Eylül - Keskinoğlu
Transkript
Eylül - Keskinoğlu
Eylül 2014 Sayı:203 PİLİÇ ETİ VE YUMURTA TÜKETİMİ ARTTIRILMALI Yumurta ve piliç eti insan beslenmesinde önemli bir yere sahiptir. Bu iki besin gerek içerdikleri protein ve vitamin zenginliği, gerek sindirim sistemine yardımcı oluşları, gerekse kemik gelişimi açışından günlük almamız gereken besin öğelerinin en başında gelmektedir. Fakat bu iki önemli besin kaynağının değeri hala ülkemizde yeterli derecede anlaşılamamıştır. Piliç eti ve yumurta her yaş grubunun, hem normal öğünlerinde, hem de özel diyetlerinde rahatlıkla yer bulabileceği besin kaynaklarıdır. Özellikle yeni eğitim öğretim yılının başladığı şu günlerde ebeveynlerin en dikkat ettiği konulardan biri de çocuklarının beslenme şeklidir. Çocukların öğünlerde tükettikleri yumurta ve piliç eti, içerdiği mineral ve vitaminler sayesinde bir sonraki öğüne kadar onların dikkat ve öğrenme becerilerinde üstünlük sağlarken, büyüme ve gelişmelerine yardımcı olur. Kemiklerinin güçlenmesini sağlayarak sağlıklı nesillerin oluşmasına da katkıda bulunur. Yetişkinlerde ise bu iki protein kaynağı, kalp krizi riskini azaltması, kan şekerini daha yavaş yükseltmesi, kolestrolü arttırmaması açısından büyük öneme sahiptir. Ayrıca bu iki ürün demir, fosfor ve B grubu vitaminleri açısından da oldukça zengin olması ile de her yaş grubunun, rahatlıkla tüketebileceği özel besin kaynakları arasında yer alır. Kanatlı sektör firmaları olarak, protein tüketiminin hala oldukça geri olduğu ülkemizde halkın protein açığını ulaşılabilir fiyat seviyesinde, sağlıklı, kontrollü ve kayıt altında izlenebilir üretim ile karşılamak için var gücümüzle çalışmaktayız. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’mızın da destekleri ile sektörün iç piyasa da daha iyi bir konuma geleceğine inanmaktayız. Keskinoğlu markası olarak bizlerde bugün yaptığımız reklam kampanyaları, katıldığımız fuarlar, kurduğumuz Keskinoglu.tv ile tüketicilerimize en ucuz protein kaynağı olan piliç eti ve yumurtanın önemini anlatarak, bu iki önemli besin kaynağının hak ettiği değere ulaşması için çalışmaktayız. Amacımız, tüketicilerimize sunduğumuz kaliteli, güvenli ve sağlıklı ürünlerle yurt içi ve yurt dışındaki tüketimi arttırmak ve global bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerlemektir. BÜYÜK ACIMIZ Şirketler grubumuzun kurucusu merhum İsmail Keskinoğlu’nun eşi, yönetim kurulu başkanımız Fevzi Keskinoğlu ve yönetim kurulu başkan yardımcımız Mehmet Keskinoğlu’nun anneleri Zeliha Keskinoğlu 98 yaşında hayata veda etti. Dört çocuk, sekiz torun sahibi Zeliha Keskinoğlu’nun cenazesi, Akhisar Yeni Gülruh Camii’nde kılınan ikindi namazına müteakip Kayalıoğlu Mahallesi Sami Ersöz Kabristanı’nda ailesi ve sevenleri tarafından toprağa verildi. Tören esnasında konuşma yapan Mehmet Keskinoğlu “Annem, sevgi dolu bir insandı. Yol gösteren büyüğümüzdü. Keskinoğlu Ailesi olarak acımız çok büyük. Bu zor günümüzde yanımızda olan dostlarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunarız” dedi. Cenaze törenine Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, İl Emniyet Müdür Vekili Ramazan Kel, İl Jandarma Alay Komutanı Albay Bülent Mercan, Akhisar Kaymakamı Kaan Peker, Akhisar Belediye Başkanı Salih Hızlı, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir İhracatçılar Birliği Başkanı Gürkan Renklidağ, iş dünyasının ünlü isimleri, şirketler grubumuzun yurt içi ve dışından gelen bayileri ve Akhisarlı birçok vatandaş katıldı. Şirketimiz Kurucusu İsmail Keskinoğlu, Keskin’s Farm markasıyla Uzakdoğu’da… “İsmail Keskinoğlu’nun anısına, şirketimizin 50. yılında hayata geçirilen Keskin’s Farm markası, yurtdışındaki ilerleyişini hızla sürdürüyor.” Şirketler grubumuzu 63 yaşındayken kuran ve 2001 yılında vefat ederken arkasında 40 yıllık bir “Tavukçuluk İmparatorluğu” bırakan kurucumuz merhum İsmail Keskinoğlu’nun anısına, şirketimizin 