Sayı 10 - İbrahim Çeçen Vakfı
Transkript
Sayı 10 - İbrahim Çeçen Vakfı
İ B R A H İ M Ç E Ç E N VA K F I D E R G İ S İ B A K I Yayın Sahibi İbrahim Çeçen Vakfı adına Ayşe Günseli Çeçen Yayın Sahibi İbrahim Çeçen Vakfı adına Sorumlu YazıÇeçen İşleri Müdürü Ayşe Günseli Aslı Türkan Çeçen Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aslı Türkan Çeçen Yayın Koordinatörü Dr. Meral Dinçer Yayın Koordinatörü Dr. Meral Dinçer Yayın Danışmanları YayınÇeçen Danışmanları Aysel Başbuğ Aysel Çeçen Başbuğ Ruhi Yamaner Ruhi Yamaner Zeynep Çeçen Koordinatör Yardımcıları Koordinatör Yardımcıları Ayça Jones Ayça Jones Dilek Şahin Neslihan Arslan Neslihan Arslan Perihan Gülce Dergi Tasarımı DergiDeniz Tasarımı Ersin Durum MB Tanıtım Danışmanlık Yayın İdare Yeri Yeri Yayın İdare 31 Kocatepe Kocatepe Kızılırmak Sokak No: No:31 Kızılay // ANKARA Kızılay ANKARA Tel: (0312) 417 82 64 Tel.(0312) 417 82 64 Fax: (0312) 417 82 96 Fax.(0312) 417 82 96 www.icvakfi.org.tr www.icvakfi.org.tr Baskıya Hazırlık MB Tanıtım Danışmanlık Baskıya Hazırlık MB Tanıtım Danışmanlık, www.mbtanitim.com Baskı İlkay Ofset - Ankara Baskı YayınOfset Türü- Ankara İlkay Yaygın Süreli Yayın Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın Dergideki reklamların sorumluluğu firmalara, yazıların sorumluluğu yazanlarına aittir. aittir. Bu Bu yayının yayınınbir birbölümü bölümüya ya da tamamı tamamı yapımcısının yapımcısının izni izni olmaksızın olmaksızın çoğaltılmaz çoğaltılmaz ve ve tekrar yayınlanamaz. yayınlanamaz. Ağrı İbrahim Çeçen Kapak: Doğubayazıt / Aykutİlkokulu FIRAT 2015 Sayı 08 10 2014 Ş MERHABA, 2016’ya yeni umutlarla, projelerle 2015’te, Vakfımızın 10. yılınıyeni geride bırakıp 11.giriyoruz. yılımıza daha güçlü Bu sene üniversiteden mezun olan 217 bursiyerimiz, girerken, 725 bursiyer okutmanın haklı gururunu yaşıyoruz. öğrencilikten sonra hayata atılmanın heyecanını yaşıyor. Gönüllülüğü bireyin maddi bir karşılık veya çıkar beklemeksizin, İşe girişleri ile ilgili onlardan aldığımız haberler bizleri toplumsevindiriyor. yararına bir hedef için, diğer bireylere kendi isteği ile ayrıca yaptığı faaliyetler görüyoruz. Yani gönüllülük, bireysel Geçen senedenolarak devam eden 506 eski bursiyerimizden varlığımızı bulmak kullanmaktır, karşılık beklemeden başka, buçözüm sene 327 yeniiçin bursiyer daha aramıza katıldı. yapmaktır, bu iç huzurdur, hep833 benbursiyerimizle değil bizi de düşünmektir, hem Böylelikle yıl toplam yola devam ediyoruz. mutlu etmek, hem de mutlu ettiğinden mutlu olmaktır, zorla Bu sene ayrıcayapmaktır, yeni bir uygulama ile başarı bursiyerleri değil isteyerek hem paylaşmak hem de paylaşmayı kategorisi oluşturarak, üniversiteye üstün başarı ile giren öğretebilmektir. öğrencilerden de Vakfımıza bursiyer aldık. Birileri için küçük şeyler, başkaları için hayata açılan yeni kapılar Vakfımız adına 2015 oldukça yoğun geçti, bu sayımızda olabiliyor. kişinin hayatına her neyer şekilde olursa olsun yıl içinde Sadece dikkat bir çeken etkinliklerimize vermeye ihtiyacı olduğunda dokunabilmek bile çok önemli. Ona yalnız çalıştık. olmadığını ışık olmak,her yaniyeni umutgünün olmak... Yeni yılda hissettirmek, geleceğiniziona oluşturacak bir önceki günden daha güzel olması ve Dünyamızın Bugüne kadar 10 binden fazla bursiyer mezun etmiş bir insanca yaşanabilecek sevgi ve barış içinde bir çevreye Vakıf olarak, Mezun Gönüllülerimizle çok daha faydalı ve ulaşabilmesi dileklerimizle……. etkin faaliyetler yapacağımıza inanıyoruz. Ayrıca IC Grubu çalışanlarından oluşan IC Gönüllülerimizle bu gücü birleştirerek büyüteceğiz. IC Vakfı 2015’te de Türkiye’nin dört bir yanındaki gençlere umut olmaya devam edecek. Dr.Meral Meral DİNÇER DİNÇER Dr. IC Vakfı İbrahim ÇeçenMüdürü Vakfı Müdürü 05 26 AİÇÜ Rektörü ve Rektör Yardımcıları IC Vakfı’nı Ziyaret Etti. 06 Gençliğin Eğitimi 18 Ağrı Tenis Turnuvası Prof. Dr. Kemal POLAT ile Söyleşi 21 29 Kariyer Planlaması Semineri 32 12 Üniversitemizde Farklı Ülke Akademisyenleri 24 Atletizmde Büyük Başarı 34 ICANAS Conference IC Haberleri 14 Ağrı Fotoğrafları Sergisi 44 Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Diyadin İlçesinde Jeotermal Seracılık 48 59 A.İ.Ç.Ü Öğrenci Kulüpleri Başarılı Sporcularımıza IC Vakfın’dan Ödül 53 60 Ağrı Köy Okulları Yardım Projesi A.İ.Ç.Ü Öğrenci Kulüplerine IC Vakfı Desteği 62 54 İlkokul Haberleri GSM Gençlik Servisleri Merkezi 58 64 Engelliler Günü 68 Stajyerler 77 Yabancı Öğrencilerimiz “Hep Birlikte” Katılım Projesi 66 Mezunlardan 73 Özel Başarı Bursiyerleri 81 Bulgaristan Bursiyerleri Sevgili Gençler Merhaba, Vakfımızın kurucusu ve IC Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İbrahim Çeçen öğrenim yılları boyunca tahsilini tamamlamak için mücadele verdiği yıllarda, kendisi gibi zorluklarla okumaya çalışan gençlere ileride destek olmayı hayal etmiş ve daha sonra bu hayalini gerçeğe çevirmiştir. 1984 yılından bu yana, ihtiyaç sahibi ve başarılı üniversite öğrencilerine düzenli olarak burs vermeye başlamış, bu yardımların hedef kitlesi genişledikçe de kurumsallaşma gereği duyarak, 2004 yılında İbrahim Çeçen Vakfı’nı kurmuştur. Bizler de, ülkemizin eğitim ve sağlık sorunlarına çözüm üretecek, kültür ve refah düzeyini yükseltecek yenilikçi projeleri hayata geçirerek, toplumun her kesimini ve özellikle de gençleri destekleyici projelerle, ulusal ve uluslararası boyutta toplumumuzun kimliğini, farkındalığını, kültürel ve sanatsal anlayışını güçlendirmek ve yeni nesillere aktarmak bilinciyle görevimizi layıkıyla yerine getirmek için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 İzlediğimiz bu yolda sosyal sorumluluk bilinciyle vakfımız, genç nesillere daha iyi bir gelecek bırakma umudu ve hedefindedir. 4 Günseli ÇEÇEN IC İbrahim Çeçen Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Rektörümüz Prof. Dr. İrfan ASLAN, Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Yücel ÜNAL, Prof. Dr. Telat YANIK ve Prof. Dr. Kemal POLAT, IC İbrahim Çeçen Vakfı’nı ziyaret etti. Rektörümüz Prof. Dr. ASLAN, beraberindeki Rektör Yardımcılarımızın IC Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Günseli ÇEÇEN, Yönetim Kurulu Üyesi Aslı ÇEÇEN ve Vakıf Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral DİNÇER ile yaptığı toplantıda, 2015 yılında üniversitemizde yapılan etkinlikler masaya yatırılırken 2016 yılında yapılacak karşılıklı işbirliği projeleri tartışıldı. Prof. Dr. ASLAN ve rektör yardımcılarımız Vakıf Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral DİNÇER’in verdiği öğle yemeğinde IC Holding CEO’su Semih ERGÜR ve IC Holding Genel Müdürü Ruhi YAMANER’le de bir araya geldi. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 AİÇÜ Rektörü ve Rektör Yardımcıları IC Vakfı’nı Ziyaret Etti. 5 SÖYLEŞİ AİÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kemal POLAT ile ... Sayın Pro. Dr. Kemal POLAT, sizi kısaca tanımak isteriz, özgeçmişinizden bahseder misiniz? Teşekkür ederim, memnuniyetle bahsederim. 1973 yılında Erzurum’un Olur İlçesi’nin Taşgeçit Köyü’nde doğdum. 1990’da Ankara Merkez İmam Hatip Lisesi’nden; 1994 yılında ise Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nden mezun oldum. Aynı yıl Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Yüksek Lisansa başladım. Fakülte yıllarında bir müddet Diyanet’te İmamHatip, mezuniyetten sonra ise MEB bünyesinde öğretmen olarak çalıştım. 1997 yılında Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı’na Araştırma Görevlisi olarak atandım. 1998’de “Hristiyanlık ve İslam’da Kurtuluş” konulu tezle Yüksek Lisansımı, 2003 yılında “Kırgızlarda Doğum Evlenme ve Ölüm Fenomenleri” adlı tezle doktoramı tamamladım. Doktora konum ve bilim alanımla ilgili inceleme ve araştırmalar yapmak üzere iki yıl Kırgızistan’da; doktora sonrası Doçentlik çalışmam ile ilgili araştırmalar yapmak üzere bir süre Vatikan’da bulundum. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Hâlen Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı’nda Öğretim Üyesi olarak görevimi sürdürmekteyim. Aynı zamanda 2547 No’lu YÖK Kanunu’nun 40/b maddesine göre görevlendirilmiş olup, 2009 yılından beri Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü, Nisan 2015’ten beri de Rektör Yardımcılığı görevini yürütmekteyim. 6 Doktora tezim, “Beşikten Mezara Kırgız Türklerinde Gelenek ve İnanışlar” adıyla Türkiye Diyanet Vakfı ve Kırgızistan Büyük Elçiliği iş birliği ile yayımlandı. Doçentlik çalışmam Katolik Hristiyanlıkta Azizlik ve Azizler adıyla; Profesörlük eserim ise “Katolik Hristiyanlıkta Aforoz” adıyla yayımlandı. Ayrıca yurt içi ve yurt dışında yayımlanmış çok sayıda makalelerim bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıyım. Üniversitemizin çalışkan, gayretli, cesur, ufuk ve vizyon sahibi, kendisiyle beraber çalışmaktan gurur duyduğum Sayın Rektörüm Prof. Dr. İrfan Aslan Bey’in, Doçent olduğum gün teklifi ve çağrısı üzerine Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitemizdeki görevime 2009’un Mart ayında başladım, yaklaşık 7 yıldır çalışmaktayım. Sayın Rektörüm ve mesai arkadaşlarımla uyumlu bir şekilde ibadet şevkiyle çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Uzun süre olmuş bu süreçte Üniversitemizde hangi görevleri yürüttünüz/yürütmektesiniz? Evet, zaman hızlı geçiyor, 7 yıl insan ömründe önemli bir dilim. Üniversitemizde ilkin Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü olarak göreve başladım, aynı zamanda Farabi Kurum Koordinatörlüğü görevini üstlendim ve her iki görevimi de yürütmekteyim. Yeni üniversite olmamız ve yeteri kadar öğretim üyesi olmaması gibi nedenlerden dolayı birçok komisyonda başkan ve üye olarak görev yaptım, hoca eksikliğinden dolayı üniversitemizde yakın branşlardan birçok derse girdim, İslami İlimler Fakültesinin kuruluş aşamasında yardımcı oldum, Üniversitemiz adına ulusal ve uluslararası sempozyumlara bildiriyle katıldım, üniversitemizde bilim alanım ve yöneticilikle ilgili konferanslar verdim, bizzat üniversitemizin düzenlediği “Nahçıvan ve Doğu Anadolu Abideleri” isimli uluslararası sempozyumun düzenleme kurulu başkanlığını yürüttüm. Diyebilirim ki, görev alanıma girsin girmesin üniversitemizin gelişmesi, kalkınması ve ilerlemesi için bilimsel, idari vb. alanlarda her zaman özveriyle çalışmaya gayret ettim. Sosyal Bilimler Enstitü Müdürlüğü Farabi kurum koordinatörlüğü yanında Nisan 2015’ten itibaren Rektör yardımcılığı görevini de yürütmekteyim. Üniversite olarak çok uyumlu, başarılı ve takım ruhuyla hareket eden çalışma arkadaşlarımız mevcuttur. Burada üniversitemize katkılarından dolayı Dekanlarımız, Müdürlerimiz ve tüm birim amirlerimize, tüm öğretim üyesi arkadaşlarıma, başta genel sekreterimiz olmak üzere tüm Daire Başkanlarımız, Şube Müdürlerimiz, tüm idari personellerimiz, memurlarımız ve işçilerimize yürekten teşekkür eder, sağlık ve esenlikler dilerim. Bahsettiğim komisyonlardan birisi Yönetmelik ve Yönergeler İnceleme Komisyonu’ydu. Yeni kurulan bir üniversitede böyle bir komisyonun kurulması çok önem arz etmektedir ve Rektör Bey’in teşvikiyle ilk olarak üniversitemizde kurduk. Bu komisyonda birimler tarafından hazırlanan yönetmelik yönerge ve uygulama esaslarını komisyon başkanı olarak bizzat okuyup muhteva, şekil, hukuki ve edebi açıdan inceleyerek ve kurul üyelerimizle tartışarak daha doğru, fonksiyonel, düzenli yönetmeliklerin çıkmasını sağladık. Böylece birimlerimize ve üniversitemizin kurumsallaşmasına yardımcı olduk. Yeni üniversite olmamız sebebiyle çok sayıda yönetmelik ve yönergeye imza attık. Burada kurulda benimle beraber özveriyle çalışan üyelerimize canı-ı gönülden teşekkür ediyorum. Sayın Hocam, bildiğimiz kadarıyla Farabi Değişim Programı üniversitemizde oldukça başarılı yürütülmekte, bölge üniversitelerine örnek teşkil etmektedir. Farabi Değişim Programı’nın amacı nedir ve üniversitemizdeki durumu konusunda biraz bilgi verebilir misiniz? Farabi değişim Programının amacına geçmeden önce ne olduğuna kısaca değinmekte yarar vardır. Kısaca “Farabi Değişim Programı”, üniversite ve yüksek teknoloji enstitüleri bünyesinde ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim-öğretim yapan yükseköğretim kurumları arasında öğrenci ve öğretim üyesi değişim programıdır. Farabi Değişim Programı, öğrenci veya öğretim üyelerinin bir veya iki yarıyıl süresince kendi kurumlarının dışında yurt içi bir yükseköğretim kurumunda eğitim ve öğretim faaliyetlerine 7 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Hocam, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde Göreve ne zaman başladınız? SÖYLEŞİ devam etmelerini amaçlamaktadır ve gönüllülük esasına dayanır. Farabi Değişim Programına katılan öğrencilere karşılıksız burs verilmektedir. Farabi Değişim Programının amacına kısaca değinecek olursak, bilindiği gibi ülkemizdeki üniversiteler arasında kalite bakımından farklılıklar vardır. YÖK’ün amaçlarından bir tanesi de bu farkları mümkün olduğu kadar azaltmaktır. Bir ölçüde Farabi Değişim Programı’nın bu meseleye bir çözüm getireceği düşünülmektedir. Öğrencilerimizin farklı kültürleri tanımaları, bilgilerini görgülerini artırmaları, ufuklarını ve vizyonlarını geliştirmeleri; üniversiteler arasında sürdürülebilir ilişkileri geliştirmek, yurt içi bağları güçlendirmek de Farabi Değişim Programının amaçları arasındadır. Farabi Değişim Programı ve Üniversitemizdeki durumuna gelecek olursak, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Farabi Kurum Koordinatörlüğü 16.04.2009 tarihinde kurularak faaliyetlerine başlamıştır. Farabi Kurum Koordinatörlüğü bünyesinde 1 Kurum Koordinatörü, 5 Fakülte, 6 yüksekokul, 6 Meslek Yüksekokulu, 2 Enstitü, 46 Bölüm Koordinatörü ile 1 Muhasip ve 1 Memur görev yapmaktadır. Koordinatörlüğümüz bünyesinde aradan geçen 7 yıllık zaman zarfında giden ve gelen öğrenci sayılarında değişimler olmuştur. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Farabi Değişim programını Üniversitemizde çok önemsediğimiz ve sağlıklı yürüttüğümüz için 20132014 Eğitim Öğretim yılında Üniversitemiz Farabi Değişim Programı ile giden öğrenci sayısında Türkiye birincisi olmuştur. Her yıl Nisan ayında kurum koordinatörümüz, memurlarımızın da katılımıyla “Farabi Değişim Programı ve Üniversitemiz” adıyla konferans vermekte, böylece öğrencilerimiz Farabi Değişim Programı hakkında bilgilendirilmektedir. Üniversitemiz, 79 Üniversite ile karşılıklı protokol imzalamıştır. 2015-2016 Eğitim Öğretim yılı için YÖK’ün Üniversitemize ayırdığı burslu öğrenci sayısı 75’tir. 8 Öğrenciler Farabi Değişim Programı kapsamında burslu olarak eğitim görmektedir. Bu yıl YÖK’ün bizim üniversitemize ayırdığı kontenjan 75’tir, ancak giden öğrenci sayımız 77’dir, yani iki öğrencimiz burs alamamaktadır. Öğrencilerimizin şevki kırılmasın, başarıları olumsuz etkilenmesin diye bu öğrencilerimizi diğerlerinden ayırmak istemedik, konuyu IC Vakfı yetkililerine açınca olumlu yaklaşıp değerlendirdiler ve bu iki öğrencimize burs vermektedirler, kendilerine çok teşekkür ederiz. ÜNİVERSİTEMİZİN 2009-2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILLARI ARASINDA FARABİ KAPSAMINDA GİDEN-GELEN ÖĞRENCİ SAYILARI GİDEN GELEN TOPLAM 2009-2010 Eğitim Öğretim Yılı 7öğrenci 1öğrenci 8öğrenci 2010-2011 Eğitim Öğretim Yılı 34 öğrenci 1öğrenci 35 öğrenci 2011-2012 Eğitim Öğretim Yılı 51 öğrenci 4öğrenci 55 öğrenci 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı 99 öğrenci 21 öğrenci 120 öğrenci 2013-2014 Eğitim Öğretim Yılı 210 öğrenci 36 öğrenci 246 öğrenci 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı 97 öğrenci 37 öğrenci 133 öğrenci 2015-2016 Eğitim Öğretim Yılı 77 öğrenci 11 öğrenci 88 öğrenci Siz Rektör Yardımcılığı yanında kuruluşundan itibaren Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğünü de yürütmektesiniz, Enstitü hakkında bizi bilgilendirir misiniz? Sosyal Bilimler Enstitüsü üniversitemizle birlikte kurulmuştu, ancak henüz aktif bir durumda değildi, Sosyal Bilimler Enstitüsüne Müdür olarak atandığımda hemen kuruluş çalışmalarına başladım, bazı üniversitelerin Enstitülerini bizzat gidip inceleyerek sağlıklı bir kuruluş için veriler topladım ve önce üniversitemizin lisansüstü Eğitim Öğretim Yönetmeliğini hazırladım. İlk yönetmeliğimiz 01.07.2009 tarih ve 27275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. O zaman Lisansüstü program açma ölçütleri yayınlanmamıştı, hemen başvuru dosyalarını hazırlayarak YÖK’e gönderdik, Resim İş Eğitimi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programımız onaylandı. Eğitim öğretimini sürdüren iki öğrencimiz bu programdan mezun oldular. Daha sonra YÖK, lisansüstü program açma kriterlerini geliştirdi ve bir anabilim dalında program açılabilmesi için ikisi Doçent olmak şartıyla kadrolu en az üç öğretim üyesi olma zorunluluğunu getirdi. Durum böyle olunca Enstitüler olarak ortak yüksek Lisans Programı açma Şu anda Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi Anabilim Dalında tek başımıza; Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ile Atatürk Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü arasında İlköğretim Din Kültürü ve Şu an itibariyle Enstitümüzde 352 kayıtlı öğrenci aktif olarak eğitim öğretimini sürdürmektedir, 11 öğrencimiz ise mezun durumdadır. Enstitümüzde işlerin düzenli, disiplinli ve başarılı şekilde yürütülmesinde katkıda bulunan, Müdür yardımcılarım, Yönetim Kurulu ve Enstitü Kurulu üyelerim ve idari personelime yürekten teşekkür ederim. Ahlak Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalı, İlköğretim Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı, Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı, İlköğretim Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı ortak yüksek lisans programları yürütülmektedir. Hocam, kısa zamanda bu kadar Lisansüstü programı açma ve yürütme yanında Editörlüğünü yaptığınız bir de Sosyal Bilimler Dergisi çıkarıyorsunuz, bu konuda neler söylersiniz? Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ile Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü arasında ise Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Tarih Anabilim Dalı, İşletme Anabilim Dalı, İktisat Anabilim Dalı, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı ortak yüksek lisans programları yürütülmektedir. Yürütücülüğünü Enstitümüz yapmaktadır. Enstitümüz yukarıda zikredilen Bilim dallarında Atatürk Üniversitesi’nden hoca desteği alırken, Rus Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Doktora programında; Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi Anabilim Dalında ise Yüksek lisans programında Atatürk Üniversitesine destek vermektedir; yani Atatürk Üniversitesi bizimle bu programları ortak yürütmektedir. “Doğudan Yükselen Işık” parolasıyla yola çıkan üniversitemizin, Değerli işadamı Sayın İbrahim Çeçen Bey’in de büyük destekleriyle fiziki kuruluşunu kısa zamanda, büyük oranda tamamladığını ve bilimsel faaliyetlere ağırlık vererek gelişmeye devam ettiğini belirtmek isterim. Bu bağlamda “Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi” adlı bilimsel yayınla okurlarımızın karşısına çıkmanın gurur ve sevincini hep birlikte yaşamaktayız. Bu derginin sosyal bilimler ve eğitim bilimleri alanında önemli hizmetler vereceğini ve ideal üniversite oluşturma ülkümüze katkı sağlayacağını umuyoruz. 9 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 yoluna gittik ve Atatürk Üniversitesi Enstitü Müdürleri, Bölüm Başkanları ve hocalarla bizzat görüşmeler yaparak, ikili ilişkiler sayesinde yardım aldık ve Ortak Lisansüstü Programlar açtık. SÖYLEŞİ Öğretim elemanlarımızın ve lisansüstü öğrencilerimizin sayısı ve bilimsel çalışmaları göz önüne alındığında enstitümüzün öz kaynaklarıyla sosyal bilimlere ait hakemli bir dergi çıkarıp sürdürülebilirliğini sağlayacak düzeye eriştiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Dolayısıyla Sosyal Bilimler Dergisi’yle hem öğrencilerin ve araştırmacıların sağlam bilgiyi kaynağından öğrenmelerini temin etmiş, hem de öğretim elemanlarımızın kaliteli bilimsel makalelerini, araştırmalarını dergimizde yayımlayarak Üniversitemizin adını dünyaya duyurma ve bilim dünyasına tanıtma imkânı bulmuş olacağız. Dergimizde eğitim bilimlerinin araştırmalarına da yer verilecektir. İngilizce dışındaki yabancı dillerde yazılan makalelerin yayımlanması ve özel sayı çıkarılması, yayın kurulunun kararına bağlıdır. Dergimiz, özgün makaleler, kitap tanıtımları, tercümeler vb. yazıları yayımlayarak bilim dünyasına hizmet etmeyi, sosyal bilimler ve eğitim bilimlerinin gelişimine katkı sağlamayı amaçlamaktadır. İkinci sayısıyla akademik yayın hayatına devam eden Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, sosyal bilimler disiplinlerine uygun, ulusal hakemli bir dergidir. Nisan ve Ekim ayları olmak üzere yılda iki sayı hem basılı hem de e-dergi olarak yayımlanmaktadır. Bizce bilginin üretimi kadar paylaşılması ve insanlığın, bilim dünyasının istifadesine sunulması da çok önemlidir. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Dergimiz, sosyal bilimlerin; tarih, din, dil, sosyoloji, felsefe, coğrafya, arkeoloji, sanat tarihi, hukuk, siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler, iktisat, işletme ve güzel sanatlar vb. gibi geniş yelpazede yerli ve yabancı araştırmacıların Türkçe ve İngilizce çalışmalarına yer vererek bu çalışmaları akademik camianın istifadesine ve tartışmasına sunmayı gaye edinmiştir. 10 Dergimiz, Tübitak Dergi Park sistemine dâhil olup dergiye gönderilen çalışmalar, hem hakemlerin hem de yazarların birbirlerini bilmediği sistemle (Double Blind), iki hakem tarafından değerlendirilmektedir. Dergimize gönderilen çalışmaların değerlendirme sürecinin daha şeffaflaştırılması ve hızlandırılması için ikinci sayıdan itibaren online makale değerlendirme ve takip sistemi uygulamaya konulmuştur. Çalışmalarını göndermek isteyen yazarlar, dergi sayfamızdan kayıt yaptırarak, özgün bilimsel çalışmalarını online olarak gönderebilir ve süreci takip edebilirler. Dergimizin yayın hayatına başlamasında Sayın Rektörümüz Prof. Dr. İrfan Aslan’ın manevi desteği yadsınamaz. Üniversitedeki bütün çalışmalarımız ve bilimsel faaliyetlerde çok büyük desteği olan Sayın Rektörümüze şükranlarımı sunuyorum. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, IC Vakfı’nın maddi desteği ile basılmaktadır. Dolayısıyla Üniversitemizin hemen tüm faaliyetlerinde maddi yardımlarını esirgemeyen başta değerli iş adamı Sayın İbrahim Çeçen Bey olmak üzere, IC Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Günseli ÇEÇEN Hanımefendiye, Vakıf Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral DİNÇER Hanımefendi ve Vakıf çalışanlarına yürekten teşekkür ediyorum. Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü öğrencileri Lara Ergür, Fatmanur Toy, İpek Topalkara, Melis Çelen ve Merve Yüksel, 2015 – 2016 Öğretim Dönemi Tarih Dersleri kapsamında, IC Holding ve IC Vakfı’nın eğitime katkılarını araştırarak, bir sunum hazırladılar. Bilkent Öğrencileri’nin sunumlarının ana fikri, Türkiye’de kurulan ve Türkiye tarihini etkileyen IC Holding’in, bu zamana kadar birçok sektörde aldığı aktif rol ile beraber, bu projede konu biraz daraltılarak IC Holding ve IC Vakfı, genel anlamda incelenmiş, IC Holding ve IC Vakfı’nın eğitime olan katkıları değerlendirilmiştir. Sunumlarının ilk bölümünde IC Holding, başta devlette çalışan ancak zamanla sıkıntılar yaşayıp kendi ayakları üzerinde durabileceğine karar veren İbrahim Çeçen tarafından 1969 yılında kuruluş hikayesi yer almaktadır. İlk başta sadece İnşaat Şirketi olarak başlayan proje yıllar içinde büyümüş, tanınmış ve başka sektörlere ve alt gruplara ayrılmıştır. Kurulduğu yılların çevresel ekonomik koşullarından dolayı küçük bir aile şirketi altında ve Türkiye’nin belirli yerlerinde inşaat sektöründe projeler almış olan IC Holding’in kurumsallaşma süreci, dünyanın pek çok yerinde inşaat, turizm, altyapı, köprü, havalimanı, liman işletmeciliği gibi alanlarda birçok alt grup halinde çalışmaları, projelerinde, dönemin tarihi etkileri de vurgulanarak incelenmiştir. İkinci Bölümde ise, IC Vakfı’nın 2004 yılında kuruluşu yer almaktadır. Vakfın kuruluşundaki asıl amaç olan eğitime destek olma arzusunun temelinde yer alan; İbrahim Çeçen’in öğrencilik yıllarında yaşadığı maddi sıkıntıların, bu vakfı kurmasında oynadığı önemli rol detayları ile vurgulandı. IC VAKFI ile turizm, otelcilik, enerji, hava ve deniz limanları işletmeciliği ve sanayi sektörlerinden elde ettiği gelirler ile eğitim alanında da sağlam temeller atmıştır. Vakfın kurulmasındaki temel amaç eğitim olsa da, farklı alanlarda da faaliyetleri, özellikle Doğu Anadolu’da bilinçlendirme seminerleri, meslek edindirme kursları ve maddi durumu yetersiz ailelere verilen destekler, yine Bilkent öğrencilerinin sunumun içeriğinde idi. “1984 yılında temelleri atılan IC Vakfı, İbrahim Çeçen Holding’in elde ettiği gelirlerin bir kısmını da eğitim alanında atılan temeller için kullanmaktadır. Eğitim olanağının zayıf olduğu bölgelere yoğunlaşan vakıf, Sayın İbrahim Çeçen Bey’in en gurur duyduğum yatırımım olarak adlandırdığı 2007 yılında Ağrı’da İbrahim Çeçen Üniversitesi’ni kurmuş ve tamamını devlete bağışlamıştır. Parlak, genç ve dinamik eğitim kadrosuyla, yıllar geçtikçe büyüyen öğrenci kapasitesiyle ve ihtiyaç sahibi öğrencilere sağlanan eğitim burslarıyla IC Vakfı, eğitim alanında oldukça önemli adımlar atmaktadır.” Bu araştırmanın sonucunda Bilkent İç Mimarlık Bölümü Öğrencileri, “Eğitim, ülkelerin ve medeniyetlerin gelişim sürecinde düşünüldüğünden de büyük bir rol oynamaktadır. Bunun sebebi aslında gelişim gibi köklü olması gereken bir olgunun, toplumun en küçük birimi olan bireylerden başlamasıdır. Bireylerin gelişimi ise ancak her birinin teker teker özenli bir biçimde eğitilerek, geleceğe hazırlanmasıyla mümkün olur. Fakat eğitimde fırsat eşitsizliği ve maddi durum gibi faktörlerin buna etkisi göz ardı edilemez. Fırsatları eşitleyip her insana eşit bir eğitim sağlanması ise özellikle ülkemizde burslar ve doğu illerine yapılan eğitim harcamalarındaki artışla sağlanabilir. Bu noktada devletin bittiği yerde özel şirketlere ve maddi açıdan daha şanslı olan insanlara büyük bir rol düşmektedir. Biz de bu yüzden eğitime olan yoğun katkılarıyla diğer şirketlerin arasından sıyrılan IC Holding’i bu araştırmamızın odak noktasına yerleştirerek, eğitimin gelişim sürecini bu holding odağında ele aldık.” diyerek, araştırmalarının sonunda, IC Holding ve IC Vakfı’nı bu amaç ile yakından tanıma ve öğrenme fırsatı buldukları için memnuniyetlerini sundular. 