6 - Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası
Transkript
6 - Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası
Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomi Dergisi u Yıl: 2 • Sayı: 6 u Sahibi Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Adına Yönetim Kurulu Başkanı Rıfat SARSIK u Sorumlu Müdür Önder ALKAN u Yayın Kurulu Rıfat SARSIK Önder ALKAN Mehmet KÖKTÜRK Alper PÜREN Kâmuran MISIRLI u Reklam ve Mali İşler Recep ACAR u Yönetim Yeri Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Atatürk Bulvarı No: 12 Çaycuma / ZONGULDAK Tel: 0372 6151073 Faks: 0372 6157326 www.caycumatso.tobb.org.tr e-mail: [email protected] u Yapım EKOL Medya Ltd. Şti. 435. Sokak No:5/7 Yüzüncüyıl/ANKARA Baskı Aydoğdu Ofset: Baskı Tarihi: 07.07.2011 u Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomi Dergisi 3 ayda bir yayınlanmakta olup, 1500 adet basılmaktadır. u Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomi Dergisi’nde yer alan yazılar aksi belirtilmedikçe Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası’nın görüşünü yansıtmaz, imzalı yazılarda belirtilen görüşler sadece yazarlarına aittir. u Dergiden kaynak belirtilerek alıntı yapılabilir. içindekiler 4 Çaycuma TSO Anadolu Öğretmen Lisesi binasında geri sayım... 8 6 Filyos Vadisi Başbakanımızın ikinci çılgın projesi olsun Gülşen: İnanılmaz birçok projeyi hayata geçirdik İş kuracaklara KOSGEB desteği “Biz Birlikte Güçlüyüz” 16 Filyos’ta ikinci Liman yapılmasına karşıyız 17 25 22 Sivil Havacılık A.Ş.’nin Ortakları Çaycuma TSO’yu ziyaret etti 26 Hisarcıklıoğlu: Tarihi “İpek Yolunu” yeniden hayata geçireceğiz 34 2011’in 2. yarısında ekonomi daha da soğutulabilir 30 Bu Teşvik Bir Harika, Haydi İşverenler İŞKUR’a 41 Diyabet Filyos Vadi Projesi Osmanlı’nın II. Abdülhamit döneminden bugüne uzanan hayat bulamamış, ancak önemli mesafeler kat edilmiş büyük bir projedir. Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası; yıllardır Filyos Vadisi’nin yatırımlar için en uygun alan olduğunu vurgulamakta ve bölgenin yatırımcılara en kısa sürede sunulmasının en uygun yolunun Filyos Vadisi üzerinde Endüstri Bölgesi ilan edilmesi olduğu üzerinde durmaktadır. Bunun için de kamulaştırılmış ve altyapısı neredeyse tamamlanmış en uygun alana sahip Filyos Serbest Bölgesi’nin tamamının veya önemli bir bölümünün Filyos Endüstri Bölgesi’ne dönüştürülmesi yapılması gereken en önemli iştir. Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası, Endüstri Bölgesinin ilan edilmesi konusunun üzerinde ısrarla ve hassasiyetle durmaktadır. Başbakanlığa bağlı olarak faaliyet gösteren Yatırım Destek Ajansı’nın bölgemize özel bir ilgi gösterdiği söylenmektedir. Filyos için yatırımcıların kuyrukta beklediğini, özellikle termik santral, tersane ve bazı yatırım faaliyetleri için projesi olan büyük grupların bölge ile ilgilendiği duyumları olmasına rağmen odamıza bir yatırım talebi, ya da net bir yetkili açıklaması bulunmamaktadır. Bölgemizle ilgilenen yatırımcıların bürokratik makamlara başvurup beklemektense Odamızla da irtibat kurmaları sağlanırsa; işlemleri ve talepleri daha seri ve müspet bir şekilde gerçekleşecektir. Bu açıdan kuyrukta beklediği belirtilen 47 yatırımın hayata geçirilmesini de sabırsızlıkla beklemekteyiz. Söz konusu yatırımların bölgeye çekilebilmesi de “Endüstri Bölgesi” ilan edilmesi ile olacaktır. Biz Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası olarak bölgeyi en güzel şekilde yatırımcılara açmak istiyoruz, ancak bu konuda tek kıstasımız vardır; çevre kirliliğine yol açmamak. Enerji üssü olacağız diye çevremizin katledilmesine de göz 2 yumulamaz. Özellikle termik santrallere karşıyız. Çünkü Çatalağzı Termik Santrali ve yaşanan sıkıntılar gözümüzün önündedir. Serbest Bölgelerin amaç, işlev ve faaliyetlerini Endüstri Bölgeleri ile karşılaştırmak bölgemiz için Endüstri Bölgesi’ne daha çok ihtiyaç olduğunu ortaya koyacaktır. Bu karşılaştırmayı ana hatları ile yapacak olursak; Serbest Bölgeler dış ticaret hacminin gelişmesi, ithalat ve ihracatı kolaylaştırma, sanayileşme, teknoloji transferi, istihdam artırma gibi amaçlarla kurularak ihracata yönelik kalkınma stratejisini benimsemektedir. Endüstri Bölgelerindeki temel amaç da kurulduğu bölgenin lokomotifi olacak sektörü ya da sektörleri, daha sonra da aynı sanayi potansiyel ve yapısına uygun yeni sektörleri bölgeye kazandırmak ve bölgeyi daha ileriye götürecek bilgi, teknoloji ve yenilikleri o bölgeye kazandırmaktır. Endüstri bölgesinin varlığı zaten başlı başına büyük yatırımcıların bölgeyi tercih etmelerine vesile olacaktır. Türkiye’den serbest bölgeye yapılan mal ve hizmet satışı ihracat sayıldığından, söz konusu mallar ve hizmetler katma değer vergisinden muaftır. Serbest bölgelerde kâr transferi, vergi muafiyetleri, kaynak kullanımı destekleme fonu muafiyeti, ucuz enerji kullanımı, resim harç ve fonlar ile banka muamele vergisinden muafiyet gibi avantajlar var iken; endüstri bölgesinde yatırım ortamının önündeki engelleri kaldırmak için, idari, hukuksal ve kurumsal alanda birçok kolaylık sağlayan düzenlemeler bulunmaktadır. OSB’lerden de farklı olan birçok yönüyle Ekonomi / Başyazı daha avantajlı olan endüstri bölgesinin Filyos Vadisi’ne, Çaycuma’ya kazandırılması zorunluluktur. Bölgemizdeki, sanayi potansiyeli, sahip olduğu organize sanayi bölgesi ve sanayi siteleri ile her yönüyle yeni sanayi merkezlerinin kurulmasına hazırdır. Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası olarak yıllardır Filyos Vadisi’nin yatırımcılar için en uygun alan olduğunu ve bölgenin yatırımcılara en kısa sürede sunulması için en ideal çalışmanın Filyos Serbest Bölgesi’nin Endüstri Bölgesi ilan edilmesi olduğunu vurguluyoruz. Tekrar altını çizerek diyoruz ki; bunun için de kamulaştırılmış ve altyapısı neredeyse tamamlanmış en uygun alana sahip olduğumuz Filyos Serbest Bölgesi olarak ilan edilen alanın Filyos Endüstri Bölgesi’ne dönüştürülmesi yapılacak en önemli iştir. Son olarak vurgulamak isterim ki, Filyos Bölgesi ve Vadi yatırımcılar için idealdir. Yurtdışında örneklerini çok gördüğümüz ve bölgemizde de gerçekleşeceğine inandığımız gelişmiş yatırımların, çevreyle bütünleşmiş fabrikaların doldurduğu bir Endüstri Bölgesi’nin hayata geçmemesi için hiçbir sebep yoktur. Pratikliği ve yatırımcılara sağlayacağı avantajları düşünüldüğünde Endüstri Bölgesi bölgemiz için daha uygundur. Bu yüzden de Bölgemiz bir an önce Endüstri Bölgesi’ne kavuşturulmalıdır. Bu konuda, başta siyasilerimiz olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlar, bölge halkı adına sözü olan herkes üzerine düşen vazifeyi yerine getirmelidir. Biz bu talebimizde Bölgemizin geleceğini ifade eden “çocuğun” adını koyulmasını bekliyoruz. Bu geleceğe sahip çıkacak, hayatta tutacak çalışma ve desteği de siyasilerimizden istiyoruz. Sadece biz değil Çaycuma halkı başta olmak üzere tüm bölge halkı Filyos Vadisi üzerinde Endüstri Bölgesi’ni bekliyor. Yine bölgemiz için yapılacak en önemli yatırımlardan biri de TTK’nın modernizasyonu ve üretim koşullarının iyileştirilmesi olacaktır. Bölgemizin bir gerçeği olan TTK’nın bir zamanlar 40 binin üzerinde çalışanı olduğunu biliyoruz. Zonguldak’ın markası olan taşkömürünün değeri her geçen gün daha da artıyor. Ancak biz taşkömürü memleketinde taşkömürünü uygulanan yanlış politikalar neticesinde kullanamıyoruz. Taşkömürünün Zonguldak ekonomisindeki yeri sadece işçi maaşları ile yer almamalı diye düşünüyoruz. TTK gibi bir dev kurum; yapılacak modernizasyonla bir dönüşüm yaşamalı ve yine bir ekonomi devi olarak yan sektörleri ile Zonguldak ekonomisini oldukça önemli bir noktaya getirebilmelidir. Bu arada Çaycuma’ya kazandırmak için yoğun bir çaba gösterdiğimiz Çaycuma TSO Anadolu Öğretmen Lisesi’nin okul binası neredeyse bitmiştir. 1 yıl bile olmadan bu örnek okulu tamamlayarak Çaycuma’ya eğitim açısından önemli bir katkı sağladığımızı düşünüyorum. Bu konuda üyelerimiz başta olmak üzere tüm ilgililerin bizlere verdiği destek ve katkıları ile sergilediğimiz işbirliği ve çalışma birçok kurum ve kuruluşa da örnek olacaktır ve Çaycuma eğitim konusunda da önemli gelişmeleri yaşayacaktır. Saygılarımla. Rıfat SARSIK Başkan 3 Ekonomi / Kapak Ekonomi 4 EkonomiEkonomi / Kapak Çaycuma TSO Anadolu Öğretmen Lisesi binasında geri sayım başladı. Binanın üstün gayretlerle kısa sürede tamamlanması Çaycuma’nın başarısıdır Çaycuma TSO Anadolu Öğretmen Lisesi binasında mutlu sona yaklaşıldı Temelinin atılmasının üzerinden bir yıl bile geçmeden tamamlanmak üzere olan Çaycuma TSO Anadolu Öğretmen Lisesi okul binası tüm bölgeye örnek olacaktır. Bu yıl 60 öğrencisi ile geçici binasında eğitim ve öğretime başlayan okul yeni kurulmuş olmasına rağmen Çaycuma’daki lise dengi okullar arasında en tercih edilen okul oldu. Bunu mevcut öğrencilerinin üstün başarıları ile perçinlemesini bekliyoruz. Temelin atıldığı Ağustos 2010’dan itibaren Çaycuma TSO Anadolu Öğretmen Lisesi’nde bugün gelinen noktayı fotoğraflarıyla paylaşmak istedik. Çünkü bu okul Çaycuma TSO’nun üyeleri başta olmak üzere tüm bağış verenlerin katkıları ile bu noktaya getirilmiştir. Tüm üyelerimize ve ilgililere teşekkür ederiz. Saygılarımızla… Çaycuma TSO 5 Ekonomi / Kapak Filyos Vadisi Başbakanımızın 2. çılgın projesi olsun 6 Ekonomi / Kapak F ilyos Vadisi Projesini halkımızın uzun yıllardır duyuyor, biliyor. Siyasilerimiz de her konuşmasında Filyos Projesi’nden söz ediyorlar. Filyos Projesi vardır ama net bir şekilde Filyos Vadisi Projesinin konumuna ve ne olduğuna dair bir ifadeye yer verilmiyor. Hep genel ifadelerle anlatılmaya çalışılan bu büyük projenin öncelikle adını koymak gerekiyor. Biz Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası olarak Filyos Vadisi’nin adı “Filyos Endüstri Bölgesi” olarak konulsun ve bu kamuoyuna duyurulsun istiyoruz. Siyasetçilerimizden de bizleri temsil ettikleri sürece her platformda bunun sözünü vermelerini bekliyoruz. Elbette bunun için Filyos Limanı’nın öncelikli olarak yapılması gereklidir. Biz göreve geldiğimizden itibaren geçen 7 yılda barajlar ve Filyos nehrinin ıslahı için yapılan çalışmalarla ilgili net bir sonuç yoktur. Serbest bölge diye kamulaştırmalar yapılmıştır ama kamulaştırılan alanlarda yapılacak yatırımlar konusunda henüz bir gelişme yoktur. Devlet Bakanımız Sayın Zafer ÇAĞLAYAN da yapmış olduğumuz görüşmelerde de burada yapılması gereken en önemli çalışmanın bölgenin “endüstri bölgesi” ilan edilmesi olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca Filyos nehri için seddeler yapılıyor. Çaycuma’ya kadar nehir kanal içine alınsın ve Filyos Vadi Projesi de Sayın Başbakanımızın İstanbul için açıkladığı “çılgın proje” gibi ikinci bir çılgın proje olsun istiyoruz. Bu kamuoyunda da ilgiyle karşılanacaktır. Ayrıca Filyos nehrinin yapısal özelliğinden dolayı kanal içine alınması ile derinliği de doğal bir liman oluşturacaktır. Bizi temsil eden siyasilerimiz Sayın Başbakana konuyu aktarabilirler. Bizler de bölge insanı adına bu konuda müjdelerini bekliyoruz. Filyos Vadisi ile ilgili yapılması gerekenlere iktidar ya da muhalefet olarak bakmamak gerekmektedir. Bölge insanı olarak en büyük bek- lentimiz Filyos Vadisi ile ilgili konulara elbirliği ile sahip çıkılması ve kararlı bir şekilde adımların atılmasıdır. Çaycuma olarak Filyos Vadisi’nin ve projelerinin merkezinde olmamıza rağmen bazı gelişmelerin engellemelere maruz kalıyoruz. Mesela üniversite için en ideal kampüs alanını sunduk. Çaycuma adını taşıyan bir fakültemiz vardı, Çaycuma kampüsündeki fakülte binası bitince taşınmasını beklediğimiz bu fakültemiz elimizden alındı. Adından “Çaycuma” çıkartıldı ve fakültede merkez kampüste kaldı. Sayın Meclis Başkanımız Zeki YURTBAY kampüste dört yıllık bir okul açılması için bir bina yapıyor. Gerekirse ikinci binayı da biz yaparız. Çünkü Çaycuma dört yıllık okullar bekliyor. Çaycuma’da Meslek Yüksekokulumuzun gelişmesini ve aynı kampüste birkaç tane de dört yıllık okul açılmasını istiyoruz. Bu konuda üzerimize düşeni de yapmaya hazırız. Yine sanayi merkezi olarak Çaycuma; karayolu, demiryolu, havayolu ve denizyolu olarak tüm ulaşım imkânlarına sahiptir. Buna rağmen ulaşım açısından sorunlarımız vardır. Bir önceki Zonguldak ziyaretinde Sayın Başbakanımızın da değindiği gibi özellikle kara ulaşımında sorunlar yaşamaktayız. Bu yüzden karayollarımızın iyileştirilmesi ve sorunlarının giderilmesi de bizim en büyük beklentilerimizdendir. Bütün bunlar aynı zamanda bölgemizin endüstri bölgesi olması için altyapının oluşturulması anlamındadır ve tekrar belirtmek isteriz ki başlı başına bir “çılgın proje” olan Filyos Vadisi’nin adı “Filyos Endüstri Bölgesi” olarak konulmalıdır. 7 Ekonomi / Röportaj Çaycuma Belediye Başkanı dergimizin sorularını cevaplandırdı. Gülşen: İnanılmaz birçok projeyi hayata geçirdik Ç aycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen dergimizin sorularını cevaplandırarak bugüne kadar yaptıklarını ve bundan sonra yapmayı hedeflediği projeleri anlattı. Gülşen, göreve geldikleri günden bu yana yaptıklarıyla “İnanılmaz birçok projeyi hayata geçirmeyi başardık” dedi. Gülşen’in dergimizin sorularına verdiği cevaplar şöyle: Çaycuma’da son yedi yıldır “Mithat Gülşen” dönemi yaşanıyor belediye çalışmalarında. Öncelikle Belediye başkanı olurken hedefleriniz nelerdi? Bu hedeflerin hangileri gerçekleşti ve hangileri gerçekleşiyor? Öncelikle geçmişte başkanlığını yapmaktan onur duyduğum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığımızın ilgilerinden ve desteklerinden dolayı ben teşekkür ediyorum, saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Tabi; 7 yıldır Çaycuma Belediye Başkanı olarak bu görevi sürdürüyoruz. Özellikle ticaretin içinden gelmemiz, saygın ve sevilen bir kurum başkanlığında görev almamız bizim belediye başkanlığı görevimizi de büyük ölçü de kolaylaştırmıştır. Biz bu göreve gelirken Çaycumamız için “mega projeleri ile bütünleşen bir Çaycuma’yı düşünüyoruz” demiştim. Çok şükür bu nokta itibarı ile havaalanımızın açılması, Filyos Serbest Bölgemizin resmi anlamda işlerlik kazanması, Filyos Li- 8 Mithat Gülşen kimdir? 