engelli - Petinfo Dergi
Transkript
PET SAĞLIĞI DERGİSİ KASIM 2015 SAYI 81 engelli İstanbul Veteriner Hekimler Odası ilaç sektörünün liderleri ile bir araya geldi 22 Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği’nden gelenekselleşen profesyonellik 28 Kedi ve köpeklerin yara tedavisinde doğal şeker kullanımının yöntemleri 68 hayvanlara fizik tedavi kendinizi ve mesleğinizi geliştirerek hastalarınıza daha güzel bir dünya sunmayı deneyin S.76 İÇİNDEKİLER 26 > ANEMİ; Sebebini Biliyor Muyum? Anemi, en yaygın gözlenen eritrosit bozukluğudur ve değişik klinik semptomlara neden olur. Bazen subklinik olabilir ve sadece genel diagnostik çalışmalar sırasında tespit edilir. Aneminin tespitinden sonra, tipinin ve şiddetinin belirlenmesi için retikülosit sayımından yararlanılır. 8 > DÜNYADAN VE TÜRKİYE’DEN SON HABERLER Veteriner hekimlik mesleğinin ve pet dünyasının tüm güncel haberlerinin en doğru adresi olan Petinfo Dergi’de bu ay da ilgi çekici bilgiler paylaşıyoruz. 14 > İnterhas Hayvan Sağlığı, VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji Kongresi gümüş sponsoruydu İnterhas’ın gümüş sponsorluğunda, Türk Veteriner Jinekoloji Derneği’nin düzenlediği VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji Kongresi 15-18 Ekim 2015 tarihlerinde, Fethiye’de gerçekleştirildi. 28 > Gelenekselleşen profesyonellik Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği’nin 06 Kasım - 07 Kasım 2015 tarihleri arasında 10. Sürekli Eğitim Kongresini Grand Cevahir Hotel & Convention Center’de 500 veteriner hekimin katılımıyla gerçekleştirdi. 84 > ENGELLSİZ YAŞAM İÇİN DOĞRU ÜRÜNLER Engelli hayvanların yaşamaları için engellerin ortadan kalkmasına yardımcı olabilmek adına büyük bir işe girişen ve bu yolda emin adımlarla ilerleyen Efe Yörük ile “Engelsiz Hayvanlar” projesi hakkında söyleşi yaptık. 64 > fizyolojik yaşam dönemleRe göre beslenme Kedi ve köpeklerin değişik fizyolojik ve yaş dönemlerinde bu dönemlere uygun özel hazırlanmış ve dengelenmiş ürünler ile beslenmeleri gerekmektedir. 18 > Dr.Bayer; Kedilerdeki şeritler Kediler, yaşamlarında bir ya da daha çok kez bağırsak paraziti istilasına uğrarlar. Dr. Bayer ile kedilerin intestinumunda bulunan cestodlar ya da şeritlerin çeşitliliğini inceleyelim. 22 > IVHO, İLAÇ SEKTÖRÜN LİDERLERİ İLE BİRARAYA TOPLANDI İlaç üreticileri ve ilaç tedarikçileri İstanbul Veteriner Hekimler Odası yönetim kurulu üyeleri ile verimli bir gün geçirdi. İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan 76 > Engelli Hayvanlara fizik Tedavi Dünyada uzun yıllardan beri uygulanan ve bazı hayvanların hayatını kurtarabilen fizyoterapi ve rehabilitasyon hangi durumlarda uygulanır? Veteriner hekimlerin dikkat etmesi gerekenler nelerdir? sayfa 68 68 > Yara tedavisinde DOĞALşeker kullanımı Dr. Sandor Gal, Indianapolis, ABD’de bulunan kliniğinde bu basit ve masrafsız yöntemi, hem acil vakalarda hem de küçük çaplı yaralarında uyguladığı durumlarda iyi sonuçlar elde ederek birçok sefer kullandı. Vakalarından örnekler gösterip bu yöntemin püf noktalarını bize adım adım anlattı. PETİNFO 2015/11 04-05 sayfa 84 86 > Hospitalize Edilen Köpeklerde Davranışsal Sorunlar ve Önlemler Bu sayımızda Vet. Hek. Gürbüz Ertürk, tedavi için uzun süredir kliniklerde yatmak zorunda kalan köpeklerden bahsetmektedir. Fiziksel olarak çok iyi bakıldıkları halde, hospitalize hayvanlarda sık sık psikolojik sorunlar görünmektedir. sayfa 86 EDİTÖR Bilgi bir hazine ise, uygulama da bu hazineyi açan bir anahtardır. Veteriner Hekim YAĞMUR AĞCAOĞLU Türkiye’deki kongreler hız kesmiyor Bilgiye ve yeniliklere aç veteriner hekimler için kasım ayı da boş geçmedi. Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştirilmiş toplantıların ve eğitimlerin yanı sıra, Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği, 10. Sürekli Eğitim Kongresi’ni Grand Cevahir Hotel & Convention Center’de 500 veteriner hekimin katılımıyla gerçekleştirdi. Etkinlikte Kongre Başkanı Necla Köprülü, KHVHD Başkanı Erkut Gören, mesleğimizin gelişmesi ve ilerlemesinde rol oynayan bütün meslektaşlarımızı kutladı. Biz de Petinfo ailesi olarak, veteriner hekimlerin bu sıcak aile ortamından birkaç kareyi sizlerle paylaştık. petinfo Kasım / Sayı: 81 Pet Sağlığı Dergisi Ayda bir yayımlanır. YAYIN TÜRÜ SÜRELİ YEREL SAHİBİ Mat Medya Tanıtım Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. MEHMET AKTOP GENEL KOORDİNATÖR BARIŞ KOLGU [email protected] Dergimizde bu ayın ana konusu olarak veteriner hekimlerin yardımı ile tamamen engelsiz olabilen hayvanları seçtik. Hastaların hareket kabiliyetlerini sağlamak ve yaşam standartlarını yükseltmek için dünyanın her yerinde fizyoterapi uygulamalarına başvurulmaktadır. Bu uygulamanın püf noktalarını kaçırmayın; kendinizi geliştirerek hastalarınıza daha güzel bir dünya sunmayı deneyin. Tedavi süreci içerisinde emin ellerde olan ve tedavi için kliniklerde hospitalize edilmek zorunda kalan köpeklerin davranış sorunlarını da önlemeyi öğrenmeliyiz. Saygılarımla Veteriner Hekim Gizem Kutun GENEL YAYIN YÖNETMENİ VE YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Vet. Hekim YAĞMUR AĞCAOĞLU [email protected] YAZI İŞLERİ SORUMLUSU VET. HEKİM GİZEM KUTUN [email protected] KATKIDA BULUNANLAR Dr. Gürbüz Ertürk veteriner hekim ENİKÖ KIRALY vet.hekim sara ece ulutürk ART DİREKTÖR EBRU DERELİ [email protected] GRAFİK TASARIM EMEL VURAL [email protected] DANIŞMA KURULU PROF. DR. AHMET ERGÜN PROF. DR. NİLÜFER AYTUĞ PROF. DR. TAMER DODURKA Yrd. Doç. Dr. Özlem Şengöz Şirin Dr. Banu Dokuzeylül > syf 22 BASKI Portakal Baskı İt. İh. San ve Tic. Aş. Huzur Mh. Tomurcuk Sk. No: 5/1 SARIYER İSTANBUL TEL: 0212 332 28 01 PBX ADRES YAYINCILAR SK. 10/4 34414 SEYRANTEPE - İSTANBUL TEL: 0212 324 50 56 - 324 50 59 www.matmedya.com ABONE BANU SAYINÇ [email protected] Dergimizde yayınlanan röportaj ve ilanların sorumluluğu sahiplerine aittir. Fotoğraflar izinsiz kullanılamaz. Petinfo Dergisi veteriner hekimlere ve ecza depolarına yönelik bilimsel içerikli, mesleki, ücretsiz, sektörel bir yayındır. PETİNFO 2015/11 06-07 İVHO yönetim kurulu, İlaç sektörünün liderleri ile buluştu Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nde gerçekleştirilen toplantıda ilaç üreticileri ve ilaç tedarikçileri İVHO yönetim kurulu üyeleri ile verimli bir gün geçirdi. Veteriner ilaç tedarikçileri, ilaç üreticileri ve VİSAD katılımlarıyla yapılan toplantıya, İstanbul Veteriner Hekimler Odası da geniş kadrosu ile katkı sağladı. NOTLAR Bağışıklık sistemi kedi alerjisini nasıl algılar? Yeni bir tedavi yöntemiyle kedilerin neden olduğu semptomların önüne geçilebileceği konuşuluyor. Cambridge Üniversitesi’nde Dr Clare Bryant liderliğindeki araştırma ekibi kedilerin cildinde alerjilerin çoğuna neden olan bir protein cinsi keşfetti. Alerji yapan bu madde vücuttaki bazı bakteriyel atıkların bulunduğu belirli bir bölgeyi uyarıyor. Bağışıklık sistemi bu uyarıya öksürme, hapşırma, burun akıntısı ve hırıltılı solunum ile yanıt veriyor. Dr Bryant, BBC’ye kedilerdeki alerjik proteinin bağışıklık hücrelerini nasıl tetiklediğini keşfettiklerini ifade etti. İngiltere’de alerji üzerine çalışan bir grup olan Allergy UK ise, Cambridge Üniversitesi’nin yeni ortaya koyduğu çalışmanın kedilerin alerjiyi nasıl tetiklediklerini anlamak konusunda “büyük bir adım” olduğunu ifade etti. İspanya’nın insan olmayan sakinleri Göz mü burun mu? Kediler hangi organlarını kullanmayı tercih eder? Kediler, avlanırken burunlarından ziyade gözlerini kullanmayı tercih ederler. İngiliz araştırmacılar sadece altı adet kedi kullanmalarına rağmen, önemli sonuç elde ettikleri konusunda iddialılar; 4 kedi her zaman gözlerini kullanmayı tercih ederken, 1 kedi sürekli burnunu takip etti, diğer ikisi ise her iki organını kullandı. Araştırmacılar tarafından inşa edilmiş T şeklindeki labirentin iki çıkışına da birer kağıt yapıştırıldı. Birinci kağıtta görsel işaretler yerleştirildi, diğer kağıda ise koku izleri bırakıldı. Pozitif görsel ve koku işaretleri taşıyan kağıtların arkasında mama vardı, negatif işaretli kağıtların arkasında ise hiç bir şey yoktu. Kediler bu oyunun kurallarını öğrendikten sonra araştırmacılar pozitif görsel işaretlerin yanına negatif koku işareti yerleştirdiler, negatif görsel işaret ise pozitif koku işareti ile eşleştirildi. Bu değişimin sonucu; pozitif görsel işareti takip eden kedilerin sayısı pozitif koku işareti takip edenlerden daha fazlaydı. Bu basit araştırma, ileri seviyeli testlerin başlangıcı olabilir. PETİNFO 2015/11 08-09 İspanya’nın Trigueros de Ville kasabasında yaşayan kedi ve köpeklere insanların sahip olduğu haklar tanındı. Kasabada yer alan evcil kedi ve köpekler ‘insan olmayan sakinler’ olarak kabul edilecek. Şehrin sosyal belediye başkanı “belediye başkanı sadece insanları değil, herkesi temsil eder” dedi. Hayvan hakları savunucuları kararı sevinçle karşılayıp, başkanın hassasiyeti ve eşitlik konusundaki algıları için teşekkür ettiler. NOTLAR Veteriner ilaçlarında yeni düzenleme çağrısı yapıldı Uluslararası Hayvan Sağlığı Federasyonu IFAH-Avrupa tarafından organize edilen hayvan sağlığı konferansında, küresel gıda üretiminin % 20’sinin hayvan hastalıkları nedeniyle kaybedildiği, insanlarda görülen enfeksiyonların yüzde 60’ının ise hayvan kaynaklı olduğu kaydedildi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) veri tabanında 200’e yakın zoonotik, yani hayvandan insana geçebilen hastalığın tanımlandığını belirten IFAH-Avrupa Genel Sekreteri Roxane Feller, hızla büyüyen bir nüfusu beslemek gibi zor görevleri başarabilmek için hayvan sağlığı endüstrisinin ilaçlarla ilgili ‘daha etkili bir düzenleyici çerçeveye’ acil ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Veteriner ilaçlarında daha basit bir ruhsatlandırma sisteminin, yenilikçi veteriner ilaçlarının piyasaya ulaşması üzerindeki idari yükü önemli derecede azaltacağını kaydeden Roxane Feller, Avrupa’da güvenli, kaliteli ve uygun fiyatlı gıdanın sürdürülebilir tedarikine katkıda bulunacağını sözlerine ekledi. PETİNFO 2015/11 10-11 Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünyada 200’e yakın zoonoz hastalık vardır. NOTLAR Rakibi olmayan kediler daha mutlular Yalnız yaşayan yabancı kedilerin evcil akrabalarını evde çoğu zaman bir iki kediyle beraber tutuyoruz. Dört ülkenin araştırmacıları yalnız, çift ve 2-3 üyelik guruplarda yaşayan hayvanların stres düzeyini inceleyip evcil kedilerin uygun yaşam ortamını araştırdılar. Çalışmada yer alan toplam 60 hane kedilerinin ne kadar inatçı, korkak veya dominant olduklarını araştıran bir anket doldurdu. Araştırmacılar tarafından toplanılan dışkı örneklerinde ise hayvanların, stres tarafından da etkilenen metabolizma seviyelerini kontrol ettiler. Çalışma sonucuna göre stres, beraber yaşayan kedilerin sayısından ve kişiliklerinden bağımsız olarak meydana gelen bir faktördür. Belli bir yaşam şekline alışan kediler ise alışamadıkları bir durum ile karşı karşıya kalırken strese girer. Enfekte fareler kediden korkmaz Konumuz Toxoplasma gondii’dir. Bu her üçüncü insanda bulunan parazitin, kemirgenlerin kediye karşı korkusunu azaltabileceği bildirildi. Minik hayvanları bu şekilde “cesaretlendiren” parazit en kısa zaman içerisinde kedilerin gastrointestinal sisteminde seksüel siklusuna başlama şansı bulmaktadır. Toksoplasmanın kist oluşturabilmesi ise tamamen yanlış bir düşünce olarak gözükmektedir; araştırmacılar enfekte olan farelerin hiçbir organında kistik oluşuma rastlayamadılar. Bu nedenden dolayı toksoplazmanın, tarafımızdan daha bilinmeyen bir yöntemle konaklarının beynini yeniden programlayabileceği düşünülmektedir. Korkunç, öyle değil mi? Gidip elinizi yıkamaya ne dersiniz? Kliniğinizin yeterince temiz mi? The Bella Moss Foundation (BMF)’un dünyanın önde gelen veteriner hekim ve teknisyenlerle işbirliği yaparak oluşturduğu ücretsiz bir hijyen denetim testi ile bunu kolayca kanıtlayabilirsiniz. BMF Hijyen denetim sistemi, internet bazlı bir programdır; muayene odaları, ameliyathaneler, bekleme odası ve çamaşırhane gibi bölümler için ayrı ayrı denetim seçenekleri sunmaktadır. Bu, anket formatında hazırlanmış test, odalarınızın ne kadar hijyenik olduğunu yüzdelik dilimlerde göstermektedir. Kliniğin yüzdelik hijyen puanını öğrenin yanı sıra sorular ve sonuçların yardımı ile klinik personelinizi de eğitebilirsiniz. İkna olmadınız mı? O zaman testi denemeye ne dersiniz? www.thebellamossfoundation.com/practice-hygiene-self-audit/ PETİNFO 2015/11 12-13 İnterhas Hayvan Sağlığı, VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji Kongresi gümüş sponsoruydu Türk Veteriner Jinekoloji Derneği’nin düzenlediği VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji Kongresi 15-18 Ekim 2015 tarihlerinde, Fethiye’de gerçekleştirildi. Kongredeki oturumlarda Theranekron D6 ile ilgili olarak Y. Doç. Dr. Nilgün Gültiken’in, ‘’Köpeklerde meme tümörü cerrahisi ve tedavi seçenekleri’’ ve Prof. Dr. Kutlay Gürbulak’ın “Mastitis Tedavisinde Theranekron D6” konulu sunumları katılımcılar tarafından beğeniyle dinlendi. Konuşmacılar, Theranekron D6’nın demarkasyon, rezorpsiyon, rejenerasyon ve antifilojistik etkileri sayesinde her türlü yara, çizik, yarık, yanık ve travmalar, pneumonia, dermatozlar, tümörler/ papillomlar, pododermatitisler, perianal kese yangıları, doğum kanalı yırtıkları, vaginal akıntılar, operasyon sonrası proflaksi gibi çok geniş bir kullanım alanına sahip olduğunu vurguladılar. Y. Doç. Dr. Nilgün Gültiken sunumunda, Theranekron D6’nın köpek meme tümörlerinde yaşam kalitesini artırdığı, demarkasyon alanı oluşturarak büyümesini durdurduğu, hatta bazı olaylarda tümörlerin küçüldüğü ve yıllarca nüks etmediğini tespit ettiklerini açıkladı. Y. Doç. Dr. Gültiken, tedavi öncesi ve sonrasında alınan tümör dokuları, immunohistokimyasal değişiklikler bakımından incelediklerini ve tedavi sonrasında mitotik aktivitenin azaldığı ve programlı hücre ölümlerinin PETİNFO 2015/11 14-15 (apoptozis) arttığını tespit ettiklerini sözlerine ekledi. Sonuç olarak gerek beşeri gerekse Veteriner onkolojide ana hedefin tümör dokusunda apoptozun indüklenmesi ve dolayısıyla bölünen hücre oranının azalması olduğu düşünülürse Theranekron D6’nın bu etkileriyle umut vadettiği belirtildi. Son derece zengin programı ve bilimsel programı içindeki uygulamalı çalıştaylar ve kursları ile çok başarılı geçen VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji Kongresi’ne Gümüş sponsor olarak katkı yapan İnterhas Hayvan Sağlığı, bilimin ve bilginin olduğu yerde her zamanki yerini aldı. Kediler, yaşamlarında bir ya da daha çok kez bağırsak paraziti istilasına uğrarlar. Dr. Bayer ile kedilerin intestinumunda bulunan cestodların çeşitliliğini inceleyelim. Kedilerdeki şeritler Kedilerin ve insanların sağlıklı bir hayat sürdürebilmesi için düzenli olarak yapılan anti parazit uygulamaları elzemdir. PETİNFO 2015/10 24-25 Şeritler, özellikle dışarıda gezen kedilerin ince bağırsağında sık bulunan parazitlerdir. Kedilerin yaşam tarzı, hangi şerit ile enfekte olduklarının göstergesi olabilir. Ülkemizde Tanea taeniformis en sık bulunan şerit türüdür. Kediler bu paraziti farelerden ve küçük kemirgenlerden alabilir. Köpek şeridi olarak bilinen Dipylidium caninum, en sık bulunan parazitler arasında ikinci sıradadır. Parazit, ara konağı olan pire ve bit ile kedilere bulaşır. Bilinen en büyük tenya türü olan Diphyllobothrium latum ise balık şeridi olarak da bilinmektedir; çiğ balık tüketen canlıların intestinumuna yerleşip, bazen 8-10 metre uzunluğuna da ulaşabilir. Şeritlerin vücudu baş (skoleks), boyun ve segmentlere (proglottid) bölünmüş gövdeden meydana gelir. Proglottidler, boyun kısmından gelişir. Boyundan gelişen her proglottid önce genç halkadır, ardından olgun halkaya dönüşür son olarak da iyice gelişerek gebe halka haline gelir. Her gebe halka dişi ve er üreme hücrelerinden ikisini taşır. Parazit yumurtaları gebe halkalarında oluşmaktadır. Döllenmiş yumurtalar ile dolu gebe halkalar erişkin parazitten ayrılıp konağın dışkısı ile dışarı atılır. Şeritlerin yaşam döngüsü Kedilerin intestinumunda bulunan erişkin Tanea taeniformis ortalama 60 cm boyundadır. Parazit büyüyünce posterior segmentlerinde de yumurtalar oluşmaktadır. Ayrılıp dışkıya geçen segmentler hareket yeteneğine sahiptir ve konağın anüsünden perianal deri üzerine çıkabilirler. Son konaklardan atılan halkaların parçalanması ile serbest kalan yumurtalar fare, rat veya diğer küçük kemirgenler tarafından tüketilirse parazitin yaşam döngüsü devam eder. Rodentlerin sindirim sisteminde larva formunu alan parazit, karaciğerin parankimasına geçer ve ara konağın bir kedi Dipylidium caninum zoonoz olup, son derece tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Tanea taeniformis Türkiye’de en sık görülen şerit türüdür. Diphyllobothrium latum şeridi çiğ balık tüketen kedilerde görünür. tarafından yenilmesini bekler. Parazit bu şekilde bir kediye geçmeyi başarırsa, yaşam döngüsünü tamamlamış olup, intestinuma yerleşir ve parazit tedavilerinin aksadığı durumlarda iki sene boyunca yaşayıp konağının yaşam kalitesini ve sağlığını ciddi şekilde etkiler. Dipylidium caninum’un yaşam döngüsü Tanea taeniformis’inkine benzer üç aşamadan oluşmaktadır. Fakat bu parazitin yumurtaları ara konak olarak pire ve bitleri tercih eder. Hayvanların anüsleri etrafında yapışık olan yumurtalar, ektoparazitler tarafından tüketilir ve sistiserkoid haline geçer. Normal durumda kedilerin diyetinde olmayan bit ve pireler son konağın sindirim sistemine, kedinin kendisini dişlerken veya yalarken geçebilir. 2-3 hafta sonra segmentleri ayrılmaya başlayan parazitin uzunluğu 30 cm’ye ulaşabilir. Diphyllobothrium latum parazitin gebe halkaları son konağın bağırsağında parçalanır ve yumurtalar dışkı ile beraber dışarı çıkar. Diğer sestodların Profender® ‘in kullanımı Kedinin yaşam tarzına bağlı olarak ayda bir kere kullunılabilir. Tenya, askarid ve kancalı kurtların erişkin ve tüm larval formlarına karşı koruma ve tedavi sağlar. Profender®, emodepsit ve praziquantel olmak üzere iki farklı etkin madde içerir. Ense kökündeki tüyler aralandıktan sonra ense derisine uygulanır. Etkin maddeler kıl köklerinden kolaylıkla emilir ve kana karışarak vücuda dağılır; bağırsaklara ulaşarak parazitlere doğrudan etkili olur (emodepsit) ya da karaciğerde bir miktar metabolize olduktan sonra etki ederler (prazikuantel). Güvenlik indeksi yüksek bir ilaçtır. aksine, Diphyllobothrium latum’un segmentleri erişkin parazitten ayrılmadan boşalabilir. Bu nedenden dolayı bu şerit 8-10 metre uzunluğuna da erişebilir. Dış ortama çıkan yumurtalar, suya ulaşıp enfekte hale gelir. Bu parazitler iki ara konağa ihtiyaç duyar; kopepodlara (yengeç, karides gibi küçük kabuklular) ve bunları yiyen balıklara. Parazitleri taşıyan kopepodlar, ikinci ara konaklar tarafından yendiğinde larvalar bağırsak duvarını deler ve balığın organlarına yerleşip bekleme aşamasına geçer. Eğer ikinci ara konaklar son konağı dışında bazı hayvanlar tarafından yenirse son konağı bekleyen parazitler onların vücutlarında da kistlenir. Klinik semptomlar Hayvanlar çoğunlukla asemptomatiktir. Ağır enfeksiyonlarda parazitin büyüklüğü nedeniyle karın ağrısı, ishal veya kabızlık gelişebilir. Bu parazitler bağırsaklarda gıda içindeki B12 vitaminini absorbe ederek halkalarına depolar. Bu vitamin alyuvar yapımında kullanıldığından B12 vitamini eksikliğine yol açarak solukluk, halsizlik, ağız ve dil yangısı ile karakterize pernisiyöz anemi ya da diğer adıyla makrositik hiperkronik anemi tablosu oluşturabilir. Parazit Hayvanlar üzerindeki pireler ilaç uygulamasından 12 saat sonra %98-%100 oranında ölür. Tek uygulama yeni enfestasyonlarını en az dört hafta boyunca önler. Şeritler insanlar için tehlikeli mi? Evet ve hayır. İnsanlar, iyi pişmemiş et yiyerek parazitleri alabilir. Kedilerden direk yolla parazitlerin alımı mümkün değildir, şeritler insanlarda gelişemez, yaşam döngülerini tamamlayamadan ölür. Fakat evde bulunan hayvanların üzerinde pire veya bitler mevcut ise, nadir de olsa insan tarafından yutulabilir ve insanlarda enfeksiyon meydana gelebilir. Bunu önlemenin en kolay yolu kedilerin düzenli iç ve diş parazit uygulamasıdır. mekanik olarak bağırsak tıkanmaları veya safra kesesi rahatsızlıkları gibi komplikasyonlara yol açabilir. Şeritlerin tanısı nasıl yapılır? Parazitler ciddi klinik semptomlara yol açmadıklarından dolayı, hasta sahipleri kedilerini anüs etrafındaki pirinç ya da salatalık çekirdeğine benzeyen hareketli halkaları fark ettikleri zaman veteriner hekimi ziyaret edecektir. Genel bir muayeneden veya dışkı örneğinin incelenmesinden sonra bu segmentler veteriner hekim tarafından da kolaylıkla farkedilir. Bazen birleşik segmentlerin görünmesi de mümkündür. Nasıl önleyebiliriz? Hayvan sahipleri birkaç önlem alarak kedilerinin sestodlara yakalanma imkanını azaltabilirler; Etler hayvanlara verilmeden önce pişirilmelidir. Kemirgenlerin avlanması engellenmelidir. Aynı zamanda iç parazitlerin önlenmesinde dış parazitlerin kontrolü de rol oynamaktadır. Günümüzde kedilerde iç ve dış parazit enfeksiyonlarının ne kadar yaygın gözlemlendiği veteriner hekimler tarafından iyi bilinmektedir. Kediler için her ayda bir yapılması gereken iç parazit ilaç uygulaması, Profender damlatma çözeltisi yardımıyla, veteriner hekimler ve kediler için kabus olmakdan çıkıyor. TOPLANTI İVHO ilaç sektörünün liderleri ile bir araya geldi 20.10.2015 tarihinde gerçekleştirilen toplantıda ilaç üreticileri ve ilaç tedarikçileri İstanbul Veteriner Hekimler Odası yönetim kurulu üyeleri ile verimli bir gün geçirdi. F enerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nde veteriner ilaç tedarikçileri, ilaç üreticileri ve Veteriner Sağlık Ürünleri Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Özdemir katılımıyla yapılan toplantıya Veteriner Hekimler Odası’nı temsilen Başkan Murat Arslan, Yönetim kurulu üyeleri Edip Kocaman, Hasan Yıldız, Necati Bozkurt ve Tarık Akan katılım sağladı. Toplantının açılış konuşmasını Başkan Murat Arslan başlatarak katılımcılara toplantıya verdikleri ilgiden dolayı teşekkürlerini iletti. Toplantıda veteriner tıbbi ürünler yönetmeliği, hekimlerin ilaç satışı ve kliniklerde ilaç bulundurulması ile ilgili mevzuatlar ve güncel konular konuşuldu. Özellikle izinsiz ilaç satan işletmeler tartışmalara yol açtı. Söz alan ilaç depo yetkilileri, ilaç satışının sadece ruhsatlı PETİNFO 2015/11 22-23 yerlerde yapılabileceğini, bunun dışında satışın çok büyük cezai yaptırmaları olduğunu belirttiler. Ayrıca mevzuata göre ilaç satışlarının klinikler üzerinden mümkün olabileceğini hatırlattılar. Katılımcılar bu mevzuata dahil olmayan işletmelerin, özellikle petshopların daha sıkı denetlenmesinin gerekliliği hakkında hemfikirdiler. Murat Arslan, petshoplarda ilaç bulundurulması ve satışıyla ilgili 42 kliniğin toplanarak TOPLANTI bulundu. Çiftliklere direk ilaç satışı konusu da gündeme geldi. Mevzuata göre veteriner hekim çalıştırmayan çiftliklere ilaç depoları tarafından herhangi bir ilaç temin edilmesinin ya da cihaz satılmasının uygun olmadığı konuşuldu. İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Üyeleri dilekçe verdiklerini belirtti. Bu sorunun çözümü için İstanbul Veteriner Hekimler Odası tarafından gereken adımların atıldığını, temsilcilikler vasıtasıyla bu sürecin hızlanacağını ifade etti. Kliniklerden gelen bütün dilekçelerin ise Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’ne ulaştığının bilgisi verildi. Firmalara düşen görev büyüktür Murat Arslan, yeni açılan veteriner klinikleri ile ilgili olarak, ilaç firmalarına çok önemli görevler düştüğünü belirtti. Firmaların yeni sözleşme yaptıkları esnada veteriner kliniklerin evraklarını almadan ve alıcının veteriner hekim olup olmamasından emin olmadan ilaç temin edilmemesi gerektiğini de ekledi. Yapılan denetlemelerde açılma aşamasında olan kliniklerde bazen ruhsatın bulunmamasına rağmen, ilaç ve biyolojik maddelerin bulunduğuna da dikkat çekmektedir. Bu durumda da ilaç depolarının ve dağıtıcılarının dikkatli olması konusunda bilgi paylaşımında PETİNFO 2015/11 24-25 Çalışmalar hız kesmiyor Toplantı sırasında İVHO, sosyal sorumluluk projesi kapsamında insanlara hayvan sevgisini aşılamak ve bilinç uyandırmak adına 25.000 adet kitap dağıtan Ataşehir Belediyesi’ne ve Ataşehir Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Necati Bozkurt’a teşekkürlerini sundu. İVHO, yeni bir merkez oluşturulmak istendiğini, merkezde eğitimlerin de daha kolay ve kaliteli yapılabileceğini, bu konuda da firmaların desteğinin gerekliliğini bildirdi. Toplantı ardından bütün firma yetkilileri ve oda temsilcileri dergimize etkinliğin verimli geçtiğini belirttiler; hayvanların sağlığı ve sektörümüzdeki bütün meslektaşlarımızın geleceği için bu tür toplantılara ve firmaların birliğine ihtiyacımız vardır. MVM MEDİKAL ANEMİ; sebebini biliyor muyum? Anemi, en yaygın gözlenen eritrosit bozukluğudur ve değişik klinik semptomlara neden olur. Bazen subklinik olabilir ve sadece genel diagnostik çalışmalar sırasında tespit edilir. Aneminin tespitinden sonra, tipinin ve şiddetinin belirlenmesi için retikülosit sayımından yararlanılır. R etikülositler, olgunlaşmamış eritrosit prokürsörleridir ve retikülosit ölçümü kemik iliği eritropoezisinin değerlendirilmesinde kullanılan en kolay ve rutin yöntemdir. Anemi, retikülosit değerindeki artış (retikülositoz) durumuna göre iki gruba ayrılır. Kedilerde mutlak retikülosit sayısının 500,000/mm3’den fazla olması rejeneratif anemi olduğunun göstergesidir. Akut anemilerde kemik iliğinin cevap oluşturması 3 ila 5 günü bulabilir. Rejeneratif anemi Rejeneratif aneminin iki temel sebebi vardır: kan kaybı ya da hemoliz. İlk yapılması gereken kanama varlığını tespit etmektir. Çünkü vücut boşlukları ya da gastrointestinal sistemde oluşan kanamalar açıkça görülmez. Kanama varlığı tespit edilmediği takdirde hemolitik anemi yönünden inceleme yapılmalıdır. Kedilerde en sık rastlanan hemolitik anemi sebebi feline hemotropik mikoplazmozistir. Non-rejeneratif anemi Non-rejeneratif aneminin iki temel sebebi vardır: primer kemik iliği bozukluğu ya da eritropoetik depresyondur. FHM (feline hemotropik mikoplazmozis) ile birlikte seyreden FeLV, anemiyi daha da şiddetlendirebilir. Ayrıca koenfeksiyonlar, hemopoetik neoplazi PETİNFO 2015/11 26-27 gelişme olasılığına ya da makrositik non-rejeneratif anemi gelişmesine neden olabilir. Anemisi olan kedilerde görülen yaygın klinik belirtiler > Depresyon ve zayıflık > Solgun mukoz membranlar > Dehidrasyon > İştahsızlık > Kilo kaybı > Taşikardi > Kardiak murmur > Ateş > Taşipne+dispne > Splenomegali > Ikterus > Senkop > Hipotermi Rejeneratif Anemi Retikülositozis/ polikromazi ile seyreder. Kan Kaybı Harici kan kayıpları Travmaya bağlı kan kaybı, endoparazite bağlı gastrointerstinal kanama, gastrik ülserasyon ya da gastrointestinal neoplazi, pire enfestasyonu Vücut boşluklarına sızan kanamalar Dalak yırtılması Koagulopati K vitamin antagonisti rodentisit zehirlenmesi, şidddetli GI hastalığına bağlı K vitamin malabsorbsiyonu, karaciğer hastalığı, DIC (Dissemine İntravasküler Koagülasyon) Trombositopeni FeLV, FIV, ITP (İdiopatik Trombositopenik Purpura), DIC Trombopatolojiler Üremi, ilaç etkisi (örneğin NSAI tedavisi) Hemoliz Feline hemotropik mikoplasmozis (FHM) Mikoplazma hemofelis, Candidatus mikoplazma turicensis, bağışıklığı baskılanmış kediler, Candidatus Mikoplazma hemominutum. Non-rejeneratif Anemi Retikulositozis/ polikromazi durumu yoktur. Kemik iliği bozuklukları Miyeloproliferatif bozukluklar Lösemi, lenfoma, FeLV, FHM ve FeLV koenfeksyonu Aplastik anemi FeLV enfeksiyonu, erlişiyozis, kloramfenikol Cytauxzoonosis felis Heinz body anemi Soğan/asetaminofen yeme, lenfoma İmmun kaynaklı Birincil olarak ya da sıklıkla ikincil olarak FeLV, FHM veya lenfoma Hücre parçalanması (mikroanjiyopatolojik) DIC, vaskulit, hemangiosarkoma Şiddetli hipofosfatemi İnsulin tedavisi ile birlikte DKA (Diabetik Ketoasidozis), yeniden beslenme sendromu Kalıtsal hastalıklar Artmış osmotik kırılganlık ve Abyssinian ve Somalis ırklarında PK yetmezliği Non-rejeneratif Anemi Retikulositozis/ polikromazi durumu yoktur. Miyelofibrozis Toksinler, östrojen Miyelodisplazi Hücre olgunlaşma kusurları, immun kökenli Eritropoetik depresyon Azalmış eritropoetin Böbrek yetmezliği Kronik hastalık anemisi Neoplazi, karaciğer yetmezliği, kronik enfeksiyonlar FeLV enfeksiyonu FHM ve FeLV koenfeksiyonu Hemoglobin sentezi kusurları Demir eksikliği Pre-rejeneratif Akut kanama ya da hemoliz durumlarından sonraki ilk 3-5 gün boyunca Tabloda da görüldüğü gibi çoğu zaman anemi, başka hastalıkların sonucunda sekonder olarak gelişir ve ancak altta yatan problemler tespit edilebilirse iyileştirilebilir. Bu yüzden anemi teşhisi kadar, anemi tipinin ve şiddetinin belirlenmesi de önemlidir. Tam retikülosit sayımını rutin diagnostik protokolünüze ekleyerek: > Subklinik durumlarda anemiyi erken dönemde teşhis edebilirsiniz. > Rejenerasyon durumunu gözlemleyerek aneminin tipini belirleyebilirsiniz. > Hastalığa farklı bir açıdan bakarak altta yatan sebebi ortaya çıkarabilir, tedaviyi buna göre şekillendirebilirsiniz. > Tedaviye oluşan cevabı izleyebilirsiniz. Gelenekselleşen profesyonellik Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği, 06 Kasım – 07 Kasım tarihleri arasında 10. Sürekli Eğitim Kongresini Grand Cevahir Hotel & Convention Center’de 500 veteriner hekimin katılımıyla gerçekleştirdi. KONGRE 1 3 1. KHVHD Başkanı Erkut Gören 2. 10.KHVHD Sürekli Eğitim Kongresi Başkanı Necla Köprülü 3. Doç Dr. Iuliana Ionaşcu 4. İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan 5. İÜ Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Güneş 6. Dr Linda Boggie 7. Prof. Dr. Leo Brunnberg 8. Prof. Dr. Mahmut Ok 9. Dr. Jens Linek 10. Prof. Dr. Utku Bakirel 11.Yrd. Doç. Dr. Ruxandra Costea 12. Prof. Dr. İbrahim Demirkan 13. Prof. Dr. Deniz Deyrek İntaş 14. Prof. Dr. Veli Y. Çırak 2 4 Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği’nin ev sahipliği yaptığı, 6-7 Kasım tarihleri arasında Grand Cevahir Hotel & Convention Center’de gerçekleştirilmiş 10. KHVHD Sürekli Eğitim Kongresi, Türk klinisyen veteriner hekimlerinin yoğun katılımı ve ilgisiyle gerçekleştirildi. KHVHD’nin her yıl düzenli olarak uluslararası nitelikteki Sürekli Eğitim Kongresi, mesleki sorunların tespiti ve çözümüyle ilgili çalışmalar yapmakta, mesleki birlikteliğin ve gelişmesinin sağlanması için her zaman katkıda bulunmaktadır. Kongrenin ilk gününde KHVHD Başkanı Erkut Gören ve 10.KHVHD Sürekli Eğitim Kongresi Başkanı Necla Köprülü, organizasyonun PETİNFO 2015/11 30-31 5 ilk konuşmalarını gerçekleştirdi. Kongreyi açan her iki konuşmacı da, organizasyonun başarısını sağlayan, emeği geçen ve katılımı ile etkinliğe renk katan herkese teşekkürlerini sundu. İVHO Başkanı Murat Arslan ve İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Güneş, ziyaretleri ile kongrenin ilk gününü onurlandırıp, yaptıkları açılış konuşmalarında mesleğimizin gelişmesi ve ilerlemesinde rol oynayan bütün meslektaşlarımızı kutladı. Açılış töreninin ardından mesleki alanda doyurucu bilimsel programlar başladı; aynı anda 3 ayrı salonda devamlı gerçekleştirilen İngilizceTürkçe sunumlara ve gün boyu süren “Peritonial Dializ” ve “Acil Durum 6 7 9 12 Prosedürleri” konulu çalıştaylara katılım her daim yüksekti. Petinfo ailesi olarak, bu başarılı organizasyonda emeği geçen KHVH Derneği’ne, sponsor fırmalara ve katılan bütün meslektaşlarımıza teşekkür ederiz. İlginç sunumlar arasından seçim yapmak zordu Başta Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Avusturya, Fransa, Hollanda, İnglitere, Romanya 8 10 13 ve Tayland’tan gelen 12 yabancı konuşmacı ile Türkiye’nin çeşitli veteriner fakültelerini temsil eden 7 uzman, katılımcılarla veteriner hekimlik mesleğinin son gelişmelerini paylaştı. Ortak alanda kalmayı tercih eden veteriner hekimler ise sponsor firmaların standlarını ziyaret edip piyasaya çıkan en yeni ürünler hakkında ilk elden bilgi edinme fırsatı buldular. Tecrübeli veteriner hekimlerin arasında yeni mezun olan meslektaşlarımızı görmek de ayrı bir mutluluktu. 11 14 Yurtdışından seçkin konuşmacılar katıldı 10. Küçük Hayvan Veteriner Hekimliği Derneği Sürekli Eğitim Kongresi’nde yoğun bakım hastalarının klinik beslenmesinden bahseden Yrd. Doç. Ruxandra Costea, kritik durumdaki hastaların özel bakım ve sürekli monitörizasyona ihtiyaç duyduklarını, yeterli sıklıkla besin sağlanamadığı durumlarda iskelet ve kassal bozukluk, infeksiyon gibi postoperatif komplikasyonların KONGRE görülebileceğini belirtti. Beslenmenin enteral veya parenteral olarak yapılması gerektiği ve olası komplikasyonlara karşı sürekli izlenmesi gerektiğini vurguladı. Doç. Dr. Iuliana Ionaşcu, üçüncü göz kapağı cerrahisi hakkında bilgi paylaşımında bulunurken, üçüncü göz kapağının vişne göz (cherry eye) ve kartilago eversiyonu diye adlandırılan patolojik durumların tek tedavi yönteminin cerrahi yöntem olduğunu, özellikle Shar Pei, Martino Napolitano, Chow-Chow, Cane Corso, Great Dane, French Bulldog, English Bulldog, Dachshund, Boxer, Pekingese ve bunların melezlerinde sıklıkla görüldüğünü ortaya koydu. Kuşlar, sürüngenler ve küçük memelilerde anestezi ve cerrahi konusunu ele alan Dr. Claudia Hochleıthner ve Dr. Manfred Hochleıthner cerrahi laparatominin kertenkele cerrahisinde en basit yöntem olduğunu, yılanlarda daha zor ve kaplumbağalar ile timsahlarda ise en zor yöntem olduğunu vurguladı. Kanatlı cerrahisi için hemostaz, hız ve hassasiyeti temel alarak, scrub PETİNFO 2015/11 32-33 solüsyonlarının kanatlılar için irritan olması sebebiyle kullanılmaması gerektiğini, operasyon sahasının genel anestezi altında yolunarak alkol ile silinerek hazırlanması gerektiğine değindi. Küçük memelilerde ise alkol bazlı aseptiklerin kullanılmasından kaçınılması gerektiği, aseptik sıvıların ise kullanılmadan önce ısıtılması gerektiğinden bahsetti. Monika Linek konuşmasında, alopesinin etiyolojileri arasında yer alan endokrinopatilerin ve kıl foliküllerinin enfeksiyöz hastalıklarına değinilmeden evcil hayvanlardaki alopesik hastalıklar hakkında bilgi verdi. Bütün alopesik hastalıkların genellikle köpeklerde tanımlandığını, büyük evcil hayvanlar ve küçük pet hayvanları hakkındaki bilginin kısıtlı olduğunu vurguladı. Glokom hakkında bilgi veren Jens Linek, glokom oluşumunun asıl sebebinin aköz humor üretiminin çok olmasa bile direnajının kısıtlanması olduğu, yapılan operasyonlarda alanında uzmanlaşmış veteriner hekim tarafından yapılması üzerinde durdu. Özellikle son seviyedeki glokomda ise bulbar eviserasyon ve intraskleral protez yerleştirme yada enokleasyona ihtiyaç duyulduğunu ayrıca belirtti. Arizona Glendale Midwestern Üniversitesi’nde Veteriner Cerrahi Profesörü ve Araştırma ve Stratejik Girişimleri Başkan Yardımcısı olan Prof. Dr. Theresa W. Fossum, yarım gün süren çeşitli sunumları ile özellikle Türk veteriner hekim cerrahlarının ilgisini çekti. Prof. Dr. Fossum ilk olarak ülkemizde daha ilk adımlarını atan kardiyak cerrahi konusunda pratikte hangi prosedürlerin yapılmasının mümkün olduğunu ve bu prosedürlerin yollarını anlattı. Kısa bir moladan sonra ikinci sunum olarak veteriner hekimlikte sık uygulanan akciğer lobektomi ve perikardiyektomi konusu ele alındı. Her iki uygulama için farklı cerrahi teknikler ile hastaların diyagnozu, postoperatif bakımı ve prognozu KONGRE söz konusuydu. Sunucunun üçüncü, diyaframa hernisinin ayrıntılarını anlatan sunumunu takiben her üç sunumu da kapsayan interaktif bir oturum gerçekleştirildi. Hekimler videolar izleyip uygulamaları daha yakından tanıma fırsatı bulup, Dr. Fossum ile yöntemler hakkında bilgi alışverişinde bulundular. IVAS Sınav Komitesi Başkanı, Dr. Linda Boggie, Amerikan Veteriner Akupunktur Akademisi’nin üyesi olup, Çin şifalı bitkilerini kullanmaktan, akupunkturdan, Çin tıbbını öğrenmekten ve Çin veteriner tıbbını uygulamaktan zevk almaktadır. Meslektaşlarımıza anlattığı “Günümüz Klinik Olgularında Batının Biyomedikal Yaklaşımı, Çin Tıp Felsefesi ve Bu İki Modelin Etki Mekanizmaları” adlı sunumu ile, ülkemizde az sayıda veteriner hekim tarafından bilinen ve uygulanan homeopatinin ilkelerini anlattı. İlgilenen hekimler en başta akupunkturun nasıl uygulanıldığını, akupunkturun noktalarını ve kanallarını öğrenebildiler. Çin bitkisel tıbbın etkileri ile ilgili olarak ise Dr. Boggie “Çin bitkisel tıp sanatı hem iyileştirme özelliğini arttırmak hem de görülebilecek potansiyel toksikasyonları minimalize etmek için birçok bitkinin kombine olarak kullanılmasını içerir. Tek bitkinin kullanıldığı reçetelerin sayısı oldukça azdır” diye ifadede bulundu. Türk hocalarımızın ilgi çekici sunumları Kalp kurdu hastalığı (HWD)’ndan bahseden Prof. Dr. Utku Bakırel, bu hastalığın dünyanın birçok ülkesinde ve ülkemizdeki pet hayvanlarında PETİNFO 2015/11 34-35 çok tehlikeli olduğu konusu üzerinde durdu. Şiddetli akciğer hastalığı, kalp yetmezliği ve diğer organ hasarlarına neden olan Dirofilaria İmmitis’in kedi, köpek ve diğer memelileri etkilediği söylenmektedir. Sivrisineklerle bulaşan kalp kurtlarının yaşam sikluslarının çok kompleks olduğunu, tanı için ise fiziksel muayene, röntgen, tam kan sayımı ve çeşitli kan testleri gibi yöntemlerin gerekebileceği gibi ekokardiyografik muayeneninde yapılması gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Mahmut Ok hastalıkların doğru tanısında hematolojik ve biyokimyasal değerlerin ciddi katkısı olduğunu, yalnızca parametrelerin ölçülmesinin yeterli olmayıp doğru yorumlanmasının da büyük önem taşıdığını vurgulamaktadır. Biyokimyasal parametrelerin özellikle, vücutta hastalık oluşumunun söz konusu olup olmadığının belirlenmesine, şayet oluşmuş ise hastalığın hangi sisteme veya organa lokalize olduğunu gösteren önemli belirteçler olduğunu, bu parametrelerin hastalığın doğru teşhisi, ayırıcı tanısı, hastalığın şiddeti, tedavinin takibinde ve prognozun belirlenmesinde önemli katkı sağladığını vurguladı. Prof. Dr. Ok hemogramın değerlendirilmesi ve kanın şekilli elementleri ile ilgili normal veya anormalliklerini ortaya koyabildiğini, biyokimyasal parametre ölçümü ile organ ve dokularda hasarların yanı sıra metabolik ve endokrin sistemle ilgili anormallikler saptanabildiğini belirtmiştir. Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi, Doç. Dr. Öznur Arslan, sebebi bilnmeyen anemilerin teşhisi ve tedavisi hakkındaki güncel yaklaşımlar hakkında ayrıntılı bir sunum gerçekletirdi. Doç. Dr. Arslan, son yapılan araştırmaların hemotropik mikoplazmanın zoonotik potansiyeli olduğunu göstermelerini ve invitro çalışmalarda mikoplazmaların kanser hücresi oluşturma potansiyelinin olduğunu vurgulayarak hemoplasma enfeksiyonlarını ayrıntılı anlattı. Katılımcılar kan donörlerinin PCR KONGRE Vet. Hek. Erkut GÖREN KHVHD Başkanı MESLEKTAŞLARIN GELİŞMESİNE KATKI SAĞLAMAYA DEVAM Kongremizi organize etmeye aslında 2015 Ocak ayında başladık. Ülkemizin bütün takvimlerine bakarak herkese uygun olan bir tarih seçmeyi amaçlıyoruz. Sergi alanında bize destek olan firmaların, bu geçirdikleri iki gün içinde verim almaları, iyi iki gün geçirmeleri bizim için gerçekten önemlidir. Onların memnuniyeti meslektaşlarımıza da fayda sağlıyor ve bir sonraki seneye referans oluyor. Yıllık artış oranımızı şu an zaten aşmış durumdayız. Tüm gün süren workshoplara meslektaşlarımızın katılması, büyük ilgi göstermesi ve gün boyu salondan neredeyse hiç çıkmamaları sanırım beğenildiğinin bir göstergesidir. 10. kongremizi başarıyla gerçekleştirmemiz hepimiz için büyük bir onurdur. Bizden sonra gelen meslektaşlarımız umut ediyoruz ki kongreyi 20’lere 30’lara ulaştırmayı başaracaktır. Daha iyisi var mı? Tabi ki var, her zaman daha iyisi vardır. Önümüzdeki sene biz de daha iyisini yapacağız ve elimizden gelene kadar meslektaşlarımızın gelişmesine katkı sağlamaya devam edeceğiz. kullanılarak taranmalarını ve böylece alıcı hayvanlara bulaşmanın önlenebileceğini de ayrıca öğrenme fırsatı buldular. Erciyes Üniversitesi’nden sunucu olarak katılan diğer öğretim üyesi, Doç. Dr. Nusret Apaydın’ın sunumuna katılarak veteriner kliniklerinde pediatrik ve geriatrik hastalarına anestezi uygulamalarının önemini öğrenme fırsatı yakaladık. Pediatrik terimi kedi ve köpeklerde doğumdan sonrasi ilk 12 haftayı, neonatal terimi ise kedi ve köpeklerde ilk 2 haftayı kapsar. Pediatrik terimini ise kesin yaş aralıkları ile belirtemezsek bile, genel bir ifade ile normal yaşam süresinin yaklaşık %75’ini tamamlayan hayvanlar geriatrik olarak adlandırabilir. Özellikle neonatal dönemde olan hayvanların operasyon ve anestezi stresine karşı toleransı oldukça düşüktür. Bu nedenden dolayı bir veteriner hekimin anestezinin her aşamasını iyi öğrenmesi gerekir ve PETİNFO 2015/11 36-37 her şeyi olanakları ölçüsünde optimal koşullara getirmesi gerekir. Prof. Dr. Deniz Seyrek İntaş abdominal ultrasonografide duyulan sesler hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Veteriner hekimlikte ultrasonografi tüm abdominal organların, mezenteriyumun, omentumun, peritonun, diyaframın ve abdominal duvarın yapılarını görmek ve abdominal kitlelerin köken aldığı doku veya organı ve yayılımını belirtmek için kullanır. Dr. İntaş, abdominal ultrasonografi öncesi hastanın hazırlanması ve en uygun şekilde, stressiz bir ortamda muayene edilmesinin püf noktalarını dinleyicileri ile paylaştıktan sonra, abdominal bölge ultrasonografisini örneklerle göstererek sergiledi. Teorik olarak uygulamayı ve görünebilecek anomalileri sunum sonrası herkes öğrenmiş olsa bile, Prof. Dr. İntaş “Ultrasonografik muayenede tekniğe alışmak ve abdominal organların normal görünümlerine aşina olmak için muayeneyi mümkün Vet.Hek. Necla KÖPRÜLÜ 10. KHVHD Sürekli Eğitim Kongresi Başkanı KONGREDE EMEĞİ GEÇEN HERKESE TEŞEKKÜR EDERİM Küçük Hayvan Veteriner Hekimler Derneği olarak gerçekleştirdiğimiz başarılı bir kongreyi geride bıraktık. Aylar süren hazırlık aşamasından sonra hem sponsorlardan hem de katılımcılardan övgüler aldığımız güzel bir kongre geçirdik. Sunumlara ve özellikle workshoplara gösterilen ilgi ve sonrasındaki memnuniyet KHVHD yönetimi olarak bizleri mutlu etti. Tüm sponsor ve katılımcılarımıza sonsuz teşekkürlerimiz sunar gelecek kongrelerde birlikte olmayı dileriz. KONGRE olabildiğince tam ve sistematik yapmakta fayda vardır” dedi. Hayvanlarda özellikle kedi ve köpeklerde teşhis edilen kanser olguları her geçen gün artış göstermektedir. Metastaz yapmış hastalarda sağaltım çok agresif uygulanmaktadır. Günümüzde kanser sağıltımı üzerine yapılan araştırmaların zorluklarla dolu olmasına rağmen Afyon Kocatepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Demirkan, sunumunda girişimlerin ümitsiz olmadığını vurguladı. Prof. Dr. Demirkan’ın “Kanser; Nitelikli Başarısızlık” başlıklı sunumundan son yıllarda yapılan uluslararası çalışmalarda hedefe yönelik modern ilaçların geliştirildiğini ve hastaların bu yeni sağıltımlarda minimum komplikasyona maruz kaldıklarını anlatarak, yeni nesil kanser tedavilerine umutlarla dolu olarak bakmamızı sağladı. Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Veli Y. Çırak, köpeklerde gastrointestinal helmintlerle mücadele hakkında ayrıntılı bilgi verdi. DipEVPC ünvanına sahip olan Prof. Dr. Çırak köpeklerde uygulanan iç paraziter mücadele tarzının tekrar gözden geçirilmesini ve sunumunda bahsettiği veriler ışığında her köpeğin kendine özgü yaşı, fizyolojik durumu, yaşam ortamı ve şekline göre anti-helmitik mücadelenin ortaya konmasını önerdi. PETİNFO 2015/11 38-39 KONGRE Vet.Hek. Dilruba Pervaz Prof.Dr.Nilüfer Aytuğ Prof. Dr. Kürşat Özer MESLEKTAŞLARIN BİRARAYA GELMESİ ÇOK GÜZELDİ ÜSTÜN BİR PERFORMANSLA KARŞILAŞTIM BÜTÜN SUNUMLARI BÜYÜK BİR İLGi İLE TAKİP ETTİM Özellikle bu sene yapılan iki workshopun da çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Bu tür çalışmalar, kliniklerde çoğu insanın yapmakta çekindikleri konulardır. Burada en azından ne kadar uygulanabilir olduklarını gördük. Aynı zamanda hem yeni mezun arkadaşlarımızı aramızda görmek hem de eski meslektaşlarımızla buluşup herkesin gelişmelere ayak uydurmalarını görmek güzeldir. Konular gayet iyi seçilmiş. Mesleki açıdan bu etkinliğin kesinlikle yararlı olduğunu düşünüyorum. Gelenekselleşmiş olması da ayrı bir konu, organizasyonun 10 sene boyunca hiç ara vermeden aynı performansla devam etmesi veteriner hekimlik adına Türkiye’deki gelişimin olumlu bir göstergesidir. Meslektaşlarımız açısından yenilikleri takip etme fırsatını yakalamak çok güzel bir olaydır. Kendi meslek alanım açısından değerlendirmem gerekirse genel cerrahi alanında ciddi çalışmalar yapmış bilim insanları var burada. Bu kongre mesleğimizin kalkınması ve ilerlemesi açısından çok yararlıdır. WORKSHOPLAR EĞLENCELİ VE VERİMLİYDİ Petinfo ailesi olarak, bu başarılı organizasyonda emeği geçen KHVH Derneği üyelerine ve katılım gösteren tüm meslektaşlarımıza teşekkür ederiz. Bir sonraki etkinlikte görüşmek dileğiyle. Vet.Hek. Gizem Taktak PETİNFO 2015/11 40-41 Kongreye bu sene 500’e yakın veteriner hekim katıldı. Workshoplarımıza son anlarda bile kayıt aldık. Ben genelde workshoplarda görevli olduğum için oradaki memnuniyetleri görebiliyorum. Gelecek sene workshoplara ağırlık vermeyi düşünüyoruz. Veteriner hekimlerin sadece teorik dersleri değil aynı zamanda pratiğin önemli olduğunu ve yararlanmaları gerektiğini de görmelerini isteriz. Uygulama ne kadar iyiyse, hastalara da o kadar hizmet verebiliriz. Vet. Hek. Serkan Güngör Vet. Hek. Gamze Göl Aksu Prof. Dr. Monika LINEK GERÇEKTEN BU SENE DE VERİMLİ BİR KONGRE GEÇİRDİK KLİNİSYENLER UYGULAMAYA DAHA ÇOK ÖNEM VERMELİ KONGREDEKİ BÜTÜN ÇALIŞMALAR GÜZEL VE TAKDİR EDİCİYDİ KHVHD kongreleri klinisyen veteriner hekimler için en önemli yerel kongrelerden bir tanesidir. 10 yıldır aralıksız devam eden bu güzel çalışma her sene daha bilinçli yapılmaktadır. Organizatörlerin, veteriner hekimlerin ne istediklerini dikkate aldıkları için hepimiz açısından çok verimli olduğunu düşünüyorum. Arkadaşlarımızı görmemiz, yeni ürünlerden haberdar olmamız çok güzel. Ben bu kongrede teorik konulardan ziyade daha fazla uygulama ve workshoplarla ilgileniyorum. Bunlardan daha fazla görmek istiyorum. Türk veteriner hekimlerin okul sıralarından çıkıp uzman kadro desteğiyle pratiklerini geliştirmeleri gerekir. Bu kongre gerçekten iyi organize edildi. Yönetim kurulu gerçekten profesyonel bir şekilde çalışıyor, konuşmacıların bugün burada olabilmeleri ile ilgili bütün çalışmaları takdir edicidir. Yerel bir kongre olmasına rağmen organizasyonun bir uluslararası kongreye yaklaştığını söyleyebilirim. Türk meslektaşların bu kadar ilgili olmasını görmek güzeldir. BU TÜR YENİLİKLERE İHTİYACIMIZ VAR Vet. Hek. Dr. Gürbüz & Gülay Ertürk Gördüğümüz kadarıyla kongre hedefine ulaşmış bir etkinlik oldu. Sunumlar gayet güzeldi. Yurtdışından gelen katılımcılarla tanışma ve özellikle ilgimizi çeken sunumlarını dinleme fırsatını bulduk. Yine ülkemiz için çok yeni olan homeopati ile ilgili bir poster sunumu da gördük; bu tür çalışmalara, yeniliklere ihtiyacımız var. Yani kısacası ülkemiz içi bu kongre gerçekten çok faydalı oldu. Katılımcıların ve sponsorların sayısı zaten söylediklerimizi desteklemektedir. KONGRE Ana sponsorluk eşliğinde keyifli bir kongre Geçtiğimiz 6 sene üst üste Nestlé Purina PetCare ana sponsorluğunda gerçekleşen Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği Sürekli Eğitim Kongresi’nin onuncu ayağı, yine Nestlé Purina ana sponsorluğu’nda 6-7 kasim 2015 tarihlerinde Grand Cevahir Otel İstanbul’da gerçekleşti. PETİNFO 2015/11 46-47 Nestlé PurIna firması olarak sektöre her anlamda yaptığımız yatırımların ortak buluşma noktası, kategorinin daha da hızlı büyümesine ve işbirliğimize katkı sağlamaktadır. Geçtiğimiz senelerde olduğu gibi bölge bayilerimiz ile yine bir araya gelerek, dostlarımızla standımızda keyifle kahvelerimizi yudumlarken lezzeti ile PRO PLAN markamız ile örtüşen çikolataları afiyetle tükettik. İki gün boyunca yoğun ilgi gören, sektör adına yapılan renkli sohbetlere ve bilgilendirici konuşmalara sahne olan standımızda, tüm markalarımız hakkında görüşmenin yanı sıra, relansmanı ile birlikte PRO PLAN köpek skalasına yeni bir soluk getirecek olan OptiNutrition konseptinden de sıkça bahsetme fırsatı bulduk. Adından da anlaşılacağı gibi bu konsept köpeklerin tüm gereksinimlerini karşılamak amacıyla, son teknolojik gelişmeleri bilimin ışığında kullanarak besin değerlerini en optimum düzeyde sağlamak üzere formüle edildi. YENİLİKLERE DEVAM Lansman sürecini tamamlayan PRO PLAN köpek mamalarının yeni ambalajları ile sade ve kolay anlaşılır bir iletişim sunuşunu, tüketiciler ile arasında duygusal bir bağ kuracağını ve aynı zamanda artan lezzetinin de müjdesini vermeye devam ettik. Tüm Pro Plan ürünlerinin mükemmel performans sunduğu, bilimsel yayınlar eşliğinde etkinliklerinin ispatlandığı ve önde gelen veteriner hekimler ve yetiştiriciler tarafından onaylandığı da bir kez daha vurgulanmış oldu. Heri biri özel OptiNutritional yarar sağlayan tüm yeni PRO PLAN ürünleri kolay anlaşılır içeriğiyle uygun beslenme seçimi ve anlaşılması kolay bir fayda sunuyor. “Haydi Onlara Muhteşem Bir Dünya Sunalım” sloganı ile sizlerin desteğini de arkamıza alarak yola çıktığımız bu projede veteriner hekimlerin de muhteşem anlarını ölümsüzleştirecek selfie çubuklarımız da eğlenceli sohbetler eşliğinde tüm katılımcılar Nestlé PURINA olarak, DOSTLARIMIZ İLE BİR ARAYA GELDİĞİMİZ BU ORGANİZASYONDA, GELİŞMELER ÜZERİNE PAYLAŞIMLARDA BULUNURKEN, ANA SPONSORLUĞUMUZU BU SENE DE DEVAM ETTİRİYOR OLMANIN MUTLULUK VE GURURUNU DA MİSAFİRLERİMİZ İLE PAYLAŞTIK. ile paylaşıldı. Hayli yoğun geçen ilk günün ardından, 6 Kasım akşamına organize edilmiş, Gala Gecesi’nde firmamız, kongre komitesi tarafından organizasyona olan katkılarımızdan dolayı plaketle ödüllendirildi. Gala yemeği boyunca ekibimiz, işimizin çok önemli bir parçasını oluşturan veteriner hekimler ile uzun yıllara dayalı kurulmuş güçlü ilişkileri sağlamlaştırmaya devam etti. MUHTEŞEM GEÇEN İKİ GÜN İki günlük bu muhteşem serüvenin sonunda bizler de Nestlé PURINA ekibi olarak, bu organizasyonun hep birlikte başarıya ulaşmasında emeği geçen en başta değerli hocalarımıza ve aynı za- manda iş ortağımız olarak gördüğümüz tüm değerli veteriner hekim dostlarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunduk. Olumlu yorumların ve iş ortaklarımızla gerçekleştirdiğimiz başarılı fikir alışverişlerinin ışığında fark ediyoruz ki, sürekli gelişen ve değişerek yenilenen sektörümüzde, bizlere düşen görev, evcil hayvanların beslenme ihtiyaçları doğrultusunda geliştirdiğimiz ürünlerle onların daha uzun, mutlu ve sağlıklı yaşamalarına yardımcı olmaktır. Bu doğrultuda, Nestlé Purina PetCare ailesi olarak hız kesmeden tüm çalışmalarımızla veteriner hekimlerimize ve sektöre, her geçen gün daha da destek olmaya devam edip kendimizi aşarak ilerleme kaydedeceğiz. KONGRE Mopsan, Kongreye yeni ürünleri ile katıldı Mopsan standında tanıtılan yeni Hill’s Metabolic Urinary ve Mobility ürünleri veteriner hekimlerin büyük ilgisini çekti. Alican İngeç, Mopsan Veteriner Ürünleri Genel Müdürü Dr. Müge Örs, Mopsan Veteriner Ürünleri Pazarlama Müdürü B u yıl 10.su düzenlenen Küçük Hayvan Veteriner Hekimler Derneği Sürekli Eğitim Kongresine her yıl olduğu gibi bu yıl da HIll’s markamız ile destek verdik. Kongre bizim açımızdan oldukça hareketli ve verimli geçti. Kongrede, Kasım ayı içinde lansmanını gerçekleştirdiğimiz Yeni Hill’s Prescription Diet Metabolic Plus ürünlerimizle yer aldık. Köpeklerde obezite ve eklem rahatsızlıklarının, kedilerde ise obezite ve alt üriner sistem rahatsızlıklarının birlikte yönetiminde kullanılan ve veteriner hekimlere tek mama çözümü sunan yeni Hill’s Metabolic Urinary ve Mobility PETİNFO 2015/11 48-49 ürünlerimiz büyük ilgi gördü. Doyurucu bilimsel içeriği, saygın konuşmacıları ile dikkat çeken KHVHD 10. Sürekli eğitim Kongresi’nde Mopsan olarak yer almaktan oldukça mutluyuz. Veteriner hekimlerin mesleki gelişimine katkı sağlayan bu önemli organizasyonu başarı ile gerçekleştiren Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği yöneticilerine ve bizler gibi organizasyona destek veren diğer tüm sponsor dostlarımıza teşekkürü bir borç biliriz. Daha nice kongrelerde beraber olabilmek ve sektörümüzü daha da ileriye taşıyabilmek ümidiyle. KONGRE Ürünlerimiz ile sektördeki boşluğu dolduracağız Farmina’nın dünyanın ilk olarak bilinen doğal veteriner diyet serisi, kongrede yerini aldı ve büyük bir ilgi ile karşılandı. G rand Cevahir Hotel & Convention Center’de 6-7 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen 10. Küçük Hayvan Veteriner Hekimliği Sürekli Eğitim Kongresi’ne standımızla bizler de katılım gösterdik. PETİNFO 2015/11 50-51 Farmina olarak, kongre beklediğimiz gibi geçti; Türkiye’nin dört bir yanından kongreye katılan veteriner hekimlerimizin firmamıza olan ilgisi ve güveni bizleri son derece memnun etti. Katılım sayısı tahminimizden az olsa da, oldukça keyifli geçen bu iki günde ilgili klinisyen veteriner hekimlerle tanışma ve onlara ürünlerimizi tanıtma fırsatı bulduk. Özellikle kedi ve köpekler için sunulan ve dünyada bir ilk olan ‘’İlk Doğal Veteriner Diyet Serisi-Vetlife” ürünümüze karşı gösterilen yoğun ilgiden dolayı son derece memnun olduk. Ürünlerimiz, Amerika’nın sayılı web sitelerinde son derece takdir edilerek, hayvan sahiplerine ve veteriner hekimlere tavsiye edilmektedir. Farmina olarak doğa ve bilimin kusursuz birlikteliği ile reçeteli serimizde yenilenerek tüm serilerimizde olduğu gibi suni ve yapay olan hiçbir içeriği içermemektedir. Bizi hiçbir şekilde yalnız bırakmayan değerli hekimlerimize ve organizasyonun gerçekleştirilmesinde emeği geçen tüm Küçük Hayvan Veteriner Hekimler Derneği yönetimine bir kez daha teşekkür ederiz. Farmina ailesi olarak, sektörümüzde yıl içinde düzenlenen kaliteli kongrelerin birbirimize destek vererek devamlılık göstermesini arzu ediyoruz. Bir başka organizasyonda görüşmek dileğiyle. KONGRE Böyle bir organizasyona destek verdiğimiz için mutluyuz Lider firmasının ekibi, veteriner hekimlerle bir araya gelmekten mutluluk duyarken, yeni ürünleri ile yerel sektördeki varlıklarını gelecekte artıracaklarını gösterdiler. G eçtiğimiz hafta gerçekleştirilen 10. Küçük Hayvan Veteriner Hekimliği Sürekli Eğitim Kongresinde Lider Petfood ailesi olarak değerli veteriner hekimlerimizle bir araya geldik. Böyle bir organizasyonda yer almak bizim için mutluluk vericiydi. Keyifle geçen iki gün boyunca değerli distribütörlerimiz Tavas Pet Dış Tic. ve Sera Pet Dış Tic. ekip temsilcileri eşliğinde veteriner hekimlerimizle hem sektör hakkında hem de Ultra Premium markamız olan Türkiye’nin Yeni Nesil Maması ‘’SPECTRUM’’ hakkında önemli paylaşımlarda bulunduk. Bu anlamda hekimlerimizden aldığımız olumlu geri dönüşlerle önerilen bir marka olarak hızla ilerlemenin mutluluğu içerisindeyiz. Organizasyonda mevcut kedi ve köpek maması ürün grubumuza dahil olan yeni çeşitlerimiz SPECTRUM Puppy30 Large Breed ve SPECTRUM Delicate34 mamalarımızın tanıtımını gerçekleştirdik. Kongre boyunca adeta bir aile ortamı sıcaklığında gerçekleştirilen paylaşımlarımıza sevimli dostlarımız için hazırlamış olduğumuz küçük lezzetli hediyeler de ekleyerek keyifli sohbetlerimizi taçlandırmış olduk. Bu etkinlikte Lider Petfood ailesi olarak verdiğimiz desteğin mutluluğunu yaşarken organizasyonda emeği geçen, bizleri hem veteriner hekimlerimizle hem de sektör paydaşlarımızla buluşturan değerli Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği üyelerine sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Bir sonraki organizasyonda buluşmak ümidiyle. PETİNFO 2015/00 00-00 KONGRE YENİ ÜRÜNLERİMİZ İLE İLGİLİ OLUMLU GERİ BİLDİRİMLER ALDIK Boehringer Ingelheim Hayvan Sağlığı, KHVHD 10. Sürekli Eğitim Kongresin’de yaptığı görüşme ve anket çalışmaları ile gelecek ile ilgili stratejisini oluşturmaya başladı. PETİNFO 2015/00 00-00 BoehrInger IngelheIm Hayvan Sağlığı olarak 2015 içerisinde üç tane başarılı kongreye katıldık. Bu tür organizasyonların, meslektaşlarımız ile bir araya gelmek ve kendilerinden geri bildirimler almak konusunda bizler için çok faydalı olduğunu söylemek istiyorum. Hali hazırda pazarda bulunan Vetmedin, geçen sene lanse ettiğimiz Metacam Oral Süspansiyon ve bir kaç ay önce pazara sunduğumuz Canikur Pro adlı ürünlerimiz ile ilgili meslektaşlarımızdan çok olumlu geri bildirimler aldık. Bu geri bildirimler aynı zamanda 2016 stratejilerimizin de temelini oluşturacak. Vetmedin şüphesiz ürün grubumuzun lokomotifi olma özelliği taşıyor ve bu noktada 2016 için çok farklı planlarımız var. Standımızda ayrıca spesifik kardiyolojik muayene için hazırladığımız “Kardiyolojik Değerlendirme Formumuzu” da meslektaşlarımızın beğenilerine sunduk.Yine KHVHD 10. Sürekli Eğitim Kongresi’nde NSAID’ler ile ilgili bir anket çalışması yaptık ve sonuçları değerlendiriyoruz. Bildiğiniz gibi Metacam (meloksikam) Avrupa ülkeleri başta olmak üzere pek çok ülkede özellikle kedilerde uzun süreli tekrarlayan dozlarda kullanım için ruhsatlı ilk ve tek non-steroid olma özelliği taşıyor. Canikur Pro ise, prebiyotik, probiyotik ve aktif kömür mantığı ile çalışan montmorillonite içeren tek ürün. Bu sayede köpeklerde ishal ve bağırsak dengesinin sağlanması gereken durumlarda tedaviye destek olarak kullanılıyor. Ayrıca 2016’nın yaz aylarında çok farklı bir etkinlik planladığımızı bildirmek istiyoruz. Zamanı geldiğinde bunu bütün değerli meslektaşlarımız ile paylaşacağız. Bu vesile ile kongrenin hazırlanmasında emeği geçen herkese ve katılan meslektaşlarımıza Boehringer Ingelheim Hayvan Sağlığı ailesi olarak bir kez daha teşekkür ediyoruz. KONGRE MVM MEDİKAL’DEN MESLEKİ GELİŞİME BÜYÜK DESTEK MVM Medikal KHVHD’nin düzenlediği 10. Sürekli Eğitim Kongresi’ne katılarak tanı ve tedaviye giden yoldaki gelişmeleri geniş bir kitleye tanıtma imkanı buldu. K üçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği’nin 06 Kasım - 07 Kasım 2015 tarihlerinde Grand Cevahir Hotel & Convention Center’de gerçekleştirdiği 10. Sürekli Eğitim Kongresi’nde MVM Medikal olarak meslektaşlarımızla bir araya geldik. Yurt içi ve yurt dışından konusunda uzman konuşmacıların sunduğu hem küçük hayvan hem de at hekimlerine hitap eden çalışmaların yer aldığı kongrede katılımın oldukça yoğun olduğunu gözlemledik. Güncel teknolojinin öncüsü MVM Medikal olarak, kongrede meslektaşlarımızı tanı ve tedaviye giden yoldaki gelişmeler hakkında bilgilendirmeye çalıştık. IDEXX Laboratuvarları’nın klinik içi analiz cihazlarının yanı sıra daha hafif ve küçük -yeni- gövde yapısı ile Carestream bilgisayarlı radyografi cihazını meslektaşlarımıza sunma imkanı bulduk. Veteriner hekimlerin bir araya gelerek güncel gelişmeleri takip etmelerini sağlayan ve birbirleriyle fikir alışverişinde bulunabildikleri bu tip kongreleri çok faydalı buluyoruz ve destek vermekten mutluluk duyuyoruz. MVM ailesi olarak, kongrenin organizasyonunda emeği geçen herkese ve katılımlarıyla standımıza renk katan meslektaşlarımıza teşekkür ederiz. PETİNFO 2015/00 00-00 KONGRE MerIal, Uydu Sempozyumu’yla Kongrede Yer Aldı KHVHD Kongresi’nde tekrar desteklerini sunan Merial Türkiye meslektaşlarımızın yoğun ilgisiyle karşılandı. Dünya pet pazarının lideri olarak Türkiye’de de faaliyetlerimizi öncelikle önemli stratejik ürünlerimizi pazara vererek büyümek istiyoruz. Bu amaçla Certifect adlı hızlı ve uzun süreli kene öldürücü damlamızı 2015 Mart ayında pazara vermiştik. PAZARA YENİ ÜRÜNLER SUNDUK MerIal Türkiye olarak bu yıl tekrar katıldığımız KHVHD Kongresi’nde yeni aşılarımızın lansmanlarını yaparak veteriner hekimlerden yoğun bir ilgi gördük. Ayrıca düzenlediğimiz Merial Uydu Sempozyumu’yla yeni kedi aşısı serimiz PUREVAX’ın tanıtımını ve teknik mesajlarını aktardık. Ardından Eylül ayında iki farklı ve yenilikçi ürünümüzü veteriner hekimlerimizle buluşturduk. Bunlardan ilki PRIMODOG adlı pazardaki tek yüksek titreli monovalan parvovirüs aşısıydı. Pazardaki diğer monovalan ve karma köpek aşılarından farklı olarak köpek parvovirüse karşı (CPV) daha hızlı ve yüksek titre veren bu aşımızla özellikle erken dönem parvovirüs enfeksiyonlarında maternal antikorların düşmesine bağlı immun açığın (immunity gap) kapatılabileceğini ve birçok yavrunun kurtarılabileceğini söylüyoruz. Kongrede lansmanını yaptığımız diğer bir aşı ise son derece PETİNFO 2015/11 58-59 yenilikçi kedi karma aşımız PUREVAX RCPCh oldu. PUREVAX, kedilerin önemli bulaşıcı enfeksiyonlarından calicivirüs (FCV), rhinotracheitis (Feline Herpes Virüs-FHV), panleukopenia (FPV) ve Chlamydophila felis’in neden olduğu Chlamydiosis’e karşı etkili koruma sağlayan 4’lü kedi karma aşısıdır. PUREVAX, pazardaki ilk ve tek calicivirüs için inaktif ve adjuvansız aşıdır. PUREVAX’ın pazardaki diğer kedi karma aşılarından farkı, 2 yeni immunodominant inaktif calicivirüs suşu içermesi ve inaktif olduğu için pazardaki diğer canlı calicivirüs aşılarında görülebilen virülans reversiyonu riskinin olmamasıdır. Bu şekilde kedi calicivirüsün (FCV), yıllar içinde canlı calicivirüs aşılarının kullanılmasıyla gelişen antijenik değişime bağlı Avrupa ve ABD’de yaygınlaşmakta olan farklı klinik formlarının önlenmesi amaçlanmaktadır. Seçilen bu yeni calicivirüs suşlarıyla PUREVAX pazardaki en güncel formülasyona sahip aşıdır. PUREVAX’ın en önemli özellikleri yüksek bir etkinlik sağlarken aynı zamanda güvenli oluşudur. Adjuvansız olması nedeniyle gerek aşı yeri reaksiyonları ve gerekse aşı yeri sarkomalarının oluşum riskini azaltır. Diğer taraftan inaktif calicivirüs suşları virulans reversiyonunu önler. PUREVAX’ın etkinliği yoğun saha çalışmalarında kanıtlanmıştır. Hızlı korumaya başlar ve uzun süre yeterli korumayı sağlar. BAŞARILI BİR SEMPOZYUM PUREVAX’ın teknik argümanlarını ve çalışmalarını kongrede sponsor olduğumuz Merial Uydu Sempozyumu’nda aktarma fırsatı bulduk. Kongrede aynı zamanda Merial’in gelecek dönem projelerini anlatma imkanımız oldu ve hekimlerin beklentilerini aldık. Bundan sonraki stratejilerimizde bu beklentiler bizlere yol gösterecektir. Özellikle yeni lansmanını yaptığımız aşılarımız olmak üzere güzel bir ilgi gördüğümüzü düşünüyoruz. KONGRE SEKTÖRÜMÜZÜN GELİŞMESİ ADINA YAPTIĞIMIZ BİR YATIRIM Meslektaşlarımıza farklı yaklaşımlar ve farklı çözümler sunan HASVET, KHVHD Kongresi’ne bu sene de geniş kadrosu ve zengin portfolyosu ile katıldı. S ektörümüzün en değerli kongrelerinden olan 10. KHVHD kongresine Hasvet Medikal, E-vet Yazılım, Safir Cerrahi Aletler ile katılarak; teşhiste son halka sloganıyla yola çıktığımız projemiz Datavet’i tanıttık. Bizim işimize bakış açımız; “Farklı Yaklaşımlar, Farklı Çözümler” esasına dayalı. Bu organizasyonla tanıtımını yaptığımız ve sektörümüze henüz kazandırdığımız Datavet, Veteriner Hekimliğin datasına pratik, kolay ve uygulanabilir bir şekilde mobil platformlardan ulaşmanızı sağlayan, bilgiye ulaşmayı kolaylaştıran bir mobil uygulamadır. İki gün boyunca hem İos hem Android versiyonlarını deneyen kongre katılımcılarından PETİNFO 2015/00 00-00 aldığımız geri bildirimler bizleri son derece memnun etti. Markamız Safir Cerrahi Aletler’in üretimi olan hediyelerimizi ve kongreye özel üretilen cerrahi setlerimizi meslektaşlarımızla buluşturduk ve ürünlerimize gösterilen yoğun ilgi karşısında kalitemizden ödün vermeden daima daha iyisini üreteceğimizin sözünü verdik. Sektörümüzün gelişmesi adına yaptığımız her bir yatırımın büyük bir ilgi ve faydayla karşılanması bizleri son derece mutlu etmektedir. Hekimlerden aldığımız olumlu tepkiler, doğru bir yolda olduğumuzu bize bir kere daha gösterdi. Veteriner Hekimliğimizin gelişmesi adına bundan sonra da özveriyle çalışmaya devam edeceğiz… Değerli vakitlerini ayırarak bizlere katkıda bulunan bütün meslektaşlarımıza, hekimler ile bizleri buluşturan Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Erkut Gören başta olmak üzere tüm dernek üyelerine, organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen tüm görevli ekiplere teşekkür ederken tüm projelerimizin hayata geçmesi için fedakârca çalışan Hasvet personeline minnetlerimizi iletiyoruz. KONGRE PETİNFO 2015/11 62-63 TALAT GÜLBAY ANLATIYOR KEDİ VE KÖPEKLERDE BESLENME VE SAĞLIK DENKLEMİ Kedi ve köpeklerin fizyolojik yaşam dönemlerine göre beslenmeleri Kedi ve köpeklerin değişik fizyolojik ve yaş dönemlerinde bu dönemlere uygun özel hazırlanmış ve dengelenmiş ürünler ile beslenmeleri gerekmektedir. K edi ve köpeklerin değişik yaş ve fizyolojik dönemlerine göre besinsel ihtiyaçları da değişiklik göstermektedir. Yavru ve genç oldukları büyüme dönemi, yetişkin dönemleri, yaşlılık dönemi gibi değişik yaş evrelerine göre beslenmeleri değiştiği gibi hamilelik ve emzirme dönemi gibi fizyolojik ihtiyaçlarının değiştiği dönemlerde de besin maddeleri ile ilgili gereksinimlerinde değişiklikler olmaktadır. Bunun yanı sıra kedi ve köpeklerin kısırlaştırılma durumları, yaşadıkları çevre ve iklimle ilgili ihtiyaçları, aktivite düzeyleri ve ırk özellikleri de fizyolojik besin ihtiyaçlarını değiştirmekte buna uygun spesifik beslenmeyi de gerekli kılmaktadır. Yavru ve büyüme dönemlerinde kedi ve köpek beslenmesi Doğumdan hemen sonra yavru kedi ve köpeklerin en önemli besin maddesi anne sütüdür. Özellikle ilk bir kaç gün salgılanan kolostrum (ağız sütü) özellikle sistemik ve lokal bağışıklık sisteminin oluşmasında son derece önemlidir. Bu sayede yeni doğan yavru kedi ve köpekler güçlü bir bağışıklık sistemi ile ilk hayatta kalma mücadelelerinde daha dirençli ve güçlü olurlar. Doğumdan sonraki 3-4. haftalarda yavru kedi ve köpekler ilk olarak annelerinin mamasını keşfeder ve küçük miktarlarda yemeye başlarlar. Yine bu dönemde uygun kuru mamalar, konserve mamalar ve sıcak suyla hazırlanacak lapalarla anne sütünden mama ile beslenmeye geçiş başlatılabilir. Sütten kesildikleri dönemden sonra yavru kedi ve köpeklerin büyüme dönemlerinde vücutlarını oluşturacak ve gelişmelerini sağlayacak yapı taşlarını yüksek düzeyde içeren besin maddelerine ihtiyaç duyarlar. Büyüme döneminde yavru kedilerin besin ihtiyaçları açısından ırklar arası farklılıkları çok değildir. Ancak köpeklerde ırk çeşitliliğinin çok fazla olması ve köpek ırklarının kilo ve cüsse olarak büyüklüğüne bağlı olarak yetişkin dönemlerinde olduğu gibi yavru dönemlerinde de besin ihtiyaçları açısından farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Özellikle büyük ırk köpeklerde hızlı büyümenin ve hızlı kilo artışının kontrol edilmesi son derece önemlidir. Kalça displazisi, dirsek hastalıkları ve M. TALAT GÜLBAY, Veteriner Hekim diğer eklem problemlerinin önlenmesi ve kontrolü açısından büyümenin kontrollü ve uygun zaman süresinde gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu dönemde özellikle aşırı kalsiyum ve fosfor alımının bilinenin tam tersine fayda yerine zarar verebileceği ve eklem sorunlarının oluşmasına önderlik edeceği mutlaka hatırda tutulmalıdır. Bunun tam tersine yetersiz kalsiyum ile beslenmenin de raşitizme yol açtığını unutmamak gerekmektedir. Yetişkin dönemdeki kedi ve köpeklerin beslenmesi Kedi ve köpekler ortalama olarak 12 aylıktan itibaren yetişkindirler. Büyüme döneminde kazanılan fizyolojik yapının korunması ve sağlıklı bir vücut yapısı için temel besin maddelerinin yeterli düzeyde alınması gerekmektedir. Yetişkin dönemlerinde kedi ve köpeklerin beslenme hatalarına bağlı metabolik hastalıklardan korunacak şekilde beslenmeleri uzun ve sağlıklı bir ömür sürmeleri için son derece önemlidir. Yaşlılık dönemindeki kedi ve köpeklerin beslenmesi Yaşlılık dönemi insanda olduğu gibi kedi ve köpeklerde de besin ihtiyaçlarının değiştiği bir dönemdir. Yaşlılıkla birlikte birçok hastalığın ortaya çıkma ihtimali artmakta ve bu hastalıkların önlenmesi veya ötelenmesi daha uzun bir yaşam için imkan sağlamaktadır. Özellikle kanser, böbrek, karaciğer ve kalp hastalıkları kedi ve köpeklerde yaşlılık dönemi ile birlikte daha sık görülmeye başlamaktadır. Bu dönemde yaşam süresini ve kalitesini arttırmak için şüphesiz en önemli etkenlerden birisi CHAMPION'UN DESTEKLERİYLE HAZIRLANMIŞTIR. 1969 yılında Ankara’da doğan M.Talat GÜLBAY, 1983 yılında girdiği Kuleli Askeri Lisesi’nden 1987 yılında mezun olmuş ve İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde eğitimine devam etmiştir. Lisans ve yüksek lisans eğitimlerinin sonrasında 1993 yılında Veteriner Hekim olarak mezun olmuştur. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları ana bilim dalında Doktora eğitimine başlamış ve 1995 yılında yeterlilik sınavını başarı ile tamamlayarak kedi ve köpeklerde obezite problemlerinin düzeltilmesi, kilo kontrolü ve kilo vermeye yardımcı doğal beslenme ilaveleri ve yöntemleri konusunda doktora çalışmasına başlamıştır. 1993 yılında kurduğu veteriner kliniğinde profesyonel iş yaşantısını başlatmış ve 1994 yılında kliniğin işletmesini de kapsayan Patiş Veteriner Hizmetleri Limited şirketini hayata geçirmiştir. Gülbay, 1994 yılında akademik çalışmalarını sürdürürken yerli ve yabancı birçok firmaya teknik danışmanlık yapmış ve özellikle hasta hayvanların beslenmesi konusunda hazırladığı aylık bültenler ve özel reçete diyetlerin evcil hayvan sağlığında kullanımı konusunda hem firmalara ve sektöre bilimsel desteklerde bulunmuştur. 1999 yılında ülkemizde Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği’nin kuruluşunda bulunmuş ve ilk başkanı olarak 2000 yılında WSAVA (Dünya Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği)’ya üye olunmasını sağlamıştır. Amsterdam’da gerçekleşen bu başarı ile birlikte 4 yıl süre ile WSAVA Ulusal Temsilciği ve Uluslararası Genel Kurul Üyeliği görevlerini sürdürmüştür. Bu süre zarfında birçok ulusal ve uluslararası bilimsel konferans ve seminerler düzenlemiş ve birçok konferansta katılımcı olarak yer almıştır. 2001 ve 2005 yılında dünyada en başarılı ve prestijli mesleki konferanslardan birisi olan Kuzey Amerika Veteriner Konferansı’na (The North American Veterinary Conference) Avrupa veteriner hekimlerini temsilen Özel Konuk olarak katılmıştır. Çeşitli dergi yazıları ve akademik makaleleri bulunmaktadır. Örneğin Doğan Yayın Grubu’nda Hürriyet Gazetesi “Pako’nun Sayfasında” kendisine ait köşesinde haftalık olarak evcil hayvan sahiplerine yönelik bilimsel yazılar yayınlamaya başlamıştır. National Geografic Kids Türkiye Dergisi’nin evcil hayvanlarla ilgili olarak hazırladığı ve çocukların gönderdiği evcil hayvanlarla ilgili soruların yanıtları ve merak ettikleri konulardaki yazıları ile çocukların bilgi ve birikimlerine katkıda bulunmaya başlamıştır. Türkiye’nin ilk spesifik kuru kedi ve köpek maması, Premium Champion ve Goody markalarının sahibi Tropikal Pet’in fabrikasının kuruluş aşamasında bünyesine katılmış ve tüm ürünlerin tasarım, formülasyon ve üretimlerini gerçekleştirerek ulusal pet sektörüne tamamen yerli ve yüksek kaliteli ürünlerle büyük bir başarı ile katkıda bulunmuştur. Tropikal Pet teknik danışmanlık görevini de devam ettirmektedir. KEDİ VE KÖPEKLERDE BESLENME VE SAĞLIK DENKLEMİ beslenmedir. İlerleyen yaşla birlikte azalan enerji ihtiyacına uygun kalori düzeyi dengeli bir beslenmenin yanı sıra hücresel yaşlanmayı geciktiren bir beslenme sistemi uzun bir yaşam için çok önemlidir. Yine hücrelerin onarılması ve sağlıklı kalması için protein düzeyini arttırmadan protein kalitesini arttırarak düzenlenmiş bir beslenme sistemi kedi ve köpeklerin hayatını uzatmakta çok etkilidir. Yine bu dönemde vitamin ve mineral maddelerin yeterli ve aşırıya kaçmadan alınması, dengeli liflerle bağırsak sağlığının korunması da çok önem taşır. Yaşlılıkla birlikte koku duyusunda ve tat almada ortaya çıkan azalmalar, ağız sağlığının zayıflaması ve dişlerin aşınması genel olarak sindirimin azalması özellikle yaşlı kedi ve köpeklerde beslenme ürünlerinin çok lezzetli ve yüksek düzeyde sindirilebilir olmasını gerekli kılmaktadır. Kısırlaştırılmış kedi ve köpeklerin beslenmesi Kısırlaştırılan kedi ve köpekler ortalama olarak %25-30 düzeylerinde olmak üzere daha az enerjiye dolayısıyla bu düzeyde de daha az kaloriye ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle kısırlaştırılmış yetişkin kedi ve köpeklerin beslenmelerinin de buna göre düzenlenmesi gerekmektedir. Aktif ve ev dışında yaşayan kedi ve köpeklerin beslenmesi Yoğun aktivite içinde olan (av, kızak ve koşu köpekleri gibi) ya da dış ortamda yaşayan kedi ve köpeklerin kalori ihtiyaçları evde yaşayan ve daha az aktif olan yetişkin kedi ve köpeklere göre ortalama %40 daha fazladır. Üreme döneminde kedi ve köpek beslenmesi Kızgınlık dönemi olarak da adlandırılan çiftleşme döneminde kedi ve köpeklerin uygun ve ideal kiloda olmaları, dengeli ve düzenli beslenmeleri sağlıklı bir üreme için son derece önemlidir. Kızgınlık dönemindeki kedi ve köpeklerde genellikle iştahta ve mama tüketiminde azalma görülmektedir. Bu dönemde yüksek kalitede bir mamayla beslenmeleri kilo kaybını ve besin yetersizliklerini önlemekte çok faydalı olur. Hamilelik döneminde kedi ve köpek beslenmesi: Yaklaşık olarak 9 hafta (63 gün) süren gebelik döneminde hamile kedi ve köpeklerin besin maddeleri ihtiyaçları ve beslenmeleri hızla değişmektedir. Anne karnında yavruların doğuma kadar yeterli düzeyde beslenip sağlıklı olarak dünyaya gelmeleri için beslenmenin son derece önemli olduğu bu dönemde gerek mamanın kalori düzeyi gerekse besin maddelerinin daha yüksek olması ve daha konsantre bir mama ile (yavru kedi ve yavru köpek maması gibi) beslenme uygulanması gerekmektedir. Özellikle gelişen yavrularla birlikte vücut içinde çok yer kaplayan rahim çok yoğun ve konsantre bir beslenmeyi de beraberinde zorunlu kılar. Bu sayede az bile yemek yese enerji ve besin maddelerini karşılayabilen dişi kedi ve köpeklerin karınlarında taşıdıkları yavruların sağlıklı bir kiloda dünyaya gelmeleri de mümkün olmaktadır. Emzirme döneminde kedi ve köpek beslenmesi Emzirme dönemi boyunca dişi kedi ve köpeklerin en önemli görevlerinden birisi yavrularını besleyecek sütü üretmektir. Buna bağlı olarak beslenmeleri de en çok süt üretimleri ile ilgili olmaktadır. İnsana göre yaklaşık olarak iki kat süt üreten köpekler ve yine yavru sayısına bağlı olmaksızın süt üretimi için yoğun besin maddesi ve enerjiye ihtiyaç duyan kediler için de bu dönemde en önemli şey süt prodüksiyonuna uygun bir beslenme uygulamasıdır. Beslenme ihtiyacının artığı bu dönemlerde kedi ve köpeklerin özellikle sindirilebilirliği yüksek ve daha konsantre mamalarla beslenmesi son derece önemlidir. şeker yara tedavisinde kullanımı İndianapolis’te yaşayıp veteriner hekim olarak çalışan Dr. Sandor Gal tarafından rutin olarak uygulanan şeker tedavisinin ucuz ve pratik yöntemini adım adım takip edin. Yara iyileşmesi hekimliğin en eski ve belki de halen çözülmesi en karmaşık konulurdun birisidir Ş eker, özellikle kirlenmiş, enfekte yaraların tedavisi için, herhangi antibiyotik ya da merhem uygulanmaksızın kullanılabilir. Sculteus’un yazılarından bildiğimiz üzere, pudra şekeri, beşeri hekimler tarafından 1697 yılında kullanılarak enfekte yaraların tedavisinde mükemmel sonuçlar verdi. Ancak bu tedavi şeklinin bilimsel açıklamasını XX. Yüzyılın başına kadar beklemek gerekirdi. Günümüzde insanların tedavisinde yaygın olarak kullanılan şeker tedavisi, veteriner hekimlikte daha yeni bir olay olarak sayılır (Bu durum da, veteriner hekimliğin, insan hekimliğini en az 1520 yıl gecikme ile takip ettiğinin iyi bir göstergesidir. Beşeri hekimlikte rutin olarak kullanılan veya veteriner araştırmacılar tarafından kanıtlanan yöntemlerin kliniklerimizin günlük uygulamalarında en kısa zamanda görmeyi umut ederiz.) Yara tedavisinde şeker kullanımının avantajları > Hızlı antibakteriyeldir > Hızlı ödem ve yangı gidericidir > Analjezik ve deodorize etki > Nekroze dokularının eliminasyonunu hızlandırır > Epitel oluşmasını teşvik eder > Yaranın yüzeyinde protein içerikli zar meydana getirir > Hızlı yara iyileşmesi > Ucuz ve kolay ulaşılır bir malzeme Peritonitis tedavisinin en etkili yöntemlerinden birisi; abdomen boşluğuna şeker uygulamasıdır. abdomen içine yerleştirilen şeker geri emilip, dolaşıma katılmaz; hipergliseminin meydana gelmesi söz konusu değildir. Şekerin kullanım alanları; > Enfekte ameliyat yaraları > Yol kazalarından sonraki yüzülmüş yaralar > Staphylococcus, Streptococcus, Enterobacter, E.Coli, Klebsiella, Pseudomonas, Clostridium perfringens, Corynebacterium, Serratia enfeksiyonları > Diabetes sonucu meydana gelen ülserler > Peritonitis (abdomen boşluğunda uygulanır) > Dokuların yaşam şansının şüpheli olduğu vücudun herhangi bölgesinde > Büyük alanı kapsayan yanık yaralara > Deri naklinden önce > Paraphimosis, prolapsus uteri gibi durumların tedavisi sırasında doku ödeminin önlenmesinde MESLEĞİNİN HAKKINI VEREN BİR VETERİNER HEKİM Macaristan doğumlu Dr. Sandor Gal, Szent Istvan Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden 1981 yılında mezun oldu. 1985 yılında A.B.D.’e taşındıktan sonra İndiana Eyaletinde çeşitli kliniklerde tecrübe kazanıp, 1988’de Airpot Animal Emegency- Center’de çalışmaya başladı. Dr. Gal Macaristan, Romanya, Estonya, Litvanya, Latvia gibi ülkelerin veteriner kongrelerinde devamlı eğitim vermektedir. Veteriner eğitim video serileri A.B.D. ve İnglitere dahil çeşitli veteriner fakültelerinde eğitim materyali olarak kullanılmaktadır. Şekeri, yarayı tamamen dolduracak ve yara yüzeyini en az 1 cm kalınlıkta kaplayacak şekilde dökmeliyiz PETİNFO 2015/11 70-71 Dr. Sandor Gal, Indianapolis, Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan kliniğinde bu basit ve masrafsız yöntemi, hem acil vakalarda hem de küçük çaplı yaralarında uyguladığı durumlarda iyi sonuçlar elde ederek birçok sefer kullandı. Vakalarından örnekler gösterip bu yöntemin püf noktalarını bize adım adım anlattı; 1 1. Yaranın temizlenmesi: Araba kazalarından sonra, ekstremitelerin derisi yüzülüp fazla kirlendiği durumlarda sadece bol miktarda temiz su veya fizyolojik çözelti kullanalım. Nekroze veya aşırı derecede hasar görmüş dokuları ise cerrahi yolla uzaklaştırmıyoruz. Bu işi bizim yerimize şeker halledecek. Araba kazaları haricinde meydana gelen yaralarda klasik yara temizleme yöntemi gerçekleştirilmeli. 2 2. Şeker uygulanması: Bu durumda “daha fazlası her zaman daha iyidir” felsefesini rahatlıkla uygulayabiliriz. Yani şekeri, yarayı tamamen dolduracak ve en az 1 cm kalınlıkta kaplayacak şekilde dökmeliyiz. Bunun nedeni; şekerin ozmolaritesi (su emme kapasitesi) yüksektir ve bakterisid etki sadece bu şekilde oluşabilir. 3 3.Bandaj uygulanması: İlk katmanda steril gazlı bez ya da herhangi steril, büyük su emme kapasitesine sahip malzeme kullanılmalı. Bu katman, yaranın sızan şekerli sıvıyı emebilecek kalınlıkta olmalıdır. İkinci katman ile birinci katmanı sabitleştiriyoruz. Hazır bandajın üzerine bandajdan sızan büyük miktarda sıvının her tarafa bulaşmasını engellemek için bir plastik poşet ile kaplıyoruz. Bunun için boş serum poşetlerini değerlendirebiliriz. 4. Bandajın değiştirilmesi: İlk gün, gövdede uyguladığımız bandajı iki kere değiştirmeliyiz. Ekstremitelerdeki bandajı bir kere değiştirmek yeterli olabilir. İkinci günden itibaren bandajı bir kere değiştirelim. Uygulama sırasında çözünmemiş şeker görünürse bandajın sık değiştirilmesine gerek yoktur. Her değiştirme sırasında, yarayı fizyolojik çözelti yerine vücut sıcaklığında olan temiz su ile yıkayalım. Yıkadıktan sonra ise yüzeyi kurutup şekeri uygulayalım. Hafif yaralar 2-4 gün içinde “temizlenir”, ağır, enfekte yaralar ise 5-7 gün boyunca uygulanan şeker tedavisinden sonra gelişim göstermeye başlar. Bundan sonra yaranın yüzeyinde ince bir granulasyon dokusu meydana gelir. Ağır yaralar söz konusu ise sadece ilk iki gün ağrıkesici kullanıyorum. Granulasyon dokusu yarayı tamamen doldurduktan sonra antibiyotikli merhem PETİNFO 2015/11 72-73 4 (örn.: Furacin) kullanılabilir, fakat vakaların çoğunda buna gerek kalmaz. Fazla hasar görmüş yara söz konusu ise, dokuların demarkasyonu iki günden sonra başlar. Artık kolaylıkla ayırt edebileceğimiz nekroze dokuları bir bistüri ya da makas yardımıyla, analjezi uygulamadan uzaklaştırabiliriz. Şeker terapinin uzunluğu yaranın durumuna bağlıdır. Kliniğe yılan ısırığı ile getirilen bir köpek hastamızın derisi büyük alanda nekroze olup ayrıldı. Granulasyon dokusu 19 gün şeker tedavisinden sonra oluşmaya başladı. Beşeri tıptan örnekler Şeker tedavisi, 19 kalp ameliyatı geçiren ve açık mediastinitisli insan hastaların tedavisinde uygulandı. Thorakal bölgede bulunan açık yaraların tümü Staphylococcus, Streptococcus, Enterobacter, E.Coli, Klebsiella, Pseudomonas ve Serratia bakterileri ile enfekteydi. Şeker tedavisi, 11 hastada ilk müdahale olarak uygulandı, geri kalan 8 hastada ise povidon’lu steril salin solüsyon uygulanmasının sonuç getirmemesinden sonra şeker Tedavinin amacı, iyileşme süresini kısaltmak ve ideal skar oluşumunu sağlamaktır. abdomen içi şeker uygulanmasını diffuz peritonitis ya da antibiyotiklere karşı reziste bakteriyel enfeksiyon ile karşı karşıya olduğumuz zaman deneyebiliriz. abdomendeki yaralara şeker tedavisi süresince drenaj yerleştirilmelidir tedavisi denendi. Mediastinumlar 150-400 gr şeker ile dolduruldu (Şekerin köşedeki bakkaldan alındığı belirtildi). Antibakteriyel etkiyi yüksek seviyede tutmak amacıyla, yaraları her 4. saatte şeker ile dolduruldular. Bandajların değişimi sırasında yaralar steril salin çözelti ile yıkandı. Yaraların kendilerini temizlemesi her hastada 5 ila 9 gün arasında meydana geldi. Nekroze olan dokuların cerrahi olarak uzaklaştırılmasına sadece 3 hastada gerek duyuldu. Şeker moleküllerinin dolaşıma katılması söz konusu olmadığından dolayı hastaların hiçbirisinde hiperglisemi oluşmadı. Tedaviyi yürüten hekimlerin gözlemlerine göre yara iyileşmesi geleneksel Yara iyileşmesi için kullanılan yöntemler, geçmişten günümüze kendini yenilemiştir. Bu tedavi yöntemlerin en uygunları, yaranın yapısı, hayvanın türü göz önünnde bulundurularak seçilebilirler. Tüm bunlara ekonomik yaklaşımlar eklenirse, bazı vakalar karşısında en uygun yara sağaltımı seçeneğinden uzaklaşmış oluruz. Ancak şeker tedavisi hem ekonomik hem pratik ve hem de çok etkilidir. Şeker tedavisi, dokuların yaşam şansının şüpheli olduğu vücudun herhangi bir bölümünde kullanılabilir 2. GÜN Şeker tedavisini herhangi bir antibiyotik kullanmadan uygulayabilirz. PETİNFO 2015/11 74-75 21. GÜN Kısa bir süre içinde granülasyon dokusunun oluştuğunu görebiliriz. KEDİ&KÖPEK engelli hayvanlara fizik tedavi Dünyada uzun yıllardan beri uygulanan ve bazı hayvanların hayatını kurtarabilen fizik tedavi hangi durumlarda uygulanır? Veteriner hekimlerin dikkat etmesi gerekenleri nelerdir? PETİNFO 2015/11 76-77 Hayvanlarda Hastaların yaşam standartlarını yükseltmek için fizyoterapi uygulamalarına başvurulmaktadır. Fizyoterapi ve rehabilitasyon dünyada çok uzun yıllardan beri uygulanmaktadır. 1990 yılından bugüne ciddi ölçüde ilerlemeler kaydedilmiş ve çeşitli teknik yöntemler üretilmiştir. Amerika’da 110 fakültede fizyoterapi ve rehabilitasyon ile ilgili bölümler vardır ve hızlı bir şekilde büyüme ve gelişim kaydedilmektedir. İnsanlarda operasyon sonrası ve öncesi bir sürü hastalık için fizyoterapi ve rehabilitasyon protokolleri varken, hayvanlarda bunun olmamasının bir eksiklik olması üzerine son 30 yıldır dünya bu konu üzerine eğilmektedir. Özellikle köpekler de ve atlarda fizyoterapi için çok spesifik ve sık görülen hastalıklarda ciddi yararlanımlar sağlanmaktadır. 1980’lerin sonuna doğru başlayan bu gelişim ile birlikte 1990’larda büyük bir ilerleme kaydedilmiştir. American Physical Therapy Association KEDİ&KÖPEK Bir sürü veteriner operasyon öncesi ve sonrasında hastanın hareket kabiliyetlerini sağlamak için dünyanın her yerinde fizyoterapi uygulamalarına başvurmaktadır. (APTA),American Collage of Veterinary Surgeons (ACVS), ve veteriner fizyoterapistlerin birleşimiyle oluşan özel bir grup kuruldu. Orlando, Florida gibi birçok bölgede sempozyumlar düzenlendi. Özel programlarda kullanılan askeriye ve polis köpeklerinde uygulamalarda alınan verimlerin ardından spor hayvanları içinde köpekler ve atlar üzerinde uygulamalar yapıldı. Bir sürü veteriner operasyon sonrası olumlu neticeler alabilmek için, operasyon öncesi ve sonrasında hastanın hareket kabiliyetlerini sağlamak ve uygun ölçüde gelişimini yapabilmek için dünyanın her yerinde fizyoterapi uygulamalarına başvurmaktadır. Türkiye’de bu konu fakültelerde dahil bölümü bulunmayan ve veteriner hekimlikte maalesef çok üstüne düşülmeyen bir durumdadır. Operasyon sonrasında bazı illerimizde veteriner hekimler tarafından bir takım uygulamalar yapılmaktadır ve olumlu sonuçlar alınmaktadır. Ancak bu konuda eğitimli çok az kişi bulunmaktadır. Hayvanlarda fizik tedavi ve rehabilitasyon yapılmaya nasıl karar verilir? Hastayı gözlemlemek için çeşitli hareketler yaptırılır. Yavaş yürüme, hızlı yürüme ve merdiven inip çıkması sırasında denge dağılımları gözlemlenir. Bunu takiben hastamız muayene alanına alındıktan sonra, önce palpasyon kaslar arası yoğunluklar, sorunlu bölgede doku ve hücre kayıplarını ölçmek amacıyla özel bir aletle kas yoğunlukları ölçülerek hesaplamalar yapılır ve ilk gün alınan sayısal veriler kayıt altına alınır. Yapılan bu işlem sayesinde kas yoğunluğunun tedavi sonrası ne kadar artığı gözlemlemek için belli aralıklarla ölçümler tekrarlanır. Veteriner fizyoterapist hastayı muayene edip, uygun bir tedavi protokolü oluşturur. Güven duygusunun oluşturulması, hastanın fizik tedaviden faydalanması için önemlidir. PETİNFO 2015/00 00-00 Köpeklere fizik tedavide yaklaşım nasıl olmalıdır? Öncelikle TENS, NMES, ultrason, lazer gibi aletlerin köpekler için kullanım teknikleri konusunda eğitim almış kişiler zorlanmadan seanslarları başlıyabilirler. Köpekler, kedilere kıyasla çeşitli uygulamaları daha kolay kabul ederler. Bunların yanında masaj sırasında iyi bir anatomi bilgisiyle yapıldığı taktirde ve bazı özel noktalara yapılan uygulamalarda köpeğin önemli oranda rahatladığını ve bazen uyur pozisyona geçtiğini bile görebiliriz. Ayrıca köpekler kullanıcağınız diğer özel aparatlarda da rahatça hareket edebiliyor. Yürüteç ya da dışardan takılan atel gibi ürünleri takıp, yürüyüşleri sırasında konforlu bir şekilde hareket etmelerini sağlayabilirsiniz . Hayvanlarda fizik tedavi ve rehabilitasyon hangi durumlarda uygulanır? 1. İleri yaştaki geriatrik hastalarda, osteoartrit oluşumları 2. Sinirsel iletim bozukluklarında (felç, sinir sıkışması, vb.) 3. Operasyon öncesi ve sonrası dönemde (post operatif bakım, operasyon sonrası şişlik azaltması ve yangı düşürme, hareket kabiliyetini artırma, bölgede kan dolaşımı artırılarak, hücre içi oksijen miktarının artışını sağlama, vb.) 4. Patella luksasyonu (eğer erken koyulmuş bir teşhisse operasyona gerek kalmadan bağların ve kas gruplarının güçlendirilmesi hedeflenir, operasyona karar verildikten sonra operasyon öncesi ve sonrası için topallık oluşumunun engellenmesi vb.) 5. Kalça displazisi 6. TPLO operasyonu sonrası 7. Kas atrofileri 8. CCL Ultrason Ultrason insanın işitebileceği seslerden çok daha yüksek frekansa sahip ses dalgalarıdır. Ultrasonik dalgaların dokularda absorbsiyonu esnasında ve kas, kemik, tendon gibi yapıların ara yüzeylerinde yansıma esnasında ısı enerjisi ortaya çıkar. Ultrason uygulaması ile kemik, eklem, kas, kapsül ve tendonları iyi bir şekilde ısıtmak mümkündür. Ultrasonun termal ve non-termal etkisi vardır. Termal etki sırasında ultrason dokular tarafından absorbe edilirken ısı enerjisi ortaya çıkar. Ortaya çıkan ısı miktarı dokunun absorbsiyon özelliğine, uygulama süresine, doza ve uygulama şekline bağlı olarak değişir. Nontermal etki sırasında ise içinde erimiş gazlar fizik tedavide özel Masajınların terapik etkisi bulunan sıvılarda ses dalgalarının gevşeme fazında ortam basıncı düştüğü için erimiş gaz parçacıkları baloncuklar oluşturabilir. Sıkışma fazında ise ya bu baloncuklar sıvı içinde dağılır ya da birleşerek büyür. Bu olaya kavitasyon denir. Ultrason uygulaması kan akışını hızlandırır, skar dokuların elastisiyetini yükseltir, sinir dokuların iletkenliğini WHO ve fizik tedavi gruplarının desteklediği, iyi bilinen ürünleri kullanmaya özen gösterilmeli. Fizyoterapistler için TENS, NMES, lazer ve özel oyun aletleri de mevcuttur. Masaj birçok durumda kendini kanıtlamış bir tedavi yöntemidir örnek olarak insanlardaki bel ağrıları gibi ve küçük hayvanların rehabilitasyonunda sıklıkla tavsiye edilmelidir. Masajın birçok yararlı terapik etkisi vardır. Örnek olarak kan dolaşımının hızlanması oksijen ihtiyacını artırması ve endojen endorfinlerinin salınması ki bunlar rehabilitasyonda etkin olarak kullanılabilir. Literatürde birçok farklı masaj tekniği tanımlanmıştır, en yaygın olanları; klasik teknikler veya İsveç teknikleri. Efloraj; kan dolaşımını artıran ve rahatlatan yüzeysel bir tekniktir Petrisaj; kan ihtiyacını ve fibröz dokuların uzunluğunu ve hareketliliğini artırmakta etkilidir. Bu teknik bağlantılı dokuların gücünü ve esnekliğini artırır. Fraksiyon; doku ve yüzleri arasındaki hareketliliğin sağlanmasına yardım eden bir derin masaj türüdür. KEDİ&KÖPEK Veteriner Hekim Fizyoterapist Sara Ece Ulutürk’e, Türkiye’de hayvanlarda fizik tedavi ve rehabilitasyona yaklaşımlarla ilgili gelişmeleri sorduk. Türkiye’de fizik tedavi ve rehabilitasyon sizce hangi düzeyde ve nasıl karşılanıyor? geliştirir ve selüler metabolizmayı artırıp sekresyonların geri emilimini ve yara iyileşmesini sağlar. Lazer tedavisi Kelime anlamı light amplification by stimulated emissioran radiation. Lazer radyasyonun uyarılmasıyla kuvvetlendirilmiş ışın. Lazer boşlukta radyant enerji halinde yayılır. Çıkış güçlerine ve dalga boylarına göre farklı lazerler mevcuttur. Fizik tedavide düşük güçteki soğuk, yumuşak lazerler kullanılırlar (güçleri 1mw=1/1000watt). Lazer ışını dokuda fotobiostimülasyon adlı biyolojik tepkimeye neden olur. Bu tepkime sonucunda hızlı hücresel yenilenme, normalleşme ve iyileşme gerçekleşir. Enfeksiyon süreçlerinin azaltılmasına ve hasarlı dokunun daha hızlı iyileşmesine yardımcı olur. Son zamanlarda lazer terapinin etkilerinin olumlu yönde alındığı başlıca hastalıklar akut ve kronik otitis, granulomlar, diş eti yangısı, stomatit, pyoderma, dejeneratif eklem hastalıkları, kalça displazisi, dejeneratif disk hastalıkları sayılabilir. Ayrıca yara iyileşmesine de olumlu katkı sağlar. Günlük kullanımı kolay ve kısa sürelidir. Elektrik akımı ile kas stimulasyonu Ağrı yönetimi ve kasların atrofiye olmasını engellemek için kullanılan akım türleri farklıdır. Ağrı için spesifik olarak TENS (Transcutaneous electrical nerve stimulation) kullanılıyor .Yine yaygın olarak kabul gören teoriler ağrı reseptörlerini meşgul ederek duyarsızlaştırma veya medulla spinalis düzeyinde ağrı sinyallerini bloke ettiği düşünülüyor. Atrofiyi önlemek için ise yine çeşitli akımlar kullanılıyor fakat bu akımlar ağrı gidermek amacıyla kullanılmıyorlar. Uygulamanın fizyolojik etkisi, kas gücünün PETİNFO 2015/11 80-81 Öncelikle hasta sahipleri ilk başta şaşırıyor, tedavi süresince onlara da özel programlar hazırlıyorum evde yapmaları gereken, seanslarda yapılan hareketler vakaya göre değişiyor iki hafta bir( özel durumlar dışında)mutlaka değiştiriliyor. Hasta sahiplerimiz de olumlu gelişimleri gördükçe mutlu oluyor. Veteriner hekimler de bu konuya oldukça meraklı, bazen bilgi alış verişi yapıyoruz ve onlarında yönlendirdiği hasta iyileşince, hasta sahipleri olumlu geri dönüşlerde bulunuyor. arttırılması ve koruması, motor kontrol için kasın stimüle edilmesi, ağrı kontrolü, kan dolaşımının arttırılması ve desteklenmesi, ödemin azaltılması için kullanılıyor. Amerika ve Avrupa basta olmak üzere tüm dünyada sakat/felçli hayvanların sağlıklı ve konforlu bir şekilde aktif hayatlarına dönebilmeleri için bazı ürünler kullanılıyor. Bu ürünler operasyon sonrası ya da ihtiyaç duyan hayvanlarda fizik tedavi ve iyileşme süreçlerini de destekliyor. Bu ürünler ülkemizde de artık bulunabiliyor ve hasta özelinde hazırladığımız programlarda da bu özel aparatlardan da yararlanabiliriz. Hasta geldiğinde eğer arka bacaklarda ileri düzeyde felç varsa ya da operasyon sonrası ayakları üzerine basmakta zorlanıyorsa, yürüteç kullanarak egzersizler yaptırdığımız hastalar da oluyor ve hastanın durumuna göre gerekirse arka ayakları bağlanıp kullanmaması gerekirse de tam yere değecek şekilde ayarlanıp üstüne basması ve kullanılması teşvik edilebiliyor. Ayrıca propioseptik refleks negatif olduğu durumlarda, ayağa takılan küçük bir aparat sayesinde pozitif hale getirip egzersizler de yaptırabiliyoruz. Hastaların vücutlarında bölgesel olarak dikkat edilmesi gereken alanlar nelerdir? Kollarda ya da bacaklarda sinir, kemik, ligament, eklem ve kaslar ile ilgili problemlerle oluşan topallama yürüyüş bozuklukları var ise hastamızın sorunlu olduğu bölgelerdeki açıları hesaplanarak hayvanlar için belirlenmiş ırk boy ve kilolarına göre normal değer aralığından ne kadar uzak olduğu belirlenerek değerlendirmeye alınır. Bu uygulamalar belli aralıklarda tedavi süresince tekrarlanır ve ne kadar ilerleme olduğu belirlenerek her hasta için özel olarak açılan kayıtlara kaydedilir. Daha sonra sorunlu bölgenin oluşum nedenleri saptanarak her hasta için özel olarak fizik tedavi ve rehabilitasyon protokollerini belirlenir. Hastanın mizacınında çok önemli olduğu ve hekimiyle güven duygusunun oluşması fizik tedavideki geri dönüşün kısa sürede ve en verimli şekilde alınması için en önemli altın kural olduğunuda unutmamamız gerekir. Hekim hastanın canını yakacak yada onu rahatsız edecek bir uygulamada bulunursa, hastanın ağrısının artacağından dolayı, hasta agresyon gösterebilir. Hareketler, hastayı, zorlamadan sabırlı bir şekilde kademeli olarak arttırmalı. Kullandığınız aletleri de bu gidişata göre derecelendirmeniz gerekir. Egzersiz sırasında uygulanan hareketler, hastayı fazla zorlanmayacak şekilde, sabırla yaptırılmalı. eğer hasta fazla agrasif ise özellikle postoperatif dönemde yapılan fizik tedavide istemsiz yaptığı hareketlerle çevresine ve kendine zarar verebilir. Kedilere fizik tedavide yaklaşım nasıl olmalıdır? Kediler için mizaçlarının iyi huylu, hekimlerine ve hasta sahiplerine karşı ılımlı olmaları çok önemldir. Fizik tedavide, fizyoterapist hasta ile direk temas halindedir. Bundan dolayı ilk seanslarda bazen fazla hareket yada çeşitli uygulamalar yapılmadan önce ilk bir iki seans hastanın hekime alışması ile geçebilir. Hekim hastanın güvenini kazandıktan sonra, önce masaj ve daha sonrasında hastanın durumuna göre kullanması gereken fizik tedavi aletlerini kullanmaya başlayabilir. Kediler tedaviyi daha zor kabul edebilirler ancak eğitim almış kişiler, kullanacakları ürünün kediler için özel uygulama şekillerini uyguladıklarında işleri biraz daha kolay olabilir. Bunun yanında kediler için kullanılan çok fazla özel aparat da mevcuttur. Bunun en önemli sebebi, kedilerin kullanılan yürüteç gibi aletleri kolay kabul edemediklerin kaynaklanmaktadır. SÖYLEŞİ i stanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olan 1982 doğumlu Efe Yörük, hayatını çok farklı yönde devam ettiren bir hayvanseverdir. 