MASSdergi SAYI 1 - ODTÜ Havacılık ve Uzay Topluluğu
Transkript
MASSdergi SAYI 1 - ODTÜ Havacılık ve Uzay Topluluğu
23,12,2006 Cilt 1, Sayı 1 mass metu aerospace society dergi o d t ü h a v a c ı l ı k b i l i m l e r i t o p l u l u ğ u a y l ı k d e r g i s i d i r HAVACILIK BĐLĐMLERĐ TOPLULUĞU BU SAYIDA: T ÜRK H AVACI LIK S ANAYĐ ( T AI ) 2 T ASARLA Y AP U ÇUR 3 T AI T ÜRKĐYE’ NĐN U Ç AK/ U YDU… 4 A LĐ Đ SMET Ö ZTÜRK S ÖYLEŞĐSĐNDEN. .. 5 E UROFIGHTER’ DAN T ÜRKĐYE A TAĞI 7 T AYYARECĐ V ECĐHĐ 8 YENĐLER & E SKĐLER 10 ODTU Havacılık Bilimleri Topluluğu, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümü başkanlığının onayı ile kurulmuş bir topluluk olup havacılık alanında amatör de olsa faaliyet göstermektedir. Türkiye ve Dünya’daki havacılığı tanıtmak, Türk havacılığına katkıda bulunmaya çalışmak, havacılığın bilimsel ve endüstriyel uğraş alanlarını üyelerine tanıtmak topluluğun amaçlarını oluşturmaktadır. Topluluğumuz, havacılık alanında konusunun uzmanı kişilerle seminer, söyleşi ve toplantı gibi etkinliklerle üyelerinin havacılık ufkunu genişletmektedir. Yakın zamanda da Türkiye’nin ilk akrobasi pilotu olan Ali Đsmet Öztürk ile söyleşi düzenlenip katılanların hoş vakit geçirmesi sağlanmıştır. Türkiye’deki havacılık kurum ve kuruluşları ile de etkileşim ve iletişim halinde olup havacılık faaliyetlerinde yer almaktayız. Geçtiğimiz Haziran ayında Air Show 2006’da stand açarak kendimizi Havacılık Sektörüne tanıtma şansı elde etmiştik. . Topluluğumuz, Havacılık ile ilgili organizasyonlarda da faaliyet göstermek- tedir. Bunlardan en önemlisi dünyanın en ünlü kâğıt uçak yarışmalarından biri olan Red Bull Uluslararası Kâğıt Uçak Yarışması’nın 2006 yılındaki elemeleridir. Ankara elemeleri topluluğumuzun desteği ile ODTÜ’de düzenlenmiş olup kazananlar, Avusturya’daki finallere katılma hakkına erişti. ODTÜ Havacılık ve Uzay Topluluğu modelcilik ve maket çalışmalarını kendi imkânları dâhilinde devam ettirmektedir. Model ve maketçilik çok geniş bir alanı kapsayıp sadece kendi alanı ile ilgili uçak, helikopter, roket ve planör gibi hava araçları ile ilgilenmekteyiz. Adı geçen araçların statik, serbest uçuş, tel kontrollü ve radyo kontrollü türleri de asıl faaliyet alanını kapsamaktadır. Modelcilik ve maket çalışmalarına katılanların üye profili ise bu alana meraklı ve gönüllü ODTÜ öğrenci, mensup ve akademisyenleri ile aramıza katılmak isteyen misafir üyelerdir. Böylelikle, model-maket hava araçlarına ilgili insanları bir araya getirmek, bu insanlar arasındaki bilgi ve becerinin paylaşılmasını sağlamak, model ve maketçilik hakkında temel bilgiler edin- dirmek, çeşitli kurslar, seminer ve organizasyonlarla üyelerimizi modelciliğe özendirmek ve bu sayede bir grup olarak topluluk bilinci oluşturmaktayız. ODTU Havacılık Bilimleri Topluluğu, EUROAVIA (European Association of Aerospace Students) üyesidir. EUROAVIA 1959 yılında Hollanda’nın Delft şehrinde Avrupa’daki Havacılık ve Uzay Mühendisliği öğrencilerini bir araya getirmek amacı kurulmuştur. 2002 yılında EUROAVIA’ya başvurarak Ekim ayında EUROAVIA-Ankara ODTU Havacılık Bilimlerine bağlı olarak kurulmuştur. Topluluğumuz Avrupa’nın çeşitli kentlerinde her yıl 2 kez EUROAVIA tarafından düzenlenen kongrelere katılmaktadır ve ülkemizi çok başarılı temsil etmektedir. En sonuncusu Milano’da düzenlenen EMEAC 2006, 14 farklı üniversiteden 40 öğrencinin katılımı ile gerçekleşmiştir. EMEAC 2007 ise Mart ayında Ankara’da ODTÜ Havacılık Bilimleri Topluluğu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirilecektir. Arzu Kayır Sayfa 2 mass Mert Atasoy TÜRK HAVACILIK SANAYĐ(TAI ) T Uçuşa hazır durumda bekleyen Turna (TAI) görüldüğü gibi mancınıkla atılmakta. Radyo kontrollü araç uçak savar eğitimi gibi askeri amaçlara Hizmet etmekte. 1999 yılında sona eren FF-16 projesi yurtiçi ve yurtdışında, havacılık sektöründe TAI’nin adının duyulmasını sağlamıştır. AI (TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ): 15 Mayıs 1984 tarihinde Türk Ticaret Kanunu ve Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu uyarınca kurulmuştur. Bu nedenle ortakları Lockheed Martin of Turkey, Inc. (%42) ve General Electric International, Inc. (%7) iken 12 Ocak 2005’ den itibaren %98 TUSAŞ’ a ait olacak şekilde yabancı hisseleri satın alınmıştır.28 Nisan 2005 de ise diğer tüm TUSAŞ kuruluşları TAI çatısı altında toplanmıştır. Şirketin AkıncıAnkara'da bulunan yüksek teknoloji ürünü makine ve teçhizatla donatılmış olan modern uçak üretim tesisi, parça imalatından uçak montajı, uçuş testleri ve teslimine kadar son derece geniş üretim kabiliyetlerine sahiptir. TAI kalite sistemi dünyaca kabul görmüş NATO AQAP–110, ISO–9001, MIL-Q9858A ve BOEING D6–82479 BQMS standartlarını karşılamaktadır. TAI’nin mevcut deneyimi F–16 Savaşan Şahinler, CN– 235 Hafif Nakliye Uçakları, SF–260 Eğitim Uçakları, COUGAR AS–532 Helikopterleri’nin ortak üretiminin yanı sıra kendi tasarımı olan Đnsansız Hava Aracı, Hedef Uçağı ve Zirai Đlaçlama Uçağı (ZĐU) gibi ürün geliştirme programlarını kapsamaktadır. Şirket ayrıca Silahlı Kuvvetleri Taarruz Helikopteri ve Türk Đnsansız Hava Aracı üretim programlarında ana yüklenicidir. TAI’nin ana faaliyet alanları arasında modernizasyon, modifikasyon ve sistem entegras- yonu programları ile satış sonrası hizmetler de bulunmaktadır. Sanırım çalışmalarının arasında en dikkat çekici olan tabiî ki başarılı F16 projeleridir. Bugün kadar üretilen 278 F–16 uçağından 29 adedi “SIFIR HATALI”, 3 adedi ise “MÜKEMMEL” uçak olma özelliğine sahiptir. Dünyada üretilen 3900’ü aşkın F–16 uçağından sadece 9’unun “MÜKEMMEL UÇAK” olduğu göz önünde bulundurulduğunda TAI’nin mükemmeli yakalamadaki başarısı ve üretim kalitesi yadsınamaz. (Sıfır Hatalı Uçak: Uçağın tesliminde Türk Hava Kuvvetleri tarafından yapılan kabul kontrollerinde hiç hata bulunmayan uçaktır.) Özetle TAI “Türkiye’de ne var ki” diyenlere ilk cevaptır. Cilt 1, Sayı 1 TASARLA YAP UÇUR Sayfa 3 Tuğçe Karabacak “ Tasarla/ Yap/ kuralları ve görev tanımı uluslar arası havacılık alaUçur” (Design/ Build/ değiştirilen yarışmada, nında temsil etmeye çalışFly, DBF), dünyada başı katılımcıların önceki sene- maktadır. çeken havacılık kurumlalerde geliştirilmiş teknolo- Đlk kez 1999–2000 dönerından biri olan Amerikan jileri kullanmalarına ise minde DBF ile tanışan izin verilmektedir. Yapıla- ODTÜ Havacılık ve Uzay Havacılık ve Uzay Ensticak her uçak; insansız hatüsü’nün (American Mühendisliği bölümü, bu va aracı konseptine dayalı, yarışmaya iki takım Institute of Aeronautics elektrik motorlu, uzaktan and Astronautics, AIAA) (Team METU ETĐ ve radyo kontrollü; ama döbu sene on birincisini düTeam METU HEZARFEN) ner kanatlı olmayan bir zenlediği, üniversiteler göndermeyi ve her iki platform olacaktır ve yaarası bir yarışmadır. takım da birer özel ödülle AIAA’in uygulamalı aero- rışmaya katılan her takım geri dönmeyi başarmışlarbelirtilen uçuş misyonları- dır. DBF 1999/00’de Türdinamik, uçak tasarımı, nı tamamlamak zorundatasarım mühendisliği, kiye’yi temsil eden tek uçuş testi teknik takım olmaları da Yazılı Rapor Skoru× Toplam UçuşSkoru bölümleri ile Skor = bu ödülleri daha AgırlıklıUçak Maliyeti AIAA Vakfı taraanlamlı kılmıştır. dır. Yarışma esnasında fından düzenlenen ve DBF 00/01’de MIT ve görev içi modifikasyona Cessna uçak firması taraGeorgia Institute of izin verilmezken, zamanfından desteklenen yarışTechnology gibi üniversilama faktörü değerlendirma; havacılık ve uzay, teleri geride bırakarak 37 me esnasında çok büyük elektrik-elektronik ve maüniversite arasında 12. önem arz etmektedir. Dekine mühendisliği öğrenolmayı başaran bölümüğerlendirmeye etki eden cilerine yönelik olup, onmüz takımı Team bir başka önemli faktör de lara gerçek bir uçak tasaAnatolian Craft, Türkiye’yarışma tarihinden belli rım tecrübesini yaşatarak deki eğitim seviyesinin, bir süre önce hazırlanıp eğitimleri boyunca kazaninsan kaynağı kalitesinin kurula sunulan yazılı radıkları analiz ve sentez ve tasarım zekasının batıyeteneklerini sınama şansı pordur, ki her takımın daki örneklerinden aşağı sunduğu rapordan aldığı vermektedir. kalır hiç bir yanı olmadığıpuan yarışma günü açıkBu yarışma, katılımcılara; nı tüm havacılık camiasılanır ve katılımcı her takıinsansız, elektrik motoru na göstermiştir. mın toplam skoru ile çalışan, uzaktan radyo 2001–2002 dönemi DBF formülü ile hesaplanır. kontrollü olarak uçurulan yarışmasında Team Rüzve uçuş sırasında önceden AIAA’in havacılık sektögar Sultan adıyla yarışan belirlenen görev tanımını ründeki yeri ve DBF’ in bölümümüz takımı, yarışgerçekleştirilecek en uyöğrencilere hem teknik mayı geçmiş senelerdeki gun bir hava aracının tasa- anlamda kattıkları hem de kadar başarılı tamamlayarımını, ardından üretimini iş başvurularında iyi bir mamış olsa da, bu kez ve son olarak da uçuşunu referans oluşu göz önüne alkışları hak eden Türk gerçekleştirerek mühenalındığında, DBF uluslar havacılığı olmuştur; zira dislik eğitimlerini deneme arası alanda büyük önemi üç ayrı havacılık kuruluşu fırsatını sunmaktadır. Heolan bir yarışmadır. OD(ODTÜ Havacılık ve Uzay def; performansı yüksek TÜ Havacılık ve Uzay Müh., ĐTÜ Uzay-Uçak bir araç tasarlarken, uçuş Mühendisliği bölümü de Fak., Hava Harp Okulu) performansı ile pratik ve 1999 yılından bu yana bu DBF 01/02’de Türkiye karşılanabilir üretim geyarışmaya katılarak, hem adına yarışmıştır. reksinimleri arasında bir kendini bu alanda geliştir- Ertesi sene Türk havacılığı denge kurdurabilmektir. meye hem de ĐTÜ Uzayyine 3 ayrı takımla DBF Uçak Fakültesi ve Hava Yenilikçiliği teşvik etmek 02/03’e iştirak etmiş ve ve tasarım rekabetini canlı Harp Okulu gibi kuruluş(Devamı 6. sayfada) larla birlikte ülkemizi tutmak amacıyla her sene AIAA’in havacılık sektöründeki yeri ve DBF’ in öğrencilere hem teknik anlamda kattıkları hem de iş başvurularında iyi bir referans oluşu göz önüne alındığında, DBF uluslar arası alanda büyük önemi olan bir yarışmadır. DBF, katılımcılara; insansız, elektrik motoru ile çalışan, uzaktan radyo kontrollü olarak uçurulan ve uçuş sırasında önceden belirlenen görev tanımını gerçekleştirilecek en uygun bir hava aracının tasarımını, ardından üretimini ve son olarak da uçuşunu gerçekleştirerek mühendislik eğitimlerini deneme fırsatını sunmaktadır. Sayfa 4 mass Ahmet Kılıçaslan T A I T Ü R K Đ Y E ’ NĐ N U Ç A K / U Y D U M O N T A J ENTEGRASYON VE T EST M ERKEZĐ O LUYOR T Uydu Ulusal Sanayi modeli ile yatırım tekrarı engellenerek, ulusal sanayimizde havacılık ve savunma alanında mevcut imkân ve kabiliyetlerin bir araya getirilmesi ve sanayimizin uydu teknolojilerine yönelik alt yapısının oluşturulması hedeflenmektedir. USAŞ Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş.’nin (TAI) tesislerinde 19 Ekim 2006 tarihinde düzenlenen tören ile “Uçak/Uydu Montaj ve Entegrasyon” tesisinin temeli atıldı. Törende Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar ile sivil ve askeri üst düzey yetkililer hazır bulundu. Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) tarafından “Uydu Ulusal Sanayi Modeli” doğrultusunda, 22 Haziran 2005 tarihinde gerçekleştirilen Savunma Sanayi Đcra Komitesi’nde alınan kararla birlikte, milli havacılık ve uzay sanayi şirketi TAI, Türkiye’de yürütülecek tüm uydu projeleri için ana yüklenici olarak belirlendi. Başta yerli ana iş ortağı TAI’nin entegrasyon aşamasına doğrudan katılımı olmak üze- re, yerli savunma sanayi firmaları ile araştırma merkezlerinin projenin tüm safhalarına aktif katılımı sağlanması planlanmaktadır. Proje kapsamında TAI’ de Türkiye’nin “Uçak/ Uydu Montaj Entegrasyon ve Test Tesisi” kurulacaktır. Bundan sonra da Türkiye’de yürütülecek tüm uydu projelerinde bu tesisin ve GÖKTÜRK–1 Projesi kapsamında kazanılan alt yapının kullanılması planlanmaktadır. Ayrıca, Türkiye’de uydu teknolojilerine yönelik tasarım ve mühendislik kabiliyetinin geliştirilmesi amacıyla Milli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından, TÜBĐTAK’ın desteği ile Görüntüleme Amaçlı Bilimsel Araştırma ve Teknoloji Uydusu Geliştirme Projesi “GÖKTÜRK–2” başlatılmıştır. MSB Ar-Ge ve Teknoloji Dairesi tarafından yürütülen Proje kapsamında TAI ve TÜBĐTAK UZAY Đş Ortaklığı ana yüklenici olarak belirlenmiş ve MSB ile Đş Ortaklığı arasında 27 Eylül 2006 tarihinde bir protokol imzalanmıştır. Kasım 2006’da yürürlüğe girmesi beklenen proje kapsamında GÖKTÜRK–2 uydusunun montaj, entegrasyon ve testlerinin TAI’ de yapılması planlanmaktadır. Bugün TAI’ de temeli atılan tüm hava ve uzay platformlarının montaj ve entegrasyon işlemleri için planlanan, 14.254 m2 zemin alanına sahip. “Uçak/Uydu Montaj ve Entegrasyon Tesisi” ile ülkemizin uydu konusundaki temel eksikliklerinden biri giderilmiş olacak. TAI’ deki ulusal uydu tesisi bundan böyle gerçekleşecek tüm sivil ve askeri, ulusal ve uluslararası uydu programlarına hizmet edebilecek. G ÖKTÜRK PROJESĐ N EDĐR G öktürk projesi, Türkiye’nin önemli savunma sanayi projelerinden biri olarak biliniyor. Dünyanın her noktasından görüntü alma kabiliyeti olacak Göktürk Uydusu'nun özellikle Kafkaslar, Balkanlar ve Ortadoğu bölgesinden kaydedeceği verilerin, askeri birimlere önemli avantaj sağla- ması bekleniyor. Günde iki kez bir bölgenin resmini çekecek olan uydu, o bölgedeki hareketliliği takip etme imkânı sağlayacak. Yüksek çözünürlüklü resimler gönderecek olan uydunun, yerli ve yabancı sanayi işbirliği içinde üretilmesi ve geliştirilmesi öngörülüyor. Bu nedenle TAI; TÜBĐTAK ve ASELSAN gibi kuruluşlar, projede rol alacak. 600– 650 kilometre yükseklikte yörüngeye yerleştirilmesi planlanan uydunun 4–6 yıl arasında ömre sahip olması planlanıyor. Tahmini bedeli 200 milyon dolar civarında olması beklenen Göktürk ihalesinde yerli firmaların yanı sıra, ABD, Đsrail, Fransa gibi dünyanın önde gelen uydu üreticilerinin de yarışması bekleniyor. Cilt 1, Sayı 1 Sayfa 5 A LĐ Đ SMET Ö ZTÜRK S ÖYLEŞĐSĐNDEN A KLIMIZDA K ALANLAR T ürkiye’de sivil akrobasi denince akıllara gelen ilk, hatta bazıları için tek isimdir Ali Đsmet Öztürk. Yaklaşık 24 senedir gökyüzünde uçan, yurt içi ve dışında sayısız ‘airshow’a katılmış gittiği her yerde insanları kendine hayran bırakan bu başarılı pilot, Türkiye’de sivil alanda ilk kez 2003’te Đstanbul Hezarfen Havaalanında düzenlenen ‘airshow’da küçük bir gösteri yapmış, ayrıca organizasyonun koordinatörlüğünü üstlenmişti. Türkiye’de insanların akrobasi pilotluğuyla askeri alanda tanışması 1914’lere dayanırken sivil anlamda akrobasi uçuşlarına hala yabancı olmamız oldukça üzücü bir durum. Bugün Avrupa’da her yıl yüzlerce airshow düzenlenirken ülkemizde bu sayı onlarla kıyaslanamayacak kadar az durumda. Ancak son dönemde bu sayı giderek artmaya başladı bu gelişmede en önemli rol şüphesiz ki Ali Đsmet Öztürk’e ait. Ali Đsmet Öztürk ilk akrobasi deneyimini 1988 de yaşar, üstelik hiç bilgisi de yoktur. Hocasının kendisine haber vermeden yaptığı manevralarla oldukça korkar. Ancak bu korku onun daha sonraları çok başarılı bir akrobasi pi- lotu olmasının önünde engel değil, onu daha da ilerilere taşıyan bir güç olacaktır. Öztürk’e göre bir insan ne kadar korkuyorsa o kadar cesurdur. Öztürk: “Eğer tehlikeli bir iş icra ederken korkmuyorsanız bu aptallıktır ve ölürsünüz. Korku insanı disipline eder, tedbir almasını sağlar. Bir insan ben çok cesurum diyorsa, o aynı oranda korkmalıdır. Bu, sizi kontrol altına alan bir korku değil, sizin kontrol altına aldığınız bir korkudur. Korku yoksa cesaret de olmaz zaten’’diyerek açıklıyor bu konudaki düşüncelerini. Ne hocasıyla yaptığı uçuşun dördüncü saatinde geçirdiği kaza, ne de 1990 yılında 1 sene yatalak kalmasıyla sonuçlanacak kaza onu uçma sevdasından vazgeçirebilir. 2000 yılında dünyanın en iyi akrobasi pilotlarından biri olan Amerikalı Ralph Riddel ile anlaşır ve ondan eğitim almaya başlar. Dersler ilerledikçe akrobasi pilotluğunu daha da sevecektir. 2005 yılında Đngiltere Kraliyet ailesinin düzenlediği ve yaklaşık 1 milyon kişinin izlediği RIAT (Royal International Air Tattoo) isimli ‘airshow’da en iyi akrobasi pilotu seçilir. Ali Đsmet Öztürk geçti- Yasemin Zeytinoğlu Ali Đsmet Öztürk ve uçağı Purple Violet ğimiz günlerde ODTÜ’deydi ve bizler onunla söyleşi yapma imkânı bulduk. Bizlere, yurtdışında kendisine gösterilen ilgiden, yapılan işe nasıl saygı duyulduğundan bahsetti, kendisiyle aynı durumun neden ülkemizde de yaşanmadığını konuştuk. Evet, Türkiye kesinlikle yapılan emeğe hak edilen değerin verildiği bir ülke değil. Ancak durum böyle diye hiçbir şey yapmadan durmak, havacılığın durmadan gerileyişine göz yummak da bizleri diğerleriyle aynı kefeye koyar. Zaten Öztürk’ün gözlerinde gördüğümüz ve kendisinin de sürekli dile getirdiği şey de buydu: Türkiye’de havacılık alanındaki bu kötü gidişe seyirci kalmamak. O, bu durumu değiştireceklerin bizler olduğumuza inanıyordu ve haklıydı. “Eğer tehlikeli bir iş icra ederken korkmuyorsanız bu aptallıktır ve ölürsünüz. Korku insanı disipline eder, tedbir almasını sağlar...Bu, sizi kontrol altına alan bir korku değil, sizin kontrol altına aldığınız bir korkudur. Korku yoksa cesaret de olmaz zaten’ Sayfa 6 “İstikbal göklerdedir; çünkü göklerini koruyamayan uluslar yarınlarından asla emin olamazlar.” M. KEMAL ATATÜRK mass Söyleşi sırasında kendisinden 500 kg'lık sevimli uçağı ‘Purple Violet’ hakkında bazı bilgiler de aldık. Ekiplerine kattıkları tır sayesinde uçaklarının ülkeler arası ulaşımının çok daha rahat ve güvenli olacağından bahsetti. ‘Purple Violet’ dünyanın en gelişmiş akrobasi uçaklarından biri. Tamamen bu iş için geliştirilmiş, Pitts tabanlı ancak ondan çok daha üstün özellikli bu uçak, 400 beygir gücünde 400 km/sa hızında. Bu söyleşiyle tekrar fark ettik ki Ali Đsmet Öztürk havacılığa büyük bir tutkuyla bağlanmış biri. Yaptığı işte hep diğerlerinden bir adım önde olmak için çabalıyor ve bunun için büyük bir sabır ve bitmeyen bir azimle durmadan çalışıyor. Tüm bunların olağan bir sonucu olarak da başarı- (3. sayfanın devamı) Team Anatolian Craft 38 takım arasında ilk 10’a girerek çıtayı bir kademe daha yükseltmiştir. Team Anatolian Craft, 2003–2004 dönemi DBF yarışmasında bazı talihsizlikler sebebiyle zor anlar yaşamış olsa da, DBF 04/05’te bunu çok güzel bir şekilde telafi ederek 44 takım arasında 11. sırayı almıştır. 2005–2006 döneminde önceki senelere göre daha dan başarıya koşuyor. Bütün uğraş ve gayretlerine karşılık kendisinin tek isteği şey birazcık hak ettiği yerde olabilmek. Yurt dışında insanları büyüleyen gösterilerinden sonra kendisini tebrik etmeye gelenlerin uçuş tulumundaki Türk bayraklarını tanımaması ve kendisini Slovenyalı zannetmeleri ise, ülkesinde bulunması gereken yerden ne kadar uzakta olduğunu gösteriyor bize, O’na, tüm Türkiye’ye. Ali Đsmet Öztürk’ün çok başarılı bir pilot olma- sıyla birlikte oldukça eğlenceli bir insan olduğunu da görmemize olanak sağlayan söyleşi bitmesi gereken süreyi geçirerek sona eriyor. Nasıl geçtiğini anlamadığımız kısacık birkaç saatten geriye ise, Öztürk gibi insanların çoğalmasıyla, havacılıkta çok hızlı bir şekilde ilerleyebileceğimiz düşüncesi ve havacılık üzerine yapılmış hoş bir sohbet kalıyor. Teşekkürler Ali ismet Öztürk… havacılık adına bugüne kadar yaptıkların ve ilerde yapacağın her şey için… farklı bir teknolojiyle çalışan bölümümüz takımı Team Anatolian Craft, ODTÜ Havacılık ve Uzay Mühendisliği binası yanında kullanıma açılan kompozit atölyesinde kompozit malzemeler ile bir uçak üreterek ODTÜ’nün DBF tarihinde bir ilke imza atmıştır; çünkü önceki yıllarda bu kadar gelişmiş bir teknoloji ile yarışmaya katılım sağlanamamıştır. 2006–2007 dönemi DBF yarışması için hazırlıkları- nı emin adımlarla sürdüren bölümümüz DBF takımı, çıtayı daha da yükseltmek ve Türk havacılığını uluslar arası alanda en iyi şekilde temsil etmek amacındadır. Cilt 1, Sayı 1 Sayfa 7 E UROFIGHTER’ DAN T ÜRKĐYE A TAĞI S avunma sanayi harcamalarında en pahalı sistemlerin üretildiği havacılık alanında son on beş yılda maliyetlerde ciddi düşüş gerçekleşmesi, bugün dünyanın en hızlı savaş uçaklarının üretimi için gökyüzünde tam bir savaş yaşanmasına yol açıyor. ABD ve Đngiltere’nin başı çektiği müşterek taarruz uçağı F–35 Joint Strike Fighter (JSF) için hâlihazırda 9 ülke işbirliği yapmakta. Türkiye, Đngiltere, Hollanda, Đtalya, Kanada, Danimarka ve Norveç’in ardından 11 Haziran 2002’de üçüncü aşamada JSF projesine dâhil oldu. Türkiye JSF’nin motor ve bazı bölümlerinin tasarımında yer alıyor. TEI ve TAI gibi devlet kuruluşları ile Kale Grup ve Alp Havacılık özel sektör temsilcileri projede çeşitli noktalarda görev ve üretim sorumluluğu alıyor. Ancak araştırma geliştirme faaliyetleri ayağında Amerika ve Đngiltere’nin ağırlığı var. Proje kapsamında sadece bu iki ülkeye 2600’den fazla uçak üretilmesi hedefleniyor. Projeye sistem geliştirme (SDD) aşamasında dâhil olan Türkiye, dünyanın en büyük askerî projesi olarak gösterilen 200 milyar dolarlık uçak projesindeki aktörlerden biri. Avrupalı hava savunma uçağı Typhoon'un üreticisi Eurofighter Konsorsiyumu, Türkiye'ye, uçak üretimini ortaklaşa gerçekleştirme yönünde endüstriyel katılım teklif etti. Eurofighter Konsorsiyumu'ndan yapılan açıklamada, Savunma Sanayi Müsteşarlığına yapılan teklifle konsorsiyumun hava savunma uçaklarını satmanın ötesinde "Türkiye'yi Avrupalı üreticilerin kulübüne üye yapmayı ve Avrupa ile gelecekte gerçekleştirilebilecek diğer işbirliği programlarına dâhil etmeyi amaçladığı" bildirildi. 1990'lı yılların başından beri yürütülen projenin toplam maliyeti 20 milyar avro ve bu proje çerçevesinde yaklaşık 600 adet uçağın satılması planlanıyor. Đtalya, Almanya, Đngiltere ve Đspanya'nın eşit ortaklığından oluşan Eurofighter Konsorsiyumunun Türkiye'ye programa ortak olması durumunda, 120 uçak için 9 milyar dolar, 80 uçak için 6 milyar dolar ve 40 uçak için 3,2 milyar dolarlık katılım payları teklif ettiği belirtildi. Yeni nesil savaş uçaklarının Asya ve özellikle Müslüman ülkelere pazarlanması konusunda Türkiye’ye önemli rol biçildiğine dikkat çekiliyor. Pakistan, Mısır, Suudi Arabistan gibi Müslüman ülkelerin Türkiye ile olan teması Avrupalı yatırımcıların da işine yarayacak. Türkiye’nin projeye girmesiyle kazanılacak pazarı da hesapladıklarını belirterek rakamın 800’ü aşacağı tahmin ediliyor. Đkinci parti siparişlerin alınmasıyla 400’den fazla uçağın üretimi için gerekli onayı alan Eurofighter, şu anda en yüksek sipariş alan savaş uçağı olarak gözüküyor. Tayfun projesinin yanında JSF’ de de proje ortağı olan Aeronautica’nın Türkiye’de savunma sanayi ve hava kuvvetleri nezdinde yoğun kulis yapması bir soruyu akla getiriyor. Acaba Avrupa ülkeleri zaten ABD ile ortak oldukları JSF’den çekilmeyi ya da ağırlıklarını kendi projelerine mi kaydırmayı düşünüyor? Alenia Aeronautica’nın CEO’su Giovanni Bertolone’ye göre bu sorunun cevabı olumsuz. JSF’nin bir avcı uçağı olduğuna ve farklı özellikler barındırdığına işaret eden CEO, performans kadar maliyetlerinin düşüklüğü ve millî sanayileri hareketlendirme vizyonu nedeniyle Eurofighter’ın çok daha avantajlı olduğunu söylemekle yetiniyor. Son dönemde JSF uçağı üretiminde Amerika’nın diğer 9 ortak ülke ile teknoloji transferi ve knowhow paylaşımı konusunda anlaşamaması belki de Avrupa ülkelerinin bu son atağının altında yatan nedenlerden sadece biri. JSF’de Amerika’nın kilit yazılım kodlarını paylaşmamasının en çok Đngiltere ve Avrupa ülkelerini rahatsız ettiği belirtiliyor. Ahmet Kılıçaslan Sayfa 8 mass Tuğçe Karabacak T AYYARECĐ VECĐHĐ HÜRKUŞ BÖLÜM:1 V ecihi Hürkuş, 6 Ocak 1896 (1311) tarihinde Đstanbul Arnavutköy’de doğmuştur. Üç yaşında iken babasını kaybetmiş; bunun üzerine geniş bir ailenin içinde amcalar, halalar, enişteler, yengeler, ağabeyler ve ablalar ile birlikte büyümüştür. Đlk ve orta öğreniminin ardından, sanata olan ilgisi sebebiyle Tophane Sanat Okulu’na geçmiş ve bu mektebi bitirmiştir. 1912’de Balkan Harbi’ne eniştesi Kurmay Albay Kemal Bey’in yanında gönüllü olarak katılmış; Edirne’ye giren kuvvetler içinde yer almıştır. Balkan Harbi sonunda Đstanbul Ordu Kumandanlığı tarafından Beykoz Serviburun’daki esir kampına kumandan tayin edilmiştir. Tayyareci olmayı istemiş, yaşı küçük olduğu için makinist mektebine kabul edilmiştir. Makinist olarak Birinci Dünya Savaşı’na girerek Bağdat cephesine uçak makinisti olarak gönderilmiştir. Orada bir uçak kazasında yaralanarak Đstanbul’a dönmüş ve Yeşilköy’deki Tayyare Mektebi’ne girerek tayyareci olmuştur. 1917 sonbaharında Kafkas cephesine, 7. Tayyare Bölüğü’ne atanmıştır. Orada bir uçak düşüre- rek uçak düşüren ilk tayyarecilerimizden biri olmuştur. Bir hava savaşında yaralanarak düşünce Ruslara esir olmuş, Hazar Denizi’ndeki Nargin Adası’nda hapis yatmış; Azeri Türklerinin yardımı ile esaretten kurtulmuştur. Đstanbul’a döndüğünde savaşın son zamanlarıdır. Başkent Đstanbul Hava Müdafaa Bölüğü’ne tayin edilmiştir. Đstanbul işgal edilince, esaretten dönen askerlerin arasında, gizlice Harem’den kalkan bir gemiyle Mudanya’ya, Bursa’ya ve Eskişehir’e giderek Kurtuluş Savaşı’na katılmıştır. Kurtuluş Savaşı’nın ilk uçuşunu yapan, Đzmir hava alanını işgal eden tayyareci olmuş; üç defa takdirname alarak kırmızı şeritli Đstiklal Madalyası kazanmıştır. Savaş sonrası Đzmir’de Seydiköy’de açılan tayyare okulunda yeni tayyarecileri eğitmeye başlamış; tam o sırada 1923 yılı başlarında Đzmit Mıntıkası Tayyare Bölüğü’ne atanmıştır. Üç ay sonra Đzmir’de Binbaşı Fazıl’ın eğitim uçuşu sırasında düşüp ölmesiyle yeniden Đzmir’e çağrılmış; kara ve deniz okulunda öğretmenliğinden başka fen işleri ile de uğraşmıştır. Savaşta çekilen yoklukların giderilmesi amacıyla Vecihi Hürkuş “havacılığı millileştirme” düşünceleri başlamıştır. Edirne’ye yanlışlıkla inen bir yolcu tayyaresini almaya memur edilmiş ve hizmet karşılığı bu uçağa adının verilmesi, 1919’dan beri uçak projeleri yapan Hürkuş’ ta uçak inşa etmek düşüncesini yeniden canlandırmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu’da bırakılmış Yunan uçaklarının motorlarından yararlanarak projesini hazırlayıp ilk uçağı Vecihi K VI’ yı imal etmiştir. Uçağı için uçuş izni istemiş ancak teknik heyetin içerisinde uçağı uçuracak ve kontrol edecek personel bulunmadığından gecikmeler yaşanmıştır. Sonunda teknik heyetten birinin "Uçağına güveniyorsan atla, uç!” sözü üzerine Hürkuş, 28 Ocak 1925’de uçağı Vecihi K VI ile ilk uçuşunu yapmıştır. Fakat bu kez de izin almadan uçtuğu için cezalandırılınca, istifasını vererek Hava Cilt 1, Sayı 1 Sayfa 9 Kuvvetleri’nden ayrılıp Ankara’ya gitmiş ve kurulmakta olan Türk Tayyare Cemiyeti’nde (T.T.C.) Fen şubesini organize etmekle görevlendirilmiştir. Mustafa Kemal’in “Đstikbal göklerdedir” sözü ışığında havacı bir kuşak yetiştirmek için kurulan Türk Tayyare Cemiyeti’nin amacı, halkın bağışları ile yaşayan bir kuruluş olmak, bir havacılık okulu açmak ve milli bir hava sanayi kurulmasını sağlamak idi. Bu amaç doğrultusunda bir tüzük hazırlanarak T.T.C. için bağışlar toplanmış, ilk bağışta bulunan yer olan Ceyhan ilçesinin adı T.T.C.’nin aldığı ilk uçağa verilmiştir. Bu arada Hürkuş, Avrupa havacılığının tetkiki için bir heyetle birlikte Avrupa’ya ziyaretlerde bulunmaktadır ve bu ziyaretlerin yapıldığı Alman ve Fransız fabrikaları Türkiye’de ano- nim şirket halinde tayyare fabrikası kurmak fikrinde birleşmişlerdir. Heyet bu fikirlerle Türkiye’ye dönerken, Tayyare Cemiyeti idare kurulu istifa etmiş, cemiyetin tasarı ve projeleri suya düşmüş, elindeki tayyare, vasıta ve elemanları hava kuvvetlerine verilerek havacılıkla ilgisi kesilmiş bulunmaktaydı. Hürkuş’ un da tekrar hava kuvvetlerinde görev alması istenince Hürkuş ret cevabı vermiş ve Milli Savunma Bakanlığı’nın Kayseri’de Tayyare Otomobil ve Motor Türk Anonim Şirketi (TOMTAŞ) adında bir fabrika kurma çalışmalarında yer alarak Almanya’ya gitmiştir. Orada Ju A-20 tayyarelerinde bazı noksanlıklar bulmuş, onların düzeltilmesi ile Ju A-35‘ lerin yapımını da üstlenmiştir. Hürkuş yurda döndükten sonra, Tomtaş, em- rinde biri 14 kişilik 3 motorlu Ju-23, diğeri altı kişilik tek motorlu Ju F-13 yolcu uçaklarıyla Ankara - Kayseri arasında ulaşım uçuşları yapmıştır (1927). Hürkuş’ un bu uçuşlarının, yurdumuzda ilk hava yolları uçuşları olduğu düşünülebilir. Hürkuş, TOMTAŞ’a, Ju A-35’in kanatlarına benzin depoları ilavesi ile havada kalma süresini uzatarak Ankara – Tahran uçuşunu direkt yaparak, Đran devletine uçağı göstermek ve hükümetimizin rızasıyla devletimizin ihtiyacından fazlasının yabancı devletlere de satılabilmesi fikrini açmıştır. Fakat o sırada henüz Tomtaş fabrikası teşekkül etmemiş ve Ju A-35 tayyaresi de TOMTAŞ’a devredilmemiş olduğundan bu ileri görüşlü modifikasyon ve ihracat fikri reddedilmiştir Birinci Dünya Harbi'nde, Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda, Đlk Türk Uçağı'nın yapımında, Türk Tayyare Cemiyeti'nde, Vecihi Fiham Tayyare Fabrikası’nda, Vecihi Sivil Tayyare Mektebi’nde, Hürkuş Havayollarında, Kanatlılar Cemiyeti'nde, Maden Tetkik Arama Enstitüsü'nde Askeri, sivil, ticari, sportif havacılıkta, Türk uçak üretiminde Vecihi Hürkuş Türk havacılık tarihinin en büyük insanlarından biri olan Vecihi Hürkuş; gerek teknoloji, gelişim ve havacılık adına yaptığı, yapmaya çalıştığı çalışmaları gerekse de çalışmaları boyunca karşılaştığı engeller karşısındaki azmiyle hepimize örnek olası bir insandır... o d t ü h a v a c ı l ı k b i l i m l e r i t o p l u l u ğ u a y l ı k d e r g i s i d i r Havacılara ve Havacılıkla Đlgilenenlere; Merhaba, Havacılık Bilimleri Kulübü (METU Aerospace Society) olarak topluluğumuzda bir ilke imza atıyoruz. Evet, artık hepimizin bir dergisi var. Fikirlerimizi, bilgilerimizi, araştırmalarımızı paylaşacağımız yeni bir platforma kavuşuyoruz bu sayede. Bu ilk sayıyla bunu başarabileceğimizi gördükten sonra yeni sayılar için azami ölçüde gayret ortaya koyacağımıza emin olun. Umarım sonuçlarından hep memnun kalırsınız. Arkadaşlara ve hocalarımıza işlerinde kolaylıklar dileriz. Direktör; Arzu Kayır Editör; Ahmet Kılıçaslan Yayın Kurulu; Arzu Kayır Ahmet Kılıçaslan Cem Pekardan Uğur Ersöz Talha Mutlu Tuğçe Karabacak Yasemin Zeytinoğlu Arzu Kayır Đletişim; [email protected] Havacılık Bilimleri Topluluğu YENĐLER & ESKĐLER JUNKERS F-13 6 Kişilik, THY’nin ilk filosundaki uçaklardan biri. Dünyanın ilk her parçası metalden yapılmış uçağı. Đlk uçuşunu Lufthansa Havayolları ile yaptı. Motor (Engine): 1 adet BMW-IV; 250 hp (184 kW) itki sağlıyor); 1 adet Junkers L–5; 310 hp (228 kW) AIRBUS A340-300 A340 ailesinin en küçük fakat en uzun menzile sahip üyesi. Okyanus aşırı uçuşlar için ideal. Burunei Sultanının ve VIP servislerinin kullandığı uçaklardan birisi.. Güney Afrika havayolları 6 uçağıyla bu uçağı en çok kullanan havayolları arasında. Üretimden kaldırılmıştır. Motor: 4 tane CFM International CFM56-5C3 144.57kN; 4 tane CFM International CFM56-5C4 151.25kN Performans: Max Hız (Max Cruise Speed): Mach 0.86 (917 km/h, 570 mph) Seyir Yüksekliği (Cruising Altitude): 11887 m (38966ft) Azami Menzil (Maximum Range): 14,800 km (9,196 mi) Boş Ağırlık (Empty Weight): 129,000 kg Max. Kalkış (Maximum Take off Weight): 257000 kg Boyutları: Kanat Açıklığı (Wing span): 60 m(197 ft) Uzunluk (Length): 63.60 m (208 ft) Yerden Yükseklik (Height): 16.85 m(55 ft) Yakıt Kapasitesi (Fuel Capacity): 140,640 L (37,153 Gal) Yolcu Kapasitesi (Passenger Capacity): 295 Performans: Max. Hız (Max Cruise Speed): 115 mph (185 km/h) Seyir Yüksekliği (Cruising Altitude): 5000 m (16,404 ft) Azami Menzil (Maximum Range): 980 km (609 mi) Ağırlık: Boş (Empty Weight): 1225 kg Max Kalkış (Maximum Take Off Weight): 2000 kg Boyutları: Kanat Açıklığı (Wing Span): 18 m(58 ft) Uzunluk (Length): 9.60 m (31 ft) Yerden Yükseklik (Height): 4.10 m (13 ft) Kanat Alanı (Wing Area): 43 m² (463 sq ft) Yolcu Kapasitesi (Passenger Capacity): 6 Silahlar(Weapons): Yok
Benzer belgeler
Türkİye`de, Endüstrİnİn Gelİşİmİnde İz Bırakanlar Selâhattİn Reşİt Alan
araç uçak savar eğitimi gibi
askeri amaçlara Hizmet etmekte.