Haklarımızla kumar oynamak
Transkript
Denizciler Bülteni Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu no. 22/2008 Haklarımızla kumar oynamak Tü rk çe ITF yardıma koşuyor Paul Carter/reportdigital.co.uk Denizde hayatta kalmanıza yardımcı olmak ITF’in elverişli bayrak kampanyası ITF’in denizcilik sektöründeki faaliyetlerinin başında, gemilerin ulusal yasaların, düzenlemelerin ve ulusal sendikaların denetiminden kaçınmak için elverişli bayraklara geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir. Bu kampanyanın iki yanı var: siyasi olarak, ITF, hükümetlerle ve uluslararası kuruluşlarla, bir geminin sahibi ile ulusal aidiyeti arasında “gerçek bir bağ” oluşturulması için mücadele ediyor; sektörel olarak, ITF sendikaları, bütün elverişli bayrak gemilerinde kabul edilebilir asgari ücretler ve sosyal standartları sağlamak için mücadele ediyorlar. Uygulamada, sendikalar, en azından ITF’in Adil Uygulamalar Komitesi -Elverişli Bayraklar kampanyasını gözetip denetleyen, denizcilerin ve liman işçilerinin temsilcilerinin birlikte oluşturdukları organ- tarafından belirlenmiş olan standartların altında kalmayan koşulları benimsetmeye çalışıyorlar. Son yıllarda ITF, Uluslararası Pazarlık Forumu içinde yer alan geniş ve büyüyen bir grup gemi işletmecisiyle, benzer standartları içeren ve fakat aynı zamanda daha fazla esneklik sağlayan uluslararası bir toplu iş sözleşmesi bağıtladı. Elverişli bayrak gemilerinde çalışmak üzere istihdam edilen denizcilere çoğunlukla ITF ile temas etmemeleri sıkı sıkıya tembih edilir. Bazılarına ITF ile temas etmeyeceklerine ilişkin bir hüküm içeren sözleşmeler imzalatılır. ITF ile sözleşme imzalayıp ardından daha düşük ücret ödeyerek mürettebatının hakkını yiyen işverenler dahi vardır. Bu uygulamaya çifte muhasebe adı verilmektedir. Elverişli bayrak gemilerinde çalışan denizciler, eğer ücretlerine veya çalışma koşullarına ilişkin sorunları varsa ya da gördükleri muamele dolayısıyla başka türden şikâyetleri varsa, ya doğrudan doğruya ITF ile (adreslerimiz ve telefon numaraları için 21. sayfaya bakınız) ya da dünya çapında çeşitli limanlarında görev yapmakta olan Müfettişlerimizden biriyle temasa geçebilirler (orta sayfadaki haritaya ve ayrıntılar için haritanın arkasında yer alan sayfalara bakınız). www.itfglobal.org/flags-convenience ITF Denizciler Bülteni Q Q Q Q no. 22/2008 4-13 Kısa kısa ITF’in elverişli bayraklara ve standart altı gemiciliğe karşı kampanyası dâhil, çeşitli haberler 14-17 Kapak yazısı Fiesta Casino’nun ve işverenlerin denizcilerin haklarıyla nasıl kumar oynadıklarının hikâyesi 18-19 Filipinli denizciler Yeni bir akademik çalışmaya göre sayıları azaldı ama yok da olmadılar 20 Balıkçılar İskoçya’daki bir ITF Müfettişi bazılarının denizciden çok, köle muamelesi gördüklerini söylüyor 21-24 ITF Müfettişleri ITF’le dünyanın herhangi bir yerinde temas edebilmek için 4 sayfalık çek-al rehber 25 Hiçbir yere saklanamazlar Elverişli bayrakları tanımlamak için poster tarzında hazırlanmış bir rehber 26 Bilgiler ve rakamlar Bir bakışta dünya filosunun durumu 27-29 Örgütlenme ITF’in denizciler için ulusal sendikalar kurulmasına nasıl yardımcı olabileceğine dair örnekler 30 Faks formu Yardıma ihtiyacınız varsa bu formu doldurun ve bize gönderin 31 İş sözleşmeleriyle ilgili tavsiyeler Denizde bir işe girmeden önce bunu okuyun 32-34 Denizcilik Çalışma Sözleşmesi Hükümetleri “denizcilerin temel haklar beyannamesi”ni onaylamaya ikna etmek 35-36 Sosyal Tesisler Limanlardaki denizcilere hizmet veren tesisler gemicilik sektöründeki değişimlere ayak uydurabiliyorlar mı? 37-39 Kesişen kültürler Dünyanın farklı köşelerinden denizcilik gelenekleri, dili ve efsaneleri 40 Mektup Bir kaptan ITF’in düzenlediği bir eyleme katılmadığı için pişmanlık duyduğunu itiraf ediyor 40-42 Denizde sağlık Nükseden rahatsızlıklarla başa çıkmak Ocak 2008’de Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF) tarafından yayınlanmıştır, 49/60 Borough Road, Londra SE1 1DR, Birleşik Krallık Telefon: +44 (20) 7403 2733 Faks: +44 (20) 7357 7871 E-Posta: [email protected] Web sitesi: www.itfglobal.org Denizciler Bülteni’nin İngilizce, Arapça, Çince, Almanca, Endonezyaca, Japonca, Lehçe, Rusça, İspanyolca, Tagalog ve Türkçe versiyonları ITF’in yukarıdaki adresinden temin edilebilir. Kapakta Fiesta Casino’nun kaptanı Eddy Gómez’in, Ana Lilia Pérez tarafından çekilmiş fotoğrafı yer alıyor. Bkz. 14-17. sayfalarda yer alan yazı. Enxembre balıkçı gemisinin mürettebatı, ödenmemiş ücretlerinin tahsil edilmesinin ardından ITF’e teşekkür ediyorlar. Öykünün tamamı için bkz. 20. sayfada yer alan “Denizci miyiz yoksa köle mi?” başlıklı yazı. Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu Denizcilerin ücretleri 1 Ocak’ta önemli artışlar yürürlüğe girdi Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF) 148 ülkede 4 milyon ulaştırma işçisini temsil eden, ulaştırma sendikalarının uluslararası sendikal federasyonudur. 1896’da kurulmuş olan federasyon, sekiz farklı işkolu temelinde örgütlenmiştir: denizciler, demiryolları, karayolu taşımacılığı, sivil havacılık, limanlar, iç sularda seyrüsefer, balıkçılık ve turistik hizmetler. ITF ulaştırma işçilerini dünya çapında temsil eder ve onların çıkarlarını küresel kampanyalar aracılığıyla savunur. ITF, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’yla (ITUC) bağlaşık 10 Küresel Sendika Federasyonundan biridir ve Küresel Sendikalar grubunun bir parçasıdır. Uluslararası Pazarlık Forumu’nun (IBF) bir toplantısında varılan anlaşmanın ardından, yetmiş bin denizci önemli bir ücret artışı elde edecek ve iş sözleşmelerinde yapılacak belirgin değişikliklerden faydalanabilecek. ITF temsilcilerinden ve işveren gruplarını bir araya getiren ortak müzakere grubundan (JNG) oluşan IBF, 2007 yılının Eylül ayında, Londra’da toplandı. Toplantıya katılan temsilciler, denizcilerin ücretleri ve çalışma koşullarında, 1 Ocak 2008’den itibaren yürürlüğe girmek üzere, çeşitli değişiklikler yapılması konusunda anlaşmaya vardılar. IBF sözleşmeleri, 3.500’den fazla gemide çalışan, bütün milliyetlerden 70.000 kadar denizciyi kapsıyor. Varılan anlaşma yüzde 8’lik bir ücret artışını ve sözleşmelerde Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Denizcilik Çalışma Sözleşmesi paralelinde bir değişiklik yapılmasını içeriyor. Hem ITF hem de işveren temsilcileri, denizcilerin sözleşmelerini yeni ILO sözleşmesiyle tam uyumlu hale getirecek şekilde değiştirmenin kayda değer bir başarı olduğu yorumunu yaptılar. Her iki tarafın temsilcileri de, IBF sözleşmelerinin, sektörü bir bütün olarak denizciler için en iyi ve en yeni uluslararası çalışma standartlarıyla uyumlu hale getirmek konusunda başı çektiğini düşünüyorlar. ITF sözcüsü Brain Orrell görüşmelerin bir başka önemli yanının özellikle çok tatmin edici olduğunu ifade etti: bu da IBF gelişmiş ekonomi derecelendirme fonlarının kurulması konusunda bir anlaşmaya varılmış olmasıydı. Bu fonlar, şirketlerin, son yirmi yıl boyunca önemli iş kaybına uğramış olan geleneksel denizcilik ülkelerinden gelen denizcilere iş teklif etmelerini teşvik edecek. Orrell, “Bu da gösteriyor ki, IBF yaşanan sorunlara yaratıcı çözümler üretebilir ve sektörün bütün tarafları için genel standartları iyileştirebilir,” dedi. JNG sözcüsü Ian Sherwood, yeni anlaşmada IBF’in üzerinde fikir birliğine vardığı ve işveren örgütlerine cazip gelen bir dizi düzenlemenin bulunduğunu belirtti. IBF sözleşmelerinin daha etkin ve daha esnek biçimde uygulanması konusunda yapılan anlaşmalar özellikle önem taşıyor ve bunlar büyük memnuniyetle karşılandı. Q ITF harekete geçilmesi için çağrı yaptı Kaybolan gemiyle ilgili oluşturulan baskı ITF, Haziran ayında Seychelles’e gitmek üzere Dubai’den yola çıkan bir geminin kaybolduğunun bildirilmesinin ardından, 2007 yılının Ekim ayında konuyla ilgili olarak harekete geçilmesi için çağrı yaptı; gemide 14 mürettebatın olduğu bildirildi. Kısa kısa Sen Vincent ve Grenadinler’e kayıtlı ve merkezi Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan Zambezi Shipping Agency tarafından işletilen Reef Azaria, 18 Haziran’da Dubai limanından yola çıktı. Acentenin gemiyle son kez 24 Temmuz’da, Somali sahili açıklarında bulunduğu sırada temas etmiş olduğuna inanılıyor. Gemide sekiz Tanzanyalı, iki Burmalı, iki Hintli ve iki Pakistanlı denizci bulunuyordu. ITF, üyesi Pakistan Ticaret Gemileri Zabit Birliği (PMNOA) sendikası tarafından gündeme getirilen kaygılar üzerine, gemici acentesiyle temasa geçerek, “açıklık ve işbirliği” çağrısı yaptı. ITF, aynı zamanda, kayıp geminin bulunması için yapılan arama çalışmalarıyla ilgili olarak, mürettebatın ailelerine daha fazla bilgi sağlanmasını da talep etti. ITF’in Eylem Birimi’nden Finlay Mcintosh şu açıklamayı yaptı: “Hâlâ yanıtlanmamış çok sayıda soru var ve bunların şirket tarafından gerektiği gibi ele alınmasını istiyoruz. Kayıp denizcilerin aileleri ıstırap içindeler çünkü sevdiklerinin başına ne geldiğini anlayamıyorlar. Bizim başlıca kaygımız bu denizcilerin nerede oldukları ve onları bulmak için ne yapıldığı.” Bugüne kadar geminin batmış olduğunu veya korsanların eline düştüğünü düşündürecek herhangi bir kanıta rastlanmadı. ITF Müfettişi Shwe Tun Aung (soldan ikinci) Safmarine Texas’ın mürettebatıyla birlikte. ABD’de yürütülen görüşmeler Filipinli mürettebat için 40.000$’lık geriye dönük ödeme ITF’in Kuzey Amerikalı üyesi SIU sendikasından Müfettişler, Safmarine Texas’ta çalışan sekiz Filipinli mürettebat üyesi için, 40.000 ABD dolarının üzerinde geriye dönük ödeme yapılmasını sağladılar. 1987 yılında inşa edilmiş olan, 18.030 dwt’lik gemi, merkezi Yunanistan’ın Pire şehrinde bulunan Swiss Marine adlı şirkete ait. Geminin bir ITF sözleşmesi kapsamında olmasına karşın, mürettebata ITF ücret cetveli yerine, Filipinlilere ödenen ücretler baz alınarak ödeme yapılıyordu. Petitpas gerekli görüşmeleri yaptı ve sekiz gemiciye birikmiş ücretleri karşılığında 27.548 ABD doları ödenmesi kararlaştırıldı. Ayrıca mürettebattan bir önceki yolculuk sırada da gemide çalışmış olan iki tanesine, bu dönemi kapsayacak biçimde, ekstradan 12.889 ABD doları verildi. Safmarine Texas’ın, paranın mürettebata ödenmek üzere beklediği Houston’a geri dönmesine izin verildi. Olağan denetim ITF Müfettişi Shwe Tun Aung, Houston’da yaptığı olağan bir denetim sırasında bu aykırılıktan haberdar edildi. Aung, Baltimore’a doğru yola çıktığından, gemiyi ITF Müfettişi Arthur Petitpas’ın karşılamasını ve kaptan ve şirketle görüşmesini önerdi. ITF Denizciler Bülteni 2008 5 Kısa kısa Elverişli bayrak kampanyası ITF sözleşmelerinin kapsamında yer almayan elverişli bayrak gemilerinin sahipleri Gemi sahibi Ülke Tidewater Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti Hükümeti Archirodon Construction Overseas Seacar Holdings Ofer Brothers Group Rickmers Reederei Peter Dohle Schiffahrts-KG Transocean Bernhard Schulte Group Mitsui OSK Lines Myanmar Halk Cumhuriyeti Hükümeti Groupe Bourbon China Ocean Shipping Group Egon Oldendorff KG Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti Smit International Carnival Laskaridis Shipping Lamnalco Group Jan de Nul NV ABD Kuzey Kore BAE ABD İsrail Almanya Almanya ABD Almanya Japonya Burma Fransa Çin Almanya Çin Hollanda ABD Yunanistan BAE Belçika ITF sözleşmesi bulunmayan gemi sayısı 270 161 106 77 66 66 63 62 59 56 54 54 52 51 49 49 46 46 44 42 Kaynak: ITF, 2007 PMNOA aynı zamanda ikinci bir geminin, Panama bandıralı, mülkiyeti Dubai’deki Infinity Marine Services’e ait olan, Infinity Marine 1’in de kaybolduğunu bildirdi. Bu gemide yirmi üç denizcinin bulunduğuna inanılıyor. PMNOA Genel Sekreteri Şeyh Muhammed İkbal konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Bu elverişli bayrak gemilerinin sahipleri bilgi verme konusunda isteksiz davranıyorlar. Görünen o ki, kendi sigorta bedellerini tahsil etmekle, denizcilerin ailelerine, neler olduğunu bulmaları konusunda yardımcı olmaktan çok daha fazla ilgileniyorlar.” Gecikmiş ödeme Terkedilmiş mürettebat ücretlerini aldı İspanya’nın Santander limanında terk edilmiş bir gemide çalışan yirmi beş denizci, ödenmemiş ücretlerini tahsil etmek için verdikleri mücadeleyi kazandılar. Panama bandıralı kargo gemisi Meugang 1’in mürettebatı, 2006 yılının Ekim ayından bu yana ödenmemiş olan birikmiş ücretlerini, ITF’in ve iki İspanyol üyesi, ELA-hainbat’ın ve CCOO 6 ITF Denizciler Bülteni 2008 sendikasının şube örgütünün müdahalesi sonucunda tahsil ettiler. Geminin yeni sahibi denizcilerin talep ettikleri tutarı eksiksiz olarak ödedi –mürettebata 11 Eylül’e kadar olan ücretleri karşılayacak şekilde, 187.000 avro (264.000 ABD doları) verildi. Denizcilerin yirmi dördü kendi ülkelerine –Kamerun ve Gana’ya- geri gönderildiler. Gemi kaptanı, ülkesine geri gönderilmeden önce, tıbbi “Bu elverişli bayrak gemilerinin sahipleri kendi sigorta bedellerini tahsil etmekle, denizcilerin ailelerine, neler olduğunu bulmaları konusunda yardımcı olmaktan daha fazla ilgileniyorlar.” tedavi görmek üzere, Santander’deki denizciler merkezinde kaldı. ITF Müfettişi Muhammed Arraçedi, “Bu tahsilâtın, denizcilerin, bu gemideki zorlu koşullar nedeniyle yaşadıkları ıstırapları bir ölçüde olsun azaltacağını umuyoruz,” dedi. Korsanlık ITF Somali sahili açıklarında önlem alınmasını destekledi ITF, Somali sahili açıklarında seyreden gemilere musallat olan korsanlık ve silahlı soygun vakalarına karşı önemler alınmasına yönelik girişimleri destekliyor. ITF, Somali sahili yakınlarında yaşanan korsanlık ve silahlı soygun sorununun BM Güvenlik Konseyi’ne götürülmesi önerisine tam destek veriyor. IMO Genel Sekreteri tarafından yapılan bu öneri, 98. birleşimi için 25-29 Haziran 2007 tarihlerinde Britanya’da, Londra’da toplanan Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Konseyi tarafından onaylandı. Bu önerinin, Somali geçici federal hükümetinden, korsanlığı ve silahlı soygunu önlemek için harekete geçmesi yolunda bir istemde bulunulmasını sağlayacağı umuluyor. Öneri, gemilerin, mürettebatın güvenliğini tehlikeye atan korsanlık veya silahlı soygun girişimleri ile başa çıkmaya çalıştıkları sırada, Somali karasularına girmelerine izin verilmesini de içeriyor. Bu öneri özellikle Somali’ye insani yardım taşıyan gemilere atıfta bulunuyor. Gemilere ardı ardınca yapılan saldırılar, Somali’nin son zamanlarda içinde bulunduğu istikrarsızlık ortamından cesaret alıyor ve bildirilen vaka sayısı artmaya devam ediyor. ITF’in Denizciler Kolu Sekreteri Jon Whitlow konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “ITF, IMO’nun girişimini memnuniyetle karşılıyor ve bu girişime IMO Konseyi’nde destek verdik. Umulur ki acil eylem sonuç verir ve denizciler bu tür saldırılara daha fazla maruz kalmazlar ve fidye için rehin alınmazlar.” Balıkçılar Güç durumdaki mürettebat için zafer ITF, Uluslararası Çalışma Örgütü’nde (ILO) yapılan bir oylamada, ITF ve üyesi sendikaların uzun süredir lehinde kampanya yürüttükleri Balıkçılıkta Çalışma Sözleşmesi’nin kabul edilmesini, büyük Marybelle’nin mürettebatı birikmiş ücretlerini tahsil ettikleri zaman çok sevinçliydiler. Liverpool’da eylem Gemi sahibi beş gemi için ödeme yapmak zorunda kaldı Tommy Molloy, Birleşik Krallık, Liverpool’da ITF Müfettişi Yunanlı gemicilik şirketi Maryville Maritime, geçen yıl Liverpool limanında sıcak bir biçimde karşılanan, ancak mürettebatına hak etmiş oldukları ücretleri ödenene kadar, limandan ayrılmakta güçlük çeken bir şirket oldu. Şirketin 2007 yılında teftiş ettiğim ilk gemisi Smart’tı. Mürettebata borçlu olunan 46.000 ABD dolarının ödenmesi talep ettim ve şirket bu tutarı çok fazla sorun çıkarmadan ödedi. Aynı zamanda, gemide ITF sözleşmesi bulunmadığından, bütün mürettebat için ITF sözleşmelerini tamamlamam gerekti. Gemide çalışanların aldıkları ücretler ITF ücret cetvelinde yer alan ve şirketin uygulamayı kabul ettiği ücret oranlarından çok daha düşüktü. Birkaç ay sonra Evangelistria limanı ziyaret etti ve aynı sorunlar bu gemide de kendini gösterdi. Bu kez mürettebata ödenmemiş olan 160.000 ABD dolarının tahsilâtı gerçekleştirildi. Ziyaret edilecek bir sonraki geminin adı Princess 1’di ve gemiye çıktığım zaman, Yunanistan’dan benim teftişimle ilgilenmesi için gönderilmiş olan, şirketin liman kaptanı tarafından karşılandım. Bu kez gemideki evrak çok farklı bir görünüme sahipti. Hemen her şey gemideki ITF sözleşmesinin hükümlerine uygun görünüyordu. Yalnızca, hepsi 21 yaşın üzerinde olan (biri 30’lu yaşlarındaydı), iki miço ve iki yemekhane hizmetlisinin bu görevlerde istihdam edilmelerinden kaynaklanan küçük bir sorun vardı ve bu nedenle bu dört kişi, onlar için hazırlanan yeni ITF iş sözleşmelerinde, sırasıyla normal denizci ve yemekhane görevlisi statüsüne terfi ettirildiler. Yemekhane görevlilerinden biri için 3.000 ABD dolarına yakın bir ücret farkı hesaplandı ancak diğer üçü gemide yalnızca birkaç gün önce çalışmaya başlamışlardı. Birkaç gün sonra Renuar’a çıktım. Bir kez daha, her şeyin yolunda gitmesini sağlamak üzere Liverpool’a gönderilmiş olan liman kaptanı tarafından karşılandım. Ne var ki, fazla mesailerin ne kaydının uygun bir biçimde tutulduğunu ne de sözleşmeye uygun bir biçimde ödendiğini tespit ettim. Fazla mesailer için ödenmemiş tutarın 13.504 ABD doları olduğunu hesapladım. Mürettebatın büyük bölümüne birkaç gün önce ödeme yapılmamış olsaydı, talep edilen toplam tutar çok daha fazla olacaktı. Şirket borçlu olduğu ücretleri gecikmeden ödemek üzere gerekli düzenlemeleri yaptı. Liman kaptanı bana daha ileriki günlerde, Nisan ayında, şirkete ait iki geminin daha Liverpool’a geleceğini ve bu günleri ailesiyle birlikte tatilde geçirmeyi tercih edecek olmasına karşın, kesinlikle yeniden Liverpool’a gelmesinin gerekeceğini söyledi. Paskalyadan birkaç gün sonra Marybelle adlı gemi Liverpool’a ulaştı. İskele merdivenine ayak bastığım sırada, liman kaptanı beni, bu kez gemide her şeyin mükemmel olduğu ve kesinlikle hiçbir sorunla karşılaşmayacağım konusunda temin etti. “Bu gemide, şirketin mürettebatına gerçekte hak ettiği ücretleri ödemeyerek onları sistematik bir biçimde aldattığını gösteren kanıtlar buldum.” Ne yazık ki, bu gemide, şirketin mürettebatına gerçekte hak ettiği ücretleri ödemeyerek onları sistematik bir biçimde aldattığını gösteren kanıtlar buldum. Bana, bütün mürettebata, 31 Aralık 2006 tarihinde yapılan toplam 89.000 ABD doları tutarındaki bir ödemenin listesi verildi. Bu, şirketin daha önce ödemiş olduğu tutarla, ITF sözleşmesine uygun olarak ödemesi gereken tutar arasındaki farktı. Bütün mürettebat parayı aldığına dair imza atmıştı ve ödeme listesinin altında mürettebatın ödenmemiş hiçbir alacağının bulunmadığını belirten bir ibare yer alıyordu. 31 Mart tarihli, toplam 53.000 ABD dolarının ödenmiş olduğunu gösteren benzer bir başka liste daha vardı ve yine bütün mürettebat tarafından imzalanmıştı. Liman kaptanına, mürettebatın belirtilen tutarlardaki paraları aldıklarına ya da Ocak, Şubat ve Mart aylarına ait ücret hesaplarının doğru olduğuna inanmadığımı bildirdim. Bana, parasını almadığını söyleyecek bir tane mürettebat üyesi bulmam halinde, parayı ödeyeceğini söyledi. Kaptanın farkında olmadığı şey, benim daha öncesinde bir dizi gerçek ücret kaydını bulmuş olduğumdu ve ona bunları sunduğum ve Filipinli mürettebatı tek tek çağırdığım zaman, hepsi cesaretle, karşısına teslim aldıklarına dair imza attırılmış olan ücretlerini aslında almadıklarını söylediler. Bu durumda liman kaptanının 96.000 ABD dolarını bulan ödenmemiş ücretlerle ilgili hesaplamamı kabul etmekten başka yapabileceği fazla bir şey yoktu. Şu ana kadar bu şirket, bir yıldan biraz fazla bir süre içinde, Liverpool limanına yanaşan gemileri için 300.000 ABD dolarının üzerinde bir ödeme yapmak zorunda kaldı. Ama zaten ödemeyi kabul etmiş oldukları tutardan, bir kuruş bile fazla ödeme yapmış olmadılar. ITF Denizciler Bülteni 2008 7 Frederico Arogante (sağda) ITF Müfettişi ULF Christiansen ile birlikte, Filipinli denizcinin yaralı elinden tedavi gördüğü Hamburg’daki hastanenin önünde. Denizde yaralanma Bir yardım eli uzatmaktan daha fazlası Filipinli bir denizci, denizde geçirdiği bir kazanın ardından, ITF’in duruma hızla müdahalesi kendisine gerekli olan tıbbi tedaviyi sağlayıncaya kadar, mesleğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Yunan bandıralı bir gemide yağcı olarak çalışan Federico Arogante, geçirdiği kazanın bir daha bir denizci olarak çalışmasına izin vermeyeceğinden büyük bir endişe duyduğu için, 2007 yılının Şubat ayında, Hamburg’da yerleşik ITF Müfettişi Ulf Christiansen’le temasa geçti. Arogante, dört hafta önce, geminin Rus limanı Primorsk’ta bulunduğu sırada, makine dairesinde çalışırken, bir merdivenden düşmüş ve elini yaralamıştı. Primorsk’ta bir hastaneye gönderildi ve burada elini alçıya aldılar. Çalıştığı gemi dört hafta sonra Hamburg’da kuru havuza ulaştığında, 36 yaşındaki denizci kontrol için bir hastaneye gönderildi. Hamburg’daki doktorlar Arogante’ye Rusya’da yanlış tedavi uygulanmış olduğunu fark ettilersol elinin alçıya alınmak yerine, ameliyat edilmesi gerekiyordu. Bu yanlış tedavi Arogante’nin elini etkilemiş ve hareket kabiliyeti daha şimdiden sınırlandırmıştı. Ulf Christiansen, “Bay Arogante gelecekte denizci olarak çalışmamaktan büyük endişe duyuyordu ve yardım için ITF’in Hamburg’taki ofisini aradı,” diye anlatıyor. ITF, Hamburg’daki genel hastanenin doktorlarından, Arogante’yi, şehirdeki, iş kazaları konusunda uzmanlaşmış özel bir kliniğe sevk etmelerini istedi. Doktorlar ve çalıştığı geminin, Propontis’in kaptanı, bu sevkin yapılmasını kabul ettiler. ITF aynı zamanda yerel acenteyi Arogante’nin yapılması planlanan sevk işlemi konusunda bilgilendirdi. Christiansen, “Hastanede çeşitli muayenelerden geçtiği sırada Bay Arogante’ye eşlik ettim,” diyor. “El yaralanmaları konusunda uzman doktorlar tarafından muayene edildi ve doktorlar kalıcı bir iş göremezlik durumunun ortaya çıkmasını önlemek için Bay Arogante’nin elinin ameliyat edilmesi gerektiğine karar verdiler.” Arogante başarılı bir ameliyat geçirdi ve hastanede iki buçuk ay süreyle, sol eli için yoğun bir tedaviyi içeren bir bakım gördü. Christiansen şunları söylüyor: “Bay Arogante eski mürettebat üyesi arkadaşları, denizciler misyonu ve benim tarafımdan düzenli olarak ziyaret edildi. Yunanlı gemicilik şirketi eşinin birkaç hafta süreyle Hamburg’a gelip kalmasını sağladı.” Hastanede gördüğü uzun süreli tedavinin ardından Arogante nihayet elini hareket ettirebilir ve çalışabilir hale geldi ve doktorlar bir denizci olarak meslek yaşamına devam edebileceği konusunda iyimserler. Arogante, Mayıs ayında, tedavisinin sürdürülmesi için Filipinlere gönderildi ve 2007’nin sonlarında eline yerleştirilmiş olan plakanın çıkarılması için Hamburg’a geri dönmesi planlandı. Arogante, Mayıs ayında Hamburg’dan ayrılmadan önce ITF ofisine bir kart attı. Kartta, Christiansen’e, “Bana bütün bu süre boyunca vermiş olduğun destek için çok teşekkür ederim. Benim ikinci yaşamımın bir parçası oldun; senin benim kahramanım olduğunu söyleyebilirim. Ben ve bütün ailem sana çok teşekkür ediyoruz,” diyordu. “Geçirdiği kazanın bir daha bir denizci olarak çalışmasına izin vermeyeceğinden büyük bir endişe duyuyordu.” 