7 yıl kadar bankacılık yaptıktan sonra elektronik ürünler ithalatıyla ticari hayatına başlayan Yörük yaklaşık 6 aydır engelsiz hayvanlar projesinin öncülüğünü yapıyor. Engelsiz Hayvanlar projeniz nasıl ortaya çıktı? Biz ailece hayvanları çok seviyoruz, evimizde her zaman köpek, kedi yani hep bir hayvan vardı. Onları her zaman aile bireyi olarak gördük ve bu sevgimiz ile birlikte kardeşim Sara Ece Ulutürk veteriner hekim oldu. Bir yandan İstanbul’daki bir hayvan hastanesinde veteriner hekimlik yapıyor bir yandan da yurt dışındaki en önemli üniversitelerden birinde hayvanlar üzerine fizik tedavi ve rehabilitasyon eğitimi alıyor. Aldığı eğitim sırasında da engelli hayvanların tedavisi için kullanılan ürünlerle tanışma fırsatı oluyor. Veteriner fakültelerin de desteklediği bu ürünlerin ülkemizde de olması gerektiğini düşündük ve Amerika menşeili www. handicappedpets.com firmasının Türkiye’de tek yetkili distribütörü olarak ürünleri temin etmeye başladık. Projemizin ismini Engelsiz Hayvanlar olarak belirledik. (www.engelsizhayvanlar.com) Ne noktadaki hastalara yardımcı olma şansınız olur? Aslında ürün bazında değişiyor tabi ki hastalıklar ama yürüteç özelinde konuşursak genelde trafik kazası sonucu, kilo fazlası veya felç sebebiyle ya da yaşlılıktan arka ya da ön ayaklarını kullanamayan hayvanlarda yürüteçlerimiz kullanılıyor. Bu sayede yatalak olmasından dolayı vücudunda oluşacak yaralar da engellenmiş oluyor. Yürüteçler hem ayağını Hayvanların uyutulması hem sahipleri hem de veteriner hekimleri üzüyor. Onların bir şansı daha olsun istiyoruz. Engelsiz yaşam için doğru ürünler Engelli hayvanların yaşamaları için engellerin ortadan kalkmasına yardımcı olabilmek adına büyük bir işe girişen ve bu yolda emin adımlarla ilerleyen Efe Yörük ile “Engelsiz Hayvanlar” projesi hakkında söyleşi yaptık. PETİNFO 2015/11 84-85 kullanma umudu olmayan hastalarda hem de tedavi surecinde ayağının üzerine basması sağlanarak surecin hızlanmasına yardımcı olacak durumlarda kullanılıyor. Ön ayaklarında da problem olan köpekler için 4 tekerlekli yürüteçlerimiz de çok işe yarıyor. Yürüme destekleyici arka ve ön tasmalarımız da benzer durumlarda kullanılıyor. Ayak düzleştirici dediğimiz ürün ise propioseptik 4 reflex negatif olması halinde hayvanın ayağını düz basamadığı durumlarda kullanılıyor. Atellerimiz ise cerrahi operasyonlar sonrasında ya da eklem burkulması ve kırık çıkık tedavilerinde sabitleme amaçlı kullanılıyor. Türkiye’de başka yürüteçler var mı? Şu anda Türkiye’de profesyonel olarak üretilen ve veteriner onaylı tek yürüteç Walkin’ Wheels yürüteçlerdir. Zaten dünya çapında da birkaç firma daha olsa, patent korumalı özellikleri bakımından rakipsiz konumdadır. Türkiye’de gönüllü ya da ticari olarak el yapımı yürüteç yapanların olduğunu duyuyoruz, görüyoruz ama bu el yapımı yürüteçler için çok sayıda kompleks ölçümler istenmekte ve tek bir ölçünün bile yanlış alınması hem yürüteci kullanılmaz hale getirmekte hem de hayvanın sağlığını tehdit etmektedir. El yapımı ya da benzeri yürüteçlerde belli bir standart olmadığı ve veteriner onayına sahip olmadığı için yanlış bir üretim hayvanın sağlığı için ciddi tehlikeler oluşturabilir. Hayvanın büyümesi ya da hastalığındaki değişimlere de cevap veremeyecektir. Gönüllü yapanlara saygı duyuyoruz elbette ama önemli olan hayvan sağlığı ise el yapımı yürüteçlerin kullanımlarını çok tavsiye etmiyoruz açıkçası. Diğer ürünlerinizden de kısaca bahseder misiniz? Ayak Düzleştirici diye adlandırdığımız propioseptikreflex negatif olması durumuna sahip yani ayağını düz tutamayan hayvanlarda belirli Köpek yürüteç tekerlekli sandalye Yürüme destekleyici arka tasma Ayak düzlestirici Neden Walkin’ Wheels yürüteç? Walkin’ Wheels köpek yürüteçleri Dünya Veterinerler Birliği’nin desteklediği veteriner onaylı tek yürüteçtir ve tamamen hayvanın sağlığı, konforu düşünülerek tasarlanmıştır. Yürüteç, hayvanın devam eden tedavi süreçlerini de desteklemektedir ve gerektiğinde egzersiz için ayakları hafifçe yere değecek, gerektiğinde arkadan bağlanacak şekilde kullanılabilmektedir. Yani hayvanı tekrar aktif hayata döndürmekle beraber, hastalığının iyileşmesine de yardımcı olmaktadır. aralıklarla eğitim şeklinde uygulanan ve hastalık tedavisine çok yararlı bir ürünümüz var. Genelde bu hastalıklarda cerrahi operasyonlar uygulanıyor ama ayak düzleştirici ile operasyona gerek kalmadan tedavi sağlanabiliyor. Bunun dışında yine yürümekte zorlanan kopekler için yürümeye yardımcı arka tasmalarımız var. Bunları ev içerisinde, merdiven çıkarken ya da kısa gezintilerde hayvan sahipleri rahatça kullanabilir. Farklı ürünlerden de zaman zaman talep geliyor. Mesela Tekirdağ’da doğuştan ön ayakları olmayan bir kangal köpeğimiz vardı. Ona yürümeye yardımcı bir ön tasma getirdik ve bu sayede sürekli yatan canimiz şimdi bakıcısı ile birlikte yürüyüşlere çıkabiliyor. Bir de görme engelli köpekler için yönlerini bulmaya yardımcı olan arkadan kanatlı kafalarına takılan çemberlerimiz var. Bunun dışında yatmakla oluşacak yaraları önleyen ürünler ve hasta bezleri, yıkanabilen bez kılıfı gibi birçok ürün var bunları da zamanla getirmeye başlayacağız. EĞİTİM Hospitalize edilen köpeklerde davranışsal sorunlar ve önlemler Bu sayımızda Veteriner Hekim Dr. Gürbüz Ertürk, tedavi için uzun süredir kliniklerde yatmak zorunda kalan köpeklerden bahsetmektedir. Fiziksel olarak çok iyi bakıldıkları halde, hospitalize hayvanlarda sık sık psikolojik sorunlar görülmektedir. Sağlıklı olarak gelen bütün petlerin ortamdan korkmamalarını sağlamalıyız. Köpekler grup halinde yaşayan sosyal canlılardır. Grup üyeleri arasında güçlü bağlar bulunur. İnsan aileleri ile yaşarken de aynı duyguları hisseder ve o şekilde davranırlar. Gruptan bir bireyin ayrılması veya kendilerinin gruptan ayrılmaları psikolojik sorunlar yaşamalarına neden olur. Günümüz koşullarında hasta köpekler, sağaltım sırasında sıklıkla hospitalize edilirler. Aslında hospitalize edilen köpek, ait olduğu grubundan izole edilmiş olur. Bu durumda gerek hospitalizasyon sırasında gerekse eve gittiklerinde çeşitli davranışsal sorunlar yaşanır. Hospitalizasyon sırasında; anksiyete, korku, huzursuzluk, panik, aşırı havlama, iştahsızlık, kaçma eğilimi, volta atma, depresyon, kendini sakatlama en çok karşılaşılan durumlardır. Bu belirtilerin çoğu; gruptan ayrılmanın sebep olduğu anksiyeteye bağlı olarak şekillenir. Kafeste kapalı olmak, acı, ağrı duymak, uyuyamamak, ortam kokusu, havlayan diğer köpekler, miyavlayan kediler gibi etkenler de sebepler arasındadır. Köpek, yatış sürecini tamamlayıp PETİNFO 2015/11 86-87 eve dönünce; depresyon, aşırı ilgi bekleme, eliminasyon sorunları ve evde başka hayvanlar varsa aynı zamanda onlarla ilgili agresyon sorunları da yaşanabilir. Evcil hayvanlarda depresyon; Sosyal ilişkinin azalması, yeme ve uyku düzeninin bozulması, oyuna karşı ilgisizlik, aktivitenin azalması ile karakterizedir. Bu tip köpekler; eve geldiklerinde normalden daha çok uyurlar, yemek yemez veya çok az yerler. Köpek sahiplerinin önemli bir kısmı, köpekleri hastalanınca veya kliniğe yatırılınca kendilerini de suçlu hissedebilirler. Bu yüzden köpek eve gelince şımartmaya başlarlar. Köpekler bu durumu çok çabuk kavrar ve kendi lehlerine kullanırlar. Bu dönemde köpek sahipleri aşırı hoşgörülüdür. Yapısı gereği biz öğretmesek bile her an öğrenen köpeğimiz dikkat çekmenin ve ilgi odağı olmanın yeni yolunu bulmuştur. Bir süre de olsa evden ayrılan köpek eve dönünce gerek bölgesini işaretleme, gerekse yaşadığı kaygılardan kurtulma amacıyla eliminasyon problemleri gösterebilir. Klinikte kaldığı süre içerisinde tüylerine sinmiş olan çeşitli kokular evdeki diğer hayvanları korkutur ve buna bağlı olarak agresif davranışlar gösterebilirler. Eve geldikten sonra oluşan davranış sorunları veteriner hekime yansıtılınca normal davranış sorunlarının çözümü prosedürüne göre olaya yaklaşıp tedavileri yapılır. Benim burada üzerinde durmak istediğim, hospitalizasyon sırasında ortaya çıkacak olan sorunların giderilmesi konusudur. Bu amaçla yapılabilecek basit işlemler mevcuttur, Bu işlemleri şöyle özetleyebiliriz; Nelere dikkat edelim? Öncelikle sağlıklı olarak gelen bütün petlerin ortamdan korkmamaları ve keyif almalarını sağlamalıyız. Bunun için muayene, aşı, tırnak kesimi, tıraş gibi yaptığımız her işlemde pozitif koşullandırma yöntemlerini kullanmalıyız. Bu şekilde alıştırılmış bir köpeğin hasta olarak gelmesi onu fazla kaygılandırmayacaktır. Olanaklar ölçüsünde kedi-köpek veya diğer hayvanların bekleme, muayene ve yatış odalarını ayırmalıyız. Köpekler dünyayı öncelikle koklayarak tanırlar. Kliniklerde kullanılan dezenfektanlar ve ortam kokulandırıcılar özenle seçilmelidir. Çünkü bazı kimyasallar koku sinirlerini baskılar. Köpek çevre hakkında verileri toplayamaz, iletişim kuramaz. Buna bağlı olarak da sorunlar çıkar. Hasta yatış odalarının gürültüden uzak, oda ısısının optimum, kafeslerin yeteri büyüklükte ve konforlu olmasına dikkat edebiliriz. Köpek sahibinden, yatarken altına sermek için çarşaf Huzursuzluk, panik, iştahsızlık, kaçma eğilimi, depresyon, kendini sakatlama en çok karşılaşılan durumlardır. veya havlu isteyerek alışık olduğu koku ile rahatlamasını sağlayabiliriz. Hastalıkların elverdiği oranda yatmadan tedavi seçeneklerini tercih edebiliriz. Kısırlaştırmalar gibi planlı operasyonlar öncesi yatış yerine operasyon günü gelmesini sağlayabiliriz. Her şey normal ise postoperatif süreçler evde tamamlanabilir. Kliniklerde görevli bütün personel, köpeklerin beden dili konusunda eğitilerek onlara uygun davranış sergilemelerine yardım edilebiliriz. Yatan hastaların uzun sürelerle açık havaya, kafes dışına çıkmaları sağlanabilir. Beslenebilen hastalar alışık oldukları gıdalarla veya iyi kaliteli yaş mamalarla beslenebilir. Bu önerilerin dışında yatıştırıcı feromen(DAP- Dog Appeasing Pheromene) kullanılabilir. Doğumdan hemen sonra laktasyondaki dişinin meme lobları arasında bulunan sebaseus bezler tarafından Dog Appeasin Pheromone isimli feromen salgılanır. Bu feromen Jacobson organı tarafından algılanır ve gerek genç köpeklerde gerekse erişkinlerde birçok stres durumunda sakinleşmeye yardımcı olur. Feromen ticari amaçla sentetik olarak üretilmiştir ve henüz ülkemizde olmamakla beraber yurt dışında bu tip sorunların önlenmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Feromen diffüzör şeklinde kullanıma sunulmuştur. Muayene odaları, bekleme salonları ve hasta yatışı gibi alanlarda güvenle kullanılabilir. Veteriner Hekim Dr. Gürbüz Ertürk 1988’den bu yana pet sağlığı, köpek eğitimi ve davranışları ile ilgilenen Veteriner Hekim Dr. Gürbüz Ertürk köpek eğitimi ve rehabilitasyonu konusunda Macaristan İş Köpeği Spor Kulübü, T.C. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı gibi kurumlardan aldığı diplomaları ile profesyonel olarak köpek eğitmekte ve kurslar düzenlemektedir. Çeşitli meslek Gürbüz Ertürk, örgütlerinde yöneticilik de yapan Dr. Ertürk, FCI üyesi Romanya Köpek Türk Köpek Eğitim Eğitim Kulübü’nün kurucu onursal üyesidir. Köpek Sağlığı ve Eğitimi Derneği kurucusu üzerine bir kitabı bulunmaktadır. ve başkanıdır. PETİNFO 2015/11 88
Benzer belgeler
temmuz-2016 - Petinfo Dergi
Son derece zengin programı ve
bilimsel programı içindeki uygulamalı
çalıştaylar ve kursları ile çok başarılı
geçen VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji
Nisan-2015 - Petinfo Dergi
Son derece zengin programı ve
bilimsel programı içindeki uygulamalı
çalıştaylar ve kursları ile çok başarılı
geçen VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji
CavalIer KIng Charles spanIel
hekimler için kasım ayı da boş
geçmedi. Türkiye’nin dört bir yanında
gerçekleştirilmiş toplantıların ve
eğitimlerin yanı sıra, Küçük Hayvan
Veteriner Hekimleri Derneği, 10. Sürekli
Eğitim Kongresi’...
Ekim 2015 - Petinfo Dergi
Son derece zengin programı ve
bilimsel programı içindeki uygulamalı
çalıştaylar ve kursları ile çok başarılı
geçen VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji
Klivet 2015 yılına hızlı başladı 28 Veteriner Hekim
Son derece zengin programı ve
bilimsel programı içindeki uygulamalı
çalıştaylar ve kursları ile çok başarılı
geçen VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji
mayis-2016 - Petinfo Dergi
Son derece zengin programı ve
bilimsel programı içindeki uygulamalı
çalıştaylar ve kursları ile çok başarılı
geçen VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji