Elverişli bayraklara ve standart altı gemiciliğe karşı
Transkript
Denizciler Bülteni Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu no. 21/2007 Denizde insan hakları için Elverişli bayraklara ve standart altı gemiciliğe karşı Tu rk ish Tü rk çe Sendikal kampanya… Halvard Aasjord Denizde hayatta kalmanıza yardımcı olmak ITF’in elverişli bayrak kampanyası ITF’in denizcilik sektöründeki faaliyetlerinin başında, gemilerin ulusal gemi işletmecisiyle benzer standartları içeren ve fakat aynı zamanda yasaların ve ulusal sendikaların denetiminden kaçınmak için elverişli daha fazla esneklik sağlayan uluslararası bir toplu sözleşme bağıtladı. bayraklara geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir. Elverişli bayrak gemilerinde çalışmak üzere istihdam edilen denizcilere çoğunlukla ITF ile temas etmemeleri sıkı sıkıya tembih Bu kampanyanın iki yanı var: siyasi olarak, ITF, hükümetlerle ve edilir. Bazılarına ITF ile temas etmeyeceklerine ilişkin bir hüküm içeren uluslararası kuruluşlarla, bir geminin sahibi ile ulusal aidiyeti arasında sözleşmeler imzalatılır. ITF ile sözleşme imzalayıp ardından daha “gerçek bir bağ” oluşturulması için mücadele ediyor; sektörel olarak, düşük ücret ödeyerek mürettebatının hakkını yiyen işverenler dahi ITF sendikaları, bütün elverişli bayrak gemilerinde kabul edilebilir vardır. Bu uygulamaya çifte muhasebe adı verilmektedir. asgari ücretler ve sosyal standartları sağlamak için mücadele ediyorlar. Bu, geminin gerçek malikinin bulunduğu ülkedeki sendikaların, en Elverişli bayrak gemilerinde çalışan denizciler, eğer ücretlerine veya çalışma koşullarına ilişkin sorunları varsa ya da gördükleri muamele azından sektörel kampanyayı gözetip denetleyen, denizcilerin ve liman dolayısıyla başka türden şikayetleri varsa, ya doğrudan doğruya ITF ile işçilerinin temsilcilerinin birlikte oluşturdukları Adil Uygulamalar (adreslerimiz ve telefon numaraları için 21. sayfaya bakınız) ya da Komitesi tarafından belirlenmiş olan standartların altında kalmayan dünya çapında çeşitli limanlarında görev yapmakta olan koşulları benimsemesi gerektiği anlamına gelir. Son yıllarda ITF, Müfettişlerimizden biriyle temasa geçebilirler (orta sayfadaki haritaya Uluslararası Pazarlık Forumu içinde yer alan geniş ve büyüyen bir grup ve ayrıntılar için haritanın arkasında yer alan sayfalara bakınız). www.itfglobal.org/flags-convenience ITF Denizciler Bülteni no. 21/2007 Q Q Q Q 4-13 30-31 Kısa kısa İş sözleşmeleriyle ilgili tavsiyeler Dünyanın farklı köşelerinden, ITF’in elverişli bayraklar ve standart altı gemiciliğe karşı kampanyasını da içeren, çeşitli haberler İmza atmadan önce bunu okuyun 14-19 Denizde insan hakları 32-34 HIV/Aids Suskunluk duvarına meydan okumak Neden denizciler ve balıkçılar en korunmasız ve en çok sömürülen işçi grupları arasında yer alıyorlar 35-37 20 Filipinliler küresel talebe ayak uydurabilir mi? Hiçbir yere saklanamazlar 37 Elverişli bayrak kontrol listesi 21-24 ITF Müfettişleri Emek arzı Liman işçileri Guatemala’da cinayet ITF’le temasa geçebilmeniz için 4 sayfalık çek-al 38-39 25 Adil bir ücret için otuz saat süreyle eylem Bilgi-danışma Gemilerle ilgili ücretsiz online bilgi hizmeti veren Equasis hakkında bilgi ve greve çıkma konusunda tavsiyeler 26-27 İş uyuşmazlığı 40-41 Sağlıklı kalmak Egzersiz yapmanın önemi Bilgiler ve rakamlar 41-42 Dünya filosunun durumunu gösteren tablolar ITF Denizciler Vakfı 28-29 Günce Düş kırıklığı içindeki bir Polonyalı denizcinin yaşamından bir hafta Sizlere iletişim kurmanızda yardımcı olmak 43 Yardıma mı ihtiyacınız var? Denizciler ücretsiz yardım hattı Mart 2007’de Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF) tarafından yayınlanmıştır, 49/60 Borough Road, Londra SE1 1DR, Birleşik Krallık Telefon: +44 (20) 7403 2733 Faks: +44 (20) 7357 7871 E-Posta: [email protected] Web sitesi: www.itfglobal.org Denizciler Bülteni’nin İngilizce, Arapça, Çince, Almanca, Endonezyaca, Japonca, Lehçe, Rusça, İspanyolca, Tagalog ve Türkçe versiyonları ITF’in yukarıdaki adresinden temin edilebilir. Kapak resmi: Portpictures.nl 2., 30-31. ve 43. sayfalarda yer alan (kimlere ait olduğu ayrı ayrı belirtilmiş olan) fotoğraflar Norveç Denizcilik Müdürlüğü’nün 2005 yılında düzenlemiş olduğu fotoğraf yarışmasına katılmış olan fotoğraflar arasından seçilmiştir. Yukarıda: Coral Sea mürettebatı Romanya’nın Konstanta limanında ITF müfettişi Adrian Mihalcioiu ile birlikte. Bkz. 11. sayfada yer alan makale. Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu Kargo yükleme boşaltma Hollanda limanında ölen denizci Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF) 148 ülkede 4 1⁄2 milyon ulaştırma işçisini temsil eden, ulaştırma sendikalarının uluslararası sendikal federasyonudur. 1896’da kurulmuş olan federasyon, sekiz farklı işkolu temelinde örgütlenmiştir: deniz, demiryolu ve karayolu taşımacılığı, sivil havacılık, limanlar, iç sularda seyrüsefer, balıkçılık ve turistik hizmetler. ITF ulaştırma işçilerini dünya çapında temsil eder ve onların çıkarlarını küresel kampanyalar aracılığıyla savunur. ITF, Uluslararası Sendika Konfederasyonu’yla (ITUC) bağlaşık 10 Küresel Sendika Federasyonundan biridir ve Küresel Sendikalar grubunun bir parçasıdır. Filipinli bir denizci, Hollanda’nın Rotterdam limanına yanaşmış olan Antigua ve Barbuda bandıralı bir gemide, sekiz ton ağırlığında bir konteynır tarafından ezilerek hayatını kaybetti. Bu trajedi 2007 yılının Ocak ayında, gemi mürettebatının kargoyu bağlayıp kitledikleri (lashing) sırada meydana geldi. Filipinli denizci Glenn Cuevas, merkezi Kıbrıs’ta bulunan Marlow Navigation tarafından istihdam ediliyordu. Hollandalı sendika FNV Bondgenoten’in verdiği bilgiye göre kaza, Alman şirketi Bernd Becker KG’ye ait Eucon Leader’ın güvertesinde, gemi Rotterdam Shortsea Terminali’ne demirliyken meydana geldi. Gemi, kargo yükleme ve boşaltma ve kargonun kitleme ve bağlama işlerinin, yerel liman işçileri sendikasının görüşü alınmadan denizciler tarafından yapılmasına izin vermeyen bir toplu iş sözleşmesi kapsamında yer alıyordu –ki bu koşul yerine getirilmemişti. Sendika, geminin işletenine daha öncesinde birkaç kez toplu iş sözleşmesinin kargo yükleme boşaltma işlemleri ile ilgili maddesini hatırlatmış olmasına karşın, bu girişimleri sonuç verememişti. Sendika bu konunun bir çözüme ulaştırılmaması durumunda harekete geçmek konusunda kararlı olduğunu ifade etti. Bu arada ITF şirketten, geminin işletmecilerini IBF (Uluslararası Pazarlık Forumu) anlaşmasından kaynaklanan yükümlülükleri konusunda bilgilendirmesini istedi. ITF’in Liman İşçileri Kolu Sekreteri Frank Leys şunu belirtti: “Denizciler uzun çalışma saatleri nedeniyle zaten stresten ve bitkinlikten mustaripler. Bunun üzerine bir de geleneksel ve tarihsel olarak liman işçileri tarafından yapılan işleri –konteynırları bağlama ve kilitleme işleriniyapmaya zorlandıkları durumunda, bu türden trajedilerin yaşanması tehlikesi ne yazık ki büyük ölçüde artmaktadır.” ITF, Cuevas’ın ailesine, şirketten tazminat alabilmeleri için yardımcı olacak. Q Toplu görüşme Hintli sendikalar çok büyük tutarda geriye dönük ödeme elde ettiler Hintli denizcilik sendikaları, greve gitme tehdidinin gemi sahiplerini geri adım atmaya zorlamasının ardından, üyeleri için büyük tutarlarda geriye dönük ödeme yapılmasını sağladılar. ITF üyesi Hindistan Ulusal Denizciler Sendikası ve Hindistan İleri Deniz Adamları Sendikası tayfalara ve küçük rütbeli zâbitlere makul düzeyde geriye dönük ücret artışı yapılmasını ve Kısa kısa gemi sahiplerinin elde ettikleri kârdan pay verilmesini talep etmişti. Denizciler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin sonuçlandırılması sırasında yaşanan uzun gecikme nedeniyle kayba uğramış ve yalnızca, tayfalar için 1.500 rupi (32 ABD doları) ve küçük rütbeli zâbitler için 2.000 rupi (43 ABD doları) tutarında aylık geçici iyileştirme ödemesi elde edebilmişlerdi. Sendikalarla, Hindistan Ulusal Gemi Sahipleri Derneği (INSA) arasında, Nisan ayının sonlarında yapılan görüşmelere karşın, işverenler, sendikalar 29 Ağustos 2006’da bütün Hint bandıralı gemilerde greve gidileceği bildirimini yapıncaya kadar anlaşmaya razı olmadılar. ITF, federasyonun 2006 yılının Ağustos ayında Güney Afrika’nın Durban şehrinde yapılan Kongresi’nde, bu grevi destekleyen bir karar önergesini kabul etti. Daha öncesinde ITF’in Genel Sekreteri David Cockroft da INSA’yı sendikalarla yürüttüğü toplu iş sözleşmesi görüşmelerini biran evvel sonuçlandırmaya çağırmıştı. INSA şu anda tayfalara aylık 1.400 rupi (30 ABD doları) ve küçük rütbeli zâbitlere aylık 1.900 rupi (41 ABD doları) tutarında geriye doğru ödeme yapmayı kabul etmiş durumda. Bu ödemeler, denizciler tarafından daha önce elde edilmiş olan geçici iyileştirme ödemesine ek olarak verilecek ve toplu iş sözleşmesinin bulunmadığı süreyi de kapsayacak biçimde, geriye doğru yürütülerek hesaplanacak. Denizcilerin güvence fonu ve tazminatları için yapılacak ödemeler ise resmi merciler tarafından emanete alınacak. Rusya Nihai hedef tek sendika İki Rus denizcilik sendikasının temsilcileri, ileriye doğru açılım sağlamanın yolunun tek bir sendika çatısı altında bütünleşmekten geçtiği konusunda anlaşmaya vardılar. ITF üyesi Rusya Denizciler Sendikası’nın (SUR) ve Rusya Su Ulaşımı İşçileri Sendikası’nın (WTWUR) yönetici organlarının üyeleri, 2006 yılının Aralık ayında, Rusya’nın Sen Petersburg şehrinde bir araya geldiler. Taraflar, sendikal faaliyetler ve su ulaşımı sektöründe sendikal hareketin geleceği konusunda yapılan tartışmaların sonucunda, hem denizciler hem de su ulaşım işçileri için tek bir sendika oluşturmak gerektiği sonucuna vardılar ve bütünleşmek konusunda anlaşmaya vardılar. Taslakları hazırlamak ve bütünleşmenin ayrıntıları üzerinde çalışmak üzere ortak bir çalışma grubu oluşturuldu. Taraflar koordinasyon görevinin ITF’in Rusya ve BDT Koordinatörü olan Mihail Lyahov’a verilmesini kararlaştırdılar. Toplantıya başkanlık eden ITF Genel Sekreteri Birikmiş ücretler Filipinli denizcilere 160.000 $’lık ücret desteği Panama bandıralı Evangelistria’nın Filipinli mürettebatı, ITF’in, 2006 yılının Eylül ayında 160.000 ABD doları tutarındaki birikmiş ücretlerini tahsil etmesinin ardından kutlama yaparlarken. Bu dökme yük gemisi, daha önce yıl içinde, aynı Yunanlı şirketin sahip olduğu bir başka gemide, mürettebata 40.000 ABD doları tutarında eksik ücret ödendiği tespit edilmiş olduğundan, Britanya’nın Liverpool limanında teftiş edildi. ITF Müfettişi Tommy Molloy, Evangelistria mürettebatının “sistematik bir biçimde dolandırılmış olduğunu” söyledi. Denizcilere doğrudan nakit olarak yapılan ödemenin yanı sıra, Filipinlere döndükleri zaman kendilerine karşı hiçbir girişimde bulunulmayacağını belirten imzalı teminat mektupları da verildi. ITF Denizciler Bülteni 2007 5 Kısa kısa David Cockroft anlaşmayı, iki önderin, V. Kepp ve İ. Pavlov’un, dostça el sıkışmalarıyla bağlamayı önerdi ve şunları söyledi: “Bugün tarihsel bir olaya tanıklık ediyoruz. Siz ikiniz çok önemli bir birleşme kararı aldınız. Ve bu anlaşma uzun vadede bütün herkese, denizcilere ve su ulaştırma işçilerine fayda sağlayacak.” ISPS Kodu Kıyı izni için yeni raporlama sistemi 2004 yılında yürürlüğe giren yeni güvenlik kodunda yer alan koşulları göz ardı ederek denizcilerin kıyı izni kullanmalarına izin vermeyen devletler, ITF’in geliştirdiği yeni raporlama sisteminin hedefi olacaklar. Kısa bir süre içinde uygulamaya konulacak olan bu sistemde, ITF müfettişleri denizcilere kıyı izninin kullandırılmadığı ya da gemilerini terk etmelerine izin verilmediği durumları kaydedecekler. Bu, ITF’in, 2005 yılında Uluslararası Gemi ve Liman Tesisleri Güvenliği (ISPS) Kodunda yer alan, daha sıkı güvenlik önlemlerinin yol açtığı sonuçlarla ile ilgili yapmış olduğu araştırmanın üzerinde yükselecek olan kapsamlı bir bilgi veritabanının geliştirilmesine yardımcı olacak. Araştırmaya katılmış olan denizcilik sendikalarının yüzde 58’i üyelerine kıyı izninin kullandırılmadığını belirtmişlerdi –özellikle ABD limanlarda sorunlar yaşanmaktaydı. Bu durum ISPS kodunun, devletlerin, denizcilerin kıyı iznini ve tıbbi bakım dahil, kıyıda yer alan denizcilere yönelik sosyal tesislere erişim ihtiyacını “tam olarak gözetmeleri” gerektiğini açık bir biçimde şart koşuyor olmasına karşın ortaya çıkmıştı. ITF’in Denizciler Kolu Sekreteri Jon Whitlow şöyle dedi: “Denizcilik sektöründe güvenliğin iyileştirilmesine yönelik önlemler, denizcilerin insan haklarını koruyup, gözeten bir biçimde uygulanmalı. Bu haklar denizcilerin kıyı izninden faydalanmalarını da içermektedir. Yeni raporlama sistemi bizlere sorunun boyutlarını gösterecek ve ISPS Kodunun ve güvenlikle ilgili önlemlerin kurallara uygun bir biçimde uygulanmalarını sağlamamıza yardımcı olacak.” Şeysel Adaları Terkedilmiş mürettebat birikmiş ücretleri için açtığı davayı kazandı Şeysel Adaları’nda bir limanında terk edilmiş olan 18 kişilik mürettebat, ödenmemiş ücretleri için açtıkları davayı, ITF’in yaptığı müdahale sayesinde, 2006 yılının Ağustos ayında kazandı. Sen Kitts ve Nevis bandıralı kargo gemisi Al Manara’nın mürettebatı, 2006 yılının Şubat 6 ITF Denizciler Bülteni 2007 ayında, Port Victoria’da terk edildiler. Gemiciler, motorunda sorunlar yaşanan ve 18 gündür akıntı ve rüzgarla sürüklenmekte olan gemi en sonunda Şeysel Adaları yetkilileri tarafından limana çekildikten sonra, yiyeceksiz ve susuz bir halde, kaderleriyle baş başa bırakıldılar. Birleşik Arap Emirlikleri’nde yaşayan bir Iraklı’ya ait olan gemi, kömür yüklü olarak Somali’den Dubai’ye doğru gidiyordu. Geminin mürettebatı Etiyopya, Hindistan ve Sudan dahil, farklı ülkelerden gelen gemicilerden oluşuyordu. Edinilen bilgiye göre, ITF tarafından temas edilen gemi sahibi, mürettebatın içinde bulunduğu duruma “kayıtsızdı”. Buna karşılık, gerek Deniz Havarileri (AOS), gerekse de ITF’in sağladığı yardımlarla mürettebatın acil ihtiyaçları karşılandı. Bayrak devleti Sen Kitts ve Nevis uluslararası gemi sicili, ITF’in yaptığı baskının ardından, AOS’ye bağışta bulunmayı kabul etti. Mürettebat üyeleri, 2006 yılının Haziran ayında kendilerini temsil etmesi için bir avukat temin eden ITF’in yardımıyla, birikmiş ücretlerini alabilmek için bir dava açtılar. Şeysel Adaları’ndaki bir mahkeme, 18 Ağustos’ta, “Mürettebatı, çok büyük cezalar, hatta hapis cezası tehlikesi karşısında aldıkları cesur tavır nedeniyle kutlamak gerekiyor.” mürettebatın birikmiş ücretleri karşılığında 107.000 ABD doları almaları gerektiğine hükmetti. Mürettebatın çoğu derhal evlerine geri gönderildi; iki gemici, geminin 2006 yılının Eylül ayının sonlarına doğru satılmasına kadar –gemiye 558.000 ABD dolar değer biçildi- gemide kaldılar. Birikmiş ücretler bu satıştan elde edilecek gelirle ödenecek. Avustralya Bayrak değiştirme nedeniyle yaşanan iş uyuşmazlığı istihdam anlaşmasıyla sonuçlandı Bir Avustralya gemisinin, taşıdığı bayrağı değiştirmeye yönelik planlarının ardından, denizcileri işten çıkarmasıyla 2006 yılının Temmuz ayında ortaya çıkan uyuşmazlık, anlaşma ile sonuçlandı. Kargo gemisi Stolt Australia’nın Avustralyalı mürettebatı, kendi yerlerine denizaşırı ucuz emek gücünün kullanılması ve geminin sicilinin elverişli bayrak, vergi cenneti Cayman Adaları’na aktarılması planlarına karşı, gemide bir protesto eylemi düzenlediler. Ancak, Stolt ile ITF üyesi Avustralya Denizcilik Sendikası (MUA) arasında varılan ve geminin Avustralya’dan alınıp Singapur’da kuru havuza çekilmesini öngören anlaşmaya göre, Avustralyalı mürettebat Singapur’dan ülkelerine geri gönderilinceye kadar işlerini koruyacaklar. Bu gemiciler daha sonra gemi yönetim şirketi ASP Ship Management Pty Ltd’nin Avustralyalı gemi filosunda istihdam edilecekler. Yeni çalışma yasaları uyarınca mürettebata karşı açılmış olan davadan ve gündeme getirilmiş olan para cezası tehdidinden de vazgeçildi. Taraflar, Stolt’un, MUA, Avustralya Sendikalar Konseyi ve ITF’le gelecekte, Avustralya gemicilik sektörüne Avustralya lisanslı ve mürettebatlı gemilerle katılmayı sürdürmesi konusunda bir strateji geliştirmek üzere işbirliği yapacağı taahhüdünü de içeren, bir dizi başka önemli alanda da anlaşmaya varıldılar. MUA Ulusal Sekreteri, ITF’in Başkan Yardımcısı ve ITF Liman İşçileri Kolu Başkanı Paddy Crumlin şunları belirtti: “Mürettebatı, yeni Howard hükümetinin çalışma yasaları uyarınca öngörülen çok büyük cezalar, hatta hapis cezası tehlikesi karşısında aldıkları cesur tavır nedeniyle kutlamak gerekiyor. Onlar Avustralya gemiciliği ve Avustralyalı denizciler adına tavır aldılar ve eylemleriyle medyada geniş yer buldular, toplumsal ve siyasi destek kazandılar.” Howard hükümeti döneminde Avustralya bayrağı taşıyan gemi sayısı 78’den 52’ye düşerek neredeyse yarı yarıya azaldı –her yıl ortalama iki gemi elverişli bayrak sicillerine kaybedildi. Justin Tallis/reportdigital.co.uk İşçi sağlığı ve iş güvenliği ITF işverenleri ve hükümetleri yorgunluk sorunu karşısında uykudan uyanmaya çağırıyor Cardiff Üniversitesi’nin Mesleki Psikoloji ve Sağlık Psikolojisi Merkezi tarafından hazırlanan bir rapor, yorgunluğun