11 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 IC HOLDİNG VE IC VAKFI’NIN EĞİTİME KATKILARI BİLKENT ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ARAŞTIRMA KONUSU OLDU İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 SÖYLEŞİ 4 Bilimsel ve akademik etkinlikleriyle adından sıkça söz ettiren Üniversitemiz tarafından düzenlenecek olan“International Conference on Advances in Natural and Applied Sciences” adlı konferansı duyurmanın coşku ve heyecanını yaşamaktayız. Üniversitemiz ve İbrahim Çeçen Vakfı işbirliği ile düzenlenecek olan konferansın uluslararası katılımlı olarak gerçekleştirilmesi ve konu başlıklarında belirtilen alanlarda dünyanın dört bir yanından gelecek olan bilim insanlarını bir araya getirerek bilgi alışverişi ve işbirliği yapmalarının sağlanması, aynı disiplinde çalışan bilim insanlarının aralarındaki iletişimin arttırılması ve disiplinler arası ortak çalışmaların teşvik edilmesi planlanmaktadır. Üstün çabaları, özverili çalışmaları ve bitmek bilmeyen enerjisiyle bize daima yol gösteren ve Üniversitemizi her yeni gün daha ileri bir noktaya taşımaya gayret gösteren Rektörümüz Sayın Prof. Dr. İrfan ASLAN’ın Onursal Başkanlığında çıktığımız bu yolda Düzenleme Kurulunda yer alan Üniversitemizin Kıymetli akademisyenleri ile bilim kurulunda bulunan saygın bilimsel kişilikleri ve alanlarındaki kıymetli çalışmaları ile tanınan dünyanın çeşitli üniversitelerinde görev yapan bilim insanlarını bir araya getirerek 21-23 Nisan 2016 tarihleri arasında Üniversitemiz adına Antalya’da IC Hotels Santai’de gerçekleştireceğiz. Davetli konuşmacı olarak konferansımızda alanlarında öncü çalışmaları ile bilim dünyasında zirvelerde yer alan Prof. Dr. Adil DENİZLİ (Hacettepe Üniversitesi), Prof. Dr. Bilge DEMİRKÖZ (Ortadoğu Teknik Üniversitesi), Prof. Dr. Claudiu Trandafir SUPURAN (University of Florence), Prof. Dr. Dario ALBERELLO (University of Siena), Prof. Dr. Feng QI (Tianjin Polytechnic University), Prof. Dr. Fikrettin ŞAHİN (Yeditepe Üniversitesi), Prof. Dr. George ANASTASSIOU (University of Memphis) ve Prof. Dr. Jaap HERINGA (Vrije University) yer alacaktır. International Conference on Advances in Natural and Applied Sciences adlı konferansımızda sunulacak sözlü sunumların genişletilmiş özetleri (Extended Abstracts) American Institute of Physics Conference Proceedings adlı Web of Science tarafından taranan dünyaca ünlü yayınevi tarafından basılacaktır. Konferansımızda yer alacak konu başlıkları: Agricultural and Aquatic Sciences, Biology, Biotechnology, Chemistry, Earth Sciences, Energy Systems, Health Sciences, Mathematics, Nanoscience and Nanotechnology, Physics şekline düzenlenmiştir. Tüm özet gönderimleri ve genişletilmiş özetler hakem değerlendirme sürecinin ardından kabul edilmektedir. Konferansın planlama aşamasından bu yana teşvik ve desteklerini esirgemeyen Rektörümüz ve konferansımızın Onursal Başkanı Sayın Prof. Dr. İrfan ASLAN başta olmak üzere katkıları ve çalışmalarıyla emek veren Düzenleme Kurulu üyeleri ve bilim kurulu üyelerine teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca bilim, kültür, sanat ve spor alanlarında yapılan tüm etkinliklerde Üniversitemiz ile işbirliği yaparak katkılarını sunan IC Vakfına ve vakıf çalışanlarına, özellikle Vakıf Müdürümüz Sayın Yrd. Doç. Dr. Meral DİNÇER ile saygıdeğer işadamı, eğitim gönüllüsü Sayın İbrahim ÇEÇEN’e şükranlarımı sunuyorum. Tüm bilim insanları, akademisyen ve araştırmacıları ICANAS’ 16 konferansımız için Antalya’da ağırlamaktan onur duyarız. Prof. Dr. Yusuf BAYRAK ICANAS’16 Düzenleme Kurulu Başkanı 13 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 INTERNATIONAL CONFERENCE ON ADVANCES IN NATURAL AND APPLIED SCIENCES VAKIF HABERLERİ İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 ‘’AĞRI’NIN KALBİNE YOLCULUK’’ FOTOĞRAF SERGİSİ AĞRI FOTOĞRAFLARI ANTALYA ICF HAVALİMANI’NDA SERGİLENDİ 14 Doğu Anadolu’nun efsanevi kenti Ağrı’nın dört bir köşesinden çekilen fotoğraflar, Türkiye’nin başlıca turistik giriş kapılarından biri olan Antalya ICF Havalimanı’nda 15 Eylül – 30 Eylül 2015 tarihleri arasında sergilendi. Ağrı için yaptığı sosyal ve kültürel projelere bir yenisini daha ekleyen İbrahim Çeçen Vakfı’nın Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi işbirliği ile organize ettiği sergi, Antalya Havaalanı İç Hatlar Terminali’nde, 15 Eylül 2015 tarihinde törenle açıldı ve iki hafta süreyle sanatseverlerin ziyaretine sunuldu. IC Vakfı Genel Müdürü Dr. Meral Dinçer; “Bugüne kadar Ağrı ile ilgili birçok proje gerçekleştiren İbrahim Çeçen Vakfı, bu defa da Ankaralı fotoğraf sanatçılarını Ağrı’ya davet ederek Ağrı’yı gezdirdi ve fotoğraflarla belgelenmesini sağladı. IC Vakfı’nın Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirdiği bu proje ile deneyimli fotoğrafçılar tarafından çekilen bu fotoğraflar “Ağrı’nın Kalbine Yolculuk, Üniversitesiyle Gelişen Kent” adıyla başlatılan ve fotoğraf sergileri, kitap ve foto sunumlar olmak üzere üç aşamadan oluşan bir proje kapsamında değerlendirilecek” dedi. Sergide yer alan fotoğraflar İbrahim Çeçen Vakfı’nın, Ağrı’nın Kalbine Yolculuk Projesi kapsamında, Ankaralı Gezginler Grubu’na üye dokuz deneyimli fotoğrafçının, Mayıs ayında yaptıkları ve bir hafta İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 15 süren çekimler sonucu elde edilen 1000’den fazla fotoğraf arasından seçildi. Koordinatörlüğünü Timur Özkan ve Ayça Jones’un yürüttüğü projede sergilenen fotoğraflar; Ahmet Yay, Arzu Özgen, Aykut Fırat, Cihat Taşkın, Haluk Sargın, Murat Selam, Nuray Özener Değirmencioğlu, Volkan Güneş ve Zeynep Biner tarafından çekildi. AİÇÜ ve IC Vakfı işbirliği ile düzenlenen, Ağrı’nın Kalbine Yolculuk Projesi Eserlerinin ilk sergisi ICF Antalya Havaalanı İç Hatlar Terminali’nde düzenlendi. Serginin açılışına ICF Yöneticileri Abdullah Keleş, Ersan Göral, Ömer Durna, Osman Serdar, Serhat Soğukpınar, Tuğba Soğukpınar, IC Vakfı Müdürü Meral Dinçer, Vakıf Koordinatörü Ayça Jones, fotoğraf sanatçıları, çok sayıda davetli katıldı ve basın büyük ilgi gösterdi. VAKIF HABERLERİ “AĞRI’NIN KALBİNE YOLCULUK” FOTOĞRAF SERGİSİ HİLTON İSTANBUL BOMONTİ OTEL’DE SERGİLENDİ IC Vakfı ve Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi işbirliği ile hayata geçen, “Ağrı’nın Kalbine Yolculuk” ile, Mayıs ayında Ağrı’da başlayan sergi serüvenimizin ikinci ayağı Avrupa’nın en büyük kongre otel olan, IC Holding ve Hilton zinciri ortaklığı ile geçen sene faaliyetlerine başlayan Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center’da gerçekleşti. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Açılışa Proje Koordinatörü ve Fotoğraf Sanatçısı Timur Özkan, IC Holding Yönetici ve çalışanlarından Murat Soğancıoğlu, Halit Yücel, Kerem Şahin, Ahmet Haluk 16 Polat, Arif Cihan, Kadir Arıoğlu, Göksal Özzengi, Evren Yetiş, Dicle Arslan, Elif Gökoğlu, IC Vakfı’ndan Ayça Jones, IC Vakfı Bursiyer ve Mezun Bursiyerlerimizin katıldığı sergi, Hilton İstanbul Bomonti Oteli ana restorant ve konferans salonlarının fuayesinde sergilendi. Ağrı’nın Kalbine Yolculuk Fotoğraf Sergisi’nin Antalya ve İstanbul’dan sonra, Ankara ve Ağrı’da tekrarlanması planlanmaktadır. İÇTEN BAŞKIŞ > 2014 2015 İÇTEN BAKIŞ › HAZİRAN 33 17 5 ÜNİVERSİTE HABERLERİ AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI TENİS TURNUVASI İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Türkiye’nin en prestijli Uluslararası Tenis turnuvası Profesyonel Tenisçiler Birliği (ATP) Challenger Turu olan “Ağrı CUP”a ev sahipliği yaptı. 18 Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi ve Türkiye Tenis Federasyonunun organize ettiği, IC Vakfı’nın sponsorları arasında olduğu ve Ekim 2015’e kadar devam eden Ağrı CUP, üniversitenin 3’ü IC Vakfı ve 2’si AİÇÜ tarafından uluslararası standartlarda yaptırılan 5 tenis kortunda oynandı. Türk Milli Takımı sporcuları ile birlikte, 30 ülkeden 56 tenisçinin katıldığı turnuva, tekler ve çiftler olmak üzere iki ayrı kategoride gerçekleştirildi. Teniste dünya sıralamasında 85. sırada yer alan Ruben BEMELMANS ve 92. sırada yer alan Malek JAZİRİ gibi önemli derecelere sahip tenisçiler ile Türk Milli Takımı sporcularından Altuğ ÇELİKBİLEK, Anıl YÜKSEL, Cem İLKEL’in yanı sıra Sarp AĞABİGÜN, Muhammed HAYLAZ, Durukan DURMUŞ ve Barış ERGÜDEN’de turnuva da yarıştılar. 50,000 ABD Doları para ödülünün verileceği Ağrı CUP, dünya sıralamasında sporculara puan getirecek olması açısından da önem taşımaktadır. Türkiye’nin en genç eğitim kurumlarından olan Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin birçok alanda olduğu gibi sporda da uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yaptığını belirten Rektör Prof. Dr. İrfan ASLAN, uluslararası standartlara sahip kortlarda Türkiye’de düzenlenen en büyük tenis Turnuva Direktörü Miraç NAMLI, üniversite ve Türkiye Tenis Federasyonunun düzenlediği organizasyonun çok iyi olduğunu, Ağrı halkına ve seyircilere teşekkür ettiğini ifade etti. NAMLI, turnuvaya katılan yerli ve yabancı raketlerin her fırsatta memnuniyetlerini dile getirdiklerini kaydetti. Üniversitenin uluslararası standartlara sahip kortlarında bir hafta boyunca devam eden ve birbirinden zorlu mücadelelerin yer aldığı ATP Challenger Tur takviminde yer alan Ağrı Kupası Tenis Turnuvasının final müsabakalarını, Ağrı Valisi Musa IŞIN, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yücel ÜNAL, Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz DURMUŞ ve sporseverler izledi. Turnuvanın tekler finalinde Özbekistanlı sporcu Farrukh DUSTOV ile Hindinstanlı Saketh MYNENİ karşılaştı. Yaklaşık 1 saat 20 dakika süren maçta üstünlüğünü koruyan Özbek raket DUSTOV, 6-4 ve 6-4’lük setlerle rakibi MYNENİ’yi yendi. DUSTOV, böylece kariyerindeki beşinci Challenger zaferine ulaştı. Turnuvanın çiftler finalinde ise Konstantin KRAVCHUK – Denys MOLCHANOV ikilisi ile Alexandr IGOSİN Yaraslav SHYLA ikilisi karşı karşıya geldi. Karşılaşmayı 2-0 kazanan KRAVCHUK – MOLCHANOV ikilisi, turnuvanın çiftler şampiyonu oldu. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve Türkiye’nin en prestijli uluslararası tenis turnuvası olan Profesyonel Tenisçiler Birliği (ATP) Challenger Turu Ağrı CUP’da, teklerde şampiyonluk kupasını Özbekistanlı tenisçi Farrukh DUSTOV, çiftlerde ise Kravchuk- Molchanov ikilisi kazandı. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi ile Türkiye Tenis Federasyonunun organize ettiği Ağrı CUP, üniversitenin tenis kortlarında oynandı. Türk Milli Takımı sporcuları ile birlikte, 30 ülkeden 56 tenisçinin katıldığı turnuva, tekler ve çiftler olmak üzere iki ayrı kategoride gerçekleştirildi. Kentte uluslararası bir tenis turnuvasının mutluluk verici olduğunu belirten Vali Musa IŞIN, turnuvaya başarılı ev sahipliği yapan Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi yönetimini kutladığını söyledi. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesindeki kortların uluslararası standartlara sahip olduğunu ifade eden Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz DURMUŞ, “Başta Rektör Prof. Dr. İrfan ASLAN ve ekibi olmak üzere tüm üniversite çalışanları bu uluslararası organizasyonu başarı ile tamamladı. Bir hafta boyunca bize her türlü imkanı sundular. IC Vakfı ve katkısı olan herkese teşekkür ediyorum” dedi. Turnuvada dereceye giren sporculara ödüllerini, Vali Musa IŞIN, Prof. Dr. Yücel ÜNAL ve Cengiz DURMUŞ verdiler. 19 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 organizasyonuna ev sahipliği yapmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. ÜNİVERSİTE HABERLERİ ÜNİVERSİTEMİZDE ORYANTASYON EĞİTİMİ ‘’ORYANTASYON EĞİTİMİ’’ BÖLGE ÜNİVERSİTELERİ İÇERİSİNDE BİR İLK Üniversitemize yeni kayıt yaptıran öğrenciler için iki hafta süren oryantasyon eğitimi, tamamlandı. Üniversitenin Eğitim - Öğretim Komisyonu Başkanlığı’nca, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Kemal POLAT’ın koordinatörlüğünde hazırlanan 64 saatlik oryantasyon eğitimi, Öğr. Gör. Candan KOÇAK tarafından verildi. Düzenlediği oryantasyon eğitimi ile bölge üniversiteleri içinde bir ilki gerçekleştiren üniversite, bünyesindeki fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokulunda eğitim-öğretim hayatına başlayan 3 bin 500 birinci sınıf öğrencisi ile hocalarını bir araya getirdi. Oryantasyon eğitimde konuşan Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Kemal POLAT, başarıya dair tecrübelerinden bahsederek, öğrencilere önemli tavsiyelerde bulundu. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Öğrencilerin Ağrı’ya ve üniversiteye kolay adapte olabilmeleri, haklarını ve sorumluluklarını bilerek nitelikli bir öğrencilik geçirmelerini sağlamak amacıyla düzenlenen eğitimde, henüz genç bir eğitim yuvası olan üniversitemizin sahip olduğu modern yerleşkede öğrencilerin nasıl vakit geçirebileceği, genel itibariyle üniversitenin ve akademik kariyer basamaklarının ne olduğu ve öğrencilerin hedeflerine nasıl ulaşabilecekleri hakkında bilgi verildi. 20 Oryantasyon eğitimi kapsamında seminer veren Öğr. Gör. Candan KOÇAK, “Bu eğitimle, öğrencilik hayatınızın niteliğini artırmak, mevcut haklarınız ile sorumluluklarınızı hatırlatarak olası itilaf durumlarını çözüp sizlerin zarar görmesini engellemek, en önemlisi daha etkin ve verimli bir öğrenim hayatı gerçekleştirmenizi sağlamayı amaçlıyoruz” dedi. Düzenlenen 32 oturum, bölüm hocalarının iş olanakları hakkında bilgi vermesi, soru ve cevaplarla karşılıklı sohbet havasında gerçekleşti. Yaklaşık 7 yıl önce devlet tarafından tahsis edilen boş alanda temeli atılan Üniversitemiz; akademisyen, idari personel ve öğrenci sayısındaki artışın yanı sıra fiziki yapılaşmada kısa zamanda gösterdiği büyük başarıyla, yeni kurulan üniversiteler arasında örnek gösteriliyor. Kurulduğu dönemde 40 olan akademisyen sayısı günümüzde 400’e ulaşan üniversitede yerli akademisyenlerin yanı sıra farklı ülkelerden gelen akademisyenler de görev yapıyor. Gürcistan 4, Rusya 3, Azerbaycan 2, Güney Afrika, Romanya, Kırgızistan, İran ve Suriye’den birer akademisyenin üniversitenin eğitim kadrosunda yer aldığını belirten Rektörümüz Prof. Dr. İrfan ASLAN, ‘Doğu’dan Yükselen Işık’ Sloganı ile yola çıkan üniversitenin, yerelden evrensele olan hedefinin yabancı akademisyenlerle daha da pekiştiğini söyledi. Ağrı’nın doğu ile batının kesişme noktası olduğunu kaydeden Prof. Dr. ASLAN, bu değerin bilinmesi gerektiğini belirtti. Evrenseldeki dünya bilimini Ağrı’ya taşıyacaklarını kaydeden Prof. Dr. ASLAN, şöyle konuştu: “Henüz genç bir eğitim yuvası olan üniversitemizde şu an 400 ’ün üzerinde akademisyen yaklaşık 15 bin öğrenciye eğitim – öğretim vermektedir. Üniversite demek her tür dilin, ırkın, dinin, mezhebin ve cinsiyetin bir arada ve cümbüş oldukları yerlerdir. Eğer bir üniversitede yabancı hoca ve öğrenci yok ise burada evrensel bir üniversiteden bahsedilemez. Bundan dolayı yabancı hocaların üniversitemize ve öğrencilerimize katkılarını önemsiyorum. Farklı ülkelerden gelen akademisyenlerimiz, ülkelerinde edinmiş oldukları bilimsel alt yapı ve donanımlarını buraya taşıyorlar. Bu bakımdan yabancı hocaların üniversitemizin olmazsa olmazlarından olarak görüyoruz. Her geçen gün artan yabancı akademisyen oranının toplam akademisyen oranı içerisindeki payının yakın gelecekte yüzde 20’lere ulaşmasını hedefliyoruz. Üniversitemiz, farklılıkları bir araya getiren, destekleyen, yüreklendiren, geliştiren ve bütün kadro ve finansını buralara odaklayan evrensel bir üniversite olmayı hedef olarak aldı. Bu hedefe doğru yürüyor.” 21 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 ÜNİVERSİTEMİZDE FARKLI ÜLKELERDEN AKADEMİSYENLER GÖREV YAPIYOR MAKALE BİR ÖDÜL HİKAYESİ BİR ÖDÜL HİKAYESİ Çocuk büyütmek zor bir iştir. Biraz idealist ve biraz da “okumuşluğunuz” varsa veya kaygı düzeyiniz yüksek ve çocuklarınıza düşkünseniz bu iş daha da Çocuk büyütmek zor bir iştir. Biraz idealist ve biraz da Bir de “gerçekler” vardı. zorlaşmaktadır. Hele böyle “kötü ve güvensiz” bir Biz istesek de ortamveve zamanda, üstelik çalışan anne-babaysanız, “okumuşluğunuz” varsa veya kaygı düzeyiniz yüksek yanında olamayabileceğimiz bir “gerçe siz işteyken çocuklarınızı da bırakabileceğiniz çocuklarınıza düşkünseniz bu iş daha da zorlaşmaktadır. çocuğumuzun yanında olamayabiliriz. O birileri yoksa ve bu yüzden çocuğunuzu evde Hele böyle “kötü ve güvensiz” bir ortam ve zamanda, nekalıyorsanız… yapacak?” gibi düşünceler bize, çoc yalnız bırakmak zorunda Böyle bir üstelik çalışan anne-babaysanız, siz işteyken çocuklarınızı “olmadığımız zamana” hazırlamamız ge durumda çocuklara bakmak, eğitmek bir yana onların başlı başına “dert” haline da bırakabileceğiniz birileri yoksa ve bu yüzden güvenliğini sağlamak da hatırlattı. “Enbirkötü senaryolarda çocuğ dönüşebilmektedir. Siz işteyken ve çocuğunuz evde çocuğunuzu evde yalnız bırakmak zorunda kalıyorsanız… gerektiğini öğretmeye karar verdik. Yan yalnız ise; “Acaba biz yokken ne yapıyor? Ya başına bir Böyle bir durumda çocuklara bakmak, eğitmek bir yana deprem tatbikatı gibi büyük felaketlere şey gelirse?” gibi sorular sizi içten içe huzursuz etmeye onların güvenliğini sağlamak da başlı başına bir “dert” sıra biz yokken acıkırsa, evde yalnızken başlar. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 haline dönüşebilmektedir. Siz işteyken ve çocuğunuz başına bir yere gitmek zorunda kalırsa İşte tam da böyle bir durumda çocuklarını büyütmeye evde yalnız ise; “Acaba biz yokken ne yapıyor? Yaçalışan başına hayatta karşılaşabileceği anne-babayız biz. İki çocuğumuz var. Babur “en kötü sena Yuşa adında oğlumuz 11, Zeynepkonusunda adında kızımız 5 bir şey gelirse?” gibi sorular sizi içten içe huzursuz yapacağı eğitmeye başladık yaşında. Anne-baba ikimiz de çalıştığımızdan dolayı araba sürm etmeye başlar. yapmak, alış veriş yapmak, oğlumuz Babur Yuşa, bazen hafta sonları bazen sadece boş arazide sürdüğünü belirtme akşamları olmak üzere 5 yaşından beri sık sık evde senaryo”Bukapsamındaydı. Çocuk y yalnız kalmak zorundakötü kaldı maalesef. durum bizde kazandıkça, daha rahat evde yalnız içten içe suçluluk duygusu yaşatsa daonu yapabileceğimiz fazla bir şey yoktu. Bir de “gerçekler” vardı. Biz istesek Çocukta da çok güzel olumlu değişimle de çocuğumuzun yanında olamayabileceğimiz bir güveni arttı, olgunlaştı, sorumlulukları “gerçek”. ve üstlendi. Şimdiyse anne-babasının s “Her zaman çocuğumuzun yanında olamayabiliriz. yalnız kalmak bir yana, kardeşine de ço O zaman bu çocuk ne yapacak?” gibi düşünceler bakabiliyor. Çocuktaki bize, çocuklarımızı bizim “olmadığımız zamana” bu gelişmeler öğ çevremizdeki ve eş dostlarımız hazırlamamız gerektiğini hatırlattı. “En arkadaş kötü senaryolarda çocuğundikkatlerinden neler yapması gerektiğini kaçmadı. Çok olumlu ge öğretmeye karar verdik. Yangın tatbikatı, deprem ve bize nasıl yaptıklarımız sordular. Bu tatbikatı gibi büyük felaketlere hazırlamanın yanı sıra “enyalnızken kötü senaryo” eğitimini tüm çocuk biz yokken acıkırsa, evde kapı çalarsa, tek düşüncesi oluşturdu. Çocuğum başına bir yere gitmek gerektiği zorunda kalırsa gibi gündelik hayatta karşılaşabileceği “en kötü senaryolarda neler eğitimi sistematik hale getirerek eğitim yapacağı konusunda eğitmeye başladık. hazırladık ve bunun etkililiğini deneme 22 Basit yemekler yapmak, alış veriş yapmak, araba sürmeyi öğretmek de (Amacımız sadece boş “Çocuklara arazide sürdüğünü Temel Cangüven belirtmemiz lazım) “en kötü senaryo” kapsamındaydı. Programı’nın çocukların “can güvenliği Çocuk yeni beceriler kazandıkça, onu daha rahat evde üzerindeki etkisini araştırmaktı. 2014-2 yalnız bırakabiliyorduk. Çocukta da çok güzel olumlu Öğretim Yılı Bahar döneminde Ağrı’da değişimler oldu. Kendine güveni arttı, olgunlaştı, uygulama yaptık. Araştırmanın örnekle sorumluluklarının farkına vardı ve üstlendi. Şimdiyse İşte tam da böyle bir durumda çocuklarını büyütmeye çalışan anne-babayız biz. İki çocuğumuz var. Babur Yuşa adında oğlumuz 11, Zeynep adında kızımız 5 yaşında. eğitim kurumunun 6 yaş grubunda eğit 18 kız, 12 erkek olmak üzere toplam 30 velilerinden oluşturduk. Eğitimin teorik şeklinde ve uygulama kısmında ise baz olarak çocuklara öğretildi. Her bir konu anne-babasının sağ kolu. Evde yalnız kalmak bir yana, kardeşine de çok rahatlıkla bakabiliyor. Çocuktaki bu gelişmeler öğretmenlerinin, çevremizdeki arkadaş ve eş dostlarımızın da dikkatlerinden kaçmadı. Çok olumlu geri bildirimler aldık ve bize nasıl yaptığımızı sordular. Bu gelişmeler bize “en kötü senaryo” eğitimini tüm çocukların alması gerektiği düşüncesi oluşturdu. Çocuğumuza verdiğimiz eğitimi sistematik hale getirerek eğitim programı hazırladık ve bunun etkililiğini denemeye karar verdik. Amacımız “Çocuklara Temel Can Güvenlik Eğitimi Programı’nın çocukların “can güvenliği” bilgileri üzerindeki etkisini araştırmaktı. 2014-2015 Eğitim ve Öğretim Yılı Bahar döneminde Ağrı’da bir anaokulunda uygulama yaptık. Araştırmanın örneklemini okul öncesi eğitim kurumunun 6 yaş grubunda eğitim görmekte olan 18 kız, 12 erkek olmak üzere toplam 30 çocuk ve onların velilerinden teorik kısmı grup şeklinde ve İşte tamoluşturduk. da böyle birEğitimin durumda çocuklarını büyütmeye uygulama kısmında ise bazı konular bireysel olarak çalışan anne-babayız biz. İkiHer çocuğumuz var.işlenmesi Babur Yuşa çocuklara öğretildi. bir konunun 1 saat adında oğlumuz 11, Zeynep adında kızımız 5 yaşında.toplam olarak belirlenmişti. Tüm konuların işlenmesi Anne-baba ikimizde çalıştığımızdan dolayı 24 saat sürmektedir. Araştırma aynıoğlumuz gruba günde 1 saat olmak üzere sonları haftanın 2 farklı gününde uygulandı. Babur Yuşa, bazen hafta bazen akşamları olmak Ön test-son test olarak alınan verilerin sonuçlar üzere 5 yaşından beri sık sık evde yalnız kalmak zorunda aşağıdaki kaldı maalesef. Butablodadır. durum bizde içten içe suçluluk duygusu yaşatsa da yapabileceğimiz fazla bir şey yoktu. yapacağı konusunda eğitmeye başladık. Basit yemekler yapmak, alış veriş yapmak, araba sürmeyi öğretmek de ( sadece boş arazide sürdüğünü belirtmemiz lazım) “en kötü senaryo” kapsamındaydı. Çocuk yeni beceriler kazandıkça, onu daha rahat evde yalnız bırakabiliyorduk. Çocukta da çok güzel olumlu değişimler oldu. Kendine güveni arttı, olgunlaştı, sorumluluklarının farkına vardı ve üstlendi. Şimdiyse anne-babasının sağ kolu. Evde 23 yalnız yana, hem kardeşine de çok rahatlıkla Yaptığımızkalmak çalışmabir sonucu okul yönetiminden hembakabiliyor. velilerden olumlu geribildirimler aldık. Çalışmayı Çocuktaki bu gelişmeler öğretmenlerinin, devam ettirmek amacıyla proje haline dönüştürdük. çevremizdeki arkadaş ve eş dostlarımızın da kaçmadı. Çok olumlu geri organize bildirimler aldık MEBdikkatlerinden Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından edilen “Eğitim veyaptıklarımız Öğretimde Yenilikçilik ve bize nasıl sordular. Ödülleri” Bu gelişmeler bize proje başvurduk. “Bilinçli Çocuk Güvenli “enyarışmasına kötü senaryo” eğitimini tüm çocukların alması Gelecek” adındaki projemiz 5 kategoride toplam gerektiği düşüncesi oluşturdu. Çocuğumuza verdiğimiz 1047 projenin arasından “Bölge Birinciliği” ödülüne eğitimi sistematik hale getirerek eğitim programı Kayık görüldü. Yaptığımız emeğin “fark edilmesi” ve hazırladık ve bunun etkililiğini karar verdik. önemsenmesinden aldığımız güçledenemeye geliştirdiğimiz İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 bir şey gelirse?” gibi sorular sizi içten içe huzursuz etmeye başlar. programı kitaba dönüştürmeye karar verdik. Önemli Amacımız “Çocuklara Temel Cangüvenlik bir yayın evi, kitabı basmayı kabul etti ve şimdiEğitimi basım aşamasındadır. Programı’nın çocukların “can güvenliği” bilgileri üzerindeki araştırmaktı. 2014-2015 Eğitim ve Kitapta velilere,etkisini öğretmenlere yönelik önemli bilgiler Öğretim Yılı Ayrıca Bahar döneminde Ağrı’da gelişim bir anaokulunda bulunmaktadır. 