Mayıs - Keskinoğlu
Transkript
MAYIS 2016 Sayı:223 Ramazan Sofralarında Sağlıklı Beslenme Bizim de içinde bulunduğumuz İslam âlemi için son derece önemli bir aya giriyoruz. Ramazan ayında elbette en önemli gündem oruç tutarken sağlığımızı nasıl muhafaza edeceğimiz konusudur. Aslında sadece Ramazan ayında değil, tüm yaşamımız boyunca sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmenin uzun bir ömür sürmemizde ne kadar etkin olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Özellikle de dünyada orta yaş olarak artık 50’li yaşların kabul görmeye başladığını varsayarsak, uzun ve kaliteli bir hayat geçirmek elimizde. Ramazan ayında insanların bir çoğu sadece iftar ve sahurda yemek yiyor. Bu yüzden uzmanlar Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmesi gerektiğini ve iftardan 1 – 1,5 saat sonra bir ara öğün daha yenmesini tavsiye ediyorlar. Uzmanlar oruç tutan kişinin kafein içeren içecekler yerine süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih etmesinin gün içindeki susuzluk hissine de iyi geleceğini belirtiyor. Ayrıca sahur yemeğinde süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmasını ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmesini, aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulması gerektiğini belirtmektedir. Bunun yanında birçok uzman ise, ramazan ayında sağlık için daha düşük kalorili, daha az yağ ve daha az kolesterol içeren tavuk etinin tercih edilmesini önermektedir. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevinç Yücecan, yaptığı açıklamalarda optimal beslenme önerilerinde önemli yeri olan tavuk etinin, besin öğeleri açısından değerlendirildiğinde, kırmızı etten daha düşük kaloriye sahip olduğunu ve daha düşük yağ, daha düşük doymuş yağ ve daha az kolesterol içerdiğini bildirmiştir. Yapılan çalışmalar, kırmızı ete kıyasla tavuk eti tüketiminin koroner kalp hastalıkları riskini önemli derecede azalttığını bu nedenle de ramazan ayında sağlık için daha düşük kalori, daha az yağ ve daha az kolesterol içeren tavuk etinin tercih edilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Görüldüğü gibi; Ramazan ayında sağlıklı ve dengeli beslenmek için, emilimleri diğer besin gruplarına göre daha dengeli, kan şekerini daha yavaş yükselten, daha fazla tokluk hissini veren besinlerin tercih edilmesi gerektiği vurgulanmakta. Keskinoğlu olarak, bu sağlıklı ürünlerin başında gelen piliç eti ve yumurta üretimini yarım asrı geçen tecrübeyle en sağlıklı şekilde sofralara ulaştırmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Uzmanlarımızın tavsiyelerinde de yer aldığı gibi, sağlıklı beslenmede önemli bir yere sahip olan piliç eti ve yumurtanın bu ayda da sofralardan eksik edilmemesini hatırlatır, tüketicilerimizin sağlıklı bir ramazan ve mutlu bir bayram geçirmelerini dilerim. İzmir Klasik Otomobilciler Derneği’nin Düzenlediği “Klasik Otomobil Şenliği’ne” Sponsor Olduk İzmir Klasik Otomobilciler Derneği tarafından bu yıl 5.’si düzenlenen “Klasik Otomobil Şenliği”, geçtiğimiz günlerde İzmir İnciraltı Süleyman Demirel Meydanı’nda şirketler grubumuzun sponsorluğunda gerçekleşti. Klasik araçların meraklılarıyla buluştuğu şenliğe yoğun ilgi gösteren katılımcılar 1940, 50, 60 ve 70’li yıllara ait otomobillerle birlikte geçmişe görkemli bir yolculuk yaptılar. Klasik araç tutkunları otomobillerle keyifli anlar geçirirken, şirketler grubumuzun standında hazırlanan birbirinden lezzetli ürünleri de tatma fırsatı buldular. Klasik araçların birer otomobil olmaktan çok geçmişten günümüze izler taşıyan değerler olduğunu ve etkinliğin klasik otomobil dünyasının bugün geldiği noktayı