gemicileri, gemileri ve çevreyi tehlikeye soktuğu denizcilik sektörünün içinde bulunduğu kaygı verici durumu daha açık bir biçimde gözler önüne serdi. ITF tarafından hazırlatılan, “Yeterli Sayıda Mürettebat ve Denizcilerin Yaşadığı Yorgunluk: Uluslararası Perspektif ” başlıklı rapor, 2007 yılının Ocak ayında, Londra’da, Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) eğitim ve vardiya standartları (STW) komitesine sunuldu. Rapor, diğer sektörlerle kıyaslandığında, gemiciliğin bu sorunu ele alma konusunda ne kadar geride kalmış olduğunu gözler önüne seriyor. Kısa bir süre önce yapılmış olan araştırmanın perspektifini, uluslararası bulguları ve diğer ulaştırma sektörlerinin soruna nasıl yaklaştıklarını inceleyerek genişletiyor. Denizcilikte yorgunluğun varolduğunu gösteren çok sayıda kanıtın bulunduğunu, buna karşın sektörün bu sorunu denetlemek ya da ortadan kaldırmak için kaynak ayırmak konusunda isteksiz davrandığını saptıyor. Raporda, haftada 98 saat çalışmaya izin veren denizcilik düzenlemeleri ile kıyasla, örneğin sivil havacılık sektöründe uçuş süresinin Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü tarafından bir aylık süre için 70 ile 100 saat arasında değişen (bu süre farklı ülkelerin uyguladıkları kurallara göre değişiklik gösteriyor) bir sınırlamaya tabi tutulduğu belirtiliyor. Bu rapor, ITF tarafından denizde yorgunluğa karşı 2006 yılının Ağustos ayında başlatılmış olan yeni bir kampanyanın parçası olarak hazırlatıldı. ITF, denizde yorgunluk –ve büyük ölçüde onun başlıca nedeni olan eksik mürettebat bulundurma- sorununu çözmek için yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyor. Amaç, yeterli sayıda hükümeti, IMO’nun bu konuda harekete geçmesi gerektiğine ikna etmek. bu olumsuz baskıları göz ardı ediyorlar ve mürettebat düzeylerini rekabetçi hesaplar üzerinden belirliyorlar.” Bainbridge sözlerini, üye sendikalardan yorgunluk nedeniyle yaşanan kazaların ya da yaralanmaların ayrıntılarını ITF’e göndermelerini isteyerek sürdürdü. ITF tarafından hazırlatılan rapora göre, sektörde çalışma saatlerini düzenlemek ve bu düzenlemeleri uygulamaya koymak konusunda çok sınırlı bir ilerleme sağlanabilmiş durumda. Bu, evden uzakta geçirilen çok uzun sürelere, denizcilerin sağlığı için uzun dönemde ortaya çıkardığı bariz risklere ve yorgunlukla kazalar arasındaki belirgin ilişkiye uygun düşmemektedir. Endişe verici Rapor, aynı zamanda, denizcilerin gemide güvenliği ve sağlığı tehlikeye atan baskılara boyun eğdikleri yerlerde, endişe verici sahte kayıt tutma olgusuna da ışık tutuyor. Rapor, denizcilikte yorgunluğun, gemilerde gerçekçi mürettebat düzeyleriyle desteklenen bir güvenlik kültürünün ve düzenlemeye yönelik daha sağlıklı bir tutumun geliştirilmesini teşvik eden, bütünsel bir yaklaşımla ele alınması çağrısı yapıyor. Araştırmanın bulgularını yorumlayan John Bainbridge şunları söyledi: “Bu rapor, zaten bildiğimiz şeyi teyit ediyor. Denizciler genellikle çok uzun saatler boyunca çalışıyorlar, kendilerini ve deniz çevresini tehlikeye atıyorlar. Denizcileri riske atmaya son vermenin ve diğer sektörlerin en iyi uygulama örneklerinden dersler çıkarmanın zamanı geldi.” “Yeterli Sayıda Mürettebat ve Denizcilerin Yaşadığı Yorgunluk: Uluslararası Perspektif ” ITF’in web sitesinde www.itfglobal.org/pressarea/index.cfm/pressdetail/1133 adresindeki “İlgili Belgeler”in (Related Documents) üzeri tıklanarak temin edilebilir. Hayal kırıklığı Denizciler Kolu Sekreter Yardımcısı John Bainbridge, bu girişimi başlatırken, ITF’in, özellikle de şimdi artık daha fazla sayıda ülke yorgunluğu çok sayıdaki deniz kazasında başlıca bir etken olarak tanırken, mevcut düzenlemelerin uygulanış biçimi karşısında derin bir hayal kırıklığı içinde olduğunu söyledi. Bainbridge, gerçekçi olmayan sayılarla mürettebat istihdam etmenin yorgunluğa yol açışının en bariz örneklerinin iki-köprü ya da tek başına nöbet sistemlerinin olduğunu belirtti. Bainbridge, birçok şirketin artan iş yükü ve gidiş-dönüşlerin hızlanmasıyla birlikte denizcilerin sorunlarının arttığının farkında olduğunu sözlerine ekledi. “Bununla birlikte, ne yazık ki, çok fazla sayıda bayrak devleti ve denizcilik şirketi, denizciler üzerinde oluşan “Çok fazla sayıda bayrak devleti ve denizcilik şirketi, denizciler üzerinde oluşan bu olumsuz baskıları göz ardı ediyorlar ve mürettebat düzeylerini rekabetçi hesaplar üzerinden belirliyorlar.” ITF Denizciler Bülteni 2007 7 Turistik yolcu gemiciliği Hollanda limanına pahalı ziyaret Turizm gemisi Mona Lisa’nın (resmi yukarıda) sahipleri, 2006 yılında Hollanda’nın Amsterdam turistik gemi limanına yaptıkları ilk ve tek ziyareti kolay kolay unutamayacaklar. Rotterdam’daki ITF Koordinatörü Ruud Touwen tarafından yapılan olağan teftişlerden birinde, Yunanlı denizciler sendikası PNO ile gemi sahipleri arasında imzalanmış olan ITF turizm gemileri toplu iş sözleşmesinin gereklerinin yerine getirilmediği ortaya çıktı. Güverte ve makine dairesi bölümlerinde çalışan ve büyük ölçüde Endonezyalı ve Filipinli gemicilerden oluşan mürettebat, almaları gereken ücretin ancak üçte birini alıyorlardı. Usta gemiciler ise Birikmiş tutar Talep edilen toplam tutar, mürettebatın sözleşmelerinin bitiminde ödenmesi gereken izin bedelleri dışında, yalnızca birkaç aylık bir süre için, yaklaşık 100.000 ABD dolarını buluyordu. Bu tutar, tam iki hafta sonra, Almanya’da, Cuxhaven limanında ödendi ve Touwen ödemenin yapıldığına bizzat şahit oldu. Alman şirketi Holiday Kreuzfahrten tarafından kiralanmış olan gemi, yaz aylarında Batlık Denizi’nde ve Norveç kıyılarında faaliyet gösteriyor. Baltık Denizi Kampanya Avrupalı gemilerde daha iyi koşulların sağlanması için çağrı ITF ve ETF, Avrupalı gemilerdeki kötü çalışma koşullarının ve denizcilerin maruz kaldıkları ayrımcılığın üstesinden gelebilmek için büyük bir kampanya başlattılar. Kampanyanın duyurusu, 2006 yılının Kasım ayında, Belçika’da, Brüksel’de yapılan ve 17 Avrupa ülkesinden gerek sendikacıların, gerekse de işverenlerin, Avrupa Komisyonu yetkililerinin ve Avrupa Parlamentosu üyelerinin katıldıkları, bir Avrupa feribot konferansı sırasında yapıldı. Katılımcılar, AB feribot sektörünün belirsizliklerle dolu geleceğini ele almak üzere bir araya gelmişlerdi. Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’nun Konfederal Sekreteri Joel Decaillon, birkaç Avrupa Parlamentosu üyesi, ve diğer politika yapıcılar bu girişime tam destek verdiklerini ifade ettiler. Delegeler, kampanyanın ana odağına vurgu yaparak, bazı AB bandıralı gemilerde uygulanan ayrımcı ücretleri ve istihdam koşullarını, AB’nin denizcilikte beceri tabanını kaybetmesi olasılığını ve insan onuruna yakışan çalışma koşullarının ancak denizcilerin karada çalışan işçileri kapsayan toplumsal düzenlemelerin bir çoğunun kapsamına alınmaları durumunda güvence altına alınabileceğini tartıştılar. ETF Genel Sekreteri Eduardo Chagas, “Politika yapıcıları, geçici işçiliğin payının artmasının Avrupalı denizcilerin çalışma koşulları üzerinde yarattığı etkiler konusunda bir çok kez uyarmış olan sendikaların sabrı sona erebilir. Eğer yumuşak yaklaşım başarılı sonuç vermezse, bizler daha güçlü bir yaklaşım geliştirmeyi düşüneceğiz. Denizcileri üçüncü sınıf yurttaşlar olarak gören anlayışı ortadan kaldırmamız gerekiyor,” dedi. 8 anlaşmayla belirlenmiş olan 1.550 ABD doları yerine ayda 575 ABD doları alıyorlardı. Şirket yönetimi ve PNO ile derhal temasa geçildi ve bu kapsamda yer alan 52 denizci için talepte bulunuldu. ITF Denizciler Bülteni 2007 Yoğun teftişler gemicilerin ücretlerinin tahsil edilmesini sağladı ITF’in 9-13 Ekim 2006 tarihlerinde düzenlenen Baltık Eylem Haftası sırasında, iki yüz gemi teftiş edildi, üç toplu iş sözleşmesi imzalandı ve gemicilere 471.000 ABD doları tutarındaki birikmiş ücretlerinin ödenmesi sağlandı. Geçen yıl yapılan Baltık kampanyasının sloganı, “Baltık’ı Temiz Tut!”tu. Kampanya, standart altı gemiciliği hedef almayı ve sendikal örgütlenmeyi güçlendirmeyi amaçlıyordu ve dokuz ülkeden -Almanya, Danimarka, İsveç, Finlandiya, Rusya, Estonya, Letonya, Litvanya ve Polonya- ITF üyesi sendikaları kapsıyordu. Teftişleri, farklı milliyetlerden ve içinde hem liman işçilerinin, hem de denizcilerin temsilcilerinin yer aldığı teftiş ekipleri gerçekleştirdi. Estonya’nın Tallinn şehrinde, düzenli olarak raporlar ve brifingler yayınlamakla sorumlu olan bir eşgüdüm merkezi kuruldu. Estonya’daki ITF Müfettişi Jaanus Kuiv, “Teftiş ekipleri her gün ortalama 40 teftiş yaptılar ve bu büyük bir işti,” dedi. “Müfettişlerin hızlı ve verimli bir biçimde iletişim kurmaları ve eşgüdüm merkezinin sağladığı koordinasyon, çok iyi ve başarılı bir etkinliğin ortaya çıkmasıyla sonuçlandı.” Hindistan Denizciler emeklilik fonlarına 21 milyon ABD dolarının geri konulmasını sağladılar Binlerce denizci, dört yıllık bir mücadelenin ardından, emeklilik fonlarından dolandırıcılık yoluyla alınmış olan 21 milyon ABD dolarının telafi edildiğini görecekler. ITF üyesi Hindistan Ulusal Denizciler Sendikası ve Hindistan İleri Deniz Adamları Sendikası bu paranın Denizciler İhtiyat Fonu’na geri verilmesi için kampanya yürütüyorlardı. Denizcilerin yaptıkları ödemelerle oluşturulmuş olan bu fon, emeklilikleri sırasında işçilere yardımcı olmayı amaçlıyor. Ne var ki, 2002 yılının Mayıs ayında fondaki paranın zimmete geçirilmiş olduğu ortaya çıktı; daha sonra fonun Yöneticisi tutuklandı ve yargı önüne çıkarıldı. En sonunda Hindistan hükümeti, 2006 yılının Kasım ayında, sendikalar tarafından kesintisiz bir biçimde yürütülmekte olan kampanyaya ve ITF’ten gelen baskıya –ITF Genel Sekreteri David Cockroft konuyu Hindistan hükümetiyle görüşmüştü- boyun eğdi ve bu parayı geri ödemeyi kabul etti. ITF’in Asya/Pasifik Bölgesi Sekreter Yardımcısı Mahendra Şarma şunu belirtti: “Paranın ihtiyat fonuna geri verilmesi Hintli denizciler açısından büyük bir zafer. Her iki sendika tarafından etkili bir biçimde yürütülen kampanya en nihayetinde sonuç verdi.” Arjantin Kumarhane gemisinde çalışan işçilerin zaferi Bir denizcilik sendikasının, Arjantinli bir kumarhane gemisinde çalışan işçileri temsil etmek için verdiği uzun süreli mücadele sonuç verdi. En sonunda bu işçilerin denizci oldukları kabul edildi ve sendikaya üye olmalarına izin verildi. ITF üyesi Sindicato de Obreros Marítimos (SOMU), İspanyol çokuluslu şirketi CIRSA’nın bir parçasını oluşturan Casino Buenos Aires SA’ya ait, yüzen bir kumarhane olan Estrella de la Fortuna’da çalışan tayfaları temsil edebilmek için mücadele ediyordu. İşverenle yapılan görüşmeler, en sonunda, 2006 yılının Mayıs ayında, işçilerin SOMU tarafından temsil edilmelerine izin veren ve Kısa kısa onlara denizcilerle aynı ücret ve çalışma koşullarını sağlayan bir anlaşmayla sonuçlandı. Bu işçiler daha öncesinde, denizciler için belirlenmiş olan uluslararası kriterlerin çok altında kalan koşullar içeren bir sözleşmeyi kabul etmiş olan, denizcilik sektörü dışındaki bir sendika tarafından temsil ediliyorlardı. 2005 yılının Nisan ayında, Brezilya’da, Rio de Janeiro’da yapılan ITF Denizciler Kolu Konferansı, SOMU’ya ve sendikanın bu işçilerin denizci olarak kabul edilmeleri gerektiğine ilişkin talebine destek veren bir acil karar önergesini kabul etti. Aynı zamanda ITF, Arjantin hükümetine yüzen kumarhanelerde çalışan tayfaları denizcilerle aynı statüye oturtması ve SOMU ile Casino Buenos Aires SA’nın pazarlık masasında bir araya gelmelerine yardımcı olması çağrısını yaptı. Ayrıca, ITF üyesi denizcilik sendikalarına, Arjantin çalışma bakanlığına destek mektupları göndererek dayanışma eylemi düzenlemeleri çağrısı yapıldı. SOMU Genel Sekreteri Enrique Omar Suárez şöyle dedi: “Bir yanda denizcilik sendikalarının, Genel Emek Konfederasyonu’nun, Arjantin Ulaştırma İşçileri Konfederasyonu’nun ve diğer yanda şikayetimize arka çıkan ITF’in paha biçilmez desteği ile altı yıllık mücadelemiz sona ermiş oldu.” Toplu iş sözleşmesinin bağıtlanmasına yönelik görüşmeler önümüzdeki haftalarda sonuçlandırılmış olacak. Dayanışma eylemi Filipinli gemiciler liman işçilerinin desteği sayesinde zafere ulaştılar Filipinli denizcilerden oluşan mürettebat, bir ABD limanında yaptıkları grev başarıyla sonuçlanınca, 200.000 ABD dolarından fazla birikmiş ücretlerinin ödenmesini sağladılar. Limanda çalışan ABD’li liman işçileri, grev gözcülerinin bulundukları yerin ötesine geçmeyi reddederek, greve destek verdiler. Panama bandıralı Endless’ta çalışan 18 Filipinli gemici, 2006 yılının Eylül ayında, Kaliforniya’daki Long Beach limanında, ücretlerinin ödenmemesini protesto etmek için dört gün süreyle grev yaptılar. 7.000’den fazla ABD’li liman işçisini temsil eden, ITF üyesi Uluslararası Yükleme, Boşaltma ve Depolama Sendikası (ILWU) ve Los Angeles ve Long Beach limanlarının denizcilik camiası bir bütün halinde bu protestoya destek verdiler. Aynı zamanda Long Beach’de çalışan ILWU üyeleri, dökme yük gemisinin kargosunu taşımayı reddederek, grev gözcülerine saygı gösterdiler. ITF Müfettişi Rodolfo Vidal, Yunanlı bir gemi sahibine ait olan gemi, Arjantin’in San Lorenzo limanına yanaştığında, denizcilere ücretlerinin eksik ödendiğini fark etti. Bütün bir hafta sonu boyunca yapılan görüşmelerin ardından, gemi sahibinin, mürettebata kara listeye alınmayacakları sözünü vererek, toplam olarak 227.000 ABD doları tutarında ödeme yapmayı ve gemicileri evlerine geri göndermeyi kabul ettiği bildirildi. ITF Liman İşçileri Kolu Sekreteri Frank Leys şunları söyledi: “Liman işçileri, denizcilere yardımcı olmayı sürdürecekler. Bunu bu kez yaptık ve eğer bir dahaki sefere yapmamız gerekirse, yine yapacağız.” ITF Denizciler Özel Bölümü Sekreteri Stephen Cotton şunları ekledi: “Liman işçilerinin sağladığı dayanışma, ITF’in elverişli bayraklar kampanyasının tam kalbinde yer alıyor. Onların verdiği destek bu sonucun ortaya çıkmasını sağladı, denizcilerin hakları olan parayı almalarına yardımcı oldu.” ITF eylemde Eksik ücret alan gemicilere 130,000 $ Panama bandıralı kimyevi madde tankeri Nicos A’nın 28 kişilik mürettebatının bir bölümü (solda) ITF’in kendileri için ödenmemiş 130.146 ABD doları tutarındaki ücretlerini tahsil etmesinin ardından, kutlama yapıyorlar. ITF Müfettişi Rodolfo Vidal, Yunanlı bir gemi sahibine ait olan gemi, Arjantin’in San Lorenzo limanına yanaştığında, denizcilere ücretlerinin eksik ödendiğini fark etti. ITF, gemide çalışan, dört farklı milliyetten (Filipinli, Rus, Sri Lankalı ve Ukraynalı) gemicilere ayrımcı ücretler ödendiğini ve kimi durumlarda ödenen ücretlerin Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından belirlenmiş olan asgari ücretlerin dahi altında kaldığını tespit etti. ITF Denizciler Bülteni 2007 9 Kısa kısa Ürdün Liman işçilerinin desteği denizcilerin birikmiş ücretlerinin ödenmesini sağladı Liman işçilerinin, Ürdün’ün bir limanında gerçekleştirdikleri dayanışma eylemi, denizcilerin büyük tutarda birikmiş ücretlerini almalarını sağladı. ITF üyesi Ürdün Liman İşçileri Sendikası’nın üyelerinin, 2006 yılının Eylül ayında, Magic Swan’ adlı gemide çalışan denizcilerden gelen yardım çağrısına karşılık vermelerinin ardından, 15 kişilik Arap, Ukraynalı ve Letonyalı denizciden oluşan mürettebat, 103.000 ABD doları tutarındaki alacağını tahsil etti. Mürettebat, gemileri Mısır’da, Port Said’deyken, ITF Denizciler Bülteni’nde yer alan temas bilgilerinin yardımıyla, gerekli uyarı işaretini verdi. Gemi, bir sonraki durağı olan Ürdün’ün Akaba limanına ulaştığında, denizcilerin ücretleri ödeninceye karada gemiyi boşaltmayı ve gemiye yakıt vermeyi reddeden grevci liman işçileri tarafından karşılandı. Bu eylem, işverenle üç gün süren ve mürettebata birikmiş ücretlerinin tamamının ödenmesini sağlayan görüşme sürecini başlattı. Liman İşçileri Sendikası Başkanı Muhammed Hraisat, liman işçilerinin hızla tepki vermiş olmalarının, üyelerinin ITF’in elverişli limanlar konusunda düzenlediği, dayanışma eyleminin önemini vurgulayan bir seminere katılmış olmalarının doğrudan bir sonucu olduğunu öne sürdü. ITF’in Arap Dünyası Bürosu’ndan Bilal Malkawi şunu belirtti: “ITF’in bölgedeki etkinlikleri sendikaların, bu örnekte olduğu gibi, küresel düzeyde dayanışma eylemlerine katılacak kapasiteyi geliştirmelerine yardımcı oluyor.” ILO Yeni denizcilik ‘haklar bildirgesi’nin onaylanması için çağrı ITF, devletleri, denizcilerin çalışma koşullarında önemli iyileşmeler sağlayacak olan bir sözleşmeye onay vermeye çağırıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından kabul edilen, Denizcilik Çalışma Sözleşmesi 2006, ILO üyesi devletler tarafından, kendi ulusal yasalarına dahil edilerek yürürlüğe konulduktan sonra, denizciler için kapsamlı ve uygulanabilir bir “haklar bildirgesi” işlevi görecek. Onay sürecinin hızlanmasına yardımcı olabilmek için, dünyanın dört bir yanında, hükümetlerle –ITF’in de aktif bir rol oynadığı- bir dizi üst düzey toplantı düzenleniyor. Sözleşme, limanlardaki devlet denetim görevlilerinin, gemileri mürettebatlarına sundukları çalışma ve yaşama koşullarının yetersiz olduğu gerekçesiyle alıkoyma yetkisini güçlendirecek. Sözleşmenin hükümleri gereğince, gemi kaptanının, bayrak devleti tarafından hazırlanmış, işverenin üzerinde anlaşmaya varılmış çalışma standartlarına uygun davrandığını gösteren sertifikaları ibraz edebiliyor olması gerekecek. Aynı zamanda, denizcilere, en azından aylık bazda ücret ödendiğinin ve günde en az 10 saat (haftada 77 saat) süreyle dinlenmelerinin sağlandığının da kanıtlanması gerekecek. Sözleşme, kalınan yerlerle ilgili olarak, odaların boyutları, ısıtma ve havalandırma standartları da dahil, kesin ve apaçık koşullar içeriyor. Denizcilere, örneğin, hastalık, yaralanma ve gemi sahibinin ödeme güçlüğü içine düştüğü durumlarda, uygun tıbbi bakımın ve evlerine geri gönderilmelerinin sağlanması hakkını veriyor. Sözleşme, her şeyin yolunda gitmesi durumunda, önümüzdeki birkaç yıl içinde yürürlüğe girecek. ITF Denizciler Vakfı Sierra Leone’de yeni merkezin inşaatına başlandı Sierra Leone’de, 2006 yılının Aralık ayında yapılan, yeni bir denizciler merkezinin temel atma törenine ülkenin ileri gelenleri ve sendika temsilcilerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. Freetown limanında başlayan inşaat çalışması, Sierra Leone için Ulusal Sosyal Yardım Komitesi tarafından iki yıl önce hazırlanmış olan planları hayata geçiriyor. Bu komite, sendika, kilise, hükümet ve liman otoritesi temsilcilerinden oluşuyor. ITF’in Denizciler Vakfı’nın yaptığı bağışla desteklenen yeni merkez, kısa süreli ziyarette bulunan denizcilere hem internet erişimi, bir bar ve lokanta, hem de oyunlar ve eğlence tesislerini içeren bir dizi hizmet sunacak. Merkezin yıl sonundan önce tamamlanması ve faaliyete Avustralya’da oturma grevi Filipinli mürettebat minnettarlığını gösterdi Kuwaiti Saudi Livestock’a ait olan ve bu şirket tarafından işletilen, Kuveyt siciline kayıtlı Mawashi al Gasseem’in mürettebatı, 2005 yılında, Avustralya’da, Adelaide limanında gerçekleştirdikleri destansı bir sekiz aylık oturma grevinin ardından, Filipinler’deki evlerine geri döndüklerinde birikmiş ücretlerini alınca çok sevindiler. Gemicilerin açmış oldukları dava, bir federal mahkeme tarafından, nihayet sonuçlandırıldı ve mahkeme, gemicilere ücretleri ve eve geri dönüş masrafları karşılığında, toplam 700.000 ABD dolarının ödenmesine karar verdi. Mürettebatın çoğu Filipinler’deki Cebu Adası’ndan ve yerel ITF Müfettişi Joselito Pedaria, bürosuna birikmiş ücretlerini almak için gelen gemicilerin ITF’e ve Avustralya Denizcilik Sendikası’na (MUA) olan minnettarlıklarını özellikle ifade ettiklerini bildiriyor. Pedaria, “Bazıları, ITF’e ve MUA’ya teşekkür etmek için büroma birkaç kez geldi,” diyor. 