Chicken Translate
Transkript
Chicken Translate
Chicken Translate Ne der Orhan Veli: ''Gemliðe doðru Denizi göreceksin; Sakýn þaþýrma''. Naçizane bir ekleme de ben yapayým. Gemlik'i geçtikten sonra, halen yerinde duruyorsa, bir tabela daha göreceksiniz ona da þaþýrmayýn. Üstünde Chicken Translate yazar o tabelanýn. Eðer türkçeye 'translate' edecek olursak Piliç Çevirme (!) anlamýna gelebilecek bu fevkalade yaratýcýlýk abidesi, zihnimizin nasýl þekillendiðine dair de sýký bir örnektir. bir halaya sahip oluyor. Yollarýnýn Baþlangýcý'nýn ilk 214 sayfasýný Samih Rýfat, kalan kýsmýný ise Aykut Derman dilimize kazandýrmýþ. Orijinal adý Origines olan kitapta Maalouf kendi ailesini hikaye ediyor. Romanýn merkezinde duran kiþi, yazarýn dedesi Butros. Nevi þahsýna münhasýr bir karakter olan Butros'un yazdýðý mektuplar, tuttuðu defterler Maaoluflarýn hikayesinin ana eksenini oluþturuyor. Kitaptaki diðer önemli figür ise Butros'un kardeþi Cebrail (Gabriel). 1895 Havana'ya göçeden Cebrail, Samih Rýfat'ýn çevirisi boyunca Büyükamca diye geçerken, Aykut Derman'ýn çevirisinde, birdenbire Büyükdayý oluyor. Bir aralar seri halinde piyasaya sürülen ve daha çok otantik melodilerin yer aldýðý Yedi Karanfil müzik albümlerini hatýrlayalým. Turistik bir ''kültür hizmeti'' olarak planlanmýþ Yedi Karanfil kutularýnda parçalarýn Türkçe adlarý ve Ýngilizce karþýlýklarý vardý. My Red Crane: Allý Turnam, Desterados Can Not Rule Of The World: Eþkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Looking At The Road: Yollarýna Baka Baka Kaldý Gözlerim, Your Sister Doesn't Hear: Kardeþin Duymaz, If Your Letter Didn't Exist: Olmasa Mektubun oluveriyor, liste böylece uzayýp gidiyordu. Peki Kültür Bakanlýðý'nýn web sitesinde ''Dersim Dört Dað Ýçinde'' türküsünün Ýngilizce karþýlýðýnýn ne olduðunu bilen var mý? ''My Lesson in Four Mountains''. Þaka mý? Deðil. Aynen öyle. Daha doðrusu öyleydi. Son yýllarýn en hýnzýr projelerinden biri olan ekþisözlük bu durumu farkedip web sitesinde yayýnlayana kadar. Türk'ün, baþka lisanlarla imtihanýna dair örneklerin haddi hesabý yok. Ama mevzumuz bu deðil. Mevzumuz aslýnda bu kadar eðlenceli de deðil. Mevzumuz: Yapý Kredi Yayýnlarý'ndan çýkan, Amin Maalouf'un son kitabý Yollarýn Baþlangýcý ve onun çevirisi. Yayýnevi sözkonusu kitabý ''Fransýzca'dan sonra ilk defa Türkçe'de'' diye piyasaya sürdü. Bunu anlamak zor deðil. Zira Maalouf Türkiye'de sevilen ve okunan bir yazar. Yazdýklarý çok akraba, çok tanýdýk geliyor bize. Üstelik sözkonusu kitapta Abdülhamid'in, Enver Paþa'nýn ve Atatürk'ün adý bol bol geçiyor. Yazarýn dedesi Butros o kadar koyu bir Mustafa Kemal hayraný ki, doðacak çocuðunun adýný Kamal koymaya karar veriyor. Öyle ki 1921'de dünyaya gelen bebeðin kýz olmasý bile Butros'a geri adým attýrmýyor. Ve Amin Maalouf Kamal adýnda Fransýzcada amcayla dayý ayný kelimedir, ne var bunda basit bir karýþýklýk diye düþünüyor olabilirsiniz. Ama mesele o kadar basit deðil. Belli ki Derman kitabýn birinci bölümünü okuyamamýþtýr. Filme ikinci yarýda dahil olmuþ ve aidiyet iliþkilerini kavrayamamýþ amcayý dayý yapmakla kalmamýþ, dayýyý da amca yapmýþtýr. Zira Maaoluf'un büyükdayýsý Alfred'de Derman'la birlikte Büyükamca oluvermiþtir. 294. sayfadan itibaren Gabriel yeniden Büyükamca'ya dönüþmüþtür. Bu durumun sorumlusu kimdir? Aidiyet iliþkilerini karýþtýran çevirmen mi? (Elliye yakýn çeviri yapmýþ bir insan nasýl böyle bir pozisyona düþer?) Çevirmenler arasýnda koordinasyon saðlayamayan editör mü? Hatalarý atlayan düzeltmen mi? Yoksa yangýndan mal kaçýrýr gibi kitap basan yayýnevini mi? (Ýlk defa biz basýyoruz, heyyyt ilk defa!)