Dünyadaki Michelin Yıldızlı Tek Türk Restoranı Ravika`yı seçti
Transkript
Mayıs 2014 Sayı:199 Dünyadaki Michelin Yıldızlı Tek Türk Restoranı Ravika’yı seçti Mangal Keyfi Başlıyor 2014 yılı piliç eti sektörü için olumlu gelişmelerle başlamıştır. Yıllık 8 milyar TL’lik cirosu olan ve yaklaşık 2,4 milyon kişiye istihdam sağlayan sektöre, devletimiz ve konunun uzmanları destek olmuş, yanlış bilgilendirmelere karşılık ellerinde bilimsel verilerle birlikte açıklama yapmış, T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’mızın yayınladığı kamu spotu ile halkımız beyaz et konusunda daha da bilinçlenmiş ve tüketim artmıştır. Bilindiği gibi yaz mevsiminin yaklaşması ile birlikte mangal sezonu da başlamıştır. Bu dönem ile birlikte tüketiciler, en sağlıklı ve en ucuz protein kaynağı olan piliç etine sofralarında daha fazla yer vermeye başlamışlardır. Sektör firmaları da bu sezon için hazırlıklarını birkaç ay önceden yapmaya başlamaktadır. Bu nedenle firmalar mangallık ürün gamlarını tüketici istek ve taleplerine göre her yıl yenilemekte ve en tercih edilen ürünleri ile piyasada yerlerini almaktadırlar. Bu çalışmaları yaparken sektör firmalarının öncelikli hedefi ise, en sağlıklı ve en ucuz protein kaynağı olan piliç etini tüketicilerine sunarak sağlıklı nesillerin yetişmesini sağlamaktır. Keskinoğlu olarak bizlerde, 35 farklı mangallık ürün çeşidimiz ile tüketicilerimize mangal sezonunda farklı lezzetler sunmaktayız. Sezonda en çok tercih edilen pirzola, kanat, kalça şiş ve baby şiş ürünlerimizin yer aldığı ızgara mangal paketi ile soslu ürünler grubumuzdaki ürünleri zahmetsiz bir mangal keyfi için tüketici isteklerine göre şekillendirmekteyiz. Biz 51 yıldır tüketicimize en iyiyi sunmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Tesislerimizde üretilen tüm piliçler kesimi yapıldıktan sonra “X Ray” cihazından geçirilmekte ve burada kırığı ve eziği olan ürünler ayrılmaktadır. Ayrıca Türkiye’deki hava soğutma tünellerinin en büyüklerinden biri olma özelliğini taşıyan 6.500 metrelik soğutma tüneli ile tamamen hava soğutma işlemine tabi tutulan piliçlerimiz bünyelerindeki tüm sulardan %100 arındırılmakta böylece %100 piliç eti satılmaktadır. Böylelikle hem bakteri üreme riski minimuma indirilmekte hem de Keskinoğlu piliçlerinin raf ömrü, sıcaklıkların iyice arttığı yaz aylarında uzamaktadır. Ayrıca tüketicilerimiz, tesislerimizde üretilen tüm ürünlerin etiketleri üzerinde bulunan 18 haneli numarayla Keskinoğlu web sitesine girerek ürün hakkında tüm bilgilere ulaşabilmektedir. Üretimden satışa kadar şeffaflık ilkesi ile tüketicilerimize hizmet vermeyi amaç edinen şirketimiz, protein açısından zengin, sağlıklı beslenme açısından ise insan beslenmesinde önemli bir yere sahip olan piliç etini kalitesinden ödün vermeden en iyi şekilde üretmeye devam edecektir. Türk zeytinyağını 75 ülkede temsil eden, girdiği pazarlarda liderliğe uzanan başarı hikayeleri yaratan şirketler grubumuzun zeytinyağı markası Ravika, Michelin yıldızlı restoranda servis edilen ilk Türk zeytinyağı oldu. Dünyanın Michelin yıldızlı tek Türk restoranı La Canard’ın sahibi olan ünlü şef Ali Güngörmüş, menüsünde zeytinyağı kullanılan tüm yemekleri artık Ravika ile hazırlayacak. Hamburg’taki restoranında modern Türk mutfağı yemeklerini de sunan Şef Güngörmüş, Ravika’nın İtalyan ve İspanyol yağlarını tahtından edecek kalitede olduğunu belirterek Münih’te açacağı yeni restoranında da sadece Ravika kullanacağını belirtti. Türk mezelerinin modern dünya mutfaklarına uyarlanması için özel çalışmalar da yürüten şef, Ravika’nın sağladığı lezzet üstünlüğünün bu çalışmalar için büyük avantaj yaratacağının da altını çizdi. 