10 ITF Denizciler Bülteni 2007 geçmesi bekleniyor. ITF Denizciler Vakfı’ndan Tom Holmer şunları söyledi: “Bu merkez, halihazırda Batı Afrika’da denizcilerin mutluluk ve sağlık içinde yaşamalarını sağlamak için gösterilen çabaların tipik bir örneğini oluşturuyor. Denizcilik sektörüyle ilgili grupların oluşturdukları bir koalisyon tarafından desteklenen, içinde çeşitli tesislerin yer aldığı küçük binalar, limanda uzun süreyle kalmayacak olan denizcilere sıcak bir karşılama sağlıyor.” Benzer merkezler Kongo’da Pointe-Noire ve Fildişi Sahilleri’nde San Pédro limanlarında inşa edildi; 2007 yılında, Liberya’nın Monrovia limanında da bu türden bir merkezin inşa edilmesi planlanıyor. Ödenmemiş ücretler Rus mürettebat için büyük tahsilat Letonyalı bir gemi işletmecisi şirketle Rus mürettebatı arasında uzun süredir devam etmekte olan uyuşmazlık, denizcilerin ödenmemiş ücretlerinin, 2007 yılının Şubat ayında ödenmesinin ardından, çözüme bir adım daha yaklaştı. Uyuşmazlık, denizcilerin toplam tutarı 293.000 ABD doları olan ödenmemiş ücretlerini alabilmek için, yanlarında iki ITF müfettişi olduğu halde, Jamaika bandıralı Merchant Brilliant’ta oturma eylemine başlamalarıyla bir dönüm noktasına geldi. İki müfettiş, Ken Fleming ve Bill Anderson, mürettebatın talebi üzerine, Britanya’nın Heysham limanına demirlemiş olan gemide kaldılar. Şirket -ADG Shipmanagement SIA- ile mürettebat, ITF’in görüşmelerde yardımcı olmasının ardından, gemicilerin evlerine geri gönderilmeleri ve ödenmemiş ücretleri konusunda bir anlaşmaya varmışlardı. Ne var ki, bu anlaşmanın gerekleri, beklendiği şekilde, gemi Heysham’a gittiği ve gemi sahibinin temsilcilerinin bu limana geldikleri zaman yerine getirilmedi; işveren temsilcileri gerekli ödemeyi yapmadılar ve mürettebata gözdağı vermeye başladılar. Ken Fleming’in bildirdiğine göre, mürettebat üyeleri “kırk kapının ipini çekmek” zorunda bırakıldılar. Her şeye karşın, en sonunda kendilerine birikmiş ücretlerinin 137.000 dolarlık bölümü ödendi; yedi mürettebat üyesi taleplerini geri çektikleri için bu tutar ilk başta hesaplanmış olan tutardan daha azdı. ITF, gemiyi kiralamış olan Norfolkline’ın kendisini ADG Shipmanagement SIA’nın tutumundan ayırma yönünde verdiği kararı memnuniyetle karşıladı. İrlanda’nın Dublin şehrinde yerleşik ITF Müfettişi Ken Fleming şunu belirtti: “Bu ödeme, bu çirkin uyuşmazlığı sonuçlandırmak ve arkamızda bırakmak yolunda atılmış ilk önemli adımdır. Bir sonraki adım ise bütün mürettebat üyelerini evlerine göndermek olacak.” Grev Karadeniz’de dayanışma Bahama bandıralı Coral Sea’nin Ekvatorlu mürettebatı, Romanya’nın Konstanta limanındaki grevin ardından, ücretler, çalışma koşulları ve haksız muamele konusunda elde ettikleri başarıyı kutluyor. 2006 yılının Kasım ayında yapılan beş günlük –kamyonların rıhtımı bloke etmelerine yol açan– iş bırakma eyleminin ardından denizciler, yaptıkları eylemler nedeniyle herhangi bir yaptırım uygulanmayacağını belirten bir teminat mektubu, yiyeceklerin kalitesinin iyileştirileceği ve kaptanın ve baş makinistin değiştirileceği sözüyle birlikte, yaptıkları fazla mesailer karşılığında hak etmiş oldukları ödenmemiş ücretlerini nakit olarak aldılar. Yukarıda resmi yer alan mürettebat, özellikle Romen sendikalarına ve ITF Müfettişi Adrian Mihalcioiu’ya vermiş oldukları destek için müteşekkirler. ITF Denizciler Bülteni 2007 11 ITF’in elverişli bayraklara ve standart altı gemiciliğe karşı kampanyası: 2006 için olgular ve rakamlar 2006 yılında dünya filosundaki 12.335 geminin mürettebatı ITF’in Özel Denizciler Kolu ve onun müfettiş ekibiyle bir biçimde ilişkiye geçti. Bir önceki yıl 9.860 gemiyi teftiş etmiş olan Müfettişler, 2006 yılında toplam 10.557 gemiyi teftiş ettiler. ITF kampanyası 18,71 milyon ABD doları tutarında birikmiş ücretin ve tazminatın tahsil edilmesini sağladı. Teftişlerin yüzde seksen dördü, kötü bir sicile sahip olan gemilere özel önem verilerek, elverişli bayrak gemilerine yapıldı. 2006’da ITF’in toplu iş sözleşmeleri kapsamında yer alan denizci sayısı 193.325’ti. 2006 yılında 8.161 elverişli bayrak gemisi ITF sözleşmesi kapsamına alındı ve 36 ülkede 1.386 yeni sözleşme imzalandı. ITF’in, dünya üzerinde 42 ülkenin limanlarında, 129 Müfettişi var. 2006 yılında ITF üyesi sendikalar ve elverişli bayrak gemilerinde çalışan gemiciler, ITF’in kampanyasını desteklemek üzere dört kıtada, 23 ülkede eylemler düzenlediler. Kısa kısa Küresel dayanışma Şilili filoda sözleşme bağıtlandı Üç kıtada bir ay boyunca sürdürülen yoğun etkinliklerle gerçekleştirilen bir ITF kampanyası, Şilili bir şirket olan Compañía Sudamericana de Vapores (CSAV) tarafından işletilen 19 gemide yeni toplu iş sözleşmelerinin imzalanmasını sağladı. 2006 yılının Kasım ve Aralık aylarında yürütülen bu ITF inisiyatifi, CSAV’nin elverişli bayrak filosu içinde ITF sözleşmesi kapsamında yer alan gemilerin sayısının yüzde 40 oranında artmasıyla sonuçlandı. Bu gemilerin yarıdan fazlası –bunlar asıl olarak Alman gemi sahiplerine uzun sürelerle kiralanmış konteynır gemilerinden oluşmaktadır- şimdi artık ITF sözleşmesinin öngördüğü koşullara sahipler. Şirketin 2006 yılının Haziran ayında kiraladığı gemilerinde mürettebata asgari standartları sağlamayı reddetmesinin ardından, ITF sendikaları gözlerini 130 gemiden oluşan filo üzerine çevirdiler –CSAV’nın kendi gemileri ya ulusal bayrağa kayıtlılar ya da zaten ITF sözleşmeleri kapsamında yer alıyorlar. Düzenlenen eylemler, sendikalar tarafından, 2006 yılının Aralık ayında, Rotterdam, Hamburg, Antwerp ve Le Havre limanlarında asgari çalışma standartları için eşgüdümlü olarak yürütülen bir kampanyayı da içeriyordu. Kampanya etkinlikleri, CSAV Rio Baker Hamburg’da kampanyacılarla karşılaştıktan sonra, gemi sahibi Oskar Wehr ile Marshall Adaları bandıralı üç gemi için ITF sözleşmesini müzakere eden Alman sendikası Ver.di’den liman işçilerini kapsıyordu. Aynı zamanda Hollandalı sendika FNV Bondgenoten üyeleri ve Ver.di üyesi liman işçileri de Liberya bandıralı Christiane Schulte’nin Rotterdam ve Hamburg’da rötar yapmasına neden oldular. Gemi, Antwerp’te ve Le Havre’da benzer bir eylem girişimine maruz kalmamak için rotasını değiştirdi. Rotterdam’da yapılan diğer bir eylem, bir başka CSAV Alman liman işçileri CSAV tarafından işletilen bir geminin önünde eylem yapıyorlar. Bkz. “Şilili filoda sözleşme bağıtlandı”. gemisinde ITF sözleşmesinin imzalanmasını sağladı. Ay boyunca Uzak Doğu’da ve Amerika kıtası boyunca daha düşük düzeyde birkaç protesto eylemi gerçekleştirildi. Bu eylemler Kıbrıs bandıralı Libra Ecuador’un Buenos Aires’te ve Marshall Adaları’na kayıtlı CSAV Callao’nun Yokohama ve Pusan’da rötar yapmasıyla sonuçlandı. “Bu, bütün gemi kiralayanlara, kiraladıkları gemilerin gerçek anlamda sendikal kapsamda yer almasını sağlamaları gerektiği konusunda yapılmış bir hatırlatmadır.” ITF Denizciler Özel Bölümü Sekreteri Stephen Cotton şunları söyledi: “Bu başarılı bir kampanyaydı ancak elbette daha hâlâ yapılması gereken pek çok şey var. ITF, CSAV’yi, bütün kiralamış olduğu gemilerin CSAV mülkiyetindeki gemilerle aynı koruma altında olmasını talep eden bir mutabakat zaptı imzalaması için sıkıştıracak. Bu arada, bütün dünyada ITF sendikalarının gözü, CSAV’nin olduğu belirlenen gemilerin üzerinde olmaya devam edecek.” Cotton şunları ekledi: “Bu, bütün gemi kiralayanlara, kiraladıkları gemilerin gerçek anlamda sendikal kapsamda yer almasını sağlamaları gerektiği konusunda yapılmış bir hatırlatmadır. 2007’de, gözümüz, diğer gemi kiralayan şirketlerin üzerinde olacak.” ITF’le ilgili güncel haberlere ve denizcilerle ilgili sendikal etkinliklere şu adresten ulaşabilirsiniz: www.itfglobal.org/seafarers/index.cfm ITF Denizciler Bülteni 2007 13 İnsan hakları Denizciler, dünya üzerindeki en çok sömürülen ve kötü muameleye maruz kalan işçi grupları arasında yer alıyorlar. ITF’in yeni raporu, ‘Gözden Irak, Gönülden de Irak’, buna rağmen denizcilerin içinde bulundukları kötü durumun, ana akım medyadan ve kamuoyundan çok az ilgi gördüğünü söylüyor. 14 ITF Denizciler Bülteni 2007 Gözden Irak Gönülden de Irak Martin Whitfield G emicilik dünyanın ilk küresel sektörüydü. Denizciler küreselleşmenin etkilerini, modern lojistiğin ve tedarik zinciri yönetiminin bulunmasından çok daha önce, gayet iyi biliyordu. Denizci olmayan insanlar için, herhangi bir limanda gezinmek, limandaki gemilerin kıçlarında yazılı olan isimlerin verdiği uluslararası tadın ve egzotik imgelerin zevkini çıkarmak için bir fırsattır. Gemideki mürettebat da, büyük olasılıkla, farklı milliyetlerden, harika bir kültür karışımı ile bir araya gelmiş, uluslararası bir mürettebat olacaktır. Ancak denizcilerin çoğu, gemideki yaşama ilişkin bu romantik tablonun –açık denizlerde, sizi sıcak bir biçimde karşılayan bir limandan ötekine yolculuk etmek- bir efsane olduğunu biliyorlar. Gemicilik büyük boyutlu bir iş. Dünya ticaret hacminin yüzde 90’nından fazlası deniz yoluyla taşınıyor. Tedarik zinciri yönetimi yalnızca bir ekonomik teori değildir –bu, konteynırların Çin’deki fabrikayı terk ettikleri andan itibaren, Avrupa’da ya da Amerika Birleşik Devletleri’nde açıldıkları güne kadar adım adım izlendikleri anlamına gelir. Kömür, demir, maden cevheri, çelik, otomobiller, kağıt, çimento, petrol ve gaz, dünyanın dört bir yanındaki tüketiciler için yer küreyi bir uçtan diğerine kat ediyorlar. Gemilerdeki çalışma yöntemleri ve koşulları, neredeyse kaçınılmaz bir biçimde, göze pek fazla görünmez; daha geniş kamuoyunun ilgisini üzerlerine yalnızca büyük bir kaza olduğunda ya da büyük boyutlu bir deniz kirliliği ortaya çıktığı zaman çekerler. Hatta o zaman bile, gözler asıl olarak dramatik kurtarma sahnelerine ya da üzeri yağla kaplanmış deniz kuşlarına çevrilir. Ancak perde arkasında, insanı dehşete düşürebilecek bir sömürü, kötü muamele ve suiistimal ortamı yer almaktadır. Denizde yaşam çokuluslu kapitalizmin keskin ağzında yer almaktadır –burada serbest piyasa çok az sınırlamanın ve kimi zaman da çok az ahlakın bulunduğu bir ortamda, bildiği gibi işlemektedir. ITF tarafından hazırlanan ve Birleşmiş Milletler’in bir denizcilik toplantısına sunulan bir referans belgesi, denizcilerin çok sık karşılaştıkları sorunlardan bazılarını, ana hatlarıyla ortaya koyuyordu. Örneğin, şu anda, ITF’in bilgisi dahilinde, gemi mürettebatının evlerinden uzaktaki limanlarda terk edilmiş oldukları 20 civarında vaka var. Hiç şüphe yok ki, dünyanın ITF Müfettişlerinin bulunmadığı bölgelerinde, bu türden daha başka bir çok vaka bulunmaktadır. Ya gemileri pahalı bir tamir gerektiren bir biçimde bozulmuştur ya gemi sahipleri iflas etmiştir ya da gemi hurda değerinden daha fazla borçlanmıştır –ve bütün bunlar gemicilik sektörünün bir hızlı büyüme yaşadığı dönemde olmaktadır. Daha çetin dönemlerde bu sayılar çok daha yüksek düzeylere ulaşmaktadır. 35 yaşındaki, Karayip adaları Sen Kitts ve Nevis siciline kayıtlı olan, ancak Somali ve Birleşik Arap Emirlikleri arasında çalışan paslı kova (kakalak) Al Manara, 2006 yılının başlarında, motorunun arızalanmasının ardından, en sonunda Şeysel Adaları Liman Otoritesi tarafından kurtarılıncaya dek, 18 gün süreyle, rüzgar ve dalgalar tarafından sürüklendi. Geminin hiçbir yasal belgesi yoktu ve sıçanlar ve hamamböcekleri tarafından istila edilmiş durumdaydı. Hintli, Burmalı, Somalili, Iraklı, Ukraynalı, Sudanlı ve Etiyopyalılardan oluşan karma mürettebat yedi aydır ücretlerini alamamıştı ve yiyeceksiz olarak kendi başlarına bırakılmışlardı. Bu türden bir vaka, zor durumda kalan denizcilerin ortak bir sorununun altını çiziyor –denizciler, karada çalışan herhangi bir işçiden çok daha karmaşık bir yasal durumla karşı karşıya kalıyorlar. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana genel “Perde arkasında, insanı dehşete düşürebilecek bir sömürü, kötü muamele ve suiistimal ortamı yer almaktadır. Denizde yaşam çokuluslu kapitalizmin keskin ağzında yer almaktadır –burada serbest piyasa çok az sınırlamanın ve kimi zaman da çok az ahlakın bulunduğu bir ortamda, bildiği gibi işlemektedir.” ITF Denizciler Bülteni 2007 15 İnsan hakları ITF tarafından 2006 yılında yayınlanmış olan “Gözden Irak, Gönülden de Irak” başlıklı rapor denizcilerin maruz kaldıkları insan hakları ihlallerini ele alıyor. Rapor burada anlatılan vakalar türünden kısa süre önce yaşanmış çeşitli örnekleri içeriyor. Raporun tamamı (yalnızca İngilizce olarak yayınlandı) şu adresten indirilebilir: www.itfglobal.org/infocentre/pubs.cfm/detail/2259 Çinli balıkçıların uğradığı vahşet Altı Çinli balıkçı, Amerika’nın Samoa Adaları’nda gemiden atladılar ve birkaç gün boyunca, kaptanları tarafından yakalanma korkusu içinde, dağlarda saklandılar. Şirketlerinin acentasından yardım istediler ancak hiçbir tavsiye alamadılar. Gittikleri polis karakolundan yüz geri edildiler ve en sonunda, ITF’i içinde bulundukları zor durum konusunda uyaracak olan Pago Pago Denizciler Merkezi’ne sığındılar. Gemiciler, kaptandan ve erkek kardeşi baş makinistten keyfi bir biçimde “her gün ara ara ve sistematik bir biçimde dayak yiyen” Tunago #61’in mürettebatının maruz kaldıkları aşırı fiziki eziyetle ilgili şahitlik yaptılar. Gemiciler, aynı zamanda, kendilerine bir silah taşıdığını ve güverteden aşağıya atılarak kolayca “ortadan kaldırılabileceklerini” söyleyen kaptandan ölüm tehditleri de alıyorlardı. Kaçırıldı mı, yoksa terk mi edildi? Arabian Victory adlı tankerde çalışan dokuz Hintli ve Ukraynalı gemici, Dubai’de, 45 gün boyunca, yiyecekleri, suları ve yakıtları olmadan, 40 derecenin üzerindeki yaz sıcağında terk edildiler. Kaptanın taze erzak istemi karşılıksız kaldı ve yerel liman otoritesine ve polise yapılan yardım çağrıları da bir sonuç vermedi. Tek yardım, gemicilere yiyecek ve su sağlayan Dubai Denizciler Misyonu’ndan geldi. En sonunda kaptan gemi sahiplerine herhangi bir Hindistan limanına gidip sığınmadan önce 48 saat süre verdi ve bu sürenin sonunda Misyon tarafından sağlanmış olan yakıt ve erzakla yola çıktı. Bununla birlikte, gemiye Mumbai’ye vardığı zaman limana giriş izni verilmedi. Gemi sahibi mürettebatın gemiyi kaçırdığını öne sürerek, şikayette bulunmuştu. Ancak ITF tarafından Kerala 16 Yüksek Mahkemesi nezdinde yapılan girişimler sonucundadır ki, Arabian Victory daha sonra, geminin Hindistan Sahil Koruma örgütü tarafından teftiş edildiği ve gemide gerçekten de yiyecek ve su bulunmadığının ve mürettebatın sağlık durumunun kötü olduğunun tespit edildiği Koçi limanına demirleyebildi. Mürettebat denizde yaşadığı berbat koşullara ek olarak ücretlerini de alamamış, ödenmemiş ücretlerin tutarı 250.000 ABD dolarını bulmuştu. Gemiciler paraları için gemi üzerinde 10 milyon ABD doları tutarında ipotek tesis etmiş olan ve geminin satılması durumunda ödeme konusunda birinci önceliğin kendisine ait olduğunu iddia eden bir Kuveytli bankaya karşı da mücadele etmek zorunda kaldılar. Mürettebatın gemi satışından paralarını almaları bir yıldan fazla bir zaman aldı. banyo için kendilerine güvertede durmaları ve dalgalarla “duş almaları” söyleniyordu. Gemide hiçbir tıbbi malzeme ya da koruyucu giysi bulunmuyordu ve gemiciler, içlerinden birinin kolunu makineye sıkıştırdığını ve bu kişiye herhangi bir tedavi yapılmadan çalışmaya devam etmesinin söylediğini örnek olarak anlattılar. Çalışma ve yaşam koşullarının yol açtığı onur kırıcı durum ve sıkıntıya ek olarak, mürettebata gemide çalışmaya başladıklarından bu yana hiç ücret ödenmemişti. Mürettebat üyelerinin her biri bu işi bulabilmek için Jakarta’daki bir istihdam bürosuna 600 ABD dolarının üzerinde para ödemişlerdi. Mürettebat acımasızca sömürüldü Capbreton 1’in mürettebatı, gemileri bir Fransız şirketi tarafından yeni Nijeryalı sahiplerine satıldığında, gemide kalarak yanlış bir karar verdiler. İlk bir yıl boyunca hiç ücret alamadılar ve daha sonra gemi, 2003 yılının Temmuz ayında, Nijerya sularında, gerekli izne ve belgelere sahip olmadığı için alıkonuldu. Gemi sahipleri, mürettebatı bu sorun çözülünceye kadar gemide kalmaya ikna ettiler, ancak daha sonrasında gemiciler gerekli yiyecek, su ve yakıt olmadan kaderlerine terk edildiler. Mürettebatın gemide kalmasının nedeni, Fildişi Sahilleri, Benin, Togo ve Burkina Faso’daki evlerine geri gönderilmeden önce birikmiş ücretlerini alabilmekti. Gemiciler yerel basının ve hatta BBC’nin ilgisini üzerlerine çekmekte On Endonezyalı balıkçı, 30 yaşındaki Kore bandıralı Sky 75’te maruz kaldıkları kötü muameleden ve insanlık dışı koşullardan kurtulma çabası içinde, Yeni Zelanda’da, Port Nelson’daki Liman Şirketi’nin güvenlik çitlerine tırmandılar. Gemiciler sürekli olarak sözlü ve fiziki kötü muameleye maruz kalmaktan ve aşırı derecede uzun çalışma saatlerinden şikayet ettiler. Kokmuş et ve sebzelerle ve raf ömrü geçmiş ürünlerden oluşan kötü yiyeceklerle besleniyorlardı. 