as PDF - İstoç Ticaret Merkezi
Transkript
as PDF - İstoç Ticaret Merkezi
İSTOÇHayat İSTOÇ TİCARET MERKEZİ’NİN ÜCRETSİZ YAYIN ORGANIDIR. NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 SAYI:31 TÜRKİYE AB’NİN BİR PARÇASIDIR DOĞANIN GİZEMİ DALYAN, DEMRE, SAKLIKENT… DEVLER KAPIŞTI, SPORTMENLİK KAZANDI YAZ GELDİ BAHÇELER ŞENLENDİ İSTOÇ 2011 YILI OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI YENİ YÜZÜ VE İÇERİĞİYLE İSTOC.COM.TR BAŞYAZI Değerli İSTOÇ Ailesi, B u genel kurulda alınan önemli kararlar neticesinde bize verdiğiniz yetkilerle, kooperatifimizin birçok kamu kurumundaki çözüm bekleyen konuları sonuçlandırılarak, ferdileşme konusundaki çalışmalarımızın önü açılacak ve ferdileşmeyi tamamlamamıza imkan sağlanacaktır. Bizlere vermiş olduğunuz yetkiler ile eskiden olduğu gibi bugün de İSTOÇ menfaatlerini en üstte tutarak hareket edeceğimizden, İSTOÇ için en kârlı ve hayırlı olanı yapacağımızdan şüpheniz olmasın. Bizler sizlerin de desteği ile İSTOÇ’u daha da iyi noktalara taşıyacağımızı biliyor ve bu azimle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Toplantımıza katılarak kooperatifimizin meselelerine göstermiş olduğunuz ilgiye, bizlere gösterdiğiniz destek ve güvene, alınan önemli kararlardaki hassasiyetinize, Yönetim Kurulu adına teşekkür ederim. Nahit Kemalbay İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı Değerli arkadaşlarım, bu vesileyle yaklaşan ramazan ayının ve neticesinde mübarek Ramazan Bayramı’nın sizler ve tüm İslam alemi için hayırlı olmasını diler, sağlık, bereket ve mutluluk getirmesi dileği ile saygı ve sevgilerimi sunarım. NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 1 İÇİNDEKİLER 4 14 16 18 22 26 30 32 Haberler Ekonomi Söyleşisi Prof. Dr. Emre Alkin ile Türkiye ekonomisi üzerine konuştuk Gayrimenkul Fevzi Kostak’ın kaleminden gayrimenkul sektörü Sektör İncelemesi Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Ramazan Davulcuoğlu ile bahçe mobilyaları sektörünü konuştuk. Üyelerimizi Tanıyal›m Gezi Doğanın gizemi Dalyan, Demre, Saklıkent… Hobi Suda yaratılan mucize Ünlü Söyleşisi Hüseyin Turan: “Türkü dışında elimizde samimi bir şey kalmadı” 34 Lüks 36 Teknoloji 38 42 44 Spor Devler kapıştı, sportmenlik kazandı Kültür Sanat Sağlık Kulak, Burun, Boğaz, Baş, Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. İsmail Koçak: “Alerji, savunma mekanizmasıdır” 47 Fuar Takvimi 48 Bulmaca 2 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 18 30 İÇİNDEKİLER İSTOÇHAYAT İSTOÇ TİCARET MERKEZİ YAYIN ORGANI NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 SAYI:31 İmtiyaz Sahibi İSTOÇ Ticaret Merkezi Adına Nahit Kemalbay Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cumhur Savaşkan 14 32 Yayın Kurulu Mehmet Duyulmuş Salih Türkay M. Mustafa Gönül Mehmet Özcan Necati Yaşar 34 Adres İSTOÇ Ticaret Merkezi 34217 Bağcılar / İstanbul Tel: (0212) 659 45 00 www.istoc.com.tr [email protected] Reklam için 0212 659 45 00 (4 Hat) İSTOÇ Hayat Dergisi 3 ayda bir yayımlanan bedelsiz süreli yayın organıdır. Yayına Hazırlık Genel Yönetmen Gürhan Demirbaş Görsel Yönetmen Yavuz Karakaş Editör Selda Yeşiltaş Grafik&Tasarım Tijen Kızıler Düzeltmen Editör Ersel Ergüz Fotoğraf Editörü Murat Güney Fotoğraflar Damla Salor, Nihat Malçuk 26 İletişim Yazı işleri: (0216) 681 18 73 Pazarlama: (0216) 681 18 78 [email protected] Baskı Dünya Yayıncılık AŞ Globus Dünya Basınevi 100.Yıl Mahallesi 34440 Bağcılar /İstanbul Tel: 0212 629 08 08 NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 3 KISA HABERLER İSTOÇ 2011 Yılı Olağan Genel Kurulu yapıldı İSTOÇ 2011 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı, 9 Haziran Cumartesi günü geniş bir katılımla Holiday Inn Hotel Mahmutbey’de yapıldı. İSTOÇ 2011 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı, 9 Haziran Cumartesi günü Holiday Inn Hotel Mahmutbey’de yapıldı. İSTOÇ üyelerinin yoğun katılımda bulunduğu toplantıda İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kemalbay, Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı ve di- 4 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 ğer yönetim kurulu üyeleri birer konuşma yaptı. Zaman zaman tansiyonun yükseldiği toplantıda ortak yollar bulunarak kararlar oylandı. İSTOÇ üyelerinin büyük çoğunluğunun desteğini alan maddelerin oylanmasının ardından Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı’nın yaptığı konuşma sonrası dilek ve temenni faslıyla toplantı sona erdi. İSTOÇ 2011 Yılı Olağan Genel Kurulu’nda alınan kararlar şöyle: 2011 Yılı Yönetim Kurulu Çalışma raporu, Denetim Kurulu raporu, Bilanço, Gelir – Gider hesapları görüşülerek müzakere edilmiş, Yö- KISA HABERLER İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kemalbay netim Kurulu çalışma raporu, Denetim Kurulu raporu, Bilanço, Gelir – Gider hesapları oy çokluğu ile kabul edilerek Yönetim Kurulu iki ret oyuna karşılık, Denetim Kurulu bir ret oyuna karşılık oy çokluğu ile ibra edilmişlerdir. 2012 yılı çalışma programı ve tahmini bütçe okunarak müzakere edildi, ortakların genel giderlere katılım paylarının ( Aidat ) artırılmadan eski rakamlarla ödenmesine oy çokluğu ile karar verildi, gecikmeli katılım giderleri (Aidat) , Emlak vergisi ve tüm ortak ödemelerde uygulanacak vade farkının eskisi gibi aylık yüzde 2 olarak uygulanmasına, ayrıca ödemelerinde ortalama vade alınarak tahsilat yapılmasına da oy çokluğuyla karar verildi. 2012 yılı tahmini bütçesi tüm kalemleri ile birlikte 86.065.000 Türk Lirası olarak oy birliği ile kabul edildi. Yönetim kuruluna bütçede fa- Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı sıllar arası aktarma yapma yetkisi oy birliği ile kabul edildi. Ortakların iş yeri tapularının şerhsiz olarak verilebilmesi için tezyid-i bedel konusu ile ilgili olarak TOKİ ile uzlaşma şartlarının görüşülmesi ve karara bağlanması müzakere edildi. TOKİ ile kooperatifin karşılıklı devam eden tezyid-i bedel davalarının sulhen sonuçlandırılarak tapular üzerindeki TOKİ şerhlerinin kaldırılarak ferdileşmeye geçilme aşamasına gelindiğinde tapuların şerhsiz olarak verilmesinin temini için bu hususta sulh şartlarını görüşerek yürüterek sonuçlandırmaya, kooperatifin maliki olduğu İstanbul ili Bağcılar ilçesi 2142 Ada 2 parsel üzerindeki TOKİ lehine 15 milyon Türk Lirasına kadar teminat ipoteği vermeye ve İSTOÇ’a rücu ettirilen davaların toplam bedelinin yüzde 50’si (3.000.000 TL’ye kadar) TOKİ’ye ödenecektir. Henüz vatandaş ile (arsa sahibi) TOKİ arasında devam eden davalarda TOKİ’nin davayı kaybetmesi halinde ödenecek bedelin yüzde 50’sinin ödeneceği 1 milyon Türk Lirası limitli banka hesabının açılması, tapudaki tüm işlemleri takip ve sonuçlandırmaya bu konudaki tüm sözleşmeleri imzalamaya, yapılacak işlem ve taahhütleri takip ve neticelendirmeye, gerekli vekâletnameleri düzenlemeye, resmi kurum ve kuruluşlar ile belediye, tapu sicil müdürlüklerinde tüm iş ve işlemleri yapmaya takibe ve neticelendirmeye yönetim kurulunun tam yetkili kılınmasına üç ret oyuna karşılık oy çokluğu ile karar verildi. 2134 Ada 1 parsel İSTOÇ Saray’ın kiralanması ve gerektiğinde tapuya kiralama şerhi verilmesi konuları müzakere edildi. Kooperatifin maliki olduğu 2134 Ada 1 parselde kayıtlı İSNİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 5 KISA HABERLER İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Öner Yüksel TOÇ Saray (AVM – OTEL) kiralama ve işletme anlaşmalarının yapılmasına, bu antlaşmaların tapuya şerh konulması hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesine, bu yetki doğrultusun- 6 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Duyulmuş da tapu sicil müdürlüklerinde tüm iş ve işlemleri yapmaya takibe ve neticelendirmeye yönetim kurulunun tam yetkili kılınmasına 10 ret oyuna karşılık oy çokluğu ile karar verildi. TEİAŞ’ın ticaret merkezinde bulunan 15-17 numaralı direkler arası yüksek gerilim hatlarının yer altına alınması ve site üzerindeki yüksek gerilim hatlarının kaldırılması hususunda KISA HABERLER İSTOÇ Genel Müdürü Necati Yaşar İSTOÇ Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Uzun çalışma yapılması, bu hususta yapılacak tüm sözleşme şartlarının görüşülerek imza altına alınmasına ve işin yaptırılmasına, tüm iş ve işlemleri yapmaya, takibe ve neticelendirilmesi hususunda yönetim kuruluna oy birliği ile yetki verilmiştir. Kooperatif ticaret merkezine bağlantısı yapılan metro hattı için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na, yüksek gerilim hatlarının yer altına alınması işlemleri için TEİAŞ’a veya gerektiğinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarına, taahhüt ve / veya teminat verilmesi hususlarında yönetim kuruluna oy birliği ile yetki verilmiştir. Tapu verilmesi (Kooperatifin ve ortakların ferdileştirilmesi) konusunda yönetim kuruluna oy birliği ile yetki verildi. Mülkiyeti kooperatife ait olan 2134 Ada 1 parseldeki (Metro istasyon alanı) ,2143 Ada 1 parsel (planda yeşil alan) plan doğrultusunda kullanmak şartı ile gereğinde bu parsellerin bedelsiz terk veya kullanım hakkının kamu kurumlarına (Belediye, TEK, Karayolları, İSKİ vb.) devredebilme yetkisi yönetim kuruluna oy birliği ile verilmiştir. Kooperatife yeni kayıt olacak ortakların Denetim Kurulu Üyesi Yaşar Gönenç ödemelerinde alınacak rakamın metrekare bazında asgari 1.250.00 TL’den az olmaması ve en fazla 48 ay vade yapılması oy birliği ile kabul edildi. Dilekler bölümünde Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı söz aldı, yönetim kuruluna bölgeye yapmış olduğu hizmetlerden dolayı teşekkür etti, başarılarının devamını diledi. NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 7 KISA HABERLER Yeni yüzü ve içeriğiyle istoc.com.tr Her geçen gün bir yenisi eklenen yeni plazalarla büyüyen ve canlanan İSTOÇ, 3 bine yakın firma sayısıyla farklı ürün grupları ve sektör yelpazesiyle ilgiyle izlenen bir ticaret merkezi. Ulusal ve uluslararası ticaretin nabzının attığı dünyanın en büyük ticaret merkezi İSTOÇ’un istoc.com.tr adresindeki resmi internet sitesi yenilenerek hizmete girdi. Site interaktif yapısıyla İSTOÇ’taki firmalara yeni ufuklar açarak istoc.com.tr üzerinden ikinci iş yerlerini açma imkânı sağlayacak. 8 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 Eklenen birçok yeni özelliğiyle sadece İSTOÇ firmalarının üye olabildiği ve herkes tarafından takip edilebilen bir ticaret ve iletişim platformu haline dönüştürüldü. İSTOÇ pazar, seri ilanlar, haberler, İSTOÇ TV, İSTOÇ rehber, İSTOÇ sohbet menüleriyle artık her türlü ihtiyaca cevap verebilen sitemiz, İSTOÇ firmalarının ve yönetiminin katkılarıyla aktif bir web sitesi konumunu aldı. Site, üreticiyi ve tüketiciyi bir araya getirerek, zaman kaybını ortadan kaldırmaktadır. Üstelik hızlı iletişim ve güvenli ticaret sağlamaktadır. Siteye ilgi yoğun olup günlük giriş sayısı katlanarak artmaktadır. KISA HABERLER istoc.com.tr özellikleri İSTOÇ PAZAR Tüketicilerin ilgiyle takip edecekleri, aradıkları ürünlere kısa yoldan ulaşabilecekleri ambalaj, aydınlatma, balıkçılık malzemeleri, banka, bilgisayar, bijuteri elektrikli ev aletleri, elektronik, emlak, gıda, hediyelik eşya, kargo nakliye, kimya, kozmetik, kırtasiye, lokanta büfe, matbaa malzemeleri, otomotiv, oyuncak, plastik, promosyon, sigorta, tekstil, temizlik, tıbbi malzeme, inşaat hırdavat, züccaciye ve diğer sektör başlıkları altında toplanan İSTOÇ pazar, üyesi olan İSTOÇ firmalarına da oluşturacakları sanal vitrinler 30 adet ürünlerini fotoğraflarıyla teşhir etme, ürünleri hakkında bilgi ve fiyat belirtme, bu 30 adet üründe istedikleri zaman istedikleri değişiklikleri yapma, web sitelerine yönlendirme, adres telefon numarası mail adresleri gibi künye bilgilerini mevcut ve potansiyel müşterilerine duyurma gibi fırsatlar sunacaktır. Yani kısacası tüketici ve üretici İSTOÇ pazar’da buluşacak. İSTOÇ TV Hazırlık aşaması devam eden İSTOÇ TV, İSTOÇ firmalarının tanıtım videolarının izlenebileceği, ürünlerinin tanıtıldığı ve satıldığı, İSTOÇ haberlerinin yer aldığı bir web TV olarak hizmet verecektir. SERİ İLANLAR İSTOÇ müşterilerinin ve İSTOÇ firmalarının gerek ürün, gerek eleman ve her türlü ihtiyaçlarının duyurulup toplanacağı, karşılıklı iletişimi sağlayacak, zaman kaybını önleyecek bir havuz şeklinde çalışacak olan seri ilanlar bölümü, ihtiyaçların bireysel ve kurumsal kullanıcılar tarafından görülüp karşılanacağı elektronik ilan tahtası şeklinde çalışacaktır. İSTOÇ SOHBET Sadece İSTOÇ firmalarının kendi firma isimleriyle dahil olabilecekleri İSTOÇ sohbet, İSTOÇ içerisindeki iletişimi, sosyalleşmeyi ve ticareti artıracağı gibi firmaların birbirleriyle iletişim halinde olmasını sağlayacak ve ticaret merkezinin dinamik bir yapıya kavuşmasına yardımcı olacaktır. FAYDALI LİNKLER İSTOÇ firmaları ve site ziyaretçileri için sıkça ihtiyaç duyulan devlet daireleri, bankalar, haber ve gazeteler, indirme siteleri, eğlence ve oyun gibi faydalı linkleri bulabileceğiniz, günlük birçok ihtiyacımızı karşılayacak bir bölüm olarak hizmet verecektir. NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 9 KISA HABERLER İSTOÇ ikinci camisine kavuşuyor İSTOÇ Ticaret Merkezi’nin ikinci camisi tamamlandı. Yetkililer, caminin resmi açılışının ramazan ayı içinde yapılacağını, şimdiden tüm İSTOÇ camiasının ve vatandaşların teşriflerini beklediklerini belirtiyor. Yol çalışması devam ediyor İSTOÇ Ticaret Merkezi’nin kuzeyinden geçen ve ticaret merkezimize bağlantısı da yapılacak olan otoban yol çalışması devam ediyor. Bu yolun üzerindeki alt geçit de bitmek üzere. 