100 yıl önce bir lastik firması tarafından sürücülere yollardaki en iyi restoranları göstermek amacıyla başlayan bu derecelendirme reh- beri, daha sonraki yıllarda ise bir prestij haline gelen Michelin yıldızlı restoranları beraberinde getirmiştir. Bugün gizli müşteriler tarafından sıklıkla denetlenen bu restoranlarda yer bulmak için 6 ay ile 1 yıl öncesinden rezervasyon yapıldığını belirten Keskin Keskinoğlu, “Şirket olarak Ravika’yı kurduğumuz zamandan bugüne kadar ki amacımız her zaman Türk zeytinyağının dünya pazarında hak ettiği konuma ulaşmasını sağlamak oldu. Son yıllarda girdiğimiz pazarlarda kayda değer başarılar elde ettik. Bugün gelinen noktada, yeme içme dünyasının kalite zirvesi olan Michelin yıldızına sahip bir restoranda Ravika zeytinyağlarının servis edilmesi bizim için çok önemli bir adım. Bu gelişme Türk markaları için yeni başarıların önünü açacak değerde. Türkiye’nin üretim kalitesini anlatmak için yeni fırsatlar yaratabileceğiz. Türkiye’nin layıkıyla temsil edildiği böylesi bir platformda pay sahibi olmanın Keskinoğlu Ailesi için büyük bir mutluluk olduğunu da belirtmek isterim” dedi. Kurucumuz İSMAİL KESKİNOĞLU, Ölümünün 13. Yıldönümünde Kabri Başında Anıldı Sami Ersöz Kabristanı’nda yaklaşık 400 kişilik bir grubun katıldığı törende Keskinoğlu Ailesi’nin üyelerinin yanı sıra merhum İsmail Keskinoğlu’nun dostları ile şirket çalışanlarımız da hazır bulundu. Şirketler grubumuz kurucusu ve ebedi başkanımız merhum İsmail Keskinoğlu, ölümünün 13. yıldönümünde Manisa’nın Akhisar ilçesine bağlı Kayalıoğlu Kasabası’nda kabri başında anıldı. Sami Ersöz Kabristanı’nda yaklaşık 400 kişilik bir grubun katıldığı törende Keskinoğlu Ailesi’nin üyelerinin yanı sıra merhum İsmail Keskinoğlu’nun dostları ile şirket çalışanlarımız da hazır bulundu. Törende tüm ailenin duygula- rını dile getiren Keskin Keskinoğlu; “13 senedir yanımızda olmayan, ama varlığını her an hissettiğimiz değerli büyüğüm dedemiz İsmail Keskinoğlu; erdem sahibi, ileri görüşlü, hayat dolu ve çalışmasını çok seven bir insandı. 101 yıllık yaşamı boyunca sahip olduğu azmi, mütevazi yaşam biçimi ve örnek aldığımız sözleri çocuklarına ve biz torunlarına hala ışık tutmaktadır. Yıllar önce temellerini attığı şirket, bugün 4000 kişilik büyük bir aile. Onun ardından devraldığımız bayrağı adına yakışır bir şekilde taşıyıp, hedeflerimizi her geçen gün büyütüyor, dünya markası olma yolunda büyük başarılara imza atıyoruz” dedi. Tören, İsmail Keskinoğlu’nun kabri başında okunan dualarla sona erdi. İzmir - Akhisar karayolu üzerinde bulunan merkez tesislerimizin önünde ise gün boyunca lokma yapılarak halka dağıtıldı. Keskinoğlu, Grubunda Ege Bölgesi’nin İhracat İkincisi Oldu Keskin Keskinoğlu, “Ege Bölgesi’nin gelişme sürecinde bir payımız olmasından dolayı son derece mutluyum. Bölge firmaları olarak Türkiye ihracatında payımız her geçen gün artıyor, Egelilerin ihracatta çok daha büyük başarılara imza atacağımıza inanıyorum” 2 Şirket grubumuz, 2013’te yaptığı piliç eti, ileri işlem ürünleri ve yumurta ihracatıyla, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçılar Birliği tarafından en çok ihracat gerçekleştiren 2. firma olarak ödül aldı. Bu yıl 51. yılına giren ve gerçekleştirdiği ihracatlarla Türkiye’yi uluslararası arenada başarıyla temsil eden şirketimiz, geçtiğimiz günlerde Ege İhracatçılar Birliği’nde düzenlenen ödül töreninde, piliç eti, yumurta ve ileri işlem ürünleriyle gerçekleştirdiği 80 milyon dolarlık ihracatla bölgenin en çok ihracat yapan 2. firması olarak ödül aldı. Şirketler grubumuz adına ödülü, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Sinan Kızıltan’dan alan Keskin Keskinoğlu, “Ege Bölgesi’nin gelişme sürecinde bir payımız olmasından do- layı son derece mutluyum. Bölge firmaları olarak Türkiye ihracatında payımız her geçen gün artıyor, Egelilerin ihracatta çok daha büyük başarılara imza atacağımıza inanıyorum. Keskinoğlu olarak 2013’te toplam 80 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Bu yıl sonunda ihracatımızı yüzde 35 arttırarak 110 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Amacımız Egeli bir marka olarak Türkiye’yi bütün dünyada gururla temsil eden global bir marka olmak” dedi. Arjantinli Misafirlerimizi Tesislerimizde Ağırladık Arjantin’deki tavuk eti ve yumurta sektörlerinin temsilci ve üreticileri şirketler grubumuzun Manisa Akhisar’da bulunan üretim tesislerini ziyaret ettiler. Piliç işleme tesisleri, yumurta işleme tesisleri, Ravika dolum tesisleri, ileri işlem tesisi ve son olarak da Ravika Köyü’nü ziyaret eden katılımcılar; tavuk, yumurta ve zeytinyağı gibi ürünlerin hangi aşamalardan geçerek tüketiciye sunulduğunu yerinde inceleme fırsatı bulurken, şirket yetkilileri tarafından ürün ve üretim süreci ile ilgili de detaylı bilgi aldılar. Şirketimiz tarihçesi hakkında bilgi veren