12 kişiden bir kamarada hep birlikte, battaniyeleri olmadığı halde uyumaları bekleniyordu ve ITF Denizciler Bülteni 2007 Ücretlerini alamadılar ama hapse atıldılar başarılı oldular. Ancak altı ay sonra, tutuklanıp, hapse atıldıkları ve kargo olarak petrol boru hatlarından çalınmış yasadışı petrol taşımakla suçlandıkları zaman durum daha da kötüleşti. Hapiste, evlerinden uzakta ve beş parasız kalmış olan gemiciler, sağlık giderleri ve hatta mahkemeye gidiş geliş giderlerinin karşılanması için yardım istemek zorunda kaldılar. Gemiciler mahkemeler arasında ortaya çıkan yasal anlaşmazlıklar nedeniyle 21 ay süreyle hapiste kaldılar ve mahkeme sürecinde ITF tarafından desteklendiler. En sonunda 2005 yılının Kasım ayında ücretlerinin ve yol masraflarının bir bölümünü alarak, ancak maruz kaldıkları gayrı-adil muamele nedeniyle hiçbir tazminat almadan ya da kendilerinden özür dilenmeden serbest bırakıldılar. Eşkıyaların estirdiği terör Dondurulmuş çaça balıklarını Rusya pazarında satmak için Danimarka’nın Rønne limanına yanaşmış olan, Belize bandıralı Salus’un mürettebatı, gemide çalışmaya başladıklarından bu yana hiçbirinin ücret almadığını söylemek için ITF’i aradılar. Bazıları için bu süre iki yılı buluyordu. Merkezi Kaliningrad’da bulunan gemicilik şirketinin genel müdürü Rønne limanına gelerek şiddet kullanma tehditleri savurdu ve mürettebattan ITF’e karşı bir bildiri imzalamalarını istedi. Bu kişi daha sonra polis tarafından bir ITF Müfettişini yumruklamakla suçlandı. Gemiciler polise, işbirliği yapmamaları durumunda, çok kısa süre içinde “kendilerini kendi kanlarında yüzdürecek olan” iki yeni “mürettebat üyesi”nin geleceği konusunda uyarıldıklarını bildirdiler. Bir mürettebat üyesi, güvertede genel müdürü ve onun koruması kendisini tutarlarken, yeni gelen bu iki kişi tarafından tekmelendi ve yumruklandı. Polis bu gemiciyi daha sonra ağzı, elleri arkasından ve ayakları bir arada bantlanmış bir şekilde, bir kamaraya kilitlenmiş olarak buldu. Erol Kahveci Gözden Irak, Gönülden de Irak uygulama gemileri, sahiplerininkinden farklı ülkelerin siciline kaydettirmek şeklindedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde, 1930’larda içki yasağı düzenlemelerinden kurtulmak için kullanılmış olan “elverişli bayrak” adı verilen bu sistem, şimdilerde çok yaygınlaşarak dünya filosunun yarısından fazlasını kapsar hale gelmiş durumda. Elverişli bayraklarla ilgili bir sorun, gemi sahiplerinin bayrak devletinde hiçbir varlıklarının bulunmadığı durumlarda, bu devletin yasaya aykırı herhangi bir uygulamayı takip etme olanağının bulunmamasıdır. İşin doğrusu, gemi sicil kaydının esas olarak döviz kaynağı olarak kullanıldığı bir dizi ülkede, yürürlükte olan adli sistemin bayrak devletinin yargısına güvenmek zorunda olan denizcileri koruması olanaksızdır. Buna karşılık, böyle bir sicil, uluslararası düzenlemelerden ve çalışma yasalarından kaçınmak isteyen, en ucuz harcı ve en düşük düzeyde vergiyi nerede ödeyebileceğini araştıran gemi sahipleri için çok elverişli ve caziptir. Denizcilerin ücretleri ödenmemişse, düşük kalitede yiyecek ve barınma koşulları nedeniyle sıkıntı yaşıyorlarsa veya evlerinden uzakta terkedilmişlerse ve eğer gemi sahibi içinde bulundukları durumla ilgilenmiyorsa, bu durumda kime başvurmaları gerekir? Bayrak devleti genellikle sorumluluğu üstlenme konusunda ya isteksiz ya da bunu yapamayacak durumda oluyor. Denizcilerin kendi ülkeleri kimi zaman müdahil olabiliyorlar ancak bu yakınlarda bir elçiliğin bulunup bulunmamasına ve bu elçiliğin denizcilere destek vermek için gerekli kaynaklara sahip olup olmadığına bağlı oluyor. Kısacası söz konusu olan seçenek sayısı çok fazla değil –genellikle en iyi durumlar, bir sendika temsilcisinin, örneğin bir ITF Müfettişinin ya da Denizciler Misyonu’ndan ya da benzer sosyal yardım örgütlerinden birinin bulunduğu durumlar oluyor. I TF’in raporu denizcilerin bu kendine özgü savunmasız konumlarının, 1920’lerin başlarına uzanan bir süreden bu yana genel kabul gördüğünü, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün denizde çalışanlar için özel oturumlar düzenlediğini ve özel düzenlemeler yaptığını belirtiyor. Bu düzenlemeler kalınacak yerleri ve beslenmeyi, tıbbi tedaviye erişimi ve çalışma ve kıyıda geçirilen süreleri kapsamaktadır. Denizciler için, aylarca sürekli olarak denizde olmanın, aynı küçük insan grubuyla bir arada bulunmanın ve işyerlerinin aynı zamanda evleri olmasının yol açtığı ilave bir stresin söz konusu olduğu da kabul edilmektedir. Diğer uluslararası düzenlemeler, denizde güvenliği, onur kırıcı muameleden korunmayı ve sendikalara özgürce üye olma hakkını kapsamaktadır. Buna rağmen uluslararası düzenlemelerin ulusal yasalara dahil edilmeleri, yürürlüğe konmaları ve hayata geçirilmeleri gerekiyor. Elverişli bayrak sistemi düzenlemelerden kaçınmak üzere kasten oluşturulmuş olduğundan, sömürü ve istismara başvuran gemi sahipleri burada kendilerine mükemmel bir sığınak buluyorlar. Bu yapı, en uç noktasında suça kalkan olmaktadır. Balıkçılık sektöründe elverişli bayraklar, çok ciddi bir sorun olan yasadışı balıkçılıkta –şu anda dünyada yakalanan deniz ürünlerinin yüzde 20’sine yakın bir bölümünü oluşturduğu tahmin ediliyor- baş rolü oynamaktadır. Yasadışı balıkçılık yapanlar, genellikle gemilerin sicil kaydını yaptırıp, denizdeyken gemiyi yeni bir sicile kaydettirerek, elverişli bayrakları kendi ayak izlerinin üzerini örtmek için kullanıyorlar. Bu türden işadamlarının aynı zamanda gemicilerin sağlık ve mutluluğu ile ilgili her türlü düzenlemeyi göz ardı etmeye hazır olmalarında şaşılacak bir yan yoktur. Genellikle standart altı gemilerde, sık sık fiziksel kötü muamelenin kurbanı olan deneyimsiz denizciler istihdam edilmektedir. ITF’in raporu altı Çinli balıkçının Amerikan Samoa Adaları’nda bulundukları sırada nasıl gemiden atlayıp kaçtıklarını ve sistematik olarak dayağa maruz kaldıklarını, hiç ara vermeden uzun saatler boyunca çalıştırıldıklarını ve yiyeceksiz ve susuz bırakılarak cezalandırıldıklarını anlatıyor. Belize bandıralı okyanus tipi balıkçı gemisinin Rus mürettebatı, Danimarka’nın Rønne limanında, iki yıldır ücretlerini alamadıkları için şikayette bulunmalarının ardından gemi sahipleri tarafından gemiye gönderilen iki zorba tarafından dövüldüler. Bir denizcinin yaşamı, şiddet tehdidinin ve sömürünün olmadığı durumda bile, denizde uzun sürelerle kalındığından ve yoğun bir iş temposu nedeniyle zahmetli ve güç olabilir. Konteynır vinçleri bir gemiyi günler değil, saatler içinde boşaltabildiklerinden birçok gemi için limanda kalma süresi kısalmış durumda. 11 Eylül 2001’in ardından uygulamaya konan ek güvenlik önlemleri, denizciler için çok değerli olan kıyı izninin, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde kullandırılmaması anlamına gelmektedir. Filipinli denizciler (denizcilik sektöründe en büyük emek gücünü oluşturuyorlar) arasında yapılan bir anket çalışması, geçtiğimiz 12 ay içinde bu denizcilerin yüzde 70’ne kıyı izni kullandırılmadığını ve bunun da denizcilere ailelerini arama ve iş arkadaşlarının dışında başka insanlarla konuşma konusunda çok az fırsat bıraktığını gösteriyor. Denizcilerin çalışma koşullarını iyileştirmek ve geliştirmek için çeşitli girişimlerde bulunuluyor, ancak bu süreç, denizcilerin sağlık ve mutluluğu konusunda duyulan kaygıların üzerinde tutulan ekonomik kaygılar tarafından baltalanıyor. Gemilerin çoğunluğu sonuçta güçlü sanayileşmiş ülkelerdeki gemi sahiplerine ait ve onlarca kontrol edilirken, emek gücünün çoğunluğunun çok az güce sahip olan daha yoksul ülkelerden geldiği gerçeğinin gözden kaçırılmaması gerekiyor. “Bir denizcinin yaşamı, şiddet tehdidinin ve sömürünün olmadığı durumda bile, denizde uzun sürelerle kalındığından ve yoğun bir iş temposu nedeniyle zahmetli ve güç olabilir.” Martin Whitfield ulaştırma ve işçi sorunları konularında uzmanlaşmış bir serbest gazetecidir. ITF Denizciler Bülteni 2007 17 İnsan hakları KATIE HIGGINBOTTOM denizlerde yaşanan kimi en kötü insan hakları ihlali vakalarının balıkçılık sektöründe meydana geldiğini anlatıyor. Baştankokmuş B biçimde standart altı olduğu görülmektedir. Kötü çalışma koşullarıyla birlikte, genellikle kırsal bölgelerden alınıp getirilen ve denizde çok az deneyimi bulunan insanlardan oluşan mürettebatın, kanun tanımaz işverenler tarafından sıklıkla fiziki kötü muamelenin ve duyarsız ihmallerin kurbanları haline getirildikleri anlaşılıyor. alıkçılık sektörü, işyerlerinde yaşanan hak ihlallerinin en kötü örneklerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor. Deniz taşımacılığında, Denizde Can Güvenliği Hakkındaki Uluslararası Sözleşme ve Gemiadamlarının Eğitimi, Belgelendirmesi ve Vardiya Standartları Hakkında Uluslararası Sözleşme varken –her ikisi de dünya filosunun yüzde 99’unu temsil eden ülkeler tarafından onaylanmış durumda- bunların balıkçılıktaki dengi sözleşmelerin onaylanmaya yaklaştığını gösteren bir işaret bile göze çarpmıyor. Balıkçılık sektörü aynı zamanda elverişli bayrakların yol açtığı sorunlardan da etkileniyor. Çok sayıda vicdansız gemi sahibinin elverişli bayrak sisteminin sunduğu kendini gizleme olanağından faydalandıkları, yasadışı, bildirimsiz ve denetimsiz balıkçılık (YBD), sektörü kemiren özel bir tür hastalıktır. Denizcilik Kaynakları Değerlendirme Grubu’nun (MRAG) yaptığı tahminlere göre YBD balıkçılık, devletlerin her yıl, 4,2 milyar ABD doları ile 9,5 milyar ABD doları arasında değişen bir tutarda gelir kaybına uğramalarına –ya da küresel olarak yakalanan deniz ürünlerinin değerinin yüzde 20’sini kaybetmelerine- neden oluyor. Azalan balık stokları ve sürdürülebilir bir balıkçılık sektörü oluşturma yolunda gösterilen çabalar üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra, YBD gemilerinde koşulların çoğu kez tehlikeli bir Kuralsızlık Açık denizlerde faaliyet gösteren balıkçılık filosunu, küresel deniz ticaret filosu ile kıyaslayan, kimi ülkelerin bakanlıklarının önderliğinde kurulmuş olan Açık Denizler Görev Kuvveti, bunlardan ilkinin, ikinciye “kıyasla düzelemeden yoksun olduğunu ve gemilere kimlerin sahip olduğu ve işlettiği konusunda yeterince şeffaflığın bulunmadığını,” belirtiyor. “Bir sınıf olarak balıkçılık gemileri ticari gemiler için geçerli olan bir çok Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) sözleşmesinden muaf tutuluyorlar. Denizcilik emniyetinin, güvenliğinin sağlanması ve insan haklarına saygı gösterilmesi konusunda giderek daha bilinçli hale gelen bir dünyada bu durum anormal ve rahatsız edicidir.” Avustralya Tarım, Balıkçılık ve Orman Bakanlığı, ITF ve WWF International’ın hazırlattıkları, kısa bir süre önce yayınlanan bir rapor –“Açık Denizlerde Balıkçılığın Değişen Doğası”- elverişli bayrakların Justin Tallis/reportdigital.co.uk “‘Veriminin düşük’ olduğu ya da ‘sorun çıkarttığı’ düşünülen gemiciler zaman zaman yabancı limanlarda terk ediliyorlar.” 18 ITF Denizciler Bülteni 2007 YBD balıkçılığa nasıl bir koruma sağladığını gözler önüne seriyor. Rapor, çok sayıda büyük boyutlu balıkçıgemisinin elverişli bayraklar siciline kayıtlı olduklarını ve yasalardan kaçmak veya yeni balıkçılık alanlarına erişim sağlamak için nasıl kolaylıkla “bayrak-değiştirdiklerini” anlatıyor: “Balıkçılıkta elverişli bayrak sistemi, uluslararası sularda balıkçılığın korunmasına ve sürdürülebilir bir biçimde yönetilmesine yönelik oluşturduğu tehdit bir yana, açık denizlerde deniz ürünlerine adil erişim sağlamak için gösterilen uluslararası çabaları temelinden çarpıtmakta ve bir gizlilik perdesi arkasında süren insan hakları ihlallerine yol açmaktadır.” São Tomé ve Principe bandıralı balıkçılık gemisi Amur, 10 Ekim 2000 tarihinde Kerguelen açıklarında, aşağı Antarktika sularında battı. Geminin deniz yolculuğuna elverişli olmadığı biliniyordu ve mürettebat üyelerinin çoğunun ne düzgün iş sözleşmeleri ne de sigortaları vardı. Can kurtaran teçhizatları çalışmadı ve 40 kişilik mürettebattan 14’ü geminin tehlikeli bölgelerinde yer alan kamaralarından kaçamayarak boğuldular. Gemi, Uruguay’ın Montevideo limanından, Sils adı altında, Belize bandıralı bir gemi olarak ayrılmıştı. Denizdeyken geminin adı ve bayrağı değiştirildi ve battığı sırada yasadışı olarak diş balığı avlıyordu. 2005 yılının Haziran ayında, Ukrayna bandıralı Simiez’de, geminin Montevideo’da bulunduğu sırada şüphe uyandıran bir yangın çıktı. 