anlattığını vurgulayan yönetim kurulu başkanımız Fevzi Keskinoğlu,“Klasik araba tutkusu benim için bir yaşam felsefesidir. Bizlerin de bu tutku ile oluşturduğumuz Klasik Araç Müzemizde çarpıcı renkleri ve dizaynları ile 1937 model Ford marka itfaiye aracından 1955 model Desoto’ya, 1939 model Chevrolet’ten 1962 model Chrysler’e kadar 200’ün üzerinde aracımız bulunmaktadır. Tüm klasik otomobil tutkunlarını müzemizde ağırlamaktan da keyif duyacağız. Bu tür organizasyonlara katılmaktan ve destek vermekten de son derece mutluyuz” dedi. Klasik otomobil tutkusunun her geçen yıl arttığı etkinliğin sonunda ise İZKOD kurucu üyeleri tarafından, etkinliğe verdiği destek ve katkılardan dolayı şirketler grubumuza teşekkür plaketleri takdim edildi. Şirketler Grubumuza, Endüstriyel Tavukçuluk Bölümü Öğrencilerinden Teknik Gezi “Celal Bayar Üniversitesi Akhisar Meslek Yüksekokulu Endüstriyel Tavukçuluk öğrencileri ve öğretim görevlileri geçtiğimiz günlerde ’Kesimhaneler ve Kanatlı Yan Ürünler Teknolojisi’’ dersi kapsamında tesislerimizi ziyaret etti.” Celal Bayar Üniversitesi Akhisar Meslek Yüksekokulu Endüstriyel Tavukçuluk öğrencileri ve öğretim görevlileri geçtiğimiz günlerde ’Kesimhaneler ve Kanatlı Yan Ürünler Teknolojisi’’ dersi kapsamında tesislerimizi ziyaret etti. Üniversitelerle iş birliği içinde olan şirketler grubumuzun, üretim tesislerini teknik gezi kapsamında gezen öğrenciler işleyişimizi yerinde görme fırsatı bulurken, sektör ile ilgili merak ettikleri sorulara da cevap bulma şansı yakaladılar. Öğrencilerini iş yaşamına hazırlamak için lider kuruluşlara ziyaretler düzenleyen endüstriyel tavukçuluk bölümü öğretim görevlileri, öğrenciler ile iş yeri temsilcilerinin buluştuğu bu etkinliğin iş deneyimlerinin paylaşılması bakımından yararlı sonuçlar getireceğini söyledi. Geziye ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını belirten insan kaynakları koordinatörümüz Esin Keskinoğlu Onaran: “ 2003 yılında başladığımız işbirliğimiz her geçen yıl artarak devam ediyor. Bölümde okuyan öğrencilere staj imkanı sunarken, üretimden yönetime birçok kademede iş imkanı sağlıyoruz. Sektörümüzün gelişiminde kalifiye insan kaynağının büyük rolü var. Bu yüzden Celal Bayar Üniversitesi’ne desteğimizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Şirketimiz Türk-Alman Dostluk Günü’ne Katıldı “İzmir Alman Başkonsolosluğu tarafından geleneksel olarak düzenlenen Türk – Alman Dostluk Günü Buluşması 21 Mayıs 2016 tarihinde İzmir Tarihi Havagazı Fabrikası’nda şirketler grubumuzun da katkısıyla gerçekleşti.” İzmir Alman Başkonsolosluğu tarafından geleneksel olarak düzenlenen Türk – Alman Dostluk Günü Buluşması 21 Mayıs 2016 tarihinde İzmir Tarihi Havagazı Fabrikası’nda şirketler grubumuzun da katkısıyla gerçekleşti. Almanya ile bağlantılı olan kurumların neşeli ve renkli bir etkinlik çerçevesinde kaynaş2 masının hedeflendiği buluşma hakkında değerlendirme yapan Keskin Keskinoğlu “Dostluk adına, dayanışma adına, paylaşmak adına güzel bir gün olduğunu düşünüyorum. Burada bir festival havası var. İki toplum arasındaki bu kaynaşmayı görmek bizi ayrıca mutlu ediyor. Türkiye Cumhuriyeti ve Almanya Devleti arasında her geçen gün daha da artan kültürel, sosyal ve ticari işbirlikleri bizleri mutlu ediyor. Her geçen gün yaşanan bu gelişmelerin her iki ülke için hayırlara vesile olmasını temenni ederim” dedi. Alman Federal Cumhuriyeti Başkonsolosu Thomas Gerlach ise “Bu organizasyon ile kurum ve kuruluşlara kendileri tanıtma fırsatı sunuyoruz ve onlarda Türk – Alman ilişkilerine katkıda bulunuyorlar. Dostluğumuzu geliştiren bu etkinlikleri çok önemsiyoruz. Katılan herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi. Bu yıl 8.’si düzenlenen Türk - Alman Dostluk Günü’nde firmalar, ürünlerini sergilerken, elde edilen tüm gelir ise İzmir’de bulunan bir engelli merkezine bağışlandı. Etkinlikte, şirketler grubumuz standında şirketimiz ve ürünlerimiz hakkında yetkililerimiz tarafından bilgiler verildi. Manig 2016‘da Şirketler Grubumuz Yoğun İlgi Gördü “Şirketler grubumuz, Manisa Büyükşehir Belediyesi Fuar Merkezi’nde 9.