yönetim kurulu üyemiz İsmail Keskinoğlu, “Biz şuna inanıyoruz; ne kadar iyi hammadde olursa olsun, yanına ruhunuzu ve sevginizi kattığınız zaman lezzetli ürünler sunabilirsiniz. Bizim tüm ürünlerimizde, üretim ekibimizin sevgisi ve ruhu var. Ayrıca, kendi çocuklarımıza yediremeyeceğimiz hiçbir ürünü, Keskinoğlu üretim tesislerinde üretmiyor ve piyasaya sunmuyoruz. Dedem İsmail Keskinoğlu’nun bundan yaklaşık 51 yıl önce çocuklarına taze yumurta yedirme isteği ile başlayan sevda, bugün dev bir tesise dönüşmüştür. Biz de bu mirası Keskinoğlu Şirketler Grubu olarak devam ettirip, tüketicilerimize en iyiyi ve en kaliteliyi sunmak için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi. Gezinin sonunda ziyaret edilen şirketler grubumuz tarafından oluşturulan ve 1929 model Ford A- Tudor’dan, 1974 model Cadillac Fleetwood’a kadar pek çok nadide otomobille beraber kamyon, traktör, otobüs, bisiklet, motosiklet gibi pek çok farklı türden aracın bulunduğu Klasik Araba Müzesi de ziyaretçilerin beğenisini kazandı. Şirketimiz tarihçesi hakkında bilgi veren yönetim kurulu üyemiz İsmail Keskinoğlu, “Biz şuna inanıyoruz; ne kadar iyi hammadde olursa olsun, yanına ruhunuzu ve sevginizi kattığınız zaman lezzetli ürünler sunabilirsiniz. Bizim tüm ürünlerimizde, üretim ekibimizin sevgisi ve ruhu var” Okullarımızda 23 Nisan Coşkusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından yalnız ülkemiz çocuklarına değil tüm dünya çocuklarına armağan edilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı şirketler grubumuzun da katkıları ile Manisa’nın Akhisar ilçesinde, Kayalıoğlu Kasabası’nda ve Kapaklı Köyü’nde çeşitli etkinliklerle coşkuyla kutlandı. Şirketler grubumuzun modern çağın gerektirdiği araç gereçlerle donatarak Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışladığı İsmail Keskinoğlu İlköğretim Okulu, Mehmet Keskinoğlu İlköğretim Okulu ve Zeliha Keskinoğlu İlköğretim Okulu’nda düzenlenen ve şirket yetkililerimizin de hazır bulunduğu törenler saygı duruşu, İstiklal Marşı’nın söylenmesi ve çelenklerin Atatürk büstüne konulmasıyla başladı. Daha sonra sahne alan minikler, hazırladıkları birbirinden eğlenceli gösterilerle hem eğlendi hem de eğlendirdi. İlköğretim öğrencileri hazırladıkları dans gösterileri, mini konserler, halkoyunları, tiyatrolar ve şiirler ile tören alanını dolduran misafirlere bayramın coşkusunu doyasıya yaşatırken; yarışmaların sonucunda dereceye giren çocuklara ve anasınıfı öğrencilerine şirketler grubumuz yetkilileri tarafından hediye paketleri verildi. Dünyada çocukların sahip olduğu tek bayram olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda bu tarz etkinliklere katılmaktan gurur duyduklarını belirten yönetim kurulu üyemiz Hamit Keskinoğlu: “Bu bayram bir taraftan Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı, egemenliğinin ilan edildiği anlamlı gün; diğer taraftan ise yarının büyükleri, geleceğin garantisi çocuklarımız için bir şenlik. Çocuklar milletimizin en değerli varlığıdır. Barışın, sevginin, umudun, kardeşliğin temsilcileridir. Her toplum, çocuklarına sahip çıkmak, onların en iyi biçimde yetişmelerini sağlamak zorundadır. Milli birlik ve beraberlik duygusu bilinciyle güçlenen, milli iradenin temsil edildiği bugün, Atatürk’ün çocuklara verdiği önemin dünyaya örnek olan bir ifadesidir” dedi. Şirketler grubumuzun modern çağın gerektirdiği araç gereçlerle donatarak Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışladığı İsmail Keskinoğlu İlköğretim Okulu, Mehmet Keskinoğlu İlköğretim Okulu ve Zeliha Keskinoğlu İlköğretim Okulu’nda düzenlenen ve şirket yetkililerimizin de hazır bulunduğu törenler saygı duruşu, İstiklal Marşı’nın söylenmesi ve çelenklerin Atatürk büstüne konulmasıyla başladı. 