna işaretlemektedirler. Servislerimizde bu kontrol işlemi ‘ücretsiz’ yapılmaktadır. Servisimizde muayeneye hazırlanan araçların yüzde 99’u muayeneden sorunsuz geçmektedir. Yedek parçayı nasıl temin ediyorsunuz? Fast&Good Çarçabuk Servis, birden fazla markaya servis hizmeti sunduğu için yedek parçada çok çeşitlilik arzetmektedir. Servisimiz yedek parça bulunabilirliğini esas almaktadır. O çerçevede yedek parça dispozisyonu yapılarak optimum stok sağlanmaktadır. Servisimiz pazardan yedek parça temini dışında, müşterilerine veya pazardaki firmalara yedek parça pazarlaması da yapmaktadır. Referanslarınız kimlerdir? Müşterilerimiz genellikle filo müşterileridir. Referans verecek olursak bunlar; Anadolu Akaryakıt, Çalışkanlar Akaryakıt, Derya Nakliyat, Plan Uluslararası Taşımacılık, Umut Uluslararası Taşımacılık, Akkoç Lojistik. Müşteri memnuniyetini nasıl sağlıyorsunuz? Otomotiv sektörünün krizle uğraştığı şu dönemlerde servisimizin talep edilmesinin nedeni kaliteli hizmet ve müşteri memnuniyetidir. Müşteri memnuniyetini sağlamak otomotiv sektöründe çok zordur. Çünkü servis hizmetinde ‘kilit’, müşteridir. Servisimizin reklamını en iyi ‘memnun müşteri’nin yapacağı bilincinde oldu- ğumuz için çalışmalarımızı o doğrultuda gerçekleştirmekteyiz. Örneğin, servisimize gelen “X” firması “Y” firmasının servisimize geldiğini duymuş ve bundan sonra kendilerinin de servisimizden hizmet alacağını belirtmiştir. Servisimizde ‘müşteri memnuniyeti’ olarak; müşteriye son servis hizmetinden memnun kalıp kalmadığı ile ilgili telefon edilip (3 gün sonra, aylık arama) memnuniyet anket soruları doğrultusunda analiz yapılmaktadır. Memnun kalmayan müşteriler için bir çözüm/şikayet süreci başlatılmaktadır. Bir sonraki servis girişini teşvik amacıyla özel jest uygulanmaktadır. Açılan müşteri şikayetleri bildirildiği anda kaynak takibi yapılıp iyileştirilmesi için raporlanmaktadır. Serviste uygulanan kampanyalar/tarifeler nelerdir? Fast&Good genelde filo müşterilerine hizmet sunduğu için, servise gelen filo müşterilerinin ilk araçlarının rot&balans ayarı, müşteri memnuniyeti bağlamında ücretsiz olarak gerçekleştirilmektedir. Ayrıca servisimizden hizmet almış olup yeniden arıza (ABS, EBS vs...) şikayeti ile gelen müşterilerimizin araçlarına bilgisayarlı test cihazı bağlanarak arızalar ücretsiz olarak giderilmektedir. OCAK 2010 AKO HABER 35 ◆ LASTİK SAĞLIĞI ◆ Lastik Neden Balon Yapar? Daha teknik bir deyişle lastiklerin neden yanak bölgesinde şişlikler oluşur? Yanak bölgesindeki şişlik tipleri iki çeşit olarak sınıflandırılabilir. 1- Tel kırılması (kopması) 2- Yanakta hava cebi oluşması Topuk bölgesinde kırılma sonucu lastiğin gövdesine hava sızması. Tel kırılması sonucu yanakta şişlik. Lastiğin radyal gövde telleri sırt bölgesinden aldığı bir kesik darbesi sonucu kopmuştur. Dolayısı ile lastik iç basıncını taşıyacak gövde telleri bu bölgede eksik olduğundan dışarıya doğru bir şişkinlik oluşur. Bu tip lastik arızalarına çok sık rastlanmakta ve profesyonel tamir metotları ile garantili bir şekilde tamir edilebilmektedir. Böyle bir durumda lastiğin acil olarak sökülüp tamire gönderilmesinde fayda vardır. Yanakta Hava Cebi Oluşması Hava cebi oluşmasının temel sebepleri; 1- Topuk bölgesinde kırılma sonucu lastiğin gövdesine hava sızması. Hatalı sökme takma sonucu lastiklerin topuk bölgelerinde oluşan hasarların görüntüsü çoğu zaman lastik yanağında hava cebi olarak kendini gösterir. Sökme takma ile ilgili sorunlar için acil önlemler alınması gerekir.. bir sorun bulunamadı ise sebep kuşak paketinde darbe veya ısınma sonucu ayrışma olacaktır. Her iki durumda ortaya çıkan hava kendisine yanakta yol bulur. Lastik hava cebinden kesilip cepte havanın ilerleme yönüne bakılarak sorunun darbe sonucu mu yoksa ısı sonucumu olduğu teşhisinde bulunabiliriz. Lastikte hava cebi oluşmuş ise tamir mümkün değildir. 2- Liner bölgesindeki çatlamalardan lastiğin gövdesine hava sızması. Astar bölgesinde oluşan çatlaklar genellikle yol, sürüş, yük ve hava miktarı gibi parametrelerin bir araya gelmesi sonucu oluşur. Örneğin yüksek süratte veya yükte kullanılan bir lastik yol şartlarından dolayı darbe alıyor ve lastik esneyerek bu darbeden kurtulamıyor. Sonuçta bu çatlaktan içeri giren hava yanak bölgesinde oluşan hava cebinden dışarı çıkıyor. 3- Darbe ve ısınma sonucu kuşak paketinde ayrışma oluşması. Lastik incelendiğinde ne topuk nede astar bölgesinde herhangi OCAK 2010 AKO HABER 36 Liner bölgesindeki çatlamalardan lastiğin gövdesine hava sızması. ◆ BİZDEN HABERLER ◆ ‘Petlas’ Las Vegas’ta Dünyanın en büyük otomotiv fuarlarından SEMA Show, Amerika Birleşik Devletleri’nin Las Vegas şehrinde kapılarını açtı. Birçok ulusal ve uluslararası firmanın yer aldığı SEMA Show’a Petlas bayisi de katıldı. Petlas’dan Örnek Destek Abdulkadir Özcan A.Ş., yeni sosyal sorumluluk projelerine imza atmaya devam ediyor. En son İzmir’in ünlü takımlarından Karşıkaya Spor Basketbol takımına sponsor olan Abdulkadir Özcan A.Ş., bu olumlu yaklaşımıyla sporseverlerden tam not aldı. AKO’dan yapılan açıklamada, Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin sporun bir ülke vatandaşlarının sağlığı için yegane yol olduğu vurgulandı. Basketbolun hem sporcu hem de izleyicinin ruhsal gelişimi için faydalı bir spor olduğu hatırlatılırken, Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin spor kulüplerini desteklemeye devam edeceği söylendi. Hali hazırda lastik sektörünün uluslararası arenada faaliyet gösteren diğer dev markaları da spor kulüplerini, spor müsabakalarını ve sporculara sponsorluk yapmaya devam ediyor. Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin Türkiye temsilciliğini yürüttüğü Maxxis de geçtiğimiz aylarda İngiliz futbol takımlarından Liverpool ile sponsorluk anlaşmasını yenilemişti. Las Vegas Convention Center’da düzenlenen fuara ulusal ve uluslararası arenada faaliyet gösteren yüzden fazla ülkenin lider şirketleri ile elli binden fazla ziyaretçi katıldı. Fuara ülke distirübütörü Greenball ile birlikte katılan Petlas, radial ve konvensiyonel tarım lastiklerini sergileme imkanı buldu. Yoğun ilgi ile karşılaşan Petlas ürünleri adeta Türk lastik sektörünü temsil etti. Fuarda en çok ilgi gören standların başında gelen Petlas A.Ş.’nin standı basın mensuplarının da ilgisiyle karşılaştı. Türk lastik sektörünün lokomotif şirketlerinden biri olan Petlas, standını ABD distribütörü Greenball ile birlikte paylaştı. Maxxis de geçtiğimiz aylarda İngiliz futbol takımlarından Liverpool ile sponsorluk anlaşmasını yenilemişti... OCAK 2010 AKO HABER 37 ◆ BİZDEN HABERLER ◆ AKO ve Hankook Macaristan’da Türkiye’nin önde gelen lastik firması Abdulkadir Özcan A.Ş., dünya devi Hankook ile birlikte bayilerini Macaristan’a götürdü. Bu ülkenin Budepeşte şehrinde konaklayan AKO bayileri hem unutamayacakları bir tatil yaşadılar, hem de Hankook’un fabrikasını gezme imkanı buldular. Bayiler 10 Aralık sabahı İstanbul Yeşilköy Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde buluştu. Uçuşun ardından Macaristan’ın Budapeşte şehrine inen bayiler aynı günün akşamından Budapeşte’nin yerel mutfağıyla ünlü restoranı Karpatia’da akşam yemeği yediler. Bir yandan Macar yemeklerini tadan bayiler, diğer yandan da Macar müzikleri dinlediler. Ertesi gün AKO bayileri için oldukça yoğun başladı. Panoramik şehir turuna çıkan AKO bayileri, Budapeşte’nin kültürünü ve tarihini de tanıma fırsatı buldular. Öğle yemeği için yine tarihi bir mekana giden AKO bayilerinin yeni adresi Kaltenberg Restoran oldu. Türk lastik sektörünün önde gelen firmalarından biri olan Abdulkadir Özcan A.Ş. ve Hankook Tire yürüttükleri bir organizasyon ile bayilerini Macaristan’a götürdü. Macaristan’daki 3 günlük bir geziyle yoğun geçen yılın stresini atan bayiler, Macaristan’ın en ünlü bölgelerini gezdi. Ab- OCAK 2010 AKO HABER 38 dulkadir Özcan A.Ş. kültürel bir turla bayilerini ödüllendirdi. AKO bayileri 2010’a yüksek moralle girdi. İstanbul’dan Hareket Budapeşte yolcusu AKO bayileri İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan hareket ederek 3 günlük kültür turuna başladılar. Budepeşte’nin ‘marka’ restoranlarından Karpatia’da akşam yemeği yiyen bayiler, bu ülkenin yöresel mutfağını tanıdılar. Ertesi güne pırıl pırıl bir Macaristan sabahında uyanan AKO bayileri, panoramik şehir turuyla Budapeşte’deki gezilerine başladılar. Öğlen yemeği için yerel mutfağıyla ünlü Kaltenberg Restorantını seçen bayiler, yemek sonrası rotalarını Hankook Tire’nin Budapeşte fabrikasına çevirdiler. Gördükleri eşsiz teknolojiden etkilendikleri gözlenen bayiler, Hankook ürünlerini satmanın gururunu yaşadılar. OCAK 2010 AKO HABER 39 ◆ MAKALE ◆ 2010’da KOBİ’leri Neler Bekliyor? 2008 ve 2009 yıllarında ekonomik gündemimizin en önemli argumanlarından olan KOBİ’leri, isterseniz, kanun dili ile önce izah edelim. KOBİ genel olarak kanunlarda; İkiyüzelli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu yirmibeş milyon Türk Lirasını aşmayan ekonomik birimler şeklinde tanımlanmakla birlikte aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır. Bu kırılgan süreci telafi etmek, krizin etkilediği noktaları telafi etmek amacı ile, bankacılık sektörü, KOBİ’ler üzerinde yoğun bir plasman politikası uyguladı. Bu süreci Sanayi ve Ticaret Bakanlığı da kendi bütçe olanaklarını kullanarak 100 bin TL limitli “Cansuyu” kredisini uygulamaya koyması izledi. Mikro İşletme: On kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu bir milyon Türk Lirasını aşmayan çok küçük ölçekli işletmeler, Küçük İşletme: Elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu beş milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler, Tabii bu noktada kullandırılan kredilerin efektif olması, bu krediyi kullanan KOBİ’lerin durumları ile yakından ilgili... Maalesef yapılan araştırmalar, KOBİ’lerin hala büyük çoğunluğunun, mütavazı ölçülerde üretim yaptıklarını,teknolojiye dirençli olduklarını, web siteleri olmasına rağmen, bilişime çok ta yakın olmadıklarını ve hala kaynakların yetersiz olduğunu göstermektedir. Orta Büyüklükteki İşletme: İkiyüzelli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu yirmibeş milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler olarak tanımlanıyor. Yeterli özkaynak olmayışı, pazar ve pazarlama sürecinin hala sorunsuz yürümeyişi,konjonktürel dalgalanmalara karşı kendilerini koruyacak oto insurance sisteminin olmayışı KOBİ’leri bireysel çözümlere itmektedir. Bununla birlikte Kurumlar Vergisi Kanununda, KOBİ; Türk Ticaret Kanunu hükümleri dahilinde kurulmuş olan, - 2008 yılının Aralık ayına ilişkin olarak verilen Aylık Prim Hizmet Belgesi üzerinde yer alan çalışan sayısının 10 ila 250 arasında bulunan, - 2008 yılı net satışlar toplamının veya aktif toplamının 25 milyon TL’yi geçmeyen ticari işletmeler şeklinde tanımlanmaktadır. KOBİ’ler tartışmasız ekonominin en önemli aktörlerinden biridir. 