2003 Temmuz Sayı
Transkript
2003 Temmuz Sayı
SAYI: 112944 2003/7 FÝYATI: 2.500.000 ÝNSANLARI EN ÇOK ZORLAYAN ÞEY: ÝNSAN ÝLÝÞKÝLERÝ... (Kendime Mektuplar) Nelda Bayraktar Sevgi Dünyasý 13 MUSÝKÝ - SES VE RENK ile TEDAVÝ (3) Bulabildiklerimiz ve Bilebildiklerimiz (1) ZAMAN SEVGÝDÝR, SEVGÝ RENKTÝR, RENK SESTÝR, SES GÜÇTÜR... YAVUZ YEKTAY Ressam Adil Ocak Pera Sanat Galerisi 1-18/05/2003 Resim Sergisi Bu ay size SES IÞILDAMASI (SONOLUMÝNESANS)dan bahsetmek istiyorum. Olayý þöyle özetleyeyim: Bir kabýn içindeki suya ses dalgalarý veriliyor. Suyun içinden hava kabarcýklarý yükseliyor, bu hava kabarcýklarýndan çevreye, gözle görülebilen MAVÝ bir ýþýk yayýlýyor... Seyretmeye doyum olmaz... Eðer istenirse, bu kabarcýklarýn içindeki ses enerjisini milyon kere milyon defa yoðunlaþtýrarak 10.000 santigrat dereceyi geçen (Güneþin yüzeyindeki sýcaklýktan daha yüksek) sýcaklýklar elde edebiliyorlar... Böyle bir vizyonu anlamaya akýl yetmez, kalp dayanmaz... (2) 14 Sevgi Dünyasý Kadim Kutsal bilgiler þöyle anlatýyor SEVGÝ ENERJÝSÝnin hiç kaybolmayan fakat þekil ve frekans deðiþtiren enerjisini: Ýþte bu tanýmlamaya göre Musiki ile tedavinin, bedensel ve ruhsal düzeni bozulmuþ tüm hastalarda, kullandýðý metotlardan birkaçý: ... odur baþýndan beri hayrýnýza varedilmiþ, ve sonuna kadar sizinle gelecek olan þüphesiz. Odur hayrýnýza varedilmiþ, Þimdi farkýna bile varmadýðýnýz en büyük güç... ... o bir sestir duymadýðýnýz!.. o bir renktir, görmediðiniz!.. o bir tattýr almadýðýnýz!.. o bir güçtür bulmadýðýnýz!.. Zaman ona eþ, O zamana kardeþ, Hayrýnýza birlikte varedildiler, Bildiðinizden önce, Bileceðinizin sonuna kadar... Þimdi daha iyi anlaþýlýyor, insan ve zamanýn Yaratanýn Sevgisinden yaratýldýðý ve o yüce enerjilerin kaybolmayan fakat sürekli frekans deðiþtirerek zamandan sevgi, sevgiden renk, renkten ses (ve koku, tat ve dokunma enerjileri)ne dönüþmeleri... En önemlisi maddenin içindeki DURAÐAN inanýlmaz gücün varlýðý!.. G e ç e n a y, B e m o l M ü z i k Yayýnlarýndan Üstat Müzisyen Yaþar CENKER Sarpýn Duraðandan Yaþama isimli bir araþtýrma kitabý yayýnlandý. (3) Üstat Y. CENKER Sarp musikiyi þöyle tanýmlýyor: Ruhumuzda duraðan bir þekilde barýndýrdýðýmýz (veya yaratýldýðýmýzdan beri ve Bezmi Elest toplantýsýndan beri biriktirdiðimiz ve yoðunlaþtýrdýðýmýz) bilgi ve duygularýmýza dýþsal bir anlatým ve biçim verme sanatýna MÜZÝK denir. (Konu ile ilgili iseniz kitabý alýp okumanýzý öneririm.) - Musiki ve ritm ile bilgi ve duyguyu tekrar duraðanlaþtýrmak, (gerektiði yerde gerektiði gibi kullanabilmek için) - Tekrar barýndýrýp duraðanlaþtýrýrken, bilgi ve duygularý, týpký bir kütüphaneyi temizlemek, sýnýflandýrmak, düzenlemek gibi hazýrlamak ve kullanýlabilir hale getirmek, - Musikiye kodlanmýþ duraðanlýðý, dýþsallýða çevirebilmek için, ihtiyacý olan musikiyi ona vermek veya dinleterek o insan kardeþimize yardým etmek. *** Bu ay size, yaþamýnýzda çok önemli bir alanda baþarý ile kullanacaðýnýz bir tablet Musiki veriyoruz: - Ruhsal bir UR olan GURUR ve KÝBÝRin tedavisi için etkili, - Alçak gönüllülük ve tevazu verir. Kibir ve Gurur dan temizler, (Dolayýsýyla tekâmül + olgunluk yollarýný açar, mutlu yaþarsýnýz.) -Kalp ve beyin hastalýklarýna devâdýr, - Böbrek ve üro-genital sisteme düzeltici etkisi fazladýr, - Nazlý, cilveli, sevgili, gönlü yanýk âþýða neþe verir, (Seven insanýn ve kendisini sevdirmek için didinen insanýn ne kadar alçak gönüllü olduðunu düþünün.) - Bazý sosyal ve meslek gruplarýna etkili olan musiki makamlarý için gelen bilgi, meselâ: Yöneticilere (Ýsfahan), âlimlere (Rast), sofilere (Rehavî), Sevgi Dünyasý DERVÝÞlere (HÝCAZ)!? Derviþin kelime manâsý Eþik (kapý eþiði) dir. Yani herkes o eþiðin üzerine basar geçer. Gerçekten derviþin inanýlmaz derecede alçak gönüllü olmasý lâzým, yoksa tekâmül edemez, arýnamaz! Ýkindi ve bilhassa yatsýdan seher vaktine kadar en tesirli olduðu zaman dilimidir. G ü f t e s i : YA R AT I L M I Þ I S E V E R Ý Z , YA R ATA N D A N ÖTÜRÜ. (Yunus Emre) Hicaz makamýnda, zikirlerde kullanýlan Sofiyan usulünde bir ilâhi, Yaratandan talep olunan bir baðýþlanmak dileði... Sizin için, 10 günde, secde ve sevgilerden sonra bestelendi. Güzellikleri yaþamak ve paylaþmak için saðlýk dol yýllar el ele... N o t : Va r s a s o r u l a r ý n ý z ý v e isteklerinizi bekleriz. 15 Dip notlar: 1. Bir yazý dizisi halinde yayýnlanacaktýr. 2. Bu deneyi ilk yapan Kaliforniya Üniversitesinden SETH J. PUTTERMAN. (Ses ýþýldamasý için bakýnýz, BÝLÝM Ocak 1994 sayýsý.) Yazarýn notu: Bu mucizevî olay ilk defa 1930 larda bulunmuþtu, 1992-1993lerde ses enerjisinin, molekülleri uyararak, onlardan fotonlarýn salýnmasýna neden olduðu v.s. anlaþýldý. Çok eski bir kitabý okurken þuna rastladým: Tibet rahipleri sabahýn çið (seher) vaktinde uyanýp, hemen mâbedin havuzundaki soðuk suya, çýrýlçýplak girerler ve hep bir aðýzdan özel bir makamdan bir frekansla bir ilâhi okumaya baþlarlar. Biraz sonra havuzun dibinden hava kabarcýklarý yükselmeye baþlar ve havuzun suyu da ýsýnýr!.. (Demek ki ses ýþýldamasý bilgisi onlara daha evvel verilmiþti!?..) 3. Tel: 0212-251 67 10, email: [email protected] Web: www.bemolmusic.com Ya þ a r Cenker Sarp [email protected] We b : email: w w w. d u r a g a n d a n y a s a m a . c o m 4. Bu bilgiler Farabî'nin ve Hâþim bey'in edvarlarýndan, Dr. Osman Þevki'nin Türk Tababeti Tarihi, Kültür Bakanlýðý No: 1296 (1991) Sahife: 138den alýnmýþtýr. 16 Sevgi Dünyasý SORULARLA Derleyen: Özenç Kayserilioðlu Ruhun Mahiyeti Nedir? Ruh Ýnsanlarý dolduran mekanizmadýr. Mekanizma, biliyoruz ki, birlikte görev yapmak üzere bir araya gelmiþ birçok parçalarýn ve organlarýn topluluðudur. Saat bir mekanizmadýr, birçok parçalar birbirini tamamlayarak belli bir görevi yaparlar saatte. Ruhu meydana getiren unsurlar veya birimler nelerdir? Akýl ve tecrübe, ruha katkýda bulunuyorlar. Ruh-Tecrübe-Akýl, bu üç halka birbirine baðlý olarak, birbirinin hem geliþme sebebi oluyorlar, hem de sonucu oluyorlar. Bu durumda varlýðý veya ruhu sadece ruhsal cevher olarak deðil, tecrübe ve akýl gibi iki maddi unsurun, elemanýn da ona katkýsýyla oluþuyor, diye düþünmeliyiz. Onlarsýz ruh düþünülemiyor. Çünkü bütün Sevgi Dünyasý tekâmül süresince Ruh-Tecrübe-AkýlRuh zinciri devam ediyor. Ruh tecrübeyi yapýyor. Çünkü ruhta maddeye ve bedene etki gücü var. O, kendinde bulunan veya geliþtirdiði kudret oranýnda bir tecrübe (deneme) yapýyor. O denemeden elde ettiði bilgiler, deneme ürünleri, aklý meydana getiriyor veya aklý geliþtiriyor. Akýl, edindiði bilgi ve deneme ürünlerini ruha benimsetiyor. Ruh böylece geliþiyor. Geliþmiþ ruh, daha üstün bir deneme yapýyor. Aldýðý, edindiði üstün bilgi ve deneme ürünleri, aklý daha çok geliþtiriyor. O da ruhu daha büyütüyor. Bu böylece artarak, yükselerek, büyüyerek gidiyor. Görülüyor ki, üçü de ayný oranda peþ peþe büyüyorlar. Bu durumda ruh, akýldan hiç ayrýlmýyor. Her bulunduðu ortamda da tecrübelere giriþiyor. Ölümden sonra da onlar birbirinden ayrýlmazlar. Tekrar bedenlenirken de, eski geliþmiþ aklý ve tecrübeleri ile beraber gelir. Ama eski yaptýðý tecrübeleri ve olaylarý unutmasý gerekir ki, geliþmiþ ruhu ve aklý ile yeni ve daha üstün tecrübeleri yapabilsin, Demek ki, Yaratanýn sevgisinden varolmuþ, hiç ölmeyen ve kaybolmayan esas cevher olan ruh, insan bedenini doldururken, akýl ve tecrübe imkâný ile b i r l i k t e i þ g ö r ü y o r. O n l a r s ý z düþünülemeyen ve ne bildiðimiz madde ortamýnda ne de bu ortamýn dýþýnda onlardan hiç ayrýlmayan ruh, esas cevher olarak nasýldýr acaba? Gene Dr. Refet Kayserilioðlunun açýklamalarýna devam ediyoruz. Þu yukarýdaki sözlerden anlaþýlýyor ki, bizim içimizde, Ondan gelen, hiç deðiþmeden yine Ona dönen bir Öz var. Buna ÖZ-RUH diyelim. ÖzRuhun tekâmüle, olgunlaþmaya ihtiyacý yoktur. Büyük Parlaktan gelir, 17 görevini bitirdikten sonra Ona döner; hiç deðiþmeden, kendinden hiçbir þey kaybetmeden. Adeta katalizör rolü oynar. Ýçimizde bir de olgunlaþmaya, terbiye olmaya ve yükselmeye ihtiyacý olan bir ruh vardýr. Ona da EREN-RUH diyelim. Eren, hem ulaþan anlamýndadýr, hem de olgunlaþan anlamýndadýr. Ermek, ulaþmak, varmak anlamýna gelir. Erginleþen, yani olgunlaþanlara da eren, erenler denir. Bu tabirleri, anlamý iyice belirtsin diye ben koyuyorum. ErenRuh, yükselme yeteneði olan, yükselmeye de ihtiyacý olan ruhtur. Dostumuzun ruh-tecrübe-akýl-ruh zincirindeki ruh, bu Eren-Ruhtur. Aklýmýzýn elinde deðiþen, geliþen cevher de budur. Öz-Ruh, ilk adýmý attýran, ilk alevi çakan, olayý baþlatan olduðu gibi, Eren-Ruhun önünde de benzemeye çalýþtýðý bir örnektir, bir modeldir. Eren-Ruh ona bakarak kendi eksiklerini, kendi yanlýþlarýný görür, üzülür, vicdan azabý çeker, onlardan uzaklaþmaya çalýþýr. Öz-Ruh, onu tam kendine benzetinceye kadar, onunla beraber olacaktýr. Sonra esas kaynaðýna geri dönecektir. Þu açýklama, içimizde ruhumuzun özünde Ondan bir parça olduðunu açýkça gösteriyor. O parça aracýlýðý ile Yaratandan devamlý yardýmlar ve tesirler alýyoruz. O her zaman bizim en gizli özümüzden haberdar olur. Onun gösterdiði þekilde iyide ve doðruda oldukça Eren-Ruh, Öz-Ruha daha çok benziyor ve gönüllerde Yaratanýn yeri de büyümüþ oluyor. (1) Bu cümleden de anlaþýlacaðý gibi, hakkýnda konuþulan ruh, insanýn ruhudur. Hayvanlarýn ve diðer canlýlarýn ruhlarýnýn nasýl olabileceði, insan ruhunu anlatan bilgilerden belki çýkartýlabilir; ancak doðrudan anlatan bilgiler henüz elimizde yoktur. 18 Sevgi Dünyasý e s i n l e r Yaþarken iki þey beni hayran býrakmýþtýr her zaman Biri üstümüzdeki yýldýzlý gökyüzü, diðeri ise vicdan *** Herkesin bir þeye takýlý aklý Oysa gerçek, sevgide saklý *** Cimri, vermekten yana hep yakýnýr Kendi yediðini bile kendinden sakýnýr *** Baþkalarýný küçük görüp yeriyorsan ikide bir Bu sendeki bir hastalýktýr adý da kibir *** Uygulanmayan bilgi, bir yerde ayak baðý Bilgiçlik taslayanlar, aslýnda bilginin tutsaðý *** Hayata bir anlam vermeden, ölüm korkusuyla ölü gibi yaþayanlar çok Oysa uðrunda ölünesi deðerler yoksa yaþamýn da bir anlamý yok *** Evrensel ilkelerle uyum içinde yaþar insanýn hasý Uyum, anlayýþ ve bilgeliðin son noktasý olgay göksel Sevgi Dünyasý 19 ÝNSANLARI VE HAYVANLARI BÝRLEÞTÝREN GÝZEMLÝ PSÝÞÝK BAÐ (2) Hayvanlarýn Gizemli Güçleri adlý kitaptan Derleyen: Belgin Tanaltay Ata Gösterdiði Ýlginin Karþýlýðýný Aldý Otuz dokuz yaþýndaki Los Angeleslý mimar ve fotoðrafçý Kelvin Jones derin bir kanyonda yollarýný kaybedip daðýlan bir sürü hayvaný toplamaya yardým ettiði sýrada, Arizonada bir çiftlikte tatildeydi. Yardým etmeye istekli olmasýna raðmen yeterli tecrübeye sahip olmadýðýndan, atý yumuþak killi kayalardan kaymaya baþladýðýnda, Jones hayvaný nasýl dizginleyeceðini bilemedi. At fýrladýðýnda Jones da savrulup düþmüþtü. Ayak bileðimi çok kötü incitmiþtim, deðil yürümek, bileðimin üstüne bile basamýyordum diyordu Jones. Etraf çýngýraklý yýlanlarla ve pumalarla dolu olduðundan çok kötü bir durumdaydým. En kötüsü ise yokluðumun farkýna varýlmasý birkaç günden önce mümkün deðildi. Fakat yardým Jonesa hiç tahmin etmediði bir yerden geldi. Jonesun düþtüðü sýrada, çiftlikte Smoke adlý bir at ahýrda huysuzlanmaya baþlamýþtý. Yaþlý Smokeun nesi var sence? diye sormuþtu seyislerden biri arkadaþýna. Bilmiyorum, sürünün en sessiz atýdýr. Sonraki birkaç dakika içinde, çiftlikte çalýþanlarý þaþkýnlýða düþürerek, Smoke çitlerden birini kýrýp amansýz bir koþuyla kaçmaya baþladý. Tuhaf bir mucizeydi diyor Jones olaylarý anýmsadýðýnda. Smoke, çiftliðe ilk geldiðimde ilk bindiðim attý, ata binmeyi o zaman öðrenmiþtim. Bu yüzden onun üstüne çok düþüyordum ve iyi de arkadaþ olmuþtuk onunla. Ben düþtükten hemen sonra, çitini kýrmýþ ve yaklaþýk 8 mili kat ederek benim olduðum yere gelmiþ. Ýki seyisin Smokeu yakalamalarýna olanak yoktu. At sanki nereye 20 Sevgi Dünyasý gittiðinden tamamen emindi ve onlar da kýzgýn bir þekilde atý takip ediyorlardý. olduðunu duyduðumda rahatlamýþtým, fakat yaklaþan tehlikeyi haber veren mesajý almaya devam ediyordum. Smoke beni bulduðunda, arkasýnda onu kovalayan kýzgýn iki kovboy vardý diyor Jones. Fakat Smokeun onlarý tehlikedeki misafire yönlendirdiðini anladýklarýnda kýzgýnlýklarý þaþkýnlýða dönüþtü. Atýn beni kurtarmak için çiti kýrdýðý açýktý. Bayan Auckerman arabasýna döndü ve arabayý vitese taktýðýnda sanki baþka bir güç arabanýn kontrolünü almýþtý. O akþam doktor bileðini kontrol ettikten sonra, Kelvin Jones, Smokea özel bir ödül verdi: Büyük bir torba dolusu elma. Köpek Toplama Çiftliðinden yardým Ýsteyen Alman Çoban Köpeði Kaliforniyada emlakçýlýk yapan Irmgard Auckerman, Alman Çoban cinsi köpeði Wolfieden yardým isteyen acil ve ýsrarlý telepatik çýðlýðý aldýðý günü bir daha asla unutamayacak. Bayan Auckerman þehir dýþýndaki bir iþ gezisinden daha yeni dönmüþtü. Köpeðini eski eþine býrakmýþtý ve köpeði daha sonra almasýnýn uygun olup olmayacaðýný sormak için eþini aradý. Eski eþim telesekreterini açýk býrakmýþtý, ben de eve döndüðümü, o evde olmadýðý için köpeðimi baþka zaman alabileceðimi söyledim. Tam büroma giderken, kafamýn içinde ilk baþlarda anlayamadýðým güçlü bir ses duydum. Düþünceler ve izlenimlerin oldukça karmaþýk olmasýna raðmen anlam açýktý. Bir þey çok ama çok acildi, hatta ölümcül ve tehlikeliydi. Bayan Auckerman en yakýn benzin istasyonunda durup kýzýný aradý. Ýyi Nereye gittiðime dair hiçbir fikrim olmadan arabayý þehir boyunca sürdüm. Köpek toplama çiftliði önünde durduðumda ise nerede olduðumu ve ne yapýyor olduðumu anlamýþtým. Çok sevdiði köpeði Wolfienin bir þekilde orada olduðunu ve öldürülmek üzere tutulduðunu anlamýþtý. Wolfienin eski eþinin evinde güvende olduðu fikrine aldýrmadý çünkü Wolfienin ona yardým isteyen umutsuz bir çýðlýk gönderdiðinden ve bir þekilde gelip onu kurtarmasýný beklediðinden kuþkusu yoktu. Wo l f i e y i b u l m a k B a y a n Auckermanýn yirmi dakikasýný aldý. Orada çalýþanlar bir saat sonra gelseydim her þey için çok geç olacaðýný söylediler. Wolfie yetmiþ iki saattir tasmasý olmadýðýndan sahipsiz olarak orada bulunuyordu ve uyutulma zamaný gelmiþti. Wolfie ona yardým etmem için bana mesaj göndermiþti. Öleceðini anlamýþ olmalýydý bu yüzden telepatik olarak benimle iletiþime geçti. Sonradan Bayan Auckerman kocasýndan hikâyenin tümünü öðrendi. Bir gün eve geldiðinde Wolfienin olmadýðýný görmüþ. Benim iþ gezisinden erken dönüp onu eve götürdüðümü düþünmüþ. Aslýnda, Wolfie evden kaçmýþ, bir þekilde tasmasýný kaybedip köpek toplayýcýlarýna yakalanmýþ ve köpek çiftliðine götürülmüþ. Bayan Auckerman eðer yardým Sevgi Dünyasý isteyen telepatik çýðlýðýný almasaydý, çok sevdiði köpeðine ne olacaðýný düþünürken hâlâ ürperiyor. Eve döner dönmez Wolfienin kayýp olduðunu anlamýþ olsaydý bile onu bir þekilde köpek toplama çiftliðine yönelten telepatik yardým olmadan, köpeðini nerede aramasý gerektiðini bilmeyecekti. Gerçekten bu olay insan ve hayvan arasýndaki psiþik iletiþimin þaþýrtýcý bir örneði. Recovering the Soul-A scientific and Spiritual Search adlý büyüleyici kitabýn yazarý, týp doktoru Larry Dossey, milyonlarca hayvan sahibinin, zaman zaman köpekleri, kedileri, kuþlarý ve hatta süs balýklarýyla bile iletiþime geçtiklerini söylüyor. Herkes, bir kere veya daha fazla hayvanýyla ayný dalga boyunu paylaþtýðýný hissetmiþtir. Dr. Dossey ayrýca milyonlarca hayvan severin kendi hayvanlarýnýn yarý insan olduðundan emin olabileceklerini çünkü insanlarý, hayvanlarý ve bütün canlýlarý birleþtiren tek bir evrensel bilinç o l d u ð u n u s ö y l ü y o r. H a y v a n sahiplerinin çoðu bütün canlýlarý saran bir bütünlük olduðuna tamamen inanmaya baþlýyor. Telepati, eðer tüm canlýlarýn bilinçleri tek bir evrensel akýl denizinde bir þekilde birleþebilse, kolay bir iþ haline gelecek. Dr. Dossey örnek olarak film yapýmcýsý, RKO stüdyolarýnýn eski yöneticisi ve Kinship with All Life adlý kitabýn yazarý Allan Booneu gösteriyor. Boone, uluslararasý þampiyon ve film yýldýzý Alman Çoban köpeði Strongheart ile yaþadýklarýný kendisiyle paylaþmýþtý. 21 Boone, çoban köpeðini ilk aldýðýnda kendisine, ona týpký bir insana davrandýðý gibi davranmasý önerilmiþti. Gerçekten hissetmediði hiçbir þeyi ona söylememesi için uyarýlmýþtý. Ayrýca Stronhearta dikkate deðer herhangi bir þey okumasý söylenmiþti. Boone, hayat tarzýyla ilgili bir problemi köpeðe anlatmýþ, o da hareketlerle cevap verdiðinde þaþkýnlýða uðramýþtý. Hayatýmda ilk defa bir hayvanla haberleþtiðimin farkýna varmýþtým... Bir hayvanýn tek baþýna baðýmsýz düþünebildiðine, akýl yürütebildiðine, tahlil yapabildiðine, önsezi ve saðduyuya sahip olduðuna tanýklýk ediyordum. Az veya çok, bu özelliklerin sadece türümüzün eðitimli kiþilerine ait olduðunu öðrenmiþtim. Dr. Dossey ise insan ve hayvan iletiþimine verilebilecek örneklerin pek çoðunun, hayvanýn özdeþleþtirmeyi öðrendiði sýradan duyumsal ipuçlarý ile açýklanabileceði konusunda uyarýyor bizi. Fakat eminiz ki Dr. Dossey aþaðýdaki açýklamayý yaparken bu kitapta paylaþtýðýmýz türde olaylarý kastediyor. Ýnsanlar ve hayvanlar arasýnda hayatta kalabilmek için baðýmsýz ve psikolojik fikir alýþveriþinin geliþtiði düþüncesi biyolojik açýdan oldukça mantýklý. Böylece evlerinin yolunu bulabilen, olaylarý önceden hissedebilen yetenekli hayvanlarýn hikâyeleri, sadece eðlendirici masallar olmanýn ötesinde, belki de doðanýn büyük küçük bütün canlýlarýný saran bir akýl olduðunun iþaretidirler. 22 Sevgi Dünyasý Kendime Mektuplar Nelda Bayraktar Caným dostum güzel, bilgi dolu mektubunu ve de portakal çiçeklerinin kokusunu aldým. Ama ne yazýk ki gelemeyeceðim. Öylesine yoðun programlar içindeyim ki beden olarak koþtururken kendim neredeyim acaba diye soruyorum. Ýnan ki kendi özel isteklerim için ayýracak dakikalarým olamýyor. Þu an yazdýðým mektup benim için dinlence gibi bir þey. Ýþ dünyasý böyle bir þey iþte. Dinleneceðin kýsa günler için zamanýný satmak! Hani hep þöyle derler: iþini severek yap. Gerçekten iþimden zevk aldýðým çok anlarým oldu. Baþarýlarým oldu ancak bunu sürekli kýlmak insanoðlunun iniþ ve çýkýþlarýnda öylesine zor ki. Bazen kendimi bir kuyunun dibine inmiþ gibi hissediyorum. Þimdi ben nasýl yukarý çýkacaðým diyorum. Kendimi bir delinin kuyuya atmýþ olduðu taþ gibi hissediyorum. Hani hiç kimsenin çýkaramadýðý. O deli de benim yani! Sence insanlarý iþlerinde en çok zorlayan nedir? Bence insan iliþkileri... Ýnsan iþini en iyi nasýl yapacaðýný, hangi yollarý kullanacaðýný bilir ama karþýsýndaki insaný bilemez. O insanýn ruh haritasýný eline alýp çalýþmasý gerekir. Ama bu da en zor iþlerden birisidir. Onun için genel ruh haritalarýna ihtiyaç duyulur. Hani her insanda var olduðunu düþünülen ruh haritalarý. Aslýnda iþe de yaramýyor deðil. Sevgi Dünyasý 23 Bunlardan yola çýkarak karþýndaki insaný daha iyi inceleyebiliyor ve anlayabiliyorsun. Tabii ki her incelemenin sonu bak seni nasýl da fethettim artýk seni avucumun içi gibi biliyorum demek olmamalý. Onu kendi þartlarýnda anlamak olmalý. Ne olursa olsun bu yol haritasýndan vazgeçmemek lâzým elbet ki. Ýþte ben de birlikte çalýþtýðým insanlarý böyle tanýyýp sevmeye çalýþýyorum. Ýþin belki de en acý yaný bu. Uzun uðraþlar sonucu tanýyarak sevmeye çalýþmak. Hani ilk görüþte aþk vardýr. Sorgusuz sualsiz. Gönlün taþar da taþar. Karþýndaki insan için yapamayacaðýn þey yoktur. Gönlümüzü bu hale getiriversek ve karþýmýzdakini tanýma CDsi de bize promosyon olarak verilse ne güzel olurdu. Biz tersinden yola çýkýyoruz. Gönül kabýmýzý geniþlete geniþlete ilerliyoruz bu yolda. Merhamet, þefkat gibi gönül kabýmýzýn dibinde yatan ince duygular da bize yardým ediyor bu yolda. Bazen vesvese veren yani hep ayný frekanstan yayýn yapan radyo kanalý devreye giriyor, neden sorusunu soruyor ve devam ediyor: Neden böylesine bir çabadasýn? Gönül kabýný geniþletmiþsin kime ne? Herkesi neden sevmek zorundasýn? Kendine iþ mi edindin yoksa? Ben de ona Ýnsan iyi iliþkiler içinde huzurludur ve mutludur. Ýnsan yalnýz olmadýðý sürece mutludur ve insan yaþamýndaki her þeyi mutlu olmak için yapar. Benim pek çok yol deneyip de en çok mutlu olduðum yol budur çünkü bu yol bereketli iliþkilere açýlýyor. Gelecekteki dostluklarýn da þerbeti oluyor diyorum. Mektubunda doðru düþünmek bir ibadettir diye yazmýþsýn. Çok sevdim bu lafý. Ýnsan pek çok yollarý düþünerek sonunda sonuçlarý yani eylemleri de düzgün çýkanlarý buluyor. Tabii doðru bilgiler de ýþýk tutuyor insan aklýna. Ama bazen de insan bilgiyi bile çarpýtabiliyor, kendi nefsi uðruna. Geçenlerde ünlü bir yazarýmýz köþesinde Ýstanbulda yaþanan bir olayý anlatmýþ. Bir eðlence yerinden, gecenin geç bir vakti çýkan bir çift uzun süre taksi beklemiþler tam umutlarý sönecekken, içinde baþka bir yolcusu olan bir taksi durmuþ ve þoförü: Biz Taksime gidiyoruz. Yolunuz oraya ise siz de gelin demiþ. Bunlar kabul edip atlamýþlar arabaya. Taksime geldiklerinde öndeki yolcunun parasýnýn yarýsýný ödemek için hamle yaptýklarýnda þoför: Yok öyle þey demiþ. Siz ayrý, bu yolcu da ayrý ödeyecek. Olur mu öyle þey! Bunlar çaresiz ödemek zorunda kalmýþlar. Þoför: Burasý Türkiye, olur böyle! demiþ ve gaza basýp uzaklaþmýþ. Yazarýmýz bu þoföre Türkiyenin durumunu sorduklarýnda önce yolsuzluklar bitmeli diyeceðinden adý gibi emin. Ýnan ki ben de öyle. Þimdi bu olayda þoför önce binenlerin rýzasýný alýp, bakýn böyle bir teklifte bulunacaðým ama ayrý ayrý öderseniz, þartým budur deseydi belki de her þey farklý olurdu deðil mi? O zaman kendi rengi de ortaya çýkmýþ olurdu. Bu olaydaki saygýsýzlýklarý, dürüst olmayan iþleri düþündükçe midem bulanýyor. Bunun gibi örneklerin de sýkça yaþandýðý bu kentte durumumuzun oldukça vahim olduðu da apaçýk ortaya çýkýyor. Bu nedenle toplumsal huzur ve insanî duygularýmýzýn hayatýn her aþamasýna etkisini gösterebilmesi için ruh haritalarýmýzýn çözümlenmesi ne kadar önemli deðil mi? Caným dostum bana yazmaya devam et. Mektuplarýn ilaç gibi geliyor bana. Hayýrla ve hayýrda kal dostum. Özde bir kardeþin Nelda Bayraktar IÞIK ÇOCUKLARINA (Lee Caroll & Jan Tober'in Yeni Çocuklar Geldi kitabýndan bir bölüm) Büyük Uyanýþ zamaný gelmiþtir. Gözlerini karanlýktan kaldýrýp ýþýða bakmayý seçen sizler, Dünya gezegeninde yeni bir günün doðuþunu görecek þekilde kutsandýnýz. Kalbiniz savaþýn hüküm sürdüðü yerde gerçekten barýþý görmeyi, acýmasýzlýðýn hakim olduðu yerde merhamet göstermeyi ve korkunun kalpleri dondurduðu yerde sevgiyi bilmeyi çok istediði için, sizler bu dünyada bu ayrýcalýkla onurlandýrýldýnýz. Dünya gezegeni sizin için bir nimettir. O sizin dostunuz ve Ananýzdýr. Onunla olan iliþkinizi daima hatýrlayýn ve bu iliþkiye saygý gösterin. O da sizin gibi canlý, sevecen, nefes alýp veren bir varlýktýr. Siz Onun topraðýnýn üzerinde mutlu bir kalple yürürken, o sizden yayýlan sevgiyi hisseder. Yaratan, yalnýz olana ulaþmak için sizin ellerinizi, suçluluðu deðil, masumiyeti görmek için sizin gözlerinizi ve teselli edici sözler söylemek için sizin aðzýnýzý seçmiþtir. Artýk acý olmasýn! Sizler çok uzun bir zaman boyunca karanlýk rüyalarda gezindiniz. Artýk ýþýða girin ve gerçek olduðunu bildiðiniz þeyi çaðýrýn. Dünya kötülükten deðil, iyiyi kabul ve tasdik etmeye korkmaktan dolayý ýstýrap çekmiþtir. Þimdi korkuyu ebediyen býrakýn, onu ýþýða salýverin ve ýþýk tarafýndan dönüþüme uðratýlmasýna izin verin. Bunu yapacak güce sahipsiniz. Sizi sizden baþka kimse bulamaz. Aradýðýnýz tüm yanýtlar sizin içinizdedir. Öðrendiðiniz dersleri baþkalarýna da öðretin. Anlayýþýnýz size sadece sizin için deðil, acýlý ve yorgun bir dünyaya -yeni bir bilinçte bulunan bir dinlenme yerine doðruyol göstermeniz için verilmiþtir. Ýþte, vizyonunuz gözlerinizin önünde gerçekleþmektedir. Ýþte size verilen yanýt; bu yorgun ve býkkýn bir ruhu rahatlatacak ve yeniden canlandýracak bir þarkýdýr. Ýþte sizi kardeþlerinize baðlayan köprü, iþte sizin Benliðiniz. Kendinize þefkatle bakýn ve görmekte olduðunuz Iþýkla dolmanýza izin verin. Gerçek sevgi kendinizden gelir ve her düþünce Evrene sunulan bir nimettir. Ya þ a m ý n ý z ý n t ü m a l a n l a r ý þifalandýrýlacaktýr. Sizi bilgelik ve ihtiþamla yaratmýþ olan Varlýký yansýtan bir altýn ýþýkla parlayacaksýnýz. Geçmiþ karanlýk bir rüya gibi silinip gidecek ve sevinciniz öyle parlak olacak ki artýk geceyi hatýrlamayacaksýnýz. Gidip bir umut habercisi olun. Þükran duygusuyla yürüyerek, þifa bulmaya giden yolu gösterin. Kardeþleriniz sizi takip edeceklerdir. Ve siz sýnýrlýlýk kapýsýný geçtiðinizde, kaybolmuþ görünen herkesle yeniden birleþeceksiniz. Yaratan'da hiçbir kayýp yoktur. Baðýþlama yolunu seçin, o zaman herkeste bulduðunuz iyilik için sevinç gözyaþlarý dökeceksiniz. Gidip, asýl kimliðiniz olan o parlak ruhun hayatýný yaþayýn. Her iþinizde Yaratan'ý yüceltin. Siz önemlisiniz, gereklisiniz ve deðerlisiniz. Korkunun karanlýk örtüsünün ýþýðý görmenizi engellemesine izin vermeyin. Siz baþarýsýz olmak için doðmadýnýz. Sizin baþarmanýz mukadder kýlýnmýþtýr. Dünyanýn umut tohumlarý sizin göðsünüze ekilmiþtir ve siz, sizi Yaratmýþ Olan'ý temsil ederken baþarýlý da olacaðýnýzdan emin olabilirsiniz. O halde bu, Dünya Gezegeni'nin þ i f a l a n d ý r ý l m a s ý d ý r. Þ i f a n ý n kalbinizdeki sevgiden geldiðini bildiðinizde, bütün kuþkularýnýzý ve korkularýnýzý býrakabilirsiniz. ALTIN ÖÐÜTLER Bir Hint Dergisinde insanlarýn baþarýlý olabilmesi ve "iyi yönetici" özelliðini kazanabilmesi için aþaðýda verilen on altýn öðüde uyulmasý gerektiði ifade edilmektedir. 1. Düþünmeye vakit ayýr; Düþünce güç için kaynaktýr. 2. Eðlenceye vakit ayýr; Eðlence gençliðin sýrrýdýr. 3. Okumaya vakit ayýr; Okuma bilginin pýnarýdýr. 4. Duaya vakit ayýr; Dua, güç anlarda direnmenin desteðidir. 5. Sevmeye vakit ayýr; Sevme yaþamý tatlý kýlan þeydir. 6. Anlaþmaya vakit ayýr. 7. Gülmeye vakit ayýr; Gülme ruhun müziðidir. 8. Vermeye vakit ayýr; Verme günün aydýnlýðýdýr. 9. Ýþini yapmaya vakit ayýr. 10. Teþekküre vakit ayýr; Teþekkür, yaþam pastasýnýn kremasýdýr. Ýdare edilecek 3 þey; Dilimiz, huyumuz, hareketlerimiz. Sevilecek 3 þey: Cesaret, nezaket, yardým. Nefret edilecek 3 þey: Kin, kibir, nankörlük. Ýstenen 3 þey: Saðlýk, dostluk, huzur. Düþünülecek 3 þey: Hayat, ölüm, sonsuzluk. 26 Sevgi Dünyasý Ýki Yaþam Arasýnda Dr. Michael Newton Derleme: Acar Doðangün anýsýna Arýn Ýnan Bundan dört yýl önce yayýnlamýþ olduðumuz "Ýki Yaþam Arasýnda Ruhun Yolculuðu" adlý dizide Dr. Newton'un, geriye götürücü hipnoz yoluyla yüzlerce insan üzerinde yaptýðý araþtýrmalarý ve elde ettiði deðerli bilgileri okumuþtuk. Bu dizide de, yine Dr. Newton'un en son araþtýrmalarýna dayanarak, ölüm anýndan tekrar doðuma kadar, dünya ötesindeki yolculuðumuzun daha önce görmediðimiz ilginç ayrýntýlarýný izleyeceðiz. Sevgi Dünyasý Geçen ay Öte Alemde Büyük Konsül önüne çýkan ruhlarýn orada büyük bir varlýðýn mevcudiyetini hissettikleriyle ilgili deneyimlerini anlatmaya baþlamýþtýk. Konumuza kaldýðýmýz yerden devam ediyoruz: Dr. N: Rehberiniz ve arkadaþlarýnýzla varlýðýn hissettiðiniz Yüce Varlýkla ilgili konuþtuðunuzda neler söylediler ve neler hissettiler? S: Büyük Varlýk diye düþündüðümüz gücün bir parçasý olduðunu... bilmiyorum...oldukça yoðun fakat yumuþak, güçlü... nazik.... o bir nefes, bir fýsýltý... bir ses.... çok saf... Dr.N: (Sujenin alnýna elimi koyarak) Chinera bu düþünce fragmanlarý ile bir süre kal. Onlarla sesin olduðu yere varýncaya kadar yüz adeta. (Þimdi ben de fýsýltýyla konuþarak) Bu ses sence bir ýþýk enerjisi tarafýndan mý yaratýlýyor? S: Hayýr, bu ses ýþýðý ve enerjiyi yaratýyor. Dr.N: Güç sarfetmeden yüzüyor gibi bu sesin olduðu yere doðru git, sesin kaynaðýna...ÞÝMDÝ NE GÖRÜYOR VE NE ÝÞÝTÝYORSUN? S: Tam ucundayým...Yapamýyorum... Dr. N: (yüksek sesle) DEVAM ET CHINERA S: (Sessizce, büyük zorlukla) Ben ve arkadaþlarým... Tüm zihnimizi bu sesle birleþtirdiðimizde zihinlerimizde resimler beliriyor... onlar geometrik þekiller... (duruyor) Dr. N: (þimdi yavaþça konuþarak Biraz daha ileri..hemen yanýna... orada ne var? S: Ben.... sesin bu yapýyý tuttuðunu... ve ona hareket verdiðini... her þeyi yarattýðýný görüyorum. Devamlý 27 yankýlanan bir zil sesi gibi.... sonra yüksek tonda mýrýldanýr gibi... (duruyor) Dr.N: Biraz daha yaklaþ Chinera, son bir gayret.... neyin ekosu bu? S: (derin bir iç çekiþ)... Bir annenin.... yüreði sevgi dolu... çocuðuna þarký söyleyen.... Chineradan daha fazla bilgi alabilmek için onu zorlamak zorundaydým. Onun gibi bir sujeyle belki de bir daha hiç karþýlaþmayabilirdim. Onun gibi ileri sujeler Büyükler Konsülünün dünyaya gelen ruhlarýn kavrayýþýnýn çok ötesindeki bir derin gerçekliðin içinde varolduðunu belirttiler. Pek çok sujem için Büyük Varlýký; dengeleyen, konsül üyelerinin büyük dikkatini daha aþaðýdaki ruhlarýn dikkatleri ile uyumlu hale getiren varlýk olarak görmektedir. Bu etki konsül üyelerinin senkronize edilmiþ enerji ile nefes alýp vermesini saðlamaktadýr. Sujelerimden pek azý rehberlik eðitiminin bir parçasý olarak konsül üyesi olma þansýný elde etmiþ olanlardýr. Onlara bu deneyimin nasýl bir þey olduðunu sorduðumda bana aþaðýdaki yanýtý verdiler: Önümdeki ruhun içine giriyormuþum gibi hissettim kendimi. Bu empatiden daha büyük bir þeydi. Onlarýn çarýklarýný tam olarak giymek gibi bir þeydi bu. O Büyük Varlýk karþýmýzdaki ruhun o anda hissettiði her þeyi hissetmenizi saðlýyordu. Ondan çýkan ýþýk konsül üyelerinin her birine dokunmaktaydý. Ayný Büyük Varlýk bir konsülden diðerine mi gitmekteydi. Yoksa birden fazla varlýk mý vardý? Bu sorularýn yanýtýný elbet ki veremiyorum. Þayet kâinatýmýzdaki diðer dünyalarýn 28 Sevgi Dünyasý konsüllere ihtiyaç duyan ruhlarý ve onlarý idare edecek rehberlere ihtiyacý varsa bu, onlarýn görevinin kavrayýþýmýzýn ötesinde olduðunu bize gösterir. Çok ileri ruhlarýn aksine, (Olay 44)deki gibi, sujelerimin çoðu konsül üyelerinin hata yapabilir olduklarýný fark edememektedir. Konsül üyeleri onlarýn spiritüel vizyonlarýnda doðrudan karþýlaþtýklarý en yüksek otoritedir. Bazen öyle zamanlar olur ki hipnoz seanslarým esnasýnda sujelerim konsül toplantýlarýnýn bittiðini ve çýkmaya hazýr olduklarýný söylerler. Bu büyük bir andýr çünkü elde ettikleriyle kendi ruh gruplarýna döneceklerdir. Benim de onlardan öðrendiklerim sayesinde onlarýn bugünkü hayatlarýný þekillendirecek ipuçlarý çýkacaktýr. Ruhlarýn konsül üyelerinin huzurunda deðerlendirilmesi ilâhi baðýþlayýcýlýðýn en güzel örneðidir. Büyükler hem sorgulama hem de þefkat içeren bir forum yaparlar ve ruhun güvenini gelecekte baþarmasýný istedikleri konuda onu yönlendirebilmek amacýyla kazanmaya çalýþýrlar. Konsül toplantýsýndan çýkmak üzere olan bir sujem þunlarý söylemiþti: Konsül üyelerinin benimle iþleri bittiðinde yanlýþlarýmdan daha çok yaptýðým doðrularýn neler olduðunu bana anlattýklarýný hatýrlýyorum. Konsül, rehberimle birlikte performansýmý ilgilendiren kritik toplantýlar yaptýðýmý biliyor. Bana asla üstünlük taslamýyorlar fakat biliyorum ki onlarýn iþinin bir bölümü de benim beklentilerimi yükseltmek. Konsül bende büyük þeyler gördüðünü söylüyor. Oradan çýktýðýmda tüm þüphelerimin daðýldýðýný ve temizlendiðimi hissediyorum. Ýnsanlar bana sujelerimin konsül üyeleriyle yaptýklarý toplantýda veya dýþýnda piþmanlýk duyup duymadýklarýný soruyorlar. Pek tabi ki duyuyorlar fakat yanlýþ yapmak karmik borçlarýn ödenmesi için yeni bir beden seçmek demektir. Ruhlar bu seçim sürecinde direkt olarak rol alýyorlar çünkü bunu onlar istiyor. Karmanýn adalet ile ilgisi olsa da özü cezalandýrýcý deðildir. Bana sorulan bir diðer soru da vahþi eylemlere karýþmýþ olan ruhlarýn yine de tatlýlýk ve ýþýkla mý karþýlanýyor olmasýdýr. Konsül toplantýlarýný sýkýntýyla terk eden çok az sujem olmuþtur. Kendilerini daha iyi ifade edemediklerinden dolayý hayýflandýklarýný belirtmiþlerdir. Genç, isyankâr ruhlarla ilgili seanslarým da oldu elbet ki. Bu ruhlar büyükler konsülünün önünde sanki savaþýyormuþ izlenimini vermiþlerdir bana. Aþaðýdaki konuþma bunun en güzel örneðidir: Her þeyi bilenlerin karþýsýnda kendimi kötü hissediyorum. Onlar içimdeki pislikleri dýþarýya vurmamý istiyorlar. Biliyorum pek çok hata yaptým fakat beni dünyaya gönderenler onlar. Ben dünyadan þikayet ettiðimde beni anlamýyorlar. Sürekli bilgi almak için yapýþýyorlar bana. Yaþam riskler almanýzý ister diyorum onlara. Bana tevazudan söz ediyorlar. Onlara Burada rahat koltuðunuzda oturup bunlarý söylemek sizin için kolay ama ben bir savaþýn içindeyim ve savaþmak zorundayým diyorum. Bu tarz geliþmemiþ ruhlar, konsül üyesi olabilmek için ne büyük savaþlarýn içinden geçmiþ olmak zorunda kalýndýðýný henüz bilmiyorlar. Bunun tam tersi bir konuþmayý ileri bir ruh dünya enkarnasyonundan hemen sonra yapýyor: Konsül üyeleriyle yaptýðým toplantý Sevgi Dünyasý sona erdiðinde büyükler ayaða kalktýlar ve etrafýmý sardýlar. Kollarýný kaldýrdýlar dev bir kuþ gibi beni kanatlarýyla sardýlar. Bu, birliðin kanatlarýydý. Ruhlar bu toplantýlarda yaþadýklarý duygularý aynen kendi ruh gruplarýna da aktarýrlar. Bu nedenle Sükûnetin Kanunu hakkýnda bir þeyler öðrenmek hususunda hazýrlýksýz saydým kendimi. Aþaðýdaki olay ruh gruplarýna kadar etkisi devam eden zihnin özelliðine dair hususlarýn yanýsýra benim konsül 29 üyeleriyle ilgili ruhlarý sorgulamamla ilgilidir. Sujelerimin o anki realitelerinin dýþýnda olan bazý konsül toplantýlarý olmuþtur. Birçok þahsi ve spiritüel nedenden dolayý sujelerim bu konuþmalarýn hepsini hatýrlamamaktadýr. (Olay 45)de suje bana söylememesi gereken þeyi bilmektedir. Diðer bazý sujeler ise bunu niçin hatýrlayamadýklarýný bilmediklerini söylemektedirler. Gelecek Ay. (Olay 45) ile konumuza devam edeceðiz. BALIK VE KEDÝ Bir ilkbahar günü, bir balýk, bir gölün yüzeyinin yaklaþýk bir metre altýndan yüzerken suyun yüzeyine çok yakýn uçan bir sinek gördü. Balýk kendi kendine þöyle dedi: Eðer sinek on santim kadar yaklaþýrsa, sýçrayacaðým ve onu kendine güzel bir yemek yapacaðým. Tam o sýrada kýyýda gezinen bir ayý göle bakarak þöyle dedi: Eðer bu sinek balýða biraz daha yaklaþýrsa, balýk onu yakalamak için sýçrayacak, ben de balýðý yakalayýp kendime güzel bir yemek yapacaðým. Tam bu sýrada bir avcý neler olduðunu gördü. Kendi kendine þunlarý düþündü: Eðer sinek balýða biraz daha yaklaþýrsa, balýk da sýçrarsa, ayý, balýðý tutmak için öne eðildiðinde ben de onu vuracaðým. Tam o sýrada büyük bir fare avcýnýn arkasýnda duruyor ve kendi kendine þunlarý söylüyordu: Eðer sinek balýða yaklaþýrsa, balýk sýçrayacak, ayý onu almak için eðilecek , avcý tüfeðine davranacak iþte tam bu sýrada ben de avcýnýn cebindeki sandviçi alacaðým. Ancak, farenin hiç görmediði kedi, olan biten her þeyi izliyor ve düþünüyordu: Eðer sinek balýða yaklaþýrsa, balýk sýçrayacak, ayý balýðý kapmak için eðilecek, avcý ayýyý vuracak ve fare sandviçi, ben de fareyi kapacaðým. Tam o sýrada sinek birkaç santim alçaldý, balýk sineði yakaladý, ayý balýðý tuttu, avcý ayýyý vurdu, fare de sandviçi yakaladý, kedi sýçradý ancak fareyi elinden kaçýrarak göle düþtü. 30 Sevgi Dünyasý O AÞKIN ADAMIYDI Nadide Kýlýç Onunla tanýþan herkes, söz birliði etmiþ gibi ayný kanýyý paylaþýyordu. Bu insan gibi olmak imkânsýz. Onunla tanýþmak, çok büyük bir onur. O bütün yaptýklarýyla yediden yetmiþ yediye herkese örnek bir insan diye sýk sýk hayranlýklarýný dile getirirlerdi. O bütün tanýþtýklarýna içten bir ilgi ve alâka gösteriyordu. Duyduðu tüm övgüleri nezaketle kabulleniyordu. Hani çok övgü alan insanlarýn þiþinmiþ alçak gönüllüðü, tevazu gösterisi vardýr ya!.. Yalan olduðu iki adýmlýk sohbetlerde pat diye ortaya dökülen... Onun böyle Sevgi Dünyasý sahtekârca tavýrlarý yoktu. Gerçek bir tevazu örneði veriyordu. Kendi deðerini özümsemiþ, her insanýn yaptýðý gibi yaþantýsýnýn her karesine sindirmiþti. Eserleri de en az kiþiliði kadar insanlar üstünde hayranlýk uyandýrýyordu. Her satýrý, her paragrafý hatta konferanslarý (ki eserleri büyük kitlelere ulaþýp, verdiði bilgiler benimsendikçe, her yerden davet a l ý y o rd u ) i n s a n l a r ý n d ü þ ü n c e dünyalarýný besleyen, düþ ufuklarýný renklendiren bir çekim gücüne sahipti. Okuyucu, kitaplarýnýn son sayfasýný kapatýrken buz patencisinin olaðanüstü gösterisini seyredenlere buz üstünde yürümek nasýl kolay gelirse... bütün heybetine raðmen zorluklar, düþün dünyasýnda küçülüp ufalanýyordu. Böylece varlýklarýnýn duyulmayan sesini dinlemeyi öðreniyorlardý. Aklý ve düþünceyi bir etmeye, doðru fikirleri ortaya çýkarabilmeye, net ve kararlý tavýrlar edinebilmeye yelteniyorlardý. Gerçi buz üstüne yeni çýkan insanlar gibi yalpalayýp, düþüp kalkarak, tecrübelerine sahip oluyorlardý. Ama bu zorlu iþi, onun kitaplarýyla ve söylemleriyle yapabiliyorlardý. O... O yaþamayý nasýl mý baþarýyordu? Þefkat ile baþarýyordu. Ve aþký ile zorluklarý küçültüp un ufak ediyordu. Çünkü o, þu dünyada, mikrokozmozda nefes alýp yaþayan ender aþýklardan biriydi. Aþkla yaþýyordu. Aþka baðlanan her insan gibi dünyanýn çamurunu da balçýðýný da, dikenini kuraðýný da iki gözünden akan güzellikle sývayan insanlardandý. Yaþamý zorlayan, yüreðini daðlatan En Kötü hiçbir zaman onu ele geçiremedi. Her zaman her olayýn 31 içinde bir espri ve güzellik buluverirdi. Aþk mutluluk vaadiyle bazý insanlarý hüsranla yüz yüze býrakýrken... Onun yüreðini mutluluðun gerçek yüzüyle aydýnlatmýþtý. Eþinin sýcak ilgisi, kývrak zekâsý ve zevkli sürprizleri sayesinde gerçek bir güzellik dünyasýnda yaþýyordu. Ýkinci bahara üç kala birbirleriyle karþýlaþmýþlardý. Yüreklerine köz gibi düþen aþk ateþi ilk günlerin harýyla ikisini de mecnuna döndürmüþtü. O aþkýný þiirlere döker olmuþtu. Eþi ise tüm yeteneklerini, tecrübelerini, yaþam sevincini onun uðruna birleþtirip, onun önüne koymuþtu. Öyle ki, eþinin ona saðladýðý huzur, rahatlýk, sevinç ve heyecan; þiirine, kalemine görülür bir farklýlýk katýyordu. Kendini sýnýrlayan her þeyden kurtuluyordu. Eþinin alâkasý, eþine duyduðu apansýz aþk, onu sýnýrlarýn ötesine taþýracak fikirlerin, cümlelerin babasý yapýyordu. Yazýyor, çiziyor, anlatýyordu. Okuyanlar, dinleyenler, onunla teþrik-i mesaide bulunanlarýn yaþamlarýna da yansýyan sýnýrsýz bir özgürlük müjdesi, tinselliðin en üstün katmanlarýna ulaþtýrýyordu. O aþkýn adamýydý. Aþkýn koynunda gözlerini açmýþtý... aþkýn sütüyle fikirlerini büyütmüþ, aþkýn kýlýcýyla kalemini yontmuþtu... Aþk onunla aþk olduðunu anlamýþtý. Bu denli dolup dolup taþmayý, aþk onunla yaþamýþtý. Aþk da bütün güzelliðini, hoþluðunu onlarýn yaþamýna sýnýrsýzca salýyordu. Huzur, mutluluk ve karþýlýklý etkileþim onu da eþini de örnek baþarýlarýnýn mimarý yapmýþtý... ancak bir gerçek vardý; her eve mutlak giren, her insanýn mutlak karþýsýna çýkan, gönülleri varlýðýyla daðlayan hasret geldi çattý. Sevgi Dünyasý 32 Onlar artýk birbirlerini göremez, birbirlerine dokunamaz oldular. O günden sonra bir bulut, kara bir bulut indi her þeye... hiçbir þeyin tadý tuzu kalmadý. Onun, aþkýn büyüttüðü adamýn gönlü, suyu çekilmiþ deðirmen gibi takýr tukur sesler çýkartarak çalýþýyordu. *** Okunan metnin en can alýcý noktasýnda bir delege Olmaz böyle þey. diye itiraz etti. Hep bir aðýzdan: Neden ? diye sordular. Ýtiraz eden Hadi, size davetiye çýkartýyorum. Gelin nedenini tartýþalým. Bu konunun nedenine, niçinine açýklýk getirelim. dedi. Öneri kabul edildi. Bu toplantý, dünyada küreselleþme karþýtlarýnýn feryatlarý arasýnda, Ortadoðu'da haksýzca atýlan bombalarýn yok etmeyi baþaramadýðý, gönüllerdeki saðduyunun bekçiliðinde yapýlýyordu... o kadar. Bilinen güvenlik önlemlerinden hiçbiri kullanýlmamýþtý. Olaðanüstü bir ferahlýk, demokratik bir ortam içinde geçiyordu. Mecburen elden ayaktan uzak bir yer seçilmiþti. Bütün delegelerin ortak yaþam alaný olan ormanýn içinde, insan ayaðý deðmemiþ bir yöresinde yapýlmýþtý. La Fontaine ve Beydeba da toplantýnýn þeref üyesiydiler. Ýkisi de toplantýnýn seyrine karýþmamaya söz vermiþlerdi. Çünkü tartýþma insan sesine ve fikirlerine kapatýlmýþtý. Ama asýrlar boyu insanlarýn üstesinden gelemedikleri, bir türlü týlsýmýný çözemedikleri bir konuyu ele almýþlardý... Aþký, hayvan olduklarýna aldýrmadan bütün delegeler, kendi yaþam tecrübelerini, his dünyalarýný, Fable ciddiyetinde ortaya koyarak, herkese katkýda bulunmak istiyorlardý. Bu nedenle daha doðal, ham ve bakir dünyaya uyumlu bir birey o l a b i l i y o r l a r d ý . Ti n s e l a c ý l a r yaþamýyorlardý. Aþk ile aþýk atmaya yeltenmiyorlardý. Hayvanlar aþkýn sunduðuna boyun eðebilmeyi içgüdüsel bir yasa olarak kabul edebiliyorlardý. Ondan ( AÞK'tan ) yoksun kaldýklarý zaman acý çekmek yerine, onun yaþamlarýna býraktýðý tatla, kalanýna devam edebiliyorlardý. Aþk, acýsýyla gönüllerinde gerçek yerini buluyordu. Aþk tutkuydu. Ýnsanlarýn yüreklerini ateþ gibi daðlýyordu. Yücelerde nefes almak, büyümek, her yana her köþeye heyecanýný mutluluðunu salýp, orada iz býrakmaktý. Ne yazýk ki, aþk ayrýlýkta Aþk'tý. Aþk aslýnda maþuka hasret çekince insanlara aþk olduðunu anlatabiliyordu. Ya da insanlar öyle algýlýyorlardý. Bülbül gözyaþlarý ile okuduðu öyküyü kütük üstüne koydu. Ben öykünün sonunu doðru bulmuyorum. Her zaman aþk olur belki... ancak aþk, bir pranga olursa aþka!.. orada aþk yoktur. Aþk'ýn yapýsýnda özgürlük vardýr. Aþký öyle içinde duyarsýn ki, bütün düþüncelerine ve duygularýna o zamana kadar bilmediðin bir güzellik iner. Kendinden, kendi tutkularýndan kurtulursun. Ýnsanlar da bir kez tanýþa görsün, artýk aþkýn gözü, kulaðý, eli olur... aþýk olan insana artýk baþkalarý pranga vuramaz, özgürlüðünü elinden alamaz. Eðer alýrsa, o duygu gerçek AÞK'tan sevgiden nasiplenmemiþtir. Sadece tutkunun duygulara yoðun baskýsýndan baþka bir þey deðildir.Bülbül, konuþmasýný bitirince, Yabankazý ayaða kalktý. Ben de Sevgi Dünyasý Bülbül'ün sözlerine katýlýyorum. Öyküde aþk gerçeðinden çarpýtýlmýþ. Örnek: benim türümde sadakat olmazsa aþk olmaz... Bir kere sevdin mi iliklerine kadar sevdiðinin olursun. Suda onunla yüzersin, havada onunla kanat çýrparsýn. Bir gün bu dünyadan göçerse, sen ondan göçmezsin ki... Gönül onunla çarparsa hasrete yatar mý duygularýn!? diye sadakatin ve aþkýn sürekliliðine deðinmiþti. Kartal ve Kurbaða da söz hakký isteyip aþkýn yaþamlarýndaki etkilerine anlatmýþlardý. Kartal, Aþk'ýn sýnýrsýz bir güçle kendini biçimlendirdiðini onunla tanýþtýktan sonra korkusuzluðun koruyuculuðunda rahat nefes aldýðýný söyledi Kurbaða Beni çok beðenmezsiniz, biliyorum. Olsun, ben aþk'la romantizmi ve sanat, estetiði keþfettim. Aþýk olduðumda sesime raðmen sazlýklarda duygularýmý þarkýlara dökebildim. Serenadýmý kendim seslendirdim. Alkýþ beklemeden, onay istemeden... Bana bunu Aþk öðretti.. Konuþmalar sürdü gitti. Sonunda ortaya çýkan gerçekler kaleme alýndý, toplantý tutanaklarýna geçirildi. Böylece aþkta, insanlarýn ýskaladýðý çok önemli unsurlarýn ortaya çýktýðýna kanaat getirdiler. Herkesin hemfikir olduðu en önemli husus; aþkýn insanýn da hayvanýn da yaþamýnýn dönüm noktasý olduðuydu. Aþký tadan, artýk eski benliðinden yýlanýn kabuðunu býrakmasý gibi çýkýyordu. Görüþ, duyuþ, ve yaþamý kavrayýþ bilinci geniþliyordu. Toplumsal sýnýrlamalar bir bir ortadan kalkýp, duygularýn coþkunluðunda ruhsal bir özgürlüðe ulaþýyordu... Bu 33 anafikir ise hayvansal içgüdülerinin emrine kendini vermiþ delegeler sayesinde olmuþtu... olmuþtur. Çünkü insanlarýn, onlarýn ruhsal dalgalanmalar yaþadýklarýný bilememek gibi bir özürleri mevcut... Hayvanlar toplantýsýna sebep olan öykünün sonu þöyle noktalanýyordu: Günler geçtikçe hasretin yangýný yalnýzlýðýn soluðuyla soðumaya, küllenmeye baþladý... ya da onun yaþamýna þahit olanlar öyle sandýlar. Aþk onun yüreðini hiçbir zaman terk etmemiþti. Ancak yalnýzlýk yoðun bir sis gibi yaþamýna inmeye baþlamýþtý. Gün geldi bir de baktý yanýnda biri var. Aþýðý gibi deðil can yoldaþý gibi yer bulmuþ, kabul görmüþtü yüreðinden. Hayat daha bir yaþanýlýr olmuþtu. Ama..... Artýk yazýp çizen o deðildi. Konferanslara çaðýrýlan kitlelere nefesiyle fikirleriyle can veren insan sanki gitmiþti. Olaylar farklý geliþiyordu. Onlar için zaman farklý geçiyordu. Seyahatlere çýkýyorlardý. Günleri konser ve sergilerle süslendi. Geziler, görsel etkinlikler ikisinde de tiryakilik yarattý. Artýk zaman onu, zevkini paylaþarak yaþayan iki insandan biri yapmýþtý. Bu iliþki ender bulunan antik mefruþatla döþenmiþ, girer girmez güzellik çaðrýþtýran bir salonun bir köþesinde büyükçe saksýnýn içine sýkýþmýþ koca çýnar gibi bir ömre mahkum edilmiþti.' 'Sizce de kendini tekrarlaya tekrarlaya tüketen bu yaþam, aþkýn gülen yüzüne hiç benziyor mu? 34 Sevgi Dünyasý IÞIÐIN HAZÝNESÝ "The Fireside of Treasury of Light" kitabýndan Çeviren: Nelda Bayraktar Bu yazý dizisi bazýlarýnca Altýn Çað, Kova Çaðý, Milenyum diye de nitelendirilen New Age yazarlarýna ait önemli ve anlamlý kitaplarýn çok kýsa özetlerini içermektedir. Bu Kitaplar insanlarýn hayatlarýný deðiþtirebilmiþ, toplumu etkileyebilmiþ dahasý düþüncelerimizi yeni ve heyecanlý istikametlere yönlendirebilmiþtir. Yazarlar, düþünce adamlarý, þairler, spiritüel üstatlar, hümanist psikologlar, devrimciler ve Þamanlar bu dizide Yeni Çað'ýn birbirinden farklý ve çeþitli düþünce unsurlarýný ortaya koymaktadýrlar. Sevgi Dünyasý Geçen ay Öte Alemde Büyük Konsül önüne çýkan ruhlarýn orada büyük bir varlýðýn mevcudiyetini hissettikleriyle ilgili deneyimlerini anlatmaya baþlamýþtýk. Konumuza kaldýðýmýz yerden devam ediyoruz: Dr. N: Rehberiniz ve arkadaþlarýnýzla varlýðýn hissettiðiniz Yüce Varlýkla ilgili konuþtuðunuzda neler söylediler ve neler hissettiler? S: Büyük Varlýk diye düþündüðümüz gücün bir parçasý olduðunu... bilmiyorum...oldukça yoðun fakat yumuþak, güçlü...nazik....o bir nefes, bir fýsýltý...bir ses....çok saf... Dr.N: (Sujenin alnýna elimi koyarak) Chinera bu düþünce fragmanlarý ile bir süre kal. Onlarla sesin olduðu yere varýncaya kadar yüz adeta. (Þimdi ben de fýsýltýyla konuþarak) Bu ses sence bir ýþýk enerjisi tarafýndan mý yaratýlýyor? S: Hayýr, bu ses ýþýðý ve enerjiyi yaratýyor. Dr.N: Güç sarfetmeden yüzüyor gibi bu sesin olduðu yere doðru git, sesin kaynaðýna...ÞÝMDÝ NE GÖRÜYOR VE NE ÝÞÝTÝYORSUN? S: Tam ucundayým...Yapamýyorum... Dr. N: (yüksek sesle) DEVAM ET CHINERA S: (Sessizce, büyük zorlukla) Ben ve arkadaþlarým...Tüm zihnimizi bu sesle birleþtirdiðimizde zihinlerimizde resimler beliriyor...onlar geometrik þekiller... (duruyor) Dr. N: (þimdi yavaþça konuþarak Biraz daha ileri..hemen yanýna... orada ne var? S: Ben....sesin bu yapýyý 35 tuttuðunu...ve ona hareket verdiðini... her þeyi yarattýðýný görüyorum. Devamlý yankýlanan bir zil sesi gibi.... sonra yüksek tonda mýrýldanýr gibi... (duruyor) Dr.N: Biraz daha yaklaþ Chinera, son bir gayret.... neyin ekosu bu? S: (derin bir iç çekiþ)...Bir annenin....yüreði sevgi dolu...çocuðuna þarký söyleyen.... Chineradan daha fazla bilgi alabilmek için onu zorlamak zorundaydým. Onun gibi bir sujeyle belki de bir daha hiç karþýlaþmayabilirdim. Onun gibi ileri sujeler Büyükler Konsülünün dünyaya gelen ruhlarýn kavrayýþýnýn çok ötesindeki bir derin gerçekliðin içinde varolduðunu belirttiler. Pek çok sujem için Büyük Varlýký; dengeleyen, konsül üyelerinin büyük dikkatini daha aþaðýdaki ruhlarýn dikkatleri ile uyumlu hale getiren varlýk olarak görmektedir. Bu etki konsül üyelerinin senkronize edilmiþ enerji ile nefes alýp vermesini saðlamaktadýr. Sujelerimden pek azý rehberlik eðitiminin bir parçasý olarak konsül üyesi olma þansýný elde etmiþ olanlardýr. Onlara bu deneyimin nasýl bir þey olduðunu sorduðumda bana aþaðýdaki yanýtý verdiler: Önümdeki ruhun içine giriyormuþum gibi hissettim kendimi. Bu empatiden daha büyük bir þeydi. Onlarýn çarýklarýný tam olarak giymek gibi bir þeydi bu. O Büyük Varlýk karþýmýzdaki ruhun o anda hissettiði her þeyi hissetmenizi saðlýyordu. Ondan çýkan ýþýk konsül üyelerinin her birine dokunmaktaydý. Ayný Büyük Varlýk bir konsülden diðerine mi gitmekteydi. Yoksa birden 36 Sevgi Dünyasý fazla varlýk mý vardý? Bu sorularýn yanýtýný elbet ki veremiyorum. Þayet kâinatýmýzdaki diðer dünyalarýn konsüllere ihtiyaç duyan ruhlarý ve onlarý idare edecek rehberlere ihtiyacý varsa bu, onlarýn görevinin kavrayýþýmýzýn ötesinde olduðunu bize gösterir. Çok ileri ruhlarýn aksine, (Olay 44)deki gibi, sujelerimin çoðu konsül üyelerinin hata yapabilir olduklarýný fark edememektedir. Konsül üyeleri onlarýn spiritüel vizyonlarýnda doðrudan karþýlaþtýklarý en yüksek otoritedir. Bazen öyle zamanlar olur ki hipnoz seanslarým esnasýnda sujelerim konsül toplantýlarýnýn bittiðini ve çýkmaya hazýr olduklarýný söylerler. Bu büyük bir andýr çünkü elde ettikleriyle kendi ruh gruplarýna döneceklerdir. Benim de onlardan öðrendiklerim sayesinde onlarýn bugünkü hayatlarýný þekillendirecek ipuçlarý çýkacaktýr. Ruhlarýn konsül üyelerinin huzurunda deðerlendirilmesi ilâhi baðýþlayýcýlýðýn en güzel örneðidir. Büyükler hem sorgulama hem de þefkat içeren bir forum yaparlar ve ruhun güvenini gelecekte baþarmasýný istedikleri konuda onu yönlendirebilmek amacýyla kazanmaya çalýþýrlar. Konsül toplantýsýndan çýkmak üzere olan bir sujem þunlarý söylemiþti: Konsül üyelerinin benimle iþleri bittiðinde yanlýþlarýmdan daha çok yaptýðým doðrularýn neler olduðunu bana anlattýklarýný hatýrlýyorum. Konsül, rehberimle birlikte performansýmý ilgilendiren kritik toplantýlar yaptýðýmý biliyor. Bana asla üstünlük taslamýyorlar fakat biliyorum ki onlarýn iþinin bir bölümü de benim beklentilerimi yükseltmek. Konsül bende büyük þeyler gördüðünü söylüyor. Oradan çýktýðýmda tüm þüphelerimin daðýldýðýný ve temizlendiðimi hissediyorum. Ýnsanlar bana sujelerimin konsül üyeleriyle yaptýklarý toplantýda veya dýþýnda piþmanlýk duyup duymadýklarýný soruyorlar. Pek tabi ki duyuyorlar fakat yanlýþ yapmak karmik borçlarýn ödenmesi için yeni bir beden seçmek demektir. Ruhlar bu seçim sürecinde direkt olarak rol alýyorlar çünkü bunu onlar istiyor. Karmanýn adalet ile ilgisi olsa da özü cezalandýrýcý deðildir. Bana sorulan bir diðer soru da vahþi eylemlere karýþmýþ olan ruhlarýn yine de tatlýlýk ve ýþýkla mý karþýlanýyor olmasýdýr. Konsül toplantýlarýný sýkýntýyla terk eden çok az sujem olmuþtur. Kendilerini daha iyi ifade edemediklerinden dolayý hayýflandýklarýný belirtmiþlerdir. Genç, isyankâr ruhlarla ilgili seanslarým da oldu elbet ki. Bu ruhlar büyükler konsülünün önünde sanki savaþýyormuþ izlenimini vermiþlerdir bana. Aþaðýdaki konuþma bunun en güzel örneðidir: Her þeyi bilenlerin karþýsýnda kendimi kötü hissediyorum. Onlar içimdeki pislikleri dýþarýya vurmamý istiyorlar. Biliyorum pek çok hata yaptým fakat beni dünyaya gönderenler onlar. Ben dünyadan þikayet ettiðimde beni anlamýyorlar. Sürekli bilgi almak için yapýþýyorlar bana. Yaþam riskler almanýzý ister diyorum onlara. Bana tevazudan söz ediyorlar. Onlara Burada rahat koltuðunuzda oturup bunlarý söylemek sizin için kolay ama ben bir savaþýn içindeyim ve savaþmak zorundayým diyorum. Devamý 48.nci sayfada. Sevgi Dünyasý 37 NE LÂZIM TATAVLADA BAKKAL DÜKKANI Yazan: Buhran Yentürk Sayfa adedi: 152 Tatavla, Rumca ahýr anlamý t a þ ý y o r. A n c a k g i d e r e k Türkçeleþip atlarýn týmar da edildiði ve barýndýrýldýðý yerlere A t Ta v l a s ý d e n m e y e baþlanmýþtýr. Kitabýn ismine de konu olan Tatavla ise Osmanlý döneminde eski Kasýmpaþa, Dolapdere, Feriköy ve Sinemköy ve mezarlýklarla çevrili etekleri ile sýnýrlanan bölgeye verilen isimdir. Kanuni Döneminde K a s ý m p a þ a Te r s a n e s i n d e çalýþtýrýlan iþçilerin ve ailelerin ikâmet ettiði bir semt. Bugünkü Kurtuluþ Semti. Tatavladan Kurtuluþ Semtine kadar geçen süre içinde, söz konusu yörenin belgesel niteliði taþýyan önemli olaylarý tarihsel bir dizinin içinde sýralanmýþtýr. Ayný zamanda yine o dönemden bugüne kadar varlýðýný, her þeye raðmen sürdürmeyi baþarmýþ binalar, sokaklar hattâ kaldýrým taþlarý... bu binalarýn semt sakinlerine verdiði hizmet zenginliði... savaþýn getirdiði yokluk yýllarý... ve gezginlerin, hattâ oryantalistlerin gözlemleriyle zenginleþen bir anlatým yazarýn akýcý diliyle zevkle okunacak bir konu bütünlüðüne ulaþmýþ. Bu nedenle kitap, yazarýnýn anýlarýyla iç içe geçmiþ bir semt tarihi ile o dönemin de sosyolojik yaþamýndaki canlýlýk dinginlik ve bugünün Kurtuluþunu birarada ve hikâye akýcýlýðýyla ele alýnmýþ. Kitabýn son sayfalarýnda ise Kurtuluþun þimdiki panoramasý, yaþamda sýkýþan canlýlýðýn nedenleri ve antropolojik bir dizilimini de bulabilirsiniz. 17 38 Sevgi Dünyasý DEDÝKODULU SOHBET Zehra Ýskender Yaptýðýmýz bütün konuþmalarýn, toplantýlarýn ve sohbetlerin her zaman bir amacý vardýr. Bu, fark edilmese ya da bilinçli olarak sürdürülmese de hiçbir insan amaçsýzca konuþmaz. Günübirlik yaptýðýmýz, yakýnlarýmýzla ya da iþ iliþkisi içinde olduðumuz insanlarla veya okulda öðretmenler, sýra arkadaþlarýmýz, öðrencilerimizle aramýzda geçen her konuþmanýn bir amacý yok mudur? Nerede yapýlýrsa yapýlsýn, konuþmalarýn içeriði ne olursa olsun, amacýn her zaman tek olduðunu fark ederiz. Kalabalýk bir insan gurubu üstünde bir araþtýrma yapacak olsak, alacaðýmýz yanýtlarýn Sevgi Dünyasý ayný kavram üstünde birleþtiðini görürüz. Bu kavram doðrudur. Ýþin doðrusunu bulmak, anlamak hep birlikte söz konusu olan durum, teori, kavram üzerinde doðru olan hakkýnda bilgilenmektir. Çünkü yaþamýmýzý daha kolaylaþtýrmamýz, yenilikleri kolayca kabullenebilmemiz, hattâ iyi ve kalýcý dostluklar kurabilmemiz için bile doðru bilgilenmemiz gerekir. Hiç tanýmadýðýmýz bir insan hakkýnda hiçbir þey bilmiyorsak geliþigüzel bir iliþkinin içinde kendimizi buluruz. Diðer konularda almamýz gereken doðru bilgilere ulaþacaðýmýz dokümanlara, bilirkiþilere kitaplara kolayca ve tehlikesizce ulaþabildiðimiz halde bir insaný anlayýp onunla dost olabileceðimiz bilgileri elde etmek için hiçbir kaynak bulamayýz. Zaten böyle bir araþtýrma etik deðerlerimize de ters düþer. Çünkü bunu açýkça yapmak o kiþinin kulaðýna gittiðinde rahatsýz edici bir hal alýr. Sanýrým bunu hiçbirimiz göze alamayýz. Ancak buna raðmen insan iliþkilerinde ne yazýk ki hep bu yolu takip ederiz. Bu yolu tatbik ettiðimizi fark etmeden üstelik... Hani ikili, üçlü, beþli havadan sudan sohbet edip fikir alýþveriþinde (!)bulunduðumuz, hoþ vakitler geçirdiðimiz anlarýmýz vardýr ya! Bu sohbetler bizim için en geçerli kaynak olur ne yazýk ki... Ayrýca bu sohbetler, zevkli konuþmalara bürünmüþ dedikodu yumaðýndan baþka bir þey deðildir. Dedikodulu sohbetlerin ortak bir özelliði vardýr. 39 Orada bulunmayan birinin tenkidi üstünedir. Bu tenkit öyle acýmasýzca yapýlýr ki, o kiþinin iyi taraflarý, yetenekleri, güzellikleri sanki hiç yokmuþ gibi ele alýnýr. Böyle bir dedikodunun tuhaf da bir gücü vardýr; dedikodu yapanlarýn hemen hepsi kendilerini olduklarýndan daha iyi, yetenekli, verimli düþünür. O kiþi yerilirken aðýzdan çýkan her yerginin aksine, bilincini kurcalayarak kendi yaptýðý iyi þeylerini, yeteneklerini çekip çýkarmaya yeltenir. Baþarýrlar da... Çünkü her insanýn yapabildiði az çok iyi ve güzel çalýþmalarý vardýr. Tenkitle yerden yere vurduklarý insanýn da iyi ve güzel yanlarýnýn olduðunu düþünemezler. Bu nedenle sohbet sonunda her birey kendini hiç olmadýðý kadar dürüst ve iyi hisseder. Bu tarz dedikodu aðýrlýklý sohbetlerde alýnan bilgiler gerçeði yansýtmadýðý için bize yanlýþ kanýlar kazandýrmýþtýr. Bu yanlýþ kanýlara kapýlýp belki de ömür boyu aradýðýmýz uyumlu ve güzel bir dostluðu, iliþkiyi kaçýrabiliriz de... En doðrusu eðer yeni bir insanla tanýþmýþsanýz, samimiyeti zamana býrakarak, onunla birebir ve tarafsýz bir iletiþim kurabilirsiniz. Böylece onu olduðu gibi tanýyýp, arkadaþ olup olamayacaðýnýzý anlarsýnýz. Böylesi daha dürüst hareket etmemize, daha tarafsýz bilgilenip iletiþim kurarak yaþamamýza neden olur. 40 Sevgi Dünyasý Dil Üzerine Uður Uzunhekim Dil adýndaki organýmýzýn marifetleri, getirileri ve götürülerini ömrümüz boyunca yaþayýp, görüp, son nefesimize kadar da kullanmamýza raðmen, dil ile ilgili ayrýntýlarý bu yazýda sizlere "DÝLE GETÝRMEK" istedim. Baþta gelen görevlerinden biri olan tad alma fonksiyonu bile nelerle sonuçlanýr. Lezzetli bir yemek, tatlý, alkollü içki, meþrubat vs. gibi þeylerin aþýrý dozda alýnmasýnýn vücudumuza verdiði zarar ve bunun sonunda karþýlaþtýðýmýz hastalýklar, tedavileri, ameliyatlar, ilaçlar ve nihayet dikkat edilmediði takdirde ölümlere neden olabilen ani veya yavaþ yavaþ neticesini kötü sonuçlara baðlayan ölümcül hastalýklar. Bunlarýn hepsinin çýkýþ noktasý o tad alma duygusunun frenlenememesinden ileri gelmektedir. Geçelim tad alma duygusunu ve devam edelim. Ýkinci ana fonksiyonu insanlarýn konuþmasýný saðlayan bir organýmýz oluþudur. Konuþma 2 yaþýndan baþlayýp ömür sonuna kadar devam eder. Bu dil ana dili, yabancý dil, meslek dili vs. ve hatta mecazi anlamda ayný dili konuþmak yani diyalog kurmalara kadar gider. Bir de unutmadan araya girelim "küçük dil"imiz de mevcuttur. Bunun görevleri de nefes almaktan tutun týbbi olarak birçok fonksiyonlarý içerir. Konuþtuðumuz dilin gerek kendi dilimizde ve gerekse yabancý dillerdeki çeþitli anlamlarýný içeren yüzlerce sözlük vardýr. Dil hakimiyeti diye birþey mutlaka duymuþsunuzdur. Bunun anlamý kelimeleri yerinde kullanmak, icabýnda karþý tarafý büyüleyecek þekilde dil oyunlarý yapmaktan tutun, tersini yani ilgisiz bir þekilde yaparsanýz geveze, boþboðaz, palavracý vs. gibi sýfatlarý sizlere yakýþtýran insanlarla dolar çevreniz. Biraz evvel küçük dilden bahsederken unuttuðum bir nokta da, hayretler içinde kaldýðýmýz durumlarda "Küçük dilimi yuttum (veya: yutuyordum)" deriz. Olumsuz þekilde iþler yaptýðýmýz zaman "Dillere düþtüm" deriz. Dil tutukluðu sadece kekemeler için deðil, tam aksine derdimizi heyecanlandýðýmýz ve moralsiz olduðumuz zaman kafamýzdaki düþünceleri istediðimizi anlatamadýðýmýz zaman kullandýðýmýz bir deyimdir. Okullarda dil bilgisi diye bir ders olduðunu hepimiz çok iyi hatýrlarýz. Dilin Fakültesi bile vardýr. Dil ve Tarih Coðrafya Fakültesi gibi. Büyük ve yapýlmasý çok zor bir iþi anlatýrsak "Dile kolay" deriz veya da Sevgi Dünyasý genelde palavracý kimseler için kullandýðýmýz "Dille (lafla) peynir gemisi yürümez" gibi deyimleri oldukça sýk kullanýrýz. Birisini veya birilerini ikna etmek için "Dökmediðim dil kalmadý" deriz. Gerek sýnavlarda, gerek ilk sevgiliyle buluþmalar ve gerekse böylesi birçok durumda daha önceden ne yaparým, neler anlatabilirim diye kara kara günlerce veya saatlerce düþünürken, olay anýnda "Birden dilim çözüldü" sanki içimdeki veya düþündüðüm herþeyi rahatça anlatabildim deriz. Tabii bu esnada "Dilim dolaþtý" terimine yer vermeyecek þekilde olmasý gerek bu dil çözülmesinin. "Aðýzýndan çýkaný kulaðýn duysun" deyiminde hernekadar dil kelimesi geçmiyorsa da, aðýzdan sadece ses ve nefes çýktýðýna göre, buradaki aðýz dili ifade eder. Neden insanlara "Baþýna ne gelirse dilinden gelir" derler, iþte o aðýzdan dil yoluyla çýkan kelime ve cümlelerden ötürü. Dili telaffuz etmek de ayrý bir beceridir. Bu ana dilimiz dahil, konuþtuðumuz her yabancý dil için geçerlidir. Dikkat edin dilden çýkan kelimeyi yanlýþ anlamda kullanmak deðil, en doðru ve düzgün gerçek vurgulamalý þekilde kullanmak telaffuza girer."Tatlý dil yýlaný deliðinden çýkarýr" deyimi nerelerde ne iþlere yarar, takdirini sizlere býrakýyorum. "Dillere destan" olmak ise her kula nasib olan birþey deðildir. Buna layýk olanlar ise eski bir tabirle "Dildade" olurlar, yani sevgili, sevilen, çok beðenilen anlamýnda. Piþman olduðumuz bir konuþma sonrasýnda "Dilim kopsaydý da bunlarý söylemeseydim" deriz. Birþeyi 41 bir türlü dile getiremediðimiz zaman "Dilim bir türlü varmadý" söyleyemedim demez miyiz ? "Tatlý dilli" olmak güzel bir meziyettir. Sizinle beraber olanlar bu tatlý dilinizi devamlý duymak, neþelenmek, eðitilmek, bilgilerini sizin kanalýnýzla iletmek ve fikir sahibi olmak için can atarlar. Ama "Sivri dilli" olanlardan ise insanlar ellerinden geldiði kadar uzak durmaya gayret ederler. Güzel þarký söyleyen birine, ayrýlýrken aðzýnýza yani "dilinize saðlýk" deriz. Ne güzel bir temennidir bu. Þayet "Dilber" yani güzel, þuh, alýmlý anlamýna gelen kelimenin de kökeninde "dil" yatýyorsa, buna bir baðlantý olarak "Dilberdudaðý" tatlýsýný da ekleyebiliriz. Bu konuda pek emin olmadýðýmý da belirtmek isterim Dili iyi kullanmak, çeþitli baðlantýlar yaparak güzel kelime oyunlarý ile karþý tarafa kendinizi saatlerce dinletmek ve hatta konuþmayý kestiðiniz zaman devam etmenizi istemeleri de çok olaðandýr. Kendisi çirkin olup, yukarýdaki dil oyunlarýný bilen bir kadýn erkeði, ve bir erkek de kadýný kendine hayran býrakabilir. Her iki cinsin de görünüþ olarak hiç çekici olmamasý bir anda deðiþerek bambaþka bir dünyaya götürür insanlarý. Hatta baþtan arkadaþ olmaya, daha sonra niþanlanýp evlenmelere kadar götürür. Zira "Güzellik izafidir" (geçici, elinizde olmadan meydana gelen, bir çaba göstermeden oluþan) terimi de yukarýdakileri çok güzel açýklayan bir sözdür. "Dilimin döndüðü kadar anlattým" sözü yine o dönerek ve hatta kývrýla kývrýla görevini yapan dilin beceri derecesini gösterir. "Dilin kemiði 42 Sevgi Dünyasý yoktur ama kemikleri büker" lafý, dilimizin nelere kadir olduðunu gösterir. Dil üzerine nice yazýlmýþ þiirler (her dilde) ve bunlarýn üzerine yapýlmýþ besteler vardýr. Bu besteler seneler hatta asýrlarca "Dillerde dolaþýr". "Dilimi eþek arýsý soksun" deyimini ne kadar sýk kullanýrýz deðil mi ? Bu da dil için söylenen bir nevi bedduadýr. Þiirler, konuþmalar, konferanslar, ders vermeler, ders almalar, seçim konuþmalarý, propagandalar, iktidara gelmeler, iktidardan düþmeler, dilden çýkan üç beþ cümle ile ekonomilerin altüst olmasý veya moral bulmasý hep dil ile yapýlýr. Moral bozmalar, moral kazandýrmalar da dilin marifetlerindendir. Dillerden çýkan kelimeler birçok iyi ve kötü neticelere de sebep olur. Kavgalar, cinayetler, diyaloglar, anlaþmalar, dostluklar, seviþmeler, evlenmeler, boþanmalar hep dilden çýkar. Dilin balýðý bile vardýr. "Dil balýðý" tavasý çok lezzetli olmaz mý ? Hiç hoþlanmadýðýmýz ve arzu etmediðimiz "Dilenmek veya dilencilik" de dil ile yapýlýr ve bu iþleri yapanlarýn kötü bir sýfata sahip olmalarýna sebep olur. Çok hoþ bir tadý olan "Dil peyniri"ni de unutmadan araya sýkýþtýralým mý ne dersiniz ? Dil Arap dilinde "gönül" anlamýnda kullanýlýr. "Dil yaresini andýracak yare bulunmaz" sarkýsýnda kullanýldýðý gibi. Birisine "Dilini çýkartmak" (göstermek) hiç de iyi bir eylem olmasa gerek. Aðzýyla veya diðer bir deyimle "Diliyle kuþ tutsa" beni ikna edemez sözünü çok kullandýðýmýzý da hatýrlayalým. Ama o kiþiyle karþýlaþtýðýmýz zaman "Diliyle beni büyüledi, diline hayran oldum" dediðimiz çok olmuþtur. "Dil uzatmak" hiç de iyi bir huy deðildir. Bunu yapanlar bir marifetmiþ gibi devam eder ve fakat hayatta çok þey kaybederler. O sessiz, sakin adam "Bir anda dilleniverdi" dediðimiz zaman, bunun anlamýný bir anda aðzýnda birkaç dili oluþuverdi anlamýnda algýlamazsýnýz herhalde ! Birþeyi hatýrlama çabasýnda iken "Dilimin ucunda" demez miyiz ? Birþeyler söylerken tam istediðini anlatamayanlar için "Dilinin altýnda bir þey var" lafýný çok kullanýrýz. "Aðzý var dili yok" sözü de kullandýðýmýz dil ile ilgili terimlerden biridir. Hele çok ayrýntýlý konuþana "Dil ebesi" dediðimiz çok olmuþtur. "Dil alýþkanlýðý"nýn hem iyi hem de kötü yönleri vardýr. Ýyi dil alýþkanlýklarý insanýn tatlý konuþmasýný temin eder. Büyüklerimiz "Eline, diline ve beline sahip olacaksýn" derken, her üç organýn ne kadar þahsiyetimizde önemli bir yer tuttuðunu anlatmak istemiþler. Ama yine de hepsine sahip olmaya çalýþýrken yukarýda anlattýklarýmý her an aklýnýzdan çýkarmayarak, en çok dilinize sahip olmaya özen göstermenizi önerir, hepinize tatlý dillerle dolu, güler yüzlü bir yaþam geçirmenizi dilerim. Dilinize sahip olabilmenin en büyük yardýmcýsýnýn da "SABIR" olduðunu unutmamayý aklýnýzdan çýkarmayýn. Ben de dilin kemiði yok ki durdurasýn, susturasýn misali aldým baþýmý gidiyorum. Ama kýsacasý dilinizi çok iyi kullanmanýzý da þiddetle öneriyorum. Daha fazla dilim dolaþmadan, yazýma son veriyorum. 46 Sevgi Dünyasý AKIL VE BÝLGÝ ÜZERÝNE Akýl size seslendiði zaman ona kulak verirseniz kurtuluþa erersiniz. Onun söylediklerini iyi kullanýrsanýz silahlý biri gibi olabilirsiniz. Çünkü Yaratan sizlere Akýldan daha iyi bir yol gösterici, Akýldan daha güçlü bir silah vermemiþtir. Akýl iç benliðinize seslendiði zaman, Tutkudan korunmuþ olursunuz. Çünkü Akýl dikkatli bir yönetici, sadýk bir yol gösterici ve bilgili bir danýþmandýr. Öfke aydýnlýðýn içine düþen karanlýksa, Akýl karanlýðýn içindeki aydýnlýktýr. Akýllý olun ve býrakýn Akýl yol gösterici olsun, içgüdü deðil. Buna karþýn þunu da aklýnýzdan çýkarmayýn ki, akýl sizin yanýnýzda olsa bile bilginin yardýmýndan yoksunsa, eli kolu baðlýdýr. Akýl, kan kardeþi bilgiden yoksunsa yoksul bir ev gibidir ve akýldan yoksun bilgi de savunmasýz bir eve benzer. Hatta sevgi, adalet ve iyilik dahi yanlarýnda akýl yoksa çok az yararlý olabilir. Düþüme eylemi yaparak yargýlara varamayan bilgili bir kimse, savaþ alanýnda silahsýz olarak ilerleyen bir askere benzer. Onun öfkesi toplumumuzun yaþam kaynaðýný zehirler ve kendisi de temiz bir su kabýnýn içine atýlmýþ öd aðacý daneleri gibi olur. Akýl ve öðrenim ruh ve beden gibidir. Beden olmasa ruh esintili hoþ bir rüzgârdan baþa bir þey deðildir. Can olmasa, beden a n c a k d u y g u s u z b i r ç e r ç e v e d i r. Öðrenimsiz Akýl sürülmemiþ tarlaya ya da beslenmemiþ bedene benzer. Pazar yerinde satýlan mallara benzemez. Akýl, çünkü satýlan mallar çoðaldýkça deðerlerinde düþme olur. Aklýn deðeri ise, çoðalmasýyla yükselir. Ama eðer Akýl Pazar yerinde satýþa sunulmuþ olsaydý, onun gerçek deðerini anlayabilecek olanlar sadece akýllý kimseler olurdu. Budalalar budalalýktan, deliler de delilikten baþka bir þey görmezler. Dün budalanýn birine aramýzdaki budalalarý saymasýný rica ettim. Adam gülümsedi ve bu oldukça güç bir iþ. Üstelik çok da zaman alýr. Acaba akýllýlarý saysak daha iyi olmaz mý? dedi. Kendi gerçek deðerinizi tanýyýn, o zaman yok olmazsýnýz. Akýl ýþýðýnýz ve Gerçeði gösteren þamandýranýzdýr. Akýl yaþamýn kaynaðýdýr. Tanrý sizlere bilgiyi vermiþtir. Ama bilginin ýþýðýyla sadece Ona tapýnmanýzý deðil, ayný zamanda kendi zayýflýk ve güçlülüðünüzü de tanýmanýzý ister. Eðer kendi gözünüze kaçmýþ olan tozu seçemiyorsanýz, inanýn ki komþunuzdakine de göremezsiniz. Her gün bilincinizi yoklayýn ve yanýlgýlarýnýzý düzeltin, eðer bu görevi baþaramazsanýz sizin yaný baþýnýzda olan Bilgi ve Akýla içten davranmamýþ olursunuz. Kendi kendinizin düþmanýymýþsýnýz gibi dikkatli gözlerle izleyin kendinizi, çünkü ilkin kendi tutkularýnýzý yönetmeyi ve bilincinizin buyruklarýna uymayý öðrenmedikçe kendinizi yönetebilmeyi öðrenemezsiniz. Bir zamanlar bilgili bir adamýn þöyle dediðini duymuþtum. Her kötülüðün bir çaresi vardýr budalalýk hariç. Dik kafalý bir budalayý azarlamak ya da ahmaðýn birine bir þey öðretmeye çabalamak suya yazý yazmaya benzer. Ýsa, körün, sakatýn, inmelinin ve cüzzamlýnýn dertlerine deva oldu ama budalayý iyileþtiremedi. Bir soruyu her yanýndan irdeleyin. Böyle yaparsanýz, inanýn ki nerede yanýlgýya düþülmüþ olduðunu, hatanýn nereden giriþ yapmýþ olduðunu bulursunuz. Evininiz giriþ kapýsý geniþse, arka kapýnýn çok dar olmamasýna dikkat edin. Elinden kaçýp gitmiþ bir fýrsatýn ardýndan koþturan, fýrsatýn yaklaþtýðýný görüp de karþýlamaya gitmeyene benzer. Tanrý kötülük yaratmaz. Yanýlgý ve Yýkýmýn tuzaklarýna karþý daima uyanýk ve dikkatli olabilelim diye Akýlý ve Öðrenimi vermiþtir bize. O kutsanmýþ kimselerdir ki Tanrý onlara Akýlýn armaðanýný baðýþlamýþtýr. (Halil Cibran/SÖZLER) Sevgi Dünyasý 47 Gülmek Güzeldir Hayatýmýz Mizah STRES ÝÇÝN DÝYET Stres dereceniz nedir? Ýþte size fayda saðlayacak bir stres mönüsü. Ýnanýn bu bir diyetten daha fazla bir þey. Kahvaltý: Yarým greyfurt, bir bardak süt ve bir büyük tost Öðle yemeði: 1 tavuk göðüs ýzgara, 1 tabak buharda piþmiþ ýspanak ve 1 fincan bitki çayý yanýnda 1 adet kurabiye. Ýkindi: Kurabiye paketinde kalan tüm kurabiyeler, 1 kg.lýk cevizli ve kirazlý dondurma. Akþam yemeði: 2 somun sarýmsaklý ekmek. 1 litrelik Kola, bir büyük porsiyon mantarlý ve peynirli pizza. Üstüne de 3 adet gofret. Þ u n l a r ý H a t ý r ý n ý z d a Tu t u n : 1- Diyet sodayý þekerleme ile birlikte yerseniz, diyet sodanýn kalorisi þekerlemenin içindeki kalorileri yok eder. 2- Baþka biriyle yediðinizde þayet ondan daha fazla yemezseniz, kaloriler sayýlmaz. 3- Sýcak Çikolata, tost ve Cheesecake gibi týbbi nedenlerle yediðiniz gýdalar da sayýlmaz. 4- Etrafýnýzdaki herkesin þiþmanlamasýna yardýmcý olursanýz siz þiþman görünmezsiniz. 5- Ýsimleri gýdalarla ilgili olan filmlerin de extra kalorisi yoktur. Bunlar eðlencenin bir parçasýdýrlar çünkü. 6- Kurabiye parçalarýnýn kalorileri y o k t u r. K u r a b i y e l e r i h e r kýrdýðýnýzda kalorileri de kýrýlýr. 7- Yemek hazýrlarken yaladýðýnýz býçak, kaþýk gibi þeylerin de kalorisi yoktur. 8- Ayný renk gýdalarýn benzer kalorileri vardýr. Ispanak ve yeþil fýstýklý dondurma ile mantar ve patates püresi gibi... 9- Çikolatanýn rengi ise evrenseldir ve her hangi bir gýdanýn rengi yerine geçebilir. 10- Ayakta dururken tüketilen gýdalarýn kalorisi yoktur. Bu yerçekiminden ve kalori kütle yoðunluðundan kaynaklanýr. 11- Baþkasýnýn tabaðýndan yediðiniz hiçbir þeyin kalorisi yoktur çünkü kaloriler doðrudan sahibine gider. (Kalorilerin sahibine nasýl yapýþtýðýný çok iyi biliriz) Sevgi Dünyasý 48 IÞIÐIN HAZÝNESÝ 36.ncý sayfadan devam Bu tarz geliþmemiþ ruhlar, konsül üyesi olabilmek için ne büyük savaþlarýn içinden geçmiþ olmak zorunda kalýndýðýný henüz bilmiyorlar. Bunun tam tersi bir konuþmayý ileri bir ruh dünya enkarnasyonundan hemen sonra yapýyor: Konsül üyeleriyle yaptýðým toplantý sona erdiðinde büyükler ayaða kalktýlar ve etrafýmý sardýlar. Kollarýný kaldýrdýlar dev bir kuþ gibi beni kanatlarýyla sardýlar. Bu, birliðin kanatlarýydý. Ruhlar bu toplantýlarda yaþadýklarý duygularý aynen kendi ruh gruplarýna da aktarýrlar. Bu nedenle Sükûnetin Kanunu hakkýnda bir þeyler öðrenmek hususunda hazýrlýksýz saydým kendimi. Aþaðýdaki olay ruh gruplarýna kadar etkisi devam eden zihnin özelliðine dair hususlarýn yanýsýra benim konsül üyeleriyle ilgili ruhlarý sorgulamamla ilgilidir. Sujelerimin o anki realitelerinin dýþýnda olan bazý konsül toplantýlarý olmuþtur. Birçok þahsi ve spiritüel nedenden dolayý sujelerim bu konuþmalarýn hepsini hatýrlamamaktadýr. (Olay 45)de suje bana söylememesi gereken þeyi bilmektedir. Diðer bazý sujeler ise bunu niçin hatýrlayamadýklarýný bilmediklerini söylemektedirler. Gelecek Ay. (Olay 45) ile konumuza devam edeceðiz. Sevgi Dünyasý Abone Formu Aylýk Dergi Fiyatý: 2.500.000 TL Adý, Soyadý Adresi Yýllýk Yurt Ýçi Abone bedeli: 30.000.000 Yýllýk Yurt Dýþý Abone bedeli: 35.000.000 : .................................................................................. : ................................................................................ .................................................................................. Posta Kodu: ............ Ýlçe: ..................... Ýl: .................................... Firma Adý: ................................. Vergi No: ................................... Lütfen Kredi Kartý hesabýmdan alýnýz. Kart No: ........... - ............ - ............ - ............ Son Kullanma tarihi: ......... / .......... Ýmza Abone bedelini 385999 No.lý Posta Çeki hesabýmýza veya Yapý Kredi Bankasý Ýstanbul-Þaþkýnbakkal Þb. 1001516-4 No.lý hesabýmýza yatýrdýðýnýzý belgeleyen dekontla birlikte bu kartý adresimize posta veya faks ile ulaþtýrýnýz. SEVGÝ Yayýnlarý Tic. Ltd. Þti. P.K. 471, Beyoðlu, Ýstanbul Tel: (0212) 252 85 85, (0212) 268 00 99, Faks: (0212) 270 22 52
Benzer belgeler
2004 Temmuz Sayı
sevgiye gel diyor. Çünkü sevgi olmayan yerde dertlere çare bulunmaz.
Sevginin nurdan ayet oluþu çok güzel
bir buluþ, çok doðru bir anlatýþtýr. Ve
sevgi en büyük ibadettir. Aslýnda cennet
de bir sev...