Aralık-Sayı: 141 - Adalet Bakanlığı
Transkript
Aralık-Sayı: 141 - Adalet Bakanlığı
Seslenis Aralık 2013 Yıl: 12 • Sayı: 141 • Ücretsizdir • Bizim milletimiz, vatanı için, hürriyeti ve egemenliği için fedakar bir halktır. Ayda bir çıkar Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Yayınıdır Adalet Bakanlığında görev değişimi Bakanlar Kurulunda yapılan değişiklikle Adalet Bakanlığına getirilen Bekir Bozdağ, görevi Sadullah Ergin’den devraldı. Ayrıca, Adalet Bakanlığı Müsteşarlığına da Yüksek Müşavir Kenan İpek atandı. ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ GÖREVİ SADULLAH ERGİN’DEN DEVRALDI BAKANLAR Kurulunda yapılan son değişikle Adalet Bakanlığına getirilen Bekir Bozdağ, görevini önceki Bakan Sadullah Ergin’den devraldı. Bakanlık makamında düzenlenen törende konuşan Bekir Bozdağ, Sadullah Ergin döneminde Türkiye’de adalet alanında önemli ve başarılı adımlar atıldığını ifade ederek, “Bugün Adalet Bakanlığında kendisine büyük saygı duyduğum ve halefi olma gibi bir nasibi de yaşadığı Sadullah Bey’den gerçekten hem bilgi olarak hem de tecrübe olarak çok şey öğrendiğimi ifade ediyorum. Böyle değerli bir arkadaştan Adalet Bakanlığı görevini devralmanın şerefini ve bahtiyar- lığını yaşıyorum. Sayın Bakanımın gerçekleştirdiği başarılı çalışmalardan dolayı kendisine teşekkür ediyorum. Bana olan güveni boşa çıkarmamak ve ülkemizin bu alandaki hizmetlerini Sayın Bakanımızın getirdiği başarılı çizgiden ileri noktalara taşımak için inşallah bundan sonraki süreçte beraber çalışacağız.” Devir teslim töreninde konuşan Sadullah Ergin ise görev süresi boyunca gerçekleştirdiği çalışmalara değinerek, bugüne dek yargıda pek çok reform yaptıklarını, 4,5 yılda yaptıkları işleri yeni Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın tamamlayacağını ümit ettiğini söyledi. 8’de Kabinede yapılan değişikle Adalet Bakanlığına getirilen Bekir Bozdağ görevi Sadullah Ergin’den devraldı. Eski Adalet Bakanı ve Başbakan Başmüşaviri Fahri Kasırga’dan Tebrik Mesajı Adalet Bakanlığı Müsteşarlığına Kenan İpek atandı ADALET Bakanlığı Müsteşarlığına Yüksek Müşavir Kenan İpek atandı. Müsteşarlık görevini eski Müsteşar Birol Erdem’den devralan Kenan İpek, zor ve kutsal bir görevi devraldıklarını, başarılı çalışmalar yapmak adına ellerinden gelen tüm gayreti göstereceklerini vurguladı. Birol Erdem ise Müsteşar Kenan İpek’e yeni görevinde başarılar diledi. 9’da Eski Adalet Bakanı ve Başbakan Başmüşaviri Fahri Kasırga, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek’in göreve başlaması ile ilgili olarak bir tebrik mesajı gönderdi. Başmüşavir Kasırga, mesajında Müsteşarlığa Kenan İpek’in atanmasından duyduğu memnuniyeti dile getirirken, Devletin makamlarında liyakatli, dürüst, çalışkan ve şaibesiz kişilerin bulunmasının vatandaşta güven duygusu oluşturacağını belirterek Müsteşar İpek’e yeni görevinde başarılar diledi. 9’da CTE heyetince Fransa’ya işbirliği ziyareti gerçekleştirildi Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım ve beraberindeki heyet, infaz hizmetleri alanındaki tecrübelerin paylaşılması ve karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla Fransa’ya ziyarette bulundu. ‘Kurum içi iletişimimiz güçlü olmalı’ Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, ‘Yıllık Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada; yıl içinde önemli çalışmalara imza atıldığını belirterek, ceza infaz kurumlarında çalışmanın zorluğuna değindi ve personelin çalışma azmi ve gayretinin önemini vurguladı. 7’de CEZA ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, beraberinde Genel Müdür Yardımcısı Burhanettin Eser ve Tetkik Hakimi Burhan Alıcı, Paris Adalet Müşaviri Abdullah Aydın ile birlikte 19-20 Aralık 2013 tarihleri arasında, infaz hizmetleri alanındaki tecrübelerin paylaşılması ve bu konudaki karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla Fransa’ya çalışma ziyareti gerçekleştirdi. 3’te Denetimli serbestlik çalışmaları değerlendirildi Denetimli Serbestlik Hizmetleri Danışma Kurulu Toplantısının 8’incisi yapıldı. Toplantıda; denetimli serbestlikteki yeni gelişmeler, madde bağımlılarının tedavisi ve rehberlik çalışmaları ile kurumlararası işbirliği ve bu kapsamdaki çalışmalar değerlendirildi. 5’te Enis Yavuz YILDIRIM Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü 2013 YILINDA NELER YAPTIK... Değerli mesai arkadaşlarım, kıymetli okurlar, 2013 yılını geride bırakırken, umut ve beklentilerle yeni bir yılı karşılamanın heyecanını yaşıyoruz. Fransa’da Ceza İnfaz Kurumları Genel Müdürlüğünü ziyaret eden CTE heyeti; Genel Müdürlük, Fransa ceza infaz kurumları ve denetimli serbestlik müdürlüklerinin teşkilat yapıları, görevleri, yetkileri hakkında bilgi aldı. Bu ayki yazımda 2013 yılının değerlendirmesini yaparak, gelecekle ilgili düşüncelerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Devamı 3’te Seslenis Sayfa 2 Aralık 2013 Kalecik Açık , ISO 22000-2005 uluslararası kalite belgesini aldı K alecik Açık Ceza İnfaz Kurumu bünyesinde hizmet veren süt ve süt ürünleri atölyesi ve yumurta kümesleri ile buraya bağlı yumurta paketleme tesislerine “ISO Uluslararası Kalite ve Hijyen Belgesi” verildi. Kurum bünyesinde iş yurtlarına bağlı olarak faaliyet gösteren tesislerin Avrupa Birliği Standartlarına uygun hale gelebilmesi için ek hijyen sistemleri oluşturuldu ve bazı fiziksel eklemeler ile HACCP’e uygun hale getirildi. Konu ile ilgili bir açıklama yapan Kurum Müdürü Hasan Uçkaç, süt ve süt ürünleri atölyesi için “Süt ve Süt Ürünleri İmalat, Paketleme, Nakliye ve Satış Hizmetleri” ile yumurta kümesleri ve paketleme için “Yumurta Paketleme ve Dağıtım Hizmetleri” Uluslararası ISO 22000:2005 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi Belgesini alarak ürünlerinde kalite ve hijyeni birleştirdiklerini söyledi. Özellikle hijyen ve kalite konusunda çok hassas olduklarını belirten Uçkaç, Uluslararası Helal Sertifikasını alabilmek için çalışmalara başladıklarını, en kısa sürede de bu hazırlıkları tamamlayıp Helal Sertifikasını Kuruma kazandıracaklarını ifade etti. Bilindiği üzere HACCP, gıda işletmelerinde, sağlıklı gıda üretimi için gerekli olan hijyen şartlarının (personel hijyeni, ekipman hijyeni, hammadde hijyeni, ortam hijyeni, vb.) belirlenerek bu şartların sağlanması, üretim ve servis aşamasında tüketici açısından sağlık riski oluşturabilecek nedenlerin belirlenmesi ve bu nedenlerin ortadan kaldırılması temeline dayanan bir ürün güvenilirliği sistemini ifade ediyor. KALBİN NE KADAR BÜYÜK VALİ TURHAN BANDIRMA T TİPİ’Nİ ZİYARET ETTİ Bolvadin C Tipi Kapalı-Açık Ceza İnfaz Kurumu, Afyonkarahisar Türk Kızılayı işbirliğiyle “Kalbin Ne Kadar Büyük” Kan Bağışı Kampanyasını başlattı. Ceza İnfaz Kurumu, Afyonkarahisar Kızılay mobil gezici kan toplama aracına Bolvadin Adalet Sarayı ve Bolvadin Hükümet Konağı önünde yer tahsisi sağlarken, kampanyaya katılımı artırmak için başta kitle iletişim araçları olmak üzere gazete, anons, ilan yoluyla duyurular yapıldı. Bolvadin Kaymakamı Osman Nuri Canatan, Bolvadin Cumhuriyet Başsavcısı Muhammed Varol, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Faruk Zeybek, Cumhuriyet Savcısı Mükremin Yıldırım, Bolvadin C Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumunun başlattığı “Kalbin Ne Kadar Büyük” Kan Bağışı kampanyasına destek vermek üzere Afyonka- rahisar Kızılay mobil gezici kan toplama aracını ziyaret ettiler ve burada kan bağışında bulundular. Kan bağışı ile ilgili olarak yapılan ortak açıklamada; ölümcül durumdaki bir hastanın verilen kanla kurtulmasının, kan verene sağladığı manevi duygunun ölçüsüz olacağına, kan bağışının çok insancıl ve onurlu bir davranış olduğuna vurgu yapıldı. Afyonkarahisar Kızılay mobil gezici kan toplama aracında görev yapan Dr. Uygar Cihan Devrim, flebotomi uzmanı Pınar Taşpınar, Fatma Ketencioğlu, Hüsnü Kaya ve destek personeli Adem Demir, katılımın yoğunluğunun son derece sevindirici ve hedeflenen rakamın çok üzerinde olduğunu belirterek, işbirliği için Ceza İnfaz Kurumu ve personeline, ilgi gösteren tüm vatandaşlara teşekkür ettiler. ARAMIZDAN AYRILAN PERSONELİMİZ ADI VE SOYADI UNVANI KURUMU BURAK ÖZDEMİR İKM ERZURUM AÇIK CİK VEFAT TARİHİ 19/12/2013 REMZİ TURAN İKBM ERCİŞ A TİPİ KCİK 25/12/2013 MEVLÜT TOKKA HİZMETLİ MUŞ E TİPİ KCİK 29/10/2013 Vefat eden personelimize Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve mesai arkadaşlarına başsağlığı dileriz. Balıkesir Valisi Ahmet Turhan, Bandırma Kaymakamı Ali Mantı, Gönen Kaymakamı Hüseyin Parlak, Bandırma Belediye Başkanı Sedat Pekel, Bandırma Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Bilgin Pişkin, Bandırma Ceza İnfaz Kurumları Savcısı Selim Korkut’tan oluşan heyet Bandırma 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunu ziyaret etti. Heyete Bandırma 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Mehmet Evin tarafından hükümlü-tutukluların kaldıkları koğuşlar, eğitim servisi, sağlık servisi, psiko-sosyal servis, kütüphane ve idari birimler gezdirilerek, birim ve servislerin işleyişleri hakkında bilgi verildi. Vali Turhan, Kurumun işleyişinde, eğitim-öğretim, sağlık ve psiko-sosyal servis gibi hükümlü-tutuklunun birinci dereceden ihtiyaçlarının sorunsuz bir şekilde karşılanabilmesi açısından Balıkesir Valiliği olarak her türlü desteğe hazır olduklarını belirterek, Kurumun yeni açılmış olmasına rağmen kısa sürede 600’den fazla tutuklu-hükümlünün kabul edilmesinde gece gündüz demeden büyük bir özveri ile çalışarak, işleyişin sorunsuz bir şekilde yürütülmesini sağlayan Bandırma Cumhuriyet Başsavcısı Pişkin başta olmak üzere ceza infaz Kurumu Müdürü ve personeline teşekkür etti. TÜRKÜLERİ HEP BİRLİKTE SÖYLEDİLER Bilecik M Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumunda 20/12/2013 tarihinde şiir dinletisi ve halk müziği konseri verildi. Programa; elektronik bağlamada Erol Işık, Kemanda Ramazan Ergenç, Piyanoda Birkan Gürkan’dan oluşan Sıla Müzik Grubu, Bilecik yöresine ait türkülerle başladı. Kurum İkinci Müdürü Ümit Bilgin’in şiirleriyle devam eden etkinlik, hükümlülerin gerek sözleriyle gerekse yöresel halk oyunlarıyla sona erdi. Hükümlülerin büyük moral ve motivasyon kazandığı etkinliğe Kurum Müdürü Mustafa Şen, Kurum ikinci müdürleri, Kurum personeli ve hükümlüler katıldı. Program sonunda bir konuşma yapan Kurum Müdürü Şen, düzenlenen etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür etti. Aralık 2013 2013 YILINDA NELER YAPTIK... BİRİNCİ SAYFADAN DEVAM Genel Müdürlük olarak, infaz hizmetleri kapsamında, insan kaynaklarından sağlık hizmetlerine, eğitim ve iyileştirme faaliyetlerinden güvenlik tedbirlerine kadar geniş bir yelpazede hizmet sunmamız nedeniyle çok yoğun ve yorucu bir yılı geride bıraktık. Elde ettiğimiz kazanımlar düşünüldüğünde, geçtiğimiz yıl kurumsal olarak büyük başarılara imza attığımızı ifade edebilirim. 2013, gerek ceza infaz kurumları gerekse denetimli serbestlik kurumlarının insan kaynakları açısından güçlendirildiği bir yıl olmuştur. Bu kapsamda, kurumlarımızın personel eksiğinin giderilmesi amacıyla toplam 5.269 personel alımı yapılmıştır. 2014 yılında da personel alımı konusundaki çalışmamız devam etmektedir. İnsan kaynaklarımızın niteliğinin artırılmasına yönelik olarak Denizli Hasan Erbil Personel Eğitim Merkezi hizmete açılmış böylece eğitim merkezlerimizin sayısı 5’e yükselmiştir. İnsan kaynaklarımızın niteliğini artırmak, personelimizin mesleki bilgi ve becerilerini geliştirmek amacıyla 2013 yılında toplam 9.943 personele eğitim verilmiştir. Yine bu amaçla 2014 yılında da en az 14.000 personelin eğitime alınması ile yeni eğitim anlayışına uygun ve gittikçe önem kazanan “uzaktan eğitim” uygulamasına geçilmesi hedeflenmektedir. Bir yandan modern infaz anlayışına göre tasarlanmış yeni ceza infaz kurumlarının sayısını artırırken, diğer yandan infaz hizmetlerini karşılamakta yetersiz kalan birçok eski kurum da kapatılmıştır. Bu kapsamda inşaatı tamamlanan 10 ceza infaz kurumu hizmete girerken, 20 eski tip ceza infaz kurumu da kapatılmıştır. Halihazırda 80 ceza infaz kurumu inşaatı devam etmekte olup, bunlardan 53’ünün inşasının 2014 yılı içinde tamamlanması plânlanmaktadır. Böylelikle, hem infaz ve iyileştirme ihtiyacımıza cevap verecek yeni kurumlara kavuşulmuş hem de çocuk ve kadınlara hizmet verecek müstakil kurumların sayısı artmış olacaktır. Ayrıca, ceza infaz kurumları ve denetimli serbestlik kurumlarına 359 araç tahsis edilmiştir. 2013, eğitim ve iyileştirme faaliyetleri açısından da çok verimli bir yıl olmuştur. Aile eğitimi ve değerler eğitimi programları geliştirilerek kurumlarımızda uygulanmaya başlanmıştır. Bu kapsamda tüm kurumlarımızda öğretmen, psikolog ve sosyal çalışmacı olarak görev yapan toplam 1.645 uzman personele eğitim verilmiştir. Böylece, hükümlü ve tutuklular ile kurum personelinin aile eğitiminden yararlanmalarına imkân sağlanmıştır. Değerler eğitimi programı ile de kurumlarımızda yürütülen sosyal kültürel faaliyetler, Aile ve Seslenis Enis Yavuz YILDIRIM Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığında yürütülen değerler eğitimi çalışmalarıyla uyumlu hale getirilmiştir. 2013’ün Genel Müdürlüğümüz tarafından uygulanmakta olan uluslararası projeler ile ilgili olarak önemli çalışmaların yapıldığı bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. Bu süre içinde “Çocuklar İçin Adalet Projesi” ile çocuk adalet sistemimizde eksikliğini hissettiğimiz birçok alana yönelik çalışmalar yürütülürken, diğer yandan kurumlarımızda bulunan suça sürüklenmiş çocuk hükümlü ve tutuklulara yönelik olarak “Bireyselleştirilmiş İyileştirme Sistemi”nin hayata geçirilebilmesinde büyük mesafe alınmıştır. Proje ile bireyselleştirilmiş iyileştirme sistemi, etkin bir şartla tahliye sistemi ve 26 adliyede çocuk görüşme odası oluşturulması hedeflenmektedir. Diğer taraftan, çocuk ceza infaz kurumlarımızda görev yapan personelin psiko-sosyal ve yönetim becerilerinin artırılması amacıyla geliştirilen ARDIÇ programının revize edilerek daha etkin hale gelmesi sağlanacaktır. 2013 yılında Genel Müdürlüğümüz tarafından “İnfaz Hizmetlerinin İyileştirmesi Projesi” ve “Akıl Sağlığı ve Madde Bağımlılığı Tedavi Hizmetlerinin İyileştirilmesi Projesi” uygulanmaya başlanmış, bu projeler kapsamında önemli çalışmalar gerçekleştirilmiştir. “İnfaz Hizmetlerinin İyileştirmesi Projesi” ile kurumlarda görevli tüm personelin görev tanımları ve mesleki standartları belirlenmesi, hükümlülerin suç durumlarına göre sınıflandırılacağı bir sistem geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca, ülkemizde 30 merkezde uzaktan eğitim sınıfları oluşturularak bu sisteme uygun eğitim müfredatı geliştirilmesi hedeflenmektedir. “Ceza İnfaz Kurumlarında Akıl Sağlığı ve Madde Bağımlılığı Tedavi Hizmetlerinin İyileştirilmesi Projesi” ile de ceza infaz kurumlarında ruhsal sorunların erken dönemde tanınması amacıyla bir erken tanı ve değerlendirme sisteminin kurulması, ruh sağlığı ve bağımlılık müdahale programı ve yaklaşım modellerinin oluşturulması, bu konuda verilecek eğitimlerle personelin farkındalığının artırılması plânlanmaktadır. Denetimli serbestlik hizmetleri açısından 2013’ün değişim ve yeni atılımların gerçekleştiği yıl olduğunu ifade edebiliriz. Bu süreçte, Denetimli Serbestlik Hiz- Sayfa 3 metleri Yönetmeliği’nde önemli değişiklikler yapılmıştır. Denetimli serbestlik müdür ve müdür yardımcılığı sistemi hayata geçirilerek, toplam 586 personelin ataması yapılmıştır. Denetimli serbestlik müdürlüklerinde iyileştirme hizmetlerini yürüten uzmanlara yönelik olarak kapsamlı eğitimler verilmiştir. Ceza infaz kurumlarından koşullu salıverilen hükümlülerin cezalarının kalan kısmını denetimli serbestlik altında tamamlamaları nedeniyle koşullu salıverilmelerine esas olmak üzere iyi halliliğin ve diğer hususların tespitine olanak verecek etkin bir ölçme ve değerlendirme sisteminin oluşturulmasına yönelik önemli çalışmalar yapılmıştır. 2013’ü mevzuat çalışmalarımız açısından da yoğun bir yıl olarak geride bıraktık. Bu dönemde, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu’nda yapılan değişiklik üzerine hazırlanan “Hükümlü ve Tutukluların Ödüllendirilmesi Hakkında Yönetmelik” yürürlüğe girmiş, böylelikle ödül sistemi infaz sistemine kazandırılmıştır. Bu dönemde Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği değiştirilerek Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı, denetimli serbestlik müdürlükleri, denetimli serbestlik danışma kurulu ile koruma kurullarının teşkilat, görev, yetki, çalışma, toplantı usul ve esasları yeniden düzenlenmiştir. Ayrıca, “Denetimli Serbestlik Müdür ve Müdür Yardımcılığına Atama Yönetmeliği” çıkarılarak, denetimli serbestlik müdür yardımcılığı giriş sınavının usul ve esasları ile müdür ve müdür yardımcısı olarak atanacaklarda aranacak nitelikler belirlenmiştir. Mevzuat konusunda, burada yer veremediğimiz çok sayıda çalışma da gerçekleştirilmiştir. Şunu belirtmek isterim ki, amaç ve hedeflerimize ulaşabilmek için yeterli bütçe imkânlarının sağlanması yadsınamaz bir gerçektir. Bu bağlamda da, 2014 yılı bütçesi, 2013 bütçesine göre 266.629.000 TL artarak, 2.363.361.500 TL olmuştur. Şüphesiz ki; her çalışmanın, sistemin ya da projenin başarısı insan unsuru ile ilgilidir. Çalışanlarının inanmadığı, uğruna fedakarlık yapmaya değer bulmadığı, herşeyden önemlisi emeğini ve bilgisini esirgediği hiçbir sistemin başarılı olma şansı yoktur. 2014 Yılına Ceza ve Tevkifeveri Personeli olarak umutsuzlukların umuda ve beklentiye dönüştüğü, her pozisyonda görev yapan personelin, motivasyon, bilgi ve anlayış olarak kendisini yenilediği, çağın gereği olan bir infaz anlayışının içerisindeki rolünü en başarılı şekilde icra etme azmini tazelediği bir yıl olması ümidiyle giriyoruz. Büyük Ceza ve Tevkifevleri ailesi olarak, başarıların gururunu omuz omuza ve hep beraber doyasıya yaşayacağımız, olumsuzlukların tekrarlanmayacağı, sağlık ve huzur içerisinde geçireceğimiz bir yıl temenni ediyorum. Fransa’ya işbirliği ziyareti Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, beraberinde Genel Müdür Yardımcısı Burhanettin Eser, Tetkik Hakimi Burhan Alıcı ve Fransa Adalet Müşaviri Abdullah Aydın’ın da katılımıyla 19-20 Aralık 2013 tarihleri arasında, infaz hizmetleri alanındaki tecrübelerin paylaşılması ve bu konudaki karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla Fransa’ya çalışma ziyareti gerçekleştirdi. Fransa Ceza İnfaz Kurumları Genel Müdürlüğünü ziyaret eden heyet burada uluslararası ilişkiler ve denetimli serbestlik birimi müdürü Martine Birling karşıladı. Fransa’daki ceza infaz sitemi hakkında heyete bilgiler veren Birling, Genel Müdürlük ile Fransa ceza infaz kurumları ve denetimli serbestlik müdürlüklerinin teşkilat yapıları, görevleri, yetkileri hakkında aktarımlar yaptı. Birling, Fransa’da 2009 yılına kadar idari düzenlemelerle yürütülen infaz hizmetlerinin bu yıldan itibaren kanuni alt yapıya kavuştuğunu ifade ederken, denetimli serbestlik hizmetleri (SPIP) ile ceza infaz kurumu hizmetlerinin aynı genel müdürlük çatısı altında yürütüldüğünü, ceza infaz kurumlarındaki iyileştirme faaliyetlerinin denetimli serbestlik (SPIP) görevlilerince yerine getirildiğini kaydetti. PARİS DENETİMLİ SERBESTLİK MÜDÜRLÜĞÜNE ZİYARET Fransa ziyareti kapsamında Paris Denetimli Serbestlik Müdürlüğünü ziyaret eden heyet, Denetimli Serbestlik Müdürü Patrick Madigou ile bir araya geldiler. Ülkedeki 103 denetimli serbestlik müdürlüklerinden biri olduklarını ve 6000 yükümlüye hizmet sunduklarını beyan eden Denetimli Serbestlik Müdürü Madigou, Paris Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün, iyileştirme ve infaz hizmetlerini; Paris Ceza İnfaz kurumu, Paris Asliye Mahkemesi ve denetimli serbestlik müdürlüğü olmak üzere 3 merkezde yerine getirdiğini söyledi. Genel Müdür Yıldırım ve beraberindeki heyet, gezi kapsamında Porcheville Çocuk Ceza İnfaz Kurumu ile Poissy Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’da ziyaret ederek bu kurumlarda da işleyiş ile ilgili yetkililerden bilgi aldılar. Sayfa 4 Seslenis DS Etkinlik Aralık 2013 Hayat sizlerle birlikte güzel Erzurum Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün yürüttüğü “Hayat Birlikte Güzel” isimli SODES Projesi ile engelli vatandaşlar için oluşturulan “Engelli Evi ve Terapi Merkezi” 13 Aralık 2013 tarihindeki açılış töreni ile engellilerin hizmete girdi. E rzurum Cumhuriyet Başsavcılığı Koruma Kurulu Başkanlığının hazırladığı ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün yürüttüğü“ SODES Hayat Birlikte Güzel“ projesi ile Engelli vatandaşlar için oluşturulan“ Engelli Evi ve Terapi Merkezi“ 13 Aralık 2013 Cuma günü yapılan açılış töreni ile engellilerin hizmete girdi. Engelili Evi ve Terapi Merkezi” açılış törenine, Erzurum Vali Yardımcısı Abdurrahman İçyer, Adalet Komisyonu Başkanı Erol Ofluoğlu, Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Apaçık, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, Erzurum Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı İ.Hakkı Hınıslıoğlu, Cumhuriyet Savcısı MevlütYalçın, Baro Başkanı Faruk Terzioğlu, Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürü Abdullah Şahin, Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Nihat Dal, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Halil İbrahim Gökçe, Engelliler Derneği Erzurum Şube Başkanı Sadullah Efe ile Koruma Kurulu üyeleri, Erzurum Ticaret Borsası Yönetim Kurulu üyeleri, çok sayıda davetli, engelliler ve aileleri katıldı. Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Apaçık’ın girişimleri ile temelleri atılan Atlı (Hippoterapi) Merkezine ek sosyal donatı alanı olarak tadilatına başlanan ve yaklaşık 3 aylık bir süre zarfında hizmete açılan “Engelli Evi ve Terapi Merkezi” aynı zamanda engelli ailelerinin de umudu oldu. “SODES Hayat Birlikte Güzel” projesi kapsamında Dumlu Açık Ceza İnfaz Kurumunun Kampüs alanı içerisindeki yaklaşık 170 metre karelik bir alanda fizyoterapi aletleri, kütüphane ve bilgisayar sınıfının yer aldığı merkezde ayrıca kitap okuma bölümü, masa tenisi, satranç kursları ve atlı terapi merkezi ile engelli vatandaşlarımızın sosyal hayata daha etkin katılımlarının sağlanması amaçlanıyor. Açılış törenin ardından Atlı cafede “atlı terapi” merkezini gezen Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Apaçık ve Vali Yardımcısı Abdurrahman İçyer, terapi atına bindi. Başsavcı Apaçık, “300 engelli çocuğumuz eğitim görüyor” Başsavcı Apaçık, atlı terapi merkezinin çok önemli bir hizmeti yerine getiriğini hatırlatarak, “Türkiye’de ilk kez Erzurum’da açılan Atlı terapi merkezinde 300 engelli çocuğumuz bu merkezde tedavi oluyor. Özel hazırlanan parkurda hem kendilerine güven tazelemiş oluyor, hem de atların insan vücuduna ısı ve titreşim yolu ile gönderdiği bilimsel olarak tespit edilen sinyallerle, çalışmayan kasları çalıştırabiliyor. Bu proje Türkiye’de ilk kez Erzurum’da hayata geçirildi. Bu proje Türkiye için örnek teşkil etmektedir. Suça sürüklenen çocuklarımıza burada vereceğimiz eğitimle birlikte bilgisayar kursu da görerek destek olacağız” dedi. 23 yükümlüye mesleki eğitim Şanlıurfa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, eğitim ve iyileştirme çalışmaları kapsamında düzenlenen “Kepçe, Vinç ve İş Makinası Kursu”nu bitiren 23 yükümlüye sertifikaları, ayrıca denetimli serbestlik personelinin eğitimine yönelik GAP Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından 11 personele proje hazırlama yetkisi veren( PCM) sertifikaları törenle verildi. 28/11/2013 tarihinde, Gençlik ve Spor Hizmetleri Konferans Salonunda törene; Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Ademoğlu, GAP İdaresi Başkanı Sadrettin Karahocagil, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zeki Yalçın, Cumhuriyet Savcısı Arif Ulusoy, Belediye Başkan Yardımcısı Fevzi Yücetepe, İl Emniyet Müdürü Mehmet Likoğlu ve İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Uğur Büyükhatipoğlu, Sosyal Hizmetler İl Müdürü Mehmet Demirkol, İş Kur İl Müdürü Necdet Karasevda, KOSGEB Müdürü İdris Erkeksoy, İl Halk Kütüphanesi Müdürü Halil İstemi, GAP Başkan Yardımcısı Mehmet Açıkgöz, GAP Bölge Müdürü, Kapalı Cezaevi Müdürü Ergün Dinç, Açık Ceza Evi Müdürü Temel Göğüş, Harran Halk Eğitim Merkezi Müdürü, Meksa Vakfı Yöneticisi Didem Demirkol, Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı İbrahim İletmiş, Ticaret Borsası Temsilcisi, Şoförler Odası Başkanı Mansur Özdemir, MÜSİAD Temsilcisi, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü personeli, kursiyerler ve aileleri katıldı. Vali Güvenç, Denetimli Serbestlik projesinin ikincisini gerçekleştirdiklerini ifade ederek, “2012 yılında 110 kişi Denetimli Serbestlikten işe başlamış. 2013’te 100 kişi işe başlamış, toplamda 210 kişi istihdam etmişiz. Denetimli serbestlikle dışarıya çıkan kardeşimiz bizim insanımız. Bir şekilde suç işlemiş, suça bulaşmış ve cezasını çekmiş. Bu projelerimiz insanımızı tekrar hayatla barıştırma projesidir. Ben gururla ve şükrederek söylüyorum; 2009’da Doğalgaz kursunda 12 kişi, 2011’de yine doğalgaz kursunda 12 kişi, 2012’de de kaynakçılık, klima, bilgisayar, aşçılık ve doğalgaz kurslarından 60 kişi olmak üzere toplam 84 kişiyi meslek sahibi yapmışız. Topluma kazandırmışız.” dedi. Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Ademoğlu ise alternatif bir ceza sistemi olan denetimli serbestlik uygulamasında Müdürlüğümüz tarafından önemli çalışmalar yapıldığını ve bu çalışmalardan memnuniyet duyduklarını ifade ederek geçmiş yıllardaki uygulamalara atıfta bulunarak, günümüze kadar çok mesafe alındığını söyledi. Yapılan etkinlikte 23 kepçe ve vinç kursu ile iş makinası kursunu bitiren yükümlülere sertfikaları verilmiş olup ayrıca GAP Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından (PCM) Proje Döngüsü Eğitimini tamamlayan 11 personele sertifikaları takdim edildi. Toplantının sonunda, işbirliği çalışmalarındaki destekleri için İşkur İl Müdür Necdet Karasevda, KOSGEB Müdürü İdris Erkeksoy ve Mehmet Dener ile Kurs Hocası Yusuf Doğan’a plaket takdim edildi. Amaç; Meslek edindirmek ve istihdam sağlamak Denetimli serbestlik kapsamında yükümlülükleri devam eden yükümlülerin kısa sürede topluma adaptasyonu, sosyalleşmeleri ve geçimlerini idame ettirebilmeleri, ülkenin ihtiyaç duyduğu iş gücü sahalarında, iş istihdamı sağlamak amacıyla denetimli serbestlik kapsamında takip edilen yükümlülere yönelik, iş istihdamı bulunan meslek dalları olarak belirlenen; Fırıncılık, Garsonluk, Aşçılık, Kaynakçılık, El İşi Çiçek Dizaynı, Dikiş Makinası Operatörlüğü, Forklift Operatörlüğü, Dış Cephe Kaplama, meslek dallarında kurs açılarak yükümlülere mesleki beceri kazandırabilme amacıyla 25/12/2013 tarihinde yapılan Koruma Kurulları olağan toplantısında Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Bursa Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğü arasında işbirliği protokolü imzalandı. İşbirliği protokolü kapsamında açılması kararlaştırılan, meslek edindirme kurslarının Ocak ayından itibaren faaliyete geçmesi planlanıyor. Aralık 2013 Seslenis DS Etkinlik Sayfa 5 ‘Denetimli serbestlik infaz hukukunun vazgeçilmez bir kurumudur’ D enetimli Serbestlik Hizmetleri Danışma Kurulu Toplantısının 8’incisi Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yüksel Hız’ın başkanlığında yapıldı. Ankara Hâkimevi’nde, 27.12.2013 tarihinde gerçekleştirilen toplantıda; denetimli serbestlik hizmetlerindeki yeni gelişmelere ilişkin sunumun ardından madde bağımlılarının tedavisi ve rehberlik çalışmaları ile kurumlararası ilişkiler ve işbirliği kapsamında yürütülen çalışmalara ilişkin gündem maddeleri görüşüldü. Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yüksel Hız, denetimli serbest sistemini çok önemsediğini vurgulayarak, “Denetimli serbestliği ceza infaz sisteminde yapılanlardan çok yapılması gerekenler yönünden, insanımıza böyle bir imkânı sunma, bunu hayata geçirebilme bakımından çok önemsiyorum.” dedi. Mağdur Hakları Daire Başkanlığının çalışmaları denetimli serbestlik açısından önemli Denetimli serbestliğin geliştirilmesi konusunda gerekli desteğin verilmesi gerektiğini inandığı ifade eden Müsteşar Yardımcısı Hız, şunları söyledi: “Zaman zaman denetimli serbestlik müdürlüklerini ziyaret ediyorum. Çalışmaları yakından takip ediyorum. Hakikaten çok güzel şeyler yapılıyor denetimli serbestlikte. O nedenle bina ve personel ihtiyacını en üst seviyede karşılamasının gerektiğini düşünüyorum. Yine bunun bir ayağı olarak, Denetimli Serbestlik Müessesesi içerisinde kalan hususlardan biri olarak, Ceza İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde yeni bir birim oluşturuldu. Mağdur Hakları Daire Başkanlığı kuruldu. Mağdur Hakları Daire Başkanlığı da aynı Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı gibi olaya ciddi bir sahiplenme ile bir açılım getireceğini düşünüyorum.” Denetimli serbestlik infaz hukukunun vazgeçilmez bir kurumudur Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, Ülkemizde Denetimli Serbestlik sisteminin 2005 yılında oluşturulduğunu hatırlatarak, “Henüz çok genç olmasına rağmen, Denetimli Serbestlik Müessesi infaz hukukumuz içerisinde geriye dönülmesi, vazgeçilmesi mümkün olmayan kurumlardan biri haline gelmiştir.” dedi. Denetimli serbestlik sistemiyle ilgili olarak basında zaman zaman yer alan olumsuz haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Genel Müdür Yıldırım, şöyle konuştu: “Denetimli Serbestliğin Türkiye’de icat edilmiş ve ilk defa bizim tarafımızdan uygulanan bir kurum gibi olduğunu ve hatta suçluluğu da teşvik eden bir uygulama olduğunu çağrıştıran bir takım haberler görüyoruz, oysa az önce Sayın Daire Başkanımız rakamlardan bahsetti, Denetimli Serbestlik tedbiri altında yeniden suç işleyenlerin oranı elimizdeki rakamlara göre binde sekiz, % 1 bile değil. yani dışarıda herhangi bir vatandaşın suç işleme riskinden çok daha düşük bir riskden bahsediyoruz.” Genel Müdür Yıldırım, suçluların ıslahı ve topluma kazandırılmasında koruma kurullarına düşen görev ve sorumluluğun yanında Danışma Kurulunun da önemli bir görevi bulunduğunu belirterek, “Suçluların ıslahı topluma kazandırılması mağdurların korunması noktasında yani ceza infazı altında bulunan kişiler konusunda 2005 yılından önceki algı bu konunun sadece Adalet Bakanlığının tekelinde olan sadece Ceza Tevkifevlerinin sorumluluğunda olan bir konu olduğu şeklinde idi. Denetimli Serbestlik Yasası ve bununla beraber oluşan Koruma Kurulları ve Danışma Kurulu bu konunun toplumun ortak sosyal sorumluluk alanı olduğunu yasalaştırmıştır. Ve bence bu Kurulun ve bu konunun en önemli tarafı budur. Çünkü Ceza İnfaz Kurumundan tahliye olan hükümlüler, yine bu toplumun gerçeğidir. Bu toplumda yaşayan bizlerin, bizlerin çocuklarının ailelerinin aynı sokaklarda iç içe yaşayacağı insanlardır bunlar. Sadece Adalet Bakanlığı personelinin karşılaşacağı insanlar değildir. O sebeple Danışma Kurulumuzun ve buralarda üretilecek olan hizmetin ehemmiyetinin bir kez daha altını çizmek istiyorum.” diye konuştu. Uyuşturucu kullanımını engellemek zorundayız Uyuşturucu bağımlısı iken ceza infaz kurumuna giren hükümlü sayısı göz önüne alındığında vahim bir tabloyla karşı karşıya bulunduğumuzu anlatan Genel Müdür Yıldırım, denetimli serbestlik