Mart - Keskinoğlu
Transkript
MART 2016 Sayı:221 Piliç Etinden Özür Dileme Zamanı Gelmiştir İçerisinde bulunan protein ve vitamin zenginliği ile insan beslenmesinde önemli bir yere sahip olan piliç eti; gerek sindirim sistemine yardımcı oluşu, gerekse kemik gelişimi açışından günlük almamız gereken besin öğelerinin en başında gelmektedir. Fakat bu önemli besin kaynağının değeri hala ülkemizde yeteri kadar bilinmemektedir. Son yıllarda piliç eti hakkındaki asılsız çıkan haberler yüzünden de maalesef kişi başı tüketim istenilen seviyelerde değildir. Konunun uzmanı olmayan kişiler tarafından piliç eti hakkında, hiçbir bilimsel dayanağı bulunmayan ve tüketimi durdurma noktasına getiren iddialar sürekli olarak gündemde tutulmaya çalışılmaktadır. Tavuk eti yetiştiriciliğinde, hormon, antibiyotik vb. kullanıldığına dair paylaşılan iddiaların son 3-4 yıl içinde iç pazardaki tüketimi azaltması sebebiyle Bakanlığımız, sektör temsilcilerimiz, üniversitelerimiz ve sivil toplum kuruluşlarının da birer paydaş olduğu kapsamlı bir bilinçlendirme kampanyasıyla bu bilgi kirliliğinin ortadan kalkması için var gücüyle çalışmaktadır. Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde BESD- BİR’in düzenlemiş olduğu “Tavuk ve Bilimsel Gerçekler” konulu konferansta da tavuk eti hakkındaki asılsız iddialara, konunun uzmanları tarafından yapılan bilgilendirici sunumlarla cevap verilmiştir. Konferansa katılan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, ABD Emory Üniversitesi Winship Kanser Enstitüsü Hematoloji ve Medikal Onkoloji Bölümünden Prof. Dr. Ömer Küçük, TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Kazım ŞAHİN tavuk eti ile ilgili tüm gerçekleri paylaşmışlardır. Konferansta, kalp sağlığı için son derece önemli olan tavuk etinin yapısının, laboratuvar ortamında değiştirilmesinin ve tavuğa hormon verilmesinin mümkün olmadığı vurgulanmıştır. Yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda ise, tavuk yeminde bulunan soya fasulyesinin ABD’de tüm kanserlerin önlenmesi için en etkin gıda olarak kullanıldığı, soya fasulyenin kanser, kalp krizi, prostat gibi hastalıklara karşı vücudun direncini yükselten en etkin gıdaların başında geldiği belirtilirken, soyanın içinde bulunan genistein maddesinin kemoterapi ile birlikte verildiğinde kanserin gelişmesini ve büyümesini yüzde 50’ye varan oranda engellediği ifade edilmiştir. Ayrıca, tavuk eti konusunda yapılan araştırmalarda, tüm organ, kan ve hücre bazlı tümör araştırmaları yaptıklarını ve hiçbir patolojik bulguya rastlanmadığının altı bir kez daha tarafsız profesörler tarafından çizilmiştir. Alanında uzman olmayan kişilerin herhangi bir bilimsel araştırmaya dayanmadan tamamen spekülatif amaçlı demeçler verdiği ve bu nedenle insanların en ucuz ve kolay ulaşılabilir piliç etinden yoksun bırakıldıklarının altı çizilirken, Prof. Dr. Bingür Sönmez “Piliç etinden özür dilemenin vakti gelmiştir” diyerek sektörümüze büyük bir itibar atfetmiştir. Keskinoğlu olarak biz de bugün yaptığımız reklam kampanyaları, katıldığımız fuarlar, kurduğumuz Keskinoglu.tv ile tüketicilerimize en ucuz protein kaynağı olan piliç etinin önemini anlatarak, bu önemli besin kaynağının hak ettiği değere ulaşması için çalışmaktayız. Amacımız, tüketicilerimize sunduğumuz kaliteli, güvenli ve sağlıklı ürünlerle yurt içi ve yurt dışındaki tüketimi arttırmak ve global bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerlemektir. Organica, Tarım Başkenti Konya’daki Tohum 2016 Fuarı’nda Üreticiyle Buluştu Türk tarımına dinamik ve yenilikçi bir bakış açısı kazandırmayı amaçlayan Konya Tohum 2016 Fuarı, geçtiğimiz günlerde 13 ülkeden 179 firmanın katılımıyla TÜYAP Konya Uluslararası Fuar Merkezi’nde gerçekleşti. Şirketimizin 2004 yılında faaliyete geçirdiği ve Türkiye’nin alanındaki en büyük yatırımı olan doğal tavuk gübresi Organica da fuara pelet ve likit gübre ürünleriyle katıldı. Şirketimizin İç Anadolu Bölge Distribütörlüğü’nü 10 yıldır sürdüren ve Organica’yı Konya Tohum 2016 Fuarı’nda temsil eden Alp Tarım’ı şirket yöneticilerimiz de yalnız bırakmadı. Konya’nın