Multipl Skleroz: İmmunsüpresif Tedaviler
Transkript
Multipl Skleroz: İmmunsüpresif Tedaviler Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Multipl Skleroz (MS) tedavisinde immunsüpresif tedaviler temel olarak sık ve şiddetli ataklarla özürlülük artışına neden olan relapsing remitting (RR) seyir ya da sekonder progresif (SP) seyirli olgularda kullanılmaktadır. Bu bölümde etkinliği ve güvenirliği kanıtlanmış ancak hastalık seyrini kısmen değiştirebilen güncel immunomodülatör tedavilere rağmen kötü seyreden RR MS ve SP olgularda kurtarma tedavisi olarak gündeme gelen başta Mitoksantron ve Siklofosfamid olmak üzere, MS tedavisinde en uzun süre yer alan ancak son yıllarda kullanımı giderek azalan Azatioprin ve son olarak MS tedavisinde yeri son derece sınırlı olan Metotreksat ve Siklosporin A ele alınacaktır. Yeni nesil immunsüpresif tedaviler kitabin bir başka bölümünde yer aldığından bu bölümün kapsamı dışında bırakılmıştır. Mitoksantron: Antineoplastik ilaç olarak geliştirilen Mitoxantrone Hydrochloride (mitoksantron) (Novantron) DNA’ya çapraz bağlanarak RNA sentezini etkileyen bir antresenedion olup DNA onarım enzimi olan topoizomeraz II enzimini inhibe eder. Makrofaj, B ve T lenfositlerin proliferasyonunun inhibisyonu, supresör T lenfositlerin aktivasyonu, yardımcı T lenfositlerin aktivasyonunun inhibisyonu, B lenfosit ve antijen sunan hücrelerin apopitozunun tetiklenmesi gibi immunsupresif ve immunmodülatör etkileri vardır. Ayrıca sitokinler üzerine de etkili olup IFN gama, TNF alfa ve IL-2 sekresyonunun inhibisyonuna neden olur. Tüm etki mekanizmaları bir arada düşünüldüğünde mitoksantron antineoplastic, immunsüpresif ve immunomodulatör etkileri olan bir ilaçtır. (Fidler 1986, Ehninger 1990, Wollmer2010) Mitoksantronun deneysel allerjik ensefalomiyelitte (EAE) hastalık gelişimini önlemedeki etkinliğinin görülmesinden sonra ( Levine 1986) MS’de de etkinliği ve güvenirliği küçük ölçekli açık etiketli çalışmalarla araştırılmaya başlanmış (Noseworthy 1993) ancak plasebo kontrollu randomize ilk çalışmalar 1997’ de yayınlanmıştır. Bu çalışmalardan ilki İtalyan Novantron Çalışma Grubu tarafından yapılmış, 51 RR MS hastasının 27’sine 2 yıl süreyle ayda bir kez 8 mg/m2 mitoksantron, 24’üne plasebo uygulanmıştır. (Millefiorini 1997) İki yıllık izlem sonucunda mitoksantron alanlarda atakların sıklığı ve şiddetinde % 66 oranında azalma gözlenmiştir (p<0.001) Yine tedavi alanlarda klinik progresyon anlamlı derecede daha az gözlenmiş, MR’ da da yeni T2 lezyon sayısı % 46 daha az görülmüştür. Aynı yıl yayımlanan diğer çok merkezli, randomize kontrollü çalışma Edan ve arkadaşları tarafından 32’si çok aktif RR MS, 10’u SP MS tanılı toplam 42 hastada yapılmış, 6 ay süreyle hastaların bir bölümüne ayda bir kez mitoksantron 20 mg/IV ve metilprednizolon 1 gr/IV uygulanmış; kalanına yalnızca metil prednizolon 1gr/IV/ay verilmiş, MR’ da Gd tutan lezyon sayısında kombine tedavi alan hastalarda % 90, yalnızca metil prednizolon alan hastalarda % 31 oranında azalma gözlenmiştir. (p<0.001) Atak sıklığında da kombine tedavi grubunda % 76 azalma saptanmıştır. (p<0.01) (Edan 1997) Bu iki çalışmanın olumlu sonuçlarının ardından güncel immünomodülatör tedavilere rağmen hastalık aktivitesi kontrol altına alınamayan kötü seyirli RR MS hastalarının tedavisinde mitoksantron daha sık kullanılmaya başlanmış ve 2000 yılında Amerikan İlaç Gıda Dairesi (Amerikan Food and Drug Administration) tarafından onaylanarak kötü seyirli relapsing remitting MS, sekonder progresif (SP) MS ve progresif relapsing (PR) MS tedavisinde ruhsatlanmıştır. Kötü seyreden MS tedavisinde mitoksantronun etkinliğinin sorgulandığı en geniş çalışmalardan biri Hartung HP ve arkadaşları tarafından yapılan çok merkezli, plasebo kontrollü çift kör, randomize MIMS (Mitoxantrone in Multiple Sclerosis Study) çalışmasıdır. (Hartung 2002 ) Çalışmaya progresif seyirli (SP, PR) 194 hasta alınmış, hastalar 3 gruba ayrılarak 3 ayda bir; bir gruba 5 mg/m2, diğerine 12 mg/m2, son gruba da plasebo uygulanmış. 24 aylık izlem sonucunda yüksek doz mitoksantron alanlarda atak sıklığında belirgin azalma (p<0.0002) ve EDSS skorlarında plasebo alan gruba göre anlamlı derecede düzelme gözlenmiştir (p=0.019). Bu çalışmanın 110 kişilik alt grubunda mitoksantronun MR lezyonları üzerine etkisi değerlendirilmiş, 2. yılın sonunda aktif ilaç alan grupta kontrast tutan lezyon gözlenmezken, plasebo alan grupta % 15,6 oranında görülmüştür (p=0.02). T2 lezyon yükü artışı mitoksantron grubunda 0.29 iken, plasebo grubunda 1.94 saptanmıştır. (Krapf 2005) Mitoksantronun etkinliğinin araştırıldığı bir başka kontrollü çalışmada RR MS’li 40 hastanın bir bölümüne 3 ay ayda bir 12 mg/m2 mitoks ile indüksiyon tedavisi ve ardından 12 ay Glatiramer Asetat 20 mg/sc/gün verilmiş, kalanına da indüksiyon yapılmadan doğrudan GA başlanmış ve 15 ay izlenmiş. On beşinci ayın sonunda indüksiyon tedavisi almadan yalnız GA alan grupta MR’ da ortalama Gd tutan lezyon sayısı 66 azalırken, indüksiyon tedavisi ve ardından GA kullanan hastalarda % 88 oranında azalma gözlenmiştir. Benzer şekilde atak sayılarında da indüksiyon alanlarda daha belirgin azalma gözlenmiştir. Her iki tedavi grubunda MS Functional Composite Skalasındaki skorlarda küçük ama istatistiksel anlamlılık göstermeyen düzelme gözlenmiştir. (Vollmer 2008) Kontrollu çalışmalar dışında mitoksantron ile yapılmış çok sayıda gözlemsel çalışma bulunmaktadır. Kötü seyirli RR MS hastalarında mitoksantronla indüksiyon tedavisinin etkinliğinin 5 yıl süreyle izlenerek değerlendirildiği bir çalışmada hastalara 6 ay boyunca ayda bir kez 20 mg IV mitoksantron ve 1 gr IVMP ile indüksiyon yapılmış, daha sonra hastaların bir bölümüne 3 ayda bir mitoksantron idamesi ya da diğer immünomodülatörler (IFN,GA,AZATIOPRIN,MTX) verilmiş, indüksiyon yapılan hastalarda Gd tutan lezyonların % 85,5’dan % 9’ a düştüğü, yıllık atak oranlarının 3,3 den 0,3-0,4’e gerilediği, ortalama EDSS skorunun da 4,1’den 2,93,6’ya düştüğü görülmüştür (p<0.008 (Le Page 2008) Jeffrey ve arkadaşlarının yaptıkları açık etiketli kombine tedavi çalışmasında interferon beta tedavisine rağmen atakları kontrol atına alınmayan 10 RR MS olgusuna ilk 12 mg/m2, daha sonra 2 ay ayda bir 5 mg/m2, daha sonra 3 ayda bir 5 mg/m2 mitoksantron verilmiş, Gd tutan lezyonlarda % 90, atak saısında % 64 azalma gözlenmiştir. (Jeffrey 2005) Mitoksantronun kanser tedavisinde kullanımı sırasında gözlenen en önemli toksisitesi kalp ve kemik iliği üzerinedir. Onkolojide kullanımı sırasında gözlenen, sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunda düşme ve konjestif kalp yetmezliği ile karekterize kardiyotoksisitenin oluş mekanizması tam olarak anlaşılamamış olmakla birlikte miyokardiyal adrenerjik reseptörlerin fonksiyonlarında değişme, kardiyak sarkolemmada kalsiyum transportunda bozulma, sitotoksik sitokin salınmı ve lipid peroksidasyonu gibi nedenler ileri sürülmektedir. (Mather 1987) Mitoksanstronun kemik iliği üzerine toksisitesinin topoizomeraz-2 enzim inhibisyonuna bağlı olduğu düşünülmektedir ve akut miyelositer lösemi ile karekterizedir. (Capobianco 2008) Diğer yan etkileri arasında uygulama sırasında bulantı kusma, toplam doz arttıkça alopesi, menstrüasyon düzensizliği ve amenore, enfeksiyonlara yatkınlık sayılabilir. (Neuhause 2006) Öncü çalışmalardan bir olan MIMS çalışmasında ilk 2 yıllık süreçte hiç lösemi ya da kalp yetmezliği bildirilmezken onkolojide kullanımından gelen deneyimle hastalar kardiyak yönden izlenmiş, sol ventriküler ejeksiyon fraksiyonlarının tedavi öncesine oranla yaklaşık % 50 oranında azaldığı görülmüştür. (Hartung 2002) İlacın kullanımının artışıyla birlikte yan etkileri ya da bir başka deyişle istenmeyen ve komplikasyon olarak değerlendirilen kardiyotoksisiteye bağlı konjestif kalp yetmezliği ve akut lösemi olgu bildirimleri de artmıştır. Amerikan Nöroloji Akademisi Tedavi ve Teknoloji Değerlendirme Alt Komitesi (ANA TTDA) 2003 yılında ilacın yan etkilerine karşı uyarı raporu yayınlamıştır (Goodin 2003 ) Bu raporun ardından Amerikan Yiyecek-İlaç İdaresi (FDA) 2005 yılında ilacın prospektüsünde kardiyotoksisite ve lösemi riskine dair uyarının yer almasını sağlamıştır. Bu uyarıda kardiyotoksisitenin ve tedavi ilişkili lösemini uygulanan toplam doz artışıyla ilişkili olduğu, riskin 100 mg/m2 üzerinde arttığı belirtilmiştir. Bu nedenle hastalara tedavi sonlanana kadar bu doza çıktıktan sonraki her uygulama öncesi ve sonrası ekokardiyografi yapılarak sol ventrikül sistolik fonksiyonu değerlendirilmesi, ejeksiyon fraksiyonu ölçülmesi önerilmiştir. İlacın kesilmesinden sonra da kardiyotoksik etkinin sürdüğünün gözlenmesinin ardından 2008 yılından sonraki prospektüslerde tedavi sonlandıktan sonra yılda bir kardiyak kontrollerin devam etmesi önerisi yer almaya başlamıştır. (EMD Serono, 2007) Kardiyotoksisiste ve lösemi riski nedeniyle mitoksantronun yaşam boyu alınabilecek maksimum toplam dozu 140 mg/m2 ile sınırlandırılmıştır. (Neuhause 2006, Marriott 2010) . Amerikan Nöroloji Akademisi Tedavi ve Teknoloji Değerlendirme Alt Komitesi (ANA TTDA) 2009 yılı öncesi mitoksantronla ilgili basılan tüm İngilizce yayınları, Amerikan akademi kongresi ve ECTRIMS kongrelerinde sunulan bildirileri gözden geçirmiş ve ilaçla ilgili son güvenlik raporunu 2010 yılında yayınlamıştır.(Marriott , 2010) Toplam 434 makale ve özet taranmış, bunların arasında 2’si sınıf I ve sınıf II, 15’i sınıf III ve sınıf IV olmak üzere17 etkinlik çalışması bulunmuş, etkinlik yönünden yalnızca sınıf I ve sınıf II çalışmalar, kardiyotoksisite yönünden yeterli metodolojiye sahip olması nedeniyle 11 basılı sınıf III çalışma değerlendirmeye alınmıştır. Tedaviyle ilişkili lösemi 31 makalede rapor edilmiş, bunların büyük bölümünün küçük hasta serileri ya da olgu bildirimlerinden oluştuğu, dördünün de kongre bildirisi olduğu görülmüştür. ANA TTDA 2010 raporuna göre MIMS çalışmasından sonra mitoksantronun kötü seyirli MS’ de etkinliğini gösteren büyük ölçekli randomize kontrollü çalışma bulunmamaktadır. Sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunda azalma ve veya konjestif kalp yetmezliği ile karakterize kardiyotoksisite mitoksantron tedavisi alan kanser hastalarında % 2,6 oranında bildirilmiştir (Mather 1987) Mitoksantronun MS tedavisinde etkinlik ve güvenlik çalışmalarına bakıldığında başta MIMS olmak üzere, Fransa’dan açık etiketli çok merkezli bir çalışma (Edan 2001, 2011) ve tek merkezli bir Alman kohort çalışması (Mauch 1999 ) değerlendirmeye alındığında toplam 1378 hastanın 2’sinde konjestif kalp yetmezliği geliştiği gözlenmiş, 779 hastanın sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (SVEF) incelemelerinin sürdürüldüğü, 17’sinde (%2,2) SVEF’nin % 50’nin altına düştüğü görülmüştür. İki sınıf III çalışmada (Avasarala 2003, Paul 2007) erken kardiyotoksisite bildirilmiş; ilkinde 28 hastadan 5’inde (%18) 3 ayda bir 12 mg/m2 uygulanan 3 doz mitoksantrondan sonra SVEF’de belirgin düşme saptanmış, ikinci çalışmada 18 hastadan dördünde 1-2 doz (toplam 17,7-51,4 mg) uygulaması sonrası SVEF’ de asemptomatik düşüş, diğer dört hastada izole diyastoik disfonksiyon gözlenmiştir. Elli iki hastalık bir başka kohort çalışmada; hastalardan 3’ünde mitoksantron tedavisi sonlandıktan 24-80 ay sonra konjestif kalp yetmezliği (KKY) geliştiği bildirilmiştir. (Gofette 2005 ) Bu çalışmalar ışığında mitoksantronun farklı uygulama rejimlerinde SVEF düşüklüğünün % 12, KKY’nin % 0.4 oranında görüldüğü söylenebilir. Bir başka deyişle mitoksantron ile tedavi edilen her 8 hastadan birinin kardiyotoksisiteden etkileneceği akılda tutulmalıdır. (Marriott 2010) Mitoksantronun etkinlik ve güvenliğinin araştırıldığı Faz IV RENEW çalışması 2008 sonuçlarına göre 509 hastanın % 2’sinde KKY geliştiği, kardiyak izlemi süren 200 hastanın 26’sında (%13) SVEF % 50’nin altında bulunduğu bildirilmiştir. (Rivera 2008) Mitoksantron tedavisiyle ilişkili lösemi (TİL) ilk olgu bildirimi olarak 1998 yılında yayınlanmıştır (Vicari 1998 ). 2002 yılında yayınlanan bir derlemede; toplam1378 hastanın alındığı 3 çalışma (MIMS, Fransız, Alman )gözden geçirilmiş, mitoksantron tedavisi alan hastalarda ortalama 36 ay izlem sonucunda % 0.07 oranında TİL bildirilmiştir.(Ghali 2002) Başlangıçta çok az olarak bildirilen lösemi riski daha sonra sınıf III ve IV olgu serileri ya da tek olgu bildirimlerinin eklenmesiyle % 2-3’e çıkmıştır.(Ghali 2002, Pascual 2007,2009,Woo 2008) İlk raporlarda tedaviyle ilişkili akut löseminin kemoterapi ya da kemik iliği transplantasyonu ile düzeldiği belirtilirken (Beaumont 2003), bir kohortta akut TİL gelişen 3 olgu tedaviye rağmen kurtarılamamıştır.(Pascual 2009) Tedaviyle ilişkili ilk lösemi olgusu tedaviden 5 yıl sonra ortaya çıkmasına rağmen daha sonraki olgular mitoksantron tedavisini takiben ilk bir kaç yılda ortaya çıkmıştır. Bir hastada da tedavinin bitiminden 16 ay sonra kronik miyelositer lösemi geliştiği bildirilmiştir.(Sadıq 2008) Otuz beş İtalyan MS merkezinin mitoksantron tedavisi alan hastaları değerlendirdikleri retrospektif çalışmada (sınıf III) 2854 hastanın 21’inde (%0.74) TİL geliştiğini, TİL riskinin uygulanan doza bağlı olarak arttığını, 60 mg/m2’nin altında insidans 1.84 iken 82.4 mg/m2’nin üzerinde 2.74 olduğunu belirtmişlerdir.(Martinelli 2009,2011) Mitoksantron tedavisinin çok ender bir komplikasyonu da Sweet Sendromu’dur. Sekonder progresif MS tanısı nedeniyle mitoksantron alan 55 yaşında bir erkek hastada tanımlanan sendrom artralji, miyalji, ateş, deri lezyonları, nötrofili, sedimentasyon yükselmesiyle karekterize olup “akut febril nötrofilik dermatozis” olarak da tanımlanmakta, malignite ya da kullanılan ilaçlarla ilişkili olduğu belirtilmektedir.(Kumpfel 2010) Mitoksantronla uzun dönem tedavinin riskleri konusunda hastaların farkındalığının değerlendirildiği bir çalışmada 575 hastaya aldıkları tedavinin riskleri ve bu konudaki algılarının sorgulandığı bir anket verilmiş, hastaların %51’i anketi doldurmuş, bu grubun %40’nın lösemi riskinin, % 16’sının kardiyotoksisite riskinin farkında olduğu, %56’sının kardiyotoksisite riskini ciddiye almadığı görülmüştür. Bunun da hastalara tedavi konusunda yeterince ayrıntılı bilgilendirme yapılmadığı ile ilişkili olduğu düşünülmüştür. (Hoffmann 2012) Sonuç olarak sık ve şiddetli ataklarla kötüleşerek seyreden RR MS ya da sekonder progresif faza geçen hastalarda kurtarma tedavisi olarak oldukça etkin bir tedavi ajanı olan mitoksantronun kardiyotoksisite ve lösemi riskine karşı yakın izlem ile diğer immunomodülatörlerle birlikte indüksiyon tedavisi ve ardından kombine tedavi ya da monoterapi olarak kullanılması önerilmektedir. (Boster 2008, Esposito 2010) Kalp hastalığı, kardiyomiyopati, mediastene radyoterapi, yada başka nedenlerle diğer antrasiklinlerla tedaviden öyküsü olanlarda kullanımı kontrendikedir. Hastalara tedaviye başlanmadan önce kardiyak değerlendirme yapılması, sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu ölçülmesi, EF’si düşük olanlara başlanılmaması önerilmektedir. (Marriott 2010, Wundes 2010, Lallana 2011) EF’si % 50’nin üzerinde olup tedavi başlanan hastalara toplam doz 60 mg/m2 ve üzerine çıkıldığında her uygulama öncesi ve sonrası mutlaka EF bakılması, toplam dozun 120 mg/m2 ile sınırlandırılması, tedavisi sonlanan hastalara 5 yıl süreyle yılda bir kez EF bakılması önerilmektedir. (Gharli 2002) Tedavi ilişkili lösemi riski de ilacın toplam dozu 60 mg/m2 yi geçtikten sonra % 3,3 e çıkabileceği ve lösemi nedeniyle mortalitenin % 24’e varabileceği göz önünde bulundurularak hasta hematolojik yönden de yakın izlenmeli ve risk konusunda ayrıntılı bilgilendirme yapılmalıdır. (Ellis 2009, Ammatura 2011,Rimington 2011) İlacın post-maketing raporuna göre 2003-2007 yılları arasında 39 lösemi olgusu bildirilmiş, hastaların % 38,5’unun akut myeloid lösemi, % 33,3’nün promyelositik lösemi olduğu belirtilmiştir. (Ramnofan 2008) NMO spektrumunda mitoksantronun etkinliğini araştıran bir gözlemsel çalışmada mitoksantronun atakların sıklığını dramatik azalttığı ve progresyonu belirgin azalttığı saptanmış ancak tedavi alan 51 hastadan birinde tedaviden 4,8 yıl sonra akut lösemi geliştiği bildirilmiştir.(Cabre 2012 ) Buna benzer bildirimler nedeniyle, tedavisi sonlanan hastalar yalnızca kardiyak yönden değil hematolojik olarak da 5 yıl süreyle yılda bir kez değerlendirilmelidir. (Mulroy 2012) Uygulama şekli ve doz: Mitoksantronun ticari preparatı Novantron (20 mg/1 flakon) en az 50 ml % 0.9 sodyum klorür veya % 5 Glikoz çözeltisi ile dilüe edilerek IV infüzyon şeklinde uygulanır. Uygulamada farklılıklar olabilmekle birlikte indüksiyon amacıyla kullanıldığında 3 kez ayda ya da 2 ayda bir kez 12 mg/m2 ardından toplam doza ulaşana kadar 3 ayda bir 20 mg uygulanması, indüksiyon olmaksızın monoterapi ya da diğer immmünomodülatör tedavilerle (IFN ve GA) kombine tedavide toplam doz 120-140 mg/m2 olana dek 3 ayda bir 12 mg/m2 uygulanması önerilmektedir. Bulantı yan etkisi nedeniyle uygulama öncesi bulantı giderici ajan kullanılması uygulama kolaylığı sağlar. İnfüzyon sırasında ilacın damar dışına sızmamasına dikkat edilmelidir. Önerilen dozlarda verildiğinde düşük düzeyde geçici lökopeni riski vardır. Lökosit düzeyi en düşük değere 10. günde ulaşır, genellikle 21. günde normale döner. Hastaya verildikten sonraki ilk 24 saatte idrar rengi mavi-yeşil renk alabilir, skleralarda da mavimsi renk oluşabilir. Hamilelikte kullanılması sakıncalıdır. Mitoksantronun dokulardan atılımı yavaş olup terminal yarı ömrü 8-9 saat ile 9 gün arasındadır. Tedavinin sonlanmasından 272 gün sonra vücuttan tamamen temizlenmiş olur. (Strewart 1986, EMD Serono 2007) Siklofosfamid MS tedavisinde ilk kullanılan immunsüpresif ilaç olan siklofosfamid (Aimard,1966) alkilleyici bir ajan olup DNA’ya bağlanarak hücre bölünmesi ve çoğalmasını etkiler. B ve T hücrelerini etkileyerek hücresel ve humoral bağışıklık sistemini baskılar (Kovarsky,1983) Siklofosfamid esas olarak karaciğerde olmak üzere çok fonksiyonlu mikrozomal oksidaz sistemi ile aktif metabolitletine biyotransforme olur. Bu metabolitler hızlı büyüyen duyarlı malign hücrelerin büyümelerine etkide bulunurlar. Tümör hücresi DNA'sına çapraz-bağlanması nedeniyle güçlü antineoplastik etkiye sahiptir. Siklofosfamid tedavisi ile monositlerde interferon gama ve IL-12 sekresyonunun azaldığı, periferik kan mononükleer hücrelerinde IL-4 ve IL-10 sekresyonunun arttığı gösterilmiştir. (Smith, 1997) Sekonder progresif MS hastalarında IFN gama ve IL-12 sekresyon artışı (Balashov 1997) ve RR MS hastalarında klinik aktivite ile korele IL-12 artışı (Karp 1999) tanımlanmaktadır. Bu hastalarda siklofosfamid tedavisinin sitokin profilini Th1 tipinden Th2 tipine kaydırıcı etkisinin hastalık seyrini olumlu etkileyabileceği düşünülmektedir. (Weiner 1997, 2002) İlk kez 1966 da progresif seyirli bir MS hastasının tedavisinde kullanılan ve progresyonu yavaşlattığı gözlenen (Aimard 1966) siklofosfamidin MS tedavisinde etkinliği ile ilgili ilk açık etiketli çalışma 1975 yılında Hommes ve arkadaşları tarafından yapılmış, kronik progresif seyirli 86 hastaya kısa süreli günde 400 mg siklofosfamid ve 1 gr prednizon tedavisi uygulanmış ve hastaların % 69’unda 1-5 yıl süreyle klinik stabilizasyon görüldüğü belirtilmiştir.(Hommes 1975) Daha sonra Hauser ve arkadaşları açık etiketli prospektif randomize bir çalışma ile progresif seyirli MS hastalarında kısa süreli yüksek ve düşük doz IV siklofosfamid ve ACTH tedavi kombinasyonlarının etkinliğini yalnızca ACTH tedavisi ile karşılaştırmışlar, yüksek doz IV siklofosfamid ve ACTH kombinasyonu alan grupta % 80, düşük doz kombinasyon grubunda % 50, yalnızca ACTH alan grupta % 20 hastalık stabilizasyonu gözlemişlerdir. (Hauser 1983) Siklofosfamidin MS tedavisindeki etkinliğinin araştırıldığı 2 büyük çalışma 1990 yılları başında yayımlanmıştır. Bu çalışmalardan ilki Kanada MS çalışma grubu tarafından yapılan tek kör, placebo kontrollu çalışma olup168 progresif seyirli MS hastasında IV siklofosfamid ve oral prednizolon, oral siklofosfamid ve oral prednizolon kombine tedavisi ile haftada bir kez plazma değişimi oral plasebo ve sham plazma değişimleri ile karşılaştırılmış, gruplar arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır. (The Canadian Cooperative MS Study Group 1991) Diğer çalışma Kuzeydoğu MS Tedavisi Çalışma Grubu tarafından 256 progresif seyirli MS hastasında yapılmış; hastalara randomize olarak 4 tedavi seçeneğinden ( IV siklofosfamid ve ACTH, indüksiyon tedavisiyle birlikte ya da indüksiyon olmaksızın) biri verilmiş; indüksiyon tedavisinin hastalık stabilizasyonu üzerine belirgin etki göstermediği ancak idame tedavinin hastalık progresyonu üzerine etkili olduğu görülmüştür. (Weiner 1993) Bu çalışmalardan sonra hızlı progresif seyirli ve immünomodülatör tedavilere dirençli RR MS ya da SP MS hastalarında siklofosfamid tedavisinin etkinliğini araştıran daha az sayıda hasta içeren, açık etiketli gözlemsel çalışmalarda hastalık aktivitesini yavaşlatarak atakları kontrol altına aldığı, özürlülük üzerine etkili olduğu gözlenmiştir. (Hohol 1999, Gobbini 1999, Khan 2001, Perini 2003) Zephir ve arkadaşları 12 ay süreyle ayda bir kez IV 1000 mg Siklofosfamid tedavisi alan 362 SP MS, 128 PP MS hastasını retrospektif olarak değerlendirmiş; SP MS hastaların % 78.6’sında, PP MS hastaların % 73,5’inde 12 aylık tedavi sonunda EDSS skorlarında stabilizasyon ya da iyileşme gözlemişlerdir. (Zephir 2004) RR MS tanılı bir hastaya yanlışlıkla verilen 3800 mg siklofosfamid tedavisinden sonra 7 yıl süreyle klinik ve radyolojik olarak hastalık aktivitesi gözlenmediği belirtilmiştir. (De Bittencourt 2005) Smith ve arkadaşlarının interferon beta tedavisine yanıt vermeyen RR MS tanılı 59 hastada yaptıkları çok merkezli randomize çalışmalarında inteferon beta 1-a’nın siklofosfamidle kombine tedavisinin klinik olarak hastalık aktivitesini yavaşlattığı ve MR’da kontrast tutan lezyon sayısını azalttığı görülmüştür. (Smith 2005) Bir başka küçük olgu serisinde interferon beta tedavisine rağmen sık ve şiddetli atak geçiren 10 hastaya ayda bir kez IV siklofosfamid uygulanmış, hastaların atak sayılarında, MR aktivitelerinde ve EDSS skorlarında belirgin azalma gözlendiği, tedavinin etkinliğinin 36 ay sürdüğü belirtilmiştir.(Patti 2004) Yüksek doz siklofosfamid indüksiyonu ve ardından immünomodülatör idame tedavinin etkinliğinin değerlendirildiği bir çalışmada dört gün süreyle 200 mg/kg IV siklofosfamid ve ardından Glatiramer Asetat alan hastalarda yıllık atak oranlarının ve MR aktivitelerinin belirgin azaldığı, hastalık progresyonunun kontrol altına alındığı ve tedavinin iyi tolere edildiği belirtilmiştir. (Harrison 2012) Siklofosfamid tedavisinin en önemli komplikasyonlarından biri hemorajik sistittir. Siklofosfamidin aktif metaboliti olana Akrolein üroepitelyal hücrelere girerek peroksinitrit oluşumuna yol açan hücre içi yolları aktive eder, bunun sonucunda nekrotik hücre ölümü meydana gelir (Virag 2003, Korkmaz, 2007) Sistitle birlikte veya yalnız başına mesanenin fibrozu gelişebilir. Bu duruma metabolitlerin yüksek konsantrasyonda bulunmasının neden olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle uygulama öncesi ve sonrası fazla sıvı alımı önerilir. Siklofosfamid dozu 1 mg/m2 üzerine çıkılan hastalarda proflaktik olarak akrolein şelatörü “mesna” alımının komplikasyonları azaltabileceği belirtilmiştir. (Goren, 1997, Kurowski 1997) Akroleinin mesanede birikiminin mesane kanserine yol açabileceği, bu riskin 10 yılda % 5, 15 yılda %16’ya çıkabileceği düşünülmektedir. (Talar-Williams, 1996) Progresif yada çok aktif ataklı seyirli 112 MS hastasında aylık yüksek doz (700 mg/m2) siklofosfamid tedavisinin tolerabilitesi ve güvenliğinin araştırıldığı İtalyan çalışmasında 10 (% 18) hastada tedavinin yan etki nedeniyle kesildiği, 24 (%21,4) hastada ciddi yan etkiler gözlendiği; bu hastaların % 33,3’nde kalıcı amenore,% 5,4’ünde hipogammaglobulinemi, % 4,5’inde hemorajik sistit görüldüğü belirtilmiştir. Dört hastada malignite gözlenmiş ancak üçünün öyküsünde daha önce azatioprin tedavisi olduğu öğrenilmiştir. (Portaccio 2003) Siklofosfamidle tedavi edilen hastalarda mesane tümörleri, miyeleproliferatif veya lenfoproliferatif malignensiler gibi sekonder malignite gelişebileceği belirtilse de (Lebnun 2008), Le Bouch ve arkadaşları siklofosfamid tedavisi alan 354 hastalık MS kohortunda ilaç ilişkili kanser riski artışı gözlemediklerini belirtmişlerdir.(Le Bouc 2012) Siklofosfamide bağlı kardiyak toksisite 200 mg/kg’ı aşan dozlarda kullanıldığında ortaya çıkar. Hafif elektrokardiyografik değişikliklerden fatal kardiyomiyopatiye kadar farklı toksik etkiler bildirilmiştir. (Steinherz, 1981, Gottdiener 1981) Önceden antrasiklin/antrasenedion tedavisi görenleri göğüse radyoterapi uygulanan ve 50 yaş üstü olan hastaların kardiyotoksisite yönünden daha çok rikli olduğu belirtilmektedir. (Pai 2000) Siklofosfamid uygulanması immün yanıtları önemli derecede baskılayabilir. Bu nedenle kemik iliği fonksiyonları yüksek derecede deprese olmuş veya siklofosfamide hipersensitivitesi olanlarda kontrendikedir. Ağır immünsupresif hastalarda ciddi, fatal sonuçlanabilen enfeksiyonlar gelişebilir. Viral, bakteriyel, fungal, protozoan veya helmintik enfeksiyon geçiren veya geçirebilecek hastalara siklofosfamid kesilmeli veya hiç verilmemelidir. İlaca bağlı diğer yan etkiler arasında bulantı, kusma, deri döküntüleri, amenore sayılabilir.(Weiner 1997, La Mantia 2007) Sonuç olarak etkin bir immunsüpresif olan siklofosfamid kötü seyreden RR MS ya da SP MS olgularında bir tedavi seçeneğidir ancak yan etkileri yönünden hastalar yakın izlenmelidir. Uygulama şekli ve doz; Oral ve intravenöz formu bulunan siklofosfamid oral alımından sonra iyi absorbe olur; biyoyararlanımı %75'ten fazladır. Değişime uğramamış ilacın yarı ömrü 3-12 saattir. Esas olarak metabolitleri şeklinde elimine olsa da verilen dozun %5-25'i değişmeden atılır. İdrarda ve plazmada sitotoksik olan veya olmayan birkaç metaboliti saptanmıştır. İntravenöz dozdan sonra metabolitleri plazmada 2-3 saat içinde maksimum konsantrasyona erişir. MS tedavisindeki uygulamalar genellikle ayda bir kez IV 1 gr şeklindedir. Hemorajik sistit riski nedeniyle hastalara tedavi öncesi ve sonrası IV yolla sıvı verilmesi önerilmektedir. Tedavi sırasında hastanın hematolojik profili (özellikle nötrofiller ve trombositler) hematopoetik supresyon açısından düzenli olarak monitörize edilmelidir. Hemorajik sistit riski nedeniyle düzenli mikroskopik idrar incelemesi gereklidir. Azatioprin Sitotoksik özellikte bir immünsüpresan olan azatioprin, 6-merkaptopurinin (6-MP) bir imidazol türevidir. İn vivo ortamda hızla 6-MP’e ve metilnitroimidazole parçalanan Azatioprinin esas olarak immatur immunositleri inhibe ettiğine inanılmaktadır. 6-MP, hücre zarlarını geçer ve intraselüler olarak, esas aktif nükleotid olan tioinosinik asit içeren pürin tioanaloglarına dönüşür. Azatioprinin etki mekanizması tam olarak açıklığa kavuşturulmamış olmakla birlikte, bir pürin antimetaboliti işlevini gören 6MP'in açığa çıkarılması sonucunda nükleik asit biyosentezinde pek çok yolun inhibe edilmesi ve bunun sonucunda immün yanıtın oluşması ile ilgili hücrelerin proliferasyonunun önlenmesi ve son olarak pürin tioanalogların dahil edilmesi ile deoksiribonükleik asidin (DNA) hasarlanmasına neden olduğu düşünülmektedir. Invitro çalışmalarda T lenfositler üzerine etkisinin daha yüksek olduğu ancak B lenfositlerin fonksiyonlarını zayıflatarak Ig sentezini azalttığı görülmüştür. Bu olası mekanizmalardan dolayı, Azatioprinin terapötik etkisi ancak birkaç hafta ya da bir kaç ay sonra açığa çıkabilir. ( Uribe-Luna 1997, Smith 1999, Corsini 2000, Nguyan 2009) Farmakokinetik özellikleri: Oral ve intravenöz formu bulunan Azatioprinin üst gastrointestinal yoldan iyi bir emilimi vardır. Son 20 - 25 yıl içinde immunomodülatör tedavilerin klinik kullanıma girmesinden sonra MS tedavisindeki yeri çok azalan Azatioprin 1970’li yılların başından beri hem relapsing-remitting hem de progresif seyirli MS olgularında günde 2 mg/kg’a varan dozlarda kullanılmaktadır. Özellikle progresif seyirli hastalarda mevcut immunomodulatör tedavilerin etkisiz kalması nedeniyle 2000 yılı öncesinde MS tedavisinde en çok kullanılan ilaçların başında gelmektedir.(Kappos 1997,1988) Azatiopirinin MS tedavisindeki etkiniği ve güvenirliğini araştıran ilk çalışmalar 1990 öncesi dönem ait olup az sayıda hasta gruplarında yapılması nedeniyle sonuçları tartışmalıdır. (Double-masked trial 1988, Goodkin 1991, Milanese 1993) 1991 yılında yapılan 5 çift kör, 2 tek kör, randomize, kontrollu çalışmayı içeren bir derlemede Azatioprin ile tedavi edilen MS hastalarının atak sayılarının azaldığı, etkinliğin ilk yılda başlayıp, ikinci yılda belirginleştiği, üçüncü yılda da devam ettiği, özürlülük üzerine etkisinin daha az olduğu, 3 hastada malignite geliştiği, atakların azalması konusunda gözlenen yararın yan etkiler göz önünde bulundurulduğunda yetersiz kaldığı belirtilmiştir. (Yudkin 1991) 2007 yılında yayınlanan toplam 698 hastayı içeren beş randomize kontrollu çalışmanın meta analizinde MS hastalarının yıllık atak sayıları Azatioprin alanlarda plaseboya göre birinci yılda % 20, ikinci yılda % 23, üçüncü yılda % 18 oranında azalmış bulunmuştur. Meta-analiz yapılan grubun % 55’i RR MS, kalanının progresif seyirli MS olduğu va çalışmaların tümünün 1994 yılı öncesine ait olduğu belirtilmiştir. (Casetta, 2007) Azatioprinin MS tedavisindeki etkinliğinin MR çalışmalarıyla araştırıldığı çok az sayıda çalışma bulunmaktadır. Azatioprinin MS’li hastaların MR’larında T2 lezyon yükü üzerine etkisinin araştırıldığı 36 hastalık retrospektif bir çalışmada lezyon yükünü azalttığı belirtilmiştir. (Cavazzuti 1997) Açık etiketli küçük bir başka çalışmada Azatioprinin RR MS hastalarında MR’da yeni kontrast tutan lezyon sayısını azalttığı ve 3 mg/kg/gün’e kadar olan dozlarda iyi tolere edildiği belirtilmiştir.( Massacesi 2005) MS tedavisinde en fazla kullanılan ilaçlardan bir olmasına karşın MS tedavisinde monoterapi ya da kombine tedavi olarak Azatioprinin etkinliğinin sorgulandığı geniş ölçekli çalışma bulunmamaktadır. Azatioprinin diğer immunomodulatör tedavilerle kombinasyonuyla etkiniğini değerlendiren, az sayıda hasta içeren küçük ölçekli çalışmalarda IFN beta’nın Azatioprin ile kombinasyonunun iyi tolere edildiği, inflamasyonun baskılanmasında sinerjistik etkiye yol açtığı ve interferonların etkinliğini artırdığı ileri sürülmüştür. (Milder 2002, 2006, Taylor 2004, Lus 2004,Pulicken 2005, Etamadifar 2007) Bu durumun sorgulandığı erken dönem ve aktif RR MS tanılı 181 hastada yapılan plasebo kontrollu bir çalışmada intramusküler form IFN-beta1-a’nın etkinliğinin tedaviye düşük doz Azatioprin ve düşük doz kortikosteroid eklenmesiyle değişip değişmediğinin araştırılmış, hastaların bir bölümüne yalnızca haftada bir kez IFN beta-1a 30 mikrogram, diğer bölümüne bu tedaviye ek olarak Azatioprin 50 mg/gün, son gruba da her iki tedaviye ek olarak günde 10 mg prednizolon verilmiştir. İki yıl sonunda yıllık atak oranları ve özürlülük skorları değerlendirildiğinde her üç grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmazken, MR’da T2 lezyon yükünün kombine tedavi alanlarda anlamlı ölçüde daha az olduğu görülmüştür.( Havrdova 2009) MS tedavisinde Azatioprin genellikle 1,5-2 mg/kg dozda oral olarak kullanılır. Romatolojik hastalıklarda daha yüksek dozlara (3 mg/kg) çıkılabilmektedir. Bulantı yan etkisi nedeniyle dozun yavaş yavaş artırılması önerilmektedir. Tedavinin özellikle ilk 3-6 ayında lökopeni, trombositopeni riski, hepatotoksisite ve pankreatit olgu bildirimleri (Paloyan1977, Javier 2007) olması nedeniyle klinik ve laboratuvar izlem gerekmektedir. Lökosit sayısı 3000/ml altına düştüğünde doz ayarlaması önerilir. Tedavi sırasında makrositer anemi gelişirse folat desteği başlanmalıdır. (Sanders2010) Tiopurin-S-metil transferaz (TPMP) enzim eksikliği olan kişilerin ilacın kemik iliğini baskılayıcı etkisine daha hassas olduğu bilinmektedir, bu nedenle allopurinol (xanthine oxidase) gibi TPMP enzimini inhibe eden ilaçlarla birlikte kullanımında bu yönden dikkatli olunmalıdır. (Javier 2007, Imuran 2009) Klinik etkinlik genellikle altıncı aydan sonra görülmeye başlanır. Azatioprinin kullanım süresi uzadıkça mutajenik etkisi nedeniyle olduğu düşünülen malignensi riski ortaya çıkar. (Uribe-Luna 1997, Smith 1999, Nguyen 2009) Böbrek transplantasyon olgularında azatioptrin kullanımı sonrası lenfoma % 0.5 oranında bildirilmiştir. (Imuran 2009) Azatioprin tedavisiyle ilişkili diğer malignensiler arasında derini squamoz hücreli karsinomu, Kaposi sarkomu, serviks, vulva ve perine kanserleri, hepatobiliyer kanserler ve mezenkimal tümörler sayılabilir. (Penn 1990, Karren 2008) Azatioprin tedavisindeki hastalarda fungal, viral, bakteriyel ya da protozoal enfeksiyonlara yatkınlık % 9 oranında bildirilmiştir. Metotreksat Folik asit antagonisti olan metotreksat (MTX) DNA ve RNA sentezinde yer alan dihidrofolat redüktaz enzimini inhibe eder. Hem hücresel ve hem de hümoral immunsüpresif etkileri nedeniyle romatolojik hastalarda sık kullanılan MTX, TNF alfa, IL-1, IL-6 salınımını inhibe ederken, IL-10 salınımını stimüle etmesi nedeniyle immünmodülatör etkiye de sahiptir.(Segal 1990, Cronstein 1993) Uzun sure kullanımında hepatik fibrosis gibi ciddi yan etkileri bulunması (Colsky 1955, Ahern 1998, Lallana 2011) nedeniyle kronik nöroimmünolojik hastalıklarda kullanımı oldukça sınırlıdır. MS hastalarında atakları önleme ve özürlülük ilerlemesini yavaşlatma konusunda etkinliğinin değerlendirildiği az sayıda çalışma bulunmaktadır. Çalışma sonuçlarından yeterli etkinlik gözlenememesi nedeniyle potansiyel yan etkileri yüksek olan bu ilacın MS tedavisinde kullanımı son derece sınırlı kalmıştır. Oral ve parenteral formu bulunan MTX’ın oral biyoyararlanımı oldukça iyidir. MS tedavisindeki çalışmalarda oral formu haftada bir kez 7,5 mg olarak verilmiştir. Gray ve arkadaşları MS tedavisinde oral MTX’in yerini ele aldıkları derlemeleri için tüm veri tabanlarını sorgulamışlar, Mart 2005’e kadar bu konuda yapılmış 1085 makale içinde randomize kontrollu yalnızca 2 çalışma olduğunu görmüşlerdir.( Gray 2005, 2006) MS tedavisinde MTX’ın etkinliğinin araştırıldığı bu 2 kontrollu çalışmadan ilki 20’si RR MS, 24’ü progresif MS toplam 44 hastada, diğeri 60 progresif hastada yapılmıştır. (Currier1993, Goodkin 1995) İlk çalışmada progresif hasta grubunda özürlülük üzerine etkisi gözlenmezken, RR MS grubunda hasta sayısı az olmakla birlikte atak sıklığını azalttığı görülmüştür. Yalnızca progresif seyirli hastaların alındığı diğer çalışmada MTX alan hastalarda tedavinin 6. ayından itibaren özürlülük skorlarında istatistiksel anlamlılığa ulaşmayan orta derecede azalma gözlenmiştir. Her iki çalışmada da tedaviye bağlı önemli bir toksisiste gözlenmemiştir. Bir tek hastada rastlantısal olduğu düşünülen over kanseri saptanmıştır. Gözlenen yan etkiler; bulantı, kusma, diyare, stomatit, deri döküntüleri, vertigo, üst solunum yolu enfeksiyonları, trombositopeni, pansitopeni, karaciğer fonksiyon testlerinde yükselmedir. Sonuç olarak; MTX’in RR MS tedavisindeki etkinliği değerlendiren yeterli ve kapsamlı bir çalışma olmaması nedeniyle bilinmemektedir, progresif seyir üzerine etkisi de son derece sınırlıdır. Siklosporin A; Siklosporin A, 11 aminoasit içeren fungal kaynaklı siklik bir peptiddir ve kemik iliği kök hücreleri, miyeloid ve eritroid hücreler üzerine toksik etkisi yoktur. Siklosporin A T lenfositlerin aktivasyonunu Il-2 sentez ve salınımını inhibe ederek azaltır. Bu nedenle T lenfositler üzerinde selektif inhibitör etkisi vardır. Karaciğerde sitokrom P450 3A enzimi ile maetobolize edildiği için birlikte alınan başka ilaçların plazma konsantrasyonunu etkiler. MS tedavisinde etkinliğinin araştırıldığı çok az çalışma bulunmaktadır. Çok merkezli Alman çalışmasında RR MS hastalarda (N=194) uzun dönem kullanım ve etkinliği AZATIOPRIN ile karşılaştırılmış, EDSS ve atak sıklığı üzerine etkinliği gözlenmemiş ve yan etkiler nedeniyle uzun dönem kullanıma uygun olmadığı belirtilmiştir. (Kappos 1988) Çok merkezli bir diğer çalışmada RR veya kronik progresif 82 hastaya başlangıçta 10 mg/gün dozunda başlanmış ve 2 ay süreyle aynı dozda devam edilmiş, daha sonra hastaların bir bölümüne 5 mg/kg, bir diğer bölümüne 7,2 mg/kg idame tedavi ile devam edilmiş, düşük idame dozu ile tedaviye devam edenlerde klinik etkinlik gözlenmezken, yüksek idame tedavi alanlarda atak sıklığında azalma gözlenmiştir. Ancak bu grupta da ilaca bağlı yan etkiler daha fazla görülmüştür. (Rudge 1989) Multipl Skeroz çalışma grubu tarafından kronik progresif seyirli 273 hastada Siklosporin A’nın etkinliği ve toksisitesinin değerlendirildiği çalışmada ilaç dozu kan seviyesine göre ayarlanmış, ilaç alanlarda EDSS skorlarında kötüleşmenin daha az olduğu ve bu klinik etkinliğin çok belirgin olmasa da 24 aya kadar sürdüğü ancak hastalarda ilaca bağlı toksisitenin yüksek olması nedeniyle MS hastalarında rutin kullanım için uygun bir immunsupresif olmadığı belirtilmiştir. (MS Study Group 1990) İlacın en önemli yan etkisi nefrotoksistedir. Bu nedenle tedavinin başlangıcında haftada bir kez, daha sonra 2-3 haftada bir BUN ve kreatinin düzeyi takibi gerekmektedir. Ayrıca tedavi süresince günlük su alımı artırılmalıdır. Siklosporin A’nın nörotoksik yan etkileri arasında epileptik nöbet ve paresteziler sayılabilir. Diğer yan etkileri arasında hipertansiyon, hepatotoksisite, hirsutismus, diş eti hiperplazisi yer alır. (Lallana 2011) Sonuç olarak günümüzdeki veriler ışığında hızla kötüleşen MS olgularında daha güvenli ve etkin seçenekleri olması nedeniyle Siklosporin A’nın yeri yoktur. Kaynaklar Ahern MJ, Smith MD, Roberts-Thompson PJ. Methotrexate hepatotoxicity: what is the evidence. Inflamm Res 1998;47:148-51 Aimard G, Girard PF, Raveau J. Multiple Sclerosis and the autoimmunization process. Treatment with antimitotics. Lyon Med 1966; 215 (6) : 345-52. Ammatuna E, Montesinos P, Hasan SK, Ramadan SF, Esteve J,et al. Presenting features and treatment outcome of promyelocytic leukemia arising after multiple sclerosis. Haematologica 2011; 96 (4): 621-625 Avasarala JR, Cross AH, Clifford DB, et al. Rapid onset mitoxantrone-induced cardiotoxicity in secondary progressive multiple sclerosis. Multiple Sclerosis 2003; 9; 59-62 Balashov KE, Smith DR, Khoury SJ, Hafler DA, Weiner HL. Increased IL-12 production in progressive multiple sclerosis: induction by activated CD+ T cells via C40 ligand. Proc NAtl Acad Sci USA 1997; 94:599-603 Beaumont M, Sanz M, Carli PM,et al. Therapy related acute promyelocytic leukemia. J Clin Oncology 2003; 21: 2123-2137. Boster A, Edan G, Frohman E, Javed A, Stuve O, et al. Intense immunosuppression in patients with rapidly worsening multiple sclerosis: treatment guidelines for the clinician. Lancet Neurol 2008;7:173-183 Cabre P, Olindo S, Marignier R, Jeannin S, Merle H, Smadja D; under the Aegis of the French National Observatory of Multiple Sclerosis. Efficacy of mitoxantrone in neuromyelitis optica spectrum: clinical and neuroradiological study. J Neurol Neurosurg Psychiatry 2012 Nov 8 (Epub ahead of print) Capobianco M, Malucchi S, Ulisciani, Fava C, Cambrin GT, et al. Acute myeloid leukemia induced by mitoxantrone treatment for aggressive multiple sclerosis. Neurol Sci 2008; 29(3):185-7 Casetta I, Iuliano G, Flippini G. Azathioprine for multiple sclerosis. Cochrane Database Syst Rev 2007;CD003982 Cavazutti M, Mereli E, Tassone G, MAvilla L. Lesion load in serial MR of early relapsing remitting multiple sclerosis patients in azathioprine treatment. A retrospective study. Eur Neurol 1997;38 (4):284-90 Colsky J, Greenspan E, Warren T. Hepatic fibrosis in children with acute leukemia after therapy with folate antagonists. Arch Pathol 1955;59:198-206. Corsini E, La Mantia I, Gelati M, et al. Long-term immunological changes in azathioprine-treated MS patients. Nerol Sci 2000;21:87-91 Cronstein B, Naime D, Ostad E. The anti-inflammatory effects of methotrexate. J Clin Invest 1993;92:2675-82 Currier RD, Haerer AF, Meydrech EF. Low dose oral methotrexate treatment for multiple sclerosis: A pilot study. J Neurol Neurosurg Psychiatry 1993;56;1217-18 De Bittencourt PR, Gomes-da-Silva MM. Multiple sclerosis:long-term remission after high dose of cyclophosphamide. Acta Neurologica Scand 20005;111:195-198. Double-masked trial of azathioprine in multiple sclerosis. British and Dutch Multiple Sclerosis Azathioprine Trial Group. Lancet 1988;2:179 Edan G, Brochet B, Clanet M,et al. Safety profile of mitoxantrone in a cohort of 800 multiple sclerosis patients. Multiple Scleosis 2001;7(suppl 1) S14.Abstract Edan G, Comi G, Le Page E, Leray E, Rocca MA, Filippi M: French-Italian Mitoxantrone Interferon-beta-1b Trial Group Mitoxantrone prior interferon beta1-b in aggressive relapsing multiple sclerosis: a 3-year randomised trial. J Neurol Neurosurg Psychiatry 2011 Dec; 82 (12) 1344-1350 Edan G, Miller D, Clanet M, Confavreux C, Lyon-Caen O, et al Therapeutic effect of mitoxantrone combined with methylprednisolone in multiple sclerosis: a randomized multicenter study of active disease using MRI and clinical criteria. J Neurol Neurosurg Psychiatry 1997;62(2):112-8 Ehninger G, Schuler U, Proksch B, Zeller KP, Blanz J Pharmacokinetics and metabolism of mitoxantrone. A review. Clin Pharmacokinet 1990;18:365-8 Ellis R, Boggild M. Therapy related acute leukaemia with mitoxantrone: what is the risk and can we minimize it? Multiple Sclerosis 2009; 15(4):505-8 EMD Serono Inc. Novantrone (mitoxantrone) for injection concentrate (product monograph) Available at: http//www.novantrone.com/assets/pdf novantroneprescribing-info. Accessed October 20,2007 Esposito F, Radaelli M, Martinelli V, Sormani MP, Boneschi FM, et al Comparative study of mitoxantrone efficacy profile in patients with relapsing-remitting and secondary progressive multiple sclerosis. Multiple Sclerosis 2010;16(12):1490-1499 Etamadifar M, Janghorbani M, Ahaygannekad V . Comparison of interferon beta products and azathioprine in the treatment of relapsing-remitting multiple sclerosis. J Neurol 2007;254:1723-1728 Fidler JM, Dejoy SQ, Gibbons JJ Selective immunomodulation by the antineoplastic agent mitoxantrone. Suppression of B lymphocyte function J Immunol 1986;137:72732 Ghalie RG, Edan G, Laurent M,et al. Cardiac adverse effects associated with mitoxantrone (Novantrone ) therapy in patients with MS Nerology 2002;59:909-913 Ghalie RG, Mauch E,Edan G,et al. A study of therapy related leukemia after mitoxantrone therapy for multiple sclerosis Multiple Sclerosis 2002;8:441-445 Gobbini MI, Smith ME, Richert ND, Frank JA, McFarland HF. Effect of open label pulse cyclophosphamide therapy on MRI measures of disease activity in five patients with refractory relapsing-remitting multiple sclerosis J Immunology 1999;99:142-49. Goffette S, van Pesch V, Vanoverschelde JR,et al. Severe delayed heart failure in three multiple sclerosis patients previously treated with mitoxantrone. J Neurol 2005;252:1217-1222. Goodin DS, Arnason BG, Coyle PK,et al. The use of mitoxantrone (Novantrone) for the treatment of multiple sclerosis: Report of the Therapeutics and Technology Assessment Subcommittee of the American Academy of Neurology. Neurology 2003;61:1332-1338. Goodkin DE, Bally RC, Teetzen ML,et al. The efficacy of azathioprine in relapsing remitting multiple sclerosis. Neurology 1991;41:20 Goodkin DE, Rudick RA, VanderBrug Medendorp S, Daughtry MM, et al Low dose (7,5 mg) oral methotrexate reduces the rate of progression in chronic progressive multiple sclerosis. Ann Neurol 1995;37:33-40 Goren MP, McKenna LM, Goodman TL, Combined intravenous and oral mesna in outpatients treated with ifosfamide. Cancer Chemother Pharmacol 1997; 40 (5);371-5 Gottdiener JS, Appelbaum FR, Ferrans VJ, Deisseroth A, Ziegler J. Cardiotoxicity associated with high dose cyclophosphamide therapy. Arch Intern Med. 1981;14(6):758-63 Gray OM, McDonnell GV, Forbes RB. Methotrexate for Multiple Sclerosis (Cochrane Review) The Cochrane Librara, Issue 1. John Wile & Sons Ltd, 2005 Gray OM, McDonnell GV, Forbes RB. A systematic review of oral methotrexate for multiple sclerosis. Multiple Sclerosis 2006; 12;507-510 Harrison DM, Glastone DE, Hammond E, Cheng J, et al. Treatment of relapsingremitting multiple sclerosis with high dose cyclophosphamide induction followed by glatiramer acetate maintenance. Multiple Sclerosis Journal 2012;18 (2): 202-209 Hartung HP, Gonsette R, Konig N, Kwiecinski H, Guseo A, Morrisey SP, et al. Mitoxantrone in Multiple Sclerosis Study Group (MIMS) Mitoxantrone in progressive multiple sclerosis: a placebo-controlled, double-blind, randomized, multicenter trial. Lancet 2002; 360 (9350):2018-25 Hauser SI, Dawson DM, Lehrich IR,et al. Intensive immunosuppression in progressive multiple sclerosis. A randomized,three arm study of high dose intravenous cyclophosphamide, plasma exchange and ACTH. N Eng J Med 1983;308:173-80. Havrdova E, Zivadinov, R, Krasenky J, Dwyer MG, Novakova I,et al. Randomised study of interferon beta 1-a, low-dose azathioprine, and low-dose corticosteroids in multiple sclerosis. Multiple Sclerosis 2009; 15:965-976 Hoffmann, Stellmann JP, Kasper J, Ufer F et al on behalf of the MS network Hamburg. Long-term treatment risks in multiple sclerosis: risk knowledge and risk perception in a large cohort of mitoxantrone-treated patients. Multiple Sclerosis Journal 2012; 0(0)1-6 DOI: 10.1177/1352458512461967 Hohol KJ, Olek MJ, Orav EJ,et al. Treatment of progressive multiple sclerosis with pulse cyclophosphamide/methylprednisolone:response to therapy is linked to the duration of progressive disease. Multiple Sclerosis 1999;5:403-9. Hommes OR, Prick JJ, Lamers KJ. Treatment of chronic progressive form of multiple sclerosis with a combination of cyclophosphamide and prednisone. Clin Neurol Neurosurg 1975;78:59-72 Imuran. Prescribing information. San Diego, CA: Promethius Laboratories Inc;2009 Javier PG, Yago G-L, Jose M. Thiopurine-induced liver injury in patients with inflammatory bowel disease.: A systematic review. Am J Gastroenterol 2007;102(7):1518-27. Jeffrey DR, Chepri N, Dursen D, Bourdette J. A pilot trial of combination therapy with mitoxantrone and interferon beta 1b using monthly gadolonium enhanced magnetic resonance imaging. Multipl Sclerosis 2005;11:296-301 Kappos L, Therapy 1997 In Kesserling J (ed) Multiple Sclerosis Cambridge Univerity Press Kappos, Patzold U, Dommasch D, Poser S, Haas J,et al. Cyclosporine versus azathioprine in the long term treatment of multiple sclerosis; results of German multicenter study. Ann Neurol 1988;23:56-63 Karp CI, Interleukin 12:amiss in MS. Ann Neurol 1999;45:689-92. Karran P, Attard N, Thiopurines in current medical practice: molecular mechanisms and contributions to therapy-reated cance. Nat. Rev. Cancer 2008;8(1);24-36. Khan OA, Zvartau-Hind M, Caon C,et al. Effect of monthly intravenous cyclophosphamide in rapidly deteriorating multiple sclerosis patients resistant to conventional therapy. Mult Scler 2001;7:185-188. Korkmaz A, Topal T, Oter S. Pathophysiological aspects of cyclophosphamide and ifoffamide induced hemorrhagic cystitis; implication of reactive oxygen and nitrogen species as well as PARP activation. Cell Biol Toxocol 2007;23(5):303-12 Kovasky J. Clinical pharmacology and toxicology of cyclophosphamide: emphasis on use in rheumatic disease. Semin Arthritis Rheum 1983;12:359-72 Krapf H, Morrisey SP, Zenker O, Zwingers T, Gonsette R, Hartung HP: MIMS Study Group. Effect of mitoxantrone on MRI in progressive MS; results of MIMS trial. Neurology 2005; 65 (5) :690-5 Kurowski V, Wagner T. Urinary excretion of ifosfamide, 4-hydroxyifosfamide, 3-and 2-dechloroethylisodfamide, mesna and dimesna in patients on fractionated intravenous ifosfamide and concomitant mesna therapy. Cancer Chemother Pharmacol 1997;39(5)431-9 Kümpfel T, Gerdes LA, Flaig M, Hohlfeld R and Wollenberg A Drug-induced Sweet’s syndrome after mitoxantrone therapy in a patient with multiple sclerosis. Multiple Sclerosis Journal 2010; 17(4):495-497 Le Bouc R, Zephir H, Majed B, Verier A, Marcel M, Vermersch P. No increase in cancer incidence detected after cyclophosphamide in a French cohort of patients with progressive multiple sclerosis. Multiple Sclerosis Journal 2012;18(1):55-63 Lallana EC, Fadul CE Toxicities of immunosuppressive treatment of autoimmune neurologic diseases. Current Neuropharmacology 2011;9:468-477 La Mantia L, Milanese C, Mascoli N, DeAmico R, et al Cyclophosphamide for multiple sclerosis. Cochrane Database of systematic reviews. Chichester, UK: John Wiley& Sons,Ltd;2007 Le Page E, Leray E, Edan G and for the French Mitoxantrone Safety Group. Longterm safety profile of mitoxantrone in a French cohort of 802 multiple sclerosis patients: a 5 year prospective study. Multiple Sclerosis Journal 2012;0(0)1-9 DOI: 10.1177/1352458511398371 Le Page E, Leray E, Taurin G,et al. Mitoxantrone as induction treatment in aggressive relapsing remitting multiple sclerosis: treatment response factors in a 5 year follow-up observational study of 100 consecutive patients. J Neurol Neurosurg Psychiatry 2008;79:52-56. Lebrun C, Debouverie M, Vermersch P, Clavelou P, Rumbach L,et al. on behalf le Club Francophone de la Sclerose en Plaques (CFEP) Cancer risk and impact of disease-modifying treatments in patients with multiple sclerosis. Multiple Sclerosis 2008; 14:399-405 Levine S, Saltzman A. Regional suppression, therapy after onset and prevention of relapses in experimental allergic encephalomyelitis by mitoxantrone. J Neuroimmunol 1986; 13:175-81 Lus G, Romano F, Scuotto A, Accardo C, Contrufo R. Azathioprine and interferon beta 1a in relapsing remitting multiple sclerosis patients: increasing efficacy of combined treatment. Eur Neurol 2004;51;15-20 Marriott JJ, Miyasaki JM, Gronseth G, O’Connor PW Evidence Report: The efficacy and safety of mitoxantrone (Novantrone) in the treatment of multiple sclerosis Report of Therapeutics and Technology Assessment Subcommittee of the American Academy of Neurology Neurology 2010;74:1463-1470 Martinelli V, Bellantonio P, Bergamachi R,et al. Incidence of acute leukemia in multiple sclerosis patients treated with mitoxantrone: a multi-centre retrospective Italian Study. American Academy of Neurology annual meeting. Seattle,WA;2009: Late breaking abstract. Martinelli V, Cocco E, Capra R, Salemi G, Gallo P, et al: Italian Mitoxantrone Group Acute myeloid leukemia in Italian patients with multiple sclerosis treated with mitoxantrone. Neurology 2011; Nov 22;77(21):1887-95 Massacesi L, Parigi A, Barilaro A,et al.Efficacy of azathioprine on multiple sclerosis new brain lesions evaluated using magnetic resonance imaging. Arch Neurol 2005;62:1843-47 Mather FJ, Simon RM, Clark GM, Von Hoff DD. Cardiotoxicity in patients treated with mitoxantrone: Southwest Oncology Group phase II studies. Cancer Treat Rep. 1987;71(6):609-13 Mauch E,Eisenmann S, Hahn A,et al. Mitoxantrone (MITOX) in the treatment of patients with multiple sclerosis (MS) a large single center experience. American Neurological Association October 1999. Abstract Milanese C, La Mantia L, Salmaggi A, Eoli M. A double blind study of azathioprine efficacy in multiple sclerosis; final report. J Neurol 1993240:295 Milder DG, Progression of disease and a remedy: Causative role of macrophages and microglia:remedial effect of immunomodulatory and immunosuppressive therapies in combination. Med Hypothesis 2006;67:736-739. Millefiorini E, Gasperini C, Pozzilli C, D’Andrea F, Bastianello S, Trojano M, el. Randomised placebo controlled trial of mitoxantrone in relapsing-remitting multiple sclerosis. 24 month clinical and MRI outcome. J Neurol 1997:244 (3):153-9 Mulroy E, Joyce E, Scott J, Melling J, Gogging C, Mahon N, O’Roueke K, Lynch T Long-term risk of leukaemia or cardiomyopathy after mitoxantrone therapy for multiple sclerosis. Eur Neurol 2012;67(1);45-7 Neuhaus O, Kieseir BC, Hartung HP, Mitoxantrone. In Cook SD ed. Handbook of multiple sclerosis 4 th Ed. New York Taylor-Francis 2006 p:373-84 Nguyan T, Vacek PM, O’Neill P, Colletti RB, Finette BA. Mutagenicity and potential carcinogenicity of thiopurine treatment with inflammatory bowel disease. Cancer Res 2009; 69 (17) 7004-12 Noseworthy S, Hopkins MB, Vandervoar MK,et al. An open-trial evaluation of mitoxantrone in the treatment of progressive MS. Neurology 1993;43:1401-06. Pai VB, Nahata MC Cardiotoxicity of chemotherapeutic agents: Incidence, treatment and prevention. Drug Safety 2000;22(4):263-302 Paloyan D, Levin B, Simonowitz D. Azathioprine-associated acute pancreatitis. Am J Dig Dis 1977;22(9):839-40 Pascual A, Bosca I, Mallacia J, et al. Secondary acute myeloid leukemia following longterm treatment with mitoxantrone in patients with multiple sclerosis. Multiple Sclerosis 2007;13:S23 Abstract Pascual AM, Tellez N, Bosca I, Mallada J, Belenguer A, Abellan I, et al. Revision of the risk of secondary leukaemia after mitoxantrone in multiple sclerosis population is required. Multiple Sclerosis 2009; 15 (11): 1303-1310 Patti F, Reggio E, Palermo F,et al. Stabilization of rapidly worsening multiple sclerosis for 36 months in patients treated with interferon beta plus cyclophosphamide followed by interferon beta. J Neurol 2004;251:1502-06. Paul F, Dorr J, Wurfel J, et al. Early mitoxantrone-induced cardiotoxicity in secondary progressive multiple sclerosis. J Neurol Neurosurg Psychiatry 2007:78:198-200. Penn I. Cancers complicating organ transplantation . N Eng J Med 1990;323(259;17679. Perini P, Gallo P. Cyclophosphamide is effective in stabilizing rapidly deteriorating secondary progressive multiple sclerosis. J Neurol 2003;250:834-38. Portaccio E, Zipoli V, Siracusa G, Piacentini S, Sorbi S, Amato MP. Safety and tolerability of cyclophosphamide pulses in multiple sclerosis: a prospective study in a cohort. Multiple Sclerosisi 2003;9:446-450 Pulicken M, Bash CN, Costello, K.et al. Optimization of the safety and efficacy of interferon beta 1b and azathioprine combination therapy in multiple sclerosis. Multiple Sclerosis 2005;11:169-174 Ramnofan K, Kita M, Lyn DJ, et. Post-marketing report of acute leukemia in mitoxantrone treated multiple sclerosis patients. Multiple Sclerosis 2008:14 suppl I:A174 Abstract Rimington DS, Hartung HP, Reddel SW Managing the risks of immunosuppression. Current opinion in Neurology 2011;24;217-223 Rivera V, Al-Sabbagh A, Bennett R, et al. RENEW study update XVIII: Ongoing evaluation of the safety and tolerability of mitoxantrone in worsening multiple sclerosis. Multiple Sclerosis 2008:14 suppl 1:S175. Abstract Rudge P, Koetsier JC, Mertin J, Mispelblom Bayer JO,et al. Randomised double-blind controlled trial of cyclosporine in multiple sclerosis. J Neurol Neurosurg Psychiatry 1989;52(5):559-65 Sadiq SA, Rammal M, Sara G. Chronic myeloid leukemia associated with mitoxantrone treatment in a patient with MS Multiple Sclerosis 2008;14:272-273 Sanders DB, Evoli A. Immunosuppresssive therapies in myasthenia gravis Autoimmunity, 2010;43(5-6):428-35 Segal R, Yaron M, Tartakovsky B. Methotrexate mechanisms of action in rheumatoid artritis. Semin Arthritis Rheum 1990;20:190-200 Smith CC, Archer GE, Forster EJ, Lambert TR,et al. Analysis of gene mutations and clastogenity following short term treatment with azathioprine in MutaMouse. Environ Mol. Mutagen 1999;34(2-3)131-9. Smith DR, Balashov KE, Hafler DA, Khoury SJ, Weiner HL. Immune deviation following pulse cyclophosphamide/methylprednisolone treatment of multiple sclerosis:increased interleukin-4 production and associated eosinophilia. Ann Neurol 1997;42:313-18 Smith DR, Weinstock-Guttman B, Cohen JA,et al. A randomized blinded trial of combination therapy with cyclophosphamide in patients with active multiple sclerosis on interferon beta. Multiple Sclerosis 2005;11:573-82 Steinherz LJ, Steinherz PG, Mangiacasale D, O’Reilly R, Allen J, et al. Cardiac changes with cyclophosphamide. Med Pedaitr Oncol 1981;9(5);417-22 Stewart DJ, Green RM, Mikhael NZ,et al. Human autopsy tissue concentrations of mitoxantrone. Cancer Treat Rep 1986;137:727-732. Talar-Williams C, Hijazi YM Cyclophosphamide induced cystitis and bladder cancer Ann Intern Med 1996:124(5)477 Taylor L, Hughes RA, McPherson, K. The risk of cancer from azathioprine as a treatment for multiple sclerosis. Eur J Neurol 2004;11:141 The Canadian Cooperative Multiple Sclerosis Study Group. The Canadian cooperative trial of cyclophosphamide and plasma exchange in progressive multiple sclerosis. Lancet 1991; 337:441-46 The Multiple Sclerosis Study Group: Efficacy and toxicity of cyclosporine in chronic progressive multiple sclerosis; a randomized, double-blinded, placebo-controlled clinical trial. Ann Neurol 1990;27(6):591-605 Uribe-Luna S, Quintana-Hau JD, Maldonado-Rodrigues R, Espinosa-Lara M,et al. Mutagenic consequences of the incorporation of 6-thioguanine into DNA. Biochem. Pharmacol. 1997;54(3):419-24 Vicari AM, Ciceri F, Folli F, Lanzi R, Colombo B, et al. Acute promyelocytic leukemia following mitoxantrone as single agent for the treatment of multiple sclerosis. Leukemia 1998:12(3)441-2. Virag L, Szabo E, Gelgely P, Szabo C. Peroxynitrite-induced cytotoxicity: mechanism and opportunities for intervention. Toxicol Lett,2003:140-41,113-24 Vollmer T, Stewart T, Baxter N Mitoxantrone and cytotoxic drugs’ mechanism of action. Neurology 2010;74 (supl 1:S41-S46 Vollmerr T, Panitch H, Bar-Or A,et al. Glatiramer Acetate after induction therapy with mitoxantrone in relapsing multiple sclerosis. Multiple Sclerosis 2008:14:663-670 Weiner HL, Mackin GA, Orav EJ,et al. Intermittent cyclophosphamide pulse therapy in progressive multiple sclerosis: final report of the Northeast Cooperative Mutiple Sclerosis Treatment Group. Neurology 1993;43:910-18. Weiner HL Immunesuppresive treatment in multiple sclerosis. J Neurol Sci 2004;223:111 Weinstock-Guttmann B. Treatment of fulminant multiple sclerosis with intravenous cyclophosphamide. The Neurologist 1997;3:178-85 Weiner HL, Cohen JA. Treatment of multiple sclerosis with cyclophosphamide: critical review of clinical and immunological effects. Multiple Scleros 2002:8(2),142-54 Woo DA, Collins RH, Rossman HS,et al Mitoxantrone associated leukemia in multiple sclerosis: case studies. Int J MS Care 2008;10:41-46 Wundes A, Kraft GH, Bowen JD, Gooley TA, Nash RA Mitoxantrone for worsening multiple sclerosis: tolerability, toxicity, adherence and efficacy in the clinical setting. Clin Neurol Neurosurg 2010;112(10):876-82 Yudkin PL, Ellison GW, Ghezzi A,et al. Overview of azathioprine treatment in multiple sclerosis Lancet 1991;338:1051 Zephir H, de Seze J, Duhamel A, et al. Treatment of progressive forms of multiple sclerosis by cyclophosphamide: a cohort study of 490 patients. J Neurol Sci 2004;218:73-77
Benzer belgeler
Servikal Spinal Korddaki MS lezyonları için T1 Ağırlıklı PSIR
20 Bentley P, Wang T, Malik O, Nicholas R,
Ban M, Sawcer S, Sharma P. CADASIL with
cord involvement associated with a novel
and atypical NOTCH3 mutation. J Neurol
Neurosurg Psychiatry 2011; 82:855...
PDF - Maltepe Medical Journal
kortikobulber yolların etkilenişi suçlanmaktadır (25). Ayrıca bu
olgularda yapılan çalışmalar; fiziksel özürlülük ve entelektüel
bozulmanın derecesinin, uzun hastalık süresinin, pons çevresi
lezyon...
PDF ( 30 )
alanlarda daha belirgin azalma gözlenmiştir. Her iki tedavi grubunda MS Functional
Composite Skalasındaki skorlarda küçük ama istatistiksel anlamlılık göstermeyen
düzelme gözlenmiştir. (Vollmer 200...
Full Text
rağmen hastalık aktivitesi kontrol altına alınamayan kötü seyirli RR MS hastalarının
tedavisinde mitoksantron daha sık kullanılmaya başlanmış ve 2000 yılında Amerikan
İlaç Gıda Dairesi (Amerikan Fo...
MS 2013 - Türk Nöroloji Derneği
Klinik seyir dört başlık altında tanımlanmaktadır;
• Ataklarla seyreden (RRMS)
• Akut atakları izleyen tam ya da tama yakın düzelme dönemleri mevcuttur
• Ataklar arasında hastalıkta ilerleme gözlen...