Şubat - Keskinoğlu
Transkript
ŞUBAT 2016 Sayı:220 YUMURTA TÜKETİMİNİN ARTTIRILMASI Yumurta sektörü yaklaşık olarak 4 milyar TL cirosu ve 150 bin kişiye sağladığı istihdam ile ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Ülkemiz Dünya tavuk yumurtası üretiminde 10. sırada yer alırken, Avrupa’da ise 3. sırada yer almaktadır. 2015 yılı verilerine göre 17 milyar adet yumurta üretilen ülkemizdeki sektör firmalarının modern üretim tesisleri son yıllarda oldukça gelişmiş ve hayvancılık sektöründe de önemli bir konuma gelmiştir. Yumurta, anne sütünden sonra insanın ihtiyacı olan tüm besin öğelerini bulunduran tek besindir. A,D, E ve B grubu vitaminleri içermesi, içinde bulunan kolin sayesinde de beyin fonksiyonlarının yerine getirilmesinde önemli rol oynar. Bu nedenle çocuk beslenmesinde protein kaynağı olan yumurtaya gereken önem mutlaka verilmelidir. Minarel zenginliği, düşük kalorili oluşu, kalp dostu olması ve doygunluk hissi vermesi ile insan beslenmesinde bu kadar önemli bir yerde olan yumurtayı 7’den 70’e tüm bireylerin mutlaka her gün 1 adet tüketmeleri gerekir. Fakat maalesef yumurtanın ülkemizde yeteri kadar değeri bilinmemekte, tüketim de hala istenilen seviyelerde değildir. Ülkemizde kişi başı tüketim 190 adetlerdeyken, bu rakam Meksika’da 355, Japonya’da ise 350 adet seviyelerindedir. Bu doğrultuda ülkemizdeki tüketimi arttırmak için sektör olarak yapmamız gereken en önemli konu bilgilendirme kampanyalarıdır. Keskinoğlu olarak bizler, yaptığımız çeşitli kampanyalarla ve katıldığımız etkinliklerle ülkemizdeki yumurta tüketimini arttırmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. En temel besin kaynaklarından biri olan yumurtayı hijyen, sağlık ve besin değeri gibi önemli öğelerini koruyarak tüketicimizle buluşturmaya devam edeceğiz. Amacımız insan beslenmesinde bu denli önemli bir yere sahip olan yumurtanın hak ettiği değere ulaşmasını ve sağlıklı nesillerin yetişmesini sağlayarak ülkemizin refah ve eğitim düzeyini yükseltmektir. Şirketimiz, Gulfood 2016’da geniş Ürün Gamıyla Dikkat Çekti Global Pazarda Türkiye’yi 5 kıtada 75 ülkede temsil eden şirketler grubumuz, 21 - 25 Şubat 2016 tarihleri arasında Dubai’de düzenlenen Gulfood 2016 Uluslararası Gıda & Otel Ekipmanları Fuarı’na işlenmiş piliç eti ürün gamıyla katıldı. Fuarda gördükleri ilgiden son derece memnun kaldıklarını belirten Keskin Keskinoğlu,“Gulfood 2016 Fuarı, dünyanın en büyük gıda fuarları arasında yer alıyor. Bölgede piliç eti pazarını Amerika ve Brezilya elinde bulunduruyordu ama artık Türkiye onlar için çok büyük bir rakibe dönüşüyor. Türk ürünlerine olan talep gün geçtikçe artıyor. Biz Keskinoğlu olarak uzun yıllardır bu ülkelere ihracat yapıyoruz. Ticari işbirliklerinin artmasında büyük katkı sağlayan böyle fuarlar bizler için çok önemli. Gulfood 2016 Fuarı’nda da yeni ihracat görüşme- leri yaptık. Bu görüşmelerin ticari işbirliğine dönüşmesini hedefliyoruz. Keskinoğlu olarak bu bölgelere yaptığımız ihracatlarda ürünlerimizin ambalajlarında Türk bayrağını kullanıyoruz, bölge halkı Türk ürünlerine çok güveniyor. Önümüzdeki dönemlerde karşılıklı ticaret anlaşmalarının çok daha büyük hacimli olacağına inanıyoruz” dedi. Fuarda standımızı ziyaret eden T.C. Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tarık Sönmez “Son zamanlarda ülke olarak ihracatta sıkıntılar yaşadık. Ama bakanlığımızın özverili çalışmaları ile bu sıkıntılar en kısa zamanda sonuçlanacak ve ihracat hedeflerimize ulaşacağız” dedi. 87 ülkeden 4.200 firmanın katıldığı ve bu yıl 21.’si düzenlenen fuarda hızlı bir başlangıç yapan ve gerçekleştirdiği etkinliklerle bölgede farklılık yaratan şirketimiz, fuarda geniş ürün gamıyla ilgi odağı oldu. Misafirlerimiz ile Ravika Köyü’nde Nostaljik Bir Gün Yaşadık “Sektörde 53. yılına giren şirketler grubumuz, Yağ Bilimi ve Teknolojisi Derneği’nden gelen misafirlerini grubumuzun kurucusu ve ebedi başkanı merhum İsmail Keskinoğlu’nun anısını yaşatmak amacıyla yapılan Ege ve Balkan mimarisinin özelliklerini taşıyan Ravika Köyü’nde ağırladı.” Sektörde 53. yılına giren şirketler grubumuz, Yağ Bilimi ve Teknolojisi Derneği’nden gelen misafirlerini grubumuzun kurucusu ve ebedi başkanı merhum İsmail Keskinoğlu’nun anısını yaşatmak amacıyla yapılan Ege ve Balkan mimarisinin özelliklerini taşıyan Ravika Köyü’nde ağırladı. Ravika Köyü’nde bulunan yağhaneyi, kahveyi, bakka- lı, berberi, camiyi, okulu ve müzeyi gezen misafirlerimize şirket yetkililerimiz tarafından Merhum İsmail Keskinoğlu’nun hayatı, köyün tarihçesi ve mimarisi, piliç eti, yumurta ve zeytinyağının Türkiye ve dünyadaki üretim ve tüketim oranları, ürün gamımız ve hedeflerimiz hakkında bilgiler verildi. Ravika köyünün gezilmesinin ardından 200 araçtan oluşan Klasik Araç Müzesi’ni gezen misafirler, her aracın yapım, tedarik aşamaları ve araçların hikayelerini görevlilerden dinlediler. Kendilerine özel olarak hazırlanan geziden oldukça memnun kaldıklarını belirten, Yağ Bilimi ve Teknolojisi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Abidin Tatlı, “Bize burada geçmişi yeniden yaşattığınız için çok mutluyuz. Bu mükemmel misafirperverliğinizden dolayı teşekkür ederiz” dedi. Çalışanlarımızdan Kan Bağışı “Şirketler grubumuzun tesislerinde bulunan sağlık bölümümüz ile Kızılay’ın ortaklaşa düzenlediği kan bağışı kampanyası şirket çalışanlarımız tarafından büyük ilgi gördü.” Şirketler grubumuzun tesislerinde bulunan sağlık bölümümüz ile Kızılay’ın ortaklaşa düzenlediği kan bağışı kampanyası şirket çalışanlarımız tarafından büyük ilgi gördü. Kızılay Kan Merkezinden gelen sağlık uzmanları, 18-65 2 yaş arası önemli bir problemi bulunmayan, vücut ağırlığı 50 kg’ın üzerinde olan ve bağışta bulunmak isteyen herkesin kan verebileceğini belirtirken, kan bağışının bilimsel olarak kanıtlanmış hiçbir yan etkisi olmadığını ve üç ay arayla kan bağış- lanabildiğini dile getirdiler. Kan bağışı sayesinde birçok hayatın kurtarılabileceğinin önemini vurgulayan yetkililer, bu konuda sağ duyulu olmaya davet ettiler. Her yıl tekrarlanan kan bağışı kampanyasına katılımın çok yoğun olduğunu belirten yönetim kurulu üyemiz Hamit Keskinoğlu, “Kan bağışı son derece önemli bir olay ve hepimizin her an, her dakika ihtiyaç duyabileceği bir konudur. Biz toplumsal alışkanlıklarımız arasına kan bağışında bulunmayı da koyduğumuz ölçüde kendimizi başarılı sayabiliriz. Biz de toplumsal bir görev olarak bilinçli bir şekilde kan vermeye her an hazır olmalı ve bu sorumluluğu tüm yakınlarımıza anlatmalıyız” diye konuştu. Şirketler Grubumuza İnsana Saygı Ödülü Türkiye’nin en büyük insan kaynakları platformlarından birisi olan Kariyer.net ve Finansbank’ın ana sponsorluğunda bu yıl 15.’si düzenlenen 2016 İnsan Kaynakları Zirvesi geçtiğimiz günlerde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşti. İnsan kaynakları alanındaki başarılı çalışmaları öne çıkarmak ve kamuoyu ile paylaşmak amacıyla düzenlenen İnsana Saygı Ödülleri kapsamında toplam 254 firma ödüle layık görüldü. Ödüller aday başvurularını yüzde yüz olarak yanıtlayan, en çok istihdam yapan ve en çok başvuru yapan firmalara verilirken, ayrıca en beğenilen firma ve en beğenilen iş ilanları da ödüllendirildi. Şirketler grubumuzda geçen yıl olduğu gibi bu yıl da, İnsan Kaynakları Zirvesi’nde “İnsana Saygı Ödülü”ne layık görüldü. Şirketimizin insana verdiği değerin ödüllendirilmesinden mutlu olduklarını ifade eden yönetim kurulu üyemiz Esin Keskinoğlu Onaran “İnsan Kaynakları Politikamız gereği, bir şirketin en değerli varlığının insan olduğuna inanıyoruz. Şirketimize yönelik her başvuruyu çok büyük bir hassasiyetle inceledik ve olabildiğince hızlı bir şekilde geri dönüşte bulunduk. Bu anlamda İnsan Kaynakları Birimi olarak amacımız; insan kaynaklarının etkin sistemlerini kurmak, süreci yönetmek, kolaylaştırmak ve taraflara rehberlik yaparak işe alım sürecinin kalitesini yükseltmektir. Personel adaylarımıza ve çalışanlarımıza karşı gösterdiğimiz öncü yaklaşımımız ile layık görüldüğümüz bu ödül; Keskinoğlu olarak hepimizi onurlandırmış ve büyük bir motivasyon unsuru olmuştur. Çalışmalarımızın bu şekilde ödüllendirilmesinden büyük mutluluk duyuyoruz” dedi. “Türkiye’nin en büyük insan kaynakları platformlarından birisi olan Kariyer. net ve Finansbank’ın ana sponsorluğunda bu yıl 15.’si düzenlenen 2016 İnsan Kaynakları Zirvesi geçtiğimiz günlerde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşti.” Türk Kanatlı Sektörü Olarak 2016 Hedefimiz: Irak’a İhracatı Arttırmak Türk tavukçuluk sektörünün en büyük ihracat pazarı olan Irak’a, yaşanan terör olayları ve güvenlik sebebiyle geçtiğimiz yıl istenilen seviyede ihracat gerçekleştirilememiştir. 2014 yılında bu ülkeye Türkiye’den 732 mil- yon dolarlık piliç eti ve yumurta ihracatı gerçekleştiren sektör firmaları, yaşanan bu olumsuz olaylar nedeniyle 2015 yılında maalesef yüzde 40 oranında bir düşüşle 450 milyon dolarlık ihracat yapabilmişlerdir. Irak pazarının hem yumurta hem de piliç eti ihracatında Türkiye’nin en büyük pazarlarından biri olduğunun altını çizen Keskin Keskinoğlu, “2015 yılında bu ülke ile ihracatta yaşadığımız sıkıntılar, hükümet yetkililerimizin desteği ve Habur sınır kapısının tekrar açılması ile son bulmuştur. Sektörümüz için bu denli önemli olan Irak pazarının açılması sektör firmalarını oldukça rahatlatacaktır. Umarız bu gelişme ile sektör firmaları rahat bir nefes alacak ve ihracat hedeflerine ulaşmak için var gücüyle çalışacaklardır. 2016 yılı hedefimiz ise Irak’a 600 milyon dolarlık piliç eti ve yumurta ihraç etmektir” dedi. “Türk tavukçuluk sektörünün en büyük ihracat pazarı olan Irak’a, yaşanan terör olayları ve güvenlik sebebiyle geçtiğimiz yıl istenilen seviyede ihracat gerçekleştirilememiştir.” 3 ETLİK PİLİÇ YETİŞTİRMEDE İLK HAFTA BAKIMININ ÖNEMİ Etlik Piliç Yetiştiriciliği’nde ilk hafta bakımı çok önemlidir. İlk hafta bakımında gerekli şartların oluşturulması için çalışmalar civcivin karşılanmasından önce başlanır. Kümes hazırlığı yapılırken mevsim göz önünde tutulmalıdır. Kümes Hazırlığı Altlık olarak kullanılacak malzeme (çeltik, talaş vb.) kış aylarında m2’ye 5 kg altlık, yaz aylarında ise 3 kg altlık serilmelidir. Kümes özellikle soğuk kış aylarında en az 48 saat önceden ısıtılmaya başlanılmalıdır. Civciv karşılanması sırasında tabandaki beton sıcaklığı minimum 28 derece olmalı, kümes içerisinin sıcaklığı ise minimum 33-34 derece olmalıdır. 48 saat önceden ısıtılmaya başlanmayan kümeslerde, ilk hafta ölümleri, kırıklanmalar ve gramaj alımında problemler yaşanması olağandır. Kümes hazırlığında dikkat edilmesi gereken konulardan bir diğeri ise ekstra olarak kümes içerisine konulacak olan duba yemlik ve suluklardır. Hazırlanacak civciv bölmesine her 100 adet civciv için 1 adet seyyar yemlik ve 1 adet seyyar suluk konmalıdır. Unutmayınız ki civciv kalktığında 1 metre yürümeden yeme ve suya kolaylıkla ulaşıyor olmalıdır. Aksi taktirde kümeste hızla kırıklanmalar, üniformitede dalgalanmalar gözlenir, bu durumda performansı olumsuz yönde etkiler. Kümes içerisinde civciv bölmesinin %25’ini kaplayacak şekilde civciv kağıdı serilmelidir. Civciv kağıdı yemliklerin altına, her iki taraftan da sıkıştırılarak konması, civciv kağıdının 3. gün toplanırken kolay çıkarılması- Evren Tosun 4 na yardımcı olacaktır. Mevcut nipel hatları ve basınçları civciv kabulünden hemen önce son kez kontrol edilmelidir. Nipeller açık olmalı ve basınçları Chorti (Korti) tip nipeller için, basınç boncuğu 5 santimetrede olmalıdır. Lubing tipi (daha kolay su veren) nipellerde ise basınç daha düşük tutulmalıdır. Nipel boyu civcivin göz hizasında yani uzanmasına gerek kalmadan kolayca içebileceği hizada olmalıdır. Civciv Kabulü; Civciv kabulünde, civcivler araçtan mümkün olan en kısa sürede kümese indirilmesi gerekmektedir. Civciv indirme işlemi bittikten sonra, gelen civcivin ağırlığı tartılarak not alınmalıdır. Kasa sayımı yapılmalı ve kasa içerisindeki olası ölü hayvanlar sayılarak kamyon şoförü ile birlikte tutanak altına alınarak saha sorumlusuna bilgi verilmelidir. Civciv indirme işlemi bitmesine müteakip, kümes içerisine 30 dk boyunca girilmemeli ve hayvanın sakinleşerek ortama alışması beklenmelidir. Aydınlatma; Kümes içi aydınlatma ilk hafta m2’de 30-40 lüks olmalıdır. Eğer elinizde bir lüksmetre ölçer alet yok ise bilmeniz gereken, 30-40 lüks’ün gündüz dış ortam aydınlığı gibi olması gerektiğidir yani dışarıdan kümes içerisine girdiğinizde kümesinizin size karanlık gelmemesi gerekir. Kursak Skorlama; Civcivler kümesinize indikten ilk 24 saat sonrasında, kursak doluluk oranları takip edilmelidir. İlk 24 saat sonunda civciv kursakları %100 oranında dolu ve kulak memesi kıvamında olmalı. Eğer kursak sert ise bu civcivin yeterli Salihli’de bulunan 20 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini tebrik eder, başarılarının devamını dileriz. suya ulaşamadığının bir göstergesidir. Eğer kursak çok yumuşak ise bu seferde sadece suya ulaşabildiğini fakat yeterli yeme kolayca ulaşamadığının göstergesidir. İlk 24 saat sonunda kursak doluluğunun %100 oranında olmadığı durumlarda, sıcaklık kontrol edilmeli ve içeride saat başı gezinme vasıtasıyla civcivler yeme ve suya teşvik edilmelidir. İlk Hafta Havalandırması; İlk hafta havalandırması minimum havalandırmaprensibine göre yapılmalıdır. Minimum havalandırma genç hayvanlar ve soğuk hava koşulları için kullanılır. Bu tip havalandırmanın amacı ihtiyaç duyulan hava sıcaklığını korurken, zararlı gazları ve aşırı nemi ortadan kaldırmak amacıyla kümes içindeki zararlı durgun havayı, dışarı atmak ve kümes içinde temiz havayı sağlamaktır. Civciv’in kümese girmesine müteakip, dışarıdaki hava sıcaklığı ne olursa olsun, atık gazları ve aşırı nemi ortadan kaldırmak ve temiz hava akışını sağlamak için minimum havalandırmaya başlanması gerekir. Minimum havalandırma civciv fanları vasıtasıyla, zaman ayarlı fanlarla çalıştırılmalıdır. Tüm bu şartlar sağlandığında ilk hafta gramaj hedefi, civciv giriş gramajının 4,5 veya 5 katı kadar olması beklenmektedir. Örneğin ortalama 35 gram gelen civcivin ilk haftayı 170-175 gr’la tamamlanması beklenir. Unutulmamalıdırki ilk hafta kaybedilen her 1 gram canlı ağırlık, seyreltme yaşında kaybedilecek 11,5 gr’a eşittir. Yani ilk haftasını hedefinden 10 gram geride tamamlayan bir sürü, seyreltmede hedefinden 115 gr geriye düşecektir. Bergama’da bulunan 60 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini kutlar, başarılı çalışmalarının devamını dileriz. Mustafa Akyar Hardallı Tavuk But, Elma ve Brokoli ile Hazırlanışı: Malzemeler: Hardal, bal ve ezilmiş sarımsağı bir kapta karıştırın ve bir sos elde edin. Hazırlamış olduğunuz sosa tavuk butlarını bulayın. Elma ve brokiliyi de limon suyu ile karıştırın. Tavuk butları, brokoli ve elmaları fırın tepsisine yerleştirin. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 45 dk – 1 saat pişirin ve servis edin. 2 adet Keskinoğlu tavuk but 1 adet yeşil elma 200 g brokoli 70 g hardal 30 g bal 1 diş sarımsak ½ adet limon suyu Ege Otları Salatası Hazırlanışı: Malzemeler: 4 yemek kaşığı Ravika zeytinyağı 100 g cibes otu 100 g hindiba otu 100 g şevket-i bostan otu 100 g turp otu 2 adet havuç 3 adet domates 2 adet soğan ½ bardak portakal suyu 2 diş sarımsak 1 bardak su 1 kahve fincanı pirinç Tuz Bir tencerede, hindiba, cibes, şevket-i bostan ve turp otlarını haşlayın. Ayrı bir tavada zeytinyağını kızdırın ve doğramış olduğunuz soğanları 5 dakika soteleyip içine sarımsak, rendelenmiş havuç ve pirinci de ilave edip pirinçler kavruluncaya kadar karıştırmaya devam edin. Pirinçler kavrulunca içine doğranmış domates ve portakal suyunu da ilave edip 15 dakika orta ateşte pişirin. Pişen karışımı haşlanmış otlarla birlikte geniş bir kaba alıp üzerine zeytinyağını gezdirip servis edin. 5 TURGAY KIZILTUĞ “Türk müziği geleneksel Türk sanatları içinde ki en önemli ve uygulaması en geniş kapsamlı müziktir. 1000 yıllık bir mazisi olan büyük bir kültür mirasımızdır. Geçmişten günümüze büyük bir gelişim ve değişim sergilemiştir.” 6 Öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 1965 Erzincan doğumluyum. İlk ve Orta öğretimimi Bursa da tamamladım. İlk musiki çalışmalarıma Bursa Musiki Cemiyeti’nde başladım. Üniversite tahsilimi Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Heykel mezunu olarak tamamladım. 1981 senesinde henüz 18 yaşında iken TRT ses sanatçısı oldum. Ankara radyosunda 2 yıl büyük ustalardan eğitim aldım. Ferit Sıdal, Ahmet Hatimoğlu, Metin Everes, Tarık Kip, Yüksel Kip, Dr. Nazmi Özal, Müberra Yetgin, Kutlu Poyaslı, Yılmaz Yüksel, Avni Anıl gibi. TRT ses sanatçılığımın yanı sıra 20 senedir koro şefliği yapıyorum ve öğrenci yetiştiriyorum. 10 senedir Akhisar Musiki Derneğini çalıştırıyorum. Çeşitli resim ve heykel sergileri açtım. Halen TRT’de ses sanatçısı ve icra denetleme kurulu üyesiyim. Türk müziğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türk müziği geleneksel Türk sanatları içinde ki en önemli ve uygulaması en geniş kapsamlı müziktir. 1000 yıllık bir mazisi olan büyük bir kültür mirasımızdır. Geçmişten günümüze büyük bir gelişim ve değişim sergilemiştir. Türk Halk Musikisi ve Türk sanat Musikisini içinde barındırır. Abdülkadir Merogi, Itri, Dede efendi gibi Klasik Türk Müziği bestekarlarından günümüze kadar gelen büyük bir sanattır. Günümüzde Türk Musikisine bakış açısı ne yazık ki biraz değişmiştir. Sanatsal yönüyle değil eğlence yönüyle değerlendirmektedir. Bu da toplumun sanatsal anlayışını yozlaştıran en önemli nedendir. Türk müziği eğlence musikisi değil, sanatsal değeri olan büyük bir kültürdür. Dışardan bakıldığında işiniz hem çok zor bir o kadar da keyif verici görünüyor. İşinizin zor ve kolay yanları nelerdir? Musiki ile uğraşmak ister Türk müziği olsun ister evrensel müzik olsun öncelikle yetenek ve beceri gerektirir. Çok çalışmak ve özveri şarttır. Sanat tamamiyle hayatını adaman gereken bir uğraştır. Küçük yaştan itibaren özel bir eğitim gerektirir. Müzikle uğraşmanın en güzel yanı ise hem kendinizi hem de dinleyenleri mutlu etmektir. Müzik evrensel tek dildir. İnsanların en büyük mutluluk kaynağıdır. Bir şarkı okuyarak ya da dinleyerek vücudun serotonin hormonunu devreye sokarsınız. Bu da en büyük mutluluk kaynağıdır. Müzik size neyi ifade eder? Yukarıda belirttiğim gibi musiki mutluluk kaynağıdır. Yaşam biçimidir. Evrensel ortak dildir. Yakın zamandaki projeleriniz nelerdir? Bahseder misiniz? TRT’de ki ses sanatçılığım yanı sıra ses sanatçısı sayın Güldehen Marmara, keman sanatçısı Sayın Selçuk Gönüldaş ile bir televizyon programı projemiz var. Yine çok değerli sanatçı arkadaşlarımız ile kurduğumuz “HARMONIA BAND” müzik topluluğumuz ile yurtiçi ve yurtdışı konserlerimiz olacak. İlk yurtdışı konserimiz Viyana’da bir konser daha sonra Azerbaycan ve Almanya’da bir konser planlıyoruz. Yurt içinde çeşitli halk konserleri planlarımız var. İş yani müzik dışında neler yaparsınız? Bir gününüzü nasıl geçirirsiniz? Günümü TRT ve öğrencilerimle müzik yapmanın dışında eşimle birlikte tiyatro ve sinema seyretmekle geçiriyorum. Mutfağa girmekten ve yemek yapmaktan hoşlanır mısınız? Zaman zaman mutfağa girip eşime yardım etmekten hoşlanırım. Bilhassa kahvaltı hazırlamayı çok severim. Zeytinyağlı ve tavuk yemeklerinden favori lezzetleriniz nelerdir? Damak zevkim zeytinyağlı ve tavuk çeşnili yemekler için daha uygundur. Her türlü zeytinyağlı ve tavuk çeşnili yemekleri çok severim. Hele bu yemekler Ravika marka zeytinyağı ve Keskinoğlu “Musiki mutluluk kaynağıdır. Yaşam biçimidir. Evrensel ortak dildir.” marka tavuk ve yumurta ürünleri olursa. Keskinoğlu ürünlerini nasıl buluyorsunuz? Yukarıda belirttiğim gibi Keskinoğlu markası ile üretilen tavuk yumurta ve benzeri ürünleri tüketmekten büyük bir zevk alırım. Onlardan aldığım damak zevkini diğer markalı gıda ürünlerinden alamam. 7 SAÇKIRAN HASTALIĞI SEVGİNİN IŞIĞI Saçkıran, bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. Bağışıklık sistemi hastalıklarında sebebi belli olmayan bir nedenden dolayı, bağışıklık sistemi kendi hücrelerini yabancı olarak algıladığından, kendi hücreleri ile savaşa girişir. Bunun sonucunda kıl kökleri etrafındaki lenfosit adı verilen hücreler sitokin adındaki kimyasalları salgılar. Bu durum saçlarda dökülmelere neden olur. Tıpta alopesi areata olarak adlandırılan bir durumdur. Kişinin yediği besinlerle ilgili olmayan durum, genellikle stresli bir dönem sonrasında başlayabilir. Başlangıçta belirgin bir özelliği olmadığından, çoğunlukla berbere gidişlerde fark edilebilir. Bu rahatsızlık saçın büyümesini durdurarak, saçın kökünden ayrılmasına neden olur. Bu rahatsızlığın bulaşıcılık özelliği bulunmamaktadır. Yemek, içmekle, solunum yoluyla, temasla bulaşıcılığı mümkün değildir. Bu rahatsızlık saçlı deride, kaşlar, sakal bölgesi, kirpikler ve vücudun diğer kıllı bölümünde görülebilir. Hastalık sıkça tekrarlandığından, hastaların yaşam kaliteleri olumsuz olarak etkilenmektedir. Çoğunlukla genç erişkin kişilerde sıkça görülen bir durumdur. Hastaların çoğu 20 yaşın altında, ilk atakları yaşamışlardır. Rahatsızlıkta önce saçlar ani bir şekilde dökülür, daha sonra bölgede genişleme meydana gelir. Sonra saçların döküldüğü yerde beyaz gri renkte saçlar çıkmaya başlar. Döngü bu şekilde devam eder. Bir yandan dökülmeler, diğer yandan yeniden çıkan saçlar, şeklinde sürekli tekrarlanır. Saçkıran nedenleri nedir? Rahatsızlığın nedenleri belli değildir. Ancak rahatsızlığın oluşmasında stresin, sinirsel etkenlerin önemli olduğu bilinmektedir. Bunun yanında genetik faktörlerin etkili olduğu belirlenmiştir. Ailesinde saçkıran olan kişiler hastalık açısından riskli grupta yer almaktadır. Bu hastalarda tiroit sorunlarına ve kansızlık problemlerine sıkça rastlanmaktadır. Bunlar hastalığa neden olmamakla birlikte, şiddetlenmesine katkı sağlamaktadır. Hastalık genellikle 6 ay ile bir yıl içinde iyileşme belirtileri verir. Bu hastalarda tırnak sorunlarına da sık rastlanmaktadır. Hastalarda tırnakların kalınlaşması, çizgiler oluşması gibi durumlar görülmesi, saçkıran sorununun şiddetli olduğunu gösterir. Hastalığın teşhisinde yapılan laboratuvar testleri bulunmamaktadır. Fakat çocuklarda oluşan rahatsızlıklarda, mutlaka tiroit testleri yapılır. Saçkıran tedavisi nasıl yapılır? Bazı hastalar bu sorunla bir defa karşılaşmış olsalar da, bazıları yıllar boyunca hastalığın etkisinden kurtulamazlar. Saçlar sürekli olarak dökülerek, yeniden çıkar. Hastalıkta olan tekrarlar kişiden kişiye farklılık gösterir. Bazı kişilerde saçlar yeniden çıkarken beyaz olarak çıkar. Daha sonra kendi rengine döner. Hastalığın seyri herkeste farklıdır. Hastalığın tedavisine başlamadan önce kişide bulunan doğumsal anomaliler, tiroit hastalığı gibi etkenlerin varlığı araştırılmalıdır. Bu rahatsızlık için kullanılan ilaçlar sadece saçların yeniden çıkmasını sağladığından, hastalığın tekrarını ya da tedavisine katkı sağlamaz. Saç dökülmesinin dışında ağrı ya da başka bir belirtiye neden olmayan bir rahatsızlıktır. Bulaşıcı özelliği yoktur. Kişilerde psikolojik bozukluklara neden olabilir. Saçların dökülmesiyle depresyona girmek, içe kapanmak yerine bununla mücadele edilmelidir. Görünüşünüzü şapka, peruk gibi yardımcı ürünlerle düzeltebilirsiniz. Kendinize değer vererek, değersizlik duygusunu yenmeye çalışın. Bunun herkesin başına gelebilecek olan bir olay olduğunu unutmayın. Hastalığın tedavi edilmesi için, saçsız bölgelere steroid kremler uygulanabilir. Tedavide steroid tablet kullanımı saçların büyümesini sağlarken, tedavi sonlandırıldığında yeniden tekrarlama özelliği gösterir. Saçsız alanlara ultraviyole ışık tedavisi uygulaması da, saçların yeniden çıkmasını sağlayabilir. Otobüs yolcuları elinde beyaz bir bostan taşıyan genç ve güzel kadının otobüse binişini içten gelen bir sempati ile izlediler. Basamaklan geçti. Boş olduğu söylenen koltuğu el yordamı ile buldu, oturdu. Çantasını kucağına aldı ve bastonu koltuğa yasladı. 34 yaşındaki Susan, bir yıldır görmüyordu. Bir yanlış teşhis sonucu görmez olmuş, birden karanlık bir dünyanın içine düşmüştü. Öfke.. Kızgınlık.. Kendine acıma.. Hayatta tek dayanağı artık kocası Mark idi. Mark, hava kuvvetlerinde subaydı. Susan, bütün kalbi ile seviyordu. Susan gözlerini kaybedince, Mark karısının içine düştüğü umutsuzluğa hemen fark etmişti. Ona yeniden güç kazanması, kaybettiği güvene yeniden sahip olması için yardım etmeliydi. Susan gene kendi kendine yeterli olduğuna inanmalı, kimseye bağımlı olmadan yaşayabilmeliydi. Sonunda Susan’ı işine dönmeye ikna etti. Peki ama evden işe nasıl gidecekti? Genelde otobüste giderdi. Ama şimdi Susan koca kenti bir uçtan öteki uca tek başına geçmekten korkuyordu. Mark her sabah onu arabası ile işe bırakmayı önerdi. Kendi işi tam aksi yönde olduğu halde... İlk günler Susan kendini rahat hissetti. Mark da, “Görmüyorum, artık hiçbir işe yaramam” diyen karısı çalışmaya başladığı için mutluydu. Ama bir süre sonra Mark işlerin iyi gitmediğini farketti. Başkasına bağımlı yaşamanın Susan’ı, mutlu etmesi mümkün değildi. İşe eskiden olduğu gibi kendi başına otobüsle gitmeliydi. Ama Susan hala o kadar hassas, o kadar kırılgan, o kadar öfkeliydi ki. Ne yapabilirdi? “Otobüs” lafı ağzından çıkar çıkmaz, Susan öfkeyle haykırdı: “Nasıl yaparım? Görmüyor musun ben körüm! Nerde olduğumu nerden bilirim, nereye gittiğimi nasıl anlarım. Galiba sana ağır gelmeye başladım, beni başından atmaya çalışıyorsun! Duydukları Mark’ın kalbini fena halde kırdı; ama ne yapacağını biliyordu. “Her sabah ve akşam otobüsü arabamla takip edeceğim. Sen bu yolculuğu tek başına yapmaya hazır olana dek sürecek bu” dedi. Tam iki hafta Mark, Susan’ın otobüsünün arkasından gitti. İki hafta boyunca karısına görme dışındaki duyularını nasıl kullanacağını anlattı. Özellikle duymanın pek çok sorunu çözeceğini izah etti. Kulakları ona nerede olduğunu söyleyebilirdi. Yeni yaşam tarzına alışmasına yardımcı olabilirdi. Otobüs şoförü ile ahbap olursa her şey kolaylaşır, şoför her gün ona önde bir yer bile ayırırdı. Nihayet Susan, yolculuğu tek başına yapmaya hazır olduğunu hissetti. Pazartesi sabahı geldi. Ayrılırken, otobüsünün geçici eskortu kocasına, hayattaki en büyük dostuna sarıldı. Gözleri yaşla doluydu Susan’ın. Kocasının sabrı, sadakati, desteği ve sevgisiyle umutsuzluk uçurumundan nasıl çıkmış, nasıl yeniden hayata dönmüştü. “Hoşçakal” dedi kocasına ve uzun zamandan beri ilk defa ters yönlerde yola çıktılar. Pazartesi, Salı, Çarşamba.. Her gün mükemmel geçti Susan için. Kendini hiç bu kadar iyi hissetmemişti. Yapıyordu. Başarıyordu. Tek başına başarıyordu. Kendi kendine gidip gelebiliyordu işte. Cuma sabahı, Susan her günkü gibi otobüse bindi. Ofisinin karşısındaki durakta inerken bilet parasını uzattı şoföre. -“Sizi kıskanıyorum bayan” dedi, şoför. Susan şoförü, başkasına hitap ettiğini düşündü. Bir körün gıpta edilecek nesi olabilirdi ki? -“Neyimi kıskanıyorsunuz benim” diye sordu şoföre. - “Sizin kadar sevilmek, sizin kadar şefkat ve sevgiyle korunmak çok hoş bir duygu olmalı bayan” dedi şoför. - “Bir haftadır, her sabah yakışıklı bir subay köşede duruyor ve siz otobüsten inene kadar izliyor. Yolu kazasız geçmenize bakıyor, ofisinize girene kadar oradan ayrılmıyor. Sonra size bir öpücük yolluyor, elini sallıyor ve yürüyüp gidiyor. Siz çok talihli bir kadınsınız bayan”. Mutluluk gözyaşları Susan’ın yanaklarından akmaya başladı. Ve birden hatırladı. Mark’ı hiç görmüyordu ama, bir haftadır yanında olduğunu hem de öyle kuvvetli hissediyordu ki. Talihli, gerçekten çok talihli idi. Öyle bir armağan vermişti ki ona hayat, görmekten daha değerliydi. Bu armağanın varlığına inanması için görmesi gerekmiyordu. Sevginin aydınlatmayacağı hiçbir karanlık yoktu çünkü... Kaynak: İnternet 8 Kaynak: İnternet Eminim Filozofum diye geçinen Temel ile Cemal kahvede tartışıyorlarmış. Temel: Akıllı adam her konuda şüphecidir. Ancak aptallar her konu hakkında emin olurlar, demiş. Cemal: Sen bu söylediklerinden emin misin? diye sormuş. Temel: Evet, hem de yüzde yüz eminim. Kelebeğin Hayat Sırları Yazar: Nil Karaibrahimgil Basım Yeri: İstanbul Sayfa Sayısı: 296 Basım Yılı: 2015 Herşey Aşktan Yönetmen: Andaç Haznedaroğlu Oyuncular: Hande Doğandemir, Şükrü Özyıldız, Mithat Can Özer, Hakan Meriçliler, Öznur Serçeler Tür: Romantik, Komedi Süre: 1 saat 45 Dakika Yapım: 2016 Bir alışveriş merkezinde çalışan Pelin (Hande Doğandemir) hayatının aşkı, aynı zamanda bir playboy olarak tanınan İlker (Mithat Can Özer) tarafından evlilik hazırlığındayken aldatılır. Bir anda Pelin’in dünyası başına yıkılır. Zavallı Pelin’e yaşadığı hayal kırıklıkları ve intikam dolu serüveninde, yakışıklı bir rock davulcusu olan Burak (Şükrü Özyıldız) yol arkadaşlığı yapacak ve hayatını değiştirecektir. Pelin’e en mutsuz olduğu anda yol gösteren rock grubunda davulcu, doğa tutkunu, yakışıklı Burak’la yaşadıklarını izlerken çok etkileneceksiniz… Çünkü hayat plan yaparken yaşadıklarındır ve aşkın içinde tutku, kavga, gurur biraz da intikam vardır… İnsan nasıl yaşarsa parlar? Nasıl yaşarsa mutluluğu yakalar? Nasıl yaşarsa yaşadığına değer? Nil’in kelebeklerde keşfettiği hayat sırları elinizde… 17 yaşıma dönseydim, kendime şunları söylerdim: En önemli şey aşk; onu doya doya yaşa! Birkaç kişinin elini sıkı sıkı tut. Onların dertleriyle dertlen, mutluluklarıyla uç, dediklerine kulak ver. Başkalarının kriterlerine göre seçim yapma. O zaman başkalarının gideceği yerlere gidersin. Oralarda ne işin var? Her gün oku. Her şeyi oku. Ağaç olmak nasıldır? Van Gogh olmak nasıldır? İkinci Dünya Savaşı’na katılmış olmak nasıldır? Öğren. Kendinle sosyalleş. Yoksa unutursun nasıl biri olduğunu. Her gün şükret. Karanlık günler olacak. Düşeceksin de. Yaralar da açılacak. O zamanlarda şunu unutma: Tünel bitecek. 9 Keskinoğlu, Sosyal Medyada Kampanyalarına ve Etkinliklerine Devam Ediyor 18 220 10 Yanlış Bilinen Doğrular 11
Benzer belgeler
Ocak - Keskinoğlu
indirilmesi gerekmektedir. Civciv indirme işlemi bittikten sonra, gelen civcivin
ağırlığı tartılarak not alınmalıdır. Kasa
sayımı yapılmalı ve kasa içerisindeki
olası ölü hayvanlar sayılarak kamyon...
Mart - Keskinoğlu
kamyon, otobüs, traktör, motor,
bisiklet, itfaiye aracı gibi pek çok
farklı türde aracın bulunduğu
müze, gelen misafirler tarafından yoğun ilgi gördü. Gezi sırasında müzede bulunan araçların
tedari...
Nisan - Keskinoğlu
Global Pazarda Türkiye’yi 5 kıtada
75 ülkede temsil eden şirketler
grubumuz, 21 - 25 Şubat 2016
tarihleri arasında Dubai’de düzenlenen Gulfood 2016 Uluslararası
Gıda & Otel Ekipmanları Fuarı’na
işl...
Eylül - Keskinoğlu
Görüldüğü gibi yumurtanın insan beslenmesindeki yeri azımsanamayacak şekilde önemlidir. Yumurta, sağlıklı beslenmenin önemini
kavrayan tüketicilerin tercihi olurken, malesef
birçok tüketicinin sofr...
Şirketler Grubumuz Filipinler`e İhracata Hazırlanıyor Yumurtadan
Global Pazarda Türkiye’yi 5 kıtada
75 ülkede temsil eden şirketler
grubumuz, 21 - 25 Şubat 2016
tarihleri arasında Dubai’de düzenlenen Gulfood 2016 Uluslararası
Gıda & Otel Ekipmanları Fuarı’na
işl...
Ekim - Keskinoğlu
ve Embriyoloji Anabilim
Dalının düzenlediği Uluslararası Kanser ve Kanser
Kök Hücresi Sempozyumu
kapsamında Manisa’ya
gelen misafirlerini Akhisar’da bulunan tesislerinde ağırladı.”
Ağustos - Keskinoğlu
kampanyasına katılımın çok
yoğun olduğunu belirten
yönetim kurulu üyemiz Hamit
Keskinoğlu, “Kan bağışı son
derece önemli bir olay ve
hepimizin her an, her dakika
ihtiyaç duyabileceği bir konudur. B...
Mart - Keskinoğlu
Zirvesi geçtiğimiz günlerde
Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi
Sarayı’nda gerçekleşti. İnsan
kaynakları alanındaki başarılı
çalışmaları öne çıkarmak ve
kamuoyu ile paylaşmak amacıyla düzenlenen İnsana Sa...
Amatör Tavuk Kümeslerimiz Nasıl Olmalı
üzerleri özel bir koruyucu maddeyle spreylenir.)
Yumurtaları saklama koşulları: sıcaklık ve nem oranı
Yumurtaların saklanacağı ortam 12º – 13º C sıcaklık derecesine ve %75 oranında neme sahip olmal...
Temmuz - Keskinoğlu
tüm bireylerin mutlaka her gün 1 adet
tüketmeleri gerekir. Fakat maalesef yumurtanın ülkemizde yeteri kadar değeri
bilinmemekte, tüketim de hala istenilen
seviyelerde değildir. Ülkemizde kişi başı
...
Mayıs - Keskinoğlu
Bergama’da bulunan 60 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle
bu ayın başarılı üreticileri arasında
yer aldı. Kendilerini kutlar, başarılı
çalışmalarının devamını dileriz.
Sevginin Gücü - Sevgiliye.gen.tr
Civciv indirme işlemi bitmesine müteakip, kümes içerisine 30 dk boyunca
girilmemeli ve hayvanın sakinleşerek
ortama alışması beklenmelidir.
Aydınlatma;
Kümes içi aydınlatma ilk hafta m2’de
30-40 lü...