Ekim 2015 - Petinfo Dergi
Transkript
KLİNİK PETİNFO 2015/00 00-00 İÇİNDEKİLER 8 > DÜNYADAN VE TÜRKİYE’DEN SON HABERLER Veteriner hekimlik mesleğinin ve pet dünyasının tüm güncel haberlerinin en doğru adresi olan Petinfo Dergi’de bu ay da ilgi çekici bilgiler paylaşıyoruz. 18 > KLİVET Türkiye’yi dünyaya tanıtıyor Geçe hafta düzenlenmiş olan AVEPA-SEVC ve 21. FECAVA Kongresi’ne katılımıyla ayrı bir renk katan Klinisyen Veteriner Hekimler Derneği, sektörün profesyonellerini Türkiye’ye davet etti. 20 > Brit kedi ve köpek Maması nereden geliyor? İlk olarak, Çek Cumhuriyeti’nden çıkan ve büyük adımlarla ilerleyip dünyanın dört bir yanına ve Türkiye’ye ulaşan Brit köpek ve kedi mamalarını yakından tanıyalım. 24 > Dr. Bayer; Doğru Antibiyotik seçimi Günümüzde, her dokuda eşit oranda etkisini gösteren ve bütün bakterilerle savaşabilen geniş spektrumlu bir antibiyotik yoktur. Bu durumu göz önüne alarak, hazırladığımız sorular ile, elinizde mevcut olan antibiyotiklerin en doğru seçimi ve kullanımı için yardımcı olmaya çalışacağız 26 > MVM; VETERİNER HEKİMLER ANESTEZİYE HAZIR. PEKİ YA EVCİL HAYVAN SAHİPLERİ? Veteriner hekim muayenesini gerçekleştirir ve kararı açıklar: operasyon. Bu kararın dışında hasta sahibine açıklanması gereken başka hususlar da vardır, bunlardan biri de elbette anestezi öncesi testlerin ne kadar gerekli olmasıdır. 32 > KHVHD Sürekli Eğitim Kongresi Yaklaşıyor Heyecanla beklediğimiz 10. KHVHD Sürekli Eğitim Kongresi’ne birkaç gün kala, Kongre Başkanı Necla Köprülü ve KHVHD Başkan Erkut Gören, etkinlik hakkında bizlere ayrıntılı bilgi verdi. 42 > Pet beslenmesinde veteriner hekimlerintercihi: spectrum Türkiye’de hızla gelişmekte olan pet mama pazarını yükselten Lider firması, Doç. Dr. Özcan Cengiz’in katkıları ile dünya pet sektörünün gidişatını değerlendirdi. sayfa 42 Küçük Hayvan Veteriner Hekimler Derneği Başkanı Erkut Gören 36 > Köpeklerde Ayrılık Kaygısı Uzun bir yaz tatilinden sonra okulların açılması ile beraber sık karşılaştığımız davranış sorunlarından biridir ayrılık kaygısı. Köpekler evde yalnız kalmaya başladıklarında yıkıcı ve rahatsız edici davranışlar sergileyebilirler. sayfa 36 46 > BUNLAR NE YEDİ BÖYLE? Dergimizin 75. sayısında duyurduğumuz uluslararası röntgen yarışmanın sonuçları belli oldu. Kendi sindirim sistemlerini ve bizim hayal gücümüzü zorlayan hayvanları, röntgenleri ile hepimizi çok şaşırttı. 58 > KEDİ VE KÖPEKLERDE GIDAYA BAĞLI DERMATOLOJİK REAKSİYONLAR Gıdalara bağlı deri problemleri ve dermatolojik reaksiyonlar sık rastlanan sağlık sorunlarındandır. Çoğu kez hayvanların beslenme hataları sonucu ortaya çıkan deri sorunları her yaşta kedi ve köpekte ortaya çıkabilmektedir. 62 > Türkiye’nin gurur günü Geçtiğimiz ay başarı ile gerçekleştirilen 32. Dünya Veteriner Hekimliği Kongresi’nde öne çıkan konular arasında hayvan sağlığı ve refahı, halk sağlığı, gıda hijyeni ve veteriner hekimliği eğitimi idi. Bu konu başlıkları altında birbirinden önemli isimler bir araya geldi. sayfa 26 PETİNFO 2015/10 04-05 EDİTÖR Bir ağaç dikmek için en iyi zaman 20 sene öncesiydi. İkinci en iyi zaman ise şimdi... Veteriner Hekim YAĞMUR AĞCAOĞLU Veteriner hekimliği alanında yeni gelişmeler Geçtiğimiz aylarda ülkemiz, Türk hekimlerinin gücünü dünyayla tanıştırdı. Memleketimizde gerçekleştirilen uluslararası mesleki kongrelerin ziyaretçileri ve ulusal etkinliklerimize konuşmacı olarak katılan yabancı konukların sayısının gitgide artması bizim için gurur vericidir. Geçtiğimiz ay başarı ile gerçekleştirilen 32. Dünya Veteriner Hekimliği Kongresi’nde öne çıkan konular arasında hayvan sağlığı ve refahı, halk sağlığı, gıda hijyeni ve veteriner hekimliği eğitimi idi. Bu konu başlıkları altında birbirinden önemli isimler bir araya geldi. Heyecanla beklediğimiz 10. KHVHD Sürekli Eğitim Kongresi’ne ise birkaç gün kala, Kongre Başkanı Necla Köprülü ve petinfo Ekim / Sayı: 80 Pet Sağlığı Dergisi Ayda bir yayımlanır. YAYIN TÜRÜ SÜRELİ YEREL SAHİBİ Mat Medya Tanıtım Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. MEHMET AKTOP GENEL KOORDİNATÖR BARIŞ KOLGU [email protected] KHVHD Başkanı Erkut Gören, etkinlik hakkında bizlere ayrıntılı bilgi verdi. Biz bu kadar kongreye giderken evdeki hayvanlarımızın neler yaptıklarını hiç düşündünüz mü? Uzun bir yaz tatilinden sonra okulların açılması ile beraber sıkça karşılaştığımız davranış sorunlarından biridir ayrılık kaygısı. Köpekler evde yalnız kalmaya başladıklarında yıkıcı ve rahatsız edici davranışlar sergileyebilirler. Ayrıntıları merak ederseniz, Veteriner Hekim Gürbüz Ertürk katkılarıyla hazırladığımız eğitim köşemizi okumayı unutmayın. Mesleğimizi barış ve beraberlik içinde sürdürmemiz dileğiyle Saygılarımla Veteriner Hekim Gizem Kutun GENEL YAYIN YÖNETMENİ VE YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Vet. Hekim YAĞMUR AĞCAOĞLU [email protected] ART DİREKTÖR EBRU DERELİ [email protected] GRAFİK TASARIM EMEL VURAL [email protected] YAZI İŞLERİ SORUMLUSU VET. HEKİM GİZEM KUTUN [email protected] KATKIDA BULUNANLAR Dr. Gürbüz Ertürk veteriner hekim ENİKÖ KIRALY vet.hekim ismail serdar sayar DANIŞMA KURULU PROF. DR. AHMET ERGÜN PROF. DR. NİLÜFER AYTUĞ PROF. DR. TAMER DODURKA Yrd. Doç. Dr. Özlem Şengöz Şirin Dr. Banu Dokuzeylül Yüzyıllardır insan hayatında değişmez yeri olan kedi ve köpeklerin beslenmesine olan ilgi gerek Avrupa’da gerekse Türkiye’de giderek artmaktadır. Türkiye’de hızla gelişmekte olan pet mama pazarını yükselten Lider firması, Doç. Dr. Özcan Cengiz’in katkıları ile dünya pet sektörünün gidişatını değerlendirdi. > syf 42 BASKI Gezegen Basım San. Ve Tic. Ltd. Şti. 100 YIL MAHallesi MASSİT MATBAACILAR SİTESİ 2. CADDE GEZEGEN BİNASI NO: 202/A BAĞCILAR/İST Sertifika No: 12002 ADRES YAYINCILAR SK. 10/4 34414 SEYRANTEPE - İSTANBUL TEL: 0212 324 50 56 - 324 50 59 www.matmedya.com ABONE BANU SAYINÇ [email protected] Dergimizde yayınlanan röportaj ve ilanların sorumluluğu sahiplerine aittir. Fotoğraflar izinsiz kullanılamaz. Petinfo Dergisi veteriner hekimlere ve ecza depolarına yönelik bilimsel içerikli, mesleki, ücretsiz, sektörel bir yayındır. PETİNFO 2015/10 06-07 Hızla gelişen pet sektörü Çikolata mı hayat mı? Çoğu insan tarafından sevilmeyen sıçanların gerçek bir kahraman olduklarını biliyor muydunuz? Araştırmacılar birbirinden şeffaf bir duvar ile ayrılan iki bölmeli bir kutunun her iki tarafına da birer sıçan yerleştirdi. Sıçanların birisi kuru bir zeminde dururken diğeri suyun içindeydi. Kuru zeminde duran sıçanların yanına araştırmacılar birer çikolata parçası koyarken, ıslak taraftaki sıçanlar durumlarından pek hoşnut değillerdi. Ama her sıçanın önce duvardaki kapıyı açarak sudaki arkadaşlarına yardım etmeleri ve bunu takiben çikolatayı yemeleri araştırmacıları hayrete düşürdü. Çalışma, hayvanların insanlar gibi empati yeteneğine sahip olduğunu gösterdi. 11-17 Ekim Ulusal veteriner sağlık TeknisyenleriTeknikerleri haftasıdır. Ekibimizin önemli üyeleri Veteriner teknikerleri, hayvanların sağlığının ve refahının korumasında büyük rol oynamaktadırlar. Yılın her gününde bizim için değerlidirler; ancak bu haftanın onların haftası olması sebebiyle, verdikleri hizmetler ve sonsuz yardımlar için özellikle teşekkür ederiz. NOTLAR Türk Jinekoloji Derneği IV. Ulusal Kongresi’ni gerçekleştirdi Türk Veteriner Jinekoloji Derneği Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Fındık Veteriner hekimliği alanında ülkemizde düzenlenen en geniş katılımlı bilimsel toplantılar arasında öncü konumda bulunan Türk Veteriner Jinekoloji Derneği ulusal kongrelerinin altıncısını, 15-18 Ekim tarihlerinde Ölüdeniz-Fethiye’de, Liberty Hotels Lykia’da gerçekleştirdi. Türk Veteriner Jinekoloji Derneği, ilk kez 2003 yılında Konya’da düzenlenen kongre ile başladığı bilimsel etkinlikler kapsamında bugüne dek 5 ulusal ve 1 uluslararası kongreyi PETİNFO 2015/10 10-11 başarıyla gerçekleştirerek bu alandaki yetkinliğini kanıtlamıştı. Her zaman olduğu gibi “uluslararası katılımlı” şekilde gerçekleştirilen kongrede, hem bilimsel açıdan son derece zengin bir program yer aldı, hem yurt dışından çok önemli isimler bir araya geldi, hem de katılım ücretleri minimum düzeyde tutularak daha çok meslektaşın faydalanmasına olanak sağlandı. Bilimsel program içerisinde uygulamalı çalıştaylar, kurslar ve uydu sempozyumlar da yer aldı. 2015 - 2016 AVHO ve VETA D Eğitim Programları Nobel Kimya Ödülü’nün yeni sahibi; Prof. Dr. Aziz Sancar 2 15 Kasım 2015 Prof. Dr. Rıfat VURAL 13 ARALIK 2015 3 1. William Campbell 2. Satoshi Omura 3. Youyou Tu VETA D Eğitim www.veta-d.com 2015 Nobel Tıp Ödülü’nü Kazananlar belli oldu! İrlandalı bilim insanı William Campbell ve Japon araştırmacı Satoshi Omura parazitlerin yolaçtığı hastalıkların tedavisi için geliştirdikleri ilaçtan dolayı Nobel’e layık görüldü. Çinli bilim insanı Youyou Tu da sıtma hastalığına karşı geliştirdiği ilaçla 2015 Nobel Tıp Ödülünün sahibi oldu. Sıtma ve parazitlerle ilgili araştırmaları nedeniyle Nobel Tıp Ödülü’nü kazanan İrlandalı William Campbell, Japon Satoshi Omura ve Çinli Youyou Tu 960.000 dolar değerindeki ödülü paylaşacak. Prof. Dr. Hasan BİLGİLİ 12 ARALIK 2015 İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mezunu Türk asıllı ABD vatandaşı Prof. Dr. Aziz Sancar, Nobel Kimya Ödülü’ne layık görüldü. Prof. Dr. Sancar, Orhan Pamuk’tan sonra Nobel alan ikinci Türk oldu. Kanser tedavisinde “ritmik saat” buluşunu yaparak dünya çapında üne kavuşan bilim adama, 2015 Nobel Kimya Ödülü’nü, hücrelerin hasar gören DNA’ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde kazandı. 1 14 Kasım 2015 KH Kırıklarda Acil Müdahale ve Kırık Fiksasyon Teknikleri Köpeklerde Meme Tümörleri –Uygulamalı Doç.Dr.Turan CİVELEK, Yrd.Doç.Dr.Ali. E. HDEDEOĞLU Veteriner Hekimlikte Kan Gazları Analizleri / Sıvı-Elektrolit ve Asit-Baz Tedavisi Prof.Dr.Mahmut OK KH Paratroid, Troid ve Adrenal Bez Hastalıkları 9 OCAK 2016 Doç. Dr. M. Çağrı KARAKURUM 10 OCAK 2016 Prof.Dr.Mehmet MADEN Veteriner Acil Hekimliği-Dahiliye Ekzotik Hayvan Hastalıklarında Klinik Tanı ve Tedavi 13 ŞUBAT 2016 Doç.Dr.Kerem URAL 14 şubat 2016 Prof.Dr.Mustafa ARICAN 12 MART 2016 Prof.Dr.Murat ŞAROĞLU 9 NİSAN 2016 Prof. Dr. Mahmut OK 10 NİSAN 2016 Doç.Dr.Zeynep PEKCAN 7 MAYIS 2016 Prof. Dr. Mahmut OK 8 MAYIS 2016 Doç. Dr. Barış KÜRÜM Kedi ve Köpeklerde Dermotolojik Hastalıklar Röntgen Çekim Prensipleri ve Filmi Yorumlama Karanlığa Karşı İlk Adım; Göz Hastalıklarını Anlamak Küçük Hayvan Karaciğer ve Böbrek Hastalıkları Anestezi, Reanimasyon ve Ağrı Yönetimi Veteriner Hekimlikte Kan Analizleri ve Klinik Yorumu Veteriner Acil Hekimliği-Cerrahi NOTLAR Profender® nasıl kullanılır? Veteriner hekimlerin beklediği ürün artık Türkiye’de! Kedilerde daha düzenli ve stressiz iç parazit mücadelesine imkan veren Profender®, şimdi de büyük boyu ile (5-8kg kediler için), siz hekimlere yardımcı olmaya devam ediyor. Günümüzde kedilerde iç parazit enfestasyonlarının ne kadar yaygın gözlemlendiği veteriner hekimler tarafından iyi bilinmektedir. Birçok iç parazit türü, sokakla ilişkisi olmayan kediler de dahil olmak üzere, büyük zararlara neden olmaktadır. Yeni yapılan bir çalışma, iç parazit taşıyan kedilerin % 20’sinin daha önce hiç sokağa çıkarılmadığını gösteriyor. Kedi sahiplerinin çoğu, onlar için en iyi olanı yapmaya çalışır; fakat ilginçtir ki, iyi bakım koşulları altındaki kedilerin % 71’i iç parazitlere karşı yılda üç kereden daha az ilaçlanmakta ve kedi sahiplerinin yaklaşık % 53’ü onlara düzgün bir şekilde tablet yutturamamaktadır. Bu bilgilerin ardından bilim ve yaşam kalitesini 150 senelik tecrübesi ile arttıran BAYER, kendisini petlerin sağlığından sorumlu tutarak Profender®’i Türkiye pazarına sundu. Profender®, stressiz kullanımı ve daha geniş etki spektrumu ile kısa zamanda PETİNFO 2015/10 14-15 Üç ayda bir, tek doz uygulama yeterlidir. Tenya, askarid ve kancalı kurtların erişkin ve tüm larval formlarına karşı koruma ve tedavi sağlar. Profender®, emodepsit ve praziquantel olmak üzere iki farklı etken madde içerir. Ense kökündeki tüyler aralandıktan sonra ense derisine uygulanır. Etken maddeler kıl köklerinden kolaylıkla emilir ve kana karışarak vücuda dağılır; bağırsaklara ulaşarak parazitlere doğrudan etkili olur (emodepsit) ya da karaciğerde bir miktar metabolize olduktan sonra etki ederler (prazikuantel). Güvenlik indeksi yüksek bir ilaçtır. Profender 8 haftalıktan itibaren ve/veya 0.5 kg ağırlığın üzerindeki kedilerde, gebe ve emzirenlerde kullanılabilir. Yapılan araştırma sonuçlarına göre, kedi sahiplerinin % 75’i pratik olmasından