8 ITF Denizciler Bülteni 2008 bir memnuniyetle karşıladı. 2007 yılının Haziran ayında yapılan oylamada sözleşme lehine 437, aleyhine iki ve çekimser 22 oy kullanıldı. ITF’in Denizciler Kolu Sekreteri Jon Whitlow şöyle dedi: “ILO Balıkçılar Sözleşmesi, iki yıl önce, bir teknik ayrıntı nedeniyle, karar yeter sayısının bir oy altında kalarak kabul edilmemişti. O zamandan bu yana balıkçı gemilerinde çalışan mürettebata, sorumluluk sahibi işverenlerle ve ilgili hükümetlerle sosyal diyalog aracılığıyla koruma sağlayabilmek için gösterdiğimiz çabayı iki kat artırdık. “Bu oylama balıkçılara insan onuruna uygun çalışma koşulları sağlama ve sektör için uluslararası asgari standartlar oluşturma konusunda atılmış önemli bir adımdır. Bu sözleşme aynı zamanda yasadışı, bildirimsiz ve kuralsız balıkçılığın önüne set çeken ve bu sektörde yaşandığını bildiğimiz kimi en kötü suiistimal uygulamalarını önleyen bir araç da sağlamalıdır. İşimiz burada bitmiyor-sözleşmenin onaylanmasını, uygulamaya konmasını ve denizcilerin işyerlerinde gerçek bir fark yaratmasını sağlamamız gerekiyor.” ITF Genel Sekreteri David Cockroft, Haziran ayının başlarında, Uluslararası Çalışma Konferansı’na hitap etti. Balıkçılar Sözleşmesi’nin lehinde konuşan Cockroft, genel kurula şunları söyledi: “Balıkçıların bu sözleşmeye çok büyük ihtiyaçları var. Balıkçılık yeryüzündeki en tehlikeli sektör. Bu sektör aynı zamanda kimi en kötü çalışma koşullarına sahip. Bizler kimi balıkçılık teknesi sahiplerinin mürettebatın örgütlenme girişimlerine, bu girişimlerin başını çekenleri denize atarak karşılık verdiklerini örnekleriyle belgeledik.” “Balıkçılık yeryüzündeki en tehlikeli sektör. Bu sektör aynı zamanda kimi en kötü çalışma koşullarına sahip.” Kısa kısa Sosyal tesisler Güneydoğu Asya projesi için yeşil ışık yakıldı Güneydoğu Asya bölgesinin tamamında denizcilere yönelik sosyal tesisleri önemli ölçüde geliştirecek olan büyük bir proje başlatıldı. Uluslararası Denizcilere Sosyal Yardım Komitesi’nin (ICSW) 2007 yılının Eylül ayında Singapur’da yapılan bir toplantısına katılan, denizcilere sosyal yardım sağlayan örgütleri temsil eden delegeler, bu programa destek verdiklerini dile getirdiler. Bu girişimin bir parçası olarak bölgedeki sosyal hizmetlerin incelenmesi, güncelleştirilmesi ve yaygınlaştırılması için dört yıllık bir kaynak sağlanacak. Toplantının açış konuşmasını yapan, Singapurlu BW Shipping’den Kaptan Derrick Atkinson, Güney Doğu Asya’daki denizcilerin çoğunun sosyal yardım işçileriyle hiçbir temasının olmadığını, kanıtlarıyla ortaya koydu: iki Burmalı denizci kendi benzer deneyimlerini anlattılar. Denizciler Uluslararası Araştırma Merkezi’nin kısa bir süre önce yayımlanan, limanlardaki sosyal hizmetlerin durumunu ele alan bir raporu bu açıklamaları destekler nitelikte. imdi gemi sahiplerinin, sendikaların, dini kuruluşların, liman otoritelerinin ve hükümetlerin temsilcileri, programı başlatmak üzere bir bölgesel sosyal yardım komitesi oluşturacaklar. Daha önce Doğu Avrupa, Afrika ve Latin Amerika’da gerçekleştirilen projelerin bir benzeri olan bu girişimin ITF Denizciler Vakfı tarafından finanse edilmesi ve ICSW tarafından denetlenmesi öngörülüyor. ITF Denizciler Vakfı’ndan Tom Holmer konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: “Bu tür programlar, diğer bölgelerde, bizzat denizcilerin en önemli gördükleri ihtiyaçlarına cevap veren bir denizci merkezleri ve hizmetler ağının geliştirilmesine yardımcı oldu. Aynı sonuca bu bölgede de ulaşılacağına olan güvenimiz tamdır.” Balıkçılar Denizde yaşanan ‘korkunç ölümlere’ karşı protesto ITF, bir Taylandlı balıkçılık filosunda görev yapan 39 Burmalı balıkçının ölümü üzerine yayımladığı bir bildiride “göçmen işçilerin acımasızca sömürülmelerine” karşı çıktı. Bu işçiler 75 gün boyunca, taze yiyecek ve içme suyu verilmeden, kaderlerine terk edildiler. Filo sahibinin ve kaptanın cesetlerin güverteden aşağı atılmasını emrettikleri iddia ediliyor. ITF’in Balıkçılar Kolu komitesi tarafından 2007 yılının Nisan ayında yayımlanan bildiride, Endonezya karasularında altı trol gemisinde çalışan balıkçıların korkunç ölümleriyle ilgili olarak duyulan derin endişe dile getiriliyor. Bu balıkçılara, çalışma izinlerinin yenilenmesi Türkiye’de grev Mürettebata ödeme yapılana kadar gemi sahibinin gemiye çıkmasına izin verilmedi Türkiye’de, Tuzla limanında, Sky Sea (yukarıda) mürettebatının geçen yıl Kasım ayında yaptıkları grev, ITF’in bu ülkedeki üyesi Dad-Der tarafından verilen destek sayesinde zaferle sona erdi. Toplam 12 kişilik mürettebattan greve çıkan 10’u birikmiş ücretleri karşılığında tahsil edilen 50.612 ABD dolarını kendi aralarında paylaştılar. Mürettebata gemide çalıştıkları son beş ay süresince ücretleri ödenmemişti. Aslında iki tanesinin dokuz aylık ücret alacağı vardı. Ekim ayında yardım için Dad-Der’le temasa geçildi. Gemi hurda demir yüklüydü ve rıhtıma yanaşmayı bekliyordu. İlk başta gemi sahibi bir anlaşmaya varma konusunda işbirliği yapmayı reddetti. Bunun üzerine mürettebat –kaptan ve baş makinist dışında- Dad-Der’in tavsiyesi doğrultusunda hareket etti ve demirleme yerinden limana gitmeyi reddetti. Gemiciler borda iskelesini güverteye aldılar ve ITF’ten gelenlerin dışında hiç kimsenin gemiye çıkmasına izin vermeyeceklerini ilan ettiler. Gerçekten de bekledikleri sırada yeterli yiyecek ve içecek sağlanmadı. Ölen denizcilerin akrabaları ve sağ olarak kurtulanlar adaletin yerini bulması için 26 Mart’ta dava açtılar. Sağ olarak kurtulan balıkçılardan biri olan Soe Moe, Tayland’da, Mahaçai’deki mahkemede verdiği ifadede şunları söyledi: “Yiyecek hiçbir şey yoktu, hiç sebze yoktu, yalnızca kokmuş pilav vardı ve etrafımda ölenlerin cesetleri duruyordu. Korkmuştum, ancak ne yapacağımı ya da hayatta kalıp kalamayacağımı bilmiyordum, çünkü o gemi sahibi güverteye çıkmak isteğinde, buna izin verilmeyerek geri gönderildi. Dad-Der acenteyi ve gemi sahibini paranın bir hafta içinde ödenmemesi durumunda geminin alıkonulacağı konusunda uyardı. Acente telefon ederek ödemenin birkaç gün içinde, eksiksiz olarak yapılacağını onayladı. “Gemiciler borda iskelesini güverteye aldılar ve ITF’ten gelenlerin dışında hiç kimsenin gemiye çıkmasına izin vermeyeceklerini ilan ettiler.” sırada o kadar zayıf düşmüştüm ki, yürüyecek halim bile yoktu.” ITF şu açıklamayı yaptı: “Umulur ki dava, bu modern kölelik uygulamasını gözler önüne serer ve suçluları gerektiği gibi cezalandırır. Komite, ayrıca, Endonezya hükümetini kendi sularında bu tür dehşet verici insan hakları ihlallerinin yaşanmasını önlemek için harekete geçmeye ve Taylandlı yetkilileri göçmen işçileri acımasızca ITF Denizciler Bülteni 2008 9 Kısa kısa ITF’i yardıma çağırdılar Filipinli denizciler makine dairesinin dumanını soluduktan sonra hastalandılar Sahibi Yunanlı olan Evangelia’nın Filipinli mürettebatı, 2007 yılının Ağustos ayında, Almanya’nın Hamburg limanına yanaştıkları zaman, gemideki korkunç çalışma koşulları konusunda kendilerine yardımcı olması için ITF’e başvurdular. Denizcilerin çoğu hastaydı, bir tıbbi muayeneden geçmeleri gerekiyordu ve bazıları gemideki –özellikle de makine dairesindeki- sağlıksız koşullar nedeniyle ülkelerine geri gönderilmeyi istiyorlardı. Üstüne üstlük ücretleri, gemi sahiplerinin imzalamış oldukları ITF/PNO (Pan-Helenik Denizciler Federasyonu) anlaşmasına uygun bir biçimde ödenmemişti ve hiçbirinin ITF iş sözleşmesi yoktu. Yunanlı şirket Hellas Marine bu gemiyi 2007 yılının Şubat ayında, Malta’da devraldı ve makine dairesinde yaşanan sorunlar bundan iki ay sonra baş gösterdi. Makine dairesindeki çatlak borular nedeniyle içeriye sürekli olarak duman doluyordu. Mürettebat bu dumanı dört ay boyunca, gemi Hamburg’a varıncaya kadar soludu. Denizciler burada ITF ofisine bir mesaj ilettiler –“Ana motorun eksoz manifoldunda, çalıştığı zaman, kuvvetli bir karbon monoksit sızıntısı oluyor. Bu makine dairesi mürettebatının nefes almakta güçlük çekmesine yol açıyor.” ITF, bu kötü çalışma koşullarını bildirmek üzere Hamburg’daki liman devlet denetimi (LDK) ve liman sağlık otoritesiyle derhal temasa geçti. LDK gemiyle ilgili olarak, uğradığı son liman olan Amsterdam’dan bilgi almış olduğu için gemiyi zaten alıkoymuştu-ve gemide 40’tan fazla eksiklik tespit etmişti. Liman sağlık otoritesi, ITF’in gerekli uyarıyı yaptığı günün ertesi sabahı gemiyi ziyaret etti ve mürettebatın çoğunun durumunu inceledi. Liman sağlık otoritesinden gelen yetkililer, mürettebatın bir bölümünün, “dumana maruz kaldıkları için ve öksürük, boğaz yanması, koyu renkli balgam ve göğüs ağrısı” nedeniyle bir doktora görünmelerini tavsiye etti. Doktor, mürettebattan dört kişinin çalışamaz durumda olduğunu bildirdi ve bu dört denizci, masrafları gemi sahibi tarafından karşılanarak Hamburg’dan, Filipinler’in Manila şehrine gönderildiler. ITF Müfettişi Ulf Christiansen aslında daha fazla sayıda gemicinin tıbbi bakıma ihtiyaç duyduğuna, ancak “mürettebatın çoğunun, büyük olasılıkla kendilerine iş 10 ITF Denizciler Bülteni 2008 göremez raporu verilmesinden ve ardından da ülkelerine geri gönderilmekten korktukları için, tıbbi muayeneden geçmek istemediklerinin açıkça görüldüğüne,” işaret ediyor. Gemi Hamburg’da boşaltma işlemini tamamladıktan sonra alıkonuldu ve makine dairesinde kapsamlı tamiratlar yapıldı. LDK’nın yaptığı son kontrolde makine dairesinde hiç duman kalmadığı tespit edildi. Geminin limanda bulunduğu süre boyunca bütün mürettebat liman sağlık otoritesi tarafından iki kez kontrolden geçirildi. ITF, Evangelia Hamburg’tayken mürettebata yürürlükte olan ITF sözleşmesi üzerinden ödeme yapılmadığını fark etti ve şirketten geminin limanda bulunduğu sırada, ödenmemiş ücretleri ödemesini istedi. Yapılan görüşmelerin ardından şirket en sonunda bu ödemeyi yapmayı kabul etti ve talep edilen tutar yerel acentenin banka hesabına havale edildi ve oradan da gemiye aktarıldı. Mürettebata, Hamburg’da bulundukları sırada, 2007 yılının Haziran ve Temmuz ayları için toplam 28.336 ABD doları tutarında geriye dönük ödeme yapıldı. ITF, gemi sahibinden, gelecekte mürettebata yürürlükte olan ITF/PNO anlaşmasına uygun bir biçimde ödeme yapmasını istedi ve aynı zamanda kaptan da, ITF iş sözleşmelerini doldurup mürettebata dağıtmayı kabul etti. “Mürettebatın çoğunun, büyük olasılıkla kendilerine iş göremez raporu verilmesinden ve ardından da ülkelerine geri gönderilmekten korktukları için, tıbbi muayeneden geçmek istemedikleri açıkça görülüyordu.” sömüren kendi yurttaşlarına karşı gerekli yaptırımları uygulamaya koymaya çağırır.” Bildiride aynı zamanda, Endonezya’nın Tual bölgesinde, Tayland bandıralı gemilerden, seyahat belgeleri olmadığı halde çıkarılan Burmalı denizcilerin içinde bulundukları kötü duruma da değinildi. Bölgede yerleşmiş olmalarına karşın mülteci statüsüne sahip olmamaları, bu insanları yerel güvenlik şirketlerinin ve göçmen bürosu görevlililerinin şantaj ve zorbaca uygulamaları karşısında savunmasız bir halde bırakıyor. Bu nedenle ITF, Endonezya hükümetini, bu insanlara zaman yitirmeksizin mülteci statüsü tanımaya çağırdı. Denizcilik politikası Avrupa’nın ‘kaçırdığı fırsat’ ITF’in Avrupa bölge örgütü ETF, bir Avrupa Birliği (AB) denizcilik politikası oluşturulmasına yönelik önerileri, denizcileri etkileyen bir dizi kilit sorunu göz ardı ettiği için eleştirdi. ETF’ye göre, 10 Ekim 2007’de Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilen ve “mavi kitap” olarak da bilinen, Avrupa Birliği için Bütünleştirilmiş Denizcilik Politikası, kaçırılmış bir fırsat oldu. Bu politikanın içerdiği öneriler, daha az düzenlemeye ve rekabetin istihdam üzerindeki etkilerini azaltacak önlemleri almadan daha fazla öz-düzenlemeye onay vererek, AB’li denizcileri derinden etkileyen istihdam krizine çözüm getirmekten uzak kalıyor. ETF, sosyal paydaşlara, denizcilerin belirli AB sosyal yönergelerinden hangi gerekçelerle hariç tutulduklarının yeniden değerlendirmesine yönelik öneriler konusunda danışılması yönünde atılan adımı memnuniyetle karşıladı, ancak çözüme ulaştırılmamış olarak kalan diğer bir dizi sorunla ilgili olarak da endişelerini dile getirdi. AB bandıralı gemilerde çalışan denizcilerin, yaşadıkları yer ve milliyetleri nedeniyle maruz kaldıkları ayrımcılık ve elverişli bayrakların ve standart altı gemiciliğin denizciler üzerindeki etkisinin belirtilmemiş olması bu sorunlar arasında yer alıyor. ABD Kıyı izni kurallarını kolaylaştırma önerisi Bir ticari denizcilik komitesi, ABD hükümetini, temel bir denizcilik kodunda çerçevesi çizilmiş olan devletlerin yükümlülüklerine uygun bir biçimde hareket ederek, denizciler için kıyı izni kullanmayı kolaylaştırmaya çağırdı. Ticari Deniz Personeli Danışma Komitesi’nin, 2007 yılının Nisan ayında düzenlenen bir toplantısında, denizcilerin kıyı izni kullanımını iyileştirmeye yönelik bir dizi tavsiye kararı alındı. Aralarında sendikalardan gelen ve papazlar aracılığıyla denizcilere sosyal ve manevi hizmet sunan Denizin Havarileri’nden temsilcilerin de yer aldığı Seattle’daki toplantıya katılanlar, aynı zamanda papazların ve sendika temsilcilerinin gemileri ziyaretinin kolaylaştırılması gerektiğini vurguladılar. ITF’in hazırlamış olduğu “Erişime izin verilmedi” başlıklı raporda yer alan bilgileri temel alan tavsiye kararlarında, devletlerin, Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün, Uluslararası Gemi ve Liman Tesisi Güvenlik Kodu’nda (ISPS) çerçevesi çizilen, denizcilerin kıyı izni kullanmalarına kolaylık sağlama yükümlülüklerine işaret edildi. Tavsiye kararları, ISPS kodunun önemli yönlerinin gözden geçirilmesini ve bunun ardından da, gemi sahiplerinin ya da işletmecilerinin, gemi personelinin kıyı izni kullanmasını ve denizcilere sosyal yardım sağlayan örgütlerin ve emek örgütlerinin temsilcileri dâhil, gemiye ziyaretçilerin erişimini güvence altına alacak hükümlerin eklenmesini öngören bir çağrıyı içeriyordu. Bir başka tavsiye kararı, ABD Sahil Güvenliği’ni, kıyı iznini ve ziyaretçilerin erişimini gözetmeyen tesis güvenlik planlarına onay vermemeye çağırıyordu. Toplantıya katılan, ITF’in Seattle’daki Koordinatörü Jeff Engels şunları söyledi: “Umarız ki Amerika Birleşik Devletleri Sahil Güvenliği bu tavsiyeleri göz önünde bulundurur. Denizcilerin kıyı izni hakkını korumak yaşamsal öneme sahip; böylece tıbbi merkezler dâhil, kıyıda yer alan sosyal tesisleri ziyaret edebilirler.” Avrupa Eylem haftası ‘kalıcı fark’ yarattı ITF’in kuzey Avrupa’da faaliyet gösteren standart altı gemilerdeki çalışma koşullarını hedef alan bir haftalık eylemi, denizcilerin yaşamları üzerinde kalıcı bir etki bırakacak olan, çok önemli bir Birleşik Krallık, Heysham’da yerel sendika aktivistleri, 4-8 Haziran 2007 tarihlerinde gerçekleştirilen, çok sayıda elverişli bayrak gemisinin ve standart altı geminin teftiş için hedef olarak seçildiği ITF’in Kuzey Avrupa Eylem Haftası’nda eyleme geçmeye hazırlanıyorlar. başarı olarak adlandırıldı. ITF Müfettişleri, liman işçileri ve denizcilik sendikaları, 8 Haziran 2007’de sona eren ITF eylem haftası boyunca, gemilerde insan onuruna yakışan koşulların sağlanmasına yardımcı olmak için, hem elverişli bayrak gemilerini hem de ulusal bir bayrak taşıyan gemileri teftiş ettiler. Eylem haftası Belçika, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, İrlanda, Letonya, Litvanya, Hollanda, Norveç, Polonya, Rusya, İsveç ve Birleşik Krallık’ta gerçekleştirildi. Elde edilen başarılı sonuçlar arasında, Almanya’da çeşitli gemilerde, Hamburg’da, her ikisi de Liberya siciline kayıtlı olan, CMA CGM Iguacu ve MSC Bremen adlı gemilerde yapılan boykotlar türü eylemlerin ardından imzalanan 12 yeni sözleşme de yer alıyordu. Aynı zamanda, Irish Ferries ve Celtic Link’in bir toplu iş sözleşmesi görüşmesine başlamayı kabul etmelerinin ardından, Normady adlı gemiye yönelik olarak uygulanmakta olan abluka kaldırıldı ve Fransa’nın Cherbourg limanında da çeşitli dayanışma eylemleri yapıldı. Bu sırada Polonya’da sendikalarla, Panama bandıralı Eleni K’nın sahipleri arasında bir ITF sözleşmesi imzalanmak amacıyla görüşmeler başlatıldı ve Columbia Shipmanagement, Marshall Adaları siciline kayıtlı Cape Fulmar için bir ITF sözleşmesi imzalamayı taahhüt etti. “Denizcilerin kıyı izni hakkını korumak yaşamsal öneme sahip; böylece tıbbi merkezler dâhil, kıyıda yer alan sosyal tesisleri ziyaret edebilirler.” ITF Denizcilik Koordinatörü Steve Cotton eylem haftasını “olağanüstü” olarak nitelendirdi. Cotton şunları söyledi: “Kıtanın dört bir yanında yüzlerce gemi teftiş edildi ve emniyet, ödenmemiş ücretler ve kötü çalışma koşulları gibi sorunlara karşı mücadele verildi. Liman işçisi meslektaşlarımızdan, sendikalardan ve ulusal sınırların ötesinden mükemmel destek aldık. “Bu etkinlik, bu haftanın çok ötesine geçecek bir fark yarattı.” Kargo yükleme boşaltma ITF tahliye işleminin denizcilere yaptırılmasına sert tepki verdi ITF, Avustralya’nın Port Kembla limanında, 2007 yılının Mayıs ayında yaşanan bir olayın ardından, uzmanlık gerektiren liman işlerinin denizcilere yaptırılmasına karşı çok sert bir tepki gösterdi. İtalyan sahipli, Malta siciline kayıtlı, kuru yük gemisi Capo Noli, mürettebata gemide yüklü alçıtaşını liman sahasına boşaltmaları için geminin vinçlerini kullanmaları talimatı verilince, yerel ve uluslararası protestoların merkezi haline geldi. Bu olay, Capo Noli’nin Port Kembla’ya, Canada Steamship Lines (CSL) için kiralık olarak ve denizcilerin tahliye işini yapmadıkları Avustralya bayraklı ve mürettebatlı bir geminin yerini alarak yaptığı ilk ziyareti sırasında yaşandı. Filipinli mürettebattan, bu gemiyi kapsayan ve ne gemi mürettebatından ne de gemide bulunan başka kişilerden, yerel liman işçileri sendikasının önceden onayı alınmaksızın kargo yükleme boşaltma işini yapmalarının istenemeyeceğini belirten, ITF onaylı sözleşmenin hükümlerine doğrudan aykırılık oluşturacak şekilde, geminin donanımını kullanarak tahliye işlemini yapması istendi. Bu işi geleneksel olarak, Avustralya’daki ITF Denizciler Bülteni 2008 11 ITF’in elverişli bayraklara ve standart altı gemiciliğe karşı kampanyası 2007 için olgular ve rakamlar ITF Müfettişleri, 2007 yılı boyunca, toplam 9.545 yıl boyunca ortalama olarak her gün bir saatte birden fazla sayıda- gemiyi ziyaret ettiler. Teftişler dünyanın dört bir yanındaki 657 limanda gerçekleştirildi. ITF’in elverişli bayrak kampanyası 2007 yılı boyunca denizciler için 16,6 milyon ABD doları tutarında birikmiş ücretin ve tazminatın tahsil edilmesiyle sonuçlandı. ITF tarafından yapılan teftişlerin yüzde seksen ikisi, kötü bir sicile sahip olan gemilere özel dikkat gösterilerek, elverişli bayrak gemilerine (25. sayfada yer alan elverişli bayraklar listesine bakınız) yapıldı. 12 ITF Denizciler Bülteni 2008 ITF’in, dünya üzerinde 43 ülkenin limanlarında, 120 Müfettişi var. 2007 yılında ITF üyesi sendikalar ve elverişli bayrak gemilerinde çalışan gemiciler, ITF’in kampanyasını desteklemek üzere dört kıtada, 21 ülkede eylemler düzenlediler. 2007 yılında ITF’in toplu iş sözleşmeleri kapsamında yer alan denizci sayısı 209.950’ydi (bu sayı 2006’da 193.325’ti). 2007 yılında bir elverişli bayrak siciline kayıtlı olan toplam 9.105 gemi ITF sözleşmeleri kapsamında yer aldı (bu sayı 2006’da 8.161’di). Kısa kısa ITF üyesi MUA sendikasının üyeleri yapıyor. Sözleşmeye bir başka aykırılık da, yerel ITF Müfettişinin mürettebatla görüşmesine izin verilmemesi oldu. Bölgede yaşayanlar sendikayı desteklemek için bir araya geldiler ve Avustralya’nın dört bir yanından, bu olayın Avustralya kıyılarında insan onuruna yakışan çalışma koşullarına yönelik yeni saldırıların habercisi olduğu endişesini taşıyan insanlardan, Port Kembla işçileriyle dayanışma mesajları yağdı. ITF Genel Sekreteri David Cockroft, “ITF üyesi sendikalar bu olay karşısında dehşete düştüler. Liman işçileri denizcilerin haklarını destekleme konusunda çok önemli bir role sahipler -ancak onların da insan onuruna yakışan işlere ve güvenli çalışma koşullarına sahip olma hakları var. ITF, MUA’nın ve Port Kembla halkının gerek liman işçilerinin gerekse de denizcilerin haklarının çiğnenmemesi için verdikleri mücadeleye tam destek vermektedir,” dedi. AP Moller-Maersk ITF küresel şirketle diyaloğu memnuniyetle karşıladı Danimarkalı gemicilik devi AP Moller-Maersk ile 22 ülkede onun işçilerini temsil eden sendikaları bir araya getiren ve ITF’in “hem şirkete hem de işçilerine fayda sağlayacağını umduğumuz bir yolculuğun ilk adımları” olarak tanımladığı toplantı, 2007 yılının Nisan ayında, Danimarka’nın Kopenhag şehrinde gerçekleştirildi. Danimarka sendikası 3F’nin ev sahipliği yaptığı iki günlük konferansa, 32 sendikanın temsilcileri katıldı. AP Moller-Maersk’in Kıdemli Başkan Yardımcısı Kund Pontoppidan toplantıda bir konuşma yaptı ve daha sonra kapanışta düzenlenen basın toplantısına da katıldı. ITF Başkanı Randall Howard, konferansın ardından yapılan basın toplantısında şunları söyledi: “Küreselleşmiş ekonomiler çağında sendikalar olarak gerek kendi aramızda daha etkin bir biçimde eşgüdüm sağlamamız gerekse de AP Moller-Maersk gibi, hem işçilere hem de şirkete faydalı olabilecek bir diyaloğu başlatmaya hazır olan, belli başlı şirketlerle yapıcı ilişkiler geliştirmemiz gerektiğine inanıyoruz.” ITF’le ilgili güncel haberlere ve denizcilerle ilgili sendikal etkinliklere şu adresten ulaşabilirsiniz: www.itfglobal.org/seafarers/index.cfm Estonya İki geminin alıkonulmasının ardından mürettebatları 648.236 $’ı paylaştılar Jaanus Kuiv, Tallinn’de ITF Müfettişi 2006 yılının Temmuz ayında, Malta bandıralı Isis’te çalışan denizcilerden, ödenmemiş ücretleriyle ilgili şikâyetler almaya başladım. Merkezi Estonya’da bulunan Janifeld Shipping Company adlı şirketle temasa geçip, onları ödenmemiş ücretler ve sorumlulukları konusunda bilgilendirdim. Şirket, gemilerinden bir tanesini sattıktan sonra mürettebatın ücretlerinin ödeneceği cevabını verdi. Ancak hiçbir gelişme olmadı. 2006 yılının Ağustos ayından Ekim ayına kadar ödenmemiş ücretlerle ilgili şikâyetler almaya devam ettim. Daha sonra Ekim ayında geminin bir başka şirkete, Nordic Shipping Group’a satıldığını öğrendik. Bu şirket daha sonra Fransa’da, Fiona adlı –aynı zamanda Malta siciline kayıtlı olan- gemi için bir ITF sözleşmesi imzaladı ve mürettebatın Estonya’daki ailelerine ve mürettebata, 2006 yılının Ekim ayına kadar ödenmemiş olan toplam 97.161 ABD doları tutarındaki ücretlerini ödedi. Fiona ve Isis’te çalışan gemicilerle ve bizi geminin sahipliği ve 4 Ekim 2006 tarihinden itibaren yapılması gereken geri ödeme konusunda bilgilendiren şirketin temsilcisi Oleg Balabanov’la çeşitli toplantılar düzenledik. 2006 yılının Kasım ayında Balabanov’la daha başka toplantılar da yaptık. Aynı zamanda mürettebata yapılacak ödemelerin planı konusunda mutabık kaldığımızı belgeleyen bir anlaşma tutanağını imza altına aldık. Ayrıca banka da ödenmemiş ücretler ve yaptığımız anlaşma konusunda bilgilendirildi. Ne var ki, Kasım ayının sonunda bankadan, Balabanov’un gemileri almak için yaptığı kredi başvurusunun kabul edilmediğini öğrendik. Derhal avukatlarımızdan, gemileri alıkoymalarını istedik. Fiona, 15 Aralık 2006’da, 11 denizcinin yaklaşık 100.000 ABD doları tutarındaki geriye dönük ödeme talebini tahsil etmek üzere alıkonuldu. Üç gün sonra, Isis, 27 denizcinin alacaklı olduğu toplam 150.000 ABD doları karşılığında alıkonuldu. Konuyu mahkemeye götürdük ve mahkeme 18 Ocak 2007’de lehimize karar verdi. Gemiler açık artırma ile satışa çıkarıldı. Isis 23 Nisan’da ve Fiona 4 Haziran’da Evir Shipping Company’e satıldı. 2007 yılının Haziran ayına kadar hesaplanan toplam ödenmemiş ücret tutarı ve mürettebata ödenen tutar Isis için 333.966 ABD doları ve Fiona için 314.270 ABD doları oldu. “Kasım ayının sonunda bankadan gemileri almak için yapılan kredi başvurusunun kabul edilmediğini öğrendik.” Jaanus Kuiv alıkonulan gemilerden birinin yanında. ITF Denizciler Bülteni 2008 13 Enchanted Capri’nin (IMO 7359474) bütün eski mürettebatının dikkatine ITF elinde, Bahama bandıralı Enchanted Capri’nin eski mürettebatının belirli bir bölümü için, Amerika Birleşik Devletleri’nde görülen davanın ardından tahsil edilmiş olan, tasfiye fonları bulunmaktadır. 2000/2001 yıllarında Enchanted Capri’de çalıştıysanız ve ödenmemiş ücretleriniz varsa, bu durumda size ödenmesi gereken bir tasfiye fonunun bulunup bulunmadığını kontrol etmek için, lütfen en kısa süre içinde ITF’le temasa geçin. Lütfen bizimle aşağıda yer alan iletişim bilgilerini kullanarak temas kurun: Head of Actions Unit ITF ITF House 49-60 Borough Road Londra SE1 1DR Birleşik Krallık Tel: +44(0) 20 7403 2733 Faks: +44(0) 20 7357 7871 E-posta: [email protected] İnternet: www.itfglobal.org Meksika Körfezi’ne demir atan kumarhane gemisinin mürettebatı, gemi sahiplerinin karıştıkları kanunsuz işler faaliyetlerini bırakmalarına neden olunca, kendi kaderlerine terk edildiler; ANA LILIA PÉREZ bildiriyor. F iesta Cruise Line adlı ABD’li bir konsorsiyuma ait olan Fiesta Casino, türünün Meksika’da faaliyet gösteren ilk örneğiydi. Ama bu gemi şu anda, mürettebatı yakıtsız, içme suyu ya da yiyeceği olmadan kendi kaderine terk edildikten sonra, Meksika Körfezi’nde, durduğu yerde çürüyor. Gemi, Uluslararası Denizcilik Örgütü tarafından “ölü bir gemi” olarak kayda geçirildi, tamamıyla rüşvetçi Meksikalı görevlilerin kurbanı olan ve gemi sahipleri tarafından terk edilen -esas olarak Meksikalılardan oluşan- 15 kişilik mürettebat, ABD’li kaptan Eddy Narciso Gómez’le birlikte, gemide kalmak zorunda kaldı. Bu durum, mürettebatın, Fiesta Cruise Line ve bağlı ortaklıkları Trident Gaming Development, MHD Enterprise LLC ve MHD Mexicana hakkında, kendilerine aylardır ödeme yapmadıklarını belirten bir şikâyette bulunmasının ardından ortaya çıktı. Mahkeme kararı ile tedbir konulunca, gemi yerinden hareket ettirilemez hale geldi ve mürettebat da gemiyi terk edemedi. Modern-zaman korsanları Fiesta Casino, iki yıl önce Meksika sularına girdiğinden bu yana, gemiyi bir rüşvet ağı sarıp sarmaladı. O tarihteki İçişleri Bakanı, Fiesta Cruise Line’a, Meksika sularında kumarhane gemileri işletebilmesi için bir ruhsat verme sözü verdi. Denizciler Bülteni Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu no. 22/2008 Kapak yazısı Kaptan Eddy Gómez (solda) Fiesta Casino’nun güvertesinde. Gómez mürettebatın geri kalanıyla birlikte, gemi sahipleri ve liman yetkilileri tarafından fiilen kendi kaderine terk edildi. Haklarımızla kumar oynamak Tü rk çe ITF yardıma koşuyor Utanç kumarhanesi Buna karşılık, MHD, gemiyi 2005 yılının Ağustos ayında sahile yanaştırdığı zaman, Haberleşme ve Ulaştırma Sekreterliği (SCT) tarafından verilmiş sahte belgeler ve Deniz Ticaret Filosu İdaresi (DGMM) tarafından verilmiş bir seyrüsefer izni sundu. Liman başkanı Puerto Juárez belgelerin sahte olduğunu fark etmesine karşın geminin, bir kumarhane gemisi olarak faaliyetine başlayacağı Cozumel ve Playa del Carmen’e gitmesine izin verdi. Meksika’daki ITF Müfettişi Enrique Lozano, bu noktada gemi sahibi, o sırada büyük çoğunluğu Filipinli olan mürettebata aylardır ücretlerini ödememişti, onlara yakıt, yiyecek ya da su sağlamamıştı ve yabancı oldukları için gemiden inmelerine de izin verilmiyordu, diyor. ITF’ten “Fiesta Casino, iki yıl önce Meksika sularına girdiğinden bu yana gemiyi bir rüşvet ağı sarıp sarmaladı.” gelen baskının ardından şirket, 2006 yılının Ocak ayında, geriye dönük olarak toplam 81.000 ABD doları ücret almaya hak kazanan mürettebata ödeme yaptı. Gel gelelim, üç ay sonra, kaptanın gemiden ayrılmasıyla birlikte, koşullar kötüye gitti. Liman başkanı, ticaret kanunu ve uluslararası antlaşmalar duruma müdahil olmasını gerektirdiği halde, bunu yapmayı reddetti. ITF duruma bir kez daha müdahale etti ve mürettebat gemiden indirildi. Gemi, yasa dışı bir biçimde rıhtıma yanaşmasına izin verilecek olan ve Meksikalı bir mürettebatı işe alacağı Progreso, Yucatán’a doğru hareket etti. Liman başkanı 2006 yılının Ağustos ayında geminin Veracruz limanına yanaşmasına izin verdi. Gemi bayrak değiştirerek, Panama sicilinden Belize siciline geçti. Ardından, 12.000 deniz mili seyahat ettikten sonra, Isla de Sacrifícios açıklarında demirledi ve el altından, bir kumarhane gemisi olarak faaliyet göstermeye başladı. Kumarhane dört hafta boyunca yalnızca “özel misafirlere” –eyalet yönetimine ve SCT yetkililerine- hizmet verdi. Aynı şirkete ait olan 280 yolcu kapasiteli Tórtola Fast Ferry, kumar oyunayanları taşımak için kullanıldı. Feribot kaptanın izin günü olan, 14 Ekim 2006 tarihinde feribot karaya oturdu. 15 dakika içinde Meksika donanmasından iki savaş filikası, “özel ITF Denizciler Bülteni 2008 15 Eylem düzenlemeyi mi düşünüyorsunuz? Önce bunu okuyun! ITF, elverişli bayrak gemilerinde hizmet veren denizcilere, adil bir ücret almaları ve düzgün bir toplu sözleşme temelinde çalışmaları için yardım etmeye kararlıdır. Denizcilerin bazen yerel mahkemelerde hukuk yoluna başvurmaları gerekir. Bazı başka durumlarda bir gemiye boykot uygulamak gerekebilir. Farklı durumlarda farklı eylem biçimleri geçerlidir. Bir ülkede doğru olan bir eylem biçimi, başka bir ülkeye uymayabilir. İlk yapmanız gereken, ITF’in yerel temsilcisiyle temasa geçmek olmalı. Temas için gerekli adres ve telefon numaralarını bu bültenin orta sayfalarında bulabilirsiniz. Aynı zamanda 30. sayfada da bir faks formu yer alıyor. Herhangi bir eyleme girişmeden önce yerel temsilciye danışmalısınız. Bazı ülkelerde greve gidecek olursanız ülke yasaları gerçekte sizin ve arkadaşlarınızın aleyhine işleyecektir. Bu durumlarda, ITF’in yerel temsilcisi size konuyu anlatacaktır. Çok daha fazla sayıda ülkede ise bir uyuşmazlıktan galip çıkmanın anahtarı greve gitmektir. Burada da yerel temsilcinin tavsiyesi çok değerlidir. Gemi limanda ise, denize açılmamışsa, grev yapmak birçok ülkede yasal hakkınızdır. Her grevde disiplinli hareket etmeyi, şiddete başvurmamayı ve birliği korumayı gözetmek gerekir. Unutmayın, birçok ülkede grev hakkı yasalar ve anayasa tarafından güvence altına alınmış temel bir insan hakkıdır. Ne yapmaya karar verirseniz verin, harekete geçmeden önce yerel ITF temsilcileriyle konuşmayı unutmayın. El ele verdiğimiz takdirde, adalet ve temel haklar konusundaki savaşı kazanabiliriz. Utanç kumarhanesi misafirleri” almak üzere gemiye geldi. Feribot mürettebatı (beş gemici, iki makinist ve dümenci) gemide 15 gün süreyle yiyeceksiz, susuz ya da kalacakları bir kamara olmaksızın bırakıldılar. Helmsman Carlos Anaya, gemi sahipleri tarafından, gayrı insani bir biçimde kendi kaderlerine terk edildiklerini söyledi. “Hiçbir şeyimiz yoktu. Koltukların üzerinde uyuduk. Ara sıra su ve yiyecek getirmenin dışında başka hiçbir şey yapmadılar.” Feribotun yaşadığı dramatik kazanın ardından eyalet yönetimi, Veracruz sularında bulunan kumarhane gemisinin varlığını kabul etmek zorunda kaldı. Deniz Ticaret Filosu Müdür Yardımcısı Raymundo Mata Contreras, Kaptan Gómez’den, mürettebatın gemiyi terk etmesini sağlamasını istedi. Mürettebat gemiden indirildi ve eyalet hükümeti feribotu özel bir limana aldı. Vali, Fiesta Casino’nun boyanmasını, Belize bayrağının indirilerek yerine ulusal bayrağın çekilmesini ve isminin değiştirilmesini emretti. Gemi, şimdi artık özel etkinlikler için kullanılmaya başlanmıştı. Mürettebat terk edildi 22 Şubat 2007’de gemicilik acentesi Rojas Vela and Associates, bundan böyle MHD Mexicana için konsinyatör olarak çalışmayacağını açıkladı. Bunun ardından Fiesta Casino’nun, karaya oturan feribotta çalışanları da içeren 15 kişilik mürettebatı, gemi Gulf Naval Workshops’ta (TNG) tamir edilmek üzere demirliyken, kendi kaderlerine terk edildiler. Eddy Gómez liman başkanından destek istedi ancak kendisine onun bu duruma müdahale edemeyeceği söylendi. Kaptan, liman yetkililerinin aldırmazlığının mürettebatın yaşadığı sorunları ağırlaştırdığını öne sürüyor. Denizciler, Federal Uzlaştırma ve Hakem Kurulu’nun 4 Mayıs’ta, olay mahkemeye intikal edene kadar, gemiye “el koyduğunu” açıklamasını sağladılar. Ancak bu ihtiyati tedbir kararının karşılığında çok yüksek bir bedel ödediler. Gemiden ayrılamıyorlardı çünkü bu “gemiyi terk ettikleri” anlamına gelecekti ve bu şekilde aylardır birikmiş olan ücretlerini alma hakkını kaybedeceklerdi. “Mürettebat, kendilerine sendikalar tarafından gönderilen alkolsüz içecekler ve ekmek dışında herhangi bir yiyecekleri olmadan hayatta kalmak ve gemide elektriğin günün her saatinde kesik olduğu bir ortama katlanmak zorunda kaldılar.” Gemilerle ilgili online ücretsiz bilgi Mürettebat 15 Haziran’da, en sonunda gemiden ayrılana kadar, kendilerine sendikalar tarafından gönderilen alkolsüz içecekler ve ekmek dışında herhangi bir yiyecekleri olmadan hayatta kalmak ve gemide elektriğin günün her saatinde kesik olduğu bir ortama katlanmak zorunda kaldılar. Mürettebat, içinde bulunduğu bütün mahrumiyet koşullarına karşın, 1986 yılında Norveç’te inşa edilmiş ve 2004 yılına kadar Florida sahillerinde bir kumarhane olarak kullanılmış olan, bir zamanların göz alıcı gemisinin halılarını, ışıklarını ve barlarını bakımlı tutmak için büyük çaba gösterdi. Ama Fiesta Casino çoktan ölü bir gemi haline gelmişti. Kaptan durumu şu şekilde anlattı: “Dün, burada geçirdiğimiz diğer bütün günler gibi, endişe, üzüntü ve ıstırap dolu bir gündü. Rüzgâr, hızını saatte 80 kilometreye çıkararak, elektrikleri 14 Marttan bu yana kesik olan gemimize bütün gücüyle vurup durdu… 2006 yılının Kasım ayından bu yana, bir damla bile yakıtımız yok. Su ve erzak tükenmiş durumda. Ücretlerimiz aylardır ödenmiyor. Liman başkanına bilgi verildi ancak bir yanıt gelmedi. TNG ve gemi sahibi, Uluslararası Gemi ve Liman Tesisi Güvenlik Kodu’nu ihlâl ediyorlar ve buna aldırmıyorlar.” Enrique Lozano asıl suçlunun SCT yetkilileri olduğuna işaret ediyor: “SCT’nin ihmal ve kayıtsızlığı onu suç ortağı haline getiriyor.” Fiesta Cruise Line konsorsiyumu için çalıştığı yedi yıl dâhil, 30 yıllık kaptan olan Gómez, yardım için başvurduğu zaman, kendi elçiliği tarafından da aldırışsızlıkla karşılandığını söylüyor. Şubat ayında Florida’ya dönmeye çalışmış ancak uçuşundan iki gün önce, bir Göçmen Bürosu görevlisi pasaportuna el koymuş. Gómez, gemiyle ilgili anlaşmazlığın federal görevlilerin ve eyalet görevlilerinin rüşvetçiliği nedeniyle çok daha karmaşık bir hal aldığını söylüyor. “Bu utanç verici bir durum,” diyor Gómez. “Utanç veren kumarhane.” Ana Lilia Pérez, Meksika’da yayınlanan araştırmacı dergi Contralinea için çalışan bir gazeteci. Bu yazı, Contralinea’da yayınlanmış olan bir makalenin gözden geçirilmiş halidir. Kaptan Eddy Gómez, daha sonra, Miami’ye geri gönderildi. Çalıştığınız gemi hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak ister misiniz? Geminizin ITF tarafından kabul edilen bir toplu iş sözleşmesine sahip olup olmadığını öğrenmek ister misiniz? Geminizin emniyet sicilinin detaylarını bilmek ister misiniz? Öyleyse, gemilerle ilgili online ücretsiz bilgi sağlayan www.equasis.org web sitesini ziyaret etmek isteyebilirsiniz. Bu web sitesinde gemilerle ilgili, sahiplik detayları ve devlet liman kontrol teftişleri dâhil, çeşitli bilgileri ücretsiz olarak araştırabilirsiniz. Sitede aynı zamanda, gemide bir ITF sözleşmesi varsa bunun detayları, son kayıtlı mürettebat listesinin bir özeti ve son ITF teftişinin yapıldığı tarih ve yer dâhil, ITF’in sahip olduğu önemli bilgiler de yer alıyor. Bu bilgiye erişebilmek için bütün yapmanız gereken siteye kaydolmak. Kaydolmak ücretsiz ve çok basit. Nasıl kaydolacaksınız www.equasis.org sitesine gidin. Sol tarafta yer alan menüden “Kaydol”u seçin. Eğer kullanım şartlarını uygun buluyorsanız, sayfanın en altındaki “Kabul” düğmesini seçin. Karşınıza bir kayıt formu çıkacak. Tercih ettiğiniz kullanıcı adını, parolanızı, adınızı, adresinizi ve diğer bilgileri girin. Bu süreci tamamladığınızda, kaydolma işleminizin tamamlandığına ve Gemi Araştırma hizmetini kullanmaya başlayabileceğinize dair bir onay mesajı alacaksınız. Bu hizmeti nasıl kullanacaksınız Bir gemiyi adıyla, telsiz çağrı işareti ya da IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü) numarasıyla araştırabilirsiniz. Bir gemiyi araştırdığınızda ana sayfa şu bilgileri gösterecektir: Gemiyle ilgili bilgi – ad, gemi tipi, bayrak, inşa yılı. Sevk ve idare - gemi sahibiyle ilgili bilgiler. (Deniz sigortası) sınıflandırma cemiyetleri. Güvenlik yönetimi. P&I sigorta şirketleri ile ilgili bilgi. Üsteki menüden şunları seçebilirsiniz: Gemi ruhsat tezkeresi Teftiş ve gemi adamı istihdamı – devlet liman kontrollüğünce (PSC) yapılmış teftişler, PSC insan unsuru, Uluslararası Çalışma Örgütü, ITF vb. Tarihçe – bayrak, gemiye kimlerin sahip olduğuyla ilgili tarihçe vb. Steve McKay Filipinli denizciler Profesyonellerle birlikte denizdeki yaşamdan izlenimler STEVEN McKAY (Filipinli denizcilerle ilgili aşağıda özeti yer alan çalışmanın yazarı) “Bir denizci olmak, boğularak ölme olasılığının bir hayli yüksek olduğu, ücretli bir hapis cezasına çarptırılmaya benzer.” Bu, denizciler arasında kullanılan bir klişe olabilir, ancak bir denizciden, gemideki yaşamını bu şekilde alaycı bir yaklaşımla özetlediğini ilk kez duyduğumda, denizde yaşamanın ve çalışmanın özgüllüğünü bu kadar veciz bir biçimde yakalamış olması karşısında şaşkınlığa düşmüştüm. Bir araştırmacı olarak, gemilerde yalnızca toplam iki buçuk aylık bir süre için bulundum. Yine de, hem güvertede çalışarak hem de ve asıl olarak denizcilerin bana yaşamlarıyla, aileleriyle ve işleriyle ilgili olarak anlattıklarını dinleyerek, içinde bulundukları yalnız, yalıtılmış ve genellikle tehlikelerle dolu koşullarla ilgili bir fikir edindim. Denizcilerin bana kendi öykülerini anlatmaya istekli görünmelerinin bir nedeni onlarla kolayca bağ kurabilmemdi: kendi babam 35 yıl boyunca denizlerde seyahat etmiş, silicilikten başlayıp ikinci makinistliğe kadar yükselerek, ticari gemilerde hizmet vermiş emekli bir denizciydi. Sık sık uzak yerlere giden bir babanın çocuğu olarak büyümekle ilgili anılarımı paylaşmam, denizcilerin öykülerini anlatmalarını yardımcı oldu. Muhtemelen en büyük ortak şikâyetleri, ailelerine bakmak için gemiyle denize açılmış olmalarıyla, bizzat bu tercihin çok sayıdaki önemli alevi olayı –bir oğlun ilk sözcüklerini, bir kız evladın nikâhını, bir ebeveynin ölümünükaçırmalarına yol açıyor olması arasındaki acımasız ironiydi. Ama bütün zorluklara karşın, bu denizciler yaptıkları işte ve gemideki yaşamlarında gerçek bir anlam bulmanın yolunu buluyorlar. İster 11 kuvvetinde bir fırtına da seyrediyor, ister can sıkıcı bir motor sorununa bir “yaratıcı-tamirat” çözümü üretiyor ya da dar bütçeyle lezzetli bir yemek hazırlıyor olsunlar, hepsi birer profesyonel olarak hareket ediyorlar ve kendilerini, göğüslerini gere gere “Filipinli gemi adamları” olarak adlandırıyorlar. Azaldılar, ama yok olmadılar D enizlerde çalışan her üç işçiden, yaklaşık olarak biri Filipinli. Filipinliler sektörde çalışan çeyrek milyondan fazla insanla, en büyük ulusal denizci grubunu oluşturuyorlar. Santa Cruz’daki Kaliforniya Üniversitesi’nde Sosyoloji Doçenti olarak görev yapan Steven C McKay tarafından hazırlanan yeni bir akademik çalışma, Filipinli denizcilerin kendilerini nasıl gördüklerini ele alıyor. Filipinler’de 2003 yılında denizcilerle yapılan iki saatlik 100 görüşmeye dayanarak hazırlanan çalışma, denizcilerin kendi kimliklerini nasıl kurduklarına ilişkin kimi aydınlatıcı ipuçları içeriyor. Uzun bir tarih McKay’in çalışması, ticaret gemilerinde çalışan Filipinli denizcilerin, 16. yüzyılda İspanyol kalyonlarında zorla çalıştırılmalarından bu yana, uzun bir geçmişe sahip olduğuna işaret ediyor. ABD’nin 1936 yılında yabancıların kendi gemilerinde çalışmasını yasaklamasının ardından, Filipinliler uluslararası ticari gemicilik sektöründen neredeyse tamamen silindiler. Bununla birlikte, 1970’li yıllarda, elverişli bayraklara kayışın ve ucuz emek gücü arayışının sağladığı itkiyle, Filipinliler emek piyasasında patlama yaptılar. McKay, gemicilik şirketlerinin Filipinlileri, aldıkları İngilizce eğitim ve Amerikan standartlarını temel alan sertifikasyon sistemi nedeniyle cazip bulduklarını söylüyor. 18 ITF Denizciler Bülteni 2008 Akademik bir çalışma, Filipinli denizcilerin kendilerine atfedilen fazlasıyla itaatkâr ‘kahramanlar’ imajına nasıl karşı çıktıklarını gösteriyor. 1980’lerde, tek bir yıl içinde, Filipinlileri istihdam eden Avrupalı gemi sayısı 2.900’den 17.057’ye yükseldi. Sayıları dünya ölçeğinde büyük bir hızla artmaya devam ederek, 2001 yılında 255.000’i aştı. Şu anda Filipinliler sektörde sahip oldukları yüzde 28,1’lik payla en büyük ulusal grubu oluşturuyorlar ve her yıl evlerine gönderdikleri 2 milyar ABD doları, denizaşırı çalışan Filipinli işçilerin yaptıkları resmi para havalelerinin tamamının yaklaşık olarak yüzde 30’unu oluşturuyor. Yine de, Filipinli denizciler, sayılarının büyüklüğüne ve sağladıkları ekonomik katkıların taşıdığı öneme karşın, mesleki merdivenin alt basamaklarında yer alıyorlar. 2000 yılı itibariyle Filipinli denizcilerin yalnızca yüzde 15’i zabit olarak görev yapıyordu. “Filipinli-lik” imajı McKay, Filipinlilerin ve ulusal hükümetlerinin, Filipinli denizcileri diğer ülkelerin denizcilerinden ayırt etmek için büyük çaba gösterdiğini söylüyor. Devlet, denizciler dâhil, denizaşırı çalışan işçilerin oynadıkları rolü, onları Bagong Bayani ya da ulusun “yeni kahramanları” olarak tanıyor ve övüyor ve denizciler 1995 yılından bu yana kutlanan Ulusal Denizciler Günü’nde hatırlanıyorlar. McKay, devletin ve göç sektörünün, denizaşırı çalışan işçilerin rolünü güçlendirmek ve büyük ihtiyaç duyulan işçi dövizlerinin akışının devam etmesini sağlamak için, bir “Filipinli-lik” imajı yarattığını belirtiyor. Denizciler söz konusu olduğunda, vurgugeleneksel Filipinli “aile değerleri”ne ve erkek cinsinin oynadığı role yapılıyor. Devlet aynı zamanda, daha saldırgan bir erkeksiliğin ön plana çıkmasını önlemek için fedakârlığa, ertelenmiş haz duygusuna ve şikâyet etmeksizin geçinip gitme becerisine vurgu yapıyor. Bu arada Filipinli denizciler, gemilerdeki ve emek piyasasındaki ikincil konumlarına bir anlam verebilmek için, kendi kimliklerini oluşturarak, bizzat bu imajın sınırlarının ötesine geçiyorlar. Kendi anlatısını yazmak Kendisiyle görüşülen Filipinliler, fazlasıyla itaatkâr ya da uysal başlı olarak kurgulanıyor olmaya genellikle karşı duruyorlar. Onun yerine, sahip oldukları deneyimi, ustalıklarını ve doğaçlama çözüm üretebilme becerilerini vurgulayarak, yaptıkları işten gurur duyduklarını ifade ediyorlar. Bir makinist sahip oldukları uygulamalı becerilerin üstünlüğünü şu şekilde vurguladı: “Gemideyken yabancı [Alman] bir baş makinistim vardı. Bir arızayı gidereceğimiz zaman eline bir kitap alır ve okudukları üzerinden talimatlar verirdi. Filipinliler ona gülüyorlardı, çünkü sorun aslında çok basitti ve o bunun için bir kitaba başvuruyordu… Onlar kitaplara çok fazla bel bağlıyorlar, ama aletlere ellerini sürmüyorlar.” Araştırmaya katılanların çoğu denizciliğin evlerine döndüklerinde kendilerine sağladığı avantajları öne çıkartıyorlar. Bir denizci şunları belirtti: “Bize Bagong Bayani diyorlar, çünkü biz fedakârlıkta bulunuyoruz, diğer insanları düşünüyoruz. Ailelerimize yardımcı olduğumuz için mutluyuz. Aynı zamanda, ülkeye gönderdiğimiz dövizlerle hükümete de yardımcı oluyoruz.” Birçoğu kamusal takdiri memnuniyetle karşılarken, bazıları da devletin kullandığı hamasi dile karşı olumsuz bir bakışa sahipler. Bir denizci şunları söyledi: “…hükümet bize yardım etmiyor… Onlar sadece denizcileri pohpohluyorlar ve bizi diğer insanlardan daha değerliymişiz gibi gösteriyorlar.” Bununla birlikte, kendisiyle görüşülen denizciler, görmüş geçirmiş maceracı, cinsel açıdan deneyimli, evin geçimini sağlayan kişi ve patron ve baba ve koca olarak “kahraman” denizci imajından, toplumsal konumlarını güçlendirmek için faydalanıyorlar. Bir denizci şunları söyledi: “Mahallenizdeki insanlar, belirli deneyimler, kadınlar vb. hakkında her zaman anlatacak birçok hikâyeniz olduğundan, sizi idolleştirme eğilimi gösteriyorlar… Örneğin, denizin ortasındayken, bir fırtınadan sağ olarak kurtulmak, diğer insanlarla paylaşabileceğiniz büyük bir heyecandır.” Aynı zamanda maddi gönençleri de saygınlıklarını artırıyor. Bir tanesi övünçle şunları söyledi: “Gururluyum, çünkü denizcilik evimi inşa etmemi, bir araç almamı ve evin içini dayayıp döşememi sağladı.” Denizcilik aynı zamanda bir erkeği iyi bir eş adayı yapıyor. Genç ve evli bir ikinci zabit şöyle dedi: “Bugünlerde kadınlar güvence arıyorlar ve denizcilerle birlikte zaten güvencede olduklarını biliyorlar.” McKay, yapılan bu görüşmelerin, Filipinli denizcilerin, Filipin devletinin onları, kendi işleri etrafında, sembolik ancak ikincil “yeni kahramanlar” olarak öne çıkarma girişimine karşı çıkan anlamlar inşa ettiklerini ortaya çıkardı, diyor. Bununla birlikte, bu taktikler onlara ikincil konumlarına tahammül etmelerinde yardımcı olurken, Filipinli denizciler sömürü ilişkilerine ve gemilerdeki ve emek piyasasındaki bariz ırkçılığa doğrudan karşı çıkmadılar. “Ailelerimize yardımcı olduğumuz için mutluyuz. Aynı zamanda, ülkeye gönderdiğimiz dövizlerle hükümete de yardımcı oluyoruz.” Steven C McKay’ın “Filipino Sea Men: Constructing Masculinities in an Ethnic Labour Niche” başlıklı çalışması Journal of Ethnic and Migration Studies’de (cilt 33, sayı 2, Mayıs 2007: 617-633) yayınlandı. ITF Denizciler Bülteni 2008 19 Balıkçılar Denizci miyiz yoksa köle mi? ITF’in İskoçya’daki Koordinatörü NORRIE McVICAR’ın ortaya çıkardığı gibi, denizdeki bazı işçiler kölelik koşullarına katlanmak zorunda kalıyorlar. K ısa bir süre önce İskoçya’nın, Ullapool limanına demirleyen balıkçı gemisi Enxembre vakası, denizcilerin, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) kölelik için yaptığı tanıma –zorla ve zorunlu çalıştırma- bütünüyle denk düşen koşullarda çalıştırıldıklarının bütün ayırt edici özelliklerini taşıyordu. Altı Endonezyalı balıkçı, sahibi İspanyol olan, Birleşik Krallık bandıralı, Şilili bir kaptanın yönetimindeki Atalaya adlı gemide, 2006 yılının Ekim ayında, Cakarta’daki acentelerine bir işe girebilmek için 500 ABD doları ödedikten sonra, çalışmaya başladılar. Bu Endonezya’da sık rastlanan bir uygulama olmasına karşın, ILO’nun ne yazık ki henüz Birleşik Krallık hükümetince henüz onaylanmamış olan- 1996 tarihli Denizcilerin İşe Alınması ve Yerleştirilmeleri Sözleşmesi’ne (S 179) açıkça aykırılık oluşturuyor. Mürettebat Endonezya’da bir iş sözleşmesi imzaladı ancak acente kendilerine bir kopyasını vermeyi reddettiğinden sözleşmeyi bir daha hiç görmediler. Bununla birlikte sözleşmeyi, 18 aylık bir süre içinde kendilerine her ay –İspanya’daki gemide çalışmalarının gerekçesi olan-800 avro ödeneceğini fark etmelerine yetecek kadar görebildiler. Ama daha sonraki 10 ay boyunca her birine ayda yalnızca 241 avro (yaklaşık 320 ABD doları) ödendi. Mürettebata, 2007 yılının Temmuz ayında, Atalaya’nın yeni bir gemi sahibine, merkezi Birleşik Krallık’ta bulunan Elcon Leisure satıldığı, adının Enxembre olarak değiştirildiği ve kaydının Sen Kitts ve Nevis siciline yapıldığı söylendi. Bu noktada M ürettebata, şirketin ve istihdam bürosunun yaptıkları ve göz korkutma girişimleri nedeniyle, 17 Ağustos’ta geminin alıkonulması konusunda yardımcı olduk. Gemi sahipleri, mürettebatın ücretleri ve ülkelerine geri gönderilme masraflarıyla ilgili olarak sorumluluk üstlenmeyi hâlâ reddediyorlardı. Bununla birlikte, gemi sahipleri en sonunda, 29 Ağustos’ta ITF’le gemi sahibinin avukatlarının ortak hesabına 75.000 ABD doları yatırarak, geminin alıkonulmasına son verilmesini ve denizcilerin talepleriyle ilgili görüşmelerin başlamasını sağladılar. Enxembre, Ullapool’dan, İspanya’nın Vigo limanına gitmek üzere yola çıktı ve gemi sahibi bütün masrafları üstlenerek mürettebatın konaklama ve evlerine dönüşleriyle ilgili düzenlemeleri yaptı. Ullapool’da, Enxembre’nin mürettebatının şikâyetleriyle ilgilendiğim sırada, bir başka Britanya bandıralı gemide, Atlantic E’de çalışan ve benzer çalışma koşullarından söz eden üç Endonezyalı benimle görüştü. Aradaki fark bu mürettebatın kendilerine gerçekten de 315 ABD doları ödenmesini öngören bir sözleşme imzalamış ve bu hükmün “yerine getirilmiş” olmasıydı. Atlantic E’de çalışan denizcilerden biri, günde 20 saat çalışacak durumda olmadığından, gemide yalnızca iki ay çalıştıktan sonra, Endonezya’ya geri gönderildi. 18 aylık sözleşmesini tamamlayamadığı için kendi uçak biletinin ve yerini alacak kişinin uçak biletinin bedelini ödemek zorunda kaldı. Bu denizci aynı zamanda bu işe girebilmek için acenteye de 600 ABD doları ödemişti. Bu öyküyle ilgili en mide bulandırıcı olan şey, bu modern-zaman köleliğinin Avrupa sularında, Avrupa Birliği’nin Balıkçılar Komisyonu’nun burnunun dibinde gerçekleşiyor olması. Komisyon balıkçılık gemilerinin lisanslandırılmasından sorumlu. Lisanslandırma geminin boyutlarını, motor kapasitesini, balık ağının boyutlarını, yakalayacağı deniz ürünlerinin boyutlarını ve teknik donanımı kapsıyor –ancak hiçbir yer de, denizcilerin ya da balıkçıların insan ve sendikal haklarının desteklenmesine ya da AB tarafından, ILO’nun ilkeleri doğrultusunda, zorla ya da zorunlu çalıştırmanın ortadan kaldırılmasına yönelik olarak gösterilen herhangi bir çabanın izine rastlanmıyor. “Mürettebat ITF’e balık avladıkları zaman günde ortalama 20 saat çalıştıklarını, kimi zaman yalnızca iki saat uyuduklarını ve en fazla dört saat süreyle dinlenebildiklerini anlattı.” ITF’in ödenmemiş ücretlerini tahsil etmesinin ardından Ullapool’da Enxembre’nin mürettebatı. 20 mürettebat, başlarına en kötüsünün gelmesinden korktu. Daha fazla bilgi almaya çalıştıkları zaman kendilerine gemide kalmaları gerektiği, aksi halde sözleşmeye aykırı davranmış olacakları için, kendi eve dönüş ve yerlerini alacak olanların yolculuk masraflarını karşılamalarının gerekeceği söylendi. ITF, Enxembre mürettebatının 2007 yılının Ağustos ayında Ullapool’da bulunduğu sırada, gemicilerin iddialarını inceledi ve yerel istihdam bürolarından ve şirketten ücret kayıtlarını ve iş sözleşmelerinin kopyalarını istedi. Bizim bu talebimiz de duymazdan gelindi. Mürettebat ITF’e balık avladıkları zaman günde ortalama 20 saat çalıştıklarını, kimi zaman yalnızca iki saat uyuduklarını ve en fazla dört saat süreyle dinlenebildiklerini anlattı. Balık avlama yolculukları üç ay sürüyordu ve arada limanda dinlenmek için sadece birkaç günleri oluyordu. Çalışma süreleriyle ilgili herhangi bir kayıt tutulmamıştı. Baş makinist de ücretinde “şirket sigortası” adı altında, 23 ayda toplamı 1.450 ABD dolarına ulaşmış olan bir kesinti yapıldığını söyledi. Bu kesinti sözleşmede yer almıyordu. Acente yetkilisi 16 Ağustos’ta mürettebatı zorla bir taksiye bindirerek, yanlarında hiç paraları olmadığı ya da ücretleri ödenmediği halde, havaalanına götürmeye çalıştı. Aynı zamanda gemi sahipleri, gemiyi, mevcut mürettebat olsun ya da olmasın, İspanya’ya götürmek maksadıyla üç Portekizli denizciyi işe aldılar. ITF Denizciler Bülteni 2008 ITF’le temasa geçmeniz için 4 sayfalık çek-al kılavuz ITF Müfettişleri MERKEZ 49/60 Borough Road, London SE1 1DR, United Kingdom Tel: +44(0)20 7403 2733 Faks: +44(0)20 7357 7871 Telex: 051 8811397 ITF LDN G E-posta: [email protected] Web sitesi: www.itfglobal.org AFRİKA BÖLGE OFİSİ PO Box 66540, Nairobi, Kenya Tel: +254(0)20 444 80 19 Faks: +254(0)20 444 80 20 E-posta: [email protected] AFRİKA FRANSIZCA OFİSİ 1450 Avenue Kwame Nkrumah, 11 BP 832, CMS Ouagadougou 11, Burkina Faso Tel: +226(0)50 30 19 79 Faks: +226(o)50 33 31 01 E-posta: [email protected] ARAP DÜNYASI OFİSİ PO Box 925875, Amman 11190, Jordan Tel/Faks: +962(0)6 569 94 48 E-posta: [email protected] ASYA/PASİFİK BÖLGE OFİSİ Tamachi Kotsu Building 3-2-22, Shibaura, Minato-ku, Tokyo 108-0023, Japan Tel: +81(0)3 3798 2770 Faks: +81(0)3 3769 4471 E-posta: [email protected] ASYA ALT-BÖLGE OFİSİ 12D College Lane, New Delhi 110001, India Tel: +91(0)11 2335 4408/7423 Faks: +91(0)11 2335 4407 E-posta: [email protected] AVRUPA BÖLGE OFİSİ European Transport Workers’ Federation (ETF), Rue du Midi 165, B-1000 Brussels, Belgium Tel: +32(0)2 285 4660 Faks: +32(0)2 280 0817 E-posta: [email protected] AVRUPA ALT-BÖLGE OFİSİ 21/1 Sadovaya Spasskaya, Office 729, 107217 Moscow, Russia Tel: +7 495 782 0468 Faks: +7 095 782 0573 E-posta: [email protected] Web sitesi: www.itf.ru AMERİKA KITALARI BÖLGE OFİSİ Avenida Rio Branco 26-11 Andar, CEP 20090-001 Centro, Rio de Janeiro, Brazil Tel: +55(0)21 2223 0410/2233 2812 Faks: +55(0)21 2283 0314 E-posta: [email protected] Web sitesi: www.itf-americas.org KARAİPLER ALT-BÖLGE OFİSİ 198 Camp Street, Cummingsburg, Georgetown, Guyana Tel: +592(0)22 71196/54285 Faks: +592(0)22 50820 E-posta: [email protected] Yardıma ihtiyacınız varsa ve bir elverişli bayrak gemisinde ya da sendikal sözleşmesi olmayan bir yabancı bayraklı gemide çalışıyorsanız, müfettişlerimizden veya biri ile temasa geçin. Eğer bir müfettişe ulaşamıyorsanız, ITF merkez ofisinde Eylem Birimi (Actions Unit) veya size en yakın ITF ofisi ile temas edin (bkz. Soldaki kutu). ALMANYA Bremen Ali Memon* Tel: +49(0)421 330 3333 Faks: +49(0)421 330 3366 Cep telefonu: +49(0)171 571 2388 E-posta: [email protected] Hamburg Ulf Christiansen Tel: +49(0)40 2800 6811 Faks: +49(0)40 2800 6822 Cep telefonu: +49(0)171 641 2694 E-posta: [email protected] Udo Beyer Tel: +49(0)40 2800 6812 Faks: +49(0)40 2800 6822 Cep telefonu: +49(0)172 971 0254 E-posta: [email protected] Rostock Hartmut Kruse Tel: +49(0)381 670 0046 Faks: +49(0)381 670 0047 Cep telefonu: +49(0)171 641 2691 E-posta: [email protected] AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ Baltimore Arthur Petitpas Tel: +1(0)410 882 3977 Faks: +1(0)410 882 1976 Cep telefonu: +1(0)443 562 3110 E-posta: [email protected] Houston Shwe Tun Aung Tel: +1(0)713 659 5152 Faks: +1(0)713 650 8629 Cep telefonu: +1(0)713 447 0438 E-posta: [email protected] Los Angeles Stefan Mueller-Dombois Tel: +1(0)562 493 8714 Faks: +1(0)562 493 7190 Cep telefonu: +1(0)562 673 9786 E-posta: [email protected] Miami Hans Saurenmann Tel: +1(0)321 783 8876 Faks: +1(0)321 783 2821 Cep telefonu: +1(0)305 360 3279 E-posta: [email protected] Morehead City Tony Sacco Tel/Faks: +1(0)252 726 9796 Cep telefonu: +1(0)252 241 2396 E-posta: [email protected] New Orleans Dwayne Boudreaux* Tel: +1(0)504 581 3196 (dahili 7) Faks: +1(0)504 568 9996 Cep telefonu: +1(0)504 442 1556 E-posta: [email protected] New York Enrico Esopa* Tel: +1(0)718 832 6600 (dahili 240) Faks: +1(0)718 832 8870 Cep telefonu: +1(0)201 417 2805 E-posta: [email protected] Portland Martin Larson Faks: +1(0)503 286 1223 Cep telefonu: +1(0)503 347 7775 E-posta: [email protected] Porto Riko Porto Riko için ayrıca oluşturulmuş olan dizine bakın Seattle Lila Smith Tel: +1(0)206 533 0995 Faks: +1(0)206 533 0996 Cep telefonu: +1(0)206 818 1195 E-posta: [email protected] Jeff Engels* Tel: +1(0)206 633 1614 Faks: +1(0)206 675 1614 Cep telefonu: +1(0)206 331 2134 E-posta: [email protected] Tampa Tony Sasso Tel: +1(0)321 784 0686 Faks: +1(0)321 784 0522 Cep telefonu: +1(0)321 258 8217 E-posta: [email protected] Airton Vinicius Broto Lima Tel: +55(0)21 2233 2812 Faks: +55(0)21 2283 0314 Cep telefonu: +55(0)21 9480 5337 E-posta: [email protected] Santos Renialdo Donizete Salustiano de Freitas Tel/Faks: +55(0)13 3219 1843 Cep telefonu: +55(0)13 9761 0611 E-posta: [email protected] ARJANTİN Buenos Aires Roberto Jorge Alarcón* Tel/Faks: +54(0)11 4331 4043 Cep telefonu: +54(0)11 4414 5687 E-posta: [email protected] Rosario Rodolfo Vidal Tel/Faks: +54(0)341 425 6695 Cep telefonu: +54(0)11 4414 5911 E-posta: [email protected] ESTONYA Tallinn Jaanus Kuiv Tel/Faks: +372(0)6 116 390 Cep telefonu: +372(0)523 7907 E-posta: [email protected] FİLİPİNLER Cebu City Joselito O Pedaria Tel: +63(0)32 256 16 72 Faks: +63(0)32 253 25 31 Cep telefonu: +63(0)920 970 0168 E-posta: [email protected] Manila Rodrigo Aguinaldo Tel: +63(0)2 536 82 87 Faks: +63(0)2 536 82 86 Cep telefonu: +63(0)917 811 1763 E-posta: [email protected] GÜNEY AFRİKA Cape Town Cassiem Augustus Tel: +27(0)21 461 9410 Faks: +27(0)21 462 1299 Cep telefonu: +27(0)82 773 6366 E-posta: [email protected] Durban Sprite Zungu* Tel/Faks: +27(0)31 909 1087 Cep telefonu: +27(0)82 773 6367 E-posta: [email protected] HIRVATİSTAN Dubrovnik Vladimir Glavocic Tel: +385(0)20 418 992 Faks: +385(0)20 418 993 Cep telefonu: +385(0)98 244 872 E-posta: [email protected] Rijeka Predrag Brazzoduro* Tel: +385(0)51 325 343 Faks: +385(0)51 213 673 Cep telefonu: +385(0)98 211 960 E-posta: [email protected] Sibenik Milko Kronja Tel: +385(0)22 200 320 Faks: +385(0)22 200 321 Cep telefonu: +385(0)98 336 590 E-posta: [email protected] HİNDİSTAN Kalküta Chinmoy Roy Tel: +91(0)332 2459 7598 Faks: +91(0)332 2459 6184 Cep telefonu: +91(0)98300 43094 E-posta: [email protected] Chennai K Sree Kumar Tel: +91(0)44 2522 3539/5983 Faks: +91(0)44 2526 3343 Cep telefonu: +91(0)44 93 8100 1311 E-posta: [email protected] Haldia Narain Chandra Das Adhikary Tel: +91(0)32 2425 2203 Faks: +91(0)32 2425 3577 Cep telefonu: +91(0)94 3451 7316 Kandla ML Bellani Tel: +91(0)28 3622 6581 Faks: +91(0)28 3622 0332 Cep telefonu: +91(0)98 2522 7057 E-posta: [email protected] Kochi Thomas Sebastian Tel: +91(0)484 233 8249 / 8476 Faks: +91(0)484 266 9468 Cep telefonu: +91(0)98950 48607 E-posta: [email protected] Mumbai Kersi Paresh Tel: +91(0)22 2261 6951/6952 Faks: +91(0)22 2265 9087 Cep telefonu: +91(0)98205 04971 E-posta: [email protected] Hashim Sulaiman Tel: +91(0)22 2261 8368/8369 Faks: +91(0)22 2261 5929 Cep telefonu: +91(0)9967 218893 E-posta: [email protected] Tuticorin DM Stephen Fernando Tel: +91(0)461 2326 519 / 2339 195 Faks: +91(0)461 2311 668 Cep telefonu: +91(0)94431 59137 E-posta: [email protected] Visakhapatnam BV Ratnam Tel: +91(0)891 2502 695 / 2552 592 Faks: +91(0)891 2502 695 Cep telefonu: +91(0)98481 98025 E-posta: [email protected] Q AVUSTRALYA Fremantle Adriam Evans Tel: +61(0)8 9335 0500 Faks: +61(0)8 9335 0510 Cep telefonu: +61(0)401 692 528 E-posta: [email protected] Melbourne Matt Purcell Tel: +61(0)3 9329 5477 Faks: +61(0)3 9328 1682 Cep telefonu: +61(0)418 387 966 E-posta: [email protected] Sydney Dean Summers* Tel: +61(0)2 9267 9134 Faks: +61(0)2 9267 4426 Cep telefonu: +61(0)419 934 648 E-posta: [email protected] Townsville Graham Bragg Tel: +61(0)7 4771 4311 Faks: +61(0)7 4721 2459 Cep telefonu: +61(0)419 652 718 E-posta: [email protected] BELÇİKA Antwerp Joris De Hert* Tel: +32(0)3 224 3413 Faks: +32(0)3 224 3449 Cep telefonu: +32(0)474 842 547 E-posta: [email protected] Marc Van Noten Tel: +32(0)3 224 3419 Faks: +32(0)3 224 3449 Cep telefonu: +32(0)475 775 700 E-posta: [email protected] Zeebrugge Christian Roos Tel: +32(0)5 549 1103 Faks: +32(0)5 549 1104 Cep telefonu: +32(0)486 123 890 E-posta: [email protected] BREZİLYA Paranagua Ali Zini Tel/Faks: +55(0)41 3422 0703 Cep telefonu: +55(0)41 9998 0008 E-posta: [email protected] Rio de Janeiro Luiz Fernando Duarte de Lima* Tel: +55(0)21 2233 2812 Faks: +55(0)21 2283 0314 Cep telefonu: +55(0)21 9480 5336 E-posta: [email protected] FİNLANDİYA Helsinki Simo Nurmi* Tel: +358(0)9 615 202 55 Faks: +358(0)9 615 202 27 Cep telefonu: +358(0)40 580 3246 E-posta: [email protected] Ilpo Minkkinen Tel: +358 (0)9 615 202 53 Faks: +358 (0)9 615 202 27 Cep telefonu: +358 (0)40 728 6932 E-posta: [email protected] Turku Jan Örn Tel: +358(0)9 613 110 Faks: +358(0)9 739 287 Cep telefonu: +358(0)40 523 3386 E-posta: [email protected] FRANSA Dunkirk Pascal Pouille Tel: +33(0)3 28 66 45 24 Faks: +33(0)3 28 21 45 71 Cep telefonu: +33(0)6 80 23 95 86 E-posta: [email protected] Le Havre François Caillou* Tel: +33(0)2 35 26 63 73 Faks: +33(0)2 35 24 14 36 Cep telefonu: +33(0)6 08 94 87 94 E-posta: [email protected] Marsilya Yves Reynaud Tel: +33(0)4 91 54 99 37 Faks: +33(0)4 91 33 22 75 Cep telefonu: +33(0)6 07 68 16 34 E-posta: [email protected] St Nazaire Geoffroy Lamade Faks: +33(0)2 40 22 70 36 Cep telefonu: +33(0)6 60 30 12 70 E-posta: [email protected] Sète Stéphanie Danjou Faks: +33(0)627 51 35 78 Cep telefonu: +33(0)6 27 5135 78 E-posta: [email protected] HOLLANDA Rotterdam Ruud Touwen* Tel: +31(0)10 215 1166 Faks: +31(0)10 423 3933 Cep telefonu: +31(0)65 331 5072 E-posta: [email protected] Devamı haritanın arkasında ITF Müfettişleri Bütün dünyada denizcilere yardımcı oluyor Uluslararası Taşımacılık is Reykjavik +354(0)551 1915 U avrupa alt-bölg R knd bb itf merkezi Vancouver +1(0)604 251 7174 U Hamilton +1(0)905 227 5212 Montreal +1(0)514 931 7859 Seattle U U Halifax +1(0)902 455 9327 U U +1(0)206 633 1614 abd Portland U U New York +1(0)718 832 6600 (ext 240) +1(0)503 347 7775 U Baltimore +1(0)410 882 3977 Los Angeles U +1(0)562 493 8714 New Orleans U Morehead City +1(0)252 726 3033 +1(0)504 581 3196 Houston U U +1(0)713 TampaU 659 5152 +1(0)321 UMiami 784 0686 +1(0)321 783 8876 mek R Rb avrupa bölge ofisi (etf) Hayfa U +972(0)4 852 4289 is R ürd arap dünya e Las Palmas +34(0)928 467 630 U Manzanillo +52(0)314 332 8834 U U Veracruz +52(0)229 932 1367 U San Juan +1787(0)783 1755 pr Panama City pa +507(0) 264 5101 U bf R U Cartagena +57(0)5 666 4802 afrika fransizca ofisi njr R karayipler alt-bölge ofisi ko gu Lagos U +234(0)1 793 6150 ken afrika bölge ofisi R U Mombas +254(0)41 ITF MERKEZİ londra +44 (0)20 7403 2733 br amerika kitalari bölge ofisi Santos +55(0)13 3219 1843U RU Rio de Janeiro +55(0)21 2233 2812 U Paranaguá +55(0)41 3423 5005 AMERİKA KITALARI BÖLGE OFİSİ rio de janeiro +55 (0)21 2223 0410 KARAYİPLER ALT-BÖLGE OFİSİ georgetown +592 (0)22 71196 ar Valparaiso U +56(0)32 221 7727 şili Rosario +54(0)341 425 6695 U U Buenos Aires +54(0)11 4331 4043 ga Cape TownU +27(0)21 461 9410 U Durban +27(0)31 909 1087 AVRUPA BÖLGE OFİSİ brüksel +32 (0)2 285 4660 AVRUPA ALT-BÖLGE OFİSİ moskova +7 495 782 0468 ITF Müfettişlerinin iletişim bilgilerinin detaylı listesine şu adresten ulaşabilirsiniz: www.itfglobal.org/seafarers/ Q Q Q rus Mosjøen U is fin Gävle U Turku U Sen Petersburg Oslo U U U Stockholm U Helsinki Tallinn Porsgrunn U est U Götenburg U Stavanger U Aberdeen U lv URiga Helsingborg U U Klaipeda lt Liverpool Rostock U irl Gdynia Hamburg U U USzczecin DublinU bk U hl U Bremen pl BristolU Tilbury U Rotterdam U UZeebrugge U b Antwerp ukr Dunkirk U a Le HavreU Odessa U USt Nazaire n İşçileri Federasyonu f Trieste ro hr U Konstanta RavennaUURijeka U U Sibenik Bilbao U Marsilya Genoa U U Dubrovnik U İ Sète U U Livorno U İstanbul p Roma İS U U Lizbon Barselona Napoli U tr U Taranto U Valensiya U yu U Pire PalermoU U Algeciras Vigo U rus e ofisi Vladivostock +7(0)423 251 2485 U Chiba +81(0)50 1291 7326 RUTokyo +81(0)35 410 8330 j UU Yokohama +81(0)45 451 5585 UOsaka +81(0)66 612 1004 asya/pasifik bölge ofisi Seul +82(0)2 716 2764 UU Inchon gko U +82(0)32 881 9880 Pusan +82(0)51 469 0401/0294 asi ofisi U hin Mumbai +91(0)22 2261 6951 UVisakhapatnam +91(0)891 2502 695 Chennai +91(0)44 2522 3539 U Kochi UTuticorin +9(0)484 233 8249 U +91(0)461 2326 519 Algeciras +34(0)956 657 046 Naples +39(0)81 26 50 21 Barselona +34(0)93 481 2766 Taipei U +886(0)2251 50302tay UTaichung Kalküta +91(0)332 459 7598 U +886(0)2658 4514 UHaldia +91(0)32 2425 2203 Kandla +91(0)28 3622 6581 U Murmansk +7(0)815 242 2860 Antwerp +32(0)3 224 3413 asya alt-bölge ofisi R Aberdeen +44(0)1224 582 688 Bremen +49(0)421 330 3333 Porsgrunn +47(0)35 548 240 Dublin +353(0)1 874 3735 Dubrovnik +385(0)20 418 992 plp AFRİKA FRANSIZCA OFİSİ ouagadougou +226 (0)50 30 19 79 Helsinki +358(0)9 615 202 55 U Townsville +61(0)7 4771 4311 İstanbul +90(0)216 347 3771 Fremantle +61(0)8 9335 0500 U Klaipeda +370(0)46 410 447 U Sydney +61(0)2 9267 9134 ASYA/PASİFİK BÖLGE OFİSİ tokyo +81 (0)3 3798 2770 Melbourne +61(0)3 9329 5477 U ASYA ALT-BÖLGE OFİSİ yeni delhi +91 (0)11 2335 4408/7423 /msg-contacts.cfm Konstanta +40(0)241 618 587 Le Havre +33(0)2 35 26 63 73 yz Wellington +64(0)4 801 7613 U Roma +39(0)64 42 86 317 Rotterdam +31(0)10 215 1166 Helsingborg +46(0)31 42 95 31 avs Rijeka +385(0)51 325 343 Gävle +46(0)10 480 37 62 Hamburg +49(0)40 2800 6811 AFRİKA BÖLGE OFİSİ nairobi +254 (0)20 444 80 19 Riga +371(0)7 073 436 Rostock +49(0)381 670 0046 Götenburg +46(0)10 480 31 21 ARAP DÜNYASI OFİSİ amman +962 (0)6 569 94 48 Ravenna +39(0)54 44 23 842 Dunkirk +33(0)3 28 66 45 24 Gdynia +48(0)58 661 60 96 sa 1 2495 244 Palermo +39(0)91 32 17 45 Pire +30(0)210 411 6610 Cenova +39(0)10 25 18 675 U Cebu City +63(0)32 256 16 72 Oslo +47(0)22 825 835 Bilbao +34(0)94 493 5659 Bristol +44(0)151 427 3668 U Manila +63(0)2 536 82 87 Odessa +380(0)482 429 901 Lizbon +351 (0)21 391 8150 Liverpool +44(0)151 639 8454 Livorno +39(0)58 68 25 251 Marsilya +33(0)4 91 54 99 37 Mosjøen +47(0)75 175 135 St Nazaire +33(0)2 40 22 54 62 Sen Petersburg +7(0)812 718 6380 Sète +33(0)6 27 51 35 78 Sibenik +385(0)22 200 320 Stavanger +47(0)51 840 549 Stockholm +46(0)8 791 4100 Szczecin +48(0)91 423 97 07 Tallinn +372(0)6 116 390 Taranto +39(0)99 47 07 555 Tilbury +44(0)20 8989 6677 Trieste +39(0)40 37 21 832 Valensiya +34(0)96 367 1263 Turku +358(0)9 613 110 Valencia +34(0)96 367 1263 Vigo +34(0)986 221 177 Zeebrugge +32(0)2 549 1103 ITF’le temasa geçmeniz için 4 sayfalık çek-al kılavuz ITF Müfettişleri Ed Booister Tel: +31(0)10 215 1166 Faks: +31(0)10 423 3933 Cep telefonu: +31(0)65 331 5073 E-posta: [email protected] Debbie Klein Tel: +31(0)10 215 1166 Faks: +31(0)10 423 3933 Cep telefonu: +31(0)65 318 2734 E-posta: [email protected] Aswin Noordermeer Tel: +31(0)10 215 1166 Faks: +31(0)10 423 3933 Cep telefonu: +31(0)65 333 7522 E-posta: [email protected] İNGİLTERE (BİRLEŞİK KRALLIK) Aberdeen Norrie McVicar* Tel: +44(0)1224 582 688 Faks: +44(0)1224 584 165 Cep telefonu: +44(0)7768 652 257 E-posta: [email protected] Neil Keith Tel: +44(0)1224 582 688 Faks: +44(0)1224 584 165 Cep telefonu: +44(0)7748 841 939 E-posta: [email protected] Bristol Bill Anderson Tel/Faks: +44(0)151 427 3668 Cep telefonu: +44(0)7876 794 914 E-posta: [email protected] Liverpool Tommy Molloy Tel: +44(0)151 639 8454 Faks: +44(0)151 346 8801 Cep telefonu: +44(0)7764 182 768 E-posta: [email protected] Tilbury Chris Jones Tel: +44(0)20 8989 6677 Faks: +44(0)20 8530 1015 Cep telefonu: +44(0)7921 022 600 E-posta: [email protected] İSRAİL Hayfa Micheal Shwartzman Tel: +972(0)4 852 4289 Faks: +972(0) 852 4288 Cep telefonu: +972(0)544 699 282 E-posta: [email protected] İSVEÇ Gävle Peter Lövkvist Tel: +46(0)10 480 37 62 Faks: +46(0)87 23 18 03 Cep telefonu: +46(0)70 626 77 89 E-posta: [email protected] Göteburg Göran Nilsson Tel: +46(0)10 480 31 21 Faks: +46(0)31 13 56 77 Cep telefonu: +46(0)76 100 65 12 E-posta: [email protected] Göran Larsson Tel: +46(0)31 701 24 14 Faks: +46(0)31 13 56 77 Cep telefonu: +46(0)70 626 77 88 E-posta: [email protected] Helsingborg Sven Save Tel: +46(0)31 42 95 31 Faks: +46(0)42 37 43 45 Cep telefonu: +46(0)70 57 49 713 E-posta: [email protected] Stockholm Carl Tauson* Tel: +46(0)8 791 4100 Faks: +46(0)8 212 595 Cep telefonu: +46(0)70 59 26 896 E-posta: [email protected] Annica Barning Tel: +46(0)8 454 8405 Faks: +46(0)8 411 6940 Cep telefonu: +46(0)70 57 49 714 E-posta: [email protected] JAPONYA Chiba Shigeru Fujiki Tel: +81(0)50 1291 7326 Faks: +81(0)33 733 2627 Cep telefonu: +81(0)90 9826 9411 E-posta: [email protected] Osaka Mash Taguchi Tel: +81(0)66 612 1004 / 4300 Faks: +81(0)66 612 7400 Cep telefonu: +81(0)90 7198 6721 E-posta: [email protected] Tokyo Shoji Yamashita* Tel: +81(0)35 410 8330 Faks: +81(0)35 410 8336 Cep telefonu: +81(0)90 3406 3035 E-posta: [email protected] Yokohama Fusao Ohori Tel: +81(0)45 451 5585 Faks: +81(0)45 451 5584 Cep telefonu: +81(0)90 6949 5469 E-posta: [email protected] KANADA Halifax Gerard Bradbury Tel: +1(0)902 455 9327 Faks: +1(0)902 454 9473 Cep telefonu: +1(0)902 441 2195 E-posta: [email protected] Hamilton Mike Given Tel: +1(0)905 227 5212 Faks: +1(0)905 227 0130 Cep telefonu: +1(0)905 933 0544 E-posta: [email protected] Montreal Patrice Caron Tel: +1(0)514 931 7859 Faks: +1(0)514 931 0399 Cep telefonu: +1(0)514 234 9962 E-posta: [email protected] Vancouver Peter Lahay* Tel: +1(0)604 251 7174 Faks: +1(0)604 251 7241 Cep telefonu: +1(0)604 418 0345 E-posta: [email protected] Q İRLANDA Dublin Ken Fleming Tel: +353(0)1 874 3735 Faks: +353(0)1 874 3740 Cep telefonu: +353(0)87 647 8636 E-posta: [email protected] İSPANYA Algeciras José M Ortega Tel: +34(0)956 657 046 Faks: +34(0)956 632 693 Cep telefonu: +34(0)699 436 503 E-posta: [email protected] Barselona Joan Mas García Tel: +34(0)93 481 27 66 Faks: +34(0)93 298 21 79 Cep telefonu: +34(0)629 302 503 E-posta: [email protected] Bilbao Mohamed Arrachedi Tel: +34(0)94 493 5659 Faks: +34(0)94 493 6296 Cep telefonu: +34(0)629 419 007 E-posta: [email protected] Las Palmas Victor Conde Tel: +34(0)928 467 630 Faks: +34(0)928 465 547 Cep telefonu: +34(0)676 057 807 E-posta: [email protected] Valensiya Germán Arias Tel: +34(0)96 367 12 63 / 06 45 Faks: +34(0)96 367 12 63 Cep telefonu: +34(0)96 367 1263 E-posta: [email protected] Vigo Luz Baz Tel/Faks: +34(0)986 221 177 Cep telefonu: +34(0)660 682 164 E-posta: [email protected] İTALYA Cenova Piero Luigi Re Tel: +39(0)10 25 18 675 Faks: +39(0)10 25 18 683 Cep telefonu: +39(0)335 707 0988 E-posta: [email protected] Leghorn/Livorno Bruno Nazzarri Tel: +39(0)58 68 25 251 Faks: +39(0)58 68 96 178 E-posta: [email protected] Napoli Paolo Serretiello Tel/Faks: +39(0)81 26 50 21 Cep telefonu: +39(0)335 482 706 E-posta: [email protected] Palermo Francesco Saitta Tel/Faks: +39(0)91 32 17 45 Cep telefonu: +39(0)338 698 4978 E-posta: [email protected] Ravenna Giovanni Olivieri* Tel: +39(0)54 44 23 842 Faks: +39(0)54 45 91 852 Cep telefonu: +39(0)335 526 8464 E-posta: [email protected] Roma Carla Marchini Tel: +39(0)64 42 86 317 Faks: +39(0)64 40 29 91 Cep telefonu: +39(0)335 644 9980 E-posta: [email protected] Taranto Gianbattista Leoncini Tel/Faks: +39(0)99 47 07 555 Cep telefonu: +39(0)335 482 703 E-posta: [email protected] Trieste Paolo Siligato Tel/Faks: +39(0)40 37 21 832 Cep telefonu: +39(0)348 445 4343 E-posta: [email protected] İZLANDA Reykjavik Bergur Thorkelsson Tel: +354(0)551 1915 Faks: +354(0)562 5215 Cep telefonu: +354(0)860 9906 E-posta: [email protected] KENYA Mombasa Juma Khamis Tel: +254(0)41 2495 244 Faks: +254(0)41 2495 117 Cep telefonu: +254(0)721 738053 E-posta: [email protected] KOLOMBİYA Cartagena Miguel Sanchez Tel: +57(0)5 666 4802 Faks: +57(0)5 658 3496 Cep telefonu: +57(0)3 10 657 3399 E-posta: [email protected] KORE Inchon Kwang-Jo Ko Tel: +82(0)32 881 9880 Faks: +82(0)32 884 3228 Cep telefonu: +82(0)11 440 4611 E-posta: [email protected] Pusan Sang Gi Gim Tel: +82(0)51 469 0401 / 0294 Faks: +82(0)51 464 2762 Cep telefonu: +82(0)11 585 2401 E-posta: [email protected] Bae Jung Ho Tel: +82(0)51 463 4828 Faks: +82(0)51 464 8423 Cep telefonu: +82(0)11 832 4628 E-posta: [email protected] Seul Hye Kyung Kim* Tel: +82(0)2 716 2764 Faks: +82(0)2 702 2271 Cep telefonu: +82(0)11 441 1232 E-posta: [email protected] LETONYA Riga Norbert Petrovskis Tel: +371(0)7 073 436 Faks: +371(0)7 383 577 Cep telefonu: +371(0)9 215 136 E-posta: [email protected] PORTO RİKO San Juan Angel Felipe Garcia-Cortijo Tel: +1787(0)783 1755 Faks: +1787(0)273 7989 Cep telefonu: +1787(0)410 1344 E-posta: [email protected] LİTVANYA Klaipeda Andrey Chernov Tel/Faks: +370(0)46 410 447 Cep telefonu: +370(0)699 28198 E-posta: [email protected] ROMANYA Köstence Adrian Mihalcioiu Tel: +40(0)241 618 587 Faks: +40(0)241 616 915 Cep telefonu: +40(0)722 248 828 E-posta: [email protected] MEKSİKA Manzanillo Honorio Alberto Galván Aguilar Tel: +52(0)314 332 8834 Faks: +52(0)229 931 6797 Cep telefonu: +52(0)1 314 122 9212 E-posta: [email protected] Verakruz Enrique Lozano Tel/Faks: +52(0)229 932 1367 / 3023 Cep telefonu: +52(0)229 161 0700 E-posta: [email protected] NİJERYA Lagos Henry Akinrolabu Tel/Faks: +234(0)1 793 6150 E-posta: [email protected] NORVEÇ Mosjøen Pål Aanes Tel: +47(0)75 175 135 Faks: +47(0)75 176 558 Cep telefonu: +47(0)48 246 633 E-posta: [email protected] Oslo Nils Pedersen* Tel: +47(0)22 825 835 / 425 872 Faks: +47(0)22 423 056 Cep telefonu: +47(0)90 148 487 E-posta: [email protected] Angelica Gjestrum Tel: +47(0)22 825 824 Faks: +47(0)22 423 056 Cep telefonu: +47(0)97 729 357 E-posta: [email protected] Porsgrunn Truls M Hellenes Tel: +47(0)35 548 240 Faks: +47(0)35 548 023 Cep telefonu: +47(0)90 980 487 E-posta: [email protected] Stavanger Aage Baerheim Tel: +47(0)51 840 549 Faks: +47(0)51 840 501 Cep telefonu: +47(0)90 755 776 E-posta: [email protected] PANAMA Panama City Luis Fruto Tel: +507(0)264 5101 Faks: +507(0)269 9741 Cep telefonu: +507(0)66 178 525 E-posta: [email protected] POLONYA Gdynia Andrzej Koscik Tel: +48(0)58 661 60 96 Faks: +48(0)58 661 60 53 Cep telefonu: +48(0)602 233 619 E-posta: [email protected] Szczecin Adam Mazurkiewicz Tel: +48(0)91 423 97 07 Faks: +48(0)91 423 93 30 Cep telefonu: +48(0)501 539 329 E-posta: [email protected] PORTEKİZ Lizbon João de Deus Gomes Pires Tel: +35(0)21 391 8150 Faks: +35(0)21 391 8159 Cep telefonu: +35(0)91 936 4885 E-posta: [email protected] RUSYA Sen Petersburg Sergey Fishov* Tel/Faks: +7(0)812 718 6380 Cep telefonu: +7(0)911 096 9383 E-posta: [email protected] Victor Soloviov Tel/Faks: +7(0)812 714 9732 Cep telefonu: +7(0)812 965 5224 E-posta: [email protected] Vladivostock Petr Osichansky Tel/Faks: +7(0)423 251 2485 Cep telefonu: +7(0)423 270 6485 E-posta: [email protected] ŞİLİ Valparaiso Juan Luis Villalon Jones Tel: +56(0)32 221 7727 Faks: +56(0)32 175 5703 Cep telefonu: +56(0) 9250 9565 E-posta: [email protected] TAYVAN Taichung Sanders Chang Tel: +886(0)2658 4514 Faks: +886(0)2658 4517 Cep telefonu: +886(0)955 415 705 E-posta: [email protected] Taipei Huang Yu-Sheng* Tel: +886(0)2251 50302 Faks: +886(0)2250 61046/78211 Cep telefonu: +886(0)933 906 398 E-posta: [email protected] TÜRKİYE İstanbul Muzaffer Civelek Tel: +90(0)216 347 3771 Faks: +90(0)216 347 4991 Cep-telefonu: +90(0)535 663 3124 E-posta: [email protected] UKRAYNA Odessa Nataliya Yefrimenko Tel: +380(0)482 429 901 / 902 Faks: +380(0)482 429 906 Cep telefonu: +380(0)503 366 792 E-posta: [email protected] YENİ ZELANDA Wellington Kathy Whelan* Tel: +64(0)4 801 7613 Faks: +64(0)4 384 8766 Cep telefonu: +64(0)21 666 405 E-posta: [email protected] YUNANİSTAN Pire Stamatis Kourakos* Tel: +30(0)210 411 6610 / 6604 Faks: +30(0)210 413 2823 Cep telefonu: +30(0)69 77 99 3709 E-posta: [email protected] Antonios Maounis Tel: +30(0)210 411 6610 / 6604 Faks: +30(0)210 413 2823 Cep telefonu: +30(0)69 44 57 0910 E-posta: [email protected] *ITF Koordinatörü ANTİGUA VE BARBUDA BAHAMA ADALARI BARBADOS BELİZE BERMUDA BOLİVYA BURMA/MYANMAR KAMBOÇYA CAYMAN ADALARI COMOROS KIBRIS EKVATOR GİNESİ FRANSA (ikinci sicil) GÜRCİSTAN ALMANYA (ikinci sicil) LÜBNAN LİBERYA CEBELİTARIK HONDURAS MALTA MARSHALL ADALARI JAMAİKA Elverişli bayraklar MAURİTİUS ADASI MOĞOLİSTAN HOLLANDA ANTİLLERİ KUZEY KORE PANAMA SAO TOME VE PRINCIPE SRİ LANKA ST. VINCENT VE GRENADINES TONGA VANUATU Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu’nun elverişli bayrak olarak ilan ettiği denizcilik bayrakları işte bunlar Bu bayraklara ek olarak, bazı deniz ticaret sicillerine kayıtlı gemiler, tek tek ele alındığında, bir elverişli bayrak gemisi olarak görülebilir. ITF HOUSE, 49-60 BOROUGH ROAD, LONDON SE1 1DR TEL: +44 (0)20 7403 2733 FAKS: +44 (0)20 7357 7871 E-POSTA: [email protected] İNTERNET: WWW.ITFGLOBAL.ORG Dünya filosu Bayrak temelinde en büyük 35 filo (1 Ocak 2007 itibariyle, tonaj bakımından sıralama) Gemi sayısı (100 gt’den büyük) En büyük 35 denizcilik ülkesi Gros tonaj (milyon ton) GT (m) 1Ocak 2006 Ortalama yaş (gemiler) (1 Ocak 2007 itibariyle, tonaj bakımından sıralama) Gemi sayısı Gros (1.000 tonaj gt’den büyük) (milyon ton) Ortalama yaş (gemiler) 1 Panama* 7,183 155.0 141.8 18 1 Yunanistan 3,084 100.6 17 2 Liberya* 1,907 68.4 59.6 12 2 Japonya 3,330 99.8 9 3 Bahama adaları* 1,402 40.8 38.4 15 3 Almanya 2,965 62.1 8 4 Marshall Adaları* 853 32.8 29.2 10 4 Çin 3,184 44.9 20 5 Hong Kong (Çin) 1,179 32.7 29.8 12 5 Amerika Birleşik Devletleri 1,763 39.1 18 6 Singapur 2,079 32.2 31.0 11 6 Norveç 1,810 34.6 16 7 Yunanistan 1,455 32.0 30.1 23 7 Hong Kong (Çin) 689 27.7 13 8 Malta* 1,294 24.8 23.0 17 8 Güney Kore 1,041 20.9 17 9 Çin 3,695 23.5 22.2 23 9 Birleşik Krallık 856 20.1 14 10 Kıbrıs* 971 19.0 19.0 14 10 Danimarka 783 17.1 12 11 617 14.8 14.2 16 11 Tayvan 574 16.5 13 12 Japonya 6,731 12.8 12.8 15 12 Singapur 794 15.8 15 13 İtalya 1,566 12.6 11.6 22 13 Rusya 2,157 14.0 23 14 Birleşik Krallık 1,598 12.1 11.2 20 14 İtalya 739 13.2 16 Norveç (NIS ikinci sicil) 894 11.4 11.5 21 15 İsviçre 370 10.7 15 16 Amerika Birleşik Devletleri 6,437 11.1 11.0 26 16 Hindistan 456 8.8 18 17 Güney Kore 2,820 10.5 9.3 25 17 Belçika 226 7.4 14 360 8.6 8.4 9 18 Türkiye 874 7.1 19 15 Almanya 18 Isle of Man (Birleşik Krallık) 136 8.4 7.3 13 19 Suudi Arabistan 150 6.7 16 1,181 8.4 8.1 19 20 Hollanda 739 6.5 13 421 8.2 7.8 17 21 İsveç 346 6.4 15 22 Rusya 3,656 8.0 8.3 23 22 Malezya 357 6.2 16 23 Antigua ve Barbuda* 1,086 7.9 7.2 11 23 Fransa 309 5.8 11 24 Malezya 1,101 6.4 5.6 16 24 İran 184 5.8 16 25 St Vincent* 1,064 6.1 5.9 25 25 Birleşik Arap Emirlikleri 366 5.0 22 26 Hollanda 1,258 5.8 5.7 17 26 Endonezya 793 5.0 23 475 5.2 5.3 22 27 Kanada 340 4.6 25 1,840 5.1 5.2 29 28 İspanya 349 3.5 18 29 Türkiye 1,184 4.8 5.0 25 29 Kuveyt 68 3.1 18 30 Endonezya 4,271 4.3 4.3 22 30 Brezilya 151 2.9 21 564 3.9 3.8 32 31 Hırvatistan 110 2.7 37 1,461 3.4 3.3 26 32 Avustralya 85 2.5 16 19 Bermuda* (Birleşik Krallık) 20 Hindistan 21 Danimarka (DIS ikinci sicil) 27 İran 28 Filipinler 31 İsveç 32 Norveç 33 Cayman Adaları* (Birleşik Krallık) 157 2.9 2.8 15 33 Filipinler 256 2.2 24 34 Tayland 789 2.9 3.0 25 34 Ukrayna 445 2.2 25 35 Tayvan 628 2.8 3.2 25 35 Tayland 298 1.9 23 94,936 721.9 675.1 22 39,209 703.3 22 Dünya toplamı Kaynak: Llyod’s Register of Shipping. *Elverişli bayrak gösterir. 26 ITF Denizciler Bülteni 2008 Dünya toplamı Kaynak: Lloyd’s Register of Shipping Örgütlenme Bilinmeyen sularda nasıl bir sendika kurarsınız? ITF’in Uluslararası Denizciler Sendikal Gelişim Programı sorumlusu MARK DAVIS, ITF’in, daha önce sendikal örgütlenmenin bulunmadığı dört ülkede, denizciler sendikalarının kurulmasına nasıl yardımcı olduğunu anlatıyor. Bir sonraki sayfada, AHMET DEMİRSAR bunun Türkiye’de nasıl yapıldığını ayrıntılı bir biçimde açıklıyor. Yukarıda: Türkiye’deki Dad-Der sendikası aktivistlerince yürütülen açık hava kampanyası. S endikalar denizcilik sektöründe çalışan işçileri korumak için vazgeçilmez bir öneme sahipler-şu anda bu açıdan belki de daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir önem taşıyorlar. ITF “küresel olarak örgütlenmeyi” faaliyetlerinin merkezine oturtmuş durumda. Ama daha önce denizciler sendikasının bulunmadığı bir yerde bir sendikayı nasıl başlatırsınız? Yeni bir sendikal örgütün başarılı bir biçimde geliştirilmesi konusunda herhangi bir genel geçer formül bulunmuyor. Her ülkenin kendine özgü ulusal yasal düzenlemeleri ve siyasi koşulları var. Yine de, ITF’in Uluslararası Denizciler Sendikal Gelişim Programı’nın (ISUDP), Malezya, Sri Lanka, Timor Leste ve Türkiye’de ITF’e üye yeni denizciler sendikalarının kurulmalarını sağlayan başarısından ortaya çıkmış olan, genel bir yaklaşım söz konusu (bkz. bir sonraki sayfada yer alan kutu). Malezya 1997 yılında, yaklaşık olarak 10.000 Malezyalı denizci vardı ve Malezya bandıralı gemilerdeki düşük ücretlere ve kötü çalışma koşullarına karşın hiçbir denizciler sendikası yoktu. Buna karşılık örgütlenme için iyi bir temel vardı. ITF üyesi sendikaların oluşturduğu, ulusal sendikal merkez MTUC üzerinde siyasi etkiye sahip olan, işlevsel bir koordinasyon komitesi vardı ve kimi ITF üyesi sendikalar, bir denizciler sendikasının kurulmasına yardımcı olmaya istekliydiler. Malezya Yarımadası Ulusal Denizciler Sendikası (MSU), 1997 yılının sonunda, MTUC, Malezya Yarımadası Ulaştırma İşçileri Sendikası ve Port Kelang Liman İşçileri Sendikası’nın verdiği destekle, kuruluş başvurusunu yaptı. MSU, sendikaların yasa gereği şirket temelinde örgütlendikleri bir ülkede, ulusal bir sendikanın ender rastlanan bir örneğini oluşturmaktadır. 2003 yılında ITF’e üye olan sendikanın, şu anda yaklaşık olarak 800 üyesi ve tam zamanlı olarak çalışan, Refik Ramoo adında profesyonel bir örgütlenme sekreteri var. Refik, ITF’in elverişli bayrak gemilerine karışı yürüttüğü kampanya için “Malezya, Sri Lanka, Timor Leste ve Türkiye’de ITF’e üye yeni denizciler sendikalarının kurulmalarından ortaya çıkmış olan genel bir yaklaşım söz konusu.” ITF Denizciler Bülteni 2008 27 Örgütlenme İlk adımlar… Küresel ve ulusal düzeyde kimin hangi işi yaptığını tanımlayın ve örgütlenme projesinin eşgüdümünü kaynaklardaki eksiklikleri dolduracak şekilde yapın, eğitim çalışmaları düzenleyin, inisiyatifler geliştirin ve bunların başarılı bir biçimde gerçekleştirilmelerini sağlayın. Ulusal sendikal örgütlerin rolü, onların kapasitelerine ve projeye kaynak ayırma konusundaki istekliliklerine bağlıdır. Örgütlenme uzmanı ve eğitimci olmak üzere eğitilmiş ulusal sendika aktivistlerinin olmasını sağlayın. Ulusal düzeyde, alt-bölge veya bölge düzeyinde diğer ilgili ve yararlı eğitim girişimlerinden faydalanabilmek için yaşanan gelişmelerin farkında olun. Yeni sendikanın iyi bir gelişim göstermesini sağlamak için kalıcı sendikal ortaklıklar kurun veya diğer sendikalardan destek sağlayın. “Sri Lanka’da -14.000 kişilik açık denizde çalışan bir işgücüne, limanların güçlü bir biçimde sendikalaşmış olmasına ve gemilerde yaşanan büyük çaplı sömürüye karşındenizcilerin hakları için mücadele eden bir sendika hiçbir zaman için olmadı.” 28 ITF Denizciler Bülteni 2008 Malezya’da gerçekleştirilen dayanışma eylemlerinin ön saflarında yer aldı ve kısa bir süre önce bir ITF elverişli bayraklar kampanyası müfettişi olarak eğitim gördü. Şu anda MSU, Malezya Denizcilik Bakanlığı ile eşine az rastlanan türden bir işbirliği içinde ki, bu da gemilerde yaşanan anlaşmazlıkların başarılı bir biçimde çözüme kavuşturulması anlamına geliyor. Yeni sendikayı kurma projesi ITF tarafından finanse edildi ve MSU’nun, 2007 yılının sonunda mali açıdan bütünüyle kendine yeterli hale geleceği umuluyor. Sri Lanka Malezya’da olduğu gibi, Sri Lanka’da da -14.000 kişilik açık denizde çalışan bir işgücüne, limanların güçlü bir biçimde sendikalaşmış olmasına ve gemilerde yaşanan büyük çaplı sömürüye karşındenizcilerin hakları için mücadele eden bir sendika hiçbir zaman için olmadı. ITF’in daha önceleri genel bir sendika içinde bir denizciler bölümü oluşturmaya yönelik daha önceki girişimleri de başarısızlıkla sonuçlanmıştı. ITF üyesi JSS, 2005 yılının Ekim ayında bir denizciler sendikası örgütlemeyi teklif etti. JSS zaten liman işçilerini örgütlediği için, sendikanın üyeleri güvenlik denetiminden geçip limanlara girebiliyor ve gemileri ziyaret edebiliyorlardı –ve eski bir denizci olan aktivist üye Ranjan Perera, örgütlenme görevini üstlendi. 2006 yılında tabanda yer alan denizciler ve sendikanın potansiyel yönetici üyeleri için üç adet sendikal gelişim semineri düzenlendi. Katılımcılar çok sektörlü bir sendikada, bir denizciler bölümü olarak yer almak yerine, bağımsız bir denizciler sendikasına sahip olmak istedikleri konusunda net bir düşünceye sahiptiler. JSS bu arzuyu saygıyla karşıladı ve bir çalışma kurulu, gereken şekilde bir tüzük taslağı hazırladı. 2006’da, Sri Lanka Ulusal Denizciler Sendikası (NUSS) kuruluş başvurusunu yaptı. Bir yandan JSS hamilik rolünü üstlenmeye devam ederken, NUSS, 2007 yılının Nisan ayında ITF’e üye olarak kabul edildi ve şu anda 1.000’e yakın üyeye sahip. Aynı zamanda Ranjan Perera da şimdi ITF’in müfettişlik eğitimden geçiyor. Timor Leste Doğu Timor, 2000 yılında, Endonezya’dan bağımsızlığını kazanınca, Avustralya Denizcilik Sendikası (MUA) bir denizciler sendikasının kurulmasının öncelikli bir konu olduğunu gördü. Bağımsızlıktan önce, zengin yer altı kaynaklarına sahip olan Timor Denizi petrol/gaz sektörü, Endonezya Doğu Timor’unun ve Avustralya’nın bu sektörde ayrıcalıklı bir konuma sahip olmalarını sağlayacak şekilde düzenlenmişti. Ancak sektör Avustralya hükümeti tarafından kuralsızlaştırıldı. MUA, bağımsızlığını yeni kazanmış olan Timor Leste’deki denizcilik işçilerini örgütleyen bir örgütün, bölgenin yeniden düzenlenmesini sağlamak, eğitim ve istihdam yaratılmasını teşvik etmek ve en önemlisi de yeni kurulmuş olan ülkenin gelişimini hızlandırmak üzere petrol/gaz gelirlerinin adil bir biçimde paylaşılmasını sağlamak için baskı oluşturmak bakımından, kuzeyde değerli bir ortak olacağını fark etti. MUA, 2002 yılında, aktivist örgütlenme uzmanı Micj Killick’i, Dili’ye gönderdi ve ISUDP bir denizcilik sendikası kurmak üzere, MUA/ITF projesinin eşgüdümünü üstlendi. Uniaun Maritime no Transporte Timor Lorosa (UMTTL) 2003 yılında, ulusal sendikal merkez KSTL’nin, yardımıyla kuruluş kongresini gerçekleştirdi. UMTTL, 2004 yılında, yaklaşık 80 üyesi olduğu halde ITF’e üye oldu. 2004-05 yıllarında Uluslararası Çalışma Örgütü, UMTTL’yi güçlendirmek amacıyla fon sağladı. İsveçli ulusal sendikal merkez LO/TCO, 2005 yılından bu yana iç huzursuzlukların neden olduğu zorlu koşullar altında sendikanın genişleme çabalarını destekledi ve 2009 yılına kadar da fon sağlamayı sürdürecek. UMTTL’nin üye sayısı, sendikanın Sekreteri Paulino da Costa’nın yönetimi altında 350’ye yükseldi. Sendika, birçok UMTTL üyesinin Dili liman bölgesinde trajik biçimde ölmesinin ardından, 2007 yılının Temmuz ayında, liman işçileri için, ITF üyesi Cakarta Uluslararası Konteyner Terminali Sendikası’nın (SPJICT) uzman katkısıyla, mesleki güvenlik ve sağlık konusunda bir seminer düzenledi. Şu anda UMTTL örgütlenme çalışmalarını sürdürürken, dayanışma ve yardım için yüzünü hem SPJICT’ye hem de MUA’ya dönebiliyor. Türkiye 1.000’den fazla Türk bandıralı gemi ve 60.000 denizcinin bulunduğu, büyük ölçüde özelleştirilmiş bir denizcilik sektörüne sahip olan Türkiye’de, bir denizciler sendikasının olmaması çok şaşırtıcı bir durumdu. Ne var ki, 2001 yılında, denizcilik üniversitesi öğretim üyeleri ile özel sektördeki denizciler sendikası aktivistlerinden oluşan büyük bir ekip, bir temsili örgüt kurma niyetiyle ITF’le bir araya gelince, değişim başladı. ITF, 2002 yılının Nisan ayında, üyesi olan İsveçli denizciler sendikası Seko’nun, İstanbul’da denizciler irtibat merkezinin, sendikal örgütü geliştirmenin bir aracı olarak kurulmasına destek sağlamasını kararlaştırdı. İrtibat merkezi, sendikal eğitimin profesyonel denizcilik müfredatına dahil edilmesi çağrısının yapılmasıyla ve Dad-Der’in (Deniz Adamları Dayanışma Derneği) kurulmasıyla sonuçlanan eğitimler çalışmaları yürüttü ve girişimlerde bulundu. Dad-Der, 2006 yılında, ITF’e üye oldu. 2006-07 sırasında yürütülen yoğun ekip çalışması gerek 80’den fazla gemi ve 1.500’den fazla denizci için toplu iş sözleşmelerinin imzalanmasını, gerekse de Türkiye limanlarında iş anlaşmazlığı yaşayan denizcilere dayanışma ve yardım sağlayan bir ağın oluşmasını sağladı. Seko, yeni sendika için hem bir danışma merkezi olarak hem de siyasi destek sağlamak bakımından önemli bir rol oynamayı sürdürüyor. Aktivistlere ve üyelere verilen sendikal eğitim Türkiye denizciler sendikası Dad-Der’in başarı öyküsünde kilit bir unsur olageldi. Hayallerden gerçeğe D ad-Der’i, Türk mevzuatında yapılan bir değişikliğin, bir dernek olarak örgütlenmemize ve faaliyet yürütmemize izin vermesinden bir yıl sonra, 2004 yılında kurduk ve 2006 yılında ITF üyeliğini kazandık. Bununla birlikte bizler yaklaşık olarak 10 yıldan bu yana, Türk denizciler arasında dayanışmayı inşa etmeye yönelik çalışmasının içinde yer alıyoruz. İşe, denizcilik üniversitelerinde okurken tanışmış olan, 16 çok yakın arkadaş olarak başladık. Denizciler için bir sendika kurmayı hayal ediyorduk. Ne var ki, 1980 askeri darbesinin ardından yasa sendikaların önünde duran büyük bir engel haline gelmişti ve özellikle de yeni sendikaların kurulmasına yönelik sınırlamalar getirilmişti. Şu anda 1.800’den fazla üyemiz var. Bunların en az 400’ü aktivistlerden oluşuyor. Bu aktivistler bizlerle sürekli olarak yazışıyorlar, mevcut durum hakkında bilgi alıyorlar, kendi gemilerindeki durum hakkında bize bilgi veriyorlar ve ne yapmaları ve nasıl yapmaları gerektiği konusunda talimatlar alıyorlar. Örgütümüz için yeni üyeler buluyorlar ve gemi sahiplerine yönelik iddialarını bize iletiyorlar. Bizim asıl gücümüzü, çok uzun yıllardır bizler için çalışmakta olan gönüllülerimiz ve mücadelenin ön saflarında yer alan aktivistlerimiz oluşturuyor. Bizim “takım” adını verdiğimiz önderliğimiz, davamıza bağlı, genç ve enerjik (en yaşlımız 38 yaşında) insanlardan oluşuyor. Denizde önemli deneyime sahibiz, iyi eğitim almış insanlarız ve her birimiz sektörde güçlü bir ilişkiler ağına sahip. Denizcilerin durumunu iyileştirebilmek için, elimizden gelen her yola başvurarak mücadele ediyoruz. İşçileri sahip oldukları haklar ve uluslararası emek hareketi konusunda daha bilinçli hale getirmek için eğitim çalışmaları yürütüyoruz. Sahip olduğumuz desteği ve gücü artırabilmek için, elimizden geldiğince çok sayıda aktivist eğitiyoruz. Burada kilit unsur, genç denizcileri büyük resmin bir parçası olarak, doğru bir biçimde davranmalarını sağlamak üzere, yeterince sabırlı hale getirmek, ama bu yaparken de onların kalplerinde yanan ateşi söndürmemektir. Üniversite öğretim üyeleri arasında genç aktivistlere sahip olduğumuz için gerçekten şanslı olduğumuza inanıyorum. Onlar olmasaydı bu sonuca ulaşmamız olanaksız olurdu. Türkiye Deniz Adamları Dayanışma Derneği, Dad-Der’in Genel Sekreteri AHMET DEMİRSAR, gönüllülerin Türkiye’nin genç denizciler sendikasını, nasıl, arkadaşlar arasındaki bir hayal olmaktan çıkarıp, bir dayanışma gücü haline getirdiklerini anlatıyor. “Bizim asıl gücümüzü, çok uzun yıllardır bizler için çalışmakta olan gönüllülerimiz ve mücadelenin ön saflarında yer alan aktivistlerimiz oluşturuyor.” programlar 2007 yılında aktivistler için aylık kapalı salon eğitimlerini; denizciler için iki adet açık havada yapılan eğitim çalışmasını; sözleşme kapsamında yer alan gemilerde yapılan işyeri eğitimlerini; Marmara bölgesinde liman yetkilileri için ILO düzenlemeleri üzerine verilen 30 dakikalık bir brifingi ve gemi sahiplerinin temsilcilerine, yeni ulusal sözleşme üzerine verilen bir semineri kapsıyor. Meslektaşlarımızdan biri (bir baş makinist) yerel müfettiş ekibimizin ve bir grup aktivistin koordinasyonunu sağlıyor. Standart altı gemicilik konusunda Karadeniz bölgesi sorunlu bir bölge ve bütün teftiş ekibi zamanının çoğunu grevlerle ve ödenmemiş ücretlerle ilgili taleplerle uğraşarak geçiriyor. Arkadaşlarımız 2007 yılının Ocak ayı ile Ağustos ayı arasında ödenmemiş toplam 800.000 ABD doları ücretin tahsil edilmesini sağladılar. B Sendikamızda çalışan herkes, hemen her işi yapıyor, ancak faaliyetlerimizi daha profesyonel bir biçimde yürütmek için örgütlenmemizi yeniden yapılandırıyoruz. Görevlerimiz dört ana alanda yer alıyor: yönetim, sözleşmeler, eğitim ve teftiş işleri. Sözleşmeler birimimiz, 2006 yılının Kasım ayı ile 2007 yılının Eylül ayları arasında, yaklaşık olarak 90 iş sözleşmesi bağıtladı. Bu dönemde çifte muhasebe vakalarının yüzde 20 oranında azalmasını sağladık ve sözleşme kapsamına alınan 90 gemide ücretler yaklaşık olarak tayfalar için yüzde 70 ve zabitler için yüzde 30 oranında artırıldı. Şu anda bir Dad-Der/ITF ulusal iş sözleşmesi üzerinde çalışıyoruz. Bu bizim için ileriye doğru atılmış önemli bir adım olacak. Bu sözleşmenin bize, sık sık gündeme gelen sorunları çözmekte daha sistematik bir yaklaşım kazandırarak, elverişli bayrak gemilerinde çalışan Türk denizcilerin haklarını iyileştirme konusunda yardımcı olacağını umuyoruz. Eğitim ekibimiz bir dizi program yürütüyor. Bu ir iş sözleşmesini imzalamadan önce, üyelerimizin hem gemideki durum hem de her gemi sahibinin durumu ve gemide çalıştıkları sırada gemi sahibinin girişebileceği yasadışı eylemlere karşı korunacakları konusunda bilgilendirilmelerini sağlıyoruz. Daha genel düzeyde, sendikanın yürüttüğü çalışma sayesinde, ücretlerin ve çalışma koşullarının sadece sözleşme kapsamında olan değil, sözleşme kapsamı dışında kalan gemilerde de daha iyi hale geldiğine inanıyoruz. Şu anda herhangi bir sosyal yardım hizmeti sağlamıyoruz, ancak 2008’in ilk çeyreğinde, denizcilere yönelik sosyal tesislere acilen ihtiyaç duyulan Tuzla bölgesinde, internet bağlantısı bulunan bir küçük kafe açmayı planlıyoruz. Şimdi yapmamız gereken en önemli şey, daha fazla sayıda gönüllümüzü profesyonel hale getirmek. Halihazırda yalnızca beş sendika yöneticisine ücret ödüyoruz. Başlangıçta işi gönüllülerle yürütmek daha kolaydı; beklenti çıtası o kadar düşük düzeydeydi ki, elde edilen her sonuç sıfır noktasına kıyasla büyük bir başarı oluyordu. Şimdi örgütümüzü, gönüllülerimizin coşkusunu kaybetmeden, profesyonelleştirmek konusunda başarılı olmamız gerekiyor. ITF Denizciler Bülteni 2008 29 Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu Yardıma mı ihtiyacınız var? Öyleyse, bu faksı bize gönderin… Kime: ITF Eylemler Birimi (faks: +44 20 7940 9285 veya +44 20 7357 7871) Konu: Denizci yardım talebi İletişim bilgileriniz Adınız (gizli tutulacaktır) Sizinle temas edilebilecek numara(lar) Gemideki pozisyonunuz (örneğin, UG) Milliyetiniz Gemiyle ilgili bilgiler Geminin adı Geminin türü Bayrak IMO numarası Geminin şu anda bulunduğu yer Uğrayacağı bir sonraki liman + ETA (Tahmini varış saati) Mürettebat sayısı / milliyetleri Kargo türü / gemideki miktarı Gemi sahibinin adı / işletmeci Sorun nedir? Sorunu anlatın (olabildiğince ayrıntılı bir biçimde) Bu sorunu ne kadar zamandır yaşıyorsunuz? Gemide benzeri sorunlarla karşılaşan başkaları da var mı? (Lütfen ayrıntılı bilgi verin) Bu gemide ne kadar zamandır bulunuyorsunuz? Ne tür bir yardım bekliyorsunuz? (örneğin, ücretlerin tahsil edilmesi, eve geri gönderilme vb.) Steve McKay İmzalamadan önce dikkatle bakın: ITF’in denizde çalışmak için bir iş sözleşmesi imzalama konusunda tavsiyeleri Denizde uygun istihdam koşullarını en iyi şekilde güvence altına alacak olan tek şey, ITF onaylı bir toplu iş sözleşmesini imzalamaktır. Bunun mümkün olmadığı durumlar için, size bir kontrol listesi sunuyoruz. A Yazılı bir sözleşme olmadan gemide çalışmaya başlamayın. Asla boş bir sözleşmeyi ya da sizi bağlayan, açıkça belirtilmemiş ya da aşina olmadığınız herhangi bir koşul içeren bir sözleşmeyi imzalamayın. A İmzaladığınız sözleşmenin bir Toplu İş Sözleşmesine (TİS) atıfta bulunup bulunmadığını kontrol edin. Eğer bulunuyorsa, TİS’in içerdiği koşulları tam olarak anladığınızdan emin olun ve sözleşmenizle birlikte TİS’in bir kopyasını saklayın. A A A Sözleşmenin süresinin açıkça belirtilmiş olduğundan emin olun. Sözleşme süresi içinde sadece geminin sahibinin takdir yetkisini kullanarak tek yanlı olarak değişikler yapmasına izin veren bir sözleşmeyi imzalamayın. Sözleşme süresi içinde herhangi bir değişiklik ancak karşılıklı rıza ile yapılabilmeli. Her zaman için sözleşmenin ödenecek temel ücreti açıkça belirttiğinden ve temel çalışma saatlerinin açıkça tanımlandığından (örneğin haftada 40, 44 ya da 48 gibi) emin olun. Uluslararası Çalışma Örgütü, temel haftalık çalışma süresinin azami 48 saat olabileceğini (ayda 208 saat) belirtmektedir. A A Sözleşmenin fazla mesainin nasıl ve hangi oran üzerinden ödeneceğini açıkça öngördüğünden emin olun. Temel çalışma süresinin üzerinde çalışılan bütün saatler için düz bir saatlik ücret ödenmesi söz konusu olabilir. Ya da ayda garanti edilmiş belirli miktarda fazla mesai süresi için aylık sabit bir tutar söz konusu olabilir. Bu durumda garanti edilmiş fazla mesainin üzerinde çalışılacak her saat için verilecek ücret açıkça belirtilmelidir. ILO bütün fazla çalışmalarda ücretin asgari olarak normal saat ücretinin 1,25 ile çarpılarak ödenmesi gerektiğini belirtiyor. Sözleşmede her ay için kaç gün ücretli izin hakkına sahip olduğunuzun açıkça belirtildiğinden emin olun. ILO ücretli iznin yılda 30 günden az olamayacağını belirtiyor (her takvim ayı için 2.5 gün). A Sözleşmede temel ücretin, fazla mesai ödemelerinin ve izinlerin açıkça ve ayrı kalemler halinde belirtildiğinden emin olun. A A Çalışacağınız gemiye gitmek için ya da ülkenize iadeniz için yapılacak harcamaların herhangi bir bölümünü ödemeniz gerektiğine dair herhangi bir hüküm içeren bir sözleşmeyi asla imzalamayın. Gemi sahibinin ücretinizin herhangi bir bölümünü vermemesine ya da içeride tutmasına izin veren bir sözleşmeyi imzalamayın. Her takvim ayının sonunda hakkettiğiniz ücretin size tam olarak ödenmesi hakkına sahip olmanız gerekir. A Bir sendikaya üye olma, temasa geçme, danışma ya da kendi tercihinizle belirlediğiniz bir sendika tarafından temsil edilme hakkınızı kısıtlayan bir sözleşmeyi imzalamayın. A Bireysel iş sözleşmesinin her zaman kimi ek hakları içermeyebileceğinin farkında olun. Dolayısıyla aşağıdaki durumlarda ne kadar tazminat ödeneceği konusunda (tercihen yazılı sözleşme ya da sözleşme hükmünde bir belge şeklinde) bir teyit almaya çalışmanız gerekir: A Sözleşme döneminde hastalık ya da yaralanma halinde Ölüm halinde (en yakın akrabaya ödenecek tutar) Geminin kaybolması halinde Geminin kaybolması nedeniyle bireysel kayıplar yaşanması halinde Sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi halinde. Size imzaladığınız sözleşmenin bir kopyasının verilmesini sağlayın ve bu kopyayı saklayın. A Şunu unutmayın… içerdiği koşullar ne olursa olsun, gönüllü olarak imzaladığınız herhangi bir sözleşme/anlaşma, yargı önünde çoğu durumda yasal açıdan bağlayıcı sayılacaktır. A ITF Denizciler Bülteni 2008 31 D enizcilik dünyası, 2006 yılının Şubat ayında, dünya denizcilerine tatminkâr istihdam koşulları sağlamak için esas itibariyle gerekli olan bütün asgari standartları içeren, tek bir Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmesinin, alınan tarihsel bir kararla kabul edilmesini selamlıyor. En sonunda, denizciler için sade bir dille yazılmış bir “temel hakları beyannamesi” 54’den fazla uluslararası standardı bir araya getirir ve güncelleştirirken, sözleşmenin uygulanmasını sağlamak için bir sertifikasyon ve denetim sistemini de ortaya koyuyor. Sözleşme aynı zamanda teknik bölümleri için basitleştirilmiş bir tadilat prosedürü de içeriyor ki, bu da sözleşmede düzeltmeler yapmanın ve bu yolla gelişmelere ayak uydurmanın daha kolay olacağı anlamına geliyor. Bununla birlikte, diğer bütün ILO sözleşmeleri gibi, Birleştirilmiş Denizcilik Çalışma Sözleşmesi (DÇS) de hemen uygulamaya konulamıyor ve yeterli sayıda imzacı devletin sözleşmeye onay vermesinin beklenmesi gerekiyor –bu sözleşme özelinde yeter sayı, dünya tonajının en azından yüzde 33’ünü kontrol eden, en az 30 ülkeden oluşuyor. 2007 yılının Eylül ayı itibariyle sözleşmeyi yalnızca, dünya tonajının yüzde 10’dan fazlasını kontrol eden, iki elverişli bayrak devleti, Liberya ve Marshall Adaları imzalamış olsa da, diğer birçok ülke de sözleşmeyi onaylama hazırlıkları konusunda epeyce yol almış durumda. Avrupa Parlamentosu üyeleri, Mart ayında yapılan bir oylamada, Avrupa Birliği ülkelerine, 2008’in bu sözleşmeyi onaylamak için hedef yıl olması yolunda baskı yapma kararı aldılarsa da, sonucun garanti altına alınmış olduğu söylenemez. Hükümetleri, işverenleri ve ITF’in önderliğindeki sendikaları temsil eden ILO sosyal paydaşları, onay sürecinin mümkün olan en kısa sürede tamamlanmasını sağlamak ve ILO Çalışma Standartları Müdürü Cleopatra Doumbia Henry’nin belirttiği gibi, “kaliteli gemiciliğin vazgeçilmez bir yeni bileşenini” yaratma fırsatının elden kaçırılmaması için, sürecin hız kesmeden devam etmesini sağladılar. Taraflar, hem kilit öneme sahip denizcilik ülkelerine bir dizi “üst düzey” özel heyet gönderdiler hem de ilgili devletler tarafından çeşitli bölgesel seminerler düzenlendi ve konu hükümetten ve sektörden üst düzeyde yer alan isimlerle, etraflıca tartışıldı. Bir kez yeterli sayıda devlet sözleşmeye onay verdiğinde, sözleşmeyi onaylamamış olan ülkelerin gemileri için artık “daha fazla avantajlı muamele” söz konusu olmayacak. Bütün ülkelerden gemiler, sözleşmeye onay verip vermediklerine bakılmaksızın, sözleşmeyi onaylamış her ülkenin limanında denetime tabi tutulacaklar ve belirlenmiş olan standartlara uymamaları halinde olası alıkoyma uygulamalarına maruz kalacaklar. ITF ve Avrupa kolu ETF, tekil devletler düzeyindeki onaylama sürecine paralel olarak, Avrupa Topluluğu Gemi Sahipleri Derneği (ECSA) ile sözleşmenin, henüz Avrupa Birliği’nin bütün AB’yi 32 ITF Denizciler Bülteni 2008 Onay için bastırmak KAY PARRIS’in bildirdiği gibi, sendikalar, çığır açan Denizcilik Çalışma Sözleşmesi’nin –‘denizcilerin’ temel haklar bildirgesinin- dünya çapında denizcilerin yaşamlarını iyileştirme potansiyelini yerine getirebilmesini sağlamak için, yoğun olarak çaba gösteren taraflar arasında yer alıyorlar. kapsayan mevcut hukuki belgelerince içerilmeyen en önemli yanlarının uygulamaya konulması konusunda bir anlaşmaya varmaya yönelik bir girişimde bulundular. Bu konuda sağlanacak bir anlaşma, bir AB yönergesi içinde yer alacak ve bütün Avrupa çapında, bireysel olarak sözleşmeyi onaylamamış olan üye devletlerin limanlarında bile yasa hükmü haline gelecek. Değişim potansiyeli Sözleşmeyi anlamlı bir şekilde uygulamaya konabileceği bir aşamaya getirmek için gösterilen bu çabaların yüksek profilli olması, denizcilik dünyasındaki her düzgün sosyal paydaşın, bu sözleşmenin gemicilik sektörünü daha iyiye götürme konusunda olağanüstü bir potansiyele sahip olduğunu gayet iyi bir biçimde kavrandığını gösteriyor. ILO Genel Müdürü Juan Somavia sözleşmeyi “çalışma dünyasında dönüm noktası oluşturan bir gelişme” olarak selamladı. ECSA’dan Dierk Lindemann şu yorumu yaptı: “Bu sözleşme çalışma koşullarına ilişkin uluslararası düzenlemelerde varolan boşlukları dolduracak.” Uluslararası Denizcilik Örgütü Genel Sekreteri Efthimios E Mitropoulos’a göre sözleşme, insan unsurunu, IMO’nun emniyeti, eğitim ve profesyonel standartları ve çevresel kaygıları kapsayan üç kilit öneme sahip sözleşmesinin Yeni sözleşmenin kilit hükümleri Hem denizci hem de gemi sahibi veya gemi sahibinin bir temsilcisi tarafından imzalanacak olan, gemide insan onuruna yakışan çalışma ve yaşam koşullarını güvence altına alan bir iş sözleşmesi bulunacak. Aylık ücretler, tam olarak, iş sözleşmesine ve varsa yürürlükteki toplu iş sözleşmesine uygun bir biçimde ödenecek. Çalışma süreleri herhangi bir 24 saatlik dönem için 14 saatle, herhangi bir yedi günlük dönem için 72 saatle sınırlı olacak. Hastalık, yaralanma, deniz kazası, iflas, geminin satılması vb. durumlarda denizcinin eve dönüş masrafları, gemi sahibi tarafından ödenmek zorunda olacak. Kalınacak yerler ve dinlenme tesisleri –asgari oda boyutları, yeterli ısıtma, havalandırma, sıhhi tesisat, aydınlatma ve hastaneye yatma dâhil- konusunda belirli koşullara uyulacak. Gemideyken ve limandayken tıbbi bakıma derhal erişim sağlanacak. Çalışma standartları için bir sertifikasyon sistemini de içeren uygulamaya dönük etkili önlemler yürürlüğe girecek. Bayrak devleti tarafından bir Deniz Çalışma Sertifikası ve bir Deniz Çalışma Muvafakatnamesi çıkarılması ve bu belgelerin liman devletin tarafından yapılacak bir denetim sırasında ibraz edilmek üzere gemide bulundurulmaları zorunlu olacak. Rob Bremner/reportdigital.co.uk Denizci hakları Denizcilik Çalışma Sözleşmesi, denizcilerin insan onuruna yakışan çalışma koşullarına sahip olmalarını güvence altına alan bir iş sözleşmesi kapsamında yer almalarını gerektirecek. yanına, bir “dördüncü sütun” olarak ekliyor*. Gemi sahiplerinin bu sertifikasyon sistemi altında, bayrak devleti tarafından onaylanmış bir “Deniz Çalışma Sertifikası” ve bir “Deniz Çalışma Muvafakatnamesi” ibraz etmeleri gerekecek. Deniz Çalışma Muvafakatnamesi, gemi sahiplerinin, yolculuk süresince sözleşmenin hükümlerini uygulamak için gerekli olan ilgili ulusal düzenlemelere uygun davranılmasını sağlayacak planlarını, ana hatlarıyla ortaya koymak zorunda. Bu, kaptanların sözleşmeye kesintisiz bir biçimde uyduklarını kanıtlamak için, kayıt tutmaları gerekeceği anlamına geliyor. Aynı zamanda sorunların hızlı bir biçimde çözüme kavuşturulmasını sağlamak üzere, gemide ve kıyıda şikayet prosedürleri olacak. Britanyalı sendika Nautilus UK’in Genel Sekreteri ve ITF Denizciler Kolu Başkanı Brain Orrell sözleşmeyi “denizcilerin temel haklar bildirgesi” olarak selamlayan ilk kişi oldu. Orrell şu yorumu yaptı: “Denizcilerin sahip oldukları hakları anlamalarını, bunların nasıl kullanılacağını görmelerini ve kullandırılmamaları halinde bu durumun düzeltilmesini sağlama hakkına sahip olduklarını görmelerini istiyoruz. Ücretlerin düzenli bir biçimde ödenmesinden, gerekli olduğu durumda eve geri gönderilme hakkından, izin ve haberleşmeye erişim hakkından ve şikayette bulunma hakkından söz ediyoruz.” Avrupa boyutu Brain Orrell, ECSA ile olası bir AB anlaşmasının lafzı üzerine yapılan son tur görüşmelerin ardından, şimdi artık her iki tarafın da Denizcilik Çalışma Sözleşmesi’nin temel hükümlerini içeren ve daha sonra bir AB yönergesinin metnini oluşturacak olan bir merkezi anlaşmaya ulaşmak için kararlı olduğunu bildirdi. Bir AB Yönergesi, Sözleşmenin hükümlerine Avrupa’da, özellikle de Sözleşmeye onay vermemiş olan üye devletlerde, ek bir “yaptırım gücü” verecek olsa da, sendikal lobi, AB yönergesinin, sözleşmenin bizzat yürürlüğe girmesine yetecek sayıda onay almasının ardından uygulamaya konmasına büyük önem veriyor. Orrell şöyle açıklıyor: “Üye devletler uymak zorunda oldukları bir AB Yönergesine sahip olmanın yeterli olduğunu ve sözleşmeyi onaylamalarının gerekmediğini düşünebilirler. Ne var ki, birçok AB ülkesinde denizcilerin çoğu yabancı bayrak taşıyan gemilerde çalışıyorlar ve bu yönergenin kapsamı içinde yer almayacaklar.” Yine de, Orrell, gelecekte bir yönerge haline gelecek olan bir metin üzerinde anlaşmaya varılması sürecinin, sözleşmenin en önemli bölümlerinin Avrupa’da tam olarak anlaşılmasına ve uygulamaya konmasına önemli bir destek sağlayacağına inanıyor. “Bu süreç,” diğer her şey bir yana, “AB üyesi devletlere, sosyal paydaşların bu hükümlerin uygulamaya konmasını istedikleri yolunda açık seçik bir işaret veriyor.” Onay yolunda sağlanan ilerleme Bu sırada bütün sosyal paydaşların dikkatlerini bizzat sözleşmenin onaylanması üzerinde yoğunlaşmaları gerekiyor. Sözleşmenin ardında yer alan bir saik hükümetlerin mevcut ayrıntılı denizcilik sözleşmelerini onaylamak ve uygulamak konusunda yaşadıkları güçlükleri aşmaktı. Yeni sözleşme bunu, denizciler için temel hakları düzenlerken, onay veren ülkelerin, insan onuruna uygun küresel çalışma standartlarını kendi ulusal yasaları içinde uygulamalarına olanak verip, esneklik sağlayarak gerçekleştiriyor. Elbette bu, sözleşmeye onay veren ülkelerin hukuki sistemleri için bir çok zorluk yaratıyor. Örneğin, gemi yola çıkmadan önce, denizcilere yapılacak ödeme, barınma, dinlenme olanakları ve diğer kriterler konusunda asgari standartlara uyulacağını beyan eden bir ulusal sertifikanın verilmesi gerekiyor. Bayrak devleti bu sertifikayı vermek konusunda hangi kurumu yetkilendirilecek? Liman devletinin hangi organları bu denetimleri yapma yetkisine sahip olacak? Onaylama sürecine girişen devletler çözmeleri gereken bir dizi yasal güçlükle karşı karşıyalar. Sosyal paydaşlar, özellikle büyük gemi filolarının bulunduğu ülkelere destek ve teşvik sağlamaya kararlılar. Bu amaçla ITF’in denizcilik sektörü temsilcileri, hem Filipinler, Panama ve Rusya’yı içeren kilit ülkelere delegasyonlar gönderdiler hem de Japonya, Arjantin ve Bulgaristan’da düzenlenen bölgesel seminerlere katıldılar. Özel heyetlerle yapılan bu ziyaretler halihazırda devam ediyor ve şu ana kadar gidilen her ülkede, hükümetlerin gerekli yasal değişiklikleri uygulamak konusunda istekliliklerini sergilemeleriyle birlikte büyük ölçüde başarıya ulaşmış durumdalar. İvmeyi sürdürmek Özel heyetlerle yapılan ilk ziyaretlerden biri, 2007 yılının Şubat ayında, siciline 7.000’den fazla geminin kayıt olduğu en büyük bayrak devleti Panama’ya yapıldı. Bu ziyaretin ardından, hükümet sözleşmeye hızla onay verilmesini sağlamak için ülkede yasal, idari ve işleyişe ilişkin değişiklikleri yapmaya yönelik bir eylem planını uygulamaya koyma sözü verdi. ILO, normların oluşturulması ve “danışma ve eğitim için gerekli mekanizmaların yaratılması” konularında teknik yardım sağlamayı taahhüt etti. Ama Panamalıların sözleşmenin arkasında durmak konusunda zaten istekli oldukları açıkça görülüyordu. Bu heyette yer almış olan, ITF’in Amerika Kıtaları Sekreteri Antonio Fritz, bu istekliliğin yalnızca dünyanın en büyük sicili olarak Panama’nın kendi çıkarlarını gözetme arzusundan kaynaklanmadığını, fakat aynı zamanda ülkedeki denizciler sendikalarının, sözleşmenin çalışma standartları alanında eşitliği sağlayarak, denizcilik sektöründe istihdamı artırma potansiyeline sahip olduğunu görmeleriyle ilgili olduğunu ileri sürdü. Fritz şöyle dedi: “Denizcilik sektörü adil olmayan rekabeti önlemek için ortak bir tutum benimsemelidir. İşgücüyle ilgili konular, genellikle gider tasarrufunda ana hedef konumunda oluyor ve çoğu zaman emniyetten fedakârlık yapılmasına yol açıyor, ancak Panamalı yetkililer, denizcileri sömürmek için kullanılmakta olan bu sistemin şimdi artık kesinlikle değişeceğini anlamışa benziyorlar. “Panamalı denizcilik sendikaları, DÇS’yi, Panama bandıralı gemilerde çalışan Panamalı denizcilerin sayısını artırmak için bir fırsat olarak görüyorlar. Bu, geçmişte, denizcilik otoritesi ITF Denizciler Bülteni 2008 33 Denizci hakları “Bizim iddiamız şuydu; gemiler bir yandan Filipinler’den insan istemeye devam ederlerken, yürürlüğe girdiği halde sözleşmeyi onaylamamış olurlarsa, gemi sahiplerinin gemilerinde çalışan denizcilerin sözleşme ile uyumlu bir biçimde işe alındıklarını güvence altına almaları gerekecek.” Onay için bastırmak tarafından teşvik edilmemiş olan bir durum.” Sözleşmenin emek arzı alanında ne tür ekonomik etkilerinin olabileceği sorusu, şu anda, dünyanın en büyük emek arz eden ülkesi Filipinler’in gündeminde önemli bir yer tutuyor. Bu, esas olarak vicdansız gemi sahiplerinin ve gemi kiralayanların kökünü kazımak ve istihdam ettikleri denizcileri korumak için tasarlanmış olan bu sözleşmenin, en gözle görülür etkisi olmayabilir. Bununla birlikte Filipinlere giden ILO heyetinde yer alan Brain Orrell, denizci arzı alanında rakipsiz olan bir ülkede asgari standartların yürürlüğe konmasının, küresel sektör açısından ne anlama geleceği konusunda açıklık getirmeye yardımcı olabildi. Orrell şöyle açıkladı: “Bizim iddiamız şuydu; gemiler bir yandan Filipinler’den insan istemeye devam ederlerken, Filipinler yürürlüğe girdiği halde sözleşmeyi onaylamamış olurlarsa, bu durumda gemi sahiplerinin gemilerinde çalışan denizcilerin, sözleşme ile uyumlu bir biçimde işe alınmalarını sağlamaları gerekecek. “Bir sertifika verme sorumluluğu bayrak devletinin üzerinde olacak ve gemi sahiplerinin prosedürlerin düzgün bir biçimde tamamlandığı konusunda tatmin edilmeleri gerekecek. Gemi sahipleri pekala, sözleşmeyi onaylamış olan, prosedürlerin DÇS’ye uygun olarak yürütülmesini sağlayan mekanizmaların kurulmuş olduğu bir başka ülkeye yönelmenin çok daha kolay olacağına sonuca varacakları bir noktaya gelebilirler ve bunun ardından Filipinler konumlarının sarsılmaya başladığına tanık olabilirler.” Filipinliler ulaştırma ile ilgili bütün bölümlerin heyette yer alan delegelerle görüşmelerini sağlayarak ILO sürecine bağlılıklarını açık bir biçimde ortaya koydular. Heyetin ziyareti hükümeti, kendi filolarının sözleşme tarafından talep edilen yeni standartları karşılayamayacağından endişe eden yerli gemi sahiplerinin lobi çalışmalarına karşı direnme konusunda, çok daha güçlü bir konuma getirdi. Orrell şöyle dedi: “Aslında, sözleşmenin esas olarak uluslararası seferlerle ilgili olduğunu (kimi takım adaların kapsam içinde yer alacak olmalarına karşın) ve ahşap gemiler dahil, yerli filonun önemli bir bölümünün kapsam dışında kalacağını anlatabildik. Bu büyük bir engeli ortadan kaldırdı.” Rusya ziyareti 34 ILO delegasyonu Rusya’da, ulaştırmadan sorumlu devlet bakanı, Uluslararası İşbirliği ve Halkla İlişkiler Bölümü müdürü ve Devlet Başkanlığı’ndan bir danışman dahil olmak üzere, hükümet temsilcileri ile yaptığı üst düzey toplantılarda, sözleşmeye onay vermek ITF Denizciler Bülteni 2008 konusunda siyasi kararlılığın bulunduğuna dair açık işaretler aldılar. Ne var ki, uygulamaya geçilmesi, başa çıkılması beş yıla kadar uzayan bir süreyi alabilecek olan bir dizi güçlük içeriyor. Ulaştırma Bakanlığı tarafından bir eylem planı benimsendi ancak bu, ilk olarak ülke tarafından daha önce onaylanmış olan mevcut ILO sözleşmelerinin uygulamaya konması dahil, çeşitli siyasi sorunları gündeme getiriyor. Örneğin 179 sayılı Sözleşme (işe alma ve yerleştirme) ile ilgili olarak hiçbir kuruluşa sözleşmenin gözetilmesi sorumluluğu verilmiş değil. Bu, sözleşmeye uymanın isteğe bağlı olduğu ve istihdam bürolarının gereği gibi denetlenmedikleri anlamına geliyor –DÇS’nin işe alımla ilgili hükümlerinin yerine getirebilmesi için bu durumun düzeltilmesi gerekiyor. Bu bağlamda şunun belirtilmesi gerekir ki, Rusya Federasyonu önemli bir bayrak, liman ve emek arz eden devlet konumunda. Bir başka güçlüğün, bayrak ve liman devleti denetim sistemlerinin hatırı sayılır eğitim gereklilikleri alanında kendisini göstereceği açıkça görülebiliyordu. Her şeye rağmen, Rus gemi sahipleri sözleşmeye destek vermeyi teklif ettiler ve Federal Parlamento’nun seçilmiş alt kanadı (Devlet Duması) bu konudaki kararlılığını ortaya koydu. Duma’nın Çalışma ve Sosyal Politika Komitesi ile yapılan bir toplantının ardından, komite üyeleri, Rus Devlet Başkanı’na iletilmek üzere, DÇS’nin hızla onaylanması ve uygulamaya konması ile ilgili bir tavsiye taslağı hazırladılar. Heyette yer alan, ITF’ten Jon Withlow şunları söyledi: “Bu yararlı ve verimli bir ziyaretti. Rusya’nın sözleşmeyi onaylamasını izlememize yardımcı olacak birçok kapının açılmasını sağladı ve Rusya Federasyonu’nun 185 sayılı ILO sözleşmesini (denizcilerin kimlik belgeleri) yürürlüğe koyma konusunda attığı adımlarla ilgili yapılan sunum en etkileyici olanıydı.” Küreselleşmiş diğer sektörlerdeki pek çok sendikacı, Denizcilik Çalışma Sözleşmesi’nin, dünya ticaretinin yüzde 90’nını gerçekleştiren 1,2 milyon kişilik işgücünü korumak için, son derece adil ve etkin bir kurallar sistemi geliştirmek yolunda attığı adımları izliyor. Sosyal paydaşların umutlarının gerçekleşmesi durumunda, diğer bütün sendikalar, işçi haklarını ekonomik gündemin gerçek anlamda tam kalbine yerleştiren böyle bir iddialı küresel sistemin ulusal düzeyde uygulamaya konmasıyla ilgili pratik ayrıntılardan pek çok şey öğrenebilirler. *Bunlar, Denizde Can Emniyeti Uluslararası Sözleşmesi (SOLAS), Gemi Adamlarının Eğitim, Belgelendirme ve Vardiya Standartları Sözleşmesi (STCW) ve Gemilerden Kaynaklanan Deniz Kirliliğinin Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi’dir (MARPOL). Kay Paris, 2007 yılının Aralık ayına kadar ITF’in dergisi Transport International’ın yayın yönetmeni olarak çalıştı. Sosyal yardım hizmetleri Denizciler için cankurtaran halatı ITF Denizciler Vakfı için hazırlanan yeni bir rapor, limanlarda yer alan tesislerin, denizciler denizde daha fazla zaman geçirirlerken, onların değişen ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldıklarını söylüyor. G emicilik sektöründe artan rekabet, daha kısa tur süresi, daha küçük mürettebat ve daha kısa süreli kıyı izni anlamına geliyor –bu da bir yandan denizciler üzerindeki baskıyı artırırken, aynı zamanda onların bununla başa çıkmak için ihtiyaç duydukları sosyal hizmetlere erişim olanaklarını da sınırlandırıyor. Bu iç karartıcı tablo, ITF Denizciler Vakfı için, Cardiff Üniversitesi Denizciler Uluslararası Araştırma Merkezi tarafından, bir yıllık bir çalışma sonucunda hazırlanan bir araştırmadan ortaya çıkıyor. “Denizciler için Limanlardaki Sosyal Tesisler” başlıklı rapor (www.itfglobal.org/seafarerstrust/welfarerpt.cfm adresinden indirilebilir) denizcilerin ne tür sosyal hizmetlere ihtiyaç duyduklarını belirlemek için 4.000 kişiyle görüşülerek yapılan bir araştırmaya dayanıyor. Araştırma, limanlardaki geleneksel sosyal tesislerin (denizciler merkezleri gibi), denizciler denizde daha fazla zaman geçirdikleri ve limanlardaki bu tesisleri kullanmak için daha az zamana sahip olduklarından, şimdilerde baypas edildiklerini tespit etti. Aynı zamanda işverenler de değişen ihtiyaçları karşılamak için kendi şirketleri özelinde sosyal hizmetleri geliştirmekte yetersiz kaldılar. görmüş. Aynı zamanda denizcilerin beklentileri ve ihtiyaçları da mevcut hizmetlerin ötesine geçiyor. Denizcilerin çoğunluğu, yüzde 82’si, e-posta ve küçük bir dükkân gibi olanakları bulunan gezici bir denizciler merkezinin borda iskelesinin yakınlarına gelmesi düşüncesini olumlu karşıladılar. Araştırmaya katılan denizciler 100’den fazla şirket için çalışıyorlardı ve bu şirketlerin izledikleri farklı politikalar nedeniyle sosyal hizmetler alanında çok parçalı uygulamalar söz konusu oluyordu. Şirketler denizcilere sağlanan sosyal hizmetlerle ilgili olarak genellikle çok dar ve esas olarak sınırlı türde eğlence tesisleri üzerinde yoğunlaşan bir anlayışa sahipler. Ancak sağlanan bu hizmetler bile çok önemli farklılıklar gösteriyor. Bir şirket sahip olduğu her bir gemi için DVD, spor donanımı vb. için ayda 150 ABD doları sosyal hizmet fonu sağlarken, diğerleri fazla mesai veya ek gelirlerden gemi sosyal hizmet fonları için gönüllü olmayan kesintiler yapıyorlar. Araştırmanın şirket politikalarına yönelik tahlili ve gemi sahipleri ve işletmeci şirketlerin temsilcileri ile yapılan görüşmeler, “sosyal hizmet sağlanmasının maliyeti ile kâr arasında hassas bir dengenin” bulunduğuna işaret ediyor. Limanlardaki tesisler Sosyal yardım çalışmaları ve hizmetin sağlanması ITF’in araştırması kıyı izninin, yeni çalışma uygulamaları ve yetersiz ulaşım koşulları tarafından kısıtlandığını ortaya koydu. Denizcilerin çoğunluğu –yüzde 72’si- kendileriyle yapılan bu görüşme öncesinde gemilerini ziyaret eden sosyal hizmet işçisine rastlamadıklarını söylediler ve çok azı gemilerini ziyaret eden birini Denizcilerin çoğu limanlarda yer alan denizciler merkezlerini takdirle karşılıyorlar ancak liman alanında yürümenin tehlikeleri ve sıkılaşan güvenlik uygulamaları nedeniyle merkezlere ücretsiz ulaşım olanağı sağlanmasını istiyorlar. Denizcilerin en iyi denizciler merkezleri olarak adlandırdıkları merkezler, Birleşik Krallık ve diğer Batı Avrupa ve Kuzey Amerika limanlarında yer alan ekümenik denizciler merkezleri. Denizciler, özellikle ücretsiz ulaşımın sağlandığı durumlarda, dükkânlar, karaoke ve diğer denizci barları gibi ticari merkezleri giderek daha fazla kullanıyorlar. İrtibatta kalmak Denizde bulundukları sırada tayfaların çoğunun eposta kullanmasına hâlâ izin verilmiyor ve bu insanlar aileleriyle ve arkadaşlarıyla çok önemli bir bağ kurma olanağından mahrum bırakılıyorlar. Denizcilerin yalnızca yüzde 16’sı gemideyken eposta erişimine sahip olduğunu söyledi –bu oran tayfalar arasında yüzde 3 gibi çok düşük bir düzeydeydi. Denizcilerin e-postaya erişim olanaklarının bulunduğu durumlarda bile gönderebilecekleri mesaj sayısı ve uzunluğuna sınırlamalar getiriliyor, kişisel gizlilik gözetilmiyor ve bazen gerek gelen gerekse giden e-posta başına para ödemeleri gerekiyor. Mektup yazmak en ucuz seçenek olmasına karşın, birçokları sahip oldukları sınırlı zamanın ve postanın yerine ulaşması için ITF Denizciler Bülteni 2008 35 Sosyal yardım hizmetleri Denizciler için “Limanda bir denizciler merkezinin bulunması önemli şey; diğer her şey bir yana bir telefon görüşmesi cankurtaran halatı bir yapabilme olanağına sahip oluyorsunuz. Aynı zamanda gerek duyulan sürenin mektup yazmayı daha az cazip hale getirdiğini söylüyorlar. Şirket temsilcileriyle yapılan görüşmeler, bazılarının mürettebatın e-posta yoluyla evlerinden gelen haberlere anında erişim sağlamaları yerine, hiçbir haber alamamalarını tercih ettiklerini ortaya koydu. Şirket temsilcilerinden biri, “Aksi halde adamlarımız evde olup bitenler konusunda endişeye kapılabilirler,” dedi. Kıyı izni Denizcilerin fiziksel ve zihinsel sağlığı açısından bu derece büyük önem taşıyan kıyı izni sektörde değişen koşullardan olumsuz yönde etkilendi. Raporda denizcilerin yüzde 64’ü bir süredir kıyı izni kullanmadıklarını ve kıyı izni kullanmış olan yüzde 36’sı ise bunun ortalama olarak yalnızca iki saat sürdüğünü söyledi. Kıyı izninin yetersizliğinin başlıca nedenleri, limandaki iş yükü ve kısa tur süreleri olmakla birlikte, denizciler aynı zamanda gerekli ulaşım olanaklarından, limanlarla ilgili bilgiden yoksunlar ve hareket serbestileri ISPS (Uluslararası Gemi ve Liman Tesisi Güvenlik) Kodu tarafından kısıtlanıyor. Bu sonuncu kısıtlamadan, aynı zamanda kıyı izninin denizcilerin sağlık ve mutluluğu için taşıdığı önem konusunda hemfikir olan şirket temsilcileri de söz ettiler. Denizciler ne istiyor Birçok denizci sosyal refah ve rahatlıklarının: kıyıdaki sosyal tesislere (iletişim, alışveriş ve bir ibadethane dâhil) ücretsiz ulaşım; sosyal yardım işçileri tarafından gemilerin ziyaret edilmesi; uğrayacakları limanlar konusunda bilgi sağlanması; ISPS Kodunun uygulanmasıyla kendi sosyal ihtiyaçları arasında bir denge kurulması ve gemilerdeki e-posta olanaklarına erişim sağlamaları yoluyla iyileştirilebileceğini söyledi. Aynı zamanda ITF Denizciler Vakfı’nın sekreteri de olan ITF Genel Sekreteri David Cockroft, vakfın “büyük bina projelerine fon sağlamak yerine, ağırlığı küçük, seyyar tesislere ve bununla birlikte yoğun bir biçimde gemi ziyaretleri yapılmasına kaydırdığını,” açıkladı. Vakıf aynı zamanda gemilerde iletişim olanaklarının yaratılmasına yönelik projeleri teşvik ederek ve Uluslararası Denizciler Yardım Ağı’nın ücretsiz telefon hizmeti yoluyla olabildiğince çok sayıda denizciye sosyal yardım hizmeti sağlamayı hedefliyor. Raporun tamamı (yalnızca İngilizce olarak) şu adresten okunabilir: www.itfglobal.org/seafarerstrust/welfarerpt.cfm 36 ITF Denizciler Bülteni 2008 başka gemilerde çalışan farklı insanlarla karşılaşma şansına sahip oluyorsunuz.” “Kullandığım tek iletişim aracı çok pahalı olan uydu telefonu. Gemide e-postamız var ancak yalnızca iş için kullanılabiliyor –bir birinci zabit olmama rağmen onu ben bile kişisel ihtiyaçlarım için kullanamıyorum.” “Kıyı izni önemli, çünkü bu stresimizi atmanın tek yolu. Bizler gemideki mahkûmlar gibiyiz. Diğer insanlarla alışveriş içinde olma ve farklı yüzler görme ihtiyacı içindeyiz.” “Konteynerleri kitleyip bağladığımız zaman konteyner başına bir dolar alıyoruz; her ay bu kitleyip bağlama parasının yüzde 10’u geminin sosyal yardım fonuna gidiyor.” “Denizcilerin genel olarak danışmanlık hizmetlerine ihtiyaçları var. Her denizcinin değil, ama Filipinli denizcilerin var. Bu manevi yaşantımızın bir parçası.” “İçinde bulunduğumuz yalıtılmışlığı azaltmak için insanların bizi ziyaret etmeleri gerekiyor. Birilerinin gelip bize ‘Nasılsın? Hayatın nasıl? İşler yolunda mı?’ diye sormasına ihtiyacımız var.” “…Birçok limanda telefon kulübesi bulunmuyor. ISPS öncesinde sokak satıcıları ellerinde cep telefonlarıyla gelir ve konuşmanın her dakikası için bizden bir dolar alırlardı ancak bugünlerde onları göremiyorsunuz. Bizim için ailelerimizle haberleşmek çok zor, özellikle birkaç saat süreyle kaldığımız limanlarda.” “Çok küçücük şeyler denizdeki yaşantımızı iyileştirebilir...ailenizin üyelerinin seslerini duyduğunuz zaman yaşadığınız mutluluğun parasal bir karşılığı yoktur.” Illustrations by Clive Wakfer Kesişen kültürler Denizcilik sektöründe çalışıyorsanız, büyük bir olasılıkla diğer kültürlerden gelen ve farklı geçmiş deneyimlere sahip denizcilerle sürekli olarak karşılaşıyorsunuzdur. Burada size, kimi önemli denizci ulusların –Çin, İngilizce konuşan ülkeler, Filipinler, İzlanda ve Rusyadenizcilik gelenekleriyle ilgili bir fikir verebilmek için kimi gerçekleri, öyküleri, sözcükleri ve diğer kültürel öğeleri sunuyoruz. YASMIN PRABHUDAS bildiriyor. Çin Çin’in, 7.000 yıl geriye uzanan, uzun bir denizcilik geleneği var. Çin’de denizcilik doruk noktasına 1368-1644 yılları arasında, Ming Hanedanlığı döneminde ulaştı. Bugün, dünya üzerinde yaklaşık yarım milyon Çinli denizci var. Çinli denizcilik kahramanı Zheng He’nin efsanesi Zheng He, Ming Hanedanlığı döneminde yaşadı. Zheng He’nin filosu 300 gemiden oluşuyor ve 27.000 denizciyi istihdam ediyordu. Zheng He’nin 1405 ile 1433 yılları arasında Asya ve Afrika’da 30 ülkeye ve bölgeye seyahat ettiği söylenmektedir. Batıda Basra Körfezi’ne ve Madagaskar’a kadar uzanan deniz yolculukları yaptığına ve izlediği rotaların Batı Pasifik ve Hint Okyanuslarını birbirine bağladığına inanılmaktadır. Zheng He’nin deniz yolculukları Kolomb’un Amerika kıtasını keşfinden 87 yıl önce kayda geçirilmiş. Denizcilikle ilgili kimi Çin atasözleri Yelkenini bir ayak yükseltirsen karşılığında on ayaklık rüzgâr alırsın Büyük gemiler genellikle büyük borç denizi içinde yüzer Eski tahtalardan yeni bir gemi inşa etme Yürek denizin yanı başındaki kumsaldır, yani dünyadır Küçük bir gemiye ağır yük yükleyemezsin. Filipinler Filipinliler, her türden gemide çalışan yaklaşık 250.000 aktif Filipinli denizci ile dünya üzerindeki en büyük denizci uluslar arasında yer alıyorlar. Denizciler, denizaşırı çalışan Filipinli işçilerin yalnızca yüzde 15’ini oluşturmalarına karşın ülkeye diğer gruplardan çok daha fazla dolar kazandırıyorlar. Boş zaman Filipinli denizciler genellikle, basketbolu futbola bilardoyu snookera tercih ediyorlar. Filipin efsanesi Çok eskilerde kara, deniz ve gök üç ayrı tanrı tarafından yönetiliyordu. Göğü yöneten güneş tanrının Luna (ay) adında, güzel bir kızı vardı. Luna bir gün yürüyüş yaparken, yol onu krallığının dışında bir yere götürdü. Luna gökle denizin birleştiği yere ulaşıncaya kadar dolaşıp durdu. Etrafındaki güzel şeyleri hayranlıkla izlediğinden, bir ses duyunca irkildi. O ses şöyle sordu, “Güzeller güzeli, nereden geliyorsun böyle?” Luna arkasına dönünce genç bir adam gördü. Genç adam ona gülümsüyordu. Şöyle cevap verdi, “Benim adım Luna, güneş tanrının kızıyım.” Adam şöyle karşılık verdi, “Benim adım Mar, deniz tanrısının oğluyum. Krallığımıza hoş geldin.” Luna ve Mar kısa süre içinde iyi dost oldular. Birbirlerine anlatacakları çok ilginç öyküleri vardı. Luna’nın gitme zamanı gelince birbirlerini mümkün olduğunca sık görme sözü verdiler. Buluşmaya devam ettiler. En sonunda, birbirlerine âşık oldular. Bir gün, gizli buluşmalarının birinin ardından, Luna neşe içinde göklere döndü. O kadar mutluydu ki sırrını kuzenlerinden biriyle paylaştı. Onun güzelliğini ve mutluluğunu kıskanan kuzeni bu sırrı güneş tanrıya açıkladı. Güneş tanrı kızının ebedi yasalar karşısındaki itaatsizliğine öfkelendi. Luna’yı bahçeye kilitledi ve deniz tanrısına oğlu Mar’ın da ebedi yasayı çiğnediğini söylemesi için bir haberci gönderdi. Deniz tanrısı oğlunu ITF Denizciler Bülteni 2008 37 Kesişen kültürler Denizdeki balıkçılar Luna’nın, yani ayın her ortaya çıkışında denizin karıştığına inanırlar. “Bunlar mağarasından kaçmaya çalışan Mar’ın yol açtığı dalgalar,” derler. denizdeki mağaralardan birine hapsetti. Luna, yeniden Mar’la birlikte olmanın özlemini çekiyordu. Bir gün bahçeden kaçmayı başardı. Hızla her zaman buluştukları yere gitti. Mar denizdeki mağaranın içinden Luna’nın suyun üstündeki yansımasını gördü. Mağaradan çıkmaya çalışırken denizin dalgalanmasına neden oldu. Luna uzun bir süre bekledi ancak Mar gelmedi. Luna çok üzgün bir şekilde eve döndü. Luna, birçok defa Mar’ı yeniden görmeye çalıştı ve buluştukları yere gitti ancak Mar hiç gelmedi. Denizdeki balıkçılar Luna’nın, yani ayın her ortaya çıkışında denizin karıştığına inanırlar. “Bunlar mağarasından kaçmaya çalışan Mar’ın yol açtığı dalgalar,” derler. Filipinlilerin kullandıkları kimi ortak deyimler apat = kaptan hepe = şef / reis hepe kubierta = ikinci kaptan hepe makinista = baş makinist maestro amo = lostromo makina = makine kubierta =güverte pabor = liman estrebor = sancak tali = halatlar baldeyo = güverteyi/ambarı yıka kargada = kargo kain = yemek puerto = liman/palamar yeri kaibigan = arkadaş kabayan/kababayan = hemşerim kumusta = nasılsın?/merhaba maalon = büyük dalgalar/kötü hava walang sahod = ücretimizi alamadık walang pera = hiç param yok yosi = sigara alak = cin/şarap/alkol 38 ITF Denizciler Bülteni 2008 İzlanda İzlandalılar üzerinde çok az sayıda gelenek, ülkenin üzerinde yükseldiği temelleri cömertçe atmış olan denizlerin kahramanlarını anmak için her yıl kutladıkları Denizciler Günü kadar derin bir etkiye sahiptir. İzlanda’da Denizciler Günü’nün tarihi 1937 yılına, denizciler sendikasının başkent Reykjavik’te ve komşu şehir Hafnarfjördur’da Denizciler Günü Konseyi’ni kurmalarına kadar gitmektedir. Konseyin amacı “yılın bir gününü denizcilere ithaf ederek İzlandalı denizcileri anmak”tı. Denizciler Günü ilk olarak bir sonraki yılda, 1938’de kutlandı ve o günden bu yana Haziran ayının ilk Pazar günü kutlanmaya devam ediyor. Denizciler Günü toplumsal yaşamın o derece ayrılmaz bir parçası haline geldi ki, 1987 yılında anayasal bir gün haline getirildi ve İzlanda’daki yalnızca 11 “bayram gününden” birini oluşturmaktadır. O gün, İzlandalılar ülkenin kurucusu olan sektörü kutlarlar. Ülkenin sahil şeridi boyunca uzanan kasabalarında ve köylerinde düzenlenen şenliklerde denizcilerin yaptıkları işler tanıtılır ve denizde yaşamını yitirmiş olanlar, emekli denizciler ve sektörün öncüleri saygıyla anılır. İşin eğlenceli kısmından söz etmek gerekirse, kürek çekme yarışmaları yapılır, el sanatları sergileri düzenlenir, şarkılar söylenir ve dans edilir. Denizciler, arkadaşları, aileleri ve halkla birlikte kutlamalara katılırlarken, bütün balıkçı gemileri bir günlüğüne rıhtımda bulunurlar. Denizciler Günü Konseyi 1939 yılında oynadığı rolü genişletti. Kurul denizcileri mümkün olan her yoldan desteklemek istedi ve denizcilerin yaptıkları işlerin ağır olması nedeniyle mesleki yaşamlarının görece kısa sürmesini endişe verici bir durum olarak değerlendirdi. Denizciler Günü Konseyi Başkanı Gudmundur Hallvard, “İş yükünün ağırlığını azaltmak için konsey Reykjavik’te bir huzurevinin inşa edilmesi ve işletilmesi işini üstlendi ve Yaşlı Denizciler Evi 1957 yılında açıldı,” diyor. “Bir başka ev Hafnarfjördur’da, 1977 yılında açıldı. Bugün İzlanda’da yaşlılara bakım hizmeti veren merkezler arasında en önde gelen yerler olan DAS-evlerinde yaklaşık 700 insan yaşıyor.” Rusya Rusya’nın denizcilik geleneği 17 yüzyılın sonralarında Büyük Pedro zamanına kadar uzanır. Bugün 120.000’den fazla Rus denizci bulunmaktadır. Özel Rus tatilleri Ruslar 16 Haziran’da Neptün Günü’nü kutlarlar. Geleneğe göre ekvatoru ilk kez geçen denizcilerin bir törenden geçmeleri gerekir. Aceminin denize girmesi sağlanır ya da diğerleri onu bir yüzme havuzuna atarlar. Daha sonra talihsiz denizci geminin bir kompartımanında, bilerek makine yağı ile sıvanmış zemin üzerinde sürünmek zorunda bırakılır. Bu seremoniyi tamamladıktan sonra denizciye “Neptün” damgası vurulur ve bir kabul sertifikası verilir. Gelecek sefere ekvatoru geçtiğinde bu sertifikayı göstererek bu törensel adetten kendisini kurtarabilir! Aynı zamanda ticari gemilerde ve iç sularda çalışan ulaştırma işçileri de Temmuz ayının ilk Pazar gününde bir kutlama yaparlar. Denizcilerin şerefine kadeh kaldırmak Bir kutlama yaparken denizcilerin şerefine kadeh kaldırmak Ruslar arasında sıkça görülen bir durumdur. Bu genellikle kutlanılan olay için yapılan ilk şerefe kadeh kaldırmanın ardından gerçekleşir. Rus atasözü Votkasız bira içmek parayı rüzgara savurmaktır. Kimi sık kullanılan Rusça sözcükler ve ifadeler privet = merhaba Rossiia = Rusya kak dela? = nasılsın? droog = arkadaş do svidaniia = hoşçakal kapitan = kaptan shef = şef port = liman poidiom vypiem = gidip bir içki içelim vodka = votka/alkol pivo = bira baksy = dolarlar. Yasmin Prabhudas ITF’in Online haberler servisinin editörüdür. İngilizce konuşan denizciler arasında… Denizci argosu Avustralya, İngiltere, Yeni Zelanda ve ABD gibi İngilizce konuşan uluslardan denizciler, bazıları kafiyeli olan bir denizci argosu geliştirdiler. İşte bazı örnekler: old man = kaptan Harry Tate = güverte zabiti ginger beer = makinist leckie = elektrikçi sparky = radyo zabiti babbling brook = aşçı crumb catcher = kamarot scalyback = Usta gemici/güverte tayfası donkeyman = makine lostromosu firemen = makine dairesi tayfaları channels = bu sözcük bir süre evinden uzakta kaldıktan sonra izne çıkmasına günler kalmış olan bir denizcinin duygularını anlatır starboard list = bir denizci çok fazla içtiğinde bunlardan birini alır (kafiyenin ne olduğunu tahmin edebilene herhangi bir ödül verilmez!) pump the bilges = tuvalete gitmeye ihtiyaç duyduğunuz zaman söylenir going ashore gear = sosyalleşmek için kıyıya gittiğinizde giydikleriniz pit = ranza ya da yatak doebie = çamaşırhane job and knock = verilen bir görevi bitirdiğiniz zaman günün geri kalanında izinli sayıldığınız durumlar bell to bell = nöbet çizelgesinde yer alan normal sürelerle çalışmak ringbolt = gemide orada bulunmaması gereken biri veya bir şey docking bottle = beyan edilmiş alkollü içki black pan = genellikle akşam 10 sularında yenen akşam yemeği cowboy hitch = yanlış ya da tanınmaz bir biçimde atılmış olan bir düğüm Deniz heyamolaları Bunlar denizciler tarafından çalışma yaşamını biraz olsun kolaylaştırmak için söylenen şarkılardır. Şarkı sözleri “atışma” yöntemine dayanır ve genellikle bütün bir denizci ekibini kapsar. Bu gelenek Anglo-İrlanda ve Afrika-Karayip kültürlerinden kaynaklanmıştır. Denizciler diğer kültürlerle temas ettikçe şarkılar evrim geçirmiş, bu şekilde İrlanda melodileri, Afrikalı ve Polonez ritimleriyle karışmış, daha sonra Amerikan öyküleriyle harmanlanmıştır. Hangi heyamolanın söyleneceği yapılmakta olan işle bağlantılıydı. Örneğin… Kısa süreli veya kısa mesafeli heyamola–bunlar denizcilerin, yelkenleri toplama ya da fora etme gibi çabuk biten işler yaptıkları sırada söylenirdi. Uzun süreli heyamola–bunlar geminin denize açılması gibi, daha uzun bir zaman gerektiren daha ağır işler yapılırken söylenirdi. Her mısranın sonunda yer alan koro bölümü, denizcilerin her çekişten sonra dinlenmelerini sağlardı. Palamar heyamolası–bunlar, örneğin çapanın atıldığı ya da kaldırıldığı sırada zincirinin sarılması gibi, sürekli ritim gerektiren, uzun süreli ve tekrarlı işler sırasında söylenirdi. Ön üst güverte heyamolası–bu, akşamları işler bittiği zaman söylenirdi. Bu heyamolalar genellikle aşk, macera, savaş şarkıları ya da mizahi şarkılar olurdu. Balina avlama heyamolası–bu balina av gemilerinde söylenirdi. ITF Denizciler Bülteni 2008 39 Mektup ITF’ten yardım istememekle aptallık ettim Ben Captain Kharlamov’un (eski adı Strelets) eski kaptanıyım. ITF, Haziran ayının son günlerinde, Japonya’nın Niigata limanında bu gemiyi ziyaret etti. Ben, mürettebatım tarafından düzenlenen eylemlere katılmadım –ne yazık ki, işletmeci şirket Drakar Marine’in ve gemi sahibi SVS Shipping & Trading’in verdiği sözlere inandım. Gemi Niigata limanından, yetersiz miktarda mazotu ve çok az miktarda yiyecek stoku olduğu halde, 30 Haziran 2007’de ayrıldı. Ama ben, gemi Niigata limanında, PSC (liman devlet denetimi) tarafından ciddi eksiklikler tespit edildiği için uzun süre (25 gün) kaldıktan ve geminin adı ve bayrağı değiştirildikten sonra gemi sahibinin mali durumunun iyi olmadığını anlayarak, denize açılmaya karar verdim. PetropavlovskKamchatskiy’deki gemi sahibi SV Strokulya ile (şirketin Belize ticaret siciline kayıtlı olmasına karşın), Japonya’daki yüksek yakıt ve mazot fiyatları nedeniyle gemiye yakıt alımının Güney Kuril Adaları’nda veya Sakhalin’de yapılması konusunda anlaştım. Gemi Hokkaido’nun kuzey-doğu ucuna vardığı zaman gemi sahibi bana iki seçenek sundu: - Kuzey Kuril Adaları yönünde ilerlemeye devam etmek ve mazotu mavna ile almak; - ilave 2,5 günlük bir yolculuk anlamına gelecek olsa bile, Aniva Körfezi’ndeki, Sakhalin Adası’na doğru gitmek. İlk seçeneği çok riskli bularak reddettim –hiç kimse kötü hava koşullarında bir mavnanın denize açılmasına izin vermezdive onun yerine yakıt alımı için Aniva Körfezi’ne doğru yöneldim. Bence gemi sahibi, benim daha uzun yolculuğu göze alamayacak kadar çok mahcup olacağımı düşünüyordu. 3 Temmuz’da gemi sahibine Petropavlovsk-Kamchatskiy’de sağlık sorunları nedeniyle beni görevden almasını isteyen bir başvuruda bulundum. Yakıt alımı konusunda haklı çıktım. Gemi Kuzey Kuril Adaları’na yaklaşırken fırtınalı havayla karşılaştı ve 3,5 gün süreyle limana sığınmak zorunda kaldı. 13 Temmuz akşamı Petropavlovsk-Kamchatskiy’e vardığımızda gemide Aniva Körfezi’nden alınmış 15 tonluk mazottan geriye 8 ton mazot kalmıştı ve yolculuk planlandığı gibi sekiz gün değil, 14 gün sürmüştü. Erzakımız ve içme suyumuz çok azalmıştı. 14/15 Temmuz’da kaptan değişimi vardı. Gemi sahibinin Petropavlovsk-Kamchatskiy’e döndüğümüz zaman işi bırakan mürettebata birikmiş ücretlerinin eksiksiz olarak ödeneceğine dair vermiş olduğu bütün sözler, işletmecinin vermiş olduğu yazılı 40 ITF Denizciler Bülteni 2008 taahhüde rağmen unutuldu. Ne de iş sözleşmeleri değiştirildi. Japonya’dayken gemi sahibi bana sık sık telefon ediyordu, ancak şimdi PetropavlovskKamchatskiy’e varınca beni aramak için ayıracak bir dakikasının bile olmadığı açıkça görülebiliyordu. Anlaşılan kaptan değişikliğinin ardından onun gözünde artık ben yoktum ve beni ve maaşımla ilgili vermiş olduğu sözleri tamamen unutmuştu. Petropavlovsk-Kamchatskiy’deyken bir gün içinde yeni bir iş buldum ve gemi yola çıkmak üzere olduğu için formaliteleri tamamlamaya zaman kalmamıştı. Gemi sahibiyle ücretimle ilgili konularda sözlü olarak anlaşmaya vardım. Buna rağmen, Drakar Marine, Kore’de, Pohang limanına vardığım zaman bana imzalamam için bir iş sözleşmesi gönderdi. Sözleşmeyi okuduğumda hayal kırıklığına uğradım ve imzalamamaya karar verdim. Bunu gemi sahibiyle, gemi PetropavlovskKamchatskiy’e döndükten sonra tartışmayı planladım. Ancak yolculuk planlandığı gibi bir ay değil, üç ay sürdü. Gemi sahibiyle sözleşme ve maaşım konusunda görüşmek için yaptığım bütün girişimlerim başarısızlıkla sonuçlandı. Bu durumda, çok aptalca davrandığım, mürettebatıma katılmadığım ve ITF’ten daha önce yardım istemediğim için, ITF’in bana yardımcı olamayacağını biliyorum. Şimdi anlıyorum ki en başından bu yana dürüst bir gemi sahibi ve işletmecisiyle uğraşmıyorduk. Saygılarımla, (İsim ITF’te saklıdır) Captain Kharlamov’un eski kaptanı “Bu durumda…ITF’in bana yardımcı olamayacağını biliyorum. Şimdi anlıyorum ki en başından bu yana dürüst bir gemi sahibi ve işletmecisiyle uğraşmıyorduk.” B azı şeyler sadece geri dönüp durur! Birçok hastalık böyle bir seyir izler. Ama öyle ama böyle onlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekir –davranışımızı değiştirerek, tedavi olarak veya bir başka epizoda hazırlanarak. Bu tür sağlık sorunları denizde çalışmaya sağlık bakımından elverişli olup olmamanız konusunda belirleyici olabilirler. Hastalığın nüksetmesi işin gereklerini yerine getirme becerinize zarar verebilir. Böyle bir sağlık sorunu olan bir denizcinin faaliyetlerinin, bir ulusal denizcilik otoritesince onaylanmış bir doktor tarafından, bir ya da birkaç yoldan sınırlandırılması olasıdır. Ani çökme bir risk oluşturuyorsa, bu durumda denizde çalışmak büyük olasılıkla yasaklanacaktır. Genellikle ilk epizodun (örneğin bazı tür kalp hastalıklarının) ardından, zaman geçtikçe risk azalır. Bu durumda, çökme halinde gemide hasara veya geminin kaybedilmesine yol açabilecek görevleri üstlenmek, muhtemelen sürekli olarak yasaklanacaktır veya diğerlerinden daha uzun bir süre için sınırlandırılacaktır. Diş ağrısı, böbrek veya safra kesesi taşları, fıtık komplikasyonları veya peptik ülser gibi birçok hastalık birkaç saat içinde ortaya çıkabilir. Söz konusu olan sağlık sorunu tedavi edilinceye kadar açık sularda çalışma muhtemelen yasaklanır, ancak kıyı sularında sınırlı görevler üstlenmek hâlâ mümkün olabilir. Bu tür sağlık sorunlarıyla ilgili yaygın olarak rastlanan örnekler şunları içerir… Nöbetler ve bilinç kaybı Denizde geçirilen bir sara nöbeti veya krizi, bunu geçiren insan için büyük bir risk oluşturabilir ve nöbet geçiren ve bir daha geçirebilecek olan insana bakan diğer mürettebat üyeleri için ciddi güçlükler yaratabilir. Emniyet açısından kritik olan görevler üstlenen biri söz konusu olduğunda, bu sağlık sorunu gemiyi riske atabilir. Nöbet geçirme riski aynı zamanda aşırı alkol alımının, kafadan yaralanmaların, felç geçirmenin, beyin ameliyatlarının ve az sayıdaki ilaçla tedavinin ardından artış gösterse de, daha önce yaşanmış bir nöbet bunun yeniden ortaya çıkacağını gösteren başlıca göstergelerden biridir. Denizde sağlık Nükseden rahatsızlıklara dikkat edin Birleşik Krallık Denizcilik ve Sahil Koruma Ajansı’nda tıbbi danışman olarak çalışan TIM CARTER nükseden sağlık sorunlarının yol açtığı risklerin titiz tıbbi muayenelerle, iyi tedaviyle ve etkili önleyici tedbirlerle nasıl asgariye indirilebileceğine bakıyor. Yaygın olarak görülen bir sorun, bir insan bilincini kaybettiğinde kimsenin bu duruma tanık olmaması ve bu durumun bir açıklamasının olmamasıdır. Sebep basit bir bayılma, bir kalp sorunu veya bir nöbet olabilir. Tam klinik tetkik yapılması zorunludur ve hastalığın nüksetmesi durumunda, açık ve tedavi edilebilir bir neden bulununcaya kadar, normal olarak denizde çalışılmaması gerekir. Şeker hastalığı Şeker hastalığı bulunan herkes için, emniyet açısından kritik olan bir işte çalışmaya elverişli olup olmadığının belirlenmesi karmaşık bir konudur. İnsülin hormonu glikozun vücut hücrelerine girişini düzenler. Şeker hastalığında insülin yetersizliği ortaya çıkar ve bu fiilen hücrelerin temel besin maddesinden mahrum kalması anlamına gelmektedir. Ciddi bir insülin eksikliği gençlik yıllarında baş gösterebilir ancak çoğu durumda orta yaşta görülen göreli eksikliklerden kaynaklanır. İlki devamlı olarak iğneyle insülin verilmesini gerektirir. Diğer durumda, en azından erken safhada, diyet ve kilo kontrolü yoluyla tedavi genellikle mümkündürancak bunun da hap olarak veya insülin enjenkte edilmesi yoluyla desteklenmesi gerekebilir. Hem şeker hastalığının hem de insülinle tedavinin kimi komplikasyonları olabilir. Kısa vadede tedavi edilmemiş ciddi şeker hastalıkları saatler ya da günler içinde kişiyi Solda: Karadayken yaptıracağınız düzenli ağız kontrolleri, denizdeyken dişlerinizde ve diş etlerinizde yaşayabileceğiniz ıstıraplı sorunlardan kaçınmanıza yardımcı olabilir. komaya sokabilir. Daha az vahim durumlarda, şeker hastalarının hücrelerinde kullanamadıkları glikoz idrar yoluyla dışarı atılabilir-bu da sık sık idrara çıkmaya ve susamaya neden olur. Şeker hastalığı uzun vadede kan damarlarında hasara neden olurbu da kalp ve damar hastalığı, ayak parmaklarında kangren oluşması ve körlük riskini artırır. Etkin tedavi kısa vadeli sorunların ortaya çıkmasını önleyebilir ve uzun vadeleri olanları erteleyebilir ya da şiddetini azaltabilir, ancak insülin kullanıldığı durumlarda bunun da bir bedeli vardır. Kandaki glikozun iyi bir biçimde kontrolü, dolaşımdaki glikozun noksanlığına yol açan dengesizliğin ortaya çıkma olasılığını artırır. Bu durum, büyük bir glikoz tüketicisi olan ve çok az glikoz depolayabilen beyin üzerinde ani bir etkiye yol açabilir. Glikoz noksanlığı ciddi düzeydeyse çökme söz konusu olabilir ancak daha az şiddetli glikoz noksanlıkları beynin işleyişini zayıflatabilir-bu da davranışın ve kavrayışın değiştiği anlamına gelir. Bu noksanlık, insülinin etkilerine karşı duran glikoz veya bir başka hormon glukagon enjekte edilerek giderilebilir. Bu karmaşık sağlık sorunu, denizci olarak çalışmaya sağlık bakımından elverişli olup olmama üzerinde ne tür etki yaratmaktadır? Şeker hastalığı, insülin tedavisine ihtiyaç duyanlar için, acil destek sağlamanın mümkün olmadığı bir durumda, ani ve potansiyel olarak şiddetli hipoglisemiye yol açabileceğinden, bu insanların genel olarak sağlık açısından denizde çalışmaya elverişli olmadıkları değerlendirmesi yapılır. Daha az şiddetli insülin doz aşımlarında ortaya çıkan kavrayış ve davranış bozukluğu, emniyet açısından kritik görevleri olanların muhakeme yeteneklerini etkileyebilir. Ayrıca yiyecekle insülin arasında dikkatli bir denge kurulması zorunludur ve deniz tutması, değişen iş programı ve acil durumlarda bunu yapmak güç olabilir. Hap alarak ya da almayarak, diyetle tedavi görenler ise genellikle denizde çalışmaya elverişli olarak değerlendirilirler ancak bunların da, sağlanan ilerlemenin izlenebilmesi için daha sık muayyene edilmeleri -mümkün olduğunca aynı doktor tarafından- gerekir. Aynı zamanda ayakların, gözlerin ve kalbin, bu organları etkileyen herhangi bir komplikasyonun olmadığından emin olmak için incelenmesi önemlidir. Taşlar Safra kesesi, böbrekler ve mesanede oluşan taşlar, bu organlardan çıkan dar tüplerde takıldıklarında ani ağrı ataklarına (kolik) yol açabilirler. Bunlar aynı zamanda iltihaplanmaya da neden olabilirler. Taş oluşumu mekanizmaları, safra ve idrarda birbirinden farklıdır. Bu nedenle yalnızca idrar taşlarının oluşumu daha fazla sıvı alarak azaltılabilir ve bundan ötürü dehidrasyonun [vücut dokusunun aşırı su kaybetmesi-ç.n.] daha yaygın olarak görüldüğü tropik iklimlerde daha büyük bir sorundur. Karada, bu hastalar, sorunun devam eden bir sorun mu olduğunu veya ameliyatın gerekip gerekmediğini görmek için, bir süreliğine gözlem altında tutulurlar. Bu yaklaşım yalnızca kendi evlerinin bulunduğu limanlara yakın yerlerde çalışan az sayıdaki denizci için uygun olabilir, ancak uzak olanlar için tıbbi bakımdan uygun değildir. Bedenen sınırsız bir biçimde formda olmanın gerektiği durumlarda, kesin tedavinin erken bir evrede sağlanması önem taşımaktadır, çünkü bunun olmadığı durumda, böyle bir sağlık sertifikasının verilmesinden önce, hastalığın belirtilerinin görülmediğinin uzun bir gözlem döneminin sonunda tespit edilmesi esastır. Fıtık ve peptik ülserler Taşlar için söz konusu olan benzer kriter bu hastalıklar için de geçerlidir. Hem fıtıkta hem de peptik ülserde nadiren yaşanan ancak öngörülebilen ve potansiyel olarak şiddetli komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Acil durumlarla başa çıkmanın mümkün olduğu karada tedavinin ertelenmesi kabul edilebilir bir durumdur, ancak bu tamamen iyileşene kadar, normal olarak ciddi kısıtlamalara tabi tutulan denizciler için geçerli olan bir seçenek değildir. Dişler Diş sağlığı önemsiz bir konu gibi görülebilir ancak diş ağrıları ve dişle ilgili ağrılar denizdeki acil tıbbi durumların yaygın sebepleri arasında yer almaktadır ve gemilerde maliyeti yüksek rota değişikliklerine neden olabilmektedir. Sağda: Şeker hastalığı testi. ITF Denizciler Bülteni 2008 41 Nükseden rahatsızlıklar Dişle ilgili sağlık sorunları bir zamanlar Avrupa’nın Kuzey Denizi açık deniz sektöründe tedavi amacıyla hastaların başka bir yere tahliye edilmesine yol açan en yaygın sebepti. Düzenli ağız kontrolleri ve ortaya çıkan sorunların tedavisi acil durumların ortaya çıkma sıklığını büyük ölçüde azaltacaktır. Bu denizcilerin kişisel olarak sorumlu oldukları bir şey ancak revize edilen tıbbi standartlar, eskiden olduğu gibi onaylı bir doktor tarafından yapılan diş ve diş eti kontrolü yerine, şimdi artık denizcinin son 12 ay içinde bir dişçiye gittiğini ve gerekli olduğu durumda diş tedavisi gördüğünü belirten bir bildirimde bulunmalarını gerektiriyor. Bu, izin dönemlerinde diş kontrollerinin yaptırılmasını gerektiriyor ve bu kontrolün yaptırılmamış olması, bunun bir gemide çalışmaya başlarken fark edilmesi durumunda ciddi sorunlara yol açabilir. Gürcistan’da formda kalmak Gürcistan Denizciler Sendikası tarafından düzenlenen Üçüncü Uluslararası Denizciler Spor Festivali, 24 Ekim 2007 tarihinde, Gürcistan limanlarında gerçekleştirildi. Festival kapsamında Batum Denizcilik Akademisi’nde yapılan spor karşılaşmalarına akademinin öğrencileri, Batum Limanı işçileri ve Malta bandıralı Zografia’nın mürettebatı katıldı –özellikle futbol ve masa tenisi en gözde spor dalları oldu. Liman işçilerinin takımı ile Zografia mürettebatı arasındaki maç 7-2 liman işçilerinin galibiyetiyle sona erdi. Bu limandan ITF’e konuyla ilgili bilgi veren Merab Chijavadze’nin bildirdiğine göre, mürettebata maçı kaybetmiş olmalarına rağmen sendika tarafından bağışlanan futbol formaları, hediyelik eşyalar ve spor ayakkabıları armağan edildi. Mürettebat lezzetli Gürcü birasını tatmak üzere yerel denizciler kulübü tarafından küçük bir partiye davet edildi. B unlar, öngörülebilir bir nüksetmenin söz konusu olduğu durumlarda, işe alınmada sağlık bakımından elverişlilikle ilgili kararların nasıl verileceğine dair sadece birkaç örnek. Sağlık durumu ve işe elverişlilikle ilgili değerlendirmede bulunurken çeşitli yönlerin göz önünde bulundurulması gerekir. Bunların bazıları görüş zayıflığı ya da köprüde aniden ortaya çıkan iş göremezlik hali, acil durumlarla başa çıkabilecek zindeliğe sahip olmama ve hastalığı bulaştırma riskigeminin ve mürettebatın emniyetiyle ilgilidir. Bazıları ise kıyıda tedavinin acilen yapılması gerektiği hallerde, maliyetlerle ve rotadan sapma riskleriyle ya da kurtarmayla ilgilidir. Nihayet, iyi formüle edilmiş önleyici tavsiyeler denizcilerin gelecekte hastalanma risklerini azaltabilirböylece mesleki yaşamlarını tam olarak sürdürme şansını artırır ve denizdeyken ani bir hastalığa tutulma olasılığını azaltır. Bir makalenin bir versiyonu ilk olarak ITF üyesi Britanyalı denizcilik sendikası Nautilus UK’nin dergisi The Telegraph’da yayınlandı. “İyi formüle edilmiş önleyici tavsiyeler denizcilerin gelecekte hastalanma risklerini azaltabilir-böylece mesleki yaşamlarını tam olarak sürdürme şansını artırır ve denizdeyken ani bir hastalığa tutulma olasılığını azaltır.” 42 ITF Denizciler Bülteni 2008 DENİZ KAZALARI Denizciler –şunları bilin! Geminizin bir deniz kazasına karışması durumunda, eğer bir soruşturma yapılırsa ve/veya kazanın ardından bir Devlet tarafından gözaltına alınırsanız, bu durumda size adil bir biçimde davranılmasını güvence altına alan, uluslararası yol gösterici ilkeler bulunduğunu bilin. Bu yol gösterici ilkeler, IMO/ILO’nun Deniz Kazası halinde Denizcilere Adil Davranılması üzerine Yol Gösterici İlkeleri’dir. Bu yol gösterici ilkeler denizcilere liman ve kıyı devleti, bayrak devleti, denizcinin devleti ve gemi sahipleri tarafından adil bir biçimde davranılmasını gerektirmektedir. Bu yol gösterici ilkeler altında sahip olduğunuz haklarınızı bilmeniz önem taşıyor, böylece bir deniz kazasının ardından sorgulanmanız veya gözaltına alınmanız durumunda ne yapacağınızı ve çıkarlarınızı nasıl koruyacağınızı bilirsiniz. Geminizin karıştığı bir deniz kazası ile ilgili olarak sorgulanmanız durumunda: Eğer gerekli olduğunu düşünüyorsanız, liman, kıyı veya bayrak Devletinin sorgu görevlilerinin sorularına cevap vermeden veya bunlara herhangi bir açıklamada bulunmadan önce, bunlar gelecekte bir ceza kovuşturmasında veya herhangi bir adli kovuşturmada size karşı kullanılabileceğinden bir avukata danışın Tavsiye ve yardım almak için şirketinizle ve/veya sendikanızla temasa geçin Size sorulan her şeyi tam olarak anladığınızdan emin olun Eğer anlamadığınız bir şey varsa: • yetkililerden sorgulamayı durdurmalarını isteyin • eğer gerekiyorsa bir çevirmenin yardımını isteyin İlkönce kendi çıkarlarınızı korumanız önem taşımaktadır. Dolayısıyla şirketinizin, sendikanızın veya avukatınızın verdiği tavsiyeler doğrultusunda hareket edin ve daha önemlisi bilgi vermeniz tavsiye edildiğinde sorguyu yapanlara karşı açık sözlü davranın. Bir deniz kazasından sonra haklarınızı koruyun Adil Davranış Yol Gösterici İlkeleri’ni okuyun Haklarınızı bilin Eğer şüpheniz varsa, danışın! Adil Davranış Yol Gösterici İlkeleri’yle ilgili daha fazla bilgiyi şu adresten edinebilirsiniz: www.itfglobal.org/fairtreatment veya www.marisec.org/fairtreatment ITF Denizciler Bülteni no. 22/2008 Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu Elverişli bayraklara karşı veya denizcilerin gemideki koşullarını iyileştirme uğruna verilen mücadeleler türünden kampanyalardan haberdar olun İnsan haklarına ve sendikal haklarına meydan okunan işçilere destek olmak için nasıl dayanışma gösterebileceğinizi öğrenin. ITF Denizciler Vakfı, kadın sorunları ve ITF’in hukuk ve eğitim hizmetleri ile ilgili bilgilere de siteden erişebilirsiniz. ITF’in denizcilik sektöründeki faaliyetleri ve taşımacılık alanındaki küresel sendika hareketi konularında tavsiye, bilgi ve haberler için ITF’in web sitesine bağlanın Steve McKay www.itfglobal.org
Benzer belgeler
Elverişli bayraklara ve standart altı gemiciliğe karşı
daha fazla esneklik sağlayan uluslararası bir toplu sözleşme bağıtladı.
yeni haklar - ITF Seafarers
için mücadele ediyor; sektörel olarak, ITF sendikaları, bütün
elverişli bayrak gemilerinde kabul edilebilir asgari ücretler
ve sosyal standartları sağlamak için mücadele ediyorlar.
Uygulamada, send...
Gemiciliğin krizi denizciler için ne anlama geliyor?
sendikaların denetiminden kaçınmak için elverişli bayraklara
geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri
sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir.
Bu kampanyanın iki ...
denizcilik çalışma sözleşmesi yürürlüğe giriyor
Mektup Bir kaptan ITF’in düzenlediği bir eyleme katılmadığı için pişmanlık duyduğunu itiraf ediyor
bizi duyuyor musunuz?
için mücadele ediyor; sektörel olarak, ITF sendikaları, bütün
elverişli bayrak gemilerinde kabul edilebilir asgari ücretler
ve sosyal standartları sağlamak için mücadele ediyorlar.
Uygulamada, send...
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu
gözetip denetleyen, denizcilerin ve liman işçilerinin
temsilcilerinin birlikte oluşturdukları organ- tarafından
belirlenmiş olan standartların altında kalmayan koşulları
benimsetmeye çalışıyorlar. ...