Mayıs - Keskinoğlu
Transkript
Mayıs - Keskinoğlu
MAYIS 2015 Sayı:211 Kuş Gribi Çeşitli Uzakdoğu ülkelerinde, Kuzey Amerika’da ve Avrupa’da yaygın olarak görülen kuş gribi virüsü göçmen kuşların yol güzergahında bulunan ülkemizde de görülmüştür. Kuş Gribi’nin görülme riskini artıran en önemli etmen açıkta yapılan kanatlı yetiştiriciliğidir. Ülkemizde de bu şekilde yapılan yetiştiriciliğin bu hastalığın yayılma potansiyelini arttırdığı ise bilinen bir gerçektir. Bugüne kadar ülkemizde görülen tüm kuş gribi vakaların ortak noktası, her biri münferit olaylardan ibaret olup, serbest dolaşım olan hayvanlarda yaşanmış olmasıdır. Entegre tesislerde, denetimli bir şekilde yapılan tavuk yetiştiriciliğinde ise bu hastalığın yaşanması mümkün değildir. Çünkü entegre tesislerde bulunan kümeslerin dışarıyla teması minimum düzeye indirilmiş, biyogüvenlik önlemleri maximum seviyelerde uygulanmaktadır. Hayvanlar her gün düzenli olarak veteriner kontrolünden geçmekte, kümesler düzenli olarak dezenfekte edilmektedir. Ayrıca T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız bu konudaki tedbirleri düzenli olarak uygulamakta ve tüm entegre tesislerdeki uygulamalarını ve denetimlerinin en üst seviyelere çekmektedir. Bu nedenle ülkemizdeki hiçbir entegre tesisde kuş gribi vakasının görülmesi mümkün değildir. Keskinoğlu olarak; uluslararası normlara göre üretim yapılan tesislerimizde, uzman veteriner hekim ve gıda mühendisleri gözetiminde; ham maddeden yeme, kümesten kesime, paketlemeden sevkiyata kadar olan tüm süreçte kalite ve hijyen standartları eksiksiz uygulanmaktayız. Tesislerimizde bulunan kümeslere giren havanın neredeyse ameliyat ortamına uygun şekilde sterilize edilmesinden tutun da üretim alanına giriş yapmadan önce tüm çalışanların ilk olarak duş alıp ardından biyogüvenlik önlemlerine uygun kıyafet giymelerine kadar ki tüm süreç sıkı bir şekilde denetlenmektedir. Şirketimizin %100 seviyede koruduğu kalite ağı ve biogüvenlik önlemleri sayesinde, Manisa Akhisar’da bulunan tesislerimizde hiçbir risk söz konusu değildir. Beyaz et sektöründe Türkiye’nin güvenilir markası olmanın öneminin bilincinde olarak, bu tür beklenmeyen durumlara tüm teknik altyapısı ile hazır olan şirketimizde, bugüne kadar hiçbir vaka görülmemiştir ve tavizsiz uyguladığımız tedbirler sayesinde ise tüketicimize ulaşan ürünlerimizde her hangi bir hastalık bulunmamaktadır Şu anda dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan başında ise, Türkiye’de son yıllarda serbest dolaşım ya da köy tavuğu adı altında satışa sunulan piliç eti ve yumurta ürünleri gelmektedir. Özellikle bu dönemde tüketicilerimizin, yeterince tanıyıp bilmediği markalara ya da markasız ürünlere kesinlikle itibar etmemeleri büyük önem taşımaktadır. İsmail Keskinoğlu, Ölümünün 14. Yıldönümünde Kabri Başında Anıldı Şirketler grubumuzun kurucusu ve ebedi başkanı merhum İsmail Keskinoğlu, ölümünün 14. yıldönümünde, Manisa’nın Akhisar ilçesine bağlı Kayalıoğlu Mahallesi’ndeki kabri başında anıldı. Sami Ersöz Kabristanı’nda yaklaşık 400 kişilik bir grubun katıldığı törende Keskinoğlu Ailesi’nin üyelerinin yanı sıra merhum İsmail Keskinoğlu’nun dostları ile şirket çalışanlarımız da hazır bulundu. Törende Keskinoğlu Ailesi adına konuşan ve tüm ailenin duygularını dile getiren Keskin Keskinoğlu; “Şirketimizin kurucusu dedem İsmail Keskinoğlu, aramızdan ayrılalı 14 sene oldu. Geçtiğimiz yıl da babaannem Zeliha Keskinoğlu’nu kaybetmiştik, her ikisine de Allah’tan rahmet diliyorum. Dedemin 101 yıllık yaşamı boyunca bitmek bilmeyen enerjisi, çalışma azmi ve bunun yanında da mütevazı yaşam biçimi çocuklarına ve biz torunlarına her zaman örnek oldu. Şimdi biz torunları olarak, bize bıraktığı bu yaşam felsefesini kendi çocuklarımıza öğreterek onun yürüdüğü yolda ilerliyoruz. Her birinizi ailemizden bir parça olarak gördüğüm siz değerli çalışanlarımıza da, bizleri bu günümüzde yalnız bırakmadığınız için teşekkürleri sunarım” dedi. Tören, İsmail Keskinoğlu’nun kabri başında okunan dualarla sona erdi. İzmir - Akhisar karayolu üzerinde bulunan Keskinoğlu Şirketler Grubu’nun merkez tesisleri önünde ise gün boyunca lokma yapılarak halka dağıtıldı. Şirketimiz,Grubunda Ege Bölgesi’nin İhracat Birincisi Oldu “Gerçekleştirdiği ihracatlarla Türkiye’yi uluslararası arenada temsil eden şirketler grubumuz, 2014’te yaptığı piliç eti, ileri işlem ürünleri ve yumurta ihracatıyla, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçılar Birliği tarafından grubunda en çok ihracat gerçekleştiren firma olarak ödül aldı.” Gerçekleştirdiği ihracatlarla Türkiye’yi uluslararası arenada temsil eden şirketler grubumuz, 2014’te yaptığı piliç eti, ileri işlem ürünleri ve yumurta ihracatıyla, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçılar Birliği tarafından grubunda en çok ihracat gerçekleştiren firma olarak ödül aldı. Şirketimiz adına ödülü Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Bir- liği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bedri Girit’ten alan Keskin Keskinoğlu, “Ege Bölgesi’nin gelişme sürecinde bir payımız olmasından dolayı çok mutluyum. Bölge firmaları olarak Türkiye ihracatında payımız her geçen gün artıyor, Egeli firmaların ihracatta çok daha büyük başarılara imza atacağına inanıyorum. Keskinoğlu olarak 2014’te toplam 88 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Bu yılsonunda ihracatımızı 100 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Amacımız Egeli bir marka olarak Türkiye’yi bütün dünyada gururla temsil etmektir” dedi. Şirketler grubumuzun başlıca ihracat gerçekleştirdiği ülkeler arasında; Amerika, Almanya, Abu Dhabi, Azerbaycan, Angola, Arnavutluk, Bosna Hersek, Bahreyn, Benin, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin, Danimarka, Dubai, G.Afrika, Gine, Gürcistan, Hong Kong, Irak, İngiltere, İsviçre, İsrail, İsveç, Japonya, Katar, Kanada, Kıbrıs, Kosova, Kuveyt, Malezya, Maldivler, Mayotte Adaları, Makedonya, Norveç, Nijerya, Rusya, Singapur, Suudi Arabistan, Soçi, Özbekistan, Tacikistan, Ukrayna, Türkmenistan, Yemen ve KKTC yer alıyor. Keskinoğlu Üniversite Öğrencilerine Destek Vermeye Devam Ediyor “Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde düzenlenen 18. Uluslararası İktisat Öğrencileri Kongresi şirketler grubumuzun da desteği ile gerçekleşti.” Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde düzenlenen 18. Uluslararası İktisat Öğrencileri Kongresi şirketler grubumuzun da desteği ile gerçekleşti. İktisat Öğrencileri Kongresi’ne alanında lider firmalar ve konuşmacıların yanı 2 sıra şirketler grubumuz da katılım sağladı. Ana temasının “Yeşil Ekonomi, Yeşil Enerji ve Yeşil Üretim” olan kongre hakkında değerlendirmelerde bulunan yönetim kurulu üyemiz Esin Keskinoğlu Onaran: “Bu organizas- yonlar sayesinde öğrenciler, firmaları yakından tanıma fırsatı bulurken bir yandan da mezun olduktan sonra karşılaşabilecekleri iş olanakları ve çalışmak isteyebilecekleri şirketlerle ilgili bilgi sahibi olabiliyorlar. Öte yandan firmalar, bu organizasyonlar yoluyla kendilerini tanıtma fırsatı yakalarken; başarı sırlarını ve başarıya giden yolda belirledikleri temel değerleri de öğrencilerle paylaşabiliyorlar” dedi. Organizasyona katılan öğrenciler, şirketler grubumuzun kurduğu stantta birbirinden lezzetli ürünlerimizi tatma fırsatı bulurken; şirket yetkililerimizden ürünlerimiz ve şirketler grubumuzla ilgili genel bilgiler aldılar. Ravika’nın Kalitesi Gümüş Madalya İle Taçlandırıldı Zeytinyağının Oscar’ı olarak adlandırılan, Zeytindostu Derneği tarafından bu yıl 8’incisi düzenlenen Ulusal Natürel Sızma Zeytinyağı Kalite Yarışması’nın ödül töreni geçtiğimiz günlerde Akhisar Belediye Meclisi Salonu’nda geniş bir katılımla gerçekleşti. Doğallığı ve korunan besin değeriyle zeytinyağının en makbulü olan sızma kategorisindeki yarışmada şirketler grubumuz, Akhisar yöresine özel Domat cinsi zeytinden ürettiği erken hasat sızma zeytinyağı Ra- vika ile ilk kez katıldığı yarışmada Gümüş Madalya kazandı. Ravika’nın yakaladığı her başarıda en büyük payın Keskinoğlu’nun kurucu iradesi İsmail Keskinoğlu’na ait olduğunun altını çizen Keskin Keskinoğlu “Dedem İsmail Keskinoğlu, benim çocukluğumda her yere zeytin ağacı diker, ‘bu ağaçların kıymetini ilerde anlayacaksınız’ derdi. Dedemin yıllar evvel diktiği fidanlardan, tohumlardan ve doğduğu köyden hayat bulan Ravika, bugün Türkiye’yi dünyanın birçok ülkesinde gururla temsil ediyor. Ravika’nın bu ödüle layık görülmesi bizim için çok değerli. Başta Zeytindostu Derneği olmak üzere emeği geçen herkese Keskinoğlu ailesi adına teşekkürlerimi sunarım” dedi. Yarışmanın değerlendirme sürecinde, Bursa Gıda ve Yem Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü’nün ev sahipliğinde; kurumun akredite duyusal analiz laboratuvarının yanı sıra, Zeytindostu Tadım Paneli, Ulusal Zeytin ve Zeytin Konseyi Tadım Paneli, Aydın Ticaret Borsası Tadım Paneli, Ayvalık Ticaret Odası Tadım Paneli ve Zeytin ve Zeytincilik Araştırma İstasyonu tadım panellerinden panelistler analizlerde görev aldı. Yarışma jürisinde Ege Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nden profesörler de yer aldı. Ödül töreni ise, Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir, Akhisar Kaymakamı Kaan Peker, Akhisar Belediye Başkanı Salih Hızlı, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Gürkan Renklidağ, Zeytindostu Derneği Başkanı Abidin Tatlı, Akhisar Ticaret Borsası Başkanı Alper Alhat, dernek yönetimi ve çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleşti. “Zeytinyağının Oscar’ı olarak adlandırılan, Zeytindostu Derneği tarafından bu yıl 8’incisi düzenlenen Ulusal Natürel Sızma Zeytinyağı Kalite Yarışması’nın ödül töreni geçtiğimiz günlerde Akhisar Belediye Meclisi Salonu’nda geniş bir katılımla gerçekleşti.” Şirketler Grubumuzun Zeytinyağı Markası Ravika 5. Olivtech Fuarı’nda Geniş Ürün Gamıyla Göz Doldurdu “Şirketler Grubumuz, 16 – 19 Nisan tarihleri arasında Fuar İzmir’de bu yıl 5.’si düzenlenen sektörünün tek ihtisas fuarı olan Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı’na Ravika’nın geniş ürün gamıyla katıldı.” Şirketler Grubumuz, 16 – 19 Nisan tarihleri arasında Fuar İzmir’de bu yıl 5.’si düzenlenen sektörünün tek ihtisas fuarı olan Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı’na Ravika’nın geniş ürün gamıyla katıldı. Ravika fuarda; erken hasattan, organiğe, çeşniliden soğuk sıkıma, sirkeli ürünlerden riviera ve sızmaya varana kadar 50’nin üzerinde ürün gamını tanıttı. Fuarda tadımı yaptırılan Ravika, ziyaretçilerdende tam not almayı başardı. Ravika zeytinyağının biberli, naneli, kekikli, limonlu, fesleğenli, truff mantarlı gibi özellikli çeşitlere yoğun ilgi gösterildiğini belirten yönetim kurulu üyemiz Hamit Keskinoğlu “Türkiye’de şu anda kişi başı tüketim 1,8 litre seviyelerinde. Biz bunu 3 litrelere çıkarmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Katıldığımız fuarlarda ve düzenlediğimiz etkinliklerde zeytinyağının insan beslenmesinde önemini anlatıyoruz. Tüketicinin de gösterdiği ilgiye bakacak olursak önümüzdeki 5 yıl içinde bu rakamı yakalayabilmeyi hedefliyoruz” dedi. Türkiye’nin 9 ilinden 206 markanın katıldığı fuar, çok sayıda yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırladı. 3 *Basit olmalı *Sürekli veya sürekliye yakın bir aydınlatma idealdir *7 günlük yaşa kadar 23 saat aydınlık 1 saat karanlık uygulanmalı *7 günlük yaştan itibaren 4-6 saat karanlık uygulanmalı Broilerde sürekli yapılan genetik seçim, zamanla daha fazla canlı ağırlık ve yem dönüşüm oranında iyileşme ile sonuçlandı. Ancak, hızlandırılmış büyüme oranları ile ilişkili olarak vücut boşluğunda artan yağ depolanması, metabolik hastalıkların yüksek oranda görülmeye başlaması, görsel anomaliler, iskelet bozuklukları ve dolaşım sorunları dahil olmak üzere birçok istenmeyen özellikleri daha yoğun olarak ortaya çıkardı. Bu sorunların yanı sıra oluşan mali zararlar, ilgili sorunları en aza indirerek verimliliği en üst düzeye çıkaracak yönetim tekniklerine ilginin artmasına yol açtı. Kanatlı üretiminde ışık önemli bir parametredir. Mevcut durumda, aydınlatma programlarının oldukça fazla, çeşitli (dalga boyu, şiddeti ve süresi) ve kümes hayvanı üreticilerinin her birinin kendine has özelliklerde cihazları ve kümes hayvanlarına uygulanabilirliği sorun teşkil etmektedir. Broiler verimliliğini ve sağlığını etkileyen, ışıklandırma süresindeki potansiyel değişim oldukça fazla sorgulanmaktadır. Bazı aydınlatma programları, broiler gelişimini yavaşlatarak, erken dö- Emin Gök 4 AYDINLATMA nemde hayvanın kas kütlesindeki yığılmanın önüne geçmek ve fizyolojik olgunluğa ulaşmasına izin vermek gibi amaçlar taşımaktadır. Bu derlemenin amacı, broiler üretimi için aydınlatma programı araştırmalarını güncellemek ve gelecekteki ışıklandırma araştırmalarına yön vermektir. AYDINLATMA ŞİDDETİ: Broiler davranışları, ışık yoğunluğundan şiddetli etkilenir. Genellikle, parlak ışık aktivite artışı ile gagalamayı teşvik ederek kanibalizme yol açabilirken, düşük yoğunluklardaki ışık saldırgan eylemleri kontrol edebilir. Üreticiler, modern elektronik sistemleri kullanarak, büyütme sırasında kısa süreler için ışık yoğunluğunu arttırmak suretiyle piliçlerin egzersiz yapmasını sağlayarak, iskelet sistemi ve metabolik bozuklukları azaltmaya çalışmaktadır. IŞIK SÜRESİ: Aydınlatma süresi, yani foto periyod, broiler performansını etkileyen ışığın ikinci önemli yönüdür. Işık yönetimi ile ilgili araştırmaların çoğu, bu faktör üzerinde odaklanmıştır. Farklı ışık süresi rejimleri uygulanmış ve yıllar boyunca test edilmiştir. Tavuk ve piliçler için en uygun aydınlatma süresi programını tanımlamak için yapılan girişimler, hayvan yaşına büyük ölçüde bağlıdır. Ancak, bugüne kadarki sonuçlar, en az 4 saat kesintisiz karanlık dönemin verilmesi gerektiğini göstermiştir; ancak uyku gereksinimleri büyüme döneminin belli kısımlarında daha yüksek olabilir. Bigadiç’de bulunan 55 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini tebrik eder, başarılarının devamını dileriz. Yaş (gün) 0-7 8-28 29-Kesim Işık Işık Süresi Yoğunluğu (A=Işık, K=Karanlık) (lux) (Broiler) 30-40 10-15 3-5 23.0A: 1.0K 20.0A: 4.0K 23.0 A: 1.0K KARANLIK: Broiler aydınlatma programları, bir dizi karanlık şeklinde karakterize edilebilir ve karanlık dönemler her 24 saat döngüsünde yer almaktadır. Araştırma, broiler gelişimi ve sağlığı için karanlığın önemli olduğunu göstermiştir. IŞIK RENGİ: Renk, ışığın üçüncü önemli yönüdür. Işığın değişik dalga boyları, broiler performansına değişken etki gösterir. Floresan lambaların yaygın olarak kullanılan türlerinden hiçbiri, kayda değer miktarda ultraviyole A ışığı yaymaz (UVA, 320-400 nm). Gün ışığı içinde, 400 ile 700 nm dalga boyları arasında nispeten eşit bir dağılım vardır. Kanatlılar, gözleri (retinal foto reseptörler) ve beyinde ışığa duyarlı hücreler (Ekstra retinal foto reseptörler) aracılığıyla ışığı algılarlar. Kırmızı ışık tüy gagalama ve yamyamlığı artırırken; Mavi ışığın, kanatlılar üzerinde sakinleştirici bir etkisi vardır. Mavi-yeşil ışık tavuk büyümesini uyarırken; Turuncu-kırmızı ışık üremeyi uyarmaktadır. Farklı dalga boylarında ışığın, retina üzerinde farklı uyarıcı etkileri vardır ve büyüme ve gelişmeyi etkileyecek davranış değişikliklerine neden olabilir. Bigadiç’de bulunan 85 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini kutlar, başarılı çalışmalarının devamını dileriz. Emin Bay Acılı Tavuk Köfte Hazırlanışı: Piliç göğüs etini kıyma haline getirin. Kıyma haline gelmiş tavuk, ezilmiş sarımsak, acı toz kırmızı biber, tuz ve karabiberi derin bir kabın içerisinde karıştırın. Elinizle şekil verin. Önce un, sonra çırpılmış yumurta ve son olarak galeta ununa bulayın. Kızgın yağda kızartıp, servis edin. Malzemeler: 1 paket Keskinoğlu Piliç Göğüs Eti 2 adet Keskinoğlu Yumurta 1 çay bardağı un 1 çay bardağı galeta unu 1 çay kaşığı toz kırmızı biber 2 diş sarımsak Tuz, Karabiber Ravika Zeytinyağı Ege Otları Salatası Hazırlanışı: Malzemeler: 100 g cibes otu 100 g hindiba otu 100 g şevket-i bostan otu 100 g turp otu 2 adet havuç 3 adet domates 2 adet soğan 2 diş sarımsak 1 kahve fincanı pirinç ½ bardak portakal suyu 4 yemek kaşığı Ravika zeytinyağı 1 bardak su Tuz Bir tencere, hindiba, cibes, şevketi bostan ve turp otlarını haşlayın. Ayrı bir tavada zeytinyağını kızdırın ve doğramış olduğunuz soğanları 5 dakika soteleyip içine sarımsak, rendelenmiş havuç ve pirinci de ilave edip pirinçler kavruluncaya kadar karıştırmaya devam edin. Pirinçler kavrulunca içine doğranmış domates ve portakal suyunu da ilave edip 15 dakika orta ateşte pişirin. Pişen karışımı haşlanmış otlarla birlikte geniş bir kaba alıp üzerine zeytinyağını gezdirip servis edin. 5 Zift “Aslında oturup da planladığımız bir müzik tarzı yok diyebiliriz. Biz en baştan beri içimizden geldiği gibi müzik yapmaya çalışıyoruz.” Öncelikle biraz müzik grubunuzdan bahseder misiniz? Zift 90’lı yılların başında İstanbul’da kuruldu. İlk başlarda İstanbul’daki mekanlarda cover parçaları çaldık. Daha sonra bir dönem hepimiz kendi yolumuza gittik, bazılarımız yurt dışına yerleşti. 2000’li yılların ortalarında tekrar bir araya geldiğimizde artık olgunlaştığımızı ve bir albüm yapmamız gerektiğini gördük. Cantek Batur (vokal), Olay Andaç (gitar), İlker Göçmen (bas gitar) ve Barış Samir (davul)‘dan oluşan ekibimize klavyecimiz Yavuz Yurtgüder’in katılmasıyla kadromuz son halini aldı. Grup üyelerinin biraraya geliş hikayesini anlatır mısınız? Biraraya gelişimiz epey eski bir hikaye. Cantek ile Barış lise arkadaşı. Lisede kurdukları gruba, İlker 6 ve Olay’ın katılışı ise üniversite yıllarına denk geliyor. Hedeflediginiz müzik tarzı nedir ve bunu uygulayabiliyor musunuz? Aslında oturup da planladığımız bir müzik tarzı yok diyebiliriz. Biz en baştan beri içimizden geldiği gibi müzik yapmaya çalışıyoruz. Daha sonra yaptıklarımızı dinlediğimizde ise genel bir karakter olduğunu görüyoruz. Bu bizim içimizden gelen, samimi bir müzik. Tasarlanmış, yapay bir ürün değil ortaya çıkan. Bugüne kadar gerçekleşen projeleriniz içerisinde size en çok keyif veren hangisiydi? Şu ana kadar bir albümümüz yayınlandı, şu anda ikinci albüm üzerinde çalışıyoruz. Diğer taraftan biz sanki canlı performanslarda daha çok kendimizi buluyoruz. Bize en çok keyif veren projeler de kalabalık seyirci topluluğu önünde çaldığımız konserler diyebiliriz. Gerçekleşmekte olan ve planladığınız projeleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Bahsettiğimiz gibi yeni albümümüz üzerine çalışmalarımız sürüyor. Bu sefer işi biraz daha ağırdan alıyoruz. Grup üyeleri müzik haricinde nelerle uğraşıyor? Hepimizin müzik dışında işleri var, maalesef Türkiye’de sadece müzik yaparak yaşamak çok zor. Örneğin Yavuz ve Barış kurumsal dünyada çalışan profesyoneller. İlker çevirmenlik yapıyor. Cantek’in yazılım üreten bir şirketi var. Olay ise müzik aletleri ithalatı yapıyor. Grup üyelerinin mutfakla araları nasıl? Bu konu aramızda sık sık atıştığımız bir konu, iyi ki sordunuz. Hepimiz farklı yerlerden geldiğimiz için farklı zevklerimiz var. Örneğin İlker tam bir Adana’lı olarak kebap kültürünün temsilcisi. Cantek sağlığına çok dikkat ettiği için her türlü organik yemeklerle arası çok iyi diyebiliriz. Olay biraz gurme mutfağına meraklı. Barış’ı ise her gün sokaklardaki pilav arabalarının ve midyecilerinin yanında görebilirsiniz. Zevkler bu kadar farklı olunca da bir araya geldiğimizde hiç birimiz mutfağa girmiyor doğal olarak. “Biz canlı performanslarda daha çok kendimizi buluyoruz. Bize en çok keyif veren projeler de kalabalık seyirci topluluğu önünde çaldığımız konserler diyebiliriz.” Yemek için tercih ettiğiniz mekanlar var mıdır? Bu soruyu Barış’a sorarsak bizi mutlaka bir pilavcıya götürecektir. Ama şaka bir kenara, bir araya geldiğimizde en sık yaptığımız şey bir ocak başına gitmek oluyor. İlker bu konuda bize yol gösteriyor. Keskinoğlu hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Her türlü gıda ürünlerinde markaya büyük önem veriyoruz, Keskinoğlu güvendiğimiz bir marka olduğu için her zaman ilk tercihlerimiz arasında yer alıyor. 7 SEDEF HASTALIĞI Sedef hastalığı, her yaşta ortaya çıkabilen ve sık görülen kronik seyirli bir deri hastalığıdır. Toplumda her yüz kişiden ikisinde sedef hastalığı bulunur. Hastalık sıklıkla, deride zemini kırmızı, üzeri kalın grimsi-beyaz parlak pullanan plakalarla kendisini gösterir. Toplumumuzda sedef hastalığı, deride beyaz lekelerin oluşumuyla seyreden vitiligo (ala) hastalığıyla karıştırılmaktadır. Ancak bu iki hastalık birbirinden tamamen farklıdır ve sedef hastalığının, derideki melanosit adlı pigment hücrelerinin ölmesi sonucu oluşan vitiligo ile hiçbir ilgisi yoktur. Sedef Hastalığı Neden Oluşur ? Sedef Hastalığının nedeni bilinmemektedir. Hastalık bir deri hastalığı olmakla beraber aslında bağışıklık sistemi tarafından oluşturulmaktadır. Günümüzde hastalığın oluşma nedeni konusundaki kabul gören görüş şu şekildedir: Bazı ilaçlar, çeşitli bakteri ve virüsler, derinin tahrişi veya güneş yanıkları sonucu açığa çıkan proteinler bağışıklık sistemimizin önemli elemanları olan akyuvarları uyarmaktadır. Bu durumda aktifleşerek tepki veren akyuvarların ürettiği çeşitli maddeler epidermis denilen üstderi tabakası hücrelerinin aşırı çoğalmasına ve deri damarlarının genişlemesine neden olmaktadır. Bunun sonucunda normalden 4-8 kat fazla deri hücresi oluşmaktadır. Aşırı hücre üremesi nedeniyle üstderi hücreleri normal biçimde olgunlaşıp atılamamakta ve deride kızarma pullanma oluşmaktadır. Sedef hastalığı uzun süreli; çoğu zaman yaşam boyu sürebilen bir hastalıktır. Hastalık, her hastada farklı ve kişiye özgü bir seyir göstermektedir. Bir başka deyişle her hastanın sedefi farklıdır. Bazı hastalarda az sayıda plaka oluşur ve hiçbir zaman artmaz. Hastaların % 70’inde hastalık bu şekilde bölgesel ve hafif olarak kalır ve yayılmaz. Bazen hastalık hafif olarak başlar ve zamanla dağılır. Her üç hastadan birinde bu şekilde yayılmış ve daha şiddetli sedef görülür. Sedef hastalığı, zaman zaman alevlenme ve yatışma dönemleriyle gider. Alevlenmeye neden olan etkenler; ruhsal stres, ağız-boğaz bölgesinin bazı enfeksiyonları, birtakım ilaçlar, derinin tahriş edilmesi ve kontrolsüz yoğun güneş ışığına maruz kalmamalıdır. SEDEF HASTALIĞININ TEDAVİSİ Sedef Hastalığının tedavisinde amaç hastalığın belirtileri olabildiğince yok etmek veya azaltmak, hastalığın neden olabileceği dahili sorunları önlemek ve yarattığı psikolojik rahatsızlığı gidermektir. Bu amaçla kullanılan birçok farklı yöntem vardır. Ayrıca hastalık üzerinde yoğun araştırmaların yürütüldüğü ve sürekli yeni tedavilerin geliştirildiği bir hastalıktır. Mevcut tedavi yöntemleri hastalığı kökten yok edemese de belirtileri etkili bir şekilde azaltabilir ya da kaybedebilirler. Tedavi kararı verirken hastalığın şiddeti, yaygınlığı, hastanın yaşam kalitesine olan etkisi ve kişinin genel sağlığıyla ilgili özellikler göz önünde bulundurulur. Hastalık hafif ve bölgesel olduğunda sürülen ilaçlar kullanılır. Hastalık daha yaygın veya şiddetli ise ya da sürülen ilaçlara yanıtsızsa ultraviyole tedavisi (PUVA, Dar Bant UVB, Excimer Lazer/Işık) uygulanabilir. Bu tedavilerin yetersiz kaldığı durumlarda ağızdan alınan, iğne ya da serum şeklinde verilen tedaviler uygulanabilir. Kaynak: İnternet 8 ESKİ BİR LETONYA MASALI “Çok eski zamanlardan birinde kötü bir âdet varmış. Yaşlılar artık iyice ihtiyarlayıp iş yapamaz duruma geldiklerinde ormana götürülür, orada yırtıcı hayvanlara bırakılırmış. Böylece zaten az olan yiyeceklerin, çalışan gençlere yetmesi sağlanmaya çalışılırmış. İhtiyarları belli bir yaştan sonra evde tutmak yasak olduğundan kimse yaşlı anne babasını evde gizleyemez, komşusu görüp ihbar edecek diye korkarmış. İşte bir gün yaşlılardan birini oğlu ormana götürüp bırakmak istemiş. Kış mevsimiymiş. İhtiyar, oğul ve küçük torun beraberce ormana gitmişler. İhtiyarı bırakmış dönüyorlarmış ki, küçük torun oyuncak kızağını dedesinin yanında unuttuğunu fark etmiş. Babasına dönüp almalarını söylemiş. Babası umursamayınca da : “Kızağımı almalıyım, yoksa sen yaşlandığında seni neyle ormana götürüp bırakacağım” demiş. Oğul o an anlamış ki, ihtiyar babasının kaderi, yaşlandığında kendi kaderi de olacak. Dönüp babasının ellerini çözmüş. Alıp eve geri getirmiş. Samanlıkta saklayıp her gün ona gizlice yemek vermeye başlamış. Bir süre sonra köyde hayvanlar arasında bir hastalık yayılmış. Hayvanlar birbiri arkasından ölüyormuş. İhtiyar oğluna şöyle demiş: “Hastaları iyilerden ayır. Onlara şu, şu otlardan ilaç hazırla. Sağlıklılara da şöyle şöyle yap.’’ Oğlan ihtiyar babasının dediklerini yapmış. Gerçekten de onun hayvanları arasında ölüm azalmış. Çoğu kurtulmuş. Bayram geldiğinde her sene olduğu gibi, o sene de köy halkı kurbanlar kesmeye başlamış. İhtiyar oğluna şu öğüdü vermiş: “Köyde hayvan çok azaldı. Senin de fazla hayvanın yok. Bu sene kurban kesme.” Gerçekten de bir iki ay içinde bütün köy tarlalarda çalıştırılacak hayvan sıkıntısı çekmeye başlamış. Ama ihtiyarın öğüdünü dinleyen gencin hayvanı varmış. İlkbahara doğru köyde artık ekmek yapacak tahıl bile kalmamış. Ama asıl sorun, tohumluk olarak kullanabilecek kadar bile tahıl olmamasıymış. Tarlaya ne serpeceklerini, gelecek senenin mahsülünü nasıl hazırlayacaklarını bilemiyorlarmış. İhtiyar bu konuda da oğluna öğüt vermiş: “Yavrum, ahırın çatısı samanla doldurulmuştur. Onları çıkar, yeniden döv. Oradan tohumluk buğday çıkarabilirsin.” Oğlan, ihtiyar babasının dediği gibi yapmış. Köyde tohumluğu olan tek aile onlar olmuş. Bütün köy halkı bu gencin büyücü olduğunu düşünmeye başlamış. Öyle ya, herkesin işi kötü giderken, bu evde garip bir şekilde kötülüklere bir çare bulunuyormuş. Evi gözlemeye başlamışlar. Sonunda da gerçek anlaşılmış, ihtiyar babanın hala yaşadığı ortaya çıkmış. Köylüler genci krala şikayet etmiş. Kral önce yasalarını hiçe sayan gence kızmış. Ama olup bitenleri dinledikten sonra iyi ve yerinde bir öğüdün çok şeyi değiştirebileceğini kabul edip, ihtiyarlarla ilgili yeni bir kanun çıkarmış. “Bundan böyle çocuklar, anne ve babalarına yaşlılıklarında bakacaklar. Onların gönlünü hoş tutacaklar. Çünkü onların hayat deneyimlerinden her zaman için öğrenebilecekleri şeyler var.” Kaynak: İnternet Aşkı Bulunca Hesap Recep, elinde bir listeyle bakkal Necati’ye gider: – Bakkal amca: kilosu 7 liradan 8 kilo şeker, 5 liradan 9 kilo pirinç, 8 liradan 10 kilo un kaç lira eder? Bakkal Necati şaşkınlıkla cevap verir: – Senin söylediğin fiyatlardan satmıyoruz şekeri, pirinci, unu. Bir de sen o kadar ağır yükü nasıl götüreceksin ki demiş. Recep cevap vermiş : – Sen ağırlıklarına bakma Necati amca, fiyatlarının toplamını söyle. Bu benim matematik ödevim. Trendeki Kız Yazar: Paula Hawkins Sayfa Sayısı: 360 Basım Yeri: İstanbul Yayım Yılı: 2015 Yönetmen: Lulu Wang Oyuncular: Jack Huston, Brit Marling, Lambert Wilson, Alexander Fehling, Tom Schilling, Nikolai Kinski Tür: Komedi, Dram, Duygusal Süre: 94 Dakika Yapım: 2015 Bir yanlış anlama sonucu, eserleri eskisi kadar ilgi görmeyen bir ressam olan Liam Price’ın öldüğü ile ilgili dedikodular çıkar. Bu haberle eserlerin satışlarının patladığını gören Liam, gerçeği söylemek yerine “Liam’ın erkek kardeşi” kimliğinde hayatını sürdürmeye karar verir. Fakat intihar eden ressam hikâyesini ilgi çekici bulan güzel gazeteci McKenzie, Liam’ın peşine düşecek; aşk ikisinin de planlarını alt üst edinceye kadar oyun devam edecektir. Rachel her gün aynı trene binip aynı çifti izliyordu. Çiftin başına gelenleri bütün ülke duyduktan sonra, hayatlarına dâhil olmaya karar verdi. Nefesleri kesen bir roman. En dikkatli okurlar bile, Hawkins olayları teker teker açığa çıkarıp, aşkın ve takıntının şiddetle olan kaçınılmaz bağını ortaya koyarken şaşırmaktan kendilerini alamayacaklar. Trendeki Kız, her şeyi anladığınızı düşündüğünüz an sizi farklı bir sürprizle karşılıyor. 9 Keskinoğlu, Sosyal Medyada Kampanyalarına ve Etkinliklerine Devam Ediyor 17 211 10 Yanlış Bilinen Doğrular 11
Benzer belgeler
Mayıs - Keskinoğlu
*7 günlük yaşa kadar 23 saat aydınlık 1 saat karanlık uygulanmalı
*7 günlük yaştan itibaren 4-6 saat
karanlık uygulanmalı
Broilerde sürekli yapılan genetik seçim, zamanla daha fazla canlı ağırlık
v...
Mart - Keskinoğlu
Üretim” olan kongre hakkında değerlendirmelerde
bulunan yönetim kurulu
üyemiz Esin Keskinoğlu
Onaran: “Bu organizas-