Transformers 3 Let Me In Arabalar 2 Mr. Popper`s Penguins
Transkript
◆ ÖNSÖZ ◆ AKO Haber dergimizin yeni bir sayısıyla yine karşınızdayız... İş hayatında başarılı olmak için bir takım altın kurallar vardır. Bu kurallar içerisinde belki de başarının kilit noktası olan etik değerler, günümüz rekabet ortamında daha da önem kazanmaktadır. Eski zamanlarda iş hayatında başarılı olmak, firmaların başarı grafiklerini yükseltmesi, yöneticiler ve firma sahipleri için geçmişte rekabet azlığı nedeniyle daha kolaydı. Rekabet koşullarının daha az olması nedeniyle iş etiğinin ve değerlerinin sınır ve tanımlamaları daha keskindi. Bu dönemin geride kalması ve günümüzde iş koşullarının değişimi ve rekabete dayalı bir piyasa düzeninin olması sebebiyle yönetici ya da çalışan olarak iş etiğine bağlı kalmak gittikçe zorlaşmaktadır. İş etiği denildiğinde her lider öncelikle kendi çevresine örnek olmalıdır. İş etiği ve iş etiğini uygulama konusunda sektöre örnek olan kişi, iş etiği konusunda da oldukça yapıcı ilerlemeler göstermektedir. Bu tarz yöneticiler, hem çalışanları hem de müşterileri tarafından sorumluluk ve dürüstlük açısından farklı bir noktada tutulurlar. Burada önemli olan, “Bunu yapmak etik değerlerimle örtüşecek mi?” Bu soruyu kendi kendimize sorabilmemizdir. Bu, günümüz iş dünyası içinde oldukça zor bir davranıştır ancak kilit olan noktada buradadır. İş dünyası içinde gün geçmiyor ki yeni bir skandalla,üstü başarıyla örtülmüş, etik değerlerin hiçe sayıldığı davranışlarla karşılaşmayalım. Bunun temel nedeni ticari zorluklara rağmen ayakta kalmaya çalışmak ve finansal gücünü artırmaya çalışmaktır. Siyahla beyazın yanında grinin ve diğer renklerin de iş hayatındaki etik değerlere hakim olması, iş etiğinin sınırlarının gelişmesi birçok firmanın kaybolmasını, pek çoğunun da güçlenerek büyümesine sebep olmuştur. Bu sınırların değişmesi yöneticiler içinde handikap yaratmaktadır. Öyle ki yöneticiler firma karı ve başarısı ile kişisel etik değerleri arasında çoğu zaman kararsız kalmaktadır. Kısa vadede firma yararına vereceği kararın uzun vadede kişisel kariyerine neler getireceğini ve kariyerini nasıl etkileyeceği konusunda kararsız kalmaktadır. Unutulmamalıdır ki etik kuralların ve kurumsal politikaların çiğnenmesi gibi bir durumla karşı karşıya kalındığında ilk önce yargılanan firma sahipleri ve yöneticileridir. Her ne kadar günümüz piyasa koşullarında tam tersiymiş gibi gözükse de belli bir iş etiğine sahip yöneticiler ve bu doğrultuda yönetilen firmalar başarıya hiç de uzak değildir. Dürüstlükle yöneticiler bir bakıma firmalarının pazardaki konumlarını kurumsal etik politikaları ile sağlamlaştırmaktadırlar. Değer yargılarınızın neler olduğunu belirleyin, firmalarınızın temel değer ve hedeflerini belirleyin. Bu hedef ve değerler çerçevesinde çalışanlarınız sizin dürüstlüğünüzün ve sorumluluğunuzun bilincinde olduğunda daha da başarılı işler çıkarabileceğinizi unutmayın… Saygılarımla Sabri Özcan TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 1 HABER TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 abdulkadir özcan İçindekiler RÖPORTAJ 18 AKO’da Kalite Atılımı Yenileniyor 16 Akıllı Çözüm McGard AKO Bayilerinde 4 5 6 7 8 Türkyılmaz Otomotiv Kansu Ticaret Can Oto Lastik Netlas Oto Lastik Bayatalar Rot Balans MARKALAR 21 Çiftçinin Polonyalı Dostu 24 Bayiden Petlas Tanıtımı 22 Petlas’ın Yeni 4x4’ü 34 Petlas Markası Artık Otomotiv Servislerinde 32 DNZ - ENK İnşaat 10 11 12 26 28 30 Hankook 70. Yılını Kutluyor Maxxis Tozu Dumana Kattı Şaftı Dağıttı Yine de Bırakmadı Petlas Explero PT 411 A/S Hankook Kinergy Eco Toyo Tires Proxes T1R BİZDEN HABERLER 15 16 18 20 21 22 24 36 38 40 42 Tarımın Yapıldığı Her Alanda Tarım İş İmzası Akıllı Çözüm McGard AKO Bayilerinde AKO’da Kalite Atılımı Yenileniyor Modern Tarımsal Mekanizasyonda Lastik Seçimi Çiftçinin Polonyalı Dostu Petlas’ın Yeni 4x4’ü Bayiden Petlas Tanıtımı AKO Lastik Kaplama Yeni Satış Kanalları Petlas Srilanka Adası’nda Çalışma Arkadaşlarımızdan Haberler ÖZEL RÖPORTAJ 32 34 56 DNZ-ENK İnşaat Petlas Markası Artık Otomotiv Servislerinde Ankara’nın Efsane Takımı, Ankara Demirspor MAKALELER 40 Petlas Srilanka Adası’nda 53 58 3B - BBB “Ben Bir Bakayım” Avrupa Birliği ve Euro’nun Geleceği 44 54 Dinginliğin Adresi Balıkesir Türk Motiflerine Yolculuk 50 Gerçek Haylaz Hangisi? Juke & Countryman GEZİ 50 Gerçek Haylaz Hangisi? Juke&Countryman OTOMOTİV SAĞLIK 46 48 44 Dinginliğin Adresi Balıkesir Yönetim HAYATA DAİR 64 Yapım İş Hayatında Beslenme Becerisi Güneş ve Cilt Sağlımız En Değerli İnsan... Görsel Sanat Yönetmeni Ceyda ÇALGÜNER abdulkadir özcan Abdulkadir Özcan Otomotiv ve San. Tic. A.Ş Kazım Karabekir Cd. No:224 06060 Dışkapı/Ulus T: 0 312 309 30 30 F: 0 312 312 28 96 Abdulkadir Özcan A.Ş Adına İmtiyaz Sahibi Sabri ÖZCAN Yazı İşleri Müdürü Vahit ÜNAL Genel Yayın Yönetmeni Fatma Hümâ Şahin Medya NKS Basın-Yayın Ltd. Şti. NKS Basın – Yayın Ankara Ofisi Çetin Emeç Bulvarı 1065. Cd. 38/13 Öveçler/ANKARA T. 0 312 473 97 02 F. 0 312 473 97 08 [email protected] – www.ekonometri.com.tr Yayınlar Müdürü Sertaç KANTARCI Editör Sevil YÜCEL Haber Merkezi Kaptan Deniz ÖNEY Görsel Yönetmen Nesli Simge GÖKTEPE Sayfa Tasarımı Hilal KAYA Fotoğraf Editörü Ferhat SARITEPE Fotoğraflar Haydar ORAKÇI Deniz DENKALAN Okur Temsilcisi Hülya EKİCİ KUNT Baskı Özyurt Matbaası Büyük Sanayi 1. Cad. Süzgün Sokak No:7 İskitler/ANKARA T. 0 312 384 15 36 F. 0 312 384 15 37 AKO HABER Dergisi Abdulkadir Özcan Otomotiv ve Lastik San. Tic. A.Ş tarafından T.C yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. Derginin isim ve yayın hakkı Abdulkadir Özcan A.Ş adına Sabri Özcan’a aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Reklam sayfalarının içeriği ve markalar konusunda sorumluluk verene aittir. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 3 ◆ PETLAS ◆ Türkyılmaz Otomotiv Trabzon - Of Konya Selçuk Üniversitesi Pazarlama Bölümü mezunu Ömer Türkyılmaz, lastik sektörünün en genç bayilerinden. Trabzon’un ünlü Of İlçesi doğumlu olan Türkyılmaz, 25 yaşında. Babadan oğula geçen başarılı iş hayatını Petlas bayiliği altında sürdürmeye devam eden Türkyılmaz, amacını, bayi ağını genişleterek Karadeniz Bölgesi’nde Abdulkadir Özcan A.Ş’nin en büyük bayisi olmak şeklinde açıklıyor. Ürün yelpazeniz içerisinde ne tip lastikler mevcut? Ürün yelpazemizde Petlas olarak binek- LVR grubu lastikler bulunmakta ayrıca yine Abdulkadir Özcan A.Ş.’ye ait TBR grubu lastiklerde stoklarımızda bulunuyor. Öncelik Binek ve Kamyon Grubunda Müşterilerinize hangi hizmetleri sunuyorsunuz? Bizi öncelikli olarak binek grubu ve kamyon grubu lastik ihtiyacı olan kullanıcılar tercih ediyor. Bunun yanı sıra binek ve LVR grup lastiklerin söküp takma işlemlerini ve balans ayarlarını yapıyoruz. Ayrıca kamyon grubu müşterilerimize de lastik söküp takma ve balans ayarı hizmeti vermekteyiz. Girişimci yapısı ve hırslı karakteriyle dikkat çeken Ömer Türkyılmaz ile AKO Haber dergisi için bir söyleşi gerçekleştirdik. Türkyılmaz’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle; Sektördeki hikâyenizi anlatır mısınız? Lastik sektörüyle tanışmamız babamın İstanbul’da olduğu 1989 yılına denk geliyor. Uzun yıllar orada faaliyet göstermiş. 1999 depremi sonrası da Trabzon’un Of ilçesine geldik ve burada yolumuza devam ettik. 2009 yılının son çeyreğine kadar kendi benzin istasyonumuz içerisinde faaliyet gösteren firmamız, 2010 yılının ikinci yarısından itibaren farklı bir adreste, Petlas tabelası altında hizmet vermeye başladı. Klasik deyişle, babadan oğula geçen bir meslek hikâyesi bizim ki. Abdulkadir Özcan A.Ş. ile çalışmaya nasıl başladınız? Abdulkadir Özcan A.Ş. ile olan tanışıklığımız 2005 yılına dayanmakta. Aile büyüklerimizin de bilgi birikimleri dâhilinde o yıldan bugüne Abdulkadir Özcan A.Ş. ile çalışıyoruz. Bölgenizde en çok tercih edilen Petlas modeli hangisi? Petlas’ın en çok tercih edilen binek araç lastiği, PT 515 modeli. Bu lastik modelinde su kanallarının daha geniş ve daha fazla olması, yanaklarının yumuşak ve yol tutuşunun tatminkâr olması tercih sebebi. Petlas hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Petlas markasının Doğu Karadeniz’de daha çok kullanıcıya ulaşması için elimizden geleni yapacağız. Bu sektöre, markaya ve Abdulkadir Özcan A.Ş.’ye inanıyoruz. İleriye dönük hedefleriniz neler? Şu anda tek bayimiz var fakat kısa bir süre içerisinde bu bayi ağımızı genişletip Karadeniz Bölgesi’nde Abdulkadir Özcan A.Ş. firmasının en büyük şubesi olmayı hedefliyoruz. Ömer Türkyılmaz Abdulkadir Özcan A.Ş. ile çalışmanın size ne gibi katkıları oldu? Lastiklerin yerli üretim olması bizim için oldukça önemli. Ayrıca lastiklerinin kaliteli ve ekonomik olması da kendilerini tercih etme nedenlerimizden biri. İnsanlar Abdulkadir Özcan A.Ş.’ye güveniyor. Lastiklerinden çok memnunlar. Bizi de bunun için tercih ediyorlar. Satış sonrası hizmetlerinde de başarılılar. Ayrıca bugüne dek lastiklerinde hiçbir üretim hatasına rastlamadık. Tüm bunlar da Türkyılmaz Oto Lastik’in bölgemizdeki yerini daha da sağlamlaştırıyor. İnsanlar Abdulkadir Özcan A.Ş.’ye güveniyor. Lastiklerinden çok memnunlar. Bizi de bunun için tercih ediyorlar. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 4 ◆ ÇARÇABUK SERVİS ◆ Kansu Ticaret Antalya - Kumluca Yaşar Kansu 1 Aralık 1956 senesinde Türkiye’nin turizm başkenti Antalya’ya bağlı Kumluca ilçesi doğumlu. 1980 yılından 1990’a kadar tam 10 sene lastik tamiri işi yapmış. 2004’te ise lastik satışı işine girmiş. Tarihler 2005’i gösterdiğinde ise bir başka sektör temsilcisi vesilesi ile Abdulkadir Özcan A.Ş. ile yolları kesişmiş. Gerisini Yaşar Kansu’dan dinleyelim: Yaşar Kansu “Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin sektördeki yerini çok iyi biliyordum. Zaten lastik sektöründe AKO’yu bilmeyen kimse olamaz. Kendilerine bayileri olmak istediğimi söyledim. Sağ olsunlar kısa bir araştırmanın neticesinde beni de Abdulkadir Özcan A.Ş. ailesine dâhil ettiler.” Abdulkadir Özcan A.Ş.’ye ait Çarçabuk Servis’in Antalya ili Kumluca bayisi olan Yaşar Kansu için AKO’nun yeri özel. Çünkü AKO’ya ait Çarçabuk Servis bayiliğini almasıyla müşteri potansiyeli bir anda genişlemiş. Markanın kurumsal duruşunun yanı sıra yıldızının lastik dünyasında bir anda parlaması Kansu’yu ticari açıdan da bir adım ileriye taşımış. Bu sebeple Yaşar Kansu Abdulkadir Özcan A.Ş.’den de Çarçabuk Servis’den de oldukça memnun. Bu memnuniyeti Yaşar Kansu’nun kendisinden dinleyelim: Abdulkadir Özcan A.Ş. ismi büyük harflerle yazılıyor. Tüm bu çabaların sonucunda da dükkânıma astığım Çarçabuk Servis tabelası bir tabela olmanın çok önüne geçiyor. O tabela aslına bakarsanız kurumsallığı, kaliteyi, öz güveni ve karı simgeliyor. Bu sebeple Çarçabuk Servis tabelasını asmakta bir an olsun tereddüt etmedim ve tedirgin olmadım. Tabelayı astığınız ilk günden bahseder misiniz? Son derece heyecanlıydım. Çünkü her ne kadar Abdulkadir Özcan A.Ş.’ye olan güvenim tam olsa da Çarçabuk Servis bu sektörde yeni olduğu için sadık müşterilerini henüz oluşturamamıştı. Bu sebeple de ilk gün meraklı gözler çoktu. Ancak kısa sürede dükkânın ünü ilçede ve transit geçen müşterilerim arasında duyuldu. Çarçabuk Servis bayiliğini alma hikâyeniz nedir? Daha önce çalıştığım firmayla ticari işbirliğimi sonlandırmak üzereydim. Aynı dönemde, Abdulkadir Özcan A.Ş.’den yetkili arkadaşlar kapımı çaldılar ve bana Çarçabuk Servis bayiliği ile ilgili bilgi verip tercihimi yapmam için zaman tanıdılar. Dükkânımın yeri Kumluca’da merkezi sayılabilecek, oldukça iyi bir noktada. Yer avantajımı, iyi bir marka ile birleştirerek sektördeki varlığımı devam ettirmek istiyordum. Bu noktada, açıkçası Abdulkadir Özcan A.Ş.’ye olan inancım tamdı fakat herkesin bildiği gibi iş hayatı inançlar üzerine değil somut veriler üzerine işliyor. Bu sebeple Çarçabuk Servis’i her açıdan değerlendirdik. İnce eleyip sık dokudum desem yalan olmaz. Kafamdaki sorular ve şartlar birbiriyle örtüştüğü vakit ise bayiliği almaya karar verdim. Şimdilerde durum nasıl? Açıkça söylemem gerekirse bundan iyisi can sağlığı! İlçede yaşayanların birçoğu müşterilerim arasında. Özellikle doğu ile batı Akdeniz transit taşımacılığı yapan kamyonlarla otobüs ve minibüsler müşterilerim. Markanın kulaktan kulağa yayılan namı, müşteri potansiyelime her geçen gün yenisini kazandırmakta. Hızlı servis kavramı Türkiye’de yeni yeni oturmakta, bu sistemin bayilik kanadındaki kişi olarak, başlangıçta tedirgin oldunuz mu? Abdulkadir Özcan A.Ş. lastik sektörünün amiral gemisi. Özellikle Petlas’ı aldıktan sonra şirketin sektördeki yeri iyice sağlamlaştı. Son zamanlarda kurumsal yapısını güçlendirdiğine dair bilgileri de AKO Haber dergisinden ediniyorum. Bu sebeple sektörde Bölgenizde en çok tercih edilen lastik modeli hangisi? Bölgemizde neredeyse herkes Maxxis’i tercih ediyor. Ben de Maxxis’ten oldukça memnunum. En çok binek araç grubu lastiklerinden MAE 1 modeli rağbet görüyor. Lastik oldukça sağlam, bugüne kadar da hiçbir şikâyet almadım. Bunun yanısı sıra Starmaxx’ın performans lastiği ST730 ve Hankook da rağbet gören diğer markalarımızdan. Geniş Hizmet Yelpazesi Hizmet yelpazeniz içerisinde neler bulunmakta? Servisimiz içerisinde 2 adet bilgisayarlı rot balans makinemiz mevcut. Rot balans ayarının yanı sıra lastik sökme takma ve lastik satışı da yapıyoruz tabi ki. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 5 ◆ PETLAS ◆ Can Oto Lastik Ankara Müslüm Uzun, Ankara’nın ilçelerinden Çubuk’ta faaliyet gösteren Petlas bayii. 1978 doğumlu olan Uzun, ilçede girişimci yapısıyla tanınıyor. önemli bir nokta olan Ankara’nın kuzeydoğu kapısında yer alan Çubuk’ta, şoförler Petlas kalitesinden emin oldukları için bizi tercih ediyorlar AKO ile Herkes Kazanıyor Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından üretilen Petlas markalı lastiklerin kendi deyimiyle ‘Türkiye’nin ilk ve tek yüzde yüz yerli sermayeli yüz akı’ olduğunu söylüyor. Markanın F–16 lastikleri üretimiyle başlayan serüveninin karayolu taşıtlarıyla devam etmesinin dünyada pek az markaya nasip olacağını kaydeden Müslüm Uzun, bu başarıda Özcan ailesinden başka Abdulkadir Özcan A.Ş. çalışanlarının da emeği olduğunu belirtiyor. Petlas’ın başarısında, lastik üretiminde çalışan işçiden onu bayiye ulaştıran şoföre, satış ve pazarlama ekibinden halkla ilişkiler servisine ve hatta AKO Haber dergisini yapan ekibe kadar binlerce kişinin emeğinin olduğuna dikkat çeken Müslüm Uzun, bu noktada markanın Çubuk bayisi olmaktan büyük gurur duyduğunu sözlerine ekliyor. Yurdun birçok noktasında görmeye alıştığımız Petlas bayileri arasında dikkat çeken Can Oto Lastik ve firmanın sahibi Müslüm Uzun’u Çubuk’taki mağazasında ziyaret ettik. Uzun ile gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbette sorduğumuz sorulara samimi cevaplar aldık. Kaç senedir lastik sektöründesiniz? Kendimi bildim bileli bu işle uğraşıyorum. Çubuk’ta lastik denilince akla gelen ilk firmalardan biri biziz. Babamın da ilçenin sanayi bölgesinde lastik mağazası var. Benim işyerim ise ilçenin girişinde. Önceleri lastik kaplama ve servis işi yapıyordum ardından Petlas bayiliğini aldık. Abdulkadir Özcan A.Ş’nin bayi politikası hakkında ne düşünüyorsunuz? Az önce de belirttiğim gibi Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin başarısının ardında kuşkusuz kaliteli ve ekonomik lastik üretimleri var ancak asıl güç, bayileri ile kurduğu insani ilişkiden geliyor. Şirketin kesinlikle bayiden faydalanma ya da bireysel kazancını artırmaya dönük bir politikası yok. “Bayi de kazansın, ben de kazanayım” diyor. Aslına bakarsanız uzun vadede mükemmel bir politika. Bir kere satış yapmaktansa uzun yıllar müşteri sadakatini garantiye alıyorlar. Sonuç olarak üretici de, dağıtıcı da bayi de kazanıyor. Tedarik zinciri desek… Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin hayran olduğum başarılarından biri de tedarik zinciri konusundaki hassasiyetleri. Biz her ne kadar Ankara içinde görünsek de aramızda aşağı yukarı bir saate yakın mesafe var. Verdiğimiz sipariş kalemi büyük olsun, küçük olsun hemen geliyor. Bu da Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin kazanmaktan çok müşteri sadakatine verdiği önemi gösteriyor. Müslüm Uzun Petlas’ın başarısında, lastik üretiminde çalışan işçiden onu bayiye ulaştıran şoföre, satış ve pazarlama ekibinden halkla ilişkiler servisine hatta AKO Haber dergisini yapan ekibe kadar binlerce kişinin alınteri olduğunu söylüyor. Müslüm Uzun Petlas bayisi olmanın size getirdiği avantajlar neler? Herşeyden önce markanın tam anlamıyla yerli sermaye olması ve bizim de bu güç mozaiğinin içinde yer almamız mükemmel bir duygu. Bunun haricinde marka tarafından üretilen lastik modellerinin üstün kalitesi, ekonomik yapısı ve üstün performansı sayesinde markayı yarını düşünmeden gönül rahatlığıyla satabiliyorum. Doğu batı arasında transit taşımacılıkta oldukça TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 6 ◆ ÇARÇABUK SERVİS ◆ Netlas Oto Lastik İstanbul - Başakşehir Daha önce plastik, tekstil ve inşaat işleriyle uğraşan Hamza Kılıç için ‘ek bir iş’ olarak başlayan lastik sektörünün önemi gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Sektörde faaliyet gösteren arkadaşı Levent Aytaç vesilesiyle Abdulkadir Özcan A.Ş. ile iş yapmaya başlayan Kılıç, bir senedir Çarçabuk Servis’in İstanbul Başakşehir bayisi. Kılıç, markayı tercih etmesinin altında yatan gerçeğin Çarçabuk Servis’in tüm servis ihtiyaçlarını tek bir çatı altında toplayan kurumsal yapısı olduğunu söylüyor. “Çarçabuk Servis’in ürün yelpazesinin genişliği ve tek bir çatı altından birçok araca hizmet vermesi bizi cezbetti” diyen Hamza Kılıç AKO Haber dergisinin sorularını yanıtladı: Başakşehir’in Çarçabuk Servis’e olan talebi ne seviyede? Gün geçtikçe artarak devam ediyor. İstanbul’daki araç yoğunluğuna bir de transit geçen araçların servis talepleri eklenince, bizim gibi servislere olan ihtiyacın ne derece büyük olduğu ve gelecekte de olacağı malum. Açıkçası bizden önce araçlar tüm ihtiyaçlarını farklı adreslerde yer alan ustalardan farklı ücret ve kalite seviyesinde temin etmek zorunda kalıyordu. Örneğin lastiği bir adresten, rot ve balansı başkasından, jantı ise bir diğer adresten alıyordu. Hal böyle olunca da zaman kaybı oluyordu. İstanbul öyle bir kent ki boşa geçirdiğiniz her saatin bedelini size pahalıya ödetiyor. Zaten Abdulkadir Özcan A.Ş. de bu gerçekten yola çıkarak, Çarçabuk Servis’i ülkemize kazandırmış olsa gerek. Artık bize gelen sürücü tüm servis ihtiyacını tek bir adresten ekonomik ve yüksek kalite ile temin edebiliyor. Ama en önemlisi güven. Çarçabuk müşterisi aracının çarçabuk onarılıp güvenle yoluna devam edeceğinden emin oluyor. Bu sebeple de İs- tanbul Başakşehir’in Çarçabuk Servis’e olan talebi gün geçtikçe artarak devam ediyor. Çarçabuk Servis hakkında ne düşünüyorsunuz? İtiraf etmeliyim ki Abdulkadir Özcan A.Ş. bu sistemi yaratmakla muhteşem bir şey yaptı ve oldukça büyük bir ihtiyacı karşıladı. Araç sahipleri tüm lastik ve jant ihtiyaçları ile teknik servis taleplerini tek bir adresten kurumsal, kaliteli ve ekonomik bir şekilde karşılıyorlar. Hangi lastik markalarını satıyorsunuz? Petlas, Starmaxx, Hankook, Maxxis ve Toyo markalı lastikleri bölgemde yer alan kullanıcılara sunuyorum. Ayrıca Akojant da bölgemde talep gören markaların başında yer alıyor. İstanbul Başakşehir’de en çok tercih edilen lastikler hangileri? Hafif ticari araç grubu, performans grubu ve taşıyıcı araç lastikleri daha çok tercih ediliyor. Çarçabuk Servis’in İstanbul Başakşehir bayisi Marka olarak Hankook ve Starmaxx modelleNetlas Oto Lastik sahibi ri revaçta. Yerli ve ekonomik olması sebebiyle Hamza Kılıç, Abdulkadir Starmaxx, orijinal donanım lastiği olması sebebiyle de Hankook’a olan ilgi büyük. AçıkÖzcan A.Ş.’nin sektöre ça söylemek gerekirse önceleri Hankook ve kazandırdığı Çarçabuk Starmaxx’a biraz mesafeli yaklaşıyorlardı. Son Servis markasıyla bir yıldır ise özellikle bu iki marka için bana oldukça büyük bir eksiği geliyorlar. Özellikle Starmaxx ST 730 modelini kapattığını söylüyor. araçlarını modifiye eden genç kesim istiyor. Hamza Kılıç TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 7 ◆ STARMAXX ◆ Bayatalar Rot-Balans Balıkesir Yücel Bayatalar Türkiye’de en sık karşılaşılan kariyer modeli olan çıraklıktan ustalığa, ustalıktan patronluğa değin uzanan bir yolun son basamağında. Lastik sökme takma, balans ayarı, ön düzen ayarı gibi tam kapsamlı servis hizmeti vermekteyiz. Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından sunulan yol yardımı kampanyası sayesinde müşterilerimizisatış sonrasında da yalnız bırakmıyoruz. Starmaxx’a olan ilgi ne seviyede? Herşeyden önce markayı üreten şirketin Abdulkadir Özcan A.Ş. olmasının alıcıların markaya olan güvenini artırıyor. Çünkü AKO lastikle ilgisi olan tüm kullanıcıların bildiği bir isim. Starmaxx’ı üretmeleri de bizlere rekabetin oldukça yoğun olduğu lastik sektöründe büyük bir avantaj sağlıyor. Bu sebeple Balıkesir’de Starmaxx’a olan ilgi oldukça yüksek. Talepler de gün geçtikçe artıyor. Yücel Bayatalar’ın 80’li yıllarda başka bir firmayla başlayan bayilik serüveni 2005 yılında Abdulkadir Özcan A.