1 ASKERİ İTTİFAK VE KOALİSYONLARDA
Transkript
1 ASKERİ İTTİFAK VE KOALİSYONLARDA
ASKERİ İTTİFAK VE KOALİSYONLARDA LİDERLİK 1. Giriş Teknolojik ilerlemeler ve buna bağlı olarak iletişim ve ulaşımın yaygınlaşması, hızlanması ve ucuzlaması dünyamızı bugüne kadar yaşanmamış bir şekilde küçültmüştür. Küreselleşme olarak da ifade edilen bu yakınlaşmanın yansımaları en etkili bir şekilde uluslararası ilişkilerde kendini hissettirmektedir. Başta ekonomi, güvenlik, kültür ve siyaset üzerinde gelişen uluslararası ilişkiler devletleri, hatta iç işlerde dahi, diğer ulusları ve evrensel değerleri dikkate almadan karar veremez hale getirmiştir. Ayrıca, küreselleşen dünyada tehditler de küreselleşmiş ve bu tehditlere karşı kolektif savunma akımları yaygınlaşmıştır. Soğuk savaşın ardından, 1990’lı yıllar itibariyle, küresel tehditler daha belirgin hale gelmeye başlamıştır. Yine bu tarihlerden itibaren bu tehditlere karşı uluslar koalisyonlar ve ittifaklar kurarak cevap vermişlerdir. Özellikle 11 Eylül terör saldırısından sonra koalisyon ve ittifaklar, askeri harekatlarda ana akım olarak kendini göstermeye başlamıştır. Koalisyon ve ittifaklar içerisinde bir araya gelen çok uluslu, çok kültürlü birliklerin daha fazla ateş gücü, daha fazla caydırıcılık, daha düşük harekat maliyeti, uluslararası hukuka bağlılık gibi birçok getirisi olmakla birlikte yeni bir sorun alanı da ortaya çıkarmıştır; Birbirinden farklı uluslardan gelen, farklı kültür ve geleneklere sahip, farklı lisanları konuşan askeri kuvvetleri sevk ve idare edebilme. Bu kapsamda, anılan birlik/kuvvetleri sevk ve idarede bilinen liderlik nitelikleri yeterli midir, farklı liderlik nosyon/yeteneklerine ihtiyaç var mıdır, (varsa) bu yeteneklerin öğretilmesinde nasıl bir yöntem izlenmelidir sorularının yanıtlanması önem arz etmektedir. Ülkemizin, geleceğin uluslararası askeri harekatlarında etkili rol alabilmesi için bu soruların bugünden cevaplandırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışma ile bu yolda bir gayret sergilenecek, liderlik tanımları ve teorileri, lider tipleri ve özellikleri, değişen dünyada ihtiyaç duyulan liderlik nitelikleri, çok uluslu askeri ortama ilişkin hususalar ortaya konulacak, bilahare bu organizasyonlarda liderlik yapacak subay nosyonları incelenerek kendi profesyonel askeri eğitim sistemimizde bu nosyonların nasıl kazanılabileceği araştırılacaktır. 2. Liderlik Tanımları ve Yaklaşımları Liderlik araştırmaları liderlik uygulamalarının gerisinde kalmaktadır. Araştırmalar liderlik uygulamalarına bir yön vermekten çok var olan uygulamaları tanımlamaya ve açıklamaya çalışmaktadır (Sergiovanni, 1992). Liderlikle ilgili ortak bir tanımlamaya ulaşılamamış olması örgütlerin içinde bulunduğu küresel ortamda, örgütlerde sürekli değişme ve buna bağlı olarak da liderlerden beklenen işlevlerin değişmesi ile ilgilidir 1 (Macbeath, Moos ve Riley, 1996). Bugün liderden beklenen yalnızca bireyleri ortak bir amaca yönelik olarak eyleme geçirebilmesi değil, bunu yaparken izleyenlerin değerlerini, beklentilerini, duygularını da dikkate alarak bir vizyon sağlamasıdır. Bu bağlamda Kouzes ve Posner'e (1995) göre lider var olan işleyişi sorgular, ortak bir vizyon telkin eder, astların eyleme geçmesini sağlar, astlardan istediklerini kendi davranışlarında model olarak uygular ve duygulara hitap ederek astlarda içsel isteklilik uyandırır (Karip, 1998). Liderlik yaklaşımlarında; "liderlik özelliklerinden” (Stogdill, 1948 ve 1974), "liderlik davranışları" (Lewin, Lippitt ve White, 1939; Stogdill ve Coons, 1957; Likert, 1961), "durumsal (contingency) liderlik" (Fiedler, 1967; Fiedler ve Chemers, 1984; Evans, 1970), "liderlik biçimleri" (Tannenbaum ve Schmidt, 1973; Blake ve Mouton, 1985) ve "dönüşümcü liderliğe" (Bass ve Avolio, 1995) uzanan ve çoğu zaman iç içe girmiş çizgide izlenen gelişmeleri, değişen ortamda lideri izleyenlerin beklentileri ile açıklamak olasıdır (Maxcy, 1991). Buna rağmen, liderliği açıklamada üç temel teorik yaklaşımdan bahsedilebilir. Bunlar, özellikler teorisi, davranışsal liderlik teorileri ve liderlikte durumsallık teorileri olup kısa açıklamaları aşağıda sunulmuştur. 2.1. Özellikler Teorisi Özellikler teorisi başarılı liderliği, bireyin sahip olduğu kişisel karakteristikleri açısından inceler. ‘Bireylerde iyi liderliği belirleyen özellikler nelerdir?’ sorusuna cevap aramaktadır. 1940 yılında Charles Byrd liderliğe katkıda bulunan çeşitli araştırmalardan 20 özellik belirlemiştir. Ondan on yıl sonra William O. Jenkins, çocuklar, işletmeler, profesyoneller gibi çeşitli grupları içine alan farklı, geniş bir yelpazede yeniden gözden geçirdikten sonra, ‘liderin içinde bulunduğu grubundan izole hiçbir özellikler grubu olmadığını kategorisel olarak belirlemiştir. Şüphesiz bu bulgular, özellikler teorisinin öneminin azaltılmış olmasıyla açıklanabilir. Bu modele göre, liderin sahip olduğu özellikler liderlik sürecinin etkinliğini belirleyen en önemli unsur olarak kabul edilmektedir (Akat, Budak, Budak, 1994). Bu konuda yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre saptanan fiziksel ve kişisel özellikler şunlardır: Yaş, boy, cinsiyet, ırk, yakışıklılık, konuşma yeteneği, zeka, bilgi, kişiler arası ilişki yeteneği, ileriyi görebilme, inisiyatif, dürüstlük, samimiyet, kendine güven, iş başarma yeteneği (Tikici, 2005). 2.2. Davranışsal Liderlik Teorileri Yöneticilik sürecini açıklamaya çalışan bu teorilerin ana fikri, liderleri başarılı ve etkin yapan hususun, liderlerin özelliklerinden çok onun liderlik yaparken sergilediği davranışlar olduğudur. Liderin astları ile haberleşme şekli, yetki devredip etmemesi, 2 planlama ve kontrol şekli, amaçları belirleme şekli ve benzeri davranışlar liderin etkinliğini belirleyen önemli faktörler olarak ele alınmıştır. Dolayısıyla bu teoriler liderin kendisi kadar, izleyicilere de ağırlık vermişlerdir (Koçel, 1999). 2.3. Liderlikte Durumsallık Teorileri Liderlik olgusunun analizinde geçerli olan durumsallık teorisi Fred Fiedler’in geliştirdiği bir yaklaşımdır. Fiedler’e göre liderin kişiliği ile bulunduğu ortamın karmaşıklığı ve yapısal özelliği bir araya gelerek liderin davranış tarzını belirler. Durumsallık yaklaşımına göre liderin etkinliği öncelikle liderin örgüt içerisinde bulunduğu yere ve karşı karşıya kaldığı şartlara bağlıdır. Bu nedenle bazı liderler ortaya çıkan şartlara göre bir organizasyonda başarılı olurken, başka bir organizasyonda başarılı olmayabilirler. Durumsallık yaklaşımının temel tezi, en iyi liderin davranış biçimini şartlara, gruba ve kişisel özelliklerine uydurabilen lider olduğudur. Durumsal teorisi, ‘tek ve en iyi’ yönetim tarzını arayan davranışsal teorilerden yönetim tarzının şartlara ve duruma göre değişebildiği noktasında ayrılmaktadır (Koçel, 1999). 3. Lider Tipleri Kesken ve Ayyıldız Ünnü (2011) araştırmalarında dört ana pozitif lider tipinden bahsetmektedir. Bunun yanı sıra liderliğin bir karanlık yüzünün olduğunu, bu kapsamda yıkıcı-tahrip edici lider tipleri ile kişilik bozukluğu gösteren liderlerin de bulunduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu çalışmada pozitif lider tipleri üzerinde durulacaktır. Bu kapsamda pozitif lider tipleri aşağıdaki gibi sıralanabilir. a. Edimsel Liderlik: Gelenekler ve geçmişe bağlı liderlik. Edimsel lider, kısa vadeli sonuçları elde etmek iç amaç ve hedefler belirler, sorun çözer, mevcut durumu sürdürür ve iyileştirir, planlar, örgütler ve denetler, gücü mevki ve yetkisinden alır, çalışanları ödüllendirir, işleri doğru yapar. b. Dönüşümcü Liderlik: Gelecek, yenilik, değişim ve reforma yönelen liderlik. Dönüşümcü lider, uzun vadeli bir vizyona sahiptir, sorun çözmek için insanları güçlendirir, mevcut durumu daha iyiye değiştirir, insanları geliştirir, gücü etkileyici ilişkilerden alır, değişimi takip eder, kültürü değiştirir, doğru işleri yapar. c. Otantik Liderlik: Kendi düşünceleri, davranışları ve diğerleri tarafından nasıl algılandıklarının farkında olan, kendilerinin ve diğerlerinin değerleri, ahlaki bakış açıları, bilgileri ve güçlü yönlerini bilen; içinde bulundukları-çalıştıkları ortamı tanıyan, kendine güvenen, umudu olan, iyimser, sorunların çabuk üstesinden gelebilen ve ahlaklı liderlerdir (Avolio, Gardner, Walumbwa, Luthans, May, 2004). 3 ç. Spiritüel Liderlik: Kendini sorgulayarak bir anlama ulaşan lider, yaşamdaki nihai hedefi bulan ve ona göre yaşayan lider olarak tanımlanabilir. Spiritüel lider şefkat, sevgi ve karşısındakini önemseme gösterir, cesaretli, cömert, ümitvar, dürüst, alçakgönüllü, iyimser, sabırlı, sorgulayıcı, toleranslı, anlam yaratabilen ve ilham verebilen ve bütünsel yaklaşıma sahip bir liderdir. 4. Liderlik Özellikleri Maxwell (1999), liderlik yasaları kitabında tecrübelerinden ve faydalandığı çok sayıda araştırma ve çalışmalardan yirmi bir adet liderlik özelliği belirlemiştir. Kendisi bireysel ve organizasyonel olarak her hangi bir ayrım yapmamakla birlikte özellikler incelendiğinde tanımları ve işlevleri açısından böyle bir ayrıma müsaade ettiği görülmektedir. Bu kapsamda liderlik özellikleri bireysel ve organizasyonel özellikler olmak üzere aşağıdaki gibi gruplandırılabilir. a. b. Liderin bireysel özellikleri: - Geniş ufuklu olma, - Etkileme, - Dinletebilme, - Sağlam kültür ve bilgi zemine sahip olma, - Saygı gösterme, önemseme, - Sezgi gücü olması, - Çekim gücü olması, - Özverili olma, Liderin organizasyona yönelik özellikleri: - Süreç yaratma değiştirme, liderlik bir günde değişmez günlük - Denizci yetenekli olma, herkes dümenin kullanabilir, ancak seyir olarak değişir, haritası çıkarmak lider gerektirir, - Gönülleri kazanma, kendine bağlayabilme, - İç çemberde nitelikli yardımcılar bulundurmak, - Diğerlerine yetki verebilme, - Lider yetiştirebilme, liderler iyi lider yetiştirirler, - Ekibiyle ortak olma, önde değil, içlerinde olma, insanlar liderleriyle ortak olur, vizyon ardından gelir, - Lider ekibinin kazanacağı bir yol bulur, - Değişim ve kazanmak için doğru ‘An’ı görebilir, 4 - Önceliklerini iyi belirler, - İşleri doğru zamanlarda yapma, - Kendisinden sonra mirasını ileri taşıyabilecek liderler, sistemler ve kaynaklar bırakma. 5. VUCA Ortamında Liderlik ABD Silahlı kuvvetleri tarafından 1990’ların sonlarında, Soğuk Savaş ertesinde oluşan değişken, belirsiz, karmaşık ve muğlak dünyayı tanımlamak üzere ortaya atılan VUCA 1 ortamı “Volatile (Değişken), Uncertain (Belirsiz), Complex (Karmaşık), Ambiguous (Muğlak) yeni bir kaotik düzeni ifade etmektedir (Casey, 2014). Johansen (2012) ve Lawrence (2013) böyle bir ortamda liderin sahip olması gereken toplam on iki liderlik yeteneğinden bahsetmektedir; a. Vizyon sahibi olması, karmaşık zamanlarda izleyenlerine ve kurumuna yön gösterebilmesi, b. Çeviklik, liderin sınırlı zamanda ve sınırlı bilgiyle doğru karar verebilmesi, c. Yapma İçgüdüsü, girişimci ve enerjik olması, ç. Açıklık/Berraklık/Kesinlik, liderin ne yaptığı konusunda açık, şeffaf ve kararlı olması gibi kişilik özellikleri, d. İkilem Çözme, liderin problem çözme yeteneği, e. Tecrübe Ederek Öğrenme, yaşadıklarından ders alabilme ve liderlik özelliklerini güçlendirme, f. Kültürel Empati, farklı kültürdeki insanların davranışlarının altında yatan tutum, düşünce, değer ve ihtiyaçları anlamayla ilgilidir, g. Kutuplaşmayı Önleme/Kaldırma, çatışmaları adil bir yaklaşımla çözebilme, 1 ABD Kara Harp Akademisi tarafından yayınlanan “Strategic Leadership Primer” adlı dokümanda VUCA koşulları aşağıdaki şekilde açıklanmıştır. (US Army War College, 2010, s. 10-12) Volatility-Değişkenlik: Ortamdaki değişim oranı. Bilgi çağında değişkenlik en yeni verinin bile karar vermede yeterli bağlam oluşturamayacağı anlamına gelmektedir. Uncertainty-Belirsizlik: Bir durum hakkındaki her şeyi bilememe, değişimin nasıl olacağını ve neyi etkileyeceğini tahmin edememe (değişkenlik ile belirsizliğin bileşimi). Complexity-Karmaşıklık: Birçok parça ve faktörün birbirleriyle olan etkileşimini veya bu faktörlerdeki değişmenin yaratacağı asli ve tali etkileri anlama zorluğu olarak tanımlanmaktadır. Ambiguity-Muğlaklık: Bağlamsal ipuçlarının yetersiz olduğu durumlarda yorumlardaki farklılıklardan kaynaklanan belirsizlik olarak tanımlanmaktadır. Kültürel körlük, bilişsel önyargı veya bakış açısı darlığı gibi faktörlerle bağlamın berraklığını yitirdiği durum olarak da ifade edilebilir. 5 ğ. Sessiz Şeffaflık, liderin kendisinin reklamını yapmadan bizim için önemli bir konuda açık ve sahici olma kabiliyetidir, h. Hızlı prototip üretebilme yeteneği, yeniliklerin önceden modellemesini yaparak başarısızlığa yol açabilecek noktaları belirleyebilme, ı. İş ve sosyal çevrelerde amaca yönelik işbirliği ağları oluşturabilme yeteneği, i. 6. Beraber hareket ettiği tüm insanlar için ortak fayda üretebilme yeteneği. Çok Uluslu Askeri Ortamın Tarifi ve Liderlik Bu çalışmada “çok uluslu askeri ortam” ile NATO gibi ittifak organizasyonlarının veya konjonktürel ihtiyaçlar ile oluşturulan askeri koalisyonların birlikte çalışma ortamları ifade edilmektedir. Gerek barış durumunda, gerekse kriz ve harekat durumunda bu gibi askeri yapıların işleyişi incelendiğinde çok uluslu yapıların hangi seviyede ve ne maksatla oluşturulduğu daha iyi anlaşılabilecektir. Bu ise yetiştirmek istediğimiz askeri liderlerin hangi seviyede, nasıl bir ortamda ve hangi kısıtlar dahilinde liderlik yapacağını ortaya koymak açısından önem arz etmektedir. ABD Savunma Bakanlığı Müşterek Yayımı (3-16) Çok Uluslu Harekatlar dokumanı koalisyonu ortak bir hedef için iki veya daha fazla ulusun bir araya gelmesi olarak tanımlamaktadır. Koalisyonlar genel olarak farklı uluslar tarafından konjonktürel olarak farklı hedefler kapsamında ve sıklıkla tek bir olay için, ulusların ortak çıkarlarını elde etmek amacıyla kurulurlar. Koalisyon süresinin uzun soluklu olması durumunda ittifaka dönüşür (Utoglu, 2015). Utoglu (2015), genel bir ittifak/koalisyon kuvvetleri yapısını tarif ederken bu yapıların çoğunlukla karargah yapılarının çok uluslu olduğunu belirtmekte, harekat icra edecek ulusal birliklerin kendi ulusal komuta ve kontrol hiyerarşisi içinde kaldığını, birlik komutanı ve kurmay heyeti vasıtasıyla çok uluslu karargahla irtibatta kalındığı ifade etmektedir. Utoglu (2015) NATO’nun mevcut halinin bu yapılara güzel bir örnek oluşturduğu işaret etmektedir. Bu noktadan hareketle, ittifak ve koalisyonlarda görev alacak personelin operatif ve stratejik uluslararası karargahlarda, diğer bir ifadeyle müşterek birleşik karargahlarda görev yapacakları öngörülmektedir. Genel itibariyle taktik seviyede çok ulusluluk olmayacağı, bu seviyede faaliyetlerin ulusal emir komuta zinciri içerisinde cereyan edeceği değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, ulusların kendi kısıtlarının olacağı, müşterek birleşik karargahın politik ve askeri dengeyi sağlayabilmek maksadıyla bu kısıtları dikkate almak zorunda kalacağı öngörülmektedir. 6 7. Müşterek Birleşik Karargahlarda Çok Ulusluluktan Kaynaklanan Farklılıklar Çok uluslu askeri yapılarda farklılıkların görevin icrasına etkilerini araştıran Elron, Shamir ve Ben-Ari (1999) Sina Bölgesinde harekat icra eden Çok Uluslu Kuvvet ve Gözlemciler (1994-1995) Biriminin Kurmay Başkanı’ndan aşağıdaki alıntıyı yapmışlardır. “Benim ve karargahımın karşılaştığımız en önemli sorun 11 farklı ülke temsilcileriyle anşabilme yeteneği olmuştur. Burada göreve başladığımda çok süratli bir şekilde öğrendim ki, bir Amerikalı’ya söylediğim şey bir Kanada’lı, bir Avusturalya’lı veya bir Fiji’li tarafından aynı şekilde yorumlanmayabilmektedir. Emirler, direktifler yayınlayıp işlerin yapılmasını bekleyebilirsiniz, ancak bunlar çok uluslu ortamda işin yapılması için yeterli olmamaktadır. (p.81)” Elron ve Ben-Ari (1999), bütün bu yanlış anlama, karışıklık, çatışma ve harekattan kaynaklanan güçlüklere rağmen, geçmiş çok uluslu koalisyonların veya ittifakların görevlerini etkinlikle yapabildiklerini delil göstererek, bunun dünyada bir üst askeri kültürün olmasından ve askeriyenin kendi içerisinde çalışma sisteminin ve standart çalışma usullerinin bulunmasından kaynaklandığını ileri sürmektedirler. Adler ve Gundersen (2008) çok uluslu timlerle ilgili yapmış oldukları çalışmada bu timlerin ya çok başarılı ya da çok başarısız oldukları sonucuna varmışlardır. Şekil1’de yapmış oldukları deneyler sonucu elde etmiş oldukları başarı çan eğrisi gözükmektedir. Bu çan eğrisine göre homojen, tek ulustan oluşan takımlar, ortalama başarı seviyelerini yakalarken, çok uluslu takımlar uçlarda yer almıştır. Adler ve Gundersen (2008) çok uluslu takımların çok başarılı veya çok başarısız olmalarının nedenini takım içi farklılıkların etkili yönetilip yönetilmemesine bağlamaktadır. Bu da çok uluslu birimlerde liderin kültürel farklılıkları yönetebilmesinin o birimlerin başarısını doğrudan etkilediği hususuna işaret etmektedir. Şekil-1. Çok Kültürlü Takımların Başarı Çan Eğrisi (Adler and Gundersen (2008, p.140). 7 Boene (2002), çok uluslu barışı koruma harekatına iştirak eden subaylar arasında bir anket çalışması düzenlemiştir. Anket ile çok uluslu harekatlarda çok ulusluluktan kaynaklanan sorunların tespiti amaçlanmıştır. Tablo-1’de de gösterildiği gibi anket sonucunda en önemli sorunun lisandan kaynaklandığı, bilahare kişilerin kendi ülke çıkarlarıyla koalisyon çıkarları arasında bocaladığı, üçüncü en önemli sorun kaynağının ise kültürel farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Tablo-1. Çok Uluslu Askeri Ortamda Sorunların Kaynakları (Boene, 2002, s.93). Sorunun Kaynağı Lisan (Dil) Bölünmüş sadakat (NATO, UN, Ülke…) Kültürel Farklılıklar Görevin Farklı Yorumlanması Birlikte Çalışılabilirlik Problemleri Profesyonel Hazırlık Farklı Etik Anlayışları İletişim Rekabetler Angajman Kuralları Diğerleri % 46.1 32.6 31.2 31.2 28.4 28.4 24.8 22.0 17.0 16.3 4.2 Not: Katılımcıların birden fazla işaretleme seçeneği olduğundan yüzdeler toplamı 100’ü geçmektedir. Uluslar arasında çalışma hayatında kültürel farklılıkları ortaya koyan en önemli iki çalışma Hofstede (2001)’nin “beş kültürel boyutu” 2 ve House ve diğerleri (2004)’nin GLOBE çalışmasındaki “dokuz kültürel boyutu” ortaya koyan çalışmalardır (Tablo-2). Tablo-2. Hofstede ve GLOBE’un kültürel boyuları ve ilişkileri (House et al., 2004, s. 140). GLOBE Kültürel Boyutları Hofstede’nin Kültürel Boyutları Anlamı Güç mesafesi Güç mesafesi Statü ve hiyararşiye saygı Belirsizlikten kaçınma Belirsizlikten kaçınma Belirsizlikten kaçınma Bireysellik Bireysellik Ata-erkil olma Sert ve Başarı endeksli olma Kurumsal Kollektivizm Grup içi Kollektivizm Cinsiyet Eşitliği Kendine Güven 2 Profesör Geert Hofstede 2010 yılında altıncı boyut olarak “Hayattan zevk alma/Kendini kısıtlama” boyutunu eklemiştir (http://geert-hofstede.com/national-culture.html 30 Mart 2016). 8 Gelecek Eksenli olma Uzun Dönem Eksenli olma Geleceğe dönük olma Her iki çalışmada kültürel boyut sayısı farklı olsa da her iki çalışmanın karşılaştırılması sonucu, GLOBE’un yedi boyutunun, performans eksenli olma ve insan eksenli olma boyutları hariç, Hofstede’nin beş boyutuyla tanım benzerliği olduğu anlaşılmaktadır. Tablo-2 her iki çalışmanın ortaya koyduğu kültürel boyutları ve aralarındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır. Hofstede, 50 ülkede çok uluslu şirketlerde yaptığı geniş katılımlı (116.000 kişi) anketler serisi sonucu ulusları bahse konu kültürel boyutlarda 0 ila 100 arasında derecelendirmiştir. Ayrıca genel anlamda alçak derece ve yüksek derecede olmak üzere iki kategoriye ayırmıştır. Buna göre,Tablo-3 Hofstede’nin kültürel boyutlarını baz alarak bu boyutlarda alçak değer taşıyan uluslar ile yüksek değer taşıyan ulusların davranış özelliklerini ortaya koymaktadır. Tablo-3. Hofstede’nin Kültürel Boyutlarına Göre Davranış Özellikleri (Hofstede, 2001). Kültürel Boyut Alçak Yüksek Düşük bağımlılık ihtiyacı Yüksek bağımlılık ihtiyacı Minimum seviyede eşitsizlik Eşitsizlik kabul görmekte İhtiyaca göre hiyerarşi Hiyerarşiye ihtiyaç duyulmakta Güç mesafesi Amirler ulaşılabilir Amirler genellikle ulaşılamaz Herkes eşit haklara sahip Güç sahiplerinin imtiyazları var Dönüşümle değişim Devrimle değişim “Biz” bilinci “Ben” bilinci Görevler üzerinden ilişki Kişisel ilişki Bireysellik Grup sorumluluklarının yerine Kendine olan sorumlulukların (Kollektivizm) getirilmesi yerine getirilmesi “Yüz” kızarması, utanma Kişisel saygının kaybı, suç Diğerlerine hizmetle hayat anlam Hırslı ve yükselme ihtiyacı kazanır içerisinde olma Fikir birliği için çaba Kutuplaştırma eğitimi Ata-erkil olma Yaşamak için çalışmak Çalışmak için yaşamak Küçük ve yavaş olan harika Büyük ve hızlı olan harika Talihsiz olan için sempati Başarılı olan için hayranlık Kurum Kararlılık Rahat ve alçak stress seviyesi Endişe ve yüksek stres seviyesi Çok çalışmak tek başına erdem Çok çalışmak iç güdüseldir değildir Duygu göstermek kabul edilir Duygular gösterilmez Belirsizlikten Çatışma çalışma ortamı için Çatışma ve rekabet oyunun kaçınma tehdittir kuralıdır Fikir birliği ihtiyaçtır Muhalefet kabul edilir Başarısızlıktan sakınmak ister Risk almaya isteklidir Kanunlar ve kurallar olmalı Az sayıda kural olmalı Mutlak doğru Birçok doğru(Zaman ve kapsama Uzun Dönem Geleneksel göre) Eksenli Olma İstikrara yöneklik endişeler Duruma göre pragmatik Çabuk sonuçlar istenir Değişim kabul edilir 9 Bugün için harca Sabır erdemdir Yatırım için tasarruf et Sutton ve Linda (2003), Çok Uluslu Kosova Barışı İdame Birliğinde ulusların takım performans fonksiyonları olan ‘Durum Değerlendirmesi’, ‘Koordinasyon’, ‘Rol ve sorumlulukların belirlenmesi’ ve ‘Destek sağlanması’ alanlarında Hofstede’nin kültürel boyutları temelinde nasıl ayrıştıkları konusunda yapmış oldukları çalışma sonuçları Tablo-4’te gösterilmiştir. Bu kapsamda, yüksek güç mesafesi özelliği gösteren uluslar dikey durum değerlendirmesi, merkezi koordinasyon, rütbeye göre rol ve sorumluluk ataması ve lider izniyle destek sağlama yaparken, alçak güç mesafesi özelliği gösteren uluslar yatay durum değerlendirmesini, gayri merkezi koordinasyonu, uzmanlığa göre rollerin belirlenmesini ve takımlar arası destek sağlamayı tercih etmektedirler. Diğer boyutlar benzer şekilde okunabilir. Tablo-4. Takım çalışmasında kültürel farklılıkları anlamaya yönelik bir çerçeve. (Sutton and Linda, 2003, p.13). Ulusal Kültürel Boyut Güç mesafesi Belirsizlikten Kaçınma Aktivite eksenli (Ataerkil Olma) Ölçü Yüksek Alçak Kesinlik için yüksek ihtiyaç Kesinlik için alçak ihtiyaç Team Performance Functions Rol ve Durum Koordinasyon sorumluluk Değerledirmesi atama Dikey Merkezi Rütbe Yatay Gayri merkezi Uzmanlık Destek Davranışı Lider Takım Detaylı bilgi Çok iyi tanımlanmış Yüksek seviyede Uzmanlaşmış Resmi Genel bilgi Duruma göre Çok fonksiyonel Gayri resmi Bağımsız Doğrudan iletişim Yapan Yetenekler ve Kabiliyetler Görev Birbirine bağımlı Dolaylı iletişim Edilen İrtibatlar İlişki Soeters (1997) ve Page (2003) Hofstede’nin kültürel boyutları çalışmasını çok uluslu askeri ortamlarda tekrarlamışlardır. Sonuç olarak askerlerde de kendi ülkelerinin kültürel eğilimlerine benzer eğilimler tespit etmişlerdir. Page (2003) çalışmasında Hofstede’nin kültürel boyutları bazında NATO ve Ortaklık ülkeleri arasında önemli derecede kültürel farklılıkların olduğu sonucuna varmıştır. Ayrıca bir önemli bulgu da, NATO üyesi ülkelerin Ortaklık ülkelerine kıyasla daha homojen bir kültür yapısana sahip 10 olduklarıdır. Bu da bir üst kurum kültürüne işaret etmektedir. Üst kurum kültürünün uluslar arası kültürel farklılıkların etkisini azaltığı anlamı taşımaktadır. 8. Çok Uluslu Askeri Ortam için Lider Nitelikleri Bu noktaya kadar liderlik teorileri, lider tipleri ve özellikleri, küreselleşen ve hızlı bir değişime giren, belirsizliğin ve karmaşıklığın arttığı, kavramların muğlaklaştığı dünyamızda ihtiyaç duyulan lider niteliklerine değinildi. Ayrıca artan bir eğilimle başvurulmaya başlayan çok uluslu ittifak ve koalisyonlarda müşterek ve birleşik özelliklerinin aslında operatif ve stratejik karargahlarda oluştuğu, taktik seviyede harekata katılan birlik/birimlerin kendi ulusal emir komuta zincirlerine bağlı kaldıkları ifade edildi. Çok uluslu karargahlarda çok ulusluluktan kaynaklanan farklılıklar ve sorunlar bu alanda yapılan çalışmalar çerçevesinde ortaya konuldu. Ayrıca kültürel farklılıkların hangi kültürel boyutlara ayrıldığı hususu, literatürde bu konuda yapılmış başat iki çalışma kapsamında somutlaştırılmaya gayret sarf edildi. Bütün bu hususlar dikkate alındığında çok uluslu askeri ortamda görev alacak bir liderde ne gibi özelliklere ihtiyaç vardır? Öncelikle şu noktanın altı çizilmelidir. Lider olunabilmesi için Maxwell (1999) belirtiği liderlik özelliklerine sahip olmak gerekmektedir. Ayrıca karmaşıklaşan dünyamızda etkili bir lider olabilmek için Johansen (2012) ve Lawrence (2013) tarafından belirtilen on iki yeteneğe sahip olunması da önem arz etmektedir. Ancak çok uluslu askeri ortamda etkili liderlik özellikleri nelerdir dediğimizde, bu konuda bize ışık tutacak çalışma Boene (2002)’ın çalışmasıdır. Yukarda da belirtildiği gibi Boene (2002)’ın çalışması çok uluslu askeri ortamda bir numaralı sorun kaynağının ‘lisan yeteneği’ olduğunu ortaya koymuştu. Bu kapsamda çok uluslu askeri ortamda liderlik yapacak kişinin konuşulan ortak dile hakim olması gerekmektedir. Liderlik özelliklerinin bir çoğunun (etkileme, dinletebilme, gönülleri kazanma vs.) etkili iletişime dayandığı göz önünde bulundurulduğunda dil hakimiyetinin çok uluslu askeri koalisyon/ittifak lideri için olmazsa olmaz bir nitelik olduğu görülecektir. Böyle bir liderin, yine Boene (2002)’nin sorun kaynağı olarak tespit ettiği kültürel farklılıklar konusunda da farkındalık sahibi olması gerekmektedir. Adler ve Gundersen (2008) çalışmasının ortaya koyduğu gibi başarılı ve başarısız çok kültürlü takımların arasındaki en önemli fark, lider tarafından takımdaki farklılıkların etkili yönetilip 11 yönetilmemesidir. Kültürel farkındalığa sahip ve farklılıkları yönetebilen bir lider kendi kurum/birliğinin daha etkin çalışması ve başarıya doğru yönelmesi için en önemli etkendir. Elron, Shamir, and Ben-Ari (1999) ve Page (2003)’ün çalışmaları çok kültürlü askeri birliklerin başarılı olmalarında sahip oldukları kurum üst kültürünün etkili olduğunu, bu üst kültürün ulusal özelliklerden kaynaklanan diğer kültürel farklılıkları zayıflattığını vurgulamıştır. Bu kapsamda çok uluslu askeri ortamda görev alacak liderin kurum/birliğini etkili yönetebilemesi için üst bir kurum/birlik kültürü oluşturmaya ihtiyacı olacaktır. Bu kapsamda süreçleri ve ilişkileri iyi irdeleyebilen, bunları standart çalışma usülleri şeklinde ortaya koyabilen ve çalışanlarını bu şekilde aynı hedefe yönlendirebilen liderler arzu edilen nitelikteki liderler olacaktır. Maxwell (2007)’nin liderlik nitelikleri arasında yer verdiği “süreç yaratma ve değiştirme” yeteneği de daha dar anlamda da olsa takipçilerine yön gösterme, ortak hareket etmelerini sağlama, ortak bir çalışma kültürü sunma anlamına gelmektedir. 9. Çok Uluslu Askeri Ortam için Lider Yetiştirme Bu noktada, yazının başında liderliği tanımlamaya çalışan üç teoriyi hatırlamak faydalı olacaktır. “Özellikler teorisi”, liderin sahip olduğu özgün özelliklerden dolayı lider olduğunu, “davranışsal liderlik teorisi”, liderin özgün davranışlar gösterdiği için lider olduğunu ve “durumsallık teorisi” ise karşılaşılan durumların lideri ortaya çıkardığını ileri sürmektedir. Her bir teori liderliği farklı açılardan ele alarak bir gerçeğe parmak basmaktadır. Ancak, 21. yüzyılda liderlik olgusunu tanımlayabilmek için daha bütüncül (holistic) bir bakış açısına ihtiyacımız vardır. Bu kapsamda, liderin bazı özgün özelliklere sahip olması, bu özellikleri içselleştirerek davranışlarına aksettirmesi, harekat temposunun hızlandığı günümüzde neredeyse günlük olarak liderliğin test edildiği durumların ortaya çıktığı dikkate alınırsa, bahse konu özellik ve davranışları ile etkili bir liderlik sergilemesi gerekliliği ön plana çıkmaktadır. Bu çalışma ile çok uluslu askeri kurum/birlikler için genel liderlik özellik ve davranışlarına ilave olarak, lisan hakimiyeti, kültürel farkındalık ve bir üst kurum/birlik kültürü oluşturabilme yeteneğine sahip olunması gerektiği ortaya konulmuştur. Wiston Churchill “ne büyük trajedir, bazı değerli anlar ortaya çıkıp size çok özel şeyler yapma fırsatı tanıdığında hazır ve istekli olmamak”3 demektedir. Burdaki hazırlık o fırsatları faydaya çevirmek için gerekli donanım ve yeteneklere sahip olma durumunu ifade etmektedir. Benzer şekilde, lider yetiştirmede organizasyona düşen önemli görev 3 www.goodreads.com/quotes/4033.Winston_S_Churchill?page=6 (30 Mart 2016) 12 personeline liderlik özelliklerini kazandırmak ve bu özelliklerin içselleştirilerek davranışlara dönüşmesini sağlayarak bireyleri mesleki yaşantılarında karşılaşacakları olaylara hazır hale getirmek olmalıdır. Gerisi anılan personelin mesleki safahatinin kendisine sunacağı risk ve fırsatlara gebe konjöktürlere kalmış olacaktır. Maxwell (2007) etkili lider yetiştirmede temel ilkenin her seviyede liderlik takımları yetiştirmek olduğunu belirtmektedir, çünkü bir liderlik takımı tek bir liderden daha etkili olacaktır. Bu bağlamda, organizasyon/kurum görevi kapsamında, kendi profesyonel askeri eğitim sistemimizde personelimize liderlik niteliklerini nasıl kazandırabiliriz? Bu sürecin gerçekleşmesi için üç temel öğeye ihtiyaç vardır: Strateji, etkili uygulama ve lider yetiştirmeye elverişli ortamın oluşturulması. Lider yetiştirmede veya daha sık kullanılan ifadeyle lider geliştirmede bir stratejinin varlığı esastır. Genel çerçeveyi çizecek, hedefleri belirleyecek, organizasyonu tüm elementleriyle bu hedeflere yönlendirecek bir strateji dokümanın varlığı elzemdir, ancak tek başına yeterli değildir. Uygulama ve elverişli ortamın oluşturulması da gereklidir ve hatta sonuç almak açısından stratejinin varlığından daha önemlidir. İyi bir strateji dokümanına örnek olarak Deniz Kuvvetleri Liderlik Stratejisi (2016) verilebilir. Uygulama eğitim ve tecrübenin bir bileşkesi olarak ortaya konulmalıdır. Eğitimle liderlik özelliklerinin öğretilmesi mümkün olabilir, ancak bunların içselleştirilmesi, kişiselleştirilmesi tecrübeler yardımıyla olur. Kişinin kendi tecrübelerinin yanı sıra diğerlerinin tecrübelerinden de öğrenebilmesi önemli bir özelliktir. Voltaire “başkalarının tecrübelerinden öğrenen kadar akıllı birisi var mıdır” diye sormaktadır. Dolayısıyla, eğitimin örnek-olaylar ve vaka analizleriyle zenginleştirilmesi gerekli olacaktır. Son olarak, nasıl ki tarımda ürün almak için verimli toprak gerekir, organizasyon/kurum ortamını da lider yetiştirmek için verimli kılmak gerekir. Toprak, eğer ürünün ihtiyaç duyuduğu fiziksel, kimyasal ve biyolojik faktörler açısından yeterli ise verimli olabilir. Aynı şekilde, lider yetiştirmek/geliştirmek için de kurum ortamını bu açıdan verimli kılacak faktörlerin varlığı ve yeterliliği gereklidir. Bu faktörler nelerdir sorusu ayrı bir çalışma konusu olduğundan bu yazıda ele alınmayacaktır. Ancak, bu faktörlerden önemli oluğu Atatürk (1918) tarafından da ifade edilen birine kendi sözleriyle değinmek bu konuda iyi bir kapanış olacaktır: “Bir kıta ve bahasus zabıtan heyeti, yalnız hüsnü misal olacak rehberler ile yetiştirilir.” Benzer şekilde, Maxwell (2007)’de liderleri en iyi, yine liderlerin yetiştireceğini ifade etmektedir. 13 10. Sonuç Yeni milenyumda küreselleşmenin her alanda kendini gösterdiği yadsınamaz bir gerçektir. Sokaktaki vatandaşlardan, siyasetçilere, bilim adamlarından iş dünyasına, devlet kurumlarından silahlı kuvvetlere kadar herkes küreselleşme ve gücü konusunda yeterli farkındalığa sahip olmuştur. Peki, küreselleşme liderlik olgusunu nasıl etkilemiştir? Bu soru akıllara ilk olarak kültür ve çok kültürlülük konularını getirmektedir. Acaba farklı toplumlardan gelen insanları yönetebilmek için hangi liderlik özelliklerine sahip olmalıyız? Hangi tip kültürler hangi tip liderlikleri veya lider davranışlarını tercih etmektedir? Hangi liderlik davranışları hangi kültürlerde daha başarılı ve kabul edilebilir özelliklere sahiptir? Bütün bu soruların altında temel olarak kültür farklılıkları yatmaktadır. Bu çalışmada, sivil ve askeri literatürde yer alan liderlik çalışmaları incelenmiş ve çalışmaların neticesinde çok uluslu ortam için gerekli olabilecek nitelikler aranmıştır. Sonuç olarak çok uluslu ortamlar için de liderlerin başta genel liderlik niteliklerine sahip olmaları gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, bunların yanı sıra, konuşulan lisana hakimiyet, temsil edilen kültürlerin farklılıklarına ilişkin farkındalık ve ulusal kültürlerin etkisini azaltacak bir kurum/birlik kültürü oluşturma yeteneğinin çok uluslu askeri ortamlarda görev alacak liderler içen önemli nitelikler olarak belirlenmiştir. Liderler yetiştirilmesi/geliştirilmesi için üç temel öğeye, stratejinin varlığı, etkili uygulama ve lider yetiştirmeye elverişli ortamın oluşturulması, ihtiyaç oluğu ifade edilmiş ve uygulama ile ortam oluşturmanın sonuca ulaştıracak asıl öğeler olduğu vurgulanmıştır. Kaynakça Adler, N. J. and Gundersen, A. (2008). International dimensions of organizational behavior (5th ed.). Mason, OH: Thomson South-Western. Akat, İ., Budak, G., Budak, G. (1994). İşletme yönetimi. Beta A.Ş., İzmir. Atatürk, M.,K. (1918). Zabit ve Kumandan ile Hasbihal. İş Bankası Kültür Yayınları. Avoio, B., J., Gardner, W.L., Walumbwa F.O., Luthans F., and May D. R. (2004). Unlocking The Mask: A look at the process by which authentic leaders impact follower attitudes and behaviors. Lidership Quarterly, 15, Ss. 801-823. Bakkalbaşı, İ.O. (2013). Küresel rekabet ortamında liderlik. (Ed. Müge Leyla Yıldız), Liderlik Çalışmaları, Ss: 59-88. Beta Basım A.Ş., İstanbul. Bass, B. M. 8c B. Avolio, (1993).Transformational Leadership: A Response to Critiques. M. M. Chemers ve R. Ayman (eds.), Leadership Theory and Research: Perspectives and Directions. Academic Press, Inc., New York. 14 Blake, R. R. Ve J. S. Mouton (1985). The Managerial Grid III: The Key to Leadership Excellence. Gulf Pub., Houston. Boene, B. (2002). Relations with officers from other nations in military operations other than war and in the impact of comparisons on Professional self-perceptions. In G. Caforio (Ed.), The flexible officer (pp.89-105). Rome, Italy: Artistic & Publishing Company. Casey, O. W. (2014). Leading In A VUCA World. Fortune, 75-76. Elron E., Shamir B., and Ben-Ari, E., (1999). Why don’t they fight each other? Cultural diversity and operational unity in multinational forces. Armed Forces & Society, 26(1), 73-98 Evans, M. G. (1970). The Effects of Supervisory Behavior on the Path-Goal Relatıonshıp. Organizational Behavior and Human Performance, v. 5, ss. 277-298. Fiedler. F. E. (1967). A Theory of Leadership Effectiveness, McGravv-Hill, Nevv York. Fiedler, F. E. ve M. M. Chemers (1984). Improving Leadership Effectiveness: The Leader Match Concept, Wiley, Nevv York. Hofstede, G.(2001). Culture’s consequences, (2nd ed.). Thousand Oaks, CA: Sage. House,R. J., Hanges, P. J., Javidan, M., Dorfman, P. W., and Gupta, V. (2004). Culture, leadership and organizations: The GLOBE study of 62 societies. Thousand Oaks: SAGE Johansen, B. (2012). Leaders Make The Future:Ten New Leadership Skills for an Uncertain World. Berrett-Koehler Publishers, Inc., San Francisco, CA. Karip, E. (1998). Dönüşümcü liderlik. Eğitim Yönetimi, Yıl:4, Sayı:16. Pegem Yayıncılık, Ankara. Kesken, J., Ayyıldız Ünnü, N.A. (2011). Öteki liderlik. Gazi Kitabevi, Ankara. Koçel, T. (1999). İşletme yönetimi. 7.Baskı, Beta Yayınları, İstanbul. Kouzes, J. M. & B. Z. Posner, (1995). The Leadership Challenge. Jossey-Bass Pub., San Francisco. Lawrence, K. (2013). Developing Leaders in a VUCA Environment. UNC Kenan-Flagler Business School, Chapel Hill, NC. Levvin, K., R. Lippitt ve R. K. White, (1939). Patterns of Aggressive Behavior in Experimentally Created Social Climates. Journal of Social Psychology, v. 1 0, ss. 271299. Likert, R. (1961). New Patterns of Management. McGraw-Hill, New York. Macbeath, J., L. Moos 8c K. Riley (1996). Leadership in a Changıng World. International Handbook of Educational Leadership and Administration, Kluvver Academic Publishers, Netherlands, ss. 223-250. Mansour, J., Dorfman, P.W., De Luque, M.S., House, R. (2006). In the eye of beholder: Cross cultural lessons in leadership from project GLOBE. Academy of Management Perspectives, February. Maxwell, J.C. (1999). (Çev. Alican Pınarbaşı). Liderlik Yasaları. Beyaz Yayınları, İstanbul. Maxwell, J.C. (2007). 360 Derece Lider. (Çev. Selim Yeniçeri). Beyaz Yayınları, İstanbul. 15 Maxcy, S. J. (1991). Educational Leadership: A Critical Pragmatic Perspective. Bergin ve Garvey, Nevv York. Page, J.T. Jr., (2003). Culture and the profession of arms in the 21st century: An application of Hofstede’s Dimension Theory within the North Atlantic Treaty Organization (NATO) and the Partnership for Peace (PFP) military cultures. Ph.D. Dissertation, The H. Wayne Huizenga School of Business and Entrepreneurship, Nova Southeastern University. Sergiovanni, T. J. (1992). Moral Leadership: Getting to the Heart of School İmprovement. Jossey-Bass Pub., San Francisco. Stogdill, R. M. (1948). Personal Factors Associated vvith Leadership: A Survey of the Literature. Journal of Psychology, v. 25, ss. 35-71. Stogdill, R. M. (1974). Handbook of Leadership: A Survey of Theory and Research. Free Press, Nevv York. Stogdill R. M. ve A. E. Coons, (1957). Leader Behavior: Its Description and Measurement. Bureau of Business Research, Ohio State University, Columbus. Soeters, J.L., (1997). Value orientations in military academies: A thirteen country study. Armed Forces & Society, 24(1), 7-32. Tannenbaum, R. Ve W. Schmidt, (1973). Hovv to Choose a Leadership Pattern. Llarvvard Business Revievv, v. 51, ss. 162-180. Tikici, M. (2005). Bilgi çağı ve teknolojik gelişmeler ışığında değişimci liderlik. Üçüncü uluslararası sempozyum bildirileri, SAREM, İstanbul. Toduk, Y. (2014). Dijital Çağın Liderlik Sırları. Mega Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş., İstanbul. Utoglu, M. (2015). The role of diversity on team effectiveness in a multinational, multicultural military environment. PhD Dissertation, Old Dominion University, Virginia, USA. 16
Benzer belgeler
Olmamız gereken şeyi, olduğumuz gibi kalarak olamayız. Max De
konuşma yeteneği, zeka, bilgi, kişiler arası ilişki yeteneği, ileriyi görebilme, inisiyatif,
dürüstlük, samimiyet, kendine güven, iş başarma yeteneği (Tikici, 2005).