50. yılında hayata geçirilen Keskin’s Farm markası, yurtdışındaki ilerleyişini hızla sürdürüyor. Şirketin Singapur, Hong Kong, Mauritius ve Tayland’a Keskin’s Farm markası ile yaptığı ihracat, şu anda toplam ihracatımızın yüzde 3’üne ulaşmış durumda. Keskin’s Farm markasıyla ağırlıklı olarak Asya pazarına ihracat yapan şirketler grubumuz, bu markasını sosis, cordon bleu, buffalo wings, naget, chicken rings gibi pişmiş ürün grubu ürünlerinde kullanıyor. Singapur’a piliç eti ürünlerini ihraç eden ilk ve tek Türk markası olan şirketimiz, yine İsmail Keskinoğlu’nun anısını yaşatmak için üretilen Ravika markalı zeytinyağıyla da Singapur’da pazar liderliğini sürdürmeye devam ediyor. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Keskin Keskinoğlu “Çocuk yaşlarda şirkette çalışırken dedem İsmail Keskinoğlu’nun yaptığımız işe bakış açısını yakından görme fırsatım oldu ve bu yüzden şanslı olduğumu düşünüyorum. Çünkü o, her zaman bize ‘Çocuklarıma yedirmediğim bir ürünü asla müşterime de yedirmem’ derdi ve bu anlayışı tüm şirkete benimsetmeyi başardı. Bugün onun anısını, kendi fotoğrafıyla dünyanın diğer ucuna taşıyabildiğimiz için çok mutluyuz” dedi. Keskinoğlu, 22. Uluslararası Gıda Worldfood Fuarı’nda… 51 yıldır gıda sektöründe faaliyet gösteren ve her geçen yıl faaliyet alanlarını genişleten şirketler grubumuz, bu yıl 22.’si “Şirketler grubumuz, bu yıl 22.’si düzenlenen Ulus- düzenlenen Uluslararası Gıda lararası Gıda Worldfood Worldfood Fuarı’na; yumurta, Fuarı’na; yumurta, piliç piliç eti ve zeytinyağı ürünleriyle eti ve zeytinyağı ürünlekatıldı. Alanında bölgenin en riyle katıldı.” büyük fuarlarından olan ve 4 – 7 Eylül tarihleri arasında İstanbul CNREXPO Center’da düzenlenen fuara, 20’yi aşkın ülkeden toplamda 1.000 firma katılırken, fuara ziyaretçilerin de ilgisi yoğundu. 75 ülkeye yaptığı ihracatla 2014 yılında 100 milyon dolarlık gelir hedefleyen şirketimiz, yeni ihracat bağlantıları için büyük potansiyel taşıyan fuarda; yumurta ürünlerinin yanı sıra, piyasaya yeni çıkardığı tavuk suyu, fileto fit, teneke salam, “Pratik Lezzetler” adıyla bilinen ısıl işlem görmüş ürün gamı ve soğuk sıkım yöntemiyle üretilen 2 Ravika markalı zeytinyağını tanıttı. Fuarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Keskin Keskinoğlu, “Türkiye’nin alanında en büyük fuarı olma özelliğini taşıyan ve sektörün devlerini bir araya getiren WorldFood İstanbul Fuarı, yeni ticari işbirlikleri için çok önemli bir buluşma platformudur. Keskinoğlu olarak fuar bizim için bu yılda çok verimli geçti. Fuarda yeni ve önemli işbirliklere imza attık” dedi. Avrasya’nın alanında en büyük uluslararası fuarı olma yolunda hızla ilerleyen fuarın katılımcı profilinde; piliç eti ve ürünleri, süt ve süt ürünleri, şekerleme ürünleri ve çikolata, dondurulmuş hazır gıda ve gıda sanayi kolları yer aldı. Şirketler Grubumuz 83. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın En Lezzetli Köşesi Oldu Beyaz et ve yumurta sektöründe 51. yılını dolduran şirketler grubumuz, İzmir’in ticari simgelerinin başında gelen İzmir Enternasyonal Fuarı’na geniş ürün yelpazesiyle katıldı. 29 Ağustos – 7 Eylül 2014 tarihleri arasında gerçekleşen fuarda şirketimiz, gün boyunca fuar ziyaretçilerine ürün- lerini tanıttı ve birbirinden lezzetli ürünleri için tadım etkinlikleri düzenledi. Piliç etinin en lezzetli bölümü olan göğüs etinden yapılan ve“Keskinoğlu Pratik Lezzetler” ürün grubunda yer alan; Piliç Kokteyl Sosis, Piliç Köfte, Piliç Kasap Köfte, Piliç Misket Köfte, Piliç Naget, Piliç Kroket, Piliç Kadınbudu Köfte ve Piliç Kebap gibi ürünlerini tüketicilerinin beğenisine sundu. Fuarda her gün Pratik Lezzetler ürün gamından 2 çeşit ürün için tadım etkinlikleri düzenlerken, bu fuarda da çocukları unutmayan şirketimiz, maskotları olan horoz ve tavuk karakteri ile çocuklar için de hazırladığı eğlenceli sürprizlerle fuarda yoğun ilgi gördü. Partnerinin Hint Denizi’nin Yıldızı olan Mauritius, odak ülkesinin Hindistan, onur konuğu ilinin Diyarbakır ve Malatya, ana temasının ise “Lojistik” olduğu fuara belirlenen 67 ülkeden 750’nin üzerinde firma katıldı. “Beyaz et ve yumurta sektöründe 51. yılını dolduran şirketler grubumuz, İzmir’in ticari simgelerinin başında gelen İzmir Enternasyonal Fuarı’na geniş ürün yelpazesiyle katıldı.” Şirketler Grubumuz Akhisarspor’un Forma Sponsoru Oldu Spora ve sporcuya verdiği desteğe her zaman devam eden şirketler grubumuz, 2014 – 2015 sezonunda yine Akhisar Belediyespor futbol takımına forma sponsoru oldu. Yapılan sponsorluk anlaşmasına göre iç saha maçlarında formanın sırt kısmında, deplasman maçlarında ise formanın göğüs kısmında Keskinoğlu logosu olacak. Sponsorluk anlaşması sonrasında açıklama yapan yönetim kurulu üyemiz İsmail Keskinoğlu “1970 yılında Akhisar’da bulunan Gençlikspor, Güneşspor ve Doğanspor isimli 3 takımın birleşme kararı alması ile birlikte bugünkü Akhisarspor kuruldu. Güneşspor’dan yeşil, Gençlikspor’dan siyah, Doğanspor’dan sarı rengi alarak da bugün ki forma renklerine kavuşmuş oldu. Bilindiği gibi 2007 – 2008 sezonunda 2. lige yükselen Akhisar Belediyespor; 2009 – 2010 sezonunda ise 1. lige yükseldi. 2011 – 2012 sezonunda benim de seyirci olarak Rize’de bulunduğum son maçta ise Çaykur Rizespor’u deplasmanda yenerek şampiyon oldu ve tarihinde ilk kez Süper Lig’de mücadele etme fırsatı yakaladı. Bir Akhisarlı olarak ilçemizden çıkan bir futbol takımının bu başarısından büyük gurur duyuyorum. Ayrıca 3 sezondur Süper Lig’de top koşturan takımımız, futbolcularının kişilikleri ve fair play’e örnek olacak davranışları ile centilmenlik, rakibe saygı, sportmenlik gibi kaybolmaya yüz tutan erdemleri tekrar yaşatmaya başladı ve rakiplerimizin bile kalbini fethetmeyi başardı. Biz Keskinoğlu Ailesi olarak 7’den 70’e tüm halkımızın kalbinde olan Akhisar Belediyespor’a destek verdiğimiz için onur duyuyoruz” dedi. “Spora ve sporcuya verdiği desteğe her zaman devam eden şirketler grubumuz, 2014 – 2015 sezonunda yine Akhisar Belediyespor futbol takımına forma sponsoru oldu.” 3 İYİ BİR BAŞLANGIÇ CİVCİVLERİ KURTARIYOR Körpe civcivlerin arzusu kusursuz ve sabit çevre sıcaklığında kendilerini huzurlu hissettirmektir. Sadece iyi bir başlangıç onları iyi yem yeme ve su içmeye hazırlar ve sürekli sağlıklı kalabilmelerini sağlar. Civcivler diğer sıcak kanlı hayvanlar gibi vücut sıcaklıklarını sabit tutmaya çalışırlar. Yetişkin civcivlere göre körpe civcivler bunu cok iyi başaramaz ve sonuç olarak onların vücut sıcaklığı kümes sıcaklığı tarafından etkilenir. Aslında civciv kendi vücut sıcaklığını ancak 14. günde tam olarak gelişmiş olan (beyindeki) ısı düzenleme sistemi sayesinde düzenleyebilir. Bu nedenle yetiştiricinin sunacağı kusursuz kümes sıcaklığına çok fazla muhtaçtır. Eğer bir kümes gereğinden fazla soğuk ise bir civcivin vücut sıcaklığı düşecek ve büyüme potansiyelini gösteremeyip hastalıklara daha hassas hale gelebilecektir. Eğer bir kümes gereğinden fazla sıcak ise civcivlerin vücut sıcaklığı yükselerek su kaybı problemine yol açacaktır. Körpe civcivlerin (beyindeki) ısı düzenleme sistemi daha az gelişmiştir. Bir günlük civcivler düşük kümes sıcaklığında umduğunuzdan daha çok hassastır. Çalışmalar bir günlük civcivlerin kısa sürede olsa düşük sıcaklığa maruz kalmaları halinde uzun dönemde özellikle canlı ağırlık alımının azaldığı, yem dönüşüm oranının yükseldiği ve hastalıklara daha hassas hale geldiklerini göstermektedir. Zemin sıcaklığı önemli: Verimliliği arttırmak için civcivler geldiğinde altlık sıcaklığı 30°C olmalıdır. Hava sıcaklığı değil altlık sıcaklığı önemlidir. Bir günlük civcivlerin boyu yaklaşık 5 santimetredir. Altlığın sıcaklığı sayeside 5 cm yüksekliğe kadar olan alandaki hava sıcaklığı dengeli tutulabilir. Kümeslerin önceden ısıtılması gerekir ama bu pek yaygın olmadığından zemin sıcaklığı 