Su borcu susuz bıraktı
Transkript
Su borcu susuz bıraktı
GÜNEÞ ECZANESÝ YIL:4 SAYI:899 1 TEMMUZ 2009 ÇARÞAMBA Ecz. Tel: 441 29 45 Ev Tel: 441 25 02 Emel Sungur Madýmak Katliamý’nýn 16’ýncý yýldönümünde, baþta Sivas olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde anma etkinlikleri düzenlenecek. Aleviler, katliamýn asýl sorumlularýnýn yargýlanmasýný ve Madýmak’ýn müze olmasý taleplerini bir kez daha dillendirecek. 2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal þenlikleri sýrasýnda, Madýmak Oteli’nin yakýlmasý sonucu hayatýný kaybeden 37 aydýn ve sanatçý için Türkiye’nin birçok yerinde anma etkinliði düzenlenecek. Alevi örgütleri katliamýn 16’ýncý yýlýnda da unutmamak ve unutturmamak için Madýmak Oteli’nin önünde olacak. Çok sayýda kurumun katýlacaðý anma 2 Temmuz Perþembe günü “Madýmak Müze Olacak” þiarýyla Sivas, Toros Sokak’ta saat 16:00’da baþlayacak. Katýlýmcýlar kortejler eþliðinde Kolej Meydaný’na yürüyecek. Madýmak Oteli’nin önünde, hayatýný kaybedenler anýlacak. 4’DE A.Murat Aytekin 2’DE 7’DE 2’DE Havalarýn ýsýnmasýndan dolayý artan sinek ve sivrisinekleri ilaçlamak için Hacýbektaþ Belediye’si kendi ilaçlama araçlarýnýn arýzalý olmasý nedeniyle komþu belediye Mucur’dan getirdikleri zirai ilaçlama aracý ve Mucur Belediye personelinin katkýlarýyla Hacýbektaþ genelinde sinek ve diðer haþarýlara karþý ilaçlama yaptýlar. Çevre temizliði bakýmýndan Hacýbektaþ halkýnýn havanýn ýsýnmasýndan dolayý duyarlý davranýp çöplerini poþetlerle gece çöp bidonlarýna atarak Belediyeye yardýmcý olmalarý gerekmektedir. Yine Belediye’de çöpleri akþam saatlerinde alýrlarsa sinek sivrisinek ve kokuþmuþluðun önüne geçilir. Ýlçemizin temizliði için halkýmýz duyarlý olmamalýdýr. Pet þiþeden baþlayýp diðer çöplerle ve sigara izmariti de dâhil yerlere deðil, çöp kutularýna atmalý, atmayanlarýnda uyarmalýdýr. 3’DE Su borcu susuz býraktý Kýrýkkale'nin Hasandede beldesi sakinleri susuzlukla mücadele ediyor. Hasandede Belediyesi'nin su birliðine borcunu ödememesi nedeniyle beldeye 15 gündür su verilemiyor. 6’DA Öykü ve hatta kýsa öykünün þiirle, romanla ve diðer edebi türlerle nasýl bir iliþkisi vardýr? Sözcüklerin seçimindeki arýlýk ve özen midir -kýsa öyküyle örneðinþiiri akraba kýlan? Yoksa aslýnda yok mudur böyle bir yakýnlýk? Ya da bir öykü ne zaman kýsa bir roman ya da bir roman parçasýna öykünür? Bu ve benzeri sorular edebiyatýn birden çok alanýyla uðraþmýþ kiþilerin eserleri söz konusu olunca önemini artýrýyor. Güven Turan da þiir, roman, deneme, eleþtiri alanlarýnda verdiði eserleriyle ve çevirileriyle uzun yýllar boyunca verimini eksiltmemiþ bir kalem. Bu kez kýsa öykülerini topladýðý Zemberek’le okuyucuyla buluþuyor. Haliyle edebiyatýn birçok dalýnda imzasý olan bir yazar söz konusu olunca öykünün bugününü kýmýldatan, yeni bir yaklaþým ümidiyle yola çýkýyor okuyucu da. 5’DE Þiir 6’DA Geçtiðimiz Mayýs ayý sonunda KESK Genel Merkezinin de basýlmasý ve bazý sendika üyelerinin gözaltýna alýnmasýyla baþlayan operasyon sonucu 22 KESK üyesi tutuklanmýþtý. Tutuklanan KESK üye ve yöneticileri arasýnda bulunan 10 kadýn halen Bergama M Tipi kapalý cezaevinde tutuluyor. Tutuklu 10 KESK'li kadýn tarafýndan 23 Haziran 2009 tarihinde yazýlýp dýþarýya yollanan ortak imzalý mektup þöyle: "Sözün bitiði yerdeyiz yine..." "Yýllardýr tüm özel yaþam alanlarýmýza, örgütlü alanlarýmýza yapýlan müdahalelerden birini yaþýyoruz. 80’li 90’lý yýllarda yaþanan fýrtýnalý günlerin bir benzeri bugün daha derinden, daha sessiz, daha sinsi yaþanmakta, yaþatýlmakta. Türkiye’deki cezaevleri, çocuklarla, demokratik kitle örgütü yöneticileriyle, aktivistleriyle, sendikacýlarla, kadýnlarla ve siyasetin “öteki” si olan bir partinin üyeleriyle dolup taþmýþ durumda. Doðadaki Sarý – Kýrmýzý – Yeþil çiçekler yine suçlu. Devamý 7’DE 2 Büyük balýk küçük balýðý yer. 1950’lerden sonra Türkiye’de tarýmýn geliþmesinin önündeki en büyük engel dönemin siyasetçileridir. Türkiye kendi kendine yeten 7 ülkeden birisidir denilen yýllar geride kalmýþtýr. Diðer altý ülkenin durumunu hiç bilmiyorum. Ýlkokulda öðretmenime sormuþtum bu kalan ülkeler hangileri örtmenim? Diye. Bir cevap alamamýþtým. Sonraki yýllarda da baþkalarýna sordum yine cevap veren olmadý. Kendim araþtýrdým hep ayný kelime vardý. Galiba bu okul kitaplarýnda dönemin hükümetlerinin uydurduðu kocaman bir masaldý. Türkiye ne o zaman kendine yetebiliyordu ne de þimdi. Türkiye aç. Türkiye iþsiz, umutsuz ve karamsar. Türkiye genç ve dinamik diyorlar. Gençlerin dinamik olduðu konular gerçekte ne? Buradan bakýnca görülen çoðunun aðzýnda ayný þeyler olduðu. Büyük balýk küçük balýðý yer. Seyrettikleri her belgeselde ayný tema var. Doða vahþidir. Büyük balýk küçük balýðý yer. Sen de ye. Kapitalizmin özü budur. Doðal olan, insana yakýþan kapitalizmdir. Komünizm iþlememiþtir çünkü insan doðasýna aykýrýdýr. Çünkü insanýn istekleri bitmez. Ýhtiyaçlarý sýnýrsýzdýr. Lüksü sever ve eriþmek, edinmek ister. Ýnsan türünün iyi bir tür olmadýðý konusu çok tartýþýlýr. Bazýlarýna göre bu denli zavallý bir canlýnýn evrimsel süreçte ayakta kalabilmesi muhtemelen sinsiliði sayesinde olmuþtur. Daha doðrusu sinsi olmayanlar elenince geriye yaþama tutunabilen ama özünde çok da iyi olmayan bir tür kalmýþtýr. Bu konu sosyologlarýn da gündemindedir, antropologlarýn da. Her þeyi izliyorlar, adým adým neler olup bittiðini tespit ediyorlar. Bilim þempanze ile ortak atamýzdan ayrýldýðýmýz o þanslý zamaný açýk seçik ortaya seriyor. Foyamýz meydana çýkalý çok oldu. Sinsilik böylesi tuhaf bir türü anlatmaya yetecek bir kelime deðil. Ama mükemmel bir canlý olmadýðýmýz da ortada. Karamsarlara göre Dünya insansýz baþladý ve yine insansýz sona erecek. Her nesil kendisi ortadan kalkmadan böyle bir þey olmayacaðýný düþünüyor ve her nesil ayný anda bir kýyametin kopmasýndan korkuyor. Oysa Dünya’da kýyamet kopalý çok oldu. Kýllarý dökük, iki ayaðý üzerinde yürüyen ve alet kullanýp geliþtirebilen canlý ile birlikte kalanlar için kýyamet koptu. Kendisini dünyanýn hâkimi sanan zavallý insan kendi atýklarýnda boðulmaya baþladý. Çýrpýndýkça batýyor. Çernobil, küresel ýsýnma, GDO’lar, enerji kaynaklarýnýn tükeniþi, kirlilik ve geleneksel tarýmýn unutulmaya baþlanmasý. Kýyamet kopmasý için kuyruklu yýldýza falan gerek yok, Her ülkeye birbirinden beceriksiz 100 tane siyasetçi koyun yeter. Avrupa Birliði yeni parlamentosunu geçtiðimiz ay yapýlan seçimler ile oluþturdu. Görülen o ki neredeyse hiçbirisinin zerre programý yok. Topu baþýna hayatta gök gürlememiþ bir avuç okumuþ çocuktan baþka bir þey deðil. Ömründe bir gün ekmeksiz, umutsuz kalmamýþ bir avuç yeni yetme. Bizimkilerin bile durumu daha iyi. Varýn gerisini siz düþünün. Dünya Bush’lara, Sarkhozy’lere, Obama’lara, Berlusconi’lere emanet. Kýyamet. Yakýn. Doða. Vahþi. Peki öyle ise yunus balýklarý nasýl oluyor da boðulan arkadaþlarýna yardým ediyorlar? Doða vahþi ise neden avlanamayan yarasalara türdeþleri yemek taþýyor. Doða acýmasýz ise nasýl oluyor da þempanzeler baþka türlerin yetim yavrularýný evlat ediniyor. Doða korkunç bir yer ise minik bir kelebek nasýl olup da bütün gün kýrlarda dolaþabiliyor. Evet. Büyük balýk küçük balýðý vahþi doðada yiyor. Ama bazen küçük balýklar bir araya gelip büyük balýða saldýrýveriyorlar. Hep birlikte. Bir sürü küçük balýk. Ve iþte o zaman büyük balýðý da, büyük balýðýn anasýný da, avradýný da yiyorlar. Bu yedikleri son yemek olsa bile. BirGün Madýmak Katliamý’nýn 16’ýncý yýldönümünde, baþta Sivas olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde anma etkinlikleri düzenlenecek. Aleviler, katliamýn asýl sorumlularýnýn yargýlanmasýný ve Madýmak’ýn müze olmasý taleplerini bir kez daha dillendirecek. 2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal þenlikleri sýrasýnda, Madýmak Oteli’nin yakýlmasý sonucu hayatýný kaybeden 37 aydýn ve sanatçý için Türkiye’nin birçok yerinde anma etkinliði düzenlenecek. Alevi örgütleri katliamýn 16’ýncý yýlýnda da unutmamak Agos gazetesi yayýn yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili yargýlamanýn adalet arayýþýna yanýt vermediðini düþünen insan haklarý savunucularý, 4 Temmuz'da Galatasaray Meydaný'nda bir insan zinciri oluþturacak. Kendilerini "cinayet davasýnýn maðdurlarý, tanýklarý ve takipçileri" olarak nitelendiren topluluk, 19 Ocak 2007'de Ýstanbul'un Þiþli Ýlçesi'ndeki gazetenin önünde katledilen gazetecinin yargýlamasýna dikkat çekecek. Cinayet davasý 6 Temmuz'da Ýstanbul 14. Aðýr Ceza Mahkemesi'nde 10. duruþmasý 6 Temmuz'da gerçekleþtirilecek olan davanýn ikinci yýlýný da tamamlamýþ olacaðýnýn vurgulandýðý açýklamada, "Arkadaþýmýz Hrant Dink ve bu ülkenin geleceði için bir kez daha bir araya gelmek, onun için bir kez daha en gür haliyle sesimizi duyurmak istiyoruz. Vicdan ve akýl için bu birlikteliðe ihtiyaç var" denildi. 4 Temmuz'da Galatasaray'da Hrant Dink'i "katleden karanlýða karþý ses çýkarýlmasý"nýn önemine iþaret edilen yazýlý açýklamada, buluþmanýn 4 Temmuz (Cumartesi), saat 18.30'da, Galatasaray Meydaný'nda gerçekleþtirileceði duyuruldu; adalet arayýþýna destek verilmesi istendi. 6 Temmuz'da Beþiktaþ Meydaný'nda Açýklamada, "Hrant Ýçin Adalet Ýçin" gösterilecek desteðin, cinayet davasýnýn 10. duruþmasýnýn görüleceði 6 Temmuz'da, saat 10.00'da Beþiktaþ Meydaný'ndaki buluþmada da gösterilmesi çaðrýsý yapýldý. (EÖ) Bianet ve unutturmamak için Madýmak Oteli’nin önünde olacak. Çok sayýda kurumun katýlacaðý anma 2 Temmuz Perþembe günü “Madýmak Müze Olacak” þiarýyla Sivas, Toros Sokak’ta saat 16:00’da baþlayacak. Katýlýmcýlar kortejler eþliðinde Kolej Meydaný’na yürüyecek. Madýmak Oteli’nin önünde, hayatýný kaybedenler anýlacak. Ýstanbul’da da her yýl olduðu gibi Kadýköy Meydaný’nda anma mitingi düzenlenecek. Alevi örgütleri, sendikalar, partiler ve sivil toplum örgütlerinin katýlacaðý miting saat 16:00’da Kadýköy Tepe Nautilus önünde toplanmayla baþlayacak. Miting ise Kadýköy Meydaný’nda yapýlacak. Ayrýca miting öncesi, saat 13:00’da Zincirlikuyu, saat 15:00’da ise Karacaahmet Mezarlýðý ziyaret edilecek. Unutmak Tekrar Tekrar Yanmaktýr 2 Temmuz Ýstanbul Tertip Komitesi’nden yapýlan açýklamada, "unutmak tekrar tekrar yanmaktýr" denildi. Açýklamada þu ifadelere yer verildi: "Devletin tüm birimlerince günler öncesinden haber alýnan ve göz göre göre katliama izin verilen bir gün yasadý Sivas. Týpký Maraþ ve Çorum gibi. Devletin bu seferki katliamda kullandýðý güç ise yine bir kotrgerilla örgütlenmesi olan siyasal islam’ýn temsilcileriydi. Aleviler ölülerinin deðil dirilerinin peþinden yürüyor. Yolumuz özgürlüðün, adaletin, halklarýn kardeþliðinin, eþitliðin, yoludur. Sivas Katliamýnda sorumluluðu olan dönemin tüm yetkilileri yargýlanmalý, Madýmak Oteli müze olmalý. Sivas Þehitlerimizi unutmadýðýmýzý göstermek için tüm halkýmýzý Kadýköy’e çaðýrýyoruz." Alevi Bektaþi Federasyonu Genel Baþkaný Ali Balkýz da, " Sivas Madýmak Oteli, katliamlara karþý duruþun bir anýtý olarak müze yapýlmalýdýr. Ýþte bu nedenle, 16. Yýlýnda da yine Sivas Madýmak Otelinin önünde olacaðýz. BirGün Havayolu þirketinin yetkilisi, uçaðýn 142 yolcu ve 11 kiþilik mürettebat taþýdýðýný belirtti. Yetkili, Yemen’in baþkenti Sana’dan Komor adalarýnýn baþkenti Moroni’ye giden uçaktaki yolcular arasýnda Fransýzlar ve Komorlular olduðunu, hayatta kalan olup olmadýðý hakkýnda ise henüz bilgi bulunmadýðýný kaydetti. Komor Devlet Baþkaný Yardýmcýsý Ýdi Nadhoim ise baþkent Moroni’deki havaalanýndan Reuters ajansýna yaptýðý açýklamada, uçaðýn düþtüðü yeri hala tam olarak bilmediklerini, ancak Komor Adalarýný oluþturan Büyük Komor adasýnýn Mitsamiouli kenti civarýna düþtüðünü tahmin ettiklerini belirtti. Bu arada, Paris havaalanýndan bir sözcü, Yemenia’ya ait bir uçaðýn dün sabah Paris’ten havalanarak Yemen’e uçtuðunu, oradan da Moroni’ye hareket ettiðini bildirdi. Öte yandan Afrika ve Madagaskar Havacýlýk Güvenliði ve Seyrüsefer Kurumu (ASECNA) temsilcisi Ýbrahim Kasým, Reuters ajansýna yaptýðý açýklamada, uçaðýn muhtemelen kýyýya 5-10 kilometre yaklaþtýðýný, arama çalýþmalarý için sivil ve askeri botlarý seferber ettiklerini kaydetti. Havaalanýndaki bir BM yetkilisi de kontrol kulesinin uçakla iniþ için temasa geçtiðini, ancak daha sonra baðlantýnýn kesildiðini belirtti. Öte yandan Afrika ve Madagaskar Havacýlýk Güvenliði ve Seyrüsefer Kurumu (ASECNA) temsilcisi Ýbrahim Kasým, Reuters ajansýna yaptýðý açýklamada, uçaðýn muhtemelen kýyýya 5-10 kilometre yaklaþtýðýný, arama çalýþmalarý için sivil ve askeri botlarý seferber ettiklerini kaydetti. Havaalanýndaki bir BM yetkilisi de kontrol kulesinin uçakla iniþ için temasa geçtiðini, ancak daha sonra baðlantýnýn kesildiðini belirtti. Düþen Yemen Yolcu Uçaðýnýn Enkazý Bulundu Hint Okyanusu’ndaki Komor Adalarý açýklarýnda düþen Yemen hava yolu þirketi Yeminia’ya ait Airbus 310 tipi yolcu uçaðýnýn enkazýna ulaþýldýðý belirtildi. Komor Adalarý’ndaki Afrika ve Madagaskar Havacýlýk Güvenliði ve Seyrüsefer Kurumu (ASECNA) yetkilisi Ýbrahim Kasým, arama uçaklarýnýn, Komor Adalarý açýklarýnda enkazýn yerini belirlediðini kaydetti. Kasým, henüz yolcularla ilgili kendilerine bilgi ulaþmadýðýný belirtti. Düþen Yemen Uçaðýndan Yeni Yürüyen Bir Çocuk Kurtarýldý Hint Okyanusu’ndaki Komor Adalarý açýklarýnda düþen Yemen hava yolu þirketi Yemenia’ya ait Airbus 310 tipi yolcu uçaðýnýn enkazýndan yeni yürüyen bir çocuðun kurtarýldýðý bildirildi. Mýsýrlý kurtarma biriminin baðlý olduðu Göçmen Dairesinin yetkilisi Raþide Abdullah, kurtarýlan küçük çocuðun daha önce kurtarýldýðý bildirilen kiþiyle ayný olup olmadýðýnýn henüz bilinmediðini belirtti. Yemenia þirketinden Muhammed El Sumairi, denizden çýkarýlan kiþinin milliyetinin henüz bilinmediðini söylemiþti. Baþkent Sana’dan Komor Adalarý’nýn baþkenti Moroni’ye giden uçak 142 yolcu ile 11 kiþilik mürettebat taþýyordu. 141140 yolcu ve mürettebatýn öldüðü sanýlýyor. Radikal GEREKLÝ TELEFONLAR Sulucakarahöyük / ANKARA Yaþar ALKAN Ýþçi sýnýfýnýn genç kuþaklarýnýn dayanýþma kültürünü geliþtirmek, sýnýf mücadelesi deneyimlerini zenginleþtirmek üzere düzenlenen Genç Ýþçi buluþmasý Ýzmir Seferihisar’da baþladý. 12 ayrý sendika tarafýndan desteklenen organizasyon Ýzmir Seferihisar’da düzenlenen uluslararasý kampla dünyanýn farklý ülkelerinden genç iþçilerin buluþmasýna sahne oluyor. Buluþma kapsamýnda Ýnti Ýlimanni de Türkiye’ye gelerek konser verecek. TÜRK-Ýþ ve DÝSK’e baðlý Birleþik MetalÝþ, Dev-Saðlýk-Ýþ, Genç-Sen, Genel-Ýþ, HavaÝþ, Koop-Ýþ, Limter-Ýþ, Oleyis, Petrol-Ýþ, Sinesen, Tekgýda-Ýþ, Tez-Koop-Ýþ, TGS, T.Maden-Ýþ Sendikalarý ve Toplumsal Araþtýrma ve Eðitim Merkezi (TAREM) tarafýndan düzenlenen Dünya Genç Ýþçi Buluþmasý 2009 Türkiye programý 28 Haziran-5 Temmuz tarihleri arasýnda gerçekleþiyor. Türkiye’de bulunan çok uluslu firmalarda çalýþan genç iþçilerin, çok uluslu tekellerin ana ülkelerindeki iþyerlerinde çalýþan genç iþçilerle buluþturulmasýnýn hedeflendiði organizasyon bir hafta sürecek. Kampta “Kapitalizmin Krizi ve Etkileri”, “Türkiye’de genç iþçilerin profili”, “Kadýn emeði kriz ve direniþ yöntemleri”, “Dünya’da ve Türkiye’de örgütlenme deneyimleri” ,“Ýþçi sýnýfý ve alternatif medya deneyimleri” baþlýklý tartýþmalar gerçekleþtirilecek. Ýnti Ýllimani festivalde sahne alacak Dünya Genç Ýþçi Buluþmasý, Þilili grup Ýnti Ýllimani, Türkiye’den Moðollar, Bandista ve Ahibba müzik gruplarýnýn katýlýmýyla 4 Temmuz Cumartesi günü gerçekleþtirilecek Dünya Genç Ýþçi Festivali ile son bulacak. Sendika.Org Hacýbektaþ Belediye’si sinek ve sivrisineðe karþý ilaçlama mücadelesi baþlattý. Sulucakarahöyük / Hacýbektaþ Haber – Foto: Hasan Kankal Havalarýn ýsýnmasýndan dolayý artan sinek ve sivrisinekleri ilaçlamak için Hacýbektaþ Belediye’si kendi ilaçlama araçlarýnýn arýzalý olmasý nedeniyle komþu belediye Mucur’dan getirdikleri zirai ilaçlama aracý ve Mucur Belediye personelinin katkýlarýyla Hacýbektaþ genelinde sinek ve diðer haþarýlara karþý ilaçlama yaptýlar. Çevre temizliði bakýmýndan Hacýbektaþ halkýnýn havanýn ýsýnmasýndan dolayý duyarlý davranýp çöplerini poþetlerle gece çöp bidonlarýna atarak Belediyeye yardýmcý olmalarý gerekmektedir. Yine Belediye’de çöpleri akþam saatlerinde alýrlarsa sinek sivrisinek ve kokuþmuþluðun önüne geçilir. Ýlçemizin temizliði için halkýmýz duyarlý olmamalýdýr. Pet þiþeden baþlayýp diðer çöplerle ve sigara izmariti de dâhil yerlere deðil, çöp kutularýna atmalý, atmayanlarýnda uyarmalýdýr. Hacýbektaþ’lýlarada bu yakýþýr. Ýlçemizin temizliði bakýmýndan önem taþýmaktadýr. Eðer böyle hassas davranýlýrsa bizler kazançlý çýkarýz. Temizlik çalýþmalarý ve ilaçlamalarýndan dolayý Hacýbektaþ Belediyesi’ni kutlarýz. Halkýmýzý da temizlik için Belediyeye yardýmcý olmaya davet ediyoruz. Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ. Sos. Yar. ve Day. Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkanlýðý Milli Eðitim Müd. Halk Eðitim Müd. Askerlik Þubesi Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. Tapu Sicil C.Savcýlýðý Adliye Adliye Kütüphane H.B.V Kültür Merkezi Müze Turizm Danýþma Emniyet Amirliði Karakol Amirliði Jandarma Ýlçe Tarým Lise Kýz Meslek Lisesi Mal Müdürlüðü Kadastro Karaburna Belediye Kýzýlaðýl Belediye PTT. T.M.O. Türkiye Ýþ Bankasý Ziraat Bankasý Þoförler Cemiyeti Esnaf Odasý Tarým Kredi Koop. TEDAÞ Çiftci M.K.Baþkanlýðý Rýfat Kartal Huzurevi Sulucakarahöyük Gzts Taþýyýcýlar koop Nevþehir Seyahat Þanal Seyahat Mermerler Seyehat Dergah Taksi Duraðý Terminal Taksi Huzurevi Hacýbektaþ Noterliði 441 30 09 441 34 10 441 39 77 441 31 01 441 31 02 441 37 44 441 30 16 441 30 48 441 30 10 441 35 20 441 30 15 441 36 32 441 32 49 441 35 38 441 35 38 441 30 18 441 30 19 441 33 94 441 30 22 441 36 87 441 26 97 441 36 66 441 38 08 441 30 20 441 37 74 441 31 08 441 30 56 441 35 37 453 51 30 455 61 29 441 35 55 441 30 11 441 35 00 441 33 26 441 30 74 441 37 42 441 32 76 441 31 42 441 36 80 441 33 38 441 39 47 441 20 06 441 30 43 441 33 59 441 21 73 441 25 25 441 27 97 441 33 38 441 35 23 ARAÞTIRMA Topuzlu Babadan Pir Sultan Anýtýný görebilmek pek mümkün deðildi ama Anýtýn fotoðrafý bütün canlar tarafýndan öylesine gönül gözüyle çekilmiþti ki Anýt bu kez Topuzlu Baba ‘ya taþýnmýþtý adeta. Aðaçlarýn kokusu ýlýk ýlýk esen rüzgarýn insanýn yüzüne býraktýðý hafif bir serinlik okunan deyiþlerle ve sýk sýk tekrarlanan Sivas Þehitlerinin isimleri ve Ýlyas’ýn ismi bazen beni bundan 17 yýl önceki Pir Sultan Etkinliklerine bazen 2006 yýlýnda açýlýþýný yaptýðýmýz Topuzlu Baba Kültür Merkezinin yapýmý sýrasýnda sürekli koþturan Ýlyasýn duvarda çakýlý kalan resmine taþýdý. Yaþam insaný ne yazýk ki her türden acýya karþý dayanýklý bir malzemeden yapmýþtý. Bu insan denilen nefes alýp veren, konuþan , düþünen, acý çektiren ve mutluluk veren cins kurgusuyla yaþamý yeþertiyor veya boz ediyordu her yaný. Topuzlu Baba Mevkide ne çok yaþamýþtý kim bilir böylesi acýlarý , kaç kez kim bilir yüzüne vurmuþtu rüzgar þamar gibi. Ýþte bu rüzgarý þamar gibi yiyen ancak bu güne deðil öðrendiklerinden , belletilenden hiç vazgeçmeyen bu yöre insaný her yýl olduðu gibi yine hazýrdý etkinliklere. Ýlk kez bu kadar muhtar ismi sýraladým, onlarý sahneye çaðýrarak Pir dostlarýný selamlamasýný istediðimizde gözlerinde çok özledikleri, çok yaþamak istedikleri þeyi yapmanýn mutluluðunu yakaladým.Ne çok muhtar vardý Banaz ‘ýn çevre köylerinin dýþýndan ta Tokat’tan , ta Ordu’dan gelenler vardý. Hangi ilden gelirlerse gelsinler, hangi köyün suyunu içerlerse içsinler o ellerinden daha çok kýrýþan yüzleriyle karþýmda duruyorlardý ve Anadolu insanýnýn yüzleriydi.Etkinlik baþlamadan önce Ankara’dan gelen konuklarýn Topuzlu Baba’ya gelmeleri, hoþ bir telaþ ve sýkýntýsýz geliþen baþlangýç dakikalarý. Saygý duruþu. Ve artýk her yýl gelenekselleþen “Banaz Köyü Yaþlýlar Semah Ekibi”. Aslýnda bu sene “ Yaþlýlar Semah Ekibi ” tanýmlamasýna uymadý, sahneye çýkan semah ekibi. Yaþlarý nedeniyle yavaþ yavaþ bu yaþamý deðiþtirip yeni bir dünyaya göç edenlerin yaný sýra kazalar, ekonomik koþullar, yakýnlarýnýn saðlýk sorunu olanlarýn bir bölümünün Banaz’da olmamasý semah ekibinin gençleþmesini getirip dayatmýþtý. Genç, yaþlý hangi kategoride olursa olsun her iki türlüde ayrý keyif, ayrý duygular, ayni içsel fýrtýnayý hissettim. Elbette Banaz’ a gittiðimde hepsinin tek tek elini öptüðüm Banaz’ýn yaþlýlarýnýn daha doðrusu Banaz’ ýn sözlü tarihinin yavaþ yavaþ tükeniyor olmasý içimi burkuyordu ama kurulan böylesi bir dünya düzeniydi onlar gidiyor, evlatlar, torunlar geliyordu. Ayni hakka yürüyen Duran Dedenin ardýndan gelen oðlu Ali Þimþek Dede gibi. Bazý þeylerin en güzel , en özel eðitimi gönül gözüyle izlemekle olur onu bir kez daha kavradým . Ali Dede Ankara’da yapýlan Cem’de , Banaz’ da yapýlan kurban duasýnda yýllarýn tecrübesi yerine yýllarýn gönülden izleniminin sonucu görevini öylesine düzgün yerine getirdi ki umarým Pir’in eteðinde hep birlikte oturan Dedeler ve Duran Dede’ de oðlunun yürüttüðü hizmetlerden mutluluk duymuþtur. Yine semah ekibini oluþturan gençlerden biri olan yeni muhtarýn düzgün giyimi takým elbisesi içinde halký selamlarken vermiþ 20. Geleneksel Pir Sultan Abdal Etkinlikleri Bu yýlda gelip geçti. Bu yýlla birlikte bir sürü acý , tatlý anýlar tarih sayfalarýnda yerini alacak. Büyük bir koþturmaca içinde geçen Pir Sultan Etkinlikleri genel olarak bu güne deðin yapýlan etkinlikler içinde doða, doku ve bu yörenin havasýna , suyuna , taþýna , topraðýna iþlemiþ acý ve tatlý birlikte bütünleþen bir tarih süzgecinden süzüle süzüle bu güne ulaþmýþ geçmiþin olduðu fotoðrafý her kesin görmesini isterdim. Temizlik bütünleþmiþti yürek, göz ve görüntüyle ve semah dönerken yaþadýðý duygu ile Pir Dostlarýný, konuklarýný selamlarken hissettiði duygu bütünleþmiþ yorgun yaþlý izleyenlere umut olmuþtu. Dernek baþkaný Ahmet kendi özel sorumluluklarýnýn yaný sýra almýþ olduðu sorumluluk, bu sorumluluklarý yerine getirme heyecaný bir gün önce çok yorgun gördüðüm yüzündeki izler açýlýþ günü hizmet yarýþýna dönüþmüþ ve büyük bir koþturmayla her þeyin, her yerin iyi olmasý için kurulmuþ bir makine gibi adeta çýrpýnýyordu. Yöneticiler, eski muhtarlar, en çok önemsediðim baðlarýmdan biri olan çevre köylerin gençleri verdiðim her görevi “tamam abla” diyerek yerine getiriyor ve ardýndan görevini yapmanýn mutluluðu ile iþin sonucunu mutlaka bana gösteriyorlardý. Bu yýl belki uzak þehirlerden katýlým çok fazla deðildi. Ben hep birliktelikten, kent- köy deðil Pir Dostlarý, bu yolun yolcularýnýn kaynaþmasýndan yanayým buranýn ne olduðunu, hepimizin ne için burada olduðumuzu unutmadan Banaz’da olmanýn doðru olduðuna inanýyorum. Burada canlar Cem olmak için varlardý ve Cem’de “diþi erkek sual edilmezdi” önemli olan Ceme katýlmak ve inanmaktý yapýlan iþe. Ýþte yine bu yýlda yapýlan iþe inananlarýn bir kýsmý buradaydý 20. Etkinliklerde umarým bir daha ki yýl bu inananlarýn sayýsý artarak daha büyük bir Cem kurarýz. Göremediðim dostlarda vardý elbet örgütlerimizden gönlü Pir’e hizmet için çarpan, yokluðunu hissettiðim, gözümün ve gönlümün aradýðý dostlar. Sadece gönül ve göz deðil birlikte olmanýn doðruluðuna inandýðým dostlar, biliyorum ki bu dostlarda hissettiler burada bulunamamanýn eksikliði ve burukluðunu bunu önümüzde ki yýllarda aþacaðýmýza inanýyorum. Bizler, benim gibiler, Aleviler, Kýzýlbaþlar, eþitlik, özgürlük, yol, edep, erkan, barýþ diyenler çok iyi bilirler bütün bu istemleri Pir’in deyiþlerini söylemeden Banaz’a gelip Pir’in eteðine niyaz etmeden gerçekleþemez. Bütün bu söylemleri çok inançsal ve mistik bulanlara da sözüm bunlarý okumasanýz da duymasanýz da havasýný, kokusunu, suyunu bilmeniz, tatmanýz ve bellemeniz gerekir. Pir Sultan için yapýlan her etkinlik, söylenen her söz, yapýlan her hizmet benim için çok deðerli. Kimseyi ayýrmadan söylüyorum benlik hiçbir zaman örgütsel yapýnýn önüne geçmemeli. Banaz’ da yaptýðým bu sunuculuk iþi her sene tartýþmaya açýlsa da beni öte itmek için en yakýnlarým dan dahi fýsýltýlar duysam da, hatta “buralarý profesyonel þirketler, kiþiler organize etsin” dense de buralar amatör ruhlarýn, gönüllerin, gönül acýlarýnýn, yürek sevdalarýnýn, yol arkadaþlarýnýn, yolcularýn uðrak yeri, buralar yüzyýllardýr dedelerin binlerce zorluða raðmen koruyup, kolladýðý, gözünden çok özen gösterdiði ve sadece inandýðý için ömrünü tükettiði yerler. Buralarda olsa olsa ayni içsel duygularý taþýyan amatör ruhlu yaptýðý iþe gönülden inanmýþ gençlere teslim edilir. Ben bu yýl elimde yýllardýr tuttuðum mikrofonu elinin yüreðiyle birleþtiðine inandýðým bir gence kýzým gibi sevdiðim Banaz yollarýnda büyüyen genç avukata teslim edecektim koþullarý bu yýl ne yazýk ki bu nöbet deðiþimine engel oldu. Ama eline mikrofonu verip yanýndan uzaklaþmayacaktým inanacaktým, gözlemleyip, görecektim onunla birlikte bende piþmek için bir kez daha kazana girecektim, birlikte bir kez daha piþip ondan sonra yüzünün ve ellerinin çizgileri yüreðime çakýlmýþ canlarýn yanýnda sessiz, derin izleyecektim inanmýþ gençlerin aðýzlarýndan çýkan deyiþleri. 30 yýllýk örgüt yaþamým 20 yýllýk Demokratik Alevi Örgütü deneyimim bana son yýllarda daha da fazlalaþarak emeðime, arkadaþlarýmýn emeðine sahip çýkmak için en önemlisi inandýðým þeye hizmet ederken yerine býrakacaklarýnýn da ayni özeni gösterdiðine, bu duygularýn onlarda da içselleþtirdiðine ve sadece bu iþi hizmet için yaptýðýna inanýp buralarý saðlam ellere teslim etmek gerektiðini öðretti. Tekrar söylemekte yarar var tüm bu yapýlanlar, tüm bu yaþananlar karþýsýnda göðüslenen acýlar, yalnýzlýklar, yaþanan tatsýzlýklara raðmen eðer bu gün bir araya gelip bir þeyler yapabiliyorsak ismi bilinen bilinmeyen bir avuç insan sayesindedir. Bir avuç insandan kastedilen sadece bizlerin etrafýnda ki bir avuç insan deðil Malatya Hekimhan’dan gelen Pir Sultan Abdal Kültür Derneði þubesinden, bu güne deðin gelmiþ geçmiþ tüm muhtarlarýn, Tokat Güzelbeyli’den her yýl beni arayýp afiþ isteyen dostlarýn, sazýn teline vurup yüreðimizi ta geçmiþ yüzyýllara taþýyan Rýza’nýn, Türkanlarýn, Cevahirin, bu yýl katýlamayan yüreði yanýmýzda olup Ýlyas’ la aramýzdaki gönül baðlantýsýný saðlayan Denizin ve onlar gibi onlarca ozanýn sanatçýnýn emeði. Bu saydýðým isimlerin diðerlerinden farký bu hava, su ve rüzgarla büyümüþ olmalarý. Bunlarýn dýþýnda çoluðunu çocuðunu yiyeceði çöreðini yanýna alýp traktörün üzerine atlayýp kendini bütünleþtiði Banaz köyüne , Topuzlu Babaya , Yýldýz Daðýna atan canlarýn, senede bir gün gelen bu günü bekleyip memesinin arasýna sararak sakladýðý 5 tl. yi verirken az olmasý nedeniyle sýkýlan ama vermezse daha fazla üzüleceðine inanan yüreði zengin kadýnlarýn emeði, getirdiði lokmalarý “ gelin birlikte yiyelim” diyen canlarýn emekleri. Bu sürecin baþlandýç tarihide elbette benim olduðum yönetimle baþlamýyor. Çünkü en korktuðum þey tarihin akýþýný, gidiþini kendine göre deðiþtirip kendi tarihini topluma tarih diye sunmaktýr. Yüzyýllarýn sessiz örgütlenmesi Pir Sultan örgütlenmesi artýk su yüzüne çýktý baðýrmasý gerektiðinde baðýrýyor, direnmesi gerektiðinde direniyor bizler daðýlýp, parçalanýp bir birimizi yok etmeye çalýþmadýkça kimse bu derinden gelen sesin , yüreðin ve gücün önüne geçemez.buna inanýp bunun gereðini yerine getirmeliyiz aksi taktirde bugün yapmýþ olduðumuz þeylerin ileriki yýllarda hiçbir deðeri olmayabilir . Bizi izleyenler arasýnda bu yolun inananlarý insanlýktan nasibini almamýþ canilerce katledilen Sivas Þehitleri de vardý isimler okundukça izleyen canlar “ burada” diye yanýt verirken uzaktan bir baþka ses “ sizinleyiz” diyordu. Dünya renklerinin hepsini içinde barýndýran barýþ güvercinleri bize ses soluk yolluyordu. Ýlyas’ ta muhtemelen Ankara’dan “ yanýnýzdayým” diyordu. Bunun kanýtýný Ankara’ya döner dönmez Ýlyas’a gittiðimde gördüm ilk sorusu “ etkinlik nasýl geçti” oldu. Ve 20. Pir Sultan Abdal Etkinliklerinden sonra kirvesi olmaktan mutlu olduðum gözleri dalgýn, duygularý içinde saklý ilyas belki de dýþa vuramadýðý duygularýný da alarak farklý bir dünyaya yola çýktý. Buraya kadar anlattýklarým sadece etkinlik baþlayana kadar olanlar sizi biraz sýkacaðým ancak bu yazýmýn devamý gelecek. Þimdi Ýlyas can için sevgili eþi Sebahat ve gözünün önünden hiç ayýrmadýðý caný çocuklarý Kardelen ve Uður yemek verecekler onlarýn yanýnda olmalýyým. Vasiyetine bir alýnlýk eklemiþ: Belki de, demiþ; en kötüsü, ölümden sonra bile istemektir. Ýnsanýn içini acýtýyor. Mektup zarflarýndan çýkan solgun, çizgili bir yaprakmýþ. ODTÜ’yü bitirmiþ. Bir plazada çalýþýyormuþ. Çünkü çalýþmak gerek deðil mi sevgili kardeþim. Þairlik, yazarlýk sökmüyordu deðil mi; bilirim. Bir plazada çalýþýyorum ben de. Ayýn son cumartesi pazarý, genelde param kalmadýðý için evde otururum. Bir yere çýksam da; iki bira, birkaç kitap (sahaflar hep), bir iki de dergi iþte. Þairlik sökmüyor. Sökemiyor bu hayatý çivilendiði yerden. Mehmet Müfit’in o dizesi çare olurdu belki: Annem annem/ tüm kapýlarý çivilemek geliyor içimden. Balkon kapýlarýný çivileyeydik, pencereleri çivileyeydik; kitabýn için ölümünden sonra yapýlan bunca tartýþma, ölümünden önce yapýlsaydý mesela; belki yayýnevlerinin kapýlarýndan döndün birçok kez; belki üç beþ kuruþ maaþýný, þiir kitabýný bastýrabilmen için harcamaný istediler... Bu ülkede ölmeden bir þey olabilmek çok mu zor yorgun kardeþim benim? Bir þair ölmüþ 28 Aðustos 2004’müþ. Yapayalnýz geçirdiðim bir yazdý o yaz. Þehirde dolanýp durdum. Edip’in Cin þiirine benzeyen bir yazdý. Belki severdin Cansever’i... Kozyataðý’ymýþ, Sinan Sokak’mýþ, Arzu Apartmaný’ymýþ. Onuncu kattaymýþ evin. Evliymiþsin. Dostlarýnla çektirdiðin fotoðraflarýn varsa ne oldu onlara? Evinin penceresinden býrakývermiþsin kendini. Çivileseydik... Sabahlarý þiire çalýþýr mýydýn? Seni hiç tanýmam. Kansu’nun Anahtar þiirindeki soruyu sorsam sana: Akþamlarý mý severdin, ikindileri mi? Cesedin SSK’nýn morguna kaldýrýlmýþ. Bir þair ölmüþ. Bildi mi oradaki görevliler. Þiirlerini okumuþlar mýydý hiç? Eþin acý haberi duyduðunda mahvolmuþtur. Ölenler unutulur mu ince kardeþim, yoksa bütün unuttuklarýmýz ölmüþ olanlar mýdýr? Ne kadar taþýdýn ölümü içinde; komþularýn daha önce de intihara kalkýþtýðýný söylemiþ çünkü. Demek ki bunca yük kolayca taþýnmýyor, zorluyor, birikiyor, acýtýyor. Demek ki þiir öyle üç beþ kelime deðil sadece, bir teknik deðil, mor bir þey oluyor zamanla... Kitabýn bunu açýklýyor zaten: Oysa/ mendil satar yine de bakardým bu kente/ olsaydýn içinde, diyecek kadar içtenmiþsin. Öylesi insanlar daha çabuk ölüyor galiba deðil mi uzak kardeþim. Þimdi atmayan kalbin, þiirinde atýyor iþte. Orada yaþamaya devam ediyorsun. Ne eski çerçevelerde, ne kapý arkalarýnda, ne rüzgârda kalmýþ sesinde; belki varsa, çocuðunda yaþýyorsun biraz, Aþýk Dertli diyor ya: Bir baþýma kalsam þehe, sultana kul olmam/ Viran olasý hanede evlad ü iyal var, öyle... Sözcüklerinde yaþýyorsun. Sözcüklerine gizlenmiþ ince umutsuzluktasýn, en çok oradasýn. Yaptýðýn bazý kelime oyunlarýna bunlar çok yapýldý, diyen editörler nasýldýr acaba? Þiir profesörleri birkaç kadeh daha raký içiyordur. Sanat sevicilerine üç beþ kokteyl daha. Etkinliklerde falan görüp birbirimizi... Hiçbir yaramýzý sarmadan... Kalbimize hiç dokunmadan... Bir içki ýsmarlayýp geçiyoruzdur birine daha; üç beþ manifesto, bir iki kurgusal metin, söylemlerden süreçlerden geçiyoruz kardeþim, geçiþ dönemleri geçmek tükenmek bilmiyor, modernite iflas etmiþ de, postmodern kuramlar üzerinden yeni bir söylem kurmaya çalýþýyormuþuz da... Gözlerimizin içine kimse bakmýyorsa þiir ne iþe yarar, deðil mi içten kardeþim? ve/ gömdüler beni,/ öldürdükleri gibi/ özenle” Gömdük... Özenle... Kitaplaþmasýný istediðin þiirlerini sýralamýþsýn vasiyetinde. Bir kitap hayal etmiþ, altýna da not düþmüþsün: “Bu 30 parça kitaplaþsýn. Bir tanesini de mezarýma gömün. Öpücük sesi. 18.03.2003” Hayat Susunca Konuþtu Ölüm, Özge Dirik’i yeniden gündeme getirecek. Art Shop’un þiire bunca destek vermesi, üstelik bu zamanda çok deðerli. Kitabý Didem Görkay Zengin hazýrlamýþ. Þiirler Özge’nin vasiyetindekilerle pek uyuþmuyor. Edebiyat dünyasýnda bu mesele etrafýnda dönen bir tartýþma var bir süredir. Olmamýþ deniyor, böyle olmamasý gerekti deniyor, yapmasý gerekenler yapmadý deniyor... Sözler söylenip geçiliyor... Týrnaklarýn uzamaya devam ediyor mudur eski kardeþim? Saçlarýn? Onlar bizden daha çok yaþar. Yine de bak, senin bir kitabýn var artýk. Yaþasaydýn Beyoðlu’na çýkar, iki tek atarak kutlardýk belki kitabýný. Sadece þu dizen için bile bin selam ediyorum sana yalnýz kardeþim: Ne de çok bekledim askere gidince sevdiði Pencereden çalabilmek için gözlerini. Hayat Susunca Konuþtu Ölüm Özge Dirik Hazýrlayan: Didem Görkay Zengin Art Shop Yayýnevi 2009 56 sayfa, 5.9 TL. Radikal Öykü ve hatta kýsa öykünün þiirle, romanla ve diðer edebi türlerle nasýl bir iliþkisi vardýr? Sözcüklerin seçimindeki arýlýk ve özen midir -kýsa öyküyle örneðin- þiiri akraba kýlan? Yoksa aslýnda yok mudur böyle bir yakýnlýk? Ya da bir öykü ne zaman kýsa bir roman ya da bir roman parçasýna öykünür? Bu ve benzeri sorular edebiyatýn birden çok alanýyla uðraþmýþ kiþilerin eserleri söz konusu olunca önemini artýrýyor. Güven Turan da þiir, roman, deneme, eleþtiri alanlarýnda verdiði eserleriyle ve çevirileriyle uzun yýllar boyunca verimini eksiltmemiþ bir kalem. Bu kez kýsa öykülerini topladýðý Zemberek’le okuyucuyla buluþuyor. Haliyle edebiyatýn birçok dalýnda imzasý olan bir yazar söz konusu olunca öykünün bugününü kýmýldatan, yeni bir yaklaþým ümidiyle yola çýkýyor okuyucu da. Zemberek, yazarýn ilkinden (Düþ Günler) yirmi yýl sonra yayýmladýðý ikinci öykü kitabý. Çoðun karanlýk ve tedirgin edici bir atmosferin hüküm sürdüðü kitapta on iki öykü bulunuyor. Öyküler arasýnda belirgin bir izlekten söz etmek çok kolay deðil. Hava oldukça bungun evet, ama bu tek baþýna bir izlek sunar mý? Ýllâ böyle bir iz sürülecekse belki þu soru bir çýkýþ noktasý olabilir: Neden ‘Zemberek’ adýný taþýyor kitap? Kitaba adýný veren bir öykü yok kitabýn içinde. Arka kapaða bakýldýðýnda “...Yolculuk, kentler, þiir, resim, kültür odaklý, soðuk ölümlerin örüldüðü gizemli öyküler zembereði kuruyor” notu dikkat çekiyor. Gerçekten de birçok þehir, bazen ismi belirsiz da olsa çaðrýþtýrdýklarýyla zengin bir görsel arka plan sunuyor. ‘Kültür odaklý’ göndermeler ve bazý cinayetler kitabýn tekinsiz havasýný ve gizemini besliyor. Bununla birlikte öykülerdeki zembereðe, kurulmuþ her þeyin bazen kendiliðinden bazen baþkalarýnýn eliyle boþalacaðý ya da sona ereceði fikrinin yarattýðý gerilim sinmiþ durumda. Bu haliyle çýkýlan yolculuklara ve iþlenen cinayetlere, çözülmesi imkânsýz görünen -ve belki de gerekmeyen- gizemli durumlar eþlik ediyor. Ancak bu karanlýk atmosfer niyetinin ve onun çaðýrdýklarýnýn tek izlek olduðunu ileri sürmek doðru olmaz. Bu doðrultuda bazý öyküler için daha dingin, masala ve doðaya deðgin, ölüme ve dirime bakýþlarý diðerlerine göre daha az sarsýcý denebilir. Açýlýþ öyküsü ‘Çember’ bir fotoðrafýn izini Cenova ve Ýstanbul’da sürüyor ve sonuyla bu iki þehir arasýndaki tekinsiz ipi birleþtirerek çemberi tamlýyor. ‘Çað Taþkýný’, ‘Dönüþüm’ ve ‘Kapan’ adlý öyküler sadece cinai heveslerin, karanlýk gizemlerin ve þaþýrtýcý sonlarýn öyküleri deðil. Bu öykülerin beslendiði kültürel doku da onlarý ilginç ve farklý kýlan özelliklerden: Müzeler, müzelerdeki tablolar, bu tablolarla iliþkilendirilebilecek cinayetler, mitlerden çýkan yýlan-kadýnlar, belirsiz bir mekânda sonsuza devrilen bir kapalý dansýn tutsaklarý sadece birkaç örnek. Tüm bu fantastik ve polisiye dokunmalar bir yana, ‘Son Sonnet’, ‘Kýsa Gün’ ve ‘Kardelenin Masalý’ adlý öyküler diðerlerinin taþýdýðý tekinsiz hali pek içermeyen, ancak ayný akýcý dil yetkinliðinden nasibini almýþ öyküler. Tüm bunlar birlikte düþünüldüðünde öykülerdeki farklý öðelerin tesadüfîliði dýþlayan bir bütünlükle bir araya getirilmiþ olduðu görülebilir. Dikkat çeken iki öykü Kitaptaki iki öykü ayrýca dikkat çekilmeyi hak ediyor. Bunlardan ilki ‘Fronhofer’in Gecesi’, diðeriyse ‘Ultima Thule: Yedikule’. ‘Balzac’ ve ‘Gizli Baþyapýt’ göndermeli ‘Fronhofer’in Gecesi’nde yazar bir klasik eserin kahramanýndan yola çýkarak yeni bir öykü yaratýyor. Aslýnda kitabýn sonundan yola çýkarak bir anlamda devamýný uyarlýyor. Öykünün son cümlesinin yine Gizli Baþyapýt’ýn son cümlesiyle ayný olmasý bu nadir yazýnsal oyuna son noktayý koyuyor. ‘Ultima Thule: Yedikule’ ise polisiye öykülerle ayný gökyüzünü, ayný elektrikli havayý paylaþsa da bundan biraz daha fazlasýný sunuyor. Bir cellâdýn nasýl kurbanlaþabildiðini, Yedikule’yi ve dönemin hangi dönem?