10 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 KISA HABERLER Kapalı otoparkların düzenlenmesi ve üyelere tahsisi yapıldı Oto Ticaret Merkezi Trafik Düzenleme Projesi kapsamındaki çalışmalara devam ediliyor. Blok giriş ve çıkışlarının düzenlenmesi ile başlayan uygulamada son olarak, kapalı otoparkların düzenlemesi de tamamlandı. Otoparklarda, yol ve araç park yerleri çizgileri, yol kasisleri ve gerekli ikaz levhalarının yanı sıra, sitedeki tüm galeri işyerlerine ait araç park yerleri işaretlenerek numara tabelalarının montesi de tamamlandı. Bu kapsamda her iş yerinin park alanı da belirlenmiş olup, site üye ve esnafının fazla araçlarını, kendileri için belirlenmiş alanlara park etmeleri, hem diğer esnafın mağduriyetini önleyecek hem de site trafiğine olumlu katkıda bulunacaktır. Yine Trafik Düzenleme Projesi kapsamında, ana yolların bölünmesi ile ilgili çalışmalara devam edilmektedir. Blok dışı yollardaki parkların kaldırılması ile sitenin, örnek bir galeri sitesi olması yönündeki çalışmalara devam edilecektir. İSTOÇ ve Kızılay’dan örnek kan bağışı kampanyası Kızılay’ın 8 Haziran Cuma günü düzenlediği kan bağışı kampanyasına İSTOÇ üyeleri de kan vererek desteklerini esirgemedi. Toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket eden İSTOÇ üyeleri, kan bağışına destek vererek örnek bir davranış sergiledi. NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 11 KISA HABERLER MEGAMAN, Frankfurt Light + Building 2012 Fuarı’nda Parladı Megaman, enerji tasarruflu yeni LED aydınlatma ürünlerini Frankfurt Lİght + Bulding Fuarı’nda, yeni ürünleriyle dizayn edilmiş ve ödül almış standında tanıttı. Markanın Türkiye Distiribütörü Duyulmuş AŞ en büyük aydınlatma fuarında Türkiye’yi temsil etti. Akyüz Plastik, 10 yılı aşkın bir süredir katıldığı Ambiente Fuarı’nda 5.0 Hall, A99 numaralı stantta ürünlerini sergilemektedir. Okyanus Mutfak, Frankfurt AMBIENTE Fuarı’nda Okyanus Mutfak Eşyaları San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. 2002 senesinden bu yana züccaciye sektöründe faaliyet göstermektedir. 2009 senesinde yapmış olduğu yatırımlarla lüks plastik mutfak eşyaları üretimine de başlamıştır. Sektöründe dünyanın sayılı uluslararası fuarlarından birisi olan AMBIENTE Frankfurt fuarında da iki seneden beri ülkemizi gururla temsil etmektedir. Yönetim kadrosunda bulundurduğu genç, dinamik yapısı sayesinde üretim kapasitesi ve kalitesiyle sektöründe ilk sıralara yerleşmiştir. Tüm uluslararası fuarları yakından takip eden Okyanus, “freecook” markasıyla dünyada aranan bir marka haline gelmiştir. Gondol Plastik firması, Ambiente Fuarı’nda yerini aldı. DUYURU! “İSTOÇ TİCARET MERKEZİ’NDE FAALİYET GÖSTEREN FİRMALAR, KATILDIKLARI FUARLARDAN FOTOĞRAFLARI İSTOÇ YÖNETİMİNE GÖNDERDİĞİ TAKTİRDE BU BÖLÜMDE YER ALACAKLAR.” 12 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 KISA HABERLER İlpen Kalemcilik İSTOÇ’ta İlpen Kalemcilik İSTOÇ mağazasının açılışı 14 Nisan 2012 Cumartesi günü gerçekleştirildi. İSTOÇ yönetiminin de katıldığı açılışta yoğun bir katılım olduğu görüldü. İlpen Kalemcilik ve Promosyon İSTOÇ mağazası, İSTOÇ 25. Ada No: 169/171’de hizmet veriyor. Bozdağlar Hırdavat İSTOÇ’ta Bozdağlar Hırdavat İSTOÇ mağazasının açılışı 7 Nisan 2012 Cumartesi günü gerçekleştirildi. İSTOÇ yönetiminin de katıldığı açılışta yoğun bir katılım olduğu görüldü. Bozdağlar Hırdavat İSTOÇ mağazası, İSTOÇ 8. Ada No: 70-72-74-76’da hizmet veriyor. İSTOÇ yönetimi olarak tüm üyelerimiz ve İslam âleminin ramazan ayını ve Ramazan Bayramı’nı kutlar, hayırlara vesile olmasını temenni ederiz. Kuveyt Türk İSTOÇ Şubesi açıldı Kuveyt Türk İSTOÇ şubesinin açılışı 11 Nisan 2012 Çarşamba günü gerçekleştirildi. İSTOÇ yönetiminin de katıldığı açılışta yoğun bir katılım olduğu görüldü. Kuveyt Türk İSTOÇ şubesi, İSTOÇ 17. Ada No: 162/168’de hizmet veriyor. NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 13 EKONOMİ SÖYLEŞİSİ EMRE ALKİN “Türkiye AB’nin bir parçasıdır” “Son on yıldır Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, kendisiyle yarışan diğer merkez bankalarına karşı enflasyonu üstten ve alttan en fazla ıskalayan merkez bankası.” A ltının durumu, Yunanistan’ın Euro’dan çıkma ihtimali, Türkiye’nin AB üyeliği ve Merkez Bankası politikaları gibi pek çok konuda fikirlerini paylaşan Prof. Dr. Emre Alkin, Türkiye’nin büyümesine ilişkin olumlu bir tablo çiziyor. Türkiye’nin 2023 yılı ihracat hedefine ulaşacağına inancını da hatırlatan Emre Alkin ile 14 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 ekonomi konusunu masaya yatırdık ve 2012 yıl sonu tahminlerini İSTOÇ Hayat okurları ile paylaşmasını istedik. ziyor: On kişi dans ediyor, dokuz iskemle var Altının durumuna ilişkin neler söylersiniz? Yatırımcı neye yatırım yapmalı? Altın ciddi profesyonellik gerektiren bir yatırım aracı oldu. Altınla yatırım yapmak şuna ben- dığında kimsenin umurunda olmaz. Dolayısıyla müzik durdu, kim ayakta kaldı. Büyük ağabey ayakta kalırsa işler değişir ama küçük ayakta kalyatırımcılara, özellikle amatör yatırımcılara söyleyeceğim şey çok dikkatli olsunlar çünkü altında artık al-sat çok zor. ABD Merkez Bankası’nın EKONOMİ SÖYLEŞİSİ EMRE ALKİN parasal genişlemeye gideceği söylentisi altının düşmesini engelliyor. Türkiye’de altını belirleyen ons fiyatı değil, direkt olarak dolar/TL. Bu sebeple altın çok zor bir yatırım aracı. Yunanistan’ın Euro’dan çıkması ne demek, ne fayda sağlayacak, nasıl çıkacak? Bu durum başka ülkelere sirayet edecek mi? Yunanistan’ın Euro’dan çıkması intihardır. Bu intiharın boyutları var. Bu milletler ne yaptıklarını bilmiyor. Drahmiye döndükleri gün yüzde 1’e yakın spekülatif atak yiyecekler. Bugün borçlanmadan büyümek imkânsızsa drahmiye döndüğünde ne ile borçlanacak? Bu kadar dağınık bir ekonomi, hiçbir gelir yaratmazken bir de kendi ulusal paranıza dönmüşsünüz. Drahmi, Yunan halkının son fakirleştirilme operasyonudur. Bu büyük ihtimalle Avrupa’da yeni bir savaşı gündeme getirir. Euro artık bir parasal birlik kaldıracı değil, siyasal birlik kaldıracı. Ne kadar çok ülkeyi Euro’ya alırlarsa Avrupa Birliği de o kadar birlik olacak. Belki günün birinde Türkiye’de bu birliğe girmiş olacak. 1945 yılından beri Avrupa’da uzun süredir ilk defa savaş olmuyor. Bütün bunları göz önüne aldığınızda, Yunanlılar laubali, Almanlar kayıtsız, Fransızlar romantik burada en karlı olanın İsviçre ve İngiltere olduğunu görüyoruz. Çünkü bunların parası kendilerine münhasır... Bu para birliğinden çıkış, politik birliğin dağılmasıdır. Yunanlılar istese de buna Avrupa kolay kolay müsaade etmez. Dünya tarihinde iktisadi krize girdi diye başlarına diktatör getiren tek coğrafya burasıdır. ABD’de 29 bunalımı oldu hiç diktatörlüğe gitmek düşünülmedi. Almanya’da Hitler, İtalya’da Mussolini gibi birçok diktatörü başa getirdiler. Diktatörlükle kurtulsaydı zaten her yer kurtulurdu. Dolayısıyla ben Avrupa Birliği’ni önemsiyorum. Avrupa Birliği laik uygarlığı temsil etmektedir. Siz Türkiye’nin AB üyeliğine sıcak bakanlardansınız… Türkiye, AB’nin bir parçasıdır. Bana sorduğunuzda ben Türk tarzında Avrupalıyım derim. Aile yaşantımla, geçmişime saygımla Avrupalıyım. Avrupalılık, benden farklı olanı hoş görmek değil, benden farklı olanı eşit kabul etmektir. Farklı olanla beraber ortak akla ulaşmaktır önemli olan. Ortak akıl da herkesin aynı görüşte olması değildir. Avrupa bunu kaçırdı. Biz neden onlarla aynı fikirde olalım ki onlar bizim de fikrimizi alsınlar beraber bir fikir çıkaralım ortaya. AB’nin kuruluşu adaletlidir fakat bugün uygulayanlar adaletsiz uyguluyor. Merkez Bankası Başkanı 2012 yıl sonunda TL’ye yatırım yapmış olanlar kazançlı çıkacak dedi. (2011 yıl sonu kuru 1,8980) sözünü tutabilmesi için yıl sonu kurunun 2011 yılı kurunun altında kalması gerekir. MB bunun için hangi enstrümanları kullanabilir? Merkez Bankası’nın alacağı önlemler piyasaları nasıl etkiler? 2012 yılı kuru, 2011 yılı kurunun altında kalır. Merkez Bankası ve diğer merkez bankaları anladılar ki döviz kurları üzerinde güçleri yok. O yüzden artık politikalarını günlük belirlemeye başladılar. Para miktarını sıkıştırıp gevşeterek gidiyorlar artık. Bence buraya kadar bizim kendi merkez bankamız müthiş idare etti. Çok eleştiri aldı ki ben de eleştirenlerdenim. Bugün Merkez Bankası geçmişe göre paradigmalarını değiştirdi. Eskiden ihracatçıya “Kurdan medet umma” diyordu. Şimdi de enflasyonu düşürmek için biz “Kurdan medet umma” diyoruz. Kura kimse müdahale edemiyor ve kurla ilgili ne olacağını kimse bilmiyor. Böyle olunca eskiden kendi verdiği öğüdü şimdi kendisinin tutması gerektiği de ortaya çıkıyor. Kuru düşüremiyor dolayısıyla enflasyon için kuru bahane etmemesi gerekiyor. Kura rağmen enflasyonu düşürmesi lazım. O yüzden Merkez Bankası’nın kanununda başta yazan fiyat istikrarı görevi aslında çok abartılı bir görev. Çünkü Merkez Bankası tek başına fiyat istikrarı sağlayacak güçte bir kurum değil. Merkez Bankası ve merkez bankaları parasal otorite olarak güçlerini fazla önemsediler. Çok önemliler ama düşündükleri kadar değil. Kaydi para ile nakdi para arasındaki fark 15 katına çıkmış. Finans kuruluşları tarafından yaratılan para, Türkiye’de basılmış paranın 10-15 katı olmuş. Siz bunun üzerinde güç kullanarak döviz kurunu düşürmeye çalışıyorsunuz. Bu ne kadar zor bir görev. O zaman senin birinci görevini yerine getirme ihtimalin çok zayıf. Son on yıldır Türk Merkez Bankası, kendisiyle yarışan diğer merkez bankalarına karşı enflasyonu üstten ve alttan en fazla ıskalayan merkez bankası. Hal böyleyken madem göreviniz fiyat istikrarı, o zaman bu görevi yerine getirin. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın da kendi işine aşırı anlamlar yüklememesi lazım. 2012 yıl sonu tahminlerinizi öğrenebilir miyiz? Büyüme hızı yüzde 2,5’ten aşağı olursa çok şaşırırım. Fakat yüzde 4,1’den daha yüksek bir büyüme hızı da bana sürpriz gelir. Enflasyon oranının yüzde 8’den yukarı, yüzde 6,5’ten de aşağı olacağını düşünmüyorum. Kredi büyümesinin de yüzde 10 ile 15 arası tamamlanacağını düşünüyorum. Bu da zaten iç talebi belli ölçüde canlı tutacaktır. Otomotiv sektörünün satışı son çeyrekte toparlanabilir fakat şu an itibarıyla iyi gitmiyor. İnşaat sektörü ayakta duruyor. Finansal faaliyetlerin de mecburiyetten dolayı devam edeceğini düşünüyorum. Fakat yurt dışı finansmanla alakalı şu an yalnız Türkiye değil, dünyanın da büyük sıkıntısı var. İhracat ilk altı ay biraz kan kaybetti fakat sonra toparlanacağını tahmin ediyorum. 2023 yılında büyük bir hedefimiz var. Ben bu hedefe ulaşılacağına inanıyorum. NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 15 GAYRİMENKUL Gayrimenkul sektörü, Türkiye’nin büyümesine ve istihdama pozitif katkı sağlıyor “Ülkemizde gayrimenkul sektörü artan nüfus, bireylerin alım gücünün yükselmesi, devlet ve bankaların sağladığı destek gibi etkenlere bağlı olarak hızla gelişiyor. Gayrimenkul sektörünün gelişimi, bir ülkenin gelişmekte olduğunun göstergesidir.” T ürkiye ekonomisinde giderek artan bir paya sahip olan gayrimenkul sektörü, birçok sektörle etkileşim halinde gelişmesini sürdürüyor. Bireylerden şirketlere tüm toplumu etkileyen gayrimenkul sektörüne ilişkin bütün ayrıntıları Etika Danışmanlık ve Eğitim Yönetim Danışmanı Fevzi Kostak, İSTOÇ Hayat için anlattı. Türkiye’de büyümenin en önemli destekçisi olan ve 200’ün üzerinde alt sektörü destekle- 16 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 yen gayrimenkul sektörü, uzun süre denetimsiz ve yetkinliği olmayan kişilerin kontrolü altında kaldı. Kalitesiz inşaatlar, bilinçsiz emlakçılar, inşaat malzemelerinin kalitesizliği, yasaların takip edilmemesi, kontrolsüz ve bilinçsiz büyüme, riskli yerleşim alanlarına yapılan binalar, estetikten yoksun görüntüler, küçülen, dağınıklaşan tarım arazileri ve daha birçok etken Türkiye’de gayrimenkul sektörünü geri bıraktı. 1950 sonrası hızla gelişen büyük şehirler (özellikle Istanbul ve Ankara) plansız yapılaşma sonucu çirkin beton yığınlarına dönüştü. Yürünemeyen kaldırımlar, altyapısı bitmeyen yerleşim alanları, bitmek tükenmek bilmeyen asfalt çalışmaları, taşan kanallar, deprem riski altındaki binlerce yapı, şehirlerde adeta rahat nefes alamayan insanlar yine plansızlıktan dolayı yetersiz okul, hastane, park ve bahçeler, oyun ve piknik alanları, yürüme ve bisiklet parkurları vb. birçok aktivite ve yaşam gerekliliklerinden yoksun bırakıldı. “İlk kentsel dönüşüm hazırlıkları deprem riski yüksek bölgelerde gerçekleşseydi, bugüne kadar kent merkezleri ve binlerce bina kurtulmuş olacaktı” Günümüzde kentsel dönüşüm planlarının boş araziler üzerinde gerçekleşmesi kentin iç bölgelerini adeta dönüştürülemez duruma getirdi. İlk kentsel dönüşüm hazırlıkları deprem riski yüksek bölgelerde gerçekleşseydi, bugüne kadar kent merkezleri ve binlerce bina kurtulmuş olacaktı. Bu yanlıştan artık dönülemeyeceği görüldüğünden yeni bir yasa çıkararak, ağır maddelerle insanlara “Ya binanı yap ya da yık” diyerek zor bir yola itiyorlar. Insanlara bunca ağır yükü yüklerken bile planlamadan yoksun bir şekilde, sadece binanı yenile yeter denmesi ne kadar doğru, ilerleyen zamanda göreceğiz. Büyük kentlerin çoğunda merkezlerde özellikle ilköğretim okulları talebi karşılayamazken sadece binaları yenilemek ne kadar akıllıca olacak göreceğiz. Devlet özellikle merkezlerde büyük projelerle yapması gereken toplu konut, okul, otopark, sosyal alanları vb. alanlardan ve donatılardan yoksun bir sürü benzer binalar inşa edecek. Dönüşüm, aynı binanın dayanıklısının yapılması şeklinde olacağından sadece deprem odaklı düşüncenin yanlışlığı da görülecektir. Bazı küçük kuruluşlar ise bürokrasinin içinde boğulmaktadır. Alınması uzun süren izinlerin nedenini belediyeler, talebin çok fazla olması ve yetiştirememek olarak gösteriyor. O bölüme eleman yetiştirmek ve vatandaşın işini ivedi bir şekilde yerine getirmek, belediyelerin asli görevlerinden biridir ve bu durum, bu kurumlara anlatılmalıdır. GAYRİMENKUL “Gayrimenkul hem kârlı hem de yüksek riskli iş grubunda yer alıyor” Ayrıca kayıt dışı çalışan emlakçıların her geçen gün artması, yetkin olmayan bir sürü insanın gayrimenkul sektörüne girmesine ve sektörün kirlenmesine sebep olmaktadır. Kayıt dışı çalışan emlakçılar, emlak komisyon bedellerini kendi kafalarına göre belirliyor ve bunun yanı sıra, yabancı uyruklu müşterilere sahte satış evrakı düzenlemek, yanlış bilgi vermek, dolandırmak, aynı evin birkaç kişiye satılması vb. konularda karşımıza çıkıyor. Tüm bunların önlenmesi