dolayı damlatma çözelti ürünleri tercih etmektedir. hem veteriner hekimler hem de hasta sahipleri tarafından tercih edilen bir ürün oldu. Ürün şimdiye kadar 0-2,5 kg ve 2,5-5 kg olmak üzere iki farklı boyutta mevcuttu. Fakat Türkiye’deki kedilerin büyük oranda 5 kg’ın üzerinde olması göz önünde bulundurularak Bayer Hayvan Sağlığı, hekimler ve kedi sahipleri tarafından beklenen 5-8 kg kediler için yeni büyük ambalajlı Profender® iç parazit damlasını Türkiye pazarına sundu. NOTLAR İnterhas, 32. Dünya Veteriner Hekimliği Kongresi’nde Uluslararası olan ve iki yılda bir düzenlenen 32. Dünya Veteriner Hekimliği Kongresi süresince katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği İnterhas standında, yerli ve yabancı konuklara tanıtım broşürleri ve çeşitli promosyonlar verildi. bu büyük bilimsel organizasyonda İnterhas Hayvan Sağlığı’nı temsilen Satış Müdürü Mustafa Eker, Pazarlama Müdürü Gürcan Öner, İstanbul Bölge Temsilcileri Tamer Dimrilli, Ümit Gölge ve Merkez Temsilcisi Aygenç Yüksel görev aldı. Ümit Gölge, Gürcan Öner, Mustafa Eker, Tamer Dimrilli (Soldan sağa) H ayvan sağlığı, hayvan yetiştiriciliği ve halk sağlığı alanında faaliyet gösteren uluslararası ve ulusal kuruluşların temsilcileri, yerli ve yabancı akademisyenler, meslek kuruluşları temsilcileri, sektörle ilgili yerli ve yabancı firmaların temsilcileri ve veteriner hekimlerden yaklaşık bin beş yüz kişinin katıldığı 32. Dünya Veteriner Hekimliği Kongresi’nde 180 sözlü, 400 poster sunumu yapıldı ve en son bilgiler ışığında bilimsel toplantılar tertip edildi. Hayvan sağlığı ve refahı, zoonotik hastalıklar, gıda hijyeni, antimikrobiyal direnç ve veteriner hekim eğitimi konularında dünyadaki gelişmelerin ele alınıp değerlendirildiği 32. Dünya Veteriner Hekimliği Kongresi’nin ana teması “Sürdürülebilir Hayvan-İnsan Sağlığı ve Refahı” idi. Veteriner hekimlik alanında uluslararası düzeyde gerçekleştirilen PETİNFO 2015/10 16-17 İnterhas, büyük bir sorumluluğu başarı ile taşıyor 4 gün süren kongre süresince katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği İnterhas standında, yerli ve yabancı konuklara tanıtım broşürleri ve çeşitli promosyonlar verildi; şirket ve İnterhas ürünleri hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Bu görüşmeler sırasında İnterhas Hayvan Sağlığı kongre standını ziyaret eden yabancı konukların pek çoğu, GMP standartlı ve Avrupa orijinli, hepsi birbirinden değerli İnterhas ürünlerini kendi ülkelerinde de kullandıklarını belirttiler. Bu bilgiler, İnterhas Hayvan Sağlığı’nın ülkemizde ne kadar önemli bir görev üstlendiğinin ve ne kadar büyük bir sorumluluk taşıdığının da kanıtı oldu. İnterhas Hayvan Sağlığı, çeyrek yüzyılı aşkın süredir otuza yakın kaliteli aşı ve ilacı yurdumuzun dört bir köşesinde büyük bir çaba ve özveri ile hizmet veren değerli veteriner hekimlerimizin istifadesine sunuyor olmaktan büyük mutluluk duymaktadır. İnterhas Hayvan Sağlığı, sürdürülebilir hayvan-insan sağlığı ve refahı için üzerine düşen görevi her zaman olduğu gibi bundan sonra da, aynı sorumluluk anlayışı ile sürdürmeye devam edecektir. KLİVET Türkiye’yi dünyaya tanıtıyor Geçen hafta düzenlenmiş olan AVEPA-SEVC ve 21. FECAVA Kongresi’ne katılımıyla ayrı bir renk katan Klinisyen Veteriner Hekimler Derneği, sektörün profesyonellerini Türkiye’ye davet etti. Klinisyen Veteriner Hekimler Derneği olarak öncelikli amaçlarımız; meslektaşlarımızın bilgi ve becerilerini geliştirmek üzere kongre, sempozyum, çalıştaylar düzenlemenin yanı sıra, derneğimizin ve yaptığımız organizasyonların tanıtımını gerek yurt içinde gerek ise yurt dışında yapmaktır. Bu amaçla, 15-17 Ekim 2015 tarihlerinde Barcelona / İspanya’da düzenlenen uluslararası katılımlı AVEPA-SEVC ve 21. FECAVA kongresinde KLİVET iletişim masası kurarak, hem ülkemizin ve derneğimizin, hem de 2016 mayıs ayında Antalya / Belek’te düzenleyeceğimiz Prof. Dr. Theresa Fossum ve Prof. Dr. Michael Lappin’in konuşmacı olarak katılacağı “Kedi ve Köpeklerde Gastroenterolojiye Cerrahi ve Dahili Güncel Yaklaşımlar” konulu sempozyumumuzun tanıtımını başarıyla yaptık. Seçtiğimiz konu ve konuşmacılar, otelimizin güzelliği ve tabii ki Türk lokumu ve nazar boncuklarımız büyük ilgi gördü ve ülkemizi, derneğimizi ve PETİNFO 2015/10 18-19 sempozyumumuzu en iyi şekilde tanıtmanın haklı gururunu yaşadık. Dünya’nın birçok ülkesinden gelen katılımcının standımıza yoğun ilgisinin yanı sıra, ülkemizden kongreye gelen Türk meslektaşlarımızın da standımızı ziyaret ederek bizi görmekten duydukları mutluluğu ve gururu paylaşmalarıyla, büyük uğraşlar vererek orada bulunmamızın ne kadar anlamlı olduğunu da görmüş olduk. Kendilerine bir kez daha teşekkürlerimizi borç biliriz. Ayrıca İzmir / Çeşme’de gerçekleştirdiğimiz radyoloji sempozyumunda yaptığımız çekilişle davetiye kazanarak kongreye katılan meslektaşlarımızın memnuniyetleri de, KLİVET olarak klinisyen hekimlerin mesleki gelişimlerini yurt dışı platformlarda da destekleyebildiğimiz için bizi ayrıca motive etti. Ülkemiz veteriner hekimliğini bilimsel platformda dünyanın gelişmiş ülkeleri seviyesine çekmek ve meslektaşlarımızın bilgi, beceri ve vizyonlarını geliştirmek için yaptığımız çalışmalarımız artarak devam edecektir. Bu amaçla her sene geleneksel hale getirdiğimiz, Prof. Dr. Michael Lappin ve Prof. Dr. Theresa Welch Fossum›un sunumlarıyla,19-21 Mayıs 2016 tarihleri arasında Antalya / Belek Cornelia Diamond Otel’de gerçekleştireceğimiz “Kedi ve Köpeklerde Gastroenterolojiye Cerrahi ve Dahili Güncel Yaklaşımlar” konulu 4. bahar sempozyumuna tüm meslektaşlarımızı bekliyoruz. NOTLAR Brit Maması nereden geliyor? İlk olarak, Çek Cumhuriyeti’nden çıkan ve büyük adımlarla ilerleyip dünyanın dört bir yanına ulaşan Brit köpek ve kedi mamalarını yakından tanıyalım. Birt mamalarında, birinci sınıf kalitede içerik kullanmaktadır. Ürünleri kesinlikle GDO içermez. Çek Cumhuriyeti’nde evcil hayvan mamaları üreten Brit, 1994 yılında aile şirketi olarak kurulmuş olup hali hazırda 620 çalışanı ile yıllık üretimini 116 bin tona ulaştırmayı başarmıştır. Premium ve Superpremium mamalarını dünyanın 52 değişik ülkesine ihraç etmekte olan Brit, kendi bünyesinde BRIT, BRIT CARE, PETIT, LET’S BITE ve BRIT Animal markalarını bulundurmaktadır. Evcil hayvanlarımızın sağlığına ve refahına saygı duyarı firma, hayvanlara yapılan zulüm ve istismara sonuna kadar karşı olup, laboratuvar hayvanları üzerinde deney yapmayı kesinlikle reddetmektedir ve hayvan sağlığını olumsuz etkileyecek içerikleri mamalarında kullanmamaktadır. Firmanın Çek Cumhuriyeti’nde üç adet modern üretim tesisi bulunmaktadır ve Prag’da yer alan 30 bin m2’lik lojistik merkezinden tüm dünyaya ürünlerini dağıtmaktadır. Son teknoloji ile donatılmış 40 bin palet kapasiteli yeni modern deposu, PETİNFO 2015/10 20-21 2004 yılında hizmete açılmış olup tüm ihtiyaçları bu depodan anında karşılanmaktadır. 20 yıla aşkın mama üretim tecrübesiyle üretim yapmaya devam eden Brit, bünyesinde 7 adet kedi ve köpek beslenme uzmanı bulundurmaktadır. Mama üretiminde kullanılan tüm içerikler birinci sınıf kalitededir ve kuzu eti hariç Çek Cumhuriyeti menşeilidir. Kuzu eti Asya’da daha ucuz olmasına rağmen, kalitesi nedeni ile Yeni Zelanda’dan ithal edilmektedir. Ürünlerinde kesinlikle GDO bulunmamaktadır. Günümüzde, her dokuda eşit oranda etkisini gösteren ve bütün bakterilerle savaşabilen geniş spektrumlu bir antibiyotik yoktur. Kliniklerin tedavi amacıyla uyguladığı antibiyotiklerin seçimi, kültür ve duyarlılık testleri yapılmaksızın olmaktadır; tam donanımlı mikrobiyolojik testlerin gerçekleştirilmesi, doğal olarak hiçbir klinikte mümkün olamamaktadır. Bu durumu göz önüne alarak, hazırladığımız sorular ile, elinizde mevcut olan antibiyotiklerin en doğru seçimi ve kullanımı için yardımcı olmaya çalışacağız; Hastanın mikrobiyolojik enfeksiyonunun tedavi şansı var mıdır? Bu soruya, anamnez, klinik muayeneler, testler ve gerekliyse ek incelemeler ardından cevap verilmelidir. Bu temel adımlar gerçekleşmeksizin hiçbir ilaç yazılmamalıdır. Enfeksiyonda hangi etkenler rol oynayabilir? Bu soruya cevap vermek için aşağıdaki tabloyu inceleyiniz. Tablo, Bayer Animal Health Tarafından desteklenen, 10 senelik retroprospektif kaynak çalışmaları ve yaklaşık 1000 örnek incelemesi sonucunda oluşturuldu. Pet hayvanların mikrobiyolojik enfeksiyonları hakkında daha ayrıntılı bilgileri de veren bu kapsamlı çalışmanın kitabına ve mobil uygulamasına target.naccvp.com internet adresinden ulaşabilirsiniz. Tabloda, antibiyotiklerin en çok hangi dokularda ve hangi etkenlere karşı etkili olduklarını da öğrenebilirsiniz. Antibiyotiklerin dozajı ve uygulama süresi ne olmalıdır? Antibiyotikler, akut enfeksiyon durumunda ortalama 7-10 gün, piyoderm veya piyelonefritis gibi kronik enfeksiyon durumlarında ortalama 3-6 hafta, cerrahi profilaksi Doğru antibiyotik seçimi Antibiyotiklerin doğru seçimi ve kullanımı hakkında bilmeniz gereken en önemli püf noktalar. İdrar kesesi Etken madde # Doz mg/kg >50% 10-15% 10-15% <10% <10% amox-klav ++ 14 BID + + + ++ ++ enrofloxacin ++ 5 SID ++ ++ ++ ++ ± cephalexin + 30 BID + + + ++ - ceftiofur ++ 3 SID ++ ++ ++ ++ - gentamicin ++ 5 SID ++ ++ + ++ - E. coli Proteus mirabilis Klebsiella pneumoniae S. intermedius Enterococcus faecalis Genital organlar Etken madde # Doz mg/kg E. coli 30-35% 15-25% 10-25% <10% amox-klav + 20 TID + ++ ++ - S. mirabilis Pasteurella multocida Pseudomonas aeruginosa enrofloxacin ++ 5 SID ++ ++ ++ +/++ cephalexin + 30 TID + ++ ++ - ceftiofur + 3 SID ++ ++ ++ - gentamicin ++ 5 SID ++ ++ ++ + Etken madde # Doz mg/kg S. intermedius 30-35% 15-20% amox-klav + 20 TID ++ + enrofloxacin ++ 5 SID ++ ++ cephalexin + 30 TID ++ ceftiofur + 3 SID gentamicin + 6 SID Üst solunum sistemi Klebsiella pneumoniae Pseudomonas aeruginosa 15-20% <10% <10% ++ + - ++ ++ +/++ + ++ + - ++ ++ ++ ++ - ++ ++ ++ + + E. coli Pasteurella multocida Alt solunum sistemi Etken madde # Doz mg/kg E. coli Klebsiella S. intermedius pneumoniae Bordetella bronchiseptica Proteus mirabilis 30-40% 15-20% 10-15% 10-15% <10% amox-klav + 20 TID + + ++ ++ + enrofloxacin ++ 5 SID ++ ++ ++ ++ ++ cephalexin + 30 TID + + ++ ++ + ceftiofur + 10 SID ++ ++ ++ ? ++ gentamicin ++ 6 SID ++ + ++ ++ ++ PETİNFO 2015/10 24-25 Dış kulak Etken madde # Doz mg/kg S. intermedius Proteus mirabilis Pseudomonas aeruginosa 25-30% 20-25% 15-25% 10-20% amox-klav + 20 TID ++ + - + enrofloxacin ++ 13 SID ++ ++ +/++ ++ amacıyla ise 1-2 doz olarak kullanılmaktadır. Tabloda yer alan antibiyotiklerin isimlerinin yanında, mevcut bakterilerin hastalık oluşturma oranlarını göz önünde bulundurarak, antibiyotiklerin etki şekilleri hakkında da bilgi alabilirsiniz. Antibiyotiklerin özellikleri, enfeksiyonun bulunduğu dokuya, enfeksiyonun şiddetine, ilacın dozajlamasına ve uygulama süresine göre değişebilir. Elinizde mevcut olan antibiyotiklerin doğru kullanımı için, prospektüsleri okumakta fayda vardır. Antibiyotiklerin seçimi zaman ve dozaja da bağlı olabilir. Bu kararı hasta sahibi ile danışarak vermeliyiz. Örnek olarak; hasta sahibinin, ilacı günde 3 kere verme imkanı yoksa, dozaja bağlı bir ürünü seçip, verilen miktar arttırılmalıdır. E. coli cephalexin + 30 TID ++ + - + ceftiofur + 3 SID ++ ++ - ++ gentamicin + 6 SID ++ ++ + ++ Proteus mirabilis Pseudomonas aeruginosa Ağız boşluğu Etken madde # Doz mg/kg Obligat anaerob amox-klav ++ 14 BID ++ 80-90% cephalexin + 30 TID + ceftiofur + 3 SID + clindamicin ++ 6 BID ++ + 2,5 SID +(anti kollagenaz) Etken madde # Doz mg/kg S. intermedius 60-70% 20-30% <10% <10% amox-klav ++ 14 BID ++ + + - doxiciklin Deri E. coli enrofloxacin ++ 5 SID ++ ++ ++ +/++ cephalexin ++ 30 BID ++ + + - ceftiofur + 3 SID ++ ++ ++ - gentamicin ++ 6 SID ++ ++ ++ +/++ Etken madde # Doz mg/kg S. intermedius Obligat anaerob E. coli Proteus mirabilis Pseudomonas aeruginosa 25-35% 25-35% 20-30% 10-20% 10-20% amox-klav ++ 14 BID ++ ++ + + - enrofloxacin + 5 SID ++ ± ++ ++ +/++ cephalexin + 30 TID ++ + + + - ceftiofur + 3 SID ++ + ++ ++ - gentamicin + 6 SID ++ - ++ ++ + Yara/Apse Kemik Etken madde # Doz mg/kg S. intermedius 40-50% 10-20% 10-20% 10-20% amox-klav + 15 TID ++ + ++ + E. coli Enterococcus Proteus faecalis mirabilis enrofloxacin ++ 5 SID ++ ++ ± ++ cephalexin + 25 TID ++ + - + ceftiofur + 3 SID ++ ++ - ++ gentamicin ++ 6 SID ++ ++ - ++ Etken madde # Doz mg/kg E. coli S. intermedius Obligat anaerob Pseudomonas aeruginosa Klebsiella pneumoniae 35-45% 25-35% 10-20% 10-20% 25-35% amox-klav + 20 TID + ++ ++ - + enrofloxacin + 5 SID ++ ++ ± +/++ - cephalexin + 30 TID + ++ + - + ceftiofur + 3 SID ++ ++ + - - gentamicin + 6 SID ++ ++ - + + Kan Tablo nasıl kullanılır? Verdiğimiz örnek tablo, köpekler içindir. Daha fazla organ, etken madde ve hayvan türü için kullanabileceğiniz bilgilere, verilmiş olan kaynaktan ulaşabilirsiniz. Bu tabloyu kullanarak uygun kombinasyonlar da elde edebilirsiniz. Antibiyotiğin etkinliği; ++= çok iyi, %90 üzeri, += iyi, %75-%90, ±= zayıf, %75 altı, -= etkili değildir Doz zamanlaması; SID= günde 1x, BID= günde 2x, TID= günde 3x, QID= günde 4x Örnek olarak, enrofloxacine içeren Baytril Flavor tableti; yara ve apse gibi dermal enfeksiyonlarda E. coli, Kl. pneumoniae, P. mirabilis ve Staph. intermedius, pnömoni, tonsilit, rinit gibi solunum yolu enfeksiyonları ile ilişkili E. coli ve Staph. aureus veya üriner sisteminde kistik oluşumuna neden olan E. coli, P. mirabilis ve Staph. aureus gibi mikrobiyolojik etkene karşı her durumda etkili sonuç vermektedir. MVM MEDİKAL Anestezi öncesi yapılan testler ile evcil hayvanların sağlığını koruyalım. Veteriner hekimler anesteziye hazır. Peki ya evcil hayvan sahipleri? Anestezi öncesinde kapsamlı testler yapılarak evcil hayvanların vücut sistemlerinin düzgün çalıştığından ve gizli bir hastalık taşıyıp taşımadıklarından emin olunmalıdır. PETİNFO 2015/10 26-27 V eteriner hekim muayenesini gerçekleştirir ve kararı açıklar: operasyon. Bu kararın dışında hasta sahibine açıklanması gereken başka hususlar da vardır, bunlardan biri de elbette anestezi öncesi testlerin gerekliliğidir. Hasta sahibine, anestezi öncesi testleri gerçekleştirdiğimiz taktirde, risk oluşturabilecek herhangi bir hastalık olup olmadığını önceden tespit ederek evcil hayvanının “güvenli” bir anestezi, operasyon ve nekahat dönemi geçireceğini anlatmamız gerekir. Anestezik maddelerin düzgün şekilde işlenip, vücuttan atılabilmesi için evcil hayvanınıza anestezi öncesi testlerini yaparak iç organlarının düzgün çalıştığından ve anestezi için risk oluşturabilecek gizli bir hastalığın olmadığından emin olun. 3. Riskleri azaltın Eğer anestezi öncesinde yapılan testlerin sonuçları normal ise, güvenle anestezi yapılabilir; sonuçlar normal değil ise, anestezi protokolü değiştirilebilir ya da evcil hayvanların sağlığı için gerekli önlemler alınabilir. Düzgün protokol ve sıvı tedavisi anestezi sonrası iyileşmeyi de hızlandırır. Hematoloji Tam kan sayımı: kırmızı kan hücreleri, retikulosit, 5 diferansiyel beyaz kan hücresi ve trombosit sayılarını verir, ayrıca her bir farklı hücre tipi için detaylı bilgi sağlar. Kırmızı kan hücrelerindeki azalma olarak tanımlanan “anemi” evcil hayvanlarda en sık karşılaşılan sorunlardandır. Tam retikulosit sayımı, anemiye sebep olan hastalığın tespitine ve ayrıca anemik hastanın tedaviye verdiği cevabı saptamaya yardımcı olur. Beş diferansiyel beyaz kan hücresi sayımı; altta yatan stres faktörünün, yangı ve enfeksiyon ile mücadelenin, ayrıca potansiyel löseminin tespitine yardımcı olur. Düşük trombosit değeri, kanama problemini işaret eder. Anemi, yangı, trombositopeni durumlarında operasyonun ertelenmesi önerilir. Bu gibi durumlar anestezi süresince, cerrahi girişimde ve postoperatif dönemde ciddi düzeyde komplikasyonlara sebep olabilir. 4. Gelecekte de evcil hayvanların sağlık durumunu takip edin Yapılan test sonuçları evcil hayvanların sağlık kaydına geçer ve geleceğe yönelik başvurulabilir bir temel oluşturur. Biyokimya Albumin (ALB): Karaciğer tarafından üretilen bir proteindir, seviyesindeki azalma; kronik karaciğer, böbrek hastalığı, yangısal hastalıklar ya da barsak hastalığını işaret eder. Evcil Hayvanlara Anestezi Öncesinde Test Yapılması için 4 Önemli Neden 1. Endişe etmeyin Anestezi öncesi testler, anestezi ve cerrahi girişim risklerini azaltır. 2. Gizli hastalıkların farkında olun Sağlıklı gözüken evcil hayvanlarda gizli hastalıklar olabilir. Anestezi öncesinde uygulanacak testler ile bu tür hastalıklar tespit edilerek anestezide oluşabilecek problemler önlenmiş olur. Alkalin Fosfataz (ALKP): Kemik ve karaciğer gibi birçok dokuda mevcut olan enzimdir, seviyesindeki artış; karaciğer hastalıkları, Cushing sendromu ya da steroid terapisi sonucu oluşan anormallikleri işaret eder. Alanin Aminotransferaz (ALT): Karaciğer hasarlanmalarında artış gösterdiği görülür. Amilaz (AMYL): Pankreas tarafından üretilir ve sindirime yardımcı olmak amacıyla salgılanır. Enzim seviyesindeki artış pankreas hastalıklarını işaret eder. Kan Üre Nitrojeni (BUN): Karaciğer tarafından üretilir ve böbrek tarafından atılır. Seviyesindeki anormal yükseliş böbrek hastalığı ya da dehidrasyonu, düşüşü ise karaciğer hastalığını işaret eder. Kalsiyum (Ca+): Paratiroid bezi ve böbrek hastalıklarında ya da bazı tümör tiplerinde seviyesi yükselebilir. Kolesterol (CHOL): Hipotiroidizm, karaciğer ya da böbrek hastalıkları gibi birçok farklı bozukluklarda seviyesi artabilir. Kreatinin (CREA): Kas metabolizması ürünüdür ve böbrekler tarafından atılır. Seviyesindeki artış böbrek hastalığı, idrar yolu tıkanıklığı ya da dehidrasyonu işaret eder. MVM MEDİKAL Gamma-Glutamil Transferaz GGT): Seviyesindeki artış; karaciğer, safra kesesi hastalıklarını işaret eder. Globulin (GLOB): Evcil hayvanların immun sistem fonksiyonları ve enfeksiyöz hastalıklara cevabını değerlendirmek amacıyla ölçülür. Glukoz (GLU): Yüksek glukoz seviyesi diyabeti işaret eder. Özellikle kedilerde veteriner kliniği ziyareti gibi stres durumlarında da artış olur. Seviyesindeki düşüş enfeksiyon, bazı tümörler veya karaciğer hastalığını işaret eder. Lipaz (LIPA): Klinik değerlendirme ile birlikte kanda lipaz seviyesindeki artış muhtemel pankreatit, gastrointestinal hastalık ve bazı ilaç tedavilerine bağlı oluşan anormallikleri işaret eder. Fosfor (PHOS): Seviyesindeki artış böbrek hastalığını işaret eder. Total Bilirubin (TBIL): Bilirubin, hemoglobinin parçalanması sırasında ortaya çıkan safra bileşenidir. Karaciğer hastalıklarının tespiti ve bazı anemi tiplerinin belirlenmesi amacıyla bilirubin seviyesi ölçümü yapılır. Total Protein (TP): Ölçümü dehidrasyon, karaciğer, böbrek, barsak hastalıkları ve yangı gibi durumlarla ilgili bilgi verir. Albumin ve globulin değerleri (ALB/ GLOB): Normal seviyelerde olduğu halde bu oran değişkenlik gösterdiğinde, ciddi enfeksiyöz ve yangısel hastalıklardan şüphe edilmelidir. BUN/CREA orandaki değişimler: BUN ve kreatinin değerleri normal seviyede olsa dahi ciddi böbrek ve barsak hastalıkları ya da dehidrasyon durumunu yansıtarak veteriner hekimlere yardımcı olur. Elektrolitler Sodyum (Na+), Potasyum (K+), Klor (Cl–) Elektrolit değerleri hayvan sağlığı için önemlidir. Anormal değerler hayati tehlike oluşturabilir. Kusma, ishal, dehidrasyon ve kalp problemi semptomları olan hastalarda elektrolit değer ölçümü önemlidir. ve kanserleri gibi ciddi hastalıkların tespitine yardımcı olur. Endokrinoloji Kandaki tiroid hormon seviyesinin ölçümü tiroid hastalıklarının tespitine yardımcı olur. Tiroid hastalıkları hem kedi hem de köpeklerde görülür ve tedavi edilmezse hayati risk oluşturabilir. Özellikle 7 yaş üzeri kedilerde test yapmak önemlidir. Diğer Önerilen Testler Bahsi geçen genel tetkiklerin yanında, bazı hastalıklar için spesifik testler de mevcuttur. Kalp Kurdu (Heartworm): Kalpte, ana kan damarlarında ve akciğerde yaşayan bir parazittir. Tedavi edilmezse öldürücü olabilir. Vektör yolu ile bulaşan hastalıklar: En sık gözlenen Lyme hastalığı, ehrlichiosis, anaplasmosis köpeklerde ciddi düzeyde hastalık oluşturur. Kedilerdeki enfeksiyöz hastalıklar: Feline immunodeficiency virus (FIV) ve Feline leukemia virus (FeLV) hayati risk oluşturan viral enfeksiyonlardır. İdrar Analizi Kandaki, böbrek ve karaciğer tarafından metabolize edilen maddeler idrar ile vücuttan uzaklaştırılır. Rutin idrar analizi; diyabet, böbrek ve karaciğer hastalıkları, idrar yolu enfeksiyonları Elektrokardiyogram (EKG) Kalp atım sayısını ölçer ve ritmiyle ilgili bilgi verir. Düzensiz kalp ritmi ve kalp atım sayısı anestezi ve operasyon sırasında hasta için tehlike oluşturabilir. Güvenli bir anestezi için evcil hayvanların sağlık kontrolleri kapsamlı bir şekilde yapılmalıdır; kliniklerinde IDEXX Laboratuvarları ile çalışan hekimler gereken tüm tetkikleri kolaylıkla kendi kliniklerinde gerçekleştirebilirler. PETİNFO 2015/10 28-29 SÖYLEŞİ KHVHD Sürekli Eğitim Kongresi Başkanı Necla Köprülü, bizi bekleyen etkinlikler hakkında bilgi verdi. Küçük Hayvan Veteriner Hekimler Derneği Başkanı Erkut Gören, organizasyonların vizyonu ve misyonundan bahsetti. KHVHD Sürekli Eğitim Kongresi yaklaşıyor Heyecanla beklediğimiz 10. KHVHD Sürekli Eğitim Kongresi’ne birkaç gün kala, Kongre Başkanı Necla Köprülü ve KHVHD Başkan Erkut Gören, etkinlik hakkında bilgi verdi. KHVHD her yıl düzenli olarak uluslararası nitelikte KHVHD Sürekli Eğitim Kongresi’ni organize etmekte, yıl içinde meslek içi eğitim seminerleri düzenlemekte, mesleki sorunların tespiti ve çözümüyle ilgili çalışmalar yapmakta, mesleki birlikteliğin sağlanması sorun ve çözümlerinin tespitiyle ilgili toplantılar düzenlemektedir. Ayrıca küçük hayvan veteriner klinisyenliğinin gelişimi için çeşitli faaliyetler yürütmektedir. Başarılı olunmasındaki en büyük etken yönetim ve çalışma gruplarının amatör ruh ile özverili çalışmaları, PETİNFO 2015/10 32-33 deneyimleri, ekip çalışmasını başarıyla yürütebilmeleridir. Veteriner hekimlik mesleğindeki son gelişmelerin yakından takip edilmesi ve meslektaşlarımıza aktarımının sağlanması devamlılığını hedefleyen 10. KHVHD Sürekli Eğitim Kongresi 06 Kasım - 07 Kasım 2015 tarihleri arasında Grand Cevahir Hotel & Convention Center’de gerçekleştirecektir. Türk veteriner hekimler, geçen sene gerçekleştirdiğiniz kongreyi büyük bir başarı olarak değerlendirdi. Birkaç gün sonra İstanbul’da da bir kongre bizi bekliyor. Bu kongreden beklentileriniz nelerdir? Bu yıl KHVHD olarak 10. kongremizi organize ediyoruz. 6. Kongremiz aynı zamanda uluslararası 17. FECAVA Kongresi’nin ev sahipliği ve organizasyonuydu. Burada katılımcı meslektaşlarımızın ve destek olan firmaların takdiri tabi ki de memnuniyetleri bizi mutlu etmektedir. 10. kongrenin de geçmiştekilerden daha faydalanılabilir olması ve katılanların memnun kalmaları en büyük beklentimiz. Avrupa’da diğer ülkelerde düzenlenen birçok kongrenin bilimsel program ve görselliğiyle üzerine çıktığımız son yıllarda ülkemizi merkez haline getirmek gibi de bir hedefimiz var. Avrupa ülkelerinin veteriner hekimlik alanındaki ortak organizasyonlarını ülkemizde yapmalarına ışık tutacak tarzda kongreler gerçekleştirerek bu hedefe doğru da yürümekteyiz. İkinci gün konuları arasında at hekimliği ile ilgili konular da göreceğiz. Bu alanı programa dahil etmeye nasıl karar verdiniz? İkinci gün ayrı bir salonda at hekimliği ile ilgili konular işlenecek. Bu uygulamaya geçtiğimiz yıl başladık. Bizi bu konuya yönelten Avrupa’da benzer uygulamaların olmasının yanı sıra ülkemizde at hekimliği yapan meslektaşlarımızın sayıca az olmaları ve serbest çalışan meslektaşlarımızla ilgili bir süreklilik arz eden kongrenin olmamasıydı. Kaldı ki birçok meslektaşımız Anadolu’da her iki dalda mesleğini icra etmektedir. Burada önemli olan bir nokta da gelişmiş toplumlar atı arkadaş Gerçekleştirilen workshoplarda uzman kadro desteğiyle acil durum prosedürleri ve peritoneal diyaliz işlenecektir. Dünya standardına yaklaşıyoruz hayvan sınıfına koymaktadır. Bu da şu demektir; hekim hasta sahibi ilişkisi aynı zeminlerde olmaktadır. Bunun neticesinde her iki veteriner hekimlik alanı önümüzdeki zaman diliminde aynı çatı altında birleşmelidir. Bu nedenden dolayı biz de at hekimliğini de ayrı oturum olarak kongrenin içine dahil ettik. Geçen sene şöyle bir şeyi gözlemleme şansımız oldu. At hekimliğine olan kayıtların yarısı kongrenin tamamına kayıt yaptı. Eğitimin belirli ön koşullarla değil eksiklik hissedilen veya yıllar içinde bakış açısı değişen konuların ele alınması şeklinde yapılıyor olması hekimlik vizyonuna yeni bir yön katıyor diye düşünüyoruz. Dolayısıyla da dünya standartlarında mesleğini icra edebilen bir veteriner hekim jenerasyonu da şekillenmektedir ve derneğimiz buna minik te olsa bir katkı yapmaktadır. Kaldı ki kongre bilimsel programı fikrini paylaşan bütün meslektaşlarımızın ortak isteğiyle belirlenmekte ve konusunda uzman değerli bilim insanlarıyla icra edilmektedir. KHVHD olarak gelecekle ilgili planlarınız nelerdir? Bizi ne gibi etkinlikler bekliyor? Bu söyleşideki ana konumuz kongre olduğu için öncelik KHVHD olarak hedefimiz