3 ALTLIK BAKIMI VE RUTUBET Memeli hayvanlarla kıyaslandığında kanatlı sindirim sistemi hem daha kısa hem de besin geçişi çok hızlıdır. Kaldı ki kanatlı hayvanların bilinen bir diğer özelliği ise ter bezlerinin bulunmayışıdır. Metabolizma artıkları dolayısıyla su kaybı başlıca dışkı olmak üzere kısmen de evaporasyonla akciğerler vasıtasıyla olmaktadır. Bu noktadan hareketle kitle yerleştiriciliğine dayalı kapalı barınaklardan ve yerde yapılan yetiştirmelerde kanatlıların su tutma kapasitesi yüksek bir materyal üzerinde yetiştirilmesi zorunludur. Altlık materyali olarak çoğunlukla su tutma kapasitesi yüksek yonga talaşı, çeltik kavusu, saman kullanılmaktadır. Samanın diğer iki ürünle kıyaslandığında su tutma kapasitesi daha düşüktür. Genel olarak altlık, nemi emer ve sağladığı yüzey genişliği ile kümes tabanın kuru kalmasını sağlar. Dışkının dağılımının sağlayıp, hayvanların direk dışkı ile temas etme olasılığını azaltır. Ve yine altlık hayvanları tabandan gelecek soğuktan korur, hayvanlar ile sert zemin arasında koruyucu yatak görevi yapar. Altlık kalitesini etkileyen faktörlerin başında mevsim, ishale seyreden enterik kökenli enfeksiyonlar, su tüketimini arttıran beslenmeye bağlı faktörler ve yetersiz havalandırmadır. Kanatlı yetiştiriciliğinde kış ve ilkbahar aylarında altlık yönetimini sağlamak oldukça güçtür. Özellikle doğal havalandırma yapılan klasik pencereli ya da perdeli kümeslerde kışın kümes içerisinde oluşan ağır gazların dışarı atılması esnasında, pencere diplerindeki altlık materyalinin sıcak-soğuk hava çatışmasından dolayı ıslandığını ve formunun bozulduğunu görürüz. Bunu takiben altlığın formunu korumak ve korumasını sağlamak için yakıt giderleri artar. Ancak bu çaba beraberinde kümes içerisinde ağır gazların ve amonyağın yoğunluğunu arttırır. Havalandırmayı belli bir dengede götürmek gittikçe güçleşir. Altlığın pH seviyesi 5.2’den 8.2’ye çıktığında ve altlıktaki ısı yükseldiğinde, ürik asidin parçalanmasını sağlayan bakterilere üremeleri için uygun ortam oluşur. Bu yolla açığa çıkan amonyak, altlığın hemen üst tabakasına hapsolur. Hayvanların uzun süre yüksek düzeyde amonyağa ( 50 litre-100 ppm) maruz kalmaları durumunda keratokonjiktivit şekillenir. Altlık kalitesinin bozulmasında amonyak her zaman bir problem olarak kendini göstermiştir. Sürünün uzun süre ve yüksek düzeyde amonyağın maruz kalması durumunda büyümenin duraklaması, yemden yararlanmama oranının yükselmesi, nihayet amonyağın solunum yollarında yapmış olduğu tahribata bağlı olarak; hava keselerinin iltihabı veya solunum sistemine adapte olan viral ya da bakteriyel bir enfeksiyonun başlamasına neden olur. Yönetim koşullarının sağlanmasında, belki de en çok göz ardı edilen ve problemli hale geldiği zaman da telafisi en güç Abdülkadir Aygün 4 sağlanan altlık yönetimidir. Altlığın günlük bakımı ihmal edilmemeli bu yapılırken de hayvanların dışkı karakterleri günlük incelenmeli sürüde herhangi bir rahatsızlığın başlayıp başlamadığı gözlenmelidir. Altlık bakımı rutin yapılmadığı takdirde, başlangıçta üstlendiği yataklık görevi yerine, birbirini takip eden zincirleme yönetim zafiyetleri sebep olacaktır. Dekompoze olmuş altlıkta, mikrobiyen faaliyet arttığından daha fazla miktarda amonyak üretir. Zira amonyak dışkıda ki ürik asidin, yine dışkıyla atılan bakteri popilasyonları tarafından yıkımlanması sonucu, gübredeki ürik asit konsantrasyonu azalırken, serbest bırakılan amonyak miktarı artmaktadır. Amonyak oluşumu ile ilgili altlığın dekompoze olmuş halinin tanımı da bu noktada çok önemlidir. Zira altlık rutubetini çok az veya çok yüksek olması ( suya doyması ) her iki halde de amonyak oluşumu azalırken, özellikle sadece altlık yüzeyinin yer yer pastalaşma olduğu durumlarda amonyak oluşumu artmaktadır. Amonyak oluşumu ile ilgili altlığın rutubet durumu dışında, kümes içi sıcaklığın hatta altlığın bizzat kendi iç sıcaklığının da önemi büyüktür. Sıcaklık arttıkça amonyak oluşumu artmaktadır. Tavuk yetiştiriciliğinde kullanılan yataklığın formunun bozulup bozulmadığına dair, izlenilebilir en önemli kriter altlığın rutubetlenmesidir. Pratikte kanatlı yetiştiriciliğinde yetiştirme periyodu boyunca altlığın ideal olarak kabul edilebilir rutubet oranı %20- 25 arasındadır. %20 altında rutubet kapsaması durumunda tozlanacağından, %25 üzerinde rutubet kapsamasında durumunda ise altlık yüzeyinde pastalanmalara sebebiyet vereceğinden dolayı tercih edilmez. Görüldüğü üzere yataklık materyalinin yetiştirme periyodu boyunca rutubetlenmesine ilişkin emniyet aralığı oldukça dardır ve kümes içi rutubet yönünden önemi büyüktür. Bu noktada; kümes yönetimi ile ilişkili zafiyetlerin başlangıcına ilişkin, ilk halka olarak altlık materyalinin kompozisyonunun bozulmasını koymak hiçte abartı olmayacaktır. Zira altlıktaki rutubetlenme arttıkça paralelinde kümes içi rutubet artacağından kümes içerisinde oluşan ağır gazların atılmasına ilişkin havalandırmada güçlükler yaşanacaktır. Kümes içerisindeki hayvanların yaş ve ağırlığına ilişkin ihtiyacı olan optimum hava sürkülasyonunun üzerine çıkmak bu noktada kurtarıcı olacaktır. Bu da ısıtma giderlerinin artacağı anlamına gelmektedir. Kaldı ki altlık materyalinin yüzeyindeki pastalanmış kısımlar alınmadıkça ağır gazlar ısı ile daha çok yoğunlaşacaklarından optimum havalandırmanın ne kadar üzerine çıkılırsa çıkılsın rahatsızlık vermeye devam edecektir. Altlık nemini kontrol altına almada en etkili yöntem suluk sistemlerini etkin bir şekilde kontrolüdür. Turgutlu’da bulunan 20 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini tebrik eder, başarılarının devamını dileriz. Birçok kümeste bu amaçta soğutma pedleri ve sisleme sistemleri kullanılmaktadır. Kanatlı yetiştiriciliğinde havyaların yüzeyinde barındığı yataklığın rutubetlenme durumu kadar; yetiştirme periyodu boyunca kümes içerisinde sağlanması gereken diğer bir deyişle hayvanların yaş ve ağırlığına göre istediği nem konfor aralığının iyi bilinmesi gerekmektedir. Genel olarak kanatlıların kümes içerisinde arzu ettiği rutubet aralığı %40-70 arasındadır. Yetiştirme yönü ne olursa olsun yetiştirmenin erken dönemlerinde kümes içi sıcaklığın yüksek, buna karşılık kümes içi rutubetin %40 altında olması durumunda dehidrasyonun şekillenmesi kaçınılmaz olacaktır. Bunun tersi durumunda yani hayvanların ısısına ihtiyaç duymadığı ve çevreye ısı yaydıkları periyot da (yaz aylarında mevsime bağlı kümes içi sıcaklığın da yüksek olması durumunda ) kümes içi nispi rutubetin %80-85 üzerinde olması durumunda hayvanlar tarafından hissedilebilir sıcaklığın artacağından ya da doğru bir deyişle rutubet artıkça ısı kaybı zorlanacağından akut tipte kitle ölümlerine yol açacaktır. Kümes içindeki rutubet oranına arzu edilen konfor aralığı arasında tutmak oldukça güçtür. Zira kümes içi rutubetin tamamı havada asılı değildir. Eğer durum böyle olsaydı bu noktada hava akım hızını arttırılarak fazla rutubetin atılması sağlanabilirdi. Ancak rutubetin büyük bir kısmının altlıkta olduğu ve kümes içi rutubetin belirleyici durumda olduğu unutulmamalıdır. Altlık materyalinin kompozisyonunun bozulmasına sebep olan ve indirekt olarak kümes içi rutubetin belirleyicisi durumunda olan etmenler irdelendiğinde, bunların dış atmosfer sıcaklığı ve nemi, sürü sağlık durumu ve yem kompozisyonu ile ilişkili olduğu görülür. Çevre sıcaklığı ve nemi doğrudan kümes içi rutubeti etkileyen ana etmenlerin başında gelmektedir. Sadece çevre sıcaklığı kendi başına irdelendiğinde; bilindiği üzere sıcaklık arttıkça hayvanların su tüketimi artacağından, altlık kompozisyonunun çabucak bozulması ve kümes içi rutubetin artacağı düşünülür. Oysaki durum zannedilenin tersidir. Hangi havalandırılma kullanılırsa kullanılsın; çevre sıcaklığının düşük seyrettiği mevsimlerde kümes içi rutubet oranı daha çok artmaktadır. Zira dış atmosferdeki bağıl nemin kümes içi rutubet oranının artmasında, dolayısıyla altlık kompozisyonun bozulmasında sıcaklığa oranla daha etkili olacağı bir gerçektir. Zira çeşitli tipte ısı kaynaklarını kullanarak kanatlıları arzu edilen ısı konforu aralığında tutmak ve gereksinim duydukları temiz havayı da bağıl nemi yüksek, dış atmosferdeki havadan sağlamak, kümes içinde sıcak-soğuk hava çatışmasından dolayı, altlık kompozisyonunu bozduğu, bu sebeple kümes içi nem oranını arttırdığı bir gerçektir Ahmetli’de bulunan 35 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini kutlar, başarılı çalışmalarının devamını dileriz. Nedim Aslan Ege Otları Salatası Hazırlanışı: Malzemeler: 100 g cibes otu 100 g hindiba otu 100 g şevket-i bostan otu 100 g turp otu 2 adet havuç 3 adet domates 2 adet soğan 2 diş sarımsak 1 kahve fincanı pirinç ½ bardak portakal suyu 4 yemek kaşığı Ravika zeytinyağı 1 bardak su Tuz Bir tencerede, hindiba, cibes, şevket-i bostan ve turp otlarını haşlayın. Ayrı bir tavada zeytinyağını kızdırın ve doğramış olduğunuz soğanları 5 dakika soteleyip içine sarımsak, rendelenmiş havuç ve pirinci de ilave edip pirinçler kavruluncaya kadar karıştırmaya devam edin. Pirinçler