11 mürettebat üyesi –dokuz Çinli, bir Endonezyalı ve Ukraynalı kaptanları- yanarak yaşamını kaybetti. Montevideo liman yetkililerinin yangın sırasında mürettebat üyelerinin kamaralarına kilitli kalmış olabileceklerine inandıkları söyleniyor. YBD gemilerindeki koşulları belgelemek zor olsa da, “Açık Denizlerde Balıkçılığın Değişen Doğası” başlıklı rapor, insan ve işçi hakları ihlallerinin çok sık yaşandığını ortaya koyuyor. Raporda, balıkçılık işçilerini temsil eden Şilili bir sendika olan Sintoners’ın konuyla ilgili olarak şu açıklamasına yer veriliyor: “YBD balıkçılık gemilerinin mürettebatı genellikle ya sözleşmesiz olarak çalışıyorlar ya da ortada bir sözleşme olsa bile bunları imzalayanlar, işçi haklarının ya da insan haklarının ihlal edildiği veya mürettebatın tutuklandığı ya da geminin battığı durumda bulunması olanaksız olan hayali şirketler oluyor… “YBD gemilerinde çalışmakta olup, ‘veriminin düşük’ olduğu ya da ‘sorun çıkarttığı’ düşünülen gemiciler zaman zaman yabancı limanlarda terk ediliyorlar ve evlerine gidebilmek için elçiliklerden, yerel balıkçılık sendikalarından, “Balıkçılık sektörü aynı zamanda elverişli bayrakların yol açtığı sorunlardan da etkileniyor. Çok sayıda vicdansız gemi sahibinin elverişli bayrak sisteminin sunduğu kendini gizleme olanağından faydalandıkları, yasadışı, bildirimsiz ve denetimsiz balıkçılık (YBD), sektörü kemiren özel bir tür hastalıktır.” yaptıkları şantajların kurbanı haline geliyorlar. Herhangi bir bireysel iş sözleşmesi olmadan işe alınan bu insanlara düzgün ödeme yapılmıyor ve çoğu kez insani olmayan muameleye maruz kalıyorlar. Bu Burmalıların çoğu aslında balıkçı değil, Burma’dan Tayland’a mülteci olarak kaçıp gelmiş çiftçiler. Bu işçilerin içinde bulundukları durum Endonezya Denizciler Sendikası –Kesatuan Pelaut Indonesia (KPI) tarafından izleniyor ancak kendilerine mülteci statüsünün tanınmamış olması bu çabaları olumsuz yönde etkiliyor. Aynı zamanda yabancı balıkçılık şirketleri için çalışan Endonezyalıların da yetersiz iş sözleşmeleri nedeniyle yasal korumadan yoksun kaldıkları biliniyor. KPI tarafından ele alınan bir başka vaka, Bali’deki PT Baruna Siwa istihdam bürosunca, Micronesia Longline Fishing Company tarafından işletilen lanthe’de çalışmak üzere işe yerleştirilmiş olan 28 balıkçıyla ilgili. Bu işçiler istihdam edildikleri üç yıl boyunca hiç ücret alamadılar. Ne bir toplu sözleşmeleri ne de bireysel iş sözleşmeleri vardı. Denizciler vicdansız işverenlerin elinde ve etkisiz kalan düzenlemeler nedeniyle haksız bir biçimde ıstırap çekiyorlarmış gibi görünürken, en kötü istismar vakalarından bazıları balıkçılık sektöründe yaşanıyor. Fabrika gemilerden, aile şirketlerine varıncaya kadar çok geniş bir yelpazede yer alan bu sektörün örgütlenmesinin ve düzenlenmesinin güçlüğü kanıtlanmış bir gerçek. Sektörde çalışan işçilerin koşullarını düzeltmeyi ve iyileştirmeyi amaçlayan sözleşme Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2005 yılının Haziran ayında düzenlediği balıkçılık konferansında az bir farkla kabul edilmedi. Bu konferans 2007 yılının Mayıs/Haziran aylarında yeniden toplanacak ve bu kez sonucun daha olumlu olacağı ve üye devletlerin bu sözleşmeyi onaylama ve uygulamaya koyma konusunda daha hızlı davranacakları umuluyor. Bundan sonraki adımlar kiliselerden ya da yardım kuruluşlarından medet ummak zorunda kalıyorlar… “YBD gemilerinde mürettebatın fiziksel ve/veya psikolojik olarak kötü muamele görmeleri sıklıkla yaşanan bir durumdur… “Kimi durumlarda, YBD balıkçılık gemilerinde çalışan Asyalı mürettebat üyelerinin zorla çalıştırıldıkları ve kamaralarına kilitlendikleri ya da zincire vuruldukları biliniyor.” Şantaj Endonezya’nın Tual bölgesi iki yılı aşkın bir süredir 1.000 kadar Burmalı balıkçıya ev sahipliği yapıyor. Tayland bandıralı gemilerde çalışırken işten çıkarılmış olan bu balıkçıların birçoğunun seyahat belgeleri, gemi sahipleri ya da Taylandlı balıkçılık şirketlerinin Tual’deki temsilcileri tarafından alıkonuluyor. Bunun sonucunda sık sık yerel güvenlik ve göçmen işleri görevlilerinin ITF’in 2006 yılının Ağustos ayında Durban’da yapılan kongresinde, ITF ve üyesi balıkçılık sendikaları bir dizi stratejik öncelik üzerinde fikir birliğine vardılar. Bu öncelikler şunları içeriyordu: Bütün balıkçıların çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmek yolunda ITF üyesi ulusal sendikaları desteklemek. Elverişli bayrak sisteminin sona erdirilmesi ve gemi sahibi/şirket ile bayrak arasında “gerçek bir bağ” kurulması için yürütülen siyasi kampanyayı sürdürmek. Çevresel ve ekolojik etkenleri gerektiği gibi göz önünde bulunduran, sürdürülebilir bir balıkçılık politikası geliştirmek. Balıkçılıkla ilgili çevreci örgütlerle ittifakları sürdürmek ve genişletmek. Katie Higginbottom ITF’in Denizciler Kolu’nun, Londra’da yerleşik kıdemli araştırma uzmanıdır. Higginbottom, “Gözden Irak, Gönülden de Irak” başlıklı raporun yazarıdır. ITF Denizciler Bülteni 2007 19 ANTİGUA VE BARBUDA BAHAMA ADALARI BARBADOS BELİZE BERMUDA BOLİVYA BURMA/MYANMAR KAMBOÇYA CAYMAN ADALARI COMOROS KIBRIS EKVATOR GİNESİ FRANSA (ikinci sicil) GÜRCİSTAN ALMANYA (ikinci sicil) LÜBNAN LİBERYA CEBELİTARIK HONDURAS MALTA MARSHALL ADALARI JAMAİKA Elverişli bayraklar MAURİTİUS ADASI MOĞOLİSTAN HOLLANDA ANTİLLERİ KUZEY KORE PANAMA SAO TOME VE PRINCIPE SRİ LANKA ST. VINCENT VE GRENADINES TONGA VANUATU Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu’nun elverişli bayrak olarak ilan ettiği denizcilik bayrakları işte bunlar Bu bayraklara ek olarak, bazı deniz ticaret sicillerine kayıtlı gemiler, tek tek ele alındığında, bir elverişli bayrak gemisi olarak görülebilir. ITF HOUSE, 49-60 BOROUGH ROAD, LONDON SE1 1DR TEL: +44 (0)20 7403 2733 FAKS: +44 (0)20 7357 7871 E-POSTA: [email protected] INTERNET: WWW.ITFGLOBAL.ORG ITF’le temasa geçmeniz için 4 sayfalık çek-al kılavuz ITF müfettişleri MERKEZ 49/60 Borough Road, London SE1 1DR, United Kingdom Tel: +44(0)20 7403 2733 Faks: +44(0)20 7357 7871 Teleks: 051 8811397 ITF LDN G E-posta: [email protected] Web sitesi: www.itfglobal.org AFRİKA BÖLGE OFİSİ PO Box 66540, Nairobi, Kenya Tel: +254(0)20 444 80 19 Faks: +254(0)20 444 80 20 E-posta: [email protected] AFRİKA FRANSIZCA OFİSİ 1450 Avenue Kwame Nkrumah, 11 BP 832, CMS Ouagadougou 11, Burkina Faso Tel: +226(0)50 30 19 79 Faks: +226(o)50 33 31 01 E-posta: [email protected] ARAP DÜNYASI OFİSİ PO Box 925875, Amman 11190, Jordan Tel/Faks: +962(0)6 569 94 48 E-posta: [email protected] ASYA/PASİFİK BÖLGE OFİSİ Tamachi Kotsu Building 3-2-22, Shibaura, Minato-ku, Tokyo 108-0023, Japan Tel: +81(0)3 3798 2770 Faks: +81(0)3 3769 4471 E-posta: [email protected] ASYA ALT-BÖLGE OFİSİ 12D College Lane, New Delhi 110001, India Tel: +91(0)11 2335 4408/7423 Faks: +91(0)11 2335 4407 E-posta: [email protected] AVRUPA BÖLGE OFİSİ European Transport Workers’ Federation (ETF), Rue du Midi 165, B-1000 Brussels, Belgium Tel: +32(0)2 285 4660 Faks: +32(0)2 280 0817 E-posta: [email protected] AVRUPA ALT-BÖLGE OFİSİ 21/1 Sadovaya Spasskaya, Office 729, 107217 Moscow, Russia Tel: +7 495 782 0468 Faks: +7 095 782 0573 E-posta: [email protected] Web sitesi: www.itf.ru AMERİKA KITALARI BÖLGE OFİSİ Avenida Rio Branco 26-11 Andar, CEP 20090-001 Centro, Rio de Janeiro, Brazil Tel: +55(0)21 2223 0410/2233 2812 Faks: +55(0)21 2283 0314 E-posta: [email protected] Web sitesi: www.itf-americas.org KARAİPLER ALT-BÖLGE OFİSİ 198 Camp Street, Cummingsburg, Georgetown, Guyana Tel: +592(0)22 71196/54285 Faks: +592(0)22 50820 E-posta: [email protected] TURİZM GEMİLERİ ALT-BÖLGE OFİSİ Crew Member Club, c/o Hotel Barracuda, Avenida Rafael E Melgar 628, Cozumel, Quintana Roo 77600 Tel/Faks: +52(01)987 869 1929 E-posta: [email protected] Yardıma ihtiyacınız varsa ve bir elverişli bayrak gemisinde ya da sendikal sözleşmesi olmayan bir yabancı bayraklı gemide çalışıyorsanız, müfettişlerimizden veya koordinatörlerimizden biri ile temas edin. Eğer bir müfettiş veya koordinatöre ulaşamıyorsanız, ITF merkez ofisinde Eylem Birimi (Actions Unit) veya size en yakın ITF ofisi ile temas edin (bunların adresleri için solda yer alan kutuya bakın). ALMANYA Bremen Ali Memon* Tel: +49(0)421 330 3333 Faks: +49(0)421 330 3366 Cep telefonu: +49(0)171 571 2388 E-posta: [email protected] Michael Blanke Tel: +49(0)421 330 3330 Faks: +49(0)421 330 3366 Cep telefonu: +49(0)171 641 2693 E-posta: [email protected] Hamburg Ulf Christiansen Tel: +49(0)40 2800 6811 Faks: +49(0)40 2800 6822 Cep telefonu: +49(0)171 641 2694 E-posta: [email protected] Udo Beyer Tel: +49(0)40 2800 6812 Faks: +49(0)40 2800 6822 Cep telefonu: +49(0)172 971 0254 E-posta: [email protected] Rostock Hartmut Kruse Tel: +49(0)381 670 0046 Faks: +49(0)381 670 0047 Cep telefonu: +49(0)171 641 2691 E-posta: [email protected] AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ Baltimore Arthur Petitpas Tel: +1(0)410 882 3977 Faks: +1(0)410 882 1976 Cep telefonu: +1(0)443 562 3110 E-posta: [email protected] Houston Shwe Tun Aung Tel: +1(0)713 659 5152 Faks: +1(0)713 650 8629 Cep telefonu: +1(0)713 447 0438 E-posta: [email protected] Los Angeles Stefan Mueller-Dombois Tel: +1(0)562 493 8714 Faks: +1(0)562 493 7190 Cep telefonu: +1(0)562 673 9786 E-posta: [email protected] Miami Hans Saurenmann Tel: +1(0)321 783 8876 Faks: +1(0)321 783 2821 Cep telefonu: +1(0)305 360 3279 E-posta: [email protected] Morehead City Tony Sacco Tel: +1(0)252 726 3033 Faks: +1(0)252 726 9796 Cep telefonu: +1(0)252 241 2396 E-posta: [email protected] New Orleans Dwayne Boudreaux* Tel: +1(0)504 581 3196 (ext 7) Faks: +1(0)504 568 9996 Cep telefonu: +1(0)504 442 1556 E-posta: [email protected] New York Enrico Esopa* Tel: +1(0)212 244 4000 Faks: +1(0)718 768 5058 Cep telefonu: +1(0)201 417 2805 E-posta: [email protected] Portland Martin Larson Faks: +1(0)503 286 1223 Cep telefonu: +1(0)503 347 7775 E-posta: [email protected] Puerto Rico Porto Riko için ayrıca oluşturulmuş olan dizine bakın San Francisco José Perez Tel: +1(0)209 462 3525 Faks: +1(0)209 941 2406 Cep telefonu: +1(0)209 969 0596 E-posta: [email protected] Seattle Lila Smith Tel: +1(0)206 533 0995 Faks: +1(0)206 533 0996 Cep telefonu: +1(0)206 818 1195 E-posta: [email protected] Jeff Engels* Tel: +1(0)206 633 1614 Faks: +1(0)206 675 1614 Cep telefonu: +1(0)206 331 2134 E-posta: [email protected] Tampa Tony Sasso Tel: +1(0)321 784 0686 Faks: +1(0)321 784 0522 Cep telefonu: +1(0)321 258 8217 E-posta: [email protected] BREZİLYA Paranagua Ali Zini Tel/Faks: +55(0)41 3423 5005 Cep telefonu: +55(0)41 9998 0008 E-posta: [email protected] Rio de Janeiro Luiz Fernando Duarte de Lima* Tel: +55(0)21 2233 2812 Faks: +55(0)21 2283 0314 Cep telefonu: +55(0)21 9480 5336 E-posta: [email protected] Airton Vinicius Broto Lima Tel: +55(0)21 2233 2812 Faks: +55(0)21 2283 0314 Cep telefonu: +55(0)21 9480 5337 E-posta: [email protected] Santos Renialdo Donizete Salustiano de Freitas Tel/Faks: +55(0)13 3219 1843 Cep telefonu: +55(0)13 9761 0611 E-posta: [email protected] ARJANTİN Buenos Aires Roberto Jorge Alarcón* Tel/Faks: +54(0)11 4331 4043 Cep telefonu: +54(0)11 4414 5687 E-posta: [email protected] Rosario Rodolfo Vidal Tel/Faks: +54(0)341 425 6695 Cep telefonu: +54(0)11 4414 5911 E-posta: [email protected] ENDONEZYA Jakarta Abdul Mahdi Tel: +62(0)21 314 1495 Cep telefonu: +62(0)811 896 243 E-posta: [email protected] FRANSA Dunkirk Pascal Pouille Tel: +33(0)3 28 66 45 24 Faks: +33(0)3 28 21 45 71 Cep telefonu: +33(0)6 80 23 95 86 E-posta: [email protected] Le Havre François Caillou* Tel: +33(0)2 35 26 63 73 Faks: +33(0)2 35 24 14 36 Cep telefonu: +33(0)6 08 94 87 94 E-posta: [email protected] Marsilya Yves Reynaud Tel: +33(0)4 91 54 99 37 Faks: +33(0)4 91 33 22 75 Cep telefonu: +33(0)6 07 68 16 34 E-posta: [email protected] St Nazaire Geoffroy Lamade Tel: +33(0)2 40 22 54 62 Faks: +33(0)2 40 22 70 36 Cep telefonu: +33(0)6 60 30 12 70 E-posta: [email protected] Sète Stéphanie Danjou Tel: +33(0)1 48 18 84 21 Faks: +33(0)1 48 51 59 21 E-posta: [email protected] GÜNEY AFRİKA Cape Town Cassiem Augustus Tel: +27(0)21 461 9410 Faks: +27(0)21 462 1299 Cep telefonu: +27(0)82 773 6366 E-posta: [email protected] Durban Sprite Zungu* Tel/Faks: +27(0)31 909 1087 Cep telefonu: +27(0)82 773 6367 E-posta: [email protected] Q AVUSTRALYA Fremantle Ross Storer Tel: +61(0)8 9335 0500 Faks: +61(0)8 9335 0510 Cep telefonu: +61(0)401 692 528 E-posta: [email protected] Melbourne Matt Purcell Tel: +61(0)3 9329 5477 Faks: +61(0)3 9328 1682 Cep telefonu: +61(0)418 387 966 E-posta: [email protected] Sydney Dean Summers* Tel: +61(0)2 9267 9134 Faks: +61(0)2 9267 4426 Cep telefonu: +61(0)419 934 648 E-posta: [email protected] Townsville Graham Bragg Tel: +61(0)7 4771 4311 Faks: +61(0)7 4721 2459 Cep telefonu: +61(0)419 652 718 E-posta: [email protected] BELÇİKA Antwerp Joris De Hert* Tel: +32(0)3 224 3413 Faks: +32(0)3 224 3449 Cep telefonu: +32(0)474 842 547 E-posta: [email protected] Marc Van Noten Tel: +32(0)3 224 3419 Faks: +32(0)3 224 3449 Cep telefonu: +32(0)475 775 700 E-posta: [email protected] Zeebrugge Christian Roos Tel: +32(0)5 549 1103 Faks: +32(0)5 549 1104 Cep telefonu: +32(0)486 123 890 E-posta: [email protected] ESTONYA Tallinn Jaanus Kuiv Tel: +372(0)6 116 392 Faks: +372(0)6 116 390 Cep telefonu: +372(0)523 7907 E-posta: [email protected] FİLİPİNLER Cebu City Joselito O Pedaria Tel: +63(0)32 256 16 72 Faks: +63(0)32 253 25 31 Cep telefonu: +63(0)920 970 0168 E-posta: [email protected] Manila Rodrigo Aguinaldo Tel: +63(0)2 536 82 87 Faks: +63(0)2 536 82 86 Cep telefonu: +63(0)917 811 1763 E-posta: [email protected] FİNLANDİYA Helsinki Simo Nurmi* Tel: +358(0)9 615 202 55 Faks: +358(0)9 615 202 27 Cep telefonu: +358(0)40 580 3246 E-posta: [email protected] Ilpo Minkkinen Tel: +358 (0)9 615 202 53 Faks: +358 (0)9 615 202 27 Cep telefonu: +358 (0)40 728 6932 E-posta: [email protected] Kotka Markku Uimonen Tel: +358(0)5 213 855 Faks: +358(0)5 213 881 Cep telefonu: +358(0)40 096 9619 E-posta: [email protected] Turku Jan Örn Tel: +358(0)9 613 110 Faks: +358(0)9 739 287 Cep telefonu: +358(0)40 523 3386 E-posta: [email protected] HIRVATİSTAN Dubrovnik Vladimir Glavocic Tel: +385(0)20 418 992 Faks: +385(0)20 418 993 Cep telefonu: +385(0)98 244 872 E-posta: [email protected] Rijeka Predrag Brazzoduro* Tel: +385(0)51 325 343 Faks: +385(0)51 213 673 Cep telefonu: +385(0)98 211 960 E-posta: [email protected] Sibenik Milko Kronja Tel: +385(0)22 200 320 Faks: +385(0)22 200 321 Cep telefonu: +385(0)98 336 590 E-posta: [email protected] HİNDİSTAN Kalküta Chinmoy Roy Tel: +91(0)332 2459 7598 Faks: +91(0)332 2459 6184 Cep telefonu: +91(0)98300 43094 E-posta: [email protected] Kochi Thomas Sebastian Tel: +91(0)484 233 8249 / 8476 Faks: +91(0)484 266 9468 Cep telefonu: +91(0)98950 48607 E-posta: [email protected] Mumbai Hashim Sulaiman Tel: +91(0)22 2261 8368 / 8369 Faks: +91(0)22 2261 5929 Cep telefonu: +91(0)9967 218893 E-posta: [email protected] Tuticorin DM Stephen Fernando Tel: +91(0)461 2326 519 / 2339 195 Faks: +91(0)461 2311 668 Cep telefonu: +91(0)94431 59137 E-posta: [email protected] Devamı haritanın arkasında ITF müfettişleri Bütün dünyada denizcilere yardımcı oluyor Uluslararası Taşımacılık AVRUPA ALT-BÖLGE R KDN ITF MERKEZİ R Vancouver +1(0)604 251 7174 R AVRUPA BÖLGE OFİSİ (ETF) U Hamilton +1(0)905 227 5212 Montreal +1(0)514 931 7859 Seattle U U Halifax +1(0)902 455 9327 U U +1(0)206 633 1614 ABD Portland U U New York +1(0)212 244 4000 +1(0)503 347 7775 U Baltimore +1(0)410 882 3977 U San Francisco +1(0)209 462 3525 Los Angeles U New Orleans U Morehead City +1(0)252 726 3033 +1(0)562 493 8714 +1(0)504 581 3196 Houston U U E +1(0)713 Las Palmas TampaU 659 5152 +34(0)928 467 630 U +1(0)321 UMiami 784 0686 +1(0)321 783 8876 MEK TURİZM GEMİLERİ KAMPANYA ALT-BÖLGE OFİSİ Manzanillo RCozumel+52(01)987 869 1929 +52(01)314 332 8834 U U Veracruz U +52(01)229 932 1367 U San Juan +1787(0)783 1755 ÜRD R ARAP DÜNYA KO BF U Cartagena +57(0)5 666 4802 R KARAYİPLER ALT-BÖLGE OFİSİ KO GU R AFRİKA FRANSIZCA OFİSİ NJR Lagos U +234(0)1 793 6150 KEN AFRİKA BÖLGE OFİSİ R U Mombas +254(0)41 ITF MERKEZİ londra +44 (0)20 7403 2733 BR AMERİKA KITALARI BÖLGE OFİSİ rio de janeiro +55 (0)21 2223 0410 KARAYİPLER ALT-BÖLGE OFİSİ georgetown +592 (0)22 71196 AMERİKA KITALARI BÖLGE OFİSİ Santos +55(0)13 3219 1843U RU Rio de Janeiro +55(0)21 2233 2812 U Paranaguá +55(0)41 3423 5005 AR Valparaiso U +56(0)32 221 7727 ŞİLİ Rosario +54(0)341 425 6695 U U Buenos Aires +54(0)11 4331 4043 GA Cape TownU +27(0)21 461 9410 U Durban +27(0)31 909 1087 TURİZM GEMİLERİ KAMPANYA ALT-BÖLGE OFİSİ cozumel +52 (01)987 869 1929 AVRUPA BÖLGE OFİSİ brüksel +32 (0)2 285 4660 AVRUPA ALT-BÖLGE OFİSİ moskova +7 495 782 0468 ITF Müfettişlerinin iletişim bilgilerinin detaylı listesine şu adresten ulaşabilirsiniz: www.itfglobal.org/seafarers/ Q Q Q UMurmansk RUS Mosjøen U İS FİN Gävle Kotka U Turku U U St Petersburg Oslo U U Helsinki U Stockholm U Tallinn Porsgrunn U est U Gothenburg U Stavanger U Aberdeen U lv URiga Helsingborg U U Klaipeda lt South Shields Rostock U U Gdynia Liverpool U Hamburg U bk USzczecin İRL U hl U Bremen Waterford U pl U Rotterdam BristolU Tilbury U UZeebrugge U U Dunkirk b Antwerp ukr a Le HavreU Odessa U USt Nazaire n k İşçileri Federasyonu f hr ro Ravenna URijeka U U Sibenik Marsilya Genoa U U Dubrovnik U İ Sète U U Livorno p Rome İS U U Lizbon Barselona Napoli U U Taranto U Valenciya U yu Vigo U Bilbao U PalermoU U Algeciras E OFİSİ RUS Vladivostock +7(0)423 251 2485 U Algeciras +34(0)956 657 046 Seul+82(0)2 716 2764 UU Inchon GKO U +82(0)32 881 9880 Pusan +82(0)51 469 0401/463 4828 ASI OFİSİ ASYA ALT-BÖLGE OFİSİ Taipei +886(0)2251 50302 UU TAY Taichung U Keelung +886(0)2251 50302 +886(0)2658 4514 R +91(0)332 2459 7598 Kalküta U Mumbai U +91(0)22 2261 8368 HİN U Pire Aberdeen +44(0)1224 582 688 Chiba +81(0)50 1291 7326 RUTokyo +81(0)35 410 8330 j UU Yokohama +81(0)45 451 5585 UOsaka +81(0)66 612 1004 ASYA/PASİFİK BÖLGE OFİSİ U Konstanta Palermo +39(0)91 32 17 45 Pire +30(0)210 411 6610 Bilbao +34(0)94 493 5659 Porsgrunn +47(0)35 548 240 Bremen +49(0)421 330 3333 Ravenna +39(0)54 45 91 852 Dubrovnik +385(0)20 418 992 U Cebu City +63(0)32 256 16 72 Kochi U UTuticorin +91(0)461 2326 519 +9(0)484 233 8249 FLP sa 1 2495 244 Rotterdam +31(0)10 215 1166 Helsingborg +46(0)31 42 95 31 AFRİKA . .BÖLGE OFİSİ nairobii +254 (0)20 444 80 19 Helsinki +358(0)9 615 202 55 U Townsville +61(0)7 4771 4311 ASYA OFİSİ . ALT-BÖLGE . yeni delhi +91 (0)11 2335 4408/7423 /msg-contacts.cfm Konstanta +40(0)241 618 587 Fremantle +61(0)8 9335 0500 U AFRİKA FRANSIZCA OFİSİ ouagadougou +226 (0)50 30 19 79 ASYA/PASİFİK BÖLGE OFİSİ tokyo +81 (0)3 3798 2770 Klaipeda +370(0)46 410 447 AVS U Sydney +61(0)2 9267 9134 Melbourne +61(0)3 9329 5477 U yz St Nazaire +33(0)2 40 22 54 62 Sen Petersburg +7(0)812 714 9732 Sète +33(0)1 48 18 84 21 Sibenik +385(0)22 200 320 South Shields +44(0)191 455 1370 Stavanger +47(0)51 840 500 Stockholm +46(0)8 791 4100 Kotka +358(0)5 213 855 Szczecin +48(0)91 423 97 07 Le Havre +33(0)2 35 26 63 73 Tallinn +372(0)6 116 392 Lizbon +351 21 391 8150 Wellington +64(0)4 801 7613 U Roma +39(0)64 42 86 317 Gävle +46(0)26 65 72 06 Hamburg +49(0)40 2800 6811/6812 ARAP DÜNYASI OFİSİ amman +962 (0)6 569 94 48 Rijeka +385(0)51 325 343 Rostock +49(0)381 670 0046 Götenburg +46(0)31 339 59 96 U Jakarta +62(0)21 314 1495 Riga +371(0)7 073 436 Dunkirk +33(0)3 28 66 45 24 Gdynia +48(0)58 661 60 96 ri Oslo +47(0)22 825 835 Barselona +34(0)93 481 2766 Bristol +44(0)151 427 3668 U Manila +63(0)2 536 82 87 Odessa +380(0)482 429 901 Antwerp +32(0)3 224 3413 Cenova +39(0)10 25 18 675 UVisakhapatnam +91(0)891 2502 695 Napoli +39(0)81 26 50 21 Liverpool +44(0)151 639 8454 Taranto +39(0)99 47 07 555 Tilbury +44(0)20 8989 6677 Turku +358(0)9 613 110 Livorno +39(0)58 68 25 251 Valensiya +34(0)96 367 1263 Marsilya +33(0)4 91 54 99 37 Vigo +34(0)986 221 177 Mosjøen +47(0)75 175 135 Waterford +353(0)1 874 3735 Murmansk +7(0)815 242 2860 Zeebrugge +32(0)5 549 1103 ITF’le temasa geçmeniz için 4 sayfalık çek-al kılavuz ITF müfettişleri HİNDİSTAN Visakhapatnam BV Ratnam Tel: +91(0)891 2502 695 / 2552 592 Faks: +91(0)891 2502 695 Cep telefonu: +91(0)98481 98025 E-posta: [email protected] HOLLANDA Rotterdam Ruud Touwen* Tel: +31(0)10 215 1166 Faks: +31(0)10 423 3933 Cep telefonu: +31(0)65 331 5072 E-posta: [email protected] Ed Booister Tel: +31(0)10 215 1166 Faks: +31(0)10 423 3933 Cep telefonu: +31(0)65 331 5073 E-posta: [email protected] Debbie Klein Tel: +31(0)10 215 1166 Faks: +31(0)10 423 3933 Cep telefonu: +31(0)65 318 2734 E-posta: [email protected] Aswin Noordermeer Tel: +31(0)10 215 1166 Faks: +31(0)10 423 3933 Cep telefonu: +31(0)65 333 7522 E-posta: [email protected] Las Palmas Victor Conde del Hoyo Tel: +34(0)928 467 630 Faks: +34(0)928 465 547 Cep telefonu: +34(0)676 057 807 E-posta: [email protected] Valensiya Miguel Coronado* Tel: +34(0)96 367 1263 / 0645 Faks: +34(0)96 367 1263 Cep telefonu: +34(0)608 510 778 E-posta: [email protected] Vigo Luz Baz Tel/Faks: +34(0)986 221 177 Cep telefonu: +34(0)660 682 164 E-posta: [email protected] İSVEÇ Gävle Peter Lövkvist Tel: +46(0)26 65 72 06 Faks: +46(0)26 65 72 18 Cep telefonu: +46(0)70 626 77 89 E-posta: [email protected] Göteburg Göran Nilsson Tel: +46(0)31 339 59 96 Faks: +46(0)31 13 56 77 Cep telefonu: +46(0)76 100 65 12 E-posta: [email protected] Göran Larsson Tel: +46(0)31 701 24 14 Faks: +46(0)31 13 28 06 Cep telefonu: +46(0)70 626 7788 E-posta: [email protected] Helsingborg Sven Save Tel: +46(0)31 42 95 31/ 42 37 43 35 Faks: +46(0)42 37 43 45 Cep telefonu: +46(0)70 57 49 713 E-posta: [email protected] Stockholm Carl Tauson* Tel: +46(0)8 791 4100 Faks: +46(0)8 212 595 Cep telefonu: +46(0)70 59 26 896 E-posta: [email protected] Annica Barning Tel: +46(0)8 454 8405 Faks: +46(0)8 411 6940 Cep telefonu: +46(0)70 57 49 714 E-posta: [email protected] JAPONYA Chiba Shigeru Fujiki Tel: +81(0)50 1291 7326 Faks: +81(0)3 3733 2627 E-posta: [email protected] Osaka Mash Taguchi Tel: +81(0)66 612 1004 / 4300 Faks: +81(0)66 612 7400 Cep telefonu: +81(0)90 7198 6721 E-posta: [email protected] Tokyo Shoji Yamashita* Tel: +81(0)35 410 8330 Faks: +81(0)35 410 8336 Cep telefonu: +81(0)90 3406 3035 E-posta: [email protected] Yokohama Fusao Ohori Tel: +81(0)45 451 5585 Faks: +81(0)45 451 5584 Cep telefonu: +81(0)90 6949 5469 E-posta: [email protected] KANADA Halifax Gerard Bradbury Tel: +1(0)902 455 9327 Faks: +1(0)902 736 1366 Cep telefonu: +1(0)902 441 2195 E-posta: [email protected] Hamilton Mike Given Tel: +1(0)905 227 5212 Faks: +1(0)905 227 0130 Cep telefonu: +1(0)905 933 0544 E-posta: [email protected] Montreal Patrice Caron Tel: +1(0)514 931 7859 Faks: +1(0)514 931 3667 Cep telefonu: +1(0)514 234 9962 E-posta: [email protected] Vancouver Peter Lahay* Tel: +1(0)604 251 7174 Faks: +1(0)604 251 7241 Cep telefonu: +1(0)604 418 0345 E-posta: [email protected] Q İNGİLTERE (BİRLEŞİK KRALLIK) Aberdeen Norrie McVicar* Tel: +44(0)1224 582 688 Faks: +44(0)1224 584 165 Cep telefonu: +44(0)7768 652 257 E-posta: [email protected] Bristol Bill Anderson Tel/Faks: +44(0)151 427 3668 Cep telefonu: +44(0)7876 794 914 E-posta: [email protected] Liverpool Tommy Molloy Tel: +44(0)151 639 8454 Faks: +44(0)151 346 8801 Cep telefonu: +44(0)7764 182 768 E-posta: [email protected] South Shields Keith Jobling Tel: +44(0)191 455 1370 Faks: +44(0)191 456 1309 Cep telefonu: +44(0)7860 385 247 E-posta: [email protected] Tilbury Chris Jones Tel: +44(0)20 8989 6677 Faks: +44(0)20 8530 1015 Cep telefonu: +44(0)7921 022 600 E-posta: [email protected] İRLANDA Waterford Ken Fleming Tel: +353(0)1 874 3735 Faks: +353(0)1 874 8927 Cep telefonu: +353(0)87 647 8636 E-posta: [email protected] İSPANYA Algeciras José M Ortega Tel: +34(0)956 657 046 Faks: +34(0)956 632 693 Cep telefonu: +34(0)699 436 503 E-posta: [email protected] Barselona Joan Mas García Tel: +34(0)93 481 2766 Faks: +34(0)93 298 2179 Cep telefonu: +34(0)629 302 503 E-posta: [email protected] Bilbao Mohamed Arrachedi Tel: +34(0)94 493 5659 Faks: +34(0)94 493 6296 Cep telefonu: +34(0)629 419 007 E-posta: [email protected] İTALYA Cenova Piero Luigi Re Tel: +39(0)10 25 18 675 Faks: +39(0)10 25 18 683 Cep telefonu: +39(0)335 707 0988 E-posta: [email protected] Leghorn/Livorno Bruno Nazzarri Tel: +39(0)58 68 25 251 Faks: +39(0)58 68 96 178 Cep telefonu: +52(0)998 874 0476 E-posta: [email protected] Napoli Paolo Serretiello Tel/Faks: +39(0)81 26 50 21 Cep telefonu: +39(0)335 482 706 E-posta: [email protected] Palermo Francesco Saitta Tel/Faks: +39(0)91 32 17 45 Cep telefonu: +39(0)338 698 4978 E-posta: [email protected] Ravenna Giovanni Olivieri* Tel: +39(0)54 45 91 852 Faks: +39(0)54 44 26 049 Cep telefonu: +39(0)335 526 8464 E-posta: [email protected] Roma Carla Marchini Tel: +39(0)64 42 86 317 Faks: +39(0)64 40 29 91 Cep telefonu: +39(0)335 644 9980 E-posta: [email protected] Taranto Gianbattista Leoncini Tel/Faks: +39(0)99 47 07 555 Cep telefonu: +39(0)335 482 703 E-posta: [email protected] KENYA Mombasa Juma Khamis Tel: +254(0)41 2495 244 Faks: +254(0)41 2495 117 Cep telefonu: +254(0)721 738053 E-posta: [email protected] KOLOMBİYA Cartagena Miguel Sanchez Tel: +57(0)5 666 4802 Faks: +57(0)5 658 3496 Cep telefonu: +57(0)3 10 657 3399 E-posta: [email protected] KORE Inchon Kwang-Jo Ko Tel: +82(0)32 881 9880 Faks: +82(0)32 884 3228 Cep telefonu: +82(0)11 440 4611 E-posta: [email protected] Pusan Sang Gi Gim Tel: +82(0)51 469 0401 / 0294 Faks: +82(0)51 464 2762 Cep telefonu: +82(0)11 585 2401 E-posta: [email protected] Bae Jung Ho Tel: +82(0)51 463 4828 Faks: +82(0)51 464 8423 Cep telefonu: +82(0)11 832 4628 E-posta: [email protected] Seul Hye Kyung Kim* Tel: +82(0)2 716 2764 Faks: +82(0)2 702 2271 Cep telefonu: +82(0)11 441 1232 E-posta: [email protected] LETONYA Riga Norbert Petrovskis Tel: +371(0)7 073 436 Faks: +371(0)7 383 577 Cep telefonu: +371(0)29 215 136 E-posta: [email protected] PORTO RİKO San Juan Angel Felipe Garcia-Cortijo Tel: +1787(0)783 1755 Faks: +1787(0)273 7989 Cep telefonu: +1787(0)410 1344 E-posta: [email protected] LİTVANYA Klaipeda Andrey Chernov Tel/Faks: +370(0)46 410 447 Cep telefonu: +370(0)699 28198 E-posta: [email protected] ROMANYA Köstence Adrian Mihalcioiu Tel: +40(0)241 618 587 Faks: +40(0)241 616 915 Cep telefonu: +40(0)722 248 828 E-posta: [email protected] MEKSİKA Cozumel Bruno Nazzarri Tel/Faks: +52(01)987 869 1929 Cep telefonu: +52(01)998 874 0476 E-posta: [email protected] Manzanillo Honorio Alberto Galván Aguilar Tel: +52(01)314 332 8834 Faks: +52(01)229 931 6797 Cep telefonu: +52(01)229 929 9031 E-posta: [email protected] Veracruz Enrique Lozano Tel/Faks: +52(01)229 932 1367 / 3023 Cep telefonu: +52(01)229 161 0700 E-posta: [email protected] NİJERYA Lagos Henry Akinrolabu Tel/Faks: +234(0)1 793 6150 E-posta: [email protected] NORVEÇ Mosjøen Pål Aanes Tel: +47(0)75 175 135 Faks: +47(0)75 176 558 Cep telefonu: +47(0)48 246 633 E-posta: [email protected] Oslo Nils Pedersen* Tel: +47(0)22 825 835 / 425 872 Faks: +47(0)22 423 056 Cep telefonu: +47(0)90 148 487 E-posta: [email protected] Angelica Gjestrum Tel: +47(0)22 825 824 Faks: +47(0)22 423 056 Cep telefonu: +47(0)97 729 357 E-posta: [email protected] Porsgrunn Truls M Hellenes Tel: +47(0)35 548 240 Faks: +47(0)35 548 023 Cep telefonu: +47(0)90 980 487 E-posta: [email protected] Stavanger Aage Baerheim Tel: +47(0)51 840 500 Faks: +47(0)51 840 501 Cep telefonu: +47(0)90 755 776 E-posta: [email protected] POLONYA Gdynia Andrzej Koscik Tel: +48(0)58 661 60 96 Faks: +48(0)58 661 60 53 Cep telefonu: +48(0)602 233 619 E-posta: [email protected] Szczecin Adam Mazurkiewicz Tel: +48(0)91 423 97 07 Faks: +48(0)91 423 93 30 Cep telefonu: +48(0)501 539 329 E-posta: [email protected] PORTEKİZ Lizbon João de Deus Gomes Pires Tel: +351 21 391 8150 Faks: +351 21 391 8159 Cep telefonu: +351 91 936 4885 E-posta: [email protected] RUSYA Murmansk Konstantin Krivenko Tel: +7(0)815 242 2860 / 2821 Faks: +7(0)815 242 2860 Cep telefonu: +7(0)911 300 0807 E-posta: [email protected] Sen Petersburg Victor Soloviov Tel/Faks: +7(0)812 714 9732 Cep telefonu: +7(0)812 965 5224 E-posta: [email protected] Vladivostock Petr Osichansky Tel/Faks: +7(0)423 251 2485 Cep telefonu: +7(0)423 270 6485 E-posta: [email protected] ŞİLİ Valparaiso Juan Luis Villalon Jones Tel: +56(0)32 221 7727 Faks: +56(0)32 175 5703 Cep telefonu: +56(0) 9250 9565 E-posta: [email protected] TAYVAN Keelung Huang Yu-Sheng Tel: +886(0)2251 50302 / 50259 Faks: +886(0)2250 61046 / 78211 Cep telefonu: +886(0)933 906 398 E-posta: [email protected] Taichung Sanders Chang Tel: +886(0)2658 4514 Faks: +886(0)2658 4517 Cep telefonu: +886(0)955 415 705 E-posta: [email protected] Taipei Hsieh Cheng Chuan* Tel: +886(0)2251 50302 Faks: +886(0)2250 61046 Cep telefonu: +886(0)933 906 298 E-posta: [email protected] UKRAYNA Odessa Nataliya Yefrimenko Tel: +380(0)482 429 901 / 902 Faks: +380(0)482 429 906 Cep telefonu: +380(0)503 366 792 E-posta: [email protected] YENİ ZELANDA Wellington Kathy Whelan* Tel: +64(0)4 801 7613 Faks: +64(0)4 384 8766 Cep telefonu: +64(0)21 666 405 E-posta: [email protected] YUNANİSTAN Pire Stamatis Kourakos* Tel: +30(0)210 411 6610 / 6604 Faks: +30(0)210 413 2823 Cep telefonu: +30(0)69 77 99 3709 E-posta: [email protected] Antonios Maounis Tel: +30(0)210 411 6610 / 6604 Faks: +30(0)210 413 2823 Cep telefonu: +30(0)69 44 57 0910 E-posta: [email protected] *ITF Koordinatörü Eylem düzenlemeyi mi düşünüyorsunuz? Önce bunu okuyun! ITF, elverişli bayrak gemilerinde hizmet veren denizcilere, adil bir ücret almaları ve düzgün bir toplu sözleşme temelinde çalışmaları için yardım etmeye kararlıdır. Denizcilerin bazen yerel mahkemelerde hukuk yoluna başvurmaları gerekir. Bazı başka durumlarda bir gemiye boykot uygulamak gerekebilir. Farklı durumlarda farklı eylem biçimleri geçerlidir. Bir ülkede doğru olan bir eylem biçimi, başka bir ülkeye uymayabilir. İlk yapmanız gereken, ITF’in yerel temsilcisiyle temasa geçmek olmalı. Temas için gerekli adres ve telefon numaralarını bu bültenin orta sayfalarında bulabilirsiniz. Herhangi bir eyleme girişmeden önce yerel temsilciye danışmalısınız. Bazı ülkelerde greve gidecek olursanız ülke yasaları gerçekte sizin ve arkadaşlarınızın aleyhine işleyecektir. Bu durumlarda, ITF’in yerel temsilcisi size konuyu anlatacaktır. Çok daha fazla sayıda ülkede ise bir uyuşmazlıktan galip çıkmanın anahtarı greve gitmektir. Burada da yerel temsilcinin tavsiyesi çok değerlidir. Gemi limanda ise, denize açılmamışsa, grev yapmak birçok ülkede yasal hakkınızdır. Her grevde disiplinli hareket etmeyi, şiddete başvurmamayı ve birliği korumayı gözetmek gerekir. Unutmayın, birçok ülkede grev hakkı yasalar ve anayasa tarafından güvence altına alınmış temel bir insan hakkıdır. Ne yapmaya karar verirseniz verin, harekete geçmeden önce yerel ITF temsilcileriyle konuşmayı unutmayın. El ele verdiğimiz takdirde, adalet ve temel haklar konusundaki savaşı kazanabiliriz. Gemilerle ilgili online ücretsiz bilgi Çalıştığınız gemi hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak ister misiniz? Geminizin ITF tarafından kabul edilen bir toplu iş sözleşmesine sahip olup olmadığını öğrenmek ister misiniz? Geminizin güvenlik sicilinin detaylarını bilmek ister misiniz? Öyleyse gemilerle ilgili online ücretsiz bilgi sağlayan www.equasis.org web sitesini ziyaret etmek isteyebilirsiniz. Bu web sitesinde gemilerle ilgili, sahiplik detayları ve devlet liman kontrol teftişleri dahil, çeşitli bilgileri ücretsiz olarak araştırabilirsiniz. Sitede aynı zamanda, gemide bir ITF sözleşmesi varsa bunun detayları, son kayıtlı mürettebat listesinin bir özeti ve son ITF teftişinin yapıldığı tarih ve yer dahil, ITF’in sahip olduğu önemli bilgiler de yer alıyor. Bu bilgiye erişebilmek için bütün yapmanız gereken siteye kaydolmak. Kaydolmak ücretsiz ve çok basit. Nasıl kaydolacaksınız www.equasis.org sitesine gidin. Sol tarafta yer alan menüden “Kaydol”u seçin. Eğer kullanım şartlarını uygun buluyorsanız, sayfanın en altındaki “Kabul” düğmesini seçin. Karşınıza bir kayıt formu çıkacak. Tercih ettiğiniz kullanıcı adını ve parolanızı ve adınızı, adresinizi ve diğer bilgileri girin. Bu süreci tamamladığınızda kaydolma işleminizin tamamlandığına ve Gemi Araştırma hizmetini kullanmaya başlayabileceğinize dair bir onay mesajı alacaksınız. Bu hizmeti nasıl kullanacaksınız Bir gemiyi adıyla, telsiz çağrı işareti ya da IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü) numarasıyla araştırabilirsiniz. Bir gemiyi araştırdığınızda ana sayfa şu bilgileri gösterecektir: Gemiyle ilgili bilgi – ad, gemi tipi, bayrak, inşa yılı. Sevk ve idare -gemi sahibiyle ilgili ayrıntılar. (Deniz sigortası) sınıflandırma cemiyetleri. Güvenlik yönetimi. P&I sigorta şirketleri ile ilgili bilgi. Üsteki menüden şunları seçebilirsiniz: Gemi ruhsat tezkeresi Teftiş ve gemi adamı istihdamı –devlet liman kontrollüğünce (PSC) yapılmış teftişler, PSC insan unsuru, Uluslararası Çalışma Örgütü, ITF vb. Tarihçe – bayrak, gemiye kimlerin sahip olduğuyla ilgili tarihçe vb. Dünya filosuyla ilgili bilgiler ve rakamlar Bayrak temelinde en büyük 35 filo (1 Ocak 2006 itibariyle, tonaj bakımından sıralama) 1 Panama* Gemi Gros tonaj sayısı (milyon ton) (100 gt’den büyük) 6,838 141.8 En büyük 35 denizcilik ülkesi GT (m) 1Ocak 2005 Ortalama yaş (gemiler) 131.5 18 1 Yunanistan 3,027 163.4 71 Japonya 3,091 131.7 91 (1 Ocak 2006 itibariyle, tonaj Gemi bakımından sıralama) sayısı (100 gt’den büyük) Dedvety ton (milyon) Yabancı bayrak % 2 Liberya* 1,653 59.6 53.9 12 2 3 Bahama adalari* 1,361 38.4 35.4 15 3 Almanya 2,786 71.5 82 4 Singapur 1,977 31.0 26.3 11 4 Çin 2,893 65.5 54 5 Yunanistan 1,491 30.1 32.0 23 5 1,679 46.9 78 6 Hong Kong (Çin) 1,128 29.8 26.1 12 Amerika Birleşik Devletleri 6 Norveç 1,665 45.4 70 7 Marshall Adaları* 853 29.2 22.5 11 7 Hong Kong (Çin) 663 43.8 59 8 Malta* 1,220 23.0 22.4 17 8 Güney Kore 993 29.7 57 9 Çin 3,590 22.2 20.4 23 9 Tayvan 553 24.4 80 10 Kıbrıs* 992 19.0 21.3 15 10 Singapur 754 23.0 36 11 629 14.2 15.4 16 11 Birleşik Krallık 779 21.3 58 12 Japonya 6,842 12.8 13.2 15 12 Danimarka 744 19.6 53 13 İtalya 1,539 11.6 11.0 22 13 Rusya 2,157 16.7 30 894 11.5 8.2 20 14 İtalya 702 14.4 15 15 Birleşik Krallık 1,563 11.2 11.1 20 15 Hindistan 406 13.8 9 16 Amerika Birleşik Devletleri 6,472 11.1 10.7 25 16 İsviçre 372 11.8 93 17 Güney Kore 2,778 9.3 7.8 24 17 Belçika 203 11.6 49 362 8.4 7.2 9 18 Suudi Arabistan 134 11.4 91 19 Rusya 3,772 8.3 8.6 22 19 Türkiye 801 10.3 34 20 Hindistan 1,096 8.1 7.5 19 20 İran 179 9.8 10 21 Danimarka (DIS ikinci sicil) 437 7.8 7.3 17 21 Malezya 325 9.6 43 22 Bermuda (Birleşik Krallık)* 136 7.3 6.2 14 22 Hollanda 722 8.8 49 23 Antigua ve Barbuda* 1,030 7.2 6.9 12 23 Kanada 356 6.5 61 24 St Vincent* 1,044 5.9 6.3 24 24 İsveç 343 6.4 73 25 Hollanda 1,257 5.7 5.6 17 25 Endonezya 711 6.2 39 26 Malezya 1,052 5.6 6.1 16 26 Kuveyt 69 5.0 27 Norveç (NIS ikinci sicil) 14 Almanya 18 Isle of Man (Birleşik Krallık) 27 Iran 453 5.3 5.3 22 27 Filipinler 312 5.0 19 28 Filipinler 1,866 5.2 5.1 28 28 Fransa 290 4.8 55 29 Türkiye 1,156 5.0 4.2 25 29 Brezilya 147 4.8 46 30 Endonezya 3,214 4.3 4.1 25 30 Birleşik Arap Emirlikleri 186 4.5 88 31 Fransız Antarktik Bölgesi 145 4.2 3.5 7 31 İspanya 310 4.1 78 32 İsveç 567 3.8 3.7 32 32 Tayland 318 3.2 14 33 Kuveyt 69 3.3 2.4 18 33 İsrail 72 2.7 68 34 Norveç 1,439 3.3 3.5 26 34 Hırvatistan 110 2.7 37 35 Tayvan 636 3.2 3.6 24 35 Avustralya 80 2.6 48 Kaynak: Llyod’s Register of Shipping/*Elverişli bayrak gösterir. 