PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi
Transkript
İSTOÇ TİCARET MERKEZİ’NİN ÜCRETSİZ YAYIN ORGANIDIR. TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2015 SAYI: 44 SUMRU YAVRUCUK: “Kendimi bin yaşında hissediyorum” SELGE: Toros Dağları’nın güney eteklerindeki antik kent Vaadi Kazanç! Vade farksız 48 ay taksit! Peşin alımlarda %10 indirim! 1 l İSTOÇHayat başyazı ARTIK HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI! Toplumsal huzurun ve refahın sağlanması için sorunları çözmenin zamanı çoktan geldi de geçiyor. Sorunlarımız belli, bunları çok konuştuk ve konuşmaya da devam ediyoruz. Artık herkesin elini taşın altına koyarak hareket etmesi gerekiyor. Meselelere, sabır ve çözüm isteğiyle yaklaşmalı, bir an önce gerekenleri yapmalıyız. Haziran ayında bir seçim yapıldı. 1 Kasım’da yeni bir seçim yapılacak. Umuyorum ki ülkemiz seçim sonrasında huzura kavuşur. Artık kişisel egolar bir tarafa bırakılmalı, asgari müştereklerde birleşip hareket edilmeli. Dünya ve çevremizdeki ülkelere baktığımızda her tarafta huzursuzlukların olduğunu ancak Orta Doğu’daki huzursuzluğun daha fazla olduğunu görüyoruz. Böyle olunca bu karmaşanın ülkemize etkilerinin kaçınılmaz olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. Biz önce ülke olarak, kendi içimizdeki problemlerimizi çözelim ki, sonrasında dışarıdan gelen problemlerle el ele beraber mücadele etmenin fırsatını yakalayalım. Güçlü Türkiye’nin başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Yaşanan bu olaylardan sonra önümüze baktığımızda 2015 yılı maalesef kayıp yılı olarak anılacak, 2016 yılının kazanılması için de elimizi çabuk tutmalıyız. Seçim sonuçları ne olursa olsun, bir noktada birbirimizle anlaşarak ülkeyi huzura kavuşturmamız gerekiyor. Bu duygularla, geçen Kurban Bayramı’nın bütün İslam alemine ve üyelerimize kutlu olmasını diliyor, geleceğin daha iyi günlerde yaşanmasını temenni ediyorum. Saygılarımla. NAHİT KEMALBAY İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı İSTOÇHayat l 2 14 12 44 STO -AĞU TEM MUZ içindekiler S-EY LÜL 2015 4 30 32 36 3 l İSTOÇHayat 22 26 İmtiyaz Sahibi İSTOÇ Ticaret Merkezi Adına Nahit Kemalbay Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cumhur Savaşkan Yayın Kurulu Mehmet Duyulmuş Salih Türkay M. Mustafa Gönül Mehmet Özcan Necati Yaşar 4 Haberler 12 Ekonomi Osman Arolat: “KOBİ’ler Türkiye ekonomisinin kılcal damarlarıdır” 14 Sektör İnceleme Tüm Kırtasiyeciler Derneği (TÜKİD) Yönetim Kurulu Başkanı Vecdet F. Şendil ile, kırtasiye sektöründe yaşanan gelişmeleri konuştuk. 18 Üyelerimizi Tanıyalım Adres İSTOÇ Ticaret Merkezi 34217 Bağcılar / İstanbul Tel: (0212) 659 45 00 www.istoc.com.tr [email protected] Reklam için Nilgün Arda 0212 659 45 00 (4 Hat) İSTOÇ Hayat Dergisi 3 ayda bir yayımlanan bedelsiz süreli yayın organıdır. 22 Gezi Toros Dağları’nın güney eteklerindeki antik kent: Selge 26 Ünlü Söyleşisi Sumru Yavrucuk: “Kendimi bin yaşında hissediyorum” 30 Centilmen Erkek dünyasını yansıtan kozmetikten aksesuara kadar tüm ürünler bu sayfalarda yer alıyor. 32 Teknoloji 34 Analiz İlk yurt dışı seyahati Yayına Hazırlık için tercih edilen ülke, kişilerin karakterleri hakkında da ipuçları veriyor. Peki, hangi karakterler, hangi ülkeleri tercih ediyor? Sizler için araştırdık. 36 Spor İpek Soylu: “Teniste hedefim, iki yıl içinde ilk 100’de yer almak” 38 Kültür Sanat 42 Bunları biliyor musunuz? Hayatınızı kolaylaştıracak bilgiler bu sayfalarda... 44 Sağlık KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Hakan Yenice: “Sinüzit kabus olmaktan çıkıyor” 47 Fuar Takvimi Genel Yönetmen Gürhan Demirbaş Genel Yönetmen Yardımcısı Eser Soygüder Yıldız Görsel Yönetmen Hakan Kahveci Editör Betül Topaklı Grafik&Tasarım Ömer Taylan Tuğut Fotoğraf Editörü Eren Aktaş Kurumsal Satış Yöneticisi Özlem Adaş Tel: 0212 440 27 65 İletişim Tel: 0212 440 27 63 - 0212 440 29 68 [email protected] www.ajansdyayincilik.com Baskı Gezegen Basım Ltd. Şti. www.gezegenbasim.com.tr Tel: 0212 325 71 25 38 44 İSTOÇHayat l 4 haberler İstanbul Valisi Vasip Şahin İSTOÇ Yönetimi’ni ziyaret etti İstanbul Valisi Vasip Şahin, 28 Ağustos’ta İSTOÇ Yönetimi’ne ziyaret gerçekleştirdi. İSTOÇ Ticaret Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kemalbay ve Yönetim Kurulu Üyeleri’nin hazır bulunduğu ziyarette, Vali Vasip Şahin’e İSTOÇ Ticaret Merkezi esnafının durumu ve yürütülen projeler hakkında bilgi verildi. İSTOÇ Başkanı Nahit Kemalbay, ağırlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirdikleri Vasip Şahin’e ziyaretleri için teşekkür etti. Vali Şahin, İSTOÇ Ticaret Merkezi yönetimine projeleri ve faaliyetleriyle ilgili başarılar diledi. İSTOÇ Yönetimi olarak tüm üyelerimizin ve İslam aleminin geçen Kurban Bayramı’nı kutlar, hayırlara vesile olmasını temenni ederiz. 5 l İSTOÇHayat İSTOÇ 15 A ve 15 B No’lu çıkış kapıları ağustos ayında hizmete açıldı İSTOÇ Ticaret Merkezi ziyaretçi, esnaf ve çalışanlarının, C Plaza yeni çevre yolundan Tekstil Kent ve Sultan Çiftliği yönüne doğru araç geçişleri yapılabilmesi için, 15 A ve 15 B No’lu çıkış kapıları, ağustos ayında hizmete açıldı. NZM Art Design İSTOÇ’taki yeni yerine taşındı Melloni Home ve FÖ Plus Home markası ile faaliyet gösteren NZM Art Design, İSTOÇ’ta yeni yerine taşındı. 3 Ağustos Pazartesi günü gerçekleşen yeni mağazanın açılış törenine İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kemalbay ve şarkıcı Cengiz Kurtoğlu da katıldı. 1971 yılında Nazım Özçolak’ın kurduğu şirketi başarıyla bugünlere getiren Fatih Özçolak, NZM Art Design firması ile tasarımını kendisinin yaptığı melamin tepsiler, saklama kapları ve kahvaltılık gibi ürünler imal ediyor. NZM Art Design, Z Blok No:101’de faaliyet göstermeye başladı. İSTOÇ markasını kullanan firmalar uyarılıyor Sınırlı Sorumlu İstanbul Toptan Ticaret Depolama ve Küçük Sanayi Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi (İSTOÇ) ilk olarak 1 Haziran 1998 tarihinde “İSTOÇ’’ olarak marka tescilini yaptırdı. 14 Nisan 2010 tarihinde ise 2010/24461 numaralı İSTOÇ ibaresi olarak tüm sektör ve faaliyet alanlarında (01, 02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45) marka tescilini gerçekleştirdi. İSTOÇ tescilli markasını ve İSTOÇ logosunu kullanan, firma adında İSTOÇ ibaresi ve uzantısı geçen, İSTOÇ ibareli ve uzantılı web sayfası düzenleyenler, kooperatifimizce uyarılıyor. Uyarılara rağmen değişiklik yapmayan firmalar hakkında hukuki yollara başvurularak dava açılıyor. İSTOÇHayat l 6 İSTOÇ’ta tüm çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verildi haberler A Sınıfı İSG Uzmanı Fatih Çelik tarafından İSTOÇ bünyesindeki tüm çalışanlara, iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verildi. İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nde, az tehlikeli gruba giren sektörlerin çalışanlarına, üç yılda bir iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verme zorunluluğu bulunuyor. Yasanın bu maddesi gereğince, A Sınıfı İSG Uzmanı Fatih Çelik tarafından İSTOÇ bünyesindeki tüm çalışanlara, iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verildi. İSTOÇ Yönetim Binası’nda yapılan eğitim oldukça verimli geçti. Eğitime, 112 çalışan katıldı. Herkesin bildiği fakat çalışma esnasında değişik sebeplerden dolayı dikkat edilmeyen bir takım çalışma kuralları, çalışanlara yeniden hatırlatıldı. Küreselleşen dünyada yaşanan gelişmeler, günümüzde işletmelerin varlıklarını koruyabilmeleri için yenilikçi, bilinçli ve sağlıklı yapılanmalarını gerektiriyor. Bu çerçevede, söz konusu çalışmaların temelini, iş sağlığı ve güvenliği çalışmaları oluşturuyor. İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının amacı, çalışanların bedensel ve ruhsal bütünlüğüne zarar verebilecek olası riskleri ortadan kaldırarak, sağlıklı ve güvenli bir iş yeri ortamı oluşturuyor. Bu çalışmalar kapsamında gerçekleştirilen araştırmalar, düzenlemeler ve uygulamalar insan gereksinimlerindeki değişiklikler de göz önünde bulundurularak; mühendislik, hukuk, ergonomi, sağlık, iş hijyeni, kalite, verimlilik, istatistik ve eğitim gibi kavramlarla birlikte değerlendiriliyor. Yürütülen çalışmalar doğrultusunda 7 l İSTOÇHayat da, iş kazaları ve meslek hastalıkları önlenerek, iş gücü ve iş günü kayıplarının azalması amaçlanıyor. Bunun sağlanabilmesi, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşturulması ve yaygınlaştırılması, konuyla ilgili eğitimlerin verilmesi ile mümkün oluyor. Ancak bu sayede gerekli tutum ve davranışlar hayata geçiriliyor.Bu çerçevede, işçiler karşılaşabilecekleri tehlikeler konusunda doğru biçimde bilgilendirilmeli ve işlerini güvenli biçimde yapabilmelerini sağlayacak bir eğitimden geçirilmelidir. İşçilerin işi nasıl yapacakları konusundaki bilgilerin yanı sıra, kendilerinin ve diğer işçilerin can güvenliği ile sağlıklarını nasıl koruyacaklarını da bilmeleri gerekiyor. İş sağlığı ve güvenliği alanında yapılacak çalışmaların başarılı olması bakımından önem taşıyan diğer konu da işletmelerde, işçi ve işverenlerin iş birliği yaparak önleyici programlar geliştirmeleri ve bunların uygulanması sürecine katılmaları oluşturuyor. Bu açıdan, işveren örgütlerine tehlikelerin önlenmesi ve risklere karşı korunma konularında eğitim ve bilgilendirme programları yürütme konusunda görev düşüyor. “Önce insan” yaklaşımı ile yöneticilerin ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konularına gereken önemi vermelerini sağlayarak, iş yerlerinde “iş sağlığı ve güvenliği kültürü” oluşturulmasına yönelik çalışmalarda bulunulmalı. Bu çalışmalar içinde eğitim hizmetleri de önemli bir yer tutuyor. İSTOÇHayat l 8 haberler A N U N U R O S İK F A R İSTOÇ’TA T R O IY N A R A M Ü Z ÇÖ İSTOÇ Yönetimi, İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde yaşanan trafik sorununa çözüm bulmak amacıyla konusunda uzman bir firma ile anlaştı. Firma tarafından hazırlanan proje, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı’na sunuldu ve Ulaşım Trafik Komisyonu’nca onaylandı. Söz konusu projeyle, yol sirkülasyonu ve parklanma sorunlarına çözüm getirilerek yoğun trafiğin son bulması hedefleniyor. İSTOÇ Ticaret Merkezi, 2000’li yılların başından bu yana artan doluluk oranıyla ticareti yönlendiren önemli bir merkez haline geldi. Toptan ticaret amacıyla kurulan ticaret merkezi, İstanbul sınırlarının genişlemesiyle şehir içinde sayılmaya başladı. Böylece İSTOÇ’ta faaliyet gösteren çoğu iş yeri perakende mal satışına da başladı. Zamanla şehrin genişlemesi, yeni yollar ve raylı sistem olarak metro istasyonunun yapılması ile İSTOÇ, tüketici ve misafirlerin kolaylıkla ulaşabildiği bir merkez haline geldi. Tanıtımlarla ülke çapında ulaşılan değer sayesinde tanınırlığı arttı ve farklı meslek gruplarının da tercih ettiği bir merkez haline dönüştü. İSTOÇ Yönetimi, Tahtakale esnafının Tahtakale’deki iş yerlerinde sağlıksız yaşama koşullarının düzeltilmesi için çalışmalar yapıyor. İSTOÇ Yönetim Kurulu, Tahtekale’nin nezih, çağdaş, modern ve uluslararası çalışma normlarına uygun bir merkez olması amaçlı proje bazlı çalışmalar yapıyor. Konu ile ilgili kamu, kurum ve kuruluşlarla gerekli temaslarda bulunulurken, çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. İSTOÇ Ticaret Merkezi’mizde yaşayan esnaflarımızın sorunları ve çözümleri üzerine yıllık yapılan genel kurul toplantıları ile danışmanlar kurulu toplantısında öneriler, teklifler alınıyor ve çözüm yolları araştırılıyor. Konuyla ilgili profesyonel olarak çalışılıp, hizmet veren gruplara da danışılıyor. Bu toplantılarda, İSTOÇ Ticaret Merkezi içinde yer alan trafik sorununa çözüm 9 l İSTOÇHayat PRODUCED BY AN AUTODESK EDUCATIONAL PRODUCT PRODUCED BY AN AUTODESK EDUCATIONAL PRODUCT PRODUCED BY AN AUTODESK EDUCATIONAL PRODUCT getirilmesi birçok esnaf tarafından dile getirildi. Bu doğrultuda site içinde trafik sirkülasyonu gezilerek gözlemlenmiş olup kamera sistemiyle yaşanan olumsuzluklar tespit edildi. Trafik düzenlemesi açısından çift sıra yapılan parklar, TIR’ların mal sirkülasyonu amaçlı dükkan önlerine gelmesi, kimi iş yerlerinin otopark alanlarını park yeri haricinde mal teşhir alanı olarak kullanması veya masa/ iskemle çıkarması ihtiyaç olan alanların gerektiği nitelikte kullanılamamasını da beraberinde getiriyor. Bunların dışında araba park etme kaidelerine uyulmaması, park yeri bulunmayan dükkan önünde ileriye park edilmesiyle kimi yol arterlerinde uzun konvoyların oluştuğu gözleniyor. Bu durum, İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde faaliyet gösteren ve araç kullanan her iş yerini ilgilendiriyor. Trafik sıkışıklığı yaşanmaması, trafikte bulunan kişilerin ulaşmak istedikleri iş yerlerine kısa zamanda ulaşması, müşterilerin de bu konuda gerekli memnuniyete sahip olması ve tekrar ziyaret için beklentileri karşılaması yönünde adımlar atılması için konusunda uzman firmayla görüşme yapıldı. Yoğun trafik nedeniyle İSTOÇ Ticaret Merkezi’ne gelmek istemeyen tüketicilerin büyüyen ticaret performansına olumsuz etki yaratacağı aşikardır. Uzman firma tarafından hazırlanan proje üzerinde çalışmalar yapılmış olup, proje İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı’na sunuldu ve Ulaşım Trafik Komisyonu’nca onaylandı. Söz konusu proje, yol sirkülasyonu ve parklanma sorunlarına çözüm getirileceği gibi yoğun trafiğin rahatlamasını da sağlayacak. Krokide proje gösterilmekte olup, yakın zamanda saha içinde bölüm bölüm uygulamasına başlanacak. Söz konusu uygulamanın tamamlanmasıyla parklanma ve trafik sirkülasyonu önemli ölçüde çözümlenecek olup, trafik düzeninin sağlanması için gerekli tabela, işaret levhaları da yaptırılarak yollara konumlandırılacak. Türkiye’nin en çok nüfus artışı olan Bağcılar ilçesinde bulunan merkezimizin çevresinden geçen ve Başakşehirİkitelli yoluna bağlanan 3. Köprü güzergahı yolu ve bu yoldan İSTOÇ Ticaret Merkezi’mize verilen giriş-çıkışlar trafik yoğunluğunun çözülmesinde önemli rol oynayacak. Önümüzdeki aylarda tamamlanarak açılacak olan yol bağlantıları şu aşamada geçici olarak İSTOÇ Ticaret Merkezi çevre yoluna verildiğinden, geçici bir süre için bu hat geçiş yolu olarak kullanılıyor. Bağlantı yollarının tamamlanmasıyla giriş-çıkış kapılarının oluşturulması ve site içi trafik düzeninin UTK onaylı projesine göre yapılmasıyla, İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde yaşanılır ve hareket edilebilir yollara ayrıca herkes tarafından çalışmak ve ziyaret yapılması arzu edilir duruma gelecek. PRODUCED BY AN AUTODESK EDUCATIONAL PRODUCT ACI KAYBIMIZ İSTOÇ Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyemiz M. Mustafa Gönül’ün annesi Hacı Şaziye Gönül, 30 Eylül’de Hakk’ın rahmetine kavuştu. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz. İSTOÇ YÖNETİM KURULU İSTOÇHayat l 10 İSTOÇ Oto Ticaret Merkezi Site Sakinleri çalışma saatleri ve güvenlik konularında bilgilendirildi a Saatleri erkezi Çalışm M et ar ic T to ri arası İSTOÇ O 0-21:00 saatle :0 06 i: em ön Yaz D atleri arası 07:00-19:00 sa Kış Dönemi: İSTOÇ Oto Ticaret Merkezi esnafının, belirtilen saatler dışında faaliyet göstermemesi, yaz döneminde en geç saat 21:00’da, kış döneminde ise en geç saat 19:00’da siteyi boşaltmaları gerekiyor. İSTOÇ Batışehir kapısı yukarıda belirtilen saatler dışında tamamen kapalı tutuluyor, çıkış kapısı olarak sadece ana kapı kullanılıyor. Belirtilen saatler dışında faaliyet gösterecek olan firmaların, İSTOÇ Yönetim Binası’na yazılı olarak müracaat ederek izin almaları gerekiyor. İzni olmayan firmalar, İSTOÇ güvenlik elemanları tarafından uyarılacak ve saha dışına çıkışları sağlanacak. Bu kurala uymayan ve zorluk çıkartan firmalar hakkında emniyet güçlerine suç duyurusunda bulunulacak. Belirtilen saatler dışında çıkış yapacak firma araçlarının plaka numaraları ve kullanıcılarının hüviyetleri kayıt altına alınacak. Değerli site sakinlerinin, görevli güvenliğe gereken kolaylığı sağlamaları, kendi güvenlikleri ve menfaatleri gereğidir. Belirtilen hususlara dikkat edilmesi konusunda Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kesin talimatı bulunuyor. İSTOÇ’ta ağaç budama çalışmaları devam ediyor İSTOÇ Ticaret Merkezi içinde bulunan ağaçların; daha sağlıklı, kuvvetli ve dengeli bir gelişim gösterebilmeleri için kesim-budama çalışmaları ve yabani otların temizlenmesi işlemleri devam ediyor. Ağaç budama işlemleriyle elektrik ve iletişim hatlarının ağaç dallarından kaynaklı tehlike oluşturması önleniyor. Yollar üzerine eğilmiş dallar uygun bir şekilde budanarak, sitenin genel görüntüsü daha güzel hale getiriliyor. Site bazındaki tamir, temizlik ve bahçıvanlık hizmetleri İSTOÇ bünyesinde toplam 46 kişilik personelle yürütülüyor. Site ortak alanlarında bulunan rögar-kanal yol tretuvar tamirleri ve ortak alanların bahçıvanlık ve temizlik işleri İSTOÇ kooperatifine ait ekip tarafından gerçekleştiriliyor. 11 l İSTOÇHayat E3 Blok projesi ihale ilanı Hürriyet Gazetesi’nde İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde 2141 ada 7 parselde yapılacak olan E3 Blok projesi için 22 Ağustos’ta Hürriyet Gazetesi’ne ihale ilanı verildi. Toplam inşaat alanı 8300 m2 olan yapı, üç bodrum, bir zemin ve beş normal katlı planlandı. İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde 2141 ada 7 parselde yapılacak olan E3 Blok projesi için 22 Ağustos’ta Hürriyet Gazetesi’ne ihale ilanı verildi. Toplam inşaat alanı 8300 m2 olan yapı, üç bodrum, bir zemin ve beş normal katlı planlandı. İkinci ve üçüncü bodrum katları otopark ve sığınak olarak düzenlendi. Bu katlarda toplam 47 araçlık kapalı otopark alanı bulunuyor. E3 Blok projesi, ilçenin merkezinde ticari anlamda büyük gelişme gösteren mevkide planlandı. Bulunduğu alan itibarıyla ana arterler ve kitle ulaşım araçlarının güzergahında olan ve İSTOÇ metrosuna yürüme mesafesindeki E3 Blok’unun büyük camiye yakın ilçe merkezi ile de irtibat kolaylığı var. E3 Blok’a ulaşım İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde bulunan PTT hizmet binası önündeki yoldan cepheli E1 ve E2 Blok yüksek katlı iş merkezi yanından İSTOÇ Yönetim Binası karşısında ve önündeki yoldan da giriş bağlantısı olacak şekilde düzenlendi. Blok bünyesinde alt yol ve üst yoldan cepheli 1120 m2 ile 1165 m2 arasında değişen iki adet iki katlı dükkan yer alıyor. 1 no’lu dükkan; net 1165 m2 kullanım alanlı, asansörlü, münferit ısıtma ve soğutmalı 14 araçlık kapalı otoparkta yeri mevcut. Dükkana ulaşım alt yoldan PTT binası yanından geçerek yapılıyor. 9 adet açık otoparkı olan dükkanın bodrum katta deposu da bulunuyor. 2 no’lu dükkan; net 1120 m2 kullanım alanlı, asansörlü, münferit ısıtma ve soğutmalı, 13 araçlık kapalı otoparkta yeri mevcut. Dükkana ulaşım üst yoldan Yönetim Binası karşısından yapılıyor. 4 adet açık otoparkı bulunan dükkanın girişin alt katında deposu da mevcut. İlgili iş yerlerine kooperatifimiz tarafından yapılacak olan açık artırma ihale yolu ile üye kaydı yapılacak. İlgilenen kişiler, kooperatife müracaat ederek gerekli bilgileri alabilir. İSTOÇ Yönetim Binası irtibat no: 0 212 659 45 00 İSTOÇHayat l 12 KOBİ’ler Türkiye ekonomisinin kılcal damarlarıdır” ekonomi Osman Arolat “KOBİ’ler esas itibarıyla Türkiye ekonomisinin kılcal damarlarıdır. Ekonominin uç noktalarındaki önemli kuruluşlardır. KOBİ’lerin taleplerini ortay koyup bu taleplere çözüm bulacak yeni reformlara ihtiyaç var.” T ürkiye ekonomisinin yıla beklentilerini revize ederek girdiğini söyleyen Dünya Gazetesi Başyazarı Osman Arolat, “Yüzde 5’lik büyüme yüzde 4’e revize edilirken, yüzde 5’lik enflasyon yüzde 7’ye revize edildi. Yani yıla başlarken hedeflerimizi tutturamadığımız görüldü” diyor. Bu durumun birçok sebebi olduğunu ancak esas itibarıyla FED’deki beklentilerden ve Türkiye’de yaşanan çatışmalı ortamdan kaynaklandığına değinen Osman Arolat ile Türkiye ekonomisini konuştuk. Türk ekonomisi 2015 yılına hangi beklentilerle girdi? Bugün gelinen noktada Türk ekonomisini nasıl görüyorsunuz? Gelecek öngörüleriniz neler? 13 l İSTOÇHayat 2015 yılına orta vadeli programa göre yüzde 4 büyümeli bir yapıda girdik. Aslında yüzde 5’ti bu rakam yüzde 4’e revize edildi. Aynı şekilde yüzde 5’lik bir enflasyon söz konusuydu. Bu rakam da yüzde 7 olarak revize edildi. Yani yıla başlarken hedeflerimizi tutturamadığımız görüldü. Büyüme şu anda yüzde 3’ler civarında. Enflasyonda yüzde 7’lerin üstünde seyrediyor. Yılbaşı beklentilerinin üstüne çıktık. Bunun çeşitli sebepleri olabilir. Ancak esas itibarıyla bu sebeplerin başında uzun süren FED’deki beklentiler ve bizim çevremizdeki çatışmalı ortamdan dolayı bazı ticari kayıplara uğramamız geliyor. 1 Kasım seçimlerden sonra Türk ekonomisini neler bekliyor? İlk seçimler yani 7 Haziran seçimlerine girilirken, tek partili iktidara yönelik bir beklenti söz konusuydu. Ancak olmadı. Bunun yerine kurulması gereken koalisyon da kurulamadı. Sonuçta Türkiye 1 Kasım’da yeni bir KOBİ’ler kendi içinde alılar. kurumsallaşm armalı, Bilançolar çık rını kendi hesapla bilebilir hale ttıkları gelmeliler. Sa e ürün Türkiye’d başka kimler tiliyor, tarafından üre . araştırmalılar seçime gidecek. Yeni seçime gitmek ekonomik beklentilerimizi ve gelecekle ilgili düşüncelerimizi zaafa uğrattı. Ve 1 Kasım’dan sonra yine tek başına iktidar gözükmüyor. Çok büyük bir ihtimalle koalisyon gözüküyor. Bu sefer koalisyonu tabii güçlü bir koalisyonu gerçekleştirebilirsek hemen harekete geçip reformist bir politikayla yolumuza devam etmemiz gerekir. Nasıl bir politika izlenirse Türk ekonomisi rahata kavuşur? İzlenmesi gereken politika, var olan sorunları ortaya koyup onların çözümlerini sağlayabilecek reformları yapmaya bağlı. KOBİ’leri güçlendirip oradan üretimi artırabiliriz. KOBİ’leri rahatlatıcı ve güçlendirici reformlar yapmamız gerekiyor. KOBİ’lerin finansa daha ucuz erişimini artırıcı birtakım reformlara ihtiyaç var. Bu reformları yapabildiğimiz oranda Türkiye yeniden daha ciddi bir kalkınmaya gidebilir. Türkiye’nin son dönemdeki en önemli meselesi, yüzde 5 civarında gelen büyümesinin yüzde 3’ler seviyesine gerilemiş olması. Hatta yüzde 3’lerin altına düştü. Bunu yeniden ivmelendirmek için yeni ve başarılı bir Türkiye hikayesine ihtiyaç var. Siyasi belirsizlik ve artan güvenlik endişeleriyle dolar rekor üstüne rekor kırdı. Bundan sonraki süreçte doları neler bekliyor? Belirsizliğin arttığı dönemlerde dolar Türk lirası karşısında değer kazanıyor. Bu dönemde belirsizliğin arttığı bir dönem o yüzden değer kazandı. Biraz iniyor biraz çıkıyor ancak seviyesi 3’ün üstünde. Biz aşağı yukarı yılbaşında 2.70-2.80’ler civarında başladık. Şimdi yukarı tırmanmış vaziyette... Belirsizlik ortadan kalkarsa biraz dengelenir. Ancak bu aşağıya doğru hızlı ineceğini göstermez. Belirsizlik ve terör etkisiyle bütün kredilerde de faiz tırmanıyor. Kredi faizleri ilkbahardan sonbahara 2.5 puan arttı. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Dün bir dostum, devlet bankasına para yatırmış ve mevduat faizine bakmış. 12.75 vermişler. Dostum, “Bana 12.75 veren bir banka, herhalde en iyi ihtimalle kredi faizi talep edenlere yüzde 15-16’dan hatta bazı KOBİ’lere yüzde 20’den satacaktır” diyor. Bu, ekonomiye rahatsızlık getirecek bir ortam. Bu ortam böyle devam ediyor. Faizi aşağıya çekin söylemleriyle faiz aşağıya inmez. Faizi aşağıya çekmek için piyasanın ona uygun ortam görmesi gerekir. Görürse faiz aşağıya iner. Bugün gelinen noktada Türk ekonomisi içinde KOBİ’leri nasıl görüyorsunuz? Piyasalardaki belirsizlik onları nasıl etkiliyor? KOBİ’ler esas itibarıyla Türkiye ekonomisinin kılcal damarlarıdır. Ekonominin uç noktalarındaki önemli kuruluşlardır. KOBİ’lerin rahat bir şekilde hareket edebilmesi için onlara uygun reformların yapılması gerekir. KOBİ’lerin taleplerini ortay koyup bu taleplere çözüm bulacak yeni reformlara ihtiyaç var. Eğer bunlar yapılırsa KOBİ’ler yollarına dengeli bir şekilde devam eder. Yapılmazsa zora düşerler. Şu anda KOBİ’lerin zora düştüğü bir ortam söz konusu. Faiz yükleri yüksek, tahsilatta büyük zorluklar çekiyorlar. Önemli problemleri olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Bunun aşılabilmesi için seçimlerden sonra hükümetin oluşmasıyla birlikte hızla bunların lehine kararlar alınması gerekiyor. Devlet, KOBİ’ler için ne gibi reformlar yapmalı? KOBİ’lere yönelen kredi miktarını artırmaları gerekiyor. Artırılan fonları yüksek faizli değil, düşük faizle olmalı. Vadeleri daha uzun yapmaları gerekiyor. Tahsilat problemlerini önlemeliler. KOBİ’lerin birleşmeleri sağlanıp onlara destek verilebilir. sektör inceleme İSTOÇHayat l 14 n ı p a y n e d i c e y i s a t Alışverişi kır ” n u y u r o k ı n ı ğ ı l ğ çocuklarınızın sa verişine et F. Şendil, okul alış cd Ve ı an şk Ba lu ru , Ku eyi kırtasiyeciden alın eği (TÜKİD) Yönetim iy rn as De ırt r le “K ci : dı ye si ar uy rta a Kı sund Tüm sağlıksız ürünler konu çıkan velileri sahte ve tehlikeye atmayın!” ını çocuklarınızın sağlığ 15 l İSTOÇHayat TÜKİD Başkanı Vecdet F. Şendil Kırtasiye sektörünün 12 ayın en yoğun dönemini, okullar açıldığında yaşadığını söyleyen Tüm Kırtasiyeciler Derneği (TÜKİD) Yönetim Kurulu Başkanı Vecdet F. Şendil, ancak bu yıl okulların geç açılacak olması nedeniyle kırtasiyecilerin beklediği hareketliliğin henüz başlamadığını dile getirdi. Sahte, taklit, akredite laboratuvarlarda kontrolleri yapılmadan piyasaya sürülen, merdiven altı olarak nitelendirilen ve CE belgesi olmayan ürünlerin öğrencilerin sağlığını ciddi anlamda tehdit ettiğine dikkat çeken Vecdet F. Şendil, “Okul alışverişi yapacak aileler bu durumu dikkate almalı ve ‘Kırtasiye kırtasiyeciden alınır’ mantığıyla alışverişlerini yapmalılar. Bu hem kendi çocuklarımız için hem de toplum sağlığı için hayati bir önem arz ediyor” dedi. TÜKİD Başkanı Vecdet F. Şendil ile kırtasiye sektöründe yaşanan gelişmeleri konuştuk. Okulların açılmasıyla sektörde nasıl bir hareketlilik yaşanacak? Kırtasiye sektörü 12 ayın en yoğun dönemini, okullar açıldığında yaşıyor. Sektör, en önemli cirolarını da yine bu dönemde yapıyor. Ancak bu yıl okulların geç açılacak olması nedeniyle kırtasiyecilerin beklediği hareketlilik henüz başlamadı. Kırtasiye sektörünü birçok yönden olumsuz etkileyen bu durum, sektörün yaşaması gereken hareketliliği de engelledi. Sonuç olarak, okul sezonu hareketliliği daha geç başlayacak ve kırtasiye sektörü bir anlamda daha ağır adımlarla yoluna devam etmek zorunda kalacak. Okul alışverişi yapacaklara neler tavsiye edersiniz? Merdiven altı diye ifade ettiğimiz sahte ve taklit ürünlerin satışı yapılıyor. Sağlık açısından tehlikeli kimyasal maddelerin etkin bir şekilde kontrol edilemeyişi topluma ciddi zararlar veriyor. İşte bu sebepten dolayı okul alışverişi yapacak aileler bu durumu dikkate almalı ve “Kırtasiye Kırtasiyeciden Alınır” mantığıyla alışverişlerini yapmalılar. Bu hem kendi çocuklarımız için hem de toplum sağlığı için hayati bir önem arz ediyor. Güvensiz ürünler % 11.2’ye geriledi! Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve sektörün katkılarıyla yapılan çalışmalar sonucunda, piyasaya sunulan kırtasiye ürünlerindeki güvensizlik oranının 2011’de yüzde 53 iken 2014 itibarıyla yüzde 11.2’ye gerilediğini hatırlatan Vecdet F. Şendil, milyonlarca öğrenciyi ciddi biçimde tehdit eden sağlıksız kırtasiye ürünleri konusunda velilerin bilinçli olmasının önemini de ifade etti. İSTOÇHayat l 16 Kırtasiye alışverişi yaparken dikkat! Vecdet F. Şendil, kırtasiye alışverişi yapılırken dikkat edilmesi gerekenleri şu şekilde sıraladı: • Sahte, taklit, üreticisi ya da ithalatçısı belli olmayan ürün almayın. • CE belgeli, ambalajı ve etiketi bulunan ürünleri satın alın. • Ürünlerin içeriklerini mutlaka okuyun. • Kırtasiye alışverişlerinizi kırtasiyecilerden yapın. 17 l İSTOÇHayat Sektörün büyüklüğü nedir? Ülkemizde yaklaşık 10 bine yakın perakendeci kırtasiyecinin faaliyette bulunduğu tahmin ediliyor. Perakende segmentindeki istihdam 40 bin civarında olup, bu segmentten geçimini sağlayan insan sayısının 160 bin civarında olduğu düşünülüyor. Bu kuruluşlar, Ticaret ve Esnaf Odaları’na kayıtlı olup büyük bir bölümü küçük ölçekli işletmelerden oluşuyor. Sektörün en önemli gündem maddesi nedir? Sektörümüzde tespit ettiğimiz önemli sorunlardan biri, bazı ürünlerin -özellikle okul kırtasiye ürünlerinin- genelde dönemsellik arz ettiği ve bu durumun birçok perakendeci -yukarıda dile getirdiğimiz küçük ölçekli perakendecikırtasiyeciyi mağdur ettiği gerçeğidir. Son yıllarda kırtasiye ürünleri, özellikle okulların açılış dönemlerinde, süper marketler ve pazar yerleri gibi geniş halk kitlelerine hitap eden yerlerde satışa sunuluyor. Ölçek ekonomisi prensipleri dâhilinde bu gibi ürünlerin çok miktarda satışa sunulmasından dolayı birim satış fiyatları çok düşük. Okulların açılmasıyla başlayan dönemin bitmesinden hemen sonra söz konusu kırtasiye ürünleri, bu gibi yerlerin satış raflarından kaldırılıyor. Faaliyeti sadece kırtasiye ürünü satmak olan ve geçimini bütün bir yıl bu iş kolundan sağlayan küçük ve orta ölçekli perakendeci kırtasiyecilerimiz ise ekonomik faaliyetlerini sürdürmekte hayli zorlanıyor ve doğal olarak mağdur duruma düşüyor. Sektör bilincini yükseltme yönünde çalışmalar yaptığınızı biliyorum. Yapılan çalışmalar nelerdir? Dernek olarak, sektörümüzde yaşanan sorunlara, olumsuzluklara son vermeyi amaçlıyoruz. Perakendeci kırtasiyeciyi, halkımızın tercih edeceği, güvenle alışveriş yapabileceği, mağazalarında eğitimli ve bilgili çalışanların bulunduğu mesleki etik değerlere haiz kuruluşlar haline getirmeyi amaçlıyoruz. Böylelikle anılan kuruluşlarda bir farklılık ve farkındalık yaratmak, anılan kuruluşları daha verimli ve katma değer yaratan firmalar haline getirmek amacıyla bir meslek kuruluşu olan derneğimiz tarafından K* Projesi geliştirildi. Derneğimiz tarafından geliştirilen bu proje, sektör bilincini yükseltme yönündeki çalışmalarımızdan önemli bir tanesidir. Milyonlarca öğrencimiz, aileleri ve çocuklarımız için “hayati önem taşıyan” kaliteli hizmetin anahtarı ise “taklit, sahte olmayan, güvenli, sağlıklı, kaliteli” kırtasiye ürünlerinden geçiyor. TÜKİD, bu anlayıştan hareketle “Kırtasiye Kırtasiyeciden Alınır” sloganıyla merdiven altı, sağlıksız ve güvensiz ürünlere karşı farkındalık projesini geliştirdi. İSTOÇHayat l 18 Elif Kırtasiye - İş Eğitimi Yetkilisi Ahmet Nebi Söğütlü: “Müşterilerimize yeni ürünler sunmayı hedefliyoruz” üye tanıtımı Elif Kırtasiye-İş Eğitimi olarak 15 yıldır “iş eğitimi” ürünleri üretimi, ithali ve dağıtımı yaptıklarını söyleyen Ahmet Nebi Söğütlü, kendi alanlarında tek spotçu ve dağıtımcı olarak Türkiye çapında müşterilerine yeni ürünler sunmayı amaçladıklarını ifade ediyor. Yaklaşık 15 yıldır kırtasiye sektöründe “iş eğitimi” ürünleri ağırlıklı hizmet veren Elif Kırtasiye-İş Eğitimi, görsel sanatlar, teknoloji tasarımı, fen ve teknoloji dersleri için deney setleri üretimi, ithali ve dağıtımı geçekleştiriyor. “Elif Tuval” olarak ise resim derslerinde tuval boyama etkinliği için üretim yaptıklarını anlatan Elif Kırtasiye-İş Eğitimi Yetkilisi Ahmet Nebi Söğütlü, “Elif İş Eğitimi, öncelikle alanında tek spotçu ve dağıtımcı olup Türkiye çapında müşterilerine yeni ürünler sunmayı hedefliyor” diyor. Kısaca kendinizden ve firmanızdan bahseder misiniz? Elif Kırtasiye olarak 1980 yılından bugüne babam Mehmet Söğütlü öncülüğünde kırtasiye sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Toptan-imalat olarak sürdürdüğümüz bu alanda yaklaşık 15 senedir “iş eğitimi” ürünlerine ağırlık verdik. Bu doğrultuda firma unvanımızı da “Elif İş Eğitimi” olarak yeniledik. İş eğitimi dersi öncelerde bu isim altında öğrencilerin etkinlik yaptığı ders olarak biliniyordu. Günümüzde adı “görsel sanatlar – teknoloji tasarım” olarak değişti. Bu iki alan ve “fen ve teknoloji” dersleri için deney setleri üreten, ithal eden ve dağıtan bir firma olmayı başardık. Resim derslerinin olmazsa olmazı tuval boyama etkinliğinde ise “Elif Tuval” markası adı altındaki üretimimizle Türkiye’nin en çok satan ekonomik tuval markası olduğumuz için gurur duyuyoruz. Elif İş Eğitimi, öncelikle alanında tek spotçu ve dağıtımcı olup Türkiye çapında müşterilerine yeni ürünler sunmayı hedefliyor. Sektörünüzün son dönemdeki durumunu değerlendirir misiniz? Kırtasiye sektörü, her yeni sezon ile birlikte kabuk değiştirir. Sektörde kurumsallaşmayıp kendini yenilemeyen firmalar günümüz şartları nedeniyle ayakta kalmakta zorluk yaşıyor. Bu sektörde büyümek için yenilik yapmak, farklı ürünler üretmek ve bunları doğru sunabilmek gerekiyor. Düşen kâr marjları ve artan masraflar sektörümüzü daha fazla fedakarlık yapma noktasına getirdi. Bu durumda en önemli konu yöneticilerin bizlere destek olmaması. Kırtasiyeci esnafı, toptancısı-üreticisi ve perakendecisi olarak ihtiyacı olan yardımı ilgili kurumlardan alamıyor. Gelecek yıllarda sektörümüzün gereken desteği alabileceğini umuyoruz. İSTOÇ Ticaret Merkezi ile ilgili düşünceleriniz neler? İSTOÇ Ticaret Merkezi, her geçen gün daha fazla talep alan bir bölge haline geldi. Gerek metro gerek otobüsler ve gerek yeni minibüs hatları ile insanların İSTOÇ’a ulaşması oldukça kolaylaştı. Aynı zamanda yeni yapılan yollar sayesinde araçlarıyla gelen müşteri ve ziyaretçilerimiz trafikte daha az zaman harcayıp bizlere ulaşma imkanına sahip olacak. Yeni yatırım ve yatırımcılarla İSTOÇ Ticaret Merkezi’nin tüm Türkiye’ye hizmet veren bir kurum olma yolunda hızla ilerleyeceğine inanıyoruz. Türkiye ekonomisi hakkındaki genel görüşlerinizi paylaşır mısınız? Ekonomimizin ihtiyacı olan en önemli etken istikrardır. Bu da belirgin ölçütlerde oluşur. Şu an siyasi ortamdaki belirsizlik ve kurların değişkenliği ekonomiyi ve hizmet vermeye çalışan herkesi olumsuz yönde etkiliyor. Yaşanan bu gergin ortam maalesef ülkemizdeki hassas olgularla birlikte hemen hemen her sektörü sarsıyor. Umuyoruz gereken destek ve değişiklikler ile ekonomimiz kendine daha güçlü bir pozisyon kazandırıp güven ortamını yeniden sağlayabilir. 19 l İSTOÇHayat üye tanıtımı Kaya Kırtasiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kaya: “Temel prensibimiz, müşterilerimize kaliteli ve güvenli alışveriş imkanı sunmak” Kaya Kırtasiye olarak yönetimin ve çalışanların sağlam bir ekip ruhu oluşturmayı başardıklarını vurgulayan Ahmet Kaya, “Ekip olarak temel prensibimiz müşterilerimizin kaliteli ve güven duygusu içinde alışveriş yapmalarını sağlamak” diyor. Kırtasiye sektörün 1984 yılında Bağcılar’da adım atan Kaya Kırtasiye, müşteri taleplerini dikkate alarak daha iyi hizmet sağlamak amacıyla 1997 yılında İSTOÇ’a geçerek faaliyetlerini devam ettiriyor. Kuruluşlarından bugüne yönetim ve personelle güçlü bir ekip ruhu oluşturduklarını anlatan Kaya Kırtasiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kaya, öncelikli hedeflerinin müşterilerinin kaliteli ve güven duygusu içinde alışveriş yapmalarını sağlamak olduğunun altını çiziyor. Avantajlı ve güvenilir alışverişte İSTOÇ’un da büyük payı olduğunu ve zengin ürün yelpazesi ile ziyaretçilerinin ihtiyaçlarına cevap verdiğini söyleyen Ahmet Kaya ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Kısaca kendinizi ve firmanızı tanıtır mısınız? Kırtasiye sektörüne 1984 yılında Bağcılar’da 100 metrekarelik bir alanda başladım. Daha iyi hizmet sunmak ve müşteri taleplerine daha iyi cevap verebilmek amacıyla 1997 yılında İSTOÇ toptancılar çarşısına geçerek kırtasiye alanında faaliyetlerimize devam ettik. Bu süreç içinde hem yönetim olarak hem de çalışma arkadaşlarımızla ekip ruhu oluşturmayı başardık. Ekip olarak temel prensibimiz müşterilerimize kaliteli ve güven duygusu içinde alışveriş yapma imkanı sağlamak. Sektörünüz hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz? Kırtasiye sektörü alıcı ve satıcının çok olduğu, rekabet ortamının yoğun bir şekilde yaşandığı, ürün yelpazesinin her geçen gün arttığı bir pazar. Sektör, faaliyet alanı dolayısıyla tam rekabet piyasalarının en iyi örnekleri arasında gösteriliyor. Kırtasiye sektörünü kendi arasında ikiye ayırmak gerekiyor. Bunlardan ilki üretici firmalar. Bu piyasalarda ürünlerin her gün artış göstermesi rekabet ortamını daha fazla etkilemekle beraber üretimde bulunan firmaların mali durumunda da dalgalanmalara sebebiyet veriyor. Firmaların bu tür dalgalanmalar karşısında durabilmeleri için sağlam bir mali yapıya sahip olması, Ar-Ge çalışmalarını artırması, düzenli bütçe planlaması yapması, makine ve teçhizatını verimli bir şekilde kullanması ve iş günü planlamasını en etkin düzeyde kullanması gerekiyor. İkinci grupta ise toptan alım - satım firmaları yer alıyor. Toptan alım satım yapan firmalarda rekabet daha ciddi bir hal alıyor. Çünkü bu piyasada alıcı firma ürünü nereden daha ucuza alabileceği, vade gün sayısını ne kadar daha artırabileceği, hangi firmadan talep etmiş olduğu ürünü eksiksiz ve kısa sürede alabileceği gibi birçok soruna cevap arıyor. Firmaların bu tür sorulara cevap verebilmesi ve hali hazırda bulunan sistemini ayakta tutması için, piyasayı ve rakiplerini iyi tanıması ve müşteri isteklerini iyi belirleyebilmesi gerekiyor. İSTOÇ Ticaret Merkezi ile ilgili düşünceleriniz neler? İSTOÇ Ticaret Merkezi, toptan ticarette ve perakende alanında avantajlı ve güvenilir alışveriş imkanı sağlıyor. Zengin ürün yelpazesi ile İstanbul’un ve yurdun çeşitli yerlerinden gelen ziyaretçilerin ihtiyaçlarına cevap veriyor. Bulunduğu lokasyon bakımından birçok alternatif yol ve toplu taşıma aracı ile ulaşım imkanına sahip olan İSTOÇ, metro hattının da faaliyete başlamasıyla birlikte ziyaretçilerine daha da kolay ve rahat alışveriş imkanı sağlıyor. Türkiye ekonomisi hakkındaki genel görüşleriniz ne yönde? Türkiye, Uluslararası Para Fonu tarafından gelişen pazarlar arasında gösteriliyor. Dünyanın yeni sanayileşen ülkeleri arasında yer alan Türkiye, gelişmekte olan bir ekonomiye sahip. Ülkemiz tarım ürünleri, tekstil, motorlu araçlar, gemiler ve diğer ulaşım ekipmanları, inşaat malzemeleri, tüketici elektroniği ve beyaz eşya gibi sektörlerde dünyanın lider üreticileri arasında bulunuyor. Endüstri, bankacılık, ulaşım ve iletişim sektörlerinde devletin önemli bir rol üstlenmesine karşın son yıllarda özel sektörde de hızlı bir gelişim sağlandı ve sağlanmaya devam ediyor. İSTOÇHayat l 20 üye tanıtımı Kırmızı Elma Kırtasiye Ortağı Halil Sürel: “Üreterek büyümemiz gerektiği bilincine sahibiz” Kırmızı Elma Kırtasiye olarak imalat yaparak büyüme bilinciyle sektördeki faaliyetlerini sürdürdüklerini söyleyen Halil Sürel, bu bilinçle müşterileriyle olan iş birliklerini uzun yıllar devam ettirmeyi hedeflediklerinin altını çiziyor. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü mezunu olan Halil Sürel, Başak Koll firması adı altında hırdavat ürünleri satışı yaparken 1985 yılında hırdavat sektöründen ayrılıp Kırmızı Elma Kırtasiye firmasını kurma kararı alarak kırtasiye sektörüne adım attıklarını söylüyor. Kırtasiye sektöründe sağladıkları büyümeyle Tahtakale’deki 18 metrekarelik iş yerleri küçük geldiği için İSTOÇ’ta şube açtıklarını ve İSTOÇ’ta faaliyetlerine ağırlık verdiklerini belirten Kırmızı Elma Kırtasiye Ortağı Halil Sürel, “Sektörde klasikleşen firmalar arasında yer alıyoruz. Bununla birlikte, sektörün ihtiyaç duyduğu ürünleri hızlı davranıp uygun fiyatlarla temin eden firmalar içindeyiz. Şu anda ithalata dayalı büyüme yerine, imalat yaparak büyümemiz gerektiği bilincine sahibiz. Bu bilinçle uzun yıllar müşterilerimizle olan iş birliğimizin devam edeceğini umuyoruz” diyor. İSTOÇ’un, farklı branşlarda firmaları barındırması, konum olarak metroya ve hava limanına olan yakınlığı ve büyük park alanlarına sahip olmasına bağlı olarak Türkiye’nin merkez çarşısı olduğuna dikkat çeken Halil Sürel ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Kısaca kendinizi ve firmanızı tanıtabilir misiniz? 1960 yılında Kayseri’de doğdum. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü mezunuyum. 1963 senesinde babam Ahmet Sürel işlerini büyütmek amacıyla Kayseri’den İstanbul’a geldi ve Tahtakale’de Başak Koll firmasını kurarak hırdavat iş kolunda ticarete başladı. 1975 yılı sonunda babamın vefatı üzerine kardeşim Mehmet ve ben işleri devraldık. 1985 yılında hırdavat ürünlerinin satışını bırakarak, daha geniş müşteri kitlesi olan kırtasiye ürünleri satmaya başladık.1990’larda sektörde güçlenerek söz sahibi olabilmemiz için ithalat yapmaya karar verdik. O yıllarda ithalatı belli kişiler yapıyordu ve diğer firmaların bu işe girmemesi için belli zorluklar gösteriliyordu. Bizim düzeyimizdeki firmaların ithalat yapması görülmüş bir olay değildi. İlk ithalatımızı 1992’de Tayvan’dan yaptık ve ithalatla birlikte işlerimiz arttı. Dolayısıyla Tahtakale’deki 18 metrekarelik iş yerimiz küçük gelmeye başladı. Buna bağlı olarak 2003 senesinde Kırmızı Elma Kırtasiye firması olarak İSTOÇ’ta şube açtık. 2010’da Tahtakale mağazamızı kapatarak İSTOÇ’ta çalışmalarımıza ağırlık verdik. Sektörünüzün son yıllarda gösterdiği gelişimi nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektörde klasikleşen firmalar arasında yer alıyoruz. Bununla birlikte, sektörün ihtiyaç duyduğu ürünleri hızlı davranıp uygun fiyatlarla temin eden firmalar içindeyiz. Şu anda 1990 yılındaki ithalata dayalı büyüme yerine, imalat yaparak büyümemiz gerektiği bilincine sahibiz. Bu bilinçle uzun yıllar müşterilerimizle olan iş birliğimizin devam edeceğini umuyoruz. Vadelerin uzaması ve iş ahlakının bozulması sektörün önündeki en büyük engeller olarak gözüküyor. Vadelerin tekrar eski seviyelerine dönmesi, işleri canlandırır ve sözünde durmayan kişilerin sektörden çıkmasını sağlar. İSTOÇ Ticaret Merkezi ile ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Bünyesinde farklı branşlarda firmaları barındırması, konum olarak metroya ve hava limanına olan yakınlığı ve büyük park alanlarına sahip olması, İSTOÇ’u Türkiye’nin ve civar ülkelerin merkez çarşısı haline getirdi. Türkiye ekonomisi hakkındaki genel görüşleriniz ne yönde? Jeopolitik konum açısından şanslı bir yerde bulunan Türkiye, gelişmekte olan bir ekonomiye ve yeniliklere açık, üreten, tüketen, risk alan genç nüfusa sahip bir ülke. Genel olarak ülke ekonomisi, geçmişten gelen birikimlerin yatırıma dönüştüğü, hızla kurumsallaşan, yeni pazarlarla büyüyen dinamik bir yapı sergiliyor. 21 l İSTOÇHayat üye tanıtımı Cem-Şen Pazarlama Ortağı Osman Cahit Şen: “Sektörde çok düşük kâr oranlarıyla çalışılıyor” Sektörde çok düşük kâr oranlarıyla çalışıldığına dikkat çeken Cem-Şen Pazarlama Ortağı Osman Cahit Şen, “Ülkemizdeki üretim maliyetleri yüksek olduğundan bizi ve diğer kırtasiyecileri ithalata zorluyor. Türkiye’de yaşanan belirsizlik nedeniyle faiz oranları ve dolar kurunun artması herkesi olduğu gibi bizi de etkiledi” dedi. Faaliyetlerine 1960 yılında hırdavat sektörüyle başlayan Cem-Şen Pazarlama, 1995 yılında kırtasiye sektöründe de faaliyet göstermeye başladı. 2000 yılına kadar kırtasiye sektöründeki ürün gamlarını genişlettiklerini söyleyen Cem-Şen Pazarlama Firma Ortağı Osman Cahit Şen, 2001 yılında “Marla” ve 2010 yılında “Gellwess” olmak üzere kendi markalarıyla kırtasiye sektöründe yer aldıklarını dile getirdi. Türkiye’nin faiz oranlarının ve dolar kurunun artmasının bütün sektörleri etkilediği gibi kendi sektörlerini de etkilediğine değinen Osman Cahit Şen, “Gelişmekte olan ülkemizde ekonomi, Haziran ayında seçimlerden sonra hükümetin kurulamaması ve 1 Kasım’da tekrar seçimlere gidilmesi nedeniyle kötü etkilendi” diye konuştu. Osman Cahit Şen ile Cem-Şen Pazarlama’nın yanı sıra, Türkiye ekonomisi ile ilgili konuştuk. Kısaca kendiniz ve firmanız hakkında bilgi verir misiniz? Cem-Şen Pazarlama, 1960 yılından bu yana hırdavat sektöründe faaliyet gösteriyor. Firmamız, sektörde ithalat ve distribütörlük yapmaya başlamadan önce, uzun yıllar hırdavat konusunda sektörün tanınmış isimleri arasında yer aldı. 1995 yılında, ürünleri arasına kırtasiye ürünlerini de ekledi. Cem-Şen, 2000 yılına kadar çok sayıdaki kırtasiye ürünleriyle piyasadaki yerini daha da genişletti. Firmamız söz konusu tarihten itibaren de tanınmış üretici firmaların bayiliğini üstlendi. 2001 yılında “Marla” ve 2010 yılında “Gellwess” olmak üzere kendi markalarımızla kırtasiye sektöründe yer aldık. Böylece kalite ve fiyat rekabeti oluşturacak şekilde ithalat çeşitliliğini müşterilerimize sunduk. Sektörünüz ile ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Sektörde çok düşük kâr oranlarıyla çalışılıyor. Ülkemizdeki üretim maliyetleri yüksek olduğundan bizi ve diğer kırtasiyecileri ithalata zorluyor. Türkiye’de yaşanan belirsizlik nedeniyle faiz oranları ve dolar kurunun artması herkesi olduğu gibi bizi de etkiledi. Türkiye ekonomisi hakkındaki görüşleriniz neler? Gelişmekte olan ülkemizde ekonomi, Haziran ayında seçimlerden sonra hükümetin kurulamaması ve 1 Kasım’da tekrar seçimlere gidilmesi nedeniyle kötü etkilendi. Faiz oranları ve dolar kurunun artması bütün sektörleri etkiledi. İSTOÇHayat l 22 Toros Dağları’nın güney eteklerindeki t n e k antik Selge gezi 23 l İSTOÇHayat Antalya’nın Manavgat İlçesi Beşkonak Altınkaya (Zerk) Köyü sınırları içinde kalan Selge, Pisidya bölgesinin önemli bir antik kenti. Selge, Toros Dağları’nın güney eteklerinde ulaşılması güç doğal korunaklı bir yerde bulunuyor. Selge’ye, uçurumların, nehirlerin ve küçük şelalelerin bulunduğu ormanlık yoldan tırmandıktan sonra bir Roma köprüsünden geçilerek ulaşılıyor. İSTOÇHayat l 24 Toros Dağları’nın güney eteklerindeki antik kent Selge, doğal ve tarihi zenginlikleri nedeniyle Köprülü Kalyon Milli Parkı kapsamında buluyor. Strabo’ya göre Selge’nin kurucusu Calchas’tır ve daha sonraları Lacedaemoniler (Spartalılar) bölgeye yerleşmişlerdir. İlk yerleşim, MÖ 2. bin yılın sonunda Dor Göçleri sırasında Truva Savaşı’yla bağlantılı olarak meydana geldi. İkinci yerleşim, Rhodes’in kolonileştirilmesiyle birlikte MÖ 7. yüzyılın başında oldu. Selge, madeni para basan ilk Pisidya şehri. Selge’de MÖ 5. yüzyıldan başlayarak Pers standartlarına uygun ve Aspendos madeni paralarından ayırt edilmesi zor olan gümüş paralar basılmış. Bu madeni paralar Aspendos’unkilere oldukça benziyor. Paranın iki tarafında güreşçiler görülüyorr. Paranın tersinde sapan kullanan bir figür ve şehrin adı var. Bu yerel isimler, Luvian diliyle bağlantılı olan ve bizim 3. bin yılda Pisidya’da konuşulduğunu bildiğimiz Pisidya dilinin MÖ 5. yüzyılda hâlâ kullanıldığını gösteriyor. Kent, istihkam duvarlarıyla çevrili üç tepenin üzerine uzanıyor Selge’nin tarihi hakkında süreklilik gösteren bir bilgiye sahip değiliz. Kaynaklara göre, Termessos’un eski düşmanı olan Selge, Büyük İskender buraya geldiğinde onunla saf tutmuştur. Bölgedeki köklü ve yaygın kavgacılık eğiliminden dolayı Selge, büyük olasılıkla neredeyse her zaman komşularıyla savaş içindeydi. Polybius’tan Selge ile ilgili ilginç bir olay öğreniyoruz. MÖ 218’de Selge ve başka bir Pisidya şehri olan Pednelissos savaştaydı. Selge, daha fazla nüfusa sahipti ve 20 bin asker çıkarabiliyordu. Bu dönemde birçok Pisidya şehri Selge ile müttefikti ve böylelikle Pednelissos’u kuşattılar. Pednelissos halkı yardım için Syria Kralı III. Antiochos’un amcası Achaios’a başvurdular ve Achaios da kuşatmayı kaldırma görevini generallerinden biri olan Garsyeris’e verdi. Selge halkı bağımsızlığına kavuştu ancak bunun bedeli oldukça ağır oldu. MÖ 25’te Galatia Krallığı’nın kurulmasıyla, Selge bir süre bağımsızlığını kaybetti ancak Roma yönetimi altında Selge, iyi ilişkiler kurdu. İmparatorluğun sona erişine kadar bağımsız statüsünü korudu ve vatanını kimseye vermedi. Ayrıca, sık sık madeni para basılmasından 3. yüzyıla kadar ekonomik hayatın sağlıklı kaldığı anlaşılıyor. İmparator Theodosius (MS 379-395) tarafından Phyrigia’ya yerleştirilen Gotlar kısa bir süre sonra tüm Küçük Asya’yı yakıp yıkarak ayaklandı. MS 399’da Selge de Tribigild önderliğindeki Gotların hücumuna uğradı ancak Selge, düşmanı geri püskürttü. Bu güç gösterisi Selge’nin eski gücünden hiçbir şey kaybetmediğini gösteriyor. Selge, istihkam duvarlarıyla çevrili üç tepenin üzerinde uzanıyor. Bugün halen bir kısmı duran bu duvarların yedi ana kapısı ve ortalama 100 metre aralıklarla dizilmiş kuleleri var. Bugün görünebilen ilk kalıntı günümüz Zerk Köyü’nün bir kısmını oluşturan Yunan-Roma tarzı tiyatro. Tiyatronun alt kısmı kayalıklı bir yamaçta uzanıyor. At nalı şeklindeki cavea, tiyatroyu aşağıda 30, yukarıda 15 sıra oturacak yere ayıran diazoma ile kesilmiş. Diazomanın hemen altındaki sırada bulunan taştan yapılmış oturacak yerler bozulmadan kalmış. Bu tiyatro yaklaşık 9 bin kişilikti. Dört ayrı giriş diazomaya açılırdı. Buna ek olarak cavea ve sahne arasında bulunan tonozlu paradoslar da tiyatroya girişi sağlıyordu. Roma dönemi sahne binası bugün sadece bir taş yığınıysa da binanın genel planı yapılabiliyor. Binanın beş kapısı ve sütunlu cephesi var. Bunlar MS 2. yüzyıla kadar tarihlendirilebiliyor. Zengin ve güçlü bir şehir Bütün olarak yıkık dökük bir durumda olsa da tiyatronun hemen yanında stadyuma ait oturma yerlerinin ana hatları görülebiliyor. Ayakta kalan kısımlardan stadyumun olasılıkla ortalamadan biraz daha küçük olduğu görülüyor. Ayrıca Selge’de stadyumda kazanılan zaferlerin kaydedildiği yazıtlar da var. İki tapınağın kalıntıları batıda en yüksek tepede bulunabilir. Bunun Polyios’un bahsettiği Kasbedion olması büyük olasılık. Bu durumda, 17x34 metre olan büyük peripteral tapınak şehrin baş tanrısı Zeus’a ait olmalı. “Templum in antis” (çift sütunlu revakı olan küçük tapınak) planlı tapınağın da kesin olmamakla birlikte yakınında bulunan bir yazıta dayanılarak Artemis’e ithaf edildiği söylenebilir. Bu tepenin arkasında sadece yağmur sularını biriktirmek için değil aynı zamanda kuzeybatıdan bir kanalla gelen suyu da tutmak için büyük bir sarnıç inşa edilmiş. Güneydoğuda bu tepe ve diğer tepelerin arasında kentin diğer önemli kamu binaları yer alıyor. Burada bir yamaçta sütunlu girişi olan oldukça uzun bir caddenin, bir nymphaeum’un ve bir hamamın oldukça parçalanmış kalıntıları var. Güneydoğudaki tepede üç tarafı kapalı geniş kare bir agoranın kalıntıları bulunuyor. Bunun yanında daha sonraki dönemlere ait olan apsidli bazilika var. Çoğunlukla Roma dönemine tarihlendirilen harabeler, özellikle MS 2. yüzyılda Selge’nin ne kadar zengin ve güçlü bir şehir olduğunu gösteriyor. Şehrin doğal güzelliklerini, veri mli meyve bahçelerin i, geniş otlaklarını v e ormanlarını öven Strabo, aynı zam anda Selge sakinlerinin sık sık ve oldukça uzun mesafelere seyahat ettiklerin i de kaydediyor. Şehri n esas geliri zeytin , şarap ve şifalı bit ki üretiminden geliy ordu. gezi 25 l İSTOÇHayat www.magdergi.com Sumru Yavrucuk İSTOÇHayat l 26 ünlü söyleşisi 27 l İSTOÇHayat “Kendimi bin yaşında hissediyorum” hızlı değişimler le öy e d im iş çm e g k llı yı “Profesyonel olarak 30 diyorum.” se is h a d n şı ya in b ak ar natçı ol oldu ki, kendimi bir sa “Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi” adlı oyununuz iki yıldır büyük bir ilgi görüyor. Peki Umut’un hikayesini aktarırken toplumun ikiyüzlü iklimi size neler hissettiriyor? Demek ki, iki yıldır önemli bir ihtiyacı karşılıyorum. Biz hem acıyla beslenen hem de korkuyla büyütülen bir toplumuz. Genel olarak empati kurmaktan çok, kendi fikirlerini hakim kılmak üzerinden hareket ediyoruz. Bizim gibi olmayandan korkuyoruz. Korktuğumuz kişi olmaktan da korkuyoruz. Nefret cinayetlerine baktığımız zaman da kendinden olmayanı yok etmeye çalışmak, aslında tam da yabancı olanın bir yerlerden tanıdık geliyor olmasından kaynaklanıyor. Bu noktada halkın ikiyüzlülüğünden söz etmek yanlış olmayacak. Aynı insanlar senelerce Huysuz Virjin izleyerek eğlenmiyor muydu? Bu noktada toplumsal düzeyde daha fazla farkındalığa ihtiyaç duyduğumuzu düşünüyorum. Toplum, trans kimlikleri sürüklediği ittiği yerlerde yargılıyor. Böyle bir karakterin içine girdikçe toplum vicdanına daha çok kızmadınız mı? Küfür etmekten ziyade oyun oynamayı, daha çok oynamayı tercih ettim. Mücadele alanım olarak en doğru yerin sahne olduğunu düşünüyorum. Tüm mağdur durumda bırakılan insanların korunma mekanizmalarının sağlanması, toplumun bilinçlendirilmesi, duyarlılığın artırılması gibi gereklilikleri ben ancak oyun oynayarak hissettirebilirim. Beni zaten bu oyunu oynamaya iten sebeplerden biri de budur. En can yakıcı kısmı ise izlediğim videolardı. Sokakta bir trans cinayeti olmuş, başında bir arkadaşı hıçkırıklara boğulmuş yardım istiyor. Hemen yanında bir polis telefonla konuşuyor. Polisin vücut dili o kadar bildik ki bu durumlarda, bu da insanı isyan ettiriyor. Bu isyan oyunu oynama enerjimi artırdı. Oyunumuzu izleyen bir trans birey beni şu sözle tanımladı: “Artık siz de bir trans annesisiniz”… Hikayede olduğum yer şimdi burası… Bir kadın olarak bir erkeğin içine girip dönüştüğü kadını hissettirmek sizi ne kadar zorladı? Çok kolay bir süreç değildi… Oyuncu tekniği açısından bugüne kadar edindiğim vücut dilimi, sesimi, bedenimi Umut’a dönüştürme çalışmaları yaptım. Oyunun kendisi kimlik üzerine… Böylesi zor bir meseleye kendi kanını bulaştırmadan yaklaşmak onu sahteleştirecekti. Umut da kendisine biçilen rollerin dışında ünlü söyleşisi İki yıldır sahnede tek başına olağanüstü bir ilgiyle izlenen ve herkeste dev duygular bırakan oyununda bir trans bireyin hikayesini anlatıyor Sumru Yavrucuk… Afife Jale Ödülleri gibi en büyük ödülleri de toplayan oyun, çok konuşuldu. Sumru Yavrucuk ekranda alıştığımız çok sevilen yumuşak anne rollerine rağmen sert metinlerle de adeta terapi yapıyor. Yavrucuk ile farklılıklar, kabul, toplumun korkuları, sanatın muhalefeti ve günlük hayattaki kimliği üzerine konuştuk. İSTOÇHayat l 28 HEM B IR BIR OY YÖNETMEN H UNCU OLARA EM IÇIN S K SIZI IRADA N NELER VAR? Yeni ve yine tek kişilik b oyunun ir prova s ü reci için İçinde k deyim. adınlar ın kend bulabile il e r ce ini yüzleşe ği, kendileriyle bileceğ i na üzerind e çalışıy if bir komedi oruz. F hikaye. era “Kimse nin Ölm h bir Günün e diği Bir Ertesiyd i” oyun seyirci unda, salond an fark ayrılsın lı bir alg istiyord ı ile um; öy Bu oyu le de o nla da ld u. özellikle tebessü kadınla m eder r e k güzelle şerek a , umutlanarak , yrılsınla r istiyor um. yaşamak istiyor, Marylin olmak, kuğu olmak, assolist olmak istiyor ama bunları ancak düşlerinde yaşatıyor. O ne olmak isterse istesin, gerçek oralarda bir yerde, tıpkı zamanında karşısına dikilen babası gibi… Elinde sopayla, tüfekle, bıçakla dikilmiş ondan hesap soruyor. Umut, erkek dünyanın erkekliğini tehdit eden bir kadındır. Kadınlığı ya da erkekliğinden ziyade bu duygusunu öne çıkarmaya çalıştım. Müthiş cesaretli bir duruşunuz var. Sizce de toplumun yol alması için sanatın ve sanatçının muhalefeti çok önemli değil mi? Genel olarak tiyatroya bakıldığında, özellikle alternatif tiyatroların revaçta olduğu son yıllarda toplumsal meselelere olan yoğunluğun arttığı söylenebilir. Bu önemli bir gelişme. Sanatın muhalif olması gerekiyor; sanatçının da her önüne çıkana karşı gelmeden, onu anlayarak, bir şeyin içine çok dahil olup meselesini fanatikleştirmeden, soğukkanlılıkla alımlaması ve aktarması daha doğru. Aksi halde bir polemik kuyusunu kazıyor olmanız kaçınılmaz oluyor. Sanatta politika, sanatçının politik bir kimliği olması mühimdir tabii ama provakasyona kaçmak sakıncalı ve öyle bir durumda bir şeyin içine o kadar dahil oluyorsunuz ki artık o dahil olduğunuz şeyin içindeki pis yanları göremez hale geliyorsunuz. Öyle bir yerde durmak isterim ki; yitip gidenin haklarını savunacak kadar adil, ama bazı şeylerin yerinin hiçbir zaman doldurulamayacağını bilecek kadar yatışmış bir çizgide. Doğaçlama yaptığınız yerlerde oyunculuğunuz çok keyifli bir hal alıyor. Peki size verdiği özgürlüğü nasıl tarif edersiniz? Biraz yaramazlık yapmak gibi… Kurallara sıkışmış bir anlatım yerine hiç keşfedilmemiş alanlara değmek, basılmamış bir kara ayak basmak gibi… Tabii metinle oyuncu arasında 29 l İSTOÇHayat sıkı bir bağ kurulduğu müddetçe… Hiç yaşanamamış bir veda, söylenmemiş bir söz, çıkartılmamış bir öfke, sık tekrarlanan bir rüya, sarılınmamış bir aşk, dokunulmamış bir kardeş, çalınmamış bir enstruman, seçilmemiş bir aile, hiç planlanmayan bir bebek, tanışılmamış bir akraba, sahip çıkılmamış bir ihtiyaç, yaşanmış veya yaşanmamış her türlü ana götürebilir bizi, duygularımıza izin verdiğimiz sürece… Ve bu izin yaratımın da iznidir aynı zamanda. Sizi izleyenlerde dev duygular bırakıyorsunuz. Peki sahne size ne oyunlar oynuyor? Bazen yakartop oynarız, bazen saklambaç... Süprizlerini seviyorum. İnce tiyatro eleştirileriyle popüler kültürün yüzeysel geçici ilgilerini de taşlıyorsunuz. Bir oyuncu olarak kültür sanat cephesinde sizi en çok neler hayal kırıklığına uğratıyor? Profesyonel olarak 30 yıllık geçmişimde öyle hızlı değişimler oldu ki, kendimi bir sanatçı olarak bin yaşında hissediyorum. Akün, Şinasi, İrfan Şahinbaş, Karaca ve Taksim sahnelerinin atıl hale getirilmesi canımı acıtıyor. Kaç sahnemiz kaldı? Kalacak mı? Endişeliyim… Yıllarca en uygun bütçelerle seyirciye opera, bale, tiyatro prodüksiyonlarını sergilediğimiz ve ilk çıktığım sahne olan Atatürk Kültür Merkezi’nin yıllardır hayalet gibi orda öyle duruyor olması çok sarsıcı değil mi? Sanata destek vermek devletin lütfu değil, görevlerinden biridir. Umut karakteriyle aşkı, şiddeti, keyfi böyle coşkuyla sergilerken sizi içinizde neler tetikliyor? Sadece Umut karakteri ile ilgili değil. Her oynadığım oyun kişisiyle ruhumda yeni kapılar açılıyor. Aslında içimdeki çok sesliliği keşfetmek için de yeni roller yeni birer fırsat oluyor. Umut, benim içimden çıkan bir Umut olduğuna göre tabii ki benden izler taşıyor. Oyun oynamak ruhumu bir şekilde ele geçiriyor ve bu artık kaçınılmaz bir ihtiyaca dönüşüyor. Türk tiyatroları için bir dönüm noktası olan Leenane’nin Güzellik Kraliçesi’ni on sene kapalı gişe oynamıştınız; Umut karakterine böyle bir şans verecek misiniz? Leenane’nin Güzellik Kraliçesi, en sevdiğim oyunumdu. Doyamadık, aynı kadroyla yeniden oynasak diyoruz. Ben oynadığım hiçbir oyunla vedalaşmam. “Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi” 200 oyunu geçti. Talep olduğu müddetçe de devam edecek. “ BENI EN ÇOK KUŞLAR SEVER Ekranlarda çok sevilen yumuşak anne rollerine rağmen size sahnede sert metinler de çok yakışıyor. Peki günlük hayatınızda ne kadar yumuşak birisiniz? Kendimi tamamen yumuşak ya da tamamen sert biri olarak tanımlamam mümkün değil. İnsanda her özelliğin belli bir miktar var olduğuna inanırım. Genellikle iyi hissettirmeye çalışan biriyim… Çok yumuşak biri beni çok yumuşak olarak tanımlayabilir, sert biri de sert biri olarak algılayabilir. Yani herkes diğerini kendinden bilir. Beni en çok kuşlar sever. İSTOÇHayat l 30 Felix Tr erkekle iforce Midi kolaylaşrin hayatını tırıyor Erkekler için zam an kaybı Felix Trif olarak g orce Mid örülen s i Islak - K dönüşüy akal tıra u ru Tıraş or. Felix şı Makines Triforce kullanım i’yle key M idi kablo ı sayesin fe suz bir s de TV iz sunuyor aat kesin lerken b . Profesy ile tıraş tisiz onel tıra Triforce olma im şlar için Midi, öz kanı g e li e ş l şekillen tirilen Fe stil sahib dirici-dü lix i erkekle zeltici dü rin en bü kuru kull ğ m y e ü siyle k yardım anımı, tü cısı oluy y toplam çıkarılıp o a r . Islakhaznesi temizlen ve kesic me özell sağlıyor i bloklar iğiyle tem . 99 TL’d ının iz ve pra en satışa benzerle tik bir ku sunulan rinden h llanım Felix Trif em fiyat orce Mid hem este i, tik tasar ımıyla ay rılıyor. Sonbahar yağmurlarına Omni Tech kalkanı Columbia, sonbahar yağmurlarının tadını çıkarmak isteyenler için su geçirmeyen ve nefes alan özel Omni Tech teknolojili yağmurlukları ile yeni sezonu karşılıyor. Teknoloji ve şıklığı bir arada sunarak kullanıcılara maksimum konfor sağlamayı hedefleyen Columbia yağmurluklar bu sonbahar da yağmur kalkanınız olacak. Su geçirmez ve nefes alabilir Omni Tech teknolojisine sahip kadın ve erkek yağmurluk modelleri; mikro delikli membranı sayesinde sıcak hava ve nemin dışarı atılmasına yardımcı olurken, dışarıdan da soğuk havanın içeri girmesini engelliyor. Farklı renk seçeneklerine sahip Columbia yağmurluklar ile sonbahar yağmurlarının keyfini çıkaracaksınız. 31 l İSTOÇHayat Şık ve sofistike Yeni sezon Dolce&Gabbana gözlük koleksiyonu İtalyan erkeğinin özü yani şık ve sofistike. Gerek çalışma hayatı gerekse tatil için uygun teknik materyallerden yapılmış klasik “pilot” modeline ilave olarak, güneş ve optik modellerinde kamuflaj motifi sezonun yeniliğini temsil ediyor. DG4255 stilini yansıtan zlüğü, Dolce&Gabbana gö ş ne gü li im biç re Ka prü ile çizgi oluşturan çift kö belirgin saplarla düz bir ları arasında on nin iç ve dış kombinasy vurgulanıyor. Çerçeve l dört farklı renk flaj desene sahip. Mode kontrast yaratan kamu luyor. kombinasyonu ile sunu DG4254 k hatlı asetat larla aydınlatılan yuvarla Gümüş ufak metal detay an modelin sapı klı renk alternatifi bulun güneş gözlüğü. Dört far na logosu yer alıyor. üzerinde Dolce&Gabba DG2149 ukla kaplı zlüğün çerçevesi kauç Pilot formundaki bu gö bırakan yumuşak metal iç kısmını açıkta , ise rı pla sa n, de tal me ten yapılmış. la kaplı paslanmaz çelik kauçuktan bir katman uyor. lun e farklı alternatifler bu Modelin renk paletind Cesur ve sıra dışı Diesel saatleri, Sonbahar 2015 saat koleksiyonunun iddialı tasarımlarıyla geniş kasalı saat tutkunlarını cezbediyor. Koleksiyonun tamamı bugüne kadar gelmiş geçmiş en cesur ve sıra dışı Diesel modellerine sahip. Kesilip biçildi, yakıldı, deriyle kaplandı, çivilendi ve saat tasarımıyla ilgili bildiğiniz her şey yeniden inşa edilerek, başyapıt niteliğinde adrenalin dolu bir koleksiyon yaratıldı. Bu özel koleksiyon, dünyaya adeta haykırırken kalabalıklarda kaybolmayacak kadar iddialı modelleri gözler önüne seriyor. İSTOÇHayat l 32 Türk şirketleri, BT yatırımlarından yeterince faydalanamıyor Sage desteğinde gerçekleştirilen bir araştırma, Türk şirketlerinin yaklaşık yüzde 90’ının bilgi teknolojileri (BT) yatırımlarından yeterince fayda elde edemediğini ve bu durumun şirket başına yılda yaklaşık 120 bin TL yük doğurduğunu gösteriyor. Türkiye geneline vurulduğunda bu rakam yıllık bazda 1,8 milyar TL’ye denk geliyor. Gartner verilerine göre en büyük üç küresel ERP firması arasında yer alan Sage tarafından yaptırılan bir araştırma, iş yazılımlarını yeterince verimli kullanamayan Türk şirketlerinin, yaptıkları teknoloji yatırımlarında milyarlarca lirayı sokağa atıyor olabileceğine işaret ediyor. 100 Türk şirketinin BT alanında karar verici konumundaki yöneticisiyle gerçekleştirilen araştırma, BT yatırımlarındaki verimsizliğin, şirket başına yılda yaklaşık 120 bin TL yük doğurduğunu gösteriyor. Türkiye geneline vurulduğunda bu rakam yıllık bazda 1,8 milyar TL’ye denk geliyor. Şirketlerin yüzde 91’i BT yatırımlarından yeterince fayda elde edemiyor. İş yazılımlarının verimsiz kullanımıyla ilgili olarak en çok dile getirilen nedenler, kullanıcı eğitim eksikliği yüzde 37 ve ihtiyaç fazlası özellikte yazılım kullanımı yüzde 36 oldu. ÇALIŞAN VERİMLİLİĞİ ÖN DE GE LİYOR İş yazılımlarıyla çözüm aranan en önemli ihtiyaçlar arasında çalışan verimliliği başı çekiyor . Araştırma katılımcılarının yüzde 63’ü bu konuyu bir tem el iş önceliği olarak dile getirdi. Araştırmanın ortaya koyduğu, özellikle ilgi çekici bir diğer nok ta ise, Türk şirketlerinin sadece yüzde 27’sinin iş yazılımların ı şirk et büyümesi için stratejik bir yol olarak görmeleri. Diğer taraftan , karar vericilerin şirket için kull anıcılardan etkilenme oranında bir artış görülüyor. Son yıllarda bilişimin tüketiciye daha fazl a dokunur olması, iş yazılımları üzerinde etkisini hissettiren bir dinamik oma özelliği taşıyor. AVRUPA BULGULARIYLA KARŞILAŞTIRM ALAR • Avrupa’daki şirketlerin ner edeyse yarısı yüzde 43, Türk şirketlerinin ise yüzde 37’si iş yazılımlarını üçle beş yıllık sürelerde güncelliyor. Öte yan dan Türk şirketlerinin yüzde 48 ise, bir ile üç yılda güncellemeye gidiyor. • İş verimliliğine artış, hem Avr upa hem de Türkiye için gele cek bir yıllık dönemde en önemli iş önceliğini oluşturuyor. • Yazılım satın alımlarında önc elikli unsur, hem Avrupa’da yüzde 53 hem de Türkiye’de yüzde 57 fiyat olarak öne çıkıyor. • Yazılım yatırımı ortamı, bira z karamsar bir tablo çiziyor. Avrupa şirketlerinin yüzde 49’u, Türk şirketlerinin ise yüzde 44’ü gele cek yıl yazılım için daha az harcama öngörüyor. Türk şirketleri az bir oranla da olsa yatırıma daha istekli duruyor. 33 l İSTOÇHayat Casper VIA V10 98,8 gram Samsung USB flash belleğin üç yeni hali: Bar, Fit ve Duo Casper, akıllı telefon pazarındaki iddiasını VIA serisinin yeni üyesi Casper VIA V10 ile perçinliyor. Akıllı telefonları fazlalıklarından kurtaran Casper, Türkiye’nin en ince akıllı telefonu Casper VIA V10’u kullanıcıların beğenisine sundu. Ön ve arka yüzünde gorilla glass, gövdesinde uçaklarda kullanılan çelik malzemeyle güçlendirme yapılan Casper VIA V10, 2.7 milimetre görünür inceliğe, fiziksel olarak da 5.1 milimetre inceliğe sahip. Eşsiz tasarımını, 98,8 gram ağırlığıyla birleştiren Casper VIA V10, üstün yetenekleriyle teknoloji tutkunlarını büyüleyecek. Samsung’un üç yeni USB flash belleği Bar, Fit ve Duo teknoloji tutkunlarının tüm ihtiyaçlarını karşılıyor. Samsung’un güçlü NAND flash ve 5-Proof teknolojisiyle donatılmış. Metal bazlı bir tasarımda sunulan yeni ürünler beş yıllık garanti kapsamında tüketicilerle buluşuyor. Hafif şampanya rengi ile modern klas bir görünüme sahip olan Bar; yüksek kalitedeki metal kasasıyla ekstra dayanıklılığa sahip. Bar, kullanıcıların belleği cihazlara kolayca takıp çıkarabilmesi ve en iyi ergonomik deneyimi yaşatmak için, modernleştirilmiş küre biçiminde bir uçla sunuluyor. Serinin diğer üyesi Fit adına yakışır şekilde serinin en kompakt ürünü olarak dikkat çekiyor. Fit, ultraince dizüstü bilgisayarlar ile veri ve müzik depolamak için USB bağlantı noktalarıyla donatılmış otomobillerde kullanım için tasarlandı. Serinin üçüncü üyesi Duo, günlük hareketli tempoda standart ve mikro USB bağlantı noktalarında hepsi bir arada çözümün ek esnekliğine ihtiyaç duyan akıllı telefon, tablet ve PC kullanıcıları için özel olarak tasarlandı. İSTOÇHayat l 34 İlk yurt dışı seyahatiniz r o y lü y ö s u z u kim olduğun rakterleri hakkında da ka n ri le şi ki , ke ül n için tercih edile iyor? İlk yurt dışı seyahati ngi ülkeleri tercih ed ha r, le er kt ra ka i ng , ha ipuçları veriyor. Peki UZAKDOĞU ABD Eğer ilk yurt dışı seyaha tinizi ABD’ye gerçekleştiren bir iyseniz, özgürlüğünüze çok düşkü nsünüz! O kadar düşkünsünüz ki özg ürlük ve bağımsızlık adeta sizin kar akteriniz olmuş. Güneşin batışına doğru yol alır, arkanıza bile dö nüp bakmazsınız. Kimseye de öyle kolay kolay bağlanamayan bir yapınız vardır. Sizi ancak Özgürlük Anıtı’nı kucaklayıp öpmek paklar. RUSYA aya görün; Bir haksızlıkla karşılaşm emezsiniz gel resmen çıldırırsınız. Hiç aslında! ınız klıs Ha öyle haksızlıklara. de rür gö lık sız hak İnsan bunca yle bö , siz İşte mi? lir abi rahat yat ma ada ve r durumlarda ortaya fırla rdan ırla tav ucu ruy ”dur” dersiniz. Ko r He ez. em len söy ız hoşlandığın blemler türlü otorite figürüyle pro Üst düzey ir. yaşamaya meyillisinizd . dır var üz bir genel kültürün Tercihiniz Uzakdoğu ülk eleri ise göz önünde olmaktan pek hoşlanmayan bir ins an olduğunuzu gönül rahatlı ğıyla söyleyebiliriz. Uzak masad a kimseye aldırmaksızın mızıkanızı çalar, gerekmedikçe de konuşm azsınız. Konuşmanız gerekirse de efsunlu sözler mırıldanırsınız. Üz erinizde kaldırılmayı bekleyen kal ın bir esrar perdesi vardır. Sık sık uza kların sizi çağırdığını düşünür, hiçbir yere gidemezseniz kendi kişisel menkıbenizi gerçekleştirm ek için içsel bir yolculuğa çıkars ınız. Neyse, biz sizi yolunuzdan alıkoym ayalım. Yeter ki işaretleri okuma yı öğrenin, belki de hayatın anlamını bile keşfedebilirsiniz! Kim bili r? 35 l İSTOÇHayat İTALYA uğunuz Entelektüel bir kişilik old konuları ken şur nu Ko söylenebilir. sonra r lıyo sıra e lind ha r maddele elere dd ma hepsini yine tek tek alt da nız ları an zam ş ayırıyorsunuz. Bo bir ş bo k ere gid e sin leri bir sanat ga en yla ası tabloyu sanat tarihçisi ed incelemeye ca yun bo a kik da ş be az piyano bayılırsınız. Muhtemelen da ınız yaş üç çalmaya da ından takip başladınız. Modayı yak en hoşlanan eden ve tarz giyinmekt a iddia kal pe da biri olduğunuzu edebiliriz. İNGİLTERE Şampiyonlar ligi teknik ılığı ve direktörlerinin soğukkanl r türlü He . karizmasına sahipsiniz uz. Biz un ors arıy ilişkinizde ciddiyet tünüz, rün gö in em en sizi kendinizd larınız kol uz un uğ urd uşt kav birbirine uzla un ton ses ve diyaframdan gelen tanıyoruz. FRANSA Tam bir aşk insanısınız! Klasisizme başlı başına bir tepki ola rak doğmuşsunuz siz. Hayat ı mum, çiçek ve şiir üçgeninde yaşar, en yoğun duyguları için izde barındırırsınız. Romantiz min Başkenti Paris’te Sen Ne hri kıyısında uzaklara bakan haliniz emin olun Romantik dö nem ressamları için mükemme l bir kompozisyon oluşturur du. ALMANYA Hayat felsefenizi bir tek replik özetler: ”Laubalilikten ho şlanmam disipline hayranım”. Tam bir düzen tertip insanısınız. Her iş zamanında olsun, hiç bir aksaklık çıkmasın, işler makine gib i tıkır tıkır yürüsün istiyorsunuz. En beğendiğiniz yönünüzü biliyoruz: Mükemmeliyetçilik! AFRİKA ukça Tercihiniz Afrika ise old t bir ruha res meraklı ve macerape ebiliriz! ley söy sahip olduğunuzu a ınd tad es Jon a Hayatı Indian n üve ser ve u kul coş n, yaşaya yerler dolu bir insansınız. Yeni r yaşamak ala cer ma i keşfetmek, yen biten ile g” ”in nu So uz. tek tutkun ilmez geç bütün macera sporları vaz bir Tam aktiviteleriniz arasında. macera avcısısınız. spor İSTOÇHayat l 36 İpek Soylu Teniste hedefim iki yıl içinde ilk 100’de yer almak İpek Soylu, genç çift bayanlar kategorisinde partneri Jil Belen Teichmann’la birlikte 2014 US Open Junior’u kazanan ilk Türk tenisçi. Teniste hedefi, iki yıl içinde ilk 100’de, beş-altı yıl içinde de ilk 20 ya da 30’da yer almak. “Sağlıklı olduğum sürece bunun olabileceğine inanıyorum” diyen İpek Soylu ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Sizi biraz tanıyabilir miyiz? 1996 yılında Adana Seyhan’da doğdum. 6 yaşımda ailemin yönlendirmesiyle Adana Tenis Dağcılık ve Su Sporları Kulübü’nde tenise başladım. 10 yaşımda katıldığım Romanya turnuvası, geleceğimin şekillenmesinde attığım ilk adımlardan biri oldu. 13 yaşımda İstanbul’a taşınarak, ENKA Spor Kulübü oyuncusu oldum. 16 yaşımdayken tenis sporunun en büyük turnuvaları olan Grand Slam’lerin Junior kategorisinde yer alan dört turnuvadan üçüne katılma başarısı gösterdim. Wimbledon ve Amerika Açık’da üçüncü tura kadar yükseldim. Dünya Juniorlar sıralamasında 13’üncülüğe kadar çıktım. Tüm başarılarım Türkiye için bir ilk oldu. Eylül 2014’te junior kategorisinde Amerika Açık Çiftler Şampiyonu oldum. Bu turnuvanın benim için özel bir anlamı vardı. Yaşım itibarıyla katıldığım son junior turnuvasıydı ve burada Türk tenisi için de bir ilk olan şampiyonluk geldi. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Çok güzel bir çocukluk geçirdim. Seksekten ip atlamaya kadar bütün oyunları çok sever ve arkadaşlarımla oynardım. Boş zamanlarımı arkadaşlarımla birlikte geçirirdim. Ancak spor hayatımda daha büyük 37 l İSTOÇHayat yer kaplayınca bazı şeylerden fedakarlık etmem gerekti. Grand Slam şampiyonu oldunuz. Söz konusu başarı hakkında neler söylemek istersiniz? Çiftlerde ve teklerde hedeflediğim ve başarabileceğime inandığım bir başarıydı. Teklerde işler çok yolunda gitmese de benim için son Junior GS turnuvam olan US OPEN’ı şampiyonlukla bitirmek çok mutluluk verici... Tenis size ne kattı? Tenis bana çok küçük yaşta sorumluluk almayı, disiplinli olmayı öğretti. İnsan bunları yaşayınca farkındalığı artıyor. 14-15 yaşımdan bu yana büyük kararlar alıyorum. Mesela Adana’dan İstanbul’a taşınma kararını ailemle birlikte ben verdim. Tenis sayesinde risk almaktan korkmayan biri oldum. 18 yaşımda kendi paramı kazanmaya başladım. Ve ülkemi her yerde temsil ediyorum. Tenis sayesinde hayatım şu anda çok güzel bir noktada, şanslıyım; bugüne kadar aldığım tüm kararlardan mutluyum. Elde ettiğiniz başarılar sonucu nasıl tepkiler alıyorsunuz? Mükemmel bir ailem ve ekibim var. Aynı zamanda etrafımda çok güzel insanlar bulunuyor. Sonuç ne olursa olsun yanımdalar. Aldığım başarının ses getirmesi ve desteklenmesi çok güzel bir duygu... Beni çok motive ediyor. Sizi TV’de bir markanın reklamında da görüyoruz. Artık daha çok biliniyorsunuz, bu durum üzerinizde nasıl bir etki yaratıyor? Öncelikle Lassa ekibiyle beraber çok güzel bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Reklamda da gördüğünüz üzere “sağlam ve güçlü” bir karakteri canlandırıyorum. Spor ve kortta da bu duruşu sergilediğime inandığım için beni çok iyi yansıttığını düşünüyorum. kontrol altına alıp, başa çıkabilmek çok daha önemli. Yanımda her zaman taktığım bir yüzüğüm var. Hayatınızdaki dönüm noktanız nedir? Amerika Açık Çiftler Şampiyonluğu sonucu beklemediğim kadar büyük ilgi gördüm ve yeni fırsatlarla tanıştım. Tenise başlamak isteyenler nasıl bir yol izlemeli? Tenis, her yaşta oynanabilecek bir spor. En güzel tarafı da bu bence. Fakat hedefiniz profesyonel olmaksa, erken yaşta bu yola baş koymak gerekiyor. Altı, yedi ve sekiz yaşlarında başlayıp erken yol katetmek önemli. Türk tenisinin atılım içinde olduğu söyleniyor. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz? Tenis, Türkiye’de gelişmekte olan bir spor. Oyuncu sayısı ve başarılar arttıkça daha çok gündeme geliyor. Yatırımlar artıyor ve sonucunda hem bizler hem de Türk tenisi gelişiyor. Kortta kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Özellikle geliştirmeniz gerektiğini düşündüğünüz yanlarınız var mı? Kortta kendimi her zaman özgür ve güçlü hissediyorum. Son zamanlarda mental olarak çok geliştiğimi düşünüyorum. Her yönümü geliştirmem gerekiyor ki üst seviyelere yükselip, istikrarlı olarak iyi tenis oynayabileyim. Tek karşılaşmalarında mı yoksa çift karşılaşmalarında mı kendinizi daha rahat hissediyorsunuz? Bu konuda ilerlemek istediğiniz hedef nedir? Ana hedefim, teklerde üst seviye tenis oynamak. Fakat çiftler oynarken de çok keyif alıyorum. Yanımda birinin olması bazen beni rahatlatıyor. Bireysel bir spor yaptığımız için takımın bir parçası olmak güzel hissettiriyor. Tenisten arta kalan zamanlarda neler yaparsınız? Bol bol kitap okurum, ailemle zaman geçirir, müzik dinlerim. Bir de sinemaya gitmeyi çok severim. Korta çıkarken neler hissediyorsunuz? Size şans getirdiğini düşündüğünüz uğurlarınız var mı? Maçlardan önce stresi hissetmek bana iyi geliyor. Maç için hazır olduğumu ve umursadığımı biliyorum. Stres güzel ancak Kendi maçlarınızı izliyor musunuz? Evet, izliyorum. Analiz açısından çok önemli buluyorum. Kortun içinden bazen göremediğim durumları videoda çok rahatlıkla görebiliyorum. Video analizi bence birçok spor için çok önemli. Şu anda nasıl bir çalışma içindesiniz? Sezon ortası olduğu için turnuva yoğunluğu çok fazla. Ayda iki-üç hafta turnuva oynadığımı söyleyebilirim. Çalışmadığım haftalarımda ise evde İstanbul’da oluyorum. Sizin tenisteki idolünüz kim? Geçtiğimiz haftalarda TEB BNP Paribas İstanbul Open Turnuvası’na katılan ve kazanan Roger Federer’i çok seviyorum ve hayranlıkla izliyorum. Gelmiş geçmiş en iyi tenisçi olduğunu düşünüyorum. “Tenis, her y aşta oynanabilec ek bir spor. En güz el tarafı da bu bence . Fakat hedefiniz pro fesyonel olmaksa, erk en yaşta bu yola baş koymak gerekiyor.” İSTOÇHayat l 38 SKRILLEX KUKLA USTALARININ ŞOVU HAYAL DÜNYANIZI YANSITIN Tarih: 16 Eylül-31 Ekim 2015 Yer: Pera Müzesi Pera Eğitim, “Günümüz İmgeleri: Saraybosna Güzel Sanatlar Akademisi’nden Yapıtlar” sergisi kapsamında düzenlenen “Karıştır Yakıştır” adlı programıyla katılımcıları hayal dünyalarını yansıtmaya davet ediyor. 16 Eylül-31 Ekim 2015 tarihleri arasında düzenlenen atölyelerde 4-6 yaş, 7-14 yaş ile 15 yaş ve üzeri katılımcılar Saraybosnalı genç sanatçıların eserlerini keşfederek farklı alanlarda sanatsal becerilerini geliştirecek. Tarih: 17-18 Ekim Yer: Forum İstanbul ve Marmara Forum İstanbul, dünyanın en seçkin kukla gösteri gruplarını buluşturan Uluslararası Kukla Festivali’nin bu yıl 18’incisine ev sahipliği yapacak. Forum İstanbul ve Marmara Forum, bu yıl da en özel kukla gösterilerinin sanatseverlerle buluşmasına tanıklık edecek. 18. Uluslararası Kukla Festivali için İstanbul’a gelen İtalyan, İspanyol ve Rus sanatçılar, kimi klasikler arasında yer alan kimiyse ipli kuklanın dünyadaki en popüler örnekleri arasında gösterilen oyunlarını 17 Ekim’de Forum İstanbul’da, 18 Ekim’de ise Marmara Forum sahnesinde sergileyecek. Tarih: 7 Kasım 2015 Yer: KüçükÇiftlik Park SEZEN AKSU SIZI 40 YILLIK BIR YOLCULUĞA ÇIKARTIYOR Tarih: 23-24 Ekim 2015 Yer: İstanbul Son 40 yıldır hayatımızın fonunda hep onun sesi ve müziği vardı. Olağanüstü sesi, unutulmaz besteleri, şarkılarında insanın iç dünyasındaki serüvenine dair gözlemleri, dünyanın baş döndürücü hızına yetişme çabası, Türkiye’nin siyasi ve kültürel iklimin değişiminin birinci elden tanıklığının da yer aldığı 40 yıla damga vuran o müthiş şarkıları benzersiz bir ekibin iş birliği ile hayat buluyor. İstanbul Blue Night, Skrillex ile İstanbul’u sallamaya hazırlanıyor. Şehrin olmazları olduran festivali İstanbul Blue Night, Uru Group organizasyonuyla birbirinden önemli isimleri müzikseverlerle buluşturmaya devam ediyor. Dubstep, electro, glitch karışımından alışılmadık bir füzyon yaratan ve ilk kez Türk hayranlarının karşısına çıkmaya hazırlanan Skrillex’in yanı sıra, Pendulum Dj Set & Verse, Doctor P & Krafty MC, BeeGee, İlker Aksungar ve Orkun Bozdemir eğlenceyi doruğa çıkartacak. k it ap ON DOKUZ NUMARALI ODA Yazar: Doris Lessing Yayınevi: Can Yayınları BAHÇEMDEKI YABANCI Yazar: Deborah Install Yayınevi: Altın Kitaplar Ben Chambers hayattan kopuk, amaçsız yaşayan biridir. Ne yaşadığı modern çağın ihtiyaçları onu ilgilendirir ne de gitgide kötüye giden evliliği... Geçmişin gölgesinde yaşayan ve büyümek istemeyen bir çocuk gibidir. Ve belki de bu yüzden karısının çocuk sahibi olma isteğine hep karşı çıkmıştır. Ancak bir sabah, bahçesinde bulduğu eski tip bir robot tüm hayatını değiştirir. Eski parçalar ve deforme olmuş aksamlar... Hepsi de tıpkı bir çocuk gibi bakım gerektirir ve Ben için o an, hayatını değiştirecek olan karar anıdır... Sıcak ve duygu yüklü bir dostluğun unutulmaz hikâyesi... MEZAR Yazar: Clive Cussler ve Thomas Perry Yayınevi: Altın Kitaplar Sam ve Remi Fargo, araştırmacı dostları Albrech’in yardım çağrısı üzerine Berlin’e gelirler. Albrech, Macaristan’da Romalılar üzerine yaptığı bir kazı sırasında MS 450 yılında öldüğü sanılan bir Hun savaşçısına ait bir ceset bulur. Cesedin üzerinde çalışma yapmak için onu Berlin’e getirir. Bir araya gelen araştırmacıların çalışmaları derinleştikçe inanılmaz bilgilere ulaşırlar. Ancak hesaba katmadıkları şey; bu keşfin onları sonuçlarını tahmin dahi edemedikleri bir mücadelenin içine sürükleyeceğidir. Kişisel deneyimlerden evrensel genellemeye açılan Doris Lessing, feministlerin kendisinden beklediği anlamda feminist olmadığını ısrarla vurgulasa da, yine de bütün yapıtlarında şaşırtıcı bir analiz gücüyle kadınları ve onların sorunlarını ön plana çıkardı. İsveç Akademisi de, Lessing’e Nobel Edebiyat Ödülü’nü verirken karar gerekçesinde onun bu özelliğini şu sözlerle vurguladı: “Kuşkuculukla, hararetle ve hayal gücüyle kadın deneyimlerinin destanını yazan yazar.” Usta yazarın bu kitabında herkesin hem kendini bulacağı hem başka ülkelerin insanlarıyla ortak duyguları paylaşacağı öyküler yer alıyor. KAR KADAR BEYAZ Yazar: Salla Simukka Yayınevi: Altın Kitaplar Lumikki Andersson, yaşadığı korkunç olayları unutmak ve şehirden uzaklaşmak için tatile çıkar. Kırmızı kiremitli çatıların güneşte pırıl pırıl parladığı Prag’a gider. Ancak her turistin yaptığı gibi şehrin keyfini çıkarmaya çalışırken takip edildiğini fark eder. Hem de tıpkı kendisi gibi İsveççe konuşan kahverengi saçlı bir kız tarafından... Genç kız bir gün Lumikki’nin karşısına dikilir ve kız kardeşi olduğunu iddia eder. Bu sözler Lumikki’yi korkuturken aynı zamanda içindeki macera tutkusunu körükler. Ve kendisini Prag sokaklarında bir katilden kaçarken bulur. YARATICILIĞI KIM ÖLDÜRDÜ? Yazar: Andrew Grant ve Gaia Grant Yayınevi: NTV Yayınları Bir cinayet işlendi… Suçlular elini kolunu sallaya sallaya aramızda dolaşmaya devam ediyor… Yazarlar, failleri bulmak ve kaybettiklerimizi geri kazanmak için okurdan yardım istiyor… Uluslararası danışmanlık şirketi Tirian’ın yöneticileri Andrew Grant ve Gaia Grant olumlu değişim için yaratıcı düşünceyi keşfederek, 25 yıl boyunca dünyayı dolaştı. En sonunda, Nörolojik Bilimler doktorası sahibi ödüllü uzman psikolog Jason Gallate’ın deneyimlerini de içeren bu kitap ortaya çıktı. İSTOÇHayat l 40 ŞEVVAL SAM SELDA BAĞCAN 40 YILIN 40 ŞARKISI Farklı sesi ve yorumuyla hem Türkiye’de hem de tüm dünyada geniş bir hayran kitlesine sahip olan Seldan Bağcan, 1971’den bu yana seslendirdiği dillere yerleşmiş 40 hit parçasını bir araya topladığı “40 yılın 40 şarkısı” isimli yeni albümüyle sevenlerinin karşısına yeniden çıkıyor. Toplam iki CD halinde sunulan 40 parçalık bu eser, sanatçının hayranları tarafından oldukça beğenileceğe benziyor. LED ZEPPELIN TOPRAK KOKUSU SUPER DELUXE BOX SET Bugüne kadar tangolardan arabeske, Karadeniz türkülerinden klasik Türk müziğine kadar farklı tarzda albümler yapan sevilen sanatçı Şevval Sam, bu kez yaşadığı toprakların bütün renklerini bir araya getirdiği “Toprak Kokusu” isimli albümüyle dinleyicilerine tekrar “merhaba” diyor. Rumeli’den Karadeniz’e, Orta Anadolu’dan Karadeniz’e, Ege’den Kafkasya’ya kadar uzanan bir coğrafyanın ezgilerini seslendiren sanatçının 18 parçadan oluşan bu yeni çalışması, daha şimdiden müzikseverlerden tam not almış gibi görünüyor. Dünyanın yaşayan en eski rock müzik topluğu Led Zeppelin, geçen sene başlattığı, çok beğenilen eski albümlerinin yeniden baskılarının projesi kapsamında, önceki albümlerinin yeni versiyonlarını sevenlerine sunmaya devam ediyor. Yeni çıkan set, “Presence”, “In Trough The Out Door” ve “Coda” albümlerini içeren beş CD’lik koleksiyon olarak hazırlandı. Aynı zamanda set içinde grubun daha önce hiç yayınlanmamış fotoğraflarının da bulunması, sanatçının hayranları için hem müzikal hem de görsel anlamda nostaljik bir şölen niteliği taşıyor. MALABADİ MALABADI 22 senedir müzik sektöründe emin adamlarla ilerleyen, Türkiye’nin ilk flemenko müzik topluluğu Malabadi, aynı isimli albümü “Malabadi”yi müzikseverlerin beğenisine sundu. Grubun uzun bir süredir canlı performans konserlerinde seslendirdiği parçalardan en güzel sekizinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan albüm, farklı tarzlar arayan müzikseverlere değişik bir alternatif sunuyor. sinema HITLER’E SUIKAST Yönetmen: Oliver Hirschbiegel Oyuncular: Katharina Schüttler, Christian Friedel, Michael Kranz CAN TERTIP Yönetmen: Burak Kuka Oyuncular: Ümit Erdim, Volkan Demirok, Tuğba Özerk Bütün hayatını aylaklıkla geçiren Şakir ve tek hayali askerlik yapmak olan İlyas’ın yolları aynı asker ocağında kesişir. Saf bir Anadolu çocuğu olan İlyas’ın bu özelliğini fark eden Şakir, başındaki büyük beladan kurtulmak için ne yapıp ne edip İlyas’ı kandırarak askerden kaçmaya ikna eder. İkili, komutanları Yüzbaşı Yılmaz’ın makam arabasını gasp ederek askerden kaçar. Durumu kendisine yediremeyen Yüzbaşı Yılmaz da onların peşine düşer. EVEREST Yönetmen: Baltasar Kormakur Oyuncular: Jake Gyllenhaal, Jason Clarke, Keira Knightley 1996 yılında Everest Dağı’nda kötü hava koşulları nedeniyle yaşanan çığ felaketini ve felaketten kurtulmaya çalışan iki dağcı grubunu anlatan filmin başrolünde Jake Gyllenhaal ve Jason Clarke oynuyor. Yönetmenliği İzlandalı Baltasar Kormakur üstleniyor. 1939 Kasım ayında Hitler’e suikast girişiminde bulunan ancak başarısız olan marangoz George Elser’in (Christian Friedel) hapiste yaşadıkları ve bu olaya giden süreçte karşılaştığı olaylar anlatılıyor. LABIRENT: ALEV DENEYLERI Yönetmen: Wes Ball Oyuncular: Dylan O’Brien, Thomas BrodieSangster, Kaya Scodelario Labirent (Maze Runner) serisinin ikinci filminde kahramanları çok daha zorlu bir mücadele bekliyor. Labirentten kaçan Thomas ve arkadaşları, bütün bunların sebebini anlamaya ve WCKD örgütünün gizemini çözmeye çalışırken, kendilerini bir anda Alev (Scorch) adında, akla hayale sığmaz engellerle dolu bir yerde bulurlar. Burada onları yok etmek isteyen büyük güce karşı tüm yeteneklerini sergilemek zorunda kalacaklardır. SICARIO Yönetmen: Denis Villeneuve Oyuncular: Emily Blun, Benicio Del Toro, Josh Brolin Amerika Birleşik Devletleri ile Meksika arasındaki tehlikeli sınır bölgesinde görev yapan idealist bir FBI ajanı olan Kate Macer (Emily Blunt), bu bölgede hakimiyet kurmuş çok güçlü uyuşturucu çeteleri arasındaki savaşın ortasında kalacaktır. İSTOÇHayat l 42 Yağ yakan 5 n i s e b e efsan Fazla kilolarıyla vedalaşmayı kim istemez ki! Bunun için yalnızca beslenmenize yağ yakıcı beş gıdayı eklemeniz yeterli. İşte kaloriyi düşürüp, kilo kontrolünü gerçekleştirebileceğiniz ve her an her yerde bulabileceğiniz yağ yakımında etkili beş besin: 1.KİVİ: 1990’ların yemesi lüks sayılan meyvesi kivi artık ülkemizde de yetiştiriliyor ve her yerde satılıyor. Bu efsane meyve, portakal ve limona göre iki kat daha fazla C vitamini içeriyor. C vitamini vücutta yağ yakma metabolizmasına etki eden karnitin sentezine yardım ediyor. Yapılan araştırmalar egzersiz öncesinde yeterli miktarda C vitamini alan bireylerin daha fazla yağ yakabildiklerini gösteriyor. Günde sadece bir kivi yemek, günlük C vitamini ihtiyacını fazlasıyla karşılıyor. Bunların yanı sıra, lif içeriği oldukça yüksek olan kivi tok kalmanızı sağlarken, yüksek potasyum içeriği ile spor sonrası kas ağrıları için de birebir. 2.SALATALIK: Su oranı iyi ve düşük kalorili bazı besinler ara öğünler için çok iyi bir tercih olabiliyor. Salatalık, yüzde 95 su içeriğiyle midede doygunluk sağlıyor ve öğünde alacağınız kalorinin düşmesine yardımcı oluyor. Kilo kontrolü için hazırlanan diyetlerde sınırsız tüketime sahip. Acıktığınızda salatalık iyi bir seçenek olacak. Lif içeriğinin azalmaması için kabuklu tüketimi tercih edilmeli. 3.YOĞURT: Yoğurt ekmekle birlikte memleketimiz hanelerinin demirbaşı durumunda bir besin olup göbek yağlarını eritmekte 10 kaplan gücünde. Fakat önemli olan yağ yakarken kas kitlesini de korumak olduğundan yoğurt yüksek kalsiyum içeriğiyle hücrede yağ yakma metabolizmasını artırırken, yüksek protein içeriğiyle de kas kitlesini koruyor. Yapılan çalışmalarda her gün yoğurt tüketen bireylerin tüketmeyenlere göre daha fazla kilo verdikleri ve bel çevresindeki yağların daha fazla azaldığı görülmüş. Aynı zamanda yoğurt yağ yakma metabolizmasında etkili olan Konjuge Linoleik asit içeriyor. (CLA). Konjuge Linoleik asit süt yağında bulunuyor. Hem kaloriyi düşürüp kilo kontrolü sağlamak için hem de yağ yakmada oldukça etkili bu yağ asitinden faydalanabilmek için yarım yağlı yoğurt tüketilebilir. 4.ENGİNAR: Karaciğer dostu olarak tanınan enginar; magnezyum, potasyum ve lif deposu. İçeriğindeki yüksek magnezyumla yağ yakımını hızlandırıp, aynı zamanda yüksek potasyum içeriği ile vücudumuzun sıvı dengesini sağlıyor. Yüksek lif içeriğiyle de tok tutuyor. Çiğ veya haşlanmış olarak salatalarınıza ilave edebilir veya ara öğünlerinizde yoğurdunuzun içine rendeleyerek yağ yakma metabolizmanızı tetikleyebilirsiniz. 5. AHUDUDU: Sempatik ismi ve yüksek antioksidan içeriğiyle yaz aylarının detoks meyvesi ahududu son zamanlarda yağ yakıcı meyve olarak da yükselişe geçti. Bu dostumuz da yüksek lif içeriğiyle tokluk duygusu yaratırken, aynı zamanda bağırsaklardaki fazla yağı bağlayarak dışkıyla atılmasını ve alınan kalorinin düşmesini sağlıyor. Bunların yanı sıra, C vitamini ve potasyum içeriği oldukça yüksek. 43 l İSTOÇHayat Sağlıklı gülümsemeye sahip olmak için bunları yapın! Sağlıklı dişlere sahip olmak için günde iki kere dişlerimizi fırçalamamız, diş ipi kullanmamız ve düzenli aralıklarla diş hekimi kontrolüne gitmemiz gerekiyor. Ancak bunun yanında hangi gıdaların dişlerimize ne kadar zarar verdiğini de bilmemiz önem arz ediyor. Özellikle dişler için en zararlı ve uzak durulması gereken unsur, yiyecek ve içeceklerin içerisindeki asittir. Asit, gıdaların içinde direkt bulunabileceği gibi aldığımız besinlerdeki karbonhidratların ağızdaki bakteriler tarafından aside dönüşmesiyle de oluşur. Dişlere en çok zarar veren karbonhidrat ve asit içeren gıda ve içeceklerden mümkün olduğu kadar uzak durulması gerekiyor. Bunlar: 1. Sigara: Diş ve diş etlerine zarar verir, ağız kokusuna neden olur. 2. Alkol: Tükürük ağzımızdaki plağın ve asidin etkisini azaltacak ilk savunmamızdır. Bu yüzden ağız kuruluğuna sebep olacak her şey diş için zararlıdır. Alkol de ağız kuruluğuna sebep olacağı için kullanılmaması gereken bir içecektir. 