Temmuz - Keskinoğlu

TEMMUZ 2015 Sayı:213
Şirketler Grubumuz
Akhisar Ticaret Borsası’ndan Ödül Aldı
YUMURTANIN İNSAN BESLENMESİNDEKİ ÖNEMİ
Yumurta, anne sütünden sonra insanın ihtiyacı olan tüm besin öğelerini
içinde barındıran tek gıdadır. Ayrıca
sağlıklı bir yaşam için gerek duyulan
protein, yağ, karbonhidrat, vitamin
ve mineral gibi besin öğelerini içinde
bulunduran en önemli gıda maddelerinden de birisidir.
Yumurta; zengin besin maddeleri
içeriğiyle özellikle çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimi için hayati
önem taşımaktadır. Bağışıklık sistemini güçlendirmesi, günde yenilen bir
yumurtanın günlük enerji ihtiyacını
karşılayarak sağlıklı diyet yapılmasını sağlaması, içerisindeki mineraller
ile kemik gelişimi için ihtiyaç duyulan fosfora sahip olması ve vitamin
bakımından zenginliği ile son derece
önemli bir besin kaynağıdır. Ayrıca
uzmanlar tarafından yapılan araştırmalar sonucunda yumurtanın kolesterolü arttırmadığı, aksine kalp dostu
olduğu ortaya çıkmıştır. İnsan beslenmesi için bu kadar önemli bir yere sahip olan yumurtanın önemi tüketiciler
tarafından son yıllarda artarak bilinse
de rakamlara bakıldığında maalesef
ülkemizde tüketim son derece azdır.
Ülkemizde kişi başı yumurta tüketimi 190 adetlerde iken bu rakam Japonya’da 330, Ukrayna’da 305, Rusya’da ise 260 adet seviyelerindedir.
Üretim rakamlarına bakıldığında ise
dünya yumurta üretiminde 10. sırada
yer alan Türkiye, tüketimde ise son
derece geri kalmıştır. Rakamlarda
gösteriyor ki yumurta tüketimi hala
istenilen seviyelere ulaşmamıştır. Bu
doğrultuda ülkemizdeki tüketimi arttırmak için sektör olarak yapmamız
gereken en önemli konu bilgilendirme kampanyalarıdır.
Uzmanlar tarafından her gün bir yumurtanın muhakkak yenmesi gerektiği vurgulanırken, Keskinoğlu olarak
bizlerde yaptığımız kampanyalarla
ve katıldığımız etkinliklerle ülkemizdeki yumurta tüketimini arttırmak
için çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Amacımız yumurtanın hak ettiği değere ulaşması ve kişi başı tüketim
miktarının 5 yıl içerisinde 250 adete
çıkartılmasıdır.
Şirketler grubumuz geçtiğimiz günlerde
Akhisar Ticaret Borsası (ATB) tarafından borsaya en fazla tescil işlemi yaptı-
ran firma olarak ödül aldı. Her yıl borsanın geleneksel olarak düzenlediği
iftar yemeğinin ardından gerçekleşen
ödül töreninde şirketler grubumuz en
çok tescil işlemi yaptıran firma olarak
birincilik ödülünü almaya hak kazandı.
Ödülünü Akhisar Kaymakamı Kaan
Peker’in elinden alan yönetim kurulu
başkan yardımcımız Mehmet Keskinoğlu “Keskinoğlu Ailesi olarak bu
ödülü almaktan büyük onur duydum.
Bilindiği gibi Akhisar Türkiye’nin önde
gelen birçok firmasına ev sahipliği yapıyor. Bizlerde Akhisarlı firma olarak
bununla gururlanıyoruz. Keskinoğlu
olarak durmadan çalışıp, üretiyoruz.
Amacımız Egeli bir marka olarak
Türkiye’yi bütün dünyada temsil
etmektir” dedi.
Şirketimiz, İso 500 Raporu’nda Manisa’nın
Lideri Ege’nin 7.’si, Türkiye’nin 77.’si Oldu
Tavukçuluk sektörünün lider markalarından
olan şirketler grubumuz, İstanbul Sanayi
Odası tarafından hazırlanan “Türkiye’nin
500 Büyük Sanayi Kuruluşu Raporu”ndaki
istikrarlı yükselişini sürdürmeye devam
ediyor. Son 10 yıldaki büyüme grafiğiyle
İSO 500 Raporu’nda toplam 131 basamak
yükselen şirketimiz, 2014 yılında gerçekleştirdiği 1,1 milyar TL’lik ciroyla listede 77’nci
sıraya yükseldi. 4 bin kişiye sağladığı direk
istihdam ve işbirliği yaptığı 500 sözleşmeli
yetiştiriciyle Ege Bölgesi’nde yaklaşık 20 bin
insan için büyük bir ekonomi zinciri yaratan
şirketimizin 2023 hedefinde ise ülke ekonomisine sağladığı katkıyı 2 katına çıkarmak ve
cirosunu da 2 milyar TL seviyesine ulaştırmak
yer alıyor.
Ülke ekonomisi içinde önemli ağırlığa sahip
sanayi kuruluşlarının değerlendirildiği İSO
Raporu’ndaki yükseliş çizgisini koruyan şirketimiz hakkında açıklamalarda bulunan Keskin
Keskinoğlu “Gıda alanında Türkiye’nin en büyük
sektörlerinden olan tavukçuluk üretiminin son
5 yılına baktığımızda, üretimin toplamda yüzde
60’ın üzerinde büyüme kaydettiğini ve yıllık ortalama büyüme hızının da yüzde 10 seviyelerinde olduğunu görüyoruz. Türkiye global pazarda
dünyanın en büyük 10 piliç eti üreticisinden biri
konumunda. 2014 yılında toplam 1,9 milyon
ton üretim yapan Türk piliç eti sektörü olarak
2023 yılında 3 milyon ton piliç eti üretmeyi ve
ihracatımızı da 1 milyar 250 bin doların üzerine
çıkarmayı hedefliyoruz. Keskinoğlu olarak biz
de bu hedefleri gerek üyesi olduğumuz sektörel platformlarla gerekse de firma olarak yürüttüğümüz çalışmalarla yakından destekliyoruz.
Son 10 yılda sektör ihracatının yüzde 10’undan
fazlasını yapan ve Almanya, Singapur, Malezya
gibi birçok ülkeyi Türk ürünleriyle tanıştıran bir
marka olmanın da verdiği sorumlulukla; İlk’lerin öncüsü olmaya ve 75 ülkede Türkiye’nin
gönüllü elçiliğini üslenmeye devam edeceğiz.
2023 yılında bizim hedefimiz ise ihracatımızı
300 milyon dolar seviyelerine yükseltmek ve
Türkiye’nin üretim gücünün dünyaya yansıtılmasına katkıda bulunmak” dedi.
Tavvuk Restoran’da Geleneksel İftar Yemeği
“Şirketler grubumuz tarafından her yıl Ramazan
ayında geleneksel olarak
düzenlenen iftar yemeği,
Akhisar’da bulunan Tavvuk
Restoran’da gerçekleşti.”
Şirketler grubumuz tarafından her yıl Ramazan ayında
geleneksel olarak düzenlenen
iftar yemeği, Manisa Valisi
Erdoğan Bektaş, AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir,
ilçe kaymakam ve belediye
başkanları, ilçe oda başkanları, sivil toplum örgütleri, iş
adamları, şirket çalışanlarımız
ve çok sayıda vatandaşın
katılımıyla Akhisar’da bulunan
Tavvuk Restoran’da gerçekleşti.
Ramazan ayının birlik, bera-
berlik duygusunu arttırdığını
ve iftar sofralarının da bu
ayın bereketinin bir göstergesi olduğunu belirten
yönetim kurulu üyemiz İsmail Keskinoğlu, “Keskinoğlu
Ailesi olarak böyle bir günde
konuklarımızla bu iftar
yemeğinde buluşmak bizleri
çok mutlu etti. Davetimize
gelen tüm misafirlerimize
teşekkür ederiz. Ramazan
ayının tüm Müslüman alemine hayırlı olmasını dileriz”
dedi. Açılış konuşmasının ar-
dından Akhisar İlçe Müftüsü
Ramazan Orhanlı tarafından
okunan dualar ile başlayan
yemekte, Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, “İlimizin ve Türkiye’nin önemli markalarından
olan Keskinoğlu’nun düzenlediği iftar yemeğinde güzel
ilçemizin insanlarıyla buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İftar sofraları geleneğini
sürdüren Keskinoğlu ailesini
kutluyorum. Ülkemizin değerli şehri Manisa’mızın markası
olan Keskinoğlu, firma olarak
dünya markası olma yolunda
da emin adımlarla ilerliyor. Sağladıkları istihdamla
Türkiye ekonomisine vermiş
oldukları destekten dolayı
Manisalılar olarak kendileri ile
gurur duyuyoruz” dedi.
Tavvuk Restoran’ın zengin
iftar menüsüyle keyifli bir yemeğin tadını çıkaran konuklar
böyle bir geceye ev sahipliği
yaptıkları için Keskinoğlu ailesine teşekkürlerini ilettiler.
Keskinoğlu Şirketler Grubu
Çalışanları Futbol Turnuvası’nda Kıyasıya Mücadele Etti
“Şirketler grubumuz tarafından geçtiğimiz günlerde
çalışanlarının motivasyonunu arttırmak ve takım
ruhunu güçlendirmek
amacıyla Kamburoğlu Spor
Tesisleri’nde düzenlenen
15. Geleneksel Halı Saha
Futbol Turnuvası eğlenceli
ve heyecanlı görüntülere
sahne oldu.”
Şirketler grubumuz tarafından
geçtiğimiz günlerde çalışanlarını motivasyonunu arttırmak
ve takım ruhunu güçlendirmek
amacıyla Kamburoğlu Spor
Tesisleri’nde düzenlenen 15.
Geleneksel Halı Saha Futbol
Turnuvası eğlenceli ve heyecanlı görüntülere sahne oldu.
9’ar kişilik takımlar halinde
stratejik taktiklerle oynanan
maçlarda, çalışanlarımız futbolda sahip oldukları marifet2
leri sergilediler. İzleyicilerin
büyük bir keyif alarak izledikleri ve birbirinden heyecanlı
mücadelelere sahne olan
maçlarda, gruplar eğlenceli vakit geçirirken birlikte
başarıya ulaşmanın tadını
çıkarttılar. Şirket çalışanlarına
yönelik bu tür etkinliklerin
başarıyı arttırdığını, takım ruhunu geliştirdiğini ve birimler
arası iletişimi güçlendirdiğini
belirten yönetim kurulu
üyemiz Esin Keskinoğlu Onaran
“Etkinliğe katılan çalışanlarımız
kendileri için hazırlanan bu organizasyon süresince eğlenceli
vakit geçirirken, takım olmayı
ve birlikte hareket edebilmenin getirdiği avantajları kullanabilmenin önemini daha iyi
kavrıyorlar. Şirket politikamız
gereğince takım çalışmalarına önem vermekte ve bu tür
organizasyonların sürekliliğini
bünyemizde devam ettirerek
çalışanlarımızın motivasyonunu
yüksek tutmaya özen gösteriyoruz.”dedi.
40 takımın katıldığı ve 1 ay
süren etkinlikte rakiplerine fark
atarak 1. sıraya yükselen K.G.B.
ekibi (Göker Akman, Olcay
Demirci, Mehmet Akpınar, Akın
Demirol, Mustafa Yavuz, Cihan
Ün, Hasan İyit, Uğur Duvan,
Sinan Yılmaz) 3. kez şampiyon
oldu. Şampiyonluk maçı sonunda ise K.G.B. ekibi kupa ve madalyalarını alarak şampiyonluk
sevincini doyasıya yaşadılar.
“Hemen Aç Hemen Ye”
Ürünleri Ramazan’da İftariyelikler ile Göz Doyurdu
Sektörde 52’nci yılını dolduran şirketler grubumuz,
tüketici ihtiyaçları doğrultusunda geliştirdiği yeni
ürünlerle hayata değer
katmaya devam ediyor.
Tüketicisine karşı duyduğu
sorumluluk heyecanını ilk
günkü kadar taze tutan
ancak kalite anlayışına
grubundaki diğer tüm
ürünleri gibi Hemen Aç
Hemen Ye Ailesi de yüzde 100 göğüs etinden
üretiliyor.
Pizzadan makarnaya,
börekten sandviçe kadar
birçok alanda kullanılan
ve yemeklerin lezzetini
katlayan Keskinoğlu
Hemen Aç Hemen Ye
Ailesi’nin iftar sofralarını
zenginleştirdiğinin altını
çizen
yönetim kurulu üyemiz
da 52 yılın hakkını veren
Hamit Keskinoğlu “Pratikliği
şirketimiz, piliç etinin hafifliğini yaşamın her anına ve tüketim kolaylığıyla, hayatı
taşımak isteyen tüketicileri bir nebze de olsa kolaylaştıran
için tek porsiyonluk ürün- Hemen Aç Hemen Ye ürünleri ile sofralara yeni tatlar
ler hazırladı. Bu grupta
katmaya devam ediyor. Farklı
jambon, salam, sosis ve
kullanım alternatifleri ile de
sucuktan oluşan 4 çeşit
bayanların ilk tercihi oluyor.”
ürünü tüketicisine sunan
dedi.
Keskinoğlu’nun şarküteri
“Sektörde 52’inci yılını dolduran şirketler grubumuz,
tüketici ihtiyaçları doğrultusunda geliştirdiği yeni
ürünlerle hayata değer
katmaya devam ediyor.”
Şirketler Grubumuz Rusya ile 2 Milyon $’Lık Anlaşma İmzaladı
Türkiye’nin Rusya’ya 2014’te
yaptığı piliç eti ihracatının
yüzde 45’ine denk gelen 6,5
milyon dolarlık kısmını tek
başına gerçekleştiren şirketler
grubumuz geçtiğimiz Haziran
ayında kuş gribi nedeniyle
kapanan Rusya kapısından
müjdeli haberle döndü.
Hükümet politikalarının da
etkisiyle kuş gribinin ardından
kısa sürede kapıları açılan Rusya pazarına ziyarette bulunan
Keskin Keskinoğlu, ilk aşamada
yılın ikinci yarısı için 2 milyon
dolarlık anlaşma imzaladı.
2 yıldır Rusya’nın en büyük
ithalatçılarıyla çalıştıklarını ve
pazara kıyma, but, göğüs eti,
kanat gibi ürünler gönderdikle-
rinin altını çizen Keskin Keskinoğlu, “2010’da Rus heyeti ihracat
izni verdiğinden beri iki ülke
arasında yapılan ticari işbirliğinin
büyüyebileceği beklentisiyle,
Rusya’ya küçük çaplı da olsa
ihracat gerçekleştirdik. Dolayısıyla orada uzun yıllardır tanıdığımız
ve güçlü ilişkiler geliştirdiğimiz
müşterilerimiz var. Yıllardır
sürdürdüğümüz ticari ilişkilerin
de katkısıyla, hükümetimizin
araladığı bu kapıyı Keskinoğlu
olarak yaptığımız son anlaşma
sayesinde sonuna kadar açmış
olduk. Bu anlaşma aynı zamanda
sektör için de büyük önem taşıyor, çünkü ülkemizde görülen kuş
gribi vakalarından sonra Rusya ile
yapılan en büyük hacimli anlaşma özelliğini taşıyor. Bu girişimimizin sektördeki diğer firmalara
da umut vereceğine ve moral
olacağına inanıyorum. Keskinoğlu olarak yılın ikinci yarısında
ihracatımızı daha da artırmayı ve
yılsonunda Rusya’ya yaptığımız
ihracatı 8 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.
“Türkiye’nin Rusya’ya
2014’te yaptığı piliç eti
ihracatının yüzde 45’ine
denk gelen 6,5 milyon
dolarlık kısmını tek başına
gerçekleştiren şirketler
grubumuz geçtiğimiz
Haziran ayında kuş gribi
nedeniyle kapanan Rusya
kapısından müjdeli haberle döndü.”
3
ETLİK PİLİÇ KÜMESLERİNDE TÜNEL
HAVALANDIRMADA EFEKTİF ISININ ÖNEMİ VE YAPILAN HATALAR
Bu çalışmamızda tünel havalandırmada
bazı önemli noktalar üzerinde durulmuş
ve açıklanmaya çalışılmıştır. Konular termal kamera resimleriyle desteklenmiştir.
Sıcak bir yaz gününde kesim yaşı yaklaşan etlik piliçleriniz var. Tüm fanlarınız ve
soğutma pedleriniz çalışıyor. Kümes ısısını kontrol ediyorsunuz ve 28 °C derece.
Tüm fanların çalıştığını görünce gelecek
elektrik faturasını düşünüyorsunuz.
Büyük ihtimal ile yüksek bir fatura ! Birkaç fan kapatarak elektrikten tasarruf
etmeyi düşünüyorsunuz ve bu arada kümes ısısının yükselip yükselmeyeceğini
merak ediyorsunuz. Birkaç fan kapatıyorsunuz ve kümes ısısının sadece 0,1 ile
0,5 derece yükseldiğini görünce şaşırıyorsunuz. Bu mükemmel elektrik faturanızı %20 düşürdünüz ve kümes ısısında
bir fark oluşmadı. “Zaten 28 ile 28,5
derece arasında ne fark var ki sonuçta”
diye düşündünüz.
Olayın aslı, kümes ısısının fazla değişmemesi fakat bunun yanında efektif ısının
(hayvanın hissettiği ısı) büyük ölçüde
yükselmesidir. Efektif ısı, bir etlik pilicin
fizyolojik olarak hissettiği ısıdır. Efektif
ısı kümes ısısı ile alakalı olmakla beraber ayrıca kümeste ki rüzgar hızı ve bağıl
nem ile de ilgilidir. Örnek olarak bir tavuk, vücudunda biriken büyük miktarda
ısıyı solunum sistemindeki suyu buharlaştırarak uzaklaştırır. Sıcak bir havada
tavuğun kendini soğutması, bağıl nem
oranından doğrudan etkilenir. Daha düşük nem oranı, tavuğun solunum sisteminden buharlaştırabileceği daha fazla
su anlamına gelir. Daha fazla buharlaşma daha fazla ısı kaybına neden olur ki
buda tavuğun kendini daha serin hissetmesine sebep olur.
30 derece ve %20 nem, 28 derece ve
%75 nemden çok daha fazla serin his-
Yalçın Yetgin
4
settirir. Aynı şekilde kümesteki havanın hızı,
tavuğun üzerinde bulunan efektif ısı yükünü
alacağı için aynı rahatlamayı sağlayacaktır. Örnek olarak; 28 derece kümes ısısında, 2,5 metre/saniye bir hava hızı, 0,5 metre saniye hava
hızına göre çok daha fazla ısıyı yok edecektir.
Bu konu kümes idaresi için çok önemli bir noktadır. Nemin %20 ya da %80 olması ve hava
hızının 0,5 ya da 2,5 metre saniye olması kümesteki termometrenin ölçtüğü ısıyı çok fazla
değiştirmeyecektir. Fakat tavuğun hissettiği
efektif ısıda çok büyük farklar oluşacaktır. Termal kameradan alınan görüntülere bakılınca
(biri doğal havalandırma diğeri tünel havalandırma) benzer kümes ısılarında efektif ısıların
farklı olduğunu görüyoruz.
Doğal havalandırma yapılan kümeste sensörlerle ölçülen ısı 27 derece ve tünel havalandırma olan kümeste 26,5 derece ölçülmüştür.
Kümeslerde ki termometreye göre iki kümes
arasında önemli bir ısı farkı yok gibi gözüküyordu ama hava hızlarında çok büyük fark vardı. Doğal havalandırmalı kümeste 0,5 metre
saniye, tünel havalandırmalı kümeste 2,5 metre saniye. Bu durum efektif ısı (tavuğun hissettiği ısı)da çok büyük farklar meydana getirdi.
Aşağıdaki termal kamera resimlerinde de bu
durum çok net bir şekilde görülmektedir. Doğal havalandırmalı kümeste hayvanların üstlerindeki ısı kümes ısısından 3,5 derece farkla 31
dereceye yükseldi. Bu durum tavukların üstlerindeki ısının yeterli derecede çekilmediğinin
göstergesidir. Tünel havalandırmada bu ısı
farkı sadece 1 derece idi. Bu da ısının hemen
çekildiği anlamına gelmektedir. Sonuç olarak
daha yüksek hava hızları, daha düşük efektif
ısı meydana getiriyor. Termal kamera her şeyi
net olarak gösteriyor.
Yandaki resimlerde; termal kamerayla yapılan çekimler sırasında, doğal havalandırmalı
kümesteki tavukların ağızlarını açtıkları, fakat
tünel havalandırmalı kümesteki tavukların
ağızlarını açmadıkları gözlenmiştir.
Gördes’de bulunan 20 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu
ayın başarılı üreticileri arasında
yer aldı. Kendilerini tebrik eder,
başarılarının devamını dileriz.
1
2
1. doğal havalandırma hava
2. tünel havalandırma
Efektif ve ısı sensörleriyle ölçülen hava ısısı arasındaki fark, aşağıdaki resimlerde çok
daha net bir şekilde görülüyor. Her iki fotoğrafta, tünel havalandırma yapılan aynı
kümesten alınmıştır. Soldaki resim(figür 3)
de tüm fanlar çalışıyor ve 2,7 metre saniye
rüzgar hızı elde edilmiş(11 fan ile). Kümesin ortasına konan termometre 26 dereceyi gösteriyor. Termal kamerayla, ortalama
efektif zemin ısısı 29,0 derece okunuyor.
Sağdaki resimde ise kümeste çalışan 3 adet
fan kapatılıyor ve hava hızı 1,7 metre/saniyeye düşüyor. Kümesin ortasındaki termometre yine 26 dereceyi gösteriyor . Fakat
zemin efektif ısısı 32,0 dereceye çıkıyor.
Sonuçta tavukların hissettiği sıcaklık önemli
derecede artıyor.
3
4
3. tünel havalandırma 2.8 m/s rüzgar hızı 11 fan
4. tünel havalandırma 1.7 m/s rüzgar hızı 8 fan
Dikkat edilirse, ısı sensörleriyle ölçülen sıcaklık yine 26 derece olduğu halde tavukların üstündeki efektif ısı 29 dereceden 32
dereceye çıkmıştır. Unutulmaması gereken
nokta, erişkin tavuklar için 30 derecenin üstündeki sıcaklıkların ölümcül olduğudur.
Urla’da bulunan 50 bin kapasiteli
çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın
başarılı üreticileri arasında yer aldı.
Kendilerini kutlar, başarılı çalışmalarının devamını dileriz.
Hakan Kutlu
Narenciye Aromalı Tavuk
Hazırlanışı:
Meksika biberini dilimleyin, zencefili ince ince
kıyın. Tavada zencefili soteleyin daha sonra tüm
malzemeleri ekleyin. Şekeri eritin ve kıvam alana kadar pişirip sosu pişirin.
Ayrı bir tencereye limon kabuğu, portakal kabuğu, defne yaprağı, tane karabiber, soğan,
ve kereviz yaprağını koyun ve su ile doldurun,
kaynamaya bırakın. Su kaynamaya başladığında
altını kapatın. Tavuk göğüs etini suyun içine yerleştirin. 10 – 15 dk bekletin. Sudan çıkardığınızda kağıt havlu üzerine alın. Dilimleyerek sos ile
birlikte servis edin.
Malzemeler:
1 paket Keskinoğlu Tavuk Göğüs Eti
1 adet limon kabuğu
1 adet portakal kabuğu
1 adet defne yaprağı
1 tatlı kaşığı tane karabiber
1 dilim kuru soğan
1 adet kereviz yaprağı
Sos için;
1 adet Meksika biberi
1 yemek kaşığı toz şeker
1 yemek kaşığı zencefil
1 çay bardağı su
Tavuklu
Şevket-İ Bostan Salatası
Hazırlanışı:
Malzemeler:
1 paket Keskinoğlu Tavuk Göğüs Eti
½ kg şevketi bostan
5 adet çeri domates
½ adet kırmızı kapya biberi
½ adet sarı kapya biberi
4 yemek kaşığı Ravika sızma zeytinyağı
1 adet limonun suyu ve kabuğu
Yeşil zeytin
Tuz, karabiber
Şevketi bostanın etli ve yapraklı kısımlarını ayırıp iyice yıkayıp
sirkeli suda bekletin. Ayrı bir tencerede kaynatmış olduğunuz
tuzlu suya temizlenmiş şevketi
bostanları atıp yumuşayıncaya kadar pişirin ve piştikten
sonra geniş bir salata kabına
alın. Üzerlerine doğramış
olduğunuz biber ve domatesleri yerleştirin. Ayrı bir
yerde pişirdiğiniz ızgara
tavuk göğüslerini de hazırlamış olduğunuz salataya
ilave edin. Yeşil zeytinleri
hazırladığınız salatanın üzerine yerleştirin. Son olarak
limon suyunu ve zeytinyağını gezdirip servis edin.
5
CUMALİ
ERENER
Anemon Adana Otel’de şef olarak görev yapan Cumali Erener ile mesleğe
başlama hikayesi, mesleğinin zorlukları, Türk ve Dünya mutfakları hakkında
sizlerin de keyifle okuyabileceği bir
sohbet gerçekleştirdik.
“Türk mutfağı servisi açısından tam ölçülüdür. Yani
Fransız mutfağına bakıldığında kocaman bir tabak
ve ortasında ise küçücük bir
yemek parçası. Ama Türk
mutfağında yanında garnitürleri ile dolu bir tabak.”
6
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Mesleğe nasıl başladınız?
Ben Adana’nın Yüreğir İlçesi’ne bağlı Kiremithane mahallesinde doğdum. İlk ve ortaokulu burada okudum. İlkokul 3. sınıf yaz
tatilinde (9-10) amcamlara ait olan kebap
salonunda bu mesleğe başladım, anlayacağınız çekirdekten yetiştik.
Daha sonraları okuldan mezun olur olmaz
(1997) Antalya’nın ilçesi olan Manavgat
Side’ye kaçarak gittim. Cafe restaurantlarda
çalışmaya başladım. Zaten tabanımız kebapçılıktan yetişme olduğu için hemen mutfakta uyum sağlıyordum. Her sene sezonluk
olarak gider gelirdim. Bu arada Akdeniz
Bölgesi’nde çalışan aynı zamanda dayımda
olan ustamız Gökhan Gülşen yanına alıp
yetiştirdi bizleri. Allah gani gani rahmet eylesin. Kendisini tanımayan yoktu. 5 yıldızlı
otellerin koordinatörlüğünü yapardı. İyi bir
zanaatkardı. Bende yükselerek bu günlere geldim. Alanya, Kemer, Kiriş, Tekirova,
Marmaris, Bodrum, Ayvacık, Assos dahil
birçok yerde çalıştım. Dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve birçok bürokrata
bizzat serviste bulundum. Adana’nın S Class
oteli, Butik oteli, 4 yıldızlı otellerinde ve
son olarak bugünkü 5 yıldızlı oteli olan Anemon
Adana‘da çalışmaktayım.
Bir günün menüsü hazırlarken, nelere dikkat
ediyorsunuz? Ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Bu esnada mutfakta neler yaşıyorsunuz anlatabilir misiniz?
Günün menüsünü hazırlanırken ilk önce mutfak
stoklarımızı kontrol ediyoruz, sonra misafirin
damak tadına göre alternatifler hazırlayıp,
sunuyoruz. Tabi bu esnada sizler de tahmin
edersiniz ki; muazzam bir mücadele ve koşuşturma ile sonucunda nihayete eriyoruz.
Mesleğiniz zor bir meslek mi? Zorlukları
nelerdir?
Aslında bizler için zor değil. Çünkü bizler (kendim için) mektepli değil tabiri caizse alaylıyız,
artık alışmışız. Et ve soğan kokusunu almazsak
sanki bitkisel hayata bağlanmışızdır. Evde bile
izinli günlerimizde hemen bir şeyler yaparız ve
kendimizi meşgul ederiz. İşletmelerimizde de,
ara sıra sıkıntılarımız oluyor tabi ki mesela müşteri anlayışsızlığı veya yanlış ısrarı yada yemek
saatinin yaklaşmasındaki mücadelemiz gibi.
Bu mesleğe başlamak ve yapmak isteyenlere
neler tavsiye edersiniz?
Öncelikle mesleğe başlamak isteyenlere tavsiyem şudur sakın ilk hedefiniz para kazanmak
veya direk yönetici olmak olmasın. Çünkü
sağlam bir yetişme süreci ve eğitimden
sonra zaten ufak ufak yükseleceksiniz. Sonra
zaten teklifler ve maddi yönden de iyileşmeler olur.
Yemek yapmanın püf noktaları nelerdir?
Mutfakta olmazsa olmazlarınız nelerdir?
Şimdi yemek yaparken tabi ki püf noktalarımız vardır. Bunları açığa çıkartmaz kimse
ama sizin için birkaç tane söyleyebilirim.
Bunlardan ilki; pilav yapmak. Eskiden bir
ustayı işe almadan önce pilav yaptırırlar,
ona göre ustayı işe alır ve fiyat belirlerlerdi.
İyi bir pirinç pilavı yapmak için pilavı ocaktan almadan altını söndürmeden önce ısıyı
sonuna kadar açıp 10’a kadar sayıp, sonra
sallayıp söndürmek.
İkincisi ise; et yemeklerinde tavadan et ile
soğanı aynı anda alırsanız tavaya soğanın
suyu ete, hem lezzet hem de yumuşaklık
katar. Etleri tam kurutmamalı pişirirken sulu
bırakmalı, yüksek ısı etleri kurutur unutulmamalı.
Türk mutfağı yavaş yavaş dünyada tanınmaya başladı. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Zaten kendini kanıtlamış bir mutfaktır, Türk
mutfağı. Mesela benim ağabeyim Almanya’da yaşıyor eşi de Almanyalı. Oralarda bile
insanlar restaurant seçerken Türk mutfağını
seçerlermiş. Bizim kendimize has pişirme
tekniklerimiz vardır. Mesela tandır, kömür
mangal, toprak güveç, gibi… Buda bizi onura
ediyor.
Türk mutfağını diğer mutfaklarla kıyasladığınızda sizce hangi yönleri ile ön planda?
Türk mutfağı servisi açısından tam ölçülüdür. Yani Fransız mutfağına bakıldığında
kocaman bir tabak ve ortasında ise küçücük bir yemek parçası. Ama Türk mutfağında yanında garnitürleri ile dolu bir tabak.
Mesela bir İngiliz turistle söyleşi de, bir
Türke bir patlıcan ver sana 100 çeşit yemek yapsın demişti. Doğru bizim ülkemizin
en büyük zenginliği de buydu bence. Her
bölgenin insanının aynı malzemeyle farklı
tat ve çeşitlerini yapmasıdır. Ege’de farklı,
Anadolu’da farklı, Doğu’da farklı… Bu yönleri ile Türk mutfağı ön planda yer alıyor.
Dünya mutfakları içerisinde yemeklerini
yapmaktan ve yemekten en çok keyif
aldığınız mutfak hangisi? Neden?
Tabiki bizim Türk mutfağı. Fakat Fransız
mutfağının zenginliği ve soslarının tatları ve sunumu bizlere biraz daha çekici
geliyor. Mesela bonfile türevlerinde çok
özellerdir.
İtalyanlarda ise durum farklıdır. Mesela hamur işleri ön plandadır. Makarna
çeşitleriyle bayağı ilerideler ve kendilerini
kanıtlamışlar.
Zeytinyağlı ve tavuk yemeklerinden yapmaktan zevk aldığınız yemekler hangileridir?
Mesela zeytinyağlı denince benim aklım
hemen Ege Bölgesine kayar. Özellikle
enginar hem çok severim hem de zevk
alarak yaptığım çeşitlerden biridir. Tavuk
yemeklerinde ise durum farklı tabi. Bizim
Adana’mızda ızgaranın yeri farklıdır. Izgarada tavuk derili olacak özellikle tavsiyem
tavuğun sarma kısmıdır.
“Mesela zeytinyağlı denince benim
aklım hemen Ege bölgesine kayar.
Özellikle enginar hem çok severim
hem de zevk alarak yaptığım çeşitlerden biridir.”
Keskinoğlu ürünlerini nasıl buluyorsunuz?
Keskinoğlu bu konuda kendini kanıtlamış bir isimdir. Lezzet açısından ve
çeşit yönünden benim tercihimdir.
Hijyeniktir, gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz.
7
ŞEKER HASTALIĞI NEDİR?
NİÇİN ŞEKER HASTASI OLURUZ?
Vücudumuzda midenin arka kısmında pankreas adında bir bez bulunur.
Bu bez kan şekerini düzenleyen hormonlar salgılar. Bu hormonlardan biri
insülindir. İnsülinin salgılanamaması ya da etkisiz kalması sonucu hücrenin enerjisini karşılamak gibi çok önemli bir görevi olan şeker (glukoz)
hücreye giremez. Hücreye giremeyen bu şeker kanda birikir. Kanda normal bulunması gereken miktardan daha fazla bulunur. Bu da bütün hücrelere zarar verir. Çünkü fazla şeker vücutta zehir gibidir. Şeker hastalığı
aileden gelen (kalıtsal) ve çevresel faktörlere bağlanmaktadır.
ŞEKER HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
• Çok fazla su içme ve içme isteği,
• İştahın açılması ve fazla yemek yeme,
• Çok sık idrara çıkmak ve geceleri bunun için sık sık uyanmak,
• Ciltte kuruma,
• Sürekli halsizlik ve yorgunluk, çabuk yorulmak,
• Yaraların geç iyileşmesi,
• Bazen bulanık görmek gibi belirtileri vardır.
ŞEKER HASTALIĞININ ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
Genel olarak iki tip şeker hastalığı (diabet) vardır. Bu sınıflama nedenlerine ve başlangıç yaşına göre yapılır.
TİP 1 ŞEKER HASTALIĞI
Pankreasta insülin yapan beta hücreler hasarlanır ya da insülin yapımını
engelleyecek hastalıklar ortaya çıkarsa tip 1 diabet ortaya çıkar. Başlaması
çok zaman almaz. Genellikle birkaç gün ya da birkaç hafta içinde ortaya
çıkar.
Önemli üç tane bulgusu mevcuttur:
• Kandaki şeker (glukoz) miktarı artar,
• Karaciğerde enerji ve kolesterol yapımı için yağ kullanımı artar,
• Vücut proteinleri azalır
Özetle başlama yaşı 20’den küçüktür. İnsülin üretilemez veya az üretilir.
Hasta zayıflar.
TİP 2 ŞEKER HASTALIĞI
Bu tip şeker hastalığında sorun, insülinin eksikliğinden ziyade insülinin
etki gösterememesidir. İnsülinin bağlanma yerinde sorun vardır ya da
bağlanma yeri sayısı azdır. Tip 1’e oranla çok daha fazla görülen bu hastalık yetişkinlerde görülür. Başlama yaşı genelde 40’tan büyüktür. Bu nedenle erişkin tipi diabet de denir. Hastaların çoğu şişmandır.
Ayrıca bazı hamileliklerde hormon salgısına bağlı olarak hamilelik (gestasyonel) diabeti ortaya çıkabilir. Hamilelik sona erince kan şekeri normal
düzeyine iner, ama sonraki 10-20 yıl içinde tip 2 diabet oluşabilir.
ŞEKER HASTALIĞI GÖRÜLME İHTİMALİ YÜKSEK OLANLAR
Şeker hastalarının çoğunda erişkin tipi diabet (tip 2 diabet) görülür. Bu
nedenle şeker hastalığı derken genellikle bunu kastediyoruz. Bu hastalığa
yakalanmada risk oluşturan faktörler şunlardır:
• Ailesinde şeker hastası olanlar,
• Fazla kilolu insanlar (bunu beden kütle indeksi -BKİ- ile anlayabiliriz.
(BKİ’si 25 in üzerinde olanlar risk altındadır),
• Hızlı yemek yiyenler, çabuk acıkanlar,
• Yüksek tansiyonu olanlar,
• Kandaki yağ miktarı fazla olanlar,
• Hareketsiz bir yaşam tarzı sürenler,
• Yaş ilerledikçe hastalık riski artar.
Bütün bu faktörlerle birlikte yağları vücudun bel bölgesinde toplananlar
(şişman olmasalar bile) bel çevresi erkekte 102 cm.’i kadında 88 cm.’i geçenler risk altındadır. Buna yakın değerlerde olanlar ise dikkat etmelidir.
KONTROLÜ
İyi bir şeker kontrolü, kan şekeri seviyenizi mümkün olduğunca normale en yakın tutmak anlamına gelir. Bu durum, aşağıdakilerin yapılmasıyla
sağlanabilir.
• Sağlıklı Beslenme
• Egzersiz
• İlaç/ İnsülin
• Düzenli sağlık kontrolü
Kaynak: İnternet
8
HİÇ HAYALLERİNİZDEN SIFIR ALDINIZ MI?
Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışa koşarak atları
terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç
oğluna kadar uzanır. Babasının işi nedeniyle çocuğun
orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak istediği konusunda
bir kompozisyon yazmasını istedi hocası. Çocuk bütün
gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı.
Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de
çizdi. Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi. Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak
1000 metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi. Ertesi
Gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev, tam kalbinin sesiydi. İki gün sonra ödevi geri aldı. Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir “0” ve “Dersten sonra
beni gör” uyarısı vardı.
“Neden “0” aldım?” diye merakla sordu hocasına, çocuk. “Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan
bir hayal” dedi, hocası. “Paran yok. Gezginci bir aileden
geliyorsun. Kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük para
gerektirir. Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık hayvanlar da alman gerekiyor. Bunu başarman imkansız”
ve ekledi: “Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten
sonra yeniden yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm.”
Çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına
danıştı. “Oğlum” dedi babası “Bu konuda kararını kendin vermelisin. Bu senin hayatın için oldukça önemli bir
seçim!”
Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir
değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına. “Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin” dedi. “Ben de hayallerimi.”
O alan orta 2 öğrencisi, bugün 200 dönümlük arazi üzerindeki 1000 metrekarelik evinde oturuyor.
Yıllar önce yazdığı ödev şöminenin üzerinde çerçevelenmiş olarak asılı. Öykünün en can alıcı yanı şu: Aynı
öğretmen, geçen yaz 30 öğrencisini bu çiftliğe kamp
kurmaya getirdi.
Çiftlikten ayrılırken eski öğrencisine “Bak” dedi, “Sana
şimdi söyleyebilirim. Ben senin öğretmeninken, hayal
hırsızıydım. O yıllarda öğrencilerimden pek çok hayal
çaldım. Allah’ tan ki, sen, hayalinden vazgeçmeyecek
kadar inatçıydın.”
Kaynak: İnternet
Terminatör: Genisys
BALIK AVI
Üç arkadaş balığa çıkmışlar, aralarında konuşuyorlar;
Birincisi:
-“Bugün balığa çıkabilmek için karıma bir hafta içinde
bütün evi boyayacağıma dair söz verdim.”
İkincisi:
-“O da bir şey mi, ben bugün balığa çıkabilmek için
karıma 1 hafta içinde bütün elektronik eşyaları yenileyeceğime dair söz verdim.”
Üçüncüsünden ses çıkmayınca sormuşlar;
-Eee ? Sen ne söz verdin balığa çıkabilmek için ?
- “Valla bir söz vermedim, sabah kalkınca karıma, balığa mı çıkayım, annemlere mi gideriz diye sordum...
Cevabı kesin ve netti.”
- “Üstünü sıkı giyin, üşütme.”
Esrarengiz Bahçe
Yazar:
Johanna Basford
Sayfa Sayısı:
96
Basım Yeri:
İstanbul
Yayım Yılı:
2013
Yönetmen:
Alan Taylor
Oyuncular:
Arnold Schwarzenegger,
Emilia Clarke,
J.K. Simmons,
Lee Byung-hun,
Matt Smith
Tür:
Bilim Kurgu, Aksiyon,
Gerilim, Macera
Süre: 126 Dakika
Yapım:
2015
İnsan direnişinin lideri John Connor (Jason Clarke), Çavuş
Kyle Reese’i (Jai Courtney) Sarah Connor’ı (Emilia Clarke)
koruması ve geleceği güvence altına alması için 1984’e
geri gönderdiğinde olayların beklenmedik bir şekilde yön
değiştirmesi zaman çizgisinde kırılma yaratır. Şimdi kendisini geçmişin yeni ve yabancı bir versiyonunda bulan
Çavuş Reese, Gardiyan’ın da (Arnold Schwarzenegger)
dahil olduğu olasılık dışı müttefiklerle, tehlikeli yeni düşmanlarla ve beklenmedik “geleceği yeniden başlatmak”
göreviyle karşı karşıya kalır. Terminatör 5, Arnold Schwarzenegger’in 3. filmden sonra ilk kez Terminatör rolünü
üstleneceği film oldu.
Bu kitap, âdeta mürekkeple kurulmuş bir Esrarengiz
Bahçe! Bu kitap, her yaştan sanatkâr için kendini keşfetme imkânı sunan bir hazine sanki. İster çocuk olun,
ister yetişkin... Bu kitapta olağanüstü çiçekler ve ilginç
bitkilerle dolu, siyah beyaz, büyüleyici bir harikalar diyarı keşfedeceksiniz. Boyanacak resimler, keşfedilecek
labirentler, tamamlanacak desenler ve kendi çizimlerinizi yapabileceğiniz pek çok alan bulacaksınız. İnce ince
işlenmiş çalışmaları, yoğun bir el emeğinin ürünü... Bu
kitap ile renklerin büyülü dünyasına dalın!
9
Keskinoğlu, Sosyal Medya da Kampanyalarına ve Etkinliklerine Devam Ediyor
17
213
10
Yanlış Bilinen Doğrular
11