kavrulunca içine doğranmış domates ve portakal suyunu da ilave edip 15 dakika orta ateşte pişirin. Pişen karışımı haşlanmış otlarla birlikte geniş bir kaba alıp üzerine zeytinyağını gezdirip servis edin. Yumurtalı Ege Otları Kavurması Hazırlanışı: Malzemeler: ½ demet cibes otu ½ demet ısırgan otu 4 – 5 dal taze sarımsak 4 – 5 taze soğan (yeşil kısımları) 5 – 6 dal arapsaçı 5 – 6 dal turp otu 3 adet Keskinoğlu yumurta Tuz, karabiber 2 yemek kaşığı Ravika zeytinyağı Taze sarımsak ve taze soğanın yeşil kısımlarını ince ince doğrayın. Otları doğrayın. Yumurtaları bir kasenin içinde çırpın. Tavaya zeytinyağını koyun ve doğramış olduğunuz otları kavurun. Taze sarımsak ve taze soğanı ekleyin. Çırpılmış yumurtayı da ekleyerek karıştırın. Son olarak tuz ve karabiber ilave edin ve servis edin. 5 ERDEM KINAY Son yıllarda birçok başarılı isimle birlikte çalışan ve çıkardığı albümler ile büyük başarılara imza atan Erdem Kınay ile hayatı, müziğe başlama hikayesi ve yeni projeleri hakkında sizlerin de keyifle okuyacağı bir sohbet gerçekleştirdik. 18 yaşında ilk prodüksiyonum olan Gökhan Tepe albümünü yaptım. Besteci ve aranjör olarak piyasada çeşitli albümlerde yer almaya başladım. O günden bu güne de birçok sanatçının albümünde yer aldım ve almaya da devam ediyorum. Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? 2,5 yaşında müzikle haşır neşir olduğum anlaşılmış ve bu konuda ailesinin yönlendirilmesiyle gerekli eğitimleri almış biriyim, ilkokul sonrası konservatuarda okudum. Müzikle nasıl tanıştınız? 18 yaşında ilk prodüksiyonum olan Gökhan Tepe albümünü yaptım. Besteci ve aranjör olarak piyasada çeşitli albümlerde yer almaya başladım. O günden bu güne de birçok sanatçının albümünde yer aldım ve almaya da devam ediyorum. Şu an piyasaya baktığımızda çok fazla pop müzik sanatçısı ve albümü var. Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz? Evet var ama başarılı deyince sayabileceğimiz çok az production var, bu sebeple çokluğu pek fazla bir şey ifade etmiyor. 1 yılda çok az dillerde dolanan yeni şarkı çıkıyor, bence iyi işlerin olduğu bir kalabalık daha da bir anlam ifade 6 edecektir. Bugüne kadar birçok ünlü isimle birlikte çalıştınız, bundan sonraki hedefleriniz nelerdir? Yine aynı şekilde dünden farksız işimi yapmaya devam edeceğim ama artık müzik yaşamım da yeni bir pencere açıldı. Proje albümlerimle başlayan çalışmalarım oldukça iyi geri dönüşler verdi, kendim için olan çalışmalarda tüm hızıyla devam edecek. Bu işte örnek aldığınız birileri var mı? Kendinizi nerede görmek istiyorsunuz? Kimseyi örnek almıyorum, içimden gelen müziği yapıyorum nev-i şahsına münhasır bir tarzım olduğunu düşünüyorum, bu da dinleyici tarafından çok rahat anlaşılabiliyor. Peki son zamanlarda müzik piyasasında birçok kişiyi dizilerde ve filmlerde görmeye başladık. Size böyle teklifler geliyor mu? Oyunculuk düşünüyor musunuz? Hayır gelmedi, bilmediğim işleri “Kimseyi örnek almıyorum içimden gelen müziği yapıyorum nev-i şahsına münhasır bir tarzım olduğunu düşünüyorum, bu da dinleyici tarafından çok rahat anlaşılabiliyor” yapmaktan pek hoşlanmam, bir hususta bilgi sahibiysem o işe girerim. Şu an için devam eden veya yakınlarda gerçekleştireceğiniz projelerinizle ilgili bilgi alabilir miyiz? Proje albümlerimde öne çıkan Merve Özbey’e şahsıma ait Kny müzik yapımdan bir albüm hazırlıyorum onun dışında kendi proje albümlerim için yeni şarkılar yapmaya devam ediyorum. Erdem Kınay bir gününü nasıl geçirir? Bu işte başarılı olmak, yoğun bir çalışma gerektiriyor, benim sosyal aktiviteler için hiç zamanım yok diyebilirim. Şu an hayatım çalışmak üzerine kurulu, boş zamanlarımı dinlenerek geçirmeye gayret ederim, sakin yerler tercih ederim. Restaurantlar, yeni lezzetler keşfetmek hoşuma gider. gelen bir takıntı. Keskinoğlu ürünleri hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Bu röportajı sizinle yapmak keyifliydi ama tüm samimiyetimle söyleyebilirim ki uzun yıllardır Keskinoğlu ürünlerini tercih ediyorum, çokta memnunum. Verdiğiniz bu kaliteli hizmet için teşekkür ederim. Her geçen gün markasını büyüten başarılı firma. Nice yıllar temenni ederim. Bu işte başarılı olmak, yoğun bir çalışma gerektiriyor, benim sosyal aktiviteler için hiç zamanım yok diyebilirim. Şu