Gül`e Duyurulur: Zavar, Mete ve Diğerleri "Hükümlü", "Tutuklu" Değil
Transkript
Gül`e Duyurulur: Zavar, Mete ve Diğerleri "Hükümlü", "Tutuklu" Değil
GÜNEÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 29 45 Ev Tel : 441 25 02 35 YKR YIL:3 SAYI:722 28 AÐUSTOS 2008 PERÞEMBE Gül'e Duyurulur: Zavar, Mete ve Diðerleri "Hükümlü", "Tutuklu" Deðil isimlerden çoðu tutuklu, mahkemeleri devam ediyor. Hükümlü olmayan kiþileri affedemem" diyor. Bugün NTV'de cumhurbaþkanlýðýnýn 1. yýldönümü dolayýsýyla canlý yayýnda Murat Akgün ve Ruþen Çakýr'ýn sorularýný yanýtlayan Gül'e, daha önce "af" talebinde bulunduðumuz Erol Zavar, A. Samet Çelik, Hediye Çekin, Ýnayet Mete, Menduh Cumhurbaþkaný Abdullah Gül "Cumhurbaþkaný’nýn istediði kiþiyi affetme hakký yok. Ben, istediðim kiþiyi ‘getirin affedeyim’ diyemem. En çok önem verdiðim konu adil olmaktýr. Örnek verilen Kýlýç, Afyon Korkmaz, Aynur Epli, Gazi Dað'ýn týpký Erbakan gibi hükümlü olduðunu anýmsatmak isteriz. Gül Ergenekon tutuklusu Ferit Ýlsever’le ilgili talebe de baktýrdýðýný, Cumhuriyet savcýlýðýnýn hastaneye sevk etmesi gerektiðini, Adli Týbbýn rapor vermesi gerektiðini söyledi, "O raporun ardýndan ancak ben karar verebiliyorum. Benim önüme dosya gelirse incelerim" dedi. Ali Çekin Adli Týp raporu almaya çalýþýrken öldü Gül'e bu aþamada da "hükümlü" ya da "tutuklularýn" o raporu almasýnýn o kadar kolay olmadýðýný anýmsatmak isteriz zira, Ýstanbul Üniversitesi Cerrahpaþa Týp Fakültesi'nde 29 Temmuz'da karaciðer kanserinden ölen Ali Çekin, Ýstanbul'a Adli Týp raporu almak için getirilmiþti, fakat geç kalýnmýþtý. 7’DE Ýþte yasak haritasý Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýlýðý tarafýndan açýlan AKP davasý iddianamesine de giren içki yasaklarý geniþleyerek devam ediyor. Son günlerde AKP’li belediyeler ve kamu kurumlarý tarafýndan yürürlüðe konulan yeni yasaklar gündeme geldi. Belediye zabýtalarý da içki satanlara karþý artýk kaba kuvvet göstermeye baþladý. Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýlýðý tarafýndan açýlan ve 10 oyla ‘’Laiklik karþýtý eylemlerin odaðý olduðu’’ kararýna varýlarak hazine yardýmý kesilen AKP, ‘’Kýrmýzý sokak’’ uyarýsýndan ders almadý. Son günlerde AKP’li belediyeler ve kamu kurumlarý tarafýndan yürürlüðe konulan ‘’Ýçki yasaklarý’’ geniþleyerek devam ederken, belediye zabýtalarý da içki satanlara karþý kaba kuvvet göstermeye baþladý. Emel Sungur [email protected] EMEK Toplum için gerçekten önemli mi yoksa bizler ideolojik olarak bakýyoruz,diðer kesimlerse bu ifadeyi etkili buluyor ve kullanýyor mu hangisi doðru.Alevi örgütleri,demokratik kitle örgütleri,siyasi partiler,sendikalar nedenli önemsiyor örgüt emekçilerinin emeðini.Örgüt yöneticileri,toplum tarafýndan,örgüte üye olan insanlar tarafýndan istenmese özel günler yaparak andýklarý örgüt emekçilerini anmak akýllarýna gelir mi? Elbette ki bunun yanýtý büyük ölçüde hayýr. Nereden aklýma geldiðini sizlerle paylaþacaðým;Hafta sonu Banaz’daydým öykü,baþlýk ve hatýrlanma böyle baþladý bir kez daha.Ankara’ya dönünce Alevi örgütlerinin internet sayfalarýný gezinirken dikkatimi çeken Pir Sultan Abdal amblemi her örgütün adeta logosu olmuþtu. Meþhur;bronz “PÝR.’ÝN HEYKELÝ” ve karþýsýnda Yýldýz Daðý.Bu hepimizin logosu olan heykelin nasýl yapýldýðý,kimlerin yaptýðý, böyle bir heykel fikrinin ortaya kimin tarafýndan atýldýðýný acaba logoyu kullanan örgütler tarafýndan biliniyor mu diye sordum kendi kendime. Devamý 2’DE Çiftçi kuraklýk desteðini alamadý! uygulamalar þöyle: Ankara ve Ýstanbul’da son dönemde, Atatürk’ün kurduðu lokantadan, TBMM’ye baðlý Yýldýz Çini restorana kadar yeni içki yasaklarý baþladý. Ankara Keçiören’de de içki satan bir büfeci zabýtalar tarafýndan çivili sopa ile dövüldü. Son dönemdeki yasaklar ve yeni Hayrettin Karaca: Ben boþta gezmiyorum ÝSTANBUL - Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’ýn “Biz boþta gezen çevreci deðiliz” sözlerini deðerlendiren Türkiye Erozyonla Mücadele Aðaçlandýrma ve Doðal Varlýklarý Koruma Vakfý TEMA’nýn kurucusu, nam-ý diðer “Erezyon Dede” Hayrettin Karaca, NTVMSNBC’ye þu açýklamayý yaptý: “Baþbakan sözleriyle beni gücendirdi; hakikaten gücendirdi... Benim kalbimi kýrdý. Ben de bir vatandaþým. Bu beni de etkiledi. Çevreyle uðraþan bir vakfýn üyesi olarak ben de alýndým doðrusu. Ben boþta gezmiyorum. Çok gücendim... Çevre sorunlarý nedir; Baþbakanýmýzýn bir bilgilenmeye, bilgilendirilmeye ihtiyacý olduðunu gördük.” Karaca markasýný yaratan, daha sonra TEMA’yý kurarak iþ adamlýðýný býrakan ve Türkiye’de erozyonla mücadele için çalýþan, çok sayýda çevre ödülünün sahibi Hayrettin Karaca, çevrecilerle ilgili sözlerine gücense de, “Baþbakan’ýn yaptýðý büyük bir iyiliktir” diyor: “Çünkü Baþbakan’a da çevre nedir anlatma imkaný bulduk þimdi.” Ýþte, Karaca’nýn NTVMSNBC’nin sorularýna verdiði yanýtlar: Devamý 8’DE TBMM RESTORANI: TBMM’ye baðlý Yýldýz Çini ve Porselen Fabrikasý yerleþkesinde yer alan restoranda da içki yasaðý baþladý. Milli Saraylar Baþkanlýðý burada içkiyi yasakladý. Devamý 3’DE Moda'da içki yasaðýna karþý protesto ÝSTANBUL- Büyükþehir Belediyesi’ne baðlý Beltur AÞ’nin içki yasaðý zincirine, tarihi Moda Ýskelesi de dahil oldu. Ýskelede artýk içki verilmemesine semt sakinleri tepki gösterip, her cuma eylem yapýyor. Beltur tarafýndan devralýnan Salacak’taki Denizkýzý Restoran da içki servisi yapýlmayacak. 1994’te Kadýköy Belediyesi tarafýndan bakýmý yapýlarak sosyal ve kültürel amaçlý kullanýma açýlan, 2000 yýlýnda Türkiye Denizcilik Ýþletmeleri ile Deniz Ticaret Odasý tarafýndan restore edilen Moda Ýskelesi’nde daha önce içki satýþý yapýlýyordu. ‘Facebook’ta da eylem var Ancak Moda Ýskelesi’nin iþletmesi, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi’ne baðlý Beltur A.Þ.’ye geçtikten sonra iskelede içki yasaðý uygulanmaya baþlandý. Ýki aydýr devam eden yasaða Moda sakinleri tepkili. Modalýlar her cuma iskelenin yanýnda toplanarak içki içiyor,‘facebook’ ta kurduklarý bir grupla da seslerini yükseltmeye çalýþýyorlar. Semt sakinlerinden 6’DA "Açlýk Sýnýrýný TÜÝK Deðil Sendikalar Gerçekçi Hesaplýyor" TÜÝK açlýk sýnýrýna 255 YTL, Türkiye Kamu Sen 1012 YTL ve Memur Sen 820 YTL dedi. Ekonomist Sönmez "TÜÝK dünya bankasý þablonu kullanýyor. Bu yöntemle yoksulluðu kabul ediyor ama rakamlarý küçülterek ciddiyetini göz ardý ediyor" dedi. Hüseyin Akþen yasaðýn sadece Moda’ya özgü olmadýðýný belirterek “Ýçki yasaðý genel bir sorun. Her cuma protestomuzu yapýyoruz, henüz bir sonuç alamadýk” diyor. Yasaðýn mantýksýz olduðunu düþünen Modalýlar tedirgin: “Bu konuda duyarlý olanlar içki yasaðý konan yerlere gitmiyor. Ama bazý kesimler var ki konu hakkýnda hem kararsýz hem duyarsýz. Bunun sebebiyse içki yasaðý konan yerlerde fiyatlar aþaðý çekilerek getirilen bir takým yenilikler. Ama tehlike bizce çok büyük. Yaþam tarzýna çok daha aðýr adýmlar Devamý 3’DE Zeynep GÜNER - ÝSTANBUL Hükümetle memur sendikalarý arasýnda yapýlan toplu görüþmelerin üçüncü turunda Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK) ve sendikalar açlýk sýnýrýný açýkladý. TÜÝK dört kiþilik bir ailenin açlýk sýnýrýný 255 YTL olarak açýklarken Türkiye Kamu Çalýþanlarý Sendikalarý Konfederasyonu'na (Türkiye Kamu-Sen) 1012 YTL, Memur Sendikalarý Konfederasyonu (Memur Sen) ise açlýk sýnýrýný 820 YTL olarak açýkladý.Ekonomist Mustafa Sönmez bianet’e farkýn uygulanan ‘yönteme ve amaca’ göre deðiþtiðini söyledi. Açlýk sýnýrý neye göre hesaplanýyor? Asgari gýda harcamalarýný yansýtan hesaplamalarý içeren “açlýk sýnýrý” farklý yöntemlerle hesaplanabiliyor. Devamý 2’DE 2 28 Aðustos 2008 Perþembe Emel Sungur [email protected] EMEK Yaþanan o zor yýllarda yapýmýnýn nasýl gerçekleþtirildiði ve en önemlisi bu heykeli kimin yaptýðý. Yapýlan yer Banaz bu gün dahi suyun zaman zaman yetmediði,belirli saatlerde servisin gelip köyle þehir arasýnda mekik dokumaya çalýþtýðý,etraf köylere yol yapýlýp Banaz’a gelince çark edildiði,karý kýþý çok derin yaþayan Banaz. Korkularý da içinde barýndýran,yasaklý kültürün,inancýn,yasaklý ozan Pir Sultan’ýn yasaklý köyü Banaz. Hangi koþullar,hangi sabit durum deðerlendirmesi böyle bir anýtýn eksikliðini ortaya çýkardý.Hiç kuþkusuz bu köy yaþamalýydý,evlatlarý,evleri,cem töreni,daðý bir bütündü. Yaþanan geçmiþ,kaçýþ,daðlar,yollar aþýp buraya ulaþmak,kimi araþtýrmacýlara göre þu andaki Banaz’ýn biraz ötesine yerleþmek ve yine ayni yazara göre orada yaþanan katliam.(1001 bacalý Banaz)elbette ki bu bilgiler sararan tarih sayfalarýnda bulunamayacaktýr.Yok eden,katleden tarih yazýlý resmi belgelerde deðil,büyüklerin anýlarý,canlý söylemleri ile bu güne geldi.Bundan sonraki süreçte bu geçmiþi anlatanlarý ne yazýk ki yaþlarý itibarýyla bulamayacaðýz.Canlý tanýklýklar önemsenmeli ve geçmiþe ýþýk tutmalý. Ýþte böyle baþlayan bir ihtiyaç ve kararlýlýk “ PÝR’ÝN ANIT’INI DÝKTÝRDÝ” Banaz’ýn en engin yerine.Anlaþýlabilir bir ihtiyaç ve çok doðru bir karar. Bu köylü olan o zamanýn gençleri bu iþe inandý ve köylü ile elbirliði içinde yaptýlar bu anýtý.(Anýtýn yapýlýþ öyküsü yazýlýp çiziliyor,bu mutlaka anlatýlmalý gelecek kuþaklara) Banaz’lýlar için bu belkide bir görevdi.Muhtemelen o yýllarda itiraz edenlerde olmuþtur,dernek kurulma aþamasýnda türlü gerekçeler gösterip bu oluþuma katýlmayanlar gibi.Bu sadece Banaz için geçerli deðil her yerde yürekli-yüreksiz,emekte olan-yemekte olan,gözü kara-korkak,içten-þekilci,hak için –seyirlik,sonuna kadar giden-yarý yolda býrakýp kaçan insanlar her zaman vardýr,var olmaya devam edecektir.Bu görevi üstlenenler yüzlerinin akýyla bu görevi yerine getirdiler.Bizi bu anýta kavuþturdular.Anýt yapýlýrken yaþanan zorluklar bizlere bugün hikaye gibi anlatýlýyor.Bu iþi yapanlar büyük ölçüde hayattalar ve bu emekçilerden zaman zaman aç kaldýklarý,zaman zaman susuz kaldýklarý günlerin öyküsünü dinliyoruz, geçmiþi bizlerle paylaþýyorlar. Biri var ki Tokat/ Zile’de dünyaya gelen,ancak Alevi bir ana-babadan olmayan Cahit Hoca. Ýþte dünyanýn her yerindeki Pir’in anýtýný tasarlayan ve uygulayan dostum,arkadaþým ve en önemlisi hocam. Belki muhabbetimiz,dostluðumuz,arkadaþlýðýmýz ve hocalýk çok eski zaman dilimleri içinde oluþmadý. “Kýsa ve öz” çok kullanýlan bir söylemdir bizlerin günlük yaþamýnda.Ancak bunun açýlýmý yine bizlerde saatlerce sürer gider. Cahit Hoca’yý tanýdým,muhabbetini sevdim,badeyi içmede ustalýðýný sevdim,entelektüel bir çerçevede saatlerce yapýlan muhabbeti süsleyen halk öykülerini sevdim,isyanýný,okuduðu deyiþleri,þiirleri ve en önemlisi bize düþlediðimiz PÝR SULTAN’I yaþamýmýza somut olarak katmasýný sevdim.Ne yazýk ki unutulur gider bu emektarlar,hatýrlanmak gibi bir beklentileri de yoktur zaten.Unutulmayacak olan onlarýn eserleridir.Cahit Hoca,sana minnet borcumu senin gibi Alevi ana-babadan doðmayan ben ömür boyu taþýyacaðým. Bizimle Deðil Hükümetle Uðraþýn Özlem ZORCAN- ANKARA KESK Genel Baþkaný SamiEvren, “KESK’in itirazý yoksallaþmayadýr. KESK’in itirazý tek taraflý ücret belirleme usülenedir. KESK’in itirazý kamu emekçilerinin taleplerini yok sayýlmasýnadýr. KESK’in itirazý Hükümet yanlýsýný sendikalarýn kadrolaþabilmesi için devletten teþvik istemelerinedir” diye konuþtu. ‘Halklý Olduðumuz Ortada’ Ben Banaz’lý deðilim kütüðüm nedeniyle ama beni resmi yazýlar ve belgeler dýþýnda kendi hislerim ve olmak istediðim yerdekilerin kabulü oralý yapar.Kabul gördüm Banaz’dan.Kabul gördüm büyük ölçüde Kýzýlbaþlar’dan.Ben Banazlýyým.Ben Kýzýlbaþým,ben Pir yoluna caným vermeye hazýrým.Pir’le aramdaki bað dille ifade edilemez.Zaman zaman duyarým “yabancý” lafýný(kendimle ilgili 15 yýldýr duymuyorum,kendi aralarýnda konuþanlara diyecek bir sözüm yok.) Hükümetin 2009 yýlýnda memurlara yapacaðý zam için 5 milyar 750 milyon YTL ayýrdýðýný ifade eden Evren, “Bunun anlamý 2009’da memura yüzde 7.5 oranýnda zam yapýlacaðýdýr. Yani Hükümet yapacaðý zammý belirledikten sonra memur sendikalarýyla pazarlýk masasýna oturuyor. Bu durum, toplugörüþmeden çekilmekle ne kadar haklý olduðumuzu ortaya koyuyor” deðerlendirmesini yaptý. Pir’i seven Alevi olmayanlar için söylerler. Bende onlara Pir’in deyiþiyle sesleniyorum “Gel benim ey güzel servi çýnarým, Yüreðime ateþ düþtü yanarým, Kýblem sensin,yüzüm sana dönerim Mihrabýmdýr kaþlarýnýn arasý”demiþ Pir ve devam etmiþ, “Hangi dinde isen ona tapayým, Yarýn mahþer günü bile kopayým, Eðil bir yol ak gerdandan öpeyim, Beri dur hey benli dilber beri dur” demiþ ve devam etmiþ Pir, “Bir güzelin aþýðýyým,erenler, Onun için taþa tutar el beni, Gündüz hayalimde gece düþümde, Kumdan kuma savuruyor yel beni.”demiþ Pir ve devam etmiþ, Evren, sözlerini þöyle sürdürdü: “Hükümetin 2009 yýlýnda kamu emekçilerine bir kez daha enflasyon hedefine dayalý zam yapmasý, yýllardýr yaþadýðýmýz reel ücret kayýplarýnýn önümüzdeki dönemde de devam edeceðini göstermektedir. Yýllardýr Türkiye Ýstatistik Kurumu’nun açýkladýðý enflasyon ile kamu emekçilerinin gündelik hayatta karþý karþýya geldiði enflasyon arasýnda büyük bir fark olmakta ve enflasyon oranýnda alýnan zamlar nedeniyle kamu emekçileri giderek yoksullaþmaktadýr. “Sordum sarý çiðdeme, Anan,baban var mýdýr, Ne sorarsýn be derviþ, ANAM YER,BABAM YAÐMUR” demiþ PÝR SULTAN. Nereden nereye geldik.Gönül baðý hiçbir þeyle alýnýp satýlan bir bað deðildir.Kimsede bu baðýn hesabýný soramaz.Zaten yaþanýr,anlatma ile olmaz. Bu baðý Cahit Hoca bundan yaklaþýk 30 yýl önce somutlaþtýrmýþ.Hiç kimselerin Pir’in adýný aðzýna alamadýðý yýllarda Banaz’da tam da Yýldýz Daðýna karþý. Cemal,cemale durmuþ PÝR’le,Yýldýz Daðý.Tekrar teþekkürler yýllar önce böyle bir derneði kuran herkese,Gazi Torun baþta olmak üzere,teþekkürler bu anýtý yapýp bizi Pirle tanýþtýran,bildiðimiz yüreði vucuda dönüþtüren Cahit Koççoban’a.En önemlisi tüm bu devlet baskýsýna raðmen,asimilasyona raðmen,çeþitli vaatlere raðmen yolundan dönmeyen dedelere binlerce kez teþekkürler.Zaman zaman kendi içimizden çýkan gençliðimizin,bizlerin yaptýðý haksýzlýklarý “kamil insan olunca deðiþir” diyerek kýrmadan,daðýtmadan,incinsen de inciltme felsefesini þiar edinmiþ ve o yolla sorunu halleden dedelere teþekkürler.Hiç çekinmeden,hiç sýkýlmadan her kapýyý çaldýðým Banaz köyüne,her kapýnýn açýldýðýný görme mutluluðunu bana yaþatanlara,Banaz’ýn gülü diyenlere,keklik diyenlere,Emel abla diyenlere,Pir’in kýzý diyenlere herkese teþekkürler.Ama böylesine sevilmekte misafir deðil ev sahibi olmaktan geçer,hizmet beklemek deðil,hizmet etmekten geçer,yüreði açýp göstermekten geçer.Ayaðýmý yerden kesen,etrafýmda insanlar dolu iken Pir ve Yýldýz Daðý ile yalnýzlýðýn birliðini yaþayan ben ilk 40 yýl önce tanýþtým Pir’le,Demokratik Alevi Örgütlenmesinde 20.yýlým artýk nerede olursam olayým sýðýndým Pir’in gücünü bizlere yansýtan deyiþlere ,onlar yol göstericim olmaya devam edecek.. “Yüreðe hile katmayýn,yüreði para ile tartmayýn. Pir’le aramýza nifak sokmayýn,kaybeden utanan siz olursunuz” demiþ Emel Sungur’da. Görüþmelere katýlmak kadar katýlmamak da demokratik bir haktýr ve ciddi bir tepki anlamýna gelmektedir. KESK’in bu tepkisinin hedefi hükümetin tek taraflý yaklaþýmý ve gayrý ciddi tutumudur. Yaþanan her geliþme bu tepkimizde ne denli haklý olduðumuzun altýný bir kez daha çizmektedir.” Bu arada, hükümetle Türkiye Kamu Sen ve Memur Sen arasýndaki toplu görüþme yarýn da (Perþembe) sürecek. Devlet Bakaný Murat Baþesgioðlu, iki konfederasyonun Pazartesi günü yapýlan toplantýda masaya getirdikleri mali tekliflerini Kamu Ýþveren Kurulu olarak deðerlendireceklerini, ekonomiden sorumlu diðer bakanlarla konuyu istiþare edeceklerini belirterek, ‘’Perþembe günü bu yaptýðýmýz görüþmeler doðrultusunda görüþümüzü konfederasyon baþkanlarýmýza açýklayacaðýz’’ dedi. ‘Mali Haklar Görüþülmedi’ Her iki tarafýn da iyi niyetli olarak toplu görüþmelerin memurlara fayda getirecek, çalýþma þartlarýný düzeltecek konular üzerinde yoðun bir çalýþma yürüttüðünü ifade eden Baþesgioðlu, "Þu ana kadar mali haklar bölümüne iliþkin herhangi bir detay görüþülmemiþtir, ne toplugörüþme primi adý altýnda ne de baþka bir ad altýnda. Yani sendikalarýn kendileri adýna hiçbir talepleri söz konusu olmamýþtýr. Bütün talepleri kamu çalýþanlarýna, temsil ettikleri gruplara iliþkindir" diye konuþtu. ( Birgün ) Toplugörüþme Yarýn da Sürecek "Açlýk Sýnýrýný TÜÝK Deðil Sendikalar Gerçekçi Hesaplýyor" Sönmez; “TÜÝK Dünya Bankasý’nýn verdiði þablonu kullanarak hanelerle anketler yapýyor ve bunun sonuçlarýndan istatistikler yayýnlýyor" dedi Sönmez'in verdiði bilgiye göre Kamu Sen ve Türk Ýþ ise asgari mutfak harcamalarýna dair çok daha gerçekçi açýklamalarda bulunuyor. Sönmez "Objektif ve saðlýklý olan sendikalarýn sonuçlarý, onlara bakmak lazým” dedi. "TÜÝK Dünya Bankasý'nýn þablonunu kullanýyor" Ayrýca Sönmez TÜÝK’in amacýnýn da farklý taleplere hizmet ettiðini söyledi. “TÜÝK Dünya Bankasýnýn önerdiði þablonu kullanýyor. Dünya Bankasý ise farklý bir þeye hizmet diyor. Bu yöntemle yoksulluðu kabul ediyor ama rakamlarý küçülterek ciddiyetini göz ardý ediyor. TÜÝK’in istatistiðini dikkate almamak, kamuoyuna bunun saðlýklý olmadýðýný göstermek lazým.” TÜÝK'in verilerini ölçüt alan hükümet istenilen zammý vermeyebilir “TÜÝK hükümetin yanýnda yer alýyor. Objektif olmayan bu istatistikleri doðal olarak sendikalar dikkate almayacaktýr” diyen Sönmez, bu istatistiklere dayanarak hükümetin sendikalarýn zam isteklerini azaltma yoluna da gidebileceðini vurguladý. Baþbakanlýða baðlý olan TÜÝK gýda harcamalarýndan oluþan açlýk sýnýrýný örnekleme ile seçilen hanelerle yaptýklarý anket sonuçlarýna göre hesapladýklarýný söylüyor. 2002'den beri yapýlan bu anketlerde dört kiþilik bir ailenin her bir ferdinin 2100 kalori almasýný saðlayacak miktarlar üzerinden 80 maddelik bir gýda sepeti oluþturuluyor. Dört kiþilik bir ailenin açlýk sýnýrýný 1012 YTL olarak açýklayan Kamu-Sen ise istatistiklerinde bir kiþinin almasý gereken kalori çerçevesinde piyasadaki gýda harcamalarýný dikkate alarak oluþturduklarý günlük ve aylýk listeye dayalý hesaplamalarda bulunuyorlar. Kamu Sen: Fark kafa karýþtýrýcý, net olan saðlýklý insanýn ihtiyaçlarý Devlet Ýstatistik Enstitüsü ve TÜÝK enflasyon açýklamalarýný temel alarak yapýlan bu istatistiklerin TÜÝK’in açýklamasýyla arasýndaki yaklaþýk 800 YTL’lik farkýn nedenini anlayamadýklarýný söyleyen Kamu Sen Ýstanbul Temsilciliði, bianet’e “Hangi yöntem olursa olsun, saðlýklý bir insanýn almasý gereken kalori miktarý belli” dedi. Kamu Sen temsilcileri Abdi Ýpekçi Parkýnda kamu çalýþanlarýný ve kamuoyunu bilgilendirmek üzere toplu görüþmeler takip çadýrýnýn bir diðer amacýný “Hükümetin verdiði yanýltýcý rakamlardan ziyade gerçekleri kamuoyuna duyurmak” olduðunu söylediler. (ZG/EZÖ) BÝA Haber Merkezi 28 Aðustos 2008 Perþembe Ýþte yasak haritasý TBMM Baþkaný Köksal Toptan yasaðý itiraf ederken, bu yeri TÜRSAB'a vermeyi planladýklarýný da bildirdi ve ‘’Bizim orada ’içkili olsun’ veya ’olmasýn’ diye bir saplantýmýz kesinlikle yok. Ýþletmeci kendi þartlarýna göre içki satmak istiyorsa da içki satabilir, biz ona karýþmayýz." dedi. HALKA AÇIK LOKANTA: Ýstanbul Salacak’taki Denizkýzý Restaurant’ýn iþletmesini alýp yeniden inþa eden belediye, içki yasaðýna da ‘’Halka açýk balýk restoraný’’ adýyla kýlýf buldu. Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi’ne ait bina, Denizkýzý adýyla Ýstanbullulara yýllarca hizmet verdi. Ancak daha sonra restoran mahkeme kararýyla mal sahibine geri verildi. Belediye de balýk restoraný yapmak için Denizkýzý’ný yeniden inþa etmeye baþladý. Yeni restoraný Bel-Tur iþletecek ve diðer iþletmeleri gibi burada da içki servisi yapýlmayacak. FESHANE VE DÝÐERLERÝ: Recep Tayyip Erdoðan’ýn ÝBB Baþkanlýðý döneminde baþlattýðý sosyal tesislerdeki içki yasaðý ÝBB iþtiraklerinden Beltur AÞ eliyle geniþletiliyor. ÝBB’nin kiraya verdiði ve içkili restoran olarak kullanýlan mekânlarýn kira sözleþmeleri iptal ediliyor. Aralarýnda tarihi Moda Ýskelesi ve Üsküdar Salacak’taki Denizkýzý Restoran’ýn da bulunduðu mekânlarýn iþletmeleri Beltur AÞ’ye devredilirken, sosyal tesis haline getirilen mekânlarda alkollü içki servisi de yasaklanýyor. Feshane, Küçük Çamlýca Korusu (Sofa, Topkapý ve Cihannüma Köþkleri, Paþa Limaný Kafeterya, Yýldýz Korusu, Malta ve Çadýr Köþkü, Emirgan Korusu, Pembe Köþk ve Sarý Köþk, Kartal Kültür Merkezi, Bosphorus Garden, Çubuklu Korusu Hidiv Kasrýnda içki yasaðý var. MODA ÝSKELESÝ: Tarihi Moda Ýskelesinde de iki yasaðý baþladý. Ýstanbul Denizcilik Ýþletmeleri’nin ÝDO’ya devriyle tarihi Moda Ýskelesi de önce Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi kuruluþu olan ÝDO’ya ardýndan da BELTUR’a devredildi. Ýskelenin restoranýnda artýk içki servisi yapýlmýyor. KEÇÝÖREN’DE DAYAK: AKP’li Turgut Altýnok’un Belediye baþkaný olduðu Ankara Keçiören’de içki satan büfeci Mehmet Þahin, zabýtalarca içki sattýðý için çivili sopa ile dövüldü. ABD’nin Ankara Büyükelçiliði bile konuyu araþtýrýrken, Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðý, iki zabýta hakkýnda “kasten yaralama” ve “mala zarar verme” suçlarýndan soruþturma baþlattý. ATA’NIN LOKANTASI: Ankara’da Atatürk tarafýndan yaptýrýlan Orman Çiftliði içindeki 80 yýllýk merkez lokantasýnda da bir günlük içki yasaðý uygulandý. Tarým Bakaný Mehdi Eker ile Suudi heyeti lokantaya gelince içki yasaðý baþladý ve hiçbir müþteriye içki verilmedi. ULUDAÐ’ DA ZÝRVE YAPTI: Bursa Uludað’da bulunan “kendin piþir endin ye” türü lokantalarda içki yasaðý baþladý. Çevre Bakanlýðý ile Kültür ve Turizm Bakanlýðý, bürokratlarýn da Uludað’daki tesislere içki servisi konusunda baský yaptýðý iddia edildi. UÇAKTA TARTIÞMA: önceki güün de THY’nin Gaziantep-Ýstanbul seferini yapan uçaðýnda, dua ettiðini belirterek þarap içilmesine karþý çýkan yolcu ile diðer yolcular arasýnda tartýþma çýktý. Türk Hava Yollarý’nýn TK 0685 sefer sayýlý Gaziantep-Ýstanbul uçaðýnda Business Class’ta seyahat eden iki yolcu, þarap yüzünden kavga etti. Þaraptan rahatsýz olan yolcu ‘’ Leþ gibi kokuyor. Git bir saat sonra evinde iç’’ dedi ve daha sonra uçaðýn arka bölümünde oturtulunca tartýþma sona erdi. Moda'da içki yasaðýna karþý protesto BAÞSAVCI UYARDI AMA Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýsý Abdurrahman Yalçýnkaya da AKP hakkýnda açtýðý kapatma davasýnda ‘’Kýrmýzý sokak’’ uygulamalarý ve içki yasaklarýna deðinerek þöyle demiþti: ‘’Toplumu ve devleti Ýslami bir yapýya dönüþtürmek noktasýnda gerekli gördükleri her alana müdahale eden davalý parti, her konuda olduðu gibi yine dini referanslarý esas alarak, gençleri alkol ve uyuþturucu maddelerden koruma bahanesiyle, fakat aslýnda þeriatýn alkollü içki yasaðý esas alýnarak, alkollü içki satýlmasý ve tüketilmesine iliþkin mevzuatta da hukuka aykýrý kýsýtlamalara gitmiþtir. 7.12.2004 günü yürürlüðe giren 5272 sayýlý Belediye Kanununun 15. maddesinin 1. fýkrasý "gayrisýhhî müesseseler ile umuma açýk istirahat ve eðlence yerlerini ruhsatlandýrmak ve denetlemek" görevini belediyelere, belediye sýnýrlarý dýþýnda ise 5320 sayýl Ýl Özel Ýdaresi Kanununun 7. maddesi mucibince "Ýl Özel Ýdaresi"ne vermiþtir. Yapýlan bu düzenleme ve çýkarýlan yönetmeliðe aykýrý genelge ile Belediyeler "ruhsat iptali, yeni ruhsat verilmemesi, eðlence vergisi ve hafta tatili ruhsat harcý artýrýmýna gidilmesi, içkili yerlerin kent dýþýndaki alanlarda toplanmalarýna zorlanmalarý" uygulamalarý baþlatmýþ, baþta Ankara olmak üzere tüm AKP'li belediyeler içki içilmesi ve satýlmasýný adeta genel bir yasaklama uygulamasýna dönüþtürmüþlerdir. ‘’ GÝDEREK YAYILIYOR Kamu alanýnda içki yasaðý uygulamalarý son günlerde gündeme oturdu. 81 ilden büyük bölümünde özellikle belediyelerce iþletilen yerlerde ve öðretmen evi gibi lokallarde içki servisi yapýlmazken, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi'ne ait tüm sosyal tesislerde ise Recep Tayyip Erdoðan döneminden bu yana alkol satýþý yapýlmýyor. Ankara'da yine Büyükþehir Belediyesi'ne baðlý birçok sosyal tesiste ve parkta içki yasak. Belediyeye baðlý zabýtalar, içki içenlere ve satanlara da sert bir biçimde müdahale ediyor. Halen Türkiye'nin 81 ilinden 62'sinde çeþitli kamu kuruluþlarýnda ve kamuya ait mekanlarda iþlettiði 15 sosyal tesisinde de içki servisi yapýlmýyor. Tesislerde içki yasaðýnýn tarihi 1994’te Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný Recep Tayyip Erdoðan’a uzanýyor. Bu mekânlar 1995 yýlýnda kurulan Beltur’un iþletmesine verilerek, içkisiz lokanta ve kafelere dönüþtü. Belediye kiraya verdiði içkili kafe ve restoranlarýnýn sözleþmesini iptal edip bir bir Beltur’a devrediyor. ‘Çocuk’ topluma koruma! Büyükþehir Belediye Baþkaný Kadir Topbaþ: “Ýstanbul’daki tesislere halk giremiyordu. Belediye meclis üyelerinden ve belediyenin üst Nadir de olsa yasaktan memnun olan sakinler de var. Ýsmini vermeyen bir kiþi “Vapurlardan inen yolcular içki içilen masalarýn arasýndan geçmek zorunda. Hiç hoþ deðil. Güvenlik açýsýndan oldukça yerinde karar” diyor. Ýskeledeki iþletmenin çalýþanlarý ise yasakla ilgili konuþmazken “Beltur prosedürü burada da geçerli” diyor. Öte yandan ayný kaderi Üsküdar Salacak’ta yýllardýr hizmet veren Denizkýzý Restoran da MUCU paylaþacak. Beltur tarafýndan devralýnan Denizkýzý Restoran’ýn yerine balýk lokantasý açýlacak, içki servisi yapýlmayacak. Ýstanbul’da Beltur A.Þ. tarafýndan iþletilen ve içki servisi yapýlmayan pek çok yer daha var. Hidiv Kasrý, Malta Köþkü, Sarý Köþk, Beyaz Köþk, Pembe Köþk, Çadýr Köþkü, Küçük Çamlýca Köþkü, Paþalimaný Cafe, Feshane, Kartal Kültür Merkezi, Bosphorus Garden’da da içki servisi yapýlmýyor. Ayrýca Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi’nin bizzat kendisinin YERALTI TEKÝNDÜÐÜN SALONU KAYIP ÝLANI Hacýbektaþ Nüfüs Müdürlüðü’nden aldýðým Nüfüs Cüzdanýmý kaybettim. Hükümsüzdür. Hüseyin ÇETÝN Siz Deðerli Halkýmýzýn Adres:TEKÝN TÝCARET Ýkinci Pazar Yeri - MUCUR Tel:0.386 812 56 62 TEKÝN TÝCARET & KURUYEMÝÞ Düðün,Niþan,Sünnet,Mevlüt,Cenaze Toplantýlarýnýzda Masa Sandalye Çadýr ve Tüm Düðün Malzemeleri Kiraya Verilir. Ayrýca Alkol kuruyemiþ Çeþitlerimizle Hizmetinizdeyiz. Ramazan TEKÝN ve Oðullarý Merkez:2.Pazar Yeri MUCUR/KIRÞEHÝR Tel:812 56 62 Gsm:0532 394 88 85 Þube:Karaburna Yolu Üzeri Cafer Baðýþ Apt. Altý Hacýbektaþ/NEVÞEHÝR SATILIK TARLA 250 dekar8 parça tarla satýlýktýr. Müracat: Hasan Danacý Tel: 0384 441 31 62 HACIBEKTAÞ içki içme ve içki satma yasaðý uygulanýyor. Ýstanbul'daki öðretmenevlerinin ise büyük çoðunluðunda içki servisi yapýlýyor. Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü'nün iki sosyal tesisinde de içki yasak. Galata Köprüsü'nün altýnda bulunan ve kiracýlar tarafýndan iþletilen dükkanlarda içki yasaðý bulunmuyor. Ankara'da ise Çankaya'daki Kuðulu Park'taki kafeterya ve Abdi Ýpekçi Parký ve Güven Park’daki büfelerde de içki satýlmýyor. Ýzmir'de ise alkollü içki konusunda belediye tesisleri ya da kamu kurum ve kuruluþlarýnýn sosyal tesislerinde içki yasaðý bulunmuyor. BELEDÝYEYE VE KAMUYA AÝT LOKALLERDE ÝÇKÝ SATILMAYAN ÝLLER (56) ADANA , ADIYAMAN, AFYONKARAHÝSAR, AÐRI, AMASYA, AYDIN, ARDAHAN, AKSARAY, BALIKESÝR, BÝNGÖL, BÝTLÝS, BOLU, BATMAN, BAYBURT, ÇANKIRI, ÇORUM, DÝYARBAKIR, ELAZIÐ , ERZÝNCAN, ERZURUM, GAZÝANTEP, GÝRESUN, GÜMÜÞHANE, HAKKARÝ, IÐDIR , KARAMAN, KARABÜK, KIRIKKALE, KARS, KASTAMONU, KAYSERÝ, KIRÞEHÝR, KOCAELÝ, KONYA, KÜTAHYA, KAHRAMANMARAÞ, KÝLÝS, MARDÝN, MALATYA, MUÞ, NÝÐDE, OSMANÝYE RÝZE, ÞANLIURFA, SAMSUN, SÝVAS, SÝÝRT, ÞIRNAK, TUNCELÝ, TOKAT, TRABZON, UÞAK VAN, YOZGAT, BURDUR, ISPARTA BELEDÝYE LOKALLERÝNDE ÝÇKÝ SATILMAYAN ANCAK BAZI KAMU LOKALLERÝNDE ÝÇKÝ YASAÐI OLMAYAN ÝLLER (6) ANKARA, ÝSTANBUL, DENÝZLÝ, DÜZCE, BURSA ,MANÝSA ÝÇKÝ YASAÐI OLMAYAN ÝLLER (19) ESKÝÞEHÝR, MERSÝN, ARTVÝN, BARTIN, MUÐLA, ORDU, ANTALYA, BÝLECÝK, ÇANAKKALE, EDÝRNE, HATAY, ÝZMÝR, KIRKLARELÝ, NEVÞEHÝR, SAKARYA, SÝNOP, YALOVA, TEKÝRDAÐ, ZONGULDAK. ( Radikal ) düzey yöneticilerinden baþka kimse kullanamýyordu. Demagoji yapmaya gerek yok. Ýstanbul’da geçen yýl 8 milyon insan bu tesislerden yararlandý. Biz burada yaþayan tüm halkýmýza mutlu bir yaþam sunmak zorundayýz. Belediye mülkiyetinde olup kiraya verdiðimiz alkollü yerler var. Kiracý iþletiyor. Yasadaki bir maddeden dolayý bizim tesislerimizde alkol yok.” (Belediye, tesislerinde içki yasaðýný Anayasa’nýn 58. maddesinde geçen “...Devlet, gençleri alkol düþkünlüðü, uyuþturucu, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alýþkanlýklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbiri alýr” ifadesine dayandýrýyor.) (Radikal) GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ. Sos. Yar. ve Day. Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkanlýðý Milli Eðitim Müd. Halk Eðitim Müd. Askerlik Þubesi Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. Tapu Sicil C.Savcýlýðý Adliye Adliye Kütüphane H.B.V Kültür Merkezi Müze Turizm Danýþma Emniyet Amirliði Karakol Amirliði Jandarma Ýlçe Tarým Lise Kýz Meslek Lisesi Mal Müdürlüðü Kadastro Karaburna Belediye Kýzýlaðýl Belediye PTT. T.M.O. Türkiye Ýþ Bankasý Ziraat Bankasý Þoförler Cemiyeti Esnaf Odasý Tarým Kredi Koop. TEDAÞ Çiftci M.K.Baþkanlýðý Rýfat Kartal Huzurevi Sulucakarahöyük Gzts Taþýyýcýlar koop Nevþehir Seyahat Þanal Seyahat Mermerler Seyehat Dergah Taksi Duraðý Terminal Taksi 441 30 09 441 34 10 441 39 77 441 31 01 441 31 02 441 37 44 441 30 16 441 30 48 441 30 10 441 35 20 441 30 15 441 36 32 441 32 49 441 35 38 441 35 38 441 30 18 441 30 19 441 33 94 441 30 22 441 36 87 441 26 97 441 36 66 441 38 08 441 30 20 441 37 74 441 31 08 441 30 56 441 35 37 453 51 30 455 61 29 441 35 55 441 30 11 441 35 07 441 33 26 441 30 74 441 37 42 441 32 76 441 31 42 441 36 80 4413338 441 39 47 441 20 06 441 30 43 441 33 59 441 21 73 441 25 25 441 27 97 28 Aðustos 2008 Perþembe La Via Campesina’nýn eski ve yeni liderleri Jakarta’da düzenlenen Uluslararasý Köylü Haklarý Konferansý’ný birer konuþma ile açtý. Her iki lider de konuþmalarýnda, köylü haklarýnýn yeniden ele geçirilmesi için mücadele çaðrýsý yaptý. Endonezya Tarým Bakanlýðý adýna da bir yetkili açýlýþta konuþtu. Tarým Bakanlýðý temsilcisinin yaptýðý konuþma bizim Tarým Bakanýmýzýn devamlý yaptýðý konuþmanýn bir benzeriydi. Endonezya Tarým Bakaný adýna konuþma yapan yetkiliyi dinlediðimizde, kendi ülkemizde, kendi bakanýmýzý dinliyormuþ hissine kapýldýk ve yaþayarak (dinleyerek) baþka bir þey daha öðrendik: Tüm az geliþmiþ ülkeleri yönetenler ayný. Düþüncede ve davranýþta küreselleþmiþ, benzer olmuþlar. Bizim bakanýmýzý Endonezya’ya, Endonezya Bakaný’ný Türkiye’ye getirsek, inanýn þirketlere yapacaklarý hizmette ve çiftçilere yaþatacaklarý yoksullukta bir deðiþiklik olmayacak sanki! Açýlýþta FAO temsilcisi de vardý. FAO temsilcisi, Birleþmiþ Milletler’in bizi (çiftçileri) dinlemeye hazýr olduðunu belirtti. Birer konuþma yapan IPC ve Endonezya Ulusal Haklar Komisyonu temsilcileri de köylü haklarýnýn elde edilmesi için herkesten ve her kesimden destek istedi. Via Campesina’ya destek olma sözü verdiler. Ýþte toplantýnýn açýlýþýnda yapýlan konuþmalar: Mücadeleyi Küreselleþtirelim, Umudu Küreselleþtirelim Henry Saragih (La Via Campesina Genel Sekreteri): Karmaþýk duygular içindeyim doðrusu. Bir yandan köylü haklarý çiðnendiði için çok üzgünüm ama bir yandan da mücadele ettiðimiz için çok sevinçliyim. Sumatra ormanlarýnda olanlar, diðer yerlerde de, And Daðlarý’nda, Amazonlar’da, Afrika köylerinde ve Avrupa’da da oluyor. Dünya’nýn genelinde büyük bir haksýzlýk yaþanýyor ve buna karþý köylüler olarak beraberce mücadele etmek zorundayýz. Geliþmiþ ülkeler yani egemenler bizlere, 1996’da, 2015’e kadar dünyadaki açlýðý önleyeceklerini söyledi ama bugün dünyada açlýk artmaya devam ediyor. Üstelik açlarýn çoðu da köylülerden oluþuyor. Ýþte tüm bunlar neoliberal politikalar, serbest piyasa ekonomisi ve büyük tarým þirketleri yüzünden gerçekleþiyor. Endonezya’da et ve süt ithalatla saðlanýyor. Þimdi de yiyecekleri yakýt yaptýlar. IMF ve Dünya Bankasý politikalarý gýdayý þirketlerin egemenliðine soktu. Açlýk her yerde, çözüm ise gýda egemenliðinde. 1996’da Brezilya’da ölen arkadaþlarýmýz, hapiste olan yoldaþlar için, hepsi için mücadeleyi sürdürmeliyiz. 1995’te Endonezya’da gerçekleþtirilen Asya ve Afrika Konferansý birçok ülkeye ilham verdi. Baðlantýsýzlar Hareketi, Anti-Kolonyolist Hareket gibi örnekler mevcut. Bu baðýmsýzlýk ruhunu yeniden yaþatmalýyýz. Bu ruh hepimizde hâlâ var! Endonezya Tarým Bakanlýðý: Tarým sektörünün açlýðý gidermekte, doðal kaynaklarý korumakta önemi büyük. Ama þu anda tarýmda sorunlar var: Tarýmýn küçük çapta kalmasý, teknolojisinin kolay ilerleyememesi, bilgilerin her çiftçiye ulaþamamasý, çiftçilerin piyasalardan haberdar olamamasý, yerel otonomilerin ulusal politikalarýn uygulanmasýný zorlaþtýrmasý gibi… Hükümetler çiftçilerin adil gelire ulaþmasýný saðlamalý. Halklarýn gýda egemeliði, gýda güvenliði için çok önemli. Bunlarýn hepsi köylü Açlýk Her Yerde, Çözüm Gýda Egemenliðinde DÝZÝ YAZI VE ARAÞTIRMA DOSYALARI / ULUSLARARASI KÖYLÜ HAKLARI KONFERANSI haklarýyla doðrudan iliþkili. Hükümetle köylü haklarýný savunan hareketler arasýnda iletiþim kurulmalý. FAO Bölgesel Ofis: Araþtýrma kaynaklarýnýn sadece yüzde 4’ü tarýma gidiyor. Köylü mücadelesinde özellikle küçük çaplý aile tarýmý yapan çiftçiler, yerli halklar ve kadýnlar yer almalý. Kofi Annan da, varolan problem için acil cevap gerektiðini söyledi. Gýda krizi için acil çözüm gerekli. BM sözcüsü de meselemizi dinlemeye açýk. Endonezya Ulusal Ýnsan Haklarý Komisyonu: Via Campesina’nýn öncülüðünde düzenlenen bu konferans çok önemli. Bana göre konferansýn önemini þöyle özetleyebilirim: 1) Küresel ekonomik politikalar bugünlerde köylülere karþý çok acýmasýz. 2) Ulusal politikalar da köylülerin yanýnda deðil. Kendi tohumunu eken çiftçiler tutuklanýyor örneðin. Bunlar çok üzücü. 3) Ekonomik ve Sosyal Haklar Konvansiyonu gibi konvansiyonlar olsa da bunlar köylü haklarýný korumak için tam olarak yeterli deðil. O halde köylü haklarýný korumak için neler yapmalýyýz? Bu kolay deðil, uzun bir süreç gerekli, uzun bir pazarlýk süreci. Bu süreçte yerel halklarýn katýlýmýný saðlamak ve artýrmak için daha önce olmayan yeni, denenmemiþ bir araç bulunmalý. Her ülkenin kendi ulusal çýkarý var. Bu çýkarlar köylülerin çýkarlarýyla uyuþmayabilir. Bu yüzden süreç uzun olacak. Ýkinci Dünya Savaþý’ndan önce köylülerin haklarý korunmuyordu. Ama artýk bu süreç baþladý ve biz, Ulusal Ýnsan Haklarý Komisyonu olarak yanýnýzdayýz. Dünyayý Besleyenler Biziz Antonio Onoroti (IPC): Bugün köylü haklarý ihlalleriyle karþý karþýyayýz. Örneðin Ýtalya’da 1600 tarým arazisi yok edilecek. Köylü haklarý ise sadece bir hak deðil ayný zamanda zorunluluktur. Hem hükümetlerin hem de sivil toplumun zorunluluðu. Bu noktada demokrasi çok önemli. Bütün sivil toplum kuruluþlarý demokratik deðil. Hükümetler ve sivil toplum arasýnda tarafsýz olan kuruluþlar, örgütler var. Bunlar bize uzlaþma ve pazarlýk sürecinde ve alanýnda fýrsat yaratýyor. Sosyal hareketler ise bu gerekli dönüþümün gerçekleþmesi için çok önemli. Özellikle son 10 yýldýr köylüler dünya çapýnda mücadele veriyor. Bu mücadelenin hukuksal alana taþýnmasý da çok önemli. Bu konuda birçok uluslarasý konferans düzenlendi. FAO 2007 Hayvan Türleri Çeþitliliði Konferansý gibi. Bu konferansta hazýrlanan taslak ise daha sonra reddedildi. Bir diðer konferans ise 2008 Bangkok Konferansý. Bu gibi gözden kaçýrdýðýmýz konferanslar var. Bu konferanslar ile örgütlenebiliriz. Örgütlerarasý yardýmlaþmalar, destekler bulabiliriz. Hiçbir þey biz olmadan karar verilemez, çünkü dünyayý besleyenler bizleriz! Kavgamýza Devam Ediyoruz Rafael Alegria (La Via Campesina eski Genel Sekreteri): Bugün dünyada gýda krizi, yüksek fiyat krizi, çevre krizi ve küresel ýsýnma krizi yaþanýyor. Konferansý, Endonezyalý köylüler ve dünya köylüleri olarak bunlarý analiz etmek, karþý durmak ve engellemek için düzenledik. FAO, 1996 konferansýnda Roma’da gýda güvenliðini konuþtu. 850 milyon insan açlýk ve yetersiz besin sorunu çekiyordu. O zamandan beri kriz vardý. Hükümetler durumu düzelteceklerine ve 2015’e kadar açlýðý yüzde 50 azaltacaklarýna söz verdi ama hükümetler olarak kendilerini bu söze deðil, açlýðý artýrmaya adadý. Via Campesina, neoliberal politikalarý sürdürmenin ve doðal kaynaklarý þirketlerin eline vermenin durumu kötüleþtireceðini, o zaman söyledi. 12 yýl sonra bugün gýdada büyük felaketler var. Büyük þirketler gýdayý kontrolleri altýna almýþ vaziyette. Köylüler, yerli halklar, kadýnlar, gençler dýþlanmýþ durumda. Hiç söz haklarý yok, ne gýda üzerinde, ne toprak üzerinde ne de tohum üzerinde! Ama yine de tüm dünyada hareketleniyoruz. Kavgamýza devam ediyoruz. Latin Amerika sadece bir örnek. Bugün halklar tarým reformu için baský yapýyor. Kavgamýz evrensel, kavgamýz global! FIAN global toprak reformu için kampanya ve konferans düzenledi. Sri Lanka/Asya’da konferansýmýz olacak. Yol alýyoruz. Tarým reformuna yol alýyoruz. Dünya Bankasý’na karþý yol alýyoruz. Mücadeleyi küreselleþtirelim, umudu küreselleþtirelim! Konferansýn ikinci gününde (22 Haziran 2008) Köylü Haklarý Deklarasyonu’nun ulusal ve uluslararasý tanýnmasý konusunda deklarasyon taslaðý üzerinden görüþler paylaþýldý. La Via Campesina liderleri Paul ve Henry’nin Köylü Haklarý Deklarasyonu’nun içeriðine yönelik sunumlarýnýn ardýndan BM’nin ve diðer bazý kurumlarýn temsilcileri görüþ ve önerilerini sundu. 5 Yýllýk Köylü Haklarý Deklarasyonu: Ulusal ve Uluslarasý Tanýnmaya Doðru Köylü haklarý hem köylüleri hem de yaþamý ilgilendiriyor. Gýda kriziyle birlikte fiyatlar artýyor. Gýda üretimi artsa da bir yandan da açlýk artýyor. Bugünkü durumun kökleri 20 yýl öncesine dayanýyor. Bu durum DTÖ ve Dünya Bankasý tarafýndan yaratýldý. Köylüler yoksulluða ve þiddete maruz kalýyor. Þirketlerin paylarý yüzde 61 artarken, köylülerin paylarý azalýyor. Endonezya’da olduðu gibi birçok ülkenin baðýmsýzlýðýný kazanmasýnda köylülerin payý büyüktü. Þu anda ise köylüler, tohumlarýný þirketlerden alýyor ve biyo-teknoloji kullanmak zorunda býrakýlýyor. Küçük aile tarýmý yapan köylüler büyük þirketler tarafýndan bitiriliyor. KÝT’ler özelleþtirildi, tarým ticareti liberalleþtirildi. Çiftçiler bu politikalar ile baský altýnda. Bugünkü Endonezya hükümeti ve politikalarý ulusal olarak oluþturulmuyor. Bütün bunlar çok daha geniþ bir planýn parçasý. Finansal durum çok kolay ve çabuk deðiþiyor. Bir düðmeye basýlmasýyla kriz ortaya çýkabiliyor ve bu, iþçileri, köylüleri derinden etkiliyor. Satýlan pirincin yüzde 65’i þirketler tarafýndan alýnýyor, fiyatýný da þirketler belirliyor. Endonezya’da Köylü Haklarý Deklarasyonu, köylü inisiyatifiyle baþlatýldý. Bu bir yaþam hakkýdýr. Köylü haklarý sadece tarým hakký deðildir. Ayný zamanda teknolojiye eriþim hakkýdýr. Adil fiyatla satýþ hakkýdýr. Biyo çeþitlilik hakkýdýr. Örgütlenme hakkýdýr. Doðayý koruma hakkýdýr. Hükümetlerin görevi ise insanlarý eðitmek, yaþamý korumaktýr. Biz bunun için uðraþ vermeliyiz. Dünyanýn önde Gelan Çiftçi Liderleri Haklarý Ýçin Konuþtu Henry Saragýh: Köylü haklarý toprak hakkýdýr, tohum hakkýdýr Henry Saragih, La Via Campesina Genel Koordinatörü ve Endonezya Çiftçi Sendikasý Baþkanlýðýný sürdürüyor. »Uluslararasý Köylü Haklarý Konferansý’ndasýnýz. Size göre köylülerin haklarý neler? Köylü haklarý toprak hakkýdýr. Çünkü topraksýz köylü tarým yapamaz. Tohum hakkýdýr, tarým için daha iyi metotlara sahip olma hakkýdýr ve ifade özgürlüðüyle köylü çýkarlarý için örgütlenebilme hakkýdýr. Köylü haklarý ayrýca ürünümüzü koruma ve daðýtabilme hakkýdýr. »Sizce köylülerin haklarýnýn uygulanmasýnýn önündeki engeller neler? Neoliberal dünya düzeniyle beraber, ulusal hükümetlerin kendi insanlarýný, vatandaþlarýný koruma haklarý kalmadý, çünkü hükümetler kendi uluslarýný koruyamaz hale geldi. Hükümetlerin görevi insanlarýn yaþam gereksinimlerini yerine getirmektir ama günümüzdeki düzende þirketler yaþamý korumak ve gerekeni saðlamak için hizmet vermiyor. Bu konuya daha derin baðlamda bakacak olursak yurttaþla devlet arasýndaki iliþkiyi incelemeli ve yeni iliþkiler kurmalýyýz. Devletin var oluþ temellerini yeniden kurmalýyýz, çünkü neoliberalizmle beraber bu deðiþti. Köylüler de dahil olmak üzere insanlarýn geçim kontrolü þirketlerin eline geçti. Köylü haklarýna dayanan yeni algýlayýþ, hükümet ve devlete yeniden bakmalýdýr. »Dünyadaki gýda kriziyle köylü haklarýnýn ilgisi var mý? Varsa nasýl? Bugünkü gýda krizine baktýðýmýzda, hükümetlerin gýda sisteminin organizasyon, kontrol ve iþletilmesini þirketlerin eline býraktýðýný görüyoruz. Hükümetler artýk arz ve talebi de kontrol edemiyor. Orman kanunu diye resmedebileceðimiz bu sistemde spekülasyonlar etkili oluyor ve güçlü olan kazanýyor. Böylece kazananlar küçük çiftçilere karþý büyük þirketler oluyor. »Çözüm için öngördükleriniz neler? Çözüm için iki yol var: Birincisi, yeni iliþkiler kurmak için sistemi deðiþtirmeye yönelik nasýl hareket edeceðimizi ve baský mekanizmasý oluþturabileceðimizi düþünmek. Ýnsanlarýn devletle iliþkilerini yeniden kurmalýyýz. Hükümetler görevlerini yerine getirmeli. Kaynaklarý, sosyal hizmetleri saðlamak, korumak ve iþletmek için devletlere daha fazla sorumluluk verilmeli. Ýkincisi ise, aile bazlý küçük çiftçi tarýmcýlýðýný hayata geçirebilecek küçük iþletmelerin organizasyon ve kooperatiflerini güçlendirmek, günlük geçim kaynaklarý üzerinde daha etkili olabilmelerini saðlamaktýr. »Türkiye’deki köylülere bir mesajýnýz var mý? Halklarýn hareketini geliþtirmek ve devam ettirmek çok önemli. Ulusal ruha ve ulusal karaktere sahip çýkýlmalý. Diðer yandan da evrensel mücadelede dayanýþmaya önem verilmeli. Yerel kimliðimizi korurken evrensel hareketlerle birlik içinde olmak bu mücadelede çok önemlidir. ( Birgün ) 28 Aðustos 2008 Perþembe Yaþama ve Ýnsanlýða Dair Bu yýl 14. kez düzenlenen Saraybosna Film Festivali’nde, her þeye karþýn bir arada yaþayabilmenin sýnavýný veren Bosnalýlarýn yaþamlarýný anlatan filmler öne çýktý... Emel ÇELEBÝ - SARAYBOSNA Savaþ sýrasýnda keskin niþancýlarýn mevzilendiði tepelerle kuþatýlmýþ Saraybosna’nýn dýþarýyla tek baðlantýsýný saðlayan, o günlerde kente taze sebze, meyve ve en önemlisi de silah getirmek için kullanýlan 700 metrelik ünlü tünel, bugün bir müze. Emekli general Jovan Divjak bize Tünel’i gezdirdikten sonra, dönüþ yolunda veda edip otobüsten iniyor. Rehberimiz hemen ardýndan bir sýr verirmiþcesine bize dönüyor: “Biraz önce Sýrp bölgesinden geçerken otobüsü durdurup generali tutuklayabilirlerdi. Divjak Sýrp asýllý, ama Saraybosna’yý top ateþine tutmayý reddedince ihanetle suçlanmýþ. Onun yerine Boþnaklarýn safýna geçip kenti savunmayý tercih etmiþ. Teþhis edilirse, bugün hala Sýrplar tarafýndan yakalanma riski var.” Bazý Filimler Görmezden Gelindi Gerçekten de bugün Bosna’da insanlar her þeye raðmen bir arada yaþayabilmenin sýnavýný veriyor. Balkanlarda Sýrp, Boþnak ya da Hýrvat, çoðunluðu gencecik yönetmenler tarafýndan çekilen filmlerin konularý da bunun önemli bir göstergesi aslýnda. Saraybosna Film Festivali de her yýl bir anlamda, bu çok kültürlü toplumda savaþýn acýlarýný deneyimleyerek yetiþen yeni neslin kaynaþmasý ve sesini duyurmasý için, gerek film seçkisi, gerekse gençlerin katýlýmýna açýk forumlarýyla ortak bir platform yaratýyor denilebilir. Bu yýl Hýrvatistan yapýmý ‘Buick Riviera’nýn hem en iyi film hem de FIPRESCI ödüllerini almasý, üstüne üstlük baþrol oyuncularý Leon Luçev ile Slavko Stimac’ýn da en iyi erkek oyuncu ödülünü paylaþmasý, festivalde kimi filmlerin görmezden gelindiðini düþündürtse de bu açýdan bakýnca hiç de þaþýrtýcý deðildi. Yönetmen Goran Rusinoviç filmde 90’larýn baþýnda ülkelerinden kaçýp Amerika’ya yerleþen Boþnak kökenli Hasan ile Sýrp kökenli Vuko’nun yýllar önce geldikleri bu yeni dünyada adeta hiçliðin ortasýnda, karlarla kaplý ýssýz bir otobanda karþýlaþýp ister istemez eski defterleri açmaya baþlamalarýnýn sonucunda geliþen trajik olaylarý konu ediyor. Filmin sonunda, Hasan’ýn babasýnýn memleketten gönderdiði kasetten dinlediðimiz, oðluna kimseye etnik kökeninden dolayý kin gütmemesini, insanlarý yalnýzca iyi ya da kötü olarak nitelendirmesi gerektiðini ve yeni hayatýný sürdürmesini öðütleyen vasiyeti, ilk anda her ne kadar kulaða naif gelse de þüphesiz esas olaný söylüyor. Ýsrail’in Kendini Aklama Çabasý mý? CICAE ödülünü kazanan ‘Delta’ ise, Macaristan yapýmý. Bu yýl Cannes’da da FIPRESCI ödülü alan film, þiddetin egemen olduðu bir dünyadan kaçýp kendi ütopyalarýný kurmak isteyen iki gencin bunun bedelini hayatlarýyla ödemesini anlatýyor kabaca. Yönetmen Kornel Mundruczo’nun öyküsünün trajik sonunun belirleyicisi olan küçük kasaba, coðrafi konumuyla dünyadan izole, güneþin her daim üstünde ýþýldadýðý sular ve sazlýklarla çevrili bir deltanýn kýyýsýnda kurulu. Burada yaþayanlarýn dünyanýn en kendisiyle barýþýk insanlarý olduðunu hayal edebilirsiniz. Oysa, gerçek tümüyle baþka: Farklýlýklara hiç tahammülü olmayan, muhafazakâr insanlar… Yýllar sonra annesini aramak için kasabaya dönen genç ‘yabancý’yla, yeni tanýþtýðý kýzkardeþi arasýnda filizlenen ‘yasak aþk’, erkek egemen kültürün kendini dayattýðý bu diyarýn sakinlerine aðýr geliyor haliyle… Ýki gencin sýðýndýklarý adada, ilk önce J. Conrad’ýn Zafer’indeki gibi bir iskele inþa etmeleri ise hayli trajik. Çünkü, iskele dýþ dünya ile baðlantý kurmak için yapýlýyor, ister istemez… Filmin sonunda iskelenin her iki gencin de hayatla baðlarýný Didim’deki edebiyatçýlar: Direneceðiz Edebiyat Günleri’nin sonuç bildirgesinde ‘Bölgemiz barýþýn merkezi oluncaya kadar direniþ içindeyiz’ denildi Üç gün süren 5. Sanat ve Edebiyat Günleri, son gün etkinliði olan “Barýþ Kültürü ve Edebiyat” konulu panelle sona erdi. Ýzlencelerin sonunda, yerli ve yabancý edebiyatçýlarýn imzaladýðý bir de sonuç bildirgesi yayýnlandý. Didim Uluslararasý 5. Sanat, Edebiyat Günleri’nin üçüncü gününde, Mehmet Karasu’nun çevirmenliði, Güven Pamukçu’nun sunumuyla Barýþ Kültürü ve Edebiyat temalý panel gerçekleþtirildi. Panelin katýlýmcýlarýndan Nilüfer Açýkalýn “Savaþ daima kaybeder. Garip olan da edebiyatýn her iki durumda da deðerini korumasý” dedi. Panelistlerden TYS Ýkinci Baþkaný Öner Ciravoðlu ise þöyle konuþtu: “Bilinmeli ki Sovyetler’in çökmesine raðmen Soðuk Savaþ halen sürüyor. Öylesine ki, kimi yerde bir halkýn özgürlüðü olarak da algýlanabiliyor, sunulabiliyor bu emperyal siyaset.” 2008 Didim izlencelerinin onur konuðu Ayla Kutlu, “Her savaþýn sonunda, taraflardan en az birinde haksýzlýða uðradýðý duygusu büyümeye baþlar, böylece ilerideki bir savaþ saplantýsý, kök salýp gövde uzatmaya koyulur” dedi. Kutlu, sözlerine þöyle devam etti: “Eh, bu iþlerin destekleyicisi tüccarlar, politikacýlar da her zaman var olduklarýndan, barýþ kültürünün karþýsýna daima pasiflerle davasý olan kahramanlar çýkar ve onlarýn savaþ kültürüne dayalý simgeleri kullanma yetileri çok daha geleneksel ve güçlüdür.” Etkinliklere Tunus’tan katýlan Necva el Menestiri Eþ Þerif, Tunus edebiyatýnda Batý etkisinden söz etti: “Genel olarak Kuzey Afrika edebiyatlarý, özelde de Tunus edebiyatçýlarý çok ciddi anlamda Batý edebiyatýndan etkilenmiþlerdir. Özellikle de sömürü dönemi ve sonrasýnda Fransýz kültüründe çok etkilenmiþlerdir.” Didim Edebiyat Günleri’nin genel koparan bir þeye dönüþmesi, tüm aydýnlýk görüntülerine raðmen filmi bir hayli karamsar kýlýyor. 14. Saraybosna Film Festivali’nde merakla beklenen yapýmlardan biri de bu yýl yine Cannes’da büyük ilgi toplayan Ýsrailli yönetmen Ari Folman’ýn animasyonu “Beþir’le Vals”ti (Waltz With Bashir). Ýsrail ordusunun Sabra ve Þatila kamplarýnda Falanjistler tarafýndan gerçekleþtirilen katliama seyirci kalmasýný anlatan filmin en unutulmaz sahnelerinden biri gecenin karanlýðýnda sivil yerleþim bölgelerinde hýzla ilerleyen tankýn içindeki Ýsrail askerlerinin hedef gözetmeksizin saða sola ateþ etmeleriydi herhalde. Korkudan hem dua eden, hem de kurþun yaðdýran sýradan askerler… “Beþir’le Vals”in Sabra ve Þatila kamplarýnda yaþananlarý anlatýrken, çuvaldýzýn ucunu büyük bir açýksözlülükle kendine batýrdýðýný kabul etmek lazým. Ama, yine de belki kaçýnýlmaz olarak tablonun filmin dýþýnda kalan bölümü de insanýn aklýna geliyor ve Ýsrail’in kendini biraz olsun temize çýkarma çabalarýnýn bir ürünü mü sorusu bir yerlerde hep asýlý kalýyor. Ödül Ýki Yýldýr Türkiye’ye Gidiyor Saraybosna bu yýl ayný zamanda Türkiye’den gelen sinemacýlarýn, sanatçýlarýn ve seyircilerin de ortak buluþma noktasýydý. Bu yýl yalnýzca yarýþma bölümünde Türkiye’den üç film vardý: ‘Sonbahar’ (Özcan Alper), ‘Nokta’ (Derviþ Zaim) koordinatörlüðünü Akköy dergisi adýna üstlenen Güven Pamukçu, “Dünyanýn köyde hazýrlanan bu nitelikteki tek dergisi” olarak nitelediði Akköy kültür sanat, edebiyat dergisi olarak gelecek yýl altýncýsý yapýlmasý düþünülen programda “Hoþ geldin Nâzým” demek istediklerini belirtti. ve ‘Gitmek’ (Hüseyin Karabey). ‘Gitmek’ filminin oyuncusu Ayça Damgacý’nýn aldýðý ödülle, en iyi kadýn oyuncu ödülü iki yýl üst üste Türkiye’ye gitmiþ oldu. In Focus bölümünde Seyfi Teoman’ýn ‘Tatil Kitabý’, özel bir gösterimde Nuri Bilge Ceylan’ýn ‘Üç Maymun’u ve belgesel bölümünde ise Belmin Söylemez, Berke Baþ, Haþmet Topaloðlu, Somnur Vardar’ýn yönettiði ‘Bu Ne Güzel Demokrasi’ yer aldý. Festivalin market bölümü CineLink’e Türkiye’den katýlan ‘Kýrýk Midyeler’ adlý projenin yönetmeni Seyfettin Tokmak ve yapýmcýsý Serkan Çakarer de iki ödüle birden layýk görüldü. Kýsaca Saraybosna’da, emekli general Divjak’ýn hikâyesini dinlerken hissettiðimiz gibi, gerçek yaþam hikâyeleriyle filmler içiçe geçiyor. Her kültürden insaný sinema aþký etrafýnda buluþtururken, hem festival hem de acýlý geçmiþini sindirmeye çalýþan bir þehir olarak yaþama ve insalýða dair yeni yeni dersler de öðretiyor Saraybosna. Ödül alan isimler En Ýyi Film: Buick Riviera (Goran Rusinoviç) Jüri Özel Ödülü: March (Handl Klaus) En Ýyi Kadýn Oyuncu: Ayça Damgacý (Gitmek) En Ýyi Erkek Ödülü: Leon Luçev ve Slavko Stimac (Buick Riviera) FIPRESCÝ Ödülü: Buick Riviera En Ýyi Kýsa Film: Tolerantia (Ivan Ramadan) En Ýyi Belgesel: Corridor #8 (Boris Despodov) Ýnsan Haklarý Ödülü: Arnavutluk Usülü Boþanma (Adela Peeva) ( Bir Gün ) ABD ve müttefikleri tarafýndan bölgeye dönük olarak gerçekleþtirilen tüm planlar ve projeler ile bu politikalarýn uygulanmasýndan kaynaklanan saldýrganlýk sona erdirilinceye kadar Türkiye’dekiler de dahil olmak üzere Ortadoðu’daki yabancý askeri üslerin varlýðý bölgede yaþayan tüm halklar için bir tehdit kaynaðý olan ABD ve NATO üsleri koþulsuz olarak kapatýlýncaya kadar, Ýsrail’in, Filistin ve Lübnan’a yönelik saldýrganlýðýna son verilinceye, Ýsrail’in nükleer cephaneliðinin ortadan kaldýrýlmasýndan baþlanarak, nükleer silahlardan arýndýrýlmýþ bir Ortadoðu tesis edilinceye kadar, Edebiyat Günleri’ne yurtiçinden ve yurtdýþýndan katýlan edebiyatçýlarýn imzaladýðý sonuç bildirgesinde ABD’nin Irak iþgali kýnandý. “Kalýcý ve adil bir barýþa giden yol, ülkemizi karanlýða sürüklemeye uðraþan emperyalizm ve onun iþbirlikçilerine karþý verilecek mücadeleden geçmektedir” diyen edebiyatçýlar, þu ifadeleri kullandý: “Bizler, dünyada ilk kez emperyalist güçlere karþý baðýmsýzlýk savaþý vermiþ ve Toplumun, tüm unsurlarýyla müzakerelere katýlabileceði ve çeþitli çözüm önerileri geliþtirebileceði özgürlükçü ve barýþçýl bir siyasal iklim oluþturuluncaya kadar, Her türlü sosyal ve toplumsal iliþkide barýþýn dili oluþturulana; demokrasi, birlik ve hoþgörü kültürü geliþtirilerek barýþýn sürekliliði saðlanýncaya kadar, Bölgemiz, savaþýn deðil barýþýn merkezi bu savaþý kazanmýþ bir ülkenin, Türkiye haline gelinceye kadar, barýþýn gönüllüleri Cumhuriyeti’nin edebiyatçýlarý olarak, diðer olarak bizler, her alanda direniþ içinde ülkeler edebiyatçýlarý ile birlikte bu güçlere olacaðýmýzý kamuoyuna duyururuz.” karþý her þekilde karþý koyacaðýmýzý, (Didim/EVRENSEL) 28 Aðustos 2008 Perþembe Kýrþehir'de rüzgar enerjisi sevinci dikildi. Kýrlangýç Daðý'nda manevi yönden güçlü olduðuna inanýlan Geyikli Baba yatýyor. Yöre köyünde rüzgar enerjisinden elektrik üretmek halký bu rüzgarýn Geyikli Baba'nýn nefesi amacýyla ilk etapta 210 milyon euroluk yatýrýmla olduðuna inanýyor.Yapýlan yatýrým sayesinde 150 megawat (MW) gücünde modern bir santral inþallah köyümüz, ilçemiz ve ülkemiz kurma kararý aldýðý kaydedildi. kalkýnacak" dedi. Geycek köyü halký mutluluklarýný þiir ve Sertaç DANACI-HACIBEKTAÞ türkülerle dile getirirken, Geycekli Aþýk Sait Fransýz Perfect Wind Þirketi'nin Kýrþehir'de Sargýn, yaklaþýk 2 yýldýr köylerinin yanýnda 210 milyon euro tutarýnda rüzgar enerjisi yatýrýmý bulunan Kýrlangýç Daðý tepesinde çalýþma yapma kararý aldýðýnýn bildirilmesi üzerine, yapýldýðýný ve çelik direkler dikildiðini söyledi. Mucur ilçesine baðlý Geycek köyünde büyük Sargýn, "Ekipler yaklaþýk 2 yýldýr köyümüzde mutluluk yaþandý. çalýþýyor ve araþtýrma yapýyor. Kýrlangýç Daðý'nýn Fransýz kökenli Perfect Wind Þirketi'nin (Al- direklerin bazýlarý kýrýldý ve yenileri tekrar Yel Enerji Üretim A.Þ.) Kýrþehir'in Geycek Kararýn ardýndan büyük heyecan yaþayan Yenilenebilir enerji alanýnda faaliyet gösteren pervaneler dönüyor. Aþýrý rüzgar nedeniyle bu Aþýk Sargýn, yaþadýðý mutluluðu þiirlerle ve türkülerle dile getirirken, yetkililerin Geycek'te gerçekleþeceðini ileri sürdü. Yýlmaz, "Buraya yapacaklarý araþtýrmada petrol bile kurulacak yatýrým ve elde edilecek elektrik bulabileceklerini iddia etti. Köyün ihtiyar enerjisinden Ankara, Yozgat, Kýrþehir ve kadýnlarý da Fransýz firmanýn yapacaðý yatýrým Kayseri'nin faydalanacaðý ileri sürülüyor. Burada sonrasýnda kendilerine bedava elektrik yýllarca boþa esen rüzgar bundan sonra vereceklerini ileri sürerken, köydeki iþsizlere deðerlendirilecek. Yatýrým sayesinde ilçemize de iþ umudu çýktýðýný söyledi. ekonomik katký saðlanacak. Bu vesileyle yatýrým yapan firmaya teþekkür ediyor ve 'Ýlçemize tepesinde sürdürülen çalýþma sonucunda, buraya birçok çelik halatlý direk dikildi ve bu direklerde Ankara'ya yetecek kadar elektrik üretiminin Mucur Belediye Baþkaný Atýlgan Yýlmaz da hoþgeldiniz' diyorum" açýklamasýný yaptý. Geycek köyüne yapýlacak yatýrýmla birlikte Çiftçi kuraklýk desteðini alamadý! 2008 Yýlý Sonbahar Þap Aþýlama tespit çalýþmalarýnýn il ve ilçe tarým müdürlükleri aracýlýðýyla yapýldýðýný Kampanyasý Baþlýyor kaydeden Tunç, Nevþehir'de kuraklýk manda, koyun, keçi ve domuzlar yanýnda yabani çift týrnaklý hayvanlarda da görülmektedir. desteðinden faydalanamayan çok sayýda çiftçinin bulunduðuna dikkat çekti. Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý yayýmladýðý talimat gereðince Sonbahar aþýlama kampanya dönemi sonunda, þap aþýlama oraný en az % 85’ine ulaþmayan Ýl’lerden büyükbaþ hayvan sevkleri durdurulacak, uygulama Ýl’in büyükbaþ hayvan mevcudunun en az %85’i aþýlanana kadar sürdürülecektir. Nevþehir il merkezinin yaný sýra Derinkuyu ve Kozaklý ilçelerindeki tarým arazilerinin sulu tarým alaný görünmesi nedeniyle Kamil ÖNTAÞ-NEÞEHÝR Nevþehir Ziraat Odasý Baþkaný Recep Tunç, Nevþehir il merkezinin yaný sýra Derinkuyu kuraklýk tespit çalýþmasý kapsamýnda yer almadýðýný, buna karþýn bu bölgelerdeki ve Kozaklý ilçelerinde, kuraklýk tarým arazilerinin kuraklýktan önemli derece desteklemesinde faydalanamayan çok sayýda etkilendiðini vurgulayan Recep Tunç, "2008 çiftçi olduðunu söyledi. yýlýnda yapýlan tespitlerde Nevþehir'in bazý ilçelerinin kuraklýktan zarar görmediði Ziraat Odasý Baþkaný Recep Tunç yaptýðý belirtilse de bu ilçelerimize baðlý köylerde açýklamada, son yýllarda küresel ýsýnma ile çok sayýda çiftçimiz kuraklýktan zarar gördü. birlikte tarým arazilerinde yaþanan kuraklýk Geçtiðimiz günlerde bu bölgede yapýlan bir sebebiyle Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý hasad da dekarda 60 kilogram ekin biçildi. tarafýndan çiftçiler için 'Kuraklýk Desteði Buradan almamýz gereken, geçmiþ yýllara Hibe Ödemesi'nin gerçekleþtirildiðini ait ortalama rakam 300 kilogram. Ama ne hatýrlattý. yazýk ki þuanda 30-60 veya 100 kilogram dolayýnda ürün almaktayýz" dedi. Petrol KIRÞEHÝR<------------>HACIBEKTAÞ Otel Ýnþaatý Dedebað Bununla ilgili olarak tarým arazilerindeki Fýrýn ------>MERKEZ Kýz Öðrenci Yurdu Erkek Öðr.Yurdu azisi pus Ar e m a t K i e it s rs Üniver ive Ün 587m2 m2 Hüseyin Sümen’in evi m2 610 m2 609 634 617m 626m 2 2 638m 2 -- 643m2 <- -------- Þ ÞTA E B ---- SATILIK ARSALAR Çep: 0535 764 26 72 Tel: 0384 441 32 65 Kamil ÖNTAÞ-NEVÞEHÝR Türkiye’de Þap Hastalýðýnýn Kontrolü Projesi ve Hayvan Hastalýk, Zararlýlarý ile Mücadele Programý çerçevesinde; Sonbahar Þap Aþýlama Kampanyasý 01 Eylül 2008 tarihinde baþlayacak 31 Ekim 2008 tarihinde sona erecektir Kurban bayramýnýn da yaklaþmasý dolayýsýyla hayvan sevkleri artacaðýndan; yetiþtiricilerin hayvan sevklerinde sýkýntý yaþamamasý ve Þap Hastalýðýnýn Ülkemizde ve Ýlimizde görülmemesi için, Belediye baþkanlýklarýmýz, Köy Muhtarlýklarýmýz ve hayvan yetiþtiricilerimizin “Þap Aþýlama Kampanyasýna destek olmasý gerekmektedir. Bu tarihler arasýnda Nevþehir Ýl genelinde yaklaþýk 46.000 büyükbaþ hayvan “Þap Hastalýðý”na karþý aþýlanacaktýr. Dünyada çok ciddi bir hastalýk olarak önemini sürdüren “Þap Hastalýðý” viruslar tarafýndan meydana getirilen, oldukça bulaþýcý, hýzla yayýlan ve görüldüðü iþletmelerde ölümlere yol açan bir hastalýktýr. Hastalýk hem ekonomik boyutuyla, hem de hayvan saðlýðýný küresel düzeyde etkilemesi sebebiyle çok sayýda ülkenin gündemini oluþturmaktadýr. Bu hastalýk sýðýr, SATILIK EV SATILIK EV Nevþehir Yolu üzerinde Bala Mahallsi’nde, Terminalin Veliyettin Ulusoy’un evinin arkasýnda çift arsalý, yetiþmiþ yaný, arsalý ve bahçeli 2 katlý aðaçlarý ve bað’ý olan 180m2 ev satýlýktýr. üzerine kurulu,Tribleks ev Çep Tel: 0 535 951 98 44 sahibinden satýlýktýr. Ev Tel: 0 384 441 22 03 Tel: 0 384 441 30 05 7 28 Aðustos 2008 Perþembe "Arada Kalan Türkiye Kafkasya'yý Silahlandýrmaktan Uzak Durmalý" Prof. Dr. Taymaz, Rusya'nýn Abhazya ve G. Osetya'nýn baðýmsýzlýðýný tanýmasýnýn ardýndan Türkiye'nin ABD'yle Rusya arasýnda kaldýðýný, tarafsýz politika gerektiðini söyledi: "Türkiye Gürcistan'a askeri yardýmý kesmeli; insani yardýmý iki tarafa da yapmalý." Tolga KORKUT- ANKARA Prof. Dr. Erol Taymaz, Rusya'nýn Abhazya ve Güney Osetya'nýn baðýmsýzlýklarýný tanýmasýnýn ardýndan Kafkasya'daki yeni durumu ve Türkiye'nin dýþ politika olanaklarýný deðerlendirdi. Taymaz'a göre, Kafkasya'da silahlanma yarýþýnýn yeniden baþlamasý, bölgedeki bütün ülkelerin istikrarsýzlaþmasý demek ve halklarýn zararýna. Taymaz'ýn bazý saptamalarý þöyle. Tanýnma donmuþ sorunu çözdü: "Özerk cumhuriyetler Abhazya ve G. Osetya'nýn baðýmsýzlýðý, Rusya için donmuþ bir sorundu. Rusya, iki bölgeyi Gürcistan'la pazarlýk kozu olarak kullanýyordu. 90'larda Gürcistan'ýn isteðiyle Abhazya'ya uygulanan ambargoya uymuþtu. 2006'da Gürcistan'ýn Kodor vadisine asker yýðmasýnýn ardýndan Rusya Abhazya sýnýr kapýsýný açtý, iki bölgede yaþayanlara çifte vatandaþlýk hakký tanýdý. Gürcistan'ýn NATO'ya girmemesinin kesinleþmesi halinde, Rusya'nýn Abhazya ve G. Osetya'nýn Gürcistan'la birleþmesini kabul edebileceði konuþulanlar arasýndaydý. Þimdi bu donmuþ sorun çözülmüþ oldu. Bu Abhazya ve G. Osetya açýsýndan çok önemli." Tanýnma Abhazya ve G. Osetya için ekonomik kalkýnma demek: "G. Osetya'nýn iki komþusu var: Gürcistan ve Rusya. Abhazya'nýnsa Karadeniz'e de kýyýsý var. Diðer ülkelerle iliþki kurmasý daha kolay. Tanýnma, iki ülkenin ekonomik kalkýnmasý demek. Abhazya'nýn turizm potansiyeli var. 200 bin nüfuslu ülkeye Rusya'dan 1,5 milyon turist geliyor. Baþka devletler de tanýrsa, iki ülkenin ekonomik canlanmasý daha büyük boyutlara ulaþacak. Özellikle Abhazya açýsýndan." Rusya'nýn üs kurmasý: "Rusya'nýn Abhazya ve G. Osetya'da askeri üs kurmasý beklenebilir. SSCB döneminde varolan hava üsleri ve askeri liman yeniden devreye sokulabilir." Türkiye arada kaldý: "Türkiye'nin ABD'yle de Rusya'yla da iliþkileri iyi. Dolayýsýyla þimdi arada kaldý; ikisini de ters düþemez. Bu sadece Türkiye için deðil, baþta Almanya ve Ýtalya olmak üzere, Rusya'yla ticaret ortaðý olan Avrupa ülkeleri için de geçerli. Bu nedenle Rusya'ya ekonomik ambargo gibi bir giriþim telaffuz edilmiyor. Kafkasya Ýstikrar Paktý önerisi geçerliliðini yitirdi. Rusya'yla Gürcistan arasýnda diyalog yok." Yeni bir savaþ çok daha büyük boyutlu olur: "Son dönemde bütçesinin yarýsýndan fazlasýný silahlanmaya ayýran Gürcistan buna devam edecektir. ABD'nin Gürcistan'ýn hava savunmasýný güçlendireceðine dair haberler var. Rusya'ysa Gürcistan'ýn askeri bir müdahalesine karþý suskun kalmayacaðýný gösterdi. Bundan sonraki bir çatýþma ABD-Rusya arasýnda olacak demektir ki, bu bütün bölge için felaket demek olur. Son savaþta Rusya boru hatlarýna dokunmadý ama, böyle bir çatýþmada bölgede boru hattý kalmayabilir." Silahlandýrmadan vazgeçmek: "Türkiye Gürcistan'a askeri yardýmý durdurmalý ve bölgede tarafsýz bir politika izlemeli. Saakaþvili'nin maceracý politikalar güdebilmesi, arkasýnda güç hissetmesinden kaynaklanýyordu. Ama insanlarýn hayatlarýyla kumar oynadý. Silah hem kullanana hem de üzerinde kullanýlana yýkým getiriyor." Ýki tarafa da insani yardým: "Türkiye insani yardýmý hem Gürcistan'a hem de G. Osetya'ya yapmalý. Gürcistan üzerinden yapýlan yardýmlarýn çoðunun G. Osetya'ya ya da Abhazya'ya ulaþmadýðýný duyuyoruz." Abhazya'da bine yakýn TC yurttaþý: "Abhazya'da yaþayan bine yakýn TC yurttaþý var. Türkiye'nin Abhazya'da konsolosluk kurmasý onlar için de önemli. Doðrudan iliþkiler yeniden kurulabilir. Trabzon'dan Abhazya'ya gemi seferleri kaldýrýlmýþtý, yeniden baþlatýlabilir." Abhazya zaten 15 yýldýr devlet: "1931'e kadar ayrý bir devlet olan Abhazya, 15 yýldýr devlet olmanýn bütün unsurlarýný taþýyor. Yasama, yargý, yürütmesi, ordusu var. Seçimlerini yapýyor. Üstelik þimdiki cumhurbaþkaný, Rusya'nýn desteklediði aday deðildi. Bu özerk cumhuriyetlerin aslýnda Kosova'dan teknik olarak çok farký yok. Kosova'yý tanýyýp bu ülkeleri tanýmamanýn gerekçesi yok gibi. Abhazya ve G. Osetya liderleri de ' Abhazya ve G. Osetya zaten Gürcistan deðildir. Biz Gürcistan'ýn toprak bütünlüðüne saygýlýyýz' diyorlardý." (TK/EZÖ) BÝA Haber Merkezi Gül'e Duyurulur: Zavar, Mete ve Diðerleri "Hükümlü", "Tutuklu" Deðil çoðu tutuklu, mahkemeleri devam ediyor. Hükümlü olmayan kiþileri affedemem" diyor. Cumhurbaþkaný "Ben ancak 'hükümlüleri' affedebilirim" diyor. Ýyi ya, Erol Zavar, A. Samet Çelik, Hediye Çekin, Ýnayet Mete, Menduh Kýlýç, Afyon Korkmaz, Aynur Epli, Gazi Dað "hükümlüler". TÝHV Baþkaný Önen "Afdan önce saðlýk hakký" diyor. Nilüfer ZENGÝN-ÝSTANBUL Cumhurbaþkaný Abdullah Gül "Cumhurbaþkaný’nýn istediði kiþiyi affetme hakký yok. Ben, istediðim kiþiyi ‘getirin affedeyim’ diyemem. En çok önem verdiðim konu adil olmaktýr. Örnek verilen isimlerden Bugün NTV'de cumhurbaþkanlýðýnýn 1. yýldönümü dolayýsýyla canlý yayýnda Murat Akgün ve Ruþen Çakýr'ýn sorularýný yanýtlayan Gül'e, daha önce "af" talebinde bulunduðumuz Erol Zavar, A. Samet Çelik, Hediye Çekin, Ýnayet Mete, Menduh Kýlýç, Afyon Korkmaz, Aynur Epli, Gazi Dað'ýn týpký Erbakan gibi hükümlü olduðunu anýmsatmak isteriz. bianet'in görüþtüðü Türkiye Ýnsan Ali Çekin Adli Týp raporu almaya çalýþýrken öldü Gül'e bu aþamada da "hükümlü" ya da "tutuklularýn" o raporu almasýnýn o kadar SATILIK EV TOKÝ konutlarýnda bulunan ev satýlýktýr. 2. Etap 10. Blok 1. Kat 5 nolu Daire satýlýktýr. Müracat: Müraacat: Hikmet Bozdað Tel: 0 505 663 73 80 engelleniyor" dedi. Önen, Cumhurbaþkanýnn af yetkisini kullanmasý halinde itiraz etmeyeceklerini ancak "Neden affetmiyorsun"? diye sormadýklarýný, hükümlü ve tutuklularýn da saðlýk sisteminden yararlanmasý gerektiðini söyledi. Yeniden... bianet cezaevi koþullarýnda saðlýk hakkýndan yararlanamayan "hükümlüleri" ve bulunduklarý cezaevlerini Cumhurbaþkan'ýna yeniden hatýrlatýyoruz... Gül Ergenekon tutuklusu Ferit Ýlsever’le ilgili talebe de baktýrdýðýný, Cumhuriyet savcýlýðýnýn hastaneye sevk etmesi gerektiðini, Adli Týbbýn rapor vermesi gerektiðini söyledi, "O raporun ardýndan ancak ben karar verebiliyorum. Benim önüme dosya gelirse incelerim" dedi. SATILIK EV 1’ci etap, 1’ci blokta 23 no’lu kolay olmadýðýný anýmsatmak isteriz zira, Ýstanbul Üniversitesi Cerrahpaþa Týp Fakültesi'nde 29 Temmuz'da karaciðer kanserinden ölen Ali Çekin, Ýstanbul'a Adli Týp raporu almak için getirilmiþti, fakat geç kalýnmýþtý. Haklarý Vakfý (TÝHV) Baþkaný Yavuz Önen "Biz tutuklu ya da hükümlü olsun devletin sorumluluðu altýndadýrlar saðlýk hakkýndan týpký dýþarýdaki bir vatandaþ gibi yararlanmak hakkýna sahiptirler, bu 1 Nolu Sincan F Tipi Cezaevi'nde Erol Zavar, Bergama M Tipi Cezaevinde Afyon Korkmaz, Diyarbakýr E Tipi Cezaevinde Aynur Epli, Antalya E Tipi Kapalý Cezaevi'nde Gazi Dað, Kýrýklar 1 Nolu F Tipi Cezaevinde Menduh Kýlýç, Siirt E Tipi Kapalý Cezaevinde Ýnayet Mete, Hediye Çekin ve Kýrýklar 2 Nolu F Tipi Cezaevinde A. Samet Çelik... (NZ/EZÖ) BÝA Haber Merkezi SATILIK EV SATILIK EV Savat Mahallesi TOKÝ I. Etap C Blok zeminde 3no’lu daire satýlýktýr. Müracat: 0 384 441 27 86 0 545 626 37 62 Nuri ÖZKAN Çelikbilek Caddesin de 3 Katlý, 3 Daireli Müstakil Ev Satýlýktýr. Tel: 0 544 342 71 80 Merdi YENAL Ruslar tehdit etti! Söz konusu NATO savaþ gemilerinde 2500 km menzilli, nükleer baþlýk taþýyabilen Tomahawk füzeleri bulunduðunu hatýrlatan Nogovitsin, "Þu anda Karadeniz’de 100’e yakýn füze toplandý. Bu füzeler bulunduklarý noktadan Kafkaslar bir yana, Baltýk kýyýsýndaki St. Petersburg þehrini bile vurabilir. Rusya bu güçlerin varlýðýný elbette sorgulamak zorunda" dedi. Rusya Genelkurmay Baþkan Yardýmcýsý General Nogovitsin, "Karadeniz savaþ Karadeniz’deki NATO gemilerinden gemisi kaynýyor. Montrö Antlaþmasý’na duyduðu rahatsýzlýðý dün ilk kez "alarm" göre azami süre olan 21 günün dolmasýný düzeyinde deðerlendirmeye baþlayan bekliyoruz. NATO gemileri Karadeniz’den Moskova, kendi filosunu da harekete çýkmazsa, bunun sorumlusu Türkiye olur" dedi. geçirdi. Moskova kruvazörünün Sivastopol üssünden Abhazya karasularýna girmesiyle, NATO ülkelerine ait savaþ gemilerinin birbiri ardýna Karadeniz’e giriþini ilk defa "Güvenliðine ciddi tehdit" olarak tanýmlayan Rusya, 1936 Montrö Antlaþmasý’nýn ihlal edilmemesi konusunda Türkiye’yi uyardý. Aralarýnda Türkiye’nin de bulunduðu bir dizi NATO ülkesi savaþ gemisinin bölgedeki faaliyetlerini deðerlendiren Rusya Genelkurmay Baþkan Yardýmcýsý General Anatoliy Nogovitsin þöyle konuþtu: "Karadeniz savaþ gemisi kaynýyor. 1936 Montrö Boðazlar Sözleþmesi uyarýnca Karadeniz’e kýyýsý bulunmayan yabancý bir bölgedeki Rus savaþ gemisi sayýsý altýya çýktý. Þanghay buluþmasý Abhazya ve Güney Osetya’nýn baðýmsýzlýðýný tanýmasý üzerine Batý’dan gelen sert tepkilere kulak týkayan Moskova ise, Çin’in kapýsýný çalmaya baþladý. Tacikistan’da çalýþmalarýna baþlayan Þanghay Ýþbirliði Örgütü (ÞÝÖ) zirvesine katýlmak üzere Duþanbe’ye hareket eden Rusya Devlet Baþkaný Dmitriy Medvedev, ÞÝÖ ülkelerinden açýk destek bekliyor. ülke, Karadeniz’e toplam 45 bin tonu Ancak siyasi uzmanlar, ÞÝÖ’nün dengeli geçmeyecek askeri gemi sokabilir. Bu bir tavýr takýnacaðý görüþünde. gemilerin burada bulunma süreleri 21 günü geçmemeli. NATO savaþ gemilerinin Sözleþme ne diyor amacýndan haklý olarak þüphelenen Rusya, Karadeniz Donanmasý üzerinden yabancý Montrö Boðazlar Sözleþmesi’ne göre, deniz araçlarýný askeri kurallara göre takibe Karadeniz’e kýyýsý olmayan devletlerin bu baþlamýþtýr." Nogovitsin, üç haftalýk sürenin denizde bulundurabilecekleri gemilerin dolmasýný beklediklerini belirterek, "21 toplam tonajý 45 bin tonu, kalýþ süreleri ise günün sonunda NATO savaþ gemileri 21 günü geçemez. Azami kalýþ süresinin burada kalmaya devam ederse, ilk aþýlmasý halinde uluslararasý bir antlaþma sorumlunun Türkiye olacaðýný hatýrlatmak çiðnenmiþ olur. Bunun yaptýrýmý antlaþmada isterim" diye konuþtu. yer almasa da, koþullarýn denetimi Türkiye’nin sorumluluðunda. 100 NATO füzesi toplandý ( Kent haber ) ATKAYA MERMER Hayrettin Karaca: Ben boþta gezmiyorum BAÞBAKAN’IN YAPTIÐI BÜYÜK BÝR ÝYÝLÝKTÝR Baþbakan’ýn çevrecilere iliþikin algýsýný çevreciler nasýl deðerlendirdi? Baþbakan iyi ki böyle söyledi. Neden? Çünkü çevre sorunlarý gündeme geldi. Bu, Baþbakan’ýn yaptýðý büyük bir iyiliktir. Çünkü Baþbakan’a da çevre nedir anlatma imkaný bulduk þimdi. Daha önce çevre sorunlarýný Baþbakan’a anlatmak için imkan bulamamýþ mýydýnýz? Bulsaydýk herhalde sayýn Baþbakan böyle söylemezdi, bizi aylak gezdirmezdi. “Ben bu iþin daniskasýyým” demezdi. Ýyi ki söyledi, ona çok teþekkür ediyoruz. Ben bunu þaka olarak söylemiyorum. Ben Baþbakan’ýn bu çýkýþlarýyla hiç olmazsa çevre sorunlarýnýn gündeme geldiðini düþünüyorum. BAÞBAKANIMIZIN ANLAMAYACAÐI BÝR SORUN DEÐÝLDÝR BU BOÞ ZAMANIMIZI DEÐÝL HAYATIMIZI VERDÝK BÝZ BU ÝÞE Nasýl deðerlendireceksiniz bu imkaný? Baþbakan ne derse desin, bugün Türkiye’nin çevre sorunlarý vardýr. Dünyanýn çevre sorunlarý vardýr. Burada siyasi güçlere bir görev düþüyor mu diye, belirli kuruluþlar, çevre sorunlarýna bugüne kadar ne düzeyde ilgi duydular? Çevre sorunlarýyla ilgilenen, bu konuda kendilerine deðiþik görevler vermiþ bir sürü vakýf, dernek var. Bunlara “Aylak geziyorsunuz” diye; Baþbakan affetsin ama çocukça diyeceðim bir yorum... Çevreciler sanki baþýboþ geziyor. Boþ zamanýmýzý deðil, hayatýmýzý verdik biz bu iþe. Baþbakan’ýn böyle deðerlendirmesi doðru deðil. Ama þimdi biz birbirimizi þikayet ederek ve azarlayarak çevre sorunlarýný çözemeyiz... O halde sayýn Baþbakan’dan rica ediyorum. Hükümetle, bakanlýklarla bir temasýmýz mý olur; yoksa Baþbakan’ýn baþkanlýðýnda Türkiye’nin çevre sorunlarý nedir diye bunlarý tartýþacaðýmýz bir platform mu yaratýrýz... Bunlarý düþünürüz. Ama artýk Türkiye’nin çevre sorunlarýyla ilgili Baþbakanýmýzýn bir bilgilenmeye, bilgilendirmeye ihtiyacý olduðunu gördük. BAÞBAKANIMIZIN ANLAMAYACAÐI BÝR SORUN DEÐÝLDÝR BU Yol yapmak çevre sorunu deðildir. Aðaç dikmek çevre sorunu deðildir. Bunlarý Baþbakanýmýz’a anlatýrýz. Baþbakanýmýzýn da anlamayacaðý bir sorun deðildir bu. Örneðin Türkiye’nin çevre sorunlarý saymakla bitmez ama bugün en tehlikelisi, kuraklýðýn getirdiði ve onun sonucu olan bir gýda güvencesidir. Gýda güvencesi bugün bir sorundur. Hükümetlerin, gýda güvencesini artýk -bunun þakasý kalmadý, bu çocuk oyuncaðý deðilciddiye almasý lazým. Kendi kendini besleyen bir ülke olabilme þansýný kaybetmememiz lazým. Türkiye’nin almasý lazým gelen tedbirler var. Benim bir TEMA Vakfý müktesibi olarak topraða, erozyonla Türkiye’nin kaybettiði topraklara sahip çýkan, bunun hallolmasý için 20-25 senedir mücadele eden bir vakfýn kurucusu olarak söyleyeceðim çok þey var. Çoook... Çook söyleyeceðimiz þey var. Baþbakan bunu çok iyi yapmýþtýr. Hakikaten, ciddi olarak söylüyorum; Baþbakan’ýn bu yaptýðý bir hizmettir. Bir kapý açýlmýþtýr artýk. Bize bu kapýdan girip, karþýlýklý oturup Türkiye’nin çevre sorunu nedir, var mýdýr yok mudur, bunu tartýþmak imkanýný saðladý. Baþbakan bunu kabul ederse tabii. Biz bunu zorla yapamayýz. BEN BAÞBAKAN’I KUTLAMAYA CANI GÖNÜLDEN HAZIRIM Hayrettin Bey, bu konuda sýcaðý sýcaðýna, somut olarak nasýl bir giriþimde bulunmayý düþünüyorsunuz? Savunmaya geçerek çare bulamayýz biz buna. Çevre sorunu ciddiyse oturur konuþuruz. Baþbakanýmýzýn yapacaðý çok büyük hizmetler vardýr, bu hizmetleri yaparsa tarihe geçer. Biz de onu kutlarýz, tebrik ederiz. Ben Baþbakan’ý kutlamaya, tebrik etmeye caný gönülden hazýrým. Benim sorunum Baþbakan deðil. Benim sorunum Türkiye. Gidiyoruz, haberimiz yok. BAÞBAKAN’A ANLATMAMIZ LÂZIM Ýþ adamý iken iþlerinizi býrakýp bu iþe soyunmuþsunuz. Boþta gezen bir çevreci deðilsiniz.. Sizin bir çevreci olarak sorununuz Türkiye ise... Baþbakan bunu bir sorun olarak görmüyor mu? Bak þimdi; burada erozyonla mücadele için medyadan gördüðümüz destek yetmedi. Yetseydi þayet, Türkiye’nin sorunu olmazdý. O halde, peki þimdi en büyük sorun Baþbakan’ý azarlamak, Baþbakan’ý kabahatli çýkarmak için konuþmalar yapmak, beyanatlar istemek deðil. Þimdi artýk çevre sorunlarýný, Baþbakan’ý ikna edebileceðimiz, yalnýz hükümetler tarafýndan deðil, halkýn desteðini alabileceðimiz bir olay olarak getirmemiz lazým. Gönüllü kuruluþlara ihtiyaç var. Bizim bunu Baþbakan’a anlatmamýz lâzým. Býrakýn kavga etmeyi... Baþbakan’a sataþmakla, onu kabahatli bulmakla bir yere gidemeyiz. Ama bu Baþbakan’ýn yaptýðý çok iyi olmuþtur. Hiç olmazsa basýn bunu olumlu tarafýndan gündeme getirsin, ne olur... Bunun peþini býrakmayýn; erozyonla mücadelenin peþini ne olursunuz býrakmayýn... BAÞBAKAN SÖZLERÝYLE BENÝ GÜCENDÝRDÝ Topraklarýn canýna okunmuþ. Yani bu dünyanýn sonu; yalnýzca Türkiye’nin sonu deðil... Açlýk hiçbir þeye benzemez. Yarýn, beþon sene sonra dünyada ihtiyacýnýn üzerinde tahýl üretebilen üç ülke kalacak; Amerika, Arjantin, Avustralya... Bunlar sana buðday vermezse aç kalýrsýn. Ve yularý takarlar boynuna, seni istedikleri yere götürürler. Seni esir alýrlar. Bu açlýðýn nasýl geleceðini bilmiyoruz, okumuyoruz biz. Baþbakan sözleriyle beni gücendirdi, hakikaten gücendirdi. Benim kalbimi kýrdý. Ben de bir vatandaþým. Bu beni de etkiledi. Çevreyle uðraþan bir vakfýn üyesi olarak ben de alýndým doðrusu. Ben boþta gezmiyorum. Çok gücendim. (Ntvmsnbc) KÝRALIK ÝÞ YERÝ Türbe karþýsýnda 3 katlý, 150 m2 MEZAR - MUTFAK ÝÞLERÝ YAPILIR Þahin ATKAYA Tel: 0542 646 05 81- 0546 515 60 04 Sanayi Sitesi F Blok No:2 Hacýbektaþ / NEVÞEHÝR Canel Market’in olduðu iþ yeri Kiralýktýr Necdet AKPINARLI Tel: 0 532 248 02 19
Benzer belgeler
CHP`den birlik mesajı
Uras, "küresel güçlerin Türkiye'nin ulusal
birliðini zayýflatmaya uðraþtýðýný" söyleyen
Kara Kuvvetleri Komutaný Iþýk Koþaner'e
küreselleþmeye karþý bir tutum almanýn
yolunun önce küreselleþmenin a...