gosbsad
Transkript
GOSBSAD G O S B S A N A Y İ C İ L E R İ D E R G İ S İ TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 SAYI: 17 Türk ekonomisinin gelecek iki yılı Ege Cansen GOSB Club Restoran Sanayicinin lezzet durağı Sevgili pazarlamacılar, karşınızda milenyum nesli Adem Ceylan Güzeller Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı BAŞKAN MESAJI Yavuz Doğan GOSBSAD Gebze Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı 3 GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2009 GOSBSAD İÇİNDEKİLER GOSBSAD Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yayın Organı GOSBSAD Adına İmtiyaz Sahibi: Selçuk Paksoy GOSBSAD Yönetim Kurulu Başkanı 3 Başkan Mesajı 14 Yavuz Doğan Türk ekonomisinin en büyükler liginde GOSB firmaları yer aldı Gebze Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı 6 GOSBSAD Mesajı 16 Selçuk Paksoy Editör: Demet Sunar GOSBSAD Görüş “Her şey bana ekonomiyi anlatıyor” Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Tunçer Gömeçli GOSBSAD Genel Sekreteri 4 İlk Müteşebbis Heyet Başkanımız İhsan Dede'yi kaybettik Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Yayın Kurulu: İsmail Turfanda Şahin Ürgün İbrahim Bayraktaroğlu Tunçer Gömeçli 8 İdare Merkezi: Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği GOSB Yönetim Merkezi ve Sosyal Tesisleri Şahabettin Bilgisu Cad. No: 613 PK: 0072 Gebze 41480 Kocaeli Tel: 0 262 677 11 77 Faks: 0 262 677 11 78 10 Genel Sekreter Mesajı Tunçer Gömeçli Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri GOSB'dan Haberler Ege Cansen 26 Üyelerimizden Lineadecor: Mutfaklardaki Türk imzası GOSB'da yönetim değişikliği 12 GOSBSAD 2009 Futbol Turnuvası Tuğrul Derman Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Ecemiş Lineadecor Dekor Ahşap Ürünleri Sanayi A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ İÇİNDEKİLER İçimizden Biri 50 İş Dünyası ve Yaşam İşi ve tatili bir arada yaşayın BASF, Türkiye’de büyümeye devam ediyor 52 Makale: Değişim ve Liderlik Değişim yönetimi Cüneyt Dayıcıoğlu BASF Yapı Kimyasalları Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi 32 56 Mobil DTE 10 Excel Serisi Hidrolik Yağlar GOSB Teknopark Görüntü teknolojisi ile işinizde yeni ufuklar açın Hakan Şakman 58 Çevre OSB'ler Vizyon: Küresel Ekonomi Küresel sorunlara karşı küresel işbirliği CMOSVision Genel Müdürü 36 Müşteri Memnuniyeti 60 Üyelerden Haberler Kayıp şehir ışıkla yeniden buluşurken Güzeller OSB rüzgar enerjisi ile elektrik üretmek istiyor Adem Ceylan Güzeller Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı 40 GOSB'un Renkleri GOSB Club Restoran Sanayicinin lezzet durağı 46 61 Baskı: Özgün Ofset Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No: 21 4. Levent - İstanbul Tel: 0 212 280 00 09 Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Yayınlanan yazılardan kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. GOSBSAD Dergi Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği tarafından üç ayda bir yayınlanır. Ulusal-Türkçe-İlmi 62 Lineadecor’dan mutfaklara enerji katan iki yeni tasarım 64 Linde Gaz, Uludağ, İTÜ ve Yeditepe Üniversitelerine sponsor oldu 66 Bilişim 500'de rekortmen Bimeks oldu 67 Franke’den insana ve çevreye duyarlı Buzdolabı Pazarlama Stratejileri Sevgili pazarlamacılar, karşınızda milenyum nesli Büyük kentlerde güvenlik sorununa Siemens'ten 'akıllı' çözüm Pompa sektöründe eğitime yatırım Yapım: Mavi Tanıtım ve İletişim Rasim Paşa Cad. Ayrılıkçeşme Sok. No: 122 Kadıköy 34500 İstanbul Tel: 0 216 418 59 31 Faks: 0 216 348 95 22 GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD 28 5 GOSBSAD MESAJI GOSB'da yeni dönem Selçuk Paksoy GOSBSAD Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı 6 D eğerli Okurlar, İleride kendinden bahsettiğimizde herhalde ekonomik krizle özdeşleşmiş olarak hatırlayacağımız 2009’un, dörtte üçünü geride bırakmış bulunuyoruz. Şimdiye dek özellikle biz sanayiciler, daha az veya daha çok, ekonomik krizden nasibimizi aldık. 2010 yılında hepimizin 2009’un olumsuz etkilerini olumluya çevirebileceğimizi düşünüyor, diliyorum. Bu yıl temmuz başında GOSB için önemli olan ve Müteşebbis Heyet sandalye dağılımını ve dolayısıyla GOSB Yönetimini doğrudan etkileyen GOSB Katılımcıları seçimi yapıldı. Küçük bir hatırlatma yapmanın yararlı olacağını düşünüyorum. Bilindiği gibi, GOSB Yönetimini esas itibarıyla 3 organ meydana getiriyor. TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ 1.Müteşebbis Heyet 2.Yönetim Kurulu 3.Bölge Müdürlüğü 15 kişilik Müteşebbis Heyetimiz GOSB’un en üst Yönetim Kademesi olup, aşağıdaki kurumların temsilcilerinden oluşuyor; GOSB Katılımcıları 7 GOSB Sanayicileri Derneği (GOSBSAD) 2 Kocaeli İl İdaresi 2 Kocaeli Sanayi Odası 1 Kocaeli Ticaret Odası 1 Gebze Ticaret Odası 1 Bilişim Vakfı 1 Toplam 15 Aynı şekilde Müteşebbis Heyet içinden yapılan seçimle 5 kişilik yeni GOSB Yönetim Kurulu seçilerek işbaşı yaptı. Heyetlerin kendi içlerinde yaptıkları seçimlerle; GOSB Müteşebbis Heyeti Başkanlığı’na Sayın Ali Sözen (Kocaeli Vali Yardımcısı) GOSB Müteşebbis Heyeti Başkan Yardımcılığı’na Sayın Yavuz Doğan GOSB Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Sayın Yavuz Doğan GOSB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı’na Sayın Turhan Önalan GOSB Yönetim Kurulu Üyeliği’ne Sayın Sait Tosyalı GOSB Yönetim Kurulu Üyeliği’ne Sayın Tuğrul Derman GOSB Yönetim Kurulu Üyeliği’ne Sayın Vahit Yıldırım getirildi. GOSB Yönetim Kurulu, GOSB Müteşebbis Heyeti’ne karşı sorumlu olup, aldığı kararları Bölge Müdürlüğü üzerinden yürütüyor. Yeni yönetime başarılar diliyoruz ve yeni yönetimden şunları bekliyoruz: 1- Önceki yönetimden 38.000.000 TL’lik bir bütçe devralındı. Bu bütçeye yeni kaynaklar yaratılmalı. 2- Önceki yönetimden devir alınan projeler, işler takip edilmeli, bir yana bırakılmamalı, özellikle önceki Müteşebbis Heyette karara bağlanan GOSB Arıtma Tesisi İhalesinde doğru adımlar atılmalı. 3- Diğer taraftan seçimler öncesi birçok şaibelerin bulunduğu ve haksız arsa kazanımları olduğu gibi çirkin dedikodular üretildi. Şimdi her şey yeni yönetimin elinde olduğuna göre, zaman geçirmeden yeni yönetim hepsinin üzerine gitmeli, varsa hepsini ortaya dökmeli ve tüm GOSB katılımcılarına belgeler sunmalıdır. Bunu ivedilikle bekliyoruz. 4- Biz bunu beklerken, GOSB’un mali işlerden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sayın Bülent Şevle’nin ve GOSB avukatlarından Sayın Ercan Gültekin’ın işlerine acilen son verildi ki bunu çok yadırgadığımızı belirtmek zorundayız. Şu anda görülmekte olan kritik davalar ortadayken, bu davaların takipçisi olan bir avukatın işine son verilmesini tasvip etmiyoruz. 5- TIR Parkının devreye sokulmasıyla, GOSB içindeki cadde ve sokakların TIR işgalinden kurtulduğu göz önüne alınarak, TIR Parkının işlevi artırılmalı, gelen tüm Kamyon ve TIR’lar oraya yönlendirilmelidir. 6- Her ne kadar seçim öncesi Tembelova sanayicilerimizden herhangi bir katılım bedeli alınmayacağı sözü verilmişse de, yasal olarak mümkün olamayacağı nedeniyle, bunu gerçekçi olmayan bir vaat olarak gördüğümüzü ve bu konuda GOSB 1. Bölge katılımcılarımızın ödemiş bulunduğu katılım payına denk gelecek şekilde, Tembelova katılımcılarımızdan da katılım payının alınmasına başlanmasını bekliyoruz. Bunlar hemen akla gelenler, ama sonuçlarını ivedilikle bekliyoruz. Elbette beklentiler bunların çok ötesinde. Yeni yönetime tekrar başarılar diliyoruz.l Saygılarımla... GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD 2 Temmuz 2009’da 7 kişilik GOSB Katılımcıları için bir secim yapıldı. Bu secimi yeni grup kazandı ve 7 kişilik yeni seçilen heyet üyeleriyle birlikte, diğer kurumlar da yeni temsilcilerini bildirdi. Böylece, 2 yıl süreli yeni GOSB Müteşebbis Heyeti oluştu. 7 GOSBSAD MESAJI Bir önceki sayımızdan bu yana bölgemizde önemli bir değişiklik oldu. Yapılan GOSB Bölge Müdürlüğü Mütevelli Heyeti seçimleri sonrasında oluşan Yönetim Kurulunda yeni isimler yer aldı ve bu nöbet değişimi sonrası GOSB Yönetim Kurulu; Sayın Yavuz Doğan başkanlığında, Sayın Turhan Önalan, Sayın Sait Tosyalı, Sayın Tuğrul Derman ve Sayın Vahit Yıldırım’dan oluştu. Yeni yönetimin Bölgemize yeni bir nefes getireceğine inanıyor, kendilerine başarılar diliyoruz. Tunçer Gömeçli GOSBSAD Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri 8 Değerli Katılımcılar ve Üyelerimiz, Küresel krizin olumsuz etkilerinin azalmakta olduğu genel kabul gören bir saptama, ama Türk ekonomisini önümüzdeki yıllarda nelerin beklediği sorusu pek kolaylıkla yanıtlanabilecek bir soru değil. Bu soruya yanıtı olduğuna inandığımız bir ekonomisti, Sayın Ege Cansen’i 7 Ekimde GOSB Konferans Salonu’nda hep birlikte dinleyeceğiz. “Türk Ekonomisinin Gelecek İki Yılı” konferansında değerli konuşmacının konuya ilginç ve farklı bakış açıları getireceğine inanıyoruz. Dergimizde, Sayın Cansen ile yapmış olduğumuz bir söyleşi de yer alıyor. Okuyucularımızın bu söyleşiyi keyifle okuyacaklarınıza eminiz. 12 Ekim’de yeni bir faaliyetimiz başlıyor. “GOSBSAD Futbol Turnuvası 2009”. Turnuvada 20 kuruluş yer alıyor. Bölgemizde ilk defa yapılmakta olan bu düzenlemeye gösterilen ilgi bizleri son derece memnun etti. Dileğimiz bu ilginin önümüzdeki yıllarda da sürmesi ve Turnuvanın gelenekselleşmesi. Turnuvada amacımız, çalışanlara spor yaptırmak yanında GOSB bünyesinde yer alan kuruluşlar arasında kaynaşma ve yakınlaşmayı arttırarak birlikteliğe katkıda bulunmak. Sonuçta dostluk ve centilmenliğin kazanacağına inanıyoruz. Turnuvamızın sloganı da o. “Dostluk ve Centilmenlik kazanacak”. Maçlarla ilgili bilgiler günlük olarak GOSB web sitesinde yayınlanacak. TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Bu sayımızda çok önemli iki GOSB kuruluşu yer aşıyor. Biri, bir dünya devinin Türkiye’deki çok önemli bir kuruluşu, diğeri kendi sektöründe Türkiye lideri. BASF Yapı Kimyasalları Genel Müdürü Sayın Cüneyt Dayıcıoğlu ve Lineadecor firması Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Tuğrul Derman ve Genel Müdür Yardımcısı Sayın Zeynep Ecemiş ile yapmış olduğumuz samimi söyleşilerde sadece bu önemli kuruluşları değil, değerli yöneticilerini de yakından tanımak fırsatı bulduk. Daha önceki sayılarımızda olduğu gibi bu sayımızda da Çevre OSB’ler ve Teknopark şirketlerinin tanıtımına devam ediyoruz. Kısa bir süre içinde dikkate değer derecede gelişme gösteren Güzeller Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Adem Ceylan, bölgesini ve kısa sürede başardıklarını anlatıyor. Teknoparkta yer alan Cmosvision, çok özel bir alanda faaliyet gösteren bir kuruluş. Yaptıkları çalışmalar ve geliştirdikleri ürünler son derece ilgi çekici. Katılımcı ve üyelerimize ait haberlere dergimiz her zaman açık. Şirketlerin başarılarını, yeniliklerini ve sosyal sorumluluk projelerini elimizden geldiğince takip etmeye çalışıyoruz ama beklentimiz bize haber ulaştırmanız. Bize yazın, biz de duyuralım. Her yönü ile bölgemizin en iyi restoranı olan GOSB Bölge Müdürlüğü Restoranını ve GOSB Yiyecek İçecek Müdürü Sayın Aylin Kırkaya ile o nefis yemeklerin baş mimarı aşçıbaşımızı daha yakından tanımanızı sağlayacak yazımızı sizler için hazırlamış nefis bir yemek tarifi ile tamamladık. Ağzınızın tadı hiçbir zaman bozulmasın. Saygılarımla.l GOSB’DAN HABERLER GOSB’da Yönetim Değişikliği GOSBSAD 2 10 Temmuz 2009 Perşembe günü yapılan GOSB Genel Kurul toplantısında GOSB Müteşebbis Heyeti’nin yeni üyeleri belirlendi. Seçim sonucunda; Yavuz Doğan, Sait Tosyalı, Tuğrul Derman, Turhan Önalan, Ali Toprak, Vahit Yıldırım ve Ümit Şişmanoğlu Müteşebbis Heyet üyeliğine seçildi. Yapılın atamalarla da; Kocaeli İl İdaresi adına Kocaeli Vali Yardımcısı Ali Sözen ve İrfan Çakmak, Türkiye Bilişim Vakfı adına Tuğrul Tekbulut, GOSB Sanayicileri Derneği adına A. Selçuk Paksoy ve Nejat Hasan Karaağaçlı, Kocaeli Sanayi Odası adına Murat Ayhan (daha sonra istifa etmiş ve yerine Ayhan Zeytinoğlu atanmıştır), Gebze Ticaret Odası adına Nail Çiler, Kocaeli Ticaret Odası adına H. İbrahim Keleş GOSB Müteşebbis Heyeti’nde yer aldı. 13 Temmuz 2009 tarihinde yapılan ilk Müteşebbis Heyeti toplantısında, Müteşebbis Heyet Başkanı, Başkan Yardımcısı ile Yönetim ve Denetim Kurulları: TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Müteşebbis Heyet Başkanı: Ali Sözen Müteşebbis Heyet Başkan Yardımcısı: Yavuz Doğan GOSB Yönetim Kurulu asil üyeleri: Yavuz Doğan, Turhan Önalan, Sait Tosyalı, Tuğrul Derman ve Vahit Yıldırım, GOSB Yönetim Kurulu yedek üyeleri: Ümit Şişmanoğlu, Ali Toprak, Tuğrul Tekbulut, İbrahim Keleş ve Murat Ayhan GOSB Denetim Kurulu asil üyeleri: İrfan Çakmak ve Nail Çiler GOSB Denetim Kurulu yedek üyeleri: Selçuk Paksoy ve Nejat H. Karaağaçlı olarak belirlendi. Aynı gün yapılan ilk Yönetim Kurulu toplantısında GOSB Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Yavuz Doğan ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı’na da Turhan Önalan getirildi. l GOSB’DAN HABERLER GOSBSAD 2009 Futbol Turnuvası Dostluk ve Centilmenlik Kazanacak Gebze Organize Sanayi Bölgesi bünyesinde yer alan kuruluşlar arasında düzenlenen turnuvanın maçları 12 Ekim tarihinde başlayacak. Çalışanlara spor yaptırmak ve GOSB bünyesinde yer alan kuruluşlar arasında kaynaşma ve yakınlaşmayı arttırarak birlikteliğe katkıda bulunmak amaçlı turnuvaya isimleri aşağıda yazılı 20 takım katılıyor. 1. Arcelor Mittal 11. Grundfos Pompa 2. Arçelik LG 12.Hektaş 3. Aygaz 13.Işık Plastik 4. Bant Boru 14.Kimar 5. Belgin Madeni Yağlar 15.Linde Gaz 6. Clariant 16.Procter & Gamble 7. Colgate Palmolive 17. Rözmaş 8. Enka Civata 18.Sandoz Grup 9. Gea Klima 19.Sew Eurodrive 10.GOSB Bölge Müdürlüğü 20.Tekno Kauçuk Turnuvanın genel işleyişi Maçlar, Hektaş Firmasının çim sahasında Pazartesi, Salı, Çarşamba ve Perşembe akşamları Saat 17.30 da başlayacak ve grup maçları süresince günde üç maç yapılacak. (Maç süreleri; 25+25=50 dakika). GOSBSAD Hava muhalefeti veya Organizasyon Komitesince uygun görülen nedenlerle oynanamayan maçlar, aynı haftanın Cuma gününe ertelenecek. 12 Maçlar yedişer kişiden oluşan takımlar arasında oynanacak ve maç süresince 3 oyuncu ve bir kaleci değişimi yapılabilecek. Grup maçları tek devreli lig usulü yapılacak, grup birincileri ile ikincileri çeyrek finale yükselecek. Final turlarında ise tek maç eliminasyon sistemi uygulanacak. Turnuvaya katılan kuruluşların temsilcileTEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ rinin katılımı ile 29 Eylül tarihinde yapılan Genel Toplantı’da turnuva kuralları kesinleştirildi ve yapılan oylama ile Organizasyon Komitesi belirlendi. Organizasyon Komitesi aşağıda yazılı üyelerden oluşuyor: Tunçer GÖMEÇLİ GOSBSAD Genel Sekreteri Eyüp DEVELİ Develi Turizm (Tarafsız Temsilci) Yusuf ÖZ Aygaz Kübra NALÇACI Colgate Palmolive Güngör YILDIRIM Enka İsmail YAZAN GOSB Bölge Müdürlüğü Derya ÇUHA Grundfos Serkan ERGENE Linde Gaz Yavuz VURUŞKAN Sandoz Grup GOSB’DAN HABERLER İlk Müteşebbis Heyet Başkanımız İhsan Dede'yi kaybettik Geçirdiği beyin kanaması nedeniyle İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi altında bulunan Kocaeli Eski Valisi İhsan Dede hayatını kaybetti. 1931 Bor/Niğde doğumlu olan İhsan Dede, 1960 ile 1961 yılları arasında Borçka’da ve 1962 ile 1965 yılları arasında da Sungurlu’da kaymakam olarak görev yapmış, daha sonra sırasıyla; 1975 ile 1978 yılları arasında Artvin, 1978 yılında Burdur, 1979 ile 1981 yılları arasında Afyonkarahisar, 1984 ile 1985 yılları arasında Diyarbakır ve 1985 ile 1991 yılları arasında Kocaeli Valisi görevlerini yürütmüştür. 1986 yılında GOSB’un kuruluşuna öncülük etmiş ve Müteşebbis Heyeti Başkanlığı görevini yürüterek GOSB’un gelişimine önemli katkılar sağlamış olan merhuma Allah’tan rahmet, sevenlerine başsağlığı dileriz. l Türk ekonomisinin en büyükler liginde GOSB firmaları yer aldı Yerli ve yabancı firmaların faaliyet gösterdiği Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nden 15 kuruluş, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) her sene açıkladığı 500 Büyük Firma arasında yer aldı. GOSBSAD İstanbul Sanayi Odasının (İSO) “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2008 Yılı Raporu”nda ilk sırayı, geçmiş yıllarda olduğu gibi yine Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ) aldı. TÜPRAŞ, 2008 yılında 27 milyar 732 milyon 867 bin 295 liralık net üretimden satışla birinci oldu. 14 İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan 2008 yılı, Türkiye’nin İkinci 500 Sanayi Kuruluşu arasında da, GOSB’da üretim yapan 14 firma yer aldı. En büyük İkinci 500 firma liginde bulunan GOSB firmaları şöyle sıralandı: “Linde Gaz, ZF Sachs, Argon Kimya, Sezon Pirinç, Hektaş, Plastifay Kimya, Üntel Kablo, FarTEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ mamak Ambalaj, DSM, Arfesan, Işık Plastik, Plaş Plastik, Corning Kablo, E-Kart.” En büyük 500 firma liginde bulunan GOSB firmaları şöyle sıralandı: 10 50 56 78 105 129 148 149 226 278 394 395 398 454 482 Aygaz A.Ş. Yücel Boru ve Profil Siemens Sanayi ve Ticaret A.Ş. Arçelik – LG Klima Ülker Bisküvi Sanayi A.Ş. Bilim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. Autoliv Cankor Betek Boya ve Kimya Sanayi A.Ş. Sarıtaş Çelik San. ve Tic. A.Ş. Keskinkılıç Gıda San. ve Tic. A.Ş. Alarko Carrier İdeal Gıda San. ve Tic. A.Ş. Teklas Kauçuk BASF Yapı Kimyasalları San. A.Ş. Umur Basım ve Kırtasiye GOSBSAD GÖRÜŞ “Her şey bana ekonomiyi anlatıyor” GOSBSAD Ege Cansen, uzun yıllar özel teşebbüsün en büyük kuruluşlarında yöneticilik kademelerinde çalışmış deneyimli bir işadamı, aynı zamanda değerli bir iktisat ve işletme uzmanı. 1983 yılından beri Hürriyet’te yazdığı yazılarla ekonominin nabzını tutan Ege Cansen ile hayata ekonominin penceresinden bakmayı ve tabii ki Türk ekonomisinin bugününü ve yakın gelecekteki durumunu konuştuk. "Kendi yazılarımı yazarken, hem başkalarının yazılarını okurken yazının fizik düzlemdeki izdüşümünü arıyorum. Eğer izdüşümünü bulamazsam, bana göre o yazı bilimsel değildir. Anlatılan şeyin neye tekabül ettiği önemlidir. Anlatılanın bir yansıması olmalı. Ben hep bu irdelemeyi yapıyorum. Böyle bakınca, her şey bana ekonomiyi anlatıyor." 16 TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Benim dünyayla ilgili olarak bütünsel bir görüşüm var. Bilimlerin özünde tek olduğuna inanıyorum. Dört tane çember çiziyorum. En büyük çember fizik, bunun içindeki küçük çember biyoloji, onun içindeki daha küçük çember psişik ve onun içindeki daha küçük çember de sosyoekonomik. Bu çemberlerin hepsi aynı merkezde. Büyük küme, küçük kümeyi içeriyor. Dolayısıyla her küçük küme aynı zamanda büyük kümenin özelliklerini, her küme de kendisinden önce gelen ve kendisinden daha büyük olan kümelerin özelliklerini taşıyor. Benim işim, sosyoekonomik kümenin ekonomik bölümünü incelemek. Bunu yaparken, buranın sosyal bir küme olduğunu unutmamalıyım. Yani ekonomi aslında toplumsal hayatın kesitlerinden biridir. Ben aslında insanlar topluluğuna ve onların ilişkilerine bakıyorum. Her kümede ya da katmanda kanunlar var. Sosyolojik kanunlar, ekonomik kanunlar, sosyal psikolojik kanunlar gibi… Bunların hiçbiri, bu kanunları kapsayan ve daha büyük bir küme olan psişik kümenin kanunlarıyla çelişemez. İnsanı incelemek ve anlamak için insan ruhunu anlamak lazım. Daha ileri gidersek biyolojiyi ve de fiziği anlamak lazım. Ben bütün bunları anladığımı söylemiyorum tabii. Ama ekonomiyle ilgili herhangi bir hüküm vermeden önce bunun sosyal hayatın kendi kanunlarıyla çelişik olup olmadığına bakıyorum. Çünkü önemli olan yaratıcı olmak değil, hata yapmamak. Devamlı yeni ufuklara doğru açılıyoruz, yeni arayışlar içindeyiz. Söyleneni tekrar etmeyeceksek, bizi saçmalama tehlike- Ege Cansen 1938 yılında Ankara’da doğan Kemal Ege Cansen, liseyi İzmit Lisesi’nde, üniversiteyi ise ODTÜ İdari Bilimler Fakültesi İşletmecilik Bölümü’nde tamamladı. 1961’de şeref mezunu olarak tamamladığı üniversite eğitiminin ardından Arçelik’te işe başladı. Arçelik’ten aldığı bursla gittiği Amerika’da, Wharton School’dan MBA derecesi aldı. Türk sanayisine yaptığı katkılardan dolayı, 1991 yılında ODTÜ’den takdir ödülü alan Cansen, iş hayatında Arçelik’te genel müdür muavinliği, Koç Holding’te sanayi işleri koordinatörlüğü, Soyer Hafriyat’ta müdürlük, Anadolu Endüstri Holding’te murahhas azalık gibi görevlerde bulundu. 1987-1999 yılları arasında Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi master ve doktora öğrencilerine “İşletme Ekonomisi” dersleri veren Ege Cansen, halen yönetim danışmanlığı yapıyor. Cansen, 2001’den beri Koç Üniversitesi mütevelli heyeti üyeliği görevini de sürdürüyor. Ayrıca 1983 yılında, Hürriyet Gazetesi’nde, “Oyunun Kuralı” başlıklı sütunda başladığı yazarlığa devam ediyor. MÜSİAD tarafından 2001 yılında düzenlenen Ekonomi Basını Ödülleri çerçevesinde Yılın Yazarı seçilen Cansen, 2002’de Bursa Sanayici Ve İş Adamları Derneği ve 2003’te Ekonomist dergisi tarafından “Yılın Ekonomi Yazarı” seçildi. si bekliyor. Peki, kendimizi nasıl kontrol edeceğiz? Birtakım sabiteler bulacağız ve oradan kerteriz alacağız. Bu sabiteler, insan psikolojisi, toplum psikolojisi, biyoloji ve son olarak fizikle ilgili. Bu yüzden hem kendi yazılarımı yazarken, hem başkalarının yazılarını okurken yazının fizik düzlemdeki izdüşümünü arıyorum. Eğer izdüşümünü bulamazsam, bana göre o yazı bilimsel değildir. Anlatılan şeyin neye tekabül ettiği önemlidir. Anlatılanın bir yansıması olmalı. Ben hep bu irdelemeyi yapıyorum. Böyle bakınca, her şey bana ekonomiyi anlatıyor. Yağmur da ekonomiyi anlatıyor bana, koşturan hayvanlar da. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD O laylara ilginç ve farklı bakış açıları getiren birisiniz. Türkiye’de veya dünyada yaşanan ekonomik ve politik olayları nasıl analiz ediyorsunuz? Değerlendirmelerinizi nelere dayandırıyorsunuz? Nelerden besleniyorsunuz? 17 GOSBSAD GÖRÜŞ GOSBSAD "Peki gelişmişliği nasıl anlamalı? Daha yüksek binalar, asfalt yollar, otobüsler, metrolar, cep telefonları, televizyonlar, buzdolapları, kısacası zenginleşmiş insanlar olarak mı? Aslında bunlar ekonomik gelişme değildir. Bu, ekonomik gelişmeden tarlamıza düşen yağmurdur." 18 Çok ilginç. Bunu biraz daha açar mısınız? Dünyaya ekonomi penceresinden bakmak nasıl bir şey? Mesela bir aslanın avlanmasını izlemek çok ilginçtir. Çok kalleşçe avlanır. Çalıların arkasına gizlenir, yavaş yürüyerek avına en yakın mesafeye yaklaşır ve aniden depar atar. İktisatta, “başa baş noktası” dediğimiz bir kavram var. Aslanın da kafasında bir “başa baş noktası” vardır. Aslanın, avın büyüklüğüne göre bir kovalama süresi var. Mesela tavşanı 30 saniye kovalar. Geyikleri 1 dakika, boğaları ise 3 dakika. Çünkü 3 dakika sonunda alacağı et miktarı daha fazla. O zaman “başa baş noktası” yukarı çıkıyor. Bu gözle bakınca, aslan birinci sınıf bir işletme ekonomistidir. Avına yaklaşırken çok yavaştır, az enerji sarf eder ve enerjiyi içinde tutar. Avını yakından görünce, bazen “değmez” ya da ekonomi diliyle “maliyetini kurtarmaz” der ve vazgeçer. Aslanın sarf ettiği enerji ile elde ettiği arasındaki ilişki, benim kafamda girdi çıktı analizi olarak ekonomik bir çıkarıma oturuyor. TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ İktisatta en çok kullandığım konulardan birisi de fizikteki termodinamiktir. Termodinamik kısaca, hareket olan yerde ısı olur; ısı olan yerde hareket olur demek. Ben de mantık yürütüyorum; para olan yerde hareket olur, hareket olan yerden para çıkar. Mesela Salı Pazarı’na baktığımda; “Ne çok hareket var” diyorum, sonra da “Ne çok para var” diye düşünüyorum. O zaman hareketi hızlandıran hadisenin gerisindeki parasal olayları düşünüyorum. Kamyon trafiği onu bana anlatıyor. Büyük bir alışveriş merkezinin içindeki insan trafiğindeki hareketliliğe, havalimanlarına ya da demiryollarına bir ekonomik tablo olarak bakıyorum. Bu hareketliliğin içinde termodinamiğin başka bir kanunu daha var. Bu dönüşümler yani ısıdan mekanik enerjiye, harekete dönüşüm, ziyan da yaratıyor. Yani tamamen bir dönüşüm olmuyor. Bir kısmı boşa gidiyor. Boşa giden enerjiye, Yunanca’da “entropi” deniyor. Sistemlerin verimi, “entropi”ye ne kadar gittiğiyle ters orantılı. Ne kadar az giderse, sistem o kadar verimli; ne kadar çok giderse, o kadar ve- rimsiz. O zaman bu hareketin berekete dönüşmesi halindeki entropiyi yani faydasız enerjiyi yakalamaya çalışıyorum. Baktığım sistemde bu enerji nerede boşa gidiyor? Amerikalı makine mühendisi Frederick Taylor’ın endüstriyel verimliliği arttırmak için yaptığı çalışmaları var. Taylor, “Vücutla yapacağın hareketi kolla yap” der. Yani yapacağın harekete vücudunla yaklaş, ondan sonra kolunu çalıştır. Hatta ona Taylorizm deniyor değil mi? Evet. Sol görüşlülerin eleştirilerine de hedef olmuştur hatta. Mesela bir işçi çok hareket ederse, karnı acıkır, yemek yer. Ya da mesela herhangi bir mekanda insanlara az bilgi verildiğinde, herkes danışmaya gidip sorular sorar, birbirine sorar, bir hareketlilik başlar. Halbuki insan o bilgiye gözüyle ulaşsa hareket etmeyecek. Ben de çok fazla lüzumsuz hareket olduğunu düşünüyorum. Herkes bir yerlere gidiyor, birilerine bir şeyler danışıyor. Bilgi fazlalığı oluşuyor. Demek ki enformasyon teknolojisi müthiş verimlilik arttırıcı bir şey. İşte, hayata ekonomi penceresinden bakmak böyle bir şey. tablodaki ortak noktayı bulmaya çalışıyorum. Her seferinde aynı şey olmuşsa, o zaman krizle o aynı şey arasında bir nedensellik ilişkisi var demektir. Türk ekonomisine bu gözle baktığımda hep cari açıktan krize girdiğini görüyorum. Bu benim tespitim. Bu yüzden siyasi baskılara karşı Türkiye’nin boynu bükük. Dönüp gidemiyor, kimseye kafa tutamıyor, tavizkar oluyor. Türk ekonomisinin hastalığı bana göre cari açığıdır. Cari açığın sebebi de aşağı yukarı 1860’lerden beri yurt dışından borçlanarak geçinme şeklinde kurduğumuz hayat tarzımızdır. Kendi kendi- Türk ekonomisinin şu anki durumunu nasıl görüyorsunuz? Türkiye yine bir krize girdi. Kendi krizi değil diyoruz ama aslında Türkiye kendi krizini artı dünya krizini bir arada yaşıyor. Yani küresel kriz çıkmasaydı da Türkiye ekonomisi krize giriyordu. Nitekim büyüme rakamlarını grafiğe oturttuğumuz zaman 2007’den beri aşağı doğru gidişi görüyoruz. Bütün bu krizlerden önceki "Dünyada da bir toparlanma olacak. 2000’li yıllar boyunca yaklaşık 2008’e kadar bütün dünyada coşkulu bir devre yaşandı. Türkiye için de başka ülkeler için de bu dönemin tekrarı yok. 'Yok' iktisatta 'ihtimali düşük' demektir. Bunu da unutmamak gerekir." mize değer yaratmak yerine “borçkolik” olmuşuz. Hala borç peşinde koşuyoruz. IMF bize para verirse ekonomiyi doğrultacağız, bütçe açığımızı kapatacağız diye düşünüyoruz. Osmanlı İmparatorluğu’nun aldığı ilk borç, askeri borçtur. Donanma yapmak için 1860’larda İngiliz’lerden alır. 1860’larda “Borç alamazsak harbi yapamayız” deniyordu. Ardından “Ruslar yardım etmeseydi Kurtuluş Savaşı’nı yapamazdık” dendi. 1957’de ODTÜ’de iktisat okumaya başlaGEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD Türk ekonomisini, Türk insanının zihin yapısından yola çıkarak ele alıyorum. Ekonomi sosyal bir olay. Orada da insan psikolojisi, yani insan beyni, zihni, davranışları ve değer sistemleri var. Türkiye ekonomisi hepimizin çok iyi bildiği gibi devamlı iner, çıkar. Buna “yoyo ekonomisi” deniyor. Zaten ekonominin içinde yoyo hareketi hep vardır. Yani ekonomi bir dalga hareketidir aslında. Ama bizde daha derin dalgalar oluyor. Sürekli krize giriyoruz, krizden çıkıyoruz. Böyle bir hikayemiz var bizim. Amerikan ekonomisi de krize girebilir, ama bizdeki krizlerin sıklığı ve derinliği fazladır. 19 GOSBSAD GÖRÜŞ GOSBSAD dım. O yıl “Türkiye’ye 300 milyon dolar lazım. Bu parayı bulamazsa ekonomi tepetaklak olacak” deniyordu. 2009’a geldik, aradan 52 sene geçti, ben 70 yaşımı geçtim şimdi öğrencilerim bana, “Hocam kaç para lazımmış?” diye soruyor. IMF’den para gelmezse halimiz harap diye düşünüyoruz. Borç, Türkiye için neredeyse uyuşturucu gibi olmuş. Demek ki Türk ekonomisini dışarıdan borç para istemeyen bir ekonomi haline getirmek lazım. 20 Peki gelişmişliği nasıl anlamalı? Daha yüksek binalar, asfalt yollar, otobüsler, metrolar, cep telefonları, televizyonlar, buzdolapları, kısacası zenginleşmiş insanlar olarak mı? Aslında bunlar ekonomik gelişme değildir. Bu, ekonomik gelişmeden tarlamıza düşen yağmurdur. Dünyadaki ülkelerin sıralamasına bakalım. Amerika aşağı yukarı 1880’lerde dünyanın en gelişmiş ekonomisi olmuş. 2009 TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ yılında Amerika hala en gelişmiş ekonomidir. Bu sıralamada 2 basamak çıkan var, 3 basamak düşen var. Bir de sıçrama yapan ya da benim tabirimle lig değiştiren var. İlk lig değiştiren ve büyük bir sıçrama yapan Japonya’dır. Japonya’nın lig değiştirmesi Pearl Harbor’dan öncedir. Bugün lig değiştirmiş diğer ülkeler Güney Kore, Singapur ve Çin’dir. Hepsinin kalkınma modeli aynıdır: Cari fazla vererek kalkınma. Petrol zengini ülkeler ayrı bir kategoridir. Çünkü petrol Tanrı’nın bir lütfudur. Zaten orada model olacak bir durum da yok. Gelelim lig değiştiremeyen ülkelere… Hepsi cari açık veren ve devamlı krizden krize giren ülkeler. Türkiye de bunlardan birisi. Peki, önümüzdeki senelerde ne olacak? Muhtemelen döviz fiyatları düşecek. Bugün de düşük aslında. Ekim 2001’de dolar 1,70 kuruştu, bugün 1,48 kuruş. Türkiye’deki Dünyada da bir toparlanma olacak. 2000’li yıllar boyunca yaklaşık 2008’e kadar bütün dünyada coşkulu bir devre yaşandı. Türkiye için de başka ülkeler için de bu dönemin tekrarı yok. “Yok” iktisatta “ihtimali düşük” demektir. Bunu da unutmamak gerekir. Dünyada da bir ülkeye gelen nimet sadece o ülkenin becerileriyle değildir. Bir ülkeye yağan yağmurun, o bulutları oraya sürükleyen yüksek basınçla bağlantılı olması gibi. Küresel ekonomide de alçak ve yüksek basınç merkezleri gibi küresel cepheler oluşuyor. Çin ucuz ve kaliteli mal üreten bir merkez. Mal bolluğu var. Amerika’da da para bolluğu var. Amerika’nın parasıyla Çin’in malları Türkiye üzerinde cephe oluşturdu ve Türkiye’nin ve birçok ülkenin üzerine bereketli yağmurlar yağdı. Biz dolayısıyla bu son 7 senede, deyim yerindeyse “hak etmediğimiz” bir refah artışı ve ekonomi gelişimi yaşadık. Dünya da bunu yaşadı. Fakat bunun tekrarlanması mümkün değil. Türkiye açısından değil. Bizim kadar yaşadığı yüksek hayat seviyesini hak etmeyen çok büyük bir ülke daha var, o da Amerika. Amerika para basarak refahı sağlıyor. Peki, yaşadığından daha iyi yaşamayı kim hak ediyor? Çinliler. Çinlilerin de sayısı çok. Şimdi Çinliler “Biz de daha iyi yaşayalım” demeye başladılar. “Daha fazla” dedikçe dünyanın hammadde kaynaklarına el koyacaklar, yani parayla istediklerini alacaklar. O zaman birilerinin alamaması lazım. Çünkü ortada sonsuz bir kaynak yok. Kaynak kısıtlı olduğuna göre birisi alacak, birisi alamayacak. Kaynak kısıtlı olunca bir şey daha oluyor; fiyatlar artıyor. Diğerleri hiç alamaz hale geliyorlar. Amerika’nın fakirleşip Çin’in zenginleşmesi bütün sistemde bir burkulma yaratıyor. Yani dünya sistemi stabilitesini kaybetti. Çin halkının daha iyi, Amerikan halkının da daha kötü yaşaması lazım. Buraya daha birçok ülke koyabiliriz. Daha iyi yaşamayı hak edenler var, daha kötü yaşaması gerekenler var. En tipik örnek Amerika ve Çin’dir. Dünyada bugün yaşanan temel sorun, dünya milli gelirinin yeniden dağılımı sorunudur. Bu da burkulmalar yaratıyor. Çünkü kimse geri gitmek istemiyor. l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD enflasyonu düşünün, Amerika’daki enflasyonu düşünün. Türk lirası aşırı değerli vaziyette. Bu yüzden de ihracatçımız para kazanmıyor. Dünya piyasalarına açılamıyoruz. Sonra ne kalıyor geriye? Türkiye’ye döviz gelmesi. Türkiye’nin IMF ile anlaşma yapacağını tahmin ediyorum. Oradan bir para gelecek. Oradan para gelince, özel sektör de yurtdışına daha kolay borçlanacak. Türk bankalarına da daha fazla para gidecek. Zaten Türkiye’nin kuralı bu: Para içeri, ekonomi yukarı. Para girdiği zaman Türkiye’de toparlanma olacak. Bu nedenle 2010 senesinde nispeten hızlı bir toparlanma bekliyorum. 3 yıllık program da açıklandı, Türkiye bir büyüme sürecine girecek. Ama en parlak yıl kümülatif olarak 2007’dir. O noktaya ancak 2012’ye doğru gelebiliriz. 21 GOSBSAD Lineadecor: ÜYELERİMİZDEN Mutfaklardaki Türk imzası Tuğrul Derman GOSBSAD Tasarımıyla, detaylarıyla, malzeme ve ürün kalitesiyle mutfaklarda fark yaratan Lineadecor, 2006 yılından beri GOSB’da faaliyet gösteriyor. Modüler mutfak sektörünün gelişiminde öncü rol oynayan Lineadecor bugün hala sektöründe lider marka konumunda. 1996 yılında yaratılan Lineadecor markasını, Lineadecor Yönetim Kurulu Üyesi Tuğrul Derman ve Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Ecemiş ile konuştuk. 24 L ineadecor markası nasıl doğdu? İlk olarak 1991 yılında Dekor Ahşap Ürünleri kuruldu. Firma, 1996 yılında Lineadecor faaliyete geçene kadar mutfak ve diğer ahşap ürünlerinin tedariki konusunda piyasaya hizmet verdi. Daha çok inşaatlar, müteahhitler ya da devlet konutlarında toplu işler şeklinde çalışmalar gerçekleştirildi. Ancak piyasada mutfak alanındaki boşluğun fark edilmesiyle birlikte markalaşma üzerine çalışmalar başlatıldı ve 1996’da ilk defa Lineadecor markası lanse edildi. Bayilik ağı genişletilerek yurt içinde 50 yurt dışında 13 satış noktasına ulaşıldı. Markalaşma süreci nasıl oldu? Öncelikle ilk günden itibaren markalaşmanın önemine inandık. Yurt dışındaki örnekleri yakından inceledik ve değer- TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ lendirdik. Markalaşmak için bazı standartlar oluşturmanız, markanıza yatırım yapmanız ve pazardaki pozisyonunuzu çok iyi belirlemeniz gerekiyor. Bu çalışmalar üzerine ve süreci ciddiye alarak markamızı geliştirdik. Kurumsal kimliğimiz, Türkiye’de bayilerimizle oluşturduğumuz satış ağımız ve tanıtım çalışmalarımızla ciddi çaba ve yatırımlarla markamızı bugünkü konumuna taşıdık. Yurt içi ve yurt dışı pazarındaki konumuz nedir? Türkiye’deki markalı ve modüler mutfak pazarında lider konumdayız. Aslında Türkiye’deki mutfak pazarının nerdeyse yüzde 95’i, merdivenaltı denen atölyelerin ve marangozların elinde ve bu çok yüksek bir oran. Biz kendimize hep İtalya’yı örnek alıyoruz. İtalya’da bu oran yüzde 55’lerdedir. Biz Türkiye’de pazarın 600- 650 bin mutfak civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Bunun da sadece 50-60 bini markalı modüler mutfaklardan oluşturuyor. İşte burada yüzde 20’lik bir pazar payıyla lideri konumdayız. Yurt dışında ise toplam 10 ülkede bulunuyoruz. hem de kataloglarımızda bir Türk markası olduğumuzu vurguluyoruz. Ancak tarzımız ve tasarımlarımız da İtalyan’lara benzediği için yaptığımız müşteri anketlerinde halen yüzde 45 oranında yabancı marka olarak algılanıyoruz. Müşteri kitlenizi tarif eder misiniz? Sizce bu algının avantajları mı dezavantajları mı daha fazla? Müşterimizi iyi tanımaya çok önem veriyoruz. Müşteri memnuniyeti ve marka bilinirliği konusunda çok fazla çalışmamız ve analizimiz var. Her sene mutlaka marka bilinirlik araştırmamızı yapıyoruz. Müşteri kitlemiz, ortalama 30-45 yaş arası AB gelir düzeyindeki çalışan kadınlardan ve ev hanımlarından oluşuyor. Müşterilerimizin çoğu üniversite mezunu kişiler. Marka bilinirlik çalışmalarımız ise markamızın yabancı bir marka olarak algılandığını gösteriyor. Oysa biz hem reklamlarımızda, Aslında markanın ilk çıktığı zamanlarda yabancı olarak algılanmasının avantajları daha fazla oldu diyebiliriz. Ancak son zamanlarda Türk ürünlerine artan güvenle beraber Lineadecor’un Türk markası olduğunu bilen müşteriler çok gurur duyduklarını ve çok severek kullandıklarını söylüyorlar. Yurt dışındaki evine bile buradan mutfak sipariş edip götüren müşterilerimiz var. Yaşadığımız tek dezavantaj müşterilerimizin bizi yabancı bir marka sanıp fiyatlarıGEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD Zeynep Ecemiş Genel Müdür Yardımcısı 25 GOSBSAD ÜYELERİMİZDEN mızdan çekinmesi. Daha mağazaya girmeden böyle bir düşünce oluşabiliyor. Biz de zaman zaman ilanlarımızda fiyat bilgisi kullanıyoruz. “Biz Lineadecor’u çok daha pahalı zannediyorduk” diye gelen müşterilerimiz var. Sonuç olarak, çok büyük bir dezavantaj yasamasak da biz markamızın Türk olduğunu vurgulamak istiyoruz. Zaten hiçbir zaman, aksi bir algı yaratma çabasında da olmadık. Biraz da tasarımlarınızdan bahseder misiniz? Tasarım süreci nasıl işliyor? Dünya trendlerini ve fuarları çok yakından takip ediyoruz. Mobilyadaki moda ve trendler, tekstilde olduğu kadar hızlı bir değişim göstermiyor. Ama genel dekorasyon trendleri mutfaklarımızın genel görünümüne de yansıyor. Ayrıca müşterilerimizi çok iyi dinliyoruz. 50 bayimiz va- sıtasıyla sürekli onların yeni taleplerini ve ihtiyaçlarını araştırıyoruz ve analiz ediyoruz. Diğer firmalardan en üstün olan tarafımızlardan bir tanesi de Ar-Ge çalışmalarımızın ve ürün geliştirme ekibimizin çok iyi olmasıdır. dünya markaları kendimize rakip olarak görüyor ve bu açıdan Ar-ge çalışmalarına çok önem veriyoruz. GOSBSAD Mutfak mobilyalarının modüler ve her eve göre farklı olması gerekiyor. Bu durum ihracatta sorun yaratmıyor mu? 26 Kesinlikle işimizi zorlaştırıyor. Mutfak çok zor bir ürün. Bir terzi gibi tamamen yerine göre yapılan, mekana göre uygulanan bir ürün. Dolayısıyla bizim işimiz ürün artı hizmetten oluşuyor. Belki bu yüzden daha yakın coğrafyalara yapmış olduğuTEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ muz ihracatta daha başarılıyız. Ama mesela şu an Amerika’da müşterilerimiz var. Son dönemde New York’taki inşaat şirketlerine çalışıyoruz. İhracattaki zorlukları aşabilmenin yolu, oradaki iş ortağınızın da bu konuda deneyimli ve bilgili olması. Bizim tüm bayilerimize ve çalışanlarımıza çok özenle ve dikkatle uyguladığımız eğitimlerimiz var. Bu eğitimlerimiz de bizi diğer rakiplerimizden ayıran bir özelliktir. Hem yurt içi hem de yurt dışında bizimle çalışacak mimarları ve diğer elemanları iki haftalık bir eğitime alıyoruz. Eğitimlerde işin bütün detaylarını ve sistemimizi çok iyi açıklamaya çalışıyoruz. Bu, işin her bölgede daha da pürüzsüz yürümesine yardımcı olabilecek şeylerden biri. Dünyada tasarım deyince herkesin aklına İtalya gelir. Türkiye’nin de bu anlamda dünyada bir farklılık yaratması mümkün mü sizce? Açıkçası Türkiye’de tasarımın gelişmesi için uzun bir süreç gerektiğini düşünüyorum. Bugünden yarına oluşabilecek bir şey değil bu. Biz, tasarımın ileride olduğu ülkelerden çok daha geç başladık bazı şeylere. Sanatın pek çok dalında dalında geriden geliyoruz. Ayrıca tasarımla endüstriyi bir araya getiren şey rekabettir. Bizim piyasamızdaki rekabetçi koşulların oluşumu da onlardan çok daha geç başladı. Türkiye’nin gidişatı da bu süreci çok etkileyebilecektir. Özellikle sivil toplum örgütlerinin ve meslek kuruluşlarının bu işe inanması, bu konudaki okulların artması ve eğitimin güçlenmesi, devletin de bu alanda teşvik ve ödül vermesi durumunda insan neden olmasın diye düşünüyor. Tabii İtalya örneğine ulaşmak hiç kolay Bir mutfağı oluştururken neler önemlidir? Ürün seçimi son derce önemlidir ve yerleşim planlaması kullanım açısından çok belirleyicidir. Mağazadaki en iyi modeli seçmenize rağmen bir mimar size o modeli çok kullanışsız bir yerleşim planıyla sunarsa mutlu olmayabilirsiniz. Projelendirmenin bazı kuralları var. Biz eğitimlerimizde hep bunları vurguluyoruz. Mesela eskiden ocağın altına çatal kaşıklık konulurdu. Aslında çatal kaşık çekmecesi açılıp kapanırken yemek pişiren kişiye engel olmamalıdır. Depolama, pişirme, yıkama ve hazırlık dediğimiz bölümlerin, mutfakta ayrı bir şekilde konumlanması ama birbirinden çok da uzak olmaması kullanımı çok rahatlatır. Küçük bir mutfakta bile rahat hareket edebilmelisiniz. Bu yüzden mağazada projenizi hazırlayacak kişi çok önemli. Biz projelendirme hizmetini mağazamıza gelen herkes için ücretiz olarak yapıyoruz. Evlerine gidip ölçü alıyoruz ve kullanıcının ihtiyaçlarını sorgulayıp, yerleşim planını çalışıyoruz. Proje çalışmamız sırasında müşterimize farklı alternatifler sunuyoruz. Toplu işler de yapıyor musunuz? Evet, hem merkez proje birimimiz, hem de bayilerimiz vasıtasıyla bu kanallara ulaşı- yoruz. Bu konudaki referans listemiz çok kalabalık. Tüm Türkiye’nin en prestijli inşaat şirketleriyle çalışıyoruz. Sektörünüzde kayıtdışı üretim ciddi bir sorun gibi duruyor. Sizce bu nasıl önlenebilir? Müşterinin bilinçlendirilmesi gerekiyor. Bizim MUDER adında bir derneğimiz var. Ancak ben derneğin bu konuda daha aktif olması gerektiğini düşünüyorum. Müşterinin bu üreticilerle ve ürünlerle yaşayabileceği sıkıntıların çok iyi anlatılması gerekiyor. İtalya’nın da geçtiği bir süreçten geçmemiz gerekiyor. Ürünleriniz taklit ediyor mu peki? Evet, çok taklit ediliyor. Ürünlerimizi çıktığı zaman tescilletiyoruz. Fakat yine de pek çok yerel firma ve marangoz bunu bir engel görmüyor. Hatta modelimizi katalog resminden aynen alıp koyuyor. Üstelik model isimlerini değiştirme zahmetine bile girmeyebiliyorlar. Yurt dışında bu kadar alenen kopyalama olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’de insanlar daha özgür davranıyorlar. Çok sık karşılaştığımız bir durum ve ihtarlar yollayarak önüne geçmeye çalışıyoruz. Öte yandan örnek alınmak çok güzel bir şey. Aslında biz rekabetin güçlenmesini, markalaşmanın artmasını isteyen bir firmayız. Çünkü ancak bu şekilde insanlar daha çok bilinçlenecek ve markalı modüler mutfak pazarı büyüyecek. Fakat birebir alıp kopyalamak ne başka firmaların gelişimine fayda eder, ne de iş ahlakına sığar. GOSB hakkındaki görüşleriniz neler? Her ne kadar şu an GOSB’un olanaklarından faydalanmasak da GOSB’lu olmak, GOSB’luyuz diyebilmek bizim için gurur verici. 1991 yılından 2006 yılına kadar Samandıra’daydık. Hem idari hem de üretim binamız bize yetmez hale gelince yeni yatırımlar planladık ve yer aramaya başladık. Yaptığımız detaylı incelemelerden sonra gerek Anadolu’nun açılış noktası olması, gerek İstanbul’a yakınlığı açısından Gebze, konum itibariyle bize uygun geldi ve Gebze’de karar kıldık. Yaklaşık 4 senedir de GOSB’lu olmaktan mutluyuz.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD bir şey değil. Öte yandan son dönemlerde farklı platformlarda genç tasarımcıların adını daha sık duyar olduk ve İstanbul’un tasarımda dünyadaki rolü de daha farklı bir konuma taşınıyor. Bunlar sevindirici ve umutlandırıcı gelişmelerden bazıları. 27 GOSBSAD İÇİMİZDEN BİRİ BASF, Türkiye’de büyümeye devam ediyor 1987 yılında Hoechst A.Ş. ve SKW Trostberg A.G. ortaklığı ile kurulan Yapkim Yapı Kimya Sanayi A.Ş (YKS), bugün BASF Yapı Kimyasalları adı altında BASF bünyesinde faaliyet gösteren bir dünya lideri. BASF Yapı Kimyasalları Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Dayıcıoğlu, bize 1998 yılından beri faaliyet gösterdikleri GOSB üretim tesislerini genişletme kararını ve Business Center Turkey yapılanmasını anlattı. bugün yaklaşık 7100 çalışanı ve 2,1 milyar Euro’luk satış hacmi var. GOSBSAD G 28 OSB’a geliş sürecinizi kısaca anlatır mısınız? Herkes tarafından bilinen ismi YKS olsa da, aslında YKS Türkiye’de ve dünya genelinde yaklaşık beş defa el değiştirdi. 1987 yılında Hoechst A.Ş. ve SKW Trostberg A.G. ortaklığı ile Yapkim Yapı Kimya Sanayi A.Ş adıyla kuruldu ve Temmuz 2006’da BASF Grubu bünyesine katılarak BASF Yapı Kimyasalları San. A.Ş. adını aldı. Ümit ediyorum, bu son noktamız olacak. BASF bünyesinde faaliyet gösteren ve dünyada yapı kimyasalları sektöründe açık ara lider konumda olan BASF Yapı Kimyasalları’nın TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ YKS, GOSB’a 1998 yılında geldi. Ancak şirketi, GOSB’da arazi aldırmaya razı etmek için büyük kavgalar verdim. Hatta şirket içinde ciddi bir kötüleme kampanyası oldu. Bu yüzden o dönemde çok üzüntüler de yaşadım. O zamanın parasıyla metrekareye 65 dolar civarı bir ödeme yaptık. İnanılmaz ucuz bir fiyattı. 1998’de GOSB’a geldik. Bugün herkes bana teşekkür ediyor. Şu anda GOSB’daki fabrika, yapı kimyasallarında bizim için Avrupa’daki en önemli ilk üç tesisten biri. GOSB’dan sonra YKS’nin ufku, vizyonu, her şeyi değişti. Çünkü fabrikası doğru yerde olmayan, fabrikasının işletmesi belli disiplinler içerisinde olmayan şirketler, asla ve asla uzun vadeli yaşayamaz. GOSB’da bir disiplin ve yönetim var. Bu yönetim, fabrikamızı devamlı tetkik ediyor. Bunlar çok güzel ve olması gereken şeyler. Bu sistem içerisine girince fabrikanızı her zaman geliştiriyorsunuz. Geliştirirken yeniliyorsunuz, yenilerken teknolojiyi izliyorsunuz. Buna da medeniyet diyoruz biz. O dönem GOSB için ısrarcı olduğunuzda kafanızda ne tür bir vizyonunuz vardı? Bir kere GOSB’un o dönemdeki yerleşim düzeni Avrupa standartlarının çok daha üstündeydi. İtalya’daki bir sanayi bölgesinden çok daha ötedeydi. GOSB’da altyapı, huzur ve güzellik vardı. GOSB’daki yerinizi genişletme kararını nasıl aldınız? Yabancı sermayenin Türkiye’de devamlı yatırım yapmasını istiyorum, çünkü bu sayede büyüyoruz. Bunu sağlayabilmek hiç kolay olmuyor, ama sonuçta Almanya’daki merkezimiz de buraya yaptığı her yatırımın kendilerine fazlasıyla geri döndüğünü görüyor. Türkiye ilginç bir ülke. Kriz döneminde bile kazandırıyor. GOSB’da toplam 30 dönüm arazimiz var. Ancak bize yetmemeye başladı. Lojistik olarak malzemelerimizi pek çok farklı ambara koymaya başladık. O zaman, üretim tesisimizi büyütmek yerine üretim tesisimizin yanına bir ambar yatırımı yapma kararı aldık. Burası teknolojik bir ambar olacak ve yaptığımız hesaplara göre 10 senelik bir süreç içerisinde bizim tüm ambar ihtiyacımızı karşılayacak. BASF Yapı Kimyasalları, BASF Coatings ve BASF Ciba, daha önce İstanbul’un farklı noktalarında bulunan yönetim merkezlerini tek bir çatı altında toplayarak ülke merkezini Ataşehir’e taşıdı. Burası artık “business center” olarak görev yapıyor. Büyük bir bölgenin merkezi konumundayız. Bölgede Türkiye, Bulgaristan, Gürcistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Ermenistan, İran, Arap Yarımadası, Dubai ve Afrika bulunuyor. Tüm gruplar bir arada ve merkezleştirilmiş olarak görev yapıyorlar. Bizler şirketlerin başındaki yetkililer olarak görevlerimize devam ediyoruz. Muhasebe, lojistik, IT gibi tüm eylemlerimizi bir grup olarak tek bir bünye içerisine topladık ve bu masrafları da paylaşıyoruz. Muazzam bir gelir elde edildi ve ortaya müthiş bir sinerji çıktı. BASF merkez olarak neden Türkiye’yi seçti sizce? Türkiye’nin Doğu kültürü, Asya kültürü, Arap Yarımadası kültürü ve Afrika’yla olan ilişkilerine baktıkları zaman tam bir Son yapılanmayla BASF, Türkiye’yi çok daha özel bir konuma getirerek burayı bir “Business Center” haline getirdi. Şu anda nasıl bir yapı var? GOSBSAD BASF, Türkiye’de 1880 yılında gerçekleşen ilk satışıyla 128 yıllık bir geçmişe sahip. Uzun bir süre birçok endüstriyel sektöre kimyasal ürünler sağlamış ve cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türk ekonomisine katkıda bulunmuş bir firma. Alınan çok yeni bir kararla BASF’ın Türkiye’deki tüm şirketleri aynı çatı altında birleştirildi. Türkiye’deki iştirakleri BASF Türk Kimya, 29 GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD İÇİMİZDEN BİRİ köprü olduğunu gördüler. Bu köprünün, hem üretimle hem de yönetimle çok doğru bir şekilde yönlendirilmesi gerekiyor. Eğer bunu Avrupa şartlarında yapmaya kalkarsanız, felsefi açıdan, dünya görüşü ya da stratejik karar koyucuların yaşadıkları ortam açısından bazı yanlış kararlar verilebilir. Bu yüzden bizim gibi Türk profesyonellerle çalışıyorlar. Hepimizin üstünde ise Alman bir CEO ve CFO var. BASF, bütün stratejisini ve felsefesini buradan Arap yarımadasına, Azerbaycan’a, Ermenistan’a ya da Türkmenistan’a aktarıyor. Yaptığı şey bu aslında. Üstelik çok büyük bir riske girmeden yapıyor bunu. Çünkü pazara o kadar yakın ki. Eğer bunu Almanya’da ya- Biraz ürünlerinizden bahseder misiniz? pacak olsa bu büyüklüğe gelemez. Çünkü Almanya’dan yapmaya kalksa bürokrasi ile uğraşacak. Halbuki buradaki mekanizma yüzde 100 kendisi için çalışıyor. Bence çok doğru bir strateji. yapıyı güçlendirebiliyorsunuz, hem de bu güçlendirmeyle binayı yukarıya doğru da yükseltebiliyorsunuz. GOSBSAD Peki siz Türk yöneticiler olarak zorluklar yaşıyor musunuz? 30 Evet yaşıyoruz. Biz her türlü teknolojik yeniliği buraya getirmeye çalışıyoruz. Ama maalesef özellikle ödeme alma konusunda çok zorluk yaşıyoruz. Bizim oryantal bakış açımızı ve iş yapma mantığımızı Avrupa’ya anlatabilmek çok zor. TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ BASF Yapı Kimyasalları içinde 6000 çeşit ürün var. Ama Türkiye’de şu anda kullanabildiğimiz ürün çeşidi sadece 450 adet. Teknolojinin nerden nereye gideceğini hayal edin! Biz fabrikamızda seramik yapıştırıcıları, tamir harçları, izolasyon malzemeleri, çimento, akrilik ya da poliüretan esaslı güçlendirme malzemeleri gibi yaklaşık 16 çeşit ürün üretmeye çalışıyoruz. Avrupalılar, güçlendirme malzemelerini, eski binaları güçlendirerek uzun vadeli yaşam şartlarına ulaştırmak için yapıyorlar. Bu güçlendirme malzemeleriyle hem var olan Aynı zamanda beton katkıları üretimi yapıyoruz. Çünkü beton katkıları Türkiye için çok önemli bir konu. Hepimiz biliyoruz ki Türkiye deprem konusunda risk altında olan bir ülke. Ama aynı zamanda devlet politikalarının, kalite standartlarının, beton ve müteahhit standartlarının yanlış olduğu bir ülke. Kimse isyan etmiyor ama hala oturduğumuz evler deprem yönetmeliğine göre doğru yapılmış evler değil. Biz de bunu değiştirebilmek için Kısaca BASF Grup BASF dünyanın lider kimya şirketidir. Şirketin portföyünde kimyasallar, petrol ve gaz, performans ürünleri, tarımsal ürünler, gıda ve plastikler yer almaktadır. Hemen hemen her sektörde güvenilir iş ortağı olarak BASF, yarattığı akıllı çözümleri ve yüksek kaliteli ürünleriyle müşterilerinin başarılarına katkıda bulunmaktadır. BASF, yeni teknolojiler geliştirmekte ve bu sayede yeni pazar fırsatları yaratmaktadır. Şirket, ekonomik başarısını çevre koruma bilinci ve sosyal sorumluluk ile birleştirerek daha iyi bir geleceğe katkıda bulunmaktadır. BASF’in tüm dünyada çalışan sayısı yaklaşık 97.000’e ulaşmış ve 2008 yılında yaklaşık 62 milyar Euro’luk satış gerçekleşmiştir. BASF hisseleri Frankfurt (BAS), Londra (BFA), New York (BF) ve Zürih (AN) borsalarında işlem görmektedir. Kısaca Business Center Turkey Business Center Turkey, Middle East & North Africa (BCT) genel merkezi İstanbul’dadır. 2007 yılında BASF, diğer grup şirketleri ile birlikte, Türkiye’de yaklaşık 500 Milyon Euro’luk bir ciroya ulaşmıştır. Bu yeni organizasyon ile geniş bir alana yayılan BCT, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Cezayir, Tunus, Fas ve İran’da bulunan kardeş şirketler ve yaklaşık 1300 çalışanı ile 18 ülkede BASF’i temsil etmektedir. l farklı üretimlere girdik. Ürünlerimiz melas esaslı. Melas aslında bir zamanlar atık ürünken, bugün doğru değerlendirilerek iyi bir ürün olmaya başladı. Bunları kullanıyoruz, çünkü hazır beton tesislerindeki betonların kalıpların içerisine daha iyi yerleşerek, daha girift, demirin etrafını daha iyi saran, hava almayan ve buna karşılık demirin korozyona karşı korunmasını sağlayan ürünler olmasını istiyoruz. Ancak bunu sektöre anlatmak çok zor. BASF Ar-Ge çalışmalarına ciddi bütçeler ayıran bir firma. Ar-Ge çalışmalarından bahseder misiniz? Gerekli revizyonlar yapıldıktan sonra lansmanı yapılan ürünü piyasaya neredeyse sıfır yanlışla çıkartıyorlar. Yapı kimyasallarının geleceği nereye doğru gidiyor? Yeni trendler, yeni teknolojiler neler olacak? Kimya sektörü nanoteknolojiyle birlikte çok daha farklı bir boyuta geçecek. Burada en önemli konu çevre. Biz, Avrupa topluluğu içerisinde çevre kavramına en fazla önem veren ve Avrupa topluluğu parlamentosunda bunu gündem yapan bir şirketiz. Kimya ve çevre konseptini daima bir arada tutmaya çalışıyoruz. Dünyaya ve insan sağlığına zarar veren maddeleri elimine etmeye çalışıyoruz. Nitekim polimer esaslı beton katkılarını Türkiye’ye getirdiğimizde devrim niteliğindeydi.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD BASF’ın Ar-Ge bölümünde 7000 kişi çalışıyor. Kriz döneminde harcamasına ya da eleman sayısına dokunulmamış tek nokta orası. Çünkü BASF’ı BASF yapan Ar-Ge’si ve teknolojik liderliğidir. Şu anda dünyanın bir numaralı kimya şirketiyiz. BASF bu gücünü Ar-Ge’den alıyor. Ana merkez dışında Avrupa’da küçük teknoloji geliştirme laboratuarları da var. Ar-ge bölümünün yarattıkları, teknoloji geliştirme laboratuarlarında ürün yelpazeleri içerisine yediriliyor. Oradan da bizim laboratuarımıza geliyor. Burada iki tane kimya mühendisimiz ve alt kadroları var. Laboratuar ekipmanlarımız Avrupa’daki şirketlerin ekipmanlarıyla yüzde 80 aynıdır. Aynı ürünü biz burada kendi şartlarımızla çalışırken, Avrupa ve Amerika da kendisi çalışıyor. Sonra hepsi bir araya getiriliyor ve bu çalışmaların ortak sonuçları çıkıyor. 31 GOSB TEKNOPARK Görüntü teknolojisi ile işinizde yeni ufuklar açın yor. Biz makinelere göz taktığımız zaman çok daha iyi sonuçlar alınabiliyor. Makineler daha verimli ve efektif oluyor. Makineye göz takmak ne anlama geliyor? GOSBSAD 2005 yılından beri Gebze Teknopark içinde faaliyet gösteren CMOSVision, görüntü elektroniğinde uzmanlaşmış, müşterinin ihtiyacına göre çok özel ve piyasada benzeri olamayan kameralar tasarlayan bir proje firması. Üretim, güvenlik, tıp ve otomotiv gibi farklı sektörlerle çalıştıklarını ve yaptıkları işin bir niş pazar olduğunu söyleyen CMOSVision kurucu ortağı ve Genel Müdürü Hakan Şakman, işlerini yaparken kendi fikirlerine olduğu kadar müşterilerinin fikirlerine de çok güvendiklerini söylüyor. 32 C MOS Vision nasıl kuruldu, Türkiye’ye nasıl geldi? CMOS Vision, 2004 yılında İsviçre’de bir Alman ve bir İsviçreli tarafından kuruldu. 2005’te Türkiye’deki kuruluşu gerçekleştiren kişi benim. CMOS Vision yüzde 65 İsviçre sermayeli bir firma. İsviçre işin software yani yazılım kısmını yapıyor, biz ise kameranın donanımını yapıyoruz. Biz kamerayı yaparken onlar kameranın nasıl kontrol edilmesi, kameradan gelen bilgilerin nasıl ekrana verilmesi gerektiği üzerine çalışıyorlar. Her yerde göze ihtiyaç var, gözsüz hiçbir şey yapamıyoruz. Dolayısıyla biz makinelerin üretim verimliliğini ve kabiliyetlerini onlara göz takarak daha da artırıyoruz. Şu anda pek çok makine el yordamıyla çalışı- TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Örneğin bir CNC tezgahında, bir demir bloktan 8 mm çapında bir silindir kesmek istiyorsunuz. Makineye bu ölçülerini giriyorsunuz, ancak bu ölçüler çok düzgün girilemiyor. Dolayısıyla oyma işlemi devam ederken, parçanın 8 mm’ye ulaşıp ulaşmadığını anlamak için tüm makine kapatılıyor, kapağı açılıyor, içerisinden o metal parça alınıyor ve ölçülüyor. Henüz 8 mm olmamışsa tekrar eski yerine konuluyor, makine tekrar çalıştırılıyor ve tekrar ölçüm yapılıyor. Ayrıca parça doğru konulamadığı için başka sorunlar da çıkıyor. Biz, bu CNC tezgâhına göre bir kamera tasarlayıp içine yerleştiriyoruz. Piyasada bulunan kameralar bu işi görmüyor, çünkü yer kısıtlılığı sorunu oluyor. Ya kamera ortama uygun olmuyor, ya objeye uzaklık sorunu oluyor ya da fiyatı çok yüksek oluyor. Bizim makineye uygun olarak tasarladığımız kamera, sürekli malzemeyi ölçüyor ve istenen 8 mm’ye gelindiğinde makineyi otomatik olarak kapatıyor. Böylece hem zamandan kazanıyorsunuz, hem de kesin doğruluk elde ediyorsunuz. Hangi sektörlere iş yapıyorsunuz? Yaptığınız işlerden örnekler verir misiniz? Tıp sektöründe endoskopi, laringoskopi gibi tıbbi görüntüleme cihazları için kameralar yapıyoruz. Otomotiv sektörü için de projelerimiz oldu. Lüksemburg’da bir firmaya Audi ve BMW içi arka kamera yaptık. Kamera arka tarafı tamamen ve geniş açılı gösteriyor. Son fikrimiz ise bu kameralardan aynalara da koymak. Böylece aracın her tarafını görmek mümkün olacak. Bugün her türlü endüstriyel üretim tesi- sinde kameralar kullanılıyor. Bu kameralar, örneğin hattan geçen malzemenin doğru olup olmadığını, istendiği gibi üretilip üretilmediğini anlamaya yarıyor. Ancak bizim çözümlerimiz biraz daha farklı. Çünkü biz müşterinin özelliklerine yönelik tasarım yapıyoruz. Piyasadaki kameralarla yapılamayacak işleri yapıyor bizim kameralarımız. Örneğin tüp üretimi sırasında içeri atılan boya, bazı yerlere değmezse orası paslanmaya başlıyor. Boyanın iyi atılıp atılmadığı ancak içeri sokulabilecek bir kamerayla görülebiliyor. Ancak piyasada böyle bir kamera yok. İşte o zaman biz devreye giriyoruz. Biz bir proje firmasıyız. Amacımız kendi kameramızı üretmek değil, ihtiyaçları belli olan firmaları bulup onların ihtiyaçlarına yönelik kamera tasarımı yapmak. Mesela Belçikalı bir firmaya sensör tasarımı yaptık. O sensör dünyanın etrafında dönen bir uyduya takılacak ve onun sayesinde bütün tarım alanlarını izleyecekler. Böylece hangi ülkede, hangi üründen kaç dönüm ekilmiş gibi bilgiler elde edilecek. Gözbebeğinin refleksini inceleyen İsrailli bir firma için de tasarım yaptık. Eğer gözbebeği istenilenden daha düşük bir zamanda refleks veriyorsa, o zaman cihaz alarm veriyor. Bu da pilotların uçağa ne kadar ayık bindiğini ölçmek için kullanılan bir sistem oldu. edemediğimiz şeyleri akıl ediyorlar. Biz onların her eksiğini göremiyoruz sonuçta. Mesela Almanya’dan bir müşterimiz bizimle temasa geçti. X-ray kameraya ihtiyaç duyduklarını söylediler. Amaçları takma diş yapılırken hastanın ağzından alçı benzeri bir malzemeyle kalıp almak yerine kamerayı kullanmaktı. Normalde hastaya verilen büyük sıkıntılar sonucu ağızdan alınan kalıp üretici firmaya gönderiliyor ve üreticinin kalıbı yapması bekleniyor. Bizim kameramızla ise ağzın içi çekiliyor, boyutlar çıkıyor ve bu bilgiler e-mail ile üreticiye gönderiliyor. Kalıp masrafı ve hastanın çektiği sıkıntı ortadan kalkıyor böylece. Ayrıca hata payınız da sıfıra iniyor. Bu projeye önümüzdeki yıl başlayacağız. Ama Almanya’daki müşteri bizimle temasa geçmeseydi biz böyle bir çözümün eksikliğinden haberdar olmayacaktık. O yüzden kendi fikirlerimize olduğu kadar müşterilerimizin fikirlerine de çok güveniyoruz. Aslında yaptığımız iş tamamen isteğe, müşterinin bu iş için ne kadar fon ayırdığına ve ne kadar zamanı olduğuna O zaman sizin müşterilerinizin mutlaka ihtiyaçlarının farkında olması gerekiyor. GOSBSAD Bizim müşterilerimiz ya yeni bir ürün çıkartmaya çalışan ya da rakibini geçmeye çalışan firmalar oluyor. Daha iddialı, “Ben sektörümde lider olacağım, çok iyi olacağım, daha fazla teknik özelliğim olacak” diyen firmalar bize geliyor. Bizim de fikirlerimiz var tabi, ama fikirleri olan müşterilerin bize gelmesi de çok önemli. Çünkü onlar bazen bizim akıl 33 GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSB TEKNOPARK bağlı. Biz bir proje firmasıyız. Ürünümüzün, müşterimizin olmasını istiyoruz. Biz ürünü tamamen geliştirdikten sonra ürünü onlara devredip üretimi onların yapmasını hedefliyoruz. Çünkü biz ufak bir firmayız. Türkiye’de iki, İsviçre’de 4 kişi olmak üzere toplam 6 kişiyiz. 6 kişilik bir firmayla üretim yapmak pek akıl karı değil. Türk firmalarının size ilgisi nasıl? Birkaç firmayla görüşmelerimiz oldu, fakat Türkiye’de henüz bir müşterimiz yok. Türkiye’deki firmalar kendilerine çok GOSBSAD Machine Vision 2005 Ödülü 34 “Biz her yıl Almanya’da görüntü elektroniği konusunda düzenlenen ve dünyanın en büyük fuarı olan Machine Vision’a katılıyoruz. 2005 yılında da görüntü elektroniği tasarımı konusunda verilen yenilikçilik ödülü olan Vision 2005’i aldık. BMW için tasarladığımız arka görüş sistemi kamerası için verildi bu ödül. Tasarladığımız kamerayla çok küçük bir alanda önemli geliştirmeler yaptık. Çok ucuz bir lens kullanarak kameramızı çok geniş bir açıyı gösterir duruma getirdik. Müşteri BMW gibi kaliteye çok önem veren bir marka olunca, biz de görüntünün çok iyi kalitede olması için uğraştık. Sonuçta ufak bir alanda 3000 dolarlık bir kameranın verebileceği görüntüyü, biz 30 dolarla çözdük. Şimdi bu kameramız, Fiat Punto gibi daha hesaplı ve küçük arabalara konulabilecek duruma geliyor. TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ fazla güvenmiyorlar. Bizim geliştireceğimiz ürünün bir başkasında ya da mesela Çin’de olmasından korkuyor. Geliştirme de çok zaman alıyor. Biz geliştirme süresi için 6 ay diyoruz ama bu süre 7-8 aya uzayabiliyor. Türk firmaları bundan da rahatsız. Savunma sanayi için bazı projelerimiz oldu. Ancak somut bir adım atılmadı. Yoksa ben her baktığım yerde bir kamera eksiği görüyorum. Özellikle de trafikte. 180 derece etrafı gösterebilecek bir kamera projemiz var. Onu trafik kavşaklarına koyup tüm trafiği tek bir kameradan izleyebileceksiniz. Şu anda bir kavşağı izlemek için dört kamera gerekiyor. Biz bu hizmeti tek kamerayla çözeceğiz. GOSB’u neden tercih ettiniz? Biz GOSB’da kurulduk. GOSB’un ilk müşterilerinden bir tanesiyiz. Öncelikle GOSB diğer teknoparklar gibi değil. Yaklaşımı çok iyi. Müşterilerini çok titiz ve çok iyi seçiyor. Burada iyi bir firmalar grubu, güzel bir ekip toplandı. Bundan çok memnunuz. Ayrıca teknoparkta her türlü ihtiyacımız karşılanıyor. Eğitim desteği veriliyor. Benim bir finansöre ihtiyacım olsa, GOSB Teknopark bana bu finansörü bulabilecek durumda. Doğrudan bulmasa da temasa geçebileceğim kişileri gösteriyor. Çünkü burada çok iyi bir network var. “Bana şu konuda yardımcı olacak birisini söyleyebilir misiniz?” diye danıştığım zaman öyle bir isme ulaşabiliyorum. l ÇEVRE OSB’LER Güzeller OSB rüzgar enerjisi ile elektrik üretmek istiyor 2001 yılında, Gebze’de 134 hektar üzerine kurulan Gebze Güzeller Organize Sanayi Bölgesi (GGOSB), kısa zamanda çok hızlı gelişim gösteren bir OSB. GGOSB, öz kaynaklarını kullanarak yaptığı altyapı ve çevre yatırımları ile adını duyururken, rüzgar enerjisi ile kendi elektriğini de üretmeyi hedefliyor. Bu hedef doğrultusunda 18 milyon dolarlık yatırım planladıklarını söyleyen GGOSB Yönetim Kurulu Başkanı Adem Ceylan, EPDK’nın ‘OSB’lerde rüzgar veya güneşle enerji üretmek mümkün değil’ anlayışının değiştirilmesini istiyor. G GOSB nasıl kuruldu ve gelişti? GOSBSAD Gebze Güzeller Organize Sanayi Bölgesi (GGOSB), 2001 yılında karma OSB olarak kuruldu. 44 no’lu sicil numaramızla ilk kurulan OSB’lerden biriyiz. Burası zaten sanayi bölgesiydi, ancak bir bölümünde konut vardı. OSB olunca konutları iptal ettik. Hatta üç tane bloğun davası yıllarca sürdü. Gebze Belediyesi’nden aldıkları ruhsatı iptal ettirdik ve davayı kazandık. Yargıtay’dan da gelen onayla bu blokları yıkıma vereceğiz. Burada artık hiç konut olmayacak. 36 GGOSB, bu bölgede en az parayla en hızlı ve planlı gelişen OSB’dir. Altyapımızın maliyeti çok düşüktür. Şu anda bölgede üretim yapan 31 fabrikada 2 bin kişi istihdam ediliyor. 13 fabrikanın inşaatı ise devam ediyor. Yeraltı elektrik hatlarını tamamladık. Fiber optik sisteme hazır telekomünikasyon sitemi ile arıtma tesisini devreye aldık. Evsel ve endüstriyel atık su arıtma tesisi, yap-işlet -devret modeliyle 4 TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ bin metrekarelik bir alanda tamamlandı. Evsel atık su arıtma tesisi devreye alındı ve deşarj izni süreci başladı. Bölgenin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamak üzere Denizli Gölet’inden su temin edilmesi amacıyla İSU Genel Müdürlüğü ile iki yıl önce ‘Denizli Gölet’inden Su Temin Protokolü’ imzalandı. Bin ton kapasiteli su deposu ile su şebekemiz tamamlan- dı ve 12 Mart’ta hizmete açıldı. Bu proje, bölgemiz içinde yer alan ticaret merkezi, banka, akaryakıt istasyonu, cafe-restoran ve ofislere de hizmet veriyor. Sadece bölge müdürlüğümüze değil, komşu sanayi bölgesine de katma değer sağlıyor. GGOSB içinde çok küçük parsellere müsaade etmedik. Sıradan firmalara da izin vermedik. Belli bir kaliteyi yakaladığımıza inanıyorum. Burayı daha fazla geliştirmek için neler yapmayı düşünüyorsunuz? Bundan sonraki projeleriniz neler? 250 kişilik bir konferans salonu yapıyoruz. Bunu sadece kendimiz için yapmıyoruz. Bu bölgede ciddi bir ihtiyaç var. Bakanlıktan, belediyeden ya da sanayicimizden talep geldiğinde, salonu onlara da tahsis etmeyi hedefliyoruz. Bir de enerji konusu var. Ekonomik krizle birlikte bölge sanayicileri olarak enerji maliyetlerini düşürme yollarını aramaya başladık. Ancak çok fazla bürokratik engelle karşılaşıyoruz. OSB sınırları içinde yer alan 1400 metrelik alana, enerji tribünleri kurmak istiyoruz. Bölgenin yüzde 50 enerji ihtiyacını karşılayacak bir proje geliştirdik, ancak EPDK, ‘OSB sınırları içinde doğalgaz veya katı atıkla elektrik üretilebilir, ama rüzgar veya güneşle enerji üretmek mümkün değil’ diyor. En az 8 OSB daha güneş ve rüzgar enerjisiyle elekt- rik üretmek istiyor. Ancak şu ana kadar EPDK’dan lisans alan olmadı. Yaklaşık bir yıldır EPDK’dan izin almak için mücadele veriyoruz. Katı atık ve doğalgaza izin verilip rüzgar ve güneşe izin olmaması kabul edilemez. Birilerinin rantı için sistem resmen kilitlenmiş. Ben de bunun mücadelesini veriyorum. İki kez Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’na gidip durumu anlattım. EPDK’nın bu tutumu yanlış. Eski Enerji Bakanı Hilmi Güler isyan etmişti. EPDK başkanına, “Alt maddeye bir fıkra ekleyin, getirin ben imzalayayım” dedi. Güneş ve rüzgar bizden neden esirgeniyor anlamak mümkün değil. Türkiye’nin 2013’ten sonra tekrar enerji ihtiyacı gündeme gelecek. Tekrar kesintilere gidilebilir. Bu yüzden mutlaka tedbir alınmalı. Herkesin bu sisteme katkıda bulunması lazım. Onay alınmasıyla yaklaşık 10 megavatlık enerji üretimi mümkün olabilecek. Yapişlet-devret modeliyle yaklaşık 18 milyon dolarlık yatırım planladık. Projeyle yüzde 20 daha ucuz elektrik üretilecek ve isteyen üye de projeye dahil olabilecek. Güzeller OSB’nin yıllık enerji tüketimi 30 milyon KWH. İmkan olması halinde farklı enerji GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD Altyapıyı bitirdik, artık üst yapı çalışmalarımız var. Yönetim binamızı yapıyoruz. İtfaiye ekibi ve güvenlik sistemi kuruyoruz. Her yere kamera getiriyoruz. Giren çıkan tüm arabalar ve kişiler bilgi bankamızda olacak. Tek bir hırsızlık bile olsun istemiyoruz. Otomasyon sistemi ile elektriği, suyu ve gazı da kontrol ederek yanlışları önlüyoruz. Kaçağı ya da kayıpları minimuma getiriyoruz. Genel olarak her konuda otomasyona dönme çalışmaları yapıyoruz. 37 ÇEVRE OSB’LER kaynaklan üzerinde de çalışılarak, birbirine sınır komşusu olan dört OSB’nin ortak kararıyla hidroelektrik yatırımı yapabiliriz. Çok yazık oluyor. Oysa hem Türkiye, hem de buradaki sanayici kazanabilir. Ama birileri buna engel oluyor. Mücadeleye devam edeceğiz. Başka ne tür sorunlarınız var? Diğer bir sorunumuz, çevre yolların ve alternatif yolların olmaması. Bu yollar arık sabah ve akşam trafiğini kaldırmıyor. Sekiz OSB ve çevredeki Sabancı gibi büyük kuruluşların bir araya gelmesiyle Bayramoğlu kavşağını yaptık. O kavşak tamamen bireysel çabalarla yapılmıştır. Devletten bir lira dahi alınmamıştır. Yanımızdaki yolu ise üç OSB bir araya gelerek yine biz büyüttük. Özellikle kışın çok kaza oluyordu. İzmit Yolu’nun kumunu KİPSAŞ, mazotunu plastikçiler ve makinelerini biz verdik. Yolu büyüterek 3 şeride çıkarttık. Sadece bu yol yetmiyor tabii. Kurtköy’den de çıkışı bazı yerlere dağıtmak lazım. Buradan Dilovası’na kadar alternatif bir yol yapılması gerekiyor. Bunun planlarını da yaptık. Bu alternatif yollar yapılırsa trafik rahatlayacak. Çünkü en büyük sorunlarımızdan birisi trafik. Ayrıca Kozyatağı gişelerinin Gebze’ye itelenmesini talep etmiştik. 2001 yılında, eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın zamanında bunun kararını bile çıkartmıştık. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da söz vermişti, ama hala bekliyoruz. Burası artık şehir içi gibi, bu yüzden gişelerin buraya ötelenmesi gerekiyor. Belki buradan belli zamanlarda geçenler bu için bir sorun teşkil etmiyor olabilir, ama günde 2 ya da 3 defa bu yoldan geçenler için ciddi maliyetler çıkıyor. Güzeller Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Adem Ceylan: "OSB'ler devlete yük olmak yerine faydalı oluyor" GOSBSAD Organize Sanayi Bölgeleri olmasına rağmen Organize Sanayi Bölgeleri Yasası 2000 yılında çıktı. Üzerinde değişiklik yapılması 3 ay önce son halini aldı. Birkaç eksik daha düzeltilirse OSB yasası tam yerine oturmuş olacaktır. 38 Bölgemiz daha önce Gebze belediyesine bağlı bir kısmı sanayi ve bir kısmı konut alanıydı. Fakat o zamanda Gebze belediyesinin buraya bir katkısı olmadığından 2000 yılında yasanın çıkmasından sonra gerekli başvuruyu yaptık ve 2001 yılında Organize Sanayi Bölgesi olduk. Daha sonra konut alanını kaldırmak için müracaatta bulunduk ve Konut alanını da Organize Sanayi Bölgemizin ortak alanı içerisine dahil ettik. Son 3 yılda Güzeller Organize Sanayi bölgesi en hızlı gelişen OSB olup 2000 yılından 2009 yılına kadar Türkiye’nin gelişimi incelenirse, TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ devletin yardımı olmadan organizelerin kendi imkanlarıyla yol aldığı ortadadır. Sayın Başbakan bile bir yıl önceki bütçe görüşmesinde OSB’lerin yaptıklarıyla övünmek durumunda kalmıştır. Güzeller OSB Katılımcı firmaları altyapı giderlerini ve binalarını kendileri yaparak devletten hiçbir yardım almadan kendi imkanlarıyla, devlete hiçbir yük getirmeden, hatta devlete faydalı olarak büyük işler yapmışlardır. Sahip olduğu doğal kaynakların sürdürülebilir çevre yönetimi dahilinde korunmasını sağlamak ve bu alanda bölgemizin çevre konusuna verdiği önem açısından örnek bir organize sanayi bölgesi olması amaçlanmaktadır. Altyapımızı yüzde 95 olarak tamamladık. Bundan sonra bölgemizi güzelleştirme gibi arkamızdan geçen Yumrukaya deresiyle ilgili Ancak maalesef bu konuda hala somut bir adım atılamadı. Ben GGOSB içindeki bütün fabrikaları, önlerindeki alanı ağaçlandırmaya mecbur ediyorum. Herkesten ağaçlandırma payı olarak birer metreyi bize bırakmasını istedim. Geçen sene 3500 ağaç diktik. Bu sene 3000 ağaç daha dikeceğiz. Fabrikalar yaşam alanı gibi olsun istiyoruz. Üretim yeri, pislik yeri olmamalı. Burası çalışanlabir proje çalışmamız var. Şu anda orman idaresiyle, Çevre Bakanlığıyla ve Devlet su işleriyle görüşmelerimiz devam ediyor. Dere yatağının temizlenmesi kontrol altında tutulması ağaçlandırılması düşünülerek sadece bölgemize değil çevredeki yerleşim yerlerine de hitap edecek bir proje düşünülmektedir. Bölgede bulunan diğer OSB’lerinde dereye katkısı sağlanabilirse bölgeden denize kadar olan kısmı da ağaçlandırırız. Sadece bölgeye değil tüm Türkiye’ye örnek bir projeyi faaliyete geçirmiş oluruz. Parsellerimizin büyük olmasından dolayı bölgede son 3 yılda en büyük atağı biz yaptık. Yönetim Kurulu Başkanı olduğum dönemde sanayicilerin temel girdi maliyetlerini azaltmanın bir vatan borcu olduğunun bilinciyle hareket ettik. Ayrıca komşu bölge yöneticilerine çağrıda bulunarak su sorununu dört or- rın hem evi hem de işyeri olsun istiyoruz. 45 üyemizin 40’ı bu konuya çok duyarlı. Bugüne kadar bize itiraz eden de çıkmadı. Dediğimiz her şeyi yapıyorlar. Üyeleriniz burada faaliyette mi? Şu anda 27 tane üyemiz faaliyette. 6 tanesinin çalışmaları devam ediyor, bir diğer 6 tanesi de ruhsat aşamasında. GGOSB, son zamanlarda en büyük atak yapan OSB’lerden birisi oldu. Krize rağmen son 3 yılın yıldızı biziz. Geriden geldik, ama çoğunun önüne geçtik.l ganize sanayi bölgesi olarak çözdük, benzer iş birliğinin enerji ve arıtma gibi projelerle mümkün olabileceğini belirttik. Denizli Göletinden düşük maliyetle bölgeye su geldi ve bundan sonra bölgede su sıkıntısı olmayaktır. Benzer proje enerji alanında yapılacaktır. Bölgede 1400 m2 alana rüzgar enerji tribünleri kurmak istiyoruz. yüzde 55 enerji ihtiyacını karşılayacak bir proje geliştiriyoruz. Rüzgarla ilgili ölçüm direği dikilmiş ve test sonuçları olumlu çıkmıştır. Böylece sanayiciye ucuz enerji girdisi sağlanmasın hedeflenmektedir. Ancak, EPDK katı atıklı ve doğalgazlı enerji üretimine müsaade ettiği halde, rüzgar ve güneş enerjili elektrik üretimine halen müsaade etmemektedir. Bu konuda EPDK, Biz OSB’lere gerekli ilgili göstermesini beklemekteyiz. l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD Bir başka sorunumuz da çevredeki gecekondulaşmanın devam etmesi. Bunun mutlaka önlenmesi lazım. Alttaki dereyi ıslah çalışması başlattık. Gebze’nin artık nefes alacak yeri yok. Bu yüzden o dere ile yandaki ormanlık alanda güzel bir peyzaj çalışması yapmak istiyoruz. 7 kilometrelik bu alanı, güzel bir planlamayla yürüyüş, koşu ya da gezinti yapılabilecek yeşil bir alana dönüştürme hayalimiz var. Buranın halkı da bu alandan faydalansın istiyoruz. Projemizi hazırladık, bir kilometrelik bölümünü başlatacağız. Umarız diğer çevre OSB’ler de devam eder. Burayı Gebze’ye kazandırırsak bölge de nefes alır. Büyükşehir Belediye Başkanı da doğasever birisi olduğu için projeye çok destek veriyor. Ancak Orman Bakanlığı’ndan izin almakta zorlanıyoruz. Talebimizi gönderdik, kararı bekliyoruz. Çevre Bakanlığı’ndan onay aldık. 39 GOSB’UN GOSB Club Restoran RENKLERİ Sanayicinin lezzet durağı GOSBSAD GOSB Club Restoran, açıldığı 2000 yılından beri bölgede bulunan en iyi restoran olarak binlerce seçkin konuğa, yerli ve yabancı üst düzey bürokrata, iş dünyasının şirket sahibi ve yöneticilerine en lezzetli iş yemeklerini sunuyor. Verilen hizmetten, kaliteden ve mekanın genel havasından herkesin memnun olduğunu dile getiren GOSB Yiyecek ve İçecek Müdürü Aylin Kırkaya ve ekibi, restoranın görünen ve görünmeyen yüzünü anlattı. 40 TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ GOSB Yönetim Merkezi Binasının yapımını takiben 2000 yılında hizmete açılan GOSB Club Restoran ilk günden beri Bölge Müdürlüğü kadrosunda yer alan bir ekip tarafından işletiliyor. Kurulum aşmasında gerek mutfak gerekse mekan ve menü tasarımlarında çeşitli uzmanlardan danışmanlık hizmetleri alınarak yapılandırılan tesis çıtayı hep daha yukarıya taşıma hedefi ile çalışıyor. Mutfak ve servis ekibi hitap ettiği müşteri kitlesine arzu edilen kusursuz hizmeti verebilecek nitelikte uzman ve deneyimli personelden oluşuyor. Restoranın şu anki yerleşim düzeninde kapasitesi 66 kişi. 34 kişilik sigara içilebilen teras bölümünü de sayarsak kapasitemiz 100 kişiye kadar çıkıyor. Grup yemeklerinde ve organizasyonlarda farklı bir düzenlemeyle kapasitemizi 150-200 kişiye kadar çıkarabiliyoruz. Kokteyl düzeninde 200 kişiyi ağırlayabiliyoruz. Restoranın bulunduğu mekanın ön tarafında fuaye bulunuyor. Bu alanda kokteyl veya kahve molası organizasyonlarını Aylin Kırkaya GOSB Yiyecek ve İçecek Müdürü yapıyoruz. Fuayenin duvarlarını aynı zamanda sergi alanı olarak da kullanıyoruz. Resim, fotoğraf, heykel gibi pek çok sanat eserini sergiliyoruz. Sergilerimiz genellikle Ekim ayından Mayıs sonuna kadar açık oluyor. Yine aynı komplekste yer alan konferans salonu ve çok amaçlı toplantı salonumuzu hem katılımcılarımıza hem civardaki kurum ve kuruluşlara kiralayarak aktiviteler yapıyoruz. Konferans salonunda sezon boyunca ayda bir tiyatro etkinliğimiz oluyor. Çocuklar için ise ücretsiz tiyatro gösterileri düzenleniyor. Restoranımız işte böyle bir sosyal mekanın içerisinde yer alıyor. Restoranımızın dekorasyonu ve ayrıntılardan söz edecek olursak ; Ahşap detayların kullanıldığı duvarlar ve sıcak renklerin hakim olduğu mekan hiç GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD G OSB Club Restoran’ın özelliklerini anlatır mısınız? 41 GOSB’UN RENKLERİ Müşteri kitleniz kimlerden oluşuyor? kolon kullanılmadan, betonarme kafes sistemiyle yapılmış, Bose müzik ve ses sistemi ile donatılmıştır. Tonon masaları, Cabas Sandalyeleri, Plexform koltukları, özel olarak tasarlanmış barı ile konuklarına konforlu bir ortam sunmaktadır. Restoranın bir cephesini ise Prof. Dr. Devrim Erbil’in bizim için özel olarak tasarladığı Boğaz ve Haliç’i tasvir eden 12 metre boyundaki İstanbul Gravürü süslüyor. Restoranın sürgülü kapıları terasa açılıyor, ilk başta güneş kırıcılarla tasarlanan bölüm bu yaz raylı tente sistemi ile donatılarak daha kullanışlı ve şık hale getirildi. Yapımına başlanan havuzun önümüzdeki yıllarda tamamlanması ile terasın manzarası biraz daha güzelleştirilecek. Porselen takımlarımız Villeroy & Boch’tan, gümüş çatal bıçak, kristal ve gümüş tuzluklar gibi çok özenle seçilmiş servis malzemeleriyle servis yapılıyor. Müşteri kitlemiz ağırlıklı olarak sanayicilerin üst düzey yönetiminden, patronlar ve yabancı misafirlerden oluşuyor. Ağırlıklı olarak onlar için tasarlanmış bir yer olmakla birlikte sabah 9 ile akşam 5 arasında herkese açık bir yer. Hiç kimse kapıdan geri çevrilmiyor. A la carte usulü çalışıyoruz. Misafirlerimiz kahvaltı da edebilir, bardan da istifade edebilir, gelip sadece bir kahve de içebilir. Kablosuz internet sistemimiz var. Herkes açık olduğumuz zaman dilimi içinde restoranımızda dilediği saatte zaman geçirebiliyor. Gerek kendi katılımcılarımız gerekse yakın çevredeki şirketler genellikle yabancı ve önem verdikleri misafirlerini burada ağırlıyor. Çevre ilçelerin bürokratlarının da sıklıkla tercih ettiği bir restoran. Yine bazı turizm şirketleri yabancı heyetleri ağırladığında bizimle temasa geçip öğle yemeklerini burada vermek istiyorlar. Ramazanda iftar için tercih ediliyoruz. Firmalar kendi personeline verdikleri yemeklerde, bayi toplantılarında veya grup organizasyonlarında bizi tercih ediyor. Ayrıca şirketlerin yıldönümleri, doğum günleri gibi özel kutlamalar için de uygun bir mekan . Bu bölgenin İzmit –İstanbul arasında konumlanması nedeniyle firmaların her iki şehirden de çalışanları oluyor ve dışarıda yemek organizasyonu şirketler ve çalışanlar için zahmetli olabiliyor, burada böyle güzel bir mekan olması herkes için bir avantaj oluyor. Fiyat politikanız nasıl peki? GOSBSAD Biz hammadde alımı ve üretimde butik çalışıyoruz. Gerçekten damak tadı çok gelişmiş, akşam yemeklerini popüler ve lüks mekanlarda yiyen bir müşteri kitlemiz var. İstanbul’daki şık restoranlarda buldukları kalite, çeşit ve hizmeti daha büyük porsiyon ve çok daha düşük bir fiyatla sunuyoruz . Bu kalite standardı için hiçbir maliyetten kaçınmıyoruz. İlk bakışta mekan pahalı bir restoran olarak algılanıyor, ancak aksine neredeyse civarda yemek yenen yol üstü mekanlara eşdeğer fiyat politikası uyguluyoruz. GOSB katılımcısı olan sanayici, A la carte 42 TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Aşçıbaşı Murat Çelik: “Yabancı misafirlerin tabakları mutfağa boş dönüyor” Sizi tanıyabilir miyiz? 1960 Bolu Mengen doğumluyum. 1977’de otelcilik okulunun mutfak bölümünü bitirdim. Ardından Taksim Divan Oteli’nde çalışmaya başladım. İlerleyen yıllarda otelin Erenköy, Kuruçeşme ve Bebek şubelerinde çalıştım. 1994 - 98 yılları arasında birkaç arkadaşımla Taksim’de Gökkuşağı isimli bir restoran-bar açtık. Sonra Erenköy’deki Ethemefendi 36’ya geçtim. Orada 4 sene aşçıbaşılık yaptım. Divan’dan teklif gelince tekrar geri döndüm ve 2005 yılında da oradan emekli oldum. Ardından GOSB’da çalışmaya başladım. GOSB’un mutfağını anlatır mısınız? Yabancı misafirlerinizin yemeklere tepkileri nasıl? Onlar özellikle kebap tercih ediyorlar. Biz mimenü fiyatı üzerinden yüzde 10 ekstra indirim alıyor. Grup organizasyonlarında fix menülerde daha cazip özel fiyat politikası izliyoruz. Güncel A la carte menü fiyatlarımız web sayfamızda yer alıyor. Genel olarak restorana ilgi nasıl? Restoranımızla ilgili memnuniyet anketleri yapılıyor, güzel sonuçlar alıyoruz, bu da bizi mutlu ve motive ediyor. Hizmet sektöründe tepki çok hızlı alınıyor ve mutfak safirlerimizle görüşmüyoruz, ama tabakların dönüşüne bakıyoruz. Tabakların dönüşü çok önemli, çünkü bize en iyi fikri o veriyor. Eğer yarısından fazlası yenmemişse, mutlaka nedenini öğreniyoruz. Şunu söyleyebilirim ki, yabancı misafirlerin tabakları genelde boş dönüyor. l ekibi takdir edildikçe daha büyük şevkle çalışıyor. Restoranımıza uğramayan katılımcılarımızı ben bizzat gidip ziyaret ediyorum. Yaklaşımlarını ve algılarını anlamaya çalışıyorum. Beğenilerini, eleştirilerini ve beklentilerini öğreniyorum. Şunu söyleyebilirim ki, herkes burada böyle bir mekanın olmasından çok memnun. Verilen hizmetten, kaliteden, mekanın genel durumundan memnunlar. “Bir misafirimiz geldiğinde götürebileceğimiz bir yer olduğunu bilmek çok güzel” diyorlar. Çünkü GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD Buradaki mutfağımız dünya mutfağından seçmelerden oluşuyor. Spesiyal, kendimize özgü ürünlerimiz de var. Türk mutfağından A la turca’ya, zeytinyağlıdan İtalyan mutfağına ve balık çeşitlerine uzanan geniş bir yelpazemiz var. Çok fazla yabancı misafirimiz olduğunda Türk mutfağına biraz daha ağırlık veriyoruz. Yoğurtlu kebap, külbastı, zeytinyağlı çeşitleri, mantı ve etli pazı sarması favori lezzetler arasında. 43 GOSB’UN RENKLERİ GOSB CLUB Restoran Mutfak Şefi Murat Çelik’ten Kuşkonmaza Sarılı New York Biftek Tarifi 10 Kişi için malzemeler 200 gr’lık porsiyonlar halinde dana biftek 10 Adet (Newyork Steak ya da bonfile de kullanabilirsiniz) Taze Mantar 300 gr Kuşkonmaz 500 gr Sivri biber 50 gr Kuru Soğan 50 gr Sarımsak 2-3 diş Taze Kaşar 300 gr Tereyağı 300 gr Ayçiçek yağı 100 gr Yumurta 5 Adet, Beyaz Şarap 4 cc, Un 30 gr, Tuz 30 gr, Karabiber 5 gr, Kekik 2-3 gr, Soya sosu 50 ml, Demi glass sos 500 ml Yapılışı; 200 gr’lık porsiyonlar halinde bölünmüş ve dövülerek inceltilmiş dana biftek Ayçiçeği yağı, Soya sosu , karabiber , kekik , tuz karışımı ile marine edilerek tercihen 2 gün buzdolabının soğuk bölmesinde dinlendirilir. Biftekler ızgarada kurutmadan pişirilir. İmkan varsa kömür ızgara tercih edilir. Taze mantar ince dilimlenip un , soğan , sarımsak ve biber ile tavada hafifçe sotelenir. Marketlerden toz halinde bulabileceğiniz Demi Glass sos 500 ml suya yaklaşık 2 çorba kaşığı ilave edilerek kaynatılır, kıvam bulunca ateşten indirilir. Pişirilen biftek üzerine mantarlı karışım, boylamasına ikiye ayrılmış kuşkonmazlar ve ince dilim halindeki kaşar peyniri yerleştirilir. Üzerine hazırladığımız Demi Glass Sos gezdirilir. GOSBSAD Biftek Rulo şeklinde sarılır. Ruloyu sabitlemekte zorluk çekerseniz kürdandan yardım alabilirsiniz. 44 Yumurta sarısı, eritilip sıvılaştırılmış tereyağı , tuz , beyaz şarap çırpılıp mayonez kıvamında sos haline getirilir. Sarılan rulonun üzerine gezdirilir. Salamandırada ,evlerde üstten ısı veren ızgaralı fırında 2-3 dakika gratine edilir. Arzuya göre elma dilim patates , pirinç pilavı ya da sebze sote ile servis edilir. TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ şehir merkezine gitmek çok zaman alıyor. Dolayısıyla böyle bir mekana ihtiyaç var. Bu bölgeye iş ziyareti yapanlar da restoranımızda yemek yemeyi tercih ediyorlar. Hatta bize gelmek için yolunu buradan geçirdiğini ifade eden konuklarımız da oluyor. Özellikle yabancı heyetlerden çok teşekkür alıyoruz. Yabancı gruplar genellikle bizim geleneksel yemeklerimizi tatmak istiyorlar. GOSB Yönetimi buraya ticari bir işletme yaklaşımı ile bakmıyor, katılımcılarının gururla misafirlerini ağırlayabileceği sosyal bir mekan olarak konumlandırıyor. Buranın çok kalabalık ve gürültülü olmasını istemeyen müşteri kitlemiz de var. Biz de popüler olup tıklım tıklım dolu olmakla elit kalmak arasında bir ikilem yaşıyoruz kendi içimizde. Mutfak ekibi kimlerden oluşuyor? Ekibin bir üyesi olarak ben Gıda Mühendisliği eğitimi aldım ve 15 yıldır gıda sektöründe çalışıyorum, halen Yönetim ve Organizasyon alanında doktora çalışması yapıyorum. Toplamda 1 tatlı ustası ve 4 aşçıyla çalışıyoruz. 3 kişilik de servis ekibimiz var. Mutfak Şefimiz Divan kökenli çok deneyimli bir usta. Aşçıbaşımızın yanında yine aşçıbaşılık sertifikasına sahip üç aşçımız daha var. İddialı pastanelerin ürünlerini dahi gölgede bırakacak kadar başarılı bir pasta ustasına sahibiz. Kendini geliştiren, işini seven insanlarla çalışıyoruz. Mutfak ekibimiz kendi imkanlarıyla bile olsa kurslara katılıyor, kendilerini geliştiriyor, izin Önümüzdeki dönemde GOSB Club Restoran’da gerçekleştirmek istediğiniz yenilikler var mı? Evet, hoş bir yeniliğimiz olacak. Şu anda 15.yüzyıl Osmanlı mutfağı üzerinde çalışıyoruz. Değişik yemekler deniyoruz ve beğendiklerimizi konuklarımıza ikram edeceğiz. Yemeklerin tariflerini, faydalarını, varsa ilginç hikayelerini eski kaynaklardan derleyip, kartlara yazıp masalara koyacağız. Ekim ayında ilk olarak Badem Çorbası menüde yerini alıyor. l Mutfağınızda Datça’dan gelen zeytinyağı gibi özel detaylar var. Ayrıca GOSB’a özel tatlarınız da var. Evet, artık GOSB’un klasiklerinden birisi olan GOSB salatamız var. Parmesan sepeti içerisinde közlenmiş patlıcandan oluşuyor. Arkadaşlarımızın tasarladığı özel bir salata. Hem sunumu, hem de lezzeti çok güzel. Yine GOSB’a özel profiterolümüz var. Dondurmalı profiterolümüzü her yiyen hayran kalıyor. Ana yemeklerimizde kullandığımız etlerimizi her zaman butik alıyoruz. Bize özel bonfile ve et hazırlanıyor. Soğuk hava depolarımız olmakla birlikte stoklamayı pek tercih etmiyoruz. Balığı günlük ve A la carte servis harici hizmetler Yemek için restorana gelmeye zaman ayıramayan müşterilerimize menüde gördükleri yemeklerden ve sandviç çeşitlerinden paket servis hizmeti yapıyoruz. Şu an için dağıtımını biz yapmıyoruz, sipariş verip aldırıyorlar. Yine çok fazla kimsenin bilmediği pastacılık ürünlerimiz var. Yaş pasta, tiramisu vb. ve kolaylıkla bulunamayacak kalite, çeşit ve lezzette kurabiyelerimizi önden sipariş almak kaydıyla satışa sunuyoruz. Genellikle sabah erken saatlerde alınmak üzere toplantı öncesi talepler oluyor. Bölge dışından bile kurabiyelerimiz almaya gelen müşterilerimiz var. l ISO 22000 belgesine sahip bir restoransınız. Bunlar size neler katıyor? Bizim GOSB Bölge Müdürlüğü olarak Entegre Yönetim Sistemimiz var. 2006 yılından beri TSE-ISO-EN 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi belgemiz var. ISO 22000 HACCP’in geliştirilmiş ve sistematize edilmiş şekli. Dolayısıyla her şey standardize ediliyor. Hijyen kurallarına uyum sağlayarak üretim yaptığımızın teminatı oluyor, ayrıca aldığımız her hammaddeyi kaynağına kadar izleyebiliyoruz. Kendi kurduğumuz sistemlere ilave olarak mutfağımız bir laboratuar tarafından periyodik olarak denetleniyor. Restoranın içinden depolarımıza, personelimizin ellerinden kullandığımız servis malzemelerine, ortam havasına kadar tüm mikrobiyolojik kontrolleri yaparak bizi denetliyor, gözle göremeyeceğimiz riskli koşullar varsa ya da oluşacaksa hemen önlem alınıyor. Yemeğimiz, suyumuz, havamız kısacası her şeyimiz analiz ediliyor.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD dönüşlerinde yeni tariflerle geliyorlar. 3 kişilik deneyimli servis ekibimizde ikizlerimiz var, bu durum servisimize hoşluk katıyor ve bazen çok esprili diyaloglar yaratıyor. taze olarak Tuzla’dan getirtiyoruz. Balık sezonunda neredeyse bir balık lokantası gibi çalışıyoruz. Yemeklerimizi kömür ızgarasında yaptığımız için de çok lezzetli oluyor. Zeytinyağımızı aroması güçlü olsun diye Datça’dan özel sıkım yaptırıp getirtiyoruz ve mutfağımızda yapılmış özel minik ekmeklerimizle misafirlerimize sunuyoruz. 45 MAKALE PAZARLAMA STRATEJİLERİ Sevgili pazarlamacılar, karşınızda milenyum nesli Bir şirketin pazarlama felsefesini Y Nesli gibi bir demografik yapının ihtiyaçlarına uyacak şekle dönüştürmeye çalışmak çok olağanüstü bir fedakarlık gerektirmekte ancak önümüzdeki onyıllar ve nesiller boyunca bunun meyveleri toplanabilir. Y Nesli’ni şimdiden anlamaya çalışacak pazarlamacılar, bu grup olgunlaşmaya başladıkça rakiplerine üstünlük sağlayacaktır. G GOSBSAD enç tüketicilerle iletişim kurma deneyimleri çok eski yılllara dayansa da, Y Nesli söz konusu olduğunda pazarlamacılar ne ile karşılaşacaklarının farkında olmayabiliyorlar. 46 Şirketlerin çoğu bu topluluk ile çok az etkileşime girmiştir. ABD’de MTV’nin 1981’de yayına başlaması ile 1996’da Internet’in ticari hale dönüşmesi arasında dünyaya gelmiş 60 milyonun üzerinde tüketici mevcut. Bu neslin Avrupa’da 140 milyon, Japonya’da 20 milyon civarında eşdeğeri bulunmaktadır. Söz konusu grubun en yaşlı üyeleri, sağlam bir araba ile başını sokacak bir yer edinme derdinden ibaret gördükleri yetişkinliğe henüz yeni adım atıyorlar. Y Nesli’ne pazarlama yapmayı bu kadar karmaşık hale getiren şey aslında neslin TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ kendi doğasından kaynaklanıyor. Milenyum nesli olarak da bilinen Y Nesli mensupları etkileşimli medya tarafından şekillendirilmiş ilk tüketiciler olarak tanımlanıyor. “Sürekli fişe bağlı olduklarından” bu genç topluluğu hedef alan şirketler, yeni teknolojiler ortaya çıktıkça değişen ürünler için anında akla gelmeyecek yeni medya araçları geliştirerek onları hiç bitmeyen bir yem bombardımanına tutma yoluna gittiler. Bunun sonucunda da, Y Nesli mensupları geleneksel pazarlama yöntemlerini elemekte ciddi biçimde ustalaştılar. Saatchi & Saatchi Los Angeles’da etkileşimli yeni teknolojiler yaratıcı direktörü olarak görev yapan Peter Kang, “Y Nesli’ne pazarlama yapmak mümkün değildir” diyor. “Pazarlama teknikleri konusunda o kadar açıkgözlüler ki, elden bir şey gelmiyor.” Öte yandan Y Nesli’nin bir ürüne ilgisini çekmenin zor olması, aslında yen ibir gerçeği ortaya çıkartıyor: Pazarlamacıların geçmişte olduğu gibi bu gruba ulaşabilmek için artık geleneksel teknikleri şekilden şekle sokmakla yetinemeyecekler. Bunun aksine radikal nitelikte yeni bir yaklaşım gerekmekte. Bu yaklaşımın özünde ise “yeni araçlar ile yeni düşünceleri kul- 1. Milenyum Nesli’nin yolunu yordamını öğrenin. Tarihte görülmüş en marka delisi dönemde yetişkinliğe erişen Y Nesli sürekli yeni marka beklentisi içindedir ve en sevdikleri ürünlerin yeni sürümlerine hayır diyemezler. Zevkleri uzun süre devamlılık göstermez. Coca-Cola’nın Sprite ve Farklı Tatlar eski yöneticisi ve şimdi Coke Hindistan’ın Pazarlama Başkan Yardımcısı Venkatesh Kini bu durumu, “Biz yeni akımı fark edene kadar çoktan düşüşe geçmiş oluyor” diye açıklıyor. Y Nesli’nin beklentilerini önceden kestirmek isteyen genç pazarlamacılar ve tüketicileri yönelik araştırmalar yapan araştırma şirketleri ya sınırlarını ciddi biçimde zorlamakta ya da geleneksel yaklaşımlardan tamamen vazgeçme yoluna gitmektedirler. “Biz [bilindik] pazar araştırmaları yapmıyoruz. İnsanlarla vakit geçiriyoruz” diyor Nike’ın Avrupa’daki futbol ayağının başında bulunan Jean-Pierre Petit. “Tasarımcılarımız ile ürün sorumlularımız çocuklarla bağlantı kurabilmek için stadlara ya da Trocadero’daki patencilerin yanına gidiyor. Sırf onları seyrederek ve konuşarak çok şey öğreniyoruz.” Başka bir deyişle, Y Nesli’ni hedefleyen akıllı şirketler bilgi toplama çabalarını gençlerin “örfi” davranış ve tavırları hakkında doğrudan bilgi edinme uzerine kurmakta, tipik müşteri anketlerinden ortaya çıkan yüzeysel bilgilerden kaçınmaktadırlar. Bu çeşit araştırmaların sonucunda, örneğin Volkswagen, Jetta modeli için son derece yaratıcı olan ve alışılmışın dışında bir reklam kampanyası oluşturdu. Bu kampanyayla otomobilin güvenlik özellikleri grafiksel olarak ortaya çıkartıldı ve genç Y Nesli mesupları arasında çok iyi bir yer edinildi. Benzer bir keşifin ardından Sprite da Y Nesli’nin eleştirel yaklaşımı ile ironi anlayışı üzerine oynayarak “İmaj hiçbir şeydir. Susuzluk her şey. Susuzluğunu dinle.” sloganı ile reklamlarda ünlülerin kullanılmasının bayağılığı ile dalga geçen ilanlar yayınladı. VW’nin öncülüğünü yaptığı “etnoğrafik” araştırmaların bir benzerine başvuran Motorola, cep telefonu üreticilerinin telefon seçiminde ana ayırt edici etken olarak teknolojiyi göstermesine rağmen Y Nesli’nin tarz ve kişiselleştirmeye daha çok önem verdiğini keşfetti. Çığır açan tasarımının çeşitli renklerini edinebileceğiniz son derece başarılı RAZR modeli bu anlayıştan yola çıkılarak geliştirildi. Motorola teknolojiye çok önem verdiğinden, şirket RAZR modelini ancak yenilikçi sürecinin etrafından dolaşıp sadece Y Nesli davranışlarına odaklanan ayrı bir proje ekibi kurarak geliştirebildi. 2. Bütün iletişiminizi entegre hale getirin. “X Nesli” televizyonun karşısında çok vakit harcarken Y Nesli daima iletişime “açık” olmuştur. Tasavvur edilebilecek her çeşit iletişim medyasının tüketicileridirler: tv, radyo, cep telefonu, internet, video, oyun. Bunların çoğunu da eşzamalı tüketirler. Ancak her birine ayrı ayrı ilgi gösterirler. Pazarlamacılar geleneksel olarak kaynaklarını “belirli bir seviyenin üstündeki” kitlesel pazarlama gayretleri ile “belirli bir seviyenin altındaki” doğrudan pazarlama gayretleri arasında bölüştürür ve bunları çoğu zaman birbirinden kopuk yürütürler. Ancak Y Nesli çeşitli medya araçlarını aynı anda takip ettiğinden onları hedef alan ürün pazarlaması bütünleşik olmalıdır. Böylece bir alanda verilen ilan başka birinde verilen reklam ile devamlılık sağlayabilmelidir. Örneğin Y Nesli seyircilerini hedef alan film yapımcıları filmlerini tanıtırken cep telefonlarına filmle ilgili sorular içeren mesajlar gönderme; internete fragman, oyuncular ile söyleşiler, çıkartılmış sahneler ve bu gibi videolar koyma; ve televizyonda daha uzun ve daha pahalı reklamlar gösterme yoluna gitmişlerdir. “Belirli bir seviyenin üstünde/altınGEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD lanmayı bilmek” yatıyor. Başlangıç için şu üç adıma bir göz atalım: 47 MAKALE PAZARLAMA STRATEJİLERİ da yaklaşımı artık bir işe yaramayan bir 20nci yüzyıl ayırımıdır” diyor Ford Motor Company’nin pazarlama hizmetlerinden sorumlu yetkili müdürü Murat Yalman. Lakin iletişimin bütünleştirilmesi reklam alanı ile kısıtlanmamalıdır. Aslına bakılırsa, Y Nesli ile gerçek anlamda bağlantı kurabilmek için pazarlama karışımı topluca hizaya sokulmalıdır. Örneğin, perakende ortamı, Y Nesli’ni ilk baştan oraya çeken pazarlama materyalleri ile aynı çekiciliğe sahip olmalıdır. Apple, bilgisayar dükkanlarında bu yola gitmiştir. Dükkanlar Y Nesli’nin kinetik enerjisini yansıtmakta ve grubun resmiyete beslediği nahoşluğu çalışma atölyeleri, eğitim seminerleri, rahat- rı ile onları satan kampanyaların yaşam döngüsünü büyük ölçüde kısıtlamıştır. “Y Nesli her isteklerinin anında karşılandığı, müzik, haber ve eğlencenin her türünün neredeyse bedavaya, hemen hemen anında ve kısıtsız çeşitlilikte sunulduğu bir zamanda büyümekte” diyor Coke’dan Kini. “Bu da, isteklerinin anında gerçekleşmesini sağlayamayan herhangi bir şeye karşı aşırı bir sabırsızlık beslemelerine neden oluyor.” Başka bir deyişle, Energizer’ın hiç hiç hiç durmadan yoluna devam edebilen tavşanı gibi bir karaktere sahip olan uzun yıllara yayıp klasikleşmiş pazarlama kampanyalarının Y Nesli’nin ilgisini çekmesi pek olası değil. Tutarlı bir pazarlama platformu üzerinde dönüşerek devam eden reklamlar daha iyi bir seçenek olabilir. Örneğin Burger King’in Y Nesli pazarlama çabası “İstediğiniz gibi” reklamlarının baş aktörünün değişen versiyonlarını içermektedir. GOSBSAD Burger King’in reklam ajansı Crispin Porter + Bogusky’nin araştırma ve planlama müdürü Tom Birk “Bir fikrin tedavülden kalkması veya uzatılması hakkında çok konuşuyoruz” diyor. “Var olan kampanyayı uzatmak yerine ona yeni dallar eklemeye çalışıyoruz. Bir kampanya başlattığımız anda bile yukarıda bir başka ekibimiz onun daha iyisini yapıp yerini almak için çalışmaya devam ediyor.” 48 layıp ürünleri kolayca inceleyebilecekleri bölümler sunarak ve müşterinin e-posta adresini bir avuçiçi bilgisayara girip iTunes hesabından bilgi edinebilen satış elemanları aracılığıyla ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. 3. Ürününüz ile reklam kampanyalarınızın kısa raf ömrüne sahip olabileceğini kabullenin. Anında iletişim, çeşitli medya araçlarının sürekli kullanılması ve bireyselleşme isteği popüler Y Nesli markalaTEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Bir şirketin pazarlama felsefesini Y Nesli gibi bir demografik yapının ihtiyaçlarına uyacak şekle dönüştürmeye çalışmak çok olağanüstü bir fedakarlık gerektirmektedir ancak önümüzdeki onyıllar ve nesiller boyunca bunun meyveleri toplanabilir. Y Nesli’ni şimdiden anlamaya çalışacak pazarlamacılar, bu grup olgunlaşmaya başladıkça rakiplerine üstünlük sağlayacaktır. Ne de olsa, günümüzde pazardaki en büyük markalardan bazıları baby boomerlar ile bağ kurarak gençliklerinden orta yaşlarına kadar onlarla yoluna devam etti. Yarının galipleri kim olacak? Baby boomerlar ile büyüyen markalar kendilerini Y Nesli için baştan mı yaratacak yoksa milenyumun büyük markaları henüz daha hiçbirimizin duymadığı isimlerden mi çıkacak?l John Jullens, Çeviren: Burçin Yeşiltepe Kaynak: Strategy and Business İŞ DÜNYASI VE YAŞAM İşi ve tatili bir arada yaşayın 2008 yılında Kartal’da açılan 5 yıldızlı Titanic Business Otel, en küçük detaylarda bile iş dünyasından misafirlerinin her türlü ihtiyaçlarını karşılamayı hedefleyen özel temalı bir otel. GOSB’a 10 dakika mesafede yer alan Titanic Business Otel, adalar ve deniz manzaralı odaları, açık havuzu ve roof katı, iş stresini dışarıda bırakmanızı sağlayan çok özel dekorasyonlu spa alanı, kendinizi şımartabileceğiniz masaj, sauna ve Türk hamamı gibi hizmetleriyle tatili ve işi bir arada yaşayabilmenizi sağlıyor. Titanic Business Hotel’in Genel Müdürü Uğur Ofluoğlu, bize oteli ve GOSB’a sağladıkları avantajları anlattı. T itanic markası nasıl doğdu? Titanic markası ilk defa 2003 yılında Antalya Kundu bölgesindeki Titanic De Luxe Otel’in açılışıyla faaliyete geçti. Heybetli bir gemi mimarisine sahip olan Titanic Delux Otel, bölgenin ilk temalı otellerinden bir tanesi oldu. AYG Grup, yurt içi ve yurt dışında popüler olduktan sonra Titanic’in marka bilinirliğini ve kalitesini şehir otelciliğine taşıma kararı aldı. İlk olarak Anadolu yakasındaki ihtiyaçtan yola çıkarak Gebze ve Tuzla Organize Sanayi Bölgeleri’ne yakın bir lokasyonda yer alan business konseptindeki 5 yıldızlı Titanic Business Otel’in açılışını yaptık. Ardından şehrin kalbinin attığı Taksim’de 4 yıldızlı Titanic City ve havalimanı lokasyonunda yer aldığı için havalimanı temalı 5 yıldızlı Titanic Port hayata geçti. Şişli’de ise 3 yıldızlı, 51 odalı olan butik otelimiz Titanic Comfort açıldı. GOSBSAD Titanic Business Otel’in özellikleri neler? 50 Otelimiz, Anadolu yakasında ‘Business’ konsepti ile kongre ve iş adamlarının beklentilerine cevap verecek şekilde tasarlanmış tek 5 yıldızlı oteldir. 192 odalı otelimizde 23 tane toplantı salonumuz bulunuyor. Bu toplantı salonlarımız sayesinde 5 yıldızlı TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ toplantı keyfini yalnızca Titanic Business’da yaşayabilirsiniz. Ayrıca şirketlerin lansman toplantıları ve büyük organizasyonları için düşünülmüş 1000 kişi kapasiteli bir balo salonumuz var. 6 metre tavan yüksekliği olan balo salonumuzun içine ayrı bir kapıyla araç girebiliyor. Bu sayede araç lansmanlarına da ev sahipliği yapabiliyoruz. Özel dekorasyonu ve muhteşem atmosferiyle 3500 metrekareye yayılan holistik Wellness ve Spa alanımız, profesyonel kadrosuyla misafirlerimizin iş stresinden uzaklaşmalarını ve dinlenmelerini sağlıyor. Kış döneminde yeni başlayacak “Business Terapi” adında yeni bir masaj hizmetimizle misafirlerimizin, gerek iş stresi gerekse uzun saatler oturarak çalışma sonucunda oluşan bel ve sırt ağrılarını dindirmeyi amaçlıyoruz. Bunun yanı sıra yarı olimpik olan adalar ve deniz manzaralı havuzumuz, son model teknolojik cihazlara sahip fitness salonumuz, eğlenceli aktiviteler için masa tenisi, dart ve bilardo gibi imkanlarımız da mevcut. Otelimizdeki tüm odalar business konseptine göre dekore edildi. Teknolojik donanımıyla 192 odamız, iş yerinizdeki tüm imkânları odanıza taşıyor. Kablosuz internet bağlantısı, otelin genelinde ve odalarda ücretsiz olarak hizmete sunuluyor. Ayrıca iş adamları ve seçkin müşterilerimize, Executive Lounge ile Business Center’da ihtiyaç duyacakları tüm imkanlar, profesyonel ekiplerimiz tarafından sağlanıyor. Tüm odalarımızda birer çalışma masası mevcut. Lobi katındaki Alesta Restoran, show mutfağında bütün ürünlerini misafirin gözü önünde pişirip hizmete sunuyor. 14. kattaki adalar ve deniz manzaralı roof’da, a la carte restoranımız ve bir barımız mevcut. Burada özel toplantılara misafirlik edebilecek çok özel bir toplantı salonumuz da var. Burada kokteyl organizasyonları da yapabiliyoruz. Bizim için asıl hedef turizmde sürekliliktir. Biz asla günübirlik turizmi düşünmüyoruz. Müşteri memnuniyetinin üst düzeyde olması ve misafirlerimizin sürekli otelimizi tercih etmesi için çok çalışıyoruz. Hizmete çok önem verdiğimiz için personel eğitimlerimize büyük özen gösteriyoruz. İnsan kaynakları bünyesinde sürekli misafir memnuniyetlerini ölçerek, bu veriler ışığında personel eğitimlerimize ağırlık veriyoruz. Otelimizde 180 personelimiz mevcut. Bu sene yıllık bazda yüzde 75-80 oranında doluluk yaşıyoruz. Bu iyi bir oran ama hedefimiz bu doluluk oranlarını artırıp kendimizi daha da geliştirmek. Peki, GOSB bünyesindeki firmalar neden sizi seçmeli? Onlara özel avantajlarınız var mı? Biz GOSB’a en yakın otellerden bir tanesiyiz. Bu, sağladığımız en büyük avantaj. İkinci avantajımız ise fiyatlarımız. GOSB’un tüm çalışanları ve misafirleri için çok özel indirimler sunuyoruz. Üstelik onlar için sadece otel konaklamasında değil, havuz, spa, fitness ve restoran hizmetlerinde de indirimlerimiz var. Uyguladığımız indirimlere GOSB’a ayrıcalıklar sunmayı hedefliyoruz. Diğer bir avantajımız ise grubumuzun bünyesinde yer alan İstanbul’un farklı lokasyonlarındaki diğer otellerimizle, müşterilerimize bir oteller zinciri hizmeti sunmamız. Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ne gelen misafirlerin bir kısmı, özellikle yabancı olan misafirler, Anadolu yakası yerine Avrupa yakasını tercih ettikleri takdirde Taksim ve Bakırköy’deki otellerimize de yönlendirmeler yapabiliyoruz. Burada da onlara özel uygun fiyatlarla konaklamalarını sağlıyoruz. Bir başka avantajımızı ise Sabiha Gökçen Havalimanı’na en yakın otel olmamız. Misafirlerimizin erken uçuşlarında trafik sıkıntısı yaşamadan 10 dakikalık mesafedeki Sabiha Gökçen Havalimanı’na ulaşmaları mümkün. Tüm bunların yanında bölgedeki bazı büyük şirketlere sunduğumuz outside catering hizmetimizi, GOSB’a da yine özel indirimlerle beraber sunmayı arzu ediyoruz.l Titanic Business Otel’e ulaşım mesafeleri Sabiha Gökçen Havalimanı ve İstanbul Park’a 14 km. Pendik Tuzla Tersaneler Bölgesi’ne 10 km. Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ne 15 km. Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’ne 12 km. Bostancı Feribot İskelesi’ne 8 km. Pendik Feribot İskelesi’ne 5 km. Kadıköy Feribot İskelesi’ne ise 14 km. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD Açıldığınız günden itibaren ilk seneniz nasıl geçti? Gelecek hedefleriniz neler? 51 MAKALE DEĞİŞİM VE LİDERLİK Değişim yönetimi Değişim öğrenmektir. Hem de davranışları değiştirecek kadar derinlemesine öğrenmek. Dolayısıyla, kurumsal değişimi sağlamak için kurumda her seviyede örnek olabilecek kişilerin değişim hedefi etrafında birleşmesi sağlanmalıdır. Değişime inanan ve bu inancını yaşayarak gösteren bir koalisyonun kurulması, kurumsal değişimin ilk adımları arasında yer almalıdır. Böyle bir değişimi destekleyen koalisyonda, yönetim kurulundan fabrikada çalışan işçiye kadar her kesimden ve özellikle çevresinde saygınlığı olan kişilerin bulunması, değişimin her platformda sahiplenilmesine yardımcı olur. Dr. Yılmaz Argüden İ nsanoğlunun belki de en önemli özelliklerinden birisi bulduğunla yetinmeyip, her zaman daha iyisine özlem duymasıdır. Gelişmenin temeli, bu daha iyiyi arama dürtüsüdür. GOSBSAD Ancak, insanın bu özelliği aynı zamanda değişim gerekliliğini de sürekli kılmaktadır. Dün “mükemmel” olarak nitelendirilen bir ürün veya hizmet, ona alışılınca “normal”, daha iyisi bulununca da “yetersiz” olarak nitelendirilir. 52 Teknolojinin gelişme hızının artması yenilikleri hızlandırıyor. Aynı şekilde, iletişim ve ulaşım teknolojilerideki gelişmeler ise bu yeniliklerin insanlara ulaşmasını hızlandırıyor. Dolayısıyla, kurumların değişime ayak uydurma hızlarının da artması gerekiyor. Nitekim, değişimi zorlayan unsurlar arasında uluslararası kurumların standartlarına uyma gereği (AB, IMF, Dünya Bankası, ISO gibi); şirketlerin strateji, organizasyon, altyapı sistemlerinde yenilikler; şirket birleşmeleri gibi olgular sayılabilir. Dolayısıyla, müşterilerin, vatandaşların, kısacası insanların sürekli olarak yükselen beklentilerine cevap verebilmek için kurumların da sürekli olarak kendilerini yenilemeleri, kendilerini aşmaları, yani değişmeleri gerekiyor. Peki, her geçen gün daha sıkça karşılaştığımız değişim yönetilebilir mi? Değişim yönetimi ne demek? Değişim yönetimi kurum kültürünün ve davranışların değişen dünyayla uyumlu hale gelmesini sağlama sanatıdır. İster, stratejik yaklaşımlardan, ister organizasyon yapılanmalarından, ister iş süreçlerindeki geliştirmelerden kaynaklansın değişimlerin hayat eğrileri kısalıyor. Bu nedenle rekabetçi ortamlarda, değişimi yönetemeyenler, kendilerini değiştirilmiş olarak buluyorlar!!! Bu nedenle, değişimi yönetebilmek en önemli liderlik ve yöneticilik yetkinlikleri arasında sayılıyor. TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Kurumsal değişimi sağlamak için öncelikle kurumu değişimin gerekliliğine ve aciliyetine inandırmak gerekiyor. Bunu sağlamanın en etkili yollarından birisi de performansın kurum içindeki birimler arasında değil, kurum dışı en iyi örneklerle karşılaştırılmasını sağlamaktır. Bir başka deyişle kıyaslama çalışmalarını kurum kültürü haline getirmektir. Değişim için öncelikle etkileyici bir vizyonun ortaya konulması gerekiyor. Peki, etkileyici bir vizyon nedir? Etkileyici bir vizyon, gelecek ile ilgili cazip bir hayali ortaya koyan, kararlara yön gösterecek kadar amaca odaklı, ancak inisiyatif kullanmayı özendirecek kadar esnek, kolaylıkla anlatılabilen ve değişime konu olanları heycanlandıracak kadar gerçekçi olan bir hülyadır. Vizyonun yaratılması kadar, etkin olarak paylaşılması da önemlidir. Bunun için mesajın basitliği, örneklerle zenginleştirilmesi, iletişimin sürekliliğinin sağlanması, zayıf noktaların gözardı edilmeksizin tartışılması ve hepsinden önemlisi değişim liderlerinin sadece sözleriyle değil, aynı zamanda davranışları ile de vizyonla uyumlu hareket etmesi gerekiyor. Değişimin vizyon ile bağlantısının net olarak kurulması ve değişimin odağının değişime konu olan gerçek gündem olması değişim yönetiminin başarısı gerekli koşullar arasında sayılıyor. Bu nedenle, ölçülebilir, zorlayıcı hedeflerin ortaya konması ve yaygın olarak paylaşılması değişimi hızlandırıyor. Ancak, ortaya konan hedeflerin ulaşılabilir olduğuna inanılması için en iyi rakiplerin ve kıyaslama ortaklarının ulaşabildiği hedeflerle karşılaştırılması fayda sağlıyor. Değişimin bu şekilde dışarıdan dikte edilen hedeflere yönelmeyi sağlaması, içeride takım ruhunun gelişmesine yardımcı oluyor. Bu nedenle, farklı kurumlarda deneyim kazanmış danışmanlar, değişimi hızlandırıcı bir etki yapabiliyor. Değişim öğrenmektir. Hem de davranışları değiştirecek kadar derinlemesine öğrenmek. Dolayısıyla, kurumsal değişimi sağlamak için kurumda her seviyede örnek olabilecek kişilerin değişim hedefi etrafında birleşmesi sağlanmalıdır. Değişime inanan ve bu inancını yaşayarak gösteren bir koalisyonun kurulması, kurumsal değişimin ilk adımları arasında yer almalıdır. Böyle bir değişimi destekleyen koalisyonda, yönetim kurulundan fabrikada çalışan işçiye kadar her kesimden ve özellikle çevresinde saygınlığı olan kişilerin bulunması, değişimin her platformda sahiplenilmesine yardımcı olur. Değişimi sahiplenenlerin değişimi gerçekleştirme beceri ve yetkinliklerine de sahip olmaları önem taşır. Çünkü vizyonu sahiplenenlerin söylem ve eylem birliği sağlayabilmeleri güvenin artmasına ve koalisyonun büyümesine yardımcı olur. "Değişim için öncelikle etkileyici bir vizyonun ortaya konulması gerekiyor. Peki, etkileyici bir vizyon nedir? Etkileyici bir vizyon, gelecek ile ilgili cazip bir hayali ortaya koyan, kararlara yön gösterecek kadar amaca odaklı, ancak inisiyatif kullanmayı özendirecek kadar esnek, kolaylıkla anlatılabilen ve değişime konu olanları heycanlandıracak kadar gerçekçi olan bir hülyadır." Değişim için kurulan çalışma ekiplerini şirket ortamından soyutlayacak tedbirleri almak fayda sağlıyor. Çünkü, insanların rolleri, sorumlulukları, ve ilişkileri değiştiğinde poziyondan çok değişimin kendisine odaklanma potansiyeli artıyor. Şirket çalışanlarını değişim konusunda bilgilendirme, onların katkılarını sağlama toplantılarının da şirketten uzak, gayrıresmi bir ortamda yapılması yaratıcılık potansiyelini artırıyor. Sahiplenmeyi sağlamanın en etkili araçlarından birisi de sorun tespitinde ve çözüm GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD Değişim yönetiminde başarı için neler yapılması gerektiğini belirlemeden önce, başarıyı nasıl ölçeceğimizi belirlemeliyiz. Başarılı bir değişim yönetimi (i) değişimin kurum içinde sahiplenilmesini ve değişime inancın eylemlerle gösterilmesini, (ii) performans kriterlerinde hedeflenen değişim yönünde kalıcı ve sürdürülebilir gelişmelerin sağlanmasını, ve (iii) kurumun bir sonraki değişim projesini daha etkin bir şekilde yönetebilme yetkinliğinin geliştirebilmesini sağlar. 53 MAKALE DEĞİŞİM VE LİDERLİK üretmede, çözümleri uygulama sorumluluğunu üstleneceklerin katkılarını almaktır. Bu nedenle, bazı tekrarlardan kaçınmamak, uygulama etkinliği açısından fayda sağlar. İnanç olmaksızın değişim de olmaz. İnancın yaygınlaşmasında en etkin araç ise başarıdır. İşte bu nedenle, değişim süreci planlanırken uzun vadeli faydalar kadar, kısa vadeli kazanımlara da önem verilmelidir. Kısa vadeli kazanımların iletişiminin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi de bu faydaların hayata geçirilmesine yardımcı olur. Değişimin önünde engel olarak görülenlerin kazanılmaya çalışılması hem koalisyonun büyümesini, hem de değişim süreci içerisindeki zayıflıkların tespit edilmesini kolaylaştırıyor. Bağımsız ve yaratıcı düşünme yeteneğine sahip kişilerin kendilerine güvenleri nedeniyle değişime karşı çıkabilme yeteneklerinin de yüksek olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle, onların kazanılması önem taşıyor. Ancak, tüm verilere rağmen değişmeyenlerin, değiştirilmesi de kaçınılmaz olabiliyor. Değişimin kalıcılığını sağlayabilmek için organizasyona destek vermek ve liderlik göstermek gerekiyor. En önemli desteklerden birisi liderlerin, değişim yöündeki söylemerini, eylemleriyle desteklemeleridir. Değişim için dış destekten faydalanıl- ması, hem daha geniş deneyimin kuruma kazandırılması, hem de kıt kaynakların kaldıraçlanması açısından fayda sağlıyor. Ayrıca, dış desteğin, kurum içi politik yaklaşımların dışında kalması nedeniyle bağımsız bir yaklaşım sergilemesi değişimi kolaylaştırıyor. Değişimi kalıcı kılabilmek için kuruma yeni yetkinlikler kazandırmak üzere eğitime de önem vermek ve kaynak ayırmak gerekiyor. Çalışanların, işin bütünü hakkında bilgilendirilmeleri, problem çözme teknikleri konusunda geliştirilmeleri ve insan ilişkileri ile takım çalışması konularında gelişmeleri için verilecek eğitimler tüm değişim projeleri için geçerlidir. Ayrıca, değişime neden olan konu (örneğin, bilgi sistemleri) hakkında da teknik eğitimlerin verilmesi faydalı oluyor. Değişimin kalıcı olmasını engelleyen en önemli unsurlardan biri de, kurumdaki bilgi ve performans yönetimi sistemlerinin yeni düzene uygun olarak yapılandırılmamasıdır. Eski değerleri yansıtan ve o değerleri korumak üzere kurulmuş olan teşvik sistemleri değiştirilmeden çalışanların yeniliklerle motivasyonunu sağlamak güçleşir. Aynı şekilde, yeni sistemin gerektirdiği bilgi düzeni kurulmazsa bilgiye dayalı karar verme süreci çalışmaz. Öncelikle bilgi ve insan kaynakları yönetim sistemlerini değiştirerek değişimi desteklemelerini sağlamak değişimin kurumsallaşmasını sağlamanın en önemli adımlarından birisidir. Değişimi sağlayan liderler öncelikle özdeğerlendirme yapabilen; sürekli iyileşmeyi hedefleyen; insana değer veren; sürekli öğrenmeyi, şeffaflığı, iletişimi ve paylaşmayı bir hayat felsefesi olarak kabul eden ve bu anlayışı davranışlarına yansıtarak örnek olabilen kişilerdir. GOSBSAD Kurumların değişim yetkinliklerini sürekli kılabilmek için her seviyedeki değişim liderlerine fırsat vermeleri ve onları desteklemeleri gerekiyor. İnsanın gelişmesinin temeli olan değişim, yaşamın ta kendisidir. Değişimi yaşamına entegre edemeyen kurumlar, yaşamlarını tehlikeye attıklarını bilmeliler.l 54 TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ Mobil DTE 10 Excel Serisi Hidrolik Yağlar İçin Yeni Enerji Verimliliği Logosu M GOSBSAD obil Endüstriyel Yağları’nın arkasındaki ExxonMobil pazarlama ve teknoloji ekipleri, müşterilerin yağların enerji verimliliği verileri konusunda giderek daha bilinçli olması ve daha fazla talepte bulunmasını göz önünde bulundurarak pazara öncülük edecek bir adım atmış ve ölçülebilir enerji verimliliği faydaları sergileyen Mobil marka ürünleri açıkça belirtme kararına varmıştır. 56 Yeni bir enerji verimliliği sembolünün belirlenmesi, müşterilerin ve ekipman üreticilerin enerji verimliliğini arttırma ve enerji maliyetlerini azaltma çabalarını desteklemek amacıyla, belirli kullanım yerlerinde ExxonMobil’in standart hidro- TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ lik yağlarına karşı bu Mobil Endüstriyel Yağlarını tespit etmelerine ve seçmelerine yardımcı olacaktır. Enerji verimliliği, ExxonMobil’in standart hidrolik sıvılarına kıyasla yalnızca sıvı performansı ile ilgilidir. Standart hidrolik uygulamalarda test edildiğinde, kullanılan teknoloji, hidrolik pompa verimliliğinin Mobil DTE 20 serisine kıyasla %6’ya kadar arttırılmasını sağlamıştır. Bu ürünle ilgili enerji verimliliği iddiası, tüm uygulanabilir endüstri standartları ve protokoller doğrultusunda gerçekleştirilen sıvı kullanım testlerinin sonuçlarına dayanmaktadır. ExxonMobil’in Global Endüstriyel Yağlar Pazarlama Müdürü Ian Davidson bu konuda ‘‘Global piyasa giderek daha rekabetçi hale geldiği için, her bir piyasa referansı da bulunan Mobil DTE 10 Excel yağlarında yer alacaktır. Bizim amacımız, müşterilerin bu çalış malarını desteklemek; verimliliklerini arttırmalarına ve maliyetlerini düşürmelerine yardımcı olmaktır. Mobil DTE 10 Excel serisi yalnızca hidrolik yağ performansının mevcut standartlarını aşmakla kalmaz; aynı zamanda ExxonMobil’in geleneksel hidrolik yağlarına kıyasla enerji tasarrufu elde edilmesine yardımcı olarak daha yüksek verimlilikle, daha iyi makine performansı elde edilmesini sağlar. Başlıca Avrupa ülkelerinde bu yeni sembolün kullanılmaya başlanması, kullanıcıların enerji tasarrufu sağlayan endüstriyel yağlar ve gres teknolojisi satın alıp kullandıklarını kolayca anlayabilecekleri ve bu konuda kendilerinden emin olmalarını sağlayacak gözle görülür bir beyanattır” açıklamasını yapmıştır. Bu yeni logo, yeni bir hidrolik yağ kategorisi olan ve çok yüksek performans faydaları sağlamanın yanı sıra, enerji verimliliği Bu heyecan verici yeni gelişme hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, lütfen www.mobilindustrial.com sayfasını ziyaret edin, [email protected] adresine e-posta gönderin veya 0 216 468 9696 numaralı telefonu arayın.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2008 GOSBSAD sektöründeki müşteriler rekabetçiliklerini arttırmak için canla başla çalışmaktadır. 57 VİZYON KÜRESEL EKONOMİ Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique StraussKahn, 2009 yılının Türk ekonomisi için zorlu bir yıl olduğunu, ancak 2010 yılında hızlı bir iyileşme beklediklerini söyledi. İMF Başkanı Strauss Kahn: "Küresel sorunlara karşı küresel işbirliği gerekiyor" S trauss-Kahn, Türkiye’nin de bütün gelişmekte olan ülkeler gibi küresel krizden etkilendiğine dikkat çekiyor. GOSBSAD Türkiye’nin mali krizden uğradığı etkinin dolaylı yoldan olduğuna işaret eden Strauss-Kahn, mali ve ekonomik krizin küresel yavaşlamaya yol açtığını ve bu yavaşlamanın da dünyadaki diğer tüm ekonomilerde olduğu gibi Türkiye’ye de etkisinin görüldüğünü ifade etti. 58 Strauss-Kahn, “2009 yılı, Türk ekonomisi için zor bir yıl ama 2010’da hızlı bir iyileşme öngörüyoruz. Küresel ekonomide iyileşme sağlandığında, buna paralel olarak Türkiye’de de hızla iyileşme görülecek” dedi. G-20’nin bir üyesi olarak Türkiye’nin, dünyadaki en büyük ekonomilerden biri olduğunu söyleyen Strauss-Kahn, “Türkiye’nin gelişmekte olan bir ekonomi olduğu aşikar TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ama hızlı bir biçimde gelişmiş ve güçlü bir ekonomi olacak. Tabii ki bunun için atılması gereken adımlar var ve ben hükümetin bu konuda ne yapılması gerektiğini bildiğini düşünüyorum. Türk ekonomisinin geleceğine güvenim tam” diye konuştu. IMF’nin, ihtiyaç duyan ülkelere yardım eden bir kuruluş olduğuna dikkati çeken Strauss-Kahn, şu anda Türk ekonomisinin yardıma ihtiyacı olduğu yönünde bir işaretin bulunmadığını da dile getirdi. StraussKahn, “Ancak tabii ki Türk hükümetinin hizmetinde olmayı sürdüreceğiz ve diğer tüm IMF üyesi ülkelerle olduğu gibi Türk hükümetiyle de görüşmeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı. “Tünelin ucu göründü ama hala tüneldeyiz” IMF Başkanı Strauss-Kahn, küresel krizle ilgili yaptığı değerlendirmede de, küresel Strauss-Kahn, mali krizi arkalarında bıraktıklarını ancak, ekonomik kriz için aynı şeyi söyleyemeyeceğini belirterek, “Büyük ihtimalle bazı ülkeler için hala kötü aylar, kötü rakamlar ve büyüme oranları göreceğiz. İyileşme 2010;un ilk yarısından önce, belki de ilk yarı sonuna kadar elde edilemeyecek. Tünelin ucunu görüyoruz ama hala tüneldeyiz” dedi. İşsizlik sorununun da hızlı şekilde çözülemeyeceğini dile getiren Strauss-Kahn, büyümenin yeniden başlamasıyla bunun etkisinin görülmesi arasında zaman farkı bulunduğunu, bu zaman farkının, ülkenin durumuna göre 8 ila 10 aya ya da 1 yıla kadar çıkabileceğini ifade ederek, “Yani bazı ülkelerde büyüme yeniden sağlansa da, işsizliğin düştüğünü görmek için 8-10 ay daha beklemek zorundayız” diye konuştu. Strauss-Kahn, “çıkış stratejisi” hazırlamaya ihtiyaç duyulduğunu, ancak bu stratejiyi yürürlüğe koymak için henüz erken olduğunu, bunun için ekonomik krizin kesin olarak arkada bırakıldığından emin olmayı beklemek gerektiğini kaydetti. İstanbul’daki toplantının krizle başa çıkmada yapılanlara ilişkin bir durum değerlendirmesi için olanak yaratacağını ifade eden Strauss-Kahn, bir yıl önce birçok kişinin tahmininin aksine büyük bunalımın yaşanmamış olmasında, ülkelerin mali ve finansal alanlarda sorumluluklarını yerine getirmesi ve IMF’nin tavsiyelerini dinlemesinin etkili olduğunu belirtti. Strauss-Kahn, ileride ne tür krizlerle karşı karşıya kalınabileceğini öngörebilmek için “erken uyarı egzersizi” üzerinde çalıştıklarını da kaydederek, gelecekte olası bir krizden kaçınabilmek için koordinasyon içinde olma ve bu yönde bir mekanizma geliştirmenin gerekliliğini dile getirdi. “Kriz karşısında ödenmesi gereken bir bedel olduğunu”, hiçbir ülkenin bir bedel ödemeden krizden yakasını sıyıramayacağını ifade eden Strauss-Kahn, küresel bir dünyada yaşadıklarına dikkati çekerek, krizin yerel çözümlerle atlatılamayacağını, küresel sorunlara karşı küresel çözümler üretmek gerektiğini vurguladı. Ülkelerin çok büyük bir çoğunluğunun, dünyanın geri kalanında neler olduğuna bakmayıp yerel çözümler üretme peşine düşmemesi ve küresel koordinasyon içinde olmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Strauss-Kahn, “Herkes artık sorunlarını sadece sınırlarını kapatarak ve sorunu kendi içine hapsederek değil, küresel ekonominin bir parçası olarak çözebileceğini anladı” dedi. Bir başka soru üzerine Strauss-Kahn, krizin dar gelirli ülkelerde çok daha yıkıcı etkilerde bulunabildiğine işaret ederek, bu açıdan krizle mücadelede atılması gereken adımlara ilişkin gelişmiş ülkelerin sorumluluklarının bulunduğunu belirtti.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD iyileşmenin 2010’un ilk yarısında görülmesinin beklendiğini, her yerde aynı anda bunun sağlanamayacağını, bazı ülkelerde iyileşmenin daha da erken olabileceğini kaydetti. 59 ÜYELERİMİZDEN HABERLER GOSBSAD Deneyimli Belçikalı fotoğrafçılar Bruno Vandermeulen ve Danny Veys tarafından çekilen fotoğraflar, 23 Eylül 8 Ekim 2009 tarihleri arasında Aygaz’ın İstanbul’daki Genel Müdürlük Binası’nda açılacak sergiyle tarih ve sanatseverle buluşuyor. Aygaz ayrıca, Türkiye’nin en önemli arkeolojik kentlerinden biri olan Sagalassos’u çok farklı açıdan yansıtan bu fotoğrafları özenli bir çalışmayla“Sagalassos Fotoğraf Kitabı”nda topluyor. Sagalassos Fotoğraf Kitabı, antik kentle ilgili olarak Türkiye’deki ilk yayın olacak. 60 Kayıp şehir ışıkla yeniden buluşurken şekilde gösteren olağanüstü bir sunumdur” diyor. A ntik kentin yeniden ayağa kaldırılmış anıtlarına ve dokunulmamış bölgelerine odaklanan Vandermeulen ve Veys, Sagalassos’taki arkeolojik kazıların dinamiğini çektikleri karelere yansıtıyor. Burdur’un Ağlasun ilçesindeki Sagalassos Antik Kenti’ni ve kazı alanını geniş bir kitleye göstermeyi amaçlayan sergi ve kitapta, çok sayıda önemli buluntunun yanı sıra devam eden çalışmalara ait siyah-beyaz fotoğraflar yer alıyor. Sagolassos antik kentinin Vandermeulen ve Veys tarafından fotoğraflanmasından büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Sagalassos Projesi Kazı Heyeti Başkanı Prof. Marc Waelkens, “Bu kitap ve sergi, Sagalassos antik kentini ve kazı alanını geniş bir halk kesimine farklı ve şaşırtıcı bir TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Antik kenti ilk kez arkeolog değil bir sanatçı gözüyle fotoğraflayan Bruno Vandermeulen ve Danny Veys, çalışmalarında küçük detaylar üzerine yoğunlaşmak yerine kazı alanını daha geniş bir perspektifle ele almaya çalıştıklarını söylüyor. Vandermeulen ve Veys, Sagalossos’u bir bütün olarak gösterdikleri fotoğraflarında, kentin aktif bir kazı alanı olduğu hissini sanatseverlere yaşatmaya çalışıyor. “Çalışmalarımızda iyi bilenen turistik görünüşler yerine Sagalassos’un ruhunu ve burada çalışan kazı ekibinin heyecanını aktarmaya çalıştık” diyen Vandermeulen ve Veys bu fotoğraflarla Sagalassos Projesi’ne duyulan ilginin artmasına yardımcı olmayı da umuyor. Aygaz, her yıl dünya çapında ses getiren arkeolojik bulgulara ulaşılan Sagalassos antik kentinin ve kentteki en önemli buluntu olan Antoninler Çeşmesi’nin restorasyonunun tek Türk sponsoru.l ÜYELERİMİZDEN K ent Güvenlik Yönetim Sistemi’nin tanıtımı amacıyla Swissotel’de düzenlenen toplantıda konuşan Siemens IT Çözümleri ve Hizmetleri Direktörü Ali Rıza Ersoy, değişen ihtiyaçlar doğrultusunda sürekli geliştirdiği projenin yüzde 70’inde yerli, yüzde 30’unda da global bilgi birikimi kullanıldığını belirterek, “Bir önceki proje Bulgaristan’da sonlandırıldı. En büyük referanslarımızdan bir tanesi de Dubai. İzmir’deki projemizin de iyi bir referans olacağına inanıyoruz” dedi. Bilimsel araştırmaların, gözle izleme yapan bir insanın zamana göre dikkat toplama değerlerinin hızla düştüğünü ve efektif bir önlem için gerekli yetkinliğin ortadan kalktığını gösterdiğine dikkat çekti. Siemens IT Çözümleri ve Hizmetleri Kamu Sektörü CEO’su Gisela Fuchs da, Siemens’in geliştirdiği modern entegre acil durum yönetimi ve çözümler sayesinde şehirlerin daha güvenli olduğunu belirterek, “Olağanüstü güvenlik olayları konusunda gerçekçi ve esnek çözümler Siemens IT Çözümleri ve Hizmetleri, 20 yıldır üzerinde çalıştığı ve bugüne kadar 20'den fazla ülkede gerçekleştirdiği Kent Güvenlik Yönetim Sistemi'nin Türkiye'deki ilk örneğini İzmir'de kuruyor. Anahtar teslimi yapılacak olan ve yaklaşık 22 milyon TL'ye malolacak sistemin ilk fazı Şubat 2010'da, ikincisi ise Ağustos 2010'da tamamlanacak. Üçüncü fazın ise ayrı bir proje olarak gerçekleştirilmesi planlanıyor. HABERLER Büyük kentlerde güvenlik sorununa Siemens'ten 'akıllı' çözüm üreterek; beklenmedik acil durumlara hızlı ve koordineli reaksiyon verilmesini sağlıyoruz” diye konuştu. Karayolları 2. Bölge Müdür Yardımcısı ve Proje Yürütme Kurulu Başkanı Reşat Obuz ise ülkenin kaynaklarını verimli kullanmak adına komuta kontrol ve yönetim sisteminin çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Bu amaçla İzmir’de bilişim teknolojilerine dayalı akıllı kent yönetim sistemini kurmayı tercih ettik. Bu projeyle amacımız İzmir’i dünyanın en güvenli ve yaşanılabilir kentlerinden biri haline getirmektir” diye konuştu. l Pompa sektöründe eğitime yatırım aldığını belirten Grundfos Müşteri Hizmetleri Müdürü Derya Çuha, ‘’Grundfos Akademi ile pompa sektöründe bir ilki daha geçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Grundfos Akademi, Grundfos’un sosyal sorumluluk projelerinden birisidir. Grundfos Akademi’de temel hedefimiz, çalışanlarımızı, iş ortaklarımızı ve müşterilerimizi sürekli olarak eğitip, sektörün bilinçlenmesine katkıda bulunmaktır. Grundfos Akademi Ekim ayında müşterilerimize de açılacak. Grundfos Akademi’den haberdar olan müşterilerimiz şimdiden ön rezervasyon yaptırmaya başladı.’’ dedi. l Grundfos, pompa sektöründe bir ilki gerçekleştirerek, Grundfos Akademi’yi hizmete açtı. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD G rundfos Akademi’de, Grundfos çalışanlarının, iş ortaklarının ve müşterilerinin ihtiyaçlarına yönelik planlanan eğitimler 22 konu başlığı altında toplanmış bulunuyor. Grundfos Danimarka’da bulunan Poul Due Jensen Akademi’nin içerik, program ve ekipman desteği ile kurulan Grundfos Akademi’de, her sınıf 20 kişilik olup, tüm eğitimler interaktif bir şekilde yapılıyor ve teorik eğitimler uygulamalı eğitimlerle destekleniyor. Teknik eğitimlere ilaveten, “Kişisel Gelişim” eğitimlerinin de Grundfos Akademi programında yer 61 ÜYELERİMİZDEN HABERLER Lineadecor, zengin ürün gamına eklediği yeni modellerle dikkat çekmeyi ve dünya trendlerini mutfaklara taşımayı sürdürüyor... Lineadecor’dan mutfaklara enerji katan iki yeni tasarım M utfak sektörünün lider markası Lineadecor, göz alıcı iki yeni tasarımı Luce ve Lago modelleriyle mutfaklarında kalite ve estetik arayanların tercihi olmaya devam ediyor. Kusursuz tasarım anlayışını, kullanım kolaylığı sağlayan ayrıntılarla buluşturan Lineadecor, renk zenginliğiyle de dikkat çekiyor. Luce, Renkli Yansımalarla Tüm Eve İlham Veriyor Lineadecor, camın saydam görüntüsünü canlı renklerle birleştirip, yeni modeli Luce ile çarpıcı bir görünüm yaratıyor. Aluminyum ve camın parlaklığını birleştiren Luce modeliyle mutfaklara günün her saati farklı bir görünüm ve doğal bir enerji yansıyor. Işıltılı renkleriyle Luce, mutfağı evin en göz alıcı mekanına dönüştürüyor. Her türlü fonksiyonun şık detaylarla çözüldüğü ve tüm ihtiyaçların karşılandığı tasarımda, paslanmaz çelik ve renkli camın uyumu ön plana çıkıyor. Luce’nin siyah, bordo, kırmızı, koyu gri, turuncu, kahve, fildişi, yeşil, krem ve beyaz gibi çok sayıda renk alternatifi bulunuyor. Lago Parlak Görünümüyle Sadeliği Zerafete Dönüştürüyor Lineadecor Lago modelinde, lakenin parlak renklerinden, ahşabın doğal sıcaklığına uzanan farklı seçenekler sunuyor. Tasarımı ve görüntüsüyle mekana kişilik katan Lago modeli, zengin renk seçeneğiyle evin tüm havasını değiştiriyor. Beyaz, krem, kırmızı, portakal, sarı, fıstık yeşili, lacivert, tortora, gri, siyah, kahve ve bej gibi renk seçeneklerinin yanında , teak ve ceviz desenlerinin parlak görünümüyle, farklı tasarımlara ilham veriyor. GOSBSAD Tercihini sade ama dikkat çeken bir şıklıktan yana kullananların kolay kolay karşı koyamayacağı Lago, farklı malzemelerin uyumuyla güçlenen mükemmel bir dengeye sahip. Lineadecor, tüm showroom’larında sunulan uzman mimari destek ile seçmiş olduğunuz modeli, zevkinize ve yaşam stilinize uygun kompozisyonlarla mutfağınıza taşımanın ayrıcalığını sunuyor.l 62 TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ARS GRUP İNŞAAT ARS GRUP HAFRİYAT NAKLİYAT İNŞAAT TURİZM SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. Toprağa yön vermek bizim işimiz... ÜYELERİMİZDEN HABERLER Linde Gaz, TÜBİTAK tarafından 0309 Ağustos tarihleri arasında İzmir’de yapılan Güneş Arabaları ve Hidromobil yarışlarında Uludağ, İTÜ ve Yeditepe Üniversitelerine sponsor oldu. Linde Gaz, Uludağ, İTÜ ve Yeditepe Üniversitelerine sponsor oldu T ÜBİTAK Hidromobil Hidrojen Arabaları Yarışına katılan araçlar da ilginç görünümleriyle izleyenlerin sempatisini ve ilgisini topladı. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Makine Mühendisleri Odası İzmir Öğrenci Komisyonu Takımı’nın POSEIDON adlı aracı birinciliği, Ankara Üniversitesi Hidromobil Takımı’nın HİDROKET adlı aracı ikinciliği, Erciyes Üniversitesi’nin KATREMOBİL adlı aracı ise üçüncülüğü kazandı. TÜBİTAK Formula G Güneş Arabaları Yarışı’nda hıza bağlı performanslar ölçüldü. Yarışta, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin SOCRAT adlı aracı birinciliği, Anadolu Üniversitesi Güneş Arabası Takımı’nın Thunderbird adlı aracı ikinciliği, Linde Gaz’ın da sponsor olduğu Uludağ Üniversitesi Makine Topluluğu Timsah Ekibi’nin UMAKİT adlı aracı da üçüncülüğü kazandı. Estetik ve teknik tasarımın da değerlendirildiği yarışlarda En İyi Tasarım Ödülü’nü Güneş Arabalarında özgün tasarımıyla Mustafa Kemal Üniversitesi Mekatronik Klubü, Hidrojen Arabalarında ise özgün tasarımı ve teknik yeterliliğinden dolayı Ankara Üniversitesi Hidromobil Takımı kazandı. Yarışlarda Kurul Özel Ödülü’nü ise centilmenlik ve yardımseverlikleriyle, Balıkesir Üniversitesi’ne yardımlarından dolayı Gaziosmanpaşa Üniversitesi Turhal Meslek Yüksekokulu ve Sabancı Üniversitesi’ne motorlarını vererek işbirliği örneği sergileyen Erciyes Üniversitesi paylaştı. TÜBİTAK Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Ömer Cebeci ve Prof. Dr. Ömer Anlağan’ın yanı sıra İzmir Vali Yardımcısı Sait Topoğlu ve Bornova Kaymakamı Hakkı Uzun’un ve çok sayıda İzmirli yarışseverin katıldığı ödül töreni renkli görüntülere sahne oldu. Ülkemizi geleceğe taşımada öncülük eden bütün takımların dostluk ve dayanışması görülmeye değerdi. GOSBSAD Yarışlar, Türkiye’de güneş enerjisi ve hidrojen yakıt pili konusunda halkı bilinçlendirmek ve alternatif enerji kaynaklarının kullanımına yönelik teknolojilerin Türkiye’de üretilmesinde gençlerin aktif rol oynamasını teşvik etmek amacını taşıyor.l 64 TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYELERİMİZDEN HABERLER Türkiye bilişim sektöründe faaliyet gösteren firmaların 2008 yılı net satış gelirleri bazında yapılan Bilişim 500 Araştırması’nın sonuçlarına göre Bimeks, yüzde 26 bin’lik rekor bir büyümeye imza atarak Son 10 Yılda En Fazla Büyüyen Bilişim Şirketi oldu. Bilişim 500'de rekortmen Bimeks oldu 1989 yılında kurulan Bimeks, 1990’da Türkiye’nin ilk bilgisayar mağazasını açtı. Bimeks mağazalarında bugün satılan farklı ürün sayısı 5 binden fazladır. Sadece bilgisayar ürünleri değil “dijital teknoloji” şemsiyesi altına giren tüm ürünler hizmete sunulmaktadır. T GOSBSAD ürkiye Bilişim Sektörü’nün referans niteliğindeki tek araştırması İnterpro Bilişim 500’ün sonuçları, 29 Haziran 2009 Pazartesi akşamı İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yapılan törenle açıklandı. Bu yıl onuncusu gerçekleştirilen ve Türkiye’nin en büyük 500 bilişim firmasını belirleyen araştırmanın bu yılki sonuçlarına göre; Bimeks, yüzde 26 bin 548’lik büyüme ile Son 10 Yılda En Fazla Büyüyen Bilişim Şirketi oldu. 66 Kuruluşların 2008 yılına ait resmi belgelerine dayalı beyanları ile net satış gelirleri esas alınarak yapılan ve şirketlerin ciro performanslarının yanı sıra dünya, Avrupa ve Türkiye ölçeklerinde bilişim pazarına ilişkin veri ve eğilimlerini de yansıtan TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ BİLİŞİM 500 araştırmasına göre ilk 500 Bilişim Şirketi sıralamasında 23. sıraya yükselen Bimeks, Perakende Gelirlerine Göre İlk 15 Şirket arasında 2., Görüntü ve Ses Sitemleri Gelirlerine Göre İlk 10 Şirket arasında 2., Kişisel Bilgisayar (Taşınabilir) Dağıtıcı, Toptancı, Bayi Gelirlerine Göre İlk 16 Şirket arasında 4. oldu. Bilişim sektöründen üst düzey yöneticilerin yoğun katılım gösterdiği törene TC Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve BTK Başkanı Tayfun Acarer de katıldı. İnterpromedya tarafından bu yıl 10’uncusu gerçekleştirilen Bilişim 500 Araştırması’nda ilk 10’da yer alan ve yazılım, donanım, hizmet ile özel bölüm başlıkları altındaki toplam 53 alt kategorinin birincileri gerçekleştirilen törenle ödüllerini aldılar. Türk Telekom birinciliğini korumaya devam ederken Turkcell ikinci, Vodafone üçüncü ve Avea da dördüncü sıradaki yerini korudu. Araştırma sonuçlarına göre Türkiye bilişim pazarının 2007’ye oranla yüzde 9 oranında büyüdüğü ve toplam pazar büyüklüğünün 28 milyar doların üzerine çıktığı görüldü.l HABERLER F ranke’den su ve buz pınarlı yeni buzdolabı FSBS 6001 N ID XS, ileri teknolojik özelliklerle donatılmış derin dondurucu ve soğutucu özellikleriyle mutfaklarınızda hayatınızı kolaylaştırıyor. ÜYELERİMİZDEN Franke’den insana ve çevreye duyarlı Buzdolabı A sınıf enerji tasarrufu özelliğine sahip buzdolabı, şık tasarımı, geniş iç hacmi ve sesli kapı açık uyarısı gibi özellikleri ile de dikkat çekiyor. Çevre dostu buzdolabı, soğutucu ve derin dondurucu olarak iki farklı bölüme sahip. İki kapılı buzdolabının derin dondurucu bölümünün kapasitesi 175, soğutucu iç hacmi ise 343 litre olmak üzere toplam 518 litre. 895 mm genişlik, 1790 mm yükseklik ve 730 mm derinliğe sahip buzdolabının, özel koku giderme sistemi sayesinde, buzdolabı ilk günkü temizliğini koruyor. Derin dondurucu bölümü, 24 saatte 10 kg dondurma kapasitesine sahip bulunuyor. Ayrıca buzdolabı, yiyecekleri elektrik kesintisi durumunda 5 saat koruyor. Franke’nin geniş buzdolabının yiyecek türlerine göre farklı nem ayarı bulunan “fresh holder” sistemli raflarında saklanan yiyecekler, ilk günkü tazeliğini, protein, mineral ve vitamin değerini sıradan buzdolaplarından 3 misli daha uzun süre koruyor. Sebze, balık ve et için ayrı ısı ayarlarını içeren magic cool özelliğine sahip sebze rafı, off konumundayken diğer bölmeler ile aynı sıcaklık değerini alıyor. Buzdolabının kapağını açmadan, su, buz ve kırılmış buz özelliği sağlayan su pınarı için, su filtresi ve filtre bağlantı aparatları da buzdolabının içinden çıkıyor. Yüksekliği ayarlanabilir şeffaf raflar, güçlü aydınlatma, no frost özelliği, elektronik kontrol paneli ve sesli “açık kapı” uyarısı Franke’nin 90 cmlik buzdolabının mutfaklarda hayatı kolaylaştıran diğer özellikleri arasında yer alıyor.l Franke Türkiye organizasyonu 5 Nisan 1999 tarihinde Kartal, İstanbul'daki tesislerinde faaliyetlerine başlamıştır. %100 yabancı sermayeli olarak kurulan Franke Türkiye organizasyonu merkez faaliyetlerine Kartal'da başlamış olup, 2004 itibari ile Gebze deki yeni tesisinde devam etmektedir. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 GOSBSAD İki ayrı bölümünde bağımsız olarak soğutma kontrolünün yapılabildiği buzdolabının, digital ekran ve kontrol panelinden derin dondurucu ve soğutucuya ait soğukluk ayarı yapılabiliyor. Aynı zamanda bu ekran çocuk kilidiyle evdeki miniklerin ayarı bozmasını da engelliyor. 67
Benzer belgeler
GOSBSAD - bilgikurumsal.org
Sok. No: 21
4. Levent - İstanbul
Tel: 0 212 280 00 09
Yazıların sorumluluğu
yazarlarına aittir.
Yayınlanan yazılardan
kaynak gösterilmeden
alıntı yapılamaz.
GOSBSAD Dergi
Gebze Organize
Sanayi Bölg...
gosbsad
Sok. No: 21
4. Levent - İstanbul
Tel: 0 212 280 00 09
Yazıların sorumluluğu
yazarlarına aittir.
Yayınlanan yazılardan
kaynak gösterilmeden
alıntı yapılamaz.
GOSBSAD Dergi
Gebze Organize
Sanayi Bölg...
Daha Güçlü Bir GOSBSAD için Üyelik Geliştirme Sanayi Bakanı
Devamlı yeni ufuklara doğru açılıyoruz,
yeni arayışlar içindeyiz. Söyleneni tekrar
Y - GOSB
İdare Merkezi:
Gebze Organize
Sanayi Bölgesi
Sanayicileri Derneği
GOSB Yönetim
Merkezi ve Sosyal
Tesisleri Şahabettin
Bilgisu Cad. No: 613
PK: 0072
Gebze 41480 Kocaeli
Tel: 0 262 677 11 77
Faks: 0 ...
GOSB - bilgikurumsal.org
gelişme gösteren Güzeller Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın
Adem Ceylan, bölgesini ve kısa sürede başardıklarını anlatıyor. Teknoparkta yer alan
Cmosvision, çok özel bir alanda f...
16 GOSB`lu Olmak
Lüksemburg Ticaret Odası Genel Direktörü Pierre Gramegna, Gebze Organize
Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı
Yücel Güngör tarafından gerçekleştirildi.
Kocaeli ABİGEM ve Kocaeli Sanayi Odası
Yönet...
gosbsad
Sok. No: 21
4. Levent - İstanbul
Tel: 0 212 280 00 09
Yazıların sorumluluğu
yazarlarına aittir.
Yayınlanan yazılardan
kaynak gösterilmeden
alıntı yapılamaz.
GOSBSAD Dergi
Gebze Organize
Sanayi Bölg...
osb`leri kim yönetmeli?
Sok. No: 21
4. Levent - İstanbul
Tel: 0 212 280 00 09
Yazıların sorumluluğu
yazarlarına aittir.
Yayınlanan yazılardan
kaynak gösterilmeden
alıntı yapılamaz.
GOSBSAD Dergi
Gebze Organize
Sanayi Bölg...