- Ýstanbul’unu da oyuncular arasýna katarak soluksuz bir ritim eþliðinde kýsa öykü dokusuna yediriyor. Böylece öyküdeki gerilim sinematografik bir boyut daha kazanýyor. Güven Turan, yetkin dili ve anlatýmý, edebiyatýmýzda az rastlanýr konu-kurgu çeþitliliðiyle yirmi yýl sonra gelen Zemberek’i farklý kýlmayý bilmiþ. Kýsa öykünün doðasý gereði zaten taþýdýðý gerilim öyküden öyküye elbette deðiþiyor. Ancak gerilim dozu ne olursa ya da bu tekinsiz hava nasýl olursa olsun, kardelenin güneþe yolculuðunda, bir böceðin kýsacýk uçuþunda ya da sakýnýmsýz, korkunç cinayetlerin gölgesinde, bir þeylerin baþlamakta ya da sona ermekte olduðunun iþareti olan bu zemberek, tüm öykü severlere yeni bir zaman vaat ediyor. ZEMBEREK Güven Turan Yapý Kredi Yayýnlarý 2009 92 sayfa, 7 TL. Radikal Bin dokuz yüz dosan üç iki Temmuzunda Sabah kýzýl alevlere uyandýk. Sarýlmýþtý Madýmak Atýlan taþlardan yaralandýk. Dýþarýda yobazlar içerde duman Polis coplarý vermiyor aman Müslüman’ýz diyorlar yoktur din iman Alevler arasýnda çaresiz kaldýk. Hangi kitap yazýyor insan yakmayý Suçsuz boyunlara urgan takmayý Kimler emir verdi bizi yakmayý Yetkili bir kiþiye ulaþamadýk. Neden ilgilenmedi Cumhurbaþkaný Çaresiz býraktýnýz yanan canlarý Diri diri yaktýnýz otuz yedi caný Ýçimiz yandý aðlayamadýk. Ellerde benzin bidonu geldiler peþ peþe Polis asker sormuyor ne var içinde Sanki mahþer günü Sivas þehrinde Kapattýlar kapýlarý kurtulamadýk. Tekbir sesleriyle kibrit çaktýlar Kara molla itini omuza aldýlar Dünya seyretti onlar yaktýlar Hasretle Nesimiyle buluþamadýk Ali Haydar unutulmaz bu vahþet Oðlu babasýna yýlladýr hasret Nedir bu baðnazlýk nedir bu fesat Bu gidiþi hayra yoramadýk biz. Haydar KAÝM Leman Sulucakarahöyük/ KIRIKKALE Kýrýkkale'nin Hasandede beldesi sakinleri susuzlukla mücadele ediyor. Hasandede Belediyesi'nin su birliðine borcunu ödememesi nedeniyle beldeye 15 gündür su verilemiyor. Bir tarafýndan Kýzýlýrmak diðer tarafýnda sulama göleti bulunan beldede kasaba halký su ihtiyacýný çevrede bulunan kaynak sularýndan el arabalarý ile evlerine taþýyarak gidermeye çalýþýyor. Ýçme suyu ihtiyacýný damacana veya kaynak sularýndan gidermeye çalýþan belde sakinleri kullanma suyunun da bulunmamasý karþýsýnda adeta isyan etti. Yaþadýklarý su sorununu protesto etmek amacýyla bir araya gelen bir grup belde sakini belediyeye tepki gösterdi. Kasabanýn doðusunda bulunan sulama barajýna giden vatandaþlar bu barajýn buraya niçin yapýldýðýna bir anlam veremediklerini söylediler. Ýçme suyu konusunda ise belediyeyi suçlayan vatandaþlar burada bugüne kadar hiç su sýkýntýsý yaþanmadýðýný belirterek, belediyenin her iþte olduðu gibi su sorununa da eðilmediðini ileri sürdüler. Belediye Baþkaný Malik Ejder Coþkun'u görev davet eden vatandaþlar önümüzdeki günlerde daha büyük bir eylem düzenleyerek belediyeyi ve yönetimini protesto edeceklerini belirttiler. Kent Haber Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Nevþehir’de Karlýk Evi tarafýndan organize edilen ve bu yýl 6’ncýsý yapýlan Kapadokya Sanat Kampý’na katýlan 9 ülkeden çoðunluðu ressam 24 sanatçý, 10 gün süren kamp boyunca yaptýklarý eserlerini görücüye çýkardý. Sanatçýlarýn, kamp boyunca yaptýklarý eserleri, sergi ile sanatseverlerin beðenisine sunuldu. Nevþehir’in merkeze baðlý Uçhisar beldesinde Karlýk Evi adlý butik otel tarafýndan her yýl geleneksel olarak yapýlan Kapadokya Sanat Kampý’nýn bu yýl 6’ncýsý gerçekleþtirildi. Kapadokya Sanat Kampýna 9 ülkeden, aralarýnda grafikçilerin de yer aldýðý çoðunluðu ressam 24 sanatçý katýldý. Sanatçýlar, kampýn sürdüðü 10 gün boyunca çoðunlukla Kapadokya’yý konu alan eserler yaptý. Türkiye’nin yaný sýra Kapadokya Sanat Kampý’na Ýspanya, Yunanistan, Ýtalya, Rusya, Kosova, Bulgaristan, Azerbaycan ve Özbekistan’dan katýlan sanatçýlar, Kapadokya’da bulunduklarý süre içinde yaptýklarý eserlerini sergi açarak görücüye çýkardý. Açýlýþýný Valimiz M. Asým Hacýmustafaoðlu'nun yaptýðý sergideki eserler görmeye deðerdi. Serginin açýlýþýna Valimiz Hacýmustafaoðlu’nun yaný sýra Belediye Baþkaný Hasan Ünver, Vali Yardýmcýsý Hüseyin Ergi, Ýl Emniyet Müdürü Dr. Ömer Gurulkan ve sanatseverler katýldý. Sergide, Nevþehir Belediyesi tarafýndan sanatçýlara birer amfora hediye edildi. Sanatçýlar, kendilerine hediye edilen amforalarýný Valimiz M. Asým Hacýmustafaoðlu'ndan aldý. Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Bu yýl 9.'su düzenlenen Uluslararasý Kapadokya Dað Bisiklet Yarýþlarý sona erdi. Göreme beldesinde yapýlan yarýþlara 6 ülkeden yaklaþýk 120 sporcu katýldý. Türk sporcularýn büyük baþarý elde ettiði yarýþlara ilginin fazla olmasý dikkat çekti. Göreme beldesinde yapýlan yarýþlarda elit erkekler kategorisinde Periklis Ýlias birinci olurken, Bilal Akgül ikinci, Jiri Hudecek ise üçüncü oldu. Elit bayanlar kategorisinde Susan Calapke birinci gelirken, Esra Kürkçü ikinci, Senem Güler de üçüncülük derece oldu. Genç Erkek, Elit B Erkek, 23 Yaþ Altý B Erkek, 30+Master, 40+Master Yýldýz Erkek, Genç Bayan ve 50+Master kategorilerinde de Türk sporcular ilk üçü paylaþtý. Yarýþlarda dereceye giren sporculara düzenlenen törenle ödülleri verildi. Kent Haber 7 Türkiye’nin farklýlýklarýyla anlamlý olduðunu düþünürüm. Bu farklýlýklarýn düþmanlýk üretmek yerine ortak bir sinerjiye dönüþmesinin mümkün olabileceðine de inanýrým. Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný Kadir Topbaþ’ýn oðlu Ömer Topbaþ’ýn düðününe de bu duygular içinde katýldým. Düðünün düzenlendiði Sütlüce’deki Haliç Kültür Merkezi’ni ilk kez gördüm. Devasa bir yer. Nikâhýn kýyýldýðý salonun 4 bin 500 kiþilik olduðunu söylediler. Her türlü kullanýma uygun bu büyük salon güzel düzenlenmiþti. Salona girmeden çiçeklere baktým. Sevil ve Ýlker Baþbuð’un çiçeði dikkat çekecek þekilde öndeki sütunlardan birisine dayanmýþtý. Salona girer girmez, gazeteci merakýyla kimlerin geldiðini oturduðum yerden izlemeye baþladým. Ýlk anda görebildiklerim, Rahmi Koç, Ýbrahim Bodur, Fenerbahçe Kulübü Baþkaný Aziz Yýldýrým, Sakýp Sabancý’nýn eþi Türkan Sabancý, Zeynel Abidin Ceylan, Orhan Gencebay, Selda Alkor, Kenan Iþýk, Kezban Hatemi, Hüseyin Hatemi, Bilgi Üniversitesi’nin kurucularýndan Yiðit Ekmekçi oldu. Gazeteci olarak kimlerin geldiðini de merak ettiðimi saklayamam. Ýlk önce Hürriyet gazetesinin yeni haber koordinatörü Eyüp Can’la karþýlaþtým. O, ben ve Ýpek Çalýþlar yan yana oturup, gelenleri birlikte izlemeye ve deðerlendirmeye baþladýk. Eyüp Can ve Elif Þafak’ýn artýk büyümüþ sayýlan kýzlarýyla, bir yaþýna ulaþmýþ oðullarýnýn fotoðraflarýna baktýk. Bu iki sempatik çocuk hakkýnda deðerlendirmelerde bulunduk. Ýpek daha çok salondaki türbanlý, türbansýz oranýný saptamaya yönelmiþti. Onun yorumuna göre oran yarý yarýyaydý. *** Kadir Topbaþ çok heyecanlý görünüyordu. Baþbakan Erdoðan ve eþinin katýlmasý sanýrým heyecanýný artýrmýþtý. Hacý Sayid Baklavalarý’nýn sahibi Burhan Dinçerler’in kýzý gelin Gülseren’in baþýnýn örtülü olmamasý görüntüyü anlamlý hale getiriyordu. Kadir Topbaþ, nikâhý kýymadan önce torunlarýný sahneye çaðýrdý. Torunlardan birisinin adý da Kadir Topbaþ’tý. Smokinler içinde sempatiktiler. Nikâhtan sonra Topbaþ, Emine Erdoðan’ý, gelinin ailesini ve kendi ailesini Baþbakan’la birlikte bir aile fotoðrafý çektirmek üzere davet etti. Bu aile fotoðrafý içinde gelinin kýz kardeþi açýk, anneleri ise kapalýydý. Bu farklýlýk da kendi içinde bir anlam taþýyordu diyebiliriz. Baþbakan Erdoðan yine beklenen açýklamasýný yaptý ve yeni evli çiftten en az üç çocuk yapmalarýný istedi. Törenin ardýndan Haliç kýyýsýna hazýrlanmýþ yemek masalarýna davet edildik. Konuklar yabancýlýk çekmesin diye birbirini tanýmasý mümkün olanlarý bir masada birleþtirmiþlerdi. Gazeteciler masasýnda Fehmi Koru ve türban yüzünden üniversiteden ilk çýkarýlan öðretim üyelerinden birisi olan eþi Nebahat Koru, Nazlý Ilýcak, Mehmet Ali Ilýcak ve ses sanatçýsý eþi Meyra’yla birlikteydik. Bir ara Meclis Anayasa Komisyonu Baþkaný Prof. Dr. Burhan Kuzu masamýza geldi. Bir gece önce çýkarýlan ve çok tartýþmalara neden olan, askerlerin de sivil mahkemelerde yargýlanmalarýný içeren kanun deðiþikliðini sorduk. “Deðiþiklik Anayasa’ya uygun. Çünkü Anayasa askeri mahkemelerin yetkilerinin kanunla belirleneceðini belirtiyor” dedi. Baþbakan Erdoðan’ýn dünürü gazeteci Sadýk Albayrak, düðünün en sivil giysili kiþisiydi. Üzerindeki kareli renkli bir gömlekle ve boynundan sarkan gözlüðüyle dikkat çekiyordu. Sezen Cumhur Önal’la karþýlaþtýk. O her zamanki duygulu sesiyle aranjman müziðe yönelik haksýz eleþtirilerden söz etti. Hep birlikte merakla çevremizdeki topluluðu inceliyorduk. Rengarenk baþörtüleriyle, uzun, kýsa etekleri ve göðüs dekolteleriyle kadýnlar, çoðunluðu koyu renk takým elbiseleriyle sakallý sakalsýz erkekler Türkiye’deki renkli dünyalarý yansýtýyorlardý. Sahnede Enbe orkestrasý yer almýþtý. Karþýda Piyer Loti tepesi, Eyüp’ün aðaçlar içindeki mezarlýðý ve Haliç’e yansýyan ýþýklar etkileyiciydi. Topbaþlarýn düðününde gösteriþ yoktu, sade ve insaný sýkmayan bir düzen kurulmuþtu. Ýpek’e genel görüntüyü sorduðumda ‘Karma görüntü olumlu’ dedi. Dikkat çekici bir düðün gecesiydi. Neden bu kadar az gazeteci gelmiþti? Kadir Topbaþ sanýrým basýna açýk bir düðün yapmak istememiþti. Gece adaya dönerken motorda AKP delegesi, Adalý Rumlardan mimar Aleksandra’yla birlikte düðünün dedikodusunu yaptýk. Radikal Kürtçe þarkýlar, türküler, yine cezalý. Sokaklarda emeðin kutsallýðýný savunanlar içerdeyken, sömürenler dýþarýda. Tecavüzcüler keyif çatýp boy gösterirken, sokaklarda tecavüze, tacize karþý çýkanlar cezaevinde. Savaþ tamtamlarý kendi çýkar politikalarýyla savaþ çýðýrtkanlýðýna devam ederken barýþý isteyenleri ve savunanlarý cezaevine kapatmak düþüyor. Türkiye’ye güzel, özgür, kardeþçe yaþam reva görülmüyor. Emek, Demokrasi ve Barýþ yargýlanýyor. Cemil Çiçek “olaðanüstü þartlarda iktidarýmýzý sürdürüyoruz” diyor. Evet, onlar iktidarýný sürdürüyor, OHAL kýsmý ise biz emek, barýþ, demokrasi ve insan haklarýndan yana olan kesimleri etkiliyor." Deðerli Mücadele Arkadaþlarýmýz ve Dostlarýmýz, "Türkiye gerçek gündeminden uzaklaþtýrýlýyor. Kriz, yoksulluk, iþsizlik, þiddet gün geçtikçe týrmandýrýlýyor. Dolayýsýyla ister içerde olsun, ister dýþarýda olsun önemli olan Türkiye’de bu mevcut tablodan memnun olmayanlarýn, halkýn daha iyi þartlarda yaþamasý gerektiðine inanan herkesin, her kesime birlikte büyük sorumluluklar düþmektedir. Önce olduðu gibi, bu günlerde daha fazla bir arada durmalarý, yaratmalarý gerekiyor. Çünkü Türkiye’de yaþanan tüm antidemokratik uygulamalara karþý duran, politika üreten baþta örgütümüz KESK, ÝHD, ÇHD, KADIN, GENÇLÝK ve adýný sayamadýðýmýz tüm demokratik kitle örgütleri, baský, sürgün, gözaltý, tutuklama, iþten atma yöntemleriyle susturulmak isteniyor. Bugün bizim yaþadýðýmýz durum, özünde tüm demokrasi güçlerine yönelik bir mesaj niteliðindedir. Bizler Bergama M tipi kapalý cezaevinde tutuklu bulunan emek, barýþ, demokrasi, kadýn ve insan haklarý savunucularý olarak, baskýlar karþýsýnda yýlmadýk, yýlmayacaðýz. Kendimiz, geleceðimiz, çocuklarýmýz ve bu topraklarda yaþayan herkese, daha özgür, daha yaþanýlýr bir ülke yaratmak için mücadelemize devam edeceðiz. Haftalardýr kartlarýyla, eylem ve etkinlikleriyle bizleri yalnýz býrakmayan, haksýz tutuklanmamýza tepki göstererek sesimize ses katan tüm dostlarýmýza, yoldaþlarýmýza selam ve sevgilerimizi yolluyoruz. Sizler bu ülkenin aydýnlýk ve umutlu yarýnlarýsýnýz, iyi ki varsýnýz." KESK Kadýn Sekreteri Songül Morsümbül, EÐÝTÝM SEN Kadýn Sekreteri Gülçin Ýsbert, EÐÝTÝM SEN Eski Kadýn Sekreteri Elif Akgül Ateþ, Ýzmir Eðitim Sen 4 No’lu Þubeden Mine Çetinkaya, Ýzmir Eðitim Sen 4 No’lu Þubeden Þermin Güneþ, Ýzmir Eðitim Sen 1 No’lu Þubeden Sakine Esen Yýlmaz, Ýzmir SES Hukuk Sekreteri Yüksel Özmen, Ýzmir BES Ýþ yeri temsilcisi Meryem Çað, Ýzmir Eðitim Sen üyesi Sueyda Demir, KESK eski üyesi, Türkiye Barýþ Meclisi üyesi Yüksel Mutlu Dayanýþma için kart, mektup ve kitap gönderebilirsiniz Tutuklu KESK üyeleri ile dayanýþma amacýyla kart, mektup ve kitap gönderebilirsiniz. Kitap yollarken posta yoluyla ve mümkünse iadeli tahhütlü yollamak ve kitabý seffaf bir dosya içine koymak gerekiyor. Çünkü cezaevleri kargoyu kabul etmiyor, KESK'lilerin tutulduðu cezaevlerinin adresleri Kadýn tutuklular, Songül Morsünbül, Elif Akgül Ateþ, Sakine Esen Yýlmaz, Þermin Güneþ, Yüksel Mutlu, Gülçin Ýþbert, Mine Çetinkaya, Süheyda Demir, Yüksel Özmen, Meryem Çað'ýn adresi þöyle: Kadýn ve Çocuk Tutukevi, Kadýnlar Koðuþu, Bergama / ÝZMÝR Erkek tutuklular, Lami Özgen, Abdurrahman Daþdemir, Hasan Umar, Mehmet Hanifi Kuriþ, Nihat Keni, Aydýn Güngörmez, Mustafa Beyazbal, Harun Gundes, Haydar Deniz, Hasan Soysal, Aziz Akikoðlu, Abdulcelil Demir Kýrýklar F Tipi Cezaevi, F 2 Koðuþ, Kýrýklar/BUCA – ÝZMÝR Turnusol Yaþar Seyman'ýn acýsýný paylaþýyoruz Yaþamýnýn en güzel dönemini Halkýnýn mutluluðu uðruna hücrelerde geçiren 46 yaþýnda Hak'ka yürüyen, Yaþar Seyman’ýn deðerli kardeþi Sinan Atik'in onurlu yaþamý önünde saygýyla eðiliyoruz. Iþýðý bol olmasý dileðimizle, acýlarýný paylaþýyoruz. Deðerli Yaþar Seyman ve tüm yakýnlarýna baþsaðlýðý dileriz.
Benzer belgeler
Halka, AKP`den acı bayram`şekerleri`
Topuzlu Babadan Pir Sultan Anýtýný
görebilmek pek mümkün deðildi ama Anýtýn
fotoðrafý bütün canlar tarafýndan öylesine
gönül gözüyle çekilmiþti ki Anýt bu kez
Topuzlu Baba ‘ya taþýnmýþtý adeta. Aða...