konuşuyoruzama nece konuşuyoruz?
Transkript
bizim aachen www.bizimaachen.de regıon Aachen, Düren, heınsberg ve euskırchen İçİn türkçe dergİ | 12 Kültür & Sanat > 10 Emir Kadıoğlu Gençlik > 17 Caner Erdoğan Bir Konu & İki Konuk > 14 KMI: M. Jäckle & W. Stein Gönüllü Çalışmalar > 13 Dr. Serpil Karanfil Sizden Gelenler > 21 Hakan Tuc KONUŞUYORUZ AMA NECE KONUŞUYORUZ? Ücretsİz Nisan / Mayıs 2015 Deutsche-FörderPflege: “Bize danışmadan karar vermeyin!“ Sigorta alanında 10 yıllık tecrübe Einfach, unkompliziert und staatlich gefördert. Üç yıl sigorta ve finans üzerine meslek yaptıktan sonra, iki yıl sigorta uzmanlığı eğitimi aldım. Mit der Deutschen-Förder-Pflege der Barmenia sorgen Sie für den Fall einer Pflegebedürftigkeit vor. Gleichzeitig sichern Sie sich die staatliche Zulage. Ihre Vorteile: • Private Pflege-Ergänzungsversicherung: Pflegemonatsgeld in allen Pflegestufen, auch bei Demenz • Staatliche Förderung: 5 Euro pro Monat • Service aus einer Hand: Die Barmenia übernimmt alle Formalitäten und beantragt automatisch die staatliche Zulage für Sie. „Sigorta, hizmet • Keine Wartezeit bei Unfällen • Keineve Gesundheitsprüfung und kein Aufnahmehöchstalter güven demektir...“ Sonrasında özel bir eğitim alarak işyerlerini sigortalama Informieren Sie sich. (ticari sigorta) alanında da uzmanlaştım. 2013 yılında Barmenia Krankenversicherung a. G. almış olduğum sertifika Hamdi Ceyhan ile sigorta alanında eğitici Kaiser-Wilhelm-Ring 27-29 (Ausbilder) olmaya hak 50672 Köln Kurmuş olduğum Mobil: (0 15 20) 9 19 19kazandım. 99 [email protected] temsilcilik ile Aachen, Düren, www.barmenia.de Köln ve Düsseldorf şehirlerinde müşterilerime her türlü sigorta hizmetini sunmaktayım. Hamdi Ceyhan Neden “Bize danışmadan karar vermeyin!“ diyoruz? Almanya‘da bugün yüzün üzerinde sigorta şirketi ve bu şirketlerin yaklaşık olarak 250.000 temsilciliği bulunmaktadır. Sayıların bu kadar yüksek olması, sigorta işlemlerini herkesin yapabildiğini göstermektedir. Fakat asıl önemli olan, sözleşmeyi imzaladıktan sonra aldığınız kaliteli ve güvenilir hizmettir. Bir sorunla karşılaştığınızda ne kadar sürede sigorta temsilcinize ulaşabiliyor ve temsilcinizden ihtiyaç duyduğunuz destek ve yardımı alabiliyorsunuz? İşte, bu noktada bizim farkımız! İhtiyaç duyduğunuz anda, 10 yıllık tecrübemize dayanan hizmetimiz ile hemen yanınızda olmak... Yeni bir sigorta mı yaptıracaksınız veya mevcut sigortanızı alternatifleriyle karşılaştırmak mı istiyorsunuz? Mutlaka bize de sorun. Aynı şartlarda bizden daha uygun fiyata sigorta hizmeti bulmanız durumunda, size 100 € değerinde hediye çeki vermeyi garanti ediyoruz. Generalagentur Hamdi Ceyhan | Spezialist für gewerbliche Versicherungen Tel.: 0152 0 91 91 998 | E-Mail: [email protected] 3 İçindekiler 4 aktüel | Üstün Gözler • Daha çok 60 yaş üzeri için, oturma hakkını kaybetmeden, uzun süre Almanya dışında ikamet müsaadesi nasıl alınır? • T. C. pasaportlarının harç ücretleri artırıldı! • Roetgen’de müslümanların defin işlemleri 5 ne? nerede? ne zaman? • Region Aachen bölgesindeki önemli internet siteleri 6 Fikir fırtınası | Muhsin Ceylan • Modern çağda yalnızlaş(tırıl)ma maratonumuz... 8 sudoku sayfası 9 tanıtım sayfası • Schuldnerberatung Aachen e. V. 10 Kültür & Sanat • Terapi olarak sanat - Emir Kadıoğlu: „Resim yapmadığım günler rahat edemiyorum.“ bir 12 konuda fikrinizi alalım • Almanya’da olmayan ve Türkiye’den özlediklerimiz 13 gönüllü çalışmalar • Dr. Serpil Karanfil: “İlk yardım hayat kurtarır!” 14 bir konu & iki konuk • Aachen Emniyet Müdürlüğü ve “Müslüman Kuruluşlar için İletişim Memurları” (KMI) bunları biliyor muydunuz? 16 • Region Aachen ve biz • Her yıl sürekli tarihi değişen yaz tatilleri • Yolda önünüzdeki arabanın arkasında gördüğünüz semboller ne anlama gelir? 17 gençlik Sayfası • Almanya çapında VW’de yaklaşık 4.000 satıcı içinde en iyi ilk yüze girmiş bir başarı öyküsü: Caner Erdoğan kapak konusu 18 • Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz? 20 bunları biliyor muydunuz? • 12 yaş altı çocuklarda mobil cihazların kullanımı yasaklanmalı! Sizden gelenler 21 • Çağımızın büyük problemi: Plastik | Hakan Tuc 22 Yemek Kültürü • Kuzu etli tirit, çökertme kebabı, fırında kuzu kapama, zeytinyağlı kuşkonmaz, etli kuşkonmaz sarması KADIN sayfası 23 • Kısa boylu, kısa bacaklı kadınlar nasıl giyinmeli ve nelerden uzak durmalı? • Kararan fayans aralarını temizlemek için basit formül • Yumurta kabuklarıyla aslında birçok şey yapabileceğinizi biliyor muydunuz? Bulmaca sayfası 24 | Dr. Sıla Yüce Çıtır Yalnız değilsin! 25 • Sosyal anksiyete bozukluğu (Sosyal fobi) 26 Yaşama dair | Füsun Özdemir • Eşler arası iletişimi tehlikeye sokan temel nedenler 28 Bilmece sayfası 29 KİŞİSEL GELİŞİM | Hasan Erdal • Doğru nefes alma-verme 30 sağlıklı YAŞLANMA • Ben ne yapabilirim? • Tüm yaşlar için sağlıklı yaşlanma kuralları 31 önce sağlık | Dr. Murat Kopuk • Obezite • İlkbahar hastalıkları 32 siz ve bURcunuz • Burçların kendilerine özgü kıskançlıkları, tepkileri ve davranışları 34 ÇözümLER sayfası • Bulmaca, sudoku ve bilmecelerin çözümleri • Bizim Aachen dergisi reklam, ilan, tanıtım fiyatları Başlarken Değerli Okurlarımız, Haziran 2013 tarihinde yayın hayatına başlayan dergimiz, bu sayısı ile birlikte 2. yılını kutluyor. Önceleri Aachen ve ilçelerinde dağıtılan dergimizi, son iki sayıdır Düren, Heinsberg ve Euskirchen şehirleriyle, bunlara bağlı ilçelerde de dağıtarak alanımızı genişlettik. Bu iki yıllık süre içinde, öncelikle, değerli yazıları ile katkı sunan yayın kurulundaki dostlarıma, bize farklı alanlarda katkı sunan herkese, reklam veren firma, kurum ve işyerlerine ve dergimizi büyük bir beğeniyle takip edip, okuyan siz okurlarımıza sonsuz teşekkürlerimi sunarım... Bu kez kapak konusu olarak Almanya’da anadilimiz Türkçenin gidişatını fazla bilimsel detaylara girmeden ele almaya çalıştık. Bu konunun değişik yönlerini gelecek sayılarımızda da ele alacağız. Bu sayımızla birlikte, ekibimize yeni katılan Hasan Erdal ve Emrah Güngör dostlarımıza da hoşgeldiniz demek isterim. Baştan beri söylediğimiz gibi, katkı sunmak isteyen herkese kapımız açık. Facebook’ta bir profilimiz var: Bizim Aachen. Bizi oradan da takip edebilirsiniz. Buraya sığmayan yenilikleri oradan da paylaşıyoruz. Önümüz bahar... Güzel günlerin keyfini çıkarın ve kendinize iyi bakın. Gelecek sayımız 29 Mayıs 2015’de çıkacak. Sağlıcakla kalın... Günal Günal KÜNYE Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmeni: Günal Günal Yayın Ekibi: Muhsin Ceylan, Füsun Özdemir, Dr. Sıla Yüce-Çıtır, Dr. Murat Kopuk, Üstün Gözler, Funda Şen, Sadık Toraman, Serpil Erdemir, Aykut Kurşuntel, Selim Atasever, Musa İrsi, Abdullah Yaşar, Emrah Güngör, Hasan Erdal. Baskı: Mainz Druck & Verlag | Aachen Dergi adeti: 7.000 (yakın gelecekteki hedefimiz 10.000 adet) Yasal uyarılar: Yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların yasal hakkı firmamıza aittir. Yazılı izin alınmadan hiçbir yerde kullanılamaz; aksi durumlarda yasal işlem başlatılır. İsim belirtilerek yazılan yazıların, gönderilen fotoğrafların sorumluluğu o kişilere aittir. Büro saatleri: Hafta içi hergün saat 10 ile 14 arası. 4 aktüel Daha çok 60 yaş üzeri için, oturma hakkını kaybetmeden, uzun süre Almanya dışında ikamet müsaadesi nasıl alınır? Roetgen Mezarlığı ve müslümanların defin işlemleri: Şu anda Almanya’da yaşayan emekli vatandaşlarımızın en büyük sorunlarından biri de, buradaki haklarını kaybetmeden uzun süre Türkiye’de kalabilmeleridir. Yabancılar Kanununun 51. maddesine göre, Almanya dışında 6 aydan fazla kalan bir yabancı, oturum izni her ne olursa olsun, bu oturma hakkını kaybeder. Bazı özel durumlarda, şayet yabancı kişi herhangi bir sosyal yardım, kira yardımı, işsizlik parası almıyorsa ve süresiz oturma izni varsa, bağlı olduğu yerin yabancılar dairesine müracaat ederek, Almanya dışında altı aydan fazla kalabilmek için talepte bulunabilir. İlgili makam tarafından o kişiye, koşullarının uygun olması durumunda böyle bir izin belgesi verilebilir. Bu izni almak için başvuruda gereken belgeler şunlardır: • Süresiz oturma izin belgesi (Niederlassungserlaubnis) ve geçerli pasaport. • Almanya’da geçimini nasıl sağladığını gösteren belge (emeklilik kartı/ Rentenausweis, Alman Emeklilik Kasa- sından alınacak) ve aldığı aylık belgesi (emekli aylığı). • Almanya’da ikamet edilen yerdeki düzenli ödenmesi gereken kira, elektrik, ek giderler (Nebenkosten), su, gaz, telefon vs. giderlerin ödeme şekli ve ödendiğine dair aylık makbuz veya bankadan yapılan ödemeler için aylık hesap özeti (Kontoauszug). Bu belgeler, kişi Almanya dışındayken, aylık sabit giderlerin düzenli olarak ödendiğini belgelemek için gereklidir. İlgili yabancılar dairesi emekli, geçici emekli veya iş görememezlik belgesi olan kişilerin aylık gelirleri ve giderlerini inceleyerek, yurtdışında kalınan süreler içerisinde sürekli ödemelerde bir sorun olmayacağına kanaat getirirse, yurtdışında altı aydan fazla kalabilme izni verirler. Verilen izinlerde “6 aydan fazla” ibaresi maalesef vatandaşımızı yanıltıyor. Çoğu vatandaşımız bunu en fazla bir yıl olarak biliyor; oysa bu izin 6 aydan fazla istendiği kadar yurtdışında kalmayı içeriyor. Yani bir üst sınırı yok. Üstün Gözler T. C. Pasaportlarının Harç Ücretleri Artırıldı! Yeni pasaport almak veya pasaportunuzu uzatmak için konsolosluklara gittiğinizde sizi bir sürpriz bekliyor. Harç ücretleri artırıldı... Konuyla ilgili görüştüğümüz konsolosluk yetkilileri, yapılan zammın, harç işlemleri sırasında kullanılan kırtasiye malzemesinden kaynaklandığını, matbaaların bu kağıtlara zam yaptığını belirtiyorlar. Roetgen’de bulunan mezarlıkta müslümanlar için tahsis edilmiş bir bölüm yoktur. Maalesef, bir talep olması durumunda bu mezarlıkta kefenle defin işlemine de izin verilmektedir. Roetgen mezarlığında cenazelerin yıkanması için bir gasilhane de bulunmamaktadır. Gerekli durumlarda Aachen civarında bulunan diğer kasaba camilerinin gasilhanelerinden istifade edilebilir. Dergimizin geçmiş sayılarında gasilhanesi bulunan camileri kasaba kasaba tek tek belirtmiştim. Gerekli durumlarda o sayılarımıza bakabilir veya beni telefonla arayabilirsiniz. Bu konuda daha ayrıntılı bilgileri almak için başvurulacak yerin iletişim bilgileri şöyledir: Roetgen Belediyesi Bauamt (A60) Hauptstr. 55 52159 Roetgen Madeleine Behlke Telefon: 02471 / 18 34 E-Posta: madeleine.behlke@ gemeinde.roetgen.de Okurlarımıza sağlıklı bir yaşam ve huzurlu, imanlı ölüm diliyorum. Yeni harç ücretleri şöyle: 6 aylık süre için 72 € 1 yıllık süre için 90 € 2 yıllık süre için 125 € 3 yıllık süre için 164 € 4 veya 10 yıllık süre için 214 € Selam ve saygılarımla... Üstün Gözler 0178 / 849 05 25 5 ne? nerede? ne zaman? REgıon aachen bölgesindeki önemli İnternet siteleri Alles aus einer Hand! www.aachen.de www.staedteregion-aachen.de www.bizimaachen.de • Kraftfahrt > PKW • MultiPlus www.dueren.de www.kreis-dueren.de www.kulturportal.de > Unfall > Haftpflicht > Hausrat > Wohngebäude > Rechtsschutz • Düşük faizli ev kredisi • Özel ihtiyaç kredisi www.heinsberg.de www.kreis-heinsberg.de www.campuslife.de Herşey tek elden ve sadece tek kişi muhatabınız! MultiPlus Paketimizle rahat uyku uyuyabilirsiniz! www.euskirchen.de www.kreis-euskirchen.de www.charlzz.com Her anyardima size yardima haziriz Her ansize size yardima haziriz Her an size haziriz Her an yardima haziriz 02405-4089400 Tel.: 0241-18 95400 400 Tel.:Tel.: 0241-18 95 40095 Tel.: 0241-18 www.melan.de www.melan.de www.melan.de www.melan.de Uniklinik APAG P2 Breslauerstr., Aachen Breslauerstr., Aachen Breslauerstr., Aachen Debyestr., Aachen Debyestr., Aachen AmGut Gut Wolf, Aachen Am GutPauwelsstr., Wolf, Aachen Debyestr., Aachen Am Wolf, Aachen Breslauerstr., Aachen Debyestr., Aachen Aachen 13.04. 13.04. 13.04. 12.04. 18.05. 18.05. 18.05. 03.05. 27.04. 27.04. 27.04. 26.04. 01.06. 01.06. 01.06. 31.05. 06.04. 06.04. 06.04. 01.05. 01.05. 01.05. 01.05. 14.05. toom toom toom toom Zurich Generalvertretung Schumanstr., Würselen Schumanstr., Würselen Am Gut Wolf,Schumanstr., Aachen Schumanstr., Würselen Schumanstr., Würselen Schumanstr., Würselen Schumanstr., Würselen Schumanstr., Würselen Würselen 20./21.04. 20./21.04. 20./21.04. 25.05. 19.04. 25.05. 25.05. 5./6.4. 17.05. 11.05. 11.05. 11.05. 22.06.24./25.5. 22.06. 10.05. 22.06. internet üzerinden debasvurabilirsiniz basvurabilirsiniz internet üzerinden de basvurabilirsiniz internet üzerinden de Am Kraftwerk Heerweg, Düren Bahnhofstr., Alsdorf Weisweiler, Eschweiler 05.04. 03.05. 19.04. 17.05. 26.04. 31.05. internet üzerinden de basvurabilirsiniz Necmi Çetir Wilhelmstr. 38 52070 Aachen Tel.: 0241 / 99 77 04 04 Fax: 0241 / 99 77 04 07 E-Mail: [email protected] www.zurich.de Bize sormadan araba sigortası yaptırmayın veya değiştirmeyin. Tekliflerimizden yararlanın! 6 fikir fırtınası Modern çağda yalnızlaş(tırıl)ma maratonumuz... Federal İstastik Dairesi’nin yayınladığı Almanya’da aile yapısı ile ilgili raporu görmüş olmalısınız. Oradaki sonuçları görünce, insana sıkıntı basmaması mümkün değil. Rapordaki rakamlara baktığımızda, ister asli, ister yeni yerliler arasında yalnızlık ve yalnız yaşayanların sayısının korkunç bir şekilde arttığını görüyoruz. Bu araştırmayla meşgul olurken, gündeme Almanya Fakirlik Raporu da güm diye düştü. İki raporu tek yazıya sıkıştırmanın doğru olmayacağından hareketle, çekirdek aile yapısının çatırdadığını gözler önüne seren, üzücü raporu ve bunun günlük hayatımızdaki karşılıklarını paylaşmak istiyorum. Çekirdek aile çatırdamaları tabii ki sadece Almanya’da yaşanmıyor. Kapitalizmin modernlik, çağdaşlık adı altında sunduğu, bizleri sistemli şekilde terbiye projesi, her yerde meyvasını gösteriyor. İngiliz Euromonitor İnternational şirketinin bu konuyla ilgili son araştırmasında, dünya genelinde 1996’da yalnız yaşayan insanların sayısı 153 milyon iken, bu rakam 2011’de 277 milyona yükselmiş. Aile yapısıyla ilgili Türkiye İstatistik Kurumu aktüel rakamları da 2003’de 665 bin iken neredeyse iki kat artarak, 2011’de 1milyon 141 bine tırmanmış. Yaşadığımız yeni vatan Almanya’ya yoğunlaşacak olursak, Federal İstatistik Dairesi raporuna göre, 1996 yılında tek başına yaşayanların sayısı 11,4 milyon iken bu sayı 2012’de, 15,9 milyona yükselmiş. Bu da, yirmi yılda % 40 civarında bir artış demek. 20 yıl önce toplumun % 15’i yalnız yaşarken, günümüzde bu sayı % 20’ye vurmuş. Yani Almanya’da her beş kişiden biri yalnız yaşıyor. Bu oran, Almanya Türkleri arasında ise % 13 olarak seyerediyor. Bu da yeni vatanda, son sürat yalnızlaşıyoruz demektir. Nasıl birşeyse modernlik eğilimi arttıkça, buna paralel olarak yalnız yaşama tercihinin de arttığı gözüküyor. Çöken Aile Yapısının Altında Kalmak... Bu yalnızlaşma sürecini görünce sizi bilmem ama benim aklıma, mutlaka birçoğunuzun hatırlayacağı, ‘Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar, / Yeryüzünde sizin kadar yalnızım, / Bir haykırsam belki duyulur sesim, / Ben yalnızım, / Ben yalnızım, yalnızım!’ şarkı sözleri ile yine uzun zaman dinlenilen, ‘Çekmediğim dertler, çile kalmadı, / Feryatsız gündüzüm,gecem olmadı, / Ağlamadık AUTOWÄSCHE • INNENPFLEGE • POLITUR • AUFBEREITUNG . Ali Imdat Akkaya sokak, köşe kalmadı, / Yalnızım dostlarım, yalnızım, yalnız! / Neler gördüm, neler geldi başıma, / Düşe kalka geldim ben bu yaşıma, / Tutup da kaldırın, Allah aşkına, / Yalnızım dostlarım, yalnızım, yalnız!’ arabeskinin sözleri düştü. Son aile yapısı raporuna göre, çocuklarını yalnız yetiştiren anne veya babaların sayısı da her geçen gün artıyor. Almanya’da, yalnız başına çocuğuna bakan ebeveynlerin onda dokuzunu kadınlar oluşturuyor. Ailelerin beşte birinde çocuk ya anne ya da babasında yaşıyor. Boşanmış ailelerde, çocuğun yükünü genelde kadınlar çekiyor. Çocuklarını tek başına yetiştiren ebeveynlerin çoğunun (Berlin’in % 32’lik gibi bir oranla lider olduğu) büyük şehirlerde yaşadığı dikkat çekiyor. Federal Aile Bakanlığı’nın son aile raporuyla ilgili yaptığı değerlendirme açıklamasında ise, çocuklarını yalnız yetiştiren 1,6 milyon annenin % 25’i sosyal yardımdan geçinmek mecburiyetinde. Bakanlık, bu fakirlik sınırında yaşayan annelerin mesleki potansiyellerinin değerlendirilmesi ve bu annelerin mesleki hayata kazandırılması için hal çareleri arıyor. Olayın derinine indikçe bu sürecin ne kadar karmaşık hale geldiği ortaya çıkıyor. Detaylarla sizleri boğmak istemem. Eskiye özlem babında söylemiyorum: Hatırlayın, bir zamanlar Almanya’da da, boşanmalar ve çocuğu ile yalnız yaşayan aile fertleri yadırganırdı. Günümüzde ise bu durumlar, ‘normal’leşti. Yani çevre baskısının da ortadan kalkmasıyla, boşanmalar daha da kolaylaştı. Başka bir ifadeyle evlilikler naylonlaştı. Bu süreçleri yaşayan yani; sadece anne veya baba ile büyüyen çocukların aile ortamından uzaklaşmaları ve yalnız yaşamaya alışmaları sonraki yaşamlarını etkiliyor ve onlar da çok rahat bir şekilde bu tercihte bulunarak, yalnız yaşama yoluna vuruyorlar kendilerini. Bu aile yapısı değişimi sürecine yazılı, sözlü ve görüntülü medyanın devamlı pompaladığı ister ekonomik, ister sosyal, isterseniz psikolojik ‘özgürlük’ eksenli yayınlarını da ilave ediniz. Toplumların, onlar üzerinden para kazananlar tarafından nasıl dönüştürüldüğünü, değiştirildiğini görüyorsunuz değil mi! Evet, bu karşı karşıya olduğumuz yeni aile halimizin, sosyolojisi, psikolojisi ve ekonomisi ise başka bir yazının konusu. 7 fikir fırtınası çocukların, bu gidişlerini başka nasıl izah edebiliriz ki! Beyne Ulaşmanın Yolu Yürek Kazanmadan Geçiyor... Yalnız yaşayanların ülkesi olma yolundaki Almanya’da, 13,4 milyon insan yalnız yaşıyor. Nedir bu yalnızlık? Geldiğimiz kültür havzasında, yalnızlık; üzerine şiirler yazılan, şarkılar bestelenen, hemen hemen herkesin hayatının bir döneminde farklı şekillerde yaşayıp tecrübe ettiği bir duygu. İşin ehli, ilmi iki tip yalnızlıktan bahsediyor: Duygusal yalnızlık ve sosyal yalnızlık. Güvenilebilecek ve bağlanılabilecek bir figürün olmaması sonucu ortaya çıkanını duygusal yalnızlık olarak tarif eden işin ustaları, sosyal yalnızlığı da, kişinin ihtiyaç duyduğunda ulaşabileceği yeterli sosyal çevresinin olmaması diyor. Sosyal yalnızlık içinde olanlar, topluma karışamadıklarından hayata adapte olamıyor içine kapanık bir yaşam sürüyor. Mesela okulunda, genelde sıkıntı yapmayan fakat katılımcı da olmayan çocukları hatırlayın. Bu hal kronikleşirse, bu gençler emellerine ulaşmak için insanı malzeme olarak kullanan akımların arayıpta bulamadıkları fertler haline geliyor. Örgütlerin, akımların veya teşkilatların kapsama alanına aldıkları o sosyal yalnız genç, artık örgütün grup psikolojisiyle istenilen, hedeflenen şekilde formatlanıyor, şekillendiriliyor. Toplum bu ‘sosyal yalnız’ genci görüp, olduğu yerden alarak onu bağrına basmak yerine ötekileştirirse, aidiyet duygusunu vermezse, ona bu değerleri sunanların önce kapsama sonra da etki alanına girerek, onların uydusu haline gelmesi kaçınılmazdır. Yüreğini kazanamadığımız birinin, beyninde söylediklerimizin karşılık bulmasını beklemek, saflıktan da öte birşey. 2015 yılı Almanya’sından öldürmek ve muhtemelen de ölmek için savaşa giden Gençlerin yöneldikleri şiddetin haklı hiç bir mazereti olamaz. Diğer taraftan da hayat denen ve akan bir süreç de var. Bu sürecin bazı noktalarında yaptığımız hataların sonuçlarıyla karşı karşıyayız bugünlerde. Gençleri çarkından geçirdiğimiz eğitimde neleri yalnış yaptık, yapıyoruz? Onların kültürel kimliklerinin inşası için gerekli olan neleri ince sistematik bir politikayla hep hayatın dışına attık, atıyoruz? Nüfusunun beşte biri göçmen asıllı olan yeni vatan Almanya’da, politik akıl, yarım ağızla söylediği, ‘Almanya bir göçmen ülkesidir’in gereğini yerine getirmemek için direniyor, bunu ete kemiğe büründürmek için gereğini yerine getir(e)miyorsa, bu ötekileştirmelerin ürettiği kuşaklar, hep birileri tarafından kullanılmaya müsait nesneler olmaya devam edecektir. Bunu bilmek için de, ne çok akıllı ne de sivri zekalı olmaya gerek yoktur. Daha iyi bir gelecek için samimiysek, barış ve huzur içinde birlikte yaşamdan yanaysak, birbirimizi inşa etmeye mahkumuz. Bunun da ilk ve değişmez şartı; eşit göz hizasında konuşmak, görüşmek. Birbirimiz hakkında bilgi için ilgi gerekiyor. Zira, beş harfli ‘bilgi’nin’, % 80’ini, yani dört harfini ‘ilgi’ oluşturuyor. Gerisi, boş laf... Muhsin Ceylan 8 sudoku sayfası Sudokuda boş kareler 1 ile 9 arasındaki rakamlarla doldurulur. Bu rakamları yerleştirirken dikkat etmeniz gerekenler: 1’den 9’a kadar her rakam her sütunda, her satırda ve her bölgede sadece bir kez kullanılabilir. basit 2 1 8 normal 6 1 3 4 6 2 9 7 8 5 5 9 6 3 4 1 7 1 2 3 4 2 7 4 8 5 9 Conceptis Puzzles 6 3 1 2 9 7 8 7 5 2 8 5 9 6 5 2 6 4 1 9 6 3 5 1 9 3 2 8 5 2 1 5 3 6 3 7 8 4 8 9 5 5 7 3 6 4 4 5 8 1 5 3 6 8 7 6 5 6 5 1 1 2 4 9 4 3 7 8 4 4 7 4 7 6 5 9 6 3 6 7 1 8 6 9 7 7 1 3 4 1 3 5 2 7 2 6 1 4 8 9 3 Conceptis Puzzles 4 5 3 4 3 8 1 06010015006 4 7 4 6 5 8 9 8 06010015007 1 4 3 8 8 1 3 2 3 9 6 5 2 9 4 2 5 7 3 06010014504 3 4 5 1 2 5 6 8 1 9 Conceptis Puzzles 6 3 6 3 8 5 7 9 7 4 8 9 1 8 9 Conceptis Puzzles 8 9 2 7 9 5 6 7 9 5 6 7 06010015005 Conceptis Puzzles 2 9 2 3 7 8 2 6 6 7 2 06010015004 1 1 9 1 5 8 5 06010016207 5 2 5 Conceptis Puzzles 9 2 6 9 5 3 2 1 4 3 7 7 3 9 3 7 3 06010016206 4 3 2 9 1 9 8 5 9 Conceptis Puzzles 2 2 4 5 6 7 7 4 3 8 9 2 5 Conceptis Puzzles 7 1 5 2 1 5 3 6 7 8 5 Conceptis Puzzles 4 7 7 5 2 06010016205 4 5 9 6 2 8 8 7 06010016204 Conceptis Puzzles 8 4 2 zor 06010014505 6 3 9 3 6 4 2 5 8 4 1 7 3 7 Conceptis Puzzles 06010014506 6 2 4 2 3 1 5 4 9 2 4 7 5 9 8 6 2 6 7 3 9 2 8 1 8 5 Conceptis Puzzles 06010014507 9 tanıtım: schuldnerberatung aachen e.v. Borçsuz bir hayat mümkün! Birçok insan, geliri yetmediği için borçlarını ödemekte zorlanıyor. Yıllık istatistiklere göre, Almanya’da her 10 kişiden biri borçlu durumda. Bir borcu kapatmaya çalışırken, başka bir alacaklı çıkıyor. Avukat masrafı, tahsilatçı, mahkeme parası derken borçlar kısa zaman zarfında ödenemez miktarlara varıyor. Bu borç yükünü sırtınızdan atmak istiyorsaniz bize başvurabilirsiniz. Sizinle beraber borçlarınızı ödenebilecek taksitlere bağlayabiliriz; borç indirimine gidebilir ya da iflas mahkemesine başvurunuzu hazırlayabiliriz. İflas davası açmanız durumunda, borçlarınız en geç 6 yılın sonunda silinecektir. Hatta 2014 yılında yapılan yeni düzenlemeye göre, mahkeme masrafını ödemeniz durumunda 5, borçlarınızın üçte biri ve mahkeme masrafını ödediğiniz takdirde de 3 yıl içinde geri kalan borçlarınız silinecektir ve siz borçlarınızdan arınmış bir sekilde ekonomik anlamda yeni bir sayfa açabilirsiniz. Biz Schuldnerberatung Aachen e.V. olarak Aachen şehrinin en eski ve en büyük bürosuyuz. İflas Kanununun §305 InsO maddesine uygunluğumuz resmi olarak tastik edilmiştir. Tecrübeli uzman danışmanlarımızla size birçok farklı alanda destek su- nabiliriz. Büromuzda bir sosyal danışmanımız, iki avukat ve iki ekonomistle, borçlarınızın düzenlenmesinde ve diğer bürokratik/şahsi sıkıntılarınızın aşılmasında size yardımcı olmaya hazırız. Banka hesabınızın, maaşınızın veya aldığınız sosyal yardım paralarının hacizden korunması, gelir-giderlerinizin analiz edilip, dengelenmesi, sosyal haklarınızla (Kindergeld, Wohngeld v.b.) ilgili konularda bilgilendirme, size sunacağımız hizmetlerin sadece birkaçı. İş yeri sahipleri de donanımlı danışmanlık hizmetlerimizden yararlanabilirler. Eğer size yardımcı olabileceğimizi düşünüyorsanız, her salı 0900-1100 ve her perşembe 1500-1700 saatleri arasında herkese açık parasız danışma saatlerine (offene Sprechstunde) iştirak edebilirsiniz. Bu ilk randevuda size banka hacizine karşı hesabınızın korunması gibi temel tehlikelerin ortadan kaldırılması ve daha sonraki danışmanlık hizmetinin biçimi konularında bilgi veriyoruz. Bundan sonra, eğer işsiz ya da emekliyseniz danışmanlık hizmeti masrafları devlet tarafından karşılandığı için, herhangi bir ödeme yapmanız gerekmiyor. Eğer çalışıyorsanız size uygun taksitli ödeme yapabilirsiniz. Danışmanlık ekibimiz Türkçe’nin yanında Arapça, Kürtçe, İngilizce ve Hollandaca da konuşabiliyor. Bize telefonla ya da internetten ulaşabilirsiniz. Telefon: 0241 / 903 94 04 Internet: www.schuldnerberatung-ac.info E-Mail: [email protected] Büro adresimiz: Dennewartstr. 17 (3. kat) (Europaplatz’da Technologiezentrum’un yanı. Jülicher Str. tarafından gelenlerin Ludwig Museum durağında inmeleri gerekmektedir). Büro saatlerimiz: Pazartesi0900-1200 ve 1500-1600 Salı0900-1200 ve 1400-1600 Çarşamba0900-1200 ve 1400-1600 Perşembe0900-1200 ve 1400-1600 Cuma0900-1200 10 kültür & sanat: Terapi olarak sanat: „Resim yapmadığım günler rahat edemiyorum.“ Emir Kadıoğlu kimdir, bize biraz kendinizi tanıtırmısınız? 1959 İskenderun doğumluyum. 1979 senesinde liseyi bitirip Almanya’ya üniversite eğitimi için geldim. Burada evlendim. Çocuğumuz olunca eğitimimi yarım bırakıp, Zentis fabrikasında çalışmaya başladım. 1987 senesinde eşimden ayrıldım ve bir daha da evlenmedim. 4 çocuk, 2 torun sahibiyim. 1988’de kaynakçılık kursuna gidip, diploma aldım ve kaynakçı olarak çalışmaya başladım. 10 seneye yakın Hollanda’da kaldım ve orada da kaynakçı olarak çalıştım. Aachen’a döndüğümde montajlarda çalışmaya başladım. 2001’e kadar çalışmayı sürdürdüm. Resme başlamanız nasıl oldu? 2008’de geçirdiğim bir depresyon sonucu, hastaneye yattım. Tedavi amaçlı yatmıştım ve orada kreatif olarak bir şey seçmem gerekiyordu; ben de resmi seçtim. Evde kara kalem karalamalar yapmayı severdim. Bir süre kur için Frankfurt’a gittim ve orada da sürekli resim yaptım. 2011’de Aachen’a geri gelip resim yapmaya Bu konuda bir eğitim aldınız mı? Hiçbir eğitim almadım. Resimlerimi tamamen içimden geldiği gibi yapmaktayım. Tualin karşısına geçip, boyaları karıştırmaya başladığımda resimler kendiliğinden ortaya çıkmaktalar. Kendi tarzım olarak spatula ile çalışmayı geliştirdim. Ne tarz resimler yapıyorsunuz? devam ettim. Hastaneden bir resim atölyesinde çalışmak isteyip, istemediğimi sordular. Ben de kabul ettim ve 2013’te hastanenin bana sağlamış olduğu atölyede resim çalışmalarıma başladım. Aklıma o an ne geliyorsa, ne düşünüyorsam, o andaki duygularımın yansıması olarak tuale yansıyor. Herhangi bir resme veya doğaya bakmadan tamamen aklımdaki hayali görüntülerden esinleniyorum. Resimlerimi genelde spatulayla yapıyorum, bazen de farklı materyaller kullanıyorum. Kişisel bir resim serginiz var mı? Sergi olarak 3-4 kere karma sergiye katıldım. Birkaç ay içinde kendime ait kişisel sergi planlamaktayız. 11 emir kadıoğlu Resmi sadece hobi olarak mı yapıyorsunuz? Resme ilgi duyan kişiler, sizle çalışmak isterlerse ne dersiniz? Evet, sadece hobi olarak yapıyorum. Hiçbir maddi kazanç elde etmiyorum. Resimlerimin satışını hastane yapıyor. Elde edilen gelirler de malzeme alımı ve boyalara harcanıyor. Herkesin bir hobisi olmalı ve bu hobi üzerine yoğunlaşmalı. Resimlerim genelde Alexianer Hastanesinde sergilenmekte; kafeteryasında da resimlerim görülebilir ve satın alınabilir. Benim kendime ait bir atölyem yok ama çalışmak isteyen herkesle, kendi ortamlarında, ücretsiz seve seve çalışır, onlara yardımcı olmak isterim. Sizin derginiz aracılığıyla bana ulaşabilirler. Telefon numaram sizde var. İsterlerse de Facebook üzerinden ulaşabilirler bana. Orada adımı ve soyadımı yazarak aradıklarında profilime ulaşabilirler ve oradan yapmış olduğum çalışmalarımı da görebilirler, takip edebilirler. Bana mesaj yazabilirler. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı? Resim yapmak sizde nasıl bir değişiklik oluşturdu? Resim yaparken kendimden geçiyorum ve dünyanın en mutlu insanı oluyorum. Dünya ile bağlantımı kesiyorum. Bu terapiyi herkese tavsiye ederim. Sanatın her dalıyla uğraşmak rahatlatıcıdır. Ben böyle resim yapacağımı hayatta tahmin edemezdim. Bilmediğim yeteneklerim bu sayede ortaya çıktı. Zaman içerisinde de bu yeteneğim gelişerek daha güzel eserler ortaya çıkarmama sebep oldu. Resim yapmak isteyenler veya resimlerinizi görmek, almak isteyenler size nasıl ulaşabilirler? Geleceğe yönelik planlarınız nelerdir? Resim yapmaya devam edip, daha sık sergi açmayı hedefliyorum. Özel hayatımda da bir Türk bayanla evlenip, huzurlu bir yaşam arzu ediyorum. Bana derginizde yer verdiğiniz için Bizim Aachen dergisine ve derginin sahibi Günal beye çalışmalarıma göstermiş olduğu ilgiden dolayı çok teşekkür ediyorum. Bizimle bu röpörtajı yaptığınız için çok teşekkür eder, gelecek çalışmalarınızda başarılar dilerim. Füsun Özdemir 12 bir konuda fikrinizi alalım Facebook’taki hesabımızdan bir soru sormuştuk: “Almanya’da olmayan ve Türkiye’den özlediğiniz şeyler neler?” diye. Aynı soruyu çevremizdeki dostlarımıza da sorduk. Özlenen şeylerin, bulabildiğimiz resimlerini aşağıda sizlere sunmaya çalıştık. 13 Gönüllü Çalışmalar Dr. Serpil Karanfil: “İlk Yardım Hayat Kurtarır!” Biraz kendinizi tanıtır mısınız, Dr. Serpil Karanfil kimdir? 