gerek iklimi, gerekse de geniş ve verimli arazileri sayesinde Türkiye tarımının adeta başkenti olma özelliğiyle öne çıktığını ve artan nüfus karşısında azalan tarım arazileri nedeniyle tarımsal üretimin artık tüm dünyanın en önemli meselesi haline geldiğinin altını çizen Keskin Keskinoğlu, gerçekleşen fuarın stratejik öneme sahip olduğunu vurguladı. Keskinoğlu, değerlendirmesi sırasında “2004 yılında üretimine başladığımız Organica doğal tavuk gübresinin yüzde 20’ye varan verim arttırıcı özelliği bilimsel açıdan da kanıtlanmış durumda. Aynı zamanda insan ve çevre dostu olan Organica doğal gübre, dengenin yeniden kurulmasına da katkı sağlıyor. Türkiye’de tarımı geliştirmek istiyorsak, her zaman katma değeri yüksek yenilikleri hayata geçirmeliyiz. Biz 2009’da likit gübre üretimine de başladık. Tarım sektöründe çift yönlü bitki besleme ürünlerinin kullanımının artmasından dolayı likit gübre büyük önem taşıyor. Damlama sulama sistemlerinde de kolaylıkla kullanılabilen Organica likit gübre, T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızdan tescili alınmış ilk tavuk gübre katkılı sıvı gübredir. Keskinoğlu olarak toprağı koruyan, mahsul verimliliğini artıran ve üretim devamlılığı esasını gözeten önceliklere dayalı çözümler geliştirmeye ve çiftçilerimizin hayatını kolaylaştırmaya devam edeceğiz” dedi. Likit gübrede yıllık 3 bin ton, pellet - toz gübrede ise yıllık 50 bin ton üretim kapasitesi bulunan Organica, fındıktan üzüme, zeytinden çaya, mısırdan patatese kadar birçok alanda kullanılıyor. Likitte 20 kg, toz ve pelette ise 25 ve 50 kg’lık boyutlarda satılan Organica’nın 5 kg’lık ambalajları ise evlerde, seralarda ve bahçe düzenlemelerinde tercih ediliyor. Şirketler Grubumuzdan Çalışanlarına İlk Yardım Eğitimi “Doğru ve bilinçli yapılan ilk yardımın hayat kurtardığına inanan şirketler grubumuz geçtiğimiz günlerde çalışanlarına ilk yardım eğitimi düzenledi.” Doğru ve bilinçli yapılan ilk yardımın hayat kurtardığına inanan şirketler grubumuz geçtiğimiz günlerde çalışanlarına ilk yardım eğitimi düzenledi. Merkez tesisler toplantı salonunda düzenlenen eğitimde; çalışan personellerimize temel yaşam desteği, kanamalar, kırık çıkıklar, hasta taşıma teknikleri, bilinç kaybı, zehirlenmeler, boğulmalar, yanıklar, hayvan sokmaları konularında bilgiler verildi. Ayrıca hayatın içinde kar- şılaşılabilecek işyeri ve ev kazalarında yapılacak müdahaleler de sinevizyon sunumu eşliğinde teorik ve uygulamalı olarak anlatıldı. Eğitimlerin zorunlu olduğunu ve 3 yılda bir tekrarladığını belirten yönetim kurulu üyemiz Hamit Keskinoğlu “Toplumların gelişmişlik düzeyini belirleyen göstergelerden biri de bireylerdeki sağlık bilincidir. Hayatımızın her anında evimizde iş yerimizde kazalarla, afetlerle karşı karşıya kalabiliyoruz ve doğru yapılan ilk yardım müdahalesinin hayat kurtarıcı olduğunun bilincindeyiz. Hem iş yaralanmalarında hem de hayatın içerisinde yaşanabilecek kazalarda, afetlerde mağdur olan kişilere yönelik doğru ilk müdahalenin yapılabilmesi adına eğitim programları düzenledik. Eğitime katılan çalışanlarımıza çabalarından dolayı tebrik ediyor, almış oldukları eğitimle ilk yardım müdahalesini en iyi şekilde yapabileceklerine inanıyoruz” dedi. Fevzi Keskinoğlu Anadolu Lisesi Gelecek Nesilleri Kariyer Seçiminde de Destekliyor “Şirketler grubumuz, Manisa Akhisar’da 2011 yılında eğitime başlayan Fevzi Keskinoğlu Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen Eğitim Fuarı’na sponsor oldu.” Eğitim projeleriyle gelecek nesillerin topluma faydalı bireyler olmasına katkı sağlamayı amaçlayan şirketler grubumuz, Manisa Akhisar’da 2011 yılında eğitime başlayan Fevzi Keskinoğlu Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen Eğitim Fuarı’na sponsor oldu. Fevzi Keskinoğlu Anadolu Lisesi Spor Salonu’nda bu yıl ilk defa düzenlenen Eğitim Fuarı’na aralarında İzmir Ekonomi Üniversitesi, Yakın Doğu 2 Üniversitesi, Celal Bayar Üniversitelerinin de bulunduğu toplam 18 eğitim kurumu stand açarak üniversitelerini tanıttı. Şirketimiz standında ise, şirketin insan kaynakları profesyonelleri