10°C veya daha fazla düşüktür. En iyi kümeslerde bile altlık sıcaklığı genellikle hava sıcaklığının 2-3 derece altındadır. Daha da kötüsü civcivler vücut sıcaklıklarını ayaklarından kaybederler. Kümesin sıcak olduğu sanılırken civcivler altlık sıcaklığından etkilenerek üşüyor olabilirler çünkü bakıcı ve termostatlar sıcaklığı 1 metre yukarıdaki halini ölçmektedirler. Altlıktaki nem seviyesi civcivlerin rahatını etkileyen diğer bir faktördür. Islak altlık kuru altlıktan daha soğuktur. Genç civcivler genellikle soğutucu padlerin olduğu geniş bir alanda rutubetli altlık üzerinde otururlar. Su altlıktan buharlaşırken altlıktaki Enver Evren Tosun 4 ısıyı da alarak sıcaklığı düşürür. Altlık serildiğinde rutubetli ise ön ısıtma süresi iki katına çıkarılmalıdır. Radyanlar güneş gibidir: Radyanlar altlığı ısıtmada sıcak hava üfleyen ısıtıcılara göre daha iyi iş yapar. Çünkü yüzey ısıtma yöntemi özellikle radyan ısıtıcıların formundandır. Radyan tıpkı güneş ışığı mantığıyla ısıtır. Güneş kümesin dışındaki havayı bir kümesinin içinden fazla ısıtır. Radyanlar da alttaki bölümü ortam sıcaklığında 4°C fazla ısıtır. Genelde radyanların yerden ne kadar yükseğe konulduğuna bağlı olarak ısıttığı söylenir. Radyanın altında ve bir metre uzağında kalan alan da kümes içi sıcaklığına 4°C ‘ye göre daha fazla ısınır. Isı dağılımı kullanılan radyanın tipine bağlıdır. Eski tarz radyanlar altından 1 metre uzak alanı ısıtabilirken yeni model radyanlar 2 metre öteye kadar zemini ısıtabirler. Bu farklılık civcivlerin hareketlerini sınırlayak vücut sıcaklığını dengelemek yerine radyan altından uzaklaşabilme yönünde olumlu bir etki yapar. Sıcak hava üfleyen ısıtıcılar kullanılıyorsa altlığı ısıtmak daha zor olacaktır. Isıtılan hava soğuk havadan daha hafif olduğu için kümesin tavanına daha çabuk yükselir. Sıcak hava üfleyen ısıtıların üreticileri altlığa yeterince sıcak hava gelmesi için ısıtıyı alçağa altlığa yakın bir yere koyarlar. Altlık 30°C olması için 10 santimetre üzerinde havanın 32 derece veya daha fazla olmasını önerebilirler. Radyanla ısıtılan kümeslerde genelde istenen altlık sıcaklığı civcivler kümese gelmeden önce ön ısıtma yapılarak sağlanır. 24 saat önce başlayan ön ısıtma altlık sıcaklığını 30°C’ ye çıkarılabilir. Sıcak hava üfleyen ısıtıcılarla ancak 48 saat ön ısıtma yapıldığında altlık 32°C sıcaklığa ulaşır. Ön ısıtma süreci içeride fan kullanılarak azaltılabilir. Kümes içi fanlar ve termostat kontrol edilebilir. Bu fanların termostatı tavanın en yüksek noktasına asılarak 35°C’ye ayarlanmalı ki yeterli hava tavanda toplandığında garantili çalışsınlar. Civcivlerin rahatını izleyin: Civcivler kümeste iken iç fanların kullanımına özen göstermek zorundayız. Körpe civcivler hava cereyanına çok fazla duyarlıdır. Fanın üflediği hava hızı dakikada 3 metreden daha az olmalı ki rüzgarı üşüten etki yapmasın. Eğer iç fanlar kullanılacaksa doğrudan tavana doğru üflemeli civcivlerin üşüme olasılığını en aza indirilmelidir. Civcivler kümese geldiğinde altlık yeterince ısınmamış olsa bile Salihli’de bulunan 13 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini tebrik eder, başarılarının devamını dileriz. çabucak bütün radyan boyunca civcivleri topluca boşaltmaya dikkat etmelidir. Bir - iki saat sonra sıcaklık uygun hale geldiğinde yayılacaklardır. Kümes sıcak ve konforlu halde ise içgüdüsel olarak bir grup halinde duran civcivler dağıtılacak ve rastgele yeni gruplar oluşturacaklardır. Eğer altlık soğuk ve nemli ise üşüyen civcivler aynı grupta birbirine sokularak dağılmayacaktır. Belki daha sıcak bölgeleri araştıracaklar ancak bulunca da yeme ve suya gitmeye cesaret edemeyeceklerdir. Bu açlık çekmelerine ve su kaybına neden olacaktır. Grubun sıcaklığından ayrılıp görünen yeme gitmeye cesaret edemeyecekler sıcak ve rahatlarını koruyacaklardır. Kümesin uygun şekilde ısıtıldığının diğer bir göstergesi de civcivlerin ayaklarıdır. İnsanın boyun derisi daha ince olduğundan ellere göre daha hassas bir şekilde civcivlerin ayak sıcaklığını ölçebilir. Genelde başlangıçta daha soğuktur. Civcivlerin dağılımı ve hareketliliği ile ayaklarının sıcaklığı arasındaki alakayı görünce hayret edeceksiniz. Isınarak rahatlamışlarsa etrafta koşturacaklar, üşümüşlerse bir araya toplaşacaklardır. Hava kalitesine de dikkat edin: Hava sıcaklığına ilave olarak uygun hava kalitesi de civcivlerin sağlığı açısından çok önemlidir. Büyük piliçler orta düzeyde amonyak seviyesini tolere edebilirler. Örneğin yumurta tavuklarının randımanları 60 ppm amonyak seviyesinde bile etkilenmez. Etlik piliçlerde ise 25 ppm altında olmadıkça verimli sonuç alınmaz öte yandan da fiziksel olgunluğa ulaşamazlar. Minik civcivler için sadece uygun sıcaklıkta kaliteli hava en büyük etkendir. Kısa süreli yüksek amonyağa maruz kalan etlik piliçlerin canlı ağırlık artışı azalır, yem dönüşüm oranı yükselir, solunum yolu hastalıklarının arttığı gözlenir. Amonyak seviyesi sürekli 30 ppm‘in altında tulması gerekirken ideal oran 20 ppm altıdır. Kümesleri, civcivler geldiğinde bile havalandırılmalı ve büyürken oluşan amonyak,nem ve gazların miktarını en aza indirmelidir. En az havalandırma oranı için bir kilo canlı ağırlık için bir saatte 0,5 m3 hava sağlanması önerilir. Havalandırma miktarı kümes içindeki amonyak ve toz oranına göre ayrıca kümes dışındaki sıcaklık ve nem oranına da bağlı olarak arttırılıp uygun hale getirilmelidir. Balıkesir’de bulunan 30 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini kutlar, başarılı çalışmalarının devamını dileriz. Kaynak: İnternet Sertan Altan Tatlı Ekşi Soslu Tavuk Hazırlanışı: Malzemeler: 2 adet Keskinoğlu tavuk göğüs eti 4 dilim ananas 2 dal taze soğan 1 diş sarımsak ½ adet kuru soğan ½ su bardağı mısır nişastası 1 teneke Keskinoğlu Tavuk Suyu 1 kahve fincanı soya sosu 1 adet limonun suyu 1 yemek kaşığı bal 1 tatlı kaşığı pirinç sirkesi 1 tatlı kaşığı susam yağı Tuz, karabiber Ravika Riviera zeytinyağı Tavuk göğüs etlerini, soğan ve sarımsağı jülyen biçiminde doğrayın. Tavukları nişastaya bulayın. Daha sonra zeytinyağlı kızgın tavada tavukları altın sarısı olana kadar kızartın. Aynı tavada soğan ve sarımsağı soteleyin. Ananasları küp şeklinde doğrayın ve tavaya ekleyin. Daha sonra soya sosu, limon suyu, bal, pirinç sirkesi, tavuk suyu ve susam yağını ekleyin. En son tavukları sosa ekleyin ve 2-3 dk kadar pişirin. Ocaktan alıp ince doğranmış taze soğan ilave edip servis edin. Limonlu Puding Hazırlanışı: Bir tencereye süt ve şekeri koyun. Mısır nişastası, yumurta ve limon suyunu ilave edip sürekli karıştırmaya devam edin. Son olarak tereyağı ekleyip koyulaşıncaya kadar pişirin. Kaselere doldurup soğuk olarak servis yapın. Malzemeler: 1 su bardağı şeker ½ su bardağı mısır nişastası 2 su bardağı süt 2 adet Keskinoğlu yumurta sarısı 2 adet limon 1 kaşık tereyağı 5 Theofanis Gekas Theofanis Gekas ile hayatı, ailesi, günlük yaşantısı, hobileri, futbol ve Akhisarspor hakkında sizlerinde keyifle okuyacağı bir sohbet gerçekleştirdik. “Akhisarspor’un başarısının aslında birçok nedeni var. Sıralarsak; iyi futbolculara, iyi bir başkan ve yönetim kadrosuna sahip. Taraftarımızın payıda oldukça büyük. Son olarak da her zaman iyi hocaların bizleri çalıştırması. Bunların hepsini toplarsak da büyük bir aile oluyoruz. Başarının da sırrı bu.” 6 Öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Öncelikle kendimden bu sene yani bu sezon için bahsetmek istiyorum. Bu sene her şey çok güzel gidiyor. Çünkü ailem, çocuklarım burada. İzmir’de birlikte yaşıyoruz. Bu da tabiî ki takımda oynadığım performansa yansıyor. Bu da benim için çok iyi bir şey, çünkü ailem burada. Bu yüzden herşey çok güzel. Futbol yaşantınızda unutamadığınız bir maç var mı? Öyle ayırabileceğim aslında bir maç yok. Bütün maçlarım beynimin içinde. Çünkü futbol benim hayatım. Türkiye’de