çalışmaları kapsamında uyuşturucuyla mücadele ve uyuşturucu bağımlılarının tedavisi konusunda sorumluluklarının büyük olduğunu vurguladı. Genel Müdür Yıldırım, şunları söyledi: “Geçtiğimiz yıl gündeme alınan ve Daire Başkanımızın ayrıntılarıyla çalışmalarını arz ettiği uyuşturucu ile mücadele ve uyuşturucu kullananların tedavisi konularında çalışmalarımıza ara vermeden devam etmek durumundayız. Ceza infaz kurumlarına girmeden önce uyuşturucu kullanan hükümlülerin sayısına baktığımız da vahim bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz. Gençlerimizin ortaokul çağlarından itibaren bu büyük tehlikenin etki sahası içerisinde riskli sahası içerisinde kaldığını hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla şekli bir sorumluluk anlayışı içerisinde değil, tam bir mücadele anlayışı içerisinde uyuştu- rucunun kullanımı engellemeye yönelik her türlü çalışmayı sizlerin görüşleri ve destekleri doğrultusunda yapmak noktasında azimli olduğunuzu ifade etmek istiyoruz.” Elektronik kelepçe ile kişiyi toplumda içinde takip ediyoruz Genel Müdür Yıldırım, kişinin toplum içinde takip edildiği elektronik izleme sisteminin çağdaş bir yöntem olduğuna dikkat çekerek, şunları ifade etti: “Hakikaten Denetimli Serbestliğimizin, Denetimli Serbestlik sisteminin teknolojik yüzü olan elektronik izlemeyi memnuniyetle ifade ediyorum ki geçtiğimiz haftalarda Fransa’daydık, 55 yıllık uygulamalarına rağmen teknolojik olarak çok daha iyi bir durumda uygulamaya başladığımızı gördük. Elektronik izleme kapasitemiz bugün itibariyle 5.000 kişi. Elektronik İzleme kişinin toplum içerisinde takip edilmesinin en çağdaş yöntemidir. Kişiyi rahatsız etmeden, rencide etmeden, toplumdan tecrit etmeden suç işlemesini önlemenin en çağdaş uygulamasıdır. Bu konuda uygulamalarımızı geliştirmeye devam etmek durumundayız.” Müsteşar Yardımcısı Yüksel Hız’ın başkanlığında yapılan toplantıya; Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, Personel Genel Müdürü Muharrem Ürgüp, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Abdulkadir Kaya ve Daire Başkanı Engin Demir, Milli Eğitim Bakanlığı Hayatboyu Öğrenme Genel Müdürü Mustafa Kemal Biçerli, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından Kadının Statüsü Genel Müdürü İsmet Yıldız Polat ile Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Taşkesti, Daire Başkanı Fetullah Haksöyler ve Sosyal Yardımlar Genel Müdür Yardım- cısı Şebnem Avşar Kurnaz ve Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünden Yaşar Kocaoğlu, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı Cevat Gül, Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Dr. M. Ertuğrul Eğin, Daire Başkanı Emre Yatman ve Daire Başkanı Osman Karakışlı, Jandarma Genel Komutanlığı Hareket Başkanlığı Asayiş Dairesi Başkanı Jan. Kur. Alb. A. Osman Gürcan, Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanı Battal Gazi Örümcek, Denetimli Serbestlik Daire Başkanı İbrahim Usta, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muharrem Özen, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tülin İçli, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zehra Arıkan, Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ertan Kahramanoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Daire Başkanı Mustafa Dinç, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Osman Aydın, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanlığı Daire Başkanı Sancar Sefer Süer ve Uzman Yasin Ekmen, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Tetkik Hâkimleri Burhan Alıcı ve Esat Işık, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Daire Başkan Vekili Ali Tantepe, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı Hukuk Müşaviri Av. Leyla Şimşek, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Hukuk Müşaviri Av. Fatma Yasemin Ertekin, Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Madde Bağımlılığı İzleme Merkezi Büro Amiri Bülent Demirci ve Numan Karaca ve Yeşilay Ankara Şubesi Başkanı Şemsettin Toprak katıldı. Sayfa 6 Seslenis G ündem Aralık 2013 Kurum personeline yönelik eğitimler devam ediyor KURUM ÖĞRETMENLERİNE DEĞERLER EĞİTİMİ PROGRAMI DÜZENLENDİ Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Eğitim Daire Başkanlığınca 2014 yılının değerler yılı olarak kabul edilmesi nedeniyle kurumlarda yürütülen eğitim iyileştirme çalışmalarında Değerler Eğitimi kapsamındaki aktivitelerin artırılmasına yönelik çalışmalara başlandı. Bu çalışmalar kapsamında öncelikle çeşitli üniversiteler ve Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile irtibata geçilerek görüşleri alındı. Yapılan görüşmeler sonucunda Milli Eğitim Bakanlığı da projeye paralel olacak şeklide Halk Eğitim Müdürlükleri eli ile uygulanmak üzere Değerler Eğitimi modülleri oluşturmaya yönelik çalışmalar başlattı. Değerler Eğitiminin uygulayıcıları olan 220 ceza infaz kurumu öğretmenlerine 02-06 Aralık 2013 tarihinde Afyonkarahisar Sandıklı Safran Otelde uygulayıcı eğitimi verildi. Eğitim programının açılışına Eğitimden Sorumlu Daire Başkanı Vehbi Kadri Kamer, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Salih Zeki Genç katıldı. Katılımcılara hitaben konuşan Daire Başkanı Vehbi Kadri Kamer, hükümlü ve tutuklulara yönelik olarak kişisel gelişim eğitimlerinin, evrensel ve insani değerlerin gelişimine yönelik eğitimlerin, infaz sürecinin başarısına, ceza infaz kurumlarının iç huzuruna, hükümlü ve tutukluların tahliye sonrası topluma kazandırılmalarına olumlu yönde katkı sağlayacağından şüphe olmadığını söyledi. Kamer “2014 yılı Değerler Yılı çalışmasının uygulamaya geçmesiyle, ceza infaz kurumlarında sosyalkültürel faaliyetler başlığı altında belli bir sistemden mahrum olarak ve kurum öğretmenlerinin bireysel çabası ile yürütülmekte olan kişisel gelişim çalışmaları evrensel insani değerlere odaklı ve iyileştirme merkezli yapıya bürünecektir.” şeklinde konuştu. 5 gün süren seminerde Doç. Dr. Salih Zeki Genç tarafından katılımcılara ‘’Değerler Eğitimi Nedir?’’ ve ‘’Yetişkinlerde Değerler Eğitimi’’ konularında sunumlar yapıldı. ARDIÇ EĞİTİMİNİN ÜÇÜNCÜSÜ YAPILDI Ceza İnfaz Kurumlarında çocuklarla çalışan psiko-sosyal servis uzmanları ile yönetici ve personelin İKM Ceza ve Tevkifevleri Ankara Eğitim Merkezi’nde bu yıl ilk defa düzenlenen “ Yetenek Sizsiniz İKM” adlı yarışmaya Ankara Eğitim Merkezi Şube Müdürü Erdal Erdem, Öğretim Görevlileri Bülent Yılmaz, Ayhan Çapacı, Fahri Erdinç, Ömer Muhtar Uryanoğlu,Mustafa Bayhan, Hülya Gümüş, Meliha Ayşe Şahin, Elif Bengi Ünsal ve kursiyerler katıldı. Fikir Öncülüğünü Öğretim Görevlilerinden Fahri Erdinç ve Kursiyerlerden Alptuğ Koç ve Hidayet Kara’nın yaptığı “Yetenek Sizsiniz İKM” yarışması Ankara Eğitim Merkezi Konferans salonunda 15 Kasım 2013 tarihinde düzenlendi. Gerek yarışma konsepti gerekse yarışmacıların performansıyla gerçeğini aratmayan gecede kursiyerler doyasıya eğlendi ve yarışmacıların yeteneklerine hayran kaldılar. Dönem sonu sınavları öncesinde memur adaylarının moral ve motivasyonlarını yükseltmeyi de amaçlayan gecede yarışmacılar tiyatro, bağlama,ses, gitar, taklit, şiir ve hat sanatı gibi birçok farklı dalda mücadele ederken izleyenlere keyifli anlar yaşattılar. Jüri üyeleri Öğretim Görevlilerinden Meliha Ayşe Şahin, Elif Bengü Ünsal, Hülya Gümüş ve Fahri Erdinç birbirinden güzel performanslar karşısında birinciyi seçerken oldukça zorlandı. Yaklaşık üç buçuk saat süren yarışmada jüri gitar ve ses dalında performans sergileyen Mevlüt Nebi Turcan ve Melihşah Çaylı’yı birinci seçtiler. Gecede birinciyi Ömer Muhtar Uryanoğlu açıklarken , ödülü ise şube müdürü Erdal Erdem verdi. Zaman zaman duygulu anların da yaşandığı gecede söz alan eğitim merkezi öğretim görevlilerinden Bülent Yılmaz 13 yıldır eğitim merkezinde görev yapmasına rağmen ilk defa bu kadar keyifli bir programın düzenlendiğine şahit olduğunu vurgulayarak “Ben bugün burada sizlerle beraber bu güzel gecenin tadını çıkarıyor olmaktan büyük mutluluk duyuyorum, özellikle gülmeye daha fazla ihtiyacımız olduğu bu son dönemde bizlere bu güzellikleri yaşatan tüm yarışmacı ve seyirci arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi. kapasitesini geliştirmeye yönelik geliştirilen “Ardıç Programı Üçüncü Eğitici Eğitimi”, Eğitim Daire Başkanı Vehbi Kadri Kamer ve Tetkik Hakimi Mustafa Doğan’ın katılımı ile 2-7 aralık 2013 tarihleri arasında Afyonkarahisar’da yapıldı. Ardıç Programı ile ilgili bir konuşma yapan Daire Başkanı Vehbi Kadri Kamer, Ardıç programının ceza infaz kurumlarında bulunan çocukların topluma kazandırılması için çalışan personelin psiko-sosyal ve yönetim becerilerinin güçlendirilmesi amacıyla geliştirilen bir hizmet içi eğitim programı olduğunu söyledi. 5 gün süren eğitim programında ceza infaz kurumlarında görev yapan idareci, öğretmen, psikolog ve sosyal çalışmacılardan oluşan toplam 42 kişiye program danışmanlığını yapan Haliç Üniversitesi Öğretim Görevlisi Psikolojik Danışman Kadir Akbulut ve Özel Academic Hospital’da görevli Uzman Psikolog Gülçin Şenyuva ve 12 Ardıç Programı Eğiticisi tarafından eğitimler verdi. Eğitim programının sonunda katılımcılara Tetkik Hakimi Mustafa Doğan tarafından eğitici belgeleri verildi. Aralık 2013 Seslenis G ündem Sayfa 7 CTE genel müdürü EnİS YAVUZ yıldırım: “KURUM İÇİ İLETİŞİMİMİZ güçlü olmalı” Yıllık Değerlendirme Toplantısında konuşan Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, personelin çalışma şartlarındaki zorluklara rağmen gösterdiği özverili çalışmalardan övgüyle bahsederek, kurum içi iletişimin güçlü olması ve çalışmaların daha üretken bir yapıya kavuşması konusunda herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini söyledi. C eza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yıllık değerlendirme toplantısı, 25 Aralık 2013 tarihinde, HSYK toplantı salonunda yapıldı. Toplantıya Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, Genel Müdür Yardımcıları, Daire Başkanları, Tetkik Hakimleri, Şube Müdürleri ile Genel Müdürlükte görevli tüm personel katıldı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitlerimiz anısına bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan toplantıda konuşan Genel Müdür Yıldırım, son bir içinde yapılan çalışmaları değerlendirdi. Konuşmasına, bu kadar büyük bir aile olmalarını görmenin kendilerini son derece mutlu ettiğini ifade ederek başlayan Genel Müdür Yıldırım, 10 Nisan 2013 tarihinde göreve başladıklarını, o tarihten bu yana hergün yeni bir gündem yaşadıklarını, ancak bu yoğun ve yorucu olan gündeme ayak uydurma konusundan ziyade sorunların çözümü noktasında büyük çaba sarfettiklerini kaydetti. Ceza infaz kurumlarında çalışmanın son derece zor ve anlamlı bir görev olduğunu ifade eden Yıldırım, “Geldiğimiz günden bu yana kurum geleceği ile ilgili olarak planlamalar yapıyoruz. Bizler ceza infaz kurumlarının mutfağından geldik. 8 ayda özellikle kurum ziyaretlerinde gerek alınması gereken önlemler, gerek kurumların yönetimi gerekse eksiklerimizin neler olduğunu gidip yerlerinde görme imkanı bulduk. Kurum ziyaretlerimizin dışında yurt dışına da bazı ziyaretler gerçekleştirdik. Bu ziyaretlerde model dünya tabir edebileceğimiz yapıları görme ve inceleme imkanımız oldu. İcat edilmiş olanı yeniden icat etmeye çalışmanın gereği yok. Bu ziyaret ve toplantılarda ayrıca eksiklerimizin dışında Avrupa’daki kurumlardan daha iyi olan yönlerimizi de gördük. Kurum ziyaretlerin devam edeceğiz. Biz, az sayıda personel ile çok sayıda iş yapmak zorundayız. Ancak bizleri çalışmaya, daha önemli işler başarmaya sizler zorlayacaksınız.” şeklinde konuştu. KURUM İÇİ KÜLTÜR ÇOK ÖNEMLİ Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün kurumsal kültürü ve ağırlığı olan bir kurum olduğunu söyleyen Yıldırım, kurumda klasik devlet memurluğu anlayışından ziyade, gönüllülük ve fedakarlık esasına göre hareket edildiğini görmenin kendisini son derece memnun ettiğine değinerek, “Çalışma koşullarımızın ve sorunlarımızın çokluğu bizleri yıldırmıyor. Bizler ıslah edebildiğimiz kişi sayısınca başarılıyız. Buna göre hareket etmeli ve klasik devlet memuru anlayışından ziyade, gönüllülük esasına göre mesaimizi planlamamız gerekiyor. Bir personelin görevi ile ilgili konularda ‘Ben bilmiyorum,yapamıyorum’ demesi meslek etik açısından uygun değil. Her personelimiz kendisini yetiştirmeli ve geliştirmeli. Çağın gerekliliklerine göre kişisel donanımını tamamlamalı. Bizler, bağlı olduğumuz kurumun sorumluluğunun bilincinde olmalıyız.” dedi. MAKAMA OTURDUĞUMUZDA MİLLET ADINA TAKSİMETRE BAŞLAR Konuşmasında 2 önemli konuya özellikle dikkat çeken Yıldırım, şöyle devam etti: “Bizim için birlikte çalıştığımız kişilerde 2 önemli unsur çok önemlidir. Birincisi vatanını, milletini, bayrağını ve Devletini sevecek. İkincisi ise ehliyetli olacak, yani kendini yetiştirmiş, geliştirmiş bir Geleneksel Sivas Günleri etkinliğinde Ceza İnfaz Kurumu standı büyük ilgi gördü birey olacak. Bizler makama oturduğumuzda halk adına taksimetre başlar. Önemli olan milletimiz adına çalışmak, üretebilmek ve başarılı olmak. Bu sadece bizimle ilgili değil, tüm mesai arkadaşlarımızı da yakından ilgilendiren bir konudur. Kurum ziyaretlerimizde gördük ki, ceza infaz kurumlarımız birer fabrika gibi çalışıyorlar, üretiyorlar ve ekonomiye katkıda bulunuyorlar” diye konuştu. Özellikle personel eğitimi konusunda çok hassas olduklarını ifade eden Yıldırım, çok daha fonksiyonel olarak bu eğitimlerin devam etmesi çabasında olduklarını, aynı zamanda tutuklu ve hükümlülerin eğitimlerine de büyük önem verdiklerinin altını çizdi. Personel sayısı ve yeni açılan ceza infaz kurumları ile ilgili bilgiler veren Yıldırım, personel sayısının 50 bin civarında olduğunu ve yeni ceza infaz kurumlarının da sırası ile hizmete açıldığını belirtirken, ayrıca çeşitli Avrupa Birliği projeleri ile infaz hizmetlerinin geleceği konusunda çok önemli adımlar atılacağı mesajını verdi. Personelin çalışmalarından duyduğu memnuniyeti dile getiren Yıldırım sözlerine şöyle devam etti “Yapmış olduğunuz görevin zorluğunun bilincindeyiz. Sizlere bu zorlu ama kutsal görevde gösterdiğiniz gayret nedeniyle teşekkür ediyorum. Ancak, her daim daha iyiye ulaşmak için çabalamalıyız. Hep daha iyisini nasıl yaparız diye düşünerek çalışmalarımızı bu perspektifte sürdürmeliyiz. Hepinizin yeni yılını kutluyor, bu yılın sizlere hayırlar getirmesini, huzur getirmesini temenni ediyorum. Program, kokteyl ile sona erdi. Geleneksel Sivas Günleri’nindördüncüsü İstanbul’da gerçekleştirildi. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Eski Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Sivas Milletvekilleri, Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Sivaslıların katıldığı açılış renkli görüntülere sahne oldu. 22-24 Kasım 2013 tarihlerinde, Anadolu’nun zengin kültür hazinelerine ev sahipliği yapan Feshane’de düzenlenen Sivas Günleri’nde ilin geleneksel kültürünü yansıtan stantlar açıldı. Sivas Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Zeki Yıldırım; Kurum standını ziyaret eden Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Sivas Milletvekili Hilmi Bilgin ve diğer protokol mensuplarıyla birlikte halı atölyesinde dokunan ve sergilenen Sivas halılarını inceleyip, Anadolu kültürü ve mirasına yaptığı katkısının önemine değindi. Etkinlikte; yazarı, şairi, ozanı, sazı ve sözüyle, sanatı ve sporuyla, yaşayan renkleriyle, dünü ve bugünüyle Sivas tanıtıldı. Sayfa 8 G ündem Seslenis Aralık 2013 ADALET BAKANLIĞINDA GÖREV DEĞİŞİMİ Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, görevi Bakan Sadullah Ergin’den devraldı. Bozdağ, Ergin’in halefi olmaktan gurur duyduğunu söyledi. A dalet Bakanlığında görev değişimi nedeniyle devir teslim töreni düzenlendi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, görevini önceki Adalet Bakanı Sadullah Ergin’den devraldı. Bakanlık makamında düzenlenen törende konuşan Bekir Bozdağ, Ergin döneminde Türkiye’de adalet alanında önemli ve başarılı adımlar atıldığına işaret etti. Bozdağ şunları kaydetti: “Bugün Adalet Bakanlığında, kendisini büyük saygı duyduğum ve halefi olma gibi bir nasibi de yaşadım. Sadullah Bey’den gerçekten hem bilgi olarak hem de tecrübe olarak çok şey öğrendiğimi ifade ediyorum. Böyle değerli bir arkadaştan Adalet Bakanlığı görevini devralmanın şerefini ve bahtiyarlığını yaşıyorum. Sayın Bakanımın gerçekleştirdiği başarılı çalışmalardan dolayı kendisine teşekkür ediyorum. Gerçekten Türkiye’de yaşanan önemli değişimler Sayın Bakanımızın döneminde atılan adımlarla daha da ileri taşındı. Sayın Bakanımızın takdiri ile Cumhurbaşkanımızın onayı ile bu görev dün akşam bize tebliği edildi. Bana olan güveni boşa çıkarmamak ve ülkemizin bu alandaki hizmetlerini Sayın Bakanımızın getirdiği başarılı çizgiden ileri noktalara taşımak için inşallah bundan sonraki süreçte beraber çalışacağız.” Sadullah Ergin de yaptığı konuşmada görev süresi boyunca gerçekleştirdiği çalışmalara da değinerek, bugüne dek yargıda pek çok reform yaptıklarını, 4.5 yılda yaptıkları işleri yeni Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın tamamlayacağını söyledi. Ergin, sözlerine şöyle devam etti: “2009’dan bugüne kadar deklare ettiğimiz Yargı Reformu Stratejisinin yüzde 75’i hayata geçti. Türkiye, İnsan Hakları Mahkemesine en çok şikayet edilen ikinci ülkeydi, artık 5. ülke. Yargı sisteminde yapılan değişimlerin sonuçlarının vatandaşlara ulaşma bakımından bir beklentimiz var. Bundan sonra artık uzun yargılamadan kaynaklanan şikayetlerin azalmasını beklediğimiz bir döneme girdik. İnsan Hakları Mahkemesinde olumluya giden gelişmeleri beraber takip ettik. Ben 4.5 yıldır yaptıklarımız, yapamadıklarımızı konusunda bir muhasebe yaptığımızda yapılan önemli çalışmalar var; sonuçlarını önümüzdeki günlerde alacağız. Görevi devralan arkadaşım bu işleri tamamlayacak.” Bozdağ’ın yapılan çalışmaları daha ileriye götüreceğini işaret eden Ergin, güven veren adalete ulaşma noktasında da hayırlı icraatları dört gözle beklediklerini vurguladı. ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ’I TANIYALIM 1 Nisan 1965’te Yozgat Akdağmadeni’nde doğan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dinler Tarihi Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans Yapan Bakan Bozdağ, bir süre kamu görevinde bulundu ve daha sonra serbest avukat olarak çalıştı. 18 Nisan 1999 yerel seçimlerinde Akdağmadeni İlçe Belediye Başkan Adayı oldu. 22. dönem Yozgat milletvekili olarak seçilen ve Adalet Komisyonu üyesi olan Bozdağ, 23. Dönemde yeniden Yozgat Milletvekili olarak seçilirken, Meclis Grup Başkanvekilliği ve 61. Hükümette Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptı. Bozdağ, 61. Cumhuriyet Hükümetinde Adalet Bakanlığı görevine getirildi. BAKAN ERGİN CTE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ PERSONELİYLE VEDALAŞTI Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 30 Mart 2014 tarihinde yapılacak olan Yerel Seçimlerde belediye başkan adaylığı için Bakanlık görevinden ayrılması nedeniyle personelle vedalaştı. 26.12.2013 tarihinde HSYK Binasında yapılan veda törenine Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcıları Selami Candemir, Cevat Gül, Erhan Polat ve Burhanettin Eser, daire başkanları, tetkik hâkimleri, şube müdürleri ve personel katıldı. Törende; Bakan Ergin’e çiçek takdim edildi. Seslenis Aralık 2013 G ündem Sayfa 9 ESKİ ADALET BAKANI FAHRİ KASIRGA’DAN KUTLAMA MESAJI ADALET BAKANLIĞI MÜSTEŞARI KENAN İPEK OLDU Adalet Bakanlığı Müsteşarlığına Yüksek Müşavir Kenan İpek Atandı. Yeni Müsteşar İpek görevi Müsteşar Birol Erdem’den devraldı. Erdem, Müsteşar İpek’e yeni görevinde başarılar diledi. A dalet Bakanlığı Müsteşarlığı’na Birol Erdem’in yerine Yüksek Müşavir Kenan İpek atandı. Daha önce Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü olarak da görev yapan Müsteşar Kenan İpek, düzenlenen tören ile görevi eski Müsteşar Birol Erdem’den devraldı. Müsteşarlık makamında düzenlenen devir teslim töreninde Müsteşar Erdem, görevini Müsteşarlık görevine atanan Kenan İpek’e devretti. Erdem, Müsteşar İpek’e yeni görevinde başarılar diledi. Devir teslim töreninde konuşan Müsteşar Kenan İpek ise, zor ve kutsal bir görevi devraldıklarını, başarılı çalışmalar yapmak adına ellerinden gelen tüm gayreti göstereceklerini belirterek Erdem’e teşekkür etti ve başarı dileklerini sundu. MÜSTEŞAR KENAN İPEK’İ TANIYALIM 05.10.1959 tarihinde Rize’de doğan Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek, İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra 1983 yılında İstanbul Adli Yargı hâkim adayı olarak mesleğe başladı. Sırasıyla Antalya ve Mardin Cumhuriyet Savcı Yardımcılığı, Bolu, Elmalı ve İstanbul Cumhuriyet Savcılıkları görevlerinde bulunan Müsteşar Kenan İpek, daha sonra İşyurtları Kurumu Daire Başkanlığı yaptı. 20032008 yılları arasında Ceza ve Tevki- fevleri görevinde bulunan Müsteşar İpek, Genel Müdürlüğün kurumsallaşmasında ve çağdaş infaz mevzuatının hazırlamasında çok önemli katkılarda bulundu. İpek son olarak Yüksek Müşavirlik görevini sürdürmekte iken üçlü kararname ile müsteşarlığa atandı. E ski Adalet Bakanı ve Başbakan Başmüşaviri Fahri Kasırga, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek’in göreve başlaması ile ilgili olarak bir tebrik mesajı yayımladı. Başmüşavir Kasırga, mesajında Müsteşarlığa Kenan İpek’in atanmasından duyduğu memnuniyeti dile getirirken, şunları söyledi: “Devletin makamlarında liyakatli, çalışkan ve şaibesiz kişilerin bulunması vatandaşta güven duygusu oluşturur. Devletine olan güveni ve saygısı artar. Önemli makamlara atanan bu meziyetlere sahip kişiler dostunuz ise ayrıca sevinir ve gururlanırsınız. Yıllardır tanıdığım birlikte değişik konularda çalıştığım sevgili hemşehrim ve dostum Sayın Kenan İpek’ in Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı görevine atanmasından büyük sevinç, mutluluk ve gurur duydum. 5 yıla yakın bir süre görev ifa ettiğim bu onurlu makamın ehil bir elde olduğunu bilmem bana ayrıca huzur verdi. Zor bir dönemde görev ve sorumluluk üstlenen Kenan İpek beyi tebrik ediyor, üstün başarılar diliyorum. Kendisine, ailesine ve Ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum.” Bakan Şahin, Tekirdağ 1 nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ziyaretinde konuştu PROJE TAKDİRE ŞAYAN Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Tekirdağ 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumun bulunan Aydınlan-Aydınlat Projesi kapsamında çalışan hükümlü ve tutuklulara takdir belgesi verdi. Adalet Bakanlığı ve Türkiye Beyazay Derneği işbirliği ile başlayan Aydınlan-Aydınlat projesi hakkında bilgi almak, destek vermek ve projede yer alan hükümlü ve tutuklulara çalışmalarından dolayı takdir belgesi vermek için düzenlenen bilgilendirme ve belge töreninde; Türkiye Beyazay Derneği Başkanı eski milletvekili Lokman Ayva ve Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcısı Fevzi Büyüktümtürk proje hakkında Bakan Şahin’e bilgiler verdi. Başsavcı Fevzi Büyüktümtürk yaptığı konuşmasında; Türkiye Beyazay Derneği tarafından kurulan Aydınlan-Aydınlat stüdyosunda 28 hükümlü ve tutuklunun dönüşümlü olarak çalıştığını, bir yılda yaklaşık 38 kitap okunarak, 293 kitap ise taranarak toplam 331 adet kitabın kayıt altına alındığı ve görme engelli vatandaşların hizmetine sunulduğunu belirtti. Bakanı Şahin ise konuşmasında, projenin görme engelli insanlar için öneminden bahsederek, Cezaevinde anneleriyle kalan çocukların geleceğe hazırlanması gerektiğini kaydetti. Şahin, konuşmasının ardından ceza infaz kurumunda oluşturulan stüdyoda kitapları okuyarak dijital ortama aktaran hükümlü ve tutuklulara birer takdir belgesi verdi. Sayfa 10 Seslenis E tkinlik E tkinlik Aralık 2013 Aksaray Kapalı Ceza İnfaz Kurumu personelinden anlamlı ziyaret Aksaray Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü personelleri tarafından Aksaray Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne bağlı Aksaray Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi ile A.Kadir Üçyıldız Huzurevine ziyaret gerçekleştirildi. 3 Aralık Dünya Özürlüler Günü münasebetiyle ilk olarak Aksaray Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde barınan engellileri ziyaret eden ceza infaz kurumu personeli kurumda zaman zaman gösteri düzenleyen çocuk ve gençlerle de bir araya gelerek iadeyi ziyarette bulundular. Bakım ve Rehabilitasyon Merkezindeki zihinsel engelli öğrencilerin mutluluklarının gözlerinden okunduğunu dile getiren personel, daha sık ziyarete geleceklerine dair söz verdiler. Bakım Rehabilitasyon Merkezi ziyaretinin akabinde A.Kadir Üçyıldız Huzurevi sakinlerini ziyaret eden Kurum Müdürü Nayim Okan ve beraberindeki personel yaşlılarla sohbet ederlerken aynı zamanda hayır dualarını da almış oldular. Kurum Müdürü Okan ziyaretin huzurevi sakinlerine moral vermesinin yanı sıra ziyarete gelenlere de manevi bir hava verdiğini, köklerine sahip çıkan insanların geleceğine de sahip çıkacağını söyledi. ÜRETİME KATKI SAĞLIYORLAR İNSAN HAKLARI GÜNÜ COŞKUYLA KUTLANDI 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla Sinop E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve Sinop Valiliği İl İnsan Hakları Kurulu Başkanlığı ile ortaklaşa bir anma programı düzenlendi. Programa Sinop Vali Yardımcısı Ekrem Yaman, Sinop Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Uysal, Ceza İnfaz Kurumu Savcısı Murat Alagöz, Sinop Valiliği İl İnsan Hakları Kurulu Üyeleri, Kurum Müdürü Özer Duman, Sinop Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Hikmet Kurada, Sinop Kızılay Şubesi Başkanı ve üyeleri, Sinop Valiliği Hukuk İşleri Müdürü Cemil Uygun, Kurum ikinci müdürleri, Kurum personeli ile tutuklu ve hükümlüler katıldı. Sinop Vali Yardımcısı Ekrem Yaman, Birleşmiş Milletler tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 10 Aralık 1948’de kabul edilmesinin ardından her yıl 10 Aralık tarihinin Dünya İnsan Hakları günü olarak kutlandığını söyleyerek, “İnsan Hakları çağdaş uygarlığın temeli, demokrasimizin ise vazgeçilmez unsurudur. İnsan haklarına saygı Anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti’ nin değiştirilemez niteliklerindendir. Bu anlamda Dünya İnsan Hakları gününüzü kutluyorum.” dedi. Konuşmanın ardından Bağlama Kursu Öğretmeni Rüstem Kaya ve ekibi ile birlikte hükümlü-tutuklardan oluşan koro, misafirlere doyumsuz dakikalar yaşattı. Hükümlü tutuklular da çeşitli yörelere ait birbirinden güzel şarkı ve türküler seslendirdi. Daha sonra Sinop Valiliği İl İnsan Hakları Kurulu Başkanlığı tarafından Kurumda bulunan hükümlü-tutukluların katıldığı resim, şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye girenlere ödülleri dağıtıldı. Program sonunda aday infaz koruma memurları, İstiklal Marşı’nı farklı bir sunum ve şiirsel üslupla seslendirip bayrak açarken, ayakta alkışlandılar. Maltepe 3 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü ve tutukluların eğitimleri ve rehabilitasyonlarının sağlanması ile maddi sıkıntı yaşayanlara iş imkanı verilebilmesi çerçevesinde EST Sağlık ve Tıbbi Tekstil Ürünleri firması tarafından açılan tekstil atölyemizde 42 yabancı uyruklu hükümlü-tutuklu üretime katkı sağlıyorlar. Tekstil atölyesinde çorap ütülemepaketleme,ameliyat önlüğü dikimi ve ilaç fabrikalarında kullanılmak üzere beyaz tulum dikimi yapan hükümlü ve tutuklular bu atölyelerdeki çalışmaları sonucunda hem mesleki edinim hemde Prof. Dr. Yıldırım: İLKAN İLE ŞİİRSEL YOLCULUĞA ÇIKTILAR Silivri Açık Ceza İnfaz Kurumunda illüzyon, şiir, müzik ziyafeti yaşandı. Program Açık Ceza İnfaz Kurumu çok amaçlı salonda gerçekleştirildi. Programa Cumhuriyet Savcısı Metin Arda, Cumhuriyet Savcısı Ertuğrul Sarıyar, Silivri Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Yusuf Altun, Kurum İkinci Müdürleri İdare memurları, ceza infaz kurumu personeli ve hükümlüler katıldı. İllüzyonist Coşkun Ak, ceza infaz kurumundaki bu programa katılmanın kendilerini onurlandırdığını söylerken, gösterisinde gönüllü olarak sahneye çıkan hükümlülerle eğlenceli sihirbazlık gösterileri ergiledi. Coşkun Ak, Ferdi Tayfur’un da programa katılmak istediğini ancak çeşitli nedenlerden dolayı gelemediğini ve herkese selam gönderdiğini ifade etti. Programda son olarak Şair Ahmet Selçuk İlkan sahne alırken, şiirleriyle izleyenleri duygusal bir yolculuğa çıkardı. para kazanıyorlar. Teksil atölyesinde çalışabilmek için oldukça yoğun bir taleple karşılaştıklarını belirten kurum yetkilileri ayrıca yabancı ülke konsolosluklarının, böyle bir atölyenin açılmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirtiyorlar. Atölyenin ikinci etabında, çalışan hükümlü-tutuklu sayısının 100’ün üzerine çıkarılması ve yüklenici firma olan EST Sağlık ve Tıbbi Tekstil Ürünleri tarafından 50 adet çorap örgü makinesi kurularak ileriki aşamada iş kapasitesinin ve üretim miktarının yoğun bir şekilde arttırılması planlanıyor. ‘SABIRLA KARŞILIK VERMEMİZ GEREK’ 10 BİN FİDAN TOPRAKLA BULUŞUYOR Kurum personeli ile hükümlülerin çevreye karşı duyarlılıklarını güçlendirmek, tabiatı koruma bilinci oluşturmak, orman ve ağaç sevgisi kazandırmak amacıyla Karaman M Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu ile Karaman Orman İşletme Müdürlüğü arasında iş birliği protokolü imzalanarak ağaçlandırma kampanyası başlatıldı. 9 Aralık 2013 tarihinde gerçekleştirilen ilk dikim çalışmasında; Cumhuriyet Savcısı M.Sami Çağlayan, Kurum Müdürü İshak Yıldırım, Kurum 2.Müdürü Mustafa Kurt, Kurum Öğretmenleri, Kurum Personelleri ve hükümlüler fidan dikimi gerçekleştirdi. Kampanya kapsamında Karaman Merkezine yaklaşık 20 km mesafede bulunan Yuva Tepe Köyü mevkiindeki 30 bin m2’lik araziye Kurum personeli ve hükümlülerin tarafından 10 bin fidan dikilmesi planlanıyor. Cumhuriyet Savcısı M.Sami Çağlayan, erozyonla mücadelede bu tür gönüllü faaliyetlerin önemli olduğunu belirti. Salihli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 9 Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Fıkıh Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mustafa Yıldırım tarafından “Kur’an Ahlakı” konulu bir konferans verildi. Konferansa; Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz, Cezaevi Cumhuriyet Savcısı Mehmet Duran Yılmaz, Prof.Dr.Mustafa Yıldırım, Cezaevi Müdür Vekili Ahmet Çalışkan, Cezaevi 2. Müdürü Celal Şen, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, Kurum personeli ve hükümlülerin katılımı ile gerçekleşti. Açılış konuşmasını yapan Cumhuriyet Başsavcısı Yavuz, insanların bu dünyada çeşitli şekillerde imtihan edildiğini belirterek, problemi yok gibi gözüken insanlarında ne tür sıkıntılar çektiğini bilinmediğini söyledi. Yılmaz’ın konuşmasının ardından konferansa başlayan Prof. Dr. Mustafa Yıldırım, Allah’ın kullarını canları ile, malları ile, çoluk çocuğu ve çevresi ile imtihan ettiğini ifade ederek, bu tür çeşitli imtihanlara karşı sabırla karşılık vermemiz gerektiğini kaydetti. Sabırla koruğun pekmez olduğuna değinen Yıldırım, ayrıca Allah’ın Rahman ve Rahim olduğunu, merhametlilerin en merhametlisi olduğunu şirk hariç her günahın affedilebileceğini vurguladı. Seslenis Aralık 2013 E tkinlik Sayfa 11 İLK KONSERLERİNİ VERDİLER ENGELLİ OLMAK, BİR ENGEL DEĞİL İnebolu M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 3 Aralık Dünya Engelliler günü nedeniyle bir etkinlik düzenlendi. Hükümlü ve tutuklulara yönelik düzenlenen programa Kurum personeli de katıldı. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü sebebiyle konferans salonunda düzenlenen programda sunum yapan kurum öğretmeni Mustafa Murat Ünlü herkesin bir engelli adayı olduğunu belirttiterek şunları kaydetti; “Yarınlarımızın ne olacağını kimse garanti edemiyor. Doğal olarak bugün sağlıklıysak, yarınımızın garantisi yoksa biz elimizden geldiği kadar bütün engelli arkadaşlarımıza bu konuda dost elimizi, yardım elimizi uzatabilmeliyiz. Bugün dünyada gelişmiş ülkelerin tümünde gelişmişlik kriterleri içerisinde engellilerine verdiği önem yatmaktadır. Engellilerin fiziksel ve psiko-sosyal özellikleri nedeniyle kendi yakın çevrelerinde ve toplumun diğer kesimlerinde bağımsız hareket edebilmeleri ve toplumda yaşayan diğer bireylerle sağlıklı iletişim kurabilmeleri için uygun ortamlar hazırlamak, toplum olarak hepimizin üzerinde durması gereken bir konudur” diyerek her bireyin bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Programın sonunda katılımcılara slayt gösterimi ve video izletildi. Sosyal etkinliklerin önemine her fırsatta değinen Kurum Müdürü Mehmet Aksu, bu tür önemli gün ve haftalarda düzenlenen programların kurumda çeşitli etkinliklerle önümüzdeki günlerde de devam edeceğini kaydetti. İskenderun Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda sürdürülen eğitim-öğretim, sosyal ve kültürel faaliyetler kapsamında; İnfaz Koruma Memuru Erdoğan Yıldırım’ın öncülüğünde yetenekli personel ile hükümlü ve tutuklulardan oluşan bir müzik grubu oluşturuldu. Amatör bir ruhla yola çıkan grup, ilk konserlerini verirken izleyenlere müzik ziyafeti sundu. Konserden öncesinde çeşitli kurslardan belge almaya hak kazanan Açık Öğretim Ortaokulu ve Açık Öğretim Lisesinden mezun olan hükümlü ve tutuklara belgeleri dağıtıldı. Konsere Cumhuriyet Savcısı Zeynel Abidin Ulu, İskenderun Jandarma komutanı J. Bnb. Kamil Türkyılmaz, Kurum Müdürü Bayram Bozan, İkinci Müdür Tülay Dal, İdare Memuru Mustafa Fakı, Cezaevi Karakol Komutanı, Kurum personeli ile hükümlü ve tutukluklar katıldı. Konser sonunda bir konuşma yapan Kurum Müdürü Bozan, konserde emeği geçen personel ve hükümlü tutuklulara teşekkür ederek, bu gibi sosyal ve kültürel faaliyetlerin hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılmasında çok önemli bir araç olduğunu söyledi. TİYATRO GÖSTERİSİNE İZLEYİCİDEN TAM NOT Kahramanmaraş E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu ile Kahramanmaraş Suzan ve Abdulhakim Bilgili Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü işbirliği ile Kahramanmaraş E Tipi Kapalı ve Açık Ceza infaz Kurumunda tiyatro gösterisi gerçekleştirildi. Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından açılan, “Uygulamalı Tiyatro Kursu” sonunda, yazarlığını ve yönetmenliğini Kurs Eğiticisi Salman Kapanoğlu’nun yaptığı “Alo Fetva Hattı” adlı oyun başarı ile sergilendi. Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa’ün yakın alakası ve destekleri ile hazır- ORGAN NAKLİ HAYAT KURTARIR Kütahya E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumunda sosyal sorumluluk projesi adına, Kütahya Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğinde görevli Dr. Korhan Sunar tarafından 20 Aralık 2013 tarihinde “doku ve organ nakli” konulu seminer verildi. Dr. Korhan Sunar organ naklinin insanlık için öneminden bahsederek “ İleri kalp, karaciğer ve böbrek yetmezliği olan hastaların sağlıklı bir yaşam sürebilmelerinin sadece organ nakli ile mümkün olduğu düşünülecek olursa ülkemizde organ bağışı ile ilgili çok ciddi çalışmalar yapılması gerektiği açıkca ortadadır.” dedi. Sunar, organ bağışı konusunda herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade ederek “Hastayı yaşatmak için herşey çok hızlı ve etkin bir şekilde yapılmasına rağmen ölümün gerçekleşmesi halinde yaşam adına hâlâ yapılabilecek bir şeyler olduğu unutulmamalıdır” şeklinde konuştu. Yaklaşık 100 kişiye verilen seminer büyük ilgiyle karşılanırken seminer sonunda 9 hükümlü doku ve organ nakli bağışında bulundu. lanan oyununda; günümüzde, uzmanlık alanları dışındaki kişilerin, olur-olmaz fetva ve hükümlerin verilmesi sanat diliyle hicvedildi. Etkinliğe Cumhuriyet Savcısı Cengiz Kapusuz, Halk Eğitim Merkezi Müdürü Selahittin Kılınçkıran, Kurum Müdürü İsmail Dal, Kurumda çalışan personel ile hükümlüler katıldı. Tiyatro gösterisinde rol alan oyuncular izleyenlerden tarafından tam not aldı. Etkinliğin sonunda, Cumhuriyet Savcısı Kapusuz ve Kurum Müdürü Dal tarafından tiyatro gösterisinde rol alanlara ve basın mensuplarına çeşitli hediyeler takdim edilmesiyle program son buldu. KONSERLE MORAL BULDULAR Artvin Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, 05.12.2013 tarihinde, hükümlü ve tutuklulara yönelik olarak moral amaçlı bir konser düzenlendi. Türk Halk Müziği Sanatçısı Özgür Altunkaya ve grubu tarafından verilen konserde hükümlü ve tutuklular gönüllerince eğlendi. Konserde sanatçıların ve izleyicilerin hep birlikte söyledikleri birbirinden güzel türkülerle konser bir coşku havasında geçti. Programa, Cumhuriyet Savcıları Yusuf Bahadır Özay ve Osman Pekmezci, Ağır Ceza İnfaz Hakimi Aynur Derya Başlı, İzleme Kurulu üyeleri, Ceza İnfaz Kurum İkinci Müdürü Osman Yağcı, Kurum personeli ile hükümlü ve tutuklular katıldı. Program sonunda bir konuşma yapan Cumhuriyet Savcısı Özay, bu tür programların hükümlü ve tutukluların normal hayata uyum sürecine büyük katkılar sağladığını söyledi. SAĞLIK ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR Erzurum E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda sağlık çalışmaları kapsamında ‘Meme Kanseri ile Mücadele Haftası’ münasebetiyle kurumda bulunan 40 yaş ve üzeri 14 kadın hükümlü ve tutukluya meme kanseri taraması yapıldı. Sağlık sorunlarının yaşanmaması ve erken teşhis noktasında büyük önem arz eden sağlık taramalarının akabinde Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Parlak ve Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emine Parlak tarafından hepatit hastalıklarından korunma ve tedavi yöntemleriyle toplu yaşama alanlarında hijyen konularında konferans verildi. Ceza İnfaz Kurumu spor salonunda gerçekleştirilen konferansa Kurum Müdürü Zeynel Uludüz, Kurum ikinci müdürleri, Kurum personeli ile hükümlü ve tutuklular katıldı. Konferansta hepatit virüsleri bu virüslerin bulaşma yolları, korunma yöntemleri ve tedavilerinde izlenmesi gereken yollarla alakalı bilgiler verildi Seslenis Sayfa 12 JAPONYA CEZA İNFAZ SİSTEMİ-IV Ceza infaz kurumlarında yürütülen “meslek edindirme” faaliyetleri kapsamında hükümlülerin topluma kazandırılması konusunda çalışmalar yapılmakta olup, bunun sonucunda; hükümlülere sadece mesleki beceri kazandırılmasının yeterli olmadığı, ayrıca psikolojik ve fiziksel sağlığının da geliştirilmesi ile çalışmayı istemesi gerektiği, ayrıca toplum içinde sorumluluk ve rol almaya bilinçlendirilmesinin önemli olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda ceza infaz kurumlarında; modüler olarak hükümlülerin “mesleki sertifika” alması konusunda mesleki eğitim çalışmaları yürütülmektedir. Yukarıda açıklanan mesleki çalışmaları, hükümlüler genellikle ceza infaz kurumunun içinde gerçekleştirmekte olup, bazen de sosyalleşmelerini sağlamak amacıyla ceza infaz kurumu dışında çalışmalarına izin verilmektedir. Devlet hükümlülerin; yiyecek, giyim ve barınma ihtiyaçlarını karşılamakta ayrıca hükümlülerin çalışmalarının karşılığında kendilerine teşvik esasına dayanan ücret ödemektedir. “Teşvik esasına dayanan ücret” uygulamasının amacı, hükümlülerin çalışmalarını teşvik etmek ve ayrıca ceza infaz kurumunda gerçekleştirilen rehabilitasyon çalışmaları sonunda salıverilen hükümlülere mali kaynak sağlamaktır. 2011 yılında; aylık olarak bir hükümlü için bu ücretin miktarı 4.723 yendir. Japon Ceza İnfaz Sisteminde “Değişim için rehberlik” (müdahale/rehabilitasyon programları) uygulaması ile; hükümlülerin işlediği suç nedeniyle sorumluluk duygusunu geliştirmeleri, salıverme sonrası sosyal hayata uyum için gerekli olan bilgi ve hayat tarzını kazanmalarını sağlamaya yardımcı olunmaktadır. Bu uygulama; bütün hükümlüler için “genel değişim için rehberlik” (genel müdahale programları) ile özel ihtiyaçları bulunan hükümlüler için “özel değişim için rehberlik” (özel müdahale programları) olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. “Genel değişim için rehberlik” (genel müdahale programları) uygulaması; konferanslar ve bireysel görüşmeler yoluyla hükümlülerin; a. Suç mağdurlarının ve ailelerinin durumlarını ve hislerini anlamaya çalışmalarını, ayrıca pişmanlıklarını ifade etmelerini, b. Günlük hayat tarzlarını geliştirmelerini, c. Salıverme sonrası kanunlara uyan davranış göstermelerini sağlamaktadır. “Özel değişim için rehberlik” (özel müdahale programları) uygulaması; maddi bağımlılığından arınmak için rehberlik uygulamaları, organize suç örgütleri ile irtibatı sona erdirme konusundaki rehberlik uygulamaları, cinsel suçtan hükümlülerin yeniden suç işlemelerinin önlenmesi için rehberlik uygulamaları, mağdur empatisi ile ilgili eğitim, trafik güvenliği için rehberlik ve iş bulma yardımı konusunda rehberlik alanlarından oluşmaktadır. “Maddi bağımlılığından arınmak için rehberlik uygulamaları” ile ceza infaz kurumunda kamu görevlisi olmayan kişiler tarafından, madde bağımlılığından nasıl arınılacağı, hükümlülere madde kullanmadan nasıl yaşayacakları somut olarak gösterilmektedir. “Organize suç örgütleri ile irtibatı sona erdirme konusunda rehberlik uygulamaları” ile ceza infaz kurumlarında hükümlülere, organize suç örgütlerinin yasadışı yapılanmalarını anlamaları, ayrıca bu gruplardan ayrılma motivasyonunu ge- HÜKÜMLÜ VE TUTUKLULARIN EMANETE ALINAN KİŞİSEL PARALARI Bilindiği üzere, hükümlü ve tutuklulara ait paraların kaydı, 13 Temmuz 2005 tarih ve 25874 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Hükümlü ve Tutukluların Emanete Alınan Kişisel Paralarının Kullanımına Dair Yönetmelik” hükümlerine göre yerine getirilmektedir. İlgili Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında; “Kuruma gelen hükümlü ve tutukluların üzerinde bulunan paraların miktarı ne olursa olsun, kurum görevlilerince alıkonularak ilgiliye karşılığında makbuz verilir. “ “Banka ve posta aracılığıyla gelen veya ziyaretçiler tarafından hükümlü ve tutukluların nam ve hesabına yatırılan paralar, idarece görevlendirilecek bir personel tarafından alınarak kayıt edilir.” Hükümleri yer almaktadır. Bu düzenlemelerden anlaşılması gereken; açık ya da kapalı kurum ayrımı yapılmaksızın her hükümlü veya tutukluya ait paranın mutlaka kayıtlara alınacak olduğudur. Dolayısıyla; açık kurumlarda bu hesabın tutulmamasının veya çok az işlem görüyor olmasının haklı bir izahı bulunmamaktadır. Yine aynı maddenin üçüncü fıkrasında; “Müdürü bulunan kurumlarda, hükümlü ve tutuklular hiçbir şekilde yanlarında nakit para bulunduramaz. Ancak; açık ceza infaz kurumlarıyla çocuk eğitimevlerinde kalmakta olan hükümlülere, kurum ve kişi güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek tutarda nakit parayı yanlarında bulundurmalarına kurum en üst amirince izin verilebilir.” hükmü düzenlenmiştir. İşte bu düzenleme ile kapalı kurumlarda nakit kullanımı yasaklanırken, kısıtlı bir tutarın ise açık kurumlarda bulundurulmasına izin verilmektedir. Açık kurumlardaki ilgili hesabın tutulmamasına veya çok az işlem görmesine neden olan uygulama, işte bu yanlış yoruma dayanan düzenlemeden kaynaklanmaktadır. Oysa; bu ifadeler ile hesaptaki toplam tutarın ne kadarının üzerlerinde bulundurulabileceği belirtilmektedir Sistemin esasını oluşturan bu açıklamalardan sonra, burada üzerinde duracağımız asıl konu; ceza infaz kurumlarında kalmakta olan hükümlü ve tutuklulara ait kişisel paraların kayıtlara alınması ile bu paraların kullanımlarının kurumlar arasında farklılık göstermesi yanında, işlemlerin kontrolünün de ilgili görevliler tarafından ihmal edilmesidir. Bu durum bugün için idarelerin en önemli sorunu olarak karşımızda durmakta olup, bu konuda gösterilen ihmal, hem hükümlü ve tutukluların mağduriyetine hem de kamu zararının oluşmasına sebebiyet vermekte ve başta idareciler olmak üzere bir çok personel hakkında adli ve idari işlem yapılmasına neden olmaktadır. Oysa; Sorumluluğu bulunan görevlilerin, kısa bir zaman ayırmak suretiyle kayıtlar üzerinde yapacakları kontrollerin bu olumsuzlukları ortadan kaldıracağı muhakkaktır. Bu nedenle, konuyla ilgili bazı açıklamalarda bulunmanın yararlı olacağı düşünülmektedir. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; emanete alınan kişisel paralarla ilgili işlemler ilk bakışta basit gibi görünmekle birlikte, herhangi bir mutabakatsızlık yaşanması halinde son derece karmaşık bir hal alabilmekte ve olumsuzluğun tespiti çok uzun bir mesai harcanmasını gerektirmektedir. Bu nedenle; konuyla ilgili olarak hazırlanmış mevzuata uygun davranılmasında zorunluluk bulunmaktadır. Bu açıklamalardan sonra, ilgili hesap ve işlemleri genel olarak ele aldığımızda şu tespit önem kazanmaktadır. Bankada açılan bir hesapta kurum adına toplanan hükümlü ve tutuklulara ait paralar, kurum defter kayıtlarında isim bazında ayrı ayrı takip edilmektedir. İşte binlerce hükümlü ve tutukluya ait bu takip, yine onbinlerce makbuz düzenlenmesini ve kayıt yapılmasını zorunlu kıldığından, sonuçları itibariyle büyük önem taşımaktadır. Çünkü; Rakamların en kötü tarafı, yapılan hatalar karşısında insanları savunma yapmaz durumda bırakmasıdır. Bu kayıtların nasıl yapılması gerektiği, Hükümlü ve Tutukluların Emanete Alınan Kişisel Paralarının Kullanımına Dair Yönetmelik’in 6 ncı maddesinde belirtilmekte; - Hükümlü ve Tutukluların Emanete Alınan Kişisel Paralarına Ait Kasa Defteri, - Emanet Para ve Kıymetli Eşya Kayıt Defteri, - Reddiyat Makbuzu, - Tahsilat Makbuzu, kullanılmak suretiyle yerine getirileceği ifade edilmektedir. Vehbi Kadri KAMER Daire Başkanı liştirilmesi hedeflenmektedir. “Cinsel suçtan hükümlülerin yeniden suç işlemelerinin önlenmesi için rehberlik uygulamaları”, farklı ülkelerde uygulanan benzer programlardaki uygulamalar ile hükümlülerin cinsel suç işlemelerine neden olan faktörleri belirlemelerine ve anlamalarına yardımcı olarak tekrar bu suçu işlememeleri için yapılmaması gerekenleri içermektedir. “Mağdur empatisi ile ilgili eğitim” ile ceza infaz kurumlarına suç mağdurları olan kişiler davet edilerek, hükümlülerin doğrudan mağdurların düşüncelerini ve hislerini dinlemeleri, işledikleri suç ile yüzleşmelerini, tekrar suç işlememeleri hedeflenmektedir. “Trafik güvenliği için rehberlik”, ceza infaz kurumlarında trafik kazası nedeniyle ölüme neden olan veya sürekli ciddi trafik kurallarını ihlal eden hükümlüler için uygulanmaktadır. “İş bulma yardımı konusunda rehberlik”, ceza infaz kurumlarında hükümlülerin iş ortamına uygun davranış modellerini geliştirmeleri ve bu surette sağlıklı iletişim kurmaları ve düzenli iş sahibi olmalarını hedeflemektedir. Japon İnfaz Sistemindeki bir diğer uygulama “özel ceza infaz kurumlarıdır.” Bu ceza infaz kurumlarının yapımı ve işletimi özel sektör tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu Ülkede, Mine’de bulunan “Mine Rehabilitasyon Merkezi” ile Hamada’da bulunan Yusuf Kenan ÇAĞLAR Kontrolörler Kurulu Başkanı Bu defter ve makbuzların şekil ve kullanış biçimleri işe 07.07.2006 tarihinde Bakan Onayı ile yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarında Kullanılacak Defter ve Belgeler ile Bunların Düzenlenmesine Dair Yönerge’de ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Ancak; Bu kayıtların yapılması sırasında belirtilen yönetmelik dışında, Hükümlü ve Tutukluların Emanete Alınan Kişisel Paralarının Kullanımına Dair Yönetmelik’in “Elektronik ortamda kayıt” başlıklı 16 ncı maddesinin birinci fıkrasında ki; “Elektronik ortamda kayıtların tutulmasına başlanılan ceza infaz kurumlarında, defterlerle birlikte tüm kayıt ve bilgiler ayrıca elektronik ortamda tutulur ve saklanır. Elektronik ortamda tutulan kayıtların ihtiyacı karşıladığının tespiti halinde, yazılı olarak kayıtlarının tutulması uygulamasından vazgeçilebilir.” hükmünün de dikkate alınması gerekmektedir. Bu kayıtlar sırasındaki en önemli konu, nasıl kayıt tutulursa tutulsun, reddiyat ve tahsilat makbuzlarının örneğine uygun doldurulup, mutlaka ıslak imzalı olarak düzenlenip ayrı bir dosyada saklanmasıdır. Elektronik ortamda düzenlenmiş olmakla birlikte, çıkış alınarak ıslak imza ile imzalanmamış reddiyat ve tahsilat makbuzlarının hiçbir geçerliliğinin olmadığı bilinmelidir. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, hükümlü ve tutukluların emanete alınan kişisel paralarının takibi sırasında, olmazsa olmaz tek şart girişler için; tahsilat makbuzu, çıkışlar için; reddiyat makbuzu düzenlenmesinde zorunluluk bulunduğudur. Ancak; Hesapta yaşanan olumsuzluklar bu makbuzların düzenlenmemesinden değil, düzenlenmiş makbuzlar üzerinde değişiklik yapılmasından veya geçmişe ait kayıtların yenilenmesinden kaynaklanmaktadır. Burada dikkatle üzerinde durulması gereken konu, hatalı işlemler tespit edilse dahi, düzenlenmiş makbuzlar üzerinde oynama yapılmadan veya geçmiş kayıtlar asla yenilenmeden, yeni makbuz düzenleyerek hatanın giderilmesinin usul haline getirilmesidir. İdarecilerin bir diğer sorumluluğu ise, Hükümlü ve Tutukluların Emanete Alınan Kişisel Paralarına Ait Kasa Defteri ile Emanet Para ve Kıymetli Eşya Kayıt Defteri kayıtlarının bu makbuzlara göre yapıldığı ger- D üşünce Aralık 2013 “Yamaguchi ve Shimane Asahi Rehabilitasyon Merkezi” kamu-özel sektör işbirliği ile işletilmektedir. Özel sektör tarafından işletilen ceza infaz kurumlarında ceza infaz kurumunun yapımı ile birlikte hükümlülerin rehabilitasyonu ve kurumun güvenliği özel sektör tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu uygulamanın yanında; Sakura’da “Kitsuregavva Rehabilitasyon Merkezi”, Kakogavva’da “Harima Rehabilitasyon Merkezi” tamamıyla özel sektör tarafından işletilmektedir. Sonuç olarak, Japon İnfaz Sisteminin değerlendirilmesinde öne çıkan birkaç konu bulunmaktadır. Bunlar; a. Hükümlüler ile tutuklular ayrı rejime tabi tutulmuştur. Bu kapsamda hükümlülerin “rehabilitasyon” ve “eğitim programlarına” katılması zorunlu olup, tutuklularda bu zorunluluk bulunmamaktadır. Bunlar; b. Ceza infaz kurumlarında yürütülen çalışmalar arasında “spora” büyük önem verilmiş, günlük spor programları oluşturulmuştur. c. Hükümlü değerlendirme sistemine önem verilmiştir. Hükümlünün, hapis cezası kesinleştikten sonra bulunduğu kurumda 55 gün süren ilk değerlendirmesi yapılmakta, daha sonra rehabilitasyon merkezine gönderilmekte, hükümlünün burada 5 gün süren ikinci bir değerlendirilmesi gerçekleştirilmektedir. Bu değerlendirmeler sonucu hükümlünün “rehabilitasyon plânı” hazırlanmaktadır. Bu sisteme ilave olarak; 26 yaşından küçük hükümlüler ile özel rehabilitasyon programına katılması gereken hükümlülere, “Ceza İnfaz Kurumu Bölge Yönetimlerindeki” “değerlendirme birimleri tarafından, ilk değerlendirmeden iki ay sonra “ileri düzeyde değerlendirme” yapılmaktadır. çeğini kabul ederek, Emanet Para ve Kıymetli Eşya Kayıt Defterindeki hükümlü ve tutuklular adına açılmış sayfalarda kayıtlı paraların bakiyeler toplamı ile Türk Lirası ve yabancı ülke paraları cinsinden ayrı ayrı düzenlenmiş olan hükümlü ve tutukluların emanete alınan kişisel paralarına ait kasa defter bakiyelerinin mutabık olup olmadığını kontrol etmeleridir. Ayrıca; Bu kontrol sonucu defter bakiyelerinin mutabakatı sağlandıktan sonra, tespit edilen nakit tutarının ilgili bankada mevcut olup olmadığını belirlemek de hesapların kontrolünde sorumluluğu olan idarecilerin görevleri arasında bulunmaktadır. İşte bu işlemlerin, herhangi bir zamanda ve ayda en az bir kez yapılması halinde, bugün yaşanan olumsuzlukların tamamen ortadan kalkacağı düşünülmektedir. Hesapla ilgili bu açıklamaları yaptıktan sonra bazı uygulamalara da değinilmesinde yarar görülmektedir. * Bilindiği üzere, Hükümlü ve tutukluların harcama tutarları Bakanlıkça tespit edilmekte olup, kantinden yapılacak alışverişler belirlenen haftalık harcama limitini geçmemelidir. Ancak; bu limite haberleşme giderleri, sağlık ve eğitim harcamaları, mahkeme harçları ve tazmin giderleri ile kantinden yapılacak buzdolabı, semaver, vantilatör ve tv alım harcamaları dahil edilmemelidir. Ayrıca; başka kişiler adına hesaplardan yüklü para çıkışlarında, mutlaka vasi onayı istenmelidir. * Müdürlük teşkilatı bulunan kurumlarda kalmakta olan hükümlü ve tutukluların yapacakları harcamalar, nakit hareketi olmaksızın tutulan kayıtlar üzerinden, hükümlü ve tutukluların düzenlediği “htiyaç İstem Formu” aracılığıyla gerçekleştirildiği dikkate alınarak, emanet para memuru ile kantin memuru arasındaki mal ve para hareketi takip edilmeli, kişi bazında alınan emtialar idarelerce sorgulanmalıdır. * Hükümlü ve tutuklulara ait kişisel paraların yatırıldığı banka hesabına tahakkuk eden faiz gelirleri amacı dışında kullanılmamalı, yine hükümlü ve tutuklular için harcanarak, eğitim ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanması ile iyileştirilmeye yönelik faaliyetlerde eğitim kurulu kararı ile sarfedilmelidir. * Herhangi bir yolla kuruma gelen ve sahibine ödenemediği için hesaplarda bekleyen paralar, 10 yıllık zaman aşımının sona ermesine müteakip, maliye veznesine yatırılarak hesaplardan düşümü sağlanmalıdır. Seslenis Aralık 2013 ACILI HAYATLAR Nedim, sabah yürüyüşünü bitirmiş, bir hafta önce kaybettiği can dostu Sedat’ın evinin önünden geçiyordu. O esnada yine burnunun direği sızlamış, ağlamamak için kendini zor tutmuştu. Sedat, onun çocukluk arkadaşıydı. Aynı mahalledendiler. Evleri çok yakındı. Aileleri iyi görüşürlerdi. Birlikte büyümüşler, aynı okullara gitmişler; sonunda Nedim, diş hekimi; Sedat, veteriner olmuştu. Nedim, Manisa’dan hiç ayrılmamış, mesleğini orada yapmış, üç yıl önce muayenehanesini yeğeni Nihal’e bırakmış; Sedat ise, Anadolu’nun çeşitli illerinde çalıştıktan sonra, emekliliğinde memleketine dönmüş; böylece tekrar kavuşmuşlardı. Evinin bir odasını poliklinik yapan Sedat, eşi Neriman’la birlikte kendisini hayvanlara adamıştı. Çocukları yoktu. Neriman da, Sedat gibi dünya tatlısıydı. Birbirlerini ölesiye severler, karşılıklı üzerlerine titrerlerdi. O gün Sedat’ın yedi lokması dökülecekti. Her şeyi o ayarlamıştı. Saat 9.00’da toplanacaklardı. Birden gözü Sedat’ın kapısının önünde duran yaralı bir sokak köpeğine takıldı. Muhtemelen bir arabanın altında kalan hayvancağız, yaralanmıştı. Yanında iki yavrusu vardı. Kendisini, Sedat’ın evinin önüne attığı anlaşılıyordu. Sedat, hayvanları besler, yaralarına bakardı. Zavallı hayvancağız, Sedat’ın öldüğünü herhalde bilmiyordu! Birden gözlerinin yaşardığını hissetti. Anne ve yavruları! Hayvanlar bile kendilerini seveni biliyor, zor günlerinde ona sığınıyorlardı. Hemen evine gitti. Arabasını aldı. Yaralı anne ve yavrularını arabasına yerleştirip, Sedat’ın çok sevdiği Veteriner Hekim Feridun’un polikliniğine götürdü. Feridun, Sedat’la ortak arkadaşlarıydı. O da bir hayvan severdi. Feridun, anneyi iyileştirir, yavruları da hayvan severlere verirdi. Evine döndüğünde, kardeşi Nimet kahvaltıyı hazırlamış, onu bekliyordu. Nedim ve Nimet, eşlerini kaybettikten sonra iki kardeş birlikte oturmaya başlamışlardı. Birbirlerine destek oluyorlardı. Nimet, ailelerinin temel direğiydi. Anne ve babasına bakmış, eşini çok genç yaşta kaybettikten sonra tek çocuğu Nihal’i yetiştirmek için evlenmemiş; uzun yıllar akciğer kanseri tedavisi gören Nedim’in eşi Hatice’nin hastalığında yanında olmak için de beş yıl önce ilkokul öğretmenliğinden emekliye ayrılmıştı. Nedim, duşunu aldıktan sonra kahvaltıya oturdu. Aklı, Sedat’ın lokmasındaydı. Kahvaltıdan sonra Neriman’ın evine gideceklerdi. Dün akşam uğradıklarında Neriman, “Ne olur, erken gelin, kahvaltıyı burada yapalım” demiş, onlar da erken geleceklerine söz vermişlerdi. Oturduklarında kapı zili çalmış, Nihal, eşi ve kızı ile gelmiş, onlar da kahvaltıya katılmışlardı. Nihal ve eşi, tatil günleri geç uyandıklarından, erken saatlerde gelmezlerdi. Nedim, onların gelmelerini, Sedat’ın hayrına bağlamıştı. Ancak kahvaltı sırasında, gerek Nimet’in hareketlerinden, gerekse Nihal ve eşinin suskunluklarından, olağanüstü bir durum olduğunu anlamıştı. Masada sadece Nihal’in kızı Seda konuşuyor; Nimet, bir şeyler söylemek istiyor, ancak çekindiğinden söze başlayamıyordu. Nimet, böyle durumlarda ağabeyini sinirlendirmemek için yüzüne bakar, onun uygun bir anını kollardı. Nedim de, kardeşinin bu huyunu bildiğinden, bazen inadına aksilik yapar, bazen de dayanamaz, “Söyle hemşire söyle, yine ne var?” der, lafın önünü açardı. Nedim, sinirlendiğinde kardeşine, “Hemşire” derdi. O gün işleri çoktu. Ortamı gerginleştirmek istemiyordu. “Nimet, bir şey mi var?” deyince; “Ağabey, belki zamanı değil ama söylemem lazım. Ayşe, bir saat önce aradı. Zeynep’le buraya geliyorlarmış!” dedi. Masada buz gibi bir hava esmişti ve çıt çıkmıyordu. Herkes bekliyordu. Üç yaşındaki Seda bile susmuştu. Nedim haricindekilerin, Ayşe ve Zeynep’in geleceğinden haberlerinin olduğu anlaşılıyordu. Sessizliği bozan Nedim olmuştu. “Hangi yüzle buraya gelecek hemşire, hangi yüzle? Gelme deseydin!” demiş; Nimet, “Burası onun da evi, tabii gelecek, Zeynep senin torunun!” cevabını verince; Nedim, “O zaman ben telefon ederim. Numarasını ver!” diyerek ayağa kalkmış; Nimet, “Yeter be bu düşmanlık; kız mecbur kalmazsa buraya gelir mi?” diye karşılık verince de şaşırmıştı. Nimet, munis birisiydi ve ağabeyi Nedim’e saygıda kusur etmezdi. Nedim bu kez, “Hemşire, telefon numarasını ver!” diye bağırarak ayağa kalkınca; Nimet, “Numarası, defterde kayıtlı!” Ali Suat ERTOSUN Yargıtay Üyesi dedikten sonra, “Telefon edersen bir daha benim yüzümü göremezsin!” deyince de, kalktığı yere oturmuştu. “Oğlum onun yüzünden öldü. O ne yaptı? İkinci evliliğini yaptı, sen evlenmiş miydin hemşire!” diye söylenmesini sürdürmesi üzerine de Nimet’ten, “Ağabey, her zaman yaptığını yapıyor, insanları kendi değer ölçülerinle yargılıyorsun. Dul kalmanın acısını ben bilirim” cevabını alınca da susmuştu. “Zeynep ablam gelecekmiş, ben onu istiyorum” diye sevinen Seda haricinde kimse konuşmuyordu. Sessizliği bozan, çalan telefon olmuştu. Arayan Neriman’dı ve telefonu açan Nimet’e, “Nerede kaldınız, lokmacılar geldi?” diyordu. Hemen toparlandılar ve Neriman’ın evine gittiler. Neriman ve Sedat’ın akrabaları ile dostları toplanmıştı. Sanki Nedim ve ailesini bekliyor gibiydiler. Onları gergin görünce, Neriman usulca Nimet’e yaklaşıp, “Bir şey mi oldu?” diye sormuş; ondan, “Ayşe, aradı. Zeynep’le buraya geliyorlarmış, yola çıkmışlar!” cevabını alınca; “Ne var bunda, Ayşe onurlu kızdır. Zorunlu kalmasaydı gelmezdi” demişti. Lokma dökülüp, yenildikten, dağıtıldıktan, duası yapıldıktan ve kalabalık dağıldıktan sonra evde sadece Neriman, Nedim, Nimet, Nihal ile eşi ve Seda kalmıştı. Nedim’in hareketlerinden, son derece gergin olduğu anlaşılıyordu. Bu sırada kapı çalınmış, Feridun ve eşi gelmişti. Feridun, Nedim’in getirdiği yaralı anne köpeği tedavi ettiği için geç kaldığını, durumunun iyi olduğunu, yavruların karınlarını doyurduğunu söyleyince, hava biraz yumuşamıştı. Sıkılan Seda, “Ben yavru köpekleri görmek istiyorum” diye ağlamaya başlayınca; Nihal, Nimet’e, “Anne, biz gidelim artık, sonra uğrarız!” deyip, eşi ve çocuğu ile kalkmış; Nedim de, “Ben biraz dolaşmak istiyorum” diyerek ayrılmıştı. Nedim gittikten sonra Nimet, gelişmeleri anlatıp, önceden de görüştüğü Ayşe’nin hasta olduğunu söyleyince; Feridun, “Durum ciddi. Ben kalkıp Nedim ağabeyi bulayım. Nahoş bir durum olmasın!” demiş ve Nedim’i aramak için ayrılmıştı. * * * Kemal, Nedim ve Hatice’nin tek çocuklarıydı. Çocukluğunda ve gençliğinde parlak bir öğrenciydi. İstanbul’da tıp öğrenimi görürken, Ayşe ile tanışmıştı. Ayşe, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümünde okuyordu. 1970’li yılların başlarıydı. Ülkede, terör olayları çok artmıştı. Ayşe de birçok genç gibi öğrenci olaylarına katıldığından fişlenmiş, üç kez tutuklanmış, sonra da salıverilmişti. Kemal de sorunlara duyarlıydı. O da iki kez gözaltına alınmış, biri takipsizlikle sonuçlanmış; dava açılan diğerinden beraat etmiş; bu durum öğrenimini aksatmıştı. Nedim, oğlunun bu durumuna üzülüyor ve Ayşe ile arkadaşlığına karşı çıkıyordu. Kendisi, duyarsız birisi değildi ama siyasetle aktif olarak hiç ilgilenmemişti. Okulunu gecikmeli olarak bitiren Kemal, ailesinin muhalefetine rağmen Ayşe ile evlenince; Nedim, onlarla bir yıl konuşmamış, sonunda eşi ve kardeşinin de ısrarlarıyla Ayşe’yi kabul etmişti. Kemal, uzmanlık sınavını kazandığı İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalında ihtisasını yaparken, Ayşe ile Bornova’ya yerleşmişlerdi. Kızları Zeynep doğunca da Ayşe, okulunu bırakmak zorunda kalmıştı. Ancak Ayşe’nin davaları bitmiyordu. 12 Mart 1971 muhtırasından sonra yine tutuklanmıştı. İstanbul’da sıkıyönetim mahkemesinde yargılanıyordu. Zeynep’e, dedesi ve babaannesi bakıyor, Kemal de Ayşe’nin duruşmalarını takip ediyordu. Bu duruşmalardan birinden dönüşünde geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybedince; Nedim, oğlunun ölümünden Ayşe’yi sorumlu tutmuştu. Ayşe’ye çok kızıyor, onu bir türlü affedemiyordu. YÜREĞİNİ KORU Kötü bir kış işte. Zaten hiç iyi gelmedi bana, sevmem bu mevsimi, ben kanı sıcak yazların adamıyım. Güneş bir çıktımı bir daha kaybolmasın isterim, istemem üşüten yağmurları, yaz yağmurları dururken, insanın içini üşüten. Soğukta düşen damlalar hiç keyif vermez bana. Soğuk havalarmı yoksa yüreğimdeki ayazmı sebebi bu kış daha bir çekilmez oldu. Sanki oysa daha geçen gün güneşi görünce fora ediverdim montu, ceketi. Kendimi güneşin ışıklarına bırakıp nasılda unutuvermiştim herşeyi nasılda sıcak ve güzeldi başımı gökyüzüne kaldırıp o sonsuz maviliğe baktığımda içimi kaplayan huzur ve sevincin tarifi mümkün değildi. Özlemiştim çok özlemiştim. Oysa mevsim kış ağaçlarda tek bir yeşil yaprak yok, bende ne çabuk kapılmışım baharın havasına. Çok sürmedi sevincim, önce gri bir bulut geldi kapadı güneşin önünü, yüzümdeki gülümsene donup kaldı, birden yinede ümidimi kaybetmedim bekledim az sonra bulutun gitmesini o güzelim güneşin sıcak yüzünü göstermesini bekledim yeniden gülümsemeyi bekledim. Ah ben ‘’ Beklenen her zaman gelmiyeceğini bilecek kadar yaşamışlığım vardi oysa’’ O küçük gri bulut kısa sürede nasılda büyüdü... Rengi siyaha döndüığünde başıma gelecekleri anlamıştım, ama artık çok geçti. Bir kış mevsimine neredeyse çırıl çıplak denecek şekilde yakalanmıştım. Bir anda çıkan soğuk rüzgar, çıplak ağaçların dallarını sallarken, yüreğimde ki ayazın geri dönmesi de uzun sürmedi. Gerçek ortadaydı bahara daha çok vardı. Bir gök gürlemesinin ardından başlayan yağmur sırılsıklam ederken, korumasız bedenimi. Kendimle savaşmaya başlamıştım bende. Mevsimi gelmeden güneşe aldanmak, bir sıcak gülüşün peşinden koşup sonra duvara çarpmaya benziyordu kimseye suçlamadım, çünkü ben yoldan gönüllü çıkmıştım. Görmek istediklerimi görmüş, gerçekleri göz ardı etmmiştim, ama inanmaya ihtiyacım vardı. Insanlardan vazgeçtim, hiç olmaza bahar kandırmamalıydı beni. Çaresiz ‘Baharın geleceği güne kadar sabırla sayılacak günler tükendiğinde kış günleri güneşli günlere kavuşacağım ve bir daha asla yalancı bahara kanmayacağım’’ Yaşadığım müddetçe yüreğim var olacak ben koruyorum; yüreğimi ve yüreğimde taşıdığım sevgiyi. Elbet bitecek güneşe hasret günler ve o zaman kutupta cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak kocaman yüreğim... Bir acının yürekte küllenmesini beklemek gibi bekleyeceğim kışın bitmesini. Kadir Berat Bilcen - İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Ayşe, sonunda beraat etmiş ve Manisa’ya dönmüştü. Üç ay yanlarında kalmış, daha sonra İstanbul’da bir yayınevinde iş bulduğunu, çalışacağını söyleyerek, Nedim ve eşinin muhalefetine rağmen, Zeynep’i alıp yanlarından ayrılmıştı. Bu ayrılıktan sonra, Nedim’in kızgınlığı daha da artmış, iki yıl sonra Ayşe yeni bir evlilik yapınca, araları iyice bozulmuştu. Kemal’in ölümü ve sonrasında da torunundan ayrılması Hatice’yi perişan etmiş, zaten zayıf olan bünyesi daha da sarsılmış, Ayşe’nin evlenmesinden sonra hastalanmış, kısa bir süre sonra da ölmüştü. * * * Nimet, Ayşe ve Zeynep ile görüşmesini hiç kesmemişti. Yılda iki-üç kez ziyaretlerine gitmiş; zaman zaman onlar da Manisa’ya gelmiş; ancak tüm ısrarlarına rağmen, ağabeyi Nedim’i görüşmeye ikna edememişti. Bir yıl önce de Ayşe’nin ikinci eşinden boşandığını öğrenince, “Ağabey, Ayşe eşinden ayrılmış, galiba biraz da hasta, ziyaretine gidelim mi? Hem Zeynep’i görürsün!” deyince; Nedim, “Hemşire, bir daha benim yanımda Ayşe’den söz etme” diyerek sözünü kesmiş, sonrasında da Nimet’in tüm girişimlerini cevapsız bırakmıştı. * * * Sedat’ın lokması döküldükten sonra Neriman’ın evinden ayrılan Nedim, canının sıkıntısından zaman zaman arkadaşlarıyla ve ölümünden önce Sedat’la takıldıkları Kadir Baba’nın meyhanesine gitmişti. Öğleden sonrasıydı. Nedim’i gören Kadir Baba şaşırmıştı. Issız bir köşeye geçen Nedim’in yanına gelmiş, hâl ve hatırını sormuş, ısmarladıklarını getirmişti. Nedim, Kadir Baba’ya, “Burada olduğumu kimseye söyleme!” demiş, ısmarladığı bir duble rakısını içerken, maziye dalmıştı. Şimdi yanında Sedat olsaydı, ona her zaman söylediğini söyler, “Git ulan git. Acı çektiğini biliyorum, çektiklerin yetmedi mi? Bırak bu inadı. Kemal’in yavrusunu kucakla” derdi. Bu yüzden az mı kavga etmişlerdi. Kaç kere masayı terk etmiş, ertesi gün yine bir araya gelmişlerdi. Sedat, Kemal’i oğlu gibi severdi. İstanbul’a gittiğinde, Ayşe’yi ve Zeynep’i ziyaret ettiğini biliyordu. Son görüşmelerinde “Bak Nedim, sana vasiyetimdir. Git, Ayşe ve Zeynep’i bul. Belki de sana ihtiyaçları var” demişti. Feridun, Nedim’in gittiği yeri tahmin etmiş, Kadir Baba’nın meyhanesine gelmişti. Kadir Baba, “Feridun, istersen Nedim’i yalnız bırakalım. Bırakalım da kendisiyle hesaplaşsın!” deyince, kabullenmiş, Nedim’in görmeyeceği bir yere oturarak birlikte beklemeye başlamışlardı. Nedim, geçmişle hesaplaşıyor, bazen kendini haklı görüyor, bazen de “Ben ne yaptım!” diyerek kendisine kızıyordu. Oğlu gibi Ayşe’nin de amaçları vardı. O da birçok genç gibi Ülkesinin iyiliğini istemiş, doğru bildiği yolda yürümüş, bu uğurda çok acı çekmişti. Onun da mutlu olmaya hakkı vardı. İkinci evliliğini yapmış, olmamıştı. İnsanların sığınacakları bir yuvalarının olması gibisi var mıydı? Sabahleyin gördüğü yaralı köpek bile emin bir yer diye Sedat’ın evinin önüne gelip, sığınmamış mıydı? Nimet’in kocası öldüğünde, ona ve Nihal’e, o sahip çıkmamış mıydı? Nihal’i, o okutmamış, meslektaşı olduğundan muayenehanesini ona bırakmamış mıydı? Eşinin hastalığında ve ölümünden sonra kendisiyle Nihal ilgilenmiş, onun için evini bırakıp, yanına taşınmamış mıydı? Ayşe, dik bir kızdı ve hiç eğilmemişti. Kendi ayakları üzerinde durmak istemiş, bunun için savaşmıştı. Geliyorsa, mutlaka bir nedeni vardı. Oğlunun, onunla evlenmesini baştan istememişse de, sonradan sevmişti. Hele bir kızları olduğunda, “Baba, ismini sen ver” dediklerinde, dünyalar onun olmuş, bebeğe annesinin adı olan Zeynep’i koymuştu. Affedemediği, ikinci kez evlenmesiydi. Ama insanların özel hayatlarına karışmaya hakkı var mıydı? Tercih onundu. Kendisine düşen, bu tercihe karşı çıkmamaktı. Ancak o karşı çıkmıştı. Haksızdı ve yanlış yapmıştı. Ne olursa olsun, Ayşe oğlunun eşiydi ve onun yadigârıydı. Hele Zeynep, canının bir parçası değil miydi? Hatice de son nefesine kadar “Zeynep’im” dememiş miydi? İkinci duble rakısını bitirdikten sonra kalkmış, kapıya yönel- SONBAHAR Bugün hayatımda ilk defa; İçinde aşk olmayan bir dünya’ya baktım, Gökyüzü her zamankin den daha griydi, Ve kül rengine bürünmüştü. Yağmur şairlerin hüzünlü mısralarındaki şiirleri gibi, Hüzün hüzün yağıyordu sessizce gök yüzünden, Ve sonbahar en fırtınalı haline bürünmüştü, Sevda ve sevdalanalı uğurlamak için. Bense gözlerimi dünyaya yeni açmış, Bir bebek gibiydim şaşkın, şaşkın, Bugün baktığım dünyanın içinde. Yoktu artık Aşk, yoktu artık Sevda ve yoktu artık Sevdalanan. Başka bir dünya, bambaşka bir gezegendi sankı karşımdaki, Gün boyu Aşk’ a yenik düşenlerle baktım mesala, Ne kadar hüzünlü, ne kadar duygusallardı ve, Ne kadar şiir kokuyorlardı bu gün. Ağaçlara , çiceklere baktım sonra, Bir zamanlar dünyanın özsuyunu içlerine çekip, Şiire dönüştüren ağaçlara ve çiçeklere. Onlarda kabullenmişti artık iyi, kötü Sonbaharı. Ve yaprakları kızıl kızıl olmuş, Sonbahara teslim oluyorlardı yavaş, yavaş, Ve bügün hayatımda ilk defa içinde aşk olmayan, Bir dünya’ya bakıyorum puslu gözlerimle son kez. Sami Yavuz Amasya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu E edebiyat Sayfa 13 mişti. Kapının yanındaki masada Kadir Baba ile Feridun’u görünce, kendisini beklediklerini anlamıştı. Feridun, “Nedim ağabey, gidiyor musun?” diye sorunca; “Beraber gidiyoruz” demiş, hesabı ödemek için kasaya gidince de Kadir Baba, “Bugün hesap bizden Nedim” demiş, arkasından da “Nedim, cancağızım, yüreğinin sesini dinle!” diye uğurlamıştı. Feridun ile eve varıp, çaldıkları kapıyı açan Nimet ve Nihal’i tedirgin gören Nedim, “Ayşe geldi mi?” diye sormuş, “Geldi” cevabını alınca, hızlı adımlarla salona yürümüş, arkasından gelen ve bir şeyler yapacağından çekinen Nimet, “Aman ağabey, gözünü seveyim, Ayşe hasta, gönlünü kırma!” demişti. Salonda Nihal, eşi, Neriman ve Feridun’un eşi oturuyordu. Ayşe ayağa kalkmıştı. Zeynep ve Seda yan yana uyuyorlardı. Ayşe, Nedim’in elini öptükten sonra konuşmadan oturmuştu. Çok zayıftı ve hâlsizliği yüzünden belli oluyordu. Kemoterapi tedavisi gördüğü anlaşılıyordu. Salondakiler merakla bekliyordu. Birkaç dakikalık sessizlikten sonra Ayşe, “Baba, gelmeye mecbur kaldım” deyince Nedim, yaşaran gözlerini kaçırarak, “Tabii geleceksiniz kızım, burası sizin de eviniz” deyince, herkes rahatlamış, gergin bekleyiş sona ermişti. On dakika sonra gürültüden Zeynep ve Seda uyanmıştı. Zeynep, sekiz yaşındaydı. Yıllardır görmediği torunu ne çok eşine ve oğluna benziyordu. Kucağına aldığı Zeynep’i kıskanan Seda da koşmuş ve diğer dizine oturmuştu. Nihal’in, “Kızım, dayını yorma, sen bana gel” demelerini duymazlıktan geliyordu. Akşam yemeğini hep birlikte yedikten sonra Nedim, o gece Zeynep ve Seda ile oyunlar oynamış, âdeta onlarla çocuklaşmıştı. O, asık suratlı adam gitmiş gibiydi. Ayşe hariç, herkes mutluydu. Ama çocuklar haricinde, söyleyemeseler de herkesin kafasında Ayşe’nin hastalığı vardı. Uzun uzun geçmişten ve gelecekten konuşmuşlardı. Bir ara Nimet, Ayşe’ye, “Kızım yorgunsunuzdur, isterseniz yatın, odanız hazır” deyince; Nihal, “Anne, onların odaları hiç bozulmadı ki, hep onları bekledi” demiş; Ayşe de “Hala, yorulmadık; biz yıllardır bu günü bekledik” diye cevap vermiş; gece yarısına doğru Seda haricindeki misafirler evlerine gitmiş; o, “Ben Zeynep ablamla kalacağım” diye tutturduğundan, Zeynep’le yatmıştı. * * * Ertesi sabah kahvaltıdan sonra çocukların olmadığı bir sırada Ayşe, “Baba, bana pankreas kanseri teşhisi konuldu. Zaman koymuyorlar, ancak ölümümün yaklaştığını hissediyorum. Zeynep’i, emin ellere bırakmak, sıcak bir yuvası olsun istiyorum. Benim ailemden kimsem yok. O burada kalsın. Okula kaydını yaptıralım. Ben gideyim. Bugüne kadar çok savaştım. Olmadı” deyince; bilinen ancak söylenmeyen acı gerçekle yüzyüze gelmişlerdi. Nimet, her zamanki iyimserliği ile “Kızım, nereye gideceksin? Tedavini yaptırırız. Hemen kötümser olma!” demiş, çocuklar gelince, konuşmaları yarım kalmıştı. Aslında sözün bittiği yerdeydiler. Nedim, kahvaltıdan sonra hemen tanıdığı doktorlara koşmuş, Kemal’in doktor arkadaşlarını bulmuş, Ayşe’nin Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tedavisine başlanmıştı. Kemoterapi, radyasyon, ameliyat derken, zorlu bir maratona girmişler; ancak kader, hükmünü yürütmüş; geçmişinde zorlu bir yaşamı olan ve yıpranan Ayşe, dokuz ay sonra ölmüştü. * * * Ancak, hayat sürüyordu. Nedim, geçmişte Ayşe ile empati kuramadığına üzülüyor; insaflı davranmadığını düşünüyordu. Olan olmuştu. Geçmişe değil, geleceğe bakmalıydı. Gelecek, Zeynep’ti. Onun için yaşamalı ve onu yetiştirmeliydi. Güzel Sözler Edepli, edebinden susar; edepsiz, ben susturdum zanneder. Mevlana Bir devletin yıkılışıyla birlikte yasaları da çoğalır. Tacitus Kötüler, kendilerine tahammül edilince, daha çok azarlar. Tolstoy Yapılması gerekeni yapmayanlar, yapılmaması gerekeni yapanlar kadar haksızdır. Marcus Aurelius Seslenis Aralık 2013 Yıl: 12 Sayı: 141 YAYIN KURULU Cevat GÜL Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı (Yayın Kurulu Başkanı) V. Kadri KAMER Eğitimden Sorumlu Daire Başkanı Mustafa DOĞAN Tetkik Hâkimi Tülay ÇELEBİ Şube Md. (Psikolog) Habil KANOĞLU Şube Md. (Psikolog) Ramazan GÜNŞAN Şube Md. (Öğretmen) Yayın Koordinatörü Recai YILDIZ Öğretmen Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Naci BİLMEZ Öğretmen Grafik Tasarım Fatih ŞAFAK Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu Adına Sahibi Ali Turan KARADAĞ Kurum Müdürü Matbaa-Baskı Şefi: Salim KILIÇ - Montaj: Zafer KARAKAYA Dizgi: Hasan KORKMAZ - İsa KİBAROĞLU Baskı: Şeref KARAAĞAÇ - Turan ÇELİK İdare Yeri: Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu İstanbul Yolu 15. Km Hava Müzesi Karşısı Şaşmaz Ankara Tel: (0312) 278 76 10 Faks: 278 25 68 Baskı: Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu Matbaası Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın Basım Tarihi: 20.01.2014 www.cte-seslenis.adalet.gov.tr Sayfa 14 E edebiyat USTALARDAN SEÇMELER USTALARDAN SEÇMELER Orhan Veli KANIK AÇSAM RÜZGARA Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş Mavilerde sefer etmek! Bir sahilden çözülüp gitmek Düşünceler gibi başıboş. Açsam rüzgara yelkenimi; Dolaşsam ben de deniz deniz Ve bir sabah vakti, kimsesiz Bir limanda bulsam kendimi. Bir limanda, büyük ve beyaz... Mercan adalarda bir liman.. Beyaz bulutların ardından Gelse altın ışıklı bir yaz. Doldursa içimi orada Baygın kokusu iğdelerin. Bilmese tadını kederin Bu her alemden uzak ada. Konsa rüya dolu köşkümün Çiçekli dalına serçeler. Renklerle çözülse geceler, Nar bahçelerinde geçse gün. Her gün aheste mavnaların Görsem açıktan geçişini Ve her akşam dizilişini Ufukta mermer adaların. Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş, İller, göller, kıtalar aşmak. Ne hoş deniz deniz dolaşmak Düşünceler gibi başıboş. Versem kendimi bütün bütün Bir yelkenli olup engine; Kansam bir an güzelliğine Kuşlar gibi serseri ömrün. Seslenis Aralık 2013 SEN BENİM DİYE BAŞLAYAN... Sen.. Yüzümdeki gülüşlerin, ellerimdeki terlemenin, yüregimdeki deli atışın sebebi... Her gece uykum her sabah güneşim. Yıldızım, ayım, akan kanım. Bitmeyen masalım. Bahçedeki çiceğim, çiçekteki rengim. Gökyüzüm, denizim, mavim sen.. Sevdamın adresi, aşkımın menzili, içimdeki tat, yaşadığım hayatsın sen... Sebebim, niyetim, geleceğim, geçmişim, bilinmezliğim, belirsizliğim sen.. Bitmeyecek yolculuğum, sonsuzluğum ... Bakma bana bir tanem, içimdeki aşkın büyüklüğünü ölçme sakın bunlarla. Seni bilirim ben bir tek seni. ‘’O’’ minik kalbindeki çıkarsız koskoca sevgini.. Hani, hani beni duysan çözülecek dilim, gönülümün tüm zenginlikleri sana biat edecek yanımda olsan titreyecek elerim belkide.. Seni her şeyinle, ay parçaıs yüzünle, duruşunla, gülüşünle, bakışınla, konuşmanla, çoçukluğunla, olgunluğunla, kızgınlığınla, şaşkınlığınla, ğüçlülüğünle, zayıflığınla bekliyorum. Ne değiş, ne değiştir beni. Biz böyle sevelim birbirimizi. Seni sen yapan ne varsa kabülümdür hepsi. Hadi gel ansızın çisil çisil yağmur gibi. ‘’Özlemek’’ diye bir şey var bu hayatta. Beklemek bazen öyle acıtıcı oluyor ki. Yanlızlık bana kaygı veriyor. Yokluğunu yaşamayı beceremiyorum., üzgünüm. Şimdi hangi denizin kıyısındaysan, hangi kuytu köşedeysen hangi göğün altındaysan önce o sonsuz maviliğe sonrada başını yukarı kaldırıp yıldızlara bak. Aşkım, yüreğimi, içimdeki seni mavilere yükleyip gönderiyorum, tut onu, tut ve bırakma. Ben maviyi sende buldum, beni başka renklerle kandırma... ‘Sevgililer günü anısına’’ Doğan Paypınar Sinop E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu BULMACA Yüreğimdeki sevgi tomurcuklarının azabıdır, haykırışıdır sessiz çığlığım. Kırlarda açan renga renk çiçekler gibidir deli gönlüm. Rüyalarda kanat açan beyaz martılar, kanat çırpan renkli kelebekler gibi hürdür umutlarım. Özgürlük iskaleme vuran dalGalar pranga olur vuslat olur göz bebeklerime. Hazanı bekleyen göçmen kuşlar kadar beyazdır. Saftır hayaller. Rüzgarla uçuşan kurumuş yapraklar gibidir yarınlar. Bal arısının vızıltısı kadar güzeldir göürşler cana batan iğnesi kadar buruktur gönüller. Paslı demirler ardında güneşi bekler virane kalpler. Yıldızlar tek tek kayar ayrı ayrı gezegenlere. Suskundur yürekler, dargındır duygular, göçmendir sabahlar, yelkendir ufuklar, şovalyenin acımasız keskin kılıcı gibidir düşünceler, sigaranın dumanında harabedir mapusluk, izmarit olur, uçar gider pembe düşler, mahpusluğun içinde... Erkan Gürcan Of K1 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu FIKRA TABUT Orhan Veli KANIK Temel’ in karısı Fadime ve- HAYATI 1914’te İstanbul’da doğdu. Cumhurbaşkanlığı Bando Heyeti Şeflerinden Veli Kanık’ın oğludur. İlk öğrenimini Galatasaray Lisesi’nin ilk kısmında yapmış, dördüncü sınıfı burada tamamlamış (1925), ilkokulu Ankara’ya gittikleri için Gazi İlkokulu’nda bitirmiştir (1926). Daha sonra Ankara Erkek Lisesi’ne yatılı girmiş, burayı bitirdikten sonra (1933) İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne girmiştir. Ancak Fakülte’yi bitirmeden Ankara’ya dönmüş (1936), PTT Genel Müdürlüğü Telgraf İşleri Reisliği Nizamlar Bürosu’na memur olarak girmiştir. Daha sonra askere gitmiş (1942-1944), terhis olunca da Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu’na girmiştir. Daha sonra bu görevinden istifa etmiştir. Türk yazınında olduğu kadar dönemin düşünce yaşamında da önemli yeri ve etkisi olan Yaprak dergisini yayımlamaya başlamış (1 Ocak 1949), 28 sayı çıkarmıştır. Ankara’da bir gece sokakta Belediye’nin açtırdığı bir çukura düşmüş, başından yaralanmış (10 Kasım 1950), iki gün sonra da İstanbul’a gitmiştir. İstanbul’da bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçirmiş, hastaneye kaldırılmıştır. (14 Kasım 1950). Alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi edilmiş, ancak sonradan beyin kanaması geçirdiği anlaşılmıştır. Aynı gün akşama doğru komaya giren Orhan Veli, geceleyin saat 23.20’de hayata gözlerini yummuştur (14 Kasım 1950). Orhan Veli’nin edebiyata ilgisi daha ilkokul sıralarında başlamış, lise öğrencisiyken Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday ile arkadaş olmuş, bu dostluk Türk şiirinde bir dönemin başlangıcını oluşturmuştur. Lise sıralarında öğretmenleri olan Ahmet Hamdi Tanpınar, Rıfkı Melul Meriç, Halil Vedat Fıratlı ve Yahya Saim Sinanoğlu’nun yakın ilgisini görmüştür. Lisede Oktay Rıfat ve Melih Cevdet’le Sesimiz diye bir dergi çıkarmıştır. Orhan Veli, daha ilkokul beşinci sınıfta iken yazmaya başlamış, ilk öyküsü, eski yazıyla yayımlanan Çocuk Dünyası adlı dergide çıkmıştır. Kanık’ın ilk şiirleri Nahit Sırrı Örik’in teşvikiyle Varlık dergisinde yayımlanmış, şair bu şiirlerin bazılarında Mehmet Ali Sel imzasını kullanmıştır. Kanık, dönemin İnsan, Ses, Gençlik, Küllük, İnkılâpçı Gençlik gibi dergilerinde de yazmıştır (1936-1942) . ESERLERİ Şiir: Garip, (1941- O. Rıfat ve M. Cevdet ile birlikte), Vazgeçemediğim (1945), Destan Gibi (1946), Yenisi (1947), Karşı (1949), Nasrettin Hoca Hikâyeleri (1949), Bütün Şiirleri (1951). Düzyazı: Nesir Yazıları (1953), Edebiyat Dünyamız (1975), Bütün Yazıları (1982-1. Cilt ‘Sanat Edebiyat Dünyamız’, 2. Cilt ‘Bindiğimiz Dal’). Kanık’ın, çok sayıda çevirisi de bulunmaktadır. YÜREĞİMDEKİ SEVGİ fat etmiş. Cenaze namazı kılınmış, cemaat tabutu sırtına almış, tam camiiden cenazeyi çıkartacaklar, tabut camii nin kapısına çarpmış. Bakmışlar tabuttan bir inleme sesi geliyor, açmışlar tabutu, bakmışlar Fadime yaşıyor. Hemen hastaneye götürmüşler ve 10 sene daha yaşamış Fadime. 10 sene sonra öldüğünde yine aynı camiiye getirmişler cenazeyi. Namaz kılınmış. Tam cenazeyi kapı- SOLDAN SAĞA 1.Terliğin ayağı tutan bölümü – Etkin 2. Bir şeyin tepe kısmı – Giysinin yaka, kol, etek çevresine geçirilen ince şerit – Bir nota 3. Hareketi olmayan – Sinema sanatçısı 4. Baba, cet – Yayla atılan çubuk – İspanyolca yaşa 5. Kriptonun simgesi – Askerlikte savaş denemesi 6. Avuç içi – Hafif karanlık 7. Bir silah parçası – Ceylan 8. Yöntem – Yumuşak Yağlı Toprak 9. Merhale – Öze, mahsus – Bir nota 10. Radyumun simgesi – Boyun eğen – Bazı hayvanların işlenmiş postu 11. Camide yapılan dini konuşma – Yüz çehre 12. Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu – İşte burada – Üzme sıkıntı 13. Ant, yemin – Menfaat 14. Tıp dilinde kansız – Veri , bilgi YUKARIDAN AŞAĞIYA 1. İnsan ve hayvan derisi üzerinde bulunan ince kul – İncitme beni hastalığı – Ağabey 2. Bir gemiye yükleme veya boşaltma için tanınan süre – Bir hayvan 3. Takım oyunlarının oynandığı yer – Şaşma veya hayranlık anlatan söz – Hastalık nöbeti 4. Kesintisiz – Yunanca cüzzam – İlaç 5. Büyük erkek kardeş – İvegen – Maksimum 6. Ortodokslarda dini içerikli resim – Dini içerikli resim – Elektrik direnç birimi 7. Dünyanın uydusu – Sevgi ile söylenen sitem sözü – Düz, ince, yassı taş 8. İri saman – Acıma – Kayak – Şöhret 9. Acemilik – Buyurucular 10. İşlenerek yapılan üretim – Vücuttan çıkan salgılar 11. Her tür ticari malda kuruma, dökülme, bozulma vb. Sebeplerle eksilme – Herhangi bir nedenle yaşarmış, sulanmış – Tiyaro da antrakt. Geçen Sayıdaki Bulmacanın Çözümü Bulmaca: Resul Akçay - Kocaeli 2 No’lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu dan çıkaracaklar, Temel cemaate seslenmiş : - Ula cözinizi seveyum. Kapiya tikkat edun daaa... ÖZLÜ SÖZ Bin sene de okusam, ne biliyorsun diye sorsalar bana; haddimi bilirim derim. Mevlana İz bırakanlarla senin aranda basit bir fark var sadece . .Onlar ömür boyu gayret ediyorlar; Sen ömür boyu hayret ediyorsun. Mehmet Akif Ersoy En iyi nasihat, iyi örnek olmaktır. Malcolm X Ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm. Ta ki sokakta ayakları olmayan adamı görene kadar. Balzac Özünü bilirsen özürden kurtulursun. Hacı Bektaş-ı Velî Seslenis Aralık 2013 ANLAT İSTANBUL Anlat, anlat İstanbul, Anlat kaç kez ölümlerden döndüğümü, Anlat ki öğrensin cümle alem, Uykusuz geceleri, Firari sabahları, Can yakan ayazları, Anlat anlat İstanbul. Canıma vuran, can kırıklarını, Duman çokmüş izbe kahveleri, Yağmur altında yürüyüşlerimi, Kimsenin bilmediği duygularımı, Anlat, anlat ki öğrensin cümle alem, Anlat, anlat İstanbul. Ah İstanbul kimse bilmez beni, Beni bir tek kaldırımların tanır, Bir de kimsesiz gece parkları, Anlamaz dilimden galata, Kırık dökük cümlelerle anlat, Anlat, anlat İstanbul. Vurgun yediğim mavi sularını, Benzimi solduran rüzgarını, Geceleri kaybolduğum sokaklarını, Anlamsız siren seslerini, Anlat, anlat ki öğrensin cümle alem, Anlat, anlat İstanbul. İstanbul kayıp bir sandalım, Sularında kimse bilmez beni, Yüzüme çarpar mahpusluk hüzün, Firari bir dalgayım denizinde, Anlat hâl bilmezlere halimi, Anlat, anlat İstanbul..... Caner Akmeşe Çorum L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İSTANBUL Seni görüyorum yine İstanbul, Gözlerimle kucaklar gibi uzaktan, Minare minare, ev ev Yol meydan. Gülüyor Boğaziçi’nden doğru, Bir iskeleden kalkan vapurun sesi, Mavi sular üstünde yine, Bembeyaz Kız Kulesi. Bir yandan serin sabahla beraber, Doğduğum kıyıları Sarıyer’im, Baktıkça hep semt semt, yer yer, Beş yaşım, on beş yaşım, ah yirmi yaşım! Durmuş bir tepende okuduğum mektup, Askerlik ettiğim kışladır ötesi, Bir gün, bir kızını benim eden, Evlendirme dairesi, Benim de sayılmaz mı oralar? Elimi tutar iki yanımdan. Babamın yattığı Küçüksu, Anamın toprağı Eyüp Sultan. Önümde açık kollarıyla Boğaz, Çengelköy’den Rumeli hisarı, İstanbul, İstanbul’um benim, Kadıköy’üm Nişantaş’ım. Caner Akmeşe Çorum L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu E edebiyat MİLLET OLARAK SENİ İSTERİM Kulak verip dinleyelim, Büyük sözünü, Dönüş çok zor değil, Esasına özüne, Hak aşkıyla bakarsak, Bir birimizin yüzüne. Her engeli aşarız, Millet olarak, Hem neşemde olsan hem de tasamda Her zaman seninle olmak isterim Sen benim rüyama uğramasan da Ben hep seni bende bulmak isterim. Her yara sarılır, Her acı diner, Bu cennet Vatan, İreme döner. Hakkın gücü büyük, Deva Zenbille iner, Manevi gülleri kokları, Millet olarak. Bir tatlı söz; Biliriz dünyaya bedel. Haydi sevelim sevilelim, Dolmadan ecel, Mürşitler diyor ki, Bir ol ki yücel, Ülkeyi yaşanılır kılarız, Millet olarak. Bir çizgi çekelim, Dünün üstüne, İnançla inanalım , Barış sözüne, Kardeş gözüyle bakarsak, Bir birimizin yüzüne. Huzur içinde yaşarız, Millet olarak. Sayfa 15 Kifayet eder mi ömrüm bilinmez Akibetim neyse karşı gelinmez Kader yazılmışsa yazgı silinmez Vuslata erişip gülmek isterim. Meçhülde ararken özümde seni Ahdi unutunca sözümde seni El ele göz göze dizimde seni Her daim notayla çalmak isterim. Görsel duyguları örterken gece Ruhum çıkmazlarda beden bilinmez Ezberleyip seni ben hece hece Her nokta virgülü bilmek isterim. Sol yanım der ki aklıma zarar Ruhum başka şeyler dur neye yarar Gönül kuşu uçup edince firar Tüneyip dalına konmak isterim. Sevgisiz alemde yaşanır sanma Rızanın ardından ah çekip yanma Birgün bu dünyadan göçerim sanma Ben senin kolunda ölmek isterim. Rıza Altunbay Akşehir Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Gücümüze güç katalım, El ele verip. Sevgi gülleri ikram edelim, Gönül bağından derip. Barışı kalıcı tutalım, Bir genel af verip, Artık kimse ağlamasın, Millet olarak. Bu vatan hepimizin, Herkese yeter, Acı çekmek insanımıza Olmasın kader. Pişmiş aşa su katıp, Etmeyin heder, Silahlara veda edelim, Millet olarak. Ali Çağlar Kartal H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu YARİME Dertlerime dert katan yar Aşk bende ferman sendedir, İçimde bir yara hep kanar, Dert bende derman sendedir. Hacı Mehmet’in aşkını anlayamayan yar, Zülüm sende sabır bendedir, İçimdeki zehiri yüryeğime atan yar, İhanet sende sadakat bendedir. Hacı Mehmet Sertdemir Ceyhan M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu SEN MELEKMİSİN KİMSİN Öyle yayılmış ki kokun doğaya, Parlıyor benzemezsin Güneş’e Ay’a, Yolların düşer mi semaya çaya, Söyle meleklerden daha güzeli sen kimsin ? BEN Çiçekler yanında kalıyor sönük, Kelebekler gelecek oluyor konuk, Konuşan tüm diller yanında tutuk, Söyle menekşelerden daha güzeli sen kimsin ? Otuz yıl yaşadım, ne güldüm, ne öldüm, Ne çocukluk ne de gençlik gördüm, Anadan, babadan ve yardan ayrı düştüm, Yanacak bir ışıktım, mapuslarda söndüm. Görünce vazgeçtim ekmeğimden aşımdan, Kipriklerim döküldü gözüm kaşımdan, Mecnuna çevirdin aklımı ise aldın başımdan, Söyle lalelerden daha güzeli sen kimsin ? Bende mi hep hata, ben miyim yanlış, Her yanımı sanki örümcekler sarmış, Eski bir fotoğrafım artık, yırtılmış, sararmış, Sonrasını bilmem ki yollarım artık kapanmış. Çiçekler içinde dolaşan sensin, Hediyen olurdu olsaydı resmin, Anlat vatanını anlat neredensin, Söyle güllerden daha güzeli sen kimsin ? İyi bir insan olmak için ne gerek, Ben herkese yaklaştım önce severek, Eğer kaderimse hep cefa çekmek, O da Rabbim’den çekerim şükrederek. Hayatı yaşarken okuruz ilim, Yaşadıklarımızın her anı film, Seni gördüğüm an tutuldu dilim, Söyle güzellerden daha güzeli sen kimsin ? Melek misin ? ‘’Kalbim’’ sevdiğim, sensin çıkış noktam, Bir ömür yanımda olsam, hiç ayrılmasam, Geç de olsa bir gün buradan çıkcam, Ama ayrı geçen günlerimize her zaman ağlıyacam. Arslan Şengül Trabzon E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Hasan Midilli Kartal H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu SAYFA 16 Seslenis İzmir Kadın Kapalı’da moral konseri düzenlendi İzmir Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda geçtiğimiz ay düzenlenen konser ve şov programı büyük ilgi gördü. Etkinlikte Şovmen Hikmet Durmuş, Pop Star Alaturka programıyla ünlenen Rahşan Canbağ, İzmirli Ses Sanatçıları Ersin Kuşkanat, Serdar Arpaç ve Atacan Ozan’dan oluşan ekip izleyicileri doyasıya eğlendirdi. İzmirli ses sanatçılarının toplu potporileri izleyicilerden beğeni topladı. ESKİ MİLLİLER KARTAL H TİPİ’NDE SAHAYA ÇIKTI K artal H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu bünyesinde hizmet veren halı sahanın, standartlara uygun bir şekilde yeniden düzenlenerek hizmete girmesi nedeniyle 6 Aralık 2013 tarihinde açılış töreni düzenlendi. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Celal Avar’ın kısa bir konuşmasının ardından sahaya inen eski milli futbolculardan Metin Tekin, Haluk Özgerçek, Gökhan Keskin, Abidin Özdemir, Oktay Aydaz, Engin Tuzcuoğlu, Birol Avcı, Zafer Severcan, Recep Çetin ve Erdi Demir’den oluşan şöhretler karması ile hükümlü ve tutuklulardan oluşan takımlar arasında 20 şer dakikalık iki devre halinde futbol maçı yapıldı. Hükümlü ve tutuklulardan oluşan takımın galip geldiği maçın sonunda takımlara kupa ve çeşitli hediyeler verildi. Karşılaşmayı İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Celal Avar, Başsavcı Vekilleri Bekir Rayif Aldemir, İskender Görgülü ve Rıdvan Gündoğdu, Cumhuriyet Savcısı Orhan Biçicioğlu, Kurum Müdürü Mustafa Meriç, İl Jandarma Alay Komutan Yardımcısı Mustafa Ümraniye, Paşakapısı ve Maltepe’deki ceza infaz kurumlarının müdürleri ile Kurum personeli izledi. DOSTLUK MAÇI TOPRAKKALE’NİN Ceyhan Açık Ceza İnfaz Kurumu ile Osmaniye Toprakkale Açık Ceza İnfaz Kurumu arasında yapılan futbol müsabakasında galip gelen taraf Toprakkale Açık Ceza İnfaz Kurumu oldu. Hükümlülerin sosyal, kültürel ve sportif etkinlikler yoluyla rehabilitasyonu ve topluma kazandırılmalarına destek olmak, zamanlarını verimli kullanarak spor yapma alışkanlığı kazandırmak, ayrıca kurumlar arası karşılıklı dayanışma ve iş birliğini sürdürebilir hale getirmek amacıyla 14/11/2013 tarihinde futbol dostluk maçı yapıldı. Ev sahipliğini Toprakkale Açık Ceza İnfaz Kurumunun yaptığı maçı, Türkiye Futbol Federasyonunda profesyonel olarak görev alan 3 hakem yönetti. Kurum personeli ve hükümlülerin coşkulu tezahüratları ile başlayan, oyuncu hükümlülerin büyük bir dostluk ve centilmenlik örneği sergilediği maçı, Toprakkale Açık Ceza İnfaz Kurumu Futbol Takımı 3-1 galip geldi. Maç sonrası yapılan kupa ve ödül töreninde konuşan Ceyhan Açık Ceza İnfaz Kurumu İkinci Müdürü Mustafa Emir, yapılan maçta skorun önemli olmadığını belirterek, etkinliğe katılan tüm hükümlülere gösterdikleri çabadan ve centilmenlikten dolayı teşekkür etti. Dostluk maçı, takımların birbirine verdikleri ödül ve kupa ile son buldu. Ankara Çocuk ve Geçlik’te halı saha turnuvası sona erdi Ankara Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza Kurumunda, çocuk ve gençlerin tahliye sonrası uyum süreçlerini kolaylaştırmak, kurumda kaldıkları süreyi verimli geçirmelerini sağlamak, moral ve motivasyonlarını üst seviyeye çıkarmak, sportif açıdan gelişmelerini sağlamak amacına yönelik olarak üniteler arası halı saha turnuvası düzenlendi. Kurum Öğretmeni Recep Güngör koordinatörlüğünde 36 ünitenin katılımıyla gerçekleşen halı saha turnuvasında C-4 Ünitesi futbol takımı birinci, B-5 Ünitesi futbol takımı ikinci, A-1 Ünitesi futbol takımı da üçüncülüğü elde etti. Ödül töreninde Kurum Müdürü Necmi Acun, turnuvaya katılan bütün takımlara katılımlarından dolayı teşekkür ederek bu tür sportif karşılaşmaların yıl içinde sık sık tekrarlanacağını belirtti. Turnuvada dereceye giren takımlara ödülleri Kurum Müdürü Acun ve Kurum İkinci Müdürü Zihni Güngör tarafından verildi. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Altepe: ‘İKM’lerin toplu taşımadan ücretsiz yararlanmasına olumlu bakıyoruz” B ursa’da infaz ve koruma memurları, toplu taşıma araçlarından askeri personel ve emniyet personeli gibi ücretsiz yararlanmak için girişimde bulundu. İlk olarak Bursa E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu ile H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda görevli infaz ve koruma memurları, Bursa Büyükşehir Belediye başkanı Recep Altepe ile görüşerek taleplerini ilettiler. Kurum İkinci Müdürü Yaşar Yaran başkanlığında gerçekleştirilen ziyarette Cipder Bursa Temsilcisi İnfaz ve Koruma Memuru Fehimdar Özgür ile birlikte Bursa E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu ile Bursa H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan infaz ve koruma memurları hazır bulundular. Görüşmede İnfaz ve koruma memurlarının emniyet mensuplarına tanınan toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanılması hususundaki taleplerini Büyükşehir Belediye Başkanı Altepe’ye ilettiler. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden Başkan Altepe, infaz koruma memurlarının toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanmaları konusuna olumlu yaklaştıklarını belirterek, bu talebin karşılanması için ellerinden geleni yapacaklarını dile getirdi. “SÜT KARDEŞLER” İLE GÜLDÜLER Edirne Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda barındırılan hükümlü ve tutukluların rehabilite olmalarına, sosyal, kültürel ge- lişimlerine ve toplumla bütünleşmelerine yönelik olarak 11.12.2013 ile 12.12.2013 tarihlerinde Edirne Halk Eğitim Merkezi ASO Müdürlüğü Tiyatro Grubunun katkılarıyla Tiyatro günleri gerçekleştirildi. 4 seans olarak sahnelenen “SÜT KARDEŞLER” adlı tiyatro gösterisi hükümlü ve tutuklular tarafından yoğun ilgiyle izlendi. Tiyatro ekibinde rol alan oyunculara göstermiş olduğu performans ve katkılarından dolayı Kurum Müdürü Hasan Dal tarafından teşekkür belgesi takdim edildi.
Benzer belgeler
Mahpusun Öğrenim Hakkı
Müdürü Enis Yavuz Yıldırım,
beraberinde Genel Müdür Yardımcısı Burhanettin Eser ve Tetkik Hakimi Burhan Alıcı, Paris
Adalet Müşaviri Abdullah Aydın
ile birlikte 19-20 Aralık 2013 tarihleri arasında...
Nisan-Sayı: 145 - Adalet Bakanlığı
görev yapan toplam 1.645 uzman personele eğitim
verilmiştir. Böylece, hükümlü ve tutuklular ile kurum
personelinin aile eğitiminden yararlanmalarına imkân
sağlanmıştır. Değerler eğitimi programı il...
Temmuz-Sayı: 160 - Adalet Bakanlığı
eğitimi programları geliştirilerek kurumlarımızda uygulanmaya başlanmıştır. Bu kapsamda tüm kurumlarımızda öğretmen, psikolog ve sosyal çalışmacı olarak
görev yapan toplam 1.645 uzman personele eği...