1958 yılında Çaycuma’da doğdu. Çaycuma Lisesinden mezun olduktan sonra Hacettepe Üniversitesi Zonguldak Maden Yüksekokulunu bitirdi. İş hayatına başladığı günden itibaren, SHP İlçe Başkanlığı, İl Genel Meclis Üyeliği, Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyeliği, 1999-2004 yılları arasında Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı, Çaycumaspor Kulübü Başkanlığı, Çaycuma ve Zonguldak Spor Yönetim kurulu üyeliği yaptı. Çaycuma’da kuyumculuk, tekstil ve hazır giyim işi ile iştigal eden Mithat GÜLŞEN, 2004’de Belediye Başkanlığına seçildi ve 2009’a kadar Çaycuma Belediye Başkanı olarak görev yaptı. 29 Mart 2009 Yerel Seçimlerinde ikinci kez Çaycuma Belediye Başkanı seçildi. Halen Belediye Başkanlığı görevini sürdüren Mithat GÜLŞEN, evli ve 2 çocuk babasıdır. Ekonomi / Röportaj man Projesi’nin yap-işlet-devret modeli ile ihale edilecek aşamada olması, Çaycuma’ya çok ihtiyaç duyulan olan ikinci bir köprünün kazandırılması, Sosyal tesislerimizin kamu adına belediyemize kazandırılması, oradaki binaların 400 kişilik öğrenci evi olarak ekonomiye ve eğitime kazandırılması, Meslek Yüksekokulumuzun kampüsümüzün açılması, diğer binalarımızın sosyal amaçlı kullanımının sağlanması, Sosyal Hizmetler Müdürlüğümüze devrettiğimiz binaların huzur evi olarak tahsis edilmesi, kültür sokağı olarak diğer binaları oluşturmamız, kent ormanlarımızla, parke üretimi ve sahada yol uygulamalarımızla, sıcak asfalt çalışmalarımızla, hali hazır haritamızı İller Bankası’na bedelsiz yaptırmamızla ve daha sonra imarımızın da 120 bin nüfus projeksiyonuyla revize edilmesi ve Meclisimizde ve İller Bankası’nda kabul edilmesi, belediyemize yeni araçların alınması ile beraber toplumsal ve sosyal alanda tüm hizmetlerin gerçekleştirilmesi anlamında belediyemiz çok önemli mesafe kat etmiş durumdadır. Çaycuma’yı emsalleri ile karşılaştırdığımızda konumu nedir? Merkez olarak baktığımızda yapılaşmada önemli sorunlarımız yoktur. İleride belediye sınırlarına yeni dahil olan mahallelerimizde kentsel dönüşüm uygulamaları gerekebilir ama henüz o noktada değiliz. Gerekirse önümüzdeki yıllarda kentsel dönüşüm projeleri de uygulanabilir. Çaycuma, şehirleşme açısından emsalleri arasında konumuna baktığımızda, gerçekten son yıllarda oldukça önemli gelişme kat eden modern bir şehircilik anlamında mini bir Avrupa görüntüsündedir. Başlatmış olduğumuz bazı yer üstü düzenlemelerimiz ve altyapı çalışmaları da tamamlanınca daha da pozitif bir noktaya doğru hızlı bir şekilde ulaşacaktır. Bizim 9 Ekonomi / Röportaj amacımız Çaycuma’yı bir marka şehir haline getirmektir. Özellikle havaalanımızın burada olması ve uluslar arası bir statü kazanması bizlere ciddi avantajlar kazandırmaktadır. Her yıl dış ülkeleri geziyoruz. Yurtdışındaki şehirleşme ve kentleşmeyi yerinde görüp olumlu durumları Çaycuma’da uygulamaya gayret ediyoruz. Özellikle Filyos nehrimizin şehrin ortasından geçmesi, yeşiliyle, doğasıyla ve gökyüzünde mavisiyle birleştiğinde Çaycuma havadan çok güzel görünmekte. Dışarıdan ilk kez gelenler, -hatta Çaycuma’ya inen uçakların havayolları şirketlerinin çalışanları bizlere buranın özellikle gökyü- 10 zünden- dışarıdaki pek çok yerden daha muhteşem bir manzara sunduğunu iletmekteler. Bunlar ayrı bir güzellik yaratmaktadır ve bizim aynı hedefe doğru ilerlememize ayrı bir katkı vermektedir. “Çaycuma 2023” için de hedeflerimiz var. Çaycuma Belediye başkanlığı olarak yerleşim alanlarımızı, sosyal alanlarımızı, resmi alanlarımızı ve kurumlara dönük bir takım yapılaşma alanlarımızı 2023 projeksiyonuna göre planlamaktayız. Şehrimizin yerleşim alanlarını yayarak imarda da olduğu gibi Çaycuma’ya ilerideki yıllarda Ahatlı ışıklarından üçüncü bir köprü kazandırmayı; Yem sanayinin karşısından da dördün- cü köprü olarak çevre yolu köprüsünü kazandırmayı da hedeflemekteyiz. Ayrıca Çaycumamızın yıllardır özlemle beklediği, Şehiriçi DSİ Taşkın Önleme Uygulama Projesi’nin proje çalışması da resmen başlamış bulunmaktadır. Köprümüzün 3 km. aşağısı 3. km yukarısı karşılıklı düşündüğümüzde olarak düşündüğümüzde toplam 12 km.’lik sedde için bu senenin sonunda yapım, yani uygulama ihalesine DSİ tarafından çıkılacaktır. 3 yıl içinde de sedde ilçemize kazandırılmış olacaktır. Bu da demektir ki, ırmak boyunca sahil doldurulacak ve kazanılan alanlarda “sahil projesi” ya da “ırmak projesi” adı altında rekreasyon çalışması yapacağız ve oralarda yeşil alanlar, dinlenme alanları, yeme içme ve bölgesel ürünler için satış alanları oluşturacağız. Yani Bartın Ankara karayolu üzerinden bakıldığında da Çaycumamız için daha güzel bir görüntü sunulacaktır. Çaycuma hepimizin bildiği gibi kültürel anlamda da, tarihi anlamda da çok büyük zenginliğe sahip. Son olarak Filyos’taki antik şehrin kazıları, Kadıoğlu köyündeki Zeugma benzeri Roma dönemine ait tarihi mozaiklerinde gün yüzüne çıkarılması ile de bir kültür merkezi olacağız. Tabi bunun yanında Filyos Ekonomi / Röportaj Vadimizde, özellikle serbest bölge ilan edildikten sonra kamulaştırma çalışmaları hız kazanmıştır. 85 milyon liralık ödenek kullanılarak tamamlanan kamulaştırmaların da bölge ekonomisine büyük bir katkısı olduğu kanaatindeyim. Havaalanımızın büyümesi ile ilgili çalışmalara da ciddi anlamda destek veriyoruz. Diğer yandan karayolu olsun, demiryolu olsun ulaşımla ilgili her tür çalışmamız da devam etmektedir. Organize Sanayi Bölgemizin yakınından da geçecek ve Batın limanına kadar uzanacak olan çift raylı sistemli bir demiryolunun da proje çalışmaları da devam etmektedir. Bölgemizin geleceği olan Filyos Vadi Projesinin merkezinde Çaycuma yer aldığı için Çaycuma Belediyesi olarak sizlere de önemli görevler düşüyor. Şehirleşme ve altyapı açısından bu mega projeye hazırlık olarak Çaycuma Belediyesi’nin yaptığı özel çalışmalar var mı? Vardır. Öncelikle Filyos Vadisinin özellikle sanayileşme açısından, ilan edilmesi muhtemel bir endüstri bölgesi olarak mevcut bölgemizle beraber sedde çalışmalarına, liman projemizin yap-işlet-devret modeli ile ihaleye çıkarılması noktasında şe- hircilik çalışmalarına çok önem veriyoruz. Bunların birkaçını sıralayacak olursak; altyapıdan kaynaklanan yağmursuyu, atık su arıtma projemizi, doğalgazla ile ilgili ihale çalışmalarımızı yetkili kurum ve kuruluşlarla yapmaya gayret ediyoruz. Ayrıca Başkent Elektrik’le şehir içi elektrik şebekesinin yeraltına alınması ve modern aydınlatma sisteminin ilçemize konuşlandırılması ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Merkez meydan projemiz için de bu ayın sonuna doğru kazmayı vuruyoruz. Yaklaşık 250 araçlık otopark projemiz bitti, uygulama aşamasına geldik. Bunun yanında yine iki tane kapalı pazaryeri projemiz var. Belediye olarak hem merkezde hem de İstasyon’da kapalı pazaryeri projemizi uygulayacağız. Bunlarda da ihale aşamasına gelinmiştir. İnsanlarımızın rahat spor yapabileceği, bazı aktiviteleri gerçekleştirebileceği, yeşiliyle doğasıyla faydalanabileceği sosyal yaşam alanlarıyla, yürüyüş alanları ile spor alanları, park ve bahçelerimize de çok önem veriyoruz. Bu sene mevcut stadımızın yanındaki sahaya Kaymakamlığımız ve Gençlik ve Spor Müdürlüğümüzle Futbol Federarasyonu’na bir sentetik çim yaptırıyoruz. Şu anda altya- pısı yapılıyor ve beş altı ay içinde Çaycuma Avrupai bir sentetik çim sahaya kavuşacaktır. Yine Kültür Sarayı inşaatımız bir aya kadar bitiyor. Kültür Bakanlığı 4.5 milyon liralık bir kaynak ayrılmıştır, tamamlanması için kaynak sorunumuz yoktur. 380 kişilik bir gösteri salonu olan Kültür Sarayı; çeşitli kültüre etkinliklere yönelik olarak da eğitim, fuaye ve diğer etkinlik salonları, çalışma odaları ile yaklaşık 6000 metrekarelik bir alanda hizmet verecektir. Böylece Kültür Sarayını da Çaycumamıza kazandırmış olduk. Ayrıca ilçemizde mevcut Hastanemiz yoğunluğa cevap verememektedir. Ek binamızın Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan projelendirme çalışması son noktaya gelmiştir. Yetkililerden projenin ufak tefek bir iki eksiği kaldığını ve bunlar tamamlanır tamamlanmaz inşaat ihalesine çıkılacağını, projenin çok güzel ve modern bir proje olduğunu ve hayata geçtiğinde de mevcut hastanemizin ek binanın yanında küçük kalacağını öğrendik. Aynı zamanda imarda 18 uygulamalarına önem veriyoruz. Topbaşı’nda 770 dönümlük 18 uygulaması son aşamaya geldi. Yapmış olduğumuz planları doğrultusunda da münferit 18 uygulamalarımız şehir içinde de devam edecek. Modern şehircilik anlamında çok büyük mesafe kat ettiğimiz ortada. Tüm bunların yanında eğitime de çok önem veriyoruz. Yeri gelmişken Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız Sayın Rıfat SARSIK başta olma üzere, yönetim kurulumuza ve tüm camiaya da Anadolu Öğretmen Lisesini Çaycuma’mıza kandırdıkları için çok teşekkür ediyorum. Okulumuzun yeri için tüm resmi prosedürlerin yerine getirilmesi anlamında da Kaymakamlığımızla da el ele verdik ve yer sorununu çözdük. Okulumuzu hızlı bir şekilde Çaycumamıza hep beraber kazandırıyoruz. Türkiye’de bunun bir 11 Ekonomi / Röportaj başka örneği de yoktur, Odamızın bu konuda bir ilki gerçekleştirdiğini düşünüyorum ve gerçekten bunun altını çizerek söylüyorum. Odamızla gurur duyuyorum. Ben şahsen bugün bir devlet memuruyum, malum eskiden Oda başkanı idim ve göreve gelince ticari varlığımı eşime devrettim, eşim ve kardeşlerim şimdi Odamızın üyesidir. Elbette Ticaret ve Sanayi Odamız bugün sadece okul yapmakla kalmıyor. Sanayinin gelişmesi, doğalgazın bölgeye getirilmesi, Filyos Vadisi’nin harekete 12 geçirilmesi başta olmak üzere her türlü sosyal aktivitede Odamızı görüyoruz. Bundan dolayı da tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum. Tabi bu okul bittikten sonra ikinci bir okulla ilgili Başkanımız Rıfat SARSIK’ın bir talebi var. Belediye olarak bunu da müspet olarak değerlendireceğimizi ümit ediyorum. Çaycuma olarak bu yıl Milli Eğitim Bakanlığı’na Çaycuma Anadolu Lisesi’ni yatırım programına aldırdık. İstasyon Mahallesi’nde yeri tespit edildi, arsanın jeolojik etüdü yapıldı ve Orman Bakanlığı’ndan Milli Eğitim Bakanlığı’na devri yapıldı. Çok kısa zamanda burası da ihaleye çıkarılacak. Bunlara ilave olarak hepimiz ilgilendiren bir konuyu daha sizle paylaşmak istiyorum. Ticaret ve Sanayi Odası’nda görevde olduğumuz dönemde bölgemize doğalgaz getirilmesi konusunda çok büyük gayret sarf etmiştik. O zaman bir takım çevreler Zonguldak’ta bunun mümkün olmadığını düşündü, kömür şehri olduğumuzu ve buna gerek olmadığını düşünerek karşı çıkanlar oldu, o zaman maalesef doğalgaza ilgisiz kalındı. Ama gün geldi ki; bugün gerek Zonguldak gerek Çaycuma gerekse Bartın’da hava kirliliği son derece ciddi boyutlara ulaştı. Biz bu sene itibari buna çözüm bulmaya çalışıyoruz. Daha yakında Enerji Piyasası Denetleme Kurulu Doğalgaz Dağıtım Daire Başkanı İsmail KARAHAN’la görüştük. Yedi tane firma doğal gaz dağıtımı için yeterlilik belgesi almış, eksikler tamamlanıyor, yakında yapım ihalesine çıkılacak. Bunun müjdesini de verdiler. Umarım firmalar katılır ve en kısa zamanda evlerimizde de doğalgazı kullanarak Çaycuma’yı daha temiz bir havaya kavuştururuz. Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası olarak Filyos Serbest Bölgesi’nin Endüstri Bölge olmasını istiyoruz. Bu konuda siz ne düşüyorsunuz? Evet, serbest bölge ilan edildiği günden bu yana bölgenin endüstri bölgesi ilan edilmesi için çok büyük bir mücadele verdik. Bugün sizlere onu da bir müjde olarak vermek istiyorum. Son 3 yıldır, bölgemizde tekrar Serbest Bölge ilan edilmesinin ardından yapılan çalışmalarla ilgili şunları söyleyebiliriz: Bölgeye kamulaştırmalar için 85 trilyonluk kaynak aktarıldı. Serbest Bölge’de olan bir takım teknik sıkıntılar çerçevesinde üç bölümden oluşan Ser- Ekonomi / Röportaj best Bölge’de birinci Serbest Bölge Alanının iptal edilip buranın endüstri bölgesine dönüştürülmesi ile ilgili Ankara’da toplantılar yapıldı. Başbakanlık Yatırım Kalkınma Ajansı başkanlığında Sayın Valimizin ve kurumlarımızın da mevcudiyeti ile orada endüstri bölgesi kurulması ile ilgili ortak bir karar çıktı. Bu kararı Çaycuma Belediyemiz, Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğümüz, diğer belediye ve meslek kuruluşlarımızla beraber altyapı çalışmaları ile ilgili teknik durum yerinde incelendi ve Sanayi Bakanlığı Küçük Sanatlar ve Sanayi Bölgeleri ve Siteleri Genel Müdürü Sayın Ramazan YILDIRIM tarafından kurum görüşleri toplanıyor. Endüstri Bölgesi’nin ilan edilmesi ile ilgili son aşamaya gelindi. Çok ciddi takip ediyoruz. Toplanacak olan bu kurum görüşlerinin ardından mevzuata uygun olarak kurumlar bir araya gelecek ve endüstri bölgemiz ilan edilecektir. Oranın küçük parseller halinde değil, 8-10 sanayiciye uygun bir şekilde 200 dönümden az olmamak kaydıyla büyük parseller halinde ele alınacak şekilde imarı yapılacak. Gelelim liman projesine… Liman bölgenin olmazsa olmazıdır. Liman projesinin yap işlet devret modeli ile ihale edilmesi için de çok büyük çaba sarf ettik. Orada da mutlu sona yaklaştık. Yine kurum görüşleri toplandı. Genel Kurmay’a ait tesisler bir engeldi ve dün itibarı ile Genel Kurmay tesislerini Hazine’ye devretmiştir. Liman sahasında jeoteknik çalışmaları Ulaştırma Bakanlığı DLH Genel Müdürlüğü yapıyor. Oranın hâlihazırda imarla ilgili haritalarını da Zonguldak Bayındırlık Müdürlüğü ve İl Özel İdare ortaklaşa yapıyor. Limanın dosyası hazır, yakın zamanda yap işlet devret modeli ile de ihaleye çıkarılacaktır. Bu çok önemli bir gelişmedir. Aynı zamanda DSİ’nin 4 + 4, 8 km.lik taşkın önleme proje- si de devam ediyor. Vadi belediye başkanları olarak milletvekillerimizin de belki daha ötesinde bizim görevimizdir diyerek Vadi ile ilgili konuları takip ederek siyasilerimize, bürokratlarımıza taşımak kaydıyla eksik kalanları da tamamlayarak işleri çözmeye gayret ediyoruz. Çok ciddi bir noktaya geldiğimiz de ortada. Havaalanımızla ilgili de çok büyük gayret sarf ettik. Gerçekten bunu siyasi anlamda söylemek istemiyorum ama muhalefet başta olmak üzere, gurbetçilerimiz, Çaycuma ve çevre halkı da dahil bunun gerçekleşeceğine inanmıyorlardı. Çünkü orada gerçekten engel teşkil edecek bir durum da vardı. Ankara’da çok çetin mücadeleden sonra havaalanımız faaliyet geçmiştir. Havaalanı Müdürümüz Hasan ÖZŞAHİN’in de burada çok büyük gayretleri olmuştur, kendisine de ayrıca teşekkür ediyoruz. Biz inanılmazı başardık. Şu anda 3 senedir Avrupa uçuşlarımız devam ediyor, yurt içi uçuşlarımız da bu ayın sonunda tekrar başlayacak. Orada ikinci tıraşlama başladı. O tıraşlamada şahsımın çok büyük gayreti vardır. Çünkü İstanbul’daki Türk Dünyası Belediyeler Birliği toplantısında TBMM Başkanımız Sayın Mehmet Ali ŞAHİN’den bizzat yardım istedim. Sayın Valimiz de yazı ile talep ettiler ve Zonguldak’a 5,3 milyon lira para geldi. Bunun da 1,5 - 2 milyon lirası tıraşlamaya ayrıldı. Tıraşlama devam ediyor. İkinci bir tıraşlama da muhtemelen Saltukova tarafından başlayacak. Yolcuoğlu Mahallesi tarafında 152 kotu var. Oradaki taşı ocağını da ruhsatlandırıyoruz ve Çaycuma’daki sedde çalışmasında kullanacağız. Yani bir taşla iki kuş vuracağız. Ayrıca havaalanımızın büyümesi ve gelişmesi ile ilgili Saltukova belediye hudutları içinde yaklaşık 40 dönümlük bir alanın kamulaştırılması gerekiyor. Oraya bir airless cihazı koymamız lazım. O cihaza yer açmalıyız, Çünkü bulutlu ve sisli, yağışlı havalarda uçağımız inemiyor. Bu konudaki taleplerimizi Sayın Başbakanımıza Zonguldak mitngleri dönüşünde kullandığı Havaalanımızda ilettik. Kendileri de yardımcı olacaklarını belirterek seçimlerden sonra bana bu konuyu takip etmem konusundaki talimatlarını bizzat verdiler. Ayrıca gurbetçilerimizin havaalanımıza sandık konulması ile ilgili taleplerini dile getirmeleri üzerine de gurbetçilerimizin mağduriyetlerini gidermek üzere Havaalanımızın geçici hudut kapısı statüsünün değiştirilerek “daimi hudut kapısı”na dönüştürülmesi için gerekli talimatı da ilgililere vermişlerdir. Yine geri kalan serbest bölge alanımızda ne 13 Ekonomi / Röportaj olacağına hep beraber bakacağız. Öyle umut ediyorum ki, Filyos Vadisine çok yatırımcı talebi olduğu bize söyleniyor, orada yatırımlar için kazma vurulduğu noktada inanılmaz bir şekilde, gözle görülür gelişmeler yaşanacak. Çaycumamız da güzel bir kent ve yerleşim merkezi olarak bu gelişmelere ev sahipliği yapacaktır diye düşünüyorum. Üniversite ile ilgili yapılan çalışmalardan az önce bahsettiniz. Üniversite kampüsünün gelişmesi için Belediye olarak yaptığınız Öğrenci evleri çalışmanızda oldukça önemli bir çalışma olarak ulusal düzeyde de takdir gördü. Bu konuda “Çaycuma Fakültesini İstiyor” diye özetlenebilecek bir genel bir düşünce hakim. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Çok teşekkür ederim. Elbette biz de ilçemizde fakülte istiyoruz. Çünkü kampüs alanımız coğrafi açıdan da çok uygun, alanı da oldukça büyük ve müsait. Bakıyoruz büyükşehirler, örneğin ve Eskişehir, Konya, Sakarya, Çanakkale, İzmit gibi, son yıllarda komşumuz Bartın ve Karabük öğrenci kenti oldu. Biz de kesinlikle öğrenci kenti olmalıyız. Hem ekonomik olarak, hem sosyal ve kültürel kalkınma değerlerimizi olarak bunu çok önemsiyoruz ve hak ediyoruz. Biliyorsunuz mevcut Meslek Yüksekokulumuz var. Aslında Çaycuma adı ile dört yıllık iktisadi ve idari bilimler fakültemiz vardı. Maalesef geçmişte bu üniversite tarafından uygun görülmedi. Elbette biz bunu bu zamana kadar hep saygıyla karşıladık ama içimizde de ukde olarak kalmıştır. Yeni rektörümüzle görüşmelerimizde; yapılan ilave bölümlerle beraber, mevcut binamızı ve diğer ön hazırlık sınıfı, Sayın Ali Osman ve Hikmet Odabaş’ın yaptırdıkları bina ve Sayın Zeki Yurtbay’ın yaptırmakta olduğu bina ile beraber önü- 14 müzdeki yıllarda öğrenci sayımızın 5000’lere varacağını, buraya kesinlikle dört yıllık okulların açılması konusunu ilettik. Sayın rektörümüz de bu talebimizi müspet karşıladı. Çaycuma sinemasıyla, kültürel ve sosyal etkinleri ile medeni ve sosyal yapısı ile öğrenci şehri olmak için hazırdır. İnşallah bu dönem, Sayın Rektörümüz Mahmut ÖZER döneminde bunu gerçekleştirebileceğimizi umut ediyoruz. Görüşmelerimiz de bu yönde pozitif olarak devam ediyor. Herkesin destek verdiğine ve vereceğine yürekten inanıyoruz. Belediye olarak şimdiden öğrencilerin yoğunlaşacağı zamanki trafik akışını hazırlıyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde hep beraber bunun gerçekleştiğini de göreceğiz. Bölgemiz ekonomisinin belkemiği nedir sizce? Çaycuma istikrarlı ve hızlı büyüyen bir ilçedir. Şimdiki durumda merkez nüfusumuz 18 binlerden 25 binlere ulaşmıştır. Artık Çaycuma’dan göç olayı pek yoktur. Tabi 110 bin nüfuslardan 95 binlerde düştük. Özellikle Filyos Vadisi projelerinin de hayata geçmesi ile bu göçün geriye döneceğine inanıyoruz. Gerek yerel anlamda gerekse devletin bir takım ciddi yatırımları anlamında Çaycuma’mız çok büyük bir mesafe kat etti. Organize Sanayi Bölgesi olan ilçe Türkiye’de çok azdır. Tabi teşvikler konusunda en avantajlılar arasında olamadığımızdan, kısmi teşviklerin de azlığından beklenen doluluğa ulaşamadık, çok canlandıramadık. Ama hemen burnumuzun dibinde Filyos Vadisi’nin hareketlenmesi ile yan sanayilerinde burada konuşlandırılması ve istihdam yaratılması konusunda önümüzü açacaktır. Biz önce sanayi diyoruz tabi ki. Burası ayrıca bir tarım bölgesidir. Oldukça verimli topraklara sahiptir. Süt ve besi hayvancılığı konusunda da yetkililer ve ilgili kurumlarımız da ciddi çalışmalar yapıyorlar. Ben özellikle Çaycuma’mızın müteşebbis ruh olarak, işini takip etme açısından –ki hepimize bu konuda çok görev düşüyor- diğer ilçelere bakarak daha şanslı ve bir adım önde olduğunu düşünüyorum. Çünkü biz mücadeleyi bırakmıyoruz, bu mücadelede tüm kurumlarla beraber, sanayide olsun, kentleşmede olsun altyapıda olsun sürekli projeler üretip bölgemizin kalkınmasına ve yarınlarımıza iyi bir mekân bırakmak istiyoruz. Bu arzu ve inançla çalışmalarımız da özverili bir şekilde devam etmektedir. Bu anlattıklarınızla birlikte Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası faaliyetleri ile ilgili düşüncelerinizi de alabilir miyiz? Öncelikle şunu söylemek isterim: Ticaret ve Sanayi Odamıza çok teşekkür ediyorum. İnanın bu göreve Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığından gelmiş olmamız bizi onurlandırıyor. Ben yedi yıldır bu makamda bunun çok büyük faydasını gördüm. Çünkü devlet bürokrasisinde olsun, reel ve rasyonel düşünce ekseninde camia olarak biz öncelikle icraat ve fikir insanlarıyız ve her zaman pratik düşünmek durumundayız. Kurumlar olarak da biz çok konuşup az iş yapan değil az konuşup çok iş yapan; projeleriyle, hizmetiyle, geleceği ile dünyadaki bir takım ekonomik gelişmeleri, küreselleşme neticesindeki hızlı değişimi ve dönüşümü ile pozitif gelişmeleri düşünen insanlarız. Şahsen yedi yıldır belediyemizde bunu uyguladım. Başarılı olduğumuzu da halktan aldığım pozitif bir yakınlık ve yansılamalarda görüyorum. Genel seçimler dolayısıyla girdiğimiz seçim atmosferinde de yaptığımız çalışmalarda bunun olumlu etkisini hissediyoruz. Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası, gerçekten bölgemizin açılmasında, ciddi fikir üretme noktasında oldukça Ekonomi /Röportaj büyük bir mesafe kat etmiştir. Arkadaşlarımı bu konuda kutluyorum bu anlamda çok teşekkür ediyorum. Özellikle doğalgazın getirilmesinde, sanayileşmemizde, üyelerini bilgilendirme, fuar ve benzeri katılımlarıyla, eğitime vermiş oldukları destekle, yapmış oldukları okulla ve bundan sonra bu okulun devamının da geleceğine inanıyorum. Bu anlamda Odamız Türkiye’ye örnek bir model olacaktır. Mithat GÜLŞEN olarak Türkiye’de çeşitli dernekler ve kurumlar ve kuruluşlarca yılın en başarılı belediye başkanı arasında görülüyor isek bunun altında yatan halktan aldığımız desteğin yanında birlik ve beraberlik, saygınlık ve kurumların bütünlük ve dinamikleri ile birbirini desteklemeleridir. Yapılan işlerde “ortak akıl” çok önemlidir. Şimdi Çaycuma olarak agresifleşmeden, şahsiyete girmeden şahsi çekişmelere girmeden iktidarı ve muhalefeti ile ortak akılla hareket edecek, projeler üretecek, boş konuşmayacak, sivil toplum kuruluşlarımız da dinamik olacak, gerçekçi olan projelere destek verecek, engel olmayacak şekilde çalışmalıyız. İlk dönemimizde beş yıl makam olarak çok sıkıntılar çektik. Çöp transfer istasyonu olsun, öğrenci evleri olsun, huzur evlerine, doğalgaza, köprüye, hatta okula karşı çıkıldı. Şimdi de bazı projelerimize karşı çıkılıyor. Açıkçası buna son derece canım sıkılmıyor değil. Ama biz her gö- rüşü de saygıyla karşılıyoruz. Her kurumda olacaktır bunlar. İnsanlara yapılan hizmetleri anlatmamız için zaman gerekebiliyor, sıkıntılar yaşıyoruz ama o hizmetler hayata geçtiği nokta itibarı ile de halkımızın da bundan çok mutlu olduğunu görüyoruz. Mutluluk ve huzur duyuyoruz. Belediye olarak okullarımıza çok önem veriyoruz. Sadece şehir merkezindeki okullara değil, diğer okullarımıza cami ve diğer sosyal alanlara da büyük destek veriyoruz. Çünkü belediyemiz üretiyor, uyguluyor. Gerçekten biz belediyemizin de bütçesini beş katına çıkarmak suretiyle -ki bunu ara ara söylemek gerekiyor- artık belediyemiz maaşını sorunsuz ödeyebilen asli hizmetlerini de en güzel şekilde yerine getiren hatta bunun da ötesinde yollarımızın tamamlanması noktasındadır. Yolarımızın yüzde yetmişi tamamlandı, yüzde otuzunu da üç yıl içinde tamamlayacağımız ortadadır. Tabi siyasi gözle bakmıyoruz hiçbir şeye. Tamamen kamuoyu ve toplum menfaatini ön planda tutmak kaydıyla bütün projelerimizi ona göre değerlendirme kaydıyla hizmetlerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Üç sene daha bu şekilde gayret edeceğiz. Bunların dışında okurlarımıza iletmek isteğiniz mesajınız var mı? Tabi öncelikle genel seçimlerimizde tüm milletvekili aday- larımıza başarılar diliyoruz. Bu dönem bizim de adımız adaylar listesi için çok dile getirildi. Ama biz seçilirken belediye başkanlığına beş yıl için geldiğimizi ve eksik kalan bu projelerimizi bu dönemde tamamlayacağımıza söz vermiştik. Sayın Başbakanımız da bu şekilde düşündüğü için belediye başkanlarının adına sıcak bakmamıştır. Bu dönem aday olmadık ama görülüyor ki gerçekten bundan sonraki hayat çizgimiz ne olur bilemiyoruz bu yapı, düşünceler bu şekilde pozitif yönde devam ederse belki bir dört yıl sonrası için milletvekilliği düşüncemiz olabilir. Biliyorsunuz görev alınmaz, görev verilir. Halktan o mesajı alırsam da seve seve aday olurum. Belediye Başkanlığı için de biliyorsunuz bana görev verdiler, yapılan anketlerde ön plana çıkmamız dolayısıyla bize bu görev verilmiştir. Biz de iki dönemdir halkımızın sevgisi ve saygısı ile çok ciddi hizmetlerimizle bu görevimizi yerine getirmeye gayret ediyoruz. Ben bu söyleşi ile ilçemizdeki en saygın ve büyük sivil toplum kuruluşu olan Ticaret ve Sanayi Odasına, tüm arkadaşlarıma tekrar teşekkür ediyorum, saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Sayın Mithat Gülşen’e bizlere vakit ayırıp Çaycuma ile ilgili tüm çalışmalarını aktardığı bu söyleşiyi gerçekleştirme imkânı verdiği için teşekkür ederiz. 15 Ekonomi / Haber TOBB 66. Genel Kurulu Ankara’da yapıldı “Biz Birlikte Güçlüyüz” T ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) 66. Genel Kurulu Ankara’da TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ) Salonu’nda gerçekleştirildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, CHP Genel Başkan Yardımcıları Umut Oran, İzzet Çetin, Faik Öztrak, Gürsel Tekin, Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil, TOBB delegeleri ve misafirlerin de katıldığı Genel Kurul’un açılış konuşmasını yapan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, kavgaya ve çatışmaya değil, huzura ve diyaloğa ihtiyaç olduğunu belirterek, “Biz birlikte güçlüyüz” mesajı verdi. Genel Kurula Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rıfat Sarsık ve Genel Sekreter Alper Püren katıldı. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu “Demokrasi ve kalkınmayı sekteye uğratacak her girişimin karşısında duralım. Türkiye’yi güçlü ekonomisiyle, kaliteli demokrasisiyle, yükselen yıldız haline getirelim. Geçmişle hesaplaşmaya takılıp kalmayalım. Geçmişimizdeki yanlışlarla yüzleşelim, ama yüzü- 16 müzü daha aydınlık olan ortak geleceğimize çevirelim. Bir taraftan ekonomimizi büyütürken, diğer yandan eğitimiyle, sağlığıyla, güvenliğiyle bütün yaşam kalitesini yükseltelim.” dedi. Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rıfat Sasrık Genel Kurul sonrasında şunları söyledi: “Çok olumlu bir ortamda gerçekleşen 66. genel kurulumuzda dün başka ülkelere bakıp imrenirken bugün imrenilen bir ülke haline geldiğimiz bir kez daha anlaşılmıştır. TOBB çatısı altında tüm Oda ve Borsalarımızın etkinliği ile özel sektörde birlikten doğan gücü oluşturduk. Birlik olduğumuz için sesimiz daha gür çıktı, daha net duyuldu. Siyasetçilerimizden de istikrar ve reformlar için daha fazla bir araya gelmelerini, diyalog ve uzlaşma içinde olmalarını bekliyoruz. Ortak amacımız ülkemizin kalkınmasıdır. Ayrıca 14 Mayıs’ta Odamızın da ortağı olduğu Gümrük Turizm İşletmeleri AŞ (GTİ)’nin Genel Kurul Toplantısını da gerçekleştirdik. Gümrüklerin yenilenmesi ve sorunsuz bir şekilde işletilmesi konusunda oldukça önemli mesafeler kaydedilmesinde payımızın olmasından dolayı da ayrı mutluluk duymaktayız.” Ekonomi / Haber Çaycuma TSO girişimcilik eğitimi tamamlandı İş kuracaklara KOSGEB desteği Ç aycuma TSO tarafından açılan ve 30 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen “Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi” tamamlandı. Eğitim kapsamında girişimci adayları toplam 72 saatlik uygulamalı girişimcilik eğitimi alarak sertifikasına kavuşacaklar. KOSGEB Zonguldak Hizmet Merkezi Müdürlüğü ile yapmış olduğu protokol çerçevesinde kursu başarıyla tamamlayarak işini kurmak isteyenler de KOSGEB’ten “Yeni Girişimci Desteği” olarak ilk etapta 27.000 lira hibe destek kullanabilecek. Ardından işletmenin başarılı olması halinde bu destek 100 bin liraya kadar çıkarılabilecek. Yaklaşık bir aylık süre içinde haftanın belirli günlerinde Çaycuma TSO’nun toplantı salonunda ücretsiz verilen teorik ve uygulamalı derslerden oluşan bu eğitimde katılımcıların tek yapması gereken derslere devam etmek ve iş fikirlerini bir plana dökmekti. Çaycuma TSO Başkanı Rıfat SARSIK eğitim çalışması ile ilgili olarak yaptığı açıklamada; “Üyelerimizin ve çevremizde iş kurmak isteyenlerin talepleri üzerine gerçekleştirdiğimize bu eğitimle özellikle gençlerimizin işlerini kurmasını ve başarılı bir şekilde yürüterek ekonomik hayattaki yerlerini almalarını hedefledik. Kurs sonunda KOSGEB’ten ala- cakları desteğin de kendilerine önemli bir avantaj sağlayacağını düşünüyoruz. Oda olarak eğitim konusundaki çalışmalarımıza daha fazla önem veriyoruz. Çünkü eğitim yanında başarıyı da getiriyor. İlgi ve talep olduğu sürece benzer eğitim çalışmalarımız devam edecektir. Bu konuda talepleri her zaman için karşılamaktan büyük mutluluk da duymaktayız.” Almanya’dan müjdeli haberler var Çaycuma TSO Başkanı Rıfat SARSIK; Yönetim Kurulu üyesi Mehmet KÖKTÜRK ile birlikte Türk Alman Ticaret Odası’nın davetlisi olarak gittiği Almanya’dan müjdeli haberlerle döndü. Hem Türk Alman Ticaret Odası yetkilileri ile hem de Almanya’da yatırımları olan Türkler ile çeşitli toplantı ve görüşmeler yaptıklarını belirten Rıfat SARSIK şunları söyledi: “Üyesi olduğumuz Türk - Alman Ticaret Odası’nın daveti ile bulunduğumuz Almanya’da Çaycuma ve bölgemizle ilgili konularda hem bilgi vermek hem de çeşitli yatırımcılarla birebir görüşerek onları bölgemize davet etme fırsatı bulduk. Yaklaşık bir hafta süren olan bu ziyaret programımız neticesinde müjdeli yatırım haberlerini bekliyoruz. Görüştüğümüz Türk ve Alman yatırımcıları ile bu konuda önemli adımlar da atmış bulunmaktayız.” 17 Ekonomi / Haber Zonguldak ürünleri tanıtıldı... Çaycuma TSO “Zonguldak” standı ile 2. Yöresel Ürünler Fuarı’na katıldı A ntalya Ticaret Borsası, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası ile Antalya Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı’nca Antalya’da düzenlenen 2. yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX)’nda Zonguldak’ta faaliyet gösteren Ticaret ve Sanayi Odaları Zonguldak’a özgü ürünleri tanıtmak amacıyla ortaklaşa Zonguldak standı açtılar. Zonguldak TSO, Çaycuma TSO, Devrek TSO, Kdz. Ereğli TSO ve Alaplı TSO’nun temsilcileri üyelerinin ürünlerini bu stantta sergileyerek ziyaretçilere Zonguldak ve ürünler hakkında bilgi verdiler. Hisarcıklıoğlu konuşmasında ürünlerin mutlaka şehirlerin adıyla markalaşmasını önerdi ve Antalya Ticaret Borsası ve Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın büyük düşünerek YÖREX’i EXPO’ya dönüştürme görevi verdiğini söyleyerek YÖREX’in bir yıl yurtiçinde, bir yıl yurtdışında düzenlenmesini tavsiye etti ve ‘’Kars’ın kaşarını dünyaya tanıtsak, Hollanda, Fransa’nın peyniri hepsini sallarız’’ dedi. Türkiye’yi il il gezdiğini ve her yerde ‘’Daha fazla kazanmak istiyorsanız bunun yolu, 18 yaptığınız iş ne olursa olsun, bunu marka haline getirmektir’’ dediğini kaydeden M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ‘’Artık sadece üretmek de yetmiyor, ürettiğini tanıtacaksın, pazarlayacaksın. Bunun için de kaliteye ve markalaşmaya önem vereceksin’’ diye konuştu. Anadolu’da, yöresinin adıyla tanınan, tescillenen çok sayıda gıda, el sanatı ve sanayi ürünü olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, ‘’Ama bunlar bilinmiyor. Bilinmediği için de ithal ürünler arasında sıkışıp kayboluyor. Halen 140 yörenin ürünü, ülkemiz içinde coğrafi tescil almış durumda. Ama bu yetmez’’ dedi. Yıllardır Anadolu’da yapılan yoğurda bile sahip çıkılamadığından yakınan Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: ‘’Hepimiz küçükken annemizin yoğurdumuza reçel, pekmez kattığını ve bize öyle yedirdiğini hatırlarız. Ama bunu biz dünyaya sunamadık. İşin ilginci, yoğurdun tatlı ile karıştırılıp yenilmesi de bize ait. Ama annelerimizin bu büyük icadını biz dünyaya ya- Ekonomi / Haber yamadık. Sonra Fransızlar bunu becerdiler ve bütün dünyaya ve yoğurdun asıl vatanı olan ülkemize meyveli yoğurdu yediriyorlar. Dünyanın en güzel peyniri, kaşarı bizde. Ama Ezine, Erzincan peynirini, Kars kaşarını değil, ithal olanını biliyoruz. Biz kendi değerimizi bilmez, sahip çıkmazsak, işte böyle hazırdan yiyen oluruz. Dolayısıyla, bu önemli fuarın, önce tanıtım, sonra da markalaşmanın gelişmesi açısından büyük faydası olacağına inanıyorum’’ Konuşmaların ardından törene katılanlar fuarı gezerek Türkiye’nin birçok iline ait yöresel ürünleri inceledi. Konuklar yöresel gıda ürünlerini de tattı. Çaycuma TSO Genel Sekreteri Alper Püren ve Genel Sekreter Yardımcısı Recep Acar’ın da Çaycuma’ya ait ürünleri tanıttığı Zonguldak standı 1 Mayıs’a kadar ziyaretçileri ağırlayacak. Açılış günü yoğun bir katılımın gerçekleştiği fuarın hafta sonu daha kalabalık olmasını beklediklerini belirten Alper Püren; “Türkiye’nin her yerinden, yörelerinin adıyla anılan ve geldikleri yerlerin bir nevi markası olarak anılan ağılıkla gıda ürünlerinin yer aldığı bu fuarda Çaycumalı üreticilerimizin de ürünlerinin sergilenmesi bizim açımızdan oldukça önemlidir. TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu başta olmak üzere CHP eski genel başkanı ve Antalya milletvekili Sayın Deniz Baykal ve diğer değerli katılımcıların da ziyareti ile onurlandıkları Zonguldak standının gördüğü ilgi ise ayrıca sevindiricidir. Zonguldak’taki tüm Ticaret Ve Sanayi Odaları olarak değerli arkadaşlarımızla ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz bu katılımla ilimizin tanıtımını en güzel şekilde yapmaktayız.”dedi. Çaycuma TSO’dan seramik fuarı çıkartması Ç aycuma Ticaret ve Sanayi Odası üyelerini Seramik Fuarına götürdü. Odamız üyesi dört firmanın da stant açtığı fuara ilgi büyüktü. TÜYAP’ın 98 bin metrekareye ulaşan sergi salonlarında bu yıl UNICERA’ ya 19 ülkeden 226 firma ve firma temsilciliği ve 60 bin ziyaretçi katıldı. Her yıl olduğu gibi bu yılda üyelerinden gelen talep üzerine bu geziyi organize ettiklerini söyleyen Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rıfat Sarsık; “Fuarların takip edilmesi ve ziyaret edilmesi hem iş geliştirme, hem yeni pazarlar oluşturma açısından oldukça önemlidir. Rekabetin yoğunluğu bizleri en yeniyi, en güzeli ve en kaliteliyi ortaya çıkarmaya itmektedir. İşimizle ilgili tüm bunları da en rahat fuarlardan takip edebiliriz düşüncesindeyiz. Bu nedenle üyelerimizin ve diğer ilgililerin de bu tür gezilerle fuarları ziyaret etmesini sağlamaya çalışıyoruz. Üyelerimiz Yurtbay Seramik A.Ş., Ece Seramik Ltd. Şti., Den-Ko Banyo ve Mutfak Ltd. Şt. ile Erduş Ltd. Şti.’nin de stant açarak uluslararası düzeydeki bu fuarda ilçemizi ve bölgemizi temsil etmeleri bizim için ayrıca gurur vericidir. Gezimize katılan üyelerimiz hem kendi işlerini geliştirmek için gittikleri fuarda hem de stant açan firmalarımızı ayrıca ziyaret ederek bu firmalarımıza da destek vermişlerdir. ” dedi. 19 Ekonomi / Haber Çaycuma TSO yeni TTK seminerine katıldı Şirketler yeni döneme uyum için hazırlık yapmalı Y eni Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile ilgili olarak TOBB Birlik Merkezi’nde gerçekleştirilen seminere Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rıfat Sarsık, Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Köktürk, Meclis Üyesi ve TOBB Delegesi A. Sadi Baruönü ve Genel Sekreter Alper Püren katıldı. Seminerde 2012’de yürürlüğe girecek olan Türk Ticaret Kanunu, 6111 sayılı Torba Kanun ve Borçlar Kanunu projesi hakkında da bilgi verildi. Seminerin açılış konuşmasını yapan TOBB başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu; yeni Ticaret ve Borçlar Kanunlarının sanayicinin, tüccar ve esnafın anayasası olduğunu, bu yüzden her iki Kanuna büyük önem verdiklerini belirtti ve ‘’2011 yılında, 1950 model arabayla daha fazla yol alabilmemiz mümkün değil’’ dedi. Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rıfat Sarsık seminer sonrası şunları söyledi: “Küresel krizin ardından dünyada yeni 20 bir rekabet haritasının şekillendiğini bu yeni ortama uyum sağlayan ülkelerin daha hızlı büyüdüğünü, zenginleştiğini görüyoruz. Türkiye’de ekonomiyi büyüten, yatırımları ve istihdamı sağlayanın özel sektördür ve özel sektörü güçlendirecek her adım bizim için önemlidir. Yıllardır Meclis gündeminde bekleyen bu iki kanunun öncelikle yasalaşması da önemli bir adım olmuştur. Yeni Ticaret ve Borçlar Kanunlarıyla Türkiye ekonomisinde uluslararası standartlarda kurallar, ticari hayata hakim olacaktır. Şirketlerimizin, özellikle de KOBİ’lerin bu yeni döneme uyum sağlaması için önemli hazırlıklar yapması gerekiyor. Bu hazırlığı yapmayan veya geciktiren şirketlerimiz, rekabette zorlanacaklardır. Şirketlerin mali tabloları ve hazırlanma ilkeleri, uluslararası anlamda standartlaşmakta, şirketler web sayfaları aracılığıyla şeffaflaşmaktadır. Bu arada yeni kanunla, göstermelik paylarla yapay şirketler kurulması dönemi kapanmakta, gerçek duruma uygun, gerçek ortağı yansıtan, tek ortaklı şirketlerin kurulması olanağı getirilmektedir. Bu konuda Oda olarak bizlerde tüm üyelerimize gereken desteği sağlamak için gerekli bilgi donanımına sahip olduk.” Ekonomi / Haber Çaycuma MYO Öğrencileri Odamızı ziyaret etti Ç aycuma Meslek Yüksekokulu Büro Yönetimi ve Sekreterlik Bölümü öğrencileri, Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret ettiler. Ziyarette Çaycuma TSO’nun kuruluşu, işlevi, işleyişi ve yapısı ile ilgili bilgi alan öğrencilere Çaycuma TSO Başkanı Rıfat SARSIK ve Genel Sekreter Alper PÜREN bilgi verdi. Öğretim görevlisi Umut Üzmez eşliğinde, mezun olduklarında çalışacakları ortamları görmek, tanımak amacıyla çeşitli kurum ve kuruluşları gezerek yerinde incelemek istediklerini belirten öğrenciler Çaycuma TSO’nun çalışma ortamını oldukça güzel bularak bu tarz bir işyerinde çalışmak istediklerini söylediler ve ziyaretlerinden duydukları memnuniyetleri belirttiler. 21 Ekonomi / Haber Filyos’ta ikinci Liman yapılmasına karşıyız F ilyos’taki Kardemir’in liman talebini karşılamaya yönelik ÇED Raporunun onay süreci -sessiz sedasız- yeniden başlatılmıştır. Tesadüfen öğrendiğimiz bu süreçte takip ettiğimiz kadarıyla Filyos’ta Kardemir’in özel bir liman yapabilmesi için bazı yetkililer Filyos’un kaderiyle oynamak pahasına ilginç bir tavır sergilemektedirler. Hatırlatmak gerekirse; daha öncede yerel ve ulusal kamuoyunda da defalarca gündeme gelen Kardemir A.Ş.’nin Filyos’ta 5 milyon ton kapasiteli yeni bir liman yapımı için hazırlıklara başlaması ve Filyos Belediye Başkanı’nın bu konuda işin sahibi gibi açıklamalar yapması üzerine de tepkimizi dile getirmiştik. Filyos Projesi dahilindeki Filyos Limanı’nın yapımını daha önce üstlenmiş ve sonra bu limanı yapmaktan vazgeçmiş olan Kardemir’in bu kez aynı yerde, yeni liman hazırlıkları yapmasının gerekçesi “ne olabilir?” diye düşünüyoruz. 22 Kendine özel bir liman yapmak isteyen Kardemir’in ithalat ve ihracatı ne kadardır? 5 milyon ton kapasiteli bir liman ne kadar gereklidir? Kardemir daha önce yapımını üstlendiği Filyos Limanı’ndan neden vazgeçmiştir? Bunun arkasında hangi engeller, sorunlar ya da olumsuzluklar vardır? Acaba ne olmuştur da yeni bir liman için hazırlıklara başlamışlardır? 25 milyon tonluk kapasite ile tüm Batı Karadeniz’in liman ihtiyacını karşılayacak olan “Filyos Limanı”ndan vazgeçip, onun beşte biri kadar kapasiteli ve en fazla 40 - 45 yıl ömrü olacak “Kardemir Limanı” için tüm belde halkını ve çevre dostlarını hayrete düşüren bir ısrar ve zorlama projeyi -üstelik oldu bittiye getirerek- hayata geçirme yolunu neden tercih etmişlerdir? Hâlihazırda 1960’lardan beri Kardemir’in kullandığı bir iskele bulunmaktadır. Kardemir yeni bir liman yapmaktansa mevcut iskelenin kapasitesini artırarak bu konudaki ihtiyacını rahatlıkla karşılayabilir. Ama yeni bir yatırım atağı yapacak, ihracatını da artıracak olan Kardemir’in büyük bir limana ihtiyacı var ise Filyos Limanı’nın yap – işlet - devret modeli ile yapılması konusunu yeniden almalı ve onu hayata geçirmelidir. Bu şekilde önemli bir zaman tasarrufu yapar, hem kendi adına daha kârlı hem de insanların yıllardır hayal ettiği bir yatırımı gerçekleştirmiş olur. Mevcut 25 milyon ton kapasiteli Filyos Limanı Projesi’nin hayata geçmesi için Ulaştırma Bakanlığı Demiryolları Limanlar ve Hava meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü yoğun bir şekilde çalışıyor. Bu limanın yapımı için herkesin de aynı çabayı göstermesi gerekirken 5 milyon tonluk ikinci bir liman çabası uygun değildir. Ayrıca birbirine bu kadar yakın mesafede yapılacak iki liman çevre açısından da sıkıntı yaratacaktır. Çünkü yeni liman için düşünülen mevcut mendirek alanında yeterli yer olmadığı açıktır. Araştırmalarımıza göre 5 milyon ton Ekonomi / Haber kapasiteli bir alan için 90 dönümlük bir alan gerekmektedir. Firma bu alanı nasıl yaratacaktır? Denizi doldurmakla mı? Bu sahilin yok edilmesi anlamına gelmektedir. Şehrin göbeğindeki bu alana liman yapmak çevreyi düşünmeden katletmek demektir. Filyos Vadi Projesi’nin kalbinde yer alan Filyos Belediyesi de öncelikle var olan Filyos Liman projesine sahip çıkmalıdır. Balıkçı barınağı gözlerinin önündedir. Yetkililer Filyos’un geleceğine sahip çıkmalı, önemli bir turizm potansiyeli olduğunu göz ardı etmemelidir. Filyos gerçektende bölgede tarihi dokusu, doğası ve sahili ile bir turizm cennetine dönüştürülebilecek tek alandır. Filyos’taki bu doku, tahrip edilerek değil, korunup geliştirilerek geleceğe taşınmak zorundadır. Filyos’a yapılacak olan bu özel liman konusunda cevaplarını merakla beklediğimiz sorular var; • Yeni liman projesi her şeyiyle projesi hazır olan ve üstlenicisini bekleyen Filyos Limanı’nın geleceğini baltalamayacak mı? • Her firma ihtiyacım var diyerek istediği yerde liman yaparsa sahillerimizin hali ne olacak? • Filyos Limanı ve geri sahası için gerekli olan önemli kısmı kamulaştırılan 7,5 milyon m2’lik alan ne olacak? • Kardemir’in yeni yapmayı düşündüğü özel liman için 394 bin m2 alan gerekli imiş. 38 dönümlük sahası mevcut olan Kardemir geri kalan alanı denizi doldurarak ortaya çıkaracak. Deniz ve taş ocağı için kullanılacak alan orman alanı olarak kimin malı? Bütün gelişmeleri yakından takip eden bir kurumun temsilcisi olarak yeni bir liman projesini yersiz buluyor ve ilgililerin mevcut Filyos Liman projesine sahip çıkmasını bekliyoruz. Vergi Dairesi yetkilileri Odamızı ziyaret etti Vergi Haftası etkinlikleri dahilinde Vergi Dairesi Müdürü Halil İbrahim Kırcı, Müdür Yardımcısı Fatma Akman, Şef Hayri Karaca, İsa Kayıkçı, Adnan Bayraktar ve çalışanları Huzur Arifoğlu ile İnanç Kurtuluş’tan oluşan Vergi Dairesi heyeti Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret etti. Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Rıfat Sarsık’ın ev sahipliği yaptığı ziyarette Yönetim Kurulu Üyesi Halil Aakcan ve Muhasebeciler Odası Temsilcisi Ahmet Malçık da hazır bulundu. Kamuoyunda sağlıklı bir vergi bilincinin oluşturulması ve toplumun tüm kesimlerine benimsetilmesi için her yıl Mart ayının son haftası “Vergi Haftası” olarak çeşitli etkinliklerle kutlanılmakta olduğu belirtilerek etkinliklere sivil toplum örgütlerinin de yoğun bir şekilde katılımının sağlanması için yapılması gerekenler görüşüldü. Çaycuma Vergi Dairesi Müdürü Halil İbrahim Kırcı; Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası’nın sivil toplum kuruluşları arasında önemli bir yeri olduğunu belirterek “Çaycuma TSO başta olmak üzere, elbirliği ile Çaycuma’da mükelleflerimizin sıkıntılarını gidermek amacındayız. Vergi bilincinin oluşmasında her kuruma önemli görevler düşmektedir. Etkinliklerimize de daha yoğun bir katılım bekliyoruz.” dedi. Çaycuma TSO Başkanı Rıfat Sarsık da; “Vergi haftasını kutluyoruz. Verginin kutsallığını bilen bir kurum olarak üzerimize düşen çalışmaları yapmaktayız ve yapmaya devam edeceğiz. Vergi haftası etkinliklerinin de ziyaretlerle sınırlı olarak gerçekleştirmektense geniş katılımlı ve ses getirici organizasyonlarla gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum Böylece vergi bilincini artırıcı faaliyetler daha büyük kitlelere duyurulacaktır. Oda olarak bu konudaki faaliyetleri destekleyeceğiz.” diyerek önümüzdeki yıllarda yapılacak Vergi Haftası etkinliklerinin ortaklaşa programlar yapılarak gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi. 23 Ekonomi / Haber Çaycuma TSO heyeti İstanbul Pencere 2011 Fuarı’na gitti... Ç aycuma Ticaret ve Sanayi Odası üyelerinden gelen talep üzerine düzenlediği fuar gezilerine devam ediyor. Oda yeni fuar gezisini 12 Mart’ta İSTANBUL PENCERE 2011 fuarına yaptı. Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul’da eş zamanlı olarak gerçekleştirilen İSTANBUL PENCERE 2011 12. Uluslararası Pencere ve Panjur Sistemleri, Profil, Üretim Teknolojileri ve Makineleri, Aksesuar, Hammadde ve Tamamlayıcı Ürünler Fuarı, GLASS EXPO İSTANBUL 2011 Cam Ürünleri, Üretim-İşleme Teknolojileri, Makineleri, Tamamlayıcı Ürün ve Kimyasalları Fuarı ile DOOR EXPO İSTANBUL 2011 3. Kapı, Kepenk, Panel, Pano, Bölme Sistem ve Aksesuarları Fuarı’nın yer aldığı 12 salonu da yoğun ilgi ile gezildi. Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rıfat SARSIK düzenlenen fuar gezisi ile ilgili ola- 24 rak şunları söyledi: “Üyelerimizin de oldukça yoğun ilgi gösterdiği bu fuarlarda sektördeki öncü firmalar en son yenilikleri sergilemişlerdir. Pencere, kapı doğrama ve diğer tamamlayıcı ürünlerle ilgili faaliyet gösterenlere yeni ufuklar açabilecek stantlar oldukça ilgi görmüştür. Yerli ve yabancı profesyonel ziyaretçilerin, ihtiyaç duydukları farklı sanayilerdeki ürün ve teknolojiye tek seferde ulaşabilecekleri ortamı yaratan tüm fuarları takip etmeye çalışıyoruz. Bu yüzden üyelerimizin de fuarları takip etmelerini ve toplu katılım yapmak istedikleri fuar gezileri için Odamızla irtibata geçmelerini bekliyoruz.” Ekonomi / Haber Sivil Havacılık A.Ş.’nin Ortakları Çaycuma TSO’yu ziyaret etti. Z onguldak Sivil Havacılık A.Ş.’nin Almanya’daki ortakları Sadettin Kuloğlu, Bahattin Emeç ve beraberinde Kemal Durdu ile Hilmi Akar’dan oluşan heyet Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret ettiler. Ziyarette Çaycuma TSO Başkanı Rıfat Sarsık ve Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Köktürk’le görüşen heyet Çaycuma’da faaliyet gösteren Saltukova Havaalanının bölgeye kazandırılması ve Almanya seferlerinin sorunsuz devam etmesinden duydukları memnuniyeti dile getiren ortaklar Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası’nın da bu konudaki çalışmalarından dolayı kutladılar. Ayrıca Çaycuma TSO Anadolu Öğretmen Lisesi’nin inşaatı konusunda Odanın oldukça önemli bir görevi yerine getirdiğini belirterek kendilerinin de bu konuda ellerinden gelen desteği vermeye hazır olduklarını bildirdiler. Zonguldak Sivil Havacılık şirketinin işlettiği Saltukova Havaalanın gelişmesi için yapılması gerekenler konusunda Çaycuma TSO Başkanı Rıfat Sarsık’la görüş alışverişinde bulundular. Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rıfat Sarsık da;“Arkadaşlarımızın yurt dışında yaşamalarına rağmen bölge sorunlarına duyarlılıkları bizim için oldukça sevindiricidir. Havaalanının faaliyete geçmesi için verilen zorlu mücadelede başarılı olunduysa bunda kendilerinin de katkısı büyüktür. Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası olarak inşaatını tamamlamak üzere olduğumuz okulumuza da katkıları olmuştur. Kendilerine teşekkür ederim.” dedi. 25 Ekonomi / Haber Çaycuma TSO Başkanı Rıfat Sarsık Nusaybin sınır kapısı temel atma törenine katıldı Hisarcıklıoğlu:Tarihi “İpek Yolunu” yeniden hayata geçireceğiz T ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile iştiraki Gümrük ve Turizm İşletmeleri Ticaret A.Ş. tarafından Yap-İşlet-Devret modeliyle modernizasyonu yapılacak Nusaybin Gümrük Kapısı’nın temel atma töreni Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Suriye Maliye Bakanı Muhammed El Hüseyin, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Gümrük ve Turizm İşletmeleri Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Arif Parmaksız, ilgili bürokratlar, Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rıfat SARSIK ve birçok oda ve borsa başkanının da katılımıyla gerçekleştirildi. Törende konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, dünyada ilk kez yapılan bir uygulama başlattıklarını vurgulayarak, “Yap-İşlet-Devret modeliyle kamu’ya hiçbir yük getirmeden 6 sınır kapsının modernizasyonunu gerçekleştirdik. Gurur ve sevinç içindeyiz. Ünlü politikacı 26 Ekonomi / Haber Hanibal’ın dediği gibi “Ya bir yol bulacaksın, ya bir açacaksın” Biz bir yol bulduk; o da ticaretle zenginleşmek. Şimdi yeni bir yol açıyoruz. Şimdi Türkiye’yi bir sanayi devi yapmanın yanında, bir transit geçiş ve lojistik devi yapmaktan bahsediyoruz. Tarihi ipek yolunu yeniden canlandırmanın planlarını yapıyoruz. İşte TOBB olarak üstlendiğimiz Gümrük Kapılarının modernizasyonu projelerine, bu vizyonla yaklaşıyoruz” dedi. Törenle ilgili olarak Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rıfat SARSIK’da şu açıklamayı yaptı: “Nusaybin hem Türkiye hem de Suriye için önemli bir sınır kapısı olacaktır. TOBB İpsala, Habur, Cilvegözü, Sarp, Kapıkule, Hamzabeyli sınır kapılarının modernizasyonunu tamamlamıştır. TOBB’un öncülüğünde kurulan, Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası olarak bizim de ortağı olduğumuz Gümrük İşletmeleri Ticaret A.Ş. ile gümrük kapılarının modernizasyonu ile bir yandan devletin üzerindeki yatırım yükünü alıyor, diğer yandan modernize edilerek işlem hacmi büyüyen gümrük kapılarından, devletimize daha fazla vergi geliri kazandırıyor. Son yıllarda komşu ülkelerle geliştirilen ilişkiler ekonomik alana da çok hızlı yansıyor özel sektör olarak bölgenin en önemli tedarikçisi haline gelmiş durumdayız. Yeni Nusaybin Gümrük Kapısı, Güneydoğu Anadolu’nun kalkınmasında da önemli bir yol oynayacaktır. Bölgeye ekonomik canlılık getirecektir. Ticaret, refah ve zenginliği getirir. Refah ve zenginlik barış ve huzuru pekiştirir. Eskiden sınır kapılarını, ülkeleri ayıran yerler olarak görürdük. Nusaybin sınır kapısıysa, Türkiye ve Suriye’yi yakınlaştıracaktır. Nusaybin; ticaretin, refahın, dostluğun, kültür bağının ve ortak çıkarın kapısı olacaktır. Bu kapılar hem Türkiye’ye kazandıracak, hem Suriye’ye kazandıracaktır. Hayırlı olmasını dilerim”. Karapınar İlköğretim Okulu hentbol takımı Çaycuma TSO’yu ziyaret etti Z onguldak’taki müsabakalarda “yıldız kızlar il birincisi” olarak 1-5 Mart tarihleri arasında Amasya’daki Bölge Şampiyonası’nda ilimizi temsil edecek olan Karapınar İlköğretim Okulu Hentbol Takımı Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odasını ziyaret etti. Ziyaret sırasında Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rıfat SARSIK’a okulları ve takımları hakkında bilgi veren öğrenciler müsabakalar için destek talebinde bulundu. Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rıfat SARSIK öğrencileri ve okulu tebrik ederek şunları söyledi: “Öğrencilerimizin Zonguldak ilini temsil etmek üzere bölge şampiyonasına katılması bize de gurur vermiştir. Öncelikle kendilerini ve emeği geçen değerli öğretmenlerini kutluyoruz. Öğrencilerin eğitim ve öğretimdeki başarılarının yanında bu tür spor müsabakalarında da başarılı olmalarını her zaman desteklemekteyiz. Karapınar İlköğretim Okulu bu konuda oldukça güzel dereceler almaktadır. Amasya’da da bizleri ve ilimizi en güzel şekilde temsil edeceklerinden eminiz. Okulumuzun başarılarını takip ediyoruz. Oda olarak bizler her zaman bu tür başarıları desteklemeye çalışmaktayız. Kızlarımızın Amasya’dan da bölge birincisi olarak dönmelerini bekliyoruz.” 27 Ekonomi / Haber Genel Seçimler yapıldı 12 Haziran Genel seçimleri yapıldı. Zonguldak milletvekilliklerinin üçünü AK Parti kazanırken Cumhuriyet halk Partisi iki milletvekilliği kazandı. AK Parti’nin il genelinde oyların yüzde 47.21’ini (184.297) alırken, CHP yüzde 37.47 (146.278), MHP yüzde 6.3 (24.590) oranında oy aldı. Bu sonuçlara göre, AK Parti’den Köksal Toptan, Ercan Candan ve Özcan Ulupınar parlamentoya giderken, CHP’den Mehmet Haberal ile Ali İhsan Köktürk milletvekili seçildiler. Türkiye genelinde ise AK Parti yüzde 49.95 oranında aldığı oyla birinci parti olarak seçimleri kazanırken toplam 327 milletvekilliği kazandı. CHP’nin Türkiye genelinde aldığı toplam oy oranı ise yüzde 25.94 düzeyinde kaldı. CHP’nin parlamentoya soktuğu milletvekili sayısı 135 olarak gerçekleşti. MHP ise yüzde 12.98 oranındaki oyu ile parlamentoyu 53 milletvekili gönderdi. Seçimlere bağımsız olarak katılan adaylardan 35’i de seçimleri kazanarak milletvekilliğine hak kazandılar. Bağımsız adayların Türkiye genelinde aldığı toplam oy oranı ise yüzde 6.58 olarak gerçekleşti. Zonguldak’dan seçimleri kazana- rak milletvekili olan Köksal Toptan, Ercan candan ve Özcan Ulupınar ile CHP’den seçimleri kazanan Mehmet Haberal ile Ali İhsan Köktürk’e Çaycuma Ticaret ve sanayi Odası olarak başarılar diliyor, başarılı çalışmalarının milletvekili olarak da sürdüreceklerine inanıyoruz. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun seçim sonuçları değerlendirmesi T ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Genel Seçim sonuçlarını değerlendirdi ve şu açıklamayı yaptı: “Seçimler demokrasilerin bayram günüdür. 12 Haziran 2011 seçimleri de Türkiye demokrasisi adına bir bayram edasında sorunsuz tamamlanmıştır. Ülkemizin her yerinde, insanlarımız sandık başına gitmiş, oylarını kullanmıştır. Halkımızın iradesi tecelli etmiş, ülkemizin geleceğinde kilit bir rol oynayacak yeni meclisimizin yapısı oluşmuştur. Adalet ve Kalkınma Partisi, üst üste üçüncü kez halkın teveccühünü kazanarak önemli bir başarı sağlamıştır. Yeni meclisimizde grup kuran tüm partilerimizi tebrik ediyor, yasama çalışmalarında başarılar diliyoruz. Önümüzdeki süreçte yeni meclisimize tarihi görevler düşmektedir. Bunların başında da toplumumuzun yeni bir anayasa talebinin karşılanması gelmektedir. Yeni Anayasa sürecinin yanı sıra Türkiye’yi yoğun bir ekonomi ve dış politika gündemi bekliyor. Ülkemiz açısından 2023’te dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almak son derece önemlidir. Bu hedefe ulaşabilmek için ekonomimizin ihtiyaç duyduğu reformları hayata geçirmeliyiz. Yeniden ekonominin gündemin birinci maddesi haline gelmesi bu açıdan son derece önemlidir. Avrupa’da ve Orta Doğu’da ciddi siyasi ve ekonomik sorunların yaşandığı bir ortamda iktisadi konumunu güçlendiren bir Türkiye bölgede önemli bir istikrar unsuru olacaktır. Milletimizin sağduyulu demokrasi inancı 12 Haziran seçimlerinde bir kez daha aziz milletimizce onanmıştır. TBMM çatısı altında görev yapma onurunu elde eden tüm milletvekillerimizi kutluyor, 24.dönem çalışmalarında başarılar diliyoruz.” Zonguldak Milletvekilleri Köksal Toptan 28 Ercan Candan Özcan Ulupınar Mehmet Haberal Ali İhsan Köktürk Ekonomi / Araştırma 29 Ekonomi / Araştırma Bu Teşvik Bir Harika, Haydi İşverenler İŞKUR’a Y aklaşık 1-1,5 yıldır kamuoyunun beklediği ve umutlandığı halkın ağzıyla “af“, mevzuatla ilgilenenler tarafından ise “torba” yasa olarak adlandırılan yenilikler ve değişiklikler topluluğu,25.02.2011 gün ve 27857 sayı ve 6111 kanun numarasıyla sahnelere çıkmış oldu. Çıkan bu muhteşem single için, bir çok afiş bastırıldı, ilgililere reklam broşürleri gönderildi. Kimilerine “bu singılı dinlemezsen biz dinletmesini biliriz.” uyarıları içeren telefonlar edilerek, şimdiye kadar dünyanın en büyük reklam ajanslarının dahi yapmadığı, yapamadığı bir kampanya uygulandı. Böyle bir kampanya çok ses getirdi. Mükelleflerin ya da mükellef olmamış mükelleflerin bu yasada sunulan fırsatlardan haberdar olması ve sonunda faydalanması çok önemliydi. Belki de böyle bir kampanya yapılmasaydı.Yasadan Haberdar olmayan bir çok kesim olacaktı. O zamanda yasayı bilmemek mazeret sayılmaz denilip,habersiz haberi olması gerekenler çok ama çok mağdur olacaklardı. Yasanın içerisine öyle bir madde konuldu ki; Şimdiye kadar çıkmış olan teşviklerin içerisinde en büyük ve en anlamlı teşvik bu maddeyle doğdu. 6111 sayılı yasanın 74. maddesi 4447 sayılı Kanuna geçici 10. maddeyi ekledi. İşte bu makalede anlatacağım konu, yürürlük tarihinden bu yana henüz genelgesi yayımlanmayan son derece önemli bir teşvikin şartları ve uygulaması olacak. A) TEŞVİKİN ÖMRÜ: 30 01/03/2011 den 31/12/2015 tarihine kadar. Ancak bu süre Bakanlar Kurulu tarafından 31/12/2020 yılına kadar uzatılabilir. B) TEŞVİKTEN YARARLANMA ŞARTLARI: 01.03.2011’den itibaren özel sektör işverenlerince işe alınanlardan; a) Fiilen çalıştırılma. (Fiilen çalışmayan birisini asla teşvikten faydalandırmayınız.) b) İşe alındıkları tarihten önceki altı aya ilişkin SGK’na verilen prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olma (Giriş tarihinden itibaren geriye dönük altı ay değil Kuruma bildirimi yapılmış ve ara vermeksizin, geriye dönük aylık bildirge sayısı altı olacak.Aman ha dikkat) c) Aynı döneme ilişkin (geriye dönük son altı ay) işe alındıkları işyerinden bildirilen prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısının ortalamasına ilave olma, ç) Bu maddede belirtilen diğer koşulları da sağlamak. C) TEŞVİK UNSURLARI a) 18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük erkekler ile 18 yaşından büyük kadınlardan; 1) Mesleki yeterlik belgesi sahipleri için 48 ay süreyle, (Mesleki Yeterlilik belgesi verilen meslekler,5544 Sayılı MYK Kanunu’nun 2. Maddesine göre tabiplik, diş hekimliği, hemşirelik, ebelik, eczacılık, veterinerlik, mimarlık (Avrupa Birliği’nde otomatik tanınma kapsamında yer alan meslekler), mühendislik mesleği ile en az lisans düzeyinde öğrenimi gerektiren ve mesleğe giriş şartları kanunla düzenlenmiş olan mesleklerin dışındaki tüm mesleklerdir. Kanun koyucunun amacı; İşe alınacak kişinin taşıması gereken bilgi ve becerilerin önceden bilinmesi, yanlış kişiyi istihdam ederek para ve zaman kaybetme riskini azaltmak, Mesleki yeterlilik belgelerine sahip Ekonomi / Araştırma nitelikli işgücü istihdamının yaygınlaştırılması ile tüketiciye daha kaliteli mal ve hizmet sunulmasına katkıda bulunmaktır. 2) Mesleki ve teknik eğitim veren orta veya yüksek öğretimi veya Türkiye İş Kurumunca düzenlenen işgücü yetiştirme kurslarını bitirenler için 36 ay süreyle, (Mesleki ve teknik eğitim alanında orta öğretim diploması ile mesleki,teknik eğitim veren en az 2 yıllık yüksek öğretim kurumundan mezun olanları ve 4904 sayılı yasayla kurulmuş olan Türkiye İş kurumu tarafından düzenlenen kursları bitirme belgesi sahibi olanları kapsamaktadır.) 3) (1) ve (2) numaralı alt bentlerde sayılan belge ve niteliklere sahip olmayanlar için 24 ay süreyle,(Sadece teknik eğitimi olanları değil,teknik eğitimi olmayanları da kapsamak tadır.) b) 29 yaşından büyük erkeklerden (a) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinde sayılan belge ve niteliklere sahip olanlar için 24 ay süreyle, c) (a) ve (b) bentleri kapsamına girenlerin Türkiye İş Kurumuna kayıtlı işsizler arasından işe alınmaları halinde ilave olarak 6 ay yukardaki sürelere eklenecektir. Bura da şöyle bir yol önereceğim;Yukardaki şartlara uygun bir çalışan alınacaksa,önce o kişinin internet üzerinden Türkiye İş Kurumu internet sitesine(www. iskur.gov.tr) girmesi ve iş arayan kısmından “üye ol” bölümüne girmesi buradan üyeliğini gerçekleştirmesi sağlanmalıdır. Özgeçmişin girilmesi ve üyeliğin aktif edilip edilmediğinin kontrol edilmesi önemlidir. Bu kayıt yapıldıktan sonra İşe giriş yapılması çok önemlidir. Bundan sonra ki aşamayı makalenin sonunda ayrıntılı olarak anlatacağımdan burada fazla girmiyorum. ç) 5510 sayılı Kanunun 4-1(a) bendi kapsamında çalışmakta iken, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra mesleki yeterlik belgesi alanlar veya mesleki ve teknik eğitim veren orta veya yüksek öğretimi bitirenler için 12 ay süreyle, Bir Örnekle açıklayacak olursak; 01.03.2011 den sonra 5510 sayılı yasanın 4/a kapsamında çalışan birinin 18 yaşından büyük bayan olduğunu , diğer şartlarıda sağladığını, 01.03.2011 tarihinden önce başladığı, Açık Ticaret Lisesini, 01/08/2014 de bitirdiğini düşünelim; 1) Öncelikle bayan çalışanımızın durumu, a/3 bendine girer ve 24 ay boyunca teşvikten faydalanır. Teşvikten faydalanma süresi 01.03.2013 de son bulur. 2) Eğer çalışanımız mesleki orta öğretimi daha önce bitirmiş olsaydı a/2 bendinde belirtilen 36 ay teşvikten faydalanacaktı. Ama maddenin (ç) bendi, bu çalışanımıza mesleki orta öğretimini 31/12/2015 den önce bitirdiği için 12 ay ek teşvik süresi veriyor.01/08/2011 tarihinden, yani mezuniyet belgesini ibraz ettiği tarihten itibaren 12 ay daha teşvikten faydalanır.Teşvik süresi toplam 36 aya çıkar. d) 18 yaşından büyüklerden bu fıkranın (a), (b) ve (ç) bentlerine girmeyenlerin Türkiye İş Kurumuna kayıtlı işsizler arasından işe alınmaları halinde 6 ay süreyle, uygulanır. Örneğin; Diğer şartları sağlayan bir çalışanın mesleki yeterlilik belgesi yok, Mesleki ve teknik ortaöğretim ya da Yüksek öğretim mezunu değil, İşkur işgücü yetiştirme kursu da almamış.Ancak İşkura işsiz olarak kaydını yaptırmış.Bu durumda bu çalışan 6 ay boyunca teşvikten yararlanır. ÖZEL DURUMLAR: 1) Bu maddede sayılan belge ve nitelikler nedeniyle destek unsurundan yararlanabilmek için sigortalıların sahip oldukları mesleki yeterlik, mesleki ve teknik eğitim veren orta veya yüksek öğretim kurumları veya Türkiye İş Kurumunca düzenlenen işgücü yetiştirme kurslarına ilişkin belgelerde belirtilen meslek ya da alanlarda işe alınmaları veya çalışıyor olmaları gerekir. 2) Bu maddeyle sağlanan destek unsurundan aynı sigortalı için bir kez yararlanılabilir. 3) Sigortalı, destek süresini tamamlamadan işsiz kalması halinde, kalan süreden yeniden yararlanamaz. 4) 18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük erkekler ile 18 yaşından büyük kadınlardan, aynı bent kapsamında yeniden işe alınmaları ve (1) veya (2) numaralı alt bentlerde sayılan belge ve nitelikleri ; a)Mesleki yeterlik belgesi sahipleri, 31 Ekonomi / Araştırma b)Mesleki ve teknik eğitim veren orta veya yüksek öğretimi veya Türkiye İş Kurumunca düzenlenen işgücü yetiştirme kurslarını bitirenler bu dönemde temin etmeleri halinde destekten yeniden yararlanabilirler. Bu durumda ilk yararlanma süresi, ikincisinden düşülür ve toplam yararlanma süresi en son yararlanılan destek için maddede öngörülen süreyi aşamaz. 5) İşveren hissesine ait primlerin Fondan karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak; 5510 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içerisinde SGK’na vermesi, 6)Sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarını yasal süresi içinde ödemesi ve kapsama giren sigortalının işe alındığı işyerinden dolayı Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. 7) Sosyal Güvenlik Kurumuna olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının 6183 sayılı Kanunun 48. maddesine göre tecil ve taksitlendirilmiş veya ilgili diğer kanunlar uyarınca prim borçlarının yeniden yapılandırılmış ve taksitlendirilmiş olması, bu tecil, taksitlendirme ve yeniden yapılandırma devam ettiği sürece işverenlerin bu fıkra hükmünden yararlanmasına engel teşkil etmez. 8) Bu maddeyle sağlanan destek unsuru, 5510 sayılı Kanunun 81. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi(%5 prim teşviki) uygulandıktan sonra kalan sigorta primlerinin işveren hisselerine ait oranı üzerinden, bu maddede belirtilen esaslar dikkate alınarak uygulanır. 9) Sosyal Güvenlik Destek 32 Primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz. 10) 5510 sayılı Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz. 11) Aşağıda belirttiğim işyerleri kapsam dışında tutulmuştur. a) 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30. maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri(genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50’sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklar) b) 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa tabi işyerleri c) 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri d) 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri 12) 5510 sayılı Kanun kapsamında bulunanlarla aynı şartlarda olmak üzere 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesi kapsamındaki sandıkların statülerine tabi personeli için de uygulanır.(Bu sandıklar; Bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birlikler personelinin malûllük, yaşlılık ve ölümlerinde yardım yapmak üzere, tesis veya dernek olarak kurulmuş bulunan sandıklardır.) E-Bildirge Sisteminde Yapılan Düzenlemeyle, 01/03/2011 den sonra işe alınan personelin teşvikten faydalanıp faydalanamayacağını,kaç ay teşvik ten faydalanacağını görecek ve barkodlu form alacaksınız. 1.aşama; İşverenin E bildirge şifresiyle E-Bildirge ekranına giriş yapılmalı, 2.aşama; E-Bildirge ekranına giriş yapıldıktan sonra ‘’4447 /10 Geç. 10.md. Sigortalı giriş’’ butonu seçilmeli, 3.aşama; 2. aşamadaki giriş yapıldıktan sonra,ikinci bir ekran açılacaktır.Açılan ekranda Mart ayından itibaren sigortalı girişi yaptığınız sigortalıları göreceksiniz. 4.aşama; Her işçi için ayrı ayrı İncele butonlarını tıkladığınızda karşınıza üçüncü ekran açılacaktır. Bu ekrandan kişi işe yeni başlayan bir sigortalı kısmı butonunu tıklayınız, 5.aşama; 4.aşamadaki butonu tıkladığınızda, karşınıza dördüncü ekran açılacaktır. Burada seçeceğiniz alt bölümlere göre teşviklerinizin süresi tanımlı olarak karşınıza getirilecek. Ya da çalışanlarınız teşvikten faydalanmıyorsa örneğin; ”Kişi işe girdiği tarih itibariyle son altı ay içerisinde çalışmıştır.” uyarısı alacaksınız. 6.aşama; Onayla butonunu tıkladığınız zaman tekrar bir ekran açılacaktır. Ana ekran karşınıza çıkacaktır. Bazen bu ekran gelmeyebilir. Çıkış yapı tekrar 2. aşamadaki butonu tıkladığınızda yeni form butonunu tıklayın ve barkotlu formu yazıcıdan alınız. 7.aşama; Barkotlu formunuzu aldıktan sonra ilgili belgelerle birlikte bir yazı ekinde bir ay içinde SGK şubesine teslim edeceksiniz. Kaynak: www.MuhasebeTR.com Ekonomi / Araştırma 33 Ekonomi / Araştırma 2011’in 2. yarısında ekonomi daha da soğutulabilir (*) B irinci çeyreğini geride bıraktığımız 2011 yılı, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki siyasi gerginlikler ve Japonya’yı vuran ağır deprem ve tsunami felaketi nedeniyle şimdiden unutulmayacak bir yıl olacağını hissettirdi. İlk üç ayda yaşanan olaylar, Türk iş dünyası açısından yeni fırsatlar ve beraberinde yeni zorluklar da birlikte getiriyor. Japonya’nın maruz kaldığı deprem ve tsunami felaketi, otomotiv ve elektronik ürünler alanında üretim ve dağıtımın, yedek parça ve ara mamul temininin Türkiye’ye kaydırılması anlamında yeni imkânları gündeme getirirken, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki sıcak gelişmeler ise, 34 Prof. Dr. Kerem Alkin öncelikle müteahhitlerimiz ve hiç şüphesiz ihracatçılarımız açısından kimi zorluklara işaret ediyor. Türkiye hayranlığı bölgede etkisini güçlendiriyor Bölgemizdeki 1. ve 2. kuşak komşu ülkelerde yaşanan siyasi gelişmeler ve toplumsal hareketlenmenin hiç şüphesiz çok sayıda ve kimileri 30 – 40 yıl öncesine kadar uzanan gerekçeleri var. Bununla birlikte, kimi Orta Doğu uzmanları ve uluslararası ilişkiler alanındaki kimi araştırmalar, son birkaç yıldır Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki siyasi hareketlenme- nin gerekçeleri arasına, ihracatı gerçekleştirilen “Türk Dizileri”ni de eklemek gerekmektedir. Söz konusu diziler, Türkiye’nin çoğunluğu Müslüman bir ülke olsa da, çağdaş ve ilerici bir yaşam şeklini ve bunun da ötesinde bölgemizin refah düzeyi en yüksek ekonomisi olma özelliğini yakaladığını gösteriyor. Bu nedenle, her ne kadar daha ileri bir demokrasi standardına ulaşmak adına çabalarımızı sürdürsek de, Türkiye’nin 87 yıllık Cumhuriyet tarihinde ve özellikle son 30 yılda kat ettiği ekonomik ve demokratik standartlar düzeyi, bölge ülkelerindeki toplumları da hareketlendirmiş ve talepkâr hale getirmiş durumdadır. Ekonomi / Araştırma “Komşularla sıfır sorun” politikasının ekonomik sonuçları Türkiye’nin son 5 yıldır daha yoğun bir şekilde yürütmekte olduğu “komşularla sıfır sorun” politikasının etkisi de unutulmamalı. Bölge ülkelerinin büyük bir bölümü ile mutabakata varılan vize işlemlerinin karşılıklı kaldırılması süreci, hem bölge ülkelerinden çok sayıda turistin Türkiye’yi ziyaret etmesini, hem de Türk iş dünyasının etkili iş bağlantıları yapabilmek adına bölge ülkelerini daha sıklıkla ziyaret etmelerini sağladı. Bölge ülkelerinden gelen turistlerin Türkiye’de sıklıkla şahit oldukları ciddi boyutlardaki bayındırlık faaliyetleri, uluslararası standartlarda alışveriş merkezleri, rezidanslar, hava limanları, karayolları hiç şüphesiz, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da ekonomik dönüşümün neden bu derece geç kaldığı ve neden Türkiye’nin çok gerisinde kalındığı yönündeki sorgulamaları da alevlendirdi. Türkiye’nin 2000’li yılların başından bu yana güçlendirmekte olduğu bölgesindeki Ekonomi ve Ticaret Diplomasisi becerisi ve bölgesel liderlik konumu, doğal olarak Türkiye’nin komşu ülkelerle dış ticaretini yüzde 8’lerden yüzde 25’lere taşıdı. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne ihracatı hacimsel olarak 64 milyar dolarla bugüne kadar ki en yüksek seviyesine 2008 yılında ulaştıktan sonra, söz konusu hacim 2009 yılında küresel krizle birlikte 47 milyar dolara gerilemişti. Türkiye bölgemizdeki 1. ve 2. kuşak komşu ülkelere ihracat hamlesinde önemli başarı ve rekorlara imza atmasa idi Türkiye’nin ihracat hacminde küresel krizden kaynaklanan kan kaybı çok daha dramatik olabilirdi. Bunun yanı sıra tekstil, hammaddesi ve hazır giyim rekabeti açısından, Türk şirketlerinin bölge ülkelerinde (QUİZ) gerçekleştirdikleri yatırımlar da, küresel rekabet becerisi açısından önemli açılımlar oldu. Bununla birlikte, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da hız kazanmış politik çalkantılardan yatırımının bir kısmını söz konusu coğrafyaya kaydırmış olan Türk şirketlerinin tedirgin olmaları da, bu sürecin “dikeni” olarak tanımlanabilir. Buna karşılık Türk şirketlerinin bölge ülkelerinde personeli servisle fabrikaya taşıma ve öğlenleri yemek verme alışkanlıklarını sürdürmeleri ise, bölge ülkelerindeki çalkantılarda, o ülkenin vatandaşı olan işçilerin Türk şirketlerine ait olan fabrikaları isyanlardan ve toplumsal hareketlerden korumaları gibi gelişmeleri de beraberinde getirdi. Türk şirketlerinin ilk kez kendilerine insan gibi muamele eden yabancı yatırımcılar oldukları, Afrika ve Orta Doğu’nun pek ülkesinde konuşuluyor. Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da yeni fırsatlar gündeme gelecek Uluslararası yayın ve araştırma kuruluşları tarafından düzenlenen kamuoyu yoklamaları, iş adamlarının ve ekonomi çevrelerinin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki dönüşüm sancılarının petrol ve emtia fiyatları üzerindeki etkisi açısından kısa vadede daha zor bir süreç beklediklerini, bununla birlikte bölgede artık geri dönülemez şekilde toplumlarının yaşam standartlarının ciddi ölçüde iyileştirileceği yeni bir sürecin başladığına inandıklarını gösteriyor. Bu durum, 400 milyonun üzerindeki insanın alım gücünün iyileşmesiyle, beyaz eşya, elektronik eşya, tekstil, otomotiv, konut sektörlerinde yeni fırsatlara ve bölgemizdeki 1. ve 2. kuşak ülkelerde enerji 35 Ekonomi / Araştırma ihtiyacının artmasına, Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda komşu ülkelerden daha yoğun olarak gerçekleşecek ziyaretlerle, vazgeçilmez bir turizm ve alışveriş destinasyonu olacağına işaret ediyor. Türkiye’nin, Hükümet’in, ekonomi yönetiminin ve iş dünyasının bu temel gerçeği hep göz önünde bulundurarak inşaat malzemesi, konut endüstrisi, elektronik, tekstil, enerji ve turizm alanlarında bölge ülkelerinde ve Türkiye’de gerçekleştirilecek ihtisas fuarlarına daha fazla ağırlık vermesi gerekecek. Türk iş dünyası ile bölge iş dünyasının daha sıklıkla bir araya gelmesini sağlayacak olan sözkonusu ihtisas fuarları, hiç şüphesiz uluslararası iş dünyası ve yatırımcılar tarafından bu bölgede dikkatle takip edilecek yeni iş fırsatlarından Türkiye’nin hak ettiği ölçüde pay almasını da sağlayacaktır. Devletin vergi geliri beklentileri ile cari açık önlemleri çatışabilir Bir önceki başlık altında, MB’nın para politikası uygulaması ile Torba Yasa düzenlemesinin birbirlerini hangi noktalarda sıkıştırabileceklerini, zora sokabileceklerini belirttik. Ancak, Torba Yasa düzenlemesine bağlı olarak, firmaların yapmayı taahhüt ettikleri ödemelerin MB’nın para politikası uygulamasını zora sokabileceği iki nokta daha var. Bunlardan birisi, döviz kurlarının düzeyi. Hiç şüphesiz, MB’nın yeni para politikası modeli sonrasında, dolar kurunun 1,54-1,58 TL bandına, hatta bir ara 1,58-1,62 TL bandına oturması, ithalatın bir ölçüde pahallılaşması, ihracatın ise fiyat rekabet avantajı yakalaması açısından, cari açığı kontrol altına almak pek anlamlıydı. Nitekim, TCMB de PPK toplantısı karar metninde, döviz kurlarının düzeyinden rahatsız olmadığını özellikle belirtti. Ancak bu süreçte, gerek TL likiditesinde görülen kısmi ve göreceli daralma, bankacılık sek- 36 törünün reel sektöre kullandırdığı kredi hacmindeki artışı daha da yavaşlatma kararı ile birleşince, KOBİ’ler ve şirketler Torba Yasa düzenlemesinden yararlanmak sonucunda taahhüt ettikleri ödemeleri gerçekleştirmek için, ellerindeki dövizleri bozdurmaya başlayacaklar. Bu durumda, önemli bir miktarda dövizin bozulması ile birlikte, dolar kuru 1,54-1,58 TL bandından 1,48-1,54 bandına kayarsa, ithalatın yeniden cazibesini arttırması ve ihracatçılar açısından kur avantajının kısmen azalması, cari açığın kontrol altına alınması için ortaya konan çabaları örseleyebilir. Söz konusu Torba Yasa düzenlemesinin gerektirdiği reel sektör ödemeleri ile MB’nın para politikası uygulamasının çatışmasının ikinci bir negatif etkisi ise, reel sektörün MB’nın yeni para modeline verdiği dolaylı desteği azaltması olacaktır. Alınan para politikası önlemlerinden Bankacılık sektörünün zaten mutsuz olduğunu, son birkaç gündür sektör temsilcilerinin açıklamalarında son dönemlerde pek de görmeye alışık olmadığımız sertleşmeden zaten anlıyoruz. Buna karşılık, finansal istikrar riskini azaltmaya yönelik olarak alınan önlemlerin döviz kurları üzerindeki yukarı yönde itici etkisi, çeşitli dolaylı etkilerle azaldığında, yani ihracata odaklı reel sektör açısından döviz kurlarındaki cazibe kısmen azaldığında, bir de üstüne kredi hacmindeki yavaşlama geldiğinde ve piyasadaki TL daha da daralırken, iç talepteki yavaşlama, reel sektör cephesinde de mırıldanmaları artıracaktır. Bu durumda, şu ana kadar MB’nın yeni para modeline destek olan reel sektörün söz konusu desteği azaltması veya çekmesi, hiç kuşkusuz TCMB üst yönetiminin para politikası modeline yönelik ikna çabalarını bir kat daha zorlaştıracaktır. Belki de, bu tür bir “algı yönetimi” sürecinde gözlenecek zorlanma sürecini hissetmeye başlamış olan ve başkanlık görevini resmen 18 Nisan’da tamamlayacak Başkan Durmuş Yılmaz’ın, uygulanan yeni ekonomi politikası modelinin etkinliğini güçlendirmek için, başta Hazine olmak üzere, diğer ekonomi yönetimi birimlerini de göreve çağırmasına “zamanında” kulak vermek yararlı olabilir. * Sergistanbul Dergisi Nisan 2011 – sayı 47’den alınmıştır. Ekonomi / Araştırma 37 Ekonomi / Araştırma Kırsal Kalkınma Koyunculuk Modelleri B ir önceki yazımda, yem bitkileri tarımının önemine değinmiş, yem bitkileri yetiştiriciliği yapılmadan hayvancılığın verimli ve karlı şekilde olamayacağını belirtmiş ve bazı uygulanabilir örnekler vermiştim. Bu günkü yazımda ise, yöremiz ekolojisine uygun, yüksek et ve süt verimi alınabilecek olan koyunculuk projelerine, süt koyunculuğuna yönelik bir modelle başlamak istiyorum. Ülke hayvancılığının uzun yıllardır içinde bulunduğu gerileme, küçükbaş hayvan varlığımızı da olumsuz etkilemiş ve koyun popülasyonunu çok azaltmıştır. Yüksek verimli ve damızlık nitelikli koyun ırklarını yaygınlaştırmak tarımsal/kırsal ekonomiye önemli katkı yapacaktır. Sulama suyunun yetersiz, arazilerin çok parçalı ve sınırlı büyüklükte oluşu, bitkisel ve hayvansal üretimlerin günden güne azalmasıyla, köylerimiz uzun yıllardır şehirlere göç vermiştir. Bu ve benzeri projelerin insanların köyünde istihdamına büyük katkıları olabileceği gibi, ülkenin tarımsal ekonomisine de üretim artışı ve işsizlik oranlarının azalması yoluyla katkısı olacaktır. Koyunculuk projeleri, gerek 6-7 ay gibi meradan faydalanılarak, gerekse meraya çıkmadan açık ağıl sistemiyle uygulanabilmektedir. Yöremiz coğrafi koşulları dikkate alındığında, bu modelin daha uygulanabilir olduğu anlaşılacaktır. Meradan yararlanamayan koyunlara 6-7 ay süresince yeşil ot verilebildiği 38 Ş. Aytuğ UYAR Ziraat Yüksek Mühendisi takdirde yüksek verim alınması mümkün olacaktır. Ancak, karlı bir hayvancılık için yem bitkileri tarımına mutlak surette ihtiyaç vardır (yonca, korunga, hasıl ot, silaj ve hayvan pancarı gibi). Koyunculukta Gelirler aşağıda gösterilmiştir; a) Damızlık gelirleri, b) Et gelirleri, c) Süt gelirleri, d) Yapağı gelirleri, e) Gübre gelirleri. Ekonomik ve karlı bir koyunculukta, bu gelirlerin yıllık mali analizler açısından önemi büyüktür. Bu nedenle çok iyi bakım ve beslenme, ucuz kaba yem üretimi gibi bu gelirlerin yükselmesini sağlayacak maliyet unsurlarının etkisini göz ardı etmemek gerekir. Süt koyunculuğunda, yöremiz ekolojisine uygunluk gösterebilecek üstün verimli koyun ırkı olarak “Tahirova Koyunu” öne çıkmaktadır. Tahirova koyunu süt verimi yüksek bir koyun ırkıdır. Trakya, Marmara, Ege ve Batı Karadeniz bölgelerinde, yüksek verimli bir koyun ırkı olarak yetiştirilmektedir. Tahirova koyunu, yerli “Kıvırcık” ırkı koyunlar ile Alman Süt Koyunu “Ost Friz”in melezlenmesiyle elde edilmiştir. Bu çalışma 1970’li yıllarda “Tahirova Türk-Alman Çiftliğinde” (şimdiki Tahirova TİGEM) benim de bu çiftlikte Müdür Yardımcısı olduğum dönemde, Ege Üniversitesinden Prof.Dr.Reşit SÖNMEZ ekibi tarafından gerçekleştirilmiştir. Alman “Ost Friz” ile “Kıvırcık” koyunlarının melezlenmesindeki amaç; ülkemizde koyun eti ve koyun sütü üretiminin artırılmasına yönelik üstün verimli bir koyun ırkının ortaya çıkarılmasıdır. Tahirova koyununun özelliklerine kısaca değinirsek; Vücut, baş ve bacaklar beyazdır. Koç başı görünüm hakimdir. Koyunlar boynuzsuz ise de koçlarda boynuz görülebilir. Kuyruk yapısı ince ve yapağısızdır. Meme yapısı sütçü koyun özelliğine sahiptir. Canlı ağırlık, dişi ergin koyunlarda 55-60 kg., koçlarda ise 80-90 kg.dır. Et randımanı yüzde 50 dir. Kuzuların doğum ağırlığı, 4-4.5 kg. dır. 3. ay sonu canlı ağırlığı ise 28-30 kg. a ulaşır. Doğumda kuzu sayısı 1.61.8 dir. Ana koyunların laktasyon süresi 200-240 gündür. Laktasyondaki süt verimi ise 250-300 kg. dır. Yapağı verimi erginlerde 2-3 kg., toklularda ise yarısı kadardır. Tahirova koyun ırkı; ülkemizde yetiştirilen diğer yerli koyun ırkları ile karşılaştırıldığında, kuzu verimi, süt verimi ve et veriminin yüksekliğiyle öne çıkan bir koyun ırkıdır. İnsanların beslenmesinde çok önemli yeri olan hayvansal kökenli protein kaynakları et ve süt ile bunların mamulleri olan ürünlerin üretilmesini artırmak, öncelikle sağlıklı nesiller yetiştirebilmemiz için şarttır. Ancak, hayli zahmetli olan koyunculuk sektörüne yeni üreticiler kazandırmak, bunların bir Birlik (Örneğin, Tahirova Koyun Yetiştiricileri) çatısı altında örgütlenmesi ve yem bitkilerinin yetiştirilmesi ve finansman dahil her türlü teknik konuların temin edilmesiyle mümkün olacaktır. Günümüzde, hayvancılık üretimimizin azalmasına bağlı olarak yapılan çalışmalarla, üretim için çeşitli teşvikler verilmekte ve destekleme politikaları hayata geçirilmekte olup, hazırlanacak uygulanabilir projeler ve bu projelerin uygulanması sırasında oluşturulacak üretim Birlikleri veya Kooperatifleri tarzı yapılanmayla toplamda maliyetlerin düşürülmesi sağlanabilecek, dolayısıyla ülke ekonomisine yeni bir kaynak sağlanmasından öte yeniden kendine yeterli üretimi yapabilen bir ülke haline gelmemiz mümkün olabilecektir. Bu yazımda kısaca değinmeye çalıştığım Tahirova Süt Koyunculuğu modeli haricinde, yöremizde geçerli olabilecek, verimli ve karlı şekilde uygulanabilecek “Romanov Koyunu” ve “Saanen Süt Keçisi” projelerine de gelecek yazılarımda yer vermeye çalışacağım. İyi ve mutlu günler diliyorum, saygılarımla… 39 Ekonomi / Görüş Şirketler yeni Ticaret Kanuna hazır mı? n TOBB Başkanı M. Rifat HİSARCIKLIOĞLU: “Talih, hazır olanın yüzüne gülecek”. Y eni Türk Ticaret Kanunu’na uyum için şirketlerin 1 Temmuz 2012’ye kadar zamanları var. Aradaki zaman yaklaşık 14 aylık bir süredir ve elbette çabuk geçecektir. Bu süreyi en etkin şekilde değerlendirmeli ve yeni düzenlemelerle ilgili bir uyum sorunu yaşamadan kendilerini hazırlamalıdır. Yeni Türk Ticaret Kanunu için yol haritası da nerden çıktı diyecek olanlara TOBB Başkanı Rifat HİSARCIKOĞLU’nun bu konudaki açıklamasından alıntı yapacak olursak şunu söylemek en güzel cevap olacaktır:“Talih, hazır olanın yüzüne gülecek”. Öncelikle şirketler yeni düzenlemeler hazır olup olmadıklarını, hazır olmak için neler yapmaları gerektiğini tespit etmeli. Bunun bir yolu da TTKMETRE çalışmasıdır. Şirketler TTKMETRE’deki 43 soruya cevap vererek eksiğini fazlasını görebilecek ve doğru yol haritalarını bu yönde oluşturabileceklerdir. TOBB ve Deloitte Türkiye’nin işbirliği ile gerçekleştirilen bir çalışma olan TTKMETRE’ye www.tobb.org.tr/sayfalar/ ttkmetre.aspx ve www.deloitte.com.tr adreslerinden ulaşılabilir. Bu anket çalışmasındaki 43 sorunun konu başlıkları şunlar: - Mali durum, Finansal raporlama, UFRS ile Özdeş Türkiye Muhasebe Standartları - Bilgi Toplumu Hizmetleri ve Bilgi Güvenliği 40 - Şirketin Temel Yapısı, Yönetim Organları ve Pay Sahipliği Hakları - Bağımsız Denetim - Risk Yönetimi - Şirketler Topluluğu. TTKMETRE anketini dolduran şirketler yeni TTK’ya hazırlanan şirketler arasında “hazırlık şirket notunu” da görecek ve altı konu ve bu konuların alt başlıklarında Türkiye ortalamasında nerde olduklarını da ölçebilecek. Şirketler ayrıca aynı ciroyu yapan şirketlerin ortalaması arasındaki yerlerini, çalışanlar sayılarına göre dağılımına göre yerlerini, gelir büyüklüklerine göre yerlerini de görebilecekler. Hazırlık notlarında her sorunun altında sorunun doğru cevabı da görülebilecek. Bu cevaplarla şirketler durumlarını tespit ederek uzman görüşünden de yararlanacak ve bilgiye anında ulaşabilecekler. Bu çalışmada şirketlerin hazırlayacakları yol haritası, tümüyle değişecek olan yeni ticaret şartları için bir rehber olacaktır. Eksiğini fazlasını gören şirketler yeniden yapılanmalarını daha kolay gerçekleştirecek ve iç ve dış piyasada daha da güçlenerek rekabet avantajına da sahip olacak. Yeni kanunla en şeffaf hallerine bürünecek olan şirketler böylece küresel rekabete de hazırlanmış olacaklar. İstemeseler de dış a açık olmaya adeta itilecek olan Türk şirketleri her türlü bilgilerini internet ortamında sunacaklardır. Bu yüzden de yeni döneme hazırlıksız ya da gecikmeli girip hem yerel hem de küresel rekabette zorlanmamak için yarışa birkaç adım gecikmeli başlamak istemeyeceklerdir. Bu yüzden üyelerimizin de bu ankete katılmaları, eksiklerini giderme konusunda da Odamızdan uzman kurum ve kişilerle eğitim vb. destekleri talep etmeleri de önemlidir. Ekonomi / Sağlık Dr. Ersel MALÇIK Çaycuma Diyabetliler Derneği Başkanı Diyabet Ş eker Hasatlığı artık herkes tarafından bilinmektedir. Fakat hastalığı yaşayanlar bile çoğu zaman ne yapacaklarını bilmemektedirler. Gün boyunca yaptıklarımızı şöyle bir özetleyelim. Sabah kalkıyoruz işe yetişmek bahanesiyle hızlıca kahvaltımızı yapıyoruz ya da hiçbir şey yemeden dışarı çıkıyoruz. Sonra yol üzerinden simit ya da bir poğaça alıp iş yerimize gidiyoruz. Daha sonra bir çay içip simit veya poğaçamızı yiyoruz. Bilgisayar varsa onu açıp işimize bakıyoruz. Yaklaşık 2 ya da 3 saat oturarak çalıştıktan sonra öğlen yemeğimizi yiyoruz. Sonra bir çay daha ve ardından tekrar bir çay daha, olmadı bir kahve ve tekrar çay, kahve. Oturarak yaklaşık 3 ya da 4 saat daha. Sonra işimiz bitiyor ve evimize gidiyoruz. Akşam yemeği yiyoruz . Çay ve televizyon faslı başlıyor. Bir iki saat program seyredip yatıyoruz . Bu ortalama büro hayatı süren bir çalışan için günün özeti denilebilir. Yukarıda ki söylediklerime katılmayanlar olabilir. Hayır, efendim ben bunları yapmıyorum diyenler bence çok şanslılar. Bu hayat tarzı inanın ki şeker hastalığı dahil bir çok hastalığa davetiye çıkarıyor. Başta kalp ve damar hastalığı olmak üzere hiperlipidemi (kolesterol yüksekliği) ilk akla gelenlerden oluyor. Asıl konumuza gelecek olursak Diyabetus Mellitus (DM). Halk arasında Şeker hastalığı olarak ta bilinen bu hastalıkla ilgili pek çok söylenecek söz ve yapılması gereken pekçok şey var. İşte bizlerde bu ihtiyaçtan dolayı Çaycuma’mız da diyabetliler derneğini kurduk ve daha birçok şey yapmayı planlıyoruz. Bizlere halka ulaşmak konusunda yardımcı olan herkese ve tüm kuruluşlara minnettarız. Şeker hastalığının Genel olarak çok yemek yemek, çok su içmek ve sık tuvalete gitmek, yara iyileşmesinin uzun sürmesi, sürekli yorgunluk ve halsizlik gibi belirtileri de vardır. Ancak asıl olan açlık kan şekeri ölçümüdür. Burada rakamsal değerler mutlaka önemlidir. Bu da yeterli olmayıp tokluk kan şekeri de tedavi planlamasında önemli rol almaktadır. Bütün bunların yanında Hemoglobin A1c de tedavinin düzenlenmesinde ve hastanın ne kadar diyetine uygun davrandığının takibinde önemli bir göstergedir. Bütün bunların haricinde göz dibine bakılarak yapılan göz muayenelerinde damar yapısında fark edilen bozuklukla da şeker hastalığı tanısında önemlidir. Buradan da anlaşılacağı üzere aslında şeker hastalığı küçük damar hastalığıdır. Yüksek kan şekeri kanın yoğunluğunu ve yapışkanlığını artırarak kan hücrelerinin damar duvarına yapışmasını sağlamakta ve damar duvarını oluşturan hücrelerin yapısını bozmaktadır. Neticede damarların yapısı değişmekte ve kan yeteri kadar hücreleri ve dokuları beslememektedir. Vücudumuzda bütün bu değişiklikler olurken vücudumuz tabii ki bu değişiklikleri tamir etmekte ve son olarak dayanamayacak hale geldiğinde şikâyetlerimiz başlamaktadır. 41 Ekonomi / Sağlık Yapılan bilimsel çalışmalar gösteriyor ki şeker hastalığı aslında bir halk sağlığı sorunudur. Çünkü toplumun neredeyse üçte biri bu hastalıkla yaşıyor. Daha ciddi bir sorun ise toplumda kendinde hastalık olduğunu bilmeden yaşayan birçok hasta var. Yani şuan bu satırları okuyan sizlerden biri hasta ama farkında değil. Bunu sizi telaşlandırmak adına değil, farkında olasınız diye belirtmek istiyorum. Şeker hastalığının 2 büyük gurubu vardır .Birinci grup insülüne bağımlı ve erken yaşta tespit edilen TİP 1 DM. Bu hastaların pankreas beta hücreleri doğuş tan çok az yada yoktur.Bunlar erken yaşlarda insülin kullanmak zorunda olan, kan şekeri yüksek hastalardır.Bu hastalar fark edilmezlerse kan şekerinin yüksekliğine bağlı olan komalarla karşımıza çıkmaktadır. Diğer grup ise Tip 2 DM (erişkin tip diyabet).Ben asıl Tip 2 DM ye dikkatinizi çekmek istiyorum. Az önce bahsettiğimiz ‘’hastalığının farkında olmadan yaşayanlar’’ bu gruptadırlar. Tip 2 DM de pankeas beta hücreleri vardır ancak yeteri kadar insülin salgılayamazlar. Söz konusu hücrelerden gerekli olan hormonun salgılanması için( beta hücrelerini )uyaran ve mevcut insülinin kullanılmasını kolaylaştıran ilaçlar kullanırlar. Tip 2 DM’ de Beta hücreleri gün geçtikçe azalmakta ve günün birinde tamamen insülin üretemez hale gelmektedirler .İşte bu hastalarında tıp kı Tip1 DM ler gibi insülin kullanmaya başlamaları gerekmektedir.Bu hastalar kan şekerinin yüksekliğine bağlı olarak kalp-damar rahatsızlıkları , görme bozukluğu veya böbrek yetmezlikleri ile karşımıza çıkabilmektedirler. Şeker hastalığında kalıtım faktörü hiçbir zaman göz ardı edilemez . Genetik olarak sahip olduğumuz özelliler hastalığa yakalanmamızı kolaylaştırmaktadır.Diyabetik anne ve babadan doğan çocuklar risk gurubu oluşturmaktadırlar. Bunun yanında beslenme özellikleri , stres , sigara ve alkol kullanımı ile riskler giderek artmaktadır. Yapılan bir bilimsel çalışma bizlere şunu gösteriyor; bizler hastalığı yaklaşık ‘’ 6 sene’’ sonra fark ediyoruz. 14 yılsüren bir çalışmaya göre, ortalama 6 sene sonra şikayetlerimiz için doktora gidiyoruz. veya tesadüfen kan şekeri ölçümleri yaparak fark ediyoruz. Açlık kan şekerinin 126 , herhangi bir zamanda ölçülen kan şekerinin 200 ün üzerinde olması bizim şeker hastası olduğumuzu gösterir. 42 Bugün için başarılı tedaviler tabiî ki mümkün olmakla beraber asıl amaç ,hastalığa yakalanma ihtimalini azaltmaktır. Bunun için ise asıl yapmamız gereken ise düzenli ve dengeli beslenmek, egzersiz yapmak ve stresten uzak bir hayat sürmektir .Burada stresi azaltmak mümkün olmaya bilir ancak yediklerimiz azaltarak ise başlayabiliriz. İçinde doymuş yağların (katı yağlar, margarin ve benzeri)bulunduğu gıdalardan almamak, alkol tüketimini azaltmak, tatlı gıdalardan kaçınmak gelmektedir.Günlük aldığımız kalorinin üzerinde beslenmemek gerkiyor.Fazla alınan her besin vucutta depo edilerek, yağ dokusunu artırıyor. Yağ dokusunun fazlalığı da insülin hormonuna direnç oluşturup, şeker hastalığına yatkınlığı arttımaktadır. Pratikte pek geçerli olmasa da buradan şişman insanların daha çabuk şeker hastalığına yakalanma ihtimali olduğunu söyleyebiliriz. Neticede ne kadar yemek yersek yiyelim mutlaka bu enerjiyi harcamamız gerkiyor. Bunun için de mutlaka hareket yani spor yapmamız gerkiyor.Spor tanımı herkese göre değişir. Bazıları için 15 dakikalık yürüyüş bile yeterlidir. Önemli olan bu hareketleri düzenli olarak hergün yapmamız ve alışkanlık haline getirmemizdir. Günde 3 öğün ana yemek yemeli , akşamları daha hafif beslenmeli, yeşillik ve meyve ile yemelerdeki posa miktarını artırmalıyız.Bu ana öğünlerin haricinde ara öğünler mutlaka olmalıdır. Özellikle gençler fast food tarzı beslenmekten kaçınmalı, bu konuda okullarda da ve beslenme ile ilgili bilgiler verilmelidir. Şeker hastalarında , ilerleyen dönemlerinde ellerde ve ayaklarda his kaybı olmaktadır veya yanma tariflemektedirler. Daha ciddi hastalarda ise ayaklarda veya vücudun muhtalif yerlerinde iyileşmeyen yaralar olmaktadır.Göz dibi kanamalar sonucu görmede azalma veya böbrek fonksiyonlarında azalma her hasta için bekleyen risk faktörleridir. Sonuç olarak ailesel yatkınlığı olan herkesi, kendinde belirttiğim şikayetleri olanları mutlaka doktor kontrolünden geçmeye çağırıyorum.Tüm okurlarımın yaşam tarzlarını, alışkanlıklarını gözden geçirip , düzenlemelerini tavsiye ediyorum. Bizler hekim olarak elimizden geleni mutlaka yaparız. Ancak kişiler bu hastalıkla bereber yaşamayı öğrenmek zorunda ve buna göre yaşamalılar.Yoksa sonuçları adı kadar tatlı olamayabilir. Ekonomi / Sağlık 43 Ekonomi FUAR TAKVİMİ TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL TEMMUZ 19. Malatya Fuarı; 27. Konya Ayakkabı Yan Sanayi ve Moda Fuarı (Kış Modelleri); Ordu 15. Karadeniz Sanayi ve Ticaret Fuarı (Katif 2011); Ordu 1. Gıda, Tarım ve Hayvancılık İhtisas Fuarı; Tarım ve Teknoloji Günleri; TRIKONFEX 1. Triko, Triko İpliği, Konfeksiyon ve Teknolojileri; 4. Çorlu Tarımtech (Tarım Teknolojileri) Fuarı; International Bodrum Yacht Show 2011 (31.); 06.07.2011 - 10.07.2011 tarihleri arasında, Mişmiş Park Fuar Alanı, MALATYA 07.07.2011 - 10.07.2011 tarihleri arasında, KTO Tüyap Konya Uluslararası Fuar Merkezi, KONYA 08.07.2011 - 14.07.2011 tarihleri arasında, Ordu Belediyesi Fuar Alanı, ORDU 08.07.2011 - 14.07.2011 tarihleri arasında, Ordu Belediyesi Fuar Alanı, ORDU 21.07.2011 - 24.07.2011 tarihleri arasında, Karaevli Köyü Açık Alan, TEKİRDAĞ 21.07.2011 - 24.07.2011 tarihleri arasında, OFM Ortadoğu Fuar Merkezi, GAZİANTEP 27.07.2011 - 31.07.2011 tarihleri arasında, Çorlu - Orion Alışveriş Merkezi Açık Fuar Alanı, TEKİRDAĞ 27.07.2011 - 31.07.2011 tarihleri arasında, Bodrum Doğuş Turgutreis Marina, MUĞLA AĞUSTOS 22. Dini Yayınlar ve Kitap Fuarı; 30. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı; 30. Kitap ve Kültür Fuarı; TEXBRIDGE Tekstil ve Aksesuarları Fuarı; IFF 2011 - 12. İstanbul Moda Fuarı; Tesettür Fuarı Türkiye (4.); 3. Bijoux Expo Türkiye; Akare Yurtdışı Üniversite ve Dil Okulları Fuarı; Collection Premiere İstanbul (CPI); Akare Yurtdışı Üniversite ve Dil Okulları Fuarı; 16. Afyonkarahisar Zafer Fuarı; 01.08.2011 - 10.08.2011 tarihleri arasında, Mişmiş Park Fuar Alanı, MALATYA 07.08.2011 - 26.08.2011 tarihleri arasında, Sulltanahmet Camii Avlusu, İSTANBUL 07.08.2011 - 26.08.2011 tarihleri arasında, Kocatepe Camii Avlusu, ANKARA 18.08.2011 - 20.08.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi/ Yeşilköy, İSTANBUL 18.08.2011 - 20.08.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi/ Yeşilköy, İSTANBUL 18.08.2011 - 20.08.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi/ Yeşilköy, İSTANBUL 18.08.2011 - 20.08.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi/ Yeşilköy, İSTANBUL 23.08.2011 - 23.08.2011 tarihleri arasında, Sheraton Hotel ve Kongre Merkezi, ANKARA 23.08.2011 - 25.08.2011 tarihleri arasında, Halkalı Tekstil Park Yerleşkesi, İSTANBUL 25.08.2011’de The Marmara Oteli, İSTANBUL 25.08.2011 - 30.08.2011 tarihleri arasında, Kültürpark Belediye Fuar Alanı, AFYON Temmuz-Ağustos-Eylül 2011 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan yurtiçi fuarlar listesi yukarıdaki gibidir. Fuarlara katılmak isteyenlerin; davetiye temini, ulaşım ve toplu katılım gibi organizasyonları için Odamıza müracaatlarını bekleriz. 44 Ekonomi FUAR TAKVİMİ TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL EYLÜL My Wedding Expo; 29.09.2011 - 02.10.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL Collection Premiere İstanbul (CPI); 22.09.2011 - 24.09.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL Mega Build İstanbul 2011 - Yapı İnşaat Malzemeleri ve Mimari Fuarı; 08.09.2011 - 11.09.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL Agrotec’2011 - 15. Uluslararası Tarım ve Tarım Teknolojileri Fuarı; 08.09.2011 - 11.09.2011 tarihleri arasında, ANFA Altınpark Fuar Merkezi, ANKARA İzmir Enternasyonal Fuarı (80.); 08.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında, Uluslararası İzmir Fuar Alanı, İZMİR 22. Dünya Madencilik Fuarı; 12.09.2011 - 15.09.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL Diyarbakır 3. Oto Show Fuarı 2011; 13.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında, Tüyap Diyarbakır Fuar ve Kongre Merkezi, DİYARBAKIR PROMOTURK 2011 - 26. Uluslararası Promosyon Ürünleri Fuarı; 22.09.2011 - 25.09.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL Outdoor & Indoor; 14.09.2011 - 17.09.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL NALBURİYE 2011 - Nalburiye & Hırdavat Fuarı; 15.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL Yapı Market Tedarikçileri Fuarı; 15.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL Avrasya Ambalaj 2011 17.Uluslararası Ambalaj Endüstrisi Fuarı; 15.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında, Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi, İSTANBUL İstanbul Gıda-Tek 2011 (6.); 15.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında, Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi, İSTANBUL IPACK 2011 - 26. Uluslararası Ambalaj, Paketleme ve 22.09.2011 - 25.09.2011 tarihleri arasında, Gıda İşleme Sistemleri Fuarı; İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL GIDA 2011 - 19. Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı; 22.09.2011 - 25.09.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL Print & Label 2011 - Baskı Teknolojileri ve Etiket Fuarı; 15.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL İstanbul Art Week; 15.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında; Eski Galata Köprüsü - Sütlüce, İSTANBUL MEÇEF ‘11 - Mersin 5. Mobilya, Evlilik ve Çeyiz Fuarı; 17.09.2011 - 25.09.2011 tarihleri arasında, Yenişehir Belediyesi Fuar Alanı, MERSİN 6. Tarımtech (Tarım Teknolojileri) Fuarı; 21.09.2011 - 25.09.2011 tarihleri arasında, Lüleburgaz Kapalı Semt ve Fuar Merkezi, KIRKLARELİ 15. Uluslararası Isaf Fuarı; 22.09.2011 - 25.09.2011 tarihleri arasında; İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL ZOW 2011 - Mobilya Endüstrisi, İç Tasarım, 15.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında, Aksesuar ve Ekipmanları Fuarı; İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL Z-TEC Mobilya İmalatı ve Ağaç İşleme Makineleri Fuarı; 15.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL IPSE 2011 İstanbul Public Security Exhibition; 22.09.2011 - 25.09.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL Temmuz-Ağustos-Eylül 2011 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan yurtiçi fuarlar listesi yukarıdaki gibidir. Fuarlara katılmak isteyenlerin; davetiye temini, ulaşım ve toplu katılım gibi organizasyonları için Odamıza müracaatlarını bekleriz. 45 Ekonomi / Fuar Takvimi 46 Ekonomi / Fuar Takvimi 47 HAZIR BETON A.Ş. Mrk. Tel : 0.372 615 84 16-17-18 Fax : 0.372 615 74 81 Mrk. Gsm: 0.530 600 22 43 Gsm : 0.533 613 49 78 KUM-ÇAKIL A.Ş. Mrk. Tel : 0.372 615 84 16-17-18 Bakacakadı: 0.372 532 71 52 Akyamaç : 0.372 663 93 05 Bartın : 0.378 227 78 44 www.alagozler.com YAPI İNŞAAT A.Ş. Mrk.Tel : 0.372 615 84 16-17-18 Fax : 0.372 615 74 81 Zonguldak Şb : 0.372 253 70 27 Zonguldak Fax: 0.378 253 70 28 [email protected] MADENCİLİK LTD.ŞTİ Mrk. Tel: 0.372 615 84 16-17-18 Fax : 0.372 615 74 81
Benzer belgeler
9 - Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası
Yayın Kurulu
Rıfat SARSIK
Önder ALKAN
Mehmet KÖKTÜRK
Alper PÜREN
Kâmuran MISIRLI
u
Reklam ve Mali İşler
Recep ACAR
u
Yönetim Yeri
Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası
Atatürk Bulvarı No: 12
Çaycuma / ZO...
3 - Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası
Yayın Kurulu
Rıfat SARSIK
Önder ALKAN
Mehmet KÖKTÜRK
Alper PÜREN
Kâmuran MISIRLI
u
Reklam ve Mali İşler
Recep ACAR
u
Yönetim Yeri
Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası
Atatürk Bulvarı No: 12
Çaycuma / ZO...
10 - Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası
Reklam ve Mali İşler
Recep ACAR
u
Yönetim Yeri
Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası
Atatürk Bulvarı No: 12
Çaycuma / ZONGULDAK
Tel: 0372 6151073
Faks: 0372 6157326
www.caycumatso.tobb.org.tr
e-mail: cay...