gosbsad
Transkript
EKİM-KASIM-ARALIK 2010 SAYI: 22 GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERGİSİ İşletme Aşamasında Organize Sanayi Bölgeleri Nasıl Yönetilmeli? Adil Kanıöz GOSBSAD Yönetim Kurulu Başkanı Düzce OSB, Müteşebbis Heyet yönetimine hayır dedi... OSB Yönetmeliğinde değişiklik GOSB TEKNOPARK A.Ş. Elimizin altındaki imkan GOSB Kümelenme Çalışmaları Başladı Kümelenmeden Küreselliğe GOSB'da Esas Genel Kurul çalışmaları başladı Vahit Yıldırım GOSB Yönetim Kurulu Başkanı daha büyük hedeflere... GOSBSAD İÇİNDEKİLER G SB ® 6 GOSBSAD Mesajı İÇİNDEKİLER 15 GOSB Haberler Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yayın Organı İşletme Aşamasında OSB'ler Nasıl Yönetilmeli GOSB Yönetimi, Esas Genel Kurul çalışmalarını başlattı Adil Kanıöz Vahit Yıldırım Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Genel Sekreter Mesajı Tunçer Gömeçli 18 Şampiyon “Arçelik LG” Kazanan “Dostluk” Editör: Burçin Yeşiltepe Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri 14 GOSBSAD'dan Haberler 20 15 22 GOSBSAD Yönetim Kurulu Kocaeli Valisi Ercan Topaca’yı ziyaret etti 17 GOSB'da kümelenme Kümelenmeden Küreselliğe Doç. Dr. Melih Bulu URAK Genel Koordinatörü GOSBSAD yönetiminde iş bölümü GOSBSAD Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri dernek üyeleri ve GOSB katılımcılarını ziyaret ediyor GOSB'da Kümelenme GOSB, kümelenme temelli inovasyon altyapısı kuruyor OSB uygulama yönetmeliğinde önemli değişiklik 24 16 GOSB'dan Haberler GOSB'un 25. yıl kutlaması Düzce OSB Sanayicilere TESLİM… OSB arsaları gerçekten yatırım yapana Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Tunçer Gömeçli GOSBSAD Genel Sekreteri 28 Yayın Kurulu: Muzaffer Koşan Necmi Sadıkoğlu Ayşe Serra Sayman Ünal Öz İdare Merkezi: Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği GOSB Yönetim Merkezi ve Sosyal Tesisleri Şahabettin Bilgisu Cad. No: 613 PK: 0072 Gebze 41480 Kocaeli Tel: 0 262 677 11 77 Faks: 0 262 677 11 78 GOSB'da kümelenme GOSB'da Kümelenme Çalışmalarının İlk Adımları Tunç Çelik Analiz Sentez Yönetim Geliştirme Merkezi Başkanı GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD 12 Gebze Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı GOSBSAD Adına İmtiyaz Sahibi: Adil Kanıöz GOSBSAD Yönetim Kurulu Başkanı 3 GOSBSAD İÇİNDEKİLER 32 Yapım: Mavi Tanıtım ve İletişim Rasim Paşa Mah. Ayrılıkçeşme Sok. No: 122 Kadıköy 34500 İstanbul Tel: 0 216 418 59 31 Faks: 0 216 348 95 22 Baskı: Özgün Ofset Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No: 21 4. Levent - İstanbul Tel: 0 212 280 00 09 Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Yayınlanan yazılardan kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. GOSBSAD Dergi Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği tarafından üç ayda bir yayınlanır. GOSB Teknopark 52 Yakın Keşif: GOSB Teknopark 41 Elimizin Altındaki yeterince yararlanılmayan imkanlar 42 Yakın Çevremizden Bronz döküm heykeller GOSB'da sergilendi Serap Gümüşoğlu ve Sema Tahincioğlu 56 Küresel Ekonomi Davos'ta krize çare arandı BOSB, Boya Vernik Organize Sanayi Bölgesi 58 Boya Vernik Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Kişisel Gelişim Mutlu bir iş yaşamı için öneriler Metin Bayraktar 46 GOSB'un Renkleri 60 Proje Yönetimi İş ve Yaşam Sürdürülebilir müşteri memnuniyeti yaratmak Engin Çamcı Ulusal-Türkçe-İlmi Titanic Business Hotel Asia İstanbul Satış Müdürü 48 İş Sağlığı ve Güvenliği Proje yönetimi şirketlerin korkulu rüyası 62 Mükemmellik Yolculuğu GOSB'da mükemmellik yolculuğu Üretim Sektörü İş Sağlığı ve Güvenliği Standartları GOSBSAD Bekir Elkatan 4 Kaya Grubu Eğitim Müdürü 51 63 Yönetici Kitapları 64 Üyelerimizden Haberler Eğitim GOSB’da Örnek bir okul EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ GOSBSAD MESAJI İşletme Aşamasında Organize Sanayi Bölgeleri Nasıl Yönetilmeli? Adil Kanıöz GOSBSAD Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı 6 D erneğiniz GOSBSAD, GOSB yönetim kurulu ve Müteşebbis Heyette bizleri temsil eden sanayici arkadaşlarla çeşitli zamanlarda yaptığımız ikili ve çoklu konuşmalarda, bu yıl Temmuz ayında yapılması gereken ve sanayicilerin müteşebbis heyete temsilci göndermesini sağlayan genel kurulunun, esas genel kurul olarak yapılması büyük bir ekseriyetle onaylandı. Dernek yönetim kurulu olarak bu uzlaşmayı, yönetim kurulu kararı haline getirdik. Müteşebbis heyet başkanımız Sayın Ercan Topaca’yı yeni seçilen GOSBSAD Yönetim Kurulu olarak ziyaret ettik. Sayın valimizin şahsında GOSB müteşebbis heyet başkanlığı yapan bütün valilerimize teşekkür ettik. Derneğimizin vizyon ve misyonunu anlattık. Gebze organize bölgesinin kuruluş ve şantiye aşamasını geçtiğini, OSB kanunu ve yönetmeliğinin işletme aşamasındaki EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ OSB’ler için öngördüğü esas genel kurul sistemi yönetimi için, hazırlıklar içinde olduğumuzu ve 10 kadar inşaat halindeki firmamızın yapı kullanma izinlerinin tamamlaması gerektiğini belirttik. Kendileri bizi anlayışla dinledi, işlerinin yoğun olduğunu bu yüzden bizim randevumuzun bile birkaç defa ertelemek zorunda kaldığını belirtti. Kendisi de GOSB müteşebbis heyetinde vali yardımcısı ile temsil edilmeyi düşündüğünü ifade etti. Sayın valimizin selefi Sayın Vali Gökhan Sözer, bir gurup GOSB’lu sanayici ile ziyaretimizde bize; “Bu işlerden (müteşebbis heyet) valilik makamını kurtarın, kendi kendinizi yönetin” diyerek serzenişte bulunmuştu. Bu diyalogu yüzümüz kızararak hatırlıyoruz. Gebze Organize Sanayi Bölgesi Kuruluş Protokolu 1985 yılında Müteşebbis Heyet tarafından imzalandı. İmar planları, alt yapı projeleri ve ihale süreçleri sonunda 1988 yı- Yoğun kuruluş ve şantiye yıllarında, müteşebbis heyette başkanlık yapan, kurucu valimiz İhsan Dede (Allah rahmet eylesin) ve bugün görev yapan Sayın valimiz Ercan Topaca dahil; bütün valilerimiz, ellerinden geldiği kadar ve yoğun programlarının el verdiği oranda, OSB üst bürokrasisinin doğru bilgilendirme verileri çerçevesinde, ellerinden gelen en iyi hizmeti vermişlerdir. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Aynı şekilde, sanayi ve ticaret odalarından gelen temsilcilerimize de teşekkürlerimizi sunuyoruz. GOSB’la ne ilgisi olduğunu bilmediğimiz, Bilişim Vakfı adlı kurumdan gelen temsilcilere de teşekkürlerimizi sunalım. Diğer taraftan, katılımcı sanayici kimliği ile müteşebbis heyet sistemi içinde GOSB a hizmet etmiş olan ve şu anda hizmet eden sanayici kardeşlerimize de teşekkür ediyoruz. Onlar da kendi bildikleri doğrular yönünde, Müteşebbis Heyet sisteminin elverdiği katılımcılık ve çoğulculuk imkânları ve anlayışı çerçevesinde, GOSB üst bürokrasisinin desteği oranında, başarılı olmaya çalıştılar ve çalışmaktadırlar. 26 yıldan beri bölgemizi yöneten müteşebbis heyet sisteminde, içinde görev yapan insanlar değişiyor. Şantiye yılları ve sonrası, 21 yıl görev yapan müdür değişiyor onun yerine gelen müdür de değişiyor, 10 yıldır görev yapan sanayici arkadaşlarımız değişiyor, heyet başkanı valiler değişiyor, TOBB alt kuruluşlarından da gelen temsilciler değişiyor ama bölge yönetimi ilgili şikâyetler değişmiyor, bitmiyor. Bu durumda, değişmeyenin ne olduğunu sorgulamamız gerekiyor. Değişmeyen tek şey, müteşebbis heyet sistemi… Bu sistem GOSB un yönetilmesi için artık bölgemize dar geliyor. Şantiye dönemi yönetimi için; katılımcı sanayici olmadığı duruma göre, sistem kurgulanmış. Katılımcı sanayiciyi dışlayan, onları önemsemeyen bir sistem... GOSB’un bir çakıl taşının bile parasını ödeyen sanayicimize, demokratik yönetim anlayışının en önemli ayağı çoğunluğa karşı, kendisinin sorumlu olduğunu içselleştirmeyen bir sistem. Bu sistem işletme aşamasındaki OSB’lerimizin yönetim sistemi olamaz. En önemli noksanlığı da bütçe noktasında… Yıllardan beri bölgemiz, proforma, fiktif ve torba bütçelerle yönetiliyor ve hala bu alışkanlıklar devam ediyor. Bu tip bütçeler ise israf ve keyfi yönetimin en büyük aracı oluyor. Bütün bu olumsuzlukları bilen sanayi bakanlığımız, 2010 yılında OSB kanun ve yönetmenliğinde çok önemli değişiklikler yaptı. OSB’lerin müteşebbis heyet sisteminden, esas genel kurul sistemine geçişini hızlandırmak adına, GSM ruhsatı yerine, işletmelerimizin 2/3 çoğunluğunun yapı kullanma izni almasının, esas genel kurul toplamak için yeterli olduğu yönünde düzenlemeler yaptı. Hükümetimiz ve sanayi bakanlığımıza, demokratik, çoğulcu ve liberal ekonomi yönetiminin olmazsa olmaz kuralı, serbest girişimin ve sanayimizin, ülke kalkınmasının motoru olduğu anlayışı ile yaptığı değişikler adına, sanayi bakanımıza ve bakanlık bürokrasine teşekkür ediyoruz. Modern işletme ve kuruluşların çağdaş yönetim bilgisine göre yönlendirilmesinin en önemli aracı, hedefleri olan bütçelerdir. GOSB’un 2011 yılı yatırım bütçesine bir bakalım; l Yeni bir tır parkı yapılacak, 2.000.000 TL harcanacak. Anadolu yakasının en büyük tır parkı bizde, bizim ve komşu OSB lerin servis minibüslerinin bedava otoparkı oldu, yine de boş. Bu otoparka zamanında 3.500.000 TL harcanmıştı. Otoparkımızı başka yere taşımak veya ikinci bir otopark yapmanın, bugün için hiç bir anlamı yok. Bu keyfilik, müteşebbis heyet sisteminin çoğulculuk ve sanayiciye danışma gibi bir sorumluluğunun olmaması ile ilgili. Bu durum şantiye yıllarında anlayışla karşılanabilir. O yıllarda danışacak katılımcı sanayici bile bulamazsınız. Ama 2011 yılında GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD lında inşaat şantiyesi kuruldu ve altyapı yatırımları başlamış oldu. Bugün 2011 yılındayız. GOSB un müteşebbis heyet tarafından yönetilmesinin başlamasının üzerinden 26 yıl geçmiş. 7 GOSBSAD GOSBSAD MESAJI 8 durum farklı. 130 kadar katılımcı sanayici OSB’mizde üretim yapıyor. Bu işleri en az bizim kadar biliyorlar. Yatırım bütçemizi onlara danışmadan nasıl yapabiliriz? Yatırım bütçemizi katılımcı sanayiciler ödüyor. O zaman onlara sormak lazım. l GOSB’da çalışanların günlük ihtiyaçlarına cevap verebilecek, boş zamanlarını keyifle geçirebilecekleri bir çekim merkezi yapılacak. Bu keyifli yaşam alanında hangi fonksiyonların olmasını istediğimiz soruluyor. Bu cümleler bana ait değil GOSB un yaptığı anketin takdim cümlesidir. Bu cümlelerin neresini düzeltelim, bu anketin neresini düzeltelim?. Keyifli yaşam alanı diye soru sorunca, konu yanlış anlaşılıyor. Masaj salonu, bowling salonu, sauna ve hamam bile (% 7,8) isteyenler var. Biz buraya çalışmaya geliyoruz. Burada bulunduğumuz 10 saat boyunca boş zaman diyebileceğimiz yarım saatlik bir yemek paydosu yapıyoruz. Akşamları da servislerimize binip, keyifli ve hoşça zaman geçirmek için doğruca evimize, ailelerimize ve dostlarımıza koşuyoruz. İş burada bitmiyor. Bu anket sonuçlarına göre 6.000.000 TL 2011 yılı yatırım bütçesine konulmuş. GOSB Meydan AVM Projesi adı altında bir alış veriş merkezi yapılmak isteniyor. Yanlış anket soruları ile doğru proje yapılabilir mi? Evet bankalar bölgesine bir proje lazım ama bu proje butik AVM vizyonu ile olmaz. Bu projeleri, bütün katılımcı sanayicilerimizin bilgisine açmak görüşlerini almak gerekir. Demokratik süreçler biraz ağır işler ama sonuçları sağlam ve doğru kararlara gider. AVM’ler her gün 16 saat çalışan canlı organizmalar gibidir. Buralara 16 saat müşteri bulmak gerekir. Hesapsız kitapsız yapılan AVM’lerle ilgili şikayetler mahkemelere düşüyor. Bu konuları önceden bilgilendirilen sanayicilerimizle ve çoğulcu platformlarda tartışmak gerekir. Çok kapsamlı fizibilite hazırlanmalı. Arsamızın değeri, en azından kira değeri ve bu projeye harcanacak 4.820.000 USD’nin faiz getirisi bile dikkate alınmadan fizibilite hazırlanması çok yanlış. Duygularımızla projeler üretip, sonradan rasyonel hale getirmek için fizibilite yapmak gibi bir anlayış, bölgemize zarar verir. Fizibilite özetine göre, GOSB Meydan AVM Projesine ayrılan 26.000 m2 arsa üzerine 6.591 m2 inşaat yapılacak. Bu inşaatın maliyeti 4.820.000 USD olarak fizibiliteye konmuş. Karşılığında 3.893 m2 kiralık alan EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ elde edilecek deniyor. Aynı para ile 15 misli büyük kiralık alan yapılabilir, 10 misli fazla gelir elde edilebilir. Buradan gelen gelirle, hem GOSB yönetim masrafları karşılanır hem de sosyal, kültürel ve eğitimsel sorumluluk projelerimizi daha kapsamlı hale getirebiliriz. Başka bir çözüm de bu projeyi özelleştirmek olabilir. AVM yapılmak üzere gerekli görülen 6600 m2 arsayı GOSB yönetimi bir guruba ihale ile kiralar. GOSB kirasını alır. Gerekirse GOSB ihaleyi alan o gurubun kiracısı olur. Belli sosyal imkânları gerekirse orada konumlandırır. Bu konuları çoğulcu bir anlayışla yeniden değerlendirmemiz gerekir. Bu konuları GOSBSAD yönetim kurulunda görüştük. Konunun çoğulcu bir anlayışla yeniden değerlendirilmesi için GOSB yönetim kuruluna yazı ile başvurma kararı aldık. Demokratik GOSB yönetimi yolunda, birlikte yürüyüşümüzün kaldırım taşlarından olan bu konuya özen göstereceklerini biliyoruz. Sosyal ve kültürel sorumluluk kapsamında yapmamız gereken önemli ödevlerimiz var; spor tesisi, kreş, okulumuzun noksanları ve bölge ile entegrasyonu, sağlık ve iş güvenliği, dini tesis birimi gibi çalışanlarımıza karşı ödevimiz olan bu imkânları, AVM vizyonlu pahalı projeleri ile çözmek yerine. Bu sosyal projelerimizin yatırım ve işletme masraflarını karşılayacak kapsamlı projeleri, eş zamanlı olarak hayata geçirmemiz lazım. Bunun için ortak akıl ve çoğulculuk anlamında birlikteliğimizi sağlamak lazım. Demokratik toplum olmanın ana ayağı olan çoğulculuk, katılımcılık ve şeffaflığı sağlamak çok önemli. Evet, GOSB çalışanlarının ve işletmelerimizin acil ihtiyaçları vardır, bunlar anket yapılarak sorulabilir ama doğru sorular sorarak bu anketi yapmak lazım. Bu konuları aslında anket uzmanları iyi bilir. Sosyal sorumluluk ödevimiz olan projeler için anketlerden cevap beklemek, doğru bir yaklaşım olamaz. Anket sonuçlarına baktığımızda, sorulan soruya uygun olarak, keyifli yaşam alanları, ön sıralarda yer alırken, sosyal sorumluluklarımız ve ödevlerimiz alt sıralarda. Bu anket sonuçlarına bakarak bu sorumluklarımızı ve ödevlerimizi yerine getirmeyecek miyiz? Bu anketörler, bize doğru sorular sorsalardı, bizim cevaplarımız aşağıdaki gibi olurdu. TIR Parkımız n Kapalı spor salonu ve halı futbol sahasına acil gereksinim var. Hem okulumuz için hem de çalışanlarımız için. Arsası on yıl önce imar planlarımıza işlenmiş. Sosyal sorumluluk ödevimiz. n Modern bir Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi’ne ihtiyacımız var. n Meslek okulumuzun bölge ile entegrasyonunun sağlanmasına kafa yormaya ihtiyacımız var. n “En az 50.000 m2 kapalı alanı olan muhtelif büyüklükte modüler ve GOSB’a yakışan kalitede 100 m2 ile 500 m2 arasında değişen onlarca ticaret birimi alanlarına ihtiyaç var. Bu yerlere istediğiniz ve talebi olan ticari birimi ve gerekli sosyal üniteleri koyabilirsiniz. Buradan her yıl 4.000.000 USD bölgemize gelir sağlayıp, GOSB yönetim giderlerini katılımcı işletmelerimize % 0 yansıtmak mümkün” derdik. Buna yönelik projeleri konuşmamız gerekir. n “Hastane olarak başlayan ve yarım kalan tesisi 1.200.000 TL ödeyerek geri aldık. Bir yıldan fazla, kaderine terk edilmiş ve bitmemiş bir inşaat durumunda (bize geçişi altı ay). Burası basit bir iç tasarım tadilatı ile kreş, iş güvenliği ve sağlık birimi ve GOSB’un eğitim ve kültür ve sosyal aktivite tesisleri olarak değerlendirilebilir. Tembelova bölgemiz ile birlikte GOSB merkez binası artık belli aktiveler ve yönetim birimler için artık yetersiz kalıyor. Bu konuları konuşmamız gerekir” derdik. n “Şekerpınar kavşağına acil ihtiyacımız var” derdik. (2011 bütçesinde var) n “Okul, yurt ve atölye binası ve onların tefrişine ihtiyacımız var” derdik. ( 2011 bütçesinde var) n “Sosyal ve kültürel bir sorumluluk projesi olarak dini tesis ihtiyacımız var” derdik. “GOSB bütçesi dışında arsa tahsisi bazında çözüm mümkün” derdik. (Arsası on yıl önce imar planlarımıza işlenmiş) GOSB Yönetim kurulunu oluşturan arkadaşların, demokratik tavır ve sağduyularına inanıyoruz. GOSB meydan projesi ve AVM yatırımı için, en az üç adet avan proje ve Hastane olarak başlayan ve henüz değerlendirilemeyen tesis ön fizibilite, alternatifli olarak katılımcıya sunulmadan, bunlardan birisi için sanayicimizin onayı alınmadan, projesi ve kuruşlu ihale dosyası olmadan, otopark ve bankalar bölgesi (AVM) için yatırım bütçesinde öngörülen 8 000 000 TL harcamayı yapmamalarını rica ediyoruz. Bu projeleri çoğulcu bir anlayışla, bizim bir tanesini önerdiğimiz gibi, alternatif projeler bazında, yeniden değerlendirmelerini istiyor veya bu hazırlıkları temmuz ayında yapmayı umduğumuz esas genel kurula sunmamız gerekir diyoruz. GOSBSAD seçimlerinde söz verdik; Demokrasiyi sizler kadar biliyoruz ama tutku derecesinde yaşamak ve yaşatmak istiyoruz dedik. Bu sözümüzü unutmuyoruz! Çağdaş toplum olmak için gerekli olan demokratik tartışmaların sağlıklı olması için hoşgörü ve toleranslı olmalıyız. Bu tartışmalarda bizim dediğimiz olmadığı zaman bunu bir şeref ve onur düellosu olarak algılamamak gerekir. Konuyu kişiselleştirmemek daha da gerekli bir tavırdır. Demokrasiyi içselleştirmek adına yolumuza devam ediyoruz ve edeceğiz. Çoğulculuktan korkmamak lazım... Güzel Türkçemizde maalesef demokrasi karşıtı söylemler halen geçerli. Hepimiz bu söylemlerle büyüdük. “Nerde GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD n Çalışan kadınlarımız ve babalarımız için çağdaş ve eğitim standardı yüksek bir kreş birimine ihtiyacımız var. Sosyal sorumluluk ödevimiz. 9 GOSBSAD MESAJI çokluk orda bolluk” veya “Her kafadan bir ses çıkıyor” gibi. İlk aklıma gelenler. Siz de birkaç tane hatırlayabilirsiniz. Bırakalım çokluk olsun, çok ses çıksın, demokrasi içselleşsin. Projeler sorgulansın. Bunlar önümüzdeki esas genel kurullarımızın güzellikleri olsun. Başka bir konu ise; “Valilerimiz müteşebbis heyetimizin başında olursa, devletle, yönetimle işlerimiz daha çabuk ve hızlı bir şekilde halledilir” görüşü. Bu eski zamanlara, kapalı toplumlara ve kapalı kapılar ardında iş yapma dönemlerine ait bir dünya görüşü (paradigma). Şeffaf ve demokratik toplumlarda devlet ve ülke yönetimi, hizmetlerini ayırım yapmadan herkese eşit olarak götürmek durumunda… Diğer taraftan valilerimizin yönetimde olmamaları durumunda bölgeye iyi hizmet vermeyeceklerini düşünmek, onlara büyük haksızlık olur. Biz OSB’lerimizde ne yapıyoruz? Üretim yapıyoruz. İhracat yapıyoruz. İstihdam sağlıyoruz. Vergi üretiyoruz. İş ve aş üretiyoruz. Ülke refahı kalkınması için çalışıyoruz. Yani milletimizin hizmetindeyiz. Avrupa ülkeleri, bize boşuna; Avrupa’nın Çinlileri Türklerdir demiyor. GOSBSAD Devletimiz ve onun yöneticileri de bu bayrağı en iyi şekilde taşıyabilmemiz için gözümüzün içine bakıyor, bizi gözü gibi kolluyor. Diğer taraftan, Sn. valilerimiz o kadar yoğun çalışma temposu içindeler ki, bir sivil toplum kuruluşu faaliyeti olan müteşebbis heyet toplantılarına katılabilmek için önemli fedakârlıklarda bulunuyorlar. Bazen de bu toplantıların ertelenmesi zorunda kalınıyor. Korkmayalım, her OSB toplantılarımıza katılarak zaman harcamak yerine, gerektiği durumda, bize daha çok zaman ayırabilecek ve daha çok destek olacaklardır. Başbakanımızın dediği gibi, biz milletimizin bir parçasıyız ve onların hizmetkârıyız. Valilerimizde, milletimizin hizmetkârı… 10 Değerli sanayici arkadaşlarım! Yukarıda yazdığım problemli ve keyfi bütçelerden yönetimdeki arkadaşların ihmali ve kusuru yok Bu mevcut yönetim sistemin kusuru. Kusur OSB’mize artık dar gelen, şantiye ve kuruluş dönemi yönetim sistemi olan, müteşebbis heyet sisteminde… Rasyonel ve çoğulcu yönetilen bir GOSB için, işletme dönemi yönetimi olan, esas genel kurul yönetimimizi önümüzdeki temEKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ muz ayındaki seçimlerde, gerçekleştirmek gerekiyor. Esas genel kurulumuzu yapabilmek adına; GOSB Müteşebbis heyetinde bizi temsil eden arkadaşlarımızın bu misyona sahip çıkıp, destek olacaklarını biliyoruz. Bu konuda GOSB üst yönetim bürokrasisine önemli görevler düşüyor. Sanayi odaklı hizmet anlayışı ile yapı kullanma izni aşamasındaki firmalarımızın sorunlarını çözmeleri gerekir. Masa başında evrak beklemeden, sahaya inmeleri gerekir. Bu misyonu bir zaman planlaması ile takip etmeleri gerekir. Yirmi altı yıl sonra bile, GOSB kuruluş yılları düzeninde, şantiye düzeninde, yönetilsin demek, katılımcı sanayicinin yasal haklarına dayalı, demokratik sivil toplum kuruluşu olarak örgütlenip kendisini rasyonel yönetmesine engel olmak anlamına gelir. Böyle bir keyfi yaklaşım, bilerek veya bilmeyerek, GOSB’a zarar vermek demektir. Bu yükün altından kimse kalkamaz. OSB kanun ve yönetmenliğimiz, OSB yönetimi konusunda çok net. Serbest girişime ve ekonomik kalkınmamızın sivil girişimcilerimiz ve sanayicilerimiz eliyle olacağına inanan bir vizyon ile hazırlanmış. Peki neden ilgili kanun ve yönetmenliğimiz, sanayi bölgelerinin esas genel kurul Yönetimine bir an önce geçmesini istiyor. Bunun çok rasyonel sebepleri var. Bunları aşağıda maddeler olarak bilginize sunuyorum. l Tam demokratik ve çoğulcu yönetim ile bölgelerimiz yönetilecek. Bunun anlamı, katılımcı sanayicilerin oluşturduğu genel kurul, müteşebbis heyetin yerine geçerek, tek yetkili onay makamı olacak. l OSB’lerimizi oluşturan katılımcı sanayiciler genel kurul olarak toplanacak; Bütün yatırım kararlarını, belirleyeceğimiz miktar ve rutin harcamalar dışındaki harcama kararlarını, menkul ve gayrimenkullerimizin nasıl değerlendirileceğini, genel kurulumuzda belirleyeceğiz, bu kararları bütçeleyeceğiz ve yine biz genel kurul olarak onaylayacağız. l Bizim onayladığımız bu bütçelerin hedefleri olacak. Örneğin; Gebze Organize Sanayi Bölgesi yönetim giderlerinin %22 si elektrik faturalarımıza yükleniyor. Genel kurul olarak bu yükün üç yıl içinde sıfırlanmasını isteyebileceğiz ve bu mümkün olacak. l Örneğin, bir yılda sürse on yılda sürse, GOSB yönetim masraflarının katılımcı sana- Bu yazdıklarımız OSB kanun ve yönetmenliğinin emirleri, hayal değil, kurgu değil. Çok geç olmadan esas genel kurulumuzu toplayalım. Kendi bölgemizi kendimiz yönetelim. Esas genel kurulumuzun toplanması konusu bölgemiz için tarihsel ve önemli bir dönüm noktasıdır. Temmuz ayına kadar bu işin başarılması, tamamen bu yönetim kurulunun başarısı olarak hatırlanacaktır ve takdir edilecektir. Bu başarı için, yedi adet sanayi kuruluşumuzun yapı kullanma izinlerini tamamlaması gerekiyor. Yukarıda yazdığımız gibi, bölge yönetimi üst bürokrasisinin, sanayi odaklı hizmet anlayışı ile bu işletmelerimize destek olması lazım. Bürokratik ve kırtasiye engellerini Temmuz ayına kadar aşamaz ve esas genel kurul olarak toplanamazsak, korkmayalım. Dün- yanın sonu değil. Müteşebbis heyete üye seçme genel kurulu olarak toplanırız. Bu genel kurulda bütçe ve diğer önemli konuları konuşmamız OSB yasası gereği mümkün olmasa bile müteşebbis heyet sistemine yeni seçilen arkadaşlarımız birkaç ay sonra olsa da esas genel kurul olarak toplanır. GOSB yoluna devam eder. Değerli Katılımcı sanayiciler! Her şey yoluna girecek. Her şey vakti ve zamanı geldiğinde olur. Değişimin, gelişmenin önünde duramayız. Endişe edecek ve korkacak bir şey yok. Korkmamız gereken tek şey, korkunun kendisi. Vizyon, akıl gözüyle geleceği görmektir. Fiziksel olarak var olmasalar da gerçektirler. Tüm OSB’li okurlarımızı saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.l Not: Not: Değerli sanayiciler 9 Şubat 2011 tarihinde GOSB yönetiminin bilgilendirme toplantısı yapıldı. Dernek yönetiminden arkadaşlarla bu toplantıya katıldık. Toplantıdan önce GOSB Yönetim Kurulu Başkanı arkadaşımızla, bilgilendirme toplantısında esas genel kurul için çalışma başlattıklarını vurgulaması konusunda mutabakat sağladık. Yukarıda anlattım. Dernek yönetimi bu konuda karar aldı. Müteşebbis heyetteki arkadaşlarla da ilkesel olarak bu iradeyi birlikte, çoğunlukla oluşturduğumuzu tespit ettik. Yönetim kurulu başkanı Sayın Vahit Yıldırım esas genel kurul hazırlıkları yapıldığına değindi. Bu olumlu bir gelişme olarak not edildi. Bilgilendirme toplantısından sonra, sunumda bulunan ve bulunmayan birkaç katılımcı sanayici arkadaşımız aradı. Dernek yönetimi olarak bütçe bazında yanlışları söylememiz, vurgulamamız gerektiğini, o toplantıda konuşmamız gerektiğini söyledi. Kendimizi paradoksal bir açmaz içinde bulduk. Müteşebbis heyet sistemi yapılanmasına göre bakarsak durum iyi idi. Bu yüzden, vaziyetin kötü olduğunu söyleyemediğimiz anlamında eleştiriliyorduk. Bilgilendirme toplantısı mevcut sistemin kriterlerine göre yapılıyordu. Biz ise gelecekteki yönetim sisteminin kriterlerine göre, demokratik yönetim politikaları ve çoğulculuk adına, bütçe noktasında, vaziyetin kötü olduğu söylüyorduk. Bu sistem sorunu idi, biz bunun değiştirilmesi zamanının geldiğini arkadaşlarımızla birlikte söylüyorduk. Bu anlamda konunun tartışılacağı yer sunum toplantısı değildi. Mevcut yönetim sistemi gereği GOSB’un 2011 bütçesini kimse görmemişti. Zaten yapıldıktan sonra bütçeyi görmenin de bir anlamı yok. Önemli olan yapılırken katılımcı sanayiciye sorulması... Her şey 26 yıldır sanayicimize sorulmadan yapılmış. Müteşebbis heyet sistemi sanayicilerimizi senelerce sistemin dışında, apolitize etmiş, böyle bir bilgi sunumu bile bir lütuf olarak algılanıyor. Kimse bütçeyi sormamış, görmemiş ve incelememiş. Sistemin nasıl işlediğinden, menkul ve gayrimenkullerin nasıl oluştuğundan nasıl kullanıldığından, haberi bile yok. Arkadaşlarımıza cevabımız; dernek ve GOSB yönetim kurulu olarak, davayı kazanmaya çalışıyoruz. Dava; Bölgemizi birlikte esas genel kurula götürmek. Bunun için birlikte çalışmak gerekiyor. Yönetimdeki arkadaşların bu sistemde yapacakları fazla bir şey yok. Bu durumu futbol dili ile açıklarsak; Takımımızın bu gün için oynamak zorunda olduğu futbol sistemi kötü. Futbolcuların yapacakları fazla bir şey yok. Bu sistem değişmeli. Buna gerçekten inanıyoruz. Birlikte çalışmalıyız ve GOSB u esas genel kurul sistemi ile yönetmeninin yolunu açmalıyız. Bu sunum bile bunun ne karar acil olduğunu bize gösterdi. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD yilere sıfır yansıtılmasını bütçelerimize hedef olarak koyacağız ve bu mümkün olacak. l Gerçek verilere dayanan, hedefleri olan, çağdaş yönetim anlayışının en önemli enstrümanı olan ve genel kurul onaylı bütçelerle yönetim anlayışı bölgelerimize gelecek. l Proforma, fiktif, torba ve keyfi bütçeler yerine, gerçek ve hedefleri olan bütçelerle yönetileceğiz. l En önemlisi gider ve gelirlerini sanayicimizin ödediği bu bütçeleri, katılımcı sanayiciler onaylayacak ve denetleyecek. l Bizi yönetenlerin eline bu gerçek bütçeleri bir yol haritası olarak vereceğiz. Genel kurulumuzda her yıl bu bütçelere göre, bizi yönetenlere hesap soracağız. Bu durumda, GOSB yönetimine kimi seçersek seçelim, bu bütçe verilerle ile seçilenleri denetlememiz mümkün olacak. Onayladığımız bütçe hedeflerinin neresindeler, genel kurulun talimatları tam olarak yerine getirilmiş mi? Her bütçe yılında, yönetimin başarılı olup olmadığını, bütçe sonuçlarına göre yani somut verilere göre denetleyeceğiz. l İçimiz rahat olacak… GOSB’un menkul vegayrimenkulleri bizim onayladığımız bütçeye göre yönetiliyor, keyfi yönetim kaygımız yok. Varlıklarımızı biz yönetiyoruz. Tam demokratik ve gerçek çoğulcu sistem olan, esas genel kurul ve onun onayladığı yönetim kurulu yönetiyor. Gebze Organize Sanayi Bölgesine ve zamanı geldiğinde, bütün OSB’lerimize hayırlı olsun. 11 GOSBSAD MESAJI konu, yapılmakta olan üye ve katılımcı ziyaretlerinde özellikle vurgulanıyor. Yönetim Kurulunun Kocaeli Valisi Ercan Topaca’ya yaptığı ziyarette de konu ele alındı ve yapılmakta olan çalışmalarla ilgili bilgi verildi. Dernek Başkanı Adil Kanıöz bu sayıdaki mesajında bu konuyu detaylandırılmakta. Tunçer Gömeçli GOSBSAD Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri 12 Değerli Katılımcılar ve Üyelerimiz, K işisel olarak sevinçler, üzüntüler, mutluluklar, hüzünler yumağı içinde tamamladığımız 2010 yılı, ülkemiz sanayi ve sanayicilerimiz için toparlanma ve yarınlara umut ve güvenle bakma yılı oldu. 2010 yılı ile tamamladığımız 2000’li yıllar, dönem başında ve sonunda yaşanan ekonomik krizlere rağmen, önümüzdeki 10 yıllık değişimin altyapısının hazırlandığı yıllar olarak hatırlanacak. GOSB’un istihdam rakamlarındaki yükseliş de 2011 yılında pozitif bir trend yaşanacağının göstergesi. Sonuçta, her yılbaşında olduğu gibi yeni yıla yine iyi dilekler ve yeni umutlarla giriyoruz. GOSB’da çok önemli bir çalışma yürütülüyor. GOSB – URAK (Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu) işbirliği olarak yürütülen bu çalışma “kümelenme temelli bir altyapının oluşturulması” amacını taşıyor. Kümelenme; bir ürün ya da hizmetle ilgili oyuncuların coğrafik olarak dar bir alanda toplanmaları olarak tanımlanıyor. GOSB’da yapılmakta olan bu çalışma ve olası çıktıları ile katılımcılarımıza sağlayacağı fırsat ve yararlar URAK Genel Koordinatörü Doç. Dr. Melih Bulu ile yapılan röportajda tüm boyutları ile görüşüldü. Okumanızı özellikle tavsiye ederim. GOSBSAD yönetiminin en önemli ve güncel hedeflerinden biri, GOSB’nin “Esas Genel Kurul”a geçmesine katkıda bulunmak. Bu EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ GOSBSAD Yönetim Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri, dernek üyesi ve GOSB katılımcısı kuruluşları ziyarete başladı. Ziyaretlerde derneğin amacı ve faaliyetleri anlatılıyor, kuruluşların dernekte ilgili görüşleri, beklentileri ve derneğin çözümüne katkı sağlayabileceği sorunları ile ilgili bilgiler alınıyor. GOSBSAD Yönetimi bir yenilik başlatarak, eğitim, spor, kültür ve sanat alanlarında yapılacak faaliyetleri yönetmek üzere komiteler oluşturdu.Kültür ve Sanat Komitesi de ilk faaliyetini açtığı “Heykel Sergisi” ile gerçekleştirdi. Sergide sanatçılar Sema Tahincioğlu ve Serap Gümüşoğlu’nun eserleri yer alıyor. Futbol turnuvamız ikinci yaşını tamamladı ve gelenekselleşme yolunda önemli bir adım attı. Turnuvanın bir şampiyonu bir de kazananı oldu. Şampiyon Arçelik LG… kazanan ise “Dostluk”. Turnuva nefes kesen bir final maçı ile tamamlandı. Kupayı kazanan takımın, maçın uzatmaları sonrası yapılan penaltı atışlarının onuncusunda belli olduğu karşılaşmanın finalisti Bilim İlaç şampiyonluğu hak eden bir diğer takımdı. Spor Komitesi, futbol turnuvası sonrası “Masa Tenisi Turnuvası”nı başlatıyor. Şubat ayında başlayacak turnuva ile ilgili haberler önümüzdeki sayıda yer alacak. GOSB’mizin önemli bir yatırımla gerçekleştirilmiş çok özel bir Teknopark’ı var. Bu teknopark tüm yatırımcılarımızın katkıları ile oluşturuldu ama elimizin hemen altındaki bu değer ne yazık ki katılımcılarımız tarafından yeterince değerlendirilmiyor. GOSB katılımcıları ile Teknopark arasındaki ilişki, ulaşabileceği düzeyin çok altında. Bu sayımızda Teknoparkımızı bir kez daha ele alıyoruz. Amacımız, her iki tarafın da faydalanabileceği büyük potansiyeli gözler önüne sermek ve sadece üretilen ürünleri değil, üretilen know-how’ların da ihraç edileceği günleri yakınlaştırmaya katkıda bulunmak. Yeni yılda da sizlere GOSB’la ilgili güzel haberler duyurmayı diliyoruz.l GOSBSAD’DAN Düzce OSB Sanayicilere TESLİM… HABERLER Genel Kurul'da bir konuşma yapan Düzce Valisi Vasip Şahin, "Bugün OSB'nin yoluna, kendi üyelerinin bulunduğu bir yönetim modeliyle devam etmesi için toplandık. Genel Kurul'un, sanayicilerimize, Düzce'mize, OSB ve ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bizler her daim sanayici arkadaşlarımızın yanındayız" dedi. Düzce Valisi Şahin: "OSB yönetiminin her zaman yanındayız. İleride 2. OSB'yi de sanayicilere devredeceğiz." K uruluşundan on beş yıl sonra Müteşebbis Heyet Yönetiminden sanayicilerin kendilerini yönettiği model olan “Genel Kurul” sistemine geçen ve bünyesinde 56 sanayi kuruluşunu barındıran Düzce Organize Sanayi Bölgesi’nde yapılan seçimde 34 sanayici oy kullandı. Aday listenin oybirliği ile onaylandığı seçimle beş kişilik yeni yönetim kurulu oluştu. Genel Kurul’da bir konuşma yapan Düzce Valisi Vasip Şahin, genel kurulun önemine vurgu yaparak “Bu gün sizlerin iradesi doğrultusunda, Organize Sanayi Bölgesinin yoluna, kendi üyelerinin bulunduğu bir yönetim modeliyle devam etmesi için toplandık. Genel Kurulun, sanayicilerimiz, Düzce’mize, Organize Sanayi Bölgesi ve Ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bizler her daim sanayici arkadaşlarımızın yanındayız” dedi. Selim Yirmibeşoğlu (Yirmibeşoğlu Müh. A.Ş.) başkanlığında, Caner Aypan (DESA Deri), Mustafa Doğan (A.S.D.), Uğur Bitirgeç (Esti) ve Ali Aloğlu’dan (Artek) oluşan Yönetim Kurulu daha sonra Vali Şahin’i makamında ziyaret etti. Düzce’ye katkı sağlama noktasında hep birlikte çalışmaya devam edeceklerini ifade eden Düzce Valisi Şahin, “OSB yönetiminin her zaman yanındayız. Çünkü bizim için önemli. Bundan sonra da 2. OSB’nin yönetimi olarak 1. OSB’nin yönetimi ile sırt sırta, omuz omuza Düzce’nin daha iyiye, daha güzele, daha kalkınmışlığa ulaşması için elimizden geleni yapacak ve ilerde 2. OSB’yi de sanayicilere devredeceğiz” diyerek yeni yönetime başarılar diledi.l OSB arsaları gerçekten yatırım yapana GOSBSAD Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün 14 EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ 2. Organize Sanayi Bölgesi Çevre Zirvesinin açılışında konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün OSB’lerde kullanılmayan arsalara dikkat çekti ve uzun yıllar “yatırım yapacağım” diyerek bir arsanın kapatılmasına razı olmadıklarını söyledi. Gerçek yatırımcılar arsa ararken, kimilerinin arsaların üzerine yattığını dile getiren Sanayi ve Ticaret Bakanı, bu tür arsaların gerektiğinde parası geri verilerek geri alınacağını ve gerçekten yatırım yapanlara verileceğini, bu konuda OSB yönetimlerine büyük iş düştüğünü vurguladı.l GOSB’DAN HABERLER GOSB Yönetimi, Esas Genel Kurul çalışmalarını başlattı G OSB Yönetimi tarafından rutin olarak düzenlenen bilgilendirme toplantılarından bir yenisi geçtiğimiz günlerde yapıldı. GOSB Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım tarafından yapılan sunumda, katılımcılara 5 Mayıs 2010 tarihinden sonra yapılan çalışmalar ve gelişmelerle ilgili bilgi aktardı. GOSB Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım’ın katılımcıların yaşadıkları sıkıntılar ve çözüme kavuşmayan problem- leri ile ilgili sorularını yanıtlaması ile son bulan toplantı sonrası verilen kokteyli katılımcılar birbirleriyle sohbet ederek değerlendirdiler. Sunumda özellikle dikkatimizi çeken nokta, GOSB Yönetiminin “Esas Genel Kurul” çalışmalarını başlattığı yönündeki açıklamaydı. GOSBSAD Yönetimi olarak öncelikli hedeflerimiz arasında olan bu çalışmayı sonuna kadar destekliyoruz. l OSB uygulama yönetmeliğinde önemli değişiklik Değiştirilen maddeler içinde 35 ve 111. Maddeler özellikle dikkat çekici. Değiştirilen: 35 inci maddenin üçüncü fıkrasının (k) bendi Eski Metin: ”Yönetim aidatları ve hizmet karşılıklarını parsel büyüklüğüne göre belirlemek,” Yeni Metin: ”Yönetim aidatları ve hizmet karşılıklarını arsaların boş, inşaat halinde ve üretime geçme durumları dikkate alınarak parsel büyüklüğüne göre belirlemek,” Değiştirilen: 111 inci maddenin üçüncü fıkrası Eski Metin: “(3) Katılımcı, inşaatını süresinde ya da verilen ek süre içinde bitirmediği takdirde; temel atmış veya temel inşaatını bitirmiş olsa bile, OSB, arsa tahsisi bedelini iade etmek suretiyle tahsisi iptale yetkilidir.” Yeni Metin: “(3) Katılımcı, inşaatını süresinde ya da verilen ek süre içinde bitirmediği takdirde; temel atmış veya temel inşaatını bitirmiş olsa bile, OSB, arsa bedelini iade etmek suretiyle tahsisi iptale yetkilidir. Arsa tahsislerinin iptalinde iade edilecek arsa bedeli; ilk satış bedelinden az, yılı kanuni faiz oranları ile belirlenen arsa bedelinden fazla olmamak üzere OSB’ce belirlenerek katılımcıya ödenir.” GOSBSAD Yönetimi olarak, 111. Maddede yapılmış olan değişikliği, arsanın sanayiye kazandırılması açısından katılımcılar adına önemli ve doğru bir uygulama olarak görüyoruz. OSB yönetimlerine verilmiş olan bu yetkinin, maddenin ruhuna uygun bir şekilde, etik ve hakkaniyet kurallarına göre kullanılmasını son derece önemli buluyor ve arsanın el değiştirmesi sırasında, ilgili sanayicilerin her ikisinin de gözetilmesi ve hiçbirinin mağdur edilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Beklentimiz; Tüm OSB yönetimlerinin, tahsisi sonlandırılan ve yeni tahsis yapılan sanayicileri bir araya getiren, onları buluşturan ya da buluşmalarına olanak sağlayan bir yaklaşım içinde olmaları. l GOSB Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım, "GOSB yönetimi olarak Esas Genel Kurul çalışmalarını başlattık" dedi. Resmi Gazete’nin 09.02.2011 Tarih ve 27841 Sayılı nüshasında yayımlanan “OSB Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile OSB Uygulama Yönetmeliği' nin 35, 38, 44, 73, 108 ve 111 nci maddelerinde değişiklikler yapıldı. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD GOSB Atıksu Arıtma Tesisi yapım işi, GOSB Tembelova alanı’nın yol ve altyapı projeleri, GOSB Meydan Projesi, TEM otobanından GOSB’a bağlantı yapılması ve GOSB alanı içindeki yolların rehabilitasyonu, ekonomik ömrünü dolduran kesicilerin yenilenmesi, atıl yatırımların hayata döndürülmesi vb 16 başlık altında bilgi aktarılan sunum ilgi ile izlendi. 15 GOSBSAD’DAN HABERLER GOSBSAD Yönetim Kurulu Kocaeli Valisi Ercan Topaca’yı ziyaret etti Y önetim Kurulu Başkanı Adil Kanıöz, Başkan Yardımcısı Muzaffer Koşan, Yönetim Kurulu Üyeleri Ercüment Sarıtaş, Ahmet Yavuz Anlaş ve Hasan Tugay’dan oluşan heyetin ziyaretinde derneğin fonksiyonu ve çalışmaları hakkında bilgi verildi. Başkan Adil Kanıöz, derneğin çoğulcu ve demokratik bir anlayışla yönetildiğini ve bölge sanayicileri ile çalışanlarının sorunlarına çözüm ve öneriler getirme gayreti içinde olduğunu ifade etti. Derneğin önemli hedeflerinden birinin GOSB’nin “Esas Genel Kurul”a geçmesine katkıda bulunmak olduğu ve bu yönde çalışmalara başlandığı vurgulandı.l GOSBSAD yönetiminde iş bölümü GOSBSAD GOSBSAD Masa Tenisi Turnuvası 16 GOSBSAD Yönetimi, derneğin kısa ve uzun dönem çalışma planlarının görüşerek, eğitim, spor, kültür ve sanat alanlarında yapacağı faaliyetleri yönetmek üzere komiteler oluşturdu. Eğitim komitesinde Muzaffer Koşan ve Metin Avcı, Spor Komitesinde Metin EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Avcı ve Mahmut Topaloğlu, Kültür ve Sanat komitesinde de Semih Tahincioğlu ve Ercüment Sarıtaş yer alıyor. Kültür ve Sanat Komitesi ilk faaliyetini açılan “Heykel Sergisi” ile gerçekleştirdi. Spor Komitesi de Şubat ayı içinde “Masa Tenisi Turnuvası”nı başlatıyor.l HABERLER lerde derneğin amacı ve faaliyetleri anlatılıyor, kuruluşların dernekle ilgili görüşleri, beklentileri ve derneğin çözümüne katkı sağlayabileceği sorunları ile ilgili bilgiler alınıyor. Kuruluş yöneticilerine GOSBSAD tarafından hazırlanan, “Dernek Tüzüğü” ve “OSB Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği” kitapçıklarının hediye edildiği ziyaretlere yıl boyunca devam edilecek.l GOSBSAD G OSBSAD Yönetim Kurulu Başkanı Adil Kanıöz ve Yönetim Kurulu üyeleri, Dernek üyesi ve GOSB katılımcısı kuruluşları ziyarete başladı. İlk etapta Akay Plastik, Aygaz, E Kart, Kamasan, Ülker İdeal Gıda, firmaları ile GOSB Teknopark ziyaret edildi. Yönetim Kurulu Başkanı Adil Kanıöz tarafından “Esas Genel Kurul” yapılması konusunun özellikle vurgulandığı ziyaret- GOSB’DAN GOSBSAD Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri dernek üyeleri ve GOSB katılımcılarını ziyaret ediyor 17 GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD’DAN HABERLER “Önce Dostluk ve Centilmenlik” sloganıyla, 20 Eylül tarihinde başlayan ve üç aya yakın bir süre devam eden “GOSBSAD 2010 Futbol Turnuvası” Arçelik LG’nin şampiyonluğu ile sona erdi. Şampiyon “Arçelik LG” Kazanan “Dostluk” 2 7 takımın katılımıyla gerçekleşen ve “Türkiye Futbol Federasyonu Herkes İçin Futbol Bölümü”nün verdiği destekle daha da profesyonelleşen turnuva, ikinci yaşını tamamlarken “gelenekselleşme” yolunda önemli bir adım atmış oldu. Düzenlenen turnuva, “Çalışanlara spor yaptırarak GOSB bünyesinde yer alan kuruluşlar arasında tanışıklığı, kaynaşmayı, yakınlaşmayı arttırmak, dayanışma ile birlikteliğe katkıda bulunmak” amacını, oynanan 78 maçta yer alarak fiilen spor ya- pan 300 kişi ve organizasyonla yakından ilgilenen kişilerle birlikte yaklaşık 1000 kişilik bir kitleyi kucaklayarak gerçekleştirdi. Turnuvaya katkıda bulunan herkesin büyük bir iyi niyet ve işbirliği ile tamamlanan turnuva, GOSBSAD’ın yeni hedefler belirlemesine ve daha büyük kitleleri kucaklayacak “OSB’lerarası Futbol Turnuvası” organizasyonu çalışmalarını başlatmasına yol açtı. Turnuvaya katılanlar daha önce edindikleri dostlara yenilerini eklerken, gelecek yıllarda bunun daha da artacağına ve GOSBSAD Futbol turnuvasının gelmesi iple çekilen, herkes tarafından takdirle izlenen bir turnuva olacağına inandıklarını belirttiler. GOSBSAD Turnuva final maçını, Gebze Kaymakamı Salih Karabulut, Çayırova Kaymakamı Abdullah Selim Parlar, GOSB Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım başta olmak üzere kalabalık bir protokol ve finalist takımların coşkulu taraftarları izledi. Kupa töreninden önce GOSBSAD Genel Sekreteri Tunçer Gömeçli, GOSBSAD Yö- 18 EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ GOSB’DAN HABERLER Turnuva ikincisi Bilim İlaç’ın kupasını Çayırova Kaymakamı Abdullah Selim Parlar ve GOSB Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım, şampiyon Arçelik LG’nin kupasını da Gebze Kaymakamı Salih Karabulut ve GOSBSAD Yönetim Kurulu Başkanı Adil Kanıöz birlikte verdiler. Aromsa ve Tekno Kauçuk turnuva yarı finalistleri olarak, oynadıkları maçlarda oyuncuları sarı kart dahi görmeyen Enka Cıvata ve Sew Eurodrive turnuvanın en centilmen takımları olarak kupalarını alırken, Gol Krallığı kupası da Aromsa’dan Oktay Kır’ın oldu. Finale Nasıl Geldiler… Finalist takımların her ikisi de grup maçlarını dört maçta dört galibiyetle tamamladı. Birinci eleme turu maçında Arçelik LG, Procter & Gamble’ı, Bilim İlaç Sandoz’u, Çeyrek Finalde de Arçelik LG rakibi Güngör Otomobil’i, Bilim İlaç da rakibi Gea Klima’yı yarış dışı bıraktı. Yarı finalde her iki takım da en rahat maçlarını oynadı ve rakiplerini zorlanmadan elediler. Final maçı büyük bir mücadele içinde geçti. İlk golü Bilim İlaç attı. Arçelik LG’nin sağladığı beraberlik çok uzun sürmedi ve Bilim İlaç tekrar öne geçti. Bilim İlaç da bu üstünlüğünü sürdüremeyince, maçın normal süresi 2 – 2 sonuçlandı. Oynanan onar dakikalık iki uzatma da aynı skorla sonuçlanınca penaltı atışlarına geçildi. Her iki takım da atılan beşer penaltıyı gole çevirdi. Beraberlik, kalan ikişer oyuncunun da başarılı vuruşları ile bozulmadı. Penaltı atışlarında yeniden başa dönüldü. Atılan üçüncü penaltıyı Arçelik LG gole çevirip, Bilim İlaç kaçırınca kupanın sahibi ARÇELİK LG oldu.l GOSBSAD netim Kurulu Başkanı Adil Kanıöz, GOSB Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım, Çayırova Kaymakamı Abdullah Selim Parlar ve Gebze Kaymakamı Salih Karabulut birer konuşma yaptı. 19 GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSB’DAN HABERLER G OSB’da uzun seneler boyunca görev almış personelin de ödüllendirildiği geceye, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Turhan Önalan’ın konuşmasıyla başlandı. Önalan, Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım’a geçmiş olsun dilekleri ile başladığı konuşmasında GOSB personeliyle geçmişe ve ileriye dönük samimi düşüncelerini paylaştı. Önalan mesajında şunları kaydetti; “Geçmişten bugüne birlikte çıktığımız yolculuğumuzda acı, tatlı günler geçirdik, bazen konuştuk, bazen sustuk, bazen de sinirlendik… Ancak sonuçta birbirimizi anlamaya gayret ederek bu güzel ve samimi ortamı oluşturduk. 2010 yılının hüzünlerini, burukluklarını, yorgunluğunu geride bırakmak ve yeni bir yıla daha güzel, daha büyük hedeflerle girmek için bugün burada hep beraberiz. 2011 yılında da bölgemizin 25. Yılını kutlayacağız. Neredeyse çeyrek bir yüzyıl… Bu 25 Yıl içerisinde sizlerin verdiği hizmetler ve sunduğunuz başarılı çalışmalarla GOSB, marka haline gelmiş ve bugün ulusal ve uluslar arası platformlarda adından söz ettirerek bugünkü konumuna ulaşmıştır. Ünlü İngiliz filozof William Jones der ki; “İnsan doğasının en derin ilkesi takdir edilmeye duyulan iştahtır.” Sizlerin bu başarılı çalışmaları da takdire layıktır. Bu anlamda hem yeni yıla daha güzel bir giriş yapmak hem de Yönetim Kurulu olarak biraz geç kaldığımız bu ödül gecesinde burada beraberiz. Bu vesileyle, bölgeyi bir toprak parçasından sanayi devlerinin yer aldığı konuma taşıyan geçmiş dönem Müteşebbis Heyet ve Yönetim Kurulu Üyelerine, GOSBSAD 28 Aralık Salı günü GOSB Yönetim Kurulu ve GOSB personeli yılbaşı kutlaması ve ödül töreninde buluştu. Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım’ın rahatsızlığı nedeniyle katılamadığı geceye, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Turhan Önalan, Yönetim Kurulu Üyeleri Ümit Şişmanoğlu, Tuğrul Derman ve Ali Toprak, Müteşebbis Heyet Üyesi Feyyaz Yumurtacı, Bölge Müdürü A. Haydar Bulut ve tüm GOSB personeli katıldı. GOSB'un 25. yıl kutlaması 20 EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Bölge Müdürlerine, emekli olan ve ayrılan çalışanlara da teşekkürü borç biliyorum.” Önalan’ın konuşmasından sonra, 25 yıl önce çıktığı yolda cesaretli adımlarla ilerleyerek marka haline gelen GOSB’u bugüne taşıyan, GOSB’a emeği geçen personele plaketleri ve hediyeleri verildi. 20. Yılını dolduran Bölge Müdür Yardımcısı Sertaç Ürkmez’e Yönetim Kurulu Başkan Vekili Turhan Önalan, Bölge Müdür Yardımcısı Gülser Kaya’ya Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Şişmanoğlu, Bölge Müdürü Asistanı Aytaç Şenyıl’a Yönetim Kurulu Üyesi Tuğrul Derman, İnsan Kaynakları Uzmanı Gaye Tokol’a Yönetim Kurulu Üyesi Ali Toprak, Bilgi İşlem Uzmanı Saffet Arslan’a ise Müteşebbis Heyet Üyesi Feyyaz Yumurtacı tarafından plaket ve hediyeleri takdim edilirken, 15. Yılını dolduran Celil Gücüyener, Avni Karagöz, İlker Şahin, Hilmiye Kaya, Seyfettin Erdem, Mustafa Közkaya, Erol Yılmaz, Ercan Kara, Hüseyin Ayrancı, Mehmet Taşkın, Kemal Ada, Hasan Çelik, Ufuk Bayındır’a plaket ve hediyeleri Bölge Müdürü A. Haydar Bulut tarafından verildi.”l GOSB’DA KÜMENLENME GOSBSAD Kurulduğu 1986 yılından bu yana birçok ilke imza atan Gebze Organize Sanayi Bölgesi (GOSB) Türkiye’de ilk, dünyada ise sayılı örnekler arasında sayılacak bir projeyi daha hayata geçiriyor. Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK) ile birlikte gerçekleştirilecek projede “Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde Kümelenme Temelli İnovasyon Altyapısının Oluşturulması” amacı ile yola çıkılıyor. GOSB, kümelenme temelli inovasyon altyapısı kuruyor B ünyesinde teknopark kuran ilk OSB ve bu bağlamda Organize Sanayi Bölgeleri arasında inovasyon konusunda lider konumda olan GOSB’da faaliyet gösteren firmaların, inovasyon merkezli bir yaklaşım ile sürdürülebilir rekabet üstünlüğü elde edebilmesi amacıyla kümelenme temelli bir altyapının oluşturulması için çalışmalara başlandı. 26 Ekim 2010 Salı günü URAK Genel Koordinatörü Doç. Dr. Melih Bulu, GOSB Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım, GOSB Müteşebbis Heyet Üyesi Tuğrul Tekbulut, GOSB Yönetim Kurulu Üyesi Ali Toprak, GOSB Katılımcı İlişkileri Uzmanı Meral Ünver, URAK Projeler Koordinatörü Ayça Cangel ve Analiz Sentez Yönetim Geliştirme Merkezi Başkanı Tunç Çelik’in bir araya geldiği toplantıda proje kapsamında yapılacak çalışmalar üzerinde duruldu. Kümelenme kavramının Organize Sanayi Bölgesi’nde ilk planlı uygulaması olacak olan bu proje, diğer OSB'lere için örnek teşkil edecek. 22 EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Kümelenme kavramının Organize Sanayi Bölgesi’nde ilk planlı uygulaması olacak olan bu proje, Türkiye’deki diğer OSB’ler için de örnek teşkil edecek. İlk olması sebebiyle büyük yankı uyandıracak olan çalışma, URAK’tan uzman bir ekip liderliğinde 12 ayı kapsayan bir program kapsamında gerçekleştirilecek. Çalışma süresince bölgede bulunan firmalar ile tek tek görüşülerek, firmaların kendi aralarında ve GOSB Teknopark ile kazan-kazan modeline uygun işbirliklerinin güçlendirilmesi hedefleniyor. Kümelenme; birbirine katma değer ekleyen üretim zinciri ile bağlı, bir ürün ya da hizmetin üretilmesi konusunda doğrudan veya dolaylı olarak etkin olan ya da olma potansiyeli olan birbiriyle ilişkili ve karşılıklı bağımlı oyuncuların (üreticiler, tedarikçiler, müşteriler, bilgi üreten kurumlar, araştırma merkezleri, sivil toplum kuruluşları, danışmanlık şirketleri, kamu kurum ve/veya kuruluşları, yerel yönetim kurum ve/veya kuruluşları, medya, finansal kurumlar) ortak bir coğrafyada yoğunlaşmaları şeklinde tanımlanıyor. Son yıllarda başta gelişmiş ekonomilerin kalkınma programlarında sıkça rastlanılan, ülkemizde ise URAK’ın 1999 yılında başlayan çalışmaları ile ülkemiz gündemine giren kümelenme kavramı, günümüzde başta Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı olmak üzere kamu kurumlarının politika ve destek paketlerinde yerini almaya başladı.l GOSB’DA KÜMENLENME Kümelenmeden Küreselliğe Doç. Dr. Melih Bulu URAK Genel Koordinatörü GOSBSAD Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK) ile birlikte gerçekleştirilen, GOSB'da kümelenme temelli bir altyapının oluşturulması amacını taşıyan proje çalışmaları devam ediyor. Süreç ile ilgili programın nasıl yürütüldüğüne ilişkin Doç. Dr. Melih Bulu ve Analiz Sentez Yönetim Geliştirme Merkezi Başkanı Tunç Çelik sorularımızı yanıtladılar. 24 Kümelenme oluşumu nasıl başladı? B undan yaklaşık on sene kadar önce Türkiye’nin rekabet gücünü artırmak için ne yapabiliriz diye düşünen bir grup iş adamı, bir grup kamu bürokratı, bir grup gazeteci ile başladı bu hikaye... Harvard Üniversitesi’nde bu konuda çalışmalar yapan Pr. Michael Porter’ın dünyadaki birçok ülkeye göre geliştirdiği rekabetçilik üzerine bir metodoloji vardı. Know-how’ı oradan aldık. Bunu tabi Türkiye’nin şartlarına göre uyarladık sonra. Ardından Sultanahmet’te turizm sektörünü geliştirebilir miyiz düşüncesiyle, bu yöntemle bir pilot çalışma yaptık. Sultanahmet’teki projenin geliştirilmesiyle ilgili alandaki kişi de bendim ve o metodolojiyle biz, o işi pilot olarak denedik ve umduğumuzdan çok daha başarılı oldu. Sultanahmet’te o EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ zamanlar otel odaları 10-15 Dolar’a satılabiliyordu, doluluk oranı çok düşüktü ve uluslararası arenada bir imajı olan yer değildi. Şimdi Sultanahmet nereden nereye geldi. Mesela, artık araç trafiği tamamen kapandı. Bu turizmcilerin o zaman bile istediği bir şeydi ama on sene sonra ancak olabildi. Bu değişim nasıl yaşandı? Yaptığımız şey bu kümelenme geliştirme dediğimiz çalışma. “Kümelenme”, bir ürün ya da hizmetle ilgili oyuncuların coğrafik olarak dar bir alanda toplanmaları.Bu anlamda Sultanahmet bir turizm kümelenmesi. Otel var, müze var, turistik eşya satıcısı var, restoran var, seyahat acentası var. Yani turizmle ilgili oyuncuların hepsi orada var. Biz kümelenmeyi bir sektörde yakaladığımız zaman, onu nasıl gelişti- Sultanahmet’e en büyük açık olarak şunu gördük: Sultanahmet özellikle yurtdışından gelen turiste hizmet vermeye çalışıyor. Çünkü bütün dünyanın ilgisini çekecek bir ürünü var. Dünyanın iki büyük imparatorluğuna başkentlik yapmış bir merkez orası. Ama müşteriye ulaşamıyordu. Avrupa’daki, Amerika’daki, özellikle yüksek gelir seviyesindeki müşteriye ulaşamıyordu. Biz bir açığı gördük. Önemli bir oyuncu eksikti orada. Müşteriye ulaşacak ve müşteriyi, turisti Sultanahmet’e getirecek oyuncu yoktu. Biz oradaki girişimcilere “burada bir oyuncu eksikliği var, o zaman bunun kurulması lazım” dedik. Halı satan bir girişimci bir şirket kurdu ve bu işe girdi. Çok büyük bir oyuncu oldu Sultanahmet’te ve çok da gelir elde etti. Bunun gibi oyuncular sonra kademe kademe devreye girdi. Mesela internete ‘İstanbul’ girdiğinizde ilk gelen sayfada terör, işkence, patlama haberleri oluyordu. Yani düşünün siz bir turistsiniz ve İstanbul’a gitmek istiyorsunuz. Arama motoruna giriyorsunuz ve hiç olumlu bir şey yok. Ama bugün girin hep turizmle ilgili şeyler çıkar. Bu da bizim o proje kapsamında yaptığımız şeylerden birisiydi. İşte biz bu bilinci en azından verdik. Otomotivin başkenti Bursa’da sektör aslında kümelenmiş durumdalar. Sizin yol göstericiliğiniz ne şekilde oluyor? Biz ilk önce bir analiz yapıyoruz. Yani o kümelenmenin gelişmişlik seviyesini anlamaya çalışıyoruz. Zaten bizim yakaladığı- mız kümelenmeler doğal olarak bir şekilde o noktaya gelmiş kümelenmeler. Baktığımız iki şey var aslında; birincisi, tedarik zincirine bakıyoruz. Otomotivi düşünelim mesela: Bursa. Otomotiv sektöründe tedarik zincirinin idealde nasıl olması lazım? Hangi oyuncuların olması lazım? Mesela eminim ki dökümcüler, metal işlemeciler, plastik enjeksiyoncular olacak. Yani arabanın parçalarını üretenler olacak. Ama bunun daha ileri aşamasına baktığımızda mesela tasarımcıların olması lazım. Biraz daha ileriye gittiğinizde bu üretim tesislerine eleman yetiştirecek okulların olması lazım. Biraz daha ileri gittiğinizde bu işlere özel finans sağlayan kurumların olması lazım. Yani iş gittikçe daha sofistike hale geliyor. Mesela Bursa’da bugün gitseniz tasarımla ilgili componenti bulamazsınız. Demek ki orada bir şeye başlanacaksa en kritik şeylerden birisi bu. “GOSB’da yapacağımız modeli; GOSB’un özellikle innovasyon yönünü güçlendirecek, daha ileriye gitmesini sağlayacak, oradaki oyuncular arasındaki işbirliğini artıracak bir model olarak düşünebilirsiniz” Gebze Organize Sanayi Bölgesi’yle nasıl bir proje yürütmeyi düşünüyorsunuz? Şimdi GOSB Türkiye’nin en gelişmiş organize sanayi bölgesi. Büyük oyuncular var. Hepsi kendi alanlarında neredeyse hem Türkiye’nin hem de dünyanın bel kemiği, önemli oyuncular. Şimdi Gebze’de şöyle bir şey düşünüyoruz; rekabetin geldiği en son nokta özellikle innovasyon bazlı rekabet. Yani bir şeylere yenilik yapmamız lazım. Şimdi Gebze’nin çok özel bir Teknopark’ı var, güzel bir yatırım yapılmış. Ama biz şunu görüyoruz: Gebze’deki o büyük firmalarla Teknopark arasında hemen hemen hiçbir ilişki yok. Ortak proGEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD receğimizi biliyoruz. Yani onun knowhow’ı var bizde. Porter Hoca diyor ki; “kümelenmeler sektörün rekabetçiliği için önemlidir, eğer bir kümelenme oluşmuşsa onları bulun ve geliştirmeye çalışın”. Bir kitabı var 90’da yazdığı: “Milletlerin Rekabet Avantajı”. Dünyadaki rekabetçi ülkelere baktığında hep en fazla ihracat yapan sektörlerin arkasında bu kümelenmeleri görüyor. 25 GOSB’DA GOSBSAD KÜMENLENME 26 “Bu projenin müşterisi sadece GOSB ya da Gebze’deki sanayiciler değil, bütün Türkiye’deki organize sanayi bölgeleridir. Hepsinin bu projeden haberdar olmaları benzeri çalışmalara girebilmeleri açısından önemli. Sanayi Bakanlığı da bu projeyi yakından izliyor. Onlar için de ilginç bir örnek. Bu projenin sonucunda neler çıkacak, en azından nasıl bir model çıkacak bunu gözlemek istiyorlar” jeler yok. Aslında iki tarafın da faydalanabileceği büyük bir potansiyel var ama bu çalışmıyor. Ek olarak mesela GOSB’daki her oyuncu belki kendi başına, kendi alanında çok büyük ama ortak yapabilecekleri birçok geliştirme alanı var. Ortak satın alma, ortak pazarlama, ortak Ar-Ge, ortak insan kaynağı yetiştirilmesi gibi yapabilecekleri birçok ortak şey var ve hepsine kazandıracak projeler bunlar. Yani kazankazan modeli uygulayacağımız birçok proje görüyoruz yaptığımız analizlerde. Bu projenin amacı işte bunları olabildiğince ortaya çıkaracak bir model kurgulamak. Yani sürdürülebilir bir model kurgulamak. Yoksa bunu biz yapmayacağız. Biz sadece elimizdeki know-how’ı GOSB’a aktaracağız. Yani GOSB’un çok ciddi bir yönetim binası var, profesyonel bir ekibi var. Zaten bu işlerle uğraşıyorlar. Bizim yapacağımız şey sadece dünyadaki ve Türkiye’deki tecrübelerimizle GOSB için yeni bir model önerisinde bulunmaktır. Bu Türkiye’de ilk defa yapılıyor, dünyada da sayılı örnekleri var bunun. Bizim GOSB’da yapacağımız modeli, GOSB’un özellikle innovasyon yönünü güçlendirecek, daha ileriye gitmesini sağlayacak, oradaki oyuncular arasındaki işbirliğini artıracak bir model olarak düşünebilirsiniz. Bunu yaparken de tabi oradaki oyuncuların, yani firmaların yöneticilerinin, liderlerinin, kanaat liderlerinin katkısı bizim için çok önemli. Çünkü biz o desteği alamadığımız sürece böyle bir projenin hayata geçmesinin imkanı yok. Siz o şirketleri nasıl ikna ediyorsunuz? Burada sizin öncelikleriniz ne oluyor, zorluklarınız ne oluyor? Şirketler bunu nasıl aşmalı, nasıl bakmalı? Türkiye’de girdiğimiz projelerin çoğunda tarafların birbirlerine güvenmediklerini gördük. Bu da tabi bizim için çok zararlı bir şey aslında. Tarafların ilerdeki kazançlarını güven içine almak bir maliyet ve zaman kaybı. Oysa güven varsa direkt işe girebiliyorsunuz. Sultanahmet’te yaptığımız örnekte ben yüzlerce mülakat yapmıştım işe başlarken. “Bakın biz böyle bir şeye niyetlendik, amacımız bu, sizin hepsiniz bundan kazanacaksınız” diye anlattık. Sonra bir toplantı yapmak istedik. Herkese davetiye gönderdik ve o yüzlerce kişi arasından dört kişi geldi. Demek ki dört EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ kişi projeye inanmış. Ama o dört kişi bile yetti. Çünkü bir projeyi hayata geçirdiğiniz anda, herkes bakıyor size “aa somut bir şeyler oluyor” diyorlar. İnsanlar belki de daha önce defalarca bir araya gelmiş, somut bir şey çıkmamış. İkinci toplantıya on beş kişi geldi. Üçüncü toplantıya otuz geldi ve giderek arttı. Sonra büyük çoğunluğu işin içerisine dahil oldu. Tabi burada yapılabilir projeler üzerinden gerçekçi olmak gerekiyor. Sultanahmet’te herkesin üzerinde hemfikir olduğu kolay bir proje vardı, o da yön gösterme levhaları. O zaman yoktu ya da görünüş olarak çok kötüydü. Levhalar değişmeye başlayınca insanlar değişikliği görmeye başladılar Sultanahmet meydanında ve güven gelmeye başladı. Mesela hazır giyim sektörünün geliştirilmesiyle ilgili bir projemiz vardı Adıyaman’da. Orada da yine böyle sorunlar vardı ama çok basit bir problemleri vardı: Adıyaman’a uçak gelmiyordu. “GOSB’daki her oyuncu belki kendi başına, kendi alanında büyük ama ortak yapabilecekleri birçok geliştirme alanı var. Ortak satın alma, ortak pazarlama, ortak Ar-Ge, ortak insan kaynağı yetiştirilmesi gibi yapabilecekleri birçok ortak şey var ve hepsine kazandıracak projeler bunlar. Yaptığımız analizlerde kazankazan modeli uygulayacağımız birçok proje görüyoruz.” GOSB bir branşlaşması olan organize sanayi bölgesi değil. Bunun bu çalışmada size yarattığı zorluklar neler olacak? Bir de Gebze’nin gelişmişlik düzeyi ve oldukça düzenli bir organize sanayi bölgesi olmasının avantajları ne olacak? Şimdi ikincisinden başlayayım isterseniz. Bir kere tabi GOSB’un bu kadar gelişmiş ve oturmuş bir sanayi bölgesi olması bizim için çok avantajlı. Mesela bizim ilk toplantımıza otuz dört tane temsilci geldi ve “Aslında biz 120 küsur firmayız ama 30 küsurumuz şu anda burada” dediler. Ben de o Sultanahmet örneğini verdim ve bunun iyi bir başlangıç olduğunu anlattım. Bunu tabi GOSB yönetimi yaptı. Çünkü Bölge Başkanı bizzat aradı birçok firmayı ya da Yönetim Kurulundaki üyeler bizzat aradılar. GOSB’un profesyonel bir yönetimi var. Tüm arkadaşlar direkt olarak bu projenin içinde bizle beraber yer alıyor ve destek oluyorlar. GOSB’un oturmuş bir yapısının olmasının bu avantajı oldu. Bir de tabi biz mesela Sultanahmet’le ilgili projeyi yaparken medyada yer alma sürecimiz çok daha sonra geldi. Yani biz belki kendi içimizde bir sene kadar çalıştık, ondan sonra yavaş yavaş projeye medya kulak kabartmaya başladı. Ama bu proje çok daha önce, istediğimiz kadar, istediğimiz oranda yer almaya başladı. Tabi burada GOSB’un kurumsal yapısının gücü önemli. Yapılan işlerin çok daha geniş kesimlere aktarılması açısından medya desteği de önemli bizim için... Bu projenin müşterisi sadece GOSB ya da Gebze’deki sanayiciler değil, aslında bütün Türkiye’deki organize sanayi bölgeleridir. Hepsinin bu proje- Oyuncuların Birliğinden Dünya Sahnesine Uzanan Yaklaşım: Kümelenme Bizim sanayiciye, üreticiye dediğimiz şey şu: bu proje aslında sizin kar marjınızı ve cironuzu artırma projesidir. Sonuçta sizi daha da zenginleştirecektir. Bu projenin yapılma hedefi bu. Bu nasıl olacak? Bu projeyle olacak. Nasıl olacak? Şimdi o kümelenmeyi geliştirdiğimiz oranda oyuncunun da bu işten, o büyüyen pastadan aldığı pay daha da artacak. Yani bu projenin amacı aslında pasta büyütme projesi. Ekonomik pastayı büyütüyoruz biz. den haberdar olmaları benzeri çalışmalara girebilmeleri açısından önemli. Sanayi Bakanlığı da bu projeyi yakından izliyor. Onlar için de ilginç bir örnek. Bu projenin sonucunda neler çıkacak, en azından nasıl bir model çıkacak bunu gözlemek istiyorlar. Şimdi birinci sorunuza gelirsek, tek bir sektör yok dediğiniz gibi. Ama bu bizim için bir zorluk değil, sadece farklı bir model kurmamızı gerektiriyor. Şimdiye kadar yaptığımız çalışmalarda genelde tek bir sektör üzerine yoğunlaştığımız için, ona ilişkin bir model oluşturmuştuk. Şu anda yaptığımız çalışmalarda hangi sektörler var ve o sektörlerin tedarik zincirinde hangi oyuncuları var onları analiz ediyoruz. Tunç Bey zaten bu analizi yapıyor. Mesela Sultanahmet turizmi sektörüne yaparken biz tekstille de çok yakın çalıştık. Çünkü Fransa’nın yaptığı tekstil ihracatının büyük bir kısmı Fransa’ya gelen turistlerin aldığı ürünlermiş. O mağazalarda Fransız ürünleri; parfümüdür, tekstilidir vs. yüksek fiyatlara satın alınır. Biz ihracat yaparken ürünlerimizi çok düşük kar marjlarıyla satıyoruz ama bir turist gelip de aynı ürünü mağazamızdan aldığı zaman çok daha yüksek kar marjıyla satmış oluyoruz. Biz bunu fark ettik ve hazır giyim firmalarına “gelin Sultanahmet’te mağaza açın” dedik. Taksim mesela bunu çok daha iyi yaptı sonra. Turizm aslında hazır giyimle ne kadar yakın olabiliyor birbirine. Şimdi biz bu tip ortak paydaları yakalamaya çalışacağız GOSB’da. l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD Havaalanı vardı ama uçuş yoktu. Bölgenin milletvekilleri vs.’ye bunlar iletildi, konuştular Türk Hava Yolları ile. THY’de zaten yeni hat açacak yer arıyormuş, denemek için Adıyaman’ı başlattı. Ama sonra bir baktılar ki uçaklar dolu gidip geliyor, bir anda mesela Adıyaman-İstanbul, Ankara-Adıyaman uçak seferleri başladı. Zaman içerisinde biz o liderliğimizi yerel oyunculara devrediyoruz. Adıyaman’da bir dernek kuruldu ve biz o birlikte iş yapma kabiliyetimizi o derneğe devrettik ve şu anda gayet güzel devam ediyorlar. Sultanahmet’te de yine benzeri bir dernek kuruldu. 27 GOSB’DA KÜMENLENME GOSB'da Kümelenme Çalışmalarının İlk Adımları birikimleri var. İnsan niteliği olarak, teknoloji olarak, hardware, software olarak ciddi birikimleri ve paylaşılacakları var. Yani herkesin her kapasitesini mutlaka yüzde 100 kullanmadığı ya da yeni yatırım yapma ihtiyacı olan yerler var. Mülakatçıları neye göre seçtiniz? Bu toplantıya katılan 34 firma mı? Tunç Çelik Analiz Sentez Yönetim Geliştirme Merkezi Başkanı GOSBSAD Shiego Shingo, Toyota üretim sisteminin önemli kilit taşıdır. Üste sistemi kuran ise Taiichi Ohno’dur. Onun da altındaki adam Shiego Shingo’dur, o kalıp değişimini hızlı yapan mühendis. Onun bir sözü var diyor ki: “kötü şeyler kendiliğinden olur, iyi şeyler çok iyi planlandığında...” 28 GOSB’da şu anda neler yapıyorsunuz? Çalışmalarınız nasıl gidiyor? M ülakatların üçüncü gününü bitirdik. 19 mülakat yapmış durumdayız şu anda. İki günümüz daha var. Bir kere GOSB’da 1953’de, 1956’da işe sokaktan başlamış, firmasını bir yere getirmiş, sonra GOSB kurulduğu zaman içine girmiş çok köklü kuruluşlar var. Bu benim çok dikkatimi çekti, firmaların profesyonellik düzeyi gerçekten çok yüksek. Yani gelen insanların mülakata hazırlıklı gelmesi, konuya yaklaşımları. Onların da kafasında soru işaretleri var ama soru işaretlerine rağmen projeye çok ciddi yaklaştıklarını söyleyebilirim. Onlar da merak ediyorlar ne çıkacağını. Sorular soruldukça onların da paylaşabilecekleri, kendilerinin bir şeyler verebilecekleri ya da alabilecekleri çevreler olduğu fark etmeye başladıklarını gözlemledim. Paylaşmanın sistematiğini kuruyor olmamız lazım ve orada çok fırsat var. Dolayısıyla aslında oradaki firmaların büyük bir EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Biz bütün firmalara davet gönderdik, cevap verenlerin hepsiyle görüşüyoruz. Bir de unutmamak lazım ki; bu firmaların çoğu çok büyük. Bu tür kuruluşlarda ilişkileri bir kişiyle kurmak başka, çok kişiyle kurmak başka. Çünkü yönetim kurulu başkanları bir araya geldiklerinde başka konular konuşuluyor, genel müdürler ya da Ar-Ge müdürleri ile bir araya geldiklerinde farklı şeyler konuşuluyor. O yüzden bizim buradaki modelimiz biraz da bu büyük firmalar arasında karşılıklı iletişimi sağlamaya yönelik. Belki firma sayısı az gibi görünüyor ama büyük oldukları için kendi aralarında birden fazla noktada iletişim kurmaları gerekiyor. GOSB’daki Teknopark’ın potansiyelinin çok daha yüksek olduğunu düşünüyorum. İşbirliğini ilerletmek için belki biraz daha agresif olmaları lazım. Üniversitesanayi işbirliği de pek yürümüyor deniyor. Evet doğru. Çünkü üniversiteler özel sektör bize gelsin diye bekliyorlar. Özel sektör günlük koşuşturmacasında ve bir türlü bir araya gelmiyorlar. Onları bir araya getirecek mekanizmalar lazım. Bu proje o mekanizmayı da kurmayı hedefliyor. Teknopark’takiler zamanlarını kendi günlük yoğunluklarında kullanıyorlar. GOSB ve çevresindekilerde de bir üretim telaşı var. İkisini bir araya getirecek bir mekanizma lazım. Bu proje kapsamında sırf bu yapılsa bile, iki tarafın da kazanacağı bir model olacaktır diye düşünüyorum.l GOSB Yakın Keşif: TEKNOPARK GOSB Teknopark GOSBSAD GOSB Teknopark A.Ş. Yönetim Kurulu üyesi Dr. Emre Aksan ve benzersiz işlere imza atan Artesis Teknoloji Sistemleri A.Ş. Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Duyar ile Innov’coat Genel Müdürü Dr. Hüseyin Çeliker bir araya geldiler. Masadaki ana konu GOSB Teknopark’tı. Ancak okuduklarınız boyunca bir yandan GOSB Teknopark’ın “küçük” dev adamlarının yaptıkları işlerden gurur payı çıkaracak, diğer yandan ilgi alanınıza giren gelişme, fırsat ve sorunlardan haberdar olacaksınız. 32 Innov’coat Genel Müdürü Dr. Hüseyin Çeliker, GOSB Teknopark A.Ş. Yönetim Kurulu üyesi Dr. Emre Aksan, Artesis Teknoloji Sistemleri A.Ş. Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Duyar Teknopark’ta Durum Dr. Emre Aksan: Türkiye çapında 40 teknoparkımız oldu. Bunların yarısı faal durumda ama maddi sorunları var. Biz GOSB Teknopark olarak, Türkiye’deki en büyük beş teknoparkın arasına giriyoruz. Nasıl ki GOSB Türkiye’de en büyük üç organize sanayi bölgesinden biri diyorsak, biz de ilk beşin arasına giriyoruz. Genel olarak bakıldığında bizde 110 civarında şirket var. Bu sayısal olarak değişiyor. 111 olur, 112 olur, 108 olur. Bunların takriben 98-100 arasında olanları yazılımla ilgili şirketler. Onun haricinde 10-15 tanesi kısmen yazılım ama hardware ile de ilgili çalışmaları var. Bir kısmı üretime yönelik yani ÜrGe dediğimiz üretim geliştirme, dediğimiz Ar-Ge’nin bir parçası olan şey. Bence ülke için en önemli konulardan bir tanesi o. Ben Hüseyin Bey’in şirketi INNOV’COAT’ı Ür-Ge kategorisine koyuyorum. Ahmet Bey’lerin Ar-Ge’si de yarım Ür-Ge sayılır. EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Yani hem yazılım kullanıyorlar hem de bir miktar hardwareleri var. Üniversite-sanayi işbirliğindeki kopukluğun nedenleri Teknoparkların kurulmasının asıl amacı üniversiteyle sanayi işbirliğini sağlayabilmek. Bizde biliyorsunuz her iki taraf da kopuk. Sanayi kendi yolunda gider. Teknik bir konuda, kendisinin beceremediği, erişemediği bir konu oldu mu, üniversiteyle çalışmak yerine dışarıdan knowhow almayı tercih eder. Çünkü zaman mevhumu sanayici için çok önemli. Yani bir projeyi verirse size, o projenin neticelendirilmesini ister. Üniversitede böyle bir süre disiplini yoktur. Kendi akışına bırakır araştırmayı. Dolayısıyla bir kere böyle bir kopukluk var. İkincisi, araştırma ve geliştirme aynı zamanda bir kültür meselesi. Türkiye’de bu kültür üniversitelerde bile tam gelişmiş durumda değil. Sanayicimiz Neden GOSB Teknopark? Hüseyin Çeliker: Biz başlangıçta birkaç teknopark gezdik. Gerek yönetimin yaklaşımı, gerek altyapısı, gerek bulunduğu GOSB içerisindeki konumu ve GOSB’un coğrafik konumu anlamında en uygun burayı bulduk. Burada altyapı da çok önemli. En azından pilot üretim yapabilecek altyapının olması, Ür-Ge anlamında çalışabilecek olmamız bize çok cazip geldi. Tabi diğer avantajları da, teknoparkların bildiğimiz diğer vergi avantajları da yeni kurulan bir şirket olarak cazip geldi. Genç INNOV’COAT neler yapıyor? Yabancı ortaklı bir şirketiz. Yüzde 50 Fransız Materis Paints, yüzde 50 de bizim aile şirketimiz, benim ve eşimin. Ayrıca Bilkent Üniversitesi’nden bir profesör de bizim ortağımız. Fransız ortağımız inşaat konusunda faaliyet gösteren bir firma. Daha önce bizim şu anda yaptığımız işle hiçbir benzerlik gösteren işleri yoktu. Biz onlarla proje yapabilir miyiz diye görüştüğümüz zaman “proje yapmayalım, ortak olalım” teklifinde bulundular. Çünkü bu konudaki fırsatları gördüler. 2009’un Aralık ayında kurulduk, işte bir yılımızı yeni doldurduk. Genel olarak yapmak istediğimiz, yapmaya başladığımız her türlü nanoteknolojik Dr. Emre Aksan: Dr. Emre Aksan: Teknoparkların çok büyük bir kısmı üniversite teknoparkları. Biz ise sanayici teknoparkıyız. GOSB'daki sanayiciler gelip araştırma yapmıyorlar. Bu bizim çok büyük eksikliğimiz. GOSB Teknopark tek ama eksik... Dr. Emre Aysan: Bizim teknoparkımız sanayiyle ortak olduğu için Ür-Ge’si olan yegane teknopark diyebilirim. Üretim binaları var ve üretimimize ayrılan alan yazılım için ayrılan ofis alanından daha fazla. Böyle bir ayrıcalığımız da var. Teknoparkların çok büyük bir kısmı üniversite teknoparklar. Bizse sanayici teknoparkı olmamamıza rağmen buradaki sanayiciler gelip araştırma yapmıyorlar. Müracaatlar dışarıdan geliyor. Şimdi bu bizim çok büyük eksikliğimiz. Bunu kullanmak isterdik, teknopark yönetimi olarak derdik ki: “sanayicilerimiz geliyor, biz organize sanayi bölgesinin içindeyiz. Onlar bizim ortağımız, sahibimiz”. Çünkü burada yapıldığı için yüzde 100’ü GOSB’un sayılır bu yatırımın. Kimseyi göremiyoruz. Kümelenmeyle ilgili Sanayi Bakanlığı’nın bir toplantısı vardı. Kümelenmeleri idare eden Asuman Hanım’ın söylediği söz enteresandı. “KOBİ’ler hep şikayet ederler kalifiye adam bulamadıklarından, halbuki kalifiye adam var, çok pahalı ama KOBİ’lerin ödeyecek imkanı yok” dedi. Bir GOSB iştirakçisi ise; “KOBİ’lerin o kadar çok finansal sorunları var ki araştırmayı düşünecek ve o moda girecek, o rejime girecek psikolojik hazırlıkları yok” dedi. Her iki taraf da haklı. Dolayısıyla böyle bir açmazımız da var. Ama buradaki KOBİ’lerimizin önemli bir kısmı çok büyük ve KOBİ kapsamı dışına da çıkıyor. Dolayısıyla ben buradaki sanayicilerimizden bir iştirak beklerdim. Ben son beş senedir buradayım; o beklediğim iştirakı bir türlü elde edemedik. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD de kısmen haklı olarak know-how’ını dışarıdan alır. Şimdi dışarıdaki şirketler tabi en son know-how’ını vermezler. Bir evvelkini verirler. Dolayısıyla teknolojimiz her zaman ikinci sınıf bir teknoloji oluyor. Biz daha çok onların üretimini yapıyoruz. Onlar da Ar-Ge’sini yapar duruma geliyorlar. Ama bizde en önemli konulardan bir tanesi mesela ihracatımız 120 milyar dolar mertebesinde ama katma değerinin ne olduğunu iyice bir düşünmek lazım. Bence katma değeri yüksek olmayan bir şey ve de bu 120 milyar dolarlık ihracatımızı yürütebilmek için bir de ithalat yapıyoruz. Düşük değerde ithalat yapıyoruz. Teknoparkların amacı da kendi know-how’ımızı kendimizin üretmesi ve bu sayede de patentlerimizi elde edebilmek. Yapabilirsek, “markalaşmak”. Ürünü, Ar-Ge’sini yaparak katma değeri çok yüksek hale getirmek. Yani asıl ana amaç bu. Şimdi bu alanda da bir sürü muafiyetler veriyor kanun. Bunun kimlere verileceği yazılımcılar için gayet açık ve seçik belirtilmiş. Herhangi yazılım yapacak bir şirket Ar-Ge yapıyor sayılıyor. Halbuki Avrupa’da bu böyle değil. Yazılımın bir kısmı Ar-Ge sayılıyor, bir kısmı Ar-Ge sayılmıyor. Siz genel bir muhasebe programına küçük bir patch yapsanız, ilave yapmaya kalksanız bizde Ar-Ge sayılır, yurtdışında Ar-Ge sayılmaz. Ama bu önemli değil. Çünkü yazılım da Türkiye’de geriden geliyordu, şimdi epey ilerledi. Dolayısıyla hiç değilse bu görevi gördü yani teknoparklar. Onun için teknoparklarda yazılım şirketleri çoğunluktadır. 33 GOSB TEKNOPARK kaplama ve malzeme geliştirme, bunların uygulanması. Kaplamalar alanında genel anlamda; ahşap yüzeyler, metal yüzeyler, seramik, cam yüzeyler, beton yüzeyler, mineral yüzeyler. Bütün yüzeyler için fonksiyonel kaplamalar geliştiriyoruz. Yurtdışından son bir yılda çok sayıda proje aldık. Bunların hepsi fonlanan projeler. Çok değişik firmalar. Yapmaya çalıştığımız, daha önce yapılmamış olan, daha önce çözüm bulunmamış olan, gerek verimlilik, gerek uygulama kolaylığı, gerek teknolojik fonksiyonlar anlamında yeni çözümler getirmek. Bu bir tek alanda kısıtlı değil; hem malzeme, hem de kaplama anlamında çözüm getirmek. Bütün bu söylediğim değişik yüzeyler için. Yani her türlü yüzeye çözüm bulabilecek bir altyapımız var. Tabi uygulama konusunda, temel araştırma, yeni ürün geliştirme anlamında bu firmalar için ürün yetiştiriyoruz. Bunların birlikte uygulanmasına da, uygulama başarısına da yönelik çalışmalar da yapıyoruz. Çünkü malzemede yalnız geliştirmek önemli değil, bunun sanayileştirilip ticarileştirilmesi, sanayide başarılı bir şekilde uygulandığını görmek de önemli. Heyecan verici bir iş Ortak projeler yaptığımız firmalara Knowhow’ı yani formülasyon bilgisinin patentini hiçbir zaman vermiyoruz ama uygulama patentleri anlamında haklar veriyoruz. Yani diyoruz ki sizin alanınızda bu uygulandığı zaman uygulama patenti olarak birlikte bunu alabiliriz. Bir de münhasır kullanma. “Bu ürünü işte 6 ay, 1 sene sonra geliştirdiğimiz zaman bunu size biz üretebiliriz. Şu şartlarda üretiriz ve dünyanın şu coğrafyalarında da, şu on ülkesinde de sadece sizinle çalışırız. başka kimseye bu şeyi vermeyiz” gibi anlaşmalar imzaladığımız zaman çok etkili oluyor ve tümünü de öyle yaptık. Bir taraftan da ortağımız için projeler yaptık. Her ne kadar konsept ürünler, düşünce tecrübemiz varsa da yeni alanlara girdikçe oradaki dünyaları da keşfedip oradaki sorunlara çözüm getirmek bizim için çok heyecan verici oluyor. Yani bu bir yıl o anlamda çok dolu dolu geçti diyebilirim. GOSB içinde çalıştığımız sanayici yok bunu patentlerle desteklemek çok önemli. Son bir yılda yaptığımız birkaç patent başvurumuz var. Bu ay içinde yapacağımız iki üç tane daha patent başvurumuz olacak. Dolayısıyla bu şekilde de yaptığımız çalışmaları koruma altına almaya çalışıyoruz. GOSBSAD Gebze’den Dünyaya Ar-Ge Hizmeti 34 Şu anda imzaladığımız yurtdışından beş Ar-Ge anlaşması var. Hepsi “funded.” Yani bunun karşılığında bize bir fon sağladıkları projeler. Bunların hepsi değişik sektörlerden, değişik alanlardan. Bu firmaların hepsi kendi alanında dünyada lider firmalar. Belli ürünleri, sorunları için; EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ GOSB içinde beraber çalıştığımız bir sanayici yok. Ama Türkiye’de değişik illerde proje imzalayarak çalıştığımız üç dört sanayi firması var. Çok güzel işbirlikleri yaptık. Yurtiçinde de bunları çalışıyoruz. Değişik sektörlerden, konularında lider firmalar. Yani büyük ilgi gördük. Önümüzdeki birkaç ay içerisinde bunların ürüne dönüştüğünü göreceğiz. O zaman da tekrar sizlerle onları paylaşmak isteriz. Çünkü hepsi bir başarı öyküsü olacaktır bize göre. Ama özel sözleşmelerimiz gereği, şu anda onların hangi firmalar olduğundan bahsetmek doğru olmaz. Emre Aksan: Ama bizden bahsedebilirsiniz. Biliyorsun boya sorunumuz var, pislik tutmaması için boyaya katkıda bulunacaksın. Emre Aksan: Çok sorunumuz yok. Rüzgar ve yağmurun etkisi, pislik binaların üzerine yapışıyor ve iki üç sene içerisinde hiç boyanmamış bir hal alıyor. Hüseyin Çeliker: O konuda daha önce hiç düşünülmemiş, geliştirilmemiş farklı çözümlerimiz de olacak. Türkiye’nin beklediği en önemli iki konu var girmeyi düşündüğümüz, yavaş yavaş başladık. Bir tanesi izolasyon. Dış cephelerin, işte şu andaki mantolamanın yerini alacak çözümler. Mantolama şu anda baktığınız zaman aslında işlevsel malzeme olarak yapılması çok zor işler. Çok daha ince filmlerle bunu çözebileceğimiz çalışmalar yapacağız. Bir tanesi de bu fotovoltaik sistemler olacak. Yine dış cephelerdeki çözümler. Bilkent üniversitesiyle çok yakın çalışıyoruz. Ulusal nanoteknoloji araştırma merkezi var biliyorsunuz Bilkent Üniversitesi’nde. Bilkent’le sanayiciler için yaptığımız çok başarılı giden ortak projelerimiz var. General Electric’in Seçimi Ahmet Duyar: Biz de buraya gelmeden önce diğer teknoparkları dikkate aldık. Gelmemizin sebebi de Hüseyin Bey’in dediği gibi altyapısı. Yönetimin yaklaşımı çok önemli bizim için. Belki haberiniz yok ama General Electric bizim firmaya ortak oldu ve şu anda bizim ürünleri, kendi markası altında, tüm dünyaya pazarlıyor. General Electric ile yaptığımız sözleşmenin bir parçası–bunu özellikle vurgulamak istiyorum- bu Teknopark’ta kalmamızı da içeriyor. Teknopark’ın altyapısı dediğim zaman sadece ulaşım, yemekhane vb. olaylar değil. Çevreye saygılı ve duyarlı olabilme imkanı onlar için de son derece önemli bir husus. X Şirketinin Kahini Benim Türkiye’ye gelmemin ve böyle bir firma kurmamızdaki önemli faktörlerden bir tanesi Türkiye’de Ar-Ge alanında son derece yetenekli ve fazla kullanılmayan pırıl pırıl insanların olması. Son sıralarda, zannediyorum, teknopark, KOSGEB, ArGe teşviklerinin yavaş yavaş etkisini görmeye başlıyoruz. Örneğin GOSB’daki fir- maların hem yapısının hem niteliklerinin ve hem de innovasyon güçlerinin giderek fazlalaştığını gözlüyorum. Hüseyin Bey’in yaptıklarına bakın örneğin. Emre Bey’in de bahsettiği gibi katma değeri yüksek olan ürünlerin ve hizmetlerin yurtdışına verilmesi son derece önemli ve amaç da o. Bizim firmaya gelince, biz makinelerin bozulacağını aylar önceden haber vererek beklenmedik duruşları engelleyen bir teknolojiye ve cihaza sahibiz. Çözümlerimiz beklenmedik duruşları engelleyerek üretim verimliliğini artırmakta, aynı zamanda da arızalı makinenin çalışmasından kaynaklanan enerji kayıplarını engellemektedir. Dünyada tek firmayız bu konuda. Bunu da tamamen Türkiye’de ve Türk mühendisleriyle geliştirdik. Yine beyin kavramıyla ilgili olarak tekrar vurgulamak istiyorum. Ben aynı firmayı Amerika’da kurmuş olsaydım bu insanları bulamazdım. Çünkü bu yetenekteki insanlar çok daha büyük firmalarda, çok daha önemli pozisyonlarda olurlardı. Buradaki insan gücünü kullanabilmek, o potansiyeli kullanabilmek bizim zannediyorum en önemli sermayemiz oldu. Bizle çalışan arkadaşların yeteneklerine baktığım zaman dünya çapında arkadaşlar, üniversiteden mezun olmuş pırıl pırıl genç arkadaşlar. Hüseyin Çeliker: Her şeyin başı Ar-Ge, Ar-Ge’yi sevmek ve Ar-Ge’ye inanmak çok önemlidir. Küçük bir firma ile bir dünya devinin ortaklığı General Electric’in hazırladığı basın bildirisindeki ilginç temalardan bir tanesi “dünyaya en iyiyi sunmayı daima bir görev hisseden GE bunu hem Türkiye’de hem diğer yerlerde başarmayı hedefliyor ve başaracaktır” diyor. Bu aslında önemli INNOV’COAT Neler Yapıyor? Hüseyin Çeliker: Bütün malzemeler için, özellikle de bütün yüzeyler için çözüm üretmeye çalışıyoruz. Bunu nano ölçekte önceden tasarlanmış pre-designed formülasyon parametreleriyle yapıyoruz. O yüzeyde ya da o malzemede neye ihtiyacımız varsa, ne talep ediliyorsa önceden tasarlıyoruz, laboratuvarlarda sentezini yapıyoruz ve o fonksiyonları yapıp yapmadığını test ediyoruz. Bu çalışmaların sonunda da talep edilen malzeme özelliklerine, fonksiyonlara uygun, nano ölçekte tasarlanmış nano malzemeler kullanarak, malzemeler ve kaplamalar üretiyoruz. İstiyoruz ki bu çalışmalarımızı Türkiye’deki diğer firmalarla geliştirerek -innovative ortaklıklar olabilir, işbirlikleri olabilir- onların da sorunlarına, verimliliklerine çözüm olacak ürünler geliştirelim. EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ GOSBSAD Hüseyin Çeliker: Teknopark birinci müşterimiz olacak. 35 GOSB TEKNOPARK Nano malzemenin geleceği Hüseyin Çeliker: Malzemeler değiştikçe yüzey kaplamaları da değişiyor. On yıl öncesinin malzemeleri yok artık. Bundan on yıl sonra da çok değişik yüzeyler, çok değişik malzemeler olacak. Hibrit malzemeler, nanoteknolojik polimerler, nanoteknolojik inorganik polimerler, çok değişik yapılar var. Bunların hepsi fonksiyonel, daha ekonomik, daha uzun süre dayanımı olan malzemeler olacak. Bu değişikliği görmek önemli. Çok heyecan verici bir dönemden geçiyoruz. Nano malzemelerin kullanımı çok arttı, artacak da. Bunların hepsi son 5-10 yıl içinde oldu. Önümüzdeki 5-10 içinde de trilyonlarca dolarlara varan seviyelere gelecek. Yalnız kaplamalar ve malzemeler alanında değil, elektronikte de böyle, tıpta da böyle, diğer malzeme teknolojilerinin kullanıldığı alanlarda da öyle. Makine teknolojilerinde de öyle. Kimya sektöründe zaten bu alana giriyor. Önemli olan, ihtiyaçlara da bakarak, mevcut teknolojilerin bunlarla nasıl yer değiştireceğini görmek. Ekonomik olması ve o alanlardaki boşlukları iyi anlayıp, onlara alternatif malzemeler geliştirmek çok önemli. diye bakıyoruz. Projelerin aynı standartta olmasına bakıyoruz. Yani bir elemeden geçiyorlar. Uygun görürsek, enteresan bulursak kabul ediyoruz. Tabi bu bir takdir meselesi, kararımızda haklı olabiliriz de, olmayabiliriz de, bizim evet dediğimize başka teknoparklar hayır diyebilir, hayır dediğimize başka teknoparklar evet diyebilir. Bu değerlendirme firmayı almadan evvel ilk başta oluyor. Teknopark firmalarının ihtiyaçlarına özel çözümler bir beyanat, önemli bir cümle. Dünyaya en iyiyi sunmak istiyorsunuz. Ve GOSB Teknoparkı’ndaki küçük bir firmayla bir dünya devi bir araya gelebiliyor. Bu, buradaki potansiyelin ne kadar yüksek olduğunun belki de örneklerinden bir tanesi. Ondan sonra ne şekilde yardımcı olabileceğimize bakıyoruz. Bazı firmaları elektrik arızları çok etkiliyor. Jeneratörümüz devreye giriyor ama bir istisnai bir durumda jeneratörün devreye girememesi durumu da var. Bu gibi firmalara bir ekstra jeneratör daha koymak yoluna gidiyoruz. Yani iki emniyet arka arkaya oluyor. Bazı firmalarımızın bilgilerini, datalarını burada tutuyoruz. Bir ara UPS’imiz arıza yaptı, elektrik kesintisi olunca sorun oldu. Şimdi bizde de iki tane UPS arka arkaya ve paralel çalışıyor. Yani imkan dahilinde şirketlerin özel ihtiyaçlarını da karşılayacak şekilde tedbir almaya çalışıyoruz. GOSB Teknopark’a açılan kapı Yaratıcılığın kültürü Emre Aksan: Aynı konuda üç, dört şirket bize müracaat ettiğinde müracaatları KOBİ Komisyonunda değerlendiriyoruz. Komisyonda Sabancı Üniversitesi’nden bir öğretim üyemiz var, ben varım ve ihtiyaç olduğunda sanayicilerden de üye alıyoruz. Başvuruda bulunanlara burada ne yapmak istediklerini soruyoruz. Proje kapsamında mı araştırma yapacaklar Ahmet Bey’e ben de katılıyorum. Mesela üniversitede beş tane aynı tip cihaz vardır, sene boyunca beş gün kullanılmaz. Yani malzeme oradadır ama kullanılmaz. Bizde de beyin gücü var ama gerektiği kadar kullanamıyoruz. Ya pazarlayamıyoruz ya da kendi iç pazarımızda kullanamıyoruz. Dolayısıyla potansiyel var. İnnovasyon dışında potansiyel var. Ama 25-30 yaşına gelmiş adama innovasyondan bahsetmek doğrudur, yanlıştır demiyorum ama innovasyon kültürünü çocukken vermek lazım. Bizim eğitimimizde bu kültür verilmiyor. Sosyal innovasyon GOSBSAD İnnovasyonun tarifinde maalesef yanlış anlaşılan bir şey var. Ben üniversitelerde ve sanayicilere verdiğim bazı konuşmalarımda da bahsediyorum. Bir para nosyonu var. Yani bir ürünün innovative olabilmesi için fikren innovative olması yetmiyor, aynı zamanda da bir ticari başarısının olması gerekiyor. Şimdi tabi ki para çok önemli ama biz ülke olarak sosyal tarafı 36 EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ yor. Çevre çok önemli. Hüseyin Bey üzerinde durdu. Biz Avrupa ülkeleri arasında çevreye o kadar değer veren bir ülke değiliz. Ben uzunca sene Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin ve Vakfı’nın hem yönetim kurulu başkanlığını hem de genel müdürlüğünü yaptım. Dünyada insanların ayak izi diye bir nosyon var. “Carbon footprint” farklı, o sırf karbonla ilgili. Ama bir “total footprint” var. Mesela Amerika’ya bakacak olursanız Amerika’nın footprint’i 8,5-9 mertebesinde. Yani bütün ülkeler Amerika gibi olsaydı 8,5-9 tane dünyaya ihtiyaç vardı. Bazı Afrika ülkeleri var, 1’in altında. Şimdi dolayısıyla her innovasyona baktığınızda onun footprintine de ne oldu diye bakmanız lazım. Herşeyin başı Ar-Ge Hüseyin Çeliker: Biz baştan itibaren, profesyonel hayatımıza da başlarken belki biraz Ar-Ge kökenli olmamızın nedeniyle de bulunduğumuz ortamlarda da, şirketlerde de bizim için her zaman Ar-Ge çok önemliydi. Ar-Ge şirketlerde gözetilmesi gereken, korunması gereken, ayrı bir değer verilmesi gereken, devamlı özendirilmesi gereken bir konu. Belki söylemesi kolay gibi olabilir ama şirketler bunu çok kolay özendirebilir, yeter ki buna inansınlar. İlk başta üst yönetim buna inanacak. Hakikaten diyecek ki “tamam, burada bir yatırım var, bir harcama var ama doğru şeyleri yaparsam bir, iki, üç, beş senede ben, başkalarında olmayan ürünleri çıkarabilirim, satışlarımın da yüzde 10’unu, 15’ini, 20’sini, yüzde 5’ini, bazen yüzde 50’sini –çok innovative bir şirketse- bu son geliştirdiğim ürünlerden yapabilirim. Dolayısıyla beni taklit etmek de kolay olmaz.” Eninde sonunda taklit edileceksiniz, rakipler çıkacak ama Emre Bey’in dediği gibi, yüksek katkılı ürünler çıkarırım, hem şirketin ticari başarısı anlamında iyi sonuçlar elde ederim hem de yeni, innovative ürünler kazandırmış olurum. Sürdürülebilirlik anlamında da başarılı olur. Üniversite işbirliği de çok zor bir şey değil. Yeter ki orada niyet olsun. Üniversiteden her zaman sizin gibi düşünmesini, yani ille de ticari düşünmesini beklememek lazım. Ama siz yönlendirebilirsiniz, siz o doğru ekipleri kurup, doğru beklentileri koyarsanız ve ticari yönlendirme konusunda da doğru koordinasyonu sağlarsanız üniversite işbirliğinden de çok güzel sonuçlar çıkar. Üniversitelerimize bakıldığı zaman Ah- Prof. Dr. Ahmet Duyar: General Electric ile yaptığımız sözleşme GOSB Teknopark’ta kalmamızı da içeriyor. Artesis Neler Yapıyor? Prof. Dr. Ahmet Duyar: Üretim verimliliğini yükseltecek, enerji verimliliğini yükseltecek, beklenmedik duruşları engelleyen cihazlar çıkartıyoruz. Bunu firmalara anahtar teslimi kavramı içerisinde uyguluyoruz. Yani verdiğimiz bir paketin içerisinde sadece cihaz değil. Onun var olan bilgi altyapısına, bilgi toplama altyapısına entegrasyonu ve bir senelik hizmet ve uzaktan izleyebilme imkanını veriyoruz. Aynı zamanda yapılan yatırımın geri dönüşümünün altı aydan daha düşük olduğunu iddia ve garanti eden bir yapımız var. Tabi böyle bir sistemin burada var olan sanayide yaygınlaştırılması –fazla müşterimiz yok burada - onların üretim verimliliğinin yükselmesi ve rekabet güçlerinin daha yüksek olması için önemli bir olay diyebilirim. EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ GOSBSAD hep geride bırakıyoruz. Müzik notaları mesela. Muazzam bir innovasyon. Ama kim bunu bulmuşsa bir para getirmemiş. Bunun değişik notasyonları var. Bale notasyonları var, o da bir şey getirmemiş. Ama notayı bulmasaydınız, işte Bach’ın, Beethoven’ın, Vivaldi’nin eserlerini bugüne getirmek mümkün değildi. Bale notasyonlarında da öyle. Belli koreografiler var mesela, 150-200 sene öncesinin koreografilerini bu devre yansıtabiliyoruz. Yani bir insanın aklında tutması şart değil koreografiyi. Bununla ilgili bir sürü şeyler söyleyebilirim ben. Tabi zararlı olan innovasyonlar da olmuş. Mesela nükleer enerji çok innovative bir buluş, çok pozitif tarafları da var nükleer reaktörler falan gibi ama nükleer toplu yok etme silahları da yapabiliyoruz. Yani innovasyon deyince geniş kapsamlı bakmak gerekiyor ve sosyal tarafını da hiçbir zaman unutmamak gereki- 37 GOSB TEKNOPARK met Bey’in de dediği gibi çok parlak bir genç nesil var. Hakikaten Türkiye’nin son dönemde yetiştirdiği, Amerika’ya gönderdiği, orada yurtdışında doktora yapıp gelen çok başarılı insanlar var. Geçmişte de vardı ama şimdi bu sayı da arttı. Çok güzel çalışmalar yapıyorlar. Onlar da sanayiyle işbirliği yapmak istiyor, çok da heyecanlanıyorlar. Onlar için de çok heyecan verici bir konu. Tabi devletin de koordinasyonu olabilir ya da teknoparklar bunun için bir zemindir, TÜBİTAK bunun için bir zemindir, doğrudur. Ama şirketler hiç bunları da beklemeden direkt gidip üniversitelerle bu doğru ekipleri kurabilirler, oradaki o müthiş altyapıdan faydalanabilirler. Ama gene anahtar kelime şudur: Her şeyin başı Ar-Ge, Ar-Ge’yi sevmek ve Ar-Ge’ye inanmak çok önemlidir. Katma değeri yüksek ürünlere gitmek Ahmet Duyar: Ben önce bir tespit yapayım Türkiye’nin üretimle ilgilenen firmalarıyla ilgili olarak. Dünyada rekabet gittikçe artıyor. Dolayısıyla başkalarının yaptığı şeyin aynısını yapan firmaların kar marjları giderek azalıyor. Çok verimli bir hale gelmedikleri takdirde batmakla karşı karşıya kalıyorlar. Bunun örnekleri bir sürü alanda var. Elektronik alanında örneğin bir za- GOSBSAD Türkiye istila edilecek! 38 Prof. Dr. Ahmet Duyar: Önümüzdeki engel artık teknolojik gelişmeden çok -ki ben teknoparklarda onu yapabildiğimizi zannediyorum- pazarlama kanallarının oluşturulmasına dönüşüyor. Fakat bundan sonraki 5-10 sene içerisinde ben Türkiye’deki bu çok ucuz, innovative küçük firmaların, pazarlama kanallarına sahip ya da kendi yaptıklarına tamamlayıcı arayışı içinde olan firmalar tarafından bir saldırıya ya da istilaya uğrayacağını düşünüyorum. Yine Emre Bey’in bahsettiği kavramlar içerisinde belki GOSB bu konuda da etkin olabilir. Buradaki firmalar yine o tamamlayıcı diğer küçük firmalarla bir araya gelerek onlara pazarlama kanalları açabilme imkanı sağlayabilir. Çok fazla bilmiyorum buradaki endüstrinin yapısını ama bizim de öyle yaptığımız oldu. Ortaklığımızın neticesinde, hiçbir zaman ulaşamayacağımız, dünyanın her tarafına ulaşabilme imkanını buluyoruz. Demek ki bizde var olan teknolojiyi öbür tarafta var olan pazarlama kanalları ve ihtiyaçlarıyla birleştirdiğimiz zaman çok büyük olabilme potansiyeli ortaya çıkıyor. Hem dünyada, hem Türkiye’de büyük firmalardan innovasyon çıkmıyor genel olarak. O daha çok küçük firmalardan, o yırtıcı, yaratıcı çalışmaların neticesinde ortaya çıkan bir olay. EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ manlar sadece Avrupa’da olan elektronik cihaz üretimi şimdi Çin’e gitmekte, Hong Kong’a, Hindistan’a gitmekte. Tekstilde geçmişte bunu yaşadık. Şu andaki durumu tam bilmiyorum ama aynı şey yarın çamaşır makinesi, buzdolabı ya da herkesin ürettiği makineleri üreten firmalar için de olacak. O zaman yine Emre Bey’in de, Hüseyin Bey’in de söylediği şeye geliyoruz. Katma değeri yüksek olan ürünlere gitmek durumundayız. Katma değeri yüksek olan ürünlere gitmenin yollarından bir tanesi Ar-Ge’den geçiyor. Üniversiteendüstri işbirliğinde pek başarılı olmadı. Orada ne varsa da tam bilemiyorum ama teknopark bunun için ideal bir zemin değil mi? Buraya gelmişler zaten, bütün vakitlerini vermişler, beş kuruş almadan çalışmışlar, belli bir noktaya gelmişler. Bunları var olan endüstrilerin bünyelerine almak ya da bir model içinde ortaklaşa birtakım çalışmalara gitmek gerekir. Sıfırdan başlamak yerine var olanla beraber yola çıkma ve maliyeti son derece düşük, son derece etkin çalışmalar yapma imkanı var. Yani teknopark endüstriye böyle bir potansiyel verebilir. Çıkarttığımız cihazlara baktığımız zaman da biz aynı kavramlar içerisinde gittik. Dünya fabrika otomasyonuna gidiyor. Üretim verimliliğini artırmak te- Kümelenme: Maliyeti düşük, faydası büyük Emre Aksan: GOSB’un dahil olduğu, Amerika’da dahi yeni gelişmekte olan kümelenme çalışmamız var. Şimdi bu çok önemli. “Teknopark olarak Kümelenmeye ne şekilde katkıda bulunursunuz” diye dün Sanayi Bakanlığı’nın yetkilileri de sordular. Bizim hemen katkıda bulunacağımız şey, bünyemizde bulunan yazılımcılar. Bugünün teknolojisinde yazılım kullanmayan hiçbir üretim yok. Biz de maalesef yazılımlar da hazır olarak bir yerlerden alınıyor. Tam konuyla ilgili yazılım olmayabiliyor ve dolayısıyla randıman da o kadar yüksek olmuyor. Konuyla ilgili yazılım yapma potansiyelimiz burada çok yüksek. Nitekim 750 çalışanımızın en aşağı 600 tanesi yazılımcı. Ben buraya geldiğimde baktım yazılımcıların bazı sorunları var: Her zaman yeni bir proje üzerinde çalışamıyorlar. Microsoft’a gittim. Seattle EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ GOSBSAD mel bir olay. Bu beklenmedik duruşlardan kaynaklanan üretim kaybı Amerika’da yılda bir trilyon dolar. Dünyada iki trilyon dolar, kontrol edip bir tahmin yapabilmek mümkün. Dolayısıyla o beklenmedik duruşları engelleyecek bir cihaz, üretim verimliliğini artırdığı gibi enerji verimliliğini de arttırıyor ve dolaylı olarak çevreye de faydalı oluyor. Hem footprint, hem diğer açılardan faydalı olan bir cihaz çıkartıyoruz. Endüstriye benim kendi bilgilerimin içinde söyleyebileceğim iki şey var: Bir tanesi üretim verimliliğini yükseltecek fabrika otomasyonu kavramıyla başlayan bu olayın içinde değillerse hemen onun içerisinde girip üretim verimliliğinin arttırılmasını sağlamalılar. İkincisi de, bu ayakta kalmayı sağlayan “kalite”. Ondan sonra da katma değeri yüksek, tamamlayıcı ürünlere geçebilmeleri gerekir. Teknoparkların da bunun için güzel bir imkan olduğunu söylemek isterim. 39 GOSB TEKNOPARK Bugünün teknolojisinde yazılım kullanmayan hiçbir üretim yok. Biz de maalesef yazılımlar da hazır olarak bir yerlerden alınıyor. Tam konuyla ilgili yazılım olmayabiliyor ve dolayısıyla randıman da o kadar yüksek olmuyor. Konuyla ilgili yazılım yapma potansiyelimiz GOSB Teknopark'ta çok yüksek. GOSBSAD Microsoft’ta 20 bin adam çalışıyorsa dışarıdan 120 bin adamdan destek alıyorlar. Epey yüksek seviyede teknik bir adam geldi buraya. Baktı teknoparkımızı çok entresan bulduğunu söyledi. “Yalnız eksik bir tarafı var. Sizde venture capital denilen nesne yok. Bizim de sizin bu şirketlerinizi değerlendirme imkanımız yok, böyle bir kadromuz yok. Bunu Amerika’da yaparken şirketin venture capitalına, o günkü değerinin ne olduğuna bakıyoruz, yüksek olanları kabul ediyoruz. Çünkü bunlar teknik olarak da potansiyeli daha yüksek şirketler ve bize faydalı olabiliyorlar. Şu anda böyle bir şeyi seçme imkanımız yok” dedi ve o yürümedi. Ama bugün bütün sanayicilerimize yazılım yönünden yardımcı olabiliriz. Gömülü yazılım olabilir, gömülü olmayan yazılımlar olabilir. Çünkü burada kendileri bu işle uğraşıyorlar. Nitekim Alman Siemens şirketi burada Ar-Ge olarak yaptığı şeyde gömülü yazılım üzerine bakıyor, bu yazılımları yüklüyor ve test ediyor cihazları. Tabi kümelenmenin de maliyet yönünden çok büyük bir avantajı var. Bir yazılımcı personeli bünyenize almıyorsunuz, çünkü onu her zaman kul- 40 EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ lanabiliyorsunuz. Kümelenme sayesinde de maliyeti daha düşük ama faydası daha yüksek olan bir yardımı sağlamış oluyorsunuz. Başka konularda da biz yardımcı olabiliriz. Mesela otomasyon konusunda burada bütün sanayicilerimize yardımcı olabiliriz. Otomasyon hem kalite hem de maliyeti düşürme yönünden çok önemli. Fakat otomasyona yönelindiğinde işsizlik daha da artar. Türkiye’de de zaten bir işsizlik sorunu var. Dolayısıyla bunu genel çerçevede bakıp değerlendirmek lazım. Tabi teknoparkların alanının çok üzerinde bir konu. Daha çok da devletin bir konusu olarak bakmak gerekiyor. GOSB Teknopark tek ama eksik... Emre Aksan: Bizim teknoparkımız sanayiyle ortak olduğu için Ür-Ge’si olan yegane teknopark diyebilirim. Üretim binaları var ve üretimimize ayrılan alan yazılım için ayrılan ofis alanından daha fazla. Böyle bir ayrıcalığımız da var. Teknoparkların çok büyük bir kısmı üniversite teknoparkları. Bizse sanayici teknoparkı olmamamıza rağmen buradaki sanayiciler gelip araştırma yapmıyorlar. Müracaatlar dışarıdan geliyor. Şimdi bu bizim çok büyük eksikliğimiz. Bunu kullanmak isterdik, teknopark yönetimi olarak derdik ki: “bak sanayicilerimiz geliyor, biz organize sanayi bölgesinin içindeyiz. Onlar bizim ortağımız, sahibimiz”. Çünkü burada yapıldığı için yüzde 100’ü GOSB’un sayılır bu yatırımın. Kimseyi göremiyoruz. Dün kümelenmeyle ilgili Sanayi Bakanlığı’nın bir toplantısı vardı. Kümelenmeleri idare eden Asuman Hanım’ın söylediği söz enteresandı. “KOBİ’ler hep şikayet ederler kalifiye adam bulamadıklarından, halbuki kalifiye adam var, çok pahalı ama KOBİ’lerin ödeyecek imkanı yok” dedi. Bir GOSB iştirakçisi ise; “KOBİ’lerin o kadar çok finansal sorunları var ki araştırmayı düşünecek ve o moda girecek, o rejime girecek psikolojik hazırlıkları yok” dedi. Her iki taraf da haklı. Dolayısıyla böyle bir açmazımız da var. Ama buradaki KOBİ’lerimizin önemli bir kısmı çok büyük ve KOBİ kapsamı dışına da çıkıyor. Dolayısıyla ben buradaki sanayicilerimizden bir iştirak beklerdim. Ben son beş senedir buradayım; o beklediğim iştirakı bir türlü elde edemedik.l GOSB TEKNOPARK A.Ş. Elimizin Altındaki yeterince yararlanılmayan imkanlar Teknolojinin üretilmesi ve ticarileştirilmesi için üniversiteler ile sanayi arasında, işbirliğinin sağlanması amacıyla kurulan Teknoparklara özel imkanlar sunuluyor. GOSB Teknopark’ta geliştireceğiniz ve üreteceğiniz yazılım ve Ar-Ge’ye dayalı üretim faaliyetlerinden elde edeceğiniz kazançlar, 31.12.2013 tarihine kadar (Hazırlanmakta olan yeni yasa tasarısı ile bu sürenin 2023 yılı sonuna kadar uzatılması gündemde) Gelirler ve Kurumlar Vergisi’nden muaf. Ücretlerden kesilen Gelir Vergisi (Stopaj) Muafiyeti: GOSB Teknopark’ta çalışacak olan araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge personelinizin bu görevleri ile ilgili ücretleri, 31.12.2013 tarihine kadar her türlü vergiden muaf. Katma Değer Vergisi (KDV) Muafiyeti: GOSB Teknopark’ta faaliyet göstermeniz halinde, kazançlarınızın gelir veya kurumlar vergisinden istisna bulunduğu süre içerisinde, münhasıran GOSB Teknopark’ta üreteceğiniz sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımı şeklindeki teslim ve hizmetler Katma Değer Vergisi’nden (KDV) muaf. den muaf olan personelin; bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin yarısı, her bir çalışan için beş yıl süreyle Maliye Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanıyor. Mekânı Birkaç Kuruluşun Birlikte Kiralama İmkânı: Teknoparkta kiralık alan sizin ihtiyaçlarınız için fazla büyük olabilir. Siz bu alanı bir diğer kuruluşla paylaşabilir böylece ihtiyacınızı en uygun şartlarda kira ödeyerek karşılayabilirsiniz. Daha detaylı bilgi için aşağıdaki linklerden yararlanabilirsiniz Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanun ve Yönetmelik http://www.teknopark.com/_materials_ upload/4691.pdf 5746 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ve Yönetmelik http://www.teknopark.com/_materials_ upload/5746.doc Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği: Teknoparklarda Vergi Uygulamaları Teknogirişim sermaye desteklerinden yararlanan işletmelerde çalışan Ar-Ge ve destek personeli ile ücreti gelir vergisin- http://www.teknopark.com/_materials_ upload/teknoparklarda_vergi_uygulamaları.doc EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ GOSBSAD Gelir ve Kurumlar Vergisi Muafiyeti: 41 YAKIN ÇEVREMİZDEN BOSB, BOYA VERNİK ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ Metin Bayraktar Boya Vernik Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı GOSBSAD İstanbul Tuzla ilçesi Aydınlı tapusuna kayıtlı 8-9 pafta, 3977 nolu parsel üzerinde Boya Vernik Organize Sanayi Bölgesi yer almaktadır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın 16.10.2000 tarih ve 13 sicil numarası ile tüzel kişilik kazanmıştır. 42 BOSB Boya Vernik Organize Sanayi Bölgesi’nin kuruluşunu bize kısaca aktarabilir misiniz? 5-10 arkadaş 5 Mayıs 1989 tarihinde bir araya gelerek S.S. Boya Vernik ve Hammaddeleri Üretici ve Satıcıları Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi’ni kurdular. Amaçları; çağdaş, güvenli, temiz ve insanca çalışabilecekleri işyerlerine sahip olmaktı. Kısa zamanda bu fikre katılan başka girişimciler de kooperatife üye oldular. O yıllarda üyelerin çoğu boya vernik ve kimya işleri ile uğraşıyorlardı, onun için adını “Boya Vernik Kooperatifi” koydular. İstanbul ili, Tuzla ilçesi, Aydınlı köyü, Durhasan mevkiinde bulunan 8-9 pafta, 629 parsel numaralı (2.338.100 m²) lik taşınmazın daha sonra yapılan ifraz sonucunda oluşan 3977 parsel (517.887,81 m²) numarada kayıtlı taşınmazı, küçük birikimleri ile ihaleyle arsa ofisi genel müdürlüğü’nden 15.09.1995 tarihinde S.S. Boya Vernik ve Hammaddeleri Üretici ve Satıcıları Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi olarak satın aldılar. Satın alınan arsa son derece engebeli ve birçok inşaat riskleri taşıyordu. Tamamen amatörce ve bu işe gönül vererek, gösterişten uzak, kıt olan mali kaynakları en iyi şekilde planlayıp kullanarak arazi düzenleme ve altyapı çalışmalarına başladılar. Yıllar geçti parseller ve yollar ortaya çık- EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ tı, toplam 102 üyeye kura çekerek her bir üyeye parselleri dağıtıldı. Çeşitli nedenlerle aramızdan ayrılan ve bunların yerine yeni gelen üyeler oldu. Bu süreç içinde 2 belediye değişti (daha önce Pendik, sonra Tuzla), arsa ofisi kapandı. TOKİ (Toplu Konut İdaresi) oldu. Bürokrasi önümüzde çok ciddi bir engeldi, sırf bundan kurtulmak için Organize Sanayi Bölgesi statüsüne geçmeye karar verdik. Uzun çalışmalar sonra ünvanımız S.S. Boya Vernik ve Hammaddeleri Üretici ve Satıcıları Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi iken, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 27.10.2000 tarih ve 13 sicil numarası ile Boya Vernik Organize Sanayi Bölgesi olarak tescil olduk. Birçok işyerinin farklı iş konularında faaliyet göstermesi üzerine Bakanlık tarafından karma OSB’ye dönüştürülmüştür. Sadece boya vernik değil, başka birçok iş konusunda faaliyet gösteren yerli ve yabancı firmalar mevcuttur. Bugün 102 sanayi parseli üzerinde 82 fabrikası ile faaliyet gösteren bir organize sanayi bölgesi. Türkiye ekonomisine yıllık katkısı 1.500 milyon TL, yıllık ihracatı 500 Milyon dolar istihdam ise 4 bin kişidir. BOSB Boya Vernik Organize Sanayi Bölgesi olarak sıkıntılarınız neler? Sanayiciler ve devletten neler bekliyorsunuz? Aslında bir çok organize sanayi bölgesinde olduğu gibi bir çok sıkıntıyı çekerek ve aynı zamanda da bu sıkıntıları gidererek bugünlere geldik. Şu an önümüzdeki en büyük sıkıntılardan biri yıl sorunudur. Bölge olarak İstanbul’a bağlıyız. Yolun bir kısmı İstanbul Belediyesi’ne öteki kısmı ise Kocaeli Belediyesine bağlı. İstanbul Belediyesi’ne bağlı olan kısımlarda gerekli düzenlemeleri bitirdik. Fakat Kocaeli Belediyesi sınırları içinde yer alan kısımda ise henüz daha bir şey yapılmadı. Çok az bir kısım burada yer alıyor. Zaman içerisinde bu yol giderek önem kazanmaya başladı. Güzergah, Sabancı Üniversitesi’nde başlayarak Mermerciler, Kimyacılar ve BOSB Organize Sanayi Bölgesi olarak trafiği yoğunlaşmaya başladı. Özellikle akşam saat- Ayrıca yol yapılmadığı için hava şartlarından dolayı başka bir sıkıntı yaşanırken, aynı zamanda yol güvenliği olarak da bir takım sakıncalar yaşanıyor. Bölgemizde zamanında kaynak suları varmış, bundan kaynaklı olarak özellikle kış şartlarında sular gelişi güzel akıyor, bunun bir kısmı çözülmüş durumda olmasına rağmen, yol için önemli bir altyapı çalışması yapılması gerekli. Biz BOSB olarak bir önceki İstanbul Valisi Sayın Muammer Güler’in desteğini her zaman arkamızda hissettik, bürokratik olarak bize çok yardımcı oldu. BOSB olarak bölgemizin bütün altyapı çalışmalarını devletten bir para yardımı almadan, buraki sanayicilerimiz ve Bölge yönetimi olarak gerçekleştirdik. Doğal gaztan tutun, su, elektrik gibi bütün altyapı çalışmaları üyelerimizin gayretleriyle gerçekleştirildi. Bölgemizde olduğu gibi aslında bütün organize sanayi bölgelerinde yaşanan sorunları yaşıyoruz. Örneğin, su sorunu. Bizler organize sanayi bölgeleri olarak suyu en yüksek fiyatla satın alıyoruz. Bu sanayicilerimiz için girdiler açısından baktığımızda önemli sorunlarından biridir. Ayrıca su altyapı çalışmaları için yüksek rakamlarda bedeller ödedik. Bu yüzden devletin sanayicilerime özellikle altyapı konularında destek olması, bürokratik engelleri yumşatması gerekiyor. Hem altyapıyı kendimiz çözüyoruz, hem de yüksek fiyatlarla satın alıyoruz. Bu sanayicilerimize, bölgelerimize ciddi bir yük getiriyor. Merkezi bir konuma sahip olan BOSB'un etrafı sanayi bölgeleri ve tesisleri ile çevrilidir. Batı yönünde kimya sanayicileri OSB ve mermerciler OSB, kuzey ve kuzeydoğu yönünde Tuzla OSB, doğu yönünde Honda, Isuzu, Migros merkez deposu, güneydoğu yönünde Bilmo küçük sanayi sitesi, güneyde ise İstanbul serbest bölgesi ve deri OSB bulunuyorb Organize sanayi bölgesi alanı 511.750 m2 ve 102 sanayi parselinden oluşmaktadır. Birde çok eskiden kalan işyeri yönetmelikleri sanayicilerimiz için yine sıkıntı yaratan başka bir konu. Eskiden işyerleri şehir GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD lerinde trafik çok ciddi yoğunlaşıyor. Yolun genişletilmesi ve trafik yoğunluğunun azaltılmasıyla ilgili girişimlerimiz var. Bu tür süreçlerde bürokrasi devreye giriyor, zaman içerisinde bu sorun çözülecek ama yine trafik yoğunluğunu ciddi şekilde hissetmekteyiz. 43 YAKIN ÇEVREMİZDEN GOSBSAD içerisine dağılmış durumdaydı. Özellikle son 10 yıldır organize sanayi bölgelerinin gelişimiyle birlikte, ülkemizin güzide kuruluşları bu bölgelerde faaliyet göstermeye başladı. Sanayi kuruluşları, artık şehirden uzak bölgelerde üretim yapmaya başladılar, fakat yönetmelikler ve bürokrasi bu hızlı gelişime ayak uyduramadı, geride kaldı. Örneğin bir yangın yönetmeliğini ele alalım. Eskiden şehir içindeki üretimler göz önüne alınarak hazırlanan bu yönetmelikte, boya ve vernik işletmelerine tek kat şartı getiriyor. Bu şart o zamanın koşularına göre önemliydi. Fakat şimdi boya ve vernik sanayicileri şehir dışına taşındılar, bir çoğu organize sanayi bölgelerinde faaliyet gösteriyor. Şimdi yangın yönetmeliğine göre tek kat olmayan boya vernik işletmelerine ruhsat verilmiyor, bu da sanayicimizin önündeki bir başka engel. Bu yüzden artık güncel gelişmelerin ve teknolojinin gerisinde kalmış uygulama 44 EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ve yönetmeliklerin bir an önce günümüz şartlarına göre uyarlanmasını gerektiriyor. Sanayicilerimiz artık günümüzde yanıcı maddelere veya tehlike yaratacak unsunları da dikkate alarak günümüz teknolojisini kullanarak binalar, fabrikalar inşa ediyorlar. Ciddi bir yatırım yapılıyor, ama eskide kalmış bir yönetmelik sanayicinin önüne bir engel olarak çıkıyor. Bu da bizlerin önemli sorunlarından biridir. Bölgenin avantajları neler? Bölge sanayicilere neler kazandırıyor? “Kervan yolda düzülür” diye güzel bir deyiş var. Bölgemizde aynı bu deyişteki gibi ifadesini buluyor. Bölge, planlı bir şekilde sanayi bölgesi olarak belki en başlarda tahsis edilmemişti. Ama bugün bakıyoruz, bölgemizde ülkemiz ekonomisinin can damarı kuruluşların yer aldığı gelişmiş ve kökleşmiş organize sanayi bölgeleri kuruldular, herkes kendi altyapı sorunlarını çözmeye, sanayiciye iyi bir hizmet götürmeye çalışıyor. Başta planlı olmamısa rağmen burada koca bir bölge sanayi üretim merkezi olmaya başladı. Bu da önemli avantajları da beraberinde getirdi. “Sanayi” öyle bir şey ki, tek başınıza sanayi olamıyorsunuz. Mutkala yan kuruluşlara, alt tedarikçilere ihtiyaç var. Bölge hakikaten bu anlamda ciddi bir gelişme gösterdi. Ana ve yan sanayiler birbirlerine çok yakın mesafelerde üretim yapıyorlar, bu da sanayiciler için, ülkenin rekabet şansı için güzel bir fırsat. Bölgede sanayicilerin yan yana bulunması büyük bir avantaj sağlıyor.l İŞ VE YAŞAM Sürdürülebilir müşteri memnuniyeti yaratmak kapasitesi varken, şimdi bu sayı 1.500’lerin üzerine çıktı. Rekabetin giderek artmasına rağmen otelimiz doluluğunu 17 puan artırmış oldu. Burada daha önceden kazanılan misafir portföyünün, yeni misafir olarak bize yönlenmesinin de çok payı var. Sektörde daha fazla oyuncunun yer alması şehir otelciliğine bakışı değiştirdi. Hem yabancı hem de Türk misafirler için Anadolu yakasında da kaliteli, düzeyli, hoş hizmet alınabileceği algısı çok gelişti. Titanic Hotel, 2008 Haziran ayından beri Kartal’daki otelinde hizmetini ve kalitesini oturtmuş ve kendini kanıtlamış olduğunu için rekabet bize çok olumlu yansıdı. Titanic Business Hotel, Asia İstanbul Satış Müdürü Engin Çamcı İş adamları için tasarlanmış bir otel T itanic Business Hotel, Asia İstanbul tamamen bir business oteli. 192 odası, 23 adet toplantı saloluna sahip. 10 kişiden, 1000 kişiye kadar misafir ağırlama kapasitesine sahip toplantı salonlarımız yüksek teknolojiyle donatılmıştır. Bunun yanı sıra her türlü teknik ekipman konusunda da misafirlerimize destek veriyoruz. Odalarımızdan, otelin genel tasarımına kadar iş adamları için tasarlanan otelimizin müşteri profilini de iş dünyası oluşturuyor. Her ülkeden, her ulustan misafir ağırlıyoruz. GOSBSAD Şehir otelciliğinde rekabet 46 2010 yılında özellikle şehir otelciliğinde yeni oyuncuların sektöre katılmasıyla ciddi bir rekabet ortamı oluştu. Sektördeki rekabet bize göre çok iyi bir gelişme. Bizim otelimizin konumu açısından baktığımızda 2009 yılına göre yüzde 17 oranında doluluğumuzu artırdık. Anadolu yakasında, otelimizin bulunduğu hat üzerinde toplamda yaklaşık 430 beş yıldızlı otel odası EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Tabi ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullarda çok önemli, piyasaların 2010 yılında tekrar aktif hale gelmesi, şirketlerin ertelediği faaliyetlerin bu yıla aktarılması da şehir otelciliğinin gelişimine katkıda bulundu. Sadık bir müşteri profiline sahibiz Otelimizde her sektörden misafir ağırlıyoruz. İlaç şirketleri başta olmak üzere, GOSB’daki özellikle sanayi sektöründeki kuruluşlardan misafir ettiğimiz müşterilerimiz var. Sadık bir müşteri profiline sahibiz, GOSB’da çok iyi çalıştığımız bir çok firma var. Misafirlerimiz bizim için çok değerli. 2010’da yaşadığımız gelişmeler bize settirebilecek bir atmosfer sağlamak için tasarlandı. İnternet bağlantısını tüm otelimizde yüksek hızla sağlıyoruz ve müşterilerimizden herhangi bir ücret talep etmiyoruz. Squash’tan tutun jakuzilerine, Türk hamamlarına, masaj salonlarına kadar her türlü hizmeti alabilecekleri çok şık, hoş bir Spa merkezimiz var. İşten dönen misafirlerimiz gelip orada sporlarını yapıp rahatlayabiliyorlar veya masajlarını yaptırıyorlar. Servisimiz, kalitemiz her geçen gün gelişiyor. Hep iyi şeyler duymak, hep teşekkür almak bazen kuruluşları olumsuz bir noktaya itebilir. “Biz çok iyiyiz” diye bakarak, hiçbir yatırım ve gelişim sağlanmazsa bir süre sonra rekabet sizi oyunun dışına atabilir. Bunun bilince olarak her geçen gün kalitemizi, müşteri beklentileri doğrultusunda geliştirmeye özen gösteriyoruz. Bu yüzden dünyayı araştırıyoruz, yeni neler yapabiliriz diye bakıyoruz. Misafirlerimizle empati kurmaya çalışıyoruz. Müşteri ile empati kurabilmek Toplantı yapan misafir nelere ihtiyaç duyar, neleri ister? Biz olsak ne isterdik veya bir şirket misafiri ne ister, ne arzular? Bunu düşünerek hareket ediyoruz. Otelimizde kalan misafir profili de farklı farklı olabiliyor. Bir patronu ya da yurt dışından gelen bir mühendisi de otelimizde ağırlıyoruz. Ortak paydamız mükemmelliyetçi yaklaşım oluyor. Her misarifimizi, en iyisini almak isteyen olarak görüyoruz. Bir business otelde en çok tüketilen şey kahvaltıdır. Bazı misafirler öğle yemeklerini şirketlerinde alabilirler. Akşam yemeklerini iş arkadaşlarıyla beraber veya çevredeki yakın yerlere gidebilirler. Ama en çok tükettikleri şeylerden biri kahvaltıdır. Biz kahvaltıya çok önem veriyoruz.. Mükellef bir kahvaltı almaları için elimizden geleni yapıyoruz. En çok tükettikleri bir başka alan da odalarıdır. Odaların temizliğine, hijyenine, düzenine, dekorasyonuna, sıcaklığına çok dikkat ediyoruz. Otelimizin genel tasarımı çok sıcak, insanlara kendini rahat his- Bize göre bir otelin kalitesi sadece odasının temizliğinden, verdiği yemekten gelmez. Bir otelin kalitesi aynı zamanda içerisindeki misafirlerin kalitesiyle de artar. Biz bu yönde çok başarılı bir noktada olduğumuza inanıyoruz. Tamamen şirket misafirlerini ağırlıyoruz ve çok üst düzey şirketlerle çalışıyoruz. Çok uluslu, marka olmuş, dünyada çok önemli markalar olmuş isimlerle çalışıyoruz. Altın üçgenin ortasında bir otel Altın değerinde bir lokasyona sahibiz. Bir üçgenin ortasındayız. Sabiha Gökçen Havalimanı, iş merkezlerinin yoğunlaştığı Gebze, Kartal, Kozyatağı gibi bir nokta ve merkez. Yani insanların alışveriş yapabileceği, restoranlara gidebileceği merkezler, bu üç önemli lokasyonun tam ortasında yer alıyoruz. Hepsine aslında eşit mesafedeyiz. Yani Bağdat Caddesi’ne gitmek de bizim otelden aynı süre ve mesafe, Sabiha Gökçen Havaalanı’na gitmek de aynı süre ve mesafe. Anadolu yakasının geleceği çok parlak. Bu parlak gelecekte de Titanic her zaman verdiği kaliteli hizmetle, misafirlerini memnun ediş şekliyle ve kendini ileriye götürme arzusuyla en önemli konumlardan birine sahip olacaktır. l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD 2011’e güvenle bakmamızı ve kendimizi bu konuda geliştirmemizi sağladı. Roof katında çok şık bir restoranımız var. Adalar ve deniz manzarası eşliğinde müşterilerimiz kendi misafirlerini de ağırlayabiliyorlar. Uluslararası ve Türk mutfağını bir arada bulabileceğiniz bir cuisinemizde var. Ayrıca English Bar diye adlandırdığımız bir barımız mevcut. Bir bilardo masası, playstation gibi çeşitli oyunların olduğu, grup halinde ya da tek başlarına eğlenebilecekleri bir atmosfer var. Burada misafirlerimiz birbirleriyle etkişeleşim içine girebiliyorlar. 47 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ Üretim Sektörü İş Sağlığı ve Güvenliği Standartları İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda alınacak eğitimler sayesinde, iş kazaları, işgücü ve iş günü kayıpları önlenecek, çalışanlarının refahı ve ülke ekonomisi açısından önemli geri kazanımlar sağlanacaktır. “Elektrik akımından ileri gelen kazalar” 445 adet, “Vücudun zorlanmasından ileri gelen incinmeler” 1.480 adet, “Kaynak yaparken meydana gelen kazalar” 283 adet, “Zararlı maddelere temas etmek ve maruz kalmaya yönelik kazalar” 66 adetlik sayıları ile karşımıza çıkmaktadır ki bu kaza türlerinin en sık yaşandığı sektör üretim sektörüdür. Bekir Elkatan GOSBSAD Kaya Grubu Eğitim Müdürü 48 Y oğun makineleşme ve üretim sürecini yaşamakta olduğumuz üretim sektöründe son yıllarda İş Sağlığı ve Güvenliği işverenlerin önemli kaygılarından birisi haline gelmiştir. Süreçlere dahil edilen her yeni metodoloji, makine, kimyasal madde ve ortam çalışanlarda adaptasyon gerekliliklerini beraberinde getirdiğinden iş kazalarına ve meslek hastalıklarına yol açabilmektedir. İş kazalarının önlenmesinin yanı sıra bir çok işveren işyerinde üretim verimini artırma amacıyla güvenli bir çalışma ortamı yaratmanın gerekliliğini benimsemiş ve bu prensiple işyerinde İş Sağlığı ve Güvenliği standartlarını her geçen gün yükseltmeye çalışmaktadır. 2008 yılı SGK istatistiklerine göz attığımızda en sık yaşanan kaza türleri arasında “Bir veya birden fazla cismin sıkıştırması, ezmesi, batması, kesmesi” 24.329 adet, EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Tüm sektörlere bir bütün olarak bakıldığında İş Sağlığı ve Güvenliği standartlarının yükseltilmesinin ülke ekonomisine katkısının da yadsınamayacak boyutta olduğu ortaya çıkmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine göre, 2008 yılında 72.963 iş kazası, 539 meslek hastalığı vakası meydana gelmiş, bunların 866’sı ölümle sonuçlanmıştır. 2008 yılında iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu kaybedilen iş günü sayısı ise, 1.795.046’dır. Bu rakamların yanı sıra SGK istatistiklerine yansımayan iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu kayıplar da ayrıca dikkate alınmalıdır. İyimser yaklaşımlar iş kazalarının bir yılda ülke ekonomisine vereceği zararın 4 Milyar TL dolayında olacağı yönündedir. Bu zararın en aza indirgenmesi adına devlet önemli yasal düzenlemelere imza atmaktadır. 27 Kasım 2010 tarihinde yayınlanan “İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği” devamlı olarak en az elli çalışanın bulunduğu işyerlerinin kurması geren İş Sağlığı ve Güvenliği organizasyonunu tanımlamak ile birlikte bir “İşyeri Sağlık Güvenlik Birimi (İSGB)” kurulması veya iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin “Ortak Sağlık Güvenlik Birimi (OSGB)”nden alınmasına ilişkin usül ve esasları açıklamaktadır. İSGB’ler ve OSGB’lerde işyerinin çalışan sayısı ve faaliyet alanına göre yeterli miktarda ve sınıfta İş Güvenliği Uzmanı, İşyeri Hekimi ve yardımcı perso- nel istihdamı gerekmektedir. Yönetmelikte bu personel ile işyerlerinde çalışma ortamı gözetimi, sağlık gözetimi, eğitim ve bilgilendirme, acil durum planı hazırlığı, kayıt yönetimi, yıllık çalışma raporlaması, yıllık değerlendirme raporlaması gibi İş Sağlığı ve Güvenliği yönetim sistemine dair faaliyetlerin sürdürülmesi öngörülmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine göre, 2008 yılında 72.963 iş kazası, 539 meslek hastalığı vakası meydana gelmiş, bunların 866’sı ölümle sonuçlanmıştır. 2008 yılında iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu kaybedilen iş günü sayısı ise, 1.795.046’dır. 27 Kasım 2010 tarihinde yayınlanan yönetmelik gereği artık işverenlerin İş Sağlığı ve Güvenliği’ne dair sorumlulukları resmi olarak adreslenmiştir. Özellikle 2010 başından bu yana farklı sektörlere gerçekleştirilen iş teftişlerinde fark edilir bir artış gözlenmiş, bununla birlikte güvensiz uygulamaların tespit edildiği işyerlerinde cezai yaptırımların boyutları artmıştır. 2010 yılının ilk altı ayı itibariyle işyerlerine İş Sağlığı ve Güvenliği önlemleri yetersizliği GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD Bekir Elkatan, Kuleli Askeri Lisesi ve Kara Harp Okulu İşletme Bölümü mezunudur. Mesleki yaşamında ağırlıklı olarak Eğitim Sistemleri ve Eğitim Planlama Yönetiminde görev almıştır. 2009 yılında kendi isteği ile TSK’dan emekli olan Elkatan, Yeditepe Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Yüksek Lisans diplomasına sahiptir. 49 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ doğru bir şekilde kurgulanmış İş Sağlığı ve Güvenliği yönetim sistemi yer almaktadır. Bu kültür, yerleştiği işyerlerine üretim verimliliği, kaza sıklık oranının düşük olması, düzenli ve tertipli bir iş ortamı, çalışanlarının bilinçlenmesi, şirketlerine duyduğu güven gibi bir çok değer katmakta ayrıca sağladığı sinerji ve motivasyon işletmelerin büyüme hızına katkıda bulunmaktadır. Üretim sektörünün toplu olarak yer aldığı üretim üsleri konumunda olan Organize Sanayi Bölgeleri’nde ise kanunların uygulanması sorumluluğu, OSB’nin en üst karar organı olan Müteşebbis Heyete ve icraatı üstlenen Yönetim Kurullarına bırakılmıştır. OSB Yasası’nın 20. maddesinde “OSB`lerin ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, arıtma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri gibi alt yapı ve genel hizmet tesislerini kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alarak dağıtım ve satışını yapma, üretim tesisleri kurma ve işletme hakkı sadece OSB’nin yetki ve sorumluluğundadır. ….” hükmü yer almaktadır. GOSBSAD nedeni ile toplam 1 Milyon 419 bin 612 TL ceza kesilirken 125 işyerinin faaliyeti durdurularak kapatma kararı verilmiştir. 50 Üretim sektörü, karakteristikleri gereği etkin bir İş Sağlığı ve Güvenliği yönetim sistemi kurgulanması için avantajlıdır. Süreçlerde değişim nadiren gerçekleşir, çalışanın aynı işyerinde çalıştığı süre ortalaması yüksektir, çalışanların eğitim düzeyi en çok ölümlü kazanın yaşandığı sektörlerden birisi olan inşaat sektörüne kıyasla daha yüksektir. Bu avantajları olumlu kullanarak işyerinde bir İş Sağlığı ve Güvenliği kültürü oluşturulması profesyonel bir destek ile kolaylıkla sağlanabilmektedir. Bu kültürün temelinde; işverenin bakış açısı, güvenli bir çalışma ortamının sağlanması için gerekli iş güvenliği ekipmanları, İş Sağlığı ve Güvenliği uzmanlarınca EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Kanun maddesi çerçevesinde düzenlenen OSB Uygulama Yönetmeliği’nin Müteşebbis Heyet’in görev ve yetkilerini düzenleyen 35. Maddesinin “o” maddesi ile Yönetim Kurulu görev ve yetkilerini belirleyen 41. maddesinin f fıkrasının 2. alt maddesinde; “OSB’nin ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğal gaz, arıtma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri gibi altyapı ve genel hizmet tesislerini kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alarak dağıtım ve satışını yapma; bu çerçevede üretim tesislerinin ortak sağlık ve güvenlik birimlerini kurma ve işletme konularında gerekli kararları alma” kararı OSB yönetimlerine bırakılmıştır. Bu çerçevede ülkemiz üretim sektörü işverenlerinin ve üretim üsleri OSB’lere ait yönetimlerin, İş Sağlığı ve Güvenliği alanında yapacakları her türlü yatırımın; işletmelerinin çıkarları, çalışanlarının refahı, sağlığı ve güvenliği ile ülke ekonomisi açısından önemli geri kazanımları olacaktır.l GOSB Katılımcı İlişkileri Uzmanı Meral Ünver, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. GOSB – TADIM Jale Yücel Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, okulların temizlik ve hijyen konusunda teşvik edilmesi amacıyla yürütülen proje çerçevesinde, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından temizlik açısından 100 üzerinden 90 alan okullara verilen beyaz bayrağı almaya hak kazandı. Saygı duruşu ve istiklal Marşı ile başlayan programa; okul öğrencilerinin folklor gösterisi, Okul Müdürü Ümit Aşkın, GOSB Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım, İl Sağlık Müdür Yardımcısı Sadık Bozok, İl Milli Eğitim Müdürü Nevzat İspirli, Çayırova Belediye Başkanı Ziyaettin Akbaş, Çayırova Kaymakamı Abdullah Selim Parlar’ın konuşmaları ile devam edildi. Tören, sertifika, plaket, bayrak teslimi ve bayrağın göndere çekilmesinin akabinde kokteyl ile sonlandırıldı. GOSB Tadım Jale Yücel Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, Kocaeli genelinde 44. Beyaz Bayrak’lı okulu, Çayırova’nın ise 3. okulu oldu. Başarılı çalışmalarından dolayı Okul Müdürü Ümit Aşkın nezdinde tüm emeği geçen okul personelini ve öğrencileri tebrik ediyor, örnek teşkil eden faaliyetlerinin sürekliliğini diliyoruz.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD G OSB – TADIM Jale Yücel Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde düzenlenen sertifika, plaket ve beyaz bayrağı alma törenine; Çayırova Kaymakamı Abdullah Selim Parlar, Çayırova Belediye Başkanı Ziyaettin Akbaş, İl Milli Eğitim Müdürü Nevzat İspirli, İl Sağlık Müdür Yardımcısı Sadık Bozok, GOSB Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım, GOSBSAD Yönetim Kurulu Başkanı Adil Kanıöz, GOSB Müteşebbis Heyet Üyesi Ercüment Sarıtaş, GOSB Bölge Müdür Yardımcısı Gülser Kaya, GOSB EĞİTİM GOSB’da Örnek bir okul 51 GOSB’UN RENKLERİ Bronz döküm heykeller GOSB'da sergilendi Sektörlerinde öncü kuruluşların yer aldığı GOSB, sanata verdiği destekle gündeme gelmeye devam ediyor. GOSB Sanat Galerisi bu kez bronz döküm heykellere ev sahipliği yaptı. Sema Tahincioğlu ve Serap Gümüşoğlu’nun eserlerinden oluşan sergi 14 Ocak Cuma günü açıldı. Serap Gümüşoğlu ve Sema Tahincioğlu Sema Tahincioğlu: Sanat ruhları ve gönülleri tazeler GOSBSAD Sanat hayatına nasıl başladınız? Eserlerizde neleri ifade ediyorsunuz? 52 Sema Tahincioğlu, “Uyanış” EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ 1989 yılında Language Culture Center Güzel Sanatlar Okulu İçmimarlık Bölümü`nden mezun oldum. Resime olan merakım ve ilgim her geçen gün beni irdeliyordu. Resim sevgiyle plastik sanatlara yöneldim. Mahir Güven atölyesinde resim çalışmalarına başladım, ondan aldığım cesaret ve özgüvenle beni desteklemesi beni resime yöneltti. 1992 yılında eşimle birlikte Amerika’ya gittik, yanımda resimlerimde vardı. Çalışmalarıma ve bana Amerika’da çok değer verdiler. New York, Soho ve Boston’da çalışmalarım ilgi ile karşılandı. 1993 yılında Boston Museum of Fine Art School’da eğitim görmeye başladım. Boston Brenda Taylor Gallery`de ilk kişisel sergimi açtım. Ardından New York Soho Agora Gallery`de karma sergilere katıldım. Sema Tahincioğlu, “Su Dalgası” Ardından Türkiye’de devam eden karma ve kişisel sergilerden sonra resimde daha fazla materyaller kullandığım için heykele doğru bir yönlenme oldu. Bronzla, çamurla tanışmam sanata olan cesaretimi daha artırdı. Daha severek ve isteyerek iyiden iyiye sanatın içinde yer almaya başladım. Heykel sanatına başlamak için önce mutlak resim ile uğraşmak gerekli diye düşünüyorum. Resim aslında bütün sanat dallarında yapılan sanatın bir eskizi gibidir. Renklerle bir arada olmak her zaman beni heyecanlandırıyor. Heykel sanatıda bana ayrı bir neşe ve heyecan kattı. Serap Gümüş arkadaşım ile birlikte aynı atölyeyi paylaşıyoruz. İlk açtığım sergilerde “5. Mevsim” temasını canlandırmıştım. 5. mevsim benim duygularımın mevsimini anlatıyor. Her dönem yaşadığım dalgalanmaları, güçlenmeyi, romantik bir hale bürünmeyi ve duygularımı materyaller ile birleştirip ifade ediyorum. Daha sonra doğadan aldığım enerji ile havayı, suyu ve toprağı 5. element olarak temalandırıp bir sergi daha açmıştım. Bu doğadan aldığım enerjiyi ve çoşkuyu bir araya getirdi. GOSB’da açtığım sergideki heykellerimden birinde de bunu ifade etmeye çalıştım. Havadaki çekim gücünü yansıtmayı ve fadelendirmeyi hedefledim. 5. element bana göre insanların birbirine duyduğu tutkuyu ve aşkı simgeliyor. Sema Tahincioğlu l 2006 yılında Hobi Sanat Galerisi`nde ilk kişisel heykel sergisini açtı. Aynı yıl heykellerini 2006 Artİstanbul Çağdaş Sanat Fuarı’nda Galeri Baraz ile sergiledi. l 2007 AnkArt Ankara Sanat Fuarı’na Galeri Baraz ile katıldı. 2007 Art Bosphorus Çağdaş Sanat Fuarı’na Art Home Sanat Galerisiyle katıldı (heykel). 2007 yılı son sergisini Seven Sanat Galerisi’nde Karma Heykel sergisi ile tamamladı. l 2008 yılı içersinde İstinye Antik Park Sanat Galerisinde Karma Heykel sergisine katıldı. l 2008 Contemporary İstanbul Sanat Fuarına Galeri Baraz ile heykel sergisi gerçekleştirdi. l Ichelique Sanat Atölyesinde 2008’de karma heykel sergisine katıldı. l 2009 Galeri BinYıl’da 10.Yıl Etkinlkleri karma heykel sergisine iştirak etti. l 2009 Begonville Art Galeri Bodrum’da karma heykel sergisi gerçekleştirdi. l 2009 Moda Deniz Kulübü Nilay Meral Sanat Merkezinde ikinci kişisel resim sergisini açtı. l 2010 Konya Beyşehir’de Anadolu’ya Şükran Buluşmaları karma sergisine katılmıştır. Çalışmalarını halen resim ve heykel üzerine sürdürmektedir. Sema Tahincioğlu GOSB’da sergi açma nedeniniz neydi? İş dünyası sanata nasıl ilgi gösteriyor? GOSBSAD Sanatçı olarak insanların bizim yapıtlarımızı izlemelerini beklemek yerine onların bulundukları yerlere giderek eserlerin sergilenmesinden yanayım. Ülkemiz giderek sanayileşiyor, ekonomik hayat, rekabet iş dünyasını bir cendere içine çekmiş durumda. Ruhumuz bir türlü sanatla buluşamıyor. Bu yüzden sanatçının insanların ayağına giderek, yapıtlarını, 53 GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSB’UN Sema Tahincioğlu, “Doğuş” RENKLERİ İnsanlara biz ulaşmalıyız, mantığından yola çıkarak, ülkemizin önemli sanayi kuruluşlarını barındıran GOSB içerisinde bir sergi açmaya karar verdik. Sanatı, iş dünyasının gündemine taşıyarak, ruhları ve gönülleri tazeleyebilirsek, benim için sanatta bir açıdan ifadesini buluyor. Sanat insanların günlük monoton hayatlarına bir heyecan katmalı. Sanatsız bir toplumun ayakta duramayacağını düşünüyorum. sanatın güzelliğini paylaşmalı. Sergiler, sanat fuarları düzenleniyor, sanatçılar olarak bizler olabildiğince buralarda yer almaya sanatımızı yansıtmaya çalışıyoruz. Fakat yine de sanatın izleyicisi ülkemizde yeterli sayıda değil. Bizler insanlara ne kadar gidebilirsek, sanatı sevdirebileceğimizi düşünüyorum. Benim kişisel olarak da çıkış noktası bulduğum yer de sanatın kendisidir. Bu yüzden resimle, heykelle uğraşıyor, kendimi ifade etmeye çalışıyorum. Sanat yapıtı size göre nasıl izlenmeli? İzleyici, sanat yapıtına öncelikle iyi niyetle bakmalı. Takdir etmeli, sonra bu yapıtı özümsemeye çalışmalı. Sanatçıda izleyiciye ulaşmışsa, sanat amacına ulaşmış demektir.l Serap Gümüşoğlu: Bir heykelin oluşması yaşam süresidir Sanat hayatına nasıl başladınız? Eserlerizde neleri ifade ediyorsunuz? Sema Tahincioğlu, “Dayanışma” Mimar Sinan Üniversitesi Grafik Sanatlar bölümünden mezun oldum. 1988 yılında aynı üniversitede Özgün Baskı Resim dalında yüksek lisansımı tamamladım. Heykel sanatında, dokunmak, boyut kazandırmak ilgimi çekti, bu yüzden bu sanata gönül verdim. Marmara Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. Nilay Büyükişleyen atölyesinde beş yıl eğitim aldım. Sonra Londra’da The Heatherley School of Fine Arts’da eğitimime devam ettim. Kişisel ve karma sergilere katıldım. GOSBSAD Heykellerim, özgün, ne hissetiyorsam onları ifade ettiğim çalışmalar. 54 Yapıtlarınızı nasıl tasarlıyorsunuz? Önce hissetiyorum, kafamda eskizlerini oluşturuyorum. Hatta eserin, bazen bitmiş halini de görebiliyorum. Bu tabi en kolayı, bu eseri sonuçlandırmak için de ciddi EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ bir çaba gerekiyor. Hayalin gerçeğe dönüşmesi zorlu bir süreç oluyor. Bu süreler içinde eskizler ve araştırmalar yapıyorum. Derinlemesine düşünmek gerekiyor. Öte yandan çok keyifli de bir süreç yaşanıyor. Bazen bir saat içerisinde de heykel boyut kazanabiliyor, bazen de aylar hatta yıllar sürüyor. Yaşamın birikintileri, tortularının söze ve göze gelmesiyle de birleşince yapıt ortaya çıkmış oluyor. Bu bazen bir yaşam süresi de olabiliyor. Bir sanatçı olarak iş dünyasına neler öneriyorsunuz? İş dünyasının sanatla ilişkisi karşılıklı bir alışveriştir. İş dünyası sanattan isterse birşeyler öğrenebilir. Bu sanatçı içinde geçerlidir. Karşılıklı bir hissedişi gerektirir, derin düşünmeyi, toplumun birer parçası olarak birbirini anlamayı gerektirir. İş dünyası belki günlük değil kavramsal düşünmeyi hayata geçirebilir. Serap Gümüşoğlu, “Yaslantı” Serap Gümüşoğlu, “Mart Gezginleri” Aslında sanat, sadece iş dünyası için değil herkes için huzur veren, motive eden bir etken olmalıdır. Ayrıca sanatı desteklemek açısından da düşünürsek, sanatın kalkınması, ülkenin kendisi küresel ortamda sadece iş dünyası ile değil sanatla da sesini duyurmasına yol açabilir. Sanatın ayakta kalabilmesi için de her ikisi açısından maddi ve manevi olarak desteklenmesi gerekli. Sanatçı iş dünyasının hayallerini beslerken, iş dünyası da sanatı da doyum noktasına ulaştırmak ve sürdürülebilir olmasına katkı sağlayabilir diye düşünüyorum. Serap Gümüşoğlu l 2010 yılında; Lüksemburg Uluslararası “ İstanbul yorum” sergisi, Lüksemburg, Cemal Reşit Rey Uluslararası Portakal Çiçeği Sanat Kolonisi sergisi, İstanbul, 47. Uluslararası Troya Festivali, Çanakkale, Türkiye, Keşan Uluslararası Heykel Sempozyumu, Edirne, Türkiye, Sapanca Uluslararası Sanat Kolonisi, Bronz Heykel, Sapanca, Türkiye, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İstanbul-u-yorum Sergisi, Osman Hamdi Bey Salonu, İstanbul, Türkiye, Ankara Çağdaş Sanatlar Galerisi, Ankara, Türkiye, Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Antalya, Türkiye l 2009 yılında Contemporary ‘09, Galeri Binyıl, İstanbul, Türkiye, TÜYAP Sanat Fuarı, İstanbul, Türkiye, Derinlikler Sanat Merkezi, İstanbul, Türkiye, Galeri Binyıl, İstanbul, Türkiye, Galeri Baraz, İstanbul, Türkiye, Dolmabahçe Sarayı Depo Müze, İstanbul, Türkiye, Pera Sanat Galerisi, İstanbul, Türkiye, İşlik Atölyesi, İstanbul, Türkiye l 2008 yılı içersinde; Centro Ave Arte, International Art Centre, Loppiano, Floransa, İtalya, “Federation International Culturelle Feminime” Mettingen, Almanya, 52 Künstlerinnen Aus 11 Ländern Zeigen, Malerei, Almanya, Art İstanbul TÜYAP Sanat Fuarı, İstanbul l 2007 yılı içerisinde; TÜYAP Sanat Fuarı, İstanbul, Art Bosphorus Çagdaş Sanat Fuarı, Ares Sanat Galerisi, Feshane, İstanbul, Türkiye, Ares Sanat Evi, İstanbul l 2005 yılı içerisinde; Kouros Art Gallery, New York, Amerika, SoHyun Gallery, New York, Amerika l 2003 Camden Art Center, Londra, İngiltere, American Culture Center, İstanbul, Türkiye l 2002 Bilkent Üniversitesi, Ankara, Türkiye l 2001 MA Galeri, İstanbul, Türkiye, EKAV Sanat Galerisi, İstanbul, Türkiye l 2000 Cemal Reşit Rey Kültür ve Sanat Merkezi, İstanbul, Türkiye Serap Gümüşoğlu GOSBSAD Bir sanatçı olarak iş dünyasına neler öneriyorsunuz? İş dünyasının sanatla ilişkisi karşılıklı bir alışveriştir. İş dünyası sanattan isterse birşeyler öğrenebilir. Bu sanatçı içinde geçerlidir. Karşılıklı bir hissedişi gerektirir, derin düşünmeyi, toplumun birer parçası olarak birbirini anlamayı gerektirir. İş dünyası belki günlük değil kavramsal düşünmeyi hayata geçirebilir. Sanatı destekleyen, sanata gönül veren bir iş adamı ayrıca ciddi bir saygınlıkta kazanır. l 55 GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 KÜRESEL EKONOMİ Davos'ta krize çare arandı Türkiye’den Devlet Bakanı Ali Babacan ile Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın katıldığı bu yılki Davos Dünya Ekonomi Forumu’nda ülkeler, ekonomik toparlanma ve krizden çıkış yollarını aramaya çalıştılar. 26-30 ocak tarihleri arasında yapılan Davos toplantılarına bu yıl dini ve kültürel liderler de katıldı. Toplantının stratejik ortakları arasında dünyanın dev şirketleriyle birlikte Türkiye’den Doğuş Grubu yer aldı. 4 1’inci Dünya Ekonomik Forumu’nun açılışını Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev yaptı. Konuşmasının başında, Moskova’da havalimanına yönelik terör saldırısının kurbanları için saygı duruşunda bulunuldu. Medvedev’in açtığı bu yılki buluşmayı zorlu bir gündem bekliyordu. Bembeyaz bir kar örtüsü altında kalan Davos’ta, yeni bir küresel finans krizinin önüne geçilebilmesi için ekonomi dünyasının ve siyasetin gelecekte hangi kurallara göre işlemesi gerektiği sorusuna yanıt arandı. Riskler bol, zira bugüne kadar krizin açtığı yaralar sarılmaya çalışıldı, ancak krize neden olan sistem risklerine eğilinmedi. Bu nedenle uluslararası denetim, vergi ve danışmanlık şirketi PricewaterhouseCoopers’ın (PWC), Davos’taki buluşmanın açılışında sunduğu bir anketin sonuçları şaşırtıcı, zira bu ankete göre, dünyanın en önde gelen bin 200 yöneticisinin yarıya yakını 2011 için gayet umutlu bir tablo çiziyor. Bu oran Alman yöneticilerde neredeyse yüzde 80’e varıyor. Ekolojik büyüme önemli GOSBSAD PricewaterhouseCoopers’ın Almanya Yönetim Kurulu Başkanı Norbert Winkeljohann Alman işadamlarının ‘ne pahasına olursa olsun büyüme’ hedefiyle hareket etmediklerini vurguluyor: 56 Alman şirketlerinin yöneticileri, her ne pahasına olursa olsun büyümenin doğru strateji olmadığının farkına vardılar. Tabii ki büyüme her zaman için kârlılıkla bağlantılı olmak zorunda. Dolayısıyla kalıcı büyüme ekonomik açıdan büyüme, sosyal açıdan büyümeyi doğru bir şekilde yönlendirme ve özellikle de çevre dostu büyüme düşüncesiyle bağlantılandırılıyor. Bu açıdan bakıldığında Alman işletmelerinin doğru yolda olduğunu düşünüyorum. Zira ekolojik büyümenin öneminin farkındalar. Bu alanda ürünler geliştirilebilir ve böylece dünyada iyi işlere imza atılabilir.” EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Asya centilmence oynamıyor Ancak birçok yönetim kurulu başkanı, özellikle Hindistan ve Çin’deki son derece hızlı kalkınmayı endişeyle izliyor. Önde gelen Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt’ın yaptığı bir ankete göre, Asya’da hâkim olan değerlerin ve kriterlerin Avrupa’ya da sıçramasından endişe ediliyor. Eleştiriler, Asya’da oyunun centilmence oynanmadığı ve devletin ekonomiye müdahalesinin giderek arttığı yönünde. PricewaterhouseCoopers’tan Norbert Küresel bazda eşitsizliğe dikkat çekildi İşadamlarının en büyük endişesi yeni bir finans krizinin patlak vermesi. Davos’un ilk günündeki görüşmelerde de, krizin yaralarının sarılması ön plandaydı. Diğer bir konu ise sosyal ve siyasi dengesizliklerin içerdiği tehlikelerdi. Çin Merkez Bankası’nın eski Genel Başkan Yardımcısı Zhu Min, özellikle Tunus, Cezayir ve Mısır’daki protestoların ışığında, küresel bazda eşitsizlik sorununa dikkat çekti. Zhu Min bunun tüm dünyanın karşı karşıya olduğu en önemli sorun olduğunu belirtti. Kriz tellalı olarak da tanınan ABD’li ekonomi profesörü Nouriel Roubini ise dört akut sorun olduğunu söylüyor: “Öncelikle demografik faktör bir sorun. Yaşlanan bir nüfus ekonomik büyüme potansiyelini frenliyor. Bu sorunu Japonya’da ama aynı zamanda Avrupa’da da gözlemlemek mümkün. İkincisi, sanayi ülkelerindeki yapısal reform ihtiyacı. Ama ne yazık ki bu konuda atılan adımlar olması gerekenden daha yavaş. Üçüncü olarak, üretim ve rekabet gücünü arttırmak için, eğitim ve altyapıya yatırım gerekiyor. Son olarak ise, devletlerin borçlanması sorunu var. Bütçe açıkları ve giderek büyüyen borç dağları, ekonomik büyümeyi engelliyor.” Hammadde sıkıntısı ekonomik büyümeye en büyük fren Hammadde kaynaklarındaki sıkıntının, ekonomik büyümenin önündeki en büyük engel olabileceği belirtiliyor. İster metal, ister su ya da enerji, kaynaklardaki darboğazın yeni kriz bölgelerinin oluşmasına yol açabileceği vurgulanıyor. Roubini, artan fiyatların etkisinin görüldüğüne dikkat çekiyor: “Bu özellikle önde gelen gelişmekte olan ülkelerde enflasyonun artmasına neden olabilir. Bu sorun, özellikle sanayi toplumlarında, hammadde ithal edenlerin elinde bulunan sermayede darlığa yol açabilir. Bu da tüketime, dolayısıyla da ekonomik büyümeye olumsuz yansıyabilir. Arkasından da sosyal karmaşa ve siyasi istikrarsızlık gelir. Tunus, Mısır, Fas ve Cezayir’de olanları görüyorsunuz. Artan gıda fiyatları ciddi sosyal ve siyasi sorunlara yol açıyor.” dedi. Dünya Ekonomik Forumunun kurucusu ve başkanı Klaus Schwab, Türkiye’nin, iki yıl aradan sonra Davos’a dönmesinin kendilerini çok sevindirdiğini söyledi. Türkiye’nin, küresel ekonomik krizde başarılı bir sınav verdiğini belirten Schwab, ülkenin küresel bir güç konumuna geldiğini de ifade etti. Türkiye’nin, G-20 gibi güçlenen bir grubun en etkin üyelerinden biri olduğunun altını çizen Schwab, bu pozisyonuyla, yeni küresel ekonominin şekillenmesinde katkı sağladığını vurguladı. Klaus Schwab, Türkiye’nin sadece ekonomik olarak değil, siyasi anlamda da, barış ve istikrar açısından önemli gayret sergilediğini belirtti. Dünya Ekonomik Forumu Başkanı, küresel bir güç olan Türkiye’nin, her küresel toplantıda yer alması gerektiğini de ifade etti. Klaus Schwab, bu yılki zirvede, küresel ekonominin önündeki yeni gerçeklere vurguda bulunarak, küresel sorunların çözümüne yönelik ortak normların belirlenmesinin önemine dikkat çekiyor. l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD Winkeljohann, yine de kimsenin patlama kaydedilen bu pazarlardan vazgeçemediğini söylüyor: “Bunun tabii bir uyuşukluğa yol açmasına izin verilmemeli. Geleceğin dev pazarları olan Hindistan ve Çin’e ayak uydurabilmek, büyük hedefler. İki ülkenin de, talep hacmi yüksek dev nüfusları var. Ama bizim de Alman ekonomisi olarak, teknik seviyemizi korumamız ve yüksek teknolojinin adresi ünvanını elimizden kaptırmamamız gerek ki, bu ülkelerde rekabet gücümüzü koruyalım.” 57 KİŞİSEL GELİŞİM Mutlu bir iş yaşamı için öneriler E GOSBSAD ğer daha mutlu olacağınız bir işe özlem duyuyorsanız, seçtiğiniz kariyer yolundaki ilk çıkıştan kaçmaya çalışmayın. Çalıştığınız işte mutlu olmayı deneyebilirsiniz… 58 1. Kişisel problemlerinizi kişisel tutmaya özen gösterin: Kişisel meselelerinizle fazlaca uğraştığınız zaman işinize konsantre olmakta ve mutlu olmakta güçlük çekersiniz. Hiç kimsenin kişisel yaşamı tamamıyla problemsiz olamaz, öncelikle EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ bunun farkına varın. Nasıl eve gittiğinizde işi unutup, kendinize ait zamanın değerini bilmeniz gerekiyorsa, aynı şekilde işte de işinize odaklanabilmeniz ve verimli olabilmeniz için kişisel sıkıntılarınızı evde bırakmalısınız. 2. Ofisinizi yuvaya dönüştürün: Günün en az 8 saatini işinizde geçiriyorsunuz -ki bu süre muhtemelen yatağınızda geçirdiğiniz süreden daha uzun.- Bu yüzden ofisinizi size ait kılın, çalışma alanınızı şirket politikası izin verdiği ölçüde kendinize göre dekore edin ve ofisinizde olabildiğince konforlu ve rahat olmaya çalışın. 3. Kendinize bir ofis destek sistemi kurun: Sizinkine benzer geçmiş ve hayat tarzlarında olan iş arkadaşlarına sahip olmak, ofiste üzerinizden çokça baskıyı alacaktır. Duygularınızı sizi anlayan kişilere dillendirebilmeniz, stresinizi büyük ölçüde azaltmanıza yardımcı olacaktır. 4. Sağlıklı beslenin ve bol bol su için: İyi beslenmek ve bol bol su içmek işyerinizdeki enerji ve genel tutumunuzda büyük fark yaratacaktır. 5. Organize olun: Elinizdeki iş yükünü tamamlamak için kendinize bir program çizelgesi hazırlayın. İş yükünden boğulduğunuzu ve nasıl başa çıkacağınızı düşündüğünüz, işteki memnuniyetsizliğinizi arttıracaktır. Bu yüzden proaktif olup kontrolü elinize aldığınızda, kendinizi daha memnun, güvenli ve motive hissedeceksiniz. 8. Kendinizi ödüllendirin: İşinizin dışında kendinize bir ödül belirleyin. İster arkadaşlarla akşam yemeği, ister sinema, ister spor, ister manikür olsun arada sırada kendinizi şımartın. Evdeki stres nasıl işinizi olumsuz etkilerse, aynı şekilde hayatınızın olumlu yönleri de ofisteki modunuzu olumlu etkileyecektir, bunu unutmayın. 9. Arada bir soluk alın: Ayaklarınız kapalı durun, kollarınızı yanlarda sabit bırakın ve derin nefes alın. Gün içerisinde bunu sık sık tekrarlayın. 10. Pozitife odaklanın: İşte sevdiğiniz şeyleri belirleyin. Bunlar sadece sevdiğiniz iş arkadaşlarınız veya ofisinizde pencereden gördüğünüz güzel manzara gibi basit şeyler de olabilir. Kişi kendi kafa yapısını kendisi yaratır. Eğer aklınızda işinizle ilgili sevdiğiniz pozitif noktalara vurgu yaparsanız, işiniz daha keyifli hale gelecektir. Negatif şeyler hakkında üzülmek sizi zaman içerisinde boğacaktır. l 6. Hareket edin: Ofiste masa başı çalışmak, bazen çok hareketsiz ve sabit bir iş hayatına sebep olabiliyor. Bu yüzden hem sağlığınız hem de mutluluğunuz için mesai süreniz içerisinde zaman zaman yerinizden kalkıp, biraz hareket etmeye gayret edin. GOSBSAD 7. İş arkadaşlarınızı değiştirmeye çalışmayın: Kimseyi değiştiremezsiniz. Yalnızca sizin onlara verdiğiniz reaksiyonu değiştirebilirsiniz. Başka kişilerin hareketlerinin sizi etkilemesine izin vermeyin. Sadece anlaşmazlıkları çözmenin yollarını arayın ve rahatsız edici durumların oluşmasını önlemeye çalışın. 59 GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 PROJE YÖNETİMİ Proje yönetimi şirketlerin korkulu rüyası kritik iş projelerini en etkin şekilde yürütmelerini sağlayacak yeteneklere sahip olduklarına inanıyorlar. l Araştırmaya katılan şirketlerden %25’i proje yönetimi için tam entegre IT (BT) sistemlerine sahip iken, sadece %12’si, IT entegrasyonunu ve gerçek-zamanlı verileri, proje kontrol fonksiyonunun temel taşları olarak saptadıkları halde, proje performanslarını artıracak bilgilere tam olarak erişemediklerine inanıyorlar. Araştırmanın ortaya koyduğu bir diğer gerçek, ekonomik krizin proje-ağırlıklı sektörlerde yeni iş ihtiyaçlarının doğmasına neden olmasıdır; nitekim katılanların %66’sına göre resesyon sonrasında projelerin yürütülmesi hususunda kurumsal yazılım araçlarına duyulan ihtiyaç hiç bugünkü kadar ön plana çıkmamıştı. U luslararası Proje Yönetim Derneği’nin (IPMA) IFS adına beş coğrafi bölgede (İngiltere, ABD, Avustralya, İskandinavya ve Benelüks) faaliyetlerini IT projelerine dayalı olarak sürdüren çeşitli şirketlerin CEO, COO ve Proje Yöneticileri arasında yürüttüğü bir araştırmanın sonuçlarına göre, kurumsal yöneticiler, BT uygulamalarında proje süresince sağlanması beklenen sezgi ve kontrol yeteneklerinden yoksun olduklarını ve çözümlerin kendi iş yazılımlarıyla çok daha iyi entegre olması gerektiğini düşünüyorlar. GOSBSAD Araştırmada öne çıkan bulgular 60 lCEO/COO ve Proje Yöneticilerinin yaklaşık dörtte üçü için; proje yönetimi işletmelerin büyümeleri açısından kritik ya da mutlak kritik bir önem arz ediyor. l Buna karşın ankete katılan CEO / COO ve Proje Yöneticilerinden sadece %11’i EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ IFS CEO’su Alastair Sorbie’ye göre “ Değişim projelerin doğasında mevcuttur ve uzun yıllar proje-odaklı firmalarla birlikte yürüttüğümüz çalışmalardan çok iyi bil- mekteyiz ki projenin başarısı sunulan çözümün çevik ve ölçeklenebilir olmasında yatmaktadır. Bu iki temel unsur bütüncül bir yaklaşım içinde, ileri sezgi ve kontrol özelliklerinin sergilendiği gerçek-zamanlı veri takipleriyle birleştiğinde, yeni nesil projelerin ve gelecekteki organizasyonel büyüme ihtiyaçlarının yönetilmesi daha da kolay hale gelecektir.” Proje Yönetiminde rol oynayan anahtar faktörler belli oldu Alastair Sorbie değerlendirmesini şöyle sürdürmektedir: “Diğer proje üyelerinin ve fonksiyonel birimlerin ne planladığı ve sipariş ettiği hususunda resmin tümünü göremeyen bir proje yöneticisi her ay hazırlamakla yükümlü olduğu tahmin raporlarını doğru verilere dayandıramayacak, kritik projelerin kontrolünde aksama olduğunda işletmenin tümü risk altına girecektir. Bu nedenle birçok firmanın veri toplamak ve projelerini birçok farklı sistemle yönetebilmek için önemli kaynaklar ayırdıklarına tanıklık etmekteyiz. Oysa verimlilik açısından bu sürdürülebilir bir durum değildir ve sorun aslında tek bir sistemle rahatlıkla çözülebilecektir.” Bu yeni araştırma göstermiştir ki, proje yönetimi her ne kadar kritik bir alan olarak kabul edilse de, kuruluşlar projeleri verimli bir şekilde teslim edecekleri hususunda kendilerine güvenmemektedirler. IPMA Araştırma Yönetim Komitesi Başkanı Prof. Brane Semoliç’e göre “Bunun altında yatan en önemli neden proje yönetiminde kritik yer tutan bilgilere etkin biçimde ve zamanında erişememe endişesidir.” “Bu araştırma sonuçları dünya genelindeki elli Proje Yönetim Derneği’nden aldığımız bire bir raporlarla da örtüşmektedir ve etkin proje yönetiminin müşteri teslimatlarına, maliyetlerin düşürülmesine ve şirketin büyümesine yaşamsal katkılarda bulunacağı yönündeki görüşümüzü teyit etmektedir.” IFS’in araştırmasına ABD, İngiltere, Avustralya, İskandinavya ve Benelüks ülkelerinden toplam 273 kişi katılmış, bunlardan %49’unu CEO/COO’lar %51’ini proje yöneticileri oluşturmuştur. Katılanlar çoğunlukla Altyapı/Enerji, Telekomünikasyon, Petrol & Gaz, İnşaat ve İmalat gibi ana sektörleri temsil etmiştir.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD Kendilerine tutarlı ve etkin proje yönetiminde rol oynayan en önemli üç faktör diye soru sorulan C-Suite, endüstri liderleri ve proje yöneticilerinden hemen tümü bu faktörleri kaynak planlaması (%55), bütünleşik iş sistemleri (%52) ve gerçekzamanlı veri işlemleri olarak sıralamışlardır. Bu sonuçlar organizasyonel IT ve proje-bazlı çözüm yatırımlarının ne denli önemli olduğunun altını çizerken, bu noktada %49’luk bir oranla IT entegrasyonu en yüksek öncelik puanını almıştır. Bunu gerçek-zamanlı veri (%40) ve kaynak planlaması (%37) izlemiştir. Ancak, tam entegre IT sistemleri her ne kadar en öncelikli bir gereksinim olarak belirtilse de, proje yönetiminde bu tür sistemlerden gerçekten faydalanabilen firma sayısının toplamda dörtte biri geçmediği gözlemlenmiştir. 61 MÜKEMMELLİK GOSB'da mükemmellik yolculuğu YOLCULUĞU GOSBSAD KalDer ve Gebze Organize Sanayi Bölgesi işbirliği ile planlanan Mükemmellik Platformu-Yerel Kalkınma ve Mükemmellik Yolculuğu Toplantı dizisinin üçüncüsü yerel işbirlikleri ile hayata geçirmeyi arzu ettiği yayılımı sağlayabilmek amacıyla Gebze Organize Sanayi Bölgesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. 62 T ürkiye’nin sürdürülebilir mükemmellik ve kalite yönetiminde marka olmuş kuruluşları Eczacıbaşı Askaynak A.Ş, Siemens San. ve Tic. A.Ş ve Brisa Bridgestone Sabancı Lastik San. ve Tic. A.Ş’ninde KalDer liderliğinde bir araya gelerek oluşturduğu “Ulusal ve Bölgesel İyi Uygulama Örnekleri ve Deneyim Paylaşımı”, 17 Şubat Perşembe günü saat 14.00-17.00 arasında Gebze Organize Sanayi Bölgesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Gebze Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım, Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker ve KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A.Hamdi Doğan açılış konuşmalarını yaptılar. Oturum başkanlığını Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın yaptığı panelde ise, Eczacıbaşı Askaynak A.Ş Teknik Müdür Asuman Özer, Siemens San. ve Tic. A.Ş Kalite Yönetimi Direktörü Nuray Şen ve Brisa Bridgestone Sabancı Lastik San. ve Tic. A.Ş Müşteri Hizmetleri Müdürü Timur Akarsu deneyimlerini paylaştılar. Açılış konuşmasını yapan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A.Hamdi Doğan, “Bugün düzenlenecek etkinlikte “Yerel Kalkınma EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ve Mükemmellik Yolculuğu” ana başlığı altında Ulusal ve Bölgesel İyi Uygulama Örnekleri ve Deneyim Paylaşımı ele alınacak. Ülkemizde özellikle son yıllarda üstü üste yaşadığımız yerel ve küresel ekonomik krizler bize göstermiştir ki, rekabette kalite vaz geçilemez hatta, göz ardı edilemez bir olgudur. Gelişmekte olan toplumlara baktığımızda kalitenin her alanda kabul edildiğini görmekteyiz. Bu konuda asla taviz verilemez. Sadece iş ve ekonomi dünyasında değil, eğitim kültür, sanat, sağlık, yerel yönetimler ve yaşam kalitesinde dahi kalitenin farkındalığı bilincinde oldukları gözlenmektedir. KalDer Yönetim Kurulu Başkanı olarak, buradan tüm kuruluşlarımıza Ulusal Kalite Hareketi’ne katılım konusunda çağrıda bulunmak istiyorum. Çünkü her bir kuruluşumuzun katılımı bizi ulaşmak istediğimiz Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedefimize daha da çok yaklaştırmaktadır. Bugün burada Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi’ne imza atacak olan değerli bir kuruluşumuz var. Kaya Grubu’nun bu girişimlerini takdirle karşılıyor, Mükemmellik Yolculuğu’nda sonsuz başarılar diliyorum.” dedi.l YÖNETİCİ KİTAPLARI Bir Strateji Ustası Peter Drucker Yönetim Ve Organizasyon Büyük Açık Robert Swaim Fatma Atıgan Michael Lewis ISBN: 9786053600770 ISBN: 9786053954309 ISBN: 9789758535866 İ ş dünyasında yöneticiliğin babası olarak görülen Peter Druckerın eski bir öğrencisi, iş arkadaşı ve dostu tarafından kaleme alınmış bu kitap, bize Druckerın eserlerine dair farklı bir perspektif sunarken, onun stratejiye, yani bir işin büyümesine yönelik görüşlerini de özetliyor. Robert Swaim, Druckerın strateji ve stratejik düşünme üzerine olduğu kadar, satış, pazarlama, inovasyon, şirket birleşmeleri ve satın almalar, stratejik ittifaklar, değişim ve stratejik planlama gibi bir işin büyümesiyle ilgili diğer konulardaki görüşlerini pekiştirirken, onunla aynı fikirde olan başka yazarların görüşleriyle mevcut perspektifi zenginleştiriyor. Bir Strateji Ustası: Peter Drucker, Druckerın stratejiye ve stratejik düşünmeye dair katkılarını bir araya toplayan eşsiz bir kaynak. Okur bu kitapta aynı zamanda, Druckerın stratejiyle ilgili kavramlarını kendi işletmesine nasıl uygulayabileceğine dair faydalı ve kullanışlı talimatlar ile uygulama araçları da bulacak. Bu kitabı CEOlardan ve diğer üst düzey yöneticilerden öğrencilere kadar geniş bir okur kitlesine tavsiye ediyorum. Elinizdeki kitap, Druckerın idarecilikle ilgili kavramlarını strateji konusu çerçevesinde eşsiz bir derinlikte ele alıp gözden geçiriyor. Tahmin edilemez değişimlere artık alışmamız gereken bir 178 Sayfa, Nobel Yayın Dağıtım, B u kitap, işletme eğitimi veren fakülte ve yüksekokul öğrencilerine yararlı olması amacıyla hazırlanmıştır. Altı bölümden meydana gelen kitapta, yönetim biliminin doğuşu ve tarihi gelişimi anlatıldıktan sonra temel fonksiyonlar olarak nitelenen, planlama, örgütleme, yöneltme, eşgüdüm, denetleme ve karar verme üzerine ayrıntılı bilgi sunulmaktadır. Ayrıca yönetim bilimindeki yeni yaklaşımlardan sistem yaklaşımı, durumsallık yaklaşımı, z teorisi, toplam kalite yönetimi, çatışma yönetimi, kriz yönetimi, zaman yönetimi ve stratejik yönetim konularına da yer verilmektedir. Kitabın son bölümünde yönetim biliminin güncel konuları olan istisnalarla yönetim, benchmarketing (kıyaslama), öğrenen organizasyon, reengineering (değişim mühendisliği-süreç yenileme), outsourcing (dış kaynaklardan yararlanma), kısıt (darboğaz) teorisi, altı sigma yönetim sistemi söz konusu edilmiştir. Kitaptaki konular, tablo ve şekiller yanında, yaşanmış örnek olaylarla desteklenmiş; çalışma boyunca akıcı bir yazım tarzının oluşmasına ve test sorularıyla öğrenmenin pekiştirilmesine dikkat edilmiştir. İnsanlık tarihi kadar eskilere uzandığını gördüğümüz yönetim kavramının, modern çağımızdaki ilkeler doğrultusunda okuyucu ile buluşturulması amaçlanmıştır.l 346 Sayfa, Scala Yayıncılık, K amuoyu 2008 sonbaharında ABD borsasının çöktüğünü öğrendi- ğinde haber çoktan eskimişti. SEC ‘ in ayak basmaya cesaret veya zahmet etmediği tuhaf piyasalarda gerçekleşmişti. Çaylak trader’ ların, borçlarını ödeyemeyen alt-orta sınıf Amerikalıla- rın sıkıntıları üzerinden kâr sağlamak için anlaşılmaz menkul kıymetler icat ettikleri tahvil ve gayrimenkul türev piyasaları yerle bir olmuştu. Neler olduğunu veya olabileceğini anlayan bir avuç akıllı insan umut ve korkuyla donup kalmıştı; konuşamı- yorlardı, Micheal Lewis gürleyen 80’ lerin unutulmaz romanı Yalancının Pokeri’ nin devamı niteliğinde yazdı- ğı Büyük Açık lta haksızlıklara karşı çıkan bir öfke ve kara mizahla soruyu bütünüyle değiştiriyor, “2008’ i kim gördü ve doğru değerlendirdi” diye soruyor. Kim gayrimenkul piyasasının bir kara delik haline geleceğini öngördü ve bu sayede milyarlarca doKlar kazan- dı? Herkes onları felâket tellalları gibi görüp umursamazken, hangi kişilik özellikleri bu az sayıda insanın görüşlerinde ısrarcı olmasını sağladı?l EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ GOSBSAD 349 Sayfa, İş Bankası Yayınları, 63 ÜYELERİMİZDEN HABERLER GOSBSAD İstanbul'a renk katan yeni projeyle birlikte: Beyazıt Kulesi bir önceki aydınlatma çözümüne göre yüzde 60 enerji tasarrufu sağlayacak. Atmosfere salınan sera gazında yıllık 19 ton azalma sağlanacak. Bu da yıllık 1000 adet ağacın kurtarılması anlamına geliyor. Kullanılan yeni armatürlerin ömürlerinin 3 kat daha uzun olması sayesinde bakım maliyetleri yüzde 70 oranında azalacak. 64 İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi İstanbul'un yıldızı İstanbul'un değişmez simgelerinden biri olan İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi, İstanbul Üniversitesi, Siemens ve OSRAM'ın işbirliği sonucunda gerçekleştirilen aydınlatma projesiyle eski günlerine geri döndü. T arihî Yarımada’nın kalbinde yer alan 261 yaşındaki İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi ışıkları ile eskiden olduğu gibi İstanbullulara bir sonraki günün hava durumu hakkında bilgi verecek. İstanbul’a renk katan İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi’nin yeni yüzünün tanıtıldığı özel geceye, YÖK Üyesi ve İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, Siemens A.Ş. Genel Müdürü Hüseyin Gelis, OSRAM LAMEA Bölge CEO’su Erol Kırılmaz’ın yanı sıra iş, sanat, siyaset ve akademik camiadan birçok temsilci katıldı. İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi’nin 261 yıllık öyküsü, davetlilere görsel etkinliklerle anlatıldı. YÖK Üyesi ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, Siemens ve OSRAM işbirliği ile gerçekleştirdikleri bu proje ile İstanbul’un ve İstanbul Üniversitesi’nin sembol eserlerinden birini daha eski günlerine kavuşturduklarını söyledi. YÖK Üyesi ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, sözlerine şöyle devam etti: “Medeniyetlerin beşiği, Doğu ile Batı’yı birbirine bağlayan güzel şehir İstanbul’un değişmez simgelerinden biri olan İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi, hem mimari hem tarihî hem de sanatsal özellikleriyle nadir eserlerimizden biridir. İstanbul Üniversitesi’nin tarihe sahip çıkışının en önemli göstergelerinden biri olan bu proje, Beyazıt Yerleşkemizin EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ turizme açılması projesinin de en önemli ayaklarından biridir. Atalarımızdan bize miras kalan bu eşsiz eseri yarına en güzel şekilde bırakmak bizim asli görevlerimizdendir. Tabii bunu yaparken işlevlerini kaybetmeden, yaşayan, ziyaret edilen mekânlar olmalarına özen göstermek çok önemli bir noktadır. İstanbul Üniversitesi olarak kültürel değerlerimizin korunması ve yaşatılması için elimizden gelen her türlü çabayı sarf edeceğimizi belirtmek ister, İstanbul’a renk kattığımız bu özel projede emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.” Siemens A.Ş. Genel Müdürü Hüseyin Gelis ise İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi gibi İstanbul’un tarihî bir sembolüne, eski günlerinin görkemini kazandırmayı, sosyal sorumlulukları olarak gördüklerini belirterek, şunları kaydetti: “İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi, gerek tarihsel kimliği, gerekse İstanbul silüetindeki yeri nedeniyle gündüz sahip olduğu ihtişamı geceye de taşıması gereken, bu nedenle de çok dikkatli, titiz ve estetik bir şekilde aydınlatılması gereken bir eserdi. En önemli önceliği sürdürülebilirlik olan bir şirket olarak İstanbul Üniversitesi ve OSRAM ile gerçekleştirdiğimiz ortak çalışmayla eski bir geleneği tekrar canlandırmanın ve İstanbul tarih ve kültür hayatına, bir eserin ihtişamını daha kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İstanbul’a renk katan bu çalışmayla aynı zamanda geçmişten geleceğe bir bağ kuruldu. Siemens olarak bu projeyi “Sürdürülebilir Şehirler” stratejimizin ayrılmaz parçası gibi görüyoruz. Bu tür çalışmaların, bizim, gelecek kuşaklara yönelik sorumluluğumuz olduğunu biliyoruz ve “sorumlu büyümenin” tek geçerli anahtar olduğunu düşünüyoruz.”dedi. Tarihi eserlere zarar vermeyen LED teknolojisi ile aydınlatılan Beyazıt Kulesi, İstanbullulara ertesi gün havanın nasıl olacağını da bildirecek. Gerçekleştirilen ışıklandırma sistemine göre mavi açık ve güneşli; yeşil yağmurlu; sarı sisli havayı; kırmızı ise kar yağışını simgeliyor.l ÜYELERİMİZDEN HABERLER Balnak 2010'da yüzde 25 büyüdü 1 986 yılından bu yana uluslararası kara, hava, deniz, demiryolu, gümrüklü ve gümrüksüz depo işletmeciliği, gümrükleme, katma değerli paketleme hizmetleri ve yurtiçi nakliye ve dağıtım hizmetlerinin tamamını tek çatı altında sunan Balnak, 2010 hedeflerini aştı ve yılı yüzde 25 oranında büyüme ile kapatıyor. Balnak Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Aygüler, elde edilen bu başarı ile ilgili şunları dile getirdi: “2009’da 110 milyon Euro olan ciromuzu 2010 yılında 137 milyon Euro’ya çıkardık. Böylece bu yıl yüzde 25 oranında büyüme gerçekleştirdik.” Avrupa’dan Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya Büyüme hedeflerine bağlı olarak hareket eden Balnak, 2010 yılı içerisinde yine bir öncülük yaparak Libya Trablus’ta bir yurt dışı ofisi açtı. Balnak, Libya’da iş yapan Türk müteahhitlerine taşıma, liman, gümrükleme ve şantiye teslim hizmetleri sunu- yor. Ayrıca Erbil’de de bir ofis açan şirket, Irak pazarındaki konumunu genişletmek için önemli bir adım atmış oldu. Filo Genişledi, İstihdam Arttı Daha çevreci bir filo sahibi olmayı hedefleyen Balnak, filosunda bulunan 20 adet motorlu aracını, EURO 5 motorlu yeni araç ile değiştirdi. Ayrıca bu yıl filoya 40 adet yeni araç eklendi. 2010 için Türkiye’nin, neredeyse üç katı büyüklüğünde bir büyüme hedefi koyan Balnak, 2009’da 1500 olan çalışan sayısını ise 1800’e çıkardı.l Balnak, 2010 yılını, hedeflerinin üstünde rakamlarla kapattı. Elde ettiği yaklaşık 137 milyon Euro’luk ciro ile 2010 hedeflerini aştı. Balnak, 25. Kuruluş yılı olan 2011’de de hedeflerini yüksek tutuyor. K üresel iklim değişikliğine karşı kamuoyundaki farkındalığı artırmayı amaçlayan Aygaz’ın “Gökyüzü Tırı” ve “Gökyüzü Çadırı”nda, Türkiye’nin dört bir yanında, 4 binden fazla lise 1 ve 2’nci sınıf öğrencisine, yüksek teknoloji kullanılarak eğitim verildi. Çevre ve Orman Bakanlığı’yla işbirliği ile, Türkiye’nin lider enerji şirketlerinden Aygaz’ın, “Yarın Hava Nasıl Olacak?” isimli yeni çevre projesi kapsamında oluşturduğu, içinde “planetaryum” (gökevi) ile “sihirli küre”nin bulunduğu “Gökyüzü Çadırı”; Sivas, Şanlıurfa, Van, Kars, Trabzon, Samsun, Kastamonu, Eskişehir, Antalya, İzmir ve Tekirdağ’a konuk oldu. Eğitimlere katılanlardan alınan geri bildirimler, Gökyüzü Çadırı’nı ziyaret edenlerin eğitime başlamadan önceki durumuyla sonrası arasında önemli bir fark olduğunu gösteriyor. Katılımcılar, genelde ilham almış, bilgilenmiş, iklim değişikliği konusunda ufak da olsa bir adım atma konusunda istekli olarak çadırdan çıkıyorlar.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD Aygaz'dan iklim değişikliğine eğitimle çözüm arayışı 65 ÜYELERİMİZDEN HABERLER GOSBSAD Mükemmellik kültürünü yaşam biçimine dönüştürerek, ülkemizin rekabet gücünün ve refah düzeyinin yükseltilmesine katkıda bulunma misyonunu benimseyen KalDer ve TÜSİAD'ın düzenlediği 19. Ulusal Kalite Kongresi İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleşti. Kongrenin son gününde gerçekleşen ödül töreninde Bilim İlaç, Mükemmellik Modeli çalışmalarının en prestijli ödülü olan "Mükemmellikte Süreklilik Ödülü" nü aldı. 66 En Rekabetçi Şirketten Sonra En Mükemmel Şirket TÜSİAD ve KalDer tarafından düzenlenen 19. Ulusal Kalite Kongresi'nde Bilim İlaç, Mükemmellik Modeli çalışmalarının en prestijli ödülü olan "Mükemmellikte Süreklilik Ödülü"nü aldı. S ektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) ve TÜSİAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF) tarafından düzenlenen 6. Rekabet Kongresi’nde “Yılın En Rekabetçi Şirketi Ödülü”nü alan Bilim İlaç; 19. Ulusal Kalite Kongresi’nde “Mükemmellikte Süreklilik Ödülü”nü alarak sektöründe bir ilki daha gerçekleştirdi. Bilim İlaç Genel Müdürü Dr. Erhan Baş yaptığı konuşmada: “İnsan sağlığını direkt olarak ilgilendiren hassas bir sektörün içinde bulunuyoruz. Ürün kalitesi her şeyin önünde... Bilim İlaç olarak bütün bunların bilincinde olarak, kuruluşumuzdan bu yana kaliteyi hep ön planda tuttuk ve bir yaşam felsefesi olarak benimsedik. Bizler Mükemmellik Modeli’ni benimsemekle, tüm paydaşlarımıza sonu olmayacak bir yolculukta azimle ilerleyeceğimizi taahhüt ettik. Bu ödül uzun süredir sürdürdüğümüz uygulamalardaki kararlılığımızın bir göstergesidir. Önümüzde daha uzun bir yolun bulunduğunu şirket olarak çok iyi biliyoruz. Ancak çıktığımız yolculukta bir varış noktası koymadık kendimize. Hep daha iyi ve mükemmel olmayı hedefledik. Bu yüzden sorumluluğumuzun her gün daha da arttığının bilincindeyiz. Kendi içimizde yarattığımız bu olumlu havayı geliştirerek yaygınlaştırmak, sektörümüzde örnek olmak, yol gösterici rolü üstlenmek ve böylece misyonumuzu gerçekleştirmek istiyoruz.” diye konuştu. Bilindiği üzere Bilim İlaç 2006 yılında Ulusal Kalite Büyük Ödülü’nü alarak ilaç sektöründe bir ilki gerçekleştirmişti. Bilim İlaç’ın 19. Ulusal Kalite Kongresi’nde layık görüldüğü “Mükemmellikte Süreklilik EKİM-KASIM-ARALIK 2010 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Bilim İlaç Genel Müdürü Dr. Erhan Baş Ödülü”, Türkiye’de Ulusal Kalite Büyük Ödülü alan kuruluşların en az 3 yıl sonra başvurabildikleri ve toplam kalite yönetiminde ödül sonrasında da çalışmalarının sürekliliğini sağladıklarını gösterdikleri en prestijli ödül kategorisidir. Bu ödül ayrıca Mükemmellik Modeli çalışmalarının ödül sürecindeki en son aşamasını teşkil etmektedir. Özellikle 1998 yılından itibaren uygulanan yeniden yapılanma projeleriyle Toplam Kalite felsefesinin temellerini atan Bilim İlaç, 1998 yılında uygulamaya aldığı EFQM (European Foundation for Quality Management-Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı) Mükemmellik Modeli çerçevesinde başladığı değişim yönetimi çalışmaları sonunda uygulamaya aldığı birçok sistem ile çağdaş yönetim anlayışını kurum kültürüyle entegre etmiştir. Mükemmellik Modeli Bilim İlaç’ın tüm çalışanlarının yaşam tarzı ve şirket kültürü haline gelmiştir.l Kaya Grubu, yeni yıla Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan fabrika alanında, tüm kademelerdeki çalışanlardan oluşan Kaya Oda Orkestrası ile girdi. HABERLER M avi ve beyaz yakalı, mevcut ve eski çalışanların katılımıyla mesai saatinin bitimiyle başlayan kutlama, Kaya Yönetim Kurulu üyesi Ali Kaya’nın bateride, Danışmanlık Birimi Müdürü Özgür Cengiz’in gitarda, Bilgehan Elkatan’ın bas gitarda, Satış Uzmanı Erhan Arslan’ın bağlamada, Kayıhan Akipek’in perküsyonda yer aldığı Kaya Oda Orkestrası eşliğinde gerçekleşti. Karadeniz ve İç Anadolu türkülerini rock tarzında yorumlayan Kaya Oda Orkestrası’‘nın solistliğini Danışmanlık Birimi’nin Müdürü Özgür Cengiz ve Grafiker Sibel Deliismail yaptı. Fabrika makine ve üretim bantlarının arasında Balo Salonu tarzında dizayn edilen Yeni Yıl Partisi’nin sunuculuğunu ise Genel Müdür Yardımcısı Özgür Kaya üstlendi.l ÜYELERİMİZDEN Kaya Grubu, yeni yılı kurduğu orkestrasıyla kutladı Mutfaklara Enerji Katan Bir Tasarım: Tema Lineadecor, birbirinden şık mutfak tasarımlarını, 2011’de yepyeni renk ve malzeme alternatifleriyle mutfağını değiştireceklerin beğenisine sunuyor. Tema’nın parlak renklerinden canlı tonlar seçilerek modern ve iddialı bir mutfak yaratılabileceğiniz gibi tercihinizi daha kla- sik renklerden yana kullanarak, zarif ve çarpıcı bir mutfağa da sahip olabilirsiniz. Ayrıca Tema’nın uyumlu tasarımı, ahşap veya metal yüzeylerle birleşerek birbirinden şık kombinasyonlar yaratmaya da çok elverişli. Üstelik Tema, tasarımı ile olduğu kadar cazip fiyatıyla da kullanıcısını memnun ediyor. Linedecor, sunduğu kampanya ve özel ödeme avantajlarıyla yeni yılda mutfağını yenilemek isteyenler için avantajlı seçenekler sunuyor.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2010 GOSBSAD L ineadecor’un Tema modeli, parlak yüzeyi ve modern tasarımı sayesinde mutfağına dinamizm katmak isteyenlerin tercihi. Ergonomik formuyla dikkat çeken kulplar, tasarımın gözalıcı etkisini tamamlarken; dinamik çizgileri, ışıltılı görünümü ve enerjisiyle, Tema mutfağınızın tüm havasını değiştiriyor. 67
Benzer belgeler
gosbsad
otomotiv, beyaz eşya gibi montaj yapılan tesislerde günde iki üç defa programlı sevkiyatlar beklenirken, dönem dönem bölgemizdeki trafik sıkışıklığından dolayı üretim aksamalarının olduğunu bile du...
gosbsad - bilgikurumsal.org
Gebze Organize
Sanayi Bölgesi
Sanayicileri Derneği
tarafından üç ayda
bir yayınlanır.
Daha Güçlü Bir GOSBSAD için Üyelik Geliştirme Sanayi Bakanı
Yazı İşleri Müdürü:
Tunçer Gömeçli
GOSBSAD
Genel Sekreteri
Editör:
Burçin Yeşiltepe
Yayın Kurulu:
Muzaffer Koşan
Necmi Sadıkoğlu
Ayşe Serra Sayman
Ünal Öz
İdare Merkezi:
Gebze Organize
Sanayi Bölge...
GOSBSAD - bilgikurumsal.org
Faks: 0 216 348 95 22
Baskı:
Özgün Ofset
Yeşilce Mah. Aytekin
Sok. No: 21
4. Levent - İstanbul
Tel: 0 212 280 00 09
Yazıların sorumluluğu
yazarlarına aittir.
Yayınlanan yazılardan
kaynak gösterilme...