6-11 yaş çocukların özelliklerine geliştirilmiş ders programları uygulamagöre yaptık. Araştırmanın örneklemini okul öncesi mevcuttur. Programın nihai amacı çocuğu olasıgörmekte olan eğitim kurumunun 6 yaş grubunda eğitim tehlikeler konusunda bilinçlendirmek, tehlikeleri 18 kız, 12 erkek olmak üzere toplam 30 çocuk ve onların önceden tahmin edebilmeyi ve uzaklaşmayı, tehlike velilerinden oluşturduk.sergileyebilmesini Eğitimin teorik kısmı grup anında uygun davranışları şeklinde ve uygulama kısmında ise bazı konular bireysel öğretmektir. olarak çocuklara öğretildi. Her bir konunun işlenmesi 1 Dünyadaki tüm çocuklara güvenli bir gelecek saat olarak belirlenmişti. Tüm konuların işlenmesi toplam dileğiyle. 24 saat sürmektedir. Araştırma aynı gruba günde 1 saat üzere haftanın 2HALMATOV farklı gününde uygulandı. Ön Yrd.olmak Doç. Dr. Sultanberk Ağrıtest-son İbrahimtest Çeçen Üniversitesi Öğretim Üyesiaşağıdaki olarak alınan verilerin sonuçlar tablodadır. Çalışma öncesi ve sonrası verilerin karşılaştırılması tablosu Çalışma öncesi ve sonrası verilerin karşılaştırılması tablosu 1 2 3 4 5 6 Çocukların olası tehlikeler karşısındaki tutumları Evde yalnız kaldığında doğru davranma bilgisi Bahçede oynarken doğru davranma bilgisi Evden uzaktayken doğru davranma bilgisi Saldırı anında yapması gereken doğru davranışlar bilgisi Doğada doğru davranma bilgisi Yangın esnasında doğru davranma bilgisi Öncesi %35 %27 %20 %10 % 18 %34 Sonrası %95 %90 %80 %70 %90 %90 ÜNİVERSİTE HABERLERİ İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 A.İ.Ç.Ü REKTÖR YARDIMCISI Prof. Dr. KEMAL POLAT’IN SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİNDEKİ EDİTORYAL YAZISI 24 Değerli okuyucular, yoğun bir emekle hazırlanan Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi’nin, ikinci sayısını sizlerle paylaşmanın mutluluğunu yaşamaktayız. Bu sayımızda da Sosyal Bilimlerin farklı alanlarına ait değerli çalışmaları ülkemizin hizmetine sunmaya çalıştık. Dergimizin bu sayısında yedi makale yer almaktadır. Bu makalelerin birincisinde 1940’larda şiirleriyle kendini hissettirmeye başlayan Ceyhun Atuf Kansu’nun şiirlerinde mistik-folklorik değerlerin halk kahramanlarına dönüşmesi/dönüştürülmesi konusu ele alınmakta; Kansu’nun bir müddet halk şiiri kaynaklarından beslense de sanat hayatındaki bağımsız çizgisini sürdürdüğü; şiirlerinde, hikâye ve denemelerinde halkı ön planda düşünen, Türkiye gerçeğini Anadolu’nun varlığıyla bütünleştiren bir sanatçı olduğu; çağdaş olan pek çok sanatçının aksine Anadolu’da; Anadolu’nun ruhuna nüfuz ederek yaşama ve yazma tavrıyla müstakil bir yer edindiği; en büyük gayesinin ülke gerçeklerine kafa yoran insanı oluşturmak, dolayısıyla insana hizmet etmek olduğu konularına yer verilmektedir. İkinci makalede terörün toplumlar üzerindeki sosyoekonomik etkileri ve pkk terörü Ağrı örneğinde ele alınmış; karmaşık ve çok yönlü bir konu olan terör ve terörizm kavramları, pkk terörünün etkileri; Doğu Anadolu Bölgesi ve Ağrı ili çerçevesinde çözümlenmeye çalışılmıştır. Yine pkk terörünün neden olduğu toplumsal ve psikolojik tahribatın yanı sıra illerin ve bölgelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralaması bağlamında ortaya çıkan olumsuz tablonun terörün yükselmesinde ne tür etkilerinin olduğu Ağrı ili örneğinde tartışılmıştır. Üçüncü makalede küreselleşme sürecinin; geleneksel sporlarımızdan güreş sporuna etkileri incelenmiş, geleneksel sporlarımızdan güreş sporunda küreselleşme ve küreselleşmenin etkisiyle oluşan yeni yaklaşımlar hakkında ortaya konulan görüşlerin bir analizini yapmak ve son gelişmeler ışığında ata sporumuz güreşte yaşanan değişimleri değerlendirmek amaçlanmıştır. Bu doğrultuda, küreselleşme, sporda küreselleşme, güreşte küreselleşmenin olumlu ve olumsuz yönleri, güreşte değişim, değişim sürecinde yeni yaklaşımlar konuları üzerinde yoğunlaşılarak, bunların güreş sporuna yansıyış biçimi değerlendirilmiştir. İngilizce yayımlanan beşinci makalede gecekondu alanlarını rehabilite edebilecek, yeşil alanları koruyacak ve modern şehir planlaması ilkelerini kurabilecek bir dizi finansal, sosyal, teknik ve ekonomik politikalar tartışılmıştır. Altıncı makalede öğrencilerin manevi eğitiminin pedagojik teşhisi yapılmaya çalışılmıştır. Bunu yaparken, Rusya Eğitim Akademisi’nin Aile ve Terbiye Araştırma Enstitüsü’nün manevi-etik kültür eğitimi laboratuvarı çalışanlarının uyguladığı ve önerdiği metotlar kullanılmış, konu Azerbaycan bağlamında ele alınmıştır. Yedinci makalede ise Kemalettin Kamu’nun eserlerinde folklorik ögeler incelenmiş; halkın içinden çıkan Kemalettin Kamu’nun yazı ve şiirlerindeki ata sözleri, deyimler ve halka ait deyişleri belirleme amaçlanmış; çalışmada Kamu’nun “ölümünden sonra derlenen” şiirlerinden oluşturulan Hayatı, Şahsiyeti ve Şiirleri isimli şiir kitabındaki folklorik ögeler ele alınmıştır.Şairin şiirlerindeki deyimler, atasözleri ve halka mal olmuş söylemler ayrı başlıklar altında incelenmiştir. Geçen sayımızdaki yazımda da ifade ettiğim gibi dergimiz, bundan sonra altı ayda bir olmak üzere yılda iki defa Nisan ve Ekim aylarında yayımlanacak olup, daha seçici olarak yayın hayatına devam edecektir. Bu sayıdan itibaren online makale değerlendirme ve takip sistemi uygulamaya konulmuştur. Çalışmalarını göndermek isteyen yazarlar, dergimizin DergiPark Ulakbim sayfamızdaki (http://dergipark.ulakbim.gov. tr/aicusbed/) link adresinden üye olunarak, özgün bilimsel çalışmalarını online olarak gönderebilir ve süreci takip edebilirler. Dergimizin yayım hayatını sürdürmesinde Sayın Rektörümüz Prof. Dr. İrfan Aslan’ın ve IC Vakfı yetkililerinin maddi ve manevi destekleri bize cesaret vermektedir, kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Yine dergimizin ikinci sayısına makaleleriyle katkı sağlayan değerli bilim insanlarına, hakemlerimize, dergimizin yönetim ve yayın kurulunda özveriyle görev yapan bütün arkadaşlarımıza teşekkür eder; dergimizin Türk bilim ve eğitim dünyasına katkı sağlamasını temenni ederim. Gelecek sayılarımızda çalışmalarını dergimizde değerlendirilmek üzere göndermeleri için akademisyenlere çağrıda bulunurken, tüm okuyucularımıza selam ve saygılarımı sunarım. “EASTERN ANATOLIAN JOURNAL OF SCIENCE” Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisinin 2. Sayısı Yayınlandı 25 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Dördüncü makalede “insan hakları bağlamında azınlıkların vergilendirilmesi ve Türkiye örneği” üzerine bir değerlendirme yapılmış; çalışmada insan hakları ile vergileme konularının kesişimine değinilmiş, ardından azınlık kavramının uluslararası belgelerde ele alınış şekli irdelenmiş ve son olarak da Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde azınlıklara yönelik vergilemelere değinilerek Varlık Vergisi’nin neden benzer vergi uygulamalarının yapıldığı ülkelerde tepki çekmeyip Türkiye’de sorun yarattığına dair hususlar tartışılmıştır. MAKALE GENÇLİĞİN EĞİTİMİNDE LİDERLERİN ÖNEMİ Türkiye’de 15-19 yaş arası, birden fazla cevap seçeneğin işaretlendiği bir form ile bireylerde yaptığı araştırmada araştırmaya katılanlar boş zamanlarının % 56.8’ini televizyon ve radyoya ayırdıklarını, % 40.8’i okuma faaliyetine ayırdıkları , % 37.2’sinin internete ayırdıkları, % 29.6’sı spor yaptıklarını, % 13.4’ünün kafe gibi mekanlarda arkadaşları ile buluştuklarını, % 9.5’i müzik aleti çalmak, % 7.7’si el sanatları ile uğraştıklarını belirtmişlerdir. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Gençlik bir toplumun umutlarını bağladığı ve kendini güvende hissetmek için yatırım yaptığı dinamik bir kitledir. Bu dinamik kitleyi biyolojik, psikolojik, toplumsal, kültürel ve ekonomik yönden değerlendirmek olanaklıdır. Dünya Bankası, 15-24 yaş aralığındaki kişileri genç olarak tanımlamaktadır. Eraslan’ a(2013) göre, Avrupa birliğinin bazı raporlarında ise gençlik 15-29 yaş arası olarak tanımlanmaktadır. Gençliği özellikle gelişimsel olarak değerlendiren bilim insanlarından , Freud’a göre çatışmanın yeniden yaşanma dönemi, Erikson’a göre normatif kriz dönemi, Sullivan’a göre ise ergenlik bir cehennemdir (Özbay ve Öztürk, 1992). 26 Gençliğin, günümüzde ister gelişmiş ülkelerde olsun, ister gelişmekte olan ülkelerde olsun, toplumsal değişmede ve toplumun çağdaşlaştırılmasında dikkate alınması gereken önemli rolleri vardır. Bu gerçekliği tüm politikacıların, yöneticilerin yetişkinlerin kabul etmesi gerekir (Tezcan, 1991, 239). Gelecekle ilgili bireysel kaygılarının peşine düşmüş bir kitlenin toplumun genel menfaatlerini düşünerek eylemde bulunmasını beklemek fazlaca iyimser bir tutum olacaktır (Poyraz, Zorlu, Şahin ve Arıkan, 2003, 2). Gençlerin bireysel ve toplumsal kaygılarının azaltılması için işlevsel etkinlikler düzenlenmelidir. Bu etkinlik programlarının dünya ile uyumunun yüksek olması için başta ilgili devlet kurumları ve vizyoner toplumsal liderlere büyük görevler düşmektedir. Genel olarak dünya genelinde bölgeler arasındaki özelliklere göre zamanı etkili olarak değerlendirmenin farklılaştığı belirtilmektedir. SETA’ nın (2012) Dünya genelinde gençlerin eğitime katılımları önemli bir konudur. OECD ve G20 ülkelerinde 15-19 yaş grubunun eğitime katılımı %75’in üzerinde bir rakama ulaşmıştır (OECD, 2013). Yükseköğretime bakıldığında OECD ülkelerinde 2000-2011 yılları arasında yüksek öğretimi tamamlayanların sayısı artmıştır. Çeşitli ülkelerde yüksek öğretimi bitirme oranlarına bakıldığında ABD, İsrail, Almanya gibi birkaç ülke dışında yüksek öğretim mezunu olma oranı yükselmiştir. Gençlerin kendi toplumlarında etkili, pozitif farklar oluşturabilecek istekli, yetenekli birer iyi insan olarak yetiştirilmesi önemli bir sorun olarak önümüzde durmaktadır (Heifez, 2006). Toplumsal yaşamda gençleri bu amaçtan uzaklaştıran önemli etmenlerin olduğu bilinmektedir. Bu etmenlerin başında zararlı alışkanlıklar gelmektedir. Madde bağımlılığı ve zararlı alışkanlıklar dünya genelinde hızla artış göstermektedir. Bu artışta genç nüfus önemli bir yere sahiptir. Gerek dünya da gerek ülkemizdeki yapılan çalışmalar bunu ortaya koymaktadır. Bütün bu olumsuz durumlardan gençliği kurtaracak ve koruyacak en önemli öğelerin sağlıklı bir aile yapısı, insan merkezli eğitim sistemi ve liderliğin olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda liderliğin gençlikle ilişkisini anlamak için liderliğin ne olduğuna bakmak gerekir. Liderliğin tanımı ne olursa olsun, kapsam alanına giren kişi ve kuruluşlarının yararına olan bir sosyal öğe olduğu açıktır. Ne var ki, bireyin kişiliğini kazanması her ne kadar bu anne-baba endeksli genlere bağlı bulunsa da özellikle çevre iletişimin yer aldığı dış faktörlerin de liderlik oluşumunda önemli unsur Liderlik ile ilgili yapılan araştırmaların sayısı çok olmasına rağmen, gençlik liderliği ile ilgili yapılan çalışmalar sınırlı düzeydedir. Gençlik liderliği, gençlik gelişiminde, takım çalışması, sorumluluk ve vizyon sahibi olma gibi özellikleri kapsayan, ayrı bir yeterlilik alanı olarak ele alınabilir (Edelman ve Diğerleri 2004). Günümüzde gençlerin akademik yeterlilikleri yanında öz-farkındalık, öz-etkinlik, benlik kavramı ve duygusal zekası baskın olan kendine liderlik yapabilen, kişilerarası iletişimi, sosyal becerisi, karar verme ve problem çözme gibi özellikleri olan başkasına liderlik yapabilen ve takım oluşturma, motivasyon vizyon, toplum hizmeti, planlama, tahmini hedeflere ulaşmak, strateji geliştirme gibi bir gruba liderlik yapabilen insanların her alanda tercih edildiği görülmektedir. Liderlik özelliklerini tespit etmede en geçerli yöntemlerden biri, liderliği konusunda şüphe duyulmayan, “evrensel kabul görmüş” liderlerin otobiyografilerine ulaşmak, davranışlarını gözlemlemek ve icraatına tanık olmaktır. Bu yöntemle, liderin tepkileri, düşünce sistemi, kısaca “kişiliği” hakkında “geçerli” bulgulara ulaşmak mümkün olmaktadır. Dönemlerine göre gençliği etkileyen dini liderlere baktığımızda Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e kadar bütün peygamberlerin topluma öndelik yaptığı görülmektedir. Bu süreçte son peygamber olan Hz. Muhammed’in liderlik yönüne baktığımızda kendisi toplumunun hem lideri, hem idarecisi oldu. Bir yandan maddi-manevi hedefler gösterip halkı motive etti; bir yandan da bunu nasıl yapacaklarını göstermek üzere organize etti ve onlara her an eşlik ederek yol gösterdi. Dünya tarihinde yönetici olan çok insan oldu. Fakat bunların çok azı gençliğe yol gösterici lider olmayı başardı. Bu süreçte iz bırakan Odysseus, Büyük İskender, Hannibal, Jül Sezar, Şarlman, Cengiz Han, Fatih Sultan Mehmet, Birinci Elizabeth, İkinci Joseph, Napolyon, Abraham Lincoln, Churchill ve Atatürk’ü sayabiliriz. Günümüzde bazı insanların kendi ülkelerine ve doğdukları coğrafyaya yaptıkları katkılara baktığımızda bıraktıkları miras ile lider oldukları görülmektedir. Bu bağlamda İbrahim Çeçen’in Türkiye’nin en geri kalmış illerinden bir olan ve haritada yeri bile bilinmeyen Ağrı’nın adını dünyaya tanıtması, fakir ilin başarılı öğrencilerine burs vermesi ile topluma faydalı bireyler yetiştirerek liderlik yaptığı görülmektedir. Kendi deyimi ile “Buradan mezun olacak evlatlarımız bizim öz varlığımız, zenginliğimiz olacaktır“sözü ile umut bağlanılan bir lider olmaya devam edecektir. Yrd. Doç. Dr. Mehmet TEYFUR Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı KAYNAKÇA Edelman, A., Gill, P., Comerford, K., Larson, M. & Hare, R.(2004). Youth Development and Youth Leadership: A Background Paper. Institute for Educational Leadership, National Collaborative on Workforce and Disability forYouth, Washington Eraslan, L. (Ed.).(2013). Gençlik Temalı Lisansüstü Tez Bibliyografyası. Ankara: Dinamik Akademi. Heifetz, R. (2006). Foreword. New Directions for Youth Development, 2006(109), 1-2. SETA(2012). Türkiyenin Gençlik Profili. Ankara: SETA Yayınları OECD[Organisation For Economic Co-Operation And Development].(2013). OECD.StatExtracts. Retrieved August 15 Poyraz, T., Zorlu, A., Şahin, B. ve Arıkan, G. (2003). Üniversite gençliğinin güncel sorunlara bakışı: H.Ü. sosyoloji bölümü öğrencileri örneği. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 20(1), 1-32. Özbay, H., & Öztürk, E. (1992). Gençlik. İstanbul: İletişim Tezcan, M. (1978). Boş zamanların değerlendirilmesi sorununun sosyolojik ve eğitimsel yönleri. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 11(1), 165-180. 27 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 olduğu göz ardı edilmemelidir. Liderlik özellikleri farklı ekonomik, sosyal ve bireysel faktörlerden etkilenebilmektedir. Gençlerdeki potansiyel liderlik özelliklerinin tanımlanması ve değerlendirilmesi sağlanırsa, gençlerin liderlik özelliklerinin sürdürülmesi sağlanacaktır. ÜNİVERSİTE HABERLERİ ÜNİVERSİTEMİZ KÜTÜPHANESİ 7 YILDA 4 KAT BÜYÜDÜ İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 7000 Kitaptan 25000 Kitap’a 28 Üniversitemiz kütüphanesinden yararlanan öğrenci sayısı 7 yılda 6 kat artarak bin 500’den 9 bin 500’e ulaşırken, kitap sayısı da aynı dönemde yaklaşık 4 kat artarak 7 binden 25 bine ulaştı. ‘Doğudan Yükselen Işık’ sloganı ile 2008 yılında yola çıkan üniversitemiz, fiziki gelişim, akademik, idari personel ve öğrencisi sayısındaki hızlı artışı yazılı eserlere de yansıttı. Üniversitemizin Sağlık Yüksekokulu Yerleşkesinde bulunan kütüphanede, 2008 yılında 7 bin olan kitap sayısı 2009’da 12 bin 350, 2010’da 12 bin 548, 2011’de 13 bin 300, 2012’de 13 bin 410, 2013’de 15 bin 397, 2014’de 19 bin ve 2015’de 25 bin kitap sayısına ulaştı. Kütüphaneden faydalanan öğrenci sayısı ise 2008’de bin 536 iken bu sayı 2009’da 3 bin 478’e, 2010’da 4 bin 597’e, 2011’de 5 bin 900’e, 2012’de 6 bin 414’e, 2013’de 6 bin 619’e, 2014’de 8 bin 765’e ve 2015’de 9 bin 500’e ulaştı. Üniversitelerin kalkınması ve gelişmesinde kütüphanelerin önemli bir yere sahip olduğunu belirten Rektörümüz Prof. Dr. İrfan ASLAN, 2008’de 7 bin olan kitap sayısını 2015’de 25 bine ulaştırarak öğrencilere zengin bir kaynak sunduklarını söyledi. Prof. Dr. ASLAN: “Her geçen yıl üye ve envanter sayısını arttıran kütüphanemiz, öğrencilerin araştırma ve okuma faaliyetlerini etkin bir şekilde gerçekleştirmelerine de hizmet etmektedir” dedi. Üniversitemizde öğrencilere, kariyer planlaması ve iş olanakları anlatıldı. Nezahat Çeçen Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansa, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Kemal POLAT, İÇTUR İnsan Kaynakları Müdürü Ferda KELEŞ, akademisyenler, idari personel ve öğrenciler katıldı. Programın açılışında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kemal POLAT, “Doğu Anadolu Bölgesi’nin en önemli eğitim kurumlarından biri haline gelen üniversitemiz, eğitim öğretimin yanı sıra düzenlediği konferanslarla öğrencilerimizin bilgi birikimlerini artırmayı amaçlamaktadır” dedi. ‘Kariyer Planlaması ve İş Olanakları’ konulu konferansta konuşan ICF Airport Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah KELEŞ, öğrencilere ilk olarak yaşamından kesitler sundu. İbrahim Çeçen Holding’in yapıtları ve çalışmaları hakkında bilgi veren KELEŞ: “Sayın İbrahim ÇEÇEN, oğullarına ve çalışanlarına her zaman ‘şimdiye kadar gerçekleşmiş yapı ve çalışmalarım arasında benim için en önemli olan ve en çok gurur duyduğum çalışmam, üniversitemizin kurulmasıdır’ demektedir. Sayın ÇEÇEN, Ağrı’da eğitim sistemindeki eksikliğin giderilmesi ve kentin gelişmesinde potansiyel sahibi olması için bu üniversitenin kurulduğunu sık sık dile getirmiştir. Üniversitemizin kurulmasında ve gelişmesinde emeği geçen Sayın Rektörümüz Prof. Dr. İrfan ASLAN ile ekibine, akademisyenlere, idari personele, yatırım yapan dostlara ve en önce patronum Sayın İbrahim ÇEÇEN Bey’e teşekkür ediyorum” diye konuştu. İÇTAŞ- ICF Airports firmasının havacılık sektöründe önemini anlatan KELEŞ, havacılık sektörünün Türkiye’nin büyümesine, turizm ve yan dalların gelişimine yaptığı katkıyı aktardı. Öğrencilere kariyer noktasındaki yaptığı çalışmaları anlatan KELEŞ, kariyer planlarken dikkat edilmesi gereken noktalara işaret ederek İÇTAŞ’ta ki başarılarının sırlarını aktardı. Personel alımlarında Sayın ÇEÇEN’in üniversitemizde okuyan öğrencilere öncelik verilmesi yönünde talimatları bulunduğunu kaydeden KELEŞ, bu talimatı her zaman göz önünde bulundurduklarını bunun yanı sıra personel alırken en başta dikkat ettikleri noktanın yabancı dil bilme olduğunu söyledi. KELEŞ, “İleriye yönelik bir yol haritası çizilmesi noktasında sizlere kariyer planlamanız hakkında yardımcı olmak isterim. Okuduğunuz mesleği yapamayabilirsiniz. Neye sahip olursanız olun elinizde bulunan imkânları pazarlamak kariyerinizi en iyi noktaya getirecektir.” Soru cevapla devam eden program, Prof. Dr. POLAT’ın ICF Airports Yönetim Kurulu Üyesi KELEŞ’e plaket takdimi ile sona erdi. 29 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 KARİYER PLANLAMASI SEMİNERİ ÜNİVERSİTE HABERLERİ ÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİLERİNDEN TÜRK HALK MÜZİĞİ KONSERİ derlenen potpori parçalar da seslendirdi. Güzel Sanatlar Fakültesi hocalarının desteği ile hazırlanan programa akademisyenler, idari personel ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Büyük bir özveri ile hazırlanan Türk Halk Müziği orkestramız, seslendirdikleri şarkılar ile dinleyicilere unutulmaz bir müzik ziyafeti yaşattı. Üniversitemiz Müzik Öğretmenliği Bölümü öğrencileri, Türk Halk Müziği Konseri verdi. Nezahat Çeçen Konferans Salonunda gerçekleştirilen konserde Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü öğrencilerinden oluşan Memmedali MEMMEDALİYEV yönetimindeki koro, Hüseynikten Çıktım Şeher Yoluna, Suya Gider Allı Gelin Has Gelin gibi eserlerin yanı sıra Ağrı ve Van yörelerinden İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Rus Dili Ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyelerine Teşekkür 30 Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencileri, İstanbul’da gerçekleşen “Olimprus II. Rus Dili Yarışması”na katıldı. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah MAĞDEN, Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü akademisyenlerinin öğrencilere ve kültürel faaliyetlere verdiği destek ile akademik çalışmalarından dolayı, teşekkür etti. Prof. Dr. MAĞDEN, üniversitemizin bu tür çalışmalara verdiği öneme dikkat çekerek, Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim elemanları adına, Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şelale RAMAZANOVA’ya teşekkür belgesi takdim etti. Öte yandan Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü akademisyenleri 2015-2016 eğitim-öğretim yılında yoğun çalışmaları neticesinde 7 adet ders kitabı yazarak, öğrencilere etkili bir dil eğitimi vermeyi amaçlamışlardır. Öğrencilerimizin “Olimprus II. Rus Dili Yarışması”ndaki performanslarına aşağıdaki linkten ulaşılabilmektedir. https://www.youtube.com/watch?v=81m_uCkVbsQ sistemi ile internet üzerinden canlı olarak anlatılırken, öğrenciler paket program sayesinde ders programı haricinde de derslerini takip edebiliyor. Öğrencilerin yöneltecekleri soruları cevaplandırmaları için dersi veren akademisyenlerin belirlediği saatlerde ofis çalışmasının yapıldığı uzaktan eğitim sistemine www.agri.edu.tr web adresi üzerinden erişim sağlanmaktadır. Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Sistemi kapsamında 2 yönetici ve 7 öğretim elemanı, 4 bin 200 öğrenciye ders vermektedir. Üniversitemizde ilk kez uygulamaya başlanan Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Sistemi ile 4 bin 200 öğrenciye uzaktan eğitim veriliyor. 2015-2016 eğitim - öğretim döneminde faaliyete geçen Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Sistemi ile bu yıl üniversiteye kayıt yaptıran birinci sınıf öğrencileri zorunlu ortak derslerini, uzaktan eğitim sistemi ile almaya başladı. Türk Dili ve Edebiyatı ile Atatürk İlke ve İnkılapları Dersleri uzaktan eğitim ÜNİVERSİTEMİZDEKİ İNŞAATLARDA SONA YAKLAŞILIYOR 17.595 m2 alanı ile Doğu Anadolu Bölgesinin En Büyük ve Kapsamlı Kongre ve Kültür Merkezi Üniversitemiz merkez yerleşkesinde yapımı hızla devam eden Kongre ve Kültür Merkezi, İslami İlimler Fakültesi ve Meslek Yüksekokulunun inşaatlarında sona gelindi. Ağrı – Erzurum karayolundaki boş arazi üzerine ilk harcın konulmasının üzerinden henüz 7 yıl geçmesine karşın fiziki yapılanmasını tamamlama noktasına gelen üniversitemizde yapımı devam eden inşaatlarda artık sona yaklaşılıyor. 17 bin 595 metrekarelik alanı ile Doğu Anadolu Bölgesinin en büyük ve kapsamlı Kongre ve Kültür Merkezi olma özelliğine sahip inşaatın büyük bir bölümü tamamlandı. İshak Paşa Sarayı dış ölçü ve görünümüne sahip merkezin inşaatında sona yaklaşılırken yine merkezi yerleşkede yapımı devam eden Selçuklu mimarisi özelliklerini taşıyan İslami İlimler Fakültesi ile Meslek Yüksekokulunun inşaatları da hızla yükselmektedir. İhalesi tamamlanan yarı olimpik yüzme havuzu kompleksinin temeli atılırken, inşaat tamamlandığında komplekste fitness ve bowling salonu ile fin hamamı ve sauna yer alacak. 31 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 ÜNİVERSİTEMİZDE UZAKTAN EĞİTİM ÜNİVERSİTE HABERLERİ ÖĞRENCİLERİMİZDEN ATLETİZMDE BÜYÜK BAŞARI Üniversitemiz bayan ve erkek atletizm sporcuları, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün 77. ölüm yıldönümü anısına düzenlenen “10 Kasım Atatürk’ü Anma Koşusu”nda ferdi ve takım halinde Türkiye birincisi oldu. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Ankara’da Eski Hipodromda 37 ilden 160 takımdan 709 ve 91 ferdi olmak üzere toplam 800 sporcunun katılımı ile 10 Kasım Atatürk’ü Anma Koşusu düzenlendi. Sporcuların ipi önde göğüslemek için kıyasıya mücadele ettiği koşuda, üniversiteli bayan ve erkek takımlarında üniversitemiz kız ve erkek atletizm takımı, hem ferdi hem de takım halinde şampiyon oldu. 32 6 bin metre erkeklerde Sedat GÖNEN, Sebahattin YILDIRIMCI, Ramazan KARAGÖZ, Şehmuz SARIHAN ve Fırat KARAKUŞ rakiplerini geride bıraktı. 4 bin metre bayanlarda birincilik kürsüsüne Sevilay ERTEMİŞ çıkarken, 2.’liği Nuran SATILMIŞ, 3.’lüğü Yayla KILIÇ, 5.’liği Sevim KABAY ve 6.’lığı Gülşen KARATAŞ elde etti. Erkek ve Bayan Atletizm Takımlarımız takım halinde Türkiye birincisi oldu. Doç. Dr. Ahmet Ocak AKDEMİR 1985 yılında Diyarbakır’ın Hani ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Erzurum-Ilıca’da tamamladıktan sonra 2002 yılında Erzurum Nevzat Karabağ Anadolu Öğretmen Lisesinden, 2007 yılında ise Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Matematik Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu. “Farklı türden konveks fonksiyonlar için koordinatlarda integral eşitsizlikler” başlıklı doktora tezini tamamlayarak Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümüne öğretim üyesi olarak atandı. 2015 yılında Doçent unvanı alan Dr. Akdemir, 2012 yılından bu yana Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü görevini yürütmektedir. Çalışma alanları integral eşitsizlikler ve konveks fonksiyonlar olan Dr. Akdemir ayrıca Üniversitemizin Eastern Anatolian Journal of Science adlı dergisinin Editör Yardımcısı ve Yazı İşleri Müdürü olarak görev yapmaktadır. Doç. Dr. Figen ATABEY Ankara doğumludur. Lisans eğitimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde, Yüksek Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamlamıştır. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ana Bilim Dalı’nda 2005 yılında başlamış olduğu “Çanakkale Savaşlarının Deniz Cephesi” konulu Doktora tez çalışmasını 2010 yılında tamamlamıştır. 2013 yılı Şubat ayından itibaren Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır. 2015 yılında Doçent unvanını alan Figen ATABEY hali hazırda Tarih Bölüm Başkanlığı görevini yürütmektedir. Doç. Dr. Figen ATABEY’in Karadeniz’de Türk Donanması (Atatürk Araştırma Merkezi Yayını-2006), Bir Deniz Subayının İstiklal Savaşı Hatıraları (Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Yayını, 2007), Çanakkale Muharebelerinin Deniz Cephesi (Türk Tarih Kurumu Yayını, 2014), 1939 Türk-İngiliz- Fransız İttifakı, (IQ Yayınevi, İstanbul, 2014) gibi deniz tarihi ve siyasi tarih üzerine yayınlanmış birçok kitap ve makalesi bulunmaktadır. Yrd. Doç. Dr. Ahmet EDİ 1982 yılında Erzurum’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Erzurum’da tamamladıktan sonra 2002-2007 yılları arasında Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünü okudu. 2008-2010 yılları arasında Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsünde yüksek lisans öğrenimini “Türk Siyasi Hayatında Prof. Dr. Rıfkı Salim Burçak” adlı tez çalışması ile tamamladı. 2011-2015 yılları arasında Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde doktora eğitimini “Ağrı’da İdari ve Siyasi Hayat (1945-1960)” adlı tez çalışması ile tamamlamıştır. 2011-2015 yılları arasında Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Araştırma Görevlisi görev yapan Ahmet EDİ halen aynı üniversitenin Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Anabilim Dalında Yardımcı Doçent olarak görev yapmaktadır. YRD. DOÇ. DR. AHMET EDİ 1982 yılında Erzurum’da doğdu. İlk ve Yrd. orta öğrenimini Doç. Dr. Tuğba eğitimini ÖÇAL “Ağrı’da İdari ve Siyasi Hayat (1945-1960)” adlı Erzurum’da tamamladıktan sonra 2002-2007 yılları Sivas’ın Suşehri tez çalışması ile tamamlamıştır. 2011-2015 1984 yılında ilçesinde doğdu. 2007 yılındayılları Boğaziçi Üniversitesi arasında Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi arasında Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Fen-Edebiyat İlköğretim Matematik Öğretmenliği Anabilim Dalından mezun oldu. 2010 yılında Tarih Bölümünü okudu. 2008-2010 yılları arasında Fakültesi Tarih Bölümünde Araştırma Görevlisi görev lisans eğitimini yapan ODTÜAhmet Sosyal Eğitim Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri veyüksek İnkılâp Tarihi EDİBilimler halen aynıEnstitüsü üniversitenin Eğitim Programları ve Öğretimi Enstitüsünde yüksek lisans öğreniminiprogramında “Türk Siyasi Fakültesi İlköğretim Bölümü Bilgiler Öğretmenliği Eğitim Bilimleri tamamladı. Doktora Eğitimini iseSosyal Atatürk Üniversitesi Hayatında Prof. Dr. Rıfkı Salim Burçak”Enstitüsü adlı tez çalışması Anabilim Dalında Yardımcı olarak görev İlköğretim Matematik Eğitimi BilimDoçent Dalında 2015 yılında bitirdi. Halen Ağrı ile tamamladı. 2011-2015 yılları arasında Atatürk yapmaktadır. İbrahim Çeçen Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Yardımcı Doçent olarak çalışmaktadır. Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde doktora Araştırma alanları: Öğretmen yetiştirme, okul öncesi dönemde matematik eğitimi, cebirsel düşünme ve gelişimidir. 33 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 ÜNVANI YÜKSELEN AKADEMİSYENLERİMİZ IC’DEN HABERLER ALMAN HEYETİ, 3. KÖPRÜ PROJE SAHASI’NA TEKNİK GEZİ DÜZENLEDİ 3. Boğaz Köprüsü, özellikleriyle şu anda dünyadaki en önemli köprü projesidir. ICA’nın hayata geçirdiği 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi üniversiteler ve yurtdışından ilgi görmeye devam ediyor. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Almanya’dan gelen inşaat mühendisleri ve akademisyenlerden oluşan 3. Boğaz Köprüsü proje sahasını ziyaret etti. 34 30 kişilik heyet, Proje Yönetim Ofisi Direktörü Cem Erer tarafından karşılandı. Heyete, öncelikle 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi hakkında bilgi verildi. Proje Yönetim Ofisi Direktörü Cem Erer’in hazırladığı sunumu izledi ve projede gelinen son noktayı detaylı bir şekilde öğrenme fırsatı buldu. Çalışmaların devam ettiği köprü kulelerinin bulunduğu şantiye alanını gezen ziyaretçiler; köprü ve otoyolla ilgili merak ettikleri soruları proje çalışanlarına yöneltti. Heyette bulunan Kuzey Bavyera Eyaleti Otoyol İnşaat Direktörü Andreas Eisgruber, “Biz bir inşaat mühendisleri heyeti olarak buraya geldik. İstanbul’a gezi düzenledik. 3. Boğaz Köprüsü büyük ilgimizi çekti. Şu anda Almanya’da devam eden bu kadar büyük bir proje yok. 100 kilometreden uzun bir otoyol projesi ve 3. Boğaz Köprüsü. Buraya teknik gezi düzenledik. Köprünün elbette bir yararı da olacak. Günde 200 binden fazla araç köprülerden geçiyor. Bu projenin de trafiğe faydalı olacağı bir gerçek. 3. Boğaz Köprüsü tüm boyutlarıyla çok ilginç ve sonuç itibariyle çok estetik bir poje.” dedi. Nürnberg Üniversitesi Uygulayıcı Bilimler Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dekanı Prof. Dr. Thomas Friemann ise, projenin çok ilginç olduğunu belirterek, “Almanya’da bilgimiz vardı. Geçen yıldan bilgimiz de vardı. Burada çok büyük bir mühendislik çabası görüyoruz. Çok özel bir şantiye sahası. Yapım sırasında ortaya çıkan birçok soruna burada çözüm bulunuyor. 3. Boğaz Köprüsü, özellikleriyle şu anda dünyadaki en önemli köprü projesi.” diye konuştu. İsveç Dışişleri Bakanlığı Avrupa İşleri Bölümü Direktörü Mikaela Granit Kumlin, 3. Köprü’nün Türkiye’nin en büyük altyapı projelerinden biri olduğunu söyledi,”Çalışmaları ve projenin boyutlarını merak ediyorduk, çok ilginç bir tecrübeydi” dedi. İsveç’ten işadamlarından, hükümet ve başkonsolosluk yetkililerinden oluşan heyet, 3. Köprü Proje sahasına teknik gezi düzenledi. Ziyarette İsveç Dışişleri Bakanlığı Avrupa İşleri Bölümü Direktörü Mikaela Granit Kumlin ve İsveç’in İstanbul Başkonsolosu Jens Odlander de vardı. 40 kişilik heyet öncelikle Proje Yönetim Ofisi Direktörü Cem Erer’in hazırladığı sunumu izledi ve projede gelinen son noktayı detaylı bir şekilde öğrenme fırsatı buldu. Heyet çalışmaların devam ettiği köprü kulelerinin bulunduğu şantiye alanını da gördü; köprü ve otoyolla ilgili merak ettikleri soruları proje çalışanlarına yöneltti. İsveç Dışişleri Bakanlığı Avrupa İşleri Bölümü Direktörü Mikaela Granit Kumlin, 3. Köprü’nün Türkiye’nin en büyük altyapı projelerinden biri olduğunu söyledi,”Çalışmaları ve projenin boyutlarını merak ediyorduk, çok ilginç bir tecrübeydi” dedi. İsveç Dışişleri Bakanlığı Avrupa İşleri Bölümü Direktörü Mikaela Granit Kumlin, “Bu proje Türkiye’deki en yeni ve en büyük altyapı projelerinden biri. Daha önce İsveç İskan ve Şehircilik Bakanı Mehmet Kaplan da bu projeyi görmüş, bize iletmişti. İsveçli bir şirketin de yer aldığı bu projede gidişatı ve yapılan çalışmaları merak ediyorduk. Bizim bölümümüz açısından önemli olan şey, projenin trafiği nasıl etkileyeceği. Günlük hayata etkisi konusunda yeterince bilgilendirildik. Yapım metodolojisi ve teknolojisi konusunda da çok önemli bilgiler aldık. Biliyoruz ki, bu projeyle 2 kıta yeniden biraraya gelecek ve yeni kurulacak büyük havalimanıyla bağlantı sağlanacak. Bu tür altyapı projelerinde, yapım aşamasında mühendislik sorunlara nasıl çözüm bulunduğunu ilk elden öğrenmek her zaman önemli. Bizim tüm çalışanlarımız için çok ilginç bir deneyimdi” ifadesini kullandı. 35 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 İSVEÇ HEYETİ, 3. KÖPRÜ PROJE SAHASI’NA TEKNİK GEZİ DÜZENLEDİ IC’DEN HABERLER 3. BOĞAZ KÖPRÜSÜ VE KUZEY MARMARA OTOYOLU PROJESİ’NDE 64 VİYADÜKTEN 36’SI TAMAMLANDI ICA’nın hayata geçirdiği 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi’nde viyadüklerin 7’si daha tamamlandı. Böylece, proje kapsamında toplamda 64 viyadükten 36’sında çalışmalar tamamlanmış oldu. 3. Köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi kapsamında inşa edilen 116 kilometrelik otoyolda viyadükler önemli bir yer tutuyor. Otoyolun 13.5 kilometrelik kısmı viyadük üzerinden geçilecek. Çalışmalar kapsamında viyadüklerin 7’si daha tamamlandı. Böylece toplamda 36 adet viyadük ulaşıma hazır hale getirildi. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Proje yetkilisi, viyadüklerdeki çalışmaların eş zamanlı şekilde yürütüldüğünü belirterek, 36 “Birçok viyadükte çalışmalar şu an eş zamanlı olarak devam ediyor. Ekim ayı sonu itibariyle, yaklaşık 220 metre uzunluğundaki viyadük 3(tek kollu), 415 metre uzunluğundaki viyadük 10(çift kollu), 687 metre uzunluğundaki viyadük 25(çift kollu), ve 336 metre uzunluğundaki viyadük 30(çift kollu) da çalışmalar sona erdi. “ dedi. Bu sonuçla, 13.5 kilometrelik viyadük inşaasında 6, 5 kilometrelik bölümde çalışmalar tamamlanmış oldu. Bu, proje kapsamında toplamda 64 viyadüğün 36’sının, yani yarıya yakınının inşasının bittiği anlamına da geliyor. Proje yetkililerinin belirttiği üzere, viyadüklerin tamamlanmasıyla proje çerçevesindeki ulaşımın hızlanması bekleniyor. 3. KÖPRÜ PROJESİ’NDE, EĞİK ASKI HALATLARI’NIN MONTAJ İŞLEMİNDE SONA GELİNİYOR. ICA’nın hayata geçirdiği 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi’nde, köprüyü taşıyacak iki sistemden biri olan eğik askı halatlarının montaj işlemlerinde sona geliniyor. Eğik askı halatlarından 156 tanesinin montaj işlemi tamamlandı. 3. Köprü Projesi’nde ana açıklıktaki 44 çelik tabliyenin asılmasında kullanılacak eğik askı halatların 5’te 4’ünden fazlasının montaj işlemi bitirilmiş oldu. 3. Köprü Şantiye Saha Şefi, “Ekim ayı sonu itibariyle; Avrupa ve Asya yakasında D00 numaralı geçis segmentiyle birlikte Avrupa’da 21, Asya’da 20 çelik tabliye yerine konulmuş oldu. Ekim ayı içerisinde karşılaştığımız kötü hava ve deniz koşullarına rağmen, planladığımız gibi ay sonu itibariyle hedefimize ulaştık. Tamamlanan çelik tabliyeler 156 adet eğik askı halatına taşıtıldı. Bu halatlarda toplam 5 bin 500 kilometreye yakın kablo kullanıldı. Bu rakam toplam metrajımızın yaklaşık yüzde 85’ini oluşturuyor.” dedi. 21.çelik tabliyeden sonra eğik askılı halatların konulması işleminde değişikliğe gidileceğini belirten 3. Köprü Şantiye saha şefi, “Deniz yoluyla gelen çelik tabliyeleri artık askı halatlarıyla kaldırmaya başlayacağız. Yani, yeni yapım yöntemimize göre; sadece eğik askı halatlar değil aynı zamanda ana halata bağlayacağımız askı halatları da çelik tabliyelerin taşıtılmasında görev almaya başlayacaklar. Bundan dolayı kalan son 2 halat olan 21. ve 22.eğik askı halatlar yapım yöntemimize göre farklı aşamalarda bağlanacaklar.” ifadesini kullandı. Toplam ağırlığı 8787 ton olan, eğik askı halatlarının uzunlukları ise 154 ile 597 metre arasında değişiyor. Çapları 225 ile 315 milimetre olan ductların içinde yer alan halatların toplam büklüm uzunluğu 6500 kilometreye kadar ulaşıyor. Her bir büklüm içinde çapı 5.2 milimetre olan, 7 adet tel bulunuyor. 37 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 EĞİK ASKI HALAT MONTAJINDA 5500 KİLOMETRE KABLO ÇEKİLDİ IC’DEN HABERLER KITALARIN YENİDEN BİRLEŞMESİNE 391 METRE KALDI Köprü Projesi’nde 59 çelik tabliyeden 42’sinin montaj ve kaynak işlemi tamamlandı. Asya ve Avrupa yakasının birleşmesine sadece 391 metre kaldı. ICA’nın hayata geçirdiği 3. Boğaz Köprüsü’nde çelik tabliye montaj işlemlerinde ilk aşama bitirildi. En ağırı 923 ton olan 59 çelik tabliyeden 42’sinin montaj ve kaynak işlemleri sona erdi. Avrupa ve Asya kıtasının bir kez daha buluşması için 391 metre kaldı. Çelik tabliye montaj ve kaynak işlemlerine “Lifting Gantry” adı verilen yeni dev vincin kurulum işlemlerinin bitmesi sonrası yeniden başlanacak. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 3. Köprü Çelik Tabliye Sorumlusu, normalde ortalama 9 günlük sürede bir, her iki yakaya birer adet çelik tabliye konulduğunu hatırlatarak, “Mart ayının sonunda başlayan çelik tabliye montaj işlemlerinde yeni bir aşamaya geçildi. Avrupa ve Asya yakasında D00 numaralı geçiş segmenti dahil Avrupa ve Asya 38 yakalarında 21’er çelik tabliye konuldu. Son çelik tabliyenin yerine koyması ile birlikte iki kıta arası mesafe 391 metreye düştü. Çelik tabliye montaj işleminde daha önce “Derrick Crane” adı verilen vinçler kullanılıyordu. Şimdi ise, Lifting Gantry” adı verilen farklı bir vinç kullanılmaya başlayacak. Bu vinçle birlikte köprünün tabliyelerin tamamının önümüzdeki aylar içerisinde 3. Boğaz Köprüsü üzerine yerleştirileceğini göreceğiz.” dedi. 59 adet çelik tabliyenin yapımı için ise toplam üç fabrika sahasında gece-gündüz 1500 kişi çalışıyor. Güney Kore’den gelen çelik saçlar, İzmit Gebze’deki imalathanede panel üretimine hazır hale getiriliyor, ardından İstanbul Tuzla’daki fabrikada panel üretimine geçiliyor. Panellerin üretimi sonrası, çelik tabliyelerin oluşturulması için Yalova Altınova’ya sevk ediliyor. TREDAŞ‘DA ‘YEŞİL OFİS’ DÖNEMİ TREDAŞ, Yönetim Sistemleri Kapsamında; 9001 Kalite Yönetim Sistemi, 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi, 18001 İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetim Sistemi, 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi ve 14001 Çevre Yönetim Sistemi standartları kapsamında 5 ayrı sisteme ait gereklilikleri sağlayarak belgelendirme çalışmalarını tamamladı. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 39 -SANAL ARŞİV 2016 YILINDA DEVREDE Sistemlerin güvenliğinin, güncelliğinin ve gelişiminin hızla devam ettiği TREDAŞ‘da 2016 yılında devreye alınacak olan Sanal Arşiv Proje çalışmaları da hızla devam ediyor. Sanal arşiv ile şirket dokümantasyonunun ve müşteri evraklarının sayısallaştırılarak elektronik ortamlardan takibi ile şirket ve müşteri dokümanlarına hatasız ve hızlı erişim imkanı sağlanacak. yoğunlaşmaktadır. İlki, verimlilik, güncel Malzeme yönetimi, İnsan kaynakları ve 2013 yılında da yüzde 99,6 seviyesinde TREDAŞ Sistemleri Sorumlusu Pervaneli, teknolojilerin uyarlanarak geliştirilmesi Fatih gerçekleştirdik. 2014 yılında ise tahsilat Yönetim Bakım onarım süreçlerinin entegre bir Elektronik Belge Yönetim Sistemi elden şekilde ele kağıt ve sahaya uygulanması, diğeri iseile uzun oranımız yine yüzde 99,6 seviyesinde çalışması için gerekli yapının vadelikopyalamanın ihtiyaçlar, sektörel beklentiler ve kurulması 5,5 ay gibi kısa bir sürede dolaştırmanın, ve kaybolmanın, yanlış Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş. (TREDAŞ),gerçekleşmiştir. müşterilerinin regülasyonlara, Müşteri beklentilerine sağlanmıştır. Devlet geleneklerine, devletin yapısına dosyalama ve dokümanları bulmak için zaman elektrik enerjisini, yeterli, kaliteli ve sürekli şekilde ve proses teknolojilerine uyumlu, alışmış, yıllarca devlet geleneğiyle SAP İSU uygulamasının dağıtım kaybının ortadan kalktığını belirtti. almaları için çalışmalarını aralıksız sürdürürken, güncel trendleri takip eden ve somut çalışmış bir şirketi özel sektöre adapte faaliyetine yönelik modülleri de kısa ölçüm sonuçlarına dayanan bir yapı sistemlerin işlevselliğini arttırmak ve etmek sürekli iyileşen kolay değildir. Bu konuda süredebir hizmete alınacaktır. Tredaş’ın Pervaneli, “Yönetim Sistemleri ekibimizle, kısa oluşturmaktır. da Yönetim önemli mesafeler kat ettiğimizi bir yapı kurmak adına Elektronik Belge böylelikle Türkiye’de dağıtım süreçlerini sürede Yönetim Sistemlerinin gerekliliklerini tüm 20 bin km2 alanda 300 bin direk, 20 bin düşünüyorum. Şirketimiz çalışanlarını, kurumsal kaynak planlama yazılımı Sistemini (EBYS) devreye aldı. birimlerin katılımını tamamladık. Yönetim km hat, 10 binsağlayarak trafo ve 1500 personel hedef odaklı çalışan, verimli, müşteri ile entegre ederek bütünsel bir bilgi ile yaklaşık 1 milyon müşteriye sağlanan memnuniyeti ve karlılığı ön planda tutan Sistemleri ile kurumsallaşma çalışmalarına destekaltyapısını oluşturan dağıtım EBYS ile birlikte, şirket içi süreçlerin ve diğer sistemleri hizmet ile ilgili operasyonu teknoloji bir felsefeye oturttuk. sağlanarak tüm şirket süreçlerinin diğer teknolojik şirketi olmuştur. kurumlar ile yapılan yazışmaların elektronik ortamda altyapısı kullanılarak, verimli, kaliteli ve yatırımlarladoğru bütünleşmesi ve iş standartlarının -TREDAŞ’ın yatırımlarından bahsedebilir ilerlemesine olanak sağlandı. Süreçlerin elektronik Türkiye’nin elektrik dağıtımında ilk saha bir şekilde yönetilmesi için yoğun otomasyon altyapısı devreye alınmıştır. sağlanmasışekilde yolunda önemli adımlar attık. TREDAŞ, çalışıyoruz. Bu bakımdan alana ortama aktarılmasına başlanmasıyla, misiniz? ‘Yeşil Ofis’ SAP tabanlı bir sistem olan “İş Gücü Özelleşme öncesi yatırımlara hakim olmamız çok önemlidir. Alana teknolojik alt yapısını her geçen gün güçlendirerek felsefesini benimseyen TREDAŞ, kağıt kullanım Yönetimi” sistemi ile de hizmet kalitesini baktığımızda bölgemize 20 milyon TL hakim olmanın en önemli ve kolay yolu müşterilerine en iyi hizmeti vermek için çalışmalarını oranını ciddi ölçüde azalttı. Bunun yanında EBYS iyileştirecek süreçler elektronik ortama civarında yatırımlar gerçekleştiriliyordu. da teknolojiyi kullanmaktan geçmektedir. sürdürmektedir” konuştu ile çalışanların evrak dolaşımından doğan iş gücü 2012 yılından taşınmıştır. Coğrafi bilgi sistemleri ve Şirketi devraldığımız Örneğin;şeklinde saha faaliyetleri yönetim sistemi ve zaman kaybının da azalması ile verimliliğin artması sağlanmış oldu. TREDAŞ ayrıca, müşteriler ile yazışmalarını Elektronik ve Mobil imzalar ile yürüterek, müşterilerinin şikayetlerini interaktif kanallar üzerinden takip etmesine olanak sağladı. 5 AYRI SİSTEME AİT GEREKLİLİKLER YERİNE GETİRİLDİ TREDAŞ, Kasım ayında gerçekleşen yönetim sistemleri denetimlerinde başarı sağlayarak, Türkiye Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) onaylı Yönetim itibaren geçmişin de açığını kapatacak Sistemleri belgelerini almaya hak kazandı. şekilde, 62 milyon TL, 2013 yılında da 68,7 milyon TL yatırım yaptık. 2014 yılında da 61,9 milyon TL yatırımımız gerçekleşti. Bu yatırımların büyük kısmı tesis yatırımlarından oluşuyor. Biz bu tesisleri yaptıkça, düşen kayıp-kaçak oranları, azalan müşteri şikayetleri ve kesintiler olarak olumlu neticelerini ile arıza bakım onarım ekiplerimiz tablet ile birçok işlem gerçekleştiriyor. Şirketimiz, teknolojik alt yapısı sayesinde ayda ortalama 300.000 işlemi tablet üzerinden yapmaktadır. -TREDAŞ’ta teknolojik alt yapı konusunda şimdiye kadar yapılanlar nelerdir? TREDAŞ’ın özelleşmesi sonrası en çok uzaktan sayaç okuma projeleri de dahil olmak üzere gelişmiş otomasyon projeleri tamamlanmış ve geliştirme çalışmaları devam etmektedir. - Teknolojik yatırımlarda önümüzdeki süreçte yapmayı planladıklarınız nelerdir? 2015 yılı projelerimize baktığımızda, IC’DEN HABERLER IC İÇTAŞ ENERJİ YATIRIM HOLDİNG AŞ’NİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI Şirket bünyesinde hayata geçirilen projeler ile birlikte tüm çalışanlarımıza verilecek olan eğitimler ile sürdürülebilir çevre bilincini oluşturmak ve geliştirmek, Sürdürülebilir atık yönetimi ve gerçekleştirilecek olan en iyi uygulamalar ile kirliliği kaynakta azaltarak atık oluşumunun en aza indirilmesini, tekrar kullanımını ve geri kazanımını sağlamak, IC İÇTAŞ Enerji Yatırım Holding A.Ş., enerji sektöründe ülke ekonomisine katkı ve istihdamın sürekliliğini sağlayarak öncü kuruluş olma yolunda ilerlerken, Türkiye’deki ve Dünyadaki çevre standartlarını ve en iyi teknolojileri kullanarak sürdürülebilir bir çevre performansı sergilemeyi hedeflemektedir. Yönetim Sistemlerini etkin bir şekilde uygulamak ve bu kapsamında Çevre, İSG ve Sosyal Risk değerlendirmesi yaparak hedefimize sistematik olarak yaklaşmak, Bu hedefimizi gerçekleştirirken aşağıdaki ilkeler doğrultusunda hareket etmeyi benimsiyoruz; İşletilmesi planlanan veya işletmede olan proje faaliyetlerine ilişkin inşaat, işletme ve kapama aşamalarında, Türk Çevre Mevzuatı ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine uymak ve uluslararası standartlar ile en iyi uygulamaları gerçekleştirmek, Madencilik faaliyetleri sırasında ve sonrasında bozulan arazinin doğaya yeniden kazandırılmasını sağlamak, İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Sürdürülebilirlik yaklaşımı ile doğal kaynakların ve ekolojik türlerin korunması yönünde çalışmalar yapmak, 40 Üretim ve hizmetlerden kaynaklanan CO2 emisyonlarını azaltmak, Faaliyetlerimizden kaynaklanacak olan çevresel ve sosyal etkiyi en aza indirgeyebilmek için sürdürülebilir politika doğrultusunda ilk yatırım maliyetlerinin yüksek olması seçeneğini 2. plana koyarak çevreci ve uygun üretim teknolojilerini seçmek ve sürekli geliştirmek, Gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerin tüm aşamalarını gözden geçirerek sürdürülebilirlik uygulamalarını sürekli olarak geliştirmek ve iyileştirmek, Çalışanlarımıza, alt yüklenicilerimize ve tedarikçilerimize çevresel ve sosyal sorumluluk olgusunu yaygınlaştırmak, Sürdürülebilir çevresel politika uygulamalarını şeffaf bir şekilde paydaşlarla paylaşmak. Yeniköy – Kemerköy Santralleri etki alanı çevresine, maden sahalarının doğaya yeniden kazandırılması planı kapsamında kapanacak olan alanlara ya da Orman Bölge Müdürlüğü tarafından önerilen en uygun yere devirden sonraki ilk 5 yılın sonunda toplam 5 milyon, 10 yılın sonunda da ise 10 milyon adet ağaç dikilmesi hedeflenmektedir. Ağaç dikiminin yanı sıra, santrallerdeki rehabilitasyon çalışmaları ile önemli ölçüde bir emisyon azaltımı sağlanacaktır. YENİKÖY – KEMERKÖY ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR Ruhsat alanı içindeki kömür sahalarının tümünde arkeolojik alan tespitleri yapılmış olup, bu alanların kömür üretim faaliyetlerine izin verilecek şekilde kullanıma açılması için Kültür Bakanlığı ilgili birimlerinin katılımı ile yürütülen kurtarma kazı çalışmaları devam etmektedir. Tüm kazı giderleri ile çıkan eserlerin açık alanlarda (Arkeopark alanında) sergilenmesi için her türlü düzenleme giderleri şirketimiz tarafından karşılanmaktadır. Buna ilave olarak çıkarılan eserlerin teşhiri için bir müze kompleksi yapımı da şirketimizce Kültür Bakanlığı arasında yapılacak olan protokol ile yürütülecektir. Milas yerleşimi içindeki “Uzunyuva”, “Kıral Mezarı” ve çevresinin resterasyonu çalışmalarının sponsorluğu TKİ’den devralınarak devam ettirilmektedir. 41 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 YENİKÖY – KEMERKÖY ÇEVRE PROJELERİ IC’DEN HABERLER “AVRUPA’NIN EN BÜYÜK DÜNYANIN DA TEK PARÇA EN BÜYÜK HASTANELERİNDEN BİRİ” İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Bilkent Entegre Sağlık Tesislerinin şantiyesinde incelemeleride bulunan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Türkiye, sağlık alanında sessiz dönüşümleri ve önemli adımlardan birisi de bu şehir hastaneleriyle atıyor. Bilkent Entegre Şehir Hastanesi 3 bin 680 yatak kapasiteli. Türkiye’de ve Avrupa’da en büyük hastanelerden biri olacak. Avrupa’nın en büyük dünyanın da tek parça en büyük hastanelerinden biri. Kapalı alan olarak da yaklaşık 1 milyon 300 bin metrekare kapalı alanı olacak. Son derece ileri tıbbi teknoloji ile donatılacak olan hastaneyi seneye bu vakitlerde Ağustos ayına geldiğimizde açılışını planlayacağımız günler olacak. 42 Mersin Entegre Şehir Hastanesi de 2016 yılının Şubat ayında teslim edilecek. Son 4 yıl da sağlık tesislerini, sıfırdan, yeniden, ileri teknoloji yapmış, donatmış yaklaşık 95 bin yatak kapasiteyi tamamlamış bir ülke olacak ve dünyada da bir numara olma iddiasını güçlü hale getirecek” diye konuştu. Bakan Müezzinoğlu, “İnşaatın kaba inşaatı yüzde 70’leri geçmiş durumda. Her türlü projelendirmeyi, ameliyat hanesi, laboratuvar, bütün fiziksel mekanların planlamasıyla hızlı giden bir inşaat süreci var. Bilkent Entegre Şehir Hastanesi’ne Ulaşım ile ilgili Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı, bakanlığımız ve Ulaştırma Bakanlığı ile çalışmalar yaparak planlıyoruz. Buraya acil hizmetlere gün gelecek günde asgari 3-4 bin gibi bir acil hasta gelecek. Günlük yaklaşık 30 bin gibi normal hasta gelecek. Ulaşımı, Yatırımlar Genel Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesi ve Ulaştırma Bakanlığı ile koordineli çalışmalarını sürdürüğünü ayrıca, şehir hastanelerine tıbbi cihaz alımlarında asgari yüzde 20 yerli ürün alınacağına dikkat çekerek, Sağlık Bakanlığı’nın da şehir hastanesi kampüsü içinde yer alacağını bildirdi. Türkiye’de DİA Holding bu sene ikincisi düzenlenen Bonds & Loans Turkey Awards tarafından seçildiği üç kategoride ödüle layık görüldü. Türkiye’nin sağlık alanındaki en büyük Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) Projesi ve Avrupa’nın en büyük, Dünyanın tek seferde inşa edilen en büyük hastanesi olan 1.2 Milyar Euro tutarındaki Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü Projemiz Bonds&Loans Turkey Awards tarafından 100 aday arasında yılın En iyi Altyapı Finansmanı ödülüne layık görüldü. Projemiz aynı zamanda Yılın En İyi Proje Finansmanı ve Yılın En İyi Sendikasyon Kredisi kategorilerinde ikinci gelerek aday olduğu üç dalda ödül kazandı. Ödüle, 1 Ağustos 2014 – 31 Temmuz 2015 arasında finansal kapamaya ulaşmış projeler başvurmuş olup yapılan başvurular arasından, Ankara Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü projesi, 100 aday arasından Yılın En İyi Altyapı Finansmanı, Yılın En İyi Proje Finansmanı, Yılın En İyi Sendikasyon Kredisi kategorileride ilk üçe alınmıştır. Ön elemeden geçen projeler için halka açık bir oylama düzenlenmiştir. Oylamanın sonuçlanması akabinde 21 Kişiden oluşan bir Seçici Komite Projenin yapılandırılmasında diğer projelerden ayrışan yönleri, finansman yapılandırmasında ne kadarözerk ve benzersiz olduğu, maliyet ve uygulamasındaki özellikleri, vadesi, sendikasyon tarafları, piyasaya kattığı artıdeğerleri, Türkiye için stratejik önemi, gibi konuları dikkate alarak, kazananları belirlemiştir. 43 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 DİA ‘’BONDS &LOANS TURKEY AWARDS’’ ÜÇ KATEGORİ DE ÖDÜLE LAYIK GÖRÜLDÜ.. MAKALE DİYADİN (AĞRI) İLÇESİNDE JEOTERMAL SERACILIK Gelişen günümüz modern tarım teknolojileri kullanılarak jeotermal enerji potansiyeline sahip alanlarda olumsuz iklim koşulları kısmen kontrol altına alınarak seracılık Akdeniz ve Ege kıyılarının dışına çıkmış ve kıyıdan uzak iç kesimlerde de önemli bir ekonomik faaliyet özelliği kazanmaya başlamıştır. coğrafi faktörler arasındaki ilişki ele alınmıştır. Çalışma alanı Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Murat- Van Bölümü’nde bulunan Ağrı ili Diyadin ilçesidir. Jeolojik yapısından dolayı sıcak su kaynaklarının çok olması ve ulaşım kolaylığı gibi avantajlar neticesinde ilçede son bir yıl içinde jeotermal sera yatırımları başlamıştır. Mevcut jeotermal sera alanlarında hali hazırda domates üretimi yapılmakta olup, üretimin tamamı şimdilik iç pazarlara sunulmaktadır. Yapılması planlanan diğer seralarda ise farklı tarım ürünlerinin üretilmesi ile birlikte yurtdışına ihracat yapılması da hedeflenmektedir. Günümüz dünyasında her mevsim sağlıklı sebzemeyve edinme isteği seracılığı önemli tarımsal faaliyet alanlarından birisi haline getirmiş, burada yetişen İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Doç. Dr. Faruk KAYA Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği ABD 44 Öyle ki Doğu Anadolu Bölgesinin en doğusunda yer alan Diyadin ilçesinde de jeotermal enerjinin varlığı ve kullanılmasıyla seracılık önem kazanmaya başlamıştır. İlçe merkezinin 5 km kuzeydoğusundaki TDİOSB (Tarıma Dayalı İhtisas (sera) Organize Sanayi Bölgesi) sınırları içerisinde yer alan sahada 2014 yılında 20 dekar alan üzerine kurulu bir adet sera jeotermal enerji ile ısıtılarak işletmeye açılmıştır. Tarım Bakanlığıyla ortaklaşa yürütülen Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sera Bölgesi (TDİOSB) projesi ile 1297 dekar alanda daha seracılık faaliyetlerinin yapılması planlanmaktadır. Söz konusu projenin uygulanmaya başlamasıyla birlikte seralardaki üretim çeşitlilik kazanarak artacak ve seracılık yöre ekonomisine daha fazla katkı sağlayarak yörenin en önemli sosyal sorunları olan işsizlik ve bundan kaynaklanan göçü önemli ölçüde azaltacaktır. Bu çalışmada, jeotermal enerjinin seracılıkta kullanılmasına güzel bir örnek olan Diyadin ilçesinde, jeotermal seracılık faaliyetleri ile fiziki ve beşeri ürünlerin kaliteli ve sağlıklı standartlarda olması günümüz şartlarında hayati bir önem taşımaktadır. Bitkilerin belirli bir sıcaklığa ihtiyaç duyması, ısıtma sisteminin kalitesindeki bir aksaklığın doğrudan ürün kalitesini etkilemesine sebep olduğu için seracılıkta ısıtma hayati derecede önemlidir. Ancak yaşanan iklim şartları nedeniyle geleneksel yollarla Diyadin’deki seraları ısıtma ekonomik olarak mümkün olmadığından dolayı alternatif enerji olan jeotermal enerji büyük bir önem kazanmaktadır. Diyadin gibi karasal iklim şatlarının yaşandığı yörelerde jeotermal enerji sera ısıtması için çok elverişlidir ve beklide en ekonomik kaynaktır. Diyadin’de jeotermal seracılık için mevcut potansiyel tam olarak değerlendirilmemiştir. Yöredeki zengin Diyadin serasının önemli sonuçlarından biri beklide en önemlisi yıllardır atıl durumda bekleyen jeotermal suyun seralarda değerlendirilmesiyle ekonomik bir değer kazanmasıdır. Jeotermalin kullanılması ve ekonomik bir kazanca dönüşmesi ise insana yönelik yatırımın önemini kavrayan ve uluslararası arenada iş yapan Ağrı’lı bir işadamının girişimleri neticesinde gerçekleşmiştir. Bu proje aynı zamanda istendiğinde tüm doğal ve beşeri olumsuzluklara rağmen mevcut doğal kaynakları değerlendirmek adına doğru yatırım yapıldığı zaman şartların olumluya çevrilebileceğinin de bir göstergesi olmuştur. Çünkü sıcaklıkların -45.6 °C ye kadar düştüğü bir bölgede 12 ay boyunca domates yetiştiriciliği yapmak gelişen günümüz teknolojileri sayesinde olmazların ve bahanelerin iflası anlamına gelmektedir. Bu durum özellikle bölgeden ekonomik kaygılarla göç eden iş adamlarının bölgeye yapacakları yatırımlarla ilgili olarak yeniden değerlendirme yapmalarına yol açacaktır. Yapılacak yeni yatırımlarla istihdam sağlanacak ve buda bölgenin en önemli sorunları olan göç ve işsizliği önemli ölçüde azaltacaktır. Seracılık faaliyetlerinin artması, bölgenin beşeri ve ekonomik yapısını etkileyeceği gibi mekansal yapısında da önemli değişiklikler meydana getirecektir. Bölgede daha önce jeotermal enerjiye bağlı olarak kurulan tesislerin yanlış yönetimi ve özelleştirmeler sonucu bir bir yok olmaları nedeniyle, öne çıkan ve üzerinde titizlikle durulması gereken en önemli husus seralarda sağlıklı, güvenilir bir gıda üretim standardı yakalamak ve sürdürülebilir tarımsal üretimi gerçekleştirmektir. Böylece sanayi kirliliği olmayan, büyük sanayi merkezlerine oldukça uzak, organik tarım için uygun şartlara ve pazara sahip olan Diyadin Seraları yörenin geri kalmışlık kaderini değiştirmek için bir dönüm noktası olacaktır. Önemli bir termal turizm potansiyeline sahip olan Diyadin’de, bu potansiyel henüz tam olarak değerlendirilememiştir. Mevcut potansiyelin değerlendirilmesi ve gerekli yatırımların yapılmasıyla, Diyadin kaplıcaları önemli bir turizm merkezi haline getirilebilir. Bu potansiyelin değerlendirilmesi 45 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 jeotermal kaynaklar seracılık açısından uygun özelliklere sahiptir. Kurulacak yeni seraların jeotermal enerji ile ısıtılması durumunda üretimde önemli bir artışın sağlanacağı beklenmektedir. Seralarda domates dışında alternatif ürünler yetiştirilerek ürün çeşitliliği arttırılmalıdır. İklim koşulları dikkate alınarak güneşlenme süresinin az olduğu bölgelerde de gelişme olanağı bulan sebze türlerine ağırlık verilmelidir. Geniş tüketim alanı olan ve pazarda yüksek talep gören taze fasulye, hıyar, patlıcan, biber gibi ürünler bunlardan birkaçıdır. Geniş pazarlama olanakları dikkate alındığında, ürün çeşitliliğinin artması yöre ekonomisine önemli bir katkı sağlayacaktır. Akdeniz ve Ege kıyılarına uzak Doğu Anadolu Bölgesi, yöredeki üretim için önemli bir pazar durumundadır. MAKALE için kaplıcaların bulunduğu alanlar özel sektöre devredilmeli ve özel teşebbüsün buraya yatırım yapması ve bu tesisleri işletmesi sağlanmalıdır. Diyadin ilçesinin belirtilen kaynaklardan yararlanması ve gelişimini sürdürmesi, her şeyden önce güvenliğin sağlanması ile mümkün olacaktır. Diyadin’in gelişmesini sağlayacak en önemli yöresel kalkınma dinamiklerinden bir diğeri de mevcut kaplıcaların sağlık turizmi açısından değerlendirilmesi olacaktır. Sanayinin gelişmediği Diyadin’de yöresel kalkınmayı sağlayacak ve şehirsel fonksiyonların gelişmesini hızlandıracak en önemli kalkınma dinamiği, önemli bir potansiyele sahip olan jeotermal enerjinin varlığıdır. Günümüzde sadece ısıtma amacıyla kasabadaki kamu kurum ve kuruluşlarıyla, bir kısım ticari işyerleri ve konutlarda sınırlı olarak kullanılan jeotermal enerji kullanımının yaygınlaştırılması ve ısınmayla birlikte yeni başlayan seracılık ve sanayi alanlarında da kullanımının yaygınlaştırılması, yöre ekonomisine olumlu katkılar sağlayacaktır. GEOTHERMAL GREENHOUSES OF DIYADIN (AGRI) DISTRICT Makalesinden Özettir. DİA HOLDİNG ÇALIŞANIMIZIN KİŞİSEL RESİM SERGİSİ İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 DİA Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü Projesi Ekip Lideri ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Mimarlık Bölümü yüksek lisans öğrencisi Zühal Ekinci’nin, Tasarım Kültürü ve Mimarlık Topluluğu etkinliği kapsamında, “Diagrams of Human” temalı resim sergisi TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinin fuaye alanında 05 Ekim - 06 Kasım 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. 46 IC Vakfı’nın katkıda bulunduğu sergide, insan davranışlarının ve çevre ile kurulan ilişkilerin temelinde yer alan davranış kalıplarının tematik anlatımı sunulmuştur. Jeffrey E. Young ve Janet S. Klosko’nun ‘Hayatı Yeniden Keşfedin’ adlı kitabında işlenen şemalar üzerine temellendirilen çalışmalar, ekolin boyama ve dijital renklendirme teknikleri kullanılarak hazırlanmıştır. İnsan yüzünün içselliğin yansıması olarak kabul edilip, imgeleştirilerek kullanıldığı çalışmalarda bilinç dışı davranışlar ve farkındalıklar arasında bir bağlantının oluşturulması amaçlanmıştır. Sergi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi öğretim görevlileri, öğretim üyeleri ve öğrencilerinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. İÇTEN 2015 İÇTENBAŞKIŞ BAKIŞ > › 2014 27 47 5 ÖGRENCİ KULÜPLERİ AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ ÖNCÜ GENÇLİK KULÜBÜ “GENÇLİK ÖNCÜLÜĞÜNDE GÖNÜLLÜLÜK - MİNİKLERİ ZİYARET“ PROJESİ İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Üniversitemiz Öncü Gençlik Kulübü, 2015 Yılı IC Vakfı Hibe Destek Programı kapsamında desteklenen “Gençlik Öncülüğünde Gönüllülük – Minikleri Ziyaret” projesi ile, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kuruluşu olan Ağrı İli Sevgi Evleri’ndeki , savcılık tarafından korunma altındaki çocuklarımızı ziyaret ettiler. 48 Öncü Gençlik Kulübü Başkanı Halil Yıldız, Danışman Öğretmenleri Arş. Gör. İbrahim Tetik ve kulübün diğer üyelerinin öncülüğünde gerçekleştirilen projede, kulüp üyeleri, aile ortamından uzak çocuklarımızın farklı ihtiyaçlarını tamamlamak, yalnız olmadıklarını hissettirmek ve onları mutlu etmek adına, IC Vakfı’nın da desteği ile canla başla çalıştılar. Öncü Gençlik Kulübü Üyeleri, Sevgi Evlerindeki farklı yaş gruplarındaki kız ve erkek çocuklarımıza, Erzurum’dan tek tek özenle seçtikleri oyuncakları hediye ettiler. Ayrıca proje kapsamında çocuklara ihtiyaçları olan tüm giyecekler ve elbette ki ziyaretlerinde de yine çocuklara, eğitmenlerine ve Sevgi Evleri çalışanlarına çeşitli ikramlar sundular. Maddi ihtiyaçlardan da önemlisi, tüm çocuklar ile tek tek ilgilenip sohbet ederek, onlara abi, abla olan ve bu ilk tanışma ile uzun sürecek bir dayanışmanın temellerini atan güzel yürekli Öncü Gençlik Kulübü Üyeleri, “Diğer projelerimizde de IC Vakfı desteklerini temenni eder, katkılarından ötürü şükranlarımızı sunmayı bir borç biliriz.” Diyerek İçten Bakış okurları ile duygularını paylaştılar. Üniversitemiz Uluslararası İlişkiler Kulübü, 2015 Yılı IC Vakfı Hibe Destek Programı kapsamında desteklenen EUKEYDESK “En Uzak Köye En Yakın Destek” Projesiyle “Güneş Yüzlü Çocuklara” umut oluyor. Uluslararası İlişkiler Kulübü yönetim kurulu üyeleri tarafından yürütülen ve İbrahim Çeçen Vakfı tarafından desteklenen, Ağrı köy okullarındaki çocukların ufuklarına ufuk katmayı amaçladıkları projede ilk hafta Ağrı merkeze bağlı Yolugüzel, Yurtpınar ve Anakaya köy okullarını ziyaret ederek eğitici dramalar, hayaller ve hedefler, köy sakinleri ile tanışma ve sorunlarını dinleme, eğitici sosyal etkinlikler, ihtiyaçların belirlenmesi, diğer köy okullarıyla canlı konferans, kültürel konuşma ve sanat atolye çalışmaları ile çeşitli katkılar sağlamaya çalıştı. Kulüp Başkanı Mustafa Alagöz, Başkan Yardımcısı Umut Özkan, Genel Sekreter Umut Gülmez, Konseyler Başkanı Ahmet Özcan ve Kulübün Yöneticileri yaptığı açıklamada, “En Uzak Köye En Yakın Destek” diye çıktığımız bu yolda yaklaşık bin öğrenciyle buluşmayı hedefliyor gülümsemelerinde payımız olsun istiyoruz. Projemiz kapsamında gidilen okulların ihtiyaçlarını belirleyip mümkün olduğunca gidermeye çalışacağız. Eukeydesk.org adresimiz üzerinden başvuran gönüllülerimize proje bilgisi ve koçluk eğitimi vererek gönüllülerimizle birlikte sahada olacağız. Üniversitemiz ve liselerden seçilen gönüllü öğretmen ve öğrencilerden oluşan bu ekiple gidilen her köy okulu sonrasında hazırlayacağımız raporlarla başta IC Vakfı olmak üzere belirlenen eksiklerin yönetici ve iş adamları tarafından giderilmesini hedeflemekteyiz” dediler. 49 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER KULÜBÜ “EN UZAK KÖYE EN YAKIN DESTEK“ PROJESİ ÖGRENCİ KULÜPLERİ AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ MÜZİK VE GENÇ TEMA ÖĞRENCİ KULÜBÜ “GELECEĞİN TEMASI ÇOCUKLAR“ PROJESİ İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Üniversitemiz Müzik ve Genç Tema Öğrenci Kulüpleri, 2015 Yılı IC Vakfı Hibe Destek Programı kapsamında desteklenen ve ortak hazırladıkları “Geleceğin Teması Çocuklar” projesini gerçekleştirdiler. Ağrı merkeze 35 km. uzaklıktaki yaklaşık 2000 metre yükseklikteki Aladağların en son köyü olan Kandil Dağı Köyü’ne, Müzik Kulübü Danışmanı Öğretim Üyesi Memmedeli Memmedeliyev, Başkan Volkan Aydoğan, Başkan Yardımcısı Fırat Aydın ve diğer arkadaşları, müzik enstrümanları ile gittiler ve beraberlerinde okula kırtasiye, kitap, bayrak, top, diş macunu, diş fırçası gibi hediyeler götürüp, öğrencileri hem şarkılarıyla hem de hediyelerle mutlu ettiler. 50 Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Müzik ve Tema Vakfı Öğrenci Kulübü’nün projesine, sosyal duyarlılık gereği yardım eden İbrahim Çeçen Vakfı’na, Müzik ve Tema kulübü Danışmanı Doç. Dr. Zübeyir Saltuklu’ya ve üyelerine teşekkürlerini sundular. IC Vakfı’nın AİÇÜ Öğrenci Kulüplerine Hibe Desteği’ne hak kazanan Müzik Kulübü’nün üyeleri, İçten Bakış Okurları ile kendi kalemlerinden, bu deneyimlerini paylaştılar: “Geleceğin Teması Çocuklarımız” İle Eşsiz Bir Gün Soğuk ve sisli bir sabaha uyandığımızda köy otobüsü bizi almak için çoktan yola çıkmıştı bile… Okul Müdürü Ergun Gülmez, Öğretmen Şeyma Uslu Hazırlıklıydık, Ağrı merkeze 35 km. uzaklıktaki yaklaşık ve diğer öğretmenler teşekkürlerini sundular. Yine 2000 metre yükseklikteki Aladağlar’ın en son köyü bu proje kapsamındaki diğer tüm okullara kitap, olan Kandil Dağı Köyü’ne, Müzik Kulübü olarak kırtasiye, diş macunu ve diş fırçası gibi hediyeler alındı. Çocuklarımızın daha yeşil alanda yaşaması ve doğanın önemini belirtmek için, kar yağışı durduğunda, onlarla birlikte dikmek üzere, fidanlar alındı ve hazırlandı. Ağrı İli Merkez Karasu Köyü İlkokulu öğrencileri, Sınıf öğretmeni Fatih Bağlan, Okul Müdürü Abdulhekim Tanır, Ağrı Merkez İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Gazi İlkokulu öğrencileri, İbrahim Çeçen Vakfı tarafından sevindirildi. Sınıf öğretmeni Çimen Özkartal, Okul müdürü Bahri Çaylak, İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 51 yolculuk yapacaktık. IC Vakfı’nın düzenlediği Proje yarışmasını “Geleceğin Teması Çocuklar” projesiyle kazandığımızda, bu yolculuğun bizde uzun yıllar sonra bile hatırlayacağımız anılar bırakacağı hiç aklımıza gelmemişti. Hazırlıklar bir hafta öncesinden başlamış, belirlenen okulun idareci ve öğretmen kadrosu ile karşılıklı görüşmeler sonrasında, çocukların ve okulun ihtiyaçları belirlenmiş ve vakfın bize ayırdığı bütçeyle elimizden geldiğince o eksikleri gidermiştik. Belirlenen gün geldiğinde, uzun ve eşsiz doğa manzaraları eşliğinde keyifli bir yolculuğa başladık. Öğretmenlerinden öğrendiğimiz kadarıyla çocuklar bu küçük ziyaret için günler öncesinden hazırlanmış ve heyecanla bizi bekliyorlardı. Hatta kendi aralarında “köye orkestra gelecek” diye bir söylenti yaymış ve bizimle beraber söylemek için bildikleri şarkıları kağıtlara yazmışlardı. Bu haberi alınca çocukların duyduğu o heyecan bize de geçmişti sanki… Yaklaşık bir saat süren yolculuktan sonra köye varmıştık. Çocuklar köy otobüsünü yukarıdan görmüş olacaklardı ki oraya vardığımızda bizi okulun bahçesinde karşıladılar. O an gördüğümüz o gülen, masum yüzler aslında ne kadar doğru bir iş yaptığımızın yansımasıydı. Çocukların da yardımı ile onlara aldığımız küçük hediyeleri okula taşıdık. Daha sonra onların bizler için hazırladığı şirin bir sınıfa girdik. Tanışma ve proje tanıtımından sonra, Esra, Fatma, İsmail, Kamuran, Mustafa, Yusuf bizler için kağıda yazarak hazırladıkları şarkıları söylediler. Bizler de yanımıza alabildiğimiz kadar enstrümanla onlara eşlik etmeye çalıştık. Hatta sonlara yaklaşırken tüm ekip, öğretmenler ve öğrenciler dahil olmak üzere kendimizi halayın içinde bulduk. Yorulduğumuzu hissettiğimiz o anlarda okulda görev yapan öğretmenlerimizin bizler için hazırladığı sofraya oturduk. Çaylar da içildikten sonra artık umut dolu ve ışıl ışıl parlayan gözlerle vedalaşma zamanı gelmişti… Köyden ayrılırken tekrar gelebilme umuduyla vedalaşıp Ağrı’ya dönmek üzere yola çıktık. Belki de hayatımız boyunca unutamayacağımız anılar biriktirdiğimiz bu yolculuğa çıkmamıza vesile olan IC Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Günseli Çeçen’e, Vakıf Müdürü Sayın Dr. Meral Dinçer Hocamıza, Proje boyunca bizden hiçbir desteği esirgemeyen Vakıf Koordinatörü Ayça Jones’a, bu vakfın kurucusu, ilimiz ve üniversitemiz için büyük bir değer olan Sayın İbrahim Çeçen’e Ağrı İbrahim ÇEÇEN Üniversitesi Müzik Kulübü Olarak tüm kalbimizle teşekkürlerimizi sunarız. Umut dolu yarınlara hep birlikte yürümek dileğiyle… AİÇÜ Müzik Kulübü Adına Başkan Volkan Aydoğan - Başkan Yardımcısı Fırat Aydın ÖGRENCİ KULÜPLERİ AĞRI ÇEÇEN EĞİTİM VE KÜLTÜR KULÜBÜ İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 “AĞRI ÜNİVERSİTESİ’NİN AĞRI İLİNE KATKILARI” PROJESİ 52 IC Vakfı’nın düzenlemiş olduğu Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Öğrenci Kulüplerine Hibe Desteği Programı çerçevesinde yarışmaya katılan Ağrı Çeçen Eğitim ve Kültür Kulübü, hazırladığı proje ile 2. lik elde etti. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin Ağrı İline Katkıları Projesi ile yarışmaya katılan Ağrı İbrahim Çeçen Eğitim ve Kültür Kulübü, 4 Aralık Cuma Günü Kulüp Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Mehrali Calp, Kulübün Yönetim Kurulu Başkanı Abdulhalik Demirkol ve diğer üyeler ile Projenin açılış toplantısını düzenleyerek faaliyetlerine başlamış oldu. Projemizin daha geniş kitlelere duyurulması adına Facebook sosyal paylaşım sitesinde “Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin Ağrı İline Katkıları Projesi” adında sayfa açıldı. 5-12 Aralık tarihleri arasında Ağrı halkının üniversitemizin ilimize katkıları hakkında düşüncelerini saptamak adına 300 kişilik Ağrı halkına yönelik, Üniversite öğrencilerinin ise üniversitemizden beklentileri noktasında görüşlerini almak için öğrencilere yönelik 300 kişilik anket uygulandı. Anketin sonuçları IC Vakfı ve üniversitemiz rektörlüğüne iletilmek üzere raporlaştırıldı. Projenin başka bir faaliyeti olan liseli öğrencilere üniversitemizin gezdirilmesi için Ağrı İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile öğrencilerin belirlenmesi adına irtibata geçildi. Üniversitemiz rektörlüğünden de gerekli izinler alınmış olup, gezi önümüzdeki aylarda yapılacaktır. Projemizin ve proje kapsamındaki faaliyetlerin tanıtılması ve duyurulması için basılacak olan broşür, el ilanı ve afişlerin tasarımı devam etmekte, Proje bünyesindeki diğer faaliyetlerin ise çalışmaları sürmektedir. AİÇÜ üniversitemizdeki öğrenci kulüpleri tarafından hazırlanan projeler yapılan toplantıda sunuldu. IC Vakfı, proje sahibi kulüpleri çeşitli ödüllerle desteklerken projelerin hayata geçirilmesi için maddi destekte bulundu. Konukevinde gerçekleştirilen toplantıya Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Yücel ÜNAL, IC Vakfı Müdürü Doç. Dr. Meral DİNÇER ve proje sahibi kulüp temsilcisi öğrenciler katıldı. Kısa zamanda her alanda büyüyen üniversitenin öğrenciler için tüm imkânlarını seferber ettiğini belirten Prof. Dr. ÜNAL, öğrenci etkinliklerinin koordinesinde önemli bir yapı olan kulüpleri önemsediklerini ve her zaman yanlarında olduklarını söyledi. Çağdaş bir eğitim yuvası olan Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin iyi bir eğitimin yanı sıra sosyal etkinlikler yolu ile de öğrencilerin gelişimine katkı sağladığını ifade eden IC Vakfı Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral DİNÇER: “Öğrencilerin oluşturdukları sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerle boş zamanlarını değerlendirmeleri, yeni ilgi alanları, birlikte dinlenme ve eğlenme alışkanlığı kazanmaları, güzel sanatlarla ilgili faaliyetleri izlemeleri, kültürel ve sanatsal faaliyetlere katılmaları için çeşitli kulüpler bulunmaktadır. Öğrencilerin bu faaliyetlerden yararlanmaları için IC Vakfı olarak elimizden gelen katkıyı sunmaya çalışıyoruz. Bugün de başarılı proje sahibi kulüplerle bir araya gelerek projelerin yürütülmesi hakkında fikir alışverişi yaptık, görüş ve önerilerini dinleme imkânı bulduk” diye konuştu. Toplantıda projelerini sunan öğrenci kulüplerinden “En uzak köye en yakın destek” projesiyle Uluslararası İlişkiler kulübü, “Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinin Ağrı İline katkıları” projesiyle Ağrı Genç Eğitim ve Kültür kulübü, “Geleceğin teması çocuklar” projesiyle Genç Tema Müzik Kulübü ve “Gençlik öncülüğünde gönüllülük/minikleri ziyaret” projesiyle Öncü Gençlik Kulübü, IC Vakfı ile çalışma imkanı buldu. 53 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 ÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİ KULÜPLERİ PROJELERİNE IC VAKFI DESTEĞİ SÖYLEŞİ Gençlik Çalışmalarında 30. Yıl... GSM-Gençlik Servisleri Merkezi 30 Yılı aşkındır Türkiye’den binlerle gencimizin farklı hayatlar farklı dünyalar görmesine köprülük yapan ve bu hizmetlerini nice güzel proje ile taçlandıran GSM-Gençlik Servisleri Merkezi’ni anlatmak için, Gençlik Servisleri Merkezi Koordinatörü Sayın Mehmet Arslan, İçten Bakış Dergimize konuk oldu. Bizlere GSM Gençlik Servisleri Merkezi’nin kuruluş amacından bahseder misiniz? GSM-Gençlik Servisleri Merkezi gençlerin kültürel ve sosyal gelişimine katkıda bulunmak, toplumsal ve ekonomik yaşama aktif katılımlarını desteklemek amacıyla 1985 yılında Ankara’da kurulmuştur. Gençlerin içine kapanık yurttaşlar haline dönüşmemeleri, bugüne ve geleceğe umutla bakan bireyler olabilmeleri için; toplumsal, ekonomik ve siyasal yaşama aktif katılımlarının teşvik edilmesi gerektiğini savunmaktayız. Gençlerin topluma katkısının, onların bugüne ve yarına dair beklentileri ile direk olarak ilgisi olduğu konusunda gençleri bilinçlerdirmeye çalışmaktayız. GSM’nin misyonu “yarına dair beklentisi olan gençlerin, bugünden birşeyler yapmanın gereğine inanması” üzerine kuruludur. Gençlerin işlerinin kolay olmadığının ve önlerinde birçok engel olduğunun farkındayız. GSM olarak, bir taraftan gençlerin bu engelleri aşabilmesi için onlara katkı vermeye çalışırken, diğer taraftan gençlere “yaşamın almak kadar vermeyi de içeren bir sistem olduğunu” da öğretmeye çalışıyoruz. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 ALLIANCE Avrupa Gönüllü Hizmet Kuruluşları Birliği, CCIVS, EURODESK gibi uluslararaası kuruluşların da bir üyesi olan GSM olarak, gençleri toplumun kaynağı ve en dinamik kesimi olarak görüyor ve gençlerin bugüne ve geleceğe umutla bakan bireyler olabilmeleri için çaba gösteriyoruz. Bu amaçla gençlere yönelik birçok program ve proje gerçekleştiriyoruz. 54 Gönüllülük GSM’nin temel çalışma alanlarından birisidir ve GSM olarak toplumsal yaşamın her alanında gençlere gönüllü olma ve sorumluluk alma bilinci vermeye çalışıyoruz. Gönüllülük, gençlerin psiko-sosyal gelişimine katkı sağlayan iki yönlü bir harekettir. Gönüllü çalışmalar sonucunda elde edilen toplumsal faydanın yanı sıra, bu çalışmalar içerisinde yer alan gençlerin iletişim yetenekleri gelişir, gençler paylaşmanın anlamını kavrar, takım çalışmasını ve yardımlaşmayı öğrenir, yeni yaşam deneyimleri kazanır, değişik tecrübelere sahip insanlarla tanışma imkanı bulur, organizasyon yapmayı öğrenir, değişik kurumları tanır, toplumu ve dünyayı daha iyi kavrar, değer yargıları gelişir ve özgüveni artar. GMS’nin faaliyet alanlarından bahseder misiniz? Faaliyet alanlarımız Uluslararası Gönüllü Çalışma Kampları, Genç Gezginler Programı , GSM Akademi ve diğer projeler olarak özetlenebilir. GSM tarafından her yaz düzenli olarak organize edilen programların başında Uluslararası Gönüllü Gençlik Kampları gelir. GSM her yıl başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Türkiye’den ortalama 500 civarında gencin yurtdışında düzenlenen Uluslararası Gönüllü Gençlik Kampları’na katılımını sağlamaktadır. Irk, din, dil, milliyet, etnik köken ve cinsiyet ayırımı olmaksızın değişik ülkelerden ve kültürlerden gelen katılımcılarla oluşan bir grubun, hiçbir karşılık beklemeksizin önceden planlanmış toplum yararına işlerde gönüllü çalışması olarak tanımlanan bu kamplarda değişik ülkelerden gelen gençler 2 hafta süreyle birlikte çalışırlar ve yaşarlar. Kamplara katılım yaşı genellikle 14-17 ve 18-28 arasındadır. Eğer özel bir durum söz konusu değilse, kampların tüm dünyada geçerli ortak dili İngilizce’dir. Böylelikle gençler kamplarda dil pratiği yapma imkanı da bulabilmektedir. Kamplara katılmak için orta düzey İngilizce yeterlidir. düzeyi gibi her türlü kısıtlamayı ortadan kaldıran bir kavram olduğu için dünyada eğitim alanında yürütülen çalışmalar arasında öncelikli konuma gelmiştir. GSM olarak gençlerin yaşam boyu öğrenme alışkanlığı kazanması amacıyla oluşturduğumuz “GSM Akademi” ortaokul ve lise öğrencilerine, öğrenirken eğlendikleri eğlenirken öğrendikleri bir eğitim ortamı yaratıyor. Bunların yanı sıra, Ulusal Ajans ile Avrupa Gönüllü Hizmetleri, Toplum Gönüllüleri Vakfı ile “Senin Hakkın Gençlik Hakkı” Projesi, GSM-Gençlik Servisleri Merkezi Derneği tarafından, Lunaria/İtalya ortaklığıyla, AB’ye üyelik sürecinde hayata geçirilen reformlar ve sonuçlarının daha iyi anlaşılması ve bu reformların sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla gerçekleştirilmesini desteklemek üzere Avrupa Birliği Bakanlığı’nın Sivil Toplum Diyaloğu-III, Siyasi Kriterler programı kapsamında “Hep Birlikte, Bir Katılım Projesi”, şu an gündemimizdeki hizmetlerimizden bazılarıdır. GSM’nin çalışma alanları nelerdir? GSM’nin çalışma alanları, Uluslararası Gönüllü Çalışma Kampları, Gençlik Çalışmaları Eğitim Programları, Gençlik Değişim Programları, Gençlik Politikaları Gelişimi, Tematik Gençlik Kampları, Avrupa Gönüllü Hizmeti, Gençlik Bilgilendirmesi, Kültürlerarası Diyalog, Gençlik Gezileri, Gönüllülük olarak başlıklandırılabilir. GSM hakkında daha detaylı ve güncel bilgilere ulaşmak için; www.gsm.org.tr internet adresimizi inceleyebilir, www.facebook.com/ genclikservislerimerkezi sayfamızı takip edebilirsiniz. Genç Gezginler Programı’nda, GSM olarak gerçekleştirdiğimiz tüm program ve projeler de gençler için yaşayarak öğrenme ve eğitim alanı yaratıyoruz, böylelikle gençler kişisel becerilerini de geliştirme fırsatı bulabiliyor. Genç Gezginler programı da GSM’nin, sporun ve sanatın öğrenme aracı olarak kullanıldığı programlarımızdan birisidir. GSM Akademi ise, sosyal, ekonomik ve kültürel değişimlerin baş döndürücü bir hızla yaşandığı günümüzde bireylerin bu hızlı değişime ayak uydurabilmesi eğitimi yaşamlarının bir parçası haline getirmelerini gerektirmektedir. Bireyin kendini sürekli yenilemesi ise ancak yaşam boyu öğrenme ile sağlanabilir. “Yaşam boyu öğrenme” bireyin olduğu her yerde gerçekleşebilen; yer, zaman, yaş, eğitim Konunun uzmanı olarak, sizce devletin gençlik ile ilgili daha çok hangi alanlara eğilmesi gerekmektedir ve Bu bağlamda Devlet-Sivil Toplum Kuruluşu işbirliği size göre nasıl olmalıdır? Türkiye’nin, gençlerin ihtiyaçları, geleceğe dair beklentileri ve sorunlarının çözümünü kolaylaştıracak; gençlerin paydaş olarak toplumsal yaşama aktif olarak katılımını sağlayacak, karar verme mekanizmalarında yer almalarına olanak verecek, hak temelli bütünsel bir ulusal gençlik politikasına ihtiyacı bulunmaktadır. Devletin gençlik alanında eğilmesi gereken en önemli konunun bu olduğu düşüncesindeyiz. Bu temel eksiklik nedeniyle, gençlere yönelik yapılan çalışmalar çok sınırlı alanları kapsamaktadır. Bu nedenle devletin, yerel yönetimlerin ve Sivil Toplum Kuruluşların, 55 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Türkiye’nin farklı bölgelerinde düzenlediği kamplarda ise her yıl ortalama 50 ülkeden ortalama 400 genci misafir etmektedir. Uluslararası Gönüllü Gençlik Kamplarının temel amacı değişik ülkelerden gençler arasında uluslararası dostluk bağlarını geliştirmek ve gönüllü çalışmalar yoluyla gençler arasında toplumsal bilinci yükseltmektir. SÖYLEŞİ gençlere yönelik verdiği hizmetler, kapsayıcı ve kalıcı olmayan iyi niyetli girişimler olarak kalmakta ve devamı gelememektedir. Gençlik alanında tutarlı bir planlama olmaması, gençlerin sorunları karşısında gündelik çözümler üretilmesini, sadece bu sorunların ortaya çıktığı yerde ve zamanda çözümler aranması sonucunu doğurmaktadır. Bu durum, gençlerin sorunlarının nedenlerinin ortadan kalkmasına engel olmaktadır. Gençlik alanında faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşları ile ne gibi ortak çalışmalarınız var ve bu çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Gençlerin gelişimi konusunda, devletin yaptığı çalışmalarla birlikte, gençlik alanında çalışan STK’lar da önemli roller üstlenmektedirler. Gençlik STK’larının gençlere yönelik faaliyetleri Dernekler Kanununun değişmesi ve Türkiye’nin Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları’nın, program ülkesi olmasından Bu tespitle birlikte, Türkiye’de devletin bugün gençlik sonra sayısal olarak artış göstermiştir. Bugün gençlik STK’ları gençlere, geçmişe oranla çok daha zengin alanında eğilmesi gereken en önemli sorunun “genç etkinliklerle ulaşabilmektedirler. Gençlik STK’ları bu yoksulluğu” olduğu düşüncesindeyiz. Yoksulluk, nesilden nesile geçmekte ve birçok sorunun kaynağını etkinlikler yoluyla uzmanlık birikimlerini gençlerin oluşturmaktadır. Yoksullukla ilgili nesiller arası zincirin lehine kullanmakta, küçük ölçekli olmasına rağmen gençlerin sorunlarının, beklentilerinin ve ihtiyaçlarının kırılabilmesi için gençlerin; eğitim, sağlık, barınma, işsizlik, toplumsal katılım v.b ihtiyaçlarının özel olarak karşılanmasına ve eğilimlerinin belirlenmesine katkı ele alınması gerekmektedir. Diğer taraftan Türkiye’nin sağlamaktadırlar. genç nüfusunun yaşlandığını da unutmamamız gerekiyor! Gençlikle ilgili kalıcı adımlar atılmadığı taktirde genç nüfus potansiyelinden beklediğimiz avantajların, dezavantaja dönüşme riski bulunuyor. 56 Gençlik alanında devletin STK’lardan ayrı ve kopuk bir anlayış içerisinde verimli ve gerçekçi çalışmalar yapması olanak dışıdır. Gençlik politikalarının oluşumu ve uygulaması, gençlerin ve gençlik sivil toplum kuruluşlarının katılımı olmaksızın düşünülemez. Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği aldıkları tavsiye kararlarıyla, üye ve aday üye devletlere gençlik politikalarının hazırlanmasında ve uygulanmasında katılımcı bir yöntem uygulamasını tavsiye etmektedirler. Bu açıdan gençlik alanında devlet-STK işbirliği tesadüflere bırakılmamalı ve STKlar, çağdaş demokrasilerde toplumsal katılımın gençlik politikaları çerçevesinde yasal güvence altına en önemli araçlarından birisidir. Birleşmiş Milletler alınmalıdır. Kalkınma Programı (UNDP) tarafından 2008 yılında yayınlanan Türkiye’de Gençlik Raporu’nda gençlik STK’larına önemle vurgu yapılmıştır. Raporun verilerine göre, gençliğin sosyal yaşama ve STK’lara katılımının artması, gençlerin yaşamında son derece olumlu değişimlere sebep olmakta, sosyal dışlanma ve yabancılaşma olgusunu azaltmaktadır. Rapor kapsamında yapılan “Gençliğin Durumu Araştırması”na katılan gençlerden sadece %4’nün STK üyesi olması, Türkiye’de gençlik ve sivil toplum ilişkisi açısından oldukça düşündürücüdür. Gençlerin STK’lara katılımının teşvik edilmesinin, gençlerin gelişimi açısından oldukça önemli olduğu düşüncesindeyiz. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 57 GSM-Gençlik Servisleri Merkezi olarak, gençlerimizin yaşam kalitesinin yükselebilmesi için birçok STK ile işbirliği yapmakta ve projeler geliştirmekteyiz. Projelerimizi STKlar ile işbirliği yaparak veya STK’ların katılımını sağlayarak gerçekleştirmeye büyük özen gösteriyoruz. Bununla birlikte STK’ların planladığı projelere ortak olmaya veya olanaklarımız elverdiği ölçüde katılmaya da özel önem veriyoruz. GSM olarak, gençleri toplumsal hayatımızın güçlü bir parçası haline getirmeyi en önemli görevimiz olarak görüyor ve bunu gerçekleştirebilmek için de her fırsatı değerlendirmeye ve ilgili her sivil toplum platformunda yer almaya çalışıyoruz. Gençlik ile ilgili çeşitli alanlarda projeler yürütmektesiniz. Proje hedeflerinizden ve hangi alanlardaki projelerinizin gençler tarafından daha fazla ilgi gördüğünden bahsedebilirmisiniz? Bugüne değin, değişik konu başlıklarında gençlere yönelik onlarca proje gerçekleştirdik ve binlerce genç bu projelerden yararlanma olanağı buldu. Gençlerin yaşamında olumlu değişimler yaratmak bizim en önemli hedefimiz. Görüşmemizin başında da belirttiğim gibi gençlik alanı sektörler arası ve çok yönlü bir konu. Düzenlediğimiz projelerde buna bağlı olarak çeşitlilik gösteriyor. Projelerimiz, gençlerin sosyal, kültürel, sanatsal ve bilimsel gelişimine katkı sağlamak veya gençlerin toplumsal ve ekonomik yaşama aktif katılımına yönelik çalışmalar yapma eksenine oturuyor. Örnek olarak, Uluslararası Gönüllü Gençlik Kampları, GSM Akademi (Matematik Kampı, Bilim Kampı, Felsefe Kampı, İngilizce Konuşma Kampı, Sosyal Medya Kampı, Koçluk Kampı ve İnovasyon Kampı), Genç Gezginler (İngiltere Dil Kampı, Almanya Dil Kampı, Estonya Uluslararası Gençlik Kampı, Almanya Uluslararası Gençlik Kampı ve Yunanistan Dil ve Spor Kampı), Senin Hakkın Gençlik Hakkı Projesi, Hep Birlikte: Bir Katılım Projesi, Bilgi Kaynağı Projesi, Foto Safari Projesi, Gençlik Bilgilendirmesi projelerimizi verebilirim. Düzenlediğimiz projelerin yanısıra bilgi ve birikimimizi, değişik kuruluşlara yaptığımız danışmanlık hizmetleri vasıtasıyla da paylaşıyoruz. Gençlerin gelişimine oldukça önemli katkılar sağlayan Uluslararası Gönüllü Gençlik Kampları GSM’nin en çok ilgi gören çalışma başlıklarından birisidir. Bugune değin değişik kuruluşlarla işbirliği yaparak düzenlediğimiz uluslararası gönüllü gençlik kamplarına, Türkiye’den ve yurtdışından binlerce genç katılma imkanı bulmuştur. (www.gsm.org.tr) IC VAKFI HABERLERİ “HEP BİRLİKTE’’ BİR KATILIM PROJESİ BRÜKSEL ÇALIŞMA ZİYARETİ *European Alliance to Save Energy *Avrupa Gençlik Forumu (European Youth Forum – EYF) *Avrupa Komisyonu Çevre Genel Müdürlüğü (DG Environment) *Eurodesk Brüksel Ağı *Avrupa Komisyonu – Avrupa Dış Eylem Hizmetleri Birimi ziyaretleri gerçekleştirildi. “Sivil Toplum Diyalogu III: Siyasi Kriterler Hibe Programı” kapsamında GSM tarafından Lunaria ortaklığıyla yürütülen “Hep Birlikte: Bir Katılım Projesi” kapsamında 11-15 Ekim 2015 tarihleri arasında Brüksel’de bir çalışma ziyareti düzenlendi. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Gençlik alanında çalışan kurum ve kuruluşların siyasal kültür, demokratik katılım, temel hak ve özgürlükler, insan hakları ile AB-Türkiye ilişkileri, AB politik mevzuat ve uygulamaları konularında kapasite geliştirmelerine katkı sağlamayı amaçlayan projenin etkinliklerinden biri de bu çalışma ziyaretiydi. 58 Türkiye’den 15 sivil toplum kuruluş temsilcisinin katıldığı ve IC Vakfı Müdürü Dr. Meral DİNÇER’in de yer aldığı bu program çerçevesinde, 4 gün boyunca Avrupa Birliği ve Avrupa Komisyonu çatısı altında bulunan; *Avrupa Komisyonu Komşu Ülkeler ve Genişleme Müzakereleri Genel Müdürlüğü (DG Neighbourhood and Enlargement Negotiations) Bunun yanı sıra sivil toplum örgütü temsilcilerinin Avrupa Parlamentosu’nu mülteci görüşmelerinin sürdüğü bir oturumda ziyaret fırsatı ve Türkiye’nin rolü konusunda güncel tartışmaların olduğu, raporların sunulduğu, Avrupa Birliği’nin tam katılımla temsil edildiği parlamentoda bulunmak gibi bir şansları da oldu. Kıbrıs Avrupa Birliği Daimi Temsilcisi ve Büyükelçi Kornelios Korneliou ile Kıbrıs Brüksel Büyükelçiliği’nde buluşma ve Yeşiller Partisi Dış İlişkiler Danışmanı Paolo Bergamaschi ve Türkiye’nin Dostları Grubu (Friends of Turkey) Genel Sekreteri Laura Batalla Adam ile Türkiye’nin müzakere sürecini, Avrupa Birliği içerisindeki lobi çalışmaları, 2015 genel seçimleri, basın özgürlüğü, Kürt sorunu, Kıbrıs sorunu, demokratikleşme süreci gibi konuların konuşma fırsatının sağlandığı buluşma ise etkinlik programında bulunan diğer ziyaretlerdi. Proje web sayfası: www.hepbirlikte.info IC İbrahim Çeçen Vakfı, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Koşusunda madalya alan ve takım halinde Türkiye birincisi olan üniversitemiz atletizm takımı onuruna akşam yemeği verdi. Prof. Dr. Telat YANIK, Prof. Dr. Kemal POLAT, Sağlık Kültür ve Spor Dairesi Başkanı Murat TOK, Özel Kalem Müdürü Yavuz Selim GÜLTEKİN ve Strateji Daire Başkanı Ali DEMİREL de bir araya geldi. Yemekte birincilik kupalarını alan başarılı sporcuların yanı sıra, takımı çalıştıran Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulundan Yrd. Doç. Dr. Metin BAYRAM, rektörümüz Prof. Dr. İrfan ASLAN, rektör yardımcılarımız Prof. Dr. Yücel ÜNAL, Yemekte konuşan Yrd. Doç. Dr. DİNÇER, İbrahim ÇEÇEN beyin başarılı öğrenciler ile hocaları Yrd. Doç. Dr. Metin BAYRAM’ı kutladığını ifade ederek ve her birine Vakıf adına birer cumhuriyet altını hediye etti. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 BAŞARILI SPORCULARIMIZA IC VAKFI’NDAN ÖDÜL 59 IC VAKFI HABERLERİ AĞRI KÖY OKULLARI YARDIM PROJESİ Ağrı’da bir araya gelen gönüllüler, sosyal paylaşım sitesinde açtıkları sayfa aracılığıyla topladıkları yardımları, ihtiyacı olan köy okullarındaki öğrencilere gönderiyor. Türk Hava Yolları Ağrı İstasyon Şefi Cafer CANSİ başkanlığında; sağlık görevlisi Elif Gökçe USLU ve öğretmen Edip ÇAĞLAYAN Facebook’ta “Ağrı Köy Okulları Yardım Projesi” sayfasını yaklaşık bir yıl önce açtı. CANSİ, geçen yıl 30’a yakın köye ulaştıklarını belirterek: “Öğrencilere, kırtasiye malzemesi, kışlık giysi, spor malzemesi ulaştırıyoruz. Aynı zamanda okulların tadilat işleri ve malzeme ihtiyaçlarını da karşılamaya çalışıyoruz. Bunun yanında uçurtma şenlikleri gibi aktiviteler yapıyoruz. Gönül ister ki tüm çocuklarımıza ulaşabilmek fakat yetersiz kalabiliyoruz. Bu konuda tüm hayırseverlerin yardımlarını bekliyoruz” mesajını verdi. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Biz de İbrahim Çeçen Vakfı olarak Cafer CANSİ’nin bu özverili ve örnek davranışını yürekten kutluyor, Vakfımızın da bu projeye destek olacağını bildiriyoruz. 60 Cafer CANSİ bu projeyle köylerde zor şartlarda eğitim gören öğrencilerin ihtiyaçlarını gidermeyi hedefliyor ve Türkiye’nin farklı yerlerinden iş adamları, dernekler ve sivil toplum kuruluşları ile hayırseverlerin desteğini alarak projeyi yürütüyor. İÇTEN BAŞKIŞ > 2014 2015 İÇTEN BAKIŞ › HAZİRAN 23 61 5 İLKOKUL HABERLERİ 81 İLDEN 81 ÖĞRETMEN KONYA PROGRAMINA AĞRI İLİNİ TEMSİLEN OKUL MÜDÜRÜMÜZ KATILDI İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 12 Aralık 2015 günü Hazreti Mevlana´nın Büyük Vuslatının 742.Yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde Bakanlığımız tarafından 81 ilden 81 öğretmen davet edildi. Ağrı İlini temsilen Şeb-i Arus törenlerine Okul Müdürümüz İsmail DURAK katıldı. 62 Hazırlanan program Mevlana Öğretmen evinde tanışma toplantısıyla başladı. Burada yapılan protokol konuşmalarının ardından. Misafir öğretmenler için hazırlanan hediyeler takdim edildi. Aynı gün Şems-i Tebrizi ve Hazreti Mevlana Ziyaret edildi. Büyük şehir Belediye Başkanı Tahir AKYÜREK tarafından yemek ikramında bulunuldu, Bilim merkezi gezildi. Öğretmen evinde katılımcılara Konya düğün pilavı ikram edildi. Aynı Gün Konya Kültür ve Kongre Merkezinde şebi arus sema törenine gidildi Ahmet Özhan’ın ilahileri ve semazenleri izlenildi. Okul müdürümüz İsmail Durak yaptığı açıklamada “ Böyle bir ulvi Programı hazırlayarak bizleri Hazreti Mevlana’nın , erenlerin şehri Konya’ya davet ettikleri için projenin baş mimarı Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nabi Avcı’ ya, Öğretmen Yetiştirme Ve Geliştirme Genel Müdürü Doç. Dr. Ali Yılmaz a, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme Ve Genel Müdürlüğü Öğretmene Hizmet Sosyal Ve Kültürel Faaliyetler Dairesi Başkanı Muhitin Yılmaz, a emeği geçenlere, ayrıca Türk misafirperverliğinin inceliklerini sergileyerek bizlere kucak açan Konya İl Milli Eğitim Müdürü’nün şahsında tüm emeği geçenlere şükranlarımı arz ediyorum” dedi. ANLAMLI BİRİNCİLİK İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 24 Kasım Öğretmenler günü münasebetiyle düzenlemiş olduğu resim ve şiir yarışmasında okulumuz öğrencileri bir birincilik ve bir üçüncülük elde etti. Şiir dalında 4/C sınıfı öğrencisi Yaren KOCAGÖZ yazmış olduğu “Aydınlık Güneşim” adlı şiirle İl değerlendirme komisyonu tarafından birinciliğe layık görüldü. Resim dalında 4/C sınıfından Gözde CAN adlı öğrencimizde yapmış olduğu eseriyle il üçüncüsü oldu. Halk Eğitimi Merkezi toplantı salonunda yapılan program sonundaödüller Ağrı Valisi Musa IŞIN ve Vali Yardımcısı Sedat İNCE tarafından verildi. Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün Göç Konusunu çocukların gözünden nasıl anlaşıldığını ve yorumlandığını görmek amacıyla Türkiye genelinde düzenlenen” Göç ve Göçmen Temalı” resim yarışmasında okulumuz 4/D sınıfı öğrencisi Nisa YILDIZ İl birincisi oldu.İl Milli Eğitim Müdürlüğü komisyonu tarafından yapılan değerlendirmede il birincisi Öğrencimiz Nisa YILDIZ’ın eseri Ağrı ilini temsilen Ankara ya gönderildi. İBRAHİM ÇEÇEN İLKOKULUNDA KAPALI HALI SAHA HEYACANI RESİM YARIŞMASINDA İKİNCİLİK Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğünün Türkiye genelinde düzenlemiş olduğu Enerji Verimliliği Bilincini Artırmak ve Yaygınlaştırmak amacıyla düzenlediği resim yarışmasında okulumuz 3/B sınıfı öğrencisi Zeynep Karahamza ilk ikincisi oldu. Öğrencimiz Okul Müdürü İsmail Durak tarafından da ödüllendirildi. Ağrı Valiliği tarafından okulumuz arka bahçesine yapımına başlanılan kapalı halı saha çalışmaları devam etmektedir. İdareci öğretmen ve öğrenciler tarafından çalışmalar mutlu ve heyecanlı takip edilmekte sahanın bitmesi sabırsızlıkla beklenmektedir. Okul Müdür Yardımcısı Murat AKHAN okulumuza Valiliğimiz tarafından yaptırılan halı sahanın çok isabetli olduğunu adeta okulun sosyal kültürel çalışmalarda lokomotifi olacağını açıkladı. AKHAN “Halı sahanın tamamlanması durumunda okulda gerçekleştirilmesi planlanan sosyal kültürel ve sportif çalışmaların tümünün bu sahada düzenlenecektir. Bunun da okuldaki eğitime önemli katkıları olacaktır. Bu vesile ile idareci, öğretmen ve öğrencilerimiz adına sayın valimiz Musa IŞIN ‘a şükranlarımızı sunuyoruz” dedi. 63 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 ÖDÜLLER DEVAM EDİYOR STK HABERLERİ 3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ Dünyada ulusal ve bölgesel düzeyde; eylem çağrıları, fırsatları dengeleme, rehabilitasyon ve engelliliğin önlenmesi konularına vurgu yapılan 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde, ülkemizde de çeşitli etkinlikler düzenlenerek önemli konuların altı çizilmektedir. Başta; konfederasyon, federasyon ve derneklerden oluşan sivil toplum örgütleri; Düzenlenen etkinliklerle; erişilebilirlik, eylem planları, kaynaklar, yasal düzenlemeler ve kazanımlar konularında toplumsal bilinç yaratmaya çalışmaktadır. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 3 Aralık Dünya Engelliler Günü! 64 Engelsiz Yaşama Derneği olarak bizler sosyal ve toplumsal sorumluluk anlayışıyla, insan konusuna özellikle vurgu yaparak, insan olmanın gerektirdiği; yaşamsal, olmazsa olmaz hak ve sorumluluklar konusunu irdelemek gerektiğine inanıyoruz. Bireysel, sosyal ve toplumsal alanlarda tam katılım ve eşitlik konularının bir kez daha altını çizmeyi ve bu alanda yapılacaklara katkı sunmayı bir görev olarak görmekteyiz. Dünyada, engelliler konusunda hedeflenen ve yapılan yıllık eylem planlarının ana başlıklarını sizlerle paylaşmak istiyoruz. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 65 Sanat, kültür ve bağımsız yaşam. Kapsayıcı ve erişilebilir tüm toplum. Bağımsız yaşam ve sürdürülebilir yaşam şekilleri. Biz olmadan hakkımızda hiçbir şey. Sosyal bilinç, var olmanın temelini güçlendiren bir durum, bir gerekliliktir. Engellilik alanında yaratılan sosyal bilinç ve duyarlılık insana hizmet etmekte temel bir sorumluluktur. Hepimiz için haysiyet ve adalet. Bu bağlamda ‘3 Aralık’: Engellilik bilincinin yaratılması ve hedeflerin değerlendirilmesi konusunda önemli bir gündür. Bilişim teknolojilerini kullanabilme. Hissedelim, elimizi uzatalım… Son olarak, Gönül GÜRSOY Engelsiz Yaşama Derneği Başkanı Birlikte herkes için daha iyi bir dünya. Sürdürülebilir kalkınma. 2015 yılı 3 Aralık DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ’nde bu başlıklara dikkat çekmek ve bireylerin; olanakları, yetenekleri ve sınırları içerisinde yapabileceklerinden yola çıkarak bu hedefleri hayata geçirmek asıl hedefimiz olmalıdır. Bütün dünyada aktif olarak yerel yönetimlerin sürdürdüğü engelli hizmetleri bulunmaktadır. Ülkemizde de bu hizmetlerin daha sistematik olarak yürütülmesi konusunda girişimlerin olduğunu görmekteyiz. Devlet katkısıyla yapılan bu çalışmaların etkili ve verimli bir şekilde sürdürülebilmesiyle ilgili Sivil Toplum Kuruluşlarının önemli bir rolü olduğu konusunda bilinç yaratmak, derneğimizin öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır. MEZUNLARDAN MENDAL AMCA’NIN SARI TAKSİSİ ‘’Epeydir evimizin önünden geçen sarı bir taksi olmamıştı. Belki de unutmuştum Mendal Amcayı ve hiçbir türkünün çalmadığı sarı taksiyi… Bayram telaşından babamın ihmal ettiği ya da unuttuğu Mendal Amca’nın, hasta ziyaretinde babamla birlikte köprüyü geçerken fark etmiştim sarı taksinin yokluğunu. Babam ağır ağır ilerliyordu yolda. Yarın keseceğimiz kurban ile ilgili bir şeyler söylerken, caminin önünden geçiyorduk. Caminin bahçesinde bulunan mavi metal teneşiri gördüm. Caminin bahçesinde bulunan ağaçlara karşı ne hissettiysem o an, teneşire karşı da aynı duyguları hissetmiştim. Mendal Amca’nın evine giden iki duvar arasında, kısa ve dar bir geçitten geçiyorduk. Ne zaman oradan geçsem sanki bir köpek bana saldıracakmış gibi korkuyordum. Eminim benim yaşımda olan her arkadaşım için bu korku, o dar geçitten geçerken geçerliydi. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Mendal Amca, evdeki sobanın arkasında sırtını sobaya dönmüş, dizlerinin üzerine oturmuş, dizlerini bir battaniye ile sarmış, gözü kapalı, başı öne eğilmiş bir vaziyetteydi. Babam hal hatır ve hastalıkla ilgili birkaç soru sordu Mendal Amcaya. Sorulan her soruyu eşi, Mendal Amca’nın yanında oturarak yüksek bir sesle bir tercüman edasıyla ona iletiyordu. Mendal Amca bütün sorulara aynı şekilde cevap verdi: başını öne eğdi. Hırıltılı bir sesle her şeye ‘olur’ dedi sanki. 66 Emrah BAYRAM IC Vakfı Mezun Bursiyeri Dudakları ve yüzü iyice morarmış ve alt dudağının çatlağında ara sıra su akıyordu. Eşi, suyu bir mendille siliyordu her defasında. Bazen yan odada kadınların sesi bulunduğumuz odanın ta içine kadar geliyordu. Biz de kasten susup kadınları dinliyorduk. Kadınlar bir ara sustu. Biz de evden ayrıldık. İki basamaklı evin basamaklarını inerken bayram telaşı olmayan bir evden ayrıldığımı yüreğimde hissetmiştim. Bahçede kuruyan birkaç koca ağaç ve uzun zamandır görmediğim sarı taksiyi fark ettim. Taksinin etrafında onu koruyan ufak taşlar vardı. Odunlarla bir garaja benzer baraka bir yapının içerisinde yıllardır uyumuştu sanki sarı taksi. Şayet bu uykunun hiçbir zaman bölünmeyeceğini bilseydim, o an sarı taksiye dokunurdum. Arka kapısını açıp bir ara oturduğum arka koltuğuna otururdum bir süreliğine. Oradan Gece annem ve babam birşeyler konuşuyordu. Sanki bu konuşmalardan önce uyanmıştım. Gece saat iki gibiydi. Mendal Amca’yı bir an düşündüm ama uzun sürmedi bu düşüncem. Elimde bir fener, dün babamla yürüdüğüm yolu tek başıma yürüyordum. Taksinin etrafında bulunan taşlar Caminin önünden geçerken fenerin ışığını teneşirin bulunduğu yöne tuttum. Teneşir yerinde yoktu! yan yana daire şeklinde konulmuş, Ağaçlara ve teneşire karşı olan ortak hislerimi taşlarınanladım. arasında ateş, uzaklaştım. ateşin Bayram yitirdiğimi Hızlı adımlarla sabahı ‘ölü evine’ giriyordum.bir Nasılkazan, davranacağım, üstünde kocaman ne diyeceğim bilemedim. Hatta bu saatte neden buraya geldim onu da anlamış değildim. kazanın üstünde buhar ve Kapıdan ateşi içeri girer girmez sobanın arkasında kırışık halde bulunan karıştıran birçarptı. adam. battaniye gözüme Kadınların sesi ağıtlara dönüşüvermişti. 67 Taksinin etrafında bulunan taşlar yan yana daire şeklinde konulmuş, taşların arasında ateş, ateşin üstünde kocaman bir kazan, kazanın üstünde buhar ve ateşi karıştıran bir adam. Feneri adamın yüzününe tutmuştum ki ‘feneri çek gözümde’ dedi. Ateşin kızıllığı adamın yüzüne vurduğu vakit gözgöze gelmiştik adamla. Onu tanıdım. Mendal Amca’nın büyük oğlundan başka biri olamazdı bu adam. Gözgöze geldiğimiz andan beri susmuştuk. Tekin olmayan bakışlardı sanki aramızda kalanlar. Amca'nın büyük oğlundan başka Babası ölmüştü ne diyebilirdim ki? Caminin bahçesinde göremediğim teneşir tam da sarı taksinin biri olamazdı bu adam. Gözgöze arkasındaydı. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 ayrılırken yaklaşık dokuz saat sonra tekrar bu eve hasta ziyaretine değil; ‘ölü evine’ döneceğimi ve ölümün bir bayram sabahı geleceğini aklımın ucundan bir an bile geçirmemiştim. Çünkü aklım sarı taksinin uykusunda kalmıştı. Bir ara dönüpgeldiğimiz eve baktım. andan beri susmuştuk. olmayan bakışlardı sanki O an ve şimdi,Tekin yani yıllar sonra da hatırlayamadığım bir şey vardı: Gece gelirken o dar geçitten geçmiş aramızda kalanlar. Babası ölmüştü miydim. O güne dair hatırlayamadığım tek şey buydu sanırım. Mezarlık fener ışıkları vardı. Mezar ne tarafında diyebilirdim ki? Caminin kazıyorlardı. Şimdi bu satırları yazarken onların bahçesinde göremediğim teneşir ne konuştuğu, ne hissettiği ve Celal Amca’nın ne zaman keskin küreği alıp mezara gireceğini çok iyi tam da sarı taksinin arkasındaydı. biliyordum. Galiba onların yani mezar kazanların da su ısıtılan kazanın altındaki ışığı görünce bizim yani Mendal Amca’nın oğlunun ne hissettiğini çok Bir ara dönüp eve daha iyi biliyorlardı. Mezarlıktan gelen ışık baktım. ile hemen yanımdaki ışık arasında tuhaf şeyler hissettim. O an ve şimdi, yani yıllar sonra da Hz. İsmail’i düşündüm. -çocukcaydı bunlar farkındaydım-hatırlayamadığım bir şey vardı: Kurban bayramı sabahı bir kurban mı İki Gece gelirken o vermiştik? dar geçitten ışık arasındaki karanlık böyle tutarsızca düşünmeme geçmiş O güne sebep olmuştu. Teneşirinmiydim. etrafına üç ağaç dikmişlerdair ve etrafını battaniyeler ile örtmüşlerdi. Butek şekildeki hatırlayamadığım şey buydu görüntüye yıllar önce şahit olmuştum. O zaman hissettiğim duyguları şimdiMezarlık de hissediyorum. Çıplak sanırım. tarafında fener bir ölüyü son kez yıkayacaklar. Rendelenmiş sabun ışıklarıbez vardı. kazıyorlardı. parçacıkları, yumuşak parçası Mezar ve beyaz bir kefen. Mendal Amca’nın kadınların bulunduğu odada olduğunu anladım. Köy muhtarı, imam ve Mendal Amca’nın kardeşi sessizce oturuyorlardı. Kendimi yaşça büyük ve olgun hissettim. Ağırbaşlı davranmaya çalıştım, yapamadım. Köy muhtarı söylenen her şeye ‘evet, olsun’ diyordu her zamanki gibi. İmam ise dini vecibelerini nasıl yerine getireceğini anlatıyordu. Kendimi dışarı attım. Sarı taksinin bulunduğu yöne doğru gittim. Şimdi Mendal Amca, bayrambu günüsatırları o karanlıktayazarken tabut içinde, onların üstünde battaniye ile mezarlığa doğru gidiyordu. ne konuştuğu, ne hissettiği ve Eskiden günbatımında ilçeden sarı taksisiyle geldiği yolu şimdi taksisi ve ruhu olmayan birne yalnızlıkla Celal Amca'nın zaman keskin geçiyordu. İnsanlar o esnada ne düşünüyordu nereye küreğiama alıp mezara gireceğini çok bakıyorlardı bilemem ben, tabutun üstündeki battaniyeye bakıyordum ve sarı taksinin uykusunu iyi biliyordum. Galiba onların yani düşünüyordum. Çok tuhaftır ama farklı yerlerde mezar kazanların da su ısıtılan gördüğüm battaniyenin aynı battaniye olduğunu şimdi çok daha iyi anımsıyorum.’’ kazanın altındaki ışığı görünce bizim yani Mendal Amca'nın oğlunun ne hissettiğini çok daha iyi biliyorlardı. Mezarlıktan gelen STAJYERLER IC OTEL SANTAI’DE GEÇEN YAZ Hayatımda bir belboy dahi görmemişken, 5 yıldızlı kurumsal bir otele belboy olmak, gelen misafirlerin ilk karşılaştığı, konuştuğu kişi olmak, aslında ilk gün bu büyük sorumluluğu taşıyamayacağım düşüncesini var ederken, aklımda çalışma kararı almıştım kendi kendime… Her gün,otele gelen misafirleri güleryüzle karşılayıp, valizlerini taşımak, problemlere çözüm bulmakla, hızla, yoğun geçerken, arka planda kendi dünyamda her gün işten çıkıyor, birkaç günlük de olsa çalışmaya tekrar tekrar karar veriyordum. Bu inişli çıkışlı günlerim, Departman Müdürümüz Sayın Önder Bey’in sözlerinin ardından yerini koca bir özgüvene, koca bir çalışma ve tecrübe kazanma isteğine bürünmüştü. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 “Ağrı’ya hemen şimdi bilet alıp gitmek kolay, önemli olan burada kalıp çalışmak, başarmak bunu!” Öyle de olmuştu. Günlerim artık sıradan sıkıcı değil, daha anlamlı, paradan öte, daha kazançlı geçiyordu. 68 IC Hotels Santai’de belboy olarak çalışmak, uluslararası ilişkilere meraklı ve konu ile de ilgili olmamla birlikte, farklı coğrafyalardan gelen insanların, farklı dil ve kültürleri ile tanışmamı sağlarken, çalışanlarına verilen değer, çalışma, arkadaşlık ortamı, kurumsal yapıda kazanılan tecrübe ve para, hiçbir yerde elde edemeyeceğim kazançlardı. Herşeyden önce, otel deyince aklıma, tatil yapılan eğlenilen bir yer gelirken, havuzları ve odaları temizleyen, güvenlikçi ablalarımdan abilerime, valizleri taşıyan, yemek servisi yapan arkadaşlara kadar otel benim için artık bir otelden daha fazlasıydı. Fantastik bir kurguyla, olağanüstü güçleri olan, valizleri hareket ettiren, oda ve otel hakkında inanılmaz bilgiye sahip, problemler karşısında noktasal sonsuz çözümleri olan, ışık hızında hareketiyle fizik kurallarını alt üst eden bir belboy olduğum düşüncesiyle çalıştığım ve dolu dolu geçirdiğim 3 aylık bir yazın ardından, tanıştığım tanışmadığım tüm iş arkadaşlarıma şef ve müdürlerime, tabii ki her çalışanın yemekten sonra dua ettikleri gibi Sayın İbrahim Çeçen’e, Vakıf Müdürümüz biricik öğretmenimiz Meral Dinçer’e, yılmadan bizlerle ilgilenen hep beklettiğimiz biricik ablamız Ayça Jones’a teşekkürlerimi, içten sevgi ve selamlarımı iletirken, son olarak IC Lojman’ın balkonunda, bir gece vakti yazdığım cümleyi paylaşmak istiyorum: “Ne Serik gitme der ne Belek, Antalya Zor değil bilet alıp gitmek Ağrı’ya.” Mustafa ALAGÖZ Bursiyer Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Matematik Öğretmenliği 3. sınıf Belboy/Ön büro IC Hotels Santai DİA HOLDİNG’DE STAJ Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü 4. sınıf öğrencisiyim. Geçtiğimiz yaz zorunlu staj konusunda bana yardımcı olmaları için IC Vakfı Müdürü Meral Dinçer ile iletişime geçtim. Bir kaç gün sonra Vakfımız, staj başvurumun kabul edildiğini bildirdi. DİA Holding tarafından yapılan ve Ankara’da inşaatı devam eden Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü’ nde, 45 günlük şantiye stajım kabul edilmişti. Staja başlamadan önce, yazın kavurucu sıcağında geçecek 45 günün sıkıcı olacağını düşünmüştüm. Ama ilk olarak staj başladığımda, İnsan Kaynakları Uzmanı Berna Akdemir ile tanıştım ve ilk başladığım günden itibaren, bana kendimi bu büyük ailenin bir parçası gibi hissettirdi. Sonrasında, staja başladığım günden itibaren her geçen gün, görevimi daha çok sevmeye başladım. Staj yaptığım süre boyunca, stajım çok eğlenceli ve verimli geçti. Şantiyenin inşaat alanı çok geniş olduğu için bir çok uygulamayı gözlemleme şansım oluyordu. Bu sayede bir çok uygulama hakkında bilgi alma imkanım oldu. Ayrıca staj süresince bana bilgi ve deneyimleriyle bir çok konuda yardımcı olan, bilgilendiren ve şantiye ortamında karşılaşılan bir çok soruna farklı açılardan yaklaşımı ve sorunları çözümüyle de bana çok büyük katkısı olan İnşaat Mühendisi Faruk Aksu’ya da teşekkürlerimi sunuyorum. Staj yaptığım süre zarfında DİA Holding yöneticileri ve çalışanlarından, farklı disiplinlerin birbiriyle ilişkilerini, memnuniyet odaklı, özverili çalışmalarını gözlemledim ve bu deneyim, hem öğrencilik, hem de ilerdeki iş hayatıma dair önemli çıkarımlarda bulunmamı sağladı. Stajımı bitirip okula teslim ettikten bir süre sonra ,okul staj komisyonu tarafından hazırladığım staj defteri için tebrik telefonu aldım ve staj defterim örnek olarak gösterildi. Staj süresince bana gösterdikleri hoşgörü ve samimi tavırları için DİA Holding Yönetici ve çalışanlarına teşekkür ederim Böyle bir tecrübe yaşamamda katkısı olan IC Vakfı’na da teşekkürlerimi sunuyorum... Fecri YILDIRIMCI Bursiyer Yıldız Teknik Üniversitesi 4. sınıf İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 69 STAJYERLER IC HOTELS GREEN PALACE’DA STAJ Gerçekten , Sayın İbrahim Çeçen Bey’in üzerimizde hem maddi hem manevi büyük emeği vardır. Bayram DUYGU Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Tarih Bölümü 4. Sınıfı O, ülkemizin yetiştirdiği ve kazandırdığı nadir şahıslardan biridir. Ben İbrahim Çeçen Bey’in Ağrı’da kurduğu üniversitede eğitimimi sürdürürken , yine kendisin desteği ile, eğitim masraflarımı sağlamak için geçtiğimiz yaz Antalya’da bulunan IC Hotels Green Palace’da 3 aylık bir süre için çalıştım. Gerçekten çalışanların hakkını veren, çalışanlarına saygı duyan bir turizm oteliydi.Yine Sayın İbrahim Çeçen Bey’in kurduğu bir diğer kurum olan IC Vakfı, ihtiyacı olan arkadaşlarımıza burs desteği sağlamaktadır. Bu öğlenciler hayatı boyunca bunları unutmayacaktır. Şu an 15 bin öğrenci Ağrı’da okuyor ise, bu şüphesiz ki İbrahim Çeçen Bey’in sayesinde olmuştur. İşte bu 15 bin öğrenciden biri de benim… GELECEĞİME HAZIRLIK İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Öncelikle Sayın İbrahim Çeçen Bey’e, eğitime önem verdiği için ve IC Vakfı Müdürü Meral Dinçer’e bizlere verdiği destekten dolayı teşekkür ediyorum. IC Hotels Santai’nin tüm otel çalışanlarına da saygılarımı sunarım. Antalya IC Santai Otel bilgi işlem departmanında çalışmaya başladığımda, daha önce bilgi birikimim ve deneyimim olmadığı için biraz çekingen davrandım. Kısa zaman sonra işime ve çalışanlara alıştım. Çalıştığım zaman boyunca işyerine en iyi şekilde hizmet vermek istedim. Üniversitede Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölümü’nde okuyorum ve otelde öğrendiklerimin meslek hayatımda önemli ve olumlu sonuçlar getireceğine inanıyorum. 70 Ahmet ÖZCAN Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Tek. 3. Sınıf İÇ’TEN Bakış Dergisi okurlarını, tüm çalışma arkadaşlarımı, Vakfımızın Sayın Yönetim Kurulu’nu, Değerli Müdürümü saygı sevgi ile selamlar, bana verilen bu fırsat için teşekkür ederim. Kısaca kendimi tanıtmak isterim . 10.02.1989 Erzurum doğumluyum . İlköğretimi, birleştirilmiş Kuşçu Köyü İlkokulu’nda tamamladım. Ortaokulda ise, köyden ilçeye, günde 10 km yolu yürüyerek gidip geliyordum. Ailemden ilk ayrılışım o yıllarda oldu, henüz 13 yaşında idim, Erzurum İmam Hatip Lisesi’nde yatılı okumaya başladım. Liseyi bitirdikten sonra Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde Gıda Bilimi ve Teknolojisi Bölümü’nü, Anadolu Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü tamamladım ve 2014 yılında Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’ni kazandım. Eğitimimi sürdürebilmek için çalışmam gerekliydi, iş deneyimli ve tecrübeli olmama rağmen, Ağrı’da iş bulamadım. Mehmet Güven Karakaya Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi 1. Sınıf Ancak Üniversitemizin Sağlık Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı’nda kısmi zamanlı öğrenci olarak çalışmaya başlayınca koşullarım değişti. Sizlerin aracılığıyla bir kez daha teşekkür etmek istediğim Daire Başkanım Sayın Murat Tok, beni Vakıf Müdürümüz Değerli Hocam Meral Dinçer ile tanıştırdı. Yaklaşık 1 yıldır İbrahim Çeçen Vakfı’nın Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ndeki temsilciliğini yürütmekteyim. Hiç bilinmez yarının ne getireceği, benim hayatım da bu şekilde değişti ve değişmeye de devam ediyor. Vakıf sayesinde Ağrı’ yı ve bölge halkını yakından tanıma fırsatı buldum. Değerli vakfımızın çalışanları ve üniversitemizin değerli akademisyenleriyle, okulumuza, Ağrımıza ve ülkemize nasıl hizmet edebiliriz diye düşünüp, samimi ve yürekten çalışmalar ile gerçekleşen birçok güzel projede görev alma mutluluğunu yaşadım. Yaz tatili yaklaşınca ne yapacağımı düşünmekteydim… Eğer büyük bir ailen varsa, senden önce seni düşünenler var demektir. IC Vakfı aracılığı ile yaz tatili için IC Holding bünyesindeki Antalya IC AIRPORT Otel’ de, kalite departmanında göreve başladım. Gıda eğitimi diplomam, bu departmanda çalışmamı sağladı. Şimdi düşünmesi bile mutluluk verici, 5 yıldızlı bir otelin tüm personeli, hijyeni, görünümü ve daha nicesinin yönetiminde yer alıyordum. Başarılı, dinamik, her biri kendi departmanında uzman yöneticilerim, işi öğrenmem için bana yetkiler verdiler. Bu da muhteşem bir özgüven ile işe başlamamı ve işimde ilerlememi, uzmanlaşmamı sağladı. ICF Yönetim Kurulu Üyesi, Sayın Abdullah Keleş’e, Değerli Otel Müdürüm Ece Ataksoy Küçüker’e , öz ağabeyim gibi hissettiğim Otel Muhasebe Müdürü Mehmet Şirin Keleş’e, çalışmalarımda benden hiçbir yardımı esirgemeyen İnsan Kaynakları Müdürü Yonca Eminoğlu’na, günlerimizin beraber geçtiği tüm otel personeline saygı ve sevgilerimi sunarım. Yaz tatili bitince Ağrı’ya, okuluma ve işime döndüm. Her gün daha büyük bir aşkla, heyecanla, sevgiyle çalışma isteğim artmış olarak… 71 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 BENİM VAKFIM BENİM AİLEM STAJYERLER YAZ STAJIM Hanife ISSI Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı 3. Sınıf Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü 3. sınıf öğrencisiyim, adım Hanife Issı. 2012 yılında Ağrıyı tercih ettiğimde, eğitimimle ilgili şüphelerim vardı. Ama gerçekten gün geçtikçe Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin öğrencilerine ne kadar değer verdiğini anladığımda ise bu şüphelerimden kurtuldum ve iyi ki bu üniversiteyi kazanmışım dedim. Geçtiğimiz yaz tatilinde hem eğitimime, hem de ekonomime katkı olması için, IC Vakfı referansıyla Sayın İbrahim Çeçen Bey’in otellerinden biri olan Antalya IC Green Palace’da 3 aylık bir süre için servis departmanında çalıştım ve gerçekten çalıştığım otelin personelleri hem maddi, hem manevi olarak bana çok yardımcı oldu. Ayrıca İbrahim Çeçen, IC Vakfı aracılığıyla, başarılı birçok öğrenciye burs vermektedir. IC Vakfı’nın bir bursiyeri olduğum için başta Sayın İbrahim ÇEÇEN Bey’e, Vakıf Müdürü Meral Dinçer’e ve IC Vakfı’nın bütün çalışanlarına çok teşekkür ederim. HEM ÇALIŞMA HEM TATİL İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 2015-2016 sömestr tatilinde , İbrahim Çeçen Vakfı aracılığıyla Antalya IC Hotels Santai’de çalışmaya başladım. Otele adım atar atmaz, çalışanlarının sıcakkanlılığı ve güler yüzlülüğü sayesinde harika bir yaz geçireceğimi düşündüm. Henüz işe girmeden havuzu olan her odada 2- 3 kişinin kaldığı kliması televizyonu olan, otel çalışanlarının kaldığı bir lojmanda odamı rezerve etmeleri nezaketi, beni çok mutlu etmiştir . İşe, mutfakta komi olarak başladım. 2,5 ay boyunca hem çok çalıştım, hem de otelin imkanlarından yararlandım. 72 Volkan ATAŞ Mezun Bursiyer Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği IC Hotels Santai’deki çalışmam sayesinde, hayatımın her safhasında bana lazım olacak bazı eğitimler ve bu eğitimleri belgeleyen sertifikaları edindim. Orada kaldığım sürede tek bir sıkıntı bile yaşamadım çünkü otelin insan kaynakları departmanı çalışanları, bizlerle daima yakından ilgilendiler. Sayın İbrahim ÇECEN Bey’in verdiği imkânlar sayesinde tüm bunları kazanma fırsatım oldu. IC Vakfı’na ve tüm IC Hotels Santai Çalışanlarına, vaktimi böyle değerli geçirmeme sebep oldukları için teşekkür eder, saygılarımı sunarım. Başbakanlık bursu model olarak belirlenen lisans burslarımızdan daha yüksek bir tutar ile aylık ödenen Özel Başarı Bursları için adaylarımız, şahsen müracaat ederek IC Vakfı’na başvuruda bulunmuşlar ve Vakfımızı, faaliyetlerimiz ve kadromuz ile yakından Eğitime katkıları her sene artarak devam eden IC Vakfı, tanıma imkanı bulmuşlardır. okuyan gençlerimize, özellikle gönüllülüğü anlatmak Özel Başarı Bursu’na hak kazanan öğrenciler, mezun ve gönüllülüğe teşvik etmek amacı ile, yeni bir burs olup profesyonel hayata atıldıklarında, burs aldıkları kategorisi ekledi. süre kadar, en az bir öğrenciye IC Vakfı aracılığı ile burs “Özel Başarı Bursu” başlığı altında değerlendirilen burs kategorisi, üniversite sınavına girdiği sene aldığı puanla ilk 5000’e giren, Tıp, Hukuk, MimarlıkMühendislik bölümlerinde okuyan öğrencileri kapsamaktadır. Bu öğrenciler arasından, kontenjan dahilinde belirlenen öğrencilere, 2015 – 2016 Öğretim Yılı’ndan başlayarak, IC Vakfı Özel Başarı Bursu verilmektedir. vermeyi veya bir başkasının IC Vakfı aracılığı ile burs vermesini sağlamayı vicdani bir yükümlülük olarak kabul etmişlerdir. Geleceklerine, üstün başarı ile attıkları bu ilk adımda, öğrencilerimize daha rahat bir eğitim hayatı sağlamayı hedeflerken, onların da, yarının gençlerinin ellerinden tutacaklarının mutluluğunu yaşıyoruz. Ben Evindar Tüzün. Batmanlıyım. İstanbul Çapa Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencisiyim. Bu hedefimi gerçekleştirmek benim için çok kolay olmadı. İlköğretimi Demirlipınar İlköğretim Okulu’nda, yani bulunduğumuz yerdeki bir köy okulunda okudum. Orada girdiğim Milli Eğitim sınavlarında gösterdiğim başarıdan dolayı, Özel Batman İrfan ilköğretim Okulu’nda, üç seneliğine, burslu okuma imkanı elde ettim. Burada aldığım iyi eğitim ve ailemin de beni desteklemesiyle girdiğimiz SBS Sınavında Batman Fen Lisesi’ni kazandım. Lise hayatım açıkçası benim için kolay değildi, fen lisesi olduğu için biraz zorlandım ve çok çalışarak bu dönemi atlattım. İlk yıl avukatlık olan hayalimdeki meslek, sonrasında doktorluğa dönüştü. Bu mesleki ilgi ile, elimden geleni yapmaya çalıştım. Bu dönemde annem, babam ve ilköğretim 2. sınıftan beri bana destek olan öğretmenimin emeklerini anlatamam… Şimdi hayalim olan Çapa Tıp Fakültesi’nin öğrencisiyim. Hem okulumdan, hem bölümümden çok memnun, çok mutluyum. IC Vakfı’na ve bana yardımcı olan herkese çok teşekkür ederim. Evindar TÜZÜN Özel Başarı Bursiyeri Çapa Tıp Fakültesi/1.Sınıf 73 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 IC VAKFI’NDAN GENÇLERİMİZE YÜKSEK ÖĞRENİM İÇİN “ÖZEL BAŞARI BURSU” BURSİYERLERİMİZ Muhammed Erkam DİNÇ Özel Başarı Bursu Öğrencisi Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi /1.Sınıf Sizlerle, bugün istediğim bir sonuç ile tamamladığım, üniversite sınavına hazırlık sürecimi paylaşmak isterim.Üniversite sınavlarına hazırlanırken öncelikle vicdanımı rahatlatmak için çalışıyordum. Sonuç odaklı değil süreç odaklı programlamıştım kendimi. Her gün neler yapacağımı bir gece önceden yatmadan planladım. Çok uzun vadeli planlar değildi bunlar ve ne kadar uzun vadeli planlar yaparsanız, uygulama şansınız da sanki biraz zorlaşır. Eğer bir plan yapıyorsanız da, bunu kendinize verilmiş bir söz addederek, canınızı dişinize takıp, uygulamak gerektiğine kesinlikle inanırım. Üniversite Sınavlarında elde ettiğim başarı işte bu çalışmanın ürünüdür. Sonuçlar açıklandıktan ve Türkiye 2. si olduğum duyulduktan sonra, ne mutlu ki bana, birçok vakıf üniversitesi temasa geçti ve güzel vaatlerde bulundular. Ancak ben eğitimin niteliğini ve kalitesini düşünerek bir devlet okulu olan Galatasaray Üniversitesi’ni tercih ettim. Okulumuzun vermiş olduğu burs yoktur. Okulumuzun maalesef yurdu da yoktur. Bu yüzden özel bir yurda yerleşmek zorunda kaldım. Bursların hiçbirine başvurmamıştım ÇÜNKÜ Benden daha fazla ihtiyacı olabilecek öğrenciler olduğunu biliyordum. İbrahim Çeçen Vakfi’nin ise ayrıca özel başarıyı temel alarak verdiği burs alternatifi olduğunu duydum ve başvurdum. IC Vakfı’ndan aldığım burs sayesinde masraflarımı karşılayabiliyor ve aileme yük olmuyorum. Umarım ben de vicdani sorumluluğum gereği ilerde vakfımız aracılığıyla bir öğrencinin masraflarını karşılayacağım. İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Eğitim hayatım boyunca çalışıp bir yerlere gelmeyi istememdeki en önemli neden, aileme, özellikle de anneme rahat bir hayatı bir nebze olsun yaşatabilmekti. Her zaman bu düşünceyle sınavlarda gayret gösterip, bu idealimin gerçekleşeceğine inandım. Şimdi bu yolda ilk adımımı, üniversiteyi iyi bir derece ile kazanarak atmış bulunmaktayım ve artık kendi ailemin yanında beni maddi manevi destekleyecek bir ailem daha oldu. IC Vakfı’nın bu desteği ile kendime olan inancım ve güvenim arttı. Artık gelecek için daha da umutluyum. 74 Gizem SAYUR Özel Başarı Bursiyeri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi/1. Sınıf Esra BALİ Özel Başarı Bursiyeri Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi / Hazırlık Onur ULUSAL Özel Başarı Bursiyeri ODTÜ Makine Mühendisliği/Hazırlık Merhabalar. Ben IC Vakfı’nin ilk özel başarı bursiyerlerinden Onur Ulusal. İlköğretimi Yeşilbağ İlköğretim Okulunda okudum. Liseyi de Adnan Menderes Anadolu Lisesi’nde okudum. Her ilköğretimde başarılı olup liseye geçen öğrenci gibi, ben de ilköğretimi gayet yüksek bir not ortalamasıyla bitirdim. Liseye geçince yeni insanlar ile tanışmak, yeni ortamlara girmek biraz değiştirdi beni. Bu değişim iyi mi oldu derseniz bence iyi bir değişim oldu. Eğer lisede yaptıklarımı yapmasaydım belki girişken ve kendine güvenen bir insan olamayacaktım. Açık sözlü olmak gerekirse lisede hiç çalışmadım diyebiliriz. Şimdi diyeceksiniz ki herkes aynı şeyleri söylüyor ama gün gelir yüz yüze tanışma fırsatımız olursa bunun doğru olduğunu göreceksiniz. Lise son sınıfı sorarsanız lise son sınıfta da çalışma kelimesinin hakkını vermedim ki, bu da benim ilk sene LYS sınav sonuçlarıma yansıdı. O sene daha çok vakit öldürdüm diyebilirim. “Her koyun kendi bacağından” asılır atasözünün dediği gibİ, 40.000 gibi benim için çok kötü olan bir sonuç geldi. Tabi asıl hikayem bu noktadan sonra başlıyor. İlk işim kendime yüksek bir hedef koymak oldu. Bence işin püf noktası burası, yani insanın bir hedefinin olması… Kendime bir hedef koyduktan sonra, bu hedef için düzenli ve disiplinli bir şekilde çalıştım ve hedefim olan üniversitelerden birine, ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümü’ne girdim. Her şeyden de öte, şu an üniversite sınava hazırlanan arkadaşlara verebileceğim en önemli tavsiye, çalışmak ve hedeften koymaktan da önce, arkadaş ortamınızı iyi seçin. Sonuçta sizler ne kadar yakın arkadaş olsanız da o sene rakipsiniz ve birbirinizle yarışıyorsunuz. Hayatınızdan feda edeceğiniz 1 sene, sizin ilerdeki yaşamınız etkileyecek. Umarım burayı kazınırsınız ve sizlerle tanışma fırsatımız olur. 75 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Hayatımın en zor ve sıkıcı yılı olarak düşündüğüm üniversite sınavına hazırlık yılına geriye dönüp bakınca, bana ne kadar çok şey kattığının farkına varıyorum. Adeta ablam abim gibi gördüğüm tüm öğretmenlerim, ailem ve arkadaşlarım, çalışmak ve uyumaktan ibaret olan bir yıl boyunca desteklerini, sevgilerini hep hisettirdiler. Bu bir yıl boyunca, ne istediğim aklımın bir ucunda hep kalsa da, kendimi şartlamaktan ve olmazsa ne yaparım diye sızlanmaktan uzak tuttum. Sonucu düşünmeden sürece odaklanmak, emek vermek, sizin bile beklemediğiniz kadar olumlu sonuçlar doğurabiliyor. Hedefe ulaşmak için çalışmak, başaracağını anladığında büyük bir keyif vermeye başlıyor. Bugüne kadar yanımda olan herkese ve hayatıma açılmış yepyeni bir kapı olan İbrahim Çeçen Vakfı Ailesi’ne teşekkür ediyor, doğru adımlarla hedefime yürüyeceğime söz veriyorum. BURSİYERLERİMİZ İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Mehmet HAMURCU Özel Başarı Bursiyeri ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Hazırlık 76 Ali Necat KARAKULOĞLU Özel Başarı Bursiyeri ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisi Hazırlık Artık ben de IC Vakfı Bursiyeri olma şerefine ulaşmış bulunmaktayım. Üniversite için yerleştirme sonuçları açıklanır açıklanmaz, ilk işim burs kapısı aramak olmuştu. Her ne kadar ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği gibi Türkiye’nin sayılı bölümlerinden birini kazanmış olsanız da, günümüzde referansınız olmadan burs veren kurumların sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek düzeydedir ve öğrenci iken, aileden uzak olduğumuzda, ister istemez zorluklar oluyor. Bursiyer adayı olarak IC Vakfı’na başvurdum ve çok şanslıyım ki, burs talebim onaylandı. Bizlere sunulan bu ayrıcalığın kıymetini bilmeli, şükranlarımızı esirgememeliyiz. Burs görüşmesi için mülakata katıldığım zamandan itibaren gösterilen ilgi ve sıcaklıktan dolayı ailemi aratmayacakları aşikar. Vermiş oldukları destek nedeniyle Sayın İbrahim Çeçen Bey’e ve İbrahim Çeçen Vakfı’na teşekkürlerimi iletiyorum. Esen kalmanız dileğiyle... Benim başarı hikayem de herkes gibi başladı… Birçok memur çocuğu gibi ben de sürekli olarak okul değiştirdim. Nihayet üniversite giriş sınavı zamanı geldiğinde, ki bu süreç sadece son bir yıldan ibaret değildi, elbet son yıl çalışmalarıma hızı verdim. Fakat sınav başarım yıllara yayılan, yılmadan, sabırla çalışmamın ve ailemin desteğinin sonucuydu. Önce 2015 YGS sınavında 601., ardından 2015 LYS 981. oldum. Her başarı, sorumluluğumu bir kat daha artırdı. Küçüklükten beri hayalini kurduğum bilim adamı olmak, icatlar yapmak ve bilimsel projelerimi hayata geçirebilmek için hep istediğim ODTÜ ElektrikElektronik Mühendisliği Bölümü’nde okumaya hak kazandım. Artık hayallerim hedeflerimdi. Ailemden uzakta, bilmediğim bir şehirde yaşamak için desteğe ihtiyacım olduğundan burs veren kurumları, dolayısı ile İbrahim Çeçen Vakfı’nı araştırdım. Nereden burs alacağım benim ve ailem için çok değerli ve önemliydi. Sayın İbrahim Çeçen’in IC Vakfı’nı kurma hikayesi ve amacı beni çok etkiledi. Başarılı Öğrencileri destekleyip onları ülkemize kazandırmayı, kendisini örnek alarak, hedeflerim arasında en üst sıraya aldım. Özel Başarı bursu için başvurdum. Vakfın yetkilileri çok sıcak ve içten yaklaşımla bana yol gösterdiler. Onlara yapmak istediklerim ve hedeflerimi anlattım. Bana inandılar ve IC Vakfı Ailesinin bir ferdi ve ilk özel başarı bursiyerlerinden oldum. Okulum bittiğinde, büyük bir onurla IC Vakfı gönüllüsü olacağım. Saygılarımla. 77 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ’NİN RENKLERİ YABANCI ÖĞRENCİLERİMİZ Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ne dünyanın farklı ülkelerinden gelen öğrencilerimiz de IC Vakfı Bursiyeri olarak ailemizin birer ferdidir. Yabancı kardeşlerimiz ile üniversitenin diğer öğrencileri, birbirlerine farklı diyarları tanıttığı gibi, bizlere de dostluk ve dayanışmayı öğretmektedirler. AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ’NİN RENK YABANCI ÖĞRENCİLERİMİZ Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ne farklı ülke Ben Ağrı İbrahim Çeçen dünyanın Ünivertesi’nde Okul Öncesi Öğretmenliği 3.Sınıf yabancı uyruklu öğrencisi Rano CHARYYEVA. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde öğrencilerimiz de IC Vakfı Bursiyeri olarak ailemizin birer öğrenci olmaktan memnunum çünkü bu üniversitenin sağladığı olanakların, okumamız ve iyi bir eğitim almamız için katkısı büyüktür. Üniversitemiz kardeşlerimiz ile üniversitenin diğer öğrencileri, birbirlerin her geçen gün gelişmekte ve kendini yenilemektedir. kütüphane, spor salonu, bisikletler… tanıttığı gibi, bizlere de Üniversitedeki dostluk ve dayanışmayı öğret hepsi bizim için yapılmıştır. 3 senedir Ağrı’dayım, RANO CHARYYEVA TÜRKMENİSTAN /LEBAP - MAGDANLY farklı bir kültür öğreniyorum. Ağrı’nın kışını da yazını da seviyorum. Biz yabancılara, Üniversitede sağlanan Ağrı İbrahim Çeçen Üni tüm fırsatlar için, emeği geçenBen herkese teşekkür ederim. Ayrıca IC Vakfı’nın bursunu kazandığım için Öğretmenliği 3.Sınıf yabanc de çok mutluyum. Bundan sonra eğitimimi iyi bir şekilde geçirmemi sağlayan ICCHARYYEVA. Vakfı ‘na teşekkür Ağrı İbrahim Ç ederim. Gerçekten maddi açıdan olsun, eğitim olmaktan memnunum çünk olanakları olsun, hocalarımız olsun her yönden iyi bir Üniversitede okuyorum. Biz öğrencilere, sadece olanakların, okumamız ve iy okuyup kendimizi geliştirmek kalıyor. Dünyayı gezip okuyan bir öğrenci olduğum için çok şanslıyım. katkısı büyüktür. Üniversite Farklı bir ülkede farklı bir kültürün ortasında olmama rağmen zorluk çekmiyorum. Çünkü bize karşı yenilemektedir. ve kendini mütevazı davranan Sayın Rektörümüz, hocalarımız, dekanımız, bölüm başkanımız spor var. Hersalonu, şey için Ağrıbisikletler… he İbrahim Çeçen Üniversitesine teşekkür ederim. senedir Ağrı’dayım, farklı bi kışını da yazını da seviyorum Rano CHARYYEVA Üniversitede sağlanan tüm TÜRKMENİSTAN / LEBAP - MAGDANLY AİÇÜ Okul Öncesi Eğitimi 3. SINIF herkese teşekkür ederim. A kazandığım için de çok mut eğitimimi iyi bir şekilde geç teşekkür ederim. Gerçekten BURSİYERLERİMİZ IC Vakfı, teşekkür beni burs desteği ile çok mutlu etti, nasıl edeceğimi bilemiyorum. Eğitim hayatımda teşekkürböyle edeceğimi bilemiyorum. Eğitim hayatımda ciddi destek görmemiştim. Ailemden hiç böyle ciddi destek görmemiştim. Ailemden kilometrelerce ve dilini, kültürünü, iklimi kilometrelerce uzaktayımuzaktayım ve dilini, kültürünü, iklimini bilmediğim diyarlardayım. Sebebive ise okumak ve bilmediğim diyarlardayım. Sebebi ise okumak insanlığa, dünyaya faydalı istemek. Tabiiistemek. insanlığa, dünyaya olmak IC Vakfı beni burs desteği ile olmak çokfaydalı mutlu etti, nasıl Tabii eğiti eğitim için da ihtiyaç oluyor. BenimBenim eğitim içinmaddiyata maddiyata da ihtiyaç oluyor. JİMMY PEİGE eğitimBİSHANG ekonomimin belirli bir bölümünü artık IC ekonomimin belirli bir bölümünü artık IC Vakfı karşı Vakfı karşılıyor, bu da demek oluyor ki benim daha bu da demek oluyor ki benim daha güzel okumama okumama yardımcı olacaklar. Bundan dolayı BURUNDİgüzel /BUJUMBURA yardımcı olacaklar. Bundan dolayı çok teşekkür eder çok teşekkür ederim. Yabancı öğrencileri de kendi ülkenizinYabancı insanından farklı görmediniz, bursu insanından fa öğrencileri de kendibuülkenizin AİÇÜ PSİKOLOJİK REHBERLİK VE DANIŞMANLIK 2. SINIF bizlere verdiniz. Sizleribu çokbursu seviyorum çok verdiniz. teşekkür Sizleri görmediniz, bizlere çok ederim. seviyorum çok teşekkür ederim. IC Vakfı beni burs desteği ile çok mutlu etti, nasıl JİMMY PEİGE BİSHANG _______________________________ Jimmy Peige BİSHANG BURUNDİ /BUJUMBURA AİÇÜ PSİKOLOJİK REHBERLİK VE DANIŞMANLIK 2. SINIF BURUNDİ /BUJUMBURA AİÇÜ PSİKOLOJİK REHBERLİK VE DANIŞMANLIK 2. SINIF ______________________________________________________________ İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Merhaba; Ben Chemen. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencisiyim. Ağrı’da ikinci yılım… İlk başlarda alışmak zor oldu, ailemden ilk ayrılışımdı. Zamanla hem Ağrı’ya hem de Ağrı halkına karşı bir sevgim oluştu. Hem de halkını, hem hocalarımızı çok seviyorum. Üniversitede herkes bizimle ayrı ilgileniyor ve sizler de daha güzel okumamız için bize burs verdiniz, sizi çok seviyorum. IC Vakfı bursu sayesinde okuyup, hem kendi ülkeme, hem de Türkiye Cumhuriyeti’ne daha yararlı olacağım ve günü gelince ben de her türlü yardımımı yapacağım. Her şey için teşekkür ederim. Chemen REJEPOVA TÜRKMENİSTAN /MARY AİÇÜ RUS DİLİ VE EDEBİYATI 2. SINIF Merhaba; Ben Chemen. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencisiyim. Ağrı’da ikinci yılım… İlk başlarda alışm zor oldu, ailemden ilk ayrılışımdı. Zamanla hem Ağrı hem de Ağrı halkına karşı bir sevgim oluştu. Hem ha hem hocalarımızı çok seviyorum. Üniversitede herke bizimle ayrı ilgileniyor ve sizler de daha güzel okuma için bize burs verdiniz, sizi çok seviyorum. IC Vakfı bu sayesinde okuyup, hem kendi ülkeme, hem de Türki Cumhuriyet’ine daha yararlı olacağım ve günü gelinc ben de her türlü yardımımı yapacağım. Her şey için teşekkür ederim. 78 CHEMEN REJEPOVA CHEMEN REJEPOVA TÜRKMENİSTAN /MARY farklı bir kültürün ortasında olmama rağmen zorluk çekmiyorum. Çünkü bize karşı mütevazı davranan Sayın Rektörümüz, hocalarımız, dekanımız, bölüm başkanımız var. Her şey için Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesine teşekkür ederim. __________________________________________________________________________________ İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 79 MERHABA; Ben Tasnim. Ben bursiyerlerinizden MERHABA; BendeTasnim. Ben de bursiyerlerinizden biriyim ve Ağrı İbrahim Üniversitesi biriyim ve Çeçen Ağrı İbrahim Çeçenİşletme Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencisiyim. Bu bursu verirken yerli Bölümü öğrencisiyim. Bu bursu ve yabancı ayrımı yapmadığınızdan dolayı çokverirken yerli ve yabancı ayrımı yapmadığınızdan teşekkür ederim, sizleri çok seviyorum. dolayı Her ay çok parateşekkür ederim, sizleri çok seviyorum. Her ay para sıkıntısı yaşıyorduk, bu sıkıntılardan dolayı ders sıkıntısı yaşıyorduk, bu çalışamıyorduk. Şimdi derslerimize daha rahat, daha Şimdi sıkıntılardan dolayı ders çalışamıyorduk. çok çalışacağız. İyi ki varsınız… derslerimize daha rahat, daha çok çalışacağız. İyi ki varsınız… Tasnim NZEYİMANA BURUNDİ /BUJUMBURA IC Vakfı bursu için çok teşekkür ederim, çok ihtiyacım AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF TASNİM NZEYİMANA BURUNDİ /BUJUMBURA vardı çünkü burada tek başıma yaşıyorum. Hiç akrab yok ve ailem Afrika’da yaşıyor . Tahmin edersiniz ki, başka bir ülkede yaşamak kolay değil, bazen herşey z IC Vak vardı yok ve başka IC Vakfı bursu için çok teşekkür ederim, çok ihtiyacım AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF vardı çünkü burada tek başıma yaşıyorum. Hiç akrabalar yok ve ailem Afrika’da yaşıyor . Tahmin edersiniz ki, başka bir ülkede yaşamak kolay değil, bazen herşey zor. ZAINABU MBASHA Zaınabu MBASHA BURUNDİ/BUJUMBURA BURUNDİ/BUJUMBURA AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF ZAINABU MBASHA _________________________________________________________________________________________________ BURUNDİ/BUJUMBURA AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF Merhaba ,nasılsınız? Bizler,nasılsınız? Ağrı’da yabancıyız, Merhaba Bizler Ağrı’da yabancıyız, ___________________________________________________________ ihtiyaçlarımız çok fazladır. Mesela kış geliyor, kışlık kış geliyor, kışlık ihtiyaçlarımız çok fazladır. Mesela kıyafet lazım, kitaplar lazım, ailemiz ile konuşmaya kıyafet lazım, kitaplar lazım, ailemiz ile konuşmaya ihtiyacımız var ve telefon çok pahalı. Tüm bu ihtiyacımız var ve telefon çok pahalı. Tüm bu ihtiyaçl Merh ihtiyaçlarda yanımızda olan IC Vakfı’na çok teşekkür yanımızda olan IC Vakfı’na çok teşekkür ederiz. ihtiya ederiz. kıyafe ihtiya yanım Haruna MAİSARA BURUNDİ AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF HARUNA MAİSARA BURUNDİ AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF HARUNA MAİSARA BURUNDİ BURUNDİ/BUJUMBURA AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF BURSİYERLERİMİZ _____________________________________________________________ Merhab ihtiyaçla Hepinize selamlar, ben Gulsıhan, RusGulsıhan, Dili ve Edebiyatı kıyafet Hepinize selamlar, ben Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencisiyim.2 yıldır Ağrı’dayım. ne Bölümü öğrencisiyim.2 yıldır Her Ağrı’dayım. Her ne ihtiyacım kadar yanımız kadar ülkemi özlesem de, Türkiye’yi çok seviyorum. ülkemi özlesem de, Türkiye’yi çok seviyorum. Okumam Okumam için bana destek olduğunuz için çok için bana destek olduğunuz için çok teşekkür ederim. teşekkür ederim. Sayenizde güzel bir eğitim alacağım Sayenizde güzelce eğitim alacağım ve her şey için çok ve her şey için çok teşekkür ederim. teşekkür ederim. HARUNA MAİSARA Gulsıhan ROZYYEVA BURUNDİ TÜRKMENİSTAN/ LEBAP AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF AİÇÜ RUS DİLİ ve EDEBİYATI 2. SINIF _____________________________________________ GULSIHAN ROZYYEVA TÜRKMENİSTAN/ LEBAP Merhaba, Ben Adem. Öncelikle sizleri saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi AİÇÜ RUS DİLİ 2. SINIF PDR Bölümü 2. Sınıf öğrencisiyim. 2yıldır ülkemden, ailemden ayrıyım. Buralarda bana ailemin sevgisini aratmayan hocalarım ve arkadaşlarıma teşekkür ederim. Benim gibi diğer yabancı uyruklu arkadaşlarımın okumasına yardımcı olan Sayın İbrahim ÇEÇEN ve Ailesine en kalbi duygularımla teşekkür ederim. İbrahim Çeçen Bey, eğitime katkı sağlıyor ve bu katkıdan ben de yararlanıyorum. Artık daha da çok ders çalışıp, bu yardımın hakkını vereceğim. Hem kendi ülkeme, hem de Türkiye Cumhuriyeti’ne gerektiği zaman borcumu ödeyeceğim. Sizleri çok seviyorum, iyi ki varsınız. Merhab selamlıy Bölümü ayrıyım hocalar diğer ya yardımc duygula eğitime yararlan yardımı Türkiye ödeyec Adamu NTUNZWENİMANA BURUNDİ /KAYANZA BURUNDİ /KAYANZA REHBERLİK VE DANIŞMANLIK 2.SINIF AİÇÜ PSİKOLOJİK ADAMU NTUNZWENİMANA İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 AİÇÜ PSİKOLOJİK REHBERLİK VE DANIŞMANLIK 2.SINIF 80 Adı Maya Ivanova Dicheva. Bulgaristan’ın Burgaz şehrindek Prof. Dr. Asen Zlatarov Üniversitesi son sınıf öğrencisiyim. Aynı zamanda ikisi 6 ve biri 8 olmak üzere üç çocuk annesiyim. Geçen sene özellikle hukuk alanındaki başarılarım sebebi ile, üniversitem aracılığı ile, İbrahim Çeçen Vakfı Bursu ile ödüllendirildim. Bu hayatım boyunca unutmayacağım bir onurdur. Size çok teşekkür ederim Dr. İbrahim ÇEÇEN bursu hiç beklemediğim bir zamanda ve en ihtiyacım olduğu anda geldi ve bana madden çok büyük yardımcı oldu. Ben küçük bir köyde yaşıyorum ve eğitimim için her gün Burgaz’a gelip gidiyor, büyük miktarlarda ulaşım parası vermek zorunda kalıyorum. Ailem ile maalesef çok küçük bir bütçe ile geçinmeye çalışmaktayız. Ancak hiç bir zaman şikayetçi olmadım, eşimin de manevi destekleri ile, okuluma dört elle sarıldım. Şimdi bu sabrımın iyi karşılığını görüyorum.Türkiye’yi her zaman sevmişimdir ancak benim ve tüm ailemin geleceğine bu denli büyük katkıyı hayal dahi edemezdim. Burada, Bulgaristan’da yaşayan bir çok Türk arkadaşım var. Gerçekten hayranlık duyduğum iyi özelliklerdeler hepsi de, paylaşımcılık, dürüstlük, çalışkanlık gibi… Hatta eşim daima Türkler hakkında örnekler verir; “Eğer karşındaki bir Türk ise, doğruları söylemen gerekir çünkü çok dürüsttür.” der. Türkiye muhteşem, dinamik ve bizler için çok Hızlı gelişmekte olan bir ülkedir. Bir gün mutlaka ziyaret edeceğime inanıyorum, dilerim o gün çabuk gelsin. Sevgi ve saygılarımın kabulü dileğim ile, Maya DICHEVA Bursiyer Prof. Assen Zlatarov Üniversitesi Hukuk Bölümü Burgaz /BULGARİSTAN 81 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 MUHTEŞEM ÜLKE; TÜRKİYE BURSİYERLERİMİZ BULGARİSTAN’DAN TEŞEKKÜRLER Liseyi bitirdiğim sene, arkadaşlarım ile birlikte Marmaris’e gitmiştik. O günden beri Türkiye bende çok pozitif duygular uyandırmaktadır. Güzel ülke, güzel insanlar, güzel bir tatil… Şimdi ise eğitimim için ihtiyacım olan bursu bana sağlayan ülke olarak, güzel duygularım artarak devam etmektedir. Dr. İbrahim Çeçen’e çok teşekkür eder, sevgi ve saygılarımı sunarım. Nikolay SHARPANDZHIEV Bursiyer Prof. Assen Zlatarov Üniversitesi Bilgisayar Teknolojileri Burgaz / BULGARİSTAN İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 BULGARİSTAN’DAN SEVGİLER 82 IC Vakfı’na, beni bursiyerleri olarak ailelerine dahil ettikleri için en derin şükranlarımı sunarım. Bugün Ekonomi ve Bio Teknoloji Bölümlerinden mezun oldum ve bunun tek sebebi, sizlerden aldığım burstur, yoksa yapamayacaktım. Gerçekten minnettarım. Şüphesiz ki sadece IC Vakfı’nın katkıları ve faaliyetleri ile, koca ülkenizi değerlendirmek çok akla yatkın olmayacaktır. Ancak bu katkınız, bizlerde Türkiye merakı uyandırdı ve öğrendiğim kadarı ile Türkiye, gelişimi, teknolojisi, kültürü, gelenekleri ve muhteşem güzellikteki doğal yerleri ile, görülmeye ve yaşamaya değer bir ülke…. Bu süre eminim ki yönetimin uzun yıllardır gösterdikleri efora dayanıyor ve umarım Bulgaristan da, ülkemizin gelişimi ve geleceği için Türkiye’deki politikacıları örnek alır.Teşekkürlerim ve en iyi dileklerim ile, Radina OGNYANOVA Mezun Bursiyer - Ekonometri Prof. Assen Zlatarov Üniversitesi Burgaz / BULGARİSTAN Selamlar, ben Melek Fırat Altay. Şu anda Londra’da yaşıyor ve King’s College’da sinirbilim üzerine bir senelik yüksek lisans yapıyorum. Aslında bu noktaya gelmem oldukça uzun ve çetrefilli yollardan oldu. Lisans düzeyinde ilk önce müzik (piyano ve kompozisyon) bölümünde okudum ve bitirdim. Ancak tüm bu konservatuvar eğitimi süresince müziğin beyinle olan ilişkisine ve beyin fonksiyonlarını ne şekilde etkilediğine dair bilgi eksikliklerim olduğunu hissettim. Mezuniyetim sonrası aldığım bir takım felsefe dersleri de aslında beyni ve beynin akıl/algı ile olan ilişkisini anlayabilmenin benim için çok önemli olduğunu gösterdi. Netice itibariyle uzun vadede sinirbilim üzerine çalışmak istediğimi keşfettim. Bunu yapabilmek için gerekli bilimsel temeli almak adına biyoloji üzerine ikinci bir lisans programına başladım ve bir taraftan da müzisyen olarak çalışmaya devam ettim. Bu dönem zaman zaman zorlayıcı olsa da çoğunlukla heyecan verici bir öğrenim süreci oldu benim için. Birkaç ay önce biyoloji bölümünden de mezun oldum ve İbrahim Çeçen Vakfı bursunun da büyük katkısıyla nihayet bu sene artık istediğim alan olan sinirbilim üzerine odaklanma şansına sahibim. Derslerimiz oldukça yoğun ve ilgi çekici. Daha önceleri ilgisiz olduğum konular üzerine şimdilerde okumalar yapıyor ve böylece şu ana kadar fark etmemiş olduğum yeni meraklar ediniyorum. Okumanın ve akademik bir çevrede bulunmanın en büyük güzelliği de bu sanırım... Melek Fırat ALTAY Yüksek Lisans Bursiyeri Kings’s College / İNGİLTERE Bir sonraki adım ne olmalı? Elbette doktora! Böylelikle belki beyin, hafıza ve öğrenme ile alakalı bilinmeyenleri ufak bir nebze azaltabilirim. İnsanın yüksek eğitim süresince toparladığı bilgi ve deneyimi üretim ve araştırmaya dönüştürebilmesi için çok uygun bir fırsat doktora çalışması. Ancak belki daha da önemlisi, başlangıç noktanız ne olursa olsun aklınızı ve kalbinizi çelen bir idealin peşinde ilerleyebilmektir. Başlangıç noktanız ne olursa olsun… İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 ‘’ÖNEMLİ’’ OLAN NEDİR? 83 BURSİYERLERİMİZ İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 BİZİM TOPLUM VE EĞİTİM 84 Erkan İŞLER Bursiyer Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi 5. sınıf Toplumlar, hepimizin bildiği üzere gelenek görenekleriyle birbirlerinden ayrılırlar. Yaşayış tarzları, kıyafetleri, yemekleri, kutsal günleri vb. aynı değildir. Ancak son yüzyıl dikkate alındığında bir toplumu, bir ülkeyi bir başka ülkeden ayıran en önemli özellik eğitim seviyesidir. Bugün gelişmiş ülkeler, kendi ihtiyaçlarının nerdeyse tamamına yakınını kendileri üreten ülkelerdir. Nitekim bu ülkeler en iyi eğitim sistemine sahip ve aynı zamanda dünyayı da yöneten ülkelerdir. Bizim ülkemiz dünyada çoğu ülkeden daha gelişmiş olsa da, bugün hepimizin istediği tam gelişmiş diyebileceğimiz düzeye maalesef gelememiştir. Bugün hala okutulmayan kız çocukları, doğumu hastanede yapılamadığı için kan kaybından ölen anneler var ülkemizde. Yine aynı şekilde farklı siyasi fikre sahip oldukları için birbirlerini öldürecek insanlar var. Maalesef bunlar gibi binlerce örnek var eğitimsizliğimizi gösteren. Ancak bunlar her geçen gün sayısı azalan örnekler. Çünkü her geçen gün lisans eğitimi almış kendisine, ailesine, çevresine ülkesine faydalı birey sayısı artıyor. Bu durum ülkemizin en büyük kazançlarındandır. Bundan sonraki aşama ise üniversite eğitimi almış, mesleğini ele alanların; özellikle geri kalmış şehirlerimiz başta olmak üzere ülkemizin dört bir yanında insanları her konuda bilgilendirmesidir. En basitinden bir doktorun bulunduğu yerde, insanlara; doğumun evde değil de hastane koşullarında yapılması gerektiğini anlatması ya da memleketin ücra bir yerinde görev yapan öğretmenin, kız çocuklarının eğitimiyle yakından ilgilenmesi, onların okumasını sağlayabilmesi gibi. Bu şekilde eğitimle, insanlarımız kendi yanlışlarını görüp doğruları yapmaya başladıkça içimizdeki zayıflıklar, yanlışlar azalacak ve gittikçe birbirimize kenetleneceğiz. İçimizdeki zayıflıklar azaldıkça da eğitimli, ülkesine faydalı bireyler çoğalacak, kendi ihtiyaçlarının tamamını üretebilen bir ülke olacağız. Bu amaçla başta biz eğitimli, mesleğinin gereğini yapmak için ülkenin dört bir köşesine giden ve gidecek olanlar olarak, bulunduğumuz yerdeki insanlarımızın yanlışlarını düzeltmeli, onların eğitimlerine katkı sağlamalı, ülkenin gelişimine her yerde olanak sağlamalıyız. Bugün gelişmiş dediğimiz ülkelerin bu şekilde gelişmiş olduklarını unutmamalı, tıpkı bizlerin eğitimine katkı sağlayan Sayın İbrahim Çeçen gibi, ileride üzerimize düşeni elimizden geldiği kadarıyla yapmalıyız. 85 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 Sokak Hayvanlarını Koruyalım KORUYALIM SOKAK HAYVANLARINI hayati önem taşımaktadır. Bu sebeple örnek teşkil Özellikle anaokulu ve ilkokul öğrencilerine ettiğimiz çocuklara ve gençlere bufırsatta bilinci aşılamak temel öğretmenlik yapacak olan arkadaşlarım her vazifelerimizdendir. Özellikle anaokulu hayvan ve doğa sevgisi ve bununla beraber çevre ve ilkokul öğrencilerine öğretmenlik Şüphesiz yapacak olan bilinci kazanmalı ve kazandırmalıdır. ki arkadaşlarım her fırsatta hayvanyürekten ve doğa dinleyip sevgisi verolbununla çocuklar öğretmenlerini model beraber çevre olarak göreceklerdir. Özellikle ve taşrada bilinci kazanmalı ve köylerde kazandırmalıdır. Şüphesiz ki çocuklar yaşamaktaöğretmenlerini olan sokak hayvanlarına eziyet etmenin, yürekten dinleyip rol model olarak onları incitmenin ve çevreyi kirletmenin yanlış göreceklerdir. Özellikle köylerde ve taşrada yaşamakta olduğunu olan öğretmeliyiz. Öğrencilerin vicdansız, sokak hayvanlarına eziyet etmenin, onları bilgisiz, sorumsuz ve bencil büyümelerine lütfen incitmenin ve çevreyi kirletmenin yanlışizin olduğunu vermeyin. öğretmeliyiz. Unutmayın, bu dünya sadece insanlara ait Öğrencilerin vicdansız, bilgisiz, sorumsuz değildir. Uygar insanbüyümelerine tüm canlılarınlütfen yaşama ve bencil izinhaklarına vermeyin. Unutmayın, saygı duyan insandır. Hindistan’ın siyasi ve ruhani Uygar insan tüm bu dünya sadece insanlara ait değildir. lideri Gandi ‘’Bir ülkenin gelişmişlik ve uygarlık düzeyi canlıların yaşama haklarına saygı duyan insandır. Mevsimin kışa dönmesiyle birlikte barınak imkanı o ülkenin hayvanlara davranış biçimiyle ölçülür.’’ Mevsimin kışa dönmesiyle birlikte barınak imkanı Hindistan’ın siyasi ve ruhani lideri Gandi ‘’Bir ülkenin ve refah içinde yaşamak için öncelikle bulamayan bulamayankedi, kedi,köpek köpekvb. vb.sokak sokakhayvanları hayvanlarıiçin içinyaşam demiştir. Huzur gelişmişlik ve uygarlık düzeyi o ülkenin hayvanlara insanlarımızı eğitmek biz öğretmen adaylarının oldukça güçleşmektedir. Hayvanlar alemi, katletmekte yaşam oldukça güçleşmektedir. Hayvanlar alemi, davranış biçimiyle ölçülür.’’ demiştir. görevi. olduğumuz olmazsa olmazıdır. Bu bilincin katletmektedoğanın, olduğumuz doğanın, olmazsa olmazıdır. Huzur ve refah içinde yaşamak için öncelikle insanlarımızı çocuklarımıza ve gelecek nesillere aktarılması oldukça Bu bilincin çocuklarımıza ve gelecek nesillere eğitmek biz öğretmen adaylarının görevi Mehmet ATAŞ / Bursiyer aktarılması oldukça hayati önem taşımaktadır. Bu Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Mehmet Ataşteşkil ettiğimiz çocuklara ve gençlere sebeple örnek Sınıf Öğretmenliği 2. Sınıf bu bilinci aşılamak temel vazifelerimizdendir. Bursiyer Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği 2.sınıf YOK MUDUR KARDEŞÇE YAŞAMANIN DA BİR YOLU ? Ağrı’da öğrendim. Ağrı’da yaşadığım süre içerisinde o kadar iyi karşılandım ki, dergimiz sayesinde buradan tüm Ağrı Halkına, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi 4.sınıf arkadaşlarıma teşekkür ve şükranlarımı sunmak isterim. Gelin birlik olalım, kenetlenelim, kardeşçe yaşamayı öğrenelim! Birlikte Trabzon’da kolbastı, Rize’de horon, Urfa’da halay, Ege’de zeybek, Ankara’da Misket oynamak dileğiyle, hepimize Türkü tadında bir yaşam diliyorum. Ben Musa Üstün. Orduluyum…Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi son Sınıf öğrencisiyim. Ağrıya geldiğim 2012 yılından bu yana geçen süreçte, en iyi sanatı öğrendiğim inancındayım. Kardeşçe yaşamak.... Bizleri düşmanmış gibi gösteren kimi zihinlerin aşıladığı düşüncelerin aslında doğru olmadığını Musa ÜSTÜN Bursiyer Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi 4.Sınıf BURSİYERLERDEN ÖĞÜT Kanat çırpmayı bilmeden, yükseklerden uçulmaz Bilirkişiden söz dinlemek, onuru kırmaz Bir yerlere varmak istiyorsan, önce öğrenmeyi öğren Kavramlara saldırmak, başı göğe erdirmez Eli şiddet kokana, delikanlısın denmez Delikanlı olmak istiyorsan, efendi olmayı öğren Fakire yardım etmek, keseye zarar vermez Allah yerini doldurur, haberin bile olmaz Yardım görmek istiyorsan, yardım etmeyi öğren Öfkeden uzak durmak, hiç bir şey kaybettirmez Davasında haklı olan, kavgasında yenilmez Yenilmek istemiyorsan, dürüst olmayı öğren Doğruları haykırmak, yalana meydan vermez Dokuz köyden kovulmak, haklıyı mağlup etmez Unutma bu bir gerçektir, onuncu köyle bitmez ... Ömer KARAKOL Bursiyer Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı 1.sınıf İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 MEZUN BURSİYERİMİZ ÖĞRETMEN OLDU 86 İbrahim Çeçen Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği 2015 mezunuyum. 4 yıllık öğrenim hayatımda vakfınızdan burs aldım ve mezuniyetimi Eleşkirt’e atanarak taçlandırdım. Eleşkirt’in Gültepe Köyü’nde tek öğretmen olarak görev yapmaktayım. Yaz döneminde köyümde meydana gelen göçler nedeniyle okulumda 7 öğrencim var. Ben de elimden geldiğince o 7 öğrencinin maddi manevi ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı olmaya çalışıyorum. Kader ÜNSAL Mezun Bursiyer Öğretmen Gültepe Köyü-Eleşkirt /AĞRI Sana olan sevgim... Ders olarak okutulmalı talebelere. Eğik çizgi atmak yerine, Adın yazılmalı hece hece! Tabi her ismin arasına; Bir parmak boşluk ile. Seni en güzel anlatana, Kırmızı kurdele takılmalı. Sınıflar sen kokmalı. Hangi renk birbiriyle harmanlansa, Ela çıkmalı. Susuyorum! Sanma ki asaletimden, Sana olan sevgimden. Birçok yol olsun kabul, Ama hepsinin sonu sana çıksın. Seni okuyorum üçüncü sınıfım, Başarılı bir öğrenci sayılırım. Tek şikayetçim; Ha bire tükettiğim beyaz kağıtlar ve tükenen kalemim. Ne yapayım! Başıboş cümleler kurmak hoşuma gidiyor, Bazen lugatım izin vermiyor süslü cümlelere, Konu “sen” olunca, yazıyorum gündüz gece! Olay örgümsün sen; Kişi, zaman, mekan... Zaman demişken, Sana yazdığım herşey, Geniş zaman kipiyle çekimli. Bilirim aşık için tek zaman dilimidir; Geniş zaman! Çook geniş bir zaman, Sekizin uykuya yatmış hali gibi mesela. Masal değil ki buseyle uyansın, Ya da uykusu hafif değil ki Ufak bir sese gözlerini açıp, Adını mırıldansın... Mesela çok ağır bir uyku, Kış uykusu olabilir aslında, Tabi dört mevsim kışı yaşıyorsa... Adem YAMAN Bursiyer Pamukkale Üni. Tekstil Müh . 3.sınıf 87 İÇTEN BAŞKIŞ > 2015 SEROTONİN
Benzer belgeler
Sayı 6 - İbrahim Çeçen Vakfı
Yayın Sahibi
İbrahim Çeçen Vakfı adına
Ayşe Günseli Çeçen
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Aslı Türkan Çeçen
Yayın Koordinatörü
Dr. Meral Dinçer
Yayın Danışmanları
Aysel Çeçen Başbuğ
Ruhi Yamaner
Zeynep ...
Sayı 5 - İbrahim Çeçen Vakfı
Yayın Sahibi
İbrahim Çeçen Vakfı adına
Ayşe Günseli Çeçen
Yayın Sahibi
İbrahim Çeçen Vakfı adına
Sorumlu
YazıÇeçen
İşleri Müdürü
Ayşe Günseli
Aslı Türkan Çeçen
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Aslı Türka...
merhaba - İbrahim Çeçen Vakfı
Aysel Çeçen Başbuğ
Ruhi Yamaner
Zeynep Çeçen
Koordinatör Yardımcıları
Ayça Jones
Neslihan Arslan
Dergi Tasarımı
Ersin Deniz Durum
Yayın İdare Yeri
Kızılırmak Sokak No:31 Kocatepe
Kızılay / ANKARA
T...