3. Meyve suları : PH’ı 7’den düşük olan gıdalar dişlere zarar verir. PH’I 2,5 olduğu için meyve suları da dişlere zararlıdır 4. Limon : PH’ı 2 olduğu için dişler için zararlıdır. 5. Kola : En zararlı içeceklerden biridir. Çünkü hem fosforik asit hem şeker hem de sitrik asit içerir. 6. Enerji içeceği : Sitrik asit ve şeker içerdiklerinden dolayı dişler için zararlıdırlar. 7. Yapışık gıdalar (lokum, jelibon gibi) : Tatlı şekerlemelerden daha zararlıdır. Çünkü daha fazla şeker verirler ve aynı zamanda sitrik asit içerirler. 8. Kuru meyve: Kuru meyveler karbonhidrat ihtiva eder. Aynı zamanda kuru meyveler yapışkanlığı sebebiyle ağız içinde daha uzun süre kalır. Sürekli kuru meyve yiyip dişlerinizi fırçalamamanız dişlerinizin çürümesine sebep olur. Kuşkonmaza bir şans verin Avrupa’da birçok ülkede yetiştirilen ve tüketilen, sağlığa faydaları saymakla bitmeyen kuşkonmaz Türkiye’de kıymeti geç bilinen sebzelerden. Bazı kaynaklar kuşkonmazın anavatanı olarak Anadolu’yu gösterse de, tüketim şeklinin bilinmemesi, fiyatının yüksek olması, tadının alışılmış bir tat olmaması ve bulunduğu yeri uzun süre işgal etmesi gibi nedenlerle Türkiye’de pek tutulduğu söylenemez. Ancak hem iç tüketimdeki talep hem de yabancı sermayeli firmaların yurt dışına ihracat yapmaları sebebiyle son yıllarda kuşkonmaz üreticiliği artmaya başladı. Kuşkonmazın A, B, C vitaminleri, kalsiyum, magnezyum, demir, potasyum ve fosfor gibi elementler açısından çok zengin olması, sağlığa faydasıyla da tanınmasını sağlıyor. Vücuttaki ödemi çözmesi, tansiyon düzenleyici ve kalp dostu olması, gözlere ve sindirim sistemine iyi gelmesi, kanı temizlemesi kuşkonmazın şifalı etkilerinden sadece bazıları. 9. Buz : Buz sert olduğundan çiğnenmesi sakıncalıdır. Eğer eski büyük dolgularınız varsa buz yediğiniz zaman çok kolay bir şekilde dişleriniz kırılabilir. Soğuk aynı zamanda dişlerinizin kamaşmasına sebep olabilir. 10. Beyaz ekmek : Tükürükte bulunan amiloz enzimi karbonhidratları şekere çeviren enzimdir. Fakat şekeri zararlı kılan şey ağızdaki bakterilerin şekeri yemesi ve asit ortaya çıkarmasıdır. Eğer ağızda hiç plak yoksa şekeri aside çevirecek ve diş çürüğü oluşturacak bir neden de yoktur. sağlık İSTOÇHayat l 44 t i z ü kabus n i S olmaktan çıkıyor Sinüzitlerin çoğunun yoğun medikal tedavilerle düzeleceğini söyleyen KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Hakan Yenice, “Sinüzit, medikalin başarısız olduğu durumlarda dünyada ve ülkemizde son 10-15 yıldır uygulanan endoskopik sinus cerrahisi sayesinde başarıyla tedavi ediliyor” dedi. Üst solunum yolları enfeksiyonları sonucunda en sık gelişen hastalıklardan biri sinüzittir. Geçmişte ağrılı ve uzun süreli sinüzit tedavileri hastaların ameliyattan kaçınmasına neden oluyordu. Ancak günümüzde Endoskokip Sinüs Cerrahisi ile hastaların kısa sürede sağlıklarına kavuşması mümkün hale geldi. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Hakan Yenice, sinüzit ve tedavisi hakkında bilgi veriyor. Sinüzit nedir? Yüz kemikleri içine yerleşen ve yerleştikleri kemiklerin isimlerini alan boyutları kişiye göre değişen, gelişimleri farklı hava bosluklarına sinüs; bir ya da birkaç sinüsü etkileyen iltihabik olaya da sinüzit denir. Burun boşluğunu ve sinüsleri döşeyen hücreler solunan hava içinde bulunan yabancı partikulleri ve mikroorganizmaları salgılarla parçalayarak ve hareketlendirerek sinüs ağızlarına ve oradan da burun boşluğuna doğru hareket ettirir. Burun boşluğunda akım, geniz bölgesine doğru devam eder ve terk edilir. Nazal salgı devamlı üretilir ve temizlik işlemi durmadan devam eder. Bu mekanizmada herhangi bir şekilde oluşacak problem sinüzitlere sebebiyet verir. Viral üst solunum yolu enfeksiyonları her yaşta sıkça görülen ve sinüzit oluşumuna yol açan hastalıklardır. Her insanın yılda bir kaç kez Op. Dr. Hakan Yenice 45 l İSTOÇHayat ÜSYE geçirdiği ve yüzde 1-10’unda sinüzit geliştiği bilinmektedir. Sinüzitler akut subakut ve kronik olarak bulguların sürelerine göre sınıflanabilirler. Akut ve kronik sinüzitte en sık görülen belirtiler nelerdir? Burun tıkanıklığı, genizden ve burundan iltihaplı akıntı, baş ağrısı, yüz bölgesinde ağrı, koku almada azlık ve koku bozukluğu, öksürük, ateş ve ağız kokusu. Tanı nasıl konuyor? Akut ve kronik sinüzitlerde tanı da hastanın ayrıntılı hikayesı ve nazal endoskopik muayene önemlidir. Nazal endoskopide 0 ve 30 derece endoskoplar ile tüm burun boşluğu sinüs ağızları nasal akıntılar ve var olan patolojiler görülür ve birkaç dakika içinde tanı koydurucu bilgiler elde edilebilir. Akut enfeksiyonlarda hassasiyeleri düşük olmakla birlikte gelenkesel görüntüleme yöntemleri (waters grafileri) kullanılabilir. Paranasal sinüs BT: Sinüs hastalıklarını değerlendirmede altın standart olup, başvurulacak en önemli görüntüleme yöntemidir. Genel eğilim BT tetkikinin, medikal tedavi sonrasında hastanın şikayetleri en aza indiğinde istenmesidir. Böylece medikal tedavi ile yok edilemeyen cerrahi girişim gerektiren patolojiler görülebilir. Tedavi nasıl uygulanır? Sinüzitlerin çoğu yoğun medikal tedavilerle düzelir. Medikal tedavinin başarısız olduğu durumlarda dünyada ve ülkemizde son 10-15 yıldır uygulanan endoskopik sinus cerrahisi sayesinde başarıyla tedavi edilmektedir. Endoskopik sinüs cerrahisi hakkında bilgi verir misiniz? Endoskopik sinüs cerrahisi, 1990’lı yıllardan itibaren yüksek kalitede görüntü sağlayan endoskopların gelişmesiyle bütün dünyada yaygınlaşmış olan bir cerrahi yöntemdir. Burun endoskopları, dışarıdan görünür bir kesi yapılmaksızın burun boşluğunun içindeki dar bölgelere sağlık İSTOÇHayat l 46 ulaşmayı sağlayan, bu bölgeleri aydınlatan optik aletlerdir. Açık cerrahi yöntemlerde geçmişte yapılan sinüzit ameliyatlarına göre endoskopik sinüs cerrahisi ile çok daha başarılı sonuçlar alınmaktadır. Yüz kemiklerinin içindeki boşluklar olan sinüslerin sağlıklı olması için bu boşluklara burundan hava girmesi ve sinüslerin içinde üretilen salgıların buruna boşaltılması gerekir. Kronik sinüzit sinüsler ile burun arasında havanın girişini ve salgıların boşaltılmasını sağlayan kanalcıkların tıkanması sonucunda meydana gelir. Kronik sinüzitte uygulanan endoskopik sinüs cerrahisinin temel prensibi, daralmış veya tıkanmış olan bu kanalcıkları genişletmek, bir labirent şeklinde birbirlerine açılan küçük sinüslerde odacıklar arasındaki duvarları kaldırarak havanın kolayca girebileceği ve salgıların boşalabileceği geniş ve tek bir oda yaratmaktır. Kronik sinüzitte uygulanan endoskopik sinüs cerrahisi hastaya konforlu bir ameliyat sonrası dönem sağlar. Hastaların çoğu ameliyat günü veya 24 saat içinde evine gidebilir, 48 saat sonra işine başlayabilir. Dışarıdan görünür bir kesi izi yoktur, yüzde şişme veya morarma olmaz. Ameliyat sonrasında ağrı ya hiç olmaz ya da basit ağrı kesici ilaçlar ile kontrol altına alınabilen hafif dereceli bir ağrı vardır. Ameliyatı takip eden 24 veya 48 saat içinde burun tıkanıklığınız olabilir ve ağızdan nefes almanız gerekebilir. Burun içine tampon koyulduysa (son dönemde kendiliğinden eriyen nazal tampomlar kullanmakta) bu tampon doktorunuzun belirteceği bir süre sonunda çıkartılacaktır. Bu süre 24-72 saat arasında olabilir. Burun içini temizlemeyi sağlayan sprey veya yıkamaları düzenli kullanarak, burunda oluşan kabuklanma ve kuruluk hissi giderilir. Burun içindeki iyileşme, ameliyatın türüne göre değişmek üzere iki-altı hafta arasında tamamlanacaktır. 47 l İSTOÇHayat 2015 YILI YURT İÇİ FUARLARI Organizatör Life Media Fuarcılık Marmara Tanıtım UBM NTSR Fuar Pozitif Fuarcılık Fiera Milano UBM Rotaforte Grup Medya Fuarcılık Asel Uluslararası Reed Tüyap Fuarcılık Reed Tüyap Fuarcılık İstanbul Fuarcılık Gençiz Fuarcılık Pozitif Fuarcılık Artkim Fuarcılık İzfaş İzmir Sedef Fuar Soysal Fuarcılık HHB Fuar İstanbul Fuarcılık Tüyap Tüm Fuarcılık Ekspoturk Fuarcılık Eventus Organizasyon Abies Fuar Hizmetleri Tüyap Bursa Akort Tanıtım Hannover Fairs ISF Fuarcılık Fuar Adı 26. Uluslararası Züchex LED ve LED Aydınlatma Fuarı Boat Show 2015 Aymond Çin Zhejıang İhraç Fuarı 2015 İstanbul Jewelry Show 9. Hac ve Umre Turizm Helal Expo Avrasya Ambalaj 2015 İstanbul Gıda- Tek 2015 Emlak 2015 FOODEX izmir Gıda Aysaf Cosmetics ve Home Care Kırtasiye ve Ofis Araçları Parasitec 2015 14. İstanbul Perakende Fuarı Girşimcilik Zirvesi ve Fuarı Ev ve Mutfak Gereçleri Plast Eurasia İstanbul Gayrimenkul Yatırım Fuarı Pazarlama Fuarı 2015 Tuch Expo İş ve İş Güvenliği Gapshoes Cebit Bilişim Eurasia Türkiye Bilim Fuarı Konu Züccaciye, hediyelik eşya LED sistemleri, teknolojileri Motor ve yelkenli tekneler Ayakkabılar, çantalar, kemerler Tekstil, ayakkabı, çanta, kozmetik Takılar, taşlar, saatler Hac ve umre turizmi Helal gıda ürünleri Ambalaj makineleri, üretim geri dönüşüm Gıda ve içecek üretim makine ve tekno. Konut ve işyeri projeleri Gıda ve gıda teknolojileri Ayakkabı yan sanayi ürünleri Kozmetik, ev bakım ürünleri Kırtasiye, ofis araçları Haşere Kontrolü ve Teknolojileri Mağaza ve marketlere yönelik ürünler Girşimcilik, sosyal medya, e-ticaret Züccaciye, dekoratif ev aksesuarları Plastik makineleri, kimyasallar Gayrimenkul, proje, emlak finansmanı Pazarlama Tuhafiye ve hobi ürünleri İş ve iş güvenliği Ayakkabı, terlik, saraciye Bilgi ve iletişim teknolojileri Bilim, icatlat, yenilikler, teknoloji Tarih 1-4 Ekim 1-4 Ekim 6-11 Ekim 7-10 Ekim 8-11 Ekim 15-18 Ekim 16-17 Ekim 22-25 Ekim 22-25 Ekim 22-25 Ekim 4-8 Kasım 5-8 Kasım 11-14 Kasım 12-14 Kasım 19-22 Kasım 25-26 Kasım 25-26 Kasım 27-28 Kasım 2-5 Aralık 3-6 Aralık 4-6 Aralık 9-10 Aralık 10-13 Aralık 10-13 Aralık 16-19 Aralık 17-20 Aralık 26-26 Aralık Yer İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İzmir İstanbul İstanbul İzmir İstanbul İstanbul Ankara İstanbul İstanbul Adana İstanbul İstanbul Bursa Gaziantep İstanbul İstanbul 2015 YILI YURT DIŞI FUARLARI Organizatör Pyramids Meridyen Meridyen İMMİB Türkel İMMİB OİAB İTO İTO Fuar Adı 56. Cairo Fashion & Tex Equip Auto İdeal Home FIHAV 21. Interlight Moscow Cosmoprof Asia Manufacturing 2nd Made İn Turkey Gıda Konu Moda, hazır giyim ve aksesuar Otomotiv Ev tekstili, mobilya, ev gereçleri Genel ticaret Aydınlatma, priz, fiş, lamba, kablo Kozmetik Makine ve aksamları Sanayi ve ticaret Sial Middle East Tarih 1-4 Ekim 13-17 Ekim 15-17 Ekim 2-7 Kasım 10-13 Kasım 11-13 Kasım 2-5 Aralık 5-8 Aralık 7-9 Aralık Yer Mısır Fransa Güney Afrika Küba Rusya Çin Endonezya Katar BAE cazip fiyatlarda n sofırsatlar! İSTOÇ Oto Ticaret Merkezi’nde, az sayıda kalan iş yerleri için üye kayıtları devam ediyor. Birinci ve ikinci el otomobil alımı ve satımına yön veren İSTOÇ Oto Ticaret Merkezi’nde, az sayıda kalan iş yerleri için son fırsatlar. İş yerlerinin tapuları anında veriliyor. OTO VE TİCARET MERKEZİ Tel: 0 212 659 45 00 PBX • Faks: 0 212 659 39 05 www.istoc.com.tr • www.istocoto.com.tr İlhamını görkemli medeniyetimizden alan Mostar Life Grand Houses, Başakşehir’de bugüne kadar yapılmış en büyük dairelerle sizleri buluşturuyor. 190 m2 ‘den başlayan, aile ve komşuluk ilişkilerine uygun 3+1, 4+1, 5 +1 daireler ve 5+1dairelerde hamam keyfi... 3. havaalanı, 3. köprü bağlantı yolları, kanal İstanbul, sağlık kent ve alışveriş merkezleri... Yeşil alanlar, yürüyüş yolları, çocuklara özel alanlarla çevrili bir hayal dünyasının tam ortasında olacaksınız. 444 57 90 mostarlife.com.tr Başakşehir Mah. Taşoluk Sokak No: 9 Başakşehir 1. Etap / İstanbul TÜM ŞEHİTLERİMİZİ SAYGI, MİNNET VE RAHMETLE ANIYORUZ...
Benzer belgeler
PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi
36 Spor İpek Soylu: “Teniste hedefim, iki yıl içinde ilk 100’de yer almak”
38 Kültür Sanat 42 Bunları biliyor musunuz? Hayatınızı kolaylaştıracak
bilgiler bu sayfalarda... 44 Sağlık KadıköyŞifa Ata...
PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi
36 Spor İpek Soylu: “Teniste hedefim, iki yıl içinde ilk 100’de yer almak”
38 Kültür Sanat 42 Bunları biliyor musunuz? Hayatınızı kolaylaştıracak
bilgiler bu sayfalarda... 44 Sağlık KadıköyŞifa Ata...
as PDF - İstoç Ticaret Merkezi
Sınırlı Sorumlu İstanbul Toptan Ticaret Depolama ve Küçük Sanayi Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi (İSTOÇ) ilk olarak 1 Haziran 1998 tarihinde
“İSTOÇ’’ olarak marka tescilini yaptırdı. 14 Nisan 2010 ta...
as PDF - İstoç Ticaret Merkezi
Sınırlı Sorumlu İstanbul Toptan Ticaret Depolama ve Küçük Sanayi Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi (İSTOÇ) ilk olarak 1 Haziran 1998 tarihinde
“İSTOÇ’’ olarak marka tescilini yaptırdı. 14 Nisan 2010 ta...
as PDF - İstoç Ticaret Merkezi
Sınırlı Sorumlu İstanbul Toptan Ticaret Depolama ve Küçük Sanayi Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi (İSTOÇ) ilk olarak 1 Haziran 1998 tarihinde
“İSTOÇ’’ olarak marka tescilini yaptırdı. 14 Nisan 2010 ta...