KATILIM BANKACILIĞINDA MEVDUAT SİGORTA SİSTEMİ ve
Transkript
KATILIM BANKACILIĞINDA MEVDUAT SİGORTA SİSTEMİ ve
B Ý L Ý M S E L Y A Y I N O R G A N I TMSF yýl:2 sayý:15 Ekim-Kasým-Aralýk 2007 TASARRUF MEVDUATI SÝGORTA FONU KATILIM BANKACILIÐINDA MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMÝ ve TÜRKÝYE ÖRNEÐÝ MEVDUAT SÝGORTA REZERVÝNDE ÜLKE UYGULAMALARI Sayfa 8de IADI ANNUAL CONFERENCE 2007 MALAYSIA Sayfa 13te Sayfa 3te TMSF ve FDIC YETKÝLERÝ ÜZERÝNE DEÐERLENDÝRME Sayfa 18de TÜRKÝYEDEKÝ TASARRUF MEVDUATI HESAPLARININ SÝGORTALANMASINA ÝLÝÞKÝN TEMEL PARAMETRELER SORULAR ve CEVAPLAR SÝGORTA VE RÝSK ÝZLEME DAÝRE BAÞKANLIÐI 30.12.2006 1,4037 1,8650 2,7450 31.10.2006 1,4457 1,8476 2,7450 *Serbest Piyasa FAÝZ ORANLARI (%) 31.10.2007 30.12.2006 31.10.2006 Gecelik 16,75 17,50 17,50 Mevduat Faizleri* **17,53 18,10 17,68 TRLIBOR (O/N) 16,63 17,97 17,50 Kaynak: TCMB / TBB *Sektör Ortalamasý/1 aylýk **30.08.2007 BORSA ENDEKSÝ ÝMKB Sýnai Mali Kaynak: ÝMKB 31.10.2007 57.615 42.073 89.624 30.12.2006 39.117 30.896 60.168 YATIRIM ARAÇLARININ GETÝRÝLERÝ Son Deðer 1 ay öncesine (31.10.2007) göre (%) 31.10.2006 40.582 30.533 64.338 1 yýl öncesine göre (%) ÝMKB Dolar Altýn(YTL/gr) Altýn (Usd/Ons) DÝBS Endeksi 57.615 1,1590 29.90 785.00 6,6 -3,5 4,2 6,1 41,9 -19,9 -5,3 30,5 (3 aylýk)* 865,55 1,5 18,4 DÝBS Endeksi 880,56 Kaynak: ÝMKB,Reuters 1,5 20,8 *ÝMKB DIBS performans endeksi (12 aylýk)* GSMH ve GSYÝH (BÝRÝKÝMLÝ) 2007 (2.çeyrek) 2006 2006 (2.çeyrek) GSMH (milyar YTL) 277.4 575.8 241.5 201.8 399.7 241.6 GSMH (milyar USD) 277.6 576.3 173.0 GSYÝH (milyar YTL) 201.9 400.0 80.8 GSYÝH ( milyar USD) GSMH (Büyüme)* %3,9 %6.0 %9,3 GSYIH (Büyüme)* %3,9 %6,1 %8,3 Kaynak: TÜÝK (Veriler 3er aylýk dönemlerin sonunda açýklanmaktadýr.) *Büyüme oranlarý sabit fiyatlarla ve çeyrek dönemlere aittir. ÝÞGÜCÜ VERÝLERÝ(%) Aðustos 2007 Aralýk 2006 Ekim 2006 Ýstihdam Oraný* 44,7 43,2 45,0 Ýþsizlik Oraný 9,2 9,9 9,1 Kaynak: TÜÝK *Ýstihdam/15 ve daha yukarý yaþtaki nüfus (Veriler dönemi izleyen 3 üncü ayýn 20 sinde açýklanmaktadýr.) Ýmalat Sanayi Kapasite Kullaným Oraný Ekim 2007 %83,3 ÖDEMELER DENGESÝ ÖZET (milyon USD) Eylül 2007 Cari Ýþlemler Hesabý -26.054 Dýþ Ticaret Dengesi -34.364 Toplam Ýhracat 80.592 Toplam Ýthalat 114.956 Aralýk 2006 Ekim 2006 %81,7 %82,4 Eylül 2006 -24.522 -32.195 65.878 98.073 Aralýk 2006 -32.774 -41.238 91.937 133.175 Ýhracat/Ýthalat %70,1 %67,7 %69,0 Kaynak: TCMB (Veriler bir sonraki ayýn 2 inci haftasý açýklanmaktadýr.) Eylül 2006 167.6 66.0 233.6 Aralýk 2006 171.30 175.30 -3.99 41.95 Tasarruf mevduatý ve katýlým fonu sigortasý, mevduat ve katýlým fonu toplamaya yetkili mevduat ve katýlým bankalarýnýn (kredi kuruluþlarýnýn) Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafýndan faaliyet izinlerinin kaldýrýlmasý durumunda, mevduat ve katýlým fonu hak sahiplerinin maruz kalacaðý kayýplarýn devlet veya bu amaçla kurulmuþ özel bir kurum tarafýndan kýsmen ya da tamamen ödenmesinin garanti edilmesidir. Türkiye'de mevduatýn ve katýlým fonlarýnýn sigortalanmasý yetki ve görevi kamu tüzel kiþiliðini haiz Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu'na (TMSF) aittir. Ekim 2006 140.55 144.34 -3.79 237.01 BANKACILIK SEKTÖRÜ VERÝLERÝ ÞUBE ve PERSONEL SAYILARI (Aðustos 2007) Mevduat Katýlým Kalkýnma ve Bank. Bank. Yatýrým Bank. Banka sayýsý 33 4 13 Yurtiçi Þube 7.315 399 40 Yurtdýþý Þube 48 1 1 Yurtiçi Personel 146.330 8.577 5.354 Yurtdýþý Personel 499 4 3 BÝLANÇO BÜYÜKLÜKLERÝ (Aðustos 2007) Mevduat Katýlým Kalkýnma ve milyon YTL Bank. Bank. Yatýrým Bank. Toplam Aktifler Toplam Krediler Konut Kredileri Kredi Kartlarý Takipteki Alacaklar Menkul Kýymet Mevduat/Kat.Fon. Özkaynak Toplam Bilanço Dýþý Ýþlemler -Gayrinakdi Kredi ve Yükümlülükler -Taahhütler YPNGP* Türkiye'de hangi bankalar mevduat ve katýlým fonu sigorta sistemine dahildir? Toplam 50 7.754 50 160.251 506 Toplam 514.895 238.719 27.311 24.427 9.116 167.383 325.311 58.592 337.995 17.713 13.454 1.516 329 529 25 13.385 2.163 15.931 17.876 8.504 38 180 2.532 0 8.248 15.506 550.484 260.677 28.865 24.756 9.825 169.760 338.696 69.003 369.432 81.013 12.016 2.625 95.654 256.982 -399 3.915 72 12.881 13 273.778 -314 Kaynak: BDDK DÖVÝZ KURU GELÝÞMELERÝ* 31.10.2007 USD 1,1590 EURO 1,6747 GBP 2,4300 Kaynak: REUTERS KONSOLÝDE BÜTÇE (BÝRÝKÝMLÝ) (milyar YTL) Ekim 2007 Gelirler 155.94 Harcamalar 168.21 Bütçe Dengesi -12.27 Faiz Dýþý Denge 32.41 Kaynak: Maliye Bakanlýðý Tasarruf Mevduatý ve Katýlým Fonu sigortasý nedir? *Yabancý Para Net Genel Pozisyonu FÝYATLAR GENEL DÜZEYÝNDEKÝ GELÝÞMELER (%) (Ekim) Aylýk 12 aylýk ortalama* Önceki yýlýn ayný ayýna göre ÜFE -0,13 7,23 4,41 TÜFE 1,81 8,98 7,70 Kaynak: TÜÝK (Veriler bir sonraki ayýn ilk haftasý açýklanmaktadýr.) (*Cari ay dahil 12 ay ortalamasýnýn, bir önceki 12 aya oraný) MERKEZÝ YÖNETÝM BORÇ VERÝLERÝ (milyon USD) Eylül 2007 Aralýk 2006 Ýç Borç Stoku 213.3 178.9 Dýþ Borç Stoku 68.8 66.6 Toplam 282.1 245.5 Kaynak: Hazine Müsteþarlýðý Kaynak: BDDK GENEL EKONOMÝK VERÝLER MEVDUAT VE KATILIM FONU milyar YTL Aðustos 2007 Aðustos 2006 Hesap Adedi (milyon) 277,38 MEVDUAT HESABI 325,31 88,2 %37,9 Dth oraný %36,5 9,84 KATILIM FONU 13,38 1,5 %45,8 Dth oraný %49,9 287,22 TOPLAM 338,69 89,7 %38,1 Dth oraný %37,1 milyar YTL Sigorta kapsamýndaki mevduat Dth oraný Sigorta kapsamýndaki katýlým fonu Dth oraný TOPLAM Dth oraný Haziran Haziran Mudi Adedi* 2007 2006 (milyon) 100,27 88,60 %32,6 %33,7 4,47 5,22 %40,0 %32,9 105,49 93,07 %33,0 %33,7 65.42 0.88 66.30 *Mudiler her bir bankada ayrý ayrý sayýlmýþtýr. BANKACILIK SEKTÖRÜ SERMAYE YETERLÝLÝK ORANI (%) % Aðustos 2007 Aralýk 2006 Aðustos 2006 Mevduat Bankalarý 17,04 19,89 18,12 Katýlým Bankalarý 15,97 16,51 14,60 Kalk. ve Yat.Ban. 67,75 86,16 104,52 Bankacýlýk Sektörü 18,65 21,90 20,25 SÝGORTA PRÝM TAHSÝLATLARI YTL Haziran 2007 Mevduat Bankalarý 136.671 Katýlým Bankalarý 6.513 TOPLAM 143.184 Aralýk 2006 484.964 22.378 507.342 Haziran 2006 123.983 5.589 129.572 TMSF - Büyükdere Cad. No:143 Esentepe Ýstanbul Tel: (212) 340 22 00 Fak: (212) 288 53 35 www.tmsf.org.tr Bilgi ve Önerileriniz için: Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi e-mail:[email protected] Tel: (212) 340 10 57 Kurum içinde baþvuru kaynaðý olarak kullanýlmak üzere derlenmiþ bilgilerden oluþur. Resmi baðlayýcýlýðý yoktur. Türkiye'de faaliyet gösteren, mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili yerli ve yabancý tüm kredi kuruluþlarý ile merkezi yurt dýþýnda bulunan kredi kuruluþlarýnýn Türkiye'deki þubelerinde bulunan mevduat ve katýlým fonlarý sigorta sistemine dahildir. Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta primleri kim tarafýndan ödenir? Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta primleri ilgili kredi kuruluþu tarafýndan TMSF'ye ödenir. Türkiye'de tüm mevduatlar ve katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Türkiye'de faaliyet gösteren bir kredi kuruluþunun yurt içi þubelerinde gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere konu olmayan Yeni Türk Lirasý, döviz ve kýymetli maden cinsinden; a) Tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamýnýn, b) Katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarýn, 50 bin YTL'ye (ellibin YTL) kadar olan kýsmý sigorta kapsamýndadýr. Yurt dýþýnda yaþayan kiþilerin mevduatlarý veya katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Yurt dýþýnda yaþayan yerli ya da yabancý gerçek kiþilere ait yurt içi þubelerde bulunan tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamý, katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarý sigorta kapsamýndadýr. Türkiye'de faaliyet gösteren kredi kuruluþlarýnýn yurt dýþý þubelerinde açýlan mevduat, katýlma ya da özel cari hesaplarý sigorta kapsamýna dahil midir? Bir gerçek kiþinin birden fazla bankada hesabý bulunmakta ise, her bir bankadaki hesap veya hesaplarýnýn, belirtilen limite kadar olan kýsýmlarý (limitler her bir banka için ayrý ayrý geçerli olmak üzere) garanti kapsamýndadýr. Ticari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr? Gerçek veya tüzel kiþiler adýna açýlan ticari iþlemlere konu olan hesaplar (münhasýran çek keþide edilmesi hariç) sigorta kapsamýnda deðildir. Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigortaya tabi midir? Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigorta kapsamýnda deðildir. Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý, yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya katýlým fonu kabul edebilirler mi? Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya katýlým fonu kabul etmeleri, evrak ya da cüzdan bulundurmalarý, personel istihdam etmeleri, bu kuruluþlarýn reklamýný yaptýrmak suretiyle müþterilerini anýlan kuruluþlara yönlendirmeleri, bu ve benzeri yöntemler kullanarak yurt dýþýnda kurulu kuruluþlar adýna mevduat ve katýlým fonu kabul etmeleri yasaktýr.. Mevduat ve katýlým fonu sigortasýna tabi olmayan diðer hesaplar hangileridir? 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu'nun 63 üncü maddesinin üçüncü fýkrasý uyarýnca, 07.11.2006 tarihli ve 26339 sayýlý Resmi Gazete'de yayýnlanan Sigortaya Tabi Mevduat ve Katýlým Fonlarý ile Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair Yönetmeliðin 5 inci maddesi uyarýnca; a) Kredi kuruluþunun hakim ortaklarý ile bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar, b) Kredi kuruluþunun yönetim veya müdürler kurulu baþkan ve üyeleri, genel müdür ve yardýmcýlarý ile bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar, c) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayýlý Türk Ceza Kanunu'nun 282 nci maddesindeki suçtan kaynaklanan malvarlýðý deðerleri kapsamýna giren mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar sigortaya tabi deðildir. Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým araçlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým araçlarý TMSF'nin sigorta kapsamýnda deðildir. Serbest bölgelerde kurulu kredi kuruluþlarýnda bulunan mevduat, katýlým ya da özel cari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr? Serbest bölgelerdeki bankacýlýk faaliyetlerinin 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu kapsamýnda bulunmasýndan hareketle, kredi kuruluþlarýnýn serbest bölgelerdeki þubeleri nezdindeki hesaplarý da sigorta kapsamýndadýr. TMSF tarafýndan bankacýlýk faaliyetine devam etmekte olan bir kredi kuruluþundaki mevduat/katýlým fonu ile ilgili olarak sigorta kapsamýnda ödeme yapýlýr mý? TMSF, 5411 sayýlý Kanunun 63 üncü maddesinin altýncý fýkrasý uyarýnca yalnýzca faaliyet izni kaldýrýlan kredi kuruluþlarý nezdinde bulunan ve doðruluðu hiçbir þüpheye yer vermeyecek þekilde kanýtlanan mevduat ve katýlým fonunun sigorta kapsamýndaki kýsmýný öder. ÝÇÝNDEKÝLER EDÝTÖRDEN Dr. Yusuf Adýgüzel 2 KATILIM BANKACILIÐINDA MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMÝ ve TÜRKÝYE ÖRNEÐÝ Ahmet Ertürk 3 MEVDUAT SÝGORTA REZERVÝNDE ÜLKE UYGULAMALARI Dr. Rýdvan ÇABUKEL, Sanem ATAÇ, 8 IADI NÝN KUALA LUMPUR/MALEZYADA YAPILAN 6. YILLIK KONFERANS ve YILLIK GENEL KURUL TOPLANTISI Özlem Kýlýççý 13 TMSF ve FDIC YETKÝLERÝ ÜZERÝNE DEÐERLENDÝRME Av. Tunç GÜCÜK, Av. Hanifi DARICI 18 BANKA ÇÖZÜMLEME SÜREÇLERÝ VE BANKACILIK SÝSTEMÝNÝN YENÝDEN YAPILANDIRILMASINDA KURUMSAL ÝÞBÝRLÝÐÝ VE KOORDÝNASYON: TÜRKÝYE DENEYÝMÝ Dr. Hicabi ERSOY 22 AVRUPA ÝNSAN HAKLARI MAHKEMESÝNE BAÞVURUDA ÝÇ HUKUK YOLLARININ TÜKETÝLMESÝ ÞARTININ DEÐERLENDÝRÝLMESÝ Av. Ulvi DARENDELÝ 26 BÝLGÝ EDÝNME HAKKI Av. Tuðba ÇOLAK 32 DEVLET MEMURLARININ TÝCARET ve KAZANÇ GETÝRÝCÝ FALÝYETLERÝ Erdal Aydýn 36 Haber/ DEVLET-BÝREY ÝLÝÞKÝLERÝ ve ÝKTISADÝ SÝSTEM Prof. Dr. Mehmet Altan 41 Kitap 44 TMSF Adýna Sahibi : H. Bayram Babacan Yayýn Yönetmeni : Dr. Yusuf Adýgüzel : Kamil Oðuz Danýþma Kurulu : Doç. Dr. Cüneyt KOYUNCU - Dumlupýnar Üniversitesi, Doç. Dr. Fuat ERDAL - Adnan Menderes Üniversitesi, Y A Y I N Sorumlu Yazýiþleri Müdürü Prof. Dr. Halil Seyidoðlu - Doðuþ Üniversitesi, Doç.Dr. Muhsin Kar - Kahramanmaraþ Sütçü Ýmam Üniversitesi, Doç. Dr. B Ý L Ý M S E L O R G A N I Gezi/Selamat Datang Dr. Yusuf Adýgüzel 45 Selahattin BEKMEZ - Muðla Üniversitesi, Doç. Dr. Yusuf Bayraktutan - Kocaeli Üniversitesi, Prof. Dr. Zekai Özdemir - Ýstanbul Rahmi Deniz Özbay - Marmara Üniversitesi, Doç. Dr. Rasim Yýlmaz - Dumlupýnar Üniversitesi, Prof. Dr. Recep Tarý - Kocaeli Üniversitesi, Prof. Dr. Rýdvan Karluk - Anadolu Üniversitesi, Prof. Dr. Sabri Orman - Ýstanbul Ticaret Üniversitesi, Doç. Dr. Üniversitesi Yayýn Kurulu : H. Bayram Babacan, Ahmet Yýlmaz, Dr. Rýdvan Çabukel, Ali Göçer, Abdullah Canbek Yayýn Türü : Yerel Süreli Yayýn Periodu : 3 Aylýk - Ekim-Kasým-Aralýk 2007 Görsel Tasarým : 1111 Adam Yapým &Tanýtým Adres : Büyükdere C. No:143 34394 Esentepe/ istanbul E-posta : [email protected] Tel : 0 212 340 16 11, 23 99, 22 96 Faks : 0 212 288 53 35 Baský : FSF Printing House Baský Tel : 0 212 690 89 89 TMSF Çatý Basýn ve Halkla iliþkiler Müdürlüðü tarafýndan hazýrlanmaktadýr. Telif haklarý TMSF'ye aittir. Yazýlarýn sorumluluðu yazarlarýna aittir. TMSF EDÝTÖRDEN Merhaba Baðýmsýz bir üst kurul olarak kurulduðu ilk günden bugüne Türkiyede gündem oluþturan TMSF, 2007 yýlý içinde gerek katýldýðý uluslararasý platformlarla, gerekse bizzat Ýstanbulda organize ettiði uluslararasý konferanslarla dünyada da mevduat sigortacýlýðý konusunda adýndan sýkça söz ettirmeye baþladý. Bu yýlýn Haziran ayýnda Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði (IADI) ile ortaklaþa düzenlediðimiz uluslararasý konferanstan sonra, 26-27 Kasým tarihlerinde bu defa da Avrupa Mevduat Sigortacýlarý Forumu (EFDI) ile Avrupadaki mevduat sigortacýlarýný Ýstanbulda buluþturuyoruz. 37 ülkeden 50nin üzerinde mevduat sigorta kuruluþunun 100e yakýn üyesini misafir edeceðimiz konferansýn konusu Mevduat Sigorta Sistemlerini Etkiyen Güncel Konular. AB müzakerelerinin baþlamasýnýn ardýndan, bankacýlýk sistemini ilgilendiren iki fasýl doðrudan kurumumuzu ilgilendirdiði de göz önüne alýnýrsa bu konferansýn önemi daha iyi takdir edilebilir. Öte yandan AB Komisyonu, mevduat sigortacýlýðý konusunda EFDIden yararlanmak istiyor ve bu konularda yetki vermiþ durumda. Dr. Yusuf Adýgüzel Yayýn Yönetmeni TMSF Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müdürü 2 Çalýþanlarýnýn kiþisel geliþimine özel önem veren kurumumuz, Fon çalýþanlarýnýn gerek yurtiçi gerekse yurtdýþýnda sektöre ve kuruma faydalý olabilecekleri seminer ve eðitim organizasyonlarýna katýlýmlarýný teþvik ediyor. Dil ve mesleki eðitimler konusunda çalýþanlar teþvik edilirken, her ay düzenli olarak konusunda söz sahibi olan uzmanlar TMSF Geliþim Konferanslarý adý altýnda Fon çalýþanlarýnýn bilgi birikimi ve sosyal geliþimlerine katkýda bulunuyor. Geliþim Konferanslarýnýn Ekim ayý konuðu Prof. Dr. Mehmet Altan idi. Sayýn Altanýn Devlet Birey Ýliþkileri ve Ýktisadi Sistem konulu konuþmasýnýn bir özetini, ÇATInýn ilerleyen sayfalarýnda bulabilirsiniz. Bu sayýda ayrýca IADIýn Kuala Lumpurda yapýlan 6. Yýllýk Konferansý ve Genel Kurulu ile ilgili bir haberi ve TMSF Baþkaný Sayýn ERTÜRKün bu toplantýda Katýlým Bankacýlýðý üzerine konuþmasýnýn bir çevirisi var. Dr, Rýdvan Çabukel ve Sanem Ataç mevduat sigorta revervindeki çeþitli ülke uygulamalarýndan örneklerin yer aldýðý bir makale kaleme alýrken, Dr. Hicabi Ersoy, banka çözümlemede TMSF örneðini inceliyor. Ayrýca TMSF ve FDIC yetkileri, AÝHM baþvuru þartlarý, Bilgi Edinme Hakký, Devlet memurlarýnýn ticaret yapabilmesi ÇATInýn diðer önemli konularý. Yeni yýlda, yeni sayýda buluþabilmek ümidiyle... SUNUM KATILIM BANKACILIÐINDA MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMÝ ve TÜRKÝYE ÖRNEÐÝ 1 Özel finans kuruluþlarý 2005 yýlýnda Bankacýlýk Kanununda yapýlan köklü deðiþiklikle birlikte katýlým bankasý olarak tanýmlanmýþ ve topladýklarý katýlým fonlarý Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu (TMSF) tarafýndan garanti altýna alýnmýþtýr. Giriþ Katýlým bankacýlýðý 1980li yýllarda finansal liberalizasyonun bir parçasý olarak kar paylaþma anlayýþýna dayanan ve faiz içermeyen bir enstrümanýn sisteme getirilmesinden doðmuþtur. Kar-zarar ortaklýðý olarak adlandýrýlan bu yöntemle2 gerçekleþtirilen faaliyeti yerine getiren bankalar önceleri özel finans kurumu olarak adlandýrýlmýþ ve Bankacýlýk Kanunundan farklý olarak düzenlenmiþtir. Bu kuruluþlar 1999 yýlýnda Bankalar Kanununda yapýlan deðiþiklikler içinde ele alýnmýþ ve bankalarýn tabi olduðu hükümlere uyum saðlamasý amacýyla 4389 sayýlý Bankalar Kanununa ilave bir hüküm konulmuþtur. Özel finans kuruluþlarý 2005 yýlýnda Bankacýlýk Kanununda yapýlan köklü deðiþiklikle birlikte katýlým bankasý olarak tanýmlanmýþ ve topladýklarý katýlým fonlarý Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu (TMSF) tarafýndan garanti altýna alýnmýþtýr. Katýlým bankalarýnýn fonlarý ve aktifleri çok hýzlý bir þekilde büyümekte iken 2001 yýlýndaki krizin de etkisiyle sektörün en büyüðü olan Ýhlas Finans Kurumu A.Þ.nin (Ýhlas Finans) iflasý ile birlikte fon sahiplerinin sisteme olan güveni kaybolmuþ ve katýlým bankacýlýðý sisteminden kaçýþ (bank run) yaþanmýþtýr. Mevduat sahiplerinin mevduatlara hücumu sonrasýnda Katýlým bankacýlýðýnda güvence fonu ilk defa sisteme tanýtýlmýþ ve fonun yönetimi Özel Finans Kuruluþlarý Birliðine býrakýlmýþtýr.3 2005 yýlýndan sonra bu fon TMSFye devredilmiþ ve katýlým fonlarý mevduat bankalarý gibi güvence altýna alýnmýþtýr. Bu makalede, katýlým bankacýlýðýnda mevduat sigorta fonu ihtiyacýnýn doðuþu, mevduat sigortasýnýn kapsamý ve fiyatlamasý, kar ortaklýðý mekanizmasýnýn iþleyiþi, sermaye yeterliliði perspektifi, çeþitli riskler ile mevduat sigortacýsý ve denetim otoritesi açýsýndan karþýlaþýlan önemli konular üzerinde durulacaktýr. 2001 krizi sonrasýnda mevduat sigortacýlýðý Türkiyede mevduat sigortacýlýðýnýn tarihçesi 1933 yýlýnda mevduat sahiplerine iflas masasýndan öncelikli hak verme ile baþlamaktadýr. Daha sonra mevduat sahiplerinin haklarý daha da güçlendirilmiþtir. 1983 yýlýnda ise TMSF ayrý bir tüzel kiþiliði olan ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasý tarafýndan yönetilen fon haline getirilmiþtir.4 2000-2001 yýllarýnda yaþanan bankacýlýk krizinden hemen sonra yönetimi Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurumuna devredilmiþtir. Bu krizde kendisine bütün aktif ve pasifleri ile 21 banka devredilen TMSF, 2003 yýlýnda tahsilatýn hýzlandýrýlmasý amacýyla baðýmsýz bir yapýya dönüþtürülmüþtür. 2005 yýlýnda Bankacýlýk Kanununda yapýlan deðiþikliklerle mevduat sigortacýlýðýna iliþkin politika belirleme yetkisi TMSFye verilmiþtir. Halen 26 bankanýn TMSF tarafýndan çözümlenmesine devam edilmektedir. Ahmet ERTÜRK TMSF Baþkaný Mevduat sigortacýlýðýnýn gerekliliði ve oluþturduðu ahlaki risk konusu literatürde yoðun bir þekilde tartýþýlmýþtýr.5 Finansal istikrarýn saðlanmasý ve mevduat sahiplerinin haklarýnýn korunmasý için mevduat sigorta fonunun oluþturulmasý gerekmektedir. Avrupa Birliði müktese-batýnýn 1994/19/EC sayýlý Direktifinde yer alan asgari þartlarý içeren bir mevduat sigortasýna ihtiyaç bulunmaktadýr. TMSFnin verdiði güvence bu direktife önemli ölçüde uygundur. Söz konusu direktif kapsamýnda, katýlým fonu sahiplerinin de güvence altýna alýnmasý gerekmektedir. 1 31 Ekim -1 Kasým tarihlerinde Malezyada gerçekleþtirilen Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliðinin (IADI) 6. yýllýk konferansýnda Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu Baþkaný Sn. Ahmet ERTÜRK tarafýndan yapýlmýþ olan Katýlým Bankacýlýðýnda Mevduat Sigorta Sistemi ve Türkiye Örneði konulu konuþma ile Ýslami Bankacýlýkta Türkiye Örneði konulu sunum esas alýnarak hazýrlanmýþtýr. 2 Bir nevi murabaha iþlemidir. 3 4389 sayýlý Bankalar Kanununa 12.05.2001 tarih ve 4672 sayýlý deðiþiklik kanunu ile eklenen 20. maddesinin 6/b bendi hükmü gereðince Özel Finans Kurumlarý Birliði kurulmuþtur. 4 Daha detaylý bilgi için bkz. TMSF 2006 Yýlý Faaliyet Raporu 5 A. Müslümov, Full Deposit Insurance and The Moral Hazard Problem : The Case of The Turkish Banking System, 2005. Tercüme: Dr. Rýdvan ÇABUKEL Sigorta ve Risk Ýzleme Daire Baþkaný Düzenleme: Mert NAYCI Sigorta ve Risk Ýzleme Daire Baþkanlýðý, Fon Uzmaný 3 SUNUM Nihai olarak baktýðýmýzda, Haziran 2007 itibariyle yaklaþýk olarak 13 milyar USDye ulaþan katýlým bankalarýnýn aktif büyüklüðü bankacýlýk sektörünün aktif büyüklüðünün % 3.14üne karþýlýk gelmektedir. Tablo 1: TMSFye devredilen bankalara iliþkin özet veriler: Aktif Banka Büyüklüðü Devir Tarihi Sayýsý (Milyon USD) 1994 3 3.050 1997 1 1.745 1998 1 826 2000-2001 18 25.456 2002 1 6.661 2003 2 5.935 Toplam 26 43.673 Mevduat (Milyon USD) 2.165 1.446 487 19.101 4.924 6.059 32.017 Toplam Mevduattaki Toplam Aktarýlan Mudi Sayýsý Kaynaklar Pay Aktifteki Pay 55.137 %6,7 %4,1 238 1.028.677 %2,38 %1,86 756 91.061 %0,63 %0,70 261 6.871.177 %21,75 %19,07 17.944 993.893 %5,99 %5,16 2.814 398.568 %5,49 %3,44 5.933 9.438.513 %42,94 %34,33 27.94 iptali Þubat 2001de olmuþ, bundan önce piyasada söz konusu Kuruma iliþkin endiþeler oluþmasýndan dolayý bu katýlým bankasýndaki katýlým fonlarý düzeyinde azalma görülmüþtür. Sistemdeki diðer katýlým bankalarýndan da mevduat çekiliþleri olmuþtur. Albaraka Türk A.Þ. 3 ayda mevduatýnýn neredeyse yarýsýný kaybetmiþ7 ve diðer katýlým bankalarý da ayný sorunlarla karþýlaþmýþtýr.(Bkz. Grafik 2) Türkiyede mevduat sigortacýlýðýnýn tarihi çok eskiye dayanmasýna raðmen 1994 yýlýnda yaþanan krizden sonra sistemde oluþabilecek mevduat hücumu (bank run) endiþesiyle mevduat sigortasýnýn kapsamý %100e geniþletilmiþtir. 2001 yýlýndaki kriz sonrasýnda devir alýnan bankalardaki mevduatlar ve diðer yükümlülükler ödenmiþtir. Deðiþik zamanlarda garantinin sýnýrý deðiþtirilmiþ, 2003 yýlýndan sonra ise bir limit tanýmlanmýþtýr. 2001 yýlýndaki krizin devamýnda Ýhlas Finansýn lisansý iptal edilmiþtir.6 Ýhlas Finansý hariç tuttuðumuzda ise bu azalýþ % 36 seviyesinde gerçekleþmiþtir. Ýhlas Finansa iliþkin endiþeler, 31/12/2000-30/06/2001 döneminde katýlým fonlarýnýn sektörde % 63 azalmasýna neden olmuþtur. (Bkz. Tablo 2) Ýhlas Finansýn Katýlým Bankacýlýðý Sistemine Etkisi Katýlým Bankalarýnýn bankacýlýk sektörünün toplam aktifleri içerisindeki payý 2000 yýlý sonunda % 2.13e ulaþmýþ, Ýhlas Finans krizi sonrasýnda sektörde ciddi bir problem oluþmuþ ve katýlým bankalarýnýn sektördeki payý % 1.08e düþmüþtür. Nihai olarak baktýðýmýzda, Haziran 2007 itibariyle yaklaþýk olarak 13 milyar USDye ulaþan katýlým bankalarýnýn aktif büyüklüðü bankacýlýk sektörünün aktif büyüklüðünün % 3.14üne karþýlýk gelmektedir.(Bkz. Grafik 1) 2001 yýlýndaki Ýhlas Finans krizi döneminde katýlým banka-larýndaki fon toplamý 1,5 milyar USD seviyesinde iken 2001-2006 döneminde yýllýk % 40 artýþ ile 10 milyar USD seviyesine ulaþmýþtýr. Böylece Katýlým bankacýlýðý sektöründe sektör çapýnda ve birbirine sirayet eden bir mevduat hücumu (bank run) yaþanmýþtýr. Mevduat hücumuna karþý 2001 yýlýnýn Mayýs ayýnda Katýlým bankalarý kendi aralarýnda kamu garantisi altýnda olmayan bir güvence fonu oluþturmuþlardýr.8 Katýlým bankalarýnda mevduat sigortasýnýn kapsamý ve fiyatlanmasý Özel Finans Kuruluþlarý tarafýndan oluþturulan güvence fonunun yönetimi Aralýk 2005 tarihine kadar Özel Finans Kuruluþlarý Birliði tarafýndan gerçekleþtirilmiþtir. Üyelik zorunludur ve birlikte sigorta (co insurance) yoktur. Kapsam olarak baktýðýmýzda gerçek kiþilere ait özel cari hesap ve katýlma hesaplarýnýn tamamý 50.000 YTLye kadar (yaklaþýk 38.000 USD) garanti kapsamý altýna alýnmýþtýr. Risk bazlý prim sistemi Ýhlas Finans, katýlým bankalarýndaki krizin sistemik riske dönüþünü göstermek açýsýndan önemli bir örnektir. Ýhlas Finansýn lisansýnýn Oranlar Grafik 1: Katýlým bankalarýnýn sektördeki payý: 3,5 3 2,5 2 1,5 1 Kaynak: Türkiye Katýlým BankalarýBirliði 3,14 2,75 2,13 1,83 1,87 2,01 2,34 2,44 2003 2004 2005 1,08 1995 2000 2001 2002 2006 2007/06 Yýllar 6 Daha detaylý bilgi için bkz. TMSF 2006 Yýlý Faaliyet Raporu 7 R.Yýlmaz, Bank Failures and Deposit Insurance in Emerging Market Economies: The Case of Turkey, 2007. 8 18.09.2002 tarih 24880 sayýlý Resmi Gazetede yayýmlanan; Özel Finans Kurumlarý Özel Cari ve Katýlma Hesaplarý Güvence Fonu Yönetmeliðinde belirtilen esaslar çerçevesinde güvence altýna alýnmýþtýr 4 SUNUM Grafik 2: Katýlým Bankalarýnda mevduatýn seyri: Ýhlas Finans Lisans Ýptali Kaynak: Yýlmaz Rasim, Bank Failures and Deposit Insurance in Emerging Market Economies: The Case of Turkey, 2007 mevduat bankalarýyla aynýdýr. Mevduat bankalarý için tanýmlanmýþ olan risk faktörleri katýlým bankalarý için de aynen korunmuþtur. Primler sigorta kapsamýndaki tutar üzerinden risk esaslý olarak onbinde 15 ile 28 oranýnda 3 aylýk dönemlerde ödenmektedir. Aralýk 2005ten itibaren Bankacýlýk Kanununda yapýlan deðiþikliklerle güvence fonu TMSFye intikal ettirilmiþtir.9 Kanunda, mevduat sigorta sistemi de dahil olmak üzere katýlým ve mevduat bankalarý için ayný düzenlemelere yer verilmiþtir. Tablo 2: Katýlým bankalarýndan mevduat çekiliþleri: (31.12.2000 30.06.2001 dönemi) Mevduat Katýlým Bankasý Çekiliþ Oraný Ýhlas Finans 100 Anadolu Finans 55 Al Baraka Türk 42,1 Asya Finans 34,2 Family Finans 29,4 Kuveyt Türk 22,3 Katýlým Bankalarý Toplamý 63 Ýhlas Finans Hariç Toplam 36,4 Katýlým fonlarýnýn sigorta kapsamý ve fiyatlamasý bütünüyle mevduat sigortasýna paralel hükümler içermektedir. Ýleride bahsedileceði üzere bu kuruluþlarýn riskleri ayný olmadýðý için mevduat sigortasýnýn fiyatlamasýnda mevduat bankalarýndan farklýlaþtýrmaya ihtiyaç bulunmaktadýr. Katýlým bankalarýnda portföy yapýsý Katýlým bankalarýnýn faaliyetlerinde faizli enstrümanlara yatýrým yapmalarý ve faizli fon kabul etmeleri çalýþma prensipleri çerçevesinde mümkün deðildir. Türkiyede faizsiz menkul kýymet iþleminin ve hisse senedi piyasasýnýn bulunmamasý nedeniyle katýlým bankalarýnýn bu alanda önemli bir faaliyeti bulunmamaktadýr. Benzer þekilde fonlama tarafýnda da faizli enstrüman kullanýlmamaktadýr.10 Bu nedenle, katýlým bankalarýnýn riskleri mevduat bankalardan farklýlaþmaktadýr. Tablo 3: Katýlým bankalarýndaki mevduat sistemi: Üyelik Birlikte sigorta Kapsam Zorunlu Yok Gerçek kiþilerin ticari iþleme konu olmayan özel cari hesap ve katýlma hesaplarý Tutar 50.000 YTL (yaklaþýk 38.000 USD) Prim sistemi » Mevduat bankalarý gibi risk bazlý » Onbinde 15-28 üç aylýk dönemler Yapý ve yönetimi » Güvence Fonu Mayýs 2001de özel finans kurumlarýnda özel cari hesaplar ile kâr ve zarara katýlma hesaplarýnda toplanan tasarruflarýn güvence altýna alýnmasý amacýyla, Özel Finans Kurumlarý Birliði bünyesinde oluþturulmuþtur. » Aralýk 2005te yönetimi TMSFye devredilmiþtir. Mevduat ve katýlým fonlarýnýn daðýlýmýna baktýðýmýzda, sigortalanan mevduatýn toplam mevduata oraný mevduat bankalarýnda % 31 iken, sigortalanan katýlým fonlarýnýn toplam katýlým fonuna oraný % 41dir. Bu da katýlým bankalarýnda daha çok sayýda katýlým fonu sahibinin sigortalandýðýný göstermektedir. Mevduatýn daðýlýmýna baktýðýmýzda, 1 aya kadar vadeli mevduatlarda mevduat bankalarýnýn payý % 28 iken, bu oran katýlým bankalarýnda bulunan katýlým fonlarý için % 62ye çýkmaktadýr. Diðer yandan 1-3 ay aralýðýnda mevduat bankalarý % 46 oranýnda mevduat toplarken, katýlým bankalarýnda toplanan katýlým fonu oraný % 12dir. Türkiyede mevduatýn daðýlýmý aðýrlýklý olarak 3 aya kadar kýsa vadelidir. Katýlým bankalarýnda toplanan katýlým fonlarý daha kýsa vadelidir ve bu da likidite riskini yükselterek varlýklar ve yükümlülükler açýsýndan mevduat bankalarýnda olduðundan daha fazla vade uyumsuzluðuna yol açmaktadýr. Katýlým bankalarýnda krediler kýsa vadeli katýlým fonlarý ile karþýlandýðýndan, likidite riski daha yüksektir. Diðer yandan para piyasalarý enstrümanlarý ve merkez bankasý likidite destekleri gibi faizsiz iç ve dýþ kaynaklar da kýsýtlýdýr. Müþteriler faiz oranýna daha az duyarlý olduðundan katýlým bankalarýnda dolaylý olarak çok düþük faiz oraný riski vardýr. Tablo 4: Mevduat ve katýlým fonlarýna iliþkin oransal veriler: HAZÝRAN 2007 Sigortalý Mevduat / Toplam Mevduat Vadeli Mevduat / Toplam Mevduat 1 Aya Kadar Vadeli Mevduat / Toplam Mevduat 1-3 Aylýk Mevduat / Toplam Mevduat 3-12 Aylýk Mevduat / Toplam Mevduat 1 Yýl ve Daha Uzun Vadeli Mevduat / Toplam Mevduat Katýlým Mevduat Bankalarý Bankalarý %41 %31 %81 %84 %62 %28 %12 %46 %4 %8 %3 %2 Kaynak : TMSF ; vadeli mevduat katýlma hesaplarý ile ayný anlamda kullanýlmýþtýr. Benzer bir þekilde toplam mevduat katýlým fonunu ifade etmektedir. Varlýklarýn daðýlýmýna baktýðýmýzda, kredilerin aktife oraný mevduat bankalarýnda % 46 iken, katýlým bankalarýnda % 81 olarak gerçekleþmiþtir. Katýlým bankalarý menkul kýymetlere yatýrým yapmazken, mevduat bankalarýnda bu 9 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu Geçici md.18 Bu Kanunun yayýmýný izleyen bir ay içerisinde mülga 4389 sayýlý Kanunla kurulan Güvence Fonu tutarlarý Fona devredilir. 10 Faizli enstrümanlarýn kullanýlýp kullanýlmamasýna yönelik herhangi bir düzenleyici otoritenin denetimi bulunmamaktadýr. Bu husus piyasa mekanizmasýnýn iþleyiþine býrakýlmýþtýr. 5 SUNUM Türkiyede faizsiz menkul kýymet iþleminin ve hisse senedi piyasasýnýn bulunmamasý nedeniyle katýlým bankalarýnýn bu alanda önemli bir faaliyeti bulunmamaktadýr. oran % 31dir.(Bkz. Tablo 5) Katýlým bankalarýnda krediler toplanan katýlým fonlarý ile fonlanmakta iken, mevduat bankalarýnýn sendikasyon kredileri gibi dýþ finansman kaynaklarý da mevcuttur. Ayrýca mevduat bankalarýnýn para piyasasýndan borçlanmalarý mümkün iken faizsiz bir sistemi esas alan para piyasasý bulunmamaktadýr. Bu da katýlým bankalarýnýn kredi ve likidite riskinin daha yüksek olduðunu göstermektedir. Tablo 5: Bazý bilanço kalemlerinin aktif büyüklüðüne oraný: Katýlým Mevduat Bankalarý Bankalarý Haziran 2007 Nakit Kredi Menkul Kýymetler Mevduat Sermaye Sermaye Yeterlilik Rasyosu %13 %81 %0 %76 %12 %16 Sermaye yeterliliði açýsýndan deðerlendirilmesi %14 %46 %31 %64 %11 %17 Kaynak : TMSF 5411 sayýlý Kanunla katýlým bankalarý mevduat bankalarý ile ayný hükümlere tabi tutulmuþtur. Bankacýlýk açýsýndan çok büyük önem arz eden sermaye yeterliliði düzenlemelerinde de ayný düzenlemeler bulunmaktadýr. Uluslararasý uygulamalara bakýldýðýnda Islamic Financial Services Board tarafýndan bu alanda standartlarda deðiþiklik yapma ihtiyacý olduðu vurgulanmaktadýr.11 Benzer bir þekilde Basel I ve Basel II ne gibi deðiþiklikler yapýlmasý gerektiði IFSB tarafýndan yayýmlanmýþtýr. Ayrýca BDDK tarafýndan yayýmlanan yönetmeliklerle bu konuda düzenlemeler yapýlmýþtýr.12 Kar-zarar ortaklýðý esasýna dayalý katýlým bankasýnýn sermaye yeterliliði ile mevduat bankasýnýn nasýl farklýlaþtýrýldýðý bir örnek üzerinde gösterilmiþtir. Benzer bilanço yapýsýna sahip iki bankayý ele aldýðýmýzda iki farklý sonuç ortaya çýkmaktadýr. Bu da denetim otoritesi açýsýndan aþýlmasý gereken bir güçlüktür. Örnek: Aþaðýdaki bilanço yapýsýna sahip katýlým bankasý ve mevduat bankasýnýn verilen kredileri % 10 sorunlu hale gelirse, sermaye yeterlilik rasyosu nasýl etkilenir? Tablo 6 Varlýk Kredi 100 Toplam 100 Yükümlülük Vadesiz mevd. 20 Vadeli mevd. 60 Sermaye 20 Toplam 100 11 IFSB islami bankacýlýkta muhasebe ve risk yönetim alanýnda standart yayýnlamaktadýr. www.ifsb.org 12 BDDKnýn 1 Kasým 2006 tarih ve 26333 sayýlý (Bankalarýn Sermaye Yeterliliðinin Ölçülmesine ve Deðerlendirilmesine Ýliþkin Yönetmelik). 6 Varsayýmlar : Basel-I çerçevesinde, risk aðýrlýðý % 100 uygulanmýþtýr ve teminatlarý yoktur. Katýlým bankalarýndaki vadeli hesaplarda (katýlým hesabý) banka kar/zararýn % 20sini; katýlýmcý ise % 80ini alýr. Sermaye yeterliliði krediler sorunlu hale gelmeden önce % 20 (20/100) olarak gerçekleþmektedir. Mevduat bankasý açýsýndan böyle bir durumda 10 birimlik zarar 20 birimlik sermayeden indirilmiþ ve sermaye 10 birime düþerek mevduat bankasýnda Sermaye Yeterliliðini (SYR) % 20den % 11,1e (20-10) / (100-10) düþecektir. Katýlým Bankalarýnda ise hesaplama biraz daha farklýdýr. 10 birimlik zararýn % 80i katýlým hesabýna yansýtýlacak, % 20si ise 20 birimlik sermaye tutarýndan düþülerek sermaye 18 birime gerileyecektir. SYR % 20lik (20(10*20%) / (100-10) deðerini koruyacaktýr. Katýlým bankalarýyla ilgili riskler Mevduat sigortacýsý ve denetleyiciler olarak katýlým bankalarýnda risk deðerleme konusunda da önemli zorluklarla karþýlaþmaktayýz. Kredi riski açýsýndan, katýlým bankalarý mevduat bankalarý ile kýyaslandýðýnda katýlým bankalarýnýn kredileri toplam varlýklarý içinde daha yüksek oranda yer aldýðý için daha yüksek riske sahiptir. Piyasa riski açýsýndan, katýlým bankalarýnýn fiilen piyasa riski yoktur. Çünkü bilançolarýnda piyasa riskine duyarlý ürünler yer almamaktadýr. Mevduat ve katýlým bankalarý tarafýndan benzer iþlemler yürütüldüðünden, ayný düzeyde operasyonel risk bulunmaktadýr. Katýlým bankalarýnda krediler kýsa vadeli katýlým fonlarý ile karþýlandýðýndan, likidite riski daha yüksektir. Diðer yandan para piyasalarý enstrümanlarý ve merkez bankasý likidite destekleri gibi faizsiz iç ve dýþ kaynaklar da kýsýtlýdýr. Müþteriler faiz oranýna daha az duyarlý olduðundan katýlým bankalarýnda dolaylý olarak çok düþük faiz oraný riski vardýr. Tablo 7 Risk Kategorisi Durum Kredi riski Daha yüksek Piyasa riski Daha düþük Operasyonel risk Ayný Likidite riski Daha yüksek Faiz oraný riski Daha düþük Sebep Kredi/Aktif rasyosu % 81 Menkul deðer enstrümaný neredeyse hiç yok Gerçekleþtirilen iþlemlerin benzerliði Kýsa dönem katýlým fonlarý ile finansman saðlanýyor Müþteri tabaný faiz oranlarýna karþý daha az duyarlý SUNUM Sistemde katýlým fonlarýndan baþka faizsiz enstrüman olmamasý, güvence fonunun ayrý bir havuz olarak tutulmasýný mümkün kýlmamaktadýr. Sistemik risk ve likidite riski nedeniyle mevduat sigortacýsýnýn kamu kaynaðýna ihtiyaç duymasý halinde, faizsiz bir finansman yöntemi bulunmamaktadýr. Kuala Lumpurda düzenlenen 6. IADI konferans ve sergisinde TMSF standý büyük ilgi gördü. Resimdekiler Soldan Saða: Jean Pierre Sauborin (IADI Kurucu Baþkaný), Tan Sri DatoAbdul Aziz bin Haji Taha (Malezya Mevduat Sigorta Kurumu Baþkaný), Dr. Zeti Akhtar Aziz (Malezya Merkez Bankasý Baþkaný), Abdullah Canbek (TMSF Strateji Geliþtirme Daire Baþkaný), Ahmet Ertürk (TMSF Baþkaný), Dr. Rýdvan Çabukel (TMSF Baþkan Yardýmcýsý) Sonuç Katýlým bankalarýna ve mevduat bankalarýna ayný risk esaslý prim tarifesi uygulanmaktadýr. Ancak aktif ve pasif yapýsýndaki ve riske duyarlýlýklarýndaki farklýlýklar uygun risk faktörleri tanýmlanmasýný gerekli kýlmaktadýr. Sektördeki paylarýnýn düþük ve temerrüt olasýlýðýna iliþkin olarak korelasyonun yüksek olmasý, mevduat sigortacýsýnýn toplam riskini artýrmaktadýr. Bu nedenle, mevduat sigorta rezervleri mevduat bankalarý ile birlikte yönetilmektedir. Ayrýca, sistemde katýlým fonlarýndan baþka faizsiz enstrüman olmamasý, güvence fonunun ayrý bir havuz olarak tutulmasýný mümkün kýlmamaktadýr. Sistemik risk ve likidite riski nedeniyle mevduat sigortacýsýnýn kamu kaynaðýna ihtiyaç duymasý halinde, faizsiz bir finansman yöntemi bulunmamaktadýr. Katýlým Bankalarý mevduat bankalarýyla ayný düzenleme ve denetleme standartlarýna tabidir. Ancak aktif/pasif yapýlarý ve riske maruz kalma konularýndaki ciddi farklýlýklar sebebiyle denetim otoritesinin deðerlendirme süreci ve mevduat garanti sistemleri farklýlaþtýrýlmalýdýr. Katýlým Bankacýlýðýnýn geliþmesi için yeni yatýrým araçlarý gereklidir. Türkiyede katýlým fonlarýnýn geliþmesi çok hýzlý olup tasarruf sahipleri etkin bir denetime ve saðlam bir mevduat sigortacýlýðýna ihtiyaç duymaktadýr. 7 MAKALE MEVDUAT SÝGORTA REZERVÝNDE ÜLKE UYGULAMALARI Dünyada risk esaslý mevduat sigortacýlýðý sistemini sürdüren bazý kurumlar, söz konusu riskin ölçümüne yönelik olarak aktüerya çalýþmalarý yapmakta ve buna baðlý rezerv politikalarý uygulamaktadýr. Mevduat sigortacýlýðý, mevduat sahiplerinin haklarýný güvence altýna alan, bu sayede, bankacýlýk sistemine olan güvenin artmasýný saðlayarak finansal istikrara hizmet etmeyi hedefleyen bir faaliyet alanýdýr. Mevduat sigorta kurumlarýnýn söz konusu hedefe en uygun þekilde faaliyet göstermeleri, bir banka temerrüde düþtüðünde yükümlülüklerini tam olarak ve süratli bir biçimde yerine getirmeleri ile saðlanýr. Mevduat sigortacýsýnýn karþý karþýya bulunduðu temerrüt riskinin yönetilmesi için ise öncelikle riskin ölçümü, diðer bir deyiþle parasal deðerinin tahmini yapýlmalýdýr. Dünyada risk esaslý mevduat sigortacýlýðý sistemini sürdüren bazý kurumlar, söz konusu riskin ölçümüne yönelik olarak aktüerya çalýþmalarý yapmakta ve uygulamaktadýr. Bu kapsamda, Türkiyede 19 Ekim 2005 tarihinde yürürlüðe giren Bankacýlýk Kanunu gereðince risk esaslý mevduat sigorta sistemine iliþkin hususlarý belirleme görev ve yetkisine sahip bulunan Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunda (TMSF) da bu hususta çalýþmalar yürütülmektedir. Bu çalýþmada, mevduat sigortacýlýðý ve rezerv uygulamalarýndaki en geliþmiþ ülke örneklerden sayýlan A.B.D. ve Kanada sistemleri ile 1998 yýlýnda yaþadýðý bankacýlýk krizi doðultusunda Türkiye ile benzerlikler gösteren Kore sistemi özetlenmekte, Türkiyedeki mevcut duruma yönelik kýsaca bilgi verilmektedir. 1. A.B.D. Federal Deposit Insurance Corporation (FDIC) Dr. Rýdvan ÇABUKEL, FRM, Sigorta Risk Ýzleme Daire Baþkaný Sanem ATAÇ, Fon Uzmaný 8 FDICde bahsi geçen iki ayrý fon rezerv tanýmýndan söz etmek mümkündür. FDICnin mevduat sigortacýlýðýna iliþkin tüm gelir ve gider kalemlerinin net tutarý Mevduat Sigorta Fonunu (Deposit Insurance Fund - DIF), FDICnin bir yýl içinde maruz kalabileceði düþünülen kayýplarý için ayrýlan tutar ise Þarta Baðlý Kayýp Rezervini (Contingent Loss Reserve - CLR) ifade etmektedir. DIF bilançoda Toplam Fon Dengesi (Total Fund Balance - TFB) adý altýnda özkaynaðý veya net gelir tutarýný ifade etmekte olup beklenmeyen kayýplarýn karþýlanabileceði net varlýðý temsil etmektedir. CLR ise bilanço pasifinde bir karþýlýk kalemi olarak yer almakta olup beklenen ve tahmin edilebilir kayýplarý temsil etmektedir. AKTÝF Nakit ve Nakit Benzeri deðerler Vadeye Kadar Elde Tut. Men. K. Satýlmaya Hazýr Men. K. Yatýrýmlardan Al. Faizler (net) Çözümleme Gelirleri (net) Demirbaþ ve Ekipmanlar Toplam Aktif PASÝF Alacaklýlar ve Diðer Yükümlülükler 37.184 Emeklilik Sonrasý Yardým Yük. 8.958 Sigorta Kuruluþlarýnýn Tah. Kayýplarý 748 Hukuki Kayýplar 539 Toplam Pasifler Fon Dengesi 377 Birikimli Net Gelir S.H.M.K Gerçekleþmemiþ Gel. (net) Gerçekleþmemiþ Yardým Yük. Gel. 50.760 Toplam Pasifler ve Fon Dengesi 2.954 154 130 111 200 595 49.929 234 2 50.760 31.12.2006, milyon USD 1.1. Mevduat Sigorta Fonu FDIC bünyesinde Banka Sigorta Fonu (Bank Insurance Fund - BIF) ve Tasarruf Kurumlarý Sigorta Fonu (Savings Association Insurance Fund - SAIF) olarak tanýmlanmýþ olan fonlar, Mevduat Sigorta Reformu Mevzuatý çerçevesinde 31 Mart 2006 tarihinde birleþtirilerek Mevduat Sigorta Fonu (Deposit Insurance Fund - DIF) adýný almýþtýr. Amacý mevduatlarýný sigortalayarak mudileri korumak ve varlýklarýnýn yönetim ve elden çýkarýlmasý da dahil olmak üzere batan bankayý çözümlemek olan Mevduat Sigorta Fonunun temel kaynaklarý mevduat sigorta prim gelirleri MAKALE ve Hazine kaðýtlarýna yapýlan yatýrýmlarýndan elde edilen faiz gelirleri olup1 temel kullanýmlarý ise muhtelif operasyonel giderlerdir. Hedef Fon Rezervi Oraný (Target Designated Reserve Ratio - DRR) olarak tanýmlanan oran baðlamýnda Mevduat Sigorta Fonunun sektördeki toplam sigortaya tabi mevduatýn en az belirli bir yüzdesine tekabül etmesi öngörülmüþ, bu oran, Mevduat Sigorta Reformu Mevzuatý çerçevesinde FDIC yönetim kurulunca 1,15 < DRR < 1,50 aralýðýnda belirlenmiþtir. DRR = [(DIF * 100) / Sigortaya tabi mevduat] DIFin deðerlendirilmesi ise Birincil Rezerv (Primary Reserve) ismi verilen ve % 30 oranýnda likidite amaçlý tutulan bir portföy ile Ýkincil Rezerv (Secondary Reserve) ismi verilen ve % 70 oranýnda getiri amaçlý ancak likiditeyi gözeten bir portföy oluþturularak yapýlmaktadýr. 1.2. Þarta Baðlý Kayýp Rezervi FDICnin, bir yýl içinde maruz kalabileceði beklenen ve tahmin edilebilir kayýplarý için ayýrmakta olduðu Þarta Baðlý Kayýp Rezervi (Contingent Loss Reserve CLR), FDIC Finansal Risk Komitesince üç ayda bir belirlenir ve bilanço pasifinde Þarta Baðlý Yükümlülükler içinde gösterilir. CLRnin hesaplanmasý için öncelikle riskli bankalardan oluþan bir Ön Rezerv Listesi hazýrlanýr. Daha sonra ise, söz konusu bankalarýn Aktif Büyüklükleri (Assets - A), tahmin edilen Temerrüt Oranlarý (Failure Rate FR) ve Temerrüt Durumunda Kayýp Oranlarý (Loss Given Failure LGF) kullanýlarak aþaðýdaki þekilde bir CLR hesaplamasýna gidilir: n CLR= ( Ai * FRi * LGFi ) i =1 1.2.1. Ön Rezerv Listesi Ön Rezerv Listesine dahil edilecek olan bankalar, bir Temerrüt Tahmini Modeli (Failure Prediction Model) kullanýlarak belirlenir. Söz konusu modelde, bankalarýn FDIC denetmenlerince verilmiþ CAMELS2 derecelendirme notlarý ile Pro-Forma Sermaye Projeksiyonu Modeli (ProForma Capital Forecasting Model) 3 isimli modele istinaden hesaplanan maddi sermaye projeksiyonlarý kullanýlýr. Proforma Sermaye Projeksiyonu Modeli kullanýlarak bankanýn 12 aylýk maddi sermaye tutarý projeksiyonu yapýlýr. Model, en güncel 3-aylýk banka performansýna dayalý Call Report adý verilen finansal veriler paketinden faydalanarak gelir ve sermaye projeksiyonu yapar. Hesaplanan maddi sermaye ve bankanýn en son CAMELS derecelendirme notu bankanýn Ön Rezerv Listesi Risk Grubunu belirler. Ön Rezerv Listesi Risk Grubu CAMELS notu Maddi Sermaye Projeksiyonu /Varlýklar 1 % 100 temerrüt oraný grubu 2 5 < %2 3 4 < %2 4 5 > %2 5 4 > %24 FDICde Þarta Baðlý Kayýp Rezervi, bankalarýn aktif büyüklükleri, tahmini temerrüt oranlarý ve temerrüt durumunda kayýp oranlarý kullanýlarak hesaplanýr. 1.2.2. Beklenen Temerrüt Oraný Gelecek yýla yönelik olarak Ön Rezerv Listesi Risk Gruplarýnýn her biri için birer tane (toplam 5 tane) Beklenen Temerrüt Oraný (Failure rate FR) tespit edilir. Ýlk gruba ait Temerrüt Oraný % 100dür. Diðer gruplara ait oranlar ise, önceki yýl grupta bulunup geçen yýl baþarýsýz olan banka sayýsýnýn önceki yýl grupta bulunan banka sayýsýna oranlanmasý olarak özetlenebilecek bir metodolojiyle hesaplanmaktadýr. Temerrüt Oraný ilk gruptan beþinci gruba doðru giderek düþmektedir. Son 2 yýllýk tarihsel verilerin temerrüt oraný tahmininde efektif olmadýðýna kanaat getirilmesi durumunda ise gelecek yýla ait ekonomik ve sektörel þartlar göz önüne alýnarak Temerrüt Oraný hesaplamasýnda yeni ayarlamalara gidilir. 1.2.3. Beklenen Temerrüt Durumunda Kayýp Beklenen Temerrüt Durumunda Kayýp (Loss Given Failure LGF) Ön Rezerv Listesindeki her bir banka için ayrý ayrý hesaplanýr. FDICnin Araþtýrma Modeli (Research Model) adý verilen hesaplama modelinde; - son 12 yýlýn verileri kullanýlarak toplam banka aktiflerini oluþturan altý adet aktif kategorisinin aðýrlýklý ortalama kayýp oraný projeksiyonu yapýlýr. Kayýp oranlarý nakit deðerler için % 0, maddi olmayan duran varlýklar için % 100dür. - söz konusu tahmini oranlarýn, aktif kategorilerinin en son finansal veriler paketinde yer alan defter deðerleriyle çarpýlmasý ile tahmini kayýp tutarlarý bulunur. - aktif kategorilerinin defter deðerlerinden, tahmini kayýp tutarlarýnýn çýkarýlmasý sonucu ise banka aktiflerinin tahmini piyasa deðeri bulunur. - söz konusu tutardan toplam alacaklarýn 9 MAKALE CDICde Sigorta Kayýplarý Karþýlýðý, bankalarýn sigortaya tabi karþýlýk tutarlarý, temerrüt oranlarý, tahmini kayýp oranlarý ve temerrüt korelasyonlarý dikkate alýnarak hesaplanýr. çýkarýlmasý ile alacaklýlarýn toplam zararý bulunur. 2.2. Sigorta Kayýplarý Karþýlýðý - toplam zarar, banka pasiflerini oluþturan beþ adet pasif kategorisine alacaðýn önceliði doðrultusunda bölüþtürülür. CDICde Genel Karþýlýk (General Provision - GP) ve Yakýn Ýzleme Karþýlýðý (Watchlist Provision - WP) olmak üzere iki ayrý karþýlýk tanýmlamasý yapýlmýþtýr. Genel Karþýlýk yakýn izlemede olmayan bankalar için ve sistemdeki genel riski temsilen, Yakýn Ýzleme Karþýlýðý ise yüksek temerrüt riski bulunan bankalar için hesaplanýr. - Sigorta Kapsamýndaki Mevduat kategorisine düþen zarar, FDICnin ilgili bankadan kaynaklanabilecek muhtemel kaybýdýr. - bu tutarýn toplam aktiflere bölünmesi sonucu, bankaya ait Temerrüt Durumunda Kayýp Oraný bulunur. 2. KANADA - Canada Deposit Insurance Corporation (CDIC) Yakýn izlemede bulunma süreleri CDICde, FDICdeki uygulamaya benzer þekilde iki tip fon rezervi tanýmý bulunmaktadýr. Bunlar, yine olasý tüm kayýplar için bulundurulan Mevduat Sigorta Fonu (Deposit Insurance Fund - DIF) ve gelecek 1 yýllýk öngörülebilen kayýplar için ayrýlan Sigorta Kayýplarý Karþýlýðýdýr (Provision for Insurance Losses - PIL). AKTÝF PASÝF Nakit ve Kýsa Vadeli Yatýrýmlar Yatýrýmlar Borçlular Hesabý Sermaye Aktifleri Tahsil Edilecek Alacaklar Vergi Aktifleri 131 Toplam Aktif 1.458 1.316 2 2 5 2 Alacak. Hesabý ve Gerçekleþmiþ Yük. Ödenebilir Gelir Vergisi Teminatlar Ýçin Karþýlýk Sigorta Kayýplarý Ýçin Karþýlýk Elde Tutulan Gelirler Toplam Pasif CDIC yönetimi, üye kuruluþlarý aþaðýdaki kriterlere göre Yakýn Ýzleme Karþýlýðý için deðerlendirir: 10 3.7 0.3 600 844 1.458 31.03.2006, milyon USD 2.1. Mevduat Sigorta Fonu CDICde Mevduat Sigorta Fonu (Deposit Insurance Fund - DIF) tutarý Ex-Ante Fon Tutarý (Ex-Ante Funding Level) olarak tanýmlanmakta olup, bilançodaki daðýtýlmayan karlar ile Sigorta Kayýplarý Karþýlýðýnýn toplamýdýr. CDICde de FDICdekine benzer þekilde bir Hedef Fon Aralýðý tanýmlanmýþtýr. Hedef ExAnte Fonlama Aralýðý (Target Ex-Ante Funding Range) adý verilen oran aþaðýdaki þekilde formüle edilmiþ ve % 0,4 - % 0,5 aralýðýnda tespit edilmiþtir: Hedef Ex-Ante Fon Aralýðý = Ex-Ante Fon Tutarý / Sigortalý mevduat DIFin deðerlemesi ise belirli yatýrým kriterleri gözönünde bulundurularak yapýlmaktadýr. Söz konusu deðerlemede, yüksek kaliteli enstrümanlar, büyük ölçüde likit portföy ve kýsa-orta dönemli portföy yaklaþýmlarý gözetilmektedir. Risk Deðerlendirme Profili (Risk Assessment Profile - RAP)4 skorlarý Üyeye ait riskin yönü Üyenin yer aldýðý risk bazlý prim kategorisi Varsa üyenin içinde bulunduðu müdahale aþamasý Denetsel deðerlendirmeler ve izlemelerde üyeyle ilgili süregelen endiþeler Karþýlýk hesaplamalarýnda kantitatif ve kalitatif kriterler kullanýlmaktadýr. Monte Carlo Simulasyonuna dayanan hesaplamaya sigortaya tabi mevduat (Exposure), bankanýn belli bir dönem içindeki temerrüt olasýlýðý (Expected Default Frequency - EDF), bankanýn baþarýsýzlýðý durumunda CDICnin tahmini kaybý (Loss Given Default - LGD) ve temerrüt korelasyonlarý (Default Correlations - DC)5 dahil edilir. Temerrüt Olasýlýðý Genel Karþýlýk hesaplamasýnda her banka için ve S&P, Moodys ve KMVnin hesaplamalarýnýn aðýrlýklý ortalamalarý üzerinden hesaplanýrken, Yakýn Ýzleme Karþýlýðý hesaplamasýnda sadece yakýn izlemede bulunan bankalar için ve ardarda gelen yýllarda yakýn izlemede bulunma durumlarý gözetilerek bizzat CDIC tarafýndan hesaplanýr. Kantitatif Genel Karþýlýk ve Yakýn Ýzleme Karþýlýðý hesaplamalarýna, CDIC yönetimince banka ve sektör bazlý deðerlendirmelere dayanan birtakým kalitatif ayarlamalar/teyitler yapýlmaktadýr. Bu kapsamda kullanýlan araçlar ise bankaya ait Risk Deðerlendirme Profilinde yer alan deðerlendirmeler, derecelendirme kuruluþlarý raporlarý, denetsel bilgiler, ekonomik öngörüler, vb.dir. Karþýlýk (PIL) = f (Exposure * EDF * LGD * DC) + Kalitatif ayarlamalar 3. KORE Korea Deposit Insurance Corporation (KDIC) Korede 1998 yýlýnda yaþanan finansal kriz 10 MAKALE sonucunda KDIC tarafýndan yüksek tutarda borçlanma gerçekleþtirilmiþ, devlet borçlarýnýn çözümüne yönelik olarak 2003-2015 yýllarý için Devlet Fonu Ýtfa Planý (Public Fund Redemption Plan) isimli bir plan uygulamaya konulmuþtur. Bu kapsamda KDICde 2003 yýlýnda yeni fon rezervi ayrýmlarýna gidilmiþtir. Bono Geri Ödeme Fonu (Bond Repayment Fund - BRF), Mevduat Sigorta Fonu (Deposit Insurance Fund - DIF) ve Operasyonel Ýþlemler Fonu (Fund for the Operation) adýyla anýlan tutarlar için üç ayrý bilanço oluþturulmuþtur. Operasyonel Ýþlemler Fonu operasyonel giderler için oluþturulmuþ bir fon olup mevduat sigortacýlýðýnýn esas faaliyetlerine yönelik bir nitelik taþýmamaktadýr. 3.1. Bono Geri Ödeme Fonu Bono Geri Ödeme Fonu (Bond Repayment Fund - BRF) Devletten saðlanmýþ ve banka çözümlemelerinde kullanýlmýþ olan kaynaðýn Devlete geri ödenebilmesi amacýyla oluþturulmuþtur. Kaynaklarý Devlet katkýlarý, banka katkýlarý, 2003 yýlýna kadarki döneme iliþkin tahsilatlar ve borçlanmalar olup kullanýmlarý çok büyük ölçüde Devlete olan borçlarýn ödenmesi, 2003 yýlýna kadarki döneme iliþkin çözümleme ve tahsilat masraflarýdýr. AKTÝF Hazýr Deðerler Mevduatlar Menkul Kýymetler Kýsa Dönemli Krediler Þüpheli Alacaklar Karþýlýðý Diðer Hazýr Deðerler Duran Varlýklar Yatýrým Amaçlý Menkul Kýymetler Uzun Dönemli Krediler Þüpheli Alacaklar Karþýlýðý Satýn Alýnan Varlýklar Tazminat Alacaklarý Þüpheli Alacaklar Karþýlýðý Toplam Aktif PASÝF 6.553 2.309 3.447 1.152 765 430 15.389 9.675 21.702 -18.830 2.004 Kýsa Dönem 23.044 Yükümlülükler Kýsa Dönemli 342 Borçlanma Ödenmemiþ DIF 20.575 Bonolarý Dönüþebilir 1.690 Bonolar Diðer 437 Uzun Dönemli 47.790 Yükümlülükler Uzun Dönemli 907 Borçlanma Ödenmemiþ DIF 39.818 Bonolarý Borç Geri Ödeme 7.065 Fonu Sermaye -48.872 17.023 -16.185 21.962 Toplam Pasif 21.962 31.12.2004, milyon USD 3.2. Mevduat Sigorta Fonu Mevduat Sigorta Fonu (Deposit Insurance Fund - DIF) sigorta kapsamýndaki mevduatý ödemek ve finansal sektörün istikrarýna katkýda bulunmak amacýyla oluþturulmuþtur. Kaynaklarý mevduat sigorta primleri, katký paylarý, 2003 sonrasý döneme iliþkin tahsilatlar ve borçlanmalar olup kullanýmlarý mevduat ödemeleri ve 2003 sonrasý döneme iliþkin çözümleme giderleridir. AKTÝF KDICde Mevduat Sigorta Fonu yanýnda devlet kaynaðýnýn geri ödenmesini teminen Bono Geri Ödeme Fonu oluþturulmuþtur. PASÝF Hazýr Deðerler Mevduatlar Menkul Kýymetler Tahsil Edilmemiþ Primler Diðer Duran Varlýklar Uzun Dönem Bonolar Tazminat Alacaklarý(net) 2.072 580 959 518 Toplam Aktif 2.433 Toplam Pasif 15 361 208 153 Kýsa Dönem Yükümlülükler Kýsa Dönem Borçlanma Diðer Kýsa Dönem Yükümlülükler Tahmini Kayýplar Ýçin Rezerv Diðer Sermaye Mevduat Sigorta Fonu Fazlalýðý 356 136 222 221 1 2.077 2.77 2.433 31.12.2004, milyon USD 4. TÜRKÝYE Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu (TMSF) TMSFnin Faaliyet Raporunda da belirtildiði üzere mevcut durumda TMSFde Mevduat Sigortacýlýðý Rezervi (MSR) ve Çözümleme Rezervi (ÇR) olarak tanýmlanmýþ iki ayrý rezerv tutarý hesaplanmaktadýr. Mevduat Sigortacýlýðý Rezervinin büyük bir bölümü esas faaliyet gelirleri olarak ifade edilen prim gelirlerinden oluþmaktadýr. Diðer kalemler ise faiz ve para cezalarý gibi mevduat sigortacýlýðýna iliþkin diðer gelirlerdir. Her yýl sonu için mevcut tarife modeline göre tahsil edilecek prim tutarý ile elde edilebilecek faiz vb. kazançlarýnýn, ayrýca bütçe ve diðer mevduat sigortacýlýðý faaliyet giderlerinin projeksiyonu yapýlarak TMSF tarafýndan hedef Mevduat Sigortacýlýðý Rezervi belirlenmektedir. 2006 AKTÝF 2007 Performans Gerçek- Performans leþme Hedefi milyon USD Hedefi Rezerv (Dönem Baþý) 1.657 Mevduat Sigortacýlýðý Faaliyetleri Finansal Gelirler 90 (Faiz vb.) Bütçe Giderleri Evalüasyon ve Deðerleme Farký Rezerv (Dönem Sonu) 1.657 2.139 74 115 -40 -34 -40 - -18 2.057 2.139 2.564 Kaynak: TMSF 2006 yýlý faaliyet raporu Çözümleme Rezervi ise çözümlemeye iliþkin birtakým gelir ve gider rakamlarýndan oluþmaktadýr. Bilindiði üzere, TMSFnin Hazineye yüklü borcu bulunmakta, söz konusu borç ödemeleri de Çözümleme Rezervi kapsamýnda yüksek miktarlardaki çözümleme 11 MAKALE TMSF Mevduat Sigorta Rezervi, sektördeki bankalarýn temerrüde düþmeleriyle ortaya çýkabilecek kayba iliþkin bir risk ölçümünü içermemektedir. gelirleri ile karþýlanmaktadýr. MSRye benzer þekilde, Çözümleme Rezervi için de her yýl sonu için çözümleme gelir ve giderlerine iliþkin projeksiyonlar yapýlmakta, bu sayede yýl sonu Çözümleme Rezervi hedefi hesaplanmaktadýr. 31.12.2006, milyon USD TMSF ÖZET BÝLANÇOSU AKTÝF Hazýr Deðerler Takipli Alacaklar(net) Ýflas Masasýndan Alacaklar Elden Çýkarýlacak Varlýklar Görev Zararý DÝðer Aktifler PASÝF 4.724 Hazineden Kullanýlan 4.287 Krediler(anapara) Hazineden 13.214 Kullanýlan 26.791 Krediler(faiz) 773 Tahsil Edilmemiþ 6.257 Protokol Gelirleri 18.097 7.391 Diðer Borç ve 235 Yabancý Kaynaklar Özkaynaklar 2006 Yýlý Gelir Gider Farký Aktif Toplamý 52.345 41.330 Pasif Toplamý -51.454 -10.221 41.330 Kaynak: TMSF 2006 yýlý faaliyet raporu SONUÇ A.B.D. ve Kanada sistemleri mevduat sigortacýlýðý ve rezerv uygulamalarýndaki en geliþmiþ sistemler olarak deðerlendirilmektedir. Bunun yanýnda, 1998 yýlýnda yaþadýðý bankacýlýk krizi nedeniyle Türkiye ile benzerlikler gösteren Korede de yaþanan sorunlara yönelik olarak yeni uygulamalar geliþtirilmiþ ve yürürlüðe konmuþtur. Bu anlamda her üç ülke sistemi de Türkiye için fikir verici niteliktedir. Ayrýca, rezerv modeli çalýþmalarýný yürütmekte olan Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliðinin (International Association of Deposit Insurers IADI) Mevduat Sigorta Rezervlerinin Yeterliliði Altkomitesince (Subcommittee on Evaluation of DIF Sufficiency) yapýlacak çalýþmalar da TMSFnin rezerv çalýþmalarýnda önemli ölçüde yol gösterici olacaktýr. Ýlgili bölümde de açýklandýðý üzere, TMSFde hedef mevduat sigorta rezervi hesaplamalarý, tahmini faaliyet gelirleri ve giderleri esas alýnarak yapýlmaktadýr. Bu itibarla, TMSF Mevduat Sigorta Rezervi, sektördeki bankalarýn temerrüde düþmeleriyle ortaya çýkabilecek kayba iliþkin bir risk ölçümünü içermemektedir. Ancak, söz konusu riskin tahminine dayalý bir fon rezervi hesaplanmasýna yönelik çalýþmalar devam etmektedir. 12 Kaynakça: Strengthening Financial Risk Management at the FDIC, McKinsey Report (2003). CDIC yýllýk rapor (2005, 2006) Colantuoni J. A. (FDIC) (2006), The Financial Risk Commitee, Colantuoni J. A. (FDIC) (2006), The New Deposit Insurance Fund (DIF), Jarrow R.A., Bennett R., Fu M., Nuxoll D., Zhang H. (2003), A General Martingale Approach to Measuring and Valuing the Risk to the FDIC Deposit Insurance Funds, Walker D. (2005), Funding a Deposit Insurance System: The CDIC Approach, CDIC (2006), Provision for Insurance Losses 20042005, www.fdic.gov www.cdic.ca www.iadi.org Dipnot 1 FDICnin önceki yýllarda elde etmiþ olduðu gelirler büyük ölçüde Hazine yatýrýmlarýnda deðerlendirilmiþ olup FDIC bilanço büyüklüðünün yaklaþýk % 88ini oluþturan bu yatýrýmlar kuruma yüksek faiz getirisi saðlamaktadýr. 2 CAMELS: Bankanýn sermaye yeterliliði(C), aktif kalitesi(A), yönetim kalitesi(M), gelir yapýsý(E), likiditesi(L) ve piyasa riskine duyarlýlýðý(S) deðerlendirilerek yapýlan ve FDIC denetmenlerince de kullanýlan derecelendirme yöntemi. 3 Proforma Sermaye Projeksiyonu Modeli, bankalarýn bazý kar/zarar tablosu ve bilanço kalemleri ile aktif kalitesine iliþkin rakamlar kullanýlarak gelecek döneme ait maddi sermaye projeksiyonu tahminine yönelik bir modeldir. 4 CDICde Insurance and Risk Assessment Division(IRA) tarafýndan her üye kuruluþ için Risk Assessment Profile(RAP) hazýrlanýr. RAP, olasý poblemlerin erken tespiti amacýyla hazýrlanan ve detaylý risk deðerlendirmesi içeren bir rapordur. 5 Temerrüt Korelasyonu, iki bankanýn eþ zamanlý olarak temerrüde düþme olasýlýðýdýr. KONFERANS IADI NÝN KUALA LUMPUR/MALEZYADA YAPILAN 6. YILLIK KONFERANS ve YILLIK GENEL KURUL TOPLANTISI Kurucu üyesi olduðumuz Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliðinin (International Association of Deposit Insurers- IADI) Yýllýk Genel Kurul Toplantýsý ve Yýllýk Konferansýnýn altýncýsý 29 Ekim- 4 kasým 2007 tarihlerinde Kuala Lumpur/Malezyada gerçekleþti. Kurucu üyesi olduðumuz Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliðinin (International Association of Deposit Insurers- IADI) Yýllýk Genel Kurul Toplantýsý ve Yýllýk Konferansýnýn altýncýsý 29 Ekim- 4 kasým 2007 tarihlerinde Kuala Lumpur/Malezyada gerçekleþtirilmiþtir. 29 Ekim 2007 tarihinde yapýlan Daimi Ko m i s y o n t o p l a n t ý l a r ý y l a b a þ l a y a n organizasyon, 30 Ekim 2007 tarihinde 21 inci Yönetim Kurulu Toplantýsý ile devam etmiþtir. 31 Ekim-1 Kasým tarihlerinde yapýlan konferansý takiben 2 Kasým 2007 tarihinde 6 ncý Yýllýk Genel Kurul ve 22 nci Yönetim Kurulu Toplantýsý, 3- 4 Kasým tarihlerinde rehberlik grubu toplantýsý ve liderlik forumu yapýlmýþtýr. Konferansa 46 ülkeyi temsilen yaklaþýk 200 yönetici ve yetkiliden oluþan geniþ kapsamlý bir katýlým saðlanmýþtýr. Konferansýn Tüketiciyi Koruma Ýnsiyatifleri Beklentileri Karþýlýyor Mu? baþlýklý birinci oturumunda Kanada Finansal Tüketici Kurumu eski baþkaný William Knight, finansal sistemin güvenilirliði ve saðlamlýðýnýn sadece finansal kurumlara deðil, giderek artan ölçüde sisteme güvenen tüketicilere baðlý olduðunu, geliþmiþ ekonomilerde tüketicinin güveninin refahý adreslediðini ve bu güvenin karlý bir finansal hizmet sektörünün merkezinde olduðunu ifade etmiþtir. Knight, finansal hizmet sektöründeki rekabet ile müþterilerin korunmasý arasýndaki doðru dengenin oluþturulmasý, finansal eðitim ve bilinçlendirmenin finansal hizmetlerin anlaþýlmasýnda çok önemli bir role sahip olduðunu vurgulayarak, Kanada Finansal Tüketici Kurumunun tecrübelerini paylaþmýþtýr. Mevduat Sigortacýlarý, Tüketicinin Korunmasý ve Bankacýlýðý Kullanmayanlar baþlýklý ikinci oturumda Amerika Birleþik Devletleri Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) Baþkan Yardýmcýsý Martin Gruenberg mevduat sigortacýlýðý, tüketiciyi koruma ve finansal kapsamý geniþleten politikalarla finansal sistemde emniyet ve güven inþa edilmesi hususunu FDICnin tecrübeleri ve bunlarýn uygulanabilirliði çerçevesinde katýlýmcýlarla paylaþmýþtýr. Finansal eðitim kapsamýnda FDICnin Money Smart programýnýn orta ve Özlem KILIÇÇI Sigorta Risk Ýzleme Daire Baþkanlýðý 13 KONFERANS Rehberlik Komitesi Baþkaný Johnson Chen, kamuyu bilinçlendirmeye yönelik hedeflerin açýk bir þekilde belirlenmesi ve mevduat sigortacýlarýnýn amaçlarý ile kamu politikasý hedeflerinin uyumlu olmasý gerektiðini vurguladý. düþük gelirli para yönetimi becerilerini geliþtirmede etkili olduðunu, bu programýn bazý devlet okullarýnýn müfredatýna entegre edildiði, bankacýlar, düzenleyiciler, tüketici haklarý savunucularý ve akademisyenlerden oluþan Ekonomik Kapsama Ýliþkin Tavsiye Komitesinin de finans eðitime katkýda bulunduðunu ifade eden Grunberg, böyle bir eðitimde hangi model, strateji ve yaklaþýmlarýn en iyi olacaðý, tüketici korumada en uygun seviyenin ne olacaðý sorularýnýn önem arzettiðini vurgulamýþtýr. Ülkedeki finansal sistemin, finansal güvenlik aðýnýn yapýsýný, düzenlemelerin kapsamýný, tüketicinin bilgi seviyesini, ulusal öncelik ve isteði de dikkate alýnmasý gereken faktörler olarak sýralamýþtýr. iyi uygulamalar tartýþýlmýþtýr. Taiwan Mevduat Sigorta Kurumu Baþkaný ve IADI Araþtýrma ve Rehberlik Komitesi Baþkaný Johnson Chen, mevduat sigorta sisteminin amaç ve hedeflerine bunlarýn varlýðýnýn farkýnda olunmaksýzýn ulaþýlamayacaðý, farkýndalýðýn yetersizliðinin kýsa zamanda önemli boyuta çýkabilen bankaya hücuma yol açabileceði, kamu güveninin finansal istikrarsýzlýk dönemlerindeki zorluklara karþý önleyici bir tedbir olarak finansal istikrar dönemlerinde inþa edilmesi gerektiðini belirtmiþtir. Chen, her mevduat sigortacýsýnýn sürekli ve dinamik bir temelde yürütmesi gereken kamuyu bilinçlendirme programýnýn ana hedeflerini þöyle sýralamýþtýr: Malezya Merkez Bankasý Guvernör Yardýmcýsý Muhammad Ýbrahim ise tüketiciyi koruma ve eðitimin temel gerekliliklerini finansal hizmetler, satýþ, ve tahsilatlarda adil ve eþit uygulamalarýn oluþturulmasý, finansal hizmetlerin kapsamýnýn geliþtirilmesi, uyuþmazlýk ve ihtilaflarýn çözümlendiði mekanizmalarýn oluþturulmasý, finansal okur yazarlýk ve yetkinliðin geliþtirilmesi, þeffaflýk ve açýklýðýn geliþtirilmesi, açýk bir sigortalama ile mudinin korunmasý þeklinde sýralamýþtýr. Ýbrahim, tüketicilerin kararlarýnýn objektif bilgi ve duygusallýklarýna, sosyo ekonomik, karakteristik ve çevresel bazý koþullara göre deðiþebildiðini belirterek finansal okur yazarlýðýn geliþtirilmesinde bu durumun göz önüne alýnmasý gerektiðini belirtmiþtir. Finansal planlama ve para yönetimine daha az ilgili olanlarý finansal sisteme dahil etmede kullanýlacak bilgi ve kanallarýn da çok daha dikkatli seçilmesini ifade etmiþtir. - Finansal sistemin istikrarý ve güvenilirliðine katkýda bulunacak mudi koruma aracý olarak mevduat sigorta sistemi içinde kamu güvenini oluþturmak, - Ödemeler sistemini güçlendirmek ve tasarruflarý teþvik etmek için bir yol olarak finansal sitem içinde kamu güvenini oluþturmak, - Kazançlarý ve sýnýrlarýyla mevduat sigorta sisteminin temel özelliklerini koruyarak taraflarýn farkýndalýklarýný geliþtirmek, - Daha iyi karar alma ve bankacýlýk sisteminde ilave disiplin için finansal tüketiciyi eðitmek, - Finansal hizmet tüketicilerinin finansal okur yazarlýðýný teþvik ederek tüketiciyi korumayý geliþtirmek, - Mevduat sigortasýyla ilgili olarak kolaylýkla kaynak olabilecek alanlarý göstererek mudiye bilgi saðlamak. 31 Ekim-1 Kasým 2007 tarihleri arasýnda Malezyanýn baþkenti Kuala Lumpurda düzenlenen 6. IADI Yýllýk Konferansýna katýlan TMSF Baþkaný Ahmet Ertürk, Türkiyedeki Katýlým Bankacýlýðý konusunda bir teblið sundu. Konferansýn üçüncü oturumunda, IADInýn kamuyu bilinçlendirme konusunda hazýrlamakta olduðu taslak rehber/ana ilkeler ve en 14 Kamuyu bilinçlendirmeye yönelik hedeflerin açýk bir þekilde belirlenmesi ve mevduat sigortacýlarýnýn amaçlarý ile kamu politikasý KONFERANS mevduat sigortacýlarýnýn ve IADInin ivedilikle kamuyu bilinçlendirme programlarý hazýrlamasýna ihtiyaç olduðu belirtmiþtir. Dalvinder Singh, Northern Rock Bank tecrübesinden yola çýkarak IADInin kamuyu bilinçlendirmeyle ilgili taslak rehberin geliþtirilebileceðini de ifade etmiþtir. Resimdekiler Soldan Saða: Tan Sri DatoAbdul Aziz bin Haji Taha (Malezya Mevduat Sigorta Kurumu Baþkaný), Dr. Zeti Akhtar Aziz (Malezya Merkez Bankasý Baþkaný), Jean Pierre Sauborin (IADI Kurucu Baþkaný), hedefleriyle uyumlu olmasý gerektiðini vurgulayan Chen, mevduat sigortacýlarýnýn finansal güvenlik aðýnýn önemli bir parçasý olarak finansal tüketicilerin kredibilitesini ve görüþ netliðini korumasý gerektiðini, buradaki baþarýsýzlýðýn sistemin verimliliðine zarar vereceðini belirtmiþtir. Chen, daha sonra etkin bir kamu bilinçlendirme programý tasarýmýnda hedef kitle, mesajlar, iletiþim araçlarý, bütçe ve kaynaklar, performans deðerlendirme, özel koþullarda yapýlacaklar ve diðer kurumlarla iliþkilerin belirlenmesinde dikkat edilmesi gereken hususlarý açýklamýþtýr. Ayný oturumda, Oxford Brookes University Hukuk Eðitmeni Dr. Dalvinder Singh, Northern Rock Bank örneðini ele almýþtýr. Singh, söz konusu bankanýn internet sitesinin çökerek bütün internet transferlerinin durmasý, müþterek sigortanýn (co-insurance) uygulamada nasýl çalýþtýðýnýn anlaþýlamamasý ve yetkililer tarafýndan sigortalý mevduatýn ne zaman geri ödeneceðine iliþkin açýklama yapýlmamasý nedeniyle bankaya hücumun yaþandýðý ve sonunda hükümetin sýnýrsýz garanti uyguladýðýný, gelinen bu noktada Ýngilteredeki mevduat sigorta sisteminin kamuyu bilinçlendirmedeki eksik ve yanlýþ yapýlanmasýnýn sonuçlarýndan çok iyi dersler çýkarýlmasý gerektiðini açýklamýþtýr. Dünyadaki tam garanti deneyimlerinin finansal maliyetlerinin kamunun bilinçlendirilmesine yönelik maliyetleri aþtýðý, dolayýsýyla bu noktada tüm Malezya Mevduat Sigorta Kurumu (MDIC) Ýletiþim ve Halkla Ýliþkiler Müdürü S. Loganathan da MDIC nin kamuyu bilinçlendirme kapsamýnda 2007-2011 yýllarýnda uygulamak üzere geliþtirdiði Entegre Ýletiþim Planýný tanýtarak reklam ve kampanyalarýnýn deðerlendirme metodlarýndan bahsetmiþtir. MDICnin ilk altý aylýk uygulama sonuçlarýna göre seçilen hedef kitlede mevduat sigortasýnda farkýndalýðýn %13den %20ye, MDIC ye yönelik farkýndalýðýn ise %4ten %14e yükseldiðini ifade etmiþtir. Loganathan ayrýca, etkin bir kamu bilinçlendirme programý hazýrlama ve geliþtirmede diðer finansal güvenlik aðý üyeleri ile tam bir stratejik ortaklýðýn, sisteme üye kurumlar baþta olmak üzere diðer taraflarýn programa katýlýmýnýn, yeterli bütçe/kaynak ayrýmýnýn ve mevduat sigorta sisteminin geliþim aþamalarýnýn önemli olduðunu vurgulamýþtýr. Oxford Brookes University Hukuk Eðitmeni Dr. Dalvinder Singh, Northern Rock Bank tecrübesinden yola çýkarak IADInin kamuyu bilinçlendirmeyle ilgili taslak rehberin geliþtirilebileceðini de ifade etmiþtir. Konferansýn ikinci günü Dünya Bankasýndan Kurumsal Yönetim Uzmaný Pasquale Di Benedettanýn bankacýlýk sektöründe kurumsal yönetimin deðerlendirilmesine yönelik metodoloji ve en iyi uygulamalarý deðerlendirdiði dördüncü oturumla baþlamýþtýr. Taþradaki Amerika Mevduat Sigorta Fonu Baþkan Yardýmcýsý Martin Gruenberg Kuala Lumpurdaki Genel Kurulda IADInin yeni baþkaný seçildi. Gruenberg görevi kendisine devreden kurucu baþkan J.P. Sauborine teþekkür ederek küçük bir hediye verdi. 15 KONFERANS Mevduat Sigortacýlarý, Tüketicinin Korunmasý ve Bankacýlýðý Kullanmayanlar baþlýklý ikinci oturumda Amerika Birleþik Devletleri Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) Baþkan Yardýmcýsý Martin Gruenberg mevduat sigortacýlýðý, tüketiciyi koruma ve finansal kapsamý geniþleten politikalarla finansal sistemde emniyet ve güven inþa edilmesi hususunu FDICnin tecrübeleri ve bunlarýn uygulanabilirliði çerçevesinde katýlýmcýlarla paylaþmýþtýr. Bankalar ve Kooperatiflere Yönelik Mevduat Sigortasý Uygulamalarý ile Denetimlerde Karþýlaþýlan Güçlükler baþlýklý beþinci oturumda, Hindistan, Endonezya ve Kore Mevduat Sigorta Kurumlarýnýn yöneticileri ülkelerindeki taþra bankalarý ve kooperatiflerin faaliyet yapýlarý, genel özellikleri, güçlü ve zayýf yönlerini açýklayarak bu finansal kurumlara özgü denetleme ve mevduat sigortacýlýðý alanýndaki zorluklarý, ihtiyaç duyulan hukuki, mali ve diðer kurumlarla iþbirliðine yönelik hususlarý deðerlendirmiþlerdir. Konferansýn Ýslami Kurallara Uygun Mevduat Sigortacýlýðýnýn Rolü baþlýklý altýncý oturumunda Malezya Merkez Bankasý Guvernör Vekili DatoMohd Razif Abd Kadir Ýslami Mevduat Malezya Merkez Bankasý Guvernör Vekili DatoMohd Razif Abd Kadir Ýslami Mevduat Sigortasý Modelini tanýtarak, bu modelde ayrý bir fon yönetimi, konvansiyonel bankalara eþdeðer ayrý bir kapsam limiti, mevduat prim deðerlendirme ve denetim sistemi olduðunu, buna göre bankanýn temerrüde düþesi halinde ayrý bir ödeme uygulamasý olduðunu açýklamýþtýr. Kadir, islami bankalarla ilgili risk prim deðerlendirme metodolojisinin konvansiyonel bankalardan ayrý olup olmamasý konusundaki tartýþmalarda islami bankacýlýðýn farklý özellik ve yapýsýnýn, riski absorbe eden kar zarar paylaþýmlý yatýrýmlarýn dikkate alýnmasý gerektiðini ifade etmiþtir. Bununla birlikte islami finansal enstrümanlara yatýrým açýsýndan kýsýtlý seçeneklerin olmasý, islami mevduat sigortacýlýðýna iliþkin rehber ilkelerin bulunmamasý ve islami bankalarýn temerrüdü halinde varlýklarýn ( sýnýr ötesi varlýklar, özel yatýrým hesaplarý ve ödeme önceliði olan sözleþmeler) satýþ sürecinin farklý olmasý hususlarýný da karþýlaþýlan zorluklar olarak vurgulamýþtýr. Bu oturumda Kurum Baþkanýmýz Sayýn Ahmet Ertürk de bir konuþma ve sunum yapmýþtýr. Ertürk, Malezyadaki islami bankacýlýk sisteminde bankacýlýðý tamamlayan para ve sermaye piyasalarýnýn bulunmasýnýn islami bankalarýn çalýþmalarýný kolaylaþtýrýcý bir unsur olduðuna deðinmiþtir. Türkiyede faaliyet gösteren katýlým 16 KONFERANS bankalarýnýn yapýsý ve iþleyiþi hakkýnda bilgi veren Ertürk, Ýhlas Finans Kurumu örneðine deðinerek katýlým bankasý olsun olmasýn bankalarda veya sistemde mudinin güvenini bozabilecek her geliþmeye mudilerin ayný tepkiyi verdiðini, katýlým bankalarýnda da ahlaki riski ve diðer riskleri önlemede ayný düzenleyici ve denetleyici mekanizmalarýn iþletilmesi gerektiðini belirtmiþtir. Ertürk, bununla birlikte mevduat bankalarýna göre bilanço yapýlarý ve risklilik düzeyleri farklý olan katýlým bankalarýnýn geliþebilmesi için bankacýlýk sisteminde faizsiz enstrümanlara ve bunlarýn iþlem gördüðü piyasalara ihtiyaç duyulduðunu ifade etmiþtir. John Raymond Labrosse (IADI yýlýn mevduat sigortacýsý seçilen Brezilyanýn ödülünü Brezilya Mevduat Sigorta Kurumu Baþkaný Antonio Carlosa verirken. Genel Sekreteri) 17 MAKALE TMSF ve FDIC YETKÝLERÝ ÜZERÝNE DEÐERLENDÝRME Fona devredilen kredi kuruluþlarýnýn çözümleme süreci 5411 sayýlý Kanunda özel olarak düzenlenmiþ ve bunlarýn çözümlenmesi ile ilgili Fona özel yetkiler tanýnmýþtýr. Diðer taraftan Fona tanýnan bu yetkiler ile Amerika Birleþik Devletleri Mevduat Sigortasý Kurumunun (FDIC) bir kredi kuruluþunu çözümlemeye dair kullandýðý yetkileri genel hatlarý ile alýndýðýnda FDICýn yetkileri ile anýlan Kanunun 106 ve 107 nci maddeler kapsamýnda Fona tanýnan yetkilerin benzer özellikler gösterdiði görülmektedir. Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu (Fon), doktrinde bir kýsým yazar tarafýndan kanunla kendisine tanýnan çözümlemeye dair yetkilerinin fazla olduðu konusunda eleþtirilere maruz kalmaktadýr. 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununun 106 ve 107 nci maddelerinde düzenlenen Fonun çözümleme yetkileri ve bu yetkileri kullanýþ þekilleri iki ana baþlýk altýnda deðerlendirilebilir; 1- Faaliyet izni kaldýrýlarak iflas ve tasfiye hükümleri doðrultusunda çözümleme, 2- Fona devredilerek bilanço ve hisse çözümlemesi. Fonun faaliyet izni kaldýrýlarak iflas ve tasfiye hükümleri çerçevesinde çözümlemeye tabi tuttuðu kredi kuruluþlarýna iliþkin yetkilerini kullanmasýna dair usuller þirketlerin iflas ve tasfiye sürecini belirleyen mevzuat çerçevesinde düzenlenmiþ olup Fonun faaliyet izni kaldýrýlan kredi kuruluþu ile ilgili olarak farklý çözümleme yöntemleri kullanmasýna imkan bulunmamaktadýr. Bu süreç faaliyet izni kaldýrýlan kredi kuruluþunun aktiflerinin satýþý suretiyle yürütülmektedir. Fona devredilen kredi kuruluþlarýnýn çözümleme süreci 5411 sayýlý Kanunda özel olarak düzenlenmiþ ve bunlarýn çözümlenmesi ile ilgili Fona özel yetkiler tanýnmýþtýr. Diðer taraftan Fona tanýnan bu yetkiler ile Amerika Birleþik Devletleri Mevduat Sigortasý Kurumunun (FDIC) bir kredi kuruluþunu çözümlemeye dair kullandýðý yetkileri genel hatlarý ile alýndýðýnda FDICýn yetkileri ile anýlan Kanunun 106 ve 107 nci maddeler kapsamýnda Fona tanýnan yetkilerin benzer özellikler gösterdiði görülmektedir. Bu çerçevede FDIC ve Fonun banka Av. Tunç GÜCÜK Sigorta ve Risk Ýzleme Daire Baþkanlýðý Av. Hanifi DARICI Varlýk Yönetimi Daire Baþkanlýðý 18 çözümlemesine iliþkin yetkileri arasýnda benzerlikler ve farklýlýklar beþ ana baþlýk altýnda incelenmiþtir.1 a-Zamanaþýmý ve Hak Düþürücü Süre, b-Sözleþmenin Reddi Kavramý, c-Davalarýn Ertelenmesi ve Durdurulmasý, d-Alacaklarýn Ödenmesi Durumu, e-Köprü Banka Uygulamasý. a-Zamanaþýmý ve Hak Düþürücü Süre FDICýn çözümleme sürecinde ilgili kredi kuruluþunun kapatýlmasýndan itibaren 5 yýl içerisinde kapatmadan önceki 5 yýllýk süre zarfýndaki iþlemler dolayýsý ile dava açabilme yetkisi verilmiþtir. FDICýn buradaki haklarýný kullaným süresi bir hak düþürücü süredir. Buna karþýlýk Fonun, faaliyet izni kaldýrýlan veya kendisine devredilen kredi kuruluþlarýna iliþkin dava açma (þahsi iflas/iade ve tazmin) ve takip yapabilme yetkisi bulunmakta olup bu davalarý açma ve takipleri yapmasý 20 yýllýk zamanaþýmý süresine tabidir.2 Öte yandan Fona tanýnan 20 yýllýk zamanaþýmý süresine iliþkin bazý eleþtiriler de bulunmaktadýr. Bu sürenin uzun olduðu, bankalarýn defter ve kayýtlarýný 10 yýl süre ile saklama yükümlülüðü getiren kanuni düzenlemenin3 fiilen 20 yýla çýkarýldýðý ve dolayýsýyla bunun bankalar açýsýndan ek bir operasyonel yük oluþturacaðý ayrýca Türk Ticaret Kanununda öngörülen defter ve diðer kayýtlarýn saklama süresini aþtýðýndan, uygulamada olasý sorunlara yol açacak nitelikte olduðu ileri sürülmektedir.4 Diðer taraftan, Fon Kanunun 133 üncü maddesi kapsamýnda, faaliyet izni kaldýrýlarak tasfiye iþlemleri tamamlanmýþ ancak alacaklarýn tamamý tahsil edilememiþ bir bankanýn 1 Bu çalýþmada FDIC tarafýndan yayýnlanan Devralan Sýfatý ile FDICýn Çözümleme Sürecindeki Rolü baþlýklý makale esas alýnarak FDIC ve Fonun yetkilerinin karþýlaþtýrýlmasý amaçlanmaktadýr. 2 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu md. 141 Bu Kanundan kaynaklanan Fon alacaklarýna iliþkin dava ve takiplerde zamanaþýmý süresi yirmi yýldýr. 3 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu md. 42 :Belgelerin saklanmasý:Alýnan yazýlar ve faaliyetler ile ilgili belgelerin asýllarý veya bunun mümkün olmadýðý hâllerde sýhhatlerinden þüpheye mahal vermeyecek kopyalarý ve yazýlan yazýlarýn makine ile alýnmýþ, tarih ve numara sýrasý verilerek düzenlenecek suretleri, usûlleri çerçevesinde ilgili banka nezdinde on yýl süreyle saklanýr... 4 Servet TAÞDELEN - Bankacýlýk Kanunu Þerhi sf. 1198, Ahmet BATTAL - Bankacýlýk Kanunu Þerhi sf. 401 MAKALE sorumluluklarý tespit edilen ortaklarý ve eski yöneticileri hakkýnda ve yine Fona devrolmuþ bir bankanýn baþka bir bankaya devredilmesi ya da baþka bir banka ile birleþmesi, hisselerinin üçüncü kiþilere devredilmesi ya da tasfiyelerine karar verilmesi halinde faaliyet izni kaldýrýlarak tasfiyeye tabi tutulan bankadan farklý olarak o bankanýn sorumluluklarý tespit edilen eski yöneticileri hakkýnda 6762 sayýlý Türk Ticaret Kanununda sayýlan prosedürü yerine getirerek 5 yýllýk zamanaþýmý süresi içerisinde mali mesuliyet davasý açma hakký vardýr. ve iflas idaresinin genel hükümler çerçevesinde yükümlülüklerine katlanmak kaydý ile sözleþmeleri feshetmesinde yasal bir engel bulunmamaktadýr. Bu kapsamda, dava açma süresi yönünden Fonun sahip olduðu sürenin daha geniþ olduðu sonucuna ulaþýlmaktadýr. Ancak Fona devredilen yada faaliyet izni kaldýrýlan bankalarda yaþanan fiziki olumsuzluklar, bilgi ve belgelere ulaþmadaki zorluklar ve sýkýntýlar, çözümleme süreçlerindeki hukuki prosedürün de uzunluðundan hareketle, bankacýlýk mevzuatýnda, 818 sayýlý Borçlar Kanununun 125 inci maddesindeki 10 yýllýk en uzun zamanaþýmý süresinden daha uzun bir zamanaþýmý süresi öngörülmüþtür. FDICa çözümleme yaptýðý kredi kuruluþlarýna iliþkin davalarda mahkemeden bu davalarý 90 gün süre askýya almasýný talep etme yetkisi verilmiþtir. Ayný zamanda kredi kuruluþunun iflasý yönünde bir kararýn bulunmasý halinde aský süresinin otomatik olarak yani her hangi bir yargý kararýna gerek olmaksýzýn baþlayacaðý belirtilmektedir. b-Sözleþmenin Reddi Kavramý FDICýn yetkileri çerçevesinde, çözümlemeye tabi tutulan kredi kuruluþlarýnýn yaptýðý sözleþmeleri makul bir süre içerisinde red etme yetkisi bulunmaktadýr, bu yetkinin kullanýlabilmesi için 2 koþulun gerçekleþmesini gerekli görülmüþtür. Buna göre FDIC; 1- Maliyetinin çok yüksek olduðuna hükmetmesi ve 2- Reddetmenin çözümleyiciye devrolan varlýklarýn daha kolay idare edilmesine olanak tanýmasý halinde el koymuþ olduðu kredi kuruluþunun yapmýþ olduðu ilgili sözleþmeyi kabul etmeyebilir. 5411 sayýlý Kanunda ise Fona bu türden özel bir yetki tanýnmamýþtýr. Ancak belirli þartlarýn varlýðý halinde sözleþmelerin Fona karþý hükümsüz olabilmesi söz konusu olabilmektedir.5 Ayrýca, Fonun atadýðý yöneticilerin Bu anlamda, FDICa çözümlemeye tabi tuttuðu kredi kuruluþunu daha rahat çözümlemekte ve katlanacaðý maliyeti en aza indirgemektedir. Fonun FDICa göre bu açýdan daha az yetkiye sahip olduðu açýktýr. FDICýn yetkileri çerçevesinde, çözümlemeye tabi tutulan kredi kuruluþlarýnýn yaptýðý sözleþmeleri makul bir süre içerisinde red etme yetkisi bulunmaktadýr. Bu yetkinin kullanýlabilmesi gerekli koþullarýn oluþmasýna baðlýdýr. c-Davalarýn Ertelenmesi ve Durdurulmasý Fon açýsýndan ise faaliyet izni kaldýrýlan kredi kuruluþlarý için faaliyet izninin kaldýrýldýðý tarihten itibaren kredi kuruluþu hakkýnda icra ve iflas takiplerinin durmasý sadece söz konusu olmaktadýr.6 Bununla birlikte diðer davalar ertelenmemektedir. Ancak kredi kuruluþunun iflasýna mahkeme tarafýndan karar verilmesi halinde iflas hükümleri çerçevesinde davalar ve takipler durmaktadýr.7 Bir kredi kuruluþunun Fona devri halinde ise Fon tarafýndan kredi kuruluþundan devir ve temlik alýnan takip ve davalar açýsýndan sadece zamanaþýmý süresi durmaktadýr.8 Kredi kuruluþlarýnýn gerek faaliyet izninin kaldýrýlmasý gerekse de Fona devir tarihinden itibaren kredi kuruluþu ile ilgili takip ve davalarýn durdurulmasý yetkisinin tanýnmasýnýn Fonun operasyonel yükünü hafifletecek ve ilgili davalar hakkýnda daha saðlýklý hukuki deðerlendirme yapma süresi tanýyacaktýr. d-Alacaklarýn Ödenmesi Durumu FDIC yasal düzenlemesine göre; 1- Çözümleyicinin idari giderleri 5 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu md. 134/11 .... faaliyet izni kaldýrýlan veya Fona devredilen bankalar ile tasfiyeye tâbi tutulan veya tasfiye iþlemi baþlatýlan bankalarýn, bu maddenin birinci fýkrasýnda belirtilen gerçek ve tüzel kiþiler ile gerçek kiþilerin kan ve kayýn hýsýmlarýnýn edindikleri ve/veya bu suretle üçüncü kiþilere edindirdikleri para, her türlü mal, hak ve alacaklarýn banka kaynaðý kullanýlmak suretiyle edinildiði ve/veya edindirildiði kabul edilir. Bu gerçek kiþiler ile tüzel kiþiler tarafýndan edinilen para, her türlü mal, hak ve alacaklar hakkýnda bu madde hükümlerini uygulamaya Fon yetkilidir. Bu suretle edinildiði ve/veya edindirildiði kabul edilen para, her türlü mal, hak ve alacaklar üzerinde ilk kredinin ve/veya banka kaynaðýnýn kullanýldýðý tarihten sonra üçüncü kiþilere yapýlan satýþ, devir ve temlik, sýnýrlý aynî hak tesisi gibi iþlemler ile üçüncü kiþiler lehine tesis edilen aynî ve þahsi her türlü hak Fona karþý hüküm ifade etmez. 6 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu md. 106/2 Ýznin kaldýrýlmasýna iliþkin Kurul kararýnýn Resmî Gazetede yayýmlandýðý tarihten itibaren, banka hakkýndaki ihtiyatî tedbir dahil her türlü icra ve iflas takibatý durur ve yeni icra ve iflas takibi yapýlamaz. 7 2004 sayýlý Ýcra ve Ýflas Kanunu md. 193 Ýflâsýn açýlmasý, borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapýlan takiplerle teminat gösterilmesine iliþkin takipleri durdurur. md 194 Acele haller müstesna olmak üzere müflisin dâvacý ve davalý olduðu hukuk davalarý durur........ 8 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu md. 138/2 Bu Kanunun 107 nci maddesi uyarýnca bir bankanýn, borçlarýnýn, taahhütlerinin yüklenilmesi veya alacaklarýnýn devralýnmasý hâlinde, bu borç, taahhüt ve alacaklarla ilgili olarak açýlmýþ veya açýlacak dava ve icra takiplerinde kanunlarda yazýlý zamanaþýmý ve hak düþürücü süreler dâhil her türlü süre, alacaðýn devralýndýðý veya borcun, taahhüdün yüklenildiði tarihten itibaren Fon bakýmýndan dokuz ay süre ile durur. 19 MAKALE FDICýn temerrüde düþmüþ finansal kuruluþun varlýklarýný ve yükümlülüklerini üstlenmek, çözümlemeye etkinlik kazandýrmak için köprü banka gibi yeni bir finansal kurum oluþturma yetkisi bulunmaktadýr. 2- Mevduat alacaklarý (FDIC tüm sigortalý mevduatlarý üstlenir),9 3- Ýlgili finansal kuruluþun diðer ve öncelikli yükümlülükleri,10 4- Ýkincil derecedeki yükümlülükler11 5- Hissedarlarýn alacaklarý sýralamasý ile ödeme yapmaktadýr. 5411 sayýlý Kanun uyarýnca, kredi kuruluþlarýna iliþkin çözümleme süreci faaliyet izninin kaldýrýlmasý ve Fona devir olarak ikili sisteme tabi tutulduðundan alacaklarýn ödeme süreci de bu anlamda farklýlýklar görülmektedir. a- Fona devir halinde Fon kaynaklarýndan kredi kuruluþlarýnýn alacaklýlarýna veya mudilere doðrudan doðruya herhangi bir ödeme yapýlmamaktadýr. Fonun kredi kuruluþunun tüm hisselerine sahip olarak yükümlülüklerini devralmasý ve ihtiyaç duyulmasý halinde Fon tarafýndan ilgili kredi kuruluþuna kaynak aktarýmý söz konusu olabilecektir. Ancak bu kaynak aktarýmý mudi ve alacaklýlara deðil devralýnan kredi kuruluþunun tüzelkiþiliðine yapýlan bir aktarýmdýr. Bununla birlikte devralýnan kredi kuruluþu bankacýlýk faaliyetlerine devam ettiðinden bu faaliyetlerinden doðan yükümlüklerini yerine getirmek zorundadýr. b- Öte yandan, faaliyet izninin kaldýrýlmasý halinde kredi kuruluþlarýn iflas süreci sonunda alacaklýlara yapýlacak ödemelerin sýrasý 5411 sayýlý Kanunda ve ayný zamanda iflas mevzuatýnda bir sýralamaya tabi tutulmuþtur. 2004 sayýlý Ýcra ve Ýflas Kanunu 206 ncý maddesi12 çerçevesinde yapýlacak ödemelerin sýrasý belirlenmiþtir. Bununla birlikte 5411 sayýlý Kanunun 63 üncü maddesinin dördüncü fýkrasýna13 bir istisna14 getirmiþtir. Buna göre, Fonun iflas masasýna 2004 sayýlý Kanunun 206 ncý maddesinde yer alan üçüncü sýradaki tüm imtiyazlý alacaklýlardan önce gelmek üzere, ancak Devletin ile sosyal güvenlik kuruluþlarýnýn 6183 sayýlý Kanun kapsamýndaki alacaklarýndan sonra imtiyazlý alacaklý sýfatýyla iþtirak edeceði hükme baðlanmýþtýr. Bu düzenleme doktrinde oldukça eleþtirilmekte ve temel kanun olarak öngörülen 2004 sayýlý Kanunda sayýlmayan bir kýsým yetkinin Fon lehine iþletildiði ve sýra içinde sýra oluþturulduðu bunun da sýra cetveli mantýðýna uymadýðý ifade edilmektedir. Bununla birlikte Amerikan sisteminde alacaklarýn ödenmesi ve karþýlanmasý aþamasýnda, mevduat alacaklarýna finansal kuruluþun öncelikli alacaklarýndan daha önceki bir sýrada ödeme yapýldýðý hatta ilk olarak FDICýn çözümlemeye dair masraflarýnýn karþýlanmakta olduðu daha sonra sigortalý mevduat akabinde sigortasýz mevduat ödenmekte bakiye ile öncelikli alacaklar ve sýradaki alacaklar karþýlandýðý dikkati çekmektedir. Bu çerçevede, FDIC uygulamalarýnýn 5411 sayýlý Kanun ve 2004 sayýlý Kanundan farklý bir düzenlemeye sahip olduðu halen 2004 sayýlý Kanun uyarýnca birinci sýrada ödenen alacaklarýn (iþçi alacaklarý vb.) ve 5411 sayýlý Kanuna göre sigortaya tabi olmayan mevduattan önce ödenen Devlet ve sosyal güvenlik kuruluþlarý alacaklarýnýn FDICýn ödeme sisteminde üçüncü sýrada ödendiði görülmektedir. Bu türden bir ödemenin de mevduat sahiplerini koruyan bir hüküm olduðu düþünülmektedir. e- Köprü Banka Uygulamasý FDICýn temerrüde düþmüþ finansal kuruluþun varlýklarýný ve yükümlülüklerini üstlenmek, çözümlemeye etkinlik kazandýrmak için köprü banka gibi yeni bir finansal kurum oluþturma yetkisi bulunmaktadýr. Diðer taraftan Fona devredilen kredi kuruluþlarýnýn varlýk ve yükümlülüklerinin devri amacý ile mülga 4389 sayýlý Kanunda15 Fona 9 1950 tarihli Federal Mevduat Kanununda yer alan mevduat tanýmý gereðince döviz tevdiat hesaplarýnda bulunan mevduatlar bu önceliðe tabi olmamakta ve el konulmuþ olan finansal kurumundan olan genel veya öncelikli alacaklarýna dahil edilmektedir. (Devralan Sýfatýyla FDICýn Çözümleme Sürecindeki Rolü-Dipnot 5) 10 3. derecede alacaklar kapsamýna; -Müflis kuruluþun satýcýlardan, tedarikçilerden ve yüklenicilerden doðan alacaklarý, -reddedilen anlaþmalardan doðan alacaklarý, -iþçi zorunluluklarýndan doðan alacaklarý, -vergi alacaklarý, -müflis kurumun beyan edilmiþ iþ zararlarýndan doðan alacaklarý gibi alacaklarý dahil edilmiþtir. (Chapter 10-Treatment of Uninsured Depositors and Other Recievereship Creditors) 11 Garanti kapsamý gözden geçirilerek sigortalý mudilerin yükümlülüklerine istinaden yapýlacak ödemeler, ortaklara ödeme yapýlmadan önce, fakat ikincil derecedeki alacaklýlara yapýlan ödemelerden sonra yapýlýr. (Devralan Sýfatýyla FDICýn Çözümleme Sürecindeki Rolü-Dipnot 6) 12 2004 sayýlý Ýcra ve Ýflas Kanunu ........................................................... (Deðiþik 4. fýkra: 3222 - 6.6.1985) Teminatlý olupta rehinle kapatýlmamýþ olan veya teminatsýz bulunan alacaklar 13 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu md. 63/4 Kredi kuruluþlarýnýn iflasý hâlinde mevduat ve katýlým fonu sahipleri, Fonun imtiyazlý alacaklarýndan ve Devlet ile sosyal güvenlik kuruluþlarýnýn 6183 sayýlý Kanun kapsamýndaki alacaklarýndan sonra gelmek üzere sigortaya tâbi olmayan kýsým için 2004 sayýlý Ýcra ve Ýflas Kanununun 206 ncý maddesindeki üçüncü sýra anlamýnda imtiyazlý alacaklýdýrlar. 14 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu md. 106/4 Yönetim ve denetimi Fona intikal eden banka hakkýnda iflas kararý verilmesi hâlinde Fon, iflas masasýna 2004 sayýlý Ýcra ve Ýflas Kanununun 206 ncý maddesinde yer alan üçüncü sýradaki tüm imtiyazlý alacaklýlardan önce gelmek üzere, ancak Devletin ve sosyal güvenlik kuruluþlarýnýn 6183 sayýlý Kanun kapsamýndaki alacaklarýndan sonra imtiyazlý alacaklý sýfatýyla iþtirak eder. 15 Mülga 4389 sayýlý Kanun md 14/7-2 Fon tarafýndan bu maddede yazýlý tedbirlerin alýnmasý amacýyla kurulacak bankanýn kuruluþunda ve Fonca yapýlan devir ve birleþme iþlemlerinde.... 20 MAKALE yeni bir banka kurma yetkisi açýkça tanýnmýþtý. Bu yetki her ne kadar mülga Kanun döneminde kullanýlmamýþsa da o dönemdeki yasal mevzuat Fonun FDICýn sahip olduðu köprü bankasý uygulamasýna benzer bir uygulama yapmasýný mümkün kýlmaktaydý. Bununla birlikte mevcut düzenlemede16 Fona; mülga Kanunda olduðu gibi, kendisine devredilen bir bankanýn varlýk ve yükümlülüklerini devretmek amacý ile köprü banka uygulamasý yapma yetkisi bulunmamaktadýr. Köprü banka uygulamasý banka çözümlemesini daha süratli ve daha verimli bir þekilde yapýlmasýna olanak saðlayacak olup köprü bankaya devredilecek deðerler bir bütün halinde satýþý kolay ve yüksek getirisi olan bir portföy oluþturacaktýr. Bu kapsamda kredi kuruluþlarýna yönelik daha etkin ve verimli bir çözümlemenin yürütülmesini teminen Fona, faaliyet izni kaldýrýlan bankalar açýsýndan köprü bankasý uygulama yetkisinin verilmesinin ve bu konunun mevzuatta açýk ve detaylý þekilde düzenlenmesinin yararlý olduðu düþünülmektedir. Sonuç Mevduat sigortacýlýðýnýn tasfiye ve çözümleme süreçlerindeki rolünün belirli bir standardý bulunmamaktadýr. Ancak bankacýlýk siteminin ekonomideki rolü dikkate alýndýðýnda ilgili taraflarýn haklarýnýn, menfaatlerinin korunmasý ve finansal istikrarýn saðlanmasý ayný zamanda sürdürülmesi açýsýndan özel yetkiler ile donatýlmasý mümkündür. FDICýn deðerlendirmeye esas aldýðýmýz makalesinden de görüleceði üzere bankalarý çözümleme sürecindeki yetkileri Amerikan genel iflas (tasfiye) hukukundan farklýlýklar göstermektedir. Bu paralelde, bankacýlýk mevzuatýnda Fona tanýnan yetkiler de uygulamada ortaya çýkan sorunlarýn önlenmesi, çözümlenmesi ve ayný zamanda hem kamuya hem de özel sektöre yansýyacak maliyetin en aza indirilmesi doðrultusunda- özel yetkilerdir. FDICýn bankalarý çözümleme sürecindeki yetkileri Amerikan genel iflas (tasfiye) hukukundan farklýlýklar göstermektedir. Bu paralelde, bankacýlýk mevzuatýnda Fona tanýnan yetkiler de ----------- - uygulamada ortaya çýkan sorunlarýn önlenmesi, çözümlenmesi ve ayný zamanda hem kamuya hem de özel sektöre yansýyacak maliyetin en aza indirilmesi doðrultusunda- özel yetkilerdir. Bununla birlikte, Fona kamu alacaklarýnýn tahsil kabiliyetinin hýzlandýrýlmasý, artýrýlmasý ve bankalarýn daha saðlýklý çözümlenmesi dahilinde tanýnan özel yetkilerin, doktrinde eleþtirilere tabi tutulduðu kadar geniþ ölçüde olmadýðý sonucuna ulaþýlmaktadýr. 16 5411 sayýlý Kanun md 107/2-a ..............üzere iþlemiþ faiz ve getirileri ile birlikte sigortaya tâbi tasarruf mevduatý ve katýlým fonlarýný ve pasifte yer alan karþýlýk kalemlerini, kurulacak bir bankaya ya da mevcut bankalardan istekli olanlara devretmeye ve aktif ve pasifi kýsmen veya tamamen devredilen bankanýn faaliyet izninin kaldýrýlmasýný Kuruldan istemeye, 21 SUNUM BANKA ÇÖZÜMLEME SÜREÇLERÝ VE BANKACILIK SÝSTEMÝNÝN YENÝDEN YAPILANDIRILMASINDA KURUMSAL ÝÞBÝRLÝÐÝ VE KOORDÝNASYON: TÜRKÝYE DENEYÝMÝ* Önleyici düzenleme ve denetim uygulamalarýnýn yetersizliði de sistemik bankacýlýk sorunlarýný artýrmaktadýr. Bunun temel nedeni bankalarýn mali yapýlarý ile ilgili bilgileri yeterince þeffaf olarak açýklamamalarýnýn mevduat sahiplerinin kararlarý üzerinde yanýltýcý etki oluþturmasýdýr. Giriþ 1980li yýllarýn baþlarýndan itibaren ortaya çýkan krizler çoðunlukla finansal liberalizasyonla özdeþleþtirilmiþ, sýklýkla uygulanan yanlýþ maliye politikalarýna, döviz kuru rejimlerine ve dýþsal þoklara baðlanmaya çalýþýlmýþ, bankacýlýk sisteminin yapýsal kýrýlganlýklarýna daha az önem verilmiþtir1. Bankacýlýk sisteminde sorunlara yol açan zaaflardan baþlýcalarý; » Piyasa disiplinin zayýflýðý, » Kredi kültürünün geliþmemiþ olmasý, » Yargýlama, iflas ve tasfiye yasalarýnýn yetersizliði, » Düzenleme ve denetleme sistemlerinin yetersizliði, » Otoritelerce alýnan kararlarýn þeffaf olmamasý, » Kurumsal yönetiþimin ya da yönetimde etkinliðin bulunmamasýdýr. Dr. Hicabi ERSOY Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu/Tahsilat Dairesi, Türkiye (Savings Deposit Insurance Fund of Turkey, Collection Department) *(INSTITUTIONAL COORDINATION AND COOPERATION IN BANK RESOLUTION PROCESSES AND RESTRUCTURING BANKING SYSTEM: TURKISH EXPERIENCE) IADI&TMSF 1. BÖLGELER ARASI KONFERANS Farklý Ülkelerdeki Finansal Ýstikrarýn Güçlendirilmesinde Mevduat Sigortacýlýðýnýn Rolü (The Role of the Deposit Insurance Systems in Enhancing Financial Stability in Different Countries) Ýstanbul, 26-27 Haziran 2007 Belirli koþullarda yeterli olan kredi analizi, istihbarat, likidite, faiz, kur ve piyasa riskleri yönetimi uygulamalarý deðiþen þartlarda son derece yetersiz kalabilmektedir. Finansal liberalizasyon bankacýlýk sistemini derinden etkileyen anahtar deðiþiklik olmakla birlikte piyasa katýlýmcýlarýnýn kendilerini buna adapte etmeleri gerekmektedir. Bununla birlikte ne bankalarla ilgili yasal düzenleme yapmakla yetkili otoriteler ne de bankalarýn yönetsel ve organizasyonel yapýlarý sistemik problemler karþýsýnda gerekli tepkiyi gecikmeden verebilecek esnekliðe sahip bulunmamaktadýr. Bu baðlamda kötü yönetim, bankacýlýk ve iþ dünyasýndaki deðiþime yeterince adapte olamamak olarak da tanýmlanabilmektedir. Ülkede kurumsallaþma düzeyinin yetersiz oluþu ve krizin ortaya çýkarmýþ olduðu zararlarýn geciktirilmeksizin kabullenilerek önlemlerin zamanýnda alýnamamasý kararlarýn etkinliðini zayýflatmaktadýr. 1 Julian Walmsley, New Financial Instruments, Second Edition, 1997, s.5. 22 Önleyici düzenleme ve denetim uygulamalarýnýn yetersizliði de sistemik bankacýlýk sorunlarýný artýrmaktadýr. Bunun temel nedeni bankalarýn mali yapýlarý ile ilgili bilgileri yeterince þeffaf olarak açýklamamalarýnýn mevduat sahiplerinin kararlarý üzerinde yanýltýcý etki oluþturmasýdýr. Teknik olarak ödeme güçlüðü içinde bulunan finansal kuruluþlar, sistemdeki ahlaki rizikoyu artýrma pahasýna, daha büyük kredi riski üstlenmekte ve maliyetine bakmaksýzýn likit kalmaya çalýþmakta, kredibilitesi düþük borçlular kredi kullanmaya devam etmekte, saðlýklý bankalar paranýn fiyatýnýn gerçek riski yansýtmadýðý bir piyasa ortamýnda rekabet etmek zorunda kalmaktadýr. Bir çok ülkedeki düzenleyici otoriteler piyasalardaki geliþmelerin muhtemel yýkýcý etkilerinin farkýnda olmalarýna raðmen, problem ortaya çýkýncaya kadar finansal kurumlarýn faaliyetlerine aktif müdahale etme gücüne sahip bulunamamakta ayrýca, söz konusu otoritelerin bürokratik yapýsý da kararlýlýk ve erken müdahaleyi zorlaþtýrabilmektedir. Mülkiyet haklarýnýn güçlü olduðu ve sözleþme koþullarýnýn etkin bir þekilde uygulanma gücünün bulunmadýðý, haciz, iflas ve infisah iþlemlerinin zor olduðu zayýf bir hukuk sistemi banka müþterileri açýsýndan ahlaki riziko sorununu arttýrmaktadýr. Bu tip bir sistem yolsuzluðun maliyetini bunlara neden olanlar açýsýndan azaltmaktadýr. A. Sorunlu Bankalarýn Çözümlenmesi ve Kriz Yönetimi Bankacýlýk krizleri üzerine yapýlan çalýþmalar çoðunlukla krizlerin neden kaynaklandýðýnýn tahmini ve önlenmesi için modeller geliþtirmek üzerine yoðunlaþmaktadýr. Bankacýlýk krizlerinin nasýl yönetileceði ve sorunlarýn etkin bir þekilde nasýl çözümlenebileceði konusu üzerinde ise yeterince durulmamaktadýr. Bu baðlamda sistemik risklerin etkin bir þekilde ve nasýl çözümlenebileceði, finansal kuruluþlarýn nasýl SUNUM yeniden karlý ve saðlýklý hale getirilebileceði, finans sektöründeki sýkýntýlarýn ekonomiye olumsuz etkilerinin nasýl en aza indirileceði ve krizlerin maliyetinin nasýl sýnýrlý ölçüde tutulabileceði gibi sorunlara da çözüm aranmasý gerekmektedir. Bir krizin baþarý ile çözümlenmesi reformlarýn zamanlamasý, sürekliliði ve uygulamadaki kararlýlýk, toplumda popülist olmayan reform ve önlemler ile acý reçetelere uyulmadaki isteklilik, karar alýcýlarýn toplumsal ve politik baskýlara karþý gösterecekleri direnç, otoritelerin krizi yönetmekteki kurumsal kapasitesi gibi faktörler ile yakýndan ilgili bulunmaktadýr. Mali yapýsý bir daha düzelemeyecek durumdaki bankalarýn zaman geçirilmeden sistemden çýkarýlmasý, mali yapýsý zayýf ancak düzelebilecek kuruluþlara (devlet ve/veya özel sektör tarafýndan) kaynak temin edilmesi, sorunlu aktiflerin süratle tasfiye edilmesi suretiyle krizin etkilerinin azaltýlmasý hýzlandýrýlabilecektir. Krizlerin büyümesinin ve kontrolden çýkmasýnýn önüne geçilebilmesi için; acil tedbirlerin uygulamaya konulmasýna, makroekonomik politikalara ve bankacýlýk sektörünün yeniden yapýlandýrmaya tabi tutulmasý ile birlikte bazý kurumsal düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadýr2. a. Acil Önlemler Sistemik bankacýlýk krizlerinin yaþandýðý dönemlerde, piyasa ekonomisinin tam olarak uygulandýðý ülkelerde bile bazý önemli tedbirlerin alýnmasý gerekmektedir. Bu tedbirler; krizin ortaya çýkardýðý ödemeler sisteminin çökmesi, kredi akýþlarýnýn(geri dönüþlerin) kesintiye uðramasý, bankalardan mevduat kaçýþý gibi sorunlardan kaynaklanan olumsuz dýþsal etkilerin düzeltilmesini içermektedir. Alýnan tedbirler ile finansal sistemin güçlendirilmesi, makro ekonomik istikrarýn saðlanmasý ile ekonomik büyüme koþullarýnýn iyileþtirilmesine de katkýda bulunulacaktýr. Bankacýlýk Krizlerinin Çözümlenmesinde Acil Önlemler Likidite Desteði Devlet Güvenceleri Mali Durumu Bozulan Kuruluþlarýn Tasfiyesi b. Makroekonomik Politikalar Krizin baþlangýcýndaki ilk þoklarýn ardýndan tüm ülkelerde makroekonomik istikrar politikalarý uygulanmaya baþlanmaktadýr. Kriz ortamýnda gereðinden fazla yukarý týrmanan nominal döviz kurlarýnýn(over-shooting) aþaðýya çekilmesi ve yerli paranýn sürekli deðer kaybetmesinin (enflasyon sarmalý) önlenebilmesi amacýyla para politikalarýna ihtiyaç bulunmaktadýr. c. Bankacýlýk Sisteminin Yeniden Yapýlandýrýlmasý Yüksek ekonomik büyüme hedeflerinin tutturulabilmesi ve makroekonomik istikrarýn sürdürülebilmesi için kapsamlý ve güvenilir bir finansal yeniden yapýlandýrma programýnýn hazýrlanarak uygulamaya konulmasý gereklidir. Bir yeniden yapýlandýrma projesinin aþaðýda belirtilen belli baþlý amaçlarý içermesi gerekmektedir3. . » Finansal sisteme güvenilirliðinin yeniden kazandýrýlmasý, » Banka sahip ve yöneticileri, borçlular, mevduat sahipleri ve ilgili düzenleyici ve denetleyici kurumlar da dahil olmak üzere tüm piyasa katýlýmcýlarý açýsýndan ahlaki rizikonun önlenerek etkin bir piyasa yapýsý saðlanmasý........... Sistemik bankacýlýk krizlerinin yaþandýðý dönemlerde, piyasa ekonomisinin tam olarak uygulandýðý ülkelerde bile bazý önemli tedbirlerin alýnmasý gerekmektedir. Bu tedbirler; krizin ortaya çýkardýðý ödemeler sisteminin çökmesi, kredi akýþlarýnýn(geri dönüþlerin) kesintiye uðramasý, bankalardan mevduat kaçýþý gibi sorunlardan kaynaklanan olumsuz dýþsal etkilerin düzeltilmesini içermektedir. » Yeniden yapýlandýrma süreçlerinin etkin bir þekilde yönetilerek kamuya olan maliyetin en az düzeye indirilmesi. Yeniden Yapýlandýrma Projelerinin Amaçlarý Finansal sisteme güvenilirlik kazandýrýlmasý Ahlaki rizikonun önlemesi Kamuya maliyetin minimum düzeye indirilmesi Bu amaçlarýn gerçekleþtirilebilmesi için yönetimi devir alýnan bankalarýn etkin bir þekilde yönetilmesi, en uygun çözümleme prosedürlerinin uygulamaya konulmasý ve devir alýnan sorunlu alacaklardan yapýlacak tahsilatýn en üst düzeye çýkarýlmasý gerekmektedir. Bu temel amaçlar hedeflenmekle birlikte uygulanmasý gereken stratejiler ülkelerin özel koþullarý, öncelikleri ile krizin derinliðine göre deðiþebilmektedir. Yeniden yapýlandýrýlmasý veya kapatýlmasý gereken finansal kuruluþlar için makroekonomik hedeflerle uyumlu stratejilerin oluþturulmasý, gerekli kamu desteðinin nitelik ve tutarýnýn belirlenmesi, devir alýnan bankalarýn alacaklarýnýn tahsili ve varlýklarýnýn yönetimi ve özerk düzenleyici ve denetleyici kurumlarýn oluþturulmasý hususlarý bir yeniden yapýlandýrma sürecinin gerekli aþamalarýný oluþturmaktadýr. d. Kurumsal Düzenlemeler En az teknik konular kadar kurumsal ve yasal çerçeve de dikkate alýnmalýdýr. Krizlerin baþlangýç aþamalarýndan itibaren etkin düzenleme ve denetleme, banka yönetimlerinin iyileþtirilmesi, piyasa disiplininin saðlanmasý gibi konularda gerekli adýmlarýn atýlmasý saðlanmalýdýr. 2 Carl-Johan Lindgren, Tomas J. T. Balino, Charles Enoch, Anne-Marie Gulde, Marc Quintin, and Leslie Teo, Financial Sector Crisis and Restructuring, Lessons from Asia, IMF, Occasional Working Paper, Washington DC, 1999., s. 2-4. 3 Andrew Logan, The Early 1990s Small Banks Crisis: Leading Indicators, Bank of England Working Paper, Bank of England, July 2001, No: 139. s.144. 23 SUNUM Finansal sistemi denetleyen otoritelerin özerkliðinin saðlanmasý önem arz etmektedir. Krizlerin ortaya çýkýþýnda ve etki ve boyutlarýnýn büyümesinde etken olan önemli faktörlerden biri de denetleyici otoritelerin etkinliðinin olmamasý veya kararlarýnýn dýþsal faktörlerden etkilenmesinden kaynaklanmaktadýr. Denetim otoritelerinin kapasitelerinin arttýrýlmasý ve özerklik saðlanmasý çabalarý ile birlikte denetim raporlarýnýn güvenilirlik düzeyi artmaktadýr. Finansal Krizlerin Çözümlenmesinde Kurumsal Düzenlemeler Etkin Denetim Etkin Düzenleme da.Etkin Denetim Finansal sistemi denetleyen otoritelerin özerkliðinin saðlanmasý önem arz etmektedir. Krizlerin ortaya çýkýþýnda ve etki ve boyutlarýnýn büyümesinde etken olan önemli faktörlerden biri de denetleyici otoritelerin etkinliðinin olmamasý veya kararlarýnýn dýþsal faktörlerden etkilenmesinden kaynaklanmaktadýr. Denetim otoritelerinin kapasitelerinin arttýrýlmasý ve özerklik saðlanmasý çabalarý ile birlikte denetim raporlarýnýn güvenilirlik düzeyi artmaktadýr. Bu þekilde denetim otoriteleri, denetim esnasýnda ve sonrasýnda bankalarda kredi zarar karþýlýklarýnýn arttýrýlmasýný ve banka yönetimi ve mali durumu ile ilgili herhangi bir sorun tespit edildiði taktirde düzeltilmesini talep edebilme yetkisi ile bankalarýn diðer dýþ denetim þirketlerinin verilerinden daha fazla faydalanabilme imkaný elde etmektedir. db. Etkin Düzenleme Yapýlan düzenlemeler kredi zarar karþýlýklarý, kredilerin sýnýflandýrýlmasý ve gelir-gider reeskont ve tahakkuklarý ile ilgili uygulamalarýn uluslar arasý standartlara yakýnlaþtýrýlmasýný saðlamayý amaçlamaktadýr. Tüm kriz yaþayan ülkeler bankacýlýk sistemlerinin yeniden yapýlandýrýlmasý süreçlerinde sermaye hesabýnýn tanýmlamasýný yeniden yapmakta ve sermaye yeterlilik rasyolarýnýn olmasý gereken minimum düzeyini arttýrma yoluna gitmektedirler. Bunlarýn dýþýnda; » Döviz kuru risklerinin sýnýrlandýrýlmasý, » Likidite yönetiminin kurallara baðlanmasý, » Grup baðlantýlý kredilerin ve tek kiþi/gruba açýlabilecek kredilerin kýsýtlanmasý, » Çapraz teminatlarýn önlenmesi, » Banka sahip ve yöneticilerinin sahip olmasý gereken nitelikler ile ilgili yeni düzenlemeler getirilmektedir. B. Türk Bankacýlýk Sektöründe Yeniden Yapýlandýrma Ülkemizde mülga 4389 sayýlý Bankalar Kanunu ile 1999 yýlýndan itibaren uluslar arasý uygulamalar paralelinde düzenlemelere gidilerek bir taraftan bankacýlýk sisteminde Avrupa Birliði standardlarýna uyum saðlanmasý bir taraftan da 2000-2001 krizlerinin ortaya çýkardýðý sorunlarýn çözümlenmesi hedeflenmiþtir. Bu kapsamda baðýmsýz düzenleyici ve denetleyici otoriteler oluþturu-larak, bankalar mali durumlarý ile ilgili bilgileri kamuoyuna daha sýk aralýklarla ve daha þefaf olarak açýklamaya zorlanmýþ ve mali tablolarýn konsolide esasa göre düzenlenmesi ile grup risklerinin daha þeffaf þekilde takibi saðlanmýþtýr. Krizlerin etkisiyle mali bünyeleri ve karlýlýk performanslarý kötüleþen bankalarý daha saðlýklý bir yapýya kavuþturmak amacýyla 2001 yýlý Mayýs ayýnda Bankacýlýk Sektörü Yeniden Yapýlandýrma Programý uygulamaya konulmuþtur4. Buna göre sektörün yeniden yapýlandýrýlmasý; » Kamu bankalarýnýn finansal ve operasyonel açýdan yeniden yapýlandýrýlmasý » Krizlerden olumsuz etkilenen özel bankalarýn saðlýklý bir yapýya kavuþturulmasý » Bankacýlýk sektörünün daha etkin ve rekabetçi bir yapýya kavuþturulmasý için düzenleme ve denetleme sistemlerinin etkinliðinin arttýrýlmasý » TMSF bünyesindeki bankalarýn çözüme kavuþturulmasý hedeflerini gerçekleþtirmek üzere dört temel unsura dayandýrýlmýþtýr. Bankacýlýk Sektörünün Yeniden Yapýlandýrýlmasý » Kamu bankalarýnýn yeniden yapýlandýrýlmasý » Özel bankalarýn saðlýklý bir yapýya kavuþturulmasý » Düzenleme ve denetleme sistemlerinin etkinliðinin arttýrýlmasý » TMSF bünyesindeki bankalarýn ve varlýklarýn çözüme kavuþturulmasý Bu kapsamda Hazine tarafýndan kamu bankalarýnýn sermayeleri güçlendirilmiþ, görev zararý alacaklarý ödenmiþ, tekrar bu türden zararlarýn oluþumunu önlemek amacý ile bu zararlara yol açan kanun ve kararlar yürürlükten kaldýrýlmýþtýr. Özel Bankalarýn Sermayelerinin Güçlendirilmesi Programý sonucunda sermaye yetersizliði tespit edilen bankalarla ilgili önlemler alýnmýþ, banka bilançolarý daha þeffaf hale getirilerek sermaye yapýlarýný kendi kaynaklarý ile güçlendirmeleri ve piyasa risklerini sýnýrlandýrmalarýna aðýrlýk verilmiþtir. Gözetim ve denetime iliþkin düzenlemeler özetle; » Sermaye yeterliliði, » Risk yönetimine iliþkin düzenlemeler, » Kredi ve iþtirak sýnýrlarý ile karþýlýklar ile ilgili düzenlemeler, 4 BDDK, Bankacýlýk Sektörü Yeniden Yapýlandýrma Programý Geliþme Raporu-(VII), Ekim 2003. 24 SUNUM » Muhasebe standartlarý, baðýmsýz denetim ve devir/birleþmelere iliþkin düzenlemeler, » Banka sermayelerinin güçlendirilmesi kapsamýnda yapýlan düzenlemeler, yapýlan çalýþmalarla; » Krizlerin maliyetinin azaltýlmasýnda baþarýya ulaþýlmýþ, » Önemli bir tecrübe birikimi ve kurumsal hafýza oluþmuþtur. » Özel finans kurumlarýna iliþkin düzenlemeler, » Kurumlar arasý iþbirliði ve koordinasyonun geliþtirilmesi ve » Yabancý ülkelerle yapýlan denetim ve iþbirliði anlaþmalarý hususlarýnda yoðunlaþmýþtýr. 1997 yýlýndan itibaren 22 banka TMSFye devredilmiþtir. Bu bankalar(Birleþik Fon Bankasý A.Þ. ve Türk Ticaret Bankasý A.Þ. hariç) yeniden yapýlandýrýlarak birleþtirme, satýþ ve doðrudan tasfiye gibi yöntemlerle sistem dýþýna çýkarýlmýþtýr. TMSF tarafýndan çözümleme faaliyetlerinin sonucunda elde edilen tahsilat bilgileri aþaðýda yer almakta olup, bu tutarlar krizlerin kamuya olan maliyetinin önemli düzeyde azaltýldýðýný göstermektedir5. TMSF tarafýndan Yapýlan Çözümleme Faaliyetleri Bu kapsamda çözümleme süreçlerinde þu noktalarýn altýnýn özellikle çizilmesinde yarar bulunmaktadýr: (i) Bankacýlýk krizlerinin çözümlenmesi yönetimsel bir sorundur. (ii)Uygulanacak politikalarýn ve programlarýn birlikte ve uyum içerisinde çalýþmasýna ve konu ile ilgili kurumlar arasýnda yeterli koordinasyonun bulunmasýna baðlý bulunmaktadýr. Bankacýlýk krizlerinin etkilerinin ve kamuya olan maliyetinin büyüklüðü, gelir daðýlýmý üzerindeki etkileri ve makro ekonomik boyutlarý krizin nasýl yönetildiði ve bankacýlýk sisteminin sorunlarýnýn ne þekilde çözümlenmeye çalýþýldýðý ile yakýndan ilgilidir. Nitekim kurumlar arasý iþbirliði ve koordinasyon konusu önemi nedeniyle Bankacýlýk Yasasý kapsamýnda yer almýþtýr6. Buna göre; etkin ve þeffaf bir finansal sistem oluþturulmasý, bankalarýn kurumsal yönetim ilkelerine uyum seviyesinin gözetimi, finansal piyasalarý düzenleyen ve denetleyen kurumlar arasýnda bilgi paylaþýmý ile iþbirliði ve koordinasyonun saðlanmasý amaçlarýyla, Fonun Çözümleme Faaliyet Gelirleri ( milyon USD) Çözümleme Gelirleri - Takipli Alacaklardan Yapýlan Tahsilatlar - Ýþtiraklerden Yapýlan Tahsilatlar - Gayrimenkul ve Menkullerden Yapýlan Tah. - Fon Bünyesindeki Bankalardan Yapýlan Tah. - Diðer Finansal Gelirler Toplam 31.12.2005 6.459 4.534 538 380 790 217 505 6.964 2006ya kadar 6.890 6.035 55 85 705 10 85 6.975 31.12.2006 13.349 10.569 593 465 1.495 227 590 13.939 Kaynak: TMSF Faaliyet Raporu, 2006. Sonuç » Finansal Sektörün Geliþtirilmesi Bankacýlýk krizlerinin etkilerinin ve kamuya olan maliyetinin büyüklüðü, gelir daðýlýmý üzerindeki etkileri ve makro ekonomik boyutlarý krizin nasýl yönetildiði ve bankacýlýk sisteminin sorunlarýnýn ne þekilde çözümlenmeye çalýþýldýðý ile yakýndan ilgilidir. Topluma maliyetin sýnýrlandýrýlabilmesi için acil politika önlemlerinin alýnmasý gerekli olup, problemli finansal kuruluþlarýn kapatýlmasý veya yeniden yapýlandýrýlmasý konusunda kararlý olunmalýdýr. Finansal sisteme olan güvenin tesis edilmesi, kredilerin yeniden yapýlandýrýlmasý için gerekli ve yeterli mekanizmalarýn oluþturulmasý, sorunlu varlýklarýn hýzla çözümlenmesi ve bankacýlýk sisteminin uzun vadede karlý bir yapýya kavuþturulmasý için kapsamlý tedbirler alýnmasý zorunluluk arz etmektedir. » Bankalarýn Yerinden Denetim ve Gözetimi Türk finans sektöründe 2000 ve 2001 yýllarýnda yaþanan krizlerden günümüze uzanan süreçte » Kurumlar Arasý Ýþbirliði ve Koordinasyonun Saðlanmasý » Finansal Sektör Komisyonu Oluþturulmasý » TMSF ve BDDK arasýnda Eþgüdüm Komitesi Kurulmasý konularý 5411 sayýlý Türk Bankacýlýk Kanunu kapsamýnda yasal düzenlemelere tabi tutulmuþ bulunmaktadýr. Bu düzenlemelerin sektörün güvenilirliðine katkýda bulunacaðý düþünülmektedir. 5 TMSF Faaliyet Raporu 2006. 6 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanunu, md. 94, 95, 98, 99, 100 Kaynakça: -Walmsley, Julian, New Financial Instruments, Second Edition, 1997. -Carl-Johan Lindgren, Tomas J. T. Balino, Charles Enoch, Anne-Marie Gulde, Marc Quintin, and Leslie Teo, Financial Sector Crisis and Restructuring, Lessons from Asia, IMF, Occasional Working Paper, Washington DC, 1999. -Logan, Andrew, The Early 1990s Small Banks Crisis: Leading Indicators, Banak of England Working Paper, Bank of England, July 2001, No: 139. -Klingebiel, Daniela. The Use of Asset Management Companies in the Resolution Banking Crises CrossCountry Experience. World Bank Working Papers, 2000. -5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanunu -BDDK, Bankacýlýk Sektörü Yeniden Yapýlandýrma Programý Geliþme Raporu-(VII), Ekim 2003. -TMSF Faaliyet Raporu 2006. 25 GÖRÜÞ AVRUPA ÝNSAN HAKLARI MAHKEMESÝNE BAÞVURUDA ÝÇ HUKUK YOLLARININ TÜKETÝLMESÝ ÞARTININ DEÐERLENDÝRÝLMESÝ Mevcut Türk Anayasa Hukuku sisteminde Anayasa Mahkemesine bireysel doðrudan baþvuru yolunun kapalý olduðu düþünüldüðünde, AÝHMnin bireysel baþvuru yolunu açýk tutarak þahýslarýn bireysel hak ve özgürlüklerini teminat alma fonksiyonunu daha fazla içselleþtirdiði de savunulabilir. Giriþ Özellikle Ýkinci Dünya Savaþýný izleyen süreçte daha çok dikkat çeken insan haklarý ihlallerinin uluslararasý denetimi çeþitli uluslar arasý düzenlemelerde yer almýþtýr. Bu düzenlemelerin önde gelenlerinden biri de Avrupa Konseyi bünyesinde imzalanan Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi (AÝHS) tir. Gerçekten de yirminci yüzyýlda yaþanan iki büyük dünya savaþýnýn akabinde oluþan sosyal, siyasal ve ekonomik yýkým sebebiyle yeni bir Avrupa ideali ile oluþturularak birliðin yeni diktatörlüklerin doðmasýný ve Avrupanýn yok edici bir savaþýn içine yeniden düþmesini önlemek amacýyla Avrupanýn ilk siyasal kuruluþu olan Avrupa Konseyine iliþkin statü on devlet tarafýndan imzalanmýþ ve ayný yýl yürürlüðe girmiþtir. Türkiye bu statüyü kurucu üye olarak 5456 sayýlý Kanun ile 12.12.1949 tarihinde kabul etmiþ ve 8.8.1949 tarihinden geçerli olmak üzere Avrupa Konseyi üyesi olmuþtur . 2 Avrupa Konseyi 1949da kurulmasýnýn ardýndan AÝHS 1950de imzaya açýlmýþ, 1953te yürürlüðe girmiþtir. Taraf ülkelerin Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesine uyumunu denetlemek amacýyla Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi (AÝHM) oluþturulmuþtur. Diðer taraftan Türkiye, AÝHSnin denetim sürecine bireysel baþvuru hakkýný 1987de ve AÝHMnin zorunlu yargý yetkisini 1990da kabul etmiþtir. Son yýllarda Avrupa Birliði (AB) Uyum Yasalarý adý altýnda ulusal düzeyde yürütülen reform çalýþmalarýnda, Sözleþme hükümleri ve Mahkeme içtihadý temel alýnmaya baþlanmaktadýr. Anayasa Mahkemesi de, AÝHM kararlarýnýn ulusal yargý sistemimiz tarafýndan yapýlan deðiþiklikle artýk Anayasal güvenceye kavuþan AÝHSnin esas alýnmasýný öngören bir karar kabul etmiþtir. Hakikaten de 1982 Anayasasýnýn 90 ýncý maddesinin 5 inci Av. Ulvi DARENDELÝ Yurt Dýþý Dava ve Takip Grubu fýkrasýnda bu güvence Usulüne göre yürürlüðe konulmuþ milletlerarasý antlaþmalar kanun hükmündedir Bunlar hakkýnda Anayasaya aykýrýlýk iddiasý ile Anayasa Mahkemesine baþvurulamaz ifadesi yer almaktadýr. Üstelik bu güvenceye yukarýda anýlan AB Uyum Yasalarý çerçevesinde 7.5.2004te yürürlüðe giren Anayasa deðiþikliði yine Anayasanýn 90 ýncý maddesinin 5 inci fýkrasýna eklenen Usulüne göre yürürlüðe konulmuþ temel hak ve özgürlüklere iliþkin milletlerarasý andlaþmalarla kanunlarýn ayný konuda farklý hükümler içermesi nedeniyle çýkabilecek uyuþmazlýklarda milletlerarasý andlaþma hükümleri esas alýnýr. ifadesi ile AÝHSye yasalardan da üstün bir nitelik saðlanmýþtýr. Böylece; temel hak ve özgürlüklerinden bir ya da birkaçý Sözleþmeyi imzalayan bir devlet tarafýndan ihlâl edilen kiþiler, bu devlete karþý, bu Mahkemeye bireysel baþvuru denen bir usulle baþvuru hakkýna sahip olmaktadýrlar. Bu noktada mevcut Türk Anayasa Hukuku sisteminde Anayasa Mahkemesine bireysel baþvuru yolunun kapalý olduðu düþünüldüðünde, AÝHMnin bireysel baþvuru yolunu açýk tutarak þahýslarýn bireysel hak ve özgürlüklerini teminat alma fonksiyonunu daha fazla içselleþtirdiði de savunulabilir. Bu baþvuru için öncelikle baþvuru sahibinin kendi ülkesinde hakkýný aramasý, yani iç hukuk yollarýný tüketmesi gerekmektedir. 2 Ýç hukukta hakkýný aradýktan ve bu konuda olumsuz nihaî kararý aldýktan sonra altý ay içinde yazýlý olarak Strasbourg da bulunan Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesine baþvurulacaktýr. Mahkeme ön koþullarý taþýmayan baþvurunun reddine karar verir (m.35/2). Verilen karar kesindir ve bu karara karþý baþvuru yolu yoktur. Mahkeme ön koþullar açýsýndan kabul edilebilirlilik kararý verdikten sonra esas 1 TEZCAN, Durmuþ, ERDEM, Mustafa Ruhan, SANCAKDAR Oðuz, Türkiyenin Ýnsan Haklarý Sorunu, 2.Baský, Ankara 2004, s.31 2 Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi, m.35 GÜVENÇ, Naci,T.C. 1982 Anayasasý ve Diðer Uluslar arasý Metinler, Ýstanbul 2006 26 GÖRÜÞ hakkýnda karar vermeden önce, taraflara dostane çözüm önerebilir (m.38). Taraflar kendi aralarýnda uzlaþýrlar ve bu uzlaþma da Mahkemece benimsenirse, baþvuru sonuçlanmýþ olur (m.39). Dostane çözüm yoluyla bir sonuca ulaþýlamamýþsa mahkeme baþvuruyu esastan inceler; taraflarýn yazýlý görüþlerini alýr, gerekli görürse duruþma yapar, tanýk dinler, keþif yapar. Mahkeme baþvuru sahibinin Sözleþmede tanýnan bir hakkýnýn devlet tarafýndan ihlâl edildiði kanýsýna varýrsa, hakkaniyete uygun bir surette, zarar gören tarafýn tatminine hükmeder (m.41). Yani Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesinin hükmedebileceði müeyyide, temelde devleti tazminat ödemeye mahkûm etmekten ibarettir. Mahkemenin, devletin Sözleþmeye aykýrý iþlemi iptal etme gibi bir yetkisi olmamakla birlikte aþaðýda inceleneceði üzere son yýllardaki mevzuatýmýzdaki deðiþikliklerle AÝHM kararlarý sonucunda adli ile idari yargý ile birlikte ceza muhakemesinde de yeniden yargýlamanýn yolu açýlmýþ bulunmaktadýr. Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi kararlarý baðlayýcýdýr (m.46). Ancak bu kararlarýn cebrî icrasý mümkün bulunmamaktadýr. Mahkemenin kararlarýnýn uygulanýp uygulanmadýðý Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafýndan denetlenir (m.46). Böylece kesinleþen AÝHM kararlarýnýn yerine getirilip getirilmemesi ancak siyasi baský aracý olarak kullanýlabilmekte, bunun dýþýnda sözleþmeci devleti zorlayýcý bir yaptýrýma tabi kýlmamaktadýr. Yukarýda bahsedildiði üzere baþvuru için ön koþullarý tamamlanmamýþ baþvurularýn AÝHM tarafýndan kabul edilerek hüküm verilmesi mümkün olamayacaktýr. (m.35/2) Uygulamada bu sözü edilen ilke gereði ön koþullardan biri olan iç hukuk yollarý tüketilmediðinden dava dilekçesi gönderilip mahkeme kalemine ulaþsa dahi söz konusu baþvurunun esasa geçilmeden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte Türkiye aleyhine açýlan ve halen derdest olan davalarda bazý baþvuru sahiplerinin, baþvuru metinlerinde bazý AÝHM içtihatlarýnda atýf yapýlan Etkili Yargý Yolu kýstasýna dayanarak, iç hukuk yollarýnýn tüketilmesinin her davada mümkün olmadýðý tezi üzerinde durduklarýnda görülmektedir. Aþaðýda örnekleneceði üzere bazý kararlarda - örneðin Ýdari Yargýda yürütmenin durdurulmasý aþamasýnda baþvurucu aleyhine bir sonuç çýkmýþ ise - artýk mahkemelerin davaya bakýþ açýlarýnýn belirli ve deðiþmez olduðu iddia edilmektedir. Buradan hareketle de temyiz aþamasýnda esastan incelemeye artýk gerek olmadýðý gerekçesiyle iç hukuk yollarýnýn tamamlanmýþ olduðu ifade edilerek baþvuru þartlarýnýn tamamlanmýþ olduðu savunulmaktadýr. Oysa bizim hukukumuz temyiz aþamasýnda da esastan inceleme yapýlacaðýný hükme baðlamaktadýr çünkü idari yargýnýn birkaç karar aþamasý bulunmaktadýr. Davacý istemiþse yürütmeyi durdurma kararý verilmekte, arkasýndan davanýn esasýna yönelik iptal veya davanýn reddi yönünde karar çýkmakta, temyiz aþamasýnda kararýn yürütülmesinin durdurulmasý istenmiþse buna iliþkin karar verilmekte akabinde temyizde inceleme yapýlarak onama veya bozma kararý verilmekte son olarak da temyiz merciince verilen karara karþý karar düzeltme yoluna gidilirse karar düzeltme talebinin reddi veya kabulü yönünde karar verilmektedir. Üstelik temyiz aþamasýnda da gerçek anlamda hukuka uygunluk denetiminin yapýldýðý Ýdari Yargýlama Usulü Kanunu Madde 49 ile de ayrýca belirtilmiþtir. ÝYUK Madde 49a göre temyiz incelemesi sonunda Danýþtay : Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesinin hükmedebileceði müeyyide, temelde devleti tazminat ödemeye mahkûm etmekten ibarettir. Mahkemenin, devletin Sözleþmeye aykýrý iþlemi iptal etme gibi bir yetkisi olmamakla birlikte son yýllardaki mevzuatýmýzdaki deðiþikliklerle AÝHM kararlarý sonucunda adli ile idari yargý ile birlikte ceza muhakemesinde de yeniden yargýlamanýn yolu açýlmýþ bulunmaktadýr. a) Görev ve yetki dýþýnda bir iþe bakýlmýþ olmasý, b) Hukuka aykýrý karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamýþ olunmasý, Sebeplerinden dolayý incelenen kararý bozar. Görüldüðü üzere bizzat ÝYUK, madde lafzýnda Danýþtay tarafýndan temyiz aþamasýnda hukuka aykýrýlýðýn resen gözetileceðini vurgulamakla iç hukuk yollarýnýn varlýðýný üstelik bu yollarýn etkili de olduðunun altýný çizmiþtir. I) ÝÇ HUKUK YOLLARININ TÜKETÝLMESÝ ve ETKÝN YARGI YOLU KISTASI a) Genel Bakýþ Ýç hukuk yollarýnýn AÝHMye baþvurmadan önce tüketilmesi zorunluluðu Devletler Hukukunda tanýnan ilkedir ve insan haklarýnýn korunmasýna iliþkin diðer uluslararasý belgelerde de yer almaktadýr. 3 Örneðin Birleþik Devletler Ýnsan Haklarý Sözleþmesi m.46 ve Birleþmiþ Milletler himayesinde imzalanan Her Türlü Irk Ayrýmcýlýðýnýn Önlenmesine Ýliþkin Sözleþme m.5/2 b. ilkeleri ile amaçlanan, taraf devlete Sözleþme ve ek protokollerle güvence altýna alýnan hak ve özgürlüklerin ihlalinin gerektiðinde söz konusu devletin kendi iç hukuku çerçevesinde ortadan kaldýrýlmasýna olanak saðlamaktýr. 4 Bu da Sözleþme ile 3 TÜRMEN, Rýza, Ýnsan Haklarý Sözleþmesi Sisteminde Ýç Hukuk Yollarýnýn Tüketilmesi, Kunter Armaðaný, Ýstanbul 1998 4 AÝHM 06.11.1980 tarihli Oosterwijk kararý (7654/76), EuGRZ 1981, s 275 (Serie: A, no 40) 27 GÖRÜÞ AÝHMye baþvuru yapýlmasýndan önceki süreçte etkililiði tartýþmasýz olan iç hukuk yollarýnýn varlýðý, Türkiye aleyhine yapýlan baþvurularda iddia edildiði gibi davanýn esasýna girilmesine bir engel teþkil etmeyip bilakis davanýn esastan görüþülmesinin akabinde baþvurucunun da lehine sonuçlanabilme ihtimalini de bir hukuki güvence olarak bünyesinde barýndýrmaktadýr. öngörülen koruma sisteminin iç hukuka göre ikincil ve tamamlayýcý nitelikte olduðunu göstermektedir.5 Buradan hareketle Ýhlalin ortadan kaldýrýlmasý bakýmýndan önceliðin her bir üye devletin iç hukukuna verildiði söylenebilir. Nitekim AÝHM, 23.7.1968 tarihli Linguistique ve 7.2.1976 tarihli Handyside kararlarýnda Sözleþme ile kurulan güvence mekanizmasýnýn, ulusal düzeydeki korunma mekanizmasýna göre tamamlayýcý nitelik gösterdiðini vurgulamýþtýr. Ýç baþvuru yollarýnýn tüketilmesi koþulu, gerek bireysel baþvuru ve gerekse devlet baþvurusu için gerekli olan bir usul þartý kapsayan bir kavram olarak deðerlendirilmelidir. Kural olarak bireysel baþvuruda bulunabilmek için iç hukuk yollarýnýn tüketilmesi, örneðin kesinleþmiþ bir takipsizlik veya mahkumiyet hükmünün bulunmasý ve bu karardan itibaren altý aydan fazla bir sürenin geçmemiþ olmasý gerekir.6 Bununla birlikte, olayýn özelliklerine göre, iç hukuk yolu bulunmuyorsa veya bulunmakla birlikte etkili deðilse veya yasa ile baþvuru yollarý kapatýlmýþsa baþvuruya konu olay veya eylemin meydana geldiði tarihten itibaren altý ay içinde doðrudan baþvuru yapýlabilir.7 AÝHM de, yeterli bir sürede sonuç vermeyen veya baþvurucunun kayýplarýný bütünüyle gidermeye olanak tanýmayan hukuk yolunun eski 26. madde (yeni m.35) bakýmýndan tüketilmesi gereken iç hukuk yolu sayýlamayacaðýný vurgulamaktadýr.8 Nitekim AÝHM, 2.9.1998 tarihli Yaþa ve 20.5.1999 tarihli Oður kararlarýnda baþvuranýn, hukuki ve idari yollara baþvurmasýnýn gerekli olmadýðý sonucuna varmýþtýr. Mahkemeye göre, Devlet görevlilerinin sorumlu olduðu yasadýðý fiiller nedeniyle zarara uðranýlmasý dolayýsýyla açýlan tazminat davasýnda, haksýz fiil yaptýðýna inanýlan kiþinin kimliðini biliyor olmasý gerekir. Öte yandan tüketilmesi gereken iç hukuk yolunun, bir yandan baþvuruya konu olan ihlalle ilgili olmasý gerekirken diðer yanda iç hukuk yollarýna baþvururken, þikayet konusu davranýþýn AÝHS veya eki protokollere aykýrýlýðý da ileri sürülmüþ olmalýdýr. Yukarýda anýldýðý üzere Ülkemiz aleyhine AÝHM önüne getirilen kimi baþvurularda Ýdari Yargý sürecine konu yürütmenin durdurulmasý aþamasýnda baþvurucunun aleyhine sonuçlanan bir red kararýndan sonra artýk iþin esasýna girilmesine gerek olmadýðý, yürütmenin durdurulmasý kararý verilirken aslýnda mahkemenin esas hakkýnda görüþünün de kesinleþtiði savunulmaktadýr. Bu durum hem Yürütmenin Durdurulmasý kurumunun amacý çerçevesinde, hem de AÝHM kararlarýnda sýkça anýlan Etkin Yargý Yolu Kýstasý çerçevesinde deðerlendirilmelidir. Bir kere Yürütmenin Durdurulmasýna müteallik karar yalnýzca ÝYUKta anýlan hukuka açýk aykýrýlýk ve telafisi güç ya da imkansýz zararlar doðmasý ihtimali þartlarýnýn birlikte gerçekleþtiði durumlarda hukuki himaye bahþetmektedir. Ýþin esasýna girilmeden, bilgi, belge ve gerekli tüm delillerin yürütmenin durdurulmasý aþamasýnda deðil ancak davanýn esastan görüþüldüðü aþamada etraflýca ve derinlemesine incelenebileceði bilinmektedir. Diðer taraftan AÝHMye ön baþvuru þartlarýndan olan iç hukuk yollarýnýn tüketilmesi gereði ayný zamanda ülkemizdeki hukuk ve adalete olan güvenin mevcudiyetini teyit etmek anlamýný da taþýmaktadýr. AÝHMye baþvuru yapýlmasýndan önceki süreçte etkililiði tartýþmasýz olan iç hukuk yollarýnýn varlýðý, Türkiye aleyhine yapýlan baþvurularda iddia edildiði gibi davanýn esasýna girilmesine bir engel teþkil etmeyip bilakis davanýn esastan görüþülmesinin akabinde baþvurucunun da lehine sonuçlanabilme ihtimalini de bir hukuki güvence olarak bünyesinde barýndýrmaktadýr. Diðer taraftan AÝHM geçmiþte Türkiye aleyhine verdiði kararlarda özellikle Güney Doðu Anadolu kökenli terör olaylarýyla mücadele sýrasýnda gündeme gelen iþkence ve köy yakma ya da zorla köy boþaltma gibi iddialarýn ileri sürüldüðü olaylarda etkili iç hukuk yollarýnýn bulunmadýðýndan bahisle baþvurularýn kabul edilebileceðine iliþkin istisnai kararlar da vermiþ bulunmaktadýr. Bu noktada ülkemiz aleyhine açýlan iþkence ve kötü muamele konulu davalarda söz konusu tazminatlarýn idari yargýdan temin edilmesinin imkânsýz olmasý nedeniyle tüm (idari) yargý yollarýnýn tüketilmesi gereðini her dosyada aramamýþtýr. Ancak bu yönde kabul edilebilirlik kararý verilen baþvuru sayýsýndaki son zamanlardaki artýþ, bu istisnai uygulamanýn Komisyon ve Divan9 tarafýndan genel uygulama haline dönüþme tehlikesini ortaya koymaktadýr. b) AÝHM K ararlarýnda Yeni Eðilim AÝHM önündeki Türkiye aleyhine yapýlan 5 TEZCAN,ERDEM,SANCAKDAR a.g.e. sh. 112 6 AÝHS m.34- Eski metinde karþýlýðý m.26 7 ÇAVUÞOÐLU,Naz, Avrupa Konseyi: Ýnsan Haklarý Avrupa Sözleþmesinin Denetim Sistemi Ýnsan Haklarý, Cogito-98, 8 Bu baðlamda örneðin Türk Hükümetinin, gözaltýna alýnan sanýklarýn gözaltýnýn yasallýðýna sulh ceza mahkemesi önünde itiraz edebileceklerine iliþkin ileri sürdüðü itirazlar, bunun içtihatla kanýtlanamadýðý gerekçesiyle Avrupa Ýnsan Haklarý Komisyonu ( o zamanki ismiyle AÝHK) tarafýndan reddedilmiþtir. (AÝHKnin 11.5.1989 tarihli Yaðcý/Sargýn kararý) TEZCAN,ERDEM,SANCAKDAR a.g.e. sh. 113 9 1.11.1998den sonra bu iki kurumun birleþerek Avrupa Ýnsan Haklarý Ýlk Derece Mahkemesi adýný almýþtýr. 28 GÖRÜÞ baþvuru sayýsýnda son yýllarda belirgin bir azalma olduðu ve yeni baþvurularýn içeriðinin ve ihlal iddialarýnýn öncekilere kýyasla olumlu yönde deðiþtiði görülmektedir.10 Son zamanlarda AÝHMnin aðýr ihlal kararlarý, yerini ulusal makamlara tanýnan takdir marjýnýn arttýrýlmasý sonucunda kabul edilemezlik ya da ihlal yoktur kararlarýnýn çoðalmasýna veya mevcut ihlal kararlarýnýn hafifleþtirilmesine býrakmýþtýr. AÝHMnin Türkiye lehine verdiði kararlarýn hafifleþtirilmesine býrakmýþtýr. AÝHMnin Türkiye lehine verdiði kararlarýn artmasý ve ulusal makamlarýn eylem ve iþlemlerini daha hoþgörülü karþýlamasýnýn birden fazla nedeni olabileceði deðerlendirilmektedir. Bu nedenler arasýnda özellikle aþaðýdakiler sayýlabilir:11 Uluslararasý veya bölgesel siyasal nedenler: AÝHMnin baþta Rusya olmak üzere, Romanya,Polonya ve Ukrayna gibi Doðu Avrupa ülkelerinden gelen baþvuru yoðunluðu karþýsýnda, mukayeseli bir bakýþla,Türkiyeye karþý daha olumlu yaklaþmak istemesi, Konjonktürel nedenler: AÝHMnin,Türkiyede Avrupa Birliðine uyum sürecinde,insan haklarý normlarýnýn iyileþtirilmesi amacýyla kýsa sürede gerçekleþtirilen önemli reformlarý desteklemek ve/veya teþvik etmek istemesi, Diplomatik nedenler: Türkiyenin, yoðun diplomatik giriþimlerle kendi gerçeklerini AÝHM çevrelerine daha iyi anlatabilmesi, Kurumsal-bürokratik nedenler: AÝHM Sekretaryasýnda Türkiyeye sempati duyan çevrelerin artmasý, AÝHMnin iþleyiþ mekanizmasýyla ilgili nedenler: AÝHMnin sürekli artan iþ yükü karþýsýnda,bireysel baþvurularý en aza indirmek ve bireysel baþvurularýn cazibesini azaltmak zorunda kalmasý AÝHMdeki bu yeni eðilim ile ilgili Türkiye aleyhine yapýlan baþvurulardan örnek vermek gerekirse 46347/99 Baþvuru No ile XenidesArestis dosyasý incelenebilir. Bu baþvuru da, AÝHMnin 18 Aralýk 1996 tarihinde esasý hakkýnda karar verdiði meþhur Loizidou baþvurusu ve uzunca bir aradan sonra karara baðlanan Demades baþvurularý ile benzer iddialar içermektedir. AÝHMNÝN Xenides-Arestis baþvurusu hakkýnda Türkiye aleyhine verdiði ihlal kararýnýn, önceki içtihadýyla uyumlu olduðu ve yeni bir eðilim arz etmediði söylenebilirse de, söz konusu karar dikkatli okunduðunda, GKRYden yapýlan ve halen AÝHM önünde incelenmekte olan diðer bireysel mülkiyet baþvurularý yönünden, KKTCde oluþturulan Tazmin Komisyonuna müracaat edilmeden, doðrudan Strasbourga yönelen baþvurularýn, iç hukuk yollarý tüketilmediði gerekçesiyle reddedebileceði anlaþýlmaktadýr. Böylece, KKTCde oluþturulan Tazmin Komisyonunun, AÝHMnin XenidesArestis kabul edilebilirlik kararýnda açýklandýðý þekilde iþlevini sürdürmesi durumunda, GKRYden yapýlan binlerce bireysel baþvurunun - Türkiye lehine reddedilmesi yönünde güçlü bir olasýlýk belirmiþtir.12 AÝHMnin son zamanlardaki aðýr ihlal kararlarý, yerini ulusal makamlara tanýnan takdir marjýnýn arttýrýlmasý sonucunda kabul edilemezlik ya da ihlal yoktur kararlarýnýn çoðalmasýna veya mevcut ihlal kararlarýnýn hafifleþtirilmesine býrakmýþtýr. AÝHMnin Türkiye lehine verdiði kararlarýn artmasý ve ulusal makamlarýn eylem ve iþlemlerini daha hoþgörülü karþýlamasýnýn birden fazla nedeni olabileceði deðerlendirilmektedir. Son zamanlarda AÝHMnin Türkiye aleyhine verdiði ihlal kararlarý sonucunda hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarýnda önemli bir azalma olduðu dikkat çekmektedir. Anýlan kararlar çerçevesinde, AÝHMnin Türkiye lehine geliþtirdiði yeni eðilimin farklý motiflerle beslense de- temelde bireysel baþvuru yolunun cazibesini azaltarak, baþvuru sayýsýný üstesinden gelinebilir bir seviyeye düþürme amacýna dayandýðý düþünülmektedir. Bu eðilimin, Avrupa Konseyinin kuruluþ amaçlarý ve AÝHSnin getirdiði koruma mekanizmasýna güvenen 800 milyonu aþkýn Avrupalýnýn beklentilerine ne derece uygun olduðu ise tartýþmalýdýr. c) Ýç Hukuk Yollarý Kýstasýnýn Kapsamý Her ne kadar münferit kararlar da olsa aleyhe sonuçlanarak Türkiyenin uluslararasý imajýný çok sarsan hususlarý düzeltmek konusunda yasama ve yürütme organlarýna düþen görevler yanýnda, yargýnýn da büyük gayret göstermesini gerektirmektedir. Nitekim iç hukuk yollarý tüketilmediðinden dolayý reddedilen 23.9.1998 tarihli Aytekin davasý , bu konuda Türk Adli Makamlarýnýn gayret göstermesi halinde iç hukuk yollarý tüketilmediðinden bahisle yapýlan baþvurunun reddedebileceðini göstermektedir.13 Ýç hukuk yollarýný baþvuru yapýlmadan önce tüketilmiþ olmakla birlikte istisnai durumlarda eðer sorun, baþvurunun dayanaðýnýn olmasý sorunuyla dar bir baðlantý içindeyse iç hukuk yollarýnýn tüketilip tüketilmediði konusundaki karar, baþvurunun kabul edilmesinden sonra 10 AÝHMnin yeni Baþkaný, Fransýz yargýç Jean Paul Costanýn benzer görüþleri için bkz. Semih Ýdiz, Türkiye sicilini düzeltiyor, Milliyet Gazetesi, 09.05.2007 11 KARAKUL, Selman, AÝHMnin Türkiye Hakkýnda Verdiði Kararlarda Yeni Eðilim, Güncel Hukuk Aylýk Hukuk Dergisi, Aðustos 2007/ 8-44 sh. 50 v.d. 12 KARAKUL, Selman a.g.m. Sh. 53 13 23.9.1998 tarihli bu kararda, Jandarma Karakolu önünden geçerken durmadýðýndan bahisle nöbetçi askerin attýðý kurþunla ölen inþaat müteahhidi Aytekine ateþ eden askerle ilgili kovuþturma devam ederken maktulün ailesi tarafýndan Komisyona yapýlan baþvuruyla ilgili olarak AÝHM iç hukuk yollarý tüketilmediðinden bahisle davayý reddetmiþtir. Bu konuda anýlan kararýn 85.paragrafý bu durumu çok açýk bir þekilde vurgulamaktadýr. 29 GÖRÜÞ Nihai karar deyimi, taraf devletin iç hukukuna göre, artýk gidilebilecek baþka bir olaðan denetim muhakemesi yolunun kalmamýþ olmasý anlamýna gelir. AÝHS ile öngörülen denetim mekanizmasýnýn harekete geçirebilmesi için öngörülen 6 aylýk süre kuralý, nihai karardan itibaren iþlemeye baþlayacaktýr. Temyiz incelemesi sonunda verilen onama kararý, Türk hukuku açýsýndan nihai karar niteliðindedir. Dolayýsýyla baþvurunun da onama kararýndan itibaren 6 aylýk süre içerisinde yapýlmýþ olmasý gerekir. da verilebilir. AÝHS m. 35/1deki koþulun yerine getirilip getirilmediði yüzeysel biçimde tetkik edilip, özel durumlarda (baþvurunun uzun sürmesi, ihlalin sürekliliði gibi) baþvuru, iç baþvuru yollarý tüketilmeden de yapýlabilir. Eðer baþvurunun yapýldýðý sýrada iç hukuktaki baþvuru son aþamaya gelmiþse ve kabul edilebilirlik kararý verilinceye karar verilmesi bekleniyorsa bu koþul gerçekleþmiþ sayýlmaktadýr.14 Baþka bir söyleyiþle AÝHM, iç hukuktaki nihai kararýn baþvuru yapýldýktan kýsa bir süre sonra verilmesi, ancak henüz kabul edilebilirlik kararý verilmeden önce Mahkemeye ulaþmasý halinde Mahkemenin bu baþvuruyu ele alabileceðini kabul etmiþtir. II) BAÞVURULARIN YAPILMA USULÜ AÝHMye baþvurunun nihai karardan itibaren 6 aylýk süre içerisinde yapýlmýþ olmasý gerekir. Buradaki nihai karar deyimi, taraf devletin iç hukukuna göre, artýk gidilebilecek baþka bir olaðan denetim muhakemesi yolunun kalmamýþ olmasý anlamýna gelir. AÝHS ile öngörülen denetim mekanizmasýnýn harekete geçirebilmesi için öngörülen 6 aylýk süre kuralý, nihai karardan itibaren iþlemeye baþlayacaktýr. Temyiz incelemesi sonunda verilen onama kararý, Türk hukuku açýsýndan nihai karar niteliðindedir. Dolayýsýyla baþvurunun da onama kararýndan itibaren 6 aylýk süre içerisinde yapýlmýþ olmasý gerekir. Öðretide baskýn olan görüþe göre, sürenin baþvurunun yapýldýðý tarihte deðil, AÝHMye ulaþtýðý tarihte dolmuþ olmasý durumunda yapýlan baþvurunun kabul edilemezliði sonucuna varmak gerekir. Sürenin aþýlýp aþýlmadýðý konusunda yargýsal içtihatlarda, postaya verme tarihinde 6 aylýk sürenin aþýlýp aþýlmadýðý esas alýnmakta buna göre karar verilmektedir. 6 aylýk süre iç hukukta nihai kararýn verilmesinden itibaren iþlemeye baþlar. Bunun için olaðan denetim muhakemesi yolu olan temyize gidilmiþ ve kararýn Yargýtayca ( ya da Ýdari yargýda Danýþtayca) onaylanmýþ olmasý yeterlidir. Ayrýca olaðanüstü denetim muhakemesi yollarý olan karar düzeltme, yazýlý emirle bozma ve yargýlamanýn yenilenmesi talebinde bulunulmuþ olmasýna gerek yoktur. Nitekim AÝHM, 15.6.2000 tarihli Erdoðdu kararýnda karar düzeltmeye yalnýzca C.Baþsavcýlýðýnca gidilebileceði, bunun doðrudan baþvuran tarafýndan kullanýlabilecek bir yol olmadýðý gerekçesiyle tüketilmesine gerek olmadýðý sonucuna ulaþmýþtýr. Yine AÝHK Türkiyeye karþý 11.10.1994 tarihli Ayþe Nur Zarakolu kararýnda karar düzeltme yolunun etkili bir iç hukuk yolu olmadýðýný ve dolayýsýyla altý aylýk sürenin Yargýtayýn temyiz incelemesi üzerine verdiði kararýn teblið edildiði tarihten itibaren baþlayacaðýný belirtmiþ ve karar düzeltme yoluna baþvurulduðu için altý aylýk sürenin aþýlmýþ olmasý nedeniyle baþvuruyu kabul edilemez bulmuþtur.15 Öðretide yaygýn olan diðer bir görüþe göre de karar düzeltme yolu, idari yargýda olaðan bir kanun yolu olarak kabul edilmesine raðmen16 niteliði gereði etkinliði göz önüne alýndýðýnda esasa iliþkin kayda deðer bir etkisi bulunmamaktadýr. AÝHM içtihatlarý da dikkate alýndýðýnda etkili bir baþvuru yolu olarak kabul edilmediði gerekçesiyle yukarýda söylenilen hususlar burada da geçerli kabul edilebilecektir. Gerçekten de baþvuru konusundaki esasa iliþkin kararýný açýklamýþ olan mahkemenin karar düzeltme nedenleri açýsýndan yine ayný mahkeme tarafýndan kararýn yeniden gözden geçirilmesi talebini öne sürerek iç hukuk yollarýnýn tüketilmediðini iddia etmek bizce de inandýrýcý bir gerekçe deðildir. Çünkü mahkeme zaten esasa iliþkin kararýný verirken gerekçelerini belirtmiþtir. Kiþinin bu gerekçelere dayanarak konuyu AÝHMye götürebilmesi AÝHSnin de iþlevsellik amacýna uygun bir davranýþ olacaktýr. Nitekim AÝHK, 3.5.1993 tarihli Þenay Karaduman kararýnda, idari yargýda karar düzeltmenin baþvuru konusu olan soruna etkili bir çözüm getirmediðini göz önüne alarak, bu yolun tüketilmesine erek olmadýðý sonucuna ulaþmýþtýr. Yine Medeni Usul Hukukunda da, karar düzeltme olaðan bir yargý yolu olarak kabul edilmekte ise de;17 HUMK m. 440da öngörülen karar düzeltme nedenlerine bakýldýðýnda, bu yolun Sözleþmeye yönelik ihlali ortadan kaldýrmak açýsýndan yeterli ve etkili bir yol olmamasý nedeniyle tüketilmesine gerek olmadýðý da ayný þekilde savunulabilecektir. Görüldüðü üzere AÝHMye baþvuru öncesinde iç hukuk yollarýnýn tüketilmemiþ olmasý durumunda, baþvuru için ön þartlardan biri olan usul; aþama atlanmýþ olacaktýr. Bu itibarla da AÝHMdeki bu yöndeki baþvurularýn esasa girilmeden reddedilmesi gerekecektir. 14 AÝHMnin Avusturyaya karþý 16.7.1971 tarihli Ringesien kararý ( Serie:A,no 13); AÝHMnin Ýtalyaya karþý 23.2.1984 tarihli Luberti Kararý ( Serie;A, no 75). 15 ÇAVUÞOÐLU, Naz a.g.e. S.464 16 GÖZÜBÜYÜK, A. Þeref / TAN, Turgut, Ýdare Hukuku C.1, Ankara 1998, No: 1425 17 KURU, Baki / ARSLAN, Ramazan / YILMAZ, Ejder, Medeni Usul Hukuku, Ankara 1995, s. 572 v.d. 30 GÖRÜÞ III- YARGILAMANIN YENÝLENMESÝ NEDENÝ OLARAK AVRUPA ÝNSAN HAKLARI SÖZLEÞMESÝNÝN ÝHLALÝ Geriye doðru bakýldýðýnda 4771, 4793 ve 4928 sayýlý Yasalarýn yürürlüðe girmesinden önce, AÝHM tarafýndan, kesinleþmiþ bir mahkeme kararýnýn Sözleþmenin ihlalini oluþturduðunun tespit edilmiþ olmasý, yargýlamanýn yenilenmesi nedeni sayýlmýyordu. Dolayýsýyla Sözleþmeye yönelik ihlali ortadan kaldýrmak amacýyla yargýlamanýn yenilenmesi nedenlerini geniþletmek için iç hukukta deðiþikliðe gidilmesi gerekmekteydi. Deðiþiklikler için tek çözüm yolu olarak gözükmesinden hareketle Avrupa Birliðine tam üyelik sürecinde kamuoyunda uyum yasalarý olarak yukarýda anýlan kanun çalýþmalarý baþlatýlmýþtýr. Böylece yukarýda anýlan 4771 ve 4793 sayýlý yasalarla HUMKda ve CMUK ta yapýlan deðiþikliklerle AÝHM nin kesinleþmiþ kararlarýnýn yargýlamanýn yenilenmesi sebepleri arasýnda olduðu þu þekilde hükme baðlanmýþtýr: Ýnsan Haklarýný ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleþmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiðinin, Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesinin kesinleþmiþ kararýyla tespit edilmiþ olmasý yargýlamanýn yenilenmesi nedeni olarak öngörülerek yürürlüðe girmiþtir.18 Ayný yönde bir düzenleme, 4928 sayýlý Yasanýn 7.maddesi ile 2577 sayýlý ÝYUKya 15.07.2003 tarihinde eklenen geçici 5. madde ile de getirilmektedir. Maddenin lafzý þu þekildedir: 53 üncü maddenin (1) numaralý fýkrasýnýn (ý) bendi, bu Kanunun yürürlüðe girdiði tarihte Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesinin kesinleþmiþ kararlarý ile bu Kanunun yürürlüðe girdiði tarihten sonra Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesine yapýlan baþvurular üzerine verilecek kararlar hakkýnda uygulanýr. Bu Kanunun yürürlüðe girdiði tarihte kesinleþmiþ olan Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi kararlarýna iliþkin yargýlamanýn yenilenmesi istemleri, bu Kanunun yürürlüðe girdiði tarihten itibaren bir yýl içinde yapýlýr. Atýf yapýlan ÝYUK 53. madde ile de yargýlamanýn yenilenmesi sebepleri sayýlýrken (ý) bendinde Hükmün Ýnsan Haklarýný ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleþmenin veya eki protokollerinin ihlali suretiyle verildiðinin, Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesinin kesinleþmiþ kararýyla tespit edilmiþ olmasý durumunda yargýlamanýn yenilenmesi istenebilir. denmekle, AÝHM kararlarýnýn yargýlamanýn yenilenmesine sebep teþkil edeceði de yasal güvenceye kavuþturulmuþtur. Bu hükümlerden de anlaþýlacaðý üzere, yargýlamanýn yenilenmesi, ilgili yasalarýn yürürlüðe girdiði tarihlere kadar kesinleþmiþ AÝHM kararlarý ile bu tarihlerden sonra kesinleþecek kararlar açýsýndan söz konusudur. Buna karþýlýk anýlan yasalarýn yürürlüðe girdiði tarihte AÝHM önünde görülmekte (derdest) olan veya henüz kesinleþmemiþ bulunan kararlar bakýmýndan yargýlamanýn yenilenmesi yolu özellikte kapalý tutulduðuna dair bir görüþ de bilimsel çevrelerde yer almaktadýr. Önceki baþvurular ile sonraki baþvurular arasýnda yaratýlan bu farklýlýðýn haklý bir nedeni bulunmadýðý, Anayasanýn 10. maddesi ile düzenlenen eþitlik ilkesine de aykýrýlýk teþkil ettiði, esaslý bir hukuki tartýþmayý da beraberinde getirebilecektir. Ýnsan haklarý yalnýzca yasalarla belirlenmekle kalmayýp aksine bu konuda bireye bu haklarý yargýsal yolla koruma imkaný da tanýmýþtýr. Bu nedenle insan haklarý kuramý, günümüzde büyük ideolojilerin boþalttýðý yeri doldurmaya çalýþmakta olduðu gibi ulusal hukuk sýnýrlarýný aþýp, ulusüstü güvencelere kavuþmuþ bulunmaktadýr. IV. SONUÇ Ýnsan Haklarý ya da kamu özgürlükleri insan onurunu korumayý, insanýn maddi ve manevi geliþimini saðlamayý amaçlayan haklara verilen isim olarak son birkaç yüzyýllýk tarihi süreç içinde insanýn en doðal haklarý olarak mülahaza edilmektedir. Günümüz çoðulcu demokrasilerinde insan haklarý ise yalnýzca yasalarla belirlenmekle kalmayýp aksine bu konuda bireye bu haklarý yargýsal yolla koruma imkaný da tanýmýþtýr. Bu nedenle insan haklarý kuramý, günümüzde büyük ideolojilerin boþalttýðý yeri doldurmaya çalýþmakta olduðu gibi ulusal hukuk sýnýrlarýný aþýp, ulusüstü güvencelere kavuþmuþ bulunmaktadýr. Kaynakça: Son tahlilde de günümüzün aðýr insan haklarý ihlalleri ulusal yargýlama dýþýnda uluslar arasý ceza yargýlamasýna konu olduðu kadar, özellikle AÝHS ve protokolleri çerçevesinde korunan insan haklarýnýn ihlalleri, üye devletlerin tazminat ödemeleri yanýnda mevzuat deðiþikliðine gitmelerini de zorunlu kýlan kararlara konu olabilmektedir. - GÜVENÇ, Naci, T.C. 1982 Anayasasý ve Diðer Uluslar arasý Önemli Metinler, Ýstanbul 2006 Her þeyden önce insanýn kendi kendisine duyduðu saygýyý ifade eden, insana insan gibi yaþama ortamý saðlamayý hedef alan temel haklara saygý ilkesi kendi kabuðundan hýzla sýyrýlmýþ ulusal boyutlardan küresel boyutlara sýçrama yaparak, bir dünya özlemi yolunda önemli mesafeler kat etmiþtir. 19 Maddenin gerekçesinde Mevcut düzenlemede Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi kararlarý ýþýðýnda muhakemenin iadesine gidebilmek için, -TEZCAN, Durmuþ, ERDEM, Mustafa Ruhan, SANCAKDAR Oðuz, Türkiyenin Ýnsan Haklarý Sorunu, Seçkin Yayýncýlýk, Ankara 2004 - DOÐRU, Osman, Ýnsan Haklarý Avrupa Mahkemesi Ýçtihatlarý Cilt I II, T.C. Adalet Bakanlýðý Eðitim Dairesi Baþkanlýðý Yayýnlarý, Ankara 2003 -TÜRMEN, Rýza, Ýnsan Haklarý Sözleþmesi Sisteminde Ýç Hukuk Yollarýnýn Tüketilmesi, Kunter Armaðaný, Ýstanbul 1998 -ÇAVUÞOÐLU,Naz, Avrupa Konseyi: Ýnsan Haklarý Avrupa Sözleþmesinin Denetim Sistemi Ýnsan Haklarý, Cogito-98, Ýstanbul 2000 -KARAKUL, Selman, AÝHMnin Türkiye Hakkýnda Verdiði Kararlarda Yeni Eðilim, Güncel Hukuk Aylýk Hukuk Dergisi, Aðustos 2007 / 8 44 - LAÇÝNER, Sedat, ÖZCAN, Mehmet, BAL Ýhsan, Türkiyeli Avrupa: Türkiyenin Üyeliðinin ABye Olasý Etkileri, Hayat Yayýncýlýk, Ýstanbul 2004 baþvurunun tazminatla giderilmeyecek sonuçlar doðurduðunun anlaþýlmasý þartý bulunmaktadýr. 31 HUKUK BÝLGÝ EDÝNME HAKKI Bilgi Edinme Hakkýnýn Kötüye Kullanýlmasý ve Bilgi Edinme Hakký Kanununda Yer Alan Ceza Hükümleri 4982 sayýlý Bilgi Edinme Hakký Kanunu ile demokratik ve þeffaf yönetimin gereði olan eþitlik, tarafsýzlýk ve açýklýk ilkelerine uygun olarak kiþilerin bilgi edinme haklarýný kullanmalarý amaçlanmýþtýr. 24 Ekim 2003 tarih ve 25269 sayýlý Resmi Gazetede yayýmlanan ve 24 Nisan 2004 tarihinde yürürlüðe giren 4982 sayýlý Bilgi Edinme Hakký Kanunu ile bu kanuna dayanýlarak çýkarýlan Bilgi Edinme Hakký Kanununun Uygulanmasýna Ýliþkin Esas ve Usuller Hakkýnda Yönetmelik hükümleri yürürlüðe girmiþ olup ilgili mevzuat çerçevesinde Kurumumuz, Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müdürlüðü vasýtasý ile 4982 sayýlý Kanun ve Uygulama Yönetmeliðine uygun olarak bilgi edinme baþvurularý titizlikle cevaplanmaktadýr. 4982 sayýlý Bilgi Edinme Hakký Kanunu ile demokratik ve þeffaf yönetimin gereði olan eþitlik, tarafsýzlýk ve açýklýk ilkelerine uygun olarak kiþilerin bilgi edinme haklarýný kullanmalarý amaçlanmýþtýr. Ýdare-birey iliþkisinde hukukun üstünlüðünü, demokratikleþmeyi ve saydamlýðý saðlayabilmek için, idari faaliyetlerin yürütülmesi sýrasýnda bireysel hak ve özgürlüklere duyarlý davranýlmasý hukuk devleti olmanýn gereðidir. Kiþilerin temel hak ve özgürlüðünün doðal sýnýrýný bir baþkasýnýn hak ve özgürlükleri ile kamu yararý belirlemektedir. Dolayýsýyla 4982 sayýlý Kanunun Bilgi Edinme Hakkýnýn Sýnýrlarý baþlýklý 4 üncü Bölümdeki maddelerinde de ifade edildiði gibi kamusal gizlilik ve kiþisel gizlilik kavramlarý bilgi edinme hakkýnýn tanýdýðý serbestinin sýnýrlarýný çizmiþtir. Kamu kurum ve kuruluþlarýnýn kendi bünyelerinde üretmiþ olduklarý ve doðal faaliyetleri sonucunda ortaya çýkan bilgiye kurumsal bilgi adý verilmektedir. Kurumsal bilgi, kurum ve kuruluþlarýn iþlemleri süresince gerçekleþtirmiþ olduklarý, kurumlarýn etkinliðinin artýrýlmasý, denetiminin daha saðlýklý bir biçimde yapýlmasý, yönetiminin verimli hale getirilmesi, hizmetlerinin geliþtirilmesi gibi süreçlerde kullandýklarý her türlü belge, düþünce ve fikirdir. Av. Tuðba ÇOLAK Kurum ve kuruluþlarýn bünyesinde yer alan ve kurumun iþlemleri, araþtýrmalarý, projeleri ve Hukuk Daire Baþkanlýðý 32 planlarý sürecinde ortaya çýkan belgeler, bu belgelerin depolanmasý ve bilgi edinme birimlerinde çalýþanlar kurumsal bilgi yönetiminin parçalarýný meydana getirmektedir. 4982 sayýlý Bilgi Edinme Hakký Kanununun Tanýmlar baþlýklý 3 üncü maddesinde Bilgi, Kurum ve kuruluþlarýn sahip olduklarý kayýtlarda yer alan bu Kanun kapsamýndaki her türlü veri olarak tanýmlanmaktadýr. Yasada bilgi edinme hakkýný kullanabilecek baþvuru sahipleri, baþvuru þekli ve bilgi edinme hakkýnýn sýnýrlarý açýk bir þekilde düzenlenmiþtir. 4982 Sayýlý Bilgi Edinme Hakký Kanununun 4 üncü maddesinde herkesin bilgi edinme hakkýna sahip olduðu hususu düzenlenmektedir. Kamu kurum ve kuruluþlarýna ise Kanunda yer alan istisnalar dýþýndaki her türlü bilgi veya belgeyi basvuranlarýn yararlanmasýna sunma ve bilgi edinme basvurularýný etkin, süratli ve dogru sonuçlandýrmak üzere gerekli idari ve teknik tedbirleri alma yükümü getirilmiþtir. Kanunun "Baþvuru Usulü" baþlýklý 6 ncý maddesinde, Bilgi edinme baþvurusu, baþvuru sahibinin adý ve soyadý, imzasý, oturma yeri veya iþ adresini, baþvuru sahibi tüzel kiþi ise tüzel kiþinin unvaný ve adresi ile yetkili kiþinin imzasýný ve yetki belgesini içeren dilekçe ile istenen bilgi veya belgenin bulunduðu kurum veya kuruluþa yapýlýr. Bu baþvuru, kiþinin kimliðinin ve imzasýnýn veya yazýnýn kimden neþet ettiðinin tespitine yarayacak baþka bilgilerin yasal olarak belirlenebilir olmasý kaydýyla elektronik ortamda veya diðer iletiþim araçlarýyla da yapýlabilir. Dilekçede, istenen bilgi veya belgeler açýkça belirtilir. hükmü düzenlenmiþ ve bilgi edinme baþvurusunun þekil þartlarý sýralanmýþtýr. Bu hüküm kapsamýnda gerçek kiþi baþvuru sahiplerinin T.C kimlik numarasýnýn belirtilmemesi, tüzel kiþi tarafýndan baþvuru HUKUK yapýlmasý halinde ise, unvan, adres, yetkili kiþinin imzasý ve imza sirkülerinin, mirasçýlar tarafýndan muris adýna baþvuru yapýlmasý halinde veraset ilamýnýn veya avukat tarafýndan vekil adýna bilgi edinme baþvurusu yapýlmasý halinde vekaletnamenin baþvuruya eklenmemesi þekil þartý eksikliði nedeniyle bilgi edinme baþvurusunun reddi sonucunu doðuracaktýr. Temsile yetkili olunduðunu gösterir yetki belgesi ve vekaletname, bilgi edinme baþvurusu prosedüründe aranan esaslý bir þekil þartýdýr. Avukatlýk Kanunu açýsýndan deðerlendirildiðinde ise Kanunun Avukatlýðýn Amacý baþlýklý 2 nci maddesinin 3 üncü fýkrasýnda, Yargý organlarý, emniyet makamlarý, diðer kamu kurum ve kuruluþlarý ile kamu iktisadi teþebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta þirketleri ve vakýflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardýmcý olmak zorundadýr. Kanunlarýndaki özel hükümler saklý kalmak kaydýyla, bu kurumlar avukatýn gerek duyduðu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür. Bu belgelerden örnek alýnmasý vekaletname ibrazýna baðlýdýr. denilmekte olup Avukatlýk Kanunu kapsamýnda bilgi ve belge talep edilebilmesi için de vekaletname ibrazý zorunluluðu bulunmaktadýr. Genel olarak devletin güvenliðine, emniyetine, ülkenin ekonomik çýkarýna, kiþinin çalýþma hayatýna ve mesleki onuruna iliþkin olarak istenemeyecek bilgi ve belgeler kanunda ayrý ayrý sýralanmýþtýr. Kurum ve kuruluþlar, ayrý veya özel bir çalýþma, arastýrma, inceleme ya da analiz neticesinde olusturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapýlacak basvurulara olumsuz cevap verebilirler. Örneðin, kurum ve kuruluþlarca tanzim edilmiþ raporlar, personelin ayrý bir mesai ile temin ve tanzim edeceði, mutad çalýþmalarýný etkileyecek türden bilgi ve belgelere iliþkin baþvuru talepleri reddedilecektir. Bazý baþvurularda üniversite tezi olarak hazýrlanmak üzere bir konuya iliþkin bilgi ve belge istenmekte olup, bahse konu talep bu gerekçe ile redle sonuçlanmaktadýr. Ayrýca, 4982 sayýlý Bilgi Edinme Hakký Kanununun Ýstenecek bilgi veya belgenin niteliði baþlýklý 7 nci maddesi gereði, Ýstenen bilgi veya belge, baþvurulan kurum ve kuruluþtan baþka bir yerde bulunuyorsa, baþvuru dilekçesi bu kurum ve kuruluþa gönderilir ve durum ilgiliye yazýlý olarak bildirilir. Bu madde kapsamýnda redle sonuçlanan baþvurular genellikle Kurumumuzla baðlantýsý olmayýp baðýmsýz tüzel kiþiliði bulunan veya tasfiyesi kendi bünyesinde devam eden bankalarla ilgili olmakta ve baþvuru sahiplerinin talebi Kanun gereði ilgili kurum ve kuruluþlara yönlendirilmektedir. Kanunun 8 inci maddesi ile Kurum ve kuruluþlarca yayýmlanmýþ veya yayýn, broþür, ilân ve benzeri yollarla kamuya açýklanmýþ bilgi veya belgelerin, bilgi edinme baþvurularýna konu olamayacaðý ifade edilmiþtir. Bu tür bilgi veya verinin söz konusu olmasý halinde, baþvuru sahibine bilgi veya belgelerin ne þekilde, ne zaman ve nerede yayýmlandýðý veya açýklandýðýnýn bildirilmesi gerekmektedir. Kurumumuza iletilen baþvurularýn bir kýsmý resmi web sitemizde yayýmlanmýþ bulunan basýn açýklamalarý veya duyurulara ya da raporlamalar içinde yer alan bilgilere dair olabilmekte, bu hallerde ilgiliye, bilgiye ulaþmasýný saðlayacak link iletilmektedir. Genel olarak devletin güvenliðine, emniyetine, ülkenin ekonomik çýkarýna, kiþinin çalýþma hayatýna ve mesleki onuruna iliþkin olarak istenemeyecek bilgi ve belgeler kanunda ayrý ayrý sýralanmýþtýr. Kural olarak bilgi edinme hakkýna herkes sahip olmakla ve bilgi talebi Kurum ve kuruluþlar nezdineki tüm bilgilere yönelik olmakla birlikte hakkýn sýnýrlandýðý hallerin bulunduðundan bahsetmiþtik. Bu istisnalardan biri de istenen bilgi veya belgelerde, gizlilik dereceli veya açýklanmasý yasaklanan bilgilerin bulunmasý halidir. Talep edilen bilginin içeriðinde açýklanabilir nitelikte olanlar birlikte bulunuyor ve bunlar birbirlerinden ayrýlabiliyorsa, söz konusu bilgi veya belge, gizlilik dereceli veya açýklanmasý yasaklanan bilgiler çýkarýldýktan sonra baþvuranýn bilgisine sunulur. Ayýrma gerekçesi, kanunun amacý gereði baþvurana yazýlý olarak bildirilir. Kanunda bilgi ve belgeye eriþim usulleri yanýnda eriþim süreleri de belirlenmiþtir. Kural olarak, kurum ve kuruluþlar, baþvuru sahibine istenen belgenin onaylý bir kopyasýný verirler. Ancak bilgi veya belgenin niteliði kopya verilmesine imkan tanýmýyorsa veya kopya çýkarýlmasý aslýna zarar verecekse, kurum ve kuruluþlar baþvuru sahibinin, yazýlý veya basýlý belgeleri, söz konusu belgenin aslýný incelemesi ve not alabilmesini, belge ses kaydý þeklinde ise bunlarý dinleyebilmesini, görüntü kaydý þeklinde ise izleyebilmesini saðlamakla yükümlüdür. Baþvurunun yapýldýðý kurum ve kuruluþ, eriþimine olanak saðladýðý bilgi veya belgeler için baþvuru sahibinden eriþimin gerektirdiði maliyet tutarý kadar bir ücreti bütçeye gelir kaydedilmek üzere tahsil edebilir. Ücret talebi, kanaatimce Bilgi Edinme ve Deðerlendirme Kurulunun 25/03/2005 tarih ve 2005/1 sayýlý Ýlke Kararýnda belirtilmiþ olan kopyalama ve postalama masraflarýný deðil, 33 HUKUK Kanunun 16 ncý ve 17 nci maddelerinde belirtilen, devlet sýrrýna ve ülkenin ekonomik çýkarlarýna iliþkin konularda bilgi edinme baþvurusunda bulunulmasý ve baþvurunun kurum veya kuruluþlarca reddedilmesi halinde, itiraz üzerine baþvurularý ve talep edilen bilginin verilip verilmeyeceðini deðerlendirme konusunda yetkili makam, yine Bilgi Edinme ve Deðerlendirme Kuruludur. bilginin temini ve sunumu için harcanan her türlü emek ve masrafý da kapsamalýdýr. Bilgi edinme taleplerinin hepsine, yasal süresi içerisinde 4982 sayýlý Kanun kapsamýndaki sýnýrlamalar dahilinde cevap vermeye çalýþan Kurumumuzun, görev ve faaliyetleri dahilinde karþýlaþtýðý bilgi edinme baþvurularýnýn diðer Kamu kurum ve kuruluþlarýna göre kat be kat fazla olduðu bir gerçektir. Bazý bilgi edinme baþvurularý, Kurumumuz ve personel açýsýndan ciddi bir iþ yükü oluþturmakta olup, bazý menfaat gruplarý tarafýndan Kurumumuz Bilgi Edinme Birimine bilgi edinme baþvurusu yöneltilmesi için organize olunmasý hali de geçmiþte yaþanmýþ örneklerdendir. Kanunda bilgi edinme baþvurusu yapýlmasýnýn ilgili olma þartýna baðlanmamýþ olmasýnýn neticesi olan bu durum, hakkýn kötüye kullanýlmasýný doðurmaktadýr. Yoðun emek ve mesai gerektiren bilgi edinme baþvurularýndan iþin niteliðine göre tespit edilecek makul bir ücret talep edilmesi yasa ile çeliþmeyeceði gibi, bilgi edinme hakkýnýn kötüye kullanýlmasýnýn da önüne geçilmesini saðlayacaktýr. Kurum ve kuruluþlar, baþvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye eriþimi onbeþ iþ günü içinde saðlarlar. Ancak istenen bilgi veya belgenin, baþvurulan kurum ve kuruluþ içindeki baþka bir birimden saðlanmasý; baþvuru ile ilgili olarak bir baþka kurum ve kuruluþun görüþünün alýnmasýnýn gerekmesi veya baþvuru içeriðinin birden fazla kurum ve kuruluþu ilgilendirmesi durumlarýnda bilgi veya belgeye eriþim otuz iþ günü içinde saðlanýr. Bu durumda, sürenin uzatýlmasý ve bunun gerekçesi baþvuru sahibine yazýlý olarak ve onbeþ iþ günlük sürenin bitiminden önce bildirilir. 10 uncu maddede belirtilen bilgi veya belgelere eriþim için gereken maliyet tutarýnýn idare tarafýndan baþvuru sahibine bildirilmesiyle onbeþ iþ günlük süre kesilir. Baþvuru sahibi onbeþ iþ günü içinde ücreti ödemezse talebinden vazgeçmiþ sayýlýr. Basvurunun reddedilmesi halinde bu kararýn gerekçesi ve buna karþý baþvuru yollarý belirtilir. Baþvuru yolundan kasýt Bilgi Edinme ve Deðerlendirme Kuruluna itirazdýr. Bilgi Edinme baþvurusuyla ilgili yapýlacak itirazlar üzerine 4982 sayýlý Bilgi Edinme Kanununda öngörülen sebeplere dayanýlarak verilen kararlarý incelemek ve kurum ve kuruluþlar için bilgi edinme hakkýnýn kullanýlmasýna iliþkin olarak kararlar vermek üzere, Bilgi Edinme Deðerlendirme Kurulu oluþturulmuþtur. Kanunun 16 ncý ve 17 nci maddelerinde belirtilen, devlet sýrrýna ve ülkenin ekonomik çýkarlarýna iliþkin konularda bilgi edinme 34 baþvurusunda bulunulmasý ve baþvurunun kurum veya kuruluþlarca reddedilmesi halinde, itiraz üzerine baþvurularý ve talep edilen bilginin verilip verilmeyeceðini deðerlendirme konusunda yetkili makam, yine Bilgi Edinme ve Deðerlendirme Kuruludur. Bilgi Edinme Deðerlendirme Kurulu, Bakanlar Kurulu Kararý ile atanan 9 üyeden oluþmaktadýr. Kurul üyeleri, Birer üyesi Yargýtay ve Danýþtay genel kurullarýnýn kendi kurumlarý içinden önerecekleri ikiþer aday, Birer üyesi ceza hukuku ve Anayasa hukuku alanlarýnda profesör veya doçent ünvanýna sahip kiþiler. Bir üyesi Türkiye Barolar Birliðinin baro baþkaný seçilme yeterliliðine sahip kiþiler içinden göstereceði iki aday, Ýki üyesi en az genel müdür düzeyinde görev yapmakta olanlar Bir üyesi de Adalet Bakanýnýn önerisi üzerine bu bakanlýkta idari görevlerde çalýþan hakimler arasýndan seçilir. Kurul Baþkaný, kurul üyelerince kendi aralarýndan seçilir. Kurul, belirleyeceði konularda komisyonlar ve çalýþma gruplarý kurabilmekte; ayrýca gerekli gördüðü takdirde, ilgili bakanlýk ile diðer kurum ve kuruluþlarýn ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini bilgi almak üzere toplantýlara katýlmaya davet edebilmektedir. Kanunun 4 üncü bölümünde Bilgi Edinme Hakkýnýn Sýnýrlarý düzenlenmiþtir. Bu bölümde yer alan sýnýrlar þöyledir: Yargý denetimi dýþýnda kalan idari iþlemler: Kural olarak tüm idari iþlemler yargý denetimine tabi olmakla birlikte Anayasa ile üç hal için yargý denetimi istisnasý getirilmiþtir. Bunlar Cumhurbaþkanýnýn tek baþýna yapacaðý iþlemler, Hakimler Savcýlar Yüksek Kurulu kararlarý ve Yüksek Askeri Þura kararlarýdýr. Bu kararlar arasýnda kiþinin çalýþma hayatýný ve mesleki onurunu etkilemeyecek olanlar bilgi edinme hakký kapsamýndadýr. (Örneðin: Cumhurbaþkanlýðýnda ne kadar personel bulunduðu) Devletin emniyetine, dýþ iliþkilerine, milli savunmasýna ve milli güvenliðine açýkça zarar verecek ve niteliði itibarýyla Devlet sýrrý olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeler, Açýklanmasý ya da zamanýndan önce açýklanmasý halinde, ülkenin ekonomik çýkarlarýna zarar verecek veya haksýz rekabet ve kazanca sebep olacak bilgi veya belgeler, Sivil ve askeri istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine iliþkin bilgi veya belgeler, HUKUK Kurum ve kuruluþlarýn yetkili birimlerince yürütülen idari soruþturmalarla ilgili olup, açýklanmasý veya zamanýndan önce açýklanmasý halinde kiþilerin özel hayatýna açýkça haksýz müdahale sonucunu doðuracak veya kiþilerin veya soruþturmayý yürüten görevlilerin hayatýný ya da güvenliðini tehlikeye sokacak veya soruþturmanýn güvenliðini tehlikeye düþürecek, gizli kalmasý gereken bilgi kaynaðýnýn açýða çýkmasýna neden olacak veya sorusturma ile ilgili benzeri bilgi ve bilgi kaynaklarýnýn temin edilmesini güçleþtirecek bilgi veya belgeler, Açýklanmasý veya zamanýndan önce açýklanmasý halinde, suç iþlenmesine yol açacak, suçlarýn önlenmesi ve soruþturulmasý ya da suçlularýn kanuni yollarla yakalanýp kovuþturulmasýný tehlikeye düsürecek, yargýlama görevinin gereðince yerine getirilmesini engelleyecek, hakkýnda dava açýlmýþ bir kiþinin adil yargýlanma hakkýný ihlal edecek nitelikteki bilgi veya belgeler, Kiþinin izin verdiði hâller saklý kalmak üzere, özel hayatýn gizliliði kapsamýnda, açýklanmasý hâlinde kiþinin saðlýk bilgileri ile özel ve aile hayatýna, þeref ve haysiyetine, meslekî ve ekonomik deðerlerine haksýz müdahale oluþturacak bilgi veya belgeler, Haberleþmenin gizliliði esasýný ihlâl edecek bilgi veya belgeler, Kanunlarda ticarî sýr olarak nitelenen bilgi veya belgeler ile, kurum ve kuruluþlar tarafýndan gerçek veya tüzel kiþilerden gizli kalmasý kaydýyla saðlanan ticarî ve malî bilgiler, Kurum ve kuruluþlarýn, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarýna iliþkin düzenlemeler hakkýndaki bilgi veya belgeler, Aksi kararlaþtýrýlmadýkça kurum ve kuruluþlarýn faaliyetlerini yürütmek üzere, elde ettikleri görüþ, bilgi notu, teklif ve tavsiye niteliðindeki bilgi veya belgeler, Tavsiye ve mütalaa talepleri Bilgi Edinme Hakký Kanunu kapsamý dýþýndadýr. Kanunda ayrýca ceza hükümleri de düzenlenmiþtir. Ceza hükümleri baþlýklý 29 uncu maddede, Bu Kanunun uygulanmasýnda ihmâli, kusuru veya kastý bulunan memurlar ve diðer kamu görevlileri hakkýnda, iþledikleri fiillerin genel hükümler çerçevesinde ceza kovuþturmasý gerektirmesi hususu saklý kalmak kaydýyla, tâbi olduklarý mevzuatta yer alan disiplin cezalarý uygulanýr. Bu Kanunla eriþilen bilgi ve belgeler ticarî amaçla çoðaltýlamaz ve kullanýlamaz. hükmü düzenlenmiþtir. Maddede yer alan genel hükümler ibaresinden kasýt Türk Ceza Kanununun görevi ihmal ve görevi kötüye kullanmaya iliþkin hükümleridir. Bilgi edinme hakký vasýtasýyla elde edilen verilerin, bilgi ve belgelerin çoðaltýlamamasý ve kullanýlamamasýna iliþkin yasaklama getirilmiþ olmakla birlikte bu hükme aykýrýlýðýn yaptýrýmý kanunda belirtilmemiþtir. Bilgi edinme hakký vasýtasýyla elde edilen verilerin, bilgi ve belgelerin çoðaltýlamamasý ve kullanýlamamasýna iliþkin yasaklama getirilmiþ olmakla birlikte bu hükme aykýrýlýðýn yaptýrýmý kanunda belirtilmemiþtir. Yaptýrým Bilgi Edinme Hakký Kanununun Uygulanmasýna Ýliþkin Esas ve Usuller Hakkýnda Yönetmelik ile düzenlenmiþtir. Yönetmeliðin 42 nci maddesinde, eriþilen bilgi veya belgeleri ticari amaçla çoðaltanlar, kullananlar veya yayýnlayanlar hakkýnda kanunlarýn cezai ve hukuki sorumluluða iliþkin hükümleri uygulanýr denilmek suretiyle yönetmelikle genel hükümlere atýf yapýlarak düzenlenmiþtir. Sonuç olarak; Bilgi Edinme Hakký Kanununda, kanuna tâbi Kurum ve kuruluþlar, bir önceki yýla ait olmak üzere; Kendilerine yapýlan bilgi edinme baþvurularýnýn sayýsýný, Olumlu cevaplanarak bilgi veya belgelere eriþim saðlanan baþvuru sayýsýný, Reddedilen baþvuru sayýsý ve bunlarýn daðýlýmýný gösterir istatistik bilgileri, Gizli ya da sýr niteliðindeki bilgiler çýkarýlarak ya da bu nitelikteki bilgiler ayrýlarak bilgi veya belgelere eriþim saðlanan baþvuru sayýsýný, Baþvurunun reddedilmesi üzerine itiraz edilen baþvuru sayýsý ile bunlarýn sonuçlarýný, gösterir bir rapor hazýrlayarak, bu raporlarý her yýl Þubat ayýnýn sonuna kadar Bilgi Edinme Deðerlendirme Kuruluna gönderirler. Baðlý, ilgili ve iliþkili kamu kurum ve kuruluþlarý raporlarýný baðlý, ilgili ya da iliþkili olduklarý bakanlýk vasýtasýyla iletirler. Kurul, hazýrlayacaðý genel raporu, söz konusu kurum ve kuruluþlarýn raporlarý ile birlikte her yýl Nisan ayýnýn sonuna kadar Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderir. Bu raporlar takip eden iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýnca kamuoyuna açýklanýr. Bu madde hükmü Kanuna tabi kurum ve kuruluþlarýn kanunu ne þekilde ve ne yönde uyguladýklarý hakkýnda teyid amacýyla ihdas edilmiþtir. Kaynakça: 1- Hakan Anameriç - Bilgi Edinme Hakký Kanunu ve Kurumsal Bilgi Yönetimi Ýliþkisi (Freedom of Information Law and Relation with Organizational Knowledge Management) 2- http://www.basbakanlik.gov.tr/ bedk/index.htm 3- Bilgi Edinme ve Dilekçe Hakký/ Hakim Yüksel HIZ- Hakim Zekeriya YILMAZ-Seçkin Yayýnevi-Ankara 2004 35 ÝNCELEME DEVLET MEMURLARININ TÝCARET ve KAZANÇ GETÝRÝCÝ FAALÝYETLERÝ 657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanununun 28 inci maddesinin birinci ve ikinci fýkrasýnda Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayýlmalarýný gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif þirketlerde ortak veya komandit þirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli olduklarý kurumlarýn iþtiraklerinde kurumlarýný temsilen alacaklarý görevler hariç) Günümüzde; Devlet memurlarýnýn hangi alanlarda ticaret ve kazanç getirici faaliyetlerde bulunacaðý Devlet memurlarý tarafýndan oldukça merak edilmektedir. Devlet memurlarýnýn ticaret ve kazan getirici faaliyetlerde bulunma yasaðý, 657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanununun 28 inci maddesinde düzenlenmiþ bulunmaktadýr. 657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanununun 28 inci maddesinin birinci ve ikinci fýkrasýnda Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayýlmalarýný gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif þirketlerde ortak veya komandit þirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli olduklarý kurumlarýn iþtiraklerinde kurumlarýný temsilen alacaklarý görevler hariç) Memurlarýn üyesi olduklarý yapý, kalkýnma ve tüketim kooperatifleri ile kanunla kurulmuþ yardým sandýklarýnýn yönetim ve denetim kurullarý üyelikleri görevleri ve özel kanunlarda belirtilen görevler bu yasaklamanýn dýþýndadýr. hükmü yer almakta olup, bu hüküm çalýþmalarýný kamu hizmetlerine hasretmelerini ve verimli çalýþmalarýný saðlamak, memuriyet nüfuzunu suiistimal ederek haksýz kazanç saðlamalarýný önlemek ve tarafsýz hareket etmelerini temin etmek amacýyla memurlara ticaret ve diðer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasaðý getirmektedir. Bu yazýmýzda Devlet memurlarýnýn yasaklarýndan ziyade hangi ticaret ve gelir getirici faaliyetlerde bulunabileceði konularýna açýklýk getireceðiz. Devlet memurunun kolektif þirket ortaðý ve komandit þirketlerde komandite ortak olmasý, Devlet Memurlarý Kanunun 28 inci maddesinde; Devlet memurunun kollektif sirket ortaðý ve komandit þirketlerde komandite ortak ERDAL AYDIN Fon Uzmaný 36 olmasý kesinlikle yasaklanmýþtýr. Ancak komandite ortak olma yasaklanmasýna raðmen, komanditer ortak olma konusunda anýlan Kanun herhangi yasaklamaya gitmemiþtir. Buna göre Devlet memurlarýnýn,komandit þirketlerde komanditer (sýnýrlý sorumlu ortak) ortak olabilmesini söylemek mümkün bulunmaktadýr. Devlet memurunun, üyesi bulunduklarý yapý, kalkýnma ve tüketim kooperatifleri ile kanunla kurulmuþ yardým sandýklarýnýn yönetim ve denetim kurullarý üyeliklerinde bulunmasý Devlet memurlarýn, üyesi olduklarý kalkýnma, yapý ve tüketim kooperatifleri ile kanunla kurulmuþ yardým sandýklarýnýn yönetim ve denetim kurullarý üyeliklerinde bulunabilmesi mümkün bulunmaktadýr. Devlet memurlarýnýn anonim þirketlere ortak olmasý 6762 sayýlý Türk Ticaret Kanununda gerek hakiki þahýslar gerekse hükmi þahýslar açýsýndan tacir kavramýnýn tanýmý yapýlmýþtýr. Genel olarak bir ticari iþletmeyi kýsmen dahi olsa, kendi adýna iþleten kimseye tacir denilmekte ve bir ticaret þirketi olan anonim þirketin kurulmasý, ortaklarý, iþletilmesi ve benzeri hususlar ile ilgili düzenlemelere mezkur Kanunun 269-474 üncü maddelerinde yer verilmiþtir. 657 sayýlý Kanunun 28 inci maddesinden anlaþýlacaðý üzere, Devlet memurlarýnýn yönetim kurulu üyesi, denetçi veya her ne þekilde olursa olsun þirket personeli olarak anonim þirketlerde görev almalarý yasaklanmýþ olmakla birlikte, anonim þirketlere pay sahibi olmalarýna iliþkin herhangi bir yasak bulunmamaktadýr. Pay sahipliði, þirketin kuruluþundan sonra pay devralmak veya sermaye artýþýna iþtirak etmek suretiyle ÝNCELEME olabileceði gibi þirketin kuruluþunda kuruluþ sermayesinin bir bölümüne iþtirak etmek suretiyle de olabilmekte, anonim þirketlerde kuruluþtan veya sonradan pay sahibi olmak, pay sahibine tacir ve esnaf niteliðini kazandýrmamaktadýr. Bu itibarla, Devlet memurlarýnýn herhangi bir görev almamalarý kaydýyla anonim þirketlere ortak olmalarýna yasal bir engel bulunmamaktadýr. Devlet Memurlarýnýn limited þirketlere ortak olmasý 6762 sayýlý Türk Ticaret Kanununun 14 üncü maddesinin 1 inci fýkrasýnda Bir ticari iþletmeyi, kýsmen dahi olsa kendi adýna iþleten kimseye tacir denir hükmü yer almaktadýr. Ayný Kanunun 18 inci maddesinin 1 inci fýkrasýnda ise, Ticaret þirketleriyle, gayesine varmak için ticari bir iþletme iþleten dernekler ve kendi kuruluþ kanunlarý gereðince hususi hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek veya ticari þekilde iþletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi amme hükmi þahýslarý tarafýndan kurulan teþekkül ve müesseseler dahi tacir sayýlýrlar hükmü yer almaktadýr. Söz konusu hükümden açýkça anlaþýlacaðý üzere, anonim ve limited þirketler tüzel kiþi tacir sayýlmakta fakat bunlarýn yöneticileri ve pay sahipleri bu sýfatlarýndan dolayý tacir sayýlmamaktadýr.Ayrýca.6762 sayýlý Kanunun 540 ýncý maddesinde ise, limited þirketlerde Aksi kararlaþtýrýlmýþ olmadýkça, ortaklar hep birlikte müdür sýfatýyle þirket iþlerini idareye ve þirketi temsile mezun ve mecburdurlar. Þirket mukavelesi veya umumi heyet kararý ile þirketin idare ve temsili ortaklardan bir veya bir kaçýna býrakýlabilir. Kuruluþtan sonra þirkete giren ortaklar bu hususta umumi heyetin ayrý bir kararý olmadýkça idare ve temsile mezun ve mecburi deðildirler. hükmü yer almaktadýr. Anýlan hükme göre, þirket ana sözleþmesinde veya genel kurul kararý ile þirketi idare ve temsil edeceklerin belirtilmesi durumunda, diðer ortaklar 657 sayýlý Kanunun 28 inci maddesi ile getirilen yasaklamanýn dýþýnda kalmakta; bu itibarla, yukarýdaki hükümler çerçevesinde;personelin çalýþtýðý kurumunun kuruluþ kanununda özel bir düzenleme olmamasý halinde, þirket ana sözleþmesinde kuruluþ sýrasýnda þirketi idare ve temsil edecek olanlar arasýnda belirtilmemiþ olmasý ve yönetim ve denetimde görev olmamasý kaydýyla personelin limited þirket ortaðý olmasý mümkün bulunmaktadýr. Devlet memurlarýnýn kitap yazmasý ve telif ücreti almasý Devlet memurlarýnýn Ticaret ve diðer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasaðý 657 sayýlý Kanunda düzenlenmiþ bulunmaktadýr.Bununla birlikte; Devlet memuru olarak görev yapan personelin gizli olan bilgileri bulundurmamak þartýyla 5846 sayýlý Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamýnda kitap yazabileceði ve bu tür faaliyetlerin 657 sayýlý Kanunun 28 inci maddesine aykýrýlýk teþkil etmemektedir. Bununla birlikte; 5846 sayýlý Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1 inci maddesinde bu Kanunun amacýnýn, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracý sanatçýlarýn, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapýmcýlarý ile filmlerin ilk tespitini gerçekleþtiren yapýmcýlarýn ve radyo-televizyon kuruluþlarýnýn ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarýný belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma þartlarýný düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykýrý yararlanma halinde yaptýrýmlarý tespit etmek olduðu belirtilmiþ, 18 inci maddesinin birinci fýkrasýnda mali haklarý kullanma yetkisinin münhasýran eser sahibine ait olduðu, üçüncü fýkrasýnda da bir eserin yapýmcýsý veya yayýmcýsýnýn, ancak eserin sahibi ile yapacaðý sözleþmeye göre mali haklarý kullanabileceði hükme baðlanmýþtýr. Anýlan Kanunun 20 nci maddesinde, henüz alenileþmemiþ bir eserden her ne þekil ve tarzda olursa olsun faydalanma hakkýnýn münhasýran eser sahibine ait olduðu, alenileþmiþ bir eserden eser sahibine münhasýran tanýnan faydalanma hakkýnýn, bu Kanunda mali hak olarak gösterilenlerden ibaret olduðu belirtilmiþ; 21, 22, 23, 24 ve 25 inci maddelerinde de mali haklarýn çeþitleri, iþleme, çoðaltma, yayma, temsil ve iþaret ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakký olarak sayýlmýþtýr. Ticaret þirketleriyle, gayesine varmak için ticari bir iþletme iþleten dernekler ve kendi kuruluþ kanunlarý gereðince hususi hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek veya ticari þekilde iþletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi amme hükmi þahýslarý tarafýndan kurulan teþekkül ve müesseseler dahi tacir sayýlýrlar Buna göre eser sahibi ile yayýnevi arasýnda yapýlan, eserin yayýnevi tarafýndan iþleme, çoðaltma, yayma, temsil ve iþaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakký olarak sayýlan mali haklarýn kullanýmý ile eser sahibine, eserin yazýmýndan kaynaklanan telif ücretinin ödenmesine iliþkin sözleþme uyarýnca, mali haklarýn kullanýlmasý sonucu yayýnevinin elde ettiði gelirlerin ticari faaliyet kapsamýna girdiði, söz konusu sözleþmeye göre mali haklarýn yayýnevine kullandýrýlmasý karþýlýðýnda 5846 sayýlý Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarýnca eser sahibine ödenen telif ücretinin ise ticari faaliyet 37 ÝNCELEME Devlet memurlarýnýn resmi sýfatlarýnýn gerektirdiði itibar ve güvene layýk olduklarýný hizmet içindeki ve dýþýndaki davranýþlarýyla göstermek zorundadýr. kapsamýna girmediði düþünülmektedir.Yukarýda yer alan hüküm ve açýklamalar çerçevesinde, Devlet memurunun meydana getirdiði eserin herhangi bir yayýnevi kanalýyla bastýrýlmasý, çoðaltýlmasý ve daðýtýlmasý durumunda, eser sahibi olan memur ile yayýnevi arasýnda yapýlacak sözleþmeye göre kendisine ilgili yayýnevi tarafýndan telif ücreti ödenebileceði ve bu ücretin 657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanununun 28 inci maddesi uyarýnca ticaret ve diðer kazanç getirici faaliyetlerden elde edilecek gelirler kapsamýna girmemektedir. Devlet memurlarýnýn kültürel amaçlý olarak müzik kaseti çýkartabilmesi Türk Ticaret Kanununun 14 üncü maddesinde Bir ticari iþletmeyi kýsmen dahi olsa kendi adýna iþleten kimseye tacir denir. hükmü bulunmaktadýr. Ticaret Sicili Nizamnamesinin 14 üncü maddesinde Türk Ticaret Kanununun 12 nci maddesinde tarif edilen ticarethane veya fabrikalar ile 13 üncü maddesinde tarif edilen ticari þekilde iþletilen diðer müesseseler ticari iþletmedir. Bir gelir saðlamayý hedef tutmayan veya devamlý olmayan faaliyetlerle Türk Ticaret Kanununun 17 nci maddesinde tarif edilen esnaf faaliyeti sýnýrlarýný aþmayan faaliyetler ticari iþletme sayýlmaz denilmekte, Türk Ticaret Kanununun 17 nci maddesindeyse Ýster gezici olsunlar, ister bir dükkanda veya bir sokaðýn muayyen yerlerinde sabit bulunsunlar, iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalýþmasýna dayanan ve kazancý ancak geçimini saðlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir deðildirler hükmü yer almaktadýr. Bu hükümler çerçevesinde sürekli olmamak kaydýyla kültürel amaçlý kaset çýkarmak tacir veya esnaf olma niteliði kazandýrmamaktadýr. Diðer taraftan, 5846 sayýlý Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 25 inci maddesinde Bir eserden, onun asýl veya iþlenmelerini radyo veya buna benzeyen ve iþaret, ses yahut resim nakline yarayan diðer teknik tesislerle yaymak; böylece yayýlan eserleri diðer bir radyo teþekkülünden naklen olarak ister telli, ister telsiz olsun tekrar yaymak veya hoparlör yahut buna benzeyen ve iþaret, ses yahut resim nakline yarayan diðer teknik tesislerle umumi mahallerde temsil etmek suretiyle faydalanma hakký münhasýran eser sahibine aittir. hükmü bulunmaktadýr. Bu itibarla, Devlet memurlarýnýn 657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanununun 28 inci madde hükmüne aykýrý olmamasý ve 5846 sayýlý Kanun hükümlerine uyulmak þartýyla, kültürel amaçlý müzik kaseti çýkartmalarý mümkün bulunmaktadýr. 38 Devlet memurunun, üzerine kayýtlý aracýný bir þirkete kiralýk olarak vermesi 31/12/1960 tarihli ve 193 sayýlý Gelir Vergisi Kanununun Gayrimenkul sermaye iradýnýn tarifi baþlýklý 70 inci maddesinin 3239 sayýlý Kanunla deðiþik sekizinci bendinde sayýlan motorlu nakil ve cer vasýtalarý, her türlü motorlu araç, makine ve tesisat ile bunlarýn eklentilerinin, hak sahipleri tarafýndan kiraya verilmesi sonucu elde edilen gelirler gayrimenkul sermaye iradý olarak vergilendirilmektedir. Buna göre, Devlet memurunun üzerine kayýtlý olan aracýný kiralýk olarak vermesi halinde elde edeceði gelirin 193 sayýlý Kanunun 70 nci maddesi uyarýnca gayrimenkul sermaye iradý olarak vergilendirilmesi gerektiði düþünülmekle birlikte, üzerine kayýtlý olan aracýný kiralýk olarak vermesinin, 657 sayýlý Kanunun 28 nci maddesinin ilk fýkrasý uyarýnca Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayýlmayý gerektirecek bir ticari faaliyet olmadýðý ve bu durumun ilgilinin memurluk statüsü ve çalýþtýðý kurum açýsýndan herhangi bir sakýnca doðurmamaktadýr. Devlet memurunun mesai saatleri dýþýnda televizyon dizilerinde figüran olarak rol almasý 657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanununun 8 inci maddesini incelediðimizde; Devlet memurlarýnýn resmi sýfatlarýnýn gerektirdiði itibar ve güvene layýk olduklarýný hizmet içindeki ve dýþýndaki davranýþlarýyla göstermek zorundadýr. hükmünü görmekteyiz..Görüldüðü üzere, Devlet memurlarýnýn herhangi bir hizmet sözleþmesi ile iþverene baðlanmamasý ayrýca sosyal güvenlik kuruluþlarýndan biriyle iliþkilendirilmemesi ve 657 sayýlý Kanunda belirtilen davranýþ biçimine aykýrý davranmamasý kaydýyla mesai saatleri dýþýnda televizyon dizisinde veya sinema filminde figüran olarak görev almasýnýn mümkün bulunduðu,bu tür faaliyetlerin 657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanununun 28 inci maddesinde yer alan ticaret ve diðer kazanç getirici faaliyetler kapsamýnda bulunmadýðý deðerlendirilmektedir Devlet memurunun, herhangi bir spor kulübünde profesyonel futbolcu olarak görev yapmasý Devlet memuru olarak görev yapan personelin, 657 sayýlý Kanunda ve diðer ilgili mevzuatta profesyonel futbolcu olarak görev yapabileceðine yönelik bir düzenleme bulunmamaktadýr. Söz konusu açýklamalar çerçevesinde ÝNCELEME Devlet memurlarýnýn bir hizmet akdine dayalý olarak herhangi bir spor kulübünde profesyonel futbolcu olarak görev almasý mümkün bulunmamaktadýr Devlet memuru olarak görev yapmakta olan personelin, mesai saatleri dýþýnda özel sürücü kurslarýnda görev almasý 8.2.2007 tarih ve 5580 sayýlý Özel Öðretim Kurumlarý Kanununun 1 nci maddesinde Bu kanunun amacý, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek kiþiler, özel hukuk tüzel kiþileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kiþiler tarafýndan açýlacak özel öðretim kurumlarýna kurum açma izni verilmesi, kurumun nakli, devri, personel çalýþtýrmasý, kurumlara yapýlacak mali destek ve bu kurumlarýn eðitim-öðretim, yönetim, denetim ve gözetimi ile yabancýlar tarafýndan açýlmýþ bulunan özel öðretim kurumlarýnýn; eðitim-öðretim, yönetim, denetim gözetim ve personel çalýþtýrýlmasýna iliþkin usul ve esaslarý düzenlemektir. Bu kanun Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek kiþiler, özel hukuk kiþileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kiþilerce açýlan özel öðretim kurumlarý ile yabancýlar tarafýndan açýlmýþ bulunan özel öðretim kurumlarýný kapsar. hükmü yer almaktadýr. Ayrýca, 13.10.1983 tarih ve 2918 sayýlý Karayollarý Trafik Kanununun deðiþik 123 üncü maddesinin 1 inci fýkrasýnda, motorlu taþýt sürücüsü yetiþtirmek, yetiþmiþ olanlara sýnav sonucu sertifika vermek, trafik ile ilgili öðretim ve eðitim yaptýrmak üzere kamu kurumlarý ile diðer hakiki ve hükmi þahýslara, Milli Eðitim Bakanlýðýnca ilgili mevzuatýna göre sürücü kurslarý açma izni verilebileceði hükmü yer almaktadýr. Ayrýca; bahsi geçen 5580 sayýlý Özel Öðretim Kurumlarý Kanununun 8 nci maddesinde; ihtiyaç halinde resmi okullarda görevli öðretmenlere asýl görevlerini aksatmamak aylýk karþýlýðý okutmakla yükümlü bulunduðu haftalýk ders saati sayýsýný doldurmalarý kaydý ve çalýþtýklarý kurumlarýn izni ile sadece okullarda, aylýk karþýlýðý okutmakla yükümlü bulunduðu haftalýk ders saati sayýsýnýn yarýsý kadar ücretli ders verilebilir. Öðretmenlerin toplam ders saati sayýsý haftada otuz saati geçemez. Uzman öðretici, usta öðretici ve öðretmenlik yapma nitelik ve þartlarýný taþýyan diðer devlet memurlarýna ilgili birimlerin izni ile haftada on saati geçmemek üzere ücretli ders görevi verilebilir hükmü yer almaktadýr. Yine, 3458 sayýlý Mühendislik ve Mimarlýk Kanununun 9 uncu maddesinde, Devlet daire ve müesseseler ile belediye hizmetlerinde bulunan yüksek mühendis, yüksek mimar, mühendis, mimar ve fen memurlarý çalýþma saatleri dýþýnda bile olsa ücretli veya ücretsiz hususi surette sanatlarýný icra edemezler. Ancak serbest meslek erbabý bulunmayan ve mahallin belediye veya Nafýa idarelerinin müracaat ve en büyük mülkiye amirinin muvafakati ile zaruret bulunduðu tahakkuk eden idarelerinin müracaatý ve en büyük mülkiye amirinin muvafakati ile zaruret bulunduðu tahakkuk eden yerlerde tasdik ve murakabesi kendilerine veya mensup olduklarý mahalli idarelere ait olmayan memleketin umran ile alâkalý hususi mesleki iþler devamlý olmamak ve hariçte bir yazýhane açmamak ve asýl vazifelerinin çalýþma saatleri dýþýnda yapmak þartýyla birinci fýkrada yazýlý memurlar iþ kabul edebilirler. Devlet daire ve müesseseler ile belediye hizmetlerinde bulunan yüksek mühendis, yüksek mimar, mühendis, mimar ve fen memurlarý çalýþma saatleri dýþýnda bile olsa ücretli veya ücretsiz hususi surette sanatlarýný icra edemezler. Profesörlük, öðretmenlik ve doçentlik birinci fýkrada yazýlý memnuniyet hükmünden müstesnadýr. hükmüne yer verilmiþ olup, anýlan hüküm çerçevesinde yüksek mühendis, yüksek mimar, mühendis, mimar ve fen memurlarýnýn esas görevlerinin dýþýnda öðretmen olarak ders verebilecekleri deðerlendirilmektedir. Bu itibarla, Devlet memuru statüsünde çalýþan personelden 5580 sayýlý Kanunun 8 inci maddesi ile 3458 sayýlý Kanunda belirtilenlerin özel sürücü kurslarýnda anýlan kanunda belirtilen süreler kadar mesai saatleri dýþýnda öðretmen olarak görev yapabilecekleri mümkün bulunmaktadýr. Devlet memuru olarak görev yapan personelin herhangi bir gazetede karikatürist olarak görev yapmasý 5846 sayýlý Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1/B maddesinde eser; sahibinin hususiyetini taþýyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayýlan her nevi fikir ve sanat mahsulleri olarak tanýmlanmaktadýr. Ayrýca anýlan Kanunun 18 inci maddesinde; Bir eserin yapýmcýsý veya yayýncýsý ancak eserin sahibi ile yapacaðý sözleþmeye göre mali haklarý kullanabilir hükmü yer almaktadýr.Bütün hükümleri birlikte deðerlendirdiðimizde;.Devlet Memuru olarak görev yapan personelin bir gazetede bir hizmet akdine baðlý olarak karikatürist olarak görev yapamayacaðý ancak, 5846 sayýlý Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamýnda her türlü eser çýkarabilmesinin mümkün olmasý karþýsýnda yapacaðý çizimlere yönelik telif sözleþmesi imzalayarak telif ücreti alabileceði ve bu tür 39 ÝNCELEME Devlet Memurlarý Kanunu, Devlet memurlarý için bir takým ticari ve kazanç getirici faaliyetleri yasaklamakla beraber birçok ticari ve kazanç getirici faaliyetleri yasaklamamýþtýr. faaliyetlerin 657 sayýlý Kanunun 28 inci maddesine aykýrýlýk teþkil etmemektedir Kamu kuruluþlarýnda çalýþanlara yönelik olarak kurulan vakýflarýn yönetim kurulu baþkanlýðýný yürüten Vakýf baþkaný ile yönetim kurulu üyelerinin vakýf adýna ticari faaliyetler yapmasý 2762 sayýlý Vakýflar Kanununun 6 ncý maddesinde, vakýflarýn tüzel kiþiliðe haiz olduklarý, 23 üncü maddesinde de mütevellilerin yani vakýf baþkaný ve yönetim kurulu üyelerinin vakýflarýn temsilcileri olduklarý belirtilmektedir. Söz konusu hükümler birlikte incelendiðinde,yönetim kurulu baþkaný yani vakýf baþkaný ile yönetim kurulu üyelerinin vakýf adýna yaptýklarý faaliyetler vakfýn tüzel kiþiliðini temsilen yapýlmasý kaydýyla, bu tür faaliyetlerin 657 sayýlý Kanunun 28 inci maddesine aykýrýlýk teþkil etmemektedir. 40 Kimya Mühendislerinin mesai saatleri dýþýnda mesleði ile ilgili alanlarda serbest olarak veya özel bir kuruluþta çalýþabilmesi 15.2.1954 tarih ve 6269 sayýlý Kimyagerlik ve Kimya Mühendisliði Hakkýnda Kanununun 5 inci maddesinde 1 inci maddede yazýlý unvanlarý almýþ olanlardan Devlet ve müesseseleriyle yarý resmi teþekküllerde vazife almýþ olanlar mesai saatleri dýþýnda mesleki sahada çalýþabilirler hükmü yer almaktadýr. Söz konusu hüküm çerçevesinde, Kimya mühendislerinin mesai saatleri dýþýnda mesleklerini serbest olarak icra edebilecekleri mümkün olmakla birlikte ticaret ve sanayi müesseselerinde bir hizmet akdine dayanarak görev almalarýnýn ise mümkün bulunmamaktadýr Görüldüðü üzere; Devlet Memurlarý Kanunu, Devlet memurlarý için bir takým ticari ve kazanç getirici faaliyetleri yasaklamakla beraber birçok ticari ve kazanç getirici faaliyetleri yasaklamamýþtýr. YORUM DEVLET-BÝREY ÝLÝÞKÝLERÝ ve ÝKTISADÝ SÝSTEM Devletin toplumu bir arada yaþatmak için gerekli olduðunda müttefik olan filozoflar, devlet ile bireyin arasýndaki iliþkilere de önem atfetmiþlerdir. Devlet-toplum ve devlet-birey iliþkilerinin ölçülerini belirlemeye ve sýnýrlarýný çizmeye çalýþmýþlardýr. Temel sorun þudur: Devlet toplumun haklarýný mý koruyacaktýr, yoksa bireyin hakkýný mý koruyacaktýr? Devlet mi kutsaldýr, yoksa birey mi kutsaldýr? Birey devlete mi hizmet edecektir, devlet mi bireye hizmet edecektir? Devlet mi korunacak, yoksa birey mi korunacaktýr? Devlet hakký mý önemlidir, yoksa birey hakký mý? Devlet için fertlerin feda edilmesi doðru mudur? Devlet, kendini korumak için mi vardýr, yoksa fertleri ve bireyleri mi koruyacaktýr? Devletin varlýðý için zorunlu olan öðeler, sýrasýyla insan topluluðu, ülke ya da toprak bütünlüðü ve egemenliktir. Ýnsan öðesi, belirli bir toprak parçasý üzerinde yaþayan ve devleti kuran insan topluluðudur. Söz konusu insan topluluðunun üzerinde yaþadýðý toprak parçasýna ise ülke denir. Bu toprak parçasý doðal ya da yapay (bir anlaþma ile çizilmiþ) sýnýrlarla, komþulardan ayrýlýr. Buna karþýn, egemenlik, devletin hukuki düzenini belirleyen en yüksek otorite ve üstün iradedir. Bu baðlamda, baþka hiçbir devlet ile baðýmlýlýk iliþkisi içinde olmayan devlete egemen devlet, çoðunluk zorla kabul ettirilen bir baðýmlýlýk iliþkisi nedeniyle baþka bir devletin buyruðu altýndaki devlete yarý egemen devlet, hukukun üstünlüðü ilkesine her koþul altýnda baðlý kalan devlete hukuk devleti; kendini hukukun üstünlüðü ilkesiyle baðlamayan devlete polis devleti; salt güvenlik, savunma ve adalet gibi klasik görevlerini yerine getirmekle yetinip, iktisadi ve toplumsal yaþamda etkin bir rol oynamayan devlete jandarma devleti; klasik iþlevlerinin ötesinde, toplumsal eþitsizlikleri azaltmak amacýyla, iktisadi ve sosyal hayata etkin bir biçimde katýlan devlete sosyal devlet, belli bir ideoloji adýna bireysel ve toplumsal faaliyet alanlarý üzerinde mutlak ve bütünsel bir denetim ve baský uygulayan devlete totaliter devlet, iktisadi ve siyasi liberalizmin bütün ilke ve unsurlarýna riayet eden devlete ise liberal devlet adý verilmektedir. Nihayet, dini bir hareket ya da otoriteyle hiçbir baðý olmayan devlete ise, laik devlet denir. Modern devlet düþüncesine baktýðýmýzda, onun Avrupada on yedi ve on sekizinci yüzyýllarda görülen mutlakiyetçi devletlerin ardýndan ortaya çýktýðýný görüyoruz. Baþka bir deyiþle, modern devlet düþüncesi, mutlakiyetçi devletlere iliþkin deneyimler üzerinde düþünmenin ve bu devletlerin otoritesine karþý verilen mücadelenin bir sonucu olmak durumundadýr. Modern devlet düþüncesi, iþte bu baðlamda Batýda kiliseyle devlet ve devletle halk arasýnda yaþanan büyük kavga ve mücadelelerden sonra doðabilmiþtir. Buna göre, modern devlet hem baðýmsýz ve hem de laik olan kamusal bir güçtür. Modern devlet, öncelikle tüm diðer toplumsal güçlerden ve kral ya da devlet memurlarýndan baðýmsýz olmak durumundadýr. Sarayla özdeþleþtirilmek ve kralýn mülkiyetinde olan bir þey olarak görülmek yerine, modern devlet kraldan baðýmsýzdýr. Devlet, ikinci olarak otorite veya iþlevinin Tanrýdan türetilememesi anlamýnda laiktir. Bu. modern devletin eylemlerinin dini ilkeler yoluyla tasdik edilemeyeceði anlamýna gelir. Þu halde, modern devlet insan tarafýndan salt insani amaçlarla yaratýlmýþ olup, onun varlýðý yine ayný amaçlarla devam ettirilir. Türkiyede çok-partili parlamenter demokrasiye geçiþten bugüne hem siyasal yaþam içinde, hem devlet-toplum/birey iliþkilerinin düzenlenmesinde, hem de günlük yaþam içinde ciddi bir ikilem yaþýyoruz. Bir taraftan parlamenter demokrasinin son elli yýl içinde askeri darbelere ve rejim deðiþikliklerine raðmen sürdüðü bir siyasal yaþam var, diðer taraftan da yine bu zaman içinde ve bugün sürekli nitelediðimiz bireysel/kültürel hak ve özgürlüklerin korunmasý ve yaþama geçirilmesi sorunundan, siyasi, ekonomik, kültürel ve günlük yaþam alanlarýnda karþýlaþtýðýmýz sorunlara kadar geniþ bir alanda hissettiðimiz demokrasi eksiði sorunu, gerçek anlamda demokratikleþmeye duyduðumuz gereksinim var. Türkiyenin 1950den bu yana geçen demokrasi deneyimi, demokratlarý olmayan bir parlamenter demokrasi deneyimi olarak da adlandýrýlabilir. Ýçerdiði ciddi sorunlara raðmen demokrasinin parlamenter ve siyasi kurumsal anlamda varlýðýný sürdürdüðü, ama sürekli olarak demokratikleþme taleplerinin haklý olarak dillendirildiði bir ülke Türkiye. Bugün tartýþtýðýmýz bireysel haklar, sýnýfsal haklar, kültürel haklar, dinsel haklar, etnik haklar, ama ayný zamanda bu haklarýn yaþama geçmesinde içselleþtirilmesi gereken demokratik sorumluluklarla ilgi sorunlarýn çözümü, ayný zamanda da parlamenter demokrasimizin içerdiði yasama-yürütme-yargý arasýnda ve atanmýþlarla-seçilmiþler arasýndaki güçler ayrýlýðý temelinde yaþadýðýmýz sorunlarýn çözümü için demokrasi ve demokratikleþmeyi temel alýyorsak, bu temeli hangi felsefi, kuramsal ve siyasi ilkeler üzerine kuracaðýmýz sorusu çok önem kazanýyor. Hukuk devletinde devlet kendi baþýna bütünle özdeþleþtirilen ve kendi baþýna bir amaç haline gelen baþ edilemez bir güç deðildir. Aksine bireyi geliþtiren ve bireyin haklarýný koruyan, temel hak ve özgürlükleri kullanabilmelerine imkân saðlayan bir kurumdur. 2000lerin baþýnda baþlayan bir dönemde Türkiyedeki en büyük deðiþim üretim biçiminde oldu. Gümrük Birliðinin baþlangýcý bizi rekabetle tanýþtýrdý. Rekabet piyasa ekonomisi ve verimlilikle... Ayný zamanda rekabet zihniyeti deðiþtiren, bireyi doðuran ve demokrasinin alt yapýsýný oluþturan týlsýmlý bir iksirdir. Bugün üretim biçimi dönüþen, köylülüðün ve esnaflýðýn Prof. Dr. Mehmet ALTAN 41 YORUM/HABER Tüm insanlar arasýnda bir yarýþ vardýr, yaþ itibariyle, meslek itibariyle, konum itibariyle bunlarýn arasýndaki yarýþ baþarýyý belirler. Onlar arasýnda alýnan yolu baþarý olarak tanýmlayabiliriz. Baþarý pozitif olanlar arasýnda bir yarýþtýr ve onlar arasýnda en ileri derecede mevzi kat etmiþ olan en baþarýlý sayýlýr. Baþarý tamamen pozitif bir yarýþmadýr. çözülmeye baþladýðý, sanayinin yapýsýnýn deðiþtiði, küreselleþen ve dünyaya daha fazla eklemlenen bir resim var. Ama son duraða daha çok yolumuz olduðunu da eklemem gerek... Sýnýflarý üretim biçiminin dönüþümü yaratýr. Bizans, Osmanlý ve daha sonra Cumhuriyet ayný yapýyý ve statükoyu korudu. Bizans ve Osmanlýdaki sermaye birikimini engelleyen, Saray ile küçük köylü iliþkisine dayalý yapý Cumhuriyette özünü korudu ama þeklini deðiþtirdi. Sarayýn yerini devlet bürokrasisi aldý. Ama köylülüðü olduðu gibi korudu. Üretim biçimi deðiþmeyen bir toplum da hep ayný kaldý. Deðiþim 24 Ocak ile hissedilmeye, Gümrük Birliði ile hýzlanmaya, AB süreci ile de derinleþmeye baþladý. Zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olduðu bir dönemden geçiyoruz. Bu deðiþim süreci bu tehlikeli yapýyý, orta sýnýflarý güçlendirerek aþacak. Yaþanan dönem Anadolu sermayesinin geliþtiði, küçük ve orta iþletmelerin palazlandýðý bir dönem, orta sýnýflar da bu süreçte toparlanmakta. Söylemek istediðim, bizde klasik anlamda bir burjuvazi ve proleteryanýn olmadýðý. Emek ile sermaye çeliþkisinin yaþanmadýðý. Tarihsel sürecin Batýdaki gibi bir nehirden akmadýðý. Buralarda farklýlýk tüketim üzerinden þekillenmiþ. Batý gibi tüketmeye Batýlýlýk, ilericilik, solculuk, ilericilik, karþýtlýðýna ise muhafazakárlýk, tutuculuk, gericilik denmiþ. Marksizm ve Liberalizm geliþmemiþ. Irk ve din vurgusu katmerlenmiþ. Þimdi görünen þeriat-laik kavgasý, aslýnda tuzu kurular ile yoksullar kavgasý. Tüm insanlar arasýnda bir yarýþ vardýr, yaþ itibariyle, meslek itibariyle, konum itibariyle bunlarýn arasýndaki yarýþ baþarýyý belirler. Onlar arasýnda alýnan yolu baþarý olarak tanýmlayabiliriz. Baþarý pozitif olanlar arasýnda bir yarýþtýr ve onlar arasýnda en ileri derecede mevzi kat etmiþ olan en baþarýlý sayýlýr. Baþarý tamamen pozitif bir yarýþmadýr. Türkiye baþarýsýz bir ülke. Çünkü insanlarýn baþarýlarý baþarýsýzlýklarý, ülkelerin baþarýlarý ve baþarýsýzlýklarý evrensel yarýþ kriterlerinde ölçülür. Buna baktýðýnýz vakit AB'ye verilen ulusal rapor Türkiye'nin AB standartlarýndan 4000 noktada geri olduðunu söylüyor, bu zaten baþlý baþýna bir baþarýsýzlýk. Türkiye siyaseten hareket eden, siyasi çýkarlara göre örgütlenmiþ bir toplum. Tabii siyaset ekonomik akýlla çatýþýyor, bu nedenle Türkiye sürekli fakirleþiyor. Yani Türkiye'nin rakipleri öyle zenginleþiyor ki bizim gelirimiz 1000$'dan 2000$'a çýkýyor, ama onlarýn geliri 10000$'dan 20000$'a çýkýyor. Bu siyasi akýl ekonomik zenginliði saðlayamadýðý için biz sürekli çöküntüler yaþýyoruz, her çöküntüde ekonomik aklýn temsilcisi olarak IMF'i çaðýrýyoruz, fakat sonra eski alýþkanlýklarýmýzda devam ettiðimiz için tekrardan çöküyoruz, iþte bu macera ekonomik akla direnen bir toplumun macerasýdýr. IMF'le bu kadar sýk iliþkiye girmemiz ekonomik akla çok fazla ihtiyaç duymamýzdýr. ÝMF'le bu kadar sýk iliþki içine girmemiz buna ne kadar dirençli olduðumuzu da gösterir. EFDIde Yeniden Yapýlanma Süreci TMSFnin 2005 yýlýnda üyesi olduðu Avrupa Mevduat Sigortacýlarý Forumu (EFDI) 15 Haziran 2007 tarihinde Brükselde yapýlan kurucu toplantý ile kar amacý gütmeyen bir uluslararasý örgüt haline dönüþmüþtür. EFDI özellikle AB Komisyonu ile yapýlan çalýþmalarda tüzel kiþiliðe sahip olan resmi bir taraf olarak, mevduat sigortacýlýðýnýn ABdeki geleceði açýsýndan söz sahibi olmak istemektedir. EFDInin kazandýðý yeni yasal statü ile 2007 yýlýnýn Haziran ayýnda baþlayan yeniden yapýlanma sürecinde 7 üyeden oluþan EFDI Yönetim Kurulu seçimlerinde TMSF de adaylýk baþvurusunda bulunmuþ ve yapýlan seçim neticesinde Yönetim Kurulunda temsil edilme hakkýný kazanmýþtýr. TMSF Baþkan Yardýmcýsý Vekili ve Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi Baþkaný Dr. Rýdvan Çabukel halen EFDI Yönetim Kurulu Üyeliðini sürdürmektedir. Yeni Yasal Statü ile ilk Genel Kurul Toplantýsý Ýstanbulda Yapýlacak Kurucu tüzüðünün 15. maddesi gereðince yýlda en az bir kez Genel Kurul Toplantýsý yapmasý gereken EFDI, 2007 yýlý yýllýk toplantýsýný 26 Kasým 2007 tarihinde TMSFnin ev sahipliðinde Ýstanbulda gerçekleþtirmeyi kararlaþtýrmýþtýr. Yýllýk Genel Kurul Toplantýsýnýn akabinde 27 Kasým 2007 günü Mevduat Sigoratcýlýðýnda Güncel Konular konulu uluslararasý bir konferans da düzenlenecektir. Toplantý ve konferansa iliþkin hazýrlýk çalýþmalarý TMSF ile EFDI Sekretaryasýnýn iþbirliði ile yürütülmektedir. 42 EFDI Hakkýnda Avrupa Mevduat Sigortacýlarý Forumu (EFDI), 2002 yýlýnda Viyanada, Avrupada mevduat sigortacýlýðý alanýnda iþbirliðini destekleyerek finansal sistemin istikrarýna katkýda bulunmak üzere kurulmuþ olan gönüllü bir organizasyondur. EFDInin amaçlarý arasýnda mevduat sigortacýlýðý ile ilgili olarak; tecrübeleri paylaþmak, üyelerin ortak çýkarlarýný temsil etmek, sýnýr ötesi konularý dikkate almak, kongreler ve seminerler düzenlemek, AB Direktiflerinin uygulanmasýna katkýda bulunmak, Avrupa tek pazarýndaki finansal istikrara katkýda bulunmak ve AB Komisyonunun iþ ortaðý olmak gibi hususlar bulunmaktadýr. Bugün itibariyle, EFDInin 35 ülkeden 51 üyesi söz konusu organizasyon çalýþmalarýna katýlmaktadýr. EFDI, Avrupa Komisyonunun talebi üzerine, mevduat sigoratcýlýðý ile ilgili konularda referans noktasý ve AB Direktifinin yakýndan incelemelerinde sözcü olma rollerini üstlenmiþtir. EFDIýn özellikle müdahil olduðu temalar þunlardýr; Mevduatýn tanýmý Garanti kapsamý Düzenlemelerin olgunlaþtýrýlmasý Mevduat sigortacýlarýnýn finansmaný ve ilgili istikrar Ex-ante, ex-post ve karýþýk sistemler. Ev sahibinin sorumluluklarý, bilgi paylaþýmý ve kriz yönetimi prosedürleri Ulusal merkez bankalarýyla mevduat sigortacýsý arasýndaki iliþkiler HABER TMSF GELÝÞÝM KONFERANSLARI DEVAM EDÝYOR Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu (TMSF) personeline yönelik, kiþisel geliþim amaçlý TMSF Geliþim Konferanslarýnýn 10. 11 ve 12incisi yapýldý. Her ay farklý bir konunun iþlendiði TMSF Geliþim Konferanslarýnda, TMSF personelinin bilgi birikimine ve sosyal geliþimine katkýda bulunulmasý hedefleniyor. Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu (TMSF) personeline yönelik, kiþisel geliþim amaçlý TMSF Geliþim Konferanslarýnýn 10. 11 ve 12incisi yapýldý. Her ay farklý bir konunun iþlendiði TMSF Geliþim Konferanslarýnda, TMSF personelinin bilgi birikimine ve sosyal geliþimine k a t k ý d a b u l u n u l m a s ý h e d e f l e n i y o r. Bu kapsamda, 27 Temmuz 2007 tarihinde Marmara Üniversitesi Öðretim Üyesi Dr. Murat Alýþkan Hukuki Açýdan Mevduat Sigortacýlýðý konulu bir konferans verdi. Serinin onuncusu olan konferansta, mevduat sigortacýlýðýnýn ortaya çýkýþý, amacý, üyelik kapsam ve tutar, fiyatlama, mevduat sigortacýlýðýnýn olumsuz yönleri ve dünya uygulamalarý ve Türkiyedeki durum ile ilgili detaylý bilgiler verildi. TMSF Geliþim Konferanslarýnýn onbirincisi, 08 Aðustos 2007 tarihinde Küresel Ýklim Deðiþimi konulu TEMA Eðitim Bölüm Baþkaný Celal Ergün tarafýndan verildi. Konuþmacý, insanlar tarafýndan atmosfere salýnan gazlarýn sera etkisi yaratmasý sonucunda dünya yüzeyinde sýcaklýðýn artmasýna küresel ýsýnma dendiðini, dünya iklim sisteminde deðiþikliklere neden olan küresel ýsýnmanýn etkilerinin en yüksek zirvelerden, okyanus derinliklerine, ekvatordan kutuplara kadar dünyanýn her yerinde hissedildiðini, kýþýn sýcaklýklar arttýðýný, ilk baharýn erken geldiðini, hayvanlarýn göç dönemleri deðiþtiðini yani iklimlerin deðiþtiðini ve bu konuda alýnmasý gereken önlemlerden bahsetmiþtir. TMSF Geliþim Konferanslarýnýn onikincisi ise gazeteci Uður Civelekin katýlýmlarýyla 13 Eylül 2007 tarihinde gerçekleþtirildi. Dünyada ve Türkiyede Son Geliþmeler ve Beklentiler konulu konferansta Uður Civelek, dünya ekonomisi ve finans piyasalarýndaki geliþmeler ve Türkiye ekonomisini deðerlendirdi. Dünyadaki sýcak para hareketlerinin durumu, enerji ve hammadde fiyatlarýndaki yükseliþin etkileri, dünya üretiminde yaþanan deðiþim, varlýk fiyatlarýnda oluþan balon doðrultusunda Avrupa ve Türkiyenin geleceði üzerinde yorumlarda bulunmuþtur. 43 KÝTAP MERKEZDEKÝ BANKA Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasý Ve Uluslararasý Bir Karþýlaþtýrma Caner Bakýr'ýn bu eseri Türkiye'de merkez bankacýlýðýnýn politik ekonomisini neo-liberal paradigmanýn 'tartýþma dýþý' kabul edilen parametreleri ve bunlarýn eleþtirisi çerçevesinde analitik olarak tartýþmaktadýr. Kitabýn konusu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasý'nýn kuruluþ zamanlamasý ve bu süreçte yer alan önemli aktörler ile Banka'nýn hem ekonomi bürokrasisinin diðer aktörleri ve hükümet hem de sanayi ve finans sermayesi karþýsýndaki konumu ile sýnýrlý deðildir. Kitap bu anlamda TCMB'nin zaman içinde yeniden tanýmlanan merkez bankacýlýðý olgusunu, ulusal ve uluslararasý dinamiklerin ýþýðýnda tartýþmaktýr. Bunun yanýsýra kitapta, tarihsel süreç içinde Banka'nýn yeniden tanýmlanan görev, amaç, hedef ve araçlarý ile baðýmsýzlýk, hesap verebilirlik, saydamlýk ve enflasyon hedeflemesi gibi güncel kavramlar uluslararasý karþýlaþtýrmalar yapýlarak irdelenmektedir. Bu baðlamda, yerel ve uluslararasý boyutu olan formel ve enformel kurumsal düzenlemeler, uluslararasý konjonktür, ulus ötesi yönetiþim aðlarý, ideolojik tercihler, siyasal, ekonomik ve bürokratik çýkarlar dikkate alýnmaktadýr. Caner Bakýr'ýn eseri teorik kurgusu ve ampirik bulgularýyla bu alanda yazýlmýþ Türkiye'deki tek baþvuru kaynaðý olmasýnýn yanýsýra, merkez bankacýlýðýnýn politik ekonomisini çok yönlü ve karþýlaþtýrmalý olarak ele almaktadýr. Yazarý : Caner Bakýr Yayýnevi :Bilgi Ünv.Yay. Basým Yeri ve Tarihi : Ýstanbul / Aðustos 2007 ISBN : ISBN: 978-975-6176-93-1 Cinnet, Panik ve Çöküþ Ýlk kez 1978de basýlan bu kitap genellikle Ýkinci Dünya Savaþý öncesinde yaþanan krizleri ele alýyordu. Ekim 1987de Kara Pazartesi diye bilinen borsa krizinden sonra, bu geliþmeleri de içine alan ve 1880-1893 arasýndaki döneme iliþkin araþtýrmayý de içeren çalýþma, 1989da ikinci kez basýldý. Ocak 1990da patlak veren ve 90lý yýllarda süren Japon krizi ise üçüncü baskýnýn yapýlmasýna neden oldu. Yazarýn ölümünden önce yapýlan son baskýsýnda ise Meksikada ve Doðu Asyadaki krizlerin ortaya çýkardýðý sorunlarýn da yer verildiði Cinnet, Panik ve Çöküþ bu alanda klasik bir eser haline geldi. Cinnet, Panik ve Çöküþ, para ve kredinin yanlýþ yönetilmesinin, yüzyýllardýr nasýl mali çöküþlere yol açtýðýna iliþkin akademik bir inceleme. Yazar kitabýnda okuyuculara önümüzde uzanan mali krizleri öngörecek fikirler veriyor. Yazarý : Charles P. Kindleberger Yayýnevi : Ýstanbul Bilgi Üniversitesi Basým Yeri ve Tarihi : Ýst./ Nisan 2007 ISBN : ISBN: 978-975-6176-86-3 44 Ýþ Hayatýnda Baþarmak Tekstil ve özellikle dokuma kumaþ alanýnda geçtiðimiz yýl iþ hayatýnda 50. yýlýný kutlayan duayen iþ adamý Tahsin Tekoðlu, tecrübelerini, bilgilerini iþ hayatýna atýlacaklara ve gençlere hayatta baþarý için, Ýþ Hayatýnda Baþarmak adlý kitapta topladý. Uzun süredir Bankacýlýk Sektöründe Yönetim kademesinde yer alan yazar, bu kitapta ferdi geliþme, müteþebbis, kuruluþ ve iþletme safhasý bölümlerinde önemli sýrlar vermeye çalýþyor. Baþlangýç bölümünde, kitabý yazmaya; bir toplantýda genç bir iþadamýnýn Bizler günümüzü yaþýyoruz ve öyle görüyoruz ki belli bir geleceði de yaþayacaðýz. Eskiye ait sözleriniz bizler için çok deðerlidir. Biz gençlere geçmiþi bilmekle beraber, muhtemelen yaþayacaðýmýz geleceðe ýþýk tutacak bir þeyler söylemenizi bekliyoruz demesi ile oluþan kývýlcýmla düþünceler, aksiyonlar, sohbetler ve bilenlere danýþmalar sonunda böyle bir kitap yazýlmaya baþlanýldýðýný ifade ediyor. Yazarý : Tahsin Tekoðlu Yayýnevi : Kaynak Yayýnlarý Basým Yeri ve Tarihi : Ýstanbul / Haziran 2006 ISBN : 975-8775-87-1 Borç Kapaný: IMF Ekonomik Savasin Perde Arkasi Gazeteci Yazar Ufuk Þanlý Bu kitabý 'dünyada her þeyin göründüðü kadar basit ve kolay olduðunu düþünenler ve yaþadýðý hayattan memnun olanlar' sakýn okumasýn.Yaþanan olaylarýn farklý boyutlarý olduðunu düþünüp 'ancak buna kafa yoramayacak kadar yoðun olduðunu düþünenler' ise baþlamasin diyor Kitapta dünya üzerinde egemenlik mücadelesi veren güçlerin ekonomik alanda giriþtikleri savaþýn kýsa bir tarihçesi veriliyor. Uluslararasi Para Fonu (IMF) konusunda bugüne kadar hiç yazýlmayanlarý ve konuþulmayanlarý þahitler, belgeler ve istihbaratçýlarýn aðzýndan anlatan bu kitap, Türkiye'nin sosyal dokusundan, uluslararasý iliþkilerine kadar tüm gerçeðini deðistiren ekonomik krizlere de farklý bir açýdan bakmanýzý saðlamayý amaçlýyor. Yazarý: Ufuk Þanlý Yayýnevi : Selis Kitaplarý Basým Yeri ve Tarihi: Ýstanbul / Eylül 2002, ISBN: 9758724002 GEZÝ Selamat Datang Malezyaya Hoþgeldiniz Kuala Lumpur (KL) Havaalanýna indiðiniz andan itibaren Malezyalýlar, sizi Selamat Datang diyerek güleryüzle karþýlýyorlar. 2007 yýlý Malezyanýn Ýngilizlerden baðýmsýzlýklarýný kazanmalarýnýn 50. yýldönümü. Bu yüzden her yerde Merdeka (özgürlük) sloganlarý ve Malezya bayraklarý göze çarpýyor. Henüz uçaktayken Malezyaya kuþbakýþý bir göz atma, ülkenin genel coðrafi yapýsý hakkýnda bir fikir sahibi olmanýzý saðlýyor. Gözünüzün alabildiði her yer yemyeþil. Kuala Lumpur havaalanýna yaklaþýrken, ülkenin en önemli gelir kalemlerinden olan Palmiye Yaðý, kereste, kavuçuk, hindistan cevizi, kakao gibi ürünler alýnan yaðmur ormanlarý, yükseklerden oldukça çekici görünüyor. Topraklarýnýn yüzde 60ý orman, yüzde 30u tarým alaný olan Malezya, 26 milyonluk nüfusu ve 13 bin USD milli geliri ile Güneydoðu Asyanýn en zengin ülkelerinden biri. 2005 yýlýnda en iyi hava alaný seçilen KL Havalaný, yýlda yaklaþýk 20 milyon yolcu aðýrlýyor. Nüfusundan fazla turist aðýrlayan bu ülke, çok farklý etnik ve dini yapýlarý bünyesinde barýndýrdýðý halde büyük bir hoþgörü, barýþ ve uyum içinde yaþayabiliyor. Malezyada en çok dikkati çeken ne deseler, mutlaka farklý olana karþý hoþgörü denir. Nüfusun yüzde 50sini Müslüman Malaylar oluþtururken, yüzde 35i Çin, yüzde 10u Hindistan kökenlilerden meydana geliyor. Üç Geceleri ýþýklandýrýlan Jamek mescidi tam olarak Kuala Lumpur'a adýný veren iki nehrin birleþtiði yerde bulunuyor.. ana unsurun ana dilleri yanýnda, Ýngilizce de resmi diller arasýnda ve günlük hayatta çok yaygýn kullanýlýyor. Zaman dilimi olarak Türkiyeden 6 saat ileri(yazn 5 saat) olan Malazya, para birimi olarak Ringgit kullanýyor. 1 USD, yaklaþýk 3,4 Malezya Ringgiti (RM) yapýyor. Dýþarýdan bakýldýðýnda oldukça ilginç görünen ilk defa gördüðümüz tropikal meyvelerin, tadý da bir o kadar orijinal geliyor. Ýlk kez deneyenler için bir çoðu tadsýz, tuzsuz gelen bu meyvelerden bazýsý ise oldukça ilginç kokuyor. Durian meyvesi bunlardan en kötü kokaný. En Malezya Malaylarda bir en kompleksi olduðu söylenebilir. Bugünlerde Türk medyasýnda Malezyalý bir otomobil üreticisinin, dünyanýn ilk namaz saatini haber veren, kýbleyi gösteren, seccadeliði olan araba üretemi konusunda Türk yatýrýmcý aradýðý haberleri yer alýyor. Tüm hükümet binalarýnýn bulunduðu yeni þehirleþmeye baþlayan Putra Jaya'daki Sultanlýk Sarayý Dr. Yusuf ADIGÜZEL 45 GEZÝ Malezya Gemilang, Malezya baþarýr sloganlarý ve ülke liderlerinin bilboardlarý Baðýmsýzlýnýn 50. yýlýný kutlayan Malezyanýn her yerini süslüyor Müslümanlýðýn Malaylar için belirleyici bir unsur olduðu ve milli bir kimlik oluþturabilmek için üzerine basa basa vurgulandýðý Malezya, herþeyin islamisini yapma konusunda da dünyayý þaþýrtmaya devam ediyor. Kuala Lumpur'un en büyük ve orijinal Camisi National Mosque. Aksamüstü yaðmuru, Petronas kulelerinin arkasýnda gökkuþaðý oluþturmuþ Malezyalýlar her þeyin en büyüðünü, en hýzlýsýný, en islamisini yapma konusunda gerçekten dünya ile yarýþýyorlar. Müslümanlýðýn Malaylar için belirleyici bir unsur olduðu ve milli bir kimlik oluþturabilmek için üzerine basa basa vurgulandýðý Malezya, herþeyin islamisini yapma konusunda da dünyayý þaþýrtmaya devam ediyor. Malezya, Ýslami bankacýlýkýn yüzde 50lere yaklaþtýðý bu ülke, uzaya ilk müslüman astronotu göndermiþ ve uzayda nasýl namaz kýlýnacaðýný uzun uzun tartýþmýþtý. Alýþveriþ cenneti Petronas Kulelerinin Camisi Cuma günleri dolup taþýyor. Cuma namazýna gecikenler, namazlarýný kulelerin parkýnda çimenler üzerinde kýlýyor Malezya bir taraftan dünyanýn en büyük ikiz kulelerinin yeraldýðý gökdelenleri, ýþýl ýþýl dev alýþveriþ merkezleri, ulaþým sistemleri ve üstün 46 teknolojik imkanlarýyla en modern batý þehirlerini aratmayan kent merkezlerine sahipken, öte taraftan balta girmemiþ yaðmur ormanlarýný, ýssýz adalarý, el deðmemiþ mercan kayalýklarýný, bakir kumsallarý bünyesinde barýndýrýyor. 11 Eylül sonrasý körfez ve arap sermayesi Malezyaya 100 milyar dolarýn üzerinde yatýrým yaparken, paralý Arap turistler de Batýda aradýklarý herþeyi çok daha ucuz fiyata bulabildikleri bu ülkeyi tercih etmeye baþlamýþlar. Arap turist aðýrlýðýndan olsa gerek, magaza vitrinlerinde ve yönlendirme tabelalarýnda ingilizce yanýnda Arapça yazýlar göze çarpýyor. Müslüman Arap ülkelerinden gelenler genellikle þehir merkezlerindeki lüks otellerde konaklayýp, dev alýþveriþ merkezlerinde lüks marka ürünlere talip olurken, batýlý turistler genellikle doðal hayatý, safari yapmayý, küçük adalardaki bungalov tipi evlerde kafa dinlemeyi tercih ediyor. Kuala Lumpur Malezyanýn kalbi olan KL, binlerce etnik unsuru harmanlayan sosyal dokusu ve bir milyon 150 bin nüfusu ile çok modern bir þehir. Petronas Kuleleri, KL Tower, Akvaryum, Özgürlük Meydaný, milli camisi, kelebek ve kuþ parklarý, Çin mahallesi, Eski demiryolu istas-yonu, Putra Jaya kenti KLda mutlaka görülmesi gereken yerler. Bu þehre gidiyorsanýz, mutlaka sýrt çantanýzda bir yaðmurluk olmalý. Yaz kýþ sýcak ve nemli bir havasý olan KLda sürekli yaðmur yaðýyor. GEZÝ Kýsa süreli yaðmurlarýn hemen ardýndan güneþ kendini gösterirken, saðanak yaðmurlardan sonra bile en küçük bir su birikintisi kalmýyor. Þehrin kanalizasyon sistemi çok iyi çalýþtýðýndan, caddelerde göletler oluþmuyor. Eksi sözlükte bir kiþi KL hakkýnda þunlarý yazýyor: bir kurban bayramýnda "müslüman ülke, etrafta hayvancýklarýn cesetleri kanlar filan olacak" diye önyargý yaptýðým, gittiðimde ise çok temiz ve bütün önyargýlarý yýkan modern bir þehirle karþýlaþtýðým Malezyanýn baþkenti Malezyadaki müslümanlar kurbaný sünnet olarak kabul ettiklerinden kurban kesmiyorlar. Ancak Ramazan Bayramýnýn bir ay sürdüðü ve bu bir ay içinde her ailenin mutlaka bir gün Open Haus dedikleri geniþ katýlýmlý bir ziyafet verdiði söyleniyor. Petronas Kuleleri Kuala Lumpur televizyon kulesi KL Tower, bir tepenin üzerine kurulduðu için Petronas Kulelerinden daha yüksek ve þehre daha hakim bir yer özelliðini taþýyor. Buna raðmen Petronas Kuleleri, dünyanýn en yüksek ikiz kuleleri olma özelliði gösteriyor. Ýki farklý þirket tarafýndan yapýlan antenleriyle birlikte 450 metre yüksekliðindeki bu kulelerin her biri 88 katlý. Yerden 150 metre yükseklikteki skybridge denilen köprü ile birbirine baðlanan kuleler, aslýnda alýþveriþ merkezleri, müzeleri, sergi ve konferans salonlarý, camisi, senfoni salonu, akvaryumu ve parklarýyla geniþ bir kompleksin bir parçasý. Birbiri içine geçmiþ iki kare biçiminde dizayn edilmiþ Petronas Kulelerinin 41. katýndaki köprüye çýkmak ücretsiz. Ancak günlük sýnýrlý sayýda ziyaretçi kabul ettiðinden önceden bilet almak gerekiyor. Putra Jaya Havaalaný ile KL þehir merkezi arasý yaklaþýk 70 km. 70 RM ödeyerek gidebileceðiniz bu mesafeyi uzun bulan Malezyanýn ileri görüþlü eski Baþbakaný Mahatir Muhammed, havalaný ile KL þehri arasýnda yeni bir kent inþa etmiþ. Þu anda 100 bin nüfusa ulaþmýþ. Yönetim ile ilgili binalarý buraya taþýmýþ. Aslýnda Malezyanýn bütün hükümet binalarý burada. Bilgisayar marifetiyle dijital olarak kurulan oyuncak þehirleri andýran Putra Jayada büyük bir göl bulunuyor. Göl etrafýnda cafe ve lokantalar var. Kentin giriþinde büyük bir meydan ve cami yer alýyor. Gölü uzatarak hükümet binalarýnýn bulunduðu bir ada oluþturulmuþ ve bu ada dünyadaki deðiþik köprü örnekleri uygulanarak karaya baðlanmýþ. Ayrýca Sidney köprüsü yanýnda roket biçiminde bir kule gözüküyor. Tamil asýllý Malezyalý Maral, bu roketin uç kýsmýnda Mahatir Muhammedin vasiyeti olduðunu ve 20 sene sonra açýlacaðýný söylüyor. Geleneksel Malay müzik Grubu Asika'nýn davulcusu Huseyin Batu Caves KL merkezden 13 km uzaktaki Batu Caves (Hint Tapýnaðý) önünde, yeni yapýlmýþ heykel de Malezyanýn en yarýþýnda yerini almýþ. Tapýnak önündeki heykel en büyük ayakta buda olma özelliði taþýyor. Her kasým ayýnda yaklaþýk 2 milyon kiþi hacý olmak için buraya geliyor. Hint Batu Caves'teki Tapýnak Maðaranýn içi 47 GEZÝ Dünyanýn en büyük ayakta Buda'sý Batu Caves maðara tapýnaðýnýn önünde bulunuyor Tapýnaðýnýn olduðu maðaraya 272 basamaklý merdivenle çýkýlýyor. Merdivenlerde onlarca maymun, kendilerine atýlacak birþeyler bekliyor. Ýnsanlarla çok haþýr neþir olan bu hayvanlarýn, zaman zaman insanlarýn üstüne atladýðý, çantalarýný kaptýðý söyleniyor. Çantamý elime alýp açmaya yeltendiðimde onlarca maymunun yaðmur gibi üzerimize geldiðini görüp, hemen çantayý kapatýp, sýrtýma taktým. Yorucu dik merdivenleri bitirip yukarý çýktýðýnýzda KL þehir içinde de rastlanýlan buðulu bir tütsü kokusu, inceden bir dini hind müziði, tütsüler ve yarý çýplak din adamlarý sizi karþýlýyor. Maðara giriþinde kocaman yýlanlar, iguanalar ve diðer ilginç hayvanlarla resim çektirebiliyorsunuz. Ellerindeki tepsilerde çeþitli yiyecek ve mumlar var. Küçük baðýþlar karþýlýðýnda maðara içindeki çeþitli heykelciklere dua ediyorlar. Ýç kýsýmlara doðru uzanan, büyük sarkýtlarýn oluþtuðu maðara yukarýdan sýzan ýþýklarla aydýnlanýyor. Çin Mahallesi Malezyada ticaretin Çinlilerin elinde olduðu söyleniyor. Çin mahallesindeki küçükcük dükkanlarda herþeyin en ucuzu ve en sahtesi satýlýyor. Verilen fiyat çok ucuz olsa bile pazarlýk yapmadan almak aldanmak demek. Bir Malay Çin mahallesinden alýþveriþ yapýyorsanýz, ne derlerse yüzde 20si ile pazarlýða baþlayýn, yüzde 35-50 arasý bir yerde bitirin. Ancak baþladýðýnýz pazarlýðý bitirmeden gitmeyin. Çok kýzarlar diyor. Taksimetre açmanýn zorunlu olduðu Malezyada taksiciler ýsrar etmezseniz taksimetre açmýyorlar. Yabancý olduðunuz için de çoðunlukla iki, üç kat fiyat talep ediyorlar. Taksiciler gibi küçük hesaplar peþindeki bazý diðer esnaflarýn da misafirlere karþý bu yaklaþýmlarý, Malezyanýn karizmasýný çiziyor. Merdeka Meydaný Merdeka (Özgürlük) meydaný baþkentin mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biri. Geçmiþi yüz yýldan biraz fazla olan bu kentteki en tarihi binalar burada yer alýyor. Ayrýca Milli 48 Tarih Müzesi, Jamek Mescidi, Sultan Abdussamed Binasý ve Tarihi Kütüphane Binasý bu meydana yakýn yerlerde bulunuyor. Kuþ Parký Dev Akvaryum, Orkide Bahçesi, Kelebek Parký ve Kuþ Parký KLda mutlaka görülmesi geren yerlerden. 30 RM ödeyerek girdiðiniz Kuþ Parkýnda birbirinden ilginç, birbirinden alýmlý kuþlarýn ayaklarýnýzýn dibinde dolaþabiliyor. Pelikanlar, tavus kuþlarý, kartallar, papaganlar, deve kuþlarý, dev aðaçkakanlar vs birlikte fotograf çektireceðiniz kadar yakýn. Ayrýca belirli saatlerde kuþlarýn yaptýðý özel gösteriler sunuluyor. Tropikal Meyveler Dýþarýdan bakýldýðýnda oldukça ilginç görünen ilk defa gördüðümüz tropikal meyvelerin, tadý da bir o kadar orijinal geliyor. Ýlk kez deneyenler için bir çoðu tadsýz, tuzsuz gelen bu meyvelerden bazýsý ise oldukça ilginç kokuyor. Durian meyvesi bunlardan en kötü kokaný. Kokusundan dolayý otobüslere ve uçaklara alýnmayan, orta boy bir karpuz büyüklüðünde, iri dikenli topuzu andýran, satýrla kesilerek açýlan Durianýn içinden iki- üç parçalý, jölemsi, turuncu renkli az miktarda yenecek kýsým çýkýyor. Ýlk etapta aðýza alýnmasý ve yutmasý oldukça zor olan bu meyve, bir kaç denemeden sonra alýþkanlýk yapabiliyor. Durian yemeyen KLa geldim demesin uyarýlarýný dikkate alarak, yutkunarak 20 RM vererek aldýðýmýz Durianý bitirdik. Üzerine ise aðzýmýn tadý yerine gelsin diye bir mango yemeyi ihmal etmedim. Malezyada tüm dünya mutfaklarýndan örnekler bulmak mümkün. Çin, Hind, Tayland mutfaðý yanýnda, Ýran, Lübnan ve Mýsýr yemeklerini ve çok farklý deniz ürünlerini tadabilirsiniz. Farklý kültürlere, inançlara, lezzetlere açýksanýz Malezya tam aradýðýnýz yer diyebiliriz. TÜRKÝYEDEKÝ TASARRUF MEVDUATI HESAPLARININ SÝGORTALANMASINA ÝLÝÞKÝN TEMEL PARAMETRELER SORULAR ve CEVAPLAR SÝGORTA VE RÝSK ÝZLEME DAÝRE BAÞKANLIÐI 30.12.2006 1,4037 1,8650 2,7450 31.10.2006 1,4457 1,8476 2,7450 *Serbest Piyasa FAÝZ ORANLARI (%) 31.10.2007 30.12.2006 31.10.2006 Gecelik 16,75 17,50 17,50 Mevduat Faizleri* **17,53 18,10 17,68 TRLIBOR (O/N) 16,63 17,97 17,50 Kaynak: TCMB / TBB *Sektör Ortalamasý/1 aylýk **30.08.2007 BORSA ENDEKSÝ ÝMKB Sýnai Mali Kaynak: ÝMKB 31.10.2007 57.615 42.073 89.624 30.12.2006 39.117 30.896 60.168 YATIRIM ARAÇLARININ GETÝRÝLERÝ Son Deðer 1 ay öncesine (31.10.2007) göre (%) 31.10.2006 40.582 30.533 64.338 1 yýl öncesine göre (%) ÝMKB Dolar Altýn(YTL/gr) Altýn (Usd/Ons) DÝBS Endeksi 57.615 1,1590 29.90 785.00 6,6 -3,5 4,2 6,1 41,9 -19,9 -5,3 30,5 (3 aylýk)* 865,55 1,5 18,4 DÝBS Endeksi 880,56 Kaynak: ÝMKB,Reuters 1,5 20,8 *ÝMKB DIBS performans endeksi (12 aylýk)* GSMH ve GSYÝH (BÝRÝKÝMLÝ) 2007 (2.çeyrek) 2006 2006 (2.çeyrek) GSMH (milyar YTL) 277.4 575.8 241.5 201.8 399.7 241.6 GSMH (milyar USD) 277.6 576.3 173.0 GSYÝH (milyar YTL) 201.9 400.0 80.8 GSYÝH ( milyar USD) GSMH (Büyüme)* %3,9 %6.0 %9,3 GSYIH (Büyüme)* %3,9 %6,1 %8,3 Kaynak: TÜÝK (Veriler 3er aylýk dönemlerin sonunda açýklanmaktadýr.) *Büyüme oranlarý sabit fiyatlarla ve çeyrek dönemlere aittir. ÝÞGÜCÜ VERÝLERÝ(%) Aðustos 2007 Aralýk 2006 Ekim 2006 Ýstihdam Oraný* 44,7 43,2 45,0 Ýþsizlik Oraný 9,2 9,9 9,1 Kaynak: TÜÝK *Ýstihdam/15 ve daha yukarý yaþtaki nüfus (Veriler dönemi izleyen 3 üncü ayýn 20 sinde açýklanmaktadýr.) Ýmalat Sanayi Kapasite Kullaným Oraný Ekim 2007 %83,3 ÖDEMELER DENGESÝ ÖZET (milyon USD) Eylül 2007 Cari Ýþlemler Hesabý -26.054 Dýþ Ticaret Dengesi -34.364 Toplam Ýhracat 80.592 Toplam Ýthalat 114.956 Aralýk 2006 Ekim 2006 %81,7 %82,4 Eylül 2006 -24.522 -32.195 65.878 98.073 Aralýk 2006 -32.774 -41.238 91.937 133.175 Ýhracat/Ýthalat %70,1 %67,7 %69,0 Kaynak: TCMB (Veriler bir sonraki ayýn 2 inci haftasý açýklanmaktadýr.) Eylül 2006 167.6 66.0 233.6 Aralýk 2006 171.30 175.30 -3.99 41.95 Tasarruf mevduatý ve katýlým fonu sigortasý, mevduat ve katýlým fonu toplamaya yetkili mevduat ve katýlým bankalarýnýn (kredi kuruluþlarýnýn) Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafýndan faaliyet izinlerinin kaldýrýlmasý durumunda, mevduat ve katýlým fonu hak sahiplerinin maruz kalacaðý kayýplarýn devlet veya bu amaçla kurulmuþ özel bir kurum tarafýndan kýsmen ya da tamamen ödenmesinin garanti edilmesidir. Türkiye'de mevduatýn ve katýlým fonlarýnýn sigortalanmasý yetki ve görevi kamu tüzel kiþiliðini haiz Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu'na (TMSF) aittir. Ekim 2006 140.55 144.34 -3.79 237.01 BANKACILIK SEKTÖRÜ VERÝLERÝ ÞUBE ve PERSONEL SAYILARI (Aðustos 2007) Mevduat Katýlým Kalkýnma ve Bank. Bank. Yatýrým Bank. Banka sayýsý 33 4 13 Yurtiçi Þube 7.315 399 40 Yurtdýþý Þube 48 1 1 Yurtiçi Personel 146.330 8.577 5.354 Yurtdýþý Personel 499 4 3 BÝLANÇO BÜYÜKLÜKLERÝ (Aðustos 2007) Mevduat Katýlým Kalkýnma ve milyon YTL Bank. Bank. Yatýrým Bank. Toplam Aktifler Toplam Krediler Konut Kredileri Kredi Kartlarý Takipteki Alacaklar Menkul Kýymet Mevduat/Kat.Fon. Özkaynak Toplam Bilanço Dýþý Ýþlemler -Gayrinakdi Kredi ve Yükümlülükler -Taahhütler YPNGP* Türkiye'de hangi bankalar mevduat ve katýlým fonu sigorta sistemine dahildir? Toplam 50 7.754 50 160.251 506 Toplam 514.895 238.719 27.311 24.427 9.116 167.383 325.311 58.592 337.995 17.713 13.454 1.516 329 529 25 13.385 2.163 15.931 17.876 8.504 38 180 2.532 0 8.248 15.506 550.484 260.677 28.865 24.756 9.825 169.760 338.696 69.003 369.432 81.013 12.016 2.625 95.654 256.982 -399 3.915 72 12.881 13 273.778 -314 Kaynak: BDDK DÖVÝZ KURU GELÝÞMELERÝ* 31.10.2007 USD 1,1590 EURO 1,6747 GBP 2,4300 Kaynak: REUTERS KONSOLÝDE BÜTÇE (BÝRÝKÝMLÝ) (milyar YTL) Ekim 2007 Gelirler 155.94 Harcamalar 168.21 Bütçe Dengesi -12.27 Faiz Dýþý Denge 32.41 Kaynak: Maliye Bakanlýðý Tasarruf Mevduatý ve Katýlým Fonu sigortasý nedir? *Yabancý Para Net Genel Pozisyonu FÝYATLAR GENEL DÜZEYÝNDEKÝ GELÝÞMELER (%) (Ekim) Aylýk 12 aylýk ortalama* Önceki yýlýn ayný ayýna göre ÜFE -0,13 7,23 4,41 TÜFE 1,81 8,98 7,70 Kaynak: TÜÝK (Veriler bir sonraki ayýn ilk haftasý açýklanmaktadýr.) (*Cari ay dahil 12 ay ortalamasýnýn, bir önceki 12 aya oraný) MERKEZÝ YÖNETÝM BORÇ VERÝLERÝ (milyon USD) Eylül 2007 Aralýk 2006 Ýç Borç Stoku 213.3 178.9 Dýþ Borç Stoku 68.8 66.6 Toplam 282.1 245.5 Kaynak: Hazine Müsteþarlýðý Kaynak: BDDK GENEL EKONOMÝK VERÝLER MEVDUAT VE KATILIM FONU milyar YTL Aðustos 2007 Aðustos 2006 Hesap Adedi (milyon) 277,38 MEVDUAT HESABI 325,31 88,2 %37,9 Dth oraný %36,5 9,84 KATILIM FONU 13,38 1,5 %45,8 Dth oraný %49,9 287,22 TOPLAM 338,69 89,7 %38,1 Dth oraný %37,1 milyar YTL Sigorta kapsamýndaki mevduat Dth oraný Sigorta kapsamýndaki katýlým fonu Dth oraný TOPLAM Dth oraný Haziran Haziran Mudi Adedi* 2007 2006 (milyon) 100,27 88,60 %32,6 %33,7 4,47 5,22 %40,0 %32,9 105,49 93,07 %33,0 %33,7 65.42 0.88 66.30 *Mudiler her bir bankada ayrý ayrý sayýlmýþtýr. BANKACILIK SEKTÖRÜ SERMAYE YETERLÝLÝK ORANI (%) % Aðustos 2007 Aralýk 2006 Aðustos 2006 Mevduat Bankalarý 17,04 19,89 18,12 Katýlým Bankalarý 15,97 16,51 14,60 Kalk. ve Yat.Ban. 67,75 86,16 104,52 Bankacýlýk Sektörü 18,65 21,90 20,25 SÝGORTA PRÝM TAHSÝLATLARI YTL Haziran 2007 Mevduat Bankalarý 136.671 Katýlým Bankalarý 6.513 TOPLAM 143.184 Aralýk 2006 484.964 22.378 507.342 Haziran 2006 123.983 5.589 129.572 TMSF - Büyükdere Cad. No:143 Esentepe Ýstanbul Tel: (212) 340 22 00 Fak: (212) 288 53 35 www.tmsf.org.tr Bilgi ve Önerileriniz için: Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi e-mail:[email protected] Tel: (212) 340 10 57 Kurum içinde baþvuru kaynaðý olarak kullanýlmak üzere derlenmiþ bilgilerden oluþur. Resmi baðlayýcýlýðý yoktur. Türkiye'de faaliyet gösteren, mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili yerli ve yabancý tüm kredi kuruluþlarý ile merkezi yurt dýþýnda bulunan kredi kuruluþlarýnýn Türkiye'deki þubelerinde bulunan mevduat ve katýlým fonlarý sigorta sistemine dahildir. Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta primleri kim tarafýndan ödenir? Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta primleri ilgili kredi kuruluþu tarafýndan TMSF'ye ödenir. Türkiye'de tüm mevduatlar ve katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Türkiye'de faaliyet gösteren bir kredi kuruluþunun yurt içi þubelerinde gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere konu olmayan Yeni Türk Lirasý, döviz ve kýymetli maden cinsinden; a) Tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamýnýn, b) Katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarýn, 50 bin YTL'ye (ellibin YTL) kadar olan kýsmý sigorta kapsamýndadýr. Yurt dýþýnda yaþayan kiþilerin mevduatlarý veya katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Yurt dýþýnda yaþayan yerli ya da yabancý gerçek kiþilere ait yurt içi þubelerde bulunan tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamý, katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarý sigorta kapsamýndadýr. Türkiye'de faaliyet gösteren kredi kuruluþlarýnýn yurt dýþý þubelerinde açýlan mevduat, katýlma ya da özel cari hesaplarý sigorta kapsamýna dahil midir? Bir gerçek kiþinin birden fazla bankada hesabý bulunmakta ise, her bir bankadaki hesap veya hesaplarýnýn, belirtilen limite kadar olan kýsýmlarý (limitler her bir banka için ayrý ayrý geçerli olmak üzere) garanti kapsamýndadýr. Ticari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr? Gerçek veya tüzel kiþiler adýna açýlan ticari iþlemlere konu olan hesaplar (münhasýran çek keþide edilmesi hariç) sigorta kapsamýnda deðildir. Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigortaya tabi midir? Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigorta kapsamýnda deðildir. Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý, yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya katýlým fonu kabul edebilirler mi? Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya katýlým fonu kabul etmeleri, evrak ya da cüzdan bulundurmalarý, personel istihdam etmeleri, bu kuruluþlarýn reklamýný yaptýrmak suretiyle müþterilerini anýlan kuruluþlara yönlendirmeleri, bu ve benzeri yöntemler kullanarak yurt dýþýnda kurulu kuruluþlar adýna mevduat ve katýlým fonu kabul etmeleri yasaktýr.. Mevduat ve katýlým fonu sigortasýna tabi olmayan diðer hesaplar hangileridir? 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu'nun 63 üncü maddesinin üçüncü fýkrasý uyarýnca, 07.11.2006 tarihli ve 26339 sayýlý Resmi Gazete'de yayýnlanan Sigortaya Tabi Mevduat ve Katýlým Fonlarý ile Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair Yönetmeliðin 5 inci maddesi uyarýnca; a) Kredi kuruluþunun hakim ortaklarý ile bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar, b) Kredi kuruluþunun yönetim veya müdürler kurulu baþkan ve üyeleri, genel müdür ve yardýmcýlarý ile bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar, c) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayýlý Türk Ceza Kanunu'nun 282 nci maddesindeki suçtan kaynaklanan malvarlýðý deðerleri kapsamýna giren mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar sigortaya tabi deðildir. Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým araçlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým araçlarý TMSF'nin sigorta kapsamýnda deðildir. Serbest bölgelerde kurulu kredi kuruluþlarýnda bulunan mevduat, katýlým ya da özel cari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr? Serbest bölgelerdeki bankacýlýk faaliyetlerinin 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu kapsamýnda bulunmasýndan hareketle, kredi kuruluþlarýnýn serbest bölgelerdeki þubeleri nezdindeki hesaplarý da sigorta kapsamýndadýr. TMSF tarafýndan bankacýlýk faaliyetine devam etmekte olan bir kredi kuruluþundaki mevduat/katýlým fonu ile ilgili olarak sigorta kapsamýnda ödeme yapýlýr mý? TMSF, 5411 sayýlý Kanunun 63 üncü maddesinin altýncý fýkrasý uyarýnca yalnýzca faaliyet izni kaldýrýlan kredi kuruluþlarý nezdinde bulunan ve doðruluðu hiçbir þüpheye yer vermeyecek þekilde kanýtlanan mevduat ve katýlým fonunun sigorta kapsamýndaki kýsmýný öder. B Ý L Ý M S E L Y A Y I N O R G A N I TMSF yýl:2 sayý:15 Ekim-Kasým-Aralýk 2007 TASARRUF MEVDUATI SÝGORTA FONU KATILIM BANKACILIÐINDA MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMÝ ve TÜRKÝYE ÖRNEÐÝ MEVDUAT SÝGORTA REZERVÝNDE ÜLKE UYGULAMALARI Sayfa 8de IADI ANNUAL CONFERENCE 2007 MALAYSIA Sayfa 13te Sayfa 3te TMSF ve FDIC YETKÝLERÝ ÜZERÝNE DEÐERLENDÝRME Sayfa 18de
Benzer belgeler
dünya mevduat sigortacıları istanbul`da buluştu
Dýþý Ýþlemler
-Gayrinakdi Kredi
ve Yükümlülükler
-Taahhütler
YPNGP*
20 - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
Toplam Krediler
Konut Kredileri
Kredi Kartlarý
Takipteki Alacaklar
Menkul Kýymet
Mevduat/Kat.Fon.
Özkaynak
Toplam Bilanço
Dýþý Ýþlemler
-Gayrinakdi Kredi
ve Yükümlülükler
-Taahhütler
YPNGP*
avrupa mevduat sigortacıları forumu 2007
Toplam Krediler
Konut Kredileri
Kredi Kartlarý
Takipteki Alacaklar
Menkul Kýymet
Mevduat/Kat.Fon.
Özkaynak
Toplam Bilanço
Dýþý Ýþlemler
-Gayrinakdi Kredi
ve Yükümlülükler
-Taahhütler
YPNGP*
krizlere yakalanmadan gelişmeyi sürdürmek
Toplam Krediler
Konut Kredileri
Kredi Kartlarý
Takipteki Alacaklar
Menkul Kýymet
Mevduat/Kat.Fon.
Özkaynak
Toplam Bilanço
Dýþý Ýþlemler
-Gayrinakdi Kredi
ve Yükümlülükler
-Taahhütler
YPNGP*