sürekli eğitim kongremizin bu güne kadar olduğu gibi her yıl düzenli olarak ve gelişerek devam etmesidir. Aylık eğitim seminerlerimize de önümüzdeki aydan itibaren kaldığımız yerden devam edeceğiz. Eş zamanlı Veteriner Hekimlik mesleğinin gelişimi, sorunlarının belirlenmesi ve çözüm yollarıyla ilgili çalışmalarımıza da devam edip bu alanda KHVHD’nin merkez çatı olması yönündeki talebimizi yineleyerek bu uğurda da yol almaya devam edeceğiz. EĞİTİM ayrılık kaygısı Uzun bir yaz tatilinden sonra okulların açılması ile beraber sık karşılaştığımız davranış sorunlarından biridir ayrılık kaygısı. Köpekler evde yalnız kalmaya başladıklarında yıkıcı ve rahatsız edici davranışlar sergileyebilirler. Köpek yavruları anne ve kardeşlerinden ilk kez ayrıldıklarında ağlarlar, yaşamla ilgili kaygılanırlar. Bu davranış; insan aileleri ile yaşamaya başlayan köpeklerin çoğu tarafından sergilenir; ağlarlar, mızıldanırlar. Yeni aileler bu durumda köpekle ilgilenmez, onu ödüllendirmezlerse yalnız kalmaya adapte olurlar. Tersi söz konusu olursa ayrılık kaygısı olarak da isimlendirilen seperasyon anksiyete oluşur. Bu davranış bozukluğu aşağıdaki durumlarda da karşımıza çıkar. Yaşanılan evin değişmesi: Yeni bir eve ve adrese taşınma ayrılık kaygısı oluşturabilir. Köpeğin yaşam biçimi değişmiştir ve bazen bu değişikliği tolare edemeyebilir. Havlama Uluma Yalnızlık kaygısı çeken bir köpekte sıklıkla karşılaşacağımız yakınmaların belki de başında gelir havlama ve ulumalar. Köpek yalnız kaldığında sürekli havlar. Havlamaların köpek sadece yalnızken oluşması tanıda bize yardımcı olur. PETİNFO 2015/10 36-37 Ailenin değişmesi: Köpeğin yeni bir aileye verilmesi veya terk edilmeleri sonucu barınaktan tekrar sahiplenilmesi durumlarında sıklıkla görülür. Yapılan çalışmalar, barınaklardan alınan köpeklerde, diğer kaynaklardan gelen köpeklere oranla üç kat daha fazla bu soruna rastlandığını göstermiştir. Günlük rutinin değişmesi: Evde sahibi ile beraber kalan köpeğin sahibinin çalışmaya başlaması veya tatil nedeniyle uzun bir süre aile ile kalan köpeğin tatil sonunda gün içinde aniden 6-8 saat süreyle yalnız kalmaya başlaması. Ayrılık kaygısı tedavisindeki başarı, veteriner hekimin hastasını çok yakın takibe alınmasına bağlıdır. Aile bireylerindeki değişiklik: Aile bireylerinden birinin ölümü, bir ya da birkaçının evden ayrılması yine kaygı oluşturan durumlar arasında sıralanabilir. Ayrılık kaygısı çeken köpeklerde belirtilerler Bu belirtilerin sebep olacağı başka durumların da olabileceğini akıldan çıkarmamalıyız. Ürinasyon ve defekasyon: Bazı köpekler yalnız kaldıklarında veya sahiplerinden ayrıldıklarında içine düştükleri kaygıya bağlı olarak eliminasyon sorunları yaşarlar. Burada köpeğin tuvalet alışkanlığına sahip olup olmadığını bilmek önemlidir. Ayırıcı tanıda submisif veya heyecana bağlı ürinasyonu ekarte etmeliyiz. İşaretleme eylemi olup olmadığını, diüretik gibi ilaçların kullanılıp kullanılmadığını bilmeliyiz. Belki bir idrar analizi yapmalıyız. Kaçma- Volta Atma: Bu iki davranış da evde birileri varken oluşmaz.Eğer sahibinin yanında benzer davranışlar sergiliyorsa o zaman başka stres faktörlerini düşünmeliyiz.Köpek yalnız kaldığında evden kaçmaya çalışır veya amaçsızca gezinir volta atar bazen kendi etrafında döner. Yukarıda sıraladığımız bulgular ve köpek sahibinin anlatımları veya eve yerleştirilen kameradan alınan görüntülerle sorunun bir ayrılık kaygısı olduğu tanısı konur. İşte şimdi veteriner hekimi uzun bir tedavi süreci beklemektedir. Köpekler, sahiplerinin evden ayrılmaya ilişkin sergilediği davranışları çok iyi gözlemlerler ve konu ile ilgili bütün ipuçlarını öğrenirler. Sokak giysisi, çanta KEDİ&KÖPEK hazırlama, araba anahtarını alma, tras olma vb. davranışlar birer ipuçlarıdır sahibin sokağa çıkacağını anlatan. Köpekler bu durumda kaygılanır, titrerler, salya akışı artar veya kapının önüne giderek sahibinin yolunu kesmeye çalışırlar. Veteriner hekim, tedavide ilk olarak köpek sahibinin bu alışkanlıklarında değişiklikler oluşturmalı ve dışarı çıkmak seremoni olmaktan çıkarılmalı. Evden çıkma anı köpek içinde karşıt koşullandırma ile kaygı oluşturmayacak hale getirilmelidir. Köpeğin sahibine olan düşkünlüğü azaltılmalıdır. Bu amaçla köpeğe temel komutlar öğretilmelidir. Özellikle yat-bekle komutu çok yardımcı olacaktır. Köpeğin yalnız bırakılmadan önce iyi bir egzersiz ve oyun gibi fiziksel aktiviteye tabi tutulması gerekir. Gün içerisinde mental olarak meşgul tutacak özel oyuncaklar verilmeli, sürprizler hazırlanmalıdır. Bu amaçla özel aranje edilmiş müzikler sürekli çalınabilir. Kısaca çevresel zenginleştirme tedavide çok önemli bir yer tutar. Köpek sahibi evde iken zaman zaman onu başka bir odada tutarak yalnız kalmaya alıştırmalı. Yalnız kalabilme konusunda duyarsızlaştırma çalışmaları yapılmalıdır. Bütün bu yapılanlara ek olarak ilaç desteği alınacak ise tirisiklik antidepresanlar da kullanılabilir. Unutulmamalı ki, Kemirme, eşeleme veya Eşya parçalama Yalnızlık kaygısı taşıyan bazı köpekler, eşyaları ve/veya kapı kenarlarını kemirir. Kapının altını veya kapıya doğru giden yol üzerindeki bölgeyi eşeler. Bu esnada köpek kendisine ciddi bir şekilde zarar verebilir. Barınaklardan alınan köpeklerde, üç kat daha fazla yalnızlık kaygısı sorununa rastlanmaktadır davranış modifikasyonları yapmadan sadece ilaçla sorunlar çözülemez. Henüz harika bir ilaç bulunamadı. Cezalandırma tedavide durumu kötüleştirmekten başka bir işe yaramaz. Tedavide başarı; köpek sahibinin gerçekten çözüm için çaba harcaması, veteriner hekimin hastasını çok yakın takibe alması,ve zaman gibi faktörlere bağlıdır. Biz veteriner hekimler, yavru köpek sahiplerini en baştan “köpek refahı” hakkında iyi bilgilendirmeliyiz. Önlemek, tedavi etmekten daha kolaydır… Veteriner Hekim Dr. Gürbüz Ertürk 1988’den bu yana pet sağlığı, köpek eğitimi ve davranışları ile ilgilenen Veteriner Hekim Dr. Gürbüz Ertürk köpek eğitimi ve rehabilitasyonu konusunda Macaristan İş Köpeği Spor Kulübü, T.C. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı gibi kurumlardan aldığı diplomaları ile profesyonel olarak köpek eğitmekte ve kurslar düzenlemektedir. Gürbüz Ertürk, Çeşitli meslek örgütlerinde yöneticilik de yapan Dr. Ertürk, Türk Köpek Eğitim FCI üyesi Romanya Köpek Eğitim Kulübü’nün kurucu onursal Derneği kurucusu üyesidir. Köpek Sağlığı ve Eğitimi üzerine bir kitabı bulunmaktadır. ve başkanıdır. PETİNFO 2015/10 38-39 SÖYLEŞİ Spectrum, yüksek oranda yerli, doğal ve kaliteli hammaddeleri içermektedir. Pet beslenmesinde veteriner hekimlerin tercihi: spectrum Türkiye’de hızla gelişmekte olan pet mama pazarını yükselten Lider firması, Doç. Dr. Özcan Cengiz’in katkıları ile dünya pet sektörünün gidişatını değerlendirdi. Y Lider Petfood Bilimsel Danışmanı, Adnan Menderes Üniversitesi, Veteriner Fakültesi Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Özcan Cengiz üzyıllardır insan hayatında değişmez yeri olan kedi ve köpeklerin beslenmesine olan ilgi gerek Avrupa’da gerekse Türkiye’de giderek artmaktadır. FEDIAF (European Pet Food Industry Federation) 2012 verilerine göre Avrupa’da 72 milyon evden en az birinde pet beslenmekte, bunların %24’ünde en az bir kedi veya bir köpek bulunurken, Türkiye’de bu rakamlar %9 kedi ve %6 köpek şeklinde görülmektedir. Avrupa’daki toplam 75 milyon adet köpeğin 1.1 milyon adedi, 90 milyon kedinin ise 3 milyon adedi Türkiye’de bulunmaktadır. Avrupa ve ülkemizde giderek artan kedi-köpek popülasyonuna PETİNFO 2015/10 42-43 paralel olarak ilgili sektörlerde de rakamsal artışlar gerçekleşmiştir. Avrupa’da doğrudan ve doğrudan olmayan şekilde (veteriner hekim, pet shop, ilaç/aşı sanayii, pet mama üreticileri ve tedarikçileri, pet aksesuar sektörü, ticari fuarlar, pet basını, üreticileri, hayvan hakları organizasyonları ve taşıma şirketleri gibi) sağlanan istihdam 500.000 kişiyi bulmaktadır. Türkiye’de sınırlı sayıda (kayıtlı 7 adet) pet mama üreticisi bulunurken Avrupa’da 650 olan bu sayı toplam 8,5 milyon ton hacmindeki üretimi ile yıllık 13,8 milyar Euro ciroya sahiptir. Ayrıca sektör, evcil hayvan üretimi, köpek eğitimi, pet aksesuarları, veteriner hekim istihdamı, sigorta giderleri, ilaç tedavileri ve aşılama gibi pet sektörü ile ilgili üretim ve hizmetler için de ayrıca yıllık 11 milyar euro ciro sağlamaktadır. Sürekli gelişme içerisinde olan pet mama sektörü Avrupa’da son üç yıl içinde %2, Türkiye’de ise %12 büyüme oranına sahiptir. Ülkemizdeki diğer hayvancılık kolları ile kıyaslandığında bu rakamlar oldukça dikkat çekicidir. Kedi ve köpekler yaşamlarının farklı dönemlerine göre hazırlanmış özel diyet formülasyonlarına ihtiyaç duyar. İyi kalitede hazırlanmış ticari diyetlerle beslenen kedi ve köpeklerde beslenme hastalıkları seyrek olarak görülürken, tek bir besin maddesi esasına dayalı tek yönlü ev yapımı diyetler beslenme açısından uygun olmamakta ve çeşitli beslenme hastalıklarına davetiye çıkarmaktadır. Pet sahipleri tarafından gelişi güzel hazırlanan doğal, organik veya vejeteryan diyetler kedi ve köpeklerde malnutrisyon sendromu adını verdiğimiz sindirim sistemi rahatsızlıklarına neden olmaktadır. Ev yapımı bu tür diyetlerin lezzetlilik, sindirilebilirlik ve güvenilirlik gibi özellikleri olmadığı gibi bunların çoğu aşırı enerji, tuz, fosfor içermekte, protein, vitamin, kalsiyum ve iz elementler yönünden yetersiz/ dengesiz olmaktadır. Yüksek kaliteli ürünler, hayvan sahiplerinin yerli mama tercihine ilişkin oluşan güvenin temellerini atmaktadır. Dengeli beslenme Petlerin beslenme gereksinimlerini tam ve dengeli olarak sağlayarak, sağlıklı ve yaşam kalitesi yüksek şekilde yaşamlarını sürdürmelerine imkan veren en önemli konu beslenmedir. Buna aracılık eden unsur da ticari mamalardır. Ülkemizde kuru mama ile beslenme oranları diğer ülkelere kıyasla oldukça azdır. Türkiye’de kedi ve köpeklerin mama ile beslenme oranı %9’larda seyrederken, bu oran Avrupa ülkelerinde %60, Kanada’da %90, Amerika Birleşik Devletleri’nde ise %95 civarında gerçekleşmektedir. Türkiye’de ticari mama satın alan hayvan sahiplerinin %60’ı petlerini ithal mama ile beslerken, geriye kalan %40’lık kısım ise yerli mama tercih etmektedir. Konuya ilişkin dikkat çekici bir diğer konu ise ithal edilen kedi ve köpek mamalarının %80’inin “süper premium” özellikte olmasıdır. Türkiye’de 230 milyon TL’lik bir hacme sahip pet hayvanlarına yönelik mama, ilaç ve aksesuar pazarının 170 milyon TL’sini kuru kedi köpek maması oluştururken, pazardaki yıllık 25-30 bin ton seviyesinde gerçekleşen satışların % 68’i köpekler, % 32’si ise kediler için yapılmaktadır. TUYEM (2006) verilerinde göre yıllık 12 bin ton kedi-köpek maması ithalatı için yurtdışındaki petfood firmalarına 14 milyon dolar döviz ödendiği bildirilmektedir. Türkiye’de yerli kedi köpek maması sektörü yeni bir faaliyet alanı olup yaklaşık on yıllık bir geçmişe sahiptir. Ülkemizdeki mama SÖYLEŞİ üretimi gerek kalitatif gerekse kantitatif olarak sürekli pozitif ivme gösteren bir büyüme içindedir. Hayvancılıkla ilgili her alanda olduğu gibi bu sektörde de üretim ve pazarlamaya ilişkin bir takım sorunlar bulunmaktadır. Petfood üretiminde kaliteyi artırmak ve artırılan kalite düzeyini sürdürülebilir duruma getirmek en önemli hedeflerden biridir. Yerli firmalarımızın içinde bulunduğu şartlar ile yurtdışındaki rakiplerimizi kıyasladığımızda en önemli farkın ürün yelpazesindeki çeşitlilik ve kalite standartlarında olduğunu görmekteyiz. Sektörde yüksek oranda yaşanan dışa bağımlılık, bir yandan hayvan sahiplerini kalite ve içeriğinden tam emin olunmayan farklı ticari adlardaki yüksek fiyatlı ürünler ile karşı karşıya getirirken, bir yandan da ülkemiz öz kaynaklarının değerlendirilemeyip yerli üretimin pazardaki payını baskılamaktadır. Bu bağlamda yerli firmaların yüksek kaliteli ürünler üreterek piyasadaki var olan dışa bağımlılığı azaltıp rekabet edebilecek düzeye gelmesi son derece önemlidir. Avrupa’daki toplam 75 milyon adet köpeğin 1.1 milyon adedi Türkiye’dedir. Hızla gelişen pet sektörü Ülkemizde evcil hayvan beslenmesinde yurtdışına olan bağımlılığı azaltmak amacı ile kurulan firmalarımızdan “Lider Evcil Hayvan Beslenme Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti.” 2009 yılında faaliyete başlamış genç bir kuruluştur. Firma, Türkiye’de özellikle son yıllarda hızla gelişmekte olan pet sektörünün öncüsü olmayı kendisine hedef koymuş, bu anlamda pet sektöründeki yerli firmalarımızın önünü açacak ve gelişim hızına katkıda bulunacak önemli gelişmeler göstermiş, kısa süre içerisinde