an hayatım çalışmak üzerine kurulu, boş zamanlarımı dinlenerek geçirmeye gayret ederim, sakin yerler tercih ederim. Restaurantlar, yeni lezzetler keşfetmek hoşuma gider. ERDEM KINAY Mutfakla aranız nasıl, yemek yapmaktan hoşlanır mısınız? Her erkek gibi hazırlanması pratik kolay şeyleri iyi beceririm. Salatalar, mezeler, kızartmalar, vs... Favori bir lezzetiniz var mı? En sevdiğim yemek köfte patates diyebilirim. Çocukluğumdan beri 7 8 Polen Alerjisi nedir? Anne Sevgisi Polenler, aynı tür bitkileri döllemek için havaya salınan ve rüzgarla etrafa yayılan, değişik ağırlık ve çaplardaki küçük parçacıklardır. Polen alerjisinde en çok önem taşıyan polen türleri kızılağaç, fındık ağacı ve huş ağacı tarafından üretilmektedir. Bunlara ek olarak pelin, tüm çimen türleri, özellikle çayır otları ve meyve bahçesi gelmektedir. Küf mantarların üreme organları, polenin sebep olduğu rahatsızlıklara benzer rahatsızlıklar verebilir. Polen alerjisi, kişinin belli polen türlerinde bulanan bazı proteinlere alerjik tepki göstermesinden kaynaklanır. Polen alerjisi, tıpta mevsim alerjik rinit olarak veya halk dilinde saman nezlesi olarak adlandırılır. Polen alerjisi çoğunlukla 5-40 yaş grubundaki kişilerde görülür ve bu hastalığa yakalanan insan sayısının giderek arttığı görülmektedir. Polen alerjisi ne tür belirtiler gösterir? Polen alerjisinde burun akmaya ve kaşınmaya başlar, burunda tıkanmalar olur ve kişi hapşırır. Gözlerde sulanma, kaşıntı ve şişmeler olur. Polen sezonunda, bazılarında da astım görülür. Bu belirtiler hastanın çevresindeki kişiler tarafından çabucak gözlenebilirken, diğer tür rahatsızlıklar sadece hasta tarafından hissedilebilen belirtilerdir. Vücut bir bütün olarak tepki gösterir. Alerji olan kişi yorgunluk ve halsizlik hisseder, konsantre ve öğrenme kabiliyetinde azalma olur. Sonuç olarak, hastalık bir çok kişinin iş ve okul durumlarını olumsuz olarak etkiler. Polen alerjisinden korunma yolları ve faydalı bilgiler: •Polen sezonunda, kişi diğer allerjenlere ve tahrik edici şeylere karşı aşırı duyarlıdır. Temizliğinize, ağır kokulara, tütün dumanına ve benzerine dikkat edin. •Sabahtan akşamın erken vakitlerine kadar olan, polenin en yoğun olduğu zamanlarda, evinizi havalandırmaktan kaçının. •Gün ortası çamaşırlarınızı dışarıda kurulamaktan kaçının. Polen çamaşırlara kolayca yapışır. •Yatmadan önce saçlarınızı yıkayın. •Fiziksel etkinliklerinizi polenin en az yoğunlukta olduğu zamanlarda yapmaya çalışın. Bazıları için, örneğin bisiklete binerken, ağız ve burun kısmını kapatan tozmaskesi kullanmanın faydası olabilir. •Güneş gözlükleri gözdeki rahatsızlıkları azaltabilir. Polen alerjisinin tedavisi: Polen alerjisine karşı birçok ilaç mevcuttur. Burun ilaçları, göz damlaları, alerji hapları (Antihistaminler ve leukotrieneantagonistler) iğneler ve solunum yoluyla alınan ilaçlar, alerji tedavisinde kullanılabilir. “Bebeğimi görebilir miyim” dedi yeni anne. Kucağına yumuşak bir bohça verildi ve mutlu anne, bebeğinin minik yüzünü görmek için kundağı açtı ve şaşkınlıktan adeta nutku tutuldu! Anne ve bebeğini seyreden doktor hızla arkasını döndü ve camdan bakmaya başladı. Bebeğin kulakları yoktu... Muayenelerde, bebeğin duyma yetisinin etkilenmediği, sadece görünüşü bozan bir kulak yoksunluğu olduğu anlaşıldı. Aradan yıllar geçti, çocuk büyüdü ve okula başladı. Bir gün okul dönüşü eve koşarak geldi ve kendisini annesinin kollarına attı. Hıçkırıyordu. Bu onun yaşadığı ilk büyük hayal kırıklığıydı; ağlayarak “Büyük bir çocuk bana ucube dedi.” Küçük çocuk bu kadersizliğiyle büyüdü. Arkadaşları tarafından seviliyordu ve oldukça da başarılı bir öğrenciydi. Sınıf başkanı bile olabilirdi; eğer insanların arasına karışmış olsaydı. Annesi, her zaman ona “Genç insanların arasına karışmalısın” diyordu, ancak aynı zamanda yüreğinde derin bir acıma ve şefkat hissediyordu. Delikanlının babası, aile doktoruyla oğlunun sorunu ile ilgili görüştü; “Hiçbir şey yapılamaz mı?” diye sordu. Doktor “Eğer bir çift kulak bulunabilirse, organ nakli yapılabilir” dedi. Böylece genç bir adam için kulaklarını feda edecek birisi aranmaya başlandı. İki yıl geçti. Bir gün babası “Hastaneye gidiyorsun oğlum, sana kulaklarını verecek. Birini bulduk ancak unutma bu bir sır” dedi. Operasyon çok başarılı geçti ve adeta yeni bir insan yaratıldı. Yeni görünümüyle psikolojisi de düzelen genç, okulda ve sosyal hayatında büyük başarılar elde etti. Daha sonra evlendi ve diplomat oldu. Yıllar geçmişti, bir gün babasına gidip sordu: “Bilmek zorundayım, bana bu kadar iyilik yapan kişi kim? Ben o insan için hiçbir şey yapamadım” “Bir şey yapabileceğini sanmıyorum” dedi babası, “Fakat anlaşma kesin, şu anda öğrenemezsin, henüz değil” Bu derin sır yıllar boyunca gizlendi. Ancak bir gün açığa çıkma zamanı geldi. Hayatının en karanlık günlerinden birinde, annesinin cenazesi başında babasıyla birlikte bekliyordu. Babası yavaşça annesinin başına elini uzattı; kızıl kahverengi saçlarını eliyle geriye doğru itti; annesinin kulakları yoktu. “Annen hiçbir zaman saçını kestirmek zorunda kalmadığı için çok mutlu oldu” diye fısıldadı babası. “Ve hiç kimse, annenin daha az güzel olduğunu düşünmedi değil mi? Gerçek güzellik fiziksel görünüşe bağlı değildir, ancak kalptedir! Gerçek mutluluk gördüğün şeyde değil, asıl görünmeyen yerdedir. Gerçek sevgi, yapıldığı bilinen şeyde değil, yapıldığı halde bilinmeyen şeydedir!” Şansın Böylesi Temel kahvede arkadaşlarına anlatır: -Bizim müteahhit Cemal ne kadar şanslıdır. Geçen sene kaza sigortası yaptı, bir gün sonra bacağını kırdı. İki Ay evvel evini sigorta ettirdi, geçen hafta evi kül oldu. Ya şimdi ne oldu biliyor musun? -Geçen hafta hayat sigortası yaptırdı, iki gün sonra öldü! Menekşe Kokulu Hikayeler Yazar Ender Haluk Derince Sayfa Sayısı 391 Basım Yeri İstanbul Yayın yılı 2014 Bensiz Yönetmen: Ahmet Küçükkayalı Oyuncular: Metin Akdülger Öykü Çelik Burçin Abdullah Cengiz Orhonlu Nurseli İdiz Tür: Dram Süre: 80dk Yapım: 2014 Yaşamın içinde öylesine anlar, kırılma noktaları vardır ki, olumlu veya olumsuz hayatımızın tümünü ve beraberinde çevremizdekilerin kaderini değiştirebilir; işte Necip’in hikayesi böyle bir noktada başlar. Necip, yıllardır sürdürdüğü başarılı, profesyonel futbolcu olma hayalini 1.lige çıkmak için mücadele verdikleri son playoff maçına kadar taşımıştır. Egoların, kazanma hırsının öne çıktığı maçta, sert bir müdahale sonunda Necip’in vücudunun tamamı felç olur. Hastanede geçen yoğun bakım ve tedavi sonrasında evinde ilk gününde yaşananlar Necip’in yaşamına ve çevresindeki insanlara mercek tutacaktır. Genç ve yakışıklı, yetenekli ve başarılı Necip; yaşadıkları eski köşkün ahşap işlemeli koltuğunun üzerine bırakılmış bir örtü veya odanın içindeki diğer mobilyalardan farksızdır. Necip’in evinde bir Dünya saklıdır. Bu ev insanı var eden duyguların ve düşüncelerin çözümlemelerinin yer aldığı bir ahlak kuytusudur. Gören duyan ancak bedeni hissetmeyen, tepki veremeyen bir insan figürüdür. Necip, bedeninin içinde çıktığı içsel yolculukta kişisel uyanışını yaşayacaktır. Sevinçlerini Sakın Erteleme Her Yemekten Sonra Şükret Biri Seni Kucakladığında İlk Bırakan Sen Olma... Okurken içinizi huzurla dolduracak, yüreğinizi ısıtacak, iyilik, sevgi, dostluk ve mutluluğu dile getiren birbirinden güzel 69 adet hikâyeden derlenen bu kitapla hayata keyifli bir mola verip kargaşadan sıkıntılardan uzaklaşacaksınız. Sevgiyi, dünyadaki tüm kötülüklere karşı bir zırh gibi giy. Bu zırh, hiçbir silahın delemeyeceği tek kalkandır. 9 Keskinoğlu, Sosyal Medyada Kampanyalarına ve Etkinliklerine Devam Ediyor 16 199 10 Yanlış Bilinen Doğrular 11
Benzer belgeler
Nisan - Keskinoğlu
Birliği’nde düzenlenen ödül
töreninde, piliç eti, yumurta ve
ileri işlem ürünleriyle gerçekleştirdiği 80 milyon dolarlık
ihracatla bölgenin en çok
ihracat yapan 2. firması olarak
Şubat - Keskinoğlu
olacağına inanıyoruz” dedi.
Fuarda standımızı ziyaret eden T.C.
Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tarık Sönmez “Son zamanlarda ülke olarak ihracatta sıkıntılar
yaşadık. Ama bakanlığımızın özver...
Eylül - Keskinoğlu
Bu yıl 51. yılına giren ve gerçekleştirdiği ihracatlarla Türkiye’yi
uluslararası arenada başarıyla
temsil eden şirketimiz, geçtiğimiz günlerde Ege İhracatçılar
Birliği’nde düzenlenen ödül
töreninde...
Mayıs - Keskinoğlu
bu yaşam felsefesini kendi çocuklarımıza öğreterek onun yürüdüğü
yolda ilerliyoruz. Her birinizi ailemizden bir parça olarak gördüğüm
siz değerli çalışanlarımıza da, bizleri
bu günümüzde yalnız bır...