Ş.’yi tercih etmesiyle şerit değiştirmiş. Bu tercihinde lastik sektöründe şirkete olan güven ve inancın büyük rol oynadığını söylüyor. Bayilik yapmak için ana firmanın gücünün ve pazardaki imajının önemine değinen Bayatalar, söz konusu gücüyle Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin sektörün amiral gemisi olduğunu kaydediyor. Bayatalar Rot Balans sahibi ve Starmaxx markalı lastiklerin Balıkesir bayisi Yücel Bayatalar ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Bayatalar’ın AKO Haber sorularına verdiği yanıtlar şöyle; Abdulkadir Özcan A.Ş. ile çalışmaya nasıl karar verdiniz? İlk etapta Abdulkadir Özcan A.Ş. yetkilileri ile çalışmalar yapıldı. Şirketin profesyonelliği, kurumsal yapısı, bayi ilişkileri, tedarik kapasitesi, ürünlerinin teknik özellikleri ve halkla ilişkiler gücü hakkında uzun toplantılar yaptık. Hiçbir noktayı atlamadık. Okul misali tüm konular hakkında uzun uzun konuşmalarımız oldu. Son derece verimli geçen karşılıklı görüşmelerin sonucunda ise, Starmaxx bayisi olarak çalışmaya karar verdik. Balıkesir’de en çok tercih edilen Starmaxx modeli hangisi? Daha çok binek ve kamyonet grubu üzerinde çalışıyoruz. Binek grubunda Novaro ST 532 deseni tercih edilirken, genç kesim arasında Ultra Sport ST 730 deseni yoğun ilgi görüyor. Bu grup lastiklerde iyi bir performans alıyoruz. Kamyonet grubunda ise Provan ST 850 deseni tercih ediliyor. Sektörle ilgili yeni planlarınız var mı? İleriye yönelik olarak sanayimizde ikinci bir satış mağazası düşünüyoruz. Geniş kapsamlı bir yapı istiyoruz. Balıkesir’de Abdulkadir Özcan A.Ş.’ye ve onun ürünlerine olan talep yoğun. Starmaxx da kentin en çok talep edilen markaları arasında. Biz de bu potansiyeli değerlendirerek yeni bir bayi almak istiyoruz. Yücel Bayatalar, Starmaxx’ın piyasada kendini kabul ettirmiş bir marka olduğunu, sebebinin ise Abdulkadir Özcan A.Ş. nin, bayileri ve müşterileriyle olan birebir ilgisinden kaynaklandığını ifade ediyor. Abdulkadir Özcan A.Ş. isminin size ne gibi katkıları oldu? İsim oldukça ağır. Türkiye’de doğru düzgün lastik yokken Abdulkadir Özcan A.Ş. vardı. Yani lastik sektörü için önemli bir sanayi devi. Sektörün ona, dolayısıyla da ona ait markalara güveni tam. Sonuç olarak da tüm bu özellikler bizim gibi bayilerin iş yapabilmeleri için önemli değerler. Ayrıca ürün yelpazesinin geniş, tedarik zincirinin kuvvetli ve bayilerine gösterdiği yakın ilgi ve alaka bizleri sektörümüzde başarılı kılıyor. Tam Servis Bayatalar’da Müşterilerinize hangi hizmetleri sunuyorsunuz? Lastiklerle alakalı müşterilerimize tam servis hizmeti veriyoruz. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 8 Yücel Bayatalar TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 9 ◆ HANKOOK ◆ Kalite, Yenilik ve Sürekli Büyüme: Hankook 70. Yılını Kutluyor Lastik üreticisi Hankook 70 yılını kutlarken gösteriş ve tören yerine sürekli büyüme hedefine yoğunlaşmaya devam etmek istiyor ve müşterilerine verdiği gelecek yıllarda da bütün zorlukları tutku ve bağlılıkla çözmeye çalışma ve bölgesel yatırımı devam ettirme sözünü tekrarlıyor. Şirketin kuruluşunun 70’inci yılında müşterileriyle birlikte önümüzdeki 70 yıl için strateji belirlemeyi hedefleyen Hankook, doğum gününü gösterişli törenlerle kutlamak yerine başarılarıyla anılmayı tercih etti. Hankook’un Avrupa Başkanı Jin-Wook Choi, mütevazı geçen kutlama töreninde başarıyla geçen yetmiş senenin sırrını dünya çapında öncü bir şirket olma yolunda ilerlemelerine yardımcı olacak ürün ve servislere yaptıkları yatırım olduğunu açıkladı. Choi ayrıca Hankook’a olan küresel talebin ilerleyen dönemlerde hız kazanacağı öngörüsünde bulundu. İki Yeni Fabrika Yolda Yakında yine modern teknoloji ile donatılmış iki yeni Hankook lastik fabrikasının daha temelinin atılacağını belirten Hankook Avrupa Başkanı Jin-Wook Choi, halkla ilişkiler, reklam ve spor destekleri faaliyetlerinin süreceğine de dikkat çekti. Popüler uluslararası yarış otomobilleri takımlarından Audi ve Mercedes Benz ile DTM etkinliklerindeki dirsek temasının süreceğini hatırlatan Jin-Wook Choi, Ferrari ile Le Mans 24 yarışı gibi tanınmış uluslararası motor sporları etkinliklerinde tanınırlığını arttırmak için yatırım yaptığını da müjdeledi. “Avrupa En Büyük Pazarımız” Kutlama esnasında bir konuşma da, Hankook Başkan Yardımcısı ve Avrupa Satış ve Pazarlama Sorumlusu He-See Ahn’den geldi. “Lastiklerimize olan yoğun talep sayesinde Avrupa’da geçtiğimiz yıllarda sürekli büyüme eğilimi kaydettik” diyen He-See Ahn, “Tanınmış bir lastik üreticisi 1941’de Kore’de kurulan şirket, son yetmiş yıl içinde dünyanın önde gelen lastik üreticilerinden biri haline geldi. Bugün ise iş hacmi olarak dünya lastik sektöründe yedinci sırada. Hankook, birinci sınıf lastiklerini sürekli olarak geliştirmek amacıyla son 70 yılda araştırma ve geliştirmeye yoğun biçimde yatırım yaptı. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 10 olarak Avrupa’da yatırımlarımız sürecek” dedi. He-See Ahn konuşmasını şöyle sürdürdü: “Macaristan’daki fabrikamızın kapasitesini kısa süre sonra artıracağız. Bu da teslimat süremizin kısalmasını sağlayacak. Açıkçası Avrupa bizim en önemli pazarımız. Bu bölgedeki ciromuz oldukça iyi seviyelerde. Bu başarıda ürünlerimizi Avrupa’da sürekli artan Hankook müşteri sayısının beklentilerine göre sürekli güncellememizin etkisi büyük. Sektörde Dünya 7’ncisi Hankook İcra Kurulu Başkanlığı koltuğunda oturan Seung Hwa Suh, yolcu otomobilleri, hafif kamyonlar, kamyonlar ve otobüslerde kullanılan radyal lastikler bağlamında dünyanın en büyük ve en hızlı gelişen lastik üreticilerinden biri. Müşteri memnuniyetini yüksek kaliteye sahip ürünler yoluyla yükseltmek için ileri teknolojiler geliştiren Hankook, dünya genelinde 185 ülkede kullanılıyor. Küresel satış gelirleri açısından sektörde en çok tercih edilen yedinci marka olan Hankook’un, 4 bölgesel merkez ofisi, 20’nin üzerinde deniz aşırı bayi ve 5 araştırma geliştirme merkezinde çalışan 14 binden fazla çalışanı var. Hankook’un şirket satışlarının yüzde 70’i ise deniz aşırı pazarlara yapılıyor. ◆ MAXXIS ◆ Maxxis Tozu Dumana Kattı ATV alanında dünyanın en başarılı takımlarından biri olarak gösterilen Maxxis Brandon Brown, toplam dört adet ‘75 Dezert’ zaferi alarak pistte adeta tozu dumana kattı. Yarışmadan sonra konuşan Maxxis ATV Takım Kaptanı Brandon, sonuçtan memnun olduğunu kaydederek şöyle konuştu: “Benim hedefim yarışmada ilk dörde girmek ve gelecekteki yarışmalar için deneyimimizi artırmaktı.” Maxxis ATV Takımı Kaptanı Brandon Brown yarışmaya Jorie Williams, Kenny Sanford, Chris Kristensen ve Ritchie Brown ile birlikte katıldı. Brandon Brown Bu başarısıyla en son düzenlenen Matlock ATV Yarışı’nda düz sınıf kategorisinde toplam 25 birincilik elde eden Maxxis Brandon Brown yarış severlerin gönlünde taht kurdu. Amerika Birleşik Devletleri’nin California Eyaleti’ne bağlı Baja Yarımadası’nda gerçekleştirilen Uluslararası Score Off Road yarışması kıyasıya rekabete sahne oldu. Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere, dünyanın birçok farklı ülkesinden gelen onlarca ATV pilotunun yanında binlerce yarış severin de akın ettiği yarışmada, kavurucu sıcağa rağmen yılın en hareketli günleri yaşandı. Ünlü lastik markası Maxxis tarafından desteklenen Brandon Brown ATV takımının da yer aldığı yarışmada, Maxxis takımı yüksek performansıyla göz doldurdu. Farklı kategorilerde gerçekleştirilen Socore Baja 500’de düz sınıfta toplam 25 galibiyet alan Maxxis ATV Takım Kaptanı Brandon Brown, yarışmayı ikinci sırada tamamladı. Ritchie Brown Farklı kategorilerde gerçekleştirilen Socore Baja 500’de düz sınıfta toplam 25 galibiyet alan Maxxis ATV Takım Kaptanı Brandon Brown, yarışmayı ikinci sırada tamamladı. Kenny Sanford Jorie Williams TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 11 ◆ TOYO TIRES ◆ Şaftı Dağıttı Yine de Bırakmadı Özellikle off-road sporlarına verdiği destekle dünya motor sporlarında adı altın harflerle yazılan Toyo, bir başka desteğiyle yine karşımızda. Amerika Birleşik Devletleri’nin coğrafi şartlar açısından en çetin eyaletlerinden Kaliforniya’ya bağlı San Bernardino kentinde düzenlenen arazi yarışında Toyo takımı yine önemli dereceler elde etti. Aralarında takımın tecrübeli pilotlarından Kyle Leduc’un da bulunduğu Toyo ekibi, pistte adeta tozu dumana kattı. Glen Helen Loors Serisi yarışlarında sürüşüyle izleyicileri kendine hayran bırakan Kyle Leduc, müsabakada aracının şaftını kırmasına rağmen mücadeleyi bırakmadı. Toyo’nun Open Country lastikleri ile yarışan Leduc, Ford’un efsanevi modeli F-150 ile yarıştı. Kyle Leduc Pro 4 sınıfında yarışan Kyle Leduc, yarışmayı tüm teknik aksaklıklara rağmen ikinci sırada bitirdi. Ancak aracının şaftını kırarak dağıtmasına rağmen müsabakadan çekilmemesi tüm seyirciler ve yarışı izleyen motorsporları camiası tarafından takdirle karşılandı. Yarışın bir diğer basamağı olan ‘Pro Lite Unlimited’ sınıfında ise Leduc’un azmi görülmeye değerdi. Cuma günü başlayan yarışın ilk gününü beşinci sırada tamamlayan Leduc, cumartesi gününden itibaren hızlı bir yükselişe geçti. Ford Ranger ile yarışan Leduc, aracında bu sefer Toyo’nun bir diğer modeli olan Open Country M/T’yi tercih etti. Toyo CEO’su da Yarışı İzledi Dünyanın önde gelen lastik markalarından Toyo off-road takımı sürücüsu Kyle Leduc’u izleyenler arasında oldukça tanınmış bir sima da vardı. Toyo’nun CEO’su Yasushi Takagi’nin aralarında bulunduğu kalabalık bir izleyici kitlesi önünde yarışan Leduc’un zaferini Yasushi Takagi bizzat tebrik etti. Yarışmadan sonra bir basın toplantısı düzenleyen Kyle Leduc şöyle konuştu: “Yarışma esnasında aracımın şaftı kırılarak dağıldı. Ancak son derece profesyonel ve uzman bir teknik ekibe sahip olan Toyo takımı bu arızanın giderilmesi için elinden geleni yaptı. Yeni bir araç geldi ve tüm izleyicilere alıştıkları Toyo zaferini yaşattım. Her ne olursa olsun yine kazanan biz olduk ve podyumda zafer şampanyasını patlatmaya hak kazandık.” Pro 4 sınıfında yarışan Kyle Leduc, yarışmayı tüm teknik aksaklıklara rağmen ikinci sırada bitirdi. Ancak aracının şaftını kırarak dağıtmasına rağmen müsabakadan çekilmemesi tüm seyirciler ve yarışı izleyen motorsporları camiası tarafından takdirle karşılandı. Yasushi Takagi’den Tebrik Yasushi Takagi, Toyo sürücüsü Kyle Leduc’un yanına gelerek kendisine zafer heyecanını yaşattığı için teşekkür etti. Toyo’nun yönetim kurulu üyelerinden Stan Chen de bir açıklama yaparak Leduc’u tebrik ettiğini açıkladı. “Kyle Leduc, son yarışmada üç gün üst üste elde ettiği zaferle Toyo’yu bir kere daha onurlandırdı. Haftasonu gerçekleştirilen bu yarışmalarla izleyicilere muhteşem saatler yaşattı. Leduc ile hem başarılarında dolayı hem de markamızın zaferle birlikte anılmasını sağladığı için gurur duyuyoruz.” TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 12 Jill Kintner TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 13 Aaron Gwin ◆ SEKTÖRDEN HABERLER ◆ Kusursuz Makineye Kusursuz Lastik Tutkun Kardeşler Tarım Makineleri, 1952 yılında Konya’nın Akşehir ilçesinde kuruldu. Ekim mibzeri ve diskaro üretimi ile Türkiye’de makineli tarımın gelişmesinde rol oynayan şirket, bu sektörde yurt içi ve yurt dışında gerçekleşen gelişmeleri takip etmesiyle tanınıyor. Sektörde kendini sürekli geliştirmesi ile tanınan Tutkun Kardeşler Tarım Makineleri, gelişim adımlarında kuruluşundan günümüze gelen yarım asırlık bilgi ve deneyimlerini de harmanlıyor. Türkiye’de çiftçinin ve üreticinin hizmetinde olmaktan onur duyduklarını her daim tekrarlayan şirket yetkilileri, geniş ürün yelpazesi ile bu anlayışlarının ne derece gerçekçi olduğunu gözler önüne seriyor. Geniş Makine Üretimi Tutkun Kardeşler Tarım Makineleri’nin sektörel üretim kalemleri oldukça geniş. Şirket tarım sektörünün birçok farklı alanında kullanılan onlarca farklı makine üretiyor. Tutkun Kardeşler Tarım Makineleri, başta hidrolikli kepçe, tesviye küreği, pancar ve saman doldurma selesi, silkelemeli tam hidrolik pancar yükleme kepçesi, çizel pulluk, döküm merdane, sıra arası çapa makineleri için gübre atma düzeni, merdaneli tırmık, haşhaş kırma ve eleme makineleri gelmek üzere son teknoloji harikası TK 404 taş toplama makinesi, sahil temizleme makinesi ve damlama sulama sistemlerinin kurulumunda vazgeçilmez bir yer edinen kanal açma makineleri de üretiyor. Tüm makinelerinde Petlas Implement lastiklerini tercih eden Tutkun Kardeşler Tarım Makineleri, kusursuz makinelerini kusursuz lastikle buluşturarak başarılarını perçinliyor. Yüksel Tarım Makineleri’nin Tercihi Petlas 1978 yılında aile şirketi olarak kurulan Yüksel Tarım Makineleri A.Ş., aradan geçen 32 seneye rağmen ilk günkü özverisi, başarma hırsı ve pazardaki etkili yeri ile adından söz ettirmeye devam ediyor. Üretimlerinde gelişen teknolojiyi yakından takip eden şirket, her geçen sene makine parkurunu daha da geliştiriyor. Çiftçilere düşük maliyetli ve yüksek kaliteli tarım makineleri sunan şirket, Konya’nın sanayi merkezlerinden Büsan Özel Organize Sanayi Bölgesi’nde iki bin metrekaresi kapalı olmak üzere tam üç bin beşyüz metrekare alanda üretim yapıyor. Üniversitede Test Ediliyor Üretmiş olduğu ürünleri Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri Bölümü tarafından test edilen Yüksel Tarım Makineleri A.Ş., elde ettiği deney raporları ile TSE ve TSEK gibi uygunluk belgelerini oldukça kolay alıyor. Ekonomik ve kolay tedarik edilebilir yedek parçaları ve zamanında servis imkânıyla sektörde önemli bir yere sahip olan şirket yıllardır Türk çiftçilerine gururla hizmet veriyor. Tarım makinelerini yurt içinde olduğu gibi yurt dışına da gönderen Yüksel Tarım Makineleri A.Ş., tüm ürünlerinde Petlas lastiklerini tercih ediyor. Bu tercihte Petlas’ın yüksek kaliteli ve ekonomik yapısı dikkat çekerken lastiklerin makinelerle kusursuz uyumu da bir diğer tercih sebebi olarak gösteriliyor. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 14 ◆ SEKTÖRDEN HABERLER ◆ Tarımın Yapıldığı Her Alanda Tarım İş İmzası 1964 senesinden günümüze tarım makinesi üreten Tarım İş, şirket sahibi Süleyman Şakalak’ın bilgi ve tecrübeleriyle tarım makineleri üretimi alanında ülkemizin öncü firmalarından biri olarak gösteriliyor. Türkiye’nin buğday deposu olan Konya’nın Selçuklu İlçesi’nde faaliyet gösteren Tarım İş, kentin üretim üssü olan Birinci Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteriyor. On bin metrekaresi açık alan olmak üzere on dört bin metrekare alanda tarım makinesi üreten şirketin ürünleri Türkiye’de ve dünyada tarımın yapılabildiği birçok noktada çiftçilere hizmet veriyor. Üç Ana Kalemde Geniş Yelpaze Tarım İş üretimi, kombine depolu hububat harman makineleri, kombine hububat ekim mibzeri ve hidrolikli disk pulluk olmak üzere üç ana gruptan oluşuyor. Üretimlerini ileri teknoloji ürünü makineleriyle ve sektörde ‘uzman’ olarak nitelendirilen personelleriyle gerçekleştiriyor. Öncü Şirket Öncü Lastiği Tercih Etti Türkiye’nin yüzde yüz yerli sermayeli tek lastik üreticisi olan Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından üretilen Petlas’ın Implement lastiklerini kullanan Tarım İş yetkilileri, Petlas’ı tercih etme sebeplerini markaya ait lastiklerin makineleriyle uyumlu olması, ekonomik yapısı, üstün performansı ve kalitesi olarak açıklıyor. Özellikle Petlas’ın son dönemlerde zirai grup lastikler konusunda atağa geçtiğini kaydeden Tarım İş yetkilileri, bunun sebebinin Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin sürekli gelişim felsefesi olduğunu kaydediyorlar. Bu sebeple, Petlas’ın, Tarım İş tarafından üretilen tarım makineleri için ‘biçilmiş kaftan’ olduğunu belirten yetkililer, tarım sektörü büyüdükçe Abdulkadir Özcan A.Ş., Petlas ve Tarım İş şirketinin dirsek temasının artarak devam edeceğini sözlerine ekliyorlar. Ürettiği tarım makinelerinde orijinal donanım olarak Petlas lastiklerini tercih eden Tarım İş, Türkiye’de ve dünyada tarım sektörü büyüdükçe şirketler arasındaki temasın da artacağına işaret ediyor. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 15 ◆ AKOJANT ◆ Akıllı Çözüm McGard AKO Bayilerinde Piyasada bulunan kalitesiz birçok ürünün anahtarları birbirini kolayca açıyor ya da hırsızların kullandıkları teknikler sayesinde bijonlar kilitli bile olsa kolayca açılıyor. McGard ürünleri ise bu konuda en yüksek korumayı sağlıyor. Jantlarınızı ve Lastiklerinizi Hırsızlara Karşı Korumanın En Akıllıca Yolu Taklitlerinden çok farklı bir teknoloji ve malzeme ile üretilen McGard, binden fazla farklı kombinasyonlu kilit sistemine sahip ilk ve tek ürün. Dünya üzerinde sadece kaliteli mağazalarda satılan McGard, ABD ve Almanya tesislerinde üretim yapıyor. Ürünleri orijinal olan McGard’ın her sette ayrı bir ürün kodu bulunuyor. Kendi sınıfında dünyanın en iyi ürünü olan McGard jant emniyet sistemlerinin kalitesi ve emniyeti denetlenmiş ve belgelenmiştir. McGard’ın bijon ve somunlarının kodu ekstra dar kesilmektedir ve bu yüzden bir master anahtar üretilmesi mümkün değildir. Emniyet somunlarının iki parçadan üretildiği McGard, bu imalat yönetimi ile ürünlerinin kafa kısmında 50–54 rockwell sertlik elde etmiştir. Ayrıca bu sertlik, ucuz ürünlerde sık sık karşılaşılan kafa kısmının deforme olma sorununu da önlemektedir.Ürünlerinin kodu bilgisayarda dizaynlanmış olan McGard’da şu an toplam binin üzerinde gözle ayırt edilemeyecek değişik kod mevcuttur. Uluslararası yapılan testlerde hep galip gelen marka McGard’dır. Kalitesiz benzer ürünlerin; *Jant hırsızlığına karşı düşük koruma sağlamaları *Ürünlerinin denetleme kurumlarından bir belgesi olmaması *Bijon ve somunların kodunun basit yapılması ve bir master anahtarı yapılmasının mümkün olması *Toplam mevcut olan değişik kodların sayısının çok düşük oluşu bu yüzden de başka araçta olan kilitli bijonu açma olanağının yüksek olması *Aynı zamanda kafa kısmının deforme olma sorunu yani yetersiz sertliği gibi birçok nedenden ötürü McGard diğer markalardan ayrılmaktadır. İlk Değiştirme Piyasası Jant Emniyet Sistemleri 1990 yılından beri Orchard Park, New York’ta genel merkezi bulunan McGard, 1959 yılında McCauley tarafından kurulmuştur. McGard, aynı zamanda 1966 yılında patent alan ilk değiştirme piyasası jant emniyet sistemidir. 1997 yılında Orjinal Ekipman Piyasası’na tanıtılan McGard’ın 1980 yılında otomotiv dışı yeni pazarlar ve yeni ürün uygulamaları araştırması amacı ile Özel Ürünler Bölümü kurulmuştur. Fabrikaları Orchard Psark, Amerika ve Flein Almanya’da bulunan McGard’ın, ofisi de Japonya’da bulunuyor. En Kaliteli Otomobil İmalatçılarının Tedarikçisi Yüksek kaliteli jant emniyet sistemleri, güvenlik ürünleri ve krom kaplı somun imalatçısı olan McGard jant emniyet sistemleri, dünyadaki diğer tüm ürünlerden daha fazla orjinal ekipman olarak kullanılıyor. McGard, Daimler- Chrysler, Porsche, Volvo, Saab ve Volkswagen gibi en kaliteli otomobil imalatçılarının tedarikçisidir. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 16 Motor Company’den Toplam Mükemmellik Ödülü alan McGard, QS 9000 kalite sertifikasına da sahip. En Üst Standartlarda Üretiliyor Otomotiv sanayinin şart koştuğu en üst standartlarda üretilen McGard, ISO/TS 16949 ve ISO 14001 Sertifikaları’nın da sahibi. Üretiminde çevre koruma kriterlerine de çok önem verilen firmada ELV, REACH Sertifikaları da bulunuyor. Otomotiv sanayinde araç üreticileri tarafından kullanılan cıvata ve somunlarla aynı ağırlığa sahip olan McGard ürünlerinin , kaplama prosesinde 3 kat nikel üzerine 1 kat krom uygulanmaktadır. Güzel ve çekici görünümü ile dikkat çeken Mcgard ürünlerinin dişli kısımları otomotiv sanayilerinin şart koştuğu en üst standartlara sahiptir. Otomotiv sanayinin kalite standartlarına göre üretilmemiş olan diğer markalar ise McGard’ın aldığı başarılı sertifikalara rağmen sertifikasızdır. Ayrıca diğer markalar standart cıvatalardan daha ağır ve paslanmaya karşı dayanıksızdır. Değiştirme piyasasına McGard markası ile satılan jant emniyet sistemleri, emniyet ve süreklilik açısından orjinal ekipman standartlarını karşılayacak şekilde ve hatta daha ileri standartlarda imal ediliyor. 3 Değişik Kategoride McGard McGard, genel olarak 3 değişik kategoride ürün sunuyor: Değiştirme Piyasası Jant Emniyet Sistemleri: McGard’ın yıllık otomotiv cirosunun yaklaşık yüzde 15’ini değiştirme piyasası jant emniyet sistemleri meydana getiriyor. McGard ürün gamı, 80 değişik jant emniyet sistemi ile gerekli bütün uygulamaları kapsıyor. Aynı zamanda McGard değiştirme piyasası ürünleri, ağırlıklı olarak aksesuar satan mağazalar ile lastik servis istasyonlarında satılıyor. Orjinal Ekipman Jant Emniyet Sistemleri: Yıllık otomotiv cirosunun yüzde 85’ini oluşturan orjinal ekipman jant emniyet sistemleri, dünya üzerindeki diğer tüm ürünlerden daha fazla sayıda araçta orjinal ekipman olarak kullanılıyor. Özel Ürünler Bölümü: McGard’ın yıllık toplam cirosunun yaklaşık yüzde 10’unu Özel Ürünler Bölümü parçaları oluşturuyor. Bu ürünler özellikle eyalet yönetim- lerine, yerel yönetimlere, havaalanlarına, telekominikasyon sanayine olduğu kadar özel kuruluşlara da satılıyor. Özel ürünler, yetkisiz kimselerin erişimini engellediği gibi hırsızlık ve terör olaylarına karşı da önlem olarak kullanılıyor. McGard’ın ürün grupları içerisinde ise jant emniyet cıvataları, jant emniyet somunları, kapalı jantlar için emniyet sistemleri, 5’li emniyet sistemleri, standart somunlar, jant montaj kitleri, tuner jant emniyet sistemleri, spline drive somunlar, spline drive montaj kitleri bulunuyor. Jant emniyet sistemlerindeki başarıları, McGard’ın kamyonlar için jant emniyet sistemleri, stepne emniyet sistemleri, spor görünümlü jant emniyet sistemleri, hava yastığı emniyet sistemleri, açılır tavan emniyet sistemleri ve denizcilik sanayi sistemleri gibi diğer farklı emniyet ürünlerinde de gelişmeler sağlamasına yardımcı oluyor. Kullanıcı Dostu Anahtar/Servis Anahtarının arka kısmı araçların bijon ve somunlarına göre üretilmiş olan McGard’da ‘Kullanıcı Dostu Anahtarlar’ mevcuttur. Bunlar bijon veya somunların kafalarına kolaylıkla oturtulabilen anahtarlardır. Yedek anahtar servisi de olan McGard’ın yedek anahtar siparişlerinin teslimini de 24 saat içinde gerçekleşmektedir. Kalitesiz ürünlerde, anahtarın bijon ve somuna oturtulması zordur. Ayrıca, yedek anahtar servisi de bulunmamaktadır. Dolayısıyla satış fiyatı ucuz olduğu halde fayda/fiyat oranı azdır. Hırsızlığa Karşı Koruma Hırsızlığa karşı korunmanın en etkili yolu, emniyet cıvatası veya jant emniyet somunu kullanmaktır. McGard jant emniyet sistemleri orjinal cıvata ya da somunların görevini görmesinin yanı sıra hırsızlığa karşı koruma da sağlıyor. QS 9000 Kalite Sertifikasına Sahip Kendi sınıfında dünyanın en iyi ürünü olan McGard Emniyet Sistemleri, geçen yıllar içinde orjinal ekipman müşterilerinden çok sayıda kalite ödülü almıştır. Tüm dünyada sadece çok az sayıda firma tarafından kazanılan bir ödül olan Ford TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 17 Müşteri Hizmetleri Farkı İlk bakışta müşterinin cıvata ya da somunları değiştirmesinin çok kolay olmadığı düşünülür ancak işin içinde McGard varsa müşteri hizmetlerinin bu konuda çok güçlü kozları olduğuna şahit olacaksınız. ◆ AKO EĞİTİM ◆ AKO’da Kalite Atılımı Yenileniyor Gelişen pazarla birlikte artan iç ve dış taleplerde önemli bir zorunluluk olan ISO 9001 kalite belgesi, şirketin üretim teknolojisinde hangi aşamada olduğunu belgeliyor. Zira bu belge irili ufaklı birçok müşteri tarafından satın alma koşulu olarak isteniyor. Bir açıdan pazarda tercih sebebi olan ISO 9001, bundan başka şirkete sürekli iyileştirme mekanizması ve iş disiplini de kazandırıyor. Bu sebeple ISO 9001-2008 Kalite Belgesi almaya karar veren Abdulkadir Özcan A.Ş. bu vesile ile sektöre ‘emin adımlarla büyümeye devam edeceğim’ mesajı veriyor. Ülkemizde faaliyet gösteren 720, ISO 9001 Kalite Belgeli şirkete uygulanan araştırma sonucunda bu belgenin kuruluşlara sağladığı faydalar ortaya çıktı. Temelde ikiye ayrılan bu faydalardan kuruluşun imajının güçlenmesi, müşteri sayısının ve memnuniyetinin artması, rekabet gücünün gelişmesi ve daha etkin tedarikçi ilişkileri, dış fayda olarak gösterilebilir. Bunun haricinde yönetici ve çalışan ilişkilerinde yönetimin etkinliği, olumlu kültürel değişim, kalite bilincinin oluşması, daha iyi bir evrak yönetimi, sistemli ve disiplinli çalışma, faaliyette standardizasyon ve tutarlılık, etkinlik ve üretkenlik artışı ile maliyetlerin azalması ise bu belgenin işletmelere sağladığı iç faydalar olarak kaydedilebilir. ISO 9000:2008’in Yararları ISO 9000:2008’in işletmelere sağlayacağı onlarca fayda biliniyor. Genelde sadece kurumsallığın bilincine varmış küresel şirketler tarafından tercih edilen bu belgenin onlarca faydası var. Bunlar arasında müşteri memnuniyeti ile sadakatinde artış ile çalışanların kalite bilincine varması dikkat çekiyor. İşletmenin itibarının piyasada artması ile pazarlama faaliyetlerinde yaratacağı rakiplerinden farlılık değeri ise bir başka güç. Diğer yandan uluslararası geçerliliğe sahip bir kalite belgesi olan ISO 9000:2008 ile firmanın ihracat için kalitesi de ispat edilmiş oluyor. Ayrıca, girdi üretim ve son kontrollerin etkin olarak yapılabilmesi, hata oranlarında, firelerde ve yeniden işlemelerde azalma da sağlıyor. Doğru Tedarikçi Seçimi Bu belge tedarikçilerin seçiminde, değerlendirilmesinde ve takibinde kolaylık sağlanmasına olanak tanıyor. İşletme içi yetki ve sorumlulukların tespitinde ve dağıtılmasında önceye göre daha doğru ve etkin bir şekilde yürütülebilirken işletme faaliyetlerinin standartlaştırılmasını sağlayacak altyapının oluşturulmasına da katkıda bulunuyor. ISO 9001:2008 ile geçmişe yönelik kayıtların düzenli bir şekilde tutulmasını sağlayacak TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 18 altyapının oluşturulması da hedefleniyor. Son olarak veriler ve istatistiksel ölçümler doğrultusunda durum analizlerinin yapılabilmesi ve geleceğe yönelik kararlarda bu analiz sonuçlarının kullanılabilmesi de sağlanıyor. 1987’den Beri ISO ISO 9001 ilk olarak 1987 yılında Kalite Güvence Sistem Standardı olarak yayınlanmaya başlandı. Bu aşamada standartlar, ISO 9001, ISO 9002 ve ISO 9003 olmak üzere 3 alt standarttan oluşuyor. Kurumlar, faaliyet kapsamları doğrultusunda bu 3 standarttan birisini uygulayarak denetime giriyorlar. Standardın bu sürümleri temel olarak doğru üretim ve hata yakalama konularına odaklanıyor. ISO standartları ilk olarak 1994 yılında güncellendi ve adı Kalite Güvence Sistem Standardı olarak yenilendi. Bu aşamada standart yine ISO 9001, ISO 9002 ve ISO 9003 olmak üzere 3 alt standarttan oluştu. Bununla beraber bu son güncelleme ile önceki sürümlere ilave olarak hata önleme konusuna daha fazla yoğunlaşıldı. Standart en son 11 sene önce 2000 yılında güncellendi. Adı bu sefer Kalite Yönetim Sistem Standardı olarak değiştirilen Türkiye’nin lastik üretimi alanında saygın şirketlerinden Abdulkadir Özcan A.Ş., hızlı büyümesini ISO 9001-2008 Kalite Belgesi ile perçinliyor. sistemin ISO 9002, ISO 9003 standartları artık kullanılmıyor. Ancak ana standart olan ISO 9001:2008’i destekleyen ISO 9000, ISO 9004, ISO 9011 gibi kılavuz standartlar da ISO tarafından kabul edildi. Kurumlar, faaliyet kapsamları ne olursa olsun sadece ISO 9001 standardını uygulayarak bu belgeyi alıyorlar. Fakat belgelendirmeye tabi tutulan faaliyetler ve standardın hariç tutulan maddeleri, alınacak olan söz konusu belgenin üzerinde tanımlanıyor. Standardın bu sürümü kullanıcılara önceki sürümlerine ilave olarak sürekli iyileşme ve verimliliğin arttırılmasını hedefleyen süreç (proses) veya süreç tabanlı, müşteri odaklılığını daha ön planda tutan bir yönetim modeli sunuyor. “Ya Yaptığını Yaz, Ya Yazdığını Yap” Türkiye’de gelişmelere karşı kendini sürekli yenileyen şirketler arasında dikkat çeken Abdulkadir Özcan A.Ş., hizmet içi eğitimlerine kalite yönetimleri konusunda da devam ediyor. Kalite yönetimleri çerçevesinde ISO 9001 açılımı yapan AKO, düzenlediği seminerle çalışanlarına ISO 9001 hakkında genel bilgiler verdi. Makine Mühendisi Bayram Ertem tarafından başlangıcı yapılan eğitimin ana teması da “Ya yaptığını yaz, ya yazdığını yap” olarak belirlendi. Şirketin işleyişle ilgili örnekler verilerek çalışanların interaktif katılımı sağlanan seminerle ISO hakkında bilinmesi gerekenler ile doğru bilinen yanlışlar, birimlerin tecrübelerinden de faydalanarak anlatıldı. Eğitimde, veri analizi ve düzeltici faaliyet gibi konular ön plana çıkarken verilen bilgiler ışığında şirket çalışanlarına ISO 9001 ile ilgili bir ön bilgilendirme yapıldı. Düzenli aralıklarla verdiği kurum içi eğitimleriyle çalışanlarının bilgi ve beceri seviyelerini sürekli geliştirmeyi hedefleyen Abdulkadir Özcan A.Ş’nin, yapılandırma ve kalite yönetimine entegrasyon gibi başlıkların da yer alacağı eğitimlerinde çalışanları yoğun bir öğrenim sürecinin beklediği gözlemlenmekte. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 19 ◆ ZİRAİ LASTİKLER ◆ Modern Tarımsal Mekanizasyonda Doğru Lastik Seçimi Türkiye’deki tarım makinaları imalatında geriye dönük 20 yıla bakarsak imalatlar, römork, pulluk, mibzer, patoz ve çayır biçmeydi. Bu imalatlar da yurt dışından getirilen bir makinanın kötü bir kopyası idi. Yani ar-ge si ve mühendislik birimi olmayan atölyelerde yapılan üretimlerdi. Ülkede, yurt dışında binlerce dolara satılan tarım makinalarının üçte bir fiyatına satılan yerli sürümlerini imal ediyor ancak ihracatını gelişmemiş Afrika ve Arap ülkelerine yapabiliyorduk. Bu niteliksiz makineler yüzünden üretim kayıpları yaşanıyor bu nedenle zirai ürünleri pahalıya mal ediyor ve ihracat yapamıyorduk. Bu ilerleyişin sonucunda ülkemiz, 90’lı yıllardan itibaren hızla zirai ürün ithalatçısı konumuna gelmeye başladı. Çiftçilik yapanlar artık geçinemedikleri için tarlalarını işlemeyip büyükşehirlere çalışmaya gittiler. Anadolu’da binlerce dönüm ekilmeyen arazi ortaya çıktı. İşte bu bölgelerde tarlalar, hızla el değiştirmeye başladı. Türkiye’de modern tarımın öncüsü, devletin resmi kuruluşu olan TİGEM’in çalışma koşullarını gören çiftçilerimiz de modern makineleri ithal etmeye başladı. Karşılaştırma yapılacak olursak, şu an ülkemizde bir dönüm araziden elde edilen pirinç üretimi 95-100 kg arasındayken modern tarım yapan Japonya ve Kore’de bir dönüm araziden 290-300 kg arasında pirinç üretimi yapılmaktadır. İthalattan Üretime Çiftçilerimizin ithal tarım makinesi getirdiğini gören sermaye ve vizyon sahibi Türk girişimcileri, yeni nesil tarım makinelerini ülkemizde üretmeye başladı. Ayrıca yurt dışından ortak bulan girişimciler sektörde hızlı bir yükseliş eğiliminin de başlangıcı oldular. Örnek verirsek; düne kadar ithal edilen pancar hasat makineleri, saman balya makineleri, döner pulluklar ve yem karma makineleri artık yüzde yüz yerli sermaye tarafından üretilmekte. Bununla beraber yapılan araştırma sonucunda tüm bu makinelerin parçalarına ait teknik resimler çıkarılarak maksimum fayda sağlanmasına çalışılıyor. Söz konusu tüm bu kontroller ise sıfır hata ile gelişmiş bilgisayarlarla kontrol ediliyor. Türk girişimcileri, her ayrıntısıyla mükemmel seviyede ürettikleri tarım makinelerine uygun lastiğin ülkemizde olmadığını fark ettiler. Bunca yıldır tarım lastiği denince 5.50-16, 6.00-16, 6.50-16, 7.50-16, 9.00-16 lastikten başka ebat bilmeyen çiftçi ve imalatçının karşısına değişik ebatlar çıkmaya başladı. Önce mevcut lastikleri takmayı denediler, fakat bu şekilde ihracat yapamadılar. Petlas Un 1 Makine Tamam, Lastik Nerede? önemli. İyi üretim alınmak isteniyorsa tarlanın istediğini vermek gerekir. Dar konveksiyon lastiklerin toprağı sıkıştırdığı, 25 cm kadar toprağı ezdiği ve ezilen yerde tarımın olamayacağı yadsınamaz bir gerçek. Bu noktada toprağı 5 cm kadar sıkıştıran, düşük yuvarlanma direnci ile dönen ve santimetre kareye en az yükü veren lastiklerin kullanılması gerekiyor. İmplement lastik adı verilen bu lastiklerin kullanım alanına göre doğru seçilmesi için çeşitleri bulunuyor. İmplement lastikler, kullanım alanlarına göre drive (Tahrikli aks) ya da free (Tahriksiz aks) olarak anılır. Ayrıca poyra bağlantılarına göre single (Tek) veya dual (çift bağlama) olarak da adlandırılabilir. Desen Seçimine Dikkat Agricultural lastikler (tarımda kullanılan lastikler), 40 kilometre sürate göre tasarlanmış ve yük kapasitesi de bu sürate göre düzenlenmiştir. Makine imalatında yük kapasitesi çok önemlidir. Yapılan makine traktör tarafından çekiliyorsa düz desenli lastik tercih edilmeli. Kendi yürür makine ise traktör arka veya ‘flotation’ deseni tercih edilmelidir. Çekilen makinedeki dişli lastik tipi hiçbir fayda sağlayamayacağı gibi çamurlu topraklarda da trakPetlas İmt -18 töre ilave yük getirir. Tek takılan lastik yük kapasitesi, lastik çift takıldığında 2 katı taşıma kapasitesinde değildir. Örneğin. bin 500 kg taşıma kapasiteli bir lastiği çift bağladığınızda, aks başına düşen yük miktarı 3 bin kg değil, 2 bin 250 kg olur. Dünden Bugüne Geçmişten günümüze bakılacak olursa; ithalattan üretime, üretimden ihracata doğru bir gidişin izini, üretilen makineden kullanılan lastiğe kadar değişen bir süreç izlemektedir. Ülkemizde üretimin yüzde 80’ini karşılayacak kapasiteye sahip modern tarım makinaları üretimi yapan fabrikalar, kendileri gibi yüzde yüz yerli bir marka olan Petlas’tan aldıkları destek ile mevcut oluşumlarını gün geçtikçe daha da yukarıya taşıyacaklardır. Bu sayede ülkemizin çok yakında Avrupa’nın tarım makinesi imalat üssü olarak anılmaya başlaması hiç de uzak bir ihtimal gibi görünmemektedir. Modern tarımda tarla çok TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 20 Abdullah Çabuk- [email protected] ◆ İHRACAT ◆ Çiftçinin Polonyalı Dostu Dünyanın birçok ülkesinde her geçen gün artan tercih edilme oranıyla dikkat çeken Petlas, özellikle Avrupa’da yoğun bir şekilde talep görmeye devam ediyor. diği fuarlara yüzlerce sektör temsilcisinin yanında on binlerce ziyaretçi de geliyor. Bu fuarlardan biri olan Agroshow’a katılan ve Petlas standı kurarak dikkatleri üzerine çeken Intertech, Petlas’ın katılımcılar ve ziyaretçiler tarafından ilgiyle incelendiğini belirtti. Jacek Bloch ve Dariusz Duizba ortaklığıyla çiftçinin ziraatla ilgili tüm ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kurulan Intertech, tarım ülkesi olan Polonya’nın ihtiyaç duyduğu zirai araçların yedek parçalarını tedarik etmek için yola çıkmış. Merkezi ülkenin kuzeydoğusunda yer alan Bialystok kentinde olan Intertech, 2007 senesinde tedarik ettiği ürünleri çeşitlendirme kararı almış. Polonya pazarına uygun, üstün kaliteli ve mevcut pazar payını artıracak katma değere sahip bir lastik markası arayışına giren şirket, dört sene önce Petlas marka zirai ve yol dışı lastiklerinin genel dağıtıcılığını alma kararı vermiş. Lastiklerini, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde faaliyet gösteren distribütörleri ile kullanıcılarına ulaştıran Petlas, uzun ömürlü, yüksek performanslı ve ekonomik oluşu ile rakipleri arasında dikkat çekiyor. Binek ve ticari grup lastikleri ile Avrupa’nın titiz beklentilerini karşılayan Petlas, zirai grup lastikleri ile de rakiplerine parmak ısırtıyor. Özellikle Avrupa’nın tarım üssü olarak bilinen Polonya’da ciddi bir satış grafiğine sahip olan Petlas, 2006 senesinden itibaren bu ülkede. Polonya pazarına; Jacek Bloch ve Dariusz Duizba adlı iki girişimci ortağa ait Intertech şirketi ile ulaşan Petlas, sadece 5 senedir bu ülkede olmasına rağmen oldukça geniş kitlelere ulaşmayı başarmış. Petlas modellerinin Polonya’da ekonomik ve uzun ömürlü yapısı sayesinde rakipleri arasında dikkat çektiğini belirten Jacek Bloch ve Dariusz Duizba, zirai grup lastikler arasında en çok TA 60 deseninin tercih edildiğini söylüyor. Tarım Fuarına Petlas Standı Doğu Avrupa’nın tarım başkenti, Batı Avrupa’nın tarım üssü olarak gösterilen Polonya’da tüm dünyanın yakından takip ettiği tarım fuarları düzenleniyor. Uluslararası çapta katılımın gözlen- Intertech ortakları Petlas’ın ekonomik ve uzun ömürlü yapısıyla Polonya’nın en çok tercih edilen lastik markaları arasında yer aldığını söylüyor. Polonya’nın Hatrı Sayılır Şirketlerinden Bialystok kentinin büyük şirketleri arasında yer alan Intertech’in 7 tırdan başka küçük çaplı araçlardan oluşan nakliye filosu bulunuyor. Bu araçlarla Petlas’ı tüm Polonya’ya ulaştıran şirketin müşterileri arasında römork üreticileri, traktör fabrikaları ve yerel zirai-iş makinası lastik satıcıları yer alıyor. Temel iş kolu zirai ve iş makineleri için yedek parça tedarik etmek olan şirket, aynı zamanda bir Türk malı olan KADA marka radyatörlerin de Polonya’daki tek yetkili dağıtıcısı. Artan talep doğrultusunda satış ekibini ve depolarını genişleten şirket, tır filosunu da güçlendirerek Polonya pazarında olan etkinliğini artırıyor. Petlas’ın Polonya’daki distribütörü olma gücünü oldukça etkin kullanan Intertech, markaya olan olumlu geri dönüşlerin de katkısıyla ziraat alanında hatrı sayılır şirketler arasında anılıyor. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 21 ◆ YENİLİK ◆ Petlas’ın Yeni Türkiye’nin ilk ve tek yüzde yüz yerli sermayeli lastik üreticisi Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından üretilen Petlas lastikleri, ürün yelpazesini her geçen gün yenilemeye ve çeşitlendirmeye devam ediyor. Firma, ürün grubuna dâhil ettiği yeni tasarım lastikleriyle bu defa 4x4 kullanıcılarının yüzünü güldürecek gibi görünüyor. Petlas, Explero PT 411 adı verilen 4x4 lastikleri piyasaya sunmaya hazırlanan Abdulkadir Özcan A.Ş., yeni ürünü ile pazar payını daha da genişletmeyi hedefliyor. 4x4 araç kullanıcılarının tüm beklentilerini karşılayacak olan bu lastikler, kullanımda 4 mevsim rahatlığı yaşatırken uzun ömrü, performansı ve ekonomik yapısıyla da kullanıcılar için adeta vazgeçilmez olacak. ‘Şehri yaşa, doğayı keşfet’ sloganıyla yola çıkan PT 411, asfalt zeminde güvenli ve konforlu bir sürüş sağlarken, şehrin stresinden ve gürültüsünden uzaklaşarak doğayla baş başa kalmak isteyenlere de dağ tepe demeden gezme imkânı sunacak. 4 Mevsim Petlas Petlas Explero PT 411 lastiği dört mevsim kullanılabilir özellikte. Bu da lastiğin optimize on/off road özelliğine dikkat çekiyor. Aşınmayan ve zorlu koşullarda dayanıklılığı esas alan deseni, Petlas Explero PT 411’in en önemli özelliklerinden biri. Yani, 4x4’ü mevsimsel olarak lastik değiştirmeye gerek duymadan kullanılabilen donanıma sahip olan bu lastikler kullanıcıların işini oldukça kolaylaştıracak. Jeep kullanıcılarının yanısıra SUV ve Pick-Up araçların da rahatlıkla tercih edebileceği Petlas Explero PT 411, hafif karlı, ıslak ve çamurlu zeminde bile en iyi performansı sağlıyor. Dört çekerine atlayıp Ilgaz, Kartalkaya ve Uludağ gibi doğa merkezlerine giden sürücülerin, bu bölge yollarında güvenli sürüşün izlerini bırakması bekleniyor. Petlas Explero PT 411 sayesinde şehirde ve doğada, dünyanın dört bir yanında, dört mevsim sorunsuz ve güvenli bir sürüş keyfi sizi bekliyor. Sanayi alanındaki büyümesini her geçen gün iş geliştirme ve ürün çeşitliliği alanına da yansıtan Petlas, bu alandaki kararlı ve istikrarlı yürüyüşüne devam ediyor. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 22 TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 23 ◆ BİZDEN HABERLER ◆ Bayiden Petlas Tanıtımı İzmir-Çanakkale karayolu üzerinde Menemen şehir garajı karşısında faaliyet gösteren Kamçıcı Ticaret’in sahibi Kadri Kamçıcı, senelerdir bayiliğini yaptığı Petlas markalı lastikler hakkında şoför esnafına bilgi verdi. memnunuz” diyen Kadri Kamçıcı, markadan aldığı olumlu geri dönüşlere vurgu yaptı. Yüzde Yüz Türk Sermayesi Petlas Bölgedeki bayileri sık sık ziyaret ederek müşterilerin sorunlarını dinleyip anında çözüm ürettiklerini belirten Petlas Bölge Satış Temsilcisi Sedat Taşsöken ise, “Petlas, uçaklara lastik üretmek amacıyla kurulan bir firmaydı. Zaman içerisinde el değiştirdi ve son olarak 2005 senesinde Abdulkadir Özcan A.Ş. firması tarafından satın alındı. Son sistem teknoloji ile üretim yapıyoruz ve bu yönde yoğun ar-ge çalışmalarımız da devam etmekte. Abdulkadir Özcan A.Ş. olarak tamamen müşteri memnuniyeti odaklı bir hizmet anlayışını benimsiyoruz. Bugün ki tanıtımımızda yüzde yüz Türk sermayesi olan Petlas’ın geldiği konumu arkadaşlarla paylaştık. Bu çalışma imkanını bize sunan Kadri Bey’e de çok teşekkür ediyorum. Buradan çok verimli işler yaparak ayrılacağımızı tahmin ediyorum” diye konuştu. Menemen Şöfor Esnafından Teşekkür Bilgilendirme ve tanıtımın devamında Kadri Kamçıcı, Sedat Taşsöken ve Erhan Ay şoför esnafına Petlas lastiklerinin teknik özellikleri hakkında detaylı bilgi verdiler. Petlas lastik kullanan araçların lastiklerini kontrol ederek hava basıncı ve diş derinlik ölçülerine bakan Kamçıcı, Taşsöken ve Ay’a, Menemen şoför esnafı verdikleri bilgilerden ötürü teşekkür ettiler. Petlas Bölge Satış Temsilcisi Sedat Taşsöken: “Petlas, 2005 senesinde Abdulkadir Özcan A.Ş. firması tarafından satın alındı. Son sistem teknoloji ile üretim yaparak müşteri memnuniyeti odaklı bir hizmet anlayışını markaya aşıladı.” Konuşmasına Petlas hakkındaki düşünceleriyle başlayan Kamçıcı, “Yıllardır Petlas’ın çeşitli model ve ebatlarını satıyorum. Şu ana kadar hep olumlu geri dönüşler aldım. Bugün araba yoğunluğunun fazla olduğu Menemen garajında araç sürücülerinin Petlas lastikleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaları için bir tanıtım yapacağız. Bu amaçla Petlas Bölge Satış Temsilcimiz Sedat Taşsöken ve Bölge Teknik Temsilcisi Erhan Ay’a Menemen’e gelerek bizlere katıldığı için çok teşekkür ederek başlamak istiyorum” ifadesini kullandı. Petlas Bölge Satış Temsilcisi Sedat Taşsöken ile şehir garajında Petlas lastikleri hakkında verdiği bilgilerle markanın tarihi ve mevcut konumu hakkında bilinmesi gerekenleri aktaran Kamçıcı, markanın kuruluşundan beri bayisi olduğunu söyledi. “Petlas, Abdulkadir Özcan A.Ş. firmasına geçmeden önce bayilikten ayrılmıştım. AKO Petlas’ı alınca tekrar markanın bayiliğini aldım. Şahsım ve satış yaptığım müşteriler olarak Petlas’tan oldukça Petlas, 14 Mayıs 2011 tarihli Menemen’in Sesi gazetesinde yer almıştı. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 24 TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 25 TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 26 TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 27 TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 28 TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 29 TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 30 TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 31 ◆ PORTRE ◆ Şirketleri rakipleri karşısında öne geçirecek, başarıya ulaştıracak ortak güçler vardır. Temel olarak kalite, standart, ödeme koşulları ya da satış sonrası hizmet çerçevesinde toplayabileceğimiz bu ‘gizli güçler’ her şirketin kendi kapasitesi doğrultusunda rekabet kalemleri olarak kullanılır. Hangi sektör olursa olsun tüm bunlar pazarda tercih edilmede önemli rol oynar. Ancak bir de göz önünde olmayan fakat olmazsa olmaz bazı işler vardır... Altyapı işlerinden bahsediyoruz. Modern dünyanın süper kahramanları olan altyapı sektörü temsilcileri, ürün çeşitliliğinin olmadığı, lakin standartların ve kalitenin belli olduğu gizli bir güç. DNZ-ENK İnşaat Deniz Kızılırmak DNZ ve ENK İnşaat, Türkiye’de altyapı ve sulama işleri konusunda uzmanlaşmış önemli şirketlerden. Patron koltuğunda sektörün duayenlerinden Deniz Kızılırmak oturuyor. İşadamı kimliğinin ötesinde sektörel gelişmeleri de yakından takip eden biri olan Kızılırmak, analizleri ile de sektöre yön veriyor. Altyapı sektöründe tercih edilme sebeplerini şirketlerin coğrafi koşulları alt edebilme gücünün belirlediğini söyleyen Kızılırmak, bu noktada makine parkının önemli bir kalem olduğuna dikkat çekiyor. Sektörde inşaatın genellikle dağlık ve kayalık bölgelerde yapıldığını ifade eden Kızılırmak, şirketin makina parkında mevcut elliye yakın iş makinesi sayesinde talep önceliğine sahip şirketler arasında geldiklerini de belirtiyor. Eski teknoloji ürünü inşaat makineleri ve araçlarını yenileriyle düzenli olarak değiştirdiklerini belirten Kızılırmak, bu noktada makine ve araç performanslarının sürekli en üst seviyede olması gerektiğini söylüyor. Bu olmazsa iş hacimlerinde ve iş bitim sürelerinde ciddi sapmalar olacağına dikkat çeken Kızılırmak, altyapı sektörü açısından makine ve araç parkının kusursuz olması gerektiğinin altını çiziyor. Düzenli bakımların haricinde makine ve araçlara uygun lastiklerin de en iyiler arasından seçilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Deniz Kızılırmak, bu düşünceden yola çıkarak şirket ola- rak, Petlas markalı lastikleri tercih ettiklerini dile getiriyor. DNZ ve ENK İnşaat şirketinin kurucusu Deniz Kızılırmak ile AKO Haber dergisi olarak, şirket, sektör ve neden Abdulkadir Özcan A.Ş. ismini tercih ettikleri hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Şirketin tarihçesi hakkında bilgi veriri misiniz? DNZ İnşaat 02 Mart 1997 yılında Ankara’da kuruldu. İlk günden beri sulama ve altyapı inşaatı alanlarında faaliyet gösteriyoruz. Bunun yanı sıra ENK İnşaat olarak bir de kardeş firmamız var. Bu şirket de altyapı ve sulama inşaatları yapıyor. ENK Yapı İnşaat ise 03 Haziran 2002 tarihinde kuruldu. Neden Petlas ürünlerini tercih ediyorsunuz? Çünkü bizim sektörümüzde maliyetlerimizi kaliteden ödün vermeden düşürmeli ve mümkün olduğunca da sabit tutmamız gerekiyor. Bu noktada da araç ve iş makinesi parkurumuzun en önemli gider kalemlerinin başında lastik geliyor. DNZ ve ENK İnşaat olarak kalitesinden, yüksek performansından, araçlarımızla uyumundan ve ekonomik yapısından etkilendiğimiz için Petlas’ı tercih ediyoruz. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 32 yapan sıcaklıktan ödün verip karşısındaki insanı para şeklinde görmenin âlemi yok. İşte AKO’yu farklı kılan da bu. DNZ ve ENK İnşaat’ı ve beni sadece müşteri olarak görmüyorlar. Bize daha ziyade lastik ihtiyacı karşılanması gereken bir dost mantığıyla yaklaşıyorlar. Bu tavrın doğal sonucu da bir süre sonra satıcı alıcı ilişkisinden çok samimi iki iş insanı şeklinde devam ediyor. AKO Haber dergisi aracılığıyla da Abdulkadir Özcan A.Ş. Satış Müdürlerine ve bizimle ilgilenen temsilci arkadaşlara bize gösterdikleri yakın ilgiden dolayı teşekkür etmek istiyorum. İnşaatın Yıldızı Parlayacak DNZ ve ENK İnşaat Şirketi’nin kurucusu Deniz Kızılırmak, Abdulkadir Özcan A.Ş. ile çalışmaktan kendileri gibi yüzde yüz yerli sermayeli bir işletme oldukları için büyük gurur duyduklarını söylüyor. Ancak AKO’yu tercih etmelerindeki öncelikli sebebin fabrika tarafından üretilen lastiklerin tam anlamıyla ihtiyaçlarını karşılamasında gizli olduğuna dikkat çekiyor. Abdulkadir Özcan A.Ş. hakkında ne düşünüyorsunuz? Abdulkadir Özcan A.Ş. çatısı altında birçok yerli ve yabancı marka mevcut. Kendileriyle yaptığımız uzun soluklu çalışmalarda bize birçok seçenek sunarak makine parkurumuzdaki araçlarımıza yönelik hangi lastiklerin daha uygun olabileceği ile ilgili tavsiyelerde bulundular. Biz de bir seçim yaptık ve firmamıza en uygun lastiğin Petlas olduğuna karar verdik. Özellikle Petlas marka lastiklerin yüzde yüz yerli sermayeli bir şirket olan Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından üretilmesi göğsümüzü kabartıyor. Biz de bir Türk şirketi olarak elimizden geldiğince yerli şirketlerden alım yapıyoruz. Ancak Petlas’ı tercih etmemizdeki sebep kesinlikle sadece duygusal yaklaşımımızdan ibaret değil. Bizim gibi çok miktarda makine ve ağır vasıta ile çalışan şirketlerin maliyetlerini mümkün olduğunca düşük seviyede tutması şart. Ucuz diye kalitesiz lastik almak daha pahalıya mal olacağı için seçimimiz her zaman ‘ekonomik’ olandan yana. Petlas da bizim için oldukça ekonomik. Lastiklere ödediğimiz paranın tam karşılığını alabiliyoruz. Bu sebeple de seçimimizi Petlas markasının sahibi ve üreticisi olan Abdulkadir Özcan A.Ş.’den yana kullanıyoruz. AKO’nun Kamusal İtibarı Yüksek AKO’nun son dönemdeki atağını değerlendirir misiniz? Abdulkadir Özcan A.Ş. özellikle yılbaşından beri büyük bir atılıma girdi. Yeni çıkan lastik modelleri ve desenleriyle de şirket, ‘ithal malı daha kalitelidir” öngörüsünü yıkıyor. Televizyon ve radyo reklamlarında var olması şirketin marka değerine büyük katkı yapıyor. Profesyonel habercilik anlayışıyla hazırlanan AKO Haber dergisi kapsamı açısından diğer markaların dergileriyle kıyaslandığında şirket anlayışının ne kadar profesyonel olduğu burada da ortaya çıkıyor. Açıkçası Abdulkadir Özcan A.Ş. ile gerek ürünleri, gerekse yönetim anlayışı ve kamusal itibarı açısından çalışmaktan son derece memnunuz. Sizinle ilgilenen temsilcilerden memnun musunuz? Kesinlikle evet. Maddi bir dünyada yaşamamızın bazı sorumlulukları var. Birileri satış yapmalı, birileri de satın almalı. Hayat bu şekilde dönüyor. Ancak para kazanmak için de insanı insan Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Önümüzdeki on senede yıldızı parlayacak sektörler arasında inşaat ve konut sektörü ilk üçe girmiş durumda. Türkiye’nin halen üç milyon adet konuta ihtiyacı var. Diğer yandan alım gücü artan kesim yatırımlarını gayrimenkule yapıyor. Sonuç olarak başta konut sektörü olmak üzere genel olarak inşaat sektörü en parlak dönemlerini yaşayacak. Bu da bir o kadar altyapı ve sulama kanalları ihtiyacı anlamına geliyor. Çünkü artan nüfus beraberinde altyapı ihtiyacını da getiriyor. Sektörün Sorunu Kurumsallaşamamak Altyapı sektörü hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye’deki inşaat ve altyapı açığı genel olarak düzensiz kentleşme, hızlı göç ve plansız nüfus artışı sebebiyle oluşuyor. Bu yüzden günümüze değin inşaat sektörü artan talepleri karşılamak için gereken kalite ve güvenlik standartlarına sadık kalmadılar. Bu sebeple kötü altyapı projeleri ve kalitesiz inşaatlar ülkemizde sektörün imajını oldukça kötü etkiledi. Çok şükür son yıllarda bu durum değişti. İhale kanunun da değişmesiyle artık devlet işi en ucuz yapana değil kaliteli, nitelikli ve güvenli yapana veriyor. Hal böyle olunca da sektör kontrollü olarak genişleyerek gelişti. Kalitesiz ve kötü inşaat yapanlar elendi. Sadece başarılı olanlar kaldı. Bu da sektörün adını temize çıkardı. Ülkemizde altyapı sektörünün en büyük sorunu nedir? Altyapı işleri dünyanın en zor işlerinden biridir. Oldukça zorlu coğrafi şartlar altında çalışırsınız. Dağın başından sulama kanalları geçirir, en olmayacak yerlere boru döşersiniz. Dolayısıyla bu iş oldukça maliyetlidir. Yapılan işin göz önünde olmaması ise suistimalleri beraberinde getirebilir. Devletin kontrol mekanizması da maalesef çok iyi çalışmıyor. Ama bana sorarsanız sektörün en büyük sorunu, altyapı şirketlerinin kurumsallaşamamış olması. DNZ ve ENK İnşaat sektörde hangi projelere imza attı? DNZ ve ENK İnşaat firması alt yapı ve sulama alanlarında faaliyet gösteriyor. Bu alanda Türkiye’nin köklü ve kurumsal şirketlerinden biri. Kaliteyi ve niteliği ön planda tutmamız, kurumsal yapımız, makine ve araç parkımız ile teknolojiden yoğun bir şekilde faydalanmamız bizi sektörde farklılaştıran en önemli değerlerimiz. Bu zamana kadar yüzlerce altyapı ve sulama projesi gerçekleştirdik. Son yaptığımız işler arasında dikkat çekenler İstanbul Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin muhtelif cadde ve sokaklarının yol ve sıcak karışımlı asfalt yapım işi oldu. Aydın Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü’nün verdiği Aydın Ovası sulama kanalı ve sanat yapılarını inşa ettik. Kütahya merkezindeki Tepeköy bölgesinin sulama tesisi ihtiyacını karşıladık. İzmir şehri ilçelerinden Dikili Belediyesi’ne ait Deliktaş Göleti sulama inşaatını yaptık. Yine aynı kente bağlı Bergama Belediyesi’nin Göçbeyli Göleti sulama ihtiyacını da DNZ ve ENK İnşaat olarak biz karşıladık. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 33 Sertaç Kantarcı - [email protected] Ferhat Sarıtepe - [email protected] ◆ RÖPORTAJ ◆ Petlas Markası Artık Otomotiv Servislerinde Hulki Karagülle, Ankara’nın sözü geçen otomotivcilerinden. Sektöre 1993 yılında Tofaş bayiliği ile giren Karagülle, üç sene sonra Koç ailesinin de talebiyle Ford bayiliği almış. Sektörün Türkiye’de atağa kalktığı 90’lı yıllarda paralel bir yükseliş eğilimi gösteren Tan Oto, 1997’de de plazalaşma sürecine girmiş. Karagülle iş hayatına, otomotive hiç de uzak olmayan akaryakıt işiyle giriş yapmış. İlk başlarda yabancılık çekse de sektörün gelişimine paralel olarak Ankara’da büyümüş. Şimdilerde onu ve Tan Oto’yu tanımayan neredeyse yok. Başkentte yüksek adetlerle sattığı Ford marka araçlarıyla önemli cirolara ulaşmış. Sektörün gelişiminde önemli adımlar atmış. Şimdilerdeyse plazalarına koyduğu Petlas standlarıyla çıtasını yükseltiyor. Biz de AKO Haber dergisi olarak Tan Oto’nun sahibi Hulki Karagülle’nin kapısını çaldık. Başarısının sırrını, sektörün durumunu ve öngörülerini sorduk. Karagülle’nin AKO Haber’e verdiği yanıtlar şöyle; AKO, Petlas markası ile otomotiv servis sektörüne yeni bir giriş yaptı, peki sizi Abdulkadir Özcan A.Ş. ile çalışmaya teşvik eden ne oldu? Abdulkadir Özcan A.Ş. ile zaten iki yıldır çalışıyorduk. Son altı aydır ise ilişkilerimiz daha da gelişerek yoğunlaştı. AKO yerli sermayeli bir kuruluş. Bizim de yerli kuruluşlara ihtiyacımız var. Para yurt dışına çıkmıyor, burada kalıyor. Bu da ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Üretimleri de oldukça kaliteli. Tüm bu şartlar bir araya gelince Abdulkadir Özcan A.Ş.’yi tercih etmemek gibi bir kararımız olamazdı zaten. Müşterilerinizden Abdulkadir Özcan A.Ş. ürünlerine geri dönüşleri değerlendirir misiniz? Şuana kadar alıcısıyla buluşturduğumuz Petlas markalı lastiklerden hiçbir olumsuz geri dönüş almadık. Hiçbir sorun yaşanmadı. Müşterilerimiz gayet memnunlar. Hatta ilk başlarda plazamızda Petlas standını görünce müşterilerimiz oldukça şaşırdılar. Ancak tüm ihtiyaçları gibi lastik taleplerinin de tek bir çatı altında karşılanması fikri onlara oldukça çekici geldi. Neden şaşırdılar? Petlas denilince halkımızın aklına markanın satıldığı bayiler geliyor. Aslında bu muhteşem bir düşünce olmakla birlikte bu durum markaya ulaşabilmeyi bayi çerçevesinde algılattığı için hedefinin daralmasına yol açıyor. Müşteri odaklı düşünülünce ise, yeni nesil müşteri aradığı markayı her yerde bulmak istiyor. Söz konusu lastik olunca bu beklenti çok daha geniş bir alana yayılıyor. Tan Oto ve Abdulkadir Özcan A.Ş. olarak biz de müşterilerin bu beklentilerini karşılamak istedik. Ankara’daki Ford ve Fiat plazalarımızda Petlas’ın stantlarını kurduk. Böylece Ankaralılar Tan Oto’ya geldiklerinde hem bakım hem onarım hem de lastik ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. Hulki Karagülle ve en kaliteli ara ürünleri kullanıyoruz. Bu da bize maliyet yükü getirse de Tan Oto’ya olan güvenin sürmesini sağlıyor. Ankara Tüketicisi Bilinçli “Petlas Ezber Bozdu!” Stantları ilk gördüklerinde halkın tepkisi ne oldu? Türkiye’de insanlar Petlas markasını neredeyse her köşe başında görüyorlar. Hal böyle olunca da lastik ihtiyaçlarını lastikçiden karşılıyorlar. Yani halkımızın lastiği lastikçiden alma gibi bir alışkanlığı var. Tan Oto bu kentte gerçekten önemli sayıda Ford ve Fiat müşterilerine ulaşıyor. Yani plazalarımız yılın her günü oldukça yoğun. İnsanların alıştığı bir Tan Oto plazası resmi var. Bankonun nerede olduğunu, araçların nerede, hangi sırayla durduğunu ya da satış ofislerinin yerini biliyorlar. Petlas stantlarını plazalarımıza koyduğumuzda ilk başta yaşanan şaşkınlık zamanla geçti ve lastiklere olan talepler yükseldi. Açıkçası Ankaralıların Petlas’ı Tan Oto plazalarında görmeleri ezber bozmalarına sebep oldu. Sektörünüzü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bizim işimiz zor iş. Çünkü yüksek ciroyla çalışıyoruz ve düşük kar paylarıyla operasyon yürütüyoruz. Yüksek adetli satışlar yapacaksınız ki ayakta kalabilesiniz. Giderlerinizi de minimum seviyede tutmalısınız. Bu sizi ayakta tutuyor. “Karlı yapayım, az satayım” diye bir şey söylerseniz, bu sistemde yok olup gidersiniz. Tan Oto olarak maliyeti ne olursa olsun her zaman orijinal yedek parça TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 34 Talepleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Seçimlere kadar talepler fena değildi ama seçimden sonra cari açığın sürüyor olmasından dolayı otomobil satışı biraz durgun seyrediyor. Ama araç almaya kesin karar vermiş kesim için sorun yok. Yani Mondeo müşterisi, Mondeo alacaksa yine alır. Gidip Fiesta almaz. Ama faizlerin en uygun olduğu ortamı bekler. Özellikle Ankara tüketicisi oldukça bilinçli. Kredilerde ya da ürünlerde rekabetçi bir fiyat olduğunu ben ilk önce showroomda görüyorum. Bir bakıyorsunuz bir anda showroom hareketlenmiş. “Ne oldu?” diye soruyorum, kampanya başlamış. Ayrıca internet çağındayız. İnsanlar da hevesli ama bir o kadar da araştırmacı ve bilinçli olduğu için yakından takip ediyorlar. İnsanların hayatında rakamsal olarak en önemli mevduatlardan biri konut, diğeri otomobil. Bu yüzden ikisine karar verirken çok daha araştırmacı oluyorlar. Ford ve Fiat grubunu kıyaslarsak, Ankara’nın tercihi hangi marka? Ford bu bölgede müşterilerin sevdiği kendini kanıtlamış bir araç. Özellikle Focus ve Mondeo modelleri müşterilerimizin benimsediği, sevdiği araçlar. Bunlar da zaten satış adetlerinde görünüyor. Fiat’ın da benzinli fiyatına dizel kampanyası çok tuttu. Bu arada bizim sektörde kampanyalar oldukça önemli. Bir kelime bile insanları bir anda mağazaya çekmeye yeterli oluyor. “Satış Sonrası Servis Sigortamız” Kriz dönemlerinde satışlar düştüğünde ayakta kalmak zor olsa gerek… Evet. Ancak servis hizmetlerimiz bizim satış sonrası sigortamızdır. Kriz zamanlarında araç satışları düştüğünde servis hizmetlerimizle ayakta kalırız. Bu dönemlerde firmaların maliyetlerini düşürmeleri gerekir. Ancak bu durum bizim gibi kalite standartlarına sahip servislerde oldukça zor hale geliyor. Çünkü Ford müşterileri her ne ko- faizleri yükseltmek oluyor. Bizim ürünlerde direk kredilere bağlı olduğu için artan faizler otomatikman bizim işlerimizi düşürecek. Ama Ford ve Fiat Ankaralıların vazgeçemediği iki marka. Tan Oto’da otomotiv denilince alıcının aklına gelen ilk birkaç adresten. Bu sebeple bu şehirde her geçen gün gelişeceğimize inanıyorum. Hem Servis Hem de Lastik Satışı Servis hizmetlerinde en önemli kalemlerinden biri de lastik satışı. Bu konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Yurtdışında araçların lastik değişiminin yüzde 90’ı yetkili servislerde gerçekleşiyor. Bizim ülkemizde ise halen lastiği lastikçiden almak gibi bir eğilim var. Bu da yavaş yavaş kırılıyor açıkçası. Önümüzdeki yıllarda lastik değişiminin yetkili servislerde de artacağına inanıyorum. Burada Petlas’ın önemi daha da artıyor. Çünkü Petlas bu ülkenin malı. Yurdun yabancı sermaye değmeden üretilen nadir ürünlerden. “Çünkü Türkiye’nin Lastiği” Neden Fiat ve Ford showroomlarınıza Petlas standı koydunuz? Otomobil servislerinde araç satışı, bakım, onarım ve son zamanlarda filo kiralama oldukça yaygınlaştı. Hemen hemen tüm markaların servislerinde bu hizmetler veriliyor. Bunlar arasında odaklandığımız konu ise servis. Az önce belirttiğim gibi sektörümüzde satış sonrası servis bizim sigortamız. Neden Petlas’ı seçtiniz? Çünkü Petlas bu ülkenin, tamamı kendine ait nadir değerlerinden ve arkasında Abdulkadir Özcan A.Ş. var. Bu öyle bir isim ki otomotiv ve lastik sektöründe tam anlamıyla bir mihenk taşı. Özellikle markanın Tan Oto kurucusu Hulki Karagülle, Abdulkadir Özcan A.Ş. AKO’ya geçmesiyle kendilerini sektöre bir tarafından üretilen Petlas marka lastiklerin satışını da yapacak. kez daha kanıtladılar. Tam anlamıyla olduOtomotiv plazalarına koyduğu stantlarla lastikleri sergileyen ğu yerde duran bir dev olan Petlas’ı uyanKaragülle, batıda yaygın olarak gerçekleştirilen lastiğin araç dırdılar. Son zamanlarda reklam ve dergiyle servisinden alınması anlayışını ülkemizde de yaygınlaştırıyor. destekledikleri Petlas’ın marka bilinirliği oldukça arttı. Lastiklerin kalitesi, yol tutuşu, şulda olursa olsun araçlarını bize getirdik- araçla uyumu, uzun ömrü ve ekonomik yapısı bize cazip geldi. Biz de bu sebepleri göz lerinde olabilecek en ekonomik bedellerle önünde bulundurarak showroomlarımızda Petlas satmaya karar verdik. araçlarının alıştıkları kalitede kendilerine teslim edileceğini bilir. Bu sebeple de bizHem Patron Hem Binici ler maliyetlerimizi düşürmek için kaliteden taviz veremiyoruz. Tabi ki doğru olanı yapı- Tan Oto sahibi Hulki Karagülle işadamı kimliğinin yanı sıra sporcu yapısıyla da tanınıyor. yoruz. Çünkü uzun vadede Ankaralılar Tan Profesyonel olarak at binen Karagülle, bu alanda onlarca birincilik sahibi. Karagülle biniOto’yu tercih etmekten asla vazgeçmiyor- ciliğin kendisini hem fiziksel hem de ruhsal olarak rahatlattığını söylüyor. Aralarında Cumlar. Tıpkı Petlas’ta olduğu gibi bu kentte bir hurbaşkanlığı ve Başbakanlık Kupaları’nın olduğu onlarca birinciliğe sahip olan Karagülle müşteri sadakati yarattık. Nasıl lastik alıcısı için at yaşamının ayrılmaz bir parçası… başka onlarca marka olsa da gelip tercihini Petlas’tan yana kullanıyorsa, Ankara’da Biniciliğin iş hayatına ne gibi faydaları var? Ford alacak müşteriler de Tan Oto’yu ter- Ata binmek size daha sabırlı olmayı öğretiyor. Mesela büyük yarış koşuyorsun, başarmak cih ediyor. İşte bu yüzden plazalarımızda ve kazanmak istiyorsun ama olmuyor. Olmayınca da hırstan, “Olmazsa olmaz” demek yePetlas standı koymamızın ‘iki marka’ şirket rine işe aynı şekilde, aynı hırsla devam ediyorsun. Ayrıca hırsın kendinizi yiyip bitirmemesi açısından getirisi büyük. gerektiğini de orada görüyorsunuz. Bunu da iş hayatınıza yansıtıyorsunuz. İstikrarda Sorun Yok, Cari Açığa Dikkat Siyasi istikrar iş dünyasını muhakkak etkiliyor, siz ne düşünüyorsunuz? İstikrarda bir sorun yok da en büyük sorun cari açık. Cari açık olunca da hükümet talebi kesmek isteyecek. Kesmenin yolu da İki Canlının Yaptığı Tek Spor Binicilik, iki canlının yaptığı tek spor. Yüksek bir engele gidiyorsunuz; eğer birbirinizden korkarsanız ne siz ne de at o engeli geçmeyi başaramaz. O yüzden binicilikte çok büyük bir etkileşim var. Yüzde yüz uyum yaşıyorsunuz. Uyum varsa başarı da geliyor ama uyum yoksa başarılı olmanız mümkün değil. İş hayatında da bunun faydalarını muhakkak görüyorum. Sertaç Kantarcı - [email protected] Ferhat Sarıtepe - [email protected] TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 35 ◆ AKO ◆ AKO Lastik Kaplama Lastik üretimi ile Türkiye’nin sanayi markası halini alan Abdulkadir Özcan, Ako Lastik Kaplama A.Ş şirketi ile lastik kaplama sektöründe de ciddi bir geçmişe ve geniş bir vizyona sahip. Lastik kaplama denildiğinde bu sektör dışında olan insanların aklına çok fazla şey gelmez ancak sektör içinde bu iş ile uğraşan herkes, Ako Lastik Kaplama ismini defalarca duymuştur. Sektördeki haklı itibarını 1970 senesinde yeni lastik ticareti ile işe başlayarak kazanan AKO, 1993 senesine gelindiğinde bu itibarı, Ankara’da faaliyet göstermeye başlayan 3000 m2 kapalı alana sahip bir fabrikayla perçinlemiştir. 1993 senesinde kamyon grubu soğuk sistem kaplaması ardından iş makinesi soğuk sistem kaplanmasına geçilmesi ile faaliyet alanlarına bir yenisini daha eklemiştir. 2010 senesine kadar soğuk sistem lastik kaplama faaliyetleri için hammadde ve yarı mamul ihtiyaçlarını dışarıdan temin eden, Ako Lastik Kaplama A.Ş. Contra markası ve Petlas’ın üretici ve teknik gücü ile beraber bu alanda üretici olmaya da karar vermiştir. Ako Lastik Kaplama A.Ş, 2011 senesinin üçüncü çeyreğinden itibaren ise CONTRA ‘Yeni Nesil soğuk sistem lastik kaplama’ markası ile yoluna devam etme kararı alarak pazara iddialı bir giriş yapma çalışmalarını sürdürmekte olup soğuk sistem lastik kaplama sırtlarını bu marka altında üretmeye başlayacaktır. Sadece ülkemizin değil dünyanın da sayılı tesislerinden biri halini alan Ako Lastik Kaplama A.Ş, bugüne kadar Türkiye genelinde yedi şubesi, geniş teknik donanımlı bayi ağı ve 85 tır’ı ile ülkenin 81 iline hizmet vermektedir. Kamyon ve iş makinesi lastiklerinin kullanıcıların çalışma alanı standartlarına göre Orbit veya Soğuk sistem kaplama üretim prosesiyle 63” janta kadar üretim yapabilen fabrika, çalışma standartlarında da global bir anlayışı benimsiyor. Çevre Dostu Kaplama Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerde hızla artan araç ve lastik sayısı göz önünde bulundurulacak olursa lastik kaplamanın önemi daha fazla ortaya çıkmaktadır. Bir kamyon lastiğinde 50’den fazla ham madde, 10’dan fazla TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 36 karışımın olduğu ve ömrünü tamamladığında yaklaşık 60 kg. civarında bir atık halini aldığı düşünülecek olursa, lastik geri kazanımının ne kadar zor olduğu bu sebeple doğa ve çevrenin tahribatına da yol açtığı açıkça görünmektedir. Bu nedenledir ki, artık gelişmiş ülkelerde soğuk sistem lastik kaplaması, sosyal bir kültür olarak kabul edilmekte. Bu anlayış çerçevesinde maximum özeni gösteren AKO Lastik Kaplama A.Ş, enerji ve yer altı zenginliklerinin korunması ve tasarrufu, zararlı toksin içeren maddelerin daha az tüketilmesine yönelik bilincini lastik kaplama standartlarıyla birleştirerek bu konuda gösterilmesi gereken duyarlılığında öncülüğünü yapmaktadır. Soğuk sistem lastik kaplama ile ilgili daha detaylı bilgi edinmek isteyen okuyucularımız, www.akolastikkaplama.com.tr sitesinden bizlere ulaşabilirler. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 37 ◆ HİZMET ◆ Yeni Satış Kanalları İletişim çağında artık istediğiniz bilgiye en kısa yoldan ve kolaylıkla ulaşabilmek mümkün. Bu sebeple, artık tüm tanınmış lastik markaları ve bu markalara bağlı servisler, kendileri ile ilgili tanıtımlarını ve yeni çıkan ürünlerine yönelik haberlerini, internet kanalı aracılığı da sürdürmekteler. İnternet üzerinden ürün satışına yönelik faaliyetler ise bu markaların tabelalı noktaları aracılığı ile gerçekleştirilmekte. İnternet günümüzde, pek çok sektör için olduğu gibi otomotiv sektörü için de iyi, kaliteli, lastik ve ürünlerini sorunsuz alabileceğiniz yerler olarak görünüyor. Hatta internet sitelerinin tercih edilmesindeki bir diğer sebep, tüketicinin yaptığı alışverişin kapıya kadar getirilmesi kolaylığı olarak da görülmekte. Bu görüş doğrultusunda Abdulkadir Özcan A.Ş., çatısı altındaki bütün markalar da rakipleri gibi elbette ki teknolojinin imkanlarından faydalanmakta. Yurdun dört bir yanındaki bayilerinin siteleri ve kullandıkları geniş internet ağı sayesinde site üzerinden lastik ve jant satışını etkin bir şekilde yürüten firmalardan biri. Esasen, ticaret yapan herkes mevcut maliyetlerin artması, vergilerin çokluğu, ürünlerin talepten çok daha fazla olması gibi sebeplerden pazarlama ve satış işlemlerini yeni satış sistemleri ve teknolojisi üzerinden devam ettirmekte. Alışverişin yanı sıra bilgilendirmenin de yapıldığı bu sitelerde, lastik ve jant hakkında doğru bilinen yanlışlar düzeltilirken hangi arabaya hangi lastiğin ya da jantın daha uygun olabileceği bilgisi de paylaşılmakta ve müşteriye sanal ortamda arabasına en yakışan jantı seçme imkanı da sunulmakta. Ayrıca müşterinin pazara yeni çıkarılan bir ürün ile ilgili bilgi sahibi olma şansı da bu siteler aracılığıyla daha hızlı gerçekleşmekte. Bilgi Kirliliği İnternette çok fazla alternatif olması bir yönden iyi fakat birçok yönden de kötü olabiliyor, tanınmamış ya da hakkında çok şey bilmediğiniz bir siteden alışveriş yaparken kredi kartınızın kopyalanmasından tutun da siparişini vermiş olduğunuz ürünün elinize geçmeme olasılığına kadar birçok sıkıntı yaşanabiliyor. Bu durumdan yararlanan siteler o kadar fazla ki internette oluşan bilgi kirliliğine katkı yapmaktan öteye gitmiyorlar. Bu gibi durumlarda müşteri, internet satışlarına güvenmeyip web sitesindeki çağrı merkezini arayıp bilgi aldıktan sonra satış Abdulkadir Özcan A.Ş., yurdun dört bir yanındaki bayilerinin siteleri ve kullandıkları geniş internet ağı sayesinde; site üzerinden lastik ve jant satışını etkin bir şekilde yürüten firmalardan biri. işlemini gerçekleştiriyor. Artık bu konuda da bilinçlenen tüketici, bu gibi site dolandırıcılıklarının önüne geçebilmek adına bilindik sitelerden alışveriş etmenin en doğru seçim olduğuna inanıyor. Ülkemizde, tüketicilerin araçlarıyla ilgili hizmet alabilecekleri noktalarda tarihsel olarak bir ayrışma söz konusudur. Otomotiv satış sonrası hizmet sektöründe yetkili servis, özel servis, oto tamircisi, lastikçi, jantçı, akücü, yedek parçacı gibi birbirinden ayrı olan pek çok farklı türde hizmet noktası bugün tüketicilere ihtiyaç duydukları hizmetleri sunmak için faaliyet göstermektedir. Fakat giderek hızlanan bir çağda aslında tek bir araçla ilgili olan çeşitli hizmetleri böylesine farklı noktalardan almak giderek pratik olmaktan uzaklaşmaya başlamıştır. Bu bağlamda hızlı lastik hizmeti veren lastik firmalarına bağlı birkaç firma dışında bu alanda açılan işletmelerin sayısı gün geçtikçe artmakta. Birçok servis artık sadece bakım ve onarımın dışında sürücüler için tüm hızlı servis ihtiyaçlarını aynı çatı altında toplayan bir anlayışı benimsiyorlar. Bu ihtiyacı fark eden ve otomotiv satış sonrası piyasasında müşterilerine daha geniş yelpazede ürün ve hizmet sunmak isteyen Abdulkadir Özcan A.Ş., tüm bu hizmetlerin tek bir noktadan karşılanabileceği Çarçabuk Servis konseptini yaratmıştır. Bu konsept dahilinde müşterilerin birçok ihtiyacını tek elden karşılayan servis, binek, hafif ticari, kamyon ve otobüsler için lastik jant ve akü satışı, lastik sökme, takma, rot balans ayarı, yağ değişimi ile genel bakım da yapmaktadır. Hızlı servis anlayışı içerisinde yer alan arabalarının bakımı için görüş ve öneriler, araç bakımına dair detaylı raporlama ve bilgilendirme müşterilerin bu sistemi tercih etmelerine sadece birer örnek oluşturmakta. Giderek yaygınlaşan ve her geçen gün yenilenen pazar anlayışında, pazarlama ve satış sisteminin kendisi artık teknolojinin edinimleri ile birlikte varlığını devam ettiriyor. Firmalar bu edinimler çerçevesinde internet satışı, hızlı servis anlayışı ve servis ekipmanları yanında lastik satışı da yaparak sistemin gelişmesine ve ilerlemesine katkı sağlıyorlar. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 38 Hüma Şahin - [email protected] TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 39 ◆ DİSTRİBÜTÖRLERİMİZ ◆ Petlas İzi Srilanka Adası’nda Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından üretilen Petlas lastikleri, yurt içindeki yollarda olduğu kadar yurt dışındaki yollarda da ses getirmeye devam ediyor. Yüzde yüz yerli sermaye ile ürettiği lastikleri dünyanın dört bir yanına ihraç eden Abdulkadir Özcan A.Ş., Petlas markasının yurt dışındaki markalaşma sürecine katkıda bulunan distribütörlerine yenilerini eklemeye devam ediyor. Dünyada 5 kıta ve 90 ülkeye yaptığı ihracatla sektördeki duruşundan taviz vermeyen Petlas, İş makinası ve zirai lastik üretiminin de yapıldığı Srilanka’da bulunan distribütörü Triumph Expolink Trading (LLC) ile yaklaşık iki yıl önce başlayan yolculuğuna emin adımlarla devam ediyor. Gün geçtikçe daha sağlam temellere oturan birliktelik, Srilanka’da, Petlas lastiğinin markalaşma sürecini de hızlandırmakta. Srilanka’da Türk lastiği dendiğinde akla gelen tek markanın Petlas olmasını bu anlayışa dayandıran firma, markanın Srilanka’daki bilinirliğini, temsil kabiliyeti ile en üst seviyeye çıkararak taçlandırıyor. Triupmh firması, ülkesindeki bu ivmeyi gün geçtikçe daha da yukarılara taşımak adına Petlas markasına yaptığı yatırımlarına her geçen gün daha fazlasını ekleyerek yoluna devam ediyor. diğer şehirlerden gelen bayilerin yüzünde Petlas’la çalışmanın verdiği gurur kaldı. Gezinin kendilerine kattığı enerji ve rahatlıkla hep beraber marka için daha verimli çalışacaklarını sözlerine ekleyen bayiler memnuniyetlerini, Petlas Lastikleri ülke distribütörü Triumph’e teşekkürlerini sunarak ifade ettiler. Biz de Abdulkadir Özcan A.Ş. ailesi olarak gelecekte Petlas’ı çok daha iyi yerlere taşıyacak olan Triumph Expolink’e, markamıza yaptıkları yatırım ve markalaşma sürecimize olan katkılarından dolayı teşekkürlerimizi sunarız. Distribütörden, Bayilerine Dubai Gezisi Firma, markayı daha da yukarılara taşımalarına katkı sağlayan bütün Petlas bayilerine, moral ve motivasyonlarını en üst seviyelere taşımak adına geçtiğimiz günlerde Dubai’ye bir gezi düzenledi. Düzenlenen gezi ile keyifli vakit geçiren Srilanka Petlas satıcıları, Dubai çöllerinde develere binerek ve 4x4’lerle kum tepelerinde off-road yaparak bütün bir yılın yorgunluğunu üzerlerinden attılar. Bu keyifli geziden geriye kalan karelerde, Başkent Colombo ve TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 40 TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 41 ◆ BİZDEN HABERLER ◆ Çalışma Arkadaşlarımızdan Haberler Türkiye’nin en büyük lastik firmalarından Abdulkadir Özcan A.Ş. , büyüme hızını gün geçtikçe ilerletirken istihdam sayısını da arttırmaya devam ediyor. Abdülkadir Özcan A.Ş.’nin istikrarlı büyümesinde hiç kuşku yok ki en büyük katkılardan birisi çalışanların... Her geçen gün yenilenen kadrosuyla emin adımlarla ilerleyen lastik lideri Abdülkadir Özcan A.Ş.’ye yeni katılan arkadaşlarımıza bir göz atalım... 4 Mayıs’ta işe başlayan Serhat Köstekli, Abdülkadir Özcan A.Ş. ‘nin merkezinde, personel müdürlüğü bölümünde inşaat mühendisi olarak görev yapıyor. Köstekli 1976 doğumlu. Jant bölümünde de yeni bir çalışanımız var. İlkay Erköy 1983 doğumlu. Erköy, Abdülkadir Özcan A.Ş.’nin fatura- irsaliye görevinde. AKO Gençlerle Daha da Büyüyor Abdülkadir Özcan A.Ş.’nin İzmir Şubesi gençleşiyor. İzmir merkezde santral operatörü olarak göreve başlayan Neslişah Baydi, 1990 doğumlu. 1987 doğumlu Mustafa Dal da akühane bölümünde göreve başladı. Her geçen gün gençlerle işbirliğini arttıran Abdülkadir Özcan A.Ş.’de Dal, AKO’nun merkez binasında şoför olarak görev yapıyor. Başka bir genç arkadaşımız da perakende satış bölümünde. Merkez binasında 9 Haziran tarihinde işe başlayan Uğur Fatih Meteriz satış temsilcisi olarak görev yapıyor. 1982 doğumlu Erhan Yılmaz ise İstanbul Anadolu Yakası şubesinde jant temsilcisi olarak 26 Mayıs tarihinde aramıza katıldı. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 42 18 Haziran’da göreve başlayan Akın Süngütay, personel müdürlüğü bölümünde güvenlik görevlisi olarak başladı. Süngütay 1969 doğumlu. 2 Haziran tarihinde işe başlayan Gönül Dede ise İstanbul Anadolu Yakası Şubesi’nde aşçı olarak en güzel yemekleri çalışanlar için sunacak. Evlenen Arkadaşlarımız Abdülkadir Özcan A.Ş. en değerli arkadaşları bünyesine katarken diğer yandan da mevcut kadrodaki çalışanlarını evlendirmeye devam ediyor. Evliliğe ilk adımı atan, Petlas ihracat ekibinden Cem Çölkesen ve Arif Oluş Dayan arkadaşlarımıza biz de AKO Haber dergisi olarak mutluluklar diliyoruz. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 43 ◆ GEZİ ◆ Dinginliğin Adresi Balıkesir Marmara ve Ege Denizi’ne kıyısı olan, Türkiye’nin en çok adasını bünyesinde barındıran, tarihi, kültürel ve doğal güzellikleriyle gerçek bir turizm cennetidir Balıkesir. Ephesos’nun ünlü Artemis Tapınağı’nın sütunlarında ve Halikarnessosos Satrapı Mousolos’ un sarayında kullanılmaktadır. Ayrıca Roma İmparatorluğu’nun mermer ihtiyacını karşılamada Prokonnessos önemli bir rol oynamıştır. Ayvalık Kaz Dağı Temiz deniz suyunun kumlu plajlara kavuştuğu, parlak yeşil renkli zeytinliklerle sarılmış koyları, irili ufaklı adaları, dünyada oksijenin en çok bulunduğu Homeros’un destanındaki İda Dağı, insanlara binlerce yıldır şifa dağıtan termal kaynakları ile Balıkesir, ülkemizde turizmin ilk başladığı yerlerdendir. Marmara ve Ege Denizi’ ne kıyıları olması nedeniyle Balıkesir zengin bir potansiyele sahiptir. Ege kıyılarında (Cunda Adası, Sarımsaklı) – Burhaniye (Ören) – Edremit (Akçay, Altınoluk ), Marmara kıyılarında ise Gönen (Denizkent) Bandırma, Erdek ve Marmara (Avşa, Türkeli) turizme hareketlilik kazandıran yörelerdir. Görülmesi Gereken Yerler Antik Kentler Daskyleion – Bandırma Bandırma – Aksakal Beldesi, Ergili Köyü sınırları içerisinde Manyas Gölü kıyısında yer alan bu antik yerleşimin, arkeolojik bulgulardan M.Ö. 7 yy’da iskan gördüğü anlaşılmaktadır. Akhamenid Krallığının satraplığından biri olan Daskyleion Satraplığı, Trakya, Boğazlar, Marmara Denizi Propontis ve Küçük Frigya bölgelerinin hem kontrolünü hem de siyasi ve ekonomik idaresini elinde tutma yetkisine sahipti. Satraplık merkezi olmadan önce de jeopolitik konumundan dolayı Lydia Krallığının da bu bölgedeki yayılımı sırasında önem verdiği bir kaleydi. Şehrin yanında soylulara ait anıt mezarlardan olan Kösem Tuğ, Aksakal ve Eşen tümülüsleri ile M.Ö. 5. ve 4. yy’a ait yazılı belgeler önemli buluntulardır.. Prokonnessos – Marmara Adası Marmara Adası’nın kuzeyinde Saraylar Köyü çevresinde bulunan antik mermer ocakları ile ünlü bu şehirde antik çağdan günümüze kadar mermerin hammadde olarak çıkarıldığı görülür. M.Ö. 844 yıllarında Prokonnessos Miletos’un bir kolonisi olarak kurulmuş yüzyıllar boyunca mermeri ile ün kazanmıştır. Prokonnessos mermeri M.Ö. 4.yy’da TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 44 Adramytteion -Eski Edremit Bilinen kaynaklara göre kent, Lidya Kralı Alyattes’in oğlu Adramys ( M.Ö. 6. yy) tarafından Mysialılar’a (Balıkesirlilere) karşı bir kale olarak Eunos’un güneyinde bir tepe üzerine kurulmuştur (Bugünkü Ören Mahallesi). Antik kaynaklarda Adramytteion sadece bir şehir değil aynı zamanda bir bölge adı olarak da anılmaktadır. Bu duruma göre Adramytteion bölgesi Gargara’dan (Küçükkuyu) başlayarak Pyrrha (Gömeç sınırları içinde kalan Karaburun)’a kadar bir coğrafi bölgedir. Bu bölge Edremit ilçesi kıyı kesimi ile Burhaniye ilçesinin tümünü içine almaktadır. Bölge içinde Adramytteion dışında başka kentler bulunduğu da belirtilmektedir. Klasik dönemde yerli halkın yanısıra bölgenin Lydia’lılar, Aeoller ve bir süre için Kimmerler tarafından iskan edildiği bilinmektedir. Bölge M.Ö. 422’de bir süre Perslerin de denetiminde kalmıştır. Cunda Edremit - Derman Kaplıcası Edremit ilçesine 3,5 km uzaklıkta olan kaplıca tesisinde 21 adet küvetli odada banyo imkanı mevcuttur. Kaplıca suyu çeşitli kadın hastalıklarına, romatizmaya ve içilmek suretiyle böbrek taşı rahatsızlıklarına iyi gelmektedir. Bandırma Plajlar Akçay Edremit’e 10 km uzaklıktadır. Sahil şeridi olup, kısmen çakıllıdır. Her yerinden fışkıran tatlı , soğuk suları ve artezyenleri ile ünlüdür. Altınoluk Edremit’e 28 km mesafededir. Oksijen deposu özelliğini taşıyan yörede çok sayıda konaklama tesisi ve eğlence mekanları bulunmaktadır. Marmara Adası Gezi Yerleri Sütüven Körfezi’nde yer alır. Eski adı Arktonnesos olan Kapıdağ yarımadası ile kuzey ve batı çevresindeki Marmara, Paşalimanı, Türkeli(Avşa), Ekinlik adalarından oluşmaktadır. Erdek, antik kentleri, açık hava müzesi, temiz denizi ve kumsalı ile güzel bir turizm merkezidir. Helenistik dönemde de önemli bir kent olan Adramytteion’un adı Makedonyalı yöneticilerin mücadelesinde de karşımıza çıkmaktadır. Krallıklar döneminde Bergama Krallığı için önem taşıyan bölgenin Roma için de önemi büyüktür. Roma idaresinde Asya Eyaletine bağlı önemli yargı merkezlerinden biri olmuştur. Bugün antik kentle ilgili bilimsel kazılar Ören Mahallesi’nde sürmektedir. İlçeler Ayvalık Balıkesir’in ilçesi olan Ayvalık, temiz deniz suyu ve plajıyla, yeşil zeytinliklerle sarılmış güzel kıyılarıyla, tarihi ve arkeolojik değerleri barındıran bir tatil merkezidir. Erdek Balıkesir ilinin ilçesi olan Erdek, Marmara Bölgesi’nin Marmara Denizi’ne doğru uzanan Kapıdağ Yarımadası’nda Erdek Edremit Balıkesir ilinin ilçesi olan Edremit temiz denizi ve plajları tarihi ve arkeolojik eserleri ile bir turizm merkezidir. Kaplıcalar Edremit - Güre Kaplıcası Edremit’e 12 km, Akçay’a ise 3 km uzaklıktaki kaplıca sağlık ve dinlenme yeridir. Kaplıcanın orijinal bölümlerinde ilkçağ Roma hamamı özelliklerini taşıdığı görülmektedir. Suyun sıcaklığı 64C olup, romatizma, kadın hastalıkları, cilt hastalıkları, guatr, kireçlenme, sedef, böbrek taşı ve kumları ile karciğer hastalıklarına iyi gelmektedir. Konaklama imkanı vardır. Bostancı - Entur Kaplıcaları Burhaniye’nin Edremit çıkışında ve Burhaniye’ye 10 km uzaklıkta son derece modern tesislerdendir. Ortalama 51derece sıcaklıktaki yıkanma suyu romatizma, siyatik, lumbago ve kadın hastalıklarına iyi gelmektedir. Burhaniye-Edremit yol ayrımında olduğundan ulaşım kolaydır. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 45 Pınarbaşı Güre Köyü sınırları içinde Akçay’a 6 km mesafede bir piknik yeridir. Yamaçtan akan bol ve buz gibi su yaz aylarında serinlemek için ideal bir köşedir. Orman Müdürlüğü’nce işletilmektedir. Ayrıca piknik alanı içerisinde Alabalık üretilen bir çiftlik bulunmaktadır. Şahinderesi Kazdağları’nın Altınoluk bölgesi eteğinde bulunmaktadır. Altınoluk’u tepeden görür.Temiz kaynak suları olan bol ağaçlı bir piknik yeridir. Ayrıca bir konaklama tesisi ve restoranı bulunmaktadır. Hasanboğuldu Sütüven piknik alanından sonra derenin karşı tarafındaki patika yolu izleyerek 1 km sonra ulaşılır. Bir şelalesi ve içinde pek çok balığın bulunduğu gölcükten oluşur. Ne Yenir? İlin höşmerim tatlısı ve Susurluk ayranı meşhurdur. Ne Alınır? İlin höşmerim tatlısı, kolonyaları, Yağcı Bedir halısı alışverişte alınması önerilen özgün ürünlerdir. Yapmadan Dönme • Şeytan Sofrasında günbatımını izlemeden, • Cunda Adası’nda balık yemeden • İlçe plajlarında denize girmeden, • Kaplıcalarından yararlanmadan, • Höşmerim tatlısı yemeden, Susurluk ayranı içmeden, • Kolonya ve Sındırgı’dan Yağcı Bedir halısı almadan dönmeyin. ◆ BESLENME ◆ İş Hayatında Beslenme Becerisi Yapılan çalışmalar, yoğun çalışan, yüksek kilolu, diyabetli ya da kalp hastalığı olan bireylerin yorgunluk düzeylerinin arttığı, konsantrasyon ve iş verimliliklerinde düşme görüldüğünü saptamıştır. Bu da bize ünlü filozof Eflatun’un bir sözünü hatırlatıyor: “İnsanoğlu önce para kazanmak için sağlığını harcar, sonra da yitirdiği sağlığını geri kazanmak için parasını…”. Yöneticiler olarak belki de kabul etmemiz gereken bir gerçek var ki o da: “Onlarca hatta yüzlerce kişi ve projeyi yönetebilirken ve de onlarca projeye yüksek yatırımlar yaparken, sağlığımızı korumak adına kendimize yapmamız gereken en önemli yatırımı hep erteliyor ve de gelecekteki kaliteli yaşantımızın bir gereği olan “sağlıklı ve dengeli beslenmeyi” bir yaşam tarzı haline getiremiyoruz. Kısacası bu anlamda kendimizi yönetmekte son derece yetersiz kalıyoruz. Yoğun toplantılar, iş seyahatleri, ertelenemeyecek raporlamalar ve önemli gündem maddeleri derken tüm bu işlerin yürüyebilmesi için gerekli olan en önemli şeyi unutuyoruz aslında; kendimizi. Akşama kadar kahvaltı dahil atlanmış öğünler, sürekli kahve içilerek geçirilmiş bir gün, dengesiz bir akşam yemeği ve bu şekilde kendini tekrar eden günler... Oysaki yöneticilerin, şirket, dünya ekonomisi ve bazen ülke geleceği için çok hızlı ve hayati kararlar almak zorunda kaldığı, yeni fikirler, açılımlar ve şirketin uzun ömrlülüğü için öncelikli olarak kendisi adına sağlıklı bir yaşam biçimi edinmesi gerekmekte. Bunun içinse sağlıklı ve dengeli beslenmesi… TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 46 Uzman Diyetisyen Banu Topalakçı Bu nedenledir ki; iş dünyasında aktif rol alan çoğu kişinin ve özellikle yöneticilerin yetkinlik sözlüğünde olması gereken yeni bir yetkinlik terimi de: “Beslenme Becerisi” Yöneticinin, proaktif olmak, hızlı ve doğru karar alabilmek, kriz yönetmek, problem çözmek gibi yetkinliklerini efektif olarak yönetebilmesi, ancak sağlıklı bir beden ve ruh hali içinde mümkün olabilecektir. Dolayısıyla “beslenme becerisi” ve “beslenme yönetimi” yöneticinin tüm yetkinliklerini daha etkin kullanabilmesi için sahip olması gereken en önemli yetkinliğidir aslında. me, fiziksel aktivite azlığı, az su tüketimi yorgunluğa ve baş ağrısana yol açan en önemli nedenlerdendir. Doğru beslenmeye teşvik edilen çalışanların yorgunluk düzeylerinde azalma olduğu yapılan çalışmalarca saptanmıştır. Bütün bunlardan dolayı “Beslenme Becerisi” yetkinliği gereği, yeterli ve dengeli beslenmeyi kahvaltıdan başlayarak doğru seçimlerle uyku saatine kadar taşıyabilmek çok önemli bir performans kriteridir. Bu anlamda ise prensipte yapılabilecek temel ilkeleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz: Yoğun toplantılarda taze domates suyu tüketimi ile hem çalışanlarınız hem de kendiniz için sağlıklı ve zihin açıcı bir toplantı içeceği alternatifi oluşturabilirsiniz. Hatta yanına bir miktar badem ya da ceviz ilavesi ile toplantıyı çok daha verimli hale dönüştürebilirsiniz. • Kahvaltı yapma alışkanlığını yaşam felsefesi haline getiriniz; protein ve karbonhidrattan dengeli bir kahvaltı örüntüsü ile güne daha zinde başlayabilir, öğleden sonra oluşabilecek yorgunluk hissini azaltabilirsiniz. • Daha fazla hareket ediniz, • Su içmeyi unutmayınız, masanızda size ait bir su şişesi bulundurarak günlük su tüketimini arttırınız. Uzun süre susuz kalmak konsantrasyon bozukluğu ve baş ağrısı yaratacaktır, • Günde 3-4 fincandan fazla kahve tüketmeyiniz (tansiyon hastaları ise günde en fazla bir fincan içmeli), açık çay veya bitki çaylarına ağırlık veriniz. • Öğün atlamayınız. Uzun toplantılarda toplantı öncesinde en azından süt ve muz gibi pratik bir atıştırma yapabilirsiniz, • Öğün aralarında mutlaka ufak tüketimleriniz olmasını sağlayınız (Süt, sütlü kahve, 1 porsiyon kuru meyve, yoğurt, 10 adete kadar badem, 1 – 2 adet taze meyve, ayran, kefir vb.) Yoğurt ve süt sanılanın aksine uyku hissi vermeyeceği gibi, bir süre sonra tam tersi performans arttırıcı etki göstercektir. • Yemek yemeyi ya da su içmeyi unutmamak adına uyarıcı mesaj içerikleri ile telefonunuz ya da bilgisayarınızdan destek alınız, • Haftada bir iki kez mutlaka ızgara ya da buğulama balık tüketiniz. Balık içerdiği yağ asidi sayesinde konsantrasyonu arttırıcı ve stresi azaltıcı etki göstermektedir. • Yoğun toplantılarda taze domates suyu tüketimi ile hem çalışanlarınız hem de kendiniz için sağlıklı ve zihin açıcı bir toplantı içeceği alternatifi oluşturabilirsiniz. Hatta yanına bir miktar badem ya da ceviz ilavesi ile toplantıyı çok daha verimli hale dönüştürebilirsiniz. • Diyelim ki dışarda yemektesiniz. Yemeğe mutlaka sıcak ve bol limonlu bir çorba ile başlayınız (kremasız olanları tercih etmek doğru olacaktır). Ardından bol miktarda salata ve ızgara et tercih edebilirsiniz. Yemeğinizin yanında bir iki kadeh şarap ya da bir iki duble rakı alabilirsiniz (haftalık sıklığı 1 ila 2’yi geçmemelidir.) Yemek uzun bir toplantıya dönüşürse maden suyu ile devam edebilir ya da meyve tercih edebilirsiniz. Sağlıklı, mutlu ve enerjik bir lider; sağlıklı, mutlu ve geleceği olan bir şirket demektir aynı zamanda. Liderin ve yöneticinin, çalışanlarının sağlığından ve kendi sağlığından birinci derecede sorumlu olduğu ve bu anlamda yapacağı her türlü yatırımın, şirketin ve ülkesinin hatta dünyanın geleceği için de sağlıklı bir yatırım olduğu unutulmamalıdır. Unutulmamalıdır ki; • Beslenme ve yaşam tarzı, bağışıklık sistemi ve beden sağlığını doğrudan etkilemektedir. • Yapılan bir araştırmaya göre soğuk algınlığına bağlı üretkenlik kaybının getirdiği ekstra maliyet ortalama 25 milyon dolar civarındadır. (USA, Bramley et al, 2002). • Dengeli ve sağlıklı beslenme bağışıklık sistemini güçlendirir. Enfeksiyonların şiddet ve süresini azaltır. • Çalışanların sağlığını geliştirmek verimliliği arttıran en önemli etkendir. • Kötü uyku, stres, hastalık, hastalık kaygısı, şişmanlık, dengesiz ve yetersiz beslen- TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 47 ◆ SAĞLIK ◆ Güneş ve Cilt Sağlığımız Güneş yararlıdır ve gereklidir; dünyamızın ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlar, dünyayı ısıtır, doğal hayatın devamı için vazgeçilmezdir. Bazı cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Güneş zararlıdır; Derinin erken yaşlanmasına, kırışıklıklara ve lekelenmelere yol açar. Deri kanserlerinin büyük bir kısmı derinin güneş gören yerlerinde ortaya çıkar, bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara yada, kimi zaman tatilimizi bize zehir eden güneş yanıklarına neden olur. Bazı cilt hastalıklarının ortaya çıkmasına da sebeb olabilir. Yirminci yüzyılın özellikle ikinci yarısında güneşle ilgili bilgi ve gözlemlerimizin artması bu yarar zarar dengesini hassas bir noktaya getirmiştir. Bir yandan global turizmdeki hızlı artış, insanların dış ortamlarda daha çok vakit geçirmesi, bronz tenin bir sağlık ve güzellik belirtisi olarak kabul edilmesi, diğer yandan güneşin insan sağlığına olumsuz etkilerine işaret eden kanıtların gün geçtikçe artması günlük hayatta nasıl davranmamız gerektiği konusunda bazı soru işaretlerinin oluşmasına neden olmuştur. UV (ultraviyole ) nedir? Güneş enerjisi dünyamıza elekromanyetik ışın demetleri şeklinde ulaşır, bu ışınlar görülebilen (gün ışığı) ve görülemeyen (ultraviyole-UV) olarak adlandırılır. UV ışınları dalga boylarına göre Ultraviyole-A (UVA), ultraviyole-B (UVB) ve ultraviyole-C (UVC) olarak üçe ayrılır. UVC ışınları atmosferi geçemediği için yeryüzüne ulaşamaz, bizler günlük hayatımızda sadece UVA ve UVB’ye maruz kalırız. Bir reklamda bu ışınlardan birinin zararsız olduğunu öğrenmiştim bu doğru mu? Zararsız güneş ışını diye birşey olmadığı gibi güvenli güneşlenme diye bir kavram da tıp otoritelerince kabul edilmemektedir. Güneşlendiğim zaman kendimi daha genç, sağlıklı ve çekici hissediyorum bunun zararı nedir? Güneş ışınlarının ve bronzlaşmanın insanlara sağlık, güzellik ve gençlik duygusu verdi- Amerikan Hastanesi Dermatoloji Bölümü Dr. Halil Bayazıt ği bilinen bir gerçektir. Güneş ışınlarının zararlı etkileri erken ve geç ortaya çıkan zararlı etkiler olarak ikiye ayrılabilir, eğer erken (ani) zararlı etkileri ile karşı karşıya kalmazsanız güneşlenmekten böyle bir fayda görmeniz doğaldır ancak güneş ışınlarının önemli zararları zamanla birikerek ortaya çıkar. Güneş ışınlarının erken dönem zararlı etkilerini kısaca şöyle sıralayabiliriz 1-Güneş yanıkları:Özellikle açık tenli kişilerin uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmasını takip eden 12-48 saat içinde ortaya çıkan ağrı, sızı ciltte kızarıklık ve su toplaması ile kendini belli eden geçici bir hastalıktır. Hastalık şiddetli olduğunda baş dönmesi, tansiyon düşüklüğü, ateş, bulantı-kusma gibi genel belirtiler (Güneş çarpması olarak bilinir) ortaya çıkabilir ve bu durum acil müdahale gerektirebilir. 2-Güneş ışınlarına bağlı gelişen alerjiler: Bazı kişiler güneş ışınlarına maruz kaldıklarında çok kısa süre içinde (bu bazen 5-10 dakika bile olabilir) yada birkaç gün sonra ciltte kızartı, kabartı ve kaşıntılar yada lekelerle kendini belli eden belirtiler verebilir. Deri yüzeyine sürülen kozmetik yada tıbbi ürünler yada bazı ilaçlar (doğum kantrol hapları, bazı psikiyatrik ilaçlar, bazı tansiyon yada romatizma ilaçları) bu durumun ortaya çıkmasını arttırabilir yada sebep olabilir. Güneş ışınlarının geç dönem zararlı etkileri ise günümüzde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve tıp otoritelerince daha önemli bir toplum sağlığı problemi olarak kabul edilmektedir. Güneş ışınlarının geç dö- TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 48 nem etkilerini kısaca şöyle sıralayabiliriz. 1-Derinin erken yaşlanması: Kırışıklıklar, güneş lekeleri, derinin kuru, sert ve kaba bir görünüm alması, özellikle yüz ve el sırtında sert ince kabuklu deri lekelerinin gelişmesi erken deri yaşlanmasının habercileridir. Bu leke ve kabuklu gelişimlerin aktinik keratoz olarak adlandırılan ve kansere dönüşme riski taşıyan belirtiler olabileceği unutulmamalıdır. 2-Deri kanserleri: Güneş ışınlarının özellikle açık tenli, açık renkli gözlü, sarışın/kızıl saçlı kişilerde deri kanseri oluşma riskini çok arttırdığı bilinmektedir. Bilinen deri kanserlerinin çok büyük bir kısmı vücudumuzun güneş ışınlarına fazla maruz kalan kısımlarında oluşmaktadır. Solaryum salonlarında kullanılan ışınlar da zararlı mıdır? Günümüzde birçok solaryum cihazı yapay ultraviyole-A ışını kullanır. Ultraviole A ışınlarının da erken cilt yaşlanması ve deri kanserlerine neden olduğu bilinmektedir.Günümüzde dermatologlar solaryum cihazlarının kullanımını kesinlikle tavsiye etmemektedir. Güneş doğanın ve hayatımızın doğal bir parçası ondan kaçınmak veya korunmak nasıl mümkün olabilir? Güneşten korunma kavramı son 20-30 yılda hayatımıza girmiş bir kavramdır ve sınırları henüz netlik kazanmamıştır ancak bugün için bilinen ve uygulamada fayda sağladığı tespit edilen bazı pratik önlemler ve kurallar vardır. 4-Giyisiler, güneş gözlükleri şemsiye veya tente güneş ışınlarının önemli kısmını engelleyebilir. 5-Açık tenli, açık renkli gözlü, kızıl/-sarı saçlı kişiler koyu tenli kişilere göre, bebek ve çocuklar erişkinlere göre güneş ışınlarına daha az dayanıklıdırlar. 6-Güneşten koruyucu ürünler ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerini önemli ölçüde engelleyebilir. Güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunmak istiyorum ama bu okuduklarımın uygulaması nasıl olacak? Buraya kadar okuduklarınız ultraviyole ışınlarından neden korunmanız gerektiği konusunda size geçerli nedenler sunmayı amaçlıyordu, yapılan geniş çaplı araştırma ve deneyler kişilerin akılcı ve inandırıcı nedenler olmaksızın uyguladıkları güneşten korunma yöntemlerinin kalıcı olamadığını, bir süre sonra kişilerin bu kuralları uygulamayı herhangi bir sebebten bıraktığını göstermektedir. Güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunma çocukluk çağından başlayan ve hayat boyunca devam eden bir uygulama olmalıdır, buna kısaca davranışları kalıcı alışkanlıklara dönüştürmek diyebiliriz. Şimdi alışkanlığa dönüşmesini istediğimiz bu davranışları kısaca gözden geçirelim. 1-Açık alanda kalmanız gerekiyorsa (spor aktiviteleri, plajhavuz aktiviteleri, iş nedeniyle veya gezinti-piknik vs sırasında) daima gölge arayın ve gölgede kalmaya çalışın. 2-Geniş kenarlıklı şapka ve ultraviyole ışınlarını yansıtan gözlük kullanın. 3-Sıkı dokunmuş kumaşlardan üretilmiş koyu renkli giysileri tercih edin. 1-Güneş ışınlarının yeryüzüne ulaşma şekli ve şiddeti coğrafi bölgelere, mevsimlere ve günün saatlerine göre farklılık gösterir;coğrafi olarak ekvatora yaklaştıkça güneş ışınlarının şiddeti artar (Türkiye’de İsveç’ten Antalya’da İstanbul’dan daha şiddetli güneş ışınlarına maruz kalırız). İlkbahar ve yaz aylarında güneş ışınlarının şiddeti artar. Öğlen saatlerinde sabah ve akşam üzerine oranla daha şiddetli güneş ışınlarına maruz kalırız. Yüksek rakımlarda güneş ışınlarının size ulaşmak için katedeceği mesafe azalacağından şiddeti de daha fazla olacaktır. 2-Güneş ışınlarının önemli zararları direkt olarak gökyüzünden gelen ışınlarla olmakla birlikte bu ışınların kar, kum ve su yüzeyinden yansıyabileceği ve bunun da zararlı etkilere yol açabileceği unutulmamalıdır. 3- Güneşte kalma süreniz alacağınız ışının dozunu da belirler. 4-Dış ortamda geçireceğiniz zamanın mümkünse sabah 10 ile öğleden sonra 4 arasında olmamasına özen gösterin. 5-Güneşte kalacağınız zaman cildinizin açıkta kalan tüm alanlarına güneşten koruyucu krem veya losyonları sürün. Güneşten koruyucu ürünler içerdikleri kimyasal maddeler yoluyla derimize ulaşan ultraviyole ışınlarını emerek yada yansıtarak derinin alt tabakalarına geçişlerini engellerler.Bu ürünlerin üzerindeki numaralar güneşten korunma faktörü (SPF) olarak bilinirler ve ultraviyale-B ışınlarını engelleme kapasitelerini belirtir. Günlük aktivitelerde faktör 15-20 yeterli olabilir ancak deniz kenarında geçirilen bir günde en az 30 faktörlü bir ürün kullanmalısınız. Açık tenli kişiler koyu tenli kişilere göre çocuk ve bebekler ise büyüklere göre daha yüksek koruma faktörüne ihtiyaç duyarlar. Bu ürünlerin etkileri sürüldükten en az 15-30 dakika sonra başlar dolayısıyla güneşe çıkmadan kabaca yarım saat önce sürülmeleri gerekir. Terleme, suyla temas (yüzme-yıkanma) ve havlu ile kurulanmayla etkileri kaybolabileceğinden gün içinde ihtiyaç duydukça birkaç saatte bir tekrar sürülmeleri gerekir. Son yıllarda bu ürünlere UV-A’dan da koruyan yeni kimyasal ajanlar eklenmistir ancak bunların kalıcılık süreleri daha kısa olduğundan daha sık sürülmeleri gerekir. 6-Çocukları ve bebekleri mutlaka yüksek koruma faktörlü (enaz SPF 30) ürünlerle koruyun ve öğlen saatlerinde başka aktiviteler yaratarak güneşte kalmalarını engelleyin. 7-Güneşten korunma spor, havuz/deniz aktiviteleri yada gezmekten vazgeçmek anlamına gelmemeli, aksine gerekli önlemleri alarak bu aktiviteleri sağlıklı bir şekilde ve güvenle doya doya yaşayabilmemize yardımcı olmalıdır. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 49 ◆ OTO KIYASLAMA ◆ ‘Gerçek Haylaz Hangisi?’ Juke & Countryman Her şey gibi tüketicilerin talepleri de değişim gösteriyor. Geçmişte alışılmış sedan ve hatchback modeller dışındaki modellere burun kıvıran Türk tüketicisi son yıllarda farklı segmentleri de tercih eder hale geldi. Özellikle popüler bir sınıfta yerden yüksek model yaratmak sektörde tutan formüllerden birisi. Biz de bir SUV kadar yerden yüksek, fakat neredeyse B segmenti araçlar kadar hacme sahip iki modeli karşı karşıya getirdik. Mini Crossover diye adlandırabileceğimiz segmentin ilk temsilcileri olan Nissan Juke ve MINI Cooper Countryman, otomobilleri ile hayat tarzlarını yansıtan insanlara hitap ediyorlar. MINI Countryman, MINI Cooper’ın bir kasa seçeneği olarak karşımıza çıkarken Juke tamamen yeni bir otomobil. Nissan Juke karşılaştırmamıza 1.6 litre 4x2 CVT şanzımanlı versiyonu ile katılınca, karşısında MINI Cooper Countryman’in 1,6 litre otomatik şanzımanlı versiyonunu buldu. Tasarım MINI Cooper Countryman’de alıştığımız MINI çizgileri devam ediyor. Sanki Cooper’ın yükseltilmiş versiyonu gibi. Nissan Juke ise hiçbir aracı andırmayan çok özgün bir tasarıma sahip. Ön tasarımlara baktığımızda Countryman şehre yakışan bir tasarıma sahipken, Juke şehirden kaçmaya çalışıyor gibi görünüyor. Bu etkinin en temel nedeni MINI’de kullanılan krom kaplamalı kısımlar. İki aracı yan yana koyduğumuzda Juke’un çok daha büyük görünmesinin sebebi tamamen tasarımla alakalı. Juke, Countryman’den sadece 3.8 cm uzun. Yükseklikleri ise hemen hemen eşit, araçlardan Juke sadece 4 mm daha yüksek. Ancak iki aracı kafa kafaya verdiğimizde Juke sürücüsünün, Countryman sürücüsüne yukarıdan baktığını söylemeliyiz. MINI’nin boyut avantajı genişlik kriterinde ortaya çıkıyor. Countryman, rakibinden 2.4 cm daha geniş. Dört kapıya sahip MINI’ye karşı TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 50 rakibinden daha küçük arka kapılara sahip Juke, kapı kollarını da gizleyerek ortadan kaybolmaya çalışıyor. Arka kısımda MINI’nin düz yapılı bagaj kapağı ve plaka etrafındaki krom kaplama dikkat çekerken, Juke’un süprizleri burada da devam ediyor. Eğimli tavan yapısı ve bumerang tasarımlı stop lambaları MINI’den çok daha cesur. Countryman’in bagajının MINI logosuna bastırılarak açılması akılda kalan tek özelliği. İç mekan İç mekanlara geçildiğinde bir yanda klasik MINI tasarımı, diğer yanda ise hiç karşılaşmadığımız bir iç görünüm bizleri bekliyor. Countryman’in iç mekanında siyah ağırlığı yüzünden bir miktar karamsar hava hakim. Şükür ki MINI’nin büyük camları ve cam tavanı bu havayı bir nebze dağıtıyor. Bir MINI klasiği olan şalter düğmeler ve ortaya konumlandırılmış büyük hız göstergesi kullanışlılık anlamında sınıfta kalıyor. Aracın ses sistemi kontrol butonları da küçük olmaları sebebiyle zor kullanılıyor. Koltukların arasına yerleştirilmiş ray sistemine bardaklık, gözlük kabı gibi platformlar yerleştirilip istenilen kısma kaydırılabiliyor. Countryman içerisindeki kalite ise Juke’dan çok üst seviyede. İşçilik sorunu bulmak neredeyse imkansız. Nissan Juke’un iç mekanı MINI’den çok daha farklı bir karakterde. Test aracımızdaki kır- mızı siyah renk kombinasyonu araç içerine spor bir hava katıyor. Sert plastik malzemelerin kullanıldığı iç mekanda dokunmatik ekranlı ses sistemi ve Nissan Dinamik Kontrol Sistemi (NDCS) dikkat çekiyor. D-MODE tuşuna basmanızla birlikte, klima kontrol butonlarının yerini sürüş modunu ayarlayan NDSC sistemi alıyor. Aracın gaz ve direksiyon tepkilerinin yanında şanzımanın karakterini de değiştirebildiğiniz sistem üzerinde G kuvvetini görsel olarak gösteren bir grafik de bulunuyor. İki aracın sürüş pozisyonları birbirinden oldukça farklı. Countryman sürücüsü alıştığımız MINI sürüş pozisyonunda iken, Juke’a geçtiğiniz zaman daha yüksekte oturuyorsunuz. MINI kullanıcısı daha alçakta oturmasına rağmen daha iyi görüş açılarına sahip. Nissan Juke’da ciddi bir geri görüş problemi var. Ancak test aracımızdaki ses sistemi ile birlikte geri görüş kamerası sunuluyordu ve bu problem bir nebze giderilebiliyor. Motor Her iki test aracımızda da 1.6 litrelik atmosferik motorlar görev yapıyordu. Birbirine yakın güçlerdeki motorlardan MINI kaputunun altında görev yapan motor biraz daha canlı yapısıyla dikkatimizi çekti. 6000 d/d’de 122 hp üreten motor, 4250 d/d’da 160 Nm tork çıkışına sahip. Gücünü ön tekerlere iletmek için 6 TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 51 Mini Countryman Nissan Juke kademeli otomatik şanzıman kullanan MINI, başarılı vites geçişleriyle göz dolduruyor. Nissan Juke’un kalbinde görev yapan 1.6 litrelik motor maksimum gücü 117 hp’yi 6000 d/d’de, 158 Nm’lik tork 4000 d/d’da üretiliyor. Araç içerisindeki NDCS sistemi sayesinde üç farklı karaktere bürünebilen motorun spor moddaki tepkileri yeterince iyi. Hareketi yola aktarmak için MINI’den daha farklı bir vites kutusu kullanan Juke, CVT teknolojisinden faydalanıyor. Vites geçişlerini neredeyse hissettirmeyen sürekli değişken şanzıman, tıpkı rakibi gibi 6 kademeli. 1340 kg ağırlığındaki MINI Cooper Countryman, rakibi Juke’dan 86 kg daha ağır olmasına rağmen 100 km/s hıza ulaşmak için 1 saniye daha az süreye ihtiyaç duyuyor. Countryman’in 10.5 saniyelik hızlanmasına karşılık, Juke 11.5 saniyede 100 km/s hıza ulaşabiliyor. Testimiz süresince konuklarımızın yakıt tüketimleri birbirine yakın değerlerde oldu. MINI Countryman’in 8.9 lt/100 km ortalama yakıt tükettiği parkurda Nissan Juke’un tüketim değeri 8.7 lt/100 km olarak ölçüldü. Yol tutuş Countryman sürücüsü kendisini normal bir Cooper’ın direksiyonunda olmaktan çok farklı hissetmiyor. Countryman’in direksiyonu çok net ve küçük kardeşindeki karting hissini devam ettiriyor. Tabi bu etkide motorun gaz tepkilerinin de etkisi büyük. Sert yapılı direksiyon, sürücünün her hareketini anında yola aktarmasına izin veriyor ve başarılı frenleri sürücüsüne büyük bir güven duygusu aşılıyor. Juke koltuğuna geçtiğimizde ilk dikkatimizi çeken Countryman’den çok daha yukarıda kalan oturma pozisyonu oluyor. Trafiğe yukarıdan bakmak pek çok kişinin aradığı bir özellik. Sport moduna alındığında Juke direksiyonu hassas bir yapıya kavuşsa da MINI kadar iyi yönlendirme sağlayamıyor. Countryman’in viraj performansı rakibinin çok ötesinde. Juke kolaylıkla önden kayma yaşayabilirken, Countryman bu tepkiyi çok zor veriyor. Her iki test aracımızda da ESP sistemi yer alıyordu ancak Juke’un ESP ışığının daha sık yandığını belirtmeliyiz. Konfor Nissan Juke’un dış boyutları daha büyük olmasına rağmen içeriye göz attığınızda MINI’nin üstünlüğü göze çarpıyor. Juke, tasarımı dolayısıyla arka tarafta sınırlı baş mesafesi sunarken, diz mesafesi de Countryman karşısında geride kalıyor. Countryman’in arka koltuklarına geçtiğimizde ise bir MINI’de bu ferahlığı bulmanın şaşkınlığını yaşıyorsunuz. Juke’dan daha büyük camlar ve sunroof opsiyonu sayesinde aracın içi çok ferah. Rahat rahat oturmamızın en büyük sebeplerinden biri de test aracımızda arka koltukların ayrı ayrı olmasıydı. Bu yapı aracın beş kişilik özelliğini kaybettirse de MINI’de dört kişinin çok rahat yolculuk yapabilmesini sağlıyor. Bu iki koltuğun arasından bagajı görmek ise hoşumuza gitmeyen noktalardan oldu. Buraya ayırıcı bir parça konulmalıydı. Juke’un dış boyutları bagaj hacminde de öne geçmesini sağlayamıyor. Countryman’in kaydırılabilir arka koltukları en arkada iken bile 350 litre bagaj hacmi sunuluyor. Diz mesafesinden feragat ettiğiniz zaman ise hacim 450 litreye ulaşıyor. Juke’da ise koltukların kaydırma özelliği maalesef bulunmuyor ve bagajın hacmi 251 litre. Test araçlarımızın her ikisinde de en çok duyulan ses motorlarının gürültüsüydü. Sürat arttıkça bu sese rüzgar sesi de eşlik etmeye başlıyor. Countryman test aracımız, 18 inçlik jantları ve rakibinden daha sert süspansiyon yapısı nedeniyle bozuk yollarda Juke’dan daha fazla sarsıntı yapıyordu. Juke’un orta sertlikteki süspansiyon sistemi, yol tutuştan çok konfor sağlamaya yönelik geliştirilmiş. Ayrıca MINI’den daha başarılı olan yaklaşma ve uzaklaşma açısı sayesinde ufak tefek engelleri aşmak çok kolay. Bu sayede ufak kır gezintilerinizde Juke sizi yarı yolda bırakmıyor. Güvenlik MINI Countryman, EuroNcap çarpışma testinden elde ettiği 5 yıldız ile güvenliğini kanıtladı. Nissan Juke ise geçtiğimiz günlerde katıldığı testten 5 yıldız alarak güvenli bir otomobil olduğunu gösterdi. Sonuç Pek çok okuyucumuzun bu testte neden ‘fiyat’ kategorisinde değerlendirme yapmadığımızı merak ettiğini tahmin ediyoruz. Ancak MINI Countryman’in ve Nissan Juke’un taşıdığı fiyat etiketleri arasında Contryman aleyhine ciddi farklılık bulunuyordu. Karşılaştırmamızda bu kriteri göz önüne alsaydık daha baştan Juke’un üstünlüğünü kabul etmemiz gerekiyordu. Fiyat kriteri göz ardı edildiğinde karşılaştırma sonucuna göre Juke ipi küçük bir farkla göğüslemeyi bildi. Eğer siz de Juke’un tasarımını sevenlerdenseniz ve yerden yüksekte kendinizi güvenli hissediyorsanız hemen gidin ve bu modeli satın alın. Aklınız karşılaştırmamızın diğer üyesinde kalmasın. Ancak Juke’a bir türlü alışamadıysanız ve bütçeniz elveriyorsa MINI Countryman sizi memnun edecektir. Hele MINI markasına tutku düzeyinde bağlıysanız ödediğiniz paranın karşılığını alacaksınız. Fakat standart binek modellerle aynı yükseklikte gitmeyi kabul etmeniz şart. Tulu Darıcan - Selim Erkek TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 52 ◆ BANKACI GÖZÜYLE ◆ 3B - BBB “Ben Bir Bakayım” 3B, yani BBB nedir? 3B, BBB, birinden bir şey istediğinizde size verilebilecek bir cevap türüdür. “Şirketinizin elektrik işlerini yapmak istiyoruz. Size teklifimizi sunabilmek için bize bu konuda bilgi verebilir misiniz?”. “Derneğimizin düzenlediği balo için size dört adet balo bileti gönderebilir miyiz?”. “Bize ödemeniz gereken 10 bin TL var. Bu cuma günü ödeyebilir misiniz?”. “Bize verdiğiniz çek karşılıksız çıktı. Çek bedelini ödeyebilir misiniz?”. Yukarıdakilere benzer sorulara verilebilecek açık ve net iki çeşit cevap olabilir. Ya “Evet”, ya da “Hayır”. Evet veya hayır yerine, size aşağıdaki cevap verilirse, bu cevabı, “3B”, “BBB” cevabı diye değerlendirin. “Ben bir bakayım” cevabı çoğu kez kaçamak bir cevap türüdür. “Ben bir bakayım” cevap verenin bazen düşünmek ve araştırmak için zaman kazanmak için söylediği bir cümle olabildiği gibi, çoğu zaman da “Hayır” demeden “Hayır” demenin bir başka ifade tarzıdır. Gençler için oluşturduğum bir web sitesine banner reklamı almak için geçtiğimiz hafta büyük bir GSM operatörü şirketinin Kurumsal İletişim Müdürünü aradım. Sağlanacak gelir ile üniversitede okuyan gençlerimize burs vermek için çaba sarfediyorum. Konuyu ona anlattım. “Bülent Bey, ben bir bakayım” dedi. 3B cevabını alınca ondan geri dönüşü beklemek yerine başka bir şirketle konuşmam gerektiğini anladım. Aynı hafta büyük bir bankanın genel müdür yardımcısı ile bir toplantım oldu. Projemi ona da anlattım. Toplantımız sürerken proje ile ilgisi olacak müdürünü telefonla benim yanımdan aradı. “Bülent Bey ile bir proje konuşuyoruz. Proje bize çok uygun. Kendisiyle temas kurup projeyi nasıl uygulayabiliriz diye değerlendirebilirseniz sevinirim” dedi. İşte “Ben bir bakayım” cevabı vermek yerine, bu iş yapılabilir mi diye pozitif dü- Bülent Şenver Eski Pamukbank Genel Müdürü şünen bir banka genel müdürünün tavrı dedim. O da bana “Bülent Bey, ben bir bakayım” diyebilirdi. Ama demedi. Onun yerine konu ile ilgili müdürünü benim yanımdan arayarak konuyu incelemesi için ona görev verdi. Pozitif yaklaşım ve anında aksiyon başlatan bir yönetim tavrı sergiledi. Belki, genel müdürün görev verdiği müdür, birkaç gün sonra bana geri dönecek ve “Bülent bey, kusura bakmayın bütçemiz yetmediği için size yardımcı olamayacağız” diyecektir. Durum sonunda olumsuz olsa dahi beni başından savmak, oyalamak için “Ben bir bakayım” demek yerine, genel müdürün konuya ilgi göstermesi aramızdaki pozitif ilişkileri daha da perçinlemiş oldu. İş hayatında aksiyona yönelik, iş bitirici cevaplar ile iş olsun diye verilen oyalama cevapları ayrıt etmek, teşhis etmek önemlidir. İş olsun diye verilen oyalama cevapların peşine düşüp onlara bel bağlamayın. Zamanınızı boşa harcamış olursunuz. İş bitirici, aksiyon dolu cevapların peşinden koşun. Bu tür cevapları takip edin. Böyle cevaplar verebilecek kişiler ile iş yapmaya çalışın. Size soru sorulduğunda ise sakın iş olsun diye oyalama cevapları vermeyin. Karşınızdaki insanları yanıltmayın. Onları oyalamayın. Onların zamanlarını boşa harcamalarına neden olmayın. Siz aksiyona yönelik, iş bitirici cevaplar veren bir insan, aranan, beğenilen ve takdir edilen bir yönetici olun… TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 53 ◆ GEZİ ◆ Türk Motiflerine Yolculuk Ankara Vakıf Eserleri Müzesi Ankara’da Opera binasının karşısında yer alan Ankara Vakıf Eserleri Müzesi, 1928- 1941 yılları arasında Hukuk Mektebi olarak kullanılıyordu. 2004 yılına kadar Ankara Müftülüğü tarafından kullanılan bina, 2007 yılında Ankara Vakıf Eserleri Müzesi olarak faaliyete geçti. Müze Tarihi Öğrenim Vakıf Kız Öğrenci Yurdu olarak hizmet görmüş daha sonra üst katları Ankara Müftülüğü tarafından kiralanmış, bodrum katı ise Vakıflar Genel Müdürlüğünce halka hizmet veren Aşevi olarak kullanılmıştır. İlk Hukuk Mektebi olarak bilinen bina, Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi eseridir. Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi, 20. yüzyıl başlarında II. Meşrutiyetin ilanı ile başlayıp cumhuriyetin ilanı ile gelişerek 1930’larda sona eren bir dönemi yansıtmaktadır. Bu anlayışta yapılan Ankara Eski Hukuk Mektebi Binası da geleneksel süsleme ve mimari elemanların kullanılmadığı oldukça sade cephelere sahip olan erken örneklerden biridir. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra başkent Ankara’nın imarı için büyük çaba sarf eden Vakıflar Genel Müdürlüğü (Evkaf Umum Müdürlüğü) tarafından 1927 yılının sonlarında bugünkü Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın (o zamanki Hariciye Vekâleti) kuzeyinde büyük bir ilkokulun yapımına başlanmış ancak 1928 yılı sonlarında bu yapı Hukuk Mektebine tahsis edilmiştir. 1928–1941 yılları arasında Hukuk Mektebi olarak kullanılan bina bir süre Ankara Kız Sanat Mektebi ve Ankara Yüksek TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 54 2004 yılına kadar Ankara Müftülüğü tarafından kullanılan yapı, Nisan 2004 tarihinde boşaltılmış ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından müze amaçlı kullanılmak üzere restorasyonu yapılarak Ankara Vakıf Eserleri Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Müzede Neler Var? Ankara Vakıf Eserleri Müzesinde; yıllardır Vakıflar Genel Müdürlüğü depolarında muhafaza edilmiş Türkiye’nin bütün yörelerinden toplanmış halı ve kilim örnek- kanlığı müzelerinde emaneten bekletilen birçok vakıf kültür varlığı da bu sergilenen eserler arasında yerini alıyor. leri, şamdanlar, Kur’an-ı Kerimler, padişah vakfiyeleri, saatler, hat levhalarının yanı sıra Ahi Evran Camii’nin 13. yüzyıla ait ahşap pencere kanatları ile vaaz kürsüleri, çini panolar, para keseleri, Kâbe örtüleri ve Sivas-Divriği Ulu Camii’ne ait kapı kanatları, ahşap paneller, Vakıflar Genel Müdürlüğünde kullanılmış fotoğraf makineleri, cam filimler ve aksesuarları her türlü teknolojik imkanların yardımıyla sergileniyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından cumhuriyetin ilk yıllarında bir eğitim yapısı olarak inşa edilen binanın bugün müze olarak kültürel amaçla kullanılması hem bu tarihi yapının korunması ve yaşatılması hem de Ankara’nın yeni bir müzeye kavuşması açısından geçmişte olduğu gibi günümüzde de Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yaptığı çok önemli bir çalışma olarak görülüyor. Bu müzeler sayesinde yıllardır depolarda biriken eski eser vasfı kazanmış teberrukat eşyalarının müze kurulacak iller bazında tespit ve tasnifi yapılarak eserlerin daha sağlıklı ortamlarda sergilenmesi sağlanıyor. Bunların yanı sıra Kültür ve Turizm Ba- 2004 yılına kadar Ankara Müftülüğü tarafından kullanılan yapı, Nisan 2004 tarihinde boşaltılmış ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Müze amaçlı kullanılmak üzere restorasyonu yapılarak Ankara Vakıf Eserleri Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kültür hizmetleri kapsamında sürdürdüğü müzecilik çalışmalarının en önemli amacı ise yüzyıllardır dünyaya örnek olmuş “Vakıf Medeniyeti” ruhunun canlandırılmasına katkıda bulunmak, geçmişle gelecek arasında köprünün imarında bu yüzyılın payına düşen rolünü eksiksiz yapmak ve müzecilikte sürekliliği sağlayarak gelecek nesillere aktarmak. Müzedeki Etkinlikler Ankara Vakıf Eserleri Müzesi henüz çok yeni bir müze olmasına rağmen eğitime yönelik faaliyetlerine ilk günden başlamış. Bu kapsamda ilköğretim ve lise düzeyinde öğrenciler okulları aracılığıyla randevu sistemiyle yaklaşık 40’ar kişilik gruplar halinde alınıp müze gezdiriliyor ve seminer odasında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün faaliyetleri müzeyi tanıtan kısa bir sunum izlettirilerek müzeden uğurlanıyor. Bunun yanı sıra Çağdaş Dram Derneği müzede gerek büyükler gerekse değişik yaş gruplarındaki çocuklara eğitim çalışmaları yaptırıyor. Engelli vatandaşlar için de yeni projeler geliştirilmesi planlanıyor. Tarihi motifler içinde yolculuk için adres Ulus. Müzeye girişler ücretsiz. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 55 Sevil Yücel - [email protected] ◆ RÖPORTAJ ◆ Ankara’nın Efsane Takımı, Ankara Demirspor Ankara’nın köklü takımlarından Ankara Demirspor sadece futbolda değil halter, tenis, vücut geliştirme ve satranç dallarında da başarılı sonuçlar elde etmeye devam ediyor. tabiî ki, bazen yönetici alıyoruz. Kulübümüz daha ziyade demiryolu çalışanına ve personeline hizmet vermeyi amaçlıyor. “Her branşta büyük başarılar elde edelim” düşüncesinde değiliz. Biz her zaman çalışanlarımıza sosyal ve kültürel anlamda hizmet vermeyi amaçlıyoruz. Bunu da büyük ölçüde başarıyoruz. Sosyal ve kültürel anlamda da bünyemizde Ankara Demirspor Folklor Ekibi adı altında bir folklor ekibimiz var. Bu sadece demiryolu çalışanlarından oluşmuş bir ekip yani profesyonel bir ekip değil. Değişik yörelerin oyunlarını oynuyorlar, demiryollarının yapmış oldukları etkinliklere katılıyorlar. Açılışlara ve törenlere katılıyorlar. Numan Yavuz Futbol takımı 1938-1939 sezonunda Türkiye’nin ilk deplasman ligi olarak bilinen Milli Küme’de ilk başarısını aldı. Galatasaray ile aynı puanda olan Ankara Demirspor gol averajı ile ikincilik elde etti. Bu başarısını 1939, 1943, 1947, 1948, 1959 Ankara şampiyonlukları ve 1947 yılında aldığı Türkiye Şampiyonluğu ile devam ettirdi. Kuruluşunda kırmızı- yeşil formaya sahip olan Ankara Demirspor, 1933 yılında Çankaya takımıyla birleşince forma rengi mavi- lacivert renklerine dönüştü. Köklü geçmişi ve aldığı başarılı galibiyetleriyle Ankara’nın Efsane Takımı olarak tanınan Ankara Demirspor Kulübü’nün tesislerini ziyaret ettik, idman çalışmalarının fotoğraflarını çektik. Aynı zamanda Kulüp Başkanı Numan Yavuz ile futbol tadında hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Ankara Demirspor Kulübü’nden bahseder misiniz? Ankara Demirspor Kulübü Başkanı Numan Yavuz: Kulübümüz demiryolları bünyesinde bir müessese kulübü. Yöneticilerin tamamı TCDD personeli. Dışarıdan şu anda kimse yok. Dışarıya da açığız Ankara Demirspor Kulübü’ne bağlı branşlar nelerdir? Futbol, halter, tenis, vücut geliştirme ve satranç dallarında faaliyet gösteriyoruz. Halterde 2004 yılında dünya ve olimpiyat şampiyonu sporcumuz var. Gerek Ankara gerekse Türkiye çapında olsun, halterde büyük başarılarımız var. Satrançta bu sene Gençler Ligi’nde Ankara birincisi ve Türkiye dördüncüsü olduk. Tenis kulübümüzü yeni açtık. Şu anda tenis kurslarımız devam ediyor. Futbolda hem 1. Futbol Ligi’nde hem de 2. Lig ve 3. Lig’de mücadele ettik. 1947 yılında Ankara Demirspor olarak bölgelerarası şampiyon olduk ve bu bölge şampiyonları Ankara’da toplandılar ve Türkiye şampiyonası maçını yaptılar. O maçta 1. Futbol Ligi şampiyonu olduk ama bunu federasyona henüz tescil ettiremedik. Yazışmalarımız oldu yalnız federasyon soğuk bakıyor. O zamanlar Süper Lig statüsü yoktu. Futbolcudan Aidat Almıyoruz Profesyonel takımımızın dışında 120 civarında altyapıda futbolcumuz var. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 56 Amacımız bu çocukları spora adapte etmek, kötü alışkanlıklardan uzak tutmak ve bunlara sporla ilgili ahlak bilgisi vermek. Biz futbolcularımızın hiçbirinden aidat almayız. Elimizden geldiğince maddi ve manevi yardımlar yapıyoruz. Onların spora alışması için yardımcı oluyoruz. Diğer taraftan halter branşında yaklaşık 12 tane sporcumuz var. Bunlar büyükler, gençler ve minikler olarak sıralanıyor. Teniste yaklaşık 30 tane kursiyere, tenis severe kurs veriyoruz. Bunlar da ücretsiz. Ankara Demirspor bu faaliyetleri yaparken nasıl bir maddi kaynak elde ediyor? Bizim zamanında demiryollarından kiraladığımız tesisler var. Şu an itibariyle bir tane düğün salonu çalıştırıyoruz ve lokal olarak kullandığımız orada bir tesisimiz var. “Küçük Ev” dediğimiz bir kebap salonumuz var. Behiçbey tesislerinde kır düğünleri için bir yerimiz var. Yanında açık havuzumuz var. Maddi kaynağımızı buralardan sağlıyoruz. TCDD ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan maddi bir kaynak almıyoruz, bu şekilde kendimizi idare etmeye çalışıyoruz. Ayrıca futbol takımımız üçüncü ligde oynadığı için iddialara giriyoruz. İddialara girdiğimiz zaman oradan para alıyoruz. 2010–2011 sezonunda iddiadan yaklaşık 550 bin civarında bir para aldık. Kulüp olarak ne gibi sıkıntılarınız var? İlk başta spor tesisi yokluğu çekiyoruz. Alt- yapıya ayırdığımız bir tesisimiz yok. Diğer branşlardan halterde, tam bir çalışma ortamımız oluşturulmadı, bu konuda sıkıntı var. Aynı zamanda beş dalda faaliyet gösterdiğimiz halde Ankara dışına çıktığımızda otobüsümüz olmadığı için araç sıkıntısı çekiyoruz. Konaklamayı ve vasıtayı kendi imkânlarımızla sağladığımız için gittiğimiz ilde çok büyük masraflarımız oluyor. Biz Üçüncü Lig Takımı olduğumuz için köklü bir takımız ama Üçüncü Lig’de bulunuyoruz. Ankara’da çok kulüp var ve bu yüzden Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü hangi birisiyle ilgilensin diye düşünüyor insan. Federasyonun imkânları da belli ama federasyondan biz çok memnunuz çünkü bu seneye kadar iddiaya bu kadar giremiyorduk ve iyi miktarda para aldık. Ayrıca profesyonel takımımızın hem otel hem de vasıta gibi deplasman masraflarını da bu sene federasyon karşılıyor. Bu çok önemli bir şey, bunu vurgulamakta fayda var. Bir de yönetici olarak biz profesyonel değiliz. Devlet memuruyuz ve ikinci iş olarak bu işi yapıyoruz. Profesyonel yönetici olsa takım daha iyi yönetilir diye düşünüyorum. Zamanımızın çoğu TCDD Genel Müdürlüğü’nde geçiyor, spora pek vakit ayıramıyorum. Zaman sıkıntımız var. Neden TCDD’den yardım alınmıyor? Biz 2008 yılına kadar demiryolları bütçesinden her sene bir pay alıyorduk. Fakat 2008 yılında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü kanununun bir maddesi değiştirildi. O maddede 500’den fazla memur ve işçi çalıştıran kurumların bütçelerine para koymak suretiyle hoca, teknik direktör alabileceği ve dışardan tesis yapabileceği söyleniyordu. Şimdi o madde kaldırıldı. Kaldırılınca da kuruluşumuz bizden o kaynağı kesti. Doğal olarak mevzuat şu anda uygun değil ama bu konudaki girişimlerimiz devam ediyor. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile temas halindeyiz. Eğer o mevzuatı düzenlersek yardım alabileceğiz. Biz TCDD’den nakit olarak yardım alamıyoruz ama şimdiye kadar ki yaptıkları yardımlardan dolayı da müteşekkiriz. Aynı zamanda federasyona da müteşekkiriz. Kupaları Ulus’tan Almadık Tesislerinizi ziyaret ettiğimde birçok kupanızın olduğuna şahit oldum. Ankara Demirspor o parlak dönemlere gelebilmek için neler yapmalı? Kupaları biz Ulus’tan satın almadık. Hepsinin üzerinde kupa hangi yılda alındıysa yazıyor. Futbol ve atletizm dalında birçok başarımız var. Diğer branşlarda da var tabiî ki, almaya da devam ediyoruz. En son TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 57 geçen ay satrançta aldık. Geçen seneye kadar yüzme de vardı. O kupalar bizim başarılarımız. O başarılar tekrar nasıl elde edilir? Başarılarımızın tekrar elde edilmesini zor görüyorum bu şartlarda. İki yıldan beri ikinci lige çıkmaya çalışıyoruz ama çıkamıyoruz. Eskisi gibi değil, eskiden takımlar azdı. Ankara Demirspor’un kuruluşunda spora katkısı çoktu, bir zamanlar başarı elde ediyordu. Hedefleriniz neler? 2. lig ve Bank Asya’ya çıkma hedefimiz var. Diğer branşlarda da başarılar bekliyoruz. Halterde dünya şampiyonu olma hedefimiz var. Teniste Türkiye’de önemli tenis kulüplerinden birisi olmayı hedefliyoruz. Satrançta süper lige çıkmayı hedefliyoruz. Altyapımızı genişletip Türk futboluna futbolcu yetiştirmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemden itibaren altyapıya çok fazla önem vereceğiz. Süper Lig’de bizim altyapımızda yetişen bir sürü futbolcumuz var. Biz bunların çoğalmasını istiyoruz. Her sene dört, beş futbolcumuzun Süper Lig’de mücadele etmesini amaçlıyoruz. Şuanda branşını yaptığımız beş dalda yükselebildiğimiz kadar yükselmek en büyük hedef. Şikeler Kalksın, Futbol Terörü Olmasın Türkiye’de sporun gelişmesi için Ankara Demirspor elinden geleni yapacak. Önce sporda futbol gelişsin sonra tüm branşlar gelişsin. Şikeler ortadan kalksın, futbol terörü olmasın istiyoruz. Bunun için tüm kulüp başkanları gereken spor ahlakını futbolcularına vermeli. Bunlar olduğu takdirde futbol gelişir. Sevil Yücel - [email protected] ◆ MAKALE ◆ Avrupa Birliği ve Euro’nun Geleceği Avrupa Birliği’ne üye olmadığımız halde, Türk ekonomisinin son on yıllık süreçte geçirdiği evrimin neticesi olarak, euro’da meydana gelen dalgalanmalardan doğrudan etkilenir olduk. Ekonomimizin bu naif görüntü veren yönü, sanayi malı üretimi ve ihracatının, hammadde ve ara mamul madde bazında ithalata bağımlı hale gelmiş olmasıdır. Ülkemiz, dış ticaretinin yüzde 50’sini AB ülkeleriyle yapmaktadır. Bunun sonucu olarak AB ülkelerindeki ithalat yönlü daralma, doğrudan doğruya Türkiye’nin ihracatını etkilemektedir. İthalattaki azalmaya rağmen, ihracatın da daralması ve euro’nun düşmesi ile birlikte yine ihracatın ucuzlaması dış ticaretimize olumsuz olarak yansımakta, sonuçta 2010 yılı sonunda cari işlemler açığımızın 35-40 milyar dolar seviyelerine ulaşması beklenmektedir. Euro bölgesi ülkelerde yaşanan kriz, Yuna- nistan başta olmak üzere İspanya, Portekiz ve Macaristan’da bütün ağırlığı ile hissedilirken ortaya atılan soru AB’nin dağılıp dağılmayacağı ile para biriminin çöküp çökmeyeceğidir. AB’nin sıkı sıkı sarıldığı üç prensibe kısaca göz attığımızda verilecek cevaplar bizleri bir dereceye kadar tatmin edebilir. Bu prensiplerden birincisi; tam üye ülkelerde “Maastricht Kriterleri”nin uygulanması ve tutturulmasıydı ki, halen bunun olmadığını görüyoruz. İkinci prensip; her ne olursa ol- TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 58 Cihat Çetinkaya sun bu ülkeler tam rekabete dayalı serbest piyasa ekonomi şartlarında ekonomilerini yönetecek ve asla “müdahale olmayacaktı”. Bu da olmadı. Son iki krizde liberal uygulamaların tamamen dışına çıkıldığını, özellikle Fransa, Almanya, İtalya başta olmak üzere finans sektörüne ve bankacılık uygulamalarına devletlerin farklı ölçülerde müdahale ettiğini ve hatta kamulaştırmaların yapıldığını gördük. Üçüncü prensip; “Merkez Bankası bağımsız olacaktı”. Maalesef bu konuda da kötü bir sınav verildi. Dolayısıyla prensipler bazında AB kötü durumda. General DE GAULLE, Avrupa Birliği’ni sadece bir ekonomik entegrasyon değil, aynı zamanda siyasi bir birlik olarak hayal etmişti. Ancak geldiğimiz noktada AB’nin ayakta kalıp kalamayacağı tartışılıyor. Ekonomik birlik sağlanamadığı sürece, aynı bayrak ya da tek parlamento çok şey ifade etmiyor. Bu durumun başlıca nedeni, AB’ye üye ülkelerin ekonomik, siyasi ve demografik özelliklerinin tamamen birbirinden farklı olmasında yatıyor. Üye ülkeler içerisinde Almanya gibi dış ticaret fazlası veren güçlü bir ekonominin yanında, dış açığı fazla olan veya iflas etme durumuna gelen ülkelerin bulunması durumu daha da zorlaştırmakta. Alman bankalarının elindeki diğer devletlere ait hazine bonosu tutarı kendisini de zorda bırakacak miktarlara ulaştı. Bu arada krizin en fazla vurduğu Yunanistan’ın, Fransız bankalarına olan borçları 250 milyar dolar civarında. Dolayısıyla birlik üyesi ülkelerden bir kısmı refah içerisinde iken bir kısmı borçlarla ve fakirlikle mücadele ediyor. landığı ülkelerde krize karşı alınan tedbirler ve halkın katlandığı fedakârlıkların bilincinde olması ve duruşu, krizlerin aşılmasında son derece etkili olmaktadır. Olaya Türkiye açısından baktığımızda, AB’ye tam üye olmamamız bir anlamda Türkiye’nin krizden daha az zarar görmesi ile sonuçlandı. Özellikle bankacılık sektörü ve borsa çok fazla etkilenmedi, ancak Türkiye’nin ihtiyacı olan yabancı sermayenin yüzde 60’ının AB’ye üye ülkelerden gelmesi, ciddi anlamda Türk ekonomisini etkilemiş ve özellikle nakit para akışındaki azalma olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Peki, AB çöker mi? Önümüzdeki beş – altı yıllık süreçte böyle bir ihtimal var. Ancak kesin olarak bir şey söylemek güç. Görünen o ki, özellikle üye ülkelerdeki büyüyen bütçe açıkları ve kamu borçları, birliğin geleceğini ciddi anlamda tehdit ediyor. Mahallede yangın çıktığı zaman herkes yangını söndürmek için birlikte harekete geçmek ister. Yangının mahalleyi sarması durumunda ise, herkes kendi canının derdine düşer. Bazen yangını söndürmeye talip dış güçlerde çaresizlik içerisinde hadiseye seyirci kalabilirler. Bir kehanette bulunmak adına değil, ancak euro bölgesinin geleceği pek parlak görünmüyor. Üye ülkelerin ekonomilerinin ve hükümetlerinin farklı yapılarda olması ile karakteristik özellikleri göz önünde bu- Olaylara bu açıdan bakıldığında, hukuki ve felsefi anlamda AB çökmeyebilir ancak ortak para birimi euro’nun kullanımından başta Almanya olmak üzere, üye ülkelerden bazıları her an vazgeçebilir. Son zamanlarda sadece Almanya’nın “mark” a dönmesinin konuşulduğu dikkate alınırsa bu ihtimal daha da güçleniyor. Kesin olan bir şey varsa, AB bölgesindeki üye ülkelerin bütçe açıkları ve devlet borçları ile başa çıkma adına harcamaları kısmaları ya da konsolidasyonlara yönelmeleri enflasyonun ateşlenmesi anlamına gelen deflasyon ve ona bağlı olarak ekonoBir kehanette bulunmak adına değil, ancak euro bölgesinin milerin resesyona geleceği pek parlak görünmüyor. Üye ülkelerin ekonomilerinin girmesi olacaktır ki, ve hükümetlerinin farklı yapılarda olması ile karakteristik Türkiye’nin bütün özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, dolara karşı ortak bir bu gelişmelerden politikanın hayata geçirilmesi mümkün olmayacak gibi. zarar görmesi ihtimali çok yüksektir. Sonuç olarak, iki önemli krizin vurduğu AB’ye üye ülkelerin kriz karşısındaki karar, tutum ve duruşları bir bütünlük göstermediği için krizin aşılması zor görünüyor. İrlanda, son derece kapsamlı bir ko n s o l i d a s y o n uygulayarak krizi çözerken Yunanistan, Portekiz, İspanya ya da Macaristan’ın aynı politikaları uygulamaya sokması beklenmiyor. Krizin ilk çıktığı dönemde Almanya, Fransa ve İtalya kamulaştırmayı da içine alan müdahaleci politikalar izlerken diğer ülkelerin uygulamaları farklılıklar göstermişti. Bunun örneklerini çoğaltmak mümkün. Esasta, sorunların çözülmesindeki en önemli faktör, üye ülkelerin yönetiminlerinde güçlü bir hükümetin olması. Bu sağlandığı takdirde, politikalar ve alınan kararların uygulanması işi daha da kolaylaştırıyor. İkinci bir faktör de, üye ülkelerin sosyal bütünlük içerisinde olup olmamaları. Bu durumun ve en büyük uzlaşının sağ- lundurulduğunda, dolara karşı ortak bir politikanın hayata geçirilmesi mümkün olmayacak gibi. Üye ülkeler toplanıp ortak kararlar alıncaya dek, ABD Merkez Bankası bir gecelik kararla piyasalara dolar sürerek veya dolar alarak elindeki kur enstrümanını istediği gibi kullanmakta. Birinci krizde dünyaya dolar sürerek doların değer kaybına göz yuman ABD, ikinci krizle birlikte tüm dünyada doların değer kazanması yönündeki politikalarını devam ettiriyor. Krizden çok ciddi şekilde etkilenen Avrupa Birliği ülkelerinin euro’nun değer kaybı karşısında yapabilecekleri oldukça sınırlı. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 59 Peki, Türkiye ne yapmalıdır? Bu sorunun cevabı; Türkiye özellikle ihracat paketinde riski azaltmalı, bunun için de başta Çin, Türkî Cumhuriyetler ve Arap dünyası olmak üzere, euro bölgesi ülkeler dışındaki pazarlara yönelmelidir. Ayrıca, üretimde, ithalata karından bağlı modelin süratle terk edildiği yeni üretim stratejilerine ihtiyaç vardır. Buna ek olarak kamu harcamalarının yatırımları artırıcı motor gücünün kullanılması ile atılacak adımların faydalı olacağını bir kez daha vurgulamakta yarar görüyorum. Türkiye’nin teknolojik alt yapısı ve bilinçli insan gücü bunu başaracak nitelik ve niceliğe sahiptir. ◆ SİNEMA ◆ Transformers 3 The Resident Gösterim Tarihi: 01 Temmuz 2011 Tür: Bilim Kurgu / Macera / Aksiyon Yönetmen: Michael Bay Oyuncular: Rosie HuntingtonWhiteley, Shia LaBeouf, Josh Duhamel, Hugo Weaving , John Malkovich, Ken Jeong Gösterim Tarihi: 08 Temmuz 2011 Tür: Dram, Gerilim, Korku Yönetmen: Antti Jokinen Oyuncular: Hilary Swank, Jeffrey Dean Morgan, Christopher Lee, Lee Pace, Aunjanue Ellis, Penny Balfour Autobotlar, ayda saklanan bir Cybertron gemisini keşfederler. Bu gemiye Decepticonlar’dan önce ulaşmak ve sırrını keşfetmek temel hedefleri olacaktır. Transformers’ın son savaşı yaklaşıyor... Genç doktor yeni taşındığı Brooklyn dairesinde yanlız olmadığını düşünmeye başladığında, ev sahibinin kendisi konusunda korkurtucu saplantıları olduğunu da öğrenir. Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2 Gösterim Tarihi: 13 Temmuz 2011 Tür: Aksiyon / Macera / Fantastik Yönetmen: David Yates Oyuncular: Emma Watson, Daniel Radcliffe, Ralph Fiennes, Helena Bonham Carter, Gary Oldman, Rupert Grint Destansı finalde, iyi ile kötünün mücadelesi büyücüIük dünyasını büyük bir savaşın içine sokmuştur. Tehdit hiçbir zaman bu kadar büyük olmamıştır ve artık hiçbir yer güvenli değildir. Bu arada, Lord Voldemort ile son karşılaşmasına gittikçe yaklaşan Harry Potter’ın en büyük fedakarlığı yapması gerekecektir. Herşey burada sona erecektir. Let Me In İskandinav sinemasının son dönem çıkardığı en iyi filmlerden biri olan Let the Right One In’in Hollywood versiyonu olan filmde Owen içine kapanık ve arkadaş edinmekte zorlanan bir çocuktur. Yeni taşınan Abby ile dost olurlar. Aslında bir vampir olan Abby, Owen’ı herkese karşı korumaktadır. Elbette Owen bunu fark edecektir. Gösterim Tarihi: 22 Temmuz 2011 Tür: Romantik / Fantastik / Dram Yönetmen : Matt Reeves Oyuncular: Chloe Moretz, Kodi Smit-McPhee, Richard Jenkins, Jimmy Pinchak, Sasha Barrese Arabalar 2 “Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2” Harry Potter film serisinin son macerası ve merakla beklenen son filmin ikinci bölümü. Mr. Popper’s Penguins Gösterim Tarihi: 12 Ağustos 2011 Tür: 3 Boyutlu, Aile, Animasyon, Çocuk, Komedi, Macera Yönetmen: John Lasseter, Brad Lewis Oyuncular: Owen Wilson, Michael Caine, Michael Keaton, Thomas Kretschmann, Emily Mortimer, Tony Shalhoub Şimşek McQueen, yeni pit ekibi ve yeni ekip şefi Mater ile dünya çapında beş farklı ülkede yapılan “Race of Champions” yarışlarına katılır. Bu ülkeler: Japonya, Almanya, İtalya, 24 saat yarışının yapıldığı Fransa ve İngiltere’dir. Mater, Finn McMissile adındaki bir İngiliz gizli ajanı Aston Martin’i kurtatır, ve kendini casus dünyasında bulur. Gösterim Tarihi: 26 Ağustos 2011 Tür: Çocuk, Komedi Yönetmen: Mark Waters, Noah Baumbach Oyuncular: Jim Carrey, Ben Stiller, Carla Gugino, Madeline Carroll, Angela Lansbury, Ophelia Lovibond, David Krumholtz New York’taki dairesinde penguenler ile birlikte yaşayan Tom Popper’ın komik hikayesi anlatılıyor.Ünlü oyuncu Jim Carrey’nin yine bir komik bir karakteri canlandıracağı filmde başarılı bir iş adamının 6 penguen alarak apartman dairesini buzdan bir kaleye dönüştürme serüveni anlatılıyor. Penguenler ile birlikte yaşamaya başlayan Tom Popper, bakalım yeni sorumluluklarının iş hayatına olumsuz yansımasını engelleyebilecek mi? TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 60 ◆ KİTAPLIK ◆ İYİ Kİ FARKLIYIZ Editörün Seçimi Ekip Çalışması, Stratejik Planlama ve Farklılıkların Yönetimi Özden Aslan Özden Aslan, yine kolay okunabilen ama önemli mesajlar içeren bir iş dünyası öyküsü ile karşımızda. Kitabın konusu, tüm dünyada organizasyonların daha mükemmel çalışmalarına engel olan bireysel önyargılar. Bir kuruluşun daha başarılı olabilmesi için farklılıkların farkında olunmasının ve duyarlılığın önemi vurgulanıyor. Bazen güldüren, bazen üzen, ama hep düşündüren bir yapıt. Uluslararası iş ilişkilerinin hızla önem kazandığı çağımızda, yapı itibarıyla çok kültürlü olan ve zaman zaman da hoşgörü eksikliği örneklerini gözlemlediğimiz ülkemiz için önemli bir kitap. Bütün bunların yanında içinde stratejik planlama hakkında da hatırı sayılır bilgiler var ki buna kitabın “bonus”u da diyebiliriz. Sadece yöneticilerin değil tüm çalışanların faydalanabileceği bir kitap. Prof. Dr. Erhan Erkut Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Kitapta anlatılanlar, iş yaşamında yaşadıklarımla tam olarak örtüşüyor. Kitabın kurgusu harika, dili akıcı. Bölüm başlarındaki şiirler, yazarın zarafetinden ve bilgisinden damla damla dökülen sözcükler kitaba bambaşka bir renk katmış. Ayşenur Öztürk Türkiye İstatistik Kurumu, Ekonomist Dış Ticaret Destekleri Hakan Akın Ülkemizde dış ticaret mevzuatı kapsamında yer alan ihracat destekleri uygulamaları, ihraç malı ürünün hammaddesinin temininden pazarlamasına, ihracat öncesi kredi temininden satış sonrası kambiyo risklerinin bertaraf edilmesine kadar birçok konuda ihracatçılarımıza destek olmaktadır. Böylece ülkenin daha kolay ihracat yapar hâle gelmesini ve ihraç gelirinin artırılmasını hedeflemektedir. Ancak bu konuda yeterli eğitim ve bilgilendirmenin yapılmaması nedeniyle, ihracatçı firmalar bu desteklerden haberdar olamamakta ve dolayısıyla faydalanamamaktadırlar. Olumlu Sözcükler Etkili Sonuçlar Hal Urban Sözcüklerle dolu bir okyanusta yaşıyor olmamıza rağmen, onların insanları yüceltme ya da alçaltma, teşvik etme veya cesaretini kırma, yardım etme ya da incitme gibi konularda sahip olduğu gücün pek farkında olduğumuz söylenemez. Ancak mücevher değerindeki bu kitapta, bir baba, ödül almış bir öğretmen ve Yaşama Dair En Büyük Dersler adlı klasik eserin yazarı olan Hal Urban, dili bizim ve çevremizdeki insanların yaşamlarında değişim yaratacak şekilde kullanmanın basit ve pratik yollarını gösteriyor. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 61 Geleceğin Organizasyonunu Yaratmak Ahmet Şerif İzgören Bu değerli eser; geleceğin yöneticilerine, üniversite öğrencilerine, modern çağın yöneticisine ve aday yöneticilerine ışık tutacak ve bu sebeple kütüphanemizde bulunması gereken bir başvuru kitabı olarak yerini alacaktır. Yönetimin bir sanat olarak değerlendirildiği, insan faktörünün tüm parametrelerle ve interdisipliner anlayış içerisinde ele alındığı ve iletişim sürecinin etkin ve verimli yönetim için gerekliliğinin vurgulandığı kitabın geniş kitlelere hitap edeceğine ve bu alana yepyeni bir boyut getireceğine gönülden inanıyorum. Elif Özdilek Bilkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi ◆ TEKNOLOJİ ◆ Yeni Tatil Arkadaşınız, Suya Masaüstünün Yeni Yüzü ve Hava Şartlarına Dayanıklı Exper Tria Full HD Toshiba CAMILEO BW10 Kamera Toshiba Camileo BW10, aktif ve sportif yaşayanlar, hem de bir kamerada yüksek teknoloji ve dayanıklılık arayanlar için tasarlandı. Yalnızca 22 mm x 55 mm x 107 mm ölçüleri ve 114 gr ağırlığıyla kolay taşınabilen CAMILEO BW10, gerektiği anda hemen cepten çıkarıp video kaydetmenin rahatlığını sağlıyor. Heyecanlı bir doğa seyahati veya yarış dolu bir kayak keyfi gibi tüm durumlar için hem mükemmel resim kalitesi sağlayan, hem de son derece dayanıklı bir cihaz olarak karşımıza çıkıyor. İki metreye kadar suya dayanıklı olan cihaz, yoğun yağmur gibi ortamlarda su altında çalışabiliyor. Kamerayı mekanik şoklardan, tozdan ve kumdan koruyan lastik dış yüzeyi sayesinde, CAMILEO BW10 plajda ya da çölde mükemmel bir seyahat arkadaşı. Şık ve ince CAMILEO BW10 metalik gri rengi ile de göz dolduruyor. Tavsiye Edilen Kullanıcı Fiyatı: KDV dahil 470 TL Mobee ile Yolunuzu Kaybetmezsiniz Mobee, hızlı ve konforlu bir mobil deneyim sunuyor: Mobee Nett 10”. Yeni tablet, sahip olduğu özellikleri ve 10 inçlik dokunmatik ekranıyla hayatınızı çok kolaylaştıracak. İşletim sistemi olarak, Adobe Flash 10.1 destekli Android 2.2 sürümünü kullanan tablet, internette pek çok sayfayı sorunsuz açma imkanı veriyor. Cihaz, 512 MB DDR RAM’e ve dosya, resim ile diğer tüm belgelerin rahatlıkla kaydedilebileceği 4 GB dahili depolama alanına sahip bulunuyor. Hepsi bir arada Full HD LED LCD TV serisi Yenilikçi ürün grubuyla bilgisayar tutkunlarına trend teknolojileri sunan Exper, masaüstünde yeni bir dönem başlatıyor. ‘All In One PC’ kategorisinde geliştirdiği Tria modelini piyasaya sunan Exper, kasa ve kablo karmaşasına son veriyor. Göz kamaştıran tasarımı ve güçlü donanım özellikleriyle dikkat çeken multimedya canavarı Tria ile bilgisayar kullanmak artık daha keyifli… Lider ve yenilikçi bilgisayar üreticisi Exper, masaüstünde de trendleri belirliyor. Her ürününde bilgisayar kullanıcılarını yeni bir teknolojiyle buluşturan Exper, ‘All In One PC’ kategorisinde yenilenen Tria serisi ile bilgisayar kullanıcılarına ofis ya da evlerinde derin bir nefes aldıracak. Yeni DB833 serisi, Blu-ray HD player ve HD tuner (alıcı) özelliklerini bir arada sunan kapsamlı bir HD özellik setine sahip. Entegre Blu-ray Player bulunan ilk LED-LCD TV DB833 serisi, iki farklı ekran mevcut. Her iki televizyon modeli de DVB-C ve DVB-T için HD alıcı (tuner) özelliğine sahip. Kompakt tasarımlarıyla çok fonksiyonlu DB833 serisi, son derece şık bir tasarımı ile evinizin her odası için mükemmel bir seçim. Haziran 2011 itibariyle KDV dâhil (32DB833G) 2.099 TL (42DB833G) 2.949 TL satışa sunulacak. Entegre Blu-ray Player, 1920x1080 piksel LED arka aydınlatmalı Full-HD ekran, DVB-T ve DVB-C destekleyen HD alıcı ile DB833 serisi, izleyicilere müthiş bir yüksek kaliteli ev sineması hissi yaşatıyor. Yeni “hepsi bir arada özellikli” cihaz, Pay-TV dekoder özelliği ile CI uygulamasını destekliyor. Ayrıca televizyonun USB girişine takılan taşınabilir bellek gibi uyumlu bir depolama cihazından doğrudan fotoğraf, video ve müzik görüntüleyen veya çalabilen bir ortam yürütücüsü (media player ) olarak hizmet veriyor. Göz Kamaştıran Zeka Xperia Arc Türkiye’de! Akıllı telefon hayranlarının merakla beklediği Sony Ericsson Xperia Arc Türkiye’de! Hem şık hem de işlevsel tasarımıyla dünyanın en prestijli ödüllerinden reddot 2011 tasarım ödülüne layık görülen Xperia Arc, gerçekçi ekranı, Sony Exmor sensörlü 8,1 megapiksel kamerası ve süper ince harika tasarımıyla gözlerinizi kamaştıracak. Xperia Arc, ilk kez ve sadece Turkcell İletişim Merkezleri’nde ve Turkcell’in anlaşmalı olduğu zincir mağazalarda internet paketiyle birlikte ayda 67 TL’den başlayan fiyatlarla sunuluyor. Akıllı telefon hayranları Xperia Arc’ı 26-28 Mayıs 2011 tarihlerinde, Kanyon Xperia’nce Zone’da inceleyip yepyeni bir Arc kazanma şansı yakalayacak. Sony Ericsson Türkiye, dünyanın en eğlenceli akıllı telefonlarını sunan Android tabanlı Xperia serisinin son incisi süper ince Xperia Arc’ı duyurdu. Son derece şık ve ergonomik bir tasarıma sahip Xperia Arc, Sony Ericsson hayranlarıyla en yeni Android 2.3 Gingerbread desteğiyle buluşuyor. Dijital eğlence dünyasının lideri Sony teknolojisinden yararlanan fotoğraf ustası Xperia Arc, gerçekçi ekranı ve gelişmiş Sony Exmor sensörlü 8,1 megapiksel kamerası ile benzersiz bir multimedya deneyimi yaşatıyor. Reddot 2011 Tasarım Ödüllü Xperia Arc ile 100 binden fazla ücretsiz uygulamaya Android Market üzerinden ulaşabilir ve telefonunuzu istediğiniz uygulamalarla baştan yaratabilirsiniz. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 62 ◆ OTOMOTİV ◆ Porsche’den Üç Yeni Model 35’inci Yıla Özel Golf GTI Bundan iki yıl önce Panamera ile kendi alanında devrime imza atan Porsche, şimdi de aracın dizel versiyonunu hazırladı. Yenilikler 911 ve Cayman’in özel versiyonlarıyla da sürüyor. Bir depo yakıtla 1200 km yol yapabilen bir Porsche yollara çıktı. Panamera’nın yeni tanıtılan dizel versiyonu, opsiyonel lastikleriyle 6.3 lt/100 km’lik ortalama tüketim değerine ulaşırken, araçta görev yapan 3.0 lt’lik dizel motor 250 HP’lik gücüyle 0-100 km/s hızlanmasını 6.8 saniyede tamamlayarak 242 km/s maksimum hıza ulaşıyor. Ön kapılarındaki “diesel” logolarıyla kendini belli eden tutumlu Panamera’nın yanında, markanın en küçük sporcusu Cayman’in S Black Edition versiyonu da tanıtıldı. Sadece 500 adet üretilecek olan özel serinin gücü standart Cayman S modellerine göre 10 HP artışla 330 HP’ye ulaşırken, 0-100 km/s hızlanması 4.8 saniyeye kadar düşürülebiliyor. Adını hak edecek şekilde sadece siyah renkte üretilecek olan özel seri üç farklı donanım paketiyle tercih edilebilirken, aracın kaçıncı üretim olduğu ön konsoldaki bir plakaya kazınıyor. Porsche cephesinden gelen son yenilikse, aslında burada iki yenilik var, 911’leri kapsıyor. Daha önce sadece arkadan itişli olarak tanıtılan 911 GTS modeli, bundan böyle artık 4 tekerlekten çekiş sistemiyle 911 4 GTS olarak da tercih edilebiliyor. Hem cabrio hem de coupe 911’lerde sunulan 4 GTS, 408 HP gücündeyken, yeni seri kendini 19 inçlik özel alaşım jantlar, kapı ve bagaj kapağının üzerindeki logolarla belli ediyor. Ford Fiesta Sport S Tanıtıldı Dinamik sürüş özelliklerini bir marka geleneği olarak sunan Ford’un sportif tasarımlı küçük sınıf temsilcisi Fiesta’nın en güçlü versiyonu olan Fiesta Sport S, sadece 1000 adet üretilecek bir seri olarak tanıtıldı. 1.6 lt 134 HP gücünde benzinli bir atmosferik motorun görev yaptığı Fiesta Sport S, 0-100 km/s hızlanmasını 8.7 saniyede tamamlayarak, 195 km/s maksimum hıza ulaşıyor. Frost beyazı ve Indianapolis mavisi olmak üzere iki karoser rengine sahip olan araçta, ayrıca seçilen renge göre kontrast yarış şeritleri sunuluyor. En güçlü Fiesta olduğunu belli etmek için özel tamponlar ve tavan spoyleriyle donatılan Fiesta Sport S’te standart olarak sunulan 17 inçlik alaşım jantlar beyaz veya gümüş renkli olarak tercih edilebiliyorlar. Renault Capture İle Nissan Juke’a Rakip mi Oluyor? Farklı sınıfları bir araya getiren gerçek bir crossover olarak tanımlanabilecek olan Captur’un yüzünde en büyük dikkati, bundan sonraki yeni Renault’larda karşımıza çıkacak olan ön ızgara çekiyor. Şişkin çamurluklar ve eliptik hatların hakimiyetindeki karoser, çıkartılabilir metal tavan ve kanat kapılarla da dikkat çekerken, fütüristik iç mekanın yanında aslında en heyecan verici şey motor. Markanın çift turbo beslemeli ilk 4 silindirli motoru olan 1.6 lt’lik dCi dizel 160 HP güç ve 380 Nm’lik tork değerleriyle bu kategoriye yeni standartlar getirmeye adayken, ünite kısa bir süre sonra değişik güç kademeleriyle Renault modellerinde görev yapacak. TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 63 Kompakt sınıfı sportiflikle tanıştıran modellerin başında gelen Golf GTI, birinci neslin yollara çıkışının 35’inci yıldönümü için Edition 35 adlı özel bir seriye kavuştu. Dış tasarımında özel ön tamponu, karoserindeki ve iç mekanındaki “35” logolarıyla diğer GTI’lardan ayrılan seri, ayrıca özel bir metal anahtarlıkla teslim ediliyor. Doğum günü hediyesi olarak bu güzel detayların yanında en heyecan verici olansa motor kaputunun altına saklanmış. 210 HP’lik standart motor gücü 35’inci yıl versiyonunda 235 HP’ye çıkartılmış. Hem üç hem de beş kapılı karoser tipleriyle, Almanya’da 30.425 Euro’dan başlayan fiyatlarla satışa sunulan dopingli doğum günü çocuğunun Türkiye’ye gelip gelmeyeceği ise belli değil. Makyajlı 2011 Peugeot 308 Geliyor Kompakt sınıfı yüksek tavan kavramıyla tanıştıran 307’nin yerini 2007 yılında alan 308, yapılan makyajla birlikte artık ön tamponunda daha küçük bir hava girişine sahipken, farlar da selef modele göre daha köşeli bir hale gelmişler. Hatchback, station ve coupe-cabrio olmak üzere tüm 308 ailesini kapsayan makyajın en ışıltılı detayını sis farlarının çevresine etkilenen bumerang formlu LED gündüz farları oluşturuyor. Stoplarda desen değişikliği ve bagaj kapağındaki krom çıta dışında kayda değer yeniliklerin yapılmadığı arka bölüm, CC versiyonunda genişlik algısını arttıran yatay değişiklikler yapılmış. Yapılan makyajla birlikte değişen tasarım 308’in aerodinamik katsayısını 0.29 Cd’den 0.28 Cd’ye düşürürken, 25 kilogram azalan ağırlık da yakıt tüketiminin düşürülmesine hizmet ediyor. ◆ HAYATA DAİR ◆ En Değerli İnsan... İki komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar ama her fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi. Doğum günleri, bayramlarda ilginç armağanlar göndererek karşıdakine zekâ gösterisi yapma fırsatlarıydı. Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını huzuruna çağırdı. aynısı gibi görünebilir. Ama içlerinden biri diğer ikisinden çok daha değerlidir. O heykeli bulunca bana haber ver.” sini istedi. Teli birinci heykelciğin kulağından soktu, tel heykelin ağzından çıktı. Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri tarttırdı. Üç altın heykel gramına kadar eşitti. Ülkesinde sanattan anlayan ne kadar insan varsa çağırttı. İkinci heykele de aynı işlemi yaptı. Tel bu kez diğer kulaktan çıktı. İstediği; birer karış yüksekliğinde, altından, birbirinin tıpatıp aynısı üç insan heykeli yapmasıydı. Aralarında bir fark olacak ama bu farkı sadece ikisi bilecekti. Heykeller hazırlandı ve doğum gününde komşu ülke hükümdarına gönderildi. Heykellerin yanına bir de mektup konmuştu. Hepsi de heykelleri büyük bir dikkatle incelediler ama aralarında bir fark göremediler. Günler geçti. Bütün ülke hükümdarın sıkıntısını duymuştu ve kimse çözüm bulamıyordu. Sonunda, hükümdarın fazla isyankâr olduğu için zindana attırdığı bir genç haber gönderdi. İyi okumuş, akıllı ve zeki olan bu genç, hükümdarın bazı isteklerine karşı çıktığı için zindana atılmıştı. Heykelleri yaptıran hükümdar şöyle diyordu: “Doğum gününü bu üç altın heykelle kutluyorum. Bu üç heykel birbirinin tıpatıp Başka çaresi olmayan hükümdar bu genci çağırttı. Genç önce heykelleri sıkı sıkıya inceledi, sonra çok ince bir tel getirilme- TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 64 Üçüncü heykelde tel kulaktan girdi ama bir yerden dışarı çıkmadı. Ancak telin sığabileceği bir kanal kalp hizasına kadar iniyor, oradan öteye gitmiyordu. Hükümdar heykelleri gönderen komşu hükümdara cevabı yazdı : * Kulağından gireni ağzından çıkartan insan makbul değildir. * Bir kulağından giren diğer kulağından çıkıyorsa, o insan da makbul değildir. * En değerli insan, kulağından gireni yüreğine gömen insandır. Bu değerli hediyen için çok teşekkür ederim.”
Benzer belgeler
Sayı 35 - ako haber
Hülya EKİCİ KUNT
Baskı
Özyurt Matbaası
Büyük Sanayi 1. Cad. Süzgün Sokak No:7 İskitler/ANKARA
T. 0 312 384 15 36 F. 0 312 384 15 37
AKO HABER Dergisi Abdulkadir Özcan Otomotiv ve Lastik San.
Tic. A...
Sayı 36 - ako haber
“Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin sektördeki yerini çok iyi biliyordum.
Zaten lastik sektöründe AKO’yu bilmeyen kimse olamaz. Kendilerine bayileri olmak istediğimi söyledim. Sağ olsunlar kısa bir
araştırm...
Felsefe, Yelken ve Caz
[email protected] – www.ekonometri.com.tr
Yayınlar Müdürü
Sertaç KANTARCI
Editör
Sevil YÜCEL
Haber Merkezi
Kaptan Deniz ÖNEY
Görsel Yönetmen
Nesli Simge GÖKTEPE
Sayfa Tasarımı
Hilal KAYA
Seeking Justice New Year`s Eve
Büyük Sanayi 1. Cad. Süzgün Sokak No:7 İskitler/ANKARA
T. 0 312 384 15 36 F. 0 312 384 15 37
AKO HABER Dergisi Abdulkadir Özcan Otomotiv ve Lastik San.
Tic. A.Ş tarafından T.C yasalarına uygun olar...
Sayı 31 - ako haber
Deniz DENKALAN
Okur Temsilcisi
Hülya EKİCİ KUNT
Baskı
Özyurt Matbaası
Büyük Sanayi 1. Cad. Süzgün Sokak No:7 İskitler/ANKARA
T. 0 312 384 15 36 F. 0 312 384 15 37
AKO HABER Dergisi Abdulkadir Özcan...
Untitled
[email protected] – www.ekonometri.com.tr
Yayınlar Müdürü
Sertaç KANTARCI
Editör
Sevil YÜCEL
Haber Merkezi
Kaptan Deniz ÖNEY
Görsel Yönetmen
Nesli Simge GÖKTEPE
Sayfa Tasarımı
Hilal KAYA
Sayı 37 - ako haber
Büyük Sanayi 1. Cad. Süzgün Sokak No:7 İskitler/ANKARA
T. 0 312 384 15 36 F. 0 312 384 15 37
AKO HABER Dergisi Abdulkadir Özcan Otomotiv ve Lastik San.
Tic. A.Ş tarafından T.C yasalarına uygun olar...
petlas lastiği öğretiyor
[email protected] – www.ekonometri.com.tr
Yayınlar Müdürü
Sertaç KANTARCI
Editör
Sevil YÜCEL
Haber Merkezi
Kaptan Deniz ÖNEY
Görsel Yönetmen
Nesli Simge GÖKTEPE
Sayfa Tasarımı
Hilal KAYA
Sayı 40 - ako haber
“Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin sektördeki yerini çok iyi biliyordum.
Zaten lastik sektöründe AKO’yu bilmeyen kimse olamaz. Kendilerine bayileri olmak istediğimi söyledim. Sağ olsunlar kısa bir
araştırm...
Sayı 38 - ako haber
Büyük Sanayi 1. Cad. Süzgün Sokak No:7 İskitler/ANKARA
T. 0 312 384 15 36 F. 0 312 384 15 37
AKO HABER Dergisi Abdulkadir Özcan Otomotiv ve Lastik San.
Tic. A.Ş tarafından T.C yasalarına uygun olar...