2008 ve 2009 yıllarında ise KOBİ’ler ekonomik krizden en fazla etkilenen sektör olarak ön plana çıktı. Büyük sayılabilecek üretici, sanayici ve yatırımcı kuruluşların tedarikçisi ve üreticisi konumunda olan KOBİ’ler son yıllarda bu anlamda ön planda oldu. Gerek bankalar, gerekse organize sanayi bölgeleri ve yerel yönetimler, KOBİ’leri hem bir pazar,hem de birer tüketim noktası olarak ele almışlardır. Son birkaç yıldır, global anlamda ekonomik işleyişde meydana gelen bozulma, talep daralması kaynaklı olarak KOBİ’leri derinden sarstı. Özellikle KOBİ ölçeğindeki firmalarda ekonomik krizin etkileri daha dramatik olarak hissedildi.Bugün bağımsız ekonomik araştırma kurumlarının verilerine göre, bundan beş yıl öncesine göre, gerek organize sanayi bölgelerine kayıtlı gerekse bireysel ölçekte olan KOBİ sayısının yüzde 30’u şu anda yok. Bu tamamen tasfiye ile neticelenmiş oranı ifade etmektedir. Sermaye, dağıtım kanalları, pazar hakimiyeti ve kurumsallaşma noktalarındaki yetersizlikler, KOBİ’leri bu süreçte, daha kırılgan hale getirmiş durumda. OCAK 2010 AKO HABER 40 Sanayi Bakanlığı’nın kamusal plan ve desteğinin dışında, bankacılık sektörünün, sistemi rehabilite etmeye yönelik bir plasman politikası izlemediği noktasında eleştiriler yoğunlaşmaktadır. Bu arada Sanayi Bakanlığı’nın dışında, Maliye Bakanlığı,Temmuz 2009 da yayımladığı 5904 sayılı kanın ile KOBİ’lere birleşmeleri halinde kurumlar vergisi oranını yüzde 20’lerden yüzde 5’e indirme yönünde adımlar atmıştır. Amaç krizden etkilenen sektörde birleşmeleri cazip kılmak bu yolla sermaye ve aktif varlık yapısını kuvvetlendirmekti. Ancak uygulamadan alınan sonuçlar, KOBİ’lerin vergi avantajını düşünerek birleşmeye karar verme noktasında çok hızlı olunmadığını göstermektedir. KOBİ’lerin yaşadıkları talep yetersizliği ve tahsilat problemi, her nekadar finansal kaynak takviyesi yapılsa da, üretimi körükleyecek talep yaratılmadığı sürece krizin etkilerinin KOBİ’ler üzerinde devam edeceğini gösteriyor. Bu noktada dışardan kaynak destekli çözümlerin palyatif olduğu ve KOBİ’lerin içinde bulunduğu süreci tersine çevirmeyeceğini gösteriyor. Esas ana noktanın, işletmenin devamı için üretim yapmak, üretim yapmak için ise mutlaka talep yaratmanın önemi ortaya çıkmaktadır. Talep yetersizliğinin getirdiği olumsuz etkileri silmek öyle gözüküyor ki kısa dönemde pek mümkün olmayacak. Bununla beraber kısa dönemde KOBİ’lerin içinde bulunduğu finansal problemlerin çözümü noktasında yeni yılla birlikte bankacılık sektöründen iyi haberler geleceği konusunda çalışmalar son aşamaya gelmiş durumda. Özel bankalar arasında Garanti Bankası, 2010 yılının “KOBİ Yılı” olacağı konusunda hazırlıklarını nerdeyse tamamladı.Diğer yandan Halk Bankası, Dünya Bankasından, KO- Bİ’lere kullandırılmak üzere, 250 milyon dolar yeni kredi alacak. Genel Müdür Hüseyin Aydın`ın verdiği bilgiye göre, krediye ilişkin anlaşmanın 15 Aralık`ta imzalanması öngörülüyor. Krediler, KOBİ`lerin işletme ve yatırım sermayesi ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılacak. Aydın, Halkbank`ın şimdiye kadar Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, Fransız Kalkınma Ajansı ve diğer bazı uluslararası kuruluşlar ile 1,4 milyar dolarlık kredi anlaşması yaptığını, 15 Aralık`ta Dünya Bankası ile imzalanan 250 milyon dolarlık yeni kredi anlaşması ile yurt dışından sağlanan kredi tutarının 1,65 milyar dolara ulaşacağını bildirdi. Özel bankalar tarafından temin edilen ve 2010 yılında KOBİ’lere tahsis edilecek kredilerde bayan gerçek girişimciler ön planda olacak. İlk üç ayı ödemesiz 15 ay vadeli kullandırılacak KOBİ kredilerinde bayan girişimciler 30 bin TL’lik kredilerden öncelikle yararlandirilacaklar. Bu anlamda kullandırılacak krediler, mevcut kredilerin rehabilite edilmesi ve realizasyonların KOBİ’lere ilave yük getirmeyecek olması diğer bir müjde olabilir. Bu arada Avrupa İşletmeler Birliği üyesi de olan KOSGEB 2009 yılı için öngördüğü kredilendirme programını tamamladı ve 100 bin üzerinde KOBİ’yi uyguladığı kredilendirme politikası çerçevesinde kredilerine kavuşturdu. Bu arada 15 bin yedek olarak dikkate alınan KOBİ de aynı kredi programına dahil edildi.Ancak gözüken o ki, KOSGEB’in de, özel bankalar gibi 2010 yılında, darboğazı giderecek “cansuyu” yanında, nefesin devamını sağlayacak programları hayata geçirmesi gerekecek. Çünkü KOBİ’ler Avrupa’da olduğu gibi,Türkiye’de de işleyen ekonomik sistemin en az yüzde 80’ini oluşturuyor. Bunu göz ardı etmek,bir yerde Türkiye’yi göz ardı etmek demek olacak. Ercüment Baran OCAK 2010 AKO HABER 41 ◆ OTOMOTİV ◆ Ticaretin Yeni Gücü: Doblo Tofaş’ın Bursa’daki fabrikasında 2000 yılından bu yana 1 milyon adete yaklaşan üretimiyle dikkat çeken Fiat Doblo’nun yeni nesli, uzun süredir Türkiye ve İtalya başta olmak üzere birçok ülkede devam eden kapsamlı test ve geliştirme sürecinin ardından gerçek yüzünü gösterdi. Mevcut Fiat Doblo modelinden tamamen farklı olarak, yepyeni bir platform üzerine sınıfının konfor ve müşteri beklentileri göz önüne alınarak sıfırdan geliştirilen yeni Fiat Doblo, 400 milyon Euro’luk bir yatırımla Tofaş’ın Bursa’daki fabrikasının bantlardan inmeye hazır hale gelmesiyle dikkat çekiyor. Fikri mülkiyet hakları Minicargo projesinde olduğu gibi Tofaş’a ait olan yeni Fiat Doblo, 2010 yılının Şubat ayına doğru Avrupa pazarlarında kademeli olarak satışa sunulacak. Yeni Platform, Şık Tasarım, Büyüyen Boyutlar! Yeni ve modern hatlara sahip tasarımıyla dikkat çekmeyi başaran Fiat Doblo, hem profilinde hem de arka bölümdeki evrimsel değişikliklere ek olarak karakterini belirleyen yeni yüz tasarımıyla da fark yaratıyor. Gövdeyle mükemmel bir şekilde bütünleşen tamponlar ve yeni tip büyük ızgara ile bombeli kaput tasarımı ile sofistike özellikleri harmanlanan yeni Fiat Doblo, belirgin tekerlek boşluk kemeri ve eğimli omuz kuşak- OCAK 2010 AKO HABER 42 larıyla güçlü ve atak bir yapı sergiliyor. Bagaj kapağının temel çizgileri, kolay erişebilirliği ve oldukça geniş bagaj bölümünün boyutlarını vurgularken, D sütununa konumlandırılmış dikine arka farlar ve geniş arka cam cam, yeni Fiat Doblo’ya zerafet katıyor. “Sınıfının en iyisi” hedefiyle yollara çıkacak olan yeni Fiat Doblo, üstünde yükseldiği yeni platformunun avantajlarını kullanıcılarına yansıtacak. 2755 mm’lik aks mesafesiyle sınıfının en uzunu unvanına sahip olan yeni Fiat Doblo, 790 litrelik bagaj hacmu sunabilmesiyle de dikkat çekiyor. Kabin içinde 7 kişiye kadar oturma alanı sunabilen ve çok sayıda eşya saklama haznesine sahip yeni Fiat Doblo’da elektrikli arka camlardan her bir yolcu için ayrı ayrı ayarlanabilen otomatik klimaya kadar birçok konfor unsuruna da yer veriliyor. Yeni Fiat Doblo, bu özellikleriyle hem aileler hem hobi sahipleri hem de sık seyahat eden kişiler için ideal çözüm anlamına geliyor. 4 Motor Seçeneği ve Start&Stop Sistemi! Yeni Fiat Doblo, ilk etapta biri benzinli ve üçü dizel olmak üzere toplam dört motor seçeneğiyle üretilecek. Motor yelpazesinin tek benzinli motor seçeneğini oluşturan 1.4 litre 95 HP’lik benzinli güç ünitesi dışında Multijet teknolojili 1.3 litre 90 HP, 1.6 litre 105 HP ve 2.0 litre 135 HP’lik turbo dizel motorlar görev yapacak. Bununla birlikte ilerleyen dönemde Fiat’ın otomatikleştirilmiş maunel şanzıman sistemi Dualogic ile donatılmış bir başka turbo dizel motor seçeneği daha motor yelpazesine katılacak. Euro 4 ve Euro 5 normlarına uygun üretilen Yeni Fiat Doblo’nun motorları otomobil rölantideyken motoru da durduran Start&Stop (Çalıştır&Durdur) mekanizmasıyla da alınabilecek. Bu teknoloji ile donatılan Doblo versiyonları şehir içinde %10’a varan yakıt tasarrufu ve düşük karbondioksit salınımı değerleri sunacak. Otomobil Konforu Doblo’da! Fiat Doblo’nun yeni nesli, bu sınıfta bir ilk olarak çift-bağlantılı tam bağımsız arka süspansiyon sistemi ile donatıldı. Bu güne kadar sadece üst sınıf otomobillerde görülen bu sistem sayesinde araç her türlü yol yüzeyi ve yük koşulunda mükemmel seviyede yol tutuşu ve sınıfının standartlarının ötesinde konforu birarada sunuyor. Ayrıca Yeni Doblo’da bu özelliklere ek olarak maksimum denge kontrolü için EBD’li ABS, yokuş kalkış yardımcısı Hill Holder ve ESP sistemlerine de yer veriliyor. Yeni Fiat Doblo’da pasif güvenlik seviyesi daha da geliştirilirken, ön hava yastıkları ve yenilikçi ön yan hava yastıkları sayesinde araç, en yüksek pasif güvenlik seviyelerini gerçekleştirecek şekilde tasarlanmış. Bununla birlikte yenilikçi ön yan hava yastıkları hem baş hem göğüs için koruma sağlıyor. Ayrıca yeni Fiat Doblo, ideal kabin konforu ve sürücünün dikkatini yoldan ayırmaması için de birçok donanım sunuyor. Bunlar arasında arka koltuklar için ayrı üfleme kanallı otomatik klima, hız sabitleyici, park sensörleri, Blue&Me eller serbest (Hands-free) sistemi ve Türkiye’de bu sınıfta bir ilk olarak Türkiye haritalı “Blue&Me TomTom” entegre navigasyon (Yön bulma) sistemi sayılabilir. Fiat Doblo’nun yeni nesli, bu sınıfta bir ilk olarak çift-bağlantılı tam bağımsız arka süspansiyon sistemi ile donatıldı. Bugüne kadar sadece üst sınıf otomobillerde görülen bu sistem sayesinde araç her türlü yol yüzeyi ve yük koşulunda mükemmel seviyede yol tutuşu ve sınıfının standartlarının ötesinde konforu birarada sunuyor. OCAK 2010 AKO HABER 43 ◆ OTOMOTİV ◆ Sedan A8 Yüzünü Gösterdi Kullandığı ilerici teknolojiler ile yeni Audi A8, dinamik sürüş keyfi, tasarım, işçilikte kusursuzluk ve verimliliğin mükemmel sentezini sunuyor. Önümüzdeki tarihlerde pazara sunulacak olan önden çekişli A8 3.0 TDI, kilometrede sadece 159 gram CO2 salınımı gerçekleştiriyor ve 100 km’de 6.0 litrelik yakıt tüketimiyle lüks segmentte en düşük tüketim oranına sahip. “Yeni Audi A8, kendi segmentindeki en sportif sedandır,” diyen AUDI AG Yönetim Kurulu Başkanı Rupert Stadler şöyle devam etti: “Bu model, çeşitli işlevleri, yeni ve akıllı bir şekilde birleştiriyor. Tasarım ve iç mekânın yarattığı etki bakımından A8 rakipsiz bir otomobildir.” 2010 Mayıs ayında Türkiye’de satışa sunulacak olan yeni lüks sedan, teknik bir sanat eseri. Alüminyum - Audi Uzay Kafesi OCAK 2010 AKO HABER 44 (ASF) yapısına sahip olan zarif ve güçlü gövdesi, muadil bir çelik yapıdan yüzde 40 daha hafif. Yeni, ferah tasarımı ve en küçük ayrıntının düşünüldüğü iç mekan, kendinden taviz vermeyen yüksek kaliteli işçiliği ile büyüleyici. Yeni, heyecan dolu ortam aydınlatmasından arkadaki lüks, elektrikli ayarlanabilir koltuklara varıncaya kadar aracın sunduğu konfor birinci sınıf. Yeni A8 372 hp 4.2 FSI ve 350 hp 4.2 TDI olarak 2 ayrı motor seçeneği ile başlangıç yapıyor. Bu motorları, 250 hp güç üreten 3.0 TDI takip edecek. Motorların tamamı artırılmış güç ve torka sahipler; buna karşın, geri kazanım sistemi ve yenilikçi termal yönetim sistemi gibi akıllı ve verimli teknolojiler sayesinde yakıt tüketimleri yüzde 13 ila yüzde 22 kadar gerilemiş. 