oynayan ilk Yunan futbolcu olarak ne hissediyorsunuz? İlk olması çok güzel bir şey benim için. Türk insanını çok seviyorum, aslında onlarda beni seviyorlar. Bu da iki kültür açısından da son derece güzel bir şey. Türk liglerinde hayran olduğunuz futbolcunun Hakan Şükür oldu- ğunu dile getiriyorsunuz? Bunun nedeni nedir ? Hakan Şükür çok iyi bir oyuncu. Aynı pozisyonda oynuyoruz. Stili son derece güzel. Benimle aynı pozisyonda oynadığı ve Türkiye’deki en iyi oyunculardan birisi olduğu için kendisine hayranım. Akhisar Belediyespor 5 yıldır çok başarılı sezonlar geçiriyor. Sizce bu başarının sırrı nedir? Akhisarspor’un başarısının aslında birçok nedeni var. Sıralarsak; iyi futbolculara, iyi bir başkan ve yönetim kadrosuna sahip. Taraftarımızın payıda oldukça büyük. Son olarak da her zaman iyi hocaların bizleri çalıştırması. Bunların hepsini toplarsak da büyük bir aile oluyoruz. Başarının da sırrı bu. Şu anda Türkiye’de 72 takımdan daha fazla gol attınız. Bir futbolcu olarak ne hissediyorsunuz? Mutluyum tabiî ki. Ama şunu da söylemem gerekir ki kendimin gol atmasından çok, takımımın kazanması benim için çok önemli. Çünkü iyi bir takıma sahibiz. Ben de onlar sayesinde sonuçta gol atıyorum. Hem ben gol atıp, hem de takımım kazanırsa bu benim için çok daha güzel. Çünkü bizim öncelikle amacımız galip gelmek. Bu zamana kadar 12 farklı takımda futbol oynadınız. Futboldan sonraki planlarınız nedir? Türkiye’de kalmak gibi bir düşünceniz olabilir mi? Türkiye’de kalmak mı? Neden olmasın? Belki Akhisarspor’da kalabilirim. Aslında niye futbolun içinde kalmayayım. Menajerlik olabilir, antrenörlük olabilir. Futbol izleme komitesi olabilir. Tabi bunlarda neden Akhisarspor’da olmasın. Tabi kendimce ufak çaplı planlarımda kendime göre mevcut. Türk insanını özellikle Akhisarspor taraftarları hakkında ne düşünüyorsunuz? Akhisarspor taraftarları bizim için çok ateşli bir taraftar. Bizler çok güzel bir aileyiz. Başarımızın en önemli nedenlerinden bir tanesidir. Aslında Türkiye’de genel olarak bakarsak, sadece Akhisarspor taraftarı değil, bütün taraftarlar futbola çok bağlı, takımlarına bağlı ve çok ateşliler. Bu da futbol için çok iyi aslında. Türk insanına gelecek olursak aslında bizim insanımızla aynı sadece dillerimiz farklı. Müziklerimiz, kültürlerimiz, yaşam biçimlerimiz aynı. Bu yüzden bizi ayıran tek şey sadece dillerimiz. Bir futbolcunun bir günü nasıl geçer? Benim için aile günü oluyor. Birlikte kahvaltı yapıyoruz, dışarı çıkıp alışveriş yapmak, bahçeye çıkıp çocuklarımla oyun oynamak, onlarla zaman geçirmek, yemek yemek ve tekrar futbola dönmek. Futbol dışında neler yaparsınız, özel zevkleriniz ya da hobileriniz var mı? Tüplü dalışı çok seviyorum, yazları hep tüplü dalışa gidiyorum. Ve en sevdiğim ikinci hobim de çocuklarımla oynamak, onlarla zaman geçirmek. Mutfakla aranız nasıl, favori yemekleriniz nelerdir? Mutfak ile aram iyi aslında. Bazı şeyleri yapmayı çalışıyorum ama en iyi yaptığım şey barbekü. En sevdiğim yemek ise fırında tavuklu patates. Bir sporcu olarak beslenmenizde nelere dikkat ediyorsunuz? Öğünlerinizde en çok tercih ettiğiniz besin grupları nelerdir? Gün içerisinde en fazla önem verdiğim öğün sabah kahvaltısıdır. Kahvaltı çok önemli benim için, diğer öğünlerde ise eti tercih ediyorum. Eti de genelde makarna ile birlikte tüketiyorum. “Akhisarspor taraftarları bizim için çok ateşli bir taraftar. Bizler çok güzel bir aileyiz. Başarımızın en önemli nedenlerinden bir tanesidir.” Keskinoğlu ürünlerini nasıl buluyorsunuz? Şu an bence en iyisi. Bizler zaten burada ürünlerinizi tüketiyoruz. Türkiye’nin her yerinde de görebiliyoruz. 7 ÇOCUKLAR ve ÜST SOLUNUM YOLLARI ENFEKSİYONU (ÜSYE) Çocukluk döneminin kendine özgü rahatsızlıkları bulunur. Anne ve babaların en yakındıkları konu, nezle, soğuk algınlığı, grip, gripal enfeksiyon bademcik/boğaz iltihabı gibi üst solunum yolları enfeksiyon’larına (ÜSYE) yakalanan, genel durumu olumsuz etkilenen ve okula gidemeyen çocuklarıdır. Bağışıklık sisteminin fazla tepki göstermesi, çocukların kendisini koruyamaması, soğuk aylar, okul ortamı vb. nedenler çocukluk döneminde, yıl içinde ortalama 4-12 kez üst solunum yolları enfeksiyonu geçirilmesine neden olmaktadır. Belirtiler ve bulaşma yolları nelerdir? Sonbahar-kış mevsimleri boyunca daha sık karşımıza çıkan çeşitli tür virüslerin (en sık rhinovirüs’lerdir) neden olduğu soğuk algınlığı-basit burun iltihabı olarak başlar. Çünkü az güneş ışınları, soğuk havanın burun içine olumsuz etkisi, kalabalık, havalanması kötü ortamlar soğuk aylarla ilgilidir. Bakteriler de ikincil olarak, iltihabı şiddetlendirebilir (sinüzit/bademcik iltihabı gelişimi vb.) Boğazda ve genizde tahriş, burun tıkanıklığı, hafif ateş ilk belirtilerdir, hapşırma, sulu burun akıntısı, boğaz ağrısı, iştah kaybı, başağrısı, kulak ağrısı, öksürük de olabilir. Bulaşması, havadan damlacıkların solunumu ile veya el sıkışma, öpüşme gibi direkt temas ile olur. 24-72 saat içinde hastalık belirtileri başlar. İyileşme dönemi 10-14 gün sürer. Hangi çocuklar daha çok ÜSYE’na yakalanır? • Kalabalık sınıflarda okuyanlar • Vücut direnci düşük olanlar (beslenme bozukluğu, kronik rahatsızlıklar vb.) • Alerjik rahatsızlıkları olanlar • Soğuk havada uzun süre kalanlar • Çok kuru ortamlarda yaşayanlar • Sigara içilen ortamda bulunanlar Hastalık belirtileri başlamış ise neler yapılmalıdır? Yatak istirahati, iyi beslenme, bol sıvı alınmasına özen gösterilmelidir. Burun ve boğaz mukozası için en iyi yumuşatıcı su’dur. Nane-limon, ıhlamur vb. bitkisel çayların da rahatlatıcı etkisi vardır. Burun açıcı damla ve spreyler: Çocuğun yaşına göre uygun tuzlu su içeren spreyler kullanılabilir. 3-5 gün süre ile burun açıcı burun spreyleri (İliadine, Otrivine sprey vb.) kullanılabilir, uzun süreli kullanım sakıncalıdır. Nemlendirici aygıtlar yararlı olabilir veya ortamda (radyatör, soba üzerinde vb.) sıcak su bulundurulması da havayı kurutmayacaktır. Nasıl korunmalıyız? -Çocukların soğuk/rüzgarlı ortamda uzun süre kalmamaları sağlanmalıdır. -İyi giyinmeleri, iyi beslenmeleri, iyi uyumaları sağlanmalıdır. -Eller sık olarak yıkanmalıdır. -Enfeksiyon geçiren kişilerle öpüşmemeli, tokalaşılmamalıdır. - Bağışıklık sistemi düşük olan, kronik hastalığı olan çocuklarda grip aşısı tercih edilebilir. Kaynak: İnternet 8 OĞLUM VE BEN Bir gün, çocuğum doğdu. O dünyaya geldiğinde, yetişmem gereken uçaklar ve ödenmesi gereken faturalarla meşguldüm. Ben uzaklardayken yürümeyi öğrendi. Konuşmayı da öyle. Ve biraz büyüdüğünde, “Senin gibi olmak istiyorum baba” demeye başladı. “Ben de büyüyünce senin gibi olacağım.” İşyerine telefon açıp, “Baba, eve ne zaman geleceksin?” diye sorardı ikide bir. “Ne zaman geleceğimi bilmiyorum oğlum. Ama geldiğimde birlikte güzel bir vakit geçireceğimizden emin olabilirsin. ”Yıllar öylece geçip gitti. Oğlum on yaşına geldi. Ona güzel bir top aldım. “Top için teşekkürler baba!” dedi, “Haydi oynayalım.” “Bu hafta sonu tamamlamam gereken işler var” dedim. “Bugün olmaz, haftaya, tamam mı?” “Tamam” dedi, fakat yüzündeki gülümseme eksilmedi. “Büyüyünce baba” dedi, “ben de senin gibi olmak istiyorum.” Yıllar öylece geçip gitti. Oğlum önce ilkokuldan, sonra liseden, sonra üniversiteden mezun oldu. Bu durumda, başka birçok baba gibi, benim de söylemem gereken bir şeyler vardı. “Seninle gurur duyuyorum” oğlum dedim. “Gel, söyle biraz oturalım; sana diyeceklerim var.” Başını salladı ve gülümseyerek: “Arkadaşlara sözüm var baba” dedi. “Sen arabanın anahtarlarını verebilir misin bana? Sonra görüşürüz, oldu mu?” Yıllar öylece geçip gitti. Emekli oldum. Artık bol bol vaktim vardı. Oğlum ise başka bir şehirde iyi bir iş bulmuştu, orada yaşıyordu. Bir gün ona telefon ettim. “Eğer sence de uygunsa, hafta sonu buraya gel de hasret giderelim” dedim. “Sevinirim baba” dedi. Bir bakayım, müsait bir vakit bulabilirsem, gelirim. Ama su sıralar işlerim çok yoğun. “Fakat seninle görüşmeyi ben de istiyorum, baba.” “Peki, ne zaman gelirsin oğlum?” “Ne zaman olur bilmiyorum, baba. Şimdi bir iş görüşmem var, ona yetişmem gerek. Sonra ararım seni. Geldiğimde birlikte güzel vakit geçireceğimizden emin olabilirsin.” Ve telefonu kapattığımda, oğlumun çocukluk hayalini gerçekleştirdiğini anladım. Çocukluk hayalini gerçekleştirdiğini... Örnek aldığı babasına benzediğini... Büyüyünce tıpkı babası gibi olduğunu... Kaynak: İnternet Balık Labirent: Ölümcül Kaçış Nasreddin Hoca bir gün bir yolculuk esnasında acıkır ve bir hana girerek karnını doyurmak ister, tam o esnada hoca ile beraber başka bir yolcu girer ikisi beraber girip aynı anda yemek isterler, fakat hancı bakar yemek yok sadece bir tane balık kalmıştır yemek olarak, bu durumda yarı yarı yapmanız en uygunudur diyen hancı, hoca ve diğer yolcuya bakar, hoca tamam fakat ben balığın başını yiyecem der, bu duruma şaşıran hancı neden hoca der, hoca başlar anlatmaya balığın başı zekayı daha çok ilerletip insanı zeki bir insan haline getirirde ondan der, bunu duyan diğer yolcu yok kabul etmem hoca başını ben yiyecem der, hoca da itiraz etmeden madem öyle istiyorsun peki der ve hoca da balığın gövdesini yer, yemek bittikten sonra yolcu daha aç olduğunu hisseder ve hocaya hoca sen karnını doyurdun beni de kandırıp bir zeka ile aç bıraktın der, hoca da bak akılanmışsın hemen der. Son Adım Aşk Yazar: Kimberly Fisk Çevirmen: Fikriye Öztüna Sayfa Sayısı: 448 Basım Yeri: İstanbul Yayın Yılı: 2014 Yönetmen: Wes Ball Oyuncular: Dylan O’Brien, Kaya Scodelario, Patricia Clarkson, Will Poulter, Thomas Brodie-Sangster Tür: Bilim Kurgu, Aksiyon Süre: 114 dakika Yapım: 2014 Thomas(Dylan O’Brien) adlı bir genç, beraberinde 60 çocukla birlikte bir labirente hapsolur. Uyandığında kendisini labirentte bulan Thomas ismi haricinde hiçbirşey hatırlamamaktadır. Thomas, Glade adını verdikleri bir tür kapalı kasabamsı alanda olduklarını öğreniyor. Burada yetişkinler yok. Sadece onlu yaşlarında erkek çocuklar var. Ve hepsinin de ayrı bir görevi. Bir şekilde hayata tutunmaya, bir şeyler yapmaya çalışırken, diğer yandan da bulundukları yerden çıkmaya çalışmaktadırlar. İki Kayıp Ruh Tek Bir Aşkta Buluşursa... Jenny, dokuz ay önce ölen nişanlısıyla birlikte kurdukları taşımacılık şirketinin sahibi genç bir kadındır. Nişanlısı Steven’ın yasını tutan Jenny bir süredir kötü giden işleriyle de ilgilenememektedir. Bu sırada ortaya çıkan Jared adında gizemli bir adamın beklenmedik talepleri kadının hayatını alt üst etmenin eşiğine getirir. Ölen nişanlısının arkadaşı olan Jared, şirketin kuruluşu sırasında verdiği yüklü miktarda borcu geri istemektedir. Jenny oldukça zorlu bir süreçle karşı karşıyadır çünkü Jared bir yandan genç kadının sahip olduğu her şeyi elinden almaya gelmiş bir düşman, diğer yandan Steven öldüğünden beri ilk kez kalbinin aşkla çarpmasını sağlayan etkileyici bir adamdır. Acaba düşmanca başlayan bu ilişkinin büyük bir aşka dönüşmesi mümkün olabilecek midir? 9 Keskinoğlu, Sosyal Medyada Kampanyalarına ve Etkinliklerine Devam Ediyor 16 203 10 Yanlış Bilinen Doğrular 11
Benzer belgeler
Şirketler Grubumuz, Rusya`nın En Büyük Market
ve dolayısıyla daha güvenilir olan ambalajlı
ve markalı ürünlere ulaşması kolaylaşırken,
hayvansal protein ürünlerinin satış aşamasında da hijyenin maksimum oranda korunması öncelikli olmuştur. Böy...
Eylül - Keskinoğlu
ürün gamından 2 çeşit ürün
için tadım etkinlikleri düzenlerken, bu fuarda da çocukları unutmayan şirketimiz,
maskotları olan horoz ve
Dünyadaki Michelin Yıldızlı Tek Türk Restoranı Ravika`yı seçti
halkın protein açığını ulaşılabilir fiyat seviyesinde, sağlıklı, kontrollü ve kayıt altında izlenebilir üretim ile karşılamak için var
gücümüzle çalışmaktayız. Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı’...