1982 yılında doğdum. Tıp eğitimimi Bonn’da ve Aachen Üniversitesi’nde 2010 yılında tamamladım. Evliyim ve iki çocuk annesiyim. Üç yaşında bir kızım ve bir yaşında oğlum var. Uzmanlığımı “Aile Hekimliği” ve ağırlıklı olarak da “Diyabeteloji” üzerine, Bonn Diabetes Praxis Dr. Schwarz’ın yanında yapmaktayım. Gönüllü sağlık seminerleri projelerine ne zaman başladınız? Sağlık seminerleri projesine annelik iznindeyken, gönüllü olarak Nisan 2014’de başladım. İlk sunduğum seminer “Annelerimize, bebeklerde ve çocuklarda ilk yardım kursu” oldu. Bunu, Alman Kızıl Haçı’ndan (Deutsches Rotes Kreuz) destek alarak, ücret talep etmeden, Bonn ve Siegburg’da camilerde gerçekleştirdim. Almancası olmaması nedeniyle, bu konularda bilgilenemediklerini düşündürdü. Bunun gerekli olduğuna karar verdim ve bu izin dönemimde, bu tür ailelere faydalı olmak istedim. İki çocuk annesi olarak, Rabbim kimseye evlat acısı tattırmasın diyorum. Diğer bir neden ise üniversite yıllarımda derse giren cerrahi profesörümüzün, derse şu cümlelerle başlamasıydı; “ En çok yanık kazasıyla gelen çocuklar, Türk çocuklarıdır. Çay dökülmesi nedeniyle oluşan yanık kazaları.” Sizi gönüllü olarak bu seminerleri yapmaya iten ne oldu? Bunu yapma ihtiyacını duymamın ilk nedeni; iki çocuk annesi olarak, hastanede yaşadığım çok üzücü bir olaydır. İki yaşındaki bir evladımız çerez yerken, nefes borusunda tam tıkanma yaşamış ve ilk yardım, ailesi tarafından, doğru bir şekilde yapılamadığı için, kalbi durmuş. Aradan dakikalar geçip, sağlık görevlileri olay yerine geldiğinde, temel yaşam desteği sağladıktan sonra, ambulansla hastaneye getirilmiş. Sonuçta çocuk, beynine okjsijenin yeterli miktarda gitmemesi ve beyninin büyük hasar görmesi nedeniyle ömür boyu felçli kaldı. Bu olay bana, Türk ailelerinin sağlık ve ilk yardım konularında yeterli bilgiye sahip olmadıkları ve çoğunun yeterli Son olarak bizlere ne söylemek istersiniz? İlginizden dolayı Bizim Aachen dergisine ve size teşekkür etmek istiyorum. Vatandaşlarımızdan ricam, özellikle annelerden, lütfen bilmediğiniz sağlık konularında bana veya ulaşabildiğiniz, bu konularda sizlere yardımcı olacak kişi veya kuruluşlara ulaşınız. İlk yardım nasıl yapılmalı ve meydana gelen kazalardan sonra neler yapmak gerekir? Genel sağlık konularında mutlaka bilgilenin. Bana telefonla (0228 / 63 19 19) veya maille ([email protected]) ulaşabililirler. Ulaşım imkanlarımın sağlandığı bütün dernek, kurum ve kuruluşlarda seminerler vermeye devam edeceğim. Bize zaman ayırdığınız için size teşekkür ederim. Abdullah Yaşar Seminerlerinizde başka hangi konuları işliyorsunuz? Diğer sağlık konularını da işlememin nedeni çok basit. Almanya’ya gelen büyüklerimiz, doğal olarak dil sorunuyla karşı karşıya kaldıkları için, doktora gittiklerinde sağlık sorunlarını dile getirmekte zorluk yaşamışlardı. Bu seminerlerim sayesinde, özellikle yaşlı vatandaşlarımıza yardımcı olmaya çalışıyorum. Onlara değişik hastalıkların belirtilerini, korunma ve tedavi yöntemlerini anlatıyorum. Bugüne kadar ilk yardım kursları hariç, diyabet, mide hastalıkları, aile sağlığı, kalp hastalıkları ve kalp krizi, göğüs kanseri ve diğer kanserler konularında seminerler verdim. Benden talep oldukça ve gerekli koşullar sağlanırsa, isteyen bütün dernek ve kuruluşlarımızda, vatandaşlarımıza seve seve yardımcı olurum. 14 bir konu & iki konuk: Müslüman topluluk ve derneklerle, organizsazyonlarla birlikte çalışıyorsunuz. Bu kuruluşlar tarafından size sıkça başvuruluyor mu? Aachen Emniyet Müdürlüğü ve “Müslüman Kuruluşlar için İletişim Memurları” (KMI) Aachen Emniyet Müdürlüğü, Aachen Şehirler Bölgesi’nde “KMI” adında yeni bir bölüm oluşturdu. Bu bölümde görevli polis memurları bölgedeki tüm müslüman dernek, cemaat ve organizasyonların gerekli durumlarda başvurabilecekleri yetkili kişiler konumundalar. Başkomiser Michael Jäckle (Alsdorf Karakolu) Aachen’ın kasabaları için görevli iken, Aachen şehri için bu görevi Baskomiser Walter Stein (Aachen Doğu Bölgesi Karakolu, Victoriastr.) üstlenmiş. Biz de onlara, bizim insanlarımızı ilgilendirdiğini düşündüğümüz için, çalıştıkları bölüm ve görevleri hakkında sorular yönelttik... Sizlerin görevli olduğu KMI nedir? Lütfen okuyucularımıza kısaca anlatır mısınız? Karşılıklı tanışma ve bir istek esnasında, doğru kişilere ulaşıp, doğru çözümler bulmak, polis için çok önemlidir. KMI „Kontaktbeamtin/Kontaktbeamte muslimische Institutionen“un kısaltmasıdır. Yani „Müslüman kuruluşlar için iletişim memurları“... Bu bölümde kaç polis memuru görevli? Burada görevlendirilmenin belli kriterleri var mı? Bu polis memurları tüm müslüman kuruluşları için görevli olan özel memurlardır. Müslüman kuruluşlarının isteği üzerine, 1. Alman İslam Konferansı’ndan sonra, NRW eyaleti, 2007 yılında bu sistemi kurma kararı aldı. Almanya’da bu görev için kaç polis görevlendirileceği konusu eyaletlerin insiyatifine bırakılmıştır. Bizim eyaletimiz Kuzey Ren Vestfalya (NRW) eyaleti, her emniyet müdürlüğü bölgesi (Kreispolizeibehörde) için bir KMIgörevlisi tavsiye etmektedir. O zamanların KMI memurları kendi ana görevleri yanında ayrıca müslüman kuruluşlarla iletişim kurma, ağ oluşturma ile görevlendirilmişlerdi. Oysa bugün, NRW eyaleti bu memurları diğer görevlerinden coğunlukla ayırıp, yoğun olarak bu kuruluşlar için eğitiyor ve görevlendiriyor. Bu polis memurları, istek üzerine kuruluşların başkanları ve gerekirse de üyeleriyle iletişim içerisinde bulunuyorlar. Bu iletişim, dernek ve kuruluşların bu görevli polis memurlarını daha iyi tanımalarını sağlıyor. Kuruluşlar tarafından oluşan istek doğrultusunda, görüşler ve sorular hakkında, şikayet veya durum değerlendirmesi, fikir alış-verişi gibi görüşmeler yapılabiliyor. Aachen Emniyet Müdürlüğü, müslüman kuruluşların yoğunluğundan dolayı ve Aachen’ın kasabaları ile birlikte geniş bir alanı kapsaması nedeniyle, bu konuda iki üniformalı polis memuru görevlendirmiştir. Bu seçimde memurların tecrübe sahibi olmaları çok önemlidir. Biz ikimiz de 50 yaş üzerinde olup, ikimizin de neredeyse 35 yıllık bir mesleki geçmişi var. Daha önceki çalışmalarımızda da çoğunlukla bu konularla ilgilendiğimiz için, yaşadığımız yerin insanları, onların düşünce biçimleri, korku ve endişeleri konularında tecrübeliyiz. Bu, Aachen polisi için çok önemlidir. Çalışmalarımızın başında ikimizin de görevi ilk etapta bu organizasyonları tanımak ve onlarla iletişimi sağlamaktı. Bizden önce bu kurumları tanıyanların bilgilerinden faydalandık. İkimiz de çok çabuk kuruluşların misafirperver olduğunu gözlemledik. Bu samimiyet, iletişimi oldukça kolaylaştırdı. Ne de olsa dernekler, kurum ve kuruluşlar insanlardan oluşuyor. Kurulan dialoglar, polis memuru ve dernek yönetim kurulundaki kişiler arasında bir tanışma, daha iyi tanıma fırsatı yaratıyor. Çoğu müslümanrın şimdiye kadar büyük problemler oluşmadan organizasyolarının içinde yaşayabildiklerini gözlemlemek çok güzel. Dolayısıyla, polislerimize çok büyük iş düşmüyor. Tabiiki bazen sorunlarla da karşılaştık. Bu sorunları birlikte çözebilmiş olmak bize, birlikte bazı sonuçlara ulaşılabildiğini de gösteriyor. Bu tecrübeler organizasyonların KMI’yi, sorunlarının çözümleri için, bize başvurmalarını kolaylaştırıyor. Çoğu kez KMI, kurumları ziyarete gidiyor ve önemli bir durum olup olmadığını soruyor. Çoğunlukla bir sorunlarının olmadığını görüp, birlikte bir çay içerek, sohbet ediyoruz. Bu görevinizden dolayı müslümanların yaşantısını daha iyi anlamaya başladınız diyebilir miyiz? Kişilerin birbirini daha iyi tanıyabilmeleri genelde fikir alış-verişlerinde derinleşiyor. Herkes kendini ortaya koyduğunda, karşı taraftaki için olayları ve Başkomiser Stein / Stadt Aachen 15 KMI karekterleri anlamak daha kolaylaşıyor. KMI sayesinde müslümanların yaşantısını daha yakından tanıma fırsatımız oldu. Bu durumdan çok memnunuz. Çünkü sonuçta onlara da, üniformalı olan bizlerin arkasındaki insanları daha yakından tanıma fırsatı verilmiş oluyor. Bu da çekingenliklerini ve endişelerini yenmelerinde yardımcı oluyor. Bazen, bazı durumların daha uzun süreceğinin bilincindeyiz. Polisle kötü tecrübeleri olanlar KMI ile iletişimde gene de endişeli olabiliyorlar. Yapılan araştırmalarda Almanya’da yaşayan toplulukların Alman polisine son derece güvendiği tespit edilmiştir. Bu her ne kadar olumlu olsa da, dünya polisi hakkında ne yazıkki her zaman durum böyle değil. Bazı ülkelerde, polis dendiği zaman, insanların aklına insan haklarını hiçe sayan, yolsuzluklara bulaşan bir kurum geliyor. Çocukluğunda polisle kötü bir anısı olan insanların buraya geldiklerinde, polise güvenmeleri zaman alacaktır. Semt karakollarının bu güveni sağlamada katkıları büyük oluyor. Onlar, anaokulundaki çocuklarla ve sokaktaki insanlarla devamlı iletişimdedirler. Oradaki topluluk, semt polislerini uzun yıllardır tanıdıkları için, herhangi bir sıkıntı oluşmamaktadır. Müslüman toplulukları dernek ve organizasyonları KMI ye nasıl ulaşabilir? Hangi durumlarda ve ne zaman sizleri aramaları gerekmektedir? Aachen Şehirler Birliği’nde (Städte Region Aachen) görev yapmakta olan biz iki memurun zaten bu müslüman kurumlarla düzenli iletişimleri var. Hepsi, gerekli durumlarda, gerek telefon, gerekse mail aracılığıyla bize ulaşabiliyorlar. Bölgemizde yaşayan tüm müslümanların ve kuruşların danışabileceği ve direk başvurabilecekleri yetkili kişileriz. Aachen’daki Yeminli Mali Müsaviriniz . Birimiz tatilde veya hasta olduğunda, diğerimiz onun görevini üstlenmekte ve vekalet etmektedir. Dernek kutlamalarında, kermeslerde, sokak eğlencelerinde ve sportif faaliyetlerde bizleri seve seve çağırabilirler. Özellikle çocuklar için gerçek bir polisle konuşma imkanı bulmak, polis arabasına oturmak, polis şapkasını takmak imkanı sağlıyoruz. Anne babaları resim de çekebilirler. Özellikle anne, babalar ve onların büyükleri için bu çok güzel bir anı olabilir. Ayrıca NRW eyaleti, göçmen asıllı genç insanların polis mesleğini tanımalarını istiyor. KMI, polis mesleği hakkında yetkili birimlerle birlikte, bilgilendirme çalışması da yapmaktadır. Tecrübeli Güvenilir Profesyonel Şimdiye kadarki çalışmalarınız nasıl geçti? İlginç olaylarla karşılaştınız mı? Her derneğin veya kuruluşun başkanının kişisel tavrı ve yaklaşımı, birlikte çalışmanın derecesini belirliyor aslında. Bu süreç, bazen daha yoğun veya daha yüzeysel geçiyor. Fakat bize gösterilen misafirperverlik, bizim bu görevi yapmamızı da kolaylaştırıyor. bir anlayıs. ile sizlere hizmet vermeye hazırız! Yaşadığımız özel durumları ve gizli bilgileri görevimiz gereği sizle ne yazıkki paylaşamayız. Görevimizi severek yapıyoruz, çünkü karşımızdaki insanların bizi anladıklarını hissediyoruz. Bütün insanların bu şekilde iletişimde olmalarını gönülden dilerdik. Derginizin adı gibi ‘Bizim Aachen’ duygusu burada yaşayan insanların sahip olabileceği en güzel duygudur. Aachen ve kasabaları için de bu duygu geçerlidir. ‘Biz’ duygusuyla insanlar, zor zamanlarda birbirine yardımcı oluyor; buna bütün insanları davet ediyoruz. Biz barış içinde, dostça, birlikte yaşayabileceğimiz bir gelecek istiyoruz ve bunu gerçekleştirmeye hazırız. Dipl.-Kauffrau (FH) RukIye Alper Steuerberaterin Heinrichsallee 68 52062 Aachen Tel: +49 241 990 215-0 Fax: +49 241 990 215-29 [email protected] Korrektur2-RukiyeAlper-Kanzleischild.indd 1 Bize zaman ayırıp görevleriniz hakkında bilgilendirdiğiniz için sizlere teşekkür ederiz. Başkomiser Jäckle / Kreis Aachen Funda Şen 17.04.14 13:24 www.steuerkanzlei-alper.de 16 bunları biliyor muydunuz? Region Aachen ve biz 1.250.000 nüfusun yaşadığı Region Aachen bölgesinde, Türkiye kökenlilerin (Türk pasaportlu, çifte vatandaş veya sadece Alman pasaportu olanların hepsi dahil) sayısı şöyle: Städte Region Aachen: 28.230 Kreis Düren: 9.770 Kreis Euskirchen: 2.420 Kreis Heinsberg: 7.750 Toplam olarak yaklaşık 48.000 Peki bu bölge hangi şehir (Stadt) ve toplulukları (Gemeinde) kapsıyor? Städteregion Aachen: Aachen, Alsdorf, Baesweiler, Eschweiler, Herzogenrath, Monschau, Stolberg ve Würselen şehirleriyle, Roetgen ve Simmerath topluluklarından oluşur ve 540.000 nüfusa sahiptir. Kreis Düren: Düren, Heimbach, Jülich, Linnich ve Niedegen şehirleriyle, Aldenhoven, Hürtgenwald, Inden, Kreuzau, Langerwehe, Merzenich, Niederzier, Nörvenich, Titz ve Vettweiß topluluklarından oluşur ve 260.000 nüfusa sahiptir. Kreis Euskirchen: Euskirchen, Bad Münstereifel, Mechernich, Scheiden ve Zülpich şehirleriyle, Blankeinheim, Dahlem, Hellenthal, Kall, Nettersheim ve Weilerswirt topluluklarından oluşur ve 200.000 nüfusa sahiptir. Kreis Heinsberg: Heinsberg, Erkelenz, Geilenkirchen, Hückelhoven, Übach-Pallenberg, Wassenberg ve Wegberg şehirleriyle, Galgent, Selfkant ve Waldfeucht topluluklarından oluşur ve 250.000 nüfusa sahiptir. 25 şehir ve 21 topluluktan oluşan bir bölgede dağıtıyoruz dergimizi. Bu bölgedeki tüm dernekler, camiler, cemevleri, süpermarketler, berber ve kuaförler, kahvehaneler, restaurant ve imbissler ve bir çok resmi devlet (şehir) idare binalarında dağıtılıyor. Kreis Euskirchen’de tam olarak dağıtmayı başardığımızda dergi adetimizi 10.000’e çıkaracağız. Her Yıl Sürekli Tarihi Değişen Yaz Tatilleri Özellikle çocuğu olanların bildiği bir konu olan, yaz tatili tarihlerinin her yıl değişmesinin altında mantıklı bir sebep yatmaktadır. Her eyalette okulların yaz tatilinin sürekli değişmesi, geçmişte eyaletlerin kültür bakanlarının bir toplantıda aldıkları ortak karardır. Tüm ülkede aynı anda yaz tatili uygulaması yapılması durumunda, otobanlarda trafiğin yoğunlaşacağı ve tatil yerlerinde yer bulunamayacağı düşünülerek, böylesi bir karar alınmıştır. Kararın alındığı dönemde, bugün olduğu gibi uçakla başka ülkelere gitme pek yaygın olmadığından, tatillerde genelde ülke içindeki deniz kenarlarına ve ormanlık bölgelere gidilirdi. Bu nedenle de oralara giden otobanlarda yoğun bir trafik oluşur ve tatil yerlerinde boş yer bulmak kolay olmazdı. NRW eyaletinde gelecek bir kaç yıl içindeki okulların yaz tatilleri şöyledir: 2015 > 29 Haziran - 11 Ağustos 2016 > 11 Temmuz - 23 Ağustos 2017 > 17 Temmuz - 29 Ağustos 2018 > 16 Temmuz - 28 Ağustos 2019 > 15 Temmuz - 27 Ağustos 2020 > 29 Haziran - 11 Ağustos Bu uygulamanın dışında kalan tek eyalet, Bayern eyaletidir ve yaz tatili tarihleri eyalet tarafından tespit edilir. Bir ayrıcalık da, yaz tatilinde yoğun turist akınına uğrayan bir kaç adaya tanınmıştır. Tatil dönemlerinde uçak fiyatları “yüksek sezon” nedeniyle pahalandığı için, başka eyaletlerden bilet alarak uçmak olanağınız varsa tasarruflu olabilir. Bu düzenlemeye göre, yaşadığımız Yolda Önünüzdeki Arabanın Arkasında Gördüğünüz Semboller Ne Anlama Gelir? Size İki Örnek Verelim: Garip bir işaret Bu garip işareti bir çok arabanın arkasında görürsünüz. Bu işaret Almanya’nın en ünlü adası olan Sylt adasının siluetidir. O otomobilin bir zamanlar o adayı ziyaret ettiğini ve anı olarak bu çıkartmayı oraya yapıştırdığını gösterir. Balık Bu işaret, eski Roma döneminde hristiyanlar tarafından kullanılırdı. Hristiyanlık dininin yasak olması, yakalandıklarında ağır işkencelere mağruz kalmaları nedeniyle, o dönemdeki hristiyanlar, yere bu işareti çizerek birbirlerini tanımaya çalışırlardı. Arabasının arkasına bu işareti yapıştıran kişi, kendisinin iyi bir hristiyan olduğunu anlatmak istiyor. 17 gençlik sayfası Almanya çapında VW’de yaklaşık 4.000 satıcı içinde en iyi ilk yüze girmiş bir başarı öyküsü: Caner Erdoğan Geçtiğimiz yıl meslek eğitimi yaparken aldığınız ödül hakkında ne söyleyeceksiniz? Caner Bey, bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Merhaba. Adım Caner Erdoğan. 25 yaşındayım. Almanya’nın Frechen kentinde doğdum. Aslen Çorumluyum. Zabka Automobile Alsdorf'da çalışıyorum. İlkokulu (Grundschule) ve ortaokulu (Realschule) Kerpen’de okuduktan sonra, meslek lisesi (Fachabitur) diplomamı Frechen’de aldım. Daha sonra 2008 yılında meslek eğitimine (Ausbildung) Audi Zentrum Aachen’da başladım. 2012 yılında satıcılık eğitimi ne (Verkäufer Ausbildung) başladım ve 2014’de eğitimimi tamamladım. Neden araba branşını seçtiniz? Ailemde araba sektöründe çalışanların sayısının oldukça fazla olması, beni otomatik olarak bu branşa yöneltti. Bu sektörde Türklerin fazla yer almaması da beni bu branşa iten sebeplerden bir tanesi oldu. Ayrıca, kariyer yapma adına kendini geliştirip güncelleyebileceğin bir sektör. Öncelikle çok mutlu ve gururluyum. Çünkü aldığım ödülü “Verkäufer Ausbildung” süresi içerisinde hakettim. Bu durum Almanya’da çok rastlanan bir durum değil. Volkswagen, Almanya çapındaki yedi bölgeden, en iyi satıcılarını seçiyor her yıl. Buradaki kriterler araba satışı ve müşteri memnuniyeti. Bunlardan alınan sonuçlara göre en iyiler belirleniyor. Ben NRW’de ilk 14’e, Almanya’da da ilk 100 arasına girdim. Bunu başarmış olmaktan dolayı çok sevinçliyim. Ödülleri kazanmak bana büyük bir özgüven kattı. Hedeflerime ulaşmak için doğru yolda olduğumu hatırlattı. Kariyer planlamasında bana çok faydalı oldu. Bu arada, bu ödülleri almamda ailemin de çok büyük katkısı var. Onlar olmasaydı belki de başaramazdım. Hep yanımda durup, destek oldular. Bu yüzden, onlara buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. İyi bir satıcı nasıl olmalı? Sizin bu anlamda farkınız nedir? Herşeyden önce güleryüzlü olmak gerekiyor. Müşteriye güven vermek, taleplerini empati kurarak yerine getirmek, aldığı ürünün daha sonraki süreçte çıkarabileceği sorunları zaman kaybetmeden, yakından ilgilenmek, müşteriye değer verdiğini hissettirmek. Bu da müşteriyle alışverişi uzun ömürlü tutabilir. Önemli olan bir ürünü satmak değil; müşterinin memnuniyeti. Bunları yerine getirdiğinizde müşteri sayınız daha da artar. Benim farkım sattığım her ürünü kendime alıyormuş gibi müşteriye de önermek.Ürün, satıcı ne kadar iyiyse, o kadar iyi olur. Sonuç olarak müşterideki memnuniyet ve güven bende ayrı bir motivasyon sağlıyor. Bu yüzden kendimi sürekli eğitiyor ve geliştiriyorum. Bir gün satış müdürü olmayı hedefliyorum. Bu alanda kariyer yapmak isteyenlere önerileriniz nelerdir? Hayallerinizi hiç bir zaman ertelemeyin. Çok ister ve çalışırsanız, emin olun başaracaksınız. Ben hep hedeflerime ulaşacağıma inandım ve bu doğrultuda çok çalıştım. Kendinize güvenin, sonucu çok güzel olacaktır. Bu güzel söyleşi için size çok teşekkür eder, başarılarınızın devamını dileriz. Emrah Güngör 18 Kapak konusu: Grup Vitamin - Anlamıyorum Anlamıyorum Ne konuştuğunuzu Anlamıyorum Trafigi mrafigi kafatasına takma Ağzını mağzını bozma sen onlara bakma Sağdan soldan kaldırımdan hiç fark etmez yürü git Erkekliğin lüzumu yok diye bağrını yakma Nedeni var nedeni yok hiç fark etmez Bu araba da buraya nah park etmez Delikanlı ayakları modasına uyduk Laga Luga yapma yürü be koçum! Elleme sollama sallama dallama Darlanma boşalma patlama takma Dokunma dokundurma sürtünme sürtme Kalkınma kalkma baldır bacak yatma Dalga geçme kafa bulma el hareketi yapma Bu devirde çok sakat yanlış lukat yapma Oturma kalkma kalkındırma yapma Söylemesi zor ama tromoloji yapma Animasyon motivasyon ajitasyon atmasyon Türkçe konuş anlamıyom çok gücüme gidiyon Yabancı dil mi Türkçe mi o da ayrı bir konu Düşündükçe taşındıkça komiğime gidiyon Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz Konuşuyoruz ama anlamıyoruz Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz Konuşuyoruz bom bom Kita kate kuta pata kıtı kıtı tak Hurrak tak abedük tık Hapi tıkı tıkı tıkı tıkı tıkı tak Hurrak hurrak tak tak tak Upudükü dükü dükü dükü tukurrak Hopdükü taktükü tiki tiki tak Abürtu tokurtu tokurtu tak tükü De de de de de de de de de de de tak Laluga dalavere hebelübe lübünüz Dara dori darttak darlanma dallama Hebe lübü hübülübü dürülülü hebelüp Tıramola kapa kola koka kola hebelüp Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz Konuşuyoruz ama anlamıyoruz Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz Konuşuyoruz bom bom Nedeni var nedeni yok hiç fork etmez Bu araba da buraya nah pork etmez Delikanlı ayakları modasina uyduk Laga Luga yapma yürü be goçum! Böyle giderse, Almanya’da gelecek neslimiz Türkçeyi unutacak! Yan tarafta 1990’lı yıllarda Grup Vitamin tarafından söylenen “Anlamıyorum” adlı şarkının sözlerini yayınladık. Aslına bakarsanız, bugünkü durumumuz bundan pek de farklı değil sanki. Sizlere, bu yazımızda kısaca, Almanya’da anadil olarak Türkçenin geldiği noktayı göstermeye çalışacağız. Bu konuyu ileride daha detaylı ele almak dileğiyle, bu bir giriş olsun diyelim. Almanya’da değişik kuşaklar ve dil/anadil sorunları 1. ve 2. kuşak olarak adlandırılan kuşaklar Türkçe konuşurlarken, Almanca öğrenmede, konuşmada zorlanıyorlardı. Fakat 3. ve 4. kuşaklarda bu durum değişti. Onlar, kendilerini Almanca konuşarak daha iyi ifade edebiliyorlar; fakat “anadilleri” olan Türkçeleri daha zayıf. 5. ve 6. kuşaklarda, böyle giderse durum çok daha kötü olacak uzmanlara göre ve Türkçe dili gündelik yaşamlarından tamamen kalkacak. Kuşak derken neyi kastediyoruz? 1970’li yıllarla birlikte Almanya’ya “misafir işçi” olarak gelenleri genellikle birinci kuşak olarak tanımlama eğiliminde uzmanlar ve böyle de kabul görüyor, tartışılır olsa da. Onların burada doğan çocuklarıyla, Türkiye’den getirilen “ithal” damat ve gelinler ikinci kuşağı oluşturuyorlar. İşin özü; her 20 yılda, yeni bir kuşak geliyor. İlk kuşak, kendisini zaten misafir olarak görüyor ve Almancayı gündelik yaşamında gerektiği kadar kelimeyle idare ediyordu. Türkiye’de fazla bir okul eğitimleri de yoktu. İkinci kuşak, burada okula veya Almanca kurslarına gitti ama Almanların olduğu ortamlara pek katılmadıkları için kursta öğrendikleri Almancalarını pek geliştirmediler. Üçüncü ve dördüncü kuşaklar ise okullarda Almancayı gramer yapısı ve imla kurallarıyla öğreniyorlar. Her ne kadar hala bizim toplumumuzdan arkadaşlıklara önem verseler de, Alman toplumuyla daha içli dışlı yaşıyorlar. Okul ve işyerinde Almanlarla daha fazla temasa geçtiler. Çekinmeden Almanca konuşuyorlar; fakat konuştukları Türkçeleri sanki biraz garipleşti. Kendi anadillerini bir yabancı dil gibi konuşuyor, kendilerini ifade ederken zorlanıyorlar. İşte sorun da tam burada yatıyor: Bu nesiller anadilimizi gelecek nesle (çocuklarına) nasıl aktaracak? Türkçe konuşmak ve öğretmek Gündelik yaşamımızda ortalama olarak bir kaç yüz kelime kullanıyoruz aslında ve bütün işlerimizi hallediyo- En çok kullandığımız 100 kavram 19 konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz? ruz, sorunsuz olarak. Fakat Türkçe dilinin tam olarak 111.000 kelimeden oluştuğunu söylesek şaşırır mıydınız? Evde tabiiki Türkçe konuşuyoruz. Fakat bu, bir insanın toplum içinde kendini ifade etmesi için yeterli olmuyor. Dilimizin uzman kişiler (Türkçe öğretmenleri) tarafından gelecek nesillerimize, kuralları ile öğretilmesi gerektiğini anlamamız gerekiyor. Peki dilimizi nasıl aktaracağız? Uzmanlar, yabancı dil öğrenme süreci gibi, anadilin de ancak okulda sağlam temellerle öğrenilenilebileceğini söylüyorlar. Evimizde, arkadaş çevremizde konuştuğumuz dil yeterli değil. Bir dili tam olarak öğrenmede, konuşmaktan daha da önemli olan şey okumak! Ne yazıkki çok okuyan bireyler değiliz. Bir dili gelecek nesillere aktarmada okumak ve yazabilmek çok daha önemli. Okuma, dinleme, yazma ve konuşma becerileri gelişmedikçe bir dil tam öğrenilmiş sayılmaz. Ancak bu şekilde tarihi ve kültürel birikimler gelecek nesillere aktarılabilir. İki dilli cümleler kullanıyoruz Hangi kuşaktan olursak olalım, farkına varmadan, gündelik konuşmalarımızda iki dilli cümleler kurmaya ve konuşmaya başladık. Poşet yerine “Tüte”, tren istasyonu yerine “Bahnhof” diyerek, Almanca ile başlayıp Türkçe ile biten cümleleri kullanmak sanki normal oldu. “Bahnhofa gidiyorum. Hausaufgabemi yapmadım. Arabayla eve sürüyorum.” gibi garip cümleleri sık duyar olduk. Maalesef bu durumun, sonun başlangıcı olduğunu görmemiz gerekiyor. Büyük tehlike: Çift yarıdillilik Evde anadilini imla kurallarıyla birlikte, tam anlamıyla öğrenemeyen çocuklarımızın çoğu maalesef okul- Bir örnek: Herkez değil, herkes... da Almanca öğrenmede de zorluk çekiyorlar. Uzmanlar bunu “Çiftyarıdillilik” (Doppelte Halbsprachigkeit) olarak tanımlıyor. Bu durum çocuklarımızın eğitim hayatlarını olumsuz yönde etkiyor. Üniversiteye gitmekte veya bir meslek öğrenmede zorlanıyorlar. Bu şu anda çok yaygın ve tehlikeli boyutlara ulaştı. Alman eğitim sistemini suçlamak işin kolayına kaçmak olur Yanlış bir kanı olarak, Almanların sistemli bir şekilde anadilimizi okullardan kaldırmak istediklerini söyler dururuz. Oysa bugün bir çok okulda Türkçe, diğer yabancı diller gibi zorunlu bir ders haline geldi. Fakat, veliler çocuklarının Türkçeyi zaten bildiklerini düşündüklerinden, onların okulda başka bir yabancı dili öğrenmelerini istiyorlar. Yani sorun aslında ne Alman eğitim sisteminde ne de çocuklarımızda; tamamen ana-babalarda yatıyor. Çocuğun evde, gramer yapısı ve imla kurallarıyla öğrenemediği anadilini, okulda da öğrenmesine engel olmak... Bu nedenle iyi bir şekilde Almanca konuşan gençlerimizin, Türkçe konuşmaya başladıklarında nasıl eksik kaldıklarına, ailelerinin geldikleri yörenin ve şehrin lehçesini konuşmalarına şaşmamamız gerekiyor. Almanca konuşmak kolaylarına geliyor. Yeterli Türkçe öğretmeni yok Okullarda Türkçe dersi veriliyor dedik fakat bu dersi verecek yeterli sayıda öğretmen ne yazık ki yok. Türkiye’den gelen Türkçe öğretmenleri dönemi de geride kaldı. Bu nedenle, üniversitede Türkçe öğretmenliği okuyup, okullarda öğretmenlik yapacak gençlere ihtiyaç var. Günümüz- de sadece Duisburg-Essen Üniversitesinde böyle bir bölüm var ve mezunları şu an bir çok yerde görev alıyorlar. Umarız ileride daha fazla üniversitede bu bölüm açılır ve öğretmen sayısı artar. Türkçe medyanın rolü Türkçe televizyon seyreden çocukların anadile olan ilgileri artıyor ve olumlu olarak etkileniyorlar. Fakat bir çok dizide ve filmde kullanılan Türkçenin de ne kadar doğru Türkçe olduğu tartışılır hale geldi. Bunun yanında sosyal medya denen ortamda kullanılan kısaltmalar (selam yerine slm yazmak gibi) da dilin doğru öğrenilmesinde büyük bir engel oluşturuyor. Sonuç Buraya kadar kısaca bahsettiğimiz konular Almanya’da Türkçe dilinin geleceği anlamında pek iç açıcı görünmüyor. Böyle devam ederse neler olabilir? Günümüzde, gençlerimiz kendi aralarında dahi Almanca konuşuyorlar demiştik. Bu gençlerimiz evlendiklerinde, evlerinde de Almanca konuşacaklar, bunun örneklerini görmeye başladık bile. Kendi çocuklarıyla da Almanca konuşacaklar doğal olarak. Bunun sonucu olarak da onların çocukları, Türkçeyi öğrenmedikleri için hiç kullanmaz hale gelecekler. Böylece de Türkçe, gelecek yeni nesillerin kullanmadıkları bir dil olacak. Bunun önüne nasıl geçilir? Neler yapılabilir? Bu konulara ilerideki sayılarımızda yeri geldikçe değineceğiz. Günal Günal 20 bunları biliyor muydunuz? Bu yazıyı mutlaka okuyun: 12 yaş altı çocuklarda mobil cihazların kullanımı yasaklanmalı! oyunlar, vb.) özellikle küçük çocuklarda teknolojiye erişimi ve teknoloji kullanımını artırıyor. Pediatrik terapistler okullara, hükümetlere, ailelere 12 yaş altındaki çocukların bu tür cihazları kullanmalarını yasaklamaları çağrısında bulunuyor. Sorun çok ciddi boyutlara varmaktadır. Bilim insanlarının uyarılarını belli başlıklar altında topladık. © www.dikomm.at Bilim insanlarına göre 0-2 yaş arasındaki çocuklar teknoloji ile haşır neşir olmamalı, 3-5 yaş arasında günde 1 saat, 6-18 yaş arasında ise teknoloji kullanımları günde 2 saat ile sınırlanmalı. Teknoloji ile bu önerilerin 4-5 katı fazla içli dışlı olan çocuklar ve gençler ciddi tehlikeler ile karşı karşıya kalıyor. Elde kullanılan cihazlar (cep telefonları, tabletler, elektronik Hızlı beyin gelişimi: 0 ile 2 yaş arasında bebek beyni 3 katı büyüklüğe ulaşır ve 21 yaşına kadar bu gelişim devam eder. Erken beyin gelişimi çevresel uyaranlarla veya bunların eksikliği ile tanımlanır. Teknolojiye aşırı maruz kalım (cep telefonları, internet, tablet, TV, vb.) neticesinde ortaya çıkan beyin gelişimi stimülasyonunun dikkat eksikliği, anlamada gecikme, öğrenme bozuklukları, yüksek dürtüsellik ve öfke nöbetleri gibi kendini kontrol etme becerisinde azalma ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Gelişmede gecikme: Teknoloji kullanımı hareket etmeyi kısıtlar ve böylece gelişimin gecikmesine sebep olur. Üç çocuktan biri artık öğrenmesini ve akademik başarılarını olumsuz yönde etkileyen gelişim gecikmeleri göstermektedir. Hareket etmek dikkati ve öğrenme kabiliyetini artırır. 12 yaş altında görülen teknoloji kullanımı çocuğun gelişimi ve öğrenmesi üzerinde son derece olumsuz etkilere sahiptir. Obezite (Aşırı kilo): TV ve video oyunları obezitenin artması ile ilişkilidir. Odasında bu tür cihazları kullanmasına izin verilen çocuklarda obezite görülme sıklığı % 30 oranında artmaktadır. Obez olan çocuklardan % 30’unda diyabet ortaya çıkmakta ve obez kişilerde kalp krizi ve erken felç riski artmakta ve ortalama yaşam ömrü kısalmaktadır. Büyük oranda obeziteye bağlı olarak, 21. yüzylılın çocukları ailelerinden ayrı yaşayamayan ilk nesil olacak. Uyku yoksunluğu: Ebeveynlerin % 60’ı çocuklarına teknoloji kullanımı sırasında eşlik etmiyor ve çocukların % 75’ine kendi odalarında teknolojiyi kullanma izni veriliyor. 9-10 yaş arasındaki çocukların % 75’i okul başarılarını olumsuz yönde etkileyecek şekilde uyku yoksunluğu çekiyor. Ruhsal bozukluk: Teknolojinin aşırı kullanımı çocuk depresyonunun, anksiyetesinin, bağlanma bozukluğunun, dikkat eksikliğinin, otizmin, bipolar bozukluğun, psikozun ve sorunlu çocuk davranışlarının faktörlerinden biridir. Saldırganlık: Şiddet içeren medya içerikleri çocuğun saldırgan olmasına yol açabilir. Günümüz medyasında küçük çocuklar fiziki ve cinsel saldırı haberlerine çokça maruz kalabilmektedir. Seks, cinayet, tecavüz, işkence ve infaz görüntüleri ve çok sayıda film ve TV dizileri bunlardan bazıları. ABD’de medya içerikleri çocuk saldırganlığı üzerindeki etkileri bakımından kategorize edilmektedir. Son yıllarda çocuk saldırganlığı ile ilgili olayların sayısında artış gözlenmektedir. Dijital demans: Yüksek hızlı medya içeriği dikkat eksikliğine katkıda bulunabilir, bunun yanı sıra konsantrasyon ve hafıza problemlerine yol açabilir. Dikkatini veremeyen çocuklar öğrenemez. Bağımlılık: Ebeveynler teknolojiye bağlandıkları ölçüde çocuklarından ayrılmaktadır. Aile bağlarının yok olması durumunda, çocuklar bu açığı bu tür cihazlara bağlanarak kapatmakta- dır. Bunun sonucu olarak bağımlılık ortaya çıkmaktadır. 