3.0 TDI motor seçeneğinin ikinci bir versiyonu ise sonraki tarihlerde gelecek. Önden çekişli bu model 204 hp’lik güç sağlıyor ve 100 km’de sadece 6.0 litre yakıt tüketiyor. lüks sedanın görünümünün kolayca ayrışmasını sağlıyor. Söz konusu farlarda kullanılan devrimsel nitelikteki optik unsurlar, günümüzde yaygın olarak kullanılan tüp formlu far modüllerinden ayrılarak farklı bir tercihe yönelindiği anlamına geliyor. Tam LED farlar, aydınlatma teknolojisinde yeni bir sayfanın açıldığını müjdeliyor. Yeni A8 372 hp 4.2 FSI ve 350 hp 4.2 TDI olarak 2 ayrı motor seçeneği ile başlangıç yapıyor. Bu motorları, 250 hp güç üreten 3.0 TDI takip edecek. Motorların tamamı artırılmış güç ve torka sahipler; buna karşın, geri kazanım sistemi ve yenilikçi termal yönetim sistemi gibi akıllı ve verimli teknolojiler sayesinde yakıt tüketimleri yüzde 13 ila yüzde 22 kadar gerilemiş. 3.0 TDI motor seçeneğinin ikinci bir versiyonu ise sonraki tarihlerde gelecek. Önden çekişli bu model 204 hp’lik güç sağlıyor ve 100 km’de sadece 6.0 litre yakıt tüketiyor. Bu da km başına 159 gram’lık CO2 emisyon oranına karşılık geliyor ki söz konusu değere şimdiye kadar bu segmentte henüz ulaşılamamıştır. Yeni tiptronic: Daha fazla konfor ve verimlilik için sekiz hız Audi A8, yeni bir zekâ düzeyini, işlevsellikle ile birleştiriyor. Multimedya arayüzü (MMI) öncü nitelikli bir yeniliği içeriyor: İsteğe bağlı sunulan navigasyon sistemiyle birlikte touchpad (Dokunmatik fare) mevcut. Dokunmatik MMI, sürücünün pek çok işlevi sezgisel olarak kontrol etmesine imkân veriyor; örneğin, varış noktası, pad üzerinde harfler takip edilip seçilerek girilebiliyor. MMI navigasyon plus, sürüş sırasında güzergâhın ön takibini yaparken, otomatik şanzıman, farlar ve start-stop sistemi için kontrol birimlerine veri temin ediyor. Geliştirilmiş zekâları, bu sistemlerin karmaşık senaryoları kavramalarına ve ileriye yönelik kararlar vererek sürücüye yardımcı olmalarına olanak veriyor. Yeni teknolojiler arasında, yayaların gösterildiği gece görüş desteği ve Audi ön algılı güvenlik sistemiyle birlikte hız sınırı göstergesi yer alıyor. Yeni A8’deki bir başka son teknoloji ürünü de aydınlatma işlevlerinin tamamı için ışık yayan diyotları kullanan tam LED farlar. Bu farlar, gün ışığında dahi Son derece kullanışlı 8 ileri tiptronic, bir yandan genel itibarıyla geniş bir güç dağılım aralığı gerçekleştirirken diğer yandan da sekiz vites kademesini çok verimli bir şekilde derecelendiriyor. Kontrol sistemi tamamen elektronik olup, şık bir vites kolu ve direksiyon simidi üzerinde bulunan düğmeler ile çalıştırılıyor. quattro sürekli dört tekerlekten çekiş sisteminin belirgin bir sportif özelliği bulunuyor: istek üzerine spor diferansiyel, kuvvetleri arka tekerlekler arasında dinamik bir şekilde dağıtıyor. Yeni A8, şasi bakımından da pazardaki en sportif lüks sedan olduğunu kanıtlıyor. Aks yükleri dengeli dağıtılıyor ve bütün tekerlek kontrol kolları alüminyumdan yapılmış. Uyarlanabilir amortisörle birlikte uyarlanabilir havalı süspansiyon mevcut ve yine standart bir donanım olan Audi Drive Select araç dinamikleri sisteminin bir parçasını oluşturuyor. İsteğe bağlı olarak sunulan dinamik direksiyon da tamamlayıcı bir öğe olarak bulunuyor. Multimedya alanında da Audi pek çok cazip modül sunuyor. Bu modüller arasında, 1,400 watt’ın üzerinde bir güç çıkışına sahip ve 19 hoparlörden oluşan Bang & Olufsen ses sistemi ve son teknoloji ürünü çevrim içi (online) hizmetler sayılabilir. Tüm yönlerden yeni standartların belirleyicisi olan yeni Audi A8, dinamik özellikler, kullanışlılık, konfor, prestij ve akıllı sistemler konularında daha da ileriye gidiyor. OCAK 2010 AKO HABER 45 ◆ MAKALE ◆ Risk Yönetimi “Şirketinizi kriz dönemlerine hazırlayın!” Günümüz özel veya kamu kurumlarını yapılandırmak, yönetmek kadar, önemli olan diğer bir konu, faaliyetlerinin aksamadan sürdürülebilmesidir. Kurumların faaliyetlerini aksamadan sürdürebilmek veya beklenmedik dönemlerde oluşabilecek zararları minimuma indirebilmek ise, karşımıza bir ihtisas konusu olarak çıkar. Bu konu Risk Management, yani risk yönetimidir. Günümüz koşulları, her türlü uygulamanın, bir sistematik içersin de yapılmasını zorunlu kılar. Risk yönetimi de bunlardan birisidir. Risk yönetimi uygulaması ülkemizde Risk = Olasılık * Şiddet, formülü ile Risk yönetimi, risklerin ortaya ve dünyada artık her işi yaparım mantıhesaplanır. çıkmadan önce yapılması ğının bir kere daha bittiğinin bir gösterBurada olasılık riskin meydana gelme gereken bir uygulamadır. Risk gesidir. Tanım olarak risk; gelecekte zaihtimali, şiddet ise riskin etkisini ifade yönetimi uygulamasında emel rar veya kayıp olarak ortaya çıkabilecek eder. Riskin değeri temel olarak, mamantık budur. Şirket faaliyetleri eylemlerin, ortaya çıkma olasılığıdır. tematiksel (nicel) ve mantıksal (nitel) sırasında, ortaya çıkan, Risk yönetimi ise; kurumların faaliolarak ifade edilir. Risk değerinin yükkayıp, aksama ve zararların yetlerini devam ettirebilme sırasında, sekliği, olabilecek zararın büyüklüğügiderilmesine yönelik çalışmalar, ileriki dönemlerde ortaya çıkabilme nü ortaya koyar. Risk yönetimi sırasınrisk yönetimi değil, ancak olasılığı olan, öngörülen ve kuruma da, alınacak önlemler, risk derecesinin sorunların giderilmesine yönelik kayıp, aksama, kesinti olarak karşımıza büyüklüğüne göre, sıralanır. Yani risk çare arayışıdır. çıkabilecek risklere karşı önlem alınmayönetimi önlemleri, yüksek risk değersıdır. Risk yönetimi, esas olarak, Şirketlerinden başlanarak alınır. Risk değerilerin yönetimleri tarafından uygulanır. ni hesaplamak için, kaos teorileri, oyun Temel olarak burada ifade edilmek istenen, Risk yönetiminin teorileri, karmaşık teorileri, Stokastik ve ihtimal hesapları, şirket faaliyetlerinin kesintisiz ve sorunsuz sürdürülmesi için, pareto analizleri, swot analizleri gibi yöntemler kullanılabilir. bir sistematik içersinde uygulanması gerektiğidir. Yukarıda bahsedilen istatistik yöntemler ile şirketimizin risk tablosunu oluşturabiliriz. Risk tablosunu oluşturmak, zaman Risk yönetiminin, şirketlerde nasıl ve kimler tarafından yapıve maliyet gerektirir. lacağı, Risk yönetimin kendisi kadar, başarı içinde önemli bir konudur. Risklere karşı koyabilmek, önlem alabilmek, öngöRisk yönetiminin başarısında, risk değerlerinin gerçekçi rüde bulunmak, Risk yönetimini yapan ekibin kapasitesine, çıkartılabilmesi çok önemli bir faktördür. Kullanacağımız yeteneğine ve kendilerine verilen destek ile doğru orantılıdır. istatistik yöntemlere sağlayacağımız veriler, Şirket içi ve şirRisk yönetimi; bizzat şirket yönetimi veya şirket tarafından ket dışı parametrelerin tespit edilmesi sonrası elde edilir. Risk oluşturulacak bir ekip tarafından yürütülmelidir. Çünkü risk değerlerinin belirlenmesinde, dışsal parametreler genelde speyönetimi, yapılacak çalışmalar ve alınacak önlemler açısından sifiktir. Bunları Ekonomik Riskler ve Politik Riskler olarak iki önemli bir maliyet oluşturur. Bu harcamaların yetki dâhilinde bölümde ele alabiliriz. Ülkemiz ve dünyadaki siyasi ve ekonoyapılması gerektiği de muhakkaktır. Burada önemli olan kuvmik risklere yönelik hazırlanmış istatistiklere araştırmalar ile vetler ayrılığı ilkesinin şirket organizasyonu içersinde doğru erişilebilir. Ancak, şirket içi risk parametrelerin oluşturulması, oluşturulmasıdır. Yanı şirket içersinde, plansız, programsız, uzman bir ekip tarafından oluşturmayı gerektirir. Başlangıç her kademede çalışanlar, yetkisiz kişiler Risk yönetimi yapaiçin, risk tablosunu oluşturmak, sektörümüze özel, şirketimize mazlar. Risk yönetimi için yapılan harcamalar, şirkette ilerde benzer özellikler taşıyan, daha önce yapılmış uygulamalardan oluşabilecek büyük zararların minimize edilmiş miktarı olarak çıkan verilerden ve modellerden faydalanılabilir. Hazır bir redüşünülmelidir. ferans modeli kullanmak, zaman ve maliyet tasarrufu sağlar. Risk yönetimi, risklerin ortaya çıkmadan önce yapılması gereken bir uygulamadır. Risk yönetimi uygulamasında emel mantık budur. Şirket faaliyetleri sırasında, ortaya çıkan, kayıp, aksama ve zararların giderilmesine yönelik çalışmalar, risk yönetimi değil, ancak sorunların giderilmesine yönelik çare arayışıdır. Risk Nasıl Hesaplanır? Şirket faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında ortaya çıkabilecek risklerin değerlendirilmesi matematiksel olarak; OCAK 2010 AKO HABER 46 Gelecekte oluşabilecek risklerin en önemli unsuru, İnsan kaynağıdır. Şirketlerin efektif çalıştırılabilmesi için, Genel Müdürden hizmetlisine, tüm kademede personelin, işlerini başarıyla sürdürmeleri, büyük önem arz eder. Burada özellikle önem verilmesi gereken personelin, anahtar personel (Key Person) olduğudur. Ancak, İnsan kaynaklarından verim alabilmek için, şirkette İnsan kaynakları yönetimi, İnsan Kaynakları Yönetim ilkesine göre, yönetilmesi gerektiğidir. Şirkette İnsan kaynakları yönetiminin, insan kaynakları yönetim ilkesine göre yönetilmesi, performans ve isteklendirme için, şarttır. Hangi İşlerdeki görev alan personelin, anahtar personel olduğu, bunların, ücret ve özlük haklarıyla ilgili sözleşmelerin oluşturulması, ilgili detaylar, analitik yöntemlere göre hesaplanmış risk değerleri göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Finans: Şirketlerde oluşabilecek risklere göre belirlenmesi ve ayrılması gereken diğer bir unsur nakit paradır. (Oluşabilecek kiriz vb. dönemleri için) Şirketlerin Bilançolarında zaten İhtiyat (Belirli bir miktar para) ayrılmaktadır. Burada yapılması doğru yapılması gereken, ayrılması gereken ihtiyatın, ne oranda olması gerektiği, bunu ne zaman hangi durumlar için kullanılacağıdır. Tedarikçi: Tedarik Zinciri Yönetiminin başlangıç noktası, tedarikçilerdir. Şirketlerin müşterilere sundukları hizmet ya da ürünün başlangıcında temin edilmesi gereken ham madde, malzeme, dış kaynak (Out sourcing) ile yapılan destek hizmetleri, bu kapsamda değerlendirilir. Bunların temininde oluşacak aksamalar, müşteriye verilen hizmet veya ürününde de aksamalara neden olur. Temin edilen hizmet ya da ürünün, risk değerlerindeki önem sırasına göre, temin şartları, tedarikçilerle yapılacak sözleşmelerle doğru detaylandırılmalıdır. Stok ve Malzeme Miktarı: Şirketlerde geleneksel yöntemlerle de belirlenen ekonomik stok miktarı yöntemleri, stok miktarını belirlenmesi için, zaten yıllardır kullanılmaktadır. Bu yöntemler gereksiz yere stok tutma maliyetini minimize ettiği