‘su düzenlenen ve 110’u aşkın kurum ile kuruluşun yer aldığı Manisa İstihdam ve Eğitimde Buluşma Günleri’nde bu sene de yerini aldı.” Şirketler grubumuz, Manisa Büyükşehir Belediyesi Fuar Merkezi’nde 9.‘su düzenlenen ve 110’u aşkın kurum ile kuruluşun yer aldığı Manisa İstihdam ve Eğitimde Buluşma Günleri’nde bu sene de yerini aldı. Manisa İş Kur tarafından nitelikli insan kaynağını iş dünyasıyla buluşturmak amacıyla düzenlenen Manig 2016‘ nin açılış törenine Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, Yunusemre Kaymakamı Yüksel Topal, Şehzadeler Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, Büyükşehir Genel Sekreteri Halil Memiş, Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi, sivil toplum kuruluşları sektörlerinde öncü ve güçlü firmalar, insan kaynakları, mesleki eğitim ve istihdam alanında faaliyet gösteren kuruluşlar ve çok sayıda üniversite öğrencisi katıldı. Manig 2016 fuarı hakkında değerlendirme yapan yönetim kurulu üyemiz İsmail Keskinoğlu “Manisa ve ilçelerinde çok sayıda özel sektör kuruluşu yer almaktadır. Fakat en büyük sıkıntı kalifiye eleman azlığıdır. Bu tarz fuarlar, sanayi kuruluşlarının kalifiye eleman sıkıntısını çözmek için birer fırsat yaratırken, ileride nitelikli insan kaynağını ve potansiyel işgücünü oluşturacak olan öğrenciler ile istihdam sağlayan işletmeler arasındaki ilişkilerin sağlam temellere oturmasını amaçlamaktadır.” dedi. Ana temanın “İstihdamda engelleri kaldıralım” olduğu fuarda, şirketimiz, katılımcıların yoğun ilgisini görürken, şirket yetkililerimiz tarafında da şirketimiz hakkında bilgiler verildi. Celal Bayar Üniversitesi Öğrencileri Kariyer Günleri ve Mezunlar Buluşması Etkinliğinde Bir Araya Geldiler Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nün düzenlemiş olduğu “Kariyer Günleri ve Mezunlar Buluşması” şirketimizin sponsorluğunda Manisa Muradiye Kampüsü’nde gerçekleştirildi. 1992 yılında kurulan ve 1997 yılından itibaren gıda mühendisliği bölümünden mezun olan eski öğrencileri, yeni öğrencilerle bir araya getiren organizasyon duygulu anların yaşanmasına neden oldu. Eski ve yeni mezunların bir araya gelip, iş hayatı, sosyal yaşantı ve okul günleri hakkında bilgi alışverişinde bulundukları etkinlikte söz alan Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Semra Kayaardı “Düzenlemiş olduğumuz mezunlar buluşmasında yıllar- dan beri görüşme imkanımız olmayan mezunlarımızı burada yeniden görebilmek bizleri çok mutlu etti. Etkinliğe destek veren herkese çok teşekkürler. Ayrıca bu organizasyonlar sayesinde birçok yeni mezun arkadaşımız kendine yol haritası çiziyor. Mezunlar buluşmasını önümüzdeki yıllarda da devam ettirmek bizim en büyük amacımızdır” dedi. Düzenlenen etkinlikte şirketimiz adına teşekkür plaketini alan Gıda Mühendisliği 2006 mezunu, İleri İşlem Tesisi Müdür Yardımcımız Kemal Zaimoğulları, Celal Bayar Üniversitesinden mezun olmaktan ve Keskinoğlu Şirketler Grubu’nda çalışmaktan gurur duyduğunu belirtti. Organizasyona katılan öğrenciler, şirketler grubumuza ait stantta staj başvuru formları ve iş başvuru formlarını doldurarak, ön mülakata tabi tutuldular. Ayrıca etkinliğe katılan öğrenciler gün boyunca birbirinden lezzetli ürünlerimizi tatma fırsatı buldular. “Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nün düzenlemiş olduğu “Kariyer Günleri ve Mezunlar Buluşması” şirketimizin sponsorluğunda Manisa Muradiye Kampüsü’nde gerçekleştirildi.” 3 *Basit olmalı *Sürekli veya sürekliye yakın bir aydınlatma idealdir *7 günlük yaşa kadar 23 saat aydınlık 1 saat karanlık uygulanmalı *7 günlük yaştan itibaren 4-6 saat karanlık uygulanmalı Broilerde sürekli yapılan genetik seçim, zamanla daha fazla canlı ağırlık ve yem dönüşüm oranında iyileşme ile sonuçlandı. Ancak, hızlandırılmış büyüme oranları ile ilişkili olarak vücut boşluğunda artan yağ depolanması, metabolik hastalıkların yüksek oranda görülmeye başlaması, görsel anomaliler, iskelet bozuklukları ve dolaşım sorunları dahil olmak üzere birçok istenmeyen özellikleri daha yoğun olarak ortaya çıkardı. Bu sorunların yanı sıra oluşan mali zararlar, ilgili sorunları en aza indirerek verimliliği en üst düzeye çıkaracak yönetim tekniklerine ilginin artmasına yol açtı. Kanatlı üretiminde ışık önemli bir parametredir. Mevcut durumda, aydınlatma programlarının oldukça fazla, çeşitli (dalga boyu, şiddeti ve süresi) ve kümes hayvanı üreticilerinin her birinin kendine has özelliklerde cihazları ve kümes hayvanlarına uygulanabilirliği sorun teşkil etmektedir. Broiler verimliliğini ve sağlığını etkileyen, ışıklandırma süresindeki potansiyel değişim oldukça fazla sorgulanmaktadır. Bazı aydınlatma programları, broiler gelişimini yavaşlatarak, erken dö- Emin Gök 4 AYDINLATMA nemde hayvanın kas kütlesindeki yığılmanın önüne geçmek ve fizyolojik olgunluğa ulaşmasına izin vermek gibi amaçlar taşımaktadır. Bu derlemenin amacı, broiler üretimi için aydınlatma programı araştırmalarını güncellemek ve gelecekteki ışıklandırma araştırmalarına yön vermektir. AYDINLATMA ŞİDDETİ: Broiler davranışları, ışık yoğunluğundan şiddetli etkilenir. Genellikle, parlak ışık aktivite artışı ile gagalamayı teşvik ederek kanibalizme yol açabilirken, düşük yoğunluklardaki ışık saldırgan eylemleri kontrol edebilir. Üreticiler, modern elektronik sistemleri kullanarak, büyütme sırasında kısa süreler için ışık yoğunluğunu arttırmak suretiyle piliçlerin egzersiz yapmasını sağlayarak, iskelet sistemi ve metabolik bozuklukları azaltmaya çalışmaktadır. IŞIK SÜRESİ: Aydınlatma süresi, yani foto periyod, broiler performansını etkileyen ışığın ikinci önemli yönüdür. Işık yönetimi ile ilgili araştırmaların çoğu, bu faktör üzerinde odaklanmıştır. Farklı ışık süresi rejimleri uygulanmış ve yıllar boyunca test edilmiştir. Tavuk ve piliçler için en uygun aydınlatma süresi programını tanımlamak için yapılan girişimler, hayvan yaşına büyük ölçüde bağlıdır. Ancak, bugüne kadarki sonuçlar, en az 4 saat kesintisiz karanlık dönemin verilmesi gerektiğini göstermiştir; ancak uyku gereksinimleri büyüme döneminin belli kısımlarında daha yüksek olabilir. Bigadiç’de bulunan 55 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini tebrik eder, başarılarının devamını dileriz. Yaş (gün) 0-7 8-28 29-Kesim Işık Işık Süresi Yoğunluğu (A=Işık, K=Karanlık) (lux) (Broiler) 30-40 10-15 3-5 23.0A: 1.0K 20.0A: 4.0K 23.0 A: 1.0K KARANLIK: Broiler aydınlatma programları, bir dizi karanlık şeklinde karakterize edilebilir ve karanlık dönemler her 24 saat döngüsünde yer almaktadır. Araştırma, broiler gelişimi ve sağlığı için karanlığın önemli olduğunu göstermiştir. IŞIK RENGİ: Renk, ışığın üçüncü önemli yönüdür. Işığın değişik dalga boyları, broiler performansına değişken etki gösterir. Floresan lambaların yaygın olarak kullanılan türlerinden hiçbiri, kayda değer miktarda ultraviyole A ışığı yaymaz (UVA, 320-400 nm). Gün ışığı içinde, 400 ile 700 nm dalga boyları arasında nispeten eşit bir dağılım vardır. Kanatlılar, gözleri (retinal foto reseptörler) ve beyinde ışığa duyarlı hücreler (Ekstra retinal foto reseptörler) aracılığıyla ışığı algılarlar. Kırmızı ışık tüy gagalama ve yamyamlığı artırırken; Mavi ışığın, kanatlılar üzerinde sakinleştirici bir etkisi vardır. Mavi-yeşil ışık tavuk büyümesini uyarırken; Turuncu-kırmızı ışık üremeyi uyarmaktadır. Farklı dalga boylarında ışığın, retina üzerinde farklı uyarıcı etkileri vardır ve büyüme ve gelişmeyi etkileyecek davranış değişikliklerine neden olabilir. Bigadiç’de bulunan 85 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini kutlar, başarılı çalışmalarının devamını dileriz. Emin Bay Bademli Tavuk Çorbası Hazırlanışı: Malzemeler: 750 ml Keskinoğlu Tavuk Suyu 1 adet Keskinoğlu tavuk göğüs eti 30 g baldo pirinç 15 g tereyağ 1 adet Keskinoğlu yumurta sarısı ½ adet limonun suyu 10 g mısır nişastası 50 g file badem 1 g safran 3 ml elma sirkesi ½ adet nar 2 dal maydanoz Tuz, karabiber Safranı sirkenin içerisinde 2-3 saat demlendirin. Pirinci yıkayıp durulayın. Tavuk suyunu kaynatın, pirinci ilave edin ve pirinç yumuşayıncaya kadar 20-25 dakika kısık ateşte pişirin. Bademleri tereyağında kısık ateşte kavurun ve kavurduğunuz yağı bir kaba alın. Kavrulmuş bademleri çorbaya aktarın. 15 dakika kısık ateşte pişirin. Bir kasede nişastayı yumurta sarılarıyla çırpın, limon suyu, safranlı sirke ve bir miktar tavuk suyu ile inceltin. Bu karışıma bademleri ve kavurduğumuz yağı da ilave edin. Azar azar karıştırarak çorbaya yedirin. Tuz ve karabiberi ilave edin. Servis kaselerine didiklenmiş tavuk ve nar tanelerini koyun, çorbayı dökün ve doğranmış maydanozla servis edin. Oryantal Kebap Hazırlanışı: Malzemeler: 500 g Keskinoğlu piliç kuşbaşı 200 g Keskinoğlu piliç ciğer (doğranmış) 2 adet pırasa 2 adet kuru soğan 2 adet yeşil biber 1 çay bardağı soya sosu 2 diş sarımsak 1 çay kaşığı zencefil Tuz Karabiber Pırasanın yeşil kısımlarını ayıklayın, beyaz kısımlarını ise küçük parçalar halinde doğrayın. Soğanı sekiz parçaya bölün. Yeşil biberi parmak kalınlığında doğrayın. 5 adet şişi yağlayın. Piliç eti, ciğer ve doğradığınız yeşillikleri istediğiniz sırayla şişe dizin. Hazırladığınız şişleri derin bir tepsiye koyun. Geri kalan malzemeyi bir tencerede karıştırın ve kaynatın. Elde ettiğiniz sosu hazırladığınız şişlerin üzerine dökün. 30 dakika dinlendirin. Şişleri ızgarada çevirerek pişirin. Sıcak olarak servis yapın. 5 Ramazan YARDIMCI Mercure İstanbul Topkapı Otel’de Executive şef olarak çalışan Ramazan Yardımcı ile, mesleği, püf noktaları ve Türk Mutfağı hakkında sizlerin de keyifle okuyacağı bir sohbet gerçekleştirdik. Bize kendinizi anlatır mısınız? Bu mesleğe nasıl başladınız? İsmim Ramazan Yardımcı, 1978 Bolu Yeniçağa doğumluyum. Mesleğime 1992 yılında, Fenerbahçe’de Pramit Eğlence ve Kültür Merkezi’nde Balıkçı Restaurant’ında komi olarak başladım. “Mesleğimde bu noktaya gelmemdeki en önde gelen sebeplerden birkaç tanesi, iş ahlakım ve araştırmacı kimliğimdir. Bir aşçıda olması gereken en önemli özellik ise, eleştirilere açık olmasıdır.” Mesleğiniz zor bir meslek mi? Zorlukları nelerdir? Aşçılık zor bir meslektir. Sürekli kendinizi geliştirmeniz gereken bir meslek dalıdır. Bıçak kullanmayı tam öğrenmek için sarf edilen zaman, sosyal hayata duyulan özlem, misafir memnuniyetini sağlamak, tüm gün ayakta çalışmak, çalışma saatleri ve uykusuzluk mesleğimin zor yanlarından birkaç tanesidir. Mesleğinizde bu noktaya gelirken sizce hangi özelliğiniz size yardımcı oldu? Bir aşçıda olması gereken en önemli özellik nedir? Mesleğimde bu noktaya gelmem- 6 deki en önde gelen sebeplerden birkaç tanesi, iş ahlakım ve araştırmacı kimliğimdir. Bir aşçıda olması gereken en önemli özellik ise, eleştirilere açık olmasıdır. Bir günün menüsü hazırlarken, nelere dikkat ediyorsunuz? Ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Bu esnada mutfakta neler yaşıyorsunuz anlatabilir misiniz? Bir günün menüsünü hazırlarken otelde konaklayan misafirlerin hangi ülkeden geldiklerine dikkat ederim. Misafirlerin kendi yörelerine uygun yemekler yapmayı tercih ederim. Bizim işimiz misafir memnuniyetidir. Yemek yaparken her ustanın kendine özgü püf noktaları, olmazsa olmaz malzemeleri vardır. Sizin de mutfakta püf noktalarınız, olmazsa olmaz malzemeleriniz var mıdır ? Bizimle paylaşır mısınız? Yemek yaparken benimde püf nok- talarım vardır. Bunlardan birkaçını söyleyebilirim: Yemeklerin pişme süresi, kaynamaya başladıktan sonra hesap edilmelidir. Yemeklerin yanmaması için tencere vakit vakit oynatılmalıdır. Yemeklerde fazla salça kullanılmamalıdır. Balıklar maden suyuna batırıldıktan sonra kızartılırsa çok kıtırlı ve lezzetli olur. En önemlisi de yaptığınız yemeği severek ve ona sevginizi katarak yapacaksınız. Peki, Türk mutfağı dünyada ne kadar tanınıyor, bu konudaki çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Her ne kadar Fransız ve İtalyan mutfağı popüler olsa da bizim mutfağımız dünyanın en iyi mutfağına sahiptir. Kişisel görüşüm Türk mutfağı yeteri kadar tanıtılmıyor. Türk mutfağının dünyada daha etkin hale getirilmesi için neler yapılabilir? Bence Türk mutfağının tanıtılması için bir enstitü kurulabilir. Mesleğe başlamak, iyi bir şef olmak isteyen kişilere önerebileceğiniz püf noktaları nelerdir? Mesleğe yeni başlayacaklara ve ileride şef olmak isteyen kardeşlerime sabırlı olmalarını ve merdivenleri adım adım çıkmalarını, sürekli araştırmacı bir kişiliğe sahip olmalarını öneririm. “Mesleğe yeni başlayacaklara ve ileride şef olmak isteyen kardeşlerime sabırlı olmalarını ve merdivenleri adım adım çıkmalarını, sürekli araştırmacı bir kişiliğe sahip olmalarını öneririm.” Zeytinyağlı ve tavuk yemeklerinden yapmaktan zevk aldığınız yemekler nelerdir? Zeytinyağlı ve tavuk yemeklerinin tamamını yapmaktan büyük bir haz duyuyorum. Keskinoğlu ürünlerini nasıl buluyorsunuz? Her şef Keskinoğlu markasıyla çalışmak ister. Bende ürünlerin çok kaliteli ve taze olduğunu bildiğim için Keskinoğlu’nu tercih ediyorum. 7 Migren Hayat Migren, çoğunlukla ataklar halinde gelen bir baş ağrısı tipidir. Ataklar 4 saatten 72 saate kadar değişen uzunluklarda olabilir. Kişi ataklar arasında kendini tamamıyla normal hisseder, ancak bir sonraki atağın endişesi içindedir. Eskiden “sadece bir baş ağrısı tipi” olarak görülen migren, artık başlı başına bir nörolojik hastalık olarak kabul edilmektedir. Migren ağrısı genellikle orta şiddette ya da şiddetlidir ve kişinin normal aktivitelerini engelleyebilir, hem migren yakınması olan kişinin hem de yakınlarının yaşam kalitesini bozabilir. Baş ağrısı zonklayıcı ya da nabızla birlikte atan şekilde hissedilebilir ve başın tek bir yanında yerleşebilir. Bulantı, kusma, ışığa veya sese karşı hassasiyet baş ağrısına eşlik edebilir. MİGRENİ TETİKLEYEN FAKTÖRLER NELERDİR? Yiyecekler: Eski peynir, çerez, çikolata, yoğurt, soğan, incir, karaciğer, kafeinli yiyecekler, monosodyum glutamat (MSG), tütsülenmiş (füme) ya da salamura balık/et, koruyucu madde olarak nitrat/nitrit eklenmiş gıdalar (sosisli sandviç, sucuk, salam) vs. - İçecekler Kahve, çay, kafeinli meşrubatlar, diyet soda, alkollü içkiler (özelikle kırmızı şarap, bira, viski) vs. - Katkı maddeleri - İlaçlar - Duyusal ve Duygusal Uyaranlar: Titreşen veya parlak ışıklar, kokular, endişe, aşırı üzülmek veya aşırı sevinmek, depresyon, aşırı heyecan, stresten veya baskıdan kurtulma - Yaşam Tarzı Değişiklikleri: - Diğer: Adet dönemi, hava-mevsim değişiklikleri, deniz seviyesinden çok yukarıda bulunmak... Bu tetikleyici faktörlere karşı duyarlı olan kişiler bu faktörlerden uzak durarak migrenin getirdiği kısıtlamalardan büyük ölçüde kurtulabilirler. MİGRENİN BELİRTİLERİ NELERDİR? Başlangıçta bir baş ağrısının migren mi, yoksa “sıradan” bir baş ağrısı mı olduğunu söylemek zor olabilir. Migren ataklarını diğer baş ağrılarından ayırabilen özellikleri şunlardır: · Orta şiddette ya da şiddetli ağrı · Bulantının eşlik etmesi · Kusmanın eşlik etmesi · Işığa ve sese duyarlılık · Zonklayıcı, nabız gibi atan ağrı · Ağrı asıl olarak tek taraflıdır · Ağrı hareketle artar Bazı kişilerde migren ağrısından önce 10-30 dakika sürebilen bir aura dönemi olur. Aura parlak ışık çakmaları, titrek, renkli zikzak çizgiler, kör noktalar ya da bir tarafta görme kaybı gibi görsel değişiklikleri içerebilir. Aura ayrıca kollar veya bacaklarda karıncalanma ya da uyuşmayı veya baş dönmesini de içerebilir. MİGREN NASIL TEDAVİ EDİLİR? Günümüzde, devam eden araştırmalar sayesinde hekimler, migren hakkında daha fazla şey biliyor ve migreni önlemek ya da tedavi etmek için daha fazla seçenek sunuyorlar. Çok sık atak geçiren migren hastaları için hekimler sıklıkla önleyici ilaç tedavisini tercih etmektedirler. Osman Efendi bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır. İlaç alır, geçmez. Bir iki gün bekler, ağrı devam eder. Doktor çağrılır. Doktor muayene eder, ağrı kesiciler verir, gider. Lakin Osman Efendinin baş ağrısı artarak sürer. Üstüne üstlük baş ağrısı yanı sıra gözleri de yaşarmaya baslar. Başka doktorlar çağrılır. Osman Efendi Uşak’ın ileri gelenlerindendir, ağrıyı kesene servet vaat eder. Doktorların hiçbiri ağrıyı durduramadığı gibi sebebini de bulamaz. Ev halkı birbirine karışır, baş ağrısından geceleri uyuyamayan Osman Efendiyi İstanbul’a götürmeye karar verirler. İstanbul’da en iyi doktorlar seferber olur. Röntgenler, beyin tomografileri çekilir, testler yapılır. Görünüşe bakılırsa Osman Efendi turp gibidir. Oysa dayanması gittikçe zorlaşan baş ağrısı ve gözyaşları hayatı çekilmez hale getirmiştir. Ağrı kesici iğnelerle zor ayakta duran Osman Efendi bu defa da apar topar yurtdışına götürülür. O devirde Amerika değil İsviçre moda, Zurih’e gidilir. Haftalarca hastanede kalınır, onlarca profesör konsültasyon yapar, testler tekrarlanır. Sonuç: Osman Efendiye teşhis konulamaz. Artık yerinden kalkamayan Osman Efendiye ağrı kesici iğneler verilir, ülkesine dönüp “dinlenmesi”, daha doğrusu son günlerini -evinde- geçirmesi tavsiye edilir. Osman Efendi bitkin, aile perişan. “Kader” denilir, Uşak’a dönülür. Osman Efendi yayla evinde bir odaya yatırılır ve ağrı kesici iğnelerle ölümü beklemeye başlar. Bir gün, hastanın keyfi gelsin diye, Osman Efendinin eski berberi Berber Mehmet çağrılır. Berber yataktan kalkamayan Osman Efendiyi tıraş ederken, adamcağız derdini anlatır ve ölümü beklediğini söyler. Berber Mehmet bir an düşünür. “Beyim?” der, “Sakın sizin burnunuzda kıl dönmüş olmasın” Bir bakar, “Hah işte der. “Kıl dönmüş.” Osman Efendinin şaşkın bakışlarına aldırmaksızın çantasından cımbızı kaptığı gibi kılı çeker. Ev halkı Osman Efendinin köyü ayağa kaldıran çığlığıyla odaya koşar. Berber Mehmet, Osman Efendinin elinden zor alınır ve cımbızın ucunda tuttuğu yirmi santimlik