8-18 yaş arası her onbir çocuktan biri teknoloji bağımlısıdır. Radyasyon yayımı: Mayıs 2011’de, Dünya Sağlık Örgütü cep telefonlarını (ve diğer kablosuz cihazları) radyasyon yayımı bakımından kategori 2B risk grubuna (olası kanserojen) dahil etmiştir. Bilim insanları beyin ve bağışıklık sistemi gelişimleri devam ettiği için çocukların çeşitli uyaranlara karşı yetişkinlere kıyasla daha hassas olduklarını ifade ediyorlar. Bu nedenle riskin yetişkinler ve çocuklar için aynı olduğu söylenemez. Aralık 2013’te Toronto Üniversitesi’nden bir bilim insanı radyo frekansı yayımının 2B değil, 2A olarak (büyük olasılıkla kanserojen) değiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Amerikan Pediatri Akademisi çocuklar üzerindeki etkilerine dair üç sebep sunarak teknolojik cihazların EMF radyasyon yayımlarının yeniden incelenmesi talebinde bulunmuştur. Bu böyle Sürdürülemez: Çocukların teknoloji ile yetiştirilmesi ve eğitilmesi artık sürdürülebilir bir yol değildir. Çocuklar bizim geleceğimizdir, ancak aşırı teknoloji kullanan çocuklar için artık gelecek yoktur. Teknolojinin çocuklar tarafından kullanımını azaltmak için ekip bazlı bir yaklaşım gereklidir ve bunun yapılması aciliyet içermektedir. Gelecek sayımızda yetişkinleri de ilgilendiren dijital bunamayı işleyeceğiz. 21 sizden gelenler Eğer bu yazıyla birkaç kişinin bu konuda duyarlılığını sağlayabilirsem ne mutlu bana. Sağlıcakla kalın... Hakan Tuc Çağımızın büyük problemi: Plastik Sizlere plastiğin zararlarını, sayılarla ve kelimelerle anlatmaya çalışacağım. Plastik denen maddenin yüz senelik geçmişi vardır ve kendimize plastik çağın çocukları diyebiliriz. Her sene sadece Avrupa’da 60 milyon ton plastik üretilmektedir ve bu da dünya üretiminin dörtte biridir. Bu sayı her geçen yıl daha da artmaktadır. Büyük firmalar 800 milyar dolar gibi bir para kazanmakta ve bunun sonu da görünmektedir. Plastik denen madde bugünkü hayatımızda çok büyük yer teşkil ediyor. Bazen farkında değiliz ama şöyle bir çevremize baktığımızda kullandığımız bir çok şeyin plastikten yapıldığını görebiliriz. Peki plastik neden tehlikeli? İnsanoğlunun eksik taraflarından bir tanesi, bir şey icat ediliyor ve maalesef yan etkileri fazla araştırılmadan hemen pazara sürülüyor. Nedeni ise en kısa şekilde para yapmak. Bir çoğumuz plastiğin 200 ile 300 sene arasında yok olduğunu biliyoruz. Fakat bilmediğimiz şey, o plastiğin, o süre zarfında sadece gözden kaybolmasıdır. Plastik, küçük moleküllere parçalanıp varlığını dünya üzerinde devam ettirmektedir. Bu parçacıklar besin maddelerine karışıp insan sağlığını er ya da geç tehdit edecektir. Biz bunu şu anda fazla hissetmesekde, torunlarımız bundan nasiplerini alacaklardır. Dünyada her sene 22 milyon ton plastik sadece denize boşaltılmaktadır. Bunların büyük bir kısmı denizin dibine çökerek, oradaki ekosistemi bozmaktadır. Balıklar ve kuşlar ister istemez bu plastik parçalarla kontağa giriyor ve gerçek şu ki, bu güne kadar yapılan hasar maalesef telafi edilemeyecek duruma gelmiştir. Bunun başında da insanların bilinçsiz olması gelmektedir. Dünyada o kadar çok plastik var ki bu dünyayı 6 kez plastik torbalarla kaplamaya yetiyor. Plastiğin içindeki maddeler astım, alerji ve kanser gibi hastalıkları tetiklemektedir. Bilim insanları dünyadaki bütün insanların kanında plastiğin içindeki maddelerden bulunduğunu tespit etmişlerdir. İnsanlar bunları ağız yada doku yoluyla almaktadırlar. Bu erkeklerde sperm üretimini, hamile bayanlarda ise embriyonun gelişimini olumsuz etkilemektedir. Peki ne yapmalıyız? Mümkün olduğunca plastikten uzak durmalıyız. Mesela plastik poşetler yerine, bez torbalar, plastik şişeler yerine de cam şişeleri kullanmayı tercih etmeliyiz. Plastik çöpleri düşünmeden doğaya atmayalım. Unutmayalım ki dünyada basit bir kural vardır. Bu dünyada yaptığımız her şey bize hizmet olarak geri dönecektir. Ein Sommer in New York – The Visitor Fr. 17.04. Caramel Sa. 18.04. Großes Kino in der Nadelfabrik Am Freitag, den 17.04. und Samstag, den 18.04.2015 jeweils um 19 Uhr im Foyer der Nadelfabrik. Der Eintritt ist frei! Open Air Bühne Kennedypark am Samstag, den 30.05. mit dem DAS Da Theater www.aachen.de/ nadelfabrik 22 Yemek kültürü Kuzu eti ve kuşkonmazın mevsimine girdik. Sizlere Anadolu’dan kuzu etli yemek tarifleri yanında, bu aylarda bolca bulabileceğiniz ve bir vitamin kaynağı olan kuşkonmazlı yemek tarifleri verelim istedik. Denerseniz pişman olmazsınız... Kuzu Etli Tirit Malzemeler: 4 patates, 750 gr dana bonfile, 500 gr mantar, 2 adet soğan, 1 YK domates salçası, 1 YK biber salçası, 2 TK kekik, 2-3 TK sıvıyağ veya 100 gr tereyağı, sarımsaklı yoğurt, tuz, karabiber. Hazırlanışı: Patatesleri uzunlamasına ince doğranıp kızartın. Soğanları yemeklik doğrayın, az bir yağ ile soteleyin. Etleri de parmak şeklinde Fırında Kuzu Kapama Malzemeler: 1 demet kuşkonmaz, 1 adet kuru soğan, 4 YK zeytinyağı, 1 domates, 1 havuç, 2 kesme şeker, sıcak su, tuz. Hazırlanışı: İnce ince doğradığınız kuru soğanları zeytinyağında yumuşayıncaya kadar kavurun. Tuzunu ilave edin. Kuşkonmazların uçlarını kırıp, dışını temizleyin ve 3-4 cm genişliğinde doğrayın. Havucu soyup küp küp doğrayın. Domatesi rendeleyin ve ka- Etli Kuşkonmaz Sarması Malzemeler: 1/2 kg kuzu eti, 1 pide ekmeği, 4 su bardağı su, et bulyon, karabiber, tuz, tereyağ Hazırlanışı: Etleri yıkayıp düdüklü tencereye alın, 4 su bardağı soğuk suyu ekleyin ve tuz ekleyin. Kaşıkla karıştırın ve kapağını kapatıp 45 dk kaynatın. Kapağı açınca, üzerine karabiber ve et bulyonu atın ve karıştırın. Servis için bir tavada tereyağ kızdırın. Servis tabağına pide ekmeğini doğrayın ve üzerine etin suyundan dökün. Lokum gibi olan etleri bir çatalla didikleyip üzerine dökün ve kızdırdığınız tereyağını üzerine dökün. İsterseniz damak tadınıza ve zevkinize uygun olarak domates, biber, maydanozla da süsleyebilirsiniz. doğranıp, soğanla beraber soteleyin. Et suyunu salınca, dörde bölünmüş mantarları ilave edip, etler yumuşayıncaya kadar pişirin. Sonra salçaları ve baharatları ilave edin. Bir taşım kaynayınca altını kapatın. Servis tabağına patatesler, üzerine sarımsaklı yoğurt, en üste de etli mantarlı karışımı koyup servis yapın ve maydanozla süsleyin. Çökertme Kebabı Malzemeler: 1 adet kuzu budu (parçalara ayrılmış), 2 adet kuru soğan, 1 adet iri patates, 10 diş sarımsak, 1 TK kimyon, 1 TK karabiber, 1 ÇK kekik, 1 ÇK tuz, 1 TK 7 baharat karışımı, 2 ÇK tereyağ. Hazırlanışı: Kuzu etini düdüklüde haşlayın. Patatesi yuvarlak halkalar halinde doğrayıp yağda kızartın ve borcama dizin. Üzerine baharatlarla ve tuzla karıştırdığınız haşlanmış kuzu etlerini dizin ve aralarına sarımsakları yerleştirin. Soğanları dörde kesip onları da ekleyin ve tatlı kaşığı yardımıyla tereyağı hepsinin üzerine azar azar koyun. 200 derece sıcak fırında 35 dk pişirin. Yanında pirinç pilavı ile de servis yapabilirsiniz. vurduğunuz soğanlarınıza ilave edin ve 1-2 dakika daha kavurun. Kesme şekerleri ekledikten sonra, doğradığınız havuç ve kuşkonmazları da tencereye katın. 1-2 dakika bu şekilde kavurun. Üzerine çıkacak kadar sıcak su ekleyerek, sebzeler yumuşayıncaya kadar pişirin. (Suyu azalırsa ilave edin). Tencerede ılıttıktan sonra tabağa alıp servis yapın. Zeytinyağlı Kuşkonmaz Malzemeler: 36 adet küçük boy kuşkonmaz, 6 adet dana biftek, 1 avuç maydanoz, 1’er tutam fesleğen, kekik, nane, 1 adet soğan,3 YK rendelenmiş Parmesan peyniri, 3 YK margarin, tuz, karabiber. Hazırlanışı: Her bir dilim et için 6 adet haşlanmış küçük boy kuşkonmaz ayırın. Biftek dilimlerinin dikdörtgen olması için gerekirse kenarlarını kesebilirsiniz. Kuşkonmazları haşladıktan sonra, biftek dilimlerinin içine, uç kısımları sarmanın dışında kalacak şekilde yerleştirin. Kuşkonmazlı etli sarmaların üzerine bir tutam tuz ve karabiber serpip sarın. Sarmaların pişerken kenarlarının açılmaması, sabit durması için kürdan ile sabitleyin. Hazırladığınız kuşkonmazlı etli sarmaları üst üste gelmeyecek şekilde yan yana tencerenin içine yerleştirin. Üzerlerine margarin yağı gezdirip, jülyen doğranmış soğan, çok ince kıyılmış maydanoz, fesleğen, kekik ve nane ekleyin. Tencerenin kapağını kapatıp yüksek ısıda pişirin. Yemek kaynamaya başladığında tencereye 1 kepçe kadar kuşkonmazı haşladığınız sudan ilave edip 20 dakika daha pişirin. Yemek piştikten sonra servis tabağına, kuşkonmazlı, etli sarmaları yemeğin suyu ve soğan harcı ile alıp, üzerlerine Parmesan peyniri dökün ve sıcak olarak servis yapın. 23 kadIn saYfasI Kararan fayans aralarını temizlemek için basit formül Kısa boylu, kısa bacaklı kadınlar nasıl giyinmeli ve nelerden uzak durmalı? • Yüksek bel pantolonlar bacakları her zaman olduğundan uzun gösterir. • Baştan aşağı aynı renk giyinmek kişiyi uzun gösterir. Özellikle saks mavisi, gri veya pudra rengi seçilmelidir. • Mini etekler bacakları olduğundan uzun gösterir, kış aylarında da siyah opak çorapla giyilirse boyunuz birkaç santim uzun görünecektir. • Cilt tonunuzla uyumlu bir nude renk ayakkabı mutlaka sizi daha uzun gösterir. • Platform topuklu ayakkabılarla maksi elbiseler bacak boyunuzu uzun gösterecektir. • Koyu renk dik çizgili bluz ve pantolonlar sizi olduğunuzdan daha uzun gösterecektir. • Platform topuklu ayakkabılar vazgeçilmeziniz olmalıdır. • Diz altı bol etekten, midi botlardan, oversize blüzlerden, düşük bel kotlardan, midi boy dar eteklerden, uzun bluzlardan mutlaka kaçınılması gerek. Size, banyo, tuvalet ve mutfağın duvar kaplamalarını oluşturan fayansların araları kirlendiğinde uygulayabileceğiniz basit çözüm sunalım. 1 litre suya yarım su bardağı sade maden suyu, 1 fincan limon suyu ve yarım fincan beyaz sirke ekleyin ve iyice karıştırın. Hazırlamış olduğunuz karışımı fayans aralarına bir fırça ile sürün. Son olarak, fayansların dış yüzeyini mutfaklarda da kullandığınız süngerlerin telli kısmı ise ovarak temizleyin. Hazırlamış olduğunuz karışımın marketlerde satılan pahalı temizlik ürünlerinden daha kaliteli bir sonuç verdiğini göreceksiniz ve ekonomik olarak da güzel bir tasarrufta bulunmuş olacaksınız. Bu yöntem, fayanslarınızın kararma süresini de fark edilir şekilde uzatacaktır. Yumurta kabuklarıyla aslında birçok şey yapabileceğinizi biliyor muydunuz? Çöpe giden yumurta kabuklarıyla aslında birçok şey yapılabildiğini biliyor muydunuz? Her evde kahvaltıda veya diğer yemek saatlerinde kullandığımız yumurtaların kabuklarını atmadan önce bir daha düşünün. Yumurta kabuklarında yüksek miktarda kalsiyum karbonat bulunur. Mineral yapıları da yemekler haricinde kullanılmalarını bu yüzden sağlar. • Kompostlama: Yumurta kabukları kolaylıkla parçalandığından, kompostlama için idealdir. İçerdikleri konsantre mineraller toprağı daha sağlıklı hale getirir. • Haşere mücadelesi: Haşereler farklı şekillerde ve boyutlardadır, ancak bahçelere zarar vermek için aynı çabayı sarf ederler. Yumurta kabuklarını ufalayıp bahçenize serperseniz, özellikle solucanları uzak tutmuş olursunuz. Üstelik kimyasal maddeler kullanmak zorunda da kalmazsınız. • Giysi beyazlatıcısı: Yumurta kabuklarını ufak bir keten torba içinde limon dilimleriyle karıştırın. Bu keten torbayı çamaşır makinenize atıp giysilerinizle birlikte yıkadığınızda, beyaz giysilerin rengini koruduğunu ve grileşmediklerini göreceksiniz. • Leziz kahveler: Makine kahvesi içiyorsanız ve acımtırak bir tat hissediyorsanız, makinenizin kahve koyduğunuz bölümüne bir yumurta kabuğu atın. Yumurta kabuğu kahvenizin tadını değiştirmez, sadece acılığını alır. • Su borusu temizleyicisi: Genellikle lavaboya yiyecek koymak boruları mahveder ama yumurta kabukları ayrı bir hikayedir. Büyük yiyecek parçalarını yakalar ve zamanla parçalarlar. Daha ufak parçalarsa ufaldıkça borulardan aşağı inerek tıkanıklıkları giderir. • Kalsiyum desteği: Birçok kişi yumurta kabuklarını her gün aldıkları birkaç bin miligram kalsiyuma ekler. Yumurta kabuklarını silip bir tencerede kaynatabilir ve bir fırın kâğıdına dizip on dakika boyunca 200 derecede pişirebilirsiniz. Daha sonra bunları bir kahve öğütücüsünde öğütün ve toz haline getirin. Bu karışımından bir çay kaşığı kadarını bir bardak suyla her gün tüketebilirsiniz. • Yüz maskesi: Yumurta kabuklarını bir yumurta akıyla havanda ufalayın ve yüzünüze maske olarak sürün. Bu karışım cildinizin gerilmesini sağlar. • Kaşıntılara merhem: Yumurta kabuklarını elma sirkesinde erittikten sonra, kaşıntılar için bir ilaç olarak kullanabilirsiniz. Bu karışımı cildinize sürünce, kaşıntılar ve kızarıklıklar kaybolur. 24 bulmaca saYfasI 25 yalnız değilsin! Sosyal Anksiyete Bozukluğu (Sosyal Fobi) Yeniden merhaba. İşlerimin yoğunlugu nedeniyle geçen sayıda buluşamamıştık, şimdi kaldığımız yerden devam edelim. Bu sayıda anksiyete bozukluklarından bir diğeri “Sosyal Fobi”ye değinecegiz. Nedir Sosyal Fobi? Sosyal fobisi olan birey, tanımadık insanlar önünde, sosyal ortamlarda veya performans göstermesi gereken durumlarda rezil olacağı, başkaları tarafından küçük düşürüleceği ve yargılanacağıyla ilgili şiddetli bir kaygı duyar. Bu da kişide titreme, terleme, çarpıntı, kaslarda gerginlik, kızarıklık, mide rahatsızlıkları, kekeleme, boğazda kuruma ve ateş basması gibi semptomlara neden olur. Kişi bu nedenle bu gibi durum ve ortamlardan kaçınır. Liebowitz Sosyal Fobi Ölçeği’nde belirlenen sosyal durumlar şu şekildedir. •Toplum içinde telefonla görüşme •Küçük bir grup etkinliğinde yer alma •Toplum içinde yemek yeme •Toplum içinde bir şeyler içme •Yetkili biri ile konuşma •Dinleyiciler önünde konuşma, rol yapma •Partiye, eğlenceye gitme •Başkaları tarafından izlenirken çalışma veya yazma •Çok iyi tanımadığı biriyle telefonda görüşme veya yüz yüze konuşma •Yabancılarla karşılaşma •Genel tuvaletleri kullanma •Birilerinin oturduğu odaya girme •İlgi odağı olma •Bir toplantıda hazırsızlık konuşma yapma •Yetenek, yeti veya bilgi testine tabi tutulma •İyi tanımadığı birine onaylanmadığıRoermonder Str. 77 52072 Aachen Training: Di./Do. 18.30 Sa. 13.30 Stolberg Elbette birçok insan topluluk önünde yapacağı bir konuşma, önemli bir görüşme veya sözlü bir sınav öncesi heyecanlanır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, sosyal fobide korkulan toplumsal veya performans gerektiren durumlardan kronik bir şekilde kaçınma ve ilerleyen aşamalarda bu kaçınmanın kişinin olağan günlük işleri ve mesleki işlevselliğinde bozulma yaratmasıdır. Sosyal fobi genellikle erken veya geç ergenlik döneminde başlar, sık görülen psikiyatrik hastalıklardan biridir ve kadınlarda erkeklerden daha sık görülür. Kimler risk altındadır? Ailesinde sosyal fobi olan kişiler, aşırı koruyucu, aşırı reddedici ya da yüksek beklentili ebeveyne sahip olan bireylerde daha sık karşımıza çıkar. Diğer anksiyete bozukluklarında olduğu gibi beyin serotonerjik sistemindeki bo- Avci Escrima Stock- und Waffenkampf zur Selbstverteidigung mit und gegen Hieb-, Stich- und Schnittwaffen – übertragbar auf diverse Alltagsgegenstände. zukluklar ve daha önceden yaşanmış örseleyici olaylar da (örneğin, yüksek beklentili ve katı bir ebeveyn, çocuğundan beklediği performansı göremediğinde onu cezalandırabilir ve onda yoğun başarısızlık korkularına yol açabilir. Ya da konuşurken yanlış söylediği bir kelime yüzünden arkadaşları tarafından gülünen, dalga geçilen bir çocuk, rezil olduğu ve küçük düşürüldüğü hissiyle bir daha topluluk önünde konuşmaktan kaçınmaya başlayabilir ve bu durum müdahele edilmezse sürekli hale gelebilir) hastalığın ortaya çıkmasında önemli bir rol oynar. Tedavide serotonerjik sistem üzerine etkili ilaçlar ve bilişsel davranışçı terapi bazen tek başına bazen de birlikte kullanılırlar. Terapi aracılığıyla kişinin işlevselliğini bozan düşünce hataları, nedenleri saptanarak sağlıklı ve işlevsel olanlarıyla değiştirilmeye çalışılır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta tedaviye uyumdur. Zamansız kesilen ilaçlar veya terapide verilen egzersizlerin uygulanmaması semptomların tekrarlamasına ve iyileşme sürecinin uzamasına neden olmaktadır. Psikiyatrist Doktor Sıla Yüce Çıtır Alexianer Krankenhaus Aachen Tel: (0241) 47701 15000 ei en ses g ! Zwochnlo inin W ste t r a e ko o b Pr Aachen nı veya aynı düşüncede olmadığını ifade etme •Çok iyi tanımadığı birinin gözlerinin içine bakma •Önceden hazırlanmış bir raporu bir gruba sözel olarak sunma •Romantik veya cinsel ilişki amacıyla birini tavlamaya çalışma •Alınan bir malı parasını geri almak üzere iade etme •Parti / davet verme •Israrlı bir satıcıya karşı koyma Avci WingTsun Waffenlose Selbstverteidigung in allen fünf Kampfdistanzen – direkt, effektiv, realistisch und funktionell. Prämienstr. 249 52223 Stolberg Training: Mo./Mi. 18.30 Eschweiler Röthgener Str. 57 (Eingang Mittelstr.) 52249 Eschweiler Training: Mi./Fr. 18.30 Tel.: 0177/4552191 SELBSTVERTEIDIGUNG für Frauen, Männer, Jugendliche und Kinder pur www.aachen.wteo.org 26 yaşama dair Eşler Arası İletişimi Tehlikeye Sokan Temel Nedenler Sevgili okurlar, bu sayımızda ‘eşler arası iletişimi tehlikeye sokan temel nedenler’ konusunu ele almayı uygun gördüm ancak , konuyu kendim dile getirmektense, konunun uzmanı Uzm. Dr. Kenan Taştan’ın ‘Evliliğinizin Kaçıncı Kilometresindesiniz‘ kitabından alıntı yapmamın, konunun tesbiti açısından daha olumlu olacağını düşündüm. Umarım faydalı olur... Kişilerin Farklı Aile Yapılarının Olması Özellikle bizim coğrafyada yaşayan insanların ilişkilerini evlendikten sonra bile aileleri şekillendirmeye devam edebiliyorlar. Geldikleri ailelerin farklı yapıda olması ve bu farklılığı bir zenginliğe dönüştürmeyi beceremeyen eşler, bu farklılıklardan dolayı büyük sıkıntılar yaşayabiliyorlar. Burada etkili olan davranış; bireylerin genellikle ailelerinde gördükleri ilişki biçimini model alarak, eşlerinden buna uygun davranmasını beklemeleri oluyor. . Çözüm: İki farklı aile yapısından gelen bireylerin kendi evlerinde yeni bir yapı belirlemeleri ve buna uygun yaşamaları bu problemin çözümünde en etkili yöntemlerden biridir. Kendi farklılıklarını konuşarak, birbirlerini tanıma sürecine girmeleri ve birbirlerinin beklentilerini, özlemlerini, hedeflerini öğrenip ona uygun olarak etkili bir davranış olacaktır. Bu uygulamalara rağmen ara sıra farklılıklardan doğan anlaşmazlıkları da büyütmeden, sabırla karşılamaları ve bunu zamana yaymaları da etkili bir yöntemdir. Eşler Arasındaki Görev Dağılımının Eşit/Adaletli Olmaması Günümüzde kadınlar da çalışma hayatına yoğun bir şekilde katılıyorlar. Dolayısıyla rol ve sorumluluklarında da değişiklikler oluyor. Ev işleri, dışarıda çalışsa bile, genelde kadına kalıyor. İşten gelen kadının ev işlerinde eşinden yardım beklemesi ve bunu dile getirmesi sonucunda da gerginlikler yaşanıyor. Ancak zaman içinde kadınlar, ya daha fazla gerginlik oluşmasın diye bu taleplerinden vazgeçip durumu kabullenmeye başlıyorlar ya da eşleriyle sonu boşanmaya kadar gidebilen bir çatışmanın eşiğine geliyorlar. Böylece evlilik, kadın için bir yük olmaya başlıyor ve eşler arasına mesafe giriyor. Çözüm: Öncelikle eşlerin evlenmeden önce bu durumu açık açık konuşup ev içinde bir görev dağılımı yapmaları ve daha sonra da buna göre evliliklerini sürdürmeleri gereklidir. Eğer bu durum evlendikten sonra meydana geldiyse, özellikle kadının bu konuda daha sabırlı davranarak, talebini zamana yayarak hiç bıkmadan, düzgün bir şekilde eşinden her konuda kendisine yardım etmesini istemesi uygun olacaktır. Bu konuda sabrın özellikle kadından beklenmesi, erkeğin toplum içinde yetişme tarzından kaynaklanmaktadır. Yıllarca kendisine ev işlerinin kadının işi olduğu (!) adeta empoze edilen erkeğin, bu durumu büyük bir olgunlukla karşılaması çoğu zaman bir süreç alacaktır. • Eşim ben söylemeden ne istediğimi ve hissettiğimi bilmeli. • Birbirimizi sevdiğimize göre her zaman mutlu olmalıyız. • Birbirimizi seviyorsak ailelere veya arkadaşlara ihtiyaç olmaz. • Cinsel hayatımız, birbirimize olan ilgimiz hep aynı düzeyde devam edecek. İlişkide bu beklentilerin gerçekleşmemesi ya da gerçekleşmeyeceğinin görülmesi hayal kırıklıklarına, umutsuzluğa, gerginliğe yol açıyor. Eşler karşılıklı olarak birbirlerini suçlamaya başlıyorlar. Çözüm: Bu beklentilerin mantıklı olmadığını karşılıklı konuşarak, anlatmak ve anlamak gerekiyor. Bu aşamada çiftlerin bir diğerinin beklentisinin ne olduğunu anlaması, ortak beklenti oluşturmalarına da yardımcı olacaktır. Unutmamak gerekir ki: “Bir evliliğin temelini sağlam yapan unsurlardan biri, eşler arasında ki ortak paydaların çok olmasıdır.” Değişim Talebi Çiftler genellikle partnerlerinin olumsuz davranışları karşısında kendilerini kurban olarak görürler ve öncelikle onların değişmesini isterler. Partnerleri de aynı talep ile geldiğinde, önce değişim talebiyle gelen kişinin ilk adımı atmasını beklerler. Burada temel mantık şudur: “Önce sen değiş, sonra ben mutlaka değişirim.” Bu da ilişki içinde işbirliği kurulamamasına ve uzlaşma sağlanamamasına neden olur. Çözüm: İşbirliği ve uzlaşma ilişkinin gelişimi için çok önemli iki öğedir. Evliliği yeni doğmuş bir bebeğe benzetebiliriz. Bu bebeğin büyümesi, gelişmesi için öz veri şarttır. Burada ilk adımı karşıdan beklemek ve ona göre davranmak bu müesseseyi yıpratan bir davranış olacaktır. “Bu dünyada insanın tamamen ve istediği zaman değiştirebileceği tek kişinin, kendisi olduğunu daima hatırlaması, evliliğin selameti açısından şarttır.” Gerçek Dışı Beklentiler Duyguların Zamanla Değişmesi İlişkilerde en sık rastlanan sorunlardan biri de eş veya ilişki ile ilgili gerçek dışı beklentilerdir. Bu beklentilere şu örnekler verilebilir: İlişkilerde en sık rastlanan sorunlardan biri de eşe duyulan yakınlık ve sevgi hissinin zaman içinde değişkenlik göstermesidir. Duygular, hiçbir zaman 27 yaşama dair kur yapılan ilk günlerdeki gibi yoğun bir şekilde kalmıyor. Ancak yanlış bir inanışla eşler “sevgi, romantizm ve heyecanımız hep aynı kalmalı” beklentisi içine girdikleri için hayal kırıklığı yaşıyorlar. Oysa bu değişim, sevginin bittiği ve ilişkinin bitmesi gerektiği anlamına gelmiyor. Çözüm: İnsan ilişkileri her zaman aynı düzeyde olmaz. Bu insanın doğası gereği böyledir. İnsan hayatı gibi ilişkilerde de inişler ve çıkışlar olabilir. Bunun bu şekilde kabul edilmesi, kişileri rahatlatacak ve birbirlerine şüpheyle bakmalarını engelleyecektir. Önemli olan ilişkinin iniş trendinde uzun süre kalmamasını sağlamak ve bu durumda duygusal ve bedensel olarak yeni çözüm yolları aramamaktır. Rekabet Ve Güç Çekişmesi Çiftlerden birinin ilişkiyle ve yaşamla ilgili konularda karar alırken daha etkin olması, kendi başına çözüm bulup uygulaması ve eşini de bu kararı uygulamaya zorlaması sorun yaratabiliyor. Çiftlerin uzlaşmacı bir tavır sergilememesi bu sorunu daha da pekiştiriyor. Bu, bazı çiftler için eve alınan basit bir obje konusunda yaşanabiliyorken, bazıları için çocukları konusunda alınan kararlarda görülüyor. Burada verilmek istenen mesaj adeta; “Patron benim!” mesajı oluyor ve bu durum diğer eşin çileden çıkması için yetiyor. Çözüm: Eşlerden birini ilgilendiren her konu birlikte masaya yatırılmalı ve kararlar ortak alınmalı. Evlilik müessesesi bir nevi ortaklık AŞ gibi bir kurumdur. Eşlerin her konuda uzlaşması beklenmeyebilir ama alınan her önemli kararda mümkün mertebe birbirlerine danışmaları ve ona göre karar almaları, bu müessesenin devamı için gereklidir. İletişimsizlik İletişimsizlik eşleri en çok yıpratan sorunlardan biri. Eşi tarafından konuşmaya değer bulunmadığını düşünen eş, kendini zamanla değersizmiş gibi görür ve psikosomatik problemler yaşayabilir.Eşler bazen partnerlerinin kendilerinden çok fazla şey talep ettiğini düşünüyorlar. Ya da eşlerden biri, diğerinin yeteri kadar açık olmadığından ve düşüncelerini paylaşmadığından şikâyet edebiliyor. Çünkü eşler genellikle sorunlarını konuşmaktan, paylaşmaktan ve tartışmaktan kaçınıyorlar. Bu iletişimsizlik ise eşlerin birbirleri ve ilişkileri hakkında olumsuz düşünceler geliştirmesine neden oluyor. Bu durunda olan eşin genellikle iç sesi şöyle oluyor: “Bana karşı yeterince açık değil.” Çözüm: Sorunların her ne olursa olsun, karşılıklı olarak paylaşılması ve iletişimin en üst noktada tutulması gerekiyor. Uluslar arası ilişkilerde öğrencilere ilk öğretilen temel kural burada da geçerli “Ne olursa olsun masadan kalkma!” Cinsel Sorunlar Eşler arasında cinsel anlamda uyum sorunu bulunuyorsa bu onların günlük hayatlarına da yansıyor.Yani cinsel sorunlar ilişkinin genel gidişatını ciddi ölçüde etkiliyor. Cinsel sorunları nedeniyle uzmana başvuran eşler arasında tespit edilen en sık sorunlar: vajinismus, erken boşalma, sertleşme sorunu ve orgazm olamama şeklindedir. Çözüm: Bu tip sorunlarda uzmanına danışmak en doğrusudur, ancak cinsellik ile ilgili sorunların kaynağında bazen sadece iletişim bozukluğu yatabiliyor. İletişim becerisi çift için ilişkinin her aşamasında çok önemli. Öyle ki metabolik olarak her hangi bir problemi olmamasına rağmen psikolojik olarak cinsel sıkıntılar yaşayan erkek ve kadınların sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Sevgiyle kalın… Füsun Özdemir 28 bilmece saYfası Sayıları yerleştirin Üçgen saymaca Dört işlemi kullanarak size verilen 1, 2, 2, 3, 4, 5, 6, 10, 19 sayılarını uygun yerlere koyarak eşitliği sağlayınız. Bir de ipucu verelim: İlk sayı 19. Aşağıda toplam kaç üçgen var? Sayabilir misiniz? + : x + : - + = 25 x Açık küp Üçgen işlemi Aşağıda açık olarak gösterilen küp, katlandığı zaman hangisi olur? Aşağıdaki sayıları dairelerin içine öyle yerleştirmelisiniz ki, her kenardaki sayıların toplamı 19 olsun. Faraş sorusu Aşağıdaki şeklin bir faraş olduğunu ve paranın da içinde olduğunu düşünün. İki kibrit çöpünün yerini değiştirerek parayı dışarda bırakabilir misiniz? A B C 1 5 1 6 2 7 2 9 4 İki sihirli kare Aşağıda verilen karelerin içindeki kutulara 1’den 16’ya kadar olan sayıları yerleştirmeniz gerekiyor. İki karede de her sayıyı sadece birer kez kullanabilirsiniz. a)Her satırdaki kutuların toplamı = 34, b) Her sütundaki kutuların toplamı = 34 c)Çapraz dört kutunun toplamı = 34, d) Ortadaki dört kutunun toplamı = 34 e)Dört köşedeki kutuların toplamı = 34 olacak. Zor bir soru! Kolay gelsin... 4 13 13 12 15 5 7 10 2 14 16 Ortak harfler Aşağıda boş olan yerlere gelen ortak harfler sizce ne olabilir? Resimdekiler ne olabilir? Aşağıda nesnelerin sadece küçük bir bölümleri görülmektedir. Bunlar sizce ne olabilir? a b c d e 29 KİŞİSEL GELİŞİM Sizleri evrenin, sevgi dolu ve pozitif enerjileriyle selamlıyorum. Sizlerle bu sayıdan başlayarak, kişisel gelişimimde ve kendimi gerçek anlamda tanımamda çok büyük faydasını gördüğüm, beni yaşamın içinde başarılı ve mutlu biri yapan bir alışkanlığımı paylaşmak istiyorum. Her yıl, önemli bulduğum bir konuyu kendime yılın “Motto”su olarak belirliyorum. Bir yıl boyunca bu konuyu her yönden ve farklı kaynaklardan araştırıp, inceliyor ve yıl sonunda analizini yapıyorum. Çıkan sonuçlara göre de hayatımı o konuda yeniden düzenliyor, yaşamıma faydalı bir alışkanlık olarak katıyorum. Sizin de bildiğiniz gibi, hayatınızda uygulamaya geçirmediğiniz ve kullanmadığınız hiçbir doğru bilgi size fayda sağlayamaz. Sadece tekrarlanan bir söz olarak kalır. Sizlerle her sayıda paylaşacağım bu “Motto”lar sizleri düşündürebilir, bilgi dağarcığınızda ve yaşamınızda pozitif yönde bir değişim ve gelişim sağlayabilirse, ne mutlu bana. Hepsi başlı başına bir kitap konusu olan bu önemli “Motto”ları ve açılımlarını özet olarak vermeye çalışacağım. Verilen konu başlıklarına, siz de ilgi duyarsanız, değişik kaynaklardan araştırabilir, bu konularda kendinizle ve çevrenizdekilerle beyin fırtınaları yapabilirsiniz. Bu çalışmalarım sonucunda kendimi gerçekten tanıma, yüzleşme ve olumsuz yanlarımı düzeltme imkanı buldum. Kendimle barışık yaşamaya, kendime olan saygı ve sevgimi sürekli yükseltmeye, devamında da şikayetsiz yaşamaya başladım. Bildiğiniz gibi bu iki önemli duygu içten dışa doğru çalışıyor. Yani kendinizi sevmiyor ve saymıyorsanız, dışarıdakileri de sevip saymanız mümkün degildir! Kendisiyle barışık yaşayan ve iç huzurunu yakalamış her insan, aslında dünyadayken kendi içinde cenneti yaşamaya başlar... Belirlediğim 5 temel hazineyi kendime düzenli olarak hatırlatıyorum. Ziyaret ettiğim yerleri önem derecesine göre sıralarsak: 1. Yaşamın değerini anlamak için, mezarlık, 2. Sağlığın değerini anlamak için, hastane, 3. Özgürlüğün değerini anlamak için, cezaevi, 4. Gençlik, güç ve zamanın değerini anlamak için, yaşlılar yurdu, 5. İş, rızık değerini anlamak için, işçi bulma kurumu. Bunların çoğuna sahip olamayan o kadar çok insan var ki. Mutlu olmak için çok sebebimiz var, anlayabilenlere! sinizi tutun ve dörde kadar sayın, burundan verirken de sekize kadar sayın. 10 dakika bunu uygulayın, başınız dönebilir, endişelenmeyin normaldir. En sağlıklı zamanlama 1 dakika içinde 4 nefes almadır. Yani her 15 saniyede bir solunumdur. Doğru Nefes Alma-Verme Yaşamın başlangıcı nefes ve vazgeçilmez birinci temel elementi Oksijen. Bütün canlıların yaşaması ve sağlıklı kalması ona bağlı. Biz oksijeni vücudumuza yeterli ve doğru alabiliyormuyuz? İki yaşımıza kadar doğal olarak doğru nefes alıp veriyoruz, sonrasında bu düzen değişik nedenlerle maalesef bozuluyor. Solunum konusundaki yanlışlar, hayatımıza fiziki, duygusal ve ruhsal yönden çok önemli sorunlarıda beraber getiriyor. Fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal sağlık, zindelik ve başarı istiyorsanız, doğru nefes almayı öğrenmeniz ve alışkanlık haline getirmeniz gerekiyor. Nefes, sağlıklı olma ve iyileşmede temel anahtarlardan biridir ve süreklidir. Başı ya da sonu yoktur. Siz farkında olmasanız da sisteminiz refleks olarak yaşayabileceğiniz kadar solunumu yapar. Aldığınız her nefeste oksijen oranı % 20’nin altındaysa, kanınız temizlenemez. Oksijeni taşıyan kan kirliyse, hücrelerinizin, vücudunuzun, beyninizin beslenmesi ve sağlıklı çalışması mümkün değildir. Günümüzde çok çeşitli amaca göre farklı nefes teknikleri var. Ben size genel durumlarda faydalı olacağını düşündüğüm birkaç tekniği anlatacağım... Özel terapiler dışında, gündelik hayatta ideal olanı, burunla başlayan soluk alma işlemi, diyaframla devam edip, tekrar burunla bitirilenidir. Burun havayı ısıtan, nemlendiren, filtreleyen, nefes verirken ses tonumuzu ayarlayan bir organımız. Solunuma eşlik eden diyafram da akciğerlerin tam olarak oksijenle dolmasını sağlar. Öncelikle yapmamız gereken nefes, tempo ve ritmimizi belirlemek. Bunun için de sessiz, rahat bir ortamda oturun ve gözlerinizi kapayarak, dikkatinizi nefesinize yoğunlaştırın. Nefes alma tarzınızı belirleyin ve sonrasında anlatacağım nefes tekniklerini kendi üzerinizde uygulamaya çalışın... Başlangıç olarak her ortamda rahatça yapabileceğiniz 4+4+4+4 tekniğinden bahsedeyim. Ayakta, oturarak veya yatarak uygulayabilirsiniz. Burundan nefes almaya başlayın ve dörde kadar sayın, nefe- Sınav öncesi gerginlikte, streste, öfkeli ve heyecanlı anlarınızda, rahatlamak ve sakinleşmek için; sağ elinizin işaret parmağıyla sağ burun deliğinizi dıştan basarak kapatın. Açıkta kalan sol burun deliğinizle, dörde kadar sayarak nefes alın. Dört saniye nefesinizi tutun ve parmağınızı sol burun deliğine yandan bastırarak kapatın ve sağ burun deliğiyle nefesinizi, tempolu bir şekilde verin. Bunu 5 dakika boyunca uygulayın. Gece uykudan önce, odanızı havalandırın ve yatağınıza sırt üstü uzanın. Alabildiğiniz kadar derin nefes alın,bir kaç saniye tutun ve ağzınızı büzerek U şeklinde tempolu olarak ağızdan nefesinizi verin. Uyuyana kadar devam edin... Bir sonraki sayıda yeni “Motto”larla buluşmak üzere, sevginiz bol, yaşam enerjiniz daimi ve pozitif olsun. Sevgiyle ve esen kalın. Hasan Erdal Yaşam Koçu 30 SAĞLIKLI YAŞLANMA Ben Ne Yapabilirim? Deutsche Alzheimer Gesellschaft e.V. Selbsthilfe Demenz “Demans Başlangıcı Olan Kişiler İçin Bilgi ve Öneriler” adıyla Türkçe bir broşür yayınladı. Sizlere gelecek bir kaç sayımızda bu broşürden önemli bilgiler aktaracağız. Hafızayla ilgili sorunlar – Endişelenmem gerekiyor mu? Aşağıda anlatılan durumları elbette herkes kendi yaşamından bilir: Bir şeyler almak için bodruma iniyorsunuz. Aşağıya vardığınızda arayan bakışlarla etrafınıza bakıyorsunuz. Ancak bodruma neyi almak için indiğinizi hatırlamıyorsunuz. Geri dönüyorsunuz ve ne almak istediğiniz aklınıza geliyor. Bu kadarı, endişelenmek için henüz yeterli olmayabilir. Ancak sizi korkutan ve tedirgin eden değişimler fark ediyorsunuz: • Kısa süre önce yaşanmış olayları hatırlayamıyorsunuz. • Konuşma esnasında sıklıkla doğru kelime aklınıza gelmiyor. • Konsantrasyon sorunlarınız var. • Ara sıra tarihi veya günün vaktini bilemediğiniz oluyor. • Yabancı bir ortamda yolunuzu bulmakta zorlanıyorsunuz. Kendi kendinize bu yaşta bunun normal olup olmadığını soruyor ya da bende acaba “Alzheimer” ya da “demans” mı var diye düşünüyorsunuz. Başkalarıyla bu konu hakkında konuşmaya çekiniyorsunuz. Doktorunuzla da bu konuyu henüz görüşmediniz. Normal olan, yaşlandıkça bedensel performansın azalmasıdır. Artık eskiden olduğu gibi hızlı yürünemez. Gözler daha kötü görmeye başlar. İşitme gücü azalır. Ve beyin de yaşlanır: Düşünme süreçleri, genç yaşlara oranla yavaşlar ve yeni şeyler öğrenmek zorlaşır. Hatırlamak daha uzun sürer. Ancak hafıza sorunları Hafıza bozukluklarına nei gündelik yaşamınızı olumden olan bu tür tedavi edilesuz etkilemeye başladığınbilir hastalıklar, tiroid bezinin Ben Ne Yapabilirim? da bunu ciddiye almalısınız. az çalışması gibi bedensel Örneğin her hafta buluştuhastalıklar olabilir. ğunuz bowling grubuna Depresyon gibi psikoloyıllardır katıldığınız halde jik bir rahatsızlık ya da ilaçgitmeyi sık sık unutmaya ların yan etkileri de zihinsel başladıysanız veya hangi performansı etkileyebilir. malzemeleri kullanmanız Ancak hafıza ve yön bulgerektiğini artık bilemediğiniz için ma bozuklukları varsa ve doktor buna yemek pişirmekte zorlanıyorsanız Ev neden olan tedavi edilebilir bir hastadoktorunuzla veya nöroloğunuzla ha- lık bulamıyorsa genelde demans teşfıza sorunlarınız ve bununla ilgili en- hisi konulur. dişeleriniz üzerine konuşun. Yaşlılık, bunama, yardım ve bakım sigortası gibi Doktor hangi muayeneleri yapar? konularda bilgi almak için başvurabileceğiniz yerler: Hafızanızla ilgili sorunlar varsa önce ev doktorunuza gitmelisiniz. Ev Älter werden in Aachen doktorunuz çeşitli muayeneler yapar Hackländerstr. 1, Aachen ve gerektiğinde diğer muayenelerin Tel.: 0241 / 432-50 28 yapılabilmesi için sizi bir nöroloji muPflegestützpunkt / StädteRegion ayenehanesine veya bir hafıza muaZollernstr. 10, 52070 Aachen yenesine gönderir. Hafıza muayeneTel.: 0241 / 51 98-50 67 leri genelde daha büyük kliniklerde Pflegestützpunkt / AOK gerçekleşir. Karlshof am Markt, Aachen Demansın teşhisi kapsamında yüTel.: 0241 / 46 41 18 rütülen muayeneler: Pflegestützpunkt / AOK • Hastaya ve en yakın aile ferdine Frankentalstr. 16, Stolberg sorular sorulması. Bu sorular özellikle Tel.: 02402 / 10 41 25 gözlemlenen hafıza sorunlarına veya Demenz-Servicezentrum yaşanan diğer zorluklara dair oluyor. Regio Aachen/Eifel • Hafıza, düşünme kabiliyeti, dil ve Bahnhofstr. 36-38, Alsdorf algılama yeteneğini kontrol etmek Tel.: 02404 / 94 83 47 için yapılan psikolojik testler. DemenzNetz StädteRegion Aachen e. V. • Tedavi edilebilir hastalıklar olmaLöhergraben 2, Aachen dığını tespit etmek için kan ve idrar Tel.: 0241 / 51 00 21 21 tahlili ve ayrıca EEG yapılır. Pflegestützpunkt Kreis Düren • Beyinde meydana gelen değiBismarckstr. 16, Düren şimleri teşhis edebilmek için bilgisaTel.: 02421 / 22 15 17 yarlı tomografi (kafanın röntgen filPflegestützpunkt / AOK mi) çekilir. Aachenerstr. 30, Düren Hafıza ve yön bulma bozukluklaTel.: 02421 / 95 62 99 rı muayene edilmelidir, çünkü bunPflegestützpunkt / AOK lar başka bir hastalığın sonucu olarak Promenadenstr. 1-3, Jülich meydana gelmiş olabilirler. Esas hasTel.: 02461 / 68 22 99 talık tedavi edildiğinde zihinsel perBeratungs- und formans da düzelir. Vermittlungsstelle Kreis Heinsberg Valkenburgerstr. 45, Heinsberg Tel.: 02452 / 13 55 03 Pflegestützpunkt • Düzenli check-up yaptırın, gerektiği Kreis Euskirchen şekilde uzman hekime gidin. Jülicher Ring 32, Euskirchen • Doktorunuza hangi taramaları ve Tel.: 02251 / 15 521 aşıları tavsiye ettiğini sorun. TansiPflegestützpunkt / AOK yonunuzu ölçtürün. Kaplan-Kellermann-Str. 2-6, • Düzenli egzersiz yapın, ancak yeni Euskirchen bir programa başlamadan önce dokTel.: 02251 / 70 31 17 torunuza danışın. Demansı Olan Kişiler İçin BİLGİLER Demans Başlangıcı Olan Kişiler İçin Bilgi ve Öneriler Tüm Yaşlar için Sağlıklı Yaşlanma Kuralları • Geceleri iyi uyuyun (7-9 saat arası). • Sigara içmeyin, aşırı alkol almayın. • Bolca meyve ve sebze içeren sağlıklı ve dengeli bir beslenme uygulayın. • Diş hastalıklarından korunmak için her gün dişlerinizi fırçalayın, diş ipi kullanın ve düzenli olarak diş muayenesine gidin. Deutsche Alzheimer Gesellschaft e. V. Selbsthilfe Demenz 31 önce sağlık Obezite dünyada en hızlı yayılan hastalıklardan birisidir; sigaranın neden olduğu ölümlerin ardından ikinci sırada yer alır. Her yıl dünyada 300.000 insan obezite nedeniyle hayatını kaybediyor. Bütün ülkeler, sağlık harcamalarının yüzde 10-12’sini, obezite ve obezitenin neden olduğu hastalıklara harcıyor. Kimler obezdir? Obezite kronik bir hastalıktır, genetik ve çevresel etkileşimleri vardır. Vücutta yağ dokusunun artması çok sayıda faktöre bağlıdır. Obeziteye koroner kalp hastalığı, yüksek tansiyon, kan yağlarının yükselmesi, şeker hastalığı, gut hastalığı, eklemlerde kireçlenme, bazı kanserler, yemek borusu iltihabı, mide fıtığı, safra kesesi taşları, karaciğerde yağlanma, fiziksel aktivitede azalma, uyku apnesi, özgüven eksikliği, sosyal yaşamdan uzaklaşma ve depresyon eşlik edebilir. Tüm bunları düşündüğümüzde, obez bireylerin tedavisi ciddi bir ekiple yürütülmelidir; hekim, diyetisyen, egzersiz uzmanı ve psikolog eşliğinde tedavi en doğru yoldur. Bir kişiye obez denilebilmesi için, beden kitle indeksinin 30’un üzerinde olması gereklidir. Beden kitle indeksi, kişinin ağırlığının boyunun metre cinsinden karesine bölünmesiyle elde edilen değerdir ve bu değer 18.5-24.9 olduğunda normal, 25-29.9 olduğunda kilolu, 30 ve üzeri olduğunda obez, 40 üzerinde morbid obez olarak gruplandırılır. İlkbaharda havanın ısınması, kalabalık ve sıkışık ortamlarda daha fazla bulunma gibi etkenler birçok farklı hastalığın ortaya çıkmasına sebep oluyor. İlkbahar hastalıkları denilince akla enfeksiyon hastalıkları geliyor. Ancak depresyonu da göz ardı etmemek gerekiyor. Vücut direncini kıran birçok değişiklik de buna katkıda bulunuyor. Güneş ışınlarının artması, havanın ısınması ve rüzgar; enfeksiyon ve alerjik durumların ortaya çıkmasına neden olduğu gibi, burun ve ağız içi mukozanın kuruması ve koruyucu özelliğini yitirmesi nedeniyle de mikropların vücuda kolayca girmesine imkan sağlıyor. İnsan vücudunun ısı değişimlerine ve yeni koşullara uyum sağlaması için 2-4 hafta gibi bir süreye ihtiyacı bulunmaktadır. Bu adaptasyon sadece yumuşak mevsim geçişleriyle mümkündür. İlkbaharın gelmesiyle birlikte, Obezite Sorunlar ve çözüm önerileri Uykusuz kaldığınız için kilo alıyor olabilirsiniz. Vücut iyi dinlenmiş olduğu zaman metabolik işlevini daha iyi yerine getirir. Yeterince uyumadığınızda vücudunuz fizyolojik stres yaşar ve biyokimyasal olarak daha fazla yağ depolayabilirsiniz. Yorgun olduğunuz zaman stresle de başa çıkamazsınız ve yemeğe yönelebilirsiniz. Gece geç saatte atıştırıp fazla kalori alabilirsiniz. Her gece en az sekiz saat uyumaya çalışın ve uyumadan iki saat önce yemeyi bırakın. Stresten dolayı kilo alıyor olabilirsiniz. Stres aynı zamanda duygularımızı da etkiliyor. Vücut stres altındayken yakıt depoluyor, metabolizma yavaşlıyor ve karın bölgesinde obeziteye yol açan kortizol, leptin ve diğer hormonlar gibi kimyasallar salgılanıyor. Pek çok insan stresi hafifletmek için yemeğe yöneliyor. Yemek geçici bir çözüm, çünkü yemeyi tetikleyen asıl stres etkenlerini ortadan kaldırmıyor. İlkbahar Hastalıkları havalar bir ısınıp bir soğuyor. Soğuk kış mevsiminden çıkan vücudumuz, her ne kadar ilkbahar yağmuruna, güneşine ve çiçek polenlerine alışmaya çalışsa da, çoğumuzun vücut direnci hava değişikliklerine uyum gösteremeyerek zayıf düşüyor. Bahara girerken havadaki sıcaklık değişiklikleriyle birlikte vücudumuz etrafımızda süregelen değişimlere ayak uydurmaya çalışır. Havadaki nemin artması, ani ısı değişimleri, rüzgar, Kullandığınız ilaçlardan dolayı kilo alıyor olabilirsiniz. Depresyon, duygu durum bozuklukları, nöbetler, migren, tansiyon ve diyabet için kullanılan bazı reçeteli ilaçlar kilo aldırabilir. Bazı steroidler, hormon tedavileri ve doğum kontrol hapları da kilo alımına neden olabilir. Eğer yaşam tarzınızda bir değişiklik olmamasına ve aynı şekilde yemenize rağmen bir ayda iki veya daha fazla kilo aldıysanız sürekli kullandığınız ilaçlarınızı hekiminize mutlaka danışın. Hastalıktan ötürü kilo alabilirsiniz. Kilo alımına yol açan en yaygın tıbbi durum hipotiroididir. Tiroit hormonunun eksikliği metabolizmayı yavaşlatarak kilo alımına neden olabilir. Ani açlık ve aşırı yemelerin sebebi insülin hormunu da olabilir. Cushing Sendromu kortizol hormonunun fazla olmasının yol açtığı bir hastalık olup kilo alımıyla sonuçlanabilir. Menopoz nedeniyle kilo alıyor olabilirsiniz. Yaşla birlikte metabolizma da yavaşlar. Hormonal değişiklikler iştahı, depresyonu ve uykusuzluğu tetikleyebilir. Menopoz sırasında kalça ve bacaklarda kilo verilirken, karın bölgesinden kilo alınır. Egzersizle sağlıklı, kalori açısından kontrol altında, kalsiyum ve D-vitamini açısından zengin bir beslenme kombinasyonu menopozda alınan kiloların ve oluşabilecek kemik erimesinin çözümüdür. ağaçlardan yayılan polenler bağışıklık sistemimizi olumsuz yönde etkileyerek hastalıklara davetiye çıkarır. Bahar aylarında sinir sisteminde bozukluk ve buna bağlı depresyon riski yüksektir. Migren, tansiyon değişiklikleri, mide-bağırsak sorunları ,alerjik astım ve alerjik nezle bu mevsimde sık görülen hastalıklardır. Baharla birlikte başlayan halsizlik, yorgunluk, kaslarda ağrı, uykuya dalamama ve sabahları zor uyanma gibi bahar yorgunluğu dediğimiz bu şikayetler yaşam kalitesinin bozulmasına yol açıyor ve uzun sürüyorsa altta kansızlık, tiroit hastalığı gibi başka hastalıkların araştırılması için doktora başvurmalıyız. Dr. Murat Kopuk Psychosomatische Medizin Ameos Klinikum Inntal 32 siz Ve BURcunuz Burçların Kendilerine Özgü Kıskançlıkları, Tepkileri ve Davranışları Koç (21 Mart / 20 Nisan) Ön plana çıkma duygusunun en yoğun olduğu burç olan Koç, geri planda kaldığı zaman tepkisini fazlasıyla ortaya koyacaktır. Genel anlamda öz güven sahibi olduğu için kendisini ikinci plana atılmış hissetmediği sürece aklına kıskançlık gelmeyen Koç, bir savunma güdüsü olarak kıskançlık hisseder. Kıskançlığı ortaya çıktığı zaman ise tepkisel yönünü bu konuda da ortaya koyar ve istemeden de olsa karşısındakileri incitebilir. İlişkilerinde kıskanç ve tetiktedir. Kendisine bir rakip hissettiği veya gururu kırıldığı zaman hırçınlaşacaktır. Aynı zamanda, partnerinin zamanının çoğunu kendisine ayırmasını ister. Birlikte olduğu insana yol göstermek ve liderlik etmekten çok hoşlanır. Koçlar dürüst ve sadık oldukları için tüm fikir ve duygularını eşleriyle paylaşmaktan zevk duyarlar. Boğa (21 Nisan / 21 Mayıs) Boğa burcu için kıskanmak, hayatın içinde var olan doğal duygulardan biridir. Bir Boğa çevresinde istediği ve sahip olamadığı her şey için ölçülü bir şekilde kıskançlık hisseder. Ancak, Boğalar genel anlamda kontrollü olmalarına rağmen, kıskançlık duygularına hakim olamadıkları zaman hayatları sıkıntıya girecektir. Rahatlarına düşkün Boğalar, kıskançlıklarını kontrol edemedikleri zaman, hem kendilerini hem de çevrelerini huzursuz edebilirler. İlişkilerinde ise kıskançlık onlar için bir sevgi ve bağlılık göstergesidir. Karşılıklı ilişkilerde Boğalar ile birlikte olmak için oldukça sabırlı ve sakin olmak gerekir. Bir Boğa, partnerinin kendisine sürekli onunla birlikte olmaktan zevk duyduğunu ve mutlu olduğunu söylemesini bekler. Boğaya yapılan romantik davranışlar onu çok etkileyecektir. bizim aachen Abone Servisi İkizler (22 Mayıs / 21 Haziran) Kendi hayatı içinde kendine yetebilen burçlardan biri olan İkizler için ilk bakışta kıskançlık söz konusu değildir. Son derece pozitif bir tutum içinde yaşayan İkizler, içten içe sahip olduğu kıskançlık gibi negatif duyguları saklamasını ve yerine daha pozitif yönlerini sergilemesini iyi bilir. İçinden geldiği gibi davranmayı seven birisi olduğu için de, çevresi tarafından kıskanç yönü kolay kolay keşfedilemez. İlişkilerinde kalbi kırılmadığı veya aldatılmadığı sürece, kıskançlık duygularını ortaya çıkarmaz, aksine umursamaz bir tutum sergilerler. İkizleri mutlu etmek kolay görünse de, aslında yorucu ve zordur. Hem duygusal hem de cinsel yaşamda tatmin edilmeyi bekleyen İkizler, ancak ilişkisini bu şekilde ayakta tutabilmektedir. İkizler ile bir birliktelik yaşamak için öncelikle güven ve samimiyet gerektiğini unutmayın! Aslan (24 Temmuz / 23 Ağustos) Şımartılmaya ve güzel muamele görmeye son derece alışkın olan Aslanlar, Zodyak’ın kıskançlığa oldukça kolay yenilebilen bireylerindendir. Lider ruhları onları hep ileri götürmeye meyletse de kıskançlığa kapılmaları halinde oldukları yerde saymaları ve bunun stresini yoğun bir şekilde hissetmeleri olasıdır. Sosyal hayatta başarılı bir yere sahip Aslanlar, kıskançlığa yenildiği zaman içlerine döner ve alıngan olurlar. Çevrelerindeki insanları suçlayıcı olabilirler. İlişkilerinde ise genelde sahiplenici ve kıskanç bir tavır sergilerler. Aslanların güvenini kazandığınızda sarsılması zordur, lider ruhuna ayak uydurup inatlaşmadığınızda, onlarla sorun yaşamanız pek de mümkün değildir. Aslanların karşısındakine güveni, çoğu zaman kıskançlığın önüne geçmektedir. Yengeç (22 Haziran / 23 Temmuz) Aşırı duygusal Yengeç burcu için kıskançlık da diğer duygular gibi yoğun bir şekilde kalbinde yer etmektedir. Duygularını kontrol etmekte zorluk çeken Yengeç, kıskançlık duygusunun esiri olduğu zamanlar, çevresindeki herkese karşı gardını almış bir şekilde davranır. Endişeli tutumu ve sürekli sorgulayan hali ile çevresindekileri bunaltması da oldukça muhtemeldir. Zaman zaman duygusal çıkışları ile de çevresindeki insanları incitebilir. İlişkilerinde kıskanç bir tutum sergilerken, zaman zaman baskıcı da olabilir. Yengeçlerin sezgileri kuvvetlidir, size ufak gelen bir yalan bile söylemeniz halinde, bunu hissederse hayatı size zindan edebilir. Güveni sarsıldığında toparlanması uzun zaman alacağı için kıskançlık bu aşamada tahammül edilemez bir boyuta ulaşabilir. Başak (24 Ağustos / 23 Eylül) Sakin, soğukkanlı ve mantıklı Başaklar için kıskançlık asla doğru bir tercih değildir. Ancak, her insanın olduğu gibi Başakların da zayıf yönleri vardır ve kıskançlığa kapıldığı zaman altından kalkamamak da Başakların zayıf yönlerindendir. Kıskançlık duygusu ile hareket etmeye başladığı zaman bir Başak, çevresine karşı fazlaca alıngan ve eleştirel olur. İnsanların ne düşündüğünden öte, kendi algısını ön planda tutar ve sonucunda kinlenebilir. İlişkilerinde ise partnerini koruyucu ve kıskanç bir tutum sergiler, ancak karşılıklı güvenle oluşturulmuş bir ilişkide, Başaklar kıskançlık duygusunu yaşamaz ve yaşatmazlar. Başakları kıskançlığa sürükleyecek tutum ve davranışlardan kaçının, çünkü bu davranışlar ilişkinizin boyutunu daima olumsuz yönde değiştirir. Ücretsiz olan dergimizi dağıtım noktalarımızdan elde etme olanağı olmayanlar, pul ve zarf giderlerini karşılamak üzere bize banka havalesiyle 15 Euro yatırırlarsa, gelecek altı sayımız (zarfın içinde iki Derginiz evinize gelsin! . adet dergi) adreslerine yollanacaktır. Empfänger: FACTOR G Medien Kontonummer: 1071589723 Bank: Sparkasse Aachen BLZ: 390 500 00 Önemli not: Adınızı ve adresi yazmayı unutmayın! 33 siz Ve BURcunuz Terazi (24 Eylül / 22 Ekim) Son derece neşeli bir hayat süren Teraziler için kıskançlık, dışarıya asla yansıtılmaması gereken bir duygudur. Zaman zaman ortamın en parlak insanı olamadıklarında, kıskançlığa kapılıp dikkatleri daha da üstlerine çekmek için ellerinden geleni yapabilirler. Kıskançlığın etkisi altında baskın çıkma çabasına girebilirler, ancak kin tutma huyları yoktur. Öte yandan çok gururlu olmaları sebebiyle, kıskandıklarını da belli etmeme gayreti içerisine girebilirler. Bir Terazinin kıskançlığa kapıldığını, neşesini kaybetmesinden anlamak mümkündür. İlişkilerinde, ilgi üstlerinde olduğu sürece kıskançlık gibi duyguları ortaya çıkarmazlar. İkili ilişkilerinde de durum aynıdır; üzerindeki ilginin dağılması yine Terazinin kıskançlığa kapılmasına yol açar, gururlu yapısı gereği bunu dile getirmekten kaçınan Terazi partneriniz, farklı düşüncelere kapılmanıza sebep olabilir. İlgi gösterdiğiniz bir Terazi ile eğlenceli mutlu bir ilişki sürdürebilirsiniz. Akrep (23 Ekim / 22 Kasım) Adeta kıskançlık kelimesiyle özdeşleşmiş olan Akrepler için bu duygu bir yaşam tarzıdır. Diğer burçların imrendiği şeyleri, Akrepler kıskanır. Kontrol etme arzusuna sık sık yenilen Akrepler, olaylar kontrolleri altından çıktığında, içlerinde baskın tuttukları kıskançlığı, büyük bir fırtına olarak dışa vurabilirler. Genel anlamda insan ilişkilerinde politik bir tavır sergileyen Akrepler, kıskançlık kontrolünde bu politik tavırdan ödün verebilirler. İlişkilerinde sahiplenici ve kıskanç özellikleri daha yoğun olarak ortaya çıktığı için idare edilmesi zor olabilirler. Kıskanç bir Akreple sürdürülen ilişkide, alttan alan ve toparlayıcı olan partnerleridir. Onun, ilişkide yaşattığı kıskançlık, mutsuzluğunuza yol açabileceği için idare edici davranışlar ilişkinizi olumlu etkiler. Yay (23 Kasım / 20 Aralık) Genel anlamda hayatlarında kıskanç olarak tanımlanmayan Yaylar, söz konusu insan ilişkileri olduğu zaman farklı bir tutum sergileyebilirler. Değişken tavırları, ne yapacaklarını bilememezliklerinden kaynaklanır ve Yaylar, en çok kıskandıkları zaman nasıl davranması gerektiklerini bilemezler. Doğal bir tepki olarak hislerini belli etmeye meyilli Yaylar, çevreleri tarafından zaman zaman takıntılı ve uzlaşılmaz olarak nitelendirilebilirler, ancak bu davranışlar, onların kıskançlık duygularını saklama çabasından başka bir şey değildir. İlişkilerinde beklenmedik şekilde kıskanç ve sınırlandırıcı bir tutum sergileyebilirler. Kıskançlıklarını açıkça dile getirmeyi tercih etmedikleri için hareket ve davranışlarıyla karşısındakinin anlamasını beklerler. Bu tutumları karşısında partnerleri kayıtsız kalırsa, o zaman tepkileri daha fazla büyür. Kıskanç bir Yayı yatıştırmanın yolu, onu anlamaktan geçer. Oğlak (21 Aralık / 18 Ocak) Mantıklı bir yaşam sürüp hep yükselmeyi hedefleyen Oğlaklar, başarı merdivenlerinde çevresindekilerden dolayı duraksama yaşadıkları zaman kıskançlığa kapılabilirler. İnsan ilişkilerini doğal bir şekilde menfaat odaklı kurmayı tercih eden yapıdaki bir Oğlak, menfaatlerine aykırı bir durumda, bastırdığı tüm kıskançlığı karşısındakini hedef alarak yansıtabilir. Kıskançlığa kapılmış ve öfkenin esiri olmuş bir Oğlak, akla gelebilecek her şeyi yapabilir. İlişkilerinde sadakat ve karşı cinsi kıskanan bir tutum bekler. Sadakatinize güvenmeyen, inanmayan bir Oğlakla mutlu bir ilişki sürdürmeniz imkansızdır. Yaşadığınız ilişkide önce kendinizi doğru anlatmalı ve aynı ölçüde davranışlar sergilemelisiniz yoksa sabredilmez bir kişiyle ilişki yaşamak zorunda kalabilirsiniz. Bizim Alem düğün - dernek & eğlence dergİsİ Kova (19 Ocak / 20 Şubat) . Her insan gibi bir Kova’nın da kıskançlık duyması beklenebilir, ancak Zodyak’ın diğer üyeleriyle kıyaslandığı zaman, bir Kova neredeyse hiç kıskançlık duymaz. Kovalar için kıskançlık sözlüklerinde yer almaz. Onlar kıskançlıkla harcayacakları zamanı, serinkanlılıkla geçirmesini iyi bilirler. Kendileri kıskançlıkla vakit kaybetmedikleri gibi çevresindekilerin de kıskançlıkla yaşamalarına anlam veremezler. İlişkilerinde olumlu bir tutum sergilemekten yanadırlar, ancak ilişkilerine dair bir tehdit söz konusu olduğunda kıskançlığa yenilebilirler. Kovalar, kıskanç bir yapıda olmadıkları için karşısındakilerin onlara gösterdiği kıskaçlık duygusuna anlam veremezler ve işte o zaman sorun yaşamaya başlarlar. Kıskançlığı mantıklı bulmayan Kovalara, aynı tutumu sergilediğinizde mutlu olmak çok kolaydır. Balık (20 Şubat / 21 Mart) Kıskançlık, Balıklar için en zararlı duygulardan biridir. Kıskançlık hissettiği zaman kendi kendini yiyip bitiren Balıklar, içine kapanık bir hale dönüşebilirler. Sevdiklerini benimsemeye meyilli olan Balıklar, çevresindekiler tarafından kıskanç ve baskıcı olarak nitelendirilebilirler, ancak bu onların temel güdülerindendir. Onlar, kıskançlıktan öte sahiplenici bir yapıya sahiptirler. Öte yandan kendileri, çevrelerindeki insanların kıskanç bir tutum sergilemesinden hoşlanmazlar, çünkü özgürlüklerine düşkündürler. İlişkilerinde kendilerini güvende hissettikleri sürece kıskançlık krizine girmezler. Güven üzerine kurulmuş bir ilişkide Balıklar mutluluğu kolay yakalarlar. Sahiplenici davranışlarının kıskançlık olarak değerlendirmemesi Balıklar için önemlidir. Kıskançlık konusunda hassas olan Balıklar, partnerlerinin kıskanç olmasına anlam veremezler ve kabul edemezler. BiZiM ALEM DÜĞÜN - DERNEK & EĞLENCE DERGİSİ ...VE SiBEL CAN GELiYOR... [S. 6] Ödüllü bulmaca: 2 adet Sibel Can konser bileti [S. 14] Bahar 2015 | 1 Gelin ve Damat Tarafının Yapması Gerekenler Nelerdir? [S. 28] Gelin makyajı 7 | İREM DERİCİ AACHEN/WÜRSELEN‘DE [S. 14] 2015‘de aşk burcunuz [S. 30] 22 | DÜĞÜN AJANDASI BİR GELİNİN HAZIRLIĞI 10 | İNTİZAR AACHEN/WÜRSELEN‘DE 20 | MUTLU GÜNLER NİKAH, DÜĞÜN, SÜNNET Düğün pastası [S. 11] Düğün hediyesi almak [S. 8] 34 | NİHAT HATİPOĞLU AACHEN/WÜRSELEN‘DE ÜCRETSİZDİR! Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları için çıkacak olan 2. sayımız YAZ 2015, Mayıs ayı sonunda yayınlanacaktır. 34 çözümler Sayfası 28 Bilmece sayfası 24 Bulmaca sayfası Sayıları yerleştirin 19 + 2 : 3 x 2 + 6 : 10 - 1 + 4 x 5 = 25 Faraş sorusu Açık küp Doğru cevap C. Üçgen saymaca Toplam 29 üçgen vardır. Ortak harfler Pİ - YAR - TE - SER İki sihirli kare 9 5 6 7 1 4 8 3 2 4 2 7 8 5 3 6 1 9 5 6 2 1 8 9 7 4 3 7 4 9 3 2 6 1 5 8 3 8 1 4 7 5 2 9 6 6 7 5 2 3 1 9 8 4 2 9 8 5 4 7 3 6 1 1 3 4 6 9 8 5 2 7 4 2 5 6 1 9 3 7 8 9 3 6 8 4 7 5 2 1 8 1 7 3 5 2 6 4 9 6 7 4 1 2 5 8 9 3 2 5 1 9 8 3 7 6 4 3 8 9 7 6 4 1 5 2 7 6 3 4 9 8 2 1 5 1 4 2 5 3 6 9 8 7 06010016204 9 7 5 6 1 2 3 4 8 4 8 1 5 9 3 6 7 2 6 2 3 4 7 8 1 9 5 2 1 4 8 6 9 5 3 7 8 5 9 1 3 7 2 6 4 7 3 6 2 5 4 9 8 1 1 4 8 3 2 6 7 5 9 3 9 2 7 8 5 4 1 6 7 4 5 9 6 3 2 8 1 6 8 9 2 7 1 4 5 3 3 1 2 5 8 4 9 6 7 4 7 1 3 2 8 5 9 6 5 3 8 4 9 6 1 7 2 9 2 6 7 1 5 3 4 8 2 9 3 8 4 7 6 1 5 1 5 7 6 3 9 8 2 4 5 6 7 9 4 1 8 2 3 9 5 7 4 8 3 2 1 6 6 1 3 5 7 2 4 8 9 2 8 4 1 6 9 5 3 7 8 7 1 9 3 5 6 2 4 3 6 5 8 2 4 9 7 1 4 9 2 7 1 6 8 5 3 5 3 9 2 4 1 7 6 8 1 4 8 6 5 7 3 9 2 8 5 3 4 1 6 9 2 7 1 7 2 9 5 8 3 4 6 4 6 9 7 3 2 8 1 5 9 3 6 1 8 4 5 7 2 2 1 7 3 9 5 6 8 4 5 8 4 6 2 7 1 9 3 3 9 5 2 4 1 7 6 8 7 2 8 5 6 9 4 3 1 4 9 1 8 3 7 6 2 5 2 8 5 1 6 9 7 3 4 3 5 9 6 7 4 1 8 2 1 6 8 2 9 3 5 4 7 7 2 4 5 8 1 3 6 9 5 4 3 9 1 8 2 7 6 9 7 2 3 5 6 4 1 8 8 1 6 7 4 2 9 5 3 06010016207 3 5 6 7 2 1 4 8 9 1 7 4 8 3 9 6 5 2 2 8 9 4 5 6 3 1 7 8 1 3 6 7 5 9 2 4 6 4 7 9 1 2 5 3 8 9 2 5 3 4 8 1 7 6 4 9 1 5 8 7 2 6 3 7 3 2 1 6 4 8 9 5 7 2 6 3 9 8 1 4 5 6 8 9 1 7 5 2 4 3 2 7 1 8 3 4 6 9 5 4 3 5 6 2 9 8 7 1 8 1 2 7 4 6 3 5 9 3 6 7 9 5 8 1 2 4 9 5 4 2 1 3 7 8 6 7 2 6 5 9 1 4 3 8 5 4 8 3 6 7 9 1 2 6 4 1 8 7 3 2 5 9 4 1 8 9 2 6 7 3 5 9 2 5 7 1 3 6 8 4 6 7 3 4 5 8 1 9 2 8 9 4 3 7 2 5 6 1 7 5 6 1 9 4 3 2 8 2 3 1 6 8 5 9 4 7 5 8 9 2 3 7 4 1 6 1 6 2 5 4 9 8 7 3 2 3 4 7 9 1 8 6 5 5 7 1 6 3 8 2 9 4 8 2 7 1 6 3 4 5 9 3 9 6 4 5 7 1 8 2 1 4 5 8 2 9 6 3 7 4 1 3 9 7 6 5 2 8 9 6 2 5 8 4 3 7 1 7 5 8 3 1 2 9 4 6 06010015007 5 6 8 2 9 3 7 4 1 8 7 6 1 9 5 2 4 3 4 3 2 6 8 7 5 9 1 9 5 1 4 2 3 6 7 8 3 9 5 7 6 1 4 8 2 6 4 8 9 3 2 7 1 5 1 2 7 5 4 8 3 6 9 2 8 4 3 1 6 9 5 7 5 1 9 2 7 4 8 3 6 1 9 3 4 8 2 5 6 7 06010014505 06010015006 6 8 9 2 4 5 7 1 3 11 13 13 3 6 12 9 15 2 8 8 10 15 1 14 12 5 3 11 5 4 14 7 1 16 10 2 16 9 7 Üçgen işlemi / 4 / 2, 6 / 7 / 1, 2 / 9 / 5, 1 /(ve tekrar 4) Bizim Aachen Dergisi Reklam / İlan Fiyatları * 1 kez 06010014504 06010015005 06010016206 6 3 7 4 2 5 8 9 1 5 9 8 2 7 1 4 3 6 06010015004 06010016205 8 6 4 1 5 2 7 3 9 6 Resimdekiler ne olabilir? a) Ampul, b) Ataç, c) Vida, d) Makarna, e) Oyun zarı 8 sudoku sayfası 8 1 3 9 6 2 4 7 5 4 3 4 7 8 6 1 2 5 9 Arka Kapak 1/1 Sayfa 1/2 Sayfa 1/3 Sayfa 1/4 Sayfa 1/6 Sayfa 1/8 Sayfa 1.000 € 600 € 350 € 250 € 200 € 150 € 120 € 3 kez 6 kez 900 € 540 € 315 € 225 € 180 € 135 € 108 € 750 € 450 € 262 € 187 € 150 € 112 € 90 € (% 10 indirim) (% 25 indirim) * Bütün fiyatlar baskıya hazır haldeki reklamlar içindir ve üstüne yasal geçerli vergi (% 19 MwSt.) eklenir. 06010014506 7 6 3 8 5 9 1 2 4 06010014507 TANITIM: Firma, işyeri, hizmet veya ürün tanıtımları (bir kez olmak kaydıyla) 1 veya 1/2 sayfa olarak (yukarıdaki fiyatlarla) yapılır. Bize göndereceğiniz yazı, logo, resimler ve iletişim bilgilerinizle (Telefon, faks, E-Mail, internet vb.) sizin için sayfa tasarımını ücretsiz yapıyoruz. Daha fazla bilgi için bizi arayabilirsiniz. ALLES UNTER EINEM DACH! Kommt vorbei! Wir freuen uns! Kaffee & Zucker Shampoo Neue Hose in m r e t r ö is r F r h U 12 Geschenk für Mama z t a h c S it m n fe f e r 14 Uhr T MEHR INFOS UNTER AACHENARKADEN.DE Taşfırın‘da pide ve lahmacun Roermonder Strasse 335 52072 Aachen-Laurensberg Grill • Restaurant • Café Süt danası ve hindi döner Meşhur dövme yayık ayran Mangalda ağzınıza layık taze balık ve kebap çeşitleri Şark Köşesi Zengin salata çeşitleri Taşfırın‘da pizza çeşitleri Şelale Çocuk Oyun Alanı Tereyağlı baklava Taşfırın‘da künefe Özel toplantı ve eğlencelerinizi kutlayabileceğiniz 80 kişilik özel bölümümüz mevcuttur. Telefon: 0241 / 170 11 www.marmarisgrill.de Tüm etlerimiz helal kesimdir! Zengin mutfağımız ve güleryüzlü personelimizle siz sayın müşterilerimizin her zaman hizmetinizdeyiz! Ücretsiz Otopark
Benzer belgeler
Indir / Oku - Bizim Aachen
Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN
G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen
Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44
E-Mail: [email protected]
Internet: www.bizimaachen.de
Yayın Yönetmeni: Gün...
Indir / Oku - Bizim Aachen
Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44
E-Mail: [email protected]
Internet: www.bizimaachen.de
Yayın Yönetmeni: Günal Günal
Yayın Ekibi: Muhsin Ceylan, Füsun Özdemir,
Dr. Sıla Yüce-Çıtır, ...
Indir / Oku - Bizim Aachen
Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN
G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen
Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44
E-Mail: [email protected]
Internet: www.bizimaachen.de
Yayın Yönetmeni: Gün...
Indir / Oku - Bizim Aachen
Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44
E-Mail: [email protected]
Internet: www.bizimaachen.de
Yayın Yönetmeni: Günal Günal
Yayın Ekibi: Muhsin Ceylan, Füsun Özdemir,
Dr. Sıla Yüce-Çıtır, ...
Indir / Oku - Bizim Aachen
Ihre Vorteile:
• Private Pflege-Ergänzungsversicherung: Pflegemonatsgeld
in allen Pflegestufen, auch bei Demenz
• Staatliche Förderung: 5 Euro pro Monat
• Service aus einer Hand: Die Barmenia übern...
Indir / Oku - Bizim Aachen
G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen
Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44
E-Mail: [email protected]
Internet: www.bizimaachen.de
Yayın Yönetmeni: Günal Günal
Yayın Ekibi: Muhsin Ceyl...