gibi, temininde risk oluşabilecek durumlar içinde, yeterli stok bulundurmaya yardımcı olur. Malzeme temini içinde aynı mantık uygulanır. Sigorta: Sigorta yaptırmak, şirketlerin oluşabilecek zararların paylaşılması açısından önemli bir uygulamadır. Sigorta uygulaması, şirketin faaliyetlerinin aksamasına yol açabilecek, Deprem, yangın, hizmet veya ürünlerin taşınması sırasında çıkabilecek kazalar vb. sebeplerden oluşabilecek zararların, sigorta şirketleri tarafından karşılanmasıdır. Bu tip olaylar nadir fakat çok büyük zararlara neden olabilen risklerdir. Dolayısı ile mutlaka alınması gereken önlemdir. İş süreçleri Bakım Onarım Anlaşmaları: Bugünün modern şirketleri, IT (Information Technology) standartların da yapılanmış şirketler olması nedeniyle, uyguladıkları Kurumsal Kaynak Planlaması, Tedarik Zinciri Yönetimi, Varlık Yönetimi, Doküman Yönetimi, Müşteri ilişkileri yönetimi vb. uygulamalarının sürekliliği hayati önem arz eder. Şirketler bu uygulamalarının sürekliliği için bakım onarım anlaşmaları yapmak zorundadırlar. Bakım Onarım anlaşmalarının süresi, müdahale zamanı, değiştirilecek, donanım ve yazılımların neler olması gerektiği gibi, detaylar, sözleşmelerle garanti altına alınır. Şirketler risk yönetimi için, oluşturacakları politikalar ve uygulanacak stratejiler, faaliyet gösterdikleri alana, şirketlerin ölçeğine, şirketin faaliyet gösterdiği bölgenin özelliklerine, Ülkenin gelişmişlik düzeyine, kültürüne ve alışkanlıklarına göre değişim gösterir. Risk Yönetimi ile ilgili elde edilen veriler ve tecrübeler, zamanla şirketin Risk Yönetimi kültürünü oluşturacaktır. Oluşan kültür, zamanla değişim ve gelişim gösterir. Bu değişim ve gelişim ise, şirketin faaliyetlerin aksamadan yürütülmesi konusunda alınacak önlemlerin başarısını arttıracaktır. Hasan Taşpınar [email protected] OCAK 2010 AKO HABER 47 ◆ ŞABAN KARAMANCI KOLEKSİYONU ◆ Geçmişten Gelen Bir Misafir Çoğu erkek için şunu diyebiliriz; “Arabasını, eşinden daha çok seviyor!” Doğru veya yanlıştır bu görüş herkese göre değişir. Ama bir gerçek vardır ki erkek için araba demek bir aşk, bir tutkudur. Arabasını temizlemek, cila atmak, yıkamak, yağını değiştirmek bir zevktir. Eşiyle evlilik yıldönümlerini bile hatırlamayıp arabanın yağının değişeceği tarihi ve kilometreyi bilen erkekler dahi vardır. Bir de işin diğer yüzüne bakarsak eski otomobil tutkunları bulunmaktadır; koleksiyonerler… Örneğin Şaban Karamancı… Şaban Karamancı 2007 yılında ülkemize bir araba getirmiştir. 1920’lerde üretilmiş; Model A Ford… Ford tarafından üretilen Model A’lar 1908–1927 arasında üretilen Ford Model T’nin geliştirilmiş versiyonudur. Model A ise 1928–1931 arası 3.793.302 adet,. Model T’ler ise yaklaşık yirmi yıl boyunca 13.905.711 adet üretilmiştir. Bu dönemde Ford Model A’nın Model T’nin tek rakibi Chevrolet’ti. Piyasanın hâkimi olan Ford’a karşı daha ucuz otomobil üreterek yeni üretilen Model A’yla rekabet ediyordu. Ford’un Model A’sını ABD’de bir müzeden alıp Türkiye’ye getiren Şaban Karamancı koleksiyonuna dâhil ettiği bu aracın farkını anlattığında şunu diyor; “Bu araç Five-Window Sport Coupe’nin diğer coupelerden farkı Rumble seat’tir. OCAK 2010 AKO HABER 48 Rumble Seat nedir? Rumble Seat, 1920lerde üretilen araçlarda, bagaj içine monte edilen, bir iki kişinin daha yolculuk etmesine olanak sağlayan koltuklardı. Deluxe otomobillerde yedek tekerlek ya ön çamurluk üzerine ya da arka tampon üzerine monte edilirdi. Rumble Seat tarzı yedek koltukları olan araçlarda da tekerlekler arka tamponda yer alıyordu. Koltuklar da bagajda saklanıyordu. Ford’un Model A’sı ilk kez 20 Ekim 1927’de görücüye çıktı. Yaklaşık on tane değişik tarzda üretilen çeşitleri vardı. Siyah hariç dört farklı renkte boyanmışlardı. Ancak bu araç 2 Aralık 1927 tarihine kadar satılmadı. 1929 senesindeyse bu otomobiller 15 çeşit oldu. Pheaton denilen modeli en ucuz olanıydı ve 460 Dolardan satılıyordu. Değişik bir tarzı olan bu araç ilk başlarda iki kapılı üretilmişti. Ertesi yıl da dört kapılı haliyle piyasaya sürüldü. En yüksek fiyatlı modeli ise Taxi Cab idi. 600 Dolara satılan bu araç talep görmesinden dolayı 1929’dan itibaren 800 Dolara satılmaya başlamıştı. Diğer en çok tutulan araç ise Fordor Sedan modeliydi ve 585 Dolara satılıyordu. 1929’da farklı modeller de eklendi. Bringgs ve Murray adındaki mühendislik firmalarının araçların gövdesine estetik 1927’de T modelinin üretimdeki son yılıydı. Sadece 6 kamyon ve 3 otomobil çeşidi vardı. A modelinin ise son üretim yılı olan 1931’de 17 çeşitti. Bunlar; ļ Roadster’lar. ļ Beş kişilik Standart ve Deluxe Pheaton’lar, ļ Standart ve Deluxe Coupe’ler, ļ Rumble Seat Sport Coupe’ler, ļ Dört kişilik Cabriolet’ler, ļ Standart ve Deluxe Tudor Sedan’lar, ļ Beş kişilik Standart ve Deluxe Sedan’lar, ļ Dört kişilik Deluxe Roadster, ļ Beş kişilik Deluxe Fordor ve Town Sedan, ļ Victoria, ļ Convertible ve ļ Station Wagon’lardı. şekil vermesiyle altı model daha üretildi. Bunların içinde dikkat çeken husus da Ford firmasının ilk defa Station Wagon otomobil imal etmiş olmasıydı. Murray firması ahşap tasarımlar yapıp araçların iç ve dış cephesini kaplıyordu. Ford Model A serisinin Station Wagon’unu üretiminde başrol oynayan firma, Akçaağaç ve Huş ağaçlarını kullanarak arkası geniş bu araçları tüketicilere sundu. 1930 yılındaysa Deluxe Tudor Pheaton ve Victoria -2 Door adındaki serileri de ürettiler. Bir reklam sözcüğü oluşturularak “Yeni Ford’un Yeni Güzelliği” adı altında bir satış planı yapıldı. O günün şartlarında Taxi Cab modeli kaldırılarak gündelik hayatta taksilerin yerini Fordor Sedan’lar aldı. 1931’de ise Business Coupe ve Fordor Sedan’ın üretimi durduruldu. Ayrıca Deluxe Town Sedan ise diğer modellerle birleştirilip kaldırıldı. Böylece 17 çeşit Ford 1931 Ford Model A’nın özellikleri; Gövde Kapı Motor Motor Hacmi Motor Gücü Çap x Strok Vites adedi Lastik Dingil mesafesi Ön/arka teker arası Lastik Ölçüsü Uzunluk Genişlik Ağırlık Üretim dönemi Üretim Sayısı : 5 Window Sport Coupe :2 : L4, 200,5cubic/inch, 8 Valf, benzinli : 3284cm3 : 40hp : 388 x 425 mm :3 : 4.40 / 4.50 – 21 balon : 2640mm : 1420 mm : 11.00 – 20 : 4370mm : 17100mm : 1120 kg : 1928–1931 : 21.272 1931 yılında üretilen bu aracın iki tekerleği geçmişte, iki tekerleği de günümüzdedir. Bizi geçmişe götürüp 1930’lardan geleceğe uzanıyor. modeli oldu. 1931 yılı Ford için iyi geçmedi ve Chevrolet’nin gerisinde kaldı. Ford fabrikalarına ekonomik krizin etkileri yansıdı ve grevlerle işçi eylemleri yaşandı. Toplam 25 Ford fabrikasında üretime ara verildi. Bu süreçte Convertible Sedan modeli 5.072 Dolar olan imalat fiyatına rağmen Ford ayakta durabilmek için bu aracı zararına 640 Dolara sattı. Ayrıca iki kapılı iki adet model de bulunuyordu ve 1931 senesinde tam 455.983 adet üretilmişti. Dört kapılıların ise üretimi 99.152 idi. Zamanla Murray ve Bringgs firmaları modelleri geliştirerek dekoratif süslemeler, deri kaplama tava ve koltuklar yaparak “Leatherback Sedan”ı üretti. Bu araçlar 625 Dolara satıldı. 1928’deyse Model A’ların çeşitleri geliştirildi. “70 Serisi Kamyonlar” yapıldı. TT yük kasası olan kamyonetler ve Tudor Sedan’lardan panelvanlar üretildi. Model A’ların ne zaman üretimi durduruldu? 31 Ağustos 1931 tarihinde durdurulmuştur. Model A kalkınca yerine Model B’ler imal edilmeye başlandı. Model A’nın 1927-1931 arası toplam 4.320.446 adet imal edildi. Daha sonra Sovyet Rusya ile Ford’un yaptığı anlaşmayla Gorky şehrinde, Gorky Automobil Zavod (GAZ) fabrikasında Model A’lar bir süre daha üretildi. Model A’nın motorunun özellikleri yandan supaplı, 8 valflı, 3284 cm3(200,5cid), 3,3 litre ve 40 beygir gücündedir. 100 km’de 9 ila 12 litre benzin yakan araç yaklaşık saatte maksimum 105 km yapabilmekteydi. 6 volt aküye sahiptir. Frenler, mekanik pompa olmadığından ön cam tarafından çıkan benzin kendi akışı ile motora ulaşmaktadır. Motorun harareti radyatör kapağındaki kimyasal göstergeden anlaşılmaktadır. Direksiyona da bir gaz kolu ve avans ayar mekanizması monte edilmiştir. O günler her kamyon ve araçta olduğu gibi marşa basmadan el manivelasıyla araç çalıştırılmaktadır. 1931’de ortalama 500 Dolara satılan Sport Coupe Model A bugünlerde 14.000 Dolar civarında değer görmektedir. OCAK 2010 AKO HABER 49 ◆ KISA HABERLER ◆ Bosch’dan Gündüz/Gece Kamerası Novatel 2010’da Fark Yaratacak Son yıllarda inanılmaz bir hızla artan veri miktarları ve bunların taşınıp aktarılması konusunda yaşanan zorluklar ve kullanımı giderek artan mobil cihazlarla birlikte daha fazla bant genişliğine duyulan ihtiyaç da her geçen gün artıyor. Geniş banta duyulan ihtiyacın yanı sıra; veri, ses, video ve multimedyaların taşınmasında kullanılan çoklu hizmet ağlarından beklenen en temel özellikler; ekstrem kapasite, kullanılabilirlik, güvenilirlik, düşük gecikme hızı ve gerçek maliyet uygunluğu. Yeni BlackBerry® Curve™ 8520 Vodafone tarafından sunulan BlackBerry® Curve™ 8520 modeline, 12, 18 veya 24 ay boyunca kullanma taahhüdü veren faturalı bireysel ve kurumsal aboneler, 49 TL’den başlayan fiyatlarla sınırsız internet ve e-posta kullanımı ile birlikte sahip olabiliyorlar. BlackBerry fanatiklerinin uzun zamandan beri beklediği BlackBerry® Curve™ 8520, gelişmiş bağlantı seçenekleri ve çoklu ortam özellikleri ile akıllı telefonlar arasında fark yaratıyor. BlackBerry® Curve™ 8520,her zaman iletişim halinde olmayı sevenlere mesajlaşma (IM, SMS, MMS), e-postalara ve popüler sosyal ağ sitelerine kolay mobil erişimin yanı sıra, hatasız ve rahat bir yazı deneyimi için tam QWERTY bir klavye sunuyor. Bosch Güvenlik Sistemleri dış ortam gündüz/gece gözetim uygulamaları için geliştirdiği yeni hepsi-bir-arada uzun mesafeli kızılötesi entegre kamerasını pazara sundu. ZX55 ve ZX55-IP kameralar, Bosch’un patenti kendisine ait olan kızılötesi teknolojisiyle 300 metre mesafeden, yüksek çözünürlüklü, düşük sinyal bozulmasına sahip gece görüntüsü alıyor. Kameranın üzerinde bulunan 9-90mm IR düzeltmeli lens sayesinde, gece vakti odaklanmada meydana gelen bozulmanın ve görüntüde aşırı parlak noktalar oluşmasının önüne geçilebiliyor. Böylece uzun mesafede, benzersiz ayrıntılı görüntüleme yapılarak 7/ 24 üst düzey güvenlik sağlanıyor. Toshiba’dan 2 Yeni Ürün Sabit disk sürücü (HDD) teknolojisinde yüksek performansıyla dünya lideri Toshiba’nın yeni ürünleri; 640 ve 1000 GB’ a kadar kapasite sağlayan taşınabilir harddiskler. Son derece yüksek depolama kapasitesi ve şık tasarımı ile kişisel fotoğraf albümünüz, multimedya dosyalarınız, yada yedekleriniz nereye giderseniz gidin artık hep sizinle. Yeni ürünlerimiz de NTI Backup Now EZ ve NTI Shadow 4 yazılımı ile hem Mac hem de Windows ile kolay kullanım sağlar. Ayrıca Mc Affee Anti Virus yazılımı da hard diskinizin içinde. DST800 ile Telefonda Vizyon Dönemi Estetik tasarımı, çiftsim kart teknolojisi, ergonomisi ve televizyonu ile General Mobile DST800 cep telefonunda farklılığı arayanlar için üretildi. Çift sim kart teknolojisini zarif bir tasarımla televizyon ile buluşturan DST800, fonksiyonelliği ile öne çıkıyor. Kullanıcı ihtiyaçlarını ön planda tutan tasarımları ile göze çarpan General Mobile, DST800 modeli metal tasarımı, şıklığı ve fonksiyonelliği bir arada sunuyor. İnce çizgileri farklı renk alternatifleri ve 2,4” ekranında televizyon izleme imkanı ile telefonda vizyon dönemini başlatıyor. OCAK 2010 AKO HABER 50 ◆ KISA HABERLER ◆ Seat Yeni Yıla Fırsatlarla Başladı SEAT, yıl boyunca sürdürdüğü avantajlı satış kampanyalarına, 2010’da da devam ediyor. D Segmentinin En Avantajlısı SEAT Exeo SEAT Exeo modelinde yıl sonu kampanyalı fiyatlarıyla 2010 yılı Ocak ayında aynen devam ediyor. 39.900 TL’den başlayan kampanyalı anahtar teslim liste fiyatlarıyla satışa sunulan SEAT Exeo modelinde ayrıca 1.500 TL takas desteği de sunuluyor. SEAT’ın D segmentindeki ilk modeli olan EXEO, standart olarak sunulan, 16” alüminyum alaşımlı jantları, ön sis farı, hız sabitleme sistemi, çift bölgeli klima, direksiyondan kumandalı radyo/CD/MP3 çalar, 6 hava yastığı, ABS+ESP+EBA gibi konfor ve güvenlik özellikleriyle, ön plana çıkarak sınıfının en avantajlı modeli oluyor. Kampanya süresince ayrıca SEAT’ın diğer modelleri; Ibiza, Leon ve Yeni Altea XL’de de 2.000 TL’ye varan indirimler sunuluyor. Fiorino’dan Rakiplerine Açık Ara Fark Aralık ayında 9 bin 232 adeti hafif ticari araç olmak üzere toplam 13 bin 342 adet araç satışı gerçekleştiren Fiat Binek ve Ticari Araçlar, 2009 Ocak-Aralık döneminde ulaştığı 84 bin 820 adetlik satış sonucuyla ulusal pazarda liderliğini ilan etti. Nisan ayından bu yana ulusal pazarda binek+hafif ticari araç pazarının açık ara lideri olarak dikkat çeken Fiat Binek ve Ticari Araçlar, satışlarını geçtiğimiz yıla göre yaklaşık % 40 oranında artırarak büyük bir başarının altına imza attı. 2009 Ocak-Aralık döneminde 29 bin 569 adet otomobil ve 55 bin 224 adet hafif ticari araç satışı gerçekleştiren Fiat, geçtiğimiz yılı binek segmentinde en çok tercih edilen 4. marka olarak tamamlarken, hafif ticari araç segmentinde ise açık ara en çok tercih edilen 1. marka olmayı başardı. 2009 sonunda toplam satışının 76 bin 564 adetini yani satışlarının yaklaşık yüzde 90’ını Tofaş’ın Bursa’daki fabrikasında üretilen Fiat Fiorino, Fiat Doblo, Fiat Linea ve Fiat Albea Sole/Palio Sole modelleriyle gerçekleştiren Fiat, Türkiye’de üretim yapan global markalar arasında da toplam satışta yerlilik oranıyla yine zirvede yer aldı. Yeni Durak Nevşehir Ford Otosan Bu Yıl da Lider 50. yılını kutlayan Ford Otosan, son 7 yılın lideri olarak 2009 yılında da geleneği bozmadı ve bir kez daha ipi birinci göğüsleyerek üst üste 8. kez Türkiye otomotiv pazarının lideri olmayı başardı. 2002 yılından beri kesintisiz liderlik başarısını sürdüren Ford Otosan, 2009 yılında yaşanan ekonomik krize rağmen pazarda hız kesmeyerek yurtiçi ve dışında büyümeye devam etti. 2009 yılını 86.786 adet satışve 15%’in üzerinde Pazar payı ile kapatan Ford Otosan, liderlik yarışında birinciliği kaptırmadı. 8 yıllık geleneği bozmayan Ford Otosan 50. yılında binek, hafif ve ağır ticari gibi tüm segmentlerde pazar payını arttırarak 8 yıldır Türkiye’de “En çok tercih edilen markası” olmuştur. Renault’nun 2002’de başlattığı, Total’in son beş yıldır destek verdiği, Türkiye’nin yol güvenliği alanındaki en uzun soluklu kurumsal sosyal sorumluluk projesi Sokakta İlk Adımlar, Nevşehir’de de uygulanmaya başlandı. Türkiye’nin en köklü sivil toplum kuruluşlarından biri olan Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği’nin de destek verdiği projenin tanıtım toplantısı, Nevşehir Belediyesi Kültür Merkezi’nde yapıldı. Toplantıya; Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar’ın yanı sıra, projeye destek veren Total Oil Türkiye İnsan Kaynakları ve İdari İşler Direktörü Ayşe Ürgen, Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Hitay Güner, Nevşehir Valisi Osman Aydın, Nevşehir Emniyet Müdürü Ömer Gurulkan, Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver ve Nevşehir Milli Eğitim Müdürü Harun Fatsa ile öğretmenler ve öğrenciler katıldı. OCAK 2010 AKO HABER 51 ◆ AR-GE ◆ AR-GE Nedir? Nasıl Yapılmalıdır? Hızla değişen dünyamızda zengin ülkelerle fakir ülkeler arasındaki farklar giderek artmaktadır. Teknolojiyi elinde bulunduran ve böylelikle gelişmiş bir sanayiye sahip olan bu ülkeler, üçüncü dünya ülkelerini giderek kendilerine daha fazla bağımlı hale getirmektedir. Ülkemizin bu gelişmiş ülkeler sınıfında yer alabilmesi için de teknoloji geliştirmeye, yenilikçi ürünler üretmeye şiddetle ihtiyacı vardır. Ancak politika ve stratejilerimizi bu yönde geliştirmeye başladığımız zaman, ülkemizin içerisinde bulunduğu sosyal, kültürel ve ekonomik koşulları da iyileştirmek yolunda bir adım atmış oluruz. Türkiye’nin gelişmiş ülkelerle rekabet edebilmesi ve ekonomik olarak tam bağımsız bir ülke olabilmesinin yolu AR-GE’den geçmektedir. Sadece tüketen değil aynı zamanda üreten bir toplum olabilmek ve bu anlamda farklılaşabilmek için AR-GE’ye dayalı ekonomi politikaları uygulanmalıdır. Bu nedenle de AR-GE yönetim stratejimizin bir parçası değil bizzat stratejimiz olmalıdır. AR-GE nedir? AR-GE (Araştırma ve Geliştirme) kelimesi son zamanlarda sıkça kullanılmakla beraber herkes tarafından çok farklı yorumlanabilmektedir... Kimilerine göre AR-GE yeni bir ürün üretmekken, kimilerine göre salt bilimsel çalışmalar yapmaktır. Tanım olarak ise AR-GE, bilimsel ve teknik bilgi birikimini artırmak amacıyla, sistematik bir temele dayalı olarak yürütülen, yaratıcı çaba ve bu bilgi birikiminin yeni uygulamalarda kullanımıdır. Gelişmiş sanayi ülkelerinin yer aldığı OECD’ye göre AR-GE üç farklı uygulamayı bünyesinde barındırır; Temel araştırma (basic research): Belirli, özgün bir uygulama veya kullanım düşünülmeden, kuramsal veya deneysel çalışmalarla olguların ve gözlemlenebilir durumların altında yatana ilişkin yeni bilgi edinmeye denir. Uygulamalı araştırma (applied research): Uygulamalı araştırma da özgün bilgi üretmeye yöneliktir. Ana hedef olarak doğrudan özgün ve pratik bir amaç içerir. Deneysel geliştirme: Araştırma ve/veya pratik deneyimden edinilmiş ve halen varolan bilginin üzerinde yükselen, ancak yeni materyaller, ürünler, devreler üretmeye; yeni süreçler, sistemler hizmetler oluşturmaya veya halen üretilmiş veya oluşturulmuş olanları büyük ölçüde iyileştirmeye yönelik sistemli çalışmalardır. OECD, AR-GE’nin diğer faaliyetlerden ayırdedilmesinde şu tanımı getirmektedir: AR-GE faaliyetleri bilimsel veya teknolojik belirsizliğin olduğu durumlarla ilgili faaliyetlerdir. Bazı AR-GE faaliyetlerinde hedef yeni bir ürün geliştirmek veya geliştirilmesine bilimsel altyapı sağlamaktır. AR-GE, mevcut bir ürünün daha etkin ve ucuz üretilmesi ya da hiç üretilmemiş ama ileride üretilmesi planlanan, pazarda öncü olmak amacıyla herhangi bir alanda araştırmaya kaynak ayırmaktır. AR-GE, özel çalışma gerektiren, kamu, özel OCAK 2010 AKO HABER 52 AR-GE, mevcut bir ürünün daha etkin ve ucuz üretilmesi ya da hiç üretilmemiş ama ileride üretilmesi planlanan, pazarda öncü olmak amacıyla herhangi bir alanda araştırmaya kaynak ayırmaktır. sektör ve üniversitelerde yapılabilen yine özel bir faaliyettir. AR-GE, adından da tam olarak anlaşıldığı gibi önce bir araştırma, henüz bulunmamışı bulma ve sonra da bilgiyi veya bir ürünü geliştirme veya yenilemeyi içerir. AR-GE’nin Önemi Hayatımızın her aşamasında yer alan AR-GE çalışmaları doğrudan insan yaşamıyla ilgilidir. AR-GE, ülkelerin, toplumların mevcudiyetini ve yaşam kalitesini dert edinir. İsrail ve İrlanda gibi ülkeler AR-GE’ye verdikleri önem sonucu başarılı AR-GE politikaları geliştirmiş ve toplumlarının refah seviyesini en az üç-dört kat arttırmayı başarmışlardır... Dünyada yaşanan krizler incelendiğinde ortaya ilginç bir sonuç çıkmaktadır. AR-GE’nin krizlerden etkilenmeyip aksine kriz zamanlarında daha çok getiri sağlayan bir faaliyet alanı olduğu görülmektedir. Bu nedenle de AR-GE’nin verimsiz bir yatırım olduğu, harcanan kaynağın boşa gideceği zihniyeti mutlaka terkedilmelidir. AR-GE yatırımlarına harcanan paranın kısa vadede olmasa bile orta ve uzun vadede çok daha fazlasıyla geri döndüğü artık herkesçe bilinen bir gerçektir.. Peki ama iyi bir AR-GE için neler yapmak gerekir? Herşeyden önce “bekleyelim, önce ekonomik istikrar sağlansın, daha sonra AR-GE yaparız” yaklaşımı bir an önce terk edilmelidir. Türkiye’nin ekonomik istikrara giden yolu AR-GE’den geçmektedir ve Türkiye’nin daha fazla beklemeye tahammülü yoktur. Ancak öncelikli olarak AR-GE çalışmalarında ne durumda olduğumuzu bilmemiz gerekir. Bu konuda Türkiye ve dünyadaki bazı istatistikler bize fikir vermesi açısından önemlidir... - Her on bin çalışan arasında araştırıcı sayısı Türkiye’de 11, Avrupa Birliği ülkelerinde 94 - Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içinde AR-GE’ye ayrılan pay Türkiye’de yüzde 0,67, Avrupa Birliği’nde yüzde 1,92 - Milyon nüfus başına düşen yıllık bilimsel yayın sayısı Türkiye’de 41, Avrupa Birliği’nde 613 (2004 yılı) - Avrupa Patent Ofisi’nden alınan milyon nüfus başına düşen yıllık patent sayısı Türkiye’de bire bile ulaşmazken Avrupa Birliği’nde 135 olarak görülmektedir. Bu tablo ülkemizle Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki farkın azaltılması için gösterilmesi gereken çabanın boyutunu çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Öncelikli olarak AR-GE’ye bakış açımızı mutlaka değiştirmeliyiz. AR-GE’ye dayalı tedarik, teknoloji tedariği, teknoloji yönetimi ve AR-GE yönetimi konularında bilgi sahibi olan AR-GE liderleri yetiştirmeliyiz. AR-GE’yi araştırma ve yayın olmaktan çıkaracak yönetici kadrolara sahip olmalıyız. Burada en önemli nokta, elbetteki yetişmiş insan gücüdür. Ve unutulmamalıdır ki AR-GE, doktoralı elemanlarla yapılır, yönetilir, ölçülür, izlenir ve değerlendirilir. AR-GE ile ilgili her kurumun doktoralı elemanlar istihdam etmesi gerekir. Bu şekilde konusuna hakim, teknolojinin geldiği son noktadan haberdar, araştırma ve geliştirme konularını bilen bir kadroya sahip olabiliriz. Bu şekilde keşfedilmişi keşfetmek için zaman ve para harcamayız. Bu şekilde derinlemesine problemleri irdeler, farklılıklar oluşturabilecek detayları yakalayabiliriz. Bu şekilde rekabet üstünlüğü olan yenilikçi ürünler üretebiliriz. Her AR-GE çalışması mutlaka şu üç aşamayı içermelidir: ölçme, izleme ve değerlendirme. Bunu başarabilmek sistematik çalışmayla mümkündür. Bu nedenle proje bazlı çalışma gereklidir. Her çalışma bir proje olarak ele alınmalı, gerekirse Herşeyden önce “Bekleyelim, önce ekonomik istikrar sağlansın, daha sonra AR-GE yaparız” yaklaşımı bir an önce terk edilmelidir.. Türkiye’nin ekonomik istikrara giden yolu AR-GE’den geçmektedir ve Türkiye’nin daha fazla beklemeye tahammülü yoktur. alt projelere bölünerek yetkili kişilerce yönetilmelidir. Her projenin mutlak suretle bir müşterisi olmalıdır. Sanayinin ihtiyacı olan teknolojik araştırma konuları doktora ve yüksek lisans tez konuları haline getirilebilmelidir. Bu şekilde üniversiteler de sistemin içerisine çekilir ve üniversitelerin salt araştırma içeren, ürüne dönüşmeyecek karakterdeki çalışmalarla meşgul olması engellenmiş olur. Böylelikle üniversite-sanayi işbirliği kavramı da doğru amaca yöneltilmiş olur. AR-GE, firmaların ve devletlerin en üst yöneticileri tarafından sahiplenilmesi gereken bir kavramdır. Ancak bu şekilde toplumsal farkındalık ve AR-GE bilinci oluşturulabilir. Gelecekte varolmak için bugünden tezi yok gerek devlet olarak gerek kurum olarak gerekse birey olarak AR-GE’ye gereken ehemmiyeti vermeliyiz. Unutmamamız gerekir ki; ancak teknolojisini kendisi geliştiren ülkeler bağımsızdır. OCAK 2010 AKO HABER 53 ◆ SAĞLIK ◆ Hastalıktan Koruyan Besinler Soğuk havaların bastırmasıyla birlikte pek çok kişide de hastalık belirtileri görülmeye başladı. Özellikle vücut direncinin düştüğü soğuk havalarda iyi beslenmek hastalıklardan korunmada en etkin yöntem.Memorial Ataşehir Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Şefika Aydın Selçuk, soğuk algınlığından korunmak için dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi. Vitamini Kaynağından Alın Kış mevsimini yaşamaya başladığımız şu günlerde havanın soğuması ile birlikte hastalıkların oluşum sıklığı artar. Mevsimin değişikliğine bağlı olarak halsizlik, isteksizlik, baş ağrısı ve yorgunluk ilk belirtilerdir. Grip, soğuk algınlığı, bronşit gibi pek çok hastalık da kendini göstermeye başlamaktadır. Üşüme ile birlikte enerji ihtiyacımız artar. Bu enerji açığı genelde yağlı ve karbonhidratlı besinlerin günlük beslenmede artması ile karşılanır. Tabi tatlıların ve hamur işi besinlerin, çerez ve atıştırmalıkların arttığı bu dönemde tartılarda bu durum hep hüsranla biter. Kış döneminde enerji ihtiyacımızın arttığı bir gerçek olsa da bu enerjiyi doğru besinlerden seçmek gerekmektedir. Bağışıklık sistemimizin güçlü olması bu dönemde çok önem kazanmaktadır. Bizi enfeksiyondan koruyan ve toksik ajanlarla savaşan bağışıklık sistemimizdir. Güçlü bir savunma mekanizması oluşturmanın temelinde ise yeterli ve dengeli beslenme ve antioksidan besinlerce zengin beslenme OCAK 2010 AKO HABER 54 yer almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü bu dönemde vücut direncindeki azalmaya dikkat çekerek antioksidan etkiye sahip olduklarından A, C, E vitaminlerin, selenyum, çinko, magnezyum gibi minerallerin, omega - 3 ve omega - 9 yağ asitlerinin alımını artırmayı önermektedir. Tabi ki öncelik bu öğelerin besinlerden doğal olarak alınmasıdır. Taze Meyve Sebze Koruyucu Kalkandır Sağlıklı olmak sağlıklı beslenmekle devamlılık kazanır. Yeterli ve dengeli beslenmeyi ihmal etmeden eti, sütü, sebzeyi, meyveyi, tahılları mutlaka tüketmeliyiz. Önceliğimiz hep taze sebze ve meyveyi, doğal beslenmeyi tercih etmek olmalıdır. Çeşitli besinlerden beslenmeyi hep vurgulasak ta siz bu enfeksiyona sık yakalanabileceğimiz dönemde aşağıda belirtilen vitamin ve mineralleri içeren gıdaları sofralarınızdan hiç eksik etmeyin. C vitamini hastalıklardan korunmada çok önemli. Önemli antioksidanlardan bir diğeri de C vitaminidir. C vitamini vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlar, savunma sistemini güçlendirir. Yeşilbiber, maydanoz, tere, roka, karnabahar, ıspanak, portakal, limon, mandalina, kuşburnu gibi besinler bol miktarda C vitamini içerir. C vitamini kaybını önlemek için salatalar da meyve suları gibi tüketilmeden hemen önce hazırlanmalıdır. Bununla beraber, her öğünde bol limonlu mevsim yeşillikleri ile dolu salata tüketin. Ara öğünlerinizde mandalina, kivi, portakal, elma, greyfurt gibi taze meyveleri tercih edin. Bitki çaylarından özellikle kuşburnu, ıhlamur, ahududu, böğürtlen ve meyve çaylarına ağırlık vermeye çalışın. Güneş ışığından yararlanamadığımızda E Vitamini, D vitamini gereksinimi için de balık şart! Vücut, çalışmasındaki en önemli görevi antioksidan özelliği olan vitamindir. En zengin kaynakları; fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, sıvı yağlar, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, tahin gibi besinlerdir. Balık, balık yağı, fındık ve cevizde bulunan omega-3 yağ asitleri güçlü bir antioksidandır ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir. Ayrıca zeytinyağı, fındık yağı gibi sıvı yağlarda bulunan omega-9 yağ asitleri de bağışıklık sistemini olumlu etkiler. Özellikle somon, çinekop, istavrit, levrek, çipura, hamsi mevsim balıklarıdır. Salatalarınıza muhakkak 1 yemek kaşığı kadar zeytinyağı ve limon ile sosu hazırlayın. Haftada 1 gün kuru baklagilleri pişirip yanında bol salata ile tüketin. Çinko direnci arttırır Hafif düzeyde çinko eksiklikleri özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaygın görülen ve birçok sağlık sorununu beraberinde getiren bir tablodur. Bu durumda yapılan çinko desteği fiziksel, nörolojik ve psikolojik gelişmeyi iyileştiren yaşamı tehdit eden enfeksiyonların sıklığını azaltmaktadır. En iyi kaynakları; kırmızı et ve kabuklu deniz ürünleri ile karaciğer gibi hayvansal kaynaklı besinlerdir. Orta 10 Badem 15 Fındık Ara öğünlerde günlük 10 adet badem, 15 fındık gibi miktarları aşmadan tüketin. Haftada en az 2 gün mutlaka balık tüketin. OCAK 2010 AKO HABER 55 ve soğuk algınlığına karşı, ağız, boğaz ve bronşlardaki rahatsızlıklarda ve enfeksiyonlarında doğal bir ilaç olarak kullanılmaktadır. Bu özellikler balın antimikrobiyel etkisinin yanı sıra baldaki fruktozun doku ve kasları yumuşatıcı ve gevşetici özelliğinden kaynaklanmaktadır. Balın yaraların ve enfeksiyonların iyileşmesini sağlamak için kullanımı önerilmiştir. Sarımsağı İhmal Etmeyin düzey kaynakları; fındık, ceviz, fıstık gibi kuruyemişler, süt, peynir ve kuru baklagiller çinkodan zengin bitkisel kaynaklardır. Kırmızı et haftada 2 gün olacak şekilde daha çok tavuk ve balığa ağırlık vererek diyetinizde eti ihmal etmeyin. Kahvaltıda süt, peynir ve yumurtadan herhangi biri ya da ikisini bulundurun. A vitamini Enfeksiyondan Korur Vücutta savunma sisteminde görev alır, lenfosit yapımı ve antikor oluşumunu artırır böylece enfeksiyonlara karşı vücudu korur. A vitamini anti enfeksiyon vitamin olarak da bilinmektedir. Yumurta, süt, balık, ıspanak, portakal, havuç, yeşilbiber, kayısı gibi sarı, turuncu ve yeşil sebze ve meyvelerde bulunan A vitamini güçlü bir antioksidandır. Ispanak, pazı, brokoli, pırasa, karnabahar gibi kış sebzelerini gün aşırı pişirerek yemeklerinizi çeşitlendirin. Zeytinyağlı, etli veya yumurtalı olarak da pişirerek de zenginleştirebilirsiniz. Yoğurt ve Kefir Tüketin Florayı güçlendirerek gastrointestinal sistem enfeksiyonlarına karşı direnç oluştururlar. Antimikrobiyal aktiviteyi üst düzeyde tutarlar. İmmun fonksiyonlara destek verirler. Antitümör özellik gösterirler. Prebiyotikler ise probiyotiklerin büyüme ve gelişmesini sağlayan, aktivitelerini arttıran sindirilmeyen karbonhidrat bileşikleridir. Prebiyotikler ise başta anne sütü ve lifli gıdalarda (enginar, kereviz, pırasa, kuşkonmaz ve muz gibi) bulunurlar. Yoğurt prebiyotiktir yani probiyotiklerin üremesini artırır. Kefir probiyotiktir. Yani kendisi yararlı mikroorganizmadır. Kefir tümör oluşumunu engellemekte ya da var olanın ilerlemesini azaltmaktadır. Kefir içindeki mikroorganizmalar bol miktarda vitamin (K vit, B1 vitamini, pantotenik asit, niasin, folik asit B12, ve biyotin) sentezi yaparlar. Kefir mikroorganizmalarının ürettiği biyotin diğer B kompleks vitaminlerinin emilimini de artırır. Günlük beslenmede yoğurt, ayran veya kefir olmalıdır. Ara öğünlerde ayran veya kefir tercih edebilirsiniz. Çorbalarda da yoğurtlu çorbalar ara ara tercih edilmelidir. Tatlılarda sütlü tatlılar yapılmalıdır. Kahvaltıda 1 tatlı kaşığı bal veya ballı limonlu ılık çaylar rahatlatıcı etki gösterir. Genel olarak balın yaklaşık yüzde 82’ si fruktoz ve glikoz şekerlerinden, yüzde 17.2 ‘si sudan meydana gelir. Enerji veriminin dışında karasal iklime sahip ve gün içi ısı farkının fazla olduğu bölgelerde soğuğa OCAK 2010 AKO HABER 56 Sarımsağın yapısında bol miktarda su, fruktoz içeren karbonhidratlar, kükürt bileşikleri, protein, lif ve serbest amino asitler bulunur. Sarımsak ayrıca yüksek miktarda saponin, fosfor, potasyum, kükürt, çinko, orta miktarda selenyum, A ve C vitaminleri ile az miktarda da kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir, manganez ve B kompleks vitaminlerini içerir. Sarımsağın en önemli biyokimyasal özelliklerinden biri antioksidan potansiyelidir. Bu özelliğinin içindeki organik kükürt bileşiklerinden (allisin) kaynaklandığı düşünülmektedir. Çiğ sarımsakta antioksidan potansiyeli vardır, ancak yüksek dozları kalp, karaciğer ve böbreğe toksik etkiler gösterebilmektedir. Ayrıca sarımsakta bulunan flavonoidler de antioksidan etkilerine katkıda bulunuyor olabilirler. Bir başka önemli özelliği, organizmada birçok işlevi olduğu gösterilen nitrik oksiti (NO) artırıcı etkisidir. Bu mekanizmalar sarımsağın ateroskleroz ve hipertansiyon tedavisi ile koruyucu önlem rollerini açıklayıcı olabilir. Sarımsağın çeşitli mekanizmalarla karsinojenleri detoksifiye edebileceği, bağışıklık sisteminin baskılanmasını önleyerek de kansere karşı yararlı olabileceği söylenmektedir. Nar Yiyin Nargiller familyasının örnek bitkisidir. Nar meyvesi ismini Latince’de ‘çok tohumlu’ anlamına gelen ‘pomegranate’ den almıştır. Nar suyunda anthsiyaninler ve güçlü antioksidant flavonoidler nar suyunun rengini sağlarlar. Nar antioksidan ve anti-tümör etkisinden dolayı ilaç olarak da tanımlanabilir. Kayısı ara öğünlerinizde kurusunu pratik taşıyabileceğiniz vitaminli bir meyvedir. Kayısı, insan vücudunun günlük enerji ve protein gereksiniminin karşılanmasında çok az katkıda bulunmakla birlikte mineral maddelerden potasyum ve vitaminlerden ß-karotence çok zengindir. A vitaminin öncül maddesi olan ß-karoten vücudu ve organları saran epitel doku, göz sağlığı, kemik, diş gelişmesi ve endokrin bezlerinin çalışması için gereklidir. Bu görevlerinden başka A vitamini üreme ve büyümede, enfeksiyonlara karşı vücut direncinin artmasında önemli rol oynar. Diğer taraftan A vitamini normal vücut hücrelerinin kanserli hücreye dönüşmesinin başlıca sorumlusu olan aktif karsinojenlerden tekli oksijenin oluşmasını önlemekte veya oluştuktan sonra etkisiz hale getirmektedir. Ayrıca A vitamini organizmanın ve sağlıklı hücrelerin direncini artırarak kansere karşı koruyucu görevi yapmaktadır. Ara öğünlerde sıcak içecekler olarak sahlep, ıhlamur, kuşburnu, ahududu, böğürtlen çaylarını tüketin. ◆ BİZDEN HABERLER ◆ Çalışma Arkadaşlarımızdan Haberler Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin çalışma arkadaşlarından haberleri bundan böyle AKO Haber dergisi sayesinde öğrenme fırsatı bulacağız. Bu sayfada aramıza yeni katılanları, yeni evlenenleri, çocukları olanları ve vefat edenleri dergimizde hep birlikte öğreneceğiz. İşte aramıza yeni katılan ‘AKO’lular: İnsan Kaynakları birimimize bu ay üç yeni arkadaşımız katıldı. Sıddıka Anıl Güven, Ramazan Alabay ve Numan Altun ile bundan böyle mesaimizi hep birlikte geçireceğiz. Şehir Dışı Satış da bu ay büyüyen departmanlarımız arasında. Ersin Yıldırım, Özlem Paydaş, Özgür Polat ve Murat Can Şentaş departmanımız ve AKO için çalışacaklar. Ayrıca Abdulkadir Özcan A.Ş. Ankara Merkezi Pazarlama Müdürlüğü görevine de Sarper Aksu başladı. Bu ay en fazla çalışanı kabul eden bölgemiz ise İstanbul. İstanbul Anadolu Yakası Şubemize Ahmet Güngör, Avrupa Yakası Şubemize Mert Hatay, Alp Hatay, Ahmet Bahadır, Osman Gerger dahil olmuştur. Şirketin parlayan yıldızı Jant bölümüne ise İsmail Uygar Abacı başlamıştır. Selçuk Demir İzmir’de işe başlarken, Sinan Mermer Mersin şehrinde mesaiye başladı. Bursa şubeye de Adem Öncü ve Remzi Sofu dahil oldular. Abdulkadir Özcan A.Ş. olarak aramıza yeni katılan tüm arkadaşlarımıza ‘hoşgeldin’ diyoruz... Evliliğe Adım Atan Arkadaşlarımız: Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin merkezinde görev yapan Zafer Biçer ve Mukaddes Işık evlendiler. Abdulkadir Özcan A.Ş. ailesi olarak sizlere mutlu bir ömür diliyoruz... Çocuğu Olan Arkadaşlarımız: Akühane şefimiz Mustafa Pektaş’ın, depo görevlisi Veysel Cinkaya’nın, web tasarım uzmanımız Serkan Avcı’nın, perakende satış temsilcisi Mehmet Keskin’in kızları dünyaya geldi. Güvenlik görevlisi Hasan Koç ile şirketler sipariş danışmanı Tülay Yıldırım’ın ise oğlan çocukları oldu. Tüm arkadaşlarımızın çocuklarına mutlu, sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir ömür dileriz... Vefat Haberi: Abdulkadir Özcan A.Ş. İzmir Şubesinde çalışan Burcu Gür’ün babası Adnan Bey ve depo görevlisi Yusuf Erdoğan’ın babasının vefatını üzüntüyle karşıladık. Merhumlara Allah’tan rahmet, Burcu Gür’e ve Yusuf Erdoğan’a ise sabır diliyoruz... OCAK 2010 AKO HABER 57 ◆ BİZDEN HABERLER ◆ AKO Ailesi Afyon’da Buluştu Abdulkadir Özcan A.Ş. ailesinin tüm birimleri yeni yılda Afyon’da bir araya geldi. 2010’un ilk toplantısını beş yıldızlı Korel Otel’de gerçekleştiren AKO, bu gibi toplantılara önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Afyon’da buluşan AKO’lular hem birbirlerini daha yakından tanıdı, hem de birimlerini diğer çalışma arkadaşlarına tanıtma fırsatı yakaladı. 1-3 Ocak 2010 tarihleri arasında gerçekleşen toplantıya satış pazarlamadan, sevkiyata kadar tüm şirket bölümleri katıldı. AKO Afyon toplantısında birimler kendi bölümlerini tanıtarak faaliyet sunumlarını gerçekleştirdiler. Ayrıca Afyon toplantısına Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin yeni kurulan birimi ‘jant’ çalışanların birbirileriyle iletişimini güçlendirdi. AKO Afyon toplantısında çalışanları şirket sahipleri Sabri Özcan ve Mustafa Özcan da yanlız bırakmadı. Toplantı sonunda Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin beş, on, onbeş ve yirmi yıllık mesai arkadaşlarına birer plaket takdim edilirken çalışanların mutluluğu ve gururu gözlerden kaçmadı. Müzikli Unutulmaz Gala Gecesi Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından Afyon Korel Otel’de gerçekleştirilen organizasyon muhteşem bir gala gecesiyle son buldu. Geceye kadife sesiyle ayrı bir renk katan Funda Arar’ın vokalisti, tüm AKO ailesine eşsiz bir müzik ziyafeti sundu. AKO Afyon toplantısında beş, on, onbeş ve yirmi yıllık mesai arkadaşlarına birer plaket takdim edilirken çalışanların mutluluğu ve gururu gözlerden kaçmadı. çalışanları da katıldı. Toplantıda jant bölümünü ve faaliyet sunumunu yapan AKO Jant bölümü çalışanları, katılımcılardan büyük alkış aldı. Toplantıya Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin yurdun dört bir yanında faaliyet gösteren birimlerden yoğun katılım olurken, şirket içi iletişimin çok daha etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi için yeni adımlar atıldı. Birim Sunumları Yapıldı Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin beş yıldızlı Afyon Korel Otel’de gerçekleştirilen toplantısında tüm birimler faaliyet sunumlarını yaptılar. AKO’nun yeni birimlerinden jant bölümünün de ilk sunumunu yaptığı toplantı, hem hizmet içi iletişim, hem de OCAK 2010 AKO HABER 58 İhsan Sinan Çıklaçiftçi-Mustafa Özcan Hatice Güneş-Sabri Özcan Çalışanlarımız “ailemizin birer ferdidir” sloganıyla yola çıkan Türkiye’nin lastik devi Abdulkadir Özcan A.Ş. Afyon Korel Otel’de çalışanlarıyla biraraya geldi. 20 yıllık çalışanlarına plaket veren Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özcan ve Genel Müdür Sabri Özcan, tüm AKO ailesine emekleri için teşekkür etti. Remzi Türk-Sabri Özcan OCAK 2010 AKO HABER 59 ◆ GEZİ ◆ Çukurova’nın Bereket Başkenti; Adana Son birkaç aydır herkesin dilinde. Herkeste bir merak, bir hayranlık, gidip görme isteği. Neden, çünkü nerdeyse 60 yıl öncesine kadar modern, batıya yakın, kendini geliştirmiş görünüyor. Hanımın Çiftliği dizisindeki Adana’dan bahsediyorum. Bu diziyle beraber yeniden gündeme gelen, hakkında bilgi sahibi olunacak veya seyahat edilecek yerler listesine giren bir şehir. Sanki çekimler İstanbul’da, İzmir’de gibi. Çünkü görsellik, yaşam, kılık kıyafet daha yakın. Ama burası Adana. Arkeolojik çalışmalar sonucu ortaya çıkan bilgilere göre Çukurova Bölgesi’nde çok eski devirlerden beri zengin kültürlü medeniyetler yaşamışlardır. Peki Adana ismi nereden gelmektedir? Adana’ya ait en eski yazılı kayda, Anadolu yarımadasının en köklü uygarlıklarından biri olan Hititler’in kaya kitabelerinde rastlanmaktadır. M.Ö. 1650 yıllara tarihlenen bir Hitit tabletinde, bu topraklardan ‘Uru Adania’ yani Adana Bölgesi olarak bahsedilmektedir. Sadece bu tablet dikkate alınacak olsa bile Adana ismi en az 3640 yıllık bir geçmişe sahiptir. Fırtına Tanrısı Adad (Tesup) bol ormanlı Toroslarla, Seyhan Nehri bölgesinin oluşturduğu Adana isminin buradan çıktığı da söylentiler arasındadır. Bu bölgeye gelen her uygarlık, krallık, kavim kendi inançları, kültürü doğrultusunda buraya bir isim bırakıp gitmiştir. Örneğin Homer’in İlyada’sında ise bu bölgeye Adana denmiştir. 1840 yılına kadar günümüzdeki gibi hizmet veren, düzeni sağlayan hiçbir kurumu olmayan; faaliyetleri genellikle vakıflarla veya valinin direktifleriyle işleyen bir yermiş burası. 1833-1840 yılları arasında Adana’ya hakim olan Mısırlı İbrahim döneminde vakıflarla birlikte bu yönde etkinlik gösteren birçok şeye çeki düzen verilmiş ve hizmetlerin çeşitliliği arttırılmış. Tam bu gelişmeler sırasında 1860 yılındaki Amerikan İç Savaşı, birçok şeyi olumsuz yönde etkilemişti. İç savaş nedeniyle birçok ülke bir konuda sıkıntıya düşmüştü. Başta İngiltere olmak üzere, Avrupa’nın birçok şehri ve Amerika. Avrupa için çok büyük bir gelir kaynağı olan, filmlerde gördüğümüz zengin, süslü şapkalı hanımların en çok sevdiği şey; pamuk. Olan mallar hızla azalmaya başlamış ve yenisinin üretimi ise neredeyse sıfıra inmiş. Ne yapacakla- OCAK 2010 AKO HABER 60 rına karar veremeden panik içinde kalmışlar. Özellikle İngiliz, Fransız ve Alman heyetleri, saraya üst üste gelip, yalvar yakar padişahtan Adana ve Mısır’da pamuk üretimi için bazı özel, ayrıcalıklı imkanlar isteyip; üretim yapmak istemişler. Ve en başında da dediğim gibi bundan 50-60 yıl önceki Adana’nın görüntüsü, insanları, kültürü, yaşam biçimi değişmeye başlamış. Üretimle paralel malzeme artışı Levantenleri birbiriyle Adana için modern, lüks, zengin, bilgili bir kent yaratma yarışına sokmuştu. Türkiye’nin 5. Büyük Şehri Akdeniz Bölgesi’nde Seyhan’ın iki yakasında verimli topraklar üzerine, Çukurova’nın tam ortasına kurulmuş bir şehir. Rivayetlerden bir tanesi; Yunanlılar tarafında yağmalanmış Truva Kralı’nın oğlu Clisis’in (Kilikya) Adana’yı kuruduğudur. Şehri yöneten, zamanında burada yaşamış en büyük uygarlıklar ise Hititler, Fenikeliler, Lidyalılar, Likyalılar, Asurlar, Romalılar, Büyük İskender (İskender ve Pers kralı Darius arasındaki ünlü İsos Savaşı şehrin güneyindeki İssos ovasında yapılmıştır ve Pers İmparatorluğu yıkılmıştır), Bizans, Eyyübiler, Emeviler, Abbasiler, Moğollar (Cengiz Han ve Timur), Selçuklular, Memlükler (Kölemenler), Ramazanoğulları ve son olarak da Osmanlı İmparatorluğu. Yüzlerce yıla tanık olan bu topraklar şu an bizim ülkemizin sınırları içinde. Coğrafyasıyla, tarımıyla, sanayisiyle, turizmiyle ülkemize destek olmaya devam etmektedir. yemeklerinin en büyük özelliği un, bulgur, et ve baharatlardır. Bana göre çok leziz ve damak tadı keyifli bir mutfak. Ülkemizin en verimli ovalarından birisi Çukurova; pamuk, ayçiçeği, şekerkamışı, buğday, arpa, mısır, baklagiller, narenciye (portakal, limon, mandalina, turunç) gibi birçok faydalı ve günlük hayatımızda nerdeyse her gün kullandığımız ürünlerin toprağıdır. Adana, ülke çapında birçok ürün üretimi sıralamasında ilk 5’te yerini alır. Adana’ya ulaşım çok kolay. İstediğiniz taşıma yolunu seçebilirisiniz. Kara, hava, deniz. Demiryolu ise daha kısıtlı bir alan için kullanılıyor. Ülkenin her yerinden otoyol ağıyla buraya ulaşabilir veya Türkiye’de 8. sırada olan Adana Şakirpaşa Havaalanı’nı da tercih edebilirisiniz. Ayrıca şehrin ithalat ve ihracat talebinin büyük bir kısmı ise Mersin ve İskenderun limanlarından sağlanmaktadır. Turizm aktiviteleri ise; kültür, deniz, yayla, doğa ve dağ yürüyüşü, av turizmi gibi seçeneklere sahiptir. Ziyaretlerinizi mevsimler ve koşullara göre ayarlarsanız; kendinize ona göre bir program veya aktivite belirleyebilirsiniz. Adana İl Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın internet sitesinde şöyle bir başlık yer almakta. “İli ziyaret eden bir turistin mutlaka yapmasını, gezmesini, görmesini, yemesini tavsiye ettiğimiz ürün, yer ya da aktiviteler”. Bu başlığın altında birkaç madde sıralı ve gerçekten de sizi çok güzel yerler görmenizi ve tatmanızı sağlayacak, şehri görme, tanıma açısından yönlendirmesi eksiksiz ve sıkıcı olmayan diyebilirim. Zengin Mutfak, Zengin Kültür Kentin bu kadar engin bir mutfağa sahip olmasının nedeni tahmin edebileceğiniz gibi çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmış olmasıdır. Yöre mutfağında en duyulmuşu Adana kebap, bunun yanında ise bol yeşillik, ezme, salata yenmesi. Mevsimine göre ayran ya da yöreye uygun bir şalgam içilir. Ayrıca meyan kökü de şalgamdan sonra ikinci yöresel içecek diyebiliriz. Yüzük çorbası, kesme ya da hamur çorbası, süllüm, mercimekli ıspanak başı, bulgur yemeklerinden ekşili topalak, sarımsaklı köfte ve içli köfte ise en ünlü yemeklerinden birkaç tanesi. Zaten dikkat ederseniz Adana Editörün Sonsözü: Bence dünyada sayılı güzelliği olan bir ülkede yaşıyoruz. Görmediğimiz, bilmediğimiz yığınla kıymetli yerler, sırlar, kültürler, adetler, tatlar var. Benim fikrimce bir insanın ölmeden önce yapılması gerekenler listesinde yaşadığı ülkenin her bir şehrini görmeli gibi maddesi olmalı. Kısa kısa 1-2 günlük veya yakın mesafeye yapılan günübirlik ziyaretler bile kendimize o kadar faydalı ve katkısı büyük oluyor ki. Bunu ancak oraya gidip soluduktan, gördükten sonra fark ediyoruz. Görmediyseniz bence bir haftasonunuzu ayırıp, Adana’nın sizi ağırlamasına izin vermelisiniz. Tuğçe Alparslan [email protected] OCAK 2010 AKO HABER 61 ◆ SİNEMA ◆ Kurt Adam Vizyon: 19 Şubat 2010 Yönetmen: Joe Johnston Oyuncular: Benicio Del Toro, Anthony Hopkins, Emily Blunt Lawrence Talbot’un çocukluğu annesinin öldüğü gece sona ermiştir. Bir yazar olan Lawrence, sessiz sakin Victoria dönemi kasabası Blackmoor’u terk ettikten sonra kendisini toplayıp her şeyi unutmak için uzun yıllar boyunca ortalıkta görünmez. Ancak kardeşinin nişanlısı Gwen Conliffe’in, kaybettiği biricik aşkını bulmak için yardımını istemesi üzerine arama çalışmalarına katılmak için geri döner. Kasabaya ulaştığında doymak bilmeyen bir kana susamışın kasaba halkını tek tek öldürdüğünü; olayı araştırmak için Aberline adlı bir Scotland Yard müfettişinin kasabaya geldiğini öğrenir. Selânik’te çocukluktan başlayan arkadaşlık önce silâh arkadaşlığına sonrasında cumhuriyetle birlikte aynı ideallerin peşinde yürüyen yarım asırlık dostluğa ve ölene kadar süren kardeşliğe dönüştü… Atatürk ve Salih Bozok… “Veda” Salih Bozok’un anlatımıyla, bu dostluğun, Atatürk’ün hayatının dönüm noktalarının, vatanı kurtarmak için ölüme meydan okuyan bir kuşağın komutanının hikâyesi… Alis Harikalar Diyarında Vizyon: 5 Mart 2010 Yönetmen: Tim Burton Oyuncular: Mia Wasikowska, Johnny Depp, Anne Hathaway Walt Disney Pictures ve yenilikçi yönetmen Tim Burton’dan epik bir 3D (3 Boyutlu) formatında fantastik macera Alis Hariklar Diyarında geliyor, tüm zamanların en çok sevilen masallarından birinin büyülü ve düşsel değişimi. Johnny Depp Çılgın Şapkacı ve Mia Wasikowska küçük bir kız olarak ilk kez karşılaştığı garip dünyaya geri dönen, çocukluk arkadaşları Beyaz Tavşan, Tweedledee ve Tweedledum, Fare, Tırtıl, Cheshire Kedisi ve elbette Çılgın Şapkacı’yla yeniden bir araya gelen 19 yaşındaki Alis rolünde. Alis gerçek kaderini bulmak için fantastik bir yolculuğa çıkar ve Kupa Kraliçesi’nin korku krallığına son verir. Garfield Süper Kahraman Vizyon: 29 Şubat 2010 Yönetmen: Mark A. Z. Dippe Süper kötü Vetvix barışçıl Dorkon gezegenine saldırmış, hem Çizgi Roman hem de Karikatür evrenini işgal etmesine yardımcı olacak bir icadı çalmıştır. İcat ne mi? Altı üstü bir molekül karıştırma aleti (adı Molkar Silahı), herhangi iki nesnenin, hatta insanların moleküllerini birbirine karıştırabilen bir alettir bu! Ve bu silahla vurulanlar, Molkar Silahı’nı ateşleyenin kontrolü altına girmektedir. Ama Molkar Silahı için gerekli gücü sağlayabilmesi için, Vetvix Garzooka’nın büyük bir akıllılık ederek çaldığı ve Karikatür Dünyası’na kaçırdığı Klopman Kristali’ne ihtiyaç duymaktadır. OCAK 2010 AKO HABER 62 ◆ KİTAPLIK ◆ Futbolun Bukalemunları Tarkan Kaynar Futbolun Bukalemunları, sıradışı bir futbol kitabı. 1910’dan bugüne Türk futbolundaki sansasyonel transferler; tutku, ihanet, fedakârlık, zirveye çıkış, dibe vuruş belgesel bir film tadında aktarılıyor. Refik Osmani’den Talat Paşa’ya, Metin Oktay’dan Lefter’e, Şenol-Birol’dan Baba Recep’e, Rıdvan’dan Tanju’ya, Hasan Vezir’den Sergen’e, Tümer’den Rüştü’ye, Emre’den Mehmet Topuz’a pek çok futbolcunun heyecanlı transfer hikâyesi anlatılıyor. Yol Durumu Münir Göle Bezgin Martı ve Çılgın Kelebek Artun Ünsal Prof. Dr. Artun Ünsal’ın gazete ve dergi yazılarından oluşan son kitabı Bezgin Martı ve Çılgın Kelebek… Türkiye son yıllarda çok değişti. Ne var ki kimi gözlem ve izlenimlerimin bugün de bir ölçüde geçerli olduğunu sanıyorum. Çünkü her toplumda olduğu gibi bizim toplumumuzda da alışkanlık ve davranışlar moda deyimiyle ezberler kolay değişmiyor. Gene de gelecek konusunda iyimserliğimi hiç yitirmedim. Sırma’nın Günlüğü Naşide Gökbudak Yol Durumu düşünen adamın yolculukları ya da hayat yolculuğuna dair bir kitap olarak da tanımlanabilir. Kitap edebiyatla, tarihle, sanatla, bugünle, geçmişle kolkola bir anlatımla ilerliyor. Münir Göle kavramları, görüntüleri, zamanı harmanlayan, net bir dile sahip. Yol Durumu Münir Göle’nin gittiği yörelerde çektiği fotoğrafları da içeriyor. Bu siyah-beyaz sanatsal fotoğraflar Göle’nin yaklaşımını tamamlayan nitelikte ve “yol”u yansıtan çalışmalar. Honduras!’tan Endülüs’ün Kusuru’na, Iskalanan Yerler’e... çoğu kez düşündüren, yer yer güldüren, hem ağırbaşlı hem hızlı bir kitap Yol Durumu. Büyük Düşün Hakan Büyükdere Büyük kararlar verirken, başlama noktası ve ilk adımlar her zaman hayati önem taşır. Çoğu zaman bu adımları atarken küçücük bir söz, geçmişte kalmış bir hikâye yolumuzu aydınlatabilir ve bize ilham verebilir. İşte bu tür durumlarda elimizin altında olmasını arzu edebileceğiniz bir kaynaktır “Büyük Düşün, Küçük Adımlarla Başla”. Hakan Büyükdere’nin titizlikle kaleme aldığı ve her biri bir yaşam dersi niteliği taşıyan bu hikâyeleri okurken, hayatımız boyunca tanık olduğumuz ancak her seferinde gözümüzden kaçmış detayları görme şansı bulacak; yaşam denen efsanenin, içinde muhafaza ettiği cevapları keşfedeceksiniz. Annesi onu doğururken, babası ise o henüz iki yaşındayken ölmüştür Gurbet’in. Evinde kaldığı köy ağası ve ailesi için de sadece bir beslemedir. Ve bir gün, bir kamyon kasasında kendini okutacak ve bu hayattan kurtaracak Devlet Baba’yı bulmak için yolculuğa başlar. Devlet Baba’yı bulamadığı Ankara’da, küçük Gurbet ‘Sırma’ olur ve bir dilenci çetesinin eline düşer. Daha sonra İstanbul’daki bir fuhuş çetesine satılan Sırma’nın; hayatla, kendiyle, erkeklerle, geride bıraktığı utanç ve korkuyla mücadelesi başlar... Oryantalizm ve Hayırseverliğin İttifakı Nora Şeni 19. yüzyıl, özellikle aydınlanma düşüncesinin etkisiyle, zengin ve nüfuzlu kimselerin bir tür toplumsal sorumluluk olarak başlattığı filantropik girişimlere tanıklık etmiştir. Bu kişiler okul ve hastaneler kurmuş, yoksulların yardımına koşmaktansa eğitimsizlik ve hastalığı engelleyen kurumlar oluşturmuşlar, daha sonra bilgin ve sanatçıları himaye ederek mesenlikte de öncü rol oynamışlardır. Bu yardımlaşmayı din ve Tanrı aşkına değil de insan sevgisi adına icra etmişlerdir. OCAK 2010 AKO HABER 63 ◆ HAYATA DAİR ◆ Bir Öğrencimin Öğrettikleri! Okulda bir öğrencim vardı. Adı Sally’di. Ailesiyle tanışmak istedim. Ailesiyle konuşan Sally, iki gün sonra, ‘Ailemle konuştum; sizinle tanışmaktan mutlu olacaklarını söylediler,’ dedi. Sally’nin ailesinin yaşadığı kasaya gittim. Çok güleryüzlü bir aileydi. Ailede, iki olay gerçekten dikkatimi çekti. Bunlardan ilki, Sally’nin babası George’un torunlarıyla konuşurken onların göz hizalarına inmesiydi. Bunu o kadar doğal yapıyordu ki, artık farkına varılmadan yapılan bir davranış olduğu belliydi. Sally’ye, babasının torunlarıyla hep böyle mi konuştuğunu sordum. ‘Evet’ yanıtını alınca, kendisi çocukken de babasının, onunla göz hizasına inerek mi konuştuğunu sordum. ‘Evet, biz böyle biliyoruz. Ağabeyim Brian da çocuklarıyla böyle konuşur; ben de kendi çocuklarımla böyle konuşacağım’ dedi. İnsan psikolojisi benim uzmanlık alanımdı ama üç çocuğumdan hiçbiriyle göz hizasına inerek konuştuğumu hatırlamıyordum. Kendime kızdım. Sonra bütün nesilleri yetiştiren kültür ortamına kızdım. Daha sonra kimseye kızmayacağımı anlayarak, oradaki öğrenme fırsatından yararlanmaya karar verdim. Bu güleryüzlü sıcak ailede dikkatimi çeken ikinci olay, Sally’nin ağabeyi Brian’ın davranışı oldu. Brian, varlıklı biriydi. Kahvaltıdan sonra telefon çaldı ve Brian bir süre telefonla konuştu. Ofisten arıyorlarmış, bir işadamı Los Anegeles’ta imiş, kendisiyle görüşmek istiyormuş. Başka bir randevusu olduğunu söyleyerek bu teklifi reddetmiş olan Brian, bize durumu şöyle açıkladı: ‘Dört çocuğum var ve her hafta biriyle dört saat başbaşa geçiririm. Bugün dört yaşındaki kızım Mary’le randevum var. Brian’ın çocuklarıyla zaman geçirmeyi daha önemli görüyormuş. Brian’ın nelere öncelik verdiği belli oluyordu. Brian için çocukları şüphesiz en az işi kadar önemliydi. Brian’ın yaşamında bununla ilgili bir pişmanlık duygusu, bir ‘keşke’ olmayacaktı. Sally’e sordum: ‘Baban seninle randevulaşır mıydı?’ ‘Evet’, dedi, ‘yalnız benimle değil, her çocuğuyla sırasıyla başbaşa zaman geçirirdi. Ve ilave etti, ‘Biz böyle gördük, böyle biliyoruz. Benim çocuğumun da babası böyle yapacak!’. Gülümseyerek, ‘Nereden biliyorsun?’ diye sordum. “Nişanlım Frank ile de bu konuda hemfikiriz.” diye cevap verdi. Daha doğmadan çocuğun gelişme ortamıyla ilgili bir bilinç oluşmuştu. Kendi çocuklarıma içim yandı. Evlenmeden önceki bilincimi, kafamın karmaşıklığını, evlendiğim kıza ettiğim eziyetleri ve ondan da acısı, kendi yavrularıma çektirdiğim acıları düşündüm. Biraz daha düşününce bu sefer kendi çocukluğuma içim yandı. Ve son durak olarak ülkemin tüm çocuklarına içim yandı. Yine kimseye kızamayacağımı anlayınca, ‘bundan sonra ne yapabilirimle ilgili düşünmeye karar verdim. Değerli okurum; yazdığım kitaplar ve seminerlerim ‘Ne yapabilirim?’ sorusuna verdiğim yanıtlardır. Sally’nin yetiştiği ortamı görmüş ve anlamış biri olarak onun davranışlarına şimdi daha iyi anlam verebiliyorum. Sally, ailesinde varoluşun beş boyutunu da doya doya yaşayabilmişti. Çocuğun hizasına inerek onunla göz göze konuştuğunuz zaman çocuk, ‘Sen varsın, sen doğalsın, sen değerlisin, sen güçlüsün ve sen sevilmeye layıksın’, mesajı alır ve çocuğun ‘can’ı beslenir. Çocuğuyla randevusuna sadık kalan baba, ‘Seninle zaman geçirmek istiyorum, seni özledim’, mesajını güçlü olarak verir. Çocuk bu mesajı zihinsel olarak değil, sezgisel olarak alır ve aldığı bu sezgisel mesajlar sayesinde çocuğun hamuru, ‘Ben sevilmeye layık biriyim!’ diye yoğrulur. Bir ana babanın çocuklarına verebileceği en büyük miras, varoluşun beş boyutunda beslenmiş ve buna inanmış güçlü bir ‘can’dır. -AlıntıDoğan Cüceloğlu OCAK 2010 AKO HABER 64
Benzer belgeler
Sayı 37 - ako haber
Çetin Emeç Bulvarı 106. Cad. 34/9 Kat:2-3 Öveçler Ankara
Tel:0312 473 97 02 Faks: 0312 473 97 08
[email protected] - www.ekonometri.com.tr
Baskı
Sonsöz Matbaası
İvedik OSB Matbaacılar Sitesi ...