26 ITF Denizciler Bülteni 2007 Kaynak: Lloyd’s Register of Shipping Elverişli D bayraklar büyüyen dünya filosu içindeki payını Dünya filosundaki büyüme korudu ünya filosu 2006 yılının başında yüzde 7,2 oranında (dedveyt olarak 960 milyon ton) büyüdü; bu 1989 yılından bu yana yaşanan en yüksek artış. Tonaj olarak en büyük artışı yüzde 13,3’le konteynır gemileri kaydetti ve tankerler ve dökme yük gemileri de yüzde beşin üzerinde bir artış gösterdiler. Gemilerin ortalama yaşı 12,2 yıla (bir önceki yıl ortalama yaş 12,3’tü) düşerken, yeni gemi inşası 70,5 milyon dwt ağırlığında gemi teslim edildi- dünya deniz ticaretindeki yüzde 3,8’lik büyümenin üzerine çıktı. Elverişli bayraklar dünya filosu içindeki (toplam içinde yaklaşık yüzde 45 oranındaki) paylarını korudular. Tonaj olarak, en büyük beş elverişli bayrağın (Panama, Liberya, Bahama Adaları, Marshall Adaları ve Malta) tümünün filoları büyüdü, ancak Kıbrıs ve St Vincent’in filolarında küçülme yaşandı. Ne var ki, karşı sayfada yer alan gerçek malik tablosunda da görülebileceği gibi, tamamının filolarında yabancı bayrakların önemli bir yüzdeye sahip olduğu Yunanistan, Japonya, Almanya, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri en güçlü denizcilik ülkeleri olmaya devam ediyorlar. Aslında, Yunanistan ve Japonya’nın yabancı bayrak taşıyan gemileri dünya tonajının yaklaşık olarak yüzde 40’ına karşılık geliyor. Dünya konteynır trafiği büyümeye devam ederken, Singapur limanı 23,3 milyon TEU [konteynır gemilerinin 10cb’lik konteynırlardan kaç tane taşıyabileceğini gösterir kapasitesi –ç.n.] ile en büyük ticaret hacmine sahip ve onu Hong Kong ve Şanghay limanları izliyor. Yıl (1 Ocak itibariyle) 2006 2005 2004 2003 2002 2001 Gemi sayısı 92,105 89,960 89,899 89,010 87,939 87,546 Gros tonaj (milyon) 675.1 633.3 605.2 585.6 574.6 558.1 Kaynak: Review of Marime Transport 2006, Unctad. ITF Denizciler Bülteni 2007 Ortalama yaş (tonaj itibariyle) 12 12 11 11 10 10 27 1. Gün Polonya’dan çalışmak üzere gönderildiğim gemiyi bulmak için, Aberdeen’den çok uzak olmayan bir İskoç limanına ulaştığım zaman, geminin üzerimde bıraktığı izlenim son derece iç karartıcıydı. Şöyle düşündüm: “Kendi kendimi ne tür bir belanın içine soktum ben böyle?” Geminin gövdesi, ambar ağzı, güvertesi ve ambar kapakları tamamen kalın bir pas tabakasıyla kaplıydı. Durum o kadar kötüydü ki kalın pas parçaları kendi ağırlıkları ile kopup düşüyorlardı. Hem ambarın, hem de deponun döşemesi bel veriyordu. Kıç pik tankı ile makine dairesi arasında, üzeri mürettebat tarafından çimentoyla kapatılmış bir delik vardı. Mürettebat gemiyi boyarken, tamirciler ana motor üzerinde çalışıyorlar ve kaynak yapıyorlardı. Gemiyi boyayabilmek için ilk önce pasın kazınması gerekiyordu. Bu berbat işi 12 saatlik vardiyalarla, iki havalı matkap ve bir jet yıkayıcı kullanarak yaptık. Beş gün sonra ancak baş omuzlukların raspa ve boyasını bitirebildik. Hava da bize yardımcı olmuyordu. Güçlü rüzgarlar vardı ve yağmur yağıyordu –İskoçya sonbaharı işte. Kaptanı işteki ilk günümde gördüm. İnce, uzun beyaz saçlı, at kuyruklu, uzun burnunun üzerinde gözlüğü duran ve elinde sürekli olarak yarım litrelik bir bira kutusu bulunan biriydi. Bu adam sadece “arpa suyu çorbası”nı içerek yaşıyor ve gün boyunca en az 15 kutu birayı gövdeye indiriyordu. Bu içkiden yirmi kasa, koridorda, kamarasının yanı başında duruyordu. Geminin yönetimi ve mürettebatının güvenliği kendisine emanet edilmiş olan kişi kendisini işte bu şekilde takdim ediyordu. 2. Gün Kaptan, bizlerden boş zamanlarımızda ve Pazar günleri de çalışmamızı istedi. Bu talebini, bunun sözleşmelerimizde yer aldığını söyleyerek haklı göstermeye çalıştı. İzin günlerinde çalışıldığında kişi başına ilave 55 ABD doları ödenmesine gelince, bunu ne o ne de gemi sahibi duymak istiyordu. 3. Gün Saat 08:00’de çalışmaya başladık. Kaptanımız kutularca bira içmeye devam ederken bizler elimizde havalı matkaplar ve jet yıkayıcılar olduğu halde çalışıyorduk. Dinlenmek için ara verip içeri girdiğimizde bize devamlı olarak “ananızı s*****m” diye bağırıyordu. Bizi polis çağırmakla tehdit etti ve hakaretler savurdu. 28 ITF Denizciler Bülteni 2007 Düş kırıklığı içind Polonyalı denizci JERZY TYCHOWSKI bir İskoç limanında bir gemide (resmi yukarıda) çalışmaya başladıktan sonra yaşadıklarını anlatıyor. İçtiği bira miktarı arttıkça, “ananızı s*****m”lerin sayısı da artıyordu. En sonunda, saat 18:00’de polisi aradık. Bu andan itibaren onunla “kanlı bıçaklı” hale geleceğimizi fark etmiştik. Polisi aramadan önce geminin sahiplerinden birine telefon ettik ve kendisine durumu bildirdik. Gemi sahibi eve dönüş biletlerimizi derhal ayırtacağı cevabını verdi. Gemi sahibine ITF’i telefonla arayacağımızı ve Denizcilik ve Sahil Koruma Dairesi (MCA) ile temasa geçtiğimizi söyledik. Polis saat 22:30’da geldi. Üniformalı iki polis memuru kamarasının kapısını vurduğu sırada kaptanımız uyuyordu. Bu sırada bizler (dört Polonyalıdan oluşan mürettebat), en nihayet onu alıp götürecek olmalarının verdiği mutlulukla, mutfakta oturuyorduk. Mürettebatın iki üyesinde kaptanın, Britanya hükümeti tarafından onaylanmış olan biletleri vardı. Özellikle gemi sahibi bize daha önce bu konuda söz vermiş olduğu için, içimizden birinin kaptanlık görevini devralacağını düşünüyorduk. Ancak böyle bir şey olmadı. Bir polisi memuru bize kaptanımızın ayık olduğunu bildirdi. Evet. 17 kutu biradan sonra, ayıktı. Bizlere vücudundaki alkol düzeyinin, Britanya’da izin verilen skalanın en üst sınırında olduğu söylendi. Araba bile kullanabilirdi. Ve bizler kaptanın bize söylediklerini yapmak zorundaydık, çünkü gemi Britanya bayrağını taşıyordu. Polislerin saat 23:40’ta gitmelerinin ardından, şimdi polisi kimin çağırtmış olduğu konusunda bir soruşturma yürütmekte olan Yaşlı Adamın bizleri tahrik etmesine izin vermek istemediğimizden, gemiyi terk ettik. Liman Müdürü’nün bürosuna gittik ve ITF’in telefon numarasını sorduk, ancak hiç kimse bize yardımcı olamadı. 4. Gün Her zaman olduğu gibi saat 08:00’de çalışmaya başladık, ancak zorlu bir çalışmanın ardından verdiğimiz dinlenme aralarında kaptan ve gemi sahibi tarafından yapılan sataşmalara katlanmak zorunda kalıyorduk.”Dayanışma” sendikasının Kolobrzeg şubesinin bir üyesi olarak, sendikanın “Polis, ITF’le temasa geçti ve bu şekilde bizler de olayların kendi açımızdan nasıl geliştiğini doğrulatabildik. Bize şans dilediler…” ITF imdada yetişiyor eki bir denizcinin güncesi bürosuna telefon açtım. Günlerden Cumartesi olduğundan telefona cevap verecek kimse yoktu, ancak tele-sekreter bana acil durumlar için bir telefon numarası verdi. Uzun lafın kısası, ITF’in Gdynia’daki temsilcisiyle temas etmeyi başardım. Ona olup bitenleri olduğu gibi anlattım. Bana ITF’in Londra’daki Merkez Ofisi’nin telefon numarasını verdi. Davamızı üstlenen ve ne yapmamız gerektiği konusunda bizlere talimatlar veren İskoçya’daki yerel ITF Koordinatörünü aradık. Bizlere, Pazartesiye kadar gemide kalmamız söylendi ve herhangi bir belgeyi imzalamamamız ve verilecek herhangi bir parayı kabul etmememiz tembih edildi. Polisin gelmesi durumunda onlara Müfettişin telefon numarasını verecektik. Bu andan itibaren, ITF’in koruması altında olduğumuzu anladık. 5. Gün Pazar günü saat 07:30’da gemi sahiplerinden biri, polis eşliğinde geldi. İki araba ile gelmiş olan altı polis iskele tarafında bekliyorlardı. Gemi sahibi kamara kamara dolaşıp bağırıyordu: “Eşyalarınızı toplayın, saat 9:30’da bir uçağınız var, size ucuz bir havayolu buldum.” Paramızla ilgili tek bir söz bile yoktu. ITF’in talimatları doğrultusunda hiçbir yere gitmeyeceğimizi, Pazartesi’ye kadar gemide bekleyeceğimizi ve şu andan itibaren ITF tarafından temsil edildiğimizi söyledik. Gemi sahibi polisleri geminin, özellikle Britanya bayrağını taşıdığı için, ITF’in yetki alanına girmediği konusunda ikna etmeye kalkıştı. Bu açıkça saçmalıktı. Polis, ITF’le temasa geçti ve bu şekilde bizler de olayların kendi açımızdan nasıl geliştiğini doğrulatabildik. Bize şans dilediler ve gittiler. Bütün bunların kendisine çok pahalıya mal olabileceği gemi sahibinin aklına ancak şimdi geliyordu. Son hamlesi bizlere elden işten çıkarma ihbarnameleri vermek oldu. İşten çıkarılma gerekçelerimiz şunlardı: kaptanın emirlerini yerine getirmeyi reddetmek, Pazar günleri çalışmayı reddetmek ve gemiyi tehlikeye atmak. Gemi sahibi bütün bu süre boyunca üzerimizde baskı kurmaya çalıştı. Mürettebatı, bizi buraya göndermiş olan ajansla telefonda görüştürdü. Kimi mürettebat üyelerine daha fazla maaş önererek birliğimizi bozmaya çalıştı. Bizleri “kara listeye” alınacağımızı ve bir daha başka bir yerde iş bulamayacağımızı söyleyerek tehdit etti. Ancak biz birliğimizi bozmadık. Dayanışma yalnızca bir sendikanın değil, fakat aynı zamanda insanların zor zamanlarda aldıkları tutumun da adıdır. 6. Gün Saat 11:30’da ITF Müfettişi ve MCA’dan müfettişler geldiler. Biz, dört mürettebat üyesi olarak onları iskelede bekliyorduk. Gemi sahibinin Müfettişin gemiye çıkmasına izin verilmeyeceğine ilişkin tehditlere rağmen, Müfettiş sakin bir biçimde güverteye çıktı. Bizimle konuştuktan sonra, elinde gemi sahibine yöneltilmek üzere eksiksiz bir şikayet listesi oluşmuştu. Bu suçlamalar mürettebata sigorta yaptırılmamış olmasını ve bir Britanya gemisinde çalışan mürettebat için düzenlenmesi gereken uygun iş sözleşmelerinin olmayışını da kapsıyordu. Aynı zamanda gemi sahibinin işten çıkarma için asılsız bir gerekçe öne sürmüş olduğu da çok açıktı –ne kaptan ne de gemi sahibi mürettebatın Pazar günleri de çalışmak zorunda olduğu iddiasını destekleyecek herhangi hüküm gösteremediler. Bizler ayrıca yoğun bir tempo içinde çalıştığımızı ve kaptanın litrelerce bira içtiğini görmüş olan tanıklar öne sürdük. Bu kişiler protestomuzu bütünüyle destekleyen tamir ekibi ve kaynakçılardı. Taleplerimiz hem gemide yaptığımız çalışmanın karşılığında nakit ödeme yapılması, hem de tazminat ödenmesi ve eve dönüşümüz için uçak biletlerinin alınmasıydı. Toplam tutar 31.000 ABD dolarına karşılık geliyordu. ITF Müfettişi gemi sahibine, bizlere paramızı ödememesi durumunda geminin alıkonulacağını, kargo taşıma sözleşmesinin bozulacağını ve konunun medyada önemli bir yer bulacağını söyledi. 7. Gün Jerzy Tychowski (soldan ikinci) ITF Koordinatörü Norrie McVicar (ortada) ve diğer mürettebat üyeleriyle birlikte. Gemi sahibi saat 10:00’da parayı getirdi ve ITF’in gözetimi altında bize ödemelerimizi yapmaya başladı. Saat 11:00’de, masrafları gemi sahibi tarafından karşılanan otelimize ulaştık. Geminin eski mürettebatı “Dayanışma”nın Kolobrzeg şubesine, Gdynia’daki ITF temsilcisine ve Birleşik Krallık’taki ITF koordinatörüne yardımları için müteşekkirdir. ITF Denizciler Bülteni 2007 29 İmzalamadan önce dikkatle bakın A Yazılı bir sözleşme olmadan gemide çalışmaya başlamayın. Asla boş bir sözleşmeyi ya da sizi bağlayan, açıkça belirtilmemiş ya da aşina olmadığınız herhangi bir koşul içeren bir sözleşmeyi imzalamayın. A Q ITF’in denizde çalışmak için bir iş sözleşmesi imzalama konusunda tavsiyeleri Denizde uygun istihdam koşullarını en iyi şekilde güvence altına alacak olan tek şey sadece ITF onaylı bir toplu iş sözleşmesini imzalamaktır. Bunun mümkün olmadığı durumlar için, size bir kontrol listesi sunuyoruz. 30 ITF Denizciler Bülteni 2007 İmzaladığınız sözleşmenin bir Toplu İş Sözleşmesine (TİS) atıfta bulunup bulunmadığını kontrol edin. Eğer bulunuyorsa TİS’in içerdiği koşulları tam olarak anladığınızdan emin olun ve sözleşmenizle birlikte TİS’in bir kopyasını saklayın. A A A Sözleşmenin süresinin açıkça belirtilmiş olduğundan emin olun. Sözleşme süresi içinde sadece geminin sahibinin takdir yetkisini kullanarak tek yanlı olarak değişikler yapmasına izin veren bir sözleşmeyi imzalamayın. Sözleşme süresi içinde herhangi bir değişiklik ancak karşılıklı rıza ile yapılabilmeli. A Her zaman için sözleşmenin ödenecek temel ücreti açıkça belirttiğinden ve temel çalışma saatlerinin açıkça tanımlandığından (örneğin haftada 40, 44 ya da 48 gibi) emin olun. Uluslararası Çalışma Örgütü temel haftalık çalışma süresinin azami 48 saat olabileceğini (ayda 208 saat) belirtmektedir. Stig Rødhyll Sözleşmenin fazla mesainin nasıl ve hangi oran üzerinden ödeneceğini açıkça öngördüğünden emin olun. Temel çalışma süresinin üzerinde çalışılan bütün saatler için düz bir saatlik ücret ödenmesi söz konusu olabilir. Ya da ayda garanti edilmiş belirli miktarda fazla mesai süresi için aylık sabit bir tutar söz konusu olabilir. Bu durumda garanti edilmiş fazla mesainin üzerinde çalışılacak her saat için verilecek ücret açıkça belirtilmelidir. ILO bütün fazla çalışmalarda ücretin asgari olarak normal saat ücretinin 1,25 ile çarpılarak ödenmesi gerektiğini belirtiyor. A Sözleşmede temel ücretin, fazla mesai ödemelerinin ve izinlerin açıkça ve ayrı kalemler halinde belirtildiğinden emin olun. A Gemi sahibinin ücretinizin herhangi bir bölümünü vermemesine ya da içeride tutmasına izin veren bir sözleşmeyi imzalamayın. Her takvim ayının sonunda hakkettiğiniz ücretin size tam olarak ödenmesi hakkına sahip olmanız gerekir. A A Bireysel iş sözleşmesinin her zaman kimi ek hakları içermeyebileceğinin farkında olun. Dolayısıyla aşağıdaki durumlarda ne kadar tazminat ödeneceği konusunda (tercihen yazılı sözleşme ya da sözleşme hükmünde bir belge şeklinde) bir teyit almaya çalışmanız gerekir: Sözleşme döneminde hastalık ya da yaralanma halinded Ölüm halinde (en yakın akrabaya ödenecek tutar) Geminin kaybolması halinde Geminin kaybolması nedeniyle bireysel kayıplar yaşanması halinde Sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi halinde. A Q Sözleşmede her ay için kaç gün ücretli izin hakkına sahip olduğunuzun açıkça belirtildiğinden emin olun. ILO ücretli iznin yılda 30 günden az olamayacağını belirtiyor (her takvim ayı için 2.5 gün). A Bir sendikaya üye olma, temasa geçme, danışma ya da kendi tercihinizle belirlediğiniz bir sendika tarafından temsil edilme hakkınızı kısıtlayan bir sözleşmeyi imzalamayın. A A Size imzaladığınız sözleşmenin bir kopyasının verilmesini sağlayın ve bu kopyayı saklayın. Şunu unutmayın… içerdiği koşullar ne olursa olsun, gönüllü olarak imzaladığınız herhangi bir sözleşme/anlaşma, yargı önünde çoğu durumda yasal açıdan bağlayıcı sayılacaktır. Çalışacağınız gemiye gitmek için ya da ülkenize iadeniz için yapılacak harcamaların herhangi bir bölümünü ödemeniz gerektiğine dair herhangi bir hüküm içeren bir sözleşmeyi asla imzalamayın. A ITF Denizciler Bülteni 2007 31 Denizciler şu ana kadar HIV konusunda hem korunma hem de sahip oldukları haklar açısından çok az tavsiye aldılar. Dr ROB VERBIST bu durumun değişmesi gerektiğini söylüyor. D enizciler merkezleri ve gemileri ziyaret edenler, HIV/Aids ve diğer konularda tıbbi tavsiyeye ihtiyaç duyan denizcilerle ilgileniyorlar. Denizcilerin, cinselle yolla bulaşan herhangi bir hastalığın ve özellikle HIV/Aids’in işlerini kaybetmelerine yol açabileceği korkusuna karşın, tavsiye alma konusundaki isteksizliklerini aşmaları gerekiyor. Birçok denizci, cinsel deneyimlerini, hiç de şaşırtıcı olmayan bir biçimde, bırakın işverenlerini, diğer insanlarla tartışmak istemiyorlar. Kimi bölgelerde yetkililer, ülkelerinin imajını bozabileceği endişesiyle denizcileri kendi limanlarındaki HIV tehlikesiyle ilgili olarak uyarmakta isteksiz davranıyorlar. Çoğu durumda dağıtımı yapılabilecek uygun bilgilendirici malzeme bulunmuyor ve bu da denizdeki insanlar arasında can alıcı sağlık ve yaşam tarzı konularında yaygın bir bilgisizliğe yol açıyor. Sendikalar, istihdam büroları ve gemicilik şirketleri, sigortacılar ve diğer sosyal paydaşların tümü, denizcileri HIV ve diğer sağlık riskleriyle ilgili olarak bilgilendirmek konusunda aktif bir rol oynamalıdırlar. Denizcilerin her limanda bir başka kadınla birlikte olan sarhoş adamlar olduklarına ilişkin geleneksel görüş günümüzün gerçekliğini yansıtmamaktadır. Denizde çalışanlarının birçoğunun çok az boş zamanı oluyor ve hatta bütün bir iş sözleşmesini karaya hiç ayak basmadan tamamlayabiliyorlar. Her halükârda bir limana yanaşmak çoğu kez ek iş anlamına geliyor ve yerel halkla temas için geriye çok az bir zaman kalıyor –o da eğer kalırsa. Bununla birlikte, denizciler gezici ve göçmen işçiler ve uzun sürelerle evlerinden ve kendi olağan sosyal denetim ortamlarından uzak kalan genel gezici nüfusla aynı risk düzeyinde yer HIV/Aids aldıklarının farkında olmaları gerekiyor. Denizciler için HIV/Aids sorunu istihdam öncesi tıbbi muayyene ile başlıyor. Birçok ülkede işe almada kişinin HIV’li olup olmadığını temel alarak seçim yapmak kabul edilemez veya yasadışı bir uygulamadır. Denizcilikte tıbbi sağlık değerlendirmesi tamamen herhangi bir tıbbi durumun gemiyi, kargoyu ya da diğer insanları tehlikeye sokmamasını ve bu kişinin sağlık durumu nedeniyle denizde çalışırken daha büyük bir kişisel risk altında kalmamasını sağlamaya yöneliktir. Bir kişi sağlık değerlendirmesine tabi tutulurken göz önünde bulundurulması gereken kriterler yalnızca bunlardır. Yine de, birçok denizciye, istihdam öncesi ya da periyodik tıbbi muayenelerinin bir parçası olarak HIV testi yapılmaktadır. HIV’li olduğunun bulunması bir kişi için yalnızca kişisel kaygı ve travmaya değil, fakat aynı zamanda ya kendisine iş verilmemesi ya da diğer işçiler tarafından taciz edilmesi yoluyla Denizde görülme sıklığı Arild Lillebøe Sessizlik duvarına cesaretle karşı durmak ayrımcılığa maruz kalmasına da yol açabilir. Bu, bütünüyle kabul edilemez bir durumdur ve bu türden vakalar denizcinin sendikasına derhal bildirilmeli ve işverene karşı gerekli girişimler başlatılmalıdır. Adil muayyene HIV durumunu bilen ve bunu açıklamış olan HIV’li denizciler, akılcı ve güvenilir kriterler temelinde, bir kişinin işe elverişli olup olmadığını, geçici olarak işe elverişli olup olmadığını ya da sınırlı bir çalışma yetisine sahip olup olmadığını araştıran adil bir muayeneden geçme hakkına sahiptirler. Dünya Sağlık Örgütü’nün HIV/Aids için yaygın olarak kullanılan safha kategorileri (www.who.int), işe elverişlilik kriterleri için anlamlı bir temel sunmaktadır ve bunlar, örneğin bir denizcinin geçici iş göremezlik durumu ve inceleme ve tedavi sonrasında denizde çalışmaya geri dönmesinin mümkün olup olmadığı türünden Dünya üzerinde en büyük denizci arz eden ülke olan Filipinler’in Sağlık Bakanlığı 1984 yılının Ocak ayıyla, 2003 yılının Aralık ayı arasında HIV’nin görülme sıklığı ile ilgili bir araştırma yürüttü ve sayıları 2.001 kişi olarak tahmin edilen HIV’li insandan yüzde 12’sinin denizcilerden ve yüzde 10’nunu ise seks işçilerinden oluştuğunu buldu. Bütün vakaların çoğunda (yüzde 85’i) başlıca bulaşma “Denizcilerin her limanda bir başka kadınla birlikte olan sarhoş adamlar olduklarına ilişkin geleneksel görüş günümüzün gerçekliğini yansıtmamaktadır.” yolu cinsel ilişkiydi. Bu 2.001 kişiden yüzde 32’si Filipinler çıkışlıydı ve deniz aşırı çalışmışlardı ve Filipinlerden HIV’li olup deniz aşırı çalışmış olan işçilerin yüzde 38’ini oluşturan denizciler, bunların içinde en fazla etkilenmiş olan grubu oluşturuyorlardı. Benzer bir biçimde, Vietnam’da, Kien Giang Şehir Komitesi 2002 yılında yüzde 10’nu denizcilerden oluşan 1.239 HIV’li vaka bildirdi. ITF Denizciler Bülteni 2007 33 Jess Hurd/reportdigital.co.uk HIV/Aids Sessizlik duvarına cesaretle karşı durmak kararlar alınırken göz önünde bulundurulmalıdır. Hastalığın belirtilerinin görülmediği enfeksiyon döneminden, ciddi komplikasyonların ortaya çıktığı Aids sendromuna geçiş (yaşam tarzına ve tedaviye bağlı olarak) çok yavaş seyredebilir ve bunun bir tıbbi değerlendirme ile bir sonraki arasında ortaya çıkması da pek olası değildir. Hastalığın ilerlemiş halinin, sürekli enfeksiyonlar, belirgin kilo kaybı ve ilaçla tedavinin ciddi yan etkilere yol açması türünden belirtileri, normal olarak bir denizciyi çalışamaz hale getirecektir. Hastalığın olası sonuçlarının ve bir sonraki değerlendirmeye kadar geçecek süre içinde uygulanacak tedavinin belirlenmesine yardımcı olacak kılavuz ilkelere yine de ihtiyaç duyulmaktadır. Denizde çalışma yaşamanı ne zaman bırakmak ve karada ne zaman alternatif bir iş aramak gerekebileceği konusunda bir tavsiye Riskli davranışlar 34 verilebilmesi için, er geç ortaya çıkacak olan çalışmaya elverişli olmama durumunun klinik bir ortamda değerlendirilmesi gerekmektedir. Uluslararası Denizcilere Sosyal Yardım Komitesi (ICSW), ITF Denizciler Vakfı tarafından finanse edilen Denizcileri Sağlık Konusunda Bilgilendirme Projesi’nin (SHIP) bir parçası olarak, denizciler için, HIV/Aids ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda, broşürlerden, kitapçıklardan, DVD’lerden ve afişlerden oluşan bir paket üretiyor (www.seafarershealth.org). Bu materyaller bireylerin neler yapabileceklerine, iyi gemi işletmecilerinin nasıl yardımcı olabileceklerine ve sağlık danışmanının rolüne vurgu yapıyor. Dr Rob Verbist, SHIP (Denizcileri Sağlık Konusunda Bilgilendirme Projesi) programının proje koordinatörüdür ve Antwerp limanındaki çalışmaları ve Uluslararası Denizcilik Sağlık Birliği ile yaptığı işbirliğiyle denizcilerin sağlık sorunları konusunda geniş deneyime sahiptir. Kendisiyle [email protected] adresinden temas edilebilir. Bütün denizciler “her limanda bir kadın” klişesi içinde düşünülemeyecek olsalar da, yalnızlık, bir çok limanda güçlü seks sektörünün bulunması ve denizdeyken boş zamanın ve elde edilen gelirin başka yollardan harcanması olanaklarının sınırlı olması nedeniyle rasgele cinsel ilişki sıklıkla yaşanabilmektedir. Yaşam tarzı üzerine yapılan çalışmalar, aynı nedenlerden dolayı, denizcilerin nüfusun geneline kıyasla, içki içmek gibi, sonrasında kolayca güvenli olmayan sekse yol açabilecek bir dizi riskli davranışı göstermelerinin daha olası olduğunu ortaya koyuyor. Çok az sayıda denizci sarhoşluğa ve onunla ilişkili olarak inhibisyonun azalması durumuna eşlik eden HIV-bağlantılı risklerin farkında. İnsanlar sarhoş olduklarında seks işçilerini ziyaret etme konusunda daha cesur hale gelirler, riskleri göz ardı ederler ve prezervatif kullanmayı unuturlar. Diğer risk faktörleri ilaç kullanımı ve yanlış bilgi sahibi olma ya da hiç bilgi sahibi olmama halleridir. ITF Denizciler Bülteni 2007 Denizciler sağlıklı bir yaşam tarzı sürmeyi ve riskli davranışlardan kaçınmayı istemeleri durumunda bile, seçeneklerin ya da diğer boş zaman etkinliklerine erişimin yetersizliği karşısında yenilgiye uğrayabilirler. Kadın denizciler sık sık cinsel tacize ve bazen de tecavüze uğradıklarını bildiriyorlar. Turizm gemilerinde denizciler arasında heteroseksüel cinsel ilişki gemideki yaşamın genel bir özelliği haline gelmiş durumda ve uzun yolculuklar sırasında prezervatif kullanımı genellikle azalıyor. Mürettebatın, iş verenlerin çıkarları doğrultusunda, gemi doktorlarına erişimlerinin sınırlı olması ve hasta bilgilerinin genellikle gizli kalmıyor oluşu, kadın denizcilerin gerek cinsel yolla bulaşan hastalıklar, gerekse de HIV teşhisi ve tedavisi konusunda karşılaştıkları güçlükleri yaratan kritik etkenler olabilirler. ILO’nun 2005 tarihli “HIV/Aids and work in a globalizing world” başlıklı raporundan özetlenmiştir. “HIV durumunu bilen ve bunu açıklamış olan HIV’li denizciler, akılcı ve güvenilir kriterler temelinde, bir kişinin işe elverişli olup olmadığını, geçici olarak işe elverişli olup olmadığını ya da sınırlı bir çalışma yetisine sahip olup olmadığını araştıran adil bir muayeneden geçmelidirler.” Yukarıda: Brezilya’da, Porto Alegre’de düzenlenen Dünya Sosyal Forumu’na katılmış olan bir gösterici. Filipinler’e bakış Küresel denizci talebi ile başa çıkmak M anila’da istihdam bürolarının bulunduğu bölgenin kalbinde yer alan TM Kalaw Caddesi, şimdilerde “Rizal Park denizciler emek pazarı” olarak tanınıyor. Genç, bir geliri olmayan denizcilik öğrencisi stajyerler, ellerinde, üzerinde “acil iş arıyorum” yazan afişlerle bir aşağı bir yukarı dolaşıyorlar ve denizcilik istihdam bürolarının listelerine kaydoluyorlar. İstihdam büroları telaş içinde dünyanın dört bir yanındaki gemicilik şirketlerinden faks ya da e-postayla gönderilen acil eleman taleplerini karşılamaya çalışıyorlar. Zabit ve tayfalardan oluşan bir kalabalık –sayıları gün ortasında birkaç bine çıkıyor- ortalıkta dolanıp duruyorlar ve önerilen ücretleri ve aranan nitelikleri gözden geçiriyorlar. Bunu yaparken zabitlere, tayfalardan daha fazla talep olduğunu görecekler. Rizal Park’taki birçok denizci, getirilen yaş sınırlamalarını, eğitim ve deneyim koşullarını karşılayabileceklerinden kuşkulular. Denizcilik sektörünün önde gelen isimleri günümüzde gemilerin daha uzmanlaşmış ve “akıllı” gemiler haline geldiklerini, yeni teknoloji ile donatıldıklarını ve genç zabitlerden yeni uzmanlıklar ve beceriler istediklerini iddia ediyorlar. Gemi işletmecileri, vasıflı güverte zabitlerine ve mühendislere olan talebin artmaya devam ettiğini, ancak mürettebatın ebadı küçüldükçe tayfalara olan talebin giderek azaldığını kabul ediyorlar. 2005 yılının Aralık ayında yayımlanan Baltık ve Uluslararası Denizcilik Konseyi ve Uluslararası Gemicilik Federasyonu İşgücü Güncelleştirme Raporu, her yıl 10.000 (ya da işgücünün yüzde ikisi oranında) zabit açığının ortaya çıktığını söylüyor. Bu türden bir açığın, çok büyük işsizliğin yaşandığı denizci arz eden ülkeler tarafından karşılanamıyor olması mantıksız görünebilir. Ne var ki, zabit olmayı arzu eden bir çok denizci bu yolda ilerlemeye çalışırken çok sayıda engelle karşılaşıyor. Filipinli denizciler çoğunlukla Visayas ve Mindanao adalarındaki yoksul denizcilik bölgelerinde yaşıyorlar. Kalabalık ailelerden geliyorlar ve anne-babaları ya balıkçılık ve çiftçilikle uğraşıyor ya da serbest çalışan işçilerden oluşuyor. Meslek olarak denizciliği seçmek yoksulluktan kurtulmak için bir yol olarak görülebilir. Anne-babalar, dört yıllık bir program Olivier/ Aubert Filipinler Üniversitesi’nden MARAGTAS SVAMANTE, Filipinler’deki denizcilik eğitiminin ve istihdam bürolarının dünya gemicilik sektörünün emek talebini karşılamaya devam edip edemeyeceğini soruyor. Sağda: Manila’da denizde iş arayanlar. Filipinliler dünya üzerindeki en büyük denizci grubunu oluşturmaya devam ediyorlar. Ne var ki, son yıllarda zabit yetiştiren okullarından mezun olanların sayısında bir azalma görülüyor. ITF Denizciler Bülteni 2007 35 Filipinler’e bakış “Denizciler gerek pahalı, uzun zaman alan ve üst üste gelen prosedürlerden, gerekse de sertifika ve evrak peşinde koşmaktan yakınıyorlar.” Küresel denizci talebi ile başa çıkmak için gerekli olan 5.000 ABD doları tutarındaki okul harcını ve diğer eğitim giderlerini karşılamak için gelirlerinden fedakârlık ediyorlar ve kardeşler ve diğer akrabalar da mali yardım sağlıyorlar. Zabit olmak için tamamlanması gereken denizcilik eğitiminin maliyeti Filipinler’deki yıllık ortalama gelirden yaklaşık olarak beş kat daha fazla. Filipinler Denizaşırı İstihdam İdaresi (POEA), küresel düzeyde Filipinli denizci sayısının yüzde 8,18 oranında ya da 18.749 kişi artarak, 2004 yılında 229.002 iken 2005 yılında 247.751’e yükseldiğini bildiriyor. Bu eğilim, küresel gemicilikteki büyüme ve sektörün vasıflı Filipinli denizcileri tercih etmesi nedeniyle sürüyor. Filipinler Çalışma ve İstihdam Bakanı Arturo D Brion, 2010 yılına kadar inşa edilecek olan 600 yeni gemiye gerekli mürettebatı sağlayabilmek için 8.000 Filipinli zabiti ve denizciyi istihdam etmesi gerekecek olan Japon gemicilik sektörünün artan talebine işaret ediyor. Hükümet, Japon gemicilik şirketlerinin, Filipinli denizcilerin eğitimine, verimlilik düzeylerini artırmak ve onları daha vasıflı hale getirmek için büyük yatırım yaptığını kabul ediyor. Gemicilik ve istihdam şirketleri, Uluslararası Denizcilik İşverenleri Komitesi (IMEC) aracılığıyla, denizcilik eğitimi veren kurumları Filipinli denizcilerin, özellikle matematik, bilimler ve İngilizce dahil iletişim becerileri konusundaki eğitim düzeylerini artırmaya çağırdılar. IMEC, 40’ı aşkın ülkede kayıtlı 5.870 gemiyi işleten 100 kadar gemi sahibinin oluşturduğu bir örgüt ve Filipinli denizcileri istihdam eden en büyük işveren grubu. IMEC denizci olmayı arzu eden öğrencilere daha sıkı bir üniversiteye giriş sınavı yapılmasını önerdi. Güçlü talep 36 Gemicilik işverenleri, beceri ve uzmanlıklarını daha sıkı bir eğitim sistemi ile geliştirmemeleri durumunda, Filipinlilerin denizcilik sektöründe sahip oldukları üstün konumu kaybedebilecekleri uyarısını yapıyorlar. Filipinliler, verili herhangi bir anda denizde çalışan yaklaşık 230.000 kişiyle, dünyadaki en büyük denizci sayısına sahipler. Filipinler Yüksek Öğrenim Komisyonu, zabitlik eğitimi alarak mezun olanların sayısında bir azalma eğilimi olduğunu belirtiyor. 1997 yılında mezun sayısı 15.754 iken, bu sayı 2000 yılında 11.149’a geriledi; 2004 yılında ise mezun sayısı yalnızca 3.667 kişiydi. 2000 yılından bu yana mezun sayısı her yıl yüzde 16,5 oranında azalıyor. Mühendis arzı alanındaki gerileme daha da büyük (yüzde 19). Denizcilik okulu mezunları, üniversite eğitimlerini ve gemilerde stajyerlik dönemlerini ITF Denizciler Bülteni 2007 tamamladıktan sonra, zabit olarak lisanslarını alabilmek için bir yeterlilik sınavından geçmek zorundalar. 1991 yılından bu yana, bu sınavda başarılı olma oranları daha düşük seviyelerde seyrediyor ve bütün meslek dallarında başarı ortalaması yüzde 50’nin epeyce altında. Sınava girenlerin yalnızca yüzde 47,2’si deniz mühendisi ve yüzde 40,5’i güverte zabiti olmaya hak kazanabiliyor. Diğer bir deyişle gerçek zabit arzı mezun sayısının yarısından daha az. Sınavda başarılı olamayan bu yarıdan fazlayı oluşturan kesim diğer denizcilerle tayfa olarak rekabete giriyorlar ve bunların sayısı her geçen yıl biraz daha artıyor. Bu kurumlara giren yeni öğrencilerle, mezunlarının sayısı arasında, çok sayıda öğrencinin okulu bıraktığını ya da çok yüksek bir israfın olduğunu düşündüren, kayda değer bir fark var. Birçok öğrenci eğitim masraflarını karşılayamayacağını fark ediyor ve okulu bırakmak zorunda kalıyor. Diğerleri okul gemilerinde ya da gemi üzerinde verilen eğitimlerde kendilerine yer bulamıyorlar. STCW95’e (eğitim, sertifikalandırma ve vardiyalı çalışma sözleşmesi) uyulması için Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) eğitim standartlarının uygulanması talepleri, eğitim kuruluşları üzerinde baskı yaratarak okul sayısının azalmasına yol açtı ve bu da beraberinde mezun sayısının 1997 ile 2001 yılları arasında neredeyse yarı yarıya azalmasını getirdi. Sonrasında birçok okul, eğitim araç ve gereçleri ve eğitim personeli olarak STCW95’in standartlarına uyum sağladığını iddia etti ve bunlar eğitim vermeye yetkili kurumlar listesine geri alındılar. IMO’nun web sitesinde yer alan “Denizcilik Eğitimi Veren Kurumlar Envanteri” Filipinler’in en fazla sayıda denizcilik enstitüsüne (98) ya da küresel toplamın yüzde 20,3’üne sahip olduğunu gösteriyor. Ne yapılması gerekiyor? Filipinler hükümetinin izlediği politika bir yandan “emeğe koruma” sağlarken, “Filipinli denizcileri vasıflı, ehil ve küresel düzeyde rekabet edebilir hale getirmeyi” amaçlıyor. Buna karşılık denizciler gerek pahalı, uzun zaman alan ve üst üste gelen prosedürlerden, gerekse de sertifika ve evrak peşinde koşmaktan yakınıyorlar. Denizcilik dairesinin tek bir çatı altında toplanmasına yönelik öneriler hayata geçirilemedi ve birbiriyle çakışan işlevler hileli sertifikasyonu, rüşvetle iş ayarlayanları ya da arabulucuları, zorla haraç almayı ve politikaların tutarsız bir biçimde uygulanmasını besliyor. Eğitim, sertifikasyon ve denizcilerin küresel emek piyasasında istihdam edilmelerine yönelik karmaşık düzenlemeler ağına, ayrı ayrı devlet kuruluşları karışıyor. Bunların bir çoğu, denizcilerin bir belgeyi alabilmeleri için başka bir belge almalarını Liman işçileri gerektiriyor: sabıka kaydı alabilmek için Ulusal Soruşturma Bürosu’na veya Filipinler Ulusal Polisi’ne; doğum belgesi için Ulusal İstatistik Ofisi’ne; çalışmaya elverişi olduklarını belgelemek için Sağlık Bakanlığı’na; pasaport çıkartabilmek için Dışişleri Bakanlığı’na; gemi adamı iş sözleşmesini işletmek için POEA’ya; ve bir sosyal yardım fonuna yapılan giriş ücretinin ödendiğini belgelemek için Denizaşırı İşçiler Sosyal Yardım İdaresi’ne başvurmak zorundalar. Aynı zamanda zorunlu sosyal güvenlik, sağlık sigortası ve bir uzun vadeli konut kredisi finansman planı için de kimlik belgelerinin temin edilmesi gerekiyor. Birçok denizcilik öğrencisi sınıftayken, kalabalık dersliklerden ve gelişmiş simülatörler ve en son teknolojiyle donatılmış olan diğer ekipmanlar üzerinde pratik yaparak öğrenme olanaklarının çok sınırlı olmasından yakınıyorlar. Okul gemilerinde ya da gemide eğitim için ayrılan süreler son derece sınırlı. Denizcilik okulları, başvuran kişilerin denizcilik eğitimine kabul edilmeleri konusunda ortak akademik ve fiziksel elverişlilik standartlarına sahip değiller. Bir öğrencinin bir denizcilik programına girişi reddedilirken bir başka okula kabul edilmesi mümkün olabilmektedir. Kimi en iyi denizcilik okullarının gemicilik işverenleri ile güçlü bağları varken, bu kuruluşların birçoğu mezuniyet sonrasında işe yerleştirme konusunu hiç göz önünde bulundurmadan, yalnızca nicel hedefler temelinde öğrenci kabul ediyorlar. Standart altı eğitim Filipinler’de düzenlemeden sorumlu kurumların atmaları gereken en önemli adımlardan biri standart altı denizcilik eğitimi veren ve eğitim araçgereçleri yetersiz olan okulların eğitim verme yetkilerini iptal etmek olacaktır. Aynı zamanda polis ve yargı tarafından da sahte denizcilik diplomalarının ortaya çıkarılması ve ortadan kaldırılması için daha fazla çaba gösterilmesi gerekiyor. Gemicilik ve istihdam şirketlerinin işe alma politikaları –örneğin işe almada bir üst yaş sınırı konulması- zabit açığını büyütüyor olabilir. Bir istihdam bürosu yetkilisi, “…sektörün uygulamada denizciler arasında yaş temelinde ayrımcılık yaptığını,” kabul ediyor. “Yaş sınırı açıkça dile getirilmiyor, ancak fiziki elverişlilik önemli bir koşul.” Ne var ki, eleman yetersizliği nedeniyle şimdilerde emekli zabitler tekrar göreve çağırılıyorlar. Filipinler’de sektörün önde gelen isimleri ve yetkililer ülkenin zirvedeki yerini korumaya devam edeceğine ve hatta küresel denizci emek piyasasındaki payını daha da artıracağına dair umutlarını ifade ediyorlar. Bu durumda, böyle değerli bir beşeri sermaye yaratmaya yardımcı olan eğitim ve öğrenim sistemlerinin iyileştirilmesi için derhal harekete geçmeleri gerekiyor. Sendikacı olduğu için öldürüldü ITF, Guatemalalı bir liman işçileri sendikası önderinin katillerinin adalet önüne çıkarılmasını talep ediyor. P edro Zamora (resimdeki kişi) 15 Ocak 2007 tarihinde, Quetzal liman şehrinde, kimliği bilinmeyen katiller tarafından, iki çocuğunun gözleri önünde vurularak öldürüldü. Cinayet, bir ölüm mangası tarafından düzenlenen planlı bir cinayetin bütün tipik özelliklerini taşıyordu. Kimi Orta Amerika ülkelerinde olduğu gibi, Guatemala’da da karanlık cinayet çetelerinin ordu ve emniyet güçleriyle bağları var ve bunlar faaliyetlerini fiili bir dokunulmazlık zırhı altında sürdürüyorlar. Zamora, Quetzal’daki liman işçilerini temsil eden STEPQ sendikasının Genel Sekreteