TÜRKİYE
Transkript
TÜRKİYE
PARALİMPİK PARALYMPIC TURKEY TEMMUZ/JULY 2014 Sayı/Nr:11 TÜRKİYE v ENGELSİZ DEV ADAMLAR DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ / HANDICAPLESS GIANT MEN THIRD IN THE WORLD v YİNE, YENİ, YENİDEN / AGAIN, ANEW, ONCE MORE v DR. TRAWINSKI UNUTULMADI / DR. TRAWINSKI NOT FORGOTTEN DÜN, BUGÜN VE YARIN yavuz kocaömer TMPK BAŞKANI NPCT PRESIDENT Engelli sporları Türkiye’de son 10-15 yılda nereden nereye geldi… Paralimpik Oyunları’na ilk kez 1992 yılında Barcelona’da bir sporcu (Mehmet Gürkan - yüzme) ile katılan Türkiye, 1996 Atlanta Oyunları’na sporcu gönderememiş, 2000 Sydney Oyunları’nda ülkemizi yine yüzmede bir sporcu (Ali Uzun) temsil etmişti. Tekerlekli sandalye basketbolu başta olmak üzere engelli sporlarının oluşumunda Batılı ülkelerin 30-40 hatta 50 yıl gerisinde kalan Türkiye’nin 2000’li yıllardan itibaren büyük bir ivme yakalaması ve bugün eriştiği nokta inanılmazdır. 2004 Atina’da Korhan Yamaç’ın atıcılıkta aldığı altın ve bronz madalyaları, 2008 Beijing’de Gizem Girişmen’in okçuluktaki altın, Neslihan Kavas’ın masa tenisindeki bronz madalyaları izlemiş, 2012 Paralimpik Oyunları’na ise 69 sporcu ile giden Türkiye, Londra’dan bir altın (Nazmiye Muslu / halter), beş gümüş (Çiğdem Dede - halter, Korhan Yamaç - atıcılık, Nazan Akın - judo, Neslihan Kavas - masa tenisi, Kadın Masa Tenisi Milli Takımı), dört bronz (Duygu Çete - judo, Özlem Becerikli halter, Doğan Hancı - okçuluk, Goalball Milli Takımı) madalya ile dönerken, hem katılım hem de madalya bazında rekorları altüst etmişti. Gelelim 2014’e, yani günümüze… Son birkaç ay içinde çeşitli branşlarda katıldığımız Dünya, Avrupa Şampiyonaları ve uluslararası turnuvalarda sporcularımız hem bireysel hem de takım sporlarında parlak başarılar elde ettiler. Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı’nın IWBF Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nı dördüncü kez kazanması, Beşiktaş RMK Marine Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı’nın Andre Vergauwen How far disabled sports came in Turkey during the past 10-15 years… Participating in the Paralympic Games for the first time in 1992 in Barcelona with one athlete (Mehmet Gürkan - swimming) Turkey could not send any athletes to the 1996 Atlanta Games and at the 2000 Sydney Games our country was again represented by only one swimmer (Ali Uzun). Remaining behind Western countries by 30-40 and even 50 years in the initiation of disabled sports, led by wheelchair basketball, the momentum caught by Turkey since the 2000’s and the level it has reached is incredible. We watched the gold and bronze medals won by Korhan Yamaç in shooting in 2002 in Athens, the gold won by Gizem Girişmen in archery during Beijing 2008, the bronze medal by Neslihan Kavas in table tennis. Going to the 2012 Paralympic Games with 69 athletes, Turkey returned from London with one gold (Nazmiye Muslu /weightlifting), five silver (Çiğdem Dede - weightlifting, Korhan Yamaç shooting, Nazan Akın - judo, Neslihan Kavas – table tennis, Women’s Table Tennis National Team), four bronze (Duygu Çete - judo, Özlem Becerikli - weightiftine, Doğan Hancı - archery, Goalball National Team) medals and had broken records both in participation and in medals. Let’s come to 2014, the present day… Our athletes have obtained bright successes in both individual and team sports during the YESTERDAY, TODAY AND TOMORROW Kupası’ndaki ikinciliği, Bayan Goalball Milli Takımımızın Finlandiya’daki Dünya Şampiyonası’nda elde ettiği üçüncülük, Dünya 21 Yaş Altı İşitme Engelliler Basketbol Şampiyonası’ndaki dünya ikinciliğimiz, Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli Takımımızın İstanbul’da 6. Dr. Trawinski Tekerlekli Sandalye Basketbol Turnuvası’nda güçlü rakiplerini dize getirerek şampiyon olmasının ardından, Güney Kore’den Dünya üçüncüsü olarak dönmesi, Almanya’nın Suhl kentinde yapılan Bedensel Engelliler Dünya Atıcılık Şampiyonası’nda Cevat Karagöl’ün altın ve bronz, Çağla Baş’ın gümüş, Korhan Yamaç, Cevat Karagöl, Yunus Ali Beyaz’dan oluşan 10 metre havalı tabanca milli takımımızın bronz madalyaya ulaşması akla ilk gelenler. Bu sonuçların ardından Bayan Goalball Milli Takımımız ile atıcılıkta Cevat Karagöl ve Çağla Baş 2016 Rio Paralimpik Oyunları’na katılma hakkını şimdiden elde etmiş durumdalar. Görünen o ki, bu sayı önümüzdeki iki yıl içinde tekerlekli sandalye basketbolu, okçuluk, halter, judo, masa tenisi, atletizm, yüzme, erkekler goalball, atıcılık ve başka dallarda elde edilecek diğer kotalarla artacak, Rio’ya gidecek sporcularımızın sayısı 100’e yaklaşacak. Ve tabii orada da çok sayıda madalya bizi bekliyor. Engellilerimiz 90’lı yıllarda tanıştıkları spora önce hastane sandalyeleri ile başlayıp şimdi bugünlere geldiler. 10 yıl gibi kısa bir zaman diliminde erişilen bu noktada en önemli etken Türk insanının genlerinde var olan yetenek ve sürekli öğrenme arzusudur. Devletin ve sponsorların desteği arttıkça ülkemizde engelli sporları aynı paralelde gelişmeye devam edecektir. past few months at the World and European Championships and at international tournaments. The Galatasaray Wheelchair Basketball Team won the IWBF European Champion Clubs Cup for the fourth time, Beşiktaş RMK Marine Wheelchair Basketball Team won second place at the Andre Vergauwen Cup, our Women’s Goalball National Team won third place at the World Championship , we won second place at the World U21 Deaf Basketball Championship, our Wheelchair Basketball National Team won the championship at the 6th Dr. Trawinski Wheelchair Basketball Tournament in Istanbul, beating all its powerful opponents, then returning from South Korea as third place winner in the world, Cevat Karagöl won a gold and a bronze medal, Çağla Baş won a silver medal, our 10 meters air pistol national team consisting of Korhan Yamaç, Cevat Karagöl and Yunus Ali Beyaz won the bronze medal. As a result of these achievements, our Women’s Goalball National Team and Cevat Karagöl and Çağla Baş in shooting have already won the right to participate in the 2016 Rio Paralympic Games. Our handicapped were initiated into sports in the 90’s first in hospital chairs, and then they reached their current status. The most important factor in having reached this level in only one decade is the ability present in the genes of the Turkish people and their desire to constantly learn. PARALİMPİK TÜRKİYE 3 İÇİNDEKİLER / INDEX 6 12 ENGELSİZ DEVLER DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ KARAGÖL DÜNYA ŞAMPİYONU HANDICAPLESS GIANT MEN THIRD IN THE WORLD KARAGÖL IS WORLD CHAMPION 16 21 YİNE, YENİ, YENİDEN BEŞİKTAŞ AVRUPA İKİNCİSİ AGAIN, ANEW, ONCE MORE BEŞİKTAŞ IS NUMBER TWO IN EUROPE 23 28 DR. TRAWINSKI UNUTULMADI KADIN LİDERLİK ZİRVESİ DR. TRAWINSKI NOT FORGOTTEN WOMEN’S LEADERSHIP SUMMIT PARALİMPİK TÜRKİYE 4 35 44 KORKULU RÜYA: FANTOM AĞRISI BİR SPOR EMEKÇİSİ; ALİ KİREMİTÇİOĞLU NIGHTMARE İS PHANTOM PAIN A SPORTS WORKER ALİ KİREMİTÇİOĞLU 51 57 BERABERCE KOŞALIM, ENGELLERİ AŞALIM DÖRT MEVSİM PARALİMPİĞİ LET US RUN AND OVERCOME OBSTACLES TOGETHER FOUR SEASONS OF PARALYMPICS ParaLİmPİk TÜrkİye PARALYMPIC TURKEY Temmuz/JuLy 2014 - Sayı/Number: 11 Bu dergi Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Derneği İktisadi İşletmesi’nin resmi yayın organıdır. Üç ayda bir yayınlanır. Dergi dernek tarafından bedelsiz dağıtılır. TMPK DERNEGİ İKTİSADİ İŞLETMESİ ADINA SAHİBİ - PUBLISHER ON BEHALF OF NPCT ASSOCIATION ECONOMIC MANAGEMENT: a.yavuz kocaömer YAYIN KURULU - PUBLISHING BOARD: aLİ kİremİTÇİoĞLu - İBraHİm GÜmÜŞDaL - muraT aĞca Dr. NureTTİN koNar YAYIN YÖNETMENİ VE YAZI İŞLERİ MD. EDITOR IN CHIEF AND MANAGING EDITOR: HamİT TurHaN GÖRSEL YÖNETMEN / ART DIRECTOR: erSİN özTekİN BASKI / PRINTING: marT maTBaacILIk SaNaTLarI TİcareT ve SaNayİ LİmİTeD ŞİrkeTİ aDreS: merkez mah. ceylan Sok. No:24 Nurtepe - kağıthane / İstanbul TeL: +90 212 321 23 00 pbx fax: +90 212 295 11 07 www.martmatbaa.com.tr YÖNETİM MERKEZİ / ADMINISTRATION BUREAU: Türkiye milli Paralimpik komitesi Derneği İktisadi İşletmesi / National Paralympic committee of Turkey association economic management - Balmumcu, Hattat Halim Sokak, No:13/1 Beşiktaş - İstanbul TeL: +90 212 347 93 35 fax: +90 212 347 97 19 e-maIL: [email protected] www.tmpk.org.tr v Bu dergideki yazılar yazarların kişisel görüşlerini yansıtır. Bunlardan TMPK sorumlu tutulamaz. PARALİMPİK TÜRKİYE 5 ENGELSİZ DEV ADAMLAR DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ HANDICAPLESS GIANT MEN THIRD IN THE WORLD TEKERLEKLİ SANDALYE BASKETBOL MİLLİ TAKIMIMIZ GÜNEY KORE’DE TARİH YAZDI. INCHEON KENTİNDE DÜZENLENEN DÜNYA ŞAMPİYONASI’NDA GÜÇLÜ RAKİPLERLE MÜCADELE ETTİ. GRUP MAÇLARINI ABD’NİN ARDINDAN İKİNCİ SIRADA TAMAMLAYAN MİLLİ TAKIMIMIZ ÇEYREK FİNALDE ŞAMPİYON ADAYLARINDAN İNGİLTERE’Yİ DEVİREREK SÜRPRİZ YAPTI. YARI FİNALDE AVUSTRALYA’YA BEŞ SAYI FARKLA YENİLEN TÜRKİYE, SON MAÇTA İSPANYA’YA 68-63 ÜSTÜNLÜK SAĞLADI VE DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ OLDU. FEDERASYON BAŞKANI DEMİRHAN ŞEREFHAN, “GELECEK YIL AVRUPA ŞAMPİYONASI’NDA İLK BEŞE GİREREK 2016 RIO PARALİMPİK OYUNLARI’NA KATILMA HAKKINI ELDE ETMEK İSTİYORUZ. ARTIK TÜM ULUSLAR ARASI ORGANİZASYONLARDA MADALYALARA TALİBİZ” DEDİ. OUR WHEELCHAIR BASKETBALL NATIONAL TEAM WROTE HISTORY IN SOUTH KOREA. THEY PLAYED AGAINST STRONG OPPONENTS AT THE WORLD CHAMPIONSHIP HELD IN INCHEON. COMPLETING THEIR GROUP MATCHES IN SECOND PLACE BEHIND THE USA, OUR NATIONAL TEAM TOPPLED CHAMPIONSHIP CANDIDATE BRITAIN IN THE QUARTER FINAL AS A SURPRISE. LOSING TO AUSTRALIA BY FIVE POINTS IN THE SEMI FINAL, TURKEY WON AGAINST SPAIN BY A SCORE OF 68-63 IN ITS LAST MATCH TO BECOME WORLD THIRD. FEDERATION PRESIDENT SAID, DEMİRHAN ŞEREFHAN, “WE WANT TO ENER THE TOP FIVE NEXT YEAR AT THE EUROPEAN CHAMPIONSHIP TO WIN THE RIGHT TO PARTICIPATE IN THE 2016 RIO PARALYMPIC GAMES. WE ARE GOING TO GO AFTER MEDALS AT ALL INTERNATIONAL EVENTS FROM NOW ON”. Hemen tüm spor dallarında ülke nüfus ve milli gelir potansiyelini başarıya dönüştürmek şöyle dursun, uluslararası sporcu yetiştirmekte bile zorlanan Türkiye'nin son yıllarda tartışmasız yüz aklarından biri tekerlekli sandalye basketbolu… Öncelikle Galatasaray'ın bu branşa eğilmesi, yapılan doğru yatırımların başarıya dönüşmesi ciddi bir engelli sporcu nüfusu barındıran ülkemizde bu spor dalına olan ilgiyi de artırdı. Kulüpler bazında çoğunlukla yabancı oyuncuların katkılarıyla gelen başarıları bir üst seviyeye taşımanın en iyi yolu milli takımımızın ön plana çıkmasıydı. Önce Avrupa Şampiyonası'nda gelen başarı, ardından, temmuz ayında Güney Kore'nin Incheon kentinde yapılan Dünya Şampiyonası'nda gelen üçüncülük bu beklentilerin kat ve kat ötesine geçti. Güney Kore'de 12’incisi düzenlenen Tekerlekli Sandalye Basketbolu Dünya Şampiyonası, engelli sporlarının en köklü organizasyonları arasında yer alıyor. Bugüne kadar yapılan turnuvalarda ABD'nin başarısı gözlenirken, İngiltere de oldukça başarılı bir performans çizmiş… İstanbul’daki Dr. Trawinski Kupası’nda güçlü rakiplerini devirerek şampiyon olan ve bu Dünya Şampiyonası için dereceye girme hedefiyle yola çıkan Milli takımımız, C grubunda Cezayir, Kolombiya ve ABD ile eşleşti. Basketbolun güçlü ülkesi ABD'nin ardından gruptan ikinci olarak bir üst tura rahatlıkla yükselerek gücünü ortaya koyan Ay-Yıldızlılar, ikinci turda Avustralya, Almanya ve İtalya karşısındaydı. İlk turdan gelen iki galibiyet avantajına karşın bu turda işler pek de yolunda gitmiyordu. Almanya ve Avustralya karşısında alınan farklı mağlubiyetler ve İtalya karşısında kader niteliği taşıyan maçta kıl payı farkla elde edilen galibiyet sonrası bir üst tur yani çeyrek final kapısı açılmıştı ama gelişmeler hiç iç açıcı değildi. Biz bu şartlar altında yürürken, çeyrek finaldeki rakibimiz İngiltere ya da diğer adıyla Büyük Britanya, maçlarının hepsini kazanarak karşımıza gelmişti. Yine de, İtalya galibiyeti Türkiye için büyük moral olmuş, Federasyon başkanından teknik direktörüne herkes bu şampiyonada büyük işler başaracağımız inancını hiç yitirmemişlerdi. Öyle ki, İtalya maçı sonrası Let alone transforming the country population and national income potential to success in almost all sports branches, having a tough time in training international athletes, Turkey’s pride in recent years is without a doubt wheelchair basketball… Galatasaray leaning towards this branch and the conversion of the correct investments into success increased the interest in our country, with a sizeable handicapped athlete population, towards this sport. The best way to move the successes clubs had mostly with the contributions of foreign players, is to highlight our national team. First the success achieved at the European Championship, then the third place win in July at Incheon, South Korea went way beyond these expectations. He 12th Wheelchair Basketball World Championship held in South Korea is among the most rooted handicapped sports. While the USA has had the most success in tournaments held to date, the UK has also displayed quite a successful performance… Beating its powerful opponents to become champion at the Istanbul Dr. Trawinski Cup and aiming to place among the top teams in this World Championship, our national team was matched in Group C against Algiers, Colombia and the USA. Demonstrating their strength by comfortably rising to the next round behind the powerful country of basketball, the USA, the Crescent & Start PARALİMPİK TÜRKİYE 8 kameraların karşısına geçen Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan, “Biz buraya şampiyon olmaya geldik” diyecek kadar iddialı konuşuyordu. Sonrasında oynanan maçlar, Şerefhan’ın bu sözlerinin haklılığını gösterdi. Federasyon Başkanı hiç de öylesine konuşmamıştı. team faced Australia, Germany and Italy in the second round. Despite the advantage of two victories from the first round, things did not go so well in this round. Defeats by large margins suffered against Germany and Australia and the win against Italy by a hair in the match that would determine their fate, the door to the next round, the quarter final had been opened but developments were not too heartening. While we were in these circumstances, our opponent in the quarter final, Great Britain, was facing us unbeaten in all its matches. Still, the win against Italy was a source of morale for Turkey, everyone from the President of the Federation to the Head Coach, never lost the faith that we would attain major achievements in this championship. Disabled Sports Federation President Demirhan Şerefhan faced the cameras after the Italy match and claimed, “We are here to win the championship”. The matches played later proved that what Şerefhan was saying was justified. The Federation President was speaking the truth. Starting the match in a fury against England, Turkey gained superiority in the play. At the end of the first period, there was a lead of 14 points and shooting percentage of 77 percent was brilliant and surprising. Going into half time Britain had made a comeback and the gap had narrowed to seven points but our team still had a great advantage. İngiltere karşısında maça fırtına gibi başlayan Türkiye oyunun üstünlüğünü tamamen ele geçirdi. İlk periyot sonunda 14 sayılık fark ve yüzde 77 şut isabeti hem göz kamaştırıcı hem de şaşkınlık vericiydi. Devre biterken İngiltere biraz toparlanmış ve farkı yediye indirmişti ama takımımız hala büyük avantaj sahibiydi. Üçüncü periyotta fırtına yine başladı. Art arda gelen kolay basketler farkı yine 12'ye taşıdı. Maçı tribünde izleyen ve kendi maçlarını bekleyen diğer ülkelerin sporcuları da şaşkınlık içindeydi. Tribünlerdeki bir avuç Türk, sporcularımızın başarısıyla coşmuş, salonu sanki Abdi İpekçi'ye çevirmişti. Ancak, İngiltere hem güçlü hem de tecrübeli bir takımdı. Sahaya farklı bir kadro sürerek farkı eritmeye başladılar. Dakikalar ilerledikçe azalan fark, oyunun sona ermesine 30 saniyeden az bir süre kala bir sayıya kadar indi. Son topu rakibimiz kullanıyordu, kenar yönetimimiz hem iyi savunma hem de biraz şans için duacıydı. İngiltere oldukça iyi sayılabilecek bir hücum oynadı, potanın dibinde yapılan atış havaya yükseldiğinde sürenin bitmesine sadece 0.6 saniye vardı, top çemberin ön kısmına çarptı, artık ya içeri ya dışarı düşecek ve maçın galibi belli olacaktı… Sonuçta, kenar yönetimin duaları kabul olmuştu. Top çemberden dışarı çıkarken süre doluyor, millilerimiz güçlü İngiltere karşısında tekerlekli sandalye basketbol tarihimizin en önemli zaferlerinden birine imza atıyordu. Tarih yazmıştık. Yarı finaldeki rakibimiz bir kez daha Avustralya’ydı. Bu kez başa baş bir oyun sergileyen ekibimiz son çeyrekte çözülüp sadece beş sayı farkla sahadan mağlup ayrılacak ama bir gün sonra İspanya'yı The fury started again in the third quarter. Baskets one after the other opened the gap back up to 12 points. Players of other countries, waiting their turn to play while watching the game were in awe. A handful of Turkish fans on the stands were jubilant and had turned the place into Abdi İpekçi. But the UK had a strong and experienced team. They put in different players on the court to erode the lead. As they cut down the lead with the advancing minutes, there was a difference of only one point with less than 30 seconds to go before the end of the match. England was using the last ball, our sidelines were praying for good defense and a little bit of luck. England made a good offensive drive, the shot at the hoop rose to the air with only 0.6 seconds to go; the ball hit the rim of the hoop and would either go in or out to determine the winner of the match… At the end the prayers of the sidelines were accepted. As the ball bounced out of thehoop, time was up, our national team was winning one of the most important victories of our history of wheelchair basketball against powerful Britain. We had written history. Our opponent in the semi final was again Australia. Playing a close game throughout, our team came loose in the last quarter to lose by five points, but defeated Spain one day later to become world third. This was almost a repeat of the success we yenerek Dünya üçüncüsü olacaktı. Futbolda 2002'de gösterdiğimiz başarının bir tekrarı yaşanıyordu sanki. Türkiye’nin başarısı Korelileri de sevindirmişti. Hepsinden önemlisi, Türkiye basketbol faaliyetleri içinde en önemli başarılardan birinin kazanılmıştı. Finalde ABD'yi yenen Avustralya altın madalyanın sahibi olurken, sporcularımız bronz madalyalarını gururla boyunlarına asıyorlardı. Murat, Fikri, İsmail, Deniz, Kaan, Bestami ve diğerleri hepsi de bu zaferin ortak mimarlarıydı. Bu başarıları Türkiye engelli sporları camiasını sevince boğdu, üstelik geleceğe yönelik özgüven ve moral aşıladı. ŞEREFHAN; “ŞİMDİ HEDEF RIO” Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan, Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli Takımı'nın Güney Kore'de gösterdiği başarının haklı gururunu yaşadıklarını söyledi. Şampiyonaya iyi bir hazırlık dönemi sonrasında gittiklerini ve takım halinde madalya alacaklarına inandıklarını ifade eden Şerefhan, "2013 Avrupa Şampiyonası'nın finalinde İngiltere'ye iki sayıyla kaybederek ikinci olmuştuk. Finali kaybetmemize rağmen elde edilen sonuç bizi çok ümitlendirmişti. Milli Takım’ın yarısından çoğu Galatasaray ve Beşiktaş sporcusu… İki kulübümüzün de Avrupa kupalarındaki performanslarına bakınca, güzel işler yaptıklarını görüyoruz. Bu nedenle iyi bir derece alacağımıza inanmıştık. Tekerlekli sandalye basketbolunda büyük bir yükseliş içindeyiz. Artık tüm uluslararası organizasyonlarda madalyalara talibiz" diye konuştu. achieved in football in 2002. Turkey’s success also made the Koreans happy. Most importantly, one of the most significant achievements of Turkish basketball history had taken place. Australia defeated the USA in the final to win the gold medal, while our players put their bronze medals around their necks with pride. Murat, Fikri, İsmail, Deniz, Kaan, Bestami and the others were the partners of this victory. This victory created tremendous joy in the community of handicapped sports in Turkey, also providing self confidence and morale for the future. ŞEREFHAN: “RIO IS OUR TARGET NOW” Disabled Sports Federation President Demirhan Şerefhan indicated that everyone felt the justified pride of the success achieved by the Wheelchair Basketball National Team in South Korea. Explaining that they went to the championship following a proper period of preparation and that the whole team believed that they will win a medal, Şerefhan said, "We had come in second in the final of the 2013 European Championship by losing to Britain by two points. Despite losing in the final, the result we achieved had encouraged us greatly. More than half of the National Team are players from Galatasaray and Beşiktaş… PARALİMPİK TÜRKİYE 9 Demirhan Şerefhan, grup müsabakalarında dört maçta iki galibiyet aldıklarını, sonrasında ise inişli çıkışlı bir grafik sergilediklerini belirtti. Şampiyonanın son günlerinde ümitlerini kaybetmeye başladıklarının altını çizen Federasyon Başkanı Şerefhan, şöyle devam etti: "Grubumuzda yer alan ve yendiğimiz Kolombiya'nın Almanya'yı yenmesi, bizim de İtalya maçını kazanmamız gerekiyordu. Kolombiya'nın sürpriz şekilde Almanya'yı yenmesinin ardından İtalya maçını kazandık ve gruptan çıktık. Daha sonra İngiltere maçını da kazandık ve son dört takım arasına kaldık. Avustralya kıtasından Avustralya, Amerika kıtasından ABD ve Avrupa kıtasından Türkiye ilk üç sırada yer aldı. Gerçekten önemli bir başarı elde ettik. Tarihimizde ilk kez Dünya Şampiyonası’nda madalya kazanmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Başkan Demirhan Şerefhan, hedeflerini giderek yükselteceklerine dikkati çekerek, "Gelecek sene yapılacak Avrupa Şampiyonası'nda ilk beş ülke arasında yer alarak Rio Paralimpik Oyunları'na katılma hakkını elde etmek istiyoruz" dedi. Şerefhan Türkiye'nin tekerlekli sandalye basketbolunda belli bir seviyeye geldiğini belirterek, "Diğer ülkelerden 45-50 sene sonra bu spora başlamamamıza rağmen dünya ve Avrupa ülkeleri Türkiye'nin gösterdiği yükselişi konuşuyor. Yerimizde saymamalı, elde edilenlerle yetinmemeli ve üstüne katarak yolumuza devam etmeliyiz" ifadesini kullandı. Demirhan Şerefhan, Uluslararası Tekerlekli Sandalye Basketbol Federasyonu (IWBF) Yönetim Kurulu üyeliğine seçilmesinin kendisini ayrıca mutlu ettiğini vurgulayarak, ülke olarak da ellerinin güçlendiğini söyledi. Tekerlekli sandalye basketbolunda öğrenen pozisyonundan öğreten pozisyonuna geçtiklerini kaydeden Şerefhan, sözlerini şöyle tamamladı: "Uluslararası organizasyonları başarıyla yapan ülkelerin başında geliyoruz. Artık dünya platformlarında yer almamız gerekiyordu. IWBF Yönetim Kurulu üyeliğine ben dahil 11 kişi aday oldu. Altıncı turun sonunda en çok oyu alarak yönetim kuruluna seçildim. Bu ülkemiz açısından da çok önemli. Yaptığımız tanıtımların beğenilmesi sonrasında delegeler bize 'Sizi Avrupa federasyonunda da görmek istiyoruz' dedi. Geldiğim bu görev, Türkiye'nin de elini güçlendirdi." When we look at the performance of both these teams in European cups, we see that they are achieving important feats. This is why we believed that we would do a good job. We are making great progress in wheelchair basketball. We are going to go after medals at all international events from now on”. Demirhan Şerefhan indicated that they won two out of four group matches and then they had a fluctuating performance afterwards. Stressing that they started to lose hope on the final day of the championship, Federation President Şerefhan went on: "Colombia, which was in our group and whom we had beaten, had to beat Germany and we had to win the Italy match. Following a surprise win by Colombia against Germany, we won the match against Italy and we came out of the group. Later, we also won the match against the UK and we were in the top four. Turkey was in the top three among teams from the continents of Australia, America, USA and Europe. This was truly a major success. We are happy to have won a medal in the World Championship for the first time in our history. President Demirhan Şerefhan emphasized that they will be constantly raising the bar and said, "We want to enter into the top five countries at the European Championship to be held next year and to win the PARALİMPİK TÜRKİYE 10 right to participate in the Rio Paralympic Games”. He stated that Turkey had reached a certain level at wheelchair basketball and continued, "Even though we started this sport 45-50 years after other countries, countries in Europe and the world are talking about the rise displayed by Turkey. We must not stand still; we must keep improving and advance on our way". Demirhan Şerefhan also emphasized that being elected to the executive board of the International Wheelchair Basketball Federation (IWBF) also gave him satisfaction and that this strengthened our hand as a country. Indicating that they went from a learning position to a teaching position in wheelchair basketball, Şerefhan finished by saying: "We are among the top countries to successfully host international events. We had to also be included in world platforms. Including myself, there were 11 candidates for the membership of the IWBF Executive Board. At the end of the sixth round, I received the most votes to be elected to the executive board. This is important for our country as well. After the promotion we did was appreciated, the delegates told us 'We want to see you in the European Federation too'. This task to which I was assigned also strengthened Turkey’s hand." CEVAT KARAGÖL DÜNYA ŞAMPİYONU CEVAT KARAGÖL IS WORLD CHAMPION ALMANYA’DA DÜZENLENEN IPC ATICILIK DÜNYA ŞAMPİYONASI’NDA CEVAT KARAGÖL 50 METRE TABANCA DALINDA ALTIN MADALYAYA UZANIRKEN, 10 METRE TABANCA DALINDA BRONZ MADALYA ALDI. KADINLAR 10 METRE HAVALI TÜFEKTE ÇAĞLA BAŞ GÜMÜŞ MADALYANIN SAHİBİ OLDU. BU SONUÇLARLA KARAGÖL VE BAŞ RIO 2016 PARALİMPİK OYUNLARI’NA KATILMA HAKKI ELDE ETTİ. WHILE CEVAT KARAGÖL WON THE GOLD MEDAL IN THE 50 METERS PISTOL AT THE IPC SHOOTING WORLD CHAMPIONSHIP HELD IN GERMANY, HE ALSO WON THE BRONZE MEDAL IN THE 10 METERS PISTOL. ÇAĞLA BAŞ WON THE SILVER MEDAL IN THE WOMEN’S AIR RIFLE. BASED ON THESE RESULTS, KARAGÖL AND BAŞ WON THE RIGHT TO PARTICIPATE IN THE RIO 2016 PARALYMPIC GAMES. 19 -27 Temmuz tarihleri arasında Almanya’nın Suhl kentinde düzenlenen IPC Atıcılık Dünya Şampiyonası’nda Türkiye bir altın, bir gümüş, iki bronz madalya kazandı. Şampiyonadaki tek altın madalyamızı 50 metre tabanca dalında tarihi bir performans sergileyen Cevat Karagöl elde etti. Karagöl bu kategoride 181.4 final puanı topladı. Şampiyonada kadınlar 10 metre havalı tüfek dalında yarışan Çağla Baş da dünya ikincisi oldu. Bu sonuçlarla Cevat Karagöl ve Çağla Baş, 2016 Rio Paralimpik Oyunları’na katılma hakkı elde eden ilk iki sporcumuz oldu. Cevat Karagöl ayrıca 10 metre tabanca dalında da üçüncü olarak bronz madalya kazanırken, Korhan Yamaç, Cevat Karagöl ve Yunus Ali Beyaz’dan oluşan 10 metre havalı tabanca milli takımımız da Dünya üçüncülüğü ile bir diğer bronz madalyayı ülkemize getirdi. Kadın tüfek milli takımımızın dünya dördüncülüğünü elde ettiği şampiyonada, erkekler tüfekte Celal Karaca 42 sporcu arasında Türkiye rekorunu kırmasına rağmen 17. sırayı aldı. Turkey won one gold, one silver and two bronze medals at the IPC Shooting World Championship held in Suhl, Germany during 19-27 July. Our only gold medal at the Championship was won by Cevat Karagöl, who displayed a historical performance in the 50 meters pistol. In this category, Karagöl collected 181.4 final points. Competing in the 10 meters air rifle at the championship, Çağla Baş won second place in the world. Through these results, Cevat Karagöl and Çağla Baş became our first two athletes to win the right to participate the 2016 Rio Paralympic Games. Cevat Karagöl also won a bronze medal in the 10 meters pistol by coming in third place, while our 10 meters air pistol national team consisting of Korhan Yamaç, Cevat Karagöl and Yunus Ali Beyaz won another bronze medal by winning third place in the world. BİR DÜNYA ÜÇÜNCÜLÜĞÜ DE GOALBALL’DEN FİNLANDİYA’DA DÜZENLENEN GOALBALL DÜNYA ŞAMPİYONASI’NDA SON DERECE BAŞARILI KARŞILAŞMALAR ÇIKARAN KADIN MİLLİ TAKIMIMIZ SON MAÇINDA JAPONYA’YI 3-0 YENEREK DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ OLDU VE 2016 RIO PARALİMPİK OYUNLARI’NA KATILMA HAKKINI ELDE ETTİ. ERKEK MİLLİ TAKIMIMIZ İSE İKİNCİ OLARAK TAMAMLADIĞI GRUP MAÇLARININ ARDINDAN ÇEYREK FİNALDE ABD’YE 5-4 YENİLEREK ELENDİ. ANOTHER WORLD THIRD PLACE WIN BY GOALBALL PLAYING VERY SUCCESSFUL MATCHES AT THE WORLD GOALBALL CHAMPIONSHIP HELD IN FINLAND, OUR WOMEN’S NATIONAL TEAM BEAT JAPAN BY A SCORE OF 3-0 IN ITS LAST MATCH AND BECAME THIRD IN THE WORLD AND WON THE RIGHT TO PARTICIPATE IN THE RIO PARALYMPIC GAMES. MEANWHILE, OUR MEN’S NATIONAL TEAM COMPLETED ITS GROUP MATCHES IN SECOND PLACE BUT LOST TO THE USA BY A SCORE OF 5-4 IN THE QUARTER FINAL TO BE ELIMINATED. G oalball Kadın Milli Takımımız tarihinde ilk kez katıldığı Dünya Şampiyonası'nda üçüncü oldu ve 2016 Rio Paralimpik Oyunlarına katılmaya hak kazandı. Finlandiya'nın Espoo kentinde düzenlenen Goalball Dünya Şampiyonası'nda grubunu namağlup bir şekilde lider tamamlayan millilerimiz, çeyrek finalde İsrail engelini 10-2'lik skorla geçti. Yarı finalde Rusya ile karşılaşan milli takımımız rakibine 21 mağlup olarak final şansını kaybetti. Son olarak Japonya ile bronz madalya mücadelesine çıkan Goalball Kadın Milli Takımımız, rakibini 3-0 mağlup ederek Dünya üçüncüsü oldu ve 2016 Rio Paralimpik Oyunlarına katılmaya hak kazandı. Şampiyonada en çok gol atan ve en iyi savunma yapan ve en az gol yiyen milli takımımız olurken, sporcularımızdan Sevda Altunoluk gol kraliçeliğini elde etti. Şampiyona sonrası görüşlerini açıklayan Federasyon Başkanı Abdullah Çetin, ''Öncelikle başarılarından dolayı kızlarımı kutluyorum. Paralimpik Oyunları’na tarihimizde ilk kez kadınlarda kota hakkı elde ettik. Ülkemizde takım sporlarında 2016 kotasını ilk defa kadın milli takımımız aldı. Bu başarının gelmesinde emeği geçen başta Gençlik ve Spor Bakanımız olmak üzere, Spor Genel Müdürümüz, antrenörlerimiz, sporcular ve camiamıza teşekkür ederim. Kadın ve Erkek Goalball Milli Takımımız Finlandiya'da göğsümüzü kabarttı. Erkek milli takımmımız talihsiz bir şekilde elendi. Ancak, eminim ki onlar da Dünya Oyunları ya da Avrupa Şampiyonası’nda kota alarak kadın ve erkek goalball milli takımlarımız birlikte Rio'da düzenlenecek Paralimpik Oyunları’na katılacaklardır" dedi. Dünya Şampiyonası’nda grup maçlarını ikinci sırada tamamlayan Erkek Goalball Milli Takımımız ise çeyrek finalde ABD’ye 5-4 yenilerek elendi. Our National Goalball Women’s Team participated in the World Championship for the first time in its history, coming in third place and won the right to participate in the 2016 Rio Paralympic Games. Our national team completed its group as unbeaten leader at the Goalball World Championship held in Espoo, Finland and was able to beat Israel by a score of 10*2 in the quarter final. Meeting Russia in the semi final, our national team lost by a score of 2-1 to lose its chances for the final. Playing finally against Japan for the bronze medal, our Goalball Women’s National Team beat its opponent by a score of 3-0 to win third place and won the right to participate in the 2016 Rio Paralympic Games. Our national team scored the most goals, had the best defense and had the least goals scored against it, with our player Sevda Altunoluk being the highest scorer. Expressing his views following the Championship, Federation President Abdullah Çetin PARALİMPİK TÜRKİYE 14 said, ''Firstly, I would like to congratulate my girls for their success. We qualified for the first time in our history at the Paralympic Games in women. The 2016 quota was obtained for the first time in teams by our women’s national team. I would like to thank foremost our Youth and Sports Minister among those who contributed to this success, our Sports Director General, our coaches, the players and our community. Our women’s and men’s Goalball National Teams made us proud in Finland. Our men’s national team was eliminated in an unlucky manner. But, I am sure that they will qualify either in the World Games or the European Championship so that our men’s and women’s goalball national teams will be able to participate together in the Paralympic Games to be held in Rio”. Finishing its group matches in second place at the World Championship, our Men’s Goalball National Team lost to the USA by a score of 5-4 to be eliminated. YİNE, YENİ, YENİDEN AGAIN, ANEW, ONCE MORE GALATASARAY TEKERLEKLİ SANDALYE BASKETBOL TAKIMI BİR KEZ DAHA TARİH YAZDI. MAYIS AYINDA ÖNCE İSPANYA'DA BEŞİNCİ KEZ AVRUPA ŞAMPİYONU OLAN SARI-KIRMIZILILAR, ARDINDAN SEKİZİNCİ KEZ TÜRKİYE LİGİ ŞAMPİYONLUĞUNA ULAŞARAK SEZONU ÇİFTE KUPAYLA TAMAMLADI. ENGELSİZ ASLANLAR, SEZON BOYUNCA 18 LİG, 5 AVRUPA MAÇININ TÜMÜNÜ KAZANIP YENİLMEZ ARMADA OLDUĞUNU KANITLADI. THE GALATASARAY WHEELCHAIR BASKETBALL TEAM WROTE HISTORY ONE MORE TIME. BECOMING EUROPEAN CHAMPION FOR THE FIFTH TIME IN MAY FIRST, THE YELLOW-RED TEAM WON THE CHAMPIONSHIP OF THE TURKISH LEAGUE FOR THE EIGHTH TIME TO FINISH THE SEASON WITH DOUBLE CUPS. THE LIONS WITHOUT OBSTACLES WON ALL 18 OF THEIR REGULAR SEASON GAMES AND 5 OF THEIR EUROPEAN MATCHES TO PROVE ONCE MORE THAT THEY ARE THE UNBEATEN ARMADA G alatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı başarıdan başarıya koşmaya devam ediyor. İspanya'da düzenlenen Şampiyonlar Ligi finallerinden zaferle çıkan Sarı-Kırmızılı takım, Türkiye Ligi'ni de şampiyon olarak tamamlayarak 2013/2014 sezonunu çifte kupayla kapadı. 1-4 Mayıs tarihleri arasında İspanya'nın başkenti Madrid'te düzenlenen ve kulüpler bazındaki en üst düzey organizasyon olan IWBF Champions Cup Finalleri'nde B Grubu'nda yer alan Galatasaray, Fransa ’dan Hyeres HandiBasket, Almanya’dan RSC Rollis Zwickau ve İtalya ’dan Unipol Briantea 84 takımlarıyla eşleşti. İlk maçında İtalyan Unipol Briantea 84 ile karşı karşıya gelen Engelsiz Aslanlar, rakibini 78-58'lik skorla mağlup etti. İkinci maçında Fransız Hyeres Handi Basket takımını 74-55, üçüncü maçında da Alman RSC Rollis Zwickau takımını 8346 yenen Galatasaray grubunu lider tamamladı ve yarı finale yükseldi. Sarı-Kırmızılılar yarı finalde ise A Grubu'nda ikinci olan Almanya'dan RSV Lahn-Dill ile karşılaştı. Baştan sona büyük çekişme içinde geçen maçta güçlü rakibini 64-56'lık skorla geçen Galatasaray'ın finaldeki rakibi, diğer yarı final maçında İtalyan Unipol Briantea 84 takımını 59-57 ile geçen İspanyol CD Fundosa ONCE idi. 4 Mayıs günü oynanan final müsabakası da büyük bir çekişmeye sahne oldu. Karşılaşmaya Özgür Gürbulak, Ferit Gümüş, Seyran Orman Kurt, Matheuz Filipski ve Rodney Hawkins beşiyle başlayan Engelsiz Aslanlar, ilk çeyreği 19-15 önde bitirdi. İkinci çeyrekte müthiş bir mücadele vardı. Karşılıklı basketlerle geçen bu bölümde İspanyol ekibi son iki dakikada üstünlüğü eline geçirdi ve devreyi 33-32 önde tamamladı. İkinci yarıya çok iyi başlayan takımımız Rodney Hawkins ve Ferit Gümüş'ün kaydettiği sayılarla tekrar öne geçti ve 3. çeyreği 52-47'lik skorla tamamladı. Son çeyrekte de etkili bir oyun ortaya koyan Galatasaray, karşılaşmadan 71-64 galip ayrılarak beşinci kez Avrupa Şampiyonu oldu. Sarı - Kırmızılılar Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nı daha önce de, 200708, 2008-09, 2010-11, 2012-13 sezonları olmak üzere dört kez kazanma başarısı göstermişti. The Galatasaray Wheelchair Basketball Team continues to run from one success to the next. Coming out with a victory from the finals of the Champion’s League held in Spain, the Yellow-Red team completed the Turkish League as champion to finish the 2013/2014 season with double cups. Taking place in Group B of the highest level event on a clubs basis, the IWBF Champions Cup Finals held in Spain’s capitol Madrid during 1-4 May, Galatasaray played against Hyeres HandiBasket from France, RSC Rollis Zwickau from Germany and Unipol Briantea 84 from Italy. Meeting the Italian Unipol Briantea 84 in their first match, the Lions Without Obstacles defeated their opponents by a score of 78-58. Also beating the French Hyeres Handi Basket in its second match by 74-55 and the German RSC Rollis Zwickau in its third match by 83-46, Galatasaray ended up as the leader of its group and rose to the semi final. In the semi final the Yellow-Red team met the second place finisher of Group A, RSV PARALİMPİK TÜRKİYE 18 Lahn-Dill from Germany. Beating its strong rival by a score of 64-56 during the match, which was closely contested from beginning to end, Galatasaray's opponent in the final was the Spanish CD Fundosa ONCE that beat the Italian Unipol Briantea 84 team by 5957 in the other semi-final match. The final match played on May 4th was also the scene of a tremendous battle. Starting the match with the first five of Özgür Gürbulak, Ferit Gümüş, Seyran Orman Kurt, Matheuz Filipski and Rodney Hawkins, the Lions Without Obstacles led by 19-15 at the end of the first quarter. There was a great struggle during the second quarter. During this period where there was mutual scoring, the Spanish team took the lead in the last two minutes and finished the first half ahead by 33-32. Starting the second half very well, our team went ahead again with the points scored by Rodney Hawkins and Ferit Gümüş to finish the third quarter with a 52-47 lead. Galatasaray, sezonun ikinci kupasını ise Türkiye Tekerlekli Sandalye Basketbol Ligi'nde elde etti. 10 Mayıs tarihinde Ahmet Cömert Spor Salonu'nda oynanan ligin 16. hafta karşılaşmasında Bornova Barışgücü ile karşılaşan ‘Engelsiz Aslanlar’, salondan 6228 galip ayrılarak ligin bitimine iki hafta kala şampiyonluğunu ilan etti. Galatasaray, kalan son iki maçını da kazanarak ligi 18'de 18 galibiyet ve 36 puanla şampiyon olarak tamamlarken, Beşiktaş Also playing well in the last quarter, Galatasaray won the match 7164 to become European champions for the fifth time. The Yellow-Red team had won the European Champion Clubs Cup four times previously during the 2007-08, 2008-09, 2010-11, 2012-13 seasons. The Galatasaray Wheelchair Basketball Team continues to run from one success to the next. Coming out with a victory from the finals of the Champion’s League held in Spain, the Yellow-Red team completed the Turkish League as champion to finish the 2013/2014 season with double cups. Taking place in Group B of the highest level event on a clubs basis, the IWBF Champions Cup Finals held in Spain’s capitol Madrid during 1-4 May, Galatasaray played against Hyeres HandiBasket from France, RSC Rollis Zwickau from Germany and Unipol Briantea 84 from Italy. Meeting the Italian Unipol Briantea 84 in their first match, the Lions Without Obstacles defeated their opponents by a score of 78-58. Also 18 maçta 15 galibiyet ve 33 puanla ikinci, Kardemir Karabükspor 18 maçta 13 galibiyet ve 31 puanla üçüncü sırayı elde etti. 2005 yılında kurulan Galatasaray, antrenör Sedat İncesu yönetiminde ligde yer aldığı son sekiz sezonun tamamını şampiyon olarak tamamlamayı başardı. Galatasaray'ın ayrıca dört kez de (2008, 2009, 2011, 2012) Kıtalararası Şampiyonluğu bulunuyor. beating the French Hyeres Handi Basket in its second match by 7455 and the German RSC Rollis Zwickau in its third match by 83-46, Galatasaray ended up as the leader of its group and rose to the semi final. In the semi final the Yellow-Red team met the second place finisher of Group A, RSV Lahn-Dill from Germany. Beating its strong rival by a score of 64-56 during the match, which was closely contested from beginning to end, Galatasaray's opponent in the final was the Spanish CD Fundosa ONCE that beat the Italian Unipol Briantea 84 team by 59-57 in the other semi-final match. The final match played on May 4th was also the scene of a tremendous battle. Starting the match with the first five of Özgür Gürbulak, Ferit Gümüş, Seyran Orman Kurt, Matheuz Filipski and Rodney Hawkins, the Lions Without Obstacles led by 19-15 at the end of the first quarter. There was a great struggle during the second quarter. PARALİMPİK TÜRKİYE 19 İNCESU: OYUNCULARIMLA GURUR DUYUYORUM Sezonun ardından Paralimpik Türkiye Dergisi'ne açıklama yapan Sedat İncesu, muhteşem bir sezon geçirdiklerini belirterek, "Camiamıza bu onuru yaşatan oyuncularımla gurur duyuyorum. Onlara canı gönülden teşekkür ediyorum. Şimdi biraz dinleneceğiz, ardından yeni hedeflere koşmak için kolları sıvayacağız" dedi. Avrupa'de beşinci, Türkiye'de ise sekizinci kez başarıyı yakaladıklarını hatırlatan İncesu, "Söz verdiğimiz gibi sezonu alnımızın akıyla tamamladık. Artık insanları başarıya alıştırdık gibi olduk ama bu başarıyı yakalamak kolay değil. Stresli ve zor bir süreç yaşadık. Başarılar üst üste gelince ister istemez insanların dikkatini çekiyoruz ve şampiyon olmamız istenmiyor. Rakiplerle beraber pek çok etkenle de uğraşmak zorunda kalıyoruz. İnancımız ve bütünlüğümüzle biz bunların hepsinin üstesinden geldik. Camiamıza hayırlı olsun" diye konuştu. Takım olarak bir aile olduklarının altını çizen Sedat İncesu sözlerini şöyle tamamladı: "Müsabakalarımıza çok büyük bir arzu ve hırsla çıktık. Oyuncularımın isteğiyle her sene üzerine koyarak oynuyoruz. Bizi hedeflerimize kenetleyen ve üzerine koymamızı sağlayan en büyük etken bir aile gibi oluşumuzdur. Ben bütün sezon boyunca birbirine bağlı insanların bir takım oluşturduğunu gördüm. Duygusal ve mental olarak birbirimize çok bağlıydık. Bu başarılarda emeği geçen herkesi bir kez daha kutluyorum." During this period where there was mutual scoring, the Spanish team took the lead in the last two minutes and finished the first half ahead by 33-32. Starting the second half very well, our team went ahead again with the points scored by Rodney Hawkins and Ferit Gümüş to finish the third quarter with a 52-47 lead. Also playing well in the last quarter, Galatasaray won the match 71-64 to become European champions for the fifth time. The YellowRed team had won the European Champion Clubs Cup four times previously during the 2007-08, 2008-09, 2010-11, 2012-13 seasons. Galatasaray won its second cup of the season in the Wheelchair Basketball League of Turkey. Meeting Bornova Barışgücü at the 16th match of the league played at the Ahmet Cömert Sports Hall on May 10th, the ‘Lions Without Obstacles’ won the match 62-28 to announce their championship two weeks before the end of the league. Galatasaray won the PARALİMPİK TÜRKİYE 20 remaining two games to finish the league winning 18 out of 18 games and 36 points, Beşiktaş played 18 matches, winning 15 and 33 points to win second place, Kardemir Karabükspor played 18 matches, winning 13 and 31 points to come in third place. Established in 2005, Galatasaray finished all eight of its last eight seasons as champion under the management of its head coach Sedat İncesu. Galatasaray also won four Intercontinental Championships (2008, 2009, 2011, 2012). İNCESU: I AM PROUD OF MY PLAYERS Making a statement to the Paralympics Turkey journal following the season, Sedat İncesu indicated that they just completed a magnificent season and said, "I am proud of my players who gave our community this honor. I sincerely thank them. Now we will rest a little, then we will endeavor to run to new targets". BEŞİKTAŞ AVRUPA İKİNCİSİ BEŞİKTAŞ RMK MARİNE TEKERLEKLİ SANDALYE BASKETBOL TAKIMI, ANDRE VERGAUWEN KUPASI'NIN FİNALİNDE ALMAN OETTINGER RSB T. THÜRİNGEN'E 88-67 YENİLEREK İKİNCİ OLDU. SİYAH BEYAZLILAR FİNAL YOLUNDA İSPANYOL, FRANSIZ VE İSRAİL TEMSİLCİLERİNE ÜSTÜNLÜK SAĞLADI. BEŞİKTAŞ IS NUMBER TWO IN EUROPE BEŞİKTAŞ RMK MARINE WHEELCHAIR BASKETBALL TEAM CAME IN SECOND PLACE AT THE FINAL OF THE ANDRE VERGAUWEN CUP BY LOSING TO GERMAN TEAM OETTINGER RSB T. THÜRİNGEN BY A SCORE OF 88-67. ON THE WAY TO THE FINAL, THE BLACK AND WHITE TEAM WON AGAINST THE SPANISH, FRENCH AND ISRAEL TEAMS. T ekerlekli sandalye basketbolunda Avrupa'da final oynayan bir diğer takımımız Beşiktaş RMK Marine ikincilikte kaldı. 25-27 Nisan tarihleri arasında İspanya'nın Getafe kentinde düzenlenen organizasyonda şampiyonluk için Almanya'nın OeTTINGER RSB T. Thüringen takımı karşısına çıkan temsilcimiz, sahadan 88-67 mağlup ayrılarak ikincilikte kaldı. Beşiktaş'ın Avrupa macerası Euroleague 1 Kupası’yla başladı. Bu turnuvada üçüncü olan SiyahBeyazlılar, Andre Vergauwen'e katılmaya hak kazandı. 25 Nisan'da başlayan Andre Vergauwen Kupası'nda A Grubu'nda yer alan Beşiktaş RMK Marine, Almanya’dan OeTTINGER RSB Team Thüringen, Fransa’dan Leopards de Guyenne Bordeaux ve İspanya’da CID Casa Murcia Getafe takımlarıyla mücadele etti. İlk maçında Alman OeTTİNGER RSB T. Thürringen Takımı'na 88-67 yenilen temsilcimiz, ikinci maçında CID Casa Murcia Getafe'yi 82-59 mağlup etti. Üçüncü maçında Fransız Leopards de Guyenne Bordeaux'u da 76-74 yenen SiyahBeyazlılar, grubu ikinci sırada tamamladı ve yarı finale yükseldi. Yarı finalde B Grubu birincisi İsrail'in B.H. Tel Aviv takımının karşısına çıkan Beşiktaş RK Marine, üstün bir oyun ve 80-63’lik farklı galibiyetle adını finale yazdırdı. Kara Kartal'ın finaldeki rakibi ise grubundaki ilk maçında mağlup olduğu Alman OeTTINGER RSB T. Thüringen'di. Finalde rakibi karşısında beklenmedik şekilde tutuk bir müsabaka çıkaran takımımız, ilk çeyreğini 25-20, devreyi, 44-35, üçüncü çeyreği 65-52 geride tamamladı. Beşiktaş Rk Marine, şaşırtıcı bir tesadüfle karşılaşmadan, rakibine ilk maçta yenildiği skorla, 88-67 mağlup ayrılarak Kupa'da ikinci sırayı aldı. Another one of our teams playing in the finals in Europe, Beşiktaş RMK Marine came in second place. Our representative met the German team OeTTINGER RSB T. Thüringen for the championship at the event held in Getafe, Spain, during 25-27 April but left the court with an 88-67 defeat to come in second. The European adventure of Beşiktaş started with the Euroleague 1 Cup. Coming in third place in this tournament, the Black & White team won the right to participate in the Andre Vergauwen. Taking Place in Group A at the Andre Vergauwen Cup starting on April 25th, Beşiktaş RMK Marine met the German OeTTINGER RSB Team Thüringen, French Leopards de Guyenne Bordeaux and Spanish CID Casa Murcia Getafe. Losing in its first match to the German team OeTTİNGER RSB T. Thürringen by a score of 8867, our representative defeated CID Casa Murcia Getafe by a PARALİMPİK TÜRKİYE 22 score of 82-59 in its second match. Also beating the French Leopards de Guyenne Bordeaux by 76-74 in its third match, the Black & White team completed its group in second place and rose to the semi final. Meeting the first place finisher of Group B the Israeli team B.H. Tel Aviv, Beşiktaş RK Marine played a superior game to win by a lopsided score of 80-63 to rise to the final. The opponent of the Black Eagles in the final was again the German OeTTINGER RSB T. Thüringen they lost to in the first game in their group. Playing an unexpectedly poor performance in the final against its opponent, our team was behind in the first quarter by 25-20, at the half by 44-35, the third quarter by 65-52. With a surprising coincidence, Beşiktaş Rk Marine lost to its rival by the same score it lost with in the first match by 88-67 to win second place in the Cup. DR. TRAWINSKI UNUTULMADI TÜRKİYE’DE TEKERLEKLİ SANDALYE BASKETBOLUNUN BUGÜNLERE GELMESİNDE ÖNEMLİ PAY SAHİBİ OLAN VE 1998-1999 YILLARINDA HİÇBİR MADDİ KARŞILIK BEKLEMEKSİZİN ÜLKE ANTRENÖRLERİMİZE EĞİTİM VEREN ALMAN SPOR ADAMI HANS JOSCHIM TRAWINSKI, DÖRDÜNCÜ KEZ SEMİNER İÇİN GELDİĞİ TÜRKİYE’DE SAKARYA’DA 17 AĞUSTOS 1999 MARMARA DEPREMİ’NDE HAYATA GÖZLERİNİ YUMMUŞTU. ONUN ANISINA DÜZENLENEN ULUSLARARASI TEKERLEKLİ SANDALYE BASKETBOL TURNUVALARININ ALTINCISI MAYIS AYINDA İSTANBUL’DA YAPILDI. TURNUVADA ABD, ALMANYA, İSPANYA, İTALYA VE KANADA’YLA MÜCADELE EDEN TÜRKİYE TÜM MAÇLARINI KAZANARAK ŞAMPİYON OLDU. DR. TRAWINSKI NOT FORGOTTEN GERMAN SPORTS PERSONALITY HANS JOSCHIM TRAWINSKI, WHO HAD A MAJOR SHARE IN THE ACHIEVEMENT OF WHEELCHAIR BASKETBALL IN TURKEY AND HAD TRAINED COACHES IN OUR COUNTRY WITHOUT EXPECTING ANY FINANCIAL GAIN DURING 1998-1999, HAD DIED DURING THE MARMARA EARTHQUAKE ON AUGUST 17TH, 1999. THE SIXTH OF THE INTERNATIONAL WHEELCHAIRBASKETBALL TOURNAMENTS HELD IN HIS MEMORY TOOK PLACE IN ISTANBUL DURING MAY. PLAYING AGAINST THE USA, GERMANY, SPAIN, ITALY AND CANADA, TURKEY WON ALL ITS MATCHES AND BECAME CHAMPION. T ürkiye’de tekerlekli sandalye basketbolu, 1995 yılından önce federe olmayan altı yedi kulübün senede bir kez kendi aralarında düzenledikleri turnuvalar ve yurt dışından gelen takımlarla dostluk müsabakaları oynamalarından öteye gitmemişti. 1995-96 sezonunda dönemin federasyon başkanı Tarık Bitlis önderliğinde ülkemizdeki ilk Tekerlekli Sandalye Basketbol Ligi kuruldu. Başlangıçta ‘Deneme Ligi’ adı altında 10 takımın mücadele ettiği lig yokluklarla gerçekleşti. İlerleyen yıllarda bu spora ve engellilere gönül veren çeşitli kişi, kurum ve kuruluşlardan alınan desteklerle ivme kazanan Türk tekerlekli sandalye basketbolu, 90’lı yılların sonunda bir dönem federasyon başkanlığı yapan günümüz Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı Yavuz Kocaömer’in çabaları ve onun Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’nı (TESYEV) kurmasıyla farklı bir boyut kazandı. TESYEV’in oluşturduğu fonlarla kulüplere malzeme temini konusunda büyük destekler verilirken, yine Yavuz Kocaömer’in federasyon Before 1995 wheelchair basketball in Turkey consisted of tournaments organized by six or seven non-federated clubs amongst themselves once a year and playing friendly matches with teams coming from abroad. During the 1995-96 season under the leadership of the federation president of the time Tarık Bitlis, the first Wheelchair Basketball League of our country was established. The league where 10 teams competed under the name of the ‘Trial League’, took place against all odds. Gaining momentum in subsequent years thanks to the support provided by various people, institutions and establishments, who gave their hearts to this sport and the handicapped, Turkish Wheelchair basketball gained a different dimension at the end of the 90’s with the efforts of Yavuz Kocaömer, who had been federation president for a term and is the current President of the National Paralympic Committee of Turkey as he established the Disabled Sports and Education Foundation of Turkey PARALİMPİK TÜRKİYE 24 başkanlığı döneminde çeşitli branşlarda gerçekleşen eğitim hamlesi ülke tekerlekli sandalye basketbolunun bugünlere ulaşmasında çok önemli rol oynadı. O dönemde birçok kez seminerler vermek üzere Türkiye’ye gelen ve Türk tekerlekli sandalye basketbolunun geleceğini taa o günlerde gören Alman spor adamı Dr. Hans Joschim Trawinski, bu spor dalının sağlam temeller üzerinde inşa edilmesinde çok büyük pay sahibidir. Çağırıldığı her eğitim için hiçbir maddi ücret talep etmeksizin gönüllü olarak Türkiye’ye koşan ve antrenörlerimizin yetiştirilmesinde harcadığı emek dışında sistemin oluşturulması konusunda da katkılar sağlayan Dr. Hans Joschim Trawinski, yine bir seminer için geldiği ülkemizde 17 Ağustos 1999 depreminde Sakarya’da hayatını kaybetmişti. Alman spor adamının tekerlekli sandalye basketbolumuza katkılarını unutmayan TESYEV’in kurucu başkanı Yavuz Kocaömer’in önderliğinde bir vefa borcu olarak başlatılan Dr. Trawinski Uluslararası Tekerlekli Sandalye Basketbol Turnuvaları iki yılda bir İstanbul’da gerçekleştiriliyor. (TESYEV). While providing a great support with the funds created by TESYEV to clubs in the area of equipment supply, the educational move made in various branches during the term of Yavuz Kocaömer’s federation presidency played a major role in wheelchair basketball attaining its current status. German Sports personality Dr. Hans Joschim Trawinski, who had come to Turkey at that time to give seminars and foreseeing the future of wheelchair basketball in Turkey, has a great share in the building up of this sports branch on a solid foundation. Running to Turkey on a volunteer basis without requesting any fees for every training session that he was called for and also providing contributions in the area of the creation of the system in addition to the efforts he spent in training our coaches, Dr. Hans Joschim Trawinski had lost his life in our country, where he had come for another seminar, during the earthquake of 17 August 1999 in Sakarya. Birincisi 2001 yılında yapılan ve geleneksel hale gelen 6. Dr. Trawinski Uluslararası Tekerlekli Sandalye Basketbol Turnuvası 22-24 Mayıs tarihleri arasında Ahmet Cömert Spor Salonu’nda düzenlendi. Dünya şampiyonası öncesi önemli bir hazırlık olarak görülen turnuvaya Türkiye’nin dışında ABD, Almanya, İspanya, İtalya ve Kanada milli takımları katıldı. Turnuvadan bir gün önce düzenlenen tanıtım toplantısında Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ve TESYEV Başkanı Yavuz Kocaömer, Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan, Türkiye Tekerlekli Sandalye Milli Takım Kaptanı Özgür Gürbulak, ABD Milli Takım Kaptanı Matthew Scott ile Kanada Milli Takım Kaptanı Bo Hadges katıldı. Basın toplantısında konuşan Federasyon Başkanı Demirhan Şerefhan, “Dr. Trawinski’nin adını bir turnuvayla yaşatmak, bizim için bir gurur kaynağı” dedi. Şerefhan, turnuvanın önemine vurgu yaparak, “Dr. Trawinski Turnuvası, altı ülkenin katılımıyla dünyada yapılan en önemli özel tekerlekli sandalye basketbol turnuvasıdır. Türkiye The Dr. Trawinski International Wheelchair Basketball Tournament started as a debt of gratitude with the leadership of TESYEV’s founding President Yavuz Kocaömer, who did not forget the contributions of the German sports personality to the wheelchair basketball branch in Turkey, is held in Istanbul on a biannual basis. The 6th Dr. Trawinski Tournament, the first of which was held in 2001 and which has become traditional, was held during 22-24 May at the Ahmet Cömert Sports Hall. Regarded as a major preparation before the World Championship, the tournament was attended by the USA, Germany, Spain, Italy and Canada national teams in addition to Turkey. The promotional meeting held one day before the tournament was attended by the President of the National Paralympic Committee of Turkey and TESYEV Yavuz Kocaömer, President of the Disabled Sports Federation of Turkey Demirhan Şerefhan, National Team Captain of the Wheelchair Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanlığı ve Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı Başkanlığı’nın işbirliği ile yapılmaktadır. Bu organizasyon, Güney Kore’deki Dünya Kupası öncesinde çok önemli bir hazırlık turnuvasıdır” diye konuştu. Turnuva hakkındaki görüşlerini aktaran Türk Milli Takım Kaptanı Özgür Gürbulak, “Dünya Kupası öncesinde kendi açıklarımızı ve yapabileceklerimizi göreceğiz. Turnuvada mücadele edecek bütün takımlara ‘Hoşgeldin’ diyoruz. Umarım takım arkadaşlarımızla çok iyi bir turnuva geçiririz” ifadelerini kullandı. Önemli bir hazırlık turnuvasına katılacaklarını aktaran ABD Milli Takımı Kaptanı Scott “Türkiye inanılmaz bir ülke. Burada karşılaştığımız yardımseverlik ve dostluk bizleri derinden etkiledi. Turnuva boyunca mücadele edeceğimiz rakiplere başarılar diliyoruz. Güney Kore’de düzenlenecek turnuvadan önce burada geçireceğimiz hazırlık dönemi bizim için çok yararlı olacaktır” şeklinde görüş belirtti. Basketball Team of Turkey Özgür Gürbulak, USA National Team Captain Matthew Scott and Canadian National Team Captain Bo Hadges. Speaking at the press conference, Federation President Demirhan Şerefhan said, “It is an honor for us to ensure that Dr. Trawinskis name lives on through a tournament”. Expressing his views concerning the Tournament, Captain of the Turkish National Team Özgür Gürbulak stated, “We will see our own downfalls and capabilities before the World Cup. We say ‘Welcome’ to all the teams to compete in the tournament. I hope that we will have a very good tournament along with all my teammates”. Indicating that they are about to participate in an important preparatory tournament, USA National Team Captain Scott said, “Turkey is an incredible country. We were deeply affected by the helpfulness and friendship we encountered here. We wish the best of success to all our rivals against whom we will compete during the tournament”. PARALİMPİK TÜRKİYE 25 Kanada Milli Takım Kaptanı Hadges de Türkiye’ye davet edilmelerinden dolayı duydukları mutluluğu dile getirerek, şunları söyledi: “Emimin ki turnuva rekabetçi ve dostluk içinde olacak. Her turnuvada olduğu gibi destek veren insanlar, özellikle gönüllüler fark oluşturan insanlardır. Onlara verdikleri destek için teşekkür etmek istiyorum. Türkiye’de olmak Kanada Milli Takımı için güzel bir şans.” Üç gün süren turnuvayı Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan ile birlikte takip eden Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ve TESYEV Başkanı Yavuz Kocaömer ise “Bu turnuva küçük çapta bir dünya şampiyonası. İtalya, İspanya, Almanya, Amerika, Kanada, Türkiye katılıyor. Dünya ilk sekizini tamamlamak için sadece Avustralya ve İngiltere eksik. Almanlar, Engelliler Spor Federasyonu’nu 1948 yılında kurmuş biz ise 40-45 yıl sonra kurmuşuz. Yanlızca engelsiz gençlerimiz değil engelli gençlerimizde aynı fıtrattan geldiği için öğrenmeye çok yatkınlar ve çok yetenekliler. Biz de onlar için elimizden geleni yapıyoruz” diye konuştu. Turnuvada ilk maçını İtalya ile oynayan Türkiye sahadan 60-56 galip ayrıldı.İlk gün ikinci maçında Kanada’yı 73-51 yenen Türkiye, ikinci gün Almanya’yı 7253, ABD’yi 80-76, son günde de İspanya’yı 65-54 mağlup ederek turnuvayı yenilgisiz şampiyon tamamladı. İkinciliği ABD, üçüncülüğü ise İspanya aldı. Şampiyon olan milli takımımıza kupa ve madalyalarını Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan ile Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ve TESYEV Başkanı Yavuz Kocaömer verdi. Canadian National Team Captain Hadges mentioned the happiness they feel due to having been invited to Turkey and went on to say: “I am sure that the tournament will take place in a competitive and friendly spirit. As in every tournament, the people providing support, especially the volunteers are the people that make a difference. I would like to thank them for the support they give. Being in Turkey is a good opportunity for the Canadian National Team.” Following the three day long tournament along with Disabled Sports Federation of Turkey President Demirhan Şerefhan, President of the National Paralympic Committee of Turkey and TESYEV Yavuz Kocaömer said, “This tournament is a small scale world championship. Italy, Spain, Germany, the USA, Canada and Turkey are participating. Only Australia and Britain are missing to complete the world’s top eight. The Germans have established their PARALİMPİK TÜRKİYE 26 Disabled Sports Federation in 1948; we established ours 40-45 years later. Since our handicapped youth are of the same breed as our non-handicapped youth, they are very conducive to learning and they are very talented. In turn, we are doing all we can for them”. Playing its first match of the tournament with Italy, Turkey won by a score of 60-56. Beating Canada by a score of 73-51 in the second match of the first day, Turkey defeated Germany on the second day by a score of 72-53, the USA by 80-76, and Spain on the final day by 65-54 to complete the tournament as the unbeaten champion. The USA was second and Spain was third. Our champion national team received their trophy and medals from Sports General Director Mehmet Baykan and President of the National Paralympic Committee of Turkey and TESYEV Yavuz Kocaömer. DR. HANS JOSCHIM TRAWINSKI 24.12.1953 tarihinde Köln’de dünyaya geldi. Brake Unterweser Lisesi’ni bitirdikten sonra Oldenburg Üniversitesi’nde spor ilimleri ve tarih konularında eğitim gördü. 1996 yılında aynı üniversitede doktorasını tamamladı. 1980-1984 yılları arasında Oldenburg Üniversitesi’nde spor sosyolojisi ve spor tıbbı konusunda çalışmalarda bulundu. 1984-1986 yılları arasında engelliler konusunda iletişim projesi üzerinde çalıştı. 1988 yılından itibaren Niedersachsen eyaleti Engelliler Spor Federasyonu öğretim kadrosunda görev yaptı. Yine aynı yıldan itibaren aynı eyaletin eyalet takımının antrenörlüğünü üstlendi. 1989 yılından itibaren Alman Tekerlekli Sandalye Spor Federasyonu Eğitim Dairesi Başkanlığı’na getirildi ve Almanya Tekerlekli Sandalye Antrenör Eğitim Komitesi Başkanı oldu. 1990 yılında Almanya Kadınlar Tekerlekli Sandalye Milli Takım Antrenörlüğü’ne yükseldi. 19921995 yılları arasında Oldenburg’da Spor Terapi Enstitüsü’nün yönetiminde yer aldı. 1995 yılından itibaren Oldenburg Üniversitesi’nde basketbol ve engelliler sporu konusunda öğretim üyeliği yaptı. Türkiye Tekerlekli Sandalye Basketbol Antrenörleri Semineri için bulunduğu ülkemizde Sakarya’da 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde yaşamını yitirdi. Dr. Trawinski’nin; engelliler, spor yoluyla entegrasyon, çocukların ilköğretim yıllarında biyolojik, psikolojik ve sosyal yönden gelişmeleriyle ilgili çok sayıda makalesi ve iki kitabı bulunmaktadır. SONUÇLAR / RESULTS 22.05.2014 Almanya - Kanada İspanya - ABD Türkiye - İtalya ABD - Almanya İtalya - İspanya Kanada - Türkiye 23.05.2014 ABD - İtalya Türkiye - Almanya Kanada - İspanya Türkiye - ABD İtalya - Kanada İspanya - Almanya 24.05.2014 ABD - Kanada İtalya - Almanya İspanya - Türkiye DR. HANS JOSCHIM TRAWINSKI He was born on 24.12.1953 in Cologne. After graduating from Brake Unterweser High School, he was educated in sports sciences and history at the Oldenburg University. He received his doctorate degree at the same university in 1996. He did research on sports sociology and sports medicine during 1980-1984 at the Oldenburg University. He worked on a communications project for the handicapped during 1984-1986. Starting in 1988 he took part in the instruction staff of the State of Niedersachsen Handicapped Sports Federation. Again, starting the same year, he took on the coaching job for the state team of the same state. In 1989 he was assigned as the Director of the German Wheelchair Sports Federation Education Department and he became 88- 61 50-65 60-56 58-49 56-58 51-73 66-43 72-53 46-75 80-76 74-52 75-42 58-49 42-68 54-65 president of the German Wheelchair Coaches Training Committee. In 1990 he took on the position of the National Team Coach of the German Wheelchair National Team. Between 1992-1995 he took part in the administration of the Oldenburg Sports Therapy Institute. Starting in 1995 he was an instructor at the Oldenburg University in the area of basketball and disabled sports. He lost his life in the province of Sakarya in Turkey, where he was taking part in a seminar for wheelchair basketball trainers of Turkey during the Marmara earthquake on 17 August 1999. Dr. Trawinski has authored a large number of articles and two books in the areas of the handicapped, integration through sports and developments of children during primary school years in biological, psychological and social aspects. PARALİMPİK TÜRKİYE 27 KADIN LİDERLİK ZİRVESİ AVUSTURYA PARALİMPİK KOMİTESİ, ULUSLARARASI PARALİMPİK KOMİTESİ (IPC) VE AVRUPA PARALİMPİK KOMİTESİ (EPC) İŞBİRLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN KADIN LİDERLİK ZİRVESİ VE WOMENTORİNG PROGRAMI 8-11 MAYIS TARİHLERİ ARASINDA VİYANA'DA YAPILDI. ZİRVEYE ÜLKEMİZ ADINA TÜRKİYE MİLLİ PARALİMPİK KOMİTESİ (TMPK) YÖNETİM KURULU ÜYESİ VE SPORCU KONSEYİ BAŞKANI GİZEM GİRİŞMEN İLE MİLLİ TENİSÇİMİZ BÜŞRA ÜN KATILDI WOMEN’S LEADERSHIP SUMMIT THE WOMEN’S LEADERSHIP SUMMIT AND THE WOMENTORING PROGRAM HELD WITH THE COLLABORATION OF THE PARALYMPIC COMMITTEE OF AUSTRIA, THE INTERNATIONAL PARALYMPIC COMMITTEE (IPC) AND THE EUROPEAN PARALYMPIC COMMITTEE TOOK PLACE IN VIENNA DURING 8-11 MAY. THE SUMMIT WAS ATTENDED BY NATIONAL PARALYMPIC COMMITTEE OF TURKEY (NPCT) EXECUTIVE MEMBER AND ATHLETES COUNCIL PRESIDENT GİZEM GİRİŞMEN AND NATIONAL TENNIS PLAYER BÜŞRA ÜN ON BEHALF OF OUR COUNTRY. A vusturya'nın Başkenti Viyana, 8-11 Mayıs tarihleri arasında önemli bir zirveye ev sahipliği yaptı. Avusturya Paralimpik Komitesi, Uluslararası Paralimpik Komitesi (IPC) ve Avrupa Paralimpik Komitesi (EPC) işbirliğinde gerçekleştirilen Kadın Liderlik Zirvesi ve Womentoring programı Viyana'da yapıldı. Zirveye ve Womentoring programına Türkiye Milli Paralimpik Komitesi'nden mentör (akıl hocası/danışman) olarak Paralimpik şampiyonu sporcumuz Gizem Girişmen, mentee (danışman tarafından yetiştirilen) olarak da Büşra Ün katıldı. Üç gün süren toplantıda kadının yönetimdeki rolü, kadınların liderlik pozisyonlarındaki temsilinin artırılması, cinsiyete dayalı ayrımcılık ve iyi örneklerin sunumu gibi konularda oturumlar yapıldı. Cinsiyete dayalı ayrımcılık başlığı altında TMPK Yönetim Kurulu üyesi ve Sporcu Konseyi Başkanı Gizem Girişmen bir konuşma yaptı. Girişmen, ayrıca son oturumda Avrupa Paralimpik Komitesi’nin (EPC) stratejik önerileri başlığında sporcular ve katılımın artırılması çalıştayını yönetti. Yapılan oturumlar ve sunumlar sonunda öne çıkan başlıklar şöyle sıralandı: - Rol model sporcuların, spora teşvik adına önemli mesajlar verebileceği ve daha fazla kitleye ulaşabileceği sistemli iletişim kanallarının kurulması, okullar ve potansiyel sporcular ile buluşturulması. - Beden eğitimi öğretmeni yetiştiren eğitim programları müfredatına engelli spor dalları ve engelli sporculara ilişkin derslerin zorunlu ders olarak eklenmesi. The capitol of Austria, Vienna hosted an important summit during 811 May. The Women’s Leadership Summit and the Womentoring program held with the collaboration of the Paralympic Committee of Austria, the International Paralympic Committee (IPC) and the European Paralympic Committee were held in Vienna. The summit and the Womentoring program were attended by our Paralympic champion athlete Gizem Girişmen from the National Paralympic Committee of Turkey as mentor (mental coach/advisor) and Büşra Ün as mentee (person trained by the mentor). The three-day meeting included sessions in subjects such as the role of women in management, increasing the representation of women in leadership positions, gender based discrimination and the presentation of good examples. NPCT Board Member and President of the Athletes’ Council Gizem Girişmen made a speech under the heading of gender based discrimination. During the final session Girişmen also chaired the workshop for increasing athletes and participation under the heading of strategic recommendations from the European Paralympic Committee (EPC). The headings that were highlighted at the end of the sessions and presentations are as follows: - Role model athletes being able to transmit important messages for providing incentives to sports, the establishment of systematic communication channels for reaching larger masses and accessing schools and potential athletes. - Courses on handicapped sports branches and handicapped athletes - Beden eğitimi derslerinde engelli öğrencilerin de fiziksel aktivite ile tanışması ve spor yapabilmelerini öngören programların geliştirilmesi. - Engelli bireylerin spor yapmalarında önemli rol oynayan ailelerin eğitimi ve sporun bireyin hayatına kattığı olumlu unsurlara ilişkin bilgilendirme programlarının artırılması. - IPC, IBSA gibi çatı kuruluşların Milli Paralimpik Komitelerinin kadın sporcuların yönetimde daha fazla temsil edilmelerine ve kadın sporcuların spora başlamalarına ilişkin teşvik ve takip rolünün güçlendirilmesi. - Kadın antrenörlerin sayısının artırılması ve erkek egemen spor dallarında daha aktif rol almalarının sağlanması. - Deneyimli sporcular ile yeni spora başlayan sporcuları eşleştirerek, deneyimli sporcuların yeni başlayanlara yol gösterip, deneyimlerini paylaşmasını sağlayan ‘Mentoring’ gibi programların yaygınlaştırılması. Zirvede ayrıca Womentoring programı kapsamında birbiri ile eşleştirilen danışman ve katılımcıların Mart 2016 tarihine kadar birlikte karar verdikleri kişisel gelişim planı kapsamında fikir alışverişinde bulunması ve katılımcıların yararlanabileceği eğitim ve kişisel gelişim olanaklarının değerlendirilmesi karara bağlandı. Söz konusu programın başarıya ulaşabilmesi için ulusal Paralimpik komitelerinin desteğinin şart olduğu vurgulandı. Pilot proje olarak başlayan womentoring programı, kadınların yönetimde ve liderlik pozisyonlarında daha fazla rol almasını hedefliyor. Program kapsamında Türkiye Milli Paralimpik Komitesinden Gizem Girişmen ile Büşra Ün eşleşti ve birlikte çalışmaya başladılar. being included in the curriculum of educational programs for physical education instructors as mandatory courses. - Development of programs to include handicapped students being involved in physical activity during physical education classes and participate in sports. - Increasing informing programs for education of families playing an important role in handicapped individuals participating in sports and positive aspects that sport provides for the lives of individuals. - Reinforcing the role of incentives and monitoring the roles of the National Paralympic Committees of umbrella institutions such as the IPC and IBSA in order to ensure that women athletes are represented more in management and for women athletes to start in sports. - Increasing the number of woman coaches and ensuring that they take on a more active role in sports branches dominated by men. - Matching experienced athletes with athletes who are recently starting in sports and the extension of programs such as ‘mentoring’ allowing experienced athletes to lead the way for those who are recently starting and share their experiences. It was also decided at the summit that mentors and participants that were matched within the scope of the Womentoring program would exchange ideas concerning the personal development plan they decide together by March 2016 and utilize the educational and personal development possibilities that the participants can benefit from. PARALİMPİK TÜRKİYE 29 GİRİŞMEN: ÖNEMLİ BİR BAŞLANGIÇ TMPK Yönetim Kurulu üyesi ve Sporcu Konseyi Başkanı milli sporcu Gizem Girişmen, projeyle ilgili olarak görüşlerini şöyle dile getirdi: “Kadınların sporda ve yönetimde yeterince yer almamaları ve söz sahibi olmamaları dünyada yaygınca paylaşılan sorunlardan. Bu kapsamda gerek daha fazla kadın sporcuya ulaşmak ve temsil kabiliyetimizi artırmak, gerekse yönetim kademelerinde kadınların eşit katılımının sağlanması adına atılacak adımlar önemli. Bu sebeple Womentoring gibi bilgi ve deneyim paylaşımını içeren projelerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. It was emphasized that the support of the National Paralympic Committees was mandatory for the concerned program to attain success. Initiated as a pilot project, the Womentoring program aims for women to take more of a role in management and leadership positions. Gizem Girişmen from the National Paralympic Committee of Turkey and Büşra Ün were matched within the scope of the program and they started to work together. GİRİŞMEN: A SIGNIFICANT START NPCT Board Member and President of the Athletes’ Council national athlete Gizem Girişmen expressed her views on the project as follows: “The inadequate inclusion of women in sports PARALİMPİK TÜRKİYE 30 Şu anda pilot proje olarak hayata geçti ve elde edilecek sonuçlara göre daha yaygınlaştırılması planlanıyor. 2016’da tamamlanması planlanan projede, katılımcıların kendi hedeflerine ve koydukları kişisel gelişim planlarına göre belirleyecekleri yol haritasında, akıl hocaları bu hedeflerine ulaşmada yardımcı olacak. Projede, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi adına mentor-akıl hocası olarak ben, katılımcı-mentee olarak da Büşra Ün yer alıyor. Alanında daha deneyim kazanmış kadınlar ve gelecekte yönetimde söz sahibi olmayı hedefleyen katılımcıların eşleşmesi ve aynı yolda birlikte yürümelerini hedefleyen bu proje bence çok önemli bir başlangıç. Umarım bu ve benzeri projeleri biz de Türkiye’de yaygınlaştırabiliriz.” and administration is a common problem throughout the world. Therefore, it is important to take steps to reach more women athletes, to increase our representation capacity and to ensure the equal participation of women in management tiers. Thus, I believe projects such as Womentoring that involve sharing of information and experiences are very important. It has currently come to life as a pilot project and it is planned to extend it further based on the results to be gained. Within the project planned to be completed in2016, participants will set out a road map according to their own objectives and personal development plans, with mentors assisting them in achieving these goals. I am included in the project as mentor on behalf of the National Paralympic Committee of Turkey Büşra Ün is included as mentee. ÜN: İDEALLERİME ULAŞMA FIRSATI Milli tenisçi Büşra Ün de ‘WoMentoring’ programı ile ilgili deneyimini ve düşüncelerini şöyle özetledi: “Womentoring Programı, gelecekteki planlarım için edindiğim en iyi tecrübelerden biri oldu. Orada bayanların liderlik pozisyonuna gelerek daha fazla söz hakkına sahip olmalarına katkıda bulunmak isteyen mentörler ve daha nice önemli kişiler vardı. Yapılan seminerler doğrultusunda ortaya şöyle bir sonuç çıkıyordu: Önce ne yapmak ve olmak istediğimize karar vermemiz, daha sonra da doğru kişi ve kuruluşlarla bağlantıya geçerek gerekli yolları izlememiz... Ben kendi alanımdan olan ve benim hayallerime ulaşmış iki kişiyle tanıştım orada. İkisi de Paralimpik şampiyonu olmuşlardı. Şu an spor dışında yaptıkları şey de kendileri gibi olan kişilerin ideallerine ulaşmalarına yardım etmekti. Ve ben, o kişilerden biri olan Gizem Girişmen ile ideallerim üzerinde beraber çalışma fırsatı buldum. Umarım gelecekte daha iyi bir pozisyona gelebilir ve kendim gibi kişilerin hayallerine ulaşmalarına katkıda bulunabilirim. Şüphesiz en zor ve pahalı branşlardan biri olan tekerlekli sandalye tenisinde önümde daha uzun bir yol var. Bu yolda ilerlerken aynı zamanda akademik alanda ve diğer alanlarda kendimi geliştirmemde bana yol gösterebilecek daha fazla bağlantıya sahibim artık. Bana bu fırsatı sundukları için Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ’ne teşekkür ederim.” Aiming to match women having gained considerable experience in their fields with participants who plan to have authority in management in the future and to ensure that they walk along the same path is a very important start in my opinion. ÜN: OPPORTUNITY TO REACH MY IDEALS National tennis player Büşra Ün summarized her experience and opinion about the ‘Womentoring’ program as follows: “The Womentoring Program was one of the best experiences I acquired for my future plans. There were mentors there, who wish to contribute to more women coming to leadership positions and to have more say-so and there were many other important people. This was the conclusion of the sessions that were held: We must first decide what we want to be and do, then we must contact the proper people and establishments to take the required action... I met two people there who were in my area and who attained my dreams. They had both won Paralympics championships. What they currently do in addition to sports is to help people like themselves to reach their ideals. I had the opportunity to work together with Gizem Girişmen, who is one of these people, on my ideals. I am hoping to achieve a better position in the future and contribute towards individuals such as myself to reach their dreams. I still have a long way to go in wheelchair tennis, which is one of the most difficult and expensive branches. I now have more connections to lead the way in developing myself in the academic area and other areas as well. I thank the National Paralympic Committee of Turkey for offering me this opportunity.” PARALİMPİK TÜRKİYE 31 BASKETBOLDAKİ PATLAMA BOOM IN BASKETBALL B HamİT TurHaN PARALİMPİK TÜRKİYE YAYIN YÖNETMENİ - SPOR YAZARI PARALYMPIC TURKEY EDITOR IN CHIEF SPORTS WRITER undan on beş yıl önceydi. Gazetem Fanatik'te amatör sporları yönetiyordum. Engelli sporlarının sessiz kahramanı Hüseyin Sakarya bir gün yanıma gelerek "Gel çocuk seni bir yere götüreyim, hayata bakış açın değişecek" dedi. Birlikte Bahçelievler'deki Çocuk Esirgeme Kurumu'nun bahçesinde yer alan küçük ve bakımsız bir spor salonuna gittik. İçeri girdiğimde, o zamana kadar hiç görmediğim bir manzara ile karşılaştım. Tekerlekli sandalye üzerinde bir takım insanlar basketbol oynuyor, tribünde de kimsesiz çocuklar onları destekliyordu. Hiç kimsenin bilmediği, görmediği, farkına varmadığı sürrealist bir ambiyansla karşı karşıya olduğumu fark ettim. O insanların parkeler üzerinde düşe kalka verdikleri mücadele ve sahipsiz çocukların hafta sonu eğlencesi beni oldukça etkiledi. Hüseyin abinin söylediği doğru çıktı. Gerçekten de o gün hayata bakış açım değişti. Bu, benim engelli sporlarıyla ilk tanışmamdı. İşin içine biraz daha girince Yavuz Kocaömer'i tanıdım. Onun yarattığı dip dalgasının yıllar içinde nasıl da büyüyerek koca bir tsunamiye dönüştüğünü gördüm. On beş yıl önce 'hayata tutunuyorlar' babında duygusal terminolojiyle yaklaştığım engelli sporunun nasıl bir performans sporu olduğunu görünce bu insanlara olan hayranlığım kat be kat arttı. O zamanlar, E5 Karayolu'nun kenarındaki izbe bir salonda bir avuç insanın verdiği mücadelenin tüm Türkiye'ye yayılmış olması, ülkenin her yerinde tekerlekli sandalye basketbolu oynanması ve nihayetinde Türk Milli Takımı'nın Dünya üçüncülüğü gibi olağanüstü bir derece elde etmesi bu sporda aldığımız mesafenin en açık göstergesidir. Aslında Güney Kore'de elde edilen başarı geliyorum diyen bir başarıydı. Zira, yıllardır Galatasaray'ın, Beşiktaş'ın, İzmir Büyükşehir PARALİMPİK TÜRKİYE 32 Belediyesi'nin uluslararası arenada kazandığı kupalar, Güney Kore'nin ayak sesleriydi. Türkiye normal olimpiyatlara tarihinde takım sporlarında hiç katılamamışken, 2012 Londra Paralimpik Oyunları'na tekerlekli sandalye basketbolunda ve goalballde iki takım götürmemiz bugünlerin habercisiydi. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda insana 'nereden nereye' dedirten bir sportif manzara ile karşı karşıyayız. Henüz daha emekleme safhasındayken, bu sporu on yıllardır yapan ülkelerle başa çıkmamız, Türk insanının yeteneğini, zekasını, azmini ve kararlılığını da ortaya koyuyor. Sahip olduğumuz bütün bu meziyetler, yeter ki doğru ve akılcı bir planlama, programlamayla yönlendirilsin. Sanırım bu işin püf noktası da budur. Tekerlekli sandalye basketbolu camiasının dinamizminin yanı sıra çağdaş ve bilgili yöneticilerin, antrenörlerin işin başında olması, gelişmiş ülkelerle aramızdaki mesafenin hızla kapanmasına neden oluyor. Ben, tekerlekli sandalye basketbolunda önümüzdeki yıllarda daha da büyük başarılar elde edeceğimize, Dünya üçüncülüğünün yerini Avrupa ve Dünya şampiyonluklarının, hatta Paralimpik şampiyonluğunun alacağına inanıyorum. Emeği geçen ve bundan sonra da geçecek olan herkese sonsuz teşekkürler. It was five years ago. I was running amateur sports in my Newspaper Fanatik. The silent hero of handicapped sports Hüseyin Sakarya came up to me one day and said, "Come on kid, I’ll take you some place and it will change your outlook on life". Together we went to a small and unkempt gym located in the yard of the Children’s Protection Institution at Bahçelievler. When I went inside, I encountered a sight that I had never seen before until then. Some people were playing basketball on wheelchairs and orphans were supporting them on the stands. I noticed that I was encountering a surreal ambience that no one knew, saw or noticed. The struggle those people gave on the court and the weekend entertainment of the orphans impressed me quite a bit. Hüseyin’s claim turned out to be true. My outlook on life truly changed that day. This was my first encounter with handicapped sports. When I delved a little more into it, I met Yavuz Kocaömer. I observed how the bottom wave he created grew in years to turn into a tsunami. When I saw how handicapped sports that I approached with a sentimental outlook fifteen years ago, thinking ‘they are hanging on to life’, turned into a performance sport, my admiration for these people increased by many fold. The fact that the struggle given by a handful of people in a rundown gym alongside the E5 Highway at that time, has now spread throughout all of Turkey, wheelchair basketball being played all over the country and finally, the Turkish National Team winning third place in the world are the clearest indicators of the distance we took in this sport. The success achieved in South Korea was coming to us. The trophies won by Galatasaray, Beşiktaş and the Izmir Municipal Team in the international arena were the footsteps of South Korea. The fact that we took two teams to the London 2012 Paralympic Games in wheelchair basketball and goalball, when Turkey had never participated in the regular Olympics in team sports in its history, was the harbinger of today. When we stop for a moment and look back, we can see a sportive picture that shows us how far we have come. Our ability to deal with countries that have been practicing this sport for decades when we are only in the crawling stage, demonstrates the capacity, intelligence, determination and decisiveness of the Turkish people. We only need these qualities we possess to be directed with the proper and smart planning and programming. I think that is the heart of the matter. Alongside the dynamism of the wheelchair basketball community, contemporary and knowledgeable administrators and trainers being at the helm ensures that we close the gap between ourselves and developed countries rapidly. I believe that even bigger successes will follow in coming years and that third place in the world will be replaced by European and World championships, in fact the Paralympic championship. Endless thanks to everyone who has and will contribute in the future. ŞENTÜRK VE ARIK’A TÜRKİYE FAIR PLAY BÜYÜK ÖDÜLÜ FAIR PLAY TURKEY GRAND PRIZE TO ŞENTÜRK AND ARIK 2 013 Türkiye Fair Play Ödülleri’ne engelli iki isim damgasını vurdu. ‘Sportif Tanıtım’ dalında Karadeniz Ereğli Fiziksel Engelliler Derneği Başkanı İsmail Şentürk ile ‘Sportif Davranış’ dalında Yalova’dan milli masa tenisi oyuncusu Mevlüt Arık ‘Büyük Ödül’ ile onurlandırıldılar. Geçirdiği deniz kazası sonrası belden aşağısı tutmayan bir bedensel engelli olan İsmail Şentürk, Türkiye’de sadece bedensel, zihinsel, görme, işitme engelli vatandaşların çalışabileceği ve eğitilebileceği bir tekstil fabrikası kurduğu, engellilere yeni bir yaşam sunduğu ve onlara iş eğitimi verip, sonrasında istihdamlarını sağladığı gerekçesiyle ödüle değer bulundu. Mevlüt Arık ise 10-19 Aralık 2013 tarihleri arasında Uluslararası Zihinsel Engelliler Spor Federasyonu’nun (INAS) Hong Kong’da düzenlediği Masa Tenisi Dünya Şampiyonası’ndaki centilmenliği ile ödül aldı. Arık, şampiyonadaki bir maçta, sayıyı kendisine veren hakemi o sayının rakibine ait olduğunu söyleyerek uyarmış ve izleyenlerin takdirini kazanmıştı. Mevlüt Arık, şampiyona sonunda altın madalya kazanmıştı. Şentürk ve Arık’a ödülleri, 13 Mayıs 2014 tarihinde İstanbul’da Olimpiyatevi’nde düzenlenen törende verildi. Two handicapped individuals placed their mark on the 2013 Turkey Fair Play Awards. In the ‘Sportive Promotion’ branch Karadeniz Ereğli Physically Disabled Association President İsmail Şentürk and in the ‘Sportive Behavior’ branch the table tennis player from Yalova, Mevlüt Arık were honored with the ‘Grand Prize’. A physically handicapped individual, paralyzed from the waist down following the accident at sea he underwent, İsmail Şentürk was found worthy of the award since he established a textile factory where only citizens with physical, mental, visual and hearing disabilities can be employed and trained, presenting the disabled a new life and training them and then providing them employment. Mevlüt Arık was awarded due to his gentlemanly conduct at the Table Tennis World Championship held during 10-19 December 2013 by the International Mentally Handicapped Sports Federation (INAS) in Hong Kong. Arık had warned the referee who gave a point to him that the point belonged to his opponent during a match at the championship and won the admiration of the spectators. Mevlüt Arık won the gold medal at the end of the championship. Şentürk and Arık were presented their awards at the ceremony held at the Olympic House in Istanbul on 13 May 2014. PARALİMPİK TÜRKİYE 33 ŞAMPİYONLAR BAKAN’IN ONUR KONUĞU OLDU CHAMPIONS HONOR GUESTS OF THE MINISTER G ençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Bakanlığın düzenlediği ‘Şampiyonlar Onur Konuğumuz’ programının ilkinde halen faal olan Olimpiyat-Paralimpik Madalyalı Dünya ve Avrupa Şampiyonu sporcularla bir araya geldi. Şampiyonların tüm Türkiye'ye haklı bir gurur yaşattığının altını çizen Bakan Çağatay Kılıç, kazandıkları başarılar için sporculara bir kez daha teşekkür etti. Daha önce birçok Dünya ve Avrupa şampiyonluğu yaşamış ve halen aktif olarak spor hayatına devam eden Gizem Girişmen, Korhan Yamaç, Nazmiye Muslu, Neslihan Kavas gibi milli sporcularımızın yanı sıra Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan'ın da bulunduğu kahvaltı organizasyonunda konuşan Bakan Kılıç şunları söyledi: "Bu tür etkinlikleri, hem sizlerin kazandığı başarıların hatırlanması, hem de bizlerin size karşı vefa duygusunun yansıması olarak görüyoruz. Eminim ki bu tür buluşmalarımızda, sohbetlerimizde, sizlerle dertleşmelerimizde güzel bir birliktelik yaşayacak, karşılıklı fikir alışverişinde bulunmanın motivasyonunu güzel bir şekilde hissedeceğiz. Sizlerin fiziki durumlarınızın yanı sıra bu motivasyonun performansınıza etkisi olursa ne mutlu bize… Belki de bu küçük katkı bronzu gümüş, gümüşü altın yapacak. Belki de bir rekoru getirecek. Burası sizlerin evi. Burayı sadece betonarme bir yapı olarak görmeyin. Burası, sizin başarılarınız için ortak bir çalışma ruhuyla hareket eden bir ekibin çalışma alanı. Burayı sizlerle beraber anlamlı kıldık, bu çatıyı sizlerle birlikte oluşturduk." Federasyon Başkanımız Demirhan Şerefhan ve Şampiyon sporcular Bakan Çağatay Kılıç'a yapılan tesisler ve sağlanan tüm imkanlar için teşekkür ederken, millilerimiz başarılarını arttırarak devam ettirecekleri hususunda da söz verdiler. Sporcular Bakan Çağatay Kılıç'a konuşmasının ardından hediyeler takdim ederken, Bakan Kılıç da sporculara çeşitli hediyeler verdi. Minister of Youth and Sports Akif Çağatay Kılıç met with World and European Champion athletes, who are currently active with OlympicParalympics medals in the first of the ‘Champions Our Guests of Honor’ program held by the Ministry. Stressing that the champions allow all of Turkey to experience a justified pride, Minister Çağatay Kılıç thanked the athletes one more time due to the successes they achieved. Speaking at the breakfast event attended by national athletes Gizem Girişmen, Korhan Yamaç, Nazmiye Muslu and Neslihan Kavas, who have been World and European champions several times earlier and still continuing their sports careers actively; as well as Disabled Sports Federation President Demirhan Şerefhan, Minister Kılıç made the following statement: "We see these kinds of events as a way to remember the successes you haveachieved and a reflection of the appreciation we have for you. I am sure that in these types of meetings, conversations and discussions with you we will PARALİMPİK TÜRKİYE 34 experience good feelings and the motivation of exchanging ideas mutually. How happy it will be if this will have an effect on your motivations in addition to your physical condition… Maybe this little contribution will be enough to transform the bronze into silver and the silver into gold. Maybe it will bring a record. This place is your home. Do not see this place only as a brick and mortar building. This is the working area of a team, acting together with a common spirit of work for your successes. We made this place meaningful together with you; we created this structure together with you." Our federation President Demirhan Şerefhan and champion athletes thanked Minister Çağatay Kılıç for the facilities built and all the capabilities that were provided, while promising to maintain and increase their successes. While the athletes presented gifts to Minister Çağatay Kılıç following his speech, Minister Kılıç in turn gave various gifts to the athletes. ÖZEL DOSYA / SPECIAL FILE AMPUTELERİN KORKULU RÜYASI: FANTOM AĞRISI ENGELLİ SPORLARINDA PERFORMANSI OLUMSUZ ETKİLEYEN FAKTÖRLERDEN BİRİ DE FANTOM (HAYALET) AĞRISIDIR. BU, BİR UZUV KESİLDİKTEN SONRA, SANKİ O UZUV YERİNDE DURUYOR VE AĞRI YAPIYORMUŞ GİBİ HİSSEDİLEN BİR DURUMDUR. SPORCUYA HAYATI ZEHİR EDEN FANTOM AĞRISI'NIN TAM OLARAK NE OLDUĞUNU VE NASIL TEDAVİ EDİLEBİLECEĞİNİ UZMAN GÖRÜŞLERİYLE SİZLER İÇİN DERLEMEYE ÇALIŞTIK. NIGHTMARE OF AMPUTEES PHANTOM PAIN ONE OF THE FACTORS NEGATIVELY AFFECTING PERFORMANCE IN HANDICAPPED SPORTS IS PHANTOM PAIN. THIS IS A CASE WHERE A LIMB IS AMUTATED BUT IT IS FELT AS THOUGH IT IS STILL THERE AND CAUSES PAIN. WE CONSULTED WITH SPECIALISTS TO FIND OUT EXACTLY WHAT PHANTOM PAIN, WHICH MAKES LIFE DIFFICULT FOR ATHLETES, IS AND HOW IT COULD BE TREATED. E ngellilerin yakından bildiği ama engelsiz insanların pek aşina olmadığı ilginç bir konu, Habertürk Gazetesi'nde Murat Ağca imzalı bir haberle gündeme geldi. Aynı zamanda Paralimpik Türkiye'nin Yayın Kurulu'nda da yer alan Ağca'nın haberinde, Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı'nın Polonyalı oyuncusu Mateusz Filipski'nin yıllardır muzdarip olduğu bir rahatsızlığından antrenörü Sedat İncesu'nun uyguladığı sıra dışı bir tedaviyle kurtulduğu belirtiliyordu. Kanser nedeniyle bir ayağını kaybeden Filipski'ye 13 yıldır hayatı zehir eden problemi 'Hayalet Ağrı' olarak bilinen Fantom Ağrısı'ydı. Ağrı nüksettiği zaman basketbol oynayamayan Filipski'nin bu sorununu İncesu, 'Ayna tedavisi' denilen bir yöntemle çözmüş. Kısaca, bir uzuv kesildikten sonr, sanki o uzuv yerinde duruyor ve ağrı yapıyormuş gibi hissedilen bir ağrı olarak nitelendirilen Fantom Ağrısı'nı nasıl giderdiğini Sedat İncesu Habertürk Gazetesi'ne şu şekilde açıklamış: "Ben bu ağrılara bizzat şahit oldum. Ameliyatın yıl dönümü olan 13 Şubat gecesi başlıyor ve çok şiddetli olarak 30-45 dakika sürüyor. Ne ağrı kesici ilaçlarla, ne de başka bir yöntemle hiçbir şekilde geçmiyor. Ben de bunu ayna terapisiyle gidermeye çalıştım. An interesting subject, which disabled people are very familiar with, but not so well known for people without handicaps, was published in a news story in Habertürk Newspaper by correspondent Murat Ağca. Also a member of the editorial board of Paralympics Turkey, Ağca's story was mentioning how Polish player of the Galatasaray Wheelchair Basketball Team Mateusz Filipski's recovered from a disorder he suffered for years thanks to an unusual treatment applied by his coach Sedat İncesu. The problem that had been making life insufferable for Filipski, who had lost a limb due to cancer for 13 years, was Phantom Pain. Filipski, who could not play basketball when his pain recurred, had this problem solved by İncesu with a method called 'mirror treatment'. Sedat İncesu explained phantom pain, which is described as a pain that is felt after a limb is amputated, as PARALİMPİK TÜRKİYE 36 Bu tedavi aslında beyinin aldatılarak yeniden programlanmasıdır. Travmayı belirleyip, tedavi sırasında aynaya yansıyan diğer uzvun sağlıklı görüntüsü sayesinde, o ağrının aslında olmadığını beyne kabullendirmek. Tedavide bacak arasına konulan ayna sayesinde olmayan bacağının yerinde diğer bacağının yansımasını gören Filipski, ameliyat öncesi hatırladığı son şey olan bileğindeki kesiğe odaklandı. Aslında olmayan bacağı yerinde gören kişi büyük bir duygusal şok yaşıyor. Beyin de hayalet uzuv yerine gerçek bacak görüntüsüne saniyeler içinde alışıyor ve hayali ağrı ortadan kalkıyor. İşte Filipski’de de olan bu. Tedavi sonrası 13 yıllık ağrılarından kurtulan Filipski, mental rahatlamayı sahadaki performansına da yansıttı." Biz de Paralimpik Türkiye Dergisi olarak bunun üzerine genellikle uzuvlarını çeşitli nedenlerle sonradan kaybederek engelli olan sporcuların korkulu rüyası haline gelen Fantom Ağrısı'nın ne olduğu ve nasıl tedavi edilebileceği gibi konularda bir derleme yaptık. Çeşitli tıp dergileri ve sitelerinde yaptığımız araştırmanın yanısıra konunun uzmanlarının görüşlerine başvurduk. Öncelikle Fantom Ağrısı'nın tam olarak ne olduğu ve nasıl tedavi edilebileceği konusuna kısaca değinelim. though it were still in place and causing the pain, as follows to Habertürk Newspaper: "I personally witnessed these pains. They would start during the night of February 13th, which is the anniversary of the surgery and continue very violently for 30-45 minutes. Neither painkillers, nor any other method helps. I tried to overcome this with mirror treatment. This treatment is actually fooling the brain and reprogramming it. It involves getting the brain to accept that the pain doesn’t actually exist by determining the trauma and the healthy appearance of the other limb that reflects onto the mirror during the treatment. Seeing the reflection of his other limb instead of the limb that doesn’t exist due to the mirror that Is placed between the legs during the treatment, Filipski focused on the cut that is on his ankle, which is the last thing he remembered before the surgery. FANTOM AĞRISI NEDİR? Fantom Ağrısı bir uzvun kesilmesinden sonra sanki kesilen uzuv yerinde duruyor ve ağrımaya devam ediyormuş gibi hissedilmesidir. Genellikle kol veya bacak kesilmelerinden sonra ortaya çıkar. Nadiren de olsa Fantom Ağrısı doğuştan kolu ya da bacağı olmayanlarda da ortaya çıkabilmektedir. Vücutta bir uzuv herhangi bir nedenle kesildikten sonra üç değişik ağrı durumu ortaya çıkar: Fantom Ağrısı: Kesilen uzuvda ağrı Güdük Ağrısı: Uzuv kesildikten sonra kalan parçada oluşan ağrı Fantom Hissi: Kesilen uzuv hala yerindeymiş hissi. Beraberinde yanma ve karıncalanma da bulunabilir. Fantom Ağrısı, hava değişiklikleri, uzuv kesildikten sonra kalan parça üstüne baskı, duygusal stres ve yorgunluk gibi nedenlerle tetiklenir. Ağrı operasyondan birkaç gün sonra başlar. Bazı hastalarda zamanla azalma gösterip ortadan kalksa da bazen uzun yıllar boyunca devam edebilir. Fantom ağrısının nedeni tam olarak bilinmemektedir. Önceleri bu ağrının hastanın sakatlığı kabul etmemesine bağlı psikolojik kökenli bir ağrı olduğu düşünülmüşse de yapılan araştırmalarla ağrının kaynağının tam olarak psikolojik nedenler olmadığı ortaya çıkarılmıştır. Beynin ağrıyla ilgili merkezlerinin bu durumu ortaya çıkardığı düşünülmektedir. Kolun ya da bacağın kesilmesinden önce ilgili uzuvda uzun süre ağrı çeken hastalarda Fantom Ağrısı daha yaygındır. The person, who sees the limb that doesn’t actually exist, intact experiences a great emotional shock. The brain becomes accustomed to the appearance of the real limb instead of the phantom limb within seconds and the imaginary pain is eliminated. This is what happened with Filipski. Getting rid of his pain of 13 years after the treatment, Filipski transmitted his mental relief onto his performance on the court." An interesting subject, which disabled people are very familiar with, but not so well known for people without handicaps, was published in a news story in Habertürk Newspaper by correspondent Murat Ağca. Also a member of the editorial board of Paralympics Turkey, Ağca's story was mentioning how Polish player of the Galatasaray Wheelchair Basketball Team Mateusz Filipski's recovered from a disorder he suffered for years thanks to an unusual treatment applied by his coach Sedat İncesu. The problem that had been making life insufferable for Filipski, who had lost a limb due to cancer for 13 years, was Phantom Pain. Filipski, who could not play basketball when his pain recurred, had this problem solved by İncesu with a method called 'mirror treatment'. Sedat İncesu explained phantom pain, which is described as a pain that is felt after a limb is amputated, as though it were still in place and causing the pain, as follows to Habertürk Newspaper: "I personally witnessed these pains. They would start during the night of February 13th, which is the anniversary of the surgery and continue very violently for 30-45 minutes. Neither painkillers, nor any other method helps. I tried to overcome this with mirror treatment. This treatment is actually fooling the brain and reprogramming it. PARALİMPİK TÜRKİYE 37 TEDAVİSİ NASIL OLUR? Fantom Ağrısı tedavisi çok zor bir durumdur. Tedavide öncelikle çeşitli ilaçlar kullanılır. Fantom Ağrıs'ını tedavi eden özel bir ilaç yoktur. Pek çok değişik ilaç denenebilir. Bir hastaya iyi gelen bir ilaç başka bir hastada işe yaramayabilir. İlaç tedavisinde kalsitonin, çeşitli depresyon ilaçları, sara ilaçları, morfin türevi ağrı kesiciler ve bazı başka ilaçlar denenir. İlaç tedavisine yanıtsız hastalarda TENS uygulanabilir. TENS cilde yapıştırılan elektrotlardan elektriksel uyarı verilerek ağrı iletiminin kesilmesidir. TENS fantom ağrısında değil, güdük ağrısında etkilidir. Ancak güdük ağrısının varlığı fantom ağrısını da artırabileceğinden TENS fayda sağlar. Aynı amaçla güdüğe lokal anestezik enjeksiyonları It involves getting the brain to accept that the pain doesn’t actually exist by determining the trauma and the healthy appearance of the other limb that reflects onto the mirror during the treatment. Seeing the reflection of his other limb instead of the limb that doesn’t exist due to the mirror that Is placed between the legs during the treatment, Filipski focused on the cut that is on his ankle, which is the last thing he remembered before the surgery. The person, who sees the limb that doesn’t actually exist, intact experiences a great emotional shock. The brain becomes accustomed to the appearance of the real limb instead of the phantom limb within seconds and the imaginary pain is eliminated. This is what happened with Filipski. Getting rid of his pain of 13 years after the treatment, Filipski transmitted his mental relief onto his performance on the court." We, at the Paralympics Turkey Journal carried out a collation in the subject of what phantom pain, which is the nightmare of handicapped athletes that lose limbs for various reasons to become disabled, is and how it can be treated. Alongside the research we carried out through various medical journals and sites, we also asked the opinions of specialists in the subject. First, let us briefly mention exactly what phantom pain is and how it can be treated. da yapılabilir. İlaç tedavisiyle düzelmeyen ve TENS'e yanıt vermeyen hastalarda girişimsel tedavi uygulanır. Bu amaçla sempatik sinir bloğu denenebilir, omuriliğe yerleştirilen ince elektrotlar aracılığıyla bir pilden elektriksel uyarı verilebilir veya derin beyin uyarısı yapılabilir. Tüm bu yöntemlere rağmen bazen Fantom Ağrısı tüm tedavilere dirençli olabilir. Bu durumda hastanın yapması gereken ağrıyla nasıl başa çıkabileceğini öğrenmektir. İlgiyi ağrıdan uzaklaştırıp başka yerlere yönlendirmek bir yöntemdir. Kitap okumak ya da müzik dinlemek bu amaçla faydalı olabilir. Egzersiz, yüzme, yürüme gibi aktivitelerle fiziksel olarak zinde kalmak ağrının daha az hissedilmesini sağlar. Psikolojik danışmanlık hizmeti almak ve Fantom Ağrılı başka hastaların da katıldığı terapi gruplarına katılmak faydalıdır. WHAT IS PHANTOM PAIN? Phantom pain is the feeling that a limb is still in place and continues to cause pain as though it were still in place after it is amputated. Generally, it appears after arm or leg amputations. Although rarely, phantom pain can also occur in individuals missing a limb from birth. When any limb in the body is amputated for whatever reason, three different types of pain can appear: Phantom pain: Pain in the amputated limb Stump pain: Pain that occurs in the remaining part after the limb is amputated Phantom feeling: The feeling that the limb that was amputated is still in place. There may be burning and tingling along with it. Phantom pain is triggered due to reasons such as weather changes, pressure upon the stump after the limb is amputated, emotional stress and fatigue. The pain starts a few days after the operation. Although it may diminish and disappear in time for some patients, it may also continue for long years. The cause of phantom pain is not fully known. ANAFOROĞLU İLE ERBAHÇECİ'NİN ÇALIŞMASI Konuyla ilgili detaylı bir çalışma yapan ve makalelerini Ankara Sağlık Hizmetleri Dergisi'nin 2012 yılındaki ilk sayısında yayınlayan Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü'nden Bahar Anaforoğlu ile Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü'nden Fatih Erbahçeci özetle şunları belirtiyor: "İnsidansı hızla artan amputasyonla beraber amputelerin yaşamını olumsuz etkileyen amputasyona sekonder en sık HOW IS IT TREATED? Phantom pain is a very difficult disorder to treat. Various medications are tried for the treatment. There is no special drug to treat phantom pain. Many different drugs can be tried. A drug that works for one patient may not work in another. During drug therapy calcitonin, various depression agents, epilepsy drugs, morphine derivative pain killers and some other medications are tried. TENS may be applied to patients not responding to drug therapy. TENS is the interruption of pain transmission by applying electrical stimulation through electrodes that are placed on the skin. TENS is effective in stump pain rather than phantom pain. However, since the presence of stump pain may increase phantom pain, TENS is beneficial. For the same purpose, local anesthetic karşılaşılan problemlerden biri fantom ağrısıdır. Fantom ağrısı, amputelerin ekstremitelerinin kaybettikleri kısmında hissettikleri şiddetli ağrıdır. Amputelerin %80 kadarında fantom ağrısının görüldüğü bildirilmiştir. Genellikle şiddeti zamanla azalan bu ağrı tipi çeşitli mekanizmalardan kaynaklandığı gibi, ağrının şiddeti bazı faktörlerden etkilenmektedir. Çoğunlukla merkezi ve periferal sinir sistemine ait mekanizmlar ağrının kaynağı olarak bildirilse de ağrı fizyolojik faktörlerden de etkilenmektedir. Günümüzde halen tartışılmakta olan Fantom Ağrısı’nın etkili bir şekilde tedavi edilebilmesi için ağrının oluşumuna neden olan mekanizmaların daha iyi anlaşılması gerekmektedir." injections may be administered to the stump. Interventional treatment is applied to patients not improving with drug therapy and not responding to TENS. For this purpose a sympathic nerve block may be tried, electrical stimulation may be supplied from a battery through thin electrodes placed on the spinal column or deep brain stimulation may be performed. Sometimes phantom pain may be resistant to all these treatments. What the patient must do in this case is learn how to deal with the pain. One method is to move the concentration away from the pain and to focus in other areas. Reading a book or listening to music may be useful. Physical activities such as exercise, swimming and walking may allow the pain to be felt at a lower level. Receiving psychological advice and participating in therapy sessions where other phantom pain patients are included may also be beneficial. PARALİMPİK TÜRKİYE 39 Ağrıyı, Merkezi Sinir Sistemi, Periferal (Çevresel) ve Fizyolojik olmak üzere üç ana faktörde sınıflandıran Anaforoğlu ile Erbahçeci, giriş bölümünde ise şu tespitlerde bulunuyor: "Birçok ampute kaybettikleri ekstremitelerinin var olmayan kısmında şiddetli bir ağrı hissetmektedirler. Bu fenomen Fantom Ağrısı olarak bilinmektedir. Fantom Ağrısı’nın başlamasını veya oluşumunu açıklamak için çeşitli teoriler ileri sürülmüştür, fakat başarılı tedavi seçenekleri halen sınırlıdır. Çoğu amputenin protezlerinin fonksiyonel olarak kullanılmasına yardım ettiği için Fantom Hissinden şikayetçi olmadıkları fakat Fantom Ağrısı ile amputelerin başa çıkmalarının zor olduğu rapor edilmiştir. Fantom Ağrısı terimi ilk olarak 1872’de Mitchell tarafından kullanılmıştır. Ambroise Paré 1552’de, merkezi ağrı hafızası kadar periferal faktörlerin de Fantom Ağrısı’na yol açabileceğini varsaymış ve bu fenomeni ilk tanımlayan kişi olmuştur. Fantom Ağrısı’nın, var olmayan ekstremitenin belirli pozisyon veya hareketleri ile ilgili olabileceği rapor edilmiştir. Ağrı, çeşitli fiziksel (örneğin; hava değişimi veya güdükteki basınç) veya psikolojik faktörler (örneğin; duygusal stres) nedeniyle ortaya çıkabileceği veya alevlenebileceği bildirilmiştir. Fantom Hissi gibi Fantom Ağrısı da kayıp ekstremitenin özellikle distal kısmında hissedilmektedir. Alt ekstremite amputelerinde, genellikle Fantom Ağrısı’nın parmaklar, topuk, ayağın üst kısmı ve ayak bileğinde hissedildiği bildirilmiştir. Fantom Ağrısı’nın en sık tanımlanan tipi yanıcı ve kramp şeklindedir. Bunların yanı sıra titreyen, delici, yırtılan, kaşıntılı veya keskin şeklinde de tanımlanmıştır. Ağrı devamlı veya gün boyunca çeşitli alevlenme dönemleri içinde hissedilebilirken, bazı vakalarda rastgele aralıklarla daha sık veya seyrek hissedilebildiği de tespit edilmiştir.” THE TRIAL OF ANAFOROĞLU AND ERBAHÇECİ Conducting a detailed project on the subject and publishing their papers in the first 2012 issue of the Ankara Health Services Journal, Bahar Anaforoğlu from the Başkent University Healthcare Sciences Faculty Physiotherapy and Rehabilitation Department and Fatih Erbahçeci from the Hacettepe University Healthcare Sciences Faculty Physiotherapy and Rehabilitation Department summarize the subject as follows: "Along with amputations, whose incidence is rapidly increasing, one of the most frequently encountered secondary problems that negatively affects the lives of the amputees is phantom pain. Phantom pain is the severe pain felt by amputees in the area where they lost their limbs. It has been reported that phantom pain has been observed in about 80% of amputees. As this PARALİMPİK TÜRKİYE 40 pain type, whose severity decreases in time, can be originated by various mechanisms, the severity of the pain is affected by certain factors. Although mechanisms from the central and peripheral nervous system are reported as the source of the pain, the pain is also affected by physiological factors. In order for phantom pain, still under discussion in the present day, to be effectively treated, mechanisms that cause the pain must be better understood." Anaforoğlu and Erbahçeci classify the pain in three main factors; central nervous system, peripheral and physiological, making the following observations at the introduction section: "Many amputees feel severe pain in the non-existing part of the extremities they lost. This phenomenon is known as phantom pain. Several theories have been offered to explain the onset or initiation of phantom pain but successful treatment options are still limited. DOÇ. DR. YAŞAR TATAR'IN MAKALESİ Marmara Üniversitesi Sporcu Sağlığı Merkezi Müdürü Doç. Dr. Yaşar Tatar ise Fantom Ağrısı'nı şu şekilde özetledi: Fantom Ağrısı, bir çeşit nöropatik ağrı olarak sınıflandırılır ve santral veya periferik sinirlerin hasarıyla ilgili olduğu kabul edilir. Merkezi sinir sisteminde amputasyon sonrasındaki değişimler, amputasyona uyum; amputasyonla beraber periferik sinir sisteminde gerçekleşen değişimler veya güdük çevresi fizyolojik değişimlerin hatta psikolojik değişimlerin fantom hissi veya ağrısının temelinde yattığı kabul edilir. Ampute kişilerde fantom uzvun varlığı ile ilgili ilk tanımlamalar 1872’de Mitchell tarafından yapılmıştır. Amputasyonun ilk yıllarında %80-90 oranlarında görülürken yıllar içinde bu oranlar değişmekte, azalmaktadır. Doğuştan amputelerde fantom ağrısı çok az sayıda rapor edilmesine rağmen, genel olarak fantom hissinin varlığı bildirilmiştir. Travmatik amputasyona uğrayan çocuklarda bu oran %100’ler mertebesinde olsa da çocuktan bilgi toplama yönteminin güvenilirliği sorununu taşımaktadır. Fantom hissi genelde karıncalanma, kaşınma şeklinde oluşurken, Fantom ağrısı yanıcı, kramp tarzında zonklayıcı, delici vb tarzlarda gözlenir. Amputasyon cerrahi sonrasında gelişmiş ise ameliyat öncesine benzer ağrılar şeklinde de gözlenebilir. Fantom ağrısının temelinde genelde amputasyon öncesi son ağrılı halin (kaza anında gelen son darbe vb) devamı veya son imajdan kanalı olduğu da öne sürülmektedir. Fantom ağrısı/Fantom hissi genelde amputasyonu takipeden birkaç gün içinde başlar ve zamanla azalarak bazı olgularda devamlı ve gün boyunca alevlenmeler gösterebilirken, bazılarında daha seyrek ve rastgele aralıklarla görülebilir. Ortaya çıkışı hava şartları, güdük volüm değişimleri, stres dahil birçok unsurdan etkilenebilmektedir. Nöroplastisite ile Fantom ağrısı arasındaki ilişki karmaşıktır. Ramachandran, Fantom uzvun cortical remapping / reorganisation’ın bir sonucu olduğunu söylerken Herta Flor ve arkadaşları cortical remapping/reorganisation’un sadece FA olan hastalarda oluştuğunu göstermiştir. Özellikle FA’nın cortical remapping/reorganisation’la algısal korelasyonu olduğu gösterilmiştir Fantom ağrısı/Fantom hissi başlangıçta tüm uzuvda hissedilirken, zamanla distale doğru yer değiştirmesi “teleskop belirtisi” olarak adlandırılır. Genelde distal dışında his/ağrı THE ARTICLE OF ASSOCIATE PROFESSOR DR. YAŞAR TATAR Marmara University Athlete Health Center Director Associate Professor Dr. Yaşar Tatar described phantom pain as follows: Phantom pain is classified as a type of neuropathic pain and is considered to be related to the damage of central or peripheral nerves. It is deemed that post-amputation modifications in the central nervous system, adaptation to amputation, modifications taking place in the peripheral nervous system or physiological changes in the vicinity of the stump or even psychological changes with the amputation lie on the basis of the phantom feeling or phantom pain. First descriptions concerning the presence of a phantom limb in amputees were made in 1872 by Mitchell. While phantom pain is observed at the rate of 80-90% sorunu kalmaz, öyleki ampute edilen eğer alt ekstremite ise güdüğün hemen bitiminde yerleşik ayak bileği-ayak ve onların ağrılarından şikayet edebilirler. Bu durum Homunculus’daki görselle de bağlantılı olabileceğini, ekstremitelerin distal parçaların hem motor hem de somatosensörial homunculus’da daha fazla yer işgal etmesi ile ilişkili olabileceğini düşünmekteyiz. Üst ekstremite amputasyonlarında post-op dönemlerde %90 oranlarında gözlenmesi de bunu destekler niteliktedir. during the initial years after the amputation, these rates change and decrease throughout the years. Although very little phantom pain is reported to a very small extent in born amputees, generally the presence of phantom feeling has been reported. Although this rate is around 100% in children, who have suffered traumatic amputation, it carries the problem of the reliability of collecting data from children. While phantom feeling is observed in the manner of tingling or itching, phantom pain is observed as burning, cramping, throbbing or puncturing styles. If the amputation was performed surgically, it may be observed in the shape of pre-surgery pains. It is also claimed that the basis of phantom pain is the continuation of the most recent painful state before the amputation (the last strike coming at the time of the accident etc.) or the remnant of the final image. PARALİMPİK TÜRKİYE 41 Kaynak: http://www.amareway.org/holisticliving/06/sensoryhomunculus-cortical-homunculus-motor-homunculus/ Kaynak :Virtual reality entertainment system for treatment of phantom limb pain and methods for making and using same US 20110065505 A1 http://www.google.com/patents/US20110065505 Amputasyon bölgesi, seviyesi, amputasyon sebebi, geçirilen süreçler, yaş, cinsiyet dahil olmak üzere bir dizi unsurun tedavi yöntemi kadar tedavi sonuçlarını da değiştirdiği görülmektedir. Burada tıbbi tedavi (ilaç, radyofrekans, elektrik stimülasyon, spinal kord veya MSS uyarımı vb) dışında kalan kullanımı yaygın yöntemlerlerden bahsedeceğiz.Bunlardan en bilineni 1992 yılında Ramachandran’ın yaptığı çalışmalardır. “Beyni aldatma” temelli “ayna kullanarak görsel geri bildirim sağlama” esaslı bu yönteminin tedavide kullanılmaya başlanılması ile süreç yeniden bilim adamlarının dikkatini çekmeye başlamıştır lAyna Kullanarak Görsel Geri Bildirim Sağlama Kaynak: Mirror therapy, Beth D. DarnallinMotion Volume 20, Issue 6 November/December 2010 The phantom pain/phantom feeling generally start within a few days subsequent to the amputation and while it is decreased in time, in some cases it may show constant and day-long exacerbations and it may be observed less frequently and with random intervals in other cases. Its appearance may be affected by many elements such as weather conditions, changes in the stump volume and stress. The relationship between neuroplasticity and phantom pain is complex. While Ramachandran claims that the phantom limb is a result of cortical remapping /reorganization, Herta Flor et al demonstrated that cortical remapping/reorganization only takes place in patients with FA. It has been demonstrated that FA is especially perceptually correlated with cortical remapping/reorganization. While phantom pain/phantom feeling is felt in the whole limb at the start, its moving towards the distal in time is named the “telescope indication”. In general, there is not problem of pain/feeling other than the distal, such that if the amputated limb is a lower extremity, there may be some complaints of ankle or foot aches just at the end of the stump. This situation leads us to think that there may be a connection with PARALİMPİK TÜRKİYE 42 Beyni aldatma temelli bu yöntem, gelen girdi/uyarıları değiştirerek sorunsuz çıktılar elde edilmesi esasına dayanır. Uygulandığında beyin her iki uzvu da sağlam ve işlevsel olarak algılar. Uygulama eller için yapılacaksa genelde özel yapılmış aynalı kutular kullanılır. Alt ekstremite çalışmalarında resimde görüldüğü gibi iki uzvun tam ortasına sağlam uzvu görecek şekilde ayna yerleştirilir, ampute sadece aynaya bakar. Sağlam taraftaki uzvu hareket ettirdikçe aynadaki yansıma da hareket edeceğinden, yansıma kesilmiş uzvun yerine konulmuş olur. Genelde günde 2025 dk seanslar halinde sürdürülür. Bitiş süresi kişiye ve sistemi bilinçli kullanmasına bağlı olarak değişebilmektedir. Genelde 4-8 hafta aralığında kalıcı sonuçlar alınabilmektedir. Bazı olgular birkaç uygulamadan sonra bile sonuç vermektedir. Basit gibi görünse de bu yöntemin uygulanmasına ve uygulanma şekline bir Fiziksel Tıp Rehabilitasyon Uzmanı karar vermeli ve başlangıç uygulamaları mutlaka fizyoterapist nezaretinde yürütülmelidir. Her hastada işgörmesi beklenilmemekle beraber, başarı yüzdesi yüksek ve noninvaziv bir yöntem olduğundan denenmektedir. Fakat çift taraflı amputelerde uygulanma imkanı yoktur. the image in the homunculus and that it may be related to the distal parts of the extremities occupying more space in both the motor and somatosensorial homunculus. The observation in higher extremity amputations at the rate of 90% during post-op periods tends to supports this. Source: HYPERLINK "http://www.amareway.org/holisticliving/06/sensory-homunculus-cortical-homunculus-motor-homunculus /"http://www.amareway.org/holisticliving/06/sensory-homunculuscortical-homunculus-motor-homunculus/ Source: Virtual reality entertainment system for treatment of phantom limb pain and methods for making and using same US 20110065505 A1 HYPERLINK "http://www.google.com/patents/US20110065505" http://www.google.com/patents/US20110065505 It is observed that a series of aspects including the area of amputation, its level, the reason for amputation, the issues undergone, age and gender modify the results of the therapy as much as the method of therapy. Here we shall discuss methods with extensive usage remaining outside of medical therapy (drugs, radiofrequency, electrical stimulation, spinal cord or MSS stimulation, etc.) l Sanal Gerçeklik Çalışmaları: Kaynak :http://www.donanimhaber.com/Art%C4%B1r%C4%B1lm%C4%B1% C5%9F%20ger%C3%A7eklik%20uzuv/ Farklı uygulama örnekleri mevcuttur. En sofistike olanı İsveç Chalmers Teknoloji Üniversitesi'nde geliştirilen ve özellikle üst ekstremite amputeleri için tercih edillen sistemdir. Sistem kaslara yerleştirilmiş elektrotlardan gelen uyarı ve entegre kamera birlikteliği ile çalışır. Kameradan alınan görseldeki eksik uzuv software tarafından görsel olarak tamamlanır, ampute kas uyarıları ile kola hareket verir ve bu hareketleri “tamamlanmış olan” kendi görüntüsü üzerinde izler. Uzman desteği ve özel ekipmanlara ihtiyaç duyması dolayısıyla çok yaygınlaşmasa da işlevsel bir yöntemdir. Billhassa ayna yönteminin iş göremeyeceği çift taraflı amputelerde denenebilir. lProtez kullanımını hızla gerçekleştirmek. Özellikle üst ekstremite amputelerinde kısa sürede protez kullanmaya başlamanın olumlu etkileri bilinmektedir. Burada myoeletrik destekli olmasa da protez kullanımı ile beden imajında gerçekleşen olumlu değişimlerin de katkısı olduğu düşünülmektedir. Aynı şekilde güdüğü devamlı sıcak tutarak, masaj yaparak dolaşımını arttırmak; güdükte kasılmalar, ardından yavaş gevşemler yapmak; silikon iç soketler, linerlar kullanmak ve yeni nesil vakum tahliyeli protezler kullanmak da fantom ağrısıyla başetmekte işe yarar yöntemler olarak denenmelidir. lGenel egzersiz yapmak, sportif faaliyetlerde bulunmanın amputeye psikolojik unsurların yanında fizyolojik destek de sağlayacağı ve Fantom hissi ile başetmesinde destekleyici olabileceği düşünülmekte ise de kanıtlanmış çalışmalara rastlanmamıştır. Egzersiz yapmanın güdük dolaşımına katkısının bu etkinin mekanizmasında rol oynayabileceğini düşünmekteyiz. Egzersizin inflamasyon faktörlerinin seviyesini azaltarak sinir hasarı kaynaklı nörapatik ağrıyı azalttığı hususunda da çalışmalar vardır Aynı şekilde amputeye zihinsel meşguliyet doğurarak fantom hissi başetmede kullanılması mümkündür. Bununla birlikte başedilememiş fantom ağrısının sporcunun odaklanmasına engel olacağı ve başarısını düşüreceği gerçeği unutulmamalıdır. lHipnoz, Hipnoz ağrının vücuttan ayrıldığının canlandırılması şeklinde kullanılır. Tekrarlayan egzersizlerle sorunlu herbir bölge üzerine yoğunlaşılarak ağrının vücuttan atılması egzersizleri yapılır. Uzman kontrolünde yapıldığında işlev gördüğü kabul edilir. Beynin yeni duruma uyumu sağlanır. Source: Mirror therapy, Beth D. Darnall in Motion Volume 20, Issue 6 November/December 2010. Even though it doesn’t work for every patient, since it is a method with a high rate of success and it is noninvasive, it is tried commonly. However, it is not possible to be applied to double sided amputees. VIRTUAL REALITY WORK: Source : http://www.donanimhaber.com/Art%C4%B1r%C4%B1lm%C4%B1% C5%9F%20ger%C3%A7eklik%20uzuv/ Different examples of applications exist. The most sophisticated one is the one developed at the Sweden Chalmers Technology University and is preferred especially for upper extremity amputees. The system operates with the cooperation of the signals arriving from the electrodes placed on the muscles integrated with a camera. The missing limb in the image received from the camera is visually completed by the software; the amputee moves the arm with the stimuli from the muscles and observes these movements upon his own view that has been “completed”. Since it requires support of experts and special equipment, this method is not too common but it is functional. It may be tried especially in double sided amputees, where the mirror method will not work. Quick realization of the use of prosthesis. The positive effects of starting to use prosthesis in a short time especially in upper extremity amputees are known. Even if it may not be myoelectrically supported, it is thought that positive changes that occur in the body image with the use of prosthesis also have a contribution. In the same manner, increasing the circulation by keeping the stump constantly warm and massaging it; performing contractions followed by slow relaxations on the stump; using silicone inner sockets and liners and using new generation vacuum evacuated prosthesis may also be tried as useful methods in dealing with phantom pain. Partaking in general exercise, participating in sports activities is considered to be supportive for the amputee to deal with phantom pain by providing psychological and physiological support but no trials to prove this considerations were encountered. Hypnosis is used by imagining that the pain leaves the body. PARALİMPİK TÜRKİYE 43 BİR SPOR EMEKÇİSİ; ALİ KİREMİTÇİOĞLU A SPORTS WORKER ALİ KİREMİTÇİOĞLU O GERÇEK BİR HİZMETKAR. ZAMAN ZAMAN PROFESYONELCE, ZAMAN ZAMAN DA AMATÖRCE TÜRK SPORUNA HER AŞAMADA HİZMET VERİYOR. İSTANBUL'UN 2020 ADAYLIK SÜRECİNİN MERKEZİNDE DE O VARDI, ENGELLİ SPORLARININ GELİŞİMİNDE DE... ALİ KİREMİTÇİOĞLU, TÜRKİYE'DE ENGELLİ SPORLARININ SORUNLARINI VE BU SORUNLARIN NASIL AŞILACAĞINI, 2020'Yİ NEDEN KAYBETTİĞİMİZİ PARALİMPİK TÜRKİYE'YE ANLATTI. HE IS A REAL SERVICE MAN. HE SERVES TURKISH SPORTS AT EVERY STAGE, SOMETIMES PROFESSIONALLY, OTHER TIMES IN AN AMATEUR CAPACITY. HE WAS AT THE CENTER OF ISTANBUL'S 2020 CANDIDACY PROCESS, AS WELL AS THE DEVELOPMENT OF DISABLED SPORTS... ALİ KİREMİTÇİOĞLU TOLD PARALYMPICS TURKEY THE PROBLEMS OF DISABLED SPORTS IN TURKEY, HOW THESE PROBLEMS CAN BE OVERCOME AND WHY WE LOST 2020. G eçtiğimiz yıl, Türk sporu açısından tarihsel anlara sahne oldu. Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları'na beşinci kez aday olan İstanbul'un 2020'ye ev sahipliği yapmak için verdiği yarış nefesleri kesti. Adaylık için gerekli üç aşamanın ikisini başarıyla geçen İstanbul, son ve en önemli aşama olan seçimde Tokyo'ya geçilerek bir kez daha hayal kırıklığı yaşadı. Ancak bu kez diğer adaylıklardan daha farklıydı. Gerek altyapısı, gerek ekonomisi, gerekse bilgi, birikim ve tecrübesiyle İstanbul daha hazır bir görüntü verdi. Tokyo'yla ikinci tura kalması ise 'acaba' dedirtti. Ancak son oylamada IOC üyeleri tercihlerini Tokyo'dan yana kullanınca, başta Bouines Aires'teki Türk kafilesi olmak üzere tüm ülkenin üzerine bir hüzün bulutu çöktü. İstanbul'un 2020'yi kazanması için canla başla çalışan o kafilenin en önemli dişlilerinden biri olan Ali Kiremitçioğlu, Paralimpik Türkiye Dergisi'nin konuğu oldu. İstanbul Hazırlık ve Düzenleme Kurulu'nun eski CEO'su Kiremitçioğlu, aynı zamanda Türkiye Milli Paralimpik Komitesi (TMPK) ile Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı'nın da (TESYEV) Yönetim Kurulu üyeliğini yapıyor. Başta engelli sporları olmak üzere Türk sporuna her aşamada gerek profesyonelce, gerekse gönüllülük esasına dayalı olarak hizmet veren Ali Kiremitçioğlu'nun tespitleri ve getirdiği çözüm önerileri, üzerinde özenle durulması gereken hususlardan oluşuyor. Paralimpik Türkiye ekibi olarak Kiremitçioğlu ile Ortaköy'deki şirketinin ofisinde buluştuk. Yine her zamanki gibi harıl harıl çalışıyordu. Yoğun programı arasında bize ayırdığı bir saatlik zaman diliminde keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Biz az ve öz sorduk, o bütün ayrıntılarıyla cevapladı. Engelli sporlarının sorunlarından tutun da, Buenos Aires'teki 2020 adaylığı oylamasında yaşananlara kadar her şeyi samimiyetle anlattı. Last year was the scene of historical moments for Turkish sports. The race that took place for Istanbul, which had been a candidate for the Olympic and Paralympic Games for the fifth time, to host 2020 was breath taking. Successfully qualifying on two out of the three steps required for the candidacy, Istanbul was once more disappointed by losing to Tokyo on the last and most important step, which was the selection. This candidacy was, however, different than the previous ones. Istanbul appeared readier with its infrastructure, its economy, as well as its know-how, experience and capabilities. Going to the second round with Tokyo made everyone wonder. Unfortunately, as the IOC members picked Tokyo in the final round, the whole country was enveloped in a cloud of sadness, headed by the Turkish delegation in Buenos Aires. Ali Kiremitçioğlu, who had been one of the major cogs of the delegation toiling for Istanbul to win 2020, was the guest of the Paralympics Turkey journal. Former CEO of the Istanbul Preparation and Organization Board, Kiremitçioğlu is also a board member of the National Paralympic Committee of Turkey (NPCT) and the Disabled Sports and Aid Foundation of Turkey (TESYEV). Rendering services to Turkish sports, mostly sports for the disabled, professionally and on an amateur basis, Ali Kiremitçioğlu's observations and the solutions he recommends are issues that we must carefully dwell on. We met with Kiremitçioğlu in his Ortaköy office as the Paralympics Turkey team. As always, he was working intensely. We had an enjoyable conversation with him during the one hour time period he allocated to us during his busy schedule. We asked short and to the point questions and he answered us in full detail. He told us all in all sincerity, from problems of the sports for the disabled to the events at the voting for 2020 candidacy in Buenos Aires. Fotoğraflar / Photos: Mustafa Avcı Söze önce engelli sporlarıyla nasıl tanıştığıyla başladık. İlk olarak çok çarpıcı bir itirafta bulundu. Engelli sporlarıyla tanışmadan önce, bu konuyla alakalı hiç bir bilgisinin olmadığını belirtti. Ne ailesinde ne de yakın çevresinde bir engelli olmadığını ifade eden Kiremitçioğlu şunları söyledi: "Sadece babamın bir arkadaşı vardı. Kaza geçirmiş ve tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştu. Bir tek onu tanırdım engelli olarak. Ne engellilerle ne de engelli sporlarıyla alakalı en ufak bir bilgim yoktu. Bundan on yıl önce bir arkadaşım beni bir toplantıya davet etti. İsviçreli Gerald Metroz isimli bir adamın yazdığı 'Kendimi Engelletmem' isimli kitabın tanıtım toplantısıydı. O toplantıda Yavuz Kocaömer'le tanıştım. Bir kaç dakika içinde zaten resmiyeti bir kenara bırakıp benim için 'Yavuz Abi' oldu. Gerald masada benim yanımda oturuyordu. Hoş sohbet bir adamdı. Bir kaç dil biliyor ve herkesle bildiği dilden sohbet ediyordu. Bir ara bana Fransızca, 'Tuvalete gitmem gerekiyor.' dedi ve oturduğu yerden doğruldu. O We started out the interview with how he was first introduced to disabled sports. He made a very striking confession to start with. He indicated that he had no idea about this subject before he was introduced to disabled sports. Saying that there were no disabled people neither in family, nor in his surroundings, Kiremitçioğlu stated: "I only knew a friend of my father’s. He’d had an accident and was confined to a wheelchair. He was the only handicapped person I knew. I didn’t have the slightest knowledge about the handicapped or sports for the disabled. Ten years ago a friend invited me to a meeting. It was the promotional meeting for a book by a Swiss author named Gerald Metroz titled ‘I Will Not Let Myself Be Handicapped'. I met Yavuz Kocaömer at that meeting. In a few minutes we set aside all formalities and he was 'Yavuz Abi' for me. Gerald was sitting next to me at the table. He was a pleasant man to talk to. He spoke a few languages and he would converse with everyone in their own language. At one point he told me ‘I must go to the restroom' in French and he got up from anda belden aşağısının olmadığını fark ettim. Yanımda otururken onun engelli olduğunu fark edememiştim. Çevik bir hareketle sandalyeden, yanındaki tekerlekli sandalyeye zıpladı ve gitti. Ben ise şaşkınlıkla arkasından bakıyordum. O esnada Yavuz Abi bana seslendi ve dedi ki, 'Ya gördün mü, işte hayatın gerçekleri!' Engelli gerçeğiyle ilk yüzleşmem o oldu. Ardından da Yavuz Abi'nin teşvikiyle önce TESYEV, daha sonra da TMPK üyesi oldum. Ben yapım gereği cemiyetçi bir adamım. Yönetim kurullarından ziyade komitelerde görev alarak hizmet etmeyi severim. Ama TESYEV'de ve TMPK'de yönetime girmeyi kabul ettim. Gördüm ki, Türkiye'de engelli konusu son derece ihmal edilen bir hususmuş. İşin içine girince, engelli bireylerin birbirleriyle, aileleriyle, çevreleriyle olan ilişkilerine, yaşadıkları sorunlara yakından tanık oldum. Sporun onların adaptasyonu konusunda ne kadar önemli bir role sahip olduğunu kavradım. O gündür bugündür engelli sporlarına elimden geldiğince hizmet vermeye çalışıyorum." where he was sitting. I noticed at that moment that the lower part of his body from the waist down didn’t exist. I could not notice that he was disabled sitting next to me. He jumped from his chair to the wheelchair next to him with an agile move and left. I was staring after him with awe. Just then Yavuz Abi called out to me, 'See, these are the realities of life!' This my first face off with the reality of the handicapped. Subsequently with the encouragement of Yavuz Abi I enrolled first in TESYEV, then as a member of the NPCT. As per my nature, I am a person who enjoys associations. I prefer to take on tasks in committees rather than board rooms. But I agreed to partake in the management at TESYEV and NPCT. I saw that the area of the handicapped in Turkey was quite neglected. When I delved into the issue, I was a close witness to the relations of the handicapped with each other, their families and their surroundings and the problems they experienced. I grasped the important role sports had for their adaptation. Since then, I am trying to serve handicapped sports as much as I possibly can." Önce Beijing, daha sonra da Londra Paralimpik Oyunları için düzenlediği tanıtım kampanyaları fikrinin nasıl oluştuğunu sorduğumuzda ise Ali Kiremitçioğlu şunları anlattı: "Öncelikle şunu belirtmeliyim: Yavuz Kocaömer, Türkiye için fark yaratan bir insan. Yarı Alman, yarı Türk hayatı, bilgisi, birikimi, tecrübesi bize çok şey kattı. Belki bunlar sık sık dile getiriliyor ama bir kez daha bu gerçeğin altını çizmekte fayda var. Onun emeklerini ve bu ülkeye kattıklarını ne kadar çok tekrarlarsak, onu o kadar çok bu işin içinde tutarız diye düşünüyorum. Kampanya fikri de elbette Yavuz Abi'nindi. Hazırlık sırasında Paralimpik Oyunları ile ilgili bir tanıtım kampanyası düzenlememi istedi. Bir ürünün tanıtımını yaparken önce marka değerinin ne olduğu konusunda bir piyasa araştırması yapılır. Paralimpik için de aynı profesyonel araştırma şirketlerinden böyle bir talepte bulunduk. Yapılan ön çalışmadan sonra böyle bir araştırmaya gerek olmadığı söylendi! Çünkü 'Paralimpik' olgusu hiç bilinmiyordu! Bugüne kadar belki 800 marka için araştırma yaptırttım ama ilk kez böyle bir sonuçla karşılaştım. Nasıl ki Türkiye'de engellilere karşı bir ayrımcılık yapılıyorsa, engelli sporları görmezden geliniyorsa, Paralimpik de bilinmiyordu. Üstelik bilmeyenler arasında Türkiye'de sporu yönetenler de vardı! Kimisi 'Paraolimpik' diyordu, kimisi 'Paraolimpiyat', kimisi de 'Paralel Olimpiyatlar' diye telaffuz ediyordu. Olimpiyat Oyunları'nın felsefesinde sporda hiç bir ayrım yapılmaması vardır. Biz de bu gerçekten hareketle işe koyulduk. Beijing öncesi bir çalışma yaptık. Nispeten başarılı da oldu. Ama asıl kampanyayı Londra için devreye soktuk. Bilboardlar, reklam ve tanıtım filmleri derken, 'Paralimpik' kavramı yavaş yavaş insanların bilincine yerleşmeye başladı. Londra'nın burada altını çizmek gerekir. Nasıl ki, Atina Olimpiyat için bir ilkse, Londra da Paralimpik için bir ilktir. İlk Paralimpik Oyunları 1946 Londra'da yapıldı. Biz de ilk kez tarihimizde rekor bir katılımla (68 sporcu) Londra'ya gittik. Orada daha ilk günden Nazmiye Muslu'nun altın madalya alması da Türkiye'nin gündemine Paralimpik Oyunları'nı soktu. Sonrasında bu işi 30-40 yıldır yapan ülkelerle başa baş mücadele vermemiz, kazanılan diğer madalyalar engelli sporlarına ülkemizde daha sempatiyle yaklaşılmasına, daha fazla tanınmasına sebep oldu. Bir bakıma sporcularımızın performansı da kampanyamıza destek oldu denilebilir." When we asked how the idea came about for the promotional campaigns he held for Beijing first, then the London Paralympic Games, Ali Kiremitçioğlu told the following: "First I must say that Yavuz Kocaömer is a person, who makes a difference for Turkey. His life half in Germany, half in Turkey, his knowledge and experience added a lot to us. Perhaps these are too frequently mentioned but it is useful to underline this reality one more time. The more we repeat his efforts and what he has added to this country, the more we can keep him in this business, I think. The idea for the campaign was for sure from Yavuz Abi. He asked me to organize a promotional campaign for the Paralympic Games during the preparation. When you are promoting a product, first a market research is done in order to assess its brand value. We made such a request to the same professional research companies for the Paralympics. After the preliminary work, we were told that there was no need for such a survey! Because the 'Paralympic’ issue was not known at all! I’ve had surveys done for almost 800 brands until now but I encountered such a result for the first time. The same way that there is discrimination against the handicapped in Turkey and handicapped sports were being ignored, Paralympics were not known either. There were people, who administered sports in Turkey among those who didn’t know! Some said 'Paraolympics', some said 'Paraolympiad', others said 'Parallel Olympics'. The philosophy of the Olympic Games involves no discrimination at all in sports. We got our start from this reality. We did some work before Beijing. It was quite successful. But we got the real campaign going for London. Billboards, commercials and promotional films got the awareness of ‘Paralympics’ into people’s minds. London must be stressed here. Just as Athens is a first for the Olympics, London is the first for the Paralympics. The first Paralympic Games were held in London during 1946. We went to London with a record level of participation (68 athletes) in our history. As Nazmiye Muslu won a gold medal on the first day, the Paralympic Games went into Turkey’s agenda. Our head-to-head competition with countries which have been at it for 30-40 years and other medals we won ensured that handicapped sports were approached with more sympathy and better known in our country. Londra kafilesinde yönetici olarak yer alan Ali Kiremitçioğlu'ndan biraz oyunların iç yüzünden bahsetmesini istedik. O de devam etti: "Burada Paralimpik Oyunları'nın bir talihsizliğinden söz etmeliyim. Bütün dünya Olimpiyat Oyunları'na kilitleniyor. Oyunları düzenleyen kentte ve o ülkede herkes seferber oluyor. Açılıştı, müsabakalardı, kapanıştı derken üç hafta boyunca bir aksaklık olmaması için olağanüstü bir efor sarfediliyor. Olimpiyat Oyunları bitince de insanların bütün enerjisi boşalıyor. Aynı duyarlılık Paralimpik Oyunları için gösterilmiyor. Paralimpik 'nasıl olsa başarırız' denilerek bir rutine dönüşüyor. Bir bakıma ikinci planda kalıyor. Gerçi Londra, sahadaki ekibinin önemli bir kısmında değişikliğe gidip aynı heyecanı yaratmaya çalıştı ama genel görüntü maalesef bu. Gelecek yıllarda bu soruna bir çözüm bulunması lazım. Londra ülkemiz için bir hayli verimli geçti. Katılımın yüksek olması, elde ettiğimiz başarılı sonuçlar, ayrıca 2020'ye aday olmamız Londra'yı bizim için farklı kılan etkenlerdendi. Londra Türk insanın Paralimpik kavramıyla gerçek anlamda yüzleşmesi In a sense, it can be said that the performance of our athletes supported our campaign." We asked Ali Kiremitçioğlu, who took part in the London Games as an administrator to talk about the inner world of the games. He continued: "Here, I must mention the misfortune of the Paralympic Games. The whole world is locked on to the Olympics. Everyone is mobilized in the city and country where the Olympics are held. What with the opening, contests and closing, an extraordinary effort is expended throughout three weeks in order not to have any mishaps. When the Olympic Games end, people’s energy runs out. The same sensitivity is not shown for the Paralympic Games. The Paralympics turn into a routine by saying ‘We’ll succeed in any case’. In a way they become a secondary priority. London replaced a major portion of the team on the field to create the same excitement, but this is unfortunately the overall view. A solution must be brought to this problem during future years. London was quite fruitful for our country. The high attendance, the successful results we achieved and being a candidate for 2020 were factors that made London different for us. London was a milestone for Turkish people to bakımından bir milattı. Londra'dan madalya haberleri geldikçe engelli çocuğu olan ailelere cesaret geldi, çeşitli nedenlerle engelli olan gazilerimiz, kazazedelerimiz yavaş yavaş evlerinden çıkarak spor alanlarına akın etmeye başladı. Oldukça geniş bir kafileyle yer almamız, sporcuların birbirleriyle kaynaşması, bir ekip ruhu içinde hareket etmemiz bizim açımızdan önemli derslerdi. Londra'da bir bakıma Rio 2016 ve sonraki oyunlar için Türkk engelli sporu açısından işaret fişeği çakıldı. Bundan sonra Türkiye için engelli sporunda hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Bu noktaya gelmemizde TMPK ile TESYEV'in ve elbette Yavuz Kocaömer'in çok büyük katkıları var. Londra'da işimiz biter bitmez hemen Rio 2016 için bir toplantı yaptık. Neler yapabileceğimiz, eksiklerimizin neler olduğu, nasıl hazırlanabileceğimiz, daha fazla sporcuyu nasıl götürebileceğimiz gibi konularda bir toplantı yaptık. Dönüşte hemen kolları sıvamaya karar verdik. Başta Spor Genel Müdürlüğü, TMPK; TESYEV ve ilgili federasyonlarla eş güdüm içinde çalışarak Rio'ya hazırlanmak konusunda ilke kararı aldık. Şimdi yaşanan süreç de budur." face up to the concept of the Paralympics in the real sense. As news of the medals came from London, families with handicapped children were encouraged, veterans and accident victims who were disabled for various reasons started to come out from their houses and into the sports fields. The large size of our delegation, athletes bonding with each other and moving with a team spirit were important lessons for us. A beacon was lit in London for Rio 2016 and subsequent games for Turkish disabled sports. Nothing will be the same from now on for Turkey in disabled sports. NPCT, TESYEV and naturally Yavuz Kocaömer have a great contribution in us coming this far. As soon as we got done in London, we immediately held a meeting for Rio 2016. We discussed issues such as what we can do, what our shortcomings are, how we can prepare and how we can take more athletes. We decided to get started right away upon our return. We took a principle decision to prepare for Rio by collaborating with Sports General Directorate, NPCT, TESYEV and the concerned federations. This is the process we are currently undergoing." Elbette Ali Kiremitçioğlu’nu bulmuşken, İstanbul'un 2020 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları'na ev sahipliği adaylığını konuşmamak olmazdı. Zira bu işin merkezinde profesyonel yönetici olarak yer alan bir isimdi. Başarılı spor adamı, Tokyo'ya neden geçildiğimizi, süreçte nelerin yaşandığını açık yüreklilikle anlattı bize. Sözü yine kendisine bırakıyoruz: "2020 adaylığı Türkiye'de iz bırakarak geçti. Biliyorsunuz beşinci kez aday olduk. Geçmiş adaylıklarda aldığımız puanlar dünya ortalamasının çok altındaydı. Bu kez daha iddialıydık, daha güçlüydük. Gerek ekonomik bakımdan, gerek altyapı yatırımları bakımından, gerekse sportif seferberlik bakımından İstanbul ciddi bir adaydı. Cumhuriyetin 100. yılı nedeniyle kente yapılacak yatırımları da göz önüne alırsak bırakın dünya ortalamasının altında puan almayı, kazanma şansımız dahi doğmuştu. Adaylığın her üç aşamasında da iyi bir performans sergiledik." Burada araya girdik ve "Türkiye neden çok iyi adayken, niye zayıf bir aday haline geldi?" sorusunu yönelttik. Devam etti: "IOC adaylık konusunda üç kriteri göz önüne alır. Birincisi maddi imkanlar, ikincisi maddi imkanları destekleyen organizasyonu gerçekleştirebilme kriteri, üçüncüsü de uluslararası arenada tanınırlık. Bizde her üçü de had safhadaydı. IOC 2012'yi Londra'ya verdikten sonra 2016 Rio için çok rahat karara vardı. Ancak zaman içinde Rio irtifa kaybetmeye başladı. Verdikleri sözleri yerine getirememeye başladılar. Londra Oyunları'ndan sonra Rio'da yapılan bir brifingde IOC'nin Rio için oldukça endişeli olduğunu gördük. İstanbul'un elinin zayıfladığı aslında o brifingde belli olmuştu. Çünkü IOC, Rio nedeniyle riskli gördüğü kentlere daha temkinli yaklaşacaktı. Bize göre risk yoktu ama IOC'ye göre vardı! Buna Sochi'de yaşanan sıkıntılar da eklenince IOC garantiye gitti. Daha önce bu oyunları düzenlemiş Tokyo'yu İstanbul'a tercih etti. İstanbul'un yedi yıl içinde oyunlara hazır olabileceğine inanmadılar. Oysa Sochi'yi yetiştiren Türk inşaat şirketleriydi! Yani, bir bakıma İstanbul'un kaybetmesinin nedeni Rio'nun yaşadığı problemlerdi. Ayrıca İstanbul'un tanınırlık oranının düşük olmasını da unutmamak gerekir. IOC üyelerinin yüzde sekseni Madrid'i, yüzde altmışı Tokyo'yu tanıyordu. Ama İstanbul'u tanıyanların oranı yüzde ellinin altında idi. Tabi, aday olduğumuz için üyeleri İstanbul'a da getiremiyorduk. Bunun çok daha önceki yıllarda yapılması gerekiyordu.” As long as we had caught Ali Kiremitçioğlu we naturally had to ask him about Istanbul's candidacy for the 2020 Olympic and Paralympic Games. He was in the middle of it as a professional administrator. The successful sports personality told us open heartedly why Tokyo passed us and what happened in the process. His statement is as follows: "The candidacy for 2020 left an impression on Turkey. As you know, we were candidates for the fifth time. The points we received during past candidacies were far below the world average. This time we were more ambitious, stronger. Economically, in terms of infrastructure investments and as far as sportive mobilization Istanbul was a serious candidate. If we take into consideration the investments to be made to the city due to the 100th Anniversary of the Republic, not only did we ensure winning points above the world average, we even had a chance to win. We performed well in all three stages of the candidacy." We interrupted here and asked, "While Turkey was a solid candidate, why did it become a weak candidate?" He replied: "IOC considers three criteria for candidacy. The first is financial capability, second is the criterion to bring about the event supporting the financial capability and the third is being well-known in the international arena. We were at an advantage in all three areas. IOC made an easy decision for 2016 Rio after giving 2012to London. However, Rio started to lose credibility in time. They started not to fulfill their commitments. During a briefing held in Rio after the London games, we observed that the IOC was quite concerned about Rio. It became apparent at that briefing that Istanbul’s hand was weakening. Because IOC was approaching cities that it saw as risky due to Rio with more caution. There was no risk as far as we were concerned, but there was according to the IOC! Add the problems that occurred in Sochi to this and the IOC went for the sure thing. They preferred Tokyo, which had organized these games before over Istanbul. They did not believe that Istanbul could be ready for the games within seven years. But those that delivered Sochi on time were Turkish construction companies! In a way, Istanbul lost due to the problems that occurred in Rio. Kiremitçioğlu'na Gezi olaylarının kaybetmemizde etkisi olup olmadığını sorduğumuzda ise aldığımız cevap ilginçti: "Gezi olaylarının etik açıdan etkisi olduğunu sanmıyorum ama teknik olarak olumsuz etkilemiş olabilir. IOC bu gibi toplumsal olaylarda işin etik boyutuna değil, daha ziyade güvenlik gibi teknik boyutuna bakar. Belki güvenlik konusunda IOC'yi Gezi olayları endişelendirmiş olabilir." Son olarak Türkiye'de engelli sporunun daha emekleme safhasında olması, engellilerin yaşam alanlarında hala sıkıntı çekiyor olmasının 2020 adaylığımıza ne gibi etkisi olduğunu sorduk. Bu konuya da farklı bir bakış açısı getiren Kiremitçioğlu sözlerini şöyle noktaladı: "Birincisi, sporun engellisi engelsizi ayrımını kaldırmamız lazım. Türk sporunun en büyük problemi hedefsizliktir. Oyunları alsaydık bu sorunu giderecektik. Bir gün bir toplantıda Kanadalı bir buz hokeyi antrenörüyle konuşuyorduk. Ona, 'Siz neden daha başarılısınız da biz başarılı olamıyoruz' diye sordum. O da bana, 'NHL'de oynayabilmeleri için ilkokuldan başlayarak sporcu adaylarını klasifikasyona tabi tutuyoruz. On bin aday sporcu başlatıyoruz. Bunların içinden sadece bir tane çıkıyor. Bu sayı yüz bin olunca on tane çıkıyor. Sizin ülkenizde kaç çocuk bu spora başlıyor? diye cevap verdi. Bunun üzerine sustum. Bu sistemsizlik ve altyapı hezimeti sporun her alanında yaşanıyor. Engelli sayısını sadece seçim dönemlerinde hatırlıyoruz. Ondan sonra yok sayıyoruz. Her şeyden önce güçlü kulüplerin bu işe el atması lazım. Devletle iş birliğine giderek bir engelli altyapısı oluşturmaları gerekir. Bir engellinin spora başlaması bütün madalyalardan daha önemlidir." It must also be remembered that Istanbul’s familiarity rate was low. Eighty percent of the IOC members knew Madrid and sixty percent knew Tokyo. But the rate of those who knew Istanbul was less than fifty percent. Of course, since we were a candidate, we could not bring the members into Istanbul. This had to be done during much earlier years.” When we asked Kiremitçioğlu whether the Gezi incidents had any effect on our loss, we received an interesting reply: "I do not think that the Gezi incidents had any effect from an ethical point of view but it may have had a negative effect technically. In such social events, the IOC considers the technical aspect such as security rather than the ethical aspect. Perhaps the IOC may have been concerned about the Gezi incidents as far as security was concerned." Finally, we asked how our 2020 candidacy was affected by handicapped sports being in a state of infancy in Turkey and that the handicapped are still experiencing problems in their living areas. Bringing a different perspective to this issue, Kiremitçioğlu finished by saying: "First we must eliminate the distinction of handicapped and not handicapped in sports. The biggest problem of Turkish sports is the lack of objectives. If we could win the games, we would have solved this problem. One day in a meeting I was speaking with a Canadian ice hockey coach. I asked him, 'How come you people are successful and we are not?' He responded, 'We subject candidate athletes to classification starting from elementary school in order to get them to play in the NHL. We initiate ten thousand candidate players. We only get one out of these. If we increase this figure to hundred thousand, we get ten players. How many children start this sport in your country? I then remained quiet. This lack of system and inadequate infrastructure is present in all areas of sport. We remember the number of handicapped only during the elections. Then we ignore them. Before all else, powerful clubs have to get their hands into this. They must cooperate with the government to create a handicapped infrastructure. It is more important to get one handicapped started into sports than all the medals." BERABERCE KOŞALIM, ENGELLERİ AŞALIM LET US RUN AND OVERCOME OBSTACLES TOGETHER TÜRK SPOR BASININ USTA KALEMİ OSMAN TANBURACI YAKLAŞIK İKİ YILDIR TÜRKİYE BEDENSEL ENGELLİLER SPOR FEDERASYONU’NUN YÖNETİM KURULU’NDA YER ALIYOR. ÜNLÜ GAZETECİ BU SÜREÇTE EDİNDİĞİ DENEYİMLERİ, GÖRDÜKLERİNİ, YAŞADIKLARINI, TANIK OLDUĞU KOŞULLARI, ENGELLİLER SPORU İÇİN NELER YAPILDIĞINI VE KİMLERİN ULVİ BİR HİZMET AŞKIYLA TAŞIN ALTINA ELLERİNİ NASIL SOKTUĞUNU PARALİMPİK TÜRKİYE DERGİSİ İÇİN KALEME ALDI. SENIOR WRITER OF THE TURKISH SPORTS PRESS OSMAN TANBURACI HAS BEEN A MEMBER OF THE BOARD OF DIRECTORS OF THE DISABLED SPORTS FEDERATION OF TURKEY. THE RENOWNED JOURNALIST WROTE THE EXPERIENCES HE GAINED DURING THIS PERIOD, WHAT SAW AND WENT THROUGH, THE CIRCUMSTANCES HE WITNESSED, WHAT IS BEING DONE FOR HANDICAPPED SPORTS AND PEOPLE WHO GAVE THEIR ALL FOR THE LOVE OF SERVING THE HANDICAPPED FOR PARALYMPICS TURKEY. ‘Kim bilir kaç sene dünyadan habersiz yaşamışım. Kim bilir kaç sene böyle sessiz kalmışım…’ Ben değil sizlerin, hepinizin, hepimizin sorması lazım bu soruyu kendine. Neden, neden, neden? Neden böyle duyarsız kalmışım ben! Engelsizler Allah’ın kendilerine bahşettiği sağlığın kıymetini bilmeden, engelliler de kentte, evde, dost meclisinde neden gereken ilgiyi görmeden yaşamışlardı acaba? Neden? Oysa yaşamak için bir yürek, sevmek için bir gönül yeter de artardı bile… Bende ikisi de vardı… Sizlerde de… Onlarda da… Bir gün telefonum çaldı… İyi ki de çaldı. O günden bu güne nerdeyse iki yıldır, Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’na karınca kaderince hizmet etmekteyim. Federasyon Başkanım Demirhan Şerefhan ve pek çok değerli arkadaşımla beraber Türkiye’nin her yerine engelli vatandaşlarımız için imkanlar sağlamaya, onları sporla tanıştırmaya, hayatla yarıştırmaya çalışıyoruz. Kimi koltuk değnekleriyle, kimi tekerlekli sandalye ile öylesine büyük bir özveriyle çalışıyorlar ki, ömrümün önceki kısmında ‘engelli farkındalık’ yaşadığımın da böylece farkına varıyorum. “I wonder how many years I lived unaware of the world. I wonder how many years I was quiet like this…” Not just I, you, all of you, all of us must ask ourselves this question. Why, why, why? Why was I so insensitive! Why did people who are not handicapped live without appreciating the health that God gave them and why did the handicapped live in the city, at home, among friends without receiving the necessary care? Why? In fact, one heart to live and one mind to love would have been more than enough… I had both… You did too… They did too… My phone rang one day… It is a good thing it rang. Ever since then, I have been serving the Disabled Sports Federation of Turkey to the best of my ability. Along with my Federation Presi- PARALİMPİK TÜRKİYE 52 Edindiğim dostlarım için söyleyeceğim tek söz var; Allah eksikliklerini göstermesin. Bu yüzden ben de onların bedenlerindeki eksikleri hiç mi hiç görmüyorum. Eminim onlar da bana bu eksikliklerini hiç mi hiç göstermiyorlar. O kadar gayretliler ki… Engelli olup da engel tanımazların kendilerini çok iyi tanımalarından kaynaklanan bir irade gücünü de hayranlıkla izledim hep… Gönlümün sevgi penceresinden baktığım için de; onları hep takdir ettim. BİR FEDERASYONUN ANATOMİSİ Kimleri tanımadım ki bu saygın camiada; Başta Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan… 47 yaşın ötesinde bir olgunluk, Türkiye sınırlarının ötesinde bir başarı… Bundan sonra Türkiye sporda uluslararası bir kuruluşta bir Türk evladıyla temsil edilecek; Demirhan Şerefhan artık Uluslararası Tekerlekli Sandalye Basketbol Federasyonunun yönetim kurulu üyesi. Hem de en fazla oyu alarak… Demirhan Şerefhan’ın ülke çapındaki başarısı artık dünyaya yansıdı. Onun, insanlarla uyumu, sorunları kavgasız çözümleme yeteneği, ‘emek - karşılık’ kavramında devletin dar imkanlar içinde bedensel engellilere verdiği bütçenin ‘artmaz - yetmez’ sorumluluğu altına girebilecek bir yüreği var… Demirhan Şerefhan gerçekten takdire değecek işler yapıyor. dent Demirhan Şerefhan and many valued colleagues, we are trying to provide capabilities for our handicapped citizens all over Turkey and get them introduced to sports and start experiencing life. They are working so diligently, some with their crutches, other on wheelchairs; I am becoming conscious of having experienced ‘disabled awareness’ for the remaining part of my life. I have only one thing to say for the friends I acquired; may God always keep them with us. This is why I never see the disabilities in their bodies. I am sure that they are not showing me their disabilities. They are such hard workers… I have always admired the will power of those who are handicapped not giving in to their disabilities because they know themselves so well… I always appreciated them since I was looking through the love window of my heart. THE ANATOMY OF A FEDERATION I have known so many people in this respectful community; At the top, President of the Disabled Sports Federation of Turkey Demirhan Şerefhan… He is mature beyond his 47 years, he is successful beyond the borders of Turkey… Başkanla yaptığımız ilk yönetim kurulu toplantısında ve sonrasında onun ne kadar sabırlı, ne kadar çalışma azmiyle dolu, ne kadar toparlayıcı bir kimlik olduğunu, ileride daha büyük işlere imza atacağını daha o günlerde görmüştüm. İlk imzayı yönetim içinde denge kurarak atmış, yurt içi ve yurt dışı organizasyonlarda yönetim kurulu üyelerimiz de gereken desteği kendisine verince Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu sesini duyurmaya başlamıştı… Bir aile gibi, aileden öteye yönetim içinde kan bağı gibi dostluklar kurarak yola koyulduk. Ampute Futbol, atıcılık, atletizm, badminton, bilek güreşi bocce, halter, kayak, masa tenisi, okçuluk, oturarak voleybol, tekerlekli sandalye basketbol, tekerlekli sandalye dans, tekerlekli sandalye tenis, yelken, yüzme branşlarında her seferinde bir yerlerde başarı kazandık… Kimlerle? Can dostlarla… Kimlerle? Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu yönetim kurulu üyeleriyle… Bunları gururla söylüyorum. Galatasaray’dan tanıdığımız tekerlekli sandalye basketbolunun nerdeyse babası diyebileceğim Sinan Kalpakçıoğlu da yönetimde. Tekerlekli sandalye basketbolunun emektar oyuncularından Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bülent Yağar… Geçende konuşuyorduk, Bülent Yağar kardeşim Türkiye’deki yolların, binaların, otellerin bedensel engelli vatandaşlarımızın hizmetinden ne kadar uzak olduğunu her yerde vurgulayan ve bu From now on, Turkey will be represented in an international establishment in sports with one of her own sons; Demirhan Şerefhan is a member of the Board of the International Wheelchair Basketball Federation. He received the largest number of votes… Demirhan Şerefhan’s success throughout Turkey is now familiar in the whole world. He harmonizes with people, he has the ability to solve problems without conflict, he has the heart to bear the responsibility of managing the limited budget provided by the government… Demirhan Şerefhan performs work that is worthy of admiration. I had seen in the first board meeting we had with the President and afterwards, how patient he is, how he is full of determination to work, how he has a gathering personality and how he will achieve much more in the future. He placed his first signature to maintain a balance within the management, when members of the board gave him the necessary support at home and abroad, the Disabled Federation of Turkey started to have its voice heard… We were like a family, we bonded within the management with friendships that were closer than family. We achieved success in amputee football, shooting, athletics, badminton, arm wrestling, bocce, weight lifting, kayak, table konuda önemli bir misyon üstlenmiş kişi. Tekerlekli sandalyeye mahkum engellilerin özel ihtiyaçları olduğunu, yollarda, kaldırımlarda hatta otel odalarında çok sıkıntı çektiklerini anlatınca, bu konuda dünyanın ne kadar gerisinde olduğumuzu anladık. Şimdi Bülent kardeşim bu konuda bilgi isteyen kuruluşlara, şirketlere rehberlik ederek tekerlekli sandalye ile yaşadığı zorlu ortamın kolaylaştırılması için çaba sarfediyor. Kaya Çilingiroğlu bir başka engelli gönüllüsü olarak her türlü araç gereç ihtiyacının karşılanmasında kendi geniş çevresini kullanarak federasyona yardımcı oluyor. Engelli kardeşlerimizin hem daha rahat yaşamalarını hem sportif yarıştaki araç gereçlerini sağlıyor. Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu yönetim kurulu toplantılarını da aldığımız karar üzerine her ay yurdun çeşitli kentlerinde yaparak camianın bütünleşmesini sağlıyoruz. Kah Ankara’da, kah İstanbul’da, kah Antalya’da, kah Adana, Konya, Gaziantep’te… Öylesine mutlu bir beraberlik, öylesine ulvi bir hizmet aşkı var ki görülmeye değer. ÖRNEK BİR BELEDİYE BAŞKANI; FATMA ŞAHİN Geçende, Temmuz başında yönetim kurulu olarak Gaziantep’teydik. Güneydoğu’nun sıcakkanlı insanları bizi büyük bir coşkuyla karşıladı. 42 derece sıcak yüzmüze üflerken, bedensel engelli bayan kardeşlerimizin Tekerlekli Sandalye Basketbol Türkiye Şampiyonası’nda bulunmak da bizim yüreklerimizi ferhalatıyordu. Çok güzel maçlar izledik. Böylece Türkiye Tekerlekli Sandalye Bayan basketbolü de Gaziantep’te başlamış oldu… Neden Gaziantep? O da çok anlamlı bir tercihti. tennis, archery, sitting volleyball, wheelchair basketball, wheelchair dancing, wheelchair tennis, sailing and swimming… With whom? With sincere friends… With whom? Board members of the Disabled Federation of Turkey… I am saying this proudly. Sinan Kalpakçıoğlu, whom we know from Galatasaray that I can just about call the father of wheelchair basketball is also in the management. Veteran player of wheelchair basketball, Vice President of the Board of Directors Bülent Yağar… We were discussing the other day, Bülent Yağar is a person, who has made it his mission to emphasize everywhere how inadequate facilities such as roads, buildings and hotels are for the service of the handicapped in Turkey and made it his mission to improve things in this area. When he told us how handicapped individuals, who are bound to a wheelchair have special requirements and that they are experiencing big problems on roads, sidewalks and even in hotel rooms, we realized how far behind the world we are in this area. Bülent is now making efforts to inform establishments and companies that request information in this subject and guides them to improve the difficult environment handicapped individuals in wheelchairs are living in. PARALİMPİK TÜRKİYE 53 Yönetim Kurulu üyemiz Gaziantepli Hulusi Kalender’in teklifi üzerine harekete geçtik. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı, tuttuğunu koparan, cabbar, hizmet gönüllüsü ve de kendisini bundan önceki bakanlık döneminde Kadın Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı olarak tanıdığımız bir isimdi; Bayan Fatma Şahin. Hulusi Kalender haklıydı. Tekerlekli Sandalye Bayan Basketbolu’nun bu şirin kentimizde başlaması gerekti. Fatma Şahin Hanımefendi bizi üç gün Gaziantep’te ağırladı ve Tekerlekli Sandalye Bayan Basketbolu da böylece belediye başkanı bayan olan bir şehrimizde başlamış oluyordu… HULUSİ KALENDER VE PİR AŞKINA HİZMETLERİ Hulusi, bizim yönetimin sakin ama yürekli, sessiz ama yaptığı işlerle bedensel engelliler camiasında ses getiren bir yönetim kurulu üyemiz. Onunla gurur duyduğumu söyleyebilirim. Hulusi Kalender kardeşim sağ kolunun altındaki koltuk değneğine yaslanıp değme insanın çıkamayacağı başarı merdivenlerini süratle tırmanan bir Kaya Çilingiroğlu is another volunteer devoted to the handicapped; he assists the federation by taking advantage of his wide circle for meeting the requirement of all kinds of materials and equipment. He provides a more comfortable for the handicapped and the materials and equipment they need during sports competition. Based on a decision that we took we are holding the meetings of the board of directors of the Disabled Sports Federation of Turkey in various different cities of Turkey to ensure the integration of the community. The meetings are sometimes in Ankara, other times in Istanbul, Antalya, Adana, Konya, or Gaziantep… the happy togetherness and the love of service is worth seeing. hizmet gönüllümüz. Neler yapmıyor ki… Siz bakmayın soyadının Kalender olduğuna, o engel tanımayan bir hizmet gönüllüsü. O, soyadına inat tam bir tezcanlılık örneği veren üretken kimlik. İstanbul’daki üniversite tahsilinden sonra memleketi Gaziantep’te hayatını sürdürüyor. Bedensel engelliler için orada hayata geçirdiği bir hizmet binası var ki görülmeğe değer. Ben diyeyim hizmet binası, siz deyin rehabilitasyon merkezi. Hulusi Kalender kardeşimizin Gaziantep’te engelliler için açtığı ‘umut kapısı’nın üstünde şunlar yazıyor; Türkiye Sakatlar Derneği Gaziantep Şubesi Engelsiz İstihdam Merkezi. Başkanı da Hulusi Kalender… Merkezi İstanbul’da olan bu dernek; Gaizantep’te engelli vatandaşların emek verdiği, onların rehabilite edilirken ulusal ekonomiye katkı sağladığı ve de üretim yaparak aile bütçelerine katkı sağladığı bir ocak. Bir ticarethane. Geliri bedensel engelliye… We watched very good matches. Thus, Women’s Wheelchair Basketball in Turkey was started in Gaziantep… Why Gaziantep? That was a very meaningful preference. We went into action through the suggestion of our board member from Gaziantep, Hulusi Kalender. The mayor of the Gaziantep Metropolitan Area was a woman, who was a go getter, hard working, service volunteer whom we knew earlier while she was a state minister responsible from women’s rights; Fatma Şahin. Hulusi Kalender was right. Women’s Wheelchair Basketball had to start in this pleasant city. Ms. Fatma Şahin hosted us for three days in Gaziantep and thus Women’s Wheelchair Basketball was started in a city with a woman mayor… AN EXEMPLARY MAYOR: FATMA ŞAHİN HULUSİ KALENDER AND SERVICES JUST FOR LOVE Recently our board of directors was visiting Gaziantep. The warm blooded people of the Southeast met us with tremendous jubilation. While the temperature of 42 degrees was blowing in our faces, it lightened our hearts to attend the Wheelchair Basketball Turkish Championship of our disabled sisters. Hulusi is a board member, who is calm but courageous, silent but able to resound in the disabled field with his accomplishments. I can say that I am proud of him. My brother Hulusi Kalender is a service volunteer, who can climb the ladder of success rapidly, leaning on the crutch under his right arm. He does so much… PARALİMPİK TÜRKİYE 54 İçerisini gezerken Kalender’e sordum; “Kaç karpuz var koltuğunda?” Bir koltuğu, 1.5 yaşında geçirmiş olduğu çocuk felcinden sonra zaten dolu olan Kalender’in diğer koltuğunda basite indirgenmiş bir tevazu ile pek çok karpuz olduğunu gördüm; Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Üyeliği, Gaziantep Sakatlar Derneği Başkanlığı, SS Güneykent Kooperatifleri Üst Birlik Başkanlığı, Kent Konseyi Yürütme Kurulu görevi, bir de kendi işi bilişimcilik ve de mutlu bir evlilik… Hulusi Kalender aynı zamanda Sanko’nun ülke çapında bilgi işlem merkezlerinin kurucusu. 20 yılını oraya vermiş bir matematik mühendisi. Eşi Meryem Hanınmefendi de arkeolog… O da gençliğin hizmetinde olarak şimdilerde öğretmenlik yapıyor. Gaziantep’ten dönerken aklımda iki şey vardı; Hulusi Kalender’in övgüye layık işler yaptığı ve Gaziantep esnafının bedensel engellilerin üretttiği ürünlere daha fazla rağbet gösterek onlara maddi imkan sağlamalarının gerektiğiydi. Gaziantep’te o gece AK Parti Milletvekili Halil Mazıcıoğlu, Vali Yardımcısı Mehmet Taşdöğen, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de bizlerle beraberdiler… Bu ülkenin her ferdinin refahı için uğraşacağımızı, temsil ettiğimiz engelli kerdeşlerimize hiç bir engel tanımadığımızı onlara da anlattık. Her konuda yardımcı olacakları sözünü aldık… BAŞKAN ŞEREFHAN ENGELLİLERİ KUCAKLIYOR Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan’la birlikte yönetim kurulu üyelerimiz, hizmet Never mind that his last name is Kalender; he is a service volunteer, who knows no obstacles. He has a productive character that is exactly the opposite of his last name. After graduating from University in Istanbul, he has been living in his hometown of Gaziantep. The service building he had built for the disabled is extremely impressive. More than a service building, it is a rehabilitation center. The ‘gate of hope’ opened by our brother Hulusi Kalender for the handicapped in Gaziantep is inscribed as follows; The Disabled Association of Turkey, Gaziantep Branch Handicap-Free Employment Center. Its president is Hulusi Kalender… Headquartered in Istanbul, this association is an establishment in Gaziantep where disabled citizens toil; where they contribute to the national economy while being rehabilitated and earning an income towards their family budget. It is a commercial operation. The revenues go to the disabled… I asked Kalender while touring the interior; “How many watermelons are you carrying in your arms?” While one of his arms is already occupied due to the polio he underwent at the age of 1.5, Kalender’s other arm holds many aşkıyla bütün ülkeyi her fırsatta kucaklamak istiyor ve bu emelle önceden planladığımız şekilde adımlar atıyor, uyumlu bir aile olarak hizmet veriyoruz. Nesrin Mater Hanımefendi, Gökhan Sarı, Hüseyin Taşer, Erol Ersan, Nurettin Konar, Alparslan Ünlü, Vedat Soylu, Atilla Bingöl’den kurulu ekibimiz Demirhan Şerefhan başkanlığında maddi zorlukları aşmak için dört koldan devlet kapılarında dolaşırken, bir yandan da sponsorluklarla bizden hizmet bekleyen engelli kardeşlerimize katkıda bulunmak istiyoruz. Burada, bedensel engellilere destek olan Garanti Bankası’nı da zikretmeden geçemeyeceğim. Keşke… Diğerleri de… Garanti Bankası gibi bu sosyal sorumluluk projesinde yer alsa… Keşke… Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nun sportif faaliyetleri sadece organizasyon olarak kalmıyor, araç gereçlerin temininde de büyük zorluklar var. Çeşitli branşlardaki ligler de deplasmanlar da bir başka zorluk… Bunların içinden çıkmak da bir hayli sabır günleri gerektiriyor. Meğer ne zor işmiş bütçelerin darlığında dünya devleri ile karşılaşmak… Ancak burada söylemek istediğim bir başka şey daha var ki yaşanmadan anlaşılmaz. Türkiye’de 8.5 milyon engelli vatandaş var. Onları spora yönlendirmek, dünyanın dev ülkeleriyle yarıştırmak gerçekten çok zor bir iş. Yabancıların imkanları binken, bizimkiler beşyüz… Yine de benim bedensel engelli evlatlarım onlara kafa tutuyor. Şeref kürsülerine çıkıyor. Atlıyor, zıplıyor, yüzüyor… Büyük küçük top demeden onun peşinden koşuyor ve federasyonun bütçesinin çok üzerinde işler yaparak altın madalyaları hak ediyor. watermelons with a simplified humility; membership to the Disabled Federation of Turkey, President of the Gaziantep Crippled Association, SS Chairman of the South City Cooperative, member of the City Council Executive Board, and his own business information technology and a happy marriage… Hulusi Kalender is also the founder of the IT centers for Sanko throughout the country. He is a mathematical engineer, who devoted 20 years to this field. His wife Meryem is an archeologist… She is also in the service of the youth as a teacher. Returning from Gaziantep I had two things in my mind; The first was that Hulusi Kalender’s accomplishments were worthy of praise and that it is necessary for tradesman in Gaziantep to opt for products made by the disabled to provide financial means for them. That night in Gaziantep we were also accompanied by AK Party Deputy Halil Mazıcıoğlu, Deputy Governor Mehmet Taşdöğen and Gaziantep Metropolitan Municipality Mayor Fatma Şahin… We explained to them that we will work towards the welfare of every individual in this country and that we recognize no handicaps for the disabled brothers and sisters we represent. We received their word that they will assist us in every area… PARALİMPİK TÜRKİYE 55 Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nun başka gizli yürekleri de var; Kılı kırk yaran, yanlışa tahammülü olmayan, dürüst çizginin adeta cetveli olan Genel Sekreter Suat Öztin. Disiplin Kurulu Başkanı kıymetli dost Osman Buldan… Federasyonda görevli sekreter kardeşlerimiz Fidan Hanım ve Emrah Dumlu Ve de her branşın hocaları… Onlar öğrencileriyle birlikte yarışmaya doymayanlar… Yine öyle bir yarışmadan bahsetmek istiyorum. Onu sona bıraktım. IWBF ADANA’YA HAYRAN KALDI Yönetim Kurulu üyemiz Ali Duran Karakaya 12 ülkenin katılımı ile düzenlenen U22 Gençler Avrupa Şampiyonası’nın Adana’da yapılmasını sağlarken iyi bir imtihan vermiş ve şampiyona süresince Adana’ya yurt dışından gelecek sporcu, hakem, delegasyon, sporcu yakınları, basın mensuplarından oluşan 700 kişilik kafileyi başarılı bir şekilde ağırlamıştı. Hatta bu organizasyon öncesi IWBF’nin yerinde yaptığı inceleme sonrası Adana geçer not almış ve şampiyonanın burada yapılması önerisi kabul edilmişti. IWBF Başkanı Maureen Orchard , IWBF Avrupa Başkanı Jan Berteling ve Avrupa Bedensel Engelliler Basketbol Federasyonu Genel Sekreteri Ron Copperanth Adana’yı takdirle alkışlamışlardı… Şampiyonanın açılış töreni, açılış maçı, Türk milli takımının yapacağı tüm maçlar ve final maçı TRT tarafından yayınlanmış, diğer haber ve görüntüler dünya televizyonlarına aktarılarak Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nun başarılı organizasyonu, Organizasyon Komitesi Genel Koordinatörü Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İsmail Güneş’in büyük katkılarıyla dünyaya izlettirilmişti. Bazı işler vardır; sonucu yürek yakar. Bazı işler vardır; bal tutan parmak yalar. Bazı işler vardır; pir aşkına yapılır, kullar bilmezse kıymetini Allah bilir… Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu, çok dar imkanlar içinde bu yola yürek koymuşların sorumluluğundadır. Maddi - manevi… PRESIDENT ŞEREFHAN EMBRACES THE HANDICAPPED Along with the Disabled Federation of Turkey President Demirhan Şerefhan, our members of the board wish to embrace the entire country at every opportunity with the love of service, taking steps as planned earlier for this purpose, providing services as a compatible family. Our team consisting of Mrs. Nesrin Mater, Gökhan Sarı, Hüseyin Taşer, Erol Ersan, Nurettin Konar, Alaparslan Ünlü, Vedat Soylu and Atilla Bingöl is dealing with the government under the presidency of Demirhan Şerefhan to overcome financial difficulties, while also trying to contribute to our disabled brothers and sisters expecting services from us through sponsorships. I must also mention here Garanti Bank in supporting the disabled. I wish others would take part in this social responsibility project like Garanti Bank… IWBF ADMIRES ADANA Our Board Member Ali Duran Karakaya passed a major test while ensuring that the U22 Youth European Championship held with the participation of 12 countries and successfully hosted the athletes, referees, delegations, athletes’ relatives and press members amounting PARALİMPİK TÜRKİYE 56 Onlar ne alkış isterler ne övgü… Dünyaya Türk’ün adını bir kez daha duyurmak için onlara bir küçük destek, bir sponsorluk, bir kanedyen, bir OSMAN TANBURACI tekerlekli sandalye yeter. to a 700 person group to arrive in Adana throughout the championship. In fact, as a result of the audit performed by the IWBF before this event, Adana received a passing grade and the suggestion to hold the championship here was accepted. IWBF President Maureen Orchard, IWBF Europe President Jan Berteling and Disabled Basketball Federation of Europe Secretary General Ron Copperanth had admired Adana… The opening ceremony of the Championship, the opening game, all the matches to be played by the Turkish National Team and the final match were aired by the TRT, other images and news stories were transmitted to world television channels and this event of the Disabled Sports Federation of Turkey was watched by the whole world through the contributions of Coordinator General of the Organization Committee Çukurova University Staff Member Associate Professor Dr. İsmail Güneş. There are some affairs, whose results burn the heart. The Disabled Federation of Turkey is under the responsibility of those who placed their hearts on this path with very limited means. Materially or spiritually… They do not require any applause or praise… A small support, a sponsorship or a wheelchair to have the name of the Turks heard in the world will suffice for them. DÖRT MEVSİM PARALİMPİĞİ TATYANA McFADDEN ESKİ SOVYETLER BİRLİĞİ’NDE BELDEN AŞAĞISI FELÇLİ DOĞDU. AİLESİ FAKİRDİ, YETİMHANEYE VERİLDİ. ABD SAĞLIK DEPARTMANINDAN BİR ELÇİ ONU EVLAT EDİNEREK ÜLKESİNE GÖTÜRDÜ. 2004 ATİNA VE 2008 BEIJING PARALİMPİK OYUNLARI’NDA YÜZMEDE TOPLAM ALTI MADALYA KAZANDI. 2009’DAN İTİBAREN ATLETİZMİN ZORLU BRANŞI MARATONDA CHICAGO, NEW YORK, LONDRA MARATONU’NDAKİ BİRİNCİLİKLERİYLE EFSANE OLDU. 2012 LONDRA PARALİMPİK OYUNLARI’NA ATLET OLARAK KATILDI. AYNI YIL DÜNYA ATLETİZM ŞAMPİYONASI’NDA ALTIN MADALYA KAZANDI. VE SON OLARAK 2014 SOCHI KIŞ PARALİMPİK OYUNLARI’NDA ‘1 KMCROSS COUNTRY’ DALINDA YARIŞIP GÜMÜŞ MADALYAYI BOYNUNA TAKARKEN BİYOLOJİK ANNESİ DE KENDİSİNİ İZLEYENLER ARASINDAYDI. FOUR SEASONS OF PARALYMPICS TATYANA McFADDEN WAS BORN PARALYZED FROM THE WAIST DOWN IN THE FORMER SOVIET UNION. AS HER FAMILY WAS POVERTY STRICKEN, SHE WAS PLACED IN AN ORPHANAGE. AN AMBASSADOR FROM THE US HEALTH DEPARTMENT ADOPTED HER AND TOOK HER BACK HOME. SHE WON A TOTAL OF SIX MEDALS IN SWIMMING DURING THE 2004 ATHENS AND 2008 BEIJING PARALYMPIC GAMES. STARTING IN 2009 SHE BECAME A LEGEND IN THE TOUGH BRANCH OF ATHLETICS, THE MARATHON AT THE CHICAGO, NEW YORK AND LONDON MARATHONS. SHE PARTICIPATED IN THE 2012 LONDON PARALYMPIC GAMES AS AN ATHLETE. SHE WON A GOLD MEDAL IN THE WORLD ATHLETICS CHAMPIONSHIP DURING THE SAME YEAR. AND FINALLY SHE COMPETED IN THE ‘1 KM-CROSS COUNTRY’ BRANCH AT THE 2014 SOCHI WINTER PARALYMPICS AND WON THE SILVER MEDAL, WHILE HER BIOLOGICAL MOTHER WAS AMONG THE SPECTATORS WATCHING HER. S porun özü ve yarışmayı heyecanlı kılan şey önünüzdeki engelleri aşmaksa, Paralimpik sporcuların bu işin en büyük yıldızları olduğunu söylemek anlamlı olur. Bir de, onların içinde bu rekabet duygusunu zafer ışıltısıyla parlatanlar var. Paralimpik sporları kaydadeğer yapan en önemli paydalardan biri de onlar. Öyle hikayeler ortaya çıkarıyorlar ki, pekçok profesyonel spor yıldızının üzerindeki spot ışıkları kalkıp yaldızları döküldüğünde bu isimlerle karşılaştırılması bile gülünç geliyor. Tatyana McFadden da bu Paralimpik idoller arasında. Sırf kazandığı başarılar değil onu özel kılan. Aynı zamanda kendi If the essence of sports and what makes competition exciting is to overcome obstacles, it would be meaningful to say that Paralympic athletes are the biggest starts at this. There are also those among them that shine this feeling of competition with the brilliance of victory. They are one of the most important elements that make Paralympic sports worthwhile. They unravel such stories that when the spot lights come off many sports stars and their glitter falls off, it is pathetic to compare them to these names. Tatyana McFadden is also among these Paralympic idols. There is more than just the success she achieved that makes her special. She does not make do PARALİMPİK TÜRKİYE 58 dalındaki üstülüğüyle yetinmeyip önüne yeni, cesaret isteyen ve başarısızlığı da göze almayı gerektiren hedefler koyması… Eski Sovyetler Birliği'nde 1989'da dünyaya gelmiş McFadden. Tam da duvarların yıkıldığı, kapalı bir ideolojinin tarihin sayfalarına doğru yol aldığı yıllarda… Onun hayatıysa zorluklarla başlayacaktı. Hem de ne zorluklar… Doğuştan bel altı felçti. Hayatının ilk altı yılını elleri üzerinde yürüyerek geçirmek zorunda kaldı Tatyana. Ailesi o kadar fakirdi ki, tekerlekli bir sandalye almak şöyle dursun, ona bakacak durumları dahi yoktu. Böylece yetimhanenin yolunu tuttu. with her superiority in her own branch but she sets out new targets that require courage and dare to be unsuccessful… McFadden was born in 1989 at the former Soviet Union. This was the time when the walls were about to come down and a closed ideology would move towards the pages of history… Her life started out with difficulties. These were quite severe… She was paralyzed from the waist down at birth. Tatyana was forced to spend the first six years of her life crawling on her hands. Her family was so poor that let alone buying her a wheelchair; they could not even afford to take care of her. Thus, she set out for the orphanage. Bu acıklı hikayenin geri kalan kısmı ise Tatyana'nın büyük azmi ve biraz da şansla bambaşka bir yön bulacaktı. ABD Sağlık Departmanı’nın bir elçisi olarak Rusya'yı ziyaret eden Deborah McFadden, ülkede engelilerin durumuyla ilgili bir rapor hazırlamak için bulunuyordu. Kader karşısına Tatyana'yı çıkardı. Bayan McFadden, bu küçük ve çaresiz görünen kızı evlat edinip ülkesine götürdü, kendi soyadını verdi. Tatyana McFadden için böylece yeni bir hayat başlamış oldu. Çocukluğu boyunca yapmadığı spor kalmadı McFadden'ın… Yüzmeden cimnastiğe, basketboldan hokeye kadar hemen her sporu yaparken görüyordu yaşıtları onu. Asıl amacı, oldukça zayıf olan ve doğumundan itibaren başına dert kaslarını güçlendirmekti. Zamanla spora doğuştan bir yeteneği olduğu ortaya çıktı. Kimbilir belki doğuştan gelen problemleri olmasa, çok başarılı bir sporcu olabileceğinin hayallerini kuruyordu. Ancak azim sayesinde aşılmayacak engel yoktu. Hayallerin de gerçek olacağı bir an gelecekti... The remainder of this sad story would change completely with Tatyana's tremendous determination and also with a little luck. Visiting Russia as an ambassador of the US Health Department, Deborah McFadden was there to prepare a report on the state of the disabled in this country. Fate brought her to Tatyana. Mrs. McFadden adopted this little helpless girl and took her back to her country and gave Tatyana her own family name. Thus, a new life started out for Tatyana McFadden. McFadden tried just about every sport starting with her childhood… Her peers could see her participate in just about any sport including swimming, gymnastics, basketball and hockey. The actual purpose was to strengthen her muscles that were weak and troubling since her birth. In time, it became apparent that she had a natural aptitude towards sports. Perhaps she was imagining that if she did not have all the problems she was born with, she could have become a very successful athlete. There was, however, no obstacle that could not be overcome with perseverance. In time, her dreams would come true... Her athletic career was starting to take off. She overcame her first major challenge when she was only 15 years old in swimming at the Athens Paralympic Games. She had attracted attention with the silver she had won; she had won a bronze medal right afterwards in the 200 M-T54 category to be highlighted as the most successful young individual of the games. PARALİMPİK TÜRKİYE 59 Artık sporculuk yaşantısı iyiden iyiye ciddiyet kazanmaya başlamıştı. İlk büyük mücadelesini henüz 15 yaşındayken Atina Paralimpik Oyunları’nda yüzme dalında vermişti. Kazandığı gümüşle dikkat çekmiş, hemen ardından 200 M-T54 kategorisinde bir bronz kazanarak Oyunlar’ın en başarılı genç ismi olarak ön plana çıkmıştı. Dört yıl sonra bu kez Beijing’de yarışacaktı ve yine çok başarılıydı. Ancak, hayal ettiği altını kılpayı kaçırıyor, üç gümüş ve bir bronzla evine dönüyordu. O zamana kadar kısa sprintlerde ustalaşan McFaden, 2009'da evi sayılacak Chicago'da biraz da öylesine maratona katıldı. Yarışın sonuda ise spor tarihinin en büyük hikayelerinden birini yazarak birinci geliyordu. Bu onun ardı ardına gelecek maraton birinciliklerinin ilkiydi. Bir yıl sonra New York'ta, 2011'de yine Chicago'da ve aynı yıl Londra'da kazandığı zaferler onu maraton Paralimpikleri arasında bir efsane haline getirecekti. 2012 Londra Paralimpik Oyunları McFadden açısından biraz sönük geçse de, ertesi yıl katıldığı Dünya Atletizm Şampiyoası'nda aldığı altı altın madalyayla adeta gövde gösterisi yapıyordu. Aynı yıl katıldığı Boston, Chicago, New York ve Londra maratonlarını kazanarak, sırf Paralimpik alanda değil, tüm maratoncular arasında bile yapılması neredeyse imkansız bir şeyi gerçekleştiriyordu. Yazının başında dediğimiz gibi, McFadden'ı özel kılan sırf gösterdiği başarıları değil, aynı zamanda önüne devamlı yeni hedef ve engeller koyması ve bunları aşmaya çalışması. Tam da Paralimpik sporların ruhunu yansıtan bu karakterin en uç noktasını belki de bu yıl sergiledi MCFadden. Hayatını, havuzda ya da pistte geçirmiş bir sporcu olarak onu 2014 Sochi Kış Paralimpik Oyunları’nda görmeyi kimse beklemiyordu. Ancak ‘1 KM-Cross Four years later she was competing in Beijing and again she was very successful. However, she was missing the gold she was yearning for going back home with three silvers and one bronze. Specializing in short sprints until then, McFadden entered the marathon in Chicago that she considered home just for the sake of it. She did, however, write one of the biggest stories of the history of sports to come in first place at the end of the race. This was the first one of her marathon wins that would come one after the other. The victories she won one year later in New York, in 2011 again in Chicago and the same year in London would make her into a legend for marathon Paralympics. Although the2012 London Paralympic Games were somewhat disappointing for McFadden, she shone again next year at the World Athletics Championships the following year by winning six gold medals. She also won the Boston, Chicago, New York and London marathons she entered during the same year, Country’ dalında yarışıp gümüş madalya kazanarak yine herkesi şaşırtmayı başardı. Henüz bu alanda kendini geliştirmeye başlayalı bir yıl bile olmamıştı. Üstelik bu madalyayı kazanırken kendisini izleyenler arasında tüm ailesi, yani kendisini yetimhaneye vermek zorunda kalan biyolojik DENİZ ÜLKÜTEKİN annesi de vardı. achieving a feat that is almost impossible to attain among all marathon runners, let alone in the Paralympic area. As we said at the start, what makes McFadden special in addition to the successes she achieves is that she always sets out new targets and challenges in front of herself and tries to overcome them. McFadden displayed the extreme point of this character, which fully reflects the spirit of Paralympic sports this year. No one expected to see her at the 2014 Sochi Winter Paralympic Games as she was an athlete that spent her career at the swimming pool or the athletics field. However, she again managed to amaze everyone by competing in the ‘1 KM-Cross Country’ branch and winning the silver medal. She had been working out in this area for less than a year. Her whole family, even her biological mother, who had been forced to give her up to the orphanage were among the spectators while she was winning this medal. PARALİMPİK TÜRKİYE 61 GERÇEK SPOR YAZARLARINA SAYGI DURUŞU MOMENT OF SILENCE FOR TRUE SPORTS WRITERS Y yİĞİTer uLuĞ SPOR YAZARI SPORTS WRITER aklaşık iki yıl yurt dışında yaşadıktan sonra Nisan ayında memlekete döndüm. İnsanoğlu bir tuhaf; güzelliğe, iyiliğe, ince düşünce eseri yüksek standartlara pek çabuk alışıyor. İstanbul’a ayak bastığım günden beri kimsenin birbirine saygı göstermediği, özellikle de yayaları yok saydığı trafik, her gün sinir uçlarıma zımpara yapıyor. Alışkanlıklarımı yitirmişim. Sanki yurt dışına gitmeden önce on yıllar boyu bu şehrin kaldırımlarını çiğnemiş olan adam ben değilim!.. Günlük hayatın hayhuyunda yayalara bile yer bulamayan bir düzenden (kaos demek daha doğru) engelli vatandaşlara saygı göstermesini beklemek mümkün mü? Değil elbette… Son dönemde yapılan bazı akıllı binalar hariç, hemen her yerde giriş-çıkışlar felaket… Sözümona tekerlekli sandalyeleri düşünerek yapılmış bazı eklemeler, tadilatlar göstermelik… Çoğu fonksiyonel olmaktan uzak… Tüm bunların arasında insanın göğüs kafesine iyimser bir bulutun dolmasını sağlayan bazı gelişmeler de yok değil. Belediye otobüsleri mesela… Hatırlıyorum da, 70’li yılların sonu, 80’lerin başında bir Bussing otobüsler vardı İstanbul’da… Durağa gelir yanaşır, malum ön kapıdan bineceksiniz… Ama ilk basamak o kadar yüksektir ki, kadınlar, çocuklar, yaşlılar bir türlü adımını atamaz. Kaç kez ön kapıya gidip, elimi uzatarak bir yaşlı amca ya da teyzeyi otobüsün içine ‘çektiğimi’ dün gibi anımsıyorum. Aradan 3035 yıl geçti. Bugün otobüsler tekerlekli sandalye ihtiyacı içinde olan İstanbulluları da hesaba katarak dizayn edilmiş durumda. Kaldırımlarda, binalarda, kamusal alanlarda hâlâ büyük eksikler var ama buna da şükür… I came back to my homeland in April after living abroad for nearly two years. People are strange; you get used to beauty, goodness and high standards resulting from fine thinking very quickly. The Istanbul traffic where no one respects each other, also where pedestrians are completely ignored has been grating on my nerves every day. I lost my old habits. It is as though I weren’t the one who walked on the sidewalks of this city for decades before going abroad!.. Is it possible to expect an order that cannot even find room for pedestrians due to the daily rush (chaos is more appropriate), to show respect for handicapped individuals? Absolutely not… Except for some smart buildings constructed recently, going in and out of places is a disaster… Some additions and modifications made by considering the so called wheelchairs are for show… Most are far from being PARALİMPİK TÜRKİYE 62 Yeni işyerim Akatlar’da, Beşiktaş’ın basketbol ve voleybol maçlarını oynadığı spor salonunun içinde. Geçenlerde Basketbol Federasyonu yetkilileri tarafından denetlendik. Aydınlatmadan tuvaletlere, giriş-çıkışlardan telekomünikasyon altyapısına kadar her konuda detaylı bir teftişten geçtik. Ardından, yaklaşan yeni sezonda uygulanacak yeni standartlar ve bizim tesisimizdeki eksikler tarafımıza bildirildi. Başlıklardan biri, engelli vatandaşlarımızı yakından ilgilendiriyordu; tekerlekli sandalye giriş-çıkışlarında iyileştirme yapılmasını ve salona gelen engelli seyircilerin maçları en iyi koşullarda izlemesini sağlayacak düzenlemelerin bir an gerçekleştirilmesini istiyordu Federasyon… O satırı okuduğum an, yüzüme huzurlu bir tebessüm yayıldı. Yavuz Kocaömer’in hiçbir takdir cümlesiyle özetlenemeyecek olağanüstü çabalarıyla açtığı yoldan giden sevgili meslektaşlarım sayesinde gelmiştik buralara… Bugün rahmetle andığımız Cem Can, yaptığı onca işe karşın hiçbir zaman öne çıkmayı sevmeyen Hüseyin Sakarya, gittiği her Olimpiyatta en duyarlı paragraflarını Paralimpiklere ayıran Attila Gökçe, vicdanııyla bilgisini aynı cümlelerde buluşturan güzel insanlar; Hakan Can, Hamit Turhan, Deniz Gökçe ve onlardan etkilenerek Paralimpik sporlara yönelen daha nice ‘gerçek’ spor yazarı… Onların emekleri, sayfalar dolusu yazıları olmasa bugün bu noktaya gelebilir miydik? Federasyonlar, maçların oynanacağı tesisleri denetlerken engelli seyircileri, tekerlekli sandalye giriş-çıkışlarını dikkate alır mıydı? Pek sanmıyorum… functional… There are, however, some developments that make one feel somewhat optimistic. For example, the municipal buses… I remember there were Bussing brand buses in Istanbul at the end of the 70’s and start of the 80’s… They’d arrive at the bus stop and you had to board through the front door… But the first step is so high that women, children and elders just cannot reach it. I remember so many times when I had to ‘pull in’ an old man or an old woman into the bus. It has been 30-35 years. Now all the buses in Istanbul are designed by considering citizens who use wheelchairs. There are still many deficiencies on sidewalks, in buildings and public areas, but thanks for this much… My new place of business is in Akatlar, inside the sports hall where Beşiktaş play their basketball and volleyball matches. MASA TENİSİNDE MADALYA YAĞMURU T ürkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Masa Tenisi Milli takımı madalyaları toplamaya, ülkemizi gurulandırmaya devam ediyor. Mayıs ayında Slovakya'da düzenlenen Uluslararası Masa Tenisi Turnuvası’nda teklerde Nesim Turan 4. klasmanda altın madalyanın sahibi olurken, 9. klasmanda Neslihan Kavas, 10. klasmanda Ümran Ertiş, 5. klasmanda Ali Öztürk ve 3. klasmanda Nergiz Altıntaş bronz madalya kazandılar. Takımlarda ise; Abdullah Öztürk - Ali Öztürk 5. Klasmanda altın, Nesim Turan - Süleyman Vural 4. klasmanda, Neslihan Kavas Thu Kompasov 9. klasmanda gümüş, Ümran Ertiş- Merve Cansu Demir 10. klasmanda, Hilal Türkkan-Ebru Can ise 10. klasmanda bronz madalyanın sahibi oldular. Slovakya’dan önce yine Mayıs ayında Slovenya’da düzenlenen turnuvada da başarılı sonuçlara imza atan masa tenisi milli takımımız, burada da iki altın, iki gümüş, üç bronz madalya elde etti. We were recently inspected by officials of the Basketball Federation. We went through a detailed audit from lighting to toilets, entrances and exits to the telecommunications infrastructure in every area. Subsequently, the new standards to be applied in the approaching new season and the inadequacies in our facility were informed to us. One of the headings was of close interest to handicapped citizens; the Federation asked that improvements be made for wheelchair entries and exits and arrangements for handicapped spectators, who come into the hall to watch the matches, in the best conditions possible… As soon as I read that line, I felt a peaceful smile spread on my face. We came all this way through my esteemed colleagues following the path opened by the extraordinary efforts of Yavuz Kocaömer that cannot SHOWER OF MEDALS IN TABLE TENNIS The National Table Tennis Team of the Disabled Sports Federation of Turkey continues to collect medals and make our country proud. During the International Table Tennis Tournament held during May in Slovakia Nesim Turan won the gold medal in the singles in class 4, while in the 9th class Neslihan Kavas, 10th class Ümran Ertiş, 5th class Ali Öztürk and 3rd class Nergiz Altıntaş all won bronze medals. In the teams; Abdullah Öztürk - Ali Öztürk won the gold medal in class 5, Nesim Turan - Süleyman Vural in class 4 and Neslihan Kavas - Thu Kompasov in class 9 won silver medals, while Ümran Ertiş- Merve Cansu Demir in class 10 and Hilal Türkkan-Ebru Can in class 10 won bronze medals. Our table tennis national team also achieved successful results at a tournament held in Slovenia in May before Slovakia, to win two gold, two silver and three bronze medals there. be described through any expression of praise… The late Cem Can, whom we remember with great gratitude, Hüseyin Sakarya, who does not like to be in the limelight despite all the good things he does, Attila Gökçe, who reserves the most sensitive paragraphs to the Paralympics at every Olympic Games that he goes to, beautiful people whose conscience and knowledge meet in the same sentence such as; Hakan Can, Hamit Turhan, Deniz Gökçe and many other ‘real’ sports writers who were influenced by them and turned to Paralympic sports… Could we have come this far without their efforts and pages full of articles? Would federations take into consideration handicapped spectators and wheelchair entries and exits when auditing the facilities where matches are to be played? I don’t think so… PARALİMPİK TÜRKİYE 63 TRAFİKTE VE YAŞAMDA LÜTFEN BİRAZ DİKKAT A LITTLE BT OF CARE IN TRAFFIC AND IN LIFE G İBraHİm GÜmÜŞDaL TÜRKİYE MİLLİ PARALİMPİK KOMİTESİ GENEL SEKRETERİ NATIONAL PARALYMPIC COMMITTEE OF TURKEY SECRETARY GENERAL eçtiğimiz Mayıs ayında Soma’daki ocaklardan birinde maden kazası oldu. Milletçe büyük bir acı yaşadığımız bu dramatik kazada 301 emekçimizi kaybettik. Ölenleri rahmetle anarken, geride kalanlara da başsağlığı ve metanetler dilerim. Hızla değişen ve gelişen dünyamızda günlük yaşam mücadelemizde kazalar maalesef kaçınılmaz oluyor, bu kazaları mümkün olduğunca minimize etmek için koruyucu, önleyici gibi tedbirlerin ivedilikle alınması ve uygulanması gerekiyor. Ancak kazalar sadece madenlerde olmuyor, bizleri haber bültenlerine ekranlara kilitleyen, bir anda 301 kardeşimizin ölmesi… Aslında hiçbir günümüz geçmiyor ki, ekranlardan kaza haberleri almayalım. En çok da trafik kazaları gündemde... Trafik kazalarında günde yaklaşık 10 vatandaşımız yollarda yaşamını yitiriyor. Türkiye İstatistik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın verilerine göre 2013 yılında yurdumuzun çeşitli bölgelerinde meydana gelen 1 milyon 207 bin 354 trafik kazasında 3 bin 685 vatandaşımış ölmüş ve 274 bin 825’i yaralanmış. Özellikle bayram dönemlerinde trafik kazalarında önemli artış olduğu bilinen bir gerçek. Trafik kazalarında en çok omurilik yaralanmaları dikkat çekiyor. Bilinen bir gerçek var ki, kazalarda öne çıkan kalıcı engellilik durumlarına çeşitli bölgelerdeki omurga kemiği hasarları neden oluyor. Omurilik beyinle Last May there was a mining accident in a town called Soma. 301 miners were killed at this terrible accident that caused great anguish for our nation. We remember the dead with gratitude, while giving our condolences to those left behind. Accidents are unfortunately unavoidable in our rapidly changing and developing world and preventive measures must be urgently taken and implemented in order to minimize these accidents as much as possible. Accidents do not occur only at mines, what got us locked into the news screens was that 301 people were killed all at once… Actually, not a day passes by when we do not get news of a accident on the TV screens. The most common are traffic accidents... Approximately 10 of our citizens lost their lives on the roads in traffic accidents. According to the data of the Statistics Institute of Turkey, Security General Directorate and the Gendarmerie General Command, 1,207,354 traffic accidents took place in various parts of our country in 2013, where 3,685 citizens died and 274,825 were wounded. It is a known fact that there is a significant increase in traffic accidents during holiday periods. The most common bodily damages in traffic accidents tend to be spinal injuries. It is also well PARALİMPİK TÜRKİYE 64 uzuvlar arasında bağlantıyı sağlayan, beyinden gönderilen komutların eyleme dönüşmesine aracılık eden çok önemli bir organdır. Beyin travmalarının dışında diğer yaralanmalarda hasta zamanla sağlığına kavuşabilirken, omurilik yaralanmaları genellikle sakatlıkla sonuçlanıyor. Ayrıca, el, kol ve bacak amputasyonları, kafatası kırık ve çökmelerinin sebep olduğu beyin rahatsızlıkları da kazazedelerin belki de ömür boyu engelli kalmalarına yol açıyor. Aşırı sıcaklığın yaşandığı şu yaz günlerinde diğer elim haberler listesine deniz, göl, havuzlarda meydana gelen kazaları ekleyebiliriz. Bilhassa dibi görünmeyen sığ sulara atlamalardan dolayı bir çok insan omuriliğinden ciddi şekilde sakatlanmakta... Sonuç olarak, hiç de azımsanmayacak bir çoğunluğun sürekli engelli kalması söz konusu… Bir başka deyişle, engelli nüfusunda artış kaçınılmaz oluyor. Bu kazaların tamamına yakınının (%99,12) sürücü, yaya ve yolcu hatalarından meydana geldiği de bir başka gerçek... Bir insan yetiştirmenin ne kadar meşakkatli olduğu hepimizin malumu, bir kaç saliselik dalgınlık veya dikkatsizliğin neden olduğu bu kazaların olmaması, hiçbir yavrumuzun annebabasız kalmaması ve hiçbir vatandaşımızın da engelli konumuna gelmemesini diler, herkese gerek trafikte, gerekse günlük yaşamda her türlü kazaya karşı önlem almalarını ve sağlıklarının kıymetini bilmeleri konusunda duyarlılık göstermelerini öneririm. Kazasız belasız, bol sağlıklı günlere… known that permanent disabilities that are mostly occurring in accidents are caused by spine injuries in various parts of the body. The spinal cord is a very important organ that provides connection between the brain and the organs, acting as intermediary to the commands sent from the brain to turn into actions. While the patient heals in injuries other than brain traumas, spinal cord injuries generally end up causing a disability. In addition, hand, arm and leg amputations, brain injuries caused by skull fractures and cracks may also cause accident victims to become disabled for life. The list of sad news during these summer days, when we experience extreme hot weather, includes accidents occurring in the sea, lakes and pools. Many people suffer serious spinal cord injuries due to diving into shallow waters where the bottom is not visible... In conclusion, a large number of people that cannot be overlooked are becoming permanently disabled… In other words, the increase in the disabled population is unavoidable. It is another fact that almost all of these accidents (99.12%) are due to driver, pedestrian or passenger faults... May you have healthy, accident and trouble free days… HAYATIN İÇİNDEN - 3 / FROM WITHIN LIFE - 3 İÇİMİZDEN BİRİ MEHMET BARIŞ TUNCA ONE OF US MEHMET BARIŞ TUNCA YAĞMURLU BİR İSTANBUL SABAHI MALTEPE’DEN BİR TREN GEÇTİ, GENÇ ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİNİN HAYATI DEĞİŞTİ. İSTASYONDA TRENLE PERON ARASINDAKİ SIKIŞMA ANI SONRASI İKİ AYAĞI KESİLEN MEHMET BARIŞ TUNCA İÇİN YENİ BİR YAŞAM BAŞLAMIŞTI. BU DURUMA ALIŞMAK KENDİSİ İÇİN NE KADAR ZORSA, AİLESİ İÇİN DE ÖYLEYDİ AMA ONUN GÜÇLÜ DURUŞU AİLESİNİN DE GÜÇLÜ KALMASINI SAĞLADI. TUNCA, TEKERLEKLİ SANDALYESİYLE ÜNİVERSİTEYİ BİTİRDİ, YÜKSEK LİSANS YAPTI, YÜKSEK EKONOMİST UNVANI ALDI VE SPORDA BİRÇOK BAŞARIYA İMZASINI ATTI. A TRAIN PASSED THROUGH THE DISTRICT OF MALTEPE ON A RAINY ISTANBUL MORNING AND THE LIFE OF A YOUNG UNIVERSITY STUDENT CHANGED FOREVER. HAVING BOTH HIS FEET AMPUTATED AFTER BEING CAUGHT BETWEEN THE TRAIN AND THE LANDING AT THE STATION, A NEW LIFE HAD STARTED FOR MEHMET BARIŞ TUNCA. IT WAS JUST AS HARD FOR HIM AND HIS FAMILY TO BECOME ACCUSTOMED TO THIS SITUATION BUT HIS STRONG STANCE MADE HIS FAMILYSTRONG AS WELL. TUNCA GRADUATED FROM UNIVERSITY IN HIS WHEELCHAIR, COMPLETED HIS MASTER’S DEGREE, RECEIVED THE TITLE OF EXPERT ECONOMIST AND ACHIEVED MANY SUCCESSES IN SPORTS. Herkesin hayatı bir roman… Onunki de öyle… Mehmet Barış Tunca 1981 yılında Ankara’da doğdu. Ev hanımı bir anne ve marangoz bir babanın üç kız çocuktan sonra doğan tek oğlu… Aslında onun hikayesini 2002 öncesi ve sonrası diye iki ayrı zaman dilimine bölünebilir. Engelli olmadan önceki hayatından daha çok engelli olduktan sonra ama engellenemeyen hayatının periyodunu anlatıyor aşağıdaki satırlar. 2002 yılında Sakarya Üniversitesi Dış Ticaret Bölümü’nü bitirdikten sonra girdiği dikey geçiş sınavını kazanarak Manisa Celal Bayar Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü’nü kazanan Tunca, kayıt işlemleri için gerekli diplomasını almak için yağmurlu bir İstanbul sabahında yola koyulur. Maltepe İstasyonu’ndan Adapazarı Ekspresi’ne binmeye çalışırken ıslak zeminde kayan kösele ayakkabısı ile bir anda bedeni hareket eden tren ile peron arasında sıkışır. Çevreden yetişenlerin yardımıyla kurtarılan 1.90’lık genç öğrenci için o tarihten itibaren yeni bir yaşamın kapıları açılmıştır. İlk etapta bir ayağı, sonrasında diğeri kesilir. Eskiden çok iyi bir kaleci ve basketbol oyuncusu olan Mehmet Barış Tunca engelli yaşamında ilk tekerlekli sandalyesini ve protezlerini Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’ndan alır. Yeni protezleriyle boyu 1.60’a düşer. Ama o bunu dert etmez. Kazadan sonra ailesini teselli etmek de ona düşer. Hastanede yatarken annesine ve babasına hep, “Üzülmeyin, Allah hiçbir kuluna kaldıramayacağı yükü vermez. Kötü günler de göreceğiz ki iyi günlerin kıymetini bilelim. Birbirimize destek olalım. Sizler Everyone’s lives are novels… So is his… Mehmet Barış Tunca was born in 1981 in Ankara. His mother was a housewife and his father was a carpenter and he was their only son after three daughters… His story can actually be split into two separate periods, before and after 2002. The following narration tells more about his life after becoming disabled but not recognizing any handicaps. After winning the vertical transition exam following his graduation from the Sakarya University Foreign Trade Faculty in 2002 and entering the Manisa Celal Bayar University International Trade Department, Tunca starts out on a rainy Istanbul morning to pick up his diploma that was required for registration procedures. While trying to board the train at the Maltepe Station, his leather soled shoes slide on the wet ground and his body gets caught between the moving train and the landing. Rescued with the help of the surrounding passengers, the young 1.90 m tall young student had his life altered since that day. First one of his limbs, then the other is amputated. Formerly a very good goal keeper and basketball player, Mehmet Barış Tunca gets his first wheelchair and prostheses in his disabled life from the Disabled Sports and Aid Foundation of Turkey. He is only 1.60 m tall with his new prostheses. But, he doesn’t let that trouble him. He is the one to console his family following the accident. While lying PARALİMPİK TÜRKİYE 66 sağlam olun ki, dik durun ki bundan sonra ben de sizin desteğinizle bir yerlere gelebileyim” der. Bu duruma alışmak kendisi için ne kadar zorsa, ailesi için de öyledir. Ama onun güçlü duruşu ailesinin de güçlü kalmasında etken olur. Hikayenin bu bölümünü bizzat Mehmet Barış Tunca’nın kendi ağzından dinleyelim: “Ailem de zamanla bu duruma alıştı. Aksi halde duygusallık hepimizin gardını düşürebilirdi. Hastanede yatarken telefonda davudi bir sesin benimle iletişime geçmesi hayatımının dönüm noktalarından birisini oluşturdu. Telefondaki ses kendini Yavuz Kocaömer olarak tanıtıyordu. ‘Posta Gazetesi’nde engelliler hakkındaki ‘Çengelli İğne’ köşesini yazıyorum. Yazılarımda engellilerin sorunlarını, dertlerini paylaşıyorum, başarılarını, mutluluklarını aynı şekilde topluma yansıtmaya çalışıyorum’ diyordu. TESYEV ve Kocaömer ile tanışmam, kimilerine göre tesadüf olabilir ama bence değil. İnsanın, bazen içine düştüğü durum ve sebepler karşısında sustuğu anda, nerden ve kim tarafından gönderildiği bilinmeyen yardımlardan biriyle karşılaşması ‘İlahi Kader’den başka bir şey olmasa gerek…” Hastaneden çıkma süreciyle birlikte bir yıl boyunca evde yeniden sınavlara hazırlanır. Aynı zamanda yeniden yürüyebilmek için protezlere alışma safhasındadır. Sonuçta Marmara Üniversitesi’nin İktisat Fakültesi’ni kazanır. Aynı dönemde tekerlekli sandalye basketbolu ile tanışmıştır. Önceden aktif olarak yaptığım running basketbolunu şimdi biraz farklı olarak tekerlekli sandalye üzerinde sürdürmeye karar verir, spordan kopmaz. at his hospital bed, he always tells his parents, “Don’t be sad, God never gives any of his subjects a burden they cannot bear. We must have bad days so that we can appreciate the good ones. Let’s support one another. You stand upright so that I can go somewhere with your support”. As hard it is for him to get accustomed to this situation, it is also the same for his family. But, his strong stance also helps his family to remain strong. Let us listen to this part of the story directly from Mehmet Barış Tunca’s own mouth: “In time, my family also got used to this situation. Otherwise, being emotional would have brought us all down. A bass voice getting in touch with me while I was lying in my hospital bed became one of the turning points of my life. The voice on the telephone introduced himself as Yavuz Kocaömer. He said, “I am writing a commentary in the ‘Posta Gazette’ about the disabled called ‘Safety Pin’. I am sharing the problems and frustrations faced by the disabled in my articles; in the same manner I try to share their successes and happiness with society”. My acquaintance with TESYEV and Kocaömer could be deemed as a coincidence according to some but to me it is not. A person encountering help whose source is not known, when he remains helpless faced with the circumstances he has fallen in is nothing but ‘divine fate’ …” Tekerlekli sandalye basketbolu ile tanışması, yaşamına yeni bir ufuk ve bakış açısı getirir. Başlangıçta rehabilitasyon amacıyla yaptığı bu spor daha sonra bir tutku haline dönüşür ve de hayatının olmazsa olmazlarında biri haline gelir. Tekerlekli sandalye basketboluna Anadolu Yakası Engelliler Spor Kulübü’nde başlar, sırasıyla yarım sezon Kocaeli Saraybahçe Engelliler Spor Kulübü’nde oynar, Kırklareli Engelliler Spor Kulübü’nde altı yıl geçirir ve son bir buçuk yıldır da Çanakkale Boğazgücü Engelliler Spor Kulübü’ndedir. Tekerlekli sandalye basketbolu oynadığı kulüplerde çok sayıda ödül kazanır. Spor yaşamındaki başarılarını kendisi şöyle özetliyor: “Tekerlekli sandalye basketbolu oynadığım takımlarda bir çok kupa ve madalya aldım. 2006-2007 sezonunda Saran Anadolu Yakası Engelliler Spor Kulübü ile Bölgesel Lig şampiyonluğu yaşayıp 1. Lig’e yükselme başarısı gösterdik. 20082009 sezonunda Kırklareli Engelliler Spor Kulübü ile yine bölgesel ligde, play-off’larda yenilgisiz şampiyon olup takımımızı 1. Lig’e yükselttik. Kırklareli’nde 1. Lig’de 20102011 ve 2011-2012 sezonlarında üçüncü olarak kıl payı farkla Süper Lig’in kapısından döndük. Kırklareli Engelliler Spor Kulübü takımının maddi imkansızlıklar sonucu kapanması sonucu 20122013 sezonunun devre arasında Çanakkale Boğazgücü takımına transfer olduk. Burada da yine play-off maçlarını namağlup tamamlayarak bölgesel Lig’den 1. Lig’e yükselmeyi başardık. After he is discharged from the hospital, he prepares for the exams at home once more for a year. He is also getting used to the prostheses in order to walk again. Finally, he wins the Faculty of Economics at the Marmara University. Around the same time, he is introduced to wheelchair basketball. He decides to maintain his basketball career that he carried out actively as running basketball, a little differently, on the wheelchair, thus remaining active in sports. Being introduced to wheelchair basketball brings a new horizon and outlook on his life. Started initially for the purposes of rehabilitation, this sport later transforms into a passion and becomes an essential part of his life. He starts wheelchair basketball at the Anatolian Side Disabled Sports Club, then plays half a season at the Kocaeli Saraybahçe Disabled Sports Club, plays for six years at the Kırklareli Disabled Sports Club and for the past year and a half he plays at the Çanakkale Boğazgücü Disabled Sports Club. He wins many awards at the clubs where he played wheelchair basketball. He summarizes his achievements in his sports career as follows: “I won many trophies and medals at the teams where I played wheelchair basketball. During the 2006-2007 season we won the Regional League Championship at the Saran Anatolian Side Disabled Bayrampaşa Belediyesi’nin her yıl düzenlemekte olduğu tekerlekli sandalye sokak basketbol turnuvalarında 2011 yılında üçüncülük, 2012 ve 2013 yıllarında ikincilik sevinci yaşadım. Tekerlekli sandalye basketbol oyunculuğunun yanı sıra bu spor dalını daha geniş kitlelere duyurabilmek, gelişmeleri aktarabilmek adına çeşitli internet sitelerinde haber editörlüğü ve yöneticilik görevi üstlendim. İlk olarak www.ttsb.gen.tr ile başladığım medya çalışmalarımı şimdi Türkiye’nin tek tekerlekli sandalye basketbol bilgihaber portalı www.engelsizbasket.com sitesinde sürdürmekteyim. Dünyada pek örneği bulunmayan, ülkemizde de ilk ve tek olan ‘Tekerlekli Sandalye Basketbol Dergisi’nin yayın kurulunda yer almaktayım. Bunun dışında, Türkiye’de ilk defa kurulan Golf Milli Takım kadrosunda da yer aldım ve bir nevi mini Türkiye Şampiyonası özelliği taşıyan Türkiye Kalp Vakfı’nın 10. Golf Turnuvası’nda ikincilik elde ettim.” Mehmet Barış Tunca; sporun dışında eğitimine de aynı derecede özen göstermektedir. Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni kazanmasının ardından, 2006 yılında okulun ‘Lisans’ bölümünden başarı ile mezun olur. Sonrasında ‘Yüksek Lisans’ için gerekli sınavlara girer ve mülakatlar sonucu Marmara Üniversitesi Uluslararası İktisat Bölümü’nde yüksek lisans çalışmalarına başlar. ‘Avrupa Birliği Enerji Politikası ve Türkiye’ konulu tez çalışmasıyla da ‘Yüksek Ekonomist’ unvanını alır. Sports Club to rise to the Premier League. During the 2008-2009 season at the Kırklareli Disabled Sports Club we were again unbeaten in the play-off’s of the regional league to raise our club to the Premier League. At Kırklareli we came in third place by a hair in the 2010-2011 and 2011-2012 seasons and missed going to the Super League. As a result of the Kırklareli Disabled Sports Club closing down as a result of financial difficulties, during the midterm break of the 2012-2013 season we were transferred to the Çanakkale Boğazgücü team. Here we again finished the playoff matches unbeaten to rise from the Regional League to the Premier League. I won third place in 2011 and second place in 2012 and 2013 at the wheelchair street basketball tournaments held by the Bayrampaşa Municipality every year. In addition to being a wheelchair basketball player, I took on the job of news editing and manager at various Internet sites in order to make this sport heard by wider masses and to tell the developments. I am maintaining the media work I started initially at www.ttsb.gen.tr at the only wheelchair basketball information-news portal of Turkey www.engelsizbasket.com. I am on the editing board of the ‘Wheelchair Basketball Journal’ that is rather rare in the world and is the first and only in our country. PARALİMPİK TÜRKİYE 67 Mezun olmasının ardından iş hayatı başlar. Tunca, halen İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nde (İSKİ) Kartal Şube Müdürlüğü İdari İşler Şefliği’nde kamu görevlisi olarak görevini sürdürüyor. İş hayatında engelli insanların neler başarabileceğine ilişkin ve engelli farkındalığını oluşturabilmek adına kendi çapında çalışmaları bulunuyor. Bu konuda şunları söylüyor: “Teorik değil de pratikte, işleyişte bunları diğer kişilere göstererek ‘Atıl İnsan’ olarak nitelendirilen veya mecburi çalıştırılacak kişiler olarak adlandırılan yüzde üç kontenjanından işe girmiş diye tanımlanan engelli yerine, çalışkan, tuttuğunu koparan, hedefleri olan, başarılı bir birey olmaya gayret ediyorum. Engelliler genelde görüntü kirliliği gibi görülüyor. Ön planda işlere verilmiyorlar. Hep arka plandaki işlerde, ortada olmayacakları yerlerde çalıştırılıyorlar. Birçok özel kurum engellileri mecburiyet dolayısıyla istihdam ediyor ama işyerine gelmelerini bile istemiyorlar. Birçok engelli insan çalışıyor görünüyor ama onlar evde oturtulup kendilerine maaş ödeniyor. Engellileri görüntü kirliliği olarak görenlerin akılları, fikirleri, beyinleri kirli aslında… PARALİMPİK TÜRKİYE 68 Engelli bireyin hayatında ailenin katkısı ve desteğinin de çok önemli olduğunu vurgulayan Mehmet Barış Tunca, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Aileler bu desteği verirken dozajı iyi ayarlamaları lazım. Ne çok aşırı korumacı ne de tamamen desteğini çekerek değil, tam yerinde tam zamanında yapılması gerekeni yapmalı. Engelli birey de arkasındaki bu gücün farkına varıp, hem kendisiyle gurur duyulan hem de örnek bir birey olma yolunda ilerlemeli. Ailem gerek sportif gerek eğitim konusunda bana hep destek oldu, yanımda oldu. Engelli olduktan sonra hayatımda bir çok şey değişti. Bu değişim hep olumlu yönde oldu. Tekerlekli sandalye basketbolu sayesinde normalde turist olarak bile gidilemeyecek yerlere gittim, yeni kültürlerle tanıştım, tanışmaya da devam ediyorum. Türkiye’nin en batısından en doğusuna spor sayesinde gittim. 2007 yılında TESYEV’in düzenlemiş olduğu 4. Avrupa Paralimpik Gençlik Kampı’na gençlerin başında refakatçılardan biri olarak katıldım. Bu sayede ilk yurtdışı maceramı yaşadım. Çeşitli resmi ve özel kuruluşların düzenlemiş olduğu bir çok sosyal projede yer aldım. Bu projelerle hem bilgi dağarcığım genişlerken hem de çeşitli aktiviteleri öğrenme şansım oldu. Bunlardan birinde ‘Engelsiz Dalış Projesi’ kapsamında denizin altına tüple dalış yaptım. Her şeyden önemlisi, arkadaşlarımın her zaman desteğini, yanımda olduklarını hissettim. Bir Pazar günü Bursa’da oynayacağım maç için bir minibüs dolusu insanın İstanbul’dan pankartlar hazırlayarak yola çıkmaları ve tam maçın başlayacağı esnasında salona girip tezahüratları ile bana destek olmaları en unutamayacağım anılarımdan birisini oluşturuyor.” Mehmet Barış Tunca, geçmişe dair bir özlem duymadığını dile getirirken, “Eskiden bisiklete binerdim şimdi tekerlekli sandalyeye biniyorum” diyecek kadar kendini aşmış. Başarılı sporcu, A Milli Basketbol Takımı oyuncuları Kerem Tunçeri ile Ömer Onan’ı beğendiğini ve onları örnek aldığını belirterek “Karakter ve oyun yapılarını seviyorum. Ben de görev adamı olmayı severim oyun içinde. Oynarken ‘Sen de Kerem gibi Ömer gibi görev adamısın’ diyorum kendi kendime. Sahaya çıkarken kral gibi hissediyorsunuz kendinizi, böyle bir durum işte” diyor. In addition, I am also on the roster of the National Golf Team established for the first time in Turkey and I came in second place at the 10th Golf Tournament of the Heart Foundation of Turkey that is a kind of a mini championship of Turkey.” Mehmet Barış Tunca also takes care to sustain his educational life in addition to sports. After gaining entrance into the Faculty of Economics at the Marmara University, he successfully graduates with a bachelor’s degree in 2006. Then he enters the exams for the Master’s degree and following his interviews, he starts his graduate work at the Marmara University International Economics Department. He receives the title of ‘Expert Economist’ with his thesis titled ‘European Union Energy Policy and Turkey’. Following graduation he starts to work. Tunca is currently employed as a civil servant at the Kartal District Branch Directorate of the Istanbul Water and Sewage Administration (İSKİ). He is also doing work to prove disabled people can be successful in work life and to create handicapped awareness. He has the following to say in this subject: “I am trying to be an industrious, hard working, successful individual by showing these to people in practice, not in theory, rather than the disabled worker hired from the three percent contingency to be employed mandatorily, qualified as ‘people to be discarded’. Generally, the handicapped are thought to be image polluters. They are not given jobs where they are visible. They are always kept in the background, where they will not be out in the open. Many private businesses hire the handicapped due to the obligation, but they do not even want them to show up for work. Many handicapped people appear to be working, but they are made to stay at home and their salaries are paid. Those who see the handicapped as image pollution have polluted minds, ideas and brains… Emphasizing that the support and contribution of the family is also very important in the life of the handicapped individual, Mehmet Barış Tunca goes on as follows: “Families must adjust this dosage well when providing this support. They should not be overly protective, nor should they completely pull their support, they should do exactly what needs to be done at the right place and the right time. The handicapped individual must notice this strength behind him and improve to become an exemplary person everyone is proud of. My family always supported me both for sports and education; they’ve been on my side. Many things changed in my life after I was disabled. This change was always on the positive side. Thanks to wheelchair basketball, I went to places that normal tourists cannot even go, I met new cultures and I continue to meet more. Thanks to sports I traveled from the westernmost point of Turkey to the easternmost. In 2007 I participated as a chaperone at the 4th European Paralympics Youth Camp held by TESYEV to oversee the youngsters. I thus had my first experience abroad” PARALİMPİK TÜRKİYE 69 ŞEREFHAN, IWBF YÖNETİM KURULU’NDA T ŞEREFHAN IS IN THE IWBF EXECUTIVE BOARD ürkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu (TBESF) Başkanı Demirhan Şerefhan, Uluslararası Tekerlekli Sandalye Basketbol Federasyonu (IWBF) Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi. IWBF seçimli genel kurulu, 14 Temmuz'da Güney Kore'nin Incheon kentinde yapıldı. 11 aday ile yarışan Şerefhan, en yüksek oyu alarak yönetim kurulu üyeliğine getirildi. Şerefhan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Sporumuzun buna ihtiyacı vardı. Uluslararası arenada sportif olarak kendini kanıtlayan ülkemiz, uluslararası sportif yöneticilik alanında da boy göstererek yükselişine devam edecektir" ifadelerini kullandı. The Disabled Sports Federation of Turkey (TBESF) President Demirhan Şerefhan was elected as a member of the International Wheelchair Basketball Federation (IWBF). The general assembly of the IWBF with elections was held on July 14th in Inchon, South Korea. Competing against 11 candidates, Şerefhan received the highest number of votes and was elected as a member of the board. Şerefhan made a statement on the subject to say, "Our sports needed this. Proving itself on a sportive basis in the international arena, will also take place in the area of sports administration internationally and continue its climb". AMPUTE FUTBOLA AYBESK DAMGASI STAMP OF AYBESK ON AMPUTEE FOOTBALL T ürkiye Ampute Futbol Ligi’nde 2013-2014 sezonu şampiyonluğunu Ankara Yenimahalle Bedensel Engelliler Spor Kulübü (AYBESK) kazandı. Sezona tüm kupaları alma hedefiyle başlayan AYBESK Ampute Futbol Takımı, ligdeki son maçını da kazanıp Şampiyonlar Ligi kupası, Federasyon Kupası ve Lig Şampiyonluğu kupasını da kazanıp bu hedefini gerçekleştirdi. Ligi sadece bir beraberlikle kapatan AYBESK son maçını 17 Mayıs Cumartesi günü İstanbul Yeditepe Engelliler Spor klubüyle oynadı ve sahadan 6-0 galip ayrıldı. Karşılaşmanın gollerini Richard Opentıl, Şeyhmus Erdinç, Barış Telli(2), Rahmi Özcan ve Alican Kuruyamaç attı. Peşpeşe beşinci kez şampiyon olan AYBESK bu maçta sezonun 100. golünü de kaydetti. SOMA’da yaşanan üzücü olaydan dolayı yapılacak tüm etkinlik ve kutlamalar iptal edilirken, maç sonunda sade bir kupa töreni düzenlendi. Şampiyon ekibe kupa ve madalyalarını Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan verdi. AYBESK Ampute Futbol Takımı, geçen sene Rusya da yapılan organizasyonda Dünya şampiyonluğu kazanmış ve ülkemize ilk kez Dünya Kupası’nı getiren takım olmuştu. Ampute futbolda beş yıldır üst üste şampiyon olan AYBESK, bir çok uluslararası organizasyonda da başarılı sonuçlar elde etti. BASKETBOLDA DA SÜPER LİG’E YÜKSELDİLER Tekerlekli Sandalye Basketbol Birinci Ligi’nde de şampiyonluğa AYBESK ulaştı. AYBESK, finalde Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni 63-57 yenerek Süper Lig’e yükseldi. Altındağ Spor Salonu’nda oynanan karşılaşma büyük çekişme içinde geçti. Maçta bir ara 10 sayı geriye düşen AYBESK, sonrasında gösterdiği mücadele ile maçı kazanmayı bildi. AYBESK Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı, geçen sezon bir sayı fark ile şampiyonluğu kaçırmıştı. PARALİMPİK TÜRKİYE 70 In the Amputee Football League of Turkey, the championship of the 2013-2014 season was won by the Ankara Yenimahalle Disabled Sports Club (AYBESK). Starting the season with the objective to win all the cups, the AYBESK Amputee Football Team won its last match in the league to win the Champions League Cup, Federation Cup and League Championship Cup to carry out this objective. Finishing up the league with only one tie, AYBESK played its final match on Saturday, 17 May with the Istanbul Yeditepe Disabled Sport Club and left the pitch with a 6-0 victory. The goals of the match were scored by Richard Opentil, Şeyhmus Erdinç, Barış Telli (2), Rahmi Özcan and Alican Kuruyamaç. Winning the championship for the fifth consecutive time, AYBESK scored its 100th goal of the season during this match. As all the events and celebrations were cancelled due to the sad incident that took place in SOMA, a simple cup ceremony was held at the end of the match. The champion team received its trophy and medals from the Disabled Sports Federation President Demirhan Şerefhan. During an event held in Russia last year, the AYBESK Amputee Football Team had won the World Championship and was the first team to bring the World Cup into our country. THEY ROSE TO THE SUPER LEAGUE IN BASKETBALL ALSO AYBESK won the championship in the Wheelchair Basketball Premier League as well. AYBESK rose to the Super League by defeating Ankara Metropolitan Municipality by a score of 63-57 in the final. Falling behind by 10 points at one time, AYBESK made a comeback to win the game. KADIN BASKETBOLUNDA BİR İLK GARANTİ BANKASI’NIN SPONSORLUĞUNDA İLKİ BU YIL GAZİANTEP’TE GERÇEKLEŞTİRİLEN TEKERLEKLİ SANDALYE BASKETBOLU KADINLAR TÜRKİYE ŞAMPİYONASI’NDA FİNALDE CESUR MELEKLER’İ 39-32 YENEN POTANIN SULTANLARI ŞAMPİYON OLDU. THE SULTANS OF THE HOOP BEAT THE BRAVE ANGELS BY A SCORE OF 39-32 AT THE FINAL MATCH OF THE WHEELCHAIR BASKETBALL WOMEN’S CHAMPIONSHIP OF TURKEY HELD FOR THE FIRST TIME THIS YEAR IN GAZIANTEP UNDER THE SPONSORSHIP OF GARANTI BANK. T A FIRST IN WOMEN’S BASKETBALL ekerlekli sandalye basketbol liglerinin sponsorluğunu üstlenen Garanti Bankası, bu kapsamda Garanti Tekerlekli Sandalye Basketbol Kadınlar 1. Türkiye Şampiyonası’na da destek oldu. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde 2527 Haziran tarihleri arasında yapılan, birbirinden güzel ve heyecanlı görüntülere sahne olan turnuvanın final maçı Kamil Ocak Kapalı Spor Salonu’nda oynandı. Garanti Tekerlekli Sandalye Basketbol Ligi’nde mücadele eden kadın sporculardan oluşturulan dört takımın mücadele ettiği turnuvada, Cesur Melekler’i 39-32 yenen Potanın Sultanları takımı şampiyonluğu elde etti. Maç sonrasında düzenlenen ödül töreninde konuşma yapan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Biz yola çıkarken önce insan dedik. Hiç kimseye ayrımcılık yapmayacağız. Hiç kimseye de imtiyaz vermeyeceğiz. Her şeye adalet ile yaklaşacağız. Ben Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yaptığım yaklaşık iki buçuk yıl boyunca bu bakışla nelerin başarılabileceğini gördüm. Azcık alan, azcık fırsat açtığımız zaman neler başarılabileceğini gördüm. Dünyadaki rekabetin içinde yer alan bizim sporcularımızın kadınıyla, erkeğiyle engelsizlerden nasıl daha azimle ve kararlılıkla mücadele ettiğini gördüm. Muhteşemsiniz, tebrik ediyorum sizi” diye konuştu. Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan ise, “Bize gerektiği kadar önem gösterilmiyor. Spor tesislerinde istediğimiz kadar kendimizi gösteremiyoruz. Bugün burada yapılan Türkiye Şampiyonası liglerimizin bir provasıydı. Buraya yaklaşık 30 sporcumuz geldi ama gelemeyen bayan sporcularımızın şu an içi gidiyor. Şampiyona sadece spor anlamında değil, sosyal alanda da birçok şeyler kattı. Kadınlar Basketbol Şampiyonası’nda altı kadın hakem görev aldı. Büyükşehir belediyesinin kadın başkanı olan bir ilde böyle bir Taking on the sponsorship of the wheelchair basketball leagues, Garanti Bank also supported the 1st Women’s Wheelchair Basketball Championship of Turkey in this scope. The tournament was hosted by the Gaziantep Metropolitan Municipality during 25-27 June, with the final match being the scene of exciting play action being played at the Kamil Ocak Indoor Sports Hall. The tournament was participated by four teams consisting of women players competing at the Garanti Wheelchair Basketball League and the Sultans of the Hoop beat the Brave Angels by a score of 39-32 to win the championship. Speaking at the awards ceremony held after the match, Gaziantep Municipality Mayor Fatma Şahin said, “We say people first. We will not discriminate against anyone. We will not issue privileges to anyone. We will approach everything with justice. I saw what can be achieved with this approach during the two and a half years that I was the Minister of Family and Social Affairs. I saw what can be succeeded when we open up a little path and provide the tiniest opportunity. I saw how the men and women athletes of our country competed with the rest of the world with decisiveness and determination. You are PARALİMPİK TÜRKİYE 72 organizasyon yaptık” diye konuştu. Konuşmaların ardından şampiyonada derece elde eden takımlara, madalyaları ve kupaları verildi. Programa, Gaziantep Vali Yardımcısı Mehmet Taşdöğen, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Şehit Kamil Kaymakamı Mehmet Aydın, Gaziantep Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Ömer Faruk Şiran, Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan, Şahinbey Belediye Başkanvekili Cuma Güzel, Spor Yazarı Osman Tanburacı ve davetliler katıldı. magnificent. I congratulate you.” Disabled Sports Federation of Turkey President Demirhan Şerefhan took his turn to say, “They do not pay enough attention to us. We cannot make use of sports facilities as much as we should. The Championship of Turkey held here today was a rehearsal of our leagues. Approximately 30 players made it here, but those women players who couldn’t come are really upset right now. The championship made a social contribution as well in addition to its sportive sense. Six woman referees took part in the Women’s Basketball Championship. This event was held in a province where the mayor of the metropolitan municipality is a women”. Following the speeches, teams that placed in the championship were presented their medals and trophies. The program was attended by Deputy Governor of Gaziantep Mehmet Taşdöğen, Gaziantep Mayor Fatma Şahin, Şehit Kamil Governor Mehmet Aydın, Gaziantep Youth Services and Sports Provincial Director Ömer Faruk Şiran, Disabled Sports Federation of Turkey President Demirhan Şerefhan, Şahinbey Deputy Mayor Cuma Güzel, Sports Writer Osman Tanburacı and other guests. ENGELLİLER SPOR KULÜPLERİ - 4 / DISABLED SPORTS CLUBS - 4 YALOVA ORTOPEDİKLER SPOR KULÜBÜ YALOVA ORTHOPEDICS SPORTS CLUB 2005 YILINDA KURULAN KULÜP, TEKERLEKLİ SANDALYE BASKETBOLUNDA 2007 YILINDA BÖLGESEL LİG’DEN BİRİNCİ LİG’E, 2009 YILINDA İSE SÜPER LİG’E YÜKSELDİ. GEÇEN SEZON TÜRKİYE’Yİ AVRUPA KUPASI’NDA TEMSİL EDEN YALOVA ORTOPEDİKLER TEKERLEKLİ SANDALYE BASKETBOL TAKIMI ÖNÜMÜZDEKİ SEZON YİNE EUROLEAGUE CUP 3’TE MÜCADELE EDECEK. KULÜBÜN KURUCU BAŞKANI ALPASLAN ERKOÇ, “ENGELLİ SPORLARINDAKİ VARLIK AMACIMIZ, ENGELLİLERİMİZİN SOSYAL AKTİVİTELERE KATILIMI İLE HAYATA BAKIŞ AÇILARININ DAHA OLUMLU OLMASINI SAĞLAMAKTIR” DİYOR. ESTABLISHED IN 2005, THE CLUB ROSE FROM THE REGIONAL LEAGUE TO THE FIRST LEAGUE IN WHEELCHAIR BASKETBALL DURING 2007 AND TO THE SUPER LEAGUE IN 2009. REPRESENTING TURKEY IN THE EUROPEAN CUP LAST SEASON, THE YALOVA ORTHOPEDICS SPORTS CLUB WILL AGAIN COMPETE IN EUROLEAGUE CUP 3 NEXT SEASON. THE FOUNDING PRESIDENT OF THE CLUB ALPASLAN ERKOÇ SAID, “OUR PURPOSE IN TAKING PART IN HANDICAPPED SPORTS IS TO ENSURE THAT THE HANDICAPPED HAVE A MORE POSITIVE OUTLOOK ON LIFE THROUGH PARTICIPATION IN SOCIAL ACTIVITIES”. E ngelli bireylerin sosyal aktivitelere katılabilmelerini sağlayabilmek için engelli sporunun faydalı olabileceği düşüncesiyle 2005 yılında kurulan Yalova Ortopedikler Spor Kulübü, ilk olarak tekerlekli sandalye basketbol şubesini hayata geçirdi. Bu sporun Yalova’da engelliler dışında engeli olmayan vatandaşlar tarafından da sevilerek takip edilmesiyle, kurucu başkan Alpaslan Erkoç’un deyimiyle, ‘sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da ses getireceğine inanılan bir spor kulübünün temeli atılmış oldu. Yalova Ortopedikler Spor Kulübü’nün kurucuları Alpaslan Erkoç, Halil Mahmut Güral, Sönmez Giray, Hakan Atlıbatur, Ekrem Egemen, Nursel Yıldız ve Serap Şahinoğlu’ndan oluşuyor. Geride kalan dokuz yılda başkanlığını sürdüren Alpaslan Erkoç’un günümüz yönetiminde ise Selami Ardahan, Figen Abbasioğlu, Erhan Egemen ve Yakup Established in 2005 with the concept that disabled sports may be useful to ensure that handicapped individuals can participate in social activities, the Yalova Orthopedics Sports Club first opened its wheelchair basketball branch. As this sport was favorably followed with appreciation by the non-handicapped as well as the handicapped citizens, as the founding President Alpaslan Erkoç says, ‘the foundation was laid for a sports club that could be heard in the international area as well as Turkey. The founders of the Yalova Orthopedics Sports Club are; Alpaslan Erkoç, Halil Mahmut Güral, Sönmez Giray, Hakan Atlıbatur, Ekrem Egemen, Nursel Yıldız and Serap Şahinoğlu’ndan. Sustaining the presidency for the past nine years, Alpaslan Erkoç’s management team today includes Selami Ardahan, Figen Abbasioğlu, Erhan Egemen and Yakup PARALİMPİK TÜRKİYE 74 Güdenoğlu yer alıyor. Kulübün tekerlekli sandalye basketbolunda on iki, okçulukta dört, yüzmede iki, bilek güreşi ve halterde birer olmak üzere toplam 20 lisanslı sporcusu var. Kuruluşunun ardından 2007 yılında Tekerlekli Sandalye Basketbol Bölgesel Ligi’nde ikinci olarak Birinci Lig’e yükselen Yalova Ortopedikler, 2009 yılında Birinci Lig’de şampiyon olarak Süper Lig’e adım attı. Süper Lig’i ilk üç yıl üst üste beşinci tamamlayan ekip, geride kalan 2013-2014 sezonunda ligi yedinci sırada bitirirken, aynı zamanda tarihinde ilk kez Avrupa Kupası’na katıldı. Euroleague Cup 3’te grubunu ikinci olarak bitiren Yalova Ortopedikler, finallere gitme şansını son anda kaybetti. Kırmızı Yeşilliler 2014-2015 sezonunda da ülkemizi yine Euroleague Cup 3’te temsil edecek. Kulüp Başkanı Erkoç, geçen sezonun deneyimi ve daha fazla çalışarak bu kez finallere katılmayı hedeflediklerini söylüyor. Güdenoğlu. The club has 20 licensed athletes; 12 in wheelchair basketball, four in archery, two in swimming and one each in arm wrestling and weight lifting. Rising to the Premier League by coming in second place at the Wheelchair Basketball Regional League in 2007 following its foundation, the Yalova Orthopedics Sports Club won the championship of the Premier League in 2009 to move up to the Super League. After completing the Super League in fifth place for the first three years in a row, the team finished in seventh place in the 2013-2014 season, participating in the European Cup for the first time in its history. Finishing in second place in its group at the Euroleague Cup 3, the Yalova Orthopedics Sports Club lost the chance to move into the final at the last minute. Yeni sporcular arayışında olan kulüp bu yıl 10 yeni engelli sporcuya daha kapılarını açtı. Yaz aylarında alt yapı çerçevesinde sürdürülmekte olan çalışmalar sonunda bu sporcuların da lisansları çıkarılacak ve kulübün sporcu sayısı artırılacak. Başkan Alpaslan Erkoç, “Kulüp olarak engelli sporlarındaki varlık amacımız, engellilerimizin sosyal aktivitelere katılımı ile hayata bakış açılarının daha olumlu olmasını sağlamaktır. Bizim en önemli misyonumuz ve görevimiz budur” diyor. Bu arada sosyal, kültürel aktiviteler de kulübün faaliyetlerinin bir diğer parçası. Yaz aylarında Türkiye’nin tanınmış sanatçıları Yalova’ya getirilerek Yalova Ortopedikler Spor Kulübü’nün tanıtımı yapılıyor. Ceza, Murat Boz, Gökhan Türkmen, Halil Sezai, Fettah Can gibi sanatçılar şimdiye dek bu aktivitelere katılan ünlüler arasında yer alıyor. Başkan Erkoç bu konuyla ilgili olarak da, “Sanatçılarımızı ilimize getirerek binlerce vatandaşımıza konserler verdirdik ve bu sayede kulübümüzün tanıtımını yapmış olduk. Engelli sporcularımızın halk ile daha sık iç içe olmalarını sağlamak amacıyla zaman zaman yemekli gece etkinlikleri de düzenlemekteyiz” bilgisini veriyor. Yalova Ortopedikler Spor Kulübü Başkanı, “Kısa ve uzun vadedeki projeleriniz nelerdir” şeklinde kendisine yönelttiğimiz soruyu ise şöyle cevaplıyor: “Kulübümüzün şu ana kadar Süper Lig’de kalıcı olması, uzun vadeli projelerimizin olduğunun göstergesidir. Hedefimiz en geç 2018 yılına kadar Avrupa Kupası’nda derece alarak ülkemizi yurt dışında en iyi şekilde temsil etmektir. Süper Lig’de 2018 yılına kadar ilk üçe girmek bir başka hedefimizdir. 2020 Paralimpik Oyunları’na kadar da Süper Lig şampiyonluğu uzun vadeli hedeflerimiz arasında bulunuyor.” 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde büyük acıların yaşandığı kentte, o gün enkaz altından çıkan ve omurilik felci olan İsmail Ar ile yine enkaz altından çıkan ve bacağını kaybeden Elif Soydan gibi bir çok isim Yalova Ortopedikler Spor Kulübü sayesinde spora kazandırıldı ve hayata bağlanmaları sağlandı. Kulüp Başkanı Alpaslan Erkoç son olarak, bir minnet borcunu dile getirmeden edemiyor ve şu eklemeyi yapıyor: “Kulübümüz neredeyse kapanmak üzereyken ilimize atanan engelli dostu Yalova Valisi Sayın Esengül Civelek, toparlanmamızı ve ayakta kalmamızı sağladı. Bugün faaliyetlerimizi sürdürebiliyorsak Sayın Valimiz sayesindedir. Engelli toplumu adına, engelli sporuna verdiği destekten dolayı kendisine Paralimpik Türkiye aracılığı ile buradan bir kez daha teşekkürler ederiz.” The Red & Green team will again represent our country during the 2014-2015 season at the Euroleague Cup 3. Club President Erkoç claims that they will reach the finals this year thanks to the experience from last season and by working harder. Always on the lookout for new athletes, the club opened its doors to 10 new handicapped athletes. As a result of the work maintained at the grass roots level, these athletes will also be issued licenses and the club’s athlete roster will be increased. President Alpaslan Erkoç says, “Our reason for taking part in handicapped sports as a club is to impart a more positive outlook on life for our handicapped athletes through participation in social activities. That is our most important mission and duty”. Meanwhile, social and cultural activities are another part of the events carried out by the club. Celebrity artists of Turkey are brought to Yalova during the summer months to promote the Yalova Orthopedics Sports Club. Artists such as Ceza, Murat Boz, Gökhan Türkmen, Halil Sezai and Fettah Can are among celebrities to participate in these events. When we asked him, “What are your short and long term projects?” the President of the Yalova Orthopedics Sports Club gave us the following answer: “The fact that our club lasted in the Super League so far, is an indicator that we have long term projects. Our objective is to move into the top three in the European Cup by at the latest 2018 and to represent our country abroad in the best manner. Entering the top three in the Super League by 2018 is another one of our objectives. Becoming the champion of the Super League by the 2020 Paralympic Games is a long term target for us.” Many individuals such as İsmail Ar who became paralyzed in his spine after being rescued from under the rubble in the city where tremendous pain was experienced during the Marmara earthquake of August 17th, 1999 and Elif Soydan, who was also removed from under the rubble and lost one of her legs were gained into sports thanks to the Yalova Orthopedics Sports Club and gained a new lease on life. PARALİMPİK TÜRKİYE 75 BOĞAZİÇİ’NDE PROTESTO 2014 SAMSUNG BOĞAZİÇİ KITALARARASI YÜZME YARIŞI’NA KATILANLAR ARASINDA BU YIL 15 BEDENSEL ENGELLİ YÜZÜCÜ YER ALDI. BU İSİMLERDEN BİRİ OLAN ALPER CEYLANTEPE 0:48:58 İLE 1661 KİŞİ ARASINDA EN İYİ 9. DERECEYİ YAPTI. 30-34 YAŞ KATEGORİSİNDE İKİNCİ OLARAK KÜRSÜYE ÇIKMA İTİRAZI KABUL EDİLMEYEN BAŞARILI YÜZÜCÜ, ENGELLİLER KATEGORİSİNİN BİRİNCİLİK ÖDÜLÜNÜ ALMADI. THERE WERE 15 PHYSICALLY HANDICAPPED SWIMMERS AMONG THOSE WHO SWAM IN THE 2014 SAMSUNG BOSPHORUS INTERCONTINENTAL SWIMMING RACE THIS YEAR. ALPER CEYLANTEPE, WHO WAS ONE OF THESE SWIMMERS, HAD THE 9TH BEST TIME IN THE RACE WITH A TIME OF 0:48:58 AMONG APPROXIMATELY 1700 PEOPLE. THE SUCCESSFUL SWIMMER, WHOSE OBJECTION TO RISE TO THE PODIUM IN SECOND PLACE IN THE 30-34 AGE CATEGORY, REFUSED THE FIRST PLACE TROPHY OF THE HANDICAPPED CATEGORY. HANDICAPPED PROTEST ON THE BOSPHORUS İ stanbul Boğazı’nda 20 Temmuz Pazar günü düzenlenen 2014 Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’na engelli engelsiz ayırımı tartışma yarattı. Kanlıca Vapur İskelesi’nden başlayıp Kuruçeşme Cemil Topuzlu Parkı’nda sona eren 6.5 kilometrelik mücadelede, 1661 katılımcı arasında bedensel engelli yüzücülerden Alper Ceylantepe 0:48:45 ile tüm yarışmacılar arasında en iyi 9., Oğulcan Altaş ise 0:48:58 ile 12. dereceyi elde etti. 1982 doğumlu Alper Ceylantepe’nin, 30-34 yaş kategorisinde Yeni Zelandalı Moss Burmester’in (0:48:42) ardından 0:48:58 ile ikinci olarak kürsüye çıkması gerektiğine ilişkin itirazı, organizasyon yetkililerince kabul edilmedi. Ceylantepe bu gelişme sonrası, engelliler kategorisinin birincilik kürsüsüne çıkmayı reddetti ve ödülü almadı. Engelliler kategorisinin sonuçları ise şöyle açıklandı: 1.Alper Ceylantepe (E) (Türkiye)0:48:45, 2 . Oğulcan Altaş (E) (Türkiye) 0:48:58, 3. Miray Ulaş (K) (Türkiye) 0:58:18, 4. Şebnem Güre (K) (Türkiye) 0:58:37, 5. Valentin Zabolotnyy (E) (Belarus) 1:01:20, 6. Berk Kamanlı (E)(Türkiye) 1:08:56, 7. Ömer Kalay (E) (Türkiye) 1:12:09, 8. İsmet Ayık (E) (Türkiye) 1:13:12, 9. Hasan Şener (E) (Türkiye) 1:15:06, 10. Recep Ateş (E) (Türkiye) 1:15:20, 11. Mustafa Kemal Çelikkol (E) (Türkiye) 1:17:30, 12. Hüseyin Dündar (E) (Türkiye) 1:18:56, 13. Çilem Çelik (E) (Türkiye) 1:19:27, 14. Hamit Demir (E) (Türkiye) 1:56:05, Uğur Uçak (E) (Türkiye) DQ Öte yandan; Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nda Peugeot firması, ‘Peugeot ile Engelsiz Yaşam’ projesi kapsamında, 2013 yılında olduğu gibi engelli yüzücüleri destekledi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Bakanlık Müşaviri Kenan Önalan, Peugeot Genel Müdürü Marc Bergeretti ve Peugeot gönüllüleri yarış günü engelli yüzücüleri ‘Peugeot ile Engelsiz Yaşam’ standından başarı dilekleriyle yarışa yolcu ettiler. Peugeot Genel Müdürü Marc Bergeretti aynı zamanda kendisi de Boğaz’ı yüzerek geçen yüzücüler arasında yer aldı ve yarışı tamamladı. Engelliler kategorisinde dereceye girenlere madalyalarını Peugeot Genel Müdürü Marc Bergeretti verdi. Bergeretti, tüm dünyadan sporcuların katıldığı, İstanbul için önemli ve anlamlı bir organizasyonda engelli yarışçılarla bir arada bulundukları için çok mutlu olduklarını vurgularken; “Engelsiz bir yaşam için engelleri birlikte aşıyoruz” dedi. ENGELLİLER KATEGORİSİ SONUÇLARI / HANDICAPPED RESULTS The distinction of handicapped vs. non-handicapped created a controversy during the 2014 Samsung Bosphorus Intercontinental Swimming Race held at the Bosphorus in Istanbul on Sunday, July 20th. During the 6.5 kilometer contest that starts at the Kanlıca Ferryboat Pier and ends at the Kuruçeşme Cemil Topuzlu Park, among 1661 participants, one of the physically handicapped swimmers, Alper Ceylantepe achieved the 9th best time among all participants of 0:48:45, while Oğulcan Altaş achieved a time of 0:48:58 to come in 12th place. The objection of Alper Ceylantepe, who was born in 1982, to go to the podium in the 30-34 year age category behind Moss Burmester from New Zealand (0:48:42) with his time of 0:48:58 was not accepted by officials of the event. Following this situation, Ceylantepe refused to go on the podium as the first place winner of the handicapped category and refused the trophy. The results of the handicapped category were announced as follows: 1. Alper Ceylantepe (M) (Turkey) 0:48:45, 2 . Oğulcan Altaş (M) (Turkey) 0:48:58, 3. Miray Ulaş (F) (Turkey) 0:58:18, 4. Şebnem Güre (F) (Turkey) 0:58:37, 5. Valentin Zabolotnyy (M) (Belarus) 1:01:20, 6. Berk Kamanlı (M) (Turkey) 1:08:56, 7. Ömer Kalay (M) (Turkey) 1:12:09, 8. İsmet Ayık (M) (Turkey) 1:13:12, 9. Hasan Şener (M) (Turkey) 1:15:06, 10. Recep Ateş (M) (Turkey) 1:15:20, 11. Mustafa Kemal Çelikkol (M) (Turkey) 1:17:30, 12. Hüseyin Dündar (M) (Turkey) 1:18:56, 13. Çilem Çelik (M) (Turkey) 1:19:27, 14. Hamit Demir (M) (Turkey) 1:56:05, Uğur Uçak (M) (Turkey) DQ. Meanwhile the Peugeot company supported handicapped swimmers as they did in 2013 at the 2014 Samsung Bosphorus Intercontinental Swimming Race within the scope of the ‘Handicap-Free Life with Peugeot’ project. Family and Social Policies Ministry, Disabled and Elderly Services Director General, Consultant to the Ministry Kenan Önalan, Peugeot General Manager Marc Bergeretti and Peugeot volunteers saw the handicapped swimmers off from the ‘Handicap-Free Life with Peugeot’ booth, wishing them success. PARALİMPİK TÜRKİYE 77 EGE DENİZ AVRUPA ÜÇÜNCÜSÜ INASFID TARAFINDAN HOLLANDA'DA DÜZENLENEN AVRUPA AÇIK ATLETİZM ŞAMPİYONASI'NDA 5000 METREDE 22.28'LİK DERECE ELDE EDEN SPORCUMUZ BRONZ MADALYA KAZANDI OUR ATHLETE OBTAINED A TIME OF 22:28 IN THE 500 METERS DURING THE EUROPEAN OPEN ATHLETICS CHAMPIONSHIP HELD BY INASFID IN HOLLAND TO WIN A BRONZE MEDAL O tizmli sporcumuz Ege Deniz'den bir büyük başarı daha... Milli sporcumuz, Dünya Zihinsel Engelliler Federasyonu (INASFID) tarafından 1215 Haziran tarihleri arasında Hollanda'da düzenlenen Avrupa Açık Atletizm Şampiyonası'nda bronz madalya kazandı. Şampiyonada 5000 metrede mücadele veren Ege Deniz, 22.28'lik derecesiyle üçüncülük kürsüsüne çıktı. Bu madalya, otizmli bir Türk spocusunun bugüne kadar elde ettiği en büyük başarı oldu. Daha önce de yüzmede Avrupa şampiyonu olan Ege Deniz, sekiz ay önce branş değiştirerek atletizme başladı. Son üç ayda önce Antalya'da yapılan Türkiye Atletizm Bölge Yarışması’nda birinci olan başarılı sporcu, daha sonra yine Antalya'da Türkiye Şampiyonu olmuştu. Milli sporcunun antrenörü Halil Kargulu, Ege Deniz'in inanılmaz bir gelişim gösterdiğine dikkat çekerek, "Hiç kimse şüphe etmesin ki, Ege bir gün Paralimpik Şampiyonu olacaktır. Rio 2016'da kürsüye çıkarak Türk bayrağını dalgalandıracaktır" dedi. Another tremendous success from our autistic athlete Ege Deniz... Our national athlete won a bronze medal at the European Open Athletics Championship held by the World Mentally Handicapped Federation (INASFID) during 12-15 June in Holland. Competing in the 5000 meters at the championship, Ege Deniz won third place with a time of 22:28. This medal is the biggest success ever achieved by an autistic Turkish athlete. Winning the European championship in swimming earlier, Ege Deniz switched his branch eight months ago to start athletics. During the past three months, the successful athlete first won first place at the Athletics Regional Tournament of Turkey held in Antalya, then became Turkish champion also in Antalya. The trainer of the national athlete Halil Kargulu emphasized that Ege Deniz demonstrated an unbelievable improvement and said, "Let no one doubt that Ege will someday become Paralympics champion. He will rise to the podium in Rio 2016 to fly the Turkish flag". EGE DENİZ IS THIRD IN EUROPE BU SPOR SALONU ÇOK ÖZEL İSTANBUL’DA HAYATA GEÇİRİLEN ÖZEL SPORCULARA YÖNELİK SPOR TESİSİ, OTİZM, ZİHİNSEL ENGELLİLİK, DOWN SENDROMU GİBİ TANIMLARA SAHİP ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLARA KAPILARINI AÇTI. BAKANLIK, BU VE ÜLKE GENELİNDEKİ BENZERİ TESİSLERDE SPOR YAPACAK AMATÖR, PROFESYONEL, MİLLİ PARALİMPİK SPORCULAR İÇİN DEĞİŞİK PROJELERİ HAYATA GEÇİRİYOR. THIS GYM IS VERY SPECIAL A SPORTS FACILITY BUILT ESPECIALLY FOR SPECIAL ATHLETES IN ISTANBUL OPENED ITS DOORS TO CHILDREN WITH SPECIAL NEEDS HAVING CONDITIONS SUCH AS AUTISM, MENTAL RETARDATION AND DOWN SYNDROME. THE MINISTRY IS STARTING VARIOUS PROJECTS FOR AMATEUR, PROFESSIONAL AND NATIONAL PARALYMPIC ATHLETES TO TAKE PART IN SPORTS AT THIS AND SIMILAR OTHER FACILITIES THROUGHOUT THE COUNTRY. G ençlik ve Spor Bakanlığı, ülke genelinde sürdürdüğü spor ve gençlik yatırımlarının yanı sıra özel sporculara yönelik tesisleşme hamlesi ve projeler kapsamında Türkiye'de bu alanda bir ilk olma özelliğini taşıyan spor tesisini hayata geçirdi. Bakanlığın koordinesinde PG Sport'un girişimleriyle İstanbul'da hayata geçirilen özel sporculara yönelik spor tesisi, otizm, zihinsel engellilik, down sendromu gibi tanılara sahip özel gereksinimli çocuklara kapılarını açtı. Bakanlık, özellikle Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları düzeyinde sporcuları yetiştirebilmek adına alt yapı çalışmalarına çok ciddi bir kaynak ayırırken, bu tesislerde spor yapacak amatör, profesyonel, milli, paralimpik sporcular için de çok sayıda projeyi hayata geçiriyor. İstanbul'da kapılarını açan bu önemli tesiste Paralimpik branşlarda hedeflenen başarılar için özel çocuklar sporla tanıştırılıyor. Türkiye'nin özel sporculara yönelik ilk spor tesisinde, özel sporcular için çeşitli programlar uygulanarak bu alanda güzel sonuçları getirebilecek bir spor geleceğinin temelleri atılıyor. Uzun süren bir hazırlık sürecinin ardından hizmete açılan tesiste, ilk olarak özel çocukların kazanması gereken motorik özellikler, atma The Ministry of Youth and Sports commissioned a sports facility that is a first in Turkey in its field within the scope of facility construction and projects aimed at special athletes alongside other sports and youth investments it has been maintaining throughout the country. The sports facility for special athletes started in Istanbul with the coordination of the Ministry and the work of PG Sport; opened its doors to children with special needs such as those with autism, mental retardation and Down syndrome. While the Ministry allocated a sizeable resource to grass roots work especially with an eye to raising athletes at Olympic and Paralympic level, it is also bringing about a large number of projects aimed at amateur, professional, national and Paralympic athletes to take part in sports at these facilities. Special children are being initiated into sports at this significant facility opening its doors in Istanbul for the successes targeted in Paralympic branches. Various programs are being implemented for special athletes at the first sports facility in Turkey for special athletes, laying the foundation for a sports future to bring about good results in this field. The facility, opened following a long preparation phase, first provides training towards motor functions that special children must attain such as throwing PARALİMPİK TÜRKİYE 80 tutma becerileri, çabukluk, çeviklik, denge, koordinasyon gibi alanlara yönelik eğitimler veriliyor. Daha sonra ise masa tenisi, yüzme ve bisiklet gibi sporlar çocuklarla tanıştırılarak, gelecek dönemlerde ciddi başarılara imza atabilecek sporcuların yetiştirilmesi amaçlanıyor. Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Türkiye'nin yedi bölgesi ve 81 ilinde spor ve gençlik üzerine yatırımlara imza attıklarını belirterek, bu yatırımların Türkiye'nin sportif geleceğinde ve sporla yetişecek sağlıklı nesillerde büyük roller üstleneceğini söyledi. Bakanlık olarak sadece bir takım alt yapı yatırımları yapıp, kenara çekilen bir yapıda olmadıklarını ve olmayacaklarını vurgulayan Kılıç, "Bu tesisleri içerisini dolduracak çocuklarımız, gençlerimiz, sporcularımız için de her türlü desteği veriyoruz. Özel sporcularımıza ve engelleri birlikte aşacağımız çocuklarımız için de önemli işlere imza atıyoruz. Bu konudaki hassasiyetimiz en üst noktada. Bakanlığımızın koordinesinde ve desteğinde İstanbul'da hizmete giren bu tesisin özel sporcularımız için de engelleri sporla geride bırakan gençlerimiz için de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, burada sporla tanışacak kardeşlerimizin sosyal hayata katılımlarının çok da farklı olacağına inancım tam" dedi. and catching skills, quickness, agility, balance and coordination. Then the children are inducted into sports such as table tennis, swimming and cycling in order to train athletes who can achieve major successes in subsequent times. Youth and Sports Minister Akif Çağatay Kılıç indicated that investments were being carried out in seven regions and 81 provinces of Turkey for sports and youth and stated that these investments will take on tremendous roles for the sportive future of Turkey and healthy generations to be raised with sports. Emphasizing that the Ministry is not and will not be of a nature that makes infrastructure investments and pulls aside, Kılıç said, "We are providing all kinds of support for our children, youth and athletes to fill the inside of these facilities. We are also doing work for our special children and the children whose disabilities we will overcome together. Our sensitivity in this area is at the highest level. I believe that this facility going into service in Istanbul with the coordination and support of our Ministry is very important for our special athletes and youth who leave behind their handicaps through sports. I also fully believe that our youngsters who will meet with sports here will also have a much better participation in social life”.
Benzer belgeler
TÜRKİYE
GÜmÜŞDaL - muraT aĞca Dr. NureTTİN koNar
YAYIN YÖNETMENİ VE YAZI İŞLERİ MD.
EDITOR IN CHIEF AND MANAGING EDITOR:
HamİT TurHaN
paralimpik
GÜmÜŞDaL - muraT aĞca Dr. NureTTİN koNar
YAYIN YÖNETMENİ VE YAZI İŞLERİ MD.
EDITOR IN CHIEF AND MANAGING EDITOR:
HamİT TurHaN
TÜRKİYE
London Paralympic Games with 69 athletes and winning a total
of 10 medals consisting of one gold, five silver and four bronze
medals, Turkey is aiming to send more athletes to Rio and to win