CHP`den birlik mesajı
Transkript
CHP`den birlik mesajı
GÜNEÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 29 45 Ev Tel : 441 25 02 YIL:3 SAYI:724 35 YKR 01 EYLÜL 2008 PAZARTESÝ 30 Aðustos Zafer Bayramý Törenlerle Kutlandý... 30 Aðustos Zafer Bayramý ve Türk Silahlý Kuvvetleri Günü yurt genelinde olduðu gibi Nevþehir’de de törenlerle kutlandý. Nevþehir’deki kutlamalar ilk olarak sabah saatlerinde Atatürk Anýtý önünde çelenklerin sunulmasý ile baþladý. Çelenk sunma töreninde Saygý duruþunda bulunuldu, Ýstiklal Marþý okundu. Nevþehir Valiliði, Garnizon Komutanlýðý, Belediye Baþkanlýðý ve diðer resmi kurum ve kuruluþlar tarafýndan Atatürk Anýtý’na çelenk sunulmasýnýn ardýndan törenler daha sonra Türk Telekom Meydanýnda devam etti. Burada günün anlam ve önemini belirten konuþmalar yapýldý, þiirler okundu, halk oyunlarý gösterilerine yer verildi. Törende Jandarma At ve Köpek Eðitim Merkezi Komutanlýðý (JAKEM) bünyesinde görev yapan eðitimli köpeklerinin gösterileri nefes kesti. Bomba, patlayýcý ve uyuþturucu madde bulmada eðitimli köpekler, yaptýklarý gösteri ile tören alanýna gizlenen bomba ve Hasan Bayram [email protected] uyuþturucularý bularak büyük alkýþ aldý. Asayiþ olaylarýna yönelik yetiþtirilmiþ Zoka adlý jandarma köpeði de kapkaç, üst aramasýna karþý koyanlara karþý gösteri yaptý. Ýzlenimler Zoka adlý köpek, kap kaç yapmaya çalýþan bir kiþi yakalayarak etkisiz hale getirdi. Zoka, daha sonra jandarmanýn üst aramasý yapmak isteyen ancak direnen bir kiþiyi de kýsa sürede etkisin hale getirdi, daha sonra ise eðiticisi ile birlikte izleyenlerini selamladý. Köþe yazýsý 6’DA Adnan Yýlmaz Nevþehir’deki resmi kutlamalar daha sonra Nevþehir Valisi M. Asým Hacýmustafaoðlu, Garnizon Komutaný Jandarma Kýdemli Albay Esat Mahmut Apaydýn ve Belediye Baþkaný Hasan Ünver ile birlikte halký selamladý, halkýn bayramýný kutladý. Daha sonra yapýlan resmigeçit töreninde ise törenlerde Jandarma At ve Köpek Eðitim Merkezi Komutanlýðý atlý birlikleri, izleyenlerin dikkatini çekti. Araþtýrmacý - Yazar “sevgi” yerine “korku”yu koyduk Törenler, Ýl Jandarma Komutanlýðý’nda kutlamalarýn kabulu ile son buldu. 4’DE CHP’den birlik mesajý CHP Hacýbektaþ Ýlçe Baþkaný Bayram Ayvazoðlu CHP Nevþehir Ýl Baþkaný Bülent Yumuþ CHP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü’nün düzenlemiþ olduðu pilav günü etkinliðine yoðun bir katýlým oldu. CHP 'nin 30 Aðustos 2008 Cumartesi günü saat 14:00 de Dedebað da yaptýðý pilav günü etkinliði partili ve misafirlerin katýlýmý ile gerçekleþti. Yapýlan etkinliðe Nevþehir, Kýrþehir Ýl Örgütü ve CHP'li Belde Belediye baþkanlarýn ile birlikte çevre köylerden de partililer katýldý. Haber: Suavi Cesur A l e v i l e r Ta k s i m ' d e n Haykýrdý : Zorunlu Din Dersi Ortaçað Anlayýþýdýr Pir Sultan Abdal Kültür Derneði ve Alevi Bektaþi Federasyonu'nun öncülüðünde ilki geçen pazar Taksim'de gerçekleþtirilen, zorunlu din derslerinin kalýdýrýlmasýna yönelik oturma eyleminin ikincisi bugün Taksim tramvay duraðýnda 6’DA Aleviler Dikili'de buluþtu 6’DA Açlýk Her Yerde, Çözüm Gýda Egemenliðinde DÝZÝ YAZI VE ARAÞTIRMA DOSYALARI / ULUSLARARASI KÖYLÜ HAKLARI KONFERANSI La Via Campesina’nýn eski ve yeni liderleri Jakarta’da düzenlenen Uluslararasý Köylü Haklarý Konferansý’ný birer konuþma ile açtý. Her iki lider de konuþmalarýnda, köylü haklarýnýn yeniden ele geçirilmesi için mücadele çaðrýsý yaptý. Endonezya Tarým Bakanlýðý adýna da bir yetkili açýlýþta konuþtu. Tarým Bakanlýðý temsilcisinin yaptýðý konuþma bizim Tarým Bakanýmýzýn devamlý yaptýðý konuþmanýn bir benzeriydi. Endonezya Tarým Bakaný adýna konuþma yapan yetkiliyi dinlediðimizde, kendi ülkemizde, kendi bakanýmýzý dinliyormuþ hissine kapýldýk ve yaþayarak (dinleyerek) baþka bir þey daha öðrendik: Tüm az geliþmiþ ülkeleri yönetenler ayný. Düþüncede ve davranýþta küreselleþmiþ, benzer olmuþlar. Bizim bakanýmýzý Endonezya’ya, Endonezya Bakaný’ný Türkiye’ye getirsek, inanýn þirketlere yapacaklarý hizmette ve çiftçilere yaþatacaklarý yoksullukta bir deðiþiklik olmayacak sanki! Açýlýþta FAO temsilcisi de vardý. FAO temsilcisi, Birleþmiþ Milletler’in bizi (çiftçileri) dinlemeye hazýr olduðunu belirtti. Birer konuþma yapan IPC ve Endonezya Ulusal Haklar Komisyonu temsilcileri de köylü haklarýnýn elde edilmesi için herkesten ve her kesimden destek istedi. Via Campesina’ya destek olma sözü verdiler. Ýþte toplantýnýn açýlýþýnda yapýlan konuþmalar: MÜCADELEYÝ KÜRESELLEÞTÝRELÝM, UMUDU KÜRESELLEÞTÝRELÝM Henry Saragih (La Via Campesina Genel Sekreteri): Karmaþýk duygular içindeyim doðrusu. Bir yandan köylü haklarý çiðnendiði için çok üzgünüm ama bir yandan da mücadele ettiðimiz için çok sevinçliyim. Sumatra ormanlarýnda olanlar, diðer yerlerde de, And Daðlarý’nda, Amazonlar’da, Afrika köylerinde Þenlik kapsamýnda düzenlenen panelde Turgut Öker (Solda),Dursun Daðdelen (Ortada)ile emekli öðretmen Hüseyin Çelik konuþtu. ve Avrupa’da da oluyor. Dünya’nýn genelinde büyük bir haksýzlýk yaþanýyor ve buna karþý köylüler olarak beraberce mücadele etmek zorundayýz. Geliþmiþ ülkeler yani egemenler bizlere, 1996’da, 2015’e kadar dünyadaki açlýðý önleyeceklerini söyledi ama bugün dünyada açlýk artmaya devam ediyor. Üstelik açlarýn çoðu da köylülerden oluþuyor. Ýþte tüm bunlar neoliberal politikalar, serbest piyasa ekonomisi ve büyük tarým þirketleri yüzünden gerçekleþiyor. Endonezya’da et ve süt ithalatla saðlanýyor. Þimdi de yiyecekleri yakýt yaptýlar. IMF ve Dünya Bankasý politikalarý gýdayý þirketlerin egemenliðine soktu. Açlýk her yerde, çözüm ise gýda egemenliðinde. 1996’da Brezilya’da ölen arkadaþlarýmýz, hapiste olan yoldaþlar için, hepsi için mücadeleyi sürdürmeliyiz. Devamý 4’DE Ýzmir’in Dikili ilçesinde buluþan aleviler ‘Barýþ, Demokrasi ve Emek Þenlikleri’nde ‘eþitlik’ mesajý verildi 6’DA Uras: Koþaner'in Derdi Küreselleþmeyse, NATO'yu ve Ýncirlik'i Sorgulasýn Özgürlük ve Dayanýþma Partisi (ÖDP) Genel baþkaný ve Ýstanbul milletvekili Ufuk Uras, "küresel güçlerin Türkiye'nin ulusal birliðini zayýflatmaya uðraþtýðýný" söyleyen Kara Kuvvetleri Komutaný Iþýk Koþaner'e küreselleþmeye karþý bir tutum almanýn yolunun önce küreselleþmenin adresi NATO iliþkilerini sorgulamaktan geçtiðini 2’DE 2 Kamu sendikalarý ile Hükümet arasýndaki maaþ zammý tartýþmalarý sürerken, Adalet ve Kalkýnma Partisi‘nin (AKP) kamu çalýþanlarý ile ilgili icraatý bir gerçeði açýklýkla ortaya koyuyor: AKP, topluma kamu hizmetini, milli gelirden merkezi bütçeye ayrýlan payý daraltýrken, kamu personeline yapýlan ödemeyi de azaltmýþ durumda. 1 Eylül 2008 Pazartesi Mustafa Sönmez AKP Döneminde Maaþlar Týrpanlandý Maliye Bakanlýðý ve Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK) verilerinden yaptýðýmýz araþtýrmaya göre merkezi bütçenin milli gelire oraný 2002‘de yüzde 36 iken ve bugün yüzde 23‘e geriletilirken, kamu personeli için harcanan tutarýn milli gelire oraný da 2003 sonrasý, faizlerin gerilemesi ve devletin küçültülmesi sonucunda devletin borçlanma temposunun yavaþlamasýyla bütçeden faize giden pay da azaldý ancak yine de faize giden pay, sayýlarý 2 milyonu aþan kamu personeline ödenen maaþlarýn hâlâ üstünde. AKP döneminde yüzde 6,3‘ten yüzde 5,8‘e kadar gerilemiþ görünüyor. Kamu personeline maaþ ve sosyal güvenlik primi olarak ödenenler 2002‘de milli gelirin yüzde 6,3‘ü tutarýnda iken AKP iktidarýnýn ilk döneminin sonunda yüzde 5,8‘e kadar geriledi. Artan nüfus artýþý, yüzde 70‘i aþan kentleþme dikkate alýndýðýnda, toplumun kamu hizmeti ve onu görecek kamu personeline ihtiyacý daha da büyüyor. 2008‘de ise 55 milyar YTL ile öngörülen milli gelirin ancak yüzde 5,8‘i tutarýnda bir kamu personel harcamasý öngörüldü. Uluslararasý Para Fonu (IMF) programýnýn gereði "mali disiplin" uygulanan AKP iktidarý döneminde, bütçeler küçültülürken, bütçelerden memura ayrýlan payda da artýþlar söz konusu olmadý. Nüfus artýþýna, yüzde 70‘i bulan kentleþme oranlarýyla beraber artan kamu hizmeti ihtiyacýna raðmen, kamu görevlisi sayýsýný artýrmayan, tersine özelleþtirmeler ve piyasalaþtýrmalarla azaltmaya çalýþan AKP iktidarýnýn, mevcut kamu personeline ödediði maaþlarýn milli gelire payý da azaltýldý ve sonuçta sigorta primleri ile birlikte kamu personel harcama giderlerinin, toplam milli gelirdeki payý 2002‘de yüzde 6,3 iken 2007‘de yüzde 5,8‘e kadar düþürüldü. 2008‘de de personel giderlerine ayrýlan Özellikle eðitim ve saðlýk hizmetlerinde önemli bir kamu personel açýðý görülüyor. Kamunun altyapý ihtiyaçlarý hýzla artýyor ve tüm piyasalaþtýrma çabalarýna raðmen baþta enerji olmak üzere altyapý ihtiyaçlarý karþýlanamýyor. Bütçenin milli gelire oraný, AB ülkelerinde yüzde 40‘lara kadar ulaþýrken, AKP‘nin IMF buyruklu devleti küçültme operasyonlarý sonucu Türkiye‘de 2002‘de yüzde 36 iken 2008‘de yüzde 23‘lere kadar düþmüþ durumda. payýn öngörülen milli gelir artýþ hedefinin gerçekleþmesi durumunda yine yüzde 5,8‘de kalacak. Faizler maaþlarýn üstünde… pay, devlet bütçesinden faize ayrýlan pay ile eþitlenmiþ durumda. 2008 için maaþlara ayrýlan pay 55 milyar YTL öngörülürken faiz için ayrýlan bütçe 56 milyar YTL‘yi buluyor. Milli gelirden memur maaþlarýna ayrýlan Kamu hizmeti ve hizmetli sayýsýnýn artýrýlmasý, çalýþanlara da daha insani yaþama þartlarýna uygun ödemeler yapýlmasý ýsrarla talep edilmelidir. (MS/EZÖ) bianet.org Uras: Koþaner'in Derdi Küreselleþmeyse, NATO'yu ve Ýncirlik'i Sorgulasýn ÖDP Ýstanbul millletvekili Ufuk Uras Kara Kuvvetleri Komutaný Iþýk Koþaner'in Ýncirlik Üssü'yle ilgili gizli anlaþmalarý kamuoyuyla paylaþarak küreselleþmeye karþý duyarlýðýný samimi bir biçimde gösterme fýrsatý olduðunu söyledi. BÝA Haber Merkezi - Ýstanbul Nilüfer ZENGÝN Özgürlük ve Dayanýþma Partisi (ÖDP) Genel baþkaný ve Ýstanbul milletvekili Ufuk Uras, "küresel güçlerin Türkiye'nin ulusal birliðini zayýflatmaya uðraþtýðýný" söyleyen Kara Kuvvetleri Komutaný Iþýk Koþaner'e küreselleþmeye karþý bir tutum almanýn yolunun önce küreselleþmenin adresi NATO iliþkilerini sorgulamaktan geçtiðini anýmattý. "Ulus devlet öteden beri neoliberal devlete dönüþtü. Varolan neoliberal devletin ulus devlet olarak takdim edilmesi askeri bürokrasinin hala sýnýf körü olduðunu gösteriyor. Devletin sýnýf hegemonyasýný ulus devlet sözünde gizlemeye çalþýyorlar. Küreselleþmeye karþý bir tutum almanýn yolu kürselleþmenin adresi olan NATO iliþkilerini sorgulamaktan geçiyor." Ýncirlik Üssü'yle igili gizli anlaþmalarý açýklasýnlar bianet'in görüþtüðü Uras Kara Kuvvetleri Komutaný ya da askeri bürokrasinin Ýncirlik Üssü'yle ilgili gizli anlaþmalarý ortaya çýkararak küreselleþmeye karþý duyarlýðýný somut olarak kanýtlayabileceðini söylüyor, "Bu gizli anlaþmalarý kamuoyuyla paylaþsýnlar, ondan ötesi belagattir. Belegat de hakikat anlamýna gelmiyor" diyor. Uras'a göre çokkimlikikli, çokkültürlü Türkiye mozaðini tektipleþtirmenin 21. yüzyýlda Türkiye'nin sorunlarýna çözüm olamayacaðý açýkça ortada. Özellikle JÝTEM örgütlenmesinde karanlýk iliþkilerin ortaya çýkarýlmasý konusunda somut adýmlar atýlmasý gerektiðini vurgulayan Uras, "baþta Jandarma olmak üzere girilen her türü karanlýk iliþkinin ortaya çýkarýlmasý konusunda siyasi irade koyulmasý ve idarenin de kolaylaþtýrýcý olmasý gerektiðini" söylüyor. Neoliberal devlet, güvenlik devleti... "Ulus devlet neoliberal devlete dönüþtüðü gibi ayný zamanda güvenlik devletine dönüþtü. Bizim ihtiyacýmýz olan sosyal devlet, hukuk devleti. Hukukun üstünlüðü olan yerde askeri bürokrasi siyasi kanaatini paylaþamýyor. Kendileri devlet memuru ancak diðer devlet memurlarýna siyaseti yasaklayýp, siyaset konuþuyorlar." "Devir teslim rütellerinde fikri teslimi sürüyor ve siyasetin sivilleþmesi askeri hegemonyaya karþý mücadele etmenin önemini gösteriyor." Koþaner ne dedi? Kara Kuvvetleri Komutanlýðý görevini devralan Orgeneral Iþýk Koþaner Türkiye ve küreselleþmeyle ilgili þunlarý söyledi: "Türkiye jeopolitik ve jeostratejik bakýmdan küresel güç dengesinin önemli ve kilit bir ülkesi konumundadýr. Bu özelliði ile küreselleþtirilecek model ülke olarak uluslararasý arenada rol üstlenmeye zorlanmaktadýr. Bu kapsamda etnik kimlikçilik, cemaatçilik, kültürel farklýlýk gibi alt kimlikleri ön plana çýkaran giriþimlerle ulus devlet yapýsý daðýtýlmaya çalýþýlmaktadýr." "Küresel güçler tarafýndan kurgulanan ve ülke içi medya, bazý akademik ve sermaye çevreleri ile sivil toplum örgütleri içine yuvalanan postmodern bir tabakanýn oluþturduðu propaganda ve etki aðý; ulusal birlik, ulusal deðerler ve güvenlik parametrelerinin zayýflatýlmasý ve çözülmesi yönündeki gayretlerini sürdürmektedirler. Ülkemiz, hayati önemdeki sorunlarýnýn çözümü ve hayati çýkarlarýnýn korunmasýnda dýþ kaynaklý siyasi ve ekonomik yaptýrýmlara baðýmlý hale getirilmeye çalýþýlmakta, dayatýlan yapýsal reformlar yoluyla sürekli baský ve tehdit altýnda yýpratýlan ve sýkýþtýrýlan bir ülke konumuna düþürülmek istenmektedir." (NZ/EZÖ) 1 Eylül 2008 Pazartesi CHP’den birlik mesajý CHP ilçe baþkaný iktidarýn, muhalif olanlara yaptýklarýný onaylamadýklarýný, karþý duranlara saldýrdýðýný bu salgýrýdan da iki gurubun fazlasýyla nasibini aldýðýný beritti. Bayram Ayvazoðlu, CHP'nin Atatürk'ün kulduðu bir parti olduðunu, CHP’nin demokratik, laik devletin içinin boþartýrmasýna musade etmediði için AKP' nin baþ hedeflerinden birisi olduðuna vurgu yaptý. Sulucakarahöyük / HACIBEKTAÞ Haber: Suavi Cesur Fotoðraf: Sertaç Danacý CHP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü’nün düzenlemiþ olduðu pilav günü etkinliðine yoðun bir katýlým oldu. CHP 'nin 30 Aðustos 2008 Cumartesi günü saat 14:00 de Dedebað da yaptýðý pilav günü etkinliði partili ve misafirlerin katýlýmý ile gerçekleþti. Yapýlan etkinliðe Nevþehir, Kýrþehir Ýl Örgütü ve CHP'li Belde Belediye baþkanlarýn ile birlikte çevre köylerden de partililer katýldý. CHP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü’nün düzenlediði pilav günü etkinliðinin duyurusu 3 Hafta öncesinden yapýldý. Seyyar araçla, mahallerde anonslarla ve belediye hoporlöründen ilanlarla tüm Hacýbektaþ halký ettinliðe davet edildi. Gazetemize verdikleri duyuru ilanýyla halka ulaþýlmaya çalýþýldý. Etkinliðin yapýldýðý gün saat 11 de baþlamak üzere Belediye önünden otobüs kaldýrarak, partililerin Dedebað piknik alanýna ulaþýmý saðlandý. Hazýrlanan pilavý partililer kendileri aldýlar. Yemek sona erdikten sonra CHP ilçe BaþkanýBayram Ayvazoðlu Ulusun 30 Aðustos Zafer Bayranýný kutladýktan sonra ülkenin zor günlerden geçtiðimi, devlet içerisinde kadrolaþmalarýn olduðunu, özellikle önemli kurumlarda Fetullahçý örgütlenmelerin alabildiðine gerçekleþtiðini söyledi. Ayvazoðlu AKP'nin ikinci hedefinin ise Cumhuriyetin sigortasý konumunda olan Aleviler olduðunu belirtti. Aleviler üzerinde AKP oyununun bozurduðunu da belirten Ayvazoðlu þu deðerlendirmelerde bulundu;'' Ýftarla ilgisi olmayan Alevileri iftar yemeðinde buluþturmaya çalýþtýlar ama örgütlü ve bilinçli olan bu toplum bu oyunun bozdu. AKP’nin ikinci oyunuda 45'cisi yapýlan bu yýlki Hacý Bektaþ Veli Anma Kürtül ve Sanat Etkinlikleri’ nde Cumhurbaþkaný Abdullah Gül ile Anma Etkinliklerine mudahane etme þeklinde oldu. Ama bu oyunda bozuldu. Anma etkinliklerinde herkez vardý, bir Aleviler yoktu. Etkinliklere Cumhurbaþkaný Abdullah Gül' ün davet edilmesinden, kürsüye ve programlara müdahalenin bir pazarlýk sonucu olduðu ortaya çýkýyor. Aksi taktirde olay kendiðinden geliþen bir durum olsaydý, karþý durulur, belediye baþkaný bu yapýlanlara onay vermezdi. Bu çok acý ve çok üzücü bir durum." diyen Ayvazoðlu tüm bu olumsuzluklar göz önüne aldýðýmýzda, herkesin duyarlýlýk göstererek elini taþýn altýna sokmasý gerekiyor. Geçmiþte hata yapýlabilir herkes de hata yapar, önemli olan hatalardan geri dönme erdemini göstermektir." þeklinde konuþtu. CHP Ýlçe Baþkaný Ayvazoðlu Mart 2009'da yapýlacak olan yerel seçimlere yönelik her türlü fekarlaða hazýr olkduklarýný belirterek sözlerini þu þekilde bitirdi: " Þahsým adýna ve CHP Ýlçe Baþkaný olarak söz veriyorum; üzerimize düþen görevi yapacaðýz, göreve hazýrýz, her türlü fedakarlýða hazýrýz, katýlýmlarýzdan olayý hepinize teþektür ediyorum." Ektinlikte son olarak konuþma yapan CHP Nevþehir Ýl Baþkaný Bülent Yumuþ'da Hacýbektaþ'ýn dünyanýn ve Türkiye'nin önemli ilçe merkezlerinden biri olduðunu, insanlar arasý dargýnlýðýn, kýlgýnlýðýn giderilerek birlik ve beraberliðin saðlanmasýna vurgu yaptý. MUCU YERALTI TEKÝNDÜÐÜN SALONU Siz Deðerli Halkýmýzýn Adres:TEKÝN TÝCARET Ýkinci Pazar Yeri - MUCUR Tel:0.386 812 56 62 TEKÝN TÝCARET & KURUYEMÝÞ Düðün,Niþan,Sünnet,Mevlüt,Cenaze Toplantýlarýnýzda Masa Sandalye Çadýr ve Tüm Düðün Malzemeleri Kiraya Verilir. Ayrýca Alkol kuruyemiþ Çeþitlerimizle Hizmetinizdeyiz. Ramazan TEKÝN ve Oðullarý Merkez:2.Pazar Yeri MUCUR/KIRÞEHÝR Tel:812 56 62 Gsm:0532 394 88 85 Þube:Karaburna Yolu Üzeri Cafer Baðýþ Apt. Altý Hacýbektaþ/NEVÞEHÝR SATILIK TARLA 250 dekar8 parça tarla satýlýktýr. Müracat: Hasan Danacý Tel: 0384 441 31 62 HACIBEKTAÞ Yumuþ 16 Aðustos 2008 Hacýbektaþ'da yaþanan olumsuz tablonun bir daha yaþanmamasý gerektiðini bunun için ise bir araya gelmenin önemli olduðunu söyledi. GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ. Sos. Yar. ve Day. Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkanlýðý Milli Eðitim Müd. Halk Eðitim Müd. Askerlik Þubesi Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. Tapu Sicil C.Savcýlýðý Adliye Adliye Kütüphane H.B.V Kültür Merkezi Müze Turizm Danýþma Emniyet Amirliði Karakol Amirliði Jandarma Ýlçe Tarým Lise Kýz Meslek Lisesi Mal Müdürlüðü Kadastro Karaburna Belediye Kýzýlaðýl Belediye PTT. T.M.O. Türkiye Ýþ Bankasý Ziraat Bankasý Þoförler Cemiyeti Esnaf Odasý Tarým Kredi Koop. TEDAÞ Çiftci M.K.Baþkanlýðý Rýfat Kartal Huzurevi Sulucakarahöyük Gzts Taþýyýcýlar koop Nevþehir Seyahat Þanal Seyahat Mermerler Seyehat Dergah Taksi Duraðý Terminal Taksi 441 30 09 441 34 10 441 39 77 441 31 01 441 31 02 441 37 44 441 30 16 441 30 48 441 30 10 441 35 20 441 30 15 441 36 32 441 32 49 441 35 38 441 35 38 441 30 18 441 30 19 441 33 94 441 30 22 441 36 87 441 26 97 441 36 66 441 38 08 441 30 20 441 37 74 441 31 08 441 30 56 441 35 37 453 51 30 455 61 29 441 35 55 441 30 11 441 35 07 441 33 26 441 30 74 441 37 42 441 32 76 441 31 42 441 36 80 4413338 441 39 47 441 20 06 441 30 43 441 33 59 441 21 73 441 25 25 441 27 97 1 Eylül 2008 Pazartesi 1995’te Endonezya’da gerçekleþtirilen Asya ve Afrika Konferansý birçok ülkeye ilham verdi. Baðlantýsýzlar Hareketi, Anti-Kolonyolist Hareket gibi örnekler mevcut. Bu baðýmsýzlýk ruhunu yeniden yaþatmalýyýz. Bu ruh hepimizde hâlâ var! Endonezya Tarým Bakanlýðý: Tarým sektörünün açlýðý gidermekte, doðal kaynaklarý korumakta önemi büyük. Ama þu anda tarýmda sorunlar var: Tarýmýn küçük çapta kalmasý, teknolojisinin kolay ilerleyememesi, bilgilerin her çiftçiye ulaþamamasý, çiftçilerin piyasalardan haberdar olamamasý, yerel otonomilerin ulusal politikalarýn uygulanmasýný zorlaþtýrmasý gibi… Hükümetler çiftçilerin adil gelire ulaþmasýný saðlamalý. Halklarýn gýda egemeliði, gýda güvenliði için çok önemli. Bunlarýn hepsi köylü haklarýyla doðrudan iliþkili. Hükümetle köylü haklarýný savunan hareketler arasýnda iletiþim kurulmalý. FAO Bölgesel Ofis: Araþtýrma kaynaklarýnýn sadece yüzde 4’ü tarýma gidiyor. Köylü mücadelesinde özellikle küçük çaplý aile tarýmý yapan çiftçiler, yerli halklar ve kadýnlar yer almalý. Kofi Annan da, varolan problem için acil cevap gerektiðini söyledi. Gýda krizi için acil çözüm gerekli. BM sözcüsü de meselemizi dinlemeye açýk. Endonezya Ulusal Ýnsan Haklarý Komisyonu: Via Campesina’nýn öncülüðünde düzenlenen bu konferans çok önemli. Bana göre konferansýn önemini þöyle özetleyebilirim: 1) Küresel ekonomik politikalar bugünlerde köylülere karþý çok acýmasýz. 2) Ulusal politikalar da köylülerin yanýnda deðil. Kendi tohumunu eken çiftçiler tutuklanýyor örneðin. Bunlar çok üzücü. 3) Ekonomik ve Sosyal Haklar Konvansiyonu gibi konvansiyonlar olsa da bunlar köylü haklarýný korumak için tam olarak yeterli deðil. O halde köylü haklarýný korumak için neler Açlýk Her Yerde, Çözüm Gýda Egemenliðinde DÝZÝ YAZI VE ARAÞTIRMA DOSYALARI / ULUSLARARASI KÖYLÜ HAKLARI KONFERANSI önemli. Özellikle son 10 yýldýr köylüler dünya çapýnda mücadele veriyor. Bu mücadelenin hukuksal alana taþýnmasý da çok önemli. Bu konuda birçok uluslarasý konferans düzenlendi. FAO 2007 Hayvan Türleri Çeþitliliði Konferansý gibi. Bu konferansta hazýrlanan taslak ise daha sonra reddedildi. Bir diðer konferans ise 2008 Bangkok Konferansý. Bu gibi gözden kaçýrdýðýmýz konferanslar var. Bu konferanslar ile örgütlenebiliriz. Örgütlerarasý yardýmlaþmalar, destekler bulabiliriz. Hiçbir þey biz olmadan karar verilemez, çünkü dünyayý besleyenler bizleriz! KAVGAMIZA DEVAM EDÝYORUZ yapmalýyýz? Bu kolay deðil, uzun bir süreç gerekli, uzun bir pazarlýk süreci. Bu süreçte yerel halklarýn katýlýmýný saðlamak ve artýrmak için daha önce olmayan yeni, denenmemiþ bir araç bulunmalý. Her ülkenin kendi ulusal çýkarý var. Bu çýkarlar köylülerin çýkarlarýyla uyuþmayabilir. Bu yüzden süreç uzun olacak. Ýkinci Dünya Savaþý’ndan önce köylülerin haklarý korunmuyordu. Ama artýk bu süreç baþladý ve biz, Ulusal Ýnsan Haklarý Komisyonu olarak yanýnýzdayýz. DÜNYAYI BESLEYENLER BÝZÝZ Antonio Onoroti (IPC): Bugün köylü haklarý ihlalleriyle karþý karþýyayýz. Örneðin Ýtalya’da 1600 tarým arazisi yok edilecek. Köylü haklarý ise sadece bir hak deðil ayný zamanda zorunluluktur. Hem hükümetlerin hem de sivil toplumun zorunluluðu. Bu noktada demokrasi çok önemli. Bütün sivil toplum kuruluþlarý demokratik deðil. Hükümetler ve sivil toplum arasýnda tarafsýz olan kuruluþlar, örgütler var. Bunlar bize uzlaþma ve pazarlýk sürecinde ve alanýnda fýrsat yaratýyor. Sosyal hareketler ise bu gerekli dönüþümün gerçekleþmesi için çok Rafael Alegria (La Via Campesina eski Genel Sekreteri): Bugün dünyada gýda krizi, yüksek fiyat krizi, çevre krizi ve küresel ýsýnma krizi yaþanýyor. Konferansý, Endonezyalý köylüler ve dünya köylüleri olarak bunlarý analiz etmek, karþý durmak ve engellemek için düzenledik. FAO, 1996 konferansýnda Roma’da gýda güvenliðini konuþtu. 850 milyon insan açlýk ve yetersiz besin sorunu çekiyordu. O zamandan beri kriz vardý. Hükümetler durumu düzelteceklerine ve 2015’e kadar açlýðý yüzde 50 azaltacaklarýna söz verdi ama hükümetler olarak kendilerini bu söze deðil, açlýðý artýrmaya adadý. Via Campesina, neoliberal politikalarý sürdürmenin ve doðal kaynaklarý þirketlerin eline vermenin durumu kötüleþtireceðini, o zaman söyledi. 12 yýl sonra bugün gýdada büyük felaketler var. Büyük þirketler gýdayý kontrolleri altýna almýþ vaziyette. Köylüler, yerli halklar, kadýnlar, gençler dýþlanmýþ durumda. Hiç söz haklarý yok, ne gýda üzerinde, ne toprak üzerinde ne de tohum üzerinde! Ama yine de tüm dünyada hareketleniyoruz. Kavgamýza devam ediyoruz. Latin Amerika sadece bir örnek. Bugün halklar tarým reformu için baský yapýyor. Kavgamýz evrensel, kavgamýz global! FIAN global toprak reformu için kampanya ve konferans düzenledi. Sri Lanka/Asya’da konferansýmýz olacak. Yol alýyoruz. Tarým reformuna yol alýyoruz. Dünya Bankasý’na karþý yol alýyoruz. Mücadeleyi küreselleþtirelim, umudu küreselleþtirelim! Konferansýn ikinci gününde (22 Haziran 2008) Köylü Haklarý Deklarasyonu’nun ulusal ve uluslararasý tanýnmasý konusunda deklarasyon taslaðý üzerinden görüþler paylaþýldý. La Via Campesina liderleri Paul ve Henry’nin Köylü Haklarý Deklarasyonu’nun içeriðine yönelik sunumlarýnýn ardýndan BM’nin ve diðer bazý kurumlarýn temsilcileri görüþ ve önerilerini sundu. 5 Yýllýk Köylü Haklarý Deklarasyonu: Ulusal ve Uluslarasý Tanýnmaya Doðru Köylü haklarý hem köylüleri hem de yaþamý ilgilendiriyor. Gýda kriziyle birlikte fiyatlar artýyor. Gýda üretimi artsa da bir yandan da açlýk artýyor. Bugünkü durumun kökleri 20 yýl öncesine dayanýyor. Bu durum DTÖ ve Dünya Bankasý tarafýndan yaratýldý. Köylüler yoksulluða ve þiddete maruz kalýyor. Þirketlerin paylarý yüzde 61 artarken, köylülerin paylarý azalýyor. Endonezya’da olduðu gibi birçok ülkenin baðýmsýzlýðýný kazanmasýnda köylülerin payý büyüktü. Þu anda ise köylüler, tohumlarýný þirketlerden alýyor ve biyo-teknoloji kullanmak zorunda býrakýlýyor. Küçük aile tarýmý yapan köylüler büyük þirketler tarafýndan bitiriliyor. KÝT’ler özelleþtirildi, tarým ticareti liberalleþtirildi. Çiftçiler bu politikalar ile baský altýnda. Bugünkü Endonezya hükümeti ve politikalarý ulusal olarak oluþturulmuyor. Bütün bunlar çok daha geniþ bir planýn parçasý. Finansal durum çok kolay ve çabuk deðiþiyor. Bir düðmeye basýlmasýyla kriz ortaya çýkabiliyor ve bu, iþçileri, köylüleri derinden etkiliyor. Satýlan pirincin yüzde 65’i þirketler tarafýndan alýnýyor, fiyatýný da þirketler belirliyor. Endonezya’da Köylü Haklarý Deklarasyonu, köylü inisiyatifiyle baþlatýldý. Bu bir yaþam hakkýdýr. Köylü haklarý sadece tarým hakký deðildir. Ayný zamanda teknolojiye eriþim hakkýdýr. Adil fiyatla satýþ hakkýdýr. Biyo çeþitlilik hakkýdýr. Örgütlenme hakkýdýr. Doðayý koruma hakkýdýr. Hükümetlerin görevi ise insanlarý eðitmek, yaþamý korumaktýr. Biz bunun için uðraþ vermeliyiz. uluslarýný koruyamaz hale geldi. Hükümetlerin görevi insanlarýn yaþam gereksinimlerini yerine getirmektir ama günümüzdeki düzende þirketler yaþamý korumak ve gerekeni saðlamak için hizmet vermiyor. Bu konuya daha derin baðlamda bakacak olursak yurttaþla devlet arasýndaki iliþkiyi incelemeli ve yeni iliþkiler kurmalýyýz. Devletin var oluþ temellerini yeniden kurmalýyýz, çünkü neo-liberalizmle beraber bu deðiþti. Köylüler de dahil olmak üzere insanlarýn geçim kontrolü þirketlerin eline geçti. Köylü haklarýna dayanan yeni algýlayýþ, hükümet ve devlete yeniden bakmalýdýr. »Dünyadaki gýda kriziyle köylü haklarýnýn ilgisi var mý? Varsa nasýl? Bugünkü gýda krizine baktýðýmýzda, hükümetlerin gýda sisteminin organizasyon, kontrol ve iþletilmesini þirketlerin eline býraktýðýný görüyoruz. Hükümetler artýk arz ve Köylü haklarý toprak hakkýdýr, tohum hakkýdýr Henry Saragih, La Via Campesina Genel Koordinatörü ve Endonezya Çiftçi Sendikasý Baþkanlýðýný sürdürüyor. talebi de kontrol edemiyor. Orman kanunu diye resmedebileceðimiz bu sistemde spekülasyonlar etkili oluyor ve güçlü olan kazanýyor. Böylece kazananlar küçük çiftçilere karþý büyük þirketler oluyor. »Çözüm için öngördükleriniz neler? Çözüm için iki yol var: Birincisi, yeni iliþkiler kurmak için sistemi deðiþtirmeye yönelik nasýl hareket edeceðimizi ve baský mekanizmasý oluþturabileceðimizi düþünmek. Ýnsanlarýn devletle iliþkilerini yeniden kurmalýyýz. Hükümetler görevlerini yerine getirmeli. Kaynaklarý, sosyal hizmetleri saðlamak, korumak ve iþletmek için devletlere daha fazla sorumluluk verilmeli. Ýkincisi ise, aile bazlý küçük çiftçi tarýmcýlýðýný hayata geçirebilecek küçük »Uluslararasý Köylü Haklarý Konferansý’ndasýnýz. Size göre köylülerin haklarý neler? Köylü haklarý toprak hakkýdýr. Çünkü topraksýz köylü tarým yapamaz. Tohum hakkýdýr, tarým için daha iyi metotlara sahip olma hakkýdýr ve ifade özgürlüðüyle köylü çýkarlarý için örgütlenebilme hakkýdýr. Köylü haklarý ayrýca ürünümüzü koruma ve daðýtabilme hakkýdýr. »Sizce köylülerin haklarýnýn uygulanmasýnýn önündeki engeller neler? Neoliberal dünya düzeniyle beraber, ulusal hükümetlerin kendi insanlarýný, vatandaþlarýný koruma haklarý kalmadý, çünkü hükümetler kendi iþletmelerin organizasyon ve kooperatiflerini güçlendirmek, günlük geçim kaynaklarý üzerinde daha etkili olabilmelerini saðlamaktýr. »Türkiye’deki köylülere bir mesajýnýz var mý? Halklarýn hareketini geliþtirmek ve devam ettirmek çok önemli. Ulusal ruha ve ulusal karaktere sahip çýkýlmalý. Diðer yandan da evrensel mücadelede dayanýþmaya önem verilmeli. Yerel kimliðimizi korurken evrensel hareketlerle birlik içinde olmak bu mücadelede çok önemlidir. (Birgün) DÜNYANIN ÖNDE GELEN ÇÝFTÇÝ LÝDERLERÝ KÖYLÜ HAKLARI ÝÇÝN KONUÞTU HENRY SARAGIH: 1 Eylül 2008 Pazartesi Kitap Hrant Dink cinayetini anlatan Venedik Film Festivali Baþladý 65. kez düzenlenen Venedik Film Festivali baþladý. Festivalede 21 film ilk kitap arasýnda Semih Kaplanoðlu ve Ferzan Özpetek'in filmleri de var. Festival geçen ay hayatýný kaybeden Mýsýrlý sinemacý Youssef Chahine'e adandý. BÝA Haber Merkezi - Ýstanbul Venedik Film Festivali 27 Aðustos 2008 tarihinde baþladý. Dünyanýn en ünlü yönetmenleri bu sene de her festival olduðu gibi “Altýn Aslan” için yarýþacaklar. Açýlýþ filmi Burn After Reading Bu yýl Venedik Film Festivali, baþrollerini George Clooney, Brad Pitt, Tilda Swinton ve John Malkovich’in paylaþtýðý, yönetmenliðini ise Joel-Ethan Coel kardeþlerin yaptýðý “Burn After Reading” filmiyle açýldý. Aday 21 film arasýnda iki Türkiyeli yönetmen Radikal muhabirleri Timur Soykan ve Demet Bilge Ergün'ün titiz araþtýrmasýnýn ardýndan telefon konuþma kayýtlarýndan yola çýkarak Dink cinayeti üzerindeki perdeyi aralamaya kaleme alýnan 'Sapan', kronolojik sýrayla Dink cinayetinin aþamalarýný anlatýyor. Sapan Güncel Yayýncýlýk tarafýndan basýldý Ýki gazetecinin Dink cinayeti çalýþýyor. Hrant Dink, Türkiye'de öldürülen 62. gazeteciydi. Öldürülüp hayattan koparýlanlar sadece bedenler deðil, fikir üreten zihinlerdi. Aslýnda hepsinin failleri belliydi. Tetiði çekenler de emri verenler de düþüncenin de soruþturmasýndaki onlarca ifade, binlerce düþünenin de topraðýn altýna gömülmesini resmi evrak ve delili inceleyerek hazýrladýðý istiyordu. 'Sapan', cinayetin aktörlerinin daha önceki Siyasi cinayetlere yüzlerce aydýnýný, eylemlerini de detaylý bir þekilde ortaya akedemisyenini ve gazetecisini kurban veren koyuyor. Aktörlerin, eylemlerin ardýndan Türkiye'de hep 'derin'lerde seyreden ve yýllar nasýl korunduklarýný, devletle nasýl bir iliþki süren yargýlamalara Dink cinayetinin de içinde olduklarýný, polis ve jandarmayla eklenmemesi demokrasi ve hukuk adýna son yakýn iliþkilerinin derinine de inan kitap, derece önemli... sadece sanýk ifadeleriyle yetinmiyor. Ýfadelerin satýr aralarýndaki ipuçlarýný, gerçekleri cýmbýzlayarak cinayetin karanlýk yüzünü ortaya çýkarýyor. VE ÝÞTE SAPAN'IN YAZARLARI... Timur Soykan , 1975 yýlýnda Kýrklareli Aday 21 film arasýnda Semih Kaplanoðlu’nun “Süt” ve Ferzan Özpetek’in “Mükemmel Bir Gün” adlý filmleri de bulunuyor. Geçen yýl Cannes Film Festivali’nin resmi bölümü olan Cannes Atellier’de tanýtýlan “Süt”; Bal, Süt ve Yumurta’dan olusan Yusuf Üçlemesi’nin 2. filmi. Festivalin favorileri 65. kez yapýlacak bu festivale ABD Sinemasý 5 filmle birden katýlýyor. Festivalin iddialý filmleri arasýnda ise “Silence of The Lambs (Kuzularýn Sessizliði)” filmiyle Oscar kazanmýþ yönetmen Jonathan Demme’nin yönettiði “Rachel Getting Married” ile Kathryn Bigelow’un yönettiði kapsamýnda, Türkiye PEN Merkezi'nin 1 Donald's'ýn bombalanmasý gibi pek çok sýrasýnda bir süre kameraman olarak çalýþan Mayýs 2009'u Taksim'de kutlamak için olayla gündeme gelen Trabzon'daki 'derin' Soykan, gazeteciliðe Yeni yüzyýl Gazetesi hazýrlýklarýný sürdüren komitesi, Taksim örgütlenmenin arkasýnda kimler var? ’nde baþladý. Radikal Gazetesi ’nde muhabir Tramvay duraðýnda, basýn açýklamasý olarak çalýþmaya devam ediyor. Soykan'ýn yapýyor. Yazarlarýn Barýþ Günü açýklamasý verenler daha önce de pek çok olaya , TÜRSAK Vakfý ile Nikos Pulacaz Vakfý saat 17:00'de. karýþtýklarý bilindiði halde nasýl bu kadar ’nýn birlikte gerçekleþtirdiði Genç Kalemler rahat hareket edebiliyorlar? Makale yarýþmasý’nda birincilik ödülü (Küresel BAK) 1 Eylül'de saat 18:30'da bulunuyor. Tünel meydanýnda buluþtuktan sonra Demet Bilge Ergün, 1977 yýlýnda -Cinayette devletin rölü var mý? Erzincan ’da doðdu. Ýstanbul Üniversitesi -Hrant Dink'in öldürülmesi kimlere Ýletiþim Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliðe -Dink cinayetinin arkasýnda hangi parti var? -Dink'in katillerine, 'kahraman' Ulusal Basýn Ajansý ’nda (UBA) baþlayan Ergün, Radikal Gazetesi Ýstihbarat Müdürü olarak görevine devam ediyor. Ergün, 2005 yýlýnda sýðýnma evinde kalan kadýnlarýn olacaklarýný düþündüren dünyalarý nasýldý? dramýný anlattýðý haberiyle Sýnýr Tanýmayan O dünyanýn insanlarý kimlerdi? Gazeteciler Örgütü ’nün (RSF) Avusturya Bu sorulara yüzlercesini daha eklemek mümkün. Elinizdeki kitap, binlerce evrakýn incelenmesi, deliller, zanlý ve tanýk ifadeleri, Darren Aronofsky -The Wrestler, Guillermo Arriaga-The Burning Plain, Pupi Avati-Il papà di Giovanna, Marco Bechis – BirdWatchers, Patrick Mario Bernard, Pierre Trividic - L’Autre, Kathryn Bigelow-Hurt Locker, Pappi Corsicato-Il seme della discordia, Jonathan Demme-Rachel Getting Married, Haile Gerima-Teza, Aleksey German Jr -Bumaznyj soldat (Paper Soldier), Semih Kaplanoglu-Süt, Takeshi KitanoAkires to kame (Achilles and the Tortoise), Hayao Miyazaki-Gake no ue no Ponyo (Ponyo on the Cliff), Amir Naderi-Vegas: Based on a True Story, Mamoru Oshii-The Sky Crawlers, Ferzan Özpetek-Un giorno perfetto (Mükemmel Bir Gün), Christian Petzold-Jerichow, Barbet Schroeder-Inju, la Bête dans l’ombre, Werner Schroete-Nuit de chien, Tariq Teguia-Gabbla (Inland), YU Lik-wai-Dangkou (Plastic City).(HB/EZÖ) *Halit Bingöllü derledi. ’nde doðdu. Marmara Üniversitesi Ýletiþim bölümünü bitirdi. Üniversite eðitimi hizmet ediyor? Aday filmler þöyle: BÝA Haber Merkezi - Ýstanbul Rahip Santoro'nun öldürülmesi, Mc gerçekleþmesine kimler duyarsýz kaldý? Venedik Film Festivali’nin bu sene baþkanlýðýný yapan yapýmcý Marco Müller, festivali geçtiðimiz ay hayatýný kaybeden Mýsýr’lý yönetmen “Youssef Chahine”e adadýðýný söyledi. Ýstanbul'da Türkiye PEN Taksim Tramvay duraðýnda, Galatasaray'da Küresel BAK Tünel meydanýnda basýn açýklamasý yapacak; ÝHD Ýstanbul "barýþ zinciri" oluþturacak. Barýþ Derneði 30 Aðustos'ta Türkiye'nin silahlanma harcamalarýný ve askeri üsleri tartýþýyor. Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema -Cinayetin göz göre göre Youssef Chahine anýsýna Ýstanbul'da 1 Eylül Barýþ Günü Etkinlikleri ÝÞTE SAPAN'IN ÝÇÝNDEKÝLER... -Dink cinayetinde tetiði çekenler ve emir Irak Savaþý dramýný konu alan “Hurt Locker” filmleri bulunuyor. Ýstanbul'da 1 Eylül Barýþ Günü Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu Galatasaray meydanýna yürüyecek ve basýn açýklamasý yapacak. Irak, Afganistan, Ortadoðu, Kafkaslardaki çatýþma ve gerilimlere dikkat çeken savaþ ve iþgal karþýtlarý, "milliyetçilik ve ýrkçýlýk týrmandýrýlýr, kardeþ halklar birbirine düþman edilirken barýþ talebini yükseltmek üzere sokaklarda olacaðýz" diyor. Ýnsan Haklarý Derneði (ÝHD) Ýstanbul yaþam hakkýný dahil bütün haklarýný tehdit etmesine dikkati çekiyor. Barýþ Derneði askeri harcamalara dikkat çekiyor Nazým Hikmet Kültür Derneði ve Barýþ Derneði'nin 31 Aðustos'taki ortak etkinliði, Türkiye'deki yabancý askeri üsler ve Türkiye'nin silahlanma harcamalarý üzerine. Eski asker Murat Papuç ve avukat Gökhan Þubesi de 19:30'da Galatasaray meydanýnda biriminin ‘Basýn Özgürlüðü 2005 ’ ödülüne Aðýrbaþ'ýn konuþacaðý panel saat 17:00'de buluþup barýþ zinciri oluþturacak. ÝHD de layýk görüldü. Kadýköy'deki Nazým Hikmet Kültür Kürt sorununa yaklaþýmda baþvurulan tek (medyaradar) yolun þiddet olmasýna, bunun herkesin Merkezi'nde. (TK/EZÖ) 1 Eylül 2008 Pazartesi ABF Genel Sekreteri Kazým Genç ve PSAKD Kültür Sanat Sekreteri Feti Bölükgiray yaptýklarý basýn açýklamalarýyla zorunlu din derslerine iliþkin mahkeme kararlarýnýn bir an önce uygulanmasýný talep ettiler. Eyleme ÖDP Genel Baþkaný ve Ýstanbul milletvekili Ufuk Uras'ta katýlarak destek verdi. Yaklaþýk 200 kiþinin katýldýðý basýn açýklmasý 15 dakika süren oturma eylemi, alkýþ ve sloganlarla sona erdi. Alevi haber Ajansý Aleviler Dikili'de buluþtu Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Þenlik kapsamýnda düzenlenen panelde Turgut Öker (Solda),Dursun Daðdelen (Ortada)ile emekli öðretmen Hüseyin Çelik konuþtu. eþit koþullarda bir arada yaþama arzusu içinde olduklarýný belirterek, “Tüm dünyada bir arada yaþam tartýþýlýyor. Ancak eþit koþullarda bir arada yaþam tartýþýlýyor. Türkiye'de ise hala eþit koþullarda yaþamdan söz edilmiyor” dedi. Ýzmir’in Dikili ilçesinde buluþan aleviler ‘Barýþ, Demokrasi ve Emek Þenlikleri’nde ‘eþitlik’ mesajý verildi Öker, 85 yýldýr kimliklerini saklamak zorunda býrakýlan ve 12 Eylül rejiminin baskýsýyla tümden sindirilmeye çalýþan Alevilerin artýk eþit koþullarda bir arada yaþam arzusunda olduklarýný söyledi. Alevilerin, haklarýný aramak için seslerini yükseltmeye baþladýklarýný kaydeden Öker, Alevi nüfusun yoðun olduðu bölgelerde cami dayatmalarýna ve zorunlu din derslerine tepki gösterildiðini ileri sürdü. Dikili Barýþ, Demokrasi ve Emek Þenlikleri kapsamýnda düzenlenen Günbatýmý Söyleþileri'nde Alevilerin sorunlarý ve beklentileri tartýþýldý. ‘Barýþ Demokrasi ve Birarada Yaþam’ temasýyla düzenlenen söyleþiye Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Baþkaný Turgut Öker, Dikili Hacýbektaþi Veli Kültür ve Tanýtma Derneði Baþkaný Dursun Daðdelen ve Emekli Öðretmen Hüseyin Çelik konuþmacý olarak katýldý. Turgut Öker, Alevilerin Petrol KIRÞEHÝR<------------>HACIBEKTAÞ Otel Ýnþaatý Fýrýn ------>MERKEZ Kýz Öðrenci Yurdu Erkek Öðr.Yurdu i Arazis ampus K e it s r Ünive 587m2 Hüseyin Sümen’in evi m2 610 ----- m2 609 -<--- AÞ EÞT B ---- m2 634 iv Ün ite ers Alevilerin siyasal yaþamda da aktif görevler almalarýnýn zamanýnýn geldiðinin vurgulayan Öker, “Bu ülkede bütün parti liderleri Sünni. Kürtlerin, Sünnilerin kendi partileri var. Siyasette gizli bir ýrkçýlýk uygulanýyor. Ancak, Cumhuriyet tarihi boyunca laikliðin bekçisi olarak görülen Aleviler siyasal yaþamda aktif deðiller. Bu deðerlendirmem ‘yeni bir siyasi parti isteði’ olarak algýlanmamalý. Bizim isteðimiz Alevilerin artýk karar mekanizmalarýnda yer almalarýdýr” diye konuþtu.(dha)Radikal Dedebað ÝZMÝR - Dikili Ýlçesi'nde düzenlenen Dikili Barýþ Demokrasi ve Emek Þenlikleri'nde konuþan Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Baþkaný Turgut Öker, “Farklý etnik, kültürel ve dinsel yapýya sahip insanlara eþit haklar tanýnmadan ‘gelin kardeþ olalým’ diyemezsiniz” dedi. 2 617m ayaðýný denk atmalý;neyi,neden yaptýðýný bir düþünüp, bin tartmalýdýr,tüm Hacýbektaþ sevdalýlarýnýn,bu dünya görüþüne sahip; Asyalýnýn ve Avrupalýnýn gözükulaðý,düþünce alaný bizimle birlikte hareketlenmektedir, burada yapýlan bir hareket, bu düþünüþe inananlarýn hareketine yön vermektedir,bir mesaj olarak algýlanmaktadýr. AKP'nin veya onu temsil eden,o görüþü temsil eden birilerinin (adý lazým deðil) bu kasaba için iyi bir þey yapabileceðini, bu kasaba ya da bu kasabalý hakkýnda iyi bir þey düþünebileceðini hayal etmek dahi mümkün deðildir. Bu görüþümü defalarca belirttim, yaþanmýþ tüm gerçekler de bunun kanýtýdýr.Bu konuda yanýlmýþ olmayý da çok arzu ederim, umulur ki bu deðerli davet sonucunda ilçemiz çok þeyler kazanýr ve bu da bizi mutlu eder, ben de mahcubiyetimle baþ baþa kalýrým. Herhangi bir yerleþim merkezinde, herhangi bir siyasi anlayýþ ile uzlaþmak istiyorsanýz, bunu da o yerleþim alanýnda yaþayan insanlarýn iyiliði için yaptýðýnýzý söylüyorsanýz, yine de bir þey eksiktir.Bu demokratik bir tavýr olmaktan yoksun emrivaki bir harekettir, doðrusu o yöre halkýnýn da bu konu ile ilgili olurunu almaktýr.Siz bu halktan oylarý dolayýsý ile yetki aldýðýnýzý söyleyebiliyorsanýz, bu AKP'nin her kanunu çýkarma yetkisini kendisinde görmesine benzeyen bir yanýlgý olur. Size verilen oylar, her istediðinizi yapabilesiniz diye verilmiþ deðildir, aksine "bizim istediðimiz þeyleri yapýn " diye verilmiþtir.Halbuki yönetime gelenler, seçim öncesi halkýn elini sýkmaktan, her gün yanýnda olmaktan mutluluk duyar görünürken, seçimden sonra halktan uzaklaþmakta kendilerini seçenleri adeta tanýmamaktadýrlar, sadece cenazelerde ve bayramlarda halkýn huzuruna çýkanlar,halkýn seçtikleri olabilirler,ama halkýn istediði yöneticiler deðildir. Her þenlik öncesi,esnafýmýzý insafa davet eden, Hacýbektaþ felsefesine uymayan davranýþlar konusunda hatýrlatma mahiyetinde yazýlarým vardýr, bu yazýlardan hiçbir ders çýkarýlmadýðýný,gelen misafirlerin bir sömürü aracý olarak görüldüðünü, haksýz kazanca eðilimin sürdüðünü de üzüntü ile gözlemledim, demek ki ne yazsak,ne yapsak, yasal sorumlular denetlemeden bu türden yanlýþ uygulamalar kaçýnýlmaz olarak devam ediyor, bunun utancý tüm kasabalýnýn üzerine siniyor. Bakkalda en fazla beþ yüz kuruþ olan suyu,bir Yeni Türk Lira'sýna alsanýz,siz ne düþürdünüz gittiðiniz yer hakkýnda? Maalesef, bu satýþý yapan esnaf,hem Hacýbektaþlý,hem de benim çocukluk arkadaþým.Ne acý deðil mi? Hacýbektaþ yeniden ve doðru olarak tanýmlanmalý, yapýlanlardan ders çýkarýlarak, tüm Hacýbektaþ sevdalýlarýný söz sahibi yapacak, bilgeliði kendinde deðil, dinleyebildiði her düþüncede bulabilecek, Hacýbektaþ görüþünü,kendisine yaþam biçimi yapmýþ kiþilerle yeni programlarda,yine birlikte ve gurur duyabileceðimiz,yüzümüzü aðartacak, misafirlerimizin yanýnda koltuðumuzun kabaracaðý günlerde görüþmek üzere. Bilimin ýþýðý yolumuzu aydýnlatsýn. Saygýlarýmla 638m2 2008 Hacýbektaþ Þenlikleri (tam ve doðru adý bu deðil ama benim neslim için bu ad bakidir) izlenimlerimi yazabilecek duruma gelebilmem epey uzun sürdü,bu kadar uzun sürede izlenimlerimi toparlayamayýþýmýn sebebi;içeriðin yoðunluðu, yapýlanlarýn saymakla bitirilemeyiþi deðil elbette.Özellikle bekledim, kýrýcý, yýpratýcý bir þeyler yazmamak için, ilk izlenimlerimin kalkýþýyla yazmýþ olsaydým,hiç de tasvip etmediðim bir söylem biçimi,beni kendimle çeliþir bir duruma itecekti. Oysa þu an sakin ve daha aklýselim bir izlenim yazýsýný sizlerle paylaþmaya hazýrým. Öncelikle hazýrlanan programý inceleyelim; ulusal ve uluslar arasý niteliði göze çarpacaktýr,ulusal anlamda neler hedeflenmiþ, hedeflenen amaçlara ne denli ulaþýlmýþ program düzenleyiciler tarafýndan deðerlendirildiði muhakkaktýr, ayný þekilde programýn uluslar arasý yönü de adýndan anlaþýlacaðý üzere mevcuttur, bu yönüyle de saðlanan baþarýlar program sona erdikten sonra deðerlendirilmiþtir ve gelecek çalýþmalarda rehberlik etmesi düþünülerek saklandýðý da tahmin edilebilir."Hacýbektaþ Yýlý" için yapýlan faaliyetler, Semah'ýn etnik dans olarak tanýtýlmasý yönünde yapýlan gayretli çalýþmalar sanki biraz gözümüzden kaçtý elbette bu konularda gereken çalýþmalar yapýlmýþ olmalý, 2009 yýlý için hazýrlýklar tamdýr. Dýþarýdan gelip, sadece bir gözlemci olarak görüþ bildirmek oldukça kolaydýr, denilecek ki "Çok biliyorsan,elini taþýn altýna koymalýsýn." Memleketim için her zaman, deðil elimi, baþýmý bile taþýn altýna koymaya hazýrým,ancak yapýlacak faaliyetin daha önceden bana anlatýlmasý ve benim de buna olur vermiþ olmam koþulu ile,benim olur vermediðim bir faaliyetin ortaya çýkaracaðý sonuçlarýnýn sorumluluðunu üstlenmem beklenmemeli.Buradaki "ben", þahýs olarak "ben" deðil, tüm halktýr. En çok konuþulan,konuþulmaya devam edilecek olan konu;Cumhurbaþkaný'nýn daveti konusudur, bu çaðrý tarihsel sorumluluk gerektiren bir çaðrýdýr,bana kalýrsa böylesi bir çaðrý yapýlmadan önce halkýn bu konuda oluru alýnmalýdýr,bu etkinlikler halka mal edilmek isteniyorsa, yok bir takým kiþilerin istikbali ve belirli çevrelerin halký hesaba almadan yaptýðý bir çaðrýysa, halký doðacak sonuçlardan sorumlu tutmaya kimsenin hakký da yoktur,haddine de düþmez,ben halk olarak bu daveti yapmýþ olsaydým,geleneðime göre misafirimi de aðýrlardým, benim dostum mu,düþmaným mý olduðu sorgulanýp, söylenmeden evime giren birine nasýl davranacaðýmý da kimsenin bana bildirmeye kalkýþmamasý gerekir. Programý izleyebildiðim ölçüde;sahne kýsmý için "iyi", içerik bakýmýndan,"eh iþte", halkýn yaþadýðý alan için "berbat" buldum, bunu demek beni utandýrdýðý için günlerce bu yazýyý kaleme almakta zorlandým, görev almýþ kardeþlerimi incitmemek için yollar aradým ama çaresizdim. Ancak net olarak yazmak zorundayým; programýn izleyicisi için,izleyicilerin yaþadýklarý için söyleyebileceðim en kibar sözcükler bunlar," tam bir felaketti", Aile;anne,baba ve çocuklarý ve tabi ki misafirleri yanýnda rezil olan bu gariban Hacýbektaþlýnýn söylenecek çok sözü vardýr,þimdi susan bu sessiz çoðunluðun sesine kulak týkayanlar,yarýn tarih önünde tüm yaptýklarýnýn hesabýný vermekten kurtulamayacaklarýný bilmelidirler. Ailesi ile birlikte programý izlemeye giden herhangi birine izlenimlerinin sorulmasý yeterlidir,ben o kiþinin sözlerine kefilim, sahne karþýsýnda olanlarýný anlamak isteyen için bu yeterlidir. Evet bu kasaba,herhangi bir kasaba deðildir, burada bir faaliyet düzenlemek,herhangi bir kasabada faaliyet düzenlemekle eþ anlamlý deðildir,herkes Pir Sultan Abdal Kültür Derneði ve Alevi Bektaþi Federasyonu'nun öncülüðünde ilki geçen pazar Taksim'de gerçekleþtirilen, zorunlu din derslerinin kalýdýrýlmasýna yönelik oturma eyleminin ikincisi bugün Taksim tramvay duraðýnda yapýldý. 2 [email protected] Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ 626m Ýzlenimler 643m2 Hasan Bayram Aleviler Taksim'den Haykýrdý : Zorunlu Din Dersi Ortaçað Anlayýþýdýr SATILIK ARSALAR Çep: 0535 764 26 72 Tel: 0384 441 32 65 7 1 Eylül 2008 Pazartesi “Milyonlarca insan Kucaklayýn birbirinizi Bütün dünyayý sarsýn öpüþmeniz Kardeþler, yýldýzlý kubbenin üstünde Ýyi yürekli bir baba otursa gerek Koca dünya sezinliyormuþsunuz yaradaný” çok eski devirlerin egemenliklerinin kendilerine uydurduklarý tanrýlarýný onlara verelim de “mavi yolculuk” da yolcularý mesteden Beethoven’nýn 9. senfonisine ruh olan Schiller’in “sevinç türküsü” nün mýsralarýnda “yaradan” la böyle buluþulur. Türkiye’de o büyük ve eþsiz insan Mustafa Kemal Atatürk laiklikle ve Cumhuriyet devrimleriyle aslýnda Tanrý ile insaný kucaklaþtýrdý... Aracýlarý defetti. Tanrý ile insanlarý özgürce buluþturdu vicdanlarda. .. Öbür dünyanýn “Cehennem korkusu” bir yana, bu dünyada Allah adýna sorgu mekanlarý kurup, oturduklarý evlerin odalarýný “mezar evler” yapanlar mý insaný Tanrý’ya yaklaþtýracaktý? .. “Din elden gidiyor” deyip tespihi býrakýp tetiðe dokunan Þeyh Sait’ler “þeriat adýna” yola çýktýklarýný söyleyip kan döktürmemiþler miydi? ******* Ekmek topraðýn aðzýndaydý.Yaþam karýn doyurmaktý. Yaþam barýnmaktý. Bu yüzdendir ki, dinler tarihinin ekseni, insanoðlunun toprakla ve topraða bereket sunan göklerle iliþkisinin, öyküsü gibi dönüp dolaþmýþ. Topraðýn bereketini insan ve hayvanýn doðurganlýðýný çaðrýþtýran “ana tanrýça” ya bu yüzden sýðýnýldý kim bilir? ... Sonra onu boða, geyik gibi deðiþik þekillere sokup da ayý, güneþi, yaðmuru ve rüzgarý “olmazsa olmaz” diye mi yanaþtýrdý yanlarýna? ... Eski çaðlarýn egemenleri, krallarý da kendilerini tanrýþtýrdýlar. “Boða tanrý’nýn heykelleri krallar gibi sakal uzattý. Krallar baþlarýna “boynuz” taktýlar. Egemenler, tanrýlarla bütünleþtirmekte buldu çareyi... Böylece kutsattýlar kendilerini. Eski çaðlarda egemenlerden haksýzlýk görmüþ kesimlerin tepkisi de çaresiz dinsel yöndeydi. Deðiþik mezhepsel uydurmalarýn ve ayrý taraflar oluþturmalarýn esprisi de buraydý. Arap egemenlerinden haksýzlýk görenler, muhalefet bayraðýný Hz. Ali’nin eline verip Arap ýrkýndan olmayan yoksul Müslüman kitlelerle bir kýsým Apaplarý da toplayarak “mezhep” cilalý bir sosyal oluþum saðlama uðraþý vermemiþler miydi? Nitekim Anadolu’da hiçbir yere ayak basmamýþ Hz.Ali’nin Anadolu’nun bir çok yerinde “atýnýn nalýnýn izi” gösterilir hala.. Orta çað boyunca Katolik Kilisesi’nin Arapça’dan Latince’ye çevrilmiþ olan Ýncil’i istedikleri gibi yorumlayarak halký sömürdüðünü ve bu durumun yeni çað baþlarýnda Luther, Kalvin gibi gerçek din bilginlerce Ýncil’in yaþayan, konuþulan Adnan YILMAZ Araþtýrmacý - Yazar “sevgi” yerine “korku”yu koyduk dinlere çevrilmesiyle nispeten önlendiðini biliyoruz.Böylece bir silahýn ellerinden alýnmasýyla sadece “soyluluk” dan baþka sermayesi kalmayan derebeyler, cennetin anahtarý karþýlýðýnda kiliseye ödedikleri büyük servetlerin nasýl boþa gittiklerini gördüler ve olanca güçleriyle direndiler. Batý Avrupa’yý yaklaþýk 150 yýl süren mezhep savaþlarýna sürükleyen bu çalkantýlý süreçte Osmanlý ordularý Viyana kapýlarýna dayanmýþtýr. Þimdi ayný Batý, bu büyük tarihten ders mi çýkarttý ki, Anadolu’da etnik, dinsel, mezhepsel farklýlýklarý gündelik yaþamda þiddete, kine, öfkeye dönüþtürür her zaman bu iþten çýkarlarý olanlar olmuþtur. Bizans Anadolusu’nda da öyle... Egemen büyük arazi sahipleri ve mütagaliplerinin zulmünden býkanlar, devletin sað kolu olan kilisenin Ortadoks yapýsýndan ayrýlýp kilisenin mahkum ettiði Paulisyen, Montanist, Begomil ve diðer Heteredoks doktirinlere sarýlmýþlar... Onlarda bizim Anadolu Aleviliði gibi katý zulüm günlerinde çoook kurtarýcý “mehti” beklemiþler. Nitekim Hz. Ýsa, Roma Ýmparatorluðu’nun en geri, en ezilmiþ sefalet içindeki bölgesinde insanlarý kurtarmak için gelmemiþ mi? Selçuklu Sultanlarý’nýn kendi halkýna tepeden bakmasý karþýsýnda Türkmenler sarayýn sunni akidesine karþý yine Heteredoks yolu seçip baðrýndan nice babalarý, velileri çýkartmamýþlar mý? Býraksalardý Pir Sultan’ý, kellesini kurtarsaydý Hýzýr Paþa’dan, þahýna kavuþacaktý... Çok kan akýttý zalim egemenler mezhep cilasýyla. Ama çýkar bu.. . Ýnsanlýðýn evrensel deðerlerinin, bilimin, aklýn çýkarý deðil. Toplumlarý bir koyun gibi gütme alýþkanlýðýnýn çýkarý. Bu çýkara karþý seslenmiþ Hacýbektaþ, “Her ne ararsan kendinde ara”, Kudüs’te, Mekke’de, hacda deðil” demiþ Hacýbektaþ, Hira Daðý’na karþýlýk Çile Haneyi, zemzem suyuna karþýlýk Çile Hane eteklerindeki zemzem pýnarlarýný oluþturmuþ. Topraðýn, kilerin kara kazanýn bereketini sunmuþ, hakça bölüþümü abideleþtirmiþ. Din, inanç, soy sop ayrýlýðý olmadan insanýn hakkýný bilen geçmiþ. Tekkenin sýrat köprüsünün kapýsýndan.. ..” Birbirinizin malýna diðeriniz bekçisiniz.Birbirinizin namusu diðerinin namusudur. Dar günlerinizde birbirinizin iþlerini yürütün. Beslenmenizden, bakýmýnýzdan sorumlusunuz. Bir koyun aþýðý bir sofranýn kaþýðýsýnýz” denmiþ. Vaktiyle bu alandaki yozlaþmalara karþý da dikilmiþ Anadolu ozanlarý. “Pir deyip þunlardan medet umarsýn Yok onun ötesi itten kötüdür” demiþ Teslim Abdal. “Güzel dedem yaðmadan mý gelirsin” diye sormuþ Aþýk Daimi. En güzel cennet; bu cennet dünyayý cennet gibi insanca sevi ile insanca paylaþýmla, ilimle, soygunsuz, sömürüsüz ve zulümsüz yaþamak olsa gerek... Galiba kültürümüzde insan sevgisi, hümanizma giderek yok oluyor. Galiba “sevgi” yerine “korku”yu koyduk. , kendince Olmayý mý unuttuk? Emperyalistlerin tüm kaþýma ve kýþkýrtmalarýna raðmen Anadolu halkýnýn Türkiye Cumhuriyeti Devleti üniter yapýsý içinde kardeþ duruþu… Ýranlýlarýn Ýslam öncesi dinleri olan Zerdüþtlük kadýný kötü, kirli ve þeytanýn yansýmasýný sayar. Türklerin Ýslam’dan önceki dini olan Þamanizm’de kadýn “kutsal”dýr. Türkler, Arap ve Ýran kültürünün aksine kadýna deðer verir. Ýranlýlarýn da Araplarýn da süreç içinde Türkler gibi dinleri Ýslam olmuþ, ancak ayný dini benimsemelerine raðmen bir çok alanda olduðu gibi bu alanda da kadýna bakýþ açýlarý hiçbir zaman örtüþmemiþtir. Arap ve Acem kültüründe tarikatlar “Allah korkusu” üzerine kurulmuþ. Oysa Anadolu’da artýk tarihe mal olan tarikatlar Türk mutasavvýflarý eliyle bir baþka hava almýþ, “hoþgörü” üzerine kurulmuþtur. Nitekim Babailiðin ve giderek Bektaþiliðin, Arap-Acem’le çizgi farký budur. Anadolu Aleviliði, Ýran Þiiliði’nden çok farklýdýr. Ýran Þiiliðinin katýlýðýna karþýn, Anadolu Aleviliði’nin engin bir hoþgörüsü vardýr. Türkiye’de Kemalist devrim yada bir baþka ifadeyle Türk devrimleri “laik” bir noktada Anadolu’da bu kültürel temel üzerine inþa olmuþtur. Ýslam; Arap ve Acem’de yýllar yýlý siyasa edilirken, Anadolu’da bu kapý kapanmýþtýr. Yönetsel ve siyasal yapý Arap ve Acem’de dini abideler üzerine otururken, Türkiye’de aklýn ve mantýðýn üzerine oturmuþtur. Aradan 75 yýl geçtiði halde birçok Müslüman toplumun Atatürk devrimlerinin yolunu izleyememesinin nedeni de buradadýr. Bu durum, kültürün toplumsal ve siyasal yaþam üzerindeki etkisinin dýþa vurumudur. Kemalist Türk devrimleri, Türkiye ile diðer Ýslam ülkeleri arasýndaki kültür dokusu uçurumunu tümüyle ortaya çýkarttý. Türkler, 11. yüzyýldan baþlayarak Anadolu’ya yerleþtiklerinde nüfuslarý kabaca 800 bin ile 1 milyon arasýndadýr bir genel kabulle… Oysa Anadolu’da o tarihlerde mevcut yerleþik nüfuz bunun kat kat üzerindedir. Orta Asya’dan çeþitli göç yollarýyla gelen Türkler, Anadolu’da kendilerinden önce varolan yerleþik toplumlarla kaynaþmakla kalmadýlar, taþýdýklarý kendi kültürleriyle eski Anadolu medeniyetleri kültürlerinden de ciddi anlamda etkilendiler. Bu anlamda Türkler, Anadolu’da yeni bir sentez içinde buldular kendilerini. Daha Cumhuriyet devrimlerin hemen ardýndan, bilakis bu devrimlerin önderinin “Etibank”, “Sümerbank” ve bunun gibi bazý sanayi ve finans kurumlarýna verdiði adlar, Türk devrimi önderinin bu kültürü nasýl algýladýklarýna çok somut birer örnektirler. Bu yüzden bu konuda ilginç bir anektod vardýr ki, o da þudur: “Türkler, Anadolu’yu, Anadolu da Türkleri fethetti…” Hitit tipi, düz damlý kerpiç evler… Güneybatý Anadolu’da beþik çatýlý Ligya türü aðaç yapýlar… Hititlerden beri süregelen duvar tekniði ve de üstü paralarla, pullarla süslü fes biçimindeki kadýn baþlýðý… Daha daha Frigler’e deðin giden halk ezgileri… Bugün mevcut ulusal kültürümüzde, eski Anadolu uygarlýklarýnýn izleri kadar orta Asya kökenli efsaneler, töreler ve adetler vardýr. Selçuklu mimarisinin bir çok süsleme öðesinde “Budist Türkleri”nin anýtsal duvar resimlerinin iz düþümleri görülür. Selçuklu kümbetleri, Kýrþehir’de de yaygýn görülebileceði klasik göçebe Türk çadýrlarýnýn taþa aktarýmýnýn ta kendisidir. Baðrýna nice uygarlýklarý sarýp, sarmalayan Anadolu, nice farklýlýklarý da bir arada koyun koyuna yaþatmanýn koþullarýný dayatmýþtýr. Bu yüzdendir emperyalistlerin tüm kaþýma ve kýþkýrtmalarýna raðmen Anadolu halkýnýn Türkiye Cumhuriyeti Devleti üniter yapýsý içinde kardeþ duruþu… Bu anlamda kültür geçmiþle gelecek arasýnda kurulan köprünün adýdýr… Ne geçmiþten kopar ne geleceðini yadsýr. Anadolu’da yer yer dayatýlan “siyasal Ýslam”ýn ekseniyle, “ýrkçý” yaklaþýmlarýn dayattýðý ideolojik eksenler hiçbir zaman taban bulamamýþtýr. Bu yüzdendir Ýstanbul’un Çiçek Pasajýnda kadeh kaldýran Türkiyelilerle, hemen ilerisinde namaz kýlan Türkiyeliler’in görüntüsünün yabancýlar için arzettiði cazibe… Ayný coðrafyada yüzyýllardýr ayný kaderi, tasayý kývancý paylaþmanýn oluþturduðu kültür unsuru “ýrk”tan ve “ümmet” çilikten çok daha büyük önem taþýmaktadýr. Çaðdaþ ulus kývamýnýn da temeli budur… Ancak toplumlarýn kültürü þüphesiz sonuçta bir üst yapý kurumu olup, tarihsel evrimlerinin de ürünüdür. Kiþilerin davranýþ biçimlerini, özgeçmiþlerinde, toplumlarýnkini ise tarihsel coðrafik süreçlere bakarak izah etme gerekliliði bundandýr. Bizde sað akýmlar, kültürel etkenlerin duraðanlýðý noktasýnda aðýrlýðýný abartýrken, bir çok sol akým tam tersi kültür unsurunu küçümsedi. Birbirine tezat gibi görünen abartý ve küçümseme aslýnda hep ayný noktada birleþti. Her ikisi de sözde “yeni insan tipi” yaratmaya yöneldi. Oysa bugün kitle iletiþim araçlarýnýn alabildiðine yayýldýðý bu anlamda dünyanýn bir köy kadar küçüldüðü, dolayýsýyla kitle iletiþim araçlarýnýn olmazsa olmaz noktada önem taþýdýðý günümüzde hiç düþündük mü bu unsurlar kültürü nasýl etkiliyor? Yapýlan bilimsel araþtýrmalar kitle iletiþim araçlarýnýn davranýþlarý deðiþtirme noktasýnda sanýldýklarý kadar etkili olmadýklarýný ortaya koyuyor. Öte yandan ayný kitle iletiþim araçlarýnýn asýl varolan eðilimleri güçlendirdiðine vurgu yapýyor. Yýllardýr emperyalizmin kýþkýrttýðý etnikdinsel-mezhepsel farklýlýklarýn Anadolu’da vücut bulamamasýndan nedenlerini yüzyýllarýn ortak yaþamýnda “et-týrnak” oluþumumuzda aramak gerekir. Bu durum ne öyle “saf kan”lýk, ne de düþün ve geliþim özgürlüðünün taburlarla kilitlenmesinin adýdýr. Bugün Türkiye, bu saðlam kolonlarýyla kültür noktasýnda tüm kýþkýrtmalara raðmen saðlam bir duruþ içindedir. Kölelik Tarihi, Sömürgecinin Ders Kitaplarýna Girgi Eylül’den itibaren Ýngiltere"deki 11 ve 14 yaþlarýndaki çocuklar, derslerinde köle ticaretini ve bu ticaretin Ýngiltere’nin sömürgeci geçmiþine yansýmalarýný, bunun yanýnda ýrkçýlýk, çeþitlilik ve kaynaþma gibi modern kavramlara olan etkisini görecekler. Tarih öðretmenleri esasen Yahudi soykýrýmý gibi tartýþmalara açýk konularla ilgilenmeye alýþkýn, ancak Ýngiltere’de iki yüz yýl geride kalmýþ olmasýna raðmen köle ticaretine iliþkin tartýþmalar hâlâ rahatsýzlýk konusu olabiliyor. Öðretmenler halihazýrda bu konularý daha açýk ve detaylý bir biçimde ele almalarý ve ýrkçýlýk ile konunun günümüzdeki yansýmalarý gibi daha da zorlu konulardan kaçýnmamalarý konusunda teþvik ediliyor. Öðretmenlerin konuyu basitleþtirilmiþ bir çerçevede ele almalarý da istenmiyor. MÝT 5 Yýlda 5 Bin Kiþiyi Sorguladý evlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Cemil Çiçek, son 5 yýlda 4 bin 886 kiþi hakkýnda ulusal güvenlik soruþturmasý yapýldýðýný bildirdi. Çiçek, CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, 2003-2008 döneminde Milli Ýstihbarat Teþkilatý (MÝT) tarafýndan kaç kiþi hakkýnda güvenlik soruþturmasý yapýldýðýna iliþkin soru önergesini yanýtladý. Güvenlik soruþturmasý ve arþiv araþtýrmasýnýn usul ve esaslarý ile bunu yapacak mercilerin, Güvenlik Soruþturmasý ve Arþiv Araþtýrmasý Yönetmeliði ile Baþbakanlýðýn 4 Aralýk 2002 tarih ve 105-55/5909 sayýlý genelgesi doðrultusunda belirlendiðine iþaret eden Çiçek, bu kapsamda 2003-2008 dönemi itibariyle “Baþbakanlýk Güvenlik Ýþleri SATILIK EV SATILIK EV TOKÝ konutlarýnda bulunan ev satýlýktýr. 2. Etap 10. Blok 1. Kat 5 nolu Daire satýlýktýr. Müracat: Müraacat: Hikmet Bozdað Tel: 0 505 663 73 80 1’ci etap, 1’ci blokta 23 no’lu ATKAYA MERMER Örneðin köle ticareti ile baðlantýsý bulunan Afrikalý liderler konusu. olduðu dönem de konuya küresel bir boyut katacak. BBC ÖÐRETMENLER RAHATSIZ *** ‘Köleliði Anlama Giriþimi’ adlý kuruluþtan Ruth Fisher, müfredatýn geliþtirilmesine katkýda bulunan isimlerden biri. Fisher, yapmýþ olduklarý araþtýrmanýn, öðretmenlerin bu konuyu ‘kolay öðretilebilecek cinsten’ bulmadýklarýný ortaya koyduðunu söylüyor. Ruth Fisher, “Öðretmenlerin çok rahatsýz olduklarý bulgusuna ulaþtýk. Bu kýsmen kendi kiþisel hissiyatlarýyla ilgili. Ama ayný zamanda bir nedeni de, bu konulara girdiklerinde öðrencilerinin içine girecekleri hassas ruh hali karþýsýnda ne yapacaklarýndan tam olarak emin olmamalarý” diyor. Köleliðin yasaklanmasý KölelÝÐÝn insani ve ahlaki olmadýðý ilk olarak Aydýnlanma Çaðýnda anlaþýlmaya baþlanmýþtýr. Ýlk kanunlar Ýngiltere’de ve Birleþik Devletler’de 19. yüzyýlýn ilk çeyreðinde, 1807 yýlýnda çýkarýlmýþ, daha sonra diðer Avrupa devletleri onlarý izlemiþti. Avrupa’da Ýngiltere’den sonra köleliði ilk kaldýran Osmanlý Ýmparatorluðu’dur. Osmanlý’da kölelik, Sultan Abdülmecid döneminde 1847’de bir fermanla yasaklanmýþtýr. Öðrencilerin ele alýnacak olan konularý, Nijerya doðumlu eski bir köle olan ve Ýngilizleri köleliðin korkunç yönleri hakkýnda bilgilendirmek için çok mücadele eden Olaudah Equiano gibi siyahi figürlerin perspektifinden düþünmeleri istenecek. Köleliðin kalkmasý için mücadele eden William Wilberforce da öðrencilerin özdeþleþmesi istenen liderler arasýnda. Konunun Ýngiltere’deki geliþiminin yaný sýra, yurttaþlýk haklarýnýn Amerika’daki geliþimi ile Hindistan’ýn Ýngiliz sömürgesi Ýstanbul’daki Fransýz büyükelçisi ‘Vergeuennes’in damadý olan Baron de Tott þöyle demiþtir: "Ýtiraf etmeliyiz ki, kölelerine ve cariyelerine kötü davranan Avrupalýlardýr. Bunun sebebi de : doðulularýn köle satýn almak için para biriktirmeleri, Avrupalýlarýn ise para biriktirmek için köle satýn almalarýdýr." 1926’da Milletler Cemiyeti bütün dünyada köleliði yasaklamýþ, daha sonra Birleþmiþ Milletler de bu hükmü teyid etmiþtir. (Birgün) Genel Müdürlüðü”nün talebi üzerine 4 bin 886 kiþi hakkýnda ulusal güvenlik soruþturmasý yapýldýðýný bildirdi. Cemil Çiçek, güvenlik soruþturmasý ve arþiv araþtýrmasý hakkýnda kamu kurum ve kuruluþlarýna göre sayýsal verilerin belirlenmesi hususunda herhangi bir tasnif çalýþmasý yapýlmadýðýný da belirtti. (Birgün) SATILIK EV Savat Mahallesi Çelikbilek Caddesin de 3 Katlý, 3 Daireli Müstakil Ev Satýlýktýr. Tel: 0 544 342 71 80 Merdi YENAL SATILIK EV TOKÝ I. Etap C Blok zeminde 3no’lu daire satýlýktýr. Müracat: 0 384 441 27 86 0 545 626 37 62 Nuri ÖZKAN KÝRALIK ÝÞ YERÝ Türbe karþýsýnda 3 katlý, 150 m2 MEZAR - MUTFAK ÝÞLERÝ YAPILIR Þahin ATKAYA Tel: 0542 646 05 81- 0546 515 60 04 Sanayi Sitesi F Blok No:2 Hacýbektaþ / NEVÞEHÝR Canel Market’in olduðu iþ yeri Kiralýktýr Necdet AKPINARLI Tel: 0 532 248 02 19
Benzer belgeler
Su borcu susuz bıraktı
GEREKLÝ TELEFONLAR
Kaymakam
Kaymakamlýk Yazý Ýþ.
Sos. Yar. ve Day.
Özel Ýdare
Nüfus
Belediye Baþkanlýðý
Milli Eðitim Müd.
Halk Eðitim Müd.
Askerlik Þubesi
Kapalý Spor Salonu
Devlet Hastanesi
Ýlçe S...