kılla kapı dışarı edilir. Osman Efendinin kanayan burnuna pansumanlar yapılır, kolonyalar koklatılır ve yaşlı adam tekrar yatağına yatırılır. Ertesi sabah Osman Efendi aylardır ilk defa rahat bir uykudan uyanır. Gözlerinin yaşarması geçmiştir. Baş ağrısından ise eser kalmamıştır. Dönen kılın sinire yürüyüp gittikçe uzayarak dayanılmaz ıstıraplara yol açtığını doktorlar ancak o zaman keşfeder. Çözümün bu kadar basit olabileceği kimsenin aklına gelmemiştir. Sapasağlam ayağa kalkan Osman Efendi, Berber Mehmet’i çağırtır ve ona bir servet bağışlar. Kaynak: İnternet 8 Kaynak: İnternet The Angry Birds Kapı Zili Ufak bir çocuk apartmanın ziline basmaya çalışmaktadır. Oradan geçen ihtiyar amca çocuğa yardım etmek istemiş. -Hangi zile basmak istiyorsun evladım? -İkinci zile amca Amca zile bastıktan sonra; -Şimdi ne yapacaksın demiş? yaşlı amca Çocuk; -Şimdi kaçalım amca Yönetmen: Fergal Reilly, Clay Kaytis Oyuncular: Seslendirenler: Yekta Kopan, Arda Aydın, Boğaçhan Sözmen , Sinan Divrik, Özden Ayyıldız Tür: Aile, Macera Süre: 97 Dk Yapım: 2016 - ABD Yazar: Buket Uzuner Yayınevi: Turkuaz Yayınevi Basım Yeri : İstanbul Sayfa Sayısı: 172 Basım Yılı: 2016 Uçamayan kuşların huzur içinde yaşadığı güzel bir adada huzuru olmayan belki de tek kuş, öfke problemini bir türlü yenememiş olan Red’dir. Red, Chuck ve Bomb adlı diğer iki kuşla birlikte sürekli olarak dışlanmaktadır. Bir gün adaya gemi dolusu domuz gelir. Adadakilere dostça davranan domuzlar kuşların güvenini kazanır. Ancak bir gece adadaki tüm yumurtaları çalarak kaçarlar. Ne yapacağını bilemez halde çaresiz kalan kuşlar, en başından beri domuzlara kuşkuyla yaklaşmış olan Red’den yardım isterler. Red’in çözümü bellidir, içlerindeki öfkeyi serbest bırakarak savaşmak! Buket Uzuner, Marakeş’ten Helsinki’ye, Honolulu’dan Madrid’e, Berlin’den Hiroşima ve Montreal’e uzanan yollarda rastladığı çoğu sıradan insanın sıradışı yol hikâyelerini YOLDA anlatıyor. Birbirinden çok farklı kentler, diller, kültürler, yemekler ve karakterler İstanbullu bir yazarın imgeleminden aynı insanî ve evrensel yolculuğun birer yolcusuna dönüşüyor. Yolda bir sırlar kitabı. Uzun tren, uçak veya otobüs yolculuklarında tesadüfen yanımızda oturan bir yabancı yolcuya onu bir daha hiç göremeyeceğimizi bilmenin rahatlığıyla bazen en büyük sırrımızı rahatça açar, anlatır, ferahlarız. Fakat ya o yabancı yolcu bir yazarsa ve bir gün YOLDA adlı bir kitap yazacaksa? Elbette gerçek adlar korunarak, elbette edebiyatın “esirgeyen gökleri”, “kışkırtıcı rüzgârları” ve “ürperten yağmurları” eşliğinde... Yolda: yedi kentin yedi gezgin öyküsü! 9 Keskinoğlu, Sosyal Medyada Kampanyalarına ve Etkinliklerine Devam Ediyor 18 223 10 Yanlış Bilinen Doğrular 11
Benzer belgeler
Mayıs - Keskinoğlu
*7 günlük yaşa kadar 23 saat aydınlık 1 saat karanlık uygulanmalı
*7 günlük yaştan itibaren 4-6 saat
karanlık uygulanmalı
Broilerde sürekli yapılan genetik seçim, zamanla daha fazla canlı ağırlık
v...
Temmuz - Keskinoğlu
%14’ünü tek başına gerçekleştiren ve bölgedeki ticari faaliyetlerinde 2009 yılından bu yana Dubai’yi
üs olarak konumlandıran şirketler grubumuz,
Türkiye’nin 2 katı tüketime sahip olan pazarda Yas
I...
Haziran - Keskinoğlu
Şirketler grubumuzun “Geleneksel Aile Pikniği” Manisa’nın Akhisar ilçesinde bulunan piliç işleme tesislerimizde gerçekleştirildi.
Şirketimiz çalışanları ile ailelerinin oluşturduğu yaklaşık 5 bin k...
Haziran - Keskinoğlu
klasik araçların meraklılarıyla
buluştuğu şenliğe yoğun ilgi
gösteren katılımcılar 1950, 60
ve 70’li yıllara ait otomobillerle
birlikte geçmişe görkemli bir
yolculuk yaptılar. Klasik araç
tutkunlar...