bizi duyuyor musunuz?
Transkript
Denizciler Bülteni Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu no. 25/2011 BİZİ DUYUYOR MUSUNUZ? Yaklaşık bir milyon kişi korsanlığın sona erdirilmesi için imza verdi HAKLAR BİLDİRGESİ Denizcilik Çalışma Sözleşmesinin yürürlüğe konulması yolunda sağlanan ilerleme ITF’in elverişli bayraklar kampanyasında Tü rk çe YENİ DÖNEM ITF’in elverişli bayrak kampanyası ITF’in denizcilik sektöründeki faaliyetlerinin başında, gemilerin ulusal yasaların, düzenlemelerin ve ulusal sendikaların denetiminden kaçınmak için elverişli bayraklara geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir. Bu kampanyanın iki yanı var: siyasi olarak, ITF, hükümetlerle ve uluslararası kuruluşlarla, bir geminin sahibi ile ulusal aidiyeti arasında “gerçek bir bağ” oluşturulması için mücadele ediyor; sektörel olarak, ITF sendikaları, bütün elverişli bayrak gemilerinde kabul edilebilir asgari ücretler ve sosyal standartları sağlamak için mücadele ediyorlar. Uygulamada, sendikalar, en azından ITF’in Adil Uygulamalar Komitesi –Elverişli Bayraklar kampanyasını gözetip denetleyen, denizcilerin ve liman işçilerinin temsilcilerinin birlikte oluşturdukları organ- tarafından belirlenmiş olan standartların altında kalmayan koşulları benimsetmeye çalışıyorlar. Son yıllarda ITF, Uluslararası Pazarlık Forumu içinde yer alan geniş ve büyüyen bir grup www.itfseafarers.org gemi işletmecisiyle, benzer standartları içeren ve fakat aynı zamanda daha fazla esneklik sağlayan uluslararası bir toplu iş sözleşmesi bağıtladı. Elverişli bayrak gemilerinde çalışmak üzere istihdam edilen denizcilere çoğunlukla ITF ile temas etmemeleri sıkı sıkıya tembih edilir. Bazılarına ITF ile temas etmeyeceklerine ilişkin bir hüküm içeren sözleşmeler imzalatılır. ITF ile sözleşme imzalayıp ardından daha düşük ücret ödeyerek mürettebatının hakkını yiyen işverenler dahi vardır. Bu uygulamaya çifte muhasebe adı verilmektedir. Elverişli bayrak gemilerinde çalışan denizciler, eğer ücretlerine veya çalışma koşullarına ilişkin sorunları ya da gördükleri muamele dolayısıyla başka türden şikâyetleri varsa, ya doğrudan doğruya ITF ile (adreslerimiz ve telefon numaraları için 21. sayfaya bakınız) ya da dünya çapında çeşitli limanlarında görev yapmakta olan Müfettişlerimizden biriyle temasa geçebilirler (orta sayfadaki haritaya ve ayrıntılar için haritanın arkasında yer alan sayfalara bakınız). Alastair Fyfe Denizcilere uzatılan bir yardım eli no. 25 / 2011 D enizcilik sektörünün ve dünyanın dört bir yanında malların bir yerden bir yere gitmesini sağlayan denizcilerin karşı karşıya kaldığı riskler, 2010 yılında iki kez, iki kötü nedenden dolayı dikkatleri üzerine çekti. Bunlardan biri, ABD kıyılarındaki petrol sondaj kulesi Deepwater Horizon’da yaşanan patlama sonucunda ortaya çıkan deniz felaketiydi. Bu olayda ya gerekli eğitimi almamış birileri ciddi bir hata yaptı ya da kazaya yol açan şey şirket yönetiminin maliyetleri düşürmeye yönelik girişimleriydi. Vahşi yaşama ve balıkçılığa yönelik tehdit hızla dünya gazetelerinin manşetlerine taşındı. Ve denizde yaşanan her büyük petrol sızıntısında sıklıkla tanık olduğumuz gibi, güvenlik sistemlerindeki arızanın bedelini yaşamlarıyla ödeyen 11 sondaj kulesi işçisi çok daha az dikkat çekti. ITF’in bu konuda verdiği mesaj çok açık. İnsan faktörü güvenlik için çok büyük önem taşımaktadır. Denizcilerin haklarına saygı göstermek, onlara insan onuruna yakışan bir ücret vermek, güvenli olmayan uygulamaları gördükleri zaman bundan şikâyet edemeyecek kadar çok korkmamalarını sağlamak ve gerçek sendikaları tanımak; bunların hepsi güvenli bir denizcilik sektörü için yaşamsal öneme sahip olan bileşenlerdir. Dünya basınında manşetlere taşınan denizcilikle bağlantılı diğer konu olan korsanlığın yol açtığı insani riskler de aynı ölçüde ciddiydi. 12. sayfada yer alan yazıda anlatıldığı gibi, ITF’in bütün büyük gemicilik örgütleriyle birlikte oluşturmuş olduğu, benzeri görülmemiş bir koalisyon, “Korsanlığa Şimdi Son Verin” başlığını taşıyan ve Dünya Denizcilik Günü’nde BM genel sekreteri ve Uluslararası Denizcilik Örgütü’ne sunulan bir dilekçeyle, yaklaşık 1 milyon imza topladı. Korsan saldırılarını durdurmak için acil olarak harekete geçilmediği sürece, sorumluluk sahibi gemi sahipleri, denizcilerinin yaşamlarını tehlikeye atmaya bir son vermek için, ITF üyesi sendikalarla işbirliği yapabilir ve Somali bölgesine gitmekten ve Süveyş Kanalı’na yaklaşmaktan büsbütün uzak durabilirler. Bu şekilde hareket etmeleri durumunda, bu, sanayileşmiş dünyada mal fiyatları üzerinde önemli bir etki yaratacaktır ve kamuoyunun kendi yaşamlarının denizlerde çalışan insanlara ne kadar bağlı olduğunu daha fazla fark etmesini sağlayacaktır. David Cockroft ITF genel sekreteri ITF Denizciler Bülteni no. 25 / 2011 Ocak 2011’de, Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF) tarafından yayınlanmıştır, 49/60 Borough Road, Londra SE1 1DR, Birleşik Krallık. Denizciler Bülteni’nin İngilizce, Arapça, Çince, Almanca, Endonezyaca, Japonca, Rusça, İspanyolca, Tagalog ve Türkçe versiyonları ITF’in yukarıdaki adresinden temin edilebilir. Kapak fotoğrafı: Alastair Fyfe Q Q Q Q Q Q Q Q ITF Denizciler Bülteni Tel:+44 (20) 7403 2733 Faks: +44 (20) 7357 7871 E-posta:[email protected] Web: www.itfseafarers.org www.itfglobal.org Katkıda bulunanlar Nina Espeli Allen, Tom Holmer, Penny Howard, Jim Jump, Brenda Kirsch, Frank Leys, Anna Llewellyn, Sean Maloney, Ana Lilia Pérez, Nichola Smith 4 Yeni bir döneme girerken 30 DÇS “Denizcilerin Haklar ITF’in dünya kongresi elverişli bayrak politikasını revize etti Bildirgesi”nin yürürlüğe girmesini sağlamak 8 Dünya filosu En yeni olgular 33 Denizcilerin hakları Hukuki ve rakamlar uzmanlık ve araştırma için neden kendi merkezimize ihtiyacımız var 8 Kampanyada son durum ITF’in elverişli bayrak gemilerinde çalışan denizcilere yardımcı olmaya yönelik çabaları 12 Kapak konusu Sorunla başa çıkmaya yönelik pratik ipuçlarıyla birlikte, korsanlığa son verilmesi talebi 19 ITF bilgi Denizcilere tavsiyeler ve ITF müfettişlerinin iletişim bilgileri 34 Feribotlar Avrupalı sendikalar adil istihdam için ve liman işçilerinin işlerinin denizcilere yaptırılmasına karşı kampanya başlattılar 36 ITF Denizciler Vakfı Dünya denizcilerinin refahını gözeterek geçen 30 yıl 37 Offshore Bir başka Deepwater Horizon felaketi yaşanabilir 27 Filipinler ITF’in düzenlediği Fuar, Manila’da geniş ilgi gördü 29 Turizm gemileri Endonezyalı stajyerlere sendikal bilgi aktarımı 39 Balıkçılık Elverişli bayraklı yasadışı balıkçı teknelerinde yaşanan yüz karası insan hakları ihlalleri 41 Konteynır güvenliği Düzenlemeler göz ardı ediliyor Elverişli bayrak kampanyası 2010 yılının Ağustos ayında, Meksiko’da düzenlenen ITF kongresi elverişli bayrak kampanyası için yeni bir politika kabul etti. ANNA LLEWELLYNbu yeni politikayı genel hatlarıyla tanıtıyor ve denizciler için ne anlama geleceğini ele alıyor. Yeni bir döneme girerken Sendikaların ITF sözleşmesi kapsamında yer alan denizcilere karşı üstlenmeleri gereken asgari yükümlülükler Stephen Bruijneel/www.dockwork.be Ücreti oluşturan tüm farklı unsurları açık bir biçimde gösteren, anlaşılabilir ITF ücret cetvelleri Ertelenmiş sosyal yardım programlarının nasıl işlediği konusunda daha fazla şeffaflık sağlanması Emek arz eden ITF sendikalarına, ikili anlaşmalar da dâhil olmak üzere, daha büyük rol tanınması Denizcilerle liman işçileri arasında daha fazla karşılıklı destek sağlanması www.itfseafarers.org toplu iş sözleşmesi kapsamındaki taleplerle ilgili yardım katılım hakları mümkün olan yerlerde sendika temsilcileri tarafından ziyaretler yapılması (toplu iş sözleşmesinin birden fazla sendika tarafından imzalanmış olduğu yerlerde) sendikaların yükümlülükleri hakkında bilgi. Bu asgari standartlar ITF sözleşmelerinin kapsamı içinde yer alan denizcilerin sadece ITF’in asgari ücret düzeyi ve istihdam koşullarından yararlanmakla kalmayarak, aynı zamanda toplu iş sözleşmesine taraf olan sendikanın doğrudan desteğine ve sendikayla ilgili konularda söz sahibi olma fırsatına sahip olmalarını sağlayacaktır. Şeffaf ücretler Denizciler için yeni olan bir diğer özellik, bir Finansman ve Denetim Politikasının kabul edilmiş olmasıdır. Denizciler Bildirgesinde olduğu gibi, bu politika da, en geç 2014 yılına kadar uygunluk sağlanması koşuluyla birlikte, 2012 yılında yürürlüğe girecektir. Burada amaç denizcilerin sahip oldukları bütün sosyal hakları anlamalarını ve bunlardan faydalanmalarını sağlamaktır. Bazı ITF toplu iş sözleşmelerinde, denizcilerin toplam ücretleri, nakit ücretlere ek olarak ödenen birkaç farklı sosyal haktan oluşmaktadır. Bunlar sendikalar tarafından işletilen ihtiyat fonlarını, işveren tarafından işletilen emeklilik planlarını ve sağlık sigortasını içerebilmektedir. Yeni politika ücret cetvellerinin bizzat denizcilerin –ve uygunluk denetimi yapan ITF müfettişlerinin- ücreti her parçasını ve onu nasıl aldıklarını –nakit olarak mı, yoksa ertelenmiş bir sosyal yardım olarak mı- açıkça görebilecekleri bir biçimde düzenlenmesini sağlayacaktır. Bu uygulama, bu fonların söz konusu olan sendika ya da şirket tarafından uygun bir biçimde kullanılmasını sağlayacak ve denizcilerin sahip oldukları sosyal haklardan yararlanmalarını güvence altına alacaktır. Bizler yeni politikanın, ikili anlaşmaların tanınması yoluyla işbirliği ve karşılıklı saygı ilkelerini vurgulamayı sürdürüyor olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Johnny Oca Jr AMOSUP, Filipinler Geleneksel liman işleri denizciler tarafından liman işçilerine geri verilmelidir. Liman işçileri de, daha iyi ücret ve çalışma koşulları elde etmelerinde denizcilere yardımcı olmak için onların yanında yer alacaklar. Bu adil bir anlaşma olur. Niek Stam FNV Bondgenoten, Hollanda Meksiko Politikası Denizciler için beş olumluluk Meksiko Politikası, ITF’in elverişli bayrak kampanyasını değişen denizcilik dünyasında daha etkili, hesap verebilir ve verimli kılmak için, sendikaların dört yıl boyunca yürütmüş oldukları bir çalışmanın ürünüdür. Bu politika uzun yıllardır sürmekte olan elverişli bayrak kampanyasını kendisine temel olarak alıyor ve onu daha da etkin bir hale getirecek. Bu politika denizcilerle liman işçileri ve onların sendikaları arasında daha sıkı ilişkiler kurmaya ve onların kazanımlarını geliştirmek için kullanılabilecek yeni yöntemler geliştirmeye devam edecektir. Meksiko Politikası yabancı uyruklu denizcilerle ilgili olarak uzun süredir duyulmakta olan endişeleri ele almaya başlıyor. Ve bu politika ITF’in ulusal bayraklı gemilere yönelik müdahalelerinin bu ülkelerdeki sendikalarla ortak olarak ve onlara danışılarak yapılmasını öngören ve onların kendi üyelerinin haklarını koruma konusunda duydukları kaygıları yansıtan bir anlayışı içermektedir. Stephen Cotton ITF denizcilik koordinatörü 1998 tarihli Delhi Politikası’nın yerini alan Meksiko Politikası’nın kilit önemdeki bir özelliği, yeni bir “Denizciler Bildirgesi”nin kabul edilmiş olmasıdır. Bu belge, ITF’in toplu iş sözleşmeleri altında denizcileri temsil eden sendikaların bu işçilere karşı yerine getirmesi gereken asgari yükümlülükleri düzenlemektedir. Denizciler Bildirgesi 1 Ocak 2012 tarihinde yürürlüğe girecek ve sendikaların bu yeni bildirgeye en geç 2014 yılına kadar uyum sağlamış olmaları gerekmektedir. Bu yeni politika altında, bütün sendikaların denizcilere, asgari olarak şunları sağlamaları gerekmektedir: bir üyelik kartı bir haber bülteni sendika yetkililerinin iletişim bilgilerini içeren bir rehber Sendikaların yükümlülükleri Yeni politika hakkında ne dediler ITF ’in elverişli bayrak kampanyası 60 yaşını aşmış olabilir, ama kampanyanın emekli olmak üzere olmadığı kesindir. Kampanya her zamanki dinamizmini korumaktadır. Ve bu canlılığın ardındaki sır, kampanyanın kendisini sürekli olarak yenilemiş ve değişen zamanla birlikte değişime uğramış olmasıdır. Kampanya politikasında yapılan bu son gözden geçirme dört yıllık bir çalışmanın sonucuydu. Kampanyanın 50. yıldönümünde hayata geçirilen bu gözden geçirme çalışması, kampanyanın 21. yüzyılda denizcilik işçilerine iyileştirmeler sağlamaya devam etmesini güvence altına almak üzere tasarlanmış bir süreçti. Kampanyanın en son 12 yıl önce, “Oslo’dan Delhi’ye” başlıklı raporun yayımlanmasıyla sonuçlanan son gözden geçirilişinden bu yana pek çok şey değişti. Bu dönemde uluslararası hukukta yaşanan değişikliklerin ve sorunların yanı sıra, küreselleşme hız kazandı, sahiplik yapıları daha karmaşık hale geldi ve uluslararası düzenlemelerde, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Denizcilik Çalışma Sözleşmesi’ni –“Denizcilerin Haklar Bildirgesi” (bkz. sayfa 30–32)- ortaya çıkarması gibi önemli değişimler yaşandı. Bu gözden geçirmenin bir diğer amacı ITF’in ve üyesi sendikaların, denizcilik sektöründeki işçiler için nasıl daha faydalı olabileceğini araştırmaktı. Yararlanma hakkına sahip olan sendikalar açısından bakıldığında, yeni politika eski politikanın köşe taşlarını, yani yararlanma hakkı ilkesini ve toplu pazarlık haklarını korudu ve bu ilkeleri değişmekte olan bir sektöre uyarladı. Tomas Abrahamsson SEKO, İsveç “ Bu asgari standartlar ITF sözleşmelerinin kapsamı içinde yer alan denizcilerin sadece ITF’in asgari ücret düzeyi ve istihdam koşullarından yararlanmakla kalmayarak, aynı zamanda toplu iş sözleşmesine taraf olan sendikanın doğrudan desteğine ve sendikayla ilgili konularda söz sahibi olma fırsatına sahip olmalarını sağlayacaktır. ” Ulusal bayrak taşıyan gemilerde çalışan denizciler için sağlanan iyileştirmeler ITF’in kampanyası uzun zamandır elverişli bayrakların ötesine geçmiş durumdadır ve standart altı gemiciliği ortadan kaldırmayı ve tüm denizciler için iyileştirmeler sağlamayı hedeflemektedir. Ancak, Meksiko Politikası’yla birlikte ITF, ilk kez ulusal bayrak taşıyan gemilerde çalışan denizcilerin koşullarını ele almaya yönelik tanımlanmış bir ITF Denizciler Bülteni 2011 5 www.itfseafarers.org haklarınız denizcilik haberleri ITF’le temasa geçin ücret, işve güvenlik konusunda tavsiyeler bir gemiyi arayın liman profilleri elverişli bayraklar müfettişlerin internet günlüğü mürette- bat sohbet forumları Denizde veya karada iletişimi koparmayın ŞİMDİ ÇİNCE, RUSÇA, İSPANYOLCA VE İNGİLİZCE Korsan saldırılarının önlenmesi ve rehin alınma durumunda hayatta kalmak üzerine verilen tavsiyelerle birlikte Harika bir site – teşekkürler ITF. seahorse Web sitesi bir harika. İngilizce pratik yapabilirim ve dostlarla temas halinde kalabilirim.inday Ön sayfada yer alan haber başlıkları her zaman çok faydalı. Ross ITF’in hazırladığı “Bir Denizci Hakları Bildirgesi” kılavuzunu indirin Bu müthişbir site ve en önemlisi, ITF dünyadaki her işçi için, özellikle denizciler için en iyisi. sagos İyi bir web sitesi. Gerçekten faydalı buldum. dcn Elverişli bayrak kampanyası Söz sizde www.itfseafarers.org adresini ziyaret edin ve… Bize yeni politika hakkında ne düşündüğünüzü söyleyin Geminizin bir ITF toplu iş sözleşmesi kapsamında yer alıp almadığını öğrenin Ücret ve çalışma koşullarınızın ne olması gerektiğini görün Sizin geminizi kapsayan toplu iş sözleşmesinde hangi sendikanın taraf olduğunu kontrol edin Yeni bir döneme girerken politikaya sahip oldu. Artık ulusal bayraklı gemilerde çalışan yabancı uyruklu işçiler için bir dizi asgari koşul belirlenmiş durumda. Ayrıca bu gemilerde toplu iş sözleşmesi imzalayan ulusal sendikalar, gemilerde çalışan tüm denizcilerin korunmalarını ve temsil edilmelerini sağlamak için emek arz eden ülkelerin sendikalarıyla daha yakın bir işbirliği içinde olacaklar. Yeni politika gemi sahipliği temelinde sendikaların esas rolünü güçlendirmekle birlikte, aynı zamanda emek arz eden ülkelerin sendikalarının da daha fazla katılım sağlamalarını ve paydaşlık ilişkisi içindeki sendikalar tarafından ITF toplu iş sözleşmelerinin imzalanmasını teşvik etmektedir. Yeni bir dayanışma dönemi Elverişli bayrak kampanyasının temel ilke ve hedefleri aynı kalıyor. Ama politikanın gözden geçirilmesi ITF’in bu ilke ve hedeflerin –örneğin denizciler ve liman işçileri arasındaki ortak amaçlar ve karşılıklı dayanışmanın- daha belirgin hale getirmesine olanak sağladı. Bu anlayış, kampanyanın tam kalbinde, güçlü bir biçimde yer almaktadır. Kampanyanın denizciler için elde ettiği kazanımlar, liman işçilerinin aktif desteği olmadan sağlanamazdı. Şimdi dünyanın dört bir yanında bizzat liman işçileri saldırı altındadır ve ITF üyesi sendikalar bu saldırıya karşı, elverişli bayrak kampanyasından gerekli dersleri çıkararak ve elde edilmiş başarıları göz önünde bulundurarak, bir elverişli limanlar kampanyası ile mücadele başlatıyorlar. Bu iki kampanya birbirini desteklemediği ve denizciler liman işçileriyle birlik olmadıkları sürece, sonuç hem liman işçileri hem de denizciler için felaket olacaktır. Meksiko’da kararlaştırılan politika değişiklikleri ile ITF’in denizcilik sendikaları, hem denizde hem de karada çalışan tüm denizcilik işçilerine daha parlak bir gelecek sağlama konusundaki kararlılıklarını yeniden dile getirdiler. Anna Llewellyn ITF’in Londra’daki merkezinde denizcilik politikası uygulamasının başında yer almaktadır. Dansçılar Meksiko’da ITF kongresine katılan delegeleri selamlıyorlar. Meksika yapımı Meksiko Politikası olarak bilinen yeni elverişli bayrak politikası, ITF’in 2010 yılının Ağustos ayında, Meksika’nın başkentinde yapılan 42. Kongresinde kabul edildi. Kongre, her dört yılda bir, dünyanın dört bir yanındaki denizcileri ve diğer ulaştırma işçilerini temsil eden sendikalar tarafından gönderilen delegelerin, bir sonraki kongreye kadar ITF’in politikalarını kararlaştırmak üzere bir araya geldikleri zaman düzenlenmektedir. Bu delegeler aynı zamanda hem ITF görevlilerini hem de sektörel kol kurullarının üyelerini –denizciler kolunda olduğu gibi- seçerler. www.itfseafarers.org Meksiko’da 109 ülkeden toplam 333 sendika, 1.196 delege ve danışman tarafından temsil edildi. Kongrenin teması, sendikaların ve ulaştırma ağlarının kuralsızlaştırma ve özelleştirmenin olumsuz etkilerinin doğurduğu tehditlerle karşı karşıya kalışlarını tanımlayan, “Güçlü Sendikalar – Sürdürülebilir Ulaştırma”ydı. Meksiko’da delegeler küreselleşme ve yeni teknolojinin ulaştırma faaliyetlerinin daha fazla bütünleşmesine yol açtığı, sendikaların ITF’in sektörel kollarını enlemesine kesen bir biçimde –örneğin denizcilerin liman işçileri ve diğer işçi gruplarıyla birlikte kampanya yürütmeleriyle birlikte- eşgüdümlü bir yanıt vermesinin zorunlu olduğu konusunda hemfikir oldular. 2010 ITF kongresiyle ilgili daha fazla bilgi için Bkz.: www.itfcongress2010.org David Heindel dümeni ele aldı ITF ’in denizciler kolunun yeni başkanı, elverişli bayraklar üzerine yeni Meksiko Politikası’nın uygulamaya konulması dâhil, denizciler kolunun önünde duran mücadeleler konusunda büyük bir heyecan duyduğunu söyledi. Kuzey Amerika Uluslararası Denizciler Sendikası’nda (SIUNA) genel merkez yöneticisi olan David Heindel (solda), ITF’in 2010 yılında Meksiko’da yapılan kongresinde denizciler kolu başkanı olarak seçildi. Heindel, “Bu, büyük bir onur” dedi. “ITF sekretaryası, personeli ve üye sendikaların desteği ile, büyük işler başarabiliriz.” Heindel, 1997 yılından bu yana ABD ve Kanada’daki denizcileri temsil eden, merkezi ABD’de olan SIUNA’nın mali sekreterliğini yapmaktadır. New Orleans doğumlu olan Heindel, 1973 yılında SIUNA’ya bağlı bir eğitim kurumundan mezun oldu ve derin deniz gemilerinde yağcı, makinist yardımcısı ve elektrikçi olarak çalıştı. 1980 yılında, sendikada çalışmak üzere denizciliği bıraktı ve bugünkü görevini üstlenmeden önce çeşitli pozisyonlarda görev aldı. Heindel 2002 yılında ITF’in denizciler kolunun başkan yardımcılığına seçildi. O tarihten bu yana, ABD içinde ve Uluslararası Çalışma Örgütü ve Uluslararası Denizcilik Örgütü gibi uluslararası forumlarda yoğun bir biçimde çalışmaktadır. Gerek gemi içinde ve limanda güvenlik konuları üzerinde gerekse de yeni bir denizci kimlik belgesi hazırlanması için yürütülen uluslararası proje üzerinde yoğunlaşarak, Uluslararası Gemi ve Liman Tesisi Güvenlik Kodu (2004 yılının Temmuz ayında yürürlüğe giren) altında denizcilerin haklarının korunmasına ve ITF’in Uluslararası Pazarlık Forumu kapsamında dünya çapında on binlerce denizcinin yeni bir toplu iş sözleşmesine kavuşmalarına yardımcı oldu. Heindel ITF’in Londra’daki genel merkezinde yapılan, başkan sıfatıyla katıldığı ilk toplantısında şunları söyledi: “Denizciler kolunun önümüzdeki aylarda ve yıllarda hedeflerine ulaşacağından eminim. Bizler bu hedeflere ulaşmak için mücadeleci bir çizgi izleyeceğiz ama aynı zamanda günümüzün denizcilik sektöründe ilerleme sağlayabilmek için gerekli olan işbirliği ruhunun başarımızda önemli bir etken olacağının da bilincindeyiz.” Heindel şunları ekledi: “Denizcilik sektörü küresel ekonominin motorudur ve denizciler bu motorun çalışmasını sağlayan yakıttır. Onların acil durumlarda ulusal güvenlik alanında oynadıkları yaşamsal rol bir yana, ekonomik istikrar ve büyümeye yaptıkları katkıyı abartmak mümkün değildir.” ITF Denizciler Bülteni 2011 7 Sayılarla ITF’in kampanyası ITF müfettişleri 2010 yılında toplam 8.302 gemiyi ziyaret etti. 32 adet elverişli bayrak var (26. sayfada yer alan listeye ve bayraklara bakınız). ITF tarafından gerçekleştirilen denetimlerin çoğu elverişli bayrak gemilerine yönelik olarak yapılmaktadır. ITF’in dünya çapında 49 ülkenin limanlarında 135 müfettişi var. Bu, 2009 ile karşılaştırıldığında dört ilave ülkede, sekiz tane daha fazla müfettiş bulunduğu anlamına geliyor. ITF-üyesi denizciler sendikaları ve elverişli bayrak gemilerinde çalışan gemiciler, 2010 yılında dört kıtada, 32 ülkede ITF kampanyasına destek veren eylemler düzenlediler. ÖDENMEMİŞ ÜCRET TAHSİLÂTI milyon ABD $’ı ITF SÖZLEŞMELERİ KAPSAMINDA YER ALAN DENİZCİ SAYISI 2010 yılında ITF’in elverişli bayrak kampanyası gemiciler için toplam 23,7 milyon ABD dolarından fazla tutarda ödenmemiş ücretin ve tazminatın tahsil edilmesiyle sonuçlandı. 2010 yılında ITF’in toplu iş sözleşmeleri kapsamında yer alan denizcilerin sayısı 288.575 oldu – bu sayı, 2009 yılından 25.000 kişi daha fazla. Dünya filosu EN BÜYÜK 20 DENİZCİLİK ÜLKESİ BAYRAK TEMELİNDE EN BÜYÜK 20 FİLO 1 Ocak 2010 itibariyle, tonaj bakımından sıralama 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Panama* Liberya* Marshall Adaları* Bahama adaları* Hong Kong (Çin) Singapur Yunanistan Malta* Çin Kıbrıs* Birleşik Krallık İtalya Almanya Japonya Norveç (NIS ikinci sicil) Güney Kore Amerika Birleşik Devletleri Danimarka (DIS ikinci sicil) Man Adası (Birleşik Krallık) Antigua ve Barbuda* Gemi sayısı (100 gt’dan büyük) Gros tonaj (milyon ton) 8.100 2.456 1.376 1.426 1.529 2.563 1.517 1.613 4.064 1.026 1.697 1.635 948 6.221 560 3.009 6.546 490 363 1.237 190,7 91,7 49,1 48,1 45,3 41,0 38,9 35,0 30,1 20,2 17,0 15,5 15,2 14,7 13,9 12,9 12,0 10,8 10,2 10,0 Kaynak: Lloyd’s Register of Shipping. * Elverişli bayrak gösterir. 8 ITF Denizciler Bülteni 2011 GT(m) 1Ocak 2009 183,5 82,4 42,6 46,5 39,1 39,9 36,8 31,6 26,8 20,1 15,3 13,6 15,3 13,6 15,0 14,1 11,3 10,1 8,6 9,5 Ortalama yaş (gemiler) 18 11 8 14 10 9 22 13 23 12 19 23 21 16 15 26 27 16 10 10 1 Ocak 2010 itibariyle, tonaj bakımından sıralama 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Gemi sayısı Gros tonaj Ortalama (1.000 gt’dan (milyon) yaş büyük) (gemiler) Japonya Yunanistan Almanya Çin Amerika Birleşik Devletleri Norveç Güney Kore Birleşik Krallık Danimarka Hong Kong (Çin) Singapur Tayvan İtalya Rusya Kanada Türkiye Hindistan Malezya İran Belçika 3.751 3.150 3.627 3.633 1.865 1.968 1.200 1.018 944 680 985 637 844 1.987 433 1.222 509 480 165 234 123,9 109,3 77,5 65,9 38,8 32,0 28,3 26,5 25,3 21,7 20,3 19,1 17,1 14,3 12,6 10,8 10,2 9,8 7,7 7,6 8 14 9 19 17 14 16 14 11 11 13 13 14 24 20 18 17 14 14 14 Kaynak: Lloyd’s Register of Shipping. www.itfseafarers.org ITF’in elverişli bayrak kampanyasından haberler Eastern Planet’e mürettebat için erzak yüklenirken. Polonyalı sendikalar Baltık eylem haftasını başlatırlarken. Baltık Denizi’nde yürütülen yoğun mücadele 200.000$’ın üzerinde tahsilât sağladı ITF tarafından desteklenen, Baltık Denizi’ndeki gemilerde çalışan denizciler, bölgedeki 10 ülkeyi kapsayan bir ITF eylem haftasında, önemli miktarda ödememiş geriye dönük ücretin tahsil edilmesini sağladılar. ITF müfettişleri 27 Eylül ile 1 Ekim 2010 tarihleri arasında, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Almanya, Letonya, Litvanya, Norveç, Polonya, Rusya ve İsveç’te 258 gemiyi ziyaret ettiler. Müfettişler bu gemilerde çalışan denizcilere borçlu olunan 212.955 ABD doları tutarındaki ödenmemiş ücretin tahsil edilmesine yardımcı oldular. Müfettişler denizcilere ücretleriyle ilgili şikâyetleri konusunda yardımcı olmanın dışında, gemilerdeki koşulları da kontrol ettiler ve mürettebatın liman işçileri tarafından yapılması gereken işleri yapıp yapmadıklarını araştırdılar; bir gemi sahibinden yük bağlama işini denizcilere yaptırdığı için tazminat tahsil edildi. Polonya’nın Gdynia limanında görev yapan ITF müfettişi Andrzej Koscik şunları söyledi: “Denizciler Baltık Denizi ülkelerinin her birinde eyleme geçmenin mümkün olduğunu gösterdiler. Bizler liman yetkililerine ve gemi sahiplerine, denizcilerin ve liman işçilerinin eşgüdümlü eylemlerinin hem denizcilere hem de liman işçilerine fayda sağlayabileceğini gösterdik.” Aynı hafta boyunca Asya/Pasifik bölgesindeki denizciler sendikaları elverişli bayrak gemilerini ve standart altı gemileri hedef alan bir eylem haftası düzenlediler. Bu kampanyada Rusya, Japonya, Güney Kore, Tayvan ve Filipinler’den ITF üyesi sendikalar yer aldı. Mürettebat ödenmemiş ücretlerini alabilmek için İspanya’da direnişe geçti Bir İspanyol limanında mahsur kalan denizciler, kendilerine borçlu olunan 98.000 ABD dolarını aşan tutardaki ödenmemiş ücretlerini, ITF’in yardımıyla tahsil edinceye kadar gemilerini terk etmediler. Gemi sahibi ayrıca denizcilerin ülkelerine geri gönderilme masraflarını da ödeme sözü verdi. Sierra Leone bandıralı Eastern Planet adlı gemide çalışan bir Gürcü, üç Rus ve 12 Ukraynalıdan oluşan mürettebat, kararlılıkları sayesinde 31 Ağustos 2010 tarihine kadar geriye uzanan ödenmemiş ücretlerini aldılar. Bu tahsilat, ITF’in İspanya koordinatörü José Manuel Ortega’nın denizcilere sağladığı desteğin ardından gerçekleşti. Mürettebat 22 Temmuz günü, geminin durumunun denize açılmaya elverişli olmadığının denizcilik makamları tarafından tespit edilerek tutuklanmasının ardından, güney İspanya limanı Algeciras’ta kendi kaderine terk edildi. Onarım işlerinin bir aydan kısa bir süre içinde tamamlanması ve ardından geminin nihai varış yeri olan Kongo’nun Matadi limanına doğru yola çıkması bekleniyordu. ITF Denizciler Bülteni 2011 9 gecikme bedelini tahsil edecek olan, diğer beş denizciyi temsil etti. Denizciler 15 Nisan 2010 tarihinde uçakla ülkelerine gönderildiler. ITF’in elverişli bayrak kampanyasından haberler Öfke içindeki denizciler ücretlerini alana kadar geminin yükünün boşaltılmasına yardımcı olmayı reddettiler. Gemi sahibi en sonunda denizcilerin ücretlerini ödemeyi kabul etti ve aynı zamanda gemiye 40 ton yakıt aldı ve gıda maddeleri temin etti. Buna ek olarak, gemi nihai varış noktasına ulaşıncaya kadar gemide kalmak istemeyen tüm denizcileri de ülkelerine geri göndermeyi kabul etti. Ortega şu değerlendirmeyi yaptı: “Gemi sahibinden haber almadan geçen 42 günün ardından, sorun çözülme sürecine girmiş durumda – bu bir mutlu son.” Burmalı denizciler Mısır’da yardım talep ettiler Soğuktan donan gemideki Filipinliler ITF’i yardıma çağırdılar Gorgonilla’nın mürettebatı geriye dönük ücretlerini kontrol ediyorlar. Bkz. “Soğuktan donan gemideki Filipinliler”. Malakas’ın mürettebatı. Bkz. “Terk edilen mürettebat için 112.000 $”. Napht Al Yemen 3 onarım için Mısır’ın Süveyş limanına yanaştığı zaman, Burmalı baş makinist ve ikinci makinist içeride ödenmemiş ücretlerinin kaldığını fark ettiler. Londra’daki ITF personeli ile temasa geçtiler ve onlar da konuyla ilgili olarak Port Said’deki ITF müfettişi Talaat Elseify ile temas sağladılar. Daha sonra Elseify, merkezi Yemen’de bulunan gemi sahibi Overseas Shipping’le görüştü ve onlara sorunu çözmeleri için bir hafta süre verdi. Aksi halde gemiyi tutuklamak üzere harekete geçilecekti. Bir hafta sonra, gemi sahibi ITF’in Port Said’deki bürosuna geldi ve denizcilere toplam tutarı 76.021 ABD doları olan gecikmiş ücretlerini ödedi. Terk edilen mürettebat için 112.000 $ ITF, Sri Lankalı denizcilere, Hindistan’ın Koçi limanında 19 ay boyunca mahsur kalmalarının ardından, 112.277 ABD doları tutarındaki ödenmemiş ücretlerini tahsil etmelerine yardımcı oldu. Panama bandıralı römorkör Malakas, 2008 yılının Ağustos ayında, motorlarında meydana gelen bir arızanın ardından kendi kaderine terk edildi. Merkezi İran’da bulunan gemi sahibi Talaieh Jonoub Marine Service and Trading Company, 10 kişilik mürettebatın yaptığı imdat çağrısına karşılık vermiş olan bir gemi tarafından kurtarılmalarına bile izin vermedi. Malakas daha sonra beş gemicinin ücretlerini tahsil edecekleri ve ülkelerine geri gönderilecekleri Koçi’ye çekildi. ITF, römorkörün açık artırma ile satılmasının ardından en sonunda ödenmemiş ücretlerini ve 6.849 ABD doları tutarında bir 10 ITF Denizciler Bülteni 2011 ITF müfettişi Talat Elseify maaş çekini teslim ediyor. Bkz: “Burmalı denizciler yardım talep ettiler”. “ ” Biz denizcilerin yalnız olmadığını bilmek güzel bir duygu. Gorgonilla adlı gemide çalışan 18 Filipinli mürettebat, Danimarkalı bir şirket olan Seaflex tarafından yönetilen Panama bandıralı gemilerindeki kötü koşullarla ilgili şikâyette bulunmak için, 2010 yılının Şubat ayında ITF’le temasa geçtiler. Gemiye Ocak ayında Cebelitarık’ta binerek çalışmaya başlayan mürettebat, kısa bir süre sonra kimyasal tankerin çok kötü bir durumda olduğunu fark etti. Mürettebat Seaflex’i gemide çok sayıda eksiklik bulunduğundan haberdar ettiler ama kendilerine planlanmış olduğu şekilde Danimarka’nın Kalundborg limanına doğru yola çıkmaları söylendi. Başlıca sorun, Avrupa’da kış mevsiminde olunmasına karşın gemide hiç ısıtmanın bulunmamasıydı! Ayrıca tuvaletler arızalıydı ve makine dairesinde, güvertede ve köprü üzerinde sorunlar vardı. Şubat ayında Kiel Kanalı’na girdikten kısa bir süre sonra, geminin motorları bozuldu ve gemi Almanya’nın Brunsbüttel limanına çekilerek götürülmezden önce, burada demir attı. Hamburg’daki ITF müfettişi Ulf Christiansen’in verdiği bilgiler doğrultusunda, liman devlet kontrol makamları gemiyi ziyaret ettiler ve çeşitli ciddi eksiklikleri gerekçe göstererek gemiyi tutukladılar. Christiansen gemi ziyaret ettiğinde, mürettebat kamaralarında ve diğer odalarda ısının eksi 6 santigrat derece olduğunu tespit etti. Derhal liman doktorunu aradı ve doktor bütün mürettebata görev yapamaz raporu verdi. Denizciler gemiyi terk ettiler ve 10 güne yakın bir süreyle Brunsbüttel’deki denizciler misyonunda kaldılar. Gemi sahibi, yöneticisi, Christiansen ve Danimarka’daki ITF müfettişi Morten Bach arasında yapılan uzun ve zorlu görüşmelerin ardından, mürettebat, masrafları gemi sahibi tarafından karşılanarak ülkelerine geri gönderilmeden önce, ödenmemiş ücretlerinin yüzde 50’sinden fazlasını nakit olarak aldı. Ödenmemiş ücretlerinin diğer bölümü banka hesaplarına havale edildi. Tahsil edilen geriye dönük ücretlerin toplam tutarı 59.066 ABD dolarıydı. En sonunda gemi merkezi Mısır’ın, Port Said limanında bulunan Oceanlink International adlı şirkete satıldı ve Mayıs ayında onarım için Rusya’nın Kaliningrad limanına çekildi. Sendika karşıtı şirkete Japon protestosu 2010 yılının Temmuz ayında liman işçileri ve denizciler, bir Japon gemicilik şirketinin sendika karşıtı eylemlerini protesto etmek için, bu şirketin genel müdürlük binasının önünde toplandılar. Dowa Lines’ın Japonya’nın Tokyo şehrindeki genel müdürlüğü önünde düzenlenen gösteriye Japon Denizciler Sendikası’nın (ISU) ve Japonya www.itfseafarers.org “ Denizcilerin haksız bir biçimde suçlu konumuna düşürüldükleri bir başka vakayı yaşamamıza ramak kalmıştı. Danimarkalı yetkililerin, planlanmış olan bu durumu acilen gözden geçirme ve bu haksızlığın yaşanmasını önlemek için hızla hareket etme dirayetini göstermek gerektiğini gördüklerini bildirmekten mutluluk duyuyorum. ” Tokyo’da, Dowa Lines’ın genel müdürlüğünün önünde gösteri yapan protestocular. Cormorant’ın mürettebatı: gemi sahibi pasaportlarını ellerinden aldı. Bkz. “Üç denizci için adalet”. Liman İşçileri Sendikaları Ulusal Federasyonu’nun üyeleri katıldılar. İşçiler, Japon gemi sahiplerine ait olan elverişli bayrak gemilerinin çoğunun ITF’in toplu iş sözleşmeleri kapsamında yer almasına rağmen, bu şirketin ağırlıklı olarak Panama bandıralı olan 24 gemilik filosu için ITF toplu iş sözleşmelerini imzalamayı ısrarla reddediyor olmasını protesto etmek için gösteri yaptılar. Sendika üyeleri aynı zamanda şirketin JSU’ya karşı, sendikanın yayımlamış olduğu bir bildiride yer alan bir ifadeye dayanarak hakaret davası açmış olmasına yönelik öfkelerini de ifade ettiler. ITF, gösteriye destek vermek üzere, sendikaları gösterdikleri kararlılık nedeniyle kutlayan bir dayanışma mektubu gönderdi. Mektupta şöyle deniyordu: “Sizler Dowa Lines gemilerindeki denizcilerin çalışma koşullarını iyileştirme çabalarınızda kararlı bir tutum sergilediniz ancak Dowa bu çabanıza, sizlerle görüşmek yerine, meşru eylemlerinize karşı dava açarak karşılık verdi.” Bu gösteri, ITF’in 12–16 Temmuz tarihleri arasında düzenlediği elverişli limanlar ve bayraklar Doğu Asya eylem haftasının bir parçası olarak gerçekleştirildi. Hafta boyunca Japonya, Güney Kore, Rusya ve Tayvan’dan denizciler ve liman işçileri sendikaları 124 gemiyi ziyaret ettiler, bir dizi gemi sahibi ile toplu iş sözleşmeleri imzaladılar ve kendi yerel liman işçileri sendikaları ile pazarlık masasına oturmaktan uzak duran limanları ziyaret ettiler. Gürcü denizciler ücretleri ödenene kadar yerlerinden kıpırdamadılar Fransız limanı Sen Louis du Rhône’da iki ay süreyle ücretleri ödenmeden terk edilen Jasmine adlı geminin dokuz Gürcü denizciden oluşan mürettebatı, 1 Eylül 2010 tarihinde ülkelerine geri gönderildiler. Sahibi İtalyan olan, Gürcistan bandıralı yük gemisi, 26 Haziran’da limana yanaştığı zaman, mürettebat kendilerine borçlu olunan ve toplam tutarı 99.000 ABD dolarını aşan altı aylık ücretleri www.itfseafarers.org ödeninceye kadar gemiyi terk etmeyi reddettiklerini açıkladı. ITF mürettebata geriye dönük ücretlerinin üçte birini tahsil etmelerinde yardımcı oldu. ITF müfettişi Yves Reynaud denizcilerin “dernekler ve belediye başkanı aracılığıyla işleyen bir dayanışma sisteminin, onlara su ve temel ihtiyaçlarını sağlayabildiği Fransa’ya gelmiş oldukları için şanslı olduklarını,” belirtti. Tutuklanan geminin açık artırma ile satışa çıkarılması bekleniyor. Sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya olan üç denizci için adalet ITF, Danimarkalı yetkilileri, bir elverişli bayrak gemisinde çalışmakta olan üç denizciye karşı, potansiyel olarak adil olmayan bir uygulamaya girişilmesini önleyecek biçimde hareket ettikleri için kutladı. Gemiciler, pasaportlarını ellerinden almış ve onları ve gemilerini terk etmiş olan bir gemi sahibinin masum kurbanlarıydılar. Danimarka’ya yasadışı yollardan girmiş kişiler olarak sınır dışı edilmelerine ve bunun adli sicil kayıtlarına işlenmesine ramak kalmıştı. Böyle bir şeyin olması, bu gemicilerin yeniden iş bulma şanslarını ciddi bir biçimde tehlikeye atacaktı. Ancak 2010 yılının Şubat ayında bütün bu suçlamaların geri alındığını ve serbestçe evlerine geri dönebileceklerini öğrendiler. Böylece altı aydır çektikleri çile sona ermiş oldu. ITF’e göre, gemicilerin çalıştıkları geminin satılmasının ardından kendilerine ödenmemiş olan dört aylık ücretlerini tahsil etme olasılığı da vardı. Bu üç denizciye, 2009 yılının Ağustos ayında, Sen Vincent siciline kayıtlı Cormorant’ta çalışma sözü verildi. Geminin Alman kaptanı/sahibi denizcilerin pasaportlarını ve diğer kişisel eşyalarını ellerinden almış ve bu yolla onların gemiden ayrılmalarını engellemişti. Denizciler ve gemi, 2009 yılının Aralık ayında, Danimarka’nın Frederiksvaerk limanında terk edildiler. ITF Denizciler Bülteni 2011 11 ITF’in denizciler kolu sekreteri Jon Whitlow şu yorumu yaptı: “Denizcilerin haksız bir biçimde suçlu konumuna düşürüldükleri bir başka vakayı yaşamamıza ramak kalmıştı. Danimarkalı yetkililerin, planlanmış olan bu durumu acilen gözden geçirme ve bu haksızlığın yaşanmasını önlemek için hızla hareket etme dirayetini göstermek gerektiğini gördüklerini bildirmekten mutluluk duyuyorum.” İkisi Ganalı ve biri Rus olan üç gemici paraları, yiyecekleri ve elektrikleri olmadan terk edilmelerinin ardından, yerel yardım kuruluşlarının ve ITF müfettişi Morten Bach’ın sağladığı yardımlara muhtaç durumdaydılar. Bach yaşananları şu sözlerle açıkladı: “Hangi açıdan bakılırsa bakılsın bu insanlar gemide mahpustular. Daha sonra, neredeyse inanılmaz bir biçimde, gemiden kaçmalarını önlemek için kaptan pasaportlarını ellerinden almış olduğu halde, Danimarka’da yasadışı bir biçimde bulunmakla suçlandılar. Yetkililer hallerine acıyıp merhamete gelmemiş olsalardı, en az bir yıl süreyle Danimarka topraklarından geçmeleri yasaklanacak ve bu da Avrupa Birliği çapında adli sicil kayıtlarına işlenecekti. Bu tamamen kabul edilemez bir durumdu ve bu mesajı Danimarkalı yetkililerin duyması sağlandı. Şunu söylemekten mutluluk duyuyorum;, onlar da bu mesaja kulak verdiler ve ona uygun bir biçimde hareket ettiler.” ITF’e göre, Cormorant vakası denizcilerin haksız bir biçimde suçlu konuma düşürülmelerinin en son örneğiydi. Hebei İkilisi türünden daha önceki vakalar gemicilik örgütlerinin oluşturduğu bütün camia tarafından şiddetle kınanmıştı. Cormorant 1965 yılında inşa edilmiş ve mülkiyeti Rostocklu Klaus Herman Juls’a ait olan bir gemidir. Garson kendisine sakatlık ödemesinin yapılmasını sağladı ITF’in Valparaiso’daki müfettişi Juan Luis Villalon Jones, turizm gemilerinde kaza geçirmiş ancak mürettebat istihdam ajanslarından hiçbir yardım görmemiş olan birçok denizcinin durumuyla ilgileniyor. Bir vakada, Grand Mistral’da çalışan bir garson büfe zemininin kaygan olması ve ayağında uygun lastik ayakkabı bulunmaması nedeniyle dizini burktu. Gemi doktorları bu kişinin ameliyat olması 12 ITF Denizciler Bülteni 2011 Alastair Fyfe ITF’in elverişli bayrak kampanyasından haberler için ülkesine geri gönderilmesi gerektiğini söylediler. Evine ulaştığı zaman istihdam ajansı kendisine çok az yardımcı oldu ve ona hastalık parasını ancak iki buçuk aylık bir gecikmenin ardından verdi. Ameliyatla bağlantılı kimi komplikasyonlar yaşandı ve bu denizci başka doktorlara sevk edildi –tam bu noktada istihdam ajansı tedaviye son verilmesi talimatını verdi ve denizcinin işbaşı yapması gerektiğini söyledi. Villalon Jones sigorta şirketi P&I ile temas etti ve onlardan bu vaka ile ilgilenmelerini istedi. ITF’in ısrarı üzerine sigortacılar bu denizciyi nihai bir değerlendirme için başka bir doktora sevk ettiler. Doktor bu kişinin gemide yeniden iş başı yapmasının mümkün olmadığı sonucuna vardı. Bu sırada ajans bu denizci ile temas etti ve ITF’ten yardım almaya devam etmesi durumunda hak edeceği tazminatı kendisine vermemekle tehdit etti. Ancak bu kişi, bir buçuk yıl sonra, maluliyet tazminatının yüzde 100’ünü aldı. Hollanda’daki ödeme labirentinde bir yol gösterenleri vardı İki Romen denizci kendilerine Hollandalı işverenleri tarafından borçlu olunan ücretlerini tahsil etmekte gördükleri yardımın ardından, Kanada’da ITF’e teşekkür ettiler. Hollandalı gemi sahibine ait ve Hollanda bandıralı Flinterstream’ın ikinci kaptanı ve ikinci makinisti, gemi Kanada’nın Québec eyaletinin Contrecoeur limanına yanaştığı sırada, ödenmemiş ücretlerinin bulunduğunu söylemek için ITF’le temasa geçtiler. İkinci kaptan üç haftadır karada bulunuyordu ve son maaşını almamıştı. Hâlâ gemide olan ikinci makiniste ise maaşının tamamı ödenmemişti. Toplam tutarı 7.476 Avro (10.400 ABD doları) olan bu eksik ödeme, yabancı işçilerin çalışmalarına ve Hollanda hükümetine vergi ödemelerine izin veren bir “sofi numarasına” [sosyal vergi numarası] sahip olmalarını öngören Hollanda’daki yeni kuralların bir sonucuydu. ITF müfettişi Patrice Caron, geminin idari mümessili Seacontractor’ın, iki gemici için bu numaraları almak üzere başvuruda bulunmuş olduğunu ama numaraları almanın sekiz haftadan fazla bir süreyi aldığını öğrendi. “Seacontractor bu iki mürettebat üyesi için sofi numaralarını aldıktan sonra, gemicilere ödeme yapıldı,” diye ekledi. ITF’e verdiği destek için teşekkür eden ikinci kaptan şunları söyledi: “Biz denizcilerin yalnız olmadığını bilmek güzel bir duygu.” Ücretinizle ilgili sorunlarınız mı var? Ücretinizi tam olarak almakta sorunlar yaşıyor musunuz? Eğer yaşıyorsanız, bu şirketinizin ekonomik sıkıntı içinde olduğunun işareti olabilir. Ücretlerinizi ve işinizi korumak için en kısa zamanda sendikanızla ya da doğrudan ITF’le temasa geçmelisiniz. ITF’in korsanlık belasını sona erdirmeyi amaçlayan kampanyası, 2010 Denizciler Günü’nde BM’ye sunulan, 930.000’in üzerinde insanın imza verdiği bir dilekçe ile daha da güçlendi. Londra’da serbest gazeteci olarak çalışan BRENDA KIRSCHbu dilekçeyi ve diğer gelişmeleri ele alıyor. www.itfseafarers.org Korsanlık ITF’in imza kampanyası Britanya’nın Felixstowe limanındaki MSC Savona’ya (gömülü küçük resim) asılan bir pankartla (yukarıda) başlatıldı. Yaklaşık bir milyon ses artık yeter dedi ITF –uluslararası denizcilik sektörünün önde gelen kuruluşlarıyla birlikte20 Mayıs 2010 tarihinde hükümetleri korsanlık belasıyla başa çıkmak için harekete geçmeye çağıran dünya çapında bir imza kampanyası başlattığında, önüne, dört ay sonra, 23 Eylül 2010’da kutlanacak olan Dünya Denizcilik Günü’ne kadar, en az yarım milyon imza toplamak gibi iddialı bir hedef koymuştu. Sonuçta, Uluslararası Denizcilik Örgütü’ne sunulan “Artık Yeter” başlıklı dilekçeye yaklaşık bir milyon kişi –930.406- imza verdi. Kampanyaya gösterilen bu ilgi, dünya denizlerinde işlenmeye devam eden ve giderek artan suçlarla ilgili duyulan uluslararası endişenin düzeyini gösteriyordu. Bu ilgi, aynı zamanda bu suçların kurbanı olan, aylarca esir tutulan ve bunun sonucu olarak kendi yaşamları ve sağlıkları, ailelerinin, dostlarının ve meslektaşlarının yaşam ve sağlıkları zarar gören, masum denizcilere verilen evrensel desteği de ifade ediyordu. İmza kampanyasının verdiği önemli işareti gören Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, www.itfseafarers.org “korsanlık sorunundan kaynaklanan sorunları ele almak konusunda her türlü çabanın gösterileceğini” taahhüt etti. Buna karşılık olarak ITF Genel Sekreteri David Cockroft, BM’den gerçekten etkin olacak eylemler görmeyi umduklarını söyledi: “Bir küresel soruna dönüşme yolundaki korsanlığa karşı sadece somut, kararlı karşı önlemler etkili olabilir.” Cockroft’un çağrısı, korsanlıkla başa çıkabilmek için sorunun en yoğun olduğu yerlerde alınan mücadele önlemlerine rağmen, bu suçun işlenmeye devam ettiğini ve dünya çapında artmakta olduğunu ortaya koydu. Aden Körfezi boyunca gemiciliğe engel olan Somali korsanlık dalgası, son birkaç yıldır daha da geniş bir alana doğru yayılıyor ve yoğunlaşıyor. Çok uluslu deniz görev gücünün Aden Körfezi’ne konuşlandırılmasıyla birlikte, Somalili korsanlar faaliyet alanlarını Afrika Boynuzu’nun dışına, doğuya doğru, güneyde Hint Okyanusu’na –Şeysel adalarına ve Tanzanya karasularına kadar- ve kuzeyde Kızıldeniz’in içlerine uzanacak şekilde genişletiyorlar. Ne de deniz gücü korsanların, güvenli geçiş hattı dâhil, Aden Körfezi içinde saldırılar düzenlemeye devam etmesine engel olabildi. Korsanların büyük tutarlarda fidye alabilmek için gösterdikleri fırsatçılık, çok büyük ya da küçük olmasına bakmaksızın hiçbir geminin dikkatlerinden kaçmadığı anlamına geliyor. Söz konusu olan ister devasa bir konteynır gemisi ya da tanker isterse de küçük bir balıkçı teknesi olsun, bunların tümü, yoksulluk içinde ve etkin bir yönetimin olmadığı bir toplumda, potansiyel zenginlik kaynakları olarak görülüyor. Buna karşılık, deniz gücünün varlığı, korsanlık karşıtı önlemlerin daha yaygın bir biçimde kullanılmasıyla birlikte, Somalili korsanların başarı oranını azaltmaktadır. Bu arada, denizde işlenen suçlar diğer sularda tırmanışa geçmiş durumda. Uluslararası Ticaret Odası’nın bir kolu olan Uluslararası Denizcilik Bürosu’nun (IMB) merkezi Malezya’nın Kuala Lumpur şehrinde bulunan ve korsan saldırılarını, bunların ITF Denizciler Bülteni 2011 13 Korsanlık Vietnam Tehlikeli bölgeler Callao Çittagong Batı Afrika Somali Güney Çin Denizi Nijerya ve komşusu olan ülkeler son yıllarda gemiciliğe ve personele yapılan saldırılarda yaşanan bir artışa tanık oldular. Burada saldırılar silahlı soygun amaçlı olduğu kadar çoğu durumda açıkça siyasi nitelik taşımaktadır ve yaşanan pek çok olay Nijer Deltası’nın Kurtuluşu yolunda Hareket (MEND) –petrol zengini delta bölgesinden elde edilen kaynakların yerel olarak yeniden dağıtıldığını görmek isteyen direnişçiler- ile bağlantılıdır. Ayrıca, Somalili korsanlardan farklı olarak, Batı Afrikalı direnişçilerin ve onları taklit eden diğer saldırganların denizcilere karşı şiddet kullanmaları olasılığı daha yüksektir. MEND, 2009 yılında yaşanan bir olaylar dalgasından sorumluydu. Ne var ki, önderlerinden biri 2009 yılının Aralık ayında, cezaevinden serbest bırakılınca, grup geçici bir ateşkes ilan etti. Bu moratoryum 2010 yılının başlarında sona erdi ve olaylar eskiye kıyasla daha fazla artış gösterdi. IMB, 2010 yılının ilk dokuz ayında Nijerya’da yaşanan 11 korsanlık olayı bildirdi. Ancak, IMB “gerçek rakamın, bu özellikle şiddet dolu bölgede çok daha yüksek olabileceği” uyarısında bulundu. 2010 yılının Eylül ayında, komşu ülke Kamerun’da iki gemide çalışan denizciler korsanlar tarafından kaçırıldılar. Somalili korsanların eylemleri küresel gemicilik sektörü ve denizciler için hâlâ önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Bu korsanlar otomatik silahlarla ve roket güdümlü el bombaları ile tepeden tırnağa silahlanmış ve büyük ya da küçük ayrımı yapmaksızın bütün gemilere saldırmaya hazır durumdalar. Gemilere aborda etmek ve kontrollerini ele geçirip, daha sonra Somali kıyılarına götürmek amacıyla –genellikle (bazen daha önce kaçırılmış gemilerden elde ettikleri) uydu ekipmanları ile donatılmış ana gemilerden skifleri mevzilendirerekkurbanlar aramaktadırlar. Burada esir edilen denizciler, kimi zaman aylar boyunca rehine olarak tutulmaktadır. Somalili korsanlar rehinelere nadiren fiziksel zarar veriyorlar ve geçtiğimiz yıllar içinde bu bölgede çok az sayıda denizci öldürüldü. Ancak eski rehinelerin gösterdiği gibi bu esirlik onlara daha sonraki yıllarda zarar veren travmatik bir deneyim olabilir. Aynı zamanda kaçırılmanın üzüntü çeken aileler ve arkadaşlar üzerinde yarattığı etki de var. Rehin alma denizcilik şirketlerini büyük tutarlarda ödemeler yapmaya zorlamanın aracı olarak kullanılıyor. Fidye müzakerelerinin gizlilik içinde yürütülmesine ve görünüşte Somalili korsanlara yapılan fidye ödemelerinin toplam tutarı ile ilgili hiçbir rakam açıklanmıyor olmasına rağmen, fidye olarak milyonlarca dolar istendiği ve milyonlarca dolar ödeme yapıldığı biliniyor. Dergimizin baskıya girdiği sırada, Somalili korsanlar yaklaşık 20 gemi ve 400 denizciyi rehin tutuyorlardı. Somali’de korsanlığın ortaya çıkmasını önceleyen yıllarda, Güney Çin Denizi korsan saldırıları bakımından tehlikeli bölge konumundaydı. Ancak Singapur, Malezya ve Endonezya tarafından gösterilen yoğun çabalar bu bölgede korsanlığın azalmasını sağladı. Ne var ki, 2008 yılında küresel durgunluğun başlamasından bu yana, korsanlık vakalarında belirgin bir artış yaşanmaktadır. Bu sularda korsanlık büyük çoğunlukla, ateşli silahlar yerine bıçakların kullanıldığı ve denizcilere karşı kimi zaman şiddete başvurulan, soygun amaçlı saldırılardan oluşuyor. IMB, 2010 yılının ilk dokuz ayında Güney Çin Denizi’nde, 21’inde korsanların gemiye çıkmakta başarılı oldukları 30 korsanlık girişimi bildirdi –bu, 2009 yılının aynı döneminde bildirilmiş olan vaka sayısından üç kat fazladır. IMB, bu saldırılardan sadece az sayıdaki birkaç grubun sorumlu olduğuna inanmaktadır. Ayrıca IMB Endonezya çevresinde kaydedilen vaka sayısının 2009 yılında yediden 26’ya yükseldiğini saptadı. 14 ITF Denizciler Bülteni 2011 yaşandığı sırada bildiren ve düzenli izleme verileri derleyen bir Korsanlık Raporlama Merkezi (PRC) vardır. IMB, 2010 yılının ilk dokuz ayını kapsayan raporunda, tüm dünyada 289 korsan saldırısının yaşandığını açıkladı. Somalili korsanlar bu saldırıların yarısından azını –yüzde 44’ünü- yapmış oldukları halde, bu dönemde dünya genelinde kaçırılmış olan 39 gemiden 35’ini ele geçirerek, başarıya ulaşan kaçırma eylemlerinin en büyük bölümünü gerçekleştirdiler (ve karşılaştırma yapabilmek bakımından 2009 yılının aynı döneminde sadece 34 geminin kaçırılmış olduğunu belirtelim.) Dünya çapında rehin alınanların sayısı 773 kişi oldu. 2010 yılının ilk dokuz ayında, korsanlar 128 gemiye çıktılar ve 52 gemiye ateş açtılar. 137 olayda silah ve 66 olayda bıçak kullanılırken, bir denizci öldürüldü ve 27 denizci yaralandı. Yetmiş geminin saldırılara engel olmayı başardığı bildirildi. Korsanlığa karşı önlemler Olay sayısında yaşanan artışa rağmen, gemiler kaçırma ve gemiye çıkma girişimlerini savuşturma konusunda giderek daha başarılı sonuçlar alıyorlar. Aden Körfezi’nde çok uluslu deniz görev gücünün varlığı korsanları caydırma ve alarm veren saldırıya uğramış gemileri kurtarmaya yardımcı olmuştur. Donanma eliyle yürütülen harekâtın alanının genişletmesine ve Hint Okyanusu’na uzanan bir geçiş koridoru oluşturulmasına yönelik çağrılar yapılmaktadır. Ne var ki, bu yapılacak olsa bile, bu kadar geniş bir alan üzerinde tüm saldırıların önlenebileceğini öne sürmek oldukça güçtür. Giderek daha fazla başvurulan ve başarılı sonuç veren bir diğer önlem, korsanların gemiye çıkmaları durumunda, gemi içinde, mürettebatın kaçabileceği ve kendilerini kilitleyebilecekleri Diğer tehlikeli bölgeler IMB raporlarında adı sürekli olarak geçen bölgeler arasında Çittagong, Bangladeş, Callao, Peru ve genellikle bıçaklarla ve sopalarla silahlanmış olan hırsızların gemileri ve mürettebatın eşyalarını çalmak için limanlarda demirlemiş olan gemilere çıktıkları, Vietnam’daki limanlar yer alıyor. www.itfseafarers.org güvenli alanların ya da sığınakların kullanılmasıdır. Bu taktik denizcilerin güvenliğini sağlamanın yanı sıra geminin kontrolünü ele geçiremeyen korsanların, sinirini bozmaktadır. Kimi vakalarda, korsanlar mürettebatı bulamayınca umutsuzluğa düştüler ve gemiyi kaçırmaktan vazgeçtiler. Kimi gemi sahipleri korsanların bulunduğu sularda seyrettikleri sırada özel güvenlik görevlileri istihdam ederken, diğerleri –Danimarkalı dev Maersk Lines ve Avrupa Topluluğu Gemi Sahipleri Birliği gibi- bunun yerine ulusal ve uluslararası düzeyde devlet müdahalesi talep etmektedirler. ITF gemilerde çalışan denizcilerin silahlandırılmalarına kesin bir biçimde karşı çıkmaktadır. Hukuki durum Dilekçenin gücü Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün Genel Sekreteri Efthimios E Mitropoulos (solda), altında 930.000’den fazla ismin yer aldığı, korsanlığa son verilmesini talep eden dilekçeyi kabul ediyor. Dilekçede şöyle deniliyor: “Aşağıda imzası bulunan bizler, hükümetleri saldırı tehlikesi altında bulunan binlerce denizciyi ve yüzlerce gemiyi korumak üzere, büyüyen korsanlık sorununa gerçek çözümler bulabilmek için büyük miktarda kaynak tahsis ederek ve gösterilen çabaları yoğunlaştırarak; kaçırılmış olan denizcilerin serbest bırakılmalarını ve ailelerine güvenli bir biçimde kavuşmalarını sağlamaya yönelik adımları acilen atarak; Somali ve halkı için istikrarlı ve barışçıl bir gelecek sağlamak üzere uluslararası toplulukla birlikte çalışarak; mümkün olan her şeyi derhal yapmaya çağırıyoruz.” Korsanlığa karşı toplanan imzaların İMO’ya teslim edilmesiyle ilgili videoyu şu adresten seyredebilirsiniz: www.youtube.com/ watch?v=qJHSLFNt_HM www.itfseafarers.org VİDEO: Chantelle adlı gemide çalışan Sri Lankalı mürettebatla, ITF’in “Korsanlık Gerçekte Ne Anlama Geliyor” başlıklı videosu için bir dizi görüşme yapıldı. Bu denizciler, 2009 yılının Haziran ayında Somalili korsanlar tarafından kaçırıldılar ve fidye karşılığında serbest bırakılmadan önce, 41⁄2 ay süreyle rehin tutuldular. Antigua ve Barbuda bayraklı geminin 10 kişiden – yedi Sri Lankalı ve üç Filipinli oluşan bir mürettebatı vardı. Videoyu seyretmek için: www.youtube.com/ watch?v=Xe_VQkgypRw Somalili korsanlar tarafından esir alındılar Uluslararası hukuki durumun karmaşıklığı korsanların kovuşturulmalarını son derece güç bir hale getirmektedir. Ne var ki, bu hukuki açmazın aşılmakta olduğunu gösteren işaretler de ortaya çıkmaktadır. ABD, Hollanda ve Seyşel adalarındaki mahkemeler artık korsanlar aleyhine başarıyla kovuşturma yürütebiliyorlar. Yemen’deki mahkemelerin yapmış olduğu gibi Kenyalı mahkemeler de bu yasal yükümlülüğü omuzlamış durumdalar ve 2010 yılında 15 Somalili korsanı hapse mahkûm ederken, 100’den fazla korsanı da tutukladılar. İnterpol (uluslararası polis teşkilatı), 2010 yılının ortasında, kovuşturmaları hızlandırmaya yardımcı olmak için, merkezi bir korsanlık soruşturma yapısı oluşturulmasını ve tanıklık yapması istenen denizcilerin bundan dolayı üzerlerinde oluşan yükün hangi yollarla hafifletilebileceğini tartışmak üzere, denizcilik sektörü kuruluşları ile bir toplantı yaptı. Asian Glory’nin kaptanı Veliko Velikov yazıyor… Saldırıya uğradığımız sırada, gemim Asian Glory, 2010’nun yılbaşı gününde, UKMTO/ EU-NAVFOR tarafından işletilen batı yönündeki transit hatta katılmak üzere yol alıyordu. O sırada ben kamaramdaydım. Gece yarısından kısa bir süre sonra gemide silah ve makineli tüfek sesleri duydum ve köprü üzerinde üç korsanla karşılaştım. Hepsinin elinde AK47 tüfekleri ve tabancalar vardı. Saldırı gemiyi korumak ve tehlikeli bölgelerden uzak durmak için en iyi biçimde almış olduğumuz bütün önlemlere rağmen başarılı oldu. O anda ben ve 24 kişilik mürettebatım korsanlar tarafından esir alındık. Kısa bir süre sonra, korsanların ana gemisi Asian Glory’ye aborda edince, toplam 15 korsan gemiye çıktı. Gemimiz rotasını, kaçırıldığımız noktadan yaklaşık 820 mil uzaklıkta olan Garaced’e doğru çevirmek zorunda bırakıldı. Garaced’e 4 Ocak günü ulaştık ve gemiye daha fazla sayıda korsan çıktı. Mürettebatın kamaralarını yağmaladılar ve tüm kişisel eşyalarımızı çaldılar. Kaçırıldığımız sırada, mürettebatın çoğunluğu silahlı nöbetçilerin gözetimi altında köprünün ön bölümünde tutuldu. Bazı korsanların dizginleri ellerinde bulundurduğu açıkça görülebiliyordu ve özellikle bir korsan uydu telefonunu bizim Londra’daki yöneticilerimizle pazarlık yapmak için kullandı. Bütün görüşmeleri tek bir kişi yürüttü. Korsanlar bize kaba davrandılar. Nasıl davranacaklarını kestirmek mümkün olmuyordu ve fiziki ve ruhsal baskıyı bir arada kullandılar. Genellikle uyuşturucu maddelerin etkisi altındaymış gibiydiler. Ancak yiyecek stokumuz tükendiği zaman bizlere yiyecek sağladılar. Ne yazık ki, 7 Mart’ta beni mürettebattın geri kalanından ayırdılar ve 16 Nisan’a kadar tecrit edilmiş bir halde tutulduğum kamarama zincirlediler. Daha sonra mürettebatla yeniden bir araya geldim ve korsanların onlara benim idam edildiğimi söylediklerini öğrendim. Bütün bunlar yaşanırken bizlerin Zodiac Maritime Agencies’in tam ve koşulsuz desteğine sahip olduğumuzu ve güvenli bir biçimde serbest bırakılmamızı sağlayacaklarını biliyordum. Diğer taraftan, bu, zaman zaman yaşamlarından endişe duyan mürettebatın akut stres içinde yaşadıkları bir dönemdi. Hiçbir insan, korsanlar tarafından rehin tutulmanın dehşetine ve insanlık dışılığına maruz bırakılmamalıdır. ITF Denizciler Bülteni 2011 15 Nautilus International Wikimedia Commons Britanyalı ikinci zabit James Grady (sağda yer alan resimde, ITF’in desteklediği korsanlık karşıtı imza kampanyasında toplanan imzalarla birlikte görülüyor) 15 Kasım 2008 ile 10 Ocak 2009 tarihleri arasında, Suudi tankeri Sirius Star’da Somalili korsanlar tarafından rehin alındı. Grady, bu sıkıntıları yaşadığı sırada gizli bir günlük tuttu. İşte bu günlükten kimi bölümler… Bir rehinenin günlüğü 1. Gün Saat 08:55’de makineli tüfek ve bir RPG ile silahlanmış olan Somalili korsanlar gemiye çıktılar. Saat 09:02’de kaptan köşkünün kontrolünü ele geçirdiler ve ısrarla geminin durdurulmasını istediler. Daha sonra iki tekne ve sekiz adam gemiye alındı. Saat 15:00’da tekrar durduk ve üçüncü bir tekneyi aldık. Şu anda gemide toplam 10 silahlı adamın bulunduğunu zannediyorum. Uydu telefonunu sürekli meşgul ettiklerinden, onu yardım istemek için kullanamıyoruz. Herhangi bir yardım gelmiyor. Somali’ye dümen kırdık. Herkes neler olacağı konusunda endişe içinde. Saat 10:00’da kaptanın kamarasıyla başladılar ve teker teker bütün kamaralara girdiler. Tüm parayı, cep telefonlarını, saatleri ve gözlerine kestirdikleri değerli her şeyi çalıyorlar. Kamarama iki kez geldiler. Çalıp çırptılar. 2. Gün Somali kıyıları yakınlarındaki “Korsan Koyu”nda (o yere bu adı biz verdik) demir attık. İlk kez makine dairesine geldiler. Değerli bir şeyler olup olmadığını görmek için makine kontrol odasını aradılar. Şirket tarafından verilmiş olan bir dizüstü bilgisayarı ve diğer başka şeyleri çaldılar. 8. Gün Bugün demirlediğimiz yeri Somali’nin “Korsan Körfezi”nin kıyıları boyunca yaklaşık 15 mil öteye taşıdık. Bizden sürekli olarak kıyıya yakın seyretmemizi istiyorlar. Geminin kıyıya daha fazla yaklaşmak için çok büyük olduğunu anlamıyorlar. 10. Gün ITV News, Peter [mürettebattan] ve benimle uydu telefonu üzerinden bir görüşme yaptı. Her ikimiz de korsanlar hakkında olumlu şeyler söyledik. Korsanlar hemen yanı başımızda ayakta durmuş, bizi dinlerlerken başka bir seçeneğimiz yoktu. Korsanlar yarın sabah evlerimizle telefonda görüşeceğimize söz veriyorlar. 13. Gün Son birkaç gündür bir helikopter günde bir veya iki kez üzerimizde daireler çiziyor. Bugün yine geldi. Öğleden hemen önce bir İspanyol (biz öyle olduğunu düşünüyoruz) savaş gemisi yaklaşık beş mil uzağımızdan geçti. Bu, korsanlara verilmiş zekice bir mesaj belki de. 5. Gün Gemide kaç korsan bulunduğundan emin değiliz. Sayılarının yaklaşık olarak 20 ile 25 arasında olduğunu düşünüyoruz. Dışarı çıkamadığımız için kesin bir sayı vermek zor. 17. Gün Bugün beş yeni korsan daha geldi. Saat 21:00’de herkese gerçek rehineler olarak köprüde toplanma emri verdiler. Saldırıya uğrayacaklarını düşünüyorlardı. Sonunda herkes zabitlerin dinlenme odasında uyumak zorunda kaldı. Kapıda silahlı bir nöbetçi bekliyordu. Çok rahatsızlık verici bir ortamdı ve oda soğuktu. Korsanların saldırı hazırlığı içinde olduğunu zannettikleri tekne aslında geminin kıç tarafından yaklaşık 15 mil uzakta bulunan, kör olasıca bir deniz feneriydi. 7. Gün Korsanlardan biri dışarıda bir AK47 kazasında vuruldu. Korsanlar tıbbi yardım almak için birinci zabite gittiler. Ondan kurşunu çıkartmasını istediler. Birinci zabit korsanlara şöyle dedi: “Ben bir doktor değilim. Bunu ben yapamam.” Birinci zabit kurşunu çıkarmaya çalışması halinde korsanın kan kaybından ölebileceğinden korkuyordu. Daha sonra yaralı korsan kıyıya çıkarıldı. Onu bir daha görmedik. 18. Gün Biz rehineler için çok kötü bir geceydi. Zabitlerin dinlenme odasına kilitli kalmak hiç de eğlenceli bir durum değil. Saat 06:00’da korsanlar yine kamalara girip hırsızlık yapmaya başladılar. Saat 09:00’da yine kamaralarda hırsızlık yapıyorlardı. Her kamaraya her depoya tek tek girdiler. Böylece benim kamaram beş kez aranmış oldu. Popüler biri olmalıyım. 16 ITF Denizciler Bülteni 2011 21. Gün Bugün helikopter daha erken geçti. Korsanlar istemedikleri kimi eşyaları geri verdiler. Bugün hepimizin evlerimize telefon etmemiz gerekiyor. 22. Gün Akşama doğru helikopter geçti. Helikopteri görmek hoşuma gidiyor; bana yalnız olmadığımızı hissettiriyor. 24. Gün Avrupa Birliği, Somali kıyılarında devriye gezme işini Nato’dan devraldı ama bir korsanı yakaladıkları zaman ona ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlar. Biz hepimiz onlara ne yapılması gerektiğini gayet iyi biliyoruz. 29. Gün Mutfak personeli korsanların bizim yiyeceklerimizi yemelerine giderek daha fazla sinir oluyor. 32. Gün 01:15: korsanlar bir cankurtaran kemerini denize ittiler ve ona kurşun sıktılar. 06:30: bir balıkçı teknesi geminin kıç tarafına yaklaştı. Korsanlar ağır makineli tüfekle tekneye ateş açtılar. 08:50: helikopter üç günden bu yana ilk kez yakınımızdan geçti. 35. Gün Helikoptersiz bir gün. Sabahın erken saatlerinde mürettebatın dolapları zorla açıldı. İki hafta geçti ve herkese evini telefonla aramasına izin verilmiyor. Bu iyi değil. 38. Gün Helikopter sabahın erken saatlerinde daireler çizdi. Korsanlar soyunma odasındaki dolaplardan hırsızlık yapıyorlar. Ve mürettebata ait kamaralardan birine zorla girmeye çalıştılar. 40. Gün Helikopter gelmedi. Mürettebat ve korsanlar bugün balığa çıktılar ve bir miktar balık tuttular. 42. Gün Helikopter bugün tekrar geldi. Bu sabah korsanların patronu konumunda olan adam gemiye geldi. Bunu Vela International Marine [gemi sahibi] ile olan görüşmeleri hızlandırmak için yaptıklarını düşünüyorum. Böylece gemide dört tane fazladan Somalili var. Bugün hepimizin eve telefon etmemiz gerekiyor. Üç haftadan bu yana ilk kez. 50. Gün Elebaşı konumundaki adamların bir bölümü gemiye geldi ve şöyle dediler: “Görüşmeler tamamlandı.” Sadece paranın gönderilmesi için bekliyoruz. Bu üç gün kadar bir süre alacaktır. Marek [mürettebattan] şirkete telefon etmeyi başardı ve şirkettekiler anlatılanları doğrulamışlar. Ama paranın gönderilmesi yedi ile 10 gün arasında bir süre alabilirniş. 54. Gün Yarın hepimiz, liman manifoldunun ilerisinde, güvertede olacağız. Saat 06:30 sularında küçük bir uçak tarafından sayılmak üzere gemi küpeştesinde, üç metre arayla duracağız. Daha sonra uçak paranın yarısını aşağıya atacak. Yaklaşık altı saat sonra paranın diğer yüzde 50’lik bölümüyle geri dönecek. Marek parayı sayacak. Yaklaşık olarak toplam 3 milyon dolar. Bugün de hırsızlık devam ediyor, hemen her şeyi çalıyorlar. 55. Gün Herkes saat 05:00’te kalktı. Saat 07:30’da hepimiz liman tarafındaki küpeşte boyunca güverteye çıktık. 08:05: çift motorlu uçak bizleri saymak için alçaktan uçarak üzerimizde bir yay çizdi. Uçak ikinci kez geçti ve denize üzerinde paraşüt bulunan bir paket bıraktı. Paranın yarısını. İki korsan botu paketi aldı ve gemiye getirdi. Daha sonra hepimiz içeri girdik. Uçak 14:10’da geri döndü ve paranın geri kalanını aşağıya bıraktı. Saat 14:20’de para gemiye çıkarıldı ve lanet olası korsanlar hâlâ çalıp çırpmaya devam ediyorlar. Neden sadece çekip gitmiyorlar? 16:30: 17 korsan gemiden ayrıldı. 56. Gün Çoğu insan saat 04:00’te ayaktaydı. Saat 05:34’de son korsan da gemiyi terk etti ve saat 06:42’de özgürlüğe doğru yol alıyorduk. Afrika’dan doğuya doğru seyrediyoruz. BBC bir korsandan aldığı bilgiye dayanarak, fidye parasıyla birlikte hızla kıyıya doğru giden teknelerinin alabora olması sonucunda beş korsanın öldüğünü bildirdi. Bu hepimiz için çok iyi haber. 14:00: helikopter yeniden geçti ama bu kez çok uzaktan. Büyük teşekkür borçluyuz. 15:30: şimdi Kalba’ya doğru yola çıkma talimatı aldık. www.itfseafarers.org Korsanlık Maliyetler Korsanlık, sadece fidye ödemeleri nedeniyle değil, fakat aynı zamanda gemilerin uğradığı hasar, denizcilerin tedavi masrafları, korsanlığa karşı önlemlerin neden olduğu harcamalar ve tehlike alanlardan kaçınmak için rota değişikliğine gidilmesi nedeniyle de milyonlarca dolara mal olmaktadır. Genel Sigorta Araştırma Örgütü’nün Ekim 2010 tarihli bir raporu, gemiciliğe yapılan her korsan saldırısının ortalama maliyetini yaklaşık 9 milyon ABD doları olarak hesaplıyor –bu Süveyş Kanalı’nı kullanan her bir gemi başına yaklaşık 57.000 dolar kaçırılma ve fidye bedeli düştüğü anlamına geliyor. Daha yerel düzeyde, Yemen hükümeti Aden Körfezi ve Kızıldeniz’de korsanlığın 2009 yılında yerli balıkçılık sektörünün 150 milyon ABD doları tutarında bir kayba uğramasına neden olduğunu söyledi. Ancak korsan saldırılarına maruz kalan denizcilerin ve ailelerinin katlanmak zorunda kaldıkları maliyetlerin çoğu hesaplanamaz niteliktedir. Gemileri Danica White’ın 2007 yılında Somalili korsanlar tarafından kaçırılmasının sonrasında 83 gün boyunca rehin tutulan –ve ancak sendikaları 3F’in de içinde yer aldığı bir kampanyanın ardından serbest bırakılan- dört Danimarkalı denizcinin kaçırıldıkları ve rehin tutuldukları vakada, bu denizcilerden sadece bir tanesi hâlâ denizde çalışıyor. Bu denizcilerden biri o zamanda bu yana öldü, biri ruhsal rahatsızlık yaşıyor ve biri de artık çalışmıyor. Üstüne üstlük bir Danimarka mahkemesi, bu denizcilerin yaşadıkları sıkıntıları katmerlendirecek şekilde, 2010 yılının Ekim ayında tazminat taleplerini reddeden bir karar aldı. Denizcilere ve ailelerine yardımcıolmak Korsan saldırısına ve silahlı soyguna maruz kalan denizcilere ve ailelerine gerekli yardım ve bakımı sağlamak, tüm sektör tarafından kabul edilecek bir strateji formüle etmek amacıyla birlikte çalışmakta olan gemi sahipleri, istihdam acentaları ve sendikaların gündemine artık girmiş durumda. ITF’in Denizciler Vakfı, 2010 yılının Temmuz ayında, “Denizde Korsanlık – insancıl bir karşılık vermek” başlığını taşıyan bir programa, 150.000 sterlin (233.000 ABD doları) tutarında bir fon sağlamayı kabul etti. Bu program, ITF’in İMO nezdinde korsanlık ve denizciler üzerine ve Korsanlığa Şimdi Son Verin imza kampanyasında olduğu gibi diğer kuruluşlarla birlikte yürüttüğü çalışmaların üzerinde yükselmektedir. Farklı denizcilik ülkelerden gelen travma uzmanlarını bir araya getiren program, sefer öncesi eğitim, saldırı korkusu, başarısız bir saldırı girişimi sonrasını ve esir edilen denizcilerin serbest bırakılmasını içeren en iyi uygulamalar politika ve prosedürlerini araştırmaktadır. ITF’i, önde gelen denizcilik işverenleri örgütlerini ve sosyal yardım kuruluşlarını içeren bir yürütme grubu ile birlikte çalışan ITF Denizciler Vakfı, şu anda bir korsanlık ya da silahlı soygun olayının ardından denizcilerin ve ailelerinin tedavisinde en iyi uygulamaların neler olması gerektiğiyle ilgili önerileri bir araya getirmektedir. www.itfseafarers.org 1–30 Kasım 2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, Uluslararası Pazarlık Forumu tarafından tanımlandığı şekliyle Somali Yüksek Risk Bölgesi Uluslararası Tavsiye Edilen Geçiş Koridoru (IRTC) Önceden var olan Yüksek Risk Bölgesi Suqutra’nın doğusundan 205 deniz mili uzaklıkta Yeni Yüksek Risk Bölgesi: kıyı ile arasında 400 deniz mili uzaklık bulunuyor Somali/Kenya sınırının doğusundan 400 deniz mili uzaklıkta Korsanlıkla başa çıkmak – denizcilere yol göstermek ITF, gemi sahiplerini ve hükümetleri korsanlığa karşı denizcilerin güvenliği sağlanmasında tam sorumluluk almaya ve denizcilerin korsanlıkla yalnız başlarına baş etmek durumda kalmamalarını sağlamaları konusunda ikna etmek için yoğun çaba harcamaktadır. İşverenlerin bakım yükümlülüğü ITF, gemilerin Aden Körfezi ve Somali açıklarından sadece olağanüstü durumlarda geçmeleri gerektiğine inanmaktadır. Saldırı riski artık o kadar büyüktür ki, denizcileri bu tehlikenin içine atmak gemi sahibinin bakım yükümlülüğünü ihlal etmesi anlamına gelmektedir. Gemiler bu bölgeden sadece donanma gemilerinin koruması altındayken ya da eğer gemi düşük riskli olarak sınıflandırılıyorsa ve belirli koruma önlemlerine sahipse geçmelidir. Yüksek Risk Bölgesi sözleşmesi ITF’in Uluslararası Pazarlık Forumu (IBF) toplu iş sözleşmesi 4.000 gemiyi kapsamakta ve mevcut Askeri Harekâtlar Bölgesi’ne ek olarak, Yüksek Riskli Bölge olarak belirlenmiş bir bölgeyi de içermektedir. IBF’in Yüksek Riskli Bölgesi tüm Aden Körfez’ini kapsamakta ve Somali’nin 400 mil doğusuna uzanmaktadır (bkz. Yukarıda yer alan harita). ITF’in IBF toplu iş sözleşmeleri kapsamında yer alan gemilerde çalışan denizciler, gemilerin sadece uluslararası donanmaların devriye gezdikleri Uluslararası Tavsiye Edilen Geçiş Koridoru’ndan (IRTC) geçtikleri durumların dışında, Yüksek Riskli Bölge’den geçmeden önce, masrafları şirket tarafından karşılanarak ülkelerine geri gönderilmeyi isteme hakkına sahiptirler. ITF’in IBF toplu sözleşme kapsamında yer alan denizciler Yüksek Riskli Bölge’de seyrederken; temel ücretlerinin yüzde 100’üne eşit olan bir ikramiye, ölüm ya da yaralanma halinde iki kat tazminat alma hakkına sahiptirler. Bu ikramiye ve artırılmış tazminat geminin IRTC’nin içinde mi yoksa dışında mı olduğuna bakılmaksızın, Yüksek Riskli Bölge’den tüm geçiş süresini kapsayacak biçimde geçerli olmaktadır. Benzer hükümler ITF TCC, ITF standart sözleşmelerinde ve birçok ulusal toplu iş sözleşmesinde de yer almaktadır. ITF Denizciler Bülteni 2011 17 Korsanlık Denizciler gemilerinin hangi tür sözleşme kapsamında yer aldığını www.itfseafarers.org adresini ziyaret edip, “Bir gemiyi arayın” seçeneğine tıklayarak öğrenebilirler. Daha iyi çalışma hakları ITF, IBF görüşmeleri yoluyla, korsanlık tehlikesiyle karşı karşıya olan denizcilere sağlanan destek ve korumayı artıran bir toplu iş sözleşmesine ulaştı. Bu iyileştirmeler 2011 yılında yürürlüğe girecek ve Tüm IBF gemilerinin, korsan saldırılarını caydırmak için En İyi Yönetim Uygulamalarını (aşağıya bakınız) izlemelerini ve korsan saldırısına uğranılması durumunda denizcileri desteklemek için acil durum planlarının hazır bulunmasının sağlanmasını, Denizcilerin rehin alınmaları durumunda, ücretlerinin ödenmesinin ve ailelerinin gelişmeler hakkında bilgilendirilmesinin sağlanmasını, Şirketlerin korsanlık eylemleri hakkında ifade vermesi gereken tüm denizcilerin ücretlerini ve masraflarını karşılamasının sağlanmasını içerecektir. Saldırıları önlemek ITF korsanlık riskine maruz olan denizcilerin ve gemilerin korunmasına yönelik olarak En İyi Yönetim Uygulamalarının (BMP) geliştirilmesine yardımcı oldu. Bunlar gemilerin saldırıya uğramasını ve kaçırılmasını önlemek için şirketlerin ve mürettebatın izlemeleri gereken prosedürleri ana hatlarıyla özetlemektedir. Donanma yetkilileri gemilerin korsanlık açısından yüksek risk altında olduğu kabul edilen Gönüllü Raporlama Alanı (VRA) içinde bulundukları sürenin tamamında BMP’yi izlemelerini tavsiye ediyorlar. VRA, Süveyş Kanalı’ndan doğuda Hindistan’a (78°D) ve güneyde Şeysel adaları ve Çagos’a (10°G) uzanıyor. Denizcilerin aşağıdaki etkenlerin bir geminin kaçırılma riskini artırdığını bilmeleri gerekmektedir: düşük fribord – özellikle 8m yüksekliğin altında düşük hız – özellikle 18 knotun altında iyi hava – özellikle deniz durumunun 3’ün altında olduğu durumda mürettebat ve geminin hazırlıklı olmaması geminin donanma makamlarına raporlama yapmaması. Tam hızı 18 knotun altında olan gemiler Yüksek Risk Bölgesinin dışında kalmalıdır. Her gemi için bir risk değerlendirmesi yapılmalı ve şirketlerin eksiksiz bir acil durum planı bulunmalıdır. Mürettebata yönelik eğitim çalışmaları ve tatbikatlar düzenlenmelidir. Acil durumlar için bir haberleşme planı hazır bulunmalıdır. Her koşulda, mürettebatın 18 ITF Denizciler Bülteni 2011 TAVSİYE: Somali açıklarında devriye gezen Avrupa Birliği Deniz Gücü tarafından hazırlanmış olan broşürler. güvenliği her şeyden önemlidir. Mürettebat herhangi bir savunma prosedürünü izlerken kendisini tehlikeye atmamalıdır. VRA’dan geçen her gemi bölgeye girerken donanma yetkililerine (UKMTO) bunu rapor etmeli ve onların talimatları doğrultusunda hareket etmelidirler. Korsanlık olaylarını bildirin Saldırılar ve şüpheli durumlar Uluslararası Denizcilik Bürosu Korsanlık Raporlama Merkezi’ne bildirilebilir. 24 saat hizmet veren korsanlık yardım hattını (+60 3 2031 0014) arayın ya da şu adrese e-posta gönderin: [email protected] Geminin konumu günde en az bir kez rapor edilmelidir. Rapor veren gemilere korsan saldırılarını nasıl engelleyebilecekleri konusunda en yeni tavsiyeler verilecektir. Bütün gemilerin Uluslararası Tavsiye Edilen Geçiş Koridorunu kullanmaları gerekmektedir. İlave gözcüler görevlendirilmelidir. BMP’nin verdiği tavsiyeler gemi sahiplerini, vardiya zabitlerinin ve gözcülerin sayısını artırmak için gemideki mürettebat sayısını artırmayı göz önünde bulundurmaya teşvik etmektedir. BMP’nin verdiği tavsiyeler ayrıca geminin güvenliğinin nasıl sağlanacağı ve korsanların gemiye çıkmalarının nasıl önleneceği konusunda da öneriler içermektedir. Aynı zamanda bir saldırı durumunda mürettebat için güvenli bir toplanma istasyonu ve bir sığınak oluşturması konusunda da tavsiyelerde bulunmaktadır. Silahlı muhafızların ve ateşli silahların kullanılması tavsiye edilmemektedir. En yeni BMP tavsiyelerine www.itfseafarers.org/deterring-piracy.cfm adresinden erişebilirsiniz. Bir korsan saldırısından sağkurtulmak Avrupa Birliği Deniz Gücü rehin alınma durumuyla nasıl güvenli bir şekilde başa çıkılabileceği konusunda tavsiyelerini yayımladı. Rehinelerin çoğu, çok uzun süreyle ve çok zor koşullar altında rehin tutulabilecek olsalar da, kendilerini kaçıranlarla işbirliği yapmaları halinde şiddete maruz kalmamaktadır. Denizcilerin serbest bırakıldıktan sonra rehinelik deneyimleri konusunda (ilgili makamlarla, sendikalarıyla ve şirketleriyle) konuşmaları ve kendilerine sunulabilecek olan her türlü tıbbi ve psikolojik yardımı kabul etmeleri önem taşımaktadır. Avrupa Birliği Deniz Gücü’nün bu broşürü Arapça, Çince, İngilizce, Hintçe, Japonca, Rusça ve Tagalog versiyonları www.itfseafarers.org/surviving-piracy.cfm adresinden temin edilebilir. www.itfseafarers.org Photos: Alastair Fyfe & Stephen Bruijneel/www.dockwork.be 8 sayfalık çek-al kılavuzunuz bilgi İmzalamadan önce dikkatle bakın ITF’in denizde Yazılı bir sözleşme olmadan gemide çalışmaya başlamayın. Asla boş bir sözleşmeyi ya da sizi bağlayan, açıkça belirtilmemiş ya da aşina olmadığınız herhangi bir koşul içeren bir sözleşmeyi imzalamayın. İmzaladığınız sözleşmenin bir Toplu İş Sözleşmesine (TİS) atıfta bulunup bulunmadığını kontrol edin. Eğer bulunuyorsa, TİS’in içerdiği koşulları tam olarak anladığınızdan emin olun ve sözleşmenizle birlikte TİS’in bir kopyasını saklayın. çalışmak için bir iş sözleşmesi imzalama konusunda tavsiyeleri Sözleşmenin süresinin açıkça belirtilmiş olduğundan emin olun. Denizde uygun istihdam koşullarını en iyi şekilde güvence altına alacak olan tek şey, ITF onaylı bir toplu iş sözleşmesini imzalamaktır. Bunun mümkün olmadığı durumlar için, size bir kontrol listesi sunuyoruz. Çalışacağınız gemiye gitmek için ya da ülkenize geri gönderilmeniz için yapılacak harcamaların herhangi bir bölümünü ödemeniz gerektiğine dair herhangi bir hüküm içeren bir sözleşmeyi asla imzalamayın. Gemi sahibinin ücretinizin herhangi bir bölümünü vermemesine ya da içeride tutmasına izin veren bir sözleşmeyi imzalamayın. Her takvim ayının sonunda, hak ettiğiniz ücretin size tam olarak ödenmesi hakkına sahip olmanız gerekir. Bireysel iş sözleşmesinin her zaman kimi ek hakları içermeyebileceğinin farkında olun. Dolayısıyla aşağıdaki durumlarda ne kadar tazminat ödeneceği konusunda (tercihen yazılı sözleşme ya da sözleşme hükmünde bir belge şeklinde) bir teyit almaya çalışmanız gerekir: Sözleşme döneminde hastalık ya da yaralanma halinde Her zaman için sözleşmenin ödenecek Ölüm halinde (en yakın akrabaya temel ücreti açıkça belirttiğinden ve ödenecek tutar) temel çalışma saatlerinin açıkça Geminin kaybolması halinde tanımlandığından (örneğin haftada 40, Geminin kaybolması nedeniyle bireysel 44 ya da 48 gibi) emin olun. Uluslararası kayıplar yaşanması halinde Çalışma Örgütü, temel haftalık çalışma Sözleşmenin süresinden önce süresinin azami 48 saat olabileceğini feshedilmesi halinde. (ayda 208 saat) belirtmektedir. Bir sendikaya üye olma, temasa Sözleşmenin fazla mesainin nasıl ve geçme, danışma ya da kendi hangi oran üzerinden ödeneceğini tercihinizle belirlediğiniz bir sendika açıkça öngördüğünden emin olun. Temel tarafından temsil edilme hakkınızı çalışma süresinin üzerinde çalışılan bütün kısıtlayan bir sözleşmeyi imzalamayın. saatler için düz bir saatlik ücret ödenmesi söz konusu olabilir. Ya da ayda garanti Size imzaladığınız sözleşmenin bir edilmiş belirli miktarda fazla mesai süresi kopyasının verilmesini sağlayın ve bu için aylık sabit bir tutar söz konusu kopyayı saklayın. olabilir. Bu durumda garanti edilmiş fazla mesainin üzerinde çalışılacak her saat için Sözleşmenizde ülkenize geri verilecek ücret açıkça belirtilmelidir. gönderilme masraflarınızın ILO bütün fazla çalışmalarda ücretin karşılanacağının belirttiğinden emin olun. asgari olarak normal saat ücretinin 1,25 ile çarpılarak ödenmesi Sözleşmenizi feshetmeden önce gemi gerektiğini belirtiyor. sahibinin size ne kadar ihbar süresi tanıması gerektiği dâhil, iş sözleşmenizin Sözleşmede her ay için kaç fesih koşullarını kontrol edin. gün ücretli izin hakkına sahip olduğunuzun açıkça Şunu unutmayın… içerdiği koşullar belirtildiğinden emin olun. her ne olursa olsun, gönüllü olarak ILO ücretli iznin yılda 30 imzaladığınız herhangi bir günden az olamayacağını sözleşme/anlaşma, yargı önünde belirtiyor (her takvim ayı çoğu durumda yasal açıdan için 2,5 gün). bağlayıcı sayılacaktır. Sözleşme süresi içinde sadece geminin sahibinin takdir yetkisini kullanarak tek yanlı olarak değişikler yapmasına izin veren bir sözleşmeyi imzalamayın. Sözleşme süresi içinde herhangi bir değişiklik ancak tarafların karşılıklı rızası ile yapılabilmeli. Q Alastair Fyfe Sözleşmede temel ücretin, fazla mesai ödemelerinin ve izinlerin açıkça ve ayrı kalemler halinde belirtildiğinden emin olun. ITF Müfettişleri MERKEZ 49/60 Borough Road, London SE1 1DR, United Kingdom Tel: +44(0)20 7403 2733 Faks: +44(0)20 7357 7871 Teleks: 051 8811397 ITF LDN G E-posta: [email protected] Web sitesi: www.itfglobal.org AFRİKA BÖLGE OFİSİ PO Box 66540, Nairobi, Kenya Tel: +254(0)20 444 80 19 Faks : +254(0)20 444 80 20 E-posta: [email protected] AFRİKA FRANSIZCA OFİSİ 1036 Avenue Dimbdolobsom, 3rd floor ex immeuble CEAO, 11 BP 832, Ouagadougou, Burkina Faso Tel: +226(0)50 30 19 79 Faks : +226(o)50 33 31 01 E-posta: [email protected] Yardıma ihtiyacınız varsa ve bir elverişli bayrak gemisinde ya da sendikal sözleşmesi olmayan bir yabancı bayraklı gemide çalışıyorsanız, müfettişlerimizden biri ile temasa geçin. Eğer bir müfettişe ulaşamıyorsanız, ITF merkez ofisinde Eylem Birimi (Actions Unit) veya size en yakın ITF ofisi ile temas edin (bkz. Soldaki kutu). ALMANYA Bremen Susan Linderkamp Tel: +49(0)421 330 3333 Faks: +49(0)421 330 3366 Cep telefonu: +49(0)151 1266 6006 E-posta: [email protected] Hamburg Ulf Christiansen Tel: +49(0)40 2800 6811 Faks: +49(0)40 2800 6822 Cep telefonu: +49(0)171 641 2694 E-posta: [email protected] Rostock Hartmut Kruse Tel: +49(0)381 670 0046 Faks: +49(0)381 670 0047 Cep telefonu: +49(0)171 641 2691 E-posta: [email protected] Porto Riko Porto Riko için ayrıca oluşturulmuş olan dizine bakın Seattle Lila Smith Tel: +1(0)206 533 0995 Faks: +1(0)206 533 0996 Cep telefonu: +1(0)206 818 1195 E-posta: [email protected] Jeff Engels* Tel: +1(0)206 633 1614 Faks: +1(0)206 675 1614 Cep telefonu: +1(0)206 331 2134 E-posta: [email protected] Tampa Tony Sasso Tel: +1(0)321 784 0686 Faks: +1(0)321 784 0522 Cep telefonu: +1(0)321 258 8217 E-posta: [email protected] ARJANTİN Buenos Aires Rodolfo Vidal Tel/Faks: +54(0)341 425 6695 Cep telefonu: +54(0)911 4414 5911 E-posta: [email protected] Rosario Roberto Jorge Alarcón* Tel/Faks: +54(0)11 4331 4043 Cep telefonu: +54(0)911 4414 5687 E-posta: [email protected] DANİMARKA Kopenhag Morten Bach Tel: +45(0)33 36 13 97 Faks: +45(0)33 91 13 97 Cep telefonu: +45(0)21 64 95 62 E-posta: [email protected] ESTONYA Tallinn Jaanus Kulv Tel/Faks: +372(0)61 16 390 Cep telefonu: +372(0)52 37 907 E-posta: [email protected] FİLİPİNLER Cebu Şehri Joselito O Pedaria Tel: +63(0)32 256 16 72 Faks: +63(0)32 253 25 31 Cep telefonu: +63(0)920 970 0168 E-posta: [email protected] Manila Rodrigo Aguinaldo Tel: +63(0)2 536 82 87 Faks: +63(0)2 536 82 86 Cep telefonu: +63(0)917 811 1763 E-posta: [email protected] FİNLANDİYA Helsinki Simo Nurmi* Tel: +358(0)9 615 202 55 Faks: +358(0)9 615 202 27 Cep telefonu: +358(0)40 580 3246 E-posta: [email protected] Kenneth Bengts Tel: +358(0)9 615 202 58 Faks: +358(0)9 615 202 27 Cep telefonu: +358(0)40 455 1229 E-posta: [email protected] Ilpo Minkkinen Tel: +358 (0)9 615 202 53 Faks: +358 (0)9 615 202 27 Cep telefonu: +358 (0)40 728 6932 E-posta: [email protected] Turku Jan Örn Tel: +358(0)9 613 110 Faks: +358(0)9 739 287 Cep telefonu: +358(0)40 523 3386 E-posta: [email protected] GÜRCİSTAN Batum Merab Chijavadze** Tel: +995(0)222 70177 Faks: +995(0)222 70101 Cep telefonu: +995(0)77 46 03 11 / 93 26 13 03 E-posta: [email protected] HIRVATİSTAN Dubrovnik Vladimir Glavocic Tel: +385(0)20 418 992 Faks: +385(0)20 418 993 Cep telefonu: +385(0)98 244 872 E-posta: [email protected] Rijeka Predrag Brazzoduro* Tel: +385(0)51 325 343 Faks: +385(0)51 213 673 Cep telefonu: +385(0)98 211 960 E-posta: [email protected] Sibenik Milko Kronja Tel: +385(0)22 200 320 Faks: +385(0)22 200 321 Cep telefonu: +385(0)98 336 590 E-posta: [email protected] HİNDİSTAN Kalküta Chinmoy Roy Tel: +91(0)332 459 7598 Faks: +91(0)332 459 6184 Cep telefonu: +91(0)98300 43094 E-posta: [email protected] Çennai K Sree Kumar Tel: +91(0)44 2522 3539 Faks: +91(0)44 2526 3343 Cep telefonu: +91(0)44 93 8100 1311 E-posta: [email protected] Haldia Narain Adhikary Tel: +91(0)332 425 2203 Faks: +91(0)332 425 3577 Cep telefonu: +91(0)94345 17316 E-posta: [email protected] Koçi Thomas Sebastian Tel: +91(0)484 233 8249 / 8476 Faks: +91(0)484 266 9468 Cep telefonu: +91(0)98950 48607 E-posta: [email protected] Mumbai Kersi Parekh Tel: +91(0)22 2261 6951 / 6952 Faks: +91(0)22 2265 9087 Cep telefonu: +91(0)98205 04971 E-posta: [email protected] Hashim Sulaiman Tel: +91(0)22 2261 8368 / 8369 Faks: +91(0)22 2261 5929 Cep telefonu: +91(0)9819 969905 E-posta: [email protected] Visakhapatnam BV Ratnam Tel: +91(0)891 2502 695 / 2552 592 Faks: +91(0)891 2502 695 Cep telefonu: +91(0)98481 98025 E-posta: [email protected] Q Q ARAP DÜNYASI OFİSİ PO Box 925875, Amman 11190, Jordan Tel/Faks: +962(0)6 569 94 48 E-posta: [email protected] ASYA/PASİFİK BÖLGE OFİSİ 12D College Lane, New Delhi 110001, India Tel: +91(0)11 2335 4408/7423 Faks : +91(0)11 2335 4407 E-posta: [email protected] ASYA ALT-BÖLGE OFİSİ Tamachi Kotsu Building 3-2-22, Shibaura, Minato-ku, Tokyo 108-0023, Japan Tel: +81(0)3 3798 2770 Faks : +81(0)3 3769 4471 E-posta: [email protected] AVRUPA BÖLGE OFİSİ European Transport Workers’ Federation (ETF), Galerie Agora, Rue du Marché aux Herbes 105, Boîte 11, B-1000 Brussels, Belgium Tel: +32(0)2 285 4660 Faks : +32(0)2 280 0817 E-posta: [email protected] AVRUPA ALT-BÖLGE OFİSİ 21/1 Sadovaya Spasskaya, Office 729, 107217 Moscow, Russia Tel: +7 495 782 0468 Faks : +7 095 782 0573 E-posta: [email protected] Web sitesi: www.itf.ru AMERİKA KITALARI BÖLGE OFİSİ Avenida Rio Branco 26-11 Andar, CEP 20090-001 Centro, Rio de Janeiro, Brazil Tel: +55(0)21 2223 0410/2233 2812 Faks : +55(0)21 2283 0314 E-posta: [email protected] Web sitesi: www.itf-americas.org AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ Appleton John Metcalfe** Tel/Faks: +1(0)207 785 4531 Cep telefonu: +1(0)207 691 5253 E-posta: [email protected] Baltimore Arthur Petitpas Tel: +1(0)410 882 3977 Faks: +1(0)410 882 1976 Cep telefonu: +1(0)443 562 3110 E-posta: [email protected] Cleveland Michael Baker** Tel: +1(0)216 781 7816 Faks: +1(0)216 781 7818 Cep telefonu: +1(0)440 667 5031 E-posta: [email protected] Houston Shwe Tun Aung Tel: +1(0)713 659 5152 Faks: +1(0)713 650 8629 Cep telefonu: +1(0)713 447 0438 E-posta: [email protected] Los Angeles Stefan Mueller-Dombois Tel: +1(0)562 493 8714 Faks: +1(0)562 493 7190 Cep telefonu: +1(0)562 673 9786 E-posta: [email protected] Miami Hans Saurenmann Tel: +1(0)321 783 8876 Faks: +1(0)321 783 2821 Cep telefonu: +1(0)305 360 3279 E-posta: [email protected] Morehead City Tony Sacco Tel/Faks: +1(0)252 726 9796 Cep telefonu: +1(0)252 646 2093 E-posta: [email protected] New Orleans Dwayne Boudreaux* Tel: +1(0)504 581 3196 (ext 7) Faks: +1(0)504 568 9996 Cep telefonu: +1(0)504 442 1556 E-posta: [email protected] New York Enrico Esopa* Tel: +1(0)718 499 6600 (ext 240) Fax: +1(0)718 832 8870 Cep telefonu: +1(0)201 417 2805 E-posta: [email protected] Portland Martin Larson Faks: +1(0)503 286 1223 Cep telefonu: +1(0)503 347 7775 E-posta: [email protected] AVUSTRALYA Fremantle Keith McCorriston Tel: +61(0)8 9335 0500 Faks: +61(0)8 9335 0510 Cep telefonu: +61(0)422 014 861 E-posta: [email protected] Melbourne Matt Purcell Tel: +61(0)3 9329 5477 Faks: +61(0)3 9328 1682 Cep telefonu: +61(0)418 387 966 E-posta: [email protected] Sydney Dean Summers* Tel: +61(0)2 9267 9134 Faks: +61(0)2 9267 4426 Cep telefonu: +61(0)419 934 648 E-posta: [email protected] Townsville Graham Bragg Tel: +61(0)7 4771 4311 Faks: +61(0)7 4721 2459 Cep telefonu: +61(0)419 652 718 E-posta: [email protected] BELÇİKA Antwerp Joris De Hert* Tel: +32(0)3 224 3413 Faks: +32(0)3 224 3449 Cep telefonu: +32(0)474 842 547 E-posta: [email protected] Marc Van Noten Tel: +32(0)3 224 3419 Faks: +32(0)3 224 3449 Cep telefonu: +32(0)475 775 700 E-posta: [email protected] Zeebrugge Christian Roos Tel: +32(0)2 549 1103 Faks: +32(0)2 549 1104 Cep telefonu: +32(0)486 123 890 E-posta: [email protected] BREZİLYA Paranaguá Ali Zini Tel/ Faks: +55(0)41 3422 0703 Cep telefonu: +55(0)41 9998 0008 E-posta: [email protected] Rio de Janeiro Luiz de Lima* Tel: +55(0)21 2516 4301 Faks: +55(0)21 2233 9280 Cep telefonu: +55(0)22 9423 5315 E-posta: [email protected] Santos Renialdo de Freitas Tel/Faks: +55(0)13 3232 2373 Cep telefonu: +55(0)13 9761 0611 E-posta: [email protected] FRANSA Dunkirk Pascal Pouille Tel: +33(0)3 28 66 45 24 Faks: +33(0)3 28 21 45 71 Cep telefonu: +33(0)6 80 23 95 86 E-posta: [email protected] Le Havre François Caillou* Tel: +33(0)2 35 26 63 73 Faks: +33(0)2 35 24 14 36 Cep telefonu: +33(0)6 08 94 87 94 E-posta: [email protected] Marsilya Yves Reynaud Tel: +33(0)4 91 54 99 37 Faks: +33(0)4 91 33 22 75 Cep telefonu: +33(0)6 07 68 16 34 E-posta: [email protected] Sen Nazaire Geoffroy Lamade Tel: +33(0)2 40 22 54 62 Faks: +33(0)2 40 22 70 36 Cep telefonu: +33(0)6 60 30 12 70 E-posta: [email protected] GÜNEY AFRİKA Cape Town Cassiem Augustus Tel: +27(0)21 461 9410 Faks: +27(0)21 462 1299 Cep telefonu: +27(0)82 773 6366 E-posta: [email protected] Durban Sprite Zungu* Tel/Faks: +27(0)31 706 1433 Cep telefonu: +27(0)82 773 6367 E-posta: [email protected] HOLLANDA Delfzijl Ruud Touwen* Tel: +31(0)10 215 1166 Faks: +31(0)10 423 3933 Cep telefonu: +31(0)65 331 5072 E-posta: [email protected] Rotterdam Debbie Klein Tel: +31(0)10 215 1166 Faks: +31(0)10 423 3933 Cep telefonu: +31(0)65 318 2734 E-posta: [email protected] Aswin Noordermeer Tel: +31(0)10 215 1166 Faks: +31(0)10 423 3933 Cep telefonu: +31(0)65 333 7522 E-posta: [email protected] Devamı haritanın arkasında ITF Bütün dünyada denizcilere yardımcı oluyor Uluslararası Taşıma Reykjavik +354(0)551 1915 U İZ avrupa alt-bö R kan bk Appleton Vancouver +1(0)604 251 7174 +1(0)207 785 4531 U Montreal +1(0)514 931 7859 Hamilton +1(0)905U227 5212 U Seattle U U Halifax +1(0)902 455 9327 +1(0)206 533 0995 U abd Cleveland U Portland U New York +1(0)718 499 6600 (ext 240) U +1(0)216 781 7816 +1(0)503 286 1223 U Baltimore +1(0)410 882 3977 Los Angeles U +1(0)562 493 8714 New Orleans U Morehead City +1(0)252 726 9796 +1(0)504 581 3196 Houston U U +1(0)713 TampaU 659 5152 +1(0)321 UMiami 784 0686 +1(0)321 783 8876 mek itf merkezi R Rb avrupa bölge ofisi (etf) tr Haifa +972(0)4 852 4289 U il Port Said U R +20(0)66 322 3131 hkj arap düny a e Las Palmas +34(0)928 467 630 U et Manzanillo +52(0)314 332 8834 U U Veracruz +52(0)229 932 1367 U San Juan +1787(0)783 1755 pr bf R U Cartagena +57(0)5 666 4802 afrika fransizca ofisi njr pa Panama City U +507(0)264 5101 ko Lagos U +234(0)1 793 6150 ken afrika bölge ofisi R ITF MERKEZİ londra +44 (0)20 7403 2733 br amerika kitalari bölge ofisi Santos +55(0)13 3232 2373U RU Rio de Janeiro +55(0)21 2516 4301 U Paranaguá +55(0)41 3422 0703 AMERİKA KITALARI BÖLGE OFİSİ rio de janeiro +55 (0)21 2223 0410 AVRUPA BÖLGE OFİSİ brüksel +32 (0)2 285 4660 ar Valparaiso U +56(0)32 221 7727 ŞİLİ Rosario +54(0)11 4331 4043 U U Buenos Aires +54(0)341 425 6695 ga Cape TownU +27(0)21 461 9410 U Durban +27(0)31 706 1433 AVRUPA ALT-BÖLGE OFİSİ moskova +7 495 782 0468 ITF Müfettişlerinin iletişim bilgilerinin detaylı listesine şu adresten ulaşabilirsiniz: www.itfglobal.org/seafarers/ Müfettişleri Q Q Q İS FİN n Gävle Turku U Sen Petersburg U Oslo U U U U Stockholm U Helsinki Tallinn Porsgrunn U U Götenburg est U rus U Aberdeen U Stavanger lv URiga Helsingborg dk U Kaliningrad South Shields Kopenhag U Urus Liverpool U Rostock Hamburg U Gdynia İRL U U Delfzijl U U U USzczecin Dublin bk Bremen hl U pl BristolU Tilbury U Rotterdam U UZeebrugge U U b Antwerp ukr Dunkirk a Le HavreU Odessa Novorossiysk U USen Nazaire U Batum ge f U Trieste ro hr U Konstanta U Ravenna Vigo U URijeka U U Sibenik Bilbao U Marsilya Genoa U U İ U Dubrovnik U Livorno U Istanbul Bar Umne p U İSP Lizbon Barselona Napoli U tr U Taranto U yu U Valencia U Pire PalermoU U Algeciras Bergen cılık İşçileri Federasyonu rus ö lge ofisi Vladivostock +7(0)423 251 2485 U Çiba +81(0)50 1291 7326 asya/pasifik bölge ofisi RU Tokyo +81(0)35 410 8330 j UU Seul +82(0)2 716 2764 Yokohama +81(0)45 451 5585 UU UOsaka +81(0)66 612 1004 Inchon rok U e-posta: [email protected] Pusan +82(0)51 469 0401/0294 asi ofisi asya alt-bölge ofisi R U Mumbai +91(0)22 2261 6951 Keelung +886(0)2251 50302 U tay Kalküta +91(0)332 459 7598 UTaichung U +886(0)2658 4514 U Haldia +91(0)332 425 2203 HİN UVisakhapatnam +91(0)891 2502 695 U Manila +63(0)2 536 82 87 Çennai +91(0)44 2522 3539 U U Cebu City +63(0)32 256 16 72 Tuticorin Kochi U +91(0)461 2326 519 flp +91(0)484 233 8249 U U Kolombo Port Klang +60(0)12 292 6380 +94(0)11 243 8326 Umal sgp Singapore +65(0)6379 5666 U ARAP DÜNYASI OFİSİ amman +962 (0)6 569 94 48 U Townsville +61(0)7 4771 4311 AFRİKA BÖLGE OFİSİ nairobi +254 (0)20 444 80 19 AFRİKA FRANSIZCA OFİSİ ouagadougou +226 (0)50 30 19 79 avs Fremantle +61(0)8 9335 0500 U U Sydney +61(0)2 9267 9134 ASYA/PASİFİK BÖLGE OFİSİ yeni delhi +91 (0)11 2335 4408/7423 Melbourne +61(0)3 9329 5477 U yz ASYA ALT-BÖLGE OFİSİ tokyo +81 (0)3 3798 2770 /msg-contacts.cfm Wellington +64(0)4 801 7613 U Aberdeen +44(0)1224 582 688 Algeciras +34(0)956 657 046 Antwerp +32(0)3 224 3413 Bar +382(0)30 315 105 Barselona +34(0)93 481 2766 Batum +995(0)222 70177 Bergen +47(0)55 230 059 Bilbao +34(0)94 493 5659 Bremen +49(0)421 330 3333 Bristol +44(0)151 427 3668 Delfzijl +31(0)10 215 1166 Dublin +353(0)1 874 3735 Dubrovnik +385(0)20 418 992 Dunkirk +33(0)3 28 66 45 24 Gävle +46(0)10 480 30 00 Gdynia +48(0)58 661 60 96 Genoa +39(0)10 25 18 675 Götenburg +46(0)10 480 31 14 Hamburg +49(0)40 2800 6811 Helsingborg +46(0)31 42 95 31 Helsinki +358(0)9 615 202 55 İstanbul +90(0)216 347 3771 Kaliningrad +7(0)401 265 6840 Konstanta +40(0)241 618 587 Kopenhag +45(0)33 36 13 97 Le Havre +33(0)2 35 26 63 73 Liverpool +44(0)151 639 8454 Livorno +39(0)58 60 72 379 Lizbon +351 (0)21 391 8150 Marsilya +33(0)4 91 54 99 37 Napoli +39(0)81 26 50 21 Novorossiysk +7(0)861 761 2556 Odessa +380(0)482 429 901 Oslo +47(0)22 825 835 Palermo +39(0)91 32 17 45 Pire +30(0)210 411 6610 Porsgrunn +47(0)35 548 240 Ravenna +39(0)54 44 23 842 Riga +371(0)7 073 436 Rijeka +385(0)51 325 343 Rostock +49(0)381 670 0046 Rotterdam +31(0)10 215 1166 Sen Nazaire +33(0)2 40 22 54 62 Sen Petersburg +7(0)812 718 6380 Sibenik +385(0)22 200 320 South Shields +44(0)191 455 1308 Stavanger +47(0)51 840 549 Stockholm +46(0)8 791 4100 Szczecin +48(0)91 423 97 07 Tallinn +372(0)61 16 390 Taranto +39(0)99 47 07 555 Tilbury +44(0)20 8989 6677 Trieste +39(0)40 37 21 832 Turku +358(0)9 613 110 Valensiya +34(0)96 367 06 45 Vigo +34(0)986 221 177 Zeebrugge +32(0)2 549 1103 ITF Müfettişleri İNGİLTERE (BÜYÜK BRİTANYA) Aberdeen Norrie McVicar* Tel: +44(0)1224 582 688 Faks: +44(0)1224 584 165 Cep telefonu: +44(0)7768 652 257 E-posta: [email protected] Bristol Bill Anderson Tel/Faks: +44(0)151 427 3668 Cep telefonu: +44(0)7876 794 914 E-posta: [email protected] Liverpool Tommy Molloy Tel: +44(0)151 639 8454 Faks: +44(0)151 346 8801 Cep telefonu: +44(0)7764 182 768 E-posta: [email protected] South Shields Neil Keith Tel: +44(0)191 455 1308 / 1224 582 688 Faks: +44(0)191 456 1309 Cep telefonu: +44(0)7748 841 939 E-posta: [email protected] Tilbury Chris Jones Tel: +44(0)20 8989 6677 Faks: +44(0)20 8530 1015 Cep telefonu: +44(0)7921 022 600 E-posta: [email protected] Götenburg Göran Larsson Tel: +46(0)10 480 31 14 Faks: +46(0)31 13 56 77 Cep telefonu: +46(0)70 626 77 88 E-posta: [email protected] Göran Nilsson Tel: +46(0)10 480 31 21 Faks: +46(0)31 13 56 77 Cep telefonu: +46(0)76 100 65 12 E-posta: [email protected] Helsingborg Sven Save Tel: +46(0)31 42 95 31 Faks: +46(0)31 42 95 01 Cep telefonu: +46(0)70 57 49 713 E-posta: [email protected] Stockholm Carl Tauson* Tel: +46(0)8 791 4100 Faks: +46(0)8 212 595 Cep telefonu: +46(0)70 59 26 896 E-posta: [email protected] Annica Barning Tel: +46(0)8 454 8405 Faks: +46(0)8 411 6940 Cep telefonu: +46(0)70 57 49 714 E-posta: [email protected] İTALYA Cenova Francesco Di Fiore Tel: +39(0)10 25 18 675 Faks: +39(0)10 25 18 683 Cep telefonu: +39(0)331 670 8367 E-posta: [email protected] Leghorn/Livorno Bruno Nazzarri Tel: +39(0)58 60 72 379 Faks: +39(0)58 68 96 178 Cep telefonu: +39(0)335 612 9643 E-posta: [email protected] Napoli Paolo Serretiello Tel: +39(0)81 26 50 21 Faks: +39(0)81 56 30 907 Cep telefonu: +39(0)335 482 706 E-posta: [email protected] Palermo Francesco Saitta Tel/Faks: +39(0)91 32 17 45 Cep telefonu: +39(0)338 698 4978 E-posta: [email protected] Ravenna Giovanni Olivieri* Tel: +39(0)54 44 23 842 Faks: +39(0)54 45 91 852 Cep telefonu: +39(0)335 526 8464 E-posta: [email protected] Taranto Gianbattista Leoncini Tel/Faks: +39(0)99 47 07 555 Cep telefonu: +39(0)335 482 703 E-posta: [email protected] Trieste Paolo Siligato Tel/Faks:+39(0)40 37 21 832 Cep telefonu: +39(0)348 445 4343 E-posta: [email protected] Yokohama Fusao Ohori Tel: +81(0)45 451 5585 Faks: +81(0)45 451 5584 Cep telefonu: +81(0)90 6949 5469 E-posta: [email protected] MISIR Port Said Talaat Elseify Tel/Faks: +20(0)66 322 3131 Cep telefonu: +20(0)10 163 8402 E-posta: [email protected] KANADA Halifax Gerard Bradbury Tel: +1(0)902 455 9327 Faks: +1(0)902 454 9473 Cep telefonu: +1(0)902 441 2195 E-posta: [email protected] Hamilton Mike Given Tel: +1(0)905 227 5212 Faks: +1(0)905 227 0130 Cep telefonu: +1(0)905 933 0544 E-posta: [email protected] Montreal Patrice Caron Tel: +1(0)514 931 7859 Faks: +1(0)514 931 0399 Cep telefonu: +1(0)514 234 9962 E-posta: [email protected] Vancouver Peter Lahay* Tel: +1(0)604 251 7174 Faks: +1(0)604 251 7241 Cep telefonu: +1(0)604 418 0345 E-posta: [email protected] NİJERYA Lagos Henry Akinrolabu Tel/Faks: +234(0) 1 793 6150 Cep telefonu: +234(0)803 835 9368 E-posta: [email protected] Q İRLANDA Dublin Ken Fleming Tel: +353(0)1 874 3735 Faks: +353(0)1 874 3740 Cep telefonu: +353(0)87 647 8636 E-posta: [email protected] İSPANYA Algeciras José M Ortega* Tel: +34(0)956 657 046 Faks: +34(0)956 632 693 Cep telefonu: +34(0)699 436 503 E-posta: [email protected] Barselona Joan Mas García Tel: +34(0)93 481 2766 Faks: +34(0)93 298 2179 Cep telefonu: +34(0)629 302 503 E-posta: [email protected] Bilbao Mohamed Arrachedi Tel: +34(0)94 493 5659 Faks: +34(0)94 493 6296 Cep telefonu: +34(0)629 419 007 E-posta: [email protected] Las Palmas Victor Conde Tel: +34(0)928 467 630 Faks: +34(0)928 465 547 Cep telefonu: +34(0)676 057 807 E-posta: [email protected] Valensiya Juan Ramón García Tel: +34(0)96 367 06 45 Faks: +34(0)96 367 1263 Cep telefonu: +34(0)628 565 184 E-posta: [email protected] Vigo Luz Baz Tel/Faks: +34(0)986 221 177 Cep telefonu: +34(0)660 682 164 E-posta: [email protected] İSRAİL Hayfa Michael Shwartzman Tel: +972(0)4 852 4289 Faks: +972(0)4 852 4288 Cep telefonu: +972(0)544 699 282 E-posta: [email protected] İSVEÇ Gävle Peter Lövkvist Tel: +46(0)10 480 30 00 Faks: +46(0)87 23 18 03 Cep telefonu: +46(0)70 626 77 89 E-posta: [email protected] İZLANDA Reykjavik Jónas Gardarsson Tel: +354(0)551 1915 Faks: +354(0)552 5215 Cep telefonu: +354(0)892 7922 E-posta: [email protected] JAPONYA Çiba Shigeru Fujiki Tel: +81(0)50 1291 7326 Faks: +81(0)3 3733 2627 Cep telefonu: +81(0)90 9826 9411 E-posta: [email protected] Osaka Mash Taguchi Tel: +81(0)66 612 1004 / 4300 Faks: +81(0)66 612 7400 Cep telefonu: +81(0)90 7198 6721 E-posta: [email protected] Tokyo Shoji Yamashita* Tel: +81(0)35 410 8330 Faks: +81(0)35 410 8336 Cep telefonu: +81(0)90 3406 3035 E-posta: [email protected] KARADAĞ Bar Tomislav Markolovic** Tel: +382(0)30 315 105 Faks: +382(0)30 341 818 Cep telefonu: +382(0)69 032 257 E-posta: [email protected] KOLOMBİYA Cartagena Miguel Sánchez Tel: +57(0)5 666 4802 Faks: +57(0)5 658 3496 Cep telefonu: +57(0)3 10 657 3399 E-posta: [email protected] KORE Inchon Jang Kyoung-Woo E-posta: [email protected] Pusan Sang Gi Gim Tel: +82(0)51 469 0401 / 0294 Faks: +82(0)51 464 2762 Cep telefonu: +82(0)10 3585 2401 E-posta: [email protected] Bae Jung Ho Tel: +82(0)51 463 4828 Faks: +82(0)51 464 8423 Cep telefonu: +82(0)10 3832 4628 E-posta: [email protected] Seul Hye Kyung Kim* Tel: +82(0)2 716 2764 Faks: +82(0)2 702 2271 Cep telefonu: +82(0)10 5441 1232 E-posta: [email protected] LETONYA Riga Norbert Petrovskis Tel: +371(0)7 073 436 Faks: +371(0)7 383 577 Cep telefonu: +371(0)29 215 136 E-posta: [email protected] MALEZYA Port Klang Rafiq Ramoo** Tel: +60(0)12 292 6380 Faks: +60(0)37 955 1058 Cep telefonu: +60(0)12 292 6380 E-posta: [email protected] MEKSİKA Manzanillo Honorio Aguilar Tel/Faks: +52(0)314 332 8834 Cep telefonu: +52(0)1 314 122 9212 E-posta: [email protected] Veracruz Enrique Lozano Tel/Faks: +52(0)229 932 1367 / 3023 Cep telefonu: +52(0)1 229 161 0700 E-posta: [email protected] NORVEÇ Bergen Tore Steine Tel: +47(0)55 230 059 Faks: +47(0)55 900 152 Cep telefonu: +47(0)90 768 115 E-posta: [email protected] Oslo Kurt Inge Angell* Tel: +47(0)22 825 800 Faks: +47(0)22 336 618 Cep telefonu: +47(0)90 826 926 E-posta: [email protected] Angelica Gjestrum Tel: +47(0)22 825 824 Faks: +47(0)22 423 056 Cep telefonu: +47(0)97 729 357 E-posta: [email protected] Porsgrunn Truls M Hellenes Tel: +47(0)35 548 240 Faks: +47(0)35 548 023 Cep telefonu: +47(0)90 980 487 E-posta: [email protected] Stavanger Aage Baerheim Tel: +47(0)51 840 549 Faks: +47(0)51 840 501 / 502 Cep telefonu: +47(0)90 755 776 E-posta: [email protected] PANAMA Panama Şehri Luis Fruto Tel: +507(0)264 5101 Faks: +507(0)269 9741 Cep telefonu: +507(0)6617 8525 E-posta: [email protected] POLONYA Gdynia Andrzej Koscik Tel: +48(0)58 661 60 96 Faks: +48(0)58 661 60 53 Cep telefonu: +48(0)602 233 619 E-posta: [email protected] Szczecin Adam Mazurkiewicz Tel: +48(0)91 423 97 07 Faks: +48(0)91 423 93 30 Cep telefonu: +48(0)501 539 329 E-posta: [email protected] PORTEKİZ Lizbon João Pires Tel: +351 (0)21 391 8150 Faks: +351 (0)21 391 8159 Cep telefonu: +351 (0)91 936 4885 E-posta: [email protected] PORTO RİKO San Juan Felipe García-Cortijo Tel: +1787(0)783 1755 Faks: +1787(0)273 7989 Cep telefonu: +1787(0)410 1344 E-posta: [email protected] ROMANYA Köstence Adrian Mihalcioiu Tel: +40(0)241 618 587 Faks: +40(0)241 616 915 Cep telefonu: +40(0)722 248 828 E-posta: [email protected] RUSYA Kaliningrad Vadim Mamontov Tel: +7(0)401 265 6840 / 6475 Faks: +7(0)401 265 6372 Cep telefonu: +7(0)906 238 6858 E-posta: [email protected] Novorossiysk Olga Ananina Tel/Faks: +7(0)861 761 2556 Cep telefonu: +7(0)988 762 1232 E-posta: [email protected] Sen Petersburg Sergey Fishov* Tel/Faks: +7(0)812 718 6380 Cep telefonu: +7(0)911 096 9383 E-posta: [email protected] Kirill Pavlov Tel/Faks: +7(0)812 718 6380 Cep telefonu: +7(0)911 929 0426 E-posta: [email protected] Vladivostock Petr Osichansky Tel/Faks: +7(0)423 251 2485 Cep telefonu: +7(0)423 270 6485 E-posta: [email protected] ŞİLİ Valparaiso Juan Villalón Jones Tel: +56(0)32 221 7727 Faks: +56(0)32 275 5703 Cep telefonu: +56(0) 9250 9565 E-posta: [email protected] SİNGAPUR Singapur Daniel Tan** Tel: +65(0)6379 5666 Faks: +65(0)6734 5525 Cep telefonu: +65(0)9616 5983 E-posta: [email protected] Gwee Duan** Tel: +65(0)6396 0123 Faks: +65(0)6339 5436 Cep telefonu: +65(0)9823 4979 E-posta: [email protected] SRİ LANKA Kolombo Ranjan Perera Tel: +94(0)11 243 8326 / 248 3295 Faks: +94(0)11 278 5091 Cep telefonu: +94(0)77 314 7005 E-posta: [email protected] TAYVAN Keelung Huang Yu-Sheng* Tel: +886(0)2251 50302 Faks: +886(0)2250 61046 / 78211 Cep telefonu: +886(0)933 906 398 E-posta: [email protected] Taichung Sanders Chang Tel: +886(0)2658 4514 Faks: +886(0)2658 4517 Cep telefonu: +886(0)955 415 705 E-posta: [email protected] TÜRKİYE İstanbul Muzaffer Civelek Tel: +90(0)216 347 3771 Faks: +90(0)216 347 4991 Cep telefonu: +90(0)535 663 3124 E-posta: [email protected] UKRAYNA Odessa Nataliya Yefrimenko Tel: +380(0)482 429 901 / 902 Faks: +380(0)482 429 906 Cep telefonu: +380(0)503 366 792 E-posta: [email protected] YENİ ZELANDA Wellington Grahame McLaren Tel: +64(0)4 801 7613 Faks: +64(0)4 384 8766 Cep telefonu: +64(0)21 292 1782 E-posta: [email protected] YUNANİSTAN Pire Stamatis Kourakos* Tel: +30(0)210 411 6610 / 6604 Faks: +30(0)210 413 2823 Cep telefonu: +30(0)69 77 99 3709 E-posta: [email protected] Costas Halas Tel: +30(0)210 411 6610 / 6604 Faks: +30(0)210 413 2823 Cep telefonu: +30(0)69 44 29 7565 E-posta: [email protected] *ITF Koordinatörü **ITF temas kişisi Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu Yardıma mı ihtiyacınız var? Eğer öyleyse, bu bilgilerle birlikte bizimle temasa geçin Yardım istemek için ITF’e başvurduğunuz zaman bize vermeniz gereken bilgiler şunlardır. ITF Eylemler Birimi, Deniz Operasyonları Bölümü ile temasa geçmek için, [email protected] adresine e-posta gönderin ya da şu iki numaraya faks gönderin: +44 20 7940 9285 ve +44 20 7357 7871 Aşağıda sizden istenecek bilgilerle ilgili bir kontrol listesi bulacaksınız: İletişim bilgileriniz Adınız (gizli tutulacaktır) Sizinle temas edilebilecek numara(lar) Gemideki pozisyonunuz (örneğin, UG) Milliyetiniz Gemiyle ilgili bilgiler Geminin adı Geminin türü Bayrak IMO numarası Geminin şu anda bulunduğu yer Uğrayacağı bir sonraki liman + ETA (Tahmini varış saati) Mürettebat sayısı / milliyetleri Kargo türü / gemideki miktarı Gemi sahibinin adı / işletmeci Sorun nedir? Sorunu anlatın (olabildiğince ayrıntılı bir biçimde) Bu sorunu ne kadar zamandır yaşıyorsunuz? Gemide benzeri sorunlarla karşılaşan başkaları da var mı? (Lütfen ayrıntılı bilgi verin) Bu gemide ne kadar zamandır bulunuyorsunuz? Ne tür bir yardım bekliyorsunuz? (örneğin, ücretlerin tahsil edilmesi, eve geri gönderilme vb.) Eylem düzenlemeyi mi düşünüyorsunuz? Önce bunu okuyun! ITF, elverişli bayrak gemilerinde hizmet veren denizcilere, adil bir ücret almaları ve düzgün bir toplu sözleşme temelinde çalışmaları için yardım etmeye kararlıdır. Denizcilerin bazen yerel mahkemelerde hukuk yoluna başvurmaları gerekir. Bazı başka durumlarda bir gemiye boykot uygulamak gerekebilir. Farklı durumlarda farklı eylem biçimleri geçerlidir. Bir ülkede doğru olan bir eylem biçimi, başka bir ülkeye uymayabilir. İlk yapmanız gereken, ITF’in yerel temsilcisiyle temasa geçmek olmalı. Temas için gerekli adres ve telefon numaralarını bu bültenin orta sayfalarında bulabilirsiniz. Aynı zamanda 30. sayfada da bir faks formu yer alıyor. Herhangi bir eyleme girişmeden önce yerel temsilciye danışmalısınız. Bazı ülkelerde greve gidecek olursanız ülke yasaları gerçekte sizin ve arkadaşlarınızın aleyhine işleyecektir. Bu durumlarda, ITF’in yerel temsilcisi size konuyu anlatacaktır. Çok daha fazla sayıda ülkede ise bir uyuşmazlıktan galip çıkmanın anahtarı greve gitmektir. Burada da yerel temsilcinin tavsiyesi çok değerlidir. Gemi limanda ise, denize açılmamışsa, grev yapmak birçok ülkede yasal hakkınızdır. Her grevde disiplinli hareket etmeyi, şiddete başvurmamayı ve birliği korumayı gözetmek gerekir. Unutmayın, birçok ülkede grev hakkı yasalar ve anayasa tarafından güvence altına alınmış temel bir insan hakkıdır. Ne yapmaya karar verirseniz verin, harekete geçmeden önce yerel ITF temsilcileriyle konuşmayı unutmayın. El ele verdiğimiz takdirde, adalet ve temel haklar konusundaki savaşı kazanabiliriz. ANTİGUA VE BARBUDA BAHAMA ADALARI BARBADOS BELİZE BERMUDA BOLİVYA BURMA/MYANMAR KAMBOÇYA CAYMAN ADALARI COMOROS KIBRIS EKVATOR GİNESİ FRANSA (ikinci sicil) GÜRCİSTAN ALMANYA (ikinci sicil) LÜBNAN LİBERYA CEBELİTARIK HONDURAS MALTA MARSHALL ADALARI JAMAİKA Elverişli bayraklar MAURİTİUS ADASI MOĞOLİSTAN HOLLANDA ANTİLLERİ KUZEY KORE PANAMA SAO TOME VE PRİNCİPE SRİ LANKA ST. VİNCENT VE GRENADİNES TONGA VANUATU Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu’nun ELVERIŞLI BAYRAK olarak ilan ettiği denizcilik bayrakları işte bunlar Bu bayraklara ek olarak, bazı deniz ticaret sicillerine kayıtlı gemiler, tek tek ele alındığında, bir elverişli bayrak gemisi olarak görülebilir. ITF HOUSE, 49–60 BOROUGH ROAD, LONDON SE1 1DR TEL: +44 (0)20 7403 2733 FAKS: +44 (0)20 7357 7871 E-POSTA: [email protected] İNTERNET: WWW.ITFGLOBAL.ORG ITF’in Expo etkinliğinde Denizciler Yılı mesaj panosu özellikle çok büyük ilgi gördü. ITF’in Manila’daki etkinliği büyük ilgi gördü D enizciler 2010 yılının Haziran ayında, Filipinlerde düzenlenen bir ITF etkinliğine, Denizciler Yılını kutlamak ve bilgi alışverişinde bulunmak amacıyla kitlesel bir katılım gösterdiler. Manila’daki Luneta Denizciler Merkezi’nde, 23–25 Haziran tarihleri arasında üç gün süreyle düzenlenen ITF Expo’ya 3.000’den fazla insan akın etti. Açılışı Filipinler Çalışma ve istihdam Bakanı Marianito D Roque tarafından yapılan etkinlik, yerli denizciler sendikaları AMOSUP ve PSU ile yakın işbirliği içinde gerçekleştirildi. Asya ve Pasifik Denizcilik Akademisi öğrencileri de etkinlikte aktif bir rol oynadılar. Denizciler korsanlığa karşı dilekçeye imza verdiler, işyerlerinde yaşanan can alıcı sorunlar hakkında mesajlar yazdılar ve kamera karşısında yapılan görüşmeler dâhil diğer bir dizi etkinliğe katıldılar. Bu görüşmelerde denizcilere denizde yaşam hakkında temel sorular soruldu. Yapılan görüşmelerin görüntüleri ve ITF Expo belgeseli için yapılan çekimlerin karışımından oluşan yaklaşık 10 saatlik bir film çekimi yapıldı. Ziyaretçilere ücretsiz tıbbi check-up yaptırma olanağı sağlandı, bilgi yarışmaları ve bir çekiliş düzenlendi. Ziyaretçilere aynı zamanda dünya üzerindeki ITF müfettişlerinin iletişim bilgilerinin kapsamlı bir listesini içeren Denizcilere Mesaj’ın bir kopyası, ITF Denizciler Bülteni ve diğer ITF yayınları da verildi. Ayrıca, ziyaretçiler sendika üyesi olmanın yararları, istihdam koşulları ve ITF sözleşmelerinin kapsamında yer alan gemilerdeki istihdam ve çalışma koşulları hakkında bilgi aldılar. ITF’in denizcilik operasyonlarından Graham Young, şunları söyledi: “Herkes denizcilerden gelen olumlu tepkiden son derece memnun oldu. Harika bir üç gün oldu. Bu başarıyı, benzer olaylar sırasında diğer bölgelerde de tekrarlamak istiyoruz.” ITF Expo, Manila’da, Haziran ayında STCW (eğitim, belgelendirme ve vardiya) Sözleşmesinin gözden geçirileceği Uluslararası Denizcilik Örgütü konferansı ile aynı zamanda gerçekleştirilmek üzere düzenlenmiş olan denizcilikle ilgili birkaç etkinlikten biriydi. Videoyu seyretmek için: www.youtube.com/user/ itfvideos?ob=0#p/u/35/ehgPbISIwMo Solda: ITF’in ziyaretçilerle dolu olan teşhir standı. www.itfseafarers.org ITF Denizciler Bülteni 2011 27 Posta listemizi iptal edeceğiz ve 2012 sayımız için yepyeni bir liste oluşturacağız. Bir sonraki sayı için posta listesinde yer aldığınızdan emin olun. Bu formu bize posta yoluyla (ITF Publications, 49/60 Borough Road, Londra SE1 1DR, Büyük Britanya adresine) gönderin, [email protected] adresine e-posta ile yollayın ya da abone olmak için web sitemizde www.itfseafarers.org/publications.cfm adresini ziyaret edin. İsim Adres E-posta Milliyet Pozisyon/işunvanı Dergiyi şu şekilde almayı tercih ediyorum (bir kutuyu işaretleyiniz): basılı olarak elektronik olarak Dergiyi hangi dilde almak istediğinizi (tercih sırasına göre) belirtiniz: 1 2 3 Denizciler, bu sizin derginiz: bize onun hakkında ne düşündüğünüzü söyleyin Denizciler Bülteni için oluşturulacak odak gruplarından birinde yer almak ilginizi çeker mi? Eğer derginin geleceği üzerinde söz sahibi olmak istiyorsanız, lütfen bu formu bize gönderin (bkz. yukarıda yer alan adres) ya da [email protected] adresine e-posta gönderin. İsim Milliyet İş E-posta Cep telefonu Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF) 148 ülkede 41⁄2 milyon ulaştırma işçisini temsil eden, ulaştırma sendikalarının uluslararası sendikal federasyonudur. 1896’da kurulmuş olan federasyon, sekiz farklı işkolu temelinde örgütlenmiştir: denizciler, demiryolları, karayolu taşımacılığı, sivil havacılık, limanlar, iç sularda seyrüsefer, balıkçılık ve turistik hizmetler. ITF ulaştırma işçilerini dünya çapında temsil eder ve onların çıkarlarını küresel kampanyalar aracılığıyla savunur. ITF, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’yla (ITUC) bağlaşık 10 Küresel Sendika Federasyonundan biridir ve Küresel Sendikalar grubunun bir parçasıdır. Paul Box/reportdigital.co.uk Denizciler Bülteni’nin bir sonraki sayısının elinize geçeceğinden emin olun. Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu Kaçırmayın! Turistik yolcu gemilerinde çalışmaya yönelik olarak sendika tarafından düzenlenen seminerlere katılan Endonezyalı stajyerler ve kurs liderleri. Sendikalar turistik yolcu gemisi eğitiminin gündeminde yer alıyor Nina Espeli Allen Norveç Denizciler Sendikası Norveç Denizciler Sendikası (NSU) tarafından bağıtlanmış olan toplu sözleşmeleri kapsamında yer alan turistik yolcu gemilerinde çalışan denizcilerin son beş yıldır, kendi toplu iş sözleşmeleri ve uluslararası denizcilik sektörüne ağırlık veren sendika eğitim kurslarına katılmaları mümkün olmaktadır. Denizciler sendikası Kesatuan Pelaut Indonesia (KPI) ve ITF’le yakın işbirliği içinde, Endonezya’nın Bali adasında gerçekleştirilen sendikal farkındalık seminerleri, denizcilere temel sendikal bilgileri vermeyi amaçlıyor. Ama bir o kadar önemlisi, sendikalar bu seminerlerde, işverenlerle yapılan pazarlıklarla ilgili girdiler ve denizcilerle sendikalar arasındaki ilişkinin nasıl güçlendirilmesi gerektiği hakkında düşünceler dâhil, çok önemli geri besleme de almaktadırlar. 2010 yılında sendikalar üç ayrı seminer düzenlediler. Yarım günlük bir kadın seminerini hem erkek hem de kadınlar için düzenlenen temel bilgiler semineri izledi ve en sonunda, daha önce temel bilgiler kursunu tamamlamış olan katılımcılar için bir ileri eğitim semineri vardı. Seminerlerde denizcilere ITF, KPI ve NSU’nun yanı sıra Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) ve Uluslararası Denizcilik Örgütü’yle (İMO) ilgili bilgiler veriliyor. Katılımcılar ayrıca, toplu iş sözleşmeleriyle ilgili temel bir kavrayışa da sahip oluyorlar. Ele alınan diğer konular arasında kültürel çeşitlilik, taciz ve zorbalık, ayrımcılık ve uyuşmazlıkları çözüm süreci yer alıyor. Denizciler gemide meydana gelebilecek çeşitli durumları örneklendiren rol oynama “ Bu program o kadar başarılı oldu ki, NSU onu yakın gelecekte Güney Amerika, Karayipler ve Filipinler gibi bölgeleri kapsayacak biçimde genişletmeyi planlamaktadır. ” Sendikalar ayrıca seminer sırasında, herkese birbirleriyle ve KPI ve NSU yetkilileriyle sosyalleşme ve bağlantı kurma şansı veren bir gezi de düzenliyorlar. NSU bu seminerlerin büyük bir önem taşıdığına inanmaktadır ve bugüne kadar denizcilerden çok sayıda olumlu tepki aldık. Buna ek olarak, denizciler sendikalara gemilerde yaşanan genel sorunlar hakkında değerli bilgiler veriyorlar ve biz de bunları işverenlerle yaptığımız görüşmelerde gündeme getiriyoruz. Seminerler aynı zamanda sendikalara denizcileri tanıma fırsatını da vermektedir. Daha sonra, gemi ziyaretlerimizi yaptığımız zaman, katılımcıların birçoğuyla karşılaşıyoruz ve o denizciler bizleri seminerlerden tanıdıkları için gemideki çalışma ortamı ile ilgili önemli bilgileri toplamamızda bize yardımcı olmayı daha kolay buluyorlar. Bu program o kadar başarılı oldu ki, NSU onu yakın gelecekte Güney Amerika, Karayipler ve Filipinler gibi bölgeleri kapsayacak biçimde genişletmeyi planlamaktadır. Daha şimdiden, geçtiğimiz yıl, Haziran ayında, ilk seminerimizi Hindistan’ın Goa eyaletinde, Hindistan Ulusal Denizciler Sendikası ve ITF ile yakın işbirliği içinde düzenlemiş bulunuyoruz. Hep söylediğimiz gibi: “Bilgiye az sayıda insanın sahip olması güçken, çok sayıda insanın sahip olması özgürlüktür.” Nina Espeli Allen, NSU’nun Miami’deki bürosunda çalışıyor. egzersizlerinde yer alıyorlar. Ayrıca katılımcılara soru sorma ve yorum yapma fırsatı da veriliyor. Seminerlerin sonunda, öğrenciler ve eşleri yerel bir örgüt olan Aids Komisyonu (KPA) tarafından düzenlenen bir HİV/AİDS sunumuna katılmaya davet ediliyorlar. Bu sunumda, katılımcılar Bali’deki HİV/AİDS istatistikleri, virüsün nasıl bulaştığı, nasıl hareket ettiği ve yayılmasının nasıl önlenebileceği konusunda bilgiler alıyorlar. Bali seminerlerine 2010 yılında toplam 65 denizci katıldı. Programın 2006 yılında başlamasından bu yana, seminerlere 234 gemici –bazıları iki kez olmak üzere- katıldı. Katılımı teşvik etmek için, gemide çalıştıkları sırada zaten evlerinden uzakta çok zaman geçirdiklerinden, denizciler beraberlerinde ailelerini de getirmeye davet ediliyorlar. 29 Stephen Bruijneel/www.dockwork.be Denizcilerin Haklar Bildirgesi olarak da bilinen Denizcilik Çalışma Sözleşmesi, denizcilerin iş yaşamlarını her yönüyle kapsayan gerçek ve yaptırım gücüne sahip haklar sağlıyor. PENNY HOWARD sözleşmenin yakında yürürlüğe gireceğini bildiriyor. Denizcilik Çalışma Sözleşmesi’ne hangi ülkeler destek veriyor? 10 ülke tarafından onaylandı: Bahamalar, Bosna Hersek, Bulgaristan, Kanada, Hırvatistan, Liberya, Marshall Adaları, Norveç, Panama, İspanya. 2011 yılının sonuna kadar 17 ülke tarafından onaylanması bekleniyor: Arjantin, Avustralya, Brezilya, Şili, Kıbrıs, Finlandiya, Fransa, Almanya, Fildişi Sahili, Japonya, Kore, Hollanda, Rusya, İsviçre, Trinidad ve Tobago, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri. 2012 yılının sonuna kadar bir ülke tarafından onaylanması bekleniyor: İsveç. Bir tarih belirlenmemiş olmakla birlikte 14 ülkede ilerleme sağlandı: Belçika, Danimarka, Yunanistan, Hindistan, Endonezya, Madagaskar, Nijerya, Filipinler, Polonya, Singapur, Güney Afrika, Tanzanya, Türkiye, Ukrayna. İki ülke tarafından onaylanması olası görülmüyor: Meksika, Yeni Zelanda. Kaynak: ITF üyeleri tarafından, 2010 yılının Eylül ayında sağlanan bilgiler. 30 ITF Denizciler Bülteni 2011 www.itfseafarers.org Denizcilik Çalışma Sözleşmesi Yaptırım gücüne sahip haklara bir adım kaldı “ Denizcilerin Haklar Bildirgesi” olan Denizcilik Çalışma Sözleşmesi (MLC), 2012 yılında yürürlüğe girdiği zaman, dünya denizcileri yeni haklara sahip olacaklar. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (İLO) bu sözleşmesi, denizcilerin çok çeşitli alanlarda sahip olmaları gereken asgari hakları ana hatlarıyla ortaya koyuyor. ITF, bu sözleşmenin, 2006 yılında biten bir süreç olan hazırlık çalışmalarına katıldı. Şimdi, her ülkenin sözleşmeyi kendi kanunları ve prosedürleri çerçevesinde nasıl uygulamaya koyacağını gözden geçirmesi gerekmektedir. Bugüne (2010 yılının Aralık ayına) kadar sözleşmeyi 10 ülke resmi olarak onayladı, ama 2011 yılında daha birçok ülkenin de aynı şeyi yapmaları beklenmektedir. MLC, küresel denizcilik tonajının yüzde 33’ünü temsil eden 30 ülke tarafından onaylanacağı tarihin üzerinden 12 ay geçtikten sonra yürürlüğe girecektir. Sözleşmeyi onaylamış olan 10 ülke, dünya gemicilik filosunun zaten yaklaşık olarak yüzde 46’sını temsil etmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün uluslararası çalışma standartları bölümü başkanı Cleo Doumbia-Henry, 2010 yılının Ağustos ayında, Meksiko’da yapılan ITF kongresinde bu konuda sağlanmış olan ilerlemenin altını çizerek, MLC’nin onaylanma yolunda olduğunu söyledi. Denizcilik Çalışma Sözleşmesi: ne getiriyor Denizcilik Çalışma Sözleşmesi, ITF ve üyelerinin uğruna mücadele ettikleri bir denizci hakları bildirgesidir. Denizcilere çalışırken temel haklar ve koruma sağlamaktadır. MLC denizcilerin; güvenli ve emniyetli bir işyerine adil istihdam koşullarına insan onuruna yakışan yaşam ve çalışma koşullarına www.itfseafarers.org “ Bu denizcilik sektörü için iyi haber – ve dünya üzerindeki 1,5 milyon denizci için mükemmel bir haber. ” tıbbi bakım, sağlığın korunması ve sosyal yardım türünde sosyal güvenceye erişim olanağına sahip olma haklarının bulunduğunu söylemektedir. Sözleşme kapsamlı bir yaptırım sistemine sahiptir ama sistemin işleyebilmesi için denizcilerin sorunları bildirmeleri gerekmektedir. Bu denizciler sözleşmesinin temel hükümleri arasında şunlar yer almaktadır: Hem denizci hem de gemi sahibi ya da gemi sahibinin bir temsilcisi tarafından imzalanmış olan, gemide insan onuruna yakışan “‘Haklar bildirgesi’ geçtiğimiz 80 yılı aşkın süre boyunca denizciler için kabul edilmiş olan 65’ten fazla uluslararası çalışma standardını bir araya getiriyor ve güncelleştiriyor,”dedi. “Yaptırım gücüne” ve uygulama için gerekli prosedürlere sahip olduğundan, Doumbia-Henry, MLC’yi yeni bir tür sözleşme olarak tanımladı. Sözleşmenin yürürlüğe girme olasılığını memnuniyetle karşılayan, ITF’in denizciler kolu sekreteri Jon Whitlow şunları söyledi: “Bu denizcilik sektörü için iyi haber – ve dünya üzerindeki 1,5 milyon denizci için mükemmel bir haber.” Hem ITF hem de İLO, 2011 yılının sonuna kadar 30 ülkenin MLC’yi onaylamış olacağını umuyorlar. Bu, MLC’yi daha önceden onaylamış olan tüm bayrak devletlerinin, liman devletlerinin ve işgücü arz eden devletlerin onu 2012 yılından itibaren uygulamaya koymak zorunda oldukları anlamına gelecektir. Ülkelerin MLC’yi 2012 yılında yürürlüğe girmesinin ardından onaylamaları durumunda, sözleşmeyi 12 ay sonra uygulamaya sokmaları gerekecektir. MLC’yi daha önceki çalışma sözleşmelerinden farklı kılan şey, uygulanmasını sağlayacak olan çok daha iyi hükümlere sahip olmasıdır. MLC’nin bütün çalışma ve yaşam koşullarını güvence altına alan bir iş sözleşmesi. Tam ve iş sözleşmesi ve varsa yürürlükteki toplu iş sözleşmesine uygun olarak ödenen aylık ücret. Herhangi bir 24 saatlik dönemde 14 saat; herhangi bir yedi günlük dönemde 72 saat çalışma sınırı. Hastalık, yaralanma, geminin batması, iflas, geminin satılması ve benzeri durumlarda, gemi sahibi bir denizcinin ülkesine geri gönderilmesinden doğan masrafları karşılamak zorundadır. Yaşam alanları ve sosyal tesisler için – asgari oda boyutları, yeterli ısıtma, havalandırma, sıhhi tesisat, aydınlatma ve revir dâhil – özel şartlar. Gemide ve limanda sağlık hizmetlerine çabuk erişim. ITF’in Denizcilik Çalışma Sözleşmesi kılavuzu, “Denizcilerin Haklar Bildirgesi”ni www.itfseafarers. org/ publications.cfm/detail/23556 adresinden indirin ya da bir kopya istemek için [email protected] adresine e-posta gönderin. Bu kitapçık Çince, İngilizce, Fransızca, Rusça ve İspanyolca dillerinde temin edilebilir. ITF Denizciler Bülteni 2011 31 Denizcilik Çalışma Sözleşmesi Uluslararası Çalışma Örgütü’nden Cleo Doumbia-Henry, ITF’in 2010 Meksiko kongresinde Denizcilik Çalışma Sözleşmesi’ni hakkında konuşma yapıyor. bir bölümü (5. Başlık) onun nasıl uygulanacağını ana hatlarıyla ortaya koymaktadır. Liman devleti denetim yetkilileri gemilerin MLC’nin standartlarını karşılamalarını sağlamak için teftişler yapacaklar ve sorunların bulunduğunu tespit etmeleri durumunda gemileri tutuklama yetkisine sahip olacaklar. Paris Mutabakat Zaptı’nın bir parçası olan liman devletleri (Avrupa Birliği, İzlanda, Norveç ve Kanada) gemileri MLC’ye göre teftiş etmek için gerekli kılavuz ilkeleri daha şimdiden geliştirmeye başladılar bile. Sendikalar, denizciler ve sosyal yardım kuruluşları bir gemideki koşullarla ilgili endişelerinin bulunması durumunda liman devleti denetim müfettişlerine şikâyette bulunma yetkisine sahip olacaklar. MLC, içinde ITF’in önemli bir rol oynadığı özel bir üçlü kurul tarafından izlenecektir. Bir devletin MLC’yi uygulamasıyla ya da yürürlüğe koymasıyla ilgili sorunların ortaya çıkması durumunda, ITF bu durumu kurulun gündemine taşıyabilecek. Bu kurul ayrıca MLC’nin kurallarının güncelliğini korumasını sağlamak için, onun bazı bölümlerini değiştirme yetkisine de sahip olacak. Sözleşme yürürlüğe girdikten sonra, bütün ülkelerin gemileri, sözleşmeyi onaylamış olan bütün ülkelerin limanlarında denetime tabi olacak. Belirlenmiş olan standartlara uygun olmadıklarının düşünülmesi durumunda gemiler tutuklanabilecek. MLC’nin sonucu olarak yeni haklardan faydalanacak olan denizcilerin başında turistik yolcu gemilerinde istihdam edilen denizciler yer alacaktır. Turistik yolcu gemilerinde çalışan tüm işçiler “denizci” olarak tanımlanacak ve Denizcilik Çalışma Sözleşmesi’nin şemsiyesi altında yer alacak. Bu, otel, ikram ve geminin işletilmesiyle esas olarak ilgisi bulunmayan diğer hizmet personelini kapsamaktadır. Bunun tek istisnası, gemilerde sadece çok kısa süreler için bulunan gösteri sanatçılarıdır. Bu değişikliğin turizm gemisi işçilerine yeni haklar vermesi gerekmektedir. ITF, birçok turistik yolcu gemisi işvereninin sözleşmenin öngördüğü asgari standartlar nedeniyle, turizm gemisi işçilerine sundukları konaklama olanaklarını iyileştirmek zorunda kalacaklarını ummaktadır. Gemilerin bayrak devleti tarafından verilen ve herhangi bir liman devleti denetimi sırasında ibraz edilmek üzere gemide bulundurulması zorunlu olan bir Deniz Çalışma Sertifikası ve Deniz Çalışma Muvafakatnamesi alarak sözleşmeye uyum sağlamaları gerekecektir. Daha fazla bilgi için www.itfseafarers.org/ILOMLC.cfm adresini ziyaret ediniz. KIYI İZNİ ABD’nde yeni yasa erişimin iyileştirilmesi umutlarını artırırken ITF ilerleme sağlanması için bastırıyor B aşkan Barack Obama’nın 2010 yılının Ekim ayında bir yasa tasarısını imzalamasının ardından ABD’de denizcilerin kıyı izni hakkı önemli ölçüde genişletilmiş olacak. ABD Sahil Güvenlik Yetkilendirme Yasası, ABD Sahil Güvenlik örgütüne gelecek yıl için 10,7 milyar ABD doları tutarında fon sağlıyor. Yasa ayrıca kıyıda yer alan tesislerin ve terminallerin denizcilerin hiçbir ücret ödemeden, terminalleri üzerinden erişim sağlamalarına izin verilmesini öngörüyor. Yasaya göre, tesisler “bu tesiste bulunan bir gemide görevlendirilmiş olan denizciler için, kılavuz kaptanların, denizcilerin sosyal yardım kurumlarının ve emek örgütlerinin temsilcilerinin, zamanlı bir biçimde, ücretsiz olarak geçiş yaparak gemiye çıkmalarını ve gemiden ayrılmalarını sağlayacak bir sistem sağlamak,” zorundadır. ITF’in denizciler kolu sekreteri Jon Whitlow şu yorumu yaptı: “Bu son derece memnuniyet verici bir gelişme ve denizciler tarafından memnuniyetle karşılanacaktır. Umarız ki diğer ülkeler de ABD örneğini izlerler ve Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün Uluslararası Gemi ve Liman Tesisi Güvenlik Kodu’nda yer alan erişimle ilgili düzenlemelerin 32 ITF Denizciler Bülteni 2011 tam olarak uygulanmasını sağlarlar.” Kıyı izni hakkı, ABD’de 2001 yılında yaşanan 11 Eylül terör saldırılarının ardından dünya çapında getirilen yeni güvenlik önlemlerinin baskısı altında bulunuyor. Uluslararası Gemi ve Liman Tesisi Güvenlik Kodu’nun (ISPS) bir sonucu olarak, denizciler artık limanlarda sıkı güvenlik kurallarına tabi oluyorlar. Denizcilerin liman çevresinde hareket olanakları –hatta telefon kulübelerine ve sosyal yardım misyonlarına erişimleri bile- artık büyük ölçüde kısıtlanmış durumdadır. ISPS altında, ABD limanlarında vizesi bulunmayan yabancı denizcilere kıyı izni kullandırılmamaktadır. Ayrıca vize ve gümrük kontrolleri de, mürettebatlar çok uluslu hale geldikçe, diğerlerinden daha fazla kısıtlamaya maruz kalan, belirli milliyetlerden denizcileri, giderek daha fazla etkiliyor. Bu, bazı denizciler kıyı iznine çıkarken, diğer meslektaşlarının gemide kalmak zorunda olması anlamına gelmektedir. Aynı zamanda farklı yetkililerin kuralları farklı şekillerde yorumlamalarından kaynaklanan sorunlar da bulunmaktadır. Buna ek olarak, bazı gemi sahipleri, sırf olası sorunlardan kaçınabilmek adına mürettebatlarının kıyı izni kullanmasına izin vermemektedir. Bu sert yeni güvenlik yaklaşımı, denizcilerin kıyıda yer alan geleneksel sosyal yardım hizmetlerine erişimini etkilemekte, yalıtılmışlıklarını artırmakta, sağlıklarına ve duygusal güvenliklerine zarar vermektedir. ITF bu güvenlik önlemlerinin denizcilerin insan haklarına aykırı olduğunu söylüyor ve temel bir hak olan kıyı iznini korumak için kampanya yürütüyor. Uluslararası bir denizci kimlik belgesi için gündeme getirilmiş olan yeni önerilerin onaylanması ve uygulamaya konulması durumunda, kıyı izni hakkı için daha büyük güvenceler sağlanabilir. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 185 sayılı Denizcilerin Kimlik Belgesi Sözleşmesi, bütün gerçek denizcilerin dünya çapında tanınan, yüksek derecede güvenli bir kimlik belgesi sahibi olmalarını sağlayarak durumun iyileşmesine katkıda bulunabilir. ITF, 185 sayılı Sözleşmenin tam olarak onaylanması için kampanya yürütmekte ve denizcilerin kıyı iznine erişimini kendi uluslararası raporlama sistemi aracılığıyla izlemektedir. www.itfseafarers.org Denizci Hakları Enternasyonali Dünya denizcilerinin neden artık kendi hukuk izleme örgütlerine ihtiyaçları var Uluslararası denizcilik alanında uzman gazeteci Sean Moloney yeni Denizci Hakları Enternasyonali merkezinin rolünü anlatıyor. M odern denizciler, denizde yaşamın doğal zorluklarının çok ötesine geçen, çok çeşitli tehlikelerle yüz yüze geliyorlar. Artan korsanlık tehdidi, zor durumdaki gemi sahipleri tarafından başvurulan denizcileri kendi kaderlerine terk etme uygulamaları karşısında savunmasız konumdalar ve bir kaza halinde, bu kazanın denizcilerin gemi sahiplerine olan yükümlülüklerini yerine getirirken yaşandığının gösterilebildiği durumlarda bile, suçlu konumuna düşürülme olasılığıyla karşı karşıya kalıyorlar. ITF destekli Denizci Hakları Enternasyonali (DHE), başkalarınca yerine getirilmesi gereken bir görevi üstlenerek, denizcilerin rolünü netleştirmek ve desteklemek için, kafa karıştırıcı bir hukuk bataklığında zorlukla yol almaya yönelik bir girişim – denizcilerin sahip oldukları yasal korumayı dünya çapında geliştirmeye adanmış, bezersiz ve ezber bozan bir kaynak. Yasal tehdit korkusu Britanya/Hollanda zabit sendikası Nautilus International’ın 2010 tarihli bir anket çalışmasına göre, denizcilerin yüzde 90’dan fazlası yaptıkları işin bir suç sayılmasından endişe ediyor. Ayrıca sendika tarafından görüşülen üyelerin üçte ikisi kendilerine karşı yasal işlem yapılmasından korktuklarını söylediler. 2010 Eylül’ünün sonunda kurulan ve merkezi Londra’da bulunan bu yeni merkez, uluslararası avukat Deirdre Fitzpatrick tarafından murahhas üye sıfatıyla yönetilecek. Fitzpatrick denizcilik sektörü ve hukuk dünyasından uzmanların oluşturduğu bir danışma kurulu tarafından desteklenecek. www.itfseafarers.org DHE denizcilerin hak ve çıkarlarını geliştirmeyi amaçlıyor. DHE, bu hizmeti veren birçok yer olduğu için denizcilerin davalarına bakmayacak ama dünya ölçeğinde denizcilerin haklarının ileriye götürülmesini, korunmasını ve güçlendirilmesini hedefleyen siyasi, sektörel, kampanyacılık ve lobicilik gündemlerine katkıda bulunmak için, stratejik nitelikte hukuki destek sağlayacaktır. DHE, araştırmanın yanısıra, eğitim ve öğretim çalışmaları yürütecek, denizcileri ve denizcilere yasal yollardan yardımcı olmak isteyenleri daha güçlü kılacak araçları sunacaktır. Bir hayır kurumu olan ITF Denizciler Vakfı’nın hibe ettiği kuruluş sermayesi ile finanse edilen DHE, bağımsız bir kuruluştur. DHE, denizcilerin korunmasına ilgi gösteren sektördeki bütün sosyal paydaşlarla işbirliği içinde çalışmaya gayret gösterecektir. DHE’nin web sitesi 25 Haziran 2011tarihinde, Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün “Denizciler Günü”nde yayına başlayacak. “ Denizciler cezai kovuşturmalar, terk edilme, korsanlık, yaralanma ve ölüm, ödenmemiş ücretler ve kıyı izni kullanma konularında sorunlar yaşıyorlar. ” Takıma önderlik yapmak Deirdre Fitzpatrick (solda) Denizci Hakları Enternasyonali’nin murahhas üyesidir. Fitzpatrick, Londra’da birkaç yıl süreyle uluslararası bir hukuk firmasında çalışmadan önce, memleketi İrlanda’da avukatlık eğitimi gördü. 1994 yılında, ITF’te, hukuk işleri bölümü yöneticisi olarak göreve başladı. DHE’ye neden ihtiyaç var? DF: Denizcilerin karşılaştıkları, sayıları giderek artan ve daha karmaşık hale gelen çok sayıda hukuki soruna çözüm bulmalarını sağlayacak güncel, pratik ve amaca uygun tavsiyelere ihtiyaçları var. Aynı zamanda hukuki sorunlarıyla ilgili uzman avukat ve danışmanlara da ihtiyaçları var. Bu sorunlar nelerdir? DF: Bu sorunlar cezai kovuşturmalar, terk edilme, korsanlık, yaralanma ve ölüm, ödenmemiş ücretler ve kıyı izni kullanımını kapsamaktadır. DHE denizcilerin yaşamlarında ne tür farklılıklar yaratabilir? DF: DHE öncelikle bir araştırma merkezi ve bizler bu araştırmalar yoluyla hukuki konularda pratik rehberlik hizmetleri vermeyi planlıyoruz. Bu, her şeyden önce denizciler sendikalarına ve misyonlarına yardımcı olacaktır ama aynı zamanda denizcilerin kendileri için de fayda sağlayacaktır. DHE’nin ürettikleri denizcilerin haklarıyla ilgilenen bütün örgütler ve ajanslar tarafından ve bizzat, özellikle kullanıcı dostu tavsiyeye ihtiyacı olan denizciler tarafından kullanılacaktır. Böyle bir rehberliğe neden gerek duyuluyor? DF: Denizcilik sektöründe işçi hakları, uluslararası deniz hukuku ve yerel çalışma yasaları arasında kalan gri bölgenin içinde kalma eğilimine sahip oldukları için karmaşık niteliktedir. Dolayısıyla genellikle büyük zorluklarla dolu bu alanda yol alabilmek için uzman hukuki yardıma ihtiyaç duyulur. DHE önceliklerini nasıl belirleyecek ve günlük olarak nasıl faaliyet gösterecek? DF: DHE’nin danışma kurulunda sendikaların, sosyal yardım kuruluşlarının, akademik kurumların, deniz hukuku avukatlarının ve gemi sahiplerinin temsilcileri yer alacak. Bunlar genel öncelikleri belirleyecekler. DHE personeli, çalışma programını uygulamak için üniversitelerle ve diğer kurumlarla birlikte çalışacaktır. Benim dışımda biri Filipinli, biri İspanyol ve biri de ABD’li/Romen olan üç araştırmacı var. ITF Denizciler Bülteni 2011 33 Denizciler ve liman D işçileri Avrupa’da ‘adil feribotlar’ kampanyasında birleştiler ITF’in düzenlediği eylem haftası Avrupa Birliği’nin feribot politikasında ve Avrupa’nın denizcilik sektörünün bu önemli kesimini kapsayan düzenlemelerinde yeni bir yönelişe ihtiyaç olduğunu vurguladı. enizciler ve liman işçileri 2010 yılının Eylül ayında, haksız uygulamaların sona erdirilmesi için AB’ye harekete geçme çağrısı yapan kampanya haftasında bir araya geldiler. Sendikalar, sektördeki eşitsiz çalışma koşulları ve ücretler nedeniyle ve denizcilere eğitimli liman işçileri tarafından yapılması gereken işler yaptırıldığından bu eylem haftasına ihtiyaç duyuldu açıklamasını yaptılar. Eylem haftası süresince Belçika, Fransa, İrlanda, Hollanda ve Birleşik Krallık’tan sendika üyeleri, yolcu ve kargo feribotlarını hedef alan etkinlikler düzenlediler. ITF kampanya koordinatörü Norrie McVicar’ın “insan onuruna yakışırlılık eşiği” olarak tanımladığı, tüm denizciler için geçerli olacak bir asgari ücretin belirlenmesiyle birlikte, uygun sağlık ve güvenlik korumasının sağlanmasını ve liman işçilerinin işine saygı gösterilmesini talep ettiler. Hafta boyunca, kampanyaya katılan liman işçileri mürettebatla, yolcularla ve gemi sahipleriyle denizcilerin yük istifleme ve bağlama işlerini yapmaya kalkışmalarının içerdiği tehlikeleri anlattılar. Kampanya çalışmaları Stena Line’ın Hollanda’nın Hook of Holland limanındaki bürosunun önünde düzenlenen bir yürüyüş ve gösteri ile başladı. Bu sırada, liman işçileri şirketin İngiltere’deki Killingholme terminalinde tır şoförlerine yönelik lobi çalışması yürüttüler. Birleşik Krallık ve İrlanda’dan heyetler Hollanda’daki protestoya katılmak üzere Harwich limanından Stena Britannica’ya binerek yolculuk ettiler ve feribotta bulundukları sırada mürettebat ve yolcularla, onlara ITF’in ve feribot kampanyasında yer alan üyesi sendikaların çalışmalarını anlatmak ve Stena Line’ın AB üyesi olmayan ülkelerin yurttaşlarına yönelik tutumu nedeniyle neden hedef olarak seçildiğini açıklamak için bir araya geldiler. A yrıca, bu feribot şirketini, bir sendika tarafından temsil edilen tüm işçilerin haklarına saygı göstermeye çağıran bir dilekçe için de imza topladılar. Dilekçede iki temel talepleri yer alıyordu: 34 ITF Denizciler Bülteni 2011 www.itfseafarers.org Solda: Denizciler ve liman işçileri, ‘adil feribotlar’ kampanya haftasını Britanya’nın Hull limanında başlattılar. Yukarıda saat yönünde: Belçika’nın Zeebrugge limanında feribotlarda çalışan denizciler ve liman işçileri, Zeebrugge’de denizcilerin ve liman işçilerinin ortak toplantısı, Hook of Holland limanında Stena Line’ın limandaki bürolarının önünde ve Britanya’nın İmmingham limanında ITF kampanyasına katılanlar. Avrupa’da bir feribotta ya da ro-ro gemisinde mi çalışıyorsunuz? Gemide sizden bir liman işçisinin işini yapmanız istendiği zaman bize bilgi verin. Geminin adıyla birlikte bunun nasıl, nerede ve ne zaman olduğunu bize bildirin. Ayrıca bir gemide çalışıyorsanız ve iş sözleşmenizin koşullarının kabul edilebilir standartların altında kaldığına inanıyorsanız, bizimle temas kurun. Öne çıkmanın sizi zor durumda bırakabileceğini düşünüyorsanız bu bilgiyi isimsiz olarak iletebilirsiniz. ITF’le +32486123890’a kısa mesaj atarak ya da [email protected] adresine e-posta göndererek temas edin. denizcileri liman işçilerinin işini yapmaya zorlamaya son verin tüm denizcileri eşit ve adil bir temelde istihdam edin. Aynı gün, İspanyol bandıralı L’Audace –Belçikalı liman işçileri sendikalarının, Avrupa limanlarına yanaştığında ve denizdeyken bağlama işlerini mürettebatın yaptığını bildikleri bir gemi- Zeebrugge limanına geldi. Bunun ardından Belçikalı sendikalar liman yetkileriyle bir araya geldiler, şikâyet başvurusu yaptılar ve gemi üç gün sonra Southampton limanına ulaşınca Britanyalı liman işçileri de benzer girişimlerde bulundular. Şirket aynı durumun yeniden yaşanmasını önlemek için sendikalarla görüşmeyi kabul etti. Eylem haftası sırasında Britanyalı denizciler sendikası RMT de Stena Line’ın ucuz emek istihdamı tutumuna karşı –şirket kimi Filipinli denizcilerine saatte 2 euro ücret ödüyor- güçlü bir saldırı başlattı. www.itfseafarers.org McVicar şunları söyledi: “Stena Line’ı hedef alan kampanya girişimleri devam edecek ve ITF üyesi sendikalar aynı politika hedefleri ile bağlantılı olarak Northlink Ferries, Seatruck Ferries ve Fastnet Line Ferries’den de cevap bekliyorlar. “ITF ve onun Avrupa kolu, ETF (Avrupa Taşımacılık İşçileri Federasyonu), Avrupa Komisyonu’nu bir kez daha, 2004 yılında geri çekilmiş olan Yolcu Feribotları Mürettebat Donatım Yönergesini yeniden tartışmaya açmaya çağırıyorlar.” M cVicar, Avrupa Birliği’nin 1990’lı yıllarda yaşanmış olan ve 1000’den fazla can kaybının ortaya çıktığı Scandinavian Star ve Estonia felaketlerinden bu yana güvenlik endişelerini gidermeye yönelik adımları atmakta başarısız olduğunu açıkladı. 2000 yılında Avrupa Komisyonu, bu endişelerin bazılarını ele alan bir yönerge taslağı yayımladı ancak yönerge Bakanlar Konseyi tarafından engellendi ve 2004 yılında geri çekildi. McVicar şöyle devam etti: “Bu kampanyanın başlatılmış olması, Avrupa Komisyonu’nun, yolcu hizmetleri için, AB üyesi olan ve olmayan ülkelerden gemicilere eşit çalışma hakları ve koşullarını güvence altına alan ve çok dilli ve çok uluslu mürettebatın istihdamından kaynaklanan güvenlik endişelerini ele alan bir yönerge önerisinde bulunmasından bu yana geçen 10 kayıp yılın yol açtığı hayal kırıklığını yansıtmaktadır. Gemi sahipleri tarafından yürütülen yoğun lobi çalışmalarının ardından bu yönerge önerisi ortadan kaldırıldı.” McVicar şunları ekledi: “Sonuç, uzun yıllardır hizmet vermiş olan denizcilerin işten çıkarılmasıyla birlikte iş kayıplarının damgasını vurduğu bir on yıl oldu. Bu denizcilerin yerine birilerinin istihdam edildiği durumda bile, bu kişiler, birçoğu şu anda bile, her zaman güvenlik eğitimi almış işçilerin yapması gereken kargo elleçleme işlerini yapmaya teşvik edilen, AB üyesi olmayan ülkelerden gelen ucuz personel oldu.” Facebook sitemize katılın Kampanyanın girişimlerden biri de mevcut sosyal ağ sitelerinin kullanılmasıdır. Facebook üzerinde bir “Liman İşçileri Denizciler” sitesi bulunuyor. Bkz. www.facebook.com/dockers.seafarers. 1,000’den fazla liman işçisi ve denizci daha şimdiden siteye kaydolmuş durumda. Ayrıca bir Adil Feribotlar Kampanyası blogu da var; bkz.: http://fair-ferries.blogspot.com Belçika ACV Transcom sendikasının denizciler kolu genel sekreteri Michel Claes, şu yorumu yaptı: “Denizcilerden, genellikle de Avrupa Birliği dışından gelenlerden, liman işçilerinin işlerini devralmaları isteniyor. Bu sosyal dampingdir. Sendikalar bunu durmaya hazırlar ve gelecekte gemilerde daha sıkı denetimler gerçekleştirilecek.” Sendikalar adil feribotlar kampanyasının 2011 yılında ve sonrasında da devam edeceği konusunda ısrarlılar. Bundan sonraki kampanya etkinlikleri, sosyal damping ve denizcilerin yük elleçleme faaliyetlerinde bulundukları feribot ve ro-ro şirketleri üzerinde yoğunlaşacak. G elecekte yaşanacak olanların bir işareti olarak, mürettebatının yük elleçleme işlerini yaptığı görülmüş olan İtalyan bandıralı Grand Benelux, eylem haftasından birkaç gün sonra Antwerp limanına yanaştığı zaman gemi sendikalar tarafından denetlendi. Sendikalar, Grimaldi Lines mürettebatına sık sık, gemileri hem denizdeyken hem de liman işçilerinin bulunduğu limanlara yanaşmışken yük elleçleme işini yapmaları için talimat verildiğini tespit ettiler. Şirkete bunun kabul edilemez bir durum olduğu söylendi ve Büyük Britanya’daki liman işçileri sendikası Unite’ın yaptığı baskı sonrasında şirket bu sorunu tartışmak üzere görüşme masasına oturmayı kabul etti. ITF Denizciler Bülteni 2011 35 ITF Denizciler Vakfı Denizcilere 30yıldır gösterilen konukseverlik ULAŞIM:Danimarka’nın Esbjerg limanında Vakıf tarafından sağlanmış olan denizciler merkezi minibüsü. ITF Denizciler Vakfı 1981 yılında doğdu ve 2011 yılında kuruluşunun 30. yıldönümüne ulaştı. Vakıf nedir ve 30 yıldır denizciler için neler yapmaktadır? Denizciler bir hayır kurumuna neden ihtiyaç duyuyor olsunlar?TOM HOLMER bu sorulara cevap veriyor. V İLETİŞİM: Brezilya’nın Santos limanında ITF’in eş-finansörü olduğu Stella Maris’ten eve edilen telefon. ZİYARETLER:Vakfın desteklediği Denizciler Misyonu’ndan Papaz J Simon Dharmaraj, Hindistan’ın Tuticorin limanında bir gemiyi ziyaret ediyor. akıf son 30 yıl boyunca dünyanın dört bir yanında 91 ülkenin limanlarını ziyaret eden denizcilere tesisler sağlamak ve hizmet sunmak için 200 milyon ABD dolarından daha fazla para harcadı. Bu para binalara, denizcilerin ulaşımını sağlayan taşıma araçlarına, yeni denizciler merkezlerine, denizcilerin evleriyle iletişim kurmalarına yardımcı olmaya ve limanlarda denizcilerle görüşen ve denizcilerin aileleriyle çalışan insanların eğitimine harcandı – bunların hepsi ticari olmayan bir temel üzerinde yapıldı. ITF Denizciler Vakfı merkezi Birleşik Krallık’ta bulunan bir yardım kuruluşudur. Vakıf, ITF tarafından doğrudan bağışlanan fonların yanı sıra, Vakfın olmaması durumunda ITF’in Birleşik Krallık hükümetine vergi olarak ödemesi gereken paradan da yararlanmaktadır. Bunun yerine, bu para denizcilere yönelik hayır amaçlı hizmetlere harcanmaktadır. Tıpkı ITF gibi Vakıf da denizcileri dünya ticaretine önemli bir katkıda bulunan ve hepimize yaşamımız için gerekli olan şeyleri sağlayan, profesyonel ve çalışkan insanlar olarak görmektedir. Bizler onların haberleşme tesislerine, bir gemi limana yanaştığı zaman ulaşıma, uzun bir yolculuğun ardından limanda konukseverlik görmeye ve bir geminin içinden başka şeyler görmeye olan ihtiyaçlarını anlıyoruz. Vakfın Denizciler Misyonu, Stella Maris ve Gemiciler Topluluğu gibi örgütlere verdiği para kıyıda bu konukseverliğin sağlanmasını kolaylaştırmaya yardımcı olmaktadır. Bizler denizde yaşamın, dostlarla ve aileyle temas bakımından yalıtılmışlık duygusuna neden olabileceğini anlıyoruz. Denizcilere haberleşme olanakları sağlamak Vakfın öncelikli alanlarından biridir. Önümüzdeki beş ila 10 yıl arasında denizcilerin çoğunun gemilerinden –ister denizde isterse de limanda olsunlar- aileleriyle ücretsiz olarak konuşmalarının mümkün olacağını umuyoruz. Bu artık mümkün ve bazı gemilerde oluyor ama biz bu olanağı tüm denizcilere sağlamak istiyoruz. Vakıf gemide denizcilerin haberleşme ihtiyaçları tam anlamıyla karşılanıncaya kadar, limanlarda kablosuz internet erişimini iyileştirmek için çalışacaktır. Bunu, gemi limandayken, gemi ziyaretçileri aracılığıyla, haberleşmeye yardımcı olmak için gerekli donanımı gemilere koyarak ya da limanlara, denizcilerin internete başka bir donanıma ihtiyaç duymaksızın, doğrudan kendi dizüstü bilgisayarlarını kullanarak bağlanabilecekleri kablosuz internet alanları kurulması için gerekli yatırımları yaparak gerçekleştireceğiz. Çok sayıda denizci limanlarda sağlanan ulaştırma hizmetine hâlâ ihtiyaç duymaktadır. Bazı gemi sahipleri geminin limanda olduğu sürede denizcilere bir araç sağlamaktadır. Ama şu anda bunlar çok küçük bir azınlığı oluşturmaktadır. Gemi limana yanaşmışken denizcilerden giderek daha fazla iş yapmaları istendiğinden, kıyı iznini kullanmak daha güç hale gelmiş olsa da, denizcilerin gemiden inmelerinin esenlikleri bakımından gerekli olduğu hâlâ kabul edilmektedir. Vakfın bu olanağı olabildiğince çok sayıda denizciye sağlayacak olan taşıt araçlarına büyük miktarda para koymaya devam ediyor olmasının nedeni işte budur. Vakıf, denizcilerin mesleklerinin gerektirdiği işleri yaptıkları sırada, bilmedikleri ve denizcilerin içinde bulunduğu durumu anlamayan bir hukuk sistemi tarafından cezalandırıldıkları yerde, denizcilerin suçlu konumuna düşürülmelerinden kaynaklanan sorunlarla ilgili olarak yardım sağlayabilmek için diğer örgütlerle birlikte çalışmaktadır. Bizler bu tür durumlarla karşı karşıya kalmış olan denizcilere yardımcı olmaya çalışıyoruz. V akıf aynı zamanda denizcilerin sağlıklarıyla da ilgilenmektedir. Denizcilerin Sağlık Bilgilendirme Programı gibi programlar aracılığıyla, denizcilerin sağlığına katkı sağlayacak mesajları gemilere ulaştırmaya ve bunların sektör tarafından kabul edilmesini sağlamaya kaynak aktardık. Bu malzemeler posterler, DVD’ler, broşürler ve el kitaplarından oluşmaktadır. Bizler bu malzemeleri ayrıca denizcilerin temel eğitim yoluyla sağlıklı beslenmelerinin ve hastalıklara (sıtma, kalp hastalığı, HİV vb.) karşı korunmalarının önemini anlayan işverenlere ve uluslararası kuruluşlara da ilettik. Bizler yeni bir ülkeye gelen denizciler için kara ile bağlantılarını sağlayacak olan daha fazla sayıda gemi ziyaretçisine sahip olma yolunda yoğun çaba gösteriyoruz; denizcilerin ve denizcilerle çalışan sosyal yardım görevlilerinin neye ihtiyaç duyduklarını görmek için araştırma yapıyoruz. Bizler limanları denizciler için daha iyi yerler haline getirebilmek için de çalışıyoruz. Vakfın yürüttüğü çalışmalar içinde hangilerini beğendiğinizi ve gelecekte ne yapmamızı istediğinizi bize iletin. İletişim için: [email protected] adresine e-posta gönderin ve web sitemizi ziyaret edin: www.itfglobal.org/seafarers-trust Tom Holmer ITF Denizciler Vakfı’nın idare müdürüdür. www.itfseafarers.org Wikimedia Commons Deepwater Horizonsondaj kulesi felaketi 2010 yılında 11 can kaybının meydana gelmesinden ve Meksika Körfezi’ni mahveden petrol kirliliğinden sorumluydu. Platform önde gelen elverişli bayrak devletlerinden biri olan Marshall Adaları siciline kayıtlıydı. Kule 20 Nisan’da patladığı sırada mülkiyeti Transocean’a aitti ve BP tarafından kiralanmış durumdaydı. ABD Kongre üyeleri Transocean’u, ABD sicili yerine, elverişli bayrak devletinin siciline kayıt olarak ABD Sahil Güvenliğinin daha sıkı güvenlik standartlarından kaçınmaya çalışmakla suçladılar. Yeniden olabilir Meksika, derin kara sularında petrol ve gaz rezervlerine yönelik arama ve çıkarma işlemlerini kararlı bir biçimde sürdürüyor – ama bunu sektörde çalışan işçiler için gerekli teknik eğitimi vermeden yapıyor. Ana Lilia Pérez (resimde görülen kişi), sonucun 2010 yılında Meksika Körfezi’nde yaşanan BP’nin Deepwater Horizon patlamasına benzer felaketler olabileceği uyarısını yapıyor. www.itfseafarers.org P emex’in (Petroleos Mexicanos) Meksika Körfezi’nde yüzeyden 500 metreden daha derine inerek ham petrol çıkarmasını öngören bir enerji programına onay verilmesinin üzerinden yaklaşık olarak iki yıl geçti. Ne var ki, zaten yüksek risk grubunda olan bir sektörde, en tehlikeli kategorisinde yer aldığı düşünülen bu tür bir faaliyette görev alacak personel için gerekli eğitim programları düzenlenmiş değil. Pemex yöneticileri önerilerini Meksika federal meclisine sundukları zaman, üretimin bu yeni aşaması için insan kaynaklarının hazırlanmasının acil bir ihtiyaç olduğunu söylediler. Delme işlemleri başlamış ve özel şirketler tarafından işletilecek olan dört kule yakında faaliyete geçecek olduğu halde bu konuda hiçbir adım atılmadı. Bu şekilde devam edilmesi BP’nin Deepwater Horizon felaketinden çok daha ciddi kazalara neden olabilir. Bu, 2010 yılının Ağustos ayında, Meksiko’da, ITF’in kongresinin bir parçası olarak, sektördeki işçilerin sorunlarını tartışmak için bir araya gelmiş olan offshore sektörü temsilcilerinin görüşüdür. Derin denizlerde üretim deneyimi olan Norveç, Birleşik Krallık ve Brezilya’dan uzmanlar Pemex’in faaliyetlerini taşeronlar aracılığıyla yürüttüğü sığ sularda bile güvenlik sorunlarını aşmayı başaramamış olduğu sonucuna vardılar. Ve temel sorunun yolsuzluk olduğunu öne sürdüler. ITF’in offshore çalışma kolu başkanı Norrie McVicar şunları söyledi: “Pemex’le çalışan şirketler çok düşük kalite ve güvenlik standartlarıyla çalışıyorlar, çünkü işlerin Meksika’da böyle yürüdüğünü, işlerin Pemex’te böyle yürüdüğünü söylüyorlar. Sektör toplantılarında, birçok kişi, diğer ülkelerde kabul görmeyecek olan yolsuzluk içeren uygulamalara uyum göstermeye zorlandıklarından şikâyet ediyorlar. Ancak, bu tür şeylerin derin deniz operasyonlarında olmasına izin verilemez. İşçilerin yaşamları, çevre ve Pemex’in varlıkları tehlike altında bulunuyor.” ITF yöneticiler, Meksika Enerji Bakanlığı (SENER) ve Çalışma ve Sosyal Yardım Bakanlığı (STPS) temsilcileri ile yaptıkları bir toplantının ardından, konuyla ilgili endişelerini açıkça dile getirdiler. ITF’in Amerika Kıtaları bölge sekreteri Antonio Rodríguez Fritz toplantıyla ilgili olarak, “Meksika petrol sektöründe elverişsiz çalışma koşullarıyla ilgilenmedikleri ya da bundan endişe duymadıkları bizim için çok açıktı,” açıklamasını yaptı. Deneyimsizliğin bedeli İsviçre firması Transocean’a ait olan ve BP’ye kiralanan Deepwater Horizon petrol kulesinde yaşanan kaza, sadece 11 İşçinin ölümü, patlamanın ve kulenin batırılmasının maliyeti ve Mississippi Nehri’nin güney doğu ağzında 64 km çapındaki bir alana 4,9 milyon varil miktarında petrol sızmış olması nedeniyle değil, ama aynı zamanda BP’nin sektördeki en iyi eğitim ve güvenlik standartlarına sahip olduğu düşünüldüğü için uluslararası petrol sektöründe alarm zillerinin çalmasına da neden oldu. ITF Denizciler Bülteni 2011 37 Offshore “ Norrie McVicar göre, denetim raporları kazaya katkıda bulunmuş olan ikisi teknik ve diğer beşi insan unsurundan kaynaklanan yedi etkene dikkat çekti. (79’u Transocean, yedisi BP ve 40’ı diğer şirketler tarafından istihdam edilen) 126 işçinin yeterli eğitimi yoktu. “İşçilere, sorunları belirleyebilme ve onlarla ilgili karar alabilme, riskleri yönetebilme ve zaman içinde bunları düzeltme becerisine sahip adamakıllı bir iş sağlığı ve iş güvenliği kurulu sağlanmamıştı.” McVicar şunları ekliyor: “Bazıları bu kazayı insan hayatının kaybı açısından görüyor: başkaları ekolojik etkilerine bakıyor. Bizler bu kazaya Meksika’da önümüzdeki günlerde neler olabileceğini gösteren bir örnek olarak bakıyoruz. Sektörde, özellikle de yolsuzluğa batmış olan Campeçe Havzası’nda yaşanan ciddi sorunlar nedeniyle, bu tür bir kazanın yeniden yaşanması kuvvetle muhtemeldir.” ‘Maliyetleri azaltma’ işçilere tulum, cop, kask, bot ve gözlük gibi temel güvenlik ekipmanlarının bile verilmemesini içermektedir. ” 38 Julio Cesar Hernández Maliyetleri azaltmanın bedeli ITF Denizciler Bülteni 2011 Deepwater Horizon kazası petrol sektöründe –tümü şirketlerin kârlarını artırmak için yapılanmaliyet azaltma çalışmaları ile ilgili uygulamalara dikkat çekti. Meksikalı emek araştırma merkezi CERL (Centro de Estudios de Reflexión Laboral) birçok şirketin uzman personel yerine ucuz işgücü istihdam ettiğini ve donanımlarının bakımını yaptırmayı ihmal ettiklerini iddia ediyor. Pemex’in taşeronları ve alt-taşeronları, özellikle hemen hemen hiçbir denetimin bulunmadığı açık denizlerdeki petrol alanlarında, işte bu şekilde faaliyet göstermektedir. “Maliyetleri azaltma” işçilere tulum, cop, kask, bot ve gözlük gibi temel güvenlik ekipmanlarının bile verilmemesini içermektedir. Maliyetleri azaltmak adına çocuklar ve Pemex’in 2007 yılının Ekim ayında, Meksika Körfezi’nde meydana gelen ve 21 işçinin ölümüne neden olan Usumacinta sondaj kazasında olduğu gibi, iş hakkında hiçbir bilgisi olmayan insanlar da dâhil, ucuz işgücü istihdam edilmektedir. Sonuç, sık sık yaşanan kazalar olmaktadır. Kazaların üzerini örten resmi gizlilik perdesi nedeniyle kaybedilen insan hayatlarının maliyetini ve finansal kayıpları hesaplamak mümkün değildir. Tüm bunlar ITF’in, 2009 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü’ne ve Meksika’da SENER, STPS ve Pemex temsilcilerinin durumu iyileştirme sözünü verdikleri bir toplantıya sunulan, “Campeçe Havzası, Emek Sömürüsünün Paradigması” başlıklı raporunda belgelenmektedir. Aradan bir yıl geçtikten sonra, ITF durumda bir değişiklik olmadığını söyledi; Antonio Rodríguez Fritz “mevcut koşullar altında derin denizlerde faaliyet gösteren herkes işçileri, sektörü ve çevreyi tehlikeye atacaktır,” uyarısında bulundu. Denizlerdeki akıntılar yapıları hareket ettirmekte ve boru ve sondaj ekipmanlarında titreşimlerin yaşanmasına neden olmaktadır. Yüzey, deniz yatağı ve sondaj yapılmış alanlar arasındaki sıcaklık farklılıkları, çıkarılan sıvıların pompalanmasını zorlaştırmaktadır. Sıcaklığın çok düşük olması, kuyuyu kaplayan tüplerin tutturulması için kullanılan çimentonun özelliklerini değiştirebilmektedir. Sondaj sırasında, anormal bir basınçla ortaya çıkan, kontrol edilmesi güç gaz ve su akıntıları vardır. İnsanlar bu derinliklerde sağ kalamayacakları için, sualtındaki altyapının bakım ve denetiminin robotlar kullanılarak yapılması zorunludur. Campeçe Havzası’nın sığ sularında bile güvenli ve etkin bir biçimde gerçekleştirilemeyen bir operasyon olan, sondaj kulelerindeki işçilerin transferi gibi gündelik işler, kusursuz bir lojistik gerektirmektedir. Teknelerin ve uçakların içinde bulundukları kötü durum ve 2010 yılının Ağustos ayında batan Seba’an’ın suya indirilmesi vakasında olduğu gibi, bu tür ekipmanı kiralayan taşeronların ehliyetsizliği nedeniyle, işçiler bir felaket korkusu içinde yaşıyorlar. Peki, ya…? ITF’ten Norrie McVicar, ekonomisi büyük ölçüde petrol gelirlerine bağlı olan Meksika gibi bir ülke için, “hükümetin yolsuzluğa son verilmesine önayak olması ve yönetim, iş sözleşmeleri ve çalışma koşullarının düzenlenmesi alanlarında daha fazla şeffaflık sağlaması gerektiği”nin giderek daha açık hale geldiğine inanıyor. Bunun olmaması durumunda, “sektörün derin denizdeki gelişimi bu sorunlara ışık tutacaktır,” diyor. McVicar’a mevcut eksiklikler giderilmeden derin denizlerde arama ve çıkarma çalışmalarının devam etmesi durumunda ne olacağını sorduk. “Ne olacağı çok açık. Bu durum Meksika’nın ana sanayinin çökmesine neden olacaktır. Petrolün sığ sularda, düşük maliyetlerle bulunduğu ve çıkarıldığı ucuz petrol günleri gerilerde kaldı. “Hidrokarbonların tüketiminin sürdüğü bir bağlamda, daha maliyetli olan ve daha gelişmiş teknolojileri ama aynı zamanda sıkı güvenlik ve eğitim standartlarını ve ayrıca işçiler için de adil çalışma koşullarını gerektiren, derin sularda arama ve çıkarma çalışmalarına girişmek gerekmektedir. “Bunun sebebi, kanıtlanmış olduğu şekilde, BP kazası gibi kazalarda insan faktörlerinin de rol oynuyor olmasıdır.” ITF’in hazırladığı “Bulanık Sularda Petrol: Meksika’nın offshore petrol sahalarında sendikal haklar için mücadele etmek” başlıklı videosunu seyretmek için: www.youtube.com/watch?v=NAOsU2moVpE Bu makalenin daha uzun bir versiyonu ilk olarak Meksikalı haber dergisi Contralíneain’ın Eylül 2010 tarihli sayısında çıktı. Ana Lilia Pérez ödüllü bir araştırmacı gazetecidir. www.itfseafarers.org Justin Tallis/reportdigital.co.uk İfşaoldu: yasadışıbalıkçıteknelerindeki insanhaklarıihlalleriskandalı Balıkçılık sektörü K işyerlerindeki en orsan balıkçılık faaliyetlerine genellikle en düşük standartlarda çalışma koşulları ve yaygın taciz haberleri damgası vurmaktadır. Çevresel Adalet Vakfı (EJF) tarafından yürütülen ve ITF tarafından desteklenen araştırmalar sektörün IUU (yasadışı, bildirimsiz ve kontrolsüz) kesiminde faaliyet gösteren balıkçı teknelerinde, mürettebatın kölelik benzeri koşullarda çalıştıklarını ve her gün sömürü ve tacize maruz kaldıklarını belgeleriyle kanıtladı. “Ne yapacağını bilemez bir halde: yasadışı balıkçı teknelerinde İnsan Hakları ihlalleri” başlığını taşıyan yeni bir raporda, EJF bu insan hakları istismarlarını ifşa ediyor ve elverişli bayrakların kötü amaçlı kullanımı dâhil, uluslararası düzenlemelerin bulunmayışının, korsan balıkçılık yapanlara bu istismarları sözcüğün tam anlamıyla dokunulmazlık içinde sürdürmelerine nasıl izin verdiğini belgeleriyle ortaya koyuyor. Sömürü ve taciz IUU teknelerde işçilerin maruz kaldıkları dehşet verici ve çoğu kez yasadışı muamele finansal sömürüyü; yetersiz tıbbi bakım, gıda ve konaklamayı; yetersiz gemi güvenliğini; sözlü ve fiziksel tacizi; hapsedilmeyi ve terk edilmeyi kapsamaktadır. En kötü vakalar Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (İLO), fiziksel hapis, zor kullanma, kimlik belgelerinin alıkonması ve ücretlerin ödenmemesi de dâhil olmak üzere, zorla çalıştırma tanımlarına uygun düşmektedir. IUU gemilerde çalışan gemicilerin yumruklandıkları, metal çubuklarla dövüldükleri, uykudan mahrum bırakıldıkları, yiyecek ve su verilmeden hapsedildikleri, yaralanmalarının ardından çalışmaya zorlandıkları ve en kötü şiddet vakalarının cinayetle sonuçlandığı bildirilmektedir. Seyahat belgelerine genellikle zorla el konulmakta ve bunlar sahiplerine iade edilmemektedir; aynı zamanda terk edilme vakalarının yaşandığı da bildirilmektedir. Adil ve taahhüt edilmiş olan miktarda ödeme yapılmaması, özellikle “acentelik www.itfseafarers.org kötü istismar örneklerinden bazılarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu durum, bu istismar uygulamalarını elverişli bayraklar altında gerçekleştirilen yasadışı balıkçılıkla bağlantılandıran bir raporda gözler önüne seriliyor. harçları” kesilmesi ve sözleşme süresinin sonunda ücretin ödenmeyerek içeride tutulması yaygın olarak görülen uygulamalardır. İşe alınan gemiciler bu “harçları” ödemek için varsayılan aylık ücretlerinin birkaç katını ödemek durumunda kalabilmekte ve birkaç yıl boyunca hiç para almadan çalışan balıkçılar olduğunu gösteren örnekler bildirilmektedir. Bu insanların çoğu gelişmekte olan ülkelerden geliyorlar, genellikle okuma yazma bilmiyorlar, iş olanaklarının çok sınırlı olduğu kırsal bölgelerden alınıp istihdam ediliyorlar ve korsan bir balıkçı teknesinde ve denizde çalışmaya başladıkları zaman neyle karşılaşacakları konusunda hiçbir fikirleri bulunmuyor. EJF’nin araştırmaları Batı Afrika açıklarında faaliyet gösteren korsan balıkçı tekneleri üzerinde yoğunlaşmış olsa da, sorun küresel boyutta bir sorundur. “Ne yapacağını bilemez bir halde” raporu, ITF ve Birleşmiş Milletler’in İnsan Ticareti ile Mücadeleye İlişkin Örgütler Arası Projesi tarafından sağlanan çeşitli örnekleri de içeren, vaka incelemeleri sunmaktadır. Bu vaka incelemeleri, Güney-Doğu Asya, Pasifik, Hint okyanusları ve hatta Antarktika gibi çok farklı bölgelerde yasadışı balıkçı teknelerinde çalışan mürettebatın maruz kaldığı sömürüye ışık tutmaktadır. ITF’in denizciler kolundan Rossen Karavatçev, yasadışı “korsan” balıkçı teknelerinde yaşanan insan hakları ihlallerini ifşa etmeye yönelik EJF girişimini memnuniyetle karşıladı. “ITF, IUU balıkçılık ile gerçek gemi sahiplerinin gizlenmesine izin veren ve ahlaki değerleri hiçe sayan işletmecilerin düzenlemelerden kurtulmalarını ve balıkçıları istismar etmelerini kolaylaştıran elverişli bayrakları kullanan tekneler arasında ayrılmaz bir bağ olduğunu her zaman savuna geldi. Bizler devletlerin sorumluluklarını ciddiye almaları ve IUU balıkçılığın kökünün kazınmasını mümkün hale getirmeleri gerektiğine inanıyoruz.” ITF Denizciler Bülteni 2011 39 Balıkçılık Korsan balıkçılık faaliyetleri bu insan hakları ihlallerini, uluslararası toplumun balıkçı teknelerinde asgari güvenlik ve çalışma koşullarını oluşturmayı amaçlayan düzenlemeleri onaylamakta tamamen başarısız kalmasının bir sonucu olarak sürdürebilmektedir. Bu durum bayrak devletleri tarafından mevcut düzenlemeleri uygulamaya koymada gösterilen zafiyetle birleşince, gemi sahipleri teknenin çürüyerek denize açılmaya elverişsiz hale gelmesine izin verebilmekte ve gerekli güvenlik donanımı sağlamaktan kaçınabilmektedir. Balıkçılık teknelerindeki çalışma koşullarını ele alan düzenleyici çerçeveler uluslararası toplum tarafından kabul edilmediği, onaylanmadığı ve gerektiği şekilde uygulanmadığı için, esas olarak korsan balıkçı teknelerinde çalışan işçileri koruyacak herhangi bir yasal çerçeve bulunmamaktır. Elverişli bayrakların rolü Elverişli bayrakların IUU balıkçılık tekneleri tarafından kullanılması da büyük bir sorun olarak tespit edilmiştir. Elverişli bayrak devletleri kendi bayraklarını taşıyan gemilerde balıkçılık ve çalışma yasalarının uygulanmasını sağlayacak kapasite ve iradeye genellikle sahip değildir ve dolayısıyla yakalanma ve cezalandırılma riskini asgariye indirerek IUU balıkçılık yapanların faaliyetlerini kolaylaştırmaktadır. Elverişli bayrakların elde edilmesi herkesin bildiği gibi hızlı, kolay ve ucuzdur ve bu da korsan teknelere, yetkililerden kaçabilmek için bir sezonda bayraklarını ve isimlerini birkaç kez değiştirme olanağını vermektedir. Paravan şirketler, ortak girişimler ve gizli sahipler tarafından desteklenen elverişli bayraklar, yasadışı bir biçimde balık avlayan ve mürettebatını sömüren gerçek gemi sahiplerinin yerlerini belirlemeyi ve bunları cezalandırmayı son derece zor hale getirdiğinden, IUU balıkçılıkla mücadele çabalarını ciddi biçimde sınırlandırmaktadır. EJF’nin raporu, gemicilerin sömürülmesini ortadan kaldırmaya ve uluslararası düzenlemelerin onların hızla çoğalmalarına olanak sağlayan eksikliklerinin giderilmesine yönelik uluslararası müdahaleyi desteklemenin bir aracı olarak, elverişli bayrakların balıkçılık teknelerinde (ve bağlantılı balıkçılık destek gemilerinde) kullanımının yasaklanması için çok güçlü bir gerekçe sunmaktadır. EJF ayrıca mürettebata yapılan muamele, mürettebatın eğitimi ve tekne güvenliğini ele alan mevcut İLO ve Uluslararası Denizcilik Örgütü sözleşmelerinin bütün kıyı devletleri tarafından onaylanması ve uygulanması çağrısı da yapmaktadır. “Ne yapacağını bilemez bir halde” başlıklı raporun tam metnine şu adresten ulaşabilirsiniz: www.ejfoundation.org/page682.html BALIKÇILIK SEKTÖRÜNDE ÇALIŞMA SÖZLEŞMESİ S endikalar, ITF’in 2010 kongresinde hükümetleri Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 188 sayılı Balıkçılık Sektöründe Çalışma Sözleşmesi’ni onaylamaya ikna etmek için daha fazla çaba gösterilmesinin gerekli olduğu konusunda fikir birliğine vardılar. Sözleşme İLO’nun balıkçılık sektöründe, esas olarak da büyük balıkçılık teknelerinde çalışma koşullarına yönelik mevcut enstrümanlarının çoğunu birleştiriyor ve güncelleştiriyor. Sözleşmenin yürürlüğe girme süreci başlamadan önce, sekizi kıyı devleti olmak üzere, 10 ülke tarafından onaylanması gerekiyor. Bugüne kadar, sözleşmeyi sadece bir ülke onaylamış durumda. 40 Bu arada, 2010 yılının Ekim ayında Avrupa Birliği’nde deniz balıkçılığı için sektörel sosyal diyalog komitesi paydaşları olan ITF’in Avrupa kolu, ETF ve Europêche, İLO’nun 188 sayılı sözleşmesinin AB hukukuna aktarılması için bir sosyal taraflar anlaşmasının müzakerelerine başladılar. Burada amaç gemilerdeki yaşam ve çalışma koşullarını iyileştirmek ve Avrupa’daki tüm balıkçılık profesyonellerinin eşit muamele görmelerini güvence altına almak olduğu kadar, aynı zamanda İLO üyesi üçüncü ülkelerin de sözleşmeyi mümkün olduğu kadar kısa bir süre içinde onaylamaya teşvik etmektir. Balıkçılık Sektöründe Çalışma Sözleşmesi, balıkçılık sektörü çalışanlarını korumak için standartlar belirlemek ITF Denizciler Bülteni 2011 üzere, 2007 yılında kabul edilmiştir. Sözleşme balıkçılara: denizde daha ileri düzeyde iş güvenliği, iş sağlığı ve tıbbi bakım olanaklarını ve hasta ya da yaralı balıkçıların karada bakımının sağlanmasını sağlık ve güvenlikleri için yeterince dinlenebilmelerini bir iş sözleşmesinin sağladığı korumadan yararlanabilmelerini diğer işçilerle aynı sosyal güvenlik korumasına sahip olmalarını sağlamayı amaçlamaktadır. Ayrıca şartların sağlanmasına yönelik ve yaptırım öngören tedbirleri de bulunmaktadır. Uzun sefere çıkmış olan büyük balıkçı tekneleri, balıkçıların güvenlik ve sağlıkları için tehlikeli olan koşullarda çalışmamalarını sağlamak için yabancı limanlarda denetlenebilirler. Christian Roos Sendikalar işçi hakları için bastırıyor Konteynır güvenliği Kutular ne kadar güvenli? “ Azami brüt ağırlığı aşmak, konteynır limanda elleçlenirken ya da bir gemiye istiflendiği zaman –özellikle ağır konteynırlar daha hafif olanların üzerine yerleştirildiğindetehlikeli durumlar yaratabilmektedir. ” Frank Leys ITF liman işçileri kolu sekreteri Ulaştırma sektöründe çalışan hemen herkes, özellikle de denizciler, liman işçileri, karayolu ve demiryolu işçileri konteynırlarla uğraşmaktadır. Son yıllarda kaza haberlerinde bir artış yaşanmış olmasına rağmen, konteynır güvenliğine hak ettiği ilgi gösterilmemektedir. ITF ve üyesi sendikalar ulaştırma sektöründe yer alan herkesin konteynır güvenliğini artık öncelikli bir konu haline getirmesini istiyorlar. Konteynırlar kapalı birimler olduğundan, içlerinde ne olduğunu hiç kimse görmemektedir. Dolayısıyla içindekilerin iyi bir biçimde istiflenip istiflenmediğini, bağlanıp bağlanmadığını ve konteynırın ağırlığının ne olduğunu kontrol etmemiz mümkün olmamaktadır. Durumun böyle olması ulaştırma işçileri için, örneğin konteynırları kaldırmakla ve onları gemilere yüklemekle sorumlu ya da onları deniz yoluyla bir limandan diğerine taşımak zorunda olan ulaştırma işçileri için tehlikeli olabilir. Denizcileri ve liman işçilerini temsil eden sendikaların Uluslararası Çalışma Örgütü’ne konteynırlarla ilgili çok sayıda kural ve düzenlemenin neden sürekli olarak göz ardı edildiğini ya da uygulanmadığını araştırması için baskı yapıyor olmalarının nedeni budur. Konteynırları düzenleyen Uluslararası Denizcilik Örgütü (İMO) düzenlemelerine uyuluyor olsaydı, sendikaların endişe duymak için hiç bir nedenleri olmazdı. Bunun yerine, tehlikeli malların ve maddelerin beyan edilmemesi de yaygın bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Benzer şekilde, manifestolarına göre boş olması gereken ama kontrol edildiğinde ağırlıkları 20 tonu aşan konteynırlarla da devamlı olarak karşılaşmaktayız. Doğru ağırlık Ağırlık önemli bir konudur. Konteynırın gerçek ağırlığı genellikle ona eşlik eden evrakta belirtilen ağırlıkla uyuşmamaktadır. Azami brüt ağırlığı aşmak, konteynır limanda elleçlenirken ya da bir gemiye istiflendiği zaman –özellikle ağır konteynırlar daha hafif olanların üzerine yerleştirildiğinde ya da gemideki konteynırların toplam ağırlığı istifleme planında gösterilenden daha büyük olduğunda- tehlikeli durumlar yaratabilmektedir. ITF, konteynır güvenliği konusunda harekete geçilmesini sağlamak için, ulaştırma sektöründeki tüm önemli paydaşlarıyla birlikte çalışmaktadır. Bunların arasında nakliyatçıları, gemicilik şirketlerini, liman ve rıhtımları, karayolu ve demiryolu işletmecilerini temsil eden uluslararası kuruluşlar yer almaktadır. Bizler aynı zamanda, sendikalar konteynır ulaştırma zincirindeki en zayıf halkayı –güvenli olmayan konteynırların neden olduğu kazaların kurbanı olabilen o işçileri- temsil ettiklerinden, uluslararası sendikal hareketle de yakın bir işbirliği içinde çalışıyoruz. ITF Denizciler Bülteni 2011 41 Konteynır güvenliği Yeterince düzenleme var Konteynır taşımacılığına ilişkin Uluslararası Denizcilik Örgütü düzenlemeleri: Konteynır Güvenliği Hakkında Uluslararası Sözleşme Yükün İstifi ve Emniyete Alınmasına Dair Güvenlik Uygulamaları Kuralları Uluslararası Denizcilik Tehlikeli Maddeler Kodu Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Kirlenme Olaylarına Karşı Hazırlıklı Olma, Müdahale ve Denizde İnsan Hayatının Güvenliği Sözleşmesi İşbirliği Protokolü Paketlenmiş Biçimde Deniz Yoluyla Taşınan Zararlı Maddelerle Kirliliğin Önlenmesine Dair Kurallar Kirlilikten Doğan Sorumlulukla İlgili Sözleşmeler. Konteynır taşımacılığı konusunda var olan diğer uluslararası düzenlemeler şunlardır: WCO (Dünya Gümrük Örgütü) Gümrük Sözleşmesi; UNECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu) TIR Karneleri Himayesinde Uluslararası Eşya Taşınmasına Dair Gümrük Sözleşmesi; UNECE Dayanıksız Gıda Maddelerinin Uluslararası Taşınması Sözleşmesi; Kargoda Sorumlulukla İlgili Sözleşmeler ve UNECE DG (Tehlikeli Maddeler) Yönetmeliği. 42 ITF Denizciler Bülteni 2011 Konteynır güvenliğinin ihmal edildiğinin bir belirtisi kazalarla ilgili kapsamlı istatistiklerin bulunmayışıdır; tek kelimeyle bu istatistikî veriler uluslararası ya da ulusal düzeyde toplanmamaktadır. Elimizde bulunan veri ciddi kazalarla ilgili çok sayıda anekdota dayalı kanıttan ibarettir. Ve bir de İMO’nun 2008 tarihli, tehlikeli içeriğe sahip konteynırların yüzde 5’inin kusurlu olduğunu tespit etmiş olan bir araştırması bulunmaktadır. Bu, insanın kanını donduracak şekilde, verili herhangi bir anda içinde tehlikeli madde bulunan 15.000 kusurlu konteynır bulunduğu anlamına gelmektedir. Araştırmanın bulguları Birleşik Krallık’ta taşımacılık şirketlerine yönelik olarak daha yakın zamanda yapılmış olan bir araştırma bu şirketlerin sadece yüzde 15’inin yük paketlemesinde İMO ve İLO kılavuz ilkelerini kullandıklarını saptadı. Bunların yüzde yetmiş yedisi bu kılavuz ilkelerden haberdar bile değildi! Bu araştırmanın sonuçları, konteynırların birçok durumda gerektiği gibi eğitilmemiş ve uygun kural ve düzenlemelerden habersiz insanlar tarafından yüklendiğine dair rahatsız edici eğilime işaret etmektedir. Konteynır güvenliğinin ulusal ve uluslararası otoriteler tarafından uygulanası için daha fazla çaba göstermenin yanı sıra, ITF konteynırların paketlenmesi ve taşınmasına ilişkin berrak bir sorumluluk zincirinin oluşturulmasını da talep etmektedir. Bu, bir kazanın sonrasında ihmalkâr taraflardan hesap sorulmasına ve işçilerin ülkelerine geri gönderilme masraflarından ve tazminat ödemelerinden sorumlu tutulmalarına olanak sağlayacaktır. “ Bu araştırmanın sonuçları, konteynırların birçok durumda gerektiği gibi eğitilmemiş ve uygun kural ve düzenlemelerden habersiz insanlar tarafından yüklendiğine dair rahatsız edici eğilime işaret etmektedir. ” www.itfseafarers.org DENİZ KAZALARI Denizciler –şunları bilin! Geminizin bir deniz kazasına karışması durumunda, eğer bir soruşturma yapılırsa ve/veya kazanın ardından bir Devlet tarafından gözaltına alınırsanız, bu durumda size adil bir biçimde davranılmasını güvence altına alan, uluslararası yol gösterici ilkeler bulunduğunu bilin. Bu yol gösterici ilkeler, IMO/ILO’nun Deniz Kazası halinde Denizcilere Adil Davranılması üzerine Yol Gösterici İlkeleri’dir. Bu yol gösterici ilkeler denizcilere liman ve kıyı devleti, bayrak devleti, denizcinin devleti ve gemi sahipleri tarafından adil bir biçimde davranılmasını gerektirmektedir. Bu yol gösterici ilkeler altında sahip olduğunuz haklarınızı bilmeniz önem taşıyor, böylece bir deniz kazasının ardından sorgulanmanız veya gözaltına alınmanız durumunda ne yapacağınızı ve çıkarlarınızı nasıl koruyacağınızı bilirsiniz. Geminizin karıştığı bir deniz kazası ile ilgili olarak sorgulanmanız durumunda: Eğer gerekli olduğunu düşünüyorsanız, liman, kıyı veya bayrak Devletinin sorgu görevlilerinin sorularına cevap vermeden veya bunlara herhangi bir açıklamada bulunmadan önce, bunlar gelecekte bir ceza kovuşturmasında veya herhangi bir adli kovuşturmada size karşı kullanılabileceğinden bir avukata danışın Tavsiye ve yardım almak için şirketinizle ve/veya sendikanızla temasa geçin Size sorulan her şeyi tam olarak anladığınızdan emin olun Eğer anlamadığınız bir şey varsa: • yetkililerden sorgulamayı durdurmalarını isteyin • eğer gerekiyorsa bir çevirmenin yardımını isteyin İlk olarak kendi çıkarlarınızı korumanız önem taşımaktadır. Dolayısıyla şirketinizin, sendikanızın veya avukatınızın verdiği tavsiyeler doğrultusunda hareket edin ve daha önemlisi bilgi vermeniz tavsiye edildiğinde sorguyu yapanlara karşı açık sözlü davranın. Bir deniz kazasından sonra haklarınızı koruyun Adil Davranış Yol Gösterici İlkeleri’ni okuyun Haklarınızı bilin Eğer şüpheniz varsa, danışın! Adil Davranış Yol Gösterici İlkeleri’yle ilgili daha fazla bilgiyi şu adresten edinebilirsiniz: www.itfglobal.org/fairtreatment veya www.marisec.org/fairtreatment
Benzer belgeler
Haklarımızla kumar oynamak
sendikaların denetiminden kaçınmak için elverişli bayraklara
geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri
sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir.
Bu kampanyanın iki ...
denizcilik çalışma sözleşmesi yürürlüğe giriyor
şekilde hareket etmeleri durumunda, bu, sanayileşmiş dünyada mal
fiyatları üzerinde önemli bir etki yaratacaktır ve kamuoyunun kendi
yaşamlarının denizlerde çalışan insanlara ne kadar bağlı olduğun...
Gemiciliğin krizi denizciler için ne anlama geliyor?
sendikaların denetiminden kaçınmak için elverişli bayraklara
geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri
sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir.
Bu kampanyanın iki ...
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu
kampanyasına onay veren organ- tarafından belirlenmiş olan standartların
altında kalmayan koşullar üzerinde anlaşmaya varılmasına çalışmaktadırlar.
Son yıllarda ITF, Uluslararası Pazarlık Forumu iç...
Denizcilik Çalısma Sözlesmesi: su ana kadar her sey
taşımacılığı, sivil havacılık ve turistik hizmetler. ITF ulaştırma işçilerini dünya çapında temsil eder ve onların
çıkarlarını küresel kampanyalar ve dayanışma aracılığıyla savunur.
ITF DENİZCİLE...