yerli üretim yapan pet mama üreticilerinin lideri konumuna yükselmiştir. Bu bilinçle petshop, pet market (internet) ve özellikle veteriner hekimlerden oluşan müşteri sayısındaki artış firmayı artan üretim talebine gereken cevabı vermek üzere daha büyük sorumlulukların içine sokmuştur. Alınan bu sorumluluğun yerine getirilebilmesi ancak yüksek kalite (ultra premium) standardında üretilecek bir mamayla ithal rakiplere karşı başarılı şekilde rekabet edilebilmesi ile gerçekleştirilmektedir. PETİNFO 2015/10 44-45 Böylelikle hem mevcut yerli hammaddelerin üründe kullanılması ve değerliliğinin arttırılması hem de pet mamasında yerli üretimimizin, ithalatının yerini ihracatına dönüştürmesi sağlanacaktır. “Ultra premium” terimi her ülke ve hatta firmanın standartlarına göre değişebilen bir ifade olup, ürünün kalite düzeyinin en üst olduğunu anlatmaktadır. Ultra premium mamaların en önemli özellikleri; yüksek hammadde kalitesi, yüksek sindirilebilir besin madde oranları, tam ve dengelenmiş bir formülasyona ilave olarak bağışıklık, sindirim, tüy-deri sağlığı ve iskelet sistemi gibi yapıların desteklenmesine sürekli gelişme içeriSinde olan evcil hayvan mama sektörü Avrupa Birliği’nde son üç yIl içinde %2, Türkiye’de ise %12 büyüme oranına sahiptir. yönelik özel katkıları içermeleridir. Kısaca ultra premium ürünler dünya standartlarındaki en kaliteli ürünlerdir. Bu mamalar petlerin tüm beslenme gereksinimlerini önerilen miktarları ile tam karşılayabilen, çevre kaynaklı hastalık ve stres gibi etkilerden petlerinizi koruyabilen özellikler sunmaktadır. Kedi ve köpek maması üretiminde kullanılan hammaddelerin büyük bir bölümü ülkemizde farklı tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin ürünü veya yan ürünü olarak bulunmaktadır. Türkiye’de Spectrum Ülkemizin sahip olduğu kaliteli ve doğal hammaddelerin (mısır, pirinç, et proteini, kuzu proteini, tavuk proteini vb.) kedi ve köpek mamalarında kullanılabilme özelliğinin arttırılması, böylece daha ekonomik olan hammadde kaynaklarının teknolojik işlemler ile katma değeri yüksek bir ürüne dönüştürülmesi Lider Petfood’un öncelikli üretim stratejisidir. Lider Petfood, SPECTRUM ile kedi ve köpeklerin gereksinim duyduğu tüm makromikro besin maddelerini karşılayıp, içerdiği bazı özel katkılar ile hedef sistemlere olumlu etki gösterebilecek ülkemizin ilk yerli yüksek kaliteli (ultra premium) kedi- köpek maması üretim sürecini başlatmıştır. Bu yüksek kaliteli üründe petlerin esansiyel olarak gereksinim duyduğu yüksek kaliteli protein kaynakları, deniz fosfolipidleri, doğal antioksidanlar, vitamin ve mineraller ile diğer yerli hammaddeler, bilimsel çalışmalardan elde edilen kanıtlar ışığında kombine edilmiştir. Bu ürünün üretiminde kullanılan teknolojik sistem (ekstrüzyon) ülkemizde çok sınırlı sayıda işletme tarafından kullanılmaktadır. Bununla birlikte elde edilen ürünün ve ham maddelerin kalite kontrolü pet sektöründe ilk olarak kullanılan cihazlar ile donatılmış laboratuvar ortamında fiziksel, kimyasal Avrupa’daki 90 milyon adet kedinin 3 milyon’u Türkiye’de bulunmaktadır. Lider Firması ve spectrum Hakkında ve mikrobiyolojik yönden test edilmektedir. Üretim teknolojisinde ve ürün kontrolünde kullanılan sözü edilen teknolojiler günümüzde gerek Avrupa’da gerekse Birleşik Devletleri’nde pet maması üretiminde kullanılan sistemlerdir. Bu üretim ile Türkiye petfood sektörüne yüksek kaliteli hammadde içeriğine sahip mama üretimi konusunda yeni bir bakış açısı getirildiği açıktır. Firmada bilgi birikiminin ve sürdürülebilirliğin sağlanması için üniversite ve yurtdışındaki bazı araştırma kuruluşlarından destek alınmakta olup elde edilen bilgilerin sentezi ile üretimde verim ve kalitenin arttırılması amaçlanmıştır. Böylelikle firmanın geleceğe yönelik büyüme ve ihracatını artırma planlamasında gereken Ar-Ge altyapısı ve Ar-Ge ekibi kurulmuştur. SPECTRUM hipotezi firmanın Ar-Ge tabanlı teknik elemanları ve akademisyenlerle yapılan görüşmeler sonucunda sektörün istek ve trendlerinin takibi ve müşteri talepleri dikkate alınarak oluşturulmuştur. Böylece bu gruplar tarafından yapılan değerlendirmeler ile projenin mantıksal çerçevesi Lider firması 2009 yılında faaliyete başlamış genç bir kuruluştur. Lider'in Türk olan kurucu grup firmaları Tavas Tarım Ltd Şti ve Sera Plastik Ltd Şti pet sektöründe ülkenin köklü geçmişine sahip saygın firmalarındandır. Tavas ve Sera, Türkiye genelinde direkt olarak veya toptancıları vasıtasıyla yaklaşık 800 yerel satış noktasına ulaşabilme kabiliyetine sahiptir ve ürün gamlarında yaklaşık olarak 2000 çeşit kaliteli pet ürünü bulunmaktadır. oluşturulmuş, firmaya önemli bir rekabet gücü ve ekonomik gelişim sağlayabilecek, piyasada tutulacak ürünler geliştirilebilmesi sağlanmıştır. Türkiye pet mama sektöründe SPECTRUM içerdiği yüksek orandaki yerli, doğal ve kaliteli hammaddeler ile petlerin beslenmesinde güvenle kullanabileceğiniz ürünlerden oluşmaktadır. SPECTRUM sözü edilen özellikleri ile ithal rakiplerine karşı rekabete ve yerli ekonomiye örnek olmaya devam edecektir. Bu hayvanlar ve şaşırtan abur cuburları hepimize örnek olsun; Ne zaman ne ile karşılaşacağımız hiçbir zaman belli olamaz. bunlar ne yedi böyle? Dergimizin 75. sayısında duyurduğumuz uluslararası röntgen yarışmasının sonuçları belli oldu. Kendi sindirim sistemlerini ve bizim hayal gücümüzü zorlayan hayvanlar, röntgenleri ile hepimizi çok şaşırttı. A merikalı bir dergi bu sene de eğlenceli bir röntgen yarışmasına jüri oldu. Dört bir taraftan gelen başvuruların değerlendirilmesinde jüri zor anlar yaşadı ama onlarca şaşırtan ve “yok artık” dedirten röntgen arasından en iyilerini seçmeyi başardılar. Siz olsanız hangisini seçerdiniz? Yarışma başvurusunu dergimizde okuyup kendi hastalarının röntgenini yarışmaya gönderen Pet Address Kliniği’ni ayrıca tebrik ederiz. Katılımcı kliniklere heyecanlı anlar yaşatan bu röntgenler ödülsüz bırakılmaz tabi… Yarışmanın birincilik ödülü 1500 Dolar, ikincilik ödülü 1000 Dolar, üçüncülük ödülü ise 500 Dolardı. Yarışmayı bu sene kaçıranlar ise hiç üzülmesin; Veteriner Hekim Ali Ergül ve ekibinin yaptığı gibi dergimizi takip etmeye devam edin; en yeni haberlerden ve yarışmalardan ilk siz haberdar olun. KEDİ&KÖPEK Mideden çıkan 26 golf topunun ve 1500 Dolar’ın mutlu sahibi Bu yarışmacı seneye bir daha kesin katılacaktır köpekler de balık tutar 10 aylık bir labrador retriever letarji ve aşırı salivasyon şikayeti ile yarışmacı veterinerin geçici konuğu oldu. Negatif çıkan parvovirus testinden sonra çekilen röntgende belli olan olta parçasını görünce veteriner hekimlerin ağzı balık gibi açık kaldı. Veteriner hekim 26 golf topu “ağız muayenesi sırasında boğazın alt kısmında bir yabancı madde fark ettim ama tam tespit edemedim. Röntgene köpeğin hala eskisi gibi olmadığını ve iştahının da azaldığını belirtti. Çekilen abdominal bakınca ise çok şaşırdım. Yem ile beraber olta iğnesini yutan bir çok kedi ve köpek ile karşılaştım, ama bu vaka gerçekten şaşırtıcıydı” dedi. Hekimler, oltayı bir forseps yardımıyla uzaklaştırmayı başardılar. Bu güzel hikaye ise hepimize ders olsun; kliniğe gelen her kusan yavruya hemen parvo teşhisi koymak yerine önce muayene edelim. röntgen herkesi çok şaşırttı; Midede en az 20 adet radiodens madde bulundu. Hemen ameliyata alınan Zeus’un midesinden 26 tane golf topu çıkartılırdı. Bu olaydan sonra köpeğin sahibi toplarına kesinlikle daha dikkatli davranacaktır. 1000 Dolar ve bir yavru köpek kazanan mutlu ikinci Zeus, birkaç gündür devam eden kusma şikayeti ile veteriner hekime götürüldü. Keyfi ve iştahı yerindeydi, abdomen palpasyonu sırasında ise herhangi bir anomaliye rastlanmadı. Muayenenin ilk gününde röntgen çekilmedi. Zeus’un sahibi, PETİNFO 2015/10 48-49 kudurmuş köpek 24 saattir kusan bu köpeğin sahipleri röntgeni görünce “Aa evet, birkaç gün önce arka kapıyı parçaladı” diye tepki verdiler. Hekimler, bağırsak perforasyonuna neden olacak olan kapı menteşesini komplikasyon yaşamadan çıkarttılar. Tek komplikasyon ameliyattan sonra yaşandı; kendine gelen yaramaz köpek anjiokatini onu bağlayan bant ile beraber çıkartıp yuttu. Kliniğin olaya tanık olan eki- bi köpeğe apomorphin vererek onu kusturmayı ve yutulan ekipmanları çıkartmayı başardı. Köpek, olayları atlattıktan sonra eve döndü. Klinikte çalışanlar ise bir sonraki senenin yarışmasına da bu köpekle beraber katılacaklarından eminler… KEDİ&KÖPEK Vet. Hek. Hakkı Seçkin Çetin, Vet. Hek. Ferdi Algur, Yönetici Vet. Hek. Ali Ergül, Veteriner Teknikeri Onur Demir yem değişikliği düğmeli şeyler Florida’da Egzotik pet klinik yöneten veteriner hekime midesi gayet dolu olan bir piton getirildi. yılan ev- Sekiz aylık Avustralyalı çoban köpeğinin röntgeninde 18 düğme ve bir kadın kemerinin parçaları tespit edildi. Hiç bir semptom den birkaç gün kaybolmuş ve eve midesinde zor sindirilebilen bir şey ile döndü. “Pitonun dünya bizi tanıdı yuttuğu şeyin kesinlikle bir rat olmayacağından emindim. Hayvan sahibi bunu nereden anladığımı sorduğu zaman, ratlar genellikle tasma giymez” dedim. Olayın ilginç tarafı ise bundan sonra gerçekleşti; Bu ilginç olayı anlatırken arkadaşının nişanlısı ağlamaya başladı. Anlattığına göre siyam kedisi de o zamanlarda kaybolmuş. Hekimin hasta kağıtları kontrol edildi ve gerçekten; iki şahis komşu çıktı. Yarışma başvurusunu dergimizde okuyup kendi hastalarının röntgenini yarışmaya gönderen İstanbul’daki Pet Address Kliniği, yarışmaya katılan ilk Türk klinik oldu. Kliniğin yönetici veteriner hekimi Ali Ergül Köpeğe yüksek fibrin içeren diyet tavsiye edildi ve sahibinden hayvanın dışkısını takip etmesi istenildi. yerim seni Dört yaşında Amerikalı bulldog’ un sürekli kusması üzerine çekilen standart röntgeninde hekimlerde şüphe uyandıracak hiç bir şey tespit edilemedi. Pes etmeyen veteri- tarafından sunulan röntgen 2 yaşında bir pitbulun vakasını tanıtmaktadır; sahibi tarafından şiddetli kusma şikayeti ile kliniğe götürülen köpeğin röntgeninde tespit edilen top, anamneze göre 3 aydır Gİ sistemdeydi. Acil ameliyat sırasında midedeki top ile birkaç tavuk parçasının çıkartılması ne yazık ki köpek için geç bir müdahaleydi. Pet Address Kliniği’ne Petinfo ailesi olarak tebrik eder ve başarılar dileriz. göstermeyen köpeğin iştahı yerindeydi ve röntgende de göründüğü gibi, düğmeler de intestinal yolun sonundaydı. değerli maymun Bu maymun balığın yuttuğu metal parçasından ziyade, onu tedavi eden veteriner hekimler takdire laiktir. Balığın yuttuğu cisim eksploratif laparotomy ve enterotomi sonucu başarılı bir şekilde uzaklaştırıldı; hasta komplikasyon göstermeden iyileşti. PETİNFO 2015/10 50-51 nerler bu sefer köpeğe baryum verip röntgen çektiler; resimde gördüğünüz oyuncak peluş ayının hatlarıydı. Ne kadar güzel belli oldu öyle değil mi? KEDİ&KÖPEK t-rex eti Her zaman meraklı olan labradoodle ırkın üyesi olan 7 aylık Olive, iştahsızlık, kusma ve sulu ishal şikayeti ile kliniğe getirildi. Çekilen röntgen yardımıyla mide girişinde radiodens bir nesne tespit edildi. Köpek hemen endoskopiye gönderildi. İnsuflasyon sonrası çekilmiş röntgen ve endoskopi sonucu yabancı nesne çıkartıldı. Hem hasta hem de T-rex iyiydi. kaşığını da yedi japon yapıştırıcıyı kim bitirdi? 21 aylık bokser kırma köpeği sahipleri iki gündür süren kusma ve anoreksi şikayeti ile kliniğe götürüldü. Anamnez veren sahipler köpeğin yanında buldukları, üzerinde çiğneme izleri bulunan bir japon yapıştırıcı hakkında da bahsettiler. Midede bulunan büyük kitle ameliyatla tek parça halinde çıkartıldı. köpeklere kemik verilmemeli Devamlı kusan, letarjili Dakhund’un trajik hikayesi hepimize iyi bir örnek olsun; Sürekli regurgitasyon yapan köpeğin kranial abdomeni sert ve ağrılıydı. Hayvanın sahipleri, regurgitasyonla çıkan kemik parçaları gör- dükten sonra röntgen çekilmesini onayladılar. Mideden değişik boydaki kemik parçaları çıkartıldı. Köpek olaylardan sonra öldü. PETİNFO 2015/10 52-53 Dört yaşında kırma köpekte ventro thorakal bölgede, sternumun kaudalinde yangılı bir şişkinlik saptandı. Şişkinlik ağrılı değildi ve topical tedavilere cevap vermedi. Hiç bir tedaviye cevap vermeyen şişkinliğin nedenini gören köpeğin sahibi ise röntgene daha önce izin vermediği için pişman olmalıydı; röntgende bir kaşı- ğın keskin hatları belli oluyordu. Kaşık, şaşırtıcı bir şekilde perforasyona neden olmayıp, etrafında bir fistül oluşmuştu. Ayakta duran köpekte lezyon palpe edilemezken, yatan köpeğin sternumuna basınç yapan kaşık, derisinde lezyona neden olmuştur. Kaşık başarılı bir şekilde uzaklaştırıldı. KEDİ&KÖPEK kokoş köpek Chihuahua köpekleri en az sahipleri kadar kokoştur. 4 yaşındaki Emili, sahibinin parfümünü yutarken de kendisini çok havalı hissetmiş olmalı. Veteriner hekimin abdominal palpasyon sırasında hissettiği büyük ve keskin kenarlı nesnenin tam olarak ne olduğu röntgende belli oldu; bir parfüm şişesi. Parfüm şişesinin abdomende serbest gezmesi ise veteriner hekimleri şaşırttı. Kolon’un birkaç bölgesinde meydana gelen adhezyonlar hariç Gİ sistemde perforasyon meydana gelmedi. Olayları ve ameliyatı hasta rahat atlattı. mide yıkaması Türkiye’de labradoodle ırkı daha üne kavuşmadı, fakat yurtdışında büyük üne sahiptir. Bu köpeklerin sahipleri – ikinci labradoodle vakamızı gösterdiğimizden, tahmin ettiğiniz üzere- bir dakika bile sıkılmazlar. Sözkonusu 2 yaşında çıtır köpek Sahibi tarafından midesi hep dolu ve gevrek hissedilen cocker köpeğinin abdomen palpasyonunda, midesi tam anlamıyla çakıllarla dolu olan bir çuvala benziyordu. Ameliyat ile midesinden tam 1 kilogram çakıl çıkartıldı. cadılar bayramı geldi Bu 5 aylık pug, Cadılar bayramı yaklaşınca oyuncak örümcek yutarak herhalde sahiplerini korkutmak istedi. Jejunum’da takılmış plastik örümceğin çifti hala midedeyken, ona bağlı olan ip parçaları jejunumu sardı. Ameliyat sırasında komplikasyon meydana gelmedi. PETİNFO 2015/10 54-55 labradoodlenin sahibi, köpeğinin bir metal sünger yutmasına şahit olduktan sonra apar topar veteriner kliniğine kaçtı. Klinikte çekilen röntgene göre ise köpeğin midesinde birden fazla sünger tespit edildi. Hekimler, köpeği kusturarak bir süngeri uzaklaştırmayı başardılar. Diğer 6 metal sünger ile bir iç çamaşırı ve bir lastik ameliyat ile çıkartıldı. KEDİ&KÖPEK heykel koleksiyoncu 8 yaşında Border collie köpeği Ace, kronik kusma ve devamlı kilo kaybı şikayeti ile röntgen cihazının altına yattı. Abdomenin röntgeninde ise birçok yabancı cisim, 3 kurbağa ve 2 ördek heykelleri tespit edildi. Gastrotomi ile uzaklaştırılmış heykeller eski sahibine kavuştu, Ace ise iyileştikten sonraki bir ay içinde 2 kilo aldı. bozuk paran var mı? saç lastiği kaosu Birkaç gün kustuktan sonra kliniğe getirilen 1 yaşındaki kedi, Yogi, sahibinin anlattığına göre tam bir saç lastiği manyağı. Tek sorun, kedi lastikleri toplamakla yetinmeyip, onları çiğnemeden yutmaktadır. Midesinden 30’a yakın saç lastiği ve ip çıkartıldıktan sonra Yogi eve gönderildi. Letarji ve günlerdir süren iştahsızlık nedeniyle kliniğe getirilen bir kedi, röntgende görüldüğü gibi, kendini bir canlı kumbaraya dönüştürdü. Evdeki bozuk paralarının sürekli kaybolmasından şikayetçi olan sahiplerine kediden çıkartılan 1 dolar ve 18 cent iade edildi. Uzun zamandır intestinal sisteminde bulunan bozuk paralar yüzünden metal toksikasyon nedeniyle olayları atlatamayan kedi maalesef kurtarılamadı. sanki biraz kilo aldı Sahibinin balıkçılık maceralarına sürekli eşlik eden 4 aylık Labrador retriever, yemek yemeyince veteriner kliniğin yoluna düştü. Anamnezi duyan kliniğin deneyimli hekimleri, hemen röntgen çekip olayın nedenini ortaya çıkarttılar; köpek midesinde bulunan 3 adet 220 gramlık balık olta kurşunları nedeniyle acil ameliyata alındı ve istenmeyen kilolarından kurtarıldı. PETİNFO 2015/10 56-57 TALAT GÜLBAY ANLATIYOR KEDİ VE KÖPEKLERDE BESLENME VE SAĞLIK DENKLEMİ Kedi ve köpeklerde gıdaya bağlı dermatolojik reaksiyonlar Gıdalara bağlı deri problemleri ve dermatolojik reaksiyonlar sık rastlanan sağlık sorunlarındandır. Çoğu kez hayvanların beslenme hataları sonucu ortaya çıkan deri sorunları her yaşta kedi ve köpekte ortaya çıkabilmektedir. Ortaya çıkan sonuçlara göre beslenme profili ile birlikte gıdaya bağlı deri reaksiyonları da kontrol altına alınmış ve önlenmiş olur. M. TALAT GÜLBAY, Veteriner Hekim K edi ve köpeklerde gıdalar sonucu akut veya kronik dermatolojik reaksiyonların ortaya çıkması bilimsel açıdan bir bağışıklık reaksiyonu olarak düşünülmektedir. Bir ya da daha fazla sayıda reaksiyona yol açabilecek alerjik gıdanın sindirilmesi sonucu ortaya çıkan olumsuz bağışıklık yanıtı deride aşırı kaşıntı ve bu kaşıntıya bağlı oluşan yara ve kızarıklıklar şeklinde gözlenmektedir. Bireysel olarak görülen ve bağışıklık sistemi ile bağlantısı olmayan gıda intoleransları ile gıdaya bağlı deri reaksiyonlarını birbirinden ayırmak oldukça zordur. Bu nedenle de genellikle ikisi bir arada gıda sonucu ortaya çıkan reaksiyonlar olarak birlikte değerlendirilirler. Gıdaya bağlı dermatolojik reaksiyonların belirtileri olarak: > Deride kaşıntı > Kusma > İshal > Yaralar > Kızarıklıklar > Aşırı gaz ve şişkinlik gibi sindirim sistemi problemleri > Yaralarda kabuklaşmalar > Deride pullaşma ve kepeklenme > Tüysüz bölgelerin oluşması > Aşırı yalama ve kaşımaya bağlı yaralar > Deride kalınlaşma ve aşırı pigmentasyona bağlı renk koyulaşması > Kurdeşen benzeri deri döküntüleri > Büyük sivilceler > İkincil olarak ortaya çıkan bakteri ve mantar enfeksiyonları ve dış kulak enfeksiyonları ile kronik yangıları sayılabilir. CHAMPION'UN DESTEKLERİYLE HAZIRLANMIŞTIR. 1969 yılında Ankara’da doğan M.Talat GÜLBAY, 1983 yılında girdiği Kuleli Askeri Lisesi’nden 1987 yılında mezun olmuş ve İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde eğitimine devam etmiştir. Lisans ve yüksek lisans eğitimlerinin sonrasında 1993 yılında Veteriner Hekim olarak mezun olmuştur. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları ana bilim dalında Doktora eğitimine başlamış ve 1995 yılında yeterlilik sınavını başarı ile tamamlayarak kedi ve köpeklerde obezite problemlerinin düzeltilmesi, kilo kontrolü ve kilo vermeye yardımcı doğal beslenme ilaveleri ve yöntemleri konusunda doktora çalışmasına başlamıştır. 1993 yılında kurduğu veteriner kliniğinde profesyonel iş yaşantısını başlatmış ve 1994 yılında kliniğin işletmesini de kapsayan Patiş Veteriner Hizmetleri Limited şirketini hayata geçirmiştir. Gülbay, 1994 yılında akademik çalışmalarını sürdürürken yerli ve yabancı birçok firmaya teknik danışmanlık yapmış ve özellikle hasta hayvanların beslenmesi konusunda hazırladığı aylık bültenler ve özel reçete diyetlerin evcil hayvan sağlığında kullanımı konusunda hem firmalara ve sektöre bilimsel desteklerde bulunmuştur. 1999 yılında ülkemizde Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği’nin kuruluşunda bulunmuş ve ilk başkanı olarak 2000 yılında WSAVA (Dünya Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği)’ya üye olunmasını sağlamıştır. Amsterdam’da gerçekleşen bu başarı ile birlikte 4 yıl süre ile WSAVA Ulusal Temsilciği ve Uluslararası Genel Kurul Üyeliği görevlerini sürdürmüştür. Bu süre zarfında birçok ulusal ve uluslararası bilimsel konferans ve seminerler düzenlemiş ve birçok konferansta katılımcı olarak yer almıştır. 2001 ve 2005 yılında dünyada en başarılı ve prestijli mesleki konferanslardan birisi olan Kuzey Amerika Veteriner Konferansı’na (The North American Veterinary Conference) Avrupa veteriner hekimlerini temsilen Özel Konuk olarak katılmıştır. Çeşitli dergi yazıları ve akademik makaleleri bulunmaktadır. Örneğin Doğan Yayın Grubu’nda Hürriyet Gazetesi “Pako’nun Sayfasında” kendisine ait köşesinde haftalık olarak evcil hayvan sahiplerine yönelik bilimsel yazılar yayınlamaya başlamıştır. National Geografic Kids Türkiye Dergisi’nin evcil hayvanlarla ilgili olarak hazırladığı ve çocukların gönderdiği evcil hayvanlarla ilgili soruların yanıtları ve merak ettikleri konulardaki yazıları ile çocukların bilgi ve birikimlerine katkıda bulunmaya başlamıştır. Türkiye’nin ilk spesifik kuru kedi ve köpek maması, Premium Champion ve Goody markalarının sahibi Tropikal Pet’in fabrikasının kuruluş aşamasında bünyesine katılmış ve tüm ürünlerin tasarım, formülasyon ve üretimlerini gerçekleştirerek ulusal pet sektörüne tamamen yerli ve yüksek kaliteli ürünlerle büyük bir başarı ile katkıda bulunmuştur. Tropikal Pet teknik danışmanlık görevini de devam ettirmektedir. KEDİ VE KÖPEKLERDE BESLENME VE SAĞLIK DENKLEMİ Kedi ve köpeklerde görülen en yaygın hastalıkların başınDa beslenmeye bağlı deri hastalıkları gelmektedir. Sebepler Gıdalara bağlı deri problemleri ve dermatolojik reaksiyonların kedi ve köpeklerde en önemli sebepleri: > Gıda ile birlikte alınan bir veya daha fazla sayıda alerjenin (glukoproteinlerin) sindirilmesi sonucu ortaya çıkan bağışıklık reaksiyonları. Bu tarz bağışıklık reaksiyonları yiyecekler bağırsakları geçerken ya da bağırsaklardan emildikten sonra ortaya çıkabileceği gibi her ikisinde aynı anda da görülebilir. > Yüksek düzeyde histamin (bağışıklık sistemi hassasiyeti oluşturduğu bilinen bir antijen) içeren veya doğrudan ya da dolaylı olarak histamin açığa çıkmasına yol açan yiyeceklerin devamlı tüketilmesi sonucu ortaya çıkan gıda intoleransları > Özellikle genç ve büyüme dönemindeki kedi ve köpeklerde bağırsak parazitleri ve bağırsak enfeksiyonlarının bağırsak mukozasında harabiyete yol açması ve emilim mekanizmasının bozulması sonucu sindirim kanalında bulunan ve gıdayla alınan alerjen maddelerin ve hassasiyet oluşturabilecek besin içeriklerinin bağırsaklardan kolayca emilmesi de son yıllarda gıdaya bağlı deri reaksiyonları için önemli bir etken olarak kabul görmektedir. Gıdalara bağlı dermatolojik reaksiyonların teşhisi iççin öncelikle veteriner hekimlerin detaylı bir fiziksel muayene ve deri incelemesi yapmaları gerekir. Ayrıca detaylı kan analizleri ve hasta sahiplerinden alınacak hastalık geçmişi ve beslenme şekli ile ilgili bilgiler ışığında yapılacak değerlendirilmeler teşhis için son derece önemlidir. Hipoalerjenik ve/veya dermatolojik reçete diyetler eşliğinde yapılacak gıda eliminasyon testleri (alerji yaptığı düşünülen gıda maddelerin tek tek kedi ve köpeğinizin beslenmesine ilave edilerek reaksiyon yapıp yapmadığının denemesi) deri reaksiyonlarına sebep olan gıdaların tespit edilmesi de önemli bir teşhis yöntemi olarak daha sonraki deri problemlerinin tekrarlamasını önlemek adına son derece önemlidir. Gıda eliminasyon testleri her bir şüphelenilen gıda maddesi için genellikle 1-2 haftalık bir süreci kapsar. Bu süreçte şüphelenilen dana eti, tavuk eti, kuzu eti, balık veya diğer et türleri, mısır, buğday, soya ve pirinç gibi tahıllar, yumurta ve reaksiyon yapma potansiyeli olan süt ürünleri denenerek test edilir. Bu testler ve muayeneler ışığında ortaya çıkan sonuçlara göre düzenlenecek beslenme profili ile birlikte gıdaya bağlı deri reaksiyonları da kontrol altına alınmış ve önlenmiş olur. Kedi ve köpek beslenmesi açısından akılda tutulması gereken en önemli konu sofra artıkları ve insan gıdalarının kedi ve köpeklerde bir çok deri reaksiyonun en önemli kaynağı olduğudur. KEDİ&KÖPEK Dünya Veteriner Hekimler Birliği (WVC) Başkanı Prof. Dr. Mvd. Rene Carlson “Bu kadar değerli insanı birarada gördükçe veteriner hekim olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum”. Geçtiğimiz ay başarı ile gerçekleştirilen 32. Dünya Veteriner Hekimliği Kongresi’nde öne çıkan konular arasında hayvan sağlığı ve refahı, halk sağlığı, gıda hijyeni ve veteriner hekimliği eğitimi vardı. Bu konu başlıkları altında birbirinden önemli isimler bir araya geldi. 32. Dünya Veteriner Hekimliği Kongre Başkanı Prof. Dr. MVD İrfan Erol “Veteriner hekimliği alanında yeni gelişimlere ışık tutacağımıza inanıyoruz.” T ürk Veteriner Hekimleri Birliği’nin ev sahipliği yaptığı, 13-17 Eylül tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda Türkiye’de ilk defa düzenlenen 32. Dünya Veteriner Hekimliği Kongresi’ne dünyanın değişik ülkelerinden çok sayıda veteriner hekim, bilim insanı, sektöre hizmet veren ulusal ve uluslararası firmalar ile OIE, WHO ve EFSA gibi uluslararası kuruşlar katılımda bulundu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın destekleri ile gerçekleşen kongrede, veteriner hekimliği alanında yeni gelişmelere ışık tutuldu ve meslektaşlar arasında bilgi alışverişi sağlandı. Türkiye sınavı başarı ile geçti Kongre Onursal Başkanı MVD Talat Gözet “Veteriner hekimlik saygın ve stratejik bir meslektir. Her geçen gün sorumluluklarımız artmaktadır, değişmektedir.” PETİNFO 2015/00 00-00 Kongrenin açılış ve kapanış konuşmalarını yapan Dünya Veteriner Hekimler Birliği (WVA) Başkanı Prof. Dr. MVD. Rene Carlson, Türkiye’nin harika kaynaklara sahip olduğunu; kongre sayesinde tanıştığı kaliteli ve ülkesinin geleceğini düşünen meslektaşları ile ülkemizin önünün her zaman açık olacağını söyledi. Yaptığı anlamlı ve duygusal kapanış konuşmasında, yetişmekte olan yeni nesil meslektaş adayları için de umutlu olduğunu belirten Rene Carlson, ev sahiplerinin misafirperverliği için defalarca teşekkür ettiğini, böylesine güzel meslektaşlar ile uluslararası veteriner camiada gelecekte daha fazla görüşmek dileğinde olduğunu belirtti. Kongre arasında bize değerli zamanını ayıran Prof. Dr. Rene Carlson ile önemli bilgilerle dolu sıcak bir sohbet gerçekleştirdik; Türkiye’nin kongreye ev sahipliği olma sürecini ve mesleki açıdan ülkemizin durumu konuştuk; Dünya Veteriner Hekimler Birliği (WVA)’nın örgüt olarak misyonlarını ve çalışmalarını Prof. Dr. Carlson’dan büyük merakla dinledik. Kongre’yi Türkiye’de düzenlemenize nasıl karar verdiniz? Aslında bu sene düzenlenmiş olan kongrenin ev sahipliğine yedi sene önce karar verildi. Başvuranların çeşitli kriterlere uymaları gerekir ve değerlendirme kadrosu ülkelerin maddi imkanlarını, altyapılarını ve kongre için belirttikleri yerleri inceler. Ben o dönemde söz hakkına sahip değildim, ama bugün burada olduğumuza göre Türkiye sınavı başarı ile geçmiş ve üyelerin çoğu oyunu İstanbul’a vermiş demektir. Bana göre bu çeşit kongreler ev sahipliği yapan ülkeler için çok büyük bir olaydır; ülkeler kendilerini, kültürlerini, hekimlerini uluslararası düzeyde tanıtma şansı bulurlar ve kongreler sayesinde yurt dışına çıkamayan vatandaşlar da yenilikleri yakından takip etme şansı bulurlar. WVA’nın tam olarak kaç üyesi var? WVA, dünyanın 6 kıtasından tam olarak 80 veteriner örgütünü ve yaklaşık 500.000 veteriner hekimi temsil etmektedir. Kesin rakamları vermek zordur; ülkelerin üyelik harcını, o ülkelerde görev alan veteriner hekimlerin sayısına göre belirlediğimiz için bazı ülkeler ne yazık ki maliyetli olmaması için sayılar hakkında dürüst olmayabilir. Elbette, veteriner hekim sayısı düşük olan bir ülkenin oy sayısı da azdır. WVA’ya üyelik koşulları nelerdir? İki çeşit üyeliğimiz mevcuttur; ilk seçeneğimizdeki üyeliğe sadece veteriner hekim dernekleri başvurabilir. Bu üyelik tam seçme ve adaylık hakkı vermenin yanı sıra üyeye WVA yönetim kurulunda söz hakkı da kazandırır. İkinci üyelik ise gözlemci üyeliktir. Bu üyeliği seçen kişiler herhangi bir hayvan sağlığı ile ilgili örgütün sesi olabilirler. Bu gruba veteriner hizmetleriyle doğrudan ilgili olmayan dernekler de dahildir. Bu üyelerimizin oy kullanma ve aday olma hakkı yoktur. Kurumumuza katılmak isteyen ülke OIE Müdür Yardımcısı Dr. Brian Adams “Bu etkinlikte, farklı alanlardan sağlık çalışanları bir araya getiren tüm canlılara teşekkür bir borç biliriz.” Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Kudbettin Arzu Topluma gösterdiği başarılı hizmetinden dolayı Dünya Veteriner Hekimliği Ödülüne Kosta Rika ülkesi laik göründü. veya örgütler öncelikli olarak internet sitemizde bulunan başvuru formunu doldurmalıdır. Bu form tarafımızdan değerlendirilir ve başvuru sahibinin üyelik için uygun olup olmadığı araştırılır. Örneğin, radikal hayvan koruma gruplarına üyelik vermemeyi tercih ediyoruz. Üyelik kabulünden sonra, ikinci adım olarak başvurunun belirttiği veteriner hekim sayısına göre bir üyelik harcı belirlenir. Başvuru formunun yanında bir motivasyon mektubu da gönderilmelidir. Yani başvuru sahibinin neden WVA’ya katılmak istediğini ve derneğimizden beklentilerinin ne olduğunu beyan etmesi gerekmektedir. Bu kadar ülke ve bu kadar üye ile nasıl iletişim halinde kalabiliyorsunuz? Evet, işimi gerçekten çok büyük ve aynı anda da çok ilginç buluyorum; dillerin ve kültürlerin beraber çalıştığı büyük bir aileyiz. Bakan olarak öğrendiğim şey; insan büyük projelerin hiç birisini tek başına başaramaz. WVA bu yüzden de organizasyonun çerçevesi altında farklı alt bilimlere ayrılır ve her alt bilimin farklı ilgi alanı vardır. Örneğin, insan ve halk sağlığı grubumuz şu an Rabies ile ilgili çalışmalar yürütmektedir. Diğer gruplarımıza örnek olarak hayvan ıslahı grubumuzu ve veteriner hekim eğitim grubumuzu verebilirim. Çalışmalarımız sonucunda, WVA olarak internet üzerinden gerçekleştirilen hayat boyu eğitim sistemi programını başlattık (www. wva.learning.education). Bu site veteriner hekimler tarafından kısa bir kayıt sonucu herhangi bir ücret vermeden ulaşılabilen, geniş bir eğitim ağıdır. Kendini geliştirmek PETİNFO 2015/00 00-00 Tuluyhan Uğurlu sahne performansı ile konukları kendisine hayran bıraktı. bahsediyoruz, ama standardın da o kadar çok çeşidi var ki, hangisini temel olarak alalım? Bu ve buna benzeyen soruları tek başımıza cevaplamamız imkansızdır. WVA bu yüzden OIE ya da EAEVE gibi farklı örgütlerle sürekli iletişim halindedir. isteyen bütün meslektaşlarıma tavsiye ederim. Sitemiz sürekli geliştirilme altındadır. Amacımız dünyanın en büyük ve en iyi veteriner eğitim sistemini oluşturmaktır. WVA olarak, veteriner hekimlerin gelişimi için planladığınız başka çalışmalar var mı? Az önce veteriner hekimlerin değerlendirilmesinden bahsettik. WVA ile başarılı bir işbirliğinde olan OIE, veteriner hekimlerin eğitimi için çeşitli yeni standart ve çalışma programı hazırladı. Bu kuruluş ile beraber uluslararası konferanslar gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Planladığımız kongrenin hem yeni nesil hem de eski nesil veteriner hekimlerin eğitimi ve ulusal veteriner hizmetleri için faydası olacağına inanıyoruz. Mesleğimizin gerçekten bilincinde olan veteriner hekimlerle birlikte, uluslararası boyutta büyümemiz ve ilişki kurmamız gerektiği konusunda hemfikiriz; bunun için ise her ülkenin kabul edebileceği uluslararası bir yönergenin hazırlanması lazım ve bazı temel terimlerin anlamını ortak bir kararla kesinleştirmeliyiz. Örneğin; “Veteriner hekimlik nedir? Gerçek bir veteriner hekimi yetiştirebilecek kapasitede olan bir eğitim kurumu nasıl olmalı? Üniversiteler hangi yöne doğru gelişmeli?” gibi sorular halen cevap beklemektedir. Bir veteriner fakültesinin temellerini belirtmeliyiz. Standart bir eğitim sisteminden PETİNFO 2015/10 68-69 Gelecek ile ilgili düşünceleriniz nedir? Veteriner birlik ve kurumların uluslararası eşitliği gelecekte söz konusu olabilir mi? Bunun için elimizden geleni yapacağız. Bizimle aynı misyonu ve vizyonu paylaşan bütün ulusal ve uluslararası örgütü desteklemeye devam edeceğiz. Örneğin EAEVE; üyeleri dünya çapında tanınmış, meslekleri için çaba harcayan veteriner hekimlerden oluşan harika bir kadrodur. Kaliteli kaynaklara sahiptir ve etkili çalışmalar yürütmektedir. Bunun yanında Çin Veteriner Hekimleri Derneği çok yeni bir organizasyondur, veteriner hekimleri uluslararası uygulama ve kalite ile daha yeni yeni tanışmaktadır ve bu kesinlikle harika bir şeydir. Gelişmekte olan ülkelere bakarsak, çoğu kendisine yetecek olan maddi kaynak sağlayamaz, kurumların eksikliğini gideremezler. Savaşta olan ülkelerin yükselebileceği seviye ise çok düşüktür. Bu araları kapatmak çok zor, ama birlikten güç doğar. Beraber Rene Carlson, Veteriner Hekim Enikö Kiraly Avcı ile gerçekleştirdiği röportajda, kaliteli bir veteriner hekim yetiştirmek için altyapıya ihtiyaç olduğunu belirtti. daha büyük hedeflere doğru ilerleyebiliriz, birbirimize yardımcı olabiliriz. Başarılı bir dünya kongresi ardından Mesleki açıdan Türkiye’yi nasıl değerlendirebilirsiniz? Türkiye hakkında fazla bilgiye sahip olduğumu söyleyemem. Türk veteriner birliklerinin üyeleri ile bu kongre kapsamında yeni yeni tanışma fırsatım oldu. Bildiğim kadarıyla Türkiye’deki veteriner hekimlerin ve özellikle de veteriner fakültelerinin sayısı bunu duyan herkesi şaşırtacak kadar yüksektir ve bu konu ulusal boyutta sürekli gündemdedir. Gerçekten, bu kadar üniversiteye sahip olan çok az ülke vardır; örneğin A.B.D.’de şu anda 28 veteriner fakültesi faaliyet göstermektedir. Kongrenin gerçekleşmesinde katkıda bulunan başta Kongre Başkanı Prof. Dr. İrfan Erol’a, Onursal Başkanlar Dr. Mehmet Alkan ve Talat Gözet’e, Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr. Ersin İstanbulluoğlu’na, bilimsel kurul üyelerine ve sponsor firmalara böylesi güzel ve başarılı bir organizasyonda gece gündüz demeyip verdikleri emekler için teşekkür ediyor, Petinfo Dergi olarak veteriner hekimlik mesleğinin ülkemizde ve dünyada daha da ileriye taşınmasına katkıda bulunmak için bu tür uluslararası organizasyonların devamını bekliyoruz. PETİNFO 2015/10 70-71 Ama bu okullar dünya standartlarının üstünde yer alan eğitim sistemine ve ekipmanlara sahiptir. Veteriner hekimlerin yetiştirilmesi, dünyanın en pahalı eğitimidir. Birinci sınıftan son sınıfa kadar gördüğünüz bütün dersleri düşünün, elinizden geçen alet ve ekipmanları gözünüzün önünden geçirin, ne demek istediğimi anlayacaksınızdır. Gerçekten kaliteli bir veteriner hekim yetiştimek için altyapıya ihtiyaç vardır. Her şeyden önce her ülke -ve buna Türkiye de dahildir- dünyanın artık büyük bir küresel topluluk haline geldiğini anlamalıdır. Birbirimizden duvarlarla ayırılmış olan farklı farklı ülkeler değiliz artık. Ülkelerimizin sahip olduğu ekonomi, hayvan sağlığı tamamen diğer ülkelere bağlıdır. Dünya çapında yayılan hastalıklar var, çiftlik hayvanlarının ülkeler arası transportu günlük bir olay, insan hareketleri ile beraber pet hayvanları da ülke değiştirmekte; bu faktörlerin farkına varıp beraber hareket etmemiz gerekir. Bu konuda OIE gerçekten takdire değer başarılar elde etmiştir. Onlar ulusal yönetimler ile beraber çalışmaktadır. Fakat WVA ise özel bir kurumdur ve ne yazık ki bu nedenle bir ülkeyi değiştirebilecek kadar söz sahibi değildir. Bizim faaliyetlerimiz özel sektöre ve özel veteriner hekimlere yöneliktir. Yönergeleri kabul eden ve standartlarını yükseltmeye çalışan kurumlara ise maddi ve manevi destek sağlarız. OIE ise, bir ülkedeki veteriner hekimlere teker teker ulaşamaz. Fakat OIE ile beraber faaliyet yürüterek her yere ulaşma ve dünyayı iyi yöne doğru değiştirme şansımız daha yüksektir. Gelişmiş ülkelerin belli bir organizasyonu vardır; hep bizi dinlerler. Senelerdir belli bir standarda göre çalışmalarını yürütmektedir Dr.Brian Evans, dergimiz ile gerçekleştirdiği söyleşide güvenlik gıda olmadan, halk sağlığını ve siyasi dengeyi sağlamamızın mümkün olmadığı vurguladı. Tamamen eradike edemeyeceğimiz için insanlara cevabım da basittir; profilaksiye büyük önem verin!” uyarısında bulundu. Türkiye’nin gerçekten harika bir ülkedir olduğunu vurgulayan Dr. Evans; ekosisteminin ve biyolojik çeşitliliğinin hala dengede olduğunu, elimizde mevcut olan bu arazileri nasıl kullanabileceğimizi araştırmamız gerektiğini belirtti. ve uluslararası iletişim kurmakta başarılıdır. Gelişmekte olan ülkeler bu uygulamaları hala öğrenme aşamasındadır. Bana göre Türkiye şu an bu iki tarafın ortasındadır; kesinlikle gelişmekte olan ülkelerin arasında sıralanamaz, ama bir Amerika da değildir. Türkiye harika kaynaklara sahiptir. Bu kongrede tanıştığım kaliteli ve ülkesinin geleceğini düşünen meslektaşlara ihtiyacımız var. Yetişmekte olan yeni nesil meslektaş adaylarımız için de umutluyum. IVSA’nın yeni Dünya Başkanı Anıl Türer ve arkadaşlarının yaptığı çalışmalar, umarım bu yıl Türk öğrencilerin uluslararası veteriner camiasında ses getirmesine yardımcı olacaktır. DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ YERİMİZ NEREDEDİR? Prof. Dr. MVD. Rene Carlson ile yaptığımız keyifli sohbet sonrasında, Dr. Carlson’un beraber faaliyet yürüterek diledikleri amaca ulaşma ve dünyayı daha iyi bir yöne doğru değiştirme şanslarının bulunduğunu düşündüğü OIE’nin Genel Müdür Yardımcısı Dr. Brian Evans ile bir röportaj gerçekleştirdik; mevzuatlardan ve dünyayı tehdit eden salgınlardan konuştuk. Avian Inflenza üzerinde duran Dr. Evans, “Avian Influenza devamlı rezervuar bulunmasından dolayı hiç bir zaman tamamen yok edilmez; göç eden kuşlar sebebiyle sürekli olacaklaradır. PETİNFO 2015/10 72-73 Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) hakkında bahseder misiniz? OIE, dünya çapında hayvan sağlığının iyileştirilmesinden ve geliştirilmesinden sorumlu hükümetler arası bir kuruluştur. Örgüt olarak birincil görevi üç aşamada incelenebilir: İlk görevi, raporlama ve bilgi paylaşımıdır. Bu bilgi paylaşımındaki amaç, küresel düzeyde yapılan raporlama çalışmaları ile raporlanan hastalıklar konusunda şeffaflık sağlamaktır. Müzakereler sonucu üye olan 180 ülkenin, epidemik salgınlara neden olabilecek hastalıkları bildirmesi zorunlu hale gelmiştir ve bu bildirimin hastalık tespitinden sonra 24 saat içinde yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu veriler, tüm ülkelere gönderilmelidir; böylece bir an önce gerekli adımları atmak mümkün kılınmalıdır. OIE’nin ikinci misyonu ise, hayvanların ve hayvansal ürünler için uluslararası standartların