ZORLU HOLDING`DE YENI HAYAT BAŞLADI
Transkript
1 Zorlu Grubu iç iletişim yayınıdır. Üç ayda bir yayımlanır. Temmuz-Ağustos-Eylül 2014 46 ZORLU HOLDING’DE YENI HAYAT BAŞLADI sunuş 01 Geleceğin adresi: Levent 199 Z orlu Dergi’nin elinizde tuttuğunuz sayısı hepimiz için çok özel bir sayı. Bu sayıyla beraber, 61 yılı başarıyla geride bırakan Grubumuz için çok önemli ve anlamlı bir kilometre taşını idrak etmenin heyecanı içindeyiz. Ekim ayı itibarıyla, bugüne kadar Grubumuz için birçok önemli gelişmeye ev sahipliği yapan Avcılar Zorlu Plaza’daki Genel Merkezimizden yeni başarılarımıza tanıklık edecek Levent 199’a taşınmış bulunuyoruz. Levent 199’u, Grubumuz için önemli bir dönüm noktası olarak görüyorum. Grubumuzun Denizli’nin pamuklu dokumalarıyla ünlü Babadağ ilçesinde başlayan yolculuğunda önemli bir kilometre taşı olan Avcılar’daki Zorlu Plaza’da Türkiye’nin sayılı holdingleri arasına girişine hep birlikte tanıklık ettik. Şimdi Levent 199’da bambaşka bir yolculuğa çıkıyoruz. Türkiye ekonomisinin kalbinin attığı, uluslararası şirketlerin merkezlerinin yer aldığı bir lokasyonda yer alan Levent 199, Grubumuz için yeni bir vizyonun şekillendiği adres olacak. Zorlu Grubu, 24 bin kişilik çok büyük bir aile. Bu büyük ailenin Genel Merkez’de görev yapan 900 üyesi ile artık Levent 199 çatısı altında bir araya geldik. Bir arada olmanın getireceği büyük sinerji ile hedeflerimizi de büyüttük. Artık hayallerimiz, hedeflerimiz ülkemizle sınırlı değil. Önce bölgesel bir güç olmak, ardından da küresel bir oyuncu olmak gibi bir hedefimiz var. Bu hedefi gerçekleştirmemizin önünde ise hiçbir engel yok… Zorlu Grubu olarak, kurulduğumuz günden bu yana hayallerimizin peşinden koşarak yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Geleceğin dünyasını teknolojik gelişimin belirleyeceği, teknolojiyi iyi kullanan şirketlerin ve ülkelerin çok avantajlı bir konuma geçeceği gerçeğinden hareketle, Grubumuzun DNA’sında var olan inovatif yaklaşımı en önemli değer olarak benimsedik. Faaliyet gösterdiğimiz her alanda inovasyonu birinci önceliğimiz olarak koruyoruz. Bu anlayışla hayata geçirilen, hem ülkemiz hem de Grubumuz için çok önemli bir gelişmeyi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye’nin beklediği akıllı telefon Venus’ü dünya teknoloji devlerinin katıldığı, Berlin’de düzenlenen IFA Fuarı’nda tanıttık. Çok büyük beğeni topladı. Teknolojinin geldiği son nokta- yı simgeleyen, dünyanın en büyük endüstri komplekslerinden Vestel City’de Türk mühendislerce yerli tasarım ve üretim eseri olarak hayata geçirilen Türkiye’nin beklediği akıllı telefon Venus erişilebilir fiyatlarla Türk tüketicisi ile buluştu. Milli bir gurur projesi olarak gördüğümüz Venus, yabancı markalı cep telefonu ithalatını azaltarak cari açığın küçülmesine katkıda bulunmayı ve akıllı cep telefonu ihracatıyla birlikte ülkemizin ihracat kapasitesinin artırılmasını sağlayacak. Venus’le küresel rekabette, inovasyonda, teknoloji ve ürün kalitesinde dünya standartlarında olduğumuzu bir kez daha gösterdik. Farklı sektörlerde çalışan ekip arkadaşlarımız, yeni geliştirdikleri ürün ve hizmetleri duyurmak için sabırsızlanıyor. Bu gurur veren ve baş döndüren bir devinim… Sizlerin de en kısa sürede Venus sahibi olmanızı ve gururumuza ortak olarak markamıza elçilik etmenizi diliyorum. Bu döneme damgasını vuran bir diğer gelişme de Gördes’te bulunan Meta Nikel Metalurji tesisimizin tamamlanarak, deneme üretimine başlaması oldu. Meta Nikel tesisimiz de sahip olduğu üstün teknolojik özellikleri itibarıyla Kuzey Yarımküre’deki tek tesis. Tamamen ihracat odaklı ve katma değerli üretim yapacak olan tesisimizin de ülkemiz ekonomisine büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Bu dönemde bir yandan böylesi önemli ve büyük projeleri hayata geçirmenin, bir yandan da Levent 199’a taşınma projemizi mükemmel bir şekilde sonuçlandırmanın mutluluk ve heyecanını yaşıyoruz. Diğer taraftan, tüm faaliyet alanlarımızda örnek bir başarı öyküsü yazmaya devam ediyoruz. Bu öykü, siz değerli yöneticilerimiz ve çalışma arkadaşlarımızın kıymetli çalışmalarıyla yazılıyor. Sizlerle birlikte inşa ettiğimiz başarıları daha da ileri taşıyacağımıza derinden inanıyorum. Yeni binamızın açılışı, Ulu Önder Atatürk’ün ülke olarak kaderimizi değiştirdiği Cumhuriyet’in ilanına, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutladığımız günlere denk geldi. Bu nedenle gurur ve sevincimiz katlandı. Bu ülkenin geleceğine yatırım yapmaya, daha iyi ve kaliteli ürün ve hizmet üretmeye devam etmek görevimiz. Sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin kuruluşunu kutluyor, Ata’mızı saygıyla anıyorum. Levent 199 hepimize hayırlı uğurlu olsun. Sevgi ve saygılarımla, Ahmet ZORLU 02 içindekiler 03 Türkiye’de ve Dünyada Zorlu Dergisi, Zorlu Holding A.Ş. yayınıdır. Para ile satılmaz. Katkıda Bulunanlar: Metin Salt / Vestek Genel Müdürü Metin Salt, 1990’da ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. ABD’de Digital Microwave Corp. ve Cellnet Technology Inc. adlı şirketlerde Ar-Ge grup yöneticiliği yaptı. Halen Vestel Şirketler Grubu’nun Ar-Ge çalışmalarını yürüten Vestek Elektronik Araştırma Geliştirme A.Ş.’de genel müdür olarak görev yapıyor. ABD, Avrupa ve Türkiye patent enstitüleri tarafından verilen altı patenti bulunuyor. 16 Vestel, geleceğin akıllı ev teknolojisini IFA’ya taşıdı Ayşegül Güngör / Minerva Eğitim Teknolojileri A.Ş. Genel Müdürü 1989’da İstanbul Üniversitesi Ekonometri Bölümü’nden lisans derecesi, 1991’de Ekonometri Bölümü’nden yüksek lisans derecesi aldı. Bankacılık sektöründeki kariyerinin yanı sıra 1995’te Marmara Üniversitesi Çağdaş Bilimler Vakfı, Çağdaş İşletmecilik Sertifika Programı’nda hazine ve sermaye piyasaları konusunda dersler verdi. 2001’den bu yana yönetici ortağı olduğu Minerva Eğitim ve Danışmanlık bünyesinde, çeşitli kurum ve kuruluşlara eğitim ve danışmanlık hizmetleri veriyor. 20 Evlerde Linens şıklığı 22 “Raffles İstanbul Zorlu Center’da bulunmak bir ayrıcalık” 24 Zorlu Enerji uzmanlığını konuşturuyor 04 Kapak / Zorlu Holding’de yeni hayat başladı 26 Vestel’in beklenen akıllı telefonu Venus piyasada 28 Üniversitelilerin “yeni dünyası” Venus 29 TAÇ fabrika satış mağaza açılışları sürüyor 30 Valeron, Maison&Objet’de yeni koleksiyonunu sergiledi 31 Pierre Cardin, Züchex’te büyük ilgi gördü 32 İstanbul’a hediye: Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi 34 PSM yeni sezona muhteşem galalarla başladı 36 Zorlu Enerji’den sosyal ve kültürel yaşama destek 44 Babil Teknolojisi 48 Zorluteks Tekstil çalışanlarına özel iki yeni kulüp 49 Zorlu Grubu, etkinlikleriyle çalışan motivasyonunu artırıyor 50 Kibritçi Kız ödüle doymuyor 51 Linens ailesi büyüyor 52 Zorlu’nun “İlk Ev”i sanatseverlerle buluştu 54 Önce Zorlu’ya, sonra dünya seyahatine! 56 GAZDAŞ’tan doğal gaza özel cazip ödemeler 57 Zorlu Enerji yerel paydaşlarıyla bir arada 58 Kendi kendimizi yönetmek 60 Vestel’den ezber bozan rekortmen ürünler 62 Araya giren pazarlama ne zaman aradan çıkacak? 64 Peynirsiz sofra olmaz 66 Yazın tadı Zorlu Center’da çıktı 68 Pruvanız neta olsun! 70 Stresi yenebilirsiniz 72 Kişisel imajınızı sorgulayın, yenileyin! 74 Gökyüzünün getirdikleri 76 Kısa kısa 80 Kültür sanat 82 English summaries Zorlu Holding A.Ş. Adına Sahibi Olgun Zorlu İçerik Tasarım ve Uygulama Hizmetleri Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yaprak Özer indeks içerik-iletişim danışmanlık Kore şehitleri Cad. Atılım İş Merkezi No: 28 K: 4 D: 4 34397 Zincirlikuyu-İstanbul Tel: 0212 347 70 70 Faks: 0212 347 70 77 e-mail: [email protected] web: www.indeksiletisim.com Yayın Kurulu Vedat Aydın, Lale İlalan, Necmi Kavuşturan Yayın türü: Yerel, süreli, 3 aylık 34 PSM yeni sezona muhteşem galalarla başladı 38 Kristal Elma’dan Vestel’e 5 ödül Renk Ayrımı ve Basım Üniform Basım Sanayi Turizm Limited Şirketi 100. Yıl Mahallesi Matbaacılar Sitesi No: 114 1. Cadde Bağcılar / İstanbul Tel: 0212 429 10 00 - 01 - 02 Faks: 0212 629 06 00 42 Broadway ve Hollywood’un en ünlüleri Zorlu’da Dergi Yönetim Yeri Zorlu Plaza, 34310 Avcılar - İstanbul Telefon: 0212 456 20 00 Faks: 0212 422 00 49 e-posta: [email protected] 46 Sürdürülebilirlikte öncülük ödül getiriyor “Zorlu” Dergisi’nin içerik ve tasarımı İndeks İçerik İletişim Danışmanlık tarafından yaratılmış olup, Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında eser olarak koruma altındadır. “Zorlu” Dergisi’nde yayınlanan yazı ve fotoğrafları yayma hakkı ve “Zorlu” markası ve logosu Zorlu Holding A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilse dahi, hak sahiplerinin yazılı izni olmaksızın ticari amaçlarla kullanılamaz. Dergide yayınlanan yazılar, yazarların kişisel görüş, yorum ve tavsiyelerini içermektedir, İndeks İçerik İletişim Danışmanlık veya Zorlu Holding A.Ş., yazılarda yer alan bilgi, görüş ve tavsiyeler nedeniyle doğabilecek maddi veya manevi zararlardan hiçbir şekilde sorumlu değildir. 04 kapak 05 Z Zorlu Holding’de yeni hayat başladı orlu Grubu, yeni akıllı binası Levent 199’a kavuştu. Vestel Ticaret, Vestel LED, Zorlu Enerji, Zorlu Doğalgaz, Zorluteks, Zorlu Gayrimenkul şirketleri ve Holding birimleri olmak üzere beş farklı sektörden Zorlu Grubu’nun 38 şirketinin merkezi Levent 199’a taşındı. Yaklaşık bin çalışanın yeni ofisi haline gelen bu yapı Zorlu Grubu için ayrı bir önem taşıyor. Çünkü bina çevre dostu ve akıllı özelliklerle donatılmış ve tüm konseptiyle örnek teşkil ediyor. Bugüne kadar Orta Asya’da, Afrika’da ve Orta Doğu’da, Kazakistan’tan Ukrayna’ya, Senegal’den Doha’ya uzanan farklı coğrafyalarda ödüllü ve büyük işlere imza atmış Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından projelendirilen Levent 199, Zorlu Gayrimenkul’ün Zorlu Center’dan sonra ikinci projesi olarak hayata geçti. Levent 199 projesi, 2010 yılında dünyanın mimarlık ve gayrimenkul yatırımları alanında en prestijli ödüllerin arasında yer alan International Property Awards (Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri) yarışmasında “commercial” (ticari) kategorisinde Avrupa-Afrika Bölgesi’ndeki “En İyi Ofis Mimarisi” dalında ödüle layık görüldü. 280 milyon dolar yatırım bedeli ile hayata geçen proje, sahip olduğu yüksek standartlarla bölgenin gelişimine yön verecek Çevreci bir yaklaşım, merkezi bir konum, erişilebilirlik, sosyal yaşama yakınlık, hızlı internet, şık tasarım, ferah ofis ortamı, konforlu mobilyalar… Tüm bu unsurlar ve daha fazlası Levent 199’da Zorlu Grubu’nun bine yakın çalışanının hizmetine sunuldu. Taşınma süreci de rahatlıkla atladıldığı için şimdi herkes yeni plazanın tadını çıkarıyor! nitelikler taşıyor. Bölgenin en yüksek binalarından biri olarak inşa edilen projede asansör trafiğini hızlandırmak üzere, konvansiyonel asansör sistemlerinden farklı olarak katlarda bekleme süresini kısaltan “double deck” asansör sistemi uygulandı. Türkiye’de ilk kez Levent 199’da kullanılan sistemle, özellikle sabah ve akşam saatlerinde yaşanan yoğunluklar azalıyor. A+ sınıfı ofis standartlarının üzerinde olan bu tercih sayesinde bina içi sirkülasyon hızlanıyor. Binada yer alacak market, kafeler, güzellik ve spor salonu gibi mekanlar da çalışanların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik hizmet verecek. Güneş enerjisi, atık su geri dönüşümü gibi özellikleriyle çevre dostu Leed Gold sertifikası adayı bir yapı olan Levent 199 modern bir mimariye sahip. Taşınma süreci sorunsuz gerçekleştirildi Zorlu Grubu yönetim merkezinin Avcılar’da bulunan tesisten Levent 199’a taşınması çalışanlar için de mutluluk verici bir gelişme oldu. Binanın çok şık olduğu konusunda hemfikir olan çalışanlar yapının tamamen cam olmasından da memnun. Ferah ve aydınlık bir ofis ortamına kavuşan çalışanlar ve yöneticiler, enerji kullanımı konusunda son derece cimri olan bu yapıda kendilerini hem daha özgür, hem de daha rahat hissediyorlar. Sorunsuz gerçekleşen taşınma işlemi elbette önemli bir sürecin ve organize bir iş bölümünün sonucuydu. Levent 199’un ziyaretçileri karşılayan Danışma alanı led aydınlatmasıyla dikkat çekiyor. Baza bölümündeki yeşil alanlar. Gelişmiş güvenlik sistemi ve kontrol merkezi. Baza bölümündeki toplantı odaları. 06 kapak 07 Zorlu Gayrimenkul’un ikinci projesi: Levent 199 Zorlu Gayrimenkul için Levent 199 projesi, İstanbul’un iş hayatına, Türkiye’nin büyüyerek gelişen ekonomisine, fark yaratan gerçek bir A+ ofis hediye etmek anlamına geliyordu. İstanbul’un ana iş arteri üzerinde 280 milyon dolar yatırım bedeli ile hayata geçen proje, sahip olduğu yüksek standartlarla bölgenin gelişimine yön verecek nitelikler taşımasının ötesinde, kendisinden sonraki yapılanmalar için de çıtayı yükselten ve kriterleri belirleyen bir proje oldu. Açık ofislerde ferah çalışma alanları. Katlarda bekleme süresini kısaltan “double deck” asansör sistemi. Z Zorlu Gayrimenkul olarak tüm projelerimizi geri dönüşüm konusunda duyarlı, enerji verimliliği ve çevre dostu son teknolojilerin kullanıldığı yapılar olarak kurguluyoruz. orlu Holding’in yanı sıra ulusal ve uluslararası birçok kurumsal firmanın da bulunduğu bina, 40 katlı ve 161 metre olarak planlandı. Binada şu anda yüzde %70 oranında kiralamalar tamamlandı ve full kapasiteye ulaştığında yaklaşık 3 bin 500 kişinin çalıştığı modern bir yapı olarak hizmet vermeye devam edecek. Levent 199 ayrıca, günde 2.000 aracın giriş çıkış yaptığı, 7.2 megawatt kurulu gücü ve yaklaşık 200 hizmet personeli ile modern ofis projeleri arasında öne çıkan yapılardan biri olacak. Zorlu Center’dan sonra Levent 199 da kullanıcıların hizmetine sunuldu. Levent 199’un proje aşamasından bugüne kadar neler yapıldı? Kısaca özetleyebilir misiniz? İstanbul’un nitelikli ofis ihtiyacını karşılamak üzere şehrin en iyi lokasyonlarından biri olan Büyükdere Caddesi, bildiğiniz gibi son 15 yıldır büyük bir değişim geçiriyor. Geçmişte eski fabrikaların da önemli bir yer tuttuğu bu caddedeki sanayi tesisleri, kentin gelişimiyle zaman içinde şehir dışında olması gereken lokasyonlara taşındı ve bir dönüşüm süreci başladı. Buradaki fabrika alanlarında ofis, konut, alışveriş merkezi gibi kentin farklı ihtiyaçlarına yönelik bir dönüşüm süreci yaşandı. Zorlu Grubu da 2007 yılında Deva Grubu’na ait araziyi alarak bu projenin ilk adımlarını atmış oldu. Daha sonra ise süreç, arazi üzerinde mevcut binaların yıkılması, eş zamanlı olarak devam eden projelendirme dönemi, sonrasında arsanın iksa ve hafriyat işleri ve Levent 199’un yapılması ile devam etti. Levent 199 tıpkı diğer projeler gibi Zorlu Grubu’nun “yapacaksan en iyisini yap” vizyonunu da yansıtması açısından son derece önemli bir proje. Proje aşamasından, mimarisine ve işletmesine kadar tüm süreçler hassasiyetle yürütüldü. Zorlu Gayrimenkul Grubu Grup Başkanı Mesut Pektaş sürece ve projeye dair sorularımızı yanıtladı. Zorlu Gayrimenkul, Zorlu Center ve Levent 199 başta olmak üzere birçok başarılı projeye imza attı. Bu projeleri hangi anlayış ve vizyon ile gerçekleştirdiniz? Yurt içinde ve yurt dışında değerli araziler üzerinde nitelikli konut, ofis, iş merkezi, alışveriş merkezi, hastane, otel ve ticari alanlar geliştirmek, geliştirdiği gayrimenkuller üzerinde yatırımlar yaparak satmak, kiralamak veya işletimini gerçekleştirmek amacıyla 2006 yılında kurulan Zorlu Gayrimenkul’ün, geliştirdiği her projede öncelikli hedefi “en iyiyi sunmak”tır. Bu vizyonla hareket ederek, her projemizi üstün niteliklerle donatıyor ve örnek teşkil eden yapılar olarak inşaa ediyoruz. Mesut Pektaş - Zorlu Gayrimenkul Grubu Grup Başkanı Levent 199’da fark yaratan neler var? Levent 199 Projesi’nin mimarisi Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından gerçekleştirildi. Gerek teknolojisi gerekse çalışanlara odaklı tasarımı ve özellikleriyle Levent 199 birçok ilke sahip. Örneğin projede bugün asansör trafiğini hızlandırmak üzere, konvansiyonel asansör sistemlerinden farklı olarak katlarda bekleme sü- resini kısaltan “double deck” asansör sistemi uygulanıyor. A+ sınıfı ofis standartlarının üzerinde olan bu tercih sayesinde bina içi sirkülasyon da hızlanıyor. Binada yer alan market, kafeler, güzellik ve spor salonu gibi mekanlar da çalışanların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik hizmet veriyor. Diğer taraftan sahip olduğu heliport ile de standartları yükseltiyor. Levent 199 başta olmak üzere çevreci yapılar Zorlu Gayrimenkul için ne anlam taşıyor? Zorlu Gayrimenkul olarak tüm projelerimizi geri dönüşüm konusunda duyarlı, enerji verimliliği ve çevre dostu son teknolojilerin kullanıldığı yapılar olarak kurguluyoruz. Levent 199 da bu anlamda birçok özelliğe sahip. Enerji tasarrufunun üst düzeyde olduğu proje, çevreye gösterdiği duyarlılıkla da A+ sınıfı ofis standartlarının üzerinde verilere sahip. Amerikan Yeşil Binalar Konseyi tarafından verilen “LEED Gold” sertifikası adayı olan Levent 199, çevre dostu bir bina olarak inşaa edildi. Yağmur suyu ve gri suyun toplanıp tekrar kullanıldığı, aynı zamanda güneş ışığından azami şekilde yararlanılan binada çalışanlar, gelişmiş havalandırma sistemleri ve insan sağlığına zarar vermeyen yapı malzemeleri kullanımı sayesinde daha sağlıklı koşullarda çalışıyorlar. Elektriği rüzgar enerjisi santrallerinden sağlanan Levent 199’da karbon emisyonları da minimuma indirgendi. Elektrikli araçlar için özel park yerleri gibi diğer çevre dostu uygulamalarla Levent 199, Türkiye ve dünyada örnek gösterilen bir ofis binası olarak hizmet veriyor. Levent 199 sizin için ne ifade diyor? Levent 199, Türkiye’de ofislerin standartlarını belirleyen ve günümüzde dünyanın en büyük metropollerindeki binalarla her anlamda yarışabilecek teknolojilerle donatılmış bir proje. Bu anlamda bizim için de bir gurur kaynağı. Bu projemizle 2010 yılında dünyanın mimarlık ve gayrimenkul yatırımları alanında en prestijli ödülleri arasında yer alan International Property Awards (Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri) yarışmasında “commercial” (ticari) kategorisinde Avrupa-Afrika Bölgesi’ndeki “En İyi Ofis Mimarisi” dalında ödüle layık görüldük. Bu da haklı başarımızın önemli bir göstergesi. Ayrıca Zorlu Holding ve Zorlu Grup şirketlerinin de bu binada yer alması bizim için de gurur verici. Gelecekte Zorlu Gayrimenkul’un imza atacağı benzer projeler hangileri? Zorlu Gayrimenkul, sadece bir inşaat şirketi değil aynı zamanda bir gayrimenkul geliştirme şirketi. Dolayısıyla hem mevcut arazilerimiz hem de farklı projeleri de önümüzdeki günlerde paylaşacağız. 08 kapak 09 Levent 199, Türkiye için bir ilk Hem teknik hem de pratikte birçok farklı özelliği barındıran Zorlu Gayrimenkul Grubu Diğer Projeler Müdürü Yüce Demirseren projeye dair önemli detayları paylaştı. Levent 199’da çalışanlar için düşünülmüş pek çok sosyal alan bulunuyor. L event 199, Türkiye’de ilkleri barındıran bir proje. Binanın Türkiye’de bu büyüklükte metrekareye sahip Leed Gold sertifikası adayı ilk yapı olması, strüktürel olarak Türkiye’de ilk kez kompozit sistemler (betonarme + çelik karkas birlikteliği) kullanılması, düşey taşımada Türkiye’de ilk defa çift kabinli (double-deck) ve 7 m/sn hızıyla Türkiye ve Ortadoğu bölgesinin en hızlı asansörlerinin kullanılması bu ilklerden en önemlileri olarak sayılabilir. Hem teknik hem de pratikte birçok özelliği barındıran Zorlu Gayrimenkul Grubu Diğer Projeler Müdürü Yüce Demirseren ile proje hakkında konuştuk. Meslek hayatında 25. yılını yaşadığını belirten Demirseren, Levent 199’un, sahip olduğu özellikleri ve Türkiye’de ilk olması sebebiyle daha önce çalıştığı birçok inşaat projesi arasında öne çıktığını belirtiyor. Demirseren, bina tam kapasiteye geçtikten sonra yaklaşık 3500 kişinin yaşadığı, günde 2000 aracın giriş çıkış yaptığı, 7.2 megawatt kurulu gücü ve yaklaşık 200 hizmet personeli hizmet vereceğini söylüyor. Yüce Demirseren - Zorlu Gayrimenkul Grubu Diğer Projeler Müdürü Böyle bir yapıdan sorumlu olmak nasıl bir duygu? Bugüne kadar pek çok inşaat projesinde çeşitli yönetsel mevkilerde görev aldım. Bu projelerin içinde Türkiye ve Dünya inşaat sektöründe sayılı olarak gösterilebilecek projeler de bulunmakta. Levent 199 projesinin benim için daha önce görev aldığım projelere göre farkı ise gerek projelendirme gerekse yapım aşamasında Türkiye’de ilkleri barındıran bir proje olmasının verdiği heyecanda yatmakta. Bununla birlikte; tasarım aşamasında Tabanlıoğlu Mimarlık gibi tecrübeli bir firma ile çalışmak, yapım aşamasında Kasktaş ve Koray Yapı gibi kendi alanlarında iki büyük firma ile iş birliği yapmak ve inşaatın her aşamasını Yüksel Proje gibi deneyimli bir firma ile birlikte yönetmek de projeye ayrı bir değer katmıştır. Tüm bunların ötesinde bu projede birlikte çalıştığımız çalışma arkadaşlarım Murat Uz, Bülent Gülcan, Taylan Artaç, Zerrin Bucaklı, Mehmet Kaya, İsa Sever, Engin Sağlam, Türker Demirci, Sedat Kutoğlu, İsmail Altuntaş, Nazlı Çağlar ve tüm yoğunluklarına rağmen bize destek veren tüm Zorlu Gayrimenkul personeli ile de çalışmak çok keyifli bir duyguydu. Hangi aşamada bu projeye dahil oldunuz? Projeye fikir aşamasının imalata döndüğü ilk gününde, yani Zorlu Gayrimenkul tarafından arazi ile birlikte satın alınan eski Deva İlaç fabrika binasının tarafımıza teslim edildiği gün dahil olduk. O günden beri ekip arkadaşlarımla beraber bu projeye yoğun emek veriyoruz. Arazi üzerinde mevcut binaların yıkılması ile başlayan süreç, eş zamanlı olarak devam eden projelendirme dönemi, sonrasında arsanın iksa ve hafriyat işleri ve nihayetinde de binamızın yapılması ile devam etti. Son noktayı da Zorlu Holding ofisleri dekorasyon işleri ile koyduk. Projede tamamlanmayan ya da devreye alınmayan bir bölüm var mı? Projemiz, shell&core olarak hazırlanmış bir projedir ve ortak alanlar dışında kalan bölümlerin dekorasyonu, kiralama anlaşmaları sonrasında kiracılar tarafından yaptırılmaktadır. Bugün itibariyle projede kiralık alanların tamamı kiracılarımıza teslim edilmek üzere hazır durumda olup, binamızda şu anda yaklaşık 1500 kişi civarında çalışan bulunmaktadır. Bu aşamada tarafımızca, binaya ait restoran inşaatları ve ortak toplantı odaları merkezi inşaatları sürdürülmektedir. Restoranların Ocak 2015’te, toplantı odalarının ise Nisan 2015’te devreye alınması planlanmaktadır. Levent 199’da şu anda kaç bölüm var? Kaç kişi binayı aktif olarak kullanıyor? Levent 199’da bugün itibariyle toplam kiralanabilir alanın % 70’i kiralanmış olup, bu bölümlerden yaklaşık % 55’i aktif olarak kullanılmaktadır. Geri kalan kısımlarda ise dekorasyon çalışmaları devam etmektedir. Biraz önce de belirttiğim üzere yaklaşık 1500 kişi de hazırlıkları tamamlanan ofislerini kullanmaktadır. Binanın birçok çevreci özelliği de var... Evet, Levent 199 bu anlamda örnek teşkil ediyor. Levent 199 Leed Gold sertifikası alacak şekilde tasarlanmış olup; bu sertifika, tüm dünyada kabul gören ve binanın çevresel etkilerine gösterilen hassasiyetin yanında, enerji tasarrufu ve sürdürülebilirlik konularındaki yatırımcı duyarlılığını gösteren bir sertifikadır. Bu sertifikanın alınmasında, aydınlatma armatürü olarak binanın hemen hemen tamamında Zorlu Holding Grup Şirketlerimizden Vestel tarafından üretilen LED armatürlerin kullanılmasının payı büyüktür. Bununla birlikte, özellikle binamızda kullanılan tüm malzemelerin çevresel etkileri minimumda tutulmuş, atık sularımız arıtmadan geçirilerek tekrar değerlendirilmek üzere sistem tasarımları yapılmıştır. Ciddi bir ilave maliyet oluşturmasına rağmen, tamamı cam cephe olan binamızda çevresel etkisi oldukça yüksek olabilecek iklimlendirme sistemlerinin etkilerini minimize etmek üzere; gölgeleme faktörü çok yüksek, ama bir o kadar da şeffaf renkli camlar kullanılmıştır. Levent 199 hakkında binada yaşayanlar ve çevreden ne gibi tepkiler aldınız? Levent 199’a taşınmak isteyen tüm kiracılarımız, öncelikle binanın mimarisinin farklı, modern ve estetik açıdan çok güzel olduğunu belirtmekteler. Bu binamızın dış görünüşünün verdiği güzel etkilerin bir ifadesi. Binada yaşamaya başlayanlar ise bu özelliklerin yanında; binanın teknik özelliklerinin, alanların fonksiyonel kullanım imkanlarının, mimari ve teknolojik çözümlerinin de benzer diğer binalara göre çok daha iyi olduğunu vurgulamaktalar. Bu noktada, bu güzel binayı birlikte hayata geçirdiğimiz; Tabanlıoğlu Mimarlık, Yüksel Proje, Koray Yapı ve Zorlu Gayrimenkul ekiplerine bir kez daha teşekkür etmek isterim. Tabalıoğlu Mimarlık – Melkan Gürsel & Murat Tabanlıoğlu Levent 199’un formu fonksiyonunun önüne geçmiyor; verimli ve kolay kullanılan bir bina. Kesitte ve planda esnek davranabildiği için farklı kullanıcıların tercihlerini karşılayacabilecek kapasiteyi taşıyor. Üst üste beş kule gibi, yapının içinde özgün pazarlanabilir birimler bulunuyor. Tüm binanın tek bir firma için kullanımından, tercihe göre keskin tanımlı alanlarda dört ofis zonunun her birinde ayrı bir markanın yer almasına ya da her katın bağımsız kullanılabilmesine kadar farklı opsiyonlara elveren blok yapılanmalar için esnek bir planlama tercih edildi. Yapıda, ortak alanların aynı zamanda faklı oluşumları ayrıran, üç kat yüksekliğinde tampon bölgeler olması, bunun cepheye girinti ve çıkıntılarla yansıtılması gibi fonksiyonu ve estetikle birleştiren mimari ve teknik uygulamalar öngörüldü. Levent 199’un çevre dostu özelliklerinden biri led aydınlatmalar. Levent 199’da güneş ışığından maksimum düzeyde yararlanılıyor. Çevreci yapı Enerji tasarrufunun üst düzeyde olduğu proje, çevreye gösterdiği duyarlılıkla da A+ sınıfı ofis standartlarının üzerinde olduğunu gösteriyor. Amerikan Yeşil Binalar Konseyi tarafından verilen “LEED Gold” sertifikası adayı olan Levent 199 çevre dostu bir bina. Yağmur suyu ve gri suyun toplanıp tekrar kullanılacağı ve güneş ışığından azami şekilde yararlanılacak binada Zorlu Grubu mensupları, gelişmiş havalandırma sistemleri ve insan sağlığına zarar vermeyen yapı malzemeleri kullanımı sayesinde daha sağlıklı koşullarda çalışabilecekler. Elektriği rüzgar enerjisi santrallerinden sağlanacak Levent 199’da karbon emisyonları minimum düzeyde seyredecek. Yeşil çatılar, elektrikli araçlar için özel park yerleri gibi diğer çevre dostu uygulamalarla Levent 199 Türkiye ve dünyada örnek gösterilen bir ofis binası olmaya şimdiden aday. Levent 199’da tümüyle sosyal birimler için ayrılmış olan 3500 m2 alan bulunuyor. Bu alanda, iki ayrı restoran, bir cafe, mini market, kuaför, lostra, consierge hizmetleri deski, ATM’ler ve bir spor salonu yer alıyor. Bu birimler, çalışanların temel gereksinimlerini binanın dışına hiç çıkmadan rahatça karşılamaları hedefine yönelik olarak tasarlandı. Bunlara ek olarak kule giriş katında yer alana bir Starbucks ve HUB sandvich dükkanı tüm çalışanlara tüm gün hizmet veriyor. 10 kapak 11 Taşınma sürecinin böylesine başarılı ve sorunsuz geçirilmesinde şüphesiz görev yapan ekiplerin katkısı büyük. Taşınma Koordinasyon Komitesi bir yandan binanın mimari ve işletimsel özelliklerini çalışanlara aktarırken, diğer yandan çalışanların istek ve önerilerinin proje ekibine anlatılmasına aracılık etti. İbrahim İnceçam Zorlu Holding İnsan Kaynakları Direktörü “Holding merkezimizin Avcılar’dan Levent 199’a taşınma projesi bizzat Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Ahmet Zorlu tarafından duyuruldu. Çalışanlarımız Zorlu Grubu’na yeni ufuklar açacak olan bu projeyi büyük bir memnuniyetle karşıladı. İş dünyasının merkezinde yer alması, çağdaş ofis mimarisinin tüm teknik ve fonksiyonel özelliklerini barındırması dolayısıyla, Levent 199’a taşınma kararı çalışanlarımızdan çok olumlu tepki aldı. Çalışanlarımıza yeni Holding merkezimiz Levent 199’daki yaşamın önemli bileşenleri olan ulaşım, otopark, yeme-içme, ofis donanımları v.b. konularda detaylı bilgileri içeren duyurular yapıldı. Sadece bu amaçla bir iletişim portali hazırlandı. Çalışanlarımızın aynı zamanda yeni ofis merkezimizdeki yaşamla ilgili merak ettikleri tüm konularda sorulaİbrahim İnceçam rını sorup, yanıtlarını alabildiği bu portal de taşınmanın daha sorunsuz olarak yürütülmesine olumlu etki yaptı. Modern ve işlevsel bir çalışma ortamı oluşturmak amacıyla, Yönetim Kurulumuz ve Zorlu Gayrimenkul Levent 199 Projesi ekibi başta olmak üzere, pek çok yönetici ve çalışanımız, mimarı tasarımdan, malzeme seçimine kadar inşaat sürecinin tüm kritik aşamalarında görev aldı. Şirketlerimizin İnsan Kaynakları bölümleri, yerleşim planlaması ve taşınma sürecinin koordinasyonunda önemli görevler üstlendiler. Ayrıca, taşınmanın doğru planlanması ve yürütülebilmesi için taşınacak şirket ve birimlerimizin Genel Müdürleri ile İnsan Kaynakları yöneticilerinden oluşan bir “Taşınma Koordinasyon Komitesi” kuruldu. Komite, bir yandan binanın mimari ve işletimsel özelliklerini çalışanlara aktarırken, diğer yandan çalışanların istek ve önerilerinin proje ekibine anlatılmasına aracılık etti. Komite daha üst yetki gerektiren konuları ise üst yönetimle paylaşarak, bütçe ve yapılabilirlik bakımından uygun olan revizyonların hayata geçirilmesini sağladı. Levent 199’a taşınma birbirini izleyen dört haftasonunda gerçekleştirildi ve 13 Ekim itibarıyla tüm şirketlerimiz taşındı. Hiçbir iş kaybı yaşanmadan gerçekleşen bu dört taşınmada, çalışanlarımız sadece özel eşyalarını topladılar ve yeni ofislerindeki yerlerine yerleştirdiler. Bunun dışında, telefon, bilgisayar, baskı cihazları ve diğer tüm ofis araç gereçlerinin yeni ofiste kurulması ve işler hale getirilmesi işini Zorlu Holding İdari ve Teknik İşleri ile IT ekipleri yürüttü. Bilgisayar sistemlerimizi Avcılar ve Levent 199’da paralel yapıda çalıştırıldı. Yerleşme sırasında ve sonrasındaki ilk çalışma gününde IT, İdari İşler ve Levent 199 Tesis Yönetimi ekiplerimiz olası sorunları çözmek için hazır bulundu ve çalışanlarımızın tüm soru, sorun ve ihtiyaçlarında anında yardımcı oldu. Her taşınma sonrasında bizzat görüşlerine başvurduğumuz çalışanlarımız, iş zamanı kaybı yaşamadan sorunsuz şekilde yeni ofislerine yerleşmekten duydukları memnuniyetlerini ilettiler. Elbette taşınma, yeni bir düzenin kurulmasını ve pek çok açıdan bir adaptasyon dönemini de gerektiren bir süreç. Taşınma süreci tamamlandı ve alışma süreci başladı. Bu süreç de tamamlandığında, Levent 199, Zorlu Holding’in daha da büyük iş başarılarına imza atmasına katkı yapan önemli bir merkez olacaktır.” Halil Aydın Zorlu Holding Bilgi Teknolojileri ve İş Geliştirme Müdürü Bina BT açısından da oldukça iyi bir altyapıya sahip ve bu bakımdan sakinlerinin BT ihtiyaçlarını uzun yıllar karşılayacaktır. BT altyapısının tasarlanması için oldukça uzun bir hazırlık dönemi geçirildi, planlamalar yapıldı, satın alma, POC ve kurulum, test aşamalarından sonra altyapı hazır hale geldi. Levent 199’a taşınma kararının netleşmesiyle hazırlıklara başladık. Öncelikle Levent 199’da çeşitli keşif çalışmaları yapıldı. Yeni Data Center’in (DC) yeri ve büyüklüğü için bina yönetimi ile görüşmeler yapıldı ve onaylar alındı. Çeşitli firmalar bu alana davet edilerek keşif çalışmaları yapıldı. Firmalardan teklifler alındı, beklentileri karşılayacak değişiklikler talep edildi ve nihai kararlar verildi. Yaklaşık 90 m2’lik DC için yedekli klimalar, yedekli kesintisiz güç kaynakları (UPS), sunucu ve network donanımlarının konulacağı tümüyle yedekli kabinetler, parmak okuma kartlı giriş sistemi, kamera sistemleri, yükseltilmiş döşeme ve asma tavan sistemleri ile kablo tavaları satın alındı. Kurulumlar yapıldı ve oldukça modern bir DC alanı inşa edildi. “Zero-touch provisioning” diyerek tanımladığımız ve bizim müdahalemize gerek kalmadan Levent 199’a bilgisayarlarını getiren arkadaşların ‘tak-çalıştır’ şeklinde yeni konfigürasyon parametrelerini almaları, böylece kısa zamanda çok sayıda kullanıcının sıkıntısız olarak ilk günden çalışmaya başlamaları sağlandı. Çok net belirtebileceğimiz bir konu var ki; Holding, önümüzdeki 8-10 yıllık BT ihtiyaçlarını karşılayacak bir BT altyapına sahip. Bu yapı, BT’nin bütün dünyadaki gelişimlerinin paralelinde yapılandırılan addon’larla verinin, sesin ve görüntünün entegre olduğu, yerden bağımsız, dinamik bir yapı. Bina oldukça merkezi bir konumda. BT açısından aranıp da bulunmayacak bir lokasyona sahibiz. Tüm servis sağlayıcılar ve Türk Telekom’un ana toplanma noktalarına çok yakınız. Bu konum avantajı, fiber bağlantılarının ve yedeklemelerin daha kolay yapılmasını sağladı. Ayrıca, bu sayede daha önce mesafelerden dolayı oluşan büyük maliyetlerin de önüne geçildi. Birlikte çalıştığımız ve hizmet aldığımız IBM şirketine doğrudan Dark Fiber (hiçbir kapasite sınırlaması olmadan kullanılan fiber optik bağlantı) çekme olanağı bulduk. Bu da bize yüksek kapasitelerde ve hızlarda erişim imkanının yanında, yedekli bir fiziksel bağlantı sağladı. Sadece bugüne kadar kazandığımız kolaylıklar değil, yakın gelecekte BT altyapısı ile ilgili yapacağımız projeler açısından da büyük imkanlara kavuştuk. Birbirini yedekleyecek ve felaket anlarında kısa sürede çalışabilecek ortamların hazırlanması için gereken teknolojik altyapılardan faydalanabileceğiz. Yeni binamızda BT bakımları ve güncellemeleri için planlı çalışmalar için çok az kesinti olacağını söyleyebiliriz. Kurulan yedekli yapılar sayesinde gerek altyapısal bakımlar ve gerekse sistemsel güncellemelerde, kullanıcılar herhangi bir kesinti hissetmeyecekler. Yedeklilik kadar güvenlik ve performans da bizim için bu tasarımda önemliydi; en son teknolojik gelişmeler paralelinde güvenli bir altyapı kuruldu. Kullanıcı grupları oluşturuldu ve sadece bir kullanıcıdan kaynaklı olabilecek problemler o kullanıcının bulunduğu alanla sınırlandırıldı. Bu sebeple benzer örnekleri ile karşılaştırıldı- ğında dinamik, güvenli, mobil bir sistem ve network altyapısı kuruldu diyebiliriz. Mehmet Ergin Zorlu Enerji Grubu Organizasyon Geliştirme Kıdemli Uzmanı Taşınma sürecinin organize bir şekilde yürütüldüğüne inanıyorum. Yer değişiklikliği genellikle karmaşa yaratır, hele ki taşınan şirket/departman sayısının fazla olmasının bu karmaşayı daha da fazla artıracağını düşünüyordum. Ancak uzun bir süredir beklenen bir durum olduğu için sürecin oldukça hazırlıklı karşılandığını gördüm. Plazadan içeri adımınızı attığınızda sanki gözlerinin içi gülerek sizi karşılayan ışıl ışıl bir tasarım elbette iş performansını olumlu etkileyecektir. Ancak sosyal hayat ve yeterli bir uykunun da kendi adıma iş performansıma katkıda bulunacağını düşünüyorum. Mesai bitiminden sonra kendine zaman ayırabilmek sabahları hava aydınlandıktan sonra uyanabilmek beni mutlu ve motive eden konular. Levent 199 Zorlu Şirketleri için bir plazadan çok daha fazlası. Grubun iş dünyasındaki yeni yüzü, kartviziti olacağına inanıyorum. Eminim ki, benimle birlikte birçok çalışan da bu yer değişikliğinden olumlu etkilenecek ve hem bireysel olarak hem de içinde bulunduğumuz şirketlerle çok daha iyi yerlere geleceğiz. Halil Aydın Süratle artan bir popülasyon ve buna bağlı yapılaşma var, bunların çoğu çarpık kentleşmeye neden olan yerleşkeler. Maalesef plansız şehirleşmeyle İstanbul gibi bir şehri tüketiyoruz. Dilerim Levent 199 sahip olduğu çevreci özellikleri ile bundan sonra yapılacak benzer yapılara örnek teşkil eder. Mustafa Baş Zorlu Gayrimenkul Grubu Gayrimenkul Geliştirme Müdürü Holding binamızda kullanılan kaliteli elektro-mekanik (asansör, havalandırma ve IT altyapısı) çalıştığım süre boyunca ihtiyacı karşılıyordu ama günümüz sürdürülebilir ve enerji verimliliği esasına dayalı A+ ofis konseptine göre yenilenmesinin yadsınamaz bir gereklilik olduğunu bugün herkesin kabullenmesi gerekiyor. Günümüzde tüm sektörler sürdürülebilir yaşam ve enerji verimliliği esasına dayalı çözümlere yönelmiş durumdadır. Dünyada gayrimenkul yapım ve işletmesinde belli başlı sürdürülebilir sertifikalardan biri olan LEED Gold’u almak için hedef koymuş Levent 199 projemizin çevreci özellikleri ile gurur duymamız gerektiğini düşünüyorum. Yeni yerleşkemiz performansımızı olumlu etkileyecek. Sosyal yaşam alanlarına yakınlığı, ulaşım kolaylığı ve bunlar gibi pek çok unsur iş ve sosyal hayatımıza olumlu yansıyacak. Mustafa Baş Mehmet Ergin 12 kapak 13 Binanın çok şık olduğu konusunda hemfikir olan çalışanlar yapının tamamen cam olmasından da memnun. Ferah ve aydınlık bir ofis ortamına kavuşan çalışanlar ve yöneticiler, lokasyon olarak da Levent 199’un konumundan duydukları memnuniyeti dile getiriyorlar... Duygu Badem Vestel Pazarlama Sorumlusu “Planlı bir taşınma oldu, zamanlamalar ve yapılacaklar netti, bu yüzden belirsizlik yaşanmadı. Kartvizit ve girişi kartı detayına kadar her şey önceden planlanmıştı. Son gün geldiğinde kutularımızı toparladık, artık hazırdık. Yeni binamızı çok sevdik. Her şey çalışanların rahatı için düşünülmüş. Çalışma koltukları, bina içindeki sosyal imkanlar bunun en güzel örnekleri. Binanın içinde yer alan Starbucks’ tan yer alacak spor salonuna, Carrefour’dan güzellik salonuna kadar olan tüm bu imkanlar hayatımızın kolaylaşması açısından büyük motivasyon kaynağı. Yeşillendirilmiş bir tasarıma sahip bu binada doğal bir ortamda çalışıyoruz artık. Bu da huzur ve motivasyon sağlıyor. Konum ve sosyal imkanlar çok iyi. En büyük artısı da ‘stres’in azalması diyebilirim. Ayrıca trafiğk konusunda da büyük bir avantaj elde ettik. Artık evlerimize daha rahat dönü- yoruz, çünkü artık daha fazla toplu taşıma alternatifimiz bulunuyor. Tüm bunlar bir araya gelince işimiz daha da keyifli bir hal alıyor.” Utku Dursun Zorlu Holding İnsan Kaynakları Uzman Yardımcısı “Levent 199 ilk bakışta uzun süre çağa ayak uyduracak bir duruşla inşa edilmiş havası veriyor. Araç-gereçlerin yepyeni ve modern olması herkes için bir motivasyon oldu. Ofis dizaynı ve departmanların birbirleriyle fiziki yakınlığının iş verimliliği açısından etkili olacağını düşünüyorum. Şehrin ve iş merkezlerinin içinde konumlanması ve modern bir mimariye sahip olması daha kurumsal bir hava yaratıyor. Bu taşınma sayesinde iş ve sosyal hayat dengesini daha iyi ayarlayabileceğimi ve çalışanlar arasında daha farklı bir sinerji oluşacağını düşünü- yorum. Levent 199’a taşınmamız performansımı olumlu yönde etkileyecektir.” Gökhan Soğuksu Zorlu Holding Finans Müdür Yardımcısı “Levent 199’u tek kelimeyle anlatmam gerekirse ‘teknoloji’ derim. Yeni binamızda turnikeler ve asansörler çok daha hızlı ve kullanışlı. Havalandırma ve klima sistemleri oda sıcaklığı ve hava kalitesine göre otomatik çalışıyor. Aşırı soğutma ya da aşırı ısıtma/havasızlık sorunları bulunmuyor. Işıklandırma ve Led aydınlatma gözü yormuyor. Bina ve kat halıları çok hijyenik. Çıkışlar ve girişler artık daha kolay. Servislerden iş yerine daha hızlı ulaşılabiliyor. Bina çevresinde makul uzaklıklarda yiyecek içecek yerleri, eczaneler ve mağazaların bulunması büyük avantaj. Yeni yerleşkede performansımızın daha verimli olacağına inanıyorum.” Gökhan Soğuksu Duygu Badem Utku Dursun Billur Taşkın Zorlu Holding Satın Alma Uzmanı “Satınalma biriminin bir çalışanı olarak yeni binamızın benim için en avantajlı yönleri, tedarikçilerime yorulmadan yol tarif ediyor olabilmek ve toplantı zamanlarında sarkmalar olmaması. Binamız bilindiği üzere yağmur sularını kullanabilme ve güneş ışığından azami ölçüde yaralanabilme özellikleri sayesinde ‘LEED gold’ sertifikasına aday oldu. Bu da her birimizin doğayı farklı şekilde katlettiği günümüzde, gurur verici. Evime ve sosyal yaşam merkezlerine yakınlığı sayesinde zaman tasarrufu sağlayacağım. Bu durum da motivasyonumu önemli ölçüde artıracak.” Pınar Aksakal Aydın Zorlu Holding Hukuk Müşaviri “Uzun yıllardır Zorlu Enerji Grubu bünyesinde çalışıyorum. Zorlu Enerji Grubu da hem sürdürülebilirlik hem de çevre konularındaki çalışmaları ile enerji sektöründe bilinirliği olan bir şirkettir. Bu açıdan bakıldığında şirket kültürü ile uyumlu bir binada çalıştığımızı düşünüyorum. Taşınma süreci de oldukça planlı, programlı ve kolay geçti. Daha önce iki saat süren günlük yolculuğum taşınmamız sayesinde yarım saate indi. Artık yolda geçen süreyi daha verimli kullanabiliyor, işten çıktığımda kesinlikle kendimi yorgun Billur Taşkın hissetmiyorum. Bu koşulların performansımı çok artıracağı kesin.” Sibel Bal Sibel Bal Zorlu Tekstil Grubu İletişim Temsilcisi Levent 199’u modern, sade ve enerjik buluyorum. Ödüllü mimarisi, her türlü kullanım kolaylığı sunan çevre dostu ofisleri, Levent 199’u öne çıkaran özelliklerden sadece birkaçı… Lokasyon ve ulaşım kolaylığı açısından son derece avantajlı. Şehirde, iş dünyasının ve sosyal hayatın merkezlerinden birinde yer alan bir ofisin, özellikle İletişim Ekipleri’nin görüşmeleri ve diğer pek çok çalışması açısından kolaylık ve fayda sağladığına inanıyorum. Levent 199’a taşınma organizasyonunda aktif olarak görev alan ilgili departmanların, genel anlamda sistemli bir çalışma ile süreci iyi yönettiklerini düşünüyorum.” Zafer Şeyben Zorlu Holding Muhasebe Sorumlusu “Yeni ofisimiz modern ve çevreci olmanın yanı sıra son derece konforlu ve rahat. Örneğin koltuklarımız ergonomik, internet bağlantımız oldukça hızlı. Yaşamın kalbinin attığı güzide bir lokasyonda doğayla barışık bir yapıda bulunmak tabii ki performansımızı da olumlu yönde etkileyecek. Suyun, enerjinin verimli kullanıldığı bir yapıda bulunmak sevindirici.” Pınar Aksakal Aydın Zafer Şeyben 14 kapak 15 Hep birlikte mutlu bir başlangıç için Zorlu Grubu çalışanları, yeni merkezlerine taşınmaları şerefine düzenlenen etkinlikte hem keyifli vakit geçirdiler, hem de birbirleriyle sohbet etme imkanı buldular. Gizli kahramanlar Z orlu Grubu’nun yaklaşık bin çalışanıyla beraber Levent 199’a taşınması şerefine Zorlu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu’nun da katılımıyla 22 Ekim 2014’te kutlama resepsiyonu gerçekleştirildi. “Hep Birlikte Mutlu Bir Başlangıç İçin” adı verilen etkinliğe tüm Levent 199 çalışanları katıldı. Bando kutlamasıyla başlayan etkinlik Ahmet Zorlu’nun konuşmasıyla devam etti. Etkinliğin sürprizi ise, Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi ekibinin katkılarıyla Beauty & The Beast Müzikalinin sanatçılarından küçük bir grubun kutlama organizasyonuna katılarak tema şarkılarını seslendirmesiydi. Nefis ikramların servis edilmesinin ardından etkinliğin finalinde tüm davetlilere “tatlı bir başlangıç” logosu taşıyan minik bir kavanoz içinde şekerlemeler hediye edildi. • Bütün ofis alanlarını taze hava ile havalandıran 6615 kW gücünde soğutma, 6770 kW gücünde ısıtma kapasitesine sahip tamamen otomasyondan kontrol edilen havalandırma sistemi. • Şebeke kesintisinde 15 saniyede otomatik olarak devreye giren jeneratör sistemi. • Karbonmonoksit sensörleriyle kontrol edilen ve otomatik olarak havalandırılan 5 otopark katı, toplamda yaklaşık 1074 araç kapasitesi. • 24 saat sabit ve hareketli kameralarla tüm noktaların kontrolünü sağlayan güvenlik sistemi. • Kule bölümünde toplam 10 adet double-deck asansör; • Kule ve baza bölümünde toplam 25 adet asansör ve 6 adet yürüyen merdiven. • Plaza genelinde yangına karşı tüm alanları kontrol eden adresli yangın dedektörleri ve sulu yangın söndürme sistemi. Gelen yangın alarmlarını yangın otomasyonu üzerindeki grafik ekrana düşüren ve anında müdahale etme olanağı sağlayan sistem. 16 haber 17 Vestel, geleceğin akıllı ev teknolojisini IFA’ya taşıdı Vestel, Avrupa’nın en büyük elektronik fuarı IFA’ya Berlin’de lansmanı yapılan akıllı cep telefonu Venus ve akıllı ev teknolojileriyle damgasını vurdu. Smart TV, tablet ve akıllı cep telefonu aracılığıyla uzaktan kontrol edilebilen Vestel dört kapılı buzdolabı, çamaşır makinesi, fırın ve klima en dikkat çekici ürünler arasında yer aldı. Vestel, sadece akıllı cep telefonu üretmekle kalmıyor, elektronikten beyaz eşyaya tüm teknolojileri birbiriyle konuşturan akıllı ev sistemleri tasarlıyor. A lmanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen Avrupa’nın en büyük elektronik fuarı IFA’ya 19. kez katılan Vestel, toplam 618 farklı ürününü 3 bin m2’lik standında sergiledi. Vestel’in ilk kez IFA’da görücüye çıkan akıllı cep telefonu Venus ve akıllı ev teknolojileri, standın yıldız ürünleri oldu. Vestel standında kurulan akıllı ev alanında, ziyaretçiler kapı kilidinden perdelere, elektronik eşyalardan beyaz eşyalara kadar her şeyi akıllı televizyon, tablet ve cep telefonundan kontrol etme deneyimi yaşadılar. Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, Vestel’in cep telefonundan elektronik ve beyaz eşyaya tüm teknolojileri akıllandırdığını vurgulayarak “Akıllı cep telefonumuz Venus, dünya markalarıyla rekabet eden şık tasarımı ve yüksek teknolojisiyle ileri teknolojiye sahip ürünler geliştirme ve üretmedeki iddiamızı gözler önüne seriyor” ifadesine yer verdi. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Sadece akıllı cep telefonu üretmekle kalmıyor, elektronikten beyaz eşyaya tüm teknolojileri birbiriyle konuşturan akıllı ev sistemleri tasarlıyoruz. Vestel City’de tasarladığımız ve ürettiğimiz yerli akıllı ev teknolojisini Türkiye ve dünya tüketicisiyle buluşturmaktan gurur duyuyoruz.” Vestel’in akıllı telefonu Venus Vestel, akıllı cep telefonlarını 2 farklı model ve boyutta tüketiciyle buluşturuyor. Her iki model ve büyüklükte siyah ve beyaz olmak üzere renk alternatifleri bulunuyor. Venus 5.0V ve 5.0X 4 çekirdekli Qualcomm işlemcisi ve uzun pil ömrü ile ön plana çıkıyor. Venus 5.5V ve 5.5X ise 4G özelliği, NFC teknolojisi, 13 MP kamerası ve 4 çekirdekli 1.4 GHz Qualcomm Snapdragon 400 işlemcisi ile dikkat çekiyor. 18 haber 19 Avrupa’nın en büyük elektronik fuarı IFA’ya 19. kez katılan Vestel, toplam 618 farklı ürününü 3 bin m2’lik standında sergiledi. Vestel’in akıllı telefonu Venus de bu fuar kapsamında görücüye çıktı. ENERJİ SEKTÖRÜNÜN HER ALANINDA Venus gelecek 5 yıldaki en önemli ihracat ürünü olacak Vestel’in Venus markasıyla Türk tüketicisiyle buluşturduğu akıllı cep telefonuna da değinen Erdoğan, dış pazara yönelik hedefleriyle ilgili olarak “Vestel, Avrupa’da özgün tasarımı ve kendi teknolojisiyle akıllı cep telefonu üretme kapasitesine sahip çok az sayıda firmadan bir tanesi. Venus markasıyla Türkiye pazarına sunduğumuz akıllı cep telefonunu, gelecek beş yıldaki en önemli ihracat ürünü olarak konumlandırıyoruz” ifadesine yer verdi. Smart TV’ler ihracatın yıldızı Televizyon ihracatında son dönemde Smart TV’lerin ön planda olduğunu da sözlerine ekleyen Erdoğan, “İlk 6 ayda ihraç edilen televizyonların yaklaşık yüzde 24’ünü Smart TV’ler oluşturuyor. Smart TV’lerin yanı sıra 39 inç ve üzeri büyük ekranlar da ihracatta önemli pay tutuyor. Büyük ekran satışlarının oranı geçen yılın ilk yarısında yüzde 12 iken bu yıl yüzde 28’e yükseldi. 55 ve 65 inç ekran satışlarının devreye girmesi ile bu oranın yüzde 30’ları geçmesini hedefliyoruz. Beyaz eşyada ise high-end ürünler öne çıkıyor. En çok büyüme ise pişirici cihazlar kategorisinde gerçekleşti” dedi. İletişim çalışmaları Vestel IFA kapsamında gerçekleştirilen iletişim çalışmalarında 50’nin üzerinde basın mensubuyla bir araya geldi. Ahmet Zorlu’nun eşliği ile Hürriyet Gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, Habertürk Gazetesi yazarı Fatih Altaylı, Zaman Gazetesi yazarı Ekrem Dumanlı ve Milliyet Gazetesi yazarı Güneri Civaoğlu IFA Vestel Standı’nı ziyaret etti. DOĞRU ENERJİ 20 yılı aşkın süredir enerji sektörünün her alanında faaliyet göstererek, kendi enerjisini, yenilenebilir kaynaklardan üreten Türkiye için tutkuyla çalışıyoruz. Doğal ve sosyal çevreye yönelik etkilerimizi sürdürülebilirlik bakış açısıyla yönetiyor, yenilenebilir enerji yatırımlarında öncü rolümüzü her geçen gün güçlendiriyoruz. 20 haber 21 Evlerde Linens şıklığı Linens’in perdeden nevresime, banyodan mutfak tekstiline ve aksesuara kadar geniş bir yelpazede sunduğu 2014 - 2015 Sonbahar / Kış koleksiyonu, bu sezon da ev modasında fark yaratıyor. Koleksiyon Frozen City, Sweet Dreams ve Swag temalarından oluşuyor. Linens yeni koleksiyonuyla Sonbahar Kış sezonunda evlerde bambaşka bir ambiyans yaratıyor. L inens’in 2014 - 2015 Sonbahar / Kış sezonu için hazırladığı yeni koleksiyonu yine iddialı, yine çok şık. Yeni sezon koleksiyonu; perde ve döşemelik, nevresim takımı, yatak örtüsü, havlu ve bornoz seti, mutfak tekstili, dekoratif aksesuar ve bebek ürünleri gibi geniş ürün yelpazesi ile ilgi çekiyor. Koleksiyonda Frozen City, Sweet Dreams ve Swag Time olmak üzere üç farklı tema yer alıyor. Frozen City temasında kışın görselliğini yansıtan kar taneleri, bu sezon motif ve baskılarda ön planda. Modern çizgiler ve geometrik kombinasyonları bu temada görmek mümkün. Naturel ve metalik renklerin yanı sıra bej, mürdüm ve koyu mavi tonlar da sıklıkla rastlanan renkler arasında. Romantik bir ambiyans sunan Sweet Dreams temasında, doğanın güzellikleri, çiçek dalı ve sarmaşık motifleriyle karşımıza çıkıyor. Yumuşak pastel tonlar, kahverengi, gri ve mavinin farklı tonlarını bu temada görmek mümkün. Zarif ve floral detaylar yoğunlukla kullanılırken, dantel, püskül, örgü ve işlemeler de Sweet Dreams’in dikkat çeken detaylarından... Swag Time temasında ise gösterişin ve zenginliğin ön planda olduğu; kadife, saten ve kürk gibi detayların ihtişamı ile karşılaşıyoruz. Değerli taşların sıcak renkleri ile koyu renk tonlarını bir arada görmek mümkün. Patchwork ve zincir desenlerinin yanı sıra koyu zemin üzeri renkli çiçek motifleri de Swag Time’da karşımıza çıkıyor. 22 röportaj 23 “Raffles İstanbul Zorlu Center’da bulunmak bir ayrıcalık” Zorlu Center’ın “beşi bir yerde” fonksiyonunun doğal öğelerle gerçekleştirilmiş, antik ve modern mimarinin mükemmel bir karışımı olan üyesi Raffles İstanbul, şehrin unutulmaz konaklama alternatiflerinden biri olmaya şimdiden aday. Raffles İstanbul Genel Müdürü Tarek Mourad, otelin en ince ayrıntılarını ve İstanbul tecrübesini anlatıyor. T arek Mourad, Ekim 2013’te Raffles İstanbul’un Genel Müdürü olarak göreve başladı. Daha önce dünyanın farklı bölgelerinde lüks otellerde çalışan Mourad, Four Seasons Sultanahmet’in Genel Müdürü olarak görev yapmış tecrübeli bir isim. İstanbul’u çok sevdiğini her fırsatta dile getiren Mourad, görevi sebebiyle yeniden İstanbul’a döndüğü için çok mutlu olduğunu ifade ediyor. Sorularımızı yanıtlayan Tarek Mourad, “Raffles İstanbul’da bulunmak insanın karşısına hayatında bir kez çıkacak fırsatlardan biri” diyor. Raffles İstanbul Zorlu Center’da çok başarılı bir Türk restoranı olan Rocca, executive şefimiz Ali Ronay yönetiminde hizmet veriyor. Long Bar ve Writers Bar, isimlerini Singapur Raffles’tan alan çok önemli iki barımız. İlk kez Raffles Singapur’da yapılmış olan dünyaca ünlü “Singapur Sling” kokteylini veya diğer kokteyllerimizi tatmak için, çok güzel mekanlar her ikisi de. Şampanya odamız, altıncı katta şehir manzarasına hakim Lounge 6 ve Pool Bar & Grill’in yanı sıra Lavinia Lounge da özellikle akşamüstü çaylarının sevilen adresi olacak. Raffles ile yolunuz nasıl kesişti? Sanırım buna kader demek lazım; çünkü 2007-2011 arasında İstanbul’da çalıştığım ve yaşadığım dönemde, evim Ulus’ta olduğu için, her gün Zorlu Center’ın önünden geçiyor ve böylesine kapsamlı bir projenin başlamasını büyük bir ilgiyle adeta günbegün takip etme fırsatı buluyordum. Daha sonra yine görev için Bakü’ye gittim ama dünyada en sevdiğim şehir olan İstanbul’u sık sık ziyaret ediyordum. Bu ziyaretlerin birinde burada yükselen muhteşem kompleksi görünce içinde neler olacağını sordum ve birçok fonksiyonun yanında, bir Raffles Oteli açılacağını öğrendim. Bu bana göre İstanbul gibi bir kente kültürüyle, gelenekleriyle uyum sağlayacak, kente vereceği hizmetler ve yaratacağı lüks konaklama deneyimleri ile katkı sağlayacak mükemmel bir markaydı. Kısa bir süre sonra da, İstanbul’da ilk Raffles otelini açmak üzere teklif aldım. Raffles ailesine katılmak; hem de herhangi bir Raffles otelinde değil, Raffles İstanbul’da aileye katılmak insanın karşısına hayatta bir kez çıkacak fırsatlardandı. Ben de büyük bir mutluluk ve heyecanla kabul ettim. Diğer bir önemli restoranımız ise iki Michelin yıldızlı dünyaca meşhur şef Sergi Arola’nın yönetimindeki “Arola”. Burada da, İstanbul’da ilk kez, İspanyol mutfağının muhteşem lezzetlerini konuklarımıza son derece sıcak, keyifli bir ortamda sunuyoruz. Raffles İstanbul’un fark yaratan özellikleri nedir? Her şeyden önce konukları için özel olarak tasarlanmış, her bir Raffles İstanbul Genel Müdürü Tarek Mourad konuğun ihtiyaç ve isteklerine göre farklılaşan bir hizmet sunuyor. Konuklarımızın büyük bir kısmı, seyahat etmeyi yaşam biçimi haline getirmiş kişiler ve biz Raffles İstanbul’da, onlara fiziki öğelerin de ötesinde, “duygusal bir lüks” deneyimi sunuyoruz. Bu deneyimi sunabilmemizdeki en önemli unsur, kuşkusuz ekibimiz... Bunun dışında son derece istisnai özelliklere sahip odalarımız ve müthiş bir sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapan genel alanlarımız var. 62 m2’den başlayan odalarımızın genişliği, süitlerde 416 m2’ye kadar çıkıyor. Her odamızda yerden tavana kadar cam ve özel teras olması da büyük avantaj. Böylelikle konuklarımız, bu büyülü kentin ve harika hava koşullarının keyfini açık havada çıkarabiliyorlar. Son olarak, Raffles İstanbul’un 1200 kişilik, kolonsuz, 8x5metrelik özel ekranı bulunan, bölünebilen balo salonundan ve toplantı olanaklarından söz etmek isterim. Otelin ana giriş kapısından ayrı olarak özel bir girişi bulunan toplantı alanları ve her boyuttaki toplantı ile konferansları, düğünleri koordine eden deneyimli ekibimiz, otelimizin sahip olduğu değerler arasında. Müşterileriniz daha çok yabancılardan mı oluşuyor? Yoksa Türkler’den mi? Konaklama anlamında dünyanın her yerinden misafir ağırlıyoruz. Öncelikli olarak, ABD, Orta Doğu, İngiltere, Almanya ve Rusya’dan söz edebiliriz. Elbette Raffles İstanbul Zorlu Center’da kalan çok sayıda Türk konuğumuz da var. İş seyahatleri veya özel günlerini kutlamak amacıyla otelimizde kalabiliyorlar. Restoranlarımız, barlarımız ve Raffles Spa’mız da, hem uluslararası hem de Türk konuklarımızın hizmetinde… Otelde birçok sanat aktivitesi ve sergi yapılıyor. Öncelikle neden? Satırbaşlarıyla söz eder misiniz? Raffles İstanbul Zorlu Center’ın içinde 200’ü aşkın parçadan oluşan ciddi büyüklükte özel bir sanat koleksiyonu bulunuyor. Yaklaşık 3’te biri Türk, kalanı uluslararası sanatçıların eserlerinden oluşan koleksiyondaki parçaların her biri, otelimiz için özel olarak yapılmış. Otelin iç mimari tasarımında esin kaynağı olan “İstanbul Rüyası” kavramı, sanat koleksiyonu ile daha da pekişiyor ve konuklarımızı otelin içinde, sanatçıların gözünden bir İstanbul yolculuğuna çıkarıyor. 3000 m2’lik bir alanda farklı bölümlere sahip bir SPA hizmetiniz var. Müşterilerinizi SPA’da neler bekliyor? Raffles Spa, 3000 m2’ye yayılan alan ve iç donanımı ile kentin en kapsamlı ve sevilen Spa’sı olmaya aday. En önemli avantajlarından biri, masaj odaları ve kapalı havuzunun gün ışığı alıyor olması. Spamızda yedi masaj odası, iki VIP spa süiti, hamamlar, sauna ve buhar odaları, kuaför hizmeti, kişisel eğitmenle çalışılabilen spor salonu gibi son derece detaylı hizmetler sunuluyor. Başta İngiliz Organic Pharmacy ve Azerbaycan’dan gelen özel bir ürün olan Gazelli olmak üzere burada kullanılan tüm ürünler sadece Raffles Spa’da mevcut. Özel, sağlıklı spa menümüzle de desteklenen Spa deneyimini, konuklarımıza sadece spor veya masaj olarak değil, bir “iyi yaşam konsepti” olarak tecrübe ettirmek arzusundayız. Otelde başka hangi aktivite alanları var? Otelimizde hizmetlerin büyük bölümünden bahsettik. Ancak küçük misafirlerimiz için de sunduğumuz güzel hizmetler ve aktiviteler var… Altıncı katta bulunan Çocuk Kulübü’nde minikler, başlarında onlarla ilgilenen çalışma arkadaşlarımızla beraber, eğlenceli aktiviteler yapabiliyorlar. Otelde bir gününüzü müşteri olarak geçirecek olsanız... Yaz ise 6. kattaki havuzda, kış ise Raffles Spa’nın havuzunda yüzerek, fitness salonunda egzersiz yaparak ve ardından güzel ve uzun bir kahvaltıyla güne başlamak hoş olurdu. Kahvaltıdan sonra otelin genel alanlarında bulunan sanat eserlerine göz atmak için biraz otelde dolaşırdım. Bu arada akşamüstü için mutlaka bir masaj randevusu alırdım. Rocca’nın öğle açık büfesinden hafif ve sağlıklı zeytinyağlılarla, deniz ürünleriyle hızlı bir öğle yemeği yedikten sonra Spa’ya inmeden önce biraz dinlenip, balkonda Boğaz manzarasına karşı gazetelerimi okuyup kahvemi içmek için odama çıkardım. Bu arada belki eğlence sisteminden seçeceğim bir filmi açıp biraz da şekerleme yapmak keyifli olurdu! Raffles Spa’da dinlendirici bir masaj ve sauna ile yenilenip akşama hazırlanırdım. Hanımlar Spa’dan çıkmadan kuaförümüze de uğramayı tercih edebiliyorlar… Akşam yemeğinden önce Writers Bar’ın insana huzur veren atmosferi içinde birer aperitif alıp, geceyi Arola’da, dostlarımla kalabalık bir masada patatas bravas’tan paella’ya uzanan lezzetlerin tadına vararak bitirmek büyük bir mutluluk olurdu. Tüm dünyadan seçme eserler Raffles İstanbul’da… Zorlu Gayrimenkul Grup Başkanı Mesut Pektaş, Zorlu Gayrimenkul ve Raffles İstanbul Zorlu Center’ın sanata desteği ve sergilenen mevcut eserler hakkında şu ifadelere yer veriyor: “Zorlu Center, Türkiye için bir ilkti. Bu nedenle burada yer alacak tüm fonksiyonların beşi bir yerde projemize yakışır nitelikte ve özellikte olmasına çok dikkat ettik. Sanata ve sanatçıya verdiğimiz önemi her adımımızda gösterdik. Bu nedenle Zorlu Center’de yer alan premium otel markasının sanatla çevrelenmesini ve projemizin sanatsal yaklaşımını yansıtmasını istedik. Artık hedefimize ulaşmanın gururunu yaşıyoruz. Zorlu Gayrimenkul olarak, sanata kesintisiz destek olma vizyonumuzla, sanatının evrensel boyutlara taşınması ve sanat alanındaki birikimin Türkiye’ye aktarılması bizim için önemli bir unsur. İç mimari tasarımı HBA tarafından gerçekleştirilen Raffles İstanbul Zorlu Center’da bulunacak sanat eserlerinin küratörlüğü, HBA’in sanat danışmanı Canvas tarafından gerçekleştirildi. Uluslararası alanda söz sahibi olan Canvas’ın sanat danışmanları tüm dünyadan seçme sanatçıların eserlerini Raffles İstanbul Zorlu Center’a getirdi. Raffles İstanbul Zorlu Center’da toplamda 224 yerli yabancı eser yer alıyor, bunların 55 adedi 18 farklı Türk sanatçının eseri, 169 adet ise 54 farklı yabancı sanatçıya ait. Zorlu Gayrimenkul olarak otelde yer alan tüm sanat eserlerine yaklaşık 3 milyon dolar yatırım yaptık. İstanbul’un zengin tarihinden izler taşıyan Raffles İstanbul Zorlu Center sanat koleksiyonu ile misafirlerimizin, kendilerini masalsı ve zamansız bir mekanda hissetmelerini amaçlıyoruz.” 24 haber 25 Zorlu Enerji uzmanlığını konuşturuyor Zorlu Enerji Grubu, enerji piyasasının yerel ve uluslararası düzeydeki ekonomik ve jeopolitik tüm değişkenleriyle ele alındığı organizasyonlarda etkin bir konumda yer almaya devam ediyor. E nerji piyasasındaki ekonomik ve jeopolitik değişimlerin değerlendirildiği önemli etkinliklerden biri 3-4-5 Eylül’de İstanbul’da gerçekleşti. Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’de petrol ve doğal gaz konusunda öne çıkan yaklaşımlar Uluslararası Petrol ve Doğal Gaz Konferansı’nda masaya yatırıldı. Stratejik Teknik Ekonomik Araştırmalar Merkezi (STEAM) tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen konferansa Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Murat Mercan, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz ve Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IIBY) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Aşti Hawrami de katıldı. Konferansta IIBY başta olmak üzere Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğal gaz gündemi değerlendirildi. GAZDAŞ Genel Müdürü Fuat Celepci, konferansta yaptığı konuşmasında doğal gazın enerji borsasında işlem görmeye başlamasının önemine değindi. Celepci, “Elektrik, doğal gaz, petrol ve kömür gibi tüm birincil enerji kaynaklarının ve türevlerinin anlık ve vadeli olarak işlem göreceği “exchange market” Enerji Piyasası Anonim Şirketi’nin (EPİAŞ) kuruluşu neredeyse tamamlanmak üzere. Borsa İstanbul’un altında işlem yapacak olan enerji borsası Türkiye’nin enerji merkezi olma konusunda atması gereken en önemli adımdır. Doğal gaz ve doğal gazın türevlerinin bu borsada işlem görecek olması maliyet bazlı bir fiyatlandırma yapısına geçilmesini de zorunlu kılacaktır” şeklinde konuştu. 5. Türkiye Enerji Zirvesi’nde doğal gaz ticareti Zorlu Enerji Grubu’nun enerji gündemini değerlendirdiği önemli etkinliklerden biri de bu yıl Gaziantep’te düzenlenen 5. Türkiye Enerji Zirvesi oldu. 11-12 Eylül’de Enerji Bakanı Taner Yıldız ve EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ın katılımıyla gerçekleşen zirvede, siyaset, bürokrasi ve iş dünyasının önemli isimleri bir araya geldi. Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak’ın ve GAZDAŞ Genel Müdürü Fuat Celepci’nin de aralarında bulunduğu Zorlu Enerji Grubu yöneticileri, temaslarını fuarda yer alan stantta gerçekleştirirken, karbon ayak izi uygulamasının katılımcılarından biri de EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz oldu. Zirvede, birincil kaynaklar açısından enerji stratejileri, büyük tüketiciler perspektifi ile enerji piyasası, otomotiv yakıtlarında gelecek öngörüleri, elektrik ve doğal gaz piyasalarında ticaretin gelişimi ve uluslararası yatırımcıların Türkiye enerji piyasasına bakışı ile Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynakları potansiyeli ve yatırım fırsatları; yabancı konuşmacıların da katılımıyla masaya yatırıldı. Zirvede yenilikçi ürün ve teknolojilerle kurumsal hizmetlerin lansmanlarının da yapıldığı sergiyi kapsayan organizasyonda sektörün önemli isimleri yer aldı. 5. Türkiye Enerji Zirvesi’nin son gününde Enerji Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdür Yardımcısı Barış Sanlı’nın moderatörlüğünü yaptığı “Elektrik ve Doğal Gaz Piyasasında Ticaret Nasıl Gelişecek?” başlığı altında GAZDAŞ Genel Müdürü Fuat Celepci’nin katıldığı bir oturum yapıldı. Doğal gaz ticaretindeki geniş olanaklardan bahseden Celepci, BOTAŞ indirimlerinin ve kur riskinin altını çizdi. Konuşmasında likit piyasada BOTAŞ’ın arz endişesi, fiyat indirimlerinin rekabete zarar verici yönleri ile kur risklerine dikkat çeken Celepci, “Gaz piyasasının serbestleşmesinde aşılması gereken noktalar var” dedi. 35 ülkeden 1.700 ziyaretçi All Energy’de Enerji ticareti ve satışı konusunda Türkiye’nin ve bölgenin en önemli etkinliklerinden biri olan “All Energy Turkey 2014 Kongre ve Fuarı” 24-25 Eylül tarihlerinde İstanbul’da gerçekOsmaniye’ye 1800 fidan Zorlu Enerji Grubu’nun yıl içinde yer aldığı fuar ve zirvelerde grubun standını ziyaret ederek, karbon ayak izlerini öğrenenler, bugüne kadar toplamda 1.800 fidanın Osmaniye’deki Gökçedağ Rüzgar Santrali çevresine dikilmesine katkıda bulundu. Ziyaretçilere, fidan dikimine verdikleri destek dolayısıyla sertifikaları iletildi. leşti. 35 ülkeden 1.700’ü aşkın ziyaretçi tarafından izlenen etkinlik kapsamında, enerji sektöründe faaliyet gösteren 30’dan fazla ulusal ve uluslararası firma ile kuruluş fuar alanında yer alırken kamu ve özel sektör temsilcileri ile uzmanlardan oluşan yaklaşık 50 konuşmacı da enerji sektörünün en sıcak konularını masaya yatırdı. All Energy Turkey 2014’te ayrıca doğal gaz ve elektrik piyasalarındaki güncel gelişmeler, etkinlik ortaklarının düzenlediği ortak oturumlarda mercek altına alınırken, Türkiye’nin doğal gaz ticaret merkezi olma potansiyelini açığa çıkarması için aşılması gereken sorunlar tartışıldı. Sektörün önde gelen temsilcileri, bölgesel doğal gaz ticareti ve yatırım imkanlarını değerlendirirken piyasanın özelleştirilmesinde şeffaflığın önemini vurguladı. Zorlu Enerji Grubu fuarın en güzel stantlarından birinde ziyaretçilere ev sahipliği yaptı. 26 haber 27 Vestel’in beklenen akıllı telefonu Venus piyasada Venus’ün “yerel” içeriği fark yaratıyor Yerli tasarım ve üretim eseri akıllı cep telefonu Venus, Eylül 2014 itibarıyla tüketiciyle buluştu. Türkiye’nin beklediği akıllı telefon Venus’ü ilk kez Berlin’de düzenlediği toplantıda görücüye çıkaran Vestel, dünya standartlarındaki mobil teknolojiyi erişilebilir fiyatlarla Türk tüketicisiyle buluşturmayı hedefliyor. Akıllı cep telefonu Venus’ü tüketiciyle buluşturan Vestel, yer aldığı tüm pazarlarda tasarımıyla beğeni toplayan ve kullanım kolaylığı sunan ürünleriyle dikkat çekiyor. Vestel Şirketler Grubu Satış ve Pazarlama Genel Müdürü Ergün Güler mevcut gelişmeleri değerlendiriyor. V estel, Manisa’daki Vestel City’de Türk mühendislerce geliştirilen, yerli tasarım ve üretim eseri akıllı cep telefonu Venus’ü Berlin’de tanıttı. Eylül 2014 itibarıyla Vestel mağazalarında tüketiciyle buluşan akıllı cep telefonu Venus; Venus X ve Venus V olmak üzere iki farklı modelle satışa sunuldu. Venus X keskin, Venus V yuvarlak hatlı tasarımıyla dikkat çekiyor. Her iki modelde 5.0” ve 5.5” ekran büyüklükleri ile siyah ve beyaz renk seçenekleri bulunuyor. Android işletim sistemli Venus için Google’la anlaşma yapan Vestel, Vestel Google servislerini (Google Play) yasal olarak kullanma hakkına sahip ilk ve tek Türk üretici oldu. Venus 5.0 V ve 5.0 X, 4 çekirdekli Qualcomm işlemcisi ve uzun pil ömrü ile ön plana çıkıyor. Venus 5.5 V ve 5.5 X ise 4G özelliği, NFC teknolojisi, 13 MP kamerası ve 4 çekirdekli 1.4 GHz Qualcomm Snapdragon 400 işlemcisi ile dikkat çekiyor. Cari açığa deva olacak Türkiye’de yılda 10 milyon cep telefonu satıldığını ve yaklaşık 1 milyon telefonun da yurt dışından getirildiğini belirten Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan “Türkiye’nin Mayıs 2014 itibarıyla yıllık cari açığı 52,636 milyar dolar. Akıllı telefon ithalatının Türkiye ekonomisine yıllık etkisi ise 6 milyar dolar. Türkiye’nin cari açığının yüzde 11,5’i ithal cep telefonundan kaynaklanıyor. Vestel, akıllı cep telefonu üretimi ve satışıyla bu açığın kapatılması için çalışacak. Hem yerli üretim sayesinde yabancı markalı cep telefonu ithalatını azaltarak cari açığın küçülmesine katkıda bulunacağız, hem de akıllı cep telefonu ihracatıyla birlikte ül- kenin ihracat kapasitesini artırma yönünde önemli bir adım atacağız. Venus, Türkiye’ye kazandırdıklarıyla milli gururumuz olacak” sözlerine yer verdi. Üretim Vestel City’de Vestel, akıllı cep telefonunun üretim, LCM, metal press, SMD dizgi, TSP üretimi, plastik enjeksiyon, son montaj ve paketleme aşamalarını Vestel City’de kendi teknolojisiyle gerçekleştiriyor. Akıllı cep telefonunun, Vestel’in gelecek vizyonunda lokomotif ürün olarak konumlandırıldığını vurgulayan Erdoğan, yılda 15 milyon ekranlı cihaz üreten Vestel’in görüntüleme teknolojisinde önemli bir deneyime sahip olduğunu da belirtti. Görüntüleme teknolojisindeki üretim gücünün Vestel’i akıllı cep telefonu rekabetinde bir adım öteye taşıyacağına inandıklarını belirten Erdoğan, batarya üretiminde Türkiye’deki başka sektörlere de hizmet edebilmek adına, yatırım yan sanayi ile birlikte çalıştıklarını sözlerine ekledi. Erdoğan açıklamalarına şöyle devam etti: “Sahip olduğumuz gücümüzü, iç ve dış pazarda en iyi şekilde değerlendireceğiz. Üç yıl sonunda 2 milyon adet iç pazar ve 1 milyon adet ihracat olmak üzere yıllık 3 milyon adet üretimi hedefliyoruz.” V estel, Avrupa’da kendi teknolojisi ve özgün tasarımıyla akıllı cep telefonu üretme teknolojisine sahip çok az sayıda firmadan bir tanesi. Yaklaşık 10 milyon adetlik akıllı telefon pazarı Vestel için son derece önemli bir büyüme fırsatı. Rekabet koşullarını, Vestel teknolojisini, Ar-Ge çalışmalarını ve Venus’ün doğuşunu sorduğumuz Vestel Şirketler Grubu Satış ve Pazarlama Genel Müdürü Ergün Güler, sorularımızı yanıtladı. İddialı bir pazara, iddialı ürünler ile giriyorsunuz. Mevcut rekabet koşullarında avantajlarınız nedir? Öncelikle akıllı telefon üretimimizi Manisa’daki fabrika kompleksimiz Vestel City’de gerçekleştiriyoruz. Venus akıllı telefon modellerimiz, Türk mühendisler tarafından geliştirilen, yerli tasarım ve üretim eseri ürünler olarak halkımızın karşısına çıkıyor. Vestel’in akıllı cep telefonu Venus, Türk tüketicisine sunduğu zengin yerel içerikle de rakiplerinden ayrışıyor. Venus, Therapy, Mevlevi gibi ara yüzler ve yeni yorumlarıyla Çayda Çıra, Üsküdar’a Gider İken, Silifke’nin Yoğurdu ve Misket gibi ezgilerle yerel kültür öğelerini de barındırıyor. Yakında Venus telefonlara Selçuklu ara yüzü de eklenecek. Venus tasarımıyla on ödül aldı Vestel Ar-ge ve üretim kadar tasarımda da iddialı bir marka... Türkiye’nin yeni akıllı telefonu Venus henüz satışa sunulmadan, uluslararası tasarım yarışmaları A Design Award ve Plus X Award’dan tasarım ve kullanım kolaylığı dallarında toplam on ödülle döndü. Venus, şık tasarımıyla da şimdiden tüketicinin beğenisini kazandı. Venus’ü, Venus X ve Venus V olmak üzere iki farklı modelle ve her modelde iki farklı ekran büyüklüğü ve siyah - beyaz renk opsiyonuyla satışa sunduk. Venus, henüz satışa sunulmadan, uluslararası tasarım yarışmaları A Design Award ve Plus X Award’dan tasarım ve kullanım kolaylığı dallarında toplam on ödülle dönerek, tasarımdaki iddiasını kanıtladı. 2014’ün başında Google ile yaptığımız anlaşma neticesinde ise Google Play sertifikalı ilk Türk firması olduk. Tüm bunlar bizi rakiplerimizden ayrıştırıyor. 2015 sonu için nasıl bir hedef belirlediniz? Biz kendisine hedefler koyan ve koyduğu hedefler doğrultusunda emin adımlarla ilerleyen bir firmayız. Geçtiğimiz yıl akıllı telefon pazarına gireceğimizi duyurmuş, prototipimizi kamuoyuyla buluşturmuştuk. Bu yıl da ürünümüzün satışa sunacağımız son halini IFA’da basın karşısına çıkardık. Ürünümüzü Eylül ayı içerisinde de satışa sunduk. Yurt içinde, TV pazarının 3 katı büyüklüğünde bir pazardan bahsediyoruz. Bizim en büyük hedefimiz diğer ürünlerimizle yakaladığımız başarıyı akıllı telefon üretimimizle de yakalamak ve hatta daha öteye taşımak. Üç yıl içinde Türkiye perakende pazarında yıllık 2 milyon adet, ihracatta ise 1 milyon adet satış hedefliyoruz. İlerleyen süreçte hedefimiz, elektronik sektörünün son 16 yıldaki ihracat lideri olarak akıllı cep telefonu ihracatına da başlamak. Yaklaşık dört yıldır Smart TV pazarında dünyanın en büyük markaları ile birlikte Smart TV platformlarında yer alıyoruz. Bu platformlar kapsamında önemli içerik firmaları ile anlaşmalarımız ve geniş bir iş ağımız mevcut. Vestel’in ağ bağlantılı cihazlar ekosisteminde eksik kalan tek modül akıllı cep telefonuydu. Venus’le bu eksiğimizi de tamamladık. Bundan sonraki hedefimiz, Vestel cloud ile mevcut akıllı platform yapısını bir adım öteye taşımak. Vestel bayilerini Venus’ün satışında nasıl konumlandırıyorsunuz? Kusursuz müşteri deneyimi yaşatmak için geliştirdiğimiz yeni mağazacılık konseptimizle mağazalarımızda tüketicilerimizin ürün ve hizmetlerimizi deneyimlemesine olanak sunuyoruz. Konsept mağazacılık anlayışımızla geliştirdiğimiz özgün ifade şeklini Venus’ün bayi konumlanmasına da yansıtacağız. Müşterilerimiz mağazalarımıza geldiklerinde Venus’ün tüm modellerini deneyimleyerek kendi ihtiyaçlarına en uygun olanı seçebilecekler. Ürün başka nerelerde satışta olacak? Venus, bayi kanalımız, Vestel e-mağazalar ve teknoloji marketlerinin yanı sıra Turkcell İletişim Merkezleri, Vodafone Cep Merkezleri ve Avea mağazalarında kontratlı ve kontratsız olarak satışa sunuldu. Ayrıca Türkiye’de bulunan yaklaşık 15 bin adet münhasır olmayan cep telefonu mağazalarında, distribütörümüz olan Başarı Elektronik aracılığıyla ürünlerimizi tüketicilerimizle buluşturuyoruz. Önümüzdeki günlerde diğer operatör satış noktalarında ve teknoloji marketlerinde Venus’ü tüketicilerimize ulaştıracağız. Siz bir Vestel çalışanı olmasaydınız Venus’ü neden satın alırdınız? Biliyorsunuz, biz akıllı telefonumuzun prototipini geçtiğimiz yıl yine IFA Fuarı’nda görücüye çıkarmıştık. O günden bugüne kadar kamuoyundan birçok geri bildirim aldık. Halkımız, VestelCity’de üretilen bu telefonu “ülkemizin telefonu” olarak sahiplendi. Bir Vestel ailesi üyesi olmasaydım bu gururu yine aynı şekilde Vestel’le paylaşırdım. Bu işin duygusal tarafı. Mantık tarafından bakınca da fiyat/performans değerlendirmesinde bu telefondan daha iyi bir ürün piyasada yok. 28 haber 29 Üniversitelilerin “yeni dünyası” Venus TAÇ fabrika satış mağaza açılışları sürüyor Vestel, Boğaziçi Üniversitesi Yöneylem Araştırma Kulübü (BUYAK) tarafından düzenlenen Pusula 2014’te gençlerle buluştu. Etkinlikte öğrenciler Vestel’in yeni akıllı telefonu Venus’e dair yaratıcı pazarlama fikirlerini yarıştırdılar. Zorlu Tekstil Grubu’nun, Türkiye’de ev tekstili alanındaki lider markası TAÇ Çorum, Kayseri ve Samsun’da faaliyete geçen ve büyük ilgi gören fabrika satış mağazalarıyla tüketicilerine kaliteli ürünler sunmaya devam ediyor. 4 0 yılı aşkın deneyimi ile Türkiye’de ev tekstil sektörünün lider markası konumundaki TAÇ, Çorum, Kayseri ve Samsun’da açtığı yeni mağazalarıyla giderek büyüyor. TAÇ’ın Çorum’daki ilk mağazası, 23 Eylül tarihinde Mimar Sinan Mahallesi Ankara Yolu Bulvarı’nda kapılarını açtı. Çorumlular’ın yoğun ilgi gösterdiği açılışta, ziyaretçi- V estel, üniversite öğrencilerini iş dünyasıyla bir araya getirmek amacıyla Boğaziçi Üniversitesi Yöneylem Araştırma Kulübü (BUYAK) tarafından düzenlenen Pusula 2014’te gençlerle bir araya geldi. Vestel yöneticilerinin de katıldığı interaktif etkinlikte üniversite öğrencilerinden Venus’le ilgili yaratıcı pazarlama fikirleri istendi. 200 öğrencinin katılımıyla başlayan etkinlikte 56 öğrenci finale kalarak projelerini Vestel yöneticilerine anlatma fırsatı yakaladı. Finale kalan öğrenciler akıllı telefon Venus’ten ilham alan yaratıcı fikirlerini proje sunumuna dönüştürerek Vestel yöneticilerinden oluşan jüriye sundu. Yarışmada çoğu takımın Venus’ü “yeni dünya” olarak tanımlaması dikkat çekti. “Dünyada olmaz Venus’te olur” ve “Yeni dünyamız Venus” en beğenilen sloganlar arasına girdi. Venus’ün işitme ve görme engelli dostu hale getirilmesi, Venus’le dünyayı dolaşıp fotoğraflayan bir gezi kulübü kurulması ve soğuk havalarda parklarda oturmayı ve sohbet etmeyi kolaylaştıran Venus Kış Bahçeleri kurulması en çok oy toplayan projeler arasına yer aldı. Yarışma “Vestellendirdi” Jürinin detaylı değerlendirmesi sonucunda birinciliğe hak kazanan takımın üyeleri Venus 5.0 V ile ödüllendirildi. Yarışmaya katılan tüm takımların üyelerine ise Vestel Desibel kulaklık hediye edildi. Türkiye’nin dört bir yanından 200 üniversite öğrencisinin katıldığı etkinlik, Vestel IT ve Cep Telefonu Pazarlama Müdürü Tuğba Şengün’ün öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği Venus Pazarlama Stratejileri sunumuyla başladı. Sunum son- rasındaki testi geçen 56 üniversite öğrencisi ise sekiz kişilik takımlar halinde pazarlama stratejisi yarışmasına katılmaya hak kazandı. Gençlerin strateji sunumlarını Vestel Pazarlama İletişimi Grup Müdürü Feza Turunçoğlu Erim, Vestel Tüketici Elektroniği Grup Müdürü Osman Badur, Vestel IT ve Cep Telefonu Pazarlama Müdürü Tuğba Şengün ve Vestel Kurumsal İletişim Sorumlusu Seda Okay’dan oluşan jüri değerlendirdi. İnsan Kaynakları, Satış, Pazarlama, Finans ve AR-GE departmanları alanında yetkin kişilerin üniversite öğrencilerine kendi alanlarıyla ilgili bilgi ve deneyimlerini paylaştığı Pusula 2014 kapsamında Vestel’in Ar-Ge Destek ve Teşvikler Müdürü Metin Nil de öğrencilere Ar-Ge teknolojileri konusunda bilgi verdi. lere çok özel fırsatlar da sunuldu. Kayseri’de 30 Eylül tarihinde Kayseri Yıldızevler Mahallesinde açılışı yapılan TAÇ Fabrika Satış Mağazası ise kentte ev tekstil alışverişine yeni bir soluk getirdi. Çok özel kampanyalarla açılışı gerçekleştirilen TAÇ Fabrika Satış Mağazası’na, Kayserililer yoğun ilgi gösterdi. Çorum, Kayseri ve Samsun illerinin yanı sıra perdeden nevresime, yatak örtüsünden, battaniyeye, havlu, bornoz ve masa örtüsünden, lisanslı ürünlere kadar farklı kategorilerde çok çeşitli ürünlerin sunulduğu TAÇ fabrika satış mağazaları, Türkiye’nin farklı illerinde de açılmaya devam edecek. 30 haber 31 Valeron, Maison&Objet’de yeni koleksiyonunu sergiledi Pierre Cardin, Züchex’te büyük ilgi gördü Zorlu Tekstil Grubu markalarından Valeron, 5-9 Eylül 2014 tarihleri arasında düzenlenen, dünyanın en önemli ev tekstili fuarlarından Maison&Objet Paris’te yeni koleksiyonunu ziyaretçilerle buluşturdu. Pierre Cardin, sofra koleksiyonu ile 3-7 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen Züchex Züccaciye, Dekoratif&Hediyelik Ev Eşyaları Fuarı’na katıldı. Zorlu Grubu’nun üretim ve pazarlamasını üstlendiği Pierre Cardin sofra koleksiyonu ve yeni “Graniks” serisi ziyaretçilerin beğenisini topladı. 2 005 yılından bu yana yenilikçi, şık ve zarif koleksiyonları, üstün kalite anlayışı ile ev tekstili sektöründe uluslararası markalardan biri haline gelen Valeron, Eylül 2014’te gerçekleştirilen Maison&Objet Paris Fuarı’nda bu sene de yerini aldı. Fuar kapsamında Javier, Bernodine, Bardot, Briana, Plein ve Castiel olmak üzere Valeron’un yeni desenleri tanıtıldı. Ziyaretçilerin beğenisi toplayan Valeron; nevresim takımlarından bornoza, havlu çeşitlerinden runner, throw ve dekoratif ürün alternatiflerine kadar oldukça zengin ve seçkin bir ürün yelpazesine sahip. İlk olarak Avrupa tekstil pazarında adını duyuran Valeron, koleksiyonlarını dünya çapında, başta Avrupa olmak üzere Çin ve Rusya’da 50’ye yakın ülkede 200’ü aşkın noktada piyasaya sunuyor. nakışlı, dantelli, brodeli modellerin yanı sıra baskılı ve renkli modelleriyle de Valeron, kaliteli ve sıra dışı çizgisini evlere taşıyor. Sıra dışı çizgi Valeron, tasarım konusundaki iddiasının yanı sıra “ulaşılabilir lüks” olma özelliğini de koruyor. Beyaz, ekru, bej, krem, lila gibi renkler ile sade ve zarif bir şıklığın hakim olduğu 2014 Koleksiyonu’nda; vizon ve siyah ağırlıklı tasarımlar da yer buluyor. Saten ve jakar satenden üretilen nevresim takımları; Valeron, sezonun trendlerinden aldığı izlenimler ve farklı tasarımcıların özel olarak tasarladığı ürünlerle oluşturulan özel bir koleksiyona sahip. Aynı zamanda koleksiyon içerisinde yer alan “Premium Collection” ile kendini ayrıcalıklı hissetmek isteyenlere en üstün kalite ürünleri yüksek el işçiliği ile sunuyor. K alitesi ve zarafetiyle evlere şıklık katan Pierre Cardin, 3-7 Eylül 2014 tarihleri arasında düzenlenen Züchex Züccaciye, Dekoratif&Hediyelik Ev Eşyaları Fuarı’na, en yeni sofra koleksiyonu ve koleksiyonun yeni ürünleriyle konuk oldu. Yaklaşık 312 m2’lik alana sahip stantta sergilenen koleksiyon, yüksek kalitede malzeme kullanımı ve desen çeşitliliği ile dikkat çekti. İnce detayların bir arada sunulduğu koleksiyonda yemek takımları, kahvaltı takımları, çatal-bıçak takımlarının yanı sıra cam sofra takımları ve masa örtüleri ile tencere setleri de yer alıyor. Pierre Cardin sofra koleksiyonunda “Wedding”, “Gala”, “All day” olmak üzere üç konsept bulunuyor. Wedding serisi, başta çeyiz olmak üzere, uzun yemek davetleri, kutlamalar gibi özel günlerde kullanılmak üzere tasarlandı. Gala, günlük kullanım için kalite ve şıklıktan ödün vermezken; All day konseptli ürünler ise kahvaltı takımı gibi daha az parçalı ve günlük tasarımlardan oluşuyor. Ürünlerinin tümü, gelişmiş teknoloji ve yüksek kaliteli ham madde kullanılarak üretilen Pierre Cardin sofra koleksiyonu, eşsiz görünümlerini yıllar boyu koruyarak, her daveti eşsiz kılmaya devam ediyor. Pierre Cardin sofra koleksiyonu ürünleri, Linens mağazaları ve Taç mağazalarının yanı sıra Linens Online ve Taç Online alışveriş sitelerinde de satışa sunuluyor. Graniks tüketiciyle buluştu Bu yıl ilk kez fuarda sergilenen “Graniks” serisi, tencere ve tava ürünlerinden oluşan geniş bir ürün gamını içeriyor. Çizilmelere karşı üst düzey dayanıklılık ve seramik esaslı kat kaplamaya sahip olan seri, sürtünme ve korozyon testlerinde yüksek performans gösterdi. Graniks, son teknoloji ile üretilmiş yeni nesil yapışmazlık özelliğine de sahip. 32 söyleşi 33 İstanbul’a hediye: Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi Zorlu Center “esnek kullanım” alanlarına sahip, farklı amaçlar için hizmet verebilen çok yönlü bir tesis. Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi Genel Müdürü Ray Cullom sorularımızı yanıtlayarak tesise dair en önemli ayrıntıları paylaşıyor. S ahne, gösteri, yapım ve yönetim konularında son derece deneyimli bir isim Ray Cullom. Şubat 2013’ten bu yana Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi Genel Müdürü olarak İstanbul’da görev yapıyor. Her zaman ABD dışında çalışmayı istediğini dile getiren Cullom, “Dünyanın en muhteşem sahnelerinden birini yönetme fırsatını bana sunduğu ve İstanbul’a bu hediyeyi kazandırdığı için Zorlu Grubu’na ne kadar teşekkür etsem azdır” diyor. Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nin misyonunu “Dünyanın en iyi sanatçılarını İstanbul’a getirmek ve onlara yeteneklerine yaraşır bir sahne vermek” olarak açıklayan Cullom, sorularımızı yanıtladı. Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nde görev almaya nasıl karar verdiniz? Bu kararınızı etkileyen unsur neydi? Ben hep ABD dışında bir yerlerde çalışmak istemişimdir. Her ne kadar orası benim evim olsa da ve çok sevsem de, hayat boyu tek bir ülkede yaşamanın getirdiği dar bakış açısından kurtulup dünyayı deneyimlemek isterdim. Buraya taşınmamdan yaklaşık iki yıl önce, bana Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’ni açabilmek için İstanbul’a taşınmakla ilgilenip ilgilenmediğim soruldu. Ancak New York’da daha yeni bir işe başlamıştım ve kabul etmem mümkün değildi. Ne kadar şanslıyım ki, daha sonraki bir tarihte aynı pozisyon yeniden açıldı (2012 sonlarında) ve sonunda “evet” diyebildim. Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nin içinde tam olarak hangi fonksiyonlar yer alıyor? Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi, dünyadaki en büyük tiyatro komplekslerinden bir tanesi ve üç daimi tiyatro alanı içeriyor. 2242 kişilik “Ana Tiyatro”muz Broadway gösterileri, büyük klasikler, pop sanatçıları ve New York City Ballet, Royal Opera gibi büyük topluluklar için ideal. Bu sahne, bence, dünyadaki bütün büyük performans alanlarının içinde en iyi görüş hattına ve en iyi akustiğe sahip olanı. “Drama Sahne”miz (717 kişilik) daha küçük gruplar, bizim sahnelediğimiz oyunlar ve Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi Genel Müdürü Ray Cullom Ray Cullom hakkında ABD’nin doğu kıyısında dünyaya gelen Ray Cullom çocukluğunun büyük bir kısmını Pennsylvania Eyaleti’ndeki Philadelphia şehrinde geçirdi. Chicago Üniversitesi’ndeki Antropoloji eğitiminden sonra 1980’lerin sonunda tiyatroda bir kariyer yapabilmek için New York’a taşındı. Yüksek lisansını Tiyatro Yönetimi üzerine yaptı ve sonraki 10 yıl boyunca başta New York olmak üzere ABD’nin çeşitli şehirlerinde sahne direktörü, müzikal tiyatro oyuncusu, ışık tasarımcısı ve yapım müdürü olarak çalıştı. Zaman geçtikçe yapımcılık üzerine daha fazla yoğunlaşmaya başladı. Kariyerinde son hızla yükselirken Cullom rol aldığı bir müzikalde müstakbel eşi Meryl ile tanıştı. Eşiyle iki sevgili rolünü oynarken gerçekte de birden kendilerini nikah masasında buldular. Daha sonra tamamen tiyatro yapımcılığı ve yöneticiliğine yöneldi. Şubat 2013’te Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’ndeki görevine başladı. 10, 13 ve 14 yaşlarında üç çocuğu bulunan Cullom ailesiyle beraber İstanbul’da yaşıyor. Zorlu Çocuk Tiyatrosu gibi yerli yapımlar için. Dolayısıyla, bu kısım en çok kullanılan ve bazen bir günde 2-3 ayrı oyunun üç farklı grup tarafından sahnelendiği bir yer. “Studio”muz ise 199 kişilik ve aynı zamanda Avrupa’nın en geniş mekanına ve en iyi malzemelerine sahip ses kayıt stüdyosudur. Ek olarak, görsel sanat sunumları ve enstalasyonları için Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nde başka alanlar da mevcut. Üç büyük çok amaçlı alan (Sky Lounge, Meydan Fuaye ve Şehir Sahnesi) birçok amaca hizmet ediyor. Sky Lounge, arka fuaye, yeni fuaye, Şehir Sahnesi hangi amaçlarla kullanılıyor? Zorlu Center “esnek kullanım” alanları olan, yani farklı amaçlar için bazen günde birkaç defa kullanılabilen bu mekanlara sahip olduğu için şanslı. Sky Lounge, İstanbul’daki en muhteşem aktivite alanlarından bir tanesi. Ana Tiyatro’nun tam üstünde konumlandırılmış 1000 m2’lik çok geniş açık bir alan bu. Bu yüksek perspektiften misafirlerimiz içerideki geniş lobimizi ve enstalasyonlarımızı, dışarıda ise gökyüzünü Zorlu Center kompleksinin güzel mimarisini görebiliyorlar. Bu alan, geniş ve zarif arka (Meydan Fuaye) fuayemiz sanat enstalasyonları, galalar, hayırsever aktiviteler, canlı performanslar müzayedeler ve birçok resepsiyon için kullanılıyor. Şehir Sahnesi, Performans Sanatları Merkezi tarafından özel olarak yaratılmış, yerli sanatçı ve performans gruplarının İstanbul’un en iyi performans merkezinde profesyonel sahneye çıkabilmeleri için oluşturulmuş eşsiz bir inisiyatif. Yerli sanatçılar, programlama departmanımıza ellerindeki materyallerle başvuru yapar (video, youtube linki, gazete haberi gibi...) ve minimum düzeydeki performans kalitesine sahiplerse Şehir Sahnesi’nde canlı olarak gösteri yapabilirler. Kendilerine profesyonel yapım ve gösteri ekibimiz yardımcı oluyor. Birçok sanatçı için burası şimdiye kadar çıktıkları en büyük sahneydi. Bu performanslar, insanların buraya ve Zorlu Center’ın tümüne gelmeleri için büyük bir çekim faktörü. Şimdiye kadar PSM’de çok özel gösteriler sahne aldı, bu gösteriler çok ses getirdi. PSM’de sahne alacak bir gösterinin hangi özelliklere sahip olması gerekiyor? Bu, bazen uygulaması çok zor olan ama aslında basit bir formül. Kısaca anlatmak gerekirse, biz “en iyinin en iyisini” arıyoruz. Bu Broadway gösterisi gibi bir şey demektir, daha alt seviyede West-End ya da Broadway ile ilişkisi olmayan küçük bir tur prodüksiyonunu buraya getirmeyeceğiz. Sadece özgün prodüksiyonu olan, orijinal yapımcılar tarafından onaylanmış ve orijinal prodüksiyon ile doğrudan bağlantısı olan oyunlar olacak. Diğer seçtiklerimizin ise ya Türkiye’de ilk kez gösteriliyor olmalarına ya da daha önce gösteri yapıldıysa bizim seyircimizi ve bizim sahnemizi temsil edebilecek tamamen yenilenmiş bir programla sahnede olmalarına dikkat ediyoruz. Son olarak, Zorlu dışında bir kez daha görülemeyecek yerel ve uluslararası sanatçılarla birlikte bazı büyük gösterileri sahneye koymaya çalışıyoruz. Gelecek sezon gösterilecek olan La Boheme bu konuya örnek olabilir. Londra’daki Royal Opera’dan orijinal prodüksiyonu (orijinal yönetmen ve tasarımcılarla birlikte) getirtiyoruz. Onları uluslararası bir kastla birleştirip, Türkiye’den en son yerel şarkıcı, sanatçı ve orkestra üyelerini ekleyeceğiz. Bu sayede aynı anda hem İngilizce, hem milletlerarası hem de Türkçe bir opera sahneye koyacağız. Bir gösterinin sahne almasına nasıl ve neye göre karar veriyorsunuz? Herkes tarafından bilinen başlıklar ve sanatçılar konusunda yapabileceğimiz en iyi programı yaptık. Bunun yanında muhteşem olan, gelecek vaat eden ancak henüz yeteri kadar tanınmayan başlıklarımız da var. Umuyoruz ki, seyircilerimiz bildikleri oyunlar kadar henüz bilmedikleri isimlere de gelecekler. Çünkü burada mükemmel bir deneyim yaşadılar. Zorlu Center PSM’yi sizce benzerlerinden ayıran en büyük özellik nedir? Dürüst olmak gerekirse, Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’ni diğer yerel sahneler ile kıyaslayamayız. Burası dünyadaki en iyi üç performans sanatları mekanından bir tanesi. Amaç ve gelenek itibarıyla PSM dünyanın en iyi tasarımcıları ve akustikçileri tarafından yapıldı ve sadece performans sanatları için kullanılmak üzere tahsis edildi. Diğer performans mekanları performans sanatları özelinde inşa edilmedi. Bir gün araba fuarı, ertesi gün politik bir yarış, diğer gün elektronik toplantısı ve sonra orkestra. Tüm bunlar elbette yapılabilir; ancak performans sanatları ruhuna uygun bir içerikten çıkmamız mümkün değil. İkinci olarak, bizim kullandığımız malzemeler ve yüksek öğrenim görmüş, motivasyonu yüksek personelimiz Türkiye’de en iyilerin en iyileridir. Son olarak da şunu söyleyebilirim ki, sunduğumuz müşteri hizmeti, seyircinin bizi aradığı ya da bilet almak için internet sitemizden bizi ziyaret ettiği andan tutun; izlediği performansın sonuna kadar ve hatta kapının dışına çıkana kadarki süre boyunca, yaşattığı sanat deneyimi açısından benzerlerine kıyasla çok iyidir. Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nin misyonundan bahseder misiniz? İstanbul’da ve hatta Türkiye’de nasıl bir boşluğu dolduruyor? İstanbul dünyanın en muhteşem şehirlerinden biri olarak sonunda Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi ile hak ettiği performans mekanına kavuştu. Dünyanın en iyi sanatçılarını getirmek ve onlara yeteneklerine yaraşır bir sahne vermek bizim misyonumuz. İstanbul’un daha önce böyle birinci sınıf bir sahnesi olmamıştı, biz pazardaki bu boşluğu doldurduğumuza inanıyoruz. Bu da bizi çok mutlu ediyor. Gelecek sezonda hangi gösterileri izleyeceğiz? Bunu öğrenmenin en iyi yolu www.zorlucenterpsm.com adresini ziyaret edip, üye olmak ve mailing listemize dahil olmak. Ayrıca biletleri ilk siz satın alabilir, özel indirimlerden ve önerilerden haberdar olabilirsiniz. Önümüzdeki sezon, iki büyük efsane Broadway başlığımız var. (Phantom of the Opera ve Beauty and the Beast) her ikisi de Türkiye’de ilk defa gösterilecekler. Ayrıca Hugh Jackman ve Gérard Depar- dieu gibi iki büyük film yıldızı burada canlı olarak inanılmaz gösteriler yapacaklar. Hugh Jackman’ın 2015’in Mart ayında sadece dört akşam yapacağı solo gösterisi için daha şimdiden Londra, Kaliforniya ve Avustralya’dan bilet ricaları alıyoruz. Bu gösteri bu yıl Türkiye’nin en büyük gösterisi olacak. Bunun yanında Sezen Aksu ve Fazıl Say gibi bazı büyük Türk sanatçılar da sahne alacaklar. Ayrıca Ekim 2014’te, Zorlu yapımı, Off Broadway’de hit olan bir müzikal Türk oyuncular ve dansçılarla Türkçe olarak sahnelenecek. Gösterinin adı “Seni Seviyorum, Mükemmelsin, Şimdi Değiş”. Bu gösteri New York’ta 16 yıldan fazla her hafta 8 kez sahneye çıkmış bir oyun. Her yaştan İstanbul seyircisini etkileyeceğinden eminim. Diğer taraftan London’s Royal Opera gibi dünyanın en iyi iki klasik tiyatrosu dünyaca ünlü repertuarları ile Ana Tiyatro’muzu onurlandıracaklar. Bunların içinde sizin favoriniz hangisi? “Drama Sahne”mizde Blam ve Smashed gibi alışılmadık, zekice ve eşsiz performanslar göreceğiz. Bu gösterilerin her biri sözsüz oyunlar yani İstanbullu seyirci de dünyanın geri kalanının aldığı zevkin aynısını bu oyunlardan alabilecek. Bu komediler daha önce seyircinin hiçbir yerde deneyimlemediği performanslar. Biliyorum ki, bu gösteriler birçok insanın tiyatronun ne olduğu ile ilgili olan düşüncülerini değiştirecek ve binadan ayrıldıklarında bunu hissedecekler. 34 haber 35 PSM yeni sezona muhteşem galalarla başladı Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi, yapımını üstlendiği “Seni Seviyorum, Mükemmelsin, Şimdi Değiş” ve 22 ülkede 35 milyonun üzerinde izleyiciye ulaşan Beauty and the Beast müzikallerinin gala gecelerinde Zorlu ailesinin yanı sıra sanat ve cemiyet hayatının ileri gelen isimlerini ağırladı. Z orlu Center Performans Sanatları Merkezi geçen yıl olduğu gibi bu sezon da yine dev prodüksiyonlarla perdelerini açtı. Yapımcılığını üstlendiği “Seni Seviyorum, Mükemmelsin, Şimdi Değiş” (I Love You, You’re Perfect, Now Change) ve dünyaca ünlü Beauty and The Beast müzikallerinin ses getiren gala gecelerinde birbirinden ünlü konuklar tüm davetlilerle sanat dolu keyifli anlar yaşadılar. Güzel ve Çirkin müzikali perdelerini açtı Taşralı güzel Belle ve büyüyle lanetlenen Prens Beast’in imkansız aşkını muhteşem bir performansla sahneye taşıyan Be- Disney’in ünlü müzikali Beauty and the Beast’in yönetici ve oyuncuları Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Olgun Zorlu ve eşi Berrin Zorlu, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Emre Zorlu ve eşi Zeynep Zorlu, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Selen Zorlu Melik ve eşi Bakır Melik, gecede bir araya geldiler. Nederlander Worldwide Entertainment CEO’su Bob Nederlander, Disney Türkiye Ülke Müdürü Sinan Ceylan, NETworks Presentations CEO’su Ken Gentry, Broadway Entertainment Group CEO’su Liz Koops da gecenin özel konukları arasındaydı. Ev sahipliğini Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi Genel Müdürü Ray Cullom’ın yaptığı geceye, müzikalin yönetmeni Rob Roth, koreografı Matt West ve görüntü tasarımını yapan Stanley A. Meyer da katıldı. 3 hafta boyunca sergilenen müzikalin galasında, beyaz perdenin genç yüzlerinden, ödüllü oyuncu Damla Sönmez, Ece Erken ve eşi Serkan Uçar, ünlü sanatçı Nilgün Belgün, tiyatro oyuncusu Neslihan Yeldan ve dizi oyuncusu Özgür Özberk gibi isimler de dikkat çekti. “Seni Seviyorum, Mükemmelsin, Şimdi Değiş!” Kadın erkek ilişkilerinin evrenselliğini anlatan ve bu değişmez hikayeyi muzip bir dille birleştiren “Seni Seviyorum, Mükemmelsin, Şimdi Değiş” (I Love You, You’re Perfect, Now Change) müzikal oyunu, Talimhane Tiyatrosu iş birliği ile Zorlu sahnesinde izleyicisiyle buluşmaya başladı. “Seni Seviyorum, Mükemmelsin, Şimdi Değiş” 30 Ekim’de gerçekleşen gala gecesinde birbirinden ünlü isimleri ağırladı. Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Olgun Zorlu ve eşi Berrin Zorlu, Metin Uca, Emre Kınay, Göksel Kortay, Sibel Tüzün, Demet Tuncer, Gülriz Sururi, Yekta Kopan, Özgür Özberk ve eşi, Cengiz Bozkurt kokteylin konukları arasındaydı... Aşk, randevular, sevgililer, evlilik ve aileler hakkında gizliden gizliye hep düşündüğümüz ama bir türlü yüksek sesle dile getiremediğimiz gerçekleri muzip diliyle önümüze apaçık seren bu gösteri; Off Broadway’de en uzun süre oynanan müzikal olma unvanını taşıyor. Müzikal karşımıza, çok tanıdık, hayatımızın içinden karakterler çıkarıyor. auty and the Beast müzikali 20. yılı onuruna düzenlenen dünya turnesinin ilk durağında İstanbullularla buluştu. Muhteşem performansların yanı sıra olağanüstü dekor ve kostümleri ile İstanbullu sanatseverlere büyüleyici bir gece yaşatan Beauty and the Beast ekibi dakikalarca ayakta alkışlandı. Müzikalin galasında Zorlu Ailesi ve sektörün değerli isimleri bir araya geldi Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nde sahne alan Beauty and the Beast Müzikali gala gecesi 10 Ekim’de Zorlu Ailesi’nin de davetli olduğu bir kokteyl ile gerçekleştirildi. “Seni Seviyorum, Mükemmelsin, Şimdi Değiş” Metin ve Şarkı Sözleri: Joe Dipietro Müzik: Jimmy Roberts Yönetmen: Lerzan Pamir / Mehmet Ergen Dekor Tasarım: Jemima Robinson Kostüm Tasarım: Gül Sağer Oyuncular: Adem Yılmaz, Begüm Günceler, Defne Koldaş, Anıl Altınöz, Ezgi Erol, Mert Aydın Tarih: Her Perşembe ve Cuma Mekan: Zorlu Center, Performans Sanatları Merkezi, Drama Sahnesi Bir Zorlu Center PSM yapımı 17 yıldır sahnelenen, birçok ülkede gösterilen ve farklı dillere çevirilen bu müzikal oyunun yapımcı koltuğunda ise Jersey Boys, Cats, Notre Dame de Paris, Disney’den “Beauty and the Beast” ve “The Phantom Of The Opera” gibi dünyaca ünlü müzikalleri, orijinal prodüksiyonlarıyla İstanbul seyircisine sunan Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi yer alıyor. Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi Genel Müdürü Ray Cullom en başından beri bir Broadway ve Off-Broadway Bakır ve Selen Zorlu Melik, Berrin ve Olgun Zorlu, Bob Nederlander, Emre ve Zeynep Zorlu, Ray Cullom İki muhteşem galayla yeni sezona merhaba diyen Zorlu Center PSM sanatseverlerin favori mekanı olmaya bu yıl da devam edecek. şovunu Türkçe olarak, Türkiye’den oyuncu, yönetmen ve kreatif bir ekiple sahneye koymayı hedeflediklerini söyledi. Cullom’ın aklında ise cazibeli ve popüler yönüyle öne çıkan “Seni Seviyorum, Mükemmelsin, Şimdi Değiş” adlı müzikal vardı. Bu yeni prodüksiyon ile ilgili olarak görüşlerini paylaşan Cullom sözlerini şöyle sürdürdü: “İşte bu yüzden, müthiş yetenekli bir isim olduğuna inandığım Mehmet Ergen’in yönetimindeki yerel tiyatro kumpanyasının, bu oyunun üzerinde harikulade bir şekilde çalışmakta olduğunu öğrenince çok mutlu oldum. Bu çalışmayı izlediğimde ise oyunun daha büyük bir sahneye ve seyirciye ihtiyacı olduğunu, uzman ekibimizin prodüksiyon ve teknik desteğiyle gerçek potansiyeline ulaşabileceğini gördüm. Hemen bir araya geldik ve bu prodüksiyonu Zorlu sahnesine taşımaya karar verdik. Bu projenin, ilk yerel müzikal prodüksiyonumuz olarak şehrin sanat çevreleri için önemli bir adım olduğunu düşünüyor ve rekor ilgi ile kalabalıkları memnun eden bu müzikal prodüksiyonu sahneliyor olmaktan dolayı çok heyecanlı olduğumuzu belirtmek istiyorum. Seyircinin tepkisini görmek için inanın sabırsızlanıyoruz.” Sahnede “Mickey Mouse” Beauty and The Beast müzikalinin köy sahneleri ve Gaston’un tavernası için sahne altında 160 küçük kareden oluşan yama işi bulunuyor. Gösteride aynı zamanda 81 peruk, taverna sahnesinde dikkatle bakıldığında fark edilecek gizli bir “Mickey” ve 36 bardak, 580 kostüm, 67 led ışık, “Be Our Guest” sahnesinde seyirciye püskürtülen 350 tane kağıt şerit, yıldızlı gökyüzü için kullanılan 450 lbs ağırlığında ışıklı perde kullanılıyor. 36 haber 37 Zorlu Enerji’den sosyal ve kültürel yaşama destek Zorlu Enerji Grubu, bulunduğu yatırım bölgelerinin tarihsel ve kültürel mirasına, ekonomik ve sosyolojik değerlerine destek olarak sorumlu bir iş yapış şeklini benimsiyor. Tohumlarının filizlendiği Ege coğrafyasındaki tarımsal ve sosyal zenginliklere destek olma yaklaşımındaki Zorlu Enerji, bu çerçevede Aydın’ın Buharkent ilçesinde Taze İncir Festivali’ne ve Manisa’nın Alaşehir ilçesinde Kurtuluş Günü etkinliklerine sponsorluk desteği verdi. Yerel halkın katılımı önemli Yerel işbirliklerin geliştirilmesi, sosyal ve kültürel değerlerin korunması çalışmalarının bir diğer ayağı da Manisa, Alaşehir’de hayat buldu. Zorlu Enerji Grubu, Alaşehir Belediyesi ve Manisa Büyükşehir Belediyesi tarafından 4-5 Eylül’de Alaşehir Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen etkinliğe sponsorluk desteği verdi. Manisa Büyükşehir Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu konseriyle 4 Eylül akşamı başlayan program, Alaşehir’in işgalden kurtuluşunun 92. yıl dönümü olan 5 Eylül günü Mehteran Takım Yürüyüşü ve Üzüm Yarışması ile sürdü. Tüm Manisalıların davetli olduğu etkinlikler kapsamında, Gökçe ve Mehmet Erdem de verdikleri konserlerle dinleyicilerle buluştu. Zorlu Enerji Grubu adına etkinliğe katılan Zorlu Enerji Genel Müdür Yardımcısı Ali Kındap, Alaşehir Belediye Başkanı Gökhan Karaçoban’dan teşekkür plaketi aldı. T ürkiye’nin jeotermal enerji yatırımlarında mevcut işletme kapasitesiyle ilk sırada yer alan Zorlu Enerji Grubu, yatırım yaptığı alanlarda yalnızca ekonomiyi değil, sosyal- kültürel değerleri ve üretimi de destekliyor. Mevcut ve planlanan yatırımlarıyla Denizli, Aydın ve Manisa illeri ve çevresini temiz jeotermal enerjinin merkezi haline getirmeyi amaçlayan Grup, çevresel ve toplumsal koşullarla uyumlu, yerel halkla iş birliği içinde faaliyetlerini sürdürüyor. Bu yaklaşım çerçevesinde Zorlu Enerji, 10.’su düzenlenen Buharkent Taze İncir Festivali ile Alaşehir 5 Eylül Kurtuluş Günü etkinliklerine katılarak sponsorluk desteği verdi. Yatırım bölgelerinden Aydın’ın incir diyarı Buharkent’te düzenlenen festivale Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin de aralarında bulunduğu kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey yöneticileri ile Zorlu Enerji Genel Müdür Yardımcısı Ali Kındap katıldı. Bölgesel tarımın önemi bir parçası olan incirin katma değerinin artırılması amacıyla Buharkent Belediyesi tarafından düzenlenen 10. Buharkent Taze İncir Festivali’ne katılan Kındap, “Desteklerimiz, yatırım bölgelerine yalnızca ekonomik değil, çevresel ve toplumsal olarak da katkıda bulunma hedefimizin bir yansıması. Bölgesel tarımın önemli bir parçası olan incirin katma değerinin artırılması amacıyla düzenlenen bu festivali kayda değer buluyoruz. Uzun dönemli ilişkilerimizin güven, katılımcılık ve duyarlılıkla sürdürülmesine yönelik bölgeye has sosyal ve kültürel değerleri korumaya ve gözetmeye yönelik projelerin bir parçası olmaya devam edeceğiz” dedi. Buharkent ilçesinde gerçekleştirilen festival kapsamında, fotoğraf, şiir, paintball, atıcılık yarışmaları, folklor ve meh- ter takımı gösterileri ile halk konserleri düzenlendi. Yerel sanatçıların yanı sıra internet üzerinden yapılan oylamayla Buharkentlilerin seçtiği sanatçılar Mustafa Ceceli ve Pinhani grubu da verdikleri konserlerle dinleyicilere keyifli anlar yaşattı. Zorlu Enerji, Aydın ve İzmir valileri ile pek çok kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticilerinin de katıldığı festivalin daha geniş bir kesime ulaşarak bölgenin en önemli ürünlerinden taze incirin katma değerini artırmasına büyük önem veriyor. Mevcut ve planlanan yatırımlarıyla Denizli, Aydın ve Manisa illeri ve çevresini temiz jeotermal enerjinin merkezi haline getirmeyi amaçlayan Zorlu Enerji Grubu, çevresel ve toplumsal koşullarla uyumlu, yerel halkla iş birliği içinde faaliyetlerini sürdürüyor. 38 haber 39 Kristal Elma’dan Vestel’e beş ödül Vestel, Kristal Elma Ödülleri’nde Vestel Sultan Semaver Çok Düşünen Anneler, Vestel Desibel Kulaklık – Beethoven ve Vestel V - Press Buharlı Ütü - Polo Yaka çalışmalarıyla toplam beş ödüle layık görüldü. Krital ve Gümüş ödül getiren çalışmalara imza atan reklam ajansı BLAB’ın kurucusu Viktor Kuzu sorularımızı yanıtladı. BLAB Reklam Ajansı’nın kurucusu Viktor Kuzu 2 6. Kristal Elma Yaratıcılık festivali ödülleri 16 - 17 Eylül tarihlerinde sahiplerini buldu. Vestel, tarihinde ilk kez bir pazarlama iletişimi yarışmasından bu kadar çok ödül alarak 1 Kristal, 2 Gümüş ve 2 Bronz Elma ile eve döndü. Vestel Sultan Semaver Çok Düşünen Anneler çalışmasıyla Video Ev Araç ve Gereçleri kategorisinde Kristal Elma; Ürün İletişimi kategorisinde Viral Proje ve Online Video ile Gümüş Elma kazanan Vestel, bu projeleri sıradışı çalışmalarıyla dikkat çeken reklam ajansı BLAB ile gerçekleştirdi. Concept Ajans tarafından gerçekleştirilen Vestel Desibel Kulaklık – Beethoven çalışmasıyla ise Vestel, Basın Ev Araç ve Gereçleri kategorisinde Bronz Elma ve Basın Elektronik kategorisinde Bronz Elma ödüllerine layık görüldü. Vestel’e Kristal ve Gümüş Elma getiren çalışmalara imza atan BLAB sıradışı bir reklam ajansı olarak biliniyor. Vestel’in bu başarısında büyük rol oynayan reklam ajansı BLAB’ın kurucusu Viktor Kuzu “Reklamcılık anlamında yeninin peşinden koşan bir ajans olarak Türkiye’nin en büyük teknoloji üreticisi ile çalışmak, sonsuz fırsatları da beraberinde getiriyor” diyor. Vestel, tarihinde ilk kez bir pazarlama iletişimi yarışmasından bu kadar çok ödül alarak eve döndü. Bu başarıya dair neler söylemek istersiniz? Vestel, pazarlama anlamında önemli bir yenilenme döneminden geçiyor; BLAB ile birlikte birçok yeni ajans geçtiğimiz dönemde bu takıma katıldı ve bu dönüşümün sonuçları görülmeye başlandı. Aslında sektör ödüllerinden önce hedef kitlemizin son dönemde hayata geçirdiğimiz reklam kampanyalarına gösterdiği ilgi, bizim için çok önemli ve heyecan verici bir gelişmeydi. Vestel Türkiye’nin en önemli teknoloji üreticisi ve bu gücün hedef kitlesi ile sıcak bir marka iletişimine dönüşmesi için gerçek içgörülerin üzerinde, dikkat çekici, akılda kalıcı, fark yaratan iletişim çalışmalarına imza atmak gerekiyor. Bu yıl gerçekleştirilen sektörel yarışmalardan ödüllerle dönülmesinin sebebi de bu arayışın son projelerde meyvelerini vermeye başlamış olması. Farklı kategorilerde ödüller kazanıldığına göre Vestel ile aranızda güçlü bir iletişim ve sinerji olmuş… Hazırlık sürecinden söz eder misiniz? BLAB’da yeni bir ajans modeli ortaya koymak için yola çıktığımızda ajans-reklamveren ilişkisi konusunda da yeni bir yapıya geçilmesi gerektiğini öngörmüştük. Vestel ile bu yeni ilişki yapısını kurduğumuzu düşünüyoruz. Fark yaratma, yeninin peşinde koşma, daha önce yapılmamışı yapma konusunda Vestel, pazarlama anlamında önemli bir yenilenme döneminden geçiyor; BLAB ile birlikte birçok yeni ajans geçtiğimiz dönemde bu takıma katıldı ve bu dönüşümün sonuçları görülmeye başlandı. Vestel ve BLAB karşılıklı olarak birbirini gaza getiren ve çıtanın yükselmesini sağlayan bir uyum içinde. Bu nedenle alışılmışın dışında yakın çalışmak, daha uzun soluklu planlamalar yapmak ve hedefe ulaşmak için birlikte çok çalışmak gerekiyor. Sanırım ödüllerin arkasındaki temel faktör bu sistemin ajans ve reklamveren arasında yerleşmiş olması. Ajans ve reklamveren ilişkisinden bahsetmişken, BLAB, yeni ve sıradışı bir reklam ajansı… Peki ya siz ajansınızı nasıl tanımlıyorsunuz? Reklam ajansları hizmet ettikleri markalar için her zaman yeninin peşinde koşsalar da iş kendilerine geldiğinde oldukça tutucu organizasyonlar. İletişim dünyası bu kadar köklü bir şekilde değişirken reklam ajanslarının çalışma şekli 70-80 yıldır aynı. Bu durum internet, sosyal medya, mobil gibi yeni iletişim mecralarının hayatımıza girmesi ile sürdürülemez bir hale geldi ve bu boşluk dijital ajans, sosyal medya ajansı gibi yeni ajans türlerini ortaya çıkardı. Böylece sektörde geleneksel ajans-dijital ajans şeklinde bir ayrım oluştu. BLAB bu yeni yapının sorunlarını görerek ortaya çıkan bir oluşum. Geleneksel ajansların sahip olduğu marka yönetÖdül alan çalışmalar: • Vestel Sultan Semaver Çok Düşünen Anneler: Video Ev Araç ve Gereçleri kategorisinde Kristal Elma - BLAB • Vestel Sultan Semaver Çok Düşünen Anneler: Viral Proje – Ürün İletişimi kategorisinde Gümüş Elma - BLAB • Vestel Sultan Semaver Çok Düşünen Anneler: Online Video – Ürün İletişimi kategorisinde Gümüş Elma - BLAB • Vestel Desibel Kulaklık - Beethoven: Basın Ev Araç ve Gereçleri kategorisinde Bronz Elma - Concept • Vestel V - Press Buharlı Ütü - Polo Yaka: Basın Elektronik kategorisinde Bronz Elma - Concept me yetenekleri ile dijital ajansların yeni nesil iletişim mecraları konusunda sahip olduğu bilgiyi bir çatı altında toplayan bir modele sahip. Böylece markaların bugün ihtiyaç duyduğu ve bundan sonra da her zaman ihtiyaç duymaya devam edeceği yüksek etkili iletişim kampanyalarının mecra ayrımı gözetmeksiniz hedef kitlesine ulaşmasını sağlayan bir ajans BLAB. Vestel ile çalışmak nasıl bir duygu? Reklamcılık anlamında yeninin peşinden koşan bir ajans olarak Türkiye’nin en büyük teknoloji üreticisi ile çalışmak, sonsuz fırsatları da beraberinde getiriyor. Dünyada teknoloji alanında yaşanan akıl almaz ilerlemeler günlük hayatı durmadan değiştiriyor. Yaşadığımız coğrafya özelinde Vestel için çalışmak ve bu kurumun sahip olduğu altyapıları kullanarak tüketiciler için yeni değerler yaratma konusunda erişime sahip olmak çok büyük bir ayrıcalık. C M Y CM MY CY CMY K A+++-%70 Enerji Seviyesi, bağımsız Alman VDE (Verband der Elektrotechnik Elektronik Informationstechnik e.V.) test enstitüsü tarafından test edilip onaylanmıştır. Yılda 2.200 litre su tasarrufu, diğer makinelere kıyasla alınmıştır. 7 farklı alerjen ve 4 farklı bakterinin etkin bir şekilde azaltıldığı Allergy UK tarafından “Seal of Approval” belgesi ile onaylanmıştır. 42 haber 43 Fazı l Sa y Love Letters – Gerard De pa rd ie u Broadway ve Hollywood’un en ünlüleri Zorlu’da H The Boy from Oz ile ödül alan sanatçıya, İstanbul’daki performansında 18 kişilik orkestra ve dansçılar eşlik edecek. 2009’da, son James Bond Daniel Craig ile sahne aldığı ve “hit” olan “A Steady Rain (Sıkı bir Yağmur)” ile Broadway’e tekrar dönen ve 2011’deki solo performansı ile Performans Sanatları Merkezi’nde hayranlarıyla buluşacak sanatçı, gösteride “Singin’ in the Rain” ve “Guys and Dolls” gibi klasik olmuş müzikallerden yorumlara da yer verecek. Zorl uC en ter PS Gerard Depardieu’yü tiyatro sahnesinde izlemek mümkün ‘Love Letters’; iki olağanüstü oyuncuyu aynı sahnede yan yana görmemizi sağlayan Pulitzer Tiyatro Ödülleri’nde finale çıkmış ve 30’dan fazla dile çevrilmiş; sevginin güçlü bağlantısını, komik ve aynı zamanda duygusal bir şekilde anlatan bir A. R. Gurney oyunu... Hugh Jackman geri dönüyor m o l l Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nde tek gece sergilenecek Performans Sanatları Merkezi, ikinci sezonunda The Phantom of the Opeu yC ü Ra r ü oyunda, efsanevi film yıldızı Gerard Depardieu ve Cannes, Golden ra ve Disney’den Beauty and the Beast’in yanı sıra “An Evening with üd M l Globe ve Cesar Ödülleri sahibi ünlü aktrist Anouk Amiée yer Hugh Jackman” ile ünlü Hollywood yıldızı Hugh Jackman, “Love ne alıyor. Letters” adlı oyunu ile sinemanın efsane ismi Gérard DeparGe M dieu ve Anouk Aimée, Broadway’in en sevilen eserlerinin Zorlu Center PSM artık yapımcı hem İngilizce, hem Fransızca seslendirileceği “Musical İlk sezonunda “Jersey Boys”, “CATS”, “Notre Dame Hits”le Notre Dame de Paris oyuncuları, Korhan Futacı de Paris” gibi dünyanın en popüler müzikallerini ve Kara Orkestra ile Sezen Aksu, katıldığı festivallerTürkiye ile buluşturan ve 100 binin üzerinde izde ayakta alkışlanan Karsu ve çok daha fazlasını leyiciye ulaşan Performans Sanatları Merkezi, sahnesinde ağırlayacak. yeni sezonunda çok özel bir projeye daha imza atıyor. Off-Broadway’de ‘hit’ olan, dünyada re“Wolverine” İstanbul’da kor üstüne rekor kıran ve 12 yılda pek çok ülke“Wolverine”, “X-Men”, “Les Misérables (Sefilye uyarlanan “Seni Seviyorum, Mükemmelsin, ler)” ve “Real Steel” gibi filmleriyle tanınan Tony Şimdi Değiş” müzikal oyunu ile Zorlu Center Ödülü sahibi Hugh Jackman, şarkıcılık ve danstaPSM, bu kez yapımcı koltuğuna oturuyor. Mehki yeteneklerini birebir gözler önüne serdiği “An met Ergen ve Lerzan Pamir yönetiminde sergiEvening with Hugh Jackman” ile PSM sahnesinde lenecek oyunun, ses, ışık ve dekor tasarımları olacak. 2004 yılında, Broadway’deki ilk rolü olan yapılıyor. Ekim ayı sonunda başlaması planlanan proje, kadın erkek ilişkilerini kahkahalarla izlenecek bir gösteri ile sahneye taşıyor. Türkiye’den uluslararası sanatçıların projeleri de PSM’de PSM’nin yeni sezon programına eklenen flaş isimler arasında ayrıca ilk albümü ‘Girizgah’ın lansman konseriyle Alaturka Records; 50. Sanat Yılını Nükhet Duru, Aysun Kocatepe, Cihan Ünal, Doğan Hızlan, Halit Kıvanç, Enver Aysever ve daha pek çok ünlü sanatçı eşliğinde kutlayacağı özel konserle Ali Kocatepe; sürpriz projesiyle sahne alacak olan Fazıl Say, farklı müzik deneyimlerini tek bir fikir altında toplayan ‘Korhan Futacı ve Kara Orkestra’ ile vereceği ilk konserle Sezen Aksu ve Azam Ali ile Zara eşliğinde vereceği özel konserle Mercan Dede de yer alıyor. Etkinlik Takvimi • Güzel ve Çirkin (Beauty and The Beast) – 26 Ekim’e kadar uzatıldı. • Seni Seviyorum, Mükemmelsin, Şimdi Değiş – 24 Ekim 2014 Gala – Her Hafta • Mercan Dede Ensemble feat. Azam Ali & Zara – 1 Kasım 2014 • Alaturka Records – 22 Kasım 2014 • Sezen Aksu ile Korhan Futacı ve Kara Orkestra – 29 Kasım 2014 • Fazıl Say – 20 Aralık 2014 • Söz ve Müzik Ali Kocatepe – 25 Aralık 2014 • Love Letters – Gerard Depardieu – 8 Ocak 2015 • Karsu – 7 Mart 2015 • An Evening with Hugh Jackman – Hugh Jackman – 17-18 Mart 2015 KF KO A çıldığı ilk günden bu yana Türkiye’de sanat anlayışına farklı bir soluk getiren ve İstanbul sanat yaşamına renk katan Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi, geçen sezon sahnelenen dev prodüksiyonlara bu yıl yenilerini ekliyor. Sanatseverlerin merakla beklediği etkinlik takviminde birbirinden farklı gösteriler yer alıyor. Olağanüstü oyunculuk yeteneğiyle dünya sinemasının efsane ismi Gérard Depardieu , “Love Letters” oyunuyla, Performans Sanatları Merkezi’nde tiyatro izleyicisi ile buluşuyor. Off-Broadway’de rekorlar kıran oyun “Seni Seviyorum, Mükemmelsin, Şimdi Değiş” yine yıl boyunca sahnede olacak ve büyük ses getirecek projelerden biri. Seni S eviy oru m, M ük Açılış sezonunda dünyaca ünlü müzikal ve performanslarla Türkiye’yi ilklerle buluşturan Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi, yeni sezonuna dünya starlarıyla devam ediyor. Wolverine, Hugh Jackman, Gérard Depardieu ile daha pek çok isim ve prodüksiyon yeni sezonda sanatseverlerle buluşacak. wa sa u r Ku em m Şim in, s l e ğiş di De ac k hJ g u man 44 köşe yazısı/metin salt 45 Vestek Elektronik Araştırma Geliştirme A.Ş. Genel Müdür [email protected] Babil Teknolojisi İnsana ve çevreye duyarlı yapıların artmasıyla şehirlerin gri silüetine renk gelmeye başladı. Aslında bu teknoloji yeni değil, yüzyıllar öncesine Babil’e kadar gidiyor. A şk nelere kadir? Bir kral, karısı memleketinin yeşil tepelerini özledi diye şehirde ne kadar çatı duvar varsa yemyeşil bitki örtüsü ile kaplatmış. Kuştepe’de apartmanın terasına çardak kuran alemin kralı ölçeğinde bir iş değil bu. Kralın adı Nebukadnezar, yer Babil, börtü böcek de Babil’in efsanevi Asma Bahçeleri’nden geliyor. Babil, Mezopotamya çorak düzlüğünde bir yer. Kral, tabiri caizse burayı çölün ortasında bir cennete çevirmek için dönemin en iyi beyinlerini bulup getirtmiş. Adamlar dünyanın 7 harikasından birini yaratmışlar. Yapıların ilk katmanında zift döküp izolasyon sağlamışlar. Ziftin içine kamışlar gömüp, üzerine çimentoyla karışık pişmiş tuğlalar ve üçüncü tabakada kurşun kaplama yapmışlar. En son katmana toprak getirip yığmışlar. Sonra da göz alabildiğine yemyeşil bitki ve çiçek ile kaplamışlar. Yapı o kadar sağlam ki üzerinde küçük bir orman var denebilir. Tarihçi Heredot bile, Babil’e methiyeler düzmekten kendini alamamış. Aradan geçen yüzyıllara rağmen medeniyet daha yeni yeni yaşam alanlarında doğal öğelerin önemini anladı. Ağacı, betonların arasına sıkışmış parklarda görebilen modern insan, doğaya ne yaptığını sorgulamaya başladı. Şehircilik anlayışında yeşile saygı artıyor ama metrekareye 2500 kişi düşen İstanbul gibi büyük şehirlerde bırakın ağaç dikecek, begonya saksısı koyacak yer yok. İşte bu nedenle doğaya duyarlı tasarımcılar bitkiyi yere değil evlerin tepesine; balkona, çatıya koymanın bir yolunu buldular. Resmen Babil teknolojisine geri dönüş 70’li yıllarda “yeşil çatı” kavramıyla başladı. İlk başta Almanya’da görülen bu uygulamalarda, aynı Babil’in Asma Bahçeleri’nde olduğu gibi çatı yüzeyleri önce yalıtkan malzemeyle kaplanıyordu. Üzerine suyun akacağı sistemler monte ediliyor ve üzerine toprağı taşıyacak bölmeler yapılıyordu. Son katmanda ise toprak ve bitkiler yer alıyordu. Gündeme ilk geldiğinde doğaya olan özlemi yansıtan bu tasarımlar, 80’li yıllarda bilimsel araştırmalara konu oldukça başka faydaları da öne çıkmaya başladı. Neyse “earth-energy” kullanımı pek yok ama en azından birkaç tane de olsa “yeşil çatı” uygulaması var. Bunun en güzel örneğini eski karayolları arazine asalet getiren Zorlu Center’da görebilirsiniz. Projede yeşile yatak olan beton, ona hayat veriyor. Toprak ise karşılığını yapının ömrüne ömür katarak ödüyor. Gerçekten toprak hem çok iyi bir ısı yalıtımı sağlıyor hem de dış cepheleri sert hava şartlarının yıpratıcı etkisinden koruyor. Sadece kar, yağmur, rüzgâr diye düşünmeyin. Güneş de yıllar içinde binaları yaşlandırıyor. Zaten yeşil çatı kavramı, doğaya duyarlılık kapsamında başlıyor ama esas gelişimi enerji fiyatlarının artmasından sonra oluyor. Bu faydaların başında ısı yalıtımı geliyor. Binalarda en önemli sorunlardan biri etkin ısı yalıtımı sağlamaktır. Toprak ise en iyi yalıtım maddelerinden biridir. Çoğu kişi bilmez ama yerin 5 metre hadi bilemedin 10 metre altına inildi mi, yaz kış sıcaklık yaklaşık hep sabit 15 derecedir. Bu sıcaklığın 15 derece olacağı o kadar kesindir ki, buna bağımlı çalışan ısıtma-soğutma sistemleri (earth-energy) tasarlanmıştır. Amerika’da bu prensiple, sıradan evler de bile çalışan sıcak soğuk klimalar kullanımdadır. Sistem çok basittir. Evin yanına, toprağın 5 metre altına bolca su borusu döşenir. Bu su borularının iki ucu gelip evin içindeki bir kazana bağlanır. Yani bugün evlerimizdeki kombi gibi kapalı devre bir su dolaşım sistemidir. Yazın evin içindeyken ısınan su, aşağıya toprağın altına indiğinde yeniden soğur ve yukarı çıkar. Dolayısıyla evimizi soğutur. Kışın ise evin içi soğuk olduğu için soğuyan su, aşağıya indiğinde 15 dereceye ısınır ve yukarı çıkar. Tabii basit olsun diye “ısı pompası”, sıcaklık farkı gibi detayları atladım. Özünde yazın da kışın da neredeyse hiç enerji harcamadan ısı kontrolü sağlanır. Tasarruf etmek için lüks arabasına LPG tüpü takmayı akıl eden vatandaşım, neredeyse bedava bu sistemi niye hala keşfedemedi anlamış değilim. Faroe Adaları İzlanda ile Norveç arasında küçük bir ada grubudur. Ada halkı, bulunduğu Kuzey Denizi’nden anlaşılacağı üzere dünyanın en sert ve soğuk kışlarından birini yaşamayı öğrenmiş. Bence dünyanın en şirin evlerinde yaşıyorlar. Geleneksel ev yapısında çatıları çim ile kaplıyorlar. Sokakların ve düşük kotlu çatıların aynı çim yeşiline bürünmesi muhteşem bir görüntü oluşturuyor. Tabii bunu turistler gelip fotoğraf çeksin diye yapmıyorlar. Başka bir amaçları var. Tahmin etmesi zor değil. Ada halkı çoğunlukla balıkçılık yapıyor ve pek de zengin sayılmazlar. Kışın soğuğunda evlerini sıcak tutmak için en etkin yolun çatıları toprak ile izole etmek olduğunu keşfetmişler. Resme bir bakın. Zarafetin en tutumlu hali diyebiliriz. Binalardaki yalıtım sadece enerji tasarrufu açısından ele alınmamalı. Günümüz modern şehirleri betonlaşmanın yol açtığı bir başka problem ile karşı kaşıya kaldı. Bu olgunun adı “şehir ısı adacığı” etkisi (Urban Heat Island). Şehirdeki sıkışık beton yapılaşmanın sonucu olarak şehirler gitgide daha sıcak oluyor. Özellikle geceleri. Çünkü beton yapılar ve asfalt içeren çatı kaplama malzemeleri gün boyunca güneşten gelen kısa dalga enerjiyi depoluyor. Geceleri ise bu enerjiyi uzun dalga ısısı olarak şehre geri püskürtüyor. Aynı etkiyi kırsal alanda görmüyoruz. Çünkü güneş enerjisinin çoğu doğal bitki örtüsü tarafından soğuruluyor. Aslında bitki tarafında büyümek ve yaşamak için kullanılıyor desem daha doğru olur. Sonra da sağlıklı yaşam için elzem olan oksijen olarak havaya geri bırakılıyor. Toprak ve bitkilerden yoksun şehirler ile aynı coğrafyadaki kırsal alanlar arasında ciddi bir ısı farkı gözleniyor. Öyle 1-2 derece sanmayın. Yaz geceleri fark 10-12 dereceye kadar çıkabiliyor. Bırakın doğal hayatı, şehirde yaşayan, doğallıkla alakası olmayan insanların bile hayatları etkileniyor. Sıcaklık nedeniyle hastalıklar artıyor. Klima için harcanan enerji miktarı ciddi oranda büyüyor. Suyun kalitesi düşüyor. Hava daha kirli oluyor. Dahası da var ama şimdi geriye göç başlatmayalım. Tası tarağı toplayıp memlekete geri dönmeden önce henüz çarelerin tükenmediğini bilmelisiniz. Kalabalık şehirlerdeki binaların bu zararlı etkileri toprak ve bitki ile kaplanarak tam olarak tersine döndürülebiliyor. Özellikle çatılara yapılan bitki kaplaması oksijen yayılımını katlayarak artırıyor. Havada bulunan toz ve zararlı maddelerin çoğunu filtreliyor. Aynı zamanda şehri soğutarak toptan havanın kalitesini yükseltiyor. Bana göre şehir yaşamının en zararlı etkilerinden biri de bitmek bilmeyen gürültüsü ya da ben yaşlanmaya başladım, bana batıyor. Bizim evde hep bir okul, spor, iş, güç gailesi olduğundan, bayram seyran bekçi misali hep İstanbul’dayız. Bayramlarda herkes şehirden gidince, şehrin sesi gerçekten bir iki tık kısılıyor, biraz huzur buluyoruz. Aslında aynı ses seviyesi, insanlar bayram trafiğinde telef olmadan da sağlanabilir. Bir an için her çatının, her balkonun, her duvarın yaprakla ve toprakla kaplı olduğunu hayal etsek, teorik olarak üç beş apartman öteye sesimizi iletemezdik. Ağaçla, çimle, bitkiyle kaplı bir alanda ses aynı şekilde yayılmaz. Aslında ses bu ortamlarda pek yayılmaz, çoğunlukla soğurulur. Betonun aksine, toprak ve girintili çıkıntılı yapıdaki yaprak örtüsü doğal bir ses yalıtım sistemi oluşturur. Hepsi iyi güzel de bazı insanlar toprak, çiçek, böcek sevmez. Bazıları aslında doğayı sevmez, ama zarar vermediği sürece de bizi ilgilendirmez. Şehirdeki yapılara doğal kaplama yapma fikri bu nedenle herkesin isteyebileceği ve yapabileceği bir şey değil. Çatı bahçelerinin bakımı ve giderleri, hadi onu geçtim yapım maliyeti de insanları korkutacaktır. İlk bakışta kabullenmesi kolay değil ama basit bir matematik yapınca inanın astarı yüzünden pahalı değil. Öncelikle yaz aylarında soğutma için harcanan parayı düşünün. “Biz yazın yayladaki köye kaçıyoruz” demeyin. Biz kaçamıyoruz. Bizim gibi şehir ahalisinin çoğunluğu da kaçamıyor, çalışıyor. Evde camları açıp idare ediyorsunuz ama işe gidince tüm klimalar sonuna Şehircilik anlayışında yeşile saygı artıyor ama metrekareye 2500 kişi düşen İstanbul gibi büyük şehirlerde bırakın ağaç dikecek, begonya saksısı koyacak yer yok. İşte bu nedenle doğaya duyarlı tasarımcılar bitkiyi yere değil evlerin tepesine; balkona, çatıya koymanın bir yolunu buldular. kadar açık. Nasılsa elektriği şirket ödüyor. Kışın ise ha evde ha işte, o kombi yanacak. Siz de kombi yoksa durum daha da kötü. Kömür zaten verimli değil bir de yandıkça al sana hava kirliliği. Oysa toprak ve bitki ile yapılan ısı izolasyonu enerji harcamalarında rahat %20 tasarruf sağlıyor. Yaz aylarında şehrin beton yapılarının yaratığı “ısı adacığı” etkisi bile düşürülse nereden baksanız 10 derece soğuyacak. Bir derece ısıyı düşürmek veya artırmak için bile çok ciddi enerji harcandığı unutmayın. Aslında yeşil binalara öncelikle kamu kurumlarının hak ettiği değeri vermesi gerekir. Bizde yapılanı göz ardı etmiyorum. Otobüsleri çevreci yapmak, egzoz yayılımını azaltmak elbette iyi bir başlangıçtır. Hatta geçtiğimiz ay İstanbul’un ilk botanik belediye otobüsü “botobüs” Edirnekapı-Taksim hattında sefere başladı. Botobüsün tavanında bildiğiniz bir bahçe var. Tasarımda görev alan çevre mühendis hanımın beyanına göre bu projede halkın dikkatini küresel ısınmaya çekmek ve doğaya karşı duyarlı olmayı hatırlatmak amaçlanmış. Suyun tasarruflu kullanımı da benim hoşuma gitti. Otobüsün tavan bahçesi, araç içi klimadan gelen atık su ile sulanıyormuş. Simgesel bir girişim olsa da doğru yönde bir adım atılmış. Ama daha fazlasını yaparak topluma örnek olmak gerekiyor. Kaliforniya Bilimler Akademisi binası yeşil çatı uygulamasının yapıldığı en güzel kamu binalarından biri. 1916’den beri kapıları açık olan Doğa Tarihi Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor ve her yıl milyonlarca ziyaretçi çekiyor. Depremde hasar görünce 2008 yılında binayı sil baştan yaptılar. Ben eski halini gezmiştim. Golden Gate Parkı içerisinde yeşilliklerin arasında zaten çok güzel bir binaydı. Ama yeniden yapılırken tek katlı olan binanın tüm çatısını yemyeşil çim ile kapladılar. Yukarıdan bakıldığında parkın doğasıyla öyle güzel uyum sağladı ki, görüntüsü muhteşem oldu. Şikago’daki Belediye Binası da benzer bir kamu girişimi. Belediye 10 yıl önce binaların çatısını bahçe ile kaplamayı teşvik etmek için özel bir bölüm kurmuş. Başkan’ın açıklamasına göre eğer tüm binalar dönüştürülebilse, şehir yılda 100 Milyon dolar tasarruf edebilecekmiş. Bu hedefle ilk iş olarak kendi binalarından başlamışlar. Bugün “Şikago yeşil çatı” kampanyasıyla şehirde her yıl 1000’den fazla binanın çatısı toprak ve bitki ile kaplanıyor. Bu kampanya başladığından beri şehirde toplam bir milyar metrekare çatı, yeşil alana dönüştürülmüş. Şapka çıkarmak gerekir. Hem nasılsa ağaç gölgesindeyiz. 46 haber 47 Sürdürülebilirlikte öncülük ödül getiriyor Zorlu Enerji Grubu, sürdürülebilir enerji politikasına uygun biçimde yürüttüğü faaliyetleriyle Altın Voltaj, Altın Vizyon gibi prestijli ödüllere layık görülüyor. Z orlu Enerji Grubu, insan ile doğa arasında denge kurarak; doğal kaynakları koruma ve insanın enerji ihtiyacını giderme politikasını önemsiyor. Sürdürülebilirlik olarak tanımlanan bu bütüncül stratejisi ile Grup, çeşitli ödüllere layık görülüyor. “Herkes İçin Kurumsal Sosyal Sorumluluk” ödülü finalisti olan Zorlu Enerji, Altın Voltaj ve Altın Vizyon ödüllerine de layık görüldü. Altın Voltaj, Zorlu Enerji’nin oldu Her yıl Anadolu’nun farklı kentlerinde düzenlenen ve bu yıl 11-12 Eylül’de Gaziantep’te gerçekleşen 5. Türkiye Enerji Zirvesi’nde, Zorlu Enerji kurumsal sorumluluk performansıyla Altın Voltaj ödülüne layık görüldü. Zorlu Enerji Grubu, geçtiğimiz yıl grup şirketlerinden GAZDAŞ’ın aldığı Altın Vana ödülüne bu yıl Zorlu Enerji’nin layık görüldüğü Altın Voltaj ödülünü ekledi. Enerji sektöründe faaliyet gösteren ve sosyal sorumluluk projeleriyle fark yaratan firmaların ödüllendirildiği törende Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, ödülü EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ın elinden aldı. Altın Voltaj ödülüne ilişkin görüşlerini paylaşan Ak, “Ekonomik, çevresel, sosyal ve jeopolitik boyutlarıyla sürdürülebilir kalkınmanın vazgeçilmez bir bileşeni olan enerji politikasını, kurumsal sorumluluk politikamız ile entegre bir yaklaşım içinde sürdürüyoruz. Karar alma süreçlerimizde ekonomik, çevresel ve sosyal boyutları dikkate alarak hareket ediyor, yatırım bölgelerimizdeki paydaşlarımızla şeffaf bir biçimde iletişimimizi yürütüyoruz. Bu ödülü kapsamlı sürdürülebilirlik politikamızın bir teşviki olarak görüyor ve tüm çalışma arkadaşlarım adına teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. “Gelecek için Sorumlu Enerji”ye ödül Zorlu Enerji Grubu’nun ödüle layık görüldüğü faaliyetlerinden biri de, 2013 Faaliyet Raporu oldu. ABD’de halka ilişkiler sektöründeki en iyi uygulamaların profesyonellerle paylaşılması amacıyla kurulan Amerikan İletişim Profesyonelleri Ligi’nin (League of American Communications Professionals-LACP) düzenlediği Faaliyet Raporu Vizyon Ödülleri Yarışması’nda Zorlu Enerji Faaliyet Raporu Altın Vizyon Ödülü’nün (Gold Vision Award by LACP) sahibi oldu. Yirminin üzerinde ülkeden 1.000 şirketin değerlendirildiği yarışmaya katılan Zorlu Enerji Faaliyet Raporu, zengin içeriği, sade ve etkileyici anlatımı, yaratıcı tasarımı, açık ve şeffaf mesajlarıyla büyük beğeni topladı. 2001 yılından bu yana düzenlenen, faaliyet raporu alanında en prestijli uluslararası ödüllerden biri olarak kabul edilen Altın Vizyon Ödülü’ne layık görülen Zorlu Enerji’nin 2013 yılı faaliyet raporu, “Gelecek için Sorumlu Enerji” yaklaşımından yola çıkarak, şirketin gücünü aldığı yerli ve yenilenebilir kaynaklara dayalı, çevre ve insan yaşamıyla uyumlu, güvenli ve sürdürülebilir enerji kavramına vurgu yapılarak hazırlandı. Zorlu Enerji bu ödülle, ekonomik, çevresel, toplumsal ve jeopolitik boyutlarıyla kalkınmanın vazgeçilmez bir bileşeni olan enerji politikasını, kurumsal sosyal sorumluluk politikası ile bir arada sürdürme hedefinin altını çizdi. Zorlu Enerji “Herkes İçin Kurumsal Sosyal Sorumluluk” Ödülü finalisti Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) Avrupa Birliği’nin finansman desteğiyle yürüttüğü “Herkes İçin Kurumsal Sosyal Sorumluluk” yarışmasında finale kalan şirketlerden biri de Zorlu Enerji oldu. Sosyal sorumluluk uzmanlarının değerlendirdiği ödüle 58’i büyük ölçekli, 10’u küçük ölçekli olmak üzere 68 başvuru geldi. Finalist olmaya hak kazanan 20 firmanın ödülleri, Uluslararası İşverenler Teşkilatı (IOE) iş birliğiyle yürütülen projenin diğer ortakları olan Makedonya, Hırvatistan, Karadağ ve Romanya işveren çatı örgütleri ile eşzamanlı olarak 15-19 Eylül’deki Kurumsal Sosyal Sorumluluk Haftası içinde dağıtıldı. 2011’den bu yana sürdürdüğü birçok projenin bütünlükle sunulduğu sürdürülebilirlik yaklaşımıyla başvuruda bulunan Zorlu Enerji, finalistlik plaketini TİSK temsilcisinden aldı. 48 haber 49 Zorlu Tekstil çalışanlarına özel iki yeni kulüp Zorlu Grubu, etkinlikleriyle çalışan motivasyonunu artırıyor Zorlu Tekstil, Doğa Sporları Kulübü ve Fotoğrafçılık Kulübü olmak üzere iki farklı organizasyonu hayata geçirdi. Kulüpler şimdiden iki etkinlik gerçekleştirdi. Şirket içi iletişimi artırmak, çalışanlar arasında dayanışmayı güçlendirmek ve sağlıklı yaşama katkıda bulunmak amacıyla Zorlu Grubu şirketlerinde düzenlenen sportif faaliyetler büyük ilgi görüyor. Masa tenisi ve voleybol turnuvaları, bu organizasyonlardan bazıları... Ç alışanlar arası iletişimi güçlendirmek ve motivasyonu artırmak amacıyla Zorlu Tekstil fabrikası bünyesinde, Doğa Sporları Kulübü ve Fotoğrafçılık Kulübü kuruldu. Doğa Sporları Kulübü’nün Haziran 2014’te gerçekleştirdiği ilk etkinlikte Tekirdağ Bölgesi Kumbağ - Dut Limanı rotası seçildi. Kulüp üyelerinin maceralı yürüyüşü ufak bir yokuşu atlatarak başladı ve birkaç kilometreden sonra muhteşem manzaralı bir alanda kumanyaların açıldığı minik bir piknik- le devam etti. Bu esnada kulüp üyeleri bolca fotoğraf çekme imkanına da sahip oldular. Yemek molasının ardından yürüyüşe devam eden ekip, çam ormanları arasından dere, tepe, dağ, bayır, su, çamur demeden keyifle yürüyerek parkuru başarıyla tamamladı. Katılımcıların son derece keyif aldığı ve İnsan Kaynakları Bölümü’ne memnuniyetlerini ilettikleri bu etkinliğin ikincisi ise 7 Eylül 2014 tarihinde Kırklareli’nde Fatmakaya - Dupnisa rotası üzerinde gerçekleştirildi. Doğa Sporları ve Fotoğrafçılık kulüplerinin çalışanlardan oluşan üyeleri tarafından düzenlenen etkinlikleri hız kesmeden devam edecek. Gerçekleştirilecek etkinliklerin duyuruları ise sosyal medya ve çeşitli mobil uygulamalar aracılığıyla yapılıyor. Z orlu Grubu şirketleri, kurum içi iletişimi artırmak ve çalışanlarının motivasyonunu yükseltmek için çeşitli aktiviteler düzenliyor. Zorlu Tekstil ve Zehra Tekstil tarafından organize edilen voleybol turnuvasıyla Zorluteks Tekstil, Zehra Tekstil ve Zorlu Enerji bünyesinde düzenlenen masa tenisi turnuvası bu etkinlikler arasında yer alıyor. Çalışanlar arasında iletişimi ve motivasyonu artırmak, sağlıklı yaşama katkıda bulunmak amacı ile Zorlu Tekstil öncülüğünde kadın çalışanlar arasında Mayıs – Haziran 2014 tarihlerinde düzenlenen voleybol turnuvası kapsamında, Zorlu Tekstil ve Zehra Tekstil firmalarının çalışanları arasından 9 voleybol takımı kuruldu. Turnuvanın finalinde Brode İşletme Müdürlüğü’nden Son Şampiyon takımı birinci, Zehra Tekstil İşletmesi’nden Team Of R.C.H.N takımı ise ikinci oldu. Kazanan takımlar plaket ve madalya ile ödüllendirildi. Zorlu Tekstil, Zehra Tekstil ve Zorlu Enerji bünyesinde ger- çekleştirilen masa tenisi turnuvası ise Temmuz 2014 itibarıyla 51 katılımcıyla düzenlendi. Grup maçları tamamlandıktan sonra 16 kişi çeyrek finale kaldı. Toplam 8 maç oynanan turnuvada çeyrek final mücadelesinden sonra Zorlu Tekstil Fabrikası Baskı İşletme Bölümü’nden Ethem Gülser ve Zorlu Enerji’den Onur Güngör adlı sporcular finale çıkan isimler oldu. Bol seyircili ve heyecan dolu bir finalin ardından dört seti alan Ethem Gülser şampiyon oldu. Maç bitiminde kendisine Zorluteks Tekstil Genel Müdür Yardımcısı (Kurumsal Destek) Ali Canbulat tarafından birincilik kupası ve madalya takdim edildi. İkinci olan Onur Güngör’ün kupa ve madalyası ise Zorluteks Tekstil Genel Müdür Yardımcısı (Nevresim) Murat Güdücüler tarafından takdim edildi. Turnuvada emeği geçen hakemlerle birlikte birinci ve ikinci olan yarışmacılar öğle yemeği ile ödüllendirilirken, finalist yarışmacılara final maçı video ve fotoğraf görüntülerini içeren birer CD hediye edildi. 50 haber 51 Kibritçi Kız ödüle doymuyor Linens ailesi büyüyor Zorlu Çocuk Tiyatrosu tarafından sosyal sorumluluk anlayışıyla hayata geçirilen Kibritçi Kız Müzikali, 19. Direklerarası Seyirci Ödülleri, Üçüncü Çocuk Oyunları Değerlendirmesi kapsamında “Müzikal Yapım Ödülü”ne layık görüldü. 2014 yılı itibariyle İzmir, İstanbul, Ankara, Edirne, Bursa, Tokat ve Mersin illerinde sekiz yeni mağaza açan Linens ailesi her geçen gün büyümeye devam ediyor. Z Ü orlu Çocuk Tiyatrosu’nun sahnelediği, çocukların ve ailelerin ilgiyle izlediği Kibritçi Kız Müzikali’ne bir ödül daha… Prof. Dr. Hasan Erkek tarafından, Hans Christian Andersen’in ünlü masalından sahneye uyarlanan Kibritçi Kız Müzikali 19. Direklerarası Seyirci Ödülleri, Üçüncü Çocuk Oyunları Değerlendirmesi kapsamında “Müzikal Yapım Ödülü”nü kazandı. Sokak çocukları konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan müzikal 30 binden fazla seyirciye ulaşmış ve çok beğenilmişti. Çocuklar kadar büyüklerin de ilgi ve beğeniyle izlediği müzikal 39. İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri kapsamında “En İyi Çocuk Oyunu Ödülü”ne de layık görülmüştü. Zorlu Çocuk Tiyatrosu tarafından bir sosyal sorumluluk anlayışıyla hayata geçirilen Kibritçi Kız Müzikali, beş yaş ve üzeri seyircilere hitap ediyor. Müzik, dans, mim, jonglörlük, resim gibi pek çok disiplinin bir arada kullanıldığı gösterinin müziği Nedim Yıldız’a, koreografisi Aydın Teker’e, sahne ve ışık tasarımı Nurullah Tuncer’e, kostüm tasarımı ise Şirin Dağtekin Yenen’e ait. Oyun, pedagog Doç. Dr. Serap Erdoğan’ın danışmanlığında hazırlandı. Müzikal aynı zamanda, genç ve dinamik oyuncu kadrosu ve ünlü konuk oyuncuları Sermet Erkin ve Muzaffer Özdemir ile dikkat çekti. retim gücü ve markalarıyla ev tekstili sektöründe lider olan Zorlu Tekstil Grubu’nun yenilikçi ve öncü markası Linens, yeni mağazalarıyla tüketici ile buluşmayı sürdürüyor. 2014’te Metrogarden Linens, Mall of İstanbul Linens, Bursa Carrefour Linens, Alaçatı Linens, Mersin Linens, Tokat Novada Linens, Edirne Saraçlar Linens ve Ulus Linens olmak üzere tam sekiz yeni mağaza Linens ailesine katıldı. Bunlardan ikisi yeni açılan Metrogarden Avm ve Mall of İstanbul Avm’leri içerisinde yer aldı. Tüm Linens mağazalarında olduğu gibi yeni açılan mağazalarda da Linens markasının yanı sıra Taç ve Pierre Cardin ürünleri de satışa sunuluyor. Perdeden döşemeliğe; nevresimden havluya, masa örtüsünden bebek ürünlerine, züccaciyeden aksesuara dek pek çok ev tekstili ürününü bir arada sunan mağazalarıyla Linens dünya modasını evlere taşıyor. Yeni açılanlarla birlikte Linens’in mağazasının bulunduğu iller ise şunlar: Adana, Ankara, Alanya, Antalya, Antakya, Aydın, Balıkesir, Batman, Bursa, Denizli, Edirne, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Kütahya, Mersin, Muğla, Rize, Sakarya, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tokat, Trabzon, Uşak ve Zonguldak. 52 haber 53 Zorlu’nun “İlk Ev”i sanatseverlerle buluştu Japon asıllı performans ve enstalasyon sanatçısı Chiharu Shiota’nın enstalasyon çalışması “First House – İlk Ev”, 8 Ekim’de izlenime açıldı. Küratörlüğünü Gülru Vardar`ın yaptığı, “benliğin evi” olarak da tanımlanan, kişinin içsel yolculuğu ile yeni başlangıçlarını ifade eden “İlk Ev” yıl boyunca Zorlu Center’da sanatseverlerle buluşacak. Ç ağdaş sanatın dünya çapında önemli temsilcilerinden olan sanatçı Chiharu Shiota’nın, kişinin içsel yolculuğunu ve yeni başlangıçlarını simgeleyen eseri “First House-İlk Ev”i Zorlu Center’da sanatseverlerle buluştu. Bedensel sanat çalışmaları ve enstalasyonlarıyla uluslararası beğeni kazanan, eserleri Harald Szeemann gibi önemli küratörlerce seçilen ve 2015 yılında Venedik Bienali’nde Japonya’yı kişisel sergisiyle temsil edecek olan Chiharu Shiota’nın “İlk Ev”i Zorlu Center’da yıl boyu sergi- lenecek. Gülru Vardar`ın küratörlüğünde gerçekleşen “İlk Ev” dokuz günde yaklaşık 150,000 metre kırmızı yün iplik ile inşa edildi. İzleyici eserin bir parçası olacak Çağdaş sanatın önemli isimleri arasında yer alan Chiharu Shiota, Zorlu Center’da sergileyeceği “İlk Ev”de izleyiciyi eserin bir parçası olmaya davet ediyor. Sanatçı bu eserle, kişinin kim olduğunun, ne olacağının, en iyi haline nasıl ulaşacağının ve nihai potansiyelini nasıl açığa çıkaracağının keşfini ele alıyor. Kişinin benliğini ve bedenini simgeleyen “İlk Ev”, kırmızı rengi ve masalsı iplik ağıyla vücudu saran kan damarları üzerinden yaşamı anımsatıyor. Dev boyuttaki eserle buluşan ve “İlk Ev”in içinde durup düşünen izleyiciye bu kan damarlarıyla dünyaya ne mana ile tutunacağını sorgulatıyor. “İlk Ev”, ifade ettiği benlik ve beden unsurları ile içsel yolculuğumuzu ve andaki varlığımızı yakalama umudumuzu simgeliyor. Çağdaş sanatın önemli isimleri arasında yer alan Chiharu Shiota, Zorlu Center’da sergileyeceği “İlk Ev”de izleyiciyi eserin bir parçası olmaya davet ediyor. 54 haber 55 Önce Zorlu’ya, sonra dünya seyahatine! Zorlu Center, dünya genelinde en fazla ülkeye uçan ve son dört yıldır “Avrupa’nın En İyi Havayolu Şirketi” seçilen Türk Hava Yolları’yla çok özel bir kampanyaya imza attı. Türk Hava Yolları Miles&Smiles Programı’yla birlikte düzenlenen bu kampanya kapsamında, Zorlu Center ziyaretçilerine milyonlarca mil hediye edildi. C M İ stanbul’un tam kalbinde yeni bir cazibe merkezi yaratan Zorlu Center, Türk Hava Yolları’yla yürüttüğü kampanya kapsamında, Zorlu’dan alışveriş yapan misafirlerine milyonlarca mil dağıttı. Bugüne kadar benzeri hiç yapılmayan ve Türk Hava Yolları Miles&Smiles Programı’yla birlikte düzenlenen kampanya kapsamında, ziyaretçiler, Zorlu Center’dan tek seferde yaptıkları 150 TL ve üzeri her alışverişten, alışverişin dört katı kadar mil kazandı. Ziyaretçilerin, hiçbir banka kredi kartına bağlı olmayan ve ister nakit ister kredi kartı ile yaptıkları her türlü harcamayla katıldığı bu kampanyada, 12 bin 500 TL ve üzeri harcamalarda ekstra 10 bin mil daha eklendi. 5 Eylül 2014 – 7 Ekim 2014 tarihleri arasında düzenlenen ve Y sadece Türk Hava Yolları Miles & Smiles üyelerinin faydalanabildiği kampanya, AVM ziyaretçileri tarafından büyük ilgi gördü. Miles & Smiles üyesi olmayanlar için de Zorlu Center içinde belli noktalara kampanya stantları yerleştirilerek AVM ziyaretçilerinin Miles & Smiles yeni üyelik işlemleri de gerçekleştirildi. Kampanya kapsamında kazanılan miller ve hediye miller 9 Kasım 2014 tarihi itibariyle, müşterilerin belirttikleri Miles & Smiles TK numarası ile başlayan Miles & Smiles Mil Yükleme Servisi tarafından hesaplarına otomatik olarak yüklendi. Kampanyaya katılan müşteriler, ibraz edilen her bir fiş/ fatura başına kazandıkları milleri ve toplam bakiyelerini, her işlem sonrası gönderilen SMS üzerinden de takip edebildiler. CM MY CY CMY K #oncezorluyasonraseyahate Instagram yarışmamızın kazananları belirlendi! 56 haber 57 GAZDAŞ’tan doğal gaza özel cazip ödemeler Zorlu Enerji yerel paydaşlarıyla bir arada Ekonomik ve çevre dostu yakıt olan doğal gaza ulaşımın daha kolay ve hızlı gerçekleşmesini sağlamak amacıyla GAZDAŞ, kolay ödeme koşulları sunan bir kampanya düzenledi. GAZDAŞ kampanya ile Gaziantep ve Trakya’da faaliyet gösterdiği 20 yerleşim yerinde müşterilerine cazip seçeneklerle iç tesisat kredisinden faydalanma fırsatı sundu. Zorlu Enerji Grubu, çevre dostu sürdürülebilir enerji üretmek için hayata geçirdiği çalışmalarında paydaşlarına da büyük önem veriyor. Osmaniye’de Sarıtepe Demirciler bölgeleri ile Denizli’de Kızıldere köyündeki paydaş katılım toplantıları düzenleyen Zorlu Enerji, uyum politikası çerçevesinde mevcut projeleri tanıtırken yerel halkın da görüşlerini aldı. G AZDAŞ, doğal gaz kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla KrediVer ile birlikte tüm ödemelerde avantajlı teklifler sunan bir kampanya düzenleyerek tüketicileri kışa girmeden cazip seçeneklerle iç tesisat kredisinden faydalanmaya davet etti. Kampanya kapsamında bir açıklama yapan GAZDAŞ Genel Müdürü Fuat Celepci, Société Générale Bank’ın Türkiye Merkez Şubesi’nin tüketici kredileri markası olan KrediVer ile bir anlaşma yaptıklarını belirterek, “Bu anlaşma kapsamında, abonelerimize iç tesisatlarının yapımı için uygun koşullarda kredi olanağı sunarken GAZDAŞ olarak biz de bağlantı ve güvence bedeli için kredi kartına taksit imkanı tanıdık. Kampanya ile daha çok vatandaşımızın kışa girmeden bu dönüşümü gerçekleştirmesine bir nebze olsun katkıda bulunmak ve doğal gazın konforlu ve ekonomik dünyasından faydalanmalarını sağlamayı amaçladık” dedi. Celepci, GAZDAŞ’ın önümüzdeki dönemlerde abonelerinin en uygun koşullarda doğal gaza ulaşması için çeşitli kampanyalar düzenlemeye devam edeceğini belirterek, 2006’dan bu yana sürdürülen yatırımları her yıl sistemli olarak artırdıklarını ve bölgesel tedarikçisi olunan tüm yerleşim birimlerinde yaratılan müşteri memnuniyetini en önemli değer olarak gördüklerini belirtti. 80 binin üzerinde yeni abone hedefi GAZDAŞ, Gaziantep, Nizip ve Kilis’i içine alan Gaziantep bölgesi ile Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve Çerkezköy’ü de barındıran Trakya bölgelerinde toplam 20 yerleşim birimindeki yatırımlarını sürdürüyor. 2013 sonu itibariyle 2 milyar metreküp doğal gazı tüketicilere ulaştıran GAZDAŞ, 600 binden fazla bağımsız birime gaz tedarikinde bulundu. Cazip ödeme koşullarına sahip kampanya ile 80 binden fazla abonenin doğal gaz kullanımının avantajlarından yararlanması hedeflendi. Z Doğal gaz kullanımının konforu ve ev ekonomisine katkısına dikkat çeken Fuat Celepci, “Doğal gaz diğer enerji kaynakları ile karşılaştırıldığında hem daha ekonomik, hem de çevre dostu bir yakıt. İnsan ve çevre sağlığı düşünüldüğünde, hava kirliliğine yol açmayan önemli bir yakıt olan doğal gazın kullanımı sayesinde yakıt masraflarını büyük ölçüde azaltmak mümkün. Doğal gaz aboneleri sadece kullandıkları miktarda yakıtın ücretini ödeyerek ev ekonomisine de katkı sağlıyor. Vatandaşlarımız sunduğumuz ödeme kolaylıklarıyla, doğal gazın tüm avantajlarından rahatlıkla yararlanabilecekler” ifadesine yer verdi. orlu Enerji Grubu, çevreye uyumlu, güvenli, kaliteli ve sürdürülebilir enerjiyi üretmek ve dağıtmak için etkin çalışmalarına paydaşlarının her birine büyük önem vererek devam ediyor. Grup, yatırımlarını hem kurulum, hem üretim, hem de işletim aşamalarında, ilk günden itibaren paydaşlarının katılımıyla çoğulcu ve çok yönlü bir bakış açısıyla tasarlıyor. Karar alma süreçlerine faaliyet gösterdiği bölgelerdeki kentsel ve kırsal alanlardaki tüm paydaşlarını dahil ediyor; katılımcı, çoğulcu ve uzlaşmacı yatırım ve sosyal sorumluluk faaliyetleri yürütüyor. Bu anlayıştan hareketle bir süre önce Osmaniye’de Sarıtepe Demirciler bölgeleri ile Denizli’de Kızıldere köyündeki paydaş katılım toplantıları düzenlendi. Zorlu Enerji Grubu olarak Osmaniye İli Bahçe ilçesinde Sarıtepe ve Demirciler bölgelerinde toplamda 110 megavat lisanslı Rüzgar Enerji Santrali kurulum çalışmalarına başlandı. Projeden kaynaklanan emisyon azaltımlarının kredilendirilmesine ilişkin uluslararası “Gold Standard” sertifikalandırma sürecinin bir parçası olarak 23 Temmuz’da Osmaniye merkezde paydaşların katılım toplantısı gerçekleştirildi. Sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, yerel paydaşlar tarafından kabul görülmüş olmak gibi koşulları esas alan Gold Standard sertifikası, projenin sosyal ve çevresel etki analizi, bu etkilerin ve projeden beklentilerin yerel paydaşlarla değerlendirilmesi, verilerin dokümantasyonu, paydaşlarla paylaşılması ve projenin bağımsız bir kuruluş tarafından onaylanması gibi aşamalardan oluşan bir sürecin sonunda veriliyor. Kampanya kapsamında Gaziantep ve Trakya bölgesinde yaşayan yerel yüzlerle fotoğraf çekimleri yapıldı ve onların ağzından doğal gazın avantajları anlatıldı. Yerel paydaşlarla uyum politikası çerçevesinde düzenlenen toplantıda Osmaniye Vali Yardımcısı, Hasanbeyli Kaymaka- mı, Bahçe ve Hasanbeyli Belediye Başkanları, İl Kültür ve Turizm Müdürü ile proje alanında yer alan köy muhtarlarının yanı sıra bölgede yer alan sivil toplum kuruluşları ve diğer kamu kurum ve kuruluş temsilcileri de yer aldı. Toplantıda projeler tanıtılırken yerel halkın da görüşleri alınarak projenin sürdürülebilir kalkınma ile çevresel etkileri tartışıldı. 80 kişinin üzerinde katılımla gerçekleştirilen toplantı iftar yemeği ile tamamlandı. Paydaş görüşleri Medine Ünlü: “Toplantıyı çok beğendim, keşke tüm iş alanları böyle toplantılar yapıp bizi bilgilendirse...” Hakime Uçar: “Projenin ülkeye katkı sağlayacak, temiz çevreyi destekleyecek ve iş imkanları sağlayacak olması beni memnun etti. Elektrik enerjisini kendi karşılayan bir Türkiye umut ediyoruz.” Mesut Süngür: “Toplantı sayesinde rüzgar enerjisinin ne kadar temiz ve faydalı olduğunu öğrendim. Projenin yanı sıra bölgenin ağaçlandırılması, öğrencilere burs imkanı sağlanması, istihdam gibi katkıları da memnuniyet verici.” Kızıldere III’ün çevresel etkileri halkla değerlendirildi Zorlu Enerji Grubu’nun bir süre önce Aydın İli Buharkent ilçesinde başladığı jeotermal enerji santralinin kurulum çalışmaları hızla devam ediyor. Toplam 100 megavat lisanslı santral projesinin çevresel etkilerinin değerlendirilmesi amacıyla 4 Eylül’de Kızıldere köyünde halkın katılımı toplantısı düzenlendi. ÇED sürecinin bir parçası olarak gerçekleştirilen toplantıya, Aydın Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ÇED-Çevre İzinleri Şube Müdürlüğü ile koordinasyon içerisinde Buharkent Belediye Başkanı Mehmet Erol, Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar, Buharkent Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Zeki Berhuni ve ilgili diğer kamu kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı. Kızıldere köylülerinin yoğun ilgi gösterdiği toplantıda proje tüm detaylarıyla yerel paydaşlarla paylaşılırken, karşılıklı görüş alışverişlerinde bulunuldu. Projenin çevresel etkilerinin derinlemesine değerlendirildiğİ toplantı sonrası kısa bir saha gezisi düzenlendi. 58 köşe yazısı/ayşegül güngör 59 Minerva Eğitim Teknolojileri A.Ş. Genel Müdürü [email protected] Kendi kendimizi yönetmek En iyiler zorlukla yüzleşmekle kalmaz bunun dolambaçlı bir yol olduğunu bildiği için tüm zorlukları kucaklar Don Gordon ( Antreman kampı) tikten sonra yazdı. Ben de tatma duyumu kaybetsem bile hatırladıklarımla çok güzel eserler çıkarabilirim çünkü ben bir sanatçıyım diyor.” Dil kanserine yakalanması ve büyük bir çaba ile tat alma duyusunu geri kazanması Grant Achatz’nın tüm iş yapış tarzını ve hayatını değiştirmesine neden oluyor. Artık kendisini sadece bir şef olarak değil bir sanatçı olarak görmeye başlıyor. Yemek menüsünü deneysel mutfağa ve yaratıcılığa dönüştürüyor. Restoranında menü seçimini kaldırıyor ve fiyatlama politikasını değiştiriyor. Alinea’ya gelenler aynı bir konsere gider gibi bilet alarak gitmek zorunda kalıyorlar. Misafirler ne yiyeceklerini bilmeden oraya gidiyorlar. Oraya gittiklerinde ise onları bekleyen deneysel bir tat alma şöleni oluyor. Tüm çalışanlar bir gösteride rol alırcasına işlerini yapıyorlar. Mutfakta sıkı hiyeraşinin yerine deneysel bir yönetim modeli uyguluyor. Sadece en iyi olanlar orada çalışabiliyor. Alinea’da çalışabilmek için bir şeyi iyi yapıyor olmanız yetmiyor. Yaptığınız şeyi daha iyi hale getirecek fikir üretmek, denemek ve eğer fikriniz başarılı olursa mükemmel hale getirmek defalarca tekrarlamak zorundasınız. Bence Grant Achatz’a şeflerin Steve Job’u diyebiliriz. P azar akşamı National Geografic People kanalında dünyanın en iyi şefleri programını seyrediyordum. Sıradan bir yemek programı olarak seyretmeye başladığım program bir süre sonra inanılmaz bir yaratıcılık ve motivasyon hikayesine dönüştü. Program dünyanın en genç ve en iyi şeflerinden biri olan Grant Achatz ve onun üç Michelin yıldızlı restoranı Alinea’yı anlatıyordu. 1974 doğumlu olan genç şefin hayat öyküsü ailesinin restoranında gençlik yıllarında zaman geçirmesiyle başlıyor. 2003 yılında Yükselen Genç Şefler Ödülü’nü, 2008 yılında da Amerika’nın En Genç Şefi Ödülü’nü kazanıyor. 2011 ve 2013 yıllarında ise 3 Michelin yıldızını alıyor. Buraya kadar her şey normal ama hikayenin seyri, şefin başına gelen sıradışı bir talihsizlikle değişiyor. Achatz, 2008 yılında Amerika’nın En Genç Şefi Ödülü’nü aldıktan sonra bir şefin başına gelecek en kötü şeye dil kanserine yakalanıyor ve tat alma duyusunu kaybediyor. Dil kanseri genellikle daha ileri yaşta yakalanılan ve sigara kullanımı çok fazla olan kişilerde rastlanan bir kanser türü. Doktoru Grant Achatz’ın bu kansere yakalanma olasılığının milyonda bir olduğunu (Grant Achatz çok genç ve hayatında hiç sigara içmemiş) ve kurtulma şansının da yine aynı oranda milyonda bir olduğunu söylüyor ve ona agresif bir tedavi öneriyor. Grant iki seçim arasında kalıyor ya agresif olma- yan bir tedaviyi kabul edecek ama bu tedavi sonucunda tat alma duyusunu tamamen kaybedecek veya agresif bir tedaviyi kabul edecek, çok acı çekecek ama sonunda tat duyusunu geri kazanma şansı olacak. Grant, tat duyusu olmadan yaşamaktansa milyonda bir iyileşme şansı olan agresif tedaviyi kabul ediyor. Grant Achatz’ın azmi, doktorun başarısı ve şans faktörüyle tedavi başarılı oluyor ve Grant Achatz kanseri yeniyor; 3 senede kaybolan tat alma duyusunu da geri kazanıyor. Bu zorlu süreç içinde etrafında kendisi ve hastalığı ile ilgili olumsuz bir şeyler söylenmesini yasaklıyor. Bu dönemi nasıl atlattın diye soranlara “Beethowen en güzel eserlerini işitme duyusunu kaybet- Liderlik ve motivasyon konularında takip ettiğim yazarlardan biri olan Don Gordon’un tüm kitaplarını çok severim ama “Antreman Kampı” kitabının yeri benim için daha önemlidir. Kitap bir zorlukla karşı karşıya kaldığınızda ya da kendinizde değiştirmekten korktuğunuz bir alışkanlıkla baş etmekte zorlandığınızla bunu nasıl yapmanız gerektiğini güzel ve sıcak bir öykü eşliğinde adım adım anlatır. Yaşadığımız olumsuzlukların aslında bizi eğiten, yeniden odaklanmamızı ve kendimizi sorgulamamızı sağlayan önemli anahtarlar olduğunu hatırlatır. Antreman Kampı’nı okurken içinde yazanların güzel bir kurgu olduğunu düşünmüş ve kitabı bir iç motivasyon kaynağı olarak kabul etmiştim. Grant Achatz’ın hikayesini seyredip hakkında yazılan her şeyi okuyunca bir anda kitabın gerçek kahramanının o olduğunu ve kitabın sanki ona yazılmış olduğunu düşündüm. İnsanın kendi içinde bulunduğu durumu ile iki seçim şansı var. Birincisi Zeno Paradoksu’nu uygulamak; ikincisi de karşılaştığımız zorluklardan itici bir güç almak. Zeno Paradoksu Elealı Zeno tarafından ortaya atılmıştır; aslında hareket diye bir şeyin olmadığını bir ok yaydan çıktığı an hiçbir zaman hedefe ulaşamayacağını çünkü her mesafede yarısı kadar yol aldığını ve bu alınan yarı yolların sonsuza kadar devam ettiğini açıklar. Diğer bir deyişle mantıksal düşünme açısından hareketin imkansızlığını gösterir. Hareket etmiyorsak ileri gidemez ve başımıza gelenleri olduğu gibi kabul ederiz. Böylece matematiksel olarak sonsuza kadar olduğumuz yerde kalırız. Diğer bir deyişle kabulleniriz. Eğer Grant Achatz kendi hayatı ile ilgili karar alırken Zeno Paradoksu’nu uygulasaydı, büyük bir ihtimalle daha yavaş bir tedaviyi seçecek, daha az acı çekmeyi göze alacak ve tat alma duyusunu kaybedecekti. İki tedavi de iyileşmeyi vaat etmiyordu, aralarındaki tek fark birinin diğerine göre daha fazla agresif ve acılı bir yöntemle tat alma duyusunu geri kazanma ihtimalinin olmasıydı. Grant ikinciyi yöntemi seçerek karşılaştığı zorluktan itici bir güç aldı ve dayandı. Grant Achatz’ın yaşadıklarını kurumlarda çalışan herkes bir şekilde yaşıyor bence. Birçoğumuz yaptığımız işte nasıl daha iyi olurum yerine bugünü nasıl atlatır ve devam ederim diye düşünüyoruz. Bir verimsizlik kısır döngüsü içinde sadece günü kurtarmaya çalışıyoruz. Gitgide yaratıcılığımız ölüyor ve farkında olmadan kendimizi Zeno Paradoksu içinde buluyoruz. Oysa Grant gibi olmak hiç de zor değil. Sadece yaptığımız işte mükemmel olmayı istemek yeterli. Ben en iyilerin yüksek bir çalışma kapasitesine sahip olduğunu düşünüyorum. Bu çalışma kapasitesini işkolik olmakla karıştırmamak gerekiyor. En iyiler diğerlerinin yapamadığı şeyleri yapmaya çaba harcayan ve bundan da keyif duyan insanlardır. En iyi olma yolunda olanları bazen her yerde görebilirsiniz. Kimi zaman bir simitçi, kimi zaman bir arşiv memuru kimi zamanda çok başarılı bir yönetici olarak çıkarlar karşımıza. İşe her sabah gülerek gelen ve yoğun temposunda ya da en sıkıcı işi yaparken bile yüzünden keyif aldığını okuyabileceğiniz insan en iyi olmaya adaydır. Olabileceğimizin en iyisi olmayı red etmek ve en azı kabul etmek kendimize yapacağımız en büyük kötülüktür. Kurum olarak Alenia’dan alınacak dersler ise bir sonraki yazı konusu. Dougles Malloch’un bir şiiri ile bitirmek istiyorum bu seferki yazımı; Dağ tepesinde bir çam olamazsan, Vadide bir çalı ol. Fakat oradaki en iyi küçük çalı sen olmalısın. Çalı olamazsan bir ot parçası ol, Bir yola neşe ver. Bir misk çiçeği olamazsan, bir saz ol... Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın. Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmaya mecburuz. Dünyada hepimiz için birşey var. Yapacağımız iş, bize en yakın olan iştir. Cadde olamazsan patika ol. Güneş olamazsan yıldız ol. Kazanmak ya da kaybetmek ölçü değildir. Sen her neysen, onun en iyisi ol. 60 haber 61 Vestel’den ezber bozan rekortmen ürünler Vestel, dünya teknolojisini rekortmen ürünleriyle buluşturarak erişilebilir fiyatlarla tüketicilerine sunmaya devam ediyor. Çevre dostu Vestel Ekomaks Bulaşık Makinesi ve Pyrojet teknolojili Vestel Çamaşır Makinesi bu ürünlerden ikisi. V estel hem çevreci hem de kullanıcı dostu rekortmen ürünleriyle tüketicilerin ihtiyaçlarına uygun teknolojileri sunmaya devam ediyor. Erişilebilir fiyatlarla sunulan, Vestel teknolojisiyle geliştirilmiş Vestel Ekomaks Bulaşık Makinesi ve Pyrojet teknolojili Vestel Çamaşır Makinesi enerji ve su verimliliği başta olmak üzere kullanıcılarının bu ürünlerden beklediği özelliklerin hepsine sahip. Sunduğu enerji ve su verimliliği rekorları ile Alman Elektrik, Elektronik ve Bilişim Teknolojileri Kurumu’ndan VDE onayı alan Vestel Ekomaks, yüksek teknolojisi ve erişilebilir fiyatıyla tüketici karşısına çıkıyor. Teknolojik özellikleri ile olduğu kadar tasarımıyla da dikkat çeken ürün, inox dış görünümüyle mutfaklara şıklık katıyor. Yeni nesil Vestel Çamaşır makinesi ise sahip olduğu birçok özellikle sektörde dünya devlerini geride bırakırken su ve enerji tasarrufunda dünya rekoru kırıyor. Vestel Ekomaks Bulaşık Makinesi enerji verimliliğinde sınır tanımıyor. Eco 50°C programında A+++’dan bile %20 daha az enerji tüketerek doğa ve bütçe dostu olan Vestel Ekomaks Bulaşık Makinesi, akıllı sepet tasarımı ve üçüncü sepetiyle kullanıcılarına 14 kişilik bulaşığı tek seferde yıkama olanağı sunuyor. Eco 50°C Programı’nda 14 kişilik bulaşığı A+++ ürünlere oranla %20 daha az enerji ve yalnızca 9lt su tüketimiyle, Eco 5,5lt Programı’nda ise 14 kişilik bulaşığı yalnızca 5,5 litre su tüketimiyle yıkayan Vestel Ekomaks, kullanıcılarına sunduğu maksimum verimlilikle dünya rekorlarını alt üst ediyor. Ürün, Waterbox teknolojisi sayesinde bulaşıkların son durulama suyunu filtreleyerek anti-bakteriyel bir cepte depolayıp sonrasında bu suyu ön yıkamada kullanarak, hanelerdeki su tüketimini azaltırken, doğal kaynakların korunmasına da katkı sağlıyor. Auto-door teknolojisine sahip Vestel Ekomaks Bulaşık Makinesi, yıkama programının bitiminde otomatik olarak açılan kapısı ile sıcak havanın dışarı çıkmasını sağlıyor. Bu sayede makine içerisindeki hava sıcaklığını düşürerek kurutma işleminin daha düşük sıcaklıklarda gerçekleşmesini sağlıyor, bulaşıkları kurutmak için ekstra enerji harcamıyor. Pyrojet teknolojisi ile tasarruflu Çamaşır Makineleri Pyrojet teknolojili yeni seri çamaşır makineleri lokomotif özelliği taşıyor. Vestel çamaşır makineleri yeni geliştirilen Pyrojet teknolojisi ile dünya çapında sektördeki en tasarruflu ürün haline gelmiş bulunuyor. Bu rekor Vestel Ekomaks bulaşık makinesinde olduğu gibi VDE onayı ile belgelenmiş bulunuyor. Pyrojet teknolojisinde, su makinenin alt bölümündeki Pyrojet haznesinde ısıtıldıktan sonra çamaşırların üzerine doğrudan püskürtülüyor. Bu sistem, su ısınma süresini azalttığı için çok daha az enerji kullanırken, sıcak suyu, çamaşırlara doğrudan püskürterek maksimum verimlilikte yıkama performansı sağlıyor ve su tüketimini azaltıyor. Bu sayede yıllık su tüketimi 7700lt’ye, yıllık elektrik tüketimi ise 58 kWh’a indiriliyor. Enerji tasarruf terminolojisine göre A+++’a göre - %70 daha tasarruflu ve en yakınrakibine gore 2200 lt daha az su harcıyor. Bu da Pyrojet’i dünyanın en tasarruflu çamaşır makinesi yapıyor. C M Y CM MY CY CMY K Yeni nesil Vestel çamaşır makineleri enerji ve su tasarrufunda olduğu gibi hijyen sağlamada da bir rekortmen. Alerji uzmanı programı dünyanın en prestijli alerji kurumu olan Allergy UK’den onaylı. Bu program şu anda 7 alerjen ve 4 bakteriye karşı dünyada etkili tek program olma özelliğini taşıyor. 62 köşe yazısı/güventürk görgülü 63 Pazarlama Uzmanı, Yazar, Gazeteci Araya giren pazarlama ne zaman aradan çıkacak? Yazar ve stratejik danışman Gerd Leonhard, 2020’ye kadar “Interruptive marketing” olarak adlandırılan “Araya giren pazarlama”nın, yani geleneksel pazarlama yöntemlerinin büyük ölçüde terk edileceğini düşünüyor. G eçtiğimiz günlerde, yazılarını takip ettiğim pazarlamacılardan Hasan Başusta’nın blogunda görünce fark ettim ki, 2020’ye gerçekten çok az zaman kalmış… Tabii doğal olarak pek çoğunuz “2020’de ne olacak?” diye sorabilir. Merak etmeyin, konu Maya takvimi gibi dünyanın sonuyla filan ilgili değil. Pazarlama dünyasında bazı öngörülerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ve günümüzde gelişen bazı trendlerin pazarlamada ana akım haline gelip gelmeyeceğiyle ilgili bir tarih yalnızca. Veri odaklı pazarlama konusunda fikirler geliştiren ve yazan Başusta, Unilever’den Marc Mathieu’nun görüşlerine yer verdiği yazısında şöyle diyor: “Geçen sene yayınlanan, pazarlamanın geleceği konusunu ele alan Harvard Business Review (HBR) makalesi, 2020’de araya giren pazarlamanın (interruptive marketing) bi- teceğini öngörüyordu. 2020’ye daha çok var diyorsanız, sadece beş buçuk sene kaldığını hatırlatayım.” Sözkonusu makale 24 Mayıs 2013’de HBR editörlerinden Dana Rousmaniere tarafından kaleme alınmıştı ve dünyanın tanınan fütüristlerinden Gerd Leonhard’ın görüşlerine yer veriyordu. Yazar ve stratejik danışman Gerd Leonhard, Wall Street Journal tarafından “Dünyanın önde gelen medya fütürüstlerinden biri” olarak değerlendiriliyor ve 2020’de “Interruptive marketing” olarak adlandırılan yöntemin büyük ölçüde terk edileceğini düşünüyor. Önce “Interruptive marketing” kavramını biraz açalım isterseniz. “Interrupt” araya girmek, kesintiye uğratmak anlamına geliyor. Adından da anlaşılacağı gibi, “Araya giren” veya “ke- sintiye uğratan” pazarlama anlamına geliyor. “Araya giren pazarlama”, daha çok geleneksel pazarlama iletişimi yöntemlerinin demode hale geldiğini anlatmak için kullanılan bir kavram. Firmaların, markaların potansiyel müşterilere ulaşmak için, ilgili ilgisiz herkesi hedeflemeleri bunun için de mütemadiyen bir şeyleri kesintiye uğratmaları, araya girmeleri anlamına geliyor. Örneğin gazetelere dergilere verdikleri basın ilanlarıyla araya giriyorlar, TV’lere verdikleri reklamlarla araya giriyorlar, doğrudan postalama mektuplarıyla araya giriyorlar. Kısaca gazete, radyo, TV, açıkhava, alışveriş merkezi fark etmez, her gün yaşadığınız gibi sizi neredeyseniz ve her ne yapıyorsanız, yaptığınız işin arasına girip, kesintiye uğratıp ürünlerini size anlatmaya, benimsetmeye çalışıyorlar. İşte Gerd Leonhard da 2020’ye kadar bu tür geleneksel pazarlama yöntemlerinin büyük ölçüde terk edileceğini, daha doğrusu işlevini yitireceğini söylüyor. Onun yerine daha kişiselleştirilmiş, bireylerin görüş ve ilgi alanlarına göre şekillendirilmiş pazarlama yöntemlerinin ağırlık kazanacağını belirtiyor. Bu, aynı zamanda reklamın yerini “içeriğin” (content) alması anlamına geliyor. Pazarlama iletişimi hızla kitlesel olmaktan çıkıp, her tüketicinin, yalnızca ilgilendiği, duymak istediği konularda bilgilendirilmesi eylemine dönüşüyor ki, zaten uzun zamandır bu süreci yaşıyoruz. Leonhard burada “veri”nin önemli olduğunun altını çiziyor. Tüketicilerin bazı verilerini, belirli hizmetlerden yararlanmak için firmalarla takas edebildiğini, marka ve tüketici arasında giderek daha fazla güvene dayalı bir ilişki tesis edileceğini söylüyor. Tabii bu güveni zedeleyenlerin kaybedeceğini de... lere göre kendini ayarlamak olacak. Tüketicilerin şirketler ve markalardan iyi söz etmelerini sağlamak, bunun için de müşteri memnuniyeti inşa etmek birincil görev haline gelecek. Gerd Leonhard’ın buna bağlı ikinci önemli öngörüsü ise şirketlerde şimdikine benzer ayrı bir pazarlama departmanı fikrinin giderek kaybolacağı. Bence bu öngörüyü pazarlama departmanının işlevinin şirket geneline yayılması olarak yorumlamak daha doğru olur. Zira Leonhard’a göre satın alma kararlarında sosyalleşmenin önemi giderek artacak. Bunun sonucunda, her tüketici kendi kişisel değerlerine uyan şirketlerle alışveriş yapacak. Şirketlerin asıl işi ise tüketicilerin kendileriyle ilgili duygularını tahmin etmek ve anlık değişim- Leonhard, bunu başarmak için şirketlerin veri toplamaları gerekeceğini söylüyor, ama veri toplamak da tek başına yeterli olmayacak. Çünkü her ne olursa olsun, markaların tüketiciye duygusal düzeyde değmesi gerekiyor. Satın alma kararı bugün olduğu gibi gelecekte de “benim buna ihtiyacım var” şeklinde bir mantık silsilesiyle değil, “Bunu gerçekten istiyorum” diyen duygularla verilecek. 2020’ye az zaman kaldı, bekleyip göreceğiz. 64 köşe yazısı / zülfikar bekar 65 Genel Müdür - Zorlu Center Eataly Peynirsiz sofra olmaz Akdeniz bölgesinin vazgeçilmez lezzeti peynir, her ülkede farklı anlam taşıyor, masaya farklı geliyor, mutfakta farklı şekilde değerlendiriliyor. Zorlu Center’ın lezzet duraklarından biri olan Eataly’nin Genel Müdürü Zülfikar Bekar, Türk ve İtalyan peynirlerini ve sektöre dair gözlemlerini paylaşıyor. T ürk sofralarının vazgeçilmezlerinden biri peynir. Her şeyden önce sabah kahvaltılarının baş tacıdır. Ekmeğin arasına girdiğinde, mide kazıntılarında acil durum butonu gibi imdadımıza yetişir. Kah bir rakı mezesi olur kavunla dans eder... kah böreğin içinde maydanozla sarmaş dolaş nefis bir iç malzemesine dönüşür... Akdenizli oluşumuzdan mıdır bilinmez, bu denize kıyısı olan tüm milletler için peynir vazgeçilemez. Türkler kadar İtalyanlar için de peynir bir “gerçek”. Makarnadan pizzaya ne kadar çok yiyecekte peynir kullanıldığını anlatmaya buradaki satırlar yetmez. İtalyanları düşündüğümde, parmesan olmazsa ölürler gibi geliyor bana... Peki ya mascarpone, ricotta, pecorino, gorgonzola olmazsa İtalyan mutfağı neye benzer? Ya komşu, Yunanlar? Onlar için de aynı durum geçerli değil mi... Meşhur feta, zeytin ve domates ile buluştuğu zaman, biraz da zeytinyağı ve kekikle tatlandırıldığında, kim karşı koyabilir, sorarım. Ve tabii herkesin bildiği üzere Fransızlar... Oh la la! Bu ülke tam bir peynir cenneti. Camembert, raclette, emmental, rocquefort ve dahası... Onlar için de peynir vazgeçilmez. Nefis bir akşam yemeğinin sonu peynirle taçlandırılır. İlginç değil mi? Her ne kadar İtalyanlar, Yunanlılar ve Türkler gibi tüketmeseler de, peynir Fransız sofralarının olmazsa olması. Öyle ki, Fransızların her gün farklı birini tüketecek kadar çok peynir çeşidi bulunuyor. Peynirin öyküsü ülkeden ülkeye uzayıp gider; Avrupa’nın güneyinden kuzeyine geçer, oradan farklı kıtalara uzanır... Çok uzaklara gitmeden hem Türk, hem de İtalyan peynirlerinden ve peynirciliğinden, kontrol ve üretim koşullarından söz etmek istiyorum. Bu yolculuğu dile getirirken Eataly’de sunduğumuz toplam 50 çeşit İtalyan ve zengin yerel peynirleri referans olarak kullanacağım; İtalyan peynirlerimiz ağırlıklı olarak Alp dağlarından belli bir rakımın üstünde yetişen bitki örtüsüyle beslenen hayvanların kaliteli sütünden yapılan peynirlerden oluşuyor. Kabaca dünyada teknik açıdan sekiz çeşit peynirden söz edebiliriz. Bunlardan altı çeşidi Türkiye’de mevcut. Bizde olmayan ise peynirin olgunlaşma döneminde içine küf ekleme teknikleri. Avrupa’da peynir üretmekle peynir olgunlaştırmak iki ayrı meslek. Peynir olgunlaştırma süreci peynirin karakterini oluşturan ve ayrıştıran önemli unsurlardan biri. İtalyan peynirlerimizin hepsi orijinal coğrafi işaret belgesine (DOP) sahip. Taze peynir çeşitlerimiz inek ve manda sütünden hergün taze olarak Eataly içerisinde üretiliyor. Türkiye’de DOP uygulaması bu kadar kapsamlı değil. Türkiye’de coğrafi işaret sistemi bulunmasına rağmen haksız rekabeti önleyecek herhangi bir yaptırım içermiyor. Artizanal peynirlerin en büyük sıkıntısı sürdürülebilirliğinin olmaması. Bunun birkaç nedeni olmakla birlikte, en önemlisi üretim kurallarının, sanayi üretimine göre belirleniyor olması. Bu da artizanal peynir üretiminin önündeki en büyük engel. “İtalyanlar sahip çıktı, biz yeni fark ettik” İtalya zamanında yerel ırklarına sahip çıkmış, yerel peynir üretimiyle ilgili geleneksel yöntemlerden kopmadan koşulları yasalarla düzenlemiş, çeşitli uygulamalar geliştirerek peynirlerini koruma altına almayı başarmış. İşte DOP uygulaması da bunlardan biri. Bu sayede sürdürülebilir kaliteye ulaşmak mümkün olmuş, peynir türlerinin yok olması engellenmiş. İtalya’da yaklaşık 450 peynir çeşidi bulunuyor. Bunların yaklaşık 40 tanesi DOP’a sahip. Kimileri 1950’lerden itibaren korunan bu peynirlerin her biri öyle lezzetli ki, her birinin gerçek bir hazine olduğunu tatmadan anlamak mümkün değil. Kısaca DOP’tan bahsetmek gerekirse bir nevi peynirin nüfus kağıdı diyebiliriz bu uygulama için. Peynirin nerede, hangi atölyede, hangi tarihte ve hatta saat kaçta üretildiğini, ne kadar yıllandırıldığını ve üretiminde hangi malzemelerin kullanıldığına dair tüm bilgiler bu DOP belgesinde mevcut. Gurme seyahati için İtalya’da daha önce bulunanlar bilir; bu peynirlerin üretildiği fabrikalar ve atölyeler gurme turlarının önemli durakları arasında yer alır. Yüzlerce, hatta binlerce peynir bir arada asılı şekilde tutulur. Her birinin üstünde mühre benzeyen bir damga vardır. Damgada, her bir peynirin kod numarası bulunur ve bu numaradan söz konusu peynirin tüm bilgilerine ulaşılabilir. Biz, bu çalışmalara yeni başladık, bu süreçte peynire karakterini veren meralarımızın çoğu ve yerel hayvan ırkımız ne yazık ki azaldı. Aslında Türkiye’nin de çok zengin bir peynir kültürü var. Bu kültürü sürdürebilmek için mevcut sorunları çözerek işe başlamamız gerekiyor. Her şeyden önce, coğrafi işaret olgusunun tüketici bazında tanıtılması ve anlatılması gerekiyor. Burada da bizim gibi işletmelere çok büyük iş düşüyor. Yöresinden sadece coğrafi işarete sahip ürünleri talep etmek ve tüketiciyle buluştururken yöresel işaretin önemini vurgulamak, bu konuda talep yaratmaya destek olmak gerekiyor. Üretim kurallarının, geleneksel yöntemleri de koruyacak şekilde tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Ve tabii ki bu peynirlere karakterini veren yerel ırklarımızı koruma altına almamız kaçınılmaz. Restoran + market + Okul Hadi şimdi biraz da Eataly’den söz edelim. Adı geçen nefis peynirleri Eataly’de hem tadabilir hem de satın alabilirsiniz. İlginç bir konsept değil mi? Burada ürettiğimiz yerel peynirler içinde bir seçkimiz mevcut. Eataly peynirlerinin her biri kendi yöresinden belli başlı üreticiler tarafından hazırlanıyor. Merada beslenen hayvanların sütünden yararlanıyoruz. Peynirleri oluştururken hijyen koşullarını gözeterek olabildiğince doğal sütler kullanıyoruz. Bu seçkide kaybolmaya yüz tutan peynirler de var. “Slow Food” yani Yavaş Yemek organizasyonunun Nuh’un Ambarı projesi kapsamında koruma altına alınan bu peynirleri, Eataly’den başka bir yerde bulmanız pek de kolay değil. Yerel peynirlerin hijyen koşullarını laboratuvarda denetletip onaylatıyor ve daha sonra tezgahlara alarak tüketicimizin zevkine sunuyoruz. Peynirleri kadar Eataly’nin konsepti de ilginç. Eataly, restoranlarında İtalyan yemekleri pişiren, marketinde 5 bin çeşit ürünüyle yediğiniz her şeyi satın alabileceğiniz yerli yabancı birçok çeşit ürün bulabileceğiniz ve daha da önemlisi yedikleriniz ve satın aldıklarınız hakkında bilgi sahibi olabileceğiniz bir konsepte sahip. “Restoran+Market+Okul” anlayışıyla İtalya, Japonya, ABD ve Dubai’nin ardından Türkiye’ye gelen Eataly, “İyi, Temiz ve Adil” yemek ilkesiyle hizmet veriyor. Mozzarella, ekmek, geleneksel İtalyan makarnaları, dondurma, çikolata, yoğurt her gün taze olarak, Eataly, felsefesine uygun şekilde camekan arkasında üretiyoruz. Üretime misafirlerin de şahitlik etmesi en büyük mutluluk. Her gün 10 farklı ekmek çeşidi, 80 kilo mozzarella, 9 çeşit peynir, 23 çeşit taze makarna üretiyor, damaklarda iz bırakıyoruz. 66 haber 67 Yazın tadı Zorlu Center’da çıktı Yaz boyunca Zorlu Center’da düzenlenen etkinliklerin ardı arkası kesilmedi. Komedi, animasyon, aksiyon, birbirinden keyifli filmler Zorlu Center’da halkla buluştu. Ramazan etkinlikleri ve Park Alanı konserleriyle ziyaretçiler keyifli anlar yaşadı. Yaz ayları boyunca açık hava sinemasından ünlü ve sevilen isimlerin konserlerine pek çok farklı etkinliğin yer aldığı Zorlu Center’da ziyaretçiler keyifli vakit geçirirken şehrin tadını çıkarma fırsatı buldular. Z orlu Center AVM yaz boyunca gerçekleştirdiği kültür ve sanat aktiviteleriyle dikkat çekti. Ziyaretçilerine açık havada ücretsiz sinema keyfi yaşatırken, Ramazan boyunca da çeşitli etkinlikler gerçekleştirdi. Park alanı konserleriyle ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatan Zorlu Center, şehir yaşantısında fark yarattığını bir kez daha ispatladı. Açık havada sinema keyfi yaz boyunca Zorlu Center’daydı İstanbul’un çekim merkezi Zorlu Center Meydan Katı Park Alanı’nda sinemaseverlere özel bir yaz programı hazırladı. Zorlu Center’ın sinemasever ziyaretçileri, temmuz - ağustos ayları boyunca, açık havada film izlemenin keyfini yaşadı. Dünyaca ünlü gişe rekortmeni “Hobbit”, “Örümcek Adam”, Disney’in eğlenceli animasyonlarından “Uçaklar” gibi birçok ses getirmiş film, doğa ile iç içe tasarlanmış Zorlu Center Meydan Katı Park Alanı’nda sinemaseverler ile ücretsiz olarak buluştu. Caz ve Latin konserleri Bolero’dan Salsa’ya, Merengue’den Caca’ya ülke sınırlarını aşan müziği ve süprizlerle dolu sahnesi ile Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars 27 Ağustos’ta Zorlu Center Meydan Katı Park Alanı’nda müzikseverlerle buluştu. Ücretsiz olarak sahnelenen konserde sanatçıya vokalde Suami Ramirez, perküsyonda Adrian Guilarte Gonzalez, davulda ilke Devrim Duman, piyanoda Erman Türkeli, bas gitarda Alper Kılıç, trombonda Taşkın Akarsu, saksofonda Uğur Yeniyol’un eşlik etti. Son yılların en güçlü kadın soul vokallerinden Dilek Sert Erdoğan, geçtiğimiz yılın sonlarında piyasaya çıkan ve yoğun ilgi toplayan projesi “Moments” ile Zorlu Center’da dinleyicileriyle buluştu. Tüm söz ve müzikleri Dilek Sert Erdoğan’a, düzenlemeleri ve müzikal direktörlüğü Genco Arı’ya ait olan Moments, Türkiye’de yapılan ilk özgün İngilizce “soul” albüm niteliğini taşıyor. Moments ile kısa sürede en çok ilgi gören caz albümleri sıralamasında en üst sıraya yerleşen sanatçı, konserde 80’li ve 90’lı yılların unutulmaz kült şarkılarının soul/ jazz uyarlamalarından oluşan özel bir repertuarla sahne aldı. Mercan Dede Ensemble Özel Ramazan Projesi Ramazan ayı boyunca İstanbullular’a müzik ziyafeti yaşatan Zorlu Center’da Mercan Dede Ensemble Özel Ramazan Projesi kapsamında tam 3 bin 500 kişinin izlediği birçok konser verildi. Farklı tarzlardaki sanatçılarla ortaklaşa verdiği konserler dizisinin ilkinde Mercan Dede, Ludovico Einaudi ile Zorlu Center PSM sahnesinde izleyicilere unutulmaz bir gece yaşattı. Daha önce dünyanın pek çok yerinde Mercan Dede ile ortak projeler gerçekleştirmiş olan “Modern Çağın Mozart”ı olarak anılan Ludovico Einaudi, bu projeyle birlikte Ekim 2013’teki Zorlu Center PSM konserinin ardından ikinci kez Türkiye’de sahne almış oldu. Mercan Dede Ensemble Ramazan Özel Projesi’nin ikinci konuğu, sanat yönetmenliği & koreografilerini üstlendiği yüzlerce sahne gösterisiyle Türkiye’de ve ulus- lararası alanda sayılı isimler arasında yer alan Beyhan Murphy ile günümüzün en önde gelen icracılarından biri olarak kabul edilen kanun virtüözü ve besteci Göksel Baktagir oldu. Proje kapsamında üçüncü konserin özel konukları BİFO üyeleri Esen Kıvrak, Olgu Kızılay, Efdal Altun ve Çağ Erçağ’dan oluşan Borusan Yaylılar Dörtlüsü: Borusan Quartet ve 4 yaşından bu yana ürettiği yüzlerce beste ile müzik otoritelerince “dâhi” olarak gösterilen piyano sanatçısı Anjelika Akbar oldu. Kariyeri başarı ve ödüllerle dolu olan UNESCO üyesi Anjelika Akbar’ın, 2002 yılında yayınladığı Vivaldi’nin “Dört Mevsim” keman konçertosunun piyano uyarlaması albümü, uluslararası klasik müzik kataloglarına giren “ilk Türk klasik müzik albümü” olarak literatürdeki yerini aldı. 68 hobi 69 Ahu Dikici Zorlu Tesis Yönetimi Bütçe Planlama ve Kontrol Müdürü Pruvanız neta olsun! Tekneyi alarga edin, yelkenleri doldurun rüzgarla, rotanızda yunuslar eşlik etsin. Hayat kısa! “Yaşamak”, iş hayatının stres ve koşuşturmasında boğulmak anlamına gelmemeli. Zorlu Tesis Yönetimi Bütçe Planlama ve Kontrol Müdürü Ahu Dikici kendini yelken yaparken dinleyen ve sportif kazanımlarını iş hayatına yansıtan bir yelkenci. Z orlu Tesis Yönetimi Bütçe Planlama ve Kontrol Müdürü Ahu Dikici, Zorlu Gayrimenkul’ün bütün projelerinin, Zorlu Center ve Levent 199’un bütçelerini hazırlıyor. Bir tarafta yoğun iş temposunu yürütürken özel yaşantısında da keyif aldığı aktiviteleri gerçekleştirmekten geri kalmıyor. Bu aktivitelerin en önemlisi ise yelken. 25 yaşındayken tanıştığı bu spora tutkuyla bağlanan Ahu Dikici çocukluğundan bu yana denizle iç içe yaşadığını söylüyor. Özel yaşamında yürüttüğü bu hobinin iş yaşamına da olumlu katkılar sunduğunu belirten Ahu Dikici sorularımızı yanıtladı. Yelken sporuyla nasıl tanıştınız? Ben de profesyonel yaşamda sıkça rastlayacağınız üzere hasbelkader arkadaş çevresi sayesinde yelkenle tanışmış insanlardanım. Normalde 5 yaşında optimist kullanarak başlayanlardan değilim; ancak tüm yaşantım denizle iç içe geçti. Silivriliyim, bu da denizle yakınlaşmamda önemli bir etken. Babamın bir teknesi vardı. Elbette bu şekilde yelken yapmıyorduk ancak tekneyi kullanmaya çalışarak denizle mücadele etmeyi çocuk yaşta öğrendim. Yelkene başlamam ise eski iş yerindeki arkadaşlarımın “haydi, yelkene başlayalım, bir amatör takım kuralım” demesiyle gerçekleşti. Önce 45 kişilik bir başvuru söz konusuydu, bu 45 kişiden seçilen yedi kişi arasında ben de yer aldım. Bize biraz bu sporun nasıl yapıldığından bahseder misiniz? Yelkendeki göreviniz nedir? Yelkende herkesin bir görevi vardır, bu bir ekip çalışmasıdır. Örneğin ben trimciyim. Sekiz metrelik bir yelkende yedi kişilik bir ekip yeterlidir. Tekne büyüdükçe ekip de büyür. 12 metrelik teknede genelde 10 kişilik ekipler bulunur. Bu kişilerin her birinin sorumlulukları ayrıdır. Ekipten biri hata yaparsa yarışı Ahu Dikici Zorlu Tesis Yönetimi Bütçe Planlama ve Kontrol Müdürü kazanamazsınız. Herkes kendi işini yapmak zorunda olmakla beraber ekip arkadaşlarının da görevlerini bilmek zorundadır. Yelken çok sık antrenman gerektirir mi? On iki ayın zaten sekiz ayına yayılmış yarışlar var, yalnızca kasım-şubat arası yarış olmaz. Şubat sonunda antrenmanlar başlar. Herkes çalıştığı için antrenmanlar hafta sonları gerçekleştirilir. “Deniz” kelimesi sizin için ne anlam ifade ediyor? Deniz bir tutku benim için. Bunun tadını aldığınız zaman kopamıyorsunuz. Büyükşehirde yaşıyoruz, kurumsal firmalarda çalışıyoruz, iş hayatımız oldukça yoğun. Hal böyle olunca hepimiz zaman zaman “sıfır düşünce” moduna geçmek istiyoruz. İşte bu noktada denize kaçıyorum. Her şeyi bir kenara bırakıp tamamen yelkene konsantre oluyor ve başka hiçbir şey düşünmüyorum. Dolayısıyla beynim, ruhum müthiş bir rahatlığa kavuşuyor. Ayrıca ilginçtir hiç hasta olmuyorum. Kar da yağsa antrenmana gittiğimi bilirim, eve geldiğimde on beş dakika boyunca duşta kalarak donan parmaklarımı ısıttığımı da... Deniz havasına alışan için hastalık uzaktır. Ancak son dokuz aydır kendime takım bulamadığım için denize açılamadım ve birçok kez hasta oldum. Denizle aramda böyle ilginç bir bağ var işte. Denizde yelken yaparken hissettiğiniz duygu nedir tam olarak? Özgürlük duygusu. Hiçbir yerde, hiçbir ortamda kendinizi o kadar özgür hissedemezsiniz. Denizin üstündesiniz, rüzgar var, tekne siz nereye yönlendirirseniz oraya gidiyor. Bunun dışında çocukluğundan bu yana yelken yapan insanlar tanıdım. Onların toleransı, hayata bakışı çok farklıydı. Sakin ve dingin insan- lardı hepsi. Optimistten itibaren yelken yapıp iyi bir sporcuya dönüşen bu insanlar teknede son derece disiplinlidir. Ama yarış bittiği an keyifli, oldukça objektif, gerilimsiz insanlara dönüşürler. Asla bencil değildir yelkenciler, son derece paylaşımcıdır. Dolayısıyla bu duyguları yaşamak isteyen herkesin yelken sporuyla tanışmasını isterim. Aldığınız ödüller, kazandığınız yarışmalardan bahsedelim biraz da... Daha önce yer aldığım takımlarla Güney yarışlarına katıldık. Larma Cup, Marmaris ile Datça arasında yedi günlük bir süreçten oluşuyordu. O yarışta ikinci olduk. Bunun dışında Bosphorus Cup’ta da bir ikinciliğimiz var. Ayrıca Atatürk Kupası aldık. Yelken asla para ödüllü bir spor değildir, aksine bu sporda başarılı olabilmek için sporcular ciddi harcamalar yapar. Ancak alınan keyfe değiyor. Sizce bu sporu farklı kılan özellikleri neler? Kontrol sizin elinizdedir bir kere. İçinde adrenalin var, buna rağmen inanılmaz bir centilmenlik de var. Ekip ruhunu hayatımda en çok yelkende hissettim. Aynı zamanda da spor dalında, centilmenliğin ve yenilmeye rağmen iyi olanı canı gönülden alkışlamanın keyfini yelkende gördüm. Diğer spor dalları biraz daha hırslıdır, para vardır işin içinde, daha hoyrattır. Ama yelken öyle değil. Doğayla iç içe olan sporlarda insan sevgisi, hayvan sevgisi, doğa sevgisi güçlenir. Yelkende de böyle. Yunuslara değersiniz, onlarla beraber ilerlersiniz. Bu çok keyifli... Tabiattaki her canlının yaşamaya hakkı vardır. Bu bilinç yelkencilerde oldukça güçlüdür. Yelkenle iş yaşamının benzer yönleri var mı? Elbette. Aslında bu kıyaslamayı yelkenden önceki ve sonraki hayatımı inceleyerek yapabiliyorum. Yelkene başlayana kadar kendimi iş yaşamında başarılı kabul ederdim. Ancak ekip ruhu konusunda çok iyi olmadığımı yelkene başlayınca fark ettim. Yelkene devam ettikçe takım arkadaşının yerine geçebilmek, bir çalışanı doğru gözlemleyebilmek, kendini ekip arkadaşının yerine koymak, dayanışma ve yöneticilik gibi alanlarda geliştiğimi gördüm. Bu anlamda kazandıklarımın iş yaşamımda son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Yaşadığınız ilginç bir olay var mı? Her sporun ufak da olsa bir hayati tehlikesi var. Tecrübeli bir arkadaşımız, kaptanımızın başına geleni anlatmak istiyorum. İlk etabı geçmiştik, ikinci etaba kadar on beş dakika bir boşluğumuz vardı. Bir şeyler atıştırıyorduk. Herkes elindeki ipleri bırakıp sandviçlere sarıldı. Kaptan da ayakta bizlere brief veriyordu. Normalde durmaz ama o gün ayakta duruyordu. Herkes ipleri bırakınca rüzgarla beraber ana yelken kafasına çarptı. Kan, şişlik, ağrı, panik... Hemen müdahale ettik. Kaptan devam etmek istediğini söyledi. Bir kaptan her zaman yarışı götürmek ister. Ama ben ona “Eğer bu bizden birinin başına gelseydi yarışa devam eder miydin?” diye sordum. “Hayır” cevabını alınca inisiyatif kullanarak “Dönüyoruz” dedim. Yarışı bıraktık çünkü ekibimizin sağlığından önemli hiçbir şey yok. Neyse ki aldığı darbe de ölümcül değilmiş. İş dünyasında da böyle değil midir; bazen en tecrübelilerimiz en hayati hataları yaparlar. Her zaman doğru düşünemeyebiliriz ama inisiyatif almak gerektiğinde korkmamalı. Zorlu Gayrimenkul’de bir yelken takımı kurulmasını ister miydiniz? Her ne kadar erkek egemen bir spor dalı da olsa daha çok kadının bu sporla tanışmasını isterdim. Artık üniversiteler, kurumsal şirketler ve birçok yapı bu spora yöneliyor. Zorlu Grubu’nda yelken yapan birkaç arkadaşım var. İnşallah burada da bir takım oluşturulur. Tüm çalışma arkadaşlarımda mutlaka deşarj olacakları bir hobi edinmelerini, benzer bir aktivitede bulunmalarını tavsiye ediyorum her zaman. Yelkende trimci, dümenci ve piyanocu ne yapar? Yelkenin iki tarafında vinçler bulunur; Cenova, balon yelken ve ana yelken o vinçlere bağlıdır. Tramolalar ve kavança denilen yelkenin yön değiştirmesi, tekneyi döndürme görevi trimcilere aittir. Aynı zamanda balon yelkeni kullanırlar. Genellikle dümenci ekip başıdır, çünkü tüm ekibi en iyi o görebilir, genellikle çocukluktan yetişen, tecrübeli ve iyi yelkenciler dümenci olur. Piyanocu ise tam ortada ipleri çeker. Onun görevi hayatidir. Yanlış ipi çekerse her şey biter. 70 haber 71 Stresi yenebilirsiniz! Stres çağımızın hastalığı… Başta kalp hastalıkları olmak üzere, depresyondan mide bağırsak hastalıklarına kadar pek çok sağlık sorununa neden olabiliyor. Genç yaşlı herkesin bir şekilde maruz kaldığı bu sorunla baş etmek ise imkansız değil. Y az geldi geçti; belki de siz, hep o istediğiniz mavi yolculuğa bu yaz da çıkamadınız. Belki istediğiniz zammı alamadınız ya da hayatınız istediğiniz gibi gitmiyor. Stres yaratmak için etrafımızda ne çok şey var değil mi? Baskı, gerilim, endişe ve daha başka birçok duyguyla beraber tanımladığımız stres, modern toplumların en büyük sorunlarından biri. Oysa sadece hayatta olmak bile başlı başına bir mutluluk kaynağı olmalı. Ama yine de hemen her yaşta görülen stresin herkes için nedeni birbirinden farklı. Aile içi sorunlar, büyük sorumluluklar, ekonomik geçim zorluğu, iş yerinde yaşanan huzursuzluklar, başarısızlıklar, boşanma, ölüm, hastalıklar ve daha pek çok neden stres yaşatıyor bizlere. En zararlı stres türü ise kronik stresler. Yapılan araştırmalar stresin en çok 50 yaş altı kadınları etkilediğini gösteriyor. İşsizlik, sakatlık gibi kişinin sosyal hayatını, konumunu ve kendine güvenini etkileyen uzun süreli stresler, vücuda ve bağışıklık sistemine ciddi zararlar veriyor. “Çağımı- zın vebası” olarak görülen stres; kalp ve damar hastalıkları, baş ağrısı, hipertansiyon, kronik yorgunluk, mide ve bağırsak sorunları başta olmak üzere birçok hastalığı tetikliyor. Özellikle iş hayatı ya da özel hayatında stresli olan kişilerin, bağışıklık sistemi diğer kişilerinkine göre daha zayıf. Bu kişiler herkesten daha kolay gribe ya da soğuk algınlığına yakalanıyor. Peki ama nasıl, stres vücudumuza nasıl etki ediyor? En çok kalp ve dolaşım sistemi etkileniyor Vücudumuz strese üç aşamada tepki veriyor. İlki alarm tepkisi. Ardından direnme ve son olarak tükenme aşaması geliyor. İlk aşamada vücuttaki fiziksel ve kimsayal değişimler sonucu kalp atışları hızlanıyor, tansiyon yükseliyor, solunum artıyor; vücut ani adrenalin salgılıyor. İlk aşamadaki kan basıncı artışı, damar sertleşmesi olarak da bilinen “aterosklerozis” hastalığının gelişmesinde hem öncü hem de ilerletici rol oynuyor. Direnme aşamasında ise kaybettiğimiz enerjiyi yerine koymakla uğraşıyoruz. Nabız, tansiyon, kas gerilimi, solunum düzene girmeye başlıyor. Vücut stresin bilincine varıp mücadele ediyor. Son aşamada ise kişi savaşı kaybediyor ve davranışlarda değişiklik baş gösteriyor. Parasempatik sinir sistemi etkin olmaya başlıyor. Eğer stres nedeniyle sigara, alkol ya da beslenmede tüketim miktarı artarsa obezite, alkolizm, akciğer rahatsızlıkları gibi sorunlar da ortaya çıkabiliyor. Stresin kadınlar üzerindeki etkileri erkeklerden daha ciddi. Örneğin “kırık kalp sendromu” stresin tetiklediği bir kalp kası hastalığı. Tıptaki adıyla takotsubo kardiyomiyopati sıklıkla kadınlarda görülüyor, kalp kriziyle karıştırılabilen göğüs ağrısı ve EKG bulguları ortaya çıkabiliyor. Stresten nasıl kurtulacağız? Hayatınıza çekidüzen vererek işe başlayabilirsiniz. Stresten Gülümseyin Stresin belirtileri Stresten kurtulmak için yapabileceklerinizden biri de sakin kalmaya dikkat etmek. Her sinir ve gerilim anında kendinizi yakalar ve uyarıda bulunursanız giderek daha az sinirlenir ve daha az strese maruz kalırsınız. Her şeyi değiştiremez, her şeyi mükemmel yapamazsınız. Bunu unutmadan hareket etmek, bu gerçeği kabul etmek işlerinizi kolaylaştırır. Dikkat edeceğiniz diğer bir noktaysa sakin ve olumlu bir şekilde konuşmak. Streslerini kontrol edebilen insanlar olaylar ters gitse bile telaşa kapılmaz. Önemli olan sakin olmak, kontrolü elden bırakmamak ve olumsuz sözcükler kullanmamak. Sinirli olmak espri yapabilme gücünü yok eder. Oysa insanlar neşeliyken, gülerken stresleri yok olur. Araştırmalar kahkahanın yalnızca stresi azaltmadığını, bağışıklık sistemine de destek olduğunu gösteriyor. Terleme, sürekli yorgunluk hissi, uyku bozukluğu, ateş yükselmesi, tansiyon yükselmesi, baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, iştahsızlık, konsantre olamama, artan gerginlik duygusu gibi, sinirlilik hali, unutkanlık stresin en büyük belirtileridir. kurtulmak için öncelikle buna karar vermeniz gerekiyor. Bunu bir görev gibi değil kendi mutluluğunuz için yaparsanız amacınıza ulaşabilirsiniz. • Sağlıklı beslenin. Öğün atlamamak, kafeini azaltmak hem sağlık hem de stresi azaltmak için yararlı. • Bol sebze, meyve tüketin. • Kilonuza dikkat edin. • Düzenli sağlık kontrolleri yaptırın. • Yapılması gereken diğer önemli şey, stres yaratan durumları fark etmek ve bunlardan uzak durmaya çalışmak. Problemleri aile ve yakın arkadaşlarınızla paylaşarak üzerinizdeki yükü hafifletmeye çalışabilirsiniz. • Stres yüzünden içki ya da sigaraya yönelmek, dengesiz beslenmek ise en büyük yanlış. Bunun yerine sizi mutlu edecek aktivitelere yönelin, yüzün, halı sahada maç yapın, yürüyün, ormanda dolaşın, piknik yapın. • Stresten uzaklaşmak için bir diğer yöntem ise masaj. Masaj hem kan dolaşımını artırıyor hem de rahatlık ve mutluluk hissi uyandırıyor. • Gününüzü daha iyi planlayın. Bu planda gevşeme molaları, yalnızca kendinize ayırdığınız saatler, düzenli ve sakin öğünler, yapacağınız işler yer alsın. • Tatillerinizi değerlendirin. Hafta sonu da olsa, uzun süreli de olsa mutlaka bir yerlere kaçın. Bolca oksijen soluyabileceğiniz yerleri tercih edin. • İş hayatında stresten uzaklaşmak için işe başarılarınızı listeleyerek başlayabilirsiniz. Bu önceki başarılarınızı hatırlamanızı ve kendinize güven duymanızı sağlayacaktır. • Yalnızca uzun vadeli değil, kısa vadeli hedefler de belirleyin. Başarılı olduğunuz zaman mutlaka kendinizi ödüllendirin. • İş yerinde size yapılan eleştirileri kişisel olarak algılamayın. Olumsuz bir eleştiriye de olumlu yaklaşmaya çalışın ve bunları göz önünde bulundurarak işinizi daha iyi yapmaya çalışın. Eğer bu eleştiriler çok sert oluyorsa gerekli yerlere danışın. • Gün içinde kısa araları önemseyin. Gün içinde vereceğiniz küçük molalar çok yararlı ve rahatlatıcı olabilir. Kısa bir yürüyüş yapmak, sevdiğiniz bir müziği dinlemek, özlediğiniz birini aramak sizi rahatlatacaktır. • Çok büyük ve yorucu işleri tek başınıza üstlenmek yerine, takım çalışması yapmaya çalışın. Zamanı etkin kullanın. İşleriniz sürekli bölünüyorsa ertelemeler, bitmeyen işler, eve iş götürme ve sosyal etkinliklere zaman ayıramama gibi sorunlar yüzünden stres yaşıyorsanız, zamanı doğru yönetmeye çalışın. • Kendinize, ailenize ve arkadaşlarınıza da zaman ayırmaya çalışın. Yalnızca işlerinizi düşünmeyin. Hobilerinizi, eğlenceyi ve spor yapmayı ihmal etmeyin. Onlar da mutlaka hayatınızda bulunmalı. 72 kişisel gelişim 73 Kişisel imajınızı sorgulayın, yenileyin! Başarılı ama kötü görünen, sürekli bir başkasını taklit eden, bakımsız bir iş adamı/kadını gördünüz mü hiç? İş dünyasında başarıyla ilerlemek biraz da kişisel imajımızla ilgili. Kişisel imajımızın önemli kısmı ise özgüven, kişisel bakım ve giyim-kuşamla oluşuyor. Peki çevrenize doğru görüntüyü nasıl verebilirsiniz? Yenilenmenin tam zamanı! Ayakkabılarınıza özen gösterin Tabii ayakkabılar da dış görünüşümüzün bir parçası. Giysiyle uyuşmayan, özensiz kombinlenmiş, kirli ya da yıpranmış ayakkabı giymek imajınıza büyük yaralar verebilir. Özensiz ve kirli görünmemek için tozlu, kirli ayakkabılara karşı önleminizi almalısınız. Bunun için ayakkabılarınızı cilalamanız, her zaman özel kutusunda saklamanız gerekiyor. İşte birkaç tavsiye: • Ayakkabılarınızı mutlaka dinlendirin. • Uygun renkte boya ile gereken bakımı yapın ve düzenli olarak fırçalayın. Gerekirse yanınızda, çantanızda ya da aracınızda şeffaf cilalı sünger taşıyarak olası tersliklere karşı önlem alabilirsiniz. • Yazın ya da kışın kullanmadığınız ayakkabıları özel bir alanda üstü kapalı olarak saklayın. Böylece durduğu yerde iç ve dışının tozlanmasını engellemiş olursunuz. • Ayakkabılarınızı, ayak numaranıza özel kalıplar yerleştirerek saklayın. Böylece derisinde kırılmalar, ezilmeler ve şekil bozuklukları oluşmaz, kolay kolay eskimez. V arlığımızı algılayan her insanda iz bırakırız. Bu iz ilk izlenimdir! Zamanla diğer izlenimlerle birleşerek imajımız oluşur. İmajımızın ham maddesi ise görüntülerdir. Bu da giyim kuşam ve kişisel bakımla elde edilir. Temizlik ise imajın olmazsa olmaz parçasıdır. Günümüz şartlarında iş dünyasında veya hayatın herhangi bir alanında var olmak için doğru ve tutarlı bir imaja sahip olmamız gerekiyor. Karşılaştığımız insanların bizleri gördüğü ilk 30 saniye ile 4 dakika arasında ilk izlenim oluşuyor. Bu ilk izlenimin yüzde 55’ini vücut dili ve dış görünüş oluşturuyor. Bu nedenle kişisel imaj çok önemli. Harvard İş Okulu’nun yaptığı bir araştırmaya göre imaj ve göze çarpar olmak yetenek ve becerilerden 9 kat daha fazla işe yarıyor. Bu da iş dünyasında emin adımlarla ilerlemek için ihtiyacınız olan unsurlardan biri. Peki ama nasıl yapmalı, nasıl olmalı? Öncelikle kişi kendisi gibi olmalı elbette. Sonrasında ise temizlik, uyumlu giyinmek ve kendini sevmek geliyor. Temiz beden, güzel bedendir İyi bir imaja sahip olmak, iyi izlenim bırakmak olmadığımız bir kimsenin kılığına girmek, farklı bir kişiliğe bürünmek anlamları taşımıyor. Aksine olduğumuz gibi görünmeli ve bunu da layıkıyla yansıtabilmeliyiz. Doğru imaj, içimizdeki gerçeği doğru şekilde ortaya çıkararak oluşturulur. Bunun çıkış noktası ise kişisel bakımdır. Kişisel bakımın temelini ise elbette temizlik oluşturur. Bunun için öncelikle her sabah ve akşam dişlerinizi fırçalayın. Her gün en az bir kere duş alın. Mutlaka deodorant ve parfüm kullanın. Bunları temiz vücuda uygulayın. Saçlarınızı evden çıkmadan tarayın. Elbette kişisel bakımın içinde birtakım kozmetik unsurlar da bulunuyor. Saçların ve sakalların düzenli olarak kestirilmesi, boya yaptıranların dip boyası zamanını geçirmemesi, manikür – pedikür yaptırılması, doğru oranda mak- Giysi bakımını ihmal etmeyin Bedeninize ve kıyafet seçimine gösterdiğiniz kadar vücudunuzu saran giysilerinize de gereken özeni göstermeniz gerekiyor. Kişisel imajınızın bir parçacı olan giysilerinize iyi bakmazsanız bakımsız, özensiz görünüp, kötü algılanmanız işten bile değil. Bu yüzden düğmesi kopmuş gömleklere, fermuarı patlamış pantolonlara, topaklanmış yün kazaklara, rengi solmuş beyaz, siyah ve renkli giysilere dikkat edin. Düzenli olarak gardırobunuzdaki giysilerinizi kontrol edin. Giysilerinize de gereken bakımı yapın, yıkama talimatlarını okumayı ihmal etmeyin ve doğru ısıda yıkayın. Varsa sökükleri, eksikleri mutlaka dikin, tamamlayın. Kopuk düğmeleri dikmeyi unutmayın. Eğer yeni bir düğme dikecekseniz diğerlerini de takım halinde değiştirmeniz gerektiğini unutmayın. Aynı renk iplik kullanın. Eskimiş, yıpranmış, onarılamaz durumdaki giysileriniz gardırobunuzdan çıkarın! yaj yapılması, her gün tıraş olunması gibi hem kadınları hem erkekleri ilgilendiren pek çok kişisel bakım unsurunu dikkate almak kişisel imajınızın sağlığı için son derece önemli. sevin. Şartlar ne olursa olsun kendiniz iyi hissetmeniz kişisel imajınızı çok etkiler. Bunu sakın unutmayın! Sonraki aşama ise giyim-kuşam. İyi hisseden iyi görünür! Aynanın karşısına geçip de giyinip süslenmiş halde kendini seyretmekten kim keyif almaz ki? Güzel bir elbise veya takım içinde gördüğünüz bedeniniz ne kadar hoşunuza gidiyorsa bu durum kişisel imajınıza da o kadar olumlu etki yapıyor. Görüntünüz bir kenara dursun, her şeyden önce kendinizi iyi hissettiğiniz için verdiğiniz izlenim özgüven, mutluluk ve iyilik doluyor! İşte bu nedenle nasıl bilinmek istiyorsanız öyle olmalısınız. Çünkü yalnızca kendine güvenen bir insan “özgüvenli” izlenimini bırakır! Bunun için öncelikle kendinizi olduğunuz gibi kabul edin, bedeninizle barışık olun. Vücudunuzun tüm özelliklerini bilin ve onları Doğru zamanda doğru giyim Her şeyin olduğu gibi bunun da püf noktaları bulunuyor. Giyimkuşam konusunda karar alırken öncelikle mesleğinizin geleneklerine uygun olup olmadığını düşünün. İşinize ciddiyetle yaklaşımınızı ve becerinizi vurgulayacak giysiler tercih edin. tercih edebilirsiniz, ancak uzun ceketler size göre değil. Eğer uzun boyluysanız karelileri ve enine çizgili giysileri rahatlıkla taşıyabilirsiniz. Eğer kısa boylu bir erkekseniz sizin de uzun ceketlerden ve duble paça pantalonlardan kaçınmanız gerekiyor, uzun boyluysanız kruvaze takımlar idealdir. Eğer iri yapılıysanız kalın kumaşlardan yapılmış kıyafetlerden uzak durmalısınız. Minyon yapılı bir erkekseniz gömleklerinizin yaka ve manşetlerini çok geniş tutmaya özen gösterin ve bol kazaklar giymeyin. Kendi tarzınızı giysilerinize yansıtın. Özgün olun. Bedeninize uygun desen, model ve kesimde giysileri tercih edin. Minyon yapılı bir kadınsanız vücudunuza oturan kuplarda kıyafetler seçin. İri yapılıysanız dökümlü, vücudu sarmayan kumaşlar tercih edin, büyük desenli ve iri kareli giysilerden kaçının. Eğer kısa boylu bir kadınsanız boyuna ince çizgili takımları Elbette bu püf noktaları trendlere, zevklerinize ve günlük alışkanlıklarınıza göre değişiklik gösterebilir. Burada esas olan kısa boyluların daha da kısa, uzun boyluları daha da uzun, iri yapılıların daha iri ya da zayıf olanların daha da zayıf görünmesini engellemek ve vücudun mevcut güzelliklerini ortaya çıkarmak. 74 gökyüzünün getirdikleri 75 Burcunuza göre beslenin! Burcunuza göre beslenmek fikrine uzak durmayın. Malum her burcun fiziksel, ruhsal özellikleri var. Hem ruhu hem de bedeni beslemek için astrolojinin göstereceği yolu dikkate alabilirsiniz. H sigara tüketimi gibi alışkanlıklara meyillidirler. Bu nedenle düzenli spor ve ara sıra çikolata gibi küçük kaçamaklar yapmaları Terazilere iyi gelir. er burcun kendine has özellikleri olduğu gibi yeme içme alışkanlıkları da farklılık gösteriyor. Burçlar, karakteristik özelliklerin yanı sıra fiziksel özellikleri de tanımlıyor. Bu açıdan bakıldığında geliştirdiğiniz beslenme alışkanlığınızın burcunuza göre değerlendirilmesi önem taşıyor. Burçlar aylar kadar mevsimlerle de ilgilidir. Bu nedenle mevsimine göre beslenmekte yarar var. Akrep Balık, karides, kalamar ve benzeri deniz ürünleri Akrepler için oldukça yararlıdır. Su grubu burcu olan Akreplerin balık sosları ve fermante yiyeceklerle de arası oldukça iyidir. Şarküteri ürünlerini kontrollü şekilde tüketmeleri gereken Akrepler peynir, yoğurt gibi kalsiyum yönünden zengin gıdaları mutlaka tüketmeli. Alkol, tatlı gibi gıdalara ise mesafeli durmalı. Koç Koçlar abur cubur yemeye meyilldir ve acelecidir. Tüm uzmanların “yemeklerinizi yavaşça çiğneyerek tüketin” demesine rağmen Koç’lar asla bu uyarılara kulak asmaz. Fazla şeker içermeyen, glisemik indeksi düşük gıdalar Koç’ların beslenmesi için uygundur. Elma, zeytin, ceviz, kuru bakliyat, mercimek domates, bal kabağı Koçlar için iyi seçeneklerdir. Yay Gezmekten, ülke ülke dolaşmaktan büyük keyif alan özgür ruhlu Yaylar sokakta satılan gıdalara karşı aşırı düşkündür. Kokoreç, midye dolma, nohutlu pilav Yayların en keyifli yiyecekleridir. Ancak hijyen konusuna dikkat etmeliler. Bunun dışında fırında pişmiş yiyecekler, ızgaralar sağlığını korumak isteyen Yaylar için ideal gıdalar. Boğa Boğalar kilo almaya son derece meyillidir. Üstelik damak zevkleri de son derece gelişmiştir. Yemekten büyük keyif alan Boğa burcu için bu durum her an bir dezavantaja dönüşebilir. Bu yüzden düşük nişastalı gıdalar tüketmelerinde yarar var. Yumurta, buğday, ıspanak, pancar, balık ve deniz mahsulleri Boğalar için oldukça iyi seçeneklerdir. Oğlak İkizler İkizler burcunun sindirim sistemi sorun yaratmaya müsaittir. Bu nedenle çiğ sebze tüketimi konusunda biraz daha dikkatli olmalılar. Elma, greyfurt, erik, kuru üzüm, badem beslenme programlarına mutlaka dahil olmalı. Baharatlı yiyeceklere karşı dikkatli olmalı gereken İkizler, şifalı bitkiler ve kafeinsiz içecekler tüketebilir. Yengeç Yengeç burcu ani duygu değişiklikleriyle ünlüdür. Bu da mideyi etkiler. Duygusal hassasiyetlerden midenin zarar görmemesi için kızartma ve baharatlı gıdalardan uzak durmaları gerekiyor. Yağsız süt, peynir, yoğurt, taze sebze ve meyveler Yengeçler için önemli besin maddeleridir. Duygularla alakalı olarak gelgit yaşayan Yengeçler abur cubur tüketimine dikkat etmeli. ketmeliler. Ayrıca Magnezyum fosfat yönünden zengin gıdalar da Aslanlar için yararlıdır. Çavdar, badem, ceviz, incir, limon, süt ve yoğurt Aslanların beslenme listesinde mutlaka yer almalı. Başak Başaklar da tıpkı Yengeçler gibi mide hastalıkları konusunda dezavantajlıdır. Bu yüzden iyi haşlanmış sebzeler, hafif gıdalar tüketmeleri gerekir. Bağırsaklarını da en az mideleri kadar korumaları gereken Başaklar bolca sebze, yeşillik, salata türü gıdalarla beslenmeli, lifli gıdaları listelerinden asla çıkarmamalılar. Başakların hamur işlerinden hoşlandığı bir gerçek. Sebzeli hamur işleriyle hem sağlık sorunlarını aşabilir hem de damak zevklerini geliştirebilirler. Aslan Terazi Aslanların enerjisi her daim yüksek olmalı. Aksi halde kendilerini çok halsiz, güçsüz ve zayıf hissedebilirler. Bu da onların manen çökmesi anlamına gelir. Bu yüzden bal, pekmez gibi gıdalar tü- Tahıllar Terazilerin beslenmesinde olmazsa olmaz gıdalar arasındadır. Çilek, muz, üzüm gibi meyveler Terazi burcunun sen sevdiklerindendir. Sinir sistemleri çok hassas olduğu için alkol, Gelenekçi Oğlakların yemekle pek derdi yoktur. Yeni yiyeceklere, sıradışı sunumlara, bilmedikleri mutfaklara oldukça mesafeli yaklaşan Oğlaklar yemek konusunda temkinlidir. Geleneksel yemekler, kuzu eti, kekikli, baharatlı gıdalar, meyveler, doğal otlar Oğlaklar için uygundur. Kırmızı et ve benzeri gıdalar onların hayatında vazgeçilmezdir. Kova Tam bir gurme olan Kovalar yemek konusunda seçicidir. Açlıktan ölse de sevmediği bir yemeği yemeyen Kovalar sağlıklı beslenme konusunda çok dikkatlidir. Kaz, ördek, tavuk gibi kanatlılar Kovaların beslenmesinde önemli yer tutar. Bitkisel besin takviyelerine ilgi duyan Kovalar bu konuda biraz daha hassas davranmalı, her duyduğuna gördüğüne inanmamalıdır. Kovalar için yemeklerin sunumu da lezzeti kadar önemlidir. Balık Burçlar arasında en duyarlısı Balıktır. Hassas, duygusal, kırılgan ve sempatik Balıklar düzen düşkünüdür. Hayatlarında belli bir sistemleri vardır ve onun dışına çıkmak istemezler. Beslenmeleri de bu sınırlar içindedir. Yeniliklere mesafeli yaklaşırlar, bildikleri gıdaları tüketmek isterler. Mısır, arpa, soğan, semizotu, portakal gibi gıdalar onlar için idealdir. KOÇ TERAZİ Aşk hayatınızda önemli gelişmeler yaşayabilirsiniz. İş hayatınızda daha pro- Aşık olduğunuz kişi ne kadar işkolik olduğunuzu kabullenmek zorunda. fesyonel davranmalı, işinizi ilgilendiren konularda daha disiplinli davran- Bir yandan da ailenize daha fazla zaman ayırmanız gerektiğini hatırlayın. malısınız. Yatırımlarınızı iyi değerlendirin, uzun vadeli yatırımlar Koçlar için Sizi bu günlere getiren insanlara karşı daha anlayışlı olun. Bu, size mutlu- daha uygun olabilir. Dostlarınıza biraz daha zaman ayırmayı deneyin. luk verecektir. Çok fazla para harcamayın, biraz tutumlu olun. BOĞA AKREP Stresi bir kenara bırakın ve hayatın tadını çıkarmayı deneyin. Sonbahar ve Yakınlarınız ve arkadaşlarınıza karşı daha anlayışlı olmalısınız. Etrafınızda kış mevsimlerini sevmeyi öğrenin. Yağmurlu havalarda keyif alacağınız iş- sizden hoşlanan ancak bunu ifade etmekten çekinen birileri var. Herkese lerle uğraşarak depresif ruh halinizden kurtulabilirsiniz. Doğa sporlarıyla boncuk dağıtmak yerine sizinle birlikte olmak için can atan iyi insanları uğraşmak size iyi gelecektir. fark edin! İKİZLER YAY Uzak şehirlerde yaşayan akrabalarınız ve arkadaşlarınızdan güzel haberler Ağustos böceği ile karıncanın hikayesindeki gibi hayat yalnızca eğlence, alabilir, düğün, arkadaş buluşması gibi etkinliklere davet edilebilirsiniz. Bu seyahat gibi keyif verici işlerle geçmiyor. Sorumluluklarınızın farkına var- fırsatları iyi değerlendirin. Sağlık sorunlarınızı ertelemeyin, doktora zama- malı, daha ciddi davranmalısınız. İş konusunda sorumluluk almaktan çe- nında gidin. kinmeyin. Kendinize güvenin, başarabilirsiniz. YENGEÇ OĞLAK İnsan ilişkileriniz çok güçlü. Ancak en ufak bir sorunda kırılıyor ve küçücük Hedeflediğiniz projeleri zamanında sonlandırmak konusunda mükemmel- sorunları büyütüyorsunuz. Kendinizi dünyanın merkezine koymayın. Çevre- siniz. Ancak kendinize yeterince zaman ayırmıyorsunuz. Çalışma arkadaş- nizdekilere daha ılımlı yaklaşın. Alınganlıklarınızdan vazgeçerek hayatın ta- larınız ve patronlarınız sizden çok memnun. Peki ya hayat arkadaşınız, ya dını çıkarmaya bakın. Aşk hayatınızda yeni gelişmeler olabilir. aileniz? Onlara daha fazla zaman ayırmalısınız. ASLAN KOVA Ailenizde yaşanan sıkıntılar size çok etkiliyor. Engeller, aksilikler, hepsini Sıcakkanlı davranışlarınızla herkesin ilgi odağı olabilirsiniz. Çok yakında hayatın doğal akışı içinde kabul etmelisiniz. Daha olumlu düşünerek ha- aşk hayatınızda yeni gelişmeler yaşayabilirsiniz. Ancak iyi düşünün, o kişi yatınızı güzelleştirebilirisiniz. Kendinize ve en yakın arkadaşınıza güzel bir sizin için doğru insan mı? Aksi halde duygusal anlamda derin yaralar ala- yemek hediye edin. Yemekte aşktan söz edin ve bekleyin. Aşk sizi bulacak! bilirsiniz. Maddi durumunuz giderek daha iyi hale geliyor. BAŞAK BALIK siniz. Güzel haberler yolda. Beklediğiniz haberler hiç ummadığınız bir anda kurslara katılın, sanatla uğraşın. Bunun size iyi geldiğini görecek ve mutlu karşınıza çıkacak. Adaklarınızı yerine getirmek için hazırlıklı olun. Etrafınızda olacaksınız. Maddi konulara kafanızı fazla takmayın, yeni yıldan önce tüm gelişen güzel olaylara kayıtsız kalmayın, bu güzelliklerden yararlanın. sorunlarınız çözülecek. Sağlığınıza biraz daha özen gösterin. Romantizm için tam zamanı! Başak veya Boğalarla iyi arkadaşlıklar kurabilir- Kabuğunuzu kırın ve artık kendinize daha fazla zaman ayırın. Ertelediğiniz 76 kısa kısa 77 GAZDAŞ Çerkezköy’ün her noktasında D oğal gaz tedarik hizmetini sürdüren GAZDAŞ, Çerkezköy bölgesinde altyapı çalışmalarını tamamladı. Fatih Mahallesi Ambardere mevkiindeki kapsamlı çalışmaların sona ermesiyle GAZDAŞ, Çerkezköy’ün tamamına doğal gaz arzı sağlamış oldu. Temiz, güvenli ve tasarruflu bir yakıt olan doğal gazın tedarikini sağladığı bölgelerde uluslararası dağıtım standartlarında hizmet veren GAZDAŞ, 2014’te de yatırımlarına hızlı ve düzenli bir şekilde devam ediyor. Kış gelmeden gaz ar- zının sağlanması ile birlikte Ambardere konutları ile Ambardere’de yeni tamamlanmış olan İmam Hatip Ortaokulu da doğal gaza kavuşmuş oldu. GAZDAŞ Çerkezköy İşletme Müdürü Tanju Koçak, Kapaklı ve Çerkezköy’deki abone sayılarının 50 bine ulaştığını belirterek, “Her iki ilçede toplam 725 kilometre yer altı borusu döşedik. Tüm Trakya Bölgesi’nde ise toplam 2 bin 700 kilometre yer altı borusunu yerleştirdik. Tüm çalışmalarımızda müşteri memnuniyeti bizim için en önemli öncelik” dedi. Zorlu Elektrik bayileri toplantısı gerçekleştirildi Z orlu Elektrik bayileri, Zorlu Plaza Auditorium’da düzenlenen toplantıda buluştu. 19 Eylül 2014’te 11 bayinin katılımıyla düzenlenen bayi toplantısında, elektrik piyasasındaki üretim, maliyet ve fiyat gelişmeleri ile sektöre dair güncel sorunlar tartışıldı. Zorlu Enerji Ticaret ve Planlama Genel Müdür Yardımcısı İnanç Salman’ın sektördeki son gelişmeleri değerlendirdiği konuşmasıyla başlayan toplantıda, satış ekipleri, satış destek ve operasyon birimleri gündemlerinde- ki konuları masaya yatırdı. Satış Destek ve Operasyon birimi yetkilileri, red sayaçlar, fatura gönderimleri, bayi hak edişleri ve ödeme kanalları problemlerini tartıştı. Toplantının ikinci bölümünde ise satış ekibi çalışanları, bayilerden beklentileri ve satış hedeflerini ifade ederek, görüş alışverişinde bulundu. Oldukça verimli geçen toplantının sonunda bayiler bilgi alışverişinden son derece memnun ayrıldı. Zorlu Center’da çocuklara LEGO bayramı... İ stanbul’un çekim merkezi Zorlu Center, 6-14 Eylül tarihleri arasında Metro Katı’nda düzenlediği Okula Dönüş aktivitesinde miniklere yine unutulmaz anlar yaşattı. 9 gün boyunca süren etkinlikte Zorlu Center’a gelen çocuklar, Metro Katı’nda özel olarak tasarlanan alandaki LEGO aktivitesi ile doyasıya eğlendi. Minik ziyaretçiler, etkinlik alanındaki LEGO Duplo temasıyla hayvanlar alemini, LEGO Friends temasıyla yardımseverliği ve arkadaşlığı, LEGO City konseptiyle şehir hayatını ve eskimoların gizemli yaşamını keşfettiler. Minik ziyaretçiler, bu yepyeni LEGO setleriyle oynamanın yanı sıra 1,5 metre boyundaki karakterlerle fotoğraf çektirerek bu özel etkinliği ölümsüzleştirdiler. Yeşil Karadeniz’e “Yeşil Yıldız”lı otel K aradeniz’in ilk ve tek 5 yıldızlı oteli olan Zorlu Grand Hotel, sürdürülebilir turizm kapsamında, çevrenin korunması, çevre bilincinin geliştirilmesi, turistik tesislerin çevreye olan olumlu katkılarının teşvik edilmesi ve özendirilmesi amacıyla başlatılan “Yeşil Yıldız” projesinde, Karadeniz Bölgesi’nde “Yeşil Yıldız” belgesini alan ilk 5 yıldızlı tesis oldu. 2014 yılı başında misafirlere, işletme içerisinde daha iyi hizmetler sunabilmek için başlatılan çevreci değişimler; Vestel LED projesi, bina otomasyonu, iklimlendirme, teknoloji ve mimari çalışmalar bölgede hizmet veren birçok tesisin dikkatini çekti. Bu kapsamda yapılan çalışmaları daha ileriye taşımak ve çevreye daha duyarlı bir tesis olmak için Zorlu Grand Hotel “Yeşil Yıldız” projesine aday oldu. Başarılı çalışmalar ise belgeye ulaştırdı. Zorlu Grand Hotel, 2014 süresince yalnızca bu belgeyi alma başarısıyla yetinmedi, kurumsal iletişim kanallarını da güçlendirdi. Bu kapsamda güncellenen resmi internet sitesi www. zorlugrand.com ile 12. Altın Örümcek Web Ödüllerinde, Otel kategorisinde ‘Halkın Favorisi’ ödülüne layık görüldü. Ayrıca kurumsal resmi internet sitesi jüri oylamasında üçüncü oldu. Zorlu Grand Hotel bugün geldiği noktada Türkiye’nin en iyi 20 iş oteli arasında gösteriliyor. Rönesansla buluşmak Z orlu Center PSM Sanat Galerisi, Gazi Sansoy’un “Pop” adlı solo sergisine ev sahipliği yaptı. 7 Ağustos – 28 Eylül 2014 tarihleri arasında ziyarete açık kalan sergi Galeri İlayda tarafından düzenlendi. Rönesans resminde soylu ve güçlü sınıflara karşı eleştiri ve karikatürizasyonla da karşılaşırız. Sanatçılar, resimlerinde iktidar sahibi ailelerin şatafatlı yaşamlarını daha da abartılı ve biraz da hicivli resmederek yumuşak tonlu eleştirilerde bulunurlar. Bu, Sansoy’un, Rönesans sanatçıları ile buluştuğu zaman-ötesi bir noktadır. Sansoy, söz konusu eserlere resimsel değerleri açısından büyük hayranlık duyarken konuları açısından eleştiri ile yaklaşıyor. Sansoy, üzerinde çalıştığı tabloları dünyanın farklı müzelerinde kendisi fotoğraflıyor. Tuvale baskı alırken eserlerin çerçevelerini de kapsaması, hatta bazılarına ahşap taklidi plastik çerçeve yaptırması, onlara yaptığı müdahalenin absürt yanını güçlendirirken, aynı zamanda onların müze objesi kimliğini de vurguluyor. Ciddi bakışlı müzelerin başyapıtlarına yaptığı bu muzipçe müdahale, bir yanıyla da sanat tarihine dokunuyor. 78 kısa kısa 79 Enerjimiz otizmle mücadele için! Vestel, Sharp iş birliği Vestel’e HAYTAP’tan anlamlı ödül O V V tizm, doğuştan olan, beynin ve sinir sisteminin farklı yapısından ya da işleyişinden kaynaklandığı kabul edilen nörobiyolojik bir bozukluk. Başkalarıyla etkileşimde bulunmayı engelleyen ve kişinin kendi iç dünyasıyla baş başa kalmasına yol açan otizm, genellikle 3 yaştan önce ortaya çıkıyor ve bireylerin sosyal iletişim, etkileşim ve davranışlarını olumsuz olarak etkiliyor. Ülkemizde 650 bin çocuğun otizmden etkilendiği tahmin ediliyor. Otizmin bugün için kabul edilen en önemli tedavi aracı, erken yaşta verilmeye başlanan yoğunlaştırılmış ve bireyselleştirilmiş özel eğitim. Ancak ülkemizde Otistik çocukların eğitimi konusunda çalışan kamu ve özel eğitim kurumlarının kapasiteleri ne yazık ki bu ihtiyaçları karşılayacak düzeyde değil. Bu bağlamda, Zorlu Enerji Grubu sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda içerisinde var olunan toplumun sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak anlayışı ile 2013 yılında olduğu gibi 2014 yılında da çeşitli kurum ve kuruluşlara destek olmayı sürdürdü. Otizmin erken tanısının konulması, özel eğitimi ile topluma kazandırılmasına öncülük edilmesi ve bunun yurt çapında yaygınlaştırılması amacıyla başarılı çalışmaları bulunan Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı’nın bir yıllık enerji ihtiyacını karşılayan Zorlu Enerji Grubu, bu alanda kurumsal vatandaşlık görevini yerine getirmeye gayret ediyor. Zorlu Enerji Grubu gençleri destekliyor B irleşmiş Milletler, 1999 yılında 12 Ağustos tarihini Dünya Gençlik Günü ilan etti. Dünya gençlerinin sorunlarına ve endişelerine dikkat çekmek ve sosyoekonomik gelişimdeki itici güçlerinin farkına varmalarını hatırlatmak amacıyla tüm dünyada kutlanan Dünya Gençlik Günü’nde Zorlu Enerji Grubu da çalışanlarına bir kutlama mesajı yayınladı. Daha iyi bir dünyanın daha iyi yetişen gençlerle mümkün olabileceğine inanan Zorlu Enerji Grubu, gençlerin güç ve enerjisine olan güveniyle bilgi ve becerilerini geliştirmeleri için onlara destek oluyor. Hizmet götürülen bölgelerde 200 ihtiyaç sahibi üniversite öğrencisine burs veren Zorlu Enerji Grubu, Osmaniye Halk Eğitim Spor Kulübü’nün sponsoru olarak 980 sporcunun ulusal müsabakalara katılımını destekledi, 5800 öğrencinin sporla tanışmasına aracı oldu. Zorlu Enerji Grubu hizmet götürdüğü bölgelerde farklı projelerle gençlere destek olmaya devam ediyor. estel, global markalarla iş birliğini güçlendirme stratejisi doğrultusunda Japon elektronik devi Sharp’la lisans anlaşması imzaladı. Vestel, 26 Eylül 2014 tarihinde imzaladığı anlaşmayla, Sharp markası lisansı altında beyaz eşya ürünleri geliştirme, üretme ve Avrupa’da satış ve pazarlama hak ve yetkilerini devraldı. Vestel, 1 Ocak 2015 itibariyle Vestel Beyaz Eşya fabrikalarında ve Sharp Corporation’ın Asya’daki tesislerinde Sharp markası altında üretilen ürünlerin Avrupa’daki münhasır satıcısı olacak. Sharp’la iş birliğinin Vestel’in Avrupa beyaz eşya pazarındaki rekabet gücünü artıracağını belirten Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan şunları ifade etti: “Sharp’la birlikte sadece rekabet gücümüzü artırmakla kalmayacağız, Avrupa’daki pazar payımızı da hızla büyüteceğiz. Son 16 yıldır Türkiye’nin ihracat lideri unvanını elinde bulunduran Vestel’in bu anlaşmaya imza atması bizim için büyük bir gurur. Lisans anlaşmamız beyaz eşya ve küçük ev aletlerini kapsıyor. Beş yıl süreli bu lisans anlaşmasının Vestel adına başarılı sonuçlar doğuracağından ve anlaşmanın devamlılığının sağlanacağından hiç şüphemiz yok.” LCD TV’lerin dünyadaki ilk geliştiricisi olarak tanınan Sharp Corporation, 2013 yılını 28,7 milyar dolar tutarındaki global ciroyla tamamladı. Sharp’ın piyasa değeri ise 26 Eylül 2014 tarihi itibariyle 4,9 milyar dolar oldu. estel, klimaları için hazırladığı sokak ve barınak kedilerinin sahiplenilmesi mesajını dijital platformlara taşıyan #KediKazanır Kampanyası ile Hayvan Hakları Federasyonu HAYTAP tarafından teşekkür belgesine layık görüldü. HAYTAP Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şebnem Aslan, Vestel Ticaret A.Ş Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tunç Berkman ile yapılan görüşmede Vestel’in bu duyarlı kampanyası sayesinde sokakta yaşayan kedilerin yuva bulma şansının artacağını dile getirdi. Teşekkür belgesini HAYTAP Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şebnem Aslan’dan alan Tunç Berkman “Vestel ailesi olarak doğaya ve tüm canlılara saygı duyuyor, tüm çalışmalarımızı bu saygı çerçevesinde gerçekleştiriyoruz. kedidir” fikrinden yola çıkan kampanya kapsamında yayına giren filmlerde, Vestel klimalarla kedilerin özellikleri eğlenceli bir üslupla karşılaştırılıyor. “Vestel klima soğuttu mu tam soğutur” cümlesinin karşısına “Kedi sevdi mi tam sever” cümlesi çıkıyor. Yapılan her karşılaştırmada ise kazanan kediler oluyor. Vestel, “Kedi Kazanır” söylemini ise kampanya filmlerinin sonunda tüketicilerle paylaştığı kedi severleri sokak veya barınak kedisi sahiplenmeye yönlendiren mesajıyla destekliyor. Ar-Ge süreçlerimizden, üretim aşamalarımıza kadar çevre duyarlılığımızla hareket ediyoruz. Sahip olduğumuz bu duyarlılıkla çevremizdeki sokak hayvanlarına yeni bir yuva bulmak ve onların da sağlıklı bir yaşam sürme hakkına sahip olduklarını tüketicilerimize hatırlatmak bizim görevimiz” dedi. “Vestel Klima, bir evin başına gelebilecek en iyi ikinci şeydir çünkü bir evin başına gelebilecek en iyi şey Vestel İngiltere’de 280 milyon euro ciro hedefliyor V estel, İngiltere’de 2003 yılından beri faaliyet gösteren şirketi Vestel UK’in merkezini Windsor’dan Langley’e taşıdı. Vestel’in Langley’deki yeni merkezinin açılışı Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan’ın katıldığı törenle yapıldı. Vestel’in taşınma kararında artan ihracat faaliyetleri ve Sharp’la yaptığı lisans anlaşmasıyla birlikte büyüyen iş hacmi etkili oldu. Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, İngiltere’nin Vestel için Avrupa’daki en önemli üç pazardan biri olduğunu belirterek “1,5 dönüm alana kurulu yeni merkezimizde 50’ye yakın çalışanımızla faaliyet göstereceğiz. İngiltere’deki tüm büyük perakendeciler ve distribütörlerle çalışıyoruz. 2013 yılında 240 milyon Euro olan İngiltere ciromuzu, bu yılın sonunda yüzde 17 artışla 280 milyon Euro’ya yükseltmeyi hedefliyoruz” ifadesine yer verdi. Vestel, Vestel City’de üretilen tüm kahverengi ve beyaz eşyalar ile diğer ürünlerinin İngiltere’deki satış, pazarlama ve dağıtımını Vestel UK üzerinden yapıyor. Yeni lisans anlaşmasıyla birlikte Sharp markalı beyaz eşyaların Avrupa’ya satış ve dağıtımını da bu merkez üstlenecek. İngiltere için sırada akıllı telefon var Televizyon ihracatındaki başarıyı akıllı telefonda da yakalamayı hedeflediklerini söyleyen Erdoğan, “Pek çok Avrupalı perakendeciyle yaptığımız ortaklıklar, akıllı telefon satışlarında bize önemli fırsatlar sunacak. Öte yandan GSM operatörlerinin IP teknolojilerine yaptığı yatırımlar ve Vestel’in bazı teknik projelerde bu operatörlerle yakın çalışması da avantajımıza olacak. Üç yıl içinde akıllı telefon ihracatında yıllık 1 milyon adet satış rakamına ulaşmayı hedefliyoruz” sözlerine de yer verdi. 80 kültür-sanat Handan Yazar: Ayşe Kulin Yayınevi: Everest Yayınları Yalnız bir kadın mutlu olabilir mi? Başına buyruk haliyle; hataları, sevapları, acıları, sakarlıkları, sonsuz içtenlikteki aşkları ve zaaflarıyla hepimizden bir şeyler taşıyan, ama aynı ölçüde özgün, benzersiz bir karakter, Handan… 70’lerin çocuğu Handan, hayatının son derece hassas bir noktasında (yaralı bereli orta yaşında), Halide Edib Adıvar’ın ölümsüz eseri Handan’ın eşliğinde bir keşif, bir hesaplaşma yolculuğuna çıkmaya zorlanır. Bu yolculuk ki aşklar, aldatmalar, aldanmalar, ölümler ve entrikalardan geçecek, dahası, İstanbul’un tarihinin en hareketli, en renkli ve en “gazlı” günlerini, hem de tam ortadan kat edecektir… Ajda Pekkan & Muazzez Abacı Ajda Muazzez Ajda Pekkan ve Muazzez Abacı’nın geçtiğimiz aylarda yayınlanan arşiv niteliğinde muhteşem alaturka albümü hem cd hem de plak olarak dinleyicilerine sunuluyor. Koleksiyonerlerin sabırsızlıkla beklediği bu çalışmada, albümün 8 özel parçasına yer verildi. Albümde; Vardar Ovası, İndim Havuz Başına, Arabaya Taş Koydum Civanım, Düriyemin Güğümleri Kalaylı, Dediler Zamanla Hep, Bir Kere Sevdim Diye, Kara Bulutları Kaldır Aradan, Kadifeden Kesesi gibi unutulmaz şarkılar yer alıyor. 81 Fotoğraf Üzerine Yazar: Susan Sontag Yayınevi: Agora Kitaplığı Üç Aylak Adam Yazar: Sarah Lotz Yayınevi: Altın Kitaplar Yazar: Yusuf Atılgan Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları “Herhangi bir insanın vahşetin en amansız boyutlarını gösteren fotoğraflarla ilk defa karşılaşması, bir tür ifşadır. Benim kendi payıma bu ifşayı yaşadığım an, Temmuz 1945’te Santa Monica’daki bir kitapçıda tesadüfen gördüğüm Bergen-Belsen ve Dachau fotoğraflarıydı. O güne değin görmüş olduğum hiçbir şey, içimi bu denli keskince, derinden ve anında deşmemişti. Gerçekten de, tam olarak ne hakkında olduklarını kavramam yılları alsa bile, hayatımı o fotoğrafları gördüğümden önceki dönemim (o zaman henüz on iki yaşındaydım) ile sonraki dönemim olarak ikiye ayırdığımı söylersem abartıya kaçmış olmam. 12 Ocak’ta dünyanın çeşitli bölgelerinde birkaç saat arayla dört uçak kazası meydana gelir. Ancak bu kazalardan üç kişi kurtulur. Üç enkazdan birer çocuk sağ çıkmıştır. Özellikle çocukların garip davranışları hakkında ayrıntılı bilgiler ortaya çıkınca, basında yoğun spekülasyonlar başlar. Düşen dördüncü uçaktan ise hiç kimse kurtulamamıştır ama yolculardan biri kayıptır. Yine bir çocuk... Uçaklardan birinde yolculuk eden ve oldukça inançlı bir kadın olan Pamela May Donald, Tokyo’dan Osaka’ya uçarken kulakları sağır eden bir patlama sesi duyunca ölümle karşı karşıya geldiğini anlar. Popular Problems Bülent Ortaçgil, Erkan Oğur, İsmail Hakkı Demircioğlu Leonard Cohen Her şeye “karşı” duran, “karşı” çıkan, “karşı” olan bir adam... Aylak Adam... Bir adı bile yok. “C.” diyor Yusuf Atılgan kısaca. İnsan her şeye bunca “karşı”yken kendine de “karşı” olmadan nasıl sürdürülebiler bir “karşı” yaşamı? C., sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç katlanamıyor. Hem farklıyı, hem doğru olanı arıyor. Çabasının boşuna olduğunun da farkında üstelik. Zor bir karakter, zor bir yaşam, yalın bir roman. Sevilen sanatçılar Bülent Ortaçgil, Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu, 7 Kasım’da verecekleri konserde Innpark Venue sahnesinde en sevilen şarkılarını seslendirecekler. Bu gecede sahne öncelikle Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu’nun olacak. Sizleri geçmişe götürecek olan ikili, 16. yüzyıldan bu yana uzanan deyişleri seslendirecek. Bu ikiliye daha sonra gitarı ile Bülent Ortaçgil katılacak. Gecenin ilerleyen saatlerinde Bülent Ortaçgil’e sahne arkadaşları Gürol Ağırbaş, Cem Aksel ve Baki Duyarlar eşlik edecek. Erkan Oğur da perdesiz gitarı ile geceye renk katacak. Efsanevi müzisyen ve şair Leonard Cohen’in dinleyenlere yeni ufuklar açacak yeni albümü “Popular Problems” Sony Music etiketiyle yayınlanıyor! Sanatçının hayranlarını ve yeni dinleyicileri etkisi altına alacak 9 yeni şarkının yer aldığı “Popular Problems” albümünde Cohen’e bir önceki “Old Ideas” albümünde olduğu gibi yine prodüktör olarak Patrick Leonard eşlik ediyor. Albümde katkısı bulunan diğer değerli müzisyenler ise Jesse E. String ve Bill Bottrell. Öteki Bahçe Yazar: Ali Kırca Yayınevi: Doğan Kitap “Ama o gece, parmaklarımla piyanonun tuşlarına dokunduğum o ilk anın, ruhumu kavuracak, hayatımı sonsuz bir ıstıraba sevk edecek bir şarkının ilk notası olduğunu bilemezdim.Yanı başımda, imkânsız bir aşkın girdabında savrulan çaresiz bir genci derin bir kıskançlık acısının denizine fırlatıp attığımı, ama öte yandan kendimi de sonu olmayan yasak bir aşkın felaketine sürüklediğimi bilemezdim. Bilsem kanatır mıydım yüreğimi? 1967 sonbaharında Heybeliada…” Ali Kırca’nın kaleminden on üç yıllık bir öykü… Hayatları roman olabilecek insanların, şehirlerin ve adaların öyküsü… Sultanların Şehirleri Yazar: Friedrich Karl Kienitz Yayınevi: Yeditepe Yayınevi Türkiye Selçuklularının fetihlerinden sonra Anadolu şehirleri inanılmaz bir yükseliş kazandılar. İslâm yapıları ve yaşam tarzı onlara yepyeni bir görünüm veriyordu. 14. yüzyılda Selçukluların mirasçısı olarak Osmanlıların ortaya çıkmasıyla, İslâm’ın etkisi daha da kuvvetleniyor, Güneydoğu Avrupa’nın içlerine kadar yayılarak gelişiyorlardı. Bu kitap, sizi işte bu şehirlere götürmek istiyor. Tolga Çevik, dükkanı açıyor! Komedi Dükkanı, her zamanki gibi sıradışı, beklenmedik, hikayelere bu kez bir de sürpriz ekleyerek geliyor! Tolga Çevik, 10. sezona başlarken “Tekrar bir arada olup gülüp eğlenmeye hazırız. Eğer siz de hazırsanız; Arkadaşım Hoşgeldin…” diyor. (Televizyon program çekimi yapılacağından etkinlik başladıktan sonra salona seyirci alınmıyor.) Sultan ve Gazi Yazar: Emel Engin Yayınevi: Yeditepe Yayınevi Sultan ve Gazi; Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarına damgasını vurmuş, siyasi dehasıyla dünya siyasetine yön vermiş Sultan II. Abdülhamid ve tarihe intikal etmesine ramak kalmış bir milleti küllerinden tekrar doğup, modern çağın gereklerine ayak uydurmuş bir devlete ve dolayısıyla bağımsızlığına kavuşturmuş Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ele almaktadır. Bu iki büyük liderin genç zihinlerdeki tasavvurunu da bizzat gözlemleme imkanına sahip bir eğitimci olan Emel Engin’in kaleminden çıkan bu eser, özellikle üniversite öncesi eğitim gören gençler ve tüm tarih meraklıları açısından ufuk açıcı olacaktır. 12 Yıllık Esaret Yönetmen: Steve Rodney McQueen Oyuncular: Chiwetel Ejiofor, Michael K. Williams Yapım: 2014 Tür: Dram Dubrovski Yazar: Aleksandr Puşkin Yayınevi: Kırmızı Kedi Rus edebiyatının kurucularından ve en büyük isimlerinden biri olarak görülen Aleksandr Puşkin, 1837 yılında bir düello sonucu vakitsiz ölünce, yapıtları yarıda kalmıştı: Haksızlık karşısında isyan eden ama aşk karşısında boyun eğen romantik kahramanıyla Dubrovski de son döneminde yazdığı, ölümünden sonra basılan bu yapıtlardan biriydi. Puşkin, Çarlık Rusyası’ndaki büyük çiftlik sahiplerinin kaprisli ve hırslı ilişkilerini, toprağa bağlı köylülerin birer mal gibi alınıp satılabildiği koşullarını ve malikâne sahiplerini tedirgin eden köylü ayaklanmalarını ele alıyor. Zafere Hücum Yönetmen: Ron Howard Oyuncular: Chris Hemsworth, Daniel Brühl Yapım: 2014 Tür: Aksiyon-Dram Gülmek, eğlenmek ve keyifli bir gece geçirmek isteyenler için iyi bir seçenek. Program 23 Ekim – 13 Kasım tarihleri arasında sürecek. En iyi Film dahil olmak üzere 3 dalda Oscar kazanan 12 Yıllık Esaret filmi, bir adamın hayatta kalmak ve özgür olmak için yaşadığı inanılmaz ve gerçek hikayeye odaklanıyor. İç Savaş öncesi Amerika Birleşik Devletleri’nde ailesiyle birlikte özgür bir adam olarak yaşayan Solomon Northup (Chiwetel Ejiofor), köle olarak kaçırılır ve satılır. 12 yıl süren unutulmaz esareti sonrası Solomon, Kanadalı kölelik karşıtı Samuel Bass’le (Brad Pitt) ve özgürlüğüyle yeniden tanışır. İki Akademi Ödüllü Ron Howard tüm dünyayı sallayan efsanevi yarışın gerçek öyküsünü sizlere getiriyor. Formula 1 yarışının büyüleyici altın çağında iki isim öne çıkıyor: İngiliz James Hunt (ChrisHemsworth, Yenilmezler) ve onun Avusturyalı rakibi NikiLauda (Daniel Brühl, Soysuzlar Çetesi). En ufak bir hatayı affetmeyen Grand Prix yarışında iki rakip de fiziksel ve psikolojik sınırların ötesini zorluyor. Film, eleştirmenlerden takdir toplayan, kalbinizi yerinden oynatacak destansı bir aksiyon dram. 82 english summaries 83 A new life at Zorlu Group Vestel brings the smart home technology of the future to IFA Levent 199 is now open to serve almost one thousand Zorlu Group employees. In IFA, the largest electronics fair all over Europe, Vestel was under the spotlight in Berlin with its smartphone Venus as well as smart home appliances. C onceptualized by Tabanlıoğlu Mimarlık, an architecture company with award-winning and outstanding projects in various geographies, Levent 199 has been Zorlu Real Estate’s second project after Zorlu Center. In 2010, the Levent 199 project won the “best office architecture” award in Europe-Africa region within the “commercial” category of International Property Awards, one of the most prestigious awards among architecture and real estate investments. A candidate for “LEED Gold” certificate given by the U.S. Green Building Council, Levent 199 is an environment-friendly building. Zorlu Elektrik Enerjisi İthalat İhracat ve Toptan Ticaret A.Ş. Senior Specialist, Organization Development Mehmet Ergin “I hope that Levent 199 will be a pioneer to be followed by similar buildings in terms of its environment-friendly features.” Zorlu Holding Human Resources Director İbrahim İnceçam “Levent 199 is located in the very center of the business world, and contains all the technical and functional features of the contemporary office architecture. Therefore, the decision to move into Levent 199 was very well received by our employees. Interview: Mesut Pektaş - Zorlu Real Estate Group President The building was designed as a 40-floor, 161-meter-tall building. As of now, 70% of the apartments have been leased. With full capacity, it will continue to serve as a building hosting almost 3,500 employees. Levent 199 will also be one of the pioneering buildings among modern office projects with a car park of 2,000 daily cycles, 7.2 megawatts of installed power, and almost 200 service staff. A ‘Migration Coordination Committee’ was established for the correct planning and execution of the migration, for which the Human Resources Departments of our companies assumed great responsibilities. Levent 199 will be an important center that will contribute to Zorlu Holding in attaining even greater business achievements.” Vestel Ticaret A.Ş. - Istanbul Branch Marketing Executive Duygu Badem “With all the facilities of the Levent 199 building, our job becomes much more enjoyable.” Zorlu Holding A.Ş. Human Resources Employee Utku Dursun “Our migration into Levent 199 will have a positive impact on my performance.” Zorlu Holding A.Ş. Finance Assistant Manager Gökhan Soğuksu “If I had to pick one word to define Levent 199, it would be ‘technology’. I believe we will display better performance at the new site.” Zorlu Holding A.Ş. Purchasing Specialist Billur Taşkın Zorlu Yapı Yatırım A.Ş. Real Estate Development Manager Mustafa Baş “Levent 199 is very close to social spaces, offers ease of transport and has many other features, which will have a positive impact in our business and social lives.” “The facilities of Levent 199 will have a great positive influence on my motivation.” Zorlu Holding A.Ş. Legal Advisor Pınar Aksakal Aydın “I’m sure that the conditions of Levent 199 will greatly increase my performance.” Zorluteks Tekstil Tic. Ve San. A.Ş. Communications Specialist Sibel Bal “I think the migration into Levent 199 is well managed through systematic operations.” Zorlu Holding A.Ş. Accountant Zafer Şeyben “It is very pleasing to be working at a building that makes efficient use of water and energy.” Zorlu Holding Information Technology Coordination - Business Development and Projects Coordinator / BTB Infrastructure Group Manager Halil Aydın “The building has a really strong IT infrastructure, and will be able fulfill its residents’ IT needs for many years. Redundancy was as important for us as security and performance in this design. A secure infrastructure was established in line with the latest technological advancements. Compared to similar examples, we can safely say that it is a dynamic, secure and mobile system and network infrastructure.” P logies in exports.” Also mentioning the smartphone Venus, offered by Vestel to Turkish consumers, Erdoğan said about their goals for the foreign market that “The smartphone from Vestel, offered to the Turkish market with the Venus brand, is being positioned as the most significant product for exports in the next five years.” articipating for the 19th time to IFA, Europe’s largest electronics fair held in Berlin, Vestel exhibited its 618 different products in a total booth area of 3 thousand square meters. Vestel’s smartphone Venus and its smart home technologies were the starring products of the fair. Underlining that Vestel converts all technologies from mobile phones to electronics and white appliances into smart technologies, Chairman of the Executive Committee of Vestel Group of Companies, Turan Erdoğan added: “We don’t only produce smartphones – we design smart home systems that make all technologies from electronics to white appliances communicate with each other. Adding that Smart TVs constitute a substantial part of exports in the recent term, Erdoğan said: “About 24 percent of exported televisions in the first six months are Smart TVs. Besides Smart TVs, 39-inch and larger screen TVs also constitute a significant share in exports. Large screen TV sales went up to 28 percent this year from 12 percent last year. With 55 and 65-inch screen TV sales coming into play, we aim this percentage to go above 30 percent. On the other hand, high-end products stand out in white appliances. The largest growth was seen on cooking appliances.” We are proud to offer to the world our domestic smart home technology that we designed and manufactured at Vestel City. In the next term, we will focus on smart home techno- “It is a priviledge to be in Raffles Istanbul” As in other similar projects, Levent 199 is very important in that it reflects Zorlu Group’s vision of “do your best”. Zorlu Group’s first hotel in Turkey, Raffles Istanbul Zorlu Center General Manager Tarek Mourad mentioned the finest details of the hotel and his experience so far in Istanbul. Zorlu Real Estate has completed many successful projects such as Zorlu Center and Levent 199. Established in 2006, Zorlu Real Estate is focused on “providing the best” in each and every one of its projects. T Interview: Levent 199 Manager in Charge Yüce Demirseren The building is a pioneer in many areas including the first use of composite systems (reinforced concrete + steel carcass combination) in Turkey, as well as the fastest elevators of Turkey and Middle East at 7 m/s with the first-time use of double-deck systems. However, compared to the projects I previously took part in, Levent 199 is very different in that it gives me a sense of excitement since it has pioneering characteristics in Turkey both in project design and in construction phases. The shell&core project allows decoration of non-public areas to be performed by lessees after leasing contracts are completed. The constructions of restaurants and public meeting rooms are still in progress. Restaurants are planned to be engaged by January 2015, and meeting rooms by April 2015. arek Mourad started his service as the General Manager of Istanbul Zorlu Center. Having served as the General Manager of Four Seasons Sultanahmet, Mourad is an experienced individual in this field. “I left Istanbul for Baku. At one of my visits at Istanbul, I heard that a Raffles Hotel will be opened. After a short time, I received an offer to open the first Raffles hotel in Istanbul. I worked in many countries in the world. Istanbul is very special for me and my family with its culture, climate, cuisine, and most important of all, its people. At Raffles Istanbul, we offer an “emotional luxury” that varies based on the needs and requests of each and every guest. It is our greatest desire that our guests leave the hotel with experiences engraved deep into their hearts. We have rooms with exceptional characteristics, and common areas that host a fabulous art collections. We have two important restaurants at Raffles Istanbul Zorlu Center: “Rocca”, a very successful Turkish restaurant, and “Arola, led by the famous 2-Michelin-Star Chef Sergi Arola. We also have two important bars, a champagne room, Lounge 6 with a city view on the sixth floor and Pool Bar & Grill, along with Lavinia Lounge which will be the desired destination for afternoon tea hours. Another significant place to note for the hotel is Raffles Spa. The biggest advantage is that massage rooms and indoor pool receive sunlight. We desire to have our guests experience Raffles Spa as the “concept of well living” with services of utmost detail. Last but not least, I would like to mention Raffles Istanbul’s separable, column-free ballroom with a capacity of 1200 people, and a special screen sized at 8x5 meters. We provide great facilities for meetings, too. We also have interesting services and activities at the Children’s Club on the sixth floor for our little guests. Raffles Istanbul hosts lots of art events and exhibitions. We have an art collection at Raffles Istanbul Zorlu Center with more than 200 pieces. Around one-thirds is made by Turkish artists, and the rest by international artists. The concept of “Istanbul Dream”, which also was an inspiration for the internal architecture, get stronger with the art collection and takes our guests to a tour of Istanbul from artists’ perspectives.” Zorlu Real Estate Group President Mesut Pektaş said the following about the support Zorlu Center and Raffles Istanbul provides for art, and about the pieces of art currently exhibited: “We have shown the importance we place in art and artists in every step we take. It is very significant for us that a world of knowledge of art can be carried into Turkey. HBA’s art consultant Canvas was the curator for the works of art. 84 english summaries Zorlu Energy boasts expertise Zorlu Energy Group continues to have an active position at events in which the energy market is evaluated with regard to all economic and geopolitic factors on local and international level. T hose who visited the booth to learn the carbon footprint have so far contributed to the planting of 1800 saplings in total around Gökçedağ Wind Farm in Osmaniye, and received their certificates. Prominent approaches in oil and natural gas in Middle East and Eastern Mediterranean were discussed at the International Oil & Natural Gas Conference held in Istanbul on 3-4-5 September. GAZDAŞ General Manager Fuat Celepci highlighted the significance of natural gas starting to be traded at the energy exchange market. On the last day of the 5th Turkey Energy Summit, a session was held with the participation of GAZDAŞ General Manager Fuat Celepci. Mentioning the broad opportunities in the trade of natural gas, Celepci underlined the BOTAŞ’s discounts and exchange risks. Remarking the concerns for BOTAŞ’s supply in liquid market, the negative effect of discounts on competition, and exchange risks, Celepci said “There are certain obstacles to overcome in order for the gas market to become more independent.” “All Energy Turkey 2014 Congress and Fair” was held in Istanbul on 24-25 September. More than 1700 visitors from 35 countries followed the event. More than 30 domestic and international companies and institutions were present at the fair area. Almost 50 speakers, consisting of public and private sector representatives as well as experts, discussed the hottest topics of the energy sector. The most famous celebrities of Broadway and Hollywood at Zorlu Center PAC Zorlu Center Performing Arts Center (PAC) adds new ones to last year’s giant productions. T he event schedule, awaited impatiently by art enthusiasts, contains various shows. In its second season, the Performing Arts Center (PAC) will host The Phantom of the Opera, Disney’s Beauty and the Beast, as well as Hugh Jackman on “An Evening with Hugh Jackman”. In his show, the artist will include interpretations of classic musicals such as “Singin’ in the Rain” and “Guys and Dolls”. With the play “Love Letters”, the legendary actor Gérard Depardieu will take the stage with Anouk Aimée. The stage will also host Notre Dame de Paris actors with “Musical Hits”. Produced by Zorlu Center PAC, “I Love You, You’re Perfect, Now Change” musical which became a hit at Off-Broadway, breaking record after record, adapted into many countries in 12 years, is planned to start at the end of October, directed by Mehmet Ergen and Lerzan Pamir. The astounding artists who will take part in PAC’s new season schedule include Alaturka Records with the gala concert of their new album ‘Girizgah’; Ali Kocatepe, who will be celebrating his 50 years in art via a special concert with Nükhet Duru, Aysun Kocatepe, Cihan Ünal, Doğan Hızlan, Halit Kıvanç, Enver Aysever and many other well-known artists; Fazıl Say, who will take the stage with his undisclosed project; Sezen Aksu, who will have her first concert with ‘Korhan Futacı ve Kara Orkestra’ gathering various musical experiences under a single view, and Mercan Dede, who will have a concert with Azam Ali and Zara. Zorlu Center prepares to host ‘First House’ by the famous artist Chiharu Shiota for art enthusiasts. With the opening gala taking place in the evening of 8 October, ‘First House’ will be presented to art enthusiasts free of charge for 12 months at Performing Arts Center, Back Foyer – Left Wing. Valeron has received outstanding acclaim in Paris Pierre Cardin shined through Zuchex V P aleron, one of Zorlu Textile Group brands, presented its new collection to the visitors of Maison&Objet Paris, one of the most significant home textile fairs, held between 5-9 September 2014. Securing its position as an international brand since 2005, participated in this year’s Maison&Objet Paris Fair, held in September 2014. Valeron introduced its rich and exquisite product line. Making a name for itself initially in the European textile market, Valeron offers its products in more than 200 points of sale in almost 50 countries including European countries, China and Russia. Not only assertive in design, Valeron also offers “affordable luxury”, and presents high-quality and outstanding style for homes. Valeron has a special collection of products exclusively designed by certain designers. It also offers highest quality products with exquisite handicraft with its “Premium Collection” for those who wish to feel privileged. ierre Cardin, with its new products, was a guest of Zuchex Glassware, Decorative Gift Items & Home Textile Products Fair held between 3-7 September 2014. The collection, exhibited on a booth area of 312 square meters, stood out with its use of high-quality material and variety in patterns. Pierre Cardin dining collection has three concepts, namely “Wedding”, “Gala”, and “All day”. Wedding series is designed for special days. Gala maintains quality and elegance for daily use, while All day products consist of daily designs with fewer parts such as breakfast sets. All products in the Pierre Cardin dining collection is manufactured using advanced technology and high-quality raw materials. Every part in the collection maintains its unique appearance for years, giving each and every occasion its unique style. Products in the Pierre Cardin dining collection can be found at Linens stores and Taç stores, as well as Linens Online and Taç Online shopping websites. BiLiYOR MUSUNUZ? ZORLU ELEKTRİK’LE YILDA EN AZ 1 FATURANIZ BEDAVAYA GELİR.* ŞiMDi ARAYIN ELEKTRiĞiNiZi HEMEN ALIN. 444 80 82 *Sanayi abonelikleri dışındaki serbest tüketiciler için geçerlidir. Müşteri profiline göre yapılacak çalışma sonucunda belirlenen indirim miktarı ile, 1 yıllık sözleşme imzalanması karşılığında yılda bir fatura veya daha fazlası kadar indirim elde edilmektedir. Kampanya 31.12.2014’e kadar geçerlidir. Zorlu Elektrik kampanya detaylarını değiştirme hakkını saklı tutar. Detaylar için www.zorluelektrik.com
Benzer belgeler
İndir - Zorlu Holding
“Zorlu” Dergisi’nin içerik ve tasarımı İndeks İçerik İletişim Danışmanlık tarafından yaratılmış olup,
Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında eser olarak koruma altındadır. “Zorlu” Dergisi’nde
ya...
kurumsal girişimcilik
Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. ABD’de Digital
Microwave Corp. ve Cellnet Technology Inc. adlı
şirketlerde Ar-Ge grup yöneticiliği yaptı. Halen
Vestel Şirketler Grubu’nun Ar-Ge çalışmalarını
yürüte...
Trendleri “yeni yaşam” belirliyor
Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. ABD’de Digital
Microwave Corp. ve Cellnet Technology Inc. adlı
şirketlerde Ar-Ge grup yöneticiliği yaptı. Halen
Vestel Şirketler Grubu’nun Ar-Ge çalışmalarını
yürüte...
Zorlu Grubu, tüketicinin nabzını tutuyor
72 Kişisel imajınızı sorgulayın, yenileyin!
74 Gökyüzünün getirdikleri
76 Kısa kısa
80 Kültür sanat
82 English summaries