Dosyayı indirmek için tıklayın 3. bölüm
Transkript
Dosyayı indirmek için tıklayın 3. bölüm
121 46.710.412 Türkiye Halk Bankası A.Ş. 6 Finans Bank A.Ş. 17 Türkiye Sınai Kalkın.Bank. A.Ş. 16 Türk Eximbank 15 İller Bankası 14 Türk Ekonomi Bankası A.Ş. 13 Fortis Bank A.Ş. 12 HSBC Bank A.Ş. 11 Denizbank A.Ş. 10 Oyak Bank A.Ş. Koçbank A.Ş. 9 8 Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. 7 5 3.804.563 3.980.899 4.113.792 7.144.600 8.774.057 10.343.451 10.550.365 10.630.210 17.075.665 19.757.219 27.792.163 32.561.236 33.828.285 56.175.367 Türkiye Garanti Bankası A.Ş. Akbank T.A.Ş. 4 3 67.567.460 70.134.988 T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Türkiye İş Bankası A.Ş. Bin YTL 2 1 Banka 2.423,8 2.536,1 2.620,8 4.551,6 5.589,6 6.589,4 6.721,3 6.772,1 10.878,3 12.586,6 17.705,4 20.743,6 21.550,8 29.757,5 35.787,3 43.044,8 44.680,5 Milyon ABD Doları 0,8 0,9 0,9 1,6 1,9 2,3 2,3 2,3 3,8 4,3 6,1 7,2 7,4 10,3 12,3 14,8 15,4 Yüzde Pay Tablo 5.12: Türk Bankacılık Sistemi Aktif Toplamı (30 Haziran 2006) (Merkez Bankası Döviz Alış Kuru (1,5697) ile ABD dolarına çevrilmiştir) 94,7 93,8 93,0 92,0 90,5 88,6 86,3 84,0 81,6 77,9 73,5 67,4 60,3 52,8 42,6 30,2 15,4 Kümülatif Pay (%) 122 3.980.899 3.307.974 643,8 1.010.545 823.721 560.589 31 Turkish Bank A.Ş. 502.730 35 Arap Türk Bankası A.Ş. 466.826 523.240 34 İMKB Takas ve Saklama Bankası A.Ş. 33 MNG Bank A.Ş. 524.724 574.607 32 Société Générale (SA) 30 WestLB AG 850.997 29 ABN AMRO Bank N.V. 28 Tekfenbank A.Ş. 860.766 908.490 27 Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. 26 Calyon Bank Türk A.Ş. 1.067.870 297,4 320,3 333,3 334,3 357,1 366,1 524,8 542,1 548,4 578,8 0,1 0,1 0,1 0,1 0,1 0,1 0,2 0,2 0,2 0,2 98,3 99,7 99,6 99,5 99,4 99,3 99,2 99,0 98,9 98,7 98,5 98,1 0,2 0,2 25 Deutsche Bank A.Ş. 24 Birleşik Fon Bankası A.Ş. 97,8 97,6 97,2 96,7 96,1 95,4 94,7 93,8 93,0 92,0 90,5 0,2 680,3 689,3 0,4 0,5 0,6 0,7 0,7 0,8 0,9 0,9 1,6 1,9 1.111,2 1.081.975 1.744.209 23 BankEuropa Bankası A.Ş. 22 Alternatif Bank A.Ş. 1.477,8 1.640,4 2.319.707 2.574.962 2.107,4 2.171,9 2.423,8 2.536,1 2.620,8 4.551,6 5.589,6 21 Tekstil Bankası A.Ş. 20 Anadolubank A.Ş. 3.409.283 19 Citibank A.Ş. 18 Şekerbank T.A.Ş. 3.804.563 17 Türkiye Sınai Kalkın.Bank. A.Ş. 4.113.792 16 Türk Eximbank 15 İller Bankası 7.144.600 8.774.057 14 Türk Ekonomi Bankası A.Ş. 13 Fortis Bank A.Ş. 123 502.730 264.035 36 Bank Pozitif Kredi ve Kalkınma Bankası A.Ş. 134.269 66.803 17.730 Kaynak: TBB verileri Toplam 47 Tat Yatırım Bankası A.Ş. 455.243.567 2.864 24.238 46 Taib Yatırım Bank A.Ş. 45 Habib Bank Limited 40.946 45.326 44 Banca di Roma S.P.A. 43 Adabank A.Ş. 67.287 42 Diler Yatırım Bankası A.Ş. 41 Çalık Yatırım Bankası A.Ş. 88.840 40 GSD Yatırım Bankası A.Ş. 214.241 39 Nurol Yatırım Bankası A.Ş. 38 Bank Mellat 219.041 466.826 37 JPMorgan Chase Bank N.A. 35 Arap Türk Bankası A.Ş. 523.240 34 İMKB Takas ve Saklama Bankası A.Ş. 33 MNG Bank A.Ş. 524.724 560.589 574.607 32 Société Générale (SA) 31 Turkish Bank A.Ş. 30 WestLB AG 100,0 0,0 290.019 1,8 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,1 0,1 0,1 0,1 0,1 0,1 0,1 11,3 15,4 26,1 28,9 42,6 42,9 56,6 85,5 136,5 139,5 168,2 297,4 320,3 333,3 334,3 357,1 366,1 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 99,9 99,9 99,9 99,8 99,8 99,7 99,6 99,5 99,4 99,3 99,2 124 125 2.163 1.119 1.113 Polonya Macaristan İsveç Türkiye Letonya 821 892 760 836 1.053 991 Yunanistan Portekiz 1.263 Çek Cumhuriyeti 1.205 Danimarka Slovakya 1.304 1.582 1.762 2.503 Kıbrıs Rum Kesimi Slovenya Hollanda Litvanya 1.587 Malta Belçika 2.240 4.067 Finlandiya Estonya 2001 792 856 800 883 1.144 1.164 963 1.199 1.145 1.252 1.339 1.602 1.788 2.240 2.390 1.905 2.050 4.028 2002 753 783 760 942 1.054 1.130 1.043 1.187 1.114 1.191 1.392 1.496 1.744 2.071 2.199 2.065 2.420 3.943 2003 Herfindahl Endeksi 692 795 854 949 1.021 1.069 1.093 1.103 1.146 1.154 1.365 1.425 1.726 1.854 2.015 2.100 2.680 3.887 2004 54,7 56,4 54,6 55,8 63,4 67,0 59,8 68,4 67,6 66,1 71,5 67,6 82,5 87,6 79,6 78,3 79,5 98,9 2001 53,4 54,5 56,0 58,4 65,3 67,4 60,5 65,7 68,0 66,4 69,3 68,4 82,7 83,9 82,0 82,0 78,6 99,1 2002 2003 2004 52,3 52,1 53,8 60,3 63,1 66,9 62,7 65,8 66,6 67,5 69,7 66,4 84,2 81,0 79,3 83,5 81,2 99,2 50,2 52,7 54,4 59,5 62,4 65,0 66,5 64,0 67,0 66,5 69,4 64,1 84,0 78,9 78,7 84,3 82,7 98,6 İlk Beş Banka Yoğunlaşma Rasyosu Tablo 5.14: AB Ülkeleri ve Türkiye'de Yoğunlaşma Göstergeleri 126 606 158 885 544 553 904 521 1.198 163 270 581 947 549 1.186 173 240 600 966 569 1.171 178 230 304 376 482 552 556 623 692 795 854 949 1.021 1.069 39,1 51,9 37,8 59,5 20,2 28,8 28,0 28,6 44,9 44,9 42,5 47,0 54,7 56,4 54,6 55,8 63,4 67,0 39,4 52,8 38,3 59,8 20,5 30,6 30,3 29,6 44,3 45,6 46,1 44,6 53,4 54,5 56,0 58,4 65,3 67,4 40,5 53,2 39,8 59,5 21,6 27,0 31,8 32,8 43,9 44,2 44,4 46,7 52,3 52,1 53,8 60,3 63,1 66,9 40,5 52,9 40,2 59,0 22,1 26,0 29,7 34,5 41,9 43,8 43,9 44,7 50,2 52,7 54,4 59,5 62,4 65,0 Ülkeler 2004 yılı Herfindahl-Hirschman Endeksi (HHI) sonuçlarına göre sıralanmıştır. AB ortalama rakamlarına Türkiye dahil değildir. AB-12, parasal birliğe dahil olan ülkelerdir. Kaynak: EU Banking Structures, Ekim 2005, Avrupa Merkez Bankası, s.50. BDDK Strateji Geliştirme Dairesi. Not: AB-12 Ağırlıklı Ortalama 506 AB-12 Ağırlıksız Ortalama AB-25 Ağırlıklı Ortalama 1.185 AB-25 Ağırlıksız Ortalama 260 Almanya İtalya 315 296 347 275 307 Lüksemburg 282 İngiltere 521 557 562 597 753 783 760 942 1.054 1.130 529 618 553 551 792 856 800 883 1.144 1.164 551 İspanya 561 512 Avusturya İrlanda 821 Fransa Polonya 892 760 836 1.053 1.113 Macaristan İsveç Türkiye Letonya Yunanistan Elde edilen bulgulara göre; sektöre yeni girişler, kriz dönemlerinde sektörden çıkışlar ve bankaların piyasa paylarında meydana gelen değişmeler sonucu, 1995-99 arasında yoğunlaşma azalmış; 2000-05 arasında ise tedrici olarak artış göstermiştir. Aktif ve kredi yoğunlaşması birbirine paralel olarak seyrederken, en düşük yoğunlaşma ciroda ve en yüksek yoğunlaşma da mevduatta gözlenmiştir. 2000-01 krizi nedeniyle sektörden çok sayıda bankanın çıkması, mevcut bankaların piyasa paylarını önemli ölçüde değiştirmiş ve büyük ölçekli bankalar lehine bir gelişme olmuştur. 2004 yılı itibariyle Hirfindahl-Hirschman Endeksine (HHI) göre, Türkiye AB üyesi 14 ülkeden daha az, ancak 11 ülkeden daha yüksek yoğunlaşma düzeyine sahiptir. Ağırlıklı ortalamalar bakımından Türkiye AB-25 ortalamasının (40,2) oldukça üstünde bir yoğunlaşma oranına (59,5) sahiptir. Yoğunlaşması yüksek ülkelerin yarısı eski AB üyesi ülkelerken, yarısı da yeni üyelerdir. Ancak, yoğunlaşma düzeyi düşük ülkeler genelde gelişmiş eski AB üyesi ülkelerdir. Örneğin en yüksek yoğunlaşma Estonya'da, en düşük yoğunlaşma ise Almanya'dadır. Türk Bankacılık Sisteminde Etkinlik Türk bankacılık sektöründe aktif büyüklüğü ile mevduat, kredi, ödenmiş sermaye, kar/zarar ve bilanço dışı yükümlülüklerini gösteren büyüklükler arasındaki korelasyon oldukça önemlidir. Buna göre aktif büyüklüğü (30 Haziran 2006) ile sırasıyla mevduat (.98), kredi (.94), özkaynak (.93) ve kar/zarar (.93) kalemleri arasında yüksek düzeyde pozitif ilişki sözkonusudur. Türk bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü ile sektörün ödenmiş sermaye kalemi arasındaki ilişki de nispeten kuvvetli sayılır (.85). İlginç bir nokta olarak aktif büyüklüğü itibariyle, dünyanın en büyük 50 bankasının sermaye büyüklükleri ile aktif büyüklükleri arasında istatistiksel olarak herhangi bir ilişki gözlenmemiştir (korelasyon katsayısı r = -0,0015). 1981-1990 dönemini kapsayan empirik bir çalışma; kamu, özel ve yabancı bankaların tamamının serbestleşmeden verimlilik artışı sağlayarak yararlandığını göstermektedir. Ancak en çok verimlilik artışı yabancı bankalarda, sonra özel bankalarda ve en az artış da kamu bankalarında meydana gelmiştir. Verimlilik kazançlarının kaynakları kamu ve özel bankalarda ölçek değişimi iken, yabancı bankalarda teknolojik gelişme olmuştur.39 Türk bankacılık sisteminde etkinliğin geniş bir varyasyona sahip olduğu ve X-etkinsizliğinin bulunduğu yönünde empirik çalışmalar mevcuttur. Buna 39 Isik, Ihsan, Lokman Gunduz, Osman Kilic ve Dogan Uysal, 2004, "Assessing the Relationship Between Liberalization, Ownership and Performance: The Case of Turkish Banks", Yayımlanmamış çalışma. 127 göre, Türk bankacılık sektöründe banka ölçeği büyüdükçe etkinlik artmaktadır.40 Dolayısıyla birleşme ve devirlerin devam edeceği öngörülmektedir. Sermaye yapısı itibariyle, kamu bankalarının en etkin, özel bankalarının ise yabancı bankaları etkinlik bakımından aşarak ikinci sıraya yerleştikleri dikkat çekmektedir. Kamu bankalarının ölçek avantajları ile ve fon toplamada sahip oldukları avantajları kullandıkları söylenebilir. Aynı şekilde yabancı bankalardaki nispi düşük etkinliği, nispi küçük ölçeğe41 bağlamak mümkündür.42 Türkiye'de son yıllarda uygulanan makro ekonomik istikrar programlarıyla enflasyon ve faiz oranlarında önemli bir düşüş trendi yaşanmış; bu da faiz marjlarını düşürmüştür. Türk Bankacılık Sektöründe Yabancı Sermaye Payı 2006 Mayıs sonu itibariyle katılım bankaları dahil yabancı sermaye payı43 oransal yaklaşıma göre yüzde 17,5'tir. Buna borsa payları da (2 Mayıs 2006) eklendiğinde, toplam yabancı sermaye payı yüzde 33,6'ya yükselmektedir (Şekerbank, Denizbank, Tekfenbank ve Finansbank satışlarının tamamlandığı varsayılmıştır). Konsolidasyon yaklaşımına göre yabancı sermaye payı yüzde 18,6'ya, borsa paylarıyla da birlikte yüzde 34,7'ye yükselmektedir.44 2002 ve 2006 verileri karşılaştırıldığında; krediler, mevduat, menkul değerler cüzdanı ve ödenmiş sermaye kalemlerinde yabancı sermaye ortaklığı bağlamında belirgin bir davranış değişikliği gözlenmemektedir. 40 41 42 43 44 128 Fethi, Meryem D., Peter M. Jackson ve Thomas G. Weyman-Jones, 2001, "An Empirical Study of Stochastic DEA and Financial Performance: The Case of the Turkish Commercial Banking Industry", Leicester University Working Papers, Management Centre. Bankacılık sisteminde X-etkinliği konusundaki bir empirik araştırmanın bulguları için bkz. Kwan, Simon H., 2001, "The X-Efficiency of Commercial Banks in Hong Kong", FRB of San Francisco Working Paper, No 2002-14, Aralık. Türk bankalarını ABD ve Avrupa Birliği bankalarıyla karşılaştıran ve ölçek etkisini tespit eden bir araştırma için bkz. Kasman, Adnan, "Cost Efficiency, Scale Economies, and Technological Progress in Turkish Banking", Central Bank Review, 2002, Cilt 2, Sayı 1, ss.1-20. Diğer gelişen ülkelerdeki paralel bulgular için bkz. Clarke, George, Robert Cull, Maria S.M. Peria ve Susana M. Sanchez, 2002, "Foreign Bank Entry: Experience, Implications for Developing Countries, and Agenda for Further Research", World Bank Paper, Haziran. Oransal konsolidasyon yaklaşımı: Her bir bankadaki yabancı payı dikkate alınarak yapılan hesaplama; Konsolidasyon yaklaşımı: Tam konsolidasyon, oransal konsolidasyon ve özkaynak yaklaşımları birlikte dikkate alınarak yapılan hesaplamadır. BDDK Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığının hesaplamaları. 129 Tablo 5.15: Seçilmiş bilânço göstergeleri itibariyle yabancı sermaye payı (%, 2 Mayıs 2006) Toplam aktifler Menkul değerler cüzdanı Oransal yaklaşım (A) Konsoli dasyon yaklaşımı Borsa Payı (B) Borsa Payı (A+B) 10,6 11,0 13,7 24,3 22,5 17,4 17,5 18,6 Krediler 21,0 22,4 Kredi kartları 27,4 28,1 Tüketici kredileri Mevduat Özkaynaklar Bilanço dışı kalemler Gayri nakdi krediler Türev işlemler 21.0 16,1 33,6 18,2 39,2 24,2 51,6 38,5 15,5 16,5 15,0 30,5 26,5 28,6 17,2 43,7 17,3 16,4 55,9 52,7 14,6 30,9 67,4 14,8 Kaynak: BDDK Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığının hesaplamaları Türk Bankacılık Sektöründeki Yabancı Bankaların Ana Ülke Bankaları için Nispi Önemi Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı banka sayısı 25'tir. Ana ülkedeki Tablo 5.16: Türkiye’de Bankacılık Sektörüne Yatırım Yapan G bankanın aktif büyüklüğü, Türk bankalarına oranla, birkaç istisna hariç, olToplam Aktif Büyüklükleri ve Türkiye’deki Girişimler dukça büyük bankalardır. Yabancı bankaların Türkiye'deki faaliyetlerinin boyutu doğal Grubu olarak son derece düşüktür. tutarının ana Toplam Türkiye'de Faaliy Dönem girişim Menşe Türkiye'deki Yatırım 1. da ülke aktif toplamına oranı yüzde 1 veya daha fazla olan Aktif sadece 8 banka vardır. Bunların önemli bir kısmının ana ülkede de aktif büyüklüğü (Milyar oldukça düşüktür. USD) (A) 2. Citigroup ABD 12.2005 1484,0 CITIBANK 4. Credit Agricole Fransa 12.2004 1243,1 Calyon Bank T.A.Ş 3. HSBC İngiltere 12.2004 1276,8 5. BNP Paribas Fransa 12.2004 1234,0 7. Deutsche Bank Almanya 03.2005 1144,2 6. JPMorgan 8. ABN AMRO 130 9. Societe Generale ABD Hollanda Fransa 12.2004 03.2005 12.2004 HSBC T. Ekonomi Banka 1157,2 JP Morgan 955,9 ABN AMRO 818,7 DEUTSCHE BANK Societe Generale 131 ABD 6. JPMorgan Fransa İngiltere Almanya 14. Westlb Ag Düsseldorf 16. Libyan Arab Foreign 15. BCP Int. II, Soc. Uni. SGPS LDA 13. Dexia Portekiz Belçika Belçika 12. Aviva PLC 11. Fortis Kuveyt 10. Kuwait Investment Co/Kuwait Hollanda 9. Societe Generale 8. ABN AMRO Almanya 7. Deutsche Bank 5. BNP Paribas Fransa Fransa İngiltere 4. Credit Agricole 3. HSBC ABD Menşe 2. Citigroup 1. Yatırım Grubu Finansbank A.Ş. 12.2004 12.2005 12.2004 91,2 352,5 529,3 Bank Europa A.Ş. Westlb Ag Düsseldorf Denizbank Fortis 546,7 775,3 12.2005 12.2004 ARAP TÜRK B. Societe Generale ABN AMRO DEUTSCHE BANK A.Ş. JP Morgan T. Ekonomi Bankası Calyon Bank T.A.Ş. HSBC CITIBANK Türkiye'de Faaliyeti 790,9 818,7 955,9 1144,2 1157,2 1234,0 1243,1 1276,8 1484,0 Toplam Aktif (Milyar USD) (A) 12.2004 12.2004 03.2005 03.2005 12.2004 12.2004 12.2004 12.2004 12.2005 Dönem 1,9 0,6 0,7 5,2 10,1 5,2 0,3 0,8 0,4 0,5 0,4 1,8 0,5 5,9 Türkiye'de Girişimi (Milyar USD) (B) Tablo 5.16: Türkiye’de Bankacılık Sektörüne Yatırım Yapan Grupların Toplam Aktif Büyüklükleri ve Türkiye’deki Girişimleri 0,66 0,20 0,98 1,85 0,67 0,04 0,10 0,04 0,04 0,03 0,15 0,04 0,46 0,13 (A/B) % 132 Almanya Libya 16. Libyan Arab Foreign Bank Bahreyn 12.2005 12.2000 12.2005 12.2004 12.2004 12.2005 12.2004 12.2005 12.2004 12.2005 12.2005 494,8 494,8 673,3 151,1 0,6 0,4 4,5 8,4 15,9 91,2 352,5 529,3 546,7 775,3 YKB Koç-Unicredito Garanti Bank Banca Di Roma Turkish Bank Tekfenbank A.Ş. Taib Yatırım Bank A.Ş. Bank Mellat Habib Bank ARAP TÜRK B. Bank Europa A.Ş. Westlb Ag Düsseldorf Denizbank Finansbank A.Ş. Fortis 17,4 11,4 28,9 0,0 0,4 0,5 0,0 0,6 0,6 0,3 0,6 0,7 5,2 10,1 5,2 Aktif Payı Kontrol Oranı Bedel Tablo 5.17: Yabancıların Son Dönemdeki Banka Alımları Kaynak: Global Finance, Eylül 2005, İlgili grupların yıllık faaliyet raporları, BDDK BRS. (*) Türkiye’deki Girişim, Türkiye’de faaliyet gösteren bankanın toplam aktifindeki payları olarak hesaplanmıştır. 25. Uni Credito Italiano SPA İtalya 12.2005 12.2001 ABD İtalya 12.2003 KKTC Lüksemburg veri yok 24. Uni Credito Italiano SPA İtalya 23. General Electric 22. BANCA DI ROMA SPA 21. Türk Bankası Ltd. K.K.T.C. 20. TST International Finance S.A. İran 19. Taib Bank 18. Bank Mellat Pakistan Portekiz 17. Habibbank Ltd Karachi Pakistan 15. BCP Int. II, Soc. Uni. SGPS LDA Belçika 14. Westlb Ag Düsseldorf 13. Dexia İngiltere Belçika 12. Aviva PLC 11. Fortis 3,52 2,30 4,29 0,00 66,67 3,50 13,33 7,14 1,89 0,66 0,20 0,98 1,85 0,67 (*) Türkiye’deki Girişim, Türkiye’de faaliyet gösteren bankanın toplam aktifindeki payları olara Tablo 5.17: Yabancıların Son Dönemdeki Banka Alımları Aktif Payı Kontrol Oranı 10,3 50,0 3,8 100,0 2,3 100,0 TEB 1,6 50,0 Tekfenbank 0,2 Garanti Yapı ve Kredi Finansbank 10,4 Denizbank 2,3 Fortis Bank 1,9 HSBC Bank Şekerbank MNG Bank Toplam 0,8 0,1 50,0 Bedel (Milyon ABD Doları) 1.806 1.486 2.760 100,0 2.437 100,0 1.052 100,0 424 100,0 100,0 350 217 182 160 10.874 VI. Bankacılık Sektöründe Birleşme ve Devralma Gerekçeleri Bankacılıkta Birleşme ve Devralmalarda Ekonomik Ortamın Rolü Bankacılık sektöründe birleşme ve devralmalar; yerli iki bankanın birleşmesi, yabancı bir bankanın yerli bir bankayla birleşmesi, yerli bir bankanın yabancı bir bankayı satınalması, ev sahibi ülkede faaliyet gösteren yabancı banka biriminin başka bir ülkedeki bir bankayı satınalması şeklinde birçok formda yapılabilmektedir. Ancak, günümüzde ulus-aşırı birleşme ve devralmalar daha fazla dikkat çekmektedir Karşılaştırmalı Üstünlüklerin Geçerliliği Bugün dünyadaki genel eğilim, gelişmiş ülkelerden gelişen ülkelere doğru yabancı banka girişi şeklindedir. Ancak, birkaç yıldan bu yana gelişen ülkelere ait bankalar da ulus-aşırı yatırım trendine girmekte, ancak daha ziyade gelişmiş ülke bankalarının gitmede isteksiz davrandığı ülkelere yönelmeleri de dikkat çekmektedir.45 45 Van Horen, Neeltje, 2006, "Foreign Banking in Developing Countries; Origin Matters", World Bank; University of Amsterdam - Department of Economics (AE), Mayıs. Mathieson, Donald J., Garry J. Schinasi ve diğ., 2001, International Capital Markets: Developments, Prospects, and Key Policy Issues, International Monetary Fund, Ağustos. 133 Çoğu gelişen ekonomide, sermaye yetersizliği, ticari bankacılık becerilerinde eksiklik ve etkinsiz bankacılık sistemi, yabancı bankalara olan ihtiyacı ortaya çıkarmaktadır. İlk iki faktör geçiş sürecindeki Avrupa ülkelerinde gözlenirken; sermaye yetersizliği ve etkinsiz piyasa yapıları, kriz yaşayan Asya ve Latin Amerika ekonomilerinin bankacılık sistemlerinin dışa açılmasında etkili olmuştur. Ulusal Otoritelerin Yönlendirmeleri Avrupa Birliği, ABD finans kuruluşlarıyla daha iyi rekabet edebilmek için banka birleşmelerinin hızlanması gerektiğini düşünmektedir. Nitekim son zamanlarda, İtalya ve Polonya gibi ülkelerin birleşmelere karşı ihtiyati tedbirleri aşırıya kaçırmaları nedeniyle, AB'nin bu yöndeki düzenlemelerinin daha açık hale getirilerek, politik müdahalelere imkân bırakılmaması yönünde tedbirler üzerinde çalışılmaktadır.46 AB Merkez Bankası, AB menşeli finansal kuruluşların ülke dışına çıkışlarını iki yaklaşımla ele almaktadır. İlk olarak AB bankalarının yabancı ülkelerde tuttukları varlıkları (outward reach), AB'deki faiz marjları arttıkça azalmakta veya tersi durumda artmaktadır. İkinci yaklaşım AB bankalarının ev sahibi ülkelerdeki nispi önemlerine göre yapılmıştır (inward orientation). Ev sahibi ülkenin aktif ve özkaynak getirisi arttıkça, yabancı sermayeli bankaların payı büyümekte, ancak finansal derinliği yüksek olan ev sahibi ülkede yabancı varlığı azalmaktadır. Yatırım Bankaları ve Danışmanlık Kuruluşlarının Rolü Birleşme ve devralmalarda, yatırımcıyı yurtiçine veya uluslararası piyasalara yönlendiren danışmanlık şirketleri ve yatırım bankaları olmaktadır. Dolayısıyla, ülkelere yapılan yatırımların temel gerekçeleri arasına yatırım bankalarının eğilimlerini ve önerilerini de eklemek yerinde olacaktır. Birleşme ve Devralmaların Ekonomik Arkaplanı ve Güdüleri 46 Birleşme ve devralma güdülerinin47 bir kısmı maliyet avantajları (ölçek 47 134 http://www.euractiv.com/en/financial-services/commission-takes-action-protectionismbanking-sector/article-157753. Buck, Tobias ve Christine Mai, "Brussels Set to Close Loophole in Wake of Italian Bank Fight", Financial Times, 6 Eylül 2006. Hawkins, John ve Dubravko Mihaljek, "The Banking Industry in the Emerging Market Economies: Competition, Consolidation and Systemic Stability - An Overview", BIS Paper, No 4. Ülke özeline ilişkin empirik bir araştırmanın bulgularına göre, daha ziyade maliyet ve karlılık yönünden daha az avantajlı bankalar, ya satınalan yada satınalınan olmaktadır. Birleşme sonrasında devralan bankada maliyet etkinliği artmaktadır. Birleşen bankalar arasında karlılık ve sağlamlık bakımından büyük farklar varsa, birleşmeden sonra karlılıkta önemli bir artış eğilimi olmaktadır. Hosono, Kaoru, Koji Sakai ve Kotaro Tsuru, 2006, "Consolidation of Cooperative Banks (Shinkin) in Japan: Motives and Consequences", Rieti Discussion Paper, Temmuz. İspanyol bankaların Latin Amerika'daki perakende bankacılık faaliyetleri ekonomileri, örgütsel etkinlik, fonlama maliyeti, risk çeşitlendirme, sermayenin daha ekonomik kullanımı) ile, bir kısmı gelir avantajları (faaliyet alanı ekonomileri, hacimli işlemlerin yapılması, tekel rantlarının genişlemesi) ile bir kısmı ekonomik koşullar (krizden sonra veya konjonktür dalgasının genişleme aşamasında) ile ilgiliyken; özel yönetsel avantajlar ve ele geçirmelere karşı savunma da ayrı bir grup altında toplanabilmektedir. Banka birleşmelerinin amaçları olarak açıklanan ekonomik saikleri aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür:48 Ölçek Ekonomileri ve Ölçeğin Optimum Kullanımı Ölçek ekonomileri49 (scale economies) esas itibariyle, tek bir ürün çeşidinin üretim ölçeğinin büyümesi veya küçülmesi gibi arz yanındaki değişimlerle ilgilidir. Benzer faaliyetleri gerçekleştiren bankalarda birleşme eğilimi yüksektir; böylece şube sayısı, pazarlama, yönetim ve destek hizmetleri faaliyetlerinden tasarruf sağlanmış olmaktadır. Tarihsel olarak, birleşmelerin en büyük güdüsü ölçek ekonomileri olmuştur.50 Bu tür ekonomiler, ölçeği büyüterek kamu otoritesi nezdinde "batmayacak kadar büyük" imajı kazanma ve fonlama maliyetlerini büyük ölçekten yararlanarak düşürme şeklinde de ortaya çıkabilmektedir. İki firmanın birleşerek ölçeklerini yeni firma ile büyütmeleri durumunda; bileşik firma, benzer birimleri ve fonksiyonları azaltarak ve dolayısıyla aynı gelir akımı sözkonusuyken şirket maliyetlerini düşürerek karlılığı yükseltir. Ölçek genişletme, firmanın geliri veya piyasa payını artırma amacıyla, büyük bir rakip şirketi satınalarak veya birleşerek, piyasada daha büyük pay sahibi olup, fiyat belirlemeyi sağlayacak derecede kendi gücünü artırması şeklinde de tanımlanabilir. 48 49 50 ve arkasındaki güdüler için bkz. Guillen, Mauro F. Ve Adrian E. Tschoegl, 1999, "At Last the Internationalization of Retail Banking? The Case of the Spanish Banks in Latin America", The Wharton School University of Pennsylvania Financial Institutions Center, 38s. Mardanugraha, Eugenia ve Muliaman D. Hadad, 2005,"Evaluation of Bank Merger in Indonesia: Lessons from Parametric Cost Function", Bulletin Ekonomi Moneter Dan Perbankan, Haziran, ss.117-132. Mathieson, Donald J., Garry J. Schinasi ve diğ., 2001, International Capital Markets: Developments, Prospects, and Key Policy Issues, International Monetary Fund, Ağustos. Bankacılıktaki birleşmeler ile ilgili olarak Walter da beş faktör sıralamaktadır: Piyasa genişletme, ölçek ekonomileri, faaliyetin maliyet ölçekleri, operasyon etkinlikleri, faaliyetin gelir ölçekleri. Walter, Ingo, 2004, Mergers and Acquisitions in Banking and Finance: What Works, What Fails, and Why, Oxford University Press Llewellyn, David T., 2002, "The Future for Small&Regional Banks in Europe", SUERF Studies, SUERF-The European Money and Finance Forum, No 19, Viyana. Kane, Edward, 1999, "Implications of Superhero Metaphors for the Issue of Banking Powers", Journal of Banking & Finance, Cilt 23, No 2, Şubat, ss.663-73. Cameron R. (ed), 1991, International Banking, 1870-1914, Oxford University Pres, New York. 135 Ölçek büyümesi durumunda, aşırı genişleme meydana gelebilmekte ve bu da organizasyonu karmaşık ve yönetilemez hale getirebilmektedir. Bazen, yöneticinin B&D ile beklenen sinerjiye aşırı güven duyması durumunda hedef şirket için aşırı ödeme yapılmasına neden olabilir. Bu durumda, yöneticinin gururu okşanacak, ancak satınalan şirket büyük bir bedel ödeyerek yöneticinin büyük şirket kompleksinin kurbanı olabilecektir. Faaliyet Alanı Ekonomileri Faaliyet alanı ekonomileri (scope economies), farklı ürün çeşitlerinin pazarlama ve dağıtım alanlarının büyümesi veya küçülmesi gibi talep yanındaki değişimlerle ilgilidir. Faaliyet alanı ekonomileri, sınırlı sayıdaki üründe uzmanlaşmak yerine; daha geniş bir ürün yelpazesi üretmek, daha ucuza mal oluyorsa ortaya çıkar. Bir firmanın bilinen bir markasını kullanarak ürün yelpazesini bu markayla genişletmesi örnek olarak verilebilir. Benzer biçimde, birden fazla işkolunun ayrı ayrı işletilmesi yerine, bir şemsiye şirketin çatısı altında faaliyet göstermesi de bu tür dışsallıklara örnek verilebilir. Faaliyet alanı ekonomileri, iki veya daha fazla ürünün karmasındaki değişiklikler nedeniyle ortalama maliyetteki değişmeleri ifade eder. Girdi, ekipman veya süreç itibariyle ortak veya bağlı üretimden doğan maliyet tasarrufları da bu ekonomilere örnektir. Bu bağlamda, ürünlerin birbiriyle ilişkili olması da gerekmeyebilir. Bir şirketin işletme yapısı, yönetim sistemleri ve pazarlama birimleri birden fazla ürün için fonksiyonel olabilir. Aynı şekilde depolama tesisleri şirketin ürün zincirini depolayarak maksimum avantajı sağlayabilir. İlginç bir örnek olarak, medya sektöründe, bir gazeteci ve yazar takımını birden fazla süreli yayın çıkarmada kullanmak, önemli bir maliyet tasarrufu sağlayabilmektedir. Yine bir bankanın, borsa aracı kurumunu satınalarak, bankacılık ürünlerini aracı kurum müşterilerine satmasını (çapraz satış) ifade eder. Aynı şekilde aracı kurum da banka müşterilerine kendi ürünlerini satabilir. Faaliyet çeşitlendirmesi (coğrafi veya diğer bağlamlarda) güdüsü, şirketin kazançlarına dönemler itibariyle istikrar kazandırmayı ifade eder. Böylece, şirketin hisse senedi fiyatı da istikrar kazanmış olur ve muhafazakâr yatırımcının şirkete yatırım yaparken daha fazla güven duymasını sağlar. Ne var ki, çeşitlendirme, her zaman hisse senedi değerini artırmayabilir. Çeşitlendirme, şirketi bireysel bazda bir endüstrideki bir düşüş trendine karşı korurken, şirketin hisse değerini artırmada başarısız olur; çünkü bireysel hissedarlar için portföylerini çeşitlendirerek aynı korumayı çok daha düşük maliyetle elde etmek, iki şirketin birleşmesine kıyasla daha olasıdır. Şirketler arz zincirinin bir kısmını elde ederek, dikey entegrasyon yoluyla kaynaklardan daha fazla yarar sağlarlar. Birleşme, tamamlayıcı iş yapan bankaların daha geniş bir finansal hiz- 136 metler ağıyla sinerji elde etmeleri için özendirici bir rol oynar. Örneğin güçlü bir şirket müşteri tabanı olan bir banka, perakende bankacılığa51 girmek isteyebilir. Aynı şekilde, perakendede yoğunlaşmış bir banka da sigorta, varlık yönetimi ve diğer hizmetleri "tek nokta finansal satış" noktası olarak sunmak isteyebilir.52 Bankaların diğer finansal kuruluşlarla birleşmesi, çeşitlendirme yoluyla riski azaltabilir.53 Ünlü bir marka ile birleşerek pazarlama maliyetini düşürme; belirli bir müşteri bazına daha geniş ürün yelpazesi sunarak maliyet etkinliği sağlama; sigorta gibi bankacılık dışı ürünleri mevcut müşteri tabanına satarak satış faaliyeti ekonomisi sağlama; belirli bir ürün ve şube ağıyla çalışmak zorunda olan bankanın x-etkinliğini sağlaması güçlüğünden ötürü, bir başka banka ile birleşerek ölçeğini daha etkin kullanabilmesi de faaliyet alanı ekonomilerine örnek olarak verilebilir. Kredi Riski Çeşitlendirmesi Banka ölçeği büyüdükçe, türev araçlar gibi yeni ve kompleks finansal enstrümanları ve sofistike risk yönetim tekniklerini kullanımı kolaylaşır. Birleşmeler, özellikle küçük ölçekli kent veya kırsal bankalar için yararlar sağlamaktadır. Büyük sermaye tabanıyla piyasada borçlanma ve hisse senedi satışında avantaj sağlama ile finansal çeşitlendirme yoluyla faaliyet ekonomisi sağlama, birleşme ve devralmalar yoluyla kredi riskini çeşitlendirme örnekleridir. Örgütsel Etkinliği Geliştirme Birleşme, sıklıkla personel motivasyonunu artırırken, örgütsel etkinsizliği azaltır ve firma içindeki diğer piyasa dışı işlemleri azaltarak şeffaflık ve 51 52 53 54 Perakende bankacılığa geçişte iki faktör öne çıkmaktadır: coğrafi olarak şube ağıyla ve alternatif dağıtım kanalları gibi araçlarla tüketiciye yakın olma; ve mahalli karar alma sistemlerini kurarak müşteri odaklı çözümler üretmek. Ortner, Reinhard, "What Future for Regional Banks?", SUERF Studies, SUERF-The European Money and Finance Forum, No 19, Viyana. Empirik çalışmalara göre, faaliyet alanı ekonomileri, birleşmeleri görece daha az özendirmekte ve faaliyet alanı genişlemesinden dolayı ortaya çıkan ekonomiler nispeten düşük olmaktadır. Berger, A., R. DeYoung, H. Genay ve G.Udell, 2000, "Globalization of Financial Institutions: Evidence from Cross-border Banking Performance", Brookings-Wharton Papers on Financial Services 2000, ss.23-158. Boyd, J., S.Graham ve S. Hewitt, 1993, "Bank Holding Company Mergers with Nonbank Financial Firms: Effects On the Risk of Failure", Journal of Banking & Finance, Cilt 17, No 1, Şubat, ss.43-63. Milbourn, T, A. Boot ve A. Thakor, 1999, "Megamergers and Expanded Scope: Theories of Bank Size and Activity Diversity", Journal of Banking & Finance, Cilt 23, No 2, Şubat, ss.195-214. Berger, A., R. DeYoung, H. Genay ve G.Udell, 2000, "Globalization of Finan- 137 hesap verebilirlik gibi kurumsal yönetim uygulamalarını geliştirir.54 Tamamlayıcı kaynakların daha iyi kullanımı sinerji doğurur. Diğer bir deyişle birleşme ile firmaların birlikte faaliyette bulunmalarının, ayrı ayrı bulunmalarına göre daha yüksek etkinlik sağlaması beklenen bir sonuç olacaktır. Daha Ucuz Fonlama Maliyetleri Büyük bankalar genelde kullandırdıkları fonları daha ucuza temin ederler. Büyüklükleri bu bankalara daha fazla güven duyulmasını ve böylece daha düşük fonlama imkânı sağlar. Büyük bankaların risklerini daha iyi çeşitlendirdikleri ve devletin, büyüklüğünden dolayı bu bankaların batmasına izin vermeyeceği yönündeki zımni kanaat, güvenin gerekçesidir. Bir kriz esnasında, büyük bankaların devletten daha kolay yardım ve koruma görecekleri düşünülür. Bankacılık Krizleri Bankacılık krizleri yerli bankalarda birleşmeleri getirdiği gibi, yabancıların yerli bankaları satınalmalarına yol açabilmektedir. Yabancı bankaların mülkiyet avantajları (likidite, sermayelendirme, itibar, risk yönetimi) yoluyla nakit darboğazına giren ve itibarını kaybetmiş bankaları düşük bir bedelle satınalabilirler.55 Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerine banka girişleri, kriz ve istikrar dönemlerine göre farklılık göstermektedir. Buna göre, 1999-2003 döneminde, 10 ülkeye giriş yapan banka sayısı, istikrar döneminde ortalama 1,0 iken, kriz döneminde 2,4'tür.56 Pazar Payını Artırma ve Ele-geçirmelere Karşı Savunma Bir piyasadaki firmaların yatay birleşmesiyle daha az rekabet ve daha yüksek kazançlar sağlanması hedeflenebilir. Yine, birleşerek belirli bir sermaye gücüne erişme yoluyla, ele geçirmelere karşı güvenlik temelli ölçek ekonomisi sağlama da önemli bir korunma mekanizması olabilir.57 55 56 57 138 cial Institutions: Evidence from Cross-border Banking Performance", Brookings-Wharton Papers on Financial Services 2000, ss.23-158. Allen, L. ve A. Rai, 1999, "Operational Efficiency in Banking: An International Comparison", Journal of Banking & Finance, Cilt 20, No 4, Mayıs, ss.655-72. Uiboupin, Janek ve Mart Sorg, 2004, "The Entry of Foreign Banks Into Emergin Markets: An Application of the Eclectic Theory", University of Tartu. Williams, Barry, 1997, "Positive Theories of Multinational Banking: Eclectic Theory versus Internalisation Theory", Journal of Economic Surveys, Cilt 11, Sayı 1, ss.71-100. Uiboupin, Janek ve Mart Sorg, 2004, "The Entry of Foreign Banks Into Emergin Markets: An Application of the Eclectic Theory", University of Tartu. Sobek, Otto, 2000, "Bank Mergers and Acquisitions", Working Paper, Narodna Bank Slovenska, Aralık. Profesyonel Yönetimin Motifleri Bir banka yönetiminin yüksek maaş ve konforlu yaşam motifleriyle banka ölçeğini birleşmelerle büyütmesi yönetim motifini oluşturur. Yöneticiler imparatorluk inşa etmeyi hedefleyebilirler. Yöneticiler ne kadar büyük şirket yönetirlerse, güçleri de o kadar çok olur. J.K.Galbraith'ın teknostrüktür olarak kavramsallaştırdığı ve bu teknik yönetimin amaç olarak mevcut pozisyonunu koruma ve büyütme olarak özetlenebilecek güdüleri buna örnek olarak verilebilir. Zaman zaman belirli icrai yönetim ekiplerine hisse başına kara dayalı ödeme yapmak yerine, şirketin toplam kar miktarı üzerinden ödeme yapılmaktadır. Bu da yönetici ekibe ters (perverse) bir güdü sağlayarak, hisse başına karı düşürse dahi toplam karı artıracak şirket satınalmalarına yöneltebilmektedir. Ancak, günümüzde yönetici tazminatı şirketin toplam karı yerine daha ziyade karlılığı ile ilişkilendirilmektedir. Vergisel Tasarruflar Karlı bir firmanın zarar eden bir firmayı satınalarak, vergi matrahını düşürmesini ifade eder. Birçok ülkede, vergi motifiyle şirket satınalmalarını önlemeye yönelik çeşitli düzenlemeler mevcuttur. Ana Ülke ve Ev Sahibi Ülke Bakımından Birleşme ve Devralma Güdüleri Stratejik varlık güdüleri pazar, iş olanakları veya kazanç kaynağı, etkinlik ve yatırımcının kabiliyet ve avantajlarını artıracak kaynakları elde etme olarak betimlenebilir. Bu güdüler, uluslararasılaşma eğilimini de ortaya çıkarabilmektedir. Yine, ev sahibi ülkenin gelir düzeyi ve finansal sektörünün gelişmişlik düzeyi, müşterinin ardından gitme,58 doğrudan yatırımlara paralel bir dış pazar izleme stratejisi,59 ev sahibi ülkeye özel regülasyonlar, ev sahibi ülkedeki giriş kısıtlamaları ve lider bankanın stratejisini izleme gibi faktörler de yabancı banka girişine neden olabilmektedir.60 Özellikle gelişmiş ülkelerin bankacılık sektörlerindeki piyasa doygunluğu da ulus-aşırı birleşme ve devralmaları teşvik edebilmektedir. Piyasa doygunluğu, genel olarak, belirli bir ürünün pazara yaygın şekilde girmiş olduğu, pazar büyüklüğünün genişletilmesinin mümkün olmadığı veya çok zor olduğu durumdur. Gösterge olarak nüfusa oranla kredi kartına sahip kişi sa58 59 60 Wezel, Torsten, 2004, "Foreign Bank Entry into Emerging Economies: An Empirical Assessment of the Determinants and Risks Predicated on German FDI Data", Discussion Paper, No 1, Deutsche Bank. Focarelli, Dario ve Alberto Franco Pozzolo, 2005, "Where Do Banks Expand Abroad? An Empirical Analysis", The Journal of Business, Cilt 78, No 6, ss.2435-64. Hellman, P., 1996, Internationalization of the Finnish Financial Service Sector, Turun Kauppakorgeakoulun Kirjasto. 139 yısı, gelirine oranla hanehalkı borç yükü, bankacılıkta atıl kapasite oranı, marjinal maliyetlerin düşüş trendinde olması, net faiz marjı düzeyi ve düşük karlılık oranı, ülke dışına yatırım girişimleri, banka kredisi kullanan firma oranı, bankacılık aktif büyüklüğünün ve kredi stokunun milli gelire oranı kullanılabilmektedir. Teorik açıdan, aşırı şubeleşme veya banka sayısı nedeniyle ölçek ekonomilerinden yararlanamama ile bankaların optimum ölçeği dikkate almaksızın aşırı risk almaları doygunluğun işareti olarak alınabilmektedir. Gelişmiş ülkelerde piyasaların daralması ve karların sıkışması, potansiyeli yüksek yeni pazarlar bulmayı gerektirmektedir.61 Türk bankacılık sistemine birleşme, devralma veya yeni banka veya şube açma yoluyla giriş yapan bankaların gerekçeleri şöyle sıralanabilir:62 Yerli bankanın belirli bir bankacılık alanındaki uzmanlığı; yerli bankanın güçlü altyapısı; yerli piyasaya girişte yerli ortak avantajı; pazar büyütme; ev sahibi ülkenin gelecekte yüksek bir potansiyele ulaşacağı beklentisi gibi faktörler öne çıkmaktadır. Hangi bankaların yurtdışına açıldıklarını mikro ekonometrik yöntemle ölçen bir çalışmaya göre,63 banka büyüklükleri, bankaların etkinlikleri ve ana ülkede bankalar üzerindeki sınırlamalar önemli faktörler olarak öne çıkmaktadır. Müşterinin ardından gitmede, finansal olmayan sektöre yönelik doğrudan yatırımlar da beraberinde finansal sektör yatırımı getirmekte; dolayısıyla ev sahibi ülke ile ana ülke arasındaki ekonomik bütünleşme derecesi de bankacılığın yabancı ülke hedefi belirlemesinde önemli olmaktadır. Ev sahibi ülkede bankacılık sektöründe henüz potansiyelin bütünüyle kullanılmamış olması da girişleri özendirmektedir (örneğin, bankacılık aktif toplamının GSYİH'ya oranının görece düşük olması gibi).64 Yurtdışına yönelen doğrudan yatırımların gerekçeleri, lokasyon-spesifik faktörler ile arz-yanlı mülahazalar şeklinde iki grupta toplanabilir. İspanyol bankaların Latin Amerika'da, Kara Avrupası bankalarının ise Merkezi ve Doğu Avrupa'da yoğunlaşmaları; coğrafi ve sosyo-kültürel ya- 61 62 63 64 140 Soussa, Farouk, 2004, "A Note on the Banking FDI in Emerging Markets: Literature Review and Evidence from M&A Data", Working Paper, Bank of England, Mart. BDDK Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığının, gerçekleşen yabancı sermaye yatırımlarına ilişkin başvuru belgelerini inceleyerek yaptığı derleme. Focarelli, Dario ve Alberto Franco Pozzolo, 2001, "The Patterns of Cross-Border Bank Mergers and Shareholdings in OECD Countries", Journal of Banking & Finance, Cilt 25, Sayı 12, ss.2305-37. Focarelli, Dario ve Alberto Franco Pozzolo, 2005, "Where Do Banks Expand Abroad? An Empirical Analysis", The Journal of Business, Cilt 78, No 6, ss.2435-64. kınlığın, bankaların yabancı ülke pazarlarını belirlemede ivme kazandırıcı hatta belirleyici bir faktör olduğunu göstermektedir.65 Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerine yabancı banka girişlerinde rol oynayan faktörlerin başında yeni iş fırsatları arama öne çıkmaktadır. Bu saik, pazar arama, kaynak arama, etkinlik arama veya stratejik varlık arama stratejileri anlamına gelebilmektedir. 65 Sebastian, Miguel ve Carmen Hernansanz, 2000, "The Spanish Bank Strategy in Latin America, SUERF Studies, Viyana. 141 142 Yeni ifl f›rsatlar› arama 4,58 3,68 Yerli Geniflleme müflteri taban›n› stratejisi destekleme izleme 3,68 Mevcut müflterileri izleme 3,33 Uluslararas› ticareti finanse etme 3,3 rekabetini karfl›lama Di¤er bankalar›n 3,18 Portföy yönetimi 2,28 5 tam puan üzerinden önem derecesini göstermektedir. Kaynak: Uiboupin ve Sorg: 2004. 0 0,5 1 1,5 2 2,5 3 3,5 4 4,5 5 Döviz ticareti 2,28 Grafik 6.1: Merkezi ve Doğu Avrupa’daki Yabancı Bankaların Giriş Nedenleri (Estonya, Litvanya, Polonya, Romanya) 143 Yeni ifl f›rsatlar› arama 4,58 3,68 Yerli Geniflleme müflteri taban›n› stratejisi destekleme izleme 3,68 Mevcut müflterileri izleme 3,33 Uluslararas› ticareti finanse etme 3,3 rekabetini karfl›lama Di¤er bankalar›n 3,18 Portföy yönetimi 2,28 5 tam puan üzerinden önem derecesini göstermektedir. Kaynak: Uiboupin ve Sorg: 2004. 0 0,5 1 1,5 2 2,5 3 3,5 4 4,5 5 Döviz ticareti 2,28 Grafik 6.1: Merkezi ve Doğu Avrupa’daki Yabancı Bankaların Giriş Nedenleri (Estonya, Litvanya, Polonya, Romanya) Yabancı bankaların giriş yaptıkları ülkelerde aradıkları özellikler de önemlidir. Buna göre ev sahibi ülkedeki pazar koşulları, ekonomik entegrasyon, makro ekonomik ve politik faktörler ile finansal serbestleşme düzeyi yabancı girişleri için kritik önemdedir. Birleşme ve Devralmalarda Büyük Ölçek Avantaj Olmaktan Çıkaran Bir Faktör Olarak Sözleşme Bankacılığı Bir bankanın ana faaliyetlerinin dışında kalan işlerini, başka bir firmaya (taşeron gibi) gördürmesidir. Bugün, dışa iş verme daha ziyade şu alanlarda olmaktadır: Veri analizi, araştırma süreci, müşteri destek, bilgi teknolojisi faaliyetleri, mühendislik dizaynı (örneğin büyük rafineri kurulması), sağlık işleri (örneğin bir hastanenin patoloji testlerini dışa vermesi), mevzuat destek hizmetleri, sanat, animasyon ve masaüstü yayıncılık işleri, yazılım geliştirme ve çevresel hizmetler. Dışa iş vermenin yararları arasında entelektüel sermaye satınalma imkanı, temel işlerde yoğunlaşma imkanı, gelecekteki maliyetleri daha iyi öngörme imkanı ve maliyetleri düşürme imkanı en dikkat çekenleridir. Dışa iş vermeye getirilen eleştiriler arasında hizmetin kalitesindeki düşüklük, bilgi güvenliği ile başka ülkeye iş verildiğinde iş kaybı ve işsizliği artırması en çok dillendirilen eleştirilerdir. Son zamanlarda firmaların destek hizmetlerini outsource etmeleri giderek yaygınlaşmaktadır.66 Esasen, menkul kıymet borsaları, vadeli işlem ve opsiyon borsaları, kredi kayıt büroları, takas, saklama ve merkezi kayıt kuruluşları, denetim, değerleme ve derecelendirme kuruluşları da bir bakıma outsource hizmeti olarak nitelendirilebilir. Yine ATM ve POS cihazları konusundaki banka anlaşmaları yaygın bir işbirliği örneğidir. Dolayısıyla, bankalar bir yandan birleşme ve devralmalarla konsolide olurken, diğer yandan lojistik nitelikte olanları ağırlıklı olmak üzere çeşitli hizmetlerini başka uzmanlaşmış firmalara gördürme (deconstruction) eğilimine girmektedirler. Sözleşme bankacılığı olarak nitelendirilen bu gelişme, bankanın bütün finansal hizmetleri sunması ancak, bunları geniş bir şirketler kesiminden koordineli olarak temin etmesi anlamına gelmektedir. Dışarıdan hizmet alımının güçlü ekonomik gerekçeleri vardır:67 Ölçek ekonomilerinin banka içinden sağlanamaması, bazı faaliyetlerin banka içinden icra edilemeyecek kadar uzmanlaşma gerektirmesi, belirli bir uzmanlığın banka içinden temin edilememesi veya elde edilmesinin çok maliyetli olması, teknoloji kullanımında daha fazla esneklik kazanma, sabit olanları başta olmak üzere maliyet ve risklerin dağıtılması, hizmet sadece banka 66 67 144 En fazla outsource edilen faaliyetler arasında bilgi teknolojileri (IT), değerleme ve iç denetim, fiziksel güvenlik ve ödeme gibi temel destek ve altyapı hizmetleri öne çıkmaktadır. Llewellyn, David T., 2002, "The Future for Small&Regional Banks in Europe", SUERF Studies, SUERF-The European Money and Finance Forum, No 19, Viyana. içinden sağlandığı durumlarda dışarıdan alınarak içerdeki tekelin kırılması ve maliyet yapısını değiştirerek sabit maliyetlerin düşürülmesi dışarıya iş gördürmeyi teşvik eden başlıca unsurlardır. Dışa iş vermenin en belirgin avantajı, sabit maliyetlerin değişken maliyetlere dönüştürülmesi ve böylece maliyetleri düşürmedir.68 Bankacılıkta birçok süreç yüksek sabit, düşük değişken maliyete sahiptir ki bu da ölçek ekonomilerinin klasik bir belirtisidir. Sonuçta, bankanın dışa ödediği değişken maliyet ile işlem maliyetinin toplamı, sabit maliyetlerden yaptığı tasarruftan daha düşükse; dışa iş verme ekonomik olacaktır. Kaldı ki, altyapının ve sabit maliyetlerin minimize edilmesi yoluyla riskleri paylaştığı ve daha yüksek esneklik kazandığı için, maliyet karşılaştırma koşulu sağlanmasa dahi, firma yine de dışa iş gördürebilir. Gelişen teknoloji ile birlikte optimum ölçekler değişmekte, küçülmektedir. Bankaların, ölçek ekonomilerinden yararlanmak için birleşme veya devralmalara gitmeleri, ölçek ekonomilerini kullanmanın yollarından sadece biridir. Bankalar, hem içsel hem de dışsal ölçek ekonomilerinden yararlanmak için hizmet ağlarını paylaşabilirler. VII. Banka Birleşme ve Devralmalarında Empirik Bulgular ve Tartışmalar Bankacılıkta Birleşme ve Devralma Sonuçlarına Yönelik Empirik Araştırma Bulguları Yabancı banka girişinin, genel olarak ekonominin piyasa ekonomisine doğru evrilmesini, üretimin ticarileşmesini, dış pazarlara açılmasını, daha geniş toplum kesimlerinin piyasa ekonomisine kazandırılmasını ve nihayet ekonomideki aracılık işlevinin gelişmesine katkıda bulunması beklenir. Banka birleşme ve devralmalarının yararları konusunda geniş bir mutabakat gözükmesine rağmen; sakıncalarının ülkeye özel ve ekonomik mali sistem otoritelerinin gözetim ve denetim kabiliyeti ile orantılı olduğu söylenebilir. Nitekim, İtalya gibi gelişmişlik düzeyi görece yüksek bir ülkede, birleşme ve devralmaların karlılık ve etkinlik üzerindeki etkileri net olmayıp çelişen bulgular elde edildiği dikkat çekmektedir.69 1990'larda birçok gelişen ülkedeki bankacılık krizinin ardından, bu piyasalara giren yabancı bankaların ev sahibi ülkeye sağladığı yararlar konu68 69 Llewellyn, David T., 2002, "The Future for Small&Regional Banks in Europe", SUERF Studies, SUERF-The European Money and Finance Forum, No 19, Viyana. Girardone, Claudia, Philip Molyneux ve Edward P.M. Gardener, 2004, "Analysing the Determinants of Bank Efficiency: The Case of Italian Banks", Applied Economics, Cilt 36, Sayı 3, ss.215-227, Şubat. 145 sunda pek çok empirik araştırma yapılmıştır. Varılan pozitif bulguları, bankacılık endüstrisinde rekabetin uyarılması, yerli bankalar için daha yüksek etkinliğe öncülük edilmesi70, ev sahibi ülkenin firma ve hanehalkları için finansal hizmetlerin kalite ve erişilebilirliğinin artırılması olarak kategorize etmek mümkündür.71 Bir başka empirik çalışmada, uluslararası bankaların bağlantılı kredi vermeleri olasılığının düşük olması, banka birleşmelerinin mevduat büyümesi üzerinde olumlu etkide bulunması, banka birleşmelerinin finansal sistemin istikrarını artırdığı sonuçlarına ulaşılmıştır.72 Banka birleşmelerinin yerel piyasalarda kredi faizlerini artırdığı ve banka konsolidasyonu ile sistemik risk arasında belirli bir yönde kesin bir ilişkiye ulaşılmadığı konularında çeşitli bulgular vardır.73 Banka birleşmelerinin etkileri konusunda, pozitif sonuçlar ağırlıklı olmasına rağmen çelişkili bulgular da elde edilebilmektedir. Yirminci ve yirmibirinci yüzyılda aynı coğrafyadaki yabancı bankaların etkileri konusundaki empirik araştırmalar pozitif sonuçlara vurgu yapmaktadır.74 Yabancı banka girişiyle banka bazında mikro gelişmelerin yanısıra, ulu- 70 71 72 73 74 146 Berger, Allen N., Iftekhar Hasan ve Mingming Zhou, 2005, "Bank Efficiency, Ownership and Foreign Entry in a Transitional Economy: The Chinese Experience", Federal Reserve System-Monetary and Financial Studies Section Working Paper, Nisan, 34s. Mihaljek, Dubravko, 2006, "Privatisation, Consolidation and the Increased Role of Foreign Banks", BIS Paper, No 28. Banka birleşmelerinin önceden ilan edilmesinin etkileri konusunda bkz. Carletti, Elena, Philipp Hartman ve Steven Ongena, 2006", "The Economic Impact of Financial Laws: The Case of Bank Merger Control", Taslak, Ocak, Almanya. Okazaki, Tetsuji ve Michiru Sawada, 2003, "Bank Merger Wave and Evolution of Financial System: Experience in Prewar Japan" Rieti Discussion Paper. Uchida, Hirofumi, Gregory F. Udell ve Wako Watanabe, 2006, "Bank Size and Lending Relationships in Japan", Rieti Discussion Paper, Haziran. Carletti, Elena, Philipp Hartman ve Giancarlo Spagnolo, 2002, "Bank Mergers, Competition and Financial Stability", BIS Paper, Şubat. Mathieson, Donald J., Garry J. Schinasi ve diğ., 2001, International Capital Markets: Developments, Prospects, and Key Policy Issues, International Monetary Fund, Ağustos. Eksik rekabet piyasalarında banka birleşmelerinin etkileri konusunda bkz. Serdar, Ayşe Mumcu, E.Ünal Zenginobuz ve Mehmet A.Orhan, 2001, "The Likely Impact of Mergers and Acqisitions on the Turkish Banking Sector: A Stlized Model and Simulations", Conference on Turkish Banking at Crossroads, Boğaziçi Üniversitesi tarafından düzenlenen konferansta sunulan bildiri. Yabancı bankaların 20'nci yüzyılın başlarında Brezilya ve Şili'deki olumlu etkileri konusunda bkz. Briones, Ignacio ve Andre Villela, 2005, "European Bank Penetration During the First Wave of Globalization: Lessons from Brazil and Chile, 1878/1913", XIV. International Economic History, Congress Session 102. Crystal, Jennifer S., B. Gerard Dages ve Linda S. Goldberg, 2002, "Has Foreign Bank Entry Led to Sounder Banks in Latin America?", Current Issues in Economic and Finance, Cilt 8, Sayı 1, Ocak. sal ekonomi ölçeğinde makro etkiler de ortaya çıkabilmektedir. Bu bağlamda olumlu etkiler olarak aşağıdakiler sıralanabilir75: Tahsis etkinliğinin artırılması; daha yüksek teknik etkinliğin sağlanması; teknoloji transferi ve ileri teknoloji kullanımının yaygınlaşması; sektörde çalışanların ücret ve sosyal haklarının artması; daha kaliteli düzenleme ve denetim faaliyetinin gelişmesi; daha ziyade gelişen ülkelerde yabancı bankaların özel bankalarda olduğu gibi genelde dalgalanma yönünde eylem göstererek fon arzını çeşitlendirme yoluyla bir yandan kredi arzına istikrar kazandırması, diğer yandan dış dalgalanmalara daha açık hale getirmesi;76 yabancı bankaların bir yandan kriz sıklığını azaltması diğer yandan bulaşma etkisi yoluyla krizin çapını büyütmesi. Yüksek Sektörel Standartları Yabancı bankalar, ev sahibi ülkeye doğrudan veya dolaylı çeşitli yararlar sağlayabilmektedir: Yabancı bankaların uluslararası normlara uyum dereceleri genelde daha yüksektir77. Yabancı bankanın kurumsal yönetim, risk yönetim kültürü,78 ürün geliştirme, ürün çeşitliliği ve ürün kalitesinde artış, yoğun rekabet79 sonucu faiz marjlarının daralması,80 ulusal ekonomik büyümenin ivme kazanması, güçlenen mali piyasa sermaye yapısıyla istikrarın artması, ev sahibi ülkenin gelişmiş ülkelerle entegrasyon derecesinin artması, ev sahibi ülkelerin yabancı bankaların girişiyle sağladıkları zımni veya açık, dışsallık veya doğrudan yararlar81 olmaktadır. 75 76 77 78 79 80 81 Goldberg, Linda, 2004, "Financial FDI and Host Countries: New and Old Lessons", NBER Working Paper Series, No 10441, Nisan, Cambridge, ABD. Mihaljek, Dubravko, 2006, "Rapid Growth of Bank Credit in Central and Eastern Europe: The Role of Housing Markets and Foreign-Owned Banks", The Twelfth Dubrovnik Economic Conference, Organize eden: Hırvatistan Merkez Bankası, Haziran. IMF ve Dünya Bankası başta olmak üzere Avrupa Birliği ve BIS, finansal sisteme yönelik standartlar geliştirmektedir: Bunlar arasında FSAP (Finansal Sektör Değerlendirme Programı, 'Financial Sector Assessment Program'), ROSC (Standart ve Kuralların Karşılanması Raporu, 'Reports on the Observance of Standards & Codes') ve Basel sermaye uzlaşıları en çok dikkat çekenleridir. Claessens, Stijn ve Jong-Kun Lee, 2002, "Foreign Banks in Low-Income Countries: Recent Developments and Impacts", Global Development Finance, Haziran. Claessens, Stijn ve Tom Glaessner, 1998, "Internationalization of Financial Services in Asia", Investment Liberalisation and Financial Reform in the Asia-Pacific Region Conference, Sidney, Avustralya, Mayıs. Uiboupin, Janek, 2005, "Short-Term Effects of Foreign Bank Entry on Bank Performance in Selected CEE Countries, Eesti Pank Working Papers, No 4. Claessens, Stijn, Aslı Demirgüç-Kunt ve Harry Huizinga, 2001, "How Does Foreign Entry Affect Domestic Banking Markets?", Journal of Banking & Finance, Sayı 25, ss.891-911. Yabancı banka girişlerinin Türk bankacılık sistemi üzerinde empirik olarak birçok gelişen 147 Gelişmiş Ülke Bankalarında Karşılaştırmalı Üstünlükler Yabancı banka girişlerinin yerli bankaların performansı üzerindeki etkileri, finansal sistemin gelişmişlik düzeyiyle ilişkili bulunmuştur. Yabancı banka girişleri, daha ziyade finansal gelişmişlik derecesi düşük, faiz marjları ve maliyetleri yüksek yerli bankaların olduğu ülkelerde meydana gelmektedir. Yine, yüksek finansal gelişmişlik düzeyi ile düşen maliyetler ve azalan marjlar durumunda da yabancı banka girişlerindeki artış anlamlı bulunmuştur.82 Gelişen Ekonomilerde Daha Yüksek Faiz, Daha Yüksek Kar Özellikle gelişen ülkelerde, yabancı bankalarda yerli bankalara nazaran daha yüksek faiz marjları ve daha yüksek karlılık oranları tespit edilmiştir.83 Latin Amerika'daki 14 ülkeyi de içeren 85 gelişen ülke üzerine yapılan bir araştırma da bu bulguları desteklemekte ve ek olarak Latin Amerika ülkelerinde, diğer gelişen ekonomilere oranla nispeten daha yüksek faiz marjlarının gerekçeleri olarak zayıf rekabet düzeyinin getirdiği daha az etkin bankacılık sistemi ile daha yüksek rezerv gereklerinin varlığına işaret etmektedir.84 Büyüme, Etkinlik, Dalgalanma Yabancı banka girişleri yoluyla banka birleşme ve devralmalarının büyüme ve etkinlik bağlamındaki birincil etkileri genelde pozitif iken, dalgalanma bağlamındaki ikincil etkilerinin yönü konusunda farklı sonuçlara ulaşan empirik çalışmalar mevcuttur.85 Latin Amerika, Doğu Avrupa ve Uzak Doğunun gelişen ekonomilerinde 1999-2004 arasında, kamu, özel ve yabancı bankalar bağlamında geri dön- 82 83 84 85 148 piyasada elde edilen bulguların işaret ettiği yararları kısmen ortaya çıkardığı ile ilgili olarak bkz. Pehlivan, Hatice ve Colin Kirkpatrick, 1992, "The Impact of Transnational Banks on Developing Countries' Banking Sector: An Analysis of the Turkish Experience, 198089", British Journal of Middle Eastern Studies, Cilt 19, Sayı 2 ss.186-201. Hermes, Niels ve Robert Lensink, 2004, "Foreign Bank Presence, Domestic Bank Performance and Financial Development", Journal of Emerging Market Finance, Cilt 3, Sayı 2, ss.207-229. Demirgüç-Kunt, Asli ve Harry Huizinga, 1998, "Determinants of Commercial Bank Interest Margins and Profitability: Some International Evidence", World Bank Working Paper, Ocak. Gelos, R.Gaston, "Banking Spreads in Latin America", IMF Working Paper, WP/06/44, 29s. Morgan, Donald P. ve Philip E. Strahan, 2003, "Foreign Bank Entry and Business Volatility: Evidence from U.S. States and Other Countries", Banking Market Structure and Monetary Policy, Editör: Luis Antonio Ahumada ve J. Rodrigo Fuentes, Şili Merkez Bankası, Santiago, Şili. meyen kredilerin oranında önemli bir düşüş gözlenmektedir.86 Ne var ki, iyileşmenin bir kısmının ekonomik konjonktürün genişleme dönemine rastladığı da dikkat çekmektedir. Zayıf Ölçek ve Faaliyet Ekonomileri Güdüleri Bazı empirik çalışmalara87 göre banka birleşmeleri veya devralmalar performansta çok az iyileşme sağlamaktadır. Banka devralmalarında veya ele geçirmelerinde ölçek ekonomileri ile faaliyet alanı genişletme hedeflerinin pek dikkate alınmadığı gözlenmiştir. Diğer yandan, satınalanlar kendi üstün yönetimsel becerilerini hedef bankalara aktarmayı genelde hesaba katmışlardır. Gelir Artışı Yerine Maliyet Tasarrufu Banka birleşme ve devralmalarının saikleri oldukça geniş bir yelpazeye dağıldığı için, genel olarak birbirine paralel sonuçlar elde edilememektedir. Örneğin, ölçek ekonomileri gibi genel bir birleşme veya devralma gerekçesi sadece küçük bankalar için önemli bulunmuştur. Faaliyet ekonomileri gerekçesi ise ölçümü veya elde edilmesi oldukça zordur. Birleşme ve devralmalarda gelir artışından ziyade maliyet tasarrufu sağlama daha fazla öne çıkmaktadır. Borsada işlem gören bankalar, diğerlerine göre, değerlemeleri daha kolay olduğu için daha değerli olmaktadır. Kredi Faizlerini Artırmada Etkili Olan Faktör: Maliyet Etkinliğinde Artış mı, Artan Piyasa Gücü mü? Bir empirik araştırmaya88 göre; birleşmenin kredi faizlerini artırması bağlamında anti rekabetçi olup olmadığı; potansiyel maliyet etkinlik kazançlarından ziyade, piyasa gücündeki artışa bağlıdır. Ancak mali sistem karar vericilerinin bunu önceden kestirmesi zor olup, bu bulgunun pratik yararı da bu anlamda sınırlıdır. Büyük Çaplı Birleşmelerin Artırdığı Likidite Riski Elde edilen bir diğer bulgu, bankacılık sektöründeki büyük hacimli birleşmelerin para piyasasında likidite durumunu kötüleştirdiği yönündedir. Likidite riskinin finansal istikrar için önemli bir faktör olduğu dikkate alındığında; zımni olarak kabul edilen banka rekabetiyle istikrar arasında, bir değiş tokuş ilişkisinin zorunlu olmadığı tespit edilmiştir. Eğer birleşmeler bankacılık 86 Mihaljek, 2006. 88 Carletti, Elena, Philipp Hartman ve Giancarlo Spagnolo, 2002, "Bank Mergers, Competition and Financial Stability", BIS Paper, Şubat. 87 De Vincenzo, Alessio, Claudio Doria ve Carmelo salleo, 2006, "Efficiency vs. Agency Motivations for Bank Takeovers: Some Empirical Evidence", Economic Working Papers, No 587, Mayıs, Banca D'Italia. 149 sisteminde asimetriye yol açıyorsa, o zaman artan piyasa gücü artan toplam likidite dalgalanmaları ile beraber elden ele dolaşır ve rekabet veya denetleyici otoritelerin banka birleşmelerine yönelik müsamahakâr tutumu sadece rekabet sorunlarına yol açmaz, aynı zamanda finansal sistemi daha büyük likidite riskine maruz bırakır. Dolayısıyla, merkez bankasının toplam likidite yönetimi bakımından birleşmelerin doğuracağı likidite riskini yakından takibi önem arzetmektedir. Ekonomik Buhranlarda Kredilendirme Davranışı Finansal krizler yada ekonomik daralmalar esnasında, yabancı bankaların krediler bakımından istikrarsız bir kaynağa dönüşme olasılığı, bu kuruluşlara karşı kuşkulara kaynaklık etmektedir. Oysa Merkezi ve Doğu Avrupa ekonomileri için yapılan empirik çözümlemede, kriz veya daralma esnasında kredi daraltanlar daha ziyade yerli bankalar iken, yabancı bankaların kredilendirme davranışı daha istikrarlı olmuştur. Hatta yabancılar tarafından satınalınan eski yerli bankaların daralma esnasındaki davranışları yerli bankalarla paralellik göstermektedir. Diğer bir husus, ana ülkedeki ekonomik büyüme ile ev sahibi ülke banka kredileri arasındaki negatif korelasyondur. Bu ilişki de yine sadece bütünüyle yabancılar tarafından ilk kez kurulan yabancı bankalar için geçerlidir. Dikkat çeken bir başka sonuç da, yabancılara satılan özel bankalar kısa bir sürede yabancı bankalara çeşitli göstergeler bakımından hemen benzememekte, bu en azından birkaç yıllık bir süreç almakta, bu esnada daha ziyade yerli banka alışkanlıklarını sürdürmektedirler.89 Çalışanlar, Hissedarlar ve Tüketiciler Üzerindeki Etkiler Banka birleşme ve devralmalarının çalışanlar, tüketiciler ve hissedarlar üzerindeki etkileri bakımından yapılan çalışmalara90 göre, her üç kesim üzerinde de birleşme ve devirlerin birbiriyle çelişen sonuçları olmakta ve dolayısıyla belirli bir yönde ağırlıklı bir sonuca ulaşılamamaktadır. Yabancı ve Yerli Bankaların Uyguladıkları Kredi Faizlerindeki Farklılık 1995-2003 periyodunu kapsayan ve 10 Doğu Avrupa ülkesindeki 200 banka üzerine yapılan bir araştırmaya göre yerli bankalar, yeni kredi başvurusu yapanlardan yabancı bankalara oranla daha yüksek kredi faizi talep et89 90 150 Haas, de Ralph ve Iman van Lelyveld, 2003, "Foreign Banks and Credit Stability in Central and Eastern Europe: A Panel Data Analysis", Staff Reports, De Nederlandsche Bank NV, No 109. UNI-Europa Finance Sector, 2000, Conference on the Impact of Mergers and Acquisitions in the Banking and Insurance Sector, Ekim. mektedir.91 Çünkü ilk olarak, yabancı bir banka, daha iyi bilgi ürettiğinde sektöre girmekte ve yerli bankaların faizlerini düşürebilmektedir. İkinci olarak, yabancı bir banka mevcut bir yerli bankayı satınalma yerine yeni bir banka kurarak sektöre girdiğinde rekabet daha güçlü olmaktadır. Yabancı bankanın bilgi avantajı ne kadar güçlü olursa, yerli bankanın pozisyonu o kadar zayıflayacak ve yerli bankanın talep ettiği kredi faizi de düşük olacaktır. Yerli bankanın yüksek kredi faizi talebi, yabancı bankaya, kredi isteyenlerden rant sağlama alanı sağlayacaktır. Yabancı ve yerli bankanın ortalama kredi faizleri portföylerinin kompozisyonuna bağlıdır. Bankacılık Sektörleri Birbirine Benzemeye Başlayan Ülkeler 1998-2004 dönemini kapsayan bir araştırmaya92 göre, euro alanındaki bankacılık sektörleri giderek daha homojen hale gelmektedir. Buna göre küme analizinde Almanya, Fransa bir ölçüye kadar Hollanda, Avusturya ve İtalya bir kümede toplanırken; İspanya ve Portekiz ve son zamanlarda Yunanistan da aynı kümede toplanmaktadır. İrlanda ve Finlandiya ayrı kümeleri oluşturmakta, fakat genel olarak da Batı ve Doğu Avrupa kümesine yaklaşmaktadırlar. Bankacılık sistemlerinin birbirine benzemesinde euroya geçişin önemli bir etkisi vardır. Aynı kümelerde toplanan ülkelerin coğrafi ve kültürel olarak birbirlerine yakınlıkları ve AB'ye giriş zamanları ve benzerler arasındaki yoğun birleşme ve devirler dikkat çekmektedir. Yabancı Bankalara Karşı İleri Sürülen Eleştiriler ve Önerilen Tedbirler Yabancı bankaların yerli fonları yabancı ülkelerdeki projeleri fonlamak için kullanacakları yaygın bir eleştiri noktasıdır. Yabancı bankaların kısa sürede yerli pazara hâkim olacakları korkusu da bir dirence yol açmaktadır. Bir birleşme anti tröst kaygılarını da beraberinde getirir. Çeşitli endeksler, birleşmenin piyasa üzerindeki etkilerini analiz eder ve düzenleyici otoritelere bu yönde müdahale yolunu açar. Yabancı banka girişiyle birlikte artan rekabet ve azalan faiz marjları yerli bankaların piyasa değerini düşürebilir ve yerli bankaları daha zayıf hale getirebilir. Yerel denetim ve düzenleme otoritesinin zayıf olması93 durumun91 92 93 Claeys, Sophie ve Christa Hainz, "Acquisition versus Greenfield: the Impact of the Mode of Foreign Bank Entry On Information and Bank Lending Rates", European Central Bank Working Paper Series, No 653, Temmuz. Sørensen, Christoffer Kok ve Josep Maria Puigvert Gutiérrez, 2006, "Euro Area Banking Sector Integration Using Hierarchical Cluster Analysis Techniques", European Central Bank Working Paper Series, No 627, Mayıs. Basiretli düzenlemeler ile etkin banka denetiminin bankaların performansını artırdığı yönündeki bulgular için bkz. Barth, James R. ve Ross Levine, 2001, "The Regulation and Supervision of Banks Around the World", World Bank Working Paper, Şubat, 87s. 151 da, bu etkiler finansal sistemdeki istikrarsızlığı artırabilir.94 Yabancı bankalara yönelik en büyük eleştiri, ekonomik dalgalanma veya kriz dönemlerinde, bu kuruluşların yüksek hareket kabiliyetinden dolayı ülkeyi kolayca terk etmeleridir. Esasen burada bir ironiye işaret etmede yarar vardır: Yerli bankaların kriz esnasında yurtdışına, yabancı bankalar gibi çıkmayacaklarını varsaymak; aslında yabancı bankalar kadar seçeneklerinin olmadığının varsayıldığını gösterir. Dolayısıyla, kriz esnasında seçeneği olmadığından veya yetersiz olduğundan, yerli bankaların ülkeden çıkamamalarını bir fırsat veya avantaj olarak görmek ilginçtir. Bu durumda kamu müdahalelerinden kaynaklanan maliyetleri yüklenmek yerli bankaların kaçınamayacakları bir sonuç olmaktadır. Ayrıca, fon ihtiyacı bakımından kamu kesiminin, denetim ve düzenleme bakımından da finansal kesim otoritelerinin yerli bankalarla süregelen ilişki biçimlerini95 yabancı bankalarla aynı içerik ve düzeyde devam ettirmesi pek mümkün olmamakta; şeffaflık ve hesap verebilirlik gibi kurumsal yönetim ilkeleri bu tür ilişkilere nesnellik getirmektedir. Yabancı bankaların en kaliteli müşterileri (cherry picking) seçerek, yerli bankaların geriye kalanlarla yetinmesi bir risk olarak görülmektedir. Yabancı bankalar daha ziyade dış ticaret yapan firmalarla büyük ölçekli firmaları hedef pazar olarak görmekte, faaliyet seçiciliği de yapabilmektedirler. Benzer şekilde dar gelirli tüketiciden ziyade görece varlıklı olanlara hizmet sunmayı tercih etmektedirler. Ancak, yabancı bankaların bu tür etkilerinin daha ziyade kısa dönemde geçerli olduğu, orta ve uzun dönemde ise anlamlı bir farklılaşma görülmediği yönünde empirik çalışmalar mevcuttur.96 Personel başına harcama artışı, karlarda düşüş, yerli bankaların marjlarında artış ve artan rekabet nedeniyle yerli banka faaliyetlerinin olumsuz etkilendiğine ilişkin bulgular mevcuttur.97 Gelişen ülkelerde özellikle kriz sonrasında getirilen sıkı finansal düzenlemeler, faaliyet giderlerini artırmakta ve karları düşürmektedir.98 94 95 96 97 98 152 Claessens, Stijn, Aslı Demirgüç-Kunt ve Harry Huizinga, 2001, "How Does Foreign Entry Affect Domestic Banking Markets?", Journal of Banking & Finance, Cilt 25, Sayı 5, Mayıs, ss.891-911. Beck, Thorsten, Asli Demirgüç-Kunt ve Ross Levin, 2005, "Bank Supervision and Corruption in Lending", NBER Working Paper Series, No 11498, Haziran. Mathieson, Donald J. Garry J. Schinasi ve diğ., 2000, International Capital Markets Developments, Prospects, and Key Policy Issues, Eylül. De Haas, Ralph ve Ilko Naaborg, 2005, "Does Foreign Bank Entry Reduce Small Firms' Access to Credit? Evidence from European Transition Economies", DNB Working Paper, No 50. Ağustos. Havrylchyk, Olena, 2006, "Efficiency of the Polish Banking Industry: Foreign versus Domestic Banks", Journal of Banking & Finance, 2006, Cilt 30, Sayı 7, ss.1975-1996. Okuda, Hidenobu ve Suvadee Rungsomboon, 2004, "The Effects of Foreign Bank Entry on the Thai Banking Market: Empirical Analysis from 1990 to 2002", Working Paper Seri- Yabancı banka girişi, sistemde konsolidasyona yol açarsa, ekonomik dalgalanma durumunda sayısı azalan ancak ölçeği büyüyen bankaların batması çok maliyetli olabilir. Ana ülkede bulunan yabancı banka merkezinin veya bağlı olduğu finansal holdingin/grubun ekonomik durumundaki bozulma da ev sahibi ülkeye olumsuz yansıyacaktır.99 Yabancı bankaların, ekonomik dalgalanmada ev sahibi ülkeyi terk edebileceği mümkün olmakla birlikte, bağlı olunan ülke grubu riski (gelişen piyasalar) bütçe açığı, politik risk, cari açık ve tasarruf açığı faktörleri bakımından korunaklı ekonomilerde sorunlar o derece olmaz. Yabancı bankaların ulusal egemenliği ve ulusal güvenliği tehdit edebileceği, faktör gelirlerini transfer etme yoluyla cari açığı artıracağı ve ekonomideki rekabet ortamını olumsuz etkileyebileceği yönünde daha makro ölçekli eleştiriler de yapılmaktadır.100 Basiretli düzenlemelerin eksikliği, iyi yönetim eksikliği, piyasa disiplininin zayıflığı, kanun uygulamasında zafiyet ve etkin olmayan denetimin bankacılıkta kırılganlığı artırdığı yönünde çeşitli bulgular tespit edilmiştir.101 Yabancı bankaların kurulmasına veya şube açmalarına izin vermeyerek eldeki yerlilerin satın alınmasına zorlamak zaman zaman izlenen bir yol olmuştur. Yabancı bankaların yerli bankalara göre iki katı veya daha fazlası oranında sermaye bulundurmaları talebi, önlem olarak önceki dönemlerde uygulanmıştır. Yine, ev sahibi ülke bankacılık sistemlerinin tek bir ülke bankalarının eline geçerek oradan yönetilmesine razı olmayabilir. Çünkü ana ülkedeki ekonomik bir buhran, ana ülkeye ait bankaların tamamının faaliyetlerini etkile99 es, Hitotsubashi University Center for Economic Institutions, No 20, Tokyo, Japonya. Beck, Roland, 2000, "The Volatility of Capital Flows to Emerging Markets and Financial Services Trade", CFS Working Paper, No 2000/11, Ağustos. 100 Golub, Stephen. S., 2003, "Measures of Restrictions on Inward Foreign Direct Investment for OECD Countries", OECD Economic Studies, No 36, ss.85-116. 101 Abdullah, Burhanuddin ve Wimboh Santoso, 2001, "The Indonesian Banking Industry: Competition, Consolidation and Systemic Stability", The Banking Industry in the Emerging Economies: Competition, Consolidation and Systemic Stability, BIS Papers, No 4, Ağustos. Denizer, Cevdet, 1999, "Foreign Entry in Turkey's Banking Sector, 1980-1997", Conference on Liberalization and Internationalization of Financial Services, Cenova, Mayıs. Burki, Abid A., 2003, "The Effects of Privatization, Competition and Regulation on Banking Efficiency in Pakistan, 1991-2000", Conference on Regulatory Impact Assessment: Strengthening Regulation Policy and Practice, University of Manchester, Kasım. 153 yip ev sahibi ülkeden çıkmalarına ve böylece finans sisteminin çökmesine neden olabilir (örneğin, Asya'daki Japon bankaları ile Latin Amerika'daki İspanyol bankaları gibi). Çin ve Suudi Arabistan bu bağlamda çeşitlendirme yönünde kuralları olan ülkelerdir. Yabancı bankanın gelmeden belirli bir süre önce temsilcilik açarak kendini göstermesini istemek de ayrı kural olarak bulunabilmektedir. Devlet Bankalarının Varlığını Savunan Argümanlar Birkaç nokta itibariyle kamu bankalarının yararlı olduğu söylenebilir:102 Brezilya, Rusya ve Arjantin gibi büyük ülkelerde sadece devlet bankaları yoksul ve kırsal kesimden oluşan uzak bölgelerdeki müşterilere hizmet götürmeye istekli olmaktadır. Bugün İngiltere ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde dahi posta ofislerinin işlettiği bankalar kurdurularak bu bölgelere finansal hizmet götürülmeye çalışılmaktadır. Tayland, Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerde, büyük şehirlerin dışındaki çiftçi kesimine ve KOBİ'lere kredi sağlayacak kamu bankalarına ihtiyaç olmaktadır. Ancak, örneğin Şili'de özel bankalar, devlet bankalarına göre KOBİ'leri fonlamada daha başarılı olmaktadır. Ekonomik dalgalanmalar esnasında, devlet bankaları özel ve yabancı bankalara göre daha az kriz yönünde hareket etmekte, böylece bir ölçüde dalga boyunu küçültmeye katkıda bulunmaktadır. Asya ve Latin Amerika'daki son resesyonlarda devlet bankaları özel ve yabancı bankalara oranla kredileri daha hızlı genişletmiş ve kredi daralmasına da daha az gitmişlerdir. Küçük ekonomilerde yerli sermaye sınırlı olduğu için, yerli bankaların özelleştirilmelerinde yancı sermayenin hâkim olması eğilimi doğmaktadır. Bu da, genel olarak özelleştirmeye ve yabancı mülkiyete karşı bir tepki doğmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle, geçici olmak kaydıyla devlet bankalarının, hızlı özelleştirmeye oranla daha tercihe şayan olduğu söylenebilir. Bazı azgelişmiş ülkelerde temel piyasa ve yasal altyapı eksikliği o kadar barizdir ki, özelleştirmeler ve yabancı banka girişleri sonrasında piyasa başarısızlığı yaygınlaşabilir ve devlet bankaları tek alternatif olabilir. Sonuç olarak, kamu bankalarını, sadece ikinci en iyi çözüm olarak görmek mümkündür. 102 Hawkins, John ve Dubravko Mihaljek, "The Banking Industry in the Emerging Market Economies: Competition, Consolidation and Systemic Stability - An Overview", BIS Paper, No 4. 154 Mal Piyasaları ve Finansal Piyasaların Serbestleşmesinde Sıra Tartışması Ülkelerin mal ve hizmet piyasalarını dış ülkelerin rekabete açmalarında, nasıl bir strateji izledikleri veya izlemeleri gerektiği yaygın tartışma alanı bulmuştur. Reel ve finansal piyasaların dışa açılması;103 paranın konvertibl para olarak ilanı; finansal transferler üzerindeki kontrollerin kaldırılması; ülkelerin dış açık, bütçe açığı ve net tasarruf açıkları gibi özellikler birlikte değerlendirilmesi gereken faktörlerdir. Türkiye bakımından da serbestleşmede sıra tartışması, yaşanan krizlerin yüksek maliyetlerinin104 de hatırlatmasıyla sıkça yapılagelmiştir. Enflasyon, bütçe açığı, özel ve kamu sektörünün borçluluk düzeyi, özel kesim firmalarının rekabet düzeyi gibi faktörlerin hepsindeki veya bir kısmındaki eksiklikler giderildikten sonra mı finansal piyasaları dışa açmak gerekir, yoksa sözkonusu değişkenlerin durumlarını göz ardı edip para ve finans piyasalarını hemen açmak mı gerekir? Bazı iktisatçılar, gelişmekte olan ülkelerin bir kısmının ekonomik altyapıdaki sorunları halletmeden para ve finans piyasalarını dış dünyaya açtıkları için sürekli kriz yaşadıklarını ileri sürerken; bazı iktisatçılar da ortaya çıkan krizlerin aslında birikmiş sorunların dışavurumundan başka bir şey olmadığını ve piyasa ekonomisinde olmaması gereken mülkiyet ve ilişki biçimlerinin krizlere neden olduğunu ileri sürmektedirler. Uzun dönemde, finansal sektördeki gelişme ile ekonomik büyüme arasında pozitif ilişki mevcuttur.105 Yine, finansal liberalizasyon ile bankacılık sisteminin etkinlik düzeyi arasında pozitif bir ilişki tespit edilmiştir.106 1980 öncesinde, bankacılık sisteminin üretim performansı, liberalizasyon sonrası döneme göre daha istikrarlı bulunmuştur. Liberalizasyondan sonra 1984 yılına kadar bankacılıktaki etkinlik artmış, ancak önceki düzeyine hiç ulaşamamıştır. Kuşkusuz, 1980 öncesi etkinlik düzeyinde temel belirleyici faktör, oligopolistik yapıdan kaynaklanan korumacı ve kayırmacı rantlar olmuştur. 103 Toprak, Metin, 1996, Türk Ekonomisinde Yapısal Dönüşümler (1980-1995), Turhan Kitabevi Y.; Toprak, Metin, 2001, Küreselleşme ve Kriz: Türkiye ve Dünya Deneyimi, Siyasal Kitabevi Y. 104 2001 krizinin Türkiye'ye maliyetinin GSYİH'nın yüzde 35,9'una ulaştığı tahmin edilmektedir. Steinherr, Alfred, Ali Tukel ve Murat Ucer, 2004, "The Turkish Banking Sector: Challenges and Outlook in Trasnsition to EU Membership", Centre for European Policy Studies (CEPS), No 4, Ağustos. 105 King, R.G. ve Levine, R., 1993, "Finance and Growth: Schumpeter May Be Right", Quarterly Journal of Economics, Cilt 108, No 3, ss.17-38. 106 Zaim, Osman, 1995, "The Effect of Financial Liberalization and the Efficiency of Turkish Commercial Banks", Applied Financial Economics, Cilt 5, No 4, ss.257-64. 155 Türk bankacılık sistemindeki etkinlik 1985 sonrasında dalgalanmaya başlamıştır. Sonuç olarak, Türk bankacılık sisteminin etkinliği, 1978-90 arasında, 1981-85 arasındaki kısa süreli yükselişe rağmen, düşüş kaydetmiştir. Etkinlik bakımından devlet ve özel bankalar bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılaşma da gözlenmemiştir.107 AB üyeleri finansal ve reel entegrasyonda ve dolayısıyla tek pazara giden yolda önemli ve büyük ölçüde de başarılı bir örnektir. 1990'larda Avrupa Birliğinde mallara yönelik tek pazar tedricen kurulmaya başlandığında, finansal hizmetlere yönelik paralel eğilim çok daha yavaş işliyordu. Çünkü her ülkenin parası ve bu paraya dayalı menkul kıymetleri ve döviz kuru konuları sözkonusuydu. Ayrıca, finansal piyasalara ve hizmetlere yönelik düzenlemeler genelde de olduğu gibi bir hayli yoğundu. Ancak AB, tek para ve tek merkez bankası ile bir dönüm noktası yaşadı. Avrupa Birliğinin mali hizmetlere yönelik düzenlemeleri önümüzdeki dönemde üye ülkelerin finansal piyasaları arasındaki diyalog ve işbirliğinin daha da artacağına ve uyumun hızlanacağına işaret etmektedir.108 Bankacılık Sektöründe Konsolidasyonun ve Yabancı Bankaların Denetim Otoritesi Bakımından İçerimleri Gelişen ülkelerde bankacılık sistemindeki yapısal değişim, sistemik istikrar ve denetim rejimleri bakımından bazı yeni mülahazaları beraberinde getirmektedir. İlk olarak, yabancı bankaya şube veya yeni bir şirket açma şeklinde mi lisans verilecek ve bunların faaliyetleri nasıl izlenecektir? İkinci olarak mevduat sigortası gibi resmi güvenlik ağları, yabancı bankaları da kapsayacak şekilde genişletilecek midir? Üçüncü olarak, banka konsolidasyonu sistemik istikrar için risk doğuracak mıdır ve bu riskler nasıl betimlenecektir? Yabancı bankaların yerli mudilerinin mevduatının, yerli bankalardaki mevduat gibi sigortalanmasına gerek olmadığı yönünde değerlendirmeler yapılmaktadır. Yabancı bankanın ana ülkedeki bankaya başvurma fırsatından dolayı, nihai kredi merciine ihtiyacı olmadığı için tasarruf mevduatını sigortalamaya ihtiyacı olmayacaktır. Nitekim uygulamada mevduat sigortasının bulunmaması durumunda, yabancı bankalar daha güvenlikli gözükmektedir. Ancak, eğer yabancı banka gittiği ülkede fon toplama ayrıcalığı alıyorsa, tıpkı yerel bankalar gibi sigorta primi ödemek zorunda olmalı mıdır; aksi halde prim ödemeyerek haksız bir avantaj elde etmiş olacak ve ev sahi- 107 Denizer, Cevdet A. ve Mustafa Dinc, "Measuring Banking Efficiency in the Pre- and PostLiberalization Environment: Evidence from the Turkish Banking System", Policy Research Working Paper, No 2476, World Bank. 108 Giovannini, Alberto ve Luigi Spaventa, 2005, "European Financial Integration: Prospects and Issues for the European Central Bank", Euro50 Group Roundtable, Atina. 156 bi ülkede topladığı fonları daha riskli faaliyetleri finanse etmek için kullanabilecek midir? Uygulamada mevduat sigortası olan hemen hemen bütün ülkeler, yerli yabancı ayırımı gözetmeden bütün bankaları sigorta sistemine dâhil etmektedir. Ulusal otoriteler bakımından banka birleşmelerinde ve devralmalarında tekelleşme, KOBİ finansmanı ve batması durumunda katlanılacak bedeli ifade eden şu noktalara dikkat edilmelidir:109 Birinci faktör, tekelleşme, piyasa gücü ve çok yüksek faiz marjları elde etme ile ilgilidir. İkinci faktör, büyük bankaların küçük ve orta ölçekli firmalara kredi vermeye daha az önem verdikleri ile ilgilidir. Üçüncü faktör, büyük bankanın çöküşünün veya zora düştüğünde devletleştirilmesinin yüksek maliyetli olacağı varsayımına dayalı olarak sistemik istikrar tehlikesi ile ilgilidir. Banka birleşmelerinde regülasyon otoritesinin şu hususları açıklığa kavuşturması gerekmektedir:110 Otorite, ilk olarak birleşmenin amacı konusunda netleşmelidir (maliyet-temelli ölçek ekonomileri, marka-temelli ölçek ekonomileri, gelir-temelli ölçek ekonomileri, güvenlik ağı-temelli ölçek ekonomileri, gelir-temelli faaliyet ekonomileri, X etkinliği,111 piyasa gücü ve vekil maliyeti.112) İkinci sorun, regülasyon yetkilisinin yukarıdaki her bir gerekçenin her bir bileşkesinin sosyal refahı artırıp artırmayacağına karar vermesidir. Üçüncü sorun, regülasyon otoritesinin, birleşmeden dolayı beklenmeyen etkiler ortaya çıktığında nelere ve nasıl müdahale edeceğini tespit etmesidir. 109 Dermine, Jean, 1999, "The Economics of Bank Mergers in the European Union: A Review of the Public Policy Issues", Working Paper, INSEAD, Eylül. 57s. 110 Kane, Edward J., 2000, "Incentives for Banking Megamergers: What Motives Might Regulators Infer from Event-Study Evidence?", Journal of Money, Credit and Banking, Ağustos, Cilt 32, Sayı 3, ss.61-701. 111 İktisat biliminde x-etkinliği, bir firmanın işgücü, sermaye, girişimci, teknoloji gibi üretim faktörleri ve diğer üretim girdileriyle maksimum üretimi yapması durumunu ifade eder ve firma bu durumda x-etkinliğine sahip olur. X-etkinsizliği ise, x-etkinliği sağlanamadığı durumlarda ortaya çıkar. Tam rekabet piyasalarında her firmanın x-etkinliğini sağlaması gerekir; aksi halde sektörde uzun vadede kalması mümkün olmayacaktır. X-etkinliği kavramı Harvey Leibenstein tarafından geliştirilmiştir. Leibenstein, Harvey, 1966, 'Allocative Efficiency vs. "X-Efficiency"', American Economic Review, Haziran, Cilt 56, Sayı 13, ss.392415. 112 Asıl-Vekil (Principal-Agent) tartışmasıyla ilişkili bir maliyettir. Buna göre, yönetim ekibinin mevziini güçlendirmek ve maaşını artırmak için firma ölçeğini büyütmesi sözkonusu olabilir. 157 VIII. Sonuç ve Değerlendirme 1980'lerden sonra başlayan reel piyasaların küreselleşmesi, 1990'lı yıllarla birlikte finans piyasalarının da küreselleşmesindeki hızlanmayla birlikte yeni boyutlar kazanmıştır. Dünya ekonomisinin herhangi bir bölgesindeki bir ekonomik olay, diğer bölgelerini de giderek daha fazla ilgilendirmektedir. Çin'in dış ticaret fazlası, bugün Çin'den fazla diğer ülkeleri düşündürürken, ABD'nin dış açıkları yine en az ABD kadar diğer ülkeleri de kaygılandırmaktadır. Küreselleşme ile birlikte artan bulaşma etkisi kaçınılmaz bir süreçtir. Ülkelerin küreselleşmeye karşı çıkarak, kendilerini izole ederek dünya ekonomisindeki olumsuz gelişmelerden korunmaları pek mümkün değildir. Türkiye ekonomisinin kaynak ihtiyacı, içerideki fonlarla karşılanamayınca dış fonlara başvurulması bir zorunluluk oluyor. Nitekim özel sektörün artan dış kredi kullanımı son yıllarda çarpıcı boyutlara ulaşmıştır. Kriz sonrası sıkı finansal düzenlemeler, ekonomik birimlerin alternatif arayışlarını hızlandırmış görünmektedir. Formel bankacılık sektörünün yanı sıra, kat bankacılığı olarak da adlandırılan uygulama üzerinde önemle durulması gereken bir olgu olup, formel sektör bakımından dışlayıcı etki doğurmaktadır. Finansal sisteme girişlerin aşırı derecede sıkılaşması, fon girişlerini engelleyememekte, üstelik bu akımların denetim dışı kalmasına da neden olmaktadır. Basiretli düzenleme, her zaman sıkı düzenleme anlamına gelmemektedir. Son olarak Türk finans sisteminde düzenlemelerdeki anlayışa kısaca değinmek yerinde olacaktır. Banker ve banka krizleri sonrasında yapılan düzenlemeler, bir bakıma doğal olarak ekonomik gelişme veya sektör-yönelimli olmaktan ziyade, takip ve taciz niteliği hayli yüksek uygulamaları getirmektedirler.113 Bu anlamda, kriz yaşayan birçok ülkede yeniden kaleme alınan finansal sistem mevzuatı krizlere tepki olarak geliştirildiği için demokratik değil bürokratik perspektife sahip olup, finansal sistemi bir adliye ve asayiş vakası olarak görme eğilimindedir. Ekonomi biliminin gerekleri, krize tepki düzenlemelerinde odak noktası olmamakta; ekonomik güvenlik kavramı çarpıtılmakta ve düzenleme ve denetim otoriteleri sektöre sadece güvenlik odaklı yaklaşımlar geliştirme eğilimine girmektedirler. Nitekim çok sıkı düzenlemelerin ve yasal yüklerin olduğu ülkelerde yerli bankaların sektörden çıkışı ve yabancı bankaların ilgisi, bir bakıma uluslararası hukukun yerli mevzuat karşısında korunak sağlayacağı düşüncesini de zımnen içermektedir. Bankacılık konusundaki uluslararası düzenlemelerin ve AB sürecinin, Türk bankacılık mevzuatını önemli ölçüde telafi edecek ve düzeltecek nitelikte olduğu mütalaa edilmektedir. 113 Yiğit, Uğur, Bankacılık Suçları, 2006, Has Matbaacılık, İstanbul. 158 Sonuç olarak¸ gelişen piyasa ekonomileri için aşağıdaki hususlar dikkat çekicidir: Dünya genelinde hem gelişmiş hem de gelişen ekonomilerde yabancı doğrudan sermaye veya yabancı banka girişinin önündeki az sayıdaki engel hızla kaldırılıyor. Gelişen ekonomilere yönelik büyük bir reel ve finansal sermaye akımı sürüyor. Doğrudan yabancı yatırımlarla finansal yatırımlar birbirini takip etmektedir. Ekonomik yapı ve işleyiş; hukukun üstünlüğü ve kanun hakimiyeti, sözleşme güvenliği gibi konularda eksiklikliklerini gidermiş ülkelere reel ve finansal akımlar daha fazla yönelebilmektedir. Bankacılık sisteminde basiretli düzenlemeler ve etki denetim yapıldığı müddetçe yabancı banka girişlerinin yan etkileri daha da sınırlı olacaktır. 159 160
Benzer belgeler
1. bölüm - İktisadi Araştırmalar Vakfı
Ama en önemli ikinci görevi, toplumun konu ve sorunlarıyla haşır neşir
olacaksa, açık, şeffaf, hesap bilir, verir olacaksa, günün konularını, üniversite hacmi içine taşıyıp, en güncel bu konuları, ...