oluşturulmasını tesis etmektir ve bu misyon, 1995 yılında yürürlüğü giren Dünya Ticaret Örgütü (WTO) SPS Anlaşması aracılığı ile onaylanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü standartları, uluslararası sağlık kurallarınca referans olarak kabul gören Dünya Ticaret Örgütü tarafından Dr. brian Evans; Türkiye, gerçekten harika bir ülkedir. ekosistemi ve biyolojik çeşitliliği hala dengededir. Elinizde mevcut olan bu arazileri en uygun şekilde nasıl kullanabileceğinizi araştırmanız gerekir. tanınır. OIE’nin Uluslararası Bitki Koruma Sözleşmesi ( IPPC) ve Gıda Standartları Komisyonu (Codex Alimentarius Commission) ile arasında bir paralellik bulunur. OIE’nin bu alanda standart koruyucu faaliyetleri, hayvanların kesimi öncesinde olası tehlikeleri ortadan kaldırmak ya da tüketiciler için risk oluşturabilecek et, süt, yumurta gibi ürünlerin birincil proseslerine olumlu anlamda katkıda bulunmaktır. Bu örgütler, OIE’yI resmi bir kurum olarak görüp faaliyetlerini OIE ike uyumlu bir işbirliği içinde yürütmektedir . Bu anlattıklarımız OIE’nin birincil amaçlarıdır ve veteriner hizmetleri için destekleri bulunmaktadır. Veteriner hizmetleri, OIE tarafından uluslararası ilgi alanı olarak kabul etmektedir. OIE, hizmetlerini uluslararası çapta iyileştirmek amacıyla uluslararası standartlar belirler; bu hizmetler altyapı, kaynak, kapasite, organizasyon ve uzmanların rolü olarak incelenmektedir. Kısacası OIE, üyeleri için sağlam bir altyapı, yasal düzenlemeler ve iyi bir çalışma sistemi için gerekli olan bütün destekleri vermektedir. OIE’ye üye 180 ülkeden bahsettiniz. Bu büyük bir rakam ve üyeleriniz değişik kültürlere mensup ve farklı ekonomik geçmişlere sahip. Global mevzuatları uygulamak için tüm ülkeleri yönetmeyi nasıl başarıyorsunuz? Ülkelere sunduğumuz farklı programlar var. Tarafımızdan görevlendirilen 4 kişilik uzman bir heyet, ülkelerin standartları uygulama süresince yardımcı olmaktadır. Bu komisyonlar; insan tüketimi için üretilen hayvanlar, karada yaşayan hayvanlar, ilaç ve aşı üretim biyolojik standartları komisyonudur. Dördüncü komisyonumuz ise bilimsel komisyondur. Bu komisyon diğer komisyonları organize eder ve onlara maddi destek sağlar. Bu bilimsel komisyon, aynı anda başvuran ülkelerin hastalıklarını ve salgınlarını kayıt altında tutmakla yükümlüdür. PETİNFO 2015/10 74-75 Bu dört komisyon üç ana guruba ayrılmaktadır; yabani hayvanlar, hayvan ıslahı ve gıda-yem hijyeni. Komisyonlar üye ülkeler tarafından seçilir ve 3 sene boyunca görev alır. Seçilen üyeler mevcut ülkenin tanınmış araştırmacıları ve bilim adamlarıdır. Bu insanlar, ülkelerini/bölgeleri temsil etmek ve desteklemek üzere OIE Genel Müdürlüğü tarafından gruplara ayrılır. Buna ilaveten, ülkenin gelişmek için çaba gösterdiği bir konu olursa; –örnek olarak Avian Influenza ya da Rabies-bu durum, mevcut heyet tarafından OIE Genel Müdürlüğü’ne iletilir ve uzman bilirkişiler görevlendirilir. Bu bilirkişiler, dünya çapında OIE tarafından standardize edilmiş yaklaşık 300 laboratuvardan özel olarak seçilmektedir. Yanı uzmanlarımızın ülkelerin araştırmacıları ile uygun ortamda beraber çalışabilmesi için elimizden geleni yaparız. Ülkeler arasındaki İkiz Programı’mız da bunun iyi bir örneğidir. Eğitim kurumlarının ikiz programı ile, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki bilgi alışverişini sağlamayı amaçlıyoruz. Gelişmekte olan ülkelerin OIE standartlara uymaları için seviyelerinin yükselmesi gerekmektedir ve eğitim buradaki ey iyi araçtır. Günümüzde, gelişmiş ülkelerin eğitim materyalleri, eğitmen kadrosu ve eğitim yerleşkelerinin sunduğu imkanlar standartlarımızın üzerindedir. Coğrafi olarak, Kuzey yarımkürenin lehinde bir dağılım söz konudur. Ülkelerin gelişmelerine yönelik eğitim sistemleri, daha fazla ülkeye ve daha geniş kitlelere ulaşılabilecek hale getirilmelidir; böylece gelişen ülkeler de kendi sınırları içerisinde hayvan hastalıklarının kontrolünü ele alabilir; bilimsel ve ekonomik olarak gelişebilirler. İkiz programlar iki eğitim tesisinin karşılıklı anlaşmaları ile düzenlenir. Anlaşmada daha iyi seviyede olan üniversite, gelişmekte olan üniversiteyi Kongre’de, TVHB üyeleri ve farklı illerden odaların üyeleri bir araya gelme şansı yakaladı. desteklenmekte; gelişmekte olan üniversite ise diğer eğitim kurulumun yardımı ile uluslararası akreditasyon sisteme uyumlu olarak gelişimini sürdürmektedir. Akreditasyondan sonrası ise, bu eğitim kurumuna süreç için teknik destek verilmeli ve eğitim kadrosu ile rehberlik hizmetleri sağlamalıdır. Laboratuvarlar için düzenlediğimiz ikiz programlara Hindistan güzel bir örnektir. Hindistan’daki araştırmacılar uluslararası referansa sahip diğer laboratuvarlar tarafından teknik destek ve eğitim almaktadır ve sürekli denetim altındadırlar. Bu sürecin sonucunda ülkedeki laboratuvarlar ve çalışanlar uluslararası çapta akredite olma şansını kazanabilecekler. İkiz programlar aynı anda uluslararası araştırmalara da imkan vermektedir. Araştırmalardan, dünya çapında bütün ülkeler yararlanabilecek; bu yolla daha güçlü bir bilimsel ağ oluşturmaya başaracağımıza inanıyoruz. OIE’nin diğer hizmetleri arasında “Veteriner Hizmet Performanslarının Değerlendirilme Paketi“ mevcuttur ve diğer hizmetlerimizle beraber internet sitemizde ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. Bu paket yardımıyla ülkelerin veteriner hizmetlerini değerlendirip, hastalıkların kontrolünde daha etkin olmalarını sağlamayı amaçlıyoruz. Özel eğitim almış denetim elemanlarımız, 47 kritik noktada bulunan veteriner hizmetlerini 5 ana grup altında incelemektedir. Denetçiler, çalışmalarını üst düzey devlet kurumları ile beraber yürütmektedir ve değerlendirmeler sonrası hazırladıkları raporları başbakana, çeşitli bakanlıklara ve kabinelere iletip onlara ayrıntılı rapor vermektedir. Yayınlanmış raporlar uluslararası şirketler, dünya bankaları ve çeşitli bağış kurumları tarafından değerlendirildikten sonra, bu kurumlar ülke ile çeşitli anlaşmalar yapabilir ve veteriner hekimliğin gelişimine katkıda bulunabilirler. Değerlendirme raporunu takiben PVS Gap Analiz olarak adlandırdığımız bir süreç başlamaktadır. Bu 5 yıl süren süreç içerisinde ülkede mevcut olan veteriner hizmet standartları, OIE tarafından kabul edilen uluslararası veteriner hizmet standartlarına ulaştırılmaya çalışılır. PVS Gap Toplam 1100 ziyaretçi (%55 yabancı) kongrenin 140 sözlü sunumuna katılma ve 353 poster inceleme fırsatı buldu. Bunların yanı sıra kongrede 2 zirve, 8 keynote konuşmacı ve 1 uydu sempozyumu da gerçekleşti. PETİNFO 2015/10 76-77 Analiz raporu bir yıllık bütçe raporu ve bir olağanüstü bütçe raporu içermektedir; sonuç olarak veteriner hizmetlerini değerlendirirken beş yıllık bir bütçe raporu çıkartılır. Sürecin sonunda ülkeyi ziyaret eden uzman heyet, yine ülkenin durumunu değerlendirmeye başlar ve döngü yeniden başlar. Böylece ülkeler gelişme süreçlerini rahatlıkla yakından takip edebilir. Türkiye bu sistemi benimseyebilir mi? Ülkemiz OIE tarafından sunulan gereklilikleri karşılayabilir mi? Açıkçası, Türkiye yüksek sayıda eğitim kurumuna sahip olan bir ülkedir; aslında Avrupa topluluğunun bir üyesi olarak da değerlendirir ve veteriner hekimlerinin Avrupa Birliği içinde hareket etmesine imkan sağlamak isterse, elbette gereken lisanslar için çeşitli mevzuatlara uymak zorunda kalacaktır. Bizim açımızdan ise Türkiye, kurumumuzun son derece değerli bir üyesidir. Türkiye’nin davranışı Standart bir eğitim sisteminden bahsediyoruz, ama standartların o kadar çok çeşidi var ki, hangisini temel olarak alalım? Bu ve buna benzeyen soruları tek başımıza cevaplamamız imkansızdır. etrafındaki ülkeleri de etkilemektedir; bu şekilde bizim çalışmalarımız ve etkimiz, dolaylı olarak da olsa çevre ülkelere erişmektedir. Türkiye hastalıkları büyük sorumluluk ile kayıt altında tutmaktadır. Bu sorumluluk duygusu, bölgesel ticaret ve ekonomi açısından da çok önemlidir ve komşu ülkelerin ekonomisine de etkisi vardır. Türkiye, az önce açıkladığım PVS programımızın bir üyesidir. Yanı bu programların yardımıyla Türkiye, dünya ekonomisindeki ve hayvan sağlığındaki konumunu daha net bir pozisyona getirilebilecektir. OIE’nin uzun süredir üyesi olan bu ülkeye çalışmaları ve çabaları için her zaman saygı ile bakılır. Ülkeler arası bu uzun süreli iyi ilişkinin sonucu ne olacak? Her iki taraf için de faydalı sonuçların çıkacağından eminim. Türkiye’deki veteriner hizmetlerinin iyileştirilmesi halen devam etmektedir ve bu gelişimin birçok alanda etkisi vardır. OIE olarak yapacağımız şey, Türkiye ile yapılan ticari anlaşmalara destek vermek ve güvenilir uluslararası alışverişlerin gerçekleşmesi için referans olmaktır. Günümüzde uluslararası boyutta artan hayvan hastalıkları ve zoonoz salgınlar ciddiye alınmalıdır; örneğin Suudi Arabistan’da solunum ile bulaşan Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) birkaç sene içerisinde hızla yayıldı ve şuan Türkiye’nin davranışı etrafındaki ülkeleri de etkilemektedir; Türkiye hastalıkları büyük sorumluluk ile kayıt altında tutmaktadır. Bu sorumluluk duygusu, bölgesel ticaret ve ekonomi açısından da çok önemlidir. insanların göcü ile Kore’ye kadar yayılmıştır. Ebola da buna çok iyi bir örnektir. Aslında baktığımız zaman, ticaret, turizm ve küreselleşme sonucunda, dünya gerçekten çok kompleks bir hal almıştır. Bu güçlü ağın sonucunda ise hastalıklar da hızla yayılmaktadır. Antimikrobial direnç gibi handikaplara baktığımız zaman beşeri hekimlerin ve veteriner hekimlerinin beraber çalışmasının ne kadar büyük önem taşıdığını görebiliriz. Dünya çapında hala çalışabilen antibiyotiklerin, sağlıklı hayvanların ve güvenilir gıdanın yanı sıra hayvan ıslahının da var olduğundan emin olmalıyız.Anlatmak istediğim, Türkiye gerçekten harika bir ülkedir; ekosistemi ve biyolojik çeşitliliği hala dengededir. İşimizin diğer önemli tarafı, elimizde mevcut olan bu arazileri nasıl kullanabileceğimizin araştırılmasıdır. Bir bölgedeki ağaçları kestiğiniz zaman o bölgede yaşayan yabani hayvanların yaşam alanını da yok etmiş olursunuz. Bu durum yabani hayvanların ve evcil hayvanların yaşam alanını karıştıracaktır ve yaşam alanları ile beraber hastalıklar da yayılım gösterecektir. Rusya ve Doğu Avrupa’da hızla yayılan Afrika Domuz Ateşi de aynı sebeplerden dolayı meydana geldi; ormanlık alanlar harap edildikten sonra yabanı domuzların yaşam alanı kısıtlandı ve göç yollarını değiştirmek zorunda kaldılar. Göç yollarının değişimi ile birlikte, önemli hastalıkların da PETİNFO 2015/10 78-79 bildiğimiz çıkış noktaları değişmiş oldu ve ülkelerin çoğu bu duruma hazırlıksız yakalandıklarından dolay yeterli tedbiri alamadılar. Aslında bu yaşanan durumda da, uluslararası bir bilgi ağının oluşturulmasının önemini görmüş olduk. Bu şekilde dünyada olan bitenler hakkında hemen haberdar olabiliriz ve gereken önlemleri alabileceğiz. Uluslararası boyutta söz hakkına sahip olarak ise olası sonuçları tartışma şansı yakalamış oluyoruz. Türkiye ve dünyadaki diğer bütün ülkeler böyle bir sistemden faydalanabilir, hekimlerin iyi eğitim gördüğünden ve uluslararası boyutta söz hakkına sahip olduklarından emin olabilir; aynı zamanda güçleriyle hem hayvan-gıda sağlığını, hem hayvan refahını, hem de insanları koruyabilirler. Böyle bir durum, sadece Türkiye’nin faydalarına bakılarak yorumlanmamalı; çünkü küresel anlamda güvenli gıda son derece önemlidir. Güvenli gıda olmadan insanlığın sağlığı ve siyasi dengesi de yok olur. Başarı ile gerçekleştirilen bir dünya kongresinin ardından düzenlenen görkemli gala gecesinde, emeği geçen isimlere plaketleri takdim edildi.
Benzer belgeler
Untitled - Petinfo Dergi
giderek artmaktadır.
Türkiye’de hızla
gelişmekte olan
pet mama pazarını
yükselten Lider
firması, Doç. Dr.
Özcan Cengiz’in
katkıları ile dünya pet
sektörünün gidişatını
değerlendirdi.
Nisan-2015 - Petinfo Dergi
kedi ve köpeklerin
beslenmesine olan
ilgi gerek Avrupa’da
gerekse Türkiye’de
giderek artmaktadır.
Türkiye’de hızla
gelişmekte olan
pet mama pazarını
yükselten Lider
firması, Doç. Dr.
Özcan Cengiz’i...
engelli - Petinfo Dergi
Mesleğimizi barış ve beraberlik içinde
sürdürmemiz dileğiyle
Saygılarımla
Veteriner Hekim Gizem Kutun
Temmuz-2014 - Petinfo Dergi
GRAFİK TASARIM
EMEL VURAL
[email protected]
DANIŞMA KURULU
PROF. DR. AHMET ERGÜN
PROF. DR. NİLÜFER AYTUĞ
PROF. DR. TAMER DODURKA
Yrd. Doç. Dr. Özlem Şengöz Şirin
Dr. Banu Dokuzeylül
VET. HEKİM...
Haziran-2014 - Petinfo Dergi
Yrd. Doç. Dr. Özlem Şengöz Şirin
Dr. Banu Dokuzeylül
VET. HEKİM RAHŞAN EROL