Ağustos - Keskinoğlu
Transkript
Ağustos 2014 Sayı:202 Sektörün 2015 Hedefi Rusya Kanatlı sektörü ülkemizde, 3 milyon kişiye istihdam sağlarken, yıllık 11 milyar TL cirosu ile de ülke ekonomimizde önemli bir yere sahiptir. Sektör üretimini her yıl ortalama %6 artırırken, iç ve dış pazarda da gün geçtikçe konumunu sağlamlaştırmaktadır. Sektör toplam 55 ülkeye yaptığı ihracat ve bu konudaki başarılı çalışmaları ile de gerek iç pazarda gerekse dış pazarda adını sıkça duyurmaktadır. Özellikle Rusya’nın gıda ürünlerine uyguladığı ambargoyu kendi lehine çevirerek bu ülkeye ihracata başlaması sektörün ihracat konusundaki başarısını bir kez daha ortaya koymuştur. Bilindiği gibi Rusya’nın Amerika ve Avrupa ülkelerinden piliç eti alımını durdurması gözleri lojistik bakımdan kendisine en yakın olan ve dünyanın 8. büyük piliç eti üreticisi Türkiye’ye çevirdi. Bu fırsatı iyi değerlendiren sektör, sadece temmuz ayı içerisinde Rusya’ya 574 ton ihracat yaparken yılsonu hedefini ise 10 bin ton olarak belirlemiştir. Sektörün Rusya’ya daha fazla ihracat yapabilmesi ve Türk firmalarının bu pazarda söz sahibi olması için Rus hükümetinin bize diğer ülkelere uyguladığı kotayı uygulaması gerekmektedir. Rusya’nın ülkemize 150 bin ton kota uygulaması durumunda, sektör yıllık 300 milyon dolar civarında piliç eti ihraç edecektir. Böylelikle Rusya dış pazardaki en büyük ihracat yaptığımız ülkelerden birisi konumuna gelecektir. Tarım bakanlığımızda bu konuda önemli girişimleri bulunmaktadır. İki ülkenin bakanlık yetkilileri görüşmeler yaparak konunun çözümü için yol haritası hazırlamaya başlamışlardır. Keskinoğlu olarak bizlerde, 2014 yılında hedeflerimizi gerçekleştirmek için yoğun çalışmalara başladık. Özellikle Temmuz ayında Rusya’nın kapılarını Türkiye’ye açması ile Rusya’ya 338 ton olarak gerçekleştirdiğimiz ihracat, Ağustos ayında 1000 tonu geçti. Yılsonuna kadar da bu ülkeye 4.000 tona denk gelen 8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Rusya pazarına yapacağımız ihracatın yanı sıra var olan pazarlarımız Ortadoğu ve Afrika ülkelerine de ihracatımızı, bu yıl önemli oranda arttırmayı planlıyoruz. Keskinoğlu olarak 2013 yılında 86 milyon dolarlık ihracatımızı, sektörde yaşanan olumlu gelişmeler neticesinde yılsonu itibarıyla 100 milyon doların üzerine çıkarmayı planlıyoruz. Amacımız ihracat yaptığımız pazarlarda yaptığımız tanıtım ve bilgilendirme kampanyaları ile mevcut durumumuzu da gün geçtikçe daha üst seviyelere çıkartarak söz sahibi olmaktır. RAVİKA, Türkiye’den Makedonya’ya yapılan zeytinyağı ihracatının %60’ını karşılıyor 2005 yılında üretime, 2006 yılında ise ihracata başlayan ve son 3 yıldır Türkiye ambalajlı zeytinyağı ihracatının yüzde 7’sini tek başına gerçekleştiren şirketler grubumuzun zeytinyağı markası Ravika, Endonezya’dan Azerbaycan’a, Suudi Arabistan’dan Amerika’ya kadar toplam 75 ülkede Türk zeytinyağını hak ettiği konuma ulaştırmak için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Zeytinyağında Türkiye’nin adını duyurmak için büyüme potansiyeli yüksek olan pazarlara giriş yapan Ravika, Türk üreticilerinin de önünü açıyor. Bu kapsamda, 2007 yılında Makedonya’ya zeytinyağı ihracatına başlayan ilk Tük marka olma özelliği taşıyan Ravika, önümüzdeki 5 yıl için hedeflerini büyüterek var olan ihracatını 4’e katlamaya hazırlanıyor. Türkiye’nin global zeytinyağı pazarında henüz istenilen yere ulaşamadığının altını çizen Keskin Keskinoğlu, “Türkiye zeytinyağında, İtalya, İspanya ve Tunus’dan sonra dünyanın dördüncü büyük tedarikçi ülkesi konumunda yer alıyor. 2013 yılında Türkiye’den yapılan toplam zeytinyağı ihracatı 37 milyon litre olarak gerçekleşti. Sektör olarak bu rakamın 5 yıl içinde 110 milyon litreye ulaşmasını hedefliyoruz. Biz ise Ravika ile yeni pazarlar peşindeyiz. Makedonya’ya yapılan zeytinyağı ihracatının yüzde 60’ını tek başına karşılıyoruz. Ürün ambalajlarımızda Türk vurgusunu belirtmek amacıyla, Türk Bayrağı ve Türk motiflerini kullanıyoruz. Türk ürünleri büyük ilgi ve memnuniyetle karşılanıyor. Bu pazarda Türkiye’nin daha da büyüyeceğine inancımız tamdır” dedi. Ravika, Makedonya’da Tinex, Metro, Kam, Ramstore gibi zincir marketlerde satışa sunuluyor. Gölmarmara 35. Geleneksel Kavun Karpuz Festivali’ne Sponsor Olduk “İsmail Keskinoğlu, hem Türk meyve yetiştiriciliğinde hem de tüketicinin gözünde özel bir yere sahip olan kavun ve karpuzun, Türk tarımı için son derece önemli iki ürün olduğunun altını çizdi.” 35. Geleneksel Kavun Karpuz Festivali geçtiğimiz günlerde Manisa’nın Gölmarmara ilçesi Akpınar Mesire alanında gerçekleştirildi. Şirketler grubumuzun da destek verdiği festivale Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, Gölmarmara Kaymakamı Cafer Sarılı, AK Parti Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi, Gölmarmara Belediye Başkanı Kamil Öz ’ün yanı sıra çevre beldelerin belediye başkanları, oda ve daire başkanları ile çok sayıda vatandaş katıldı. Hem Türk meyve yetiştiriciliğinde hem de tüketicinin gözünde özel bir yere sahip olan kavun ve karpuzun, Türk tarımı için son derece önemli iki ürün olduğunun altını çizen yönetim kurulu üyemiz İsmail Keskinoğlu “Manisa zeytin ve üzüm yetiştiriciliğinin yanında kavun, karpuz yetiştiriciliğinde de Türkiye’de önemli bir konuma sahip. Gölmarmara Festivali, bu ülkeye en büyük değeri katan üreticilerimize ev sahipliği yapıyor. Diğer yandan bu tür etkinlikler, hem Ege Bölgesi’nin yöresel zenginliklerinin tanıtımında, hem de tarımsal çeşitliliğimizin desteklenmesinde önemli bir rol üstleniyor. Bizler de Keskinoğlu olarak en önemli ihtiyaçları daha verimli mahsül almak olan çiftçimizle bu tür etkinliklerde buluşuyor, sorunlarını dinliyor, doğal tavuk gübresi ürünümüz Organica ile onlara destek veriyoruz. Her platformda üreticilerin yanında olmaya devam edeceğiz. Topraktan beslenen bu festivale, toprağa verdiğimiz güçle destek olmaktan mutluyuz” dedi. “Kavun Karpuz Yeme” ve “Kavun Karpuz Güzellik Yarışması” gibi pek çok etkinliğin düzenlendiği festivalde, yarışmalarda dereceye giren çiftçilere de çeşitli hediyeler verildi. TAVVUK lezzeti Milas’ın ilk AVM’si ile artık Muğla’da! “51 yıllık Keskinoğlu uzmanlığının bulunduğu TAVVUK, fine fast food konseptiyle piliç döner, özel soslu piliç çevirme ve ızgara gibi Türk damak tadına hitap eden alternatifleriyle şu anda 11 şubesiyle tüketicilerine hizmet sunuyor.” 2 Şirketler grubumuzun global bir Türk tavuk zincir restoranı yaratma hedefiyle kurduğu Tavvuk, Türkiye’deki şubelerini artırmaya devam ediyor. Son yıllarda uluslararası fast food zincir restoranlarının Türkiye’deki hızlı büyümesi karşısında, Keskinoğlu’nun 51 yıllık deneyimiyle hayata geçen Tavvuk Restoran, şimdi de Muğla Milas’taki Pomelon AVM’de franchise şubesini açarak, tüketicilerinin beğenisini kazanmaya devam ediyor. Temmuz başında açılan 60 m2’lik mağazasıyla Muğlalıları ağırlamaya başlayan Tavvuk, AVM’deki tek tavuk restoranı olma özelliğini taşıyor. Bölgenin sıcak ikliminden dolayı menüsünde salata ve ızgara çeşitlerinin daha bol olduğu Tavvuk Milas’ta tüketicileri birçok sürpriz promosyon bekliyor. Her restoranda aynı kaliteyi sunmak için ürünlerini Akhisardaki merkez tesislerinde hazırlayan Tavvuk daha şimdiden Muğla’da da beyaz et severlerin favorisi olmaya başladı. 