2008 - Mülkiyeliler Birliği
Transkript
Büyük Birader ” (Başka 6ir aşkjstemez, aşanla çarpar kgC6imiz, Ey Vatan gözyaşCarın dinsin, yetiştif^çünkü 6iz. Çüf sen, neş'enCe gülsün ay, güneş, toprak deniz. Ey Vatan gözyaşfann dinsin, yetiştif^çünkü 6iz. (Birgüneştin 6ir zamanfar, aya kadar kgCdırıdı dün, (Dün Bir ay din, sislenen 6oşCuk}a yıCdızsın 6u gün; (Benzin uçmuş Sak^ ne rüya 'dır, 6u akşam gördügün? ‘Ey Vatan gözyaşCarın dinsin, yetiştik^çünkü 6iz. (Beklesin ‘TürkpğCu 'nun azminde kuvvet 6uCmayan, SeCdurur, yangın söner eC6ette 6irgün (Ey Vatan Süsfenir, oynaryarin, dün ağlayıp matem tutan iEy Vatan gözyaşCarın dinsin, yetiştik çünkii 6iz. ....... '...... -.■ — .— .. . 11 ... .............. (Beste: Musa Süreyya Çüfte: Cemai^cffıemf^eşiC) ',s/_ Y~ Kazgan basın ahlâk yasasına uymayı taahhüt etmemiştir. Kazgan Matbuat-ı terbiye kanununa muhalif olmayıp muvafıktır. Editör A.Akın SAYGAN Grafik Tasarım ve Görsel Koordinatörler Ahmet ÇETİNKAYA Güneş UYSAL Genel Yalan Yönetmeni Tuğçe ERDEM Bengü TECİMEN Beynelminel Müdüreler E lif MERCAN Eda ÇETİN Mütevelli Heyeti Başkanı Emrah EKİCİ İç Gezi Muhabirleri Zeynep BODUR Müge ARSLAN Editor’den Şaban’a Mektup Dua-ül Muazzama Fermanlar Çamurlar Hocalara Çamurlar Hocalardan İnciler Sbf Destanı Melih Aşık’la Söyleşi Acep Bu Ne Alem Bi Mektep İlgaz 2008 Kazgan İçin Ne Dediler? Şirinler Mektebi Bunları Biliyor Muydunuz? Mülkiye Beyaz Perde Son Sene Nasıl Geçti? Sonsöz 2 4 6 10 36 39 41 44 45 48 51 52 53 53 54 59 63 Lüzumsuz İşler Sorumsuzu Ufuk ŞAHİN Söyleşenler Gencer KARAGENÇ Egemen ATMAN evgili Mülkiyeli İnekler, yine sizleri uzun bir aradan sonra KAZGAN’la selamlamaktan aldığımız hazla huzurunuzdayız. İçinde bulunduğumuz, gittikçe çetrefilleşen şartlar altında Mülkiye geleneğinin devamı adına Kazgan Dergisinin sizlerle buluşuyor olmasından müthiş bir kıvanç duyuyoruz. Mizahın sadece Mülkiye odaklı kesiştiği güzide dergimizin çıkmasında yaptığımız faaliyetleri biz Kazgan Ekibi olarak fedakârlıktan saymıyoruz. Çünkü Mülkiye’nin y ı l l a n m ı ş inekleri ağabeylerimiz ve ablalarımız yaklaşık 60 yıllık süreçte en kilit zamanlarda bile dergimizin çıkması için, fazlasıyla paylaşımcı davranmışlardır. Ve bu sayede biz yeni nesil arasında çok ciddi bir bağ oluşturmayı başarmışlardır. Bizlere de bu zorlu maratonda düşen görev dergimizin, dahası geleneğimizin sürekliliğini daim kılmaktır. Çalışmalarımızın yoğun ve yorucu olması bizleri bu anlayıştan aldığımız kuvvetle yıldırmamaktadır. Dergimizin çalışmalarında emeklerini ve düşüncelerini paylaşan tüm ekip arkadaşlarıma ve bu zaman diliminde önemli katkıları olan Gökbörü arkadaşımıza, ayrıca desteklerini esirgemeyen Dekanımız Celal Göle ve yönetimine dahası tüm Mülkiyeli arkadaşlarıma teşekkürü bir borç biliyorum. Mülkiye çatısı altında beraberliğimizin pekiştiği ve bizlerin buluşma noktalarından biri olan Kazgan Dergisinde, okuyucuları eleştirel bir bakış dâhilinde güldüren, düşündüren akıcı geçen sayfalarla baş başa bırakıyoruz. Sizler için kaliteli bir çalışma ortaya çıkardığımızı, iyi intibalar bırakmasını ümit ediyoruz. Naçizane isteğimiz okuyun, okutun ve önemle koruyun. Akın Ahmet Saygan Hayatımın meali, canım, gözümün nuru, devletlim, şevketlim, haşmetlim .•ciğerimin köşesi, pek muhterem şabanım. Günler haftaları, haftalar ayları, fakat sana kavuşmak için aylar yılları kovalamadı; ammavelâkin şu güzel bahar gününde seninle yeniden buluşmak bizlere hazzm en büyüğünü yaşattı. Kardeşim Şaban 1 yıl boyunca ziyadesiyle üzüldük, yıllar yılı cümle tüllabı ışıl ışıl ışıtan, işleyen demirimiz, Sadun Hocamızı 08.03.2008 tarihinde kaybettik. Mekteb-i Mülkiye için daima bilgisini, emeğini esirgemeyen sevgili hocamızı ebediyete, tüm tüllab gözümüz yaşlı uğurladık. İki gözüm şabanım, mektebimizde hoca rotasyonu çok yüksek oranda. Yine bu sene Lale Davut hocamızın gidişiyle Ünsal-Davut koalisyonu sona erdi. Biz şanlı tüllab Lale hocamızı tanıma şerefine nail olduk, fakat yeni gelen inekçikler, bu beraberliğe tanık olmaktan yoksun kaldı. Ne yazık ki garip bir oluşum olan ÜnsalÖzsoy(!) birlikteliğine yepyeni slâytlar ve yeni baskılarla merhaba demek zorunda bırakıldılar. Şabanım sen yokken cebelleştiğimiz sıkıntılar burada bitse yine iyiydi. İktisadın ve dahi cümle tüllabm kudretli âlimi, Yahya Sezai Tezel hocamız sene sonunda yaş haddinden dolayı aramızdan ayrılıyor. Bunun sonucu Aykut, Emrah, Yahya üçlemesinin sonunun ne olacağını şimdiden kestiremiyoruz. Ama merak etme biz seni habersiz bırakmayız. Yüce tüllab adına Yahya hocamıza, bizim göremeyeceğimiz yeni CLK'sıyla, gururla anlattığı 20.000 $’lık ses sistemiyle memleketi Bozburun1 da, Karadeniz yaylalarında mutlu bir emeklilik diliyoruz. Ey benim devletlüm. Aziz şabanım bu seneki seçimlerde Tarçınımızın milletvekilliği adaylığına yatırdığı paralar karşılığını bulmadı. Ama eminiz ki, borsadan ziyadesiyle zararını tedarik etmiştir. Abraham Tayger1 m iddiası tutmadı, yine yan yattı. Erhan hocamız ise yanlış ata oynadı. Kanımızca bu altılıdan çok anlamıyor. Baskm hocamız takıldı, birkaç yerde detone oldu, yer yer ezberini bozdu. Para ve üniversite diye bir cümle kurdu. Ne yalan söyleyeyim, biz anlamadık. Anladıysan eğer bizi de aydınlatıver. Bu arada pek kudretli Abbas mirimiz “Genç Bakış” a bizi alacağım diye kandırdı, ama biz inekçikleri gecenin bir yarısı kapılarda bekletti. Bu kadar üzücü havadis yeter. Gelelim Mülkiye’de kurduğumuz gizli istihbarat birliğinden en taze, en gerçek haberlere... Gözümün nuru bunları duyunca çok şaşıracaksın. Elinde kahveci tepsisi, üzerinde lacivert yeleğiyle okul koridorlarından tüm tüllaba laf atan Sulhi ağabeyimiz, neredeyse bir selamı esirger oldu, şakır şakır şakırken, dut yemiş bülbüle döndü. Kimse bunun müsebbibi sen bilirsin mutlaka, kulağına bir yerden çalınmıştır. Bir zahmet bize de söyleyiver Şabanım! Hazır dargınlıktan söz açılmışken Köse-Mete Akkaya, Abuzer talebeye, Onur Hoca dekanlığa... Herkes herkese küsüyor, üniversite mi kreş mi anlayamadık. Peki, söyle Şabanım biz kime küselim? Şabanım sen huzurunu, şefkatini, bizden esirgeme küsmeyi dargınlığı bırakalım, dargınlığı bir kenara koyalım. Tüm tüllab barış içinde şen şakrak yaşayalım. Teşkilat-ı K azgan'ın yüce lideri Şaban dekanlığın istihbaratı bizleri solladı gitti. Eh tabi okulun 4 bir yanma bizim gözlerimizden daha aktif çalışan kameralar yerleştirildi. Ya bize birer çift Superman gözü ayarla, ya da sen şu dekan Celal' e söyle de, şu görüntüleri bir zahmet şu aciz teşkilatla paylaşıversin. O da olmadı, Mülkiye belgeseli ile cüzi bir miktar karşılığı bizlere satıversin. Küçücüğüm, fıçıcığım, içi dolu turşucuğum Şabanım bu kadar ahval arasında acıktık. Öğrenci işleri de 5 saatlik öğle arasında taze ekmeklerini dilimlerken, Gel sohbetimize Cafe Mülkiyemizde devam edelim. Biz hazır çorbalarımızı yudumlarken, tavuk döner nar gibi olsun, patateslerimiz de kızaradursun. Bununla yetmez gel üstüne de birer dondurma yuvarlayalım. Maraş usulü olmasa da Algida usulü dondurmamız zengin çeşitleriyle masamızı şenlendirecek. Hadi hadi senin de canın çekti. Tatlı yiyip tatlı konuşalım. Şabanım şanlı bayramımız yine tahmin edeceğin gibi pek şenlikli, pek doludizgin, geçti. Şabanım görmeliydin Aziz Köklü salonu doldu doldu taştı, yer kalmadı, sıkıştık, aralardan sıvıştık, mübarek bayramımıza başladık. Başımızın tacı, Mülkiye'miz şanlı 68 kuşağıyla beraber çömezi, üstadı cümbür cemaat bayramımıza başladık aynı hızla da bitirdik. Neler oldu neler! İstediğin gibi geleneklerimizi layıkıyla yerine getirmeye çalıştık, ilişikte fermanları gönderiyoruz umarız beğenirsin. Onun dışında da yastık savaşından halk oyunlarına, fasıldan arka bahçe top oyunlarına, illüzyon gösterisinden halaya eğlencenin dibine vurduk. Ha bu arada unutmadan ilk sene Mülkiyeye gelişimizi kutlayanNev bu sene bizi salavatlamaya geldi. Nur-u aynım; tadilat tamirat maratonunun bu seneki ayağı biraz sönük geçti, sönük kaldı dediysek sessiz de olmadı. İnekçikler kesimlere son sürat hazırlanırken Dekan-ül Celali'nde boş durmadı. Tantana bu sefer sözde değil özdeydi. Takılan kapılar, boyanan aynı duvarlar ama en önemlisi de yazıldı cephesine aziz mektebimizin yedi cihandan görülen bir “Mülkiye” yazısı. Kusura bakma bu yıl biraz kısa kesiyorum. Artık öğrenci belgemi 2 kapı yandan alamıyorum. Mogan Gölü'nü yüzüp, Elmadağ'ı tırmanmam, bunlar yetmezmiş gibi Beşevler engelini de uçarak aşmam gerekiyor. Bu sebeple bana Tandoğan yolları gözüktü. Çıkınımı hazırladım, telefonumun şarjını doldurdum, TandoğanMülkiye arası seyyah gibi gezinir oldum. Euzubillahimineşşeytanırraciim bismillahirrahmanirrahim. sen rahimsin, biz hakiriz sen kerimsin. Biz isteriz sen verirsin. Bize tiz vakitte çarşaf çarşaf, çarşaf çarşaf diplom aları nasip eyle ya RabbilSen bu dua-ül Allah A lla a a a a h M a şa a a a llla a a a a h h ! Eski yönetm elik adını zikredelim yönetm elik başlara bela... evvela, yeni Ey c e m a a t-ü l m ektebin, iş bu duanın nevad-i esasiyesi, em niyet-i ca n ve mal ve ırz ile to p h a n e , umumi hane, mülkiye-i kahvehane, Sulhi' nin m ekahane-i çayhanesi, cüm le-ül tüllabı m uvaffakiyet-i im tihan, ıslah-ı seter-ül rezil, inekhan, hıyarhan ve hacet-i şagirdan ve profesörandır. Biz ki dost ve düşm an ittifakıyla zat-ı tüllabı Mülkiye-i Şahane-i Ali O sm aniye’ nin mehazını, ahlakın en yüksek m ertebelerine mazhardır. Ve m a d e m bil ittifak nev-i beşer içinde en meşhur, en m üm taz bir m ekteptir. Ve m adem biner m ücazatın delaletiyle ve teşkil ettiği âlem -i m ektebiyetin ve kemalatının şahadetiyle ve m übelli ve tercüm an olduğu Celal-i Hâkim'in akdinin Resul-ü Dargun ve Tarçın’ ın tasdikiyle en m ükem m el bir mümessili kâmil talebe-i emeldir. Cümle-i kâinatın tek yaratıcısı olan ya Rabbel Âlemin! Şu m ukaddes çatısı altında to p la n a n ve ellerini sem aya doğru a ça n , m ezuniyete hazırlanan biz Mülkiyeli kulların huzuruna geldik. Biz günahkâr muazzamayı kabul eyle ya Rabbi! Ey Rabbim! Bağışlaması bol, âlem lere rahm et d a ğ ıta n C enab-ül Hak! M ektebim izin kantinlerinde çaktırm ayalım derken a yan beya n kız kestik, ç o c u k dediğim iz 90’lıları akvaryum da g örün ce feleğim iz şaştı, kardeşimiz dem eyi bıraktık, sabi sübyana d adandık! Sen bizim günahlarımızı affeyle yarabbi! A aahhh ah! Arka b a h ç e d e A de m le H a vva ’ yı ce n n e tte n eden yasak e lm ana votkayı kattık, yanına d a cüm le çerez bir kilo kaju açtık, Babil’ in asma b a h çe le rin de n kopup gelen köpek öldürenini fon d ip yaptık, ye tm ed i şişe şişe bira yuvarladık, ha a ra d a bir de güvenliklere yakalandık, biramızı oramıza buramıza sakladık, sarhoş sarhoş sınavlara girdik, üçü beşi A ’ yı B’ yi ayırt e dem edik. Hocalarımız bizi a ffe tm e di, bari sen bizi affeyle Ya Rabbim! Gerekirse m izanda karşılıksız bırakm a ve h a tta ahiret sınavından m uaf eyle Yarabbi! Biliyoruz yüzümüz kalm adı, a m a sen rahmansın, Âlisin, şu zebanilerinin kulağına bir fısıldayıver d e sırat köprüsünden g eçerken bizden kimlik sormasınlar, zira suretimiz tüm c e n n e t ve ce h e n n e m ahalisi tarafından bilinm ekte. Hiç olm adı, cenn e tin 7. katından değil de 6. katından, o da olm adı kıyısından köşesinden ufacık bir yer ayırıver bize! Biz ki bir sene b o yu n ca Prestij, Ahsen ve d ah i ilim irfan yuvası kahvehanelerde okey oynarken taş çaldık, onu d a bir ara affeyle! Yine bu güzide kahvehanelerimizde tüm futbol camiasının şeceresini tuttuk, bu arada hazır yeri gelmişken cümle tüllab merak eder ki, âlemlerin şampiyonu bu sene yine... Neyse Allah’ım sen en hayırlısını ve en hak edenini bilirsin! Rabbim yine sen bir iki tüyo ver de iddiada, Erdal’ın fevkaladenin fevki, yeninin yenisi, kazığın Allah’ı dört ciltlik Mikro, Makro, Büyüme, Uluslararası İktisat serisini alacak üç beş kuruş nasip eyle! Bu arada hanımına da her kitabın başında teşekkür eder ya, bizden de selam olsun, varsa bir yardımı bundan sonra da etmesin, Erdal kulun da yeni baskıyı çıkarmasın! İlahi Ya Rabbi İlahi ya Rabbi İlahi ya Rabbel Âlemin! Yaz boyunca senden ab-ı hayat istedik, amma kantinde avea pek çekmiyor, sen bizi ya yanlış anladın, ya da mesajları alamadın, çünkü bidonların efendisi İbn-i M elih’i başımıza sardığın yetmezmiş gibi üstümüze tazyikli su fışkırtarak 1 Mayıslarda orantılı gücünle bizi mahveyledin! Aman ya Rabbim bir katre suya muhtaç olduğumuz şu günlerde bizi yanına alma zira abdest alamıyoruz, yanma cünüp cenabet gelmeye utanıyoruz. Ey âlemlerin yaratıcısı, yoktan var eden, rahman ve rahim ve dahi kerim yüce Rabbim! 7 senedir biz bu mektebin akvaryumunda, botaniğinde ve arka bahçesindeyiz. Ama gün geçtikçe münafık kulların Celal ve Nusret’ in kendini bilmezlikleri, olur olmaz her şeye olan merakları, öğrenciyi damgalama hevesleri, öğrencinin gerek fikrini gerek zikrini belirleme çabaları, Mülkiyelinin ululuğunu ve muhalif tavrını yok etmeye çalışan ve dahi Mülkiye’ nin şanlı ineğini ezilmeye mahkûm, işe yaramaz, uyuz koyuna çevirmek isteyen zihniyetleri yüzünden anlı şanlı Mülkiye’mizin tüm dünyalarına sırtımızı çevirdik. En mahrem mevzularımız dahi Nusret’ in neferi olan Celal’in eline geçmiştir. Peki ya bunları ne yapacaklar? Artık oturup dest-i izdivaç yerine, mahalle dilberleri gibi bunları izlerler! İlahi ya Rabbi... İlahi ya Rabbi... İlahi ya Rabbi! Bu mekteb-i şahaneyi kimin idare-i haiz olduğu bile gayrilere meşrudur. Zira okulun açılma kapanma saatlerinden bihaber olan dekan-ül Celal, tüllabın mabedi sayılan Mekteb-i Şahanemizde yegane amacı ilim irfan öğrenmek olan inekçikleri okuldan kovma yetkisini kolluk güçlerine bırakmıştır. Ey Cenab-ül Hak!! K ur’an-ı Kerim’i hatmetmek yerine, mikromakro ciltlerini defalarca tekrar eyledik. Besmele niyetine ya ceteris ya paribus diyerek ibadetimizi yerine getirdik. Zekat niyetine sadece kapağı değiştirilmiş kitab-ül mukaddesin yeni baskısına paralarımız bağışladık. Arife günlerinde muz ağaçlarına sahifelerini astık. Altına geçmiş yılların sorularını gömdük. Dersten geçmek için istiarelere yattık. Bellona kanepelerde uyandık! Sen bu Erdal kuluna tiz vakitte Lale Davut’un katma erişmeyi nasib eyle ya Rabbi!!! İlahi ya rabbi! Ya Rabbel Âlemin! Yıllardır hep bu Şahane-i Mektebi adalet dağıtır bildik, şu güzel ülkenin mabed-ül adaleti belledik. Ama mektebimizin güzide hocaları küçücük inekçikleri cümle-i gâvur memleketlere gönderirken bu adalet ilkesini atlayıverip torpil ilkesini benimsemişler. Biz gene iyi niyetli düşündük de sen bu aciz kullarını kendi yoluna döndürüver ya Rabbi! İdari şubeden mezun ettirmemeyi kendine şiar etmiş olan onur kulunun yavrusu ile birlikte yüreğine azıcık merhamet, bir miktar şefkat, bir tutam insaf, azıcık da bonkörlük nasip eyle ya Rabbi! Derslerden Ahmet Haşim Köse edasıyla küsüp çıkan Abuzer kuluna tez elden bir miktar prozac, lustral ve bilimum anti-depresan nasip eyle. M aliye’ye bir miktar kadro ekleyerek bu kulunu tiz vakitte yalnızlıktan kurtar ya rabbim! Cenab-ül hak! Emrah Aydınonat kuluna Batı’nın nasıl zengin olduğunu tiz zamanda vahyet de biz şu garip tüllabını bu çıkmazın işkencesinden kurtar. Aydın kuluna solingen marka cımbız gönderiver ya Rabbim! Ya Rabbel Âlemin! Senin adını zikreden yüce dinimizi siyasi emellerine alet eden mısırcının başkanım reisicumhur seçen AQP hükümetini tiz vakitte mısır taneleri gibi dağıtıp, davul gibi patlatarak, gavur mezarlarında inim inim inlet ya Rabbiiü Ey Kainatın hakimi!! 15 yıldır mekteplerde hatim ettik! Bu yüce çatı altında not dilendik. Aman ya Rabbi acı bize! 65’imizde emekli edeceksen, ya 100 yıl daha ömür ver ya da şu AQP hükümetini tiz vakitte yanma al ya rabbi! Sen bize azıcık pirinç birazcık su bir miktar da bulgur nasip eyle ve mümkünse bardakta mısırları, koçanları ve püsküllerini de ... (!) sen anladın ya Rabbi!!! Çok yakın bir zamanda aramızdan ayrılan cümle ulemaya, bütün tüllaba büyük emeği geçen, gerek literatüre ve sosyal ve düşünsel dünyaya yeni fikirler ve uygulamalar katan, yerini doldurmanın imkânsız olduğu Sadun Aren kulunun mekânını cennet, toprağını bol eyle! Sizi hiç unutmayacağız Sadun hocamız!!!! İlahi ya Rabbi! Senin takdirine isyan olmaz, biliriz. Biz yine de duamız esirgeyemeyiz. Burma’daki Nargis Kasırgasında ölen 22 bin kişinin mekânını cennet eyle ya Rabbimm! Ey ah-ü enin eden tüllab! Tezel’in suretine bakıp, ah eyleme; manasına bak, oh de! Eğer Tezel’in manası güzel bir sey olmasa idü, Celal-i Rahim en sevdiği tüllabma hoca olarak Tezel’i vermez idü! Bunun içün, bilcümle Onur Karabıyıkogulları, Kerem Altınparmak ve dahi Abraham Taygır’a beddua edeceğine, Celal-i Rahim’e dua et de, daha mendeburlarını başımıza vermesin! Ülkemizi şereflendiren Paris Hilton kulun Erdal’ın yalnızlığına bir nebze merhem olsun da tüllabın gönlü huzur eylesin. Ülkemize gelen bir diğer zat-ı muhterem Sawyer’ı da 'kara' Melek Fırat’ın yanma ver de züppeyun tüllabı rahat bir nefes alsınlar. Eyyyy cemaat-i Mülkiye, hatırlar mısın 4 sene evvel ne engellere toslayacağımızı bilmeden toplandık bu ulu çatı altında. Bizi el nino kasırgası çarpmışa döndüren sistemi biz bilmiyorduk da zavallı kulun Nusret de mi dekanına, öğrenci işlerine ve hocalarına öğretmedi!? Ama sağ olsunlar sayelerinde bu yüce tüllab 4 yılda tüzel savaşımıyla yönetmeliği hatmedip, değiştirip düzenleyip bütün idari makamlarına birer birer öğretti tüm bu engelleri aşarak nasıl tahsil göreceğinin kudretine haiz bu yeni sistemin nur topu gibi ilk mezunlarının üzerinden inayetini eksik etme ve bizleri muhattip eyle ya Rabbim. İlahi ya Rabbi, ilahi ya Rabbi, ilahi ya Rabbel Âlemin... Celal kulunun bize çektirdikleri bununla da kalmadı. Ders çalışma ve eğitim görme aşkıyla yanıp tutuşan biz inekçiklerin, mektebin kütüphanesine girip kıraat edemez olduk. İşletmeci Celal kulun, biz inekçiklerini kütüphane akşam saatlerine kadar açık olacaktır diyerek kandırdı ikindi ezanında tavuk kışkışlar gibi bizi def-i perişan etti. Tüllab ne yaptı?? İçlerindeki ders çalışma arzusuna karşı koyamayan inekçikler kütüphane ve dahi kıraathanede ders çalışma eylemi yapmaya karar verdiler ve Mekteb-ül Şahanenin ilk Celali İsyanları başladı. Bu nasıl bir Celal-i Rahimdir ki ya Rabbi, simide ve poğaçaya alerjisi vardır!! Çalışkan tüllab yorulup da acıkınca onları simit ve poğaçalarından ayırır!! Sen bizi simitsiz, poğaçasız, Celal kuluna muhtaç bırakma ya Rabbi!! Bizi açlıkla terbiye etme ya Rabbel Âlemin! Ey bağışlaması bol Rabbim! Sen şu ehl-i vakar ve muhteşem Celal kulunun, mektebin şantiyesinde tiz vakitte sıvaboyama, ez cümle tadilat, kapı takma-çıkarma, müstehcen yerlere kamera koyma işlerinde amelini salihli ve hayırlı eyle. Mektebi Mülkiye-i Şahaneyi BBG çatısı haline getiren zat-ı zül Celal bütün envai tüllabı bilmesin, tanımasın, görmesin. Ya Rabbel Âlemin! Dar-ül Fünun’un Baş muallimi Tıbbiyeli Nusret kulun, bu sene yaptığı ıslahatlarla yine biz tüllabı Tandoğan - Cebeci arasında mekik dokumaya zorladı. Öğrenci İşlerini talebeye kötü muamele olarak algılayıp, en ufak bir işi içün bile bizi öğrenci işleri tarafından Tandoğan’a gönderilen aciz kulların eyledi. Sen bu aciz kullarına azıcık acı da Islahatların butlanına hükmedilmesini mümkün kıl!! Ya Rabbi biz, bize bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olduk. Bu kutsal çatı altında dört yıldan fazla bizi hapseyleme, tiz vakitte azad eyle ya Rabbi! Ya Rabbel alemin yakında yine bıçak altına yatıyoruz, kesimlerimiz başlıyor! Sen bu Celal ve cellatlarina biz aciz kulların içün birazcık insaf nasib eyle! Bu arada 1859’ dan beri her yıl aynı konuşmayı yapan Celal kuluna azıcık yaratıcılık, bir miktar hatiplik ve bir tutam da biz dinleyici kulların içün kabiliyet-i telaffuz eyle Ya Rabbim! İlahi yarabbiiiiiii, ilahi yarabbiiiiii..... Züppeyuna Victoria’s Secret’tan tangalar, tahsildara 3’lü matrisin tersini alabilen hesap makineleri, abazalara kondom, don mon, mondom... gibi şeyleri, bakkal kullarına ise işe yarar dersler, geyikhan kullarına boynuzları için zımpara kağıdı ve en kalitelisinden cila, kaç oldu ey ahali? (çeko sesleri gelir) Ha onlara da amele kisvesinden kurtulup şanlı Mekteb-i Mülkiye Şahane-i Al-i Osman-i’nin bir bölümü olarak kabul görmesini nasib eyle yarabbiü Yarabbiiü Yarabbiiü BAB’ÜL FERMANÜL ŞAH ALPASLAN IŞIKLI M ekteb-i Mülkiye-i Şahane-i Ali Osman, iftiharül içtim ai siyaset, M üdebbirül iktisadi çalışma ekonomisi vel m ünesebetül endüstri Mufahirul alem i M ekteb-i Mülkiye Gül-i gülistan-i şahanetül ilmi Der’i felek-i dirasetül iktisadi Nuru efza-i M ekteb-i Mülkiye El muhtassu bi mezidi in a yet'il- melikil alam Beşeretül alem i el m ektebi mülkiye-i zidesi Nur'ül m em leketi siyaset-i içtim ai Çalışma iktisadı ve endüstri m ünasebetleri tac-ı farak-ı ilmi M uhasaray’ ı ilmi vel bahar-ı c e la d e t Bahr-ı İhsan ve ilmi irfan M aden-i içtim ai siyaset M ekteb-i Mülkiye-i ihtişam-ı devlet-i aliye Mahzar-ı envai siyaset.... AMİN.... Yaaani sîzlerin a n la ya b ile ce ğ i bir dille... Eyy M ekteb-i O sm aniye'nin şahane am eleleri!..... Biz ki endüstri devrim i ile doğm uş, Marks'la can bulmuş, A dam Smith ile kavrulmuş, Lenin ile iktidar olmuş, Keynes'le avunmuş, C ahit Talas'la adı ezanla kulağına fısıldanmış M ekteb-i Mülkiyenin göz b e b e ğ i medar-ı iftiharı, 1 mayıs sabahlarının d o ğ a n güneşiyiz.... Biz vahşi kapitalizm in sömürü yağm urlarına, açmış olduğu sosyal politika şemsiyesi ile göğüs geren tüllabın sultanlarıyız.. Şimdi de sıra sultancıkları yetiştiren, cüm le m e ktebe yol-yordam gösteren, hocaların hocalarına geldiiiiiii..... Ellerinden oluk oluk birikim d am laya n , bütün hücrelerimize bilimin nurunu saçan, Amasya elması, ay parçası, Atatürkün kankası, mazlumların babası, neo- liberallerin korkulu rüyası... Gidin elini ö pün.... A m asyada d o ğ d u Mülkiyeli oldu Helal olsun sana Alpaslan h oca ... AHMET M A K A L Işıklıdan bölüm başkanı kavuğunu devralmış, Türk sosyal politika tarihinin kilidini sol anahtarıyla a ça n , c e v a p belli not elli sınav kağıtlarımızla bizi süründürse de jazzın en kralını ya p a n yorumların yorumcusu A hm et M a ka aa l G Ü R H A N FİŞEK Emeğin sömürülmesine fişşşek gibi parlayan, dedesi, işçilerin gözb e be ğ i hipokrat yeminlisi G ürhaaaan Fişeeeeek İLKAY S A V C I Daha küçük bir çocukken annesinin yem ek kitabından Taylor'u öğrenen sosyoloji alem inde küçük bir kar tanesiyken çığa dönüşmüş M ekteb-i Mülkiyenin prensesiiii ilk a a a a a a a y ay ay ayyyyyyyy!.... METİN ÖZUĞURLU Konuşurken biz ineklerini terim sağanağına tutup da sırılsıklam eden, tüm celeri onlarca kollara ayrılmış katm er katm er alüvyon taşıyan ö ğrenci yanlısı, katkı payı düşmanı,özgün sınav kağıdı sevdalısı "orjinal"adam Metinin Özuğuurluuuuu. BERRİN CEYLAN A T A M A N O O O O O bir bir bir bir bir elli dakika kesintisiz ders işlemesiyle idealist çekonom ist m o d a ikonası kalp ağrısı çalışma tüllabının ablası..... SEYHAN E RD OĞ DU sendikaların taçsız kraliçesi,mülkiyenin abidesi,konferansların ara na n ismi, Seyhan E rdoğdu..... güzellik PARS ESİN Çalışmanın dedesi, gözlüklerin efendisi, Robert O w en'ın üst devresi.. Tutmayın ö p ü c e m ..... RECEP V A R Ç IN O, asistanlarıyla mülkiyenin akad e m ik kadrosunun güzellik kat sayısını ona katladı, O, tüm d ün ya ya istihdam politikası hazırladı O , dem okraaasinin amansız savunucusu Varçın olsun derse girmesin, asistanını yollasın .... Siz onu zaten anladınız RECEEEEP VARÇIN.... Tabi ki M ekteb-i M ülkiye'de m aalesef her şey bu ka da r güllük gülistanlık değil... Gülü seven dikenine katlanır d edik ve şimdi sıra geldi diken kısmına Dinleyin eyy tüllabın yüzkarası, dinleyin d e bu fe rm a n ’ül m uazzam adan bir ders çıkartın A B A ZA Ey mülkiyenin çello belloları ,, bizim bölüm ün kızlarına yaza yaza bitiremediniz. Kuntakintiler, tinki vinkiler, peştem alli h am am böcekleri sizi, adınız tellak özünüz abaza. M em leketin orasına burasına dağılmış beş para etm ez kaym akam lar sizi!!! Artık kam uya kız yerine şişme bebek alınacakmış. Çalışma kendi arasında kurduğu team ül sandığından sizede fon ayırdı, bu fo n d a n size düşen burs miktarı a yd a 5 şişme, şişir şişirebildiğin k a d a r , nasıl olsa nefesiniz kuvvetli. Her gören ağlad ı ağdayı b an tla dı abazanın kızlarına Boş yere a ğ la m a ağd a yı h a rca m a abazanın kızların G eom etride yam uk bile şekilken, siz süklüm püklüm eçiş bücüş açısız çapsız şemali üfürük varlığı osuruk K arahanoğulları’ nın kara bıyıklarından salkım saçak dökülen FF'lerle b iça re dum anlı laleler, öz Türkçe'ye kendini adam ış E roğul'dan ders almasına rağm en eğitilem eyen anadilleri tarzanca yam yam lar; siyasal davranışı sizin kütlesi terliksi düşünme uzvunuz karvrayam az ö n c e insani davranışı öğrenin salyası sarkın azgınlar Yaptıkları tek katm a d e ğ e r olan Türkiye sabun borsasını saroscu işbirlikçilerle speküle eden ve sonrasında aldıkları kara paralarla, ak kızlarda abazalığını dindirm eye çalışan düm bükler. Sizin o yozlaşmış beyinlerinizi tem izlem eye, kullandığınız nice sabunlar, parayla birlikte olduğunuz o beyaz hatunlar d ah i yetmez. Ey pislikler, ey p an tolon düğm eleri y a la m a olmuş cepleri delik abazalar. K arabasanlar çöksün borsanıza, kara p ara la r arasında boğulasıcalar. Artık yeter abaza kalarak yıllarca kirlettiğiniz m ektebim izden defolun. G iderken yanınıza a ğ d a diyince bıyıkları diken diken olan kızlarınızı d a almayı unutm ayın. -okulda aba za istemiyioruzl.. okulda abaza istemiyoruz!.. Sabun fabrikasına sahip fig ht clu b özentisi takunyalılar, biz o sabunlarla ne yaptığınızı ç o o o k iyi biliyoruz. Eyyy abazanın anatom isini kıl seli basmış hatunları h a m a m d a kom ple a ğ d a 20 ytl. Boğazınıza verdiğiniz harçlıklarınızdan kuruş kuruş artırıp d a bi zahm et gidi verin h am am cı teyzeye.... ço k harikasın huh bir numarasın huh beygir gibi m ankenlere 500 basarsın huh itiraz etm e huh a ba za kamu huh a m e le ko can oldu kabullen bunu huh BAKKALİYE Şimdi sıra size geldi eyy ezik bakkal çakkall sürüsü. Belki bizi unuturlar d a p a yla n m a d a n sıyırırız diye hiç heveslenmeyin.. Eyy hela işletmecileri..Eyy m üptezel bit yavruları, (m üptezel ne diye sorarsanız böle puşt gipim ibne gibim bişe işte.) Bakkal hesabı ya pa m a d ığ ı için bakkal çıraklığından emekli o la ca k kapçık ağızlılar.. Siz ki şu okulu aldığınız ilkokul düzeyi derslerle dahi bitirem eyen, bitirse de bi şşşşşş yaram ayan a n d a v a lla r ordusu.. Dört işlemin iki tanesini bilen, diğer ikisini öğrendiği a n d a mezun o la b ile ce k am ele yamakları... M arketler zincirinin prangalarına mahkum , siftah y a p a m a m a k ta n küflü peyniriyle kokuşmuş tüllap. Hocalarınız ça n eğrisi yapm asa mülkiye b ahçesinde oturm aktan kök salacak; ancak telefonla elalem i arayıp işletme potansiyeli olan bölümsüler.. Gidin de küçük ölçekli bakkaliyelerde staj yapın d a en azından okul bittikten sonra hiiç bir şey ya pm ad ık demezsiniz... Yüksek puanla girdim diye övünm ee!... En kolay bölüm ü bitirem edim diye yerinm eeel... Bölüm diye bitirm eye çalıştığınız şu h en g a m e d e n artık ayrılıp gidin, zira sizin burda dört yıldır ucunu görem ediğiniz bölüm cüğünüzü iki yıllık okullarda sizden d ah a detaylı gösteriyorlar.. Eyyy ne iş olsa yaparım cılar... Ne iş olsa yapm ayın, başınıza bi iş gelir.. Gelin am ele tüllabının istihdam program ından yarlanın size de yanımızda bi iş verelim... “ al bakkalı koy çuvala salla salla vur d u v a ra ” GE Y İK H A N Eyyy tülaa a bın en rezili. Sayısal mantıkla mülkiye derslerini bir türlü kavrayam am ış az gelişmiş tüllap. Eyyy kane p e m üptelaları, Erdal'ın yalakası, ta h ta kuruları..... Derslerde öğrenmiş olduğunuz piyasa mekanizmasını kantinde karı kız bulm ad a kullanıp başarısız olan ve bütün enerjisini feysbuk, yonja, siberalem ve bilimum sanal a le m d e h arcaya n hom o tü la a p ... N orm alde iki iktisatçıdan üç farklı c e v a p çıkar. Sizin cümlenizi toplasak bir c e v a p zor çıkar. Varsayalım ki çıktı o da işe yaram aaaz. Ceteris paribus bi ya na öğrendiğiniz grafikler bile h a v a d a kaldı, geriye sa de ce Erdal’la olan anılarınız kaldı. Erdal'ın peşinde dolaşa dolaşa boynuzlarınız birbirine g eçti... Geyik olarak yaşam a başarısını gösterememiş okulun marjinal öküzleri. G erçi sizin m arjinallikten anladığınız olsa olsa 0 ile 1 arasındadır o da makinelliğinizi artırır. Bellonanın yazın gölgesinde kışın kuytusunda konaklayarak okul bitirdiniz, her arz kendi talebini yaratır dediniz. Arz ettiğiniz malları ta le p e d e c e k bir Abaza bile bulamadınız... Bölümünüzden aldığınız d iplom ayla BDDK, SPK, İsmail YK hayallerine kapılıp a n c a Bentderesinde iş bulabildiniz.. Eyy unutulm aya yüz tutmuş delikli naneler... Mülkiye sizi unuttu a m a vo d a fo n unutm adı.. A m ele tüllabı olarak size istihdam alanı bulduk. Bentderesi'nde de iş bulamazsanız o vasıfsız boynuzlarınızla reklam panolarını süslersiniz.. (Derken ço cu kla r gelirrr.....) insanların kazanam adığı kazansa da bitirem ediği m ektepteyiz bu hafta mülkiyedeyiz.. mülkiyenin tozlu ve kalabalık kantininde umarsızca ka ybettiği çocukluğunu arayan iki öğrenciye rastladık. -hoş geldiniz -hoş bulduk -okula gidiyo musunuz -evet -a lttan dersiniz var mı -(kız) benim hepsi pekiyi bunun değil -(erkek) benim b ed e n beş -iktisat bölüm ü için şarkı yazdığınızı söylüyorsunuz alabilir miyiz? -Tabi ko ca m a n bir g ö b e ğ i var ne d e büyük elleri var önüne çıktı bir geyik ne uzun boynuzu var Erdal Ünsal Erdal Ünsal Sallanarak yürüyordu ne de güzel kükrüyordu O'ları basıyor bellonaya atıyor.. Erdal Ünsal Erdal Ünsal Bellonanın yayları var İktisatın “ g a y ” ları var iktisatta kaşarlar Ne d e güzel yaşarlar Erdal Ünsal Erdal Ünsal -yavrularımıza teşekkür ediyoruz.... Eyy tüllab-ı geyik çilen bitti zannetm e... Siz IS eğrisini kaydırak LM eğrisini tahteravalli zanneden, algılarını a ça b ilm e k için g la d y a tö r kudreti gereken soğan kafalı cü cü k beyinli acizler. Eğrilerden kendini boşluğa salıp " m uzaffer " olm aya çalışırken çanakları ç a tla ya n bostan karpuzları. 70 barajından 7 yaşındaki zekayla geçilm ez. Hoca ideolojisine göre sınav kağıdı döşeyen akadem isyen yalakaları, dünyanın kaç b u ca k olduğunu bellonanın çiçeklerinden uçuşan polenler bi tarafınıza ( burnunuza ) kaçtığında göreceksiniz. Özsoyun karşısında " ONUR " ları yer ile yeksan olan alerjik bünyeli "a"normallar, siz ki 2 derste 3 soru yazıp 3 ünüde çözem eyip bunu da h a fta ya bırakalım diyen O n u r'd a n bile g e çe m e ye n sîzleri A llah’a hava le ediyoruz. Ne haliniz varsa görünnnn.. TAHSİLDAR Eyy tüllab-ı tahsildarlar eyy tüllab-ı sümsükler.... Aktif varlığımızla pasif ruhunuzu aydın la tm aya geldik Kemal U nakıtan’ın pastörize yumurtalıkları.. Vergi kaçakçıları.. Düzenbazlar.. Devletin malı deniz yem eyen dom uz felsefesi ile neo liberallerle birlik olup d evleti daralttınız bu yüzden d e daraltılmış devletin kıçına yapıştığı bölüm cük oldunuz kaldınız... Bentderesi tahsildarları.. Katsayısı yüksek m allar ordusu. Başınıza bölüm başkanı o la c a k profesör unvanlı h o c a bulam adınız a m a m erak etm eyüüüünnn. Çalışma tüllabı olarak sizi d e düşündükkk ve bölümünüzün başına porfösür d oktor H aydar Dümeni getirdik. Artık tüm sorunlarınızı onunla paylaşın (bi d a h a sizi kantinde görm iyim m m ) Hocasızlıktan ve kocasızlıktan yakınan maliye tüllabı. Endişeye m ahal yok. Çalışma hocanız da olur, kocanız d a ... Ulan top u to p u bir hocanız kaldı o da abuzer kadıyıf alın d a te p e te p e kullanın. Kulanın d a şerbetini de ço k kaçırmayın içinizi bayar. Sizi gidi fabrika atığı dışsallıklar. Kantinde, akvaryum da, şurada, b urad a geçirdiğiniz boş vakitlerde h ava d aki karbondioksit oranını artıracağınız yerde C e la l’in yapı im ar işlerinde çalışsanız dışarıdan getirdiğiniz hocaların finansmanını sağlayıp mülkiyenin ekunumik dengesini sarsmazsınız.. Kantinde oturup tırnak yiyip milleti kesmekten başka bi işe yarayın.. Bari kağıt m ağıt oynayın d a en azında kafanızı çalıştıracak bir eylem içersine girmiş olursunuz.. Bakmayın artık millete böm böm .. Katinde oturur maliye Karı kız keser maliye Eve boş d ön e r maliye Mal mal m aaaliye... ZÜPPEYUN işte sıra çirkin kızlarını ona buna peşkeş çe km eye çalışan tangalılar ordusunda.. Kızlarınızın çirkinliklerini örtm ek için oralarına buralarına sürdükleri boyaları C elale verseydiniz bırakın Mülkiyeyi bütün kampusü boyatırdı...... Milletvekili o la m adıktan sonra popstar seçilm eye çalışan sakallı Baskın’ın veletleri. W eber'i form ula 1 pilotu sanan Marx'ı d a Marks and S pencer'in kurucusu zanneden ça km a züppeler. Tangalı baskının asistanı olabilm ek için it gibi arkasından koştunuz siz a n c a k Afitapın asistanı olabilirsiniz. Okula d ip lo m a t olm a hayaliyle gelen keko falkolar ne işinize yarayacaksa kıytırık züppe diploması. Sizin uluslar arası ilişkilerden anladığınız ecnebilerle kurmuş olduğunuz gerek zımni gerek sarih tuh a f tuh a f ilişkilerdir... Eskiden kızlarınız Angelina Jolie gibiydi şimdi tellakların kızlarına öykündüler sakal bıyk koyverip lan celina culi gibi oldular. Dünyanın kurtuluş um udu m ekeb-i mülkiyenin varlık sebebi a m e le tüllabının üstadı olduğu sosyal politikanın (anlamazsınız diye içtim a i siyaset dem edik) sizi ilgilendiren küçücük kısmı olan uluslar arası sosyal politikayı beyinlerininzin a la m aya ca ğın ı bildiğinizden hayatınızda ilk d e fa mantıklı bir adım atıp seçm em eye karar verdiniz yok yook 3.5 attınız seçem ediniz. -ü çb u çu k ü çb u çu k ü çb u çu k ü ç b u ç u k ......... Baskının kitaplarından kalın kafanızla siz kim diplom asi kim. Sizin diplom asi anlayışımız Fransız cum hurbaşkanın karısının çıplak pozlarından öteye gidem ez ya nd a n yemiş paparazziler.. Hocalarının zorla okuttukları iki kitaba göz atm akla kendini filozof belleyen ça km a enteller sizden eflatun değil a n ca k patlıcan moru ol Bundan önceki am ele tüllabının size söve söve dilinde tüy bitti. Öyle ki.... Mülkiye tüllabı, sözüm sana... Yıllarca fermanı başka tanıdın, onu risalet’ ül haydariii düm en olarak bildin. A m a unutmayın ki züppe de olsanız, ta n g o d a n içerisine sözümüz yok Biz küfüre karşıyız arkadaş.... Küfüre karşıyız Biz şanlı çalışmayız Ferman dostluk ferm an kardeşliktir Her şeyin üstüne çekeriz bir silme Sen anladın züppe, sen anladın züppe... Ey medeniyetlerin beşiği, garbın, şarkın, yerin, göğün, akıl ve düşüncenin efendisi, Mekteb-i Mülkiye-i Şahane-i Ali Osmaniye’nin eşsiz, ulu, aziz, muzaffer, muktedir, müstesna merkez-i alemden fezaya, 17. yüzyıldan 21. yüzyıla, modern dünyanın yegane mimarı, mülkiyenin bilim irfanı, tüm bilimlerin babası tüllab-i iktisat. Babanız İktisat, Babanız İktisat Ve siz kantinden tuvalete, akvaryumdan arka bahçeye, Mekteb-i M ülkiye’nin cenubundan şimaline sadece varolmakla yetinen fütursuz, sefil, lüzumsuz ve bölümümüzün bir parçası olmayı başaramamış sefiller ordusu. Eyyy, sizi gidi iki hücreli beyinlere sahip olan mendebur suratlılar sizi. Beyin kıvrımları Ankara-İstanbul otobanı kadar düz ve muntazam olan şaşkın bakkallar, Abaza tellaklar, tangalı züppeyunlar, kazma ameleler ve mal tahsildarlar. Basmayan kafalarınıza ilimimizi, irfanımızı ‘T U R A VURA” sokmaya çalışırken beyin hücrelerinin teke düşmesi akabinde ferman yazamayacak duruma geleceksiniz. İşte o vakit tüm tüllab, tek yürek, tek bilek, topyekün İktisadı övmeye yelteneceksiniz. Biz de hak ettiğimiz yerde, burada, üstünüzde, Çatı-i M ülkiye’de sizin önümüzde eğilmenizi izleyeceğiz. Mideniz, ince ve kaim bağırsaklarınız gaz yaptı değil mi?! Bülbül boku yemiş dut kurularına döndünüz. Eyyy Hz. Tezel’in deyimiyle Coca Cola çocukları, gün doğumundan gün batımına hatta aym dolun hallerinde fütursuzca, sabırla, bön oğlu bön bakışlarla takip ettiğiniz Cebeci banliyö trenlerini seyreyleme seanslarında, defalarca bu muazzam bölüm-ü iktisadı nasıl alt edebiliriz diye düşündünüz. Bunun na-mümkün bir vukuat olacağını adınız kadar iyi biliyorsunuz lâkin siz zaman zaman adını unutacak kadar Alzheimer hastası 95 yaş üstü menopoz sahibi sazanlarsınız. İşbu ferman-ül medeniyet-i beşeriye bir takım keşkülü pişmaniye tüllabma tıpkı bir tokat-i Osmaniye farz-ı inecektir. O vakit reis-ül alemin, muzaffer-ül M ülkiye’nin kelamları aşk ile dinlenile. Ya Allah Bismillah. İmdiiiiiiiii Düz duvara tırmanan kamunun ÖKÜZLERİİİİİİ TELLAKLARA; Ey şanlı M ülkiye’nin Ford’dan olma, depitak’dan doğma, 3 film birden aboneleri, gençliğinde bütün uzuvlarına sarımsak sürmüş pis kokarcalar, hayat felsefesi pedofıli olarak benimsemiş takunyalı sübyancılar, gillette fusion’un bile benimsemediği damatlar koğuşu sapıkları, salyalarından çenesi göğsüne düşmüş Roma hamamı kaçkınları, lise önü elma şekerli uçkursuz yamyamlar... Merdiven altında duran bu kıllı alienlar yüzünden dişi tüllap etek giyemez oldu. Senelerinizi merdiven altında geçirirken gözleriniz, Legolas’m gözlerini de aşıp X-Ray cihazı gibi görüntü almaya başladı. Homo eractus’un otuz birinci nesil torunları, sayenizde merdiven altlarına “Dikkat Abaza Çıkabilir” yazısı asmak zorunda kalacağız. Ya da bilinen o şer yuvanızı işgüzar bakkalın işletiminde, kazma amelelerinin yardımıyla siz peştemalli ırz düşmanlarına hizmete açacağız. “Rüşvetçi mallarda” söz verdi size vergi kolaylığı sağlayacakmış, tabii belli bir komisyon karşılığında. İyi haberlerimiz bitmedi. Dekanlık da bent deresinde ek bina açmayı düşünüyormuş. Sizde rahatlarsınız bizde. M ülkiye’den sonraki hayatınızı da düşündük. Gelecekte boş gezmemeniz için Şahin K ’ya görüntü yönetmeni olabilmenizi sağlayacak C V ’yi yazıp gönderdik. Kendiside sizin Abaza olduğunuzu duyunca memnuniyetle kabul edebileceğini, M ülkiye’den aldığınız Abaza sertifikasının yeterli olacağını belirtti. Eee ne de olsa BABANIZ İKTİSAT... Bir kısım asil damızlık öküzün, İspanya boğa güreşlerinde gösterdiği üstün başarıdan dolayı, National Geographic Siyasal Kamu bölümünün belgeselini çekmeye karar vermiş. Vahşi hayatı koruma derneği de sizin için fon ayırmış. Fuzuli deneylerle ün salmış İsviçreli bilim adamlarının araştırmaları sonucunda, üstün başarılarının nedeni, uzun süre ineklerle ilişki kuramamanın getirdiği asabiyet olduğu sonucu anlaşılmıştır. Kamunun öküzleri artık işiniz Allah’a değil Panter Em el’e kaldı. Sizi gidi orman kaçkınları sizi, kıllarınız yedi cihana öyle bir nam salmış ki, gillette kamucu Abazalara özel on bıçaklı jilet piyasaya sürecekmiş, reklâmlarında da piriniz Alâeddin Şenel oynayacakmış. Adınızı bundan sonra Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi yerine, Epilasyon Bilimi ve Kıl yönetimi koyuyoruz. Bin bir zorlukla Maltepe pazarını altüst ederek elde ettiğiniz Çin malı işporta ses kayıt cihazım, canhıraş bir şekilde, pala remzi bıyıklarıyla Urfa cemaatinde tanınan, sosyetik solcu hocanız Karakaçanoğlu Onur muhterem şahsının kürsüsünün stratejik noktalarına, ilk seferinde anlayamadığınız cümleleri, evde tekrar dinleriz diye yerleştirdiniz. Aranızda bazı mağara adamı kılıklı aklı kısa sığırlar, record tuşu yerine başka tuşlara basınca bunu bile yüzünüze gözünüze bulaştırdınız. Neyse ki aranızda bazı boğadan bozma öküzler recordun kırmızısını fark edip, kaydetme şerefine nail olabildi. Bu bile fayda etmedi sizin gibi karbon kağıdı beyinlere, % 90’ımz yine tekmil-e kaldı bu kek idare-u hukuktan. Bre teknoloji düşmanı Lord o f the Jungle’lar. Moglie ABAZA , Moglie ABAZA BAKKALLARA; A-Şimdiii Züppeyun tüllabma giydirme zamanı. B-Ama bir Dakka ya, bir şeyden bahsetmedik. A-Böyle, önemsiz bir şeydi sanki. B-Bitli pireli gibi bir şeydi. A-Yook yook SİNEKLİ (AŞ Ş AĞIDAN BAKKALLAR DİYE BAĞIRIRLAR.) B-Aaa evet sinekli bakkaklar, nasıl olsa beleşten mezuniyet kepini fırlatırız diye bir taraflarım yırtıp asil okulumuza müdahil olmayı başardıktan sonra davranış bilimleri, yönetim ilkeleri, 100 soruda işletme, bir işletmecinin anatomisi, işletmenin dayanılmaz hafifliği gibi absürd derslerle oldukça vakt-ül fuzul-i yarattınız. FUZULİ İŞLETME, FUZULİ İŞLETME Bu vaktide süper marketler açıldı açılalı hiçbir işe yatamayan bakkallarda sinek avlayarak harcadınız. Sizi gidi kıçında pireler uçuşan sinek avcıları sizi. (BAKKALIMIZ GELİR.) Mehmet Efendi: Efendim, efendim ben mi ? B: Haaa gel gel. Biz de senden bahsediyorduk.-----Gel yanaş hele ürkme, isim nedir? M ehmet Efendi: M ehmet ama, M ehmet efendi derler. B: M ehmet efendi, pirinç ve buğday fiyatlarında ki artıştan sonra veresiye defteriniz iyice kabardı. Hatta bazılarınız defterde yazacak yer bulamıyormuş. Primary Comodities ( pıraymeri komoditiiz) lerde görülen fiyat artışlarını makro ekonomik boyutlarda değerlendirir misin? Mehmet Efendi: Neyyyy? Mehmet Efendi: Vallaha ne diyim bilemedim ki. Bize bu mektepte pazarlama ilkeleri, tom a tezgah türleri, telefonda işletmenin incelikleri öğretildi. B: Doğru, doğru. Senin suçun da yok ki. Devletimiz bile zaten sizi K O Bİ’den saymayıp, yardımını esirgiyor. Hadi yine iyisiniiiiz, biz sizi düşündük. Çam sakızı İktisatçı armağanı yeni veresiye defteri. VERESİYE VERE VERE KALM ADI KALMADI., BAKKAL BABA YI ALM ALI ALMALI. M ÜZİK BİTER. YUKARDAN BİR KIZ SEPET SALLANDIRIR VE BAĞIRIR. Kız: İki ekmek bir süt. Amaaaaa yaz deftere. Züppevunlara: Hindistan’a yazılım öğrensin diye gönderilirken kamasutra’nın pasif tekniklerini öğrenmiş, öğrendikleri pasif teknikleri Afrika’nın balta girmemiş ormanlarındaki homo habilislere uygulayarak onların homo sapiens olmalarını sağlamış, AB kokteylerinde Tango yapayım derken ilişkiye girdikleri homo habilislerden öğrendikleri “gulu gulu” dansını yapmış, Almanya’ya Almanca öğrenelim amacıyla giderken Saksonya eyaletinde Salsafon çalmayı öğrenmiş, hollywood’u bollyvvood, Somali’yi ali’nin saf hali Trinidad Tobago’yu tütün firması zanneden, Dalay Lam a’yı Lama cinsi, Evita Peron’u havaalanmdaki board peronu sanan devletin kanını emen bre sülükler. Geçen gün def-i hacetimi yerine getirmek amacıyla ayak yoluna giderken gözüme uluslar arası ilişkiler ve dış politika kitabınız ilişti. Sayfalar arasında gezinirken birde baktım ne göreyim. “ Oyun Teorisi” Lan oyun teorisi sizin neyinize kahverenginin türlü tonlarına sahip tuvalet fırçaları sizi. Siz gidin de Cote d ’azur, Rio De Janeiro sahillerinde kumla oynayın. Türk Dış Politikasını Paris Hilton’un Türkiye’ye ziyaretinden, Tuğçe K azaz’ın Yunanlı evliliğinden, Sibel Kekili’nin Alman filmlerindeki oyunculuğundan ibaret zanneden tebaa-ül cühellet-ül cahiller. Sizin beceriksizlikleriniz yüzünden basınımız Nihat Kahveci’yi İspanya, İlhan M ansız’ı Japonya , Altıntop biraderleride Almanya büyükelçisi atadı. Siz nasıl büyükelçi olacaksınız. Ali Babacan’ın yetmeleri sizi. BEN NASIL BÜYÜK AD AM OLUCAM? Okula yalnız gelmekten ürken, John Locke tarzı avcı yeleğini üzerinden eksik etmeyecek kadar atar yapabilen, 301’in dolambaçlı yollarından kaçabilecek kadar kıvrak, “ Hesaplarıma göre kazanıyorum” derken koskoca 12 milyonluk İstanbul’da 40.000 oyu alamamış Baskın Hocanızın yazıdığı TDP kitabı bu cahilliğinizin üzerini örtemedi. İlim irfan sahibi Tüllab-u ikrisadm 2 haftada belleğine kazıyabileceği bu kitabın sadece sunuş bölümünü 3 dönemde algılayamadmız. Siz bu 3 dönemde aldığım derslerle Paris büyükelçisi olup şanzelize’de saçlarımı savururum, Londra sefiri olup Big B en’in önünde poz veririm sanıyorunuz ammaaa, A M A N YOLLA NİJERYA ’YA YOLLA AM AN YOLLA ZİM BABW E’YE YOLLA YOLLA YOLLA! Siz bırakın Paris’i, Londra’yı ancak Serengeti çayırlarında bir taraflarınızı açıp bronzlaşmaya çalışırsınız. Son olarak Yüce Tezel bakın ne buyurmuş “ Uluslar arası İlişkiler bölümünden bir bok olmaz.” Fazla söze gerek yok sanırım. BRÜTÜS BASKIN YÜCE TEZEL Amelelere; ÖSS sisteminin çarpıklığı sonucu, bilim yuvamızı, kazma kürekleriyle kirleten amele sümükleri, M akbule’nin Mülkiye uzantıları. Kızlarına, geyikhan delikanlılarının binbir gece masalları okuduğu, erkeklerinin eşanlı dengeyi keşanda aradığı embesiller, hilkatlar hatta tüllab-u iktisadın geyşaları, hadım ağalan. Şurada gördüğünüz matematik sorusuna bile 10 yerine 20 cevabım veren içi tuğla dolu kafalarım baretle gizlemeye çalışan, tulum giymiş kırolar. Merak ediyoruz Ö SS’de kaç soru yapabildiniz? 2 Türkçe 1 Matematik mi? Sorması ayıp sizin burada ne işiniz var? (Nilüfer-Yolcu Yolunda Gerek Melodisiyle) ÖSS ’y i Kazanamadın D iye Hayatın Bitti Zannetme Siyasal Çeko Zaten Yer Verir Size 2 Soru Yapın Sadece, 2 Soru Yapın Sadece IQ seviyeleri “Güzel ve Çirkin” yarışmasındaki hatunlardan bile düşük olan Çalışmanın embesil kokoş orduları - biz buna kısaca ÇEKO- diyoruz. Sizler “ Pavarotti kimdir ?” diye sorduğumuzda “ Ayol bilmem ki sanırım bir İtalyan makarnası” diyebilecek kadar saçı uzun aklı kısa, yan sanayi barbisi kokoşlara sahip bir bölümsünüz. Abaza tüllabın fantezilerine ilham kaynağı olan CEKU’lar sizi. Sanayi devrimiyle hukuksal statüleri kölelikten, ameleliğe terfi ettirilmiş vasıfsız fukaralar. Unutmayın kölenin efendisi aristokrat, Amelenin efendisi BABANIZ GEYİKHANDIR. BABANIZ GEYİKHAN BABANIZ GEYİKHAN Sizler ki mezun olunca emek arz eğrisini bir gıdım ileri oynatamayan, her amele pazarı seçmelerinde “ee ben, eee ben, evet ben” diye sorup, “Sen dur ulan ayı!!” yanıtını alıp horlanan, kalbi kırılan sonra geyikhan babasından medet uman düşük mallar sizi, Yola gelin, babanızın elini öpüp a f dileyin, ne de olsa büyüklük Geyikhan’a mahsustur. Duyduk ki bölüm birincileriniz mezun olunca grevlerde halaycı başı diğerleri de grev gözcüsü oluyormuş. Bizler ki ulu, yüce , şahane Tezel’le ve dahi Aykut’la ve dahi Em rah’la BM raporlarında dünyayı incelerken, sizler ostim ’de, m am ak’da, dışkapı’da ve hatta bentderesin’de neyin analizini anketini yaparsınız? Gerçi analizi siz mi yaptınız yoksa onlar mı sizi “analiz” etti anlayamadık. Sosyalliği ders isimlerine vererek, sosyalleştiğini sanan gudubetler, “anomi” halinden kurtulun artık, “nomos”suz ameleler. Anlamadınız di miii?! Eşürü çağırmda o anlatsın size. İskandinav lehçesiyle mi yoksa Polonya lehçesiyle mi yazıldığı belli olmayan, hiyerogliflerle anlaşan, mağara atıkları olan sizlerin bile telaffuz edemediği bölüm adınız ayrı bir rezalet zaten. Çakma bir bölüm olduğunuzun açık ispatı. ÇE-KO ÇAKM A ÇEKO ÇAKMA ÇEKO Hadi yine iyisiniz, Geyikhan babanız size bir güzellik yaptı. Sulhi abiyle “İşçi Sağlığı”, “İşçi Güvenliği”, Fotokopici Taylan’la “Sosyal Güvenlik” dersi, Öğrenci İşleri Muhittin Beyle’de “Uluslar arası Sosyal Politika” dersiniz için anlaştık. Hesap mevzu bahis değil koçummm, dost işi yaptık!!! Tahsildarlara; Şimdi gelelim en pasif, en işsiz, benliklerini ıssız çöllerde kutup ayılarına kaptırmış mal ordusuna. Yani MÂLİYEYE MAL MAL MALİYE MALİYE MALİYE Mallığı Türkçesizin sahiplik eki olan “iye”yi de bünyelerine alarak tescillenmiş olan bu böcek-i hacetlere bizim de edecek bir iki kelamımız var. Ö SS'nin akabinde psikolojik rehberlik seanslarında sünepe bölümünüzün, haşmetlü bölümümüzden bir farkının olmadığı bünyelerinize yedirilmeye çalışıldı. Lâkin okulun ilk gününde bunun bir safsata olduğu iktisat bölümünün biricik, piricik kraliçesi Lale Davut’un “İktisat bölümü bu cenaba mallar sürüsü diğer cenaba otursun” buyruğuyla tarafınıza arzı kelam edildi. Eyyyy Maliye titre ve kendine gel!!!!!!!!!!!!! Bu kudretlü, heybetlü bölüm-ül iktisadı ağzınıza alırken 2 kere abdest-ül gusül icra eyle, 4 kelam destur çek. Siz ki bizim muzaffere eriştirdiğimiz, sosyal refahı optimum kıldığımız piyasa ekonomisini başarısızlığa sürükleyen kamusal mallarsınız. Bilimum hile, hurda, rüşvetle yaratılan dışsal atıklarısmz. Sizler lütfedipte 2,3 kelamımı dinler, yola gelirler diye derslerinize iştirak eden hazret-ül ünsal-ü Erdal’dan bu iktisadi problematiğin cevabını dinlemeyerek bünyelerinde antikor üretememiş zavallı tosbağalarsınız. Ellerinizi kudretli göğe kaldırıp Cebeci Cam ii’nde bize de bir profesör nasip eyle Yarabbi dediğinizi duyar gibiyiz. Neyse ki elinizdekiyle yetinmeyi iyi bilen bir bölümsünüz. Doçentlik gibi tenezzül dahi etmeyeceğimiz bir ön eke sahip hocanızı bölüm başkanı ilan ettiniz. Üstüne üstlük Schumpeter ve Kibritçioğlu arasındaki 7 farktan bahsediyorsunuz. Bizse yemek kitaplarından bile daha basit Maliye Politikası kitabınızın yazarı biricik hocanızla bir bilim adamı arasında 2 benzerlik bile göremiyoruz. Siz ki önünüze sunulan nimet-ül Erdalları ve dahi Çelikleri elnizin tersiyle bir kenara itip bölüm başkanmızm zar zor derleyip 3,5 sayfa anca oluşturduğu kitaba tapmaya başladınız. Haaaaşaaa deyin çarpılırsınız vallahaa. YALLAH CİNLER YALLAH K IŞ K IŞ CİNLER K IŞ KIŞ Abuş hocanız önderliğinde, biz bu derside verebiliriz, şu derside alabiliriz, 3 cümlede şurdan ezberlemeliyim zihniyetiyle her bölümün yancısı haline geldiniz. İktisat, İşletme hatta ve hatta ÇEKO dahil tüm bölümlerle ders alıyorsunuz. Öğrendik ki cevval bölüm başkanınız rektörlüğe başvurmuş, gelecek dönem Tıp Fakültesi’yle anatomi dersleri alacakmışsınız. Hadi hayırlı olsun. Sayısal Lotoda İşkembe-ül kübradan rakam sallar gibi doğaçlama aldığınız derslerden biri olan iktisadi büyüme dersine de geçenlerde müdahil oldunuz. Biz bölümce böyle şems-ül kudret ilminden, topyekün ikmale kalacağınızı düşünürken aranızdan birkaç cevval bu dersi verme şerefine erişebildi. Açıkçası böyle bir şahsiyet-ül azmül şerefiyenin aranızda barındığını tahmin etmiyorduk. Bizi bu zekasal kıvraklığınızla şaşırttığınızı söylemeden edemeyeceğiz. M ÂLİYENİN HÜNERLERİ AM AN ALLAH M ÂLİYENİN HÜNERLERİ AM AN ALLAH ŞAŞIRTTI GEYİKHANI, ŞAŞIRTTI GEYİKHANI Sabah kahvaltılarında çiğ yumurta sarısı yiyen, zihni açık ve pak arkadaşlarınız bizatihi kendilerini Maliye Bakanlığında, hesap uzmanlığında ve dahi hâzinede üstün mevki sahibi, bürokratlar olarak hayal ederken, ayrancı pazarında, Beşiktaş Salı pazarında , cebeci sosyete pazarında domates, biber, patlıcan kabzımalları peşinde koşan Zabıtalar olarak buluyor. ZABITA TAHSİLDAR ZABITA TAHSİLDAR İşbu ferman-ül kudretimiz size iktisatla şirk atmamanız gerektiğini öğretmiştir umuyoruz.. Siz ki rakı içince kediye meydan okuyabilen küçük beyinli koca sıçanlar, fazla didişmeyin bizimle bilin ki sifonu çekeriz üzerinize. Şimdi gelelim medarı iftiharlarımıza; Tek mendil ile önce burnunu, sonrasında ağzını ve ardından kafası dâhil tüm yüzünü silen, mendille işi bitince de atmayıp cebine koyan, 16 dilde çıkrık diyebilen, borsadan anladığını zannedip konuşmaya kalkanlara “O İki Lirayı” sokan, ERGUN TÜRKCAN, Projektör perdesini hassas alet kategorisine alıp dokunmak istemediğini söyleyen, derse sıcak meşrubat almayan, sokmaya çalışanı “Ama olmadı,yakar o” diye haykıran, sessizce girip çıkanlara Ekonometri Tavşanı damgası vuran, Ekonometri 2 ’yi zorunlu yapan, zorunlu yapmakla kalmayıp Türkiye’nin var olmayan verileri ile ödev yaptırmaya çalışan, bilumum geyikhan tüllabm beddualarına mahruz kalan, bölümümüzün Merkez Bankası veri tabanı, Tüiki tıklama rekortmeni, ERCAN UYGUR 2007 İktisat Nobel Ödülü’nü kıl payı kaçıran, nefesi kuvvetli, uçuşan ve dahi kaçışan eğrilerin, ucu bucağı olmayan X Y eksenlerinin, “sayfa 183 şekil 13.2 K,LM noktaları...” repliklerinin efendisi, maliye bölümü iktisadi büyüme derslerinden bir türlü geçemeyince bir de büyüme kitabı yazan, hatta bazılarına çekyat üstünde özel ders veren Yahya H oca'm ızın deyişiyle melekler katında iktisatçılık yapan, mikromuz m akrom uz....... ERDAL ÜNSAL Dünyaya contingency gözlüğüyle bakan, G alile’nin "Dünya yuvarlaktır.” Hipotezine ısrarla karşı çıkan, Tokugawalarm, Meijilerin, daimyoların daimi dostu, D. N orth’un M ülkiye’deki gür sesi, Ponzi gam e’lerin onulmaz düşmanı, “moral hazard”ların “bişey olmaz abiiii”si, defacto gerçeğimiz, ontolojik olarak en uzağa işeyenimiz, muzlu sütümüz, ders ortası tostumuz, anlatılmaz yaşanırımız, hem yaşanır hem bırakırımız, çok özleyip unutmayacağımız, Bozburun’a ziyaretine gideceğimiz, 50 tl.dan aşağı şarap götürmeyeceğimiz kurumsal iktisatçı, filozof, bilim dostu YAHYA SEZAİ TEZEL İrfan A BD ’ye gitmiş “para” bana kaldı, Lale Hoca emekli olmuş napahm “sanayi”yi de ben veririm; mikro makro her iş gelir elimdenimiz, jokerimiz, uzmanlaşmayı henüz keşfedeyemeyenimiz, Amerikan aksanıyla Türkçe’yi en güzel konuşanımız, Ç an’la Cansın’ımızın biricik babası, Alfamız, normalimiz, medyanımız, modumuz ONUR ÖZSOY Bölümümüzün Laptop Recaisi, Facebook aleminin ailecek müdavimi, nokta-i kudretin piri, ki biz buna Türkçe’de Povverpoint diyoruz. Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kapı tekmelemektir diyerek KAZANlara pabuç bırakmayan asabi şeker, ve hatta her ders ağzında şeker döndürerek konuşurken boğulmasından korktuğumuz, Krugmanımız, Obsfeldimiz, az biraz Van Den Bergimiz, bunu şu slayttan çalışın, şunlar bu makalede diyerek dersleri Almanya hikayeleriyle kaynatanımız, Karsu adına Facebooktan mesaj atıp sorular hakkında bilgi verenimiz, AYKUT KİBRİTÇİOĞLU Baba-Oğul-Kutsal Ruh üçlemesinin en tıfıl üyesi, vücut geliştirme salonlarının müdavimi, maliye kızlarının sevgilisi, şimdinin doktoru geleceğin ordinaryüsü, Hollanda iktisat kürsüsünün Türkiye şubesi, Çınar’da yapılan dedikoduların vazgeçilmezi, kitap kurdu, internet fenomeni.. EMRAH AYDINONAT Bölüm padişahlığına aday olmadığı halde seçilen, arayan değil aranılan, sınav kağıdında çizgiyi geçersek okumayan, orman insanı, balık sevdalısı, Türkiye’de ki traktör ve siloların kayıt defteri, zımni deflatörümüz, tanım manyağımız, tonton dedemiz, ÇELİK ARUOBA Hem harrod hem dommarız biz , çat pat schum pterist, az biraz keynesci olabiliriz. Gerekirse con baptist saygillerden , gerekirse marşıl lawrınsgillerdeniz. Maltusyanlara sempatimiz aşikar bizim. Kob- Daglısla yakından ilgileniriz... Cini katsayısı kadar cinolabilir , Rikordavari bir model çizebiliriz ... KRUGMANIN OBSTFELDE olduğu kadar sadığızda diyebiliriz. Vandenberg kadar Felemenk bir kimliğe sahip , bin atlı akmlarda amartya şeniz biz.. Dani rodrik gibi tenisvari bir isme sahip, leibniz kadar güreşçi bir kimliği haiziz.. Fridmın gibi özgürüz “ENGELLERE” takılmayacak kadar. ERDAL kadar ünsalabiliriz GARPTAAAN , ŞARKA , ya da Aykut gibi topunun köküne kibrit suyu diyebilecek kadar ataristiz. Arouba kadar balıkseveriz biz. SERMAYE EMEK TOPRAK dehlizlerinde boğulur benliğimiz.. BİZ böyle severiz., sevdiğimizi yaşarız , yaşadıkça bağlanırız. Tüm bunları geçtik , biiz iktisatça konuşur, iktisatça paylaşırız.. Bize iktisatça konuşmayı öğreten sevgili hocamız , Yahya Sezai Tezel’e emeklilik hayatında mutluluklar diliyor.. Bizimle senelerce iktisatça paylaşan, duayen hocamız Sadun Aren’i saygıyla anıyoruz... Sevgiyle ve saygıyla... teşekkür ederiz... Ey Benim İŞLETMEM !!! Cümle’siz acizlere, fesatlara, riyakârlara ve de siz eshab-ı cünhanın davarlarına malum olduğu üzre devlet-i aliyeyi osmaniyenin bidayeti zuhurundan berüü ahkâm-ı celile-yi Mülkiye’nün saltanat-ı seniyyesini kuvvet-ü mihnet ve bil cümle tüllabın refau ma-muriyeti rutbe-i gayete vasıl eden; MÜFESSİR, MUHADDİS, FAKİH, ZAHİT, ÂLİM, MÜTTEKİ, İLMİYLE AMİL MEKTEB-İ MÜLKİYEYİ ŞAHANE-İ ALİ OSMANIN SON MÜCEDDİDİ, MEDARI İFTARI, YÜZ AKI işletmenin ulu fermanına kulak verinde dinleyin breeeee gafıllerrrr Biz galubeladen beri varduk şems ile birlikte yaratılduk. Sakın ha yanluş anlaşulmaya, Göktürklerden sonra ilk türk biz ola. Malazgirtte al bayrağın kanları, söğütte yeşeren çınar, fatihle yeni devran açan, mülkiye-nin fıkr-i temelun-u atup kuran biz idük. Geldik şanlı mektebin tahtına oturduk. Siz aymaz melunların kanm-a kan canına can olduk SLOGAN: Müfessir işletme Müderris işletme BİSMİLLAHİRAHMANİ RAHİM Teberekellezi bi yedihil mülkiye ve hüve ale dinle de nasibine rıza eyle MALİYEEEE; TAHSİLDAR Ey Şahane-i Ali Osmani Mekteb-İ Mülkiyenin mal kulları, küresel ekonomi ile marxizmin ancak fezada kardeş kardeş geçindiği, bu rüya bilmecesinin sahibi ve de netametli Ahmet Haşim’in müritleri, Unakıtan’m likit yumurtaları, bozma Abuzer hocanın tel tel dökülen kadayıfları, 4 senedir üzerimizden geçinen asalak enamlar, bizim tenezzül etmediğimiz bilimleri zaruri alanlar İlim yapmaya gelmediniz, imtihanlarda inim inim inlediniz. Konferans salonu sütunlarına kopyalarınızı nakış nakış işlediniz Slogan: İnim inim inle mal mal maliye İnim inim inle mal mal maliye Başımızın tacı derslerimizi ayaklarınıza üfürre ettiniz. Sınav dönemi asetat kalemlerinde talep yönlü şok yarattınız. Ortaya çıkan dış açığı da kendinizi 3 kuruşa özelleştirerek kapatmaya çalıştınız. Ey mekteb-i tüllabın bahd-ı bidad, kepaze, (11 beyhoş, sarhoş, bimekân bakkalın tedarikçiden alıp adam yaptığı, şefakattan eylemeyip stoklayamadığı nakit akışında çorbada tuzu bulunsun diye kullandığı, geri iade-i avdet hıyanet-i delalet ne alırsan 1 milyoncu da pazarlamadan satılan çarık çürük ucuz mal kuruları. Sizler ki Kütüphaneleri barınak yaptınız, sosyalliği evleriniz de kazandınız, dışarıyı dünyanın karanlık yüzü sandınız. Ucube kızlarınız alt üst kantinde piyasa başarısızlığına sebep oldu, işletmenin görünmez eli yine derdinize deva oldu. Demet Akalın - Bebek Mâliyeyi koluma takarım Çekodan üç beş kız yaparım Olmadı gider ulusa kayarım Gördüğün gibi çok çapkınım Psişik, sırnaşık, buruşuk, acip Malatya kurusu kızlarınız bizim Ahsen ahu gözlü, kızlarımıza yapışık ikrarına karşı tardiye ve tavsiye eyledik surat kırışık, şiddetle ve de ivedilikle bu yakınlığa bir son ver dedik yüzsüz yılışık. 4 sene oldu be gayrı tahammülü yok yeter artık. Darwinin evrim teorisinin eksik basamakları M aslow’u marşmelov sanan besin zincirinin en zayıf halkaları, karanlık çağın tek eşeyli sporla üreyen kızları, mekteb-i mülkiyenin rahibe terasaları mâliyenin soyunun devamını böyle yarattı. Kuru bamya gibi olan erkekleriniz yüzünden, kızlarınızın patlıcana kabağa sardı. Bu yüzden açıklanan nisan ayı enflasyon rakamlarına göre kabak patlıcan fiyatları tavan yaptı. Yontma taş devrinde yetişenler, dogme kafalar, kekremsi beyinler, hurilerle hazzı muhabbet edebilmek için cola turka içenler, hocalarınız cehaletiniz yüzünden yorgun düştüler, derslerden kaçtılar, soluğu kamusal alan sandıkları çınarda aldılar. Ey ahali bu mal-ı millet derslerde haşarılık ve bilumum haşaratlık yaptı. Vergi kaçırmaca, adam kayırmaca, ötv ye iki kuruş daha zam garibana hababam bindir hababam, kısa vadeli faiz oranlarının semaya değme gayreti olduğu dönemlerde vurgunculuk, ihalelerde soygunculuk, sterilize bir ekonomi yerine spekülasyonculuk oyunlarını oynamaktan bıkmadılar nasıl bir ilave getirisi fark etmeyen doğruysa yediler yediler yine de doymadılar. Ey ahali bu hımbıl, bu kifayetsiz, bu tıknaz FORD etkisi seri üretim sonrası mallar, HAWTORNE deneylerinde profesyonellikten yoksun zamandan bile çalanlar bu ERDAL ve biçare ONUR kullarını yeni asrın irfan sahibi bilimcileri sanarlar, haddine mi hal ola Şumpetere şirk etmiş AYKUT kulunu gözüne ilişmiş es kaza lemandaki karakter Kunteperin olsa olsa ismine aşina. Slogan: Aykut kunteper Ey ahali bu istizlal, istirzal, aniden boşalma ishal sulu sepken malların ERDAL kulundan gayrısma bel bağlamaz uluslar arası iktisadın şah-ı sultanı liberta devletinden beri cümle insanı ayın şavkı ışıl ışıl ışıtan liberal miberal Yahya kuluna kulak asmaz. Onlar ki evrimin son müceddidi Yahya’nın dediği gibi Ahireti meyhane ve kerhaneden ibaret sanan melunlar. Ankaralı Namık - Hovarda - TAHSİLDAR Şu malların siması, Yammur yımmır kafası Her gün avare gezer, Şu MÇK saçması GEYİKHANLAR..... Bre mektebi âlinin ekolojik dengesini alt üst eden otçul hayvanlar, pireli geyikhanlar. Sizler ki sağda solda buldukları otları kemiren Noel babanın kızağına bile bağlamayacağı atıl kapasite boynuzlu mahlûklar, Erdal’ın çekyatmda yüksek lisans yapanlar, OCHAM’m usturasıyla etek tıraşı olanlar, zekâsı kıt boynuzu uzun geyikhanlar. Sizler ki zevcelerinize sahip çıkamadınız. Mektebi aliyenin yegâne tüllab - 1 bakkal kullarına peşkeş çekmek için kızlarınızı işletme masalarında meze yaptınız. Bengü - Korma Kalbim Korkma geyik geçer acısı, İlk defa mı tekme yedin sen ahhh Var mı sende boynuz törpüsü, Sanki ilk kez aldatıldın sen Sizler ki okuma hanelere Yahya, Aykut, Roubin mubin diye makale üzerlerine pirelerinizi dökmeye giderken kızlarınız boynuzlarını zımparaladıkça zımparaladılar, utanmaz arlanmaz kalaylı geyikhanlar. Duyduk ki zamane teorisyenleriniz bile mukayeseli üstünlük teorisinden bahsederken işletme erkeklerinin kaçınılmaz üstünlüğünü kanunlaştırdılar. İlhan Şeşen - Ellerinde Çiçekler Ellerinde kitaplar, kütüphanede mallar Görürsen bir gün şaşırma Geyikhanı çaresiz Ricardo’yu derbeder Giffen’ı da ortalarda bırakma 3’lü açmazı anlamak içün kıçınızı başınızı yırttınız, kapasite aşımı, daha fazla uğraşmayınız, gözden geçirilmiş ve genişletilmiş 31. baskı Erdal hocanız gibi devamını okuyucuya bırakınız. Newton’un şaşırdığı, yer çekiminin kayıtsız kaldığı, sarkık uzuvlarınız dış ticaret açığını ve IMF borçlarını kapatmakta yetersiz kaldı, sayenizde IMF başkanı 4 madde ile içişlerimize karıştı, neferi AQP cümle stratejik kuramlarımızı üç kuruşa pazarladı. Asimetrik bilgileriniz ve kısıtlı beşer şaşar sermayeniz tüllabın sonsuz isteklerini karşılayamadı. Ahlaki ikna ile yatışması namümkün olan tüllap arasında uygulamakta çekinmediğiniz genişletici basen politikalarınız talebe piyasasında ahlaki çöküntü yarattı. ZÜPPEYÜNNNNNNNN Starbucks’ta fıngirdeşen “şu indirim senin işte bunuda bana bindirun” zihniyetiyle alışveriş merkezlerini tavaf edip, cümle camekânda yandan çarklı vatoz görevini icra eden, C N B C E izleyerek entelektüelleştiğini zanneden, kızları badanalı boyalı astarı yüzünden pahalı, erkekler Marx and Spancer müptelası, tangayı siyasi simge, CEPAYI, ARMADAYI Non goverment organization zanneden, mekteb-i âlinin zirzopları, coberleri, illetten mücerret, necasetten taharet, setri avretten yoksun, iki cami arasında bey namaz, meşeden bozma kalas, orduyu ipneyun, cünüp cenabet devşirme züppeyun SLOGAN: Orduyu ipneyun Cenabet züppeyün Koşarken sürtünmeden pişik yapıyor diye tanganız, halısaha turnuvalarından kaçtınız, beyhudeydi çabalarınız, zaten yok ki takımlarınız... Ey mülkiye kızlarından bakımlı tüysüzler, dünya düz müydü tartışmaları bile yapılırken yuvarlaklığı tartışılmayan, sürme gözlü kalem kaşlı, hermafroditten olma, cımbızsız aynasız gezmeyen 40 yıllık züppeyun, neticeyi inovasyon oldu size ipneyun Slogan: hermafrodit ipneyun Çirkinliklerini, paraları ve doyumsuz estetik kozmetik mal talebiyle kapatmaya çalışan, Tunalıyı podyum, bahçeliyi fuar alanı sanan her gece kör oğluna dadanan, çeko dahi cümle tüllabın aşina olduğu kokanatı kıkınat yapan astar atmadan makyaj yapmayan, sir ağdalı oğlanlarından “TIGH” olmayınca, mart kedileri dama çıkmadan, soluğu LAİLAlarda REİNAlarda alan giyinmek ile soyunmak fiiliyatını ısrarla karıştıran dekoltesi bol verebilitesi yüksek, kaldıraç oranı düşük masa altı diplomasisi ile uluslar arası ilişkilerde çığır açan, rüküş, her tarafı rütüş, libidosu tutuşmuş anglo-saksafoncular.... Sıla - dan Sonra Evet, kıçının üstünde tanga var Hiç utanmıyorsun di mi, çatalından adabı var Zerre kesmez Kamuyu bu düzayak cilveler Kantinde kaşarsız olmuyor aşklar Kendine güvenen şöyle gelsin, bıraksın inadı bize versin Sözünden dönen namert çıksın, bizde böyle BUNDAN sonra Uluslar arası ilişkiler terminolojisini disko terminolojisine bulaştırdınız... .Ülkümüz, gönlümüz, canımız cananımız Mekteb-i Ali osmaninin şanı şerefi medar- ı iftarı, baş tacımız marşımızı zev-ki sefanıza alet ettiniz. Fütursuzca yorumladınız. Bre aymaz gafiller. Utanmadınız, böyle huzurumuza çıktınız. Pişkinliğin hat safhası bir de bunu hediye eylediniz. Mekteb-i adalet, cümle tüllabtan, YUHlarla en güzel cevabı aldınız. SLOGAN: Fütürsuz züppeyun Fütürsuz züppeyün AMELELER Şimdi geldi alaaa şube sanduğunuz ÇOK EŞLİ ELVERİŞLİ İLİŞKİLER ŞUBESUNE; İş bu kanunu muhteviyatına hâsıl olamamış sendikadan kıt, aklıevvel, ilimden bilimden gafil, garbın afaki kazmanın sapı, olmuş yedi düvelin dühurana dühur, düburuna kaçmış şantiye tuğlası, karsın küflü kaşarı, azıcık gevşek, bitten olma yavşak olsun bu güzel kanun da sizlere kapak Mekteb-i mülkiyeyi şahanede ÇEKO olmak ilim irfan ile olmazzzz, ya olacak kuvvetli ihtiras ya olacak maddi haz, ya da olacak ten ile temas. Öss barajını, Keban barajının inşası için, emek arzının aştığı amele pazarında kadifeleşen katmerleşen amelelik vasfıynan aşacağını sanan, kimisi iş sigortasından yoksun, kaçak çalışan, kimisi sağıma şu düştü, soluma şu girdi iniltileriyle cümle aleme duyuran, iş bu sebeple amele kontenjanından full time mütayit part time dekan Celle Celalimin merhametinden nemalanan bre müşküller bre zındıklar... biz tüllabın agahı, biz alemin feriştahı sizleri asla unutm adık.... Tüllab-ı işletmenin yiyip içtiği mahusus sindirdiği def-i hacet ile makatınıza paket eylediği, baştan savmaca, düzmece mekteb-i ali’ye giriş olarak addedilen ÖSS-i muazzama da tüm sorularda “Ç” şıkkını işaretleyerek girilebilen, bırak ineği ki eşeği bağlaşan 3 yılda dereceyle mezun olabileceği ÇEKO’dan her sene mezun olabilen HOMO HABİLİS sayısının bir elin parmaklarını geçmemesini, 3 yıl boyunca sosyal dediğiniz asosyalleştiğiniz bilimlerle siz açıklayamadınız ama üzülmeyin , doğru söze ne hacet biz ufku fezayı aşan, bilgisi arştan taşan, feraset ve fazilet sahibi işletme tüllab-ı bile hiçbir sosyolojik kuramla, matematiksel denklemlerle ve hatta sizleri ucundan kurcalayan şebeke yöntemiyle dahi açıklayamadık.... Aziz mülkiyem çağ atladı. Vasıfsız amelenin yerini makine aldı. Oğlanlarınız otomosyona kızlarınız motorizasyona sardı. Eğri bacak kirpikleri takma saçları sokma, bakkaldan koyma, züppeyundan olma, etekleri belde, geri kalanı yerde, kabak çiçeği gibi açılmış kızlarınız sere serpe, amelenin ar-namusu bakkalın veresiye defterinde....... Pinhani - Hele bir Gel- CEKO Hele bir ver, Bu bakkal sana gelir Sen hele bir ver, bütün borçlar bitiverir Hep seni bulur, vasıfsız Abaza mallar Yazık olur, hadi ver kurtul Çekom Bitmez, bitmez, işletmenin sana olan ezeli sevdası, aşkı, cümle firma yanıldı amelenin asgari ücreti resesyona takıldı, gıda fiyatları arttı. Kaşar fiyatları tavan yaptı sakın ha ikame etkisi olacak diye endişeye kapılma. Atlamaz mı bakkal, bulmuşken senin gibi eski kaşarı Bölümünüzün boşluğundan mart kedileri gibi çatıya dama sardınız, parça başı götürü usulü çalıştınız, şanlı mektebimin inşası nihayetine erdi, mart bitti mayıs erdi, siz mevsimlik işçilerinde amele pazarına gitme zamanı geldi. Bozmaz olsa da istisna kızlarınız kaideyi, sapma kadar hak ettiniz siz bu methiyeyiiii ABAZALAR..... Şimdi sıra geldi tellağa Ey testosteronu yüksek, cinsel verimi düşük, avrası patlak Abaza tellak!!! Gündemi bulvar gazetesinden takip eden, hürriyeti kelebekten ibaret zanneden, milliyetin millisine aşina akademisyen denince aklına haydar dümen gelen, ön sevişmeden bihaber, Şahin K ’ nın mülkiye halefleri... Ey idare i düzen, nizam ile çelişen Platon’ dan devlet Bakkalvelli’ den çokoprens alıp devlet-ü alayı yönetme kudretini haiz olacağını zanneden Abazalar, güç bela diploma aldılar, bizleri temsilen bürokraside, yerel yönetimlerde vali kaymakam oldular, şümulsüz zatlar masaj salonlarında, saunalarda, hamamlarda harem kurdular; kör istedi bir göz Allah verdi iki göz gıpta ettikleri malum filmlere başaktör oldular. Ey sabi sübyan dönemlerinde karaborsa CD işleri ile uğraşan sinema denince kırmızı noktalı filmleri kurcalayan evvela sanal âlemde teorisini pekiştirip Pazar günleri bıcı bıcı saatlerinde pratiğe hâsıl olan Oscar adayları en iyi erkek oyuncu dalında Rocco Stiferdi, en iyi yönetmen dalında Tinto Brass olan şahane-i mekteb-i mülkiyenin izbe, köhne, her kuytu köşesinde yan yana grup çalışması yapanlar, sayenizde gözümüze ilişen cümle hırdavat beyazımtrak, ulan oturacağımız şu sıraları bari rahat bırak. Ey Marlboro kırmızısı ile (intense) teneffüs arası fantezi kurup soluğu tuvalette alanlar, internette kota tanımayan kota aşımı Abazalar, biz şanlı işletmenin yegâne istihdam alanı ÎMKB mekânını zevk-ü sefanıza alet ettiniz, açtığınız pencerelerde güya gündem merakı yüzünden okuryazar kesildiniz, el etek çekilince canım mektebin sanal hanelerinde tüm benliğinizi kaybettiniz. Ey âlemi mülkiyede söylenecek son sözlerin tek sahibi şah-ı işletmeye danışmadan o ucuz zürriyetlerine lüzumlu lüzumsuz unvan aramaya çalışan asil boğa görünümlü titrek mandalar. Slogan: Zürriyetsiz Abaza Zürriyetsiz Abaza Sizler ki kapatılışından sonra kutsal mabediniz site sinemasının eski günlerini yâd ettiniz, ayak alışkanlığı icabı büsküüüt kafeye gittiniz, bir masaya 8 Abaza dizildiniz, gelmişken adettendir deyip kelle başı 3 meşrubat 1’ den içtiniz, vasıflı temizliğe gerek yok dediniz, işlevi malum peçetelerinizle bu ne zarafet bizleri mahcup eylediniz, sadece ağzınızı sildiniz, mekteb-i âli nin yüce tüllabım cümle âleme rezil rüsva ettiniz. __ Ya havle ya havle Allahım sen bu ab-ı hayattan yoksun cenabetlere kazan kazan rahmet eyle. Kamu marşı Küfüre karşıyız, çünkü biz bakkalız Ferman dostluk, ferman kardeşliktir Yazılmış her şeyin geliyor bak sonu Ama son kez Sen anladın kamu, sen anladın kamu HOCALARA ÖVGÜLER Celal Göle Kıymetli misss alamet-i farikamız mümtaz tacirimiz, komikovaya taş çıkartan, federere raketi ters tutturan, yerli agassi Türkiye’ de wimbledonu tek kazanan Göleeeeeeeeeee Celallllll Argn Karacabey Simplexin yaradanı, WinQSB nin kitabını yazan mankenlere taş çıkartan, eli cebinden çıkmayan, pamuk şekeri Karacabeyyyyy Argunnnnnn Yalçın Karatepe Düşmez kalkmaz bir faiz diyen, para babası, borsa tüyolarıyla fakiri zengin, bakkalı holdingleştiren, Abrahamoviç’in Türkiye bayii Karatepeeeeeeeee Yalçınnnnn Ercan Beyazıtlı Muhasebenin duayeni, son peygamberi, ilah-ı, defter-i kebirin efendisi, bilgi birikimi karizmasıyla Beyazıtlıımıııı Ercannnnnnn Güven Sayılgan Derste gaflete düşeni, can alıcı sorularıyla derin uykulardan uyandıran, fınansm amentüsünü eşsiz üslubuyla belleklere kazıyan, eserlerini ANİKOSUNA atfeden Sayılgannnn Güvennnn Arcan Tuzcu Avrupa Fatihi, imtihanları sözlü yapıp cümle tüllaba ecel terleri döktüren, bizleri sevindirip addalara götüren, karizmatik bakkalların karizmatik hocası Tuzcuuuuuuuuu Arcannnnn Bader Arslan Komando dışında her şeyi olabilen, Peter Druckerın varisi, insan kaynaklarının akla gelen ilk ve son ismi, genç kızların sevgilisi, minyatür şirin Arslannnnnn Baderrrrr Alper Özer Pazarlamanın derya denizinde ustaca dümen kıvıran, her daim tüllabın yanında olan, cepheden saldırıp kanattan vuran sonra BAYPAS S la gönlümüzü alan ÖzenTrrrrrrr Alperm-rrrrrrr Eymen Gürel Gölgelerin gücü adına himennnnn, tek düzen muhasebenin gücü adına Gürellllll Eymennnnnn Eyyyyyy Mektep-i Mülkiye-i Ali Osmaniye’nin zatı şahane tüllabı... Biz ki M ülkiye’de 81 otlağın maliki Biz ki 149 yıllık ecdadın en baba torunlarıyız... Bizler devlet-un akçe, sikke kaynağı, bakkalın seçmelilerini almak zorunda bırakılan, bunlarla da yetinmeyip hukuk fakültesine kadar el atan, 1.8 in vurduğu, yeni sistem içiin kurban edilen kobay-ül inekler içinde en müstesna tüllabız... Biz ki kesim dönemlerinde sütten kesilen, geçme notunun 70 olduğunu bile bilmeyen alimlerin derslerinden, yanlışlıkla bırakılan cefakar inekleriz... Biz ki Anadolu ve Rum eli’nin en ücra köşelerinden kalkıp bu minval üzere Mali Şube'nin çatısı altında toplanan aziz, müstesna, muazzam, emsalsiz, şubelerin efendisi, M ülkiye’nin gözbebeği ŞUBE-İ M  LİY EY İZ... (Babanız maliye babanız m aliye...) Eyyy gelmişini geçmişini bilmeyen beyinsizler güruhu... Siz ki Ulusta tezgah altında tanga-i külot satan züppeyunlar Siz ki sosyal dayatma altında iş bulamayınca ücra köşelerde cümle tebaaya dayatan amele sürüsü... Siz ki senelerdir optimal girdi, maksimum çıktı diye feryaaad-ı Figen çığıran ancak kendisine girip çıkanı hesaplayamayan adab-ı muaşeret kurallarından bi haber sağmal bakkal tüllabı... Siz ki otlamaktan beyni süngerleşmiş merkep-ül geyikhanlar... Siz ki ali desideronun jiletleriyle bile paklanamayan Abaza kamu tüllabı... ŞİtttttttîîİtfİtİİtİîîtİîtttİtİŞŞŞŞŞŞŞŞŞTTTTTTTTTT TTTTTTTTTTT!!!!! Önlenemez sonunuz geldi... Şimdi başlıyor ŞUBE-İ MALİYE Ferm anı... Abazaya konulu CD gerek, Amelenin elinde kazma kürek, Pembe tanga giyer züppeyun erkek, Mâliyenin malını ölçmek gerek M ülkiye’de geyikhanlar geziyor, Boynuzları bakkallara sürtüyor, Abazalar inim inim inliyor, M ülkiye’de kral tahsildar diyor... Önce en alt tebaamız olan, süpermarket zincirleri arasında can çekişen siz zavallı ve de ezik bakkallar ile başlayalınıııııııım: Açık öğretimden bozma, Celalden çıkma, Mülkiye-i Şahanenin beş buçukuncu bölümcüğüüü, sizi gidi konusu kalmayan karşılıklar sizi... çekirdek enflasyonu, çekirdek tüketiminin artmasından kaynaklı sanan, aktifle pasifin ayrımını bile bilmeyen, iktisat bilinci, paraşüt ve helikopter etkisinden ibaret, kendini bile yönetmekten aciz ey tüfeyli bakkal tüllabı... Maliyet kurallarına mazhar, her gördükleri yarı mamulü içine alan, çıkartma konusunda Muaffak olamayınca da, bundan maksimum faydayı sağlamaya çalışan işportacı güruhu sizi... Besmele yerine minimum maliyet, maksimum kar deyişini kullanan, dinsiz imansız bakkallar. Sizin gerçek yüzünüzü tüm M ülkiye’ye gösterme zamanı geldi... Hatırlatalım tüm M ülkiye’ye Fazla değil, geçen sene Tüm işletme bir hal oldu Tahsildara vere vere (verici işletme, verici işletme)Siz ki aldığınız yönetim organizasyon dersiyle ülkeyi yönetebileceğini sanan, süt vermeyen nakit inekleri, değişken maliyetler kadar oynak, sabit maliyetler kadar İBAHİYYUN, M ülkiye’nin batık m aliyetlerisiniz... Hayatının en mühim meselesini, ödevlerini gününde teslim etmek zanneden, siz ki araştırma görevlilerine profesör muamelesi yaparak ders geçmeyi uman sükut-u hayeller, mülkiye’nin bedavacıları, kütüphanenin demirbaş hamam böceklerisiniz... Yüce tahsildar hepinizin kökünü kurutacakkkkkkk.. (böcek ilacı sıkılacak) G ülşen’nin şarkısı (kara böcükler) “Dekanım tüllabm kış günü kütüphanede kıçı donuyor. Şiişşşşşşşşttt spor salonu önüne duvar ördürüyorum çaktırma” deyip, okulun girişinin Ankaray metrosuna dönüşmesine ses çıkarmayan, bakkalların babası, Federer’in korkulu rüyasııııı: CELAL MÖLEEEEEEEEEE Yufka yürekli tahsildar yine sana kıyamadı, aç kulağını iyi dinle Güven hoca. Öncelikle burası idadiye değil! Tuvalette gizli gizli sigara içmene gerek yooook. Gel yak bi cigara karşılıklı tüttürelim. İş bu şahane maliye fermanıyla bütün tüllaba duyrula bundan böyle Güven’nin sigarasından vergi alınmaya, alanın tez vakitte kellesi vurula... Mehter Marşı Duyduk ki Hayat isimli bir dost, Dubai’ye gidip bir arap şeyhinin cariyesi olmuş, Duyduk ki Bader kraker boyuyla, Halil pazarlama kendisinden uzun pardösü ile kendini Celal babaya beğendirmeye çalışıyormuş. Bu nesr-i muazzamayla tüllaba duyrula gayriii, Hayatın teyyare mesarifınden, Bader’in menkul kıymetinden vergi alınmaya, alanın tez vakitte kellesi vurula... Mehter Marşı GEYİKLERRR Sabırsızlanan geyiklerin homurtuları geliyor. Sıra geldi tebaanın boynuz-ül azimli kısmmaaaaaaaaa (boynuzlu iktisat, boynuzlu iktisat) Eyyyy erkeklerinin boynuzlan yedi cihana nam salmış, mukayeseli üstünlük ile ihraç fazlası, düşük mal kızlarını başka bölümlere peşkeş çekmeye çalışan rezil-i rüsvanlar! Siz ki mülkiye kantinin de hatta kütüphanesinde güneş gözlüğü ile dolaşan görgüsüz geyiklersiniz!!! Siz ki andropoza girmiş Tezel’in elinde can çekişen, ancak anlayamadığımız bir şekilde bundan hayli zevk duyan übeydilersiniz!!! Siz ki Her şeyi anlayıp da bir nihai nedir anlayamayan tinercilerle aynı bölümü paylaşan, piyasa mekanizmasından kız alıp-vermeyi anlayan, lakiiin hep veren hiç alamayan deyyus-u ekberlersiniz. Eyyy kız tavlamak için ortalarda dolaşan geyiğin erkek cinsleri, sizin o 500 metre öteden gözüken boynuzlarınız oldukça, işiniz %5 standart sapmayla Allaha kalmış durumdadır... Sizler, Borçlar Hukuku almadan, eşya miras seçerek Vedat hocanın alay konusu olmuş Hukuk-i ammenin H sinden anlamayan iktisadi yolun yolcularısınız! Erdal hoca vesikalık fotoğraf isteyince, mayolu boy fotoğraflarını gönderen kızlarınıza nispet, Keynes’in torunları, Erdal’ın çocuklarıyız dercesine slip mayolu boy fotolarını gönderen naylon erkek tüllabı sizi! (naylon iktisat) Derslerde sözlüksel sıralamaya göre oturmayı rasyonel bir davranış sanan, asla telafi edilemeyecek bütçe doğruları, Erdal’ın gözüyle kaydığı farksızlık eğrileriiiisiniz. (Kayılmış iktisat) \ I» \WV ' v \ \ Hocaları bile birbiriyle kavgalı, Dallas misali kimin eli kimin cebinde belli olmayan maksimum iki kişilik arkadaş gruplarınızla her türlü aktiviteyi yürüten ahlaka mugayir eziksel üstünlüklersiniz! Siz böyle birbirinizle küslüğü sürdürdükçe sınav zamanlan şahsi faydanız için yüce tahsildara muhtaçsınız... Geyikhan siz, bize muhtaçsınız bilemezsiniz Kime ne not vereceğimizi sır gibi saklıyoruz Büyüdükçe büyüyor aranızdaki küslük Geyik kıymetimizi bilin, siz babanıza muhtaçsınız, (babanız tahsildar) Sıra geldi boynuzlu hocalarınıza, (burası çok sıcak oldu arkadaşlar diyip Volkan striptize başlar...) nuri alço müziği Kendisini solow’un veliahtı sanan, tezel’in odacısı, bir şarkıyı 333 kere dinlemeden anlamayan pabucumuzun rakçısı tek kaş Nuri. Nuri deyip geçme, kendini markalaştırmaya çalışan, Patent Enstitüsüne başvurup AEG misali NEA olmaya hevesli çakma striptizci: Nuri Emrah Aydınonat (slaytçı Emrah, slaytçı Emrah) Sana ne benim çektiğim kopyalardan Daha ne alabilirsin ki bu kâğıttan Sorduğun soruları yapamadım Verdiğin kitapları okumadım Vizesi zor değil 3 gün ağlarsın Sonra vur patlasın, çal oynasın yar İB dersine katılmışım ön sıradayım Senin umurunda değil bu emrahhhh Yeni yeni slaytlarını yüklemişsin Bana ne bana ne bana ne bana ne beee Batı nasıl zengin olmuş merak etmişsin Sana ne sana ne sana ne sana ne Shumpetere benzemek için eve dönüş yasasmdaı faydalanıp sayısız estetik ameliyatla aradaki 7 fark ortadan kaldıp, Darwin’in kemiklerini sızlatan evrin düşmanı, çakmak karşıtı kampanyaların aranan yüzü Kibritçioğlu Aykut. O bir menemen müdavimi, o bir mıknatıslı gözlük o bir boşluk fetişisti. O bask milli takımının veteran so beki: Çelik Aruoba Bellonanm sunduğu Erdal ile sabah sabah programında, vermek istemeyen bir çeko öğrencisi konuğumuz var! O gün ne oldu bize anlatır mısın: Ben notumu sormak için odasına gittiydim. Önce beni kanepeye oturttu, sonra masanın altından yeni kitabının daslaanı çıkarttı. Ben korkup kapıya yönelince azcukun bana gözüyle kaydırdı. Bazen ileri gittiği de oluyordu. Yaz dostum mikrodan geçene adam denir mi? Yaz dostum grafik çizsem Erdal puan verir mi? Yaz dostum altı üstü alacağın FF değil mi? Yaz dostum iktisat dersi sana zehir mi? Çek kopyanı bir daha Bak deftere kitaba Lecoste kazaklı Erdal ağa Sıfır verir bu kağıda (sıfırcı Erdal, sıfırcı Erdal) ABAZALAR Alışkanlıktan her şeyi üçü birden alırsın En yakın arkadaşın şişme bir kadın Bir elinde peştamal, bir elinde sabun Sen anladın Abaza sırada sen varsın!!! (Abaza kamu, Abaza kamu) Siz ki halk otobüslerinin fordçu kâbusları, 900’lü hatların müdavimleri, sınırsız ADSL aboneleri. Televizyonda +18 işaretini görünce Pavlov’ un köpekleri gibi salyaları akan Onur’un enikleri sizi! Siz ki Güney sahillerinin turistik kasabalarına kaymakam olma hayaliyle yanıp tutuşan çemçük ağızlılarsınız! (çemçük kamu) Siz bu ülkeyi, Oran’da bir kata Saçı uzun aklı kısa bir hatuna Arka bahçede bir kadeh rakıya satarsınız beee! (satıcı Abaza) Siz ki okulu uzatmanın müsebbibi olarak Onur hocayı gösteriyorsunuz, amma velâkin yüce tahsildar, sizin gerçek niyetinizi biliyor: 4 yıl kamu değil, 10 yıl tıp da okusanız yine abazasınız yine abazasmız! (Abaza olunmaz, Abaza doğulur) Sizin yüzünüzden ülkemiz şişme kadın ithalatçısı ülkeler sıralamasında ilk üçe girdi, kızlarınız sayesinde de epilasyon piyasası tavan yaptı. Doğan görünümlü şahinlerinizle lise önlerinde fink atıp, kendinizi “bize cebeci de gezmesi Lailadır aman” diyerek avutuyormuşsunuz! Sizi gidi damsız inekler siziiiiiiiii! Duyduk ki öğrenci işleri önündeki garip nesnenin yerine Şahin K büstü, bu da yetmezmiş gibi Mektebin önündeki inek heykelinin yerine de bereket tanrısı heykeli diktirecekmişsiniz! Bizi kantinde gördüğünüz geyiklerle karıştırmayın! Bizim adımız tahsildar biz bu oyunu bozarız! tahsildar) (bozucu Mülkiye sınırlarında milli olamayacaklarını anlayınca şanslarım bir de deplasmanda denemek için erasmus, work and travel ve bunun gibi bilimum yurtdışı faaliyetlerine başvuran Abaza tüllabı, aç bi tarafını iyi dinle: size bırakın (biiiip sesi) vermeyi, konsolosluktan vize bile vermezler! Ünlü bir çin atasözünün dediği gibi: işleyen demir ışıldar, kullanılmayan uzuv düşer!!! Her piyasada başarısızlığa uğrayan idak Abaza tüllabı. Ne acıdır ki ömrünüz billah görünmez elinize muhtaç kalıcaksımz!!!! Yedi cihana yayılan cenabetliğinizden dolayı “gel ne olursan ol gel, amele bile olsan gel” diyen Mevlana, tekkesinin beti bereketinin kaçacağı korkusuyla, siz Abazaları görünce gelme dedi!!! (cenabet kamu) Sıra geldi hocalarınıza... kendilerini hamam ağası sanan Derste sigara içiyormuşsunuz, içirtmeeeeeeem! Kadınlara kız diyormuşsunuz dedirtmeeeem! Ders geçmek istiyormuşsunuz, geçirtmeeeeeeeem! Hadi oradan Yalçmkaya, şarkıyı dinle kendine gel: Bir taş attım Atina’ya tık dedi Platon çıktı Sokrat evde yok dedi vay vay (2 kez) tnamazsan Sparta’ya bak dedi Platon Sokrat Atina’da sallanır vay vay Mitos yazmış dudakları ballanır vay vay Kalalım mı Yalçmkaya kalalım mı vay vay Bu sene de SDT’den kalalım mı vay vay Meteikos demir döver tunç olur Atina’dan kız alması güç olur vay vay (2) Heraklitos suya girer paklanır Platon Sokrat Atina’da sallanır vay vay Mitos yazmış dudakları ballanır vay vay Vedat hoca gitti gideli yalnızlıktan bunalıma giren, çözdüğü miras problemiyle tüllabı, akraba katline teşvik eden, çakma Zeki Müren, Bitirimler Sınıfının acımasız katili: Nuri Erişgin bir şarkıda senin için: Finaline beni çağır Nuricim İstersen imzayı atar giderim Bu çocuk kim diye soran olursa Eşyadan kaldı o dersin Nuricim pramidinin en altında kalan homo çekomastiklersini/ (homo amele) Hayaller kurardım finalden önce Dünyamı karartın FF verince Sana mutluluklar sözüm kardeşçe Ver artık DD’yi bitsin bu çile... Sendikalaşmayı, ekseriyetle sen-dikamazsan, ber dikamazsam, kim dikayacak? Argümanından yol çıkarak anlamaya çalışan, sacın üç ayağından biri eksi olunca gözleme yiyemeyeceğini sanan, kadın-erke eşitliğinde Bülent Ersoycu ekolü savunan işe yaramazla güruhusunuz! Duyduk ki İbrahim Tatlıses’in “Urfa’d ÇEKO vardı da biz mi okumadık” açıklamasından sonr onure olan siz ameleler İbo’yu bölüm başkanı yapma için lobi faaliyetlerine başlamışsınız. En büyük ikn kozu olarak da kızlarınızı kullanıyormuşsunuz (YUUUUUUHHHHH HH) Edi ile Büdü, Hansel ile Gratel, Celal ile Nusret, çay ile sigara, rakıyla balık vb. bilimum İkilileri kıskandıran samimiyete sahip, birinin pisliğini diğeri temizleyen, Mülkiye’yi Karahanoğulları beyliğine çevirmeye çalışan eküriler: Onur Karahanoğulları ve kerem Altıparmak Şu anda aldığımız bir son dakika haberine göre Kuğulu Parkı ortadan kaldırmayı başaramayan î. Melih, haziranda Bent deresini yıkmaya karar vermiş. Geçmiş olsun. Bu şarkıda siz üzgün Abazalar için gelsin o zaman: Gidecek Yerim mi var? (sözlü olarak nakarat kısmı EMRE ALTUĞ) AMELE Aslında onlar hiçbir şey söylemeye değmez, lâkin büyüklük biz de kalsın o halde sırayı işe yaramaz amele alsınınım! (amele çeko, amele çeko) siz ki bir Mülkiye geleneği olan fermanları küfretmekten ibaret sanan, yaratıcılıktan bi haber, insanlığın karbon kağıdı altında kalan silik kısımlarısınız. Siz ki yüce rabbim, kullarına akıl fikir ihsan ederken, kazma-kürek psikolojisi olmadı sosyolojisi gibi ders demeye bin şahit isteyen uğraşlarla meşgul, dinsiz imansız amelelersiniz! Tez vakitte kafanız baretsiz, kıçınız tulumsuz, küreğiniz sapsız kalır inşallah! (sapsız amele) siz ki 15 punto, 1,5 satır aralığıyla bile anca 10 sayfa tutan ders notlarını algılamaktan aciz, emeğin kutsallığını savunup, bütün ödevlerini sermayenin getirdiği tekniklerle yapan copy-paste çocuklarısınız! (copy-paste amele) siz ki sorulardan biri 40 puanlık, önceden hazırlanmış ödev taslağının kağıda yazılmasından ibaret sınavlardan bile başarısız olan, verilen sorulan almayı reddedip makala yalakalıkla ders geçme uğraşına giren üm-ün nafılersiniz! Siz ki bunca “sosyal” ile başlayan ders alıp, toplumsal evrimini tamamlayamamış, besin Mülkiye’ nin kantininde Gezen amele olsam Bölümümü sorsalar ÇEKO ÇEKO Diye anırıp dursam E madem söz, ünü tüm Mülkiye’ye mazhar olmu kızlarınızdan açıldı onlar için de birkaç kelam edelim Mülkiye’nin ilk yıllarında taze kaşar, yıllar ilerleyi] mezun olamadıkça eski kaşar haline gelen yosma-ül rezi kızlarınız, kendilerini başka mekânlarda zannedip kantinde masa masa gezerek, Abaza erkeklerimi dertlerine derman olmak için can atıyorlarmış. Yücı tahsildar, Mülkiye çatısı altındaki bu kokuşmuşluğı gidermek için özel tüketim vergisini %150 arttırmıştır tüm vergi yükümlüsü ve hatta vergi sorumluların; duyrulur!!! ( Namuslu Tahsildar) Sıra geldi birbirinden rüküş giyinen hocalarınıza Siz buradaki ameleler şahidimiz olsun ki, bundan böylt hocalarınızın giyim kuşamından vergi alınmayacak Yeter ki adam gibi giyinsinler, göz zevkimizin içini etmesinler!!!! Verdiği dersin adı değişince derse gelen öğrenc sayısının artacağını zanneden, makus talihinde biı değişiklik olmayınca da sınıfı ağlayarak terk eden, erke! sinek görse yolunu değiştiren, feminizmin babası olma! adına anti-epilasyonist politikaların en ateşi savunucusu: Gülay Toksöz Çek çek çekmeye geldik Ağda yapmaya geldik Gülay hoca ağlama Derse girmeye geldik Köyden kaçıp artist olmak için şehre gelen amele kızlarım asistanlık vaadiyle kandırıp, utanmadan gazozlarının kapağını açan (SELİM- benim gazozumu varçın açtıydı) odasına sipariş ettiği istikbal marka kanepeyle Erdal’ın en sıkı rakibi olacağının sinyalini veren, ahlak zapıtalarmm bir numaralı hedefi: recep varçın. Sizin ile ilgili bölümü ünlü bir tahsildar atasözünü hatırlatarak bitirmek isteriz: Mülkiye cahilliği alır, amelelik baki kalır! (amele çeko, amele çeko) ZÜPPELER Gözünüz her zaman dışarda, Ne işiniz var o zaman burada, Sona kalan her daim kalır dona, Senin züppe kıçına anca kaldı tangaaaaaaaaaaa Diplomayı, diploma alana kadar yalakalık yapmak zanneden, “kınamaktan başka bi boka yaramayan siz fonksiyonsuz züppeler, bırakın ülkemizi Avrupa Birliğine götürmeyi, milli takımı CM’ de, Avrupa Şampiyonasına bile götüremezsiniz beee! Sayenizde Avrupa'da temsil edilebildiğimiz yerler: şampiyonlar ligi, UEFA ve Danone Kaptan öte geçemez oldu!!!!! (yuhhhhhhhhh) Ülkelerle münasebetleri boru hattı döşeyerek iyileştirmeye çalışan, Bakü-Ceyhan boru hattının, Yumurtalık pompasına uzman yardımcısı olmak için can atan ürcufe diplomatlar. Arka bahçede üstüne oturmak, atletik bir vücuda sahip olmak, kamyona takoz yapmak için taşıdığınız o kitaplarınızla, siz kiiiiiim pompalamak kim siz anca pompalanan olursunuz, Mülkiye’nin züppe bebeleri, sahte okeyler sizzzzzzzzziiii! (pompalanan uluslar, pompalayan tahsildar) (tangalı uluslar, tangalı uluslar) Size objektif olarak dışardan bakan tahsildarlar olarak gördük ki, siz kendi içinize kapalı, elitist, ensest, non-otarşik, poligamik, hidrolik, spastik bir tebaasınız! Siz ki Ruanda’da tutsilerin soykırımından kaçarak, Mülkiye’ye sığınıp Ergenekon misali kendi içinizde çoğalan, çelik-ül çomak, veled-i zinalarsınız! Sizler ki kabileniz içinde yaşamaktan, Ankara gerçeklerinden uzak kalan, Çinçin mahallesini tutti furittinin çinçini sanan, çinçin otobüsünü görünce ülke puanı kazanacağını zanneden çilek-i aromalarsınız! (aromalı züppe) Az gelişmiş bölümünüz için yapmadığınız milliyetçilik, vergiden kaçınmak için giymediğiniz renk tanga kalmadı. Ancakkk Mülkiye’nin ihsan-ül şubesi yüce tahsildar, sizi de düşündü: şu elimizde görmüş olduğunuz paçalı don, OECD ülkelerinde yok satan, Madonna’nın gardırobunun vazgeçilmezi, kışın sıcak yazın serin tutan, sizin gibi çakma diplomatların başbelası hastalığı basura deva, fennin son harikası, Alaman mucizesini, sadece sizin için ithal ettik, bununla da kalmayıp yaratacağınız talep fazlasını da düşünerek uluslar arası ticareti önündeki tüm engelleri kaldırdık! Bu da özel gecelerinizde giymeniz için tasarlanan seksi modeli... (paçalı uluslar) Haftada 36 saat İngilizce almanıza rağmen “ I can, you can, what can I do?” seviyesinden öte gidemeyen, Hugo Chavezi, Tolga abinin hugosu sanan, iktisada girip 4 yılda çıkmayı başaramayan, Müslüman mahallesinin salyangoz satıcılarısmızzzz! Mülkiye’nin züppesi le le le le canım Tanga giyer erkeği, pembeyse seksidir Basarsa baskın bassın le le le canım Korunur ne de olsa, züppeysen verirsin Mülkiye’den aldığı sabi sübyanın harçlığından arttırarak biriktirdiği maaşı, mebus seçilmek için boşa harcayan, canı sıkıldıkça Bodrum’daki ultra lüks villasından röportajlar veren, azınlık raporundan sonra nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı için devlet tarafından koruma altına alman, bu ülkeye bir Baskın yeter deyip kopya baskmcıklar türemesin diye korunmayı hayat felsefesi haline getiren, ülke barajına takılınca mutluluğu kadehlerde arayan, durmadan konferans veren Baskın Oran. Senin birinci baskın da bir, üçüncü baskın da... Bir baskın tki baskın Üç baskın Dört baskın 14 baskın Sana kimler oy atsın Oy atmasın bu yatsın halillah halillah... Yüce tahsildarın siz alt şubeler için yazdığı nesri-i hiciv burada bitmekte. Dokundurabildiysek bazı şeyleri, kalp kırmadan ne mutlu bize, sürç-ü lisan ettiysek af olaaa, bu fermanda emeği geçen tüm tüllap tez vakitte mezun olaaaaaaaaa....... j '£ * t ' f f m Duyduk duymadık demeyün.. eyy muhterem tüllab. Sizin padişah yalakası talebeleriniz avuçlarını dekan-ı azamin dağıttığı şekere açarken, topunuzu yerle yeksan edecek kadar güçlü, mektebin, yemekhanenin, inekhanenin, kantinin aklıselim fikri hür yegâne talebeleri olan bizlerin, Mekteb-i Mülkiye-i Fünunu Şahane’nin göz bebeklerinin size, siz garabetül biidraklara, postmodern artıklara bir çift lafı var! Biz ki ehli seyf ve ehli keyf ve dahi her daim entel, dört kıtada, yedi iklimde, üç gezegende ve kainatta, narası dehşet, pençesi vahşet, tarrakası haşmet saçan, bir ayağı Ç in’de diğeri maçinde, bir eli hanyada ötekisi K onya’da, gövdesi tunçtan; küreselleşmeye, özelleştirmeye, sömürüye karşı ammenin bir numaralı yoldaşı! Her biri on kaplan gücünde, başı göklerde, Memaliki Mülkiye İdari Şube siz sefilleri nasıl mat ettik şah dedik anlatalım hele! Destur verin! Biz ki yedi düvelde her kalpte anılan, allame-i cihanda 72 millete aynı gözle nazar itmeyenlere karşı savaşan cengaverler; burada, bu halis mektepte cümle züppenin, tahsildarın, bakkalın, geyikhanın, amelenin trene bakan yakın arkadaşları gibi bön bön, lâkin ağızlarının suyu akarak baktığı, işleyen demirler, üreten beyinler, kalem tutan elleriz! Amazonlara: Özel alan yutturmacasıyla hapsolmadan hayatını yaşayan, okulu dershane gibi kullanmayıp her daim faaliyette bulunan, Mülkiye M ektebi’ni cemaatleştirip kadınları da bir basamak aşağıda görenlere karşı koyan, HESAP SORAN AMAZONLAAARRÜ! Ferman adı altında yazdıklarıyla zehirlerini müstesna talebelerimize akıtmaya çalışan bir grup kendini bilmez türemiştir! Tiki bombeleri, halka küpeleri, Ford Montaj Hattı üretim benzerlikleriyle kantin masalarında ömür çürüten hatunlar gibi olmayı reddeden, ataerkilliğe direnen amazonlarımıza “bıyıklı, kıllı” diyen gafillere diyecek bir şey bulamıyoruz, zira kendileri zihinsel olarak hadım edilmişlerdir! Bir de erkeklerimize Abaza diye tutturmuşlar! Bilakis, ellerimiz hatunların koynunda, bir kısmımız Harem n t t /^ / / / / / / i Hümayun’da, icabı halinde Bolu,İzmit, Gebze, Düzce, Mengen; Siyasal’ın kraliçesi olur yengen! Biiizzz cenk etmeyüp sevişmesini de bilirüüükkkkü! Cebine üç-beş konmuş olacak ki, doğal hayatımıza merak salan rektör, bizi “vahşi”lere benzeterek kendini National Geographic yapımcısı sanmış, hapishaneye çevrilen okulumuzda oramızı buramızı dikizlemeye kalkmıştır! Bununla da kalmayıp kapıya turnikeler koymuştur! Eyyyy kaypak spor takım kaptanı rektör, sen bezirgancıbaşılığa soyunmuş olabilirsin ama Mülkiye öğrencisi SIÇAN değildirrr!!! O özel güvenliklerine de söyle bize ilişmesinler, tüllabı birbirinden değil senin gazabından korusunlar! Geyikhanın arz-talep, kar-zarar mantığıyla amme hizmeti görülemeyeceğini hala anlamayan tecimen dekanımız ve işletmeci müşavirleri kütüphane eyleminde kararlı olan tüllaba ne yapacağını şaşırmış ve öğrenciler eylemi bıraksın diye içeri simit sokturmamıştır! ' -^ "%sjf ŞARKi(Göie’ye Zühtü): Kapıya da taktılar da turnikeyi GÖLE! Rektöre oldun KÖLE! Şimdi geldi simidin de zamanıdır GÖLE! Sen bizi sattın GÖLE! ( 2 kere) “Siyasal simitle özgürleşecek” Bir yandan işbirlikçiliğe halel getirmemek için halkın sosyal güvencesini tümden elinden alan Başbakan bir yandan 3 çocuk yapın diyor! Senin suratın sivilceli libidon tavan yapmışken “Yankee Go Home” diyen “ayaktakımı”nın evlatlarıyız biz, gün gelir Altıncı Filo gibi seni de denize dökerizzzü! Sıra geldi tüllabı kaşımaya... (GEYİKHANLARA) Eyyy mektebin rezilhanları ülkeye reklam, yetmişmilyona sms olan kantinin leş kokuları.. Boynuz geliştirme tarihi, boynuzlararası kokoş ticareti, kaldıramama iktisadı dersleri ile homo economicusluktan bir adım öteye geçememiş Ricardo bozmaları Keynes’in üçüncü kuşak çocukları... Eyy .. geyikhan. Bize biat edin. Aksi takdirde sıkarız peteği basarız köteği. Siz makro M ülkiye’nin mikro beyinleri.. Ockham’m usturasını sünnetçi dayının teçhizatı sanan ihtisaslaşamamış otarşi mağdurları... Genişletilmiş, gözden geçirilmiş, azıcık yanlardan alınmış, silikon takılmış, liposakşm yapılmış kitaplarını siz geyiklere kakalayarak talep olmadan arz yaratan piyasacı hocaların gayri safi milli yalakaları.. Yılbaşında noel baba kıçınıza tekmeyi basınca Erdal’ın bacasına oturup Victoria’s Secret Show için boynuzlarınızla anten görevi gördünüz. ŞARKI(seveceğim gezeceğim): Çoktandır anladık boynuzun var kafanda Eskisi gibi parlak değil ki ama Haydi gel uzatma T ek çözüm kamuda Eskidi artık bellonaaaaa! Geleceğim, seveceğim Hamamda sana neler edeceğim Bir keseyle bir sabunla Hakkından geleceğim senin Sizin ezikliğinizden kompleks yapıp ders verdiği diğer Tüllab’a kök söktüren, ama bir türlü elini biz tellaklara kadar uzatamayan, eğer uzatırsa başma gelecekleri bilen YAHYA SEZAİ TEZEL ve dahi tüm boynuzlu hocalarınız üç beş kuruş kazanmak için işletmeci dekanlıkla “haydi M ülkiye yaz okuluna” kampanyası başlatmış, sınavları on güne sıkıştırıp Tüllabı canından bezdirmiştir. A ncaaaaakk... Memalik-i Mülkiye İdari Şube’nin anlı şanlı hocaları tüllabm yanında demir yumruklarını kaldırmıştır. Geçmişlerini inkar eden geleceklerini A B ’ye bağlamış komprador uşakları, TÜ SİA D ’ın tüp bebekleri! Geçme Mülkiye koridorlarından ürkütürsün vak vakları, not işlerinin önüne çam diktim git topla kozalakları. Şimdi de siz kulak verin am eleler... t ÇEKOLARA M ülkiye’den mezun olunca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı ya da 6 milyarlık ciplere binen sendika başkanları olacaklarını zanneden; her şeyden birazcık öğrenen ama hiçbir şeyden adamakıllı anlamayan, “düşünüyorum öyleyse varım” deyişini “düşünüyorum öyleyse yarın” zihniyetiyle mezun olmayı bile erteleyen amele yanıkları siziiiii!!! 4 yıl boyunca “sosyal” adı altında 10 ders gören, zaten topu topu bir düzinecik dersle Mekteb-i Şahane-i bitiren, lâkin İ.M. GÖ K ÇEK 'in alt geçitlerinde kullandığı kazma küreklere bile sap olamayan süs köpekleri siziiiiü Sosyal politikayı dar anlamda bile anlayamazken, geniş anlamını hiç kavrayamayan sizler yüzünden Pars hocanız ecelini beklemeden Hara-kiri yapacak diye korkuyoruz!! Endüstri ilişkilerini karşı cinsle ilişkiye geçmek, sosyal güvenliği de Çalışma Bakanlığı’na bekçi olarak girebilme sanan ama halkın sosyal güvenlik hakkı elinden alınırken buna karşı çıkmak yerine liberallere alternatif üreten sistemin dingilleri..!! Duyduk ki hatunlarınız azıcık erkek yüzü görelim diyerek sizden kaçıp Personel Yönetimi dersimizi seçmiş, derse geç gelip topuklarıyla beynimizi ditmiş, ama geçesiniz diye test yapılan sınavdan bile sıfırı çakınca Birgül Hocamız bile ÇİKOlardan illallah etmiş! ŞARKI (haydi liri liri): Haydi, ÇEKO ÇEKO ÇEKO ÇEKO ÇEKO ÇEKO ÇEKO Ç E ...(2 kere) Kazma kürek ameleye aman ne güzel oldu Okulda size yer yok kontenjanımız doldu!! Durun durun daha sırtı kaşınanlar var...sıra geldi.... BAKKALLARA Ey şahsına müstesna, yüksek lise kıvamında, Ankamall’den toplama ticari işletme gudubetleri! Adi hatta komandit hocalarınızla 4 yıl boyunca pazarlama dersleri alırısınız da kapı kapı dolaşıp bir düdüklü tencere bile satamazsınız. Patronlarınız amme idaresinden pay alalım yönetişelim deyu pençe atup durur. Bölge Kalkınma Ajansları sizlerle ancak Bakkalın King Ajandası olur. Son model arabalarla gelen İngilizce hocalarını arkanıza alıp nasıl bakkal olunur? İçerikli çeviri metinlerini bize dayatmaya çalışsanız da sizin işletmeci beyinlerinizi örnek almaya hiiiiççç niyetimiz yoookkk!!!! SLOGAN: Satan bakkal satılan bakkal Ey göbekli patronların yamakları, Celal’in tenis topları, çok babadan olma, 3 seneden doğma, ne idüğü belirsiz süt danaları. Biz M arx’la W eber’le İdareyle boğuşurken siz boş vakitlerinizde ( ki sizin tüm vaktiniz boş) akvaryumda leblebi tozu, çatapat, cino, kız kaçıran, torpil, türbo sakız, bir kullanımlık patlayan kolonya ticaretine sermaye bulmak için ananızı süsleyip, babanızı bile sattınız. ŞARKI(delisin delisin): Ah bakkal senin tüm hortumlar Çalınmaz ki bu kadar Valla sen gerisin gerisin! Olmaz ki böyle çarpılmaz ki Kudurmuşsun sanki Valla sen gerisin gerisin! Siz ki hassas teraziyle bile ölçülemeyen beyninizle pazarlayamama dersini fotomontajlı kızlarınızla, işletememe dersini G öle’nin ajanlığıyla fınansal yönetememe dersini kingbatak skorlarıyla telafi ettiniz. Ey peştamal yıkayıcıları, bu kadar laf bile size çok gele, hadi canım bize ordan 2 ekmek 1 Maltepe. Slogan: 2 ekmek, 1 maltepe Şu tahsildarlara tek kelime bile etmeye değmez ama adettendir onların da ateşini söndürelim .. .Kime geliyor bu? TAHSİLDARLARA Ey abuzer kadayıfın evlatları, ne kamu ne maliye bilen meltemin kızancıkları, inekhanenin daimi çim makinesine ikame arka bahçe teçhizatları.. .vergi ala ala kan akıtan yandan yemiş unakıtanlar.eyyy tagayyür ve fesadın kaynağı,hâzinenin kaymağı size mi kalacaktı?!! Bölüşümü bir bana bir yine bana zanneden, kalkınmayı K öse’den advance olarak alıp kantinde begginner salaklığında satmaya çalışan sayıştaya gircem diye ortada avanak avanak dolaşıp kepaze seçme sınavında sadece saymak için inekhaneyi boş yere meşgul eden arz eğrisi belden aşağı kayık mal sürüleriii.. Konsolide bütçe hazırlamayı loto kuponu doldurmak, K DV’nin açılımını “Kazık Daima Vatandaşa” zanneden ve dahi faiz hadlerini Chelsea-Liverpool maçının alt-üst iddaa oranlarına göre belirleyen defter kethüdaları sizi.Duyduk ki kendi bölümünüze hoca,şehla kızlarınıza koca bulacaksınız diye Abuzer hocanızı Pınar beyaz reklamlarında duddak olarak oynatmışsınız.Dört yıl boyunca nemrut suratlarınızla okulda hayalet gibi dolaştınız biz aradık bulamadık!! sahi mâliyeden birini tanıyan biri var mı? ŞARKI (ah nerede şarkısı): Aradık yıllarca biz tahsildarı bu mektepte Kapitalin kankasıymış hem de bu eziklikle Eskiden proflarm vardı senin bu mektepte Sen ona muhtaç olunca çekmiş gitmiş nerede Neredeeeee? Neredeeee? Kimlere sorsak nerelere baksak Ah nerede vah nerede Tahsildarlar ah nerede? Duyduk ki idare hukukuna merak salmışsınız !! Bizden icazet aldınız mı? Ama yazık ki Onur hocamızın şerrine takılm ışsınız...ahh yazıkkk.. idari işlem nedir idrak edebildiniz mi bari? Sizin kantinde mide bulandıran kızlarınıza, helada ders çalışıp sınavda sıçan oğlanlarınıza, havaya çizilen eğrilerinize, M arx özentisi garip asistanlarınıza benzemez!!Ve nihayet... Gelip mülkiyenin ağası olduğunu sanan mültezim bozuntuları; size ancak paşmaklık olsun diye M ülkiye’nin modem tuvaletlerinin gelir gider tablosunu yapmak düşer ama bir şartlaaaa ağanız kamuya beleş!!! (SLOGAN: AĞAYA BELEŞ, KAMUYA BELEŞ) Geldik zurnanın zırt dediği en hava kaçıran deliğe, .züppelereee.... ZÜPPE YUN A .... M uhterem tüllab! Latif, muazzez, necip vatanın hâriciyesi bu Amerikan kırması Türkçe ile kelam eden dangoz TED kolejlilere ve “kırık talebelere” kaldı diye sizleri uyarmak;ayrıca vitrinlerinden gayrı içinde bir şey kalmayan züppeyun şubesi kapansın diye başlattığımız imza kampanyasına sizleri çağırmak istiyoruz! Gazetelerden öğrenilecek bilgileri ders diye yutturan hocalarınıza tapar, 3 sayfalık notu okuyunca kendilerini diplomasi uzmanı sanar, hiçbir şey öğrenmeden mezun olunca Dışişlerine niye giremedik diye üzülürsünüz. Müşterek aldığımız derslerde aptal aptal bakmaya mahkum uluslar arası ucubeler! 3 kuruşluk bilginizle, % 99’unu aldırdığınız beyninizle önünde el pençe divan durduğunuz, üniversiteler paralı olsun demekten utanmayan yaşlı kurt züppe hocanıza bu lafımız. Ne-o liberal mi olduuunnnn! adım edilmiş harem ağaları misali oğlancıklariyle entrikacı saray yosmalarıyla mektebin namına leke süren, totoşluğu kibarlık zanneden Reis-ül Küttab bozuntuları...sizin gerzeklüğünüzden hocalarınız kendini içkiye vurdu Ç ınar’ın daimi elemanı old u ... Bre züppeler, bre çanak yalayıcılar siz kim olursunuz ki Bab-ı Ali süpürgeciliği yapacak yerde devlet etmeye kalkışursunuz. İhtarımız kat’üdür, eğer ki uslanıp oğlanlarınızı meydandan çekmezseniz biz de onları amazonlarımıza ayak yıkayıcısı ve ibrikçibaşı, avratlarınızı da peştamal hatunu olarak çerilerimizin hizmetine ve de harem-i humayun halvetliğine koyarız.. Duyduk ki 23 N isan’da piknik yapıyoruz ayağına İ. M elih’in kortejine katılmışsınız. E doğru, zaten çevre, sağlık, trafik dersi okusanız dış ilişkilerden daha çok çakardınız. Kitaplarınızın içini açsanız yalnızca kapaklarının değiştiğini anlardınız! Bir de ZARA’dan çıkıp ayağınızda CONVERSE ile 1 Mayıs alanlarında dolanmışsınız. Eyy mektebin azınlıklarının siz bu ülkede solculuk oynayacağınıza gidin Am erika’da liboşluk yapın! ŞARKI(LÜKÜS HAYAT): Züppe ağdayla dolaşır Züppe kılsız kim karışır Züppenin arabasıyla Kim nerede dolaşır Tüysüz hayat tüysüz hayat Aç bacağı yan gel de yat Ne kokoş şey üff ne bayat Yok mu işin züppe hayat! Eyy yüce talebeler. Biliyoruz kafanızı bu boş bölümlerle şişirdik. Amma kaşınanı kaşımak gereeekk. Sen büyüksün sen affeeettt. TELLAK’A ŞARKI(hoş gör sen): Bilsen neler dönüyor şu garip mektepte Bakkal, tahsildar-amele.el ele Bazen sebep geyikse çoğu zaman da züppe Eğilirler hepsi senin önünde Hiç onları kendine dert etmeye değer mi? Şu kısacık ömürler yeter mi? Hoş gör sen affet gitsin aldırma Büyüklüğün ebedi nasıl olsa Sen acı yazıktır şu tüllaba Yücesin nasıl olsa... Tüllabı kaşıdıktan sonra geldik haşmetli bölümümüzün heybetli hocalarına, amacımız hem anmak hem deee onların bize öğrettiği gibi birazcık da dokundurmaktır. HOCALAR Vakti zamanında Londra’dan K atar’a mekik dokumuş, arada mülki-amirlerin nabzını tutmuş, İspanyol’unu, Polonyalısmı ideografık değil nomatatik biraz da ortaya karışık tüllaba yutturmuş, tahtayı müsvette kağıt zanneden göbeğine hiçbir abshaper fayda etmeyen, Kurthan hocamızın daimi yardımcısı KORAY KARASU... Asistanları tek tip, ayakları masadaaaaa! Kendisi Türkiye’nin dört bir yanında, Tandoğan’da Bergama'da! Kamuda reforma karşı en sonunda çarşı ile işbirliğine g ire n , IMF, Dünya Bankası’nı canından bezdiren stand by lara bye bye dedirttiren, W ilson’u mitinglere getirttiren, W eber’i BCP ‘ye kaydettiren, Mümtaz Soysal’ın yoldaşı “darbeci değil devrimciyiz” diyen hocamız BİRGÜL AYMAN GÜLER.. Binsekizyüzlerde ütopik sosyalistlere katılmış, olmadı bilimsel olsun diye M arx’la K apital’i yazmış, altmışlarda Türkiye’ye yerleşip “go home” pankartlarını önsaflarda gururla taşımış, neoliberal artıklara en karşı, seksen sonrasının son premetheus ateşi hem çağdaş hem siyasal TÜLİN ÖNGEN.. Mektepteki quiz modasının cinsiyetçi olmayan temsilcisi, eril değerlerin korkulu rüyası, ataerkil sözleşmeye karşı amazonların yandaşı, H arvey’den el almış, Hardt ve N egri’ nin facebook arkadaşı, postmodemizmi beynimize kazımış,bölüm başkanımız SE R P İL SANCAR.. Biraz anal tutucu, biraz anal tepkici ve ödipal komplekslerimizin kaşifi, benimiz, idimiz, amazon hareketi içinde vazgeçilmezimiz ALEV OZKAZANÇ. İBRAHİM KAPLAN LAN İBRAHİM(X5) İB RA HİM SEK SEK SEKEREK İBRAHİM RASTIK ÇEKEREK İBRAHİM OKUL NUMARAM AYNI İBRAHİM SINAV KAĞIDIM DA AYNI YAVRUM İBRAHİM BOYALI KAFANDAN SEN SUÇLUSUN İBRAHİM ÇILGIN ÇOCUK İBO İBRAHİM ÖNEMLİ ŞAHSİYETİM BENİM İBRAHİM FIKRA ANLATMA İBO İBRAHİM ÇILGIN PROF İBO İBRAHİM TUTTİ FRUTTİ SEYREDİYORUM GÖREMİYORUM BİRAZ EĞİL İBRAHİM BENİ ANLAMADIN YA BEN ONA YANIYORUM İBRAHİM SINIFTA KAPLAN MI VAR. Değerli kitap serisine bir yenisini eklemek için bizi bir sene kendinden yoksun bırakan, Fransa’dan getirttiği izmaritsiz sigarasıyla karizmasına karizma katan, Polo marka kıyafetleriyle her daim bakımlı, Fransız Devrim i’nin yakışıklı prensi, karizmatik otorite M EHMET ALİ AĞAOĞULLARI.. Tarihe bizzat tanıklık ettiğinden olacak ki kitabında dipnot bulunmayan, mezarda emeklilik için SSGSS’ye gerek duymayan, Ortaçağ düşmanı, Aydınlanma düşünüm SİNA AKŞİN. Kafası dünyanın ekseniyle aynı açıda eğik duran, saçlarının önünü kuaförlere şapka çıkartacak şekilde havalı fönleyerek hatunların hayranlığını kazanan, her ders yaptığı sinema reklâmlarıyla film yapımcılarından komisyon alıp kendince ek bütçe yaratan MURAT SEVİNÇ. İstemeyerek bize bir dönem SDT anlatan, Türk İslam Düşünce Tarihi dersinde züppeyi görünce neredeyse ağlayan, facebookta yarışma açıp öğrencilere tütün paketi dağıtan, sigaranın politik eylemcisi, son kertede kamu ereni AYHAN YALÇINKAYA. Onurumuzun mezhebinden, ekibinde K ant’ı, Rowls’u, Dworkin’i ve bilumum insan hakları kuramcılarını barındıran tek kişilik altıparmaklar tiyatrosu, Aysun Kayacı’nm hem ulusal hem uluslararası daimi yargısal güvencesi, en temel hakkımız olan “çarşaf is perfect’” in savunucusu, ifadenin özgürlüğünün yegâne mücadelecisi, tek derslerin tek geçilmezi hocamız KEREM ALTIPARMAK. ŞARKI( bakkal amca): Kerem hoca Kerem hoca! * ne var? 1.insanlar var mı? * var var hakları var mı? *var var ihlaller var mı? *var var ne duruyorsuuuım?? * e ne yapayım? AİHM'e gitsene x3 vay vay AİHM'e gitsene Kerem hoca Kerem hoca! *gene ne var? 2.göbeğin var mı? * var var esprin var mı? * var var insafın var mı? * yok yoook!! ne duruyorsun? * e napayım? Çocuk yapsana x3 vay vay çocuk yapsana Bu sene sponsoruyla birlikte yoklama alışkanlığını değiştirip tüllabı şaşırtan, finallerde kapıkulu mülakatçımız, Anayasa 126, 127 ezberimiz, Ruşen Keleş kitabı “içindekiler”iyle dönemi bitirdiğimiz (neyse biliyoruz hocam kalanı kitaptan okuruz) AYŞEGÜL MENGİ. Karadeniz ‘in fırtınası, Malthus ile yoktur hiçbir ilişkisi, A tina’ya davetli ama gitmez! Mülkiye 78 li kendisi, Stockholm’dan R io’ya adını yazdırmış, nükleere karşı çevrenin hakkı, yeşiller bahçe kenti sahibesi NESRİN ALGAN. Tüm tüllabm tanıdığı ve eshefle kınadığı, kırmızı kalemi kılıçtan keskin, ses kayıtları metamorfozda çok satılan, sakal-ı şerifi gül kokulu, türbesine yüz süre süre, yüzümüzü eskiten, sınavdan sonra kmacılarm önünde kuyruklar kadar dayanılmaz, idarenin bile idare edemediği, hacı Onur efendi hazretleri, nam-ı diğer ONUR KA ONUR KARAHANOĞULLARI. ŞARK1(Olacak o kadar): Aç davanı beklet YD si yok bunun Cezamız müebbet iptali yok bunun Arada bir senemiz kaybolsa affola Geçmesini biliriz de insafı yok bunun Olamaz olamaz olamaz bu kadar Olamaz olamaz olamaz bu kadar Homo economicus olacağınıza önce homo sapiens olun. İnsan olun insan! Y ok IS-LM eğrisi yok Laffer eğrisi diye diye daha doğruyu görememiş, ödemeler dengesini tutturacağım diye dengesini kaybetmiş boynuzlu danalar. BOYNUZLU DANALAR Siz mi yerine M ülkiye’de ikamesi olmayan bölümsünüz. Sizi gidi karaborsada beşeri sermayesi beş para etmeyesiceler, itibari değerleri sıfıra inesiceler, moratoryumlara gelesicele!! Aval aval Erdal Ü nsal’m havada çizdiği arz-talep eğrilerine bakmayın, hocanızın kitabını ezberleyip iktisadı öğrendiğinizi sanmayın, Sizi gidi piyasa başarısızlıkları, M ülkiye’nin yüzkaraları sizi!!!! MEKTEBE GELECEĞİM GEYİKHANLAR NEREDE GEYİKLERİ GÖNDERMİŞEM KANTİNİ Pİ MEKTEBE GELECEĞİM ERDAL ÜNSAL NEREDE ERDAL ÜNSAL ODASINDA GEYİK DE YATAR BELLONADA Milletin sırtına dolaylı, dolaysız, ad hoc, ad volaren ve bilimum vergi bindirmeyle, ay sonunda azrail gib vatandaşın karşısında dikilmekle vergi denetçisi mi olunur' Yazıklar olsun size!! Sizinkisi vergi denetçiliği değil verg beleşçiliği! Sizi gidi Kemal Unakıtanın pastörize yumurtalar: sizi! PASTÖRİZE MALİYE Milletin vergi vere vere verecek daha neyi kaldı ki1? Elinizden gelse şu güzide çatı altında bulunmaktan dolayı biz çok verimli, dar gelirli ineklerden bile vergi alacaksınız. Şu züppe ahileriniz ablalarınız sizin 4 ve daha fazla yıldır ne olduğunu anlayamadığı, anlasa bile anlatamadığı soruya cevabı buldu, ve engin malumatımıza dayanarak sizin bile anlayabileceğiniz kadar basit ve gerçek bir sınıflandırma yaptık. Cümle tüllab dinlesin, geyikhan sürüsü ayıplı mal,siz bakkallar ara mal, kamu malı ne tuhaftırki şu abazalar! Ulan mal oğlu mallar siz ne sıfatsız insanlarsınız ki sizi bir : mal olarak kalın. MAL MAL MALİYE Sizin mallığınızdan bölüm hocalarınız bile sizi terkedip gitti, başınızda bir tek Abuzer hocanız kaldı. BAŞIBOŞ MALİYE TAHSİLDAR Sıra geldi mektebin aklı beş karış havada, eli vatandaşın cebinde, götü kantinin tavanında, uslanmaz, arlanmaz, paklanmaz, kafası bir boka basmaz beyinsiz paçavralarına! Adıyla müsemma, şu yüce mektebe mal gelip mal giden ot kafalı tahsildarlar !! MAL MAL MALİYEEE Ulan şu sınıflara eşşeği bağlaşan öğrenir siz mallığınızdan hala işe yarar bişey öğrenemediniz. Kantin piyasasının ezel ve ebed müdavimleri. Vergi toplamakla çimlerde otlamak arasındaki derin uçurumu ayırt edemeyen, sürü psikolojisiyle hareket eden rezil-i rüsvalar!!! ÇİMLERE BASMA MALİYE ÇİMLERİ EZİYORSUN KUSURA BAKM A MALİYE BİR MALA BENZİYORSUN Biz de bölümde tek başına kalan hocanız abuzer’e hitaben bir teselli şarkısı yazalım dedik ki o da sizi bırakıp gitmesin buralardan.... HOCALAR ÇEKİP GİTTİYSE ÜMİTLERİN HEP BİTTİYSE ARTIK CANINA YETTİYSE BOŞVER ABUZER DALGANA BAK MAL O ZAMAN MAL MAL MAL CEKOOO TÜLLAB-ÜL MÜLKİYE ADINA Karar veren, Mekteb-i Mülkiye-i Şahane-i Ali Osmanî Yüce Divanı, Tüllab-ıZüppeyun tarafından dava edilen, “ Amele G ü ru h u ’nun Mekteb Camiası’na Olumsuz Katkıları ve İşbu Sebeple Mekteb Çatısı Altından Çıkarılıp Atılması” mevzusunu usul ve esasen nazara alıp tetkik etme Sayın NATO Genel Sekreterim, AB dönem başkanım, BM M ülteciler Yüksek Komiserim, Irak Türkmen Cephesi Başkanım, Komünist Parti Politbüro üyelerim, Sayın dekanım, değerli öğretim üyeleri, sevgili öğrenciler, Sulhi A bi... Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde geleneksel olarak tertip edilen İnek Bayramı kapsamında her yıl olduğu gibi yine en “ coool” fermanı ile uluslararası ilişkiler bölümünü kürsüye davet ediyorum. ALEMİN KRALI GELİYOOOR Eyyy 4 nala gelip uzak A sya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleketin daim nuru, tac-ı seri, şemsül mektebi, yüce Mekteb-i Mülkiye-i Şahane-i Ali Osmaniye’nin şanlı tüllabıü Biz ki Seha M eray’m, Türkkaya Ataöv’ün, Fahir Armaoğlu’nun ve dahi Oral Sander’in, Baskın O ran’m, Melek Fırat’ın, Erel Tellal’ın, İlhan U zgel’in Çağrı Erhan’ın öğrencileri; M ülkiye’nin, Hukukun, İletişimin ODTÜ’nün ve dahi bil cümle darülfünunun reisi, naif, nazik, nüktedan, nebih, nevver, neşvedar, nafiz, nazenin ve dahi na-mü-te-na-hi tüllabıyız! Biz ki diğer tüllab tek dilde iki renkte yayın yaparken; 7 kıtada, 185 ülkede, 72 dilde, 1622 lehçede hitap edebilen yegane tüllabm evletlarıyız! Esasında cümlesi abaza olan abazalar, tahsildarlar, bakkallar, geyikhanlar ve bir de çeköö! Her uzuvunuzu kapatın ve sadece kulaklarınızı açm. Sizler ki ismet İnönü ve kaymakam çirkinliğini espri sanıp bir de bunu mülkiye duvarlarına asan (IIIYYYY), bayramın özeleştiri olduğunu unutup bel altı esprilere dalan, İnek bayramı geleneğini yeni nesile küfür bayramı geleneği olarak yansıtan, birbirine prezervatif, iç çamaşırı, fırlatmayı eğlenceden sayan kaba saba, gözü dönmüş, akılsız, mesnetsiz, cibiliyetsiz, tarifi imkansız tüllapü İş bu yazdığımız züppeyun fermanı hepinize ibret olsun, yeni nesillere ders olarak okutulsun... BAKKALLAR Mekteb-i M ülkiye’nin en anlı, en şanlı, en şahane, en siperhane ve dahi en merdane ve yegane tüllabınm fermanına alemin en düdük bölümüyle başlayalım dedik! DÜDÜK BAKKALLAR! Eyy luzumsuz ve görgüsüz ve dahi ki fütursuz ve daha da amaçsız kafasız ve bi o kadar cibiliyetsiz meymenetsiz, mesnetsiz, iktidarsız muşmulalar! MUŞMULA BAKKALLAR Siz en iyisi yaptığınız bil cümle naylon stajlarla doldurduğunuz CVnize ne kadar muşmula suratlı olduğunuzu yazın da tüm cümle alem bilsin sizin ne mal olduğunuzu. Duyduğumuza göre derslerinizde reklam kuşaklarını tartışıyor, sınavlarınıza da izlediğiniz dizileri yazıyormuşsunuz! BİNBİR GECE İŞLETME BİNBİR GECE İŞLETME Siz ki çalışmadan ders geçen sınav sabahı kantinde yaptığınız laklarlardan öğrendiğiniz terimlerle cümle kurabilen ucubelersiniz... O dersler nasıl dandik derslerdir ki bu şekilde geçilebilmektedir? Kime diyorum aloooü Kulaklarınızı açın da şu ahilerinizi ablalarınızı düzgünce dinleyin bakayım boş beleş işletmeler sizi! Sizin boş beleşliğiniz her İlgaz gezisinde boy göstermenizden, her İnek Partide tepinmenizden, tunalıdaki barlara arjantindeki kluplara öbek öbek akmanızdan belli .. Bu ne kıçı kırıklık yaw böyle adam olun biraz adam! KIÇI KIRIK BAKKAL Nedendir bilinmez yıllardır şu yüce mektebin birincileri hep bu sümsük bakkallardan çıkıyor. Acep bunun hikmeti ne ola ki? Eeee ne de olsa ufak bir saray darbesiyle ele geçirdiğiniz dekanlık size kıyak geçiyordur?!! Maaşallah maaşallah celalciğim ve arguncuğum ve yalçmcığımın size özel olarak hazırladıkları sınav progamları ile bir haftada 3 sınava girerek aldığınız A A ’lar havada uçuşuyor! Allah bilir sizin 501eriniz bu entrikalarla AA oluyordur! FF İŞLETME BAKKAL AMCA BAKKAL AMCA DEKANIN VAR MI VAR VAR YARDIMCIN VAR MI VAR VAR NE DURUYORSUN NE YAPAYIM TORPİL Y APSA NA.... GEYİKHAN Boşuna dememişler size Geyikhan diye. İktisadı geyik muhabbetinden ibaret sayan, üretim fazlası, atıl kafalı Geyikhan kulları. Konjonktür izin verdiğinde her fırsatın maliyetinden kurtulmaya çalışan, hayata sadece fayda-maliyet açısından yaklaşan, piyasa mekanizmasını kantinde takılmak sanan, Mekteb-i Mülkiye-i Ali Osmanî’nin ruhuna yakışmayan bölümün elemanları. Kulaklarınızı açın da bizi iyi dinleyin!! Adam Smith’e adam sen de diyen güruh. Hiçbir masraftan kaçınmadık görünmez eli sizin için görünür kıldık. HAREKET Keynes’in tavsiyelerine burun kıvırmış, Neoliberalizm’in amansız rüzgârına kapılmış, özelleştirmelerin hepsini bir halt sanmış, dalgalı kurun gidişatına kendini bırakmış, ahde vefayı hiçe saymış boynuzlu Geyikhanlar. O boynuzlarınız yerine biraz aklınız olsaydı böyle mi olurdu?! AKILSIZ İKTİSAT Kamu malı gördünüz mü gözünüz dönüyor. Kamu malını Abaza tellakların malı sanıp satmaya çalışan özelleştirme yanlısı emperyalist komprador uşakları sizi!! Utanmasanız kendi bölümünüzden başlayıp Mekteb-i Mülkiye-i Ali Osmanî’yi özelleştireceksiniz, hocaları bile ihaleyle istihdam edeceksiniz. İnsanda bir utanma duygusu olur. Sizde o da yok. Kendi çıkarınızdan başka ne bilirsiniz ki. müsbet bularak, nihai kararını vermiştir. Tüllab-ı Züppeyün cenahı tarafından iddia edilen “ilim irfan hayatına hiçbir olumlu tesirde bulunmama”, “mektebi amele pazarına çevirme” ve en ehemmiyetlisi “ ilime, irfana ve fenne aykırı eylemlerin odak noktası haline gelme “ sebepleriyle Yüce Divan, Amele Güruhu’nun külliyen YOK HÜKMÜNDE SAYILMASINA ve bugüne kadar gerçekleştirdiği eylemlerin BUTLANINA oy birliği ile karar vermiştir. Ruhuna El Fatiha!!! TELLAKLAR Eyyyy hamam müdavimi, sabun silueti, peştamal ambalajlı, takunya destekli, uçkuru yerlerde gezen, şuursuz, fütürsuz, kabiliyetsiz, densiz, cibiliyetsiz, huysuz, lüzümsuz, meymenetsiz hamam böceklerii! Kırım kongo keneleri! Sizz kiii beyni testesteron salgılayan amme idaresini emme ya da meme idaresi zanneden, şanlı mektebi mülkiyenin medarı iftarı altında ezilen zavallı ucubelersiniz. Siiizzzz kiiii... Kendi kızlarınız epilasyon nedir bilmediğinden diğer bölüm kızlarından medet uman ama aradığını hiçbir zaman bulamayacak olan yalnızlığa mahkum umutsuz vakalarsınız. Siizz kiiii....H asbel kader bir hatun kişiyle karşılaşıp konuşma fırsatı bulduğunuzda ne yapacağını şaşıran,eli ayağına dolaşan, gözlerini karşısındakinin “m u htelif’ yerlerinden ayıramayan, gün görmemiş azmış gergedanlarsınız! Lafıı daha fazla uzatmaya gerenk yok! Siz neyi kastettiğimizi çook iyi anladınız! (SEN ANLADIN KAMU) Devlet biziz dersiniz devletin ne olduğundan bihabersiniz. Kitabı mukaddesiniz olan idare hukuku kitabının içine FHM, Penthouse koyup okuyarak bilcümle günaha girersiniz, sınav vakti gelip çattığında ise onur hocanızın kaytan bıyıklarına aval aval bakar, Ayhan hocanıza “nullepart ülkesine” sığınmak için maval okursunuz. Sizz kii... Kaymakamlık hayaliyle M ülkiye’ye gelmiş amma velakin kaymakamlığı rüyasında dahi görememiş, hakimlik sınavında kontenjan engeline takılmış, ezilmiş, büzülmüş, itilmiş, kakılmış, satılmış, hor görülmüş, sevgi ve şevkatı 3 film l ’dende arayan kimlik bunalımı yaşayan abazalığmızla tüllabı canına tak ettiren iflah olmaz kımıl zararlılarısınız!!! (İTİLMİŞ KAMU) Buradan tüm tüllaba sesleniyoruz. Tehlikenin farkında olun! Bu abazalar kii dış mihraklardan çok tehlike teşkil eden, kamu düzenini istikrardan yoksun cinsel hayatları uğruna tehlikeye atan yontma taş devrinden mütevellit, her şeyi sürtünme kuvvetiyle başarabileceğini sanan, arkaik, primordiyal, ilkel, primatif, tek hücreli, kamçılı, terliksi, mutasyondan nasibini almamış fosil sürüleridir. (FOSİL KAMU) Abazalar buraya... Peştemaller havaya... Tüm kılları biz aldık.. Maymundunuz adam yaptık.. Girmeyin lan havaya... Eyyyy sizi gidi mal bulmuş m aribilerrr... Bütün bu hayrına yaptığımız çabalara bakın ve bize itaat edin. Primatiftiniz upgrade ettik, maymundunuz adama çevirdik, kıllıydınız kaymak gibi yaptık. Artık bu saatten sonra da ıslah olmaz ve iç güdülerinizle hareket etmeye devam ederseniz değil şanlı züppeyun yedi düvel ve bilcümle kahinat seferber olsa dahi beş para etmez. Sizi artık musalla taşı paklar! Hamamda kese atmak hoş mu tellak? Kadın peşinden koşmak boş mu tellak? Bir o yana bir bu yana bakma tellak. Rüyalardan uyanma ıslak ıslak!!! OKUL ELEŞTİRİSİ: Mülkiye-yi Şahane-yi BBG evine çeviren 07 Celal bu lafımız tüllaba değil, bizzat zatmadır. İnek başımı turnikelere sığamadık, adamların girişte etrafımızı çevire için kameralara görünemedik, haftanın birincisi olamac Okulu limited şirketine çevirdin, yine de sesimizi çıkarmaü iyi yürekli, eli çabuk, Che Guevera sakallı fotokopicim sürgüne gönderip yerine, yırtık defterlere elini sürmeyi fotokopi çekmeden önce neredeyse imla kontrolü yapac olan, kendisi fotokopi çekemezken bize azab çektiren muşmula suratlıyla muhatap bıraktın. En zayıf halka seçik sen 07 Celal! AAAH AHH nerede o 601ar? Bizler ki endazı kaçmış not sisteminin ilk kurbanları inledik 4 yıl boyum yetmiiş yetmiiiiiiiiiiş diye amma velakin bir türlü öğretemed cümle ulemaya 50-60 yetmiş miiiiiii? YETMEMİİİİİŞ! Gelelim kapı kulları güvenliklere!!! Mülkiye Teksas kendini de kasaba şerifi sanan Celal’in rintintinleri! E sözler size! Sadece okul öğrencilerine kimlik sora öğrenciden başka herşeye benzeyen şehir magandalarma gc yuman, güvenlikten ziyade güvensizlik yaratan tüllaba kar orantısız cop kullanmaya cürrret eden güvensiz güveler! D ı edin de tüllab bir gün o cobu eline almayaaaaaü! 1 KİMLİK 2 KİMLİK 3 KİMLİK 4 KİMLİK 14 KİMLİK ÇEKTİĞİMİZ REZİLLİK BU NE BİÇİM GÜVENLİK HA NİNNA HA NİNNA OO biiiiirrrrrr beynelmineeeeeel, o biiiiiir cooool, o biiiir zatşahaneeeeee, o bir fev-al beşeeeer, o bir ki üç o bi züppeyuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuun! Bir uluslararası bölümlük aşk Seninle küreselleşmenin bilmem kaçıncı dalgasında Pax- Mülkiye çatısı altında karşılaştık Spekülatif sermayeyi andırır gibiydin Korkunca kaçacakmış gibi bakışların vardı Seni görmek için kantinin en jeostratejik noktalarında oturuyordum Sıcak takipler birbirini izliyordu Çevrelemenin bini bir paraydı Etrafına kırmızı kuşaklar çektim Adeta benim Lebensraum’um oldun Ama ne sen bunun farkmdaydın ne de kantinin otokton müdavimleri Bir anda karasularına doğru yelken açamadım Bu girişimime karşı casus belli ilan edebilirdin Çünkü ortam realpolitik için müsait değildi Tanrım bu ne yaman dikotomi böyle Aramızda sanki Maginot Hattı vardı Bu engeli bir şekilde aşmalıydım Bu psikolojik savaştan galip çıkmalıydım Arkadaşlarımı lobi yapsınlar diye devreye soktum Müttefik olabilecek arkadaşlarım gözüme kestirdim Ama hiçbiri işe yaramadı Esas sorunun ben olduğumu sonradan anladım Gulaglara gönüllü kapatılmış bir muhalif gibiydim Bizatihi aşka dair şu statükocu yapımı kıramıyordum Senin ise en çok liberal tavrına bayılıyordum Ömrüm acaba hangisi hangisini belirmektedir tartışmalarıyla geçse de Seni altyapınla ve üst yapınla sevdim Bi he desen “en çok gözetilen kız” olma hakkını sana verirdim Çevremden merkezine “artı aşk değerimi” sana aktarmaya dünden razıydım Şimdi sen bu satırları okuyunca Ne biçim şiir diyeceksin Ne yaparsın be güzelim Bu bölümün öğrencisinin aşkı da ancak böyle sui generis olabilir HOCALAR Yüce züppeyun bölümünün pek şahane hocalarına geçmeden önce, bilcümle züppeyun tüllabım okuldan ve dahi hayattan soğutan, İsviçre ordu çakısı, sözde hukukçu, kara gözlü, kara kaşlı, kara saçlı ve kara vicdanlı zat-ı muhterem İbrahim K aplan’dan başlayalım dedik!! ÇIKTIM ALPLER BAŞINA,KAPLAN ÇIKTI KARŞIMA BORÇLAR NEDİR BİLMEZDİM, GELDİN SIÇTIN AĞZIMA ALAMAM BEN VEREMEM BEN,SÖZLEŞMEYİ İFA EDEMEM BEN KARZ AKTİNDEN DOĞAN BORCU, İHBAR İLE MUACCEL EDEMEM BEN BÖLÜM HOCALARI Cümle tüllaba örnek şu yegane bölümümüze gelinceeeeeeeee......... GÖKHAN ERDEM: Ermeni sorununun çözümünün son umudu, tüllabm yaşam destek ünitesi, al yanaklı, dilber dudaklı, geleceğin ilber ortaylısı....ERDEEEEM ! ELÇİN AKTOPRAK: Baskın’ın padawan’i ETA ’nm IRA ’nm ve bi cümle Batı Avrupa ayrılıkçı örgütlerinin şirin ve çekik gözlü elebaşısı, ders anlatma hızıyla Melek Fırat’ın tahtmış sallayan sempatik züppe... AKTOPR A A A A K ! ERDEM DENK: Açlık, yoksulluk, ihanet, sefalet, Darfur, Rwanda, terörizm gibi seminer konularıyla tüllabm ruhunu karartan, yaşama sevincini elinden alan, etik obsesyonlu, Gençlerbirliği’nin edepli amigosu, can çekişen uluslararası hukuk kürsüsünün gelecek vaadeden hümanist şahsiyeti...DEEEEENK! ATAY AKDEVELİOĞLU: Akademik hayata atıldığından bu yana kayıp imamı arayan, ne imamı aramaktan ne de doktorayı almaktan umudunu kesen, derslere velayet-ül fakih sıfatıyla giren, Raşid’e “dostum” diye hitap eden, M ülkiye’nin yegane müçtehidi, havzana kabul eyle bizi...AKDEVELİOĞLUUUUU! METE AKKAYA: O bir mülkiye sevdalısı, sevmez onu bugünki iktidar yanlısı, en sevmediği Brüksel lahanası, tatlı dilli altın kalpli, gönüllerimizin büyükelçisi, Züppeyunun TonTon dedesi AKKAYAAAA Gökçen ALPKAYA: Makalesini okumazsan küser, sorusuna cevap vermezsen boynunu büker, Tüllabm zırvasını bir o bulur kayda değer, bin Güzin A bla” ya bedel ALPKAYAAA..... ÖMER KÜRKÇÜOGLU: Bismark’ın kankası, N apolyon’un bilmem kaçıncı göbekten akrabası, Vestfalya Antlaşmasını yaptı, soluğu Viyana kongresinde aldı, siyasi tarih Mülkiye masası şefi, lordlar kamarasının onursal üyesi, diplomatik şahsiyet KÜRKÇÜOĞLU ÇAĞRI ERHAN: Yanlış ata oynayan sonra da oynadığı ata jokey olmaya çalışan, ökeye dördüncü, ATAUM ’DA TOBB’da, ASA M 'dan TUSAM ’a, A TAM ’DAN TUTAM ’A bilimum her think tank’de fink atan,facebook’ta cümle züppeyunu listesine katan, Evliya Çelebi misali dünyayı dolaşan kır atlı prens, kıratına bin gel...ERHAAAAN! MELEK FIRAT: O ki her bir Yunan adasının ayrı ayrı kıtasahanlığım ve hukuki statüsünü belirlemiş ve züppeyuna ezberletmiş, Kıbrıs’ı yalayıp yuttuurmuş, Hatay vilayetini anavatana katarak Kıbrıs sorunu konusunda ümit vermiş, Dora Bakoyannisin konken ekürisi, başpsikopos M akarios’un manevi kızı, döpyesli kontes...FIRAAAAT! EREL TELLAL: TİKA, Harbiye ve MİT ile yakın ilişkisi ve Gasprinski sempatisi ile sınıfsal tavrı konusunda bizi kuşkuya düşüren,fakat yönetimdeki pozisyonunu her daim öğrenci lehine kullanarak züppeyunun gönlünde taht kuran, aynı zamanda içindeki Putin sevgisi giderek büyüyen, tüllaba ısmarladığı lahmacun ve biralarla züppeyunun bir numaralı kankası olduğunu gösteren Pro-Sovyetik züppe.. .TELLAAAAAAL! İLHAN UZGEL: Askeri endüstriyel kompleksleri kendisine kompleks edinmiş, komplo teorileri ile Yaçın Küçükle yarışan nesli tükenmekte olan titocularm son samurayı, ulusalcı avcısı, Pentagon arşivlerinden nasıl aşırdığı belli olmayan bilgileri bizlerle paylaşan, Balkanlarda Titodan sonra oluşan boşluğu göbeğiyle doldurmaya çalışan, havalı,espirili, çekikgözlü züppe... UZGEEEEEL! BASKIN ORAN: Diyalektiği bize yaşantısıyla öğreten 1968’de havaalanında yatarken karnında taşıdığı antitezini 2008’de çıkarıp paralı eğitimi savunan yine de her zamanda her mekanda baş tacımız, Bodrumun eniştesi, azınlıkların kankası, mazlumların ağabeyi Nusrete tandoğanı dar eden, korumasıyla, avcı yeleğiyle, Mülkiye koridorlarında görevimiz tehlike havası yaratan züppeyunun kitabı mukaddesi TDPnin bir numaralı ism i,alt yapısıyla üst yapısıyla muzlu sütüyle ezber bozmasıyla baş züppeee ORAAAAN! ABAZADAN BIKTIYSAN - BASKIN ORAN TAHSİLDARDAN BIKTIYSAN - BASKIN ORAN GEYİKHANDAN BIKTIYSAN - BASKIN ORAN BAKKALLARDAN BIKTIYSAN - BASKIN ORAN MEKTEB-İ MÜLKİYEDE - BASKIN ORAN ZÜPPEYUNUN BABASI - BASKIN ORAN İş bu ferman burada noktalanaaa, nesilden nesileeeee aktarılaaaaaa! AMİN! NE DERSLER NE SINAVLAR NE DE HOCALAR BİZİ AYIRAMADILAR BİZ KARDEŞİZ BİZ ZÜPPEYİZ BU OKULDA KRAL BİZİZ DÖRT SENE ÖNCE GELDİK BİZ BU MEKTEBE YÜKSELDİK MERTEBE MERTEBE NE KAMUYA NE BAKKALA DEĞİŞMEM ZÜPPEYİ ASLA İktisat’ ın kıvırcık Volkanı. Geçenlerde bir gece seni Karanfil’ de gördük. İlgi çekici şapka ve uzun saçlarınla, tek elin cebinde salına salına yürüyordun. Bu karizmatik yürüyüşün mendilci bebelerin taciziyle son buldu :)) Karizma marizma yerle bir oldu. Ne olurdu bir tane mendil alsaydın :)) Uluslar 1’ den Burak Kurtuluş! Lütfen artık yemeklerimizden uzak dur! Ulusların en büyük göbeğine sahip insana sevgiler! :) Azerilerin gurur kaynağı olan, Polonya meraklısı, Alper hocaya emanet edilen Erasmusçulara göz diken, üstelik Alper hocanın kendisini kıskandığını zanneden zata... İşletme 3 - Elnur 4 Uluslar Gülşah; artık boş zamanlarımda sana gelip kahvaltı hazırlicam. Şu Rokayı da bana ayarla ne olur :( İşletme Pelin! Ne olur artık dötünü çıkararak yürüme. Saçların da Kibariye gibi olmuş, kendine çeki düzen ver artık. İktisat 4 Gökhan! Hadi o saçları taradın, suratını nasıl tarayacan? Yaw senin yüzüne ne olmuş? Çamur atmak değil amacım, çünkü yardıma muhtaçsın. Aytaç “aytaç pembesi” giyme artık, pembe giymekten boğulacaksın! Rumuz: Tokmakçı. Kamu 4 Erdem! Akşama balık yiyelim deyip de bana temizlettirdiğin 3 kilo hamsiyi unutmayacağım! Uluslar 3 Gökhan’ a! Herkesin bilgilerini ve fotoğraflarını bilgisayarında toplayıp MİTçi amcana veriyormuşsun. Kucağında hatunlarla alem yaptığını iddia ediyorsun, ama biz yemeğiz bunları. Ne yakışıklısın ne de karizmatik. Hele araştırmacılık hiç yok sende, iki cümleyi bir araya getirmekten acizsin. Diyeceğimiz tek şey Allah sana akıl fikir versin! Hayatı yalan insan! İmza: Anti-MİTçiler. Nertila’ ya! Geçirdiğin metamorfozu hayretle izlemekteyiz. Geleneksel havandan sıyrılıp nasıl mini etekli, şortlu Nertila’ ya geçtin hiçbirimiz anlayamadık. Yeter artık senin bacaklarını görmek istemiyoruz. Rumuz: Dö piyes inisiyatifi. GMT Çağla! Senin bu hırsın beni yordu! Kazgan “the boss” ! Sesinle her defasında beni büyülüyorsun! İktisat 5’ in ağır vasıta kokoşları... Sabahtan akşama kadar çoluk çocukla uğraşmayı bırakın da biraz ders çalışın, mezun olun artık... İktisat 4 ’deki Bekir’e! O saçların hali ne be! Hugo’ya benziyorsun o kıvırcık saçlarınla! Adım Mutlu Can olsa intihar ederdim yaaa :))) Uluslar 1’ deki Özlem’e. Makyaj yapmadığın her gün seni gördükçe kendimden geçiyorum. Boyun benden uzun olsa da önemli değil. Bana bir işaret ver yeter. Seveceksen sev yeter! Kaderimsin... Maliye 3 Erhan! Senden çocuğum olsun istiyorum. Ekle beni msn’ den devam edelim: [email protected] Kamu 4 Mecnun! Bu kasıntı halinden ne zaman kurtulacaksın acaba? Aydemir Akbaş gibi yürüyorsun! Kız kesmek için kantinde oturup, sabah akşam kahve içip midesini delen. İşletme 4 - Sap Burak. 2 İktisat / Maliye / Çeko kızları çok salaksınız beee! Yüksek Lisans Zeynep’e! Bir hışımla geldi geçti peh peh peh, renk renk tangalarıyla hey hey heeeey! Erkekleri tahrik ettin. Amaç ne, niyet ne, neee! İktisat 3 Nur. Kıyafetlerinden konuşmana, çanta tutuşuna kadar özentilikte sınır tanımıyorsun. Derya’ ya özenmekten artık vazgeç!!! İşletme 4 Ulutaş’ a! Sınıfımızın küçük çocuğu. Saç sakal uzattın diye adam mı oldun başımıza? Tanıdığı kız sayısı, teklif ettiği kız sayısından az olan: İşletme 4 Mehmet Can Maliye 1 Özlem, kahverengi kemerini takmadığında seni tanıyamıyoruz. Çalışma 2 ’nin rahipleri. Bu kadar güzel kız içinde haremlik selamlık oturulur mu? Merak etmeyin yan yana oturunca aids bulaşmıyor. Kendi kendine ilan-ı aşk yapan büyük Abaza, baş balta 4 İşletme Serkan! Yazan: VTB ÇEKO 4 İlhan’a, çekik gözlerinden sen suçlusun. Aç o telefonu artık, aç! Aç artık! Lanet olsun içimdeki Tatar sevgisine. İktisat üç İsmail Halıcı’ nın kas büyütme eylemlerini ilgiyle izliyor, patlayacağı günü iple çekiyoruz. Ders notuna spam mail yerine sperm mail yazan 4 İşletme. O kendini biliyor. Hey kel, kendine gel! Maliye 3-4 Ümido. Maliye 1’in kızları, kahveye çevirdiniz ortalığı. Sıkılmadınız mı batak oynamaktan? İmza: Kupa kızı ve sinek valesi. İşletme 3 Gökbörü! Bi ara diğer fakültelere de uğra, dedikodu kazanlarını kolla! Züppeyun beni dinlesin! USAG Başkanı Fatma ömür boyu başkanlığını ilan etmeyi planlıyor. Onu engellemezsek ilerde bir diktatörlük kuracak ve tüm tüllabın başkanı olacak. Tehlikenin farkında mısınız? İmza: Sekreteri. İşletme 4 Burak Oğuz’ a. Biraz da Hatice’ ye değil, neticeye bak. Yazan: VTB. 3 M aliye’nin looser tayfası: “You will always walk alone” 4 Uluslardan Yasemin. O ukala tavırlarınla, aniden incelen sesinle sevimsizlik abidesisin. Bi mezun ol da kurtulalım senin gibilerden! İşletme 4 Mustafa Ulutaş,H. Bader Arslan’ın adını Hayzel diye biliyormuş. Vay salak! Ya bu Gökhan Fes-kom’a nasıl girdi? Ben bu adama oy verecek kimseyi tanımıyorum şahsen. Neler dönüyo fes-com’ da kuyruklu Emrah :) Maliye 4 Zeynep Bodur, bize “Bershka” de! 3 işletme Selen beni fes-kom’a aldırmadığın için sana tepkiliyim. Umarım bunu telafi edersin. Kamu 4 Haşan! Eşek kadar oldun hala çakmak çalıyorsun, ayıp be kardeşim! Seneye kaymakam olacaksın, vazgeç artık. Tektaşı taktın yazarkasalıktan terfi ettin mi sandın? İşletme - 4 Mehmetcan’ a! O kız olmadı mı? Hoooop başka kızaaa... Mehmet “can”dır. 3 ’ü bir arada Maliye 3 kızları, 3+1 olmuşsunuz hanginiz o yarmaya yazan? Uluslar Berna’ya, Bakü’ ye gittiğini sağır sultan bile duydu, yeter artık anlatıp durma. Bu okulda bir şeyler yapan bir tek sen değilsin, bunu da unutma! Adanalım, esmer bombam, İşletme l ’den Ali Bulut. Lütfen diksiyon dersi al artık. Konuştuğun anlaşılmıyor! Ama ben yine de seni seviyorum ... 3 Maliye Çağla bu yaşta bu sinir iyi değil. Hem sana hem bize yazık. Bıktık senin ters bakışlarından. Bize baktığın gibi aynaya da bak bi kere. Eminim sen de korkarsın. BM temsilcisi turuncu kafa, beraber çıktık yola, seni seçtik M iht’ e başkan, Zeynep bize bira ısmarlasana! (kim olduğumu bilirsin sen!) Sadece 2 sene... 2 sene sonra çirkin Betty, Miss Mülkiyeliğe terfi ediyor. Ece’ nin dönüşümünü merakla takip edin. (Uluslar 1 Neslihan Ece Korkmaz) Çeko 3 Vap. Şu saçlarını bi kestir artık gözümü yoruyor. Kendini de çok bir şey sanma. Öptüm by. 4 Uluslardan İlyas! Kırşehir’ de doğdu, Siyasallı oldu. Oldu da ne oldu, başımızın belası oldu! Maliye 2-3-4 Arzu! Bacım nasıl giyiniyorsun sen öyle, başına kurdale, beline kurdale HEDİYE PAKETİ gibisin valla :) İktisat 4 ’ten Bekir’e. O oklava yutmuş halin, uzun kıvırcık saçların beni öldürüyor. Kes artık şu saçlarını. Hiç yakışmıyor. Kamu 4 Ali, James Bokd havalarında gezmenden, gizemli konuşmalarından sıtkımız sıyrıldı. Azaltarak bitir! Tüllabın kızlarını tahrik etmek için sürekli düşük pantolon giyip, boxerını sergiledin. Bi halta da yaramadı, şimdi mutlu musun? 4 İşletme Serkan’a. İlgaz’ da boks maçı yapan çift kim? Açıklansın. İşletme 4 Akın’a: Kazgan başkanı olabilmek için araya amcanı sokmuşsun, değdi mi ucuzluklara? Uluslar 4 ten Bengü, aynaya baktığında hiç armuda bakıyormuş gibi hissettin mi? Fatoşü! Yavuz’dan elini çek!!! Beş Kamu Çiğdem, dışarıdan bakınca Viktoryas Sekrıt mankenleri kadar güzelsin. Ama sana buradan iki kere iki kaç eder diye soruyor ve beş diye cevapladığını duyar gibi oluyorum. Yapıştınız siyam ikizleri gibi ellerinizde lacivert çantalar. Biraz ayrılın yahu... 4 İşletme Vehbi - Halil İşletme - 4 İlkay’ a ; durmadan 320’nin peşinden koştun, tekmeyi yedin “644” oldun. Leyla gidi ortada geziniyorsun, hala ne kasıyorsun be olum. VTB Kendini best model o f the mülkiye birincisi sanan bi tip var. İsmi lazımsa S V L. İktisat 4 ’ün Karadenizli yakışıklıksı İsmail! Ham yaparum seni mum yaparum İsm ail:)) Kamu 4 ’ten Pınar Demirel. Abaza Kamu’nun esmer güzeli, yeter artık asma suratını, elini sallasan ellisi. Şen kahkahalarını geri istiyoruz. Maliye 4 Ergin. Kahve bahanesiyle tüm işletmenin erkeklerini evine çağırdın. Amacını açıklar mısın? Teşekkürler. 4 Kamu İpek. 1. gün tanıştın, 4. gün çıkmaya başladın, 6. gün ayrıldın sonra da sevgilimden ayrıldım diye triplere girdin. Yeryüzünde bunu yapan başka bir yaratık yok. İktisat 4 Melek lokum gibi çocuğu pişmaniye ettin. Helal olsun sana. Çeko 2 Sevgi. Labirentte sana giden yolu bulamadığım için hiç istemediğim bir yola girmek zorunda kaldım. Ü zgünüm ü! Maliye 3 Eren! O kaslarını daha ne kadar şişirmeyi düşünüyorsun? Tiki. İktisat 2 Cansu, okula geldiğin günden beri gönül ilişkilerinde gösterdiğin azim gerçekten takdire şayan. İktisat 5, Kamu 7, Arnavut demedin, kim olursan ol gel dedin, dur durak bilmedin. Biraz dinlen ama canım, seninki de can... 4 Uluslar Ümit’ e, kafanı klozete sokup sifonu çekmek istiyorum. Maliye 4 Emir kendine çamur atıyor. Amacı Ezgi’nin ilgisini çekmek. Ezgi gör artık Emir’i. 3 İşletme’den Gökbörii, herkes seni tanıyor, ancak senin tanımadığın insan var mı merak ediyorum. Sanırım bir tek ben kaldım :( 4 Maliye’ deki FIŞFIŞÇI ve ŞARAPÇI şahsiyet şenle derse girmekten korkuyoruz... 2 İktisatın kurdelalı kızları., hediye paketleri gibi dolaşmakla şirin olunmuyor. Çirkin olduğunuz kadar antipatiksiniz de. Ama esmer olanınız çok güzel ve antipatik. Müge, iyisin hoşsun ama çok da cimrisin. Maliye 4 Sevil Bİ SUS ARTIK!! Gökbörü’ye; okulun jokeri gibisin, nerede yardıma ihtiyaç varsa hemen yetişiyorsun! Allah seni başımızdan eksik etmesin: Gökbörü Fan-kılap. Çeko’daki yüzü bol piercingli, küt saçlı, sürekli tuvaletin önünde oturan çocuk; lütfen kısa pantolon giyme! İşletme 4 Sibel, open relationship ne demek? Açıkla.. Erasmus ile Avrupa’ya giden ve gittikleri gibi Abaza dönecek olanları kınıyoruz! Topluca Kamu 3. Fes-kom başkanı Emrah profilden gözükmüyorsun. Saçının ucu hariç :) Rumuz: Bir dost. Yüce Rabbim, önümüzdeki sene okula gelecek olan 1. sınıf kız iktisat öğrencilerini, özellikle voleybol oynayanları Gökhan Kızgörmemiş’ in gazabında koru. Maliye 3 Nihan. Kırmızı ruj dişe değil dudağa sürülür. Dişlerini artık bir temizle yahu!! Uluslar 4 Emrah! Sokrates değilsin! - Prof. Dr. Ömer Kürkçüoğluı derste bir sağdan bir soldan, akabinde bir de kemer tokasında olmak sureti ile pantolonunu çekmesin. Züppeyun Narrator. Murat Sevinç zat-ı muhteremi 300 kişilik sınıftan rencide etmek için tek bir kağıt seçmesin, zira benim kağıdıma denk geliyor! Züppeyun Narrator. İbrahim Kaplan yüzünden kendimizi kaybettik. Hükümsüzdür! Çağrı Hoca, artık Lut Gölü’nde, Hindistan’da, Saint Petersbourg’da değil de Mülkiye’ de ol!2 günde bir yurt dışına gitmene tilt oluyoruz! İmza: Züppeyun. Dekan Celal Göle; asıl çarpıklık Mülkiyelileri alkolle sapıtacak kadar densiz sanandadır! Alkolik hareket engellenemez! İmza: SBF (Sulu Bira Fantezisi) Emrah Hoca’nın sivilcesi üzerinden dönen muhabbet; Orhan Hoca: Emrah gel kolonya sürelim. Emrah Hoca: Yok hocam doktora gidicem. Orhan Hoca: Boşver doktoru Emrah, ben yakında doktor olucam. TDP’ nin kraliçesi, Uluslar’ın bir tanesi Melek Hoca! Hocam seni seviyorum! Benimle evlenir misin?? Kendi okul yıllarından kalan notlarla bize ders anlatmaya çalışan Sina Hocam, piyasada papirüs kalmadı artık siz de A 4’e geçin. Yahya Hocam; bu okulun dırdırcı bir koca karıya her zaman ihtiyacı olacak. Nolur bizi bırakmayın! Noterden yeminli tercümana verilen çeviri parçasına 80 verip, kafamdan uydurarak çevirdiğim parçaya 90 veren: Ali Fıkırkoca. Çağrı Erhan’ a ithafen... Çarpıldım il gördüğüm anda Aşık oldum birden sana G ile başlamaz hiçbir sözcük ama Rüzgarına kapıldım galiba Israr ediyorum Karını boşa (züppeyun aşığın) Onur Özsoy’u Türkçe konuşma kursuna gönderelim! Bu sene mezun oluyorum. Sen anladın Emrah Aydınonat. Anneni - babanı - çiçeğini al gel. Gün gelecek Devran dönecek Celal Göle bizlere hesap verecek!!! Sayın Nuri Emrah Aydınonat hocam... Fit vücudunuzla biz kızların gönlünü fethettiniz. Ama şort altı bot şeklindeki “survivor tarzı” size gitmemiş hocam. Ormanda safariye çıkmış gibi bir haliniz var. Bizce eski tarzınıza acilen dönüş yapın, bizi üzmeyin :))) Okulda bütün istihbari bilgileri kendinde toplayan mütemadiyen teyakkuz halinde olan jurnalci hocamız kimdir? Tabii ki Sina Akşin. Yakışıklı, karizmatik ve genç siyasal mezunu hocaların hemen başlarının bağlanmasını şiddetle protesto ediyoruz! Kadın Kısmı Tüllap. Pahalı diye kütüphaneye çözüm bulamadın, kampus girişine kurduğun turnikenin açılışına kırmızı kurdale kesmeye cumhurbaşkanını çağırdın. Celal Göle. Aykut hocam her derste ağlıyorsun.öğrencilerini ağlama duvarı zannettin herhalde. Yeter artık, bıktık. 3-4 İktisat öğrencileri. Kerem hoca ile Onur hocalarımızın imajlarına mal olan o büyük iddia neydi acaba??? Saç ve bıyık kıyımının gerçek nedeninin SBF dergisinde yayınlanmasını istiyoruz... Murat Hocam (Murat Sevinç) derste sizi izlemekten ders dinleyemiyorum ve kötü not alıyorum sınavlardan. Çok tatlısınız. Kafası karışık bu Gökçen Alpkaya’nın. İnadına sigaraya başlama sebebim, tiyatrocu düşmanı, derste “yazmayın...dinlemeyin d e ...” teoreminin sahibi, “ben istesem öyle sorular hazırlarım ki, ben bile kalırım” sözüyle Mülkiye tarihine geçen Onur’a teessüflerimizi gönderiyoruz. Tüllab-iil Geyikhan. Emrah Aydınonat her ders vücut gösterisi yaparcasına şu gömleğini çıkarma pozlarından vazgeç artık! İlahi Karabıyıkoğlu Onur. Senn yüzünden psikopata bağladık; yırtındık; didindik... Ehh sonunda işkencenden kurtulduk. Sonra duyduk ki “baba” olmuşsun, yumuşamış; öğrenci hocası kıvamına girmişsin. Hocam, hakkında “baba oldu, yum uşadı...” diyorlar. Bizim suçumuz neydi? Mülkiyeli Mezunlar. Ferhat hocam seneye şu aylık ödevleri vermekten vazgeçin. Bıktık valla kes kopyala yapıştır yapmaktan... Sina Akşin! Hocam son çağ tarih profesörü ünvanmız var ama çağ bitti siz hala buradasınız. Murat hoca bizi solaryuma götürsene! (Tatile Gidemeyen Öğrenciler Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı) Koray Karasu’ya. Hocam hem ders anlatamıyorsunuz hem de kankanız Onur Hoca’ya benzeyip zor soruyorsunuz. Ya ders anlatın ya da kolay sorun. Erel Hocam! Bir insan “savaş” derken bile nasıl böyle sevgiyle bakabilir, bir insanın nasıl böyle bir ses tonu olabilir, kadife gibi!!! Sevgili Ayhan Hoca. Bu satırları yazdığımız sırada yine bir quiz korkusuyla kalp çarpıntıları geçirmekteyiz. Bu yeni sistemi sevmedik.Aristoteles’ten Platon’dan bıktık. Antik Yunan’dan nefret ettik. Bizi zorla Yunan düşmanı yaptın.bu dönem bizi yaktın bari seneye çocukları yakma. Üniversitelerde sınıf öğretmenliği sistemi benimsensin. Ömer (Kürkçüoğlu) hoca Züppeyun’un sınıf öğretmeni olsun, hiç ayrılmayalım!!! Sınıfta sağdakiler konuşurken soldakileri, arkadakiler konuşurken öndekileri fırçalayan İbrahim hocamıza; insanların günahlarını almaktan vazgeçiniz... Kayıp mı? Kayıplar mı? İşte Nilgün hocamızın tüm meselesi bu! 4 Uluslar’ın biricik hocası Hande Dabak! 4 senedir sizden ders alabildiğimiz için çok şanslıyız! Ama lütfen hep gülün... Tüllab-ül Zübbeyun. Sevgili Murat Sevinç, siz bir efsanesiniz: gerek sandalyenin kıyısında oturmanızla, ayna karşısında çalışılmış jön pozlarınızla gerekse Cem hocanun kitabım cümle cümle ezberlemenizle. Anayasa’dan kalmaktan bıktım! Selin hocayı çan eğrisini 25’e düşürmeye davet ediyorum ... Allahım sana şükürler olsun! 2007 İnek duasında sesimizi duyup Yalçın Karatepe’nin yüzünü bize gösterdiğin için sana şükürler olsun. Tüllab-ül Bakkal. Onur Kabasakaloğlu. Melih Gökçek ile çok samimi görmüşler. Derste atıp bizi mi kandırıyorsunuz? İlk dönem sözlüsünün ardından sayın M ENGİ’yi yumuşatan nedir bilemesek de hep böyle şeker gibi kalmasını diliyoruz. (Kamu 3) Madem aklınızda tutmayacaksınız ismimizi niye her seferinde bizi tanımak istiyorsunuz? Güven Sayılgan hocam nolur final kolay olsun! Atay hocam. Dersinizden 5 yıl kalırsam benimle evlenir misiniz? İtirafname! Onur Karahanoğulları’ m çocuğunu kaçırıp, ona karşı eğitmeyi, yetiştirmeyi planladığımı itiraf etmek istiyorum. Onur Ünal’ a: lakabı şeker oğlan, gelecekte olacak muhasebede duayen, sevgi ve saygıyla önünde eğiliyoruz, işletmeden hürmetlerle Orhan Hocam :) Kankası Murat Hoca’ya: Murat hoca Murat hoca, herkes karıştı çoluğa çocuğa, çalışmaktan saçlar döndü aka, bilmem düşünün bunları artık yata kalka :) İşletme 4 ’ten bir dost. ERDAL ÜNSAL -(Büyük bir şevkle yeni konuya geçtiğim anlatmaya çalışırken) ... ve şimdi burada başlamaya başladığımız modele başlarken.... -(Yazdığı kitapların ne karar iyi olduğunu anlatırken) ... Ben bu kitabın ilk versiyonlannı yazdığım zaman bu konu Türkiye’de yoktu, bilinmiyordu. -(Transfer ödemeleri çarpanı formülünü verirken): Çarpımın çarpımın çarpanına eşit!!! -İktisatta dünden bugüne bugünden yarma olmaz -... ve bu durum ne alır ? Zaman alıııııııırrrrrr -Soyan atan çöpe adam gibi (soyup çöpe atan adam gibi benzetmesini yapmaya çalışırken) -MIC yerine ne koduk?? -Bölümlerin arkasında çalışma sorularım da yaparsanız nolur? Kaymaklı ekmek kadayıfı olur. -Siiiz! Üçünüz! Ne o öyle tencere gibi fıkırdıyorsunuz -Şimdi biz burada zuma çalmıyoruz. O yüzden derse kitapla geleceksiniz. -Bölümlerin arkasında çalışma sorularım da yaparsanız nolur? Kaymaklı ekmek kadayıfı olur. -Siiiz! Üçünüz! Ne o öyle tencere gibi fıkırdıyorsunuz -Şimdi biz burada zuma çalmıyoruz. O yüzden derse kitapla geleceksiniz. ÇELİK ARUOBA -Derste söz almadan konuşan öğrenciye : Yaa kızım korsan bildiri yapma ordaannn!!! -Suudi Arabistan’dan gelenlerden önce kadınlar soyunuyor. Her şeylerini ortaya koyuyorlar. -Türkiye’de yabancı içki içenler az sayıda gangster parası çıkanlardır cebinden. -Menemen orospu yemeğidir. -Anlattığı şeyi bir türlü anlamayan öğrenciye: Ayol kızım ben öyle mi diyorum ?! -Sen hiç dışarıda vahşi kapitalist görüyor musun? böyle ısıran filan -Arkadaşlar hepiniz sınavda develüasyon yazmışsınız. Deve sırtında hörgücü olan bir hayvandır. Devalüasyon olacak. -IMF’yi batırıyorduk az kalsın. AHMET HAŞİM KÖSE -Sınav sorularının ne tarz olacağım anlattıktan sonra bombayı patlatır: Adım Hacivat yan yatmaz yani!!! -Sınavda maruzat değil yamt önemlidir. İRFAN CİYCİR -Otokorelasyon konusunu anlatırken : Mesela ben bir gece uyursam öteki gece uyumam Yani bir gece uyurum bir gece uyumam İşte bu otokorelasyondur. Siz de öylesinizdir değil mi???!!! Değil mi ama öyle olmaz mı???!!! (sımf hayretle hocayı izler...) -Ders sonrası soru sormak isteyen öğrenciye: Sana özel bir ders ayıracağım Boş zamanlarım bana ver ben de boş zamanlarımı sana vereyim. -1506’mn O’a eşit olduğunu nasıl araştırırsınız??? -Ekonometriden önceki yaşantımzı soruyorum ben burada. -Herkesin varyansı olacak -Model hakkında yorum yaparken: Ortadaki kısım ortamı bulutlandırabilir -Anlattığı süper karmaşık konudan soma sımfa döner: Bir şey anlayan var mı??!! GÜVEN SAYILGAN -Konuşurken eğer çok fazla falan filan derseniz karşınızdaki insan falan filan öğrenmez, sizin falan filan olduğunuzu düşünür. -Tanım gereği siz benden daha zeki olmak durumundasınız. -Ticari hayatta bu tip atraksiyonlar mümkündür. -Gel ben sana paranı vereyim fıtleşelim der halk ifadesiyle. -Sorduğu soruyu cevaplayamayan öğrenciye: Yok öyle artık Mülkiye is the best forget the rest!!! Çalışmanız gerekiyor. -Verdiği yanıttan memnun kalmadığı öğrenciye : Güven Abin anlamıyor sen böyle yanıtlayınca. -Yüz kere söyledim, daha da söylerim, (n+1) kere söylüyorum. -Paradoks: mantıklı değil ama aslında mantıklı. -Arkadaki bir arkadaşa -Seni terletirim pencerenin yanında.. .-Sonra sınıfa dönerek - Herkes bu arkadaşa baksın-Fiyat kartellerini anlatırken: Antlaşma yapıyorlar ‘ Kim bu fiyatı bozarsa ölsün’ diye. -Faizin ne olduğunu anlatırken sınıftaki bir arkadaşa: “şimdi ben senden borç para istesem verir misin?” -Arkadaş: “vermem hocam.”. Hoca: “Ama olmaz ki benim adım Güven bana güvenmeyeceksin de kime güveneceksin!” Gazi ÖZHAN -Otobüse bindim egzoz dumanı, rahatsız oldum. Taksiye bindim, taksici sigara içiyor. Bir Gima diye bir yer vardı. Orada yürüdüm, önümde biri sigara içti. Ben de halktan uzak duruyorum. -Yabancı uyruklu bir öğrenciye: “Pencerelerden en az üçte ikisini kapatır mısınız?” -Önden üçüncü, yandan beşinci sıradaki arkadaş,sen!” -Okulun teknik elemanına: “Beni advanced teknolojiye ulaştırdın, çok görüşüz.” -M odem insan 5 temel şeye sahip olmalı: Laptop, cep telefonu, usb(boyna asılı olacak), kredi kartı, araba. -Bazı üniversitelerin tuvaletlerinde sıcak su var. Yalçın KARATEPE -Biz buna ne diyoruz: Piyasanın etkin katılımcısı olmamak. Bu da enayi olmak demek. -ABD istihdam verilerinin iyi gelmesi üzerine cuma günü borsanm tavan yaparak kapanmasına sinirlenerek “Cuma günü tuvalet kağıdı koysan alacaklardı. Kağıt yaa!” -Gömlek alırken gösterdiği özeni hisse senedi alırken göstermiyor ki adam. -Hoca: Düşmez kalkmaz bir kimdir? Sınıf: Allah Hoca: Hayır! Faiz, o sabit duruyor. A llah’ı fınansal işlere karıştırmayın -Ateş ve su. Riski var. Ateşte yanarsın, suda boğulursun, ikisi yan yana gelince sıcak suda duş alırsın, (varlıkların bir arada bulunmalarından dolayı daha az riske sahip olmalarını anlatırken.) -Gördüğün şey her zaman gördüğün şey olmayabilir. -Bir şey biliyorsan biliyorsundur. Bilmiyorsan da Mülkiyeli olduğun için yine biliyorsundur. Korkut ÖZKORKUT -Ben bile benim hızıma yetişemiyorum. -Sermaye piyasası ile şaka olmaz. Arslan KAYA -Sıcak bir örnek vereyim. Ben zaten hep sıcak örnekler veririm. Hiç soğuk örnek vermem. -Bütün ata sözleri işletmeler için söylenmiştir. Mesela anasına bak kızını al. şirket evlilikleri için söylenmiş. -Genel Müdürün tatil masraflarını gider olarak indiremezsiniz, hesap planında “Genel Müdür K eyif Giderleri” diye bir hesap var mı? Yok. Orhan ÇELİK -Kendinize yatırım yapın, bu maliyetlerinizi düşürecektir. -Espri yapılacaksa ben yaparım. Siz yapınca ben kızıyorum. Kızınca ne oluyor? Küsüyorum, küsünce de mutsuz oluyorum. ONUR KARAHANOĞULLARI -Hukuken 2 tür kişilik vardır. Ama biz bunu 3 tür olarak ele alıyoruz. Birincisi özel kişilik, İkincisi tüzel kişilik, üçüncüsü ise güzel kişilik. Güzel kişiliğimiz tabiki Melih Gökçek. -Kamu düzeninin 2 tarafı vardır. Bir düzenleyiciler bir de düzülenler. -(Büyükşehir ihalesinde yalvarıp teklifi arttıran temsilci konuşuluyor.) Öğrenci: Ama hocam adam amacına ulaşmış. Onur Karahanoğulları: iyi o zaman bi de domalalım amaca ulaşmak için isterseniz. -Onur Karahanoğulları: Parkta ne yapılır? Öğrenciler:— ..................... (derin bir sessizlik) Onur Karahanoğulları: Ben size söyliyim. Parkta halk arasındaki tabirle yiyişilir. - Taksicilerin ayrı bir canlı türü olduğuna gerçekten inanmaya başladım. -Şimdi biz parkta dondurma yiyoruz. Yeni çıkan yasalar neticesinde bekçi gelip, “Öyle yalamayın çok seksi oluyor” diyebilir mi? FETHİ AÇIKEL -Okulu bitirmenin nesi var? Siz hiç bitirmeyen öğrenci gördünüz mü? Bir Apo var bitirmemiş dağa çıkmış. O da kalsaydı vali olurdu zaten. -Fethi AçıkehSenin saçm kıvırcık Öğrenci: Evet hocam Fethi Açıkel:Neden? KURTHAN FİŞEK -Kurthan Fişek: Sen kime oy verdin? Öğrenci:(ilk başta cvp vermek istemez). Kurthan Fişek: Kime oy verdin? Öğrenci:Bağımsız aday Şükrü Erbaş’a verdim hocam. Kurthan Fişek: O kim la? -Bir gün Bülent EcevitTe içiyordum. Bir küfrettim Rahşan elindeki çay tepsisini düşürdü. -Okula M ehmet A ğar’ı getirdim. Mülkiyeliler Birliği ayağa kalktı. “ Okula mafya getirdin diye” ulan devleti anlatıyorum. Devletten büyük mafya mı var? YAHYA SEZAİ TEZEL -Kendine münhasır iktisadi yorumları: -“Çin yabancı sermayenin altına yattı”. -“Rusya komünizmden sonra dışarıya ihraç edecek bir şey bulamadı dolayısı ile oros.ulukta ön plana çıktılar, bunda da nispi üstünlükleri vardı”. -Bak evladım bir daha böyle hazırlanırsan sunuma yarın karşıma çıkma" Full time öğrencilik yapın part time değil, sometimes öğrencilik yaparsınız ali time öğrenci k a lırsın ız . AYHAN YALÇINKAYA -Not tutmayın yeter artık (öğrencinin birine ) hele sen, bir kelime daha yazarsan sınıftan atarım. -Ama hocam, sınav! -Yok, hocam mocam, gözüm takılıyor size, bir de en öne oturmuşunuz. -Yer değiştirelim? -Konuşma işte, otur oturduğun yerde! İLHAN UZGEL Onlar ki SBF de öğrenci,ana kucağında çocuk,yarında yetişkinlerdir Cesur,bilgili,dünüşür ve gençlerdir Ve Kahreden ,üreten ki onlardır Destanımızda yalnız onların maceraları vardır. Onlar uyup dekanın sözüne, Coplarını elden öğrenciye düşürürler Ve öğrencileri kapıda dövüp,rahat uyurlar evlerinde Ve onlarki nice köşelerde kameralarla gözlerler Ve ana avrat küfreden ki onlardır Destanımızda bir de onların maceraları vardır Kamera, 10 Mayıs,Kütüphane Ve Kimlikler Ve Şiddet Ve Eğitim Ve Üniversite Ve bilcümle ÖGB Ve kederli İnek Bayramının Öğrencilerin ve Misafirlerinin bahtı Bir 10 Mayıs 2008 günü değişmiş olur, Bir akşam vakti kapının kenarından Onlar ağır ellerini havaya kaldırıp,doğruldukları zaman. İnsan Haklarını çiğneyen Bayılıp en renkli şekillere akseden onlardır Asırda Sbf vardı,Mülkiye vardı Çok sözler edildi onlara dair Ve onlar için M ülkiyeliyken asla kaybedilmez denildi. H u ^ Fakültesi belki öğrencilerini daluı değildi... Bir okulun karizmasını tabii tarihindeki gurur verici olaylar ve o olayların içinden gelen ruh da etkiliyor. Mülkiye öğrencilerinin geçmişte önemli dönemeçlerde siyasal tavır almış olması okulun ününü arttırmıştır. Mülkiye mezunlarının birbirini tutması da adının sağlamlaşmasında kuşkusuz etkili olmuştur. 2-lnek Bayramları sizin için ne anlam ifade etmektedir? Kendi döneminizdeki inek bayramlarınızla ilgili izlenimlerinizden bahsedebilir misiniz? — Ben okuldaki ilk yılımda bir İnek Bayramı yaşadım. Bir ineği okuldan aldık, Sıhhiye'ye götürdük oradan dolaştırdık Kurtuluştan geri getirdik. Öğrenciler rengârenk giysiliydi. İneğin hali pek komikti... Çok eğlenmiştik. Sonraki yıllarda giderek öğrenci olayları yoğunlaştı, inek Bayramları kaldırıldı... 3-Gazeteci olmak mıılkiyeye girme hedefleriniz arasında bulunuyor muydu? Türkiye'de insanların istedikleri, arzuladıkları işte meslekte değil de, buldukları işte çalıştıkları düşünülürse siz hangi tarafa yakınsınız? Mülkiye'ye girerken doğrusu ne olacağıma karar vermemiştim. İlk yıl şunu gördüm ki ben disiplinli bir meslek adamı olamam. Valilik, diplomatlık, maliye müfettişliği gibi meslekler bana göre değil... Sinemacı olmaya karar verdim o yıl... Üç beş kuruş para bulup İsveç'in yolunu tuttum. Bergman'm okulunun kapısına dayandım... Ama içeri girmem mümkün olmadı. Bir yıl işçilik yapıp geri döndüm. Ailenin beni okutacak parası da pek yoktu. TRT Haber Merkezi'nde bir yan zamanlı iş buldum. Bir yıl sonra da Ankara Televizyonu için sınav açıldı. Sınavla Televizyona girdim. Yönetmen oldum. Mesleğimi de seçtim. Artık televizyoncuydum. Okul sınavdan sınava gidiyordum. Çoğunlukla çakıyordum. 12 Mart darbesi sonrasında TRT'den atılınca en yakın meslek olarak gazeteciliğe geçtim. Mülkiye okumuş olmak gazetecilikte çok önemli destekler sağladı bana. 4-Miilkiye isminin İstanbul Üniversitesi tarafından dava konusu edilmesi ve bir Mülkiyelinin bu anlamda imtiyazlara sahip olması Mülkiye için ayrıcalık olarak düşünülmeli midir? İstanbul Üniversitesi Mülkiye adını çok seviyor... Oysa Mülkiye bir lakap... Onlar da kendilerine benzer bir lakap bulabilirler... Mutlaka Mülkiye'ye öykünmeleri için sebep yok... 5-Sizce bir Mülkiyeli eskisi gibi nitelikli ve Mülkiye ruhuna sahip olarak yetişiyor mu? Buna bağlı olarak devlet kademelerinde hala Mülkiye egemenliğinin sürdüğüne inanıyor musunuz? Mülkiyeli şimdi nasıl yetişiyor? Doğrusu tam olarak bilmiyorum. Zaman zaman umudumu kıran haberler almıyor değilim. Ama kesin bir şey söyleyemem. Mülkiye ruhu nedir? Mülkiye devlete üst düzey ve nitelikli eleman yetiştiren bir okul... Mülkiyeliler kendilerini ülkenin kalkınmasından ve devletin yaşamasından sorumlu görmüşlerdir. Önce Mülkiye sonra Türkiye sözü başkalarının uydurmasıdır. Bir Mülkiyeli için ilke "Önce Türkiye sonra Mülkiye"dir. Mülkiyeli devlete ve ülkeye sahip çıkmak üzere yetişir, o ruhla eğitilir. Daha doğrusu eğitilirdi. Devir çok değişti. İdealizm geri plana düştü. Bireycilik ön plana geçti. Bunun böyle olması için yukardan aşağı, özellikle Özal döneminde, somut baskılar da uygulandı... 12 Mart olsun 12 Eylül olsun bu süreçlerde en çok darbe yiyen okul belki de Mülkiye idi. Mülkiye'ye yönelik hala görünür görünmez bir baskı vardır. Mülkiye öğrencisinin bu baskılara teslim olmayacağını düşünmek istiyorum. Mülkiye yurtsever öğrenciler yetiştirir. Görevi budur. 6-Keııdi öğrencilik yaşamınızda Kazganın çıkarılmasında etkin rol oynuyor muydunuz? Kazganla uğraşmaya maalesef hiç vaktim olmadı 7- Şu an ki kuşağı dikkate alırsak ilgiyle takip edilen " Penguen, Lenıan " ve benzeri tarzdaki mizah dergilerine karşı başta başbakan olmak iizere yeni dönem politikacılarının oldukça tahammülsüz olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? AKP'nin adı demokrattır ama bu kadro hiç mi hiç demokrasiden nasiplenmemiştir. Din referanslı bir partinin aynı zamanda demokrat olması da pek mümkün değil zaten. O yüzden Tayyip Erdoğan ve arkadaşları demokrat ve hoşgörü sahibi olamazlar. Karikatüre bile tahammül edemezler doğal olarak. Unutulmaması gereken bir şey daha var... İslami kültürde mizah yoktur. Bu kültürde mizah genellikle alay etme ya da aşağılama gibi algılanır. Karikatüre kızmalarının bir sebebi de odur. 8-Idari yargıda "iktisadi idari bilimler" adı altında yapılan ama özellikle Mülkiye öğrencilerine yönelik kısıtlamaların gerekliliği konusunda ne düşünüyorsunuz? Konuyu ayrıntısıyla bilmiyorum ama Mülkiyelilerin devlet yönetiminden ya da yargıdan çıkarmak konusundaki gayretleri tahmin ediyorum. 9- Kendini sosyal demokrat olarak adlandıran CHP' nitı yapılan son kurultayında başkan adayı olabilmek için delege sayısının %20 'sinin imzası gerekmektedir. Aynı CHP' nin 40 yaşın altında 1 milletvekili, 35 yaşın altında ise milletvekili bulunmamaktadır. Tabanından tamamen soyutlanmış, elitist bir formatta, sağın solu haline gelen, tek söylemi " laikliğin yılmaz savunucusu " olan bir partinin iktidar adayı olabileceğine inanıyor musunuz? CHP’nin yaşlı bir parti olduğu doğrudur. Parti içi demokrasi yoktur da diyebilirsiniz. Parti iktidar adayı olacak durumda değildir. Bir iktidar programı yoktur. Bütün bunlar doğrudur. Ama bir başka doğru daha var. Diyelim ki CHP bir sosyal demokrat icraat programı yaptı ve bunu açıkladı. Mesela Tony Blair iktidara gelirken böyle bir program yapmış, holdinglerden vergi alacağını bu kaynakları eğitime aktaracağını bildirmiştir. Tabii ki sosyal demokrat parti varlıklı kesimlerden biraz alacak yoksullara aktaracaktır... CHP'nin de bu tür projeler yaptığını farz edelim. Böyle projeler duyulduğu andan itibaren varlıklı kesimin şimşekleri CHP'nin üzerine yağmaz mı? Sermaye kesimi, medyanın da desteğiyle, CHP'yi yerle bir etmeye çalışmaz mı? Unutmayalım, CHP'nin 1978'de böyle bir programı vardı ve iktidarda ancak 1 yıl oturabildi. TÜSİAD CHP'yi paralı Harlarla sarstı. Ampul, yağ, vs kıtlıklarına halk dayanamadı. Soru şu... Halk yanlısı bir program yaptığı takdirde sermayenin şimşeklerine muhatap olacak olan CHP'nin arkasında halk ne kadar durabilecek? Duracak mı? Zaman zaman Coca Cola, sigara boykotu falan başlıyor. Dikkat edin bu tür toplu hareketler üç günden fazla sürmüyor... Halk ne kadar direnecek? Direnecek mi? Halk dirençli bir hareketi göze alırsa siyasi hareket kendiliğinden oluşur... 10- AKP iktidarının kendi medyasını oluşturma çalışmalarını, bu anlamda yapılan ve son örneğini "SABAH” gazetesinin satışında gördüğümüz ihaleleri nasıl değerlendiriyorsunuz? — AKP’nin tek ilkesi var. Ya benden olacaksın ya karşı taraftan. Benden olmayan karşı taraftandır diye neredeyse açıkça ilan ediyor. Tarafsız basma tahammülü yok. Demokratik tavra da... O yüzden tarafsız basının önünü açacak yerde kendi medyasını yaratıyor. Bizim medya AKP'ye sıcak bakıyordu ama yetmedi... Körü körüne AKP'li bir medya isteniyor. Sabah olayı AKP'nin bu yolda hayli gözü kara davrandığını gösterdi. 11- Yazılı basının %40f ını elinde bulunduran Aydın Doğan 'ın, basın üstündeki bu hegemonyasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Basın özgürlüğünün sürekli tartışıldığı bir ülkede bu yapıyı ne kadar sağlıklı buluyorsunuz? — Basında tekel her zaman için basın özgürlüğünü tehdit eder. O yüzden Batı demokrasilerinde tekelleşmeye karşı sağlam yasalar vardır. Bizde yok. O yüzden olağanın üstünde büyüklükler oluştu. NE var ki artık gündemde olan veya olması gereken Aydın Doğan tekeli değildir. Şimdi sorun hızla büyüyen İslamcı basın tekelidir. TÜSİAD sennayesi yavaş yavaş var olma mücadelesine doğru itiliyor. Birkaç muhalif kalem varsa ancak bizim gruplarda ( Aydın Doğan ve Kara Mehmet) var. İktidar bu birkaç kalemden de rahatsızdır. O yüzden bizim gruplar artık kuşatma altındadır. 12 - Miilkiyeye dair unutamadığınız bir anınızdan bahsedebilir misiniz? Hangi birini anlatayım. Bir gün Borçlar Hukuku hocamız Sefa Reisoğlu ders anlatıyor. Konu tebligatlar. Tebligat tarihinin önemini anlatırken diyor ki: — Çünkü arkadaşlar bazı ay 28 çeker, bazı ay 29 çeker, bazı ay 30 çeker, bazı ay...Derken lafın burasında durdu... Kıpkırmızı oldu. Sınıf kıkır kıkır gülmeye başladı. Hoca ne diyeceğini şaşırdı. Derken sözü şöyle bağladı: — Bazı ay da 3 l'e kadar uzanır... — 12 Mart darbesinin ardından gözaltına alındım. Dışarıda adam kalmamıştı. Neredeyse bütün aydınlar gözaltına almıyordu. Gözaltına alınmayana da aydın diye bakılmıyordu neredeyse! Yıldırım Merkez'deydik. Bir gün Prof. Muammer Aksoy'u getirdiler. Hocamla birlikte aynı koğuşta yatmaya başladık... İçerde briç, satranç falan oynardık. Doğrusu vakit fena da geçmiyordu. Günün birinde salıverdiler. Ben de Eylül sınavlarına gireceğim. Tabii ders falan hak getire. Doğru hocamın odasına gittim. Hocam durumu biliyorsunuz işte çalışamadık falan. Ne de olsa hapishane arkadaşıyız. Bir 7,5'a ihtiyacım vardı. Neyse hoca 7 verdi de geçtim. Komik olan... Hocamla birlikte aynı koğuşta hapis yatmamdı... Dramatik olan ise Muammer Aksoy, Mümtaz Soysal gibi Avrupa çapında saygın hocaların hapis yatırılması tabii... Sevgili günlük, ÖSS tercihimi Mülkiye olarak yapmamın yegâne sebeplerinden biri Mülkiyenin Osmanlıdan bugüne geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir okul-u mukaddes olmasıydı. Mülkiyeyi kazanmanın verdiği hazla kalktım sıcacık yatağımdan ( daha da karga bokunu yememişti inanır mısın?) gittim okula. Okula girmemle burnuma anason ve nargile kokuları gelmeye başladı. Hoş mu hoş, boş mu boş, loş mu loş, floş, broş, yılışık, psişik, sisli bir hava huzmesiyle karşı karşıya kaldım. İlk dersimin tarih olduğu bir önceki günden kulağıma geldiydi, adım adım dersin olduğu dershaneye giderken amanın bir de ne göreyim? Bana kantin dedikleri yer bildiğin, düpedüz affedersin kahvehanenin daniskasıymış. Bir sürü cengâver işi gücü bırakmış, bilumum kingin, tavlanın batağına düşmüş. Hatun kişiler de er kişilere çay servisi yapar olmuş. Dedim ki içimden “Vay beni vaylar beni, ben nereye geldim böyle!”. Akşam güneşinin batmasıyla bir de ne göreyim er kişiler masadan kalktı, tüllabm “akvaryum” dediği mekân- ül mahalde Raks ediyorlardı. Ah sevgili günlük bir göreydin yanlarında nargileler, ellerinde rakılar, bellerinde bıçakkılıçları kuşanmışlar, önlerinde silahlar zevk-i sefaya dalmışlardı. Gözleri hiçbir şey görmüyordu. Merak ettim kulak kabarttım ne konuşuyorlar diye. Aralarından Burgazlı saçı sarı, bıyığı kara, nato mermer nato kafa biri külhanbeyi edasıyla başladı atıp tutmaya. O attıkça diğeri tuttu, diğeri tuttukça o atmaya devam etti. Arada İMKB deki karhanenin cariye-i compüteriyle ilgili başladılar cenk etmeye. Aralarından bir cengâver “İki numara benim! Onun işlemcisi daha hızlı, javası da var!” diye bağırıyordu Birisi Aydm’ın efesi, diğeri Bursa’mn bebesi başladılar o numara senin bu numara benim kavga etmeye. Bursalı Kemal Paşa Tatlısı Bey tüyü bitmemiş delikanlı alttan alır mı? Çıkardı revolverini. Amanın ortalık mahşer yerine döndü. Cenk etmeyin sevüşün diye geçirdim aklımdan. Sanki aklımdan geçenleri okudular sevişmeye başladılar. Bir de ne göreyim günlük, bizim külhanbeyleri rakıdan kafa bin beş yüz olmuş bir halde İMKB’ye doğru yol aldılar. Ben de gittim peşlerinden İMKB- i kârhaneye. Baktım ki burada “mama” dedikleri bir hatun çil çil para sayıyor. Şöyle bir konuşma geçti aralarında sevgili günlük: Mama: Destuuurrr, parasız yokkk yok demiş yılan. En hızlı, en şehvetli, dadı ballı bilgisayarım olan iki numarayı gani gani mangırları haııgü delianlu verirse o alır be yavv! -Kemal Paşa Tatlısı: Durun ağabeyler. Bir bilgisayar sülonun gavesini cebinden çıkartır abe, tabakhaneye mi geldik, tohumu bizden be eerkeze yeter be anam, usulacanak girelim. Beş cengâver geçtiler iki numaranın başına, başladılar zevk ü sefa eylemeye. Mülkiyeyi böyle görmenin verdiği şok ve üzüntüyle kendimi tezek heykelinin üzerinden atmaya karar verdim ve tam düşerken bir anda uyandım. Kan ter içinde kalmıştım, neyse ki rüyaymış Yarabbi sana şükürler olsun! Okulun çatısındaki deliklerden kendimi boşluğa bıraktım, bir yağmur damlası gibi kantinin göbeğine süzüldüm gittim. 200$ Güneşli bir şubat sabahıydı. Siyasal öğrencileri derslere katılımda gösterdikleri performansın aksine, İlgaz Gezisi için sabahın dokuzunda Cebeci kampusunda tam tekmil hazır bulunmaktaydı. Yalnız bir tuhaflık vardı; M ülkiye’nin her daim süslü, bakımlı kızları gitmiş yerlerine soluk suratlı, dar kot yerine bol eşofman, topuklu ayakkabı yerine sporları çekmiş kızlar gelmişti. Ancak yine de imajlarından ödün vermeyen bazı genç kızlarımız kar gözlüklerini Ankara’da takmışlardı. Otobüsün hareket etmesinden yarım saat sonra yavaş yavaş çıkınlar meydana çıkmaya başlamış, etrafı hamarat iktisat kızlarının yaptığı poğaçaların kokusu sarmıştı. Daha az hamarat olan kızlarımız ise kimisi B im ’den kimisi Tansaş’tan aldıkları erzakları halka arz etmişlerdi, e tabii gelir dağılımları farklıydı. Başta tutuk olan M ülkiyeliler Güdüllü Ergin’in kıvrak melodilerini duyunca otobüsü dansları ile şenlendirdiler. Nihayet yolculuk bitmişti ve Anadolu’nun bir yüce dağı olan İlgaz’a ulaşmıştık. Odalar yerleşme kargaşasının ardından zengin(!) alternatifleri ile herkesi cezbeden açık büfeye yöneldik. Yemek bittikten sonra herkes kendini karlara bırakmaya hazırdı. Eldivenler giyildi, bereler takıldı ve beyaz karlara dalındı. Kimi Mülkiyeliler farklarını ortaya koymuştu ve snowboardlar piyasaya çıkmıştı, kimileri ise kayak kiralamakla yetinmişti. Bu tip meziyetlere sahip olmasalar da eğlenme arzusu ile dolu olanlar ise, telesiyeje binerek İlgaz D ağı’nm ve güzel manzaranın keyfini çıkarmışlardı. Yorucu bir günün ardından nihayet akşam olmuştu. Sabahki görünümlerinin aksine kızlar bu sefer birer yıldız gibi parlıyorlardı. Gezi esnasında bizlere eşlik eden Çınar’ın fasıl ekibi gezimize renk katmıştı. Fasıl ekibinin solisti Erdem cafcaflı kostümü ve peruğuyla en az Mülkiye kızları kadar göz doldurmaktaydı. Yol yorgunluğuna rağmen gecenin geç vakitlerine kadar süren eğlence diskoda son bulmuştu. Huzurlu bir uykunun ardından yeni güne başlanmıştı. O gün için herkesin farklı bir programı vardı. Akşam yemeğinde günün kritiği yapılmıştı; kimimiz karda yürümüş temiz havayı solumuş, kimimiz ormanda kaybolup kurtlarla dost olmuş, kimimiz ise odasında dinlenip bir önceki günün dedikodusunu yapmıştı. Ortama adapte olmanın verdiği rahatlık ile kızlarımız daha bir açılmış saçılmış, daha bir süslenmişti. Erkeklerimiz ise gömleklerini giymiş, güzel kokularını sürünmüşlerdi. Bol şamatalı ve sohbetli akşam yemeğinin ardından yapılan dans yarışmasında kızlarımız marifetlerini gösterdiler ve elbette en iyi olan kazandı. Birincinin yakın arkadaşı olmanın verdiği şansla kırmızı şarabımızı keyifle yudumladık. Saatler 23.00 ‘ı gösterdiğinde disko ışıkları yanmış ve Mülkiyeliler kendilerini piste atmışlardı. Uzun, eğlenceli ve çılgın bir gecenin ardından istemeyerek de olsa odalara dönüldü. İlgaz’daki son sabahımızda kahvaltılar edilmiş, çaylar içilmişti. Son kez dağ havasının solunmasının ardından dönüş yoluna koyulduk. Yorgun Mülkiyelilerin dönüşte koltuklarına gömülmüştü ve horultu sesleri içindeki halleri Güdüllü Ergin’in Ankara H avaları’nı aratmıyordu. Verilen molada içilen sıcak çorbalar akşamdan kalma hale bir nebze de olsa iyi gelmişti. Ve nihayet A nkara... Çok sevgili SBFmiz önünde yolculuk tamamlanmıştı. Güzel anılarla bir İlgaz Gezisi daha sona ermişti. Aldığımız duyum lara g ö r e M ü l k i y e ’de Kazgan va rm ış ! Kazgan, Kazgan gibi çıkar. Ama Dekan, Kazgan çıkıyor diye d ü z e l i r mi h i ç ? V . ________________- Kazgan’m okunduğu yerde kıyam et kopar ! Kazgan, beni yüz san cak tan dah a fazla k o rk u tu r . B ana kim se Kazgan k o m i k b i r der gi dedirtemez ! G örünen, gerçek olsaydı, Kazgan’a gerek kalm azdı. , \ \ X aV Eğer çok ders çalışırsanız sınavlarda yüksek notlar alabilirsiniz, hatta mezun bile olabilirsiniz. Emrah AYDIN ON AT Selin ÖZDEN Murat SEVİNÇ Melek FIRAT Çelik ARIOBA Faruk ALPKAYA İbrahim KAPLAN Celal GÖLE Ahmet MAKAL Orhan ÇELİK Baskın ORAN Ahmet Haşim KÖSE Argun KARACABEY Güven SAYILGAN Kerem ALTIPARMAK Onur KARAHANOĞULLARI A rif KOCAMAN Aykut KİBRİTÇİOĞLU Onur ÖZSOY güçlü şirin şirine süslü şirin gözlüklü şirin aşçı şirin uykucu şirin cimri şirin usta şirin ressam şirin korkak şirin şirin baba öfkeli şirin bebek şirin gözlüklü şirin hümanist şirin bıyıklı şirin tembel şirin gargamel azman Zeliha E töz’ ün bacaklarının aslında kırmızı olduğunu, onların çorap olmadığını, Zeliha Etöz’ ün makyaj güzeli olduğunu, Finans konusunun duayeni(!) Güven Sayılgan’ m Çeko mezunu olduğunu, Hayat Ebru Erdost’ un bundan 3 yıl önce 200 kg olduğunu, Lale D avut’ un emeklilik günlerini biçki-dikiş kursunda geçirdiğini, Ahmet Haşim K öse’ nin Ferrari sini satmaya kıyamadığını, Celal G öle’ nin similasyon, asıl dekanın Sulhi Abi olduğunu, Vize-fmal sınav sorularını aslında fotokopici Derviş’ in hazırladığını, Abuzer Pınar’ m derste küsme bahanesiyle sınıfı terk edip Facebook’ ta ilkokul arkadaşlarını aradığını, Emrah Aydm onat’ m karizmasına karizma katmak için her sabah iki kaşının arasını boyadığım, Ahmet Haşim Köse ve Abuzer Pınar’ m çalışma adı altında Cebeci' de kız kesme turu attığını, Öğrenci İşleri’ ndeki teyzenin aslında Mason olduğunu, Şebnem Scheffer’ m bekaret raporunu Erdal Ünsal' dan aldığını, Bader A slan' m aslında Yüzüklerin Efendisi’ ndeki Frodo’ nun dublörü olduğunu, American Psyco filminin Kadir Gürdal’ m hayatından esinlenip yazıldığını, Nilgün Erdem ’ in eski MHP milletvekili aday adayı olduğunu ve seçilmeyince küsüp komünist olduğunu, Şehirali-Çelik çiftinin imam nikâhıyla evli olduğunu, Orhan Ü nal’ ın aslında hiç fınansal tablo görmediğini, Deniz K am acı’ nin saçlarının gerçek rengini elde etmek için saçma patlıcan bağlayıp yattığını YÖNETİM BİZDE tın a n ı n ▼ wm m m ı m im m « « n f i » * ı U * ™ « r ■ la ıu f e n r iiK fiu n iiıiE F i i i i i i 'H ın iii» o ı ™ iri *1t£!Sk MAN OF MALİYE b * « ıtı ısın » ı mma* ı r a n inil » u n ımaaıı mmume m m »mi tmm mı m «uec* b e *•?»* u n u * tun a s a mm ¿.mam mm m SRMU’OKSiae «tM OM İ ttiKFMMDf3£9mi H ltlIH I "fM U M İ *■— ip t , * M ÖM2&MtPOH iEİi'EHI *i3PSflT IZ3 HAVE YOU SEEN THIS WIZARD? iV R V O w B S m LC R » R U ÏÏ« f5 f t v á«# SİUSALÎ İTESİ »TU T ' (JVA> VE I Bir Kazgan’ın daha sonuna geldik. Dergiyi okurken güldüğünüz, sinirlendiğiniz, beğenmediğiniz yerler olmuştur. Bizim de var; ama artık bir gelenek haline gelen ilgisizlik elimizi kolumuzu bağlamakta. Eski Kazganlara baktığınızda da göreceksiniz, temel eksiklik ilgisizlik. Bu koşullarda çıkartıyoruz dergimizi. Mezun olacak arkadaşlarımız Mülkiye adına “ıslahatlarla” dolu bir 4 sene geçirdiler. İlk önce not sistemi değişti, ardından fakülte kapılan kapatıldı. ÖGB’ler geldi. Hocalar gitti. Son senelerinde ise kapıya turnikeler, duvarlara kameralar takıldı. Okula girdiklerinde “hoş geldin” diye karşılanan çömezler, artık “Allah kurtarsın’la teselli edilir oldu. Okul bitiyor ve gidiyorlar. Peki, ülkemiz ne halde? Kamu kuruluşlarına idareci yetiştiren okulumuzun, özel sektörden başka iş alanı kalmadı. Her yer özelleşti be arkadaş. Arkadaşlarımız, “okul bittikten sonra ne yapacağım, kapağı r.erc; e atacağım?” sorularıyla meşgul olurken. Yasalar geçti. Sosyal güvenlik dediler. Ne sosyalliğini gördük, ne de güvenliğini. ÖGB var gerçi; ama o da ona buna tekmeyle yumrukla, bilemedin copla, olmadı silahla müdahale etti. Eskiden sadece hocalar keserdi bizi, şimdi önüne gelen ayakta kesiyor. Akademisyenlerimiz YÖK maddeleriyle uğraştı. YÖK başkanı maddeyi falan bırakıp, üniversiteler paralı olsun dedi. Sen teksin be Mülkiye, “Dünyanın hiçbir yerinde yokmuş bedava okul”. Yatırdığımız harçlar ne oluyorsa. Benim memurum işini biliyor ya. İşte bu yüksek devlet memuru ağabeyimiz, hakikaten işini biliyor. Şaban’a da söyledik; ama bir kez de burada yazalım. Okulda herkes birbiriyle küs. Sulhi ağabey bize, Hocalar dekanlığa, Hocalar birbirlerine, Dekanlık herkese. Kreş bahçesi oldu burası. Tüm bunlara rağmen, bir şekilde çıkarttık Kazgan’ı. Sağ olsunlar, okul yönetimimiz, üniversite yönetimimiz, ülke yönetimi bize çok malzeme verdi. İsterdik ki, gülmekten yerlerde yuvarlanın; ama aynı zamanda düşünün. Yapamadıysak herkesten özür dileriz. Tüm mezun ağabeylerimize, mezun olacak arkadaşlarımıza, öğrenci kardeşlerimize ve yeni gelecek çömezlere selamımızı yolluyoruz. Kendinize iyi bakın. Kazganca. f t r / r * ıs * 1 M 't ı r
Benzer belgeler
2007 - Mülkiyeliler Birliği
(Birgüneştin 6ir zamanfar, aya kadar kgCdırıdı dün,
(Dün Bir ay din, sislenen 6oşCuk}a yıCdızsın 6u gün;
(Benzin uçmuş Sak^ ne rüya 'dır, 6u akşam gördügün?
‘Ey Vatan gözyaşCarın dinsin, yetiştik^ç...
2009
Bir güneştin bir zamanlar, aya k adar kaldındı dün,
Dün bir ay'dın, sislenen boşlukta yıldızsın bu gün;
Benzin uçmuş bak, ne rüya'dır, bu akşam gördüğün?
Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü...
2011 - Mülkiyeliler Birliği
Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz,
Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.
Gül ki sen, neş'enle gülsün ay, güneş, toprak, deniz.
Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü bi...
2005 - Mülkiyeliler Birliği
Ey Vatan gözyaşCarın dinsin, yetiştif^çünkü 6iz.
Çüf sen, neş'enCe gülsün ay, güneş, toprak deniz.
Ey Vatan gözyaşfann dinsin, yetiştif^çünkü 6iz.
(Birgüneştin 6ir zamanfar, aya kadar kgCdırıdı dün...
2012 - Mülkiyeliler Birliği
Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz,
Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.
Gül ki sen, neş'enle gülsün ay, güneş, toprak, deniz.
Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü bi...
2010 - Mülkiyeliler Birliği
E y vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.
G ü l ki sen, neşe'nle gülsün ay, toprak, deniz.
E y vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.
B ir güneştin bir zamanlar, aya k adar kaldmdı d...