için denetimlerin artırılması ve şikâyetlerin hızlı bir biçimde sonuca bağlanması gerekmektedir. Gayrimenkul sektörü hem kârlı hem de yüksek riskli iş grubundadır. Bu riskler sadece finansal riskler değildir. Ülkemizde karşılaşılan ölümlü iş kazalarının yüzde 30’dan fazlası inşaat sektöründe gerçekleşmektedir. İkinci sırada ise madencilik gelmektedir. Birçok inşaat firmasında iş güvenliği sadece iskele güvenliği anlamına gelmektedir. İş güvenliğinin eğitim, malzeme kalitesi, kişisel koruyucu donanım ve bir şirket politikası olduğu tüm çalışanlara ve sektöre gösterilmelidir. Tüm bu eksikliklerin ve yanlışların yanı sıra gayrimenkul sektörünün Türkiye’nin büyümesine ve işsizliğe pozitif anlamda bir katkı sağladığı unutulmamalıdır. Geçmiş yıllarda sadece Karadeniz insanına özgü gibi görülen gayrimenkul sektörü günümüzde her bölgeden ve her kentten büyük kuruluşları içine çekmektedir. Bu kuruluşların çoğunun kurumsallaşmadan yoksun düzensiz yapılar olduğu gerçeğini bir tarafa bırakırsak, büyük sermayeli ve her büyüklükte yatırımı yapabilecek donanıma sahip olduklarını unutmamak gerekir. Bu kuruluşlar ilçe merkezlerinde devletin planlaması doğrultusunda faaliyet gösterebilseler çok daha verimli olabileceklerdir. Günümüzde İstanbul ve bazı şehirlerde satılmayı bekleyen binlerce ev olduğunu biliyoruz ama makro ölçekte baktığımızda nüfusa göre konut açığı devam ediyor. Bu talep daralmasının birkaç yıl devam edeceği görülüyor. Birçok yatırımcı yeni projelere girebilmek adına fiyat indirimleri yapıyor ve çeşitli kampanyalar yürütüyor. Bankaların düşük faizli kredi vermesi konut sektöründe satışları hızlandırmıştı ancak günümüzde insanlar faizsiz konut talebinde bulunuyor. Projelerin büyüklüğü ne olursa olsun, ilerleyen günlerde faizsiz ve taksitli satışların yoğun görüleceği bir ortama gittiğimiz görülüyor. Gayrimenkul sektörünün unutulmaması gereken en önemli konu başlığı, etkilediği diğer alt sektörlerdir. Gayrimenkul sektörü, alt sektörlerle birlikte hareket etme kabiliyeti göstermelidir. Mobilya tasarımından elektronik eşyaya kadar tüm sektörlerle iletişim halinde bulunmalı, görüş alışverişi yapmalıdır. “Türkiye’de 2023 yılına kadar 10 milyon konut yapılması öngörülüyor” Türkiye’de 2023 yılına kadar 10 milyon konut yapılması öngörülüyor. Son çıkan yasayla bunun neredeyse yüzde 80’i özel sektör, geri kalanı ise devlet eliyle yapılacaktır. Bu düzenleme sebebiyle binlerce insanın mutsuz ve huzursuz olacağı kesindir. Daha mutlu bir gelecek için mülk sahiplerini mutsuz etmeyen planlamaların mutlaka hayata geçirilmesi gerekiyor. Binası depreme dayanıksız insanların binalarını kendi yapma imkânı yoktur. Dahası yıkılması gereken birçok bina inşa halindeyken diğer yıkılması ve yeniden inşa edilmesi gereken binaları inşa edecek kimse bulunmayacaktır. Satışlar azalacak ve birçok insan mağdur duruma düşecektir. Özellikle bu duruma dikkat edilmesi, geleceğin Türkiyesi’nin şekillenmesinde önem arz edecektir. 2023 vizyonunda, Türkiye’nin dünya inşaat malzemesi ihracatında 100 milyar doları bulması çok da zor olmayacaktır. Yurt dışı müteahhitlik gelirleri 150 milyar doları bulacaktır. İç pazar büyüklüğü ise 200 milyar doları geçecektir. Türk inşaat sektörü, yurt dışında firma satın almanın yanı sıra büyük projelere, yurt dışı büyük ortaklarla girmek için yollar aramalıdır. 2023 yılına girildiğinde kendi köprüsünü planlayan ve inşa eden firmalarımızın olması kimseyi şaşırtmamalıdır. Neredeyse her sektörde ilişkisi bulunan gayrimenkul sektörünün önemi Türkiye’de yeterince anlaşılamamıştır. Kendi sektörüyle ilgili çıkacak bir yasada bile birlikte hareket etme, görüş belirtme yeteneğinden yoksundur. Tüm bunlardan çıkış ve başarılı bir gelecek için sektörün tüm bireylerinin katılımının sağlana- bileceği ortamlar ve kurumlar oluşturulmalıdır. Kurumsallaşma yolunda tüm şirketlere eğitim ve yönetim desteği verilmelidir. Kuruluşların geleceği ve başarısının temel anahtarı kurumsallaşmadır. Kurumsallaşma becerisini gösteremeyen her kuruluş kendini bir krizin içinde bulacak ve ticari yaşamı sonlanacaktır. NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 17 SEKTÖR BAHÇE MOBİLYALARI Türk mobilyası ihracat haritasını genişletecek “Türk mobilyası” stilinin oluşturulması ve tasarım yatırımlarının sürdürülmesi markalaşma açısından büyük önem taşıyor. Markalaşmak için yapılacak en önemli yatırım, tasarım ve Ar-Ge yatırımlarıdır. A r-Ge, markalaşma ve yatırımlarla Türk mobilya sektörünün hak ettiği noktalara ulaşacağını söyleyen Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Ramazan Davulcuoğlu, bunun için sektör temsilcilerinin çabasının da önemli olduğunu söylüyor. MOSDER Başkanı Ramazan Davulcuoğlu ile bahçe mobilyaları sektörünü konuştuk. Öncelikle MOSDER hakkında kısaca bilgi vererek, sektöre katkılarından bahseder misiniz? Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) mobilya sektörünün öncü 42 markasını tek çatıda toplayarak, sektörün neredeyse yüzde 50’sini temsil etmektedir. MOSDER, dünyanın en önemli 3. mobilya fuarı olan İstanbul Mobilya Fuarı (İMOB) ile Türkiye ve dünyanın dört bir yanındaki mobilya profesyonellerini her yıl bir araya getiriyor. Sektörün global ölçekteki konumunu koruması için çalışmalarını sürdüren MOSDER, her yıl Ulusal Ev Mobilyaları Tasarım Yarışması ile sektörde sinerji oluşturuyor. Markalaşma konusuna sektör açısından değinecek olursak neler söylersiniz? Mobilya sektörü, yeniliklere açık yapısı, kalite ve tasarımı birleştiren üretimi sayesinde dünya çapında beğeni topluyor ve ihracat hacmimiz genişliyor. “Türk mobilyası” stilinin oluşturulması ve tasarım yatırımlarının sürdürülmesi markalaşma açısından büyük önem taşıyor. Markalaşmak için yapılacak en önemli yatırım, tasarım ve Ar-Ge yatırımlarıdır. Ayrıca yurtdışına ürün ihracatı yaparken fason üretim yerine kendi marka ismimizle ürün ihracatı gerçekleştirmek de diğer bir unsurdur. Türkiye’de genç ve eğitimli tasarımcıların yer alması da nitelikli insan kaynağı ile 18 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 SEKTÖR BAHÇE MOBİLYALARI NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 19 SEKTÖR BAHÇE MOBİLYALARI Mobilya sektörü üretim hacmi ve ithalat ihracat rakamları Türkiye verileri Üretim Tüketim (Milyar $) (Milyar $) 2008 4,8 7 2009 5,25 7,5 2010 5,6 8 düşünüyoruz. Ülkemizin dış ülkelere adını duyur- 2011 6 9 ması ve ticari ilişkilerimizi arttırmak için çalışmala- Yıl hareket ederek, marka olmamızı mümkün kılıyor. Dolayısıyla gelecek kısa bir süre içerisinde “Türk mobilyası”nın ihracat haritasını genişleteceğini rımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. Dünya verileri 2010 (Milyon $) Dünya Mobilya Üretimi 376,004 Dünya Mobilya Tüketimi 369,416 Dünya Mobilya İhracatı 109,980 Dünya Mobilya İthalatı 103,796 Merdiven altı diye tabir edilen kayıt dışılığın bahçe mobilyaları sektörüne etkisi ne şekilde olmaktadır? Ülkemizde bahçe mobilyaları daha çok ithal edilen bir ürün olduğu için merdiven altı üretim ile bir ilişkisi bulunmamaktadır. 20 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 Sektörün yaşamakta olduğu sıkıntılara ilişkin neler söylersiniz? Sektörümüzün hedeflediğimiz ihracatının iki katına çıkmasını engelleyen önümüzdeki en büyük engel, navlun maliyetlerinin yüksek olması. Özellikle birçok uzak pazara gönderilen konteynerin içindeki ürün maliyeti ile konteynerin navlun maliyeti başabaş gelmekte ve ürün bedelini yükseltmektedir. Bu da fiyatlarımızın rekabetçi olmasını engellemektedir. Mobilya, havaleli bir ürün olduğu için çok yer kaplamakta. Eğer devlet navlun teşviği verirse ihracatımızı bir anda iki katına çıkarabilir ve birçok yeni ve uzak ülkeye rahatlıkla mobilyalarımızı ihraç edebiliriz. Türk mobilyacıları ola- SEKTÖR BAHÇE MOBİLYALARI rak son iki yıldır ihracatta üst üste yüzde 20 reel büyüme sağladık. 2012 yılı içinde yine yüzde 20 büyüme ile 2 milyar dolar sınırını geçmeyi hedefliyoruz. Bu ivme sayesinde, MOSDER’in çalışmaları ve sektörümüzün dinamizmi ile 5 yıl içinde, 3 milyar dolar sınırını geçerek ABD’nin ardından 7. sıraya oturmayı öngörüyoruz. Sektörün gelişmesi adına neler yapılabilir? Günden güne ihracatı büyüyen Türkiye, mobilya sektöründe dünyada iddialı bir noktaya ulaşmanın eşiğinde. Türkiye’nin mobilya ihracatının 2 milyar dolar sınırından 3 milyar dolara ulaşması ve böylece ABD’nin arkasından Kanada’nın yerine 7. sıraya çıkması hedefleniyor. Navlun desteğinin sağlanması halinde ise, çok kısa sürede bu rakam realize edilebilecek. Devletin ihracatta navlun ücretlerinin bir kısmının karşılanması konusunda destek vermesi halinde, istihdamda ve ihracatta büyük artış olacağını öngörüyoruz. Ayrıca yurtdışına ürün ihracatı yaparken fason üretim yerine kendi marka ismimizle ürün ihracatı gerçekleştirmek de diğer bir önemli unsur. Türkiye’deki genç eğitimli tasarımcılar ve nitelikli insan kaynakları ile hareket edersek, marka olmamız mümkün kılınacaktır. Dolayısıyla kısa bir süre içerisinde “Türk mobilyası”nın ihracat haritasını genişleteceğini düşünüyoruz. İHRACAT YAPILAN İLK 10 ÜLKE No Ülke Adı 2011 Toplam İhracat Dolar Değeri İçindeki Payı 1 IRAK 286.526.417 0,17 2 ALMANYA 168.840.595 0,10 3 İRAN 110.754.208 0,07 4 AZERBAYCAN-NAHÇ. 108.545.375 0,07 5 FRANSA 91.393.052 0,06 6 TÜRKMENİSTAN 76.188.125 0,05 7 HOLLANDA 56.552.284 0,03 8 RUSYA FEDERASYONU 49.145.990 0,03 9 SUUDİ ARABİSTAN 10 İNGİLTERE 42.622.461 0,03 40.786.212 0,02 NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 21 ÜYELERİMİZİ TANIYALIM Irak Plastik Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz Irak: Çalışmak ve Proje Üretmek Sihirli Anahtarımız “Yıllık yüzde 12-15 sektörel büyüme hızı, yedi milyon tondan fazla kapasiteyle Avrupa’da üçüncü sıraya geleceğimiz bir sektörün dikkate alınması gerekir.” 1 967 yılında kurulan Irak Plastik, o günden bu yana sektörde fark yaratmak için çalışmalar yürütüyor. Çalışmanın ve proje üretmenin önemini her fırsatta vurgulayan Irak Plastik Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz Irak ile sektörün durumunu ve Türk ekonomisini konuştuk. Öncelikle kısaca kendinizi ve firmanızı tanıtır mısınız? 1963 Trabzon Sürmene doğumluyum. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum. Evli ve dört çocuk babasıyım. 1963 yılında ailece İstanbul’a taşındık. Babam Dursun Irak, Küçük Mustafa Paşa’da plastik oyuncak üretimiyle plastik sektörüne adım atmış. Yenikapı’da başlayan işimiz ardından Demirkapı, en son Güngören’de atölyede devam etmiş. Oyuncak ve mutfak gereçleri üretimiyle başlayan plastik sektörüne girişimiz, 1967 yılında Irak Plastik AŞ’nin kurulmasıyla bugünlere geldi. 1993 yılında, Hadımköy’de 18 bin metrekare kapalı alanda fabrikamızı kurduk ve aynı zamanda bahçe mobilya üretimine de başladık. Bahçe mobilyasına girişimiz işimizin dönüm noktasıdır. 2003 yılından itibaren Alkoop Sanayi Sitesi’nde fason atölyelerimizi oluşturduk. 2004 22 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 yılında Kahramanmaraş’a bahçe mobilya ürünleri için fabrika kurduk. 2008 yılında, Rusya’nın Novorossik şehrinde mutfak ürünleri üreten fabrikamızı hizmete açtık. Yeni genel merkezimiz ise 1 Şubat 2011 yılında İSTOÇ Oto Ticaret Merkezi’nde Irak Plaza’da hizmete girdi. Tahtakale ve İSTOÇ çarşıda mağazalarımız faaliyetlerini sürdürmektedir. 2009 yılında talihsiz bir olay yaşadık ve fabrikamız tamamen yandı. Fabrikamızın yerine başlayan inşaat, 2012 yılının ikinci yarısında son teknolojiyle hizmete girecektir. Bu olay bizim için bir dönüm noktasıdır. Yangın günü daha iyisini yapacağımıza söz verdik. Başta Dursun Irak ve ailemizin birlik, beraberliği dayanışması tabii ki müşterilerimizin destekleriyle bugünleri gördük, daha da güçlü olarak sıkıntılı günleri geride bıraktık. Irak Plastik AŞ, sektöründe Türkiye’nin önder kuruluşudur. Konumuz olan mutfak ürünleri ve bahçe mobilyası gibi iki önemli grupta 350-400’e yakın çalışanımızla hizmet vermekteyiz. Holiday Bahçe Mobilyaları, Home Design mutfak ürünleri, Garden Design saksı çeşidimiz, Baby Design bebek grubumuz, markalarımızı oluşturmaktadır. 2012-2013 yılında bu ürünlerimize yeni ürün grupları eklenecektir. AR-GE çalışmalarımız sonuçlarını vermektedir. Farklı ürünlerimizle mutfak ve bahçelerimizde fark yaratmak için çalışmalarımız, araştırmalarımız devam etmektedir. Farklı ve kaliteli ürün yaratmak için yoğun zaman harcanarak çok önemli arşiv ve projeler hazırlanmıştır. Tüketici, parasını, ihtiyaçlarını karşılayacak kaliteli ve farklı ürünlere harcamak istemektedir. Firma olarak tüketicinin ihtiyaçlarını iyi tespit ediyoruz ve harcamasının karşılığını ürünlerimizde bulacaklarını söylüyoruz. 2012 yılının yazında bitireceğimiz yeni fabrikamızın inşaatından sonra planlarımızı uygulamaya koyacağız. İç piyasa tüketici ihtiyaçlarını tespit ederek bu ihtiyaçlara cevap verirken, dış piyasayı da aynı şekilde araştırıyor ve dış pazarın istediği ürünleri, kaliteyi sağlamaya çalışıyoruz. Dış pazarda 104 ülkeye ihracat yapan firmamız, dünya ekonomisinde yaşanan kriz ve Arap Baharı ile yaşanan pazar daralmasını önlemenin yöntemini daha çok yere ulaşma, orta vadeli planlama ve farklı ürün yatırımıyla aşmaktadır. Yurt içinde ve yurt dışında katıldığımız fuarlar hem pazarımızı genişletmekte hem de yeni ürün çeşitliliğinde ufkumuzu açmaktadır. Krizde büyümek ve krizi yönetmek için dinamik olmalıyız. Sihirli anahtarımız çalışmak, çok çalışmak ve proje üretmektir. Hazırladığımız projeleri, planladığımız çerçevede adım adım hayata geçiriyoruz. Sektörün durumuna ilişkin neler söylersiniz? 1960’lı yıllara dayanan sektörümüz 80’li ve 90’lı yıllarda hızlı büyüme göstermiştir. Son yıllarda sektörün hem mikro hem de makro ölçekte vizyon ve stratejik planlama eksikliğinden dolayı bir daralmayla karşı karşıya kaldığı, plansız büyümenin sancılarını yaşamaya başladığı gözlemlenmektedir. Özellikle aynı işi yapan birçok firmanın sektörde faaliyet göstermesi çok şiddetli maliyet odaklı rekabete neden olmaktadır. Bir sektörü etkileyen temel değişkenler girdi koşulları, firma strate- ÜYELERİMİZİ TANIYALIM jisi, rekabet yapısı, talep koşullarıdır, dış etken ise devlettir. Bu faktörler sektöre dinamik yapı kazandırmaktadır. Bu faktörlerin rekabete katkı oranının dengesi ve birbirini etkilemesi, firmalarda maliyet odaklı rekabeti ortaya çıkaracaktır. Maliyet odaklı rekabetin tek geçerli çıkış yolu müşteri odaklı olmak, müşteri memnuniyeti ve farklılaşmadır. Sektörümüz, yedi bine yakın küçük büyük ölçekli işletme, 200 bine yakın çalışanıyla ülkemiz için önemli bir sektördür. Sıkıntılarımızın başında ham maddenin ithali gelmektedir. Petkim yetersiz ve pahalı kalmaktadır. Yerli, yabancı petrokimya yatırımlarının desteklenmesi gerekmektedir. Ayrıca eğitimli plastik sektörü elemanı bulamıyoruz. Dolayısıyla bu konunun da desteklenmesi gerekmektedir. Yıllık yüzde 12-15 sektörel büyüme hızı, yedi milyon tondan fazla kapasiteyle Avrupa’da üçüncü sıraya geleceğimiz bir sektörün dikkate alınması gerekir. İSTOÇ Ticaret Merkezi hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz? İSTOÇ Ticaret Merkezi, İstanbul’un değil yurdumuzun ticaret merkezi olmuştur. Ciddi bir ciro dönmektedir. Önemli bir eksiğimiz misafirlerimizi ağırlayabileceğimiz otel ve restorant gibi yerlerin olmamasıdır. Diğer bir beklentimiz çarşı içi trafiğin düzenlenmesidir. Kısa bir süre sonra ticaret merkezimiz yetmeyecektir. Son olarak Türk ekonomisinin bugünkü durumuna ilişkin neler söylersiniz? Ekonomimiz her zaman olduğu gibi dış krizin etkisinde kalıyor. İstihdam verilerinden iyi durumda olduğumuz gözlenmekte. İşsizliğin azalması iyi bir görüntü oluşmasına yol açıyor. En önemli sıkıntımız olan cari açığı da ihracatımızı artırarak yenebiliriz. İç piyasada çekte hapis cezasının kaldırılması iyi olmadı firmalar bundan çok sıkıntı çekmektedir. Kendi sektörümüzde yazın geç gelişi sezon açılışını geciktirmiştir. Bu yıl turist sayısının az olduğu, gözlenmektedir. Çok ciddi boyutta olmasa da piyasalarda sıkıntı vardır. Firmaların ihracata önem vermeleri gerekmektedir. Ekonomimizi kalkındıracak en önemli unsur olarak ihracatı görmekteyiz. Doruk Sulama Sistemleri Kurucusu Pirağa Yılmaz: Biz Sadece Para Kazanmak İçin Çalışmıyoruz “Peyzaj düzenlemesi yaparken kullanılacak bitkilerin birbiriyle uyumu, güneş görme, çiçek açma durumu, toprak ve su ihtiyaçları gibi daha birçok özelliği bilinerek bir peyzaj projesinin çizilmesi gerekmektedir.” P eyzaj sektörünün çeşitli sorunları olduğunu, yeterli çabayla bu sorunların üstesinden gelinebileceğini söyleyen Doruk Sulama Sistemleri firmasının kurucusu Pirağa Yılmaz ile sektörün durumunu, Türk ekonomisini ve İSTOÇ Ticaret Merkezi’ni konuştuk. Kısaca kendinizi ve firmanızı tanıtabilir misiniz? İsmim Pirağa Yılmaz. 1970 Trabzon Şalpazarı doğumluyum. İlk ve ortaöğrenimimi Trabzon’da tamamladım. Trakya Üniversitesi Tekirdağ Ziraat Fakültesi’ni bitirdim. Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde yüksek lisans yaparak ziraat yüksek mühendisi unvanını aldım. Yüksek lisans yıllarında özel bir firmada sulama sistemleri, şehir isale hatları, altyapı projelerinin yapılması ve uygulanması konularında çalışmaya başladım. Beş yıl kadar bu firmada çalıştıktan sonra Doruk Sulama Sistemleri Ziraat İnş. San. Tic. Ltd. Şti. adında kendi firmamı kurdum. Firmamız önceleri otomatik sulama sistemlerinin projelenmesi ve uygulanmasıyla işe başladı. Daha sonraları şehir isale hatları, yangın hatları, futbol sahaları yapımı gibi işlere girerek faaliyet alanını genişletti. Ayrıca Türkiye Futbol Federasyonu’na 10 yıl boyunca çim sahaların bakımı ve denetlenmesi konusunda danışmanlık yaptım. Azerbaycan Futbol Federasyonu’na futbol sahalarının sulanması ve bakımı konusunda danışmanlık yapmaktayım. Bu faaliyetlerin yanında son yedi yıldır bahçe malzemeleri temini, sulama malzemeleri temini, çim ve sebze tohumları, gübreler, zirai ilaç ve alet NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 23 ÜYELERİMİZİ TANIYALIM • • • • bayiliği gibi alanlarda yoğunlaşarak, İSTOÇ 14 ada numara 32’de bahçe marketi olarak hizmet vermekteyiz. Sektörün durumuna ilişkin neler söylersiniz? Bizim sektörümüz peyzaj sektörü. Son yıllarda yeşile verilen önem her geçen gün artmaktadır. Ancak ne yazık ki kalite aynı oranda artmamaktadır. İnsanlar bahçe kurmak istiyor, sulama sistemi kurmak istiyor ama bunun bir mühendislik, mimarlık işi olduğunu bilmiyor. Peyzaj düzenlemesi yaparken kullanılacak bitkilerin birbiriyle uyumu, güneş görme, çiçek açma durumu, toprak ve su ihtiyaçları gibi daha birçok özelliği bilinerek bir peyzaj projesinin çizilmesi gerekmektedir. Sulama sistemi kurulurken bitkilerin durumuna göre damlama sulama, yağmurlama sulama gibi sistemler seçilmeli, sistemin pompa hesapları, boru çapı hesapları, borulardaki yük kayıp hesapları, toprağın infiltrasyon hesapları yapılarak sulama projeleri yapılmalı. İnsanlarımıza bunu anlatmakta zorlanıyoruz. Son yıllarda insanlarımız sadece fiyata bakmaktadır. Kısaca sektörümüz büyümekte, rekabet artmakta, kâr marjları düşmektedir. Bizim işlerimiz sezonluk olduğundan artan 24 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 rekabet şartlarından dolayı birçok firma zor durumdadır. Düşen kârlar yüzünden firma sahipleri peyzaj mimarı ve ziraat mühendisi çalıştıramamaktadır. İSTOÇ Ticaret Merkezi ile ilgili görüşlerinizi paylaşır mısınız? İSTOÇ Ticaret Merkezi, yeşil ortamıyla çalışana huzur veren bir yer. 1991 yılından beri İSTOÇ’u bilen biri olarak, son yıllarda hak ettiği değeri bulmaya başlamıştır. İSTOÇ’ta ticaret hacmi her geçen gün artmaktadır. Tahtakale esnafının gelmesiyle son iki yıldır gözle görülür bir değişim yaşanmaktadır. İstanbul’da yeni bir İSTOÇ kurulma şansı yok. Bu nedenle İSTOÇ’un geleceğini çok parlak görüyorum. İSTOÇ sadece Türkiye için değil Orta Doğu, Orta Asya, Balkan ülkeleri ve Avrupa için de önemli bir ticaret merkezi olmaya başlamıştır. Bunların yanında eksik gördüğüm yanları vardır. • Yeterli tanıtım yapılmadığı kanaatindeyim. • Metro istasyonu bir an önce açılarak ulaşım rahatlatılmalıdır. • Ada başlarına firmaları gösteren büyük tabelalar yapılarak, müşteriler yönlendirilmelidir. • Dükkânlar zamanında işletmeye uygun yapılmadığından, herkes kendi kafasına göre dükkân cepheleri yapmaktadır. İSTOÇ bir çalışma yaparak dükkân cepheleri tek tip yapılmalıdır. Tır ve kamyonların yük indirme ve bindirmeleri akşam 19.00’dan sabah 07.00 saatleri arasına alınarak ticaret rahatlatılmalıdır. Dükkân önlerine konulan mallar burayı pazar yerine çeviriyor. Bu sorun çözülmelidir. Otopark problemi başladı, bu soruna şimdiden çözüm aranmalıdır. Giriş çıkış trafiği çözümlenmelidir. Türkiye ekonomisi hakkında genel görüşünüz nedir? Türkiye ekonomisi son yıllarda dünyada hüküm süren krizden fazla etkilenmeden bugünlere geldi. 2012 yılında krizin etkileri görülmeye başladı. Bu yıl cirolarda bariz düşmeler başladı. Piyasalarda önemsenecek miktarda durgunluk görülmektedir. Bunda, hükümetin çıkardığı çekte hapis cezasını kaldırma ve evlere haciz götürememe yasasının etkisinin önemli ölçüde olduğunu düşünüyorum. Piyasada karşılıksız çek azalmışken bu yasayı çıkarmanın kime faydası oldu, anlamıyorum. Bu yasayı çıkaranlar hırsızdan yana mı! Yoksa malı çalınandan mı? Çekini ödeyemeyen iyi niyetli insanlar vardır elbet. Devlet bu durumu inceler, ona göre iki, üç veya dört yıl süre verir, taksit yapar. Kötü durumda olana da iflası verilir, sorun çözülür. Adam çeklerini ödemiyor, başkası adına iş yapıyor, lüksünden taviz vermiyor. Bu durum bana göre hukuk dışı işleri çoğaltır. İkinci mesele, bu yıl bilindiği gibi birçok ülkede ekonomik sıkıntı var. Bizim ülkemiz kör topal giderken şimdi de Türk Ticaret Kanunu’nu değiştirmeye kalkıyorlar. Bu yasa yürürlüğe girerse ekonomik sıkıntıların daha da derinleşeceğini düşünüyorum. Yetkililerimiz bu yasaları çıkarırken, esnafının, iş adamının fikirlerini alırsa daha iyi olur diye düşünüyorum. ÜYELERİMİZİ TANIYALIM Parite Sanayi ve Ticaret Sahiplerinden Ahmet Tüysüz: Sektörde Kimseyle Rakip Değiliz “Sektördeki sıkıntımız her sektörde oluğu gibi haksız rekabet. Merdiven altı firmaları sektöre zarar veriyor.” H aksız rekabet ve merdiven altı üretimin birçok sektöre olduğu gibi faaliyet gösterdikleri sektöre de zarar verdiğini söyleyen Parite Sanayi ve Ticaret firması sahiplerinden Ahmet Tüysüz ile sektörün durumunu, Türkiye ekonomisini ve İSTOÇ Ticaret Merkezi’ni konuştuk. Kısaca kendinizi ve firmanızı tanıtabilir misiniz? Firmamız 1950 yılında babamız tarafından Erzurum Aşkale’de kuruldu. Daha sonra dört yıl Sakarya’da beyaz eşya sektöründe çalıştık. Bugün firma sahipleri Ahmet Tüysüz ve Mehmet Tüysüz olarak Parite markamızla imalat yaparak sektörde yer almaktayız. Sektöre 1994 yılında girdik ve bugün sektörde 200 çeşit üzerinde mal üreterek, market zincirlerine hizmet vermekteyiz. Öz sermayeyle büyüyen bir firmayız. Biz sektörde kimseyle rakip değiliz, herkes meslektaşımız. Paylaşmayı bilen firmayız; herkes kazansın, herkes evine ekmeğini götürsün niyetindeyiz. Önceden niyetin hayırlı ise akıbetin de hayırlı olur diyenlerdeniz. Markamızı dünya markası haline getirmenin peşindeyiz. Bunu hızlı değil basamak basamak, istikrarı elden bırakmadan, disiplinli ve düzenli olarak yapıyoruz. Sektördeki en önemli sloganımız; Yenilenmezsen yenilirsin! Bu bir Ahmet Tüysüz lafıdır. Sektöre örnek ve öncü olmak hedefindeyiz., Bir sloganımız da “Paritede kalite, kalitede parite. Her şey olmak için bir şey yapmıyoruz, bir şey olmak için her şeyi yapıyoruz. Sektörünüzdeki durum ve sektör hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Sektördeki sıkıntımız her sektörde oluğu gibi haksız rekabet. Merdiven altı firmaları sektöre zarar vermektedir. Aksine birleşip büyüyebilseler sektöre yeni bir kan gelir. Sektörde birleşip büyümeliyiz, ancak biz bunu beceremiyoruz. Bir Türk dünyayı yener, iki Türk birbirini yer misali davranıyoruz. Dikkat edin, Türk firmaları daha çok zirvedeyken batar, sebebi ise üniversitelerle uyumlu çalışmamalarıdır. Doğru malı doğru yerde, doğru insana satarsan başarı gelir. Sektörde artık mal çok eskisi gibi değil, ancak tasarımı olan firmalar başarılı oluyor. Tasarım ayağı olmayan firma başarılı olamaz. En önemlisi ise kötü hırs, dengesiz ticaret firmayı batırır. retlerini yapması lazım, bu konuda çok eksiklik var. Yönetim istatistiki araştırmaları yapmalı, esnafla bütünleşmeli. Bunun yanında çevre düzenlemesi yapılmalı. Site içi asfalt çok kötü durumda sitenin yeniden asfaltlanması gerekiyor. Dışarıdaki malların teşhir edildikten sonra içeri alınması ve firmaların çevrelerini düzenlemeleri, güzelleştirmeleri gerekmektedir. İSTOÇ’u büyük bir AVM haline getirmeli ve sürekli tanıtımlarını yapmalıyız. İSTOÇ Ticaret Merkezi ile ilgili görüşlerinizi paylaşır mısınız? İSTOÇ giderek büyüyor, gelişiyor, ticaretin merkezi olma yolunda ilerliyor ama İSTOÇ da yenilenmelidir. İSTOÇ reklam yapmalıdır, reklam konusunda, tanıtım konusunda büyük eksikliklerimiz var. Sektörel bazda firmaların aynı adalarda yer alması sağlanabilseydi bu durum firmalara katkı sağlardı. Yönetimin esnaf ziya- Türkiye ekonomisi hakkındaki genel görüşünüz nedir? Türkiye ekonomisi gerçekten hızla büyüyen bir ekonomi. Merdiven altı imalatçıların sektörde birleşerek bu büyümeye ayak uydurması lazım. Firmalar olarak bize düşen görev ise araştırmacı, yenilikçi ve girişimci olmak, dünya ekonomisini yakından takip edip günün şartlarına göre pozisyonlarımızı alıp istikrarlı büyümeyi sağlamaktır. NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 25 GEZİ Doğanın gizemi Dalyan, Demre, Saklıkent… 26 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 GEZİ Caretta caretta kaplumbağalarıyla Dalyan, St. Nichalas’ın (Noel Baba) varlığıyla her daim hatırlanan Demre ve bir kanyon içine gizlenerek gizemini koruyan Saklıkent’e gidiyoruz. Türkiye’de her bölge kendine has özellikleriyle tatilcilere birçok seçenek sunuyor. Tatil anlayışınız deniz, kum, güneşten ibaret değilse, birçok seçenek içinde görülmeye değer yerlerden biri de aynı anda gezilmesini önerdiğimiz Dalyan, Demre ve Saklıkent… Hâlâ tatile çıkamamış olanlar için… NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 27 GEZİ Dalyan Deltası Dalyan’a gelip de deltada tekne turu yapmadan dönmek olmaz. Doğa harikası Dalyan Deltası’nın nefes kesici panoramasında, dev bir labirentin içindeymişsiniz gibi hissediyorsunuz. Çamur Banyosu Dalyan buram buram tarih kokuyor Kendine has bir büyüsü var Dalyan’ın… Öyle ki bir giden bir daha dönmek istemiyor. Zaten çok fazla ziyaretçisi de olmuyor bu şirin, tarihi beldenin. Az ama öz insan geliyor buraya. Gelenler de neden burada olduklarının çok net farkında. Fakat adı tarih kokan bu belde, yavaş yavaş tarihi güzelliklerini kaybediyor. Örneğine birçok yerde rastlanılan tarihi dokuyu yitirme durumunu Dalyan’da da görüyoruz. Üzülmemek elde değil. Seksenli yılların sonuna gelinmesiyle denizkaplumbağaları ve İztuzu Sahili’nin çevreci mücadelenin en büyüklerinden birine konu olduğunu görüyoruz. “Caretta carettalar”ın yumurta bıraktığı İztuzu Plajı, Dalyan Deltası’nın labirentlerini denizin sonsuza uzanan düzlüğünden ayıran 5 bin 400 metrelik bir kum oku. Mutlaka görmelisiniz! Caretta caretta Dünyada soyu tükenmekte olan canlılar listesinde yer alan bu sevimli deniz kaplumbağaları, yumurtalarını bırakmak için Dalyan’daki İztuzu Plajı’na geliyor. Fransa, İtalya ve Uzak Doğu ülkelerinde lüks yiyecek olarak tüketilmesinin yol açtığı aşırı avlanma Caretta caretta neslinin neredeyse sonunu hazırlıyor. Yumurtadan çıkan yavrular doğal bir içgüdüyle denizden yansıyan ışığa doğru hareket ederek yaşayacakları yöne ilerliyor. Ancak yine de birçoğu yolunu şaşırıp susuzluktan ölüyor. Denize ulaşanların birçoğu da yengeçlere, balıklara ve kuşlara yem olmaktan kurtulamıyor. 28 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 Köyceğiz Gölü’nün Dalyan Deltası ile birleştiği noktaya yakın bir yerde güzellik çamuru var. Burası Dalyan iskelesinden kalkan günlük turların ilk uğradıkları nokta aynı zamanda. Rivayete göre çamurun üzerinizde kuruması sonucu teniniz GEZİ geriliyor ve kırışıklıklar birkaç seans devam edildiği takdirde azalyor. Ayrıca kaynağın, romatizmaya, bel rahatsızlıklarına, siyatiğe de iyi geldiği söyleniyor. İztuzu Plajı Caretta carettaların güvenip, yavrularını emanet ettikleri ender plajlardan birisi İztuzu Plajı. Dünyada doğallığını koruyan ikinci plaj olma ödülüne de sahip İztuzu, tam bir doğa harikası. Bir tarafı tatlı su, diğer tarafı Akdeniz olan bu kumsalın bir benzeri yok. Kaya Mezarları Dalyan’da bulunan kral mezarlarını gördüğünüzde, uygarlığın büyüklüğü karşısında şaşıracaksınız. Zamanın tüm acımasızlığına karşı bin yıllardır ayakta kalan, geçmişin sırlarını geleceğe taşıyan ölümsüz kral mezarları... Kral mezarlarına baktığında taşların dile geldiğini düşünüyor insan. Arkeologlara göre ise bu mezarlar antik Kaunos kentinin zenginliği ve gücünün bir göstergesi. Sultaniye Kaplıcası Eşsiz doğal güzelliklerinin yanı sıra şifa veren yer olarak da biliniyor Sultaniye Kaplıcası... Dünyanın birçok yerinden gelenler, bu kaplıcaların çeşitli hastalıklarına iyi geldiğini söylüyor. Kaplıca suyunun bel ağrısı, romatizma, siyatik, nefrit, lumbago, nevtalfi, cilt ve kadın hastalıkları tedavisinde etkili olduğu da rivayetler arasında... Yüce Ana tanrıçasının yeri: (Demre) Myra Likya’nın en önemli şehirlerinden birisi olarak bilinen Demre’nin kuruluşu çok eski tarihlere dayanıyor. Hıristiyan dünyasının büyük ilgisini çeken bu ilçe her yıl Noel Baba etkinliklerine sahne oluyor. Likya’nın en büyük tiyatrosundan kalanlar halen bölgenin önemli özellikleri arasında gösteriliyor. Likya’nın en iyi korunmuş tiyatrosunda halen birçok festival ve oyun sahneleniyor. Kekova Binlerce yıllık kalıntıları ve şehirleriyle yıllardır milyonlarca turistin ilgisini çeken Kekova, aynı zamanda her yıl binlerce yatın demirlediği eşsiz koylarıyla yatlara adeta doğal bir liman, barınak oluyor. Andriake Myra’nın liman kenti olarak bilinen Andriake, Myra’ya beş dakika uzaklıkta olan Çayağzı’nda bulunuyor. Her ne kadar Myra’nın liman kenti olarak bilinirse de Myra’nın yanında müstakil bir şehir görünümünde. Simena (Kaleköy) Simena’ya kara yolu bağlantısı olmayıp genellikle Çayağzı’ndan deniz yoluyla ulaşım sağlanıyor. Kalenin kuzeyinde kaya mezarlarında görülen Likya dilindeki yazıtlar, şehrin eksikliğini gösteriyor. Likya’nın birlik kentlerinden biri olduğu ve bağımsızlığı, sikkelerinden anlaşılıyor. Theimussa (Kale iskelesi-Üçağız) Burası aynı zamanda tekneler için iyi bir barınak. Üç tarafı yeşil teknelerle çevrili Üçağız Koyu doğal bir liman görünümünde. Koyun kuzey kıyısında yer alan Üçağız Köyü’nün içindeki kalıntılar ise Theimussa antik kentine ait. St. Nicholas (Noel Baba) Bütün dünyada “Noel Baba” adıyla tanınan, Avrupa ülkelerinde çoğunlukla Santa Klaus olarak bilinen Aziz Nicholas, Anadolu’da yaşamış bir din adamı. Günümüz İtalyası’nın Sicilya Adası, Napoli, Bari, Almanya’nın Frieburg ve hatta Amerika’da New York kentinin koruyucu azizi olma derecesine varan önemi, her yılın 6 Aralık günü yapılan anma törenleri ile daha da pekişiyor. Sura ve Cyaneae-Kyaenai (Yavi veya Yuva Köyü) Myra’ya yakın bir harabe yeri Sura... Çayağzındaki Andriake harabelerinin hemen üzerinde olup Kaş’a giden yol bugün Sura antik kentinin içinden geçiyor. Kyaenai ismi ise koyu mavi anlamına geliyor ve “Çınlayan Kayalar” adıyla da anılıyor. Bunun nedeni, rüzgarın buradaki kayalara çarparak çınlaması olarak düşünülür. Kanyon içindeki gizem: Saklıkent Bir kanyon içine gizlenmiş bu doğa harikası sarp kayalıkları, çınar ağaçları ve coşkulu kaynak suları ile doğa tutkunları için yürüyüş olanakları sunuyor. Türkiye’nin en büyük kanyonu olma özelliğini taşıyan Saklıkent’e ilk defa gidenler böylesi bir güzelliği geç keşfettiği için kendilerine kızabilir. Unutmadan suyunun oldukça soğuk olduğunu, boğucu yaz sıcaklarında gittiğinizde büyük bir keyifle fark edebilir, dönmek istemeyebilirsiniz. NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 29 HOBİ Suda yaratılan mucize Suyun üzerinde yürüyemezsiniz... Suyu koklayamazsınız... Suyu avcunuza alıp şekle sokamazsınız... Mucizeler yaratmak olası değildir günümüz dünyasında... Ama bir fırça ve boyayla, aklınızdan geçeni suya çizebilirsiniz. Yeni açmış bir çiçek, toprağa düşen damla ya da parıldayan bir güneş resmedebilirsiniz. Günümüz dünyasının mucizevi bir sanatıdır ebru... Mevlana’nın “Su nakış tutmaz diyen beri gelsin” sözünü haklı çıkarırcasına, suya imzanızı atar, dilediğiniz gibi saklarsınız. Yazı: Banu Sarı Arslan E bru sanatı, yoğunluğu artırılmış sıvı üzerine, topraktan elde edilmiş boyaların serpilmesi ve şekillendirilmesi esasına dayanıyor. Daha sonra, elde edilen renk ve desenler kâğıt üzerine aktarılıyor. Her ebru kendine özgü ve tekrarı mümkün değil. Bu özellik, 30 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 HOBİ sanatın kendisini de benzersiz kılıyor. Bütün el sanatları gibi ebru yapımı da sabır ve emek isteyen bir uğraş. Sabrınız ve emeğiniz, bir “ödül” olarak size geri dönüyor. Ebru yapmanın incelikleri Ebru, “bulut” anlamına gelen Farsça bir sözcük. Ortaya ilk olarak ne zaman ve nasıl çıktığı yönünde net bir bilgi yok. Ancak köklerinin 9. yüzyıla dayandığı belirtiliyor. Ebru hakkında Türkçe kaleme alınmış en eski eser, 1615’ten sonra yazılan “Tertib-i Risale-i Ebri.” Bu kitapçıkta isminden bahsedilen Şebek Mehmet Efendi’nin bilinen en eski ebrucu olduğu kabul ediliyor. Ebru yapımında ustalık kadar, kaliteli ve doğal malzemeler kullanılması da önemli. Islanınca yırtılmaması için birinci hamur kâğıt tercih etmek, su koyulan teknenin çinko, çelik, cam veya alüminyumdan olacağını bilmek gerekiyor. Ebrunun yapılabilmesi için üzerine boya serpiştirilecek olan su, belirli bir kıvamda olmalı. Kıvamını sağlamak için kullanılan malzemelerden en iyi sonuç veren ise kitre veya denizkadayıfı. Bunların dışında salep, nişasta, ayva çekirdeği veya keten tohumu da tercih ediliyor. Suya damlatılan boyaların suyun dibine çökmeden yayılmasını sağlamak için sığır ödü kullanılıyor. Öd miktarının çok iyi ayarlanmış olması gerekli. Aksi takdirde boya suyun dibine çökerek kâğıt üzerinde kalıcı olmuyor. Ebru fırçası, boyaların sıvı üzerine serpilmesi için kullanılır. Fırça, yeterli miktardaki at kılının gül dalına sarılmasıyla yapılıyor. Fırçanın yapılmasında at kılının kullanılmasının en önemli nedeni, bu malzemenin sert ve düz olması. Böylece, boyalar sıvının üzerine istenildiği gibi serpiliyor. Fırça sapının yapımında ise sağladığı esneklik nedeniyle gül dalı tercih ediliyor. Ebru yapımında kullanılan boyaların doğal olması ve yağ içermemesi gerekli. Çünkü bu durumda boya suyun içinde eriyerek kâğıda tutunamaz. Ebrunun en önemli malzemelerinden biri ise “biz.” Hem boyayı suya damlatmak hem de boyaya şekil vermek için kullanılan alet, çeşitli kalınlıktaki iğne, tel veya çivilerden yapılabilir. Önemli olan bizin paslanmaz bir malzemeden olması. Ebru suyunun hazırlanmasında genel bir ölçü yok. İki litre suya yaklaşık iki çorba kaşığı kitre ilave edilerek üç, dört gün kadar kitrenin şişmesi bekleniyor. Boza kıvamına yakın olan kitreli su, bir tülbentten geçirilerek süzülüyor ve köpürmesini engellemek için yavaş yavaş tekneye aktarılıyor. Ardından, önceden hazırlanmış olan boya, fırça veya biz yardımıyla teknenin içindeki suyun üzerine damlatılıyor ya da serpiliyor. Boyaların nasıl damlatılacağı, biz veya fırçanın ne şekilde kullanılacağı, yapılacak ebrunun türüne göre farklılık gösteriyor. Son aşamada kâğıt, teknenin üzerine serilerek su üzerinde oluşan desenin kâğıda geçmesi sağlanıyor. Birkaç saniye suyun üzerinde bekletilen kâğıt kaldırılarak kuruması için iki ucundan asılıyor. Ebru çeşitleri Battal ebru: Tüm ebru türlerinin temeli olarak kabul edilen bu ebru türünde, boyalar koyudan açık renge doğru serpilir. Bir ebrucunun ustalığının, yaptığı battal ebrulardan belli olduğu söylenir. Gel-git ebru: Battal ebru üzerine daldırılan bizin soldan sağa veya yukarıdan aşağıya doğru gezdirilmesiyle elde edilir. Taramalı ebru: Bir gel-git ebru türüdür. Gel-git ebru yatay yapılmışsa biz dikey, dikey yapılmış ise yatay olarak gezdirilir. Taraklı ebru: Battal veya gel-git ebru üzerine bir tarak yardımıyla gel-gitler yapmak suretiyle yapılan ebru türüdür. Neftli battal ebrusu: Battal ebrusunda en son olarak serpilecek boyanın içine yeteri kadar “neft” katılması sonucunda meydana gelen ebru desenidir. Neftli boya yüzeye serpildikten sonra, yüzeyde hava kabarcıklarına benzer desenler meydana getirdiği için farklı bir güzellik meydana gelir. Çiçekli ebru: Hattat Necmeddin Okyay tarafından bulunan ebru çeşididir. Aynı rengin üç farklı tonuyla zemininin üstüne, bizin ucundan boya damlatılır. Belli bir büyüklüğe gelen dairesel boyalar, farklı kalınlıklardaki bizler yardımı ile desenlendirilerek çiçek şekline benzetilir. Yazılı ebru: Yine, Hattat Okyay’ın buluşu olan bu ebru türü, kâğıt üstüne zamk ile yazı yazılıp yazının kurutulması, daha sonra kâğıdın ebrulanması tekniğine dayanır. Şal ebrusu: Oluşturulan desenler şala benzediği için bu ismi almıştır. Gel-git ebru ile oluşturulan desenlerin bir biz yardımıyla dairesel hareketlerle karıştırılması veya teknenin çaprazına doğru geniş aralıklı gel-git hareketleri yapılmasıyla elde edilir. Bülbül yuvası ebru: Tekne yüzeyine serpilen boyaların bir biz yardımı ile büyükten küçüğe doğru dairesel hareketler yaparak şekillendirilmesiyle oluşur. Hafif ebru: Özellikle hattatların üzerine yazı yazması için elverişli olan açık veya soluk renkli bir ebru türüdür. Kullanılan boyaya daha fazla su ve öd karıştırılmasıyla daha soluk ve açık renkler elde edilir. Hatib ebrusu: Ebru üstatlarından Ayasofya Camisi Hatibi Mehmet Efendi tarafından bulunan bu nedenle hatib ebrusu olarak anılan bir türdür. Herhangi bir ebru türü üzerine bir biz veya damlalık kullanılarak boya damlatılması, ardından bu boyanın üzerine ikinci, üçüncü veya dördüncü boyanın damlatılması suretiyle elde edilir. Ardından bu iç içe geçen dairelere biz ile şekil verilerek elde edilir. Kumlu ebru: Tekne yüzeyine serpilen boyaların kum gibi dağılması ile meydana gelen ebru çeşididir. Ebru terapisi insan ruhunu beslemenin yanı sıra, hem kişisel motivasyonu hem de bireyler arasında inşa edilmesi gereken birbirine karşı inancı olumlu yönde geliştiriyor. Bu sayede kişisel çıkarlar, yerini beraberlik olgusuna bırakıyor. İnsanları günlük iş yaşamındaki stresten uzaklaştıran ebru, katılımcıların iç dünyalarını keşfetmesine yardımcı oluyor. NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 31 ÜNLÜ SÖYLEŞİSİ HÜSEYİN TURAN Türkü dışında elimizde samimi bir şey kalmadı S on albümü “Dolu”yu 2012 yılında piyasaya çıkaran, albümünün adı gibi dolu dolu birçok türkü seslendiren Hüseyin Turan, müzik dünyasına dair umutlu olmak isteyenlerden. Etkileyici sesi, sempatik tarzıyla tanıdığımız Hüseyin Turan ile kekemeliğini, albümünü ve müzik sektörünü konuştuk. O yıllarda üniversite tercihlerimi yaparken boşta kalmamak için daha düşük puanla girilen muhasebe bölümünü de yazmıştım. Yoksa bana uyan ve sevdiğim bir meslek değil. Yıllar sonra çıkan afla orayı da bitirdim. Kekeme olmanız iyi bir türkücü olmanıza Muhasebe eğitimini yarıda bıraktınız. Mu- engel olmadı. Bu tarz sorunlar yaşayan in- hasebe size ne kadar uyuyordu ki o bölüme sanlara örnek teşkil ediyorsunuz. Bu gibi sı- girdiniz? Yoksa bu eğitimi almanızda aileniz kıntılar yaşayan insanlara neler önerirsiniz? mi yönlendirici oldu? Özgüvenli olmak ne kadar önemli burada? Tabii ki başta özgüven şart... Özgüven her insan için olması gereken bir yetenek bence. Ben ömrüm boyunca bunu sıkıntı yapmadım. Hatta bu yönümle dalga geçerek beni sıkıntıya sokacak şeyleri aştım diyebilirim. Bununla ilgili sıkıntısı olanlara önerim şu ki yaşın küçük olması tedavi açısından önemlidir. Büyük yaşta olup aşamayanlar içinse, bunun, kendilerinin gözü kulağı gibi bir parçaları olduğunu kabullenmeleri gerekli. Türküyü “benim için türkü; cennet kadar sır, insan kadar zahirdir” diye özetliyorsunuz. Neden türkü bu denli önemli? Türküler öz kültürümüzün bir parçası ve üstüne titrenmesi gereken güzelliklerimizden bir tanesi. Yüzyılların süzgecinden geçip şimdiki durumuna erişmişler. Halkın tarihini ve bakış acısını yansıtırlar. Kısacası samimi olan başka bir şeyimiz kalmadı elimizde. Kendi iç dinamiğimiz acısından türkülerimiz çok önemli diye düşünüyorum. Bugünün müzik algısına baktığımızda türkü nerede duruyor? Günümüzde insanların beğenileri tüketim hızımızla doğru orantılı olarak çok hızlı bir şekilde değişti. Geldiğimiz noktada müziğin yozlaşmasının yanı sıra, türküler de kendi içinde çok yozlaştı. Değişen koşullar ve basitleşme beraberinde hiçbir içeriği olmayan boş ürünler ortaya çıkardı. “Müziğin ve müzik sektörünün bir dibe vuruş yaşadığını düşünüyorum. Bu dibe vuruştan daha iyi şeylerin çıkacağını düşünüyorum. Yani bu kültür emperyalizmi bir gün son bulacaktır.” 32 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 Ardı ardına şarkıcılar ve yeni, içleri boşaltılmış şarkılar çıktıkça bazı değerler unutuluyor. Siz gençlere bu konuda nasıl seslenmeyi doğru buluyorsunuz? Gençlerimizin büyük çoğunluğu bu kültürden habersiz. Ne zaman bu başarıldı açıkçası ben de gözlemleyemedim. Bir anda bütün beğeniler değişti. Böylesi geçiş dönemlerinde bu ÜNLÜ SÖYLEŞİSİ HÜSEYİN TURAN KISA-KISA Şehir: İş Koku: Fark Vazgeçemem: Türküler Türkü: Aşk Hali Türkücü: Sorumluluk Tat: Dünya Aşk: Yaratma Dost: Zenginlik Hedef: Burnumuzun ucu Aile: Anlam Renk: Aydınlık Korku: Başlangıç Hayvan: İnsan Film: Yaşamak hep olur. Ben kendi adıma müziğin ve müzik sektörünün bir dibe vuruş yaşadığını düşünüyorum. Bu dibe vuruştan daha iyi şeylerin çıkacağını düşünüyorum. Yani bu kültür emperyalizmi bir gün son bulacaktır. Bugünün Türkiyesi’nde yarına bırakılacak en değerli şey nedir? Yarına bırakacağımız en değerli hazinemiz kültürümüz. Bunu başarırsak bu ülkenin yasama şansı da o derece artacaktır. Yeni nesillerin bunu idrak edeceğini umuyorum. Son albümünüz Dolu nasıl tepkiler aldı? Benim her albümümde, albümün imzası di- yebileceğimiz eserler olur. Dolu albümünde de bu eser bunu karşılıyor. Gerçekten söz olarak da müzik olarak da zor ve algılanmasının da aynı zorlukta olacağını düşündüğüm bir eser. Önümüzdeki dönem konser rotalarınız nereler? Konserlerimizi huseyinturan.com ve Facebook sayfalarımızdan duyuruyoruz. Yoğun bir festival takvimimiz var. Elimizden geldiğince yurdun her yerine gitmeye çalışıyoruz. Sanatçılar aktif oldukları dönemde bilinir, para kazanırlar. Siz kendinizi ilerisi için nasıl garantiye alıyorsunuz? Benim şirketimden dolayı BAĞ-KUR emekliliğim olacak. Ayrıca da özel bir kurumun bireysel emeklilik primlerini ödüyorum. Öfkeli misiniz? En çok nelere öfkelenirsiniz ve öfkenizi nasıl yatıştırırsınız? Her insan kadar öfkem var tabi ki. Ama öfke kontrolü konusunda iyiyimdir. Tavsiyem öfkelendiğinizde, burun deliklerinizin birinden derin nefes alıp diğerinden bu nefesi boşaltın ve bu nefese odaklanın. Öfkeniz saniyeler içinde geçiyor. Bu işi yapmıyor olsaydınız hangi mesleği seçerdiniz? Başka meslek düşünemiyorum. Türkü söylemek benim için yaşam biçimi aynı zamanda. NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 33 LÜKS 570 HP’lik Türkiye’de! Ferrari 458 Spider Tofaş çatısı altında Ferrari ve Maserati markalarının Türkiye distribütörlüğünü yürüten FerMas, Ferrari’nin en yeni modeli 458 Spider’ı 540 bin eurodan başlayan anahtar teslim satış fiyatıyla Türkiye’de ilk müşterilerine teslim etmeye başladı. İlk olarak 2011 yılında Frankfurt Otomobil Fuarı’nda tanıtılan ve o dönemden bu yana ülkemizde yedi adet sipariş alan Ferrari 458 Spider, İtalyan lüks spor otomobil üreticisi Ferrari’nin yenilikçi V8 motor ve üstün tasarım özellikleriyle ön plana çıkan en yeni modeli olmasıyla dikkat çekiyor. 34 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 LÜKS F errari’nin arkadan itişli ve orta-arka motorlu spor otomobil serisinin evrimini simgeleyen yeni modeli Ferrari 458 Italia modelinin katlanabilir metal tavanlı versiyonu olarak ön plana çıkan Ferrari 458 Spider, yeni yıl itibarıyla ülkemizde de satışa sunuldu. 540 bin eurodan başlayan anahtar teslim satış fiyatıyla dikkat çeken Ferrari 458 Spider’dan yedi adet sipariş alan FerMas, ilk müşterilerine araçlarını teslim etmeye başladı. 1430 kilogramlık boş ağırlığa sahip olan Ferrari 458 Spider, 570 HP güç ve 540 Nm tork üreten V8 motoru ve çift kavramalı, direksiyon üzerinden vites değiştirme imkânı sunan F1 tipi şanzımanıyla sıra dışı performans verilerine imza atıyor. 0-100 km/s hızlanmasını 3,4 saniyenin altında tamamlayan Ferrari 458 Italia, 320 km/s’lik son hız değeri ve 100 kilometrede ortalama 11,8 litrelik yakıt tüketimiyle de çarpıcı sonuçlara imza atabiliyor. Ferrari 458 Spider’ın Katlanabilir Metal Tavanı 14 Saniyede Açılıyor! Pininfarina imzalı tasarıyla dikkat çeken Ferrari 458 Spider, aynı zamanda hem katlanabilir metal tavanlı hem de orta-arka konumlu motora sahip ilk spor otomobil olmasıyla da ön plana çıkıyor. Ferrari patentli ve tamamen alüminyumdan üretilen katlanabilir “hard-top” tavan, geleneksel “softtop” tavanlara göre 25 kilogram daha hafif olmasıyla da dikkat çekiyor. Ayarlanabilir elektrikli rüzgâr kesiciyle donatılan Ferrari 458 Spider, 200 km/s’nin üzerindeki hızlarda bile araç içindeki yolcularının rahatlıkla sohbet edebilmesine olanak tanıyor. NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 35 TEKNOLOJİ Samsung ES8000’in Akıllı İçeriğiyle Sınırsız Eğlencenin Kapılarını Aralayın Tüketici elektroniğinin yenilikçi ve lider gücü Samsung Electronics geçtiğimiz günlerde piyasaya sunduğu Smart TV Samsung ES8000 ile anında ve sınırsız eğlence sunuyor. Kavisli şık ayak tasarımı ile tamamlanarak ekran boyutu 65 inçe kadar büyütülen Samsung ES8000’in içindeki çift çekirdekli işlemci sayesinde kullanıcılar bir yandan web üzerinde gezinirken, diğer yandan birkaç uygulamayı çalıştırabilir veya indirme işlemi yapabilir. Ayrıca, binlerce kullanıcının tercih ettiği TV uygulamaları platformu olan Samsung Apps üzerinden de çeşitli içeriklere ulaşabilmek mümkün. Samsung Smart TV ES8000: Üstün Kalite ve Akıllı İçerik (Smart Content) Hem Global hem de lokal sınırsız içerik ve uygulamaların yer aldığı Smart Hub ile Samsung Smart TV Eğlence dünyasında yeni bir çığır açıyor. Samsung Smart TV’nin odağında, tüketicilerin ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak üzere zengin ve kişiselleştirilmiş bir içerik sunmak var. Facebook, Twitter, Angry Birds, Discovery Channel da dâhil olmak üzere şu anda dünya çapında bulunan 1.400’den fazla Smart TV uygulamasına ek olarak Türkiye’de erişilebilen Warner Bros., RHI Entertaintment, Walt Disney ve National Geographic 3D içerikleri ile, CNN Türk; İşTV gibi yüzlerce uygulama da Türk kullanıcıların hizmetine sunuluyor. Üstelik Samsung’un AllShare özelliği sayesinde tüketiciler tüm bu içeriklere diğer akıllı cihazlarından da erişebiliyor. Samsung, sadece yerel değil global içeriklere de yer vererek tüketicilerin ihtiyaçlarına daha iyi cevap veriyor. Samsung 2012’de AllShare hizmetini yenileyerek, içeriğin, konumu fark etmeksizin bir cihazdan diğer bir cihaza veya Cloud’a aktarılmasını mümkün kılan “AllShare Play”e dönüştürdü. AllShare Play tüketicilerin içeriği manuel olarak Cloud’a aktarmalarını veya Smart TV ya da diğer mobil cihazlarından içerik aktarmalarını mümkün kılıyor. AllShare Play ayrıca sınırlı boyutta çevrimiçi depolama donanımına da sahip olacak. Stil Sahibi Bayanlar için Pentax LS465 İster Film İzle İster Sunum Yap Yeni PENTAX Optio LS465 dijital fotoğraf makinesi adeta bayanlara özel olarak tasarlandı. Günlük yaşamda rahatça yanınızda taşıyabileceğiniz LS465, asla ağırlığını hissettirmiyor. En ufak el çantasına bile rahatça sığabilen kompakt boyutu, pembe, mor ve siyah rengi seçenekleriyle oldukça şık ve dikkat çekici… Üstün Pentax teknolojisinin bir ürünü LS465, fotoğraf makinelerini yanlarından ayırmak istemeyen ama aynı zamanda modaya ve tarzlarına uygun bir seçim yapmak isteyen bayanlara en kaliteli fotoğrafları ve eğlenceli filmleri zahmetsizce çekebilme fırsatı da sunuyor. LG’nin 3D projektörü BX327, sunumlarda fark yaratıyor, kullanıcılara kusursuz film izleme keyfi sunuyor. LG, kusursuz görüntü kalitesi sağlayan yeni 3D projektörü BX327 ile sunum, işinin bir parçası olan kişilerin tüm gereksinimlerini karşılıyor. Hafif ve portatif projektör, yüksek çözünürlüğüyle net ve pürüzsüz görüntülü sunum deneyimine yeni bir boyut kazandırıyor. DLP teknolojisi kullanan projektör renklerin dağılmasını engelleme özelliğine sahip. Renkleri canlı ve parlak gösteren BX327, DLP teknolojisi ile yüksek görüntü kalitesi sağlıyor ve sunumlarda fark yaratmasının yanı sıra kusursuz film izleme keyfi sunuyor. Ergonomik ebatlı ve şık tasarımlı ürün, USB memory ve harici hard disk ile çalışabiliyor. Dolayısıyla film izlemek için ekstra olarak dizüstü bilgisayar veya DVD’ye gerek kalmıyor. BX327 projektör, sesin güçlü şekilde oda içine yayılmasını sağlayan 5W stereo speaker ile evde film izleme deneyimini keyiflendiriyor. Projektör, birçok 3D formatıyla uyumlu çalıştığı için kullanıcılara içerik açısından kolaylık sağlıyor. İşi gereği gün içinde sunum yapması gereken kişilerin vazgeçilmezi olmaya aday LG BX327 projektörün Türkiye’de satış fiyatı 1349 TL olarak belirlendi. 36 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 TEKNOLOJİ Eğlence için Etkin Güç Yeni Satellite P-serilerinde bulunan tüm modeller en son Intel® işlemciler ve yeni nesil NVIDIA® grafik teknolojileri ile güçlendirilmiş. Bunlar, çoklu görev ve yüksek çözünürlüklü multimedya uygulamalarını kapsayan en zor hesaplamaları gerçekleştirecek yeterli gücü sağlar. Dizüstü bilgisayarlar geniş HDD kapasitesi veya Solid State (SSD) bellek destekli opsiyonel Hibrid HDD donanımıyla yanıt süresini ve uygulama yüklemesini hızlandırarak P-serisinin performansını daha da artırır. Bazı Satellite P855 modellerinde 15.6’’ geniş ekran Full-HD TruBrite™ 3D görüntü destekli, gözlüksüz 3D teknolojisi bulunuyor. Bu cihazlar, gerçek 3D görüntü deneyimini 3D ve Blu-ray filmleri izlerken veya 3D oyunları oynarken 3D gözlüğe gerek olmadan yaşatır. Samsung GALAXY S III, Türkiye’de Satışta! GALAXY S III, cihaz ile kullanıcı arasındaki etkileşim deneyimine yeni boyutlar kazandırıyor. Yüzünüzü, sesinizi ve hareketlerinizi algılayacak kadar akıllı olan GALAXY S III, daha kullanışlı ve doğal bir kullanıcı deneyimi sağlayacak şekilde kullanıcıya göre kendini adapte ediyor. Yenilikçi “Akıllı Bekleme” özelliği sayesinde GALAXY S III, telefonunuzu kullandığınızda bunu anlıyor (kitap okumak, Web üzerinde gezinmek gibi); bu durumda ön kamera gözlerinizi belirliyor ve telefon ekranı parlak ışık düzeyini koruyarak izleme zevkinizi sürekli kılıyor. GALAXY S III yalnızca yüzünüzü ve sesinizi tanımakla kalmaz, aynı zamanda hareketlerinizi de anlayarak en üst düzeyde kullanım kolaylığı sunar. Örneğin, birine mesaj yazarken vazgeçip telefon etmeye karar verirseniz, telefonunuzu Kolayca ve Anında Paylaşım kulağınıza götürdüğünüzde “Akıllı Arama” numarayı çevirecektir. ‘Akıllı uyarı’ özelliği sayesinde, GALAXY S III cevapsız çağrılar ve yeni mesajlarla ilgili sizi bilgilendirmek için kısa bir titreşimle uyarır. Samsung GALAXY S III yalnızca tek bir kişinin tadını çıkaracağı kişisel bir cihaz değildir; akıllı telefonun sağladığı yararları nerede olursanız olun ailenizle ve arkadaşlarınızla birlikte yaşamanızı ve paylaşmanızı sağlar. GALAXY S III, Android™ Beam üzerine geliştirilen yeni ‘S Beam’ ile başka bir GALAXY S III telefonuna dokunarak 1GB boyutundaki bir filmi yaklaşık üç dakikada, 10MB’lık bir müzik dosyasını yaklaşık iki saniyede paylaşabilmenize olanak sağlar, üstelik Wi-Fi veya hücresel bir sinyal olmasa bile! ‘Arkadaş fotoğrafı paylaşma’ işlevi de doğrudan doğruya kameradan çekilen veya fotoğraf galerisinde bulunan bir resmi kolayca ve eş zamanlı olarak resimdeki tüm arkadaşlarınızla paylaşabilme olanağını sunar. ACER ile Her Yerde İnternet Aspire S3 Ultrabook inanılmaz inceliği ve hafifliği, 4 kat hızlı internet bağlantısı, uyku modunda 50 güne kadar süren pil ömrü, hızlı işlemcisi ve geniş sabit disk kapasitesiyle Acer Aspire S3 dizüstünde devrim yaratıyor. Iconia A100 tabletle E-kitap okumak, film seyretmek, oyun oynamak, sosyal ağlarda gezinmek ya da multimedya keyfi yaşamayı hak ediyorsunuz. 2. nesil Aspire One Happy internette gezinmek, fotoğraf ve video görüntülemek ve iş için araştırmalar yapabilmek için kablolu ve kablosuz bağlanabilirlik seçenekleri sunuyor. NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 37 SPOR Devler Kapıştı, Sportmenlik Kazandı 2011-2012 sezonu tüm spor dallarında acı tatlı anılar bıraktı. Kimi olumsuzluklar yaşansa da sonuç her takımın yüzünü güldürdü. Özellikle futbolda birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulan bir sezon sonunda, sahaları coşturan takımlar kupaları kaldırırken, taraftarlara da tatlı bir rekabete sahne olacak yeni sezonu beklemek kaldı. Süper Lig’de son söz Galatasaray’ın 38 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 SPOR Süper Lig’de Galatasaray şampiyonluğa ulaştı. Tarihinin 18.şampiyonluğunu elde eden Sarı-Kırmızılı ekip, şampiyonluğu kazanırken zorlu bir tünelden geçti. B ir önceki sezonu üç teknik adamla tamamlayan ve tarihinin en kötü sezonlarından birine imza atarak taraftarını üzen Galatasaray, 2011-12 sezonuna baştan aşağı yenilenerek girdi. Mayıs ayında yapılan kongrede başkanlığa seçilen Ünal Aysal’ın ilk icraatlarından biri takımın başına, kulübün efsane isimlerinden Fatih Terim’i getirmek oldu. “İmparator” lakaplı Terim, takımla çalışmalara hemen başlasa da temmuz ayına kadar atılmayan imza kafalarda soru işareti yarattı. Tecrübeli teknik adam, 1 Temmuz günü imza töreninde basının karşısına çıktı ve “Ben imzamı 1972’de atmıştım’’ diyerek taraftarları rahatlattı. Fatih Terim transfer çalışmalarına hızlı girdi. Birçok oyuncu takımdan gönderildi. Yeni isimler transfer edildi. Takım baştan aşağı yenilendi. Terim, takımı kaptan Arda’nın üzerine kurmayı planlarken, beklemediği bir gelişmeyle karşılaştı. Arda Turan, sezonun başlamasına kısa bir süre kala Atletico Madrid’e transfer oldu. Sarı-Kırmızılı ekip, Olympiakos’tan Riera’yı alarak Arda’nın boşluğunu doldurmaya çalıştı. galatasaray, sezona hem kulübün hem de Fatih Terim’in iyi anılarının olmadığı Olimpiyat Stadı’nda başladı. Olimpiyat Stadı’nın Galatasaray için şanssızlığı ligin ilk haftasında da devam etti. İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşısında alınan 2-0’lık yenilgi taraftarların kafasında “Acaba yine aynı senaryo mu” sorusunun oluşmasına neden oldu. O gün ilk 11’de yer alan Çağlar, Servet, Gökhan Zan ve Sabri sezon içinde fazla forma şansı bulamamaya başlayacak, Kazım ise devre arasında Olympiakos’a gönderilecekti. Galatasaray ilk 8 haftayı 4 galibiyetle kapatarak vasat bir tablo çizecekti. 8. haftada oynanan Gaziantepspor maçında alınan 4-2’lik yenilgi, Terim’in taşları yerinden oynatmasına neden oldu. TT Arena’da oynanan karşılaşmada sakatlanan Gökhan Zan ve onun yerine girmesine rağmen kısa bir sonra kırmızı kart görerek cezalı duruma düşen Servet Çetin’in yerine bir sonraki maçta yeni bir isim forma giyecekti: Semih Kaya. Kayserispor ile Kadir Has Stadı’nda oynanan maçta formayı kapan Semih, o maçta gösterdiği performansla takımın değişilmez isimlerinden biri oldu. Ujfalusi ile iyi bir ikili oluşturan genç futbolcu, Galatasaray’ın sezonu 24 golle ligin en az gol yiyen takımı olarak kapatmasında başrolü oynadı. Kayserispor maçından sonra, Mersin İdman Yurdu ve Beşiktaş maçlarında alınan 0-0’lık sonuçlar ise Terim’in hamlesini bu sefer hücum hattı üzerinde yapmasını sağladı. Terim, 12. haftadaki Sivasspor maçına çift forvetle çıkarak Elmander ve Baros’u sahaya beraber sürdü. Kariyerinin en verimli sezonlarından birini yaşayan Elmander o maçta kırmızı kart görse de oynadığı futbolla verimini artırmış, Milan Baros da attığı golle takımına katkıda bulunmuştu. Üst üste aldığı puanlarla üst sıralara tırmanan Sarı-Kırmızılı takım, liderliği ezeli rakibi Fenerbahçe’yi TT Arena’da 3-1 yenerek ele geçirdi. Terim, bu maçta da beklenmeyen bir hamle yapmış, genç Emre Çolak’ı sahaya sürmüştü. Emre, gösterdiği performansla herkesi şaşırtarak derbinin kahramanlarından biri olurken, ilerleyen haftalarda devamlı olarak ilk 11’de yer buldu. Galatasaray, derbi galibiyetiyle gelen liderliği korumayı son haftaya kadar başarırken, gösterdiği performansla herkesin takdirini kazandı. Sarı-Kırmızılı takım, normal sezonda 9 maçlık galibiyet, 14 maçlık yenilmezlik, 7 maç deplasmanda gol yememe serileri yakaladı. Sezon başında Lazio’dan transfer edilen Fernando Muslera, 17 maç gol yemeyerek Galatasaray’da daha önce forma giymiş Güney Amerikalı kaleciler Faryd Mondragon ve Claudio Taffarel’in rekorlarını kırdı. Galatasaray 34 haftayı, 77 puanla lider bitirdi. 69 gol atarak ligin en çok gol atan takımı, 24 gol yiyerek ligin en az gol yiyen ekibi oldu. Sadece 3 kez mağlup oldu. Bu 3 yenilgi de Anadolu takımlarına karşı alındı. İstanbullu ezeli rakiplerine karşı oynadığı 4 maçta da yenilgi yüzü görmedi. Trabzonspor’u deplasmanda 3-0 mağlup ederken, TT Arena’da 1-1 berabere kaldı. Başarıda en büyük pay sahiplerinden birisi Selçuk İnan’dı. Sezon başında Trabzonspor’dan transfer edilirken aldığı ücret nedeniyle polemik konusu olan 26 yaşındaki futbolcu, oynadığı futbolla bu tartışmalara kısa süre içinde noktayı koydu. Selçuk, normal sezonda 33 maçta 11 gol kaydederken, serbest vuruşlardaki başarısıyla Hagi’den sonra duran toplardan gol özlemi çeken Galatasaray taraftarının kahramanı oldu. Yardımcı antrenör Hasan Şaş, yıldız futbolcuyu bir yemek esnasında ikna ederek belki de Süper Lig’in kaderinin yaz aylarından çizilmesini sağladı. Normal sezonda fırtına gibi esen ve en yakın rakibi Fenerbahçe’ye 9 puan fark atan Galatasaray, Süper Final’de ise oldukça zorlandı. Normal sezonun bitimine 1 maç kala yaşanan Melo-Riera kavgasını kriz haline getirmeden sonlandıran Terim, yağmur nedeniyle iki gün sonraya ertelenen Beşiktaş deplasmanında bu iki futbolcudan da yararlandı. İnönü’den biri Melo’nun golü olmak üzere 2-0’lık skorla dönen Galatasaray için, bir sonraki hafta Fenerbahçe karşısında alınan yenilgi hesapların değişmesine neden oldu. Fenerbahçe’nin nefesini ensesinde hisseden Galatasaray, sezonun son maçına Kadıköy’de çıktı. 1999’dan beri rakibini Kadıköy’de yenemeyen Galatasaray, kendisine yeten beraberlikle Şükrü Saracoğlu Stadı’ndan ayrılarak 2011-12 sezonunun şampiyonu oldu. Sarı-Kırmızılı takımda Selçuk sezonu 13 golle tamamlarken, Johan Elmander ve Juventus’tan kiralık olarak takıma kazandırılan ama kısa sürede taraftarın sevgilisi olan Felipe Melo 12’şer gol attı. Sezonun devre arasında Galatasaray’a geri dönen Necati Ateş ile Milan Baros ise 8’er gol atarak şampiyonlukta pay sahibi olan isimler oldu. NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 39 SPOR Şampiyonluğun Rengi Siyah-Beyaz Beşiktaş; dar kadrosuna, sakatlıklara, takımdan ayrılanlara ve sezon içinde birçok badire atlatılmasına rağmen yılmadan çalışmanın karşılığını almasını bildi. S ezon başında eski Basketbol Şube Sorumlusu Şeref Yalçın’la başantrenör Ergin Ataman’ın kafa kafaya vererek kurduğu ekip, Milangaz gibi bir markayı da yanına aldı. Beşiktaş, sezon başında NBA’de yaşanan lokavttan yararlandı, Deron Williams’ı transfer ederek güçlü bir takım havası oluşturdu. Bu gelişme ‘şov’ olarak değerlendirilse de yıldız basketbolcunun performansı Türkiye’ye tatile gelmediğini göstermeye yetti. NBA’de işlerin yola girmesiyle birlikte Deron ve Semih Erden’in ABD’ye dönmesi, birçok soruyu da peşi sıra getirdi. “Deron Williams ve Semih Erden’i kaybeden Beşiktaş, ne yapacaktı?” Beşiktaş’ın ilk hamlesi ilginçti. Sakatlığından dolayı 6 ay oynamayan ve hiçbir kulübün yüzüne bakmadığı Pops Bonsu-Mensah kadroya dâhil edildi. Böylece Semih’in yokluğu giderilmişti. Peki, Deron’un yeri nasıl dolacaktı? Kartal, çözümü 33 yaşındaki Porto Rikolu oyun kurucu Carlos Arroyo’da buldu. Arroyo’nun Türkiye’yi emeklilik için seçtiği iddiaları dolaşmaya başlasa da Portorikolu gençlerden iki kat daha fazla çalıştı, takımın liderliğini üstlendi. Mensah da sanki sakatlık geçirmemiş gibi formunun zirvesinde bir oyun ortaya koydu. Bu gelişmelerin ışığında sezon finaline yaklaşıldı. İlk sınav Türkiye Kupası’ydı. Konya’nın yolunu tutan Siyah-Beyazlılar yarı finalde Galatasaray Medical Park’ı, finalde Banvit’i yere sererek ilk kupayı müzesine taşıdı. Fakat Can Akın’dan gelen sakatlık haberi, dar olan Türk rotasyonunu olumsuz etkiledi. Bu 40 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 deprem sırasında Beşiktaş’ta yönetim değişmiş, yeni başkan ve hedefler belirlenmişti. Ama Şeref Yalçın yine takımıyla birlikte yola devam ediyordu. Rota şimdi Koraç’a, yeni adıyla EuroChallenge Cup’ı kazanmaya çevrilmişti. Turnuvada finalfour’a kalan Beşiktaş, ilk maçta ev sahibi Szolnoki, finalde Fransız Elan Chalon’u geçerek kupa koleksiyonunu ikilemiş oldu. Gözler artık lig şampiyonluğundaydı. Ligi dördüncü bitiren Beşiktaş, çeyrek finalde Fenerbahçe Ülker’le eşleşti. Sarı-Lacivertlileri 2-0 deviren Kartal, yarı finalde Galatasaray Medical Park’a rakip oldu. Beşiktaş, Türkiye Kupası’nda yendiği Sarı-Kırmızılıları da 3-1’le saf dışı bıraktı. Finalde, Banvit’i eleyen Türk basketbolunun lokomotifi Anadolu Efes vardı. Mutlu sona da az kalmıştı. İlk iki karşılaşma Efes’in sahasında oynanacaktı. Beşiktaş, rakip salondaki ilk 2 maçı kazanarak 2-0’lık avantaj elde etti. Kartal, kazanmaya devam ederken; FIBA’dan da sevindirici haber geldi. Beşiktaş, artık devlerin bulunduğu THY Avrupa Basketbol Ligi’nde direkt boy gösterecekti. Seride üçüncü mücadeleyi kaybeden Beşiktaş, bir sonraki müsabakada durumu 3-1’e taşıdı. Parkeye 7 oyuncuyla çıkmak zorunda kalan Beşiktaş, 5. maçta yine takıldı: 3-2. Artık gözler 6. karşılaşmadaydı. Beşiktaş kazanırsa şampiyon olacak, kaybederse psikolojik üstünlüğü Efes’e devredecekti. Kırılma noktası pozisyonundaki randevuda Kartal, Efes’i 80-76 devirerek sezonu 3 kupayla bitirdi. Tarih artık Beşiktaş’ı yazıyordu... SPOR Fileler Eczacıbaşı VitrA ile Dalgalandı Aroma Bayanlar Voleybol Birinci Ligi final serisinde Vakıfbank Türk Telekom karşısında 2 galibiyet alarak seriyi 2-0 kazanan Eczacıbaşı VitrA, lig tarihindeki 23. şampiyonluğunu elde etti. T ürk voleybolunun köklü takımlarından olan ve birinci ligin adeta ‘’demirbaş’’ı haline gelen kulüp, lig tarihindeki 33 elde etmiş oldu. 2011-2012 sezonu normal lig konuk takım olduğu serinin ilk maçını 24-26, 25- etabını 20 galibiyet, 2 yenilgi ve 61,20 puanla 18, 25-23, 18-25 ve 6-15’lik setlerle 3-2 kazandı 2. sırada tamamlayan Eczacıbaşı VitrA, final se- ve seride 1-0 öne geçti. İkinci maçta rakibine sezonda 23. kez şampiyonluk kupasını mü- risinde Vakıfbank Türk Telekom, İller Bankası 25-21, 21-25, 25-19, 24-26 ve 15-9’luk setlerle zesine götürdü. Eczacıbaşı VitrA böylece, ve Nilüfer Belediye ile (B) Grubu’nda yer aldı. 3-2 üstünlük sağlayan Eczacıbaşı VitrA, seriyi 2-0 Fenerbahçe’nin 3 sezonluk şampiyonluk serisini Grubunu 3 galibiyet ve 9 puanla namağlup bi- kazanarak 23. kez şampiyonluğunu ilan etti. Bu de sonlandırmış oldu. Lig tarihinden önce de 5 tiren Eczacıbaşı VitrA, yarı finalde Galatasaray’ı iki takım geçen sezon da yarı finalde eşleşmiş kez Türkiye birincisi olan turuncu-beyazlı kulüp, 3-1 yenerek finale yükseldi. Final serisinde Vakıf- ve Eczacıbaşı’nı 3-2’lik skorlarla 2-0 yenen Vakıf- böylece toplamda 28 kez Türkiye şampiyonluğu bank Türk Telekom ile eşleşen Eczacıbaşı VitrA, bank, finale yükselmişti. NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 41 KÜLTÜR SANAT Sezen Aksu Acoustic Band Mustafa Ceceli Tarih : 13 Temmuz 2012 21.00 Yer : Via/Port, İstanbul Sezen Aksu imzası taşıyan “Unutamam” adlı eseri seslendirmesiyle tüm dikkatleri üzerine çeken ve ‘En İyi Çıkış Yapan Solist’, ‘En İyi Çıkış Yapan Video Klip’ ödüllerini alan Mustafa Ceceli, müzik kariyerine genç yaşta başlayanlardan. 6 yaşındayken piyano eğitimi alan Ceceli, solo albümünü çıkarmadan önce yaptığı aranjelerle büyük ilgi topladı. Çakkıdı şarkısı Türk Pop Müziğine yeni bir soluk getirdi ve yoğun ilgi gördü. Ardından Kenan Doğulu, Sezen Aksu, Cenk Eren, Nükhet Duru, Sertab Erener, Ozan Doğulu, Emre Altuğ, Hande Yener, Ajda Pekkan, Emel, Sıla, Levent Yüksel, Serdar Ortaç, Bengü, Gülşen, Murat Boz, Ziynet Sali gibi önemli müzisyenlerle çalışan Ceceli, yaptığı aranjelerle hızlı yükselişini devam ettirdi. “Unutamam” ile müzik listelerinde uzun süre zirvede kalmasının ardından Ceceli, ilk olarak “Limon Çiçekleri” isimli single›ını çıkardı, ardından kendi adını taşıyan ilk solo albümüyle sevenlerinin karşısına çıktı. 16. Kral TV Müzik ödülleri ve 37. Altın Kelebek ödülleri gecesinde ‘En İyi Erkek Sanatçı’, ‘En İyi Albüm’, ‘Yılın En İyi Çıkış Yapan Şarkısı’ ve ‘En İyi Çıkış Yapan Sanatçı’ ödüllerine layık görülen şarkıcının, söylediği her şarkı müzik listelerinde zirvede kalmayı başarırken, konserleri de sevenleri tarafından büyük ilgi görüyor. Romantizm ve eğlenceyi bir arada yaşamak isteyenleri muhteşem bir performans bekliyor. Tarih : 14 Temmuz 2012 21.00 Yer: Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi, İstanbul “Sezen Aksu Acoustic Band”, müziğin en saf ve samimi hali ile icra edildiği, anlık doğaçlamaların ve yorumların dünya standartlarında bir müzikal altyapı ile sunulduğu özel bir “Performans Serisi” olarak tasarlandı. Bugüne kadar aralarında New York Carnegie Hall, Londra - Royal Albert Hall gibi önemli konser salonlarında, Oslo Music Festival, Bremen Jazzahead Festival gibi organizasyonlarda ve Stockholm, Berlin, Paris ve Zürih dâhil olmak üzere pek çok şehirde izleyicisiyle buluşan bu müzik ziyafeti, Temmuz’da BKM organizasyonuyla Cemil Topuzlu Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda. Sharon Jones & The Dap - Kings Tarih : 17 Temmuz 2012 21.00 Santralistanbul Kıyı Amfi, İstanbul Soul ve funk’ın efsanevi ismi, James Brown’ın en önemli mirasçısı, Mark Ronson ve Amy Winehouse gibi sanatçıların öncüsü Sharon Jones, birlikte muhteşem sahne performanslarını gerçekleştirdiği grubu The Dap - Kings ile bu sefer de İstanbul’u hareketlendirmeye hazırlanıyor. Bugüne kadar dünyanın birçok festivalinde sayısız konser veren ekip, “soul” kardeşleri Prince’in birçok konserinde de sahneye enerji kattı. Sharon Jones & The Dap Kings, İstanbul Caz Festivali’nde coşkulu ve dans dolu bir gecede müzikseverlerle buluşacak. İncesaz Tarih : 11 Ağustos 2012 21.30 Yer : Turkcell Kuruçeşme Arena, İstanbul Bu yıl, 15. yaşını kutlayan, yaşadığımız yılların İstanbul müziğini yapan İncesaz Grubu’nun 11 Ağustos’ta gerçekleşecek konserinin başlıca konusu da tabii ki “İstanbul” olacak. Daha önce yayınlanmamış tarihî görüntülerin eşliğinde ve İstanbullu şairlerin mısralarıyla birlikte İncesaz, 11 Ağustos Cumartesi akşamı, o geceye özel olarak hazırlanmış konsept ve sürpriz konuklarla Turkcell Kuruçeşme Arena’da Boğaz’ın ışıkları altında İstanbul’u anlatacak. 42 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 KÜLTÜR SANAT Sanat Dünyasında Yedi Gün Sarah Thorton Yapı Kredi Yayınları Müzayede’de Christie’s müzayede evinde bir akşam satışına, Eleştiri Dersi’nde CalArts’ta bir seminer dersine konuk oluyor, E FFuar’da Basel Sanat Fuarı’ndaki seçkin müşterileri izliyor, Ödül’de Tate’in düzenlediği Turner Ödülü’nün arkasındaki rekabeti anlatıT yor, Dergi’de Artforum dergisi ve eleştirmenlerini tanıtıyor, Atölye yo Ziyareti’nde Takashi Murakami’nin atölyesindeki eğlenceye katılıZ yor ve Bienal’de Venedik Bienali’ndeki küratörlerin ve sanatçıların yo dünyasını gözler önüne seriyor. d Sanatı lüks bir tüketim ürünü ya da eğlence aracı olarak gören insanlara, entelektüel bir eylem, bir iş, hatta alternatif bir din olarak tanımlayanların katılımıyla kitap renkli karakterlerle dolu bir dünya gezisine dönüşüyor. Sanat Dünyasında Yedi Gün kitabı, çağdaş sanat dünyasındaki yaratıcılık, zevk, karar, statü, para ve güzellik arayışının dinamiklerini anlamanın en eğlenceli yolu! Sahte Mehmet Erte Yapı Kredi Yayınları Ömer Kumsal aklından zoru olanlar için akıllara zarar bir metitinle roman okurlarını şaşırtıyor. Kahramanın yazar, maceranın da eedebî kalıplar ve kavrayışlara karşı verilen bir mücadele olduğu bu romanı yazmak işi “okur”a düşmüş. Ön kapakta gördüğünüz b ““Mehmet Erte” adı sizi şaşırtmasın, o bu romanın ilk okuru. Başınabuyruk bir şekilde yol alan yazar her konuda nasıl düşünmesi, n okuması gerektiğini okura dikte ediyor. o Bu romanın gerçekte edebî kavrayışlarla ve “okur”la derdi olmayabilir. Belki de sadece bir gevezeliktir. Ama bunun bir arka kapak yazısında itiraf edilmesi alışıldık bir durum olmadığı için sizlerin ilgisini çekecek laflar bulmaya çalışıyoruz. Gevezelikten hoşlanan kimselerdenseniz, ilk paragrafta hoşunuza gideceğini düşünerek yazdıklarımızı boşverin de hemen kitabı karıştırın. Sayfalar arasında yazarın “insan nasıl kendisi olur”, “ruh ve beden çatışması/ayrılığı-birliği”, “evrensel uyum-uyumsuzluk”, “inanç ve arzu ikilemi arasındaki bireyin çelişkisi”, “geçip giden zaman ile bellekteki zamanın sürtüşmesi”, “tarih’e katılma çabasındaki insanın huzursuzluğu”, “kader” gibi konuları işleyen bir roman kaleme alacağı vaadine rastlarsanız ona güvenin ve bütün bu ciddi meselelerin eğlencenize mani olacağından korkmayın. Arka kapakta bu metnin yer almasına izin veren (ya da arka kapağa koyduğu notla sizi buraya getiren) yayıncımıza teşekkür ederiz. Anladığınız üzere bu metin Ömer Kumsal tarafından kaleme alındı. Daha doğrusu Kumsal’ın dikte ettiği şekilde Mehmet Erte tarafından. Cadılar Erika Bartos Yapı Kredi Yayınları Bir yaz akşamı gökyüzünde cadıların uçuşmaya başladığını gören Sevecen ile Tomurcuk çok korkarlar. Sonra o cadıların, şaka yapmaya çalışan arkadaşları olduğunu anlayıp onlara güzel bir ders vermeye karar verirler. Uğurböceği Sevecen ile Salyangoz Tomurcuk’un arkadaşları Kelebek Peri ile Arıcık Baltazar’ın eşlik ettiği bu okul öncesi kitabına çocuklar yine bayılacaklar. Ejder Çocuk Beatrice Masini Can Yayınları Otuzun üzerinde kitaba imza atan ve birçok dile çevrilmiş olan İtalyan yazar Beatrice Masini’nin “Güzel, Açıkgöz, Cesur Kızlar” dizisi, Ejder Çocuk kitabıyla devam ediyor… Beatrice Masini, “Güzel, Açıkgöz, Cesur Kızlar” dizisindeki her kitabında belki farklı bir hikâye anlatıyor, ama hepsinin merkezinde güzel, açıkgöz ve cesur kızlar yer alıyor. İlk kitap Yalancı Aynalar’da küçük prenses Agata, ikinci kitap Kocaman Ayaklı Çocuk’ta bayrak direği uzunluğundaki ayaklara sahip Menta, üçüncü kitap Kral Kızının Armağanı’nda da uzak bir ülkenin iyi yürekli ve bilge kralının en küçük çocuğu olan Uma’yla tanışmıştık; Ejder Çocuk’ta ise Yeşil Balıklar Ülkesi’nden Min’le karşılaşıyoruz. “Yeşil Balıklar Ülkesi’nde, buradan çok ama çok uzakta, Min adında bir çocuk yaşarmış ve kendisi yeryüzünde görülmüş görülecek belki de en kötü kalpli kızmış. En azından böyle düşünüyormuş tüm o eziyetlerine ve kibrine katlanmak zorunda kalan talihsiz okul ve oyun arkadaşları. Hayır, kaba kuvvet kullanan bir çocuk değilmiş Min; onun özelliği diğerlerine kötülük yapmak için dilini kullanmasındaymış. Hain, kırıcı ve acı veren şeyler söylemesindeymiş, başka bir deyişle.” Fakat bir keresinde alayın dozunu iyice kaçırır ve sonunda ceza alır Min. Tam bir yıl boyunca tüm dünyayı bir ejderha görünümünde dolaşacaktır… NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 43 SAĞLIK Alerji, savunma mekanizmasıdır Alerji, çevremizdeki birçok proteine vücudumuzun verdiği tepkidir. Vücudun verdiği tepki genelde yüzey tabakalarında görülür. Burun dokusu ve mukozası hassastır. Doğada bu tip proteinler genelde polenler, ev akarları, bazı ağaç ve bitkilerin yapıları insan vücudunda istenmeyen olarak kabul edilir ve alerji yaparak kovulmaya çalışır. 44 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 SAĞLIK B elki de birçok insanın ıskaladığı organların başında gelir kulakburun-boğaz. Fakat o kadar da ciddiye almadığımız, rutin kontroller yaptırmadığımız bu organlar ölümcül hastalıklar doğurabiliyor. Alerjiden baş boyun kanserlerine, boğaz reflüsünden burun kanamasına birçok hastalığın sebepleri, belirtileri ve tedavi yollarını Kulak, Burun, Boğaz, Baş, Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. İsmail Koçak ile konuştuk. Her hastalığın rutin kontrol dönemi vardır. KBB uzmanlarına hastalar hangi sıklıkla gelmeli? Eğer bir hastalık senede bir kez oluyorsa, en az iki kontrole gelmeli, senede iki kez tekrar ediyorsa, dört kez kontrole gelinmelidir. Senede üç kez tekrar ediyorsa senede altı kontrol gerekir. Bir de tedavi süreci var. Tedavi sonrası hastalığın şekillenmesine göre de bir yol çizmek lazım. Bazı hastalıklar akuttur, bu hastalıkları o anda görüp takibini saatler içerisinde yapmak gerekir. Bazı hastalıklar vardır beş yılda bir olur bu hastalıkları da birkaç yılda bir görmek yeterlidir. Bir hastalık başlar, ilerler ve bir sonuca gider. Ya düzelir ya da düzelmez ve kişinin hayatına mal olur. Size en fazla hangi rahatsızlıktan dolayı geliyorlar ve bazı hastalıklar kişinin hayatına mal olur dediniz. Nedir bu hastalıklar? Özellikle KBB rahatsızlıklarında en büyük yaşam yitim sebebi baş-boyun kanserleridir. Bunun en temel sebepleri sigara kullanımı, alkol kullanımı, kötü yaşam koşulları, uykusuzluk, vücut direncinin düşüklüğü ve yaş ilerlemesidir. Bir kişinin yüksek miktarda sigara içmesi, beraberinde alkol alıyor olması, kimyasal yaşam koşulları, uykusuzluk, geçirilen hastalıklar, yeterli protein tüketmeme, yemek öğünlerini atlatma, kahve, çay gibi içeceklerin tüketilmesi kanseri tetikler. Bir de genetik faktörler etkilidir. semptom verir. Örneğin gırtlaktaysa ses kısıklığı, yutma güçlüğü ve solunun zorluğu yapar. Yutaktaysa yutma güçlüğü, kulak ağrısı yapar. Ağız çene ve dil bölgesindeyse, dil hareketlerinde kısıtlanma ve iyileşmeyen yara olarak kendisini gösterir. Dudaktaysa özellikle güneşin temas ettiği bölgelerde yara ve kabuklanma olarak kendisini gösterir. Burun içindeyse burun tıkanıklığı, baş ağrısı, burun akıntısı ve burun kanamaları şeklinde kendisini gösterir. Kulaktaysa -ki çok nadirdir- daha çok kulak tıkanıklığı ve baş ağrısıyla kendisini belli eder. Bu belirtileri gördüğümüzde hemen doktora koşmalı mıyız? Evet, kesinlikle. Bir kişinin herhangi bir yakınma sebebi, doktora görünme sebebidir. Bazı hastalıklar geç, bazıları da erken semptom verir. Şikayetler artıyorsa ve herhangi bir ilaç tedavisine yanıt vermiyorsa o zaman kanseri araştırmak gerekir. Biraz da alerji ve bahar nezlesi konusuna değinirsek, bahar nezlesi ve alerjinin son yıllarda arttığı gözlemleniyor. Neden son yıllarda bu kadar arttı? Aslında son yıllarda arttı mı bunu bilemiyoruz çünkü insanın genetik yapısı pek değişmedi. Alerji, çevremizdeki birçok proteine vücudumuzun verdiği tepkidir. Vücudun verdiği tepki genelde yüzey tabakalarında görülür. Burun dokuzu ve mukozası hassastır. Doğada bu tip proteinler genelde polenler, ev akarları, bazı ağaç ve bitkilerin yapıları insan vücudunda istenmeyen olarak kabul edilir ve alerji yaparak kovulmaya çalışır. Alerji savunma mekanizmasıdır. Alerji, burun dokusunun, kalınlaşması, şişmesi, salgı üretmesi, arka arkaya hapşırmalar le ortaya çıkan bir hastalıktır. Yalnız burunda olmaz bazen de kulak ve gözlerde kaşıntı ve şişme olarak kendisini gösterir. Bu rahatsızlığın görülme sıklığı nedir? Baş-boyun kanserlerinin Türkiye’de görülme oranları yurt dışı ile aynıdır. Polenlerin etkisi herkeste aynı şekilde mi görülür? Herkesin farklı bir tepkisi vardır ama alerjinin etkisi hemen hemen aynıdır. Baş-boyun kanserinin belirtileri nelerdir? Baş-boyun kanserleri bulunduğu yere göre Tedavi yolu nedir? Öncelikle kaçınma. Neye alerjimizin olduğu- nu bilmek zorundayız. O noktada da bize yardımcı olan testler vardır. En fazla ise ev akarları ile karşılaşırız. Sene boyunca özellikle giyecekler arasına sıkışırlar ve siz o giyecekleri çıkardığınızda havaya yayılarak burundan soluduğunuzda ortaya çıkarlar. Ev akarları sene boyunca, özellikle kış dönemlerinde alerji yaratırlar. Kaçınma dışında alerji tedavilerinde kullanılan ilaçlar ve spreyler vardır. Bunlar da tedavide kullandığımız yöntemlerdir. İnsanlar zaman zaman burun kanaması şikayeti yaşarlar. Bunun sebepleri nelerdir? Burun kanaması, birçok sebebe bağlıdır. Çocuklarda ve ileri yaşlarda burun kanamaları birbirinden farklıdır. Çocuklarda burun kanaması en sık yapısal olarak görülür ve burun kanalları burnun uç bölgesinde toplandığı için çok sık yaşanır. Bir çoğu normaldir ve ergenliğe kadar devam eder. İleri yaşlarda kanamanın en sık sebebi yüksek tansiyon ve damarlardaki çatlama NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 45 SAĞLIK Asitli içecekler, kahve, kola, çay, çikolata, yoğurt, ayran gibi yiyecek ve içecekler boğazdaki tahrişi artırır. Stres mide asidini artırarak boğazdaki asit oranını artırır. Ortamın klimalı olması, az sıvı tüketimi, düzensiz beslenme, gece tok yatma gibi şeyler gece asit gelmesine, boğazın asitten etkilenmesine ve bahsettiğimiz bu rahatsızlığın görülmesine sebep olur. Boğaz reflüsü astım gibi hastalıklarla çok karışır çünkü tüm bu belirtilerin yanı sıra bir de kuru öksürük yapar. Boğaz reflüsü sabahları seste kalınlaşma, boğazda yanma, sürekli genizde akıntı ve gitmeyen balgam hissi yapar. Bunun dışında bazen burun tıkanıklığı ve horlama da eklenebilir. Boğaz reflüsünün tedavisi nasıldır? Yemek kalitesi düzenlenir ve asitsiz yiyecekler önerilerek klimalı ortamlardan uzak tutulur. Tok yatma alışkanlığı da düzeltilir. Bunlarla fayda görülemezse o zaman ilaç tedavisi gerekir. İlaçta da mide asidini azaltan ve boğazdaki asidi azaltan ilaçlar kullanılır. Biraz da kulak rahatsızlıklarından bah- sedersek, en sık yaşadığımız işitme problemi nedir? Özellikle yaz dönemi yaşadığımız işitme problemleriskindeki artıştır. Özellikle kolesterol ve şeker hastalarında olabilir, bazen de çok tehlikeli bir şekilde karşımıza çıkabilir. Bazen de alerjiye, travmalara, çarpmalara karşı kanamalar görülebilir. Bazen bu kanamalar önemsizken bazen ciddi sonuçlar doğurabilir. Toplumda “Burun kanaması iyidir, beyin kanamasını önler” inanışı vardır. Bu ne kadar doğru? Aslında çok yanlış değil. Yüksek tansiyon olan kişilerde tansiyonu düşürmenin iki yolu vardır bunlardan bir tanesi ilaç kullanarak tansiyonu düşürmek ikincisi de vücuttan kan çekmektir. “Her burun kanaması iyidir” demek çok zor ama burun kanamalarında bazen de tedavi gerekir çünkü hayati risk olabilir. 46 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 Boğazımızda görülen rahatsızlıklar nelerdir? Özelikle meslek gruplarının yaşadığı sorunlar nelerdir? Boğaz problemleri genellikle boğazın tahriş olması sonucu oluşur. Bizler boğaz problemlerine genellikle farenjit deriz. Yutkunurken ve nefes alırken ağrı ve ateş yapar. Kış döneminde enfeksiyonlara bağlı farenjitti çok görürüz. Fakat boğazdaki problemlerin en sık karşılaştığımız sebebi boğaz reflüsüdür. Boğaz reflüsü boğazdaki asit oranının artmasıdır. Boğazdaki asit oranı arttıkça boğaz tahriş olur ve tahriş olduğunda doku hem kızarır hem de şişer. Biz o kızarıklığı kuruluk olarak, şişliği de gitmeyen balgam hissi olarak hissederiz. Boğaz reflüsü toplumun yüzde 80’inde görülür. rinin en büyük sebebi, kulak kiridir. Kulaktaki salgı bazen çok üretilir ve zamanla işitme algısına sebep olur. Tedavisi çok basittir ya vakumla ya da mekanik bir aletle otoskop altında bu biriken kirler temizlenir. Her yıl veya iki senede bir bunun yapılması gerekmektedir. Bunun dışında yaz döneminin bir diğer problemi mantardır. Ortak havuzlardan kapılır ve mantar enfeksiyonu, dış kulak yolunda tıkanıklık buna bağlı işitme kaybı ve kulakta sıvı veya beyaz pis bir akıntı, kulakta kaşıntı gibi problemler yaratır. FUAR TAKVİMİ YURT İÇİ FUARLAR Organizatör Fuar Adı Konu Tarih Yer Eket Fuarcılık Vakıf Fuarcılık CNR EXPO LİFE Medya İstanbul Fuarcılık MİNT Fuarcılık E Uluslararası Fuar E Uluslararası Fuar Aktif Fuarcılık CNR EXPO Demos Fuarcılık Demos Fuarcılık Hannover Messe Hannover Messe Hannover Messe Medya Fors Tüyap Domino Fuarcılık CNR EXPO E Uluslararası Fuar Marmara Tanıtım Marmara Tanıtım Marmara Tanıtım Marmara Tanıtım Marmara Tanıtım Tüyap Tüyap Pozitif Fuarcılık NTSR Fuar Sentez Uluslararası Fuar İnterteks Marmara Tanıtım Marmara Tanıtım Marmara Tanıtım Eket Fuarcılık NTSR Fuar Eğitim Basılı Sesli Helal Usul Züccaciye Çevreye Duyarlı Ürünler Sivil Havacılık Gıda Ürünleri Ambalaj, Paketleme Geleceğin Şehirleri Boya Sanayi Tesettür Giyim Bijuteri, Takı Demir - Çelik Demir Dışı Metaller Döküm Ürünleri Bayilik, Distribütör Kauçuk Endüstrisi Petrol ve Doğalgaz Hazır Giyim ve Moda Promosyon Ürünleri Güvenlik Sistemleri Yangın, Acil Durum İş Güvenliği Bilgi Data Akıllı Binalar Ambalaj Makineleri Gıda ve İçecek Ayakkabı Yan Sanayi Motor ve Yelkenli Profesyonel Temizlik Profesyonel Promosyon LED Sistemleri Elektronik Komponent Elektrik Çevrimi Eğitim Malzemeleri Motor ve Yelkenli Tekneler Üniversiteler ve Eğitim Kurumları Basılı Sesli, Görüntülü Yayınlar Helal Gıda ve Meşrubatlar Cam Ürünler, Çelik Mutfak Enerji ve Çevreye Duyarlı Ürünler Sivil Uçak ve Helikopterler Süt, Et, Şekerleme, Konserve Ambalaj ve Makineleri Kentsel Dönüşüm, ICT Boya ve Hammaddeler Tekstil, Türban Modelleri Bijuteri, Moda Aksesuarları Demir - Çelik ve Döküm Demir Dışı Metaller Metalden Mamul Her Türlü Döküm Gıda, Bilişim, Tekstil Kauçuk Endüstrisi Jeoffizik, Sismik, Boru Bay Bayan Çocuk Hazır Giyim Saat ve Takvim, Anahtarlık Güvenlik Sistemleri Hizmetleri Yangın Söndürme Sistemleri İş Güvenliği Ekipmanları Ağ Güvenliği, Veri Güvenliği Bina Otomasyon ve Yönetim Ambalaj Makineleri Sıvı Gıda, Et, Süt Ayakkabı Yan Sanayi Motor ve Yelkenli Tekneler Temizlik Makineleri Reklam, Tanıtım, Pazarlama LED Sistemleri, Teknolojileri Elektronik Komponent Elektrik Çevrimi, Elektrik İletimi Eğitim Malzemeleri Motor ve Yelkenli Tekneler 18-21 Temmuz 26 Temmuz-14 Ağustos 30 Ağustos-2 Eylül 5-9 Eylül 6-9 Eylül 6-9 Eylül 6-9 Eylül 6-9 Eylül 13-14 Eylül 13-15 Eylül 13-16 Eylül 13-16 Eylül 13-16 Eylül 13-16 Eylül 13-16 Eylül 13-16 Eylül 13-16 Eylül 17-19 Eylül 20-22 Eylül 20-23 Eylül 20-23 Eylül 20-23 Eylül 20-23 Eylül 20-23 Eylül 20-23 Eylül 20-23 Eylül 20-23 Eylül 20-23 Eylül 21-23 Eylül 27-29 Eylül 27-30 Eylül 27-30 Eylül 27-30 Eylül 27-30 Eylül 27-30 Eylül 29 Eylül-7 Ekim İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul YURT DIŞI FUARLAR Organizatör Fuar Adı Konu Tarih Yer Eastpo 2012 Eastpo 2012 Komaf 2012 Indo Livestock 2012 Expoevangelica Bread And Butter Pitti Immagine Filati Makina ve Teknik Makina ve Teknik Makina ve Teknik Havacılık Kitap Tekstil Tekstil Makina Aletleri Takım Tezgâhları Kore Makine Hayvancılık ve Yem Sanayi Hristiyanlık ve Dini Servisler Tekstil Tekstil, Kumaş ve Ev Tekstili 3-6 Temmuz 3-6 Temmuz 3-7 Temmuz 4-6 Temmuz 4-7 Temmuz 4-6 Temmuz 4-6 Temmuz Şanghay Şanghay Cakarta Ceara Berlin Floransa Floransa NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT 47 BULMACA SUDOKU BULMACA 1’den 9’a kadar olan rakamları panoya yerleştirin. Her satır ve sütun 3x3’lük 9 kare’den oluşmaktadır. 9’luk kutularda her rakamdan 1 adet olmalıdır. Yanıtları www.istoc.com.tr adresinde bulabilirsiniz. 48 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
Benzer belgeler
PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi
Biraz da kendi özelimize İSTOÇ TİCARET MERKEZİ’mizin gidişatına
bakarsak İSTOÇ’un güncel sorunları Yönetimimiz tarafından aksatılmadan
PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi
maliki olduğu 2134 Ada 1 parselde kayıtlı İSNİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT