Epidermodisplazya Verrusiformis: İki Olgu
Transkript
Epidermodisplazya Verrusiformis: İki Olgu
Yeni Tıp Dergisi 2008;25: 51-53 Olgu sunumu Epidermodisplazya Verrusiformis: İki Olgu Muhterem POLAT 1, Emine TAMER 1, Şafak KÖLÜKFAKI 1, Güneş GÜR 1, Hüseyin ÜSTÜN 2, Nuran ALLI 1 1 Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Dermatoloji Kliniği, ANKARA 2 Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji Bölümü, ANKARA ÖZET Epidermodisplazya verrüsiformis (EV) persistan human papillomavirüs (HPV) enfeksiyonu ile karakterize, nadir görülen bir bozukluktur. Hücre-aracılıklı immünitedeki defektin EV’ye neden olduğu düşünülmektedir. Bu hastalıkta çok sayıda HPV tipi saptanmıştır ancak çok azının özellikle HPV-5 ve HPV-8’in karsinoma ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Multipl melanom dışı deri kanserleri gelişebileceği için hastalığın erken tanınması önemlidir. Anahtar Kelimeler: Epidermodisplazya verrüsiformis, HPV ABSTRACT Epidermodysplasia verruciformis: Two case reports Epidermodysplasia verruciformis (EV) is an uncommon disorder characterized by persistent human papillomavirus (HPV) infection. A defect in cell-mediated immunity is the suggested causative factor. Numerous HPV types have been detected in this disease; however, only a few, especially HPV-5 and HPV-8 have demonstrated an association with carcinoma. Multipl nonmelanoma skin cancers are commonly seen in such patients; thus, early diagnosis is important. Key Words: Epidermodysplasia verruciformis, HPV GİRİŞ Epidermodisplazya verrüsiformis HPV enfeksiyonuna eğilim ile karakterize bir kutanöz immünite bozukluğu olup, hücre-aracılıklı immünitedeki disfonksiyonun hastalığın oluşmasında rol oynadığına dair görüşler giderek artmaktadır1,2. EV’de lezyonlar erken yaşlarda ortaya çıkar3. Klinik olarak iki tip kutanöz lezyon vardır; el, kol ve yüzde yerleşen, hafif skuamlı hipopigmente veya hiperpigmente konflüan yama ve plaklar şeklinde yassı siğil benzeri lezyonlar ve verrüköz veya seboreik keratozbenzeri lezyonlar1,2. EV’de ultraviyole radyasyonun rolü olduğu düşünülmektedir çünkü EV’li hastaların %30-70’inde güneş gören yerlerde deri kanserleri gelişmektedir1. İleride malignite gelişme riski nedeniyle bu hastaların erken tanınarak takip altında tutulması gerekmektedir. OLGU I Kırk yaşında erkek hasta yaklaşık 25 yıldır mevcut olan, her iki bacak, kol, el ve yüzünde yerleşmiş siğiller şikayetiyle polikliniğimize başvurdu. Alınan anamnezden şikayetlerinin zamanla arttığı ve ailede benzer şikayetleri olan kişilerin bulunmadığı öğrenildi. Yapılan dermatolojik muayenede; en fazla ellerde ve kollarda olmak üzere yüz ve gövdede yerleşmiş bir kısmı deriden kabarık, bir kısmı ise deri yüzeyinden kabarıklık göstermeyen açık kahverengi verrüköz lezyonlar izlendi (Resim 1). Hastanın diğer sistem muayeneleri ve rutin laboratuar tetkikleri normaldi. Verrüköz lezyonlardan alınan deri “punch” biyopsi materyalinin histopatolojik incelemesinde; yüzeyde belirgin hiperkeratoz, epidermiste viral sitopatik değişiklikler gösteren keratinositler izlendi (Resim 2). Sistemik tedaviyi kabul etmeyen hasta güneşten koruyucu başlanarak takibe alındı. Resim 1. El üzerinde verrüköz lezyonlar, kolda seboreikkeratoz benzeri lezyonlar Resim 2. Yüzeyde belirgin hiperkeratoz, epidermiste viral sitopatik değişiklikler gösteren keratinositler (HE, X200) 51 M. Polat ve ark. OLGU II TARTIŞMA Yirmi bir yaşında erkek hasta, çocukluğundan itibaren mevcut olan, yüz, gövde, el ve kollarındaki kahverengi lekeler şikayetiyle polikliniğimize başvurdu. Alınan anamnezden ailede benzer şikayetleri olan kişilerin bulunmadığı öğrenildi. Hastanın dermatolojik muayenesinde; yüz, el ve ön kollarda daha fazla olmak üzere gövde üst kısmı ve ekstremitelerde kahverengi verrüköz lezyonlar izlendi (Resim 3,4). Gövde üst kısmında ayrıca üzeri ince skuamlı, açık kahverengi maküler lezyonlar da vardı. Skuamlı lezyonlardan alınan örneklerin mantar açısından mikroskopik incelemesi negatifti. Hastanın diğer sistemlerinin muayene bulguları ve rutin laboratuvar incelemeleri normaldi. Verrüköz lezyonlardan alınan deri “punch” biyopsi materyalinin incelemesi ilk olgununkiyle benzerdi. Klinik ve histopatolojik olarak EV tanısı alan hasta 50 mg/gün asitretin ve güneşten koruyucu başlanarak takibe alındı. EV, HPV enfeksiyonuna eğilim ile karakterize olan bir kutanöz immünite bozukluğudur. İlk kez Lewandowsky ve Lutz tarafından 1922 yılında tanımlanmıştır1,2. Belirgin bir ırk ve coğrafi farklılık yoktur1. EV’de lezyonlar erken yaşlarda ortaya çıkar3. Klinik olarak iki tip kutanöz lezyon vardır; el, kol ve yüzde yerleşen, hafif skuamlı hipopigmente veya hiperpigmente konflüan yama ve plaklar şeklinde yassı siğil benzeri lezyonlar ve verrüköz veya seboreik keratoz-benzeri lezyonlar1,2. Her iki hastamızda da verrüköz lezyonların yanı sıra ilk olgunun yüzünde, ikinci olgunun da gövde üst kısmında seboreik keratoz-benzeri lezyonlar vardı. EV’de hücre-aracılıklı immünitedeki disfonksiyonun hastalığın oluşmasında rol oynadığına dair görüşler giderek artmaktadır1. Bu hastalıktaki karakteristik bozukluk, keratinosit düzeyinde HPV enfeksiyonunun kontrolündeki spesifik yetersizliktir. EV’de β-HPV (EV-HPV tipleri) enfeksiyonunun kalıcılığının, henüz bilinmeyen bir immünogenetik defekt ile hastanın immün sistemindeki yetersizlik sonucu EV-HPV barındıran keratinositleri atamamasına bağlı olduğu düşünülmektedir4-6. Doğal öldürücü hücre ve sitotoksik T hücrelerinin aktivitesinin inhibisyonu gibi, hücre-aracılıklı immünitedeki kısmi defektler EV’li hastalarda gösterilmiş olup, birbiriyle etkileşim içinde olan immünogenetik ve çevresel faktörlerin, özellikle ultraviyole radyasyonun önemli olduğu düşünülmektedir4. EV’de çok sayıda spesifik HPV’ye rastlanmaktadır, ancak çok azının (özellikle HPV-5 ve HPV-8) karsinoma ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. HPV-5 ve HPV-8’in yanı sıra diğer HPV tipleri (HPV tip 9,12,14,15,17,19-25,36-38,47,50) normal popülasyon da patojenik değildir1,2. Steger ve ark.7 popülasyonun %20’sinin subklinik olarak belli EVilişkili HPV’ler barındırdığını söylemektedir. Termorshuizen ve ark8, Purdie ve ark.9, Harwood ve ark.10 da yaptıkları çalışmalarda normal bireylerin de EV-HPV tiplerini barındırabileceğini göstermişlerdir. EV’nin otozomal resesif geçiş gösterdiği bilinse de, “seks-ilişkili”ve otozomal dominant geçiş te bildirilmiştir1. Bizim her iki hastamızda da aile öyküsü negatifti. EV’de ultraviyole radyasyonun rolü olduğu düşünülmektedir, çünkü EV’li hastaların %30-70’inde güneş gören yerlerde deri kanserleri gelişmektedir1. Harwood ve ark10 yaptıkları çalışmada EV-HPV DNA varlığı ile melanom dışı deri kanseri arasında kuvvetli ilişki olduğunu göstermiştir. Renal transplantlı ve immünsüprese hastalarda EV görülme insidansı artmıştır2. Renal transplant alıcıları yaygın HPV enfeksiyonuna Resim 3. Yüzde çok sayıda verrüköz lezyon Resim 4. Gövdede seboreik-keratoz benzeri, koebnerizasyon gösteren verrüköz lezyonlar ve 52 M. Polat ve ark. meyilli olup, güneş gören yerlerde ortaya çıkan kutanöz yassı hücreli kanserlerde yaklaşık 200 kat olacak şekilde belirgin artış vardır2. Deri kanserlerinin çoğunluğu güneş gören yerlerde ortaya çıktığı için güneşten korunma çok önemlidir. EV’de de ileride güneş gören alanlarda melanom dışı deri kanserleri gelişebileceği için hastaların çok iyi şekilde güneşten korunması gerekmektedir. EV tedavisinin temeli premalign ve malign lezyonların araştırılıp önlem alınması ve tedavi edilmesidir. Güneşten koruyucular yanında tedavi olarak sistemik retinoidler, malign ve premalign lezyonlar için 5-fluorourasil ve 5-aminolevulinik asit fotodinamik tedavisi kullanılabilir1. İlk vakamız sistemik tedaviyi reddettiğinden sadece güneşten koruyucu başlanarak takibe alındı. 2. vakaya ise 50 mg/gün asitretin başlandı. Tedavinin üçüncü ayında lezyonlarda gerileme başladı. EV’nin erken tanınıp, premalign ve malign lezyonlar gelişim açısından kontrol altında tutulması önemlidir. Biz de klinik ve histopatolojik olarak EV tanısı alan iki olguyu bu nedenle sunmayı uygun bulduk. REFERANSLAR 1. Lane JE, Bowman PH, Cohen DJ. Epidermodysplasia verruciformis. Southern Medical Journal 2003;26: 613-5. 2. Akgül B, Cooke JC, Storey A. HPV-associated skin disease. J Pathol 2006; 208: 165-75. 3. Jablonska S, Majewski S. Epidermodysplasia verruciformis: Immunological and clinical aspects. Curr Top Microbiol Immunol 1994;186: 157-75. 4. Majewski S, Jablonska S. Epidermodysplasia verruciformis as a model of human papillomavirus-induced genetic cancer of the skin. Arch Dermatol 1995;131: 1312-18. 5. de Oliveira WR, Festa Neto C, Rady PL, Tyring SK. Clinical aspects of epidermodysplasia verruciformis. J Eur Acad Dermatol Venereol 2003; 17: 394-8. 6. Majewski S, Jablonska S. Do epidermodysplasia verruciformis human papillomaviruses contribute to malignant and benign epidermal proliferations? Arch Dermatol 2002;138: 649-54. 7. Steger G, Olsewsky M, Stockfleth E, Pfister H. Prevalence of antibodies to human papilloma virus type in the human sera. J Virol 1990;64: 4399-406. 8. Termorshuizen F, Feltkamp MCW, Struijk L, de Gruijl FR, Bavinck JN, van Loveren H, et al. Sunlight exposure and (sero)prevalence of epidermodysplasia verruciformis-associated human papillomavirus. J Invest Dermatol 2004;122: 1456-62. 9. Purdie KJ, Surentheran T, Sterling JC, Bell L, McGregor JM, Proby CM, et al. Human papillomavirus gene expression in cutaneos squamous cell carcinomas from immunosuppressed and immunocompetent individuals. J Invest Dermatol 2005;125: 98-107. 10. Harwood CA, Surentheran T, Sasieni P, Proby CM, Bordea C, Leigh IM, et al. Increased risk of skin cancer associated with the presence of epidermodysplasia verruciformis human papillomavirus types in normal skin. Br J Dermatol 2004;150: 949-57. Yazışma adresi: Dr. Muhterem POLAT Numune Hastanesi 1. Dermatoloji Kliniği e-mail: [email protected] Yayına kabul tarihi: 15.01.2008 53
Benzer belgeler
HPV Human Papilloma Human Papilloma Virüs
Sosyokültürel ve ekonomik düzeyinden bağımsız
olarak her kadın risk altındadır.
Kadınların %70 - 80’i yaşamları boyunca en az bir
kez HPV ile infekte olur.
HPV enfeksiyonu 15 yaşından itibaren