tarafından gençlere iş hayatı ile ilgili bilgiler verildi ve meslek seçimlerinde eğitimin ne kadar büyük pay sahibi olduğu anlatıldı. Öğrencilerin okul ve meslek seçiminde kolaylık sağlamayı amaçlayan etkinlik hakkında değerlendirme yapan yönetim kurulu başkanımız Fevzi Keskinoğlu “Soyadımızı vererek yaptırdığımız 5 okulda bu yıl toplam 1.200 öğrenci eğitim görüyor. İş hayatına çocuk yaşta atılan ve eğitimini yarım bırakmak zorunda kalan biri olarak eğitim alanında ülkemize hizmet etmekten büyük mutluluk duyuyorum. Ancak bizim inancımıza göre; çocuklarımıza sadece bir okul binası sunmakla bitmemeli eğitime verilen destek, onlara hayatlarının en önemli seçimlerini yaparken de yardımcı olacak çözümler sunmalıyız. Bu nedenle bu tarz projeler benim nazarımda çok kıymetli. Böyle etkinliklerin gençlerin kariyerlerine yön vermesine büyük katkı sağladığına inanıyorum. Bu alandaki çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi. Fuara Akhisar’da bulunan 20 farklı lisede son sınıf öğrencisi olan yaklaşık 5 bin öğrenci ve ilgili okulların müdürleri de katıldı. Fuarı, Akhisar Kaymakamı Kaan Peker, Akhisar Belediye Başkan Yardımcısı Ali Velestin, İlçe Milli Eğitim Müdürü Süleyman Mermer de ziyaret etti. Grup Laçin Ekibi’ni Klasik Araç Müzemizde Ağırladık “Şirketler grubumuz, Grup Laçin Ekibi’ni 200 araçtan oluşan Klasik Araba Müzesi’nde ağırladı.” Şirketler grubumuz, Grup Laçin Ekibi’ni 200 araçtan oluşan Klasik Araba Müzesi’nde ağırladı. Başta Amerikan otomobil devi Chevrolet’in 1948 yılından başlayıp, 1970 yılına kadar olan tüm modelleri ile birlikte, kamyon, otobüs, traktör, motor, bisiklet, itfaiye aracı gibi pek çok farklı türde aracın bulunduğu müze, gelen misafirler tarafından yoğun ilgi gördü. Gezi sırasında müzede bulunan araçların tedarik, yapım ve temin aşama- larını dikkatle inceleyen misafirler, merak ettikleri konularla ilgili şirket yetkililerinden bilgi aldılar. Klasik otomobilleri dikkatle inceleyen Grup Laçin Ekibi’nden Sedat Bozan “Geçmişe bu kadar değer veren bir kuruluşun başarısının tesadüfü olmadığını bu müzede anlamak mümkün. Bize burada geçmişi yeniden yaşattığınız için çok mutluyuz. Ayrıca göstermiş olduğunuz mükemmel misafirperverliğinizden dolayı teşekkür ederiz” dedi. Gezi sırasında müze hakkında açık- lama yapan Keskin Keskinoğlu, “Şirketler grubumuzun kurucusu dedem İsmail Keskinoğlu’nun ilk otomobili olan 1950 model Renault aracın babam Fevzi Keskinoğlu tarafından bulunup satın alınması ile bu serüvenimiz başladı. Başlangıçta birkaç araç ile başlayan merakımız, araçlar çoğaldıkça daha da ileri seviyelere taşındı ve bugün 200 araçlık müze haline geldi. Müzeyi ziyaret edenlerden aldığımız olumlu yorumlar ile ne kadar doğru bir iş yaptığımızı anlıyoruz” dedi. Keskinoğlu Üniversite Öğrencilerine Destek Vermeye Devam Ediyor “Gediz Üniversitesi’nin öğrencilerin akademik ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla düzenlediği “III. İstihdam Fuarı” şirketler grubumuzun da desteği ile üniversitenin fuaye alanında gerçekleşti.” Gediz Üniversitesi’nin öğrencilerin akademik ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla düzenlediği “III. İstihdam Fuarı” şirketler grubumuzun da desteği ile üniversitenin fuaye alanında gerçekleşti. Fuarın öncelikli hedefinin öğrencilerin ve yeni mezunların eğitim aldıkları alanlardaki kariyer fırsatlarını keşfetmeleri ve yaşadıkları topluma değer yaratacak bireyler olduğunu belirten insan kaynakları koordinatörümüz Esin Keskinoğlu Onaran, “Bu organizasyonlar sayesinde öğrenciler, firmaları yakından tanıma fırsatı bulurken bir yandan da mezun olduktan sonra karşılaşabilecekleri iş olanakları ve çalışmak isteyebilecekleri şirketlerle ilgili bilgi sahibi olabiliyorlar. Öte yandan firmalar, bu organizasyonlar yoluyla kendilerini tanıtma fırsatı yakalarken; bir çok öğrenciye de iş imkanı sağlıyor” dedi. Organizasyona katılan öğrenciler, şirketler grubumuzun kurduğu stantta şirket yetkililerimizden ürünlerimiz ve şirketler grubumuzla ilgili genel bilgiler alırken, staj ve iş başvuru formlarını doldurarak ön mülakata tabi tutuldular. Fuarın sonunda ise şirketler grubumuza Gediz Üniversitesi Rektörlüğü tarafından teşekkür plaketi takdim edildi. 3 CİVCİV DÖNEMİ SEVK VE İDARESİ Kuluçkahaneden çıkan civcivler yaşamlarının ilk 10 gününde, kümes ortamına alışırlar. Bu dönemde civcivler, genetik potansiyelinin elverdiği ölçüde büyüme ve diğer kriterlerini elde edebilmek için adaptasyonlarını sağlayabilme, mümkün olduğunca kısa bir zaman içinde ve yeterli miktarda yeme ve suya ulaşarak iştah gelişimi için gerekli başlangıcı yapabilmelidir. Bu dönemde meydana gelebilecek herhangi bir yetersizlik civcivlerin ilk hafta içindeki potansiyel gelişimlerinde olumsuz etki yaratarak, dönem sonu sürü performansını düşürecektir. 1.Civciv Kalitesi Damızlık sürülerinde farklı yaş ve bağışıklık seviyesi en aza indirilmelidir. Civcivlerin nakliyesi esnasında hijyen ve bio güvenlik kurallarına uyulmalı, araç içindeki sıcaklık 24°C ve nispi nem %50 olmalıdır. 2.Civcivlerin Kümese Gelişi Ve Kümes Hazırlığı Civcivlerin kümese gelmesinden önce tüm ekipmanlar ve kümes uygun bir şekilde temizlenmeli ve daha önceki dönemlerde yaşanan enfeksiyonlar ve yoğun- luğu dikkate alınarak seçilecek uygun bir dezenfektan ile kümes dezenfekte edilmelidir. Yaz döneminde 3-4 kg/m² , kış döneminde 5-6 kg/m² altlık kullanılmalı ve altlık düzenli bir şekilde civciv bölmesine dağıtılmalıdır. Eşit ve uygun dağıtılmamış altlık, yeme ve suya ulaşılmasını zorlaştırarak iyi bir başlangıç yapılmasını önleyecektir. Kümesler hazırlanırken kümes ortamı sıcaklığı ile birlikte taban sıcaklığı dikkate alınmalıdır. Civciv gelmeden önce kümes içinde kalıcı sıcaklık seviyesi olarak tabir edilen sıcaklık, kümes içinde sağlanmalıdır. Bu ısıyı sağlamak için kümes, taban sıcaklığı 27,5°C altlık sıcaklığı 29°C olana kadar ısıtılmalıdır. Civciv kamyonundan indirilen civcivler kümese en kısa zamanda konmalıdır. Civcivler mümkün olduğunca çabuk kümese yayılarak, yem ve suyla buluşturulmalıdır. Civcivlerin fazla çaba sarf etmeden yeme ve suya ulaşmalarını sağlamak için, civciv bölmesi hazırlanırken ilk 3 gün metrekarede 40-45 adet civciv olmasına dikkat edilmeli, daha sonraki dönemler için bu sayı kademeli olarak azaltılarak, 15. günden sonra sürü tüm kümese alınmalıdır. Kümese gelen sürünün her ne kadar üniform olduğu düşünülse de, içlerinde %8-10 oranında canlı ağırlığı sürü ortalamasının altında olan civcivler bulunabilir. Bu tip küçük civcivlerin yeme ve suya ulaşmalarını sağlamak için, diğerlerinden daha fazla özen göstermek gerekir. Civcivlerin iyi bir başlangıç yapabilmeleri için, ilk 24 saat hayati önem taşır. Kursak doluluğuna bakarak, sürünün genelinin yeme ulaşıp ulaşmadığı kontrol edilmelidir. Eğer civcivlerin yem tüketimleri istenilen seviyede değilse kümes içinde yapılan uygulamaların tekrar gözden geçirilmesi gerekir. Genelde işletmelerde gözden kaçan uygulamalardan bir diğeri de sulukların kirlenmesini önlemek için, civciv geldiği günden itibaren, sulukların altına konulan tahta veya viol gibi yükseltilerin kullanılmasıdır. Bu durum kümes içinde civcivlerin suya gidişlerini engelleyeceğinden dolayı kullanılmasından kaçınılmalıdır. Kaynak: İnternet Hasan Tepe 4 Savaştepe’de bulunan 45 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini tebrik eder, başarılarının devamını dileriz. Akhisar’da bulunan 80 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini kutlar, başarılı çalışmalarının devamını dileriz. Erkan Çelik Tavuk Köfteli Mantı Çorbası Hazırlanışı: Malzemeler: 1 paket Keskinoğlu tavuk fileto 400 g irmik unu 3 adet Keskinoğlu yumurta 3-4 adet mantar 7-8 yaprak ıspanak 3 yemek kaşığı Ravika zeytinyağı 3 diş sarımsak 3 dal taze soğan 1 küçük boy havuç Tuz Karabiber 2 yemek kaşığı soya sosu 3 yemek kaşığı un 8-9 dal maydanoz 3 dal taze biberiye dalı 2 dal taze mercanköşk 2 kutu Keskinoğlu Tavuk Suyu 1 bardak su Tavuk filetoları blendardan geçirip, kıyma haline getirin. Tavuk kıymasını yoğurma kabına alıp içine ezilmiş sarımsakları, ince kıyılmış ıspanağı, tuzu, karabiberi, maydanozu ve 2 kaşık unu ekleyip iyice yoğurun. Tavuk harcının yarısını ayırın. Kalanı elinizle fındıktan büyük, cevizden küçük olacak şekilde yuvarlayın ve kalan unu serptiğiniz tabakta unlayın. Mantı hamuru için; yumurtaları yoğurma kabına alın, içine 1 yemek kaşığı zeytinyağı ekleyip çatalla çırpın, yavaş yavaş irmik unundan 300 g ekleyip sert bir hamur elde edene kadar yoğurun ve dinlendirmeye bırakın. Hamuru açıp küçük yuvarlaklar kesin, ayırdığınız köfte harcından koyup mantı şeklinde kapatın. Tencereye zeytinyağı döküp unladığınız tavuk köftelerini soteleyin ve başka bir kaba alın. Aynı tava içinde havuçları ve mantarları hafif soteleyin, içine 1 bardak su ve tavuk suyunu ekleyip, havuçlar yumuşayıncaya kadar kaynatın. İçine önce mantıları, mantılar yumuşayınca tavuk köftelerini, ince kıyılmış taze soğanları, biberiye yapraklarını, mercanköşk yapraklarını ekleyip 1-2 taşım daha kaynatın. Son olarak tuzunu, biberini ve soya sosunu ekleyin ve servis edin. Gazoz Tatlısı Hazırlanışı: Malzemeler: 3 adet Keskinoğlu yumurta 1 su bardağı sade gazoz 1 çorba kaşığı yaş maya Aldığı kadar un 1/2 margarin 1 paket susam Şerbet için; 5 bardak şeker 3,5 su bardağı su 1 paket vanilya Yumurtayı, gazozu ve unu hamur yoğurma kabına koyun. Yarım su bardağı ilik suda erittiğimiz mayayı ilave edin ve hamuru yoğurun. Hazırladığınız hamuru 3 parçaya ayırıp merdane yardımıyla erişte hamuru kalınlığında açın. Küçük bir tavada margarini eritip soğutmaya bırakın. Açtığınız hamuru eritilmiş yağla yağlayıp rulo şeklinde sarın. 2 parmak kalınlığında kesip yağlanmış tepsiye dizin. Tepsideki hamurları iki kat büyüyene kadar mayalandırın. Önceden ısıtılmış 170 derece fırında üstleri kızarana kadar pişirin. Ayrı bir yerde 5 bardak şeker ile 3,5 su bardağı suyu kısık ateşte ıo dakika kaynatıp vanilyayı da ilave ederek şerbetini hazırlayın. Soğuduktan sonra pişen tatlı hamurunun üzerine hazırladığınız sıcak şerbeti dökün. 1 saat dinlendirdikten sonra servis yapın. 5 ŞAFAK TÜKLE “Haberci olmak çocukluk hayalimdi. Haber saatlerinde televizyon karşısına geçer, spikerleri inceleyip onlar gibi okumaya, mimik yapmaya çalışırdım.” Öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 1987 İstanbul doğumluyum. 2009 yılında İstanbul Üniversitesi’nden mezun oldum. Üniversite yıllarımda sektöre adım atmıştım ancak asıl girişimlerim Londra’dan dil eğitimi alıp döndüğüm 2010 yılında gerçekleşti. 24 TV’de ekonomi bölümünde stajyer olarak başladım. Kendimi alanda hızla geliştirirken, yeni bir adım atma kararı aldım ve 2011’de A Haber’in kuruluş yılında muhabir olarak işe başladım. İlk kurulan ekipte olmak, kanalla birlikte yaş almak gerçekten çok keyifli. Neden haberci olmayı seçtiniz? Bu meslek ve habercilik size ne ifade ediyor? Haberci olmak çocukluk hayalimdi. Haber saatlerinde televizyon karşısına geçer, spikerleri inceleyip onlar gibi okumaya, mimik yapmaya çalışırdım... O zamandan kanıma giren bu meslek benim için yenilikleri ifade ediyor. Eğer haberciyseniz asla aynı güne uyanmazsınız. 6 Sunuculuk kariyeriniz nasıl başladı? A haber’in ilk kurulduğu dönemde hem muhabir hem prodüktör olarak görev alıyordum. Yani işin mutfağında pişiyordum. Hedefim sunucu olmaktı. Her şeyimi paylaşabildiğim A Haber ekonomi müdürü Özlem Doğaner de bunu biliyordu. Bana güvendi, şans verdi. Ve ben bu şansı her geçen gün en iyi şekilde değerlendirebilmek için kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Herkesin mesleğinde hayalleri ve hedefleri vardır. Genç yaşınızda kariyerinizde güzel bir noktadasınız, bundan sonraki hedefleriniz neler? Evet, “hedef” kelimesi sanırım tam anlamıyla beni ifade ediyor. Her konuda kendime koyduğum hedeflerim var. Meslek hayatımda da elbette. Bu işi en iyi şekilde uzun yıllar yapmak istiyorum. Evet, güzel bir yerdeyim ama bu meslekte asla “olmazsınız” bence. Her geçen gün yeni bir şeyler katmak zorundasınız kendinize... Öğrenmeye aç olmanız gerekiyor. Bundan sonrada adım adım inşaa ettiğim kariyerime yeni tuğlalar koymak istiyorum. Türkiye’nin en çok izlenen haber kanalında olmak size farklı sorumluluklar da yüklüyordur… Ülke gündemi de son derece hareketli olunca, mesleğinizde en hassas olduğunuz noktalar neler? A Haber’in başarısı tabikii gururlandırıyor. Olay neredeyse biz oradayız. Sıcak gelişmeleri hızlı ve doğru bir şekilde izleyicilerimizle paylaşıyoruz. Haber kanalında çalışıyorsanız, ister ekonomi ister spor bölümünde olun fark etmez. Her an her şeye hazırlıklı olmanız gerekiyor. Bu noktada gündeme hakim olmak çok önemli. Ve tabikii bildiklerinizi en yalın haliyle izleyici ile paylaşmak gerekiyor. Sizin gibi sunuculuk alanında kariyer yapmak isteyen gençlere ne tavsiye edersiniz? “Öncelikle gece gündüz demeden çalışmaya hazır mıyım?” diye kendilerine sormaları gerekiyor. Bu sorunun yanıtı “evet” ise, bence eğitim şart. Televizyon önünde olmak istiyorlarsa mutlaka diksiyonlarına, beden diline dikkat etmeleri gerekiyor. Bu konuda mutlaka destek almalarını öneririm. Ben her ne kadar radyo tv sinema bölümü mezunu olsam da, uzun süre tiyatro ve diksiyon eğitimi aldım. Faydalarını gördüm bu yüzden işin uzmanlarına danışmalarını tavsiye edebilirim. Bu arada bence stüdyo ilk adım olmamalı, mutlaka muhabirlik tadılmalı. Haber yaşanmalı, hatta kurgu aşaması görülmeli, öğrenilmeli. “Televizyon önünde olmak istiyorlarsa mutlaka diksiyonlarına, beden diline dikkat etmeleri gerekiyor.” Haftanın 5 günü yayındasınız ama iş dışında Şafak Tükle bir gününü nasıl geçirir? Öncelikle hemen söyleyeyim 5 değil 6 gün. Pazar günleri yayına çıkmıyorum ama editöryel destek veriyorum. Aynı zamanda Dijital Çağ adlı teknoloji programını hazırlıyorum. Bunun dışında gezmeyi yeni yerler görmeyi ve spor yapmayı çok seviyorum. İzin günlerimde beni sahil kenarında bulabilirsiniz. Mutfağa girmekten ve yemek yapmaktan hoşlanır mısınız? Mutfağı çok seviyorum, hatta yemek yapmak bazen terapi gibi geliyor. Bu noktada mobil uygulamaları çok kullanıyorum. Farklı yemek tariflerini bulup uyguluyorum. Bir de lezzetli olursa benden mutlusu olamaz. Zeytinyağlı ve tavuk yemeklerinden favori lezzetleriniz nelerdir? Zeytinyağlı dolma ve barbunya favorim… Köri soslu ve ızgara tavukta vazgeçilmezlerim arasında. Keskinoğlu ürünlerini nasıl buluyorsunuz? Keskinoğlu sürekli kendini geliştiren bir marka. Aynı zamanda tüketiciye güven veriyor. Keskin bey’i daha önce çok kez yayınlarımda ağırladım, tüketici sağlığını her şeyden önce tuttuklarını hem bana hem İş’in Sırrı programı izleyicilerine anlattı. Keskinoğlu ürünleri gönül rahatlığı ile tüketilebilir. 7 BOYUN FITIĞI Yaşamının bir döneminde boyun ağrısından yakınmayan insan oldukça azdır. Boyun ağrıları, boyun omurgasını oluşturan kemiklerin, eklemlerin, omurların arasında yer alan disklerin ve omurga etrafındaki kas ve bağların bozukluğu sonucu oluşur. Boyun ağrısına yol açan hastalıklarda ağrı bazı olgularda sadece ensededir. Bazı olgularda ise enseden başa, sırta, kollara ve hatta göğse doğru yayılabilir. Sıklıkla hastanın boyun hareketlerinde kısıtlılık oluşur. Kola ve ele yayılan uyuşmalar, ellerde güçsüzlük hissi, baş dönmesi, sersemlik hissi sık dile getirilen yakınmalardır. Boyun ağrısı bazen kişinin günlük yaşam aktivitelerini etkileyerek yaşam kalitesini bozabilir. Boyun fıtığı nasıl oluşur? Omurgayı oluşturan kemiklerin arasındaki diskin zamanla zayıflamasıyla disk içeriği dışarıya doğru fırlar. Fıtıklaşma sonucu sinir kökü ya da omuriliğin üzerine baskı oluşabilir. Sinir kökü sıkışması ile kola ve ele yayılan şiddetli ve yanıcı ağrı, uyuşma, karıncalanma, ileri olgularda da el veya kolda kas güçsüzlüğü görülebilir. Nasıl önlem alınmalı? Boyun duruşunun (postür) düzgün olması ve boyun-sırt bölgesinin güçlendirilmesi, boyunda travmadan ve tekrarla, stresten kaçınma, düzgün beslenme ve fiziksel aktivite yapma, sigarayı bırakmak, iş yerinde ergonomik düzenlemeler yapmak gereklidir. Boyun ağrısı çekenlere öneriler: • Çalışmanıza sık ara verin. Masada veya arabada otururken kısa aralar verip ayağa kalkıp, kısa yürüme ve gerinme egzersizleri yapın. • Çalışma sandalyenizi ve bilgisayarınızı ayarlayın. Otururken kalçalarınızın hizası dizlerinizden hafifçe daha yukarıda olmalı, baş ve boyun doğru pozisyonda olmalıdır. • Çok sayıda veya kalın yastıkla yatmayın, televizyon izlerken kanepenin koluna başınızı dayayıp uyuya kalmayın! • Telefonun ahizesini uzun süre omuz ile boynunuzun arasına sıkıştırarak konuşmayın. • Germe ve güçlendirme egzersizleri yapın. • Omurga sağlığı için yürüyün ve yüzün. Lütfen Dikkat! Sık aralıkla devam eden boyun, omuz, kol, sırt ağrılarınız ve beraberinde baş dönmesi, baş ağrısı, halsizlik, iştahsızlık, uykusuzluk vs. gibi akut veya iltihabi bir şikayetle birlikte ortaya çıkmış ise, bu ağrılar ve gerisinde yatan rahatsızlığın sebebini bulmak için, gerekli teşhis tahlil ve tetkiklerle bulmak gerekir. ilaç ve diğer koyucu tedaviye rağmen ciddi bir sonuç elde edilememiş, geçmek bilmeyen boyun, omuz, kol ve sırt ağrıları devam ediyorsa ve sık aralıklarla boyun tutulması oluyor ise, mutlaka uzman hekime başvurulması gerekir. Bu tür şikayetler özellikle masa başı iş yapanlar, sürekli direksiyon başındaki şoförler, bankalarda, borsada mesaisi bilgisayar başında geçen çalışanlar ve benzeri meslek gruplarında sık görülmektedir. Oysa bu bölge, boyun ile vücudun bütün organların’ sevk ve idare eden “beyin’ ile “vücut” arasında bir iletişim köprüsüdür. Bu bakımdan çok önemli bir görevi vardır. Bir kere vücudu idare edecek olan beyin, tüm gereksinimlerini boyun yoluyla karşılar. Beyni besleyecek kan damarlan, ona sinyal ulaştıracak sinirler boyundan geçer. Diğer taraftan beyinden ellere, kollara, ayaklara ve organlara verilecek tüm komutlar yine boyundan geçer. İşte zaman içinde birçok etken sebebiyle meydana gelen boyun kas kasılmaları, boyun omurga eksen kayması, boyun fıtığı gibi durumlar vücudun iletişim sistemini zorda bırakır. Bu durum aslında yaşanan birçok rahatsızlığın temel faktörüdür. Bu şikayetler ileri ki yıllarda bazen farklı ağrı ve rahatsızlık olarak da ortaya çıkar. Örneğin bazen kalp çarpıntı, tansiyon bozukluğu, nefes darlığı, kulakta çınlama, baş dönmesi, kabızlık, hazımsızlık, şişkinlik ve gaz gibi şikayetler eklenir. Yukarıda belirlenmiş şikayetler sürekli devam ediyor ve günlük hayatınız’ etkiliyorsa lütfen doktora gidiniz ve gereken tedavileri yaptırınız. Kaynak: İnternet 8 EVE YÜRÜYÜŞ İspanya’nın güneyinde Estapon’a isimli küçük bir kasabada büyüdüm. 16 yaşındayken bir sabah babam benden kendisini araba ile 30 kilometre uzaktaki bir köye götürmemi istedi. Ancak, onu Mijas’a bıraktıktan sonra arabayı bakım için yakındaki bir tamirhaneye götürüp bırakmam gerekiyordu. Araba kullanmayı daha yeni öğrenmiştim ve kullanmak için pek de fırsat çıkmıyordu. Onun için hemen kabul ettim. Babamı Mijas’a götürdüm ve öğleden sonra 4’te almaya söz verdim. Sonra, arabayı tamirhanede bıraktım. Birkaç saat vaktim vardı. Ben de, tamirhanenin yakınında bir sinemada bir iki film izlemeye karar verdim. Fakat bu işten o kadar keyif aldım ki, bir iki derken ipin ucu kaçtı. Son filmimi izledikten sonra saate baktığımda altı olduğunu gördüm. İki saat geç kalmıştım. Filmi izlediğimi öğrenirse babamın kızacağını biliyordum. Bir daha arabayı kullanmama izin de vermezdi. Ona tamirhanede arabanın işinin uzun sürdüğünü söylemeye karar verdim. Buluşacağımız yere vardığım zaman babamın köşede oturmakta olduğunu gördüm. Geç kaldığım için özür diledikten sonra ona arabanın işinin uzadığını söyledim. Bunun üzerine bana nasıl baktığını asla unutamam. “Bana yalan söyleyebildiğin için çok üzüldüm, Jason. “Ne demek istiyorsun? Gerçeği söylüyorum.” Babam bana tekrar baktı. “Sen geç kalınca, tamirhaneyi aradım ve bir sorun olup olmadığını sordum. Bana senin henüz arabayı almaya gelmediğini söylediler. Yani araba ile ilgili bir sorun olmadığını biliyorum.” Birden ne kadar büyük bir suç işlediğimi anladım ve babama gerçeği itiraf ettim. Babam beni üzgün bir şekilde dinledi. “Kızgınım, ama sana değil, kendime. Eğer sen bunca yıldan sonra bana yalan söyleye biliyorsan demek ki ben iyi bir baba olamamışım. Kendi babasına bile yalan söyleyebilen bir çocuk yetiştirmişim. Eve yürüyerek dönecek ve bu arada neyi yanlış yaptığımı düşüneceğim. “Ama baba, ev 30 kilometre uzakta ve hava karardı. O kadar yolu yürüyemezsin.” Babam ne özür dilemelerime, ne itirazlarıma, ne de diğer söylediklerime kulak asmadı. Onu hayal kırıklığına uğratmıştım ve hayatımın en acı veren derslerinden birini almak üzereydim. Babam tozlu yollarda yürümeye başladı. Ben de arkasından araba ile izliyordum ve durmadan özür diliyor ve arabaya binmesini rica ediyordum. Ama beni duymazdan geliyor ve sessiz, düşünceli ve üzgün bir şekilde yürümeye devam ediyordu. 30 kilometre boyunca 10 kilometre süratle onu takip ettim. Babamın hem fiziksel, hem de duygusal olarak bu kadar acı çekmesine tanık olmak hayatımın en üzücü ve acı veren deneyimi olmuştur. Ancak, aynı zamanda en büyük hayat dersini de bu olaydan aldığımı söylemeliyim. O zamandan beri asla yalan söylemedim. Kaynak: İnternet Annemin Yarası Asansör Bir gün Temel oğlunun yanına gitmiş. Oğlu 10.katta oturuyormuş, yorgun yorgun yukarı çıkmış. Oğlu; baba neden asansöre binmedin demiş. Temel: asansör 6 kişilikti, 6 kişi bekledim gelmedi, bende binmedim demiş. Bana Seni Seviyorum Deme Evlen Benimle Yazar: Miraç Çağrı Aktaş Basım Yeri: İstanbul Sayfa Sayısı: 208 Basım Yılı: 2016 Yönetmen: Ozan Açıktan Oyuncular: Okan Yalabık, Ozan Güven, Belçim Bilgin, Bora Akkaş, Meryem Uzerli Tür: Dram Süre: 2 Saat Yapım: 2016 Salih on sekiz yaşına geldiğinde kayıp ailesini bulmak üzere kaldığı yetimhaneyi terk eder ve babasını ararken bir çiftlikte işe başlar. Hiç beklemediği bir anda hayalindeki yuvayı bulmuştur. Heyecan ve tansiyon yükseldikçe yeni sırlar da su üstüne çıkar. Salih geçmişinden kurtulup bu yuvada mutlu olabilecek midir? Soluk soluğa izlenecek Annemin Yarası, Salih’in peşinde umudun izini sürüyor. Çekimleri, Sırbistan, Bosna Hersek, Hırvatistan ve Türkiye’de yapılan ‘ Annemin Yarası’ başrollerini Ozan Güven, Meryem Uzerli, Belçim Bilgin, Okan Yalabık ve Bora Akkaş’ın paylaştığı Bosnalı Salih’in anne ve babasını arayış hikayesini anlatıyor. Erkek “Seviyorum” der, adam sevdiği kadının tuzlu kahvesini içer. Hayatta birçok kez haksızlığa uğrarız. Lakin öldüreceğini sandığımız hiçbir acıda yılmayız... Herkesin bir hikâyesi vardı. Kimi dile getirmedi acıyan yanlarını. Oturup kâğıda döktü acılarını. Kimi yalnızca sustu, içine ata ata doldu taştı... Yine de tek kelime edemedi. Hayat kimine sevebileceği nice kalpler sundu, kimse sevemedi. Elbet benim de dile getiremediğim acılarım var. Anlatmak istesem, anlatılmaz... Zaten bazı acılar dile getirilemez. Getirilmek istense de kelimeler yetmez... Dilinden seni seviyorum eksik olmayan insanlar zaten sevemez. Aşk hissettirmektir, emektir, bunu kimse bilmez. Dil “seviyorum” dese de, her yürek sevemez. 9 Keskinoğlu, Sosyal Medyada Kampanyalarına ve Etkinliklerine Devam Ediyor 18 221 10 Yanlış Bilinen Doğrular 11
Benzer belgeler
Şubat - Keskinoğlu
Keskinoğlu olarak bizler, yaptığımız çeşitli kampanyalarla ve katıldığımız etkinliklerle ülkemizdeki yumurta tüketimini
arttırmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. En temel besin kaynaklarından bi...
Ocak - Keskinoğlu
Alanında uzman olmayan kişilerin herhangi bir
bilimsel araştırmaya dayanmadan tamamen
spekülatif amaçlı demeçler verdiği ve bu nedenle
insanların en ucuz ve kolay ulaşılabilir piliç etinden
yoksun ...
Nisan - Keskinoğlu
Kıbrıs Klasik ve Spor Otomobil Kulübü’nden gelen klasik
otomobil tutkunlarını şirketler
grubumuzun 200 araçtan oluşan Klasik Araba Müzesi’nde
ağırladı.
Başta Amerikan otomobil devi
Chevrolet’in 194...
Temmuz - Keskinoğlu
günden itibaren, sulukların altına konulan tahta veya viol gibi
yükseltilerin kullanılmasıdır. Bu
durum kümes içinde civcivlerin
suya gidişlerini engelleyeceğinden dolayı kullanılmasından kaçınılma...
Mayıs - Keskinoğlu
düzenlediği “III. İstihdam Fuarı”
şirketler grubumuzun da desteği
ile üniversitenin fuaye alanında
gerçekleşti.
Fuarın öncelikli hedefinin öğrencilerin ve yeni mezunların eğitim
aldıkları alanlarda...
Nisan - Keskinoğlu
Gediz Üniversitesi’nin öğrencilerin akademik ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla
düzenlediği “III. İstihdam Fuarı”
şirketler grubumuzun da desteği
ile üniversitenin fuaye alanında
gerçe...