krizlere yakalanmadan gelişmeyi sürdürmek
Transkript
krizlere yakalanmadan gelişmeyi sürdürmek
B Ý L Ý M S E L Y A Y I N O R G A N I TMSF yýl:5 sayý:24 Ekim - Kasým - Aralýk 2010 TASARRUF MEVDUATI SÝGORTA FONU KRÝZLERE YAKALANMADAN GELÝÞMEYÝ SÜRDÜRMEK Þakir Ercan GÜL, Sayfa 3te HUKUKÝ YÖNÜYLE MEVDUAT ÝLM-Ý TEDBÝR-Ý MENZÝL Çaðdaþ EKÝCÝ Erol ORTABAÐ Sayfa 14te Sayfa 22de SORUNLU HALE GELEN BANKALARA UYGULANAN ÇÖZÜMLEME YÖNTEMLERÝ Heval GÖKDEMÝR Sayfa 35te TEMEL PARAMETRELER SÝGORTA VE RÝSK ÝZLEME DAÝRE BAÞKANLIÐI Eylül 2009 1,485 2,168 2,416 *Serbest Piyasa FAÝZ ORANLARI (%) 30.09.2010 31.12.2009 30.09.2009 Gecelik 6,25 6,5 7,25 Mevduat Faizleri* 8,19 ** 8,29 8,84 TRLIBOR (O/N) 6,68 6,5 7,25 Kaynak: TCMB / TBB *Sektör Ortalamasý/1 aylýk **31.07.2010 BORSA ENDEKSÝ ÝMKB Sýnai Mali Kaynak: ÝMKB Eylül 2010 65.774 48.926 102.174 Aralýk 2009 52.825 37.899 79.763 YATIRIM ARAÇLARININ GETÝRÝLERÝ Son Deðer 1 ay öncesine (12.10.2010) göre (%) ÝMKB Dolar Altýn (TL/gr)61,81 Altýn (Usd/Ons) DÝBS Endeksi (3 aylýk)* DÝBS Endeksi (12 aylýk)* Kaynak: ÝMKB,Reuters Eylül 2009 47.910 35.238 72.436 1 yýl öncesine göre (%) 69.675 1,419 3,0 1.348 1.232,25 11,9 -0,5 24,9 8,4 0,5 49,6 -0,5 34,4 8,0 1.329,01 0,6 9,1 *ÝMKB DIBS performans endeksi GSYÝH 2010 (2.çeyrek) 2009 (2.çeyrek) 2009 (yýllýk) GSYÝH (milyon TL) 268.495 229.326 952.635 GSYIH (Büyüme)* %10,3 -%7.6 -%4,7 Kaynak: TÜÝK *Büyüme oranlarý sabit fiyatlarla ve çeyrek dönemlere aittir. Avrupa Hesaplamalar Sistemine (ESA95) göre hazýrlanan yeni seri ÝÞGÜCÜ VERÝLERÝ(%) Haziran2010 Aralýk 2009 Haziran 2009 Ýstihdam Oraný* 44,7 41,2 42,5 Ýþsizlik Oraný 10,5 14 13 Kaynak: TÜÝK *Ýstihdam/15 ve daha yukarý yaþtaki nüfus ÖDEMELER DENGESÝ ÖZET (BÝRÝKÝMLÝ) (milyon USD) Aðustos 2010 Aralýk 2009 Aðustos 2009 Cari Ýþlemler Hesabý -33.645 -14.042 -15.663 Dýþ Ticaret Dengesi -42.192 -24.856 -26.136 Toplam Ýhracat 117.530 109.646 112.128 Toplam Ýthalat -159.722 -134.491 -138.264 Ýhracat/Ýthalat %73,58 %81,5 %81,1 Kaynak: TCMB (Veriler bir sonraki ayýn 2 inci haftasý açýklanmaktadýr.) MERKEZÝ YÖNETÝM BORÇ VERÝLERÝ (milyar USD) Aðustos 2010 Aralýk 2009 Aðustos 2009 Ýç Borç Stoku 229,2 219,2 211,7 Dýþ Borç Stoku 76,3 74,1 73,4 Toplam 305,5 293,3 285,1 Kaynak: Hazine Müsteþarlýðý Temmuz 2009 215.458 268.219 52.761 440 BANKACILIK SEKTÖRÜ VERÝLERÝ ÞUBE ve PERSONEL SAYILARI (Aðustos 2010) Mevduat Katýlým Kalkýnma ve Bank. Bank. Yatýrým Bank. Banka sayýsý 32 4 Yurtiçi Þube 9.167 592 41 Yurtdýþý Þube 61 2 1 Yurtiçi Personel 170.695 12.387 5.390 Yurtdýþý Personel 593 7 2 BÝLANÇO BÜYÜKLÜKLERÝ (Aðustos 2010) Mevduat Katýlým Kalkýnma ve milyon YTL Bank. Bank. Yatýrým Bank. Toplam Aktifler Toplam Krediler Konut Kredileri Kredi Kartlarý Takipteki Alacaklar Menkul Kýymet Mevduat/Kat.Fon Özkaynak Toplam Bilanço Dýþý Ýþlemler -Gayrinakdi Kredi ve Yükümlülükler -Taahhütler YPNGP* Toplam 13 9.800 64 188.472 602 Toplam 838.737 422.462 51.016 41.298 2.929 266.847 537.229 104.831 732.741 38.611 26.968 2.913 838 359 1.474 29.275 5.169 126.190 28.341 14.481 57 66 3.806 13.237 21.506 905.739 436.911 53.986 42.136 3.454 272.128 566.503 123.237 880.137 122.802 20.346 8.221 151.369 609.939 2.121 105.844 66 13.285 60 728.768 2.247 MEVDUAT VE KATILIM FONU milyon TL Aðustos 2010 MEVDUAT HESABI 537.229 Dth oraný %31 29.275 KATILIM FONU %36,5 Dth oraný 566.503 TOPLAM %31,4 Dth oraný milyon TL 49 Temmuz 2007 Aralýk 2009 487.907 539.570 %33,5 %30 26.711 28.710 %37 %35 514.618 568.279 %33,7 %36 Aðustos 2010 Temmuz 2010 Aralýk 2009 Sigorta kapsamýndaki mevduat 136.290 135.717 129.002 Dth oraný %22,64 %22,48 %24,49 9.366 Sigorta kapsamýndaki katýlým fonu 10.411 10.329 Dth oraný %23,36 %22,70 %23,64 TOPLAM 146.701 146.223 138.388 Dth oraný %22,69 %22,49 %24,43 *Mudiler her bir bankada ayrý ayrý sayýlmýþtýr. BANKACILIK SEKTÖRÜ SERMAYE YETERLÝLÝK ORANI (%) % Aðustos 2010 Temmuz 2010 Aralýk 2009 18,07 18,05 Mevduat Bankalarý 19,12 14,48 15,38 Katýlým Bankalarý 15,34 61,31 60,20 Kalk. ve Yat.Ban. 60,31 19,33 19,34 Bankacýlýk Sektörü 20,47 Kaynak: BDDK SÝGORTA PRÝM TAHSÝLATLARI Milyon TL Haziran 2010 Mevduat Bankalarý 172.892 Katýlým Bankalarý 16.606 TOPLAM 189.498 2009 693.829 46.117 739.936 Haziran 2009 170.889 12.350 183.249 TMSF - Büyükdere Cad. No:143 Esentepe Ýstanbul Tel: (212) 340 22 00 Faks: (212) 288 53 35 www.tmsf.org.tr Bilgi ve Önerileriniz için: Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi e-mail:[email protected] Tel: (212) 340 10 57 Kurum içinde baþvuru kaynaðý olarak kullanýlmak üzere derlenmiþ bilgilerden oluþur. Resmi baðlayýcýlýðý yoktur. NOTLAR Bankacýlýk sektörü aktif büyüklüðü Nisan 2008 tarihi itibariyle 629,9 milyar YTL seviyesindedir. Toplam aktiflerin %51,6sýný krediler, %28,3ünü menkul deðerler cüzdaný oluþturmaktadýr. Toplam mevduat / katýlým fonu büyüklüðü 395,4 milyar YTL seviyesindedir. Mevduat / katýlým fonunun %35,7si YP, %64,3si TP mevduat / katýlým fonlarýndan oluþmaktadýr. Aralýk 2009 1,497 2,148 2,428 Aralýk 2009 215.060 267.275 -52.215 986 Kaynak: BDDK DÖVÝZ KURU GELÝÞMELERÝ* Eylül 2010 USD 1,447 EURO 1,975 GBP 2,316 Kaynak: REUTERS KONSOLÝDE BÜTÇE (BÝRÝKÝMLÝ) (milyon TL) Temmuz 2010 Gelirler 236.794 Harcamalar 286.981 Bütçe Dengesi 50.187 Faiz Dýþý Denge 2.578 Kaynak: Maliye Bakanlýðý *Yabancý Para Net Genel Pozisyonu- FÝYATLAR GENEL DÜZEYÝNDEKÝ GELÝÞMELER (%) (Eylül) Aylýk 12 aylýk ortalama* Önceki yýlýn ayný ayýna göre ÜFE 0,51 6,89 8,91 TÜFE 1,23 8,16 9,24 Kaynak: TÜÝK (Veriler bir sonraki ayýn ilk haftasý açýklanmaktadýr.) (*Cari ay dahil 12 ay ortalamasýnýn, bir önceki 12 aya oraný) Kaynak: BDDK milyon USD GENEL EKONOMÝK VERÝLER ÝÇÝNDEKÝLER B Ý L Ý M S E L Y A Y I N O R G A N I TMSF yýl:5 sayý:24 Ekim - Kasým - Aralýk 2010 TASARRUF MEVDUATI SÝGORTA FONU KRÝZLERE YAKALANMADAN GELÝÞMEYÝ SÜRDÜRMEK 2. EDÝTÖRDEN Dr. Yusuf ADIGÜZEL 3. KRÝZLERE YAKALANMADAN GELÝÞMEYÝ SÜRDÜRMEK Þakir Ercan GÜL Þakir Ercan GÜL, Sayfa 3te 5. BANKA ÇÖZÜMLEME SÜRECÝNDE AÇIK BANKA YARDIMI UYGULAMALARI Çiðdem AKDAÐ 10. BANKA BÝRLEÞME ve DEVRALMA ÝÞLEMLERÝ Yasemin ÞENOL 14. HUKUKÝ YÖNÜYLE MEVDUAT Çaðdaþ EKÝCÝ HUKUKÝ YÖNÜYLE MEVDUAT ÝLM-Ý TEDBÝR-Ý MENZÝL Çaðdaþ EKÝCÝ Erol ORTABAÐ Sayfa 14te Sayfa 22de SORUNLU HALE GELEN BANKALARA UYGULANAN ÇÖZÜMLEME YÖNTEMLERÝ Heval GÖKDEMÝR Sayfa 35te 20. IADI 8. YILLIK TOPLANTISI ve ETKÝN MEVDUAT SÝGORTACILIÐI SÝSTEMLERÝ ÝÇÝN TEMEL PRENSÝPLER KONULU KONFERANSI Elif ARIPINAR 22. ÝLM-Ý TEDBÝR-Ý MENZÝL Erol ORTABAÐ 27. AMERÝKANIN BATI EYALETLERÝNDE BANKA MEVDUATLARININ SÝGORTALANMASI Fatih DENÝZ 32. AVRUPA BÝRLÝÐÝNDE MEVDUAT SÝGORTACILIÐINA ÝLÝÞKÝN GELÝÞMELER Anýl ERTANOÐLU 35. SORUNLU HALE GELEN BANKALARA UYGULANAN ÇÖZÜMLEME YÖNTEMLERÝ Heval GÖKDEMÝR 39. SÝSTEMÝK RÝSK KONUSUNDA AVRUPA BÝRLÝÐÝNDEKÝ GELÝÞMELER: Larosière Planý Çerçevesinde ESRBnin Kuruluþu Evrim APAN CEYLAN 43. Türk Ceza Kanunu Açýsýndan Kamu Görevlisi Kavramý ve Bu Kavram Çerçevesinde TMSF PERSONELÝNÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ Cemal KARAMUSTAFA 48. DÜNYADAN HABERLER Fatih Deniz : H. Bayram Babacan : Dr. Yusuf Adýgüzel Sorumlu Yazýiþleri Müdürü : Kamil Oðuz Danýþma Kurulu : Doç. Dr. Cüneyt Koyuncu - Dumlupýnar Üniversitesi, Doç. Dr. Fuat ErdaL - Adnan Menderes Üniversitesi, Y A Y I N Yayýn Yönetmeni Prof. Dr. Halil Seyidoðlu - Doðuþ Üniversitesi, Doç.Dr. Muhsin Kar - Kahramanmaraþ Sütçü Ýmam Üniversitesi, Doç. Dr. Rahmi B Ý L Ý M S E L O R G A N I TMSF Adýna Sahibi Doç. Dr. Yusuf Bayraktutan - Kocaeli Üniversitesi, Prof. Dr. Zekai Özdemir - Ýstanbul Üniversitesi, Dr. A. Kadir Tuna - Ýstanbul Deniz Özbay - Marmara Üniversitesi, Doç. Dr. Rasim Yýlmaz - Trakya Üniversitesi, Prof. Dr. Recep Tarý - Kocaeli Üniversitesi, Dr. Ýlyas Karabýyýk - Selçuk Üniversitesi, Prof. Dr. Sabri Orman - Ýstanbul Ticaret Üniversitesi, Doç. Dr. Selahattin Bekmez - Muðla Üniversitesi, Üniversitesi, Dr. Bekir Gövdere Süleyman Demirel Üniversitesi Yayýn Kurulu : Dr. Rýdvan Çabukel, Zülfükar Kamberoðlu, Turan Korkmaz, Haluk Ersoy, Ahmet Yýlmaz, Ali Göçer, Ýsmail Güler Yayýn Türü : Yerel Süreli Yayýn Periodu : 3 Aylýk - Ekim - Kasým - Aralýk 2010 Görsel Tasarým : 1111 Adam Yapým &Tanýtým Adres : Büyükdere C. No:143 34394 Esentepe/ istanbul E-posta : [email protected] Tel : 0 212 340 16 11 Faks : 0 212 288 53 35 Baský : Yöm Basým Baský Tel : 0 212 671 16 17 TMSF Çatý Basýn ve Halkla iliþkiler Müdürlüðü tarafýndan hazýrlanmaktadýr. Telif haklarý TMSF'ye aittir. Yazýlarýn sorumluluðu yazarlarýna aittir. TMSF EDÝTÖRDEN Merhaba TMSFnin baþarý yolculuðu aslýnda Türkiyenin baþarý yolculuðudur. TMSFnin baþarý hanesine koyulan her artý Türkiyenin sýrtýndan kaldýrýlan bir yüktür. Bu yükün kalkmasý ülkenin enerjisini ve kaynaklarýný daha verimli kullanmasýna katký saðlamaktadýr. Örneðin Saba Fakes tarafýndan Türkiye Cumhuriyeti aleyhine açýlan 19 milyar dolarlýk tazminat davasýnýn TMSF ve dolayýsýyla Türkiye lehine sonuçlanmasý neticesinde, bu rakamýn ülke ekonomisinde sahip olduðu pay göz önünde bulundurulduðunda TMSFnin önemi daha iyi anlaþýlmaktadýr. Baþkanýmýz Sayýn Þakir Ercan Gülün küresel kriz baðlamýnda ABD ve AB uygulamalarý ile Türkiyenin uygulamalarýný karþýlaþtýrdýðý Stratejik Düþünce Enstitüsünde yaptýðý konuþmada ortaya koyduðu örnekler TMSFnin Türkiye ekonomisine ve diðer ülkelere örneklik teþkil etmesi açýsýndan dolaylý olarak dünya ekonomisine saðladýðý katkýyý gözler önüne sermiþtir. Baþkanýmýzýn bu konuþmasýna esas teþkil eden metni bu sayýmýzýn kapak konusu olarak sizlerin dikkatine sunuyoruz. Ayrýca bu sayýmýzda yine küresel kriz kapsamýnda gerçekleþtirilen Açýk Banka Yardýmý uygulamasýný konu alan Banka Çözümleme Sürecinde Açýk Banka Yardýmý Uygulamalarý baþlýklý makaleyi Çiðdem Akdað kaleme aldý. Banka Birleþme ve Devralma Ýþlemlerini Yasemin Þenol inceledi. Dr. Yusuf Adýgüzel Yayýn Yönetmeni TMSF Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müdürü 2 Çaðdaþ Ekici mevduatý hukuki yönüyle ele aldý. IADInin 8. Yýlýnda gerçekleþtirdiði Etkin Mevduat Sigortacýlýðý Sistemleri Ýçin Temel Prensipler konulu konferansý Elif Arýpýnar deðerlendirdi. Erol Ortabað henüz pek ele alýnmamýþ bir konu olan Ýlm-i Tedbir-i Menzil hakkýnda bir araþtýrma kaleme aldý. Fatih Deniz Amerikanýn Batý Eyaletlerinde Banka Mevduatlarýnýn Sigortalanmasýný incelerken, Anýl Ertanoðlu ise Avrupa Birliðinde Mevduat Sigortaclýðýna Ýliþkin Güncel Geliþmeleri aktardý. Heval Gökdemir Sorunlu Hale Gelen Bankalara Uygulanan Çözümleme Yöntemlerini, Cemal Karamustafa ise TCK Açýsýndan TMSF Personelinin Deðerlendirilmesini kaleme aldý. Dergimizin dolu dolu hazýrlanmasýna katkýda bulunan tüm akademisyen ve araþtýrmacý arkadaþlara teþekkür ediyor, önümüzdeki sayýlarda da katkýlarýný bekliyoruz. Gelecek sayýmýzda buluþmak üzere... TMSF KRÝZLERE YAKALANMADAN GELÝÞMEYÝ SÜRDÜRMEK* Dünya ekonomisinin globalleþen yapýsý, krizin etkilerinin en az birkaç yýl daha sürebileceðini öngörmektedir. Son yayýmlanan istatistiki bilgiler, ülkelerin krizden deðiþen oranlarda etkilendiðini ve etkilenmeye devam edeceðini teyit etmektedir. 2008 Sonbaharýyla birlikte patlak veren küresel krizin olumsuz etkileri halen tüm dünyada hissedilmektedir. A.B.D.de ekonomik durgunluk ve iþsizlik alýnmakta olan önlemlere raðmen aþýlamamýþtýr. Dünya ekonomisinin globalleþen yapýsý, krizin etkilerinin en az birkaç yýl daha sürebileceðini öngörmektedir. Son yayýmlanan istatistiki bilgiler, ülkelerin krizden deðiþen oranlarda etkilendiðini ve etkilenmeye devam edeceðini teyit etmektedir. Ancak doðaldýr ki bu dönem, dünya ekonomilerinin pek çoðu için yüzyýlýn en derin ekonomik sorunlarýyla boðuþmak yanýnda liberalleþme ve globalleþme gibi temel kavramlarýn da tartýþýldýðý bir dönem olmuþtur. Liberal ekonomik anlayýþýn ve özel teþebbüsün asýl olarak algýlandýðý ABD ve Ýngilterede, devlet yardýmlarý nedeniyle bankalar ve sanayi kuruluþlarýnýn önemli bir kýsmý kamunun kontrolüne geçmiþtir. Aslýnda sorun liberal ekonomik sistem deðil, sistemdeki piyasa katýlýmcýlarýnýn bunu kötüye kullanmalarý ile denetleme ve düzenleme otoritelerinin yeterli yetki ve güce sahip olmamalarýdýr. Küresel kriz ve sonrasýnda baþta ABD olmak üzere pek çok ülke zaman içinde büyüyüp detaylanan finansal mozaiklerinin taþlarýný bir bir yerinden oynatýp tekrar incelemeye koyulmuþtur. Benzer þekilde finansal sistemi intizam içinde tutmasý gereken düzenlemelerin yeterliliði ve yerindeliði tartýþýlýr olmuþtur. Globalleþen bir bankacýlýk sisteminde global otoritelerin önemi daha da iyi anlaþýlmýþtýr. Global ekonomik sistemin iþlerliðinden sorumlu G20 mekanizmasý ve buna baðlý olarak çalýþan Finansal Ýstikrar Kurulu oluþturulmuþtur. Bu kapsamda, akademik ve resmi tartýþmalarda þu sorulara cevap aranmýþtýr: Krizin sorumlusu gitgide karmaþýklaþan enstrüman ve iþlemlerin kendisi mi, yoksa bu karmaþýk enstrüman ve iþlemlerin insanoðlunun zafiyetleri nedeniyle kötüye kullanýlmasý mýydý? Yoksa sorumluluðun büyük bölümü, hýzla geliþen bu yapýya ayak uyduramayan düzenleyici otoritelerde ve boþluklarý olan düzenlemelerde miydi? Hem sofistike piyasalarýn yarattýðý deðerlerden faydalanmak, hem de hatalarý veya kötüye kullanýlma olasýlýklarýný minimize etmek için yapýlmasý gerekenler nelerdi? Dünya son yýllarda bir yandan bu harmaný ayýklamakla uðraþmýþ, bir yandan ise krizin etkilerini tecrübe etmeye devam etmiþtir. Lehman Brothersýn batmasýndan sonra hýzlanan kriz sürecinde, geliþmiþ ülkeler tarafýndan bankalara ve finansal kuruluþlara tek veya toplu olarak uygulanan programlarla destek saðlanmýþtýr. Bu destekler, bankalara sermaye konulmasý, piyasadan borçlanmalarýný kolaylaþtýrmak için yükümlülüklerine açýk garanti verilmesi, bankalarýn risklerinin azaltýlmasý ve büyük kayýplarýn önlenmesi için deðeri düþen menkul kýymetlerin satýn alýnmasý veya bunlara garanti verilmesi þeklinde olmuþtur. Bu müdahalelerin temel amacý, finansal aracýlýk hizmeti yapan kuruluþlarýnýn birlikte batmalarýnýn önlenmesi ve finansal aracýlýk fonksiyonunun devamýný saðlamaya yöneliktir. Sonuçta uygulanan çeþitli programlar yoluyla, geliþmiþ ülkeler yaklaþýk 5 trilyon EUR destek saðlamýþlardýr. Bu tutar, GSYHlarýnýn yaklaþýk %20ine tekabül etmektedir1. Diðer taraftan, ülkelerin büyümeyi sürdürmek ve ekonomik daralmanýn etkilerini azaltmak için çeþitli maliye politikalarýný uyguladýklarý görülmektedir. Bu politikalar alt yapý yatýrýmlarý, KOBÝlerin ve çiftçilerin desteklenmesi, konut ve inþaat desteði, stratejik sektörlerin desteklenmesi gibi yöntemlerle harcamalarýn artýrýlmasýný kapsamaktadýr. Ayrýca, gelir vergisi, kurumlar vergisi ve KDV gibi dolaylý vergilerde istisna ve muafiyetlerin sýnýrýnýn geniþletilmesi ve oranlarýn düþürülmesi suretiyle harcamayý teþvik edici yollara baþvurulmuþtur. 2009 yýlýnda bu önlemlerin büyüklüðü, G20 ülkelerinde ortalama GSYHnýn %1,5u oranýnda gerçekleþmiþtir 2 . A.B.D.de 2009 yýlýnda 140, 2010 yýlýnda ise þimdiye dek 129 banka batmýþ ve böylece son küresel krizde batan ve Amerikan Mevduat Sigorta Kurumu olan FDICye devredilen banka sayýsý 300e dayanmýþtýr. Söz konusu bankalarýn FDICye maliyeti yaklaþýk 65 milyar dolar olmuþtur. Ancak maliyetler bununla sýnýrlý deðildir. Federal hükümet ve Merkez Bankasý toksik kaðýtlarý almak veya sermaye koyarak finansal kuruluþlarýn yaþamasýný saðlamak için yaklaþýk 6 trilyon USD maliyete katlanmýþtýr. Washington Mutual gibi bazý bankalar ise FDICnin hazýrlýklý yapýsý ve deneyimi sayesinde kamuya yüksek maliyet oluþturmadan tekrar ekonomiye kazandýrýlmýþtýr. Diðer taraftan bu dönemde daha verimli çalýþan piyasalar ve etkin bir denetime kavuþabilme yönünde pek çok düzenlemeye gidilmiþtir. Bu kapsamda, finansal iþlemlerde þeffaflýðýn artýrýlmasý, müþterilerin korunmasý, sistemik riskin önlenmesi, sermaye piyasasý aracý kuruluþlarýnda kaldýraçlarýn sýnýrlandýrýlmasý gibi hususlarda yasal düzenlemeler yapýlmýþtýr. Ayrýca, mevduat sigortacýlýðýnda prim sistemi yenilenmiþ ve mevduat sigorta limiti 100.000 Þakir Ercan GÜL TMSF Baþkaný *TMSF Baþkaný Þakir Ercan GÜLün Stratejik Düþünce Enstitüsünde 07.10.2010 tarihinde yaptýðý konuþmaya esas teþkil eden metindir. 3 TMSF Denilebilir ki Türk finansal sistemi Küresel krize diðer pek çok ülkeye nazaran güçlü bir pozisyonda girmiþ, bu dönemde de güven vermeyi baþarmýþtýr. TMSF de dahil olmak üzere Finansal Güvenlik Aðý üyeleri 2001 krizi ve sonrasýnda yapmýþ olduðu gibi Küresel kriz sonrasýnda da yapýsal deðiþikliklere gitme gereðini hissetmemiþlerdir. TMSF küresel kriz döneminde mevduat sigorta limitini dahi yükseltme gereði hissetmemiþtir. dolardan 250.000 dolara yükseltilmiþtir. FDICye sistemik risk oluþturabilecek banka dýþý finansal kuruluþlarýn çözümlenmesi yetkisi verilmiþtir. Benzer þekilde Ýngilterede küresel krizin hemen baþýnda, 2007 yýlýnda batan Northern Rock isimli bankaya yaklaþýk 55 milyar sterlin tutarýnda kaynak aktarýlmýþtýr. Küresel kriz sýrasýnda ise söz konusu ülkede 76 milyar sterlin tutarýndaki kamu kaynaðý, mali durumlarýný düzeltmek üzere ülkenin en büyük bankalarý olan Royal Bank of Scotland ve Lloydsa sermaye olarak aktarýlmýþtýr. Bunun sonucunda Ýngiltere Hazinesi söz konusu bankalarýn önemli oranda hisselerine sahip olmuþtur. Tüm bu geliþmelerin sonucu olarak ülkede 140 yýldan sonra ilk defa bankacýlýktan kaçýþ yaþanmýþtýr. Bu geliþmeler doðrultusunda TMSFnin de üye olduðu Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði (IADI) ve Avrupa Mevduat Sigortacýlarý Forumu (EFDI) çalýþmalarýný daha da yoðunlaþtýrmýþtýr. Finansal Ýstikrar Kurulu (FSB), IMF ve Basel Bankacýlýk Denetim Komitesinin de iþbirliðiyle Etkin Mevduat Sigortacýlýðý için Temel Prensipleri yayýnlamýþtýr. Mevduat Sigortacýlýðý Direktifleri de büyük ölçüde deðiþime uðramýþtýr. Bildiðimiz gibi, tüm bu geliþmeler içinde ülkemiz ekonomisinin durumu ise diðer pek çok ülke ekonomisinden daha olumlu seyretmiþtir. Ülkemizde, bankacýlýk ve finansal kuruluþlar için geliþmiþ ülkelerde olduðu gibi sermaye konulmasý veya garanti verilmesi gibi doðrudan bir desteðe ihtiyaç duyulmamýþtýr. Bütün dünyadaki uygulamalara paralel ve olumlu ekonomik geliþmelerin sonucu olarak Merkez Bankasý gösterge faizlerini ve zorunlu karþýlýk oranlarýný düþürmüþtür. BDDK tarafýndan kredi karþýlýklarýna iliþkin düzenlemeler esnetilmiþ ve kredilerin yeniden yapýlandýrýlmasý teþvik edilmiþtir. KOBÝlerin kredi almalarýný kolaylaþtýrmak için kredi garanti fonunun etkinliðini artýrmaya ve Eximbankýn kredilendirme imkanlarýný geniþletmeye yönelik çalýþmalar yapýlmýþtýr. Bakanlar Kurulu mevduata güvence verme yetkisini 2 yýl süreyle üzerine almýþtýr. 1 An assessment of financial sector rescue programmes, BIS Papers, No 48, Monetary and Economic Department July 2009. Ayrýca, bu konuda çeþitli çalýþmalar yapýlmýþ ve kullanýlan hesaplama yöntemine göre farklý rakamlar görülebilmektedir. IMF tarafýndan yapýlan çalýþmada sadece ABDde verilen desteklerin tutarýnýn GSYHnýn %73,7sine ulaþtýðý ifade edilmektedir. INTERNATIONAL MONETARY FUND, The State of Public Finances: Outlook and Medium-Term Policies After the 2008 Crisis, Prepared by the Fiscal Affairs Department s.7. 2 INTERNATIONAL MONETARY FUND, The State of Public Finances: Outlook and Medium-Term Policies After the 2008 Crisis, Prepared by the Fiscal Affairs Department s.16. 4 Bu süreçte, 2002 yýlýndan beri uygulanmakta olan mali disipline devam edilmiþ ve harcamalarý artýrýcý politikalara girilmemiþtir. Stratejik sektörlerde istihdamý sürdürmeye yönelik olarak KDV oranlarý geçici süreyle düþürülmüþtür. Mali disiplin ve ekonomik istikrarýn sürdürülmesi piyasalarda güveni artýrmýþ ve faizlerin düþmesine katký saðlamýþtýr. Kaynak maliyetlerinin düþmesi ve piyasa katýlýmcýlarýnýn yatýrým perspektiflerinin daha uzun vadeliye dönmesi büyümeye destek saðlamýþtýr. Türk bankacýlýðýnýn yalýn yapýsý, 2001 krizi sonrasýnda alýnmýþ olan önlemler ve kredilendirme süreçlerinde gösterilen titizlik, finansal sistemimizin küresel krize güçlü bir pozisyonda tanýklýk etmesini saðlamýþtýr. 2001 krizi sonrasýnda Türk bankacýlýk sektörü zayýf bankalardan büyük ölçüde arýnmýþ, faaliyetine devam eden bankalar ise uygulanan yeni politika ve düzenlemelerle daha saðlýklý bir yapýya kavuþturulmuþtur. 2001 krizi öncesi, kriz dönemi ve sonrasýnda TMSFye Türk bankacýlýk sektörünün %20si büyüklüðünde banka devri olmuþtur. Bu bankalardan pek çoðunun batma sebebi ise salt mali zafiyete düþmeleri deðil, hakim ortaklarý ve yöneticileri tarafýndan istismar edilmeleridir. 2001 krizi sonrasýnda TMSF sektörden arýndýrýlan çok sayýda zayýf bankayý devralma, yeniden yapýlandýrma ve çözümleme rollerini yerine getirmiþtir. Kendisine intikal eden sorunlu varlýklarýn ekonomiye kazandýrýlmasý yoluna gitmiþtir. Ve gerçekleþtirilen tüm bu faaliyetlerde kamuya olan maliyetin azaltýlmasý hedefi güdülmüþtür. Krizi takip eden yýllarda BDDKca hayata koyulan çok sayýda düzenleme bankalarýn iç kontrolü, risklerinin modern yöntemlerle ölçülmesi ve gerektiðinde önlem alýnmasýna yönelik olmuþtur. Ayrýca banka kaynaklarýnýn istismarýný önlemeye yönelik hüküm ve uygulamalar yaþanan acý tecrübelerin tekrarlanmamasý yönünde atýlan önemli adýmlardýr. Bu dönemde TMSFde de -yetki ve sorumluluklarýnýn geniþlemesi sayesinde- yeni uygulama ve düzenlemelere gidilmiþ, finansal istikrara katký yönünde yeni adýmlar atýlmýþtýr. TMSF yýllardýr riske dayalý prim sistemi ve uzaktan gözetim sistemleriyle bankalarýn riskten kaçýnmasýný özendirmekte, finansal güvenlik aðýnýn diðer üyeleriyle dayanýþma halinde bulunarak bankalarýn TMSFye devredilme olasýlýklarýný inceleyip etkin çözümleme senaryolarý oluþturmaktadýr. Denilebilir ki Türk finansal sistemi Küresel krize diðer pek çok ülkeye nazaran güçlü bir pozisyonda girmiþ, bu dönemde de güven vermeyi baþarmýþtýr. TMSF de dahil olmak üzere Finansal Güvenlik Aðý üyeleri 2001 krizi ve sonrasýnda yapmýþ olduðu gibi küresel kriz sonrasýnda da yapýsal deðiþikliklere gitme gereðini hissetmemiþlerdir. TMSF küresel kriz döneminde mevduat sigorta limitini dahi yükseltme gereði hissetmemiþtir. Bugün ABde bankalarýn sýnýr ötesi iþlemlerinin artmýþ olmasý ve bankacýlýk sistemine olan güven kaybý nedeniyle mevduat sigortacýlýðý direktifinde ciddi deðiþiklikler öngörülmektedir. TMSF bu deðiþiklikleri ve muhtemel etkilerini çok yakýndan takip etmektedir. En temel deðiþiklik mevduat sigortasýnýn 100.000 EURa yükseltilmesidir. Krizin en önemli kýsmýný sorunsuz atlatmýþ olmakla birlikte AB müktesebatýna uyum çalýþmalarý kapsamýnda bu deðiþiklikle ilgili çalýþmalar yapmaktayýz. Sonuç olarak, ekonominin devrevi hareketlerinden kaynaklý ekonomik daralmalar liberal ekonomilerde doðal karþýlanmaktadýr. Ancak, bankalarýn kredi mekanizmalarý olan asli unsurlarý yerine spekülatif iþlemlerde yoðunlaþmasý ve denetim otoritelerinin görev, yetki ve kapasitelerinin yetersiz kalmalarý global krizin derinleþmesine neden olmuþtur. Yeni kurulan G20 ve FSB gibi yapýlarda alýnan düzenleme kararlarý bu krizin aþýlmasýna ve denetim boþluklarýnýn giderilmesine katký saðlayacaktýr. MAKALE BANKA ÇÖZÜMLEME SÜRECÝNDE AÇIK BANKA YARDIMI UYGULAMALARI* Sorunlu hale gelen bankalarýn iflasýnýn önlenerek bankacýlýk sistemi içinde varlýðýnýn devam ettirilmesini saðlamak amacýyla kullanýlan Açýk Banka Yardýmý uygulamasý, banka çözümleme teknikleri içerisinde sigortalý mevduat tutarýnýn ödenmesi ve banka tasfiyesi ile satýn alma ve üstlenme yöntemlerine kýyasla farklý bir kategoriye sahiptir. Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði (IADI) tarafýndan yayýmlanan Etkin Mevduat Sigorta Sistemleri için Asli Prensipler çerçevesinde diðer çözümleme tekniklerine ilave olarak Open Bank Financial Assistance/Open Bank Assistance adýyla tanýmlanan ABY yöntemine, özellikle sistemik kriz durumunda finans sektörünü korumak isteyen ülkeler tarafýndan normal zamanlardan daha fazla aðýrlýk verildiði gözlenmektedir. Bazý ülkelerde sistemik krizin yaþanmadýðý koþullarda da iflas edemeyecek kadar büyük ölçekli (Too Big To Fail-TBTF) olarak nitelendirilen bankalara bu kapsamda devlet desteðinde bulunularak faaliyetlerine devam etmeleri saðlanmaktadýr. Normal koþullarda bir bankanýn açýk banka yardýmý alabilmesi için, finansal kuruluþun iflas etmesinin ülke ekonomisinde ciddi etkiler yaratacak ölçekte bir büyüklüðe sahip olmasý ve mali yapýsýnýn henüz iflas noktasýna gelecek kadar kötüleþmemiþ olmasý (geçici likidite veya sermaye ihtiyacý) önemlidir. Ancak, kriz koþullarýnda çoðu zaman bu hususlar deðerlendirmede dikkate alýnmayýp, devlet baþkanlarý seviyesinde ilan edilen geniþ kapsamlý ekonomik istikrar ve kurtarma paketleri (Bail-out programs) uygulamaya konularak, finansal kuruluþlara açýk banka yardýmýnda bulunulmaktadýr. Diðer taraftan, kriz ortamýnda bazý ülkelerde finans sektörünün yanýsýra, reel sektörde faaliyet ABY uygulamasýnda temel amaç, sorun yaþayan bankalarýn bankacýlýk faaliyetlerini kesintiye uðramadan devam ettirmesini saðlayarak, olasý sistemik risk tehlikesini önlemek ve finans sistemine olan güveni muhafaza etmektir. ABY uygulama kriterleri ve uygulama þekli, genel ekonomik koþullara ve ülkelere göre deðiþiklik göstermektedir. ABY Uygulamasý ve Özellikleri ABY uygulamasý kapsamýnda, Þekil-1de yer aldýðý gibi bankalara özkaynak desteði saðlanmasý ve uzun vadeli kredi verilmesi, mevduat koyma ve avans verme gibi doðrudan, veya yurt içi-yurt dýþý yükümlülüklerin garanti edilmesi, sigortalý mevduat kapsamýnýn geniþletilmesi, yasal yükümlülüklerde esneklik saðlanmasý gibi dolaylý bazý uygulamalar bulunmaktadýr. Þekil-1: Açýk Banka Yardýmý Uygulama Yöntemleri DOÐRUDAN ABY, geçici likidite sýkýntýsý yaþayan veya ilave sermaye ihtiyacý ortaya çýkan ve batmasý halinde ekonomide ve finansal piyasalarda sistemik riskle karþýlaþma olasýlýðý bulunan büyük ölçekli finansal kuruluþlara sorunlarýný aþmak ve finansal sistemin güven ve istikrarýný korumak üzere Hazine ve/veya Merkez Bankasý tarafýndan saðlanan çeþitli imtiyaz ve finansal yardýmlarý içeren bir uygulamadýr. gösteren ve TBTF kategorisinde yer alan zor durumdaki kuruluþlarý kurtarmaya yönelik uygulamalar da bulunmaktadýr. - Özkaynak Desteði - Uzun vadeli Kredi Desteði - Mevduat Koyma - Sorunlu Kredileri(TGA) Devralma - Ýþtirak ve Gayrimenkulleri Devralma - Menkul Kýymet Zararlarýný Devralma - Avans Verme DOLAYLI Açýk Banka Yardýmý (ABY) Taným ve Kapsam - Yurtdýþý Yükümlülükler ile Bankalararasý Ýþlemlerde Garantörlük Desteði - Sigortalý Mevduat Limitini Geniþletme Garantisi - Sigorta Primini Düþürme - Kanuni Yükümlülükleri Erteleme/Kaldýrma - Doðacak Menkul Kýymet Zararlarýný Garanti Etme - Kamu Alacaklarýnýn Ertelenmesi Garantisi - Doðacak Donuk Alacaklarýn Devralýnmasýný Garanti Etme - Kredi Düzenlemelerinde Esneklik Saðlama Çiðdem AKDAÐ Fon Uzmaný Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi *Bu çalýþmada Açýk Banka Yardýmý uygulamasýnýn temel özellikleri, yöntemleri ve 2007 yýlýnda baþlayýp kýsa zamanda tüm dünyayý etkisi altýna alan son küresel kriz kapsamýnda yapýlan uygulamalar ile sonuçlarý, ülkemiz ve ABD özelinde incelenerek deðerlendirilmektedir. 5 MAKALE Mevduat sigorta kurumlarý veya çözümleme sürecini yürüten kurumlar bazý ülkelerde özellikle mali destek saðlama konusunda güçlendirilmiþ yetkilere sahiptir. ABY ile bankaya saðlanan mali desteðin karþýlýðýnda, teminat olarak bankanýn ve/veya baðlantýlý kuruluþlarýn hisse senetleri devralýnýp, banka varlýklarý rehnedilebilir, hisse senedine dönüþtürülebilir tahvil rehni ile bankanýn baðlý olduðu holdingin veya ülkenin garantörlüðü alýnabilir. Diðer çözümleme yöntemleri ile kýyaslandýðýnda ABY uygulamasýnýn aþaðýda sýralanan hususlarda bazý avantaj ve dezavantajlarý bulunmaktadýr (Þekil-2): Þekil-2: ABY Uygulamasýnýn Avantaj ve Dezavantajlarý Avantajlar Bankanýn varlýðýný devam ettirmesini saðlar, batma riskini geçici süreyle önler Bankacýlýk sistemine olan güveni korur ve sistemik krizin oluþumunu engeller Sigortalý mevduatýn yanýsýra sigortasýz mevduat ve diðer alacaklýlarýn da hak ve çýkarlarý korunur Çok daha maliyetli ve uzun zaman alan banka iflas ve banka çözümleme sürecine girilmeden sorun çözümlenir Banka hissedarlarýný rahatlatýr Banka ve müþteriler arasýndaki iletiþimin saðlýklý bir þekilde devam etmesini saðlar Bankanýn piyasa deðerini muhafaza etmesini saðlar Dezavantajlar Likidite ihtiyacý ve sermaye açýðý için bankaya verilen kredilerin maliyeti yüksektir Bankanýn sorununun tamolarak halledilmesi her zaman mümkün olamayabilir Eðer saðlanan yardým bankada iyi deðerlendirilemezse, bankanýn çözümleme maliyeti artar Verilen destek bankanýn sorunlu hale gelmesine neden olanlarýn korunmasýna sebep olur Piyasa disiplinini azaltýcý etkisi vardýr Yardým alan banka ile yardým almayan bankalararasýnda haksýz rekabet doðurur Yardým alýnmasý kimi zaman banka açýsýndan negatif tanýtým etkisi yaratabilir Bu uygulama ile saðlanan finansal yardým karþýlýðýnda çoðu ülkede mevduat sigorta kurumu veya devlet tarafýndan yeniden yapýlandýrýlan kuruluþun ortaklýk haklarý elinde bulundurulmaktadýr. Bazý durumlarda dýþ yatýrýmcýlardan ilave sermaye desteði saðlanmasý ve yönetim kademelerinde deðiþiklik yapýlmasý da gerekmektedir. Mevduat sigorta kurumlarý veya çözümleme sürecini yürüten kurumlar bazý ülkelerde özellikle mali destek saðlama konusunda güçlendirilmiþ yetkilere sahiptir. Ancak, açýk banka yardýmlarý ayný zamanda bir maliyet unsuru da taþýmaktadýr, zira bazý ülkelerde çözümleme sürecini yürüten kurumlarýn saðladýklarý mali yardýmlarýn ancak belirli bir bölümü geri kazanýlabilmiþtir. Bu nedenle ABY yönteminin uygulanmasýna karar verilmeden önce, bankaya yapýlacak finansal yardým sonrasý, bankanýn sorununun giderilebilecek konumda olmasý, alternatif çözümleme yöntemlerinin fayda-maliyet analizinin yapýlmasý diðer bir ifadeyle ABY uygulamasýnýn maliyeti ile bankanýn tasfiye edilmesinden doðacak olasý zararýn karþýlaþtýrýlarak deðerlendirilmesi gereklidir. Ayrýca, yardým uygulandýktan sonra da bankanýn bu kaynaðý nerelerde kullandýðýnýn yakýndan izlenmesi önemlidir. Bu kapsamda, bankanýn devletten saðladýðý yardýmla; - Duran varlýklara yatýrým yapmasýna, - Banka ortaklarýna ve iþtiraklerine kredi açýlmasýna, - Kar payý daðýtmasýna, - Yeni þube açýlýþý, personel alýmý yapmasýna, - Yüksek bütçeli yatýrým yapmasýna izin verilmemeli, bankanýn yeni kredi kullandýrýmlarý onaya tabi olmalý ve tahsil imkaný bulunmayan/geri ödemelerinde sorun yaþanan alacaklarýnýn takip ve tahsil tahsil süreçleri yakýndan izlenmelidir. Dünyada ABY Uygulamalarý OECD tarafýndan 2008 yýlýnda yayýmlanan bir inceleme raporuna1 göre, geçmiþ yýllarda yaþanan finansal krizlerde ülkelerin bankacýlýk sektörünü korumak ve finansal istikrarý yeniden tesis edebilmek üzere gerek mali, gerekse operasyonel açýdan çeþitli yöntemler uyguladýðý görülmektedir. ABY uygulamalarý mali yapýlandýrma çerçevesinde baþvurulan yöntemlerden biridir (Bkz. Tablo-1). Tablo-1: Mali ve Operasyonel Yöntemleri 1 OECD,Resolutions of Weak Institutions : Lessons Learned from Previous Crises, 2008 6 Yapýlandýrma MAKALE Mali Yapýlandýrma Yöntemleri Ülke Sayýsý Borç Erteleme 14 Sermaye Desteði 16 Devlet Devralmalarý 15 Garantiler 13 Yükümlülük Düzenlemeleri 3 Borçlulara Yardým 5 Vergi imtiyazlarý 3 Likidite Desteði 16 Diðer Merkez Bankasý ve Devlet Yardýmlarý 15 Operasyonel Yapýlandýrma Yöntemleri Birleþme Ülke Sayýsý 26 Yerli Birleþmeler 16 Yabanci Ortak Satýnalma 10 Tasfiye 12 Varlýk Çözümleme 26 iyi-Kotü Banka 4 Kredi Hastanesi 4 Varlýk Yönetim Þirketleri 13 Borç Sermave Takasý 5 Kaynak: OECD, 2008 Bu konuda, IADI tarafýndan 2004 yýlýnda yapýlan bir araþtýrma sonucuna göre2 inceleme konusu toplam 34 ülkeden 10unda ABY yönteminin uygulandýðý tespit edilmiþtir. Diðer taraftan, ABY uygulamalarýnda Amerika Birleþik Devleri (ABD) uygulama sýklýðý ve yöntem çeþitliliði bakýmýndan birinci sýradadýr. Bu kapsamda ABD Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) tarafýndan bankacýlýk krizinin yoðun olarak yaþandýðý 1980-1994 yýllarý arasýnda sorunlu hale gelen 1.617 bankadan toplam aktif büyüklüðü 82.5 Milyar USD olan 133ünün (%8) toplam 5.1 Milyar USDlýk bir maliyetle ABY yöntemi ile kurtarýldýðý görülmektedir3. FDICnin ABY yöntemini uygulama yetkisi ilk olarak 1950 yýlýnda yürürlüðe giren Federal Mevduat Sigorta Kanunu (Federal Deposit Insurance Act) ile düzenlenmiþ olup, 1982de yapýlan yasal düzenleme (Garn-St Germain Depository Institutions Act) ile kapsamlý hale getirilmiþtir. Bu yasaya göre; Sistemik risk tehlikesi haricinde FDICnin bir banka ile ilgili ABY uygulama kararý alabilmesi için, öncelikle asgari maliyet analizi sonuçlarýna göre ABYnin diðer banka çözümleme yöntemleri ile kýyaslandýðýnda minimum maliyetli çözümleme yöntemi olduðunu tespit etmesi gerekmektedir. Bu deðerlendirmede bankanýn mali yapýsýndaki bozulmanýn geçici süreli bir likidite sýkýntýsý veya sermaye açýðý olmasý, bankanýn yasa ve direktiflere uygun çalýþmasý, banka içinde herhangi bir usulsüzlük, dolandýrýcýlýk ya da suistimal durumu olmamasý gibi unsurlarý da dikkate alýnmaktadýr. FDIC tarafýndan bankacýlýk krizinin yoðun olarak yaþandýðý 1980-1994 yýllarý arasýnda sorunlu hale gelen 1.617 bankadan toplam aktif büyüklüðü 82.5 Milyar USD olan 133ünün (%8) toplam 5.1 Milyar USDlýk bir maliyetle ABY yöntemi ile kurtarýldýðý görülmektedir. Sistemik risk tehlikesinin bulunduðu hallerde ise, asgari maliyet analizi yapýlmaksýzýn FDIC ve Amerikan Merkez Bankasý (FED) Üst Yönetimi tarafýndan oluþturulan Kurulun üçte ikisinin önerisi ve ABD Baþkanýnýn görüþü alýnarak ABD Hazinesi tarafýndan ilgili bankaya ABY yoluyla müdahale edilmektedir. FDIC tarafýndan baþlangýçta belirli bir sýnýflandýrma yapýlmaksýzýn mali bünyesi zayýflamýþ bankalarýn düzeltilmesine yönelik olarak uygulanmakta olan ABY yönteminde, zaman içinde deðiþikliklere gidilerek, bilhassa bölgesel veya ekonomik problemler nedeniyle mali sýkýntýya düþen büyük ölçekli bankalarýn bu kapsamda rehabilitasyonuna öncelik verilmeye baþlanmýþtýr (Örn: Continental Bank). Bu durum, ABY yönteminin batýrýlmayacak kadar büyük (TBTF) kategorisine giren bankalar için geliþtirilmiþ bir yöntem olarak algýlanmasýna neden olmuþtur. Genel olarak FDIC, sistemik kriz yaratma potansiyeli bulunan bankalarýn baþka banka çatýsý altýnda birleþtirilmesi veya satýn alýnmasýný kolaylaþtýrmak, bankanýn batmasý durumunda karþýlaþýlabilecek olasý çözümleme maliyetini azaltmak ve kamuoyunun finansal sisteme olan güvenini korumak amacýyla ABY yöntemini tercih etmektedir. ABY uygulamasýnda bankaya aktarýlan kaynaða karþýlýk olarak bankanýn sahip olduðu varlýklar teminat olarak alýnmakta ve yönetimi FDIC tarafýndan belirlenmektedir. Ancak, ABY uygulamalarýnýn büyük ölçekli ve güçsüz bankalarýn kamu tarafýndan desteklenmesiyle haksýz rekabet oluþturduðu, kurtarýlan bankalarýn vergi mükelleflerine ilave maliyet yüklediði ve sigortasýz mevduat sahipleri ile banka alacaklýlarýnýn korunmasýnýn finansal sistemde ahlaki rizikoyu arttýrdýðý yönündeki iddialar, bu yöntemi kamuoyunda tartýþýlýr hale getirmiþ ve bir anlamda uygulamanýn bazý büyük finans kuruluþlarýna saðlanan bir sübvansiyon iþlemi olarak deðerlendirilmesine neden olmuþtur. Bunun sonucunda 1992 2 IADI, General Guidance for the Resolution of Bank Failures, Research & Guidance Committe, 2005 3 FDIC, Managing the Crisis: The FDIC and RTC Experience, 1998 7 MAKALE Küresel krize iliþkin uygulanan kurtarma programlarý ile finansal sistemin sermaye ihtiyacý büyük ölçüde karþýlanmýþ, mali sorunlar yaþayan bireylere (mortgage kredisi yoluyla ev sahibi olanlar) ve kurumsal (bankalar ve bazý büyük þirketler) þirketlere farklý programlar aracýlýðýyla ulaþýlarak gerekli mali destek saðlanmýþtýr. yýlýnda getirilen bir yasal düzenleme (Federal Deposit Insurance Corporation Improvement Act) ile FDICnin sigorta rezervini Banka hissedarlarý y a r a r ý n a k u l l a n m a s ý y a s a k l a n m ý þ t ý r. Küresel Kriz ve ABY Uygulamasý ABDde 2007 yýlýnýn ikinci yarýsýnda mortgage kredileri ile ortaya çýkan ve kýsa zamanda Avrupa ve Asyaya da sýçrayarak tüm dünyayý etkisi altýna alan küresel kriz nedeniyle, dünya finans sektörünün ana oyuncularý konumundaki büyük bankalarda ciddi sýkýntýlar yaþanmaya baþlanmýþtýr. Bu bankalarýn bazýlarýnýn batmasý (Lehman Brothers), bazýlarýnýn ise batma olasýlýðýnýn yükselmesiyle birlikte finansal sistemin yeniden istikrara kavuþturulmasýnda devlet yardýmlarýnýn önemi ve hükümetlerin etkinliði artmýþ ve ilgili ülke hükümetleri tarafýndan peþpeþe kurtarma paketleri açýklanmýþtýr. Küresel krizinden etkilenen banka ve finansal kuruluþlarýnýn kurtarýlmasýna yönelik olarak, baþta ABD olmak üzere dünyanýn bütün geliþmiþ ve geliþmekte olan ülkeleri tarafýndan ABY uygulamalarýna aðýrlýk verilmiþtir. Nitekim, 2009 tarihli Uluslararasý Ödemeler Bankasý (BIS) kaynaklý çalýþma raporu verilerine göre4 inceleme konusu 11 ülkede kurtarma paketlerinin toplam büyüklüðü (taahhüt edilen toplam tutar) 5 trilyon Euro ile bu ülkelerin toplam GSYHnin %18.8ine ulaþtýðý ve bu tutarýn yaklaþýk 2 trilyon Euroluk kýsmýnýn kullanýldýðý tespit edilmiþtir. Diðer taraftan, OECD tarafýndan yapýlan son araþtýrmalara göre, küresel krizin etkilerini azaltmak ve finansal istikrarý saðlamak amacýyla dünya genelinde finansal sisteme toplam 11.4 trilyon USD kaynak aktarýmýnda bulunulduðu belirtilerek, bu tutarýn 6.4 trilyon USDsinin ABD hükümeti, 4.27 trilyon USDsinin ise Avrupa ülkelerince verilen destek programlarýndan oluþtuðu ifade edilmektedir. Avrupa Merkez Bankasý (ECB) tarafýndan yapýlan bir çalýþmaya göre5, küresel krizde finans sektörünü kurtamaya yönelik ülkeler tarafýndan uygulanan ABY yöntemleri Tablo2de gösterilen þekilde 4 ana bölüm altýnda sýnýflandýrýlmaktadýr. Yöntem Ülke Adedi Sermaye Desteði 14 Garantili Tahvil Ýhracý 14 Varlýklarýn Korunmasý Mevduat Sigortasý Sýnýrý Kaynak: ECB, 2009 Raporu 4 5 (Sýnýrsýz Garanti) 25 (Sigorta Kapsam -Tutar Deðiþikliði) Tablo-2: Küresel Krizde Uygulanan ABY Yöntemleri 8 Küresel krizin baþlangýç noktasý olmasý itibariyle ABDde bu kapsamda çok sayýda finansal destek programý uygulamaya konulmuþtur. Ayrýca, yaþanan kriz sadece finans sektörünü deðil, reel ekonomideki büyük þirketleri de kapsayacak þekilde daha geniþ kapsamlý ve yüksek bütçeli kurtama programlarýnýn uygulanmasýna neden olmuþtur. ABDde Ekim 2008de yürürlüðe giren yasal düzenlemeler (Emergency Economic Stabilization Act) çerçevesinde ABD Hazinesi tarafýndan FED ve FDIC ile birlikte finansal ve reel sektör firmalarýnýn desteklenmesi için Targeted Assets Relief Program (TARP) ve Financial Stability Plan (FSP) kurtarma programlarý yürürlüðe konulmuþtur. Bu programlar içerisinde finans sektörünü ilgilendiren en önemli uygulama, Sorunlu Varlýklarý Kurtarma Programý olarak adlandýrýlan TARP programý olup 4 ana bölümden oluþan geniþ kapsamlý bir mali destek programýdýr. TARP kapsamýnda zor durumda olan bankalarýn (Citibank, Bank of America vb.) yanýsýra diðer finansal kuruluþlarýn (AIG) ve reel sektörünün önemli otomotiv firmalarýnýn (GMAC, General Motors ve Chrysler þ i r k e t l e r i ) iflas etmeleri önlenmiþtir: Sermaye Satýn Alma (CPP-Capital Purchase Program) Sistemik Önemi Haiz Problemli Kuruluþlara Yönelik Program (Systemically Significant Failing Institutions Program) Otomotiv Sanayi Finansman Programý (Automative Industry Financing Program) Planlý Yatýrým Programý (Targeted Investment Program) Küresel krizin yarattýðý tahribatýn büyüklüðü nedeniyle TARP uygulamasýnýn yanýsýra ABD Hazinesi tarafýndan Þubat 2009da uygulamaya konulan 2 trilyon USDlik Mali Ýstikrar Planý (FSP, Financial Stability Plan) ile yeni bir teþvik planý yürürlüðe girmiþtir. Bu uygulama kapsamýnda, bankalarýn ellerindeki toksik varlýklardan ve TGAlardan kurtarýlmasý amacýyla devlet özel sektörle birlikte hareket etmiþtir. (PPIP, PublicPriviate Investment Program) Uygulanan programlar ile finansal sistemin sermaye ihtiyacý büyük ölçüde karþýlanmýþ, mali sorunlar yaþayan bireylere (mortgage kredisi yoluyla ev sahibi olanlar) ve kurumsal (bankalar ve bazý büyük þirketler) þirketlere farklý programlar 4 BIS, An assessment of financial sector rescue programmes, Monetary and Economic Department, BIS Papers No:48, July 2009 5 Ana Petrovic, Ralf Tutsch, National Rescue Measures in Response to the Current Financial Crisis, European Central Bank(ECB) Legal Working Series No:8, July 2009 MAKALE aracýlýðýyla ulaþýlarak gerekli mali destek saðlanmýþtýr6. Diðer taraftan, büyük bütçeli ve çeþitli hedef kitlelere yönelik olarak baþlatýlan ABY uygulamalarý kapsamýnda gerçekleþtirilen faaliyetlerde þeffaflýk ve hesap verilebilirliðin saðlanabilmesi için 4lü gözetim mekanizmasý7 kurularak gerçekleþtirilen faaliyetlere iliþkin raporlarýn periyodik olarak yayýmlandýðý bir web sitesi ( w w w. f i n a n c i a l s t a b i l i t y. g o v ) oluþturulmuþtur. ABY Türkiye Uygulamasý ABY uygulamalarýnýn ülkemizde aðýrlýklý olarak mevduat yapma ve sermaye benzeri kredi (SBK) verme üzerinde yoðunlaþtýðý görülmektedir. Bu kapsamda bugüne kadar gerçekleþtirilen ABY uygulamalarý aþaðýdadýr (Tablo-3): Tablo-3: ABY Türkiye Uygulamasý Örnekleri A- TMSFnin Dahil Olduðu Uygulamalar Yýl Banka 1987-90 1992 1993-97 1998-99 2 1 3 3 1997-2002 1 2002 1 Dayanak ABY Uygulamasý Mevduat Yapma 3182 sayýlý Kanun Mevduat Yapma Bakanlar Kurulu Kararý Mevduat Yapma 3182 sayýlý Kanun Mevduat Yapma/Rüçhan 3182 sayýlý Kanun Haklarýn Kullanýlmasý Rüçhan Haklarýn Devlet Bakanlýðý Onayý Kullanýlmasý/SBK Verme SBK Verme 4743 sayýlý Kanun B- TCMB Tarafýndan Uygulanan Yýl 2000 Banka Dayanak ABY Uygulamasý 1 1211 sayýlý TCMB Kanunu API Yoluyla Fonlama Kaynak: TMSF Ülkemizde ABY uygulamasý ile ilgili son düzenlemeye mülga 4389 sayýlý Bankalar Kanununun 14/3-a8 maddesinde yer verilmiþtir. Buna göre, eðer bir bankanýn hissedarlarý taahhütlerini yerine getiremezse, TMSF (Fon) bu sorunlu bankaya kaynak aktarýmý yapma ve mali destek saðlamakla yetkilendirilmiþtir. Ancak bu hüküm, 4491 sayýlý Kanun ile getirilen yeni düzenleme sonrasýnda, sorunlu bankanýn gerekli tedbirleri almamasý halinde ilgili banka hakkýnda faaliyet izninin kaldýrýlmasý veya Fona devir hükümleri iþletileceði ve baþkaca bir tedbirin söz konusu olmadýðý açýkça ifade edilerek yürürlükten kaldýrýlmýþtýr. Böylece Fonun, bankalara ABY niteliðinde mali yardým saðlama yetkisi Kanundan çýkarýlmýþtýr. ABY uygulamalarýnýn ülkemizde aðýrlýklý olarak mevduat yapma ve sermaye benzeri kredi (SBK) verme üzerinde yoðunlaþtýðý görülmektedir. Halen yürürlükte olan 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununda, Fonun ABY uygulama yetkisi bulunmamaktadýr. Ancak, ayný kanunun 72. maddesi uyarýnca Sistemik Riskin ortaya çýkmasýný önlemek amacýyla Bakanlar Kurulu gerekli her türlü tedbiri almaya yetkili bulunmaktadýr. Ülkemizde 2001 krizi sonrasýnda 4743 sayýlý Kanunda, sermaye yeterlilik seviyesi %8in altýna düþen bankalara sermaye benzeri kredi verilmesine yönelik bir düzenleme getirilmiþ, bu kapsamda bir bankaya Fon aracýlýðýyla ABY saðlanmýþtýr. Sonuç Bankacýlýk sektörümüzün mali, idari ve operasyonel yönden iyileþtirilmesine iliþkin olarak 2000-2001 krizleri sonrasýnda yürürlüðe konulan çeþitli düzenleme ve uygulamalar, sektörün mali yapýsýnýn güçlenmesini ve yaþanmakta olan küresel krizde ülkemiz finans sektörüne duyulan güvenin devamýný saðlamýþtýr. Halen 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu uyarýnca Fona tanýnan görevler ve yetkiler kapsamýnda, faaliyette bulunan bir kredi kuruluþuna (banka) Fon tarafýndan ABY uygulamasý kapsamýnda mali destek saðlama imkaný bulunmamakla birlikte, sistemik kriz yaþamasýhalinde 5411 sayýlý Kanun kapsamýnda Fonun da içinde yer aldýðý finansal güvenlik aðýný meydana getiren kurumlarýn ortaklaþa hareket ederek gerekli müdahalelerde bulunabileceði hususu tanýmlanmýþtýr. 6 www.financialstability.gov sitesinde 4 Aðustos 2010 tarihi itibarýyla yayýmlanan TARP Transaction Report sonuçlarýna göre; Sermaye Satýn Alma(CPP) programýna 738 banka katýlmýþtýr. Toplam tutar 204.9 Milyar ABD Dolarý olup, bunun 147.3 Milyar ABD Dolarý tahsil edilmiþtir. Sistematik Olarak Önemli Batýk Kuruluþlar Programýndan AIG Firmasý 69.8 Milyar ABD Dolarý kullanmýþtýr. Otomotiv Endüstrisinin Finansmaný Programýndan GMAC, General Motors ve Chrysler þirketleri faydalanmýþtýr. Toplam tutar 81.3 Milyar ABD Dolarý olup, bunun 10.7 Milyar ABD Dolarý tahsil edilmiþtir. Planlý Yatýrým Programýndan Citigroup ve Bank of America yararlanmýþtýr. Toplam tutar 40 Milyar ABD Dolarý olup bu tutar iki bankadan da tahsil edilmiþtir. Citigroup tarafýndan ayrýca Asset Guarantee Programý kapsamýnda kullanýlan 5 Milyar ABD Dolar da geri ödenmiþtir. Ayrýca, PPIP Programý kapsamýnda toplam 22.4 Milyar ABD Dolarý tutarýnda iþlem yapýlmýþ ve bu tutarýn 368.2 Milyon ABD Dolarý tahsil edilmiþtir. 7 Bu süreçte görev alan gözetim merciileri sýrasýyla, The Special Inspector General of the TARP (SIGTARP),The Government Accountability Office (GAO), The Congressional Oversight Panel (COP) ve The Financial Stability Oversight Board (FINSOB)dan oluþmaktadýr. 8 Bir bankanýn gelir-gider dengesinin bozulduðunun ve bu durumun süreklilik kazandýðýnýn tespiti halinde Kurum, uygun bir süre vererek bankadan durumun düzeltilmesi için sermayenin arttýrýlmasý da dahil olmak üzere gider azaltýcý ve gelir artýrýcý tedbirlerin alýnmasýný ister..................................... Sermayenin artýrýlmasýna Kurul tarafýndan re'sen karar verilmesi halinde 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayýlý Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanmaz. Re'sen artýrýlan sermayenin verilen süre içinde hissedarlar veya bunlarýn rüçhan haklarýný devrettikleri Kurulca uygun görülecek kiþiler tarafýndan taahhüt edilmemesi halinde, Kurul; a) Artýrýlan sermayenin Fon tarafýndan taahhüt edilerek ödenmesi, b) Ýsteklisi bulunduðu takdirde, bankanýn gerektiðinde Fondan da mali destek saðlamak suretiyle bir baþka bankayla birleþtirilmesi veya bu bankaya devredilmesi, dahil olmak üzere, mali bünyenin güçlendirilmesi ve bankanýn yeniden yapýlandýrýlmasý ile ilgili her türlü önlemi almaya ve uygulanmasýný istemeye yetkilidir. hükmündedir. Kaynaklar - OECD,Resolutions of Weak Institutions : Lessons Learned from Previous Crises, 2008 - IADI, General Guidance for the Resolution of Bank Failures, Research & Guidance Committe, 2005 - FDIC, Managing the Crisis: The FDIC and RTC Experience, 1998 - BIS, An assessment of financial sector rescue programmes, Monetary and Economic Department, BIS Papers No:48, July 2009 - Petrovic A., Tutsch R., National Rescue Measures in Response to the Current Financial Crisis, European Central Bank (ECB) Legal Working Series No:8, July 2009 - U.S.Treasury Department Office of Financial Stability,TARPTransaction Report as of August 4 , 2 0 1 0 , h t t p : / / w w w. financialstability.gov/latest/repo rtsanddocs.html 9 ÝNCELEME BANKA BÝRLEÞME ve DEVRALMA ÝÞLEMLERÝ Bankacýlýk sektöründeki aþýrý kapasiteyi azaltýp verimliliði ve etkinliði artýrmayý hedefleyen konsolidasyon süreci ABD ve Avrupa Birliði (AB) gibi geliþmiþ ekonomilerde genellikle piyasa mekanizmasý aracýlýðýyla gönüllü birleþme ve devralmalarla gerçekleþirken, Türkiyenin de içinde olduðu birçok geliþmekte olan ülkede finansal krizlerden sonra kamu otoritesi tarafýndan zorunlu olarak da gerçekleþtirilmiþtir. 1. Giriþ: 1980li yýllardan itibaren yaþanan teknolojik geliþmeler, serbestleþme ve küreselleþme bankacýlýk sektöründe rekabet düzeyinin artmasýna neden olmuþtur. Bu geliþmelerin etkisiyle kâr marjlarýnýn düþmesi, yabancý banka giriþleri, sýnýrsýz mevduat güvencesinin kalkmasý, kamu mali baskýnlýðýnýn azalmasý, bankalarý yeni müþteri ve pazar bulmaya, bilgi teknolojisi yatýrýmlarýndan en üst seviyede yararlanmaya ve sabit maliyetlerini düþürmeye zorlamýþtýr. Bu ihtiyaç, belli bir ölçeði yakalayarak etkinliðe ulaþmanýn bir aracý olarak birleþme ve devralma seçeneklerini cazip hale getirmiþtir. Bankacýlýk sektöründe baþlayan konsolidasyon eðilimi, baþlangýçta yurt içindeki küçük bankalarýn birleþmesi veya büyük bankalarýn küçük bankalarý satýn almasý þeklinde iken, son dönemlerde büyük bankalarýn kendi aralarýnda ve/veya sýnýr ötesi bankalarla yurt içi bankalarýn birleþmesini de içeren bir iþlem haline gelmiþtir. Piyasalarýn küreselleþmesi sýnýr ötesi birleþme ve devralmalara ve finansal hizmet firmalarýnýn küreselleþmesine katkýda bulunmuþtur. Bankacýlýk sektöründeki aþýrý kapasiteyi azaltýp verimliliði ve etkinliði artýrmayý hedefleyen konsolidasyon süreci ABD ve Avrupa Birliði (AB) gibi geliþmiþ ekonomilerde genellikle piyasa mekanizmasý aracýlýðýyla gönüllü birleþme ve devralmalarla gerçekleþirken, Türkiyenin de içinde olduðu birçok geliþmekte olan ülkede finansal krizlerden sonra kamu otoritesi tarafýndan zorunlu olarak da gerçekleþtirilmiþtir. gelmekte ve tek bir varlýk üzerinde kontrol uygulanabilmektedir. Genelde isteðe baðlýdýr ve birbirine yakýn büyüklükte iki þirket arasýnda gerçekleþir. Devralma(Acquisition): Bir firmanýn ona eþit olmayan genelde daha küçük diðer bir firmanýn kontrol kademesini satýn alarak hukuki niteliðini sürdürmesi, devralýnan firmanýn ise hukuki varlýðýnýn sona ermesi iþlemi olarak tanýmlanmaktadýr. Dolayýsýyla birleþme, yeni firmada eþit paylara sahip iki firmayý içeren bir iþlem iken; devralma bir tarafýn diðer tarafýn kontrolünü açýk bir þekilde elde etmesidir. Konsolidasyon: Finansal sistem içinde yer alan kuruluþlarýn veya gruplarýn sektör içi veya sektör dýþý birleþmeler ve devralmalar sonucunda sayýsýnýn düþürülmesidir. 3. Bankacýlýk Sektöründe Devir ve Birleþmelerin Nedenleri Teknolojik geliþmeler, küreselleþme ve serbestleþme banka birleþme ve devralmalarýnýn makro ekonomik nedenlerini oluþturmaktadýr. Ayrýca, ulusal otoriteler dünya ölçeðinde rekabet edebilen büyük firmalar oluþturmak amacýyla konsolidasyonu teþvik edebilmektedir. Yaþanan finansal krizler ve bankacýlýk sektörünün yeniden yapýlandýrýlmasý da birleþme ve devralma nedenlerinden birini oluþturmuþtur. Düzenlemeler Küreselleþme Teknolojik Ekonomik Diðer dýþ þartlar faktörler Geliþme Dýþ Faktörler 2. Birleþme ve Devralma Kavramý (M&A) Birleþme (Merger): Bir ekonomik varlýðýn diðer bir varlýkla kendi baðýmsýz varlýðýný ortadan kaldýrarak yeni bir tüzel kiþilik yaratmasý iþlemi olarak tanýmlanmaktadýr. Birleþme sonucu iki firma arasýnda tam bir bütünleþme meydana Yasemin ÞENOL Uzman Yardýmcýsý Varlýk Yönetimi Daire Baþkanlýðý 10 Ekonomik Güdü Yönetim Güdüsü Prestij Güdüsü Firma Düzeyindeki Güdüler Devir ve Birleþme Kararý ÝNCELEME 4. Banka Birleþmelerinin Olasý Etkileri Bankacýlýk sektöründe birleþme ve devralmalarýn, yüksek sektörel standartlarýn oluþturulmasý, daha kaliteli denetim ve düzenleme, risk yönetim kültürü, uluslararasý normlarda bankacýlýk faaliyetinin saðlanmasý gibi olumlu etkilerinin yanýnda yoðunlaþma sonucu tekelci güç elde etme riski, küçük kredi müþterilerine finansman saðlamada isteksizliðin artmasý, yabancý bankalarla birleþme durumunda ev sahibi ülkede toplanan fonlarýn dýþ piyasalarda kullanýlmasý gibi riskleri de mevcuttur. yönlendirme ve teþviklerle birleþtirilmesi yoluna da gidebilmektedir. Kriz dönemlerinde düzenleyici ve denetleyici otoriteler sorunlu bankalarý zorunlu birleþme ve devralma operasyonlarýna da tabi tutabilmektedir. Ekonomik koþullar nedeniyle doðrudan satýþý gerçekleþtirilemeyen bankalar, finans sistemine duyulan güvenin muhafaza edilmesi ve bankanýn kamuya olan sosyal ve ekonomik maliyetinin en aza indirilmesi için doðrudan bir kamu bankasýna devir, mali bünyesi rehabilite edilerek devir veya birleþtirme yoluyla çözümlenebilmektedir. Bankalarýn konsolidasyon sonrasý gerek fazla þubelerini kapatmalarý gerekse ayný iþi yapan eleman sayýsýný azaltmak amacýyla bazýlarýný baþka alanlara kaydýrmasý veya kadro sayýsýný azaltmasý maliyetlerde önemli iyileþme saðlamaktadýr. Diðer önemli maliyet avantajý, bankalar için öncelikli bir öneme sahip olan bilgi sistemleri baþta olmak üzere teknolojiye yapýlacak yatýrýmlarda yatýrým tekrarýndan kaynaklanan maliyetlerin önlenmesidir. 1 Birleþme ve devralma iþleminin baþarýlý olmasý için banka aktifleri tamamen donuklaþmadan, banka pozitif net deðere sahipken yapýlmalýdýr. Bu arada bankayý devralacak yatýrýmcýlarýn da bankanýn kaybolmuþ sermayesini yeniden koyabilecek mali güce ve bankayý rehabilite edip yeniden yapýlandýrabilecek bir yönetim kapasitesine sahip olmalarý gerekmektedir.2 Diðer taraftan, birleþme ve devralmalarla bankacýlýk sektöründe büyük bankalarýn oranýnýn artmasý, büyüklük etkisi yoluyla potansiyel sistemik riski yükseltebilmektedir. Büyük bankalarýn iflasý küçük bankalara göre hem daha geniþ hem de daha derin bir etkiye sebep olduðundan kamu otoritesince iflas etmeyecek kadar büyük (too big to fail) bir kurum olarak deðerlendirilebilmekte ve sistemik riski artýrabilmektedir. 1980li yýllarýn sonlarý ve 1990lý yýllarda Türkiyede kamu borçlanma gereðinin yüksekliði ve sýnýrsýz mevduat güvencesi gibi rekabeti bozucu engellerden kaynaklanan kar marjý yüksekliði ve banka lisansý almanýn kolaylýðý, banka sahipliðini özendirmiþ ve banka sayýsý önemli bir artýþ göstermiþtir.3 Nitekim, 1980de 33 olan banka sayýsý 2000 yýlýna gelindiðinde 81e ulaþmýþtýr. 6. Türk Bankacýlýk Sektöründe Birleþme ve Devralmalar 5. Çözümleme Yöntemi Olarak Birleþme ve Devralmalar 100 Bankalar, sermaye yetersizliði, likidite problemleri, yükümlülüklerini yerine getirememe gibi nedenlerle mali bünyesinin bozulmasý ve/veya banka kaynaðýnýn istismar edilmesi nedeniyle sorunlu hale gelebilmektedir. IADI asli prensiplerine göre sorunlu hale gelen bankanýn çözümlenmesinde sigortalý mevduatýn ödenmesi, satýn alma ve üstlenme ve açýk banka yardýmý olmak üzere üç temel yöntem uygulanmaktadýr. 60 Banka çözümlemelerinde öncelikle bankanýn kýsmen veya tamamen sisteme geri kazandýrýlmasý amaçlanmaktadýr. Bu nedenle bir bankanýn sorunlu hale geldiði tespit edildiðinde, otoriteler bankanýn sektördeki diðer bir bankayla gönüllü olarak veya Ekonomik koþullar nedeniyle doðrudan satýþý gerçekleþtirilemeyen bankalar, finans sistemine duyulan güvenin muhafaza edilmesi ve bankanýn kamuya olan sosyal ve ekonomik maliyetinin en aza indirilmesi için doðrudan bir kamu bankasýna devir, mali bünyesi rehabilite edilerek devir veya birleþtirme yoluyla çözümlenebilmektedir. 80 40 20 0 1980 1990 2000 2010 2000 yýlýna gelindiðinde aþýrý kapasiteyle çalýþan, etkinlikten uzak küçük ve parçalý bir yapýya sahip bir bankacýlýk sektörü oluþmuþtur. Yaþanan krizler risk esaslý çalýþmayan, yeterli özkaynaða ve saðlam bir mali bünyeye sahip olmayan bankacýlýk sektörünün kamu otoritesi tarafýndan yürütülen bir konsolidasyon sürecine girmesine neden olmuþtur. Piyasada faaliyet gösteren bankalarýn Fon bünyesinde bulunan bankalarý satýn almasýna ilave olarak birçok devir ve birleþme iþlemi görülmüþtür. Bankalar 1 Ahmet Dinçer, Bankacýlýk Sektöründe Konsolidasyon, Ülke Deneyimleri ve Türkiye için Öneriler, DPT Uzmanlýk Tezi, 2006, Ankara,s 36 2 Bumin, a.g.e.,s 21 3 Bankacýlýk Sektöründe Konsolidasyon, Ülke Örnekleri ve Türkiye Ýçin Öneriler- Ahmet DÝNÇER- Uzmanlýk Tezi - DPT 11 ÝNCELEME Fona devredilen bankalar çözümlenirken ilk olarak bu bankalarýn büyük kýsmý satýþa çýkarýlmýþlardýr. Ancak, dönemin ekonomik koþullarý nedeniyle bu bankalarýn satýþ sürecine yerli ve yabancý yatýrýmcýlar yeterli ilgiyi göstermemiþtir. Bunun üzerine, satýþa çýkarýlan ancak teklif gelmeyen veya gelen teklifler yeterli bulunmayan bankalar diðer Fon bankalarý bünyesinde devir ve birleþtirme yöntemiyle çözümlenmiþtir. krizin etkisiyle düþen banka fiyatlarýný deðerlendirmek, teþviklerden yararlanmak, sektörde büyümek amacýyla birleþme ve devralma iþlemlerine yönelmiþlerdir. Sonuçta, gerek Fon bünyesinde gerekse özel bankalarýn kendi aralarýnda yaptýklarý birleþme ve devralmalar sonucu, banka sayýsý 2010 yýlý itibarýyla 45e gerilemiþtir. 6 . 1 . Ka m u Ta r a f ý n d a n Z o r u n l u Ko n s o l i d a s y o n , T M S F D e n e y i m i Fona devredilen bankalar çözümlenirken ilk olarak bu bankalarýn büyük kýsmý satýþa çýkarýlmýþlardýr. Ancak, dönemin ekonomik koþullarý nedeniyle bu bankalarýn satýþ sürecine yerli ve yabancý yatýrýmcýlar yeterli ilgiyi göstermemiþtir. Bunun üzerine, satýþa çýkarýlan ancak teklif gelmeyen veya gelen teklifler yeterli bulunmayan bankalar diðer Fon bankalarý bünyesinde devir ve birleþtirme yöntemiyle çözümlenmiþtir. Fonda devir ve birleþme iþlemleri üç fon bankasýnýn çatýsý altýnda gerçekleþmiþ, daha sonra bütün varlýk ve yükümlülükler bir banka altýnda toplanmýþtýr. Ýlk toplu birleþtirme operasyonu, isim deðerinden faydalanarak satýþýnýn cazip hale getirilmesi amacýyla Sümerbank bünyesinde gerçekleþtirilmiþtir. Egebank, Yurtbank, Yaþarbank, Ulusalbank ve Bank Kapital tüm aktif ve pasifleriyle Sümerbank çatýsý altýnda devren birleþtirilmiþtir. Ýkinci grup banka birleþmesi ise, Ýnterbank ve Esbankýn bankacýlýk lisansýnýn kaldýrýlarak tüm aktif ve pasifleriyle Etibank bünyesinde birleþtirilmesi ile gerçekleþtirilmiþtir. Böylece her bir bankanýn faaliyetlerini sürdürmesi ve çözümlenmesinde ayrý ayrý operasyonel maliyet ve zaman kaybý oluþmasý önlenmek istenmiþtir. Ayrýca bir kamu kurumu olarak Fon kendisine devredilen tüm bankalara objektif yaklaþým saðlamak, yönetsel ve stratejik uygulamalarda paralellik saðlamak, þube aðý, müþteri portföyü, hedef kitle ve bankacýlýk ürünlerine iliþkin olarak birbirlerine görece üstün olan ya da benzer yapýlanmalarýn birleþmeyle birbirini tamamlamasýný saðlamak istemiþtir. Devir ve birleþme operasyonunda son süreç, Bayýndýrbank bünyesinde olmuþtur. EGS Bank, Ýktisat Bankasý, Kentbank, Etibank ve Toprakbank Bayýndýrbank bünyesinde devren birleþtirilmiþtir. Fon bünyesinde faaliyetine devam eden Bayýndýrbankýn ismi 07.12.2005 tarihinden itibaren Birleþik Fon Bankasý olarak deðiþtirilmiþtir. Sektördeki yerinin önemli olmasý ve tasfiyesinin sistemik krize yol açma ihtimalinin bulunmasý nedeniyle Pamukbank bir kamu bankasý olan Halk Bankasýna devir yoluyla çözümlenmiþtir. Böylece yükümlülüklerin kýsa sürede tasfiye edilmesinin gerektireceði acil likidite ihtiyacýndan kaynaklanacak kamusal maliyetin, banka þubelerinin kapatýlmasý ve personelin iþ akitlerinin feshedilmesi sonucunda ortaya çýkacak sosyal maliyetin minimize edilmesi amaçlanmýþtýr. 6.2. Piyasa Tarafýndan Gönüllü Birleþme ve Devralmalar Bankalarýn uluslararasý ölçekte rekabet edilebilir ölçeðe ulaþmalarý ve saðlýklý bir bankacýlýk sistemine geçiþi saðlamak üzere birleþme ve devirlerin özendirilmesi yoluna gidilmiþ, bu kapsamda vergi teþvikleri, muafiyet ve indirimler s a ð l a y a n d ü z e n l e m e l e r y a p ý l m ý þ t ý r. Mevduat Prim Teþviki; Bankalarýn birleþme ve devirlerini teþvik amacýyla öngörülen, Bankalarýn Birleþme ve Devirleri Hakkýnda Yönetmelik 18b hükmüne göre (birleþen, devredilen ve devralan bankalarýn tamamýnýn mevduat kabul etme yetkisi bulunmasý kaydýyla), birleþme ve devre izin verildiðine dair Kurul kararýnýn Resmi Gazetede yayýmlandýðý tarihten itibaren 2 yýl süreyle, sigorta primlerine iliþkin yasal oranlarýn yarýsý kadar uygulanacaðý hükme baðlanmýþtýr.4 Bu uygulama 01.11.2006 tarihi itibariyle kaldýrýlmýþtýr. Sisteme Giriþ Payý; Bir veya birkaç bankanýn birleþmesi suretiyle yeni bir banka kurulmasý durumunda, kurucular sisteme giriþ payý ödemekten muaftýrlar.5 Piyasada faaliyet gösteren bankalarýn Fon bünyesinde bulunan bankalarý satýn almasýna ilave olarak, krizin etkisiyle düþen banka fiyatlarýný deðerlendirmek, teþviklerden yararlanmak veya sektörde büyümek amacýyla birçok devir ve birleþme iþlemi görülmüþtür. Ayný grup altýnda bulunan Osmanlý Bankasý ve Birleþik Körfez Bankasýnýn tek bir banka olmasý ve sonraki süreçte yeni bankanýn Garanti Bankasý ile, Finansbankýn grubun diðer bir bankasý olan Fibabankla, Türkiye Ýþ Bankasýnýn hakim ortak olduðu iki ayrý yatýrým bankasý olan Türkiye Sýnai Kalkýnma Bankasýnýn Sýnai ve Yatýrým Bankasý ile birleþmesi, sektördeki grup bankalarýnýn konsolide olmasýna yönelik 4 Alýþkan, Murat, Türk Banka Hukukunda Mevduat Sigortasý, Eylül 2004, Ýstanbul, s 303 5 Alýþkan,a.g.e.,s 323 12 ÝNCELEME örneklerdir.6 Yurt içi bankalarýn birleþme ve devralma iþlemleri yanýnda, aþaðýdaki tabloda görüldüðü üzere, sektöre yoðun bir yabancý sermaye giriþi de olmuþtur. Devralan Yabancý Banka Yerli Banka Devir Oraný Uni Credito Bank Koç Finansal Hizmetler AÞ %50 Fortis Bank Dýþ Bank %89,3 BNP Paribas TEB %42,12 BNP Paribas Garanti Bankasý AÞ %25,5 National Bank Of Greece Finansbank %46 Dexia Denizbank %75 Bank Turan Alem Þekerbank %34 Citigroup Akbank %20 Eurobank EFG Tekfenbank %70 The National Commercial Bank Türkiye Finans Katýlým Bank. %60 ING Oyakbank National Bank of Kuwait Turkish Bank Alpha Bank Alternatif Bank %100 %40 %94,04 7. Sonuç Bilgi teknolojisi ve telekomünikasyon alanýnda yaþanan geliþmeler, küreselleþme ve serbestleþme, bankacýlýk sektöründe rekabetin artmasýna ve faiz oranlarýnýn düþmesine neden olmuþtur. Bankalar, düþen kâr marjlarýný telafi etmek amacýyla optimal ölçeði yakalamak, sabit maliyetleri düþürmek, daha fazla müþteriye hizmet vermek gibi stratejileri uygulamak için bankalarla veya banka dýþý mali kuruluþlarla konsolidasyona gitmiþlerdir. Küreselleþmenin bir sonucu olarak geliþmiþ ülkelerin büyük bankalarýnýn diðer ülkelerde birleþme ve devralma yoluyla sýnýr ötesi faaliyet göstermesi yaygýnlýk kazanmýþtýr. Ülkemizde bankalarýn kar marjlarý düþmeye baþlamýþ olmakla birlikte diðer ülkelere göre hala yüksek oranda seyretmektedir ve bankacýlýk hizmetlerinde özellikle kredilerde doymamýþ bir pazara sahiptir. Bu durum ülkemizi yabancý bankalar açýsýndan cazip bir yatýrým seçeneði haline getirmektedir. Küreselleþmenin bir sonucu olarak geliþmiþ ülkelerin büyük bankalarýnýn diðer ülkelerde birleþme ve devralma yoluyla sýnýr ötesi faaliyet göstermesi yaygýnlýk kazanmýþtýr. Geliþmiþ ülkelerde baþlayan ve geliþmekte olan ülkeleri de etkileyen global finansal krizin etkisiyle dünyada bankacýlýk sektöründe ikinci bir konsolidasyon dalgasý yaþanmaktadýr. Bununla birlikte, Türk bankacýlýk sektöründe aktiflerin %85inin yaklaþýk 7 banka tarafýndan kontrol edilmesi, karlýlýk düzeyinin sürdürülebilir olmayýþý nedeniyle önümüzdeki dönemlerde ülkemizde de orta ölçekli ve küçük bankalar arasýnda birleþme ve devralmalarla potansiyel bir konsolidasyon sürecinin yaþanmasý beklenmektedir. 6 Dinçer,a.g.e., s 105 Kaynaklar Alýþkan, Murat, Türk Banka Hukukunda Mevduat Sigortasý, Eylül 2004, Ýstanbul Rosita P, Chang, CFA ve Keith M. Moore, CFA, Mergers and Acquisitions, 2008 Dinçer, Ahmet, Bankacýlýk Sektöründe Konsolidasyon, Ülke Deneyimleri ve Türkiye için Öneriler, DPT Uzmanlýk Tezi, 2006, Ankara Bumin, Mete, Sorunlu Bankalarýn Çözümlenmesinde Türkiye Deneyimi, 2006, Ýstanbul BDDK, Bankalarýn Birleþme, Devir, Bölünme ve Hisse deðiþimi ile Ýlgili Yönetmelik Bankacýlýk Sektörü Yeniden Yapýlandýrma Programý Geliþme Raporu, BDDK, 2002 Banka Birleþmeleri ve Satýnalmalar,Seminer,2006,Ýstanbul Wikipedia, The Free Encyclopedia,Mergers and Acquisitions Krizden Ýstikrara Türkiye Tecrübesi, BDDK, TMSF, HM ve TCMBnin iþtirakiyle oluþturulan çalýþma grubu, 2009 Shih, Michael S. H., Banking Sector Crisis and Mergers as Solution, National University of Singapore and University of Toronto http:// www.financialservicesfacts.org/financial2/today/consodilation Ayadi, RYM, Assesing The Performance of Banking M&As In Europe, A New Conceptual Approach, 2007,Brussel Bank M&As Motives and Evidence http://www.worldscibooks.com/etextbook/5955/5955_chap1. 13 MAKALE HUKUKÝ YÖNÜYLE MEVDUAT Mevduat temel olarak kiþilerin banka ile yapmýþ olduðu sözleþme çerçevesinde istenildiði zaman veya belirli bir vade sonunda çekilmek üzere ivazsýz veya bir ivaz karþýlýðýnda bankaya para yatýrýlmasý iþlemidir. Mevduat, temel fonksiyonu vadesel uyumlaþtýrma yaparak saðladýðý fonlarý kredilere dönüþtürmek olan bankalarýn en önemli fon kaynaðýdýr. Baþka bir deyiþle mevduatlar, ekonomik büyümenin itici gücü olan yatýrýmlarýn dolayýsýyla ekonominin de en önemli finansman kaynaklarýdýr. Mevduat iliþkisinde banka ile muhatap olan tasarruf sahiplerinin bankaya nazaran güçsüz konumda olduðu açýktýr. Bu doðrultuda kanun koyucu, tasarruf sahiplerini güçsüz kabul ederek eþitlik ilkesinden ayrýlmýþ ve mudileri koruyucu yönde düzenlemeler yapmýþtýr. Bu duruþta, geçmiþteki düzenleme boþluðu nedeniyle ortaya çýkan, baþta banker skandallarý olmak üzere olumsuz deneyimlerin de etkisi büyüktür. GÝRÝÞ Bankalar diðer iþletmelerden farklý olarak pasifinde yabancý kaynaklarýn çok daha fazla yer tuttuðu iþletmelerdir. Önemli bir kýsmý mevduat olan kýsa vadeli yabancý kaynaklarla çalýþan bankalar 1 , bu fonlarý vade uyumlaþtýrmasý da yaparak, fon talep edenlere aktaran kuruluþlardýr. Anlaþýlacaðý üzere fonlama kaynaðý olarak mevduat toplama, en temel bankacýlýk faaliyetlerinden birisidir. Bankalarýn ekonomik büyüme ve dinamizmin en temel faktörlerinden birisi oluþuyla beraber mevduatlarýn da bankacýlýk faaliyetleri açýsýndan önemi düþünüldüðünde, çok süjeli bir iliþki olarak mevduat ve mevduat iliþkilerinin detaylý biçimde düzenlenmesinin gerekliliði ortaya çýkmaktadýr. Zaten, baþta eski bankacýlýk kanunlarý olmak üzere eski düzenlemeler incelendiðinde, banka ile tasarruf sahipleri arasýndaki mevduat iliþkisine devletin de yaptýðý düzenlemelerle büyük ölçüde müdahil olduðu görülmektedir. 1. MEVDUAT KAVRAMI Artan rekabet ve müþteri odaklýlýk düzeylerine paralel olarak, bankalarýn müþterilerine sunduklarý finansal hizmetlerin ve enstrümanlarýn yelpazesi giderek geniþlemektedir. Söz konusu geniþleme, sunulan finansal hizmetlerin ve enstrümanlarýn tanýmlanmasý ile birbirlerinden net biçimde ayrýlmalarýný zorlaþtýrmaktadýr. Bu nedenle hem bankacýlýk iþlemlerindeki yerinin tespiti hem de hangi tip banka müþteri iliþkisinin mevduat iliþkisi kapsamýna gireceðinin belirlenmesi açýsýndan mevduatýn tanýmlanmasý oldukça önemlidir. 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanununda (3.madde) yazýlý ya da sözlü olarak veya herhangi bir þekilde halka duyurulmak suretiyle ivazsýz veya bir ivaz karþýlýðýnda, istendiðinde ya da belli bir vadede geri ödenmek üzere kabul edilen para olarak tanýmlanan mevduatý kiþilerin bankayla yapmýþ olduðu sözleþme çerçevesinde istenildiðinde veya belirli bir vade sonunda çekilmek üzere ivazsýz veya ivaz karþýlýðý bankaya para yatýrýlmasý iþlemi olarak tanýmlayabiliriz. Bu kapsamda bankayla müþteri arasýnda yapýlan sözleþmeye mevduat sözleþmesi, bu sözleþmeye dayalý olarak açýlan hesaba mevduat hesabý, taraflar arasýnda kurulan iliþkiye de mevduat iliþkisi adý verilmektedir2. 1.1. Mevduat Sözleþmesinde Þekil Mevduat iliþkisi nihayetinde mevduat sözleþmesine dayanan bir hukuki iliþkidir. Mevduat sözleþmesinde temel olarak þekil serbestisi geçerlidir. Mevduat sözleþmesi, mevduat sahibi ile bankanýn, sözleþmenin esaslý unsurlarý üzerinde yazýlý ve sözlü beyanlarý sonucu anlaþmaya varmalarýyla meydana gelmektedir. 1 30 Mayýs 2010 tarihi itibariyle Türk Bankacýlýk Sektörünün toplam yükümlülüklerinin %62si mevduatlardan oluþmaktadýr. (Kaynak: BDDK Türk Bankacýlýk Sektörü Ýnteraktif Aylýk Bülten 05.08.2010) 2 ÇEKER, Mustafa. Hukuki Yönüyle Banka Mevduatý, Karahan Kitabevi, S.17. Çaðdaþ EKÝCÝ Varlýk Yönetimi Dairesi 14 MAKALE 1.2. Mevduat Sözleþmesinin Hukuki Niteliði Banka ile müþteri arasýnda yapýlan mevduat sözleþmesinin hukuki niteliði kanunda açýk bir þekilde belirtilmediði gibi, konuya iliþkin Yargýtay kararlarýnda ve doktrinde de farklý yaklaþýmlar mevcuttur. Söz konusu Yargýtay kararlarýný ve doktrini göz önüne aldýðýmýzda, mevduat sözleþmelerinin hukuki niteliðine iliþkin dört farklý bakýþ açýsýyla karþýlaþmaktayýz: 1.2.1. Karz Niteliði Karz sözleþmesi kapsamýnda ödünç veren, para veya bir misli þeyin mülkiyetini belli süre için karþý tarafa geçirmeyi, ödünç alan ise ayný miktarda parayý veya misli þeyi geri vermeyi taahhüt etmektedir. Bu unsurlar göz önünde bulundurularak, bazý kiþilerce mevduat sözleþmesinin karz niteliði taþýdýðý savunulmuþtur. Yargýtayýn da eski kararlarýnda bu yönde bir içtihat geliþtirmiþ olduðu görülmektedir. 1.2.2. Usulsüz Tevdi Niteliði Usulsüz tevdi, mudi tarafýndan verilen bir miktar paranýn, misli eþyanýn veya kýymetli evrakýn emin bir yerde saklanmasý ve belirli bir süre sonra veya istenildiðinde mislen geri verilmesi borcunu doðuran bir sözleþmedir3. Literatürde, mevduat amaçlý yatýrýlan paranýn iþletilmesinden daha çok korunmasý gereken bir para olduðunu belirterek, mevduatýn usulsüz tevdi niteliði taþýdýðýný savunan görüþler bulunmaktadýr. Bununla birlikte, vadesiz mevduatlar için hiç faiz verilmemesi ya da düþük faiz verilmesi, uygulamada belli miktarda faiz gelirinden vazgeçilmesi koþuluyla mevduatýn vade veya ihbar süresi beklenmeden çekilebilmesi, mevduatýn usulsüz tevdi niteliðini taþýdýðý görüþlerini destekler niteliktedir. 1 . 2 . 3 . Ka r m a S ö z l e þ m e N i t e l i ð i Karma sözleþme, kanunun çeþitli sözleþme tipleri için kabul ettiði unsurlarýn kanunun öngörmediði bir tarzda bir araya gelmeleri sonucunda oluþan sözleþmedir. Banka mevduatý açýsýndan bakýldýðýnda, mevduat sözleþmesinin karz ve usulsüz tevdi sözleþmelerinin çeþitli unsurlarýný taþýyan karma nitelikli sözleþme olduðunu ileri süren görüþler de bulunmaktadýr. 1.2.4. Kendine Özgü Sözleþme Niteliði Son yýllarda giderek daha fazla popülarite kazanan ve Yargýtay tarafýndan da benimsenen görüþe göre; mevduat sözleþmesi çeþitli benzerlikler taþýmakla birlikte kanunda öngörülen sözleþme tiplerinden hiçbirisinin unsurlarýný tam olarak içermemesi nedeniyle kendine özgü sözleþme niteliði taþýmaktadýr. 1.3. Mevduat Ýliþkisinde Taraflar Devlet çeþitli nedenlerle hem mevduat iliþkisini detaylý biçimde düzenlemiþ, hem de mevduat sahiplerini iliþkinin zayýf tarafý görerek -eþitlik ilkesinden ayrýlarakbu doðrultuda düzenlemeler yapmýþtýr. Mevduat iliþkisinde banka ve mudiler olmak üzere iki temel aktör bulunmaktadýr. Ancak devletin, bu iliþkide zayýf taraf olarak kabul ettiði mudileri gözetme hedefi baþta olmak üzere, çeþitli amaçlarla mevduat iliþkisi sürecine müdahil olduðu görülmektedir. 1.3.1. Banka Banka mevduat kabul eden, amacý bu mevduatý (kaynaðý) en verimli þekilde çeþitli kredi iþlemlerine kanalize etmek olan kuruluþtur. Bankalarýn faaliyetlerini yürütebilmesi için gerekli olan fon kaynaklarýnýn en önemlilerinden birisi de mevduattýr. Bu amaçla bankalar, genellikle daha önceden ilan etmiþ olduðu mevduat faizleri üzerinden faiz karþýlýðýnda vadeli olarak veya vadesiz olarak tasarruf fazlasý olan iktisadi aktörlerin (bireyler, þirketler, bankalar, devlet) tasarruf fazlalarýný kendilerine çekmeye çalýþmaktadýrlar. 1.3.2. Mudi Sahip olduklarý tasarruf fazlasýný ivazlý veya ivazsýz olarak gelir elde etme ve paranýn güvenli biçimde saklanmasý4 amacýyla bankaya yatýran gerçek veya tüzel kiþilere mudi denilmektedir. 1.3.3. Devlet Ekonomik hayatta borç iliþkisine giren, sözleþme yapan herkes kural olarak bu iliþki ve sözleþmeyi kendi iradesi ile kurmuþ veya yapmýþ kabul edilmektedir. Bu bakýmdan taraflar kanun önünde birbirine eþit sayýlmýþtýr. Ancak, hukukun bazý alanlarýnda bu ilkeden çeþitli nedenlerle uzaklaþýldýðý görülmektedir. Devlet çeþitli nedenlerle hem mevduat iliþkisini detaylý biçimde düzenlemiþ, hem de mevduat sahiplerini iliþkinin zayýf tarafý görerek -eþitlik ilkesinden ayrýlarak- bu doðrultuda düzenlemeler yapmýþtýr. Sosyal devlet anlayýþý5 doðrultusunda þekillenmiþ olan Bankacýlýk Kanununun temel amacý da, þu þekilde ortaya konulmuþtur: finansal piyasalarda güven ve istikrarýn saðlanmasý; kredi sisteminin etkin bir þekilde çalýþmasýna, tasarruf sahiplerinin 3 Çeker, age, S.26. 4 GÜNEY Alptekin, Banka Ýþlemleri, Beta Yayýncýlýk, S.33. 5 Anayasa Mahkemesi sosyal devleti, güçsüzleri güçlüler karþýsýnda koruyarak gerçek eþitliði yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi saðlamakla yükümlü devlet olarak tanýmlamýþtýr. (Anayasa Mahkemesi, 26 Ekim 1988 Tarih ve E.1988/19, K.1988/33 Sayýlý Karar, Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi, Sayý 24, s.451-452). 15 MAKALE Tasarruflarýn bankalara aktarýlmasý en baþta güven temelli bir iþlem olup ekonomik büyüme ve istikrar için mevduatlara iyi bir koruma ve güven verilmesi mecburidir. hak ve menfaatlerinin korunmasýna iliþkin usul ve esaslarý düzenlemek. Tasarruflarýn bankalara aktarýlmasý en baþta güven temelli bir iþlem olup ekonomik büyüme ve istikrar için mevduatlara iyi bir koruma ve güven verilmesi mecburidir. Bununla birlikte mudilerin büyük çoðunluðunun kendilerini yeteri kadar koruyacak bilgisi, tecrübesi ve olanaðý bulunmamaktadýr. Bu noktada bankalar ve mudiler arasýndaki çýkar çatýþmalarýnda banka mudilerinin korunmasý sosyal devlet ilkesi açýsýndan önem kazanmaktadýr. 2. MEVDUAT TÜRLERÝ Literatüre ve düzenlemelere bakýldýðýnda mevduatýn farklý kriterlere göre farklý þekillerde sýnýflandýrýldýðý görülmektedir. 2.1. Vadesine Göre Mevduat Türleri Mevduatýn vadelerini belirleme yetkisi, 1211 Sayýlý Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasý (TCMB) Kanununun 4. maddesinin (I) numaralý fýkrasýnýn (ý) bendi ile 40. maddesinin (III) numaralý fýkrasýnýn (b) bendi ve 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanununun 60. maddesinin 7. fýkrasý gereðince, TCMBye býrakýlmýþtýr. Bu kapsamda, TCMB tarafýndan 3 Þubat 2007 tarih ve 26423 Sayýlý Resmi Gazetede Mevduatýn Vade ve Türleri ile Katýlma Hesaplarýnýn Vadeleri Hakkýnda Teblið yayýmlanmýþ ve vadelerine göre mevduat türleri 4 gruba ayrýlmýþtýr. 2.1.4. Birikimli Mevduat Asgari 5 yýl vade ile açýlan, sözleþme ile belirlenen aylýk veya üç aylýk sürelerle hesaba para yatýrmaya imkân veren mevduattýr7. 2.2. 2007/1 Sayýlý Teblið Kapsamýnda Mevduat Türleri TCMBnin Mevduatýn Vade ve Türleri ile Katýlma Hesaplarýnýn Vadeleri Hakkýnda Teblið ile, mevduat sahibinin kimliði esas alýnarak mevduat türleri 5 gruba ayrýlmýþtýr. 2.2.1. Tasarruf Mevduatý Tebliðde tasarruf mevduatý, mevduat bankalarý nezdinde açtýrýlan, gerçek kiþilere ait ve münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere konu olmayan mevduat olarak tanýmlanmýþtýr. Bankalar Kanunu da tasarruf sahiplerinin korunmasýný amaçlayarak tasarruf mevduatýný özel olarak tanýmlamýþ, bu mevduatýn da Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu güvencesi altýnda olduðunu belirtmiþtir. 2.2.2. Resmi Kuruluþlar Mevduatý TCMBnin 2007/I Sayýlý Tebliðinin 8. maddesinde sýralanmýþ olan hesaplar (genel bütçe kapsamýndaki kamu idarelerine, düzenleyici ve denetleyici kurumlara, sosyal güvenlik kurumlarýna, yerel yönetimlere vb. ait hesaplar) Resmi Kuruluþlar baþlýðý altýnda sýnýflandýrýlýr. 2.1.1. Vadesiz Mevduat 2.2.3. Ticari Kuruluþlar Mevduatý Ýlgili tebliðin 3. maddesine göre vadesiz mevduat, bankanýn izni aranmaksýzýn hesap sahibince istenildiðinde kýsmen veya tamamen çekilebilen, herhangi bir ihbar veya vade koþulu taþýmayan, faiz tahakkuklarý yýl sonunda veya hesabýn kapatýlmasýnda yapýlan mevduattýr. Temel olarak ticari iþlemlerde bulunmak amacýyla, bu yöndeki beyan sonucunda açýlan hesaplardýr. TCMBnin 2007/I Sayýlý Tebliðinin 9. maddesinde de "Ticari Kuruluþlar" hesabý olarak kabul edilecek olan hesaplar belirtilmiþtir. 2.1.2. Vadeli Mevduat 2.2.4. Bankalararasý Mevduat Temel olarak bankaya yatýrýldýktan belli bir süre sonra çekilmek kaydýyla yatýrýlan paralara vadeli mevduat denilmektedir. Bankalar, özel finans kurumlarý ve özel kanunlarýna göre mevduat kabulüne yetkili bulunan kuruluþlara ait mevduat, bankalararasý mevduat olarak deðerlendirilmektedir. 2.1.3. Ýhbarlý Mevduat Taraflar arasýndaki sözleþmede, bankaya yatýrýlan mevduatýn geri çekilebilmesi için önceden bildirimde bulunulmasý þartýnýn öngörüldüðü mevduat þekline ihbarlý mevduat adý verilir6. TCMBnin ilgili tebliðinde, ihbar süresi, paranýn çekileceði tarihten 7 gün öncesi olarak tespit edilmiþtir. 2.2.5. Diðer Kuruluþlar Mevduatý TCMBnin 2007/I Sayýlý Tebliðinin 11. maddesinde ismi belirtilen yapýlanmalara (vakýf, dernek, sendika vb. hesaplarý) ait olan hesaplar "Diðer Kuruluþlar" baþlýðý altýnda gruplandýrýlmýþtýr. 6 Çeker, age, S.54. 7 Mevduat ve Kredi Faiz Oranlarý ve Katýlma Hesaplarý Kâr ve Zarara Katýlma Oranlarý ile Özel Cari Hesaplar Dahil Bu Ýþlemlerde Saðlanacak Diðer Menfaatler Hakkýnda Karar, Madde 7. 16 MAKALE 2.3. Tasarruf Yetkisine Göre Mevduat Türleri Bazý durumlarda birden fazla kiþi mevduat hesabý açtýrabilmektedir. Bu durumlarda tasarruf yetkisine göre mevduat, bireysel ve müþterek mevduat olarak ikiye ayrýlmaktadýr. 2.3.1. Bireysel Mevduat Bireysel mevduatta kural olarak hesap üzerinde tasarruf yetkisi hesap sahibine ait olup, bazý durumlarda hesap sahibi üçüncü bir kiþiyi yetkilendirdiði takdirde tasarruf yetkisi üçüncü kiþiye geçebilmektedir. 2.3.2. Birlikte Mevduat Birlikte mevduat, birden fazla kiþinin bankada ortak olarak sahip olduklarý mevduat türüdür. Bu hesaplarda birden fazla kiþinin sahipliði nedeniyle, birlikte mevduat iliþkisinde hesap üzerinde kimin/kimlerin tasarruf edeceði sorusu önem kazanmaktadýr. Bu noktada da iþtirak halinde mevduat ve müþterek mevduat olarak karþýmýza iki alternatif çýkmaktadýr: 2.3.2.1. Ýþtirak Halinde Mevduat Ýþtirak halinde mevduat, mevduat sahibi kiþilerin bankadaki mevduat üzerinde ancak tümünün imzasýyla tasarruf edebildikleri birlikte mevduat türüdür. Ýþtirak halinde mevduat iliþkisi taraflarýn iradesiyle doðabileceði gibi, hukuki nedenlerden de kaynaklanabilmektedir. 2.3.2.2. Müþterek Mevduat Hesap sahiplerinden her birinin tek baþýna hesap üzerinde her türlü tasarrufta bulunabildiði (tek imzanýn yeterli olduðu) mevduat türüdür. Kural olarak, hesap sahiplerinin hesap üzerinde hangi oranda pay sahibi olduklarý belirlenmelidir. Taraflardan birinin kendi payýndan fazlasýný çekmesi halinde diðer ortaklarýn fazla para çeken ortaða rücu etme haklarý vardýr. mevduat türleriyle ayný olan, ancak isim veya bazý temel uygulamalar açýsýndan farklýlaþtýrmaya gittiði mevduat türlerinin sayýsý da (elma, çatý, çocuk, kumbara vb. vadesiz ve vadeli mevduat hesaplarý) her geçen gün yükselmektedir. 3. MEVDUATIN KABULÜ Özellikle 1980li yýllarýn baþlarýnda ortaya çýkan bankercilik skandallarý dolayýsýyla 3182 Sayýlý Bankacýlýk Kanununun 13. maddesinde mevduat kabulü kavramý detaylý biçimde tanýmlanmýþ ve mevduat kabulü olarak sayýlacak iþlemler sýralanmýþtýr. 4389 Sayýlý Bankacýlýk Kanununda mevduat kabulü kavramý mülga 3182 Sayýlý Bankacýlýk Kanunu doðrultusunda tanýmlanýrken, dolaylý da olsa bir mevduat tanýmýna ulaþýlabileceði görülmektedir8. 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanunu ise mevduatý tanýmlamýþ ve mevduatýn kabulü hususuna iliþkin bazý istisnalara yer vermiþtir. 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanununun 4. maddesi mevduatýn kabulünü bankalarýn gerçekleþtirebileceði iþlemlerden birisi kabul etmiþtir. Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) 1 Kasým 2006 tarihinde Mevduat ve Katýlým Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaþýmýna Uðrayan Mevduat, Katýlým Fonu, Emanet ve Alacaklara Ýliþkin Usul ve Esaslar Hakkýnda Yönetmeliki yayýmlamýþtýr. Yönetmeliðin en temel amaçlarýndan birisi de bankalardaki mevduatýn kabulü ile çekilmesinin düzenlenmesidir. Bu doðrultuda, yönetmelik ile bankalara mevduat iliþkisi kapsamýnda çeþitli asgari uygulama standartlarý getirilmiþtir. Farklý kriterler baz alýndýðýnda yukarýda bahsedilenlerin dýþýnda da mevduat sýnýflandýrmalarý bulunmaktadýr. Örneðin; hesap sahibine göre (gerçek kiþi ve tüzel kiþi mevduatý), para cinsine göre (TL ve YP mevduat). Kanununun ilgili maddelerinden, mevduat toplama yetkisine sahip olan bankalar haricindeki kiþi ya da kuruluþlarýn, direkt ya da dolaylý olarak mevduat toplamalarýnýn yasaklanmýþ olduðu görülmektedir. 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanununun 60. ve 76. maddeleri ile Mevduat ve Katýlým Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaþýmýna Uðrayan Mevduat, Katýlým Fonu, Emanet ve Alacaklara Ýliþkin Usul ve Esaslar Hakkýnda Yönetmelikin 4. maddesi aracýlýðýyla mevduatýn çekilmesine iliþkin hususlar kapsamlý biçimde düzenlenmiþtir. Bankacýlýk sektöründe artan rekabetin, deðiþen müþteri ihtiyaçlarý ve beklentilerinin etkisiyle bankalarýn müþterilerine sunduklarý mevduat hesabý türlerinin çeþitliliði de artmýþtýr. Bununla birlikte bankalarýn, iþleyiþi yukarýda belirtilen Sonuç olarak, mevduatlarýn ekonomik ve toplumsal önemi göz önüne alýnarak 5411 Sayýlý Kanun ile kanun koyucu, bankalar dýþýndaki kiþi ya da kuruluþlarýn mevduat toplamalarýný yasaklamýþ ve söz konusu 2.4. Diðer Bankacýlýk sektöründe artan rekabetin, deðiþen müþteri ihtiyaçlarý ve beklentilerinin etkisiyle bankalarýn müþterilerine sunduklarý mevduat hesabý türlerinin çeþitliliði de artmýþtýr. 8 Alýþkan, age, S.37. 17 MAKALE Geçmiþ yýllarda Türk finans piyasalarýnda yaþanan mali skandallarýn da etkisiyle 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanunu, izinsiz faaliyette bulunmayý, suçlar bölümünün en baþýna yerleþtirmiþ ve 150. maddede yer alan aðýr yaptýrýmlarla (hapis, adli para, kapatma gibi) desteklemiþtir. bankacýlýk faaliyetini de detaylý biçimde düzenlemiþtir. 4.3. Belgelerin Saklanmasý ve Bu Yükümlülüðe Aykýrýlýk 3.1. Ýzinsiz Faaliyette Bulunma Alýnan yazýlar ve faaliyetler ile ilgili belgelerin asýllarý veya bunun mümkün olmadýðý hâllerde sýhhatlerinden þüpheye mahal vermeyecek kopyalarý ve yazýlan yazýlarýn makine ile alýnmýþ, tarih ve numara sýrasý verilerek düzenlenecek suretleri, usulleri çerçevesinde ilgili banka nezdinde on yýl süreyle saklanýr12. Kanun koyucu bu düzenlemeye aykýrýlýklarý da 42. maddedeki hapis ve adli para cezalarýyla cezalandýrmýþtýr. Geçmiþ yýllarda Türk finans piyasalarýnda yaþanan mali skandallarýn da etkisiyle 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanunu, izinsiz faaliyette bulunmayý, suçlar bölümünün en baþýna yerleþtirmiþ ve 150. maddede yer alan aðýr yaptýrýmlarla (hapis, adli para, kapatma gibi) desteklemiþtir. 4. MEVDUAT ÝLÝÞKÝSÝNDE YÜKÜMLÜLÜKLER Bankalara mevduat yatýrýlmasýndaki en önemli etkenlerden birisi bankalara duyulan güvendir. Bu güven kapsamýna öncelikle, mevduat hesabýndaki paranýn baþkalarý tarafýndan bilinmemesi ve iþlemlerin sýr olarak kalmasý hususlarý girmektedir. Bir banka ile iliþki kurarak çalýþmak isteyen kiþiler, banka ile yaptýklarý iþlemin sýr olarak kalacaðýný bankacýlýk gelenek ve göreneklerinin bunu gerektirdiðini, ayrýca bu hususlarýn kanunlarýn himayesinde olduklarýný bilmektedirler. Bankada mevduat hesabý açtýrmýþ olan gerçek veya tüzel kiþiler bankanýn müþterisi olup yaptýklarý iþlemler müþteri sýrrý niteliðindedir9. Ýlgili düzenlemeler gerekli güven iliþkisinin tesisi amacýyla özellikle bankalara bir takým yükümlülükler getirirken, mevduat sahibini de korumayý hedeflemiþtir. 4.1. Sýrlarýn Saklanmasý ve Açýklanmasý Bankalarýn ortaklarý, yönetim kurulu üyeleri, mensuplarý, bunlar adýna hareket eden kiþiler ile görevlileri, sýfat ve görevleri dolayýsýyla öðrendikleri bankalara veya müþterilerine ait sýrlarý, bu konuda kanunen açýkça yetkili kýlýnan mercilerden baþkasýna açýklayamazlar10. Banka iþlemlerinde gerekli olan güven müessesinin saðlanmasý adýna Kanun, 73. maddeye iliþkin düzenlemeyi 159. maddedeki yaptýrýmlarla desteklemiþtir. 4.2. Müþteri Haklarý Bankalar, müþterilerinin, verilen hizmetlerden kaynaklanan her türlü sorularýna cevap verecek bir sistem kurmakla ve bu hizmetle ilgili bilgiyi müþterilerine bildirmekle yükümlüdür. Bankalar, kredi sözleþmelerinin onaylý bir örneðini müþterilerine vermek zorundadýr. Talepleri hâlinde müþteri ile yapýlan diðer iþlemlere iliþkin her türlü belgenin bir örneði de müþterilere verilir11. 18 5. MEVDUATIN ÇEKÝLMESÝ Kanun koyucu, mevduatlarýn kabulünü olduðu gibi mevduatlarýn çekilmesi hususunu da 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanunu (61.madde) ile Mevduat ve Katýlým Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaþýmýna Uðrayan Mevduat, Katýlým Fonu, Emanet ve Alacaklara Ýliþkin Usul ve Esaslar Hakkýnda Yönetmelik (madde 5) vasýtasýyla düzenlemiþtir. 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanununun 61 maddesine göre; 4721 sayýlý Türk Medeni Kanununun rehinlere ve hapis hakkýna, 818 sayýlý Borçlar Kanununun alacaðýn devir ve temlikine, takasa dair hükümleri ile diðer kanunlarýn verdiði yetkiler ve koyduðu yükümlülükler saklý kalmak þartýyla, mevduat ve katýlým fonu sahiplerine ödenmesi gereken tutarlarý geri alma haklarý hiçbir suretle sýnýrlandýrýlamaz. Mevduat veya katýlma hesabý sahipleri ile kredi kuruluþlarý arasýnda vade ve ihbar süresi hakkýnda kararlaþtýrýlan þartlar saklýdýr. Bununla birlikte mevduatýn çekilmesi konusu 61. maddeye ek olarak, 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanunun 151. maddesi ile desteklenmiþtir. Uygulamada ise, mevduat hesaplarýnýn hesap sahibinin isteðiyle, hesap sahibinin haczi veya iflasýyla, hesap sahibinin ölümüyle, zamanaþýmý gibi nedenlerle mevduat hesaplarýnýn kapanabildiði görülmektedir. 6. ZAMANAÞIMI Mevduatlarda zamanaþýmý konusu, 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanununun 62. maddesi ile Mevduat ve Katýlým Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaþýmýna Uðrayan Mevduat, Katýlým Fonu, Emanet ve Alacaklara Ýliþkin Usul ve Esaslar Hakkýnda Yönetmelik tarafýndan düzenlenmiþtir. 9 Güney, age, S.38. 10 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanunu, Madde 73. 11 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanunu, Madde 76. 12 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanunu, Madde 42. MAKALE Yukarýda sözü edilen düzenlemelere göre, her türlü mevduat hak sahibinin en son talebi, iþlemi, herhangi bir yazýlý talimatý tarihinden itibaren baþlayarak on yýl içinde aranmadýðý takdirde zamanaþýmýna uðramaktadýr. Bankalarýn gerekli uyarýlarý, ilanlarý ve bildirimleri yapmasý sonrasýnda hak sahibi veya mirasçýlarý tarafýndan aranmayan zamanaþýmýna uðramýþ mevduatlar TMSFye devredilir. Hesaptan para çekilmesi, hesaba para yatýrýlmasý, hesap cüzdanýna faizin kaydettirilmesi, adres deðiþikliðinin bildirilmesi gibi iþlemler son iþlem tarihi olarak kabul edilebilmektedir. Ayrýca, küçükler adýna ve yalnýzca bunlara ödeme yapýlmak kaydýyla açtýrýlan hesaplarda, zamanaþýmý süresi küçüðün reþit olduðu tarihte iþlemeye baþlar13. SONUÇ Mevduat, temel olarak kiþilerin banka ile yapmýþ olduðu sözleþme çerçevesinde istenildiði zaman veya belirli bir vade sonunda çekilmek üzere ivazsýz veya bir ivaz karþýlýðýnda bankaya para yatýrýlmasý iþlemidir. Mevduat, temel fonksiyonu vadesel uyumlaþtýrma yaparak saðladýðý fonlarý kredilere dönüþtürmek olan bankalarýn en önemli fon kaynaðýdýr. Baþka bir deyiþle mevduatlar, ekonomik büyümenin itici gücü olan yatýrýmlarýn dolayýsýyla ekonominin de en önemli finansman kaynaklarýdýr. Mevduat iliþkisinde bankayla muhatap olan tasarruf sahiplerinin bankaya nazaran güçsüz konumda olduðu açýktýr. Bu doðrultuda kanun koyucu, tasarruf sahiplerini güçsüz kabul ederek eþitlik ilkesinden ayrýlmýþ ve mudileri koruyucu yönde düzenlemeler yapmýþtýr. Bu duruþta geçmiþteki düzenleme boþluðu nedeniyle ortaya çýkan, baþta banker faciasý olmak üzere, olumsuz deneyimlerin de etkisi büyüktür. Mevduatýn ekonomik, toplumsal önemi ve mevduat iliþkisinin kendisine has yapýsý nedeniyle devlet hem bu alaný detaylý biçimde düzenlemiþ, hem de mevduat sahiplerini iliþkinin zayýf tarafý görerek bu doðrultuda gerekli düzenlemeleri yapmýþtýr. Mevduatýn ekonomik, toplumsal önemi ve mevduat iliþkisinin kendisine has yapýsý nedeniyle devlet hem bu alaný detaylý biçimde düzenlemiþ, hem de mevduat sahiplerini iliþkinin zayýf tarafý görerek bu doðrultuda gerekli düzenlemeleri yapmýþtýr. 13 Güney, age, S.43. Kaynaklar Alýþkan, Murat,Türk Banka Hukukunda Mevduat Sigortasý, Beta Yayýncýlýk, Ýstanbul, 2004. Çeker, Mustafa, Hukuki Yönüyle Banka Mevduatý, Karahan Kitabevi, Ankara, 2004. Güney, Alptekin, Banka Ýþlemleri, 2.Baský, Beta Yayýncýlýk, Ýstanbul, 2008. Sabuncu, Yavuz, Anayasaya Giriþ, 10. Basý, Ýmaj Yayýnevi, Ankara, 2004. Yýldýrým, Mesut, Banka Muhasebesi, Türkiye Bankalar Birliði Yayýnlarý, Ýstanbul, 2008. Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi, Sayý 24, S.451 452, 1989. Mevduat ve Katýlým Fonlarýnýn Vadeleri ve Türleri Hakkýnda Teblið, (Sayý:2007/1 - 3 Þubat 2007 tarih ve 26423 sayýlý Resmi Gazetede yayýmlanmýþtýr) Mevduat ve Katýlým Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaþýmýna Uðrayan Mevduat, Katýlým Fonu, Emanet ve Alacaklara Ýliþkin Usul ve Esaslar Hakkýnda Yönetmelik (01.11.2006 tarih ve 26333 sayýlý Resmi Gazetede yayýmlanmýþtýr) Mevduat ve Kredi Faiz Oranlarý ve Katýlma Hesaplarý Kâr ve Zarara Katýlma Oranlarý ile Özel Cari Hesaplar Dahil Bu Ýþlemlerde Saðlanacak Diðer Menfaatler Hakkýnda Karar (Karar Sayýsý: 2006/11188 - 22 Kasým 2006 tarih ve 26354 sayýlý Resmi Gazetede yayýmlanmýþtýr) Sigortaya Tabi Mevduat ve Katýlým Fonlarý ile Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair Yönetmelik (05.05.2008 tarih ve 26867 sayýlý Resmi Gazetede yayýmlanan yönetmelikle deðiþtirilmiþ halidir) Türkiye Cumhuriyeti Anayasasý 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanunu Elektronik Kaynaklar www.bddk.org.tr www.tcmb.gov.tr www.tdk.gov.tr www.tmsf.org.tr 19 KONFERANS IADI 8. YILLIK TOPLANTISI ve ETKÝN MEVDUAT SÝGORTACILIÐI SÝSTEMLERÝ ÝÇÝN TEMEL PRENSÝPLER KONULU KONFERANSI* Ýsviçrenin Basel kentinde, Eylül 2009da gerçekleþen konferans, IADI, FSI ve BCBSin ortak hazýrladýklarý Etkin Mevduat Sigortacýlýðý için Temel Prensipler çalýþmasýnýn uluslararasý alanda tartýþýlmasý ve tanýtýlmasýna önemli katkýda bulundu ve bunu takiben yapýlacaklar için bir baþlangýç oldu. Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði/International Association of Deposit Insurers/ IADIýn, Etkin Mevduat Sigortacýlýðý Sistemleri için Temel Prensipler konulu Konferansý, IADIýn 8. Yýllýk Toplantýsýný takiben, 23-24 Eylül 2009 tarihlerinde Ýsviçrenin Basel kentinde IADIýn merkezinin de yeraldýðý Bank for International Settlementsýn (BIS) ev sahipliðinde gerçekleþti. Konferans, Financial Stability Instituteun (FSI) Baþkaný Josef Tosovsky ve IADIýn Baþkaný Martin Gruenbergin açýlýþ konuþmalarý ile baþladý. Baþlangýç konuþmasýný Basel Committee of Banking Supervisionýn (BCBS) Baþkaný Nout Wellink gerçekleþtirdi. Bilindiði üzere, FSI ve BCBSin merkezleri de Ýsviçre Baselde BIS içerisinde yer alýyor ve BCBS, Uluslararasý Düzenleme ve Denetleme Kuruluþlarý Birliði olarak görev yapýyor. FSI ise uluslararasý finansal istikrarýn saðlanmasý amaçlý görev yapan bir kuruluþ. Wellink konuþmasýnda, bu her üç kuruluþun Etkin Mevduat Sigortacýlýðý Sistemleri için Temel Prensipler çalýþmasýný birlikte gerçekleþtirdiðini ve bu çalýþmanýn tanýtýmý, uygulamaya konulmasý ve geliþtirilmesi amacýyla, bu konferansý birlikte düzenlediklerini belirtti. Wellink kýsaca, global finansal kriz sonucunda bankacýlýk düzenleme ve denetleme alanlarýnda ve mevduat sigortacýlýðýnda gerçekleþen geliþmelerden bahsetti ve Etkin Mevduat Sigortacýlýðý için Temel Prensiplerin Uluslararasý Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankasý tarafýndan finansal sektör deðerleme programýnda kullanýlacaðýný da belirtti. Financial Stability Boarddan Eva Hüpkes, finansal istikrarýn korunmasýnda temel prensiplerin rolünden söz etti. Temel Prensipler çalýþmasýnýn baþlangýcýnýn ve nasýl yürütüldüðünün anlatýldýðý ve kýsaca tanýtýldýðý takip eden oturumda, ilgili çalýþma grubundan Elif ARIPINAR Fon Uzmaný Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi David Walker ve Michael Krimminger söz aldý. Ýlk tartýþma panelinde ilk 7 temel prensip tartýþýldý, paneli Japonya Mevduat Sigortasý Kurumundan Mutsuo Hatano yönetti. Kanada Mevduat Sigortasý Kurumundan Guy SaintPierre Kamu Politikasý Hedefleri ve Ahlaki Riski Azaltma konulu ilk iki prensibi tartýþtý. Tayvan Mevduat Sigortasý Kurumundan Yvonne YiTaun Fan, Sorumluluklar ve Yetkiler konulu 3. ve 4. prensipler ile ilgili bir sunum yaptý ve sorumuluklar ve yetkilerin birbirleriyle uyumlu olmalarýnýn önemini belirtti. Zimbabe Mevduat Sigortasý Kurumundan John Chikura, Yönetiþim konulu 5. prensibi anlattý ve operasyonel baðýmsýzlýk, hesap verebilirlik, þeffaflýk ve doðruluðun önemini vurguladý. Amerika Mevduat Sigortasý Kurumundan (FDIC) Barbara Ryan Finansal Güvenlik Aðýnýn Diðer Katýlýmcýlarý ile Ýliþkiler ve Sýnýr Ötesi Hususlar konulu 6. ve 7. temel prensipleri tartýþtý ve doðru zamanda, ilgili ve doðru bilginin paylaþýlmasýndan söz etti. Ýkinci tartýþma panelinde, takip eden 7 temel prensip tartýþýldý ve paneli Macaristan Mevduat Sigortasý Kurumundan Andras Fekete-Györ yönetti. Ürdün Mevduat Sigortasý Kurumundan Mohammed Al-Jafari, Zorunlu Üyelik, Kapsam ve Tam Garantiden Sýnýrlý Mevduat Sigorta Sistemine Geçiþ konulu 8., 9. ve 10. prensipleri sundu ve yüksek oranda mevduat sahibini korumanýn ve yüksek tutarda mevduatý korumamanýn, hem finansal istikrarý saðlamaya, hem de ahlaki riski azaltmaya yardýmcý olduðunu belirtti. Rusya Mevduat Sigortasý Kurumundan Andrey Pekhterev, Fonlama konulu 11. prensibi anlattý ve mevduat sigorta fonunun yeterliliðinin hesaplanmasýný tartýþtý. Malezya Mevduat Sigortasý Kurumudan Wai Ken Lai, Kamuoyu Farkýndalýðý konulu 12. prensibi sundu ve bu konuda yapýlan 9 IADI, FSI ve BCBSin ortak hazýrladýklarý Etkin Mevduat Sigortacýlýðý için Temel Prensipler çalýþmasý 20 KONFERANS çalýþmalarýn Mevduat Sigorta Kurumlarýna deðer kattýðýný belirtti. Meksika Mevduat Sigortasý Kurumundan Jorge Chavez-Presa, Yasal Koruma ve Banka Ýflasýnda Kusurlu Olanlara Karþý Muamele konulu 13. ve 14. prensipleri tartýþtý ve bu konularýn kanun ile belirlenmesinin önemini belirtti. Konferansýn ilk günü böylece kapandý. Konferansýn ikinci günü , üçüncü tartýþma paneli ile baþladý ve bu panelde takip eden 4 temel prensip tartýþýldý. FDICden Fred Carns paneli yönetti ve ayný zamanda Erken Tespit ve Zamanýnda Müdahale ve Çözümleme konulu 15. prensibi sundu. Carns, Amerikanýn tecrübelerinden söz etti ve FDICnin ve diðer ilgili kuruluþlarýn çalýþmalarýný anlattý. Fon Baþkan Yardýmcýmýz Rýdvan Çabukel, Etkin Çözümleme Süreçleri konulu 16. prensibi tartýþtý. Çabukel, Etkin Çözümleme Süreçlerinin Finansal Güvenlik Aðýnýn tüm üyelerinin ortak sorumluluðu olduðunu belirtti. Ýngiltere Mevduat Sigortasý Kurumundan Loretta Minghella, Mudilere Ödeme Yapýlmasý ve Geri Kazanýmlar konulu 17. ve 18. Prensipleri sundu ve Ýngilterede finansal kriz nedeni ile mudilere yapýlan ödemelerle ilgili tecrübelerini iletti. Takip eden oturumda, Temel Prensipler ile ilgili bundan sonra yapýlacak çalýþmalar tartýþýldý. Oturumu FDICden Barbara Ryan yönetti. I M F d e n D a v i d H o e l s c h e r, A v r u p a Komisyonunundan (EC) Konrad Szelag ve Ekonomik Ýþbirliði ve Kalkýnma Teþkilatýndan (OECD) Bill White konuyu tartýþtýlar. Hoelscher, Mevduat Sigorta Kurumlarýnýn Temel Prensipler açýsýndan deðerlendirilmesini saðlayacak þekilde metedoloji geliþtirilmesi ve bu metedolojinin çoðunluk tarafýndan kabul görerek uygulanmasý aþamasýnýn bundan sonraki önemli aþama olduðunu belirtti. Slezag yeni kabul edilen 2009/14/EC Mevduat Sigorta Sistemleri Avrupa Birliði Direktifini anlattý ve Temel Prensipleri Avrupa Birliði bakýþ açýsýna göre deðerlendirdi. White, sistemik krizler ve önlenmesi konusu vurguladý. Baþkan Yardýmcýmýz Rýdvan Çabukel, Etkin Çözümleme Süreçleri konulu 16. prensibi tartýþtý. Çabukel, Etkin Çözümleme Süreçlerinin Finansal Güvenlik Aðýnýn tüm üyelerinin ortak sorumluluðu olduðunu belirtti. Konferans FDICden Martin Gruenberg ve FSIdan Josef Tosovskynin kapanýþ konuþmalarý ile kapandý. Konferans, Etkin Mevduat Sigortacýlýðý için Temel Prensipler konusunun uluslararasý alanda tartýþýlmasý ve tanýtýlmasýna önemli katkýda bulundu ve bunu takiben yapýlacaklar için bir baþlangýç oldu. 21 ARAÞTIRMA ÝLM-Ý TEDBÝR-Ý MENZÝL Ýlm-i Tedbir-i Menzil veya Ýlmu Tedbîril-Menzil veyahut Ýlm-i Tedbîrül-Menzil Sabri Ormana göre Ev Yönetimi Bilgisi veya Ev Yönetimbilimi olarak günümüz Türkçesine aktarýlabilir. Yalnýz buradaki ev , kan baðlarýyla birbirine baðlý bir aileden çok, birer yetki alanýný belirtmektedir. GÝRÝÞ Bu yazýnýn temel amacý, Osmanlý Devletinde çeþitli kanallar aracýlýðý ile aktarýlan iktisat düþüncesinde gösterilen bir ilk çabayý çýkýþ noktasý alarak, Ýlm-i Tedbir-i Menzilin Osmanlý düþüncesinden öncesi ve sonrasýný oldukça kýsa bir biçimde gözden geçirerek bazý saptamalar yapmak olacaktýr. Yunan Felsefesinde iktisat Peki Ýlm-i Tedbir-i Menzil bizim anladýðýmýz anlamda iktisatý kapsamakta mýdýr? Ýlm-i Tedbir-i Menzil veya Ýlmu Tedbîril-Menzil1 veyahut Ýlm-i Tedbîrül-Menzil2 Sabri Ormana göre Ev Yönetimi Bilgisi veya Ev Yönetimbilimi olarak günümüz Türkçesine aktarýlabilir. Yalnýz buradaki ev 3 , kan baðlarýyla birbirine baðlý bir aileden çok, birer yetki alanýný belirtmektedir. Öyle ki, Aristotelesin 4 Politikasýnda sadece aile yönetimini deðil devlet yönetimini de düþündüðünü de ileri sürmektedir. Gerçekten de ekonomi (iktisat), Yunanca da iki kelimeden meydana gelmiþ bileþik bir sözcüktür:5 oikos ve nomos. Oikos, büyük bir ailenin oluþturduðu ev anlamýndadýr. Nomos, ise bir yandan yönetme, düzenleme anlamýna gelirken diðer yandan örf, adet, yasa anlamýný da taþýr. Sonuçta, oikonomia, büyük bir ailenin oluþturduðu evin kurallara, yasalara göre yönetilmesi demektir. Okiosun ailesinde üç tür iktidar gücü vardýr: çocuklar, torunlar ve köleler üzerindeki iktidar gücü, eþi ve oðullarýnýn eþleri üzerindeki iktidarý, mal ve ürünler üzerindeki mülkiyet ve kullaným hakký. Dolayýsýyla oikonomia, bu üç iktidar ögelerinin arasýndaki iliþkileri düzenleyen bilgi topluluðuna denmektedir. Ýktisadý M.Ö. 4üncü yüzyýlda iki bölümde yazan Xenophon, Sokrates ve Critobuleyi eserinde konuþturmakta ve iktisatý ev idaresi sanatý olarak tanýmlamaktadýr6. Böylelikle Xenophon, çiftliði idare eden, yöneten kiþinin ekonomik, kiþisel veya sosyal davranýþlarý arasýnda fark gözetmeden emri altýnda çalýþanlarý , mal ve mülkünü denetlediði bir çiflik evindeki durumu göz önüne almaktadýr7. Xenophonun eseri günümüze kadar gelebilen en eski Yunan metinleri arasýndadýr. Diyalog tarzýnda olan eserde, aristokrat bir çiftçi ve askerin, ev ve çiftlik yönetimi üzerine olan düþüncelerini aþaðýda verildiði gibi görebiliriz8: Sokrates Söyle bakayým Critobule! Ýktisat, týp, demircilik veya marangozluk ilimleri gibi bir ilmin ismi midir? Critobule Evet öyle. Sokrates Bütün bu zanaatlardan her birinin mevzuunun ne olduðunu söyleyebiliriz. Ýktisadýn mevzuunun neden ibaret olduðunu söyleyebilir miyiz? Critobule Evet. Bana öyle geliyor ki iyi bir iktisatçý evini iyi yöneten kimsedir9. Bu noktada Xenophon, ev içinde ve dýþýnda hane halkýnýn tasarruf ettiði her þeyin idaresini tanýmlamaktadýr 10 . Ayný zamanda evin 1 Sabri Orman, Ýktisat, Tarih ve Toplum, Küre Yayýnlarý, Birinci Basým, Ýstanbul, Kasým 2001, s.301. 2 Kýnalýzâde Ali Çelebi, Ahlâk-ý Alâî, Haz. Mustafa Koç, Klasik Yayýnlarý, Birinci Basým, Ýstanbul,2007, s.323. 3 Ayþe Buðra, Ýktisatçýlar ve Ýnsanlar, Remzi Kitabevi, Ýstanbul, 1989, s.21. 4 Aristoteles, Politika, Remzi Kitabevi, Ýstanbul, Ýkinci Basým, 1983, s.10. 5 Ragýp EGE, turcologie.u-strasbg.fr/dets/images/travaux/ekonomi.pdf, Ocak 2007. 6 Z.F.Fýndýkoðlu, Türkiyede Ýktisat Tedrisatý Tarihçesi ve Ýktisat Fakültesi Teþkilatý, Ýstanbul,1946, s.131-132. 7 M.I.Finley, Antik Çað Ekonomisi, Çev.: Hatice Palaz ERDEMÝR, Arkeoloji ve Sanat Yayýnlarý, Ýstanbul, 2007, s.3. 8 Orman, a.g.e, s.310. Erol ORTABAÐ Fon Uzmaný Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi 9 Fýndýkoðlu, a.g.e., s.134. 9 Fýndýkoðlu, a.g.e., s.131. 22 ARAÞTIRMA hanýmýnýn önemine de iþaret eder. Xenophon, iktisatýn temelini tarým olduðunu düþünmektedir. Xenophonun Oikonomikosu arazi sahibi olan asilzadeler için kýlavuz bir kitaptýr11. Xenophondan sonra Oikonomikosun kamu yönetimine buradan da kamu gelirlerinin harcanmasýnda uygulandýðý ve iktisadi konularýn baðýmsýz olarak ele alýnmadýðý görülmektedir12. Aristo ise Politika adlý eserinde hane halkýnýn zorunlu ihtiyaçlarýnýn doða tarafýndan sunulan malzemelerin alýnýp kullanýlmasýyla çözülmesini tartýþmaktadýr. Aristoda zorunlu ihtiyaçlarýn giderilmesi için yapýlan mübadale gerekli ve doðal iken, sýnýrsýz mal/servet kazanmayý hedefleyen ticaret ise gereksiz olup doðaya da aykýrýdýr13. Aristo, genel anlamda kazanç elde etme faaliyetinin pratik yönlerinin ayrýntýlý bir þekilde ele alýnmasýný düþünmekle birlikte bu konular üzerinde fazla durmamýþtýr 14 . Yunan felsefesinde iktisat konusunu çok kýsa gözden geçirdikten sonra Tanzimat öncesi dönemde iktisat konusunu inceleyebiliriz. Tanzimat Öncesinde Ýlm-i Tedbir-i Menzil Ýlm-i Tedbir-i Menzil, Ýslam düþüncesinde de iþlenmiþ bir konudur. Ýbn Sina, Nasiruddin Tusi, Harizmi, Taþköprüzade, Kýnalýzâde Ali Çelebi ve Katip Çelebi eserlerinde Ýlm-i Tedbir-i Menzil konusunu iþlemiþlerdir15. Özellikle Ýbn Sina kendisinden sonraki Ýlm-i Tedbir-i Menzil konusunda baþlýca kaynaðý teþkil etmektedir16. Tusi, Ýbn Sinayý kýsmen geliþtirip kýsmen tekrarlarken Kýnalýzade ise genel olarak Tusiyi takip eder17. Ýbn Sinaya göre insanýn hayatýný devam ettirebilmesi için gýdaya ihtiyacý vardýr. Bu sebeple ihtiyacý olduðunca kullanabileceði gýdayý saklayabileceði bir yere ihtiyaç gösterir. Bu sebeple de insanýn menzil ve mesken tutma ihtiyacý ortaya çýkar. Buradan hareketle Ýbn Sina, eþ, çocuk ve diðer yardýmcýlar konusunu iþler18. Tusi ve Kýnalýzade de temelde benzer düþünceler olmakla birlikte bazý farklý düþünceler de vardýr19. Tusiye göre menzil, taþ topraktan yapýlmýþ olan evi deðil, eþler ve çocuklarý, efendi ile hizmetkar ve mal sahibi ile mal arasýnda oluþan birliði iþaret eder. Kýnalýzadeye göre ise menzil, anne, baba, çocuk, hizmetçi ve azýktan oluþan menzil erkanýnýn tamamýný içeren yerdir. Böylelikle menzilin iki unsurdan oluþtuðu görülür: a) Beþeri unsur b) Fiziki unsur. Menzil baþkanlýðý bir sanattýr ve düþünürlerimiz bu sanatýn genel ve özel ilkelerini geliþtirmeye çalýþýrlar. Söz konusu ilkelerin bir araya getirilmesiyle oluþan bilgi dalýna da Ýlm-i Menzil-i Tedbir adýný vermiþlerdir20. Ýlm-i Tedbir-i Menzil ile iktisat arasýnda iliþki kurulmakla birlikte Ýlm-i Tedbir-i Menzilin ev ekonomisi açýsýndan ele alýndýðýnda, iktisat kuramýndan daha geniþ olduðu ancak ev ekonomisi dýþýndaki konularda ise tam tersi bir durumun var olduðu söylenebilir. Tanzimat öncesi dönemde hiç kuþkusuz düþünce kaynaðýnýn en önemli unsuru medreselerdir. Ancak medreselerde iktisat ders konusu olarak yer almýyordu 21 . Bununla birlikte Aristonun yaptýðý bilim tasnifini aynen devam ettiren Ýslam düþünürlerinin Ýlm-i Tedbir-i Menzile önem vermediklerini söyleyemeyiz. Gerek Ýbn Sina gerekse Tusi ve Kýnalýzadenin konu hakkýndaki görüþlerine çok kýsa olsa da yukarýda deðinme fýrsatý bulmuþtuk. Her þeye raðmen medrese herhangi bir manada anlaþýlabilecek þekilde bir iktisat düþüncesine oldukça yabancýydý. Ýþte bu sebeple Tanzimat, tarihimizin her safhasýnda olduðu gibi iktisadi bilgiler ve iktisadi düþünce bakýmýndan da bir dönüm noktasýdýr22. Türkçeye çevrilen ilk iktisat kitabý J.B.Sayin Catéchisme dEconomie Politique (1815) kitabýdýr. Söz konusu kitap Sehak (Sahak) Abru (Ebru) tarafýndan 1852 yýlýnda çevrilmiþtir. Tanzimat Döneminde Ýlm-i Tedbir-i Menzil Türkçeye çevrilen ilk iktisat kitabý J.B.Sayin Catéchisme dEconomie Politique (1815) kitabýdýr. Söz konusu kitap Sehak (Sahak) Abru (Ebru) tarafýndan 1852 yýlýnda çevrilmiþtir. Sahak Abrunun bu kitaptan birkaç sene önce Zübde-i Ýlm-i Tedbir adlý bir risale yazdýðý söylense de Okay23 göre gerçekte böyle bir risale olmadýðýný çünkü söz konusu risalenin J.B.Say tarafýndan yayýmlandýðýný söylemektedir. Sehak Abru, Catéchisme dEconomie Politiquenin Türkçe karþýlýðý olarak Ýlm-i Tedbir-i Menzili kullanmýþtýr. Sayin kitabýnýn 11 Finley, a.g.e, s.1. 12 Buðra,a.g.e , s.22. 13 Orman, a.g.e, s.322. 14 Orman, a.g.e, s.324. 15 Orman, a.g.e, s.359. 16 Orman, a.g.e, s.327. 17 Orman, a.g.e, s.342. 18 Orman, a.g.e, s.330. 19 Orman, a.g.e, s.332. 20 Orman, a.g.e, s.337. 21 Fýndýkoðlu, a.g.e., s.9. 22 Fýndýkoðlu, a.g.e., s.17. 23 Orhan Okay, Ýktisatta Milli Düþünceye Doðru ve Ahmed Midhatýn Çalýþmalarý, Sanat ve Edebiyat Yazýlarý, Dergah Yayýnlarý, Ýstanbul, Ýkinci Baský, Kasým 1998, 1 nolu dipnot, s.116. 23 ARAÞTIRMA Ekonomi politik, ilk kez 1615 yýlýnda Fransada Antoine de Montchrétienin Traité de léconomie politique eserinde kullanýlmýþtýr. 19. Yüzyýlýn sonlarýna doðru ise artýk bu terim yerine iktisatýn (economics) kullanýlmaya baþlandýðý görülmektedir. Economicsin yaygýn kullanýmý 19. Yüzyýl sonlarýna doðru, 1890da Alfred Marshallýn Principles of Economics kitabýnýn yayýmlanmasýndan sonra olacaktýr. Ýngilizceye ise Catechism of Political Economy24 olarak çevrildiðini görmekteyiz. Catechism Hristiyanlýkta ilmihal anlamýna gelmektedir. Yani yazar, eserinde soru sormakta ve hemen arkasýndan da sorunun cevabýný vermektedir. Türkçede de bu tür çalýþmalara rastlamak mümkündür. Öyleyse 25 bölümden oluþan kitabýn amacý ekonomi politik hakkýnda okuyucuya bilgi aktarmaktýr. Ekonomi politik (politik ekonomi) ise 18. Yüzyýlda devletlerin ekonomik faaliyetlerini anlatmak üzere, üretim, ticaret ve bunlarýn yasalarla olan iliþkisini anlatmak üzere geliþtirilen bir terimdir. Ekonomi politik, ilk kez 1615 yýlýnda Fransada Antoine de Montchrétienin 25 Traité de léconomie politique eserinde kullanýlmýþtýr. 19. Yüzyýlýn sonlarýna doðru ise artýk bu terim yerine iktisatýn (economics) kullanýlmaya baþlandýðý görülmektedir26. Economicsin yaygýn kullanýmý 19. Yüzyýl sonlarýna doðru, 1890da Alfred Marshallýn Principles of Economics kitabýnýn yayýmlanmasýndan sonra olacaktýr27. 1852 yýlýnda çevrilen J.B.Sayin kitabýnýn baþlýðý için Hilmi Ziya Ülken doðrudan doðruya Ýktisat kelimesini kullanmýþtýr 28 . Þerif Mardinde konu hakkýnda þöyle demektedir: Türkçeye tercüme edilen ilk iktisat kitabý Jean Baptiste Sayin Catéchisme dEconomie Politiquei oldu ve bu eser uzun zaman Türk iktisadi düþüncesinin temelini teþkil etti 29 Ýlber Ortaylý ise, Viyanada, Avusturya Milli Kütüphanesi Þark Yazmalarý bölümünde bulunan bir yazma küçük risalenin Osmanlý toplumunun Avrupa iktisadi düþüncesiyle ve iktisat ilmiyle tanýþtýðý zaman olarak kabul edilmesi gerektiðini ileri sürmektedir30. Ayrýca Ortaylý, yazarýn, yazmanýn baþlýðýnda bulunan menzil yerine tedbir-i ümran-ý mülkiyi economie politique karþýlýðýnda kullandýðýný belirtir31. Yazmanýn tam ismi ise þöyledir: Risale-i tedbir-i ümran-ý mülki. Yine Sayin kitabýna dönersek; söz konusu kitabýn çevirisinin Ahmed Güner Sayar32 soru cevaplý olan yapýsýnýn terk edilerek düz yazý halinde çevrildiðini söylemektedir. Gerçekten de kitabýn çevirisinin kelimesi kelimesine çevrilmediðini Sehak Abrunun kendiside ifade etmektedir33. Tanzimat öncesi terminolojisi olan Ýlm-i Tedbir-i Menzil, Tanzimat sonrasý ortaya çýkan ekonomi politik ile ayný þey deðildi 34 . Ýlm-i Tedbir-i Menzil hak ettiði karþýlýðý II.Abdülhamid devrinde Kýz Sanayi Mekteplerinde 1884 yýlýndan okutulmaya baþlanan ev ekonomisi þeklinde buldu. Ekonomi politik için çeþitli karþýlýklar ileri sürülüyordu: Tasarrufat-ý Mülkiye, Ýdar-i Mülkiye, Ýlm-i Tedbir-i, Servet, Ýlm-i Servet-i Milel gibi. Nihayet ekonomi politik kavram kargaþasý Süleyman Sudi Efendi ile birlikte son buluyor ve Süleyman Sudi Efendi ilk defa iktisat kelimesini kullanýyordu35. Sehak Abru kadar diðer önemli sayýlabilecek kiþilerden birisi de hiç kuþkusuz Ohannes Paþadýr. Sayar, ayný çatý altýnda benzer düþüncenin bir ilmi ananeye dönüþecek þekilde harmanlanmasýna Sehak Abru Efendi ile (Sakýzlý) Ohannes Paþa arasýnda baþladýðýna hükmedebiliriz.36 demektedir. Gerçekten de ilk sistemli çalýþma olan Mebadi-yi Ýlm-i Servet-i Mileli (*) 1881 yýlýnda Ohannes Paþa yazmýþtýr37. Ohannes Paþanýn anlattýðý iktisat serbest piyasa ekonomisiydi. Bununla birlikte 19. Yüzyýla kadar Türk toplumunun Batý kültürüne yabancýlýðý özellikle kendisini tarih, toplumbilim ve iktisatta hissettirecektir38. Batý kültürüne olan bu yabancýlýðý bir tarafa koyup, söz konusu kültüre yakýnlaþma çabalarý ciddi ölçüde 24 http://mises.org/story/2981 25 http://en.wikipedia.org/wiki/Political_economy 26 Joseph A. Schumpeter, History of Economic Analysis, Oxford University Press, New York, 1954, s.21. 27 Finley, a.g.e., s.5. 28 Hilmi Ziya Ülken, Türkiyede Çaðdaþ Düþünce Tarihi, Ülken Yayýnlarý, Üçüncü Baský, Ýstanbul, 1992, s.51. 29 Þerif Mardin, Türkiyede Ýktisadi Düþüncenin Geliþimi, Bütün Eserleri 7 (içinde), Siyasal ve Sosyal Bilimler, Makaleler 2, Ýletiþim Yayýnlarý, 9. Baský, Ýstanbul,2007, s.74 30 Ýlber Ortaylý, Osmanlýlarda Ýlk Telif Ýktisat Elyazmasý, Batýlýlaþma Yolunda(içinde), Merkez Kitapçýlýk Yayýný, Ýstanbul, 2007, s.93. 31 Ýlber Ortaylý, a.g.e., dipnot 3, s.94. 32 Ahmed Güner Sayar, Osmanlý Ýktisat Düþüncesinin Çaðdaþlaþmasý, Ötüken Neþriyat, 2. Basým, Ýstanbul, 2006, s.48. 33 Sayar, a.g.e., s.48. 34 Sayar, a.g.e., s.291. 35 Sayar, a.g.e., s.292. 36 Sayar, a.g.e, s.357. 37 Ülken, a.g.e, s.119. (*) Ülken, Mebadi-i Ýlm-i Servet olarak belirmektedir. Karþýlaþtýrma için bkz. Coþkun Çakýr, Tanzimattan Cumhuriyete Osmanlý Ýktisat Düþüncesi, Osmanlý Medeniyeti (içinde). ,Klasik Yayýnlarý, Ýkinci Basým, Ýstanbul, 2006, s.99. 38 Ýlber Ortaylý, Ýmparatorluðun En Uzun Yüzyýlý, Alkým Yayýnlarý, 25. Baský, Ýstanbul, Ocak 2006, s.255. 24 ARAÞTIRMA 2. Baþta yurt dýþýnda görev yapanlar olmak üzere Osmanlý bürokratlarýnýn görüþleri Abrunun J.B.Sayden çevirdiði kitap Encümeni Daniþ kurumunun faaliyetleri arasýndadýr44. Kurumun tam olarak sona erdiði tarih tespit edilememekle birlikte 1863 yýlýnda ilk denemelerini halka açýk konferanslar verme þeklinde yapan Cemiyet-i Ýlmiye-i Osmaniye kurumu Encüme-i Daniþin önüne geçecektir45. Encümenin kaldýrýlmasýna dair bir belge olmamakla birlikte Maarif-i Umumiye meclisinin 1863 yýlýnda kurulmasý ve bir daha encümenden söz edilmemesi onun kaldýrýlmýþ olduðunu düþündürtmektedir46. 3. Gazete ve mecmualar Sonuç ve Tartýþma 4. Tercüme ve telif kitaplar Konu, öncelikli olarak bilgi ve daha sonra zaman kýsýtý sebebiyle bizi epeyce aþmaktadýr. Bununla birlikte bazý saptamalar yapmak elimizdeki bilgi stoku ile mümkündür. Bilindiði üzere Osmanlý mali sistemi üç unsur üzerine kurulmuþtur47: merkezi hazine, timar alanlarý ve padiþah hazinesi. Timar alanlarý konumuz açýsýndan önemlidir. Yine çok iyi bilinmektedir ki Fizyokratlar iktisat politikasýnda uzun süreler ihmal edilmiþ olan tarýmý ön plana çýkarmýþlardýr 48 . Ülken, Ohannes Paþanýn yazdýðý Mebadi-yi Ýlm-i Servet-i Milel kitabýn önsözünde þöyle dediðini belirtir 4 9 : 19. Yüzyýlda artacaktýr. Gösterilen bu çabalarda aktarým kanallarý özel bir öneme sahiptirler. Özellikle iktisat bilgisinin aktarým kanallarý konumuz açýsýndan önemlidir ve biraz daha yakýndan incelenmesinde fayda vardýr. Söz konusu aktarým kanallarýný beþ baþlýk altýnda toplamak mümkündür39: 1. Osmanlý Devletinde görevli olarak gelen diplomatlar, yabancýlarý yaptýklarý çalýþmalar 5. Okullar. Bu beþ unsurdan tercüme konumuz açýsýndan ayrý bir önem taþýmaktadýr. Yazýmýzýn en baþýnda da belirtildiði üzere ilk iktisat kitabý bir çeviri (kýsmi?) kitaptýr. Bu baðlamda Tercüme odasýna da kýsaca deðinmek yararlý olabilir. Bab-ý Alide dýþ iþleriyle iliþkili olarak kurulan ve 1821 yýlýndan sonra etkinliðini giderek artýran Tercüme Odasý, geleceðin ilk Avrupa dilini öðrenmiþ aydýnlarýný yetiþtirmiþ, burada öðrenilen Fransýzca ile Fransýz düþünce dünyasý ile tanýþýlmýþ, Divan edebiyatýndan Tanzimat edebiyatýna geçiþi saðlamýþ ve Tanzimat döneminin tanýnmýþ birçok kiþileri burada yetiþmiþtir40. Ohannes Paþada Tercüme odasýnda çalýþmýþtýr41. Tercüme odasýnýn faaliyetleri ve idari yapýsý Ýmparatorluðun yýkýlýþýna kadar devam etmiþtir 42 . Bu arada Encümen-i Daniþ kurumundan da bahsetmek gerekli sanýrým. Encüman-i Daniþ bir ulema olan Cevdet Efendi tarafýndan 1851 yýlýnda kurulmasý istenmiþ olup, söz konusu kurum fikir tartýþmalarýný geliþtirmek, bilimsel araþtýrmalarý teþvik etmek, bu konuda gerekli önerilerde bulunmak amacýyla örgütlenmiþ bir kurum olarak planlanmýþtý43. Özellikle dil, edebiyat ve tarih alanlarýna önem verilecekti. Öyle ki Sehak Tercüme Odasý, geleceðin ilk Avrupa dilini öðrenmiþ aydýnlarýný yetiþtirmiþ, burada öðrenilen Fransýzca ile Fransýz düþünce dünyasý ile tanýþýlmýþ, Divan edebiyatýndan Tanzimat edebiyatýna geçiþi saðlamýþ ve Tanzimat döneminin tanýnmýþ birçok kiþileri burada yetiþmiþtir. Bundan 120 yýl önce Ýlm-i Servetin hibir eseri yoktu. O vakitler Fransada Quesnayýn (Türkçe okunuþu Kene) açtýðý okulda physiocrate diye tanýnan siyaset adamlarý, sonra Fransýz vekillerden Turgot, iktisat ilminin esaslarýný kurdular. O zaman bu ilim économie politique adýný aldý ve siyasi ilimlerle karýþýk bir halde idi . Demek ki Ohannes Paþa Quesnayý bilmektedir. Hatta Ahmet Mithat Quesnaydan etraflýca bahseder50. O zaman fizyokratlarýn görüþleri ile var olan toprak sorunlarý arasýnda acaba neden bir iliþki kurulmamýþ, doðrudan doðruya Sayci yorum aðýr basmýþtýr? Sayar, bu konuda olmasa bile neden Sayci yorumun hakim görüþ olduðu konusunda görüþü vardýr 5 1 . 39 Coþkun Çakýr, Tanzimattan Cumhuriyete Osmanlý Ýktisat Düþüncesi, Osmanlý Medeniyeti (içinde). ,Klasik Yayýnlarý, Ýkinci Basým, Ýstanbul, 2006, s.92. 40 Niyazi Berkes, Türkiyede Çaðdaþlaþma, Yapý ve Kredi Yayýnlarý, Onüçüncü Baský, Ýstanbul, Kasým 2008, s.199,234. 41 Sayar, a.g.e., s.357. 42 Sezai Balcý, Osmanlý Devletinde Tercümanlýk ve Bab-ý Ali Tercüme Odasý, A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara, 2006, s.155. 43 Berkes, a.g.e., s.235. 44 Sayar, a.g.e., s.264. 45 Berkes, a.g.e., s.236. 46 Ülken, a.g.e., s.55. 47 Yavuz Cezar, Osmanlý Maliyesinde Bunalým ve Deðiþim Dönemi, Alan Yayýncýlýk, Birinci Baský, Mayýs 1986, s.28. 48 Aydýn Yalçýn, Ýktisadi Doktrinler ve Sistemler Tarihi, Ekonomik ve Sosyal Yayýnlar, Ankara, 1976, s.162. 49 Ülken, a.g.e.., s.119. 50 Ülken, a.g.e.., s.122. 51 Sayar, a.g.e., s.270-271 25 ARAÞTIRMA Ýlm-i Tedbir-i Menzil, henüz pek ele alýnmamýþ bir saha olarak araþtýrmacýlar için son derece cazip bir malzeme olarak durmaktadýr. Yunan düþüncesinden aldýklarý fikirleri kendi düþünceleriyle þekillendiren Ýslam düþünürlerinin etkisi kendisini uzun bir dönem boyunca hissettirmiþtir. Fýndýkoðluna52 göre, örneðin, Kýnalýzadenin kitabý bütün bu devrin iktisat ideolojisini oluþturmuþtur. Bu sebeple diyebiliriz ki Sayin kitabýnýn Ýlm-i Tedbir-i Menzil olarak çevrilmesi pek de yanlýþ sayýlmaz. Hiç kuþkusuz gerek Çakýr53 gerekse Ortaylýnýn54 belirttiði üzere bu tür çalýþmalar yaparak bir yerlere, bir sonuca ulaþmak gerçekten zordur. Bu kýsa yazýda temel olarak hedeflenen amaç bu konulara deðinmek olup, Ormanýnda belirttiði gibi55 Ýlm-i Tedbir-i Menzil, henüz pek ele alýnmamýþ bir saha olarak araþtýrmacýlar için son derece cazip bir malzeme olarak durmaktadýr. 52 Fýndýkoðlu, a.g.e., s.12. 53 Çakýr, a.g.e., s.86. 54 Ortaylý, Osmanlýlarda Ýlk Telif Ýktisat Elyazmasý, Batýlýlaþma Yolunda(içinde), Merkez Kitapçýlýk Yayýný, Ýstanbul, 2007, s.94. 55 Orman, a.g.e., s.359-360. Kaynaklar 1. Ahmed Güner Sayar, Osmanlý Ýktisat Düþüncesinin Çaðdaþlaþmasý, Ötüken Neþriyat, Ýkinci Basým, Ýstanbul, 2006. 2. Aristoteles, Politika, Çev.:Mete Tunçay, Remzi Kitabevi, Ýstanbul, Ýkinci Basým, 1983. 3. Aydýn Yalçýn, Ýktisadi Doktrinler ve Sistemler Tarihi, Ekonomik ve Sosyal Yayýnlar, Ankara, 1976. 4. Ayþe Buðra, Ýktisatçýlar ve Ýnsanlar, Remzi Kitabevi, Ýstanbul, 1989. 5. Coþkun Çakýr, Tanzimattan Cumhuriyete Osmanlý Ýktisat Düþüncesi, Osmanlý Medeniyeti (içinde). ,Klasik Yayýnlarý, Ýkinci Basým, Ýstanbul, 2006. 6. Hilmi Ziya Ülken, Türkiyede Çaðdaþ Düþünce Tarihi, Ülken Yayýnlarý, Üçüncü Baský, Ýstanbul, 1992. 7. http://en.wikipedia.org/wiki/Political_economy 8. http://mises.org/story/2981 9. Ýlber Ortaylý, Ýmparatorluðun En Uzun Yüzyýlý, Alkým Yayýnlarý, Yirmibeþinci Baský, Ýstanbul, Ocak 2006. 10. Ýlber Ortaylý, Osmanlýlarda Ýlk Telif Ýktisat Elyazmasý, Batýlýlaþma Yolunda (içinde), Merkez Kitapçýlýk Yayýný, Ýstanbul, 2007. 11. Joseph A. Schumpeter, History of Economic Analysis, Oxford University Press, New York, 1954. 12. Kýnalýzâde Ali Çelebi, Ahlâk-ý Alâî, Haz. Mustafa Koç, Klasik Yayýnlarý, Birinci Basým, Ýstanbul, 2007. 13. M.I.Finley, Antik Çað Ekonomisi, Çev.: Hatice Palaz Erdemir, Arkeoloji ve Sanat Yayýnlarý, Ýstanbul, 2007. 14. Niyazi Berkes, Türkiyede Çaðdaþlaþma, Yapý ve Kredi Yayýnlarý, Onüçüncü Baský, Ýstanbul, Kasým 2008. 15. Orhan Okay, Ýktisatta Milli Düþünceye Doðru ve Ahmed Midhatýn Çalýþmalarý, Sanat ve Edebiyat Yazýlarý, Dergah Yayýnlarý, Ýstanbul, Ýkinci Baský, Kasým 1998. 16. Ragýp EGE, turcologie.u-strasbg.fr/dets/images/travaux/ekonomi.pdf, Ocak 2007. 17. Sabri Orman, Ýktisat, Tarih ve Toplum, Küre Yayýnlarý, Birinci Basým, Ýstanbul, Kasým 2001. 18. Sezai Balcý, Osmanlý Devletinde Tercümanlýk ve Bab-ý Ali Tercüme Odasý, A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara, 2006. 19. Þerif Mardin, Bütün Eserleri 7, Siyasal ve Sosyal Bilimler, Makaleler 2, Ýletiþim Yayýnlarý, Dokuzuncu Baský, Ýstanbul, 2007. 20. Yavuz Cezar, Osmanlý Maliyesinde Bunalým ve Deðiþim Dönemi, Alan Yayýncýlýk, Birinci Baský, Mayýs 1986. 21. Z.F.Fýndýkoðlu, Türkiyede Ýktisat Tedrisatý Tarihçesi ve Ýktisat Fakültesi Teþkilatý, Ýstanbul,1946. 26 ÝNCELEME AMERÝKANIN BATI EYALETLERÝNDE BANKA MEVDUATLARININ SÝGORTALANMASI 1909 yýlýnýn Eylül ayýnda Oklahomadaki en büyük eyalet bankasý olan ve garanti fonunu da bünyesinde barýndýran Columbia Bankasý ve Tröst Þirketinin batýþý diðer pek çok bankayý da zor duruma düþüren ve garanti sistemini temelinden sarsan bir olay olur. Bununla birlikte, panik ve bankaya hücum yaþanmaz. Garanti fonu bankanýn yükümlülüklerini karþýlamaya yeterli deðildir ve acil durum katkýlarý toplandýðýnda bile büyük bir fon yetersizliði söz konusudur. Küçük mudilere daha önce ödeme yapýlmasý politikasý benimsenir ve iki ay içinde tüm bireysel mudilere ya nakit ile ya da mevduat sertifikalarý ile ödeme yapýlýr. GÝRÝÞ 1920lerin sonlarýnda Amerikada yaþanan Büyük Buhranda binlerce banka batýnca, 1933 yýlýnda Federal Mevduat Sigorta Þirketi FDIC Amerikanýn ulusal ölçekte ilk mevduat sigorta kurumu olarak ortaya çýkmýþtýr. FDIC mevduat sigortacýlarý arasýnda genellikle dünyadaki ilk örnek olarak bilinir. Bu yazýda 1909 ve 1910 tarihlerinde Thornton Cooke tarafýndan yazýlmýþ olan iki makale inceleme konusu yapýlacaktýr. Bu yazýlarý incelemeye deðer bulmamýzýn sebebi FDIC kurulmadan daha 2324 sene önce Cooke tarafýndan Oklahoma, Kansas, Nebraska, Güney Dakota ve Teksasta kurulan mevduat sigorta sistemlerinin incelenmesi ve ulusal ölçekte bir mevduat sigortacýsýnýn kurulmasýnýn gerekli olduðunun yazýlmasýdýr. KISA TARÝHÇE Aslýnda bu iþin tarihi araþtýrýlýnca Bank of Englandýn Ýngilterede daha 1694 yýlýnda kurulduðu, 1809da Amerikada Farmers Bank of Gloucester, Rhode Islandýn batýþý ile ilk banka iflasýnýn yaþandýðý, 1829da New Yorkda Joshua Forman tarafýndan banka yükümlülüklerinin sigortalanmasý için ilk defa bir program geliþtirildiði, 1829dan 1866ya kadar bankalarý sigortalayan altý ayrý sistemin var olduðu, 1866ya gelindiðinde tüm bu sigorta programlarýnýn yoðun iflaslar ve krizler sonucu sona erdiði, 1900lerin baþlarýna kadar Amerikada bankalarýn sigortalanmasýnýn bir daha telaffuz edilmediði, 1907-1917 arasýnda sekiz eyalette mevduat garanti fonlarýnýn kurulduðu, 1. Dünya harbini takiben ortaya çýkan tarýmsal kriz sebebiyle pek çok bankanýn zor duruma düþtüðü, bu durumun garanti fonlarýný zora soktuðu, 1930 yýlýna gelindiðinde iþleyen hiçbir garanti fonunun kalmadýðý ve 1886-1933 arasýnda bankalardaki mevduatlarýn sigortalanmasý için Amerikan Kongresine yaklaþýk 150 kadar teklif götürüldüðü görülebilir * . Cooke tarafýndan yazýlmýþ makaleler bu konudaki en eski yazýlar deðildir ama günümüzden tam yüz yýl önce Amerikada eyalet düzeyinde de olsa kurulmuþ bulunan mevduat sigorta fonlarýný ele almaktadýr. GELÝÞMELER 1907 yýlýndan itibaren çeþitli Batý eyaletlerinde bankalarda bulunan mevduatlarý garantilemek ya da sigortalamak için yasalar çýkarýlýr. Oklahoma eyaleti 1907 yýlýnda, batma ihtimali olan bankalardaki mevduatlarý ödemek için bir fon kurmak amacýyla, sistemdeki her bankanýn sahip olduðu ortalama mevduatlarýn yüzde birini vermesini öngören bir garanti yasasýný kabul eder. Yasada, Fondaki paralar müflis bankalar için yapýlacak ödemelerden dolayý biterse, bu durumla sýnýrlý olarak üye bankalardan tekrar katký toplanmasýna olanak veren bir özel hüküm de bulunmaktadýr. Yasa ile eyaletteki tüm bankalarýn sisteme üye olmalarý öngörülmüþtür ama Para Denetçisi (Comptroller of the Currency) ulusal bankalarýn Fona üye olamayacaklarýna karar verir. Sonuçta eyalet bankalarý hem sayý hem de mevduat bakýmýndan önemli ölçüde büyürken ulusal bankalarýn yerlerinde saydýklarý gözlemlenir. Yasanýn ilk hali tüm banka mevduatlarýnýn kesin bir þekilde garantilenmesi için çýkarýlmýþtýr ama 1909 yýlýnda yapýlan bir deðiþiklikle sistem garantiden ziyade sigorta niteliðine bürünür. Yeni yasa ile bankalardaki toplam mevduatýn yüzde beþine denk bir fon oluþturuluncaya kadar tüm eyalet bankalarýnýn, mevduatlarýnýn yüzde birinin dörtte birini her yýl katký olarak fona vermeleri hükmü getirilir. Acil bir durumda toplanacak olan katkýlar herhangi bir bankanýn Fatih DENÝZ Strateji Geliþtirme Dairesi Fon Uzmaný * http://www.ehow.com/about_533 2448_history-bank-deposit-insuran ce.html 27 ÝNCELEME Garanti yasasý kabul edildikten sonra pek çok ulusal banka kendi kuruluþ statülerini býrakýp eyalet statülerini kabul ederler. Daha sonra, garanti fonunu oluþturmak için bankalardan istenen katkýlar hepsine aðýr gelir ve bu bankalarýn pek çoðu tekrar ulusal sisteme geri dönerler. bir yýl içinde topladýðý mevduatlarýn yüzde ikisini aþamayacaktýr. Deðiþtirilen yasa ile bankanýn toplayabileceði mevduat miktarý, diðer bankalarýn mevduatlarý hariç olmak üzere, sermayesinin on katý ile sýnýrlandýrýlýr. Oluþturulacak fonun yüzde yetmiþ beþi devlet tahvillerine yatýrýlacaktýr. Ýflas eden bir bankanýn mudilerine paralarýnýn tamamý banka kapandýktan hemen sonra ödenecektir. Garanti fonu mudilerin tüm taleplerini karþýlamakta yetersiz kalýrsa, mudiler alacaklarýnýn yüzde altýsý kadar bir miktar için kýsa vadeli devlet bonosu alacak ve bu kâðýtlar daha sonra tasfiye iþlemlerinden ya da diðer bankalarýn katkýlarýndan gelen para ile nakde tahvil edilecektir. 1909 yýlýnýn Eylül ayýnda Oklahomadaki en büyük eyalet bankasý olan ve garanti fonunu da bünyesinde barýndýran Columbia Bankasý ve Tröst Þirketinin batýþý diðer pek çok bankayý da zor duruma düþüren ve garanti sistemini temelinden sarsan bir olay olur. Bununla birlikte, panik ve bankaya hücum yaþanmaz. Garanti fonu bankanýn yükümlülüklerini karþýlamaya yeterli deðildir ve acil durum katkýlarý toplandýðýnda bile büyük bir fon yetersizliði söz konusudur. Küçük mudilere daha önce ödeme yapýlmasý politikasý benimsenir ve iki ay içinde tüm bireysel mudilere ya nakit ile ya da mevduat sertifikalarý ile ödeme yapýlýr. Garanti yasasý 1911 ve 1913de çeþitli deðiþikliklere uðrar. 1911de tröst þirketleri yasa kapsamýndan çýkarýlýr. 1913de ise bankalarýn fona yaptýðý düzenli katkýlarýn mevduatlarýn yüzde birinin beþte birini aþamayacaðý ama 191416 arasý yýllarýn buna istisna teþkil ettiði ve bu yýllar arasýnda katkýlarýn mevduatlarýn yüzde birinin beþte ikisine ulaþabileceði, fakat yine de ihtiyaç olmazsa bunun toplanmayacaðý hükmü getirilir. Oluþturulmasý hedeflenen garanti payýnýn büyüklüðü ise yüzde beþten yüzde ikiye düþürülür. Garanti yasasý kabul edildikten sonra pek çok ulusal banka kendi kuruluþ statülerini býrakýp eyalet statülerini kabul ederler. Daha sonra, garanti fonunu oluþturmak için bankalardan istenen katkýlar hepsine aðýr gelir ve bu bankalarýn pek çoðu tekrar ulusal sisteme geri dönerler. Sistemin kuruluþundan itibaren yirmi yedi eyalet bankasý batar ya da garanti fonunun yardýmýyla tasfiye edilir. Oysa ayný dönemde yalnýzca üç ulusal banka batmýþtýr. Garanti sisteminin savunucularý eyalet bankalarýnýn aðýr kayýplarýnýn o dönemde artan iþ hacimleri tarafýndan karþýlandýðýný öne sürerler. 28 Teksas, Kansas, Nebraska ve Güney Dakota gibi diðer Batý eyaletleri de mevduat garanti yasalarý kabul ederler. Nebraskada sisteme üyelik tüm eyalet bankalarý için mecburi iken, Kansas ve Güney Dakotada isteðe baðlýdýr. Teksasta ise bankalar garanti sistemine girebilecekleri gibi, buna üye olmaksýzýn mudilere uygun baþka bir çeþit garanti sunabilirlerdi. Bu eyaletlerin üçünde mahkemeler garanti yasalarýnýn anayasaya uygun olduðuna karar verirler. Teksasta neredeyse tüm eyalet bankalarýnýn katýldýðý sistem iyi iþler görünmektedir. Ayný þey Nebraska için de söylenebilir. Güney Dakotada garanti yasasý gönüllülük esasýna dayalýdýr ve hiçbir banka organize bir sistem kurmamýþtýr. Yine gönüllülüðün temel olduðu Kansasta bankalarýn yarýsý garanti fonu çatýsý altýna girmiþlerdir. Kansastaki ulusal bankalar ise bu sisteme muhaliftirler ve kendi bünyelerindeki mevduatý sigortalamak için 1909 yýlýnda bir kurum oluþturmuþlardýr. Garanti yasalarý kabul edildikten sonra eyalet yasalarý hem sayýca hem de mevduat bakýmýndan büyümüþlerdir ama ulusal bankalardaki büyüme de eyalet bankalarýndan geri kalmaz. Beþ eyaletteki durumu karþýlaþtýrmalý olarak özetlemek gerekirse: OKLAHOMA Katýlým: Zorunlu. Ýlk Katký: Mevduatlarýn yüzde biri. Sonraki Yýllýk Katkýlar: Toplam mevduatlarýn yüzde beþi kadar bir fon birikene kadar mevduatlarýn yüzde birinin dörtte biri. Yeni Bankalarýn Katkýsý: Sermayenin yüzde üçü. Tröst Þirketleri: Katýlacaklar. Ulusal Bankalar: 1907 Kanununa göre katýlabilir. 1909 versiyonunda hüküm yok. Sistemden Çýkýþ: Çýkýþ yok. Sigortalanan Mevduat Tipi: Tamamý. Geri Ödeme Zamaný: Banka kapandýðý andan itibaren tamamý. Mevduat Sýnýrlamasý: Sermayenin on katýna kadar. Faiz Sýnýrlamasý: Altý aydan kýsa vadeler için yüzde üç. Altý aydan uzun vadeler için yüzde dört. Eyalet Bankacýlýk Yetkili üst sýnýr koyabilir. Fon Yönetimi: Fonun yüzde yetmiþbeþi devlet tahvillerine yatýrýlmalý. ÝNCELEME Ýzin Verilen Reklam Tipi: Mevduatlar Oklahoma Eyaleti Mudi Garanti Fonu tarafýndan korunmaktadýr denebilir. Mevduatlarý Oklahoma Eyaleti korumaktadýr gibi bir ifade olursa ceza uygulanacak. KANSAS Katýlým: Ýsteðe baðlý. Ýlk Katký: Garantilenebilir mevduatlarýn yüzde birinin yüzde yirmisi. Ayrýca, her yüzbin dolarlýk mevduat için beþyüz dolarlýk bono veya nakit. Sonraki Yýllýk Katkýlar: Fon beþyüzbin dolara ulaþýncaya kadar mevduatlarýn yüzde birinin yüzde yirmisi. Yeni Bankalarýn Katkýsý: Kayýplar çýkarýldýktan sonra, yaklaþýk olarak garanti fonundaki hissesine denk bir miktar. katkýlar bir yýl içinde yüzde biri aþamaz. Yeni Bankalarýn Katkýsý: Mevduatlarýn en azýndan yüzde biri. Tröst Þirketleri: Bankacýlýk iþi yapan tüm kuruluþlar katýlacaklar. Ulusal Bankalar: Hüküm yok. Sistemden Çýkýþ: Çýkýþ yok. Sigortalanan Mevduat Tipi: Tamamý. Geri Ödeme Zamaný: Bankanýn nakit yetersizliði olduðunun belirlendiði andan itibaren tamamý. Fonun yetesiz olmasý haliyle ilgili bir hüküm yok. Mevduat Sýnýrlamasý: Yatýrýmlar sermayenin sekiz katýný aþmamalý. Faiz Sýnýrlamasý: Yok. Ulusal Bankalar: Katýlabilirler. Fon Yönetimi: Her bankanýn ödeyeceði katký, talep edilmesi durumunda Eyalet Bankacýlýk Kuruluna ödenmeye hazýr halde yine kendi bünyesinde tutulacak. Sistemden Çýkýþ: Altý ay önceden haber vererek çýkabilir ama bu süre içinde batan banka olursa tüm katkýlarýný ödemeli. Ýzin Verilen Reklam Tipi: Mudiler Nebraska Eyaleti Mudi Garanti Fonu tarafýndan korunmaktadýr denebilir. Sigortalanan Mevduat Tipi: Faiz taþýmayan mevduatlar, altý aydan önce ödenmeyecek olan sertifikalar, yüz dolarý aþmayan tasarruf mevduatlarý. Baþka þekillerde korunan mevduatlar sigortalanmaz. GÜNEY DAKOTA Tröst Þirketleri: Katýlabilmek için eyalet bankasý þeklinde yeniden yapýlanmalý. Geri Ödeme Zamaný: Banka kapanýnca mudiler mevduatlarýnýn yüzde altýsýný sertifika olarak alýrlar. Kalaný garanti fonundan ödenir. Fondaki para yetmezse her bir mudiye parasý bir sonraki katký döneminde garameten ödenir. Mevduat Sýnýrlamasý: Sermayenin on katýna kadar. Faiz Sýnýrlamasý: Yüzde üçe kadar. Fon Yönetimi: Bankalarda teminat tipi mevduat olarak bulundurulacak. Ýzin Verilen Reklam Tipi: Mevduatlar Kansas Eyaleti Banka Mudileri Garanti Fonu tarafýndan korunmaktadýr denebilir. Kansas Eyaletinin mevduatlarý garantilediði ima edilirse ceza uygulanacak. NEBRASKA Katýlým: Zorunlu. Ýlk Katký: Ýki yýla yayýlmýþ bir þekilde mevduatlarýn yüzde biri. Sonraki Yýllýk Katkýlar: mevduatlarýn yüzde birinin onda biri. Özel durumlardaki ilave Kansasta banka kapanýnca mudiler mevduatlarýnýn yüzde altýsýný sertifika olarak alýrlar. Kalaný garanti fonundan ödenir. Fondaki para yetmezse her bir mudiye parasý bir sonraki katký döneminde garameten ödenir. Katýlým: Ýsteðe baðlý. Yüz veya daha fazla sayýda banka toplam sermayeleri yüz milyon dolardan az olmamak kaydýyla Eyalet Bankalar Birliðini kurabilir ve buraya üye olabilirler. Ýlk Katký: Ortalama mevduatlarýn yüzde birinin onda biri ve sermayeye göre yüz ile yüz yetmiþ dolar arasýnda üyelik ücreti. Sonraki Yýllýk Katkýlar: Mevduatlarýn yüzde birinin onda biri. Katkýlar herhangi bir yýlda mevduatlarýn yüzde birinin onda dördünü geçemez. Yeni Bankalarýn Katkýsý: Diðer bankalarla ayný. Üye olabilmek için banka en üç aydýr faaliyette olmalý. Tröst Þirketleri: Bankacýlýk iþi yapan kuruluþlar katýlacaklar. Ulusal Bankalar: Katýlabilirler. Sistemden Çýkýþ: Hüküm yok. Sigortalanan Mevduat Tipi: Tamamý. Geri Ödeme Zamaný: Bankanýn varlýklarýnýn mevduatlarý ödemekte yetersiz kalmasýndan itibaren tüm mudilere ödeme yapýlýr. Fondaki para yetersiz kalýrsa bir yýl içinde birikecek olan para her mudiye mevduatý oranýnda daðýtýlýr. Bir yýlda biriken para da 29 ÝNCELEME Mevduat sigortasý finansal darlýðýn olduðu bir zamanda mudilerin mevduatlarýný bankalardan çekme eðilimlerini azaltýr ve mudileri fonlarýnýn güvende olduðu yönünde ikna ederek finansal paniklerin ortaya çýkmasýný engeller. yeterli olmazsa mevduatlarýn tamamý ödenememiþ olur. Mevduat Sýnýrlamasý: Baþka bir yasa ile mevduatlar sermayenin onbeþ katý ile sýnýrlandýrýlmýþtýr. Faiz Sýnýrlamasý: Yüzde beþ. Fon Yönetimi: Eyalet Hazinecisi tarafýndan yönetilir. Yasada belirtilmesi durumunda fon devlet tahvillerine yatýrýlabilir. Ýzin Verilen Reklam Tipi: Bankalar fona üyelik sertifikasý alýrlar. Reklamla ilgili hüküm yok. TEKSAS Katýlým: Bankacýlýk yasasýna göre faaliyette bulunan tüm bankalar mevduatlarýný ya garanti fonu aracýlýðýyla ya da bir garanti bonosu ihraç ederek koruyacaklardýr. Ýlk Katký: Mevduatlarýn yüzde biri. Sonraki Yýllýk Katkýlar: Fon iki milyon dolara ulaþýncaya kadar mevduatlarýn dörtte biri. Fondaki paranýn tükenmesi ya da acil durumlarda alýnacak olan katkýlar bir yýlda mevduatlarýn yüzde ikisini aþamaz. Yeni Bankalarýn Katkýsý: Sermayenin yüzde üçü. Tröst Þirketleri: Eðer bankacýlýk kanununa göre çalýþýyorlarsa katýlacaklar. Özel hükümlere göre çalýþan þirketler gönüllü olarak bankacýlýk kanunu hükümlerine tâbi olabilirler. Ulusal Bankalar: Katýlabilirler. Sistemden Çýkýþ: Fonun nispi bir kýsmý isteðe baðlý olarak tasfiyeye giden bankaya geri ödenir. TARTIÞMALAR ve SONUÇLAR Cookeun yazýsýnda mevduat sigortasý lehine öne sürülen düþünceler þu þekilde özetlenebilir: ? Mevduat sigortasý ilk olarak, bir banka battýðýnda mudilerin buna eþlik eden kiþisel streslerini engeller. ? Ýkinci olarak, mevduat sigortasý bankalarýn kapanýþýnýn ardýndan zora düþen diðer iþ kollarýnda iflaslar yaþanmasýný engeller. ? Üçüncü olarak, mevduat sigortasý finansal darlýðýn olduðu bir zamanda mudilerin mevduatlarýný bankalardan çekme eðilimlerini azaltýr ve mudileri fonlarýnýn güvende olduðu yönünde ikna ederek finansal paniklerin ortaya çýkmasýný engeller. ? Dördüncü olarak, mevduat sigortasý saðlam bankalarýn panik ve bankaya hücum sonucu kapanmalarýný engeller. ? Beþinci olarak, mevduat sigortasý baþarýlý olduðu takdirde ilave bankalarýn kurulmasýný kârlý hale getirecektir. ? Son olarak, mevduat sigortasý bankalara güvenmekten imtina eden insanlarýn yastýk altýnda tutacaklarý paralarý bankalara çekerek mevduat hacminin büyümesini saðlar. Mevduat sigortasý aleyhine öne sürülen düþünceler ise þunlardýr: Sigortalanan Mevduat Tipi: Faiz taþýmayan mevduatlar. ? Mevduat sigortasýna karþý öne sürülen baþlýca argüman bunun gereksiz olduðu ve zaten bu yönde çok küçük bir talep olduðudur. Geri Ödeme Zamaný: Banka kapandýðý andan itibaren tamamý bir kerede. ? Ýkinci itiraz mevduat sigortasýnýn finansal panikleri engelleyemeyeceði yönündedir. Mevduat Sýnýrlamasý: Eðer ortalama mevduatlar sermayenin belli bir oranýný aþýyorsa sermaye yüzde yirmibeþ kadar artýrýlmalý. ? Mevduat sigortasýna karþý çýkanlara göre güçlü ve iyi yönetilen bankalarý kötü yönetilen bankalarýn mudilerini garantilemeye zorlamak adil deðildir ve böylesi bir sistem kayýplarý ve özensiz bankacýlýk yöntemlerini teþvik edecektir. Faiz Sýnýrlamasý: Sýnýrlama yok ama faiz taþýyan mevduatlar garanti fonunca korunmamakta. Fon Yönetimi: Fonun dörtte birini Eyalet Hazinecisi yönetir. Kalan dörtte üçünü ise Eyalet Bankacýlýk Kurulu çeþitli bankalara yatýrýr. Ýzin Verilen Reklam Tipi: Bu bankanýn faiz içermeyen ve korunmayan mevduatlarý 30 Teksas Eyaleti Mudi Garanti Fonu tarafýndan korunmaktadýr denebileceði gibi, Bu bankanýn mevduatlarý Eyalet yasalarý uyarýnca garanti bonosu ile korunmaktadýr denebilir. Teksas Eyaletinin mevduatlarý garantilediði ifade edilirse ceza uygulanýr. ? Bankanýn nasýl yönetildiðine bakýlmaksýzýn tüm bankalardaki mudiler eþit derecede korunacak olursa, bankalarýn ana saiki kredilerde ve faiz oranlarýnda istedikleri gibi hareket etmek olacak ve ortaya çýkacak olan þey büyük bir kayýptan ibaret olacaktýr. ? Eyalet bazlý mevduat sigorta sisteminin baþlýca güçlüklerinden biri, sigorta fonunda ÝNCELEME henüz önemli miktarda para birikmeden önce eyaletteki büyük bir bankanýn batmasý durumunda diðer bankalarýn katlanmak zorunda kalacaklarý çok aðýr yük olacaktýr. Eyalet yönetiminin bankalarýn alacaklarý riskin büyüklüðünü mevduat sigortasý vasýtasýyla kontrol etmeleri ve sermaye büyüklüðüne göre mevduat kabul þartýnýn getirilmesi de baþka bir itiraz konusu olmuþtur. Bununla birlikte, Kansas, Nebraska ve Teksastaki deneyimler bu itirazlarý desteklememektedir. Kansas ve Oklahoma yasalarý bankalarýn mudilere verdikleri faizi pervasýzca artýrmalarýný önlemek için Eyalet Bankacýlýk Yetkilisine, mevduatlara verilecek olan faiz tavanýný belirleme yetkisi verir. Bankacýlar çok muhafazakar kiþilerdir ve iyi durumda olduðuna inandýklarý bankalarýndaki mudileri sigortalamak zorunda kalýrlarsa kendilerini aþaðýlanmýþ hissedeceklerdir. Özel sektör kurumlarýnýn mevduat sigortasý yapmasý halinde sorun devam edecektir. Binlerce bankayý içine alacak ulusal bir sigorta sisteminin kurulmasý halinde ise bu sýkýntý önemli ölçüde hafifleyecektir. Cooke son olarak banka mevduatlarýnýn sigortalanmasýnýn yavaþ yavaþ bir teamül haline geleceðine inandýðýný belirterek yazýsýný bitirir. Mevduat sigortasýna karþý çýkanlara göre güçlü ve iyi yönetilen bankalarý kötü yönetilen bankalarýn mudilerini garantilemeye zorlamak adil deðildir ve böylesi bir sistem kayýplarý ve özensiz bankacýlýk yöntemlerini teþvik edecektir. 31 GÜNCEL AVRUPA BÝRLÝÐÝNDE MEVDUAT SÝGORTACILIÐINA ÝLÝÞKÝN GELÝÞMELER* Bilindiði üzere Avrupa Birliðinde (AB) mevduat sigortacýlýðýna iliþkin ilk düzenleme Mevduat Garantisi Programlarý Ýle Ýlgili 30 Mayýs 1994 Tarih, 94/19/EC Sayýlý Direktifle gerçekleþtirilmiþtir. Ýlgili direktifte mevduatýn tanýmý yapýlmýþ, mevduat sigortasý kapsamýna ve limitine, bir mevduat sigorta kuruluþunun sorumluluk alanlarýna, yetkilerine, görevlerine ve mevduatýn geri ödenmesine iliþkin hususlar hüküm altýna alýnmýþtýr. Avrupa Birliðinde (AB) mevduat sigortacýlýðýna iliþkin ilk düzenleme Mevduat Garantisi Programlarý Ýle Ýlgili 30 Mayýs 1994 Ta r i h , 9 4 / 1 9 / E C S a y ý l ý D i r e k t i f l e gerçekleþtirilmiþtir. Ýlgili direktifte mevduatýn tanýmý yapýlmýþ, mevduat sigortasý kapsamýna ve limitine, bir mevduat sigorta kuruluþunun sorumluluk alanlarýna, yetkilerine, görevlerine ve mevduatýn geri ödenmesine iliþkin hususlar hüküm altýna alýnmýþtýr1. Giriþ Ancak küresel mali kriz finansal alandaki birçok konuda olduðu gibi, mevduat sigortacýlýðý alanýnda da bazý düzenleme ve uygulama deðiþikliklerini gündeme getirmiþtir. Bu kapsamda özellikle Lehman Brothersýn iflasýndan sonra tüm dünyada olduðu gibi birçok Avrupa ülkesinde de sigorta limitleri Anýl ERTANOÐLU Fon Uzmaný Sigorta ve Risk Ýzleme Daire Baþkanlýðý *Temmuz 2010da Avrupa Komisyonu tarafýndan hazýrlanan Etki Çalýþmasý ve 94/19/EC sayýlý direktifin deðiþtirilmesine yönelik teklife dayanak teþkil eden Danýþma Anketi esas alýnarak oluþturulmuþ bir makaledir. 32 Ýtalya Fransa Türkiye Çek Cumh. Ýngiltere Hollanda Ýsveç Finlandiya Bulgaristan Polonya Ýspanya Romanya Malta Lüksemburg Litvanya Letonya Estonya KRKesimi Belçika Ýsviçre Ýzlanda Portekiz Danimarka Macaristan Slovenya Slovakya Ýrlanda Yunanistan Almanya Avusturya Eski Limit Yeni Limit artýrýlmýþ, hatta bazýlarýnda tam garanti sistemine geçilmiþtir (Tablo 1). Küresel mali krize karþý ABnin mevduat sigortacýlýðýna yönelik kurumsal tepkisi ise, 94/19/EC Sayýlý Direktifte Sigorta Limiti ve Geri Ödeme Süresi Konularý Açýsýndan Deðiþiklik Yapan 11 Mart 2009 Tarih, 2009/14/EC Sayýlý Direktifle 3 gelmiþtir. 2009/14/EC Sayýlý Direktifle özetle, mevduat sigorta limiti en az 50.000 ya yükseltilmiþ4; yetkili otoritelerin, mevduat sahibine ödenecek tutarý, kredi kuruluþunun kesin ve muaccel mevduatlarýný ödeyemeyeceðinin net bir biçimde anlaþýlmasýndan sonraki en geç 5 iþgünü içinde belirlemesi gerektiði ifade edilmiþ, mevduat sahiplerine yapýlacak ödemelerin azami süresi 20 iþgününe indirilmiþ5 ve birlikte sigorta (coinsurance) kaldýrýlmýþtýr. Diðer taraftan, Avrupa Komisyonu ilgili uygulama deðiþikliklerini yeterli görmemiþ, 94/19/EC Sayýlý Direktifin geniþ kapsamlý gözden geçirilmesine yönelik bir Danýþma Anketi6 hazýrlamýþ ve AB üyesi tüm ülkelerle bu anketi paylaþmýþtýr. Bahse konu ankette de yer verilen, ABde son dönemde sýkça tartýþýlan ve ileriki dönemde gerçekleþtirilebilecek kapsamlý deðiþikliklerin temelini oluþturabilecek önemli konular ile bu konulara iliþkin ön planda bulunan görüþler þunlardýr:7 1 Ayrýntýlý bilgi için bkz. http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ. 0 50.000 100.000 150.000 200.000 Tam Garanti Tablo-1: Mevduat Sigorta Limitleri (AB 27 ve Ýsviçre, Ýzlanda, Türkiye), 07.11.20092 do?uri=CELEX:31994L0019:EN:HTML 2 Kaynak: Exit From Extraordinary Financial Sector Support Measures, Financial Stability Board. 3 Ayrýntýlý bilgi için bkz. http://ec.europa.eu/internal_market/bank/docs/ guarantee/200914_en.pdf 4 Mevduat sigorta limitinin 31 Aralýk 2010 tarihinden itibaren 100.000 olacaðý belirlenmiþtir. 5 Tamamen istisnaî durumlarda mevduat sigorta kuruluþu 10 iþgününü aþmayacak ek süre talebiyle yetkili otoritelere baþvurabilecektir. 6 Ayrýntýlý bilgi için bkz. European Commission Internal Market & Services DG, Consultation Document, Review Of Directive 94/19/EC on Deposit Guarantee Schemes, July 2009. 7 Ayrýntýlý bilgi için bkz. European Commission Internal Market & Services DG, Consultation Document, Review Of Directive 94/19/EC on Deposit Guarantee Schemes, Summary Of The Results Of The Public Consultation In Spring/Summer 2009). 27.08.2009 GÜNCEL Mevduat Sigortasýnýn Kapsamý: Mevduatýn tipik özelliklerini taþýyan tüm ürünlerin kapsama dahil olmasý ve açýk olarak tanýmlanmasý ile söz konusu hususlarýn AB üyesi tüm ülkeler için uyumlu hale getirilmesi; isimsiz hesaplarýn, mali ve resmi kuruluþlar mevduatýnýn ve borç sertifikalarýnýn kapsama dahil olmamasý; küçük ve orta ölçekli iþletmelerin mevduatý ile AB üyesi olmayan ülkelerin para birimlerinin kapsam dahilinde bulunmasý gerektiði düþünceleri ciddi anlamda destek bulmaktadýr. Mevduat sigorta limitinin uyumlu hale getirilmesine yönelik çabalara sekte vurabileceði ve mevduat sahipleri için anlaþýlmasý zor olabileceði görüþlerinden hareketle, mevduat sigortasýnýn kapsamýna iliþkin bir takým muafiyetler olmamasý gerektiði de düþünülmektedir. Mevduat Sigorta Sistemlerinin Yapýsý ve Yetkileri: ABde birleþik bir mevduat sigorta sisteminin oluþturulmasý hususu son dönemde sýkça gündeme gelmektedir. Her ne kadar böyle bir sistem kurmanýn þu andaki yapýdan daha etkin olacaðý, tüketicinin sisteme duyduðu güveni artýracaðý, üye ülkeler arasýnda uyumluluðu saðlayýp tek bir pazar oluþturacaðý, rekabetsel bozulmalarý ortadan kaldýracaðý ve idari masraflarý azaltacaðý düþünülse de, konu üzerinde fikir birliðine varýlamadýðý görülmektedir. Ayrýca böyle bir oluþumun yaþama geçirilmesi durumunda, rekabetin sekteye uðramamasý veya ulusal sistemlerin istikrarýnýn bozulmamasý amacýyla, tüm bankalarýn bu sisteme dahil olmasý gerektiði görüþü, hakim görüþ olarak ortaya çýkmaktadýr. Diðer taraftan, mevduat sigorta sisteminin yetkilerinin, banka çözümleme faaliyetlerini de içine alacak þekilde geniþletilmesi istenmekte ancak, (AB üyesi tüm ülkelerin farklý kriz yönetimi düzenlemelerine sahip olmasýndan hareketle) bu yönde alýnacak kararlarýn üye ülkelerin takdirine býrakýlmasý gerektiði düþünülmektedir. Mevduat Sahibinin Bilgilendirilmesi: AB içerisindeki mevduat sahiplerinin tamamýnýn, ayný veya benzer bilgilere sahip olmasýný saðlamak baðlamýnda, mevduat sigorta sistemine iliþkin standart bilgileri içeren bir þablon oluþturulmasý gerektiði üzerinde fikir birliði saðlanmaktadýr. Bir bankanýn batmasý durumunda ise mevduat sahiplerinin ne zaman ve nasýl bilgilendirileceði hususu ile bilgilendirilmenin ev sahibi ülke tarafýndan mý yoksa bankanýn kurulduðu merkez ülke tarafýndan mý yapýlacaðý hususu üzerinde farklý görüþler mevcuttur. Ancak bilgilendirme hangi ülke tarafýndan yapýlýrsa yapýlsýn, ev sahibi ülke ile merkez ülke mevduat sigorta sistemleri arasýnda konuya iliþkin sözleþmelerin imzalanmasý gerektiði açýktýr. Mevduat Sahiplerine Geri Ödeme Süreci ve Usülleri: Genel olarak geri ödeme süresinin daha fazla kýsaltýlmamasý istense de, bazý taraflarca bahse konu sürenin bir haftaya indirilmesi gerektiði ileri sürülmektedir. Geri ödeme süresi ne olursa olsun, sürecin süratli iþlemesi mevduat sigorta sisteminin ilgili banka verisine ulaþabilmesine, verinin güncelliðine ve doðruluðuna da baðlý bulunmaktadýr. AB içerisindeki mevduat sahiplerinin tamamýnýn, ayný veya benzer bilgilere sahip olmasýný saðlamak baðlamýnda, mevduat sigorta sistemine iliþkin standart bilgileri içeren bir þablon oluþturulmasý gerektiði üzerinde fikir birliði saðlanmaktadýr. Konuya iliþkin baþka bir tartýþma, geri ödeme sürecinde yaþanabilecek gecikmeleri azaltmayý amaçlayan alternatif çözüm yollarýnýn 8 kullanýlýp kullanýlmamasý gerektiði noktasýnda yaþanmaktadýr. Alternatif çözüm yollarýndan birinin kullanýlmasý (örneðin mevduat sigortasý kapsamýndaki tüm mevduat sahiplerine kýsa sürede acil bir ödeme yapýlmasý) sýkýntýlarý ve geri ödeme süresinin daha da kýsaltýlmasý yönündeki istekleri azaltabilecek ancak, tüm geri ödeme sürecinde karþýlaþýlabilecek iþ yüküne benzer bir iþ yükü ortaya çýkarabilecek ve idari maliyetleri artýrabilecektir. Geri ödemede kullanýlacak para birimi ile mahsuplaþma hususlarý, üzerinde farklý görüþlerin bulunduðu diðer konulardýr. Mahsuplaþmaya iliþkin olarak; mahsuplaþmanýn tamamen kaldýrýlmasý veya sýnýrlanmasý durumunda geri ödeme sürecinin daha hýzlý iþleyebileceði ve mevduat sahiplerinin kafalarýnýn karýþmasýnýn engellenebileceði ileri sürülmektedir. Ayrýca, bir mevduat sahibinin bankaya olan borçlarýnýn, bankadan alacaklarýndan fazla olmasý durumunda mahsuplaþma, mevduat sahibinin mevduatýna, dolayýsýyla günlük hayatýný devam ettirmesini saðlayacak fonlara ulaþamamasýna neden olacaktýr. Bu durum, sisteme duyulan güveninin azalmasýna ve bankalara hücum (bank run) riskinin artmasýna neden olabilecektir. Yine geri ödemeyi gerektirecek bir durum ortaya çýkmasý durumunda, mevduat sigorta sisteminin daha erken safhalarda konuya dahil olmasý gerektiði savunulmaktadýr. Bu çerçevede biliþim masraflarýný artýrabilecek olsa da, mevduat sigorta kuruluþu ile bankalar arasýnda sýnýrlý ve güvenilir olmak þartýyla, hýzlý 8 Mevduatýn baþka bir bankaya transfer edilmesi veya mevduat sahiplerine kýsa süre içerisinde acil bir ödeme yapýlmasý (Örneðin mevduat sigortasý kapsamýndaki tüm mevduat sahiplerine 3 gün içerisinde 10.000 ödenmesi). 33 GÜNCEL Mevduat sigortasýnýn kapsamý, birleþik bir AB mevduat sigorta sistemi oluþturulmasý, mevduat sahiplerinin bilgilendirilmesi, mevduatýn geri ödenmesi ve mevduat sigorta sisteminin finansmaný konularýnýn, üzerlerinde daha fazla durulmasýna ihtiyaç duyulan konular olduðu görülmektedir. ve uygun bilgi akýþýnýn saðlanmasý amacýyla bir bilgi iþlem aðý oluþturulmasý gerekecektir. Küresel mali krizle birlikte sýkça gündeme gelen hususlardan bir tanesi de stres testleridir. Mevduat sigorta sistemlerinin geri ödeme süreçlerini daha etkin þekilde gerçekleþtirmesini saðlamak amacýyla, AB içerisinde stres testlerinin yapýlmasýný içeren mevcut uygulamanýn devam ettirilmesi planlanmaktadýr. Sýnýr Ötesi Ýþbirliði: Son dönemde üzerine ekleme (topping-up) uygulamasý yeterince destek bulamamaktadýr. Karmaþýklýðý nedeniyle uygulanmasýnýn zor olmasý, geri ödemenin hýzýný yavaþlatmasý, mevduat sigorta sistemleri arasýnda uzun görüþmeler ve detaylý anlaþmalar yapýlmasýný gerektirmesi, bahse konu uygulamanýn fazla destek bulamama nedenleri olarak sayýlabilecektir. Mevduat Sigorta Sisteminin Finansmaný: Sistemin ex-ante olmasý ve hedef bir fon rasyosunun bulunmasý gerektiði düþünceleri yaygýnlaþmaktadýr. Bankalarýn daha ihtiyatlý davranmasýný ve risk yönetimlerinin geliþmesini saðlayacak, ahlaki riski (moral hazard) azaltacak, riskli bankalarýn risksiz bankalarca mali açýdan desteklenmesini engelleyebilecek olmasý dolayýsýyla, bankalarca mevduat sigorta sistemine yapýlacak katkýlarýn risk esaslý olmasý gerektiði görüþü, genel olarak kabul görmektedir. Diðer taraftan, risk esaslý sistemin zorunlu olup olmamasý ile AB üyesi tüm ülkeler için uyumlu hale getirilmesi hususlarý, konuya iliþkin önemli tartýþma alanlarýný oluþturmaktadýr. Üzerinde fikir birliðine varýlan diðer bir husus ise, risk esaslý katkýlarýn (üye devletlerdeki farklýlýklarý hesaba katacak þekilde) basit ve esnek olmasý gerektiðidir. Ayrýca ihtiyaç duyulmasý durumunda mevduat sigorta sisteminin ek finansman kaynaklarýndan9 yararlanmasýnýn saðlanmasý gerektiði görüþü ciddi anlamda destek bulmaktadýr. SONUÇ: AB, küresel mali krize karþý mevduat sigortacýlýðýna yönelik ilk kurumsal adýmý 94/19/EC Sayýlý Direktifte deðiþiklikler yaparak atmýþtýr. Buna ek olarak AB içerisinde ilgili taraflarýn, önem taþýyan konulara iliþkin görüþlerinin öðrenilmesi amacýyla çalýþmalar yapýlmaktadýr. Bu çalýþmalar sonucunda, mevduat sigortasýnýn kapsamý, birleþik bir AB mevduat sigorta sistemi oluþturulmasý, mevduat sahiplerinin bilgilendirilmesi, mevduatýn geri ödenmesi ve mevduat sigorta sisteminin finansmaný konularýnýn, üzerlerinde daha fazla durulmasýna ihtiyaç duyulan konular olduðu görülmektedir. Tüm bu çalýþmalar ve elde edilen bilgiler, ilerleyen dönemde gerçekleþtirilebilecek daha ayrýntýlý düzenlemelere kaynak olmalarý bakýmýndan büyük önem taþýmaktadýr. Diðer taraftan mevduat sigortacýlýðýna iliþkin olarak Avrupa ve dünyadaki tüm geliþmeler Kurumumuz tarafýndan da yakýndan takip e d i l m e k t e d i r. B u k a p s a m d a , A B d e gerçekleþtirilen düzenlemeler paralelinde mevzuatýmýzýn AB mevzuatýna uyumlu hale getirilmesine yönelik çalýþmalar devam etmektedir. 9 Ek finansman kaynaklarý krediler, (devlet bütçesinden, merkez bankasýndan veya büyük mevduat bankalarýndan aktarýlan) geri ödemeli mali destekler, hükümet garantileri, bonolar olabilecektir. 34 MAKALE SORUNLU HALE GELEN BANKALARA UYGULANAN ÇÖZÜMLEME YÖNTEMLERÝ Dünyada bankacýlýk sektöründe yaþanan geliþmeler, ülkelerin erken uyarý sistemlerinin ve finans sistemine özellikle de bankacýlýk sistemine iliþkin düzenleme ve denetimlerinin yetersiz olduðunu ya da etkin olmadýðýný göstermiþtir. Bu durum, tüm ülkelerin mevcut yasal düzenlemelerini gözden geçirmeleri ve bankacýlýk sektöründeki geliþmeler ile uyumlu düzenlemelerin yürürlüðe konulmasý ihtiyacýný ortaya çýkarmýþtýr. 1.Giriþ Son yýllarda dünyada, özellikle bankacýlýk sektöründe yaþanan krizler, büyük ölçekli bankalarý ve ülke ekonomilerini derinden etkilemiþtir. Finansal sistemin yapý taþlarý olan bankalarýn iflaslarýnýn ekonomi üzerinde yaratacaðý olumsuz etkileri göz önünde bulunduran otoriteler, bankalara krizden kurtulmalarý amacýyla mali destekte bulunmuþlardýr. Olaðan dönemlerde sorunlu hale gelen bankalara uygulanan çözümleme yöntemleri; hisselerinin satýþý, baþka bir bankayla birleþtirme, varlýk ve yükümlülüklerinin kýsmen veya tamamen satýþý, sigortalý mevduatýnýn ödenerek tasfiyesinin yürütülmesi iken, sistemik kriz dönemlerinde, özellikle büyük ölçekli bankalara sermaye ve likidite desteði saðlanmasý, yükümlülüklerine garanti verilmesi, sisteme yönelik olarak ise mevduat garantisinin limitsiz hale getirilmesi gibi yöntemler uygulanmýþtýr. Bankacýlýk sektöründe yaþanan geliþmeler, ülkelerin erken uyarý sistemlerinin ve finans sistemine özellikle de bankacýlýk sistemine iliþkin düzenleme ve denetimlerinin yetersiz olduðunu ya da etkin olmadýðýný göstermiþtir. Bu durum, tüm ülkelerin mevcut yasal düzenlemelerini gözden geçirmeleri ve bankacýlýk sektöründeki geliþmeler ile uyumlu düzenlemelerin yürürlüðe konulmasý ihtiyacýný ortaya çýkarmýþtýr. Fonun da üyesi olduðu Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði (International Association of Deposit Insurers - IADI) tarafýndan yayýnlanan, uluslararasý standartlarda mevduat sigortacýlýðý için bir rehber niteliðindeki dokümanda yer alan, etkin banka çözümleme konularýna iliþkin prensiplere ve bu kapsamdaki bazý ülke uygulamalarýna aþaðýda yer verilmektedir. 2. Etkin Çözümleme Süreçleri Ve Örnek Uygulamalar IADI tarafýndan oluþturulan ve yayýnlanan asli prensiplerden Etkin Çözümleme Süreçlerine iliþkin 16. asli prensipte, sorunlu banka çözümlemesinde; i) Mevduat Sahiplerinin Alacaklarýnýn Ödenmesi ve Tasfiye, ii) Satýn Alma ve Üstlenme, iii) Açýk Banka Desteði, olmak üzere üç temel süreç olduðu ve kanun koyucularýn, bankalarýn çözümlenmesi için hangi süreçlerin daha uygun olduðunu tanýmladýðý ifade edilmektedir. Banka çözümlemede ülkelerin ortak hedefi, sorunlu hale gelen bankayý öncelikle sisteme geri kazandýrmaya çalýþmaktýr. Ancak bankanýn bütün olarak sisteme geri kazandýrýlmasýnýn mümkün olamadýðý durumlarda, bankanýn varlýk ve yükümlülüklerinin kýsmen sisteme geri kazandýrýlmasý önemli hale gelmektedir. Burada önemli olan husus, banka çözümleme iþlemlerini en az maliyetle, banka varlýklarýnýn geri kazanýmýný en yüksek seviyede gerçekleþtirmek ve finansal sistemin istikrarýnýn devamýný saðlamaktýr. Sigortalý mevduatýn ödenerek bankanýn tasfiyesine gidilmesi ise çok fazla tercih edilmeyen bir yöntemdir. 2.1. Mevduat Sahiplerinin Alacaklarýnýn Ödenmesi ve Tasfiye Bu yöntemde, sorunlu hale gelen bankanýn bankacýlýk lisansý iptal edilerek banka, tasfiye sürecine tabi tutulmakta ve bu kapsamda ilk olarak mudilere sigortalý mevduat tutarlarý ödenmektedir. Tasfiye süreci çoðu ülkede mevduat sigortasý kurumu tarafýndan yürütülmektedir. Sigortalý mevduat tutarlarýnýn mudilere ödenmesi iþlemleri, mevduat sigortasý kurumu tarafýndan veya mevduat hesaplarýnýn bir diðer finans kuruluþuna devredilmesi yoluyla gerçekleþtirilmektedir. Heval GÖKDEMÝR Fon Uzmaný 35 MAKALE ABDde, 2008 yýlýnda FDIC tarafýndan devralýnan 25 adet bankanýn tamamýna, 2009 yýlýnda ise 140 bankadan, 132 adedine Satýn Alma ve Üstlenme yöntemini uygulamýþ, 8 adet bankanýn ise doðrudan sigortalý mevduatlarý ödenerek tasfiye yoluyla çözümlemeleri gerçekleþtirilmiþtir. Banka tasfiye iþlemleri, bilhassa piyasa deðeri düþük olan ve satýþ imkaný bulunmayan, saðlanacak finansal yardýmlarla kurtarýlmasý mümkün olmayan bankalarda, sigortalý mevduat tutarý ödemelerinin diðer çözümleme yöntemlerine kýyasla daha az maliyetli olduðu durumlarda uygulanan bir yöntemdir. Sigortalý mevduat tutarlarýnýn mudilere geri ödeme süresi ülkeden ülkeye deðiþiklik göstermekle birlikte, IADI ve Avrupa Birliði tarafýndan mevduat ödeme sürecinin kýsaltýlmasýna yönelik çalýþmalar yürütülmektedir. Bu kapsamda, Avrupa Birliði üye ülkeleri için halihazýrda 20+10 gün olarak belirlenen mevduat ödeme süresinin, 3 ila 7 güne düþürülmesi hedeflenmektedir. 2.2. Satýn Alma ve Üstlenme Satýn Alma ve Üstlenme yönteminde, çözümleme sürecine alýnan bankanýn varlýk ve yükümlülükleri kýsmen veya tamamen, sistemdeki diðer faal bir banka, varlýk yönetim þirketi ya da benzeri finans kuruluþlarýna devredilmektedir. Varlýk ve yükümlülüklerin kalan kýsmý ise tasfiye edilir. Sorunlu hale gelen bankanýn aktif ve pasif kalemleri farklý kombinasyonlar (varlýk ve yükümlülük havuzlarý) altýnda satýþa sunulabilmektedir. Satýþý kolaylaþtýrmak amacýyla yatýrýmcýlara, satýþ sonrasý belirli bir dönem içinde satýn alýnan varlýklarý iade imkaný (put option) verilmesi veya zarar paylaþým anlaþmasý (loss sharing) yapýlmasý gibi opsiyonlar tanýnabilmektedir. Bu yöntem, özellikle bankanýn ya da varlýk ile yükümlülüklerinin bir deðer ihtiva ettiði, bu yöntemin sigortalý mevduat ödeme yöntemine göre daha az maliyetli olduðu durumlarda uygulanmakta ve böylece piyasa yapýsýndaki bozulma minimuma indirilmektedir. Satýn Alma ve Üstlenme yöntemi altýnda yer alan Ýyi Banka-Kötü Banka uygulamasýnda ise, çözümleme sürecine alýnan banka, iyi aktiflerinin toplandýðý Ýyi Banka ve kalitesiz aktiflerin toplandýðý Kötü Banka olmak üzere ikiye ayrýlmaktadýr. Kaliteli aktifleri elinde bulunduran ve kamulaþtýrýlan Ýyi Bankanýn sektörde faaliyetlerine devam etmesi saðlanmakta, kötü aktifler Kötü Banka olarak adlandýrýlan varlýk yönetim þirketlerine devredilerek çözümlenmektedir. Satýn Alma ve Üstlenme yöntemi altýnda yer alan diðer bir uygulama da Köprü Banka uygulamasýdýr. Bu uygulamada, çözümleme süreci tamamlanana kadar sorunlu bankanýn 36 kritik bankacýlýk fonksiyonlarýnýn devamý amacýyla geçici süreli yeni bir banka kurulur ve sorunlu bankanýn seçilen varlýklarý ve yükümlülükleri yeni bankaya devredilerek, yeni banka satýþa çýkarýlýr, diðer banka ise tasfiye edilir. Bu uygulama ile çözümleme için zaman kazanýlmasý, piyasa disiplinini saðlamak suretiyle sistemik riskin önlemesine yardýmcý olunmasý, sorunlu bankanýn satýþa çýkarýlmasýna kadar geçen sürede deðerini yitirmeksizin bankacýlýk faaliyetlerini kesintisiz sürdürmesi, birden fazla problemli bankanýn tek bir banka çatýsý altýnda çözümlenmesi, banka hissedarlarýnýn payýný sorunlu bankada býrakarak doðabilecek hukuki yükümlülüklerinin önlenmesi saðlanmaktadýr. Köprü Banka, çözümleme otoriteleri tarafýndan yönetilir. ABDde, 2008 yýlýnda FDIC tarafýndan devralýnan 25 adet bankanýn tamamýna, 2009 yýlýnda ise 140 bankadan, 132 adedine Satýn Alma ve Üstlenme yöntemini uygulamýþ, 8 adet bankanýn ise doðrudan sigortalý mevduatlarý ödenerek tasfiye yoluyla ç ö z ü m l e m e l e r i g e r ç e k l e þ t i r i l m i þ t i r. 2.3. Açýk Banka Desteði Batmasý halinde ekonomiye ve finansal sistemin istikrarýna ciddi tehdit oluþturabilecek bankalara, finansal güvenlik aðý kuruluþlarý tarafýndan Açýk Banka Desteði kapsamýnda, özkaynak desteði saðlanmasý ve uzun vadeli kredi verilmesi, sorunlu aktiflerinin devralýnmasý gibi doðrudan ya da yurt içi ve yurt dýþý yükümlülüklerinin garanti edilmesi, sigortalý mevduat kapsamýnýn geniþletilmesi gibi dolaylý uygulamalarda bulunulmaktadýr. Böylece bankanýn faaliyetlerini kesintiye uðramadan devam ettirmesi saðlanarak, olasý sistemik risk tehlikesi önlenmekte ve finans sistemine duyulan güven ve bankanýn deðeri muhafaza edilmektedir. Bu yöntemin uygulanmasýnýn avantajlarý yanýnda bazý dezavantajlarý da bulunmaktadýr. Açýk Banka Desteðinde bulunulan banka ile ilgili negatif tanýtým riskinin oluþmasý, piyasa disiplininin azalmasý, haksýz rekabetin oluþmasý ve ahlaki riske neden olabilmesi bu yöntemin dezavantajlarýdýr. Yakýn zamanda yaþanan global finansal krizde Açýk Banka Desteði, yerel bankacýlýk sistemlerinde uygulanmasýna ek olarak, uluslararasý alanda faaliyet gösteren bazý bankalar için de uygulanmýþtýr. Örneðin ABDde 3 Ekim 2008 tarihinde, 850 Milyar USD tutarýnda, TARP uygulamasý adý ile sorunlu varlýklarý kurtarma programý yürürlüðe MAKALE konmuþtur. Bu kapsamda, 30 Ekim 2008 tarihinde ABD Hazinesi tarafýndan, Citigroup, JP Morgan Chase, Wells Fargo'ya 25'er Milyar USD, Bank of America'ya 15 Milyar USD, Merrill Lynch'e 10 Milyar USD, Bank of New York Mellon'a 3 Milyar USD, State Street Corp.a 2 Milyar USD, Goldman Sachs ve Morgan Stanleye de 10'ar Milyar USD ödeme yapýlmýþtýr. Yine 3 Ekim 2008de Amerika Mevduat Sigorta Kuruluþu (Federal Deposit Insurance Corporation FDIC) tarafýndan, 31 Aralýk 2013 tarihine kadar mevduat sigortasý tutarý 100 Bin USDden 250 Bin USDye çýkarýlmýþtýr. 3. Çözümlemede Süre ve Maliyet Etkinliði Banka çözümleme sürecinde zaman ve maliyet faktörleri en kritik unsurlardýr. Çözümlemenin maliyetini belirleyen en önemli hususlar, sorunlu bankaya uygulanacak yöntemin belirlenme süresi, uygulanacak yöntem ve yöntemin uygulanmasýna iliþkin iþlemlerin tamamlanma süresidir. IADI tarafýndan 2005 yýlýnda düzenlenen ankette, üye ülkelerde uygulanan çözümleme yöntemlerinin ortalama sürelerine bakýldýðýnda; Köprü Banka uygulamasýnýn 48 ay ile en uzun süre alan yöntem, Satýn Alma ve Üstlenme yönteminin ise 14 ay ile en kýsa süren yöntem olduðu görülmektedir. Çözümleme maliyetine iliþkin olarak ise; dünyadaki tüm çözümleme otoritelerinin maliyetin minimuma indirilmesini hedefledikleri açýktýr. Bu nedenle, mevduat sigorta kuruluþlarýnca uygulanacak çözümleme yöntemini seçmek amacýyla Asgari Maliyet Testi yapýlmaktadýr. Asgari Maliyet Testi, minimum maliyetli çözümleme yöntemini seçmek amacýyla yapýlan ve çözümleme yöntemlerinin karþýlaþtýrýldýðý bir analiz modelidir. Asgari Maliyet Testinde, alýcý açýsýndan varlýklarýn kalitesi ve mevduat hesaplarýnýn deðeri ile tasfiye maliyeti dikkate alýnarak banka deðeri tahmini yapýlmaktadýr. Çözümleme maliyetinin minimize edilmesinin yaný sýra, finansal sistemin istikrarýnýn devamlýlýðýnýn da saðlanmasý gerekmektedir. Çözümleme sürecinde sadece maliyetin düþük tutulmasýna odaklanýlmasý, finansal istikrarýn korunmasý üzerinde olumsuz bir etki yaratýp, sistemik riske ya da piyasanýn bozulmasýna sebep olabilir. Bu nedenle, bazý ülkelerde Asgari Maliyet Testi yapýlmaksýzýn özel çözümleme istisnalarý uygulanmaktadýr. ABD, Kanada ve Japonya gibi ülkeler özel çözümleme istisnalarýnýn uygulanacaðý durumlarý tanýmlayan yasal düzenlemelere sahiptir ve bu istisnalar yakýn zamanda tüm dünyayý etkisi altýna alan global kriz sýrasýnda da bazý ülkeler tarafýndan uygulanmýþlardýr. Örneðin, Ýngilterede hükümet için oldukça maliyetli olmasýna raðmen Northern Rockýn kamulaþtýrýlmasý ve ABDde Geçici Likidite Garanti Programýnýn uygulamaya konulmasý, özel çözümleme istisnalarý kapsamýnda düþünülebilir. IADI tarafýndan 2005 yýlýnda yayýnlanan çözümleme uygulamalarýna iliþkin ankette, 19 ülkenin verdiði cevaplara göre minimum çözümleme maliyetinin 709 Bin USD, maksimum maliyetin 162 Milyar USD, ortalama maliyetin ise 20 Milyar USD olduðu görülmüþtür. Son dönemde yaþanan global finansal krizden en çok etkilenen ülke olan ABDde, 2009 yýlýnda bankacýlýk sektöründe yaþanan krizin kamuya maliyeti oldukça yüksek olmakla beraber, banka çözümlemelerinin FDICye tahmini maliyeti yaklaþýk 37 Milyar USD olarak açýklanmýþtýr. Banka çözümleme sürecinde zaman ve maliyet faktörleri en kritik unsurlardýr. Çözümlemenin maliyetini belirleyen en önemli hususlar, sorunlu bankaya uygulanacak yöntemin belirlenme süresi, uygulanacak yöntem ve yöntemin uygulanmasýna iliþkin iþlemlerin tamamlanma süresidir. Çözümleme maliyetine iliþkin olarak ise; dünyadaki tüm çözümleme otoritelerinin maliyetin minimuma indirilmesini hedefledikleri açýktýr. Çözümleme maliyetinin minimize edilmesinin yaný sýra, finansal sistemin istikrarýnýn devamlýlýðýnýn da saðlanmasý gerekmektedir. 4. Etkin Geri Kazaným Süreçleri Çözümleme sürecinin etkin olabilmesi için, banka çözümlemesinin mümkün olan en kýsa sürede ve minimum maliyetle gerçekleþtirilmesi gerekmektedir. Çözümleme maliyetinin düþürülmesinde ise, geri kazanýmýn maksimum düzeyde saðlanmasý hususu önemli olduðundan, mevduat sigortacýsýnýn bu alanda etkin idari ve hukuki geri kazaným yetkileri bulunmalýdýr. Çözümlemecinin geri kazaným baþarýsý temelde, varlýklarýn deðerini muhafaza etmek ve varlýklarý mümkün olduðunca kýsa sürede en iyi fiyattan elden çýkaracak þekilde yönetmeye baðlýdýr. Ancak hedefler arasýndaki dengeyi kurmak oldukça güçtür. Varlýk yönetim þirketleri, varlýk geri kazaným sürecinin daha etkin hale getirilmesi amacýyla, konusunda uzmanlaþmýþ ve sadece bu amaca yönelik olarak çalýþan özel kurumlardýr. Finansal krizlerin yaþandýðý dönemlerde sorunlu hale gelen bankalarýn sorunlu varlýklarýnýn mevduat sigortacýsý bünyesinde çözümlenmesi yerine, söz konusu uzman kuruluþlar vasýtasýyla çözümlenmesinin daha verimli sonuçlar doðurduðu görülmüþtür. Bu konuda baþta ABD olmak üzere, Güney Kore, Malezya, Endonezya, Japonya ve Türkiyede çeþitli uygulamalar gerçekleþtirilmiþtir. Banka varlýklarýnýn geri kazanýmýnýn maksimum düzeyde gerçekleþtirilmesi yanýnda, bir baþka 37 MAKALE Son dönemde yaþanan global finansal krizde, özellikle uluslararasý alanda faaliyet gösteren büyük ölçekli bankalarýn sorunlu hale gelmesiyle birlikte, bu bankalarýn finansal sistemin istikrarýný bozmadan sistemden çýkarýlmasýnýn mümkün olmadýðý görülmüþtür. Bu nedenle kamuya maliyeti yüksek olmasýna raðmen Açýk Banka Desteði kapsamýnda bankalara yardým programlarý uygulanmýþ, hatta bazý ülkelerde bu bankalarýn bir kýsmý kamulaþtýrýlmýþtýr. geri kazaným yolu da, banka kaynaklarýný istismar eden hakim ortaklardan olan banka alacaklarýnýn tahsilidir. Bunun saðlamak için de, mevduat sigortacýsýnýn etkin hukuki yaptýrým gücüne sahip olmasý gerekmektedir. 5. Sonuç Son dönemde yaþanan global finansal krizde, özellikle uluslararasý alanda faaliyet gösteren büyük ölçekli bankalarýn sorunlu hale gelmesiyle birlikte, bu bankalarýn finansal sistemin istikrarýný bozmadan sistemden çýkarýlmasýnýn mümkün olmadýðý görülmüþtü. Bu nedenle kamuya maliyeti yüksek olmasýna raðmen Açýk Banka Desteði kapsamýnda bankalara yardým programlarý uygulanmýþ, hatta bazý ülkelerde bu bankalarýn bir kýsmý kamulaþtýrýlmýþtýr. Yapýlan bu uygulamalar ve büyük ölçekli bankalarýn (too big to fail) sistemden çýkarýlamamasý tartýþmalara konu olmuþtur. Sigortalý mevduatýn ödenerek tasfiyesine karar verilen bankalara yönelik olarak özellikle Avrupada tasfiyenin yürütülmesine iliþkin özel tasfiye rejimlerinin geliþtirilmesi tartýþýlmýþ ve bu konuda yasal çerçeve oluþturulmasý için çalýþmalara baþlanmýþtýr. Sýnýr ötesi faaliyetlerde bulunan sorunlu finansal kuruluþlarýn çözümlenmesi için ise, uluslararasý otoriteler tarafýndan çalýþma gruplarý oluþturularak ülkelerin hukuki düzenlemelerinin birbirleriyle uyumunun saðlanmasý konusunda harekete geçilmiþtir. Kaynaklar 1. BOLZÝCO, Javier, MASCARO, Yira, Bank Resolution Conceptual Issues, Overwiew Of Financial Sector Issues And Analysis Workshop, Washington, April 28-May 2, 2008 2. CIHAK, Martin, NIER, Erlend, The Need For Special Resolution Regimes For Financial Institutions, The Case Of The European Union, IMF Working Paper, September 2009 3. IADI, BCBS, The Core Principles For Effective Deposit Insurance Systems, June 2009 4. IADI, General Guidance For The Resolution Of Bank Failure, December 2005 5. JONUNG, Lars, The Swedish Model For Resolving The Banking Crises Of 1991-1993, Seven Reasons Why It Was Succesful, DG ECFIN, European Commission, Brussels,February 2009 6. www.fdic.gov 38 ÝNCELEME SÝSTEMÝK RÝSK KONUSUNDA AVRUPA BÝRLÝÐÝNDEKÝ GELÝÞMELER: Larosière Planý Çerçevesinde ESRBnin Kuruluþu Uluslararasý ölçekte yaþanýlan son finansal kriz, Avrupa gibi bütünleþmiþ ekonomilerde dahi finansal sistemin düzenleme ve denetiminde, supra-nasyonel (uluslar-üstü) yaklaþýmýn eksikliðini ortaya çýkartmýþ ve Birlik içerisinde her ülkenin kendisi tarafýndan yürütülen denetim iþlemlerinin Birliðin tek Pazar hedefine gölge düþürdüðü öne sürülmüþtür. Bu nedenle, daha etkin, entegre ve istikrarlý bir Avrupa Birliði için Birlik içerisindeki denetim uygulamalarýnýn Fransa Merkez Bankasý eski baþkaný Jacques de Larosière baþkanlýðýnda toplanan bir grup üst düzey uzman tarafýndan gözden geçirilerek iyileþtirilmesi istenmiþtir. Larosière Planý çerçevesinde, Birlik içerisinde makroekonomik ve finansal geliþmelerden kaynaklanabilecek potansiyel risklerin tespit edilebilmesi, izlenmesi ve bunlar hakkýnda deðerlendirmelerde bulunulabilmesi amacýyla Avrupa Sistemik Risk Kurulu kurulmuþtur. Avrupa Sistemik Risk Kurulu hakkýnda haklý birtakým eleþtiriler bulunmakla birlikte, söz konusu Kurulun oluþturulmasý Birliðin makro denetim uygulamalarý için önemli bir geliþme olarak deðerlendirilmektedir. Global finansal krizin ardýndan uluslararasý kuruluþlar ve hükümetler gerek kriz sonrasý piyasalarda toparlanmanýn yaþanmasý, gerekse gelecekte benzer krizlere mahal verilmemesi için yeniden bir finansal mimari oluþturulmasý yönünde bir dizi çalýþma baþlatmýþlardýr. Sistemik risk, mevcut krizle olan baðlantýlarý nedeniyle söz konusu çalýþmalarda yoðun olarak irdelenen konulardan biri haline gelmiþtir. Bu makalede, sistemik risk ve krizle baðlantýsý incelenerek, konu hakkýnda Avrupa Birliðinde meydana gelen geliþmelere yer verilecektir. Sistemik Risk Nedir? Sistemik risk, banka batýþý veya piyasalarda ortaya çýkan dengesizlik gibi tetikleyici bir hareketin o ana kadar finansal sýkýntý içerisinde olmayan bankalarý veya piyasalarý da etkileyebilecek þekilde finansal sistemde yaygýn bir çöküntü yaratma ihtimalidir (TumpelGugerell, 2009). Trichet (2009a) sistemik riski, toplumsal hayattan bir örnek vererek açýklamaktadýr: Kendi çýkarlarýný gözeten pekçok insan bireysel hareketleri sonucunda çevreyi kirletirler ancak neticede, eko-sistemin bozulmasý sadece çevreyi kirletenleri deðil, herkesi etkileyebilecek sistemik bir tehlike oluþturur. Benzer þekilde, finansal sistemde meydana gelen olaylar da finansal sistemin tümüne veya reel ekonomiye ciddi zararlar verebilecek tehlike arz edebilirler. Söz konusu olaylar, büyük ölçekli ve birbiriyle baðlantýlý finansal kuruluþlardan ve finansal sistem içerisindeki bazý dengesizliklerden kaynaklanabileceði gibi, hiç beklenmedik bir þekilde ortaya çýkabilen dýþsal etkenlerden de kaynaklanabilmektedir (Trichet, 2009a). Aracýlar, piyasalar, ödeme, takas ve ticaret mekanizmalarýndan oluþan, aracýlarýn ve finansal piyasalarýn gerek birbirleriyle, gerekse diðer taraflarla iliþkili olduklarý karmaþýk baðlantýlara sahip geniþ bir að olan finansal sistem; hanehalký, finans dýþýnda faaliyet gösteren sektörler ve devletlerin fazla fonlarýný fon talep edenlere yeniden daðýtým görevini yürüttüðünden; geniþ anlamýyla sistemik risk sadece finansal sistem içerisindeki dengeleri deðil, tüm ekonominin geliþimini ve refahýný olumsuz olarak etkileyebilecek tehlike içermektedir (Trichet, 2009a). Bu nedenle, finansal piyasalar ve özellikle bankacýlýk sektörü, bulaþma kanallarý nedeniyle sistemik riske diðer sektörlere nazaran daha açýk konumdadýrlar (Schüler, 2003). Son Finansal Krizin Nedenleri Nedir? Kriz öncesi yýllarda özellikle 2002den itibaren gözlemlenen istikrarlý ve artan büyüme oranlarý, göreceli olarak ýlýmlý enflasyon, düþük reel faiz oranlarý, artan hisse senedi fiyatlarý ve kredi geniþlemesi ýlýmlý bir global finansal ortam oluþturmuþtur (Aslan, 2009). Düþük faiz oranlarý ile konut finansmanýnýn kolaylaþmasý talep patlamasýna yol açmýþ, bu da konut fiyatlarýný hýzla yükselterek yatýrýmcýlarca yüksek getiri arayýþý içerisinde olunmasýna yol açmýþtýr Evrim APAN CEYLAN Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi 39 ÝNCELEME Balkestein(2002) tarafýndan kriz öncesi yýllarda yapýlan çalýþmada, Avrupa Birliðinde sistemik risk tehlikesinin arttýðýna dikkat çekmektedir. (Aslan, 2009). Yüksek getiri arayýþlarý ise bankalarýn yasal sermaye yükümlülüklerini yerine getirmede avantaj saðlamasý ve yeni kredilerin ilave risk üstlenilmeden finanse edilebilmesi nedenleriyle özellikle sub-prime mortgagea (kredibilitesi düþük geri ödeme riski fazla olanlara prime mortgagea nazaran daha yüksek faizle verilen konut kredisi) dayalý menkul kýymet çýkarýlmasýný artýrmýþ, böylelikle kredi riskinin sigorta fonlarý, sigorta þirketleri, yatýrým fonlarý, hedge fonlar ve bireysel yatýrýmcýlara devredildiði originate and distribute bankacýlýk modelini ortaya çýkartmýþtýr (Aslan, 2009). Söz konusu originate and distribute bankacýlýk modelinin finansal sistemde yoðun olarak kullanýlmasý, riski üstlenenin asýl borçluyu tanýmadýðý karmaþýk finansal ürünler çýkartýlarak kredi risklerinin ev fiyatlarý gibi dalgalý yapýya sahip bir varlýða baðlanmasýna yol açmýþ ve sistemik risk tehlikesi gözardý edilmiþtir (Aslan, 2009). Ancak bu sistem, asimetrik bilgi ve kredi derecelendirme kuruluþlarýnýn riski çok iyi ölçememeleri nedenleriyle, konut fiyatlarýnýn düþmeye baþlamasýndan itibaren ortaya çýkan likidite krizini baþlatmýþtýr (Aslan, 2009). Subprime mortgagea dayalý varlýklarýn seküritizasyon amacýyla özellikle geliþmiþ ülkeler tarafýndan uluslararasý boyutta yoðun olarak kullanýlmasý ise ABDnin konut sektöründe baþlayan likidite krizinin tüm sektörlere yayýlmasýna yol açmýþtýr (Aslan, 2009). Finansal Kriz Sistemik Risk Unsurlarý Taþýmakta mýdýr? Trichet (2009b)e göre, krizin ortaya çýkýþ nedenleri ile sistemik risk unsurlarý arasýnda pek çok benzerlik bulunduðu dikkat çekmektedir: Þöyle ki öncelikle finansal kriz, geliþmiþ ülkelerdeki büyük ölçekli ve sistemik önem haiz eden finansal kuruluþlarýn batmasýndan kaynaklanacak potansiyel tehlikeleri ortaya çýkartmýþtýr. Bu özellik, sistemik riskin bulaþýcý etkisidir. Ayrýca mevcut kriz, finansal sistemin kuruluþlara, piyasalara ve mekanizmalara sirayet edebilen kýrýlganlýðýný göstermiþtir. Bu da herhangi bir noktada baþlayan sýkýntýnýn sistemik riskin etkisiyle finansal dengesizlikler yaratabilme gücünü göstermektedir. Son olarak da kriz, finansal sistem ile reel ekonomi arasýndaki karþýlýklý etkileþim kanallarýnýn gücünü ortaya çýkartmýþtýr ki bu da sistemik riskin reel ekonomideki sonuçlarýnýn önemini vurgulamaktadýr (Trichet, 2009b). 40 Finansal Kriz Öncesi Yýllarda Avrupa Birliði için Sistemik Risk Tehlikesi Yaratabilecek Hangi Faktörlere Dikkat Çekilmektedir? Avrupa Birliðinin geçtiðimiz son 10 yýldaki hýzlý entegrasyon sürecine bakýldýðýnda, Euronun Avrupa Birliðinin ortak para birimi olarak ortaya çýkýþýnýn yanýsýra, bölgedeki hýzlý entegrasyonun finansal kuruluþlarýn içsel baðýmlýlýklarýný, dolayýsýyla sistemik risk potansiyelini arttýrdýðý düþünülmektedir (Schüler, 2003). Nitekim, Schröder ve Schüler (2003) 13 Avrupa ülkesi bankalarýnýn borsa endekslerindeki aþýrý getirilerinin birbirleriyle olan iliþkisini inceledikleri amprik araþtýrma sonucunda, Avrupa Birliði Ýkinci Bankacýlýk Direktifinin 1994 yýlýnda yayýmlanmasýnýn ve Euronun 1999 yýlýnda ortaya çýkýþýnýn ardýndan, Avrupa Birliðindeki bankalar arasýndaki getirilerin birbiriyle olan baðlantýsýnýn önemli ölçüde arttýðýný, bu nedenle Avrupa ölçeði için gözardý edilemeyecek boyutta bir sistemik risk tehlikesinin varolduðunu ifade etmiþlerdir. Özetle, son finansal kriz öncesi yýllarda dahi Bolkestein (2002) tarafýndan Avrupa Birliðinde sistemik risk tehlikesi oluþturan þu faktörlere dikkat çekildiði görülmektedir: 1-Yoðunlaþma Riski: Finansal entegrasyon neticesinde artan rekabetten ötürü daha fazla kuruluþun birleþme ve satýn almalarla büyüyerek daha güçlü konuma gelmek istemeleri, sistemik öneme haiz büyük finansal kuruluþlar ortaya çýkartmýþ ve dolayýsýyla piyasalarda yoðunlaþma artmýþtýr. 2-Bulaþma Riski: Finansal entegrasyon sonucunda aktarým/geçiþ mekanizmalarý da bölgede daha kuvvetli hale gelmiþtir. Bu nedenle, herhangi bir etkenden kaynaklanabilecek negatif etkilerin tüm sisteme yayýlma ve sistemik ölçekte tehlike yaratma potansiyeli de büyümüþtür. 3-Geniþleme Riski: Birliðe katýlan Doðu Avrupa ve Balkan ülkeleri, bölge içindeki finansal dengesizliklere yol açarak geniþlemiþ, Avrupa Birliðinde istikrar riski ve sistemik risk artmýþtýr. 4-Uluslarüstü Denetim Riski: Avrupa Birliðindeki tek pazar politikasý sýnýr ötesi iþlemleri ve sýnýr ötesi kuruluþlarý arttýrmýþ olup söz konusu sýnýr ötesi kuruluþlardan birçoðu yoðunlaþma etkisi nedeniyle sistemik öneme sahip konuma gelmiþlerdir. Bu kuruluþlarýn ulusal ölçekte denetlenmesi ve denetimlerinde ÝNCELEME uluslarüstü yetkiye sahip etkin bir denetim mekanizmasýnýn yoksunluðu, bölünmüþ denetime yol açarak sistemik öneme sahip kuruluþlarýn etkin bir þekilde ve bir bütün halinde denetlenmesini engellemiþtir. Asimetrik bilgi problemi nedeniyle, söz konusu kuruluþlar hakkýnda ev sahibi ve merkez ülkelerin denetim otoritelerinin eþit bilgiye sahip olamayabileceðinden de endiþe edilerek, Avrupa Birliðinde denetimin ulusal ölçekte yapýlmasýnýn, politik ve diðer subjektif unsurlarýn göz önüne alýnma ihtimalini güçlendireceði bildirilmiþtir. Avrupa Birliðinde Sistemik Riske Ýliþkin Nasýl Bir Düzenleme Öngörülmektedir?1 Finansal kriz deneyimi, Avrupa Birliði gibi bütünleþmiþ ekonomilerde dahi finansal sistemin denetlenmesinde önemli eksiklikler olduðunu göstermiþtir. Bu nedenle, daha etkin, daha entegre ve istikrarlý bir Avrupa Birliði için Birlik içerisindeki denetim uygulamalarýnýn Fransa Merkez Bankasý eski baþkaný Jacques de Larosière baþkanlýðýnda toplanan bir grup yüksek seviyedeki uzman tarafýndan gözden geçirilerek iyileþtirilmesi istenmiþtir. 2010 yýlýnda faaliyete geçirilmesi öngörülen Larosière Planý, Avrupa Birliðinde oluþturulacak yeni finansal sistem için aþaðýda deðinilen hususlarý içermektedir: - Sistemik risklerden korunulabilmesi veya etkilerinin hafifletilebilmesi, geniþ ölçekli finansal buhranlardan kaçýnýlabilmesi, iç piyasanýn aksamadan çalýþmasýna katkýda bulunulabilmesi ile finansal sektörün istikrarlý bir þekilde geliþiminin saðlanabilmesi amacýyla, Bölge içerisinde finansal sistemin makro ölçekte basiretli denetiminden sorumlu olacak Avrupa Sistemik Risk Kurulunun (European Systemic Risk Board/ESRB) kurulmasý; -Avrupa Birliðinde mevcut olan denetim komitelerinin Avrupa Bankacýlýk Otoritesi (European Banking Authority/EBA), Avrupa Sigorta ve Mesleki Emeklilik Otoritesi (European Insurance and Occupational Pensions Authority/EIOPA) ve Avrupa Menkul Kýymetler ve Piyasalar Otoritesine (European Securities and Markets Authority/ESMA) dönüþtürülerek oluþturulacak yeni Avrupa Denetim Otoriteleri (European Supervisory Authorities/ESAs) ile ulusal finansal denetçilerin birlikte çalýþacaðý bir denetim aðýndan oluþan Avrupa Finansal Denetim Sisteminin (European System of Financial Supervisors/ESFS) kurulmasý önerilmiþtir. Bugüne kadar Avrupa Birliðinde denetçiler, genellikle makro ölçekte denetim yerine finansal kuruluþlarýn diðer kuruluþlarla veya ilgili paydaþlarla iliþkilerinin gözardý edildiði ve kuruluþlarýn bilançolarýnýn bölünmüþ bir þekilde incelendiði mikro ölçekte denetim yapmýþlardýr. Söz konusu Plan, Birlik içerisinde makro ölçekte denetim yapan denetçilerin sorumluluðunda olacak, bu denetçiler sektörel bazda veya finansal sistemin bütününden kaynaklanabilecek potansiyel finansal istikrar risklerini deðerlendirerek takip edeceklerdir. Zamanýnda ve tutarlý politika aksiyonlarý alýnabilmesi için gerekli olan entegre denetim, ESRBnin kurulmasýyla saðlanabilecek, böylelikle Birlik içerisinde farklý yaklaþýmlar uygulanmasýna son verilerek piyasalarýn entesrasyonu saðlanacaktýr. Larosière Planý ile bölge içerisinde finansal sistemin makro ölçekli basiretli denetiminden sorumlu olacak ESRB kurulmuþtur. ESRBnin yasal dayanaðý (EC Treaty Article 95), tüm finansal sektörü istisnasýz kapsamasýna, ESFS ile birlikte denetim için yeni bir çerçeve oluþturulmasýna ve sorumluluklarýnýn diðer kuruluþlarla çatýþmayacak þekilde belirlenmesine imkan vermiþtir. Avrupa Merkez Bankasý (European Central Bank, ECB) ESRBnin sekreterya iþlerini yürütecek olup yönetim, lojistik, istatistik ve analitik konularda destek verecektir. ESRBnin bütçesi ECB tarafýndan karþýlanacak, Birlik bütçesine doðrudan bir etkisi olmayacaktýr. ESRBnin bütçesi, sekreteryasýnýn yürütülebilmesi için ECBnin mevcut görevlilerinden ve kaynaklarýndan ne ölçüde harcanacaðýna iliþkin olacaktýr. Konsey mevzuatý ESRBnin, Avrupa Birliðinin yeni kuruluþu olarak mevcut diðer kuruluþlardan baðýmsýz bir þekilde kurulmasýný öngörmüþtür. ESRB, Birlik içerisindeki makro ölçekte basiretli denetimden sorumlu olacaktýr, bu nedenle görevleri þu þekilde belirlenmiþtir: Ulusal bazda yapýlan bölünmüþ risk analizi problemlerine son verecek bir Avrupa makro ölçekli basiretli denetim perspektifi oluþturulmasý, mikro ve makro ölçekteki denetimin birleþtirilerek etkin erken uyarý mekanizmalarý saðlanmasý, ilgili otoritelerin risk deðerlemeleri hakkýnda aksiyon almalarýnýn saðlanmasý. ESRBnin geniþ görev alanýna raðmen tüzel kiþiliði bulunmadýðýndan, hükümlerinin üye ülkeler için yasal baðlayýcýlýðý da bulunmamaktadýr. Bu nedenle ESRB, yaptýrým gücünü baðýmsýz bir otorite olarak Birlik içerisindeki kredibilitesinden, yüksek kalitedeki analizlerinden ve açýk eylem planlarýndan 41 ÝNCELEME Referanslar Aslan, Hadiye (2009). Ýpotekli Konut Finansman Sisteminde Kriz. BDDK 8. Kuruluþ Yýldönümü Konferansý Sunumu. Houston Üniversitesi. Bolkestein, Frits (2002). Systemic Risk and Prudential Policy. Public Service Review:European Union-Autumn 2002. Buiter, Willem (2009). The Proposed European Systemic Risk Board is Overweight Central Bankers. 28.10.2009, Financial Times. Commission of the European Communities (2009). Proposal for a Regulation of the European Parliament and of the Council on Community macro prudential oversight of the financial system and establishing a European Systemic Risk Board. 23.09.2009,Brussels. http://www.ecb.eu/ecb/legal/pdf/draft _law_con_2009_88_com499.pdf Schröder, Micheal ve Schüler, Martin (2003). Systemic Risk in European Banking-Evidence From Bivariate GARCH Models. Discussion Paper No:03-11. Centre for European Economic Research. Schüler, Martin (2003). How Do Supervisors Deal with Europe-wide Systemic Risks. Discussion Paper No:0303. Centre for European Economic Research. Trichet, Jean-Claude (2009a). Systemic Risk. Claire Distinguished Lecture in Economics and Public Policy by JeanClaude Trichet, President of the ECB, organised by the University of Cambridge, 10 December 2009. Trichet, Jean-Claude (2009b). Macroprudential Supervision in Europe. Speech by Jean-Claude Trichet, President of the ECB, the Economists 2nd City Lecture in London, 11 December 2009. Tumpel-Gugerell (2009). Recent Advances in Modelling Systemic Risk Using Network Analysis. ECB Workshop, 5 October 2009. 42 alacaktýr. Ayrýca ESRBnin yürütme organý olan Genel Kurulunun ulusal merkez bankalarýnýn yetkililerinden oluþturularak, gerek onlarýn deneyimlerinden faydalanmak, gerekse ESRBnin üye ülkeler arasýndaki gücünün arttýrýlmasý hedeflenmektedir. ESRBye Getirilen Eleþtiriler Nelerdir? Buiter (2009), ulusal merkez bankalarýnýn ESRBde gereðinden fazla temsil edildiðini ifade ederek Larosière Planýný eleþtirmektedir. Buitere göre, ABD gibi Avrupa merkez bankalarý da son finansal krizi tahmin edememiþ, sistemik riskin boyutlarýný ölçemeyerek etkin bir denetim gerçekleþtirememiþlerdir. Nitekim Buiter (2009) merkez bankalarýnýn kredi büyümesini kontrol altýna alamamalarý, bankalarýn aþýrý borçlanmalarýna müdahale edememeleri, vade ile likidite uyumunu kuramamalarý, bilanço dýþý iþlemleri önceden kontrol altýna alamamalarý nedeniyle krizin patlak verdiðini ileri sürerek, bu nedenle, geçmiþte iþini iyi yapmayan merkez bankalarýnýn kriz sonrasý yeni kurulacak finansal mimaride görev almalarýnýn sakýnca doðurabileceðini ifade eder. Ayrýca, Buiter (2009) ulusal merkez bankalarý kontrolündeki ESRBnin araçlarýný etkin kullanamayacaðýný ve özellikle kýsa vadeli faiz oranlarýnýn belirlenmesinde çýkar çatýþmasý yaþayacaðýný düþünmektedir. Buitere (2009) göre makro ölçekli basiretli bir düzenleme ve denetleme, sistemik öneme haiz kuruluþlarýn faaliyetlerinin devam ettirilip ettirilmeyeceðine iliþkin politik kararlar da gerektireceðinden bu durum, ESRBnin sekreterya görevini yürüten ECBnin baðýmsýzlýðýna gölge düþürebilecektir. Diðer önemli bir husus da, önerilen planýn finansal istikrarýn mali boyutunu gözardý etmiþ olmasýdýr ki, son yaþanýlan kriz, sistemik krizlerin fiyat istikrarý amacýndan vazgeçilerek vergi mükelleflerince büyük maliyetlere katlanýlmasý gerektiðini göstermiþtir Buiter (2009). Ayrýca Buiter (2009), makro ölçekte bir denetim mekanizmasýnýn oluþturulmasýnda merkez bankalarý, düzenleyiciler ve denetleyiciler ile maliye bakanlýklarý yanýnda endüstri temsilcilerinin, bankalarýn, hedge fonlarýn, kýsacasý ilgili tüm paydaþlarýn dahil edilmemesini de eleþtirmektedir. Son olarak da, ESRBnin akademi dünyasýný ve araþtýrma kuruluþlarýný gözardý etmesini eleþtirerek, bu durumda ESRBdeki karar alma mekanizmalarýnýn, bilim dünyasýnýn bilgi ve tecrübesinden mahrum býrakýldýðýný belirtmektedir (Buiter ,2009). Sonuç olarak, son yaþanýlan finansal kriz sistemik riskin gerek finansal gerekse reel piyasalara nasýl hýzla yayýlarak yýkýcý bir tahribata yol açabileceðini göstermiþtir. Ayrýca Avrupa Birliðinde, Birliðin finansal piyasalarýnýn denetim entegrasyonu finansal piyasalarýnýn entegrasyon hýzýndan çok geri kalmýþ, sonuçta ortaya çýkan ulusal ölçekli bölünmüþ denetimler diðer faktörlerin de etkisiyle baþarýsýz olarak Birliðin tek pazar hedefine gölge düþürmüþtür. Gelinen noktada, boyutu ve bulaþýcý etkileri nedeniyle sistemik riskle baþa çýkmada ulusal çaplý ve mikro ölçekli denetim politikasýnýn kullanýlmasýnýn özellikle Avrupa Birliði gibi entegre olmuþ finansal piyasalar için yetersiz kalacaðý anlaþýlmaktadýr. Bu nedenle oluþturulan yeni finansal mimari çerçevesinde ESRBnin kuruluþu, sistemik riski önleme açýsýndan Avrupa Birliðince atýlan somut ve heyecan verici bir adým olarak ortaya çýkmakla birlikte ESRBnin etkin olabilmesi için yukarýdaki eleþtirilerin dikkate alýnmasý gerektiði düþünülmektedir. 1http://www.ecb.eu/ecb/legal/pdf/draft_law_con_2009_88_com499.pdf ARAÞTIRMA Türk Ceza Kanunu Açýsýndan Kamu Görevlisi Kavramý ve Bu Kavram Çerçevesinde TMSF PERSONELÝNÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ Kamu görevlileri, Anayasa ve kanunlarla belirlenmiþ olan kamusal faaliyetleri, kamu adýna yürütülmesinden sorumlu kiþilerdir. Mülga 765 sayýlý Türk Ceza Kanunu (TCK), memuru kamu görevi yapan kiþi olarak tanýmlarken, 5237 sayýlý TCK kamu görevlisini kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katýlan kiþi olarak tanýmlamýþtýr. 1. Giriþ Soyut bir kavram olan Devletin geçmiþten günümüze genel geçer bir tanýmý yapýlamamýþtýr. Ancak yine de bir taným vermek gerekirse devlet; toprak bütünlüðüne baðlý olarak siyasal bakýmdan örgütlenmiþ millet veya milletler topluluðunun oluþturduðu tüzel varlýk olarak tanýmlanabilir1. Birleþtirici bir kurum olan Devlet, toplumsal düzen ve barýþý saðlar, sosyal refahý arttýrmak amacýyla giriþimlerde bulunur ve insanlarýn bireysel olarak gerçekleþtiremeyeceði faaliyetleri yerine getirir. Devletin bu somut faaliyetleri, organlarý marifetiyle yerine getirilmektedir. Devlet adýna idari faaliyette bulunan bu organlar ise kamu idaresi olarak adlandýrýlmaktadýr. Kamu idareleri iþlevlerini yerine getirebilmek amacýyla kamu görevlilerine ihtiyaç duymaktadýrlar. Kamu görevlileri ise, Anayasa ve kanunlarla belirlenmiþ olan kamusal faaliyetleri, kamu adýna yürütülmesinden sorumlu kiþilerdir. Mülga 765 sayýlý Türk Ceza Kanunu (TCK), memuru kamu görevi yapan kiþi olarak tanýmlarken, 5237 sayýlý TCK kamu görevlisini kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katýlan kiþi olarak tanýmlamýþtýr. Burada kiþinin kamu görevlisi sayýlabilmesi ve kamu görevlisi tarafýndan iþlenebilen suçlarý iþleyebilmesi için yapmýþ olduðu faaliyetin kamusal faaliyet olmasý gerekli ve yeterlidir. Diðer bir ifade ile, kiþinin devlet veya diðer kamu kurumlarýyla istihdam iliþkisi içinde olup olmadýðýnýn, istihdam iliþkisi var ise þeklinin ya da görevinin sürekli, süreli veya geçici olmasýnýn bir önemi bulunmamaktadýr. Kamusal faaliyetleri yürütmekte olan kamu görevlileri, bu görevlerini ifa ederken kamu idaresinin güvenirliðine ve iþleyiþine karþý birtakým suçlar iþleyebilecekleri gibi, bu görevlerini yerine getirirken haksýz, hiçbir gerçekliðe dayanmayan ve memuru gereksiz yere yargý önüne çýkaran iddia ve suçlamalarla da karþý karþýya kalabilecektirler. Kamu görevlisinin yapmýþ olduðu faaliyetin çoðu kez uzmanlýk gerektirmesi ve bu iþlerin yasalarla belirlenmesi, eylemin suç niteliði taþýyýp taþýmadýðýnýn öncelikle yöneticilerce saptanmasýný gerektirmektedir. Diðer taraftan, görevi gereði riski yüksek iþlerde görev yapan kamu personelinin, bu risk karþýsýnda kamu görevinde bulunmayan vatandaþa göre daha fazla korunmasý gerekmektedir. Yapýlan bu çalýþmada öncelikle mülga Ceza Kanunu ile yeni Ceza Kanununun kamu görevlisi kavramýna bakýþ açýsýndaki farklýlýk analiz edilecek, daha sonra kamu görevlisi kavramý çerçevesinde TMSF personelinin durumu irdelenecek ve nihai tahlilde TMSF personelinin soruþturma ve kovuþturma yönünden özel durumu üzerinde durulacaktýr. 2. Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramý 2.1. Mülga 765 Sayýlý Türk Ceza Kanununda Kamu Görevlisi Kavramý Mülga 765 sayýlý TCK kamu personelini; kamu görevi ve kamu hizmeti yapanlar ayrýmý ile deðerlendirmiþtir. 765 sayýlý TCKnýn 279uncu maddesine göre kamu görevi yapanlar memur olarak kabul edilmiþ, kamu hizmeti yapanlar ise memur sayýlmamýþtýr. Mülga 765 sayýlý Kanun bu suretle memur ve kamu hizmetlisi kavramlarýný birbirinden ayýrarak, ilkinde kamu görevinin, ikincisinde kamu hizmetinin yerine getirilmesini esas almýþtýr2. 1 Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlük, http://tdkterim.gov.tr/bts/?kategori=verilst&kelime=devlet&ayn=tam (28 Aralýk 2009). 2 Ahmet TAÞKIN, Kamu Görevlileri Disiplin Hukuku, Seçkin Yayýnlarý, Ankara, 2006, s.28-29. Cemal KARAMUSTAFA Fon Denetçi Yardýmcýsý 43 ARAÞTIRMA 5237 sayýlý TCKnýn 01.06.2005 tarihinde yürürlüðe girmesi ile birlikte kamu görevi ve kamu hizmeti þeklindeki ikili ayrým son bulmuþtur. 5237 sayýlý TCKnýn 6ncý maddesinin 1inci fýkrasýnýn c bendiyle de kamu görevlisinin tanýmý yapýlmýþtýr. Anýlan maddede kamu görevlisi; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katýlan kiþi olarak tanýmlamýþtýr. Mülga 765 sayýlý TCKnýn 279uncu maddesi kimlerin memur sayýlabileceði konusunda açýklýk getirmeye çalýþmýþ ve bu meyanda kiþinin yer aldýðý kamusal faaliyete baðlý olarak çalýþmasýný deðil, faaliyet içerisinde fiilen yaptýðý görevin niteliðini (kamu görevi-kamu hizmeti) esas almýþtýr. Baþka bir anlatýmla, kamu adýna yürütülen faaliyete baðlý çalýþma (objektif unsur) deðil, faaliyet içinde ifa edilen görevin mahiyetine (subjektif unsur) göre memuriyet belirlenmiþtir3. Mülga Kanunun yürürlükte olduðu dönemde yürütülen faaliyetin niteliði memurun belirlenmesi açýsýndan önemli olduðundan, öncelikle faaliyetin kamu görevi mi yoksa kamu hizmeti mi olduðu açýklýða kavuþturulmuþ eðer faaliyet kamu hizmeti ise, o faaliyete katýlan herkes kamu hizmetlisi olarak deðerlendirilmiþ ve memur sayýlmamýþtýr. Fakat, bir faaliyet kamu görevi niteliðinde örgütlenmiþ olsa bile, bu faaliyetin yürütülmesi için gerekli olan yardýmcý personelin üstlendiði görev ancak kamu hizmeti olarak nitelendirilebilmiþtir. Bu sebeple, kamu görevi niteliðindeki bir faaliyete baðlý olarak görev yapan kamu personeli, örgütlenme içerisinde üstlendiði fonksiyon itibariyle kamu görevlisi veya kamu hizmetlisi sayýlmýþtýr. Örneðin bir Devlet idaresinde yönetim ve idari kadrolarda görev yapanlar memur, þoför, hizmetli gibi yardýmcý kadrolarda görev yapanlar ise kamu hizmetlisi kabul edilmiþtir4. Ancak söz konusu düzenleme uygulamada duraksamalara sebebiyet vermiþtir. 765 sayýlý TCKya göre kamu görevi yapan ve dolayýsýyla memur sayýlanlar örneðin bir rüþvet suçunun faili olabilecek iken, kamu hizmeti yapanlar memur sayýlmadýklarýndan bu suçun faili olamamaktaydýlar. 5237 sayýlý TCK getirdiði yeni hükümlerle uygulamada yaþanan bu duraksamalara son vermiþ ve mülga Kanunun yer verdiði bu ikili ayrýmý kaldýrmýþtýr. 2.2. 5237 Sayýlý Türk Ceza Kanununda Kamu Görevlisi Kavramý 5237 sayýlý TCKnýn 01.06.2005 tarihinde yürürlüðe girmesi ile birlikte kamu görevi ve kamu hizmeti þeklindeki ikili ayrým son bulmuþtur. 5237 sayýlý TCKnýn 6ncý maddesinin 1inci fýkrasýnýn c bendiyle de kamu görevlisinin tanýmý yapýlmýþtýr. Anýlan maddede kamu görevlisi; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katýlan kiþi olarak tanýmlamýþtýr. Söz konusu maddenin gerekçesinde de vurgulandýðý üzere; 765 sayýlý TCKdaki memur tanýmýnýn doðurduðu sakýncalarý gidermek amacýyla memur kavramýný da kapsayan kamu görevlisi tanýmýna yer verilmiþtir. Diðer bir ifade ile, kamu görevlisi memur kavramýný da içeren bir üst kavram niteliðinde karþýmýza çýkmýþtýr. Yapýlan bu tanýma göre, kiþinin kamu görevlisi sayýlmasý için aranacak yegane ölçüt, gördüðü iþin kamusal bir faaliyet olmasýdýr. Ýstihdam iliþkisinin mevcut olup olmadýðýnýn ya da þeklinin bir önemi yoktur. Önemli olan kiþinin kamusal faaliyetin yürütülmesine katýlmasýdýr5. Kamusal faaliyet ise madde gerekçesinde; Anayasa ve kanunlarda belirlenmiþ olan usullere göre verilmiþ olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adýna yürütülmesi þeklinde tanýmlanmýþtýr. Ancak Ceza Kanunu uygulamasýndaki kamu görevlisi kavramý ile idare hukukundaki memur ve kamu görevlisi kavramlarýnýn birbirlerinden farklý olduðu, aralarýnda herhangi bir benzerlik ve baðlantýnýn olmadýðý unutulmamalýdýr. Ýdare hukukundaki memur kavramý, alan ve kapsam bakýmýndan Ceza uygulamasýndaki memur kavramýndan çok daha geniþ anlam ve niteliktedir. Nitekim, bütün devlet görevlilerini Ceza Kanunu alanýnda memur olarak kabul etmek, Ceza Kanununun güttüðü hedef ve taþýdýðý mahiyete aykýrý olur. Bu nedenle 5237 sayýlý TCKnýn 6ncý maddesinin 1inci fýkrasýnýn c bendinde kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katýlan kiþi þeklindeki kamu görevlisi tanýmýnda yer alan katýlan kiþi ibaresinden hareketle, bir kimsenin Ceza Kanunu uygulamasýnda kamu görevlisi ve yapýlan faaliyetinde kamusal faaliyet sayýlabilmesi için, onun kamu ile olan subjektif iliþkisine bakýlmaz. Kanun açýsýndan önemli olan, kiþinin yaptýðý görevin objektif olarak kamusal faaliyete iliþkin bir görev olmasý veya faaliyetin kamuya ait güç ve yetkilerin kullanýlmasý suretiyle gerçekleþtirilmesidir. Bu itibarla, kamuya ait yetki ve gücü kullanabilecek organlarýn bu kamusal faaliyetine genel idare esaslarýna göre katýlan ve yardým edenlerinde 3 Hasan Tahsin GÖKCAN, Görevi Kötüye Kullanma, Zimmet, Banka Zimmeti, Ýrtikap, Rüþvet Suçlarý ve Kamu Ýdaresine Karþý Ýþlenen Suçlar, Seçkin Yayýnlarý, Ankara, 2008, s.29-30. 4 Hasan Tahsin GÖKCAN-Mustafa ARTUÇ, Ceza ve Usul Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramý ve Özel Soruþturma Usulleri, Seçkin Yayýnlarý, Ankara, 2007, s.26. 5 Nevzat TOROSLU, Ceza Hukuku Özel Kýsým, Savaþ Yayýnevi, Ankara, Ekim 2005, s.273. 44 ARAÞTIRMA kamu görevi yaptýklarýnýn kabulü gerekmektedir6. 3. Kamu Görevlisi Kavramý Yönünden Fon Personelinin Deðerlendirilmesi ile Fon Personelinin Soruþturma ve Kovuþturma Usulü 3.1. 5237 Sayýlý TCK Açýsýndan Fon Personelinin Kamu Görevlisi Statüsü 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu ve ilgili diðer mevzuat ile verilen yetkiler çerçevesinde tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunmasý amacýyla, mevduatýn ve katýlým fonlarýnýn sigorta edilmesi, Fon bankalarýnýn yönetilmesi, mali bünyelerinin güçlendirilmesi, yeniden yapýlandýrýlmasý, devri, birleþtirilmesi, satýþý, tasfiyesi, Fon alacaklarýnýn takip ve tahsili iþlemlerinin yürütülmesi ve sonuçlandýrýlmasý, Fon varlýk ve kaynaklarýnýn idare edilmesi ve Kanunla verilen diðer görevlerin ifasý için kamu tüzel kiþiliðine haiz, idari ve mali özerkliðe sahip bir kurum olan Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu (TMSF)na iliþkin düzenlemelere, 5411 sayýlý Kanunun 111 vd. maddelerinde yer verilmiþtir. 4389 sayýlý Bankacýlýk Kanununun 3üncü maddesinin 8inci fýkrasý Kurul üyeleri ve Kurum personeli görevleri esnasýnda veya görevleri nedeniyle iþledikleri ve kendilerine karþý iþlenen suçlar bakýmýndan Devlet memuru sayýlýrlar hükmüne amirdi. Fakat 5411 sayýlý Kanun, Fon Kurulu Baþkaný ve üyeleri ile Fon personelinin, görevleri sebebiyle kamu görevlisi sayýlýp sayýlmayacaklarý konusunda herhangi bir hüküm içermemektedir. Ancak Kanunun 111inci maddesi Fonun mallarý Devlet malý hükmündedir, Fonun mal, hak ve alacaklarý haczedilemez ve rehnedilemez hükmünü içermektedir. Fonun kuruluþu, faaliyet alaný, iþleyiþ düzeni gibi hususlar gözetildiðinde kamusal faaliyet üstlendiði ve yürüttüðü de aþikardýr. Diðer taraftan 5411 sayýlý Kanunun 121inci maddesine göre Baþkan yardýmcýlarý, daire baþkanlarý, müdürler, baþkanlýk müþavirleri ve meslek personeli kadro karþýlýðý sözleþmeli statüde istihdam edilir. Kadro karþýlýðý sözleþmeli çalýþan Fon personeli ücret, malî ve sosyal haklar dýþýnda her türlü hak ve yükümlülükleri yönünden 657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanunu (DMK)na tabidir. 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu 5237 sayýlý TCKyý göz önüne alarak 4389 sayýlý Kanunun 3üncü maddesindeki gibi bir düzenlemeye gitmemiþtir. Nitekim, 5237 sayýlý yasanýn 6ncý maddesi bu hususu çok açýk þekilde düzenlemektedir. Madde hükmüne göre kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katýlan kiþi kamu görevlisi sayýlmaktadýr. Bu durumda Kanunlarýn verdiði yetkiye dayanarak, kamusal bir faaliyet yürüten ve kamu gücünü kullanan Fonun Kurul Baþkaný ve üyeleri ile personeli 5237 sayýlý TCKnýn 6ncý maddesi çerçevesinde kamu görevlisi sayýlmalýdýr7. Burada üzerinde durulmasý gereken diðer bir hususta 5411 sayýlý Kanunun 121inci maddesinde yer verilen ve kadro karþýlýðý sözleþmeli statüde çalýþan personel haricinde Fonun istihdam ettiði idari personelin TCK çerçevesindeki durumudur. TMSF Ýnsan Kaynaklarý Yönetmeliðinin 3/a maddesine göre Fonda idari hizmet sözleþmesine istinaden istihdam edilen idari personel de bulunmaktadýr. Ýlgili Yönetmelikte idari personel Fonda idari hizmet sözleþmesi ile çalýþan emeklilik ve sosyal güvenlik yönünden 506 sayýlý Kanuna tabi ve iþçi sayýlmayan idari ve destek personeli þeklinde tanýmlanmaktadýr. Her ne kadar Fonun istihdam ettiði idari personel 657 sayýlý DMKya tabi olmasa da, 5237 sayýlý TCKnýn 6ncý maddesi kapsamýnda kamu görevlisi sayýlmaktadýr. Çünkü, 5237 sayýlý Kanunda esas olan kiþinin kamusal faaliyete katýlmasýdýr. Atama veya seçilme yoluyla gelmesinin ya da geçici veya sürekli çalýþmasýnýn bir önemi bulunmamaktadýr. 5411 sayýlý Kanun, Fon Kurulu Baþkaný ve üyeleri ile Fon personelinin, görevleri sebebiyle kamu görevlisi sayýlýp sayýlmayacaklarý konusunda herhangi bir hüküm içermemektedir. Ancak Kanunun 111inci maddesi Fonun mallarý Devlet malý hükmündedir, Fonun mal, hak ve alacaklarý haczedilemez ve rehnedilemez hükmünü içermektedir. 3.2. 5237 Sayýlý TCK Açýsýndan Kamu Görevlisi Sayýlan Fon Personelinin Soruþturma ve Kovuþturma Usulü 5237 sayýlý TCK kapsamýnda kamu görevlisi sayýlan Fon Kurulu Baþkan ve üyeleri ile Fon personelinin soruþturulmasýnýn nasýl yapýlacaðý 5411 sayýlý Kanunun 127nci maddesindeki özel hükümle düzenlenmiþtir. Kanunun 127nci maddesi; Fon Kurulu Baþkaný ve üyeleri ile Fon personelinin, görevleriyle baðlantýlý olarak iþledikleri iddia edilen suçlara iliþkin soruþturmalar, Fon Kurulu üyeleri için iliþkili Bakanýn, Fon personeli için ise Fon Kurulu Baþkanýnýn izin vermesi kaydýyla genel hükümlere göre yapýlýr. Fon Kurulu üyeleri ile Fon personelinin iþtirak hâlinde iþledikleri iddia edilen suçlara iliþkin soruþturmalarda 6 Ýhsan AKÇÝN, Kamu Ýdaresinin Güvenirliðine ve Ýþleyiþine Karþý Suçlar, Seçkin Yayýnlarý, Ankara, 2007, s. 16-17. 7 Seza REÝSOÐLU, Bankacýlýk Kanunu Þerhi, Yaklaþým Yayýnlarý, Ankara, 2007, s.1446. 45 ARAÞTIRMA Fon Kurulu üyeleri ve Fon personeli hakkýnda görevleriyle baðlantýlý olarak iþledikleri iddia edilen suçlardan dolayý soruþturma izni verilmesi için, bu kiþilerin kendilerine veya üçüncü kiþilere çýkar saðlamak veya Fona ya da üçüncü kiþilere zarar vermek kastýyla hareket ederek bu iþlemler sonucunda kendilerine veya üçüncü kiþilere çýkar saðlamýþ olmalarý hususunda açýk ve yeterli emarelerin olmasý gerekir. Fon personeli hakkýnda soruþturma izni verme yetkisi iliþkili Bakana aittir. Fon Kurulu üyeleri ve Fon personeli hakkýnda görevleriyle baðlantýlý olarak iþledikleri iddia edilen suçlardan dolayý soruþturma izni verilmesi için, bu kiþilerin kendilerine veya üçüncü kiþilere çýkar saðlamak veya Fona ya da üçüncü kiþilere zarar vermek kastýyla hareket ederek bu iþlemler sonucunda kendilerine veya üçüncü kiþilere çýkar saðlamýþ olmalarý hususunda açýk ve yeterli emarelerin olmasý gerekir. Soruþturma izni verilmesi hâlinde bu durum ilgililere teblið olunur. Soruþturmaya izin verilmesine ya da verilmemesine dair kararlar aleyhine, teblið tarihinden itibaren on beþ gün içerisinde Danýþtay nezdinde itiraz yoluna baþvurulabilir. Ýzin verilmiþ olsa dahi, itiraz süresi geçene kadar veya Danýþtaya yapýlan itiraz sonucunda hüküm tesis olunana kadar soruþturma baþlatýlamaz... hükmünü içermektedir. Madde hükmünde de görüldüðü üzere, ceza soruþturmasý ve kovuþturmasý izin koþuluna baðlanmýþtýr. Fon Kurulu Baþkan ve üyeleri için iliþkili Bakanýn, Fon personeli için ise Fon Baþkanýnýn izin vermesi gerekmektedir. Fon Kurulu üyeleri ile Fon personelinin iþtirak halinde iþledikleri iddia edilen suçlara iliþkin soruþturmalarda Fon personeli hakkýnda soruþturma izni verme yetkisinin ise iliþkili Bakana ait olduðu belirtilmiþ, Fon Kurulu üyeleri ve Fon personeli hakkýnda soruþturma izni verilmesi için bu kiþilerin kendilerine veya üçüncü kiþilere çýkar saðlamak veya zarar vermek kastýyla hareket ederek bu iþlemler sonucunda kendilerine veya üçüncü kiþilere çýkar saðlamýþ olmalarý hususunda açýk ve yeterli emarelerin olmasý gerektiði belirtilmiþtir8. Diðer taraftan soruþturma izni verilmesi ya da verilmemesine iliþkin kararlar aleyhine idari yargý yoluna baþvurulabileceði de öngörülmüþtür. Madde hükmünde; soruþturma izni verilmesi halinde bu durumun ilgililere teblið edileceði, soruþturmaya izin verilmesine karar verilmesi halinde söz konusu kararlar aleyhine teblið tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Danýþtay nezdinde itiraz yoluna baþvurulabileceði, izin verilmiþ olsa dahi, itiraz süreci geçene kadar soruþturma baþlatýlamayacaðý öngörülmüþtür. 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununun 127nci maddesinin gerekçesine göre bu hükümle Fon Kurulu üyeleri ile Fon personelinin Fon alacaðýný tahsil ve takip görevlerini yerine getirirken kasýtlý suçlama ve yýpratmalara karþý gerekli hukuki güvenceye sahip olmalarý amaçlanmaktadýr. Burada üzerinde durulacak son bir hususta Fon personelinin 4483 sayýlý Memurlar ve Diðer Kamu Görevlilerinin Yargýlanmasý Hakkýnda Kanun hükümlerine tabi olmamasýdýr. 4483 sayýlý Kanunun 1inci maddesi amacýný; Memurlar ve diðer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle iþledikleri suçlardan dolayý yargýlanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemek þeklinde ifade etmiþtir. Ancak Kanunun 2inci maddesi Bu kanun, devletin ve diðer kamu tüzel kiþilerinin genel idare esaslarýna göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiði asli ve sürekli görevleri ifa eden kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle iþledikleri suçlar hakkýnda uygulanýr. Görevleri ve sýfatlarý sebebiyle özel soruþturma ve kovuþturma usullerine tabi olanlara iliþkin kanun hükümleri ile suçun niteliði yönünden kanunlarda gösterilen soruþturma ve kovuþturma usullerine iliþkin hükümler saklýdýr hükmüne amirdir. Kanun metninden de anlaþýlacaðý üzere görevleri ve sýfatlarý sebebiyle özel soruþturma ve kovuþturma usullerine tabi olanlara iliþkin hükümler saklýdýr. Fon Kurulu Baþkan ve üyeleri ile Fon personeline iliþkin 5411 sayýlý Kanunun 127nci maddesinde özel soruþturma ve kovuþturma usulüne yer verildiðinden, 4483 sayýlý Kanun hükümlerinin Fon Kurulu Baþkan ve üyeleri ile Fon personeline uygulanmamasý gerekmektedir. Ýþledikleri iddia edilen suçlarla ilgili olarak soruþturmalar, Kanunda öngörülen gerekli izinler alýndýktan sonra CMK uyarýnca genel hükümlere göre yapýlmalýdýr 9 . 4. Sonuç 765 sayýlý TCK memur kavramýný esas almýþ ve kamu görevi ile kamu hizmeti þeklinde ikili ayrýma gitmiþken, 5237 sayýlý Kanun kamu görevlisi kavramýný esas almýþ ve kamu görevi ile kamu hizmeti þeklindeki ikili ayrýma son vererek, kamu görevlisi sayýlabilmek için yapýlan iþin kamusal faaliyet olmasý þeklinde tek bir þart belirlemiþtir. Fon personelinin durumuna bakýldýðýnda ise, 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununa göre Fon Baþkan yardýmcýlarý, daire baþkanlarý, müdürler, baþkanlýk müþavirleri ve meslek personeli kadro karþýlýðý sözleþmeli statüde istihdam 8 Hasan Tahsin GÖKCAN-Mustafa ARTUÇ, a.g.e., s.180. 9 Fatma KARAKAÞ, Memur Yargýlama Hukuku ve Uygulamasý, Legal Yayýncýlýk, Ýstanbul, 2002, s.76. 46 ARAÞTIRMA edilmektedir. Kadro karþýlýðý sözleþmeli çalýþan Fon personeli ücret, mali ve sosyal haklar dýþýnda her türlü hak ve yükümlülükleri yönünden 657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanununa tabidir. Diðer taraftan Fonda idari hizmet sözleþmesine istinaden istihdam edilen idari personel de bulunmaktadýr. Ýdari hizmet sözleþmesi ile çalýþan, emeklilik ve sosyal güvenlik yönünden 506 sayýlý Kanuna tabi ve iþçi sayýlmayan idari ve destek personeli 657 sayýlý DMKya tabi deðildir. Kamu görevlisi kavramý çerçevesinde bakýldýðýnda ise, 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununun Fon Kurulu Baþkaný ve üyeleri ile Fon personelinin, görevleri sebebiyle kamu görevlisi sayýlýp sayýlmayacaklarý hususunda herhangi bir hüküm içermediðini görmekteyiz. Ancak Kanunlarýn verdiði yetki ve görevlerle kamusal bir faaliyette bulunan ve kamu görevi yapan Fon personelinin (idari hizmet sözleþmesi ile çalýþan idari ve destek personeli dahil) 5237 sayýlý TCK çerçevesinde kamu görevlisi olduðu aþikardýr. Son olarak þunu belirtmek gerekir ki; 5237 sayýlý TCK kapsamýnda kamu görevlisi sayýlan TMSF Baþkaný ve Kurul üyeleri ile diðer Fon personeli hakkýnda 5411 sayýlý Kanun özel soruþturma usulü benimsediðinden, 4483 sayýlý Memurlar ve Diðer Kamu Görevlilerinin Yargýlanmasý Hakkýnda Kanun hükümleri uygulanmamaktadýr. Kanunen gereken Makam izni alýndýktan sonra, soruþturma CMK uyarýnca genel hükümlere göre yapýlmaktadýr. Kamu görevlisi kavramý çerçevesinde bakýldýðýnda ise, 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununun Fon Kurulu Baþkaný ve üyeleri ile Fon personelinin, görevleri sebebiyle kamu görevlisi sayýlýp sayýlmayacaklarý hususunda herhangi bir hüküm içermediðini görmekteyiz. Kaynaklar 1) AKÇÝN, Ýhsan, Kamu Ýdaresinin Güvenirliðine ve Ýþleyiþine Karþý Suçlar, Seçkin Yayýnlarý, Ankara, 2007. 2) GÖKCAN, Hasan Tahsin ve Mustafa ARTUÇ, Ceza ve Usul Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramý ve Özel Soruþturma Usulleri, Seçkin Yayýnlarý, Ankara, 2007. 3) GÖKCAN, Hasan Tahsin, Görevi Kötüye Kullanma, Zimmet, Banka Zimmeti, Ýrtikap, Rüþvet Suçlarý ve Kamu Ýdaresine Karþý Ýþlenen Suçlar, Seçkin Yayýnlarý, Ankara, 2008. 4) KARAKAÞ, Fatma, Memur Yargýlama Hukuku ve Uygulamasý, Legal Yayýncýlýk, Ýstanbul, 2002. 5) REÝSOÐLU, Seza, Bankacýlýk Kanunu Þerhi, Yaklaþým Yayýnlarý, Ankara, 2007. 6) TAÞKIN, Ahmet, Kamu Görevlileri Disiplin Hukuku, Seçkin Yayýnlarý, Ankara, 2006. 7) TOROSLU, Nevzat, Ceza Hukuku Özel Kýsým, Savaþ Yayýnevi, Ankara, 2005. 8) Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlük, http://tdkterim.gov.tr/bts/?kategori=verilst&kelime=devlet&ayn=tam (28.12.2009). 9) 4389 sayýlý Bankalar Kanunu. 10) 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu. 11) 657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanunu. 12) 4483 sayýlý Memurlar ve Diðer Kamu Görevlilerinin Yargýlanmasý Hakkýnda Kanun. 13) 765 sayýlý Türk Ceza Kanunu. 14) 5237 sayýlý Türk Ceza Kanunu. 15) Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu Ýnsan Kaynaklarý Yönetmeliði. 47 DÜNYADAN HABERLER 18-20 Ocak 2010 tarihlerinde Hindistan Mevduat Sigorta ve Kredi Garanti Kurumu evsahipliðinde, Hindistanýn Goa kentinde IADI Asya Bölgesel Komitesi 8. Yýllýk Toplantýsý ile Mevduat Sigorta Sistemlerinin Fonlanmasý konulu bir uluslararasý konferans düzenlendi. Konferansta mevduat sigorta fonlarýnýn yönetimi ve etkin mevduat sigorta sistemleri için kýlavuzlar geliþtirilmesi gibi konular ele alýndý. 28-29 Ocak 2010 tarihlerinde Çek Cumhuriyeti Mevduat Sigorta Fonu evsahipliðinde, Çek Cumhuriyetinin Prag kentinde IADI Avrupa Bölgesel Komitesi tarafýndan Geri Ödeme Sistemleri: Hýzlý Geri Ödemenin Önündeki Engellerle Yüzleþmek konulu bir seminer düzenlendi. Seminerde büyük bankalar için geliþmiþ bilgi iþlem çözümleri, simülasyonlar ve acil eylem planlarý ile geri ödemenin yirmi günde tamamlanmasý için gereken teknik hazýrlýklar gibi konular ele alýndý. 9-10 Þubat 2010 tarihlerinde IADI ve Finansal Ýstikrar Enstitüsü (FSI) tarafýndan Ýsviçrenin Basel kentinde Banka Çözümlenmesinde Sýnýr Aþan Sorunlar konulu bir seminer düzenlendi. Seminerde Finansal Ýstikrar Kurulu çalýþmalarý, Basel Komitesinin konuyla ilgili önerileri, IADI bünyesindeki çalýþmalar, Ýzlanda bankalarý örneði, Dexia ve Fortis örneklerinden alýnan dersler, AB Komisyonunun konuya bakýþý, Ýngilterede büyük bankalarla ilgili sýkýntýlar ve mevduat sigortacýlarýna düþen roller gibi konular ele alýndý. ile finansal sistemde mevduat sigortasýnýn rolü gibi konular ele alýndý. 21 Mayýs 2010 tarihinde Polonya Banka Garanti Fonu BGF evsahipliðinde Fonun kuruluþunun 15. Yýldönümü münasebeti ile Polonyanýn Varþova kentinde Küresel Finansal Kriz: Finansal Sektörün Ýstikrarý Ýçin Dersler konulu bir uluslararasý konferans düzenlendi. 7-11 Haziran 2010 tarihlerinde Meksika Banka Mevduatlarýný Koruma Enstitüsü IPAB evsahipliðinde Meksikanýn Mexico City kentinde IADI 30. Ýcra Kurulu Toplantýsý ile IADI Daimi ve Bölgesel Komite Toplantýlarý gerçekleþtirildi. Avrupa Mevduat Sigortacýlarý Forumu (EFDI) tarafýndan 31 Aðustos - 2 Eylül 2010 tarihleri arasýnda Fransanýn Paris kentinde düzenlenen EFDI Yönetim Kurulu (EFDI Board) toplantýsý Fon temsilcilerinin de katýlýmýyla gerçekleþtirildi. Avrupa Mevduat Sigortacýlarý Forumu (EFDI) tarafýndan 28 Eylül - 1 Ekim 2010 tarihlerinde Ýtalyanýn Roma kentinde düzenlenen EFDI Yýllýk Genel Kurul Toplantýsý ile IADI EFDI tarafýndan ortaklaþa düzenlenen Finansal Ýstikrarýn Güçlendirilmesi: Mevduat Sigortasýnýn Katkýlarý konulu bir uluslararasý konferans Fon temsilcilerinin de katýlýmýyla gerçekleþtirildi. 24-26 Mart 2010 tarihlerinde Jamaika Mevduat Sigorta Kurumu (JDIC) ve Karayipler Bölgesel Teknik Yardým Merkezi (CARTAC) tarafýndan Jamaikanýn Montego Bay kentinde Karayipler Hukukunda Banka Tasfiyesi ve En Ýyi Uygulamalar konulu bir konferans düzenlendi. Konferansta bankacýlýk krizlerinin tespit edilmesi ve yönetilmesi, 2007-2009 küresel finans krizinin deðerlendirilmesi, risk, yayýlma ve finansal istikrar, uluslararasý hukuki çerçeve ve sýnýr aþan sorunlar Fatih DENÝZ Strateji Geliþtirme Dairesi Fon Uzmaný 48 Dünya Mevduat Sigortacýlarý Birliði (IADI) tarafýndan 24 - 29 Ekim 2010 tarihlerinde Japonya Mevduat Sigorta Þirketi DICJ ev sahipliðinde, Japonyanýn Tokyo kentinde IADI 31. Ýcra Kurulu Toplantýsý, Daimi ve Bölgesel Komite Toplantýlarý ile Finansal Güvenlik Aðlarý konulu bir uluslararasý konferans Fon temsilcilerinin de katýlýmýyla gerçekleþtirildi. Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu ile Ukrayna Mevduat Garanti Fonu DGF arasýndaki iþbirliði ve iletiþimin artýrýlmasý amacýyla iki kurum arasýnda Kasým 2010da bir Mutabakat Zaptý imzalanmasý için baþlanan çalýþmalara devam ediliyor. TÜRKÝYEDEKÝ TASARRUF MEVDUATI HESAPLARININ SÝGORTALANMASINA ÝLÝÞKÝN SORULAR ve CEVAPLAR Tasarruf Mevduatý ve Katýlým Fonu sigortasý nedir? Tasarruf mevduatý ve katýlým fonu sigortasý, mevduat ve katýlým fonu toplamaya yetkili mevduat ve katýlým bankalarýnýn (kredi kuruluþlarýnýn) Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafýndan faaliyet izinlerinin kaldýrýlmasý durumunda, mevduat ve katýlým fonu hak sahiplerinin maruz kalacaðý kayýplarýn devlet veya bu amaçla kurulmuþ özel bir kurum tarafýndan kýsmen ya da tamamen ödenmesinin garanti edilmesidir. Türkiye'de mevduatýn ve katýlým fonlarýnýn sigortalanmasý yetki ve görevi kamu tüzel kiþiliðini haiz Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu'na (TMSF) aittir. Türkiye'de hangi bankalar mevduat ve katýlým fonu sigorta sistemine dahildir? Türkiye'de faaliyet gösteren, mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili yerli ve yabancý tüm kredi kuruluþlarý ile merkezi yurt dýþýnda bulunan kredi kuruluþlarýnýn Türkiye'deki þubelerinde bulunan mevduat ve katýlým fonlarý sigorta sistemine dahildir. Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta primleri kim tarafýndan ödenir? Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta primleri ilgili kredi kuruluþu tarafýndan TMSF'ye ödenir. Türkiye'de tüm mevduatlar ve katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Türkiye'de faaliyet gösteren bir kredi kuruluþunun yurt içi þubelerinde gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere konu olmayan Yeni Türk Lirasý, döviz ve kýymetli maden cinsinden; a) Tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamýnýn, b) Katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarýn, 50 bin YTL'ye (ellibin YTL) kadar olan kýsmý sigorta kapsamýndadýr. Yurt dýþýnda yaþayan kiþilerin mevduatlarý veya katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Yurt dýþýnda yaþayan yerli ya da yabancý gerçek kiþilere ait yurt içi þubelerde bulunan tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamý, katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarý sigorta kapsamýndadýr. Türkiye'de faaliyet gösteren kredi kuruluþlarýnýn yurt dýþý þubelerinde açýlan mevduat, katýlma ya da özel cari hesaplarý sigorta kapsamýna dahil midir? Bir gerçek kiþinin birden fazla bankada hesabý bulunmakta ise, her bir bankadaki hesap veya hesaplarýnýn, belirtilen limite kadar olan kýsýmlarý (limitler her bir banka için ayrý ayrý geçerli olmak üzere) garanti kapsamýndadýr. Ticari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr? Gerçek veya tüzel kiþiler adýna açýlan ticari iþlemlere konu olan hesaplar (münhasýran çek keþide edilmesi hariç) sigorta kapsamýnda deðildir. Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigortaya tabi midir? Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigorta kapsamýnda deðildir. Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý, yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya katýlým fonu kabul edebilirler mi? Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya katýlým fonu kabul etmeleri, evrak ya da cüzdan bulundurmalarý, personel istihdam etmeleri, bu kuruluþlarýn reklamýný yaptýrmak suretiyle müþterilerini anýlan kuruluþlara yönlendirmeleri, bu ve benzeri yöntemler kullanarak yurt dýþýnda kurulu kuruluþlar adýna mevduat ve katýlým fonu kabul etmeleri yasaktýr.. Mevduat ve katýlým fonu sigortasýna tabi olmayan diðer hesaplar hangileridir? 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu'nun 63 üncü maddesinin üçüncü fýkrasý uyarýnca, 07.11.2006 tarihli ve 26339 sayýlý Resmi Gazete'de yayýnlanan Sigortaya Tabi Mevduat ve Katýlým Fonlarý ile Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair Yönetmeliðin 5 inci maddesi uyarýnca; a) Kredi kuruluþunun hakim ortaklarý ile bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar, b) Kredi kuruluþunun yönetim veya müdürler kurulu baþkan ve üyeleri, genel müdür ve yardýmcýlarý ile bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar, c) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayýlý Türk Ceza Kanunu'nun 282 nci maddesindeki suçtan kaynaklanan malvarlýðý deðerleri kapsamýna giren mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar sigortaya tabi deðildir. Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým araçlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým araçlarý TMSF'nin sigorta kapsamýnda deðildir. Serbest bölgelerde kurulu kredi kuruluþlarýnda bulunan mevduat, katýlým ya da özel cari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr? Serbest bölgelerdeki bankacýlýk faaliyetlerinin 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu kapsamýnda bulunmasýndan hareketle, kredi kuruluþlarýnýn serbest bölgelerdeki þubeleri nezdindeki hesaplarý da sigorta kapsamýndadýr. TMSF tarafýndan bankacýlýk faaliyetine devam etmekte olan bir kredi kuruluþundaki mevduat/katýlým fonu ile ilgili olarak sigorta kapsamýnda ödeme yapýlýr mý? TMSF, 5411 sayýlý Kanunun 63 üncü maddesinin altýncý fýkrasý uyarýnca yalnýzca faaliyet izni kaldýrýlan kredi kuruluþlarý nezdinde bulunan ve doðruluðu hiçbir þüpheye yer vermeyecek þekilde kanýtlanan mevduat ve katýlým fonunun sigorta kapsamýndaki kýsmýný öder.
Benzer belgeler
krizin çözümü anlamaktan geçiyor
Prof. Dr. Rýdvan Karluk - Anadolu Üniversitesi, Prof. Dr. Sabri Orman - Ýstanbul Ticaret Üniversitesi, Doç. Dr. Selahattin BEKMEZ Tuna - Ýstanbul Üniversitesi, Dr. Bekir GÖVDERE Süleyman Demirel ...