51 yıllık Keskinoğlu uzmanlığının bulunduğu Tavvuk, fine fast food konseptiyle piliç döner, özel soslu piliç çevirme ve ızgara gibi Türk damak tadına hitap eden alternatifleriyle şu anda 11 şubesiyle tüketicilerine hizmet sunuyor. 2015 yılı sonuna kadar ise 100 şubeye ulaşmayı planlayan şirketler grubumuz, İzmir, Ankara, Bursa, Konya, Adana, Tokat, Kırıkkale, Malatya, Eskişehir, Kayseri, Diyarbakır, İstanbul, Samsun, Trabzon gibi iller yeni şubeler için öncelikli sırada yer alıyor. ÇALIŞANLARIMIZDAN KAN BAĞIŞI Şirketler grubumuzun, Kızılay Akhisar Şubesi ile ortaklaşa düzenlediği kan bağışı kampanyası şirket çalışanlarımız tarafından büyük ilgi gördü. Kızılay Kan Merkezi’nden gelen sağlık uzmanları, kan bağışının bilimsel olarak kanıtlanmış hiçbir yan etkisi olmadığını ve sağlıklı bir bireyin üç ay arayla kan verebileceğini belirtti. Yetkililer 18-65 yaş arası önemli bir problemi bulunmayan ve bağışta bulunmak isteyen herkesin kan verebileceğini, bu sayede birçok hayatın kurtarılabileceğinin önemini vurgularken, bu konuda halkı sağ duyulu olmaya davet ettiler. Her yıl tekrarlanan kan bağışı kampanyasına katılımın çok yoğun olduğunu belirten yönetim kurulu üyemiz Esin Keskinoğlu Onaran, “Kan bağışı son derece önemli bir olay ve hepimizin her an, her dakika ihtiyaç duyabileceği bir konudur. Biz toplumsal alışkanlıklarımız arasına kan bağışında bulunmayı da koyduğumuz ölçüde kendimizi başarılı sayabiliriz. Özellikle gelişmiş, uygar ülkelerin kan bağışı durumunu, ülkemiz ile karşılaştırdığımız zaman farkı görmek mümkün. Biz de toplumsal bir görev olarak bilinçli bir şekilde kan vermeye her an hazır olmalı ve bu sorumluluğu tüm yakınlarımıza anlatmalıyız” diye konuştu. “Şirketler grubumuzun, Kızılay Akhisar Şubesi ile ortaklaşa düzenlediği kan bağışı kampanyası şirket çalışanlarımız tarafından büyük ilgi gördü.” Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyelerini Ravika Köyü’nde Ağırladık “2013’te 86 milyon dolarlık ihracat yaptık. 2014’te ise ihracatımızı 100 milyon doların üzerine çıkartmayı amaçlamaktayız” Sektörde 51. yılına giren şirketler grubumuz, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyelerini, Ege ve Balkan mimarisinin özelliklerini taşıyan ve grubumuzun zeytinyağı markasıyla da aynı adı taşıyan Ravika Köyü’nde ağırladı. Ravika Köyü’nde bulunan yağhaneyi, kahveyi, bakkalı, berberi, camiyi, okulu ve müzeyi gezen misafirlerimiz, daha sonra 200 araçtan oluşan klasik araba müzemizi de ziyaret etti. Gezi sırasında şirketler grubumuzun ekonomik hedeflerini anlatan Keskin Keskinoğlu, “2013’te 86 milyon dolarlık ihracat yaptık. 2014’te ise ihracatımızı 100 milyon doların üzerine çıkartmayı, dünyanın 75 ülkesine gerçekleştirdiğimiz ihracat ile bulunduğumuz Sektörümüze her zaman destek olan ülkelerde konumumuzu güçProf. Dr. Bingür SÖNMEZ’e lendirmeyi ve yeni pazarlarda geçmiş olsun yer edinmeyi amaçlamaktadileklerimizle. yız” dedi. 3 KANATLILARDA SICAK STRESİ Tavukçuluk terminolojisinde stres kelimesi çok özel bir yer tutmaktadır. Stres, genel anlamı ile organizmanın yaşamının riske girdiği dönemlerde koruma güdüsüyle verdiği cevaptır. Özellikle broyler piliçleri genetik yapılarının da etkisi ile strese çok daha duyarlıdırlar. Yaz aylarının korkulu rüyası olan sıcak stresi broyler piliçlerin ekonomik gelişimini olumsuz yönde etkileyen çok önemli bir faktördür. Sıcak stresinin oluşma şartlarını kısaca özetlersek, sıcaklığın 250°C’nin üzerinde, rutubetin %50’nin üzerinde olması durumunda sıcak stresi ile karşı karşıya kalınabilir. Sıcak stresi ile karşı karşıya kalındığında ise sürü üzerindeki etkisini, ani ölümlerin görülmesi, metabolik problemlerde artış, verim kaybı, fertilitenin düşmesi ve hastalık direncinin azalması şeklinde görebiliriz. Verim kaybı: Yeme ilginin azalması, FCR’da %10–12 yükselme, büyümede %25’e varan gerileme, yumurta üretiminde %8–10 azalma, yumurta ağırlığının 300°C’de 4 g düşmesi, yumurta kabuk kalitesinin bozulması, karkas kalitesinin bozulması, sindirim bozukluklarının görülmesi olarak sıralayabiliriz. Metabolik problemlerde artış: Asides, kemik yapıda bozulmalar, tibal diskondroplazi (TD), idrar miktarında artış, ıslak altlık şeklinde görülür. Hastalık direncinin azalması: Sindirim sistemi hastalıklarında artış, solunum sistemi hastalıklarında artış, malabsorbsion sendromu (MAS) olarak görülür. Yukarıdaki iklim şartlarında sıcak stresi geliştiğinde hayvanın metabolizması aşağıdaki şekilde cevap vermeye başlar: Sindirimden kaynaklanan metabolik ısıyı azaltmak için yemeyi keser, serin yerler arar, günün serin saatlerine kadar hareket etmeyi durdurma eğilimindedir, daha az hareket eder, ısıyı azaltmak için kanatlarını çırpar; vücudun çeşitli yerlerine su sıçratmaya çalışır, gaga sürekli açık durumdadır, daha çok su tüketirler. Sıcağın piliç tarafından hissedilmeye başlaması ile berber vücutlarında ter bezlerinin bulunmaması nedeni ile solunum gaganın açık olması ile sağlanır. Bu şekilde akciğer solunumu ile mevcut suyun evaporasyonu sağlanmış olur. Sıcak stresine maruz kalan bir piliçte dakikadaki solunum sayısı 250’ye kadar çıkar. Vücudun bu tepkisine hipervantilasyon denilir. Hipervantilasyona bağlı olarak akciğerlerde çok fazla miktarda karbondioksit (CO2) kaybı olur. Bunun sonucunda kandaki bikarbonat (HCO3) miktarının hızla azalmasına bağlı olarak vücutta asit baz dengesi bozulur. Stresin oluşum mekanizmasında nörojenik ve hipotalmus etki önemlidir, bu iki noktada olan bazı değişimler stresi oluşturur. Nörojenik etki: Saldır ya da geri çekil stratejisi şeklinde çalışır, nörojenik aminler (katekolaminler), nöral synapslardan salgılanan noradreanalin ya da norepinefrin, adrenal medulladan salgılanan, epinephrine ya da adrenalin neticesinde, kan basıncı yükselir, kan şekeri yükselir ve kas aktivitesinde artış, solunum sayısında artışı, sinirsel duyarlılıkta artış gözlemlenir. Hipotalamik ve hipofiz etkisi ise; hipotalamus aktivitesi neticesinde, kortikotropin salgılatıcı faktör (CRF) miktarı artar, akabinde ön hipofiz bezinin uyarılması neticesinde, adrenokortikotropin hormonu salgılanması (ACTH) gerçekleşir, ACTH, Adrenal korteksi uyarır, Kotrikosteron(CS) salgılanır. CS stres oluşumunda rol oynayan önemli bir hormondur. “Kortikosteron kronik stres olgularında immun sistem üzerinde önemli bir baskılayıcı etkiye sahiptir” Hipotalamus anti-diüretik hormon salınımını durdurur. Daha çok idrar üretilir ve sonuçta elektrolit, sodyum, potasyum ve bikarbonat kaybı oluşur. Sıcak stresi süresince artan kortikosteroidler idrar yolu ile eletrolit kaybını artırır. Sonuç olarak; verimlilikte düşüş, bağışıklık sisteminin baskılanması, hastalıklara karşı direncin düşmesi sıcak stresinin etkisi olarak karşımıza gelir. Bu problem ile karşılaşmamak için, öncelikle kümeslerin inşaat aşamasında çok iyi izole edilmesi, kümeslerin pet ve fan sisteminin yerleştirilmesinde çok iyi hesaplama yapılması gerekir. Kaynak: İnternet Kadir Açıl 4 Sındırgı’da bulunan 100 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini tebrik eder, başarılarının devamını dileriz. Savaştepe’de bulunan 50 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini kutlar, başarılı çalışmalarının devamını dileriz. Mahir Aykan Soya Soslu ve Susamlı Kızarmış Tavuk Bagetler Hazırlanışı: Tavuk bagetlerinin bir iki yerine bıçak batırın. Bir tavada zeytinyağını kızdırın ve tavuk bagetlerin her tarafını kızartın. Daha sonra soya sosunu, balı ve susamı ekleyip, iyice harmanladıktan sonra fırın kabına yerleştirin. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 30 dakika kadar pişirin ve servis edin. Malzemeler: 8 adet Keskinoğlu tavuk baget 1 su bardağı soya sosu 1 kahve fincanı bal 1 kahve fincanı susam 2 yemek kaşığı Ravika zeytinyağı Penne Supreme Hazırlanışı: Malzemeler: 250 g penne makarna 200 g domates 2 diş sarımsak 3 g pul biber 20 g siyah zeytin 10 g kapari çiçeği 1 dal fesleğen 1 adet kırmızı biber 1 adet sarı biber 10 g parmesan peyniri 2-3 dal maydanoz Tuz Karabiber Ravika zeytinyağı 1 yemek kaşığı portakal kabuğu rendesi Makarnayı haşlayın ve süzün. Sarı ve kırmızı biberleri küçük küp şeklinde doğrayın. Bir tencereye Ravika zeytinyağını koyup, sarımsağı soteleyin. Daha sonra biber ve zeytinleri ilave edip sotelemeye devam edin. Domates sosu ve portakal kabuğu rendesini karışıma ekleyin ve kısık ateşte pişirmeye devam edin. Tuz ve karabiberi ekleyin. Hazırladığınız sosu pişmiş makarnaya ilave edin ve karıştırın. Fesleğen, maydanoz ve toz parmesanı makarnanın üzerine serpiştirip servis edin. 5 elin Damar “Hayatı müzik etrafına endekslenmiş biriyim. Aslında reklam ve dijital ajans kökenli olmama rağmen, 3-4 sene önce hayatımı müzik etrafında konumlandırdım.” 6 Kısaca kendinizden bahseder misiniz? Hayatı müzik etrafına endekslenmiş biriyim. Aslında reklam ve dijital ajans kökenli olmama rağmen, 3-4 sene önce hayatımı müzik etrafında konumlandırdım. Müziğe olan ilginiz ve yeteneğiniz nasıl ortaya çıktı? Müziğe ilgim hep vardı. Ailem yani özellikle annem ve babam da çok iyi birer dinleyici ve onlar için müzik hep hayatlarında ön planda oldu, dolayısıyla benim de. Ama müzik yapmaya başlamam, şimdi de bütün müzik çalışmalarını beraber yaptığımız Olay Andaç’ın beni teşvik etmesiyle başladı diyebilirim. Müzik hayatınıza başlamaya nasıl karar verdiniz ve sizin için bir dönüm noktası sayılabilecek bir an oldu mu? Aslında bu sorunun çok duygusal bir cevabı yok maalesef. Daha çok teknik bir sebebi var. Yeni bir parça yaptığımızda, nerede olursak olalım kaydedebileceğimiz cep telefonları- mızın olması ve bu parçaları hayata geçirmek için kayıt sistemlerinin elimizin altında bulunması bizim için dönüm noktası oldu diyebilirim. Özellikle kayıt teknolojilerinin gelişmesi müzik yapma sürecimizi hızlandırdı bir bakıma. Müzik dışında neler yaparsınız, Selin Damar bir gününü nasıl geçirir? Aslında hep müzik var yine. Yurtdışından bazı gitar ve gitar ekipmanları markaları getiriyoruz ve bunların satışını yaptığımız bir mağazamız var. Müzik yapmadığım zamanlarda da gün içerisinde bu işi yürütüyoruz. Beste yazmanın ne kadar zor bir iş olduğu konusunda tüm otoriteler hemfikir. Sizin için bu süreç nasıl ilerliyor? Bahsettiğim gibi biz Olay Andaç’la yapıyoruz müzik çalışmalarımızı. Ya Olay yeni bir fikir ya da yeni bir gitar rifi üzerinde çalışırken, ben onun üzerine bir vokal melodisi ile gidiyorum, ya da benim bulduğum bir rif ya da melodiyi Olay geliştiriyor. “Kendimi bildim bileli radyo programı yapıyorum. Bulduğum, keşfettiğim yeni müzikleri dinletmeyi hep sevmişimdir.” Genellikle kendiliğinden gelişen bir süreç bu aslında. Müziğin yanı sıra bir de radyo programı yapıyorsunuz. Bu proje ne zaman ve nasıl başladı? Evet, kendimi bildim bileli radyo programı yapıyorum. Bulduğum, keşfettiğim yeni müzikleri dinletmeyi hep sevmişimdir, bu proje de onun bir parçası. Her zaman sıkılmadan, çok zevkle yaptığım bir şey radyo programcılığı. Başlangıcı da aslında Türkiye’de özel radyolar kurulduğundan beri diyebiliriz. İstanbul’un yanı sıra Ankara ve Bodrum’da da çok uzun süreler farklı programlar yaptım. Şu an güncel olan ve ileri ki dönemlerde yer alacağınız projeleriniz hakkında bizlere biraz bilgi verebilir misiniz? Şu anda yoğun olarak yeni parçalar üzerinde çalışıyoruz. İlk albüm çıkalı yaklaşık 1,5 sene oldu, şimdi artık yeni parçalarımızı lanse etmeye başlayacağız. Sonbahar gibi ilk parçamız gelecek, sonrasında da devamı olacak. Yeni klipler ve konserler de olacak. Son dönemde ülkemizde müziğin geldiği noktayı ve sunulan projeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Tüketilen herşey gibi, müzik de değerini kaybediyor maalesef. Kolay ulaşılabilirlik ve tüketim çılgınlığı müzik sektörüne de etki ediyor. Tüm dünyada müzik sektörü tam bir geçiş dönemi yaşıyor. Albümler daha az satıyor, dijital platformlar gelişiyor, insanlar bilgisayar başından kalkmak istemedikleri için konserlere gitmek daha zor hale geliyor. Bu süreci hepimiz izliyoruz. Türkiye de dinleyici açısından böyle bir durum var ama bir yandan da bu zorluklara rağmen, üretim çoğaldı gibi gözüküyor. Türkiye’den de çıkan çok iyi gruplar ve sound’lar var artık. Bu bence çok sevindirici bir durum. Bugüne kadar gerçekleştirdiğiniz projeler içerisinde en çok keyif aldığınız hangisiydi ve bir gün mutlaka içerisinde olmak isterim dediğiniz bir proje var mı? Yaptığımız ilk albüm oldukça keyifli bir projeydi benim için. Sadece çıkış süreci değil, çıktıktan sonraki tanıtım ve konser dönemi de harika geçti. Çok büyük keyif aldım. Bir kaç sevdiğim grupla yeni projeler içerisindeyiz. Bu hep yapmak istediğim bir şeydi, yeni sezonda böyle bir çalışma yapmak niyetindeyiz. Mutfakla aranız nasıl, yemek yapabiliyor musunuz? Mutfakla aram iyidir, yemek yapıyorum tabi. Özellikle değişik tarifleri denemek hoşuma gidiyor. En sevdiğiniz yemek hangisi? “Tüketilen herşey gibi, müzik de değerini kaybediyor maalesef. Kolay ulaşılabilirlik ve tüketim çılgınlığı müzik sektörüne de etki ediyor.” En sevdiğim yemek, bezelye sanırım. Keskinoğlu ürünleri hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Keskinoğlu, kalitesine ve hijyenine güvendiğim markalardan biri, rahatlıkla alıyorum. 7 Güneş Çarpması Nedir Yazın sıcakların yükselmesiyle birlikte güneşten korunmak hayati önem taşımaktadır. Çünkü sıklıkla çocuklarda görülmekle birlikte erişkinlerde de görülebilen güneş çarpması kimi zaman hayatı tehdit eden bir durumdur. Günlük hayatta sıklıkla karşılaşılabilen bu hastalığı bilmekte oldukça fayda var. Güneş çarpması güneşte uzun süre kalındığında ortaya çıkan bir durumdur. Vücut sıcaklığı terleme mekanizması sayesinde belli sınırlar içinde tutulmaktadır. Ama uzun süre güneşe maruz kalındığında vücudun ısı dengesi bozularak çeşitli şekillerde kendini gösteren güneş çarpması ortaya çıkar. Güneş çarpması veya sıcak çarpması yaşayan insanlarda; • Şiddetli baş ağrısı, • Bulantı, • Kusma, • Yüksek ateş gibi çeşitli belirtiler görülebilir. Güneş Çarpması Tedavisi – Güneş Çarpmasında İlk Yardım Güneş çarpması ile ilgili en önemli konu güneşçarpmasının önlenmesidir. Bunun için, güneşin dik açı ile dünyaya geldiği öğlen saatlerinde dışarı çıkılmaması yararlı olacaktır. Güneşten koruyucu giysiler ve kremler kullanılması da önemli başka bir önleme yöntemidir. Güneşe maruz kalıp, sıcak çarpması yaşayanların yapması gerekenler aşağıda sıralanmıştır: • İlk yapılması gereken serin ve güneşten uzak bir yere geçilmesidir. • Hastanın bilinci yerindeyse içecek birşeyler verilerek sıvı alımının sağlanması gerekmektedir, böylece kaybedilen su ve tuz yerine konmalıdır. • Vücudu sıkan giyecekler gevşetilmeli; başa ve kasıklara soğuk kompres uygulanmalıdır. • Vücut sıcaklığı çok yüksek ise hastaya ılık bir duş aldırılması da işe yarayacaktır. • Hastaya yiyecek bir şeyler verilmemeli, alkol koklatılmamalıdır. Hasta kusuyorsa başı yana çevrilerek çıkardığını yutması önlenmeye çalışılmalıdır. Alkol ve gazlı içecekler de verilmemelidir. • Hastanın güneş yanığı varsa tedavisinin yapılması da büyük önem taşımaktadır. • Baş ağrısı ve ateşe yönelik olarak aspirin ya da anti-romatizmal ilaçlar kullanılabilir. Kaynak: İnternet 8 Problemlerden Kurtulmak Profesör elinde içi dolu bir bardak tutarak dersine başladı. Bardağı herkesin görebileceği bir şekilde tutuyordu. Bir soru sordu öğrencilerine: ‘Bu bardağın ağırlığı sizce ne kadardır?’ ‘250gr!’ ‘200gr!’ ‘300gr!’ diye cevaplar geldi sınıftan. ‘Bardağı tartmadıkça gerçekten ben de bilemem’ dedi profesör, ‘ama benim sorum, bu bardağı böyle birkaç dakikalığına tutsaydım ne olurdu? olacaktır.’ ‘Hiçbir şey!’ diye cevapladı öğrenciler. ‘Tamam, peki bir saat boyunca tutsaydım ne olurdu?’ diye sordu profesör bu kez. ‘Kolunuz ağrımaya başlardı efendim’ diye öğrencilerden biri cevapladı. ‘Haklısın, peki şimdi ben bir gün boyunca tutsaydım ne olurdu’ ‘Kolunuz iyice ağrır, kas spazmı gibi problemler yaşardınız ve hastaneye gitmek zorunda kalırdınız!’ Tüm öğrenciler farklı yorumlar yaptılar ve gülüştüler. ‘Çok iyi. Peki, tüm bu problemler olurken bardağın ağırlığında bir değişme olur muydu?’ diye sordu profesör. ‘Hayır!’ diye cevapladı herkes. ‘Peki, o zaman kolun ağrımasına ve kas spazmına neden olan nedir?’ Öğrenciler bulmaca çözermişçesine düşünmeye başladılar. ‘Acıdan ve ağrıdan kurtulmak için ne yapmam gerekiyor bu durumda?’ diye tekrar sordu profesör. ‘Bardağı bırakın düşsün!’ diye öğrencilerden biri cevap verdi. ‘Kesinlikle!’ dedi profesör. ‘Hayatın problemleri de böyle bir şeydir. Onları kafanda birkaç dakika tutarsın. Bir problem yokmuş gibi görünür. Uzun bir süre düşünürsün, başın ağrımaya başlar. Daha uzun düşündüğünde ise, artık seni bitirmeye ve hiçbir şey yapamamana sebep olur. Hayatınızdaki mücadeleleri ve problemleri düşünmek önemlidir. Fakat daha önemlisi onları her günün sonunda, uyumadan önce bardak gibi yere bırakmaktır. Bu şekilde strese girmez ve her gün taze bir beyin ile uyanır ve her konuyla ve yolunuza çıkan her mücadele ile başa çıkabilecek güçte olursunuz! Kaynak: İnternet Neden Öldü Temel’in canından çok sevdiği papağanı ölmüş. Üzüntüsünü görenler sormuşlar ; -Temel papağanın neden öldü ? -Neden olcak evlendim de ondan, demiş Temel. -Seni kıskandığı için mi? demişler -Yok canım ne kıskanması. Bizim Fadime konuşmaya başlayınca papağana fırsat kalmadı oda kahrından öldü. Beşikte Durduğu Gibi Durmuyor Yazar: Dicle Keskinoğlu Sayfa Sayısı: 216 Basım Yeri: İstanbul Yayın Yılı: 2014 LUCY Yönetmen: Luc Besson Oyuncular: Morgan Freeman, Scarlett Johansson, Min-sik Choi, Analeigh Tipton, Mason Lee Tür: Aksiyon, Gerilim Süre: 90 dakika Yapım: 2014 ‘Leon / Sevginin Gücü’, ‘Nikita’dan ‘5. Element’e kadar sinema tarihinin en farklı ve unutulmaz kadın aksiyon karakterlerini yaratan Luc Besson, yepyeni bir yapımla karşımızda. Başrolünde Scarlet Johansson’ın yer aldığı aksiyon-gerilim türündeki Lucy, yanlışlıkla içine çekildiği karanlık bir anlaşma sonucu insan beyninin çok ötesinde bir kapasiteye sahip, acımasız bir savaşçıya dönüşen bir kadının hikayesini anlatıyor. Eve yatılı misafir geliyor! Bu gece ve ömrünüzün sonuna kadar… “Doğur biz bakarız” vaatleri, “Torun istiyorum yoksa gözüm arkada gideceğim” tehditleriyle kandırıldınız! Hadi müjde! Anne oluyorsunuz. Annelik de neymiş, çocuk oyuncağı canım diyordunuz değil mi? Fena halde yanılıyorsunuz arkadaşlar! Her anne aslında adrenalin bağımlısı bir sporcudur! Bungee jumping, rafting ya da parasailing yapanlar kendini nimetten saymasın. Bebeğini uyuttuktan sonra,odayı gürültü çıkarmadan terk etmeye çalışan annenin salgıladığı adrenalini başka kimse salgılayamaz. Başta James Bond olmak üzere, Hollywood film endüstrisinin, sinema dünyasıyla tanıştırdığı bilumum ajan filmlerindeki kaçma kovalama sahneleri, birebir annelerin hayatlarından esinlenerek hazırlanmıştır. 9 Keskinoğlu, Sosyal Medyada Kampanyalarına ve Etkinliklerine Devam Ediyor 16 202 10 Yanlış Bilinen Doğrular 11
Benzer belgeler
Mart - Keskinoğlu
başına gerçekleştirirken,
Singapur’dan Norveç’e,
Amerika’dan Birleşik Arap
Emirlikleri’ne kadar toplamda
75 ülkeye ihracat yapmaya
devam ediyor. Türk zeytinyağını hak ettiği yere ulaştırmak
için ça...
Şirketler Grubumuz Filipinler`e İhracata Hazırlanıyor Yumurtadan
2005 yılında üretime, 2006 yılında ise ihracata başlayan ve son 3
yıldır Türkiye ambalajlı zeytinyağı
ihracatının yüzde 7’sini tek başına
gerçekleştiren şirketler grubumuzun zeytinyağı markası Ravi...
Tavvuk Restoran`da Geleneksel İftar Yemeği
son derece önemli iki ürün
olduğunun altını çizen yönetim
kurulu üyemiz İsmail Keskinoğlu “Manisa zeytin ve üzüm
yetiştiriciliğinin yanında kavun,
karpuz yetiştiriciliğinde de
Türkiye’de önemli bir...
Ekim - Keskinoğlu
bu ayın başarılı üreticileri arasında
yer aldı. Kendilerini kutlar, başarılı
çalışmalarının devamını dileriz.
Nisan - Keskinoğlu
olan pazarlarımız Ortadoğu ve Afrika ülkelerine
de ihracatımızı, bu yıl önemli oranda arttırmayı
planlıyoruz. Keskinoğlu olarak 2013 yılında 86
milyon dolarlık ihracatımızı, sektörde yaşanan
olumlu...
Ocak - Keskinoğlu
bu ayın başarılı üreticileri arasında
yer aldı. Kendilerini kutlar, başarılı
çalışmalarının devamını dileriz.
Keskinoğlu, Türkiye`de Bir İlke İmza Attı, Üretimini Canlı Yayına Açtı
bu ayın başarılı üreticileri arasında
yer aldı. Kendilerini kutlar, başarılı
çalışmalarının devamını dileriz.
Ekim - Keskinoğlu
kapsamında Manisa’ya gelen
misafirlerini Akhisar’da bulunan tesislerinde ağırladı.
Gelen ziyaretçilere, grubumuzun kurucusu ve ebedi
başkanı merhum İsmail Kes-
Şubat - Keskinoğlu
kampanyasına katılımın çok
yoğun olduğunu belirten
yönetim kurulu üyemiz Hamit
Keskinoğlu, “Kan bağışı son
derece önemli bir olay ve
hepimizin her an, her dakika
ihtiyaç duyabileceği bir konudur. B...