ender saraç - Çekmeköy 2023
Transkript
RÖPORTAJ gisi Çekmeköy Belediyesi Aylık Kültür Sanat Der OCAK 2015 Sayı:2 Türkiye’nin ilk 63,5 kg Avrupa Boks Şampiyonu… Radyo deyince, ilk akla gelen isim CEMAL KAMACI GEZEGEN MEHMET EYVAH ÇOCUĞUM ÜSTÜN ZEKALI! HAYDİ ÇOCUKLAR BURSA’YA GİDİYORUZ… Sempatik tavırlarıyla EBRU YAŞAR Ünlü simalar onun yöntemleriyle zayıflıyor, formda kalıyor. ENDER SARAÇ MODERN ÇEKMEKÖY MODEL ÇEKMEKÖY MODERN ÇEKMEKÖY'ÜN TARiHi-2 Çekmeköy2023 -1 Ocak 2015 Yıl:1 SAYI:2 Çekmeköy Belediyesi Adına İmtiyaz Sahibi Ahmet POYRAZ Genel Yayın Yönetmeni Şahmettin Yüksel Başkan Yardımcısı Danışma Kurulu Şenol Çetin-Başkan Yardımcısı Latif Coşar-Başkan Yardımcısı Eyüp Yıldırım-Başkan Yardımcısı Hasan Öztürk-Başkan Yardımcısı Ahmet Epli-Başkan Yardımcısı Fatih Sırmacı-Başkan Yardımcısı Genel Yayın Koordinatörü Muhammed Sarı Editör Soner Kartal Yayın Kurulu Muhammed Sarı Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Salih Gebel Ömer İslam Cem Mutlu Hikmet Tekin Doğan Karakaya Haber Servisi Çekmeköy Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü Tasarım Greenart Reklam Matbaa Greenart Reklam İletişim Çekmeköy Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü [email protected] Tel:0216 484 82 57 Bu dergide kullanılan yazı ve görseller izin almak ve kaynak göstermek şartıyla kullanılabilir,alıntı yapılabilir. Soner KARTAL / Editör Merhaba Sevgili Okuyucularımız… Büyük bir sevinç ve heyecanla dergimizin ikinci sayısını siz değerli okuyucularımıza sunmanın gururunu yaşıyoruz. Dostun üzüntüsüne acı duyabilirsin. Bu kolaydır; ama dostun başarısına sempati duyabilmek, sağlam bir karakter gerektirir. Artık yeni bir tan vakti. Ufukta beliren Çekmeköy 2023, bir nebze olsun gününüzü aydınlatmak, dünden, bugünden ve yarından bahsetmek, içimizdekileri anlatmak için yeniden sizlerin karşısında. Yüreklerimizden kalemlere, kalemlerden kağıtlara dökerek size sunduk yine içimizi. Bizler, başarılı olmak ve sizlerin gönlüne taçsız kral olmak adına söz verdik kendimize.Yeter ki, hep aynı aşk ve şevkle çalışalım. Yeter ki, sevmesini bilelim. Yeter ki, en karanlık günde bile ümitsizliğe kapılmayalım. Yeter ki, ışık eksilmesin yüreklerimizden. Çekmeköy 2023, yine yeniden keyifle okuyabileceğiniz bir içerikle karşınızda. Filmlere konu olacak hayat hikayesi ile Gezegen Mehmet Çekmeköy 2023’te. Dr. Ender Saraç uyarıyor. Anne ve Babaları bekleyen büyük tehlike ne? 70’lik delikanlı efsane boksör Cemal Kamacı’dan, hodri meydan. Varsa rakibim çıksın karşıma. Benim camiamda dost bulmak oldukça zor diyen Ebru Yaşar,Çekmeköy 2023 okurları için çok özel açıklamalar yaptı. “Eyvah!çocuğum üstün zekalı” diyorsanız, bu araştırma sizler için. Dikkatle okumanızı tavsiye ediyorum. Büyük bir özveriyle girdiğimiz bu yolda desteklerini esirgemeyen daha iyiye daha güzele ulaşmak adına bilgi ve birikimlerini bizimle paylaşan başta başkanımız Sayın Ahmet Poyraz olmak üzere Başkan Yardımcılarımıza, birim müdürlerimize, belediyemizin vefakar çalışanlarına ve siz değerli okuyucularımıza teşekkür ediyorum. Görüş ve önerileriniz için adresimiz: [email protected] Sevgi, saygı ve muhabbetle… Ahmet POYRAZ / Belediye Başkanı Değerli Çekmeköylüler, Ahmet POYRAZ Belediye Başkanı www.facebook.com/BaskanAhmetPoyraz www.twitter.com/AhmettPoyraz www.flickr.com/Ahmetpoyraz www.cekmekoy.bel.tr 2 - Çekmeköy2023 Çekmeköy’de güzel şeyler oluyor. Yeni projeler, yeni adımlar, yeni gündemler… Ancak tarih önünde bir sözü olanların dergicilik yaptığını belirtmiştik bir önceki sayımızda. İşte o sözleri söylemeye başlamış olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Mevlana’nın da dediği gibi: “şimdi yeni şeyler söylemek vakti”.Hep yeni şeyler bulmanız için biz de her sayıda yeni şeyler söylemenin çabası içerisinde olacağız. Yeni yıla birbirinden özel yeni projelerle giriyoruz. Ve bu projeler incelendiğinde geleceğimiz için ne kadar önemli projeler olduğu görülecektir. Bu projeleri hazırlarken geleceğimizi, geleceğimizin nasıl daha güzel olması gerektiğini düşündük. Bu nedenle projelerimizi eğitim ve öğrenci eksenli olarak düşündük. Biz O’nu Çok Sevdik- Siyer-i Nebi yarışması işte o projelerden sadece birisi. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi işbirliği ile hayata geçirdiğimiz “Biz O’nu Çok Sevdik” isimli Siyer-i Nebi Yarışması İstanbul’da bulunan üniversitelerde lisans düzeyinde öğrenim gören öğrenciler düşünülerek hazırlandı. Üniversiteli gençlerin Peygamberimizi daha iyi tanımalarına, O’nun hayatından örnekler alıp kendi yaşantılarında uygulamalarına katkı sağlaması amacıyla hazırladığımız proje aynı zamanda Hz. Peygamberin hayatının doğru bir şekilde tanınmasını ve anlaşılmasını da hedeflemektedir. En az 5 bin öğrencimizin katılımını hedeflediğimiz bu proje bir yarış olmaktan öte bir bilgi ve hikmet arayışıdır aynı zamanda. En az 5 bin gencin Hz. Peygamber’in örnek hayatına ilişkin bir kitabı okuyacak olması ve bu kitaptan O’nun insanlığa anlattığı yüce mesajı görecek olması projemizin en önemli amaçlarından birini teşkil etmektedir. Proje kapsamında Prof. Dr. Muhammed Hamidullah’ın İslam Peygamberi isimli eserini okuyan üniversiteli gençler Hz. Peygamber’in hayatını okudukça modern dünyanın beraberinde getirdiği bunalım ve buhranlarının kaynağı ve çözüm önerileri konusunda fikir sahibi olacaklardır. Bu sayı ile birlikte yeni bir yıla giriyoruz. Her yeni yılın hayatınıza güzellik, mutluluk ve bereket getirmesini dilerim. Saygı ve muhabbetlerimle... İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER MODERN ÇEKMEKÖY'ÜN TARiHi RÖPORTAJ/GEZEGEN MEHMET 06 04 MAHALLEMİZİN MUHTARI ÖMER LÜTFİ GÜRSOY 26 RÖPORTAJ/EBRU YAŞAR 18 BAŞKA GEZEGEN YOK 40 HAYDİ ÇOCUKLAR BURSA'YA GİDİYORUZ 54 RÖPORTAJ/CEMAL KAMACI 32 SİVİL TOPLUM KURULUŞLARIMIZ [ÇEKSİAD] 56 Çekmeköy2023 -3 YAZI DİZİSİ MODERN ÇEKMEKÖY'ÜN TARiHi-2 KÖY İSİMLERİNİN KAYNAĞI NEDİR? Bu konuda kesin bilgi olmamakla birlikte araştırmacılar tarafından bazı görüşler ileri sürülmüştür. Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi’nde belirtildiğine göre Çekmeköy, Fatih döneminde yedi kardeş tarafından kurulmuştu. Bu yedi kardeşten altısı eşkıyalar tarafından öldürülürken, yedincisi “çekme tetiği” diyerek kurtulmuş ve köyün adı Çekmeköy olmuştu. Başka bir kaynakta da köy halkının evlâd-ı fâtihândan olup çok eski bir köy olduğu belirtilir. Çekmeköy ile ilgili bu iki rivayetin dışında 19. yüzyıl öncesine giden bir bilgi bulunmamaktadır. 4 - Çekmeköy2023 YAZI DİZİSİ SIRAPINAR KÖYÜ Kaynaklarda isminin nereden geldiği konusunda kesin bir bilgi yer almıyor. Ancak köyün diğer bir adının da tahrir defterlerinde Ayna Hoca olarak geçmesi Ayna Hoca isimli kişinin köyün kuruluşu ile bir ilgisinin olduğunu gösteriyor. Başlangıçta Ayna Hoca isimli kişiye köy mülk olarak verilmiş ve bu kişiye atfen de kişinin ismi Ayna olarak anılmış olabilir. Daha sonraları da köyde çok sayıda su kaynağının olması nedeniyle, adı Sırapınar olarak değiştirildiği söylenir. Osmanlı Devleti, fetihlerde yararlılık gösteren devlet adamı, komutan ve askerlere fethedilen bölge topraklarından araziler tahsis ederdi. Temlik olunan araziler karşılıksız verildiği gibi belirli bir bedel mukabilinde de verilebilirdi. Hüseyinli ve Ömerli köylerini de bu bağlamda değerlendirmek gerekir. Muhtemelen Hüseyinli Köyü Hüseyin isimli bir kişiye, Ömerli Köyü de Ömer adında bir şahsa temlik olarak verilmiş ve temlik sahiplerinden dolayı da bu isimleri almışlardı KOÇULLU KÖYÜ Koçullu ismi ile ilgili sarih bir bilgi mevcut değildir. Ancak isimden hareketle bir tahmin yürütmek mümkündür. Bilindiği gibi koçu eskiden kullanılan araba çeşitlerinden birine verilen addır. Bu köy halkı da arabacılık yaptığından dolayı köyün bu ismi aldığı belirtiliyor. MENKIBEDEN DOĞAN KÖY: ALEMDAĞ Alemdağ ile ilgili biraz daha farklı bilgiler bulunuyor. Alemdağ, bölgenin en yüksek dağlarından birisi olmasının yanı sıra, bu bölgenin Türkler tarafından fethedilmesine öncülük eden ve Alemdar olarak bilinen ünlü Türk kumandanı Tur Hasan Bey’den ismini almıştır. Tur Hasan Bey’in lakabı olan “Alemdar” kelimesi; bayrağı ya da sancağı taşıyan ve bir işe öncülük eden kişi anlamına gelir. Alemdağ’da medfun olan diğer adıyla Alemdar Baba bu bölgenin fethine öncülük eden, burada yaptırmış olduğu kalede Bizanslılarla savaşarak şehit olduğu rivayet edilen şahsiyettir. Bu konu menkıbelerde teferruatlı olarak işlenmiştir. Alemdar Baba menkıbesine göre Sultan Turasan (Tur Hasan), Danişmend Gazi’yle birlikte Halife tarafından İslam askerlerine komutan tayin edilerek gaza için görevlendirilir. Sultan Turasan gaza arkadaşlarıyla birlikte İstanbul’u fethetmek üzere bir akıncı birliği ile yola çıkar. Kocaeli civarındaki pek çok yeri fethettikten sonra Alemdağ’a kadar gelir. Burada bir kale yaptırır ve Selçuklular ile Danişmendliler’in ortak bayrağı olan meşhur siyah “alem”lerini kalenin burçlarına diktirir. Bu alemlerin diktirilmesinden sonra halk arasında buradaki dağ “Alemdağ”, Tur Hasan Bey de “Alemdar Baba” adıyla anılmaya Çekmeköy2023 -5 YAZI DİZİSİ başlar. Bu menkıbede de görüldüğü gibi, Alemdar Baba (Tur Hasan Bey) Çekmeköy bölgesinin fethedilmesinde kahramanlığı ile destanlaşmış bir kumandan idi. Halkın zihinlerinde de bir eren, şeyh, veli ve bir şehit olarak derin izler bırakmıştı. Bundan dolayı Türk halkı, bu değerli şahsın ismini köylerine vermişti Osmanlı belgelerinde ise burası Alemdağı olarak geçiyor. Fakat Cumhuriyet döneminde bir süre Alemdar olarak kullanılır. Daha sonra hem buradaki sakinlerden hem de kamuoyu ve basından gelen eleştiriler üzerine Alemdar ismi, 23 Aralık 2005 tarihli ve 26032 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe giren kararla tekrarAlemdağ’a dönüştürülür. LAZ KÖYÜ’NDEN REŞADİYE’YE Reşadiye Köyü’nün hem kuruluşu, hem de isminin menşei çok açık belgelere dayanır. Çünkü Reşadiye’nin kuruluşu diğer köylere göre oldukça geç bir dönemde oldu. Köy adını, dönemin Osmanlı Sultanı Mehmet Reşad’dan alıyordu. Tarihimizde 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında Hopa ve civarı Ruslar tarafından işgale uğramıştı. İşgalle birlikte Müslüman köylerinde Ruslar’ın zulüm, tehdit ve baskıları da arttı. Bunlara dayanamayacak duruma gelen pek çok insan evini, mallarını, köylerini terk edip İstanbul’a hicret etti. Kısa bir süre İstanbul’un çeşitli yerlerinde ikamet ettirildiler. Daha sonra Alemdağ bölgesinde bulunan Hazine-i Hassa çiftliklerinde iki ayrı mahalleye geçici olarak yerleştirildiler. Bunlara Hopa muhacirleri, Gürcü muhacirler, Laz muhacirler ve Batum muhacirleri denildi. Köyün resmi olmayan ilk ismi Laz Köyü idi. Bunların geldiği dönemde Sultan II. Abdülhamid tahtta olduğu için köye önce Hamidiye ismi verilmek istenmiş ve yapılan girişimler sonucu Şura-yı Devlet kararıyla 26 Şubat 1889 tarihinde Hamidiye Köyü olarak karar çıkmıştı. Ancak bunun için padişah iradesi alınamadığından resmiyet kazanamadı. II. Abdülhamid’den sonra Osmanlı tahtına geçen Sultan Mehmed Reşad döneminde buradaki muhacirlerin girişimleri sonucu, 30 Aralık 1911 tarihli padişah iradesiyle köyün adı Reşadiye oldu. 6 - Çekmeköy2023 HABERLER BAŞHEKİMDEN A ’ Z A R Y O P N A K BAŞ ZİYARET yraz, Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Po kimi Erenköy Ruh ve Sinir Hastanesi Başhe Medine Yazıcı Güleç'i ağırladı. Erenköy Ruh ve Sinir Hastanesi Başhekimi Medine Yazıcı Güleç Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz’ı ziyaret etti. Başhekim Medine Yazıcı Güleç, Çekmeköy Belediyesi’nin katkılarıyla açılan Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Çekmeköy Semt Polikliniği ve Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’ne ver- dikleri destek için Başkan Poyraz’a teşekkür etti. Fikir alışverişlerinin yapıldığı ziyarette Başkan Poyraz, psikiyatri, nöroloji, çocuk psikiyatrisi ve aile hekimliği gibi alanlarda hizmet veren poliklinikte, kan tahlilleri ve ilaç düzeylerinin ölçüldüğünü ve günde ortalama 120 kişinin hizmet aldığını belirterek poliklinikte; 1 psikiyatristin randevulu, 1 psikiyatristin de randevusuz hastalara hizmet verdiğini söyledi. Sağlık yatırımlarının devam edileceğini söyleyen Başkan Poyraz, güzel ziyareti için Medine Yazıcı Güleç’e teşekkür etti. Çekmeköy2023 -7 RÖPORTAJ RADYO DEYİNCE, DAMAR DEYİNCE İLK AKLA GELEN İSİM GEZEGEN MEHMET Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Makam Arabasında Dinlediği ve Konuk Olduğu Tek Radyocu 8 - Çekmeköy2023 RÖPORTAJ FİLMLERE KONU OLACAK HAYAT HİKAYESİ… BİR MERAK EDİLEN DÜNÜ VE BU GÜNÜNÜ BİZ SORDUK, GEZEGEN MEHMET CAVAPLADI. İŞTE GÖZ YAŞARTAN BİR GEÇMİŞ VE MÜTHİŞ BİR AZMİN SONUNDA GÖZ KAMAŞTIRAN BAŞARI ÖYKÜSÜ İLE GEZEGEN MEHMET… HERKES TARAFINDAN SAYILAN VE SEVİLEN BİR MARKA OLDU GEZEGEN MEHMET. BUNU NEYE BORÇLUSUNUZ? Ben bu marka için yıllarımı verdim. İlk günkü heyecanım ve samimiyetimle dinleyicilerimle buluşmaya devam ediyorum. Onlar beni ben onları tamamlıyorum. Dün ne isem bu günde oyum. İçten ve samimi olmak her zaman kazandırır. Ben “olduğu gibi görünenlerdenim” bu yüzden sevildim ve inanıyorum ki, sevilmeye de devam edeceğim. BİR AŞK ÇOCUĞUYUM AMA O SEVGİ BANA GEÇMEDİ DEDİNİZ. SEBEBİNİ ÖĞRENEBİLİR MİYİZ? Hayatın sillesini en acı şekilde yedim. 1969 yılında gerçek bir aşkın meyvesi olarak dünyaya gelmişim. Ne var ki bu “büyük aşk’tan” benim payıma sadece acı düştü. Henüz 1 yaşında benim için Anne ve Baba kavramı bitmişti. İlkokulu zar zor bitirdikten sonra çalışmak hayatımı kazanmak zorunda kaldım. Babaannem ve dedemin yanında büyüdüm. Anne demek benim için büyük bir boşluk demek. Anneme karşı hiçbir şey hissetmiyorum. Nefretim yok, kızgınlığım yok, hissizim sadece. Babamla da aram hiçbir zaman iyi olmadı ama en azından onunla asgari bir ilişkimiz var. Aile benim için perdeli bir ev demekti. 25 yaşıma kadar perdeli bir evim olmadı. Mahmut Paşa’da çıraklık yaptığım zamanlar handa kalıyordum ama iş çıkışı trene binip sanki ben de evime gidiyormuşum gibi yapıyordum. Trenin camına yüzümü dayayıp perdeli evleri hayranlıkla izliyordum. MARANGOZLUK İLE BAŞLAYAN EKMEK MÜCADELESİ VE ARDINDAN RADYOCULUK. BU ZORLU VE MEŞAKKATLİ SÜRECİ BİZİMLE PAYLAŞIR MISINIZ? İlkokuldan sonra bir yandan çalışıyor diğer yandan kulağımda wolkman ile radyoların büyülü dünyasına dalıyordum. İlk işim, 12 yaşında Mahmut Paşa’da bir gelinlikçide çıraklıktı. Sonra amcamın bana öğrettiği marangozluk, mesleğim haline geldi. 1993’te Marmaris Ortaca’da çalışıyordum. Bir gün külüstür bir arabanın üzerinde Ortaca FM yazısını gördüm. Hep bir radyo stüdyosunun nasıl bir yer olduğunu merak ederdim. Sahibiyle ne yapıp edip tanıştım, marangoz olduğum için ona DJ kabini yapıp sevgisini kazanmak istiyordum. Radyo sahibi aynı zamanda yapımcı olan Mehmet Gökçe bana bir şans verdi ve kendisinin yapması gereken programı benim yapmamı istedi. Akşam saat 10.00’da başladığım programı ertesi gün gündüz 11.00’de bitirdim. O günden itibaren karın tokluğuna da olsa artık benim de bir programım olmuştu. İSTANBUL’A YENİ HAYALLER VE UMUTLARLA GELDİNİZ. İSTANBUL SİZİ SİZ İSTANBUL’U KABULLENE BİLDİNİZ Mİ? Ah! Ah! Ah! Marmaris’e gittim. Otobüsten indiğimde büyük antenli binalara bakınmaya başladım. Sonra baktım bir hanın üzerinde çok büyük bir anten var. Herhalde bu iyi bir radyo deyip içeri girdim, patronla görüşmek istiyorum dedim. Programcıya ihtiyacımız yok dediler. O kadar ısrar ettim ki, o sırada Marmaris’i yatırıp kaldıran Çağla diye bir kızın programını yarıda kesip "Hadi geç bakalım" dediler. Bir saat sonra yayını bitirdiğimde patronlar gelip eşyaların nerede, hemen aldıralım, gel çalış dediler. Ben Akdeniz FM’de çok başarı kazanınca, rakibimiz Ses Radyo beni oradan göndermek için, "Sen Marmaris’e fazlasın. Ulusal bir radyoda program yapmalısın. Kaydını İstanbul’a gönderelim" diye beni gaza getirdi. PEKİ GAZA GELDİNİZ Mİ? Gelmem mi(!) hem de nasıl. “İstanÇekmeköy2023 -9 RÖPORTAJ bul’dan beğenildin” diye haber gelince, pılımı pırtımı hemen topladım. Zannettim ki, beni İstanbul da birileri karşılayacak. İstanbul’a geldim ama kalacak yerim yok. Atari salonu işleten bir arkadaşıma gittim. Yerde lağımlar akıyor, fareler cirit atıyor, orada yatmaya başladım. Beni beğendiklerini söyleyen Star radyolarıyla görüşmeye çalışıyorum ama beni kapıdan bile almıyorlar. Yirmi gün sonra güvenlikçiler halime acıyıp beni içeri aldı. Radyoların müdürü Harun Bey’i gösterip "Aradığın adam bu" dediler. Karşısına çıktım, "Ben Gezegen Mehmet. Beni beğenmişsiniz, ben de geldim" dedim. "Beğendim ama gel demedim" diye karşılık verince koluna öyle bir yapışıp öyle bir "Bu benim için ölüm kalım meselesi. Beni bir kere deneyeceksiniz" demişim ki, adam benden korkmuş. "Peki tamam gel program yap ama para falan vermeyiz" dedi. Ben Süper FM’de çalışmak istediğimi söyleyince, "Süper FM senin ne haddine! City FM var, orada bir şeyler yaparsın" dedi. Çok çalıştım ve önce Kral FM’deki diğer programcıları tatil günlerinde yerinize program yapayım diyerek ikna ettim. Bir süre sonra, allem ettim kallem ettim sabah programını da kaptım. İstanbul Üniversitesi o sıralar en çok dinlenen radyo programı araştırması yapıyordu. Daha yeni başlamış olmama rağmen açık ara birinci seçilmiştim. Bir yıl sonra da radyonun sorumluluğuna getirildim. NEDEN GEZEGEN MEHMET? Yaptığım ilk programıma “Sevgi Duvarı” ismini koymuştum. "Sevgi duvarı” diye 10 - Çekmeköy2023 bir şey olmaz. Gel bunu “sevgi çemberi” yapalım dediler. Bir süre sonra çember lafı da hoşuma gitmedi. Marmaris’teki radyoculuk dönemimde, bir anket yaptık. Orada herkes başka bir isim öneriyordu. Çok iyi bir arkadaşım: "Mehmet’in Gezegeni” olsun dedi. En çok oyu o öneri alınca adım “Gezegen Mehmet” oldu. GEZEGEN İSTEDİĞİ VE HAYAL ETTİĞİ YÖRÜNGEDE DÖNÜYOR MU? Yıllardır adeta tırnaklarımla ektiğim tarladan çok şükür mahsulleri toplamaya başladım. Bizler inançlı insanlarız topraktan geldik ve dönüşümüz yine ona. Yapmak istediğim daha çok şey var. Sadece beni sevenlere değil tüm topluma faydalı olmak için bu gezgen ölene kadarda dönmeye devam edecek. CUMHURBAŞKANI SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN SİZE VE SİZİN DE SAYIN ERDOĞAN’A KARŞI AYRI BİR SEVGİNİZ VAR. BUNUN NEDENLERİNİ SORSAK? Sayın Recep Tayyip Erdoğan Belediye Başkanı olduğu dönemlerde ağaç dikme kampanyası başlattı ve ben de kendilerine bir proje sundum. "Bu kampanyayı yapılacak bir halk konseriyle kamuoyuna duyuralım" değince kabul etti. 1995 yılında Gülhane Parkında organize ettiğim ve birçok ünlü sanatçının katılımıyla gerçekleşen muhteşem bir konser sonrasında kampanya geniş kitlelere duyurulmuş oldu. Sayın Erdoğan ile sağlam temeller üzerine kurulmuş dostluğumuzda bu dönemde başlamış oldu. Onun bendeki yeri ve inanıyorum ki, benim de ondaki yerim çok farklı. SİZİ ÖRNEK ALAN VE DUDAKLARINIZDAN DÖKÜLECEK BİR KAÇ CÜMLEYE BÜYÜK EHEMMİYET GÖSTEREN HAYRANLARINIZ VAR. ONLARA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ? Çalışmaktan mücadele etmekten sakın vazgeçmeyin. Olmadı, olmadı deyip sakın yılmayın. Sevene sevginizi, şefkatinizi, ilgi ve alakanızı göstermekten kaçınmayın. Gerçek dost olan “Allah’tır” yeter ki, ondan istemesini bilin. Bu arada Başta Belediye Başkanım Sayın Ahmet Poyraz olmak üzere tüm emektar arkadaşlara sevgi ve saygılarımı sunuyor, kolaylıklar diliyorum. Hoşça kalın, Allah’a emanet olun. HABERLER E D ’N Ü N Ü G R E L N E M T E R Ğ Ö MESLEĞE İLK ADIMLARINI ATTILAR Çekmeköy’de düzenlenen öğretmenler günü kutlamalarında öğretmen adayları yemin ederek mesleklerine ilk adımlarını attılar. Çekmeköy Belediyesi Turgut Özal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Öğretmenler Günü kutlamalarında, aday öğretmenler meslek yeminlerini ettiler. Çekmeköy Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız, Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Aktaş, İlçe Emniyet Müdürü Hürol Öztürk ve çok sayıda meslektaşlarının şahitliğinde mesleğe ilk adımı atan genç öğretmenlerin heyecanı ve mutluluğu renkli kareler oluşturdu. Atatürk´ün 24 Kasım 1928 yılında ´başöğretmen´ sıfatını alması vesilesiyle, öğretmenlere armağan edilen 24 Kasım Öğretmenler Günü, tüm yurtta olduğu gibi Çekmeköy’de de çeşitli etkinliklerle kutlandı. Mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin yemin töreniyle başlayan programda, hayatını öğrencilerine adayarak, bu mesleğe yıllarını vermiş emekli öğretmenler de unutulmadı. Öğretmenlik mesleğinde birkaç nesli bir araya getiren törende emekli öğretmenlere teşekkür plaketleri takdim edilirken salonda duygusal anlar yaşandı. Kutlama programında ayrıca ilçe genelinde düzenlenen şiir ve kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Gençlere ödüllerini takdim eden Çekmeköy Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız, Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Aktaş, başarılı öğrencilerin yanı sıra onların öğretmenlerini ve ailelerini de kutladılar. Eğitim ordusunun neferleri onuruna düzenlenen tören, Güç Kardeşler Anado- lu Lisesi’nin öğrencilerinin hazırladığı gösterilerle son buldu. Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz ve belediye başkan yardımcıları törenin ardından tüm okulları gezerek, öğretmenler odasında öğretmenleri ziyaret ettiler. Başkan Poyraz, “Her anne baba, çocuklarının iyi bir meslek sahibi olmasını, iyi birer hayatı olmasını hayal eder. Bu hayallerini gerçekleştirmek en kıymetli varlıklarımızı öğretmenlerimize emanet ediyoruz. Çoğu zaman çocuklar ailelerinden çok öğretmenleri ile vakit geçiriyorlar. Öğretmenler öğrencilerine sadece ders anlatmıyorlar, onların hayatlarını şekillendiriyorlar. Bu yüzden öğretmenlerin toplumumuzda ve kültürümüzdeki yeri çok ayrıdır. Bu mesleğe gönül vermiş, hayatını adamış, tüm öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun,” dedi. Çekmeköy2023 - 11 KÖŞE YAZISI MUHAMMED ALİ Mİ MİKE TYSON MI BÜYÜK? Bilgehan DEMİR Spiker, Gazeteci ve Yapımcı " Muhammed Ali 1964'te ilk kez dünya şampiyonu olduğunda Mike Tyson henüz doğmamıştı " 12 - Çekmeköy2023 10 yıllardır tartışılan bir konudur; Muhammed Ali mi daha iyi yoksa Mike Tyson mı? Otoriteler bu tartışmada hiçbir zaman galip gelemediler ama artık son noktayı koyacağız. Kimin daha iyi boksör olduğu konusunda halk da her zaman tartışmaya katıldı. Benzerliklerle dolu hayatları vardı. İki boksör de sonradan müslüman oldu. Tyson müslüman olana kadar Muhammed Ali'yi destekleyenlerin sayısı daha fazlaydı. Ama Mike Tyson da İslam’ı seçtikten sonra terazi dengelendi ve tartışma daha da alevlendi. Muhammed Ali 1942'de doğduğunda ona Cassius Marcellus Clay ismi verilmişti ama o, bu ismi müslüman olduktan sonra Muhammed Ali Clay olarak değiştirdi. Profesyonel kariyerine 1960 yılında başlayan Muhammed Ali 31 maç üst üste kazandı. Taki 1971'de unvan maçında Joe Frazier'a yenilene kadar! Ali, 22 yaşında Sonny Listen'ı yenip dünya şampiyonu olarak büyük başarı göstermişti. O zamana kadar da 24 nakavt yaparak tarih yazmıştı. Mike Tyson ise 37 maç üst üste kaybetmeyen bir boksördü. Muhammed Ali 1964'te ilk kez dünya şampiyonu olduğunda Mike Tyson henüz doğmamıştı bile. Bu şampiyonluktan 2 yıl sonra Michael Gerard Tyson dünyaya gelmiş ve dengeleri değiştirecek bir boksör olarak profesyonel kariyerine 1985'de start vermişti. Tyson boksa başladığında Muhammed Ali boksa veda edeli 4 yıl olmuştu. Aynı dönemde boks yapmamışlardı. En genç ağır sıklet şampiyonu unvanını hala elinde bulunduran Mike Tyson, 20 yaşından 4 ay 22 gün almışken, şampiyon Trevor Berbick'i hem de nakavtla mağlup ederek Muhammed Ali'yi gölgede bırakan ilk işaretini vermişti. Muhammed Ali ise ilk kez 22 yaşında şampiyon olmuştu. Ama Muhammed Ali'nin 18 yaşındayken 1960 Roma Olimpiyatlarında Altın Madalya kazanan bir boksör olduğunu dile getirmek istiyorum. Kimin daha iyi olduğu konusunda karar vermekte acele etmeyin derim ben. Tyson olimpiyatlarda altın madalya kazanan bir isim değildi ama en genç profesyonel ağır sıklet boks şampiyonuydu. Hem de 1.78m'lik boyuna rağmen... Unutmayalım ki, 1.78m boyundaki bir boksöre asla git ağır sıklet ol denmez, denemezdi. Kimsenin aklına bile gelmezdi. Muhammed Ali ise 1.91m'lik boyuyla daha uzun boyluydu. Mike Tyson üst üste 9 kez dünya şampiyonluk unvanını korudu. Yani 10 maç sonunda hep şampiyondu... Belki de tarih istedi bu çekişmeyi ama Muhammed Ali de tam 9 kez unvan korudu ve 10 maç sonunda üst üste hep şampiyondu... Ama arada çok önemli bir detayı atlamayalım. Muhammed Ali, Vietnam'a savaşmak için KÖŞE YAZISI gitmeyi reddedince, 1967-1970 arasında, boksta erken emeklilik dönemi ve cezaevi günleri yaşadı. Belki de bu bahsi geçen olaylar yaşanmasa 9 değil 12-13 unvan(!) korumayı başarabilirdi Muhammed Ali. Yada 15-20... Muhammed Ali'nin önüne taş koyan aslında tıpkı Mike Tyson'a da taş koyan menajer Don King idi. Tyson da 1991'de tecavüz ile yargılatılıp durdurulabilmişti. O da boksa hapiste olduğu 3 yıllık sürede veda etmişti. Adeta Muhammed Ali ile Tyson'ın bu konuda da aynı sürelerle ve cezaevi süreci ile yolu kesişmişti. Ama Tyson bokstan 4 yıl uzak kalmıştı. 1995'te geri döndü ve... Ve'den önce Muhammed Ali'ye tekrar devam edelim... Ali geri dönüyor ve şampiyonluk için tekrar yola çıkıyor ama Joe Frazier ona dur diyor ve ilk yenilgisini ancak hapisten dönmüş 3 yıl boks yapmamış bir adama karşı yaşatabiliyordu. Mike Tyson ise ilk yenilgisini James Douglas'a karşı hapse girmeden formundayken alıyordu. Nakavt olmasıysa cabası... Ama bu da Tyson için sorun değildi. Zira 4 maç daha kazandı, tekrar şampiyon olacaktı ki bana göre komplo ile hapse sokuldu. Çünkü Tyson laf dinlemiyordu ve katil menajerini sinirlendiriyordu. Hapisten çıktı ve çok hızlı bir şekilde 2 maç sonra tekrar şampiyon oldu Tyson... Muhammed Ali ise boksa ara verdikten ve cezaevinden çıktıktan sonra değil 2 maç ancak 4 yıl sonra tekrar mutlu sona ulaşıp şampiyon olabildi. Tyson, 1996'da Evander'e kaybettikten sonra bir daha da şampiyon olamadı. Yani son şampiyonluğunu 30 yaşında yaşamıştı Tyson. Ali ise 36 yaşında hala şampiyondu. Şimdi işin rengi değişiyor. Muhammed Ali, tekrar ringlere geri dönüş yaptığında 1974'de Zaire'de George Foreman'ı 8. roundda nakavt etti ve sonrasında 10 maç daha bu unvanı korudu. Tyson böylesine bir başarı yakalayamamıştı. Tyson değil 10 maç koruma 1 unvan korumanın ardından Evander'e kaybetti unvanlarını... Ali 2 değil 3 dönem tarihe damga vurdu. Ali, Leon Spinks'e 1978'de kaybettiğinde herşey bitti denmişti ama Ali aynı yıl rövanş maçında bir kez daha kazanarak, kaybettiği unvanları tekrar geri almıştı, 36 yaşında olmasına rağmen... Fakat Muhammed Ali Clay, keşke boksu bu maçla birlikte bıraksaydı da şampiyon olarak çıktığı Larry Holmes maçını ve sonrasında Tyson'un ilk şampiyonluğunu kazandığı rakibi Trevor Berbick'e karşı sıralama müsabakasını kaybetmesiydi. Şampiyon o maçta veda etseydi, şimdi bu tartışmalar kesinlikle olmazdı diye düşünüyorum. Açık ara "Greatest" olurdu zaten. Tyson, EvanderHolyfield'a 2 kez kaybetti ve rövanşı alamadı. Üstüne bir de Lennox Lewis'e , Danny Williams'a ve KevinMcBride'a nakavt olunca bence herşeyi berbat etti. Ama hak vermek lazım, çok paraya ihtiyacı vardı ve kaybedeceğini bile bile lades diyordu. Ancak bunlar hep karnesine eksi olarak yazıldı. Lennox maçı bir kumar oldu. Kazansaydı ne ka- dar borcu varsa bitirebilirdi. Bu da kesin... Tyson, %75 nakavt ortalaması ile 44 nakavt elde ederken; Ali, %60 ortalama ile 37 kez nakavtlı galibiyet kazandı. Ali 5 kez yenildi, Tyson 6 kez... İkisi de son dört maçında 3 kez kaybederek veda etti boksa... Muhammed Ali bir kez nakavt oldu; Mike Tyson 5 kez... (Bu ciddi anlamda Ali'yi ön plana çıkarıyor) Ali, 61 maçta 549 round maç yaparak ne kadar büyük bir tecrübe olduğunu resmen ortaya koydu. Tyson ise 58 maçta kariyeri boyunca 217 round maç yaptı. Tyson da burada Ali'ye oranla daha hızlı ve süratli bir fenomen olduğunu gösteriyor. Tabi Ali'nin 15 roundluk maçları 13 kez, 15 round olarak bitirdiğini unutmayalım. Tyson ise 15 round maç yapma tecrübesini hiç yaşama fırsatı bulamadı. Şimdi sonuç ne Bilgehan diyeceksiniz! Sonucu bana bırakmadı Mike Tyson. Twitter'dan bir açıklama yaptı ve artık kimse bu konuda konuşmayacak. Tyson, Twitter hesabından yaptığı açıklamada "All time Greatest Muhammed Ali" yazdı. Yani tüm zamanların en iyi boksörü Muhammed Ali'dir ben değil demeye getirdi. Bu mütevazi tavrından dolayı belki de dengeyi sağladı rekabette. Son sözüm şu! Ali'nin sabrı ile Tyson'ın gücü birleşseydi herhalde tarih o boksöre 3 değil 30 yıl hapis yaşatırdı. Hoşçakalın... Yeni yazımda buluşmak üzere... Sevgiyle kalın... " Tyson olimpiyatlarda altın madalya kazanan bir isim değildi ama en genç profesyonel ağır sıklet boks şampiyonuydu. Hem de 1.78m'lik boyuna rağmen... " Çekmeköy2023 - 13 ÇEKMEKÖY ÇEKMEKÖY HALK EĞİTİMİ MERKEZİ M l CAN Emel Sibe üş jisi ve Güm k Teknolo Kuyumculu iliği Öğretmeni İşlemec 14 - Çekmeköy2023 erhaba, sizlere bu ay kuyumculuk teknolojisi alanında gümüş takı işlemeciliği kursu hakkında bilgi vereceğiz. Bu ayki tanıtım yazımızı, kurs öğretmenimiz Emel Sibel CAN hazırladı. Takıların o büyülü dünyasına girmeden önce kısaca öğretmenimizi tanıyalım. 1978 İstanbul doğumlu olan Emel Sibel Can hoca, kuyumculuk teknolojisi ve gümüş işlemeciliği öğretmeni. Kuyumculuk alanında, mesleki eğitim ve başta Kapalıçarşı ustaları olmak üzere birçok ustadan eğitim alan Emel hoca, beş yıldır halk eğitimi merkezlerinde ve özel okullarda öğretmenlik yapıyor. Üç yıldır Çekmeköy Halk Eğitimi Merkezi’nde görev yapan Emel hoca, sizlere gümüş işlemeciliği kursu ve mesleği hakkında bilgi verecek. Takının tarihi, insanlığın kültür tarihi kadar eskidir. “Madeni işleme” şeklindeki kuyumculuk, M.Ö.3000 yılının başlarında Mezopatamya ve Mısır'da önemli aşamalar kaydeder. Bu bölgeden ticari ilişkiler, diplomatik armağanlar, istilalar ve göçler ile kuyumculuk teknikleri ve takı formları dünyanın dört bir yanına ulaşır. Bugün bile Mezopotamya ve Mısır'da geliştirilerekkullanılan granilasyon, telkari, döküm teknikleri ve süs kakmalar kullanılmaktadır. İlk takılar, dinsel ve büyüsel anlamlar taşıyordu. Kabile simgeleri olarak kullanılıyorlardı. En eski kuyumculuk ürünleri, Mezopotamya'da Ur şehrinin kral mezarlığından çıkarılmıştır. Bizans tarihçileri, Göktürklerin demir ve altın işlemeciliğinde mükemmel olduğunu söylerler.Macaristan'da Avar Türklerine ait definelerde mükemmel sanat eserleri bulunmuştur. Eski Hun takıları, anıtsal ve gösterişlidirler. Doğu kültüründe ise sanat, daha ziyade sarayın dediklerini ifade eder. Osmanlı Devleti’nin gücü artıp, sınırları genişledikçe mücevherde kullanılacak değerli taşlar ve madenler giderek daha kolay sağlanır olmuştu. Örneğin; Horasan'dan, Tebriz'den ya da Bosna'dan, Balkanların değişik bölgelerinden veya Rus sınırlarından gelen kuyumcu usta- ÇEKMEKÖY larının da katılımıyla mücevher üretimi giderek çeşitlenmiş ve zenginleşmiştir. Osmanlı döneminden günümüze pek çok eser gelmiştir ve bunlar hala müzelerde sergilenmektedir. Bu eserlere örnek: Zümrütlü necef askı 18. yy. (Topkapı Sarayı Müzesi) Zümrüt, yakut, lal ve incili sorguç, 18. yy. (Topkapı Sarayı Müzesi) Zümrütlü yeşil zengir (ok atma yüzüğü), 16. yy. (Topkapı Sarayı Müzesi) verilebilir. Günümüzde hala geçerliliğini koruyan, gümüşü nişanlarda, altını düğünlerde takılan Beypazarı tılsımı. TAKILARIN HİKAYESİ Tasarımcıların ürettiği her ürünün bir hikayesi vardır. Bunlardan bir tanesi birçok şaire konu olmuş "Ah Minel Aşk" takılarıdır. Hüzünlü bir hikâyeyi anlatır “Ah Minel Aşk”. Hat sanatında ağlayan iki göz ve bir elif ile çizilip, hem kahreden aşk hem de kahreden gözyaşının ifadesidir. Günümüzde yeni bir yorum ile tasarlanan Ah Minel Aşk'ın ilk harfi "elif" bir hançeri, ikinci harfi "ha" ise iki gözü simgelemektedir. Aşktan ah çekmek anlamına gelen Ah Minel Aşk, sevip de kavuşamayanların hikayesidir. Ah Minel Aşk KUYUMCULUK TEKNOLOJİSİ ALANI (GÜMÜŞ TAKI İŞLEMECİLİĞİ) Kuyumculuk, değerli maden ve taşlardan takı ve süs eşyası yapma sanatıdır. Kuyumcu ise tasarım yapan, altın, gümüş, platin, bronz gibi kıymetli metal ve alaşımları eriterek döküm yapan, plaka ve tel haline getirdikten sonra işleyerek ziynet eşyası haline getiren kişidir. Kuyumcu yapılacak süs eşyalarını tasarlar, modele uygun metali seçer. Platin, altın, gümüş, bronz, bakır, pirinç gibi alaşımları eriterek kalıba döker, kalıptan alınan parçalara şekil verir, çeşitli kimyasallar kullanarak parlatma ve temizleme yapar, parçaları bozulmuş takımları tamir eder ve alım satım işlemleri yapar. Gümüş takı işlemeciliği kursu ile kuyumculuk mesleğine ilk adımı atabilirsiniz. Gümüş takı işlemeciliği kursu, geniş kapsamlı bir eğitimdir.Bu eğitimi alan bireyler, sadece gümüş değil altın işlemeciliği için de ilk adımı atmış olacaklardır. Gümüş takı işlemeciliği aynı zamanda “Unutulmaya Yüz Tutmuş Sanatlar” kapsamındadır. Bu sanatlarda faaliyet göstermek isteyen esnaflara Maliye Bakanlığı tarafından vergi muafiyeti getirilmiştir. Bireyler, kursta çizim, mine, gümüş telkari ve hasır örme iledelme - kesme işlemleri, kaynak işlemleri, gümüş cilalama ve dikkat edilmesi gereken hususlar konularında eğitim alırlar. Kuyumculuk sektöründeki endüstrileşme ile yaşam alanı daralan sanatın ustaları, gümüş işlemeciliğini(telkari) bugüne kadar taşımayı başarmıştır. Mardin - Midyat, Ankara - Beypazarı ve Trabzon gümüş işlemeciliği(telkari) sanatının yaşatıldığı merkezlerdendir. Mesleğin Gerektirdiği Özellikler Kuyumcular; ellerini ve parmaklarını ustalıkla kullanmalı, bir resmi ayrıntılarıyla çizip aklında tutabilmeli, değişik mücevher modelleri tasarlayabilmeli, sabırlı ve dikkatli olmalıdır. Öğrencilerin Kazanımları Gümüş işlemeciliği kursunu başarıyla tamamlayan kursiyerler,mesleğin ait olduğu alandaki temel bilgi ve becerileri kazanırlar. Mesleğin gerektirdiği işleri yapabilirler. İSTİHDAM ALANLARI Mesleğin gerektirdiği yeterliliği kazanan bireyler, kuyumculuk teknolojisi alanında, sektördeki büyük, orta ölçekli işletmelerde ve kendi işyerlerinde, sarraflarda vitrin ve pazarlamacı elemanı olarak çalışabilirler. İletişim Bilgilerimiz: Adres: Kirazlıdere M. Sultangazi C. No:1 Çekmeköy Tel: (216) 429 51 10 Web: www.cekmekoyhem.meb.k12.tr Çekmeköy2023 - 15 HABERLER ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, öğretmenler günü dolayısıyla ilçedeki okulları ziyaret ederek, öğretmenlerle bir araya geldi Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Aktaş, ilçedeki tüm okulları ziyaret etti. Ders aralarında öğretmenler odasına yapılan sürpriz ziyaretlerde öğretmenlerle sohbet etme imkanı bulan Başkan Poyraz, “Her anne baba, çocuklarının iyi bir meslek sahibi olmasını, iyi birer hayatı olmasını hayal eder. Bu hayallerini gerçekleştirmek en kıymetli varlıklarımızı öğretmenlerimize emanet ediyoruz. Çoğu zaman çocuklar ailelerinden çok öğretmenleri ile vakit geçiriyorlar. Öğretmenler öğrencilerine sadece ders anlatmıyorlar, onların hayatlarını şekillendiriyorlar. Bu yüzden öğretmenlerin toplumumuzda ve kültürümüzdeki yeri çok ayrıdır. Bu mesleğe gönül vermiş, hayatını adamış, tüm öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun,” dedi. Aynı gün içinde tüm okullara ulaşılması için başkan yardımcılarının da gerçekleştirdiği ziyaretlerde, tüm öğretmenlere isme özel hazırlanan ajanda ve kalem hediye edildi. 16 - Çekmeköy2023 KÖŞE YAZISI ÖFKE KONTROLÜ Uzm. Psk. Feyzullah GÜRDAŞ Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü Ö fke her şeyden önce son derece sağlıklı, normal bir duygudur. Hayatımızı kolaylaştırıcı ve problem çözücü bir yanı vardır ki bunlar öfkenin yararlı tarafları olarak da adlandırılabilir. Öfkeyi problemli yapan şey ise onun varlığı değil, kontrol edilememesi ve saldırganlığa dönüşerek bireye ve çevresine zarar vermesidir. Öfkeyi ortaya çıkaran birçok durumdan söz edilebilir. Engellenme, incinmişlik, tehdit algısı, yetersizlik, haksızlığa uğrama gibi duygu ve düşünceler bunlardan birkaçı ve en önemlilerindendir. Kişi bu gibi durumların yarattığı stresten kurtulmak için öfkeye başvurabilir. ÖFKE ÖĞRENİLEN BİR SÜREÇ MİDİR? Yapılan bilimsel çalışmalar öfkeyi gösterme davranışının, diğer birçok sosyal davranış gibi çocukluktan itibaren çevreden edinilen izlenimlerle, yaşanmışlıklarla öğrenilen bir davranış olduğunu gösteriyor. Ebeveynleri, öğretmenleri ve akranları tarafından sürekli eleştirilen, cezalandırılan çocuk, dış dünyada işlerin böyle yürüdüğünü; isteklerini, haklılıklarını, karşı tarafa kabul ettirmenin yolunun öfkelenmekten ve öfkesini şiddetle göstermekten geçtiğini öğreniverir. Ona öğretilen dış dünyanın acımasız, adaletsiz bir yer olduğu ve insanlara iş yaptırmanın tek yolunun öfke dilinden geçtiğidir. Öfkeyi ifade ediş tarzının zamanla öğre- sürekli eleştirilen, cezalandırılan çocuk, dış dünyada işlerin böyle yürüdüğünü; isteklerini, haklılıklarını, karşı tarafa kabul ettirmenin yolunun öfkelenmekten ve öfkesini şiddetle göstermekten geçtiğini öğreniverir. " nilmiş olması olumsuz, zararlı yönlerinin yerine faydalı taraflarının öğrenilebileceğinin dolayısı ile de öfke kontrol sorununun üstesinden gelinebileceğinin habercisidir aslında. Evet, öfke, kontrol edilerek daha çok işe yarar hale getirilebilir; hayatımızı kolaylaştırabilir ve yeniden öğrenilebilir bir duygudur. Üstelik yaşımız kaç olursa olsun. Öfke kontrolü dediğimizde öfkeyi doğru ifade etme becerisi olarak anlamalıyız; yoksa yaygın ve yanlış bilinen şekliyle öfkelenmemek, öfkeyi bastırmak şeklinde algılamamalıyız. Başka bir deyişle öfke kontrolünde hedef hiç öfkelenmemek ya da öfkemizi hiç belli etmemek değil; öfkemizi karşı tarafa doğru, yapıcı bir biçimde ifade etmek olacaktır. Peki ama nasıl? ÖFKEYİ KONTROL ETMENİN YOLLARI Öfkenizin arttığını hissettiğiniz anda bulunduğunuz yerden bir süreliğine uzaklaşın. Evde iseniz kendinizi güvende ve rahat hissettiğiniz bir yere geçin. Dışarıdaysanız birkaç adım uzaklaşın; ayaktaysanız oturun. İçinizden 10’a kadar sayarken bir taraftan da yavaş ve derin derin nefes alın. Nefesi burnunuzdan alıp ağzınızdan verin. Diyaframınızı kullandığınızdan ve karnınızın şiştiğinden emin olun (yatar pozisyonda aldığınız nefestir). Derin nefes alıp içinizden sayarken kendinize “rahatla”, “gevşe”, türü telkinlerde bulunun. " Vücudunuzdaki gergin yerleri tespit edip gevşetin. Gevşemeyi nefes alış verişlerinizin arasında yaparsanız daha etkili olur. Tüm bunları yaparak bir tartışma anında ya da öfke patlamasına gelmeden önce duygunuzla davranışınız arasına bir mesafe ve zaman koymuş olur; böylece istenmeyen sonuçların önüne geçmiş olursunuz. Düşünme biçiminizi ve bakış açınızı gözden geçirin. Hayatınızdan, “asla”, “her zaman”, “hiçbir zaman” gibi genelleyici ve kesin yargı bildiren kelime ve ifadeleri çıkarmaya çalışın. Bu tür düşünce biçimleri bir olay karşısında öfkenizi kabartabilir ve çoğu zaman da yanlış bilgi içerir. Ayrıca bu tür genelleyici sözler muhatabınızı da öfkelendirerek savunmaya geçmesine ve tartışmanın alevlenmesine yol açar. Bu tür ifadelerin yerine rahatsızlık duyduğunuz davranışa ve sizde hissettirdiği duyguya odaklanın ve onu ifade edin. Bu sorunun çözülmesine daha fazla katkıda bulunacaktır. Kendi kendinize “bu neyin öfkesi” diye sormayı ihmal etmeyin ve öfkenin altında yatan gerçek duygu ve düşünceyi ortaya çıkarmaya çalışın. Çünkü çoğu zaman öfkenin altında çaresizlik, endişe, kaygı, korku gibi duygular yatar. Kısacası asıl duygunuz ne ise onu hissetmeye ve ifade etmeye çalışın. Bu biraz zor gibi görünse de yapabildiğinizde muhatabınızın sizi daha iyi anlamasını ve beklentilerinizin daha çok karşılanmasını sağlayacaktır. Çekmeköy2023 - 17 RÖPORTAJ Farklı tarzı ve sempatik tavırlarıyla gönüllerde taht kuran 18 - Çekmeköy2023 EBRU YAŞAR RÖPORTAJ 1977’de Ankara’da doğan ünlü sanatçı Ebru Yaşar, 1995’de çıkarttığı ilk albümüyle sevenlerinin kalbinde taht kurdu. Şöhret basamaklarını emin adımlarla tırmanan ünlü sanatçı, aldığı ödüllerle başarısının tesadüf olmadığını taraflı tarafsız herkese ispatlamıştır. Farklı tarzı ve sempatik tavırlarıyla gönüllerde taht kuran Ebru Yaşar ile Çekmeköy 2023 okurları için sohbet ettik… MÜZİK HAYATINA NE ZAMAN VE NASIL BAŞLADINIZ? İstanbul Teknik Üniversitesi konservatuar mezunuyum. Tanıdıklar aracılığıyla Burhan Çaçan ile tanıştım ve albüm yapmaya karar verdik. Ben hiçbir zaman şöhret olma kaygısı içinde olmadım; sadece güzel işler yapma endişesi taşıdım. İnsanlar gündemde kalmak adına saçmalamaya başlıyor. Böyle olunca halkın gözünde samimiyetlerini de kaybediyorlar. Abuk sabuk bir şöhrete sahip olacağıma, kalıcı işlerle akılda kalmayı tercih ederim. Ortalıktan kaybolurum. Bir dönerim, pir dönerim… KEŞKE BU SEKTÖRE “GİRMESEYDİM” DEDİĞİNİZ GÜNLER OLDU MU? İlk başlarda çok sıkıntı çektim sonuçta tanımadığım ve tecrübemin olmadığı bir camia…Bu camia adeta “ateşten gömlek”! Abartısız tam 20 sene sonra adapte oldum desem yeridir. Çok güzel ama bir o kadar da zor bir meslek bizimkisi. Ben konservatuvar bitirmiş bir insanım. Şu camiada müzik eğitimi almış kaç insan var ki! Bu nedenle hiç pişman olmadım. Allah da pişman etmesin. SANAT CAMİASINDA KISKANÇLIK VAR MI? Herkes hit olan bir parçayı mutlaka okumak ister. Bu klasik şarkıcı kıskançlığıdır. Hatta güzelliğini bile kıskanabilirsin. Bu yüzden dünyada kıymet verdiğim tek şey; samimiyet! BU CAMİADA GERÇEKTEN DOSTUM DİYEBİLECEĞİNİZ ÜÇ İSMİ BİZİMLE PAYLAŞIR MISINIZ? Üç isim verirsem diğer dostlarım küser. (Gülüyor) NEFRETİNİZİ Mİ, YOKSA SEVGİNİZİ Mİ KAZANMAK ZOR? Sevgimi kazanmak kolay, nefretimi kazanmak ise çok zor. Ben insanlarla hemen samimiyet kuran biri değilim. İnce eleyip sık dokuyan bir yapıya sahibim. Benim bir insandan dostluğumu, arkadaşlığımı, bitirmemin gerekçesi çok güçlü olması lazım. Kolay kolay birinden nefret etmem ama ettim mi! Allah muhafaza. ( Gülüyor ) KARİYERİNİZİN NERESİNDE GÖRÜYORSUNUZ KENDİNİZİ? İş hayatında olduğunuz sürece kariyer bitmez. Bakın ben hala kariyerim için çalışıyor mücadele ediyorum. Etmek zorundasınız başka şansınız yok. Eleştirilere açığım; seven kadar, sevmeyen de olacaktır. Ben yaptığım işin arkasındayım. ASSOLİSTLİK KAVRAMINA İNANIYOR MUSUNUZ? Herkes kendine göre assolist. Assolist ne demek ben o kavramı da anlamıyorum. Güzel elbiseler giyip, ağır makyaj yapıp, iki şarkı ezberlemek assolistlikse ben buna inanmıyorum. ÖĞRENMEYE, EĞİTİME VE ÇALIŞMAYA DOYMAYAN BIR İNSANSINIZ. BU ENERJİNİZİN SIRRI NEDİR? Öğrenmenin sonu yoktur… Pardon, var! var! Ancak mezarda biter. İşinizi sevin veya sevdiğiniz bir işi yapın. Bu durumda çalışma ve öğrenme azminiz mezara kadar devam eder. Eğer bunun tersi bir durumla yaşamaya hayatta kalmaya çalışırsanız işte o zaman zaten ölmüşsünüz… Boşuna mücadele etmeyin. Bin kere düşün, bir kere karar ver ama o karar doğru karar olsun. Ben şu deyime katılmıyorum. “En kötü karar, kararsızlıktan daha iyidir.” SANAT DÜNYASINDA GERÇEK DOSTLUKLARIN OLMADIĞI SÖYLENİR HEP. BU GERÇEKTEN DOĞRU MU? Dost olmak ve dost bulmak için öncelikle egolarından ve kıskançlıklarından sıyrılman lazım. Sadece bizim camiada değil, insanoğlunun bulunduğu her alanda karşılıklı bu duygulardan arınmış birilerini bulmak gerçekten zor. Bunu kadın veya erkek diye ayırmayalım lütfen çünkü saydıklarım her iki cinste de fazlasıyla var. Rekabet ortamında dostluk çok zor, belki de olamaz diye düşünüyorum. Ben herkesle dost olurum, çünkü komplekslerim yok! Ama bugüne kadar hiç kimsenin ayağını kaydırmak gibi bir niyetim olmadı. Çünkü benim kimseyle bir rekabet içine girmek gibi bir niyetim olmadı ve olmayacak da. Çekmeköy2023 - 19 RÖPORTAJ " Ben de her normal insan gibi mutlu bir yuva hayali kuruyorum tabi. Ancak sadece benim istemem yetmiyor. Allah nasip kısmet edecek ki, olsun… FORMUNUZU NASIL KORUYORSUNUZ? Haftada iki gün yüzüyor ve istediğimi de yiyorum. Arada bir cilt bakımı yaptırırım. Ayda en az 2-3 kere hamama giderim. Bu benim çocukluğumda aldığım bir kültürdür. Arabamın bagajında terliğim, havlum olan bir çantam vardır ve bir anda hamama gitmeye karar verebilirim. Her sabah yüzümde bir kalıp buz gezdiririm. Bu cildi canlandırıyor. EVLENMEK, MUTLU BİR YUVA KURMAK VE ÇOCUK SAHİBİ OLMAK HER İNSANIN HAYALİ OLSA GEREK. UFUKTA, SİZİN İÇİN BÖYLE BİR YOL GÖRÜNÜYOR MU? Ben kariyer uğruna çocuk yapma, evlenme durumuna inanmıyorum. Bu çok eski bir mantık. Niye bir şey uğruna başka bir şeyden vazgeçeyim ki? Sanatçılar kendi kendilerine özellikle erkek popçular böyle bir şeyi kendilerine empoze etmişler. Zaten benim hayran kitlem erkeklerden çok kadındır. Gerçi son günlerde dikkat ederseniz sanat camiasında evlenen, yuva kuran oldukça fazla arkadaşlar var. Bende her normal insan gibi mutlu bir yuva hayali kuruyorum tabii ki. Ancak sadece benim istemem yetmiyor. Allah nasip kısmet edecek ki, olsun… 20 - Çekmeköy2023 YENİ BİR YIL DEMEK BİRÇOK İNSAN İÇİN YENİ UMUTLAR DEMEK. SİZİN YENİ YILDAN BEKLENTİLERİNİZ NELER? Allah herkesin gönlüne göre versin. Ben Allah’tan başka kimseden bir şey istemiyor ve beklemiyorum. Benim ve sevdiklerim için hayırlısı ne ise Allah onu nasip etsin. Hayırsız olmuş, benim olmuş, ben o malı mülkü neyleyim... Birde şunu asla unutmamak lazım. Ben sosyal sorumluluk adına bugüne kadar birçok " projede gönüllü olarak yer aldım. Bundan sonra da bu tarz projelerde hep olacağım. Herkesi yeni yılda hoşgörülü olmaya çağırıyor ve sevgilerimi gönderiyorum. Bu arada derginizi de okudum ve inceledim çok dolu ve güzel olmuş. Kendimi kapakta görmek istiyorum. Bilmem anlatabildim mi? ( Gülüyor ) Röportaj SONER KARTAL HABERLER OKULLARA TEMİZLİK MALZEMESİ YARDIMI Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, okullara yapılan temizlik malzemezi dağıtımı programına katıldı. Çekmeköy Belediyesi, yeni eğitim ve öğretim yılında da okulların ve öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çalışmalarına devam ediyor. İlçedeki okulların boya-badana ve yeşil alan düzenlemeleri başta olmak üzere birçok ihtiyacına destek olan Çekmeköy Belediyesi, okullara temizlik ve hijyen malzemesi dağıtımına başladı. Okul bütçelerine destek olmak amacıyla yapılan malzeme yardımında okulların bir yıllık temizlik malzemesi ihtiyacı belediye tarafından karşılanıyor. deyiz. 2014-2015 Eğitim Öğretim yılında bundan önce oluğu gibi okullarımızın temizlik malzemelerini karşılıyoruz. Eğitim döneminin 2.yarıyılında da okullarımıza temizlik malzemesi yardımı yapacağız. Ülkemizin ve Çekmeköy’ün geleceği gençlerin hijyenli ortamlarda eğitim görmesi bizim için son derece önemli,” dedi. İlkokullar, ortaokullar, liseler, anaokulları ve Halk Eğitim Merkezleri’ni kap- sayan temizlik malzemesi dağıtımında; 5 Kg’lık 150 arap sabunu, 5 Kg’lık 150 yüzey temizleyici, 150 adet 5 litrelik sıvı el sabunu, 150 adet askılı tuvalet koku giderici, 5 litrelik 150 adet çamaşır suyu, 250 adet paspas,150 adet temizlik bezi (10’lu) , 500 adet cam temizleme maddesi, 12’li tuvalet kağıdı 1000 adet, 12’li kağıt rulo havlu 1000 adet ve 250 adet çek çek yer sil 49 eğitim kurumuna teslim edildi. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde gerçekleşen temsili dağıtım töreninde konuşan Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, “Eğitim vadisi Çekmeköy’de eğitim kurumlarımızın tüm ihtiyaçlarına cevap verecek projeler üretme gayretinÇekmeköy2023 - 21 KÖŞE YAZISI KİN Hikmet TE ştırmacı iyatçı Ara İlah om [email protected] in3 hikmettek İSLAM VE İNSAN HAKLARI G ünümüzün en çok konuşulan ve tartışılan konularından biri hiç şüphesiz “insan hakları” konusudur. Öyle ki, gerek ulusal gerekse uluslararası alanda insan hakları hayatın ta kendisi kabul edilir. Hukuk sistemleri, siyasi rejimler, felsefi ekoller ve dini inanışlar insanın kişiliğine bağlı, dokunulmaz, vazgeçilmez ve başkalarına devredilemez bazı hak ve özgürlüklerinin olduğunu kabul etmektedir. Ancak bu hakların kapsamı ve sınırları konusunda tam bir fikir birliği sağlanamamıştır. HAK NEDİR? Hak, “hukukça korunan menfaat” olarak tanımlanır. “İnsan hakkı’nın” tam bir güvenceye bağlanması ve bu hakkı koruyan hukuk ilkelerini de değişmez olması esastır. Yüce Allah’ın bağışladığı gibi, onu koruyabilecek yegane hukuk sistemi ise vahyin inşa ettiği ilahi/tabii hukuktan başkası olamaz. İnsan hakkı kapsamı ve ilkeleri belli, maddi ve manevi boyutuyla birey’e / kişi’ye tanınmış bir haktır. Ekonomik olarak toplumsal dayanışma hedefinin yanısıra; geliri olmayan ve çalışıp kazanamayanlar için de talep hakkı getirilmiştir: “Onlar ki, malları üzerinde belirli (kimselerin) hakkı olduğunu bilirler… Hassaten yardım isteyenlerin ve (isteyemediği için) mahrum kalanların…” (Mearic Suresi, 70/25; Zariyat Suresi, 51/19; Maun Suresi, 1-3). HAK NASIL ELDE EDİLİR? Beşeri hukuk sistemlerinde haklar belli bir mücadele ile kazanıldığı için kanunla tespit edilir ve maddeler halinde sayılır. Bir hak ancak anayasada gösterilmişse vardır. Oysa yüce yaratıcı insanı yaratırken haklarını da belirtmiştir. Buna göre insan hak22 - Çekmeköy2023 ları doğuştan ve aslen kazanılır. Kanunlar ise bu hakların korunmasını sağlamak için vardır. Kanunlarla yasaklanmayan her konuda insan hak ve özgürlükleri vardır. Bu yüzden haklar değil, yasaklar(haramlar) maddeler halinde sayılır. İslam’a göre tüm insanlar bir anne-babadan yaratılmış, aynı hak ve sorumluluklara sahip olarak dünyaya gönderilmiştir. Buna göre bir imtihan alanı olan dünya hayatı(Mülk Suresi,67/12) boyunca insan; her türlü baskı ve ön yargıdan uzak, İslam’ın sunduğu öğretileri değerlendirip iman ile inkar arasında bir tercih yapabilmelidir. Kişinin hür iradesini sağlıklı olarak kullanabilmesi, her türlü baskı ve saldırıya karşı dokunulmazlığa sahip olmasına bağlıdır. Bu anlamda İslam, inanç alanı başta olmak üzere hayatın korunmasını, aklın korunmasını, neslin korunmasını ve malın korunmasını temel esaslardan saymıştır(Zarurat-ı Diniyye). Müslümanlarla birlikte yaşayan gayrimüslimler de aynı haklara sahiptir. Hz.Peygamber(s.a.v): “ Bizim lehimize olanlar onların da lehine, bizim aleyhimize olanlar onların da aleyhinedir” buyurmuştur. “Onları kendi inançlarıyla başbaşa bırakmakla emrolunduk” ilkesi benimsenmiştir. HAKLARDA SINIRLAMA VAR MIDIR? Bir arada yaşamanın beraberinde getirdiği sorumlulukları taşımak, haklardan yararlanmanın ön şartı kabul edilmiştir. Felsefi düşüncenin sınırsız, eylem özgürlüğünün ise sınırlı olduğu şüphesizdir. Zira düşünce ve düşünce ürünleriyle zarar verilemez. Ancak eylem ile başkasına ve çevreye zarar verilebilmektedir. Birlikte yaşadığı insanlara ve topluma karşı sorumluluklarını yerine getirmeyenlerin haklarının kısıtlanması kaçınılmazdır. Ancak eylem özgürlüğü sınırlarını aşanlara getirilen cezalar da insan hakları temel ilkelerine aykırı olmamalıdır. KÖŞE YAZISI KELİME VE KAVRAMLAR D ADALET avranış ve hükümde doğru olmak, hakka göre hüküm vermek, eşit olmak. Sosyal hayatta dirlik ve düzenliği, hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine uygun yaşamayı sağlayan ahlaki erdem. Orta yol, istikamet, bir şeyin karşılığı anlamına gelen Adl kelimesi, adil kelimesiyle eş anlamlı olup aynı zamanda yüce Allah’ın isimlerinden biridir. (esmaül-hüsna) Peygamberlik Vasfı Kur’an’da ve hadislerde adalet genellikle düzen, denge, denklik, eşitlik, gerçeğe uygun hükmetme, doğru yol izleme, dürüstlük ve tarafsızlık gibi anlamlarda kullanılmıştır. Nitekim Hz. Peygamber’in (s.a.v.) adalet sıfatını kazanabilmesi; risalet görevini yerine getirirken, insanların arzu ve isteklerini hesaba katmaksızın ilahi emirlerin gösterdiği şekilde doğru olması şartına bağlanmıştır: “Bundan dolayı sen çağrıya devam et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heva ve heveslerine uyma ve şöyle de: Ben Allah’ın indirdiği her kitaba inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum…”(Şura Suresi ayet,15) Buna göre adalet, başkasının gelişigüzel istek ve telkinlerinden etkilenmeyen istikrarlı bir doğruluk, ruhi denge ve ahlaki kemaldir. Orta Ümmet: Adil Ümmet “Böylece sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız diye sizi orta bir ümmet yaptık…” (Bakara Suresi, ayet,143) ifadesiyle adil, seçkin, her yönüyle dengeli, haktan asla ayrılmayan ve hakem kabul edilebi- lecek bir ümmet kastedilmektedir. Kur’an’da adaletin önemine öylesine güçlü vurgu yapılmıştır ki, bizzat yüce Allah’ın, ahirette hiçbir haksızlığa mahal verilmeyecek şekilde adaletle hükmedeceği ve vaadinin kesin olduğu belirtilmiştir: “Kıyamet günü için adalet terazileri kuracağız. Öyle ki; hiçbir kimseye zerre kadar zulmedilmeyecek. (Yapılan iş) bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirip ortaya koyacağız. Hesap görücü olarak biz yeteriz.”(Enbiya Suresi, ayet, 47) Adaletin İki Boyutu Eşitlik ve liyakat (ehliyet) olmak üzere adaletin iki boyutundan söz etmek mümkündür. Liyakat/ehliyet adaleti Kur’an-ı Kerim’de “kıst” terimi ile ifade edilir. Görev ve sorumluluk verme liyakat/ehliyet adaleti alanıdır; mizan gerektirir. İnsan hakları alanı ise eşitlik alanıdır. İstisnası yoktur. Dil, din, cins, ırk ayrımı yapılmaksızın bütün insanlar arasında, insan hakları açısından tam bir eşitlik sağlanmalıdır. “Ey insanlar! Şüphe yok ki; biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık..." (Hucurat Suresi, ayet, 13) Bu yüzden İslam, kölelik/cariyelik kurumunu aşama aşama kaldırmıştır. İlk uygulamayı da Hz. Peygamber (s.a.v.) başlatmıştır. Kölesi Hz. Zeyd’i önce “evlatlık”, sonra da “dinde kardeşim” diyerek azat etmiştir. Kur’an-ı Kerim’e göre insana “hilafet” görevi verilerek, kendisine “iki sarp yokuş” gösterilmiştir. Bunlardan biri insan haklarıdır; insanın kölelikten kurtarılması ve esaret bağlarının çözülmesidir. İkinci sarp yokuş ise, meşru sosyal hakların verilmesidir: “Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer) göstermedik mi? Fakat o sarp yokuşa atılmadı. Bilir misin nedir sarp yokuş? O tutsak bir boynu çözmek (köle azat etmek)tir. Ya da şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.” (Beled Suresi, ayet, 8-16) Buna göre köle ve cariye, savaş tutsakları olarak, aile içerisinde bakım ve gözetimlerinin sağlanarak toplumla bütünleşmeleri hedeflenir. “koruyucu aile” muamelesi yapılır; yediğinden yedirilir, giydiğinden giydirilir. Köle kadınla (cariye), birlikte olmak ise, ancak kendi rızası ve evlenme iradesi(nikah) ile mümkündür. Adalet, bir yönüyle de “verilen” ile “hak edilen” arasındaki dengeyi ifade etmektedir. Bu durum bazı hallerde eşitlikle, bazı hallerde ise denge ile gerçekleşir. “Çocuklarınıza verdiklerinizde adil davranın… hadisinde kastedilen adalet, eşit/denk tutmakla gerçekleşmektedir. Müminlerin şahsi servetlerinde fakir ve mahrumların haklarının bulunması ve herkese insan onuruna yakışan, insanca yaşamak için temel ihtiyaçlarını temin etme imkanı veren sosyal adalet anlayışında ise ölçü; eşitlik değil, dengedir. Hikmet TEKİN Çekmeköy2023 - 23 48 HABERLER SAATLİK KOŞU Türkiye’de ilk kez düzenlenen 48 Saat Ultramaraton Koşusu’nda yarışmacılar, birbirlerinden çok uykusuzluk, vahşi doğa koşulları ve yağmurla mücadele ettiler. Çekmeköy Belediyesi’nin düzenlediği 48 Saat Ultramaraton Koşusu Çekmeköy ormanlarında gerçekleştirildi. 40 profesyonel koşucunun katıldığı yarışmada 2 gün boyunca uyumadan ayakta kalan kazandı. Yarışmacılar, 15 km’lik parkurun başlangıç ve orta noktalarında kurulan kamp çadırlarında yarış boyunca sadece 4 kez dinlenme imkanı buldular. Yemek yeme ve dinlenme ihtiyaçları bu süreler içinde giderilirken, tedavi gerektiren durumlarda mola zamanı 6 saate çıkarıldı. 24 - Çekmeköy2023 Türkiye’de ilk kez düzenlenen 48 Saat Ultramaraton Koşusu’nda yarışmacılar, birbirleriyle olduğu kadar vahşi doğayla da mücadele etiler. Saatlerce süren yağmura rağmen ara verilmeyen yarışmada, her kilometreye asılan fenerlerle gece yollarını buldular. Cuma günü başlayan yarışta bitiş Pazar sabahı gerçekleşti. 6 kategoride yapılan yarışlarda dereceye girenler kupa ve madalya alırken, uluslar arası platformlarda yapılacak maratonlara da katılmaya hak kazandılar. HABERLER ÖNCELİK İŞ GÜVENLİĞİ VE İNSAN SAĞLIĞI Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz ve Belediye Başkan Yardımcıları, yapı denetim firmalarıyla istişare toplantısı gerçekleştirdi. Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, Çekmeköy Belediye Başkan Yardımcıları Şahmettin Yüksel ve Fatih Sırmacı, Çekmeköy’de faaliyet gösteren yapı denetim firmalarını ağırladı. Kırk yapı denetim firmasının katıldığı istişare toplantısında İmar ve Şehircilik, Yapı Kontrol ve Zabıta Müdürleri’de hazır bulundu. Toplantıda katılımcılara seslenen Başkan Poyraz, “Bizler hep birlikte bir ekibiz. Eksikliklerimizi gidermek olumlu ve olumsuz yönlerimizi ortaya koyabilmek adına bu tür toplantılar düzenliyoruz. İstedik ki sahada belirlediğimiz eksikleri sizlerle paylaşalım varsa eksiğimiz sizlerde bizlerle paylaşın ki işleyiş noktasında sıkıntı yaşamayalım. Bizim sizlerden en temel isteğimiz, insanlarımız güvenliğini ve sağlığını ön planda tutmanızdır. Kurallar ve kanunlar çerçevesinde hepimiz üzerimize düşeni yapalım,” dedi. Başkan Poyraz konuşmasının ardından sözü İmardan sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı Fatih Sırmacı'ya bıraktı. Fatih Sırmacı,“ İş sağlığı ve güvenliği konularının ön plana çıktığı günümüzde belediyemizin olduğu kadar bölgemizde bulunan yapı denetim firmalarının da sorumlulukları var. Ben bu noktada Çekmeköy’ün diğer ilçelere göre bir artısı olduğunu düşünüyorum. Gördüğüm kadarıyla firmalarımız tecrübeli ve eski firmalar. Belediyemizde görev yapan zabıta, imar ve yapı kontrol ekiplerimiz de aynı ölçüde tecrübeli ve donanımlılar. Koordineli çalıştığımız sürece iyi işler çıkaracağımıza inanıyorum,” dedi. Programda firmalara toplantıya katılımları için teşekkür eden Çekmeköy Belediye Başkan Yardımcısı Şahmettin Yüksel "İstedik ki bugün burada toplanalım ve sizlerin talep ve önerilerini dinleyelim. Bizlerin sahada belirlediğimiz sorun ve sıkıntıları sizlere aktaralım. Çekmeköy’de kentlilik bilincine hep birlikte katkı sağlayalım. Bu konularda bizim ne kadar sorumluluğumuz varsa sizlerin de o kadar sorumluluğu var. İşini sağlıklı ve sağlam yapan tüm firmalar bizim için kıymetlidir. İş sağlığı ve güvenliğine çok önem veriyoruz. Bu konuda kesinlikle taviz verilmeyecektir. Çalışmaların sağlıklı yürümesi için bugün burada istişareye ihtiyaç duyduk ve sizlerle bir araya geldik. Sizlerden gelen talep, öneriler ve oluşturulacak çözüm yolları üzerine fikir alışverişlerimizle toplantımızı sonlandıracağız." dedi. Konuşmaların ardından belirtilen eksiklikler yapı denetim firmalarına iletilirken, firma yetkililerinden gelen talep ve öneriler not alındı. Gelen sorular cevaplandırıldıktan sonra toplantı sona erdi. Çekmeköy2023 - 25 RÖPORTAJ MAHALLEMİZİN MUHTARI O Ömer Lütfi GÜRSOY Çatalmeşe Mahalle Muhtarı Onlar, günün her saatinde mahallelinin sorunlarını çözmek için görevleri başında olan birer hizmet erleridir… 26 - Çekmeköy2023 nlar, vatandaşın gören gözü, işiten kulağı ve konuşan dilidir… Onlar, gece - gündüz günün her saatinde mahallelinin sorunlarını çözmek için görevleri başında olan birer hizmet erleridir… Onlar,devletle vatandaşarasında akla gelebilecek her türlü sorunları çözmek için birer köprüdür. Kısacası, mahallelinin mülki erkanıdır onlar… “Çekmeköy 2023” bundan böyle her sayısında, hayatımızın her evresinde önemli rol oynayan mahallemizin muhtarlarıyla birlikte olacak ve onların gören gözü, duyan kulağı ve sessizliklerinin sesi olacak. İlk misafirimiz Çatalmeşe Muhtarımız Ömer Lütfi Gürsoy. SİZİ TANIYABİLİR MİYİZ? Ömer Lütfi Gürsoy Trabzonluyum ve Çekmeköy İlçesi Çatalmeşe mahalle muhtarıyım. KAÇ YILDIR MUHTARLIK GÖREVİNİZİ YERİNE GETİRİYORSUNUZ? Nasıl geçti anlamadım desem yalan olmaz her halde. Yoğun, tempolu ve koşuşturma ile geçen altıncı yılım, yani ikinci dönemim. NİÇİN MUHTAR ADAYI OLDUNUZ? Öncelikle bir insanın muhtar olabilmesi için bazı özelliklere sahip olması gerek- tiği düşüncesindeyim. İşte o özelliklerin bende olduğunu düşünerek aday oldum ve mahalleli bu konuda beni yanıltmadı ki, ikinci dönemde de görevimin başındayım. “Halka hizmet hakka hizmettir”. Biz bu düsturla bu yolun yolcusu olmaya karar verdik. SEÇİLMENİZDEKİ EN BÜYÜK ETKEN NEYDİ? Bir önceki dönemimde hakkıyla, layıkıyla mahallelinin taleplerini yerine getirdim diye düşünüyorum. Bir de en önemli etken samimiyet. Bu koltuk benim babamın malı değil, vatandaş verdiği gibi, en tabii olarak, almasını da bilir. Siz vatandaşı kandırmadan sorunları çözme odaklı çalışırsanız zaten kazanmışsınızdır. Bu halk, artık doğruyla yanlışı daha iyi ayırıyor. Yani yalan vaatlere kanmayacak kadar artık herkesin karnı tok. MAHALLENİZ HAKKINDA BİZE BİLGİ VERİR MİSİNİZ? Çatalmeşe geçmişte Anadolu’nun muhtelif yerlerinden gelen vatandaşların kendi imkanlarıyla ancak, imarsız bir biçimde yerleştikleri, kendilerine yuva kurdukları bir yerleşim yeriydi. Günümüzde imar planlamalarının yapılması, tapusuz yerlerin tapularının verilmesiyle gece kondudan kurtulan ve yapılanmanın kaliteli hale gelmesiyle de değerlenen 8 bin nü- RÖPORTAJ ÇATALMEŞE'Yİ DİĞER MAHALLELERDEN AYIRAN FARKLAR NELER? Çatalmeşe köy hayatıyla şehir hayatını bir arada bulmak isteyenlerin tam yeri. Çatalmeşe’nin bu özellikleri diğer mahallelerde kolay kolay bulunmaz. Doğa harikası bir yer olması, adından da anlaşılacağı üzere, meşe ağaçlarının bolca olması mahallemizi gerçekten diğerlerinden farklı kılıyor. Çatalmeşe yakın zamanda her kesimden vatandaşın tercih yeri olacak, Çekmeköy 2023’te şahit olsun. fusu olan güzel şirin bir mahalle. BİR MUHTAR OLARAK ŞU ANA KADAR MAHALLENİZE NELER KAZANDIRDINIZ? Biz bu göreve geldiğimiz dönemde bir yandan asli görevlerimizi yaparken, diğer taraftan da gece gündüz arkadaşlarla “daha neler yapabiliriz” diye konuşup tartıştık. Mülkiyet sorunu olan bir bölge olduğundan kendimizi tapu ve kadastro çalışmalarının içinde bulduk. Bu çalışmalarımız uzun bir süre devam etti. Çok şükür bu önemli sorunu sıfır hatayla tamamlamanın haklı gururunu da yaşadık. Ayrıca sosyal konularda her zaman vatandaşın yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Mahallemizde bir tane okul var ve bu okulumuzun şartlarını daha da iyileştirmek için mücadele ettik. Alt yapı çalışmalarının yapılması, çamurdan yürüyemediğimiz yolların asfalta kavuşturulması gibi çalışmaları, mahalle sakinlerinin hizmetine sunduk. Bu konuda Belediye Başkanım Sayın Ahmet Poyraz’a katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Çünkü biz bu tür hizmetleri sadece talep ediyor ve takip ediyoruz, belediyemiz ise vatandaşın hizmetine sunuyor. MAHALLENİZİN EN ÖNEMLİ SORUNU NEDİR? Altyapı ve enerji. Ancak yine bu konuda belediyemiz, çalışmalarını hızlı bir şekilde sürdürüyor ve bu sorunları yakında ortadan kaldırmış olacak. Birde ulaşım sorunu yaşıyor mahalleli, ancak yeni hatların açılacağı duyumlarını aldık, takibindeyiz. İnşaallah bu sorunu da kısa zamanda çözüme kavuşturmuş olacağız. MAHALLENİZLE İLGİLİ EN BÜYÜK HEDEFİNİZ NEDİR? Sağlık ve eğitim konusunda daha fazlasına ihtiyacımız var. Çatalmeşe’de bir tane okulumuz var. Bu ülkenin geleceğini eğitim yuvalarından çıkacak bu evlatlarımız belirliyorsa ki, belirliyor. Ben de istiyorum ki, bu mahallede yaşayan evlatlarımız daha iyi şartlarda eğitim görsün ve bu vatan için faydalı bir birey olarak yetişsin. MAHALLE SAKİNLERİ İLE ARANIZ NASIL? NE TÜR OLUMSUZLUKLAR YAŞIYORSUNUZ? İnsanoğlunun ihtiyaçları bitmek bilmez. Sürekli ister. Hal böyle olunca zorlanmıyorum desem yalan olur. Fakat biz bunları bilerek tekrar bu göreve talip olduğumuza ve seçildiğimize göre gücümüz nispetinde hizmet etmeye devam edeceğiz. Vatandaştan gelen taş bizim için çiçek demektir. TEKRAR MUHTAR ADAYI OLMAYI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ? Gücüm yettiği kadar devam etmek isterim. Ancak takdir edersiniz ki, sadece benim istememle olmuyor bu işler. Mahalleli, bu kardeşinden vazgeçmediği sürece hizmetlerine adayım. SON OLARAK “ÇEKMEKÖY 2023” ARACILIĞIYLA MAHALLE SAKİNLERİNE NELER İLETMEK İSTERSİNİZ? Hedefteki projelerin hayata geçirilmesi için takiplerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Bu projelerin hayata geçmesini herkes gibi bende büyük bir heyecan ve sabırsızlıkla bekliyorum. 24 saat vatandaşların hizmetindeyiz. Olması gerekenler konusunda vargücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Talep ettikleri, istedikleri ne ise bunları hızlı bir şekilde ilgili yerlere ulaştırıyoruz ve ulaştırmaya da devam edeceğiz. Röportaj SONER KARTAL Çekmeköy2023 - 27 ŞİİR 2 ŞİİR 1 ŞAİR İLHAMİ ÇİÇEK (1954-1983) E rzurumlu olan İlhami Çiçek, 1954 yılında dünyaya gözlerini açmıştır. Kısacık ömrünü edebiyata adamış, önemli şiirlere imzasını atmıştır. Nuri Pakdil’in ‘bir şiir sandığı’ olarak betimlediği İlhami Çiçek, kendisi için hazırlanan kitapda şu cümlelerle anılır: “Şair olmanın ötesinde, tefekkür, çatışma ve inandığı öğretiyi hayata geçirmenin zihin çilesiyle kısacık yaşamını ebedileştirmiş bir insandır.” Çocukluğunda, küçük bir çocuğun yaşaması mümkün olmayan hüzünler ve duygular tadar. 6-7 yaşlarında kardeşiyle [M. Latif Çiçek] samanlık damında oynarken saman dökülen delikten aşağı düşer. 24 saat baygın kalır. Bir hafta kendine gelemez. Kendine geldiğinde de, artık onun için ürkeklik, duygusallık ve durgunluk bir yaşam biçimi olur. Bütün bu olumsuzluklara karşın, bir çıkış yolu aramaktan da vazgeçmez. Böylelikle yoğun bir okuma dönemi başlar. Bu okuma döneminde Doğu’nun âşık geleneği ile tanışması, şiire başlamasına da vesile olur. Ortaokul ikinci sınıfta Faruk Nafiz Çamlıbel’in “Çoban Çeşmesi” şiiriyle katıldığı ‘Şiir Okuma Yarışması’nda birinci olur. Artık şiir onun için vazgeçilmez bir tutkudur. Ve yazmaya da başlar. Lisedeyken yazdığı “Otel Odası” adlı şiiri Adımlar Dergisi’nin açtığı şiir yarışmasında birincilik kazanır. Yayımlanan ilk şiiri de “Otel Odası”dır. Üniversiteden sonra 1978 yılında Kırıkkale Lisesi’nde edebiyat öğretmenliğine başlar. Bu yıla kadar Nuri Pakdil’in yönettiği Edebiyat Dergisi’nin bir okuru olan İlhami Çiçek, artık derginin sürekli şairlerinden biridir. Aradığı öğretisel 28 - Çekmeköy2023 duyarlılığı en canlı biçimde yaşayan bir çevrenin içinde bulunmanın sorumluluğunu taşımaktadır. Bu sorumluluğu boyutlandırabilmek için yapmak istediği çalışmalar yüzünden sağlığı iyiden iyiye bozulma noktasına gelir. Böylesine sıkıntılı ve sancılı bir dönemin ürünü olarak “Satranç Dersleri” ortaya çıkar. 1983 yılının Mart ayında kısa dönem askerlik için Tokat’a gider. Hastalığı askerde daha da artar. Bir süre Mevki Hastanesi’nde tedavi görür. İyileştiği sanılarak tekrar Tokat’a gönderilir. Askerliğinin bitmesine çok kısa bir süre kala geçirdiği şiddetli bir kriz sonrasında vefat eder (14.6.1983). Satranç Dersleri’nin kitap olarak yayımlanmasıyla ölümü, aynı aya rastlar. Basında ve hayat hikâyesi dokümanlarında müntehir olarak anılan şairin, hastalığı ve yaşantısının arka planı onun hayatının belirleyici etkenleri olmuştur. Yaşadıkları vesilesiyle şiirler yazabilmiş, yaşadıkları sebebiyle hastalığa yakalanmış ve hem bedeni hem de aklı içinde yaşadığı dünyanın çelişkili ve samimiyetsiz atmosferine alışamamıştır. Naif bir yapıya sahip olan şairin, bu yükü kaldıramaması ve hastalanması son derece doğal bir sonuçtur. Bu sebeple şairi, müntehir olmaktan ziyade, onun adına hazırlanan kitabın isminde anıldığı gibi, bir ‘göğ ekini’ olarak anmak yerinde olur. Yunus Emre’nin de dediği gibi.. Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi.. OTEL ODASI Bir otel odasının karanlık köşesinde Fırtınanın sesini andırıyor nefesim, Kulağımda saatin hüzünlü tiktakları Karşımda ise beni parçalayan bir resim! Tavanın bakışları gözlerime takılmış Beni tehdit ediyor zalim yalnızlığıyla Çilekeş kitaplarım konuşmuyorlar artık İçimde gizli bir ses hükmediyor ki “ağla” Donuk bir çeşme gibi sâkin kırık sandalye Sanki hasta bir nağme elimdeki defterim Bin bir anıyla dolmuş boşalmış küçük dolap Hayatından usanmış kirli elbiselerim… Bunalmaktan çürümüş zeytin çekirdekleri Kuru oduna dönmüş masamdaki ekmekler… Ulu…Yüce Tanrıya her akşam söylediğim Boğazımda birikmiş yarım kalmış dilekler… Gene kederle yüklü örümcekli duvarlar Her gün aynı ızdırap her gün aynı yaşantı Gene geceye gebe çabuk biten sabahlar Gene her şey kapkara, gene her şey kaskatı!.. SESSİZ Herşey eninde sonunda sessizdir Bir günün kırılganlığından Kalan ve tekrar tekrar kırılan Müteellim bir insan sesinin başlattığı Ağlamanın kırı Sessizdir Dalda Yalnız ve dağılmış bir elma Yalnız ve yapraklar örtmüyor onu Gelen akşama Geçen akşamın içlenmeleri dadanmış Bu kahır sessizdir İçinin çıngarlarından yonttuğun Asi bir atbaşı gibi rüyalarının ucunda Umudun Sessizdir Filistin’de akşamüstleri Sessizlik bir file somun gibi Hazırlayan Deniz BİNİCİ AKILLI KALEM AKILLI KALEM!!! ÇEKMEKÖY BELEDİYESİ BİLGİ İŞLEM MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAYATA GEÇİRİLEN MÜTHİŞ PROJE… HIZLI, SERİ VE RAKİP TANIMIYOR… KALEMİN BÖYLESİ NE GÖRÜLDÜ NE DUYULDU… BU KALEM SANİYEDE 84 KARE FOTOĞRAF ÇEKİYOR… 3 BİN SAYFALIK VERİYİ HAFIZASINDA SAKLIYOR… HERŞEY VATANDAŞ’A DAHA İYİ HİZMET GÖTÜRMEK İÇİN… BELEDİYECEİLİKTE AKILLI KALEM DÖNEMİNE HOŞ GELDİNİZ… AKILLI KALEM NEDİR? - Akıllı Kalem, kağıda yazılanların bilgisayar ortamına aktarılmasını, insanların çalışma alışkanlıklarını değiştirmeden, kağıt yüzeylerin akıllı hale getirilmesini sağlayan "dijital kalem ve kağıt" teknolojisidir. - Akıllı Kalem özel basılan ve üzerinde milyarlarca noktacık bulunan kağıtlar üzerine yazılan her türlü bilgiyi algılayarak onaylandıktan sonra resim ve veri olarak Belediye Bilgi İşlem sistemine aktarır. - Kalem üzerinde, saniyede 84 kare fotoğraf çekebilen kamera ve basınç, zaman, rotasyon ve yer algılayabilen komponentler mevcuttur. - Yazma süresi: Durmaksızın 4 saattir - Bekleme süresi: Kapak açık iken 12 saattir AKILLI KAĞIT NEDİR? - Akıllı kağıt, Akıllı Kalem’in algılama sistemidir. - Benzersiz Özel Şablonu kalemin pozisyonunu belirler. - İstediğimiz her türlü yazılabilir; form, defter, ajanda akıllı kağıt ile hazırlanabilir. - Şablon; “Özel şifreler” ile bağlantılıdır. - Akıllı Kağıt’ın üzerinde milyarlarca küçük noktacık bulunur. ilgili birime SMS, e-mail, otomasyon yöntemleriyle gönderilerek takibi ve çabuk çözüm bulunması sağlanır. Böylece vatandaş memnuniyeti artmaktadır. - Sahada yapılan denetimlerde, denetimin yapıldığı yerin GPS koordinatları ve zamanı kaydedilerek personelin takibi yapılabilmektedir. PROJENİN SAĞLADIĞI FAYDALAR NELER? - İşin tabiatı gereği veya mevzuat gereği elle doldurulması gereken form ve evraklar (denetim tutanakları, başvuru formları vb.) tekrar bilgisayara girilmek zorunda kalmamakta, böylece zaman ve iş kayıpları önlenmektedir. -Akıllı Kalem ile doldurulan form ve evrakların aynı zamanda çeşitli formatlarda (resim, pdf, word, excel vs.) dijital dosyaları oluşturularak dijital arşive kaydedilir. Böylece tekrar tarayıcıda taranmasına gerek kalmamaktadır. - Vatandaşımızın talep ve şikayetleri akıllı kalem ile yazıldıktan kısa bir süre sonra AKILLI KALEM’İN BAŞLICA KULLANIM ALANLARI - Vatandaşlarımızın sokakta, işyerinde ya da belediyede talep ve şikayetlerinin alınarak kaydedilmesi ve ilgili birimlere iletilmesinde - İhtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yardım başvurularının alınmasında - İşyeri ruhsat başvuru formlarının kaydedilmesinde - İşyeri, çevre ve zabıta denetim tutanaklarının kaydedilmesinde - Vergi yoklama tutanaklarının kaydedilmesinde - Vatandaşlarımızın Başkan ve Başkan yardımcıları ile randevu taleplerinin alınması ve kaydedilmesinde - Kurum içi eğitim katılım tutanaklarının kaydedilmesinde - Toplantı katılım ve karar tutanaklarının kaydedilmesinde - Araç görev formlarının kaydedilmesinde - Ajandalara yazılan notların kaydedilmesi ve paylaşılmasında kullanılmaktadır Çekmeköy Belediyesi Bilgi İşlem Müdürlüğü Çekmeköy2023 - 29 HABERLER OKUL GÜNLÜĞÜ KAZANDIRMAYA DEVAM EDİYOR Çekmeköy Belediyesi’nin düzenlediği Okul Günlüğü projesi ödül kazandırmaya devam ediyor. Çekmeköy Belediyesi’nin ilçedeki tüm ilköğretim okullarında düzenlediği Okul Günlüğü Projesi’nde ikincilik ve üçüncülük derecesi alan öğrenciler, fotoğraf makinası ve mp3 çalardan oluşan hediye kitlerini Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz’dan aldılar. Çekmeköy Belediyesi’nde düzenlenen ödül törenine; Başkan Yardımcıları Şahmettin Yüksel, Eyüp Yıldırım, öğretmenler ve öğrencilerin velileri de katıldı. Çocuklara yazma alışkanlığının kazandırılması amaçlanan proje, altıncı yılında da öğrencilerden büyük ilgi gördü. Okul Günlüğü projesinde 2. olan öğrencilerin isimleri şöyle; Tuba Dilek Erdal Yılmaz İlkokulu, Nihat Eren Çatalmeşe İlkokulu,Erdal Ayyıldız Taşdelen 125.Yıl İlkokulu, Esma Nur Yardımcı Melehat Hüdai Gürbüz İlkokulu,Pelin Tetik Nükte Sözen İlkokulu, Dilara Gurbetoğlu Ali Kuşçu İlokulu. Okullarında üçüncülük elde eden öğrencilerin isimleri ve okuları ; Yüsra Nur Dursun Erdal Yılmaz İlkokulu, Melek Kılıç Çatalmeşe İlkokulu, Sercan Demirel Taşdelen 125.Yıl İlkokulu, Cansu Karadeniz Öğretmen Melehat Hüdai Gürbüz İlkokulu, Eylül Ceren Korkmaz Nükte Sözen İlkokulu, Yaren Bülün Ali Kuşçu İlkokulu. KURSLAR İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ Çekmeköy’de yeni dönemde açılması planlanan meslek edindirme, sosyal, kültürel ve okuma yazma kurslarının düzenlenmesi için; Çekmeköy Kaymakamlığı, Çekmeköy Belediyesi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü güç birliği yaptı. Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz’ın ev sahipliğinde Çekmeköy Belediyesi’nde düzenlenen imza törenine; Çekmeköy Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Aktaş ve Halk Eğitim Merkezi Müdürü Mustafa Kemal Topaloğlu katıldı. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Halk Eğitim Merkezlerinin açtığı kursları kapsayan işbirliği protokolü; planlama, uygulama, program, rehberlik, denetim, belge tanzimi, organizasyon, öğretmen ve usta öğretici görevlendirilmesi, katkı ve benzeri işlemlere ilişkin esasları kapsıyor. Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, bugüne kadar zaten uyguladığımız işbirliğimizi bugün resmiyete döktük diyerek şunları söyledi:“Bu protokolle belediyeye ait kültür merkezleri, kurs merkezleri ve bilgi evlerinin fiziki yapısı, araç gereç ve donanım imkanları kurslarımız için kullanılacak. Gencinden yaşlısına kadar birçok kesime hizmet verecek kurslarımız hobiden, ders takviyesine, meslek edindirmeden sanata kadar birçok alanı içinde bulunduran geniş bir yelpazeye sahip olacak,” dedi. 30 - Çekmeköy2023 Çekmeköy Kaymakamlığı ve Çekmeköy Belediyesi, ilçede açılacak kurslarda azami fayda sağlanması için işbirliği yaptı. HABERLER VALİ ŞAHİN’DEN İADE-İ ZİYARET İstanbul Valisi Vasip Şahin, Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz’ı makamında ziyaret etti. Çekmeköy Belediye Başkanı Poyraz, Vali Şahin’i Çekmeköy Belediyesi Hizmet binası önünde karşıladı. Poyraz, Vali Şahin’e nazik ziyareti için teşekkür etti. Görüşmeye Çekmeköy Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız ve Belediye Başkan Yardımcıları katıldı. İstanbul ve Çekmeköy’e ilişkin yapılan sohbette Başkan Poyraz Çekmeköy’de yaptıkları projeler ve ilçenin sorunlarına ilişkin Vali Şahin’e bilgi verdi. Başkan Poyraz, “ Valimizi belediye binamızda ağırlamaktan dolayı çok mutluyuz. Bu ziyaret bizlere gurur verdi. Valiliğin de desteğiyle Çekmeköy’lü vatandaşlarımıza çok daha iyi hizmetlerde bulunacağız” dedi. Çekmeköy2023 - 31 RÖPORTAJ Boks Şampiyonu… I C A M A K L CEMA Türkiye’nin ilk 63,5 kg Avrupa O rakiplerin korkulu rüyası… O, ringlerin fatihi… Kısaca o, bir efsane… S por hayatına Futbolla başlayan Cemal Kamacı, geçirdiği bir sakatlık sonrası yeşil sahalardan ringlere transfer oldu. Profesyonel boks hayatında hiç nakavt olmayan Kamacı, Ülkemizin Avrupa şampiyonu olan ilk boksörü. Gardını alan efsane, soracağımız soruları bekliyor. Ne de olsa ringlerin kralıydı o, fazla bekletmemek ve kızdırmamak lazım diyor ve röportajımıza geçiyoruz. CEMAL KAMACI KİMDİR? 1944 yılında Trabzon Maçka’da doğan ilkokulu orada bitiren ve ardından İstanbul’a göçen bir Türk evladıyım. 71 kiloda üst üste Türkiye şampiyonlukları ve iki Balkan ikinciliği kazandım. 1967'de profesyonel oldum. Türkiye'de profesyonel lisans verilmediği için Avusturya lisansıyla dövüşmeye başladım. 1 Ekim 1973'de, Ali Sami Yen Stadı'nda Avrupa şampiyonu Roger Zami'yi yenerek 63,5 kg'da Avrupa şampiyonu oldum. Ünvanımı İspanyol Tonik Kortiz'e kaptırdıktan sonra İspanyol Gomez Fouz'u yenerek 2. kez Avrupa şampiyonu oldum.(Ekim 1975). İdman ve beslenmede çok titizim. Şampiyon 32 - Çekmeköy2023 olduğum kilomu halen koruyorum. Yaşım 70, ama bu gün ringe çıksam 10 raund maç yapacak güce sahibim. YEŞİL SAHALARDAN RİNGLERE TRANSFER OLDUNUZ O YILLARI BİZİMLE PAYLAŞIR MISINIZ? Her insanın bir hayali vardır; topçu olmak, popçu olmak, doktor, mühendis olmak gibi. Benim içinde o dönem futboldan başkası yalandı. Aslında benim fiziğim futbol oynamaya müsait değildi, oldukça kilolu biriydim yani. Top oynarken ayağım kırıldı ve ailem “artık top oynayamazsın” deyince mecburen bırakmak ve ringlere geçiş yapmak zorunda kaldım. Böylece ağabeyimin teşvikiyle boks hayatım da başlamış oldu. İlk maçımı Şişli kulübünde 14 yaşında, 71 kiloda yaptım. 4 kez İstanbul şampiyonu, 2 kez Ankara şampiyonu, 2 kez Silahlı Kuvvetler’de şampiyon oldum. 63.5 ile 67 ve 71 kg Türkiye şampiyonluklarını kazandım, 27 kez milli forma giydim. 1967’de profesyonel oldum. 79 maçta, 4 mağlubiyet aldım. Avrupa şampiyonluğu “en büyük gururum." RÖPORTAJ ÇOK FARKLI İKİ KULVARA ADAPTE OLMAK ZOR OLMADI MI? Spor aşkıyla yanan bir genç olarak kolay olmadı tabi. Ancak çok çalışarak, disiplinli yaşayarak, adaptasyon sürecini en az hasarla atlatmayı başardım. TOP SÜRMEK Mİ YOKSA YUMRUK ATMAK MI ? Belki klasik olacak ama her sporun kendine göre bir zorluğu var. Fakat samimi bir itirafta bulunmak istiyorum. 70 yaşındayım ve hala boks yapmak istiyorum. Nasıl olsa başlığı taktım mı, kimse benim 70 yaşında olduğumu anlamaz, çıkarınca da iş işten geçmiş olur. Hodri meydan, varsa rakip ben hazırım. Dünyada Cemal Kamacı gibi spor yapan biri yoktur. Şu yaşımda 10 raunt maç yapabilirim. Bir gün parkta kum torbasında gençler yumruklarının şiddetini ölçüyordu. “Şöyle bir dokunuverdim(!) ibre kırıldı." BOKSUN SİZE KAZANDIRDIKLARI VE KAYBETTİRDİKLERİ NELER? Sporun hangi dalını yaparsanız yapın, ama yapın. Yaşadığınız, nefes aldığınız müddetçe size bahşedilen bu bedene iyi bakmanız lazım. Ben boks sporundan hiç bir şey kaybetmedim, aksine kazandım. O kadar çok ülke gezdim ki, tonlarca para dökseniz ancak bu kadar gezebilirsiniz. Ben bir kuruş para harcamadan farklı kültürlerin içinde nefes alma imkanı buldum. Yine iddialı olacak ama Türkiye’de benim gibisi yok. Dört kez Avrupa şampiyonluğum var ve dünya klasmanında ikinci sıradayken boksu bıraktım. Hangi boksörümüzün maçında 42 bin seyirci olmuş ve adına bir spor salonu yapılmış. Boks sayesinde itibar, para ve unvan kazandım. RİNGE ÇIKARKEN HANGİ DUYGULARLA ÇIKARDINIZ? İlk maçımı yaptıktan sonra, ben bir daha ringe çıkmam dedim. O kadar çok yumruk yemiştim ki, maçı kazanmama rağmen pişman olmuştum. Kimi boksör çok darbe alır, kimi az. Ben attığımın 10'da 1'i kadar yumruk yemişimdir. Daha sonra Allah’a sığındım ve okuduğum dualardan almış olduğum cesaretle maçlara çıkmaya devam ettim. Abdest almadan Duamı etmeden hiçbir zaman ringe çıkmadım. Hedefim hep kazanmak! kazanmak! kazanmaktı. Çok şükür yaptığım 79 maçtan sadece dördünü kaybettim. GÖRDÜĞÜNÜZDE KORKTUĞUNUZ RAKİBİNİZ OLDU MU? İlk zamanlar oluyordu ancak ben boksu öylesine benimsedim ki korku, yerini hırs ve başarıya bıraktı. Daha öncede söylediğim gibi, ringe şuan bile çıksam aslanlar gibi maçımı yaparım. Hodri meydanı tekrarlamaya gerek yok herhalde. (Gülüyor) MAÇ SIRASINDA VURMANIZ VE KORUMANIZ GEREKEN NOKTALAR NERELER? İnsan vücudunda beş hassas nokta var: sağ, sol çene, mide boşluğu, kalp altı ve karaciğer. Bu bölgelere hızlı vurmak gerekmiyor, önemli olan atacağınız yumruğun yerini bulması. BİR BOKSÖR NELERE DİKKAT ETMELİ? Her sporcunun yaşantısı düzgün olmalı. Beslenmesine, yemesine, içmesine ve disiplinli çalışmasına dikkat etmesi lazım. Bir boksör, kilosunu ve formunu korumayı bilmeli, kilo almak kolay fakat vermek zordur. Aslında bu söylediklerime her sporcunun kulak vermesi lazım. ÇOK CAN YAKTINIZ MI? İnşallah Allah affeder. girmesek.(Gülüyor) Bu çok üzdü. İmkansızlıklar yüzünden organizasyon yapılamadı ve bir hayalimi gerçekleştiremedim. Ben zorluklar, yokluklar içinde bu başarıları elde ettim. Şimdiki arkadaşlar bu konuda şanslı. İmkan çok, ama maalesef başarı yok. HİÇ NAKAVT OLDUNUZ MU? Toplam dört yenilgim var ve hepsi sayıyla. Hiç nakavt olmadım ama nakavtla aldığım maç çok oldu. Çok şükür o dönemlerde beni yere serecek adam daha doğmamıştı. (Gülüyor) EŞİNİZ MAÇLARDAN SONRA SİZİ GÖRDÜĞÜNDE NASIL TEPKİ GÖSTERİRDİ? Üzülür, fakat hissettirmemeye çalışırdı. Sonuçta sevdiğim bir işi yapıyordum. Hangi işi yaparsanız yapın mutlaka bir zorluğu vardır. Benim mesleğimde buydu. Fazla ses çıkarmaz,olayları akışına bırakırdı. Her halde boksör olduğumdan. (Gülüyor) YEŞİLLİKLER DİYARI, EĞİTİM VADİSİ ÇEKMEKÖY’DE YAŞIYORSUNUZ, MUTLU MUSUNUZ? Ben yıllarca İstanbul’un en lüks diye adlandırılan semtlerinde oturdum. Kızımı ansızın kaybettikten sonra Sakarya’ya yerleştim. Bu dünyada misafiriz, misafirliğimiz devam ettiği müddetçe nimetlerinden de istifade etmemiz lazım. Benim tekrar İstanbul’a dönmemdeki en büyük etken, Çekmeköy gibi bir ilçenin olması. Yeşiliyle, havasıyla ve ortamıyla şahane bir yer. Tüm samimiyetimle söylemek istiyorum bir daha dünyaya gelme şansım olsa, yine Çekmeköy’de yaşamak isterim. UNUTAMADIĞINIZ BİR ANINIZ VAR MI? konuya Bir değil bir çok anım var, hangi birini anlatayım. Yaptığım 79 maçın her biri bir anı. Gezdiğim gördüğüm her yer bir anı. Dünya şampiyonu olamamak beni Röportaj SONER KARTAL Çekmeköy2023 - 33 HABERLER A N I R A L R A Z A P T SEM M i T E N E D N i T U R Çekmeköy Belediyesi, pazar esnafının ve vatandaşın mutlu ve güvenli ortamlarda alışveriş yapabilmesi amacıyla semt pazarlarında devam ediyor. Çekmeköy Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, ilçede bulunan semt pazarlarındaki denetimlerde, terazilerin doğruluğu, fiyat etiketlerinin var olup olmadığının denetlenmesinin yanı sıra hijyen kuralları, çalışanların kılık kıyafet temizliği ve sebze ve meyve fiyatları da kontrol edildi. Ekiplerin başında denetimlere katılan Çekmeköy Belediye Başkan 34 - Çekmeköy2023 Yardımcısı Şahmettin Yüksel, vatandaşın güvenle alışveriş yapabilmesi kadar pazar esnafının da çalışma ortamının iyi olması gerektiğini vurgulayarak, esnaf ve vatandaşla sohbet etti. Pazar yerlerinin girişinde bu- lunan zabıta ekipleriyle de görüşen Başkan Yardımcısı Yüksel, vatandaşların aldığı ürünleri tartması için kurulan elektronik terazilerin kullanımını da inceledi. TEKNOLOJİ Oğuzhan AYDEMİR Gelecekten Gelenler Bilim ve Teknoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ocukluğunuzun renkli sokaklarında, birçok farklılığı ve gücü olan kahramanlara sahiptiniz… Yıkılmayan duvarlar ve asla unutmayacağınızı düşündüğünüz hikayeleriniz vardı! Devasa bozkırlarda, kimsenin yenemeyeceği babalar, dedeler, prensler, periler. Geçmişinizden, o kısa pantolonlu sizden, rengarenk dünyanızdan geriye ne kaldı, ya da sizden sonra mavi kürede size dair ne kalacak? Eskiden 75 milyar ışık yılı çapında bir hayal gücüne sahiptik ama bugün aynı büyüklükte olduğu düşünülen ve her gün biraz daha genişleyen bir evrene sahibiz ve sorumluluklarımız, gözlerimizi kapatıp geçmişimizi düşünmemize dahi izin vermiyor! Bu sebeple her gün geleceğimiz ve geleceğin, bugünün dünyasından daha iyi bir yer olması için çalışıyor ve bir sistemler bütününün içerisinde, yaşamsal döngünün bir ferdi olarak var olmaya çalışıyoruz. Evren, bizi Samanyolu Galaksi’sinin bir köşesinde muhafaza ederken, dahil olduğumuz Güneş Sistemi, Güneş ve onun çekim etkisi altında kalan sekiz gezegen ile onların bilinen 166 uydusu, beş cüce gezegen ile onların bilinen altı uydusu ve milyarlarca küçük gök cisminden oluşur. Sisteme adını veren Güneş, kütle çekim etkisi alanında tuttuğu bölgenin %98’ini kaplamaktadır. İşte evvel zaman içerisinde değişmeyen, hatta büyüyen gerçeklerimiz… Evrenimiz, bir çok hikaye duydu, bir çok masal dinledi, bir çok canlıya ve insanoğluna ev sahipliği yaptı ve tek bir kural koydu; “Başlangıcı olan her masalın muhakkak bir de sonu olacak!” Einstein, dün bize geliştirdiği kuram aracılığı ile “geçmişimiz sonsuz bir aynada daima yansıyacak” derken, evrenin koyduğu bu kesin ve kati kurala karşı çıkmadan, yaşam masalımızın fiziksel kurallar sonucunda evrenin son bulacağı güne kadar onda saklı kalacağını söylemiş ve içerisinde var olan ışıma mekaniği üzerine bizlere bir ipucu vermişti. Günümüzün güçlü teorisyenleri, geçmişin ışığında geleceğe dair buluşlar gerçekleştirebilmek adına birçok deney gerçekleştirmektedir. Gerasimenko kuyruklu yıldızına araç EVVEL ZAMAN İÇİNDE “Başlangıcı olan her masalın muhakkak bir de sonu olacak!” gönderilmesi, Mars Curiosity kaşif robotu gibi yüksek maliyetli deneylerin amacı, varoluş hikayemizin tespiti, yeni yaşamların bulunması ve elementlerin türeyiş destanına yenilikler ekleme gibi gayeler taşımaktadır. Ancak gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmekte olan söz konusu yüksek maliyetli deneyler yerine foton mekaniği içerisinde geçmişi gözlemlemeye çalışmak gibi kuramsal teorilerde bulunmaktadır; ışık hızına çıkarak zamanı durdurmak ya da ışık hızından daha hızlı yol alarak bilinen zamansal döngünün önüne geçmek gibi… Söz konusu kuramların güçlü ve haklı birçok dayanağı bulunmaktadır. Kısaca özetlemek için örneklendirirsek; Ay, Dünya’dan yaklaşık 384.000 km, Güneş ise 150 milyon km uzaklıktadır. Bu nedenle Ay ışığını 1 saniye, Güneş ışığını 8 dakika geç görürüz; çünkü saniyede 298.000 km yol alan ışığın bize yetişebilmesi için, bu mesafeyi kat etmesi gerekmektedir. Işık bu mesafeyi tüketirken, mesafenin uzaklığı oranında belirli bir zaman geçer. Mesela Güneş şu an bir anda kaybolsa, biz Güneş’i 8 dakika daha görmeye devam ederiz; çünkü Güneş yok olsa bile Güneş ışığı aramızdaki mesafede yol almaya devam ettiğinden, ışık 8 dakika daha gelmeye devam eder. Kısaca, gezegenimizden doğduğumuz günü izleyebileceğimiz bir noktaya gidebilirsek, her anımızı bir filmi izler gibi seyretmemiz mümkün görünmektedir. Einstein, özel görelilik kuramı çerçevesinde bizlere geçmişin gölgesini kaldıracak ipuçları sunarken, günümüzün en önemli teknoloji sahası olan bilgisayar ve yapay zeka çalışmaları içerisinde yer alan çip teknolojisi ise geçmişimizi foton mekaniği dışında da incelenebilir kılacak çalışmalara ışık tutmaktadır. Ölümsüzlüğün formülü bulunamasa da, biyolojik yaşamımız sonlandıktan sonra da anılarımızı ve karar alma yeteneğimizi geleceğe miras bırakabiliriz. Bilim adamları, organik yapılar gibi düşünebilen, karar alabilen, duygusal sistemler geliştirebilecek mi, biz bu sürece dahil olabilecek miyiz? Sorularına şimdiden cevap verebilmek çok zor olsa da, mekanik devrelerin krallığını, yakın çağda ilan edeceğini söyleyebiliriz. Hatta teknoloji devleri arasın- da bulunan bir firmaya bağlı araştırmacılar, kısa bir dönem önce, insan beynini taklit ederek süper bilgisayar seviyesinde performans veren, posta pulu büyüklüğünde güçlü bir çipin buluşunu açıkladı. Bilim insanları “Neurosynaptic” olarak adlandırdıkları bu çipin, insansız araçlardan, akıllı telefonlara yüklenebilecek yapay zeka sistemlerine kadar yepyeni geniş bir alan için büyük bir gelişme olduğunu söylüyor. Araştırma grubunun yöneticilerinden Dharmendra Modha şöyle diyor: "Bu çipi tasarlarken serebral korteksten ilham aldık. Mevcut bilgisayarlardan, 1940’lardaki hesap makinelerine kadar bütün cihazlar matematiksel veya 'sol beyin' görevlerini yerine getiriyordu. 'TrueNorth' olarak adlandırılan bu yeni çip 'sağ beynin' duyuları işleme fonksiyonlarını daha sonra farklı bir durumda kullanabilmeyi öğrenmek için görüntüye, kokuya ve çevresel bilgilere tepki verme özelliklerini yerine getiriyor.” Çipler aslında uzun süredir hayatımızda yer kaplayan, küçük ve çoğu zaman iyi niyetlerle kullanılan önemli teknolojik yapılardır. Akışkan çip teknolojisi ile sağlık alanında hizmetler üretilirken, geleceğe yönelik yapay zeka çalışmalarının en önemli yapı taşları olarak ön plana yine çipler çıkmaktadır. Sanal gerçeklik etkisinin arttırılması, uyku ve uyanıklık arasında bir çizgi oluşturulması ile harp endüstrisinin insansız savaşlar için geliştirdiği tüm teknolojik alt yapılarında çipler kullanılmakta, hatta gelecek, çip teknolojisinin etrafında örülmektedir. Gelecek, birçok olasılığı bünyesinde barındırır! Evvel zaman içinde sanal gerçeklik arttırılabilir, beyin yapımız kopyalanarak bir çip içerisinde şekillendirilebilirse, geleceğin en büyük mirası iyi düşünen insanlar olacaktır diyebiliriz ve bugün biyolojik canlılığı devam eden bu insanlar, yarın kendilerini bir rüyanın içerisinde kabul ederek, gerçek dünyayı rüya sanan bilgisayar sistemlerine dönüşebilir. Gerçekleşmesi muhtemel olasılıklar içerisinde yer alan yapay zeka, bizlere yeni bir dünya resmi sunuyor olsa da daha almamız gereken çok yol var diyebiliriz… Çekmeköy2023 - 35 HABERLER N İ Ç İ R E L İ L L E G N E E M R Ö G I D N A L R I Z A H E Y N Ü K E R E TAKSİL Görme engelliler için Braille alfabesi ile (Kabartma Harfler) hazırlanan çıkartmalar, Çekmeköy ve civar ilçelerde bulunan 1700 taksiye yapıştırıldı. Çekmeköy Belediyesi ve Ümraniye Otomobilciler Esnaf Odası işbirliği ile görme engelliler için hazırlanan çıkartmalar, Çekmeköy ve civar ilçelerde bulunan 1700 taksiye yapıştırıldı. Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, Belediye Başkan Yardımcıları Şahmettin Yüksel ve Latif Coşar, Ümraniye Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Nezih Mert ve çok sayıda oda üyesinin katıldığı temsili tören Çekmeköy 5 Yıldız Taksi Durağı’nda gerçekleştirildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü’nün aldığı karara istinaden uygulama zorunluluğu bulunan çıkartmaların üzerinde, kabartma harflerle yazılan şikâyet hatlarına ait numaralar ve aracın plakası bulunuyor. Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, törende bir konuşma yaparak şunları 36 - Çekmeköy2023 söyledi: “Çekmeköy Belediyesi olarak engellileri sosyal yaşama kazandırmak için birçok proje hayata geçirdik. Meslek ve hobi kursları, Engelsiz Park, Engelsiz Taksi, İşaret Dili Eğitimi gibi birçok alanda örnek teşkil edecek projelerimize bugün bir yenisini daha ekliyoruz. Bugün 1700 araca takılacak bu küçük plakalar sayesinde engelli vatandaşlarımız, hangi taksiye bindiklerini, her hangi bir sorunla karşılaştıklarında hangi numarayı arayacaklarını öğrenecekler. En basitinden eşyasını takside unutan görme engelli bir vatandaşımız bu plakalar sayesinde, belirtilen numarayı arayarak bindiği taksinin plakasını verebilecek ve kaybettiği eşyasının kendisine ulaştırılmasını isteyebilecek. Bu güzel çalışma için bizlere destek olan taksici kardeşlerimize de teşekkür ediyorum.” HABERLER ÇEKMEKÖY SAĞLIK İÇİN YÜRÜDÜ Sağlık Bakanlığı, Çekmeköy Belediyesi ve Çekmeköy Kent Konseyi, obezite ile mücadele kapsamında ''Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Yaşam Yürüyüşü” adıyla Çekmeköy Doğa Park’ta yürüyüş düzenledi. Düzenlenen yürüyüşe Çekmeköy Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız, Çekmeköy Belediye Başkan Yardımcısı Fatih Sırmacı, Ahmet Epli, AK Parti Çekmeköy İlçe Başkanı Salih Kırıcı, Çekmeköy Kent Konseyi Başkanı Hatice Sıraç, mahalle muhtarları ve vatandaşlar katıldı. Yürüyüşe katılan vatandaşlar sağlıklı bir yaşam için yağmura aldırış etmeden şemsiyeleriyle yürüdü. Yürüyüşe katılan Çekmeköy Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Epli, "Bugün obezite ile mücadele kapsamında yağmu- ra ve soğuğa rağmen güzel bir yürüyüş düzenledik. Kasım ayının son gününde vatandaşlarımızla birlikte, yüzde 75’i orman olan Çekmeköy’de bu organizasyonun yapılması çok anlamlı oldu. Yürüyüşe katılan vatandaşlarımıza ve organizasyonda emeği geçen, ilçe Sağlık Müdürlüğümüze ve Çekmeköy Kent Konseyi’ne teşekkür ediyorum." dedi. Yağışlı havaya rağmen vatandaşlarla yürüyüşe katılan Çekmeköy Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız, düzenlenen yürüyüşün faydalı olduğunu ve zaman zaman kendisinin de Doğa Park’ta yürüyüşlere katıldıklarını ifade etti. Kansız,”Çekmeköylüler artık sağlıklı bir şekilde geleceğe yürüyecek, herkese sağlıklı günler diliyorum” dedi. Çekmeköy2023 - 37 EKONOMİ mu’nun (TÜİK) gelire dayalı yoksulluk ile ilgili açıklamış olduğu istatistiksel veriler ışığında Türkiye’deki yoksulluğun genel görünümünü ele almaya çalışarak başlayalım. 1. Türkiye’de Yoksulluğun Güncel Durumu Türkiye'de yüksek enflasyon ve işsizlik, gelir dağılımında eşitsizlik, dolayısıyla sosyal tabakalar arası uçurumun derinleşmesi ile iç içedir. Türkiye'de 1994 verilerine göre kişi başına düşen milli gelir 2.161 Dolar iken 2010 yılında 10.079 Dolar (15.138 TL) olmuştur. Kişi başına düşen GYSH 1994 yılından buyana %464 artmışken milli gelirin ülkede yaşayanlar arasındaki bölüşümü pek değişmemekle beraber gözle görülür şekilde alt sınıfın payının yükseldiği üst sınıfın payının ise azaldığı 2009 Yüzde Ortalama(TL) Medyan(TL) 100,0 9 396 7 044 2010 Toplam Yüzde Ortalama(TL) Medyan(TL) 100,0 9 735 7 429 2011 Günümüzün en önemli tartışma konusu arasında yer alan sosyal politikaların ve bununla beraber kamunun rolünü de etkileyen önemli olgulardan bir tanesi de yoksulluktur. Yoksulluğun birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de önlenmesi ve etkilerinin en aza indirilmesine yönelik geliştirilen uygulamaların başında, sosyal yardım uygulamaları gelmektedir. Bu uygulamaların yerine getirilmesi ve artan sosyal ihtiyaçların karşılanması görevi, esasen sosyal devletin ana görevlerinden birisidir. Fakat ülkemizde bu görev, hem merkezi yönetim hem de yerel yönetimler tarafından yerine getirilmektedir. Türkiye’de sosyal belediyecilik anlayışının yaygınlık kazanmaya başlaması sonucu, sosyal politikalar üretme ve bunları yaşama geçirme noktasında belediyeler, hem diğer yerel yönetim birimlerine hem de merkezi yönetime göre biraz daha ön plana çıkarmıştır. Bu bağlamda belediyeler, sosyal amaca yönelik yaptıkları harcamalar sonucu gerçekleştirdikleri hizmetlerle, yoksulların sıkıntılarını en aza indirebilecek, yoksulluk sorununun çözümüne ilişkin önemli katkılar sağlayabilecek kapasiteye sahip, en etkili yerel yönetim birimlerindendir. Belediyeler, temel nitelikte hizmetlerin sunumu ve yoksulluğun azaltılması konusunda oldukça fonksiyonel bir rol üstlendikleri için, yoksulların içinde bulundukları sorunlara karşı çözüm sağlayacak kurumların başında gelmektedir. Çünkü yerel halkın ortak sorunlarına daha duyarlı olan belediyelerin, sosyal belediyecilik anlayışı ile yoksullukla mücadele alanında etkili politikalar geliştirmesi ve isabetli kararlar alması daha mümkündür. Özellikle kentsel kalkınmanın sağlanması için yeterli ve kaliteli düzeyde planlama ve hizmet sunumunun gerçekleştirilmesi konusunda belediyelere önemli görevler düşmektedir. Konuya Türkiye İstatistik Kuru- Yüzde Ortalama(TL) Medyan(TL) 100,0 10 774 8 139 2012 Mehmet DUMAN KÜLTÜR VE SOSYAL İŞLER MÜDÜRLÜĞÜ YOKSULLUKLA MÜCADELEDE BELEDİYELER Yüzde Ortalama(TL) Medyan(TL) 100,0 11 859 9 030 İlk %20(*) TÜRKİYE 5,6 2 617 2 730 TÜRKİYE 5,8 2 841 2 924 TÜRKİYE 5,8 3 129 3 247 TÜRKİYE 5,9 3 468 3 619 göze çarpmaktadır. Ancak yine de milli gelir ülkede yaşayanlar arasında eşit bölünmemektedir. Tablo 1’deki veriler ışığında 2012 yılında toplumun en zengin %20'lik ke- http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?tb_id=57&ust_id=16 (Erişim Tarihi:13.05.2011) 38 - Çekmeköy2023 simi gelirin % 46,6' sını alırken, geriye kalan %80'lik kesim, kalan %53,4'ünü paylaşmaktadır. Kentteki gelir dağılımı kıra göre daha kötü durumdadır. 2012 yılı verilerine göre Kentlerde en zengin %20'nin aldığı pay % 46.1'e çıkarken, %80'lik kesim %53.9' luk pay almaktadır. Buna karşılık, kırsal kesimde en zengin %20'nin aldığı pay %44, %80'lik kesim %56'yı paylaşmaktadır. Kentlerde en fakir %20' nin aldığı pay %6,4 iken kırsal kesimde bu pay %6.1' dir. Bu oranlara göre, kentlerde gelir uçurumu, dolayısıyla sosyal tabakalar arasındaki dengesizliğin daha fazla olduğu görülmektedir. Tablo 1. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelire göre sıralı yüzde 20'lik gruplar itibariyle yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirlerin dağılımı. Yüzde 20'lik fert grupları İkinci Üçüncü Dördüncü %20 %20 %20 Son %20 10,3 4 832 4 815 15,1 7 083 7 044 21,5 10 085 9 939 47,6 22 368 17 690 10,6 5 151 5 131 15,3 7 457 7 429 21,9 10 658 10 511 46,4 22 573 17 927 10,6 5 698 5 692 15,2 8 178 8 139 21,7 11 693 11 533 46,7 25 172 20 039 10,6 6 301 6 294 15,3 9 055 9 030 21,7 12 850 12 772 46,6 27 624 22 042 Kaynak:http://www.tuik.gov.tr/Pre Tablo.do? alt_id=1011 (Erişim Tarihi: 15.05.2014) TÜİK, Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması, 2006-2012 EKONOMİ Tablodaki rakamlar, yuvarlamadan dolayı toplamı vermeyebilir. Not: Gelirlerin referans dönemi bir önceki takvim yılıdır. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirleri kullanılarak çeşitli göreli yoksulluk sınırları hesaplanmaktadır. Tablo 2’deki verilere baktığımızda Türkiye de eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin %50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre nüfusun 2009 yılında %17,1’i (12.097 kişi) yoksulluk riski altındayken; bu oran/sayı 2010 yılında %16,9’u (12.025 kişi), 2011 yılında 16.1’i (11.670 kişi) ve 2012 yılında ise %16,3’ü (11.998 kişi) yoksulluk riski altındadır. Tablo 2. Gelire dayalı göreli yoksulluk sınırlarına göre yoksul sayıları, yoksulluk oranı ve yoksulluk açığı, 2009-2012. TÜRKİYE Yoksulluk Riski 2009 2010 2011 2012 Yoksulluk Riski, %50 Yoksulluk Riski, %50 Yoksulluk Riski, %50 Yoksulluk Riski, %50 69/3) ve sosyal hizmetlerle ilgili projeler için yine arsa tahsisinde bulunma (madde 15) olarak sıralanabilir (Aydın, 2006: 50).Belediye Başkanının görev ve yetkilerinin düzenlendiği 38. maddede yapılan düzenleme ile belde halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için gereken önlemleri almak, bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak, özürlülere yönelik hizmetleri yürütmek ve özürlüler merkezi oluşturmak belediye başkanının görevleri arasında sayılmıştır (Fidan, 2006: 92). Bu düzenlemelere paralel olarak belediyelerin gider kalemleri arasında “dar gelirli, yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile özürlülere yapılacak sosyal hizmet ve yardımlar” yer almaktadır (Aydın, 2006: 50-51). Kanunun belediyenin giderlerini düzenleyen 60. maddesinde, Yoksulluk Yoksul Sayısı Yoksulluk Sınırı(TL) (Bin Kişi) Oranı (%) Yoksulluk Açığı(*) 12 097 12 025 11 670 11 998 28,0 26,6 26,3 26,9 3 522 3 714 4 069 4 515 Kaynak: www.tuik.gov.tr(Erişim Tarihi: 29.01.2014) TÜİK, Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması, 2006-2012 2. 5393 Sayılı Belediye Kanununa Göre Belediyelerin Sosyal Hizmet Ve Sosyal Yardımlar Politikaları Belediye hizmetlerinin sunulmasındaki ilkelerden biri olan “hizmet sunumunda özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumuna uygun yöntemler uygulanır” ilkesinin, 5393 sayılı Belediye Kanununun sosyal politikalara olan duyarlılığının temel göstergesi olduğu belirtilmelidir (Aydın, 2006: 47). Belediyelerin sosyal yardım ve hizmetler alanlarındaki görev ve sorumlulukları, mahalli müşterek nitelikte olmak koşuluyla sosyal yardım ve sosyal hizmetlerin sağlanması olarak belirtilmiş ve bazı konulara ayrıca vurgu yapılmıştır. Bunlar 5393 sayılı Belediye Kanunu gereğince; kadın ve çocuklar için koruma evleri açma, gıda bankacılığı, fakir öğrencilere gerekli destek (madde 14), dar gelirlilere ve afete maruz kalanlara arsa tahsisi yapma (madde 17,1 16,9 16,1 16,3 dar gelirli, yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile özürlülere yapılacak sosyal hizmet ve yardımlar da belediye giderleri arasında sayılarak, belediyelerin bu tür hizmetler için kaynak ayırmaları gerektiği hususu belirtilmiştir (Fidan, 2006: 92). Kanunda düzenlenen önemli esaslardan birisi de, belediyelerin sunacakları hizmetlerde özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumlarına uygun yöntemler kullanmalarına ilişkindir. Getirilen bu düzenleme doğrultusunda, belediyeler sunacakları her tür hizmetlerde özürlü, yaşlı, muhtaç ve yoksulların durumlarına uygun yöntemler kullanacaklardır (Fidan, 2006: 92). Kadınların, azınlıkların, çocukların, gençlerin, özürlülerin, yaşlıların ve yoksulluk içinde bulunan insanların ihtiyaç ve öncelikleri dikkat edilerek bütün ilgili gruplar arasında uygun strateji ve mekanizmaların geliştirilmesi ve desteklenmesi yoluyla yoksulluk ve işsizlikle mücadelede önemli stratejik bir adımdır (Kobak, 2006: 69). SONUÇ Günümüz dünyasında sosyal talepler her geçen gün çeşitlenmekte ve artmaktadır. Buna paralel olarak yoksul kesimin ekonomik ve sosyal durumlarının iyileştirilmesi amacını taşıyan sosyal harcamalar da o denli artmaktadır. Bu nedenle yoksullukla mücadeleyi hedef alan sosyal belediyeciliğin gerçekleştirilebilmesi için her şeyden evvel belediye yönetimlerinin yeterli mali ve idari imkânlara kavuş(turul) ması gerekmektedir. Yerel yönetimleri güçlendirmek ve demokrasinin beşiği haline getirebilmek adına merkezden daha çok yetki devredildiği doğrudur; ancak buna denk mali ve idari kaynak sağlanamıyorsa sosyal hizmet sunumu da o denli zorlaşmaktadır. Türkiye’de yeterli mali kaynaklara sahip belediyelerin, yerel düzeydeki sosyal politikaları başarılı bir şekilde yerine getirdikleri görülürken, yeterli mali kaynak ve nitelikli personelden mahrum belediyeler için, maalesef bunu söylemek zordur. Türkiye'de sosyal belediyecilik uygulamaları anlamında, belediyelere kanunlarla çok geniş yetkiler verilmiş olsa da, mali kaynakların yetersizliği sebebi ile uygulamaların yaygınlığı henüz arzu edilen noktadan uzaktır. KAYNAKÇA AYDIN, Murat. “Yeni Yasal Düzenlemeler Çerçevesinde Türkiye’de Belediyelerin Sosyal Politika Alanındaki Görev Ve Deneyimlerinin Değerlendirilmesi (Zeytinburnu Örneği)”, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bil. Enst. Maliye A.B.D. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006. FİDAN, Ali. “Sosyal Politikaya Katkısı Açısından 5393 sayılı Belediye Kanunu”, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bil. Enst. Çalışma Ekonomisi A.B.D. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006. KOBAK, Kadriye. “Yerel Yönetimlerin Yoksullukla Mücadelede Uyguladığı Sosyal Yardım ve Sosyal Hizmet Programları”, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimiler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri A.B.D. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir 2006. Çekmeköy2023 - 39 TEMİZLİK İŞLERİ BAŞKA GEZEGEN YOK! Hazırlayan Çekmeköy Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü 1 atık cam şişesinin geri dönüşümüyle, 100 Watt’lık bir ampulün 4 saat boyunca aydınlatmasına yetecek kadar enerji tasarrufu edilebileceğini biliyor muydunuz? " 40 - Çekmeköy2023 A Çevre Mühendisi–Ayşe Seval Palteki; Çevre Mühendisi–Sema Erata Küçükdağ; Çevre Mühendisi–Musa Semih Kılıç; Metalurji ve Malzeme Mühendisi–Tufan Duman merikan bilimkurgu filmleri, insan yaşamını sürdürebileceğimiz yeni gezegenlerin hayalini kurduradursun, neslimizin bu dünyaya ve nimetlerine mahkûm olduğu aşikar… Bu nedenle tıpkı ailemiz, akrabalarımız, arkadaşlarımız ve komşularımızla olduğu gibi yaşadığımız gezegen olan Dünya ile iyi geçinmeyi, onun huyuna suyuna göre davranmayı öğrenmek zorundayız. Son dönemde davranışlarımızdan hoşnut olmayan gezegenimizin bize cevabı küresel ısınma ve iklim değişikliği yönünde oldu. Küresel iklim değişikliğinin başlıca sebebi karbondioksit, karbonmonoksit, metan, su buharı vb. sera gazlarıdır. Bu gazlara sera gazı denilmesinin sebebi, sera bitkiciliğinde kışın gerekli olan ısının muhafaza edilebilmesi amacıyla da kullanılmalarından ileri gelmektedir. Benzer şekilde dünyamız da güneşten gelen ısıyı bizim yaşayabileceğimiz şekilde muhafaza edebilmek adına sera TEMİZLİK İŞLERİ Son dönemde davranışlarımızdan hoşnut olmayan gezegenimizin bize cevabı küresel ısınma ve iklim değişikliği yönünde oldu. gazlarından yararlanıyor. Ancak biz insanlar, muhteşem bir denge içerisindeki bu sisteme sanayileşme, nüfus artışı ve buna bağlı olarak çarpık yapılaşma ile maalesef zarar verdik. Bu nedenle sera gazlarının miktarı ihtiyaç duyulanın üzerinde bir seviyeye ulaştı ve günden güne de artmaya devam ediyor. Eğer önlem alınmazsa birçok kötümser sonuçla karşı karşıya kalacak olmamız işten bile değil. Örneğin; Türkiye’nin içinde bulunduğu iklim kuşağında sıcaklıkların artması, sıcak mevsimin uzaması ve yağışların azalması bekleniyor. Buna bağlı olarak tarımcılık faaliyetlerinde %30 seviyesinde bir verimlilik azalması olacağı tahmin ediliyor. Bu durum artan nüfusla beraber, azalan tarım kaynaklı gıda arzı anlamına gelmekte ve korktuğumuz çölleşme olayının ülkemiz için çok da uzak olmadığını göstermektedir. Isınma masraflarının yoğun olduğu kış günlerini yaşadığımız şu günlerde sıcak mevsimin uzaması birçoğumuz için cazip bile gelebilir. Ancak bugünkü konforumuzu hem gıda hem de yaşam standartları anlamında yitirmeye başladığımızı hissettiğimiz anda belki de çok geç olacak. Senaryoların çoğunun önümüzdeki 50 yıl içerisinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bu, insan ömrü için elbette uzun bir süre ve 50 yıl sonrasını düşünerek çaba sarf etmek birçoğumuza anlamsız gelebiliyor. Küresel iklim değişikliğinin olası etkileri bir anda değil bir süreç içerisinde gerçekleşecek. Bir başka deyişle, uyandığımız anda dünya yok olmakla karşı karşıya kalmayacak. Küresel iklim değişikliğine bağlı etkiler, seksenli yılların başından itibaren hayatımıza ciddi şekilde yansımaya başladı. Aşırı hava olayları (kasırgalar, sıcak dalgaları, seller), bulaşıcı hastalıkların sıklıklarının ve görüldüğü bölgelerin değişmesi bu etkilerden yalnızca birkaçı. Hemen bugünden itibaren küresel iklim değişikliğinin olası etkilerinin daha az şiddette yaşanabilmesi için adım atabilmemiz mümkün. Ancak her şeyden önce gezegenimizi tanımanın, tablonun net anlaşılabilmesi adına faydalı olduğunu düşünmekteyiz. GEZEGENİMİZİ TANIYALIM Gezegenimiz Dünya, yaklaşık 4,5 milyar yaşındadır. Dünya’daki kıt kaynaklar denilince akla ilk gelen şey şüphesiz ki sudur. Su ihtiyacımızı karşılayabileceğimiz toplam stok, gezegenimizdeki toplam su miktarının ne yazık ki sadece %0,25’ini o l u ş t u r u y o r. Biraz daha pratik bir şekilde canlandırmamız gerekirse, dünyadaki tüm suyu 4 litrelik bir bidona koyduğumuz taktirde, " biz insanlar ve diğer canlıların kullanabileceği su miktarı yalnızca 1 çorba kaşığı kadar. İnsanın doğal kaynakları tüketme hızı, doğanın kendini yenileme hızının %50 üzerine geçmiş durumda. Yani eğer herkes bir Kuzey Amerikalı kadar tüketim yaparsa 5, bir Avrupalı kadar tüketim yaparsa 3, biz Türkiye’de yaşayanlar kadar tüketim yaparsa 2 Dünya’ya ihtiyacımız var. Bu durumla ilk kez 1986 yılında karşılaşıldı. O sene dünyadaki kaynaklar, yalnızca 1 günü sonraki yıldan borçlanılarak tüketildi. Günümüzde ise bize bahşedilen kaynakları Ağustos ayı civarında tüketiyoruz. Bu güne Dünya Limit Aşım Günü deniliyor. 2014 yılının limit aşım günü 19 Ağustos’tu. Geri kalan aylar için ihtiyacımız olan kaynakları bir sonraki yılın stokundan tüketiyoruz. Sürekli borç alıp hiçbir borcunuzu ödemediğimiz ve yeni borçlar istediğimiz bir yakınımız aslında Dünya. Bu durum daha ne kadar sürebilir? Elbette Dünya’da bize borç verecek kaynak kalmayana kadar… Sonrası ise meçhul… Gelin bugün bir adım atın ve ekolojik ayak izinizi ölçün. Kaç gezegenlik yaşadığınızı ve elinizdeki kaynaklara göre nasıl yaşamanız gerektiğini öğrenin. Unutmayın Yaşayabileceğimiz başka bir gezegen yok ve bir Afrika Atasözü’nde denildiği gibi, “Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı. Biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık…”. Yararlanılan Kaynaklar : URL:http://cevreonline.com/su/dunyada%20suyun%20dagilimi.htm URL:http://www.wwf.org URL:http://www.chrismadden.co.uk/ cartoon-gallery/wp-content/uploads/2012/12/hourglass-earth-2-cartoon.gif URL:http://blogonvaal.files.wordpress. com/2013/01/shutterstock_11256511.jpg URL:http://proximo.cc/blog/wp-content/ uploads/2013/04/mundo-arbol.jpg Çekmeköy2023 - 41 KÜLTÜR VE SANAT KÜLTÜR sanat KÜLTÜR sanat ÇIKMAZLARIN KOLAYLIĞI; İSTİŞARE Arapça kökene sahip olan istişare kelimesi, Türk Dil Kurumu sözlüğünde danışma anlamı ile açıklanmaktadır. Gündelik hayatımız içerisinde istişare etmek şeklinde kullandığımız bu ifade hayati önem taşımaktadır. Yaşanabilecek olumsuzlukları; bilgi paylaşımı, tecrübe aktarımı, ortak akıl gibi durumlar ile bertaraf etmeye kapı aralayan istişarenin hayati önem taşımasının temel sebebi Kur’an-ı Kerim’de yer alıyor olmasıdır. Hazret-i Peygambere hitaben Ayet-i kerimede şöyle buyruluyor olması tüm Müslümanların hayatına ilahi bir sesleniştir: Sen o zaman sırf Allah’ın rahmeti ile onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba katı yürekli olsaydın onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık onları sen bağışla, onlar için Allah’tan bağışlanmalarını dile. Yapacağın işlerde onlara da danış, bir kere de az- mettin mi, artık Allah’a dayan. Muhakkak ki Allah kendine dayanıp güvenenleri sever (Âl-i İmran - 159). Peygamberimiz de bu emir doğrultusunda, istişare etmenin gerekliliğine sıkı sıkıya bağlı kalmış ve istişare ile alınan kararlardan sonra kesinlikle vazgeçmemiştir. İstişarenin mü’minler arasında yapılmasını emreden bir diğer ayette ise Cenab-ı Allah: Onlar, Rablerinin davetini kabul ederler ve namazı dosdoğru kılarlar. Onların işleri de kendi aralarında bir istişare iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan onlar Allah yolunda harcarlar, (Şura -38) buyuruyor. Gündelik telaşlar içerisinde yaşanan yoğun kafa karışıklarına en iyi ilaç olan istişarenin yapılma şartları bulunmaktadır. Herkes ile istişare yapılmaz. Meseleye hakim, sözüne güvenilir, ehil kişiler ile istişare yapılabilir. Kişisel durumlarımız için yaptığımız istişareler danışma hükmünde olup sonucunun bağlayıcılığı yoktur. İçinden çıkılamayan bir durumda yol göstermesi için istişare edilen kişinin fikrini almak, etraflıca konuşmak sünnettir fakat son tahlilde kişi kendi kararını istişare ettiği kişiye bağlı kalmaksızın verebilir. Toplumsal durumları etkileyen istişarelerde ise bağlayıcı hüküm vardır. Eğer vakıf dernek gibi ortak alanın olduğu bir yapı var ise istişare esnasında alınan karara uyulması esastır. Farz hükmünde olan bu istişareler için yine yetkin kişiler ve ehil bir başkan (istişare heyeti başkanı) olması gerekmektedir. Böyle durumlarda istişarenin farz olduğunu bilip farklı yollara tevessül etmemek yapılacak işi hayırlı ve bereketli kılar, hiç umulmadık yolların açıldığına şahit olunur. KISA KISA • Makyajına ve yüzündeki boyalarına güvenme. Yollar da güzeldir ama altından kanalizasyon geçer. Scarface (Yaralı Yüz) • Hayatlarımızı bazen yakaladığımız fırsatlar belirler. Bazen de kaçırdığımız. The Curious Case of Benjamin Button (Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi) • Beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, aşk sanıyorsunuz. Othello • İnsan sevdiğini öldürür diye bir söz vardır ya. Aslında bakın, insanı öldüren hep sevdiğidir. Fight Club (Dövüş Kulübü) • Eğer kaçamıyorsan ve başkalarına bağımlıysan, gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun. Mar Adentro (İçimdeki Deniz) 42 - Çekmeköy2023 KÜLTÜR VE SANAT DURSUN GÜRLEK AYAKLI KÜTÜPHANELER A klından kitaplar hiç düşmeyen, cümlelerinin arasında sürekli kitap eksenli ifadeler yer alan, çantası açıldığında göze ilk ilişenin kitap olduğu kimselerdir ayaklı kütüphane isimlendirmesi yakıştırılanlar. Akıp giden hayatın; duran, düşünen, yol gösteren, bilgi ile konuşan mütevazi üstadlarıdır ayaklı kütüphaneler. Dursun Gürlek’in kaleme aldığı Ayaklı Kütüphaneler kitabında Gelenbevî İsmail Efendi, Mütercim Asım, Kethüdâzâde Arif Efendi, Hoca Tahsin Efendi, Ömer Hilmi Efendi, Ali Emirî Efendi, Babanzâde Ahmet Naîm, Muallim Cevdet, Ömer Ferid Kam, İsmail Fennî Ertuğrul, İsmail Saib Sencer, Nurullah Pertev Bey, İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Mükrimin Halil Yınanç, Hacı Muzaffer Ozak, Ali İhsan Yurt isimleri ayaklı kütüphaneler olarak tüm yönleriyle anlatılıyor. Kitaplar ile olan yakınlıkları ve kitapların hayatlarında konumlandırışlarına dair detaylarda ise şu ifadeye yer veriliyor: “Canlı kitap olarak tavsif edilen ayaklı kütüphanelerin birinci özelliği, kendilerine yöneltilen soruları anında ve doğru olarak cevaplandırmalarıydı. Bunlar, ‘kitaba bakarak cevap vermek, kabak bağlayarak yüzmeye benzer’ diyorlardı.” Kitapta Mükrimin Halil Yınanç ile ilgili anlatılan bir anı, okuma aşkının ve ilim iştiyakının en önemli göstergelerinden biri olarak dikkat çekiyor: Mükrimin Halil Hoca Fransa’da bir kütüphaneye gider ve burada Düsturnâme-i Enverî adlı bir kitaba denk gelir. Ziyadesiyle hoşuna giden bu kitaptan fotokopi çektirmek, ödünç almak, fotoğraf çekmek yasaktır. Hoca bu duruma bir çözüm bulur ve her gün kütüphaneye gelerek kitaptan on sayfa ezberler, akşam kaldığı otele giderek bunları yazıya aktarır. Kitabın tamamını yazıya aktaran Mükrimin Halil Yınanç, Türkiye’ye geldiğinde kitaptan istifade etmek isteyenlere can-ı gönülden bu birikimi aktarır. Sayfaların gizemini hayatlarının gerçeği haline getirmiş bu ayaklı kütüphaneleri okumak, kadim geleneğimizin izini takip etmek açısından da önemli bir imkan sunuyor. Ayrıca kitap kapsamında yer almasa da Dursun Gürlek’in takdim yazısında bir diğer ayaklı kütüphane olan Cemil Meriç’e de değiniliyor. KİTABIN KÜNYESİ ADI: Ayaklı Kütüphaneler YAZARI: Dursun Gürlek YAYINEVİ: Kubbealtı Neşriyat BASKI YILI:2013 SAYFA SAYISI: 406 Çekmeköy2023 - 43 KÜLTÜR VE SANAT UNUTURSAM FISILDA.. Çağan IRMAK 2014 yılında vizyona giren ve tüm dikkatleri üzerine toplayan filmlerden biri oldu Unutursam Fısılda.. Bir Çağan Irmak filmi olan Unutursam Fısılda, en başta yönetmeninden dolayı ilgi çekti. Son yıllarda ülkemiz sinemasının önemli yönetmenlerinden biri olarak ön plana çıkan Irmak, çektiği tüm filmlerle farklı bir gündem oluşturmayı becerebilmiştir. Filmleri kadar dizilerle de ön plana çıkmış olan yönetmenin çalışmalarından bazıları şunlardır: - Keşanlı Ali Destanı- dizi (2011) - Çemberimde Gül Oya – dizi (2004-2005) - Asmalı Konak – dizi (2002-2004) - Mahallenin Muhtarları – dizi (1998) 44 - Çekmeköy2023 - Mustafa Hakkında Herşey – sinema (2004) - Babam ve Oğlum – sinema (2005) - Ulak – sinema (2007) - Issız Adam – sinema (2008) - Dedemin İnsanları – sinema (2011) - Tamam mıyız? – sinema (2013) 2014’ün Ekim ayında vizyona giren film, melodram tadında bir hikayeyi konu edinir.Film, Tarık ile kurduğu hayallerin peşinden giden Ayperi’nin şöhret basamaklarını tırmanışını ve uzun yıllar sonra hastalığı nedeniyle ayrıldığı kasabaya, ablasının yanına dönüşünü anlatır. Seyirciler ve film eleştirmenlerinin birçoğu,hafızalara Issız Adam ile yer etmiş olan yönetmenden, yine bu tat da bir film bekledi. Sinemaya her giren Ayperi ve Tarık arasındaki, aslında film içerisinde tam olarak geliştirilememiş bir konu olarak kalan aşkı dikkate aldı ve film sanki bir aşk ve ihanet sineması gibi lanse edildi. Ancak benim burada değinmek istediğim ve filmin ana eksenini oluşturan konu, Ayperi ve ablası Hanife’nin hesaplaşmasıdır. Filmin başlarında birbirinden farklı karakter özelliklerine sahip ama birbirini kollayan iki kız kardeş olarak tanıtılan Ayperi ve Hanife, yıllar sonra yeniden bir araya geldiklerinde konuşmadıkları onca yıl içerisinde yaşananların hesabını birbirlerinden sormaya başlar. Her ne kadar öfke ve kırgınlık yıllarca içlerine işlemiş olsa da,filmin sonunda kardeşlik bağının ağır bastığı ve o kadar yılın yükünün bir tarafa bırakıldığı barış yaşanır. Bu hesaplaşma aile yaşantısı, çocukluk ve gençlik yılları, evlilik ve yalnızlık temaları etrafında çerçevelenir.Ayperi ve Tarık arasında yaşanan aşk da yine bu hesaplaşmanın bir konusu olarak ele alınır.Dolayısıyla filmin bir aşk ve ihanet filmi olduğunu iddia etmek, hem filmin içeriğini hem de yönetmenin çok yönlülüğünü kısırlaştıran bir yorum olur. Bu çerçeveden bakılırsa, filmin daha rahat anlaşılabileceğini ve beklentileri tatmin edeceğini söylemekte fayda var. Filmin günümüz ve geçmiş sahneleri arasındaki geçişler bazen belirsiz olsa da, seyircinin takip edebileceği bir mantıksal sıranın izlendiği söylenebilir. 70’li ve 80’li yılların atmosferi, filmin arka planını oluşturur. Bu atmosfere uygun şarkıları hazırlayan Kenan Doğulu’yu ve bu şarkıları üstün bir performans ile seslendiren Zeynep Farah Abdullah’ı, film performansı dışında ayrıca tebrik etmek gerekir. Seslendirilen şarkıların, bir film albümü olarak yıllarca dinleneceğine hep birlikte şahit olacağız. KÜLTÜR VE SANAT İLLÜSTRASYONLARLA HAYATIN ACI GERÇEKLERİ 1976 doğumlu Polonyalı illüstrasyon sanatçısı PawelKuczynski, 2004 yılında başladığı çalışmalarına günümüzde de devam etmektedir. Kuczynski, içinde bulunduğumuz toplumsal ve siyasi çıkmazları satirik bir perspektifle ele alır. Çalışmaları ‘satiricalillustrations’ yani iğneleyici illüstrasyonlar olarak tanınır. Çalışmalarında günümüzün en can alıcı sorunlarından eşitsizlik, adaletsizlik, savaş, doğaya verilen zararlar, şiddet, suç ve yozlaşmış siyaset konularını işlemektedir. Peki neden bunlar acı gerçekler ya da iğneleyi- ci illüstrasyonlar olarak adlandırılır? Söz konusu başlıkların tümü, aslında insanların hep bildiği, kendi ortamı içerisinde şikâyet ettiği ama asla bir topluluk karşısında ya da bir itiraz veçhesiyle dile getirilemeyen günlük kadavralardır. İşte Kuczynski, tüm toplum ve hatta insanlık adına bu acı gerçekleri tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Çalışmaları ile ödül almış olan sanatçının çalışmaları birçok dergi ve gazetede yayınlandığı gibi sanatçının facebook hesabından da takip edilebilir Çekmeköy2023 - 45 HABERLER Çekmeköy Belediyesi’nin Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi işbirliği ile hayata geçirdiği “Biz O’nu Çok Sevdik” isimli Siyer-i Nebi yarışması Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un katıldığı tanıtım toplantısıyla başladı. 46 - Çekmeköy2023 HABERLER Yardımcısı Kurtulmuş, “Sadece bir cümle söyleyeyim ‘Kabe Arap’ın olsun, Çankaya bize yeter’ diyen bir Türkiye’den Allah’a çok şükür bugün belediyelerin, üniversitelerin Peygamber için ‘Biz Onu Çok Sevdik’ yarışmaları açan bir Türkiye’ye geldik. Bu Allah’ın bir lütfüdür. Bu milletin kendi kökleri üzerinde yeniden ayağa kalktığının, kalkmaya başladığının çok somut bir göstergesidir. Tebrik ediyorum. Örnek olmasını temenni ediyorum. Sosyal sorumluluk projesi diyoruz ya işte sosyal sorumluluk projeleri böyle projelerdir. Buna benzer böyle güzel projelerle inşallah hem sosyal sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Hem de yeni nesillerin geleceğe doğru çok daha iyi yetişmelerini sağlayacak, adımları atıyoruz. Bu yarışmanın finalinde de hep birlikte olmak dileğiyle” diye konuştu. Yarışmaya Katılım Nasıl olacak? Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un katıldığı toplantıyla yarışmanın tanıtımı gerçekleştirilirken programa AK Parti Milletvekilleri Oktay Saral ve İsmet Uçma, Çekmeköy Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız, Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, Belediye Başkan Yardımcıları Şenol Çetin, Eyüp Yıldırım, Fatih Sırmacı, Şahmettin Yüksel, Ahmet Epli ve Latif Coşar, İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof Dr. Ali Köse, çeşitli üniversitelerden rektörler ve dekanlar, muhtarlar, işadamları ve imamlar katıldı. Program Kartal İmam Hatip Lisesi öğrencisi aynı zamanda Avrupa Kur’an-ı Kerim okuma birincisi Muhammed Bilal Demirel’in Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından proje tanıtım filmi izlendi. Programda konuşan Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, projenin hayata geçirilmesinden duyduğu memnuniyeti belirterek şunları söyledi: “Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV), insanlığa örnek olacak bir hayat yaşadı. Günlerdir çeşitli alanlarda “Biz O’nu Çok Sevdik” cümlesiyle tanıttığımız projemizin detaylarını kamuoyuna tanıtacağımız gecemize hoş geldiniz. Çekmeköy Belediyesi olarak Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi işbirliği ile hayata geçirdiğimiz “Biz O’nu Çok Sevdik” isimli Siyer-i Nebi yarışmasını başlatıyoruz. Peygamber Efendimizin örnek hayatını genç nesillere hakkıyla anlatmayı amaçlayan bu yarışma ile hayırlı bir işe Bismillah diyoruz. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV), insanlığa örnek olacak bir hayat yaşadı. Güzel dinimizi anlatırken, sadece insanlara değil, tüm tabiata ve tabiat varlıklarına nasıl davranılacağını, hayatın nasıl daha da güzelleşeceğini öğretti. O bize hep iyi olanı, hep doğruyu gösterdi. Bu bilinçle yetişecek nesillerimiz, ülkesine, İslam alemine ve tüm insanlığa faydalı olacaklardır.” Numan Kurtulmuş: “Büyük Bir Medeniyetin Doğuşu Ancak Bu Tür Çalışmalarla Olur” Hiç konuşmadan bile salonda bulunmaktan dolayı memnuniyeti dile getiren Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Bu çalışmada emeği geçen, bu yarışmayı ortaya koyan, destek olan Çekmeköy Belediyemize ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine yürekten teşekkür ediyorum. Ümit ediyorum ki bu yarışmaya binlerce genç kardeşimiz katılacaktır. Sonuçta adı yarışma olsa da aslında bu yarışma gençlerimizin kendilerine ben de buradayım dedikleri bir kayıt defteri arz edecek. Onun için ümit ediyorum çok sayıda kardeşimiz titiz bir şekilde Muhammed Hamidullah hocanın kitabını okur ve burada Hz. Muhammed’in hayatına ilişkin temel bilgileri almış olurlar. Değerli kardeşlerim nasıl ‘biz onu sevdik’ sloganıyla yola başladıysak, böyle bir kampanyayı bugün başlatıyorsak, Allah ömür verir de inşallah sonunda da o toplantı da birlikte olmak nasip olur” şeklinde konuştu. “Büyük bir medeniyetin doğuşu ancak bu tür çalışmalarla olur” diyen Başbakan Çekmeköy Belediyesi ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi işbirliği ile hazırlanan “Biz O’nu Çok Sevdik” projesinde, İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in insanlığa örnek hayatı genç nesillere aktarılacak. İstanbul’daki üniversitelerde eğitim gören lisans öğrencilerini kapsayan projede, yarışmaya katılmak isteyenlere Prof. Dr. Muhammed Hamidullah’ın İslam Peygamberi isimli kitabı dağıtılacak. www.bizonucoksevdik.com isimli siteden alınacak başvurularda; öğrencinin adı-soyadı, kimlik numarası, okuduğu üniversite, fakülte ve iletişim bilgileri istenecek. Başvuru bilgilerinin doğruluğu onaylanan yarışmacılara kitapları, kargo ile gönderilecek. Aralık ayında başlatılacak projenin Kutlu Doğum Haftası’nda Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenecek ödül töreni ile tamamlanması hedefleniyor. 20 Bin TL Ödül Kitabın okunması için 3 ay süre verilecek yarışmacılara, Nisan ayının başında internet üzerinden online sınava alınacaklar. Sonuçlar, Ege Üniversitesi Danışmanlığı’nda hazırlanacak sistem tarafından belirlenecek. Marmara Üniversitesi öğretim üyeleri tarafından hazırlanacak sorularla yapılacak sınavda dereceye girecek ilk 200 kişi ödül almaya hak kazanacak. Birinciye; 20 bin TL, Umre ve kitap seti, ikinciye; 15 bin TL, Umre ve kitap seti, üçüncüye; 10 bin TL,Umre ve kitap seti verilirken, ilk yüze giren diğer yarışmacılar altın ve kitap setlerinden oluşan hediyelerle ödüllendirilecekler. Çekmeköy2023 - 47 EĞİTİM EYVAH ÇOCUĞUM ÜSTÜN ZEKALI! Tıpkı bir ülkenin yer altı maden kaynakları gibi üstün ve özel yetenekli bireyler de bir milletin zenginlik kaynağıdır 48 - Çekmeköy2023 Ç ocuğunuz akranlarına göre erken yaşta konuşmaya başlamışsa, daha 3-4 yaşlarında kendiliğinden okumaya geçmişse, dili etkili bir iletişim vasıtası olarak kullanabiliyorsa, geniş bir kelime hazinesi varsa, kelimeleri doğru telaffuz ediyor ve konuşurken beden dilini kullanmaya fazlaca ihtiyaç duymuyorsa, edatları, bağlaçları cümle içinde uygun yerde kullanabiliyorsa… Eğer çocuğunuz bebekliğinden beri çok az uykuya ihtiyaç duyuyorsa, giydiği atletlerin etiketlerini sürekli kesmek zorunda kalıyorsanız ya da minicik ayakları, ayakkabının içinde bir türlü rahat edemediğinden çoraplarını dikişsiz olanlardan seçmeniz gerekiyorsa, parfümünün kokusunu duyduğunda kimin gelmekte olduğunu söyleyebiliyorsa, bardakla ikram edilen meyve suyunun hangi marka olduğunu ayırt edebiliyorsa… Her an kıpır kıpır ve araştırma halindeyse, sürekli olarak anne babasını peşinde koşturan, günlerce onların zihnini meşgul edecek içinden çıkılmaz girift EĞİTİM sorular soran, bilinmezlikler üzerine merakla giden, ‘hayır’ kelimesini cevap olarak kabul etmeyen bir çocuğunuz varsa… Ölümü, ölümden sonrasını, nasıl yaratıldığımızı araştıran, soyut kavramlar üzerine düşünen, uzay, sonsuzluk ve ötesi hakkında kafa yoran, haksızlığa tahammülü olmayan, yüksek adalet duygusuna sahip bir çocuğunuz varsa… Bitmek tükenmek bilmeyen bir merakı varsa, sonu gelmeyen sorular soruyor konunun ayrıntıları üzerinde sizinle tartışıyor, meselelere farklı bakış açıları ve yorumlar getirebiliyorsa, küçük yaşlardan itibaren kelimelere ya da rakamlara fazlaca ilgisi varsa, kendiliğinden işlem yapmaya geçtiyse, kuvvetli bir hafıza ve ezber yeteneğine sahipse, gittiği bir mekanı en ince ayrıntılarına kadar hatırlayıp yerini tarif edebiliyorsa, geniş bir hayal gücü ve betimleme yeteneği varsa, farklı dillere merak duyarak kendine ait bir konuşma dili geliştirdiyse… Karmaşık ve girift şeylerden hoşlanıyorsa, alet ve makinaların nasıl çalıştıklarını inceliyor ve aldığınız her arabayı parçalarına ayırıp yeniden çalıştırıyorsa, keskin gözlemler yaparak çevresindekileri şaşırtan isabetli tahminlerde bulunuyorsa, akranlarından daha çok yaşça kendinden büyük olanlarla birlikte olmaktan hoşlanıyorsa… Sorumluluk hissi kuvvetli, kendini başarıya konsantre etmiş, motivasyonu yüksek, mükemmeliyetçilik duyguları taşıyan estetik duyarlılığı erken yaşta gelişmiş ve üst düzey zevklere sahip bir çocuğunuz varsa, giydiğiniz kıyafetin uyumlu olup olmadığını size yakışıp yakışmadığını, rengini, şeklini eleştiriyor, güzel olana değerli olana hak ettiği kıymeti verebiliyorsa… Arkadaşlarıyla birlikteyken lider rolünü üstlenen, grubu motive ederek peşinden sürükleyen, isteklerini çevresindekileri ikna ederek yaptırtma gücüne ve üst düzey bir özgüvene sahip olan, mücadeleci, hırslı fakat bir o kadar da empati duygusu kuvvetli, başkalarının acılarına kendi acısı gibi yaklaşan bir çocuğunuz varsa ve onun duygusal olarak aşırı hassas olduğu konular varsa, kırılan ağaç dalları ya da yağmurda ıslanan kedi yavruları için günlerce üzülüp çevre duyarlılığımızla ilgili farklı projeler geliştirebiliyorsa… O zaman üstün zekâlı bir çocuğa sa- hipsiniz diyebiliriz. Elbette bir çocuğun üstün zekâlı sayılabilmesi için bu özelliklerin hepsine birden sahip olması gerekmiyor. Ancak saydığımız veriler, bu öğrencilerin tanılanmasında en belirgin kriterleri oluşturuyor. Fakat asıl önemli olan, bu çocuklarımızın erken tanılanması ve onların bireysel özelliklerine uygun bilgi ve beceri içeren programların uygulandığı eğitim kurumlarıyla buluşturulması. Çünkü zekâ, da tıpkı kullanılmadıkça körelen bir uzuv gibidir. Uygun teknikler kullanılarak uyarılmazsa yavaş yavaş fonksiyonunu yitirerek atıl kalacaktır. Ama bu karşılaşabileceklerimizin en kötüsü değil. Onlar eğer kendilerine sosyal değer ölçüleri kazandırılmayan, genel geçer ahlaki kuralların öğretilmediği, bencil, sevgi ve saygıya dayalı otoritenin olmadığı bir ortamda, sırf rekabet ve kazanma hırsıyla yetiştirilirlerse o zaman topluma; kendileriyle aynı şartlarda yetişen herhangi bir bireyin verebileceğinden çok daha fazla zarar verebiliyor, büyük yıkımlara ve mağduriyetlere sebep olabiliyorlar. Tıpkı bir ülkenin yer altı maden kaynakları gibi üstün ve özel yetenekli bireyler de bir milletin zenginlik kaynağıdır. Her bireyin, üstün yetenekli olsun ya da olmasın topluma bir katkısı, gerçekleştirmesi beklenen bir hayat amacı vardır. Bireyler, ailelerinden getirdikleri genleri ve aldıkları eğitim ve çevre şartlarının etkisiyle şekillenen zihinsel potansiyelleriyle hayat amaçlarını gerçekleştirmeye çalışırlar. Bu yolda hepimizin topluma farklı katkıları olur. Her birey kendi yetenek ve donanımları doğrultusunda bu katkıyı sağlar. Bu süreçte hepimiz kendi dışımızdaki insanların görüş ve fikirlerine ihtiyaç duyarız. Üstün zekalı ve özel yetenekli bireyler diğer insanlardan biraz daha farklı, kendilerine has bir gözle hayata bakar ve sorunlara daha etkili, kısa ve kesin çözüm yolları üretebilirler. Sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik, politik ve estetik alanların hepsinde de onların bize kazandıracakları farklı bakış açılarına ihtiyacımız var. Nihal KARAGÖZ Çınar Koleji Üstün Zekâlılar Öğretmeni Çekmeköy2023 - 49 SOKAĞIN SESİ K aranlığıyla aydınlığıyla, sevinciyle kederiyle bin bir türlü hayat hikayesine ev sahipliği yapan sokaklar… Çalan bir kornanın, acı acı öten bir sirenin eşliğinde karınca misali bir o yana bir bu yana günlük telaşe ve rızık peşinde koşuşturan insanoğlunun nefes alıp verdiği sokaklar… Eksisiyle artısıyla her halimize tanıklık eden sokaklar. Bizi yansıtan, bizi bilen, adeta bizden biri gibi hayatımıza yön veren sokaklar. Çekmeköy 2023 yine sokağın sesine kulak vermek üzere yollara düştü. Hiç ummadığımız bir sokakta belki de tarihe not düşecek fikirlere imza atacak vatandaşlarımıza mikrofonumuzu uzattık ve sorduk: Belediyemiz daha önce hiç yapılmayan ve vatandaşın taleplerini karşılayacak yeni bir projeye imza atmak istiyor. Bu yeni projeye sizin öneriniz veya katkınız neler olurdu? İşte sokağın sesinden yükselen sesler. Ç FİGEN YAYLA 4 AYDIR ÇEKMEKÖY’DE OTURUYOR. ekmeköy’e yeni taşındım. Genel olarak bakıldığı zaman ilçemiz gayet iyi durumda ve merkezi bir yer. Benim tek talebim sağlık konusunda çalışmaların artması. Belediyemize bir proje sunacak olsaydım mutlaka sağlıkla ilgili olurdu. İlçemizde güzel, donanımlı bir hastane olsaydı çok iyi olurdu. Bunun haricinde, ulaşımla ilgili ufak aksaklıklar var. Zaten metro geliyor ilçemize, diğer vatandaşlar gibi ben de dört gözle metro çalışmalarının tamamlanmasını bekliyorum. Çekmeköy’e taşınmayı tercih etmemdeki en büyük etkenlerin başında yeşilinin bol ve metronun geliyor olması. Merkezi bir yer olmasının dışında yeşilliğin ve tabiatın yok olmadığı bir ilçe. Çekmeköy’e çok yakın bir zamanda taşınan biri olarak söylüyorum bir insan huzur istiyorsa adres Çekmeköy’dür. B elediyemize sunacağım proje ulaşımla ilgili olurdu. Oturduğum yerde araç yolumuz kapalı. Var olanların dışında alternatif yollar yapılabilir. Her bölgeye otobüs seferleri var ancak diğer ilçelerde olduğu gibi sık değil. Bir de ilçemizde imar düşük. İmarın yükseltilmesiyle alakalı çalışmaların arttırılmasını isterim. Belediyemiz zaten halkın düşünce ve görüşlerine önem veriyor. Halkla iç içe çalışmasını sürdürüyor. Bizim talep ve isteklerimiz doğrultusunda yeni çalışmalar yapıyor. Sunduğunuz bu imkandan dolayı öncelikle başkanımız sayın Ahmet POYRAZ’a ve siz değerli çalışanlarına teşekkür ediyorum. ŞENTÜRK URTENUR 18 YILDIR ÇEKMEKÖY’DE OTURUYOR. 50 - Çekmeköy2023 " SOKAĞIN SESİ İlçemizin en güzel özelliklerinden biri de fazla kalabalık olmaması. Ailemizle birlikte vakit geçirebileceğimiz sessiz, sakin ve huzur dolu ortamlar var. RÜVEYDA ÜNVER 11 YILDIR ÇEKMEKÖY’DE OTURUYOR. 11 " yıldır Çekmeköy’de oturuyorum. İlçemizde gözle görünür değişimler yaşandı ve bunlara şahit olan vatandaşlardan biriyim. Bunun için de başkanımız Ahmet POYRAZ’a teşekkürlerimi iletiyorum. Özellikle bizim için kültür merkezinin açılması çok büyük avantaj. Halkın hem tiyatro izlemesi hem toplantılara, seminerlere katılıp bilgilendirilmesi adına yapılan çalışmalar gerçekten takdire şayan. Ben bir öğretmen olarak belediyemize proje sunacak olsaydım, projem eğitimle alakalı olurdu. Vatandaşın daha rahat ulaşım sağlayabileceği ve faydalanabileceği bir ortamda kütüphane yapılmasını isterdim. Benim, öğrencilerimin ve ailelerinin birlikte kitap okuyabileceği, sohbet edebileceği bir yer olsun isterdim. Öğrencilerin hem ödevleri için hem de herhangi bir konuda araştırma yapabilecekleri rahatça bilgi toplayabilecekleri kütüphaneleri olsun isterdim. Her ne kadar gelişen teknolojiyle birlikte cep telefonlarımızdan dahi istenilen bilgiye ulaşılabiliyor olsak da öğretmen olarak kitabın yerinin farklı olduğunu düşünüyorum. Öğrenciler o kitaplara dokunmalı, kokusunu hissetmeliler. Bu yüzden bir öğretmen olarak benim için ilçemizdeki eksiklik kütüphane. Bunun dışında ilçemizde herhangi bir eksiklik göremiyorum. B en Irak’tan Çekmeköy’e gelin geldim. Çekmeköy’e bayıldım. Nasıl çözülür bilmiyorum ama benim ulaşımdan yana bir sıkıntım var. Yeşil alanların korunması gerçekten çok güzel. Alışveriş merkezlerimiz, eğitim alanlarımız bizim için yeterli. İlçemizin en güzel özelliklerinden birisi de fazla kalabalık olmaması. Ailemizle birlikte vakit geçirebileceğimiz sessiz, sakin ve huzur dolu ortamlar var. İlçemizle alakalı sunabileceğim proje çocuklarla alakalı olabilir. Çocuğum için oyun alanlarının arttırılmasını isterim. Çocuğumun gittiği okuldan çok memnunum. Okul sonrasında açık havada ödevlerini yaptırabileceğim, yaşıtlarıyla oyun oynayabileceği parkların, oyun bahçelerinin arttırılmasını isterim. İlçemiz çok güzel, Lütfen başkanım bu güzelliği bozmaya çalışanlara fırsat vermeyin. DUA AKRAN 1 YILDIR ÇEKMEKÖY’DE OTURUYOR. U ERDAL EKŞİ 29 YILDIR ÇEKMEKÖY’DE OTURUYOR. zun zamandır Çekmeköy’de hayat bulan bir vatandaş olarak belediyemize sunabileceğim proje taksilerle alakalı olurdu. Ben Taşdelen taksi durağının başkanıyım, Çekmeköy Belediyesi’ne bir ricada bulunmak istiyorum. Taksi duraklarının yenilenmesi için belediyemiz bir çalışma başlatabilir. Bizim durağımız maalesef biraz geri kaldı. İnşallah bu konuya da bir el atarlar. Bunun dışında çocuklarımızın, gençlerimizin gidebileceği sosyal ortamların arttırılması konusunda bir çalışma başlatılabilir. Gençlerimizin hem toplanabilecekleri hem faydalı vakit geçirebileceği alanlar artırılabilir. Çekmeköy artık çok gelişti, kalabalıklaştı. Bundan dolayı caddelerimizde park sorunu yaşanıyor. Bununla da alakalı bir şey yapılabilirse çok memnun oluruz. Zaten belediyemiz durmaksızın bizim için çalışıyor. Biz başkandan razıyız, Allah da ondan razı olsun. Çekmeköy2023 - 51 SOKAĞIN SESİ B NURAY TOPDEMİR ERGİN en bir esnaf olarak bu soruya cevap vermek istiyorum. Çekmeköy Belediyesine benim önereceğim proje pazarların kaldırılmasıyla alakalı olabilir. Pazarların kurulması, bizim gibi küçük esnafa gerçekten büyük bir haksızlık oluyor. Ne yapılabilir bilemiyorum ama belediyemiz, esnafların da durumunu düşünerek bu konuda çalışma başlatmasını isterim. Pazarlar haricinde, ilçemizde sinema ve tiyatro alanları çoğaltılmalı. Ailemizle sinema ya da tiyatroya gitmek istediğimizde evimizden çıkıp yürüyerek sinema salonlarına tiyatro salonlarına ulaşmak istiyoruz. Bizim için çalışan Başkanımız Ahmet POYRAZ’a ve belediye çalışanlarına çok teşekkür ediyorum. 4 YILDIR ÇEKMEKÖY’DE OTURUYOR. B enim belediyeye sunacağım proje ulaşımla ilgili olurdu. Metro yapımı bitene kadar, Çekmeköy’deki otobüs hareket saatlerinin sıklaştırılmasını istiyorum. Çünkü gün içerisinde bir yere gitmek istediğim zaman otobüsler gerçekten kalabalık oluyor. Eğer hareket saatleri sıklaştırılırsa yoğunluğun azalacağı düşüncesindeyim. Metro kullanıma açıldığında kökten çözüm olacaktır. Ulaşım dışında herhangi bir sorun ya da talebim yok. Belediyemiz zaten hemen hemen her konuda çalışmalarını sürdürüyor. Bizim için çalışan Çekmeköy Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum. NAZAN SUBAŞI 27 YILDIR ÇEKMEKÖY’DE OTURUYOR. T Hüseyin BALTA 27 YILDIR ÇEKMEKÖY’DE OTURUYOR. " am 27 yıldır Çekmeköy’de oturan birisi olarak öncelikle yapılan çalışmalar için belediyemize teşekkürlerimi iletiyorum. Tüm samimiyetimle söylemek istiyorum her şey dört dörtlük ilerliyor. İlçemiz hızla gelişti ve gelişmeye de devam ediyor. Benim belediyemizden talep edebileceğim, ve proje olarak sunabileceğim tek konu var. Mesire alanlarının daha güzel hale getirilmesi. Hem piknik yapılabilen hem de düğün alanı olarak kullanılabilen bir mesire alanı önerebilirim. Bunun haricinde ilçemizde av sporuyla uğraşan kişi sayısı oldukça fazla. Ava giden gençler olarak, bizim için bir avcı derneği isterim. Tüm avcılarımızın toplanabileceği bir derneğimiz olsa çok iyi olur. Tüm samimiyetimle söylemek istiyorum her şey dört dörtlük ilerliyor. İlçemiz hızla gelişti ve gelişmeye de devam ediyor. " Röportaj ÖMER İSLAM 52 - Çekmeköy2023 741. KÖŞE YAZISI ŞEB-İ ARUS ‘D Şeb-i Arus kelime olarak, ‘düğün gecesi’ demektir. Mevlânâ Celaleddin-i Rumi kendi ölümüne Rabbine duyduğu aşktan dolayı sevgiliye kavuşma, yani düğün gecesi demiştir. inle neyden duy neler söyler sana/ Derdi vardır ayrılıklardan yana’ dizeleriyle başlar CelâleddinRûmi yirmi beş bin beyitlik mesnevisine. İki kulak bir ağız vermişse Yaradan, iki dinleyip bir konuşmak düşer insana da. Öyle ya, nasılsın diye sorulduğunda, ahvalimizi önce can kulağıyla dinler karşımızdaki. Sonra dertse eğer merhem olmaya; sevinçse ortak olmaya talip olur. Her dizesi neyden süzülen nefes gibi tılsımlı olan Mesnevî, hala ilk yazıldığı günün berraklığını taşıyor. Söz konusu ayrılık olunca hele, daha da çok başvuruluyor Mesnevî’ye… Şeb-i Arus kelime olarak, ‘düğün gecesi’ demektir. Mevlânâ Celaleddin-i Rumi kendi ölümüne Rabbine duyduğu aşktan dolayı sevgiliye kavuşma, yani düğün gecesi demiştir. İkindi vaktinden sonra Kur'an okumak ve Aynü'l-Cem' yapılmak sûretiyle icra edilen bu merasimin gecesine aynı zamanda "Leyletü'l-Arûs" da denilir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ülkemizde her yıl kutlanan bu tören, oldukça sevilmiş ve yerinde bir ilgiye mazhar olmuştur. Önceleri sadece Konya’da kutlama yapılırken, bu halka büyümüş tüm ülkede coşkulu bir törene dönüşmüştür. Öyle ki yalnızca ülkemizde değil, yurtdışında da Şeb-i Arus törenleri düzenlenmeye başlamıştır. Hatta UNESCO’nun 2007 yılını Mevlâna Yılı olarak ilan etmesi, bu sevgi yumağının kar topu şeklinde hızla ilerleyip koca bir çığa dönüşmesinin açık bir göstergesi olmuştur. Mevlânâ, ‘Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde arama, ancak arif kişilerin gönlündedir’ diyerek ölümün bir sondan çok başlangıç olduğunu ve ağıtların, feryatların yükseldiği taziye evlerinden çok, düğün evine benzemesini istemesi belki de bundandır. Fakat günümüzde bu törenin ölüm yıldönümü olduğu unutulup, sanatçıların şarkı türkü söyledikleri panayıra dönüştüğünü de atlamamak gerekir. Siyasetçilerin siyasi söylemlerini, sanatçılarınsa şöhretlerini tatmin edecekleri bir platform olarak görmelerinden daha çok bir ‘vuslat’ gecesi olduğu hatırlatılmalıdır tekrardan. Bu yıl ise, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarıyla, Sinan Erdem Spor Salonu'nda yaklaşık 15 bin kişinin katılımıyla yapıldı. ‘Hamdım, piştim, yandım’ sözleriyle hayatının özetine girizgah yazan Celâleddin Rumî’nin ölüm gününü bir doğum günü coşkusuyla kutlayıp vuslatın mumunu yeniden yaktık tabir-i caizse. Şeb-i Arus törenlerinin aynı sahipleniş duygusuyla icra edilmesini ve dünyadaki değerinin azalmadan sürmesini ilerleyen yıllarda görmemiz mümkün. Mesnevî Şair’inin de dediği gibi; ‘söz uzar, kesmek gerekir vesselam’… Çekmeköy2023 - 53 BURSA GEZİSİ R A L K U C O Ç İ D Y A H … Z U R O Y İ D İ G A ’Y A S R BU ekmeköy Belediyesi’nin çocuklara okuma yazma alışkanlığını kazandırmak adına düzenlediği ve ilçedeki tüm ilk öğretim okullarını kapsayan “günlük tutma” yarışmasını kazanan öğrenciler belli oldu. İlkokul 3. sınıflar arasında yapılan ve okulları tarafından 1’inci seçilen öğrenciler, Aileleri ile birlikte Çekmeköy Belediyesi önünden Bursa’ya hareket ettiler. Şampiyon öğrenciler ve aileleri yaklaşık üç saat süren yolculuğun ardından Bursa’dalar… Doğası, alış veriş merkezleri, kültür çeşitliliği, parkları, müzeleri, çarşıları ve buram buram tarih kokan mekanlarıyla Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biridir Bursa… Organizasyonunu Çekmeköy Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nün yaptığı Bursa gezisinde dereceye giren öğrenciler, 2 günlük tatilleri sırasında bir çok yeri görme ve tarihi bilgilerini güncelleme imkanı buldu. Tarifi mümkün olmayan bu güzellikler karşısında insan, 54 - Çekmeköy2023 kendinden geçiyor ve adeta tarihe bir kez daha tanıklık ediyor. Bakalım şampiyon öğrencilerimiz Osmanlı’nın ilk başkentinde nereleri görme imkanı bulmuşlar. BURSA’YI GEZİYORUZ Ulu Camii: Ulu Camii, Bursa’nın en görkemli camisidir ve en önemli tarihi yapılarındandır. Sultan Bayezid tarafından 1396- 1400 yılları arasında yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı ve 3 geniş kapısı olan cami, çok kubbeli camilerin en büyüğüdür. Osmanlı’da yapılan ilk CAMİ’İ KEBİR BURSA GEZİSİ olan Ulucami'nin bir diğer büyük özelliği ise 5. mertebede olmasıdır. İslam'da en yüksek mertebeli ibadethane Mekke'deki Mescid-i Haram'dır. Diğer sıralama ise şöyle: 1. Mescid-i Haram (Mekke) 2. Mescid-i Nebevi (Medine) 3. Mescid-i Aksa (Kudüs) 4. Emeviye Camii (Şam) 5.Ulucamii (Bursa) Ulu Çınar: Uludağ yolu üzerindeki 600 yıllık “İnkaya Çınarı” dünyaca ünlüdür. Osmanlı’nın ilk köylerinden İnkaya Köyü’nde bulunan Türkiye’nin en yaşlı çınarının boyu 35m, çevresi 9.2m (yaklaşık 12 apartman boyunda). 13 ana kola sahip olan “İnkaya Çınarı” Türkiye’nin en yaşlı ağaçlarından biridir. Hacivat - Karagöz: Bursa’nın simgesi olan Karagöz-Hacivat’ın Bursa’ da yaşadıkları ve çok iyi iki arkadaş oldukları söylenir. Karagöz ve Hacivat'ı çok seven ve ölümlerine çok üzülen Şeyh Küşteri, ölümlerinin ardından kuklalarını yaparak perde arkasından oynatmaya başlar. Bu sayede Karagöz ve Hacivat gölge oyunu olarak tanınır. Süleyman Çelebi: Orhan Gazi döneminde yaşamıştır. Süleyman Çelebi'nin 13461351 yılları arasında bir tarihte doğduğu, ölüm tarihinin ise 1422 olduğu söyleniyor. Bursa'daki Ulu Camide baş imamlık da yapan Süleyman Çelebi,Türkçe’de “mevlid” olarak bilinen Vesiletü’n-necat adlı eserin yazarı. rad tarafından 1425-1426 yılları arasında yaptırılmış ve içinde bulunduğu semte ismini vermiştir. Cami, medrese, hamam, darüşşifa ve türbeden oluşan Muradiye Külliyesi’ne Fatih Sultan Mehmed, II. Bayezid ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde yapıldığı bilinen türbeler de eklenmiştir. Yeşil Türbe: Yeşil Camii’nin karşısında bulunan türbe 1421 yılında Çelebi Mehmet tarafından yapılmıştır. Sekizgen yapılı bir türbedir. Renkli sır ve mozaik çini işlemeleriyle eşsiz bir yapıdır. Çelebi Sultan, kızları, dadısı ve oğullarının sandıkları vardır.Bursa‘nın sembolü haline gelen Yeşil Türbeyi şehrin her köşesinden görmek mümkündür. Tophane: Bursa’yı panoramik olarak en iyi izleyebileceğiniz yerlerden olan Tophane’de çınarların altında demli bir çay içip tarihi iliklerinize kadar hissetmek istiyorsanız Tophane’ye çıkmanız yeterli. Tarihe tanıklık eden sokakları, Osman Gazi ve Orhan Gazi Türbeleri, Saat Kulesi, İstiklal savaşında Bursa’yı savunan Toplar, 14 istiklal savaşı şehidi ve daha fazlası Tophane’de. Bu kadar dolaştıktan sonra sıra Bursa’nın yemeklerinin güzelliğini öve öve bitiremeyen ünlü seyyah Evliya Çelebi’nin 400 yıl öncesinden gelen çağrısına kulak veriyor ve şehrin meşhur lezzetini tatmak için önce bir İskender kebapçısına uğruyoruz… Ardından, müptelası olacağınız kestane şekeri satan bir dükkanda alıyoruz soluğu. Bursa’da tarihin derinliklerinde 2 günü dolu dolu yaşayan Öğrenciler ve Aileleri, bu güzelliği kendilerine yaşatan başta Başkan Ahmet Poyraz olmak üzere tüm Belediye çalışanlarına teşekkür ettiler. Osman Gazi: Osman Bey veya Osman Gazi (1258, Söğüt – 1 Ağustos 1326, Bursa) Osmanlı Beyliği ve Osmanlı Hanedanı'nın kurucusu ve beyliğin ilk padişahıdır. Orhan Gazi: Orhan Bey ve Orhan Gazi ( 1281, Söğüt – Mart 1362, Bursa), Osmanlı İmparatorluğu'nun ikinci padişahıdır. Muradiye Külliyesi: Muradiye Külliyesi, Bursa’da Osmanlı sultanları tarafından yaptırılan son külliyedir. Sultan II. MuÇekmeköy2023 - 55 RÖPORTAJ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARIMIZ [ÇEKSİAD] S Erdal ALBAYRAK ÇEKSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI Sivil toplum kuruluşları gücünü üyelerden alıp, bulunduğu bölgeden başlayarak, ülke ekonomisinin kalkınması için çaba sarf ederler… ivil toplum kuruluşları ortak amaçlara sahip insanların, bir araya gelerek seslerini ve sosyal faaliyetlerini kamuoyuna daha fazla duyurabilen toplumlardır… Bu yönüyle STK’lar (Sivil toplum kuruluşları) sosyal adaletin ve sosyal devlet anlayışının toplumun her kesimine yayılmasına ve aynı zamanda devletimizin gelişmesine katkıda bulunurlar… Sivil toplum kuruluşları gücünü üyelerden alıp, bulunduğu bölgeden başlayarak, ülke ekonomisinin kalkınması için çaba sarf ederler… İlçemizde yer alan sivil toplum kuruluşlarını daha iyi tanımak ve tanıtmak adına Çekmeköy 2023 olarak her ay bir sivil toplum kuruluşumuz misafirimiz olacaktır. Bu sayımızda özgür ve girişimci ruhuyla başarılı işlere ve faydalı projelere imza atmış olan ÇEKSİAD (Çekmeköy Sanayi Ve İşadamları Derneği)’ni sizlere tanıtıyoruz. Çeksiad nasıl ortaya çıktı, kuruluş hikayeniz nedir? 2007 yılında 24 kurucu üye tarafından kuruldu. Çekmeköy yavaş yavaş büyümeye başladıkça iş adamları da ortaya çıkmaya başladı. Çeksiad işte böyle bir ihtiyaç sonucu ortaya çıktı. İşadamlarını bir araya getirmek, ortak bir enerji oluşturmak ve sorunlarımızı birlikte dile getirmek için bir araya geldik. Kuruluş amacınız nedir? Çeksiad’ın kuruluş amacı, işadamları arasındaki var olan sosyal ve ekonomik bağları daha da kuvvetlendirmektir. İşadamlarımızın aralarındaki iş birliğini geliştirmek, ufuklarını genişletmek, 56 - Çekmeköy2023 1 kendilerini ve personellerini eğitmek. Bilindiği gibi yeni Türkiye vizyonunda sivil toplum kuruluşları ön planda. Sivil toplum kuruluşları da artık tabela derneği olmaktan çıkıp, icraat platformları olmaya başladılar. Artık yönetimde daha fazla söz sahibi olmak, sürekli çalışıp üretime katkıda bulunmak, bilgi üreterek öneride bulunmamız gerekiyor. Bunun için de güçlü birlikteliklere ihtiyaç var. Bizim maksadımız da arkadaşlarımıza o vizyonu ve misyonu kazandırmak. Kuruluşunuz ne zamandır aktif olarak faaliyette? 2007’de kurulmasına karar verildiği an, arkadaşlarımız hemen fiili toplantılara başladılar. 2 hafta içerisinde fikir ve izlenecek yol haritası belirlendikten sonra Çeksiad’ın kuruluşu tamamlandı. 6 aylık kısa bir süre zarfında daha da olgunlaştırıp, üye sayısını belli bir yere getirdikten sonra aktif olarak çalışmaya başladık. Çeksiad farklı kurum ve kuruluşlarla ortak çalışmalar gerçekleştiriyor mu? Çeksiad pek çok sosyal kurumla, kamu özel ayrımı yapmaksızın, iş birliği yapıyor ve katkı sağlıyor. Örneğin Kızılay’la her sene kan bağışı için ortak çalışma yapıyoruz. Sosyal sorumluluk faaliyeti olarak, okuyan ancak maddi durumu iyi olmayan çocuklarımıza yardım ediyoruz. 8 yıllık Çeksiad yönetimine baktığımızda 50’nin üzerinde sosyal faaliyetimiz mevcut. Çeksiad başta kaymakamlık olmak üzere, Çekmeköy Belediyesi, Kızılay, huzurevi, spor klubü ve engellilerle birlikte çalışıyor. Çünkü biz hep birlikte Çekmeköy’üz. RÖPORTAJ Ortalama üye sayınız ne kadar? Şuanda ortalama üye sayımız 161, incelemede olan üyeleri de dahil edersek 170. Fakat Çeksiad’da sayı olarak çoğunluk peşinde değiliz, biz nitelikli üye arıyoruz. Çeksiad olarak bizim için nitelik çok önemli, bu konuda çok dikkatli davranıyoruz. Üyelerinize yönelik ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? En başta üyelerimizin istifade edeceği programlar düzenliyoruz. En son yaptığımız programda 2014’ü değerlendirdik ve 2015 yılında izleyeceğimiz yol haritasını belirledik. Bunun dışında eğitimler veriyoruz. Hem işadamlarına hem de personellerine. Eğitimlerimiz genellikle diksiyon, pazarlama, İngilizce ve en önemlisi iş güvenliği konularını ele alıyoruz. Zaman zaman yurtdışı organizasyonlarımızda oluyor. Bu sene Moğolistan’a bir gezi düzenledik. Yurtdışına yaptığımız gezilerle insanımızın ufkunu açıyoruz, bizim açımızdan çok verimli geçiyor. Hayatında ilk defa yurtdışına çıkan bir iş adamının, ticaretin ve dünyanın Çekmeköy veya Türkiye’den ibaret olmadığını, katma değerli bir ürün üretirse bunu dünyanın her yerine pazarlayabileceğini görüyor.Belki de biliyordu ama o gün gözleriyle görünce buna gerçekten inandı. Ve görüldü ki, birlikte hareket edilirse her tarafa sesimizi duyurabiliriz. Çeksiad üyelerinin kaynaşması ve bütünlüğü adına organizasyonlar yapılıyor mu? biriyle kaynaşması için daha birçok organizasyon düzenliyoruz. Bunu yapabilmemizin ve üyelerimiz tarafından katılım yoğunluğunun olmasının sebebi ise en başta bünyemize dahil edeceğimiz insanları doğru seçmiş olmamız. Çeksiad’ın kendi içinde kuralları var mı? Elbette kurallarımız var. İki yönlü kurallarımız var. Birincisi yazılı olan kısmı, her kurumda olduğu gibi Çeksiad’ta tüzüğe göre yönetiliyor. İkincisi ise yazılı olmayan kurallar, etik kurallar. Kurumumuz içinde artık gelenek halini almış kurallarımız var. Dürüstlük, iletişimde nezaket, şeffaflık gibi… Çeksiad bünyesine dahil olmanın ayrıcalıkları nelerdir? Birçok ayrıcalığı var. Geçmişe dayanan çalışmalarımız var, fakat artık bunu kurumsala dökmeye başlamış durumdayız. Ayrıntıya girmeden bahsedersek eğer, akaryakıttan tutun da sağlığa, enerjiye, otomotiv sektörüyle alakalı ürün alımına kadar çeşitli avantajlar sağlıyoruz. Buradaki maksat hem üyelerimizin hem de kurumumuzun bütçesini güçlendirmek. Ama bizim üyelerimizin asıl ayrıcalığı, Çeksiad olarak birlikte hareket edebilmek ve her konuda titizlikle çalışmak. Çeksiad olarak geleceğe yönelik planlarınız neler? Öncelikli olan iki planımız var. Bir tanesi üyelerimize Vip hizmet verebileceğimiz bir mülk edinmek. Diğeri ise Çekmeköy dışına taşmak. İsim değişikliğine gitmeden alt tabanını değiştirerek, Anadolu yakasının geneline yayılmak. Amacımız daha fazla söz sahibi ve güçlü olmak. Tabii ki, büyüme isteği ile niteliğimizden ödün vermemek adına kriterli üye seçimlerine devam etmek durumundayız. Biz bir başlangıç yapalım zamanla inşallah hedefimize ulaşırız. Üyelerimize yönelik planlarımız ise kurumumuz içerisinde bir koro oluşturmak. Amacımız Çekmeköy’de işveren olarak bilinen kişilerin sosyal yaşantılarını da tanıtmak. Bu sayede işadamlarına bir hobi edindirmiş olacağız. Buna benzer daha farklı proje ve fikirlerimizde mevcut. İlerleyen zamanlarda hayata geçireceğiz. Son olarak Çeksiad'ın okuyucularımıza iletmek istediği bir mesajı var mı? Yeni yılımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Çekmeköy’de oturanlar bizi takip etmeye devam etsinler. Herkese saygı ve sevgilerimi sunuyorum… Üyelerimizin kendi içinde kaynaşması için geziler düzenliyoruz. Yurtiçi gezileri yapıyoruz. Yılda bir defa kayak sporu yapıyoruz. Daha az gidilen Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerine gidiyoruz. Üyelerimiz tarafından çok sık gidilmeyen şehirleri seçip, birlikte keyifli zaman geçiriyoruz. İşadamlarının stres atması, iş dünyasından biraz uzaklaşması, hem, üyelerin hem de ailelerinin birÇekmeköy2023 - 57 RÖPORTAJ Ç A R A S R E D N E Sanat, siyaset ve iş dünyasının ünlü simaları onun yöntemleriyle zayıflıyor, formda kalıyor. Söylediği her söz, kulaklara küpe beyinlere ise altın harflerle yazılıyor. Onu güvenilir kılan samimiyeti, içtenliği, ciddiyeti ve manevi yönünün oldukça güçlü oluşu. İşte Dr. Ender Saraç, işte yine dikkatle okumamız gereken çok önemli bir konu… 58 - Çekmeköy2023 RÖPORTAJ üyleri diken diken eden bir görüş ortaya atıldı: Pek çok anne baba maalesef çocuklarının ciddi, hatta ölümcül hastalığına şahit olacak ve üzülecek! Gerçekten gidişat bu kadar vahim mi? AÇLIĞA DEĞİL FAZLA VE ZARARLI GIDALARA DİKKAT! Maalesef artık çocuklar, anne ve babaları gibi hormonsuz, GDO’suz, kimyasal katkısız, işlenmemiş gıdaları mevsiminde tüketmedi. Şimdiki bebekler ve okul çocukları, artan bir suni beslenme; elektro-manyetik kirlilik, gürültü, trafik, hava kirliliği gibi zararlı madde travmasıyla ve en önemlisi hareketsizlikle karşı karşıyalar. Artık açlıktan değil fazla gıdadan hastalanıyorlar. Çocukların ikinci yuvaları okullar. Beslenme okul yöneticilerinin dikkat etmesi gereken hususlar neler? SEVGİLİ OKUL YÖNETİCİLERİ, DİKKAT! Okullarda, lezzetli ama sağlığı bozup obezitenin önünü açacak, insülin direnci ve şeker hastalığı oluşturacak, erken ergenliğe yol açacak beslenme tarzına karşı savaş açmak zorundasınız. Yoksa öğrencilerin ileride oluşacak, metabolik, ruhsal ve estetik sorunlarının sorumluluğunu taşırsınız! Özellikle de okul kantinlerinin obezite riski taşıyan fast-food’dan, beyaz un ve şekerden, kızartmadan, fazla doymuş yağdan, zararlı içeceklerden arındırılması gerek. Çocuklar, sağlıksız beslenmenin ileriki zararlarını hesaplayamazlar. Bir uzman olarak ailelere önerileriniz neler? DİKKAT! DİKKAT! DİKKAT! Şimdiki bebekler ve okul çocukları hareketsizlikle karşı karşıyalar. 1- Okul çocuğuna beslenmesi için yeterli para verin, ancak aşırı para vermeyin. Vermeniz gerekiyorsa mutlaka zararlı veya abur cubur diye tanımlanan yiyeceklerden fazla yememesi için uyarın, gerekirse kontrol edin. Okul kantinlerinde satılan yiyeceklerin çoğu, fazla yendiğinde zararlı olabilir. 2- Beslenme çantasına mutlaka en az 2 küçük şişe kapalı su koyun ve içmesinin önemini defalarca hatırlatın. Çantaya genelde kuru yiyecek koymak zorunda olduğumuzdan, bu açığı bol ılık su, taze veya doğal meyve suları, ayran, maden suyu gibi içeceklerle gidermek gerek. Sürekli şekerli ve asitli içecekler gereksiz kalori yükleyerek dengeyi bozabilir ve kilo aldırabilir. 3- Taşıması daha kolay diye, hep kuru yiyecek vermeyin. Zaten hijyen şartlarından dolayı çoğu çocuk tuvalete gitmek istemez. Bir de bu duruma aşırı kuru beslenme eklenirse, başta kabızlık çeşitli sağlık sorunları eklenir. En azından çantasında her gün taze meyve bulunmalı. 4- Çocuğunuza mutlaka beslenme çantası alın ve kullanmasını sağlayın. Başlangıçta sevdiği besinleri koyarak ödüllendirebilir ve alışmasını sağlayabilirsiniz. 5- Beslenme çantasını alırken mümkün olan en iyi donanımı tercih edin. Özellikle ısıyı iyi tutmalı, hava geçirmemeli, kapakları çocuğun rahatça açıp kapayabileceği şekilde olmalı, kolay tahrip olan ve yiyeceklere karışabilme riski olan boya veya kimyasal madde içermemeli. 6- Beslenme çantasında mümkünse bir yemek termosu veya kabı bulunmalı. Isıyı bir süre tutan termoslar kış aylarında çocuğun ihtiyacı olan sıcak yemek ihti yacını karşılar. 7- Yemeklerin besin dengesine dikkat edin. Sadece et, hamur işi veya sebze değil dengeli öğün çeşitleri olmalı. Çekmeköy2023 - 59 RÖPORTAJ 8- Bir gün kullanılmayan beslenme çantasının içinde bozulabilecek yiyecekler varsa asla ertesi gün bu gıdaları kullanmayın. 9- Beslenme çantası veya termosun içine bir, iki defne yaprağı koymak o yiyeceği daha uzun süre bozulmadan korumaya yardımcı olur. 10- Çocuğun beslenme çantasına yemeği daha rahat yemesi için peçete, ağzını ve ellerini temizlemesi için ıslak bez ve kolonyalı mendil koymayı unutmayın. Kolay kesilen yiyecekleri tercih edin. Çantaya sivri bıçak koymayın. Örnek olacak çocukların gün gün alması gereken beslenme programını bizimle paylaşır mısınız? Çocuklar için bir haftalık örnek program hazırladık, bence herkesin kesip buzdolaplarının üstünde saklaması gereken bir beslenme programı. PAZARTESİ Ara öğün için 1 muz. Esas beslenme için, bol kaşarlı tost. İçine veya yanına bolca yeşillik ve bir ayran. 4-5 adet kuru incir. ZİHİN AÇAN GIDALAR SALI Ara öğün için, 1 portakal, 1 avuç fındık. Çantaya, 4 adet ev yapımı köfte. 2 dilim tam ekmek, haşlanmış sebze, zeytin yağı ve 2 avuç kuru üzüm. ÇARŞAMBA Ara öğün için, 1 elma ve 1 mandalina. Çantaya, 2 adet lop yumurta, 2 dilim tam ekmek, tatlı biber ve yeşillik. PERŞEMBE Ara öğün için, 2 dilim tercihen ev yapımı fındıklı, meyveli, tarçınlı kek. Çantaya, ton balığı ve bolca yeşillikle hazırlanmış, çeyrek tam tahıllı ekmeğe sandviç. Ve 7-8 adet kuru kayısı. CUMA Ara öğün için, 1 avuç fındık ve 4-5 ceviz içi. Çantaya, 1 tavuk but, 2 dilim ekmek, bol yeşillik, ayran, 1 portakal. twitter@haydrendersarac 60 - Çekmeköy2023 Soya fasulyesi, zeytin ve zeytinyağı, hurma, balık, tahıllı yiyecekler, ceviz, karabiber, zencefil, taze meyve suları, pekmez, keten tohumu, taze mevsim sebzeleri, doğal şekerler, az miktarda çikolata. ZİHNİ YORAN GIDALAR Aşırı kırmızı et, ağır yağlı ve fazla kolesterollü gıdalar, fazla mayalı gıda ve beyaz un, beyaz şeker, sürekli tüketilen asitli içecekler, aşırı tatlı ve çikolata. Not: Hafta sonu ise okulda kuru gıda yemek zorunda kalan çocuklara sulu çorbalar, zeytinyağlı yemekler, bakliyat, taze balık, taze meyve suları verin. tı. İçinde ne ararsanız var ve çok daha zengin bir içerikle yayın hayatına devam edeceğine de inanıyorum. İnşaallah, yakın bir zamanda Çekmeköy’de Türkiye’nin en güzel zayıflama detoks merkezini açmayı planlıyorum hatta yerleşmeyi bile planlarım arasına almış durumdayım. Tüm Çekmeköylülere huzurlu, bereketli, sağlıklı, cüzdanlarının dolu olduğu evlerinde aşkın ve mutluluğun eksik olmadığı bir yeni yıl diliyorum. Peki hocam son olarak dergimizi okudunuz incelediniz. Nasıl buldunuz, görüş ve önerileriniz neler olabilir? Çekmeköy İstanbul’un en hızlı gelişen ve yeşilliğini bu gelişmeye paralel koruyan ender ilçelerimizden biri. Ee bu kadar güzellikleri içinde barındıran bir ilçeye de böyle güzel bir dergi şartfacebook@haydrendersarac Röportaj SONER KARTAL instagram@haydrendersarac HABERLER ÇEKMEKÖY’ÜN HUZURU İÇİN TOPLANDILAR Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, Çekm eköy ’ün huzu runu n konu şuldu ğu topla ntıda vatandaşları dinledi. Çekmeköy’ün huzuru Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz ev sahipliğinde Mehmet Akif Kültür Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda ele alındı. Toplantıya Çekmeköy Emniyet Müdürü Hürol Öztürk, mahalle muhtarları, sivil toplum kuruluşları ve okul müdürleri katıldı. Çekmeköy’ün İstanbul’da suç oranı en az olan ilçelerden biri olduğunu söyleyen Başkan Poyraz, “Var olan suç oranını en aza indirgemek için Emniyet Müdürlüğü ve ilçemizde bulunan kurumlarla koordineli çalışmalarımıza devam ediyoruz. Gençlerimizi suçtan ve suç odaklarından uzak tutmak bizlerin başlıca görevlerinden. Huzurun hakim olduğu Modern ve Model Çekmeköy için çalışmalarımız hız kesmeden devam edecek, ” dedi. Toplantıda Çekmeköy Emniyet Müdürlüğü yapılan ve yapılması planlanan çalışmalar hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Katılımcılar güven ve huzur ortamının sağlanması adına fikirlerini beyan ettiler. Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz ve Çekmeköy Emniyet Müdürü Hürol Öztürk gelen talepleri ve önerileri tek tek not aldı. Çekmeköy2023 - 61 HABERLER BAŞKAN POYRAZ ZİYARETLERİNE DEVAM EDİYOR Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz Halk ve Esnaf Ziyaretlerine devam ediyor. Göreve geldiği ilk günden itibaren katılımcı belediyecilik anlayışı gereği "çekmeköy'ü birlikte yönetme" prensibine uygun olarak her hafta farklı mahallelerde ziyaretler gerçekleştiren Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, Cumhuriyet Mahallesi’nde esnaf ve vatandaşları dinledi. Cumhuriyet Mahallesi esnafını ziyaretin ardından Teras Çekmeköy Sitesi’nde ki toplantıya katılan Başkan Poyraz, vatandaşlardan gelen soruları cevaplandırırken yapılan yatırımlardan bahsetti. Cumhuriyet Mahallesi’nde yapılacak olan kültür merkezi inşaatının devam ettiğini belirten Başkan Poyraz, proje tamamlandığında gençlerin eğitimine destek verecek kursları, kültürel sanatsal etkinlikleriyle kültür merkezinin mahalle sakinlerine 62 - Çekmeköy2023 hizmet vereceğini söyledi. Başkan Poyraz, Şile yolu trafiğinin yer altına alınmasıyla oluşacak yeni meydan ile mahallelerin birleşeceğini ve vatandaşların büyük bir sosyal alana sahip olacağını da belirtti. Vatandaşlardan gelen talep ve istekleri not alan Başkan Poyraz, misafirperverlikleri için mahallelilere teşekkür etti. BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 10 9 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 BULMACA 8 24 25 1-Namazlık 2-Maydanozgillerden, koni biçimindeki etli kökü için sebze olarak yetiştirilen bitki 3-Elmaları ile ünlü ilimiz 4-Burgu ile delinerek açılan ve suyu yükseğe fışkırtan kuyu 5-Beyaz etli bir Akdeniz balığı 6-Bir amaca erişmek için izlenen yol 7-Namlusu kısa, kurşun atan bir tür küçük tüfek 8-Ayaklı lamba 9-Patlamalı motorlarda yakıtı tutuşturmaya yarayan araç 10-Yağı alınmış süt veya yoğurdun kaynatılmasıyla elde edilen bir peynir türü 11-Nesneleri geometrik biçimlerde gösteren sanat akımı 12-Ay 13-Bir şeyin küçük ölçekte kopyası veya benzeri 14-Urfa yöresine has acı biber 15-Gövdesi hayvan derisinden yapılmış üflemeli çalgı 16-Turunçgillerden, ılıman iklimlerde yetişen ve portakala çok benzeyen bir meyve 17-Birkaç evden oluşan en küçük yerleşim birimi 18-Soğuk almaktan ileri gelen, burun akması, aksırma ile beliren hastalık (yukarıdan aşağı) 18-Metal bir yüzeyi nikelle kaplama işi (soldan sağa) 19-Sıcak ülkelerde yaşayan, çok hızlı koşan, boynuzlu bir hayvan 20-Neptünyumdan elde edilen radyoaktif bir element 21-Mayalı hamurdan yapılan, yağda kızartılarak pişirilen bir yiyecek türü (soldan sağa) 21-Ani dehşet duygusu, büyük korku (yukarıdan aşağı) 22-Yumurtadan çıkan kelebek kurtçuklarının ilk durumu 23-Kerestesinden yararlanılan uzun bir ağaç 24-Altı yüzü de birbirine eşit kareden oluşan dik prizma 25-İnek Şaban karakterini canlandıran aktör Çekmeköy2023 - 63 HABERLER ÇEKMEKÖY'DE ÇOCUKLARIN YEME-İÇME SAĞLIĞINA DİKKAT ÇEKİLDİ isimli seminerde, Çekmeköy Belediyesi’nin düzenlediği "Eyvah Çocuğum Yemek Yemiyor" ıldı. velilere çocukların yeme içme alışkanlıklarını nasıl kazandıracakları anlat Uzman Terapist ve Aile Danışmanı Ezgi Köse ailelere çocukların yeme alışkanlıkları konusunda uyarılarda bulunarak, “Elektronik cihazlardan tablet, televizyon, cep telefonu veya farklı oyunlardan çocukları uzak tutarak yemek yedirmelerini tavsiye ediyoruz” dedi. Çekmeköy Belediyesi, çocukların sağlıklı beslenmeleri konusunda aileleri bilinçlendirmek için seminerler düzenliyor. Uzman Terapist ve Aile Danışmanı Ezgi Köse, Çekmeköy Anaokulu’nda “Çocuklara yemek yerken nasıl yaklaşılmalı, hangi sınırlar konulmalı, yemek yemeyen çocuğa ısrar edilmeli mi” gibi birçok konu hakkında aileleri bilgilendirdi. “Eyvah çocuğum yemek yemiyor” isimli seminerler kapsamında çağımızın en önemli sağlık problemlerinden biri olan yeme bozuklukları ve kilo problemi (aşırı zayıflık ya da aşırı kilo) konularına değinildi. 64 - Çekmeköy2023 “YEMEK VE ÇOCUK ARASINA ANNE BABA OLARAK GİRMİYORUZ” Uzman Terapist ve Aile Danışmanı Ezgi Köse seminerler hakkında bilgiler vererek, “Çocukları ile ilgili yemek konusunda sıkıntı yaşayan aileleri dinliyoruz. Çocuğun yeme bozukluğu varsa neler yapmamız gerekiyor? Davranışsal olarak neler yapmamız gerekiyor? Nasıl modelleme yaparız? Ya da çok fazla yemek yiyorsa nasıl sınırlama koyarız, yemek bozukluklarını nasıl tedavi ederiz? Sorularını cevaplıyoruz” dedi. Ailelere uyarılarda bulunan Uzman Ezgi Köse Yemek yemeyen çocuklara yemek ye diye kesinlikle ısrar edilmemesi gerektiğini vurgulayarak,“Yemek ve çocuk arasına anne baba olarak girmiyoruz. Çünkü yemek yemek içgüdüsel olarak bir ihtiyaç bunun içinde 1 yaşından itibaren çocuklara mama sandalyesi eşliğinde ailenin bir ferdi olarak ve fiziksel aktivitesine izin verdiğimizi göstermek amacıyla yemek masasının etrafına oturtuyoruz, bizimle birlikte yemek yemelerini sağlıyoruz” şeklinde konuştu. Elektronik cihazlardan tablet, televizyon, cep telefonu veya farklı oyunlardan çocukları uzak tutarak yemek yedirmelerini tavsiye eden Köse, “Çocuklar dünyadaki en iyi oyuncular, onlar için hayattaki her şey oyuna çevrilmeye çok açık. Eğer bu sürecin bir oyun süreci olduğunu hissederlerse bu süreci kesinlikle uzatmak isteyecekler. Sonrasında bu durum yemek bozukluklarına dönüşecektir. Yemek her zaman yemek masasında ve çocukların kendi yiyebilecekleri bir alanda olmalı” ifadelerini kullandı Meryem Eyüpoğlu kızı Şevval Eyüpoğlu ile ilk başlarda yemek sıkıntıları yaşadığını ve daha sonra bunun düzene girdiğini söyledi.Çekmeköy Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Eyvah Çocuğum Yemek Yemiyor’ isimli seminerler dizisi Aralık ayı boyunca devam edecek. TARİHTE BU AY - Verem Haftası 7-13 Ocak - Beyaz Baston Körler Haftası 7-14 Ocak - Enerji Tasarrufu Haftası Ocak ayının ikinci haftası - Çalışan Gazeteciler Günü 10 Ocak - İdareciler Günü 10 Ocak - Cüzzam Haftası 25-31 Ocak - Dünya Gümrük Günü 26 Ocak 1 Ocak- Çekoslovakya; Çek Cumhuriyeti ve Slovakya Olarak Ayrıldı (1993). 1 Ocak- Takvim ve Saatte Yapılan Değişiklik Yürürlüğe Girdi (1926). 1 Ocak- Küba'da Fidel Castro'nun Zaferi (1959). 1 Ocak- İngiltere'nin, AET'ye Resmen Katılışı (1973). 1 Ocak- Yunanistan'ın AET'nin 10. Üyesi Oluşu (1981). 1 Ocak-Yeni Türk Lirası’na (YTL) Geçiş. Vergi Sisteminde Pek Çok Değişiklik İçeren Vergi Kanunlarının Yeni Türk Lirası’na (YTL) Uyumu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun, Resmi Gazete’de Yayımlandı (2005). 2 Ocak- Güney Afrikalı Dr. ChristianBarnard'ın, İlk Defa İnsandan İnsana Kalp Naklini Başarması (1968). 2 Ocak- Kanuni'nin Rodos'u Fethi (1523). 2 Ocak- 8 Mart 1961'de Kurulan Basın İlan Kurumu Kuruluş Yasası Çıkartıldı (1961). 4 Ocak- Osmanlı - İsveç Savunma Antlaşmasının İmzalanması (1740). 4 Ocak- Hastalık Sigortasının Kabulü (1950). 5 Ocak- Osmanlı-İngiltere Arasında Çanakkale (Kal'ayıSultaniyye) Antlaşması'nın İmzalanması (1809). 6 Ocak- Eski Dışişleri Bakanlarından Tevfik Rüştü Aras'ın Ölümü (1972). 6 Ocak- IV. Mehmet'in Edirne'de Ölümü (1693). 6 Ocak- İngiltere’nin, Çin Halk Cumhuriyeti’ni Resmen Tanıması (1950). 7 Ocak- Demokrat Parti Kuruldu (1946). 9 Ocak- Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretime Başladı (1936). 9 Ocak- Osmanlı Hükümeti`nin, Kırım'ın İşgalini Resmen Kabul Ettiğini İçeren Belgeyi Rus Elçisi Bolgokof'a Vermesi (1784). 10 Ocak- Osmanlı Devleti ile Rusya Arasında "Yaş Barış" Antlaşmasının İmzalanması (1792). 10 OcakTeşrinievvel, Teşrinisani, Kanunuevvel ve Kanunusani Aylarının İsimlerinin; Ekim, Kasım, Aralık ve Ocak'a Çevrilmesi (1945). 10 Ocak- I. İnönü Zaferi (1921). 10 Ocak- Türkiye'nin 3. Uydusu Türksat 2A, Güney Amerika'nın Fransız Guyanası'nda Bulunan Kourou Üssü'nden, Arien Füzesi ile Uzaya Fırlatıldı (2001). 11 Ocak- Peygamberimizin Mekke'yi Fethi (630). 11 Ocak- Yüzbaşı Mustafa Kemal'in, Harp Akademisi'nden Mezun Oluşu (1905). 12 Ocak- Osmanlı Mebusan Meclisi'nin Son Toplantısı (1920). 12 Ocak- Mareşal Fevzi Çakmak'ın Emekliye Ayrılması (1944). 13 Ocak- Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın Kuruluşu (1986). 14 Ocak- Atatürk’ün Annesi Zübeyde Hanımın Ölümü (1923). 14 Ocak- Milli Mücadele Kahramanlarından Orgeneral Asım Gündüz'ün Ölümü (1970). 16 Ocak- III. Murat'ın Ölümü; III. Mehmet'in Tahta Çıkması (1595). 16 Ocak- İran'da Devrim; Humeyni'nin Dönüşü ve Şah'ın Kaçışı (1979). 17 Ocak- Körfez Savaşı'nın Başlangıcı (1991). 17 Ocak- Ankara'da Ekmek Vesikaya Bağlandı (1942). 20 Ocak- İlk Teşkilatı Esasiye Kanunu (Anayasa) 'nın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce Kabul Edilmesi (1921). 20 Ocak- Darülaceze'nin Kuruluşu (1895). 21 Ocak- İş ve İşçi Bulma Kurumu'nun Kuruluşu (1946). 21 Ocak- Padişah III. Mustafa'nın Ölümü; I. OCAK TARİHTE BU AY Abdülhamit'in Tahta Çıkışı (1774). 21 Ocak- Rodos'un Fethi (1522). 22 Ocak- Baytar Mektebi (Veteriner Fakültesi)'nin Açılışı (1842). 22 Ocak-Yavuz Sultan Selim'in Ridaniye Seferi (1517). 23 Ocak- Vietnam'da Barış (1973). 24 Ocak- Yirminci Yüzyıla Damgasını Vuran Churchill'in Ölümü (1965). 25 Ocak- Sırp Sındığı Zaferi (1364). 26 Ocak- General Kazım Karabekir'in ölümü (1948). 26 Ocak- Karlofça Barış Antlaşması'nın İmzalanması (1699). 26 Ocak- John Baird Tarafından Televizyonun İcadı (1926). 27 Ocak- Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu (1299). 27 Ocak- Hatay Antlaşması'nın imzalanması (1937). 27 Ocak- Fransa'nın, Çin Halk Cumhuriyeti’ni Resmen Tanıması (1964). 28 Ocak- Mülkiye Mektebi'nin Açılışı (1854). 28 Ocak- Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın Gizli Toplantısında “Misak-ı Milli” Kabul Edildi (1920). 28 Ocak- Uzay Mekiği Challanger'in Havada İnfilak Edişi, ABD' nin Uzay Programlarının Büyük Sekteye Uğraması (1986). 29 Ocak- Atatürk'ün, Latife Hanım ile Evlenmeleri (1923). 29 Ocak- 18 Ocak’ta, Fransa Parlamentosu’nun Kabul Ettiği Sözde Ermeni Soykırımını Tanıyan Yasa Tasarısı, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac Tarafından Onaylandı (2001). 30 Ocak- Hindistan'ın Kurucusu Mahatma Gandi'nin Öldürülmesi (1948). 31 Ocak- Türk Eğitim Derneği'nin (TED) Kuruluşu (1928). 31 Ocak- Suriye-Mısır Birleşmesi (1958). 31 Ocak- Türkiye'de İlk Kez, Mehmet Bin Mustafa (Vanlı)'nın Kaleme Aldığı Sıhahı Cevheri (Vankulu) Adlı Sözlüğün Basılması (1729). Çekmeköy2023 - 65 TARİFLER SEBZE RÜYASI Malzemeler: Zeli ş Ze 1 Kahve fincanı mısır 4 Dilim hellim peyniri 1/2 Çay bardağı sıvı yağ 1 Çay kaşığı sarımsak tozu 1 Çay kaşığı fesleğen 1 Tatlı kaşığı petso sosu ları Sır n’i Mutfak 2 Kabak 2 Patlıcan 2 Kırmızı biber 2 Çarliston biber 2 Top brokoli 10 Kültür mantarı 2 Domates li h a B o l at Yapılışı: Tüm sebzeleri iyice yıkayıp, kabuklu uzunlamasına kesiyoruz. Izgaramız varsa ızgarada, yoksa ızgara tavayı kızdırıyoruz. Sıvı yağ, sarımsak tozu, tuz ve fesleğeni karıştırıp, tüm sebzeleri bu karışıma bulayıp, ızgara yapıyoruz. Servis tabağına sebzeleri düzgün bir şekilde yerleştirip, en üstüne 4 dilim hellim peynirini ızgara yapıp, yerleştiriyoruz. Üzerinede pesto sosunu ilave edip servis ediyoruz.”Afiyet Olsun” 66 - Çekmeköy2023 TARİFLER KÖRİLİ KIŞ ÇORBASI Malzemeler: Yapılışı: 1 Tane soğan 1 Tane patates 1 Tane havuç 1,5 Çorba kaşığı un Tereyağı Tuz 1 Çay kaşığı köri Çorba tenceremize tereyağını ve unu ekleyip un kokusu gidene kadar 1,2 dakika kavuralım .Üzerine 6,7 bardak suyu koyup içine soyulmuş doğranmış soğan, patates ve havucu ekleyelim. İyice pişene kadar kaynatalım. Pişince tuzunu ve köriyi ekleyip blendırdan geçirelim. Sıcak servis yapalım. “Afiyet Olsun” KAPLUMBAĞA PASTA Malzemeler: -1,5 Paket petitbeurre bisküvi -Yarım kilo süt -1 Çay bardağı toz şeker -1 Yemek kaşığı un -2 Yemek kaşığı nişasta -Ceviz büyüklüğünde margarin -1 Paket vanilya -1 Paket krem şanti Yapılışı: 1- Bir tencereye un, nişasta, şeker ve sütü koyup ateşte çırpma teli ile karıştırarak muhallebi kıvamında pişiriniz. 2- Margarini ilave edip eriyene kadar karıştırınız. 3- Muhallebiyi ateşten alıp arada karıştırarak (üstü kaymak tutmaması için) ılıtınız. 4- Ilıklaşan muhallebinin içine vanilya ve krem şantiyi katıp mikser ile krema haline gelene kadar çırpınız. 5- Düz bir tabağın içine 6 adet bisküviyi kare şeklinde dizip üzerine kaşıkla krema sürünüz. 6- Üç kat olacak şekilde bisküvileri dizip arasına krema koyunuz. 7- Beş kat, 2 bütün bir yarım olacak şekilde arası kremalı diziniz. 8- Kaplumbağanın yuvarlak olması için alt sıranın köşelerini bıçakla kesiniz. 9- Kalan kremayla pastanın her tarafını kaplayınız. 10- Kaplumbağanın başı için bir bütün kivi soyup yarısını kesiniz ve göz yerlerini bıçakla oyunuz. 11- Göz oyuntularına kivinin içinden kesip oturtunuz. 12- Kaplumbağanın ayaklarını ve kuyruğunu kividen şekil vererek kesip yerleştiriniz. 13- Kremanın her tarafını ince kesilmiş kivi dilimleri ile kaplayınız. 14- Buzdolabına koyup donması ve düzgün kesilmesi için dinlendiriniz. Not: Kremayı kakaolu yapabileceğiniz gibi kremanın arasına muz dilimleri veya ceviz içi ilave edebilirsiniz. “Afiyet Olsun” Çekmeköy2023 - 67 RÖPORTAJ RÖPORTAJ 7TEPE YAPI DANIŞMANLIK İNŞAAT TİC. A.Ş. BELEDİYE İŞTİRAKİDİR Çekmeköy2023 - 71 RÖPORTAJ 72 - Çekmeköy2023
Benzer belgeler
Mahalleli, Yadigar Aslan`a ve PROJELERiNE `OLUR`U VERDi
kendi seslendirdiği liste başı şarkılarının yanı
sıra Murat Boz, Murat Dalkılıç gibi isimlere
verdiği şarkıları da söyledi. Soner Sarıkabadayı konserini, gelmiş, geçmiş ve geleceğin
en iyisi dediği...
büyük düşünür - Flashaber Gazetesi
üzerinden tanışıp arkadaş olduğum
Ö.T. adlı kişiyi evime çağırdım. Teklifimi kabul etti. Eve gelince salonda
oturuyorduk. Bu sırada kapı çaldı.
Kapıyı açtığımda karşımda bir kadın
gördüm. Bu sırada...
Ağustos 2016 - Çekmeköy Belediyesi
Feto / PDY Kalkışması Sonrası Ekonomi
Mehmet Duman
Alternatif Tatilin EN Özel Adresi İstanbul
Tarih Dilde Can Buluyor
Benim camiamda dost bulmak oldukça zor diyen Ebru Yaşar,Çekmeköy 2023 okurları için çok özel açıklamalar yaptı. “Eyvah!çocuğum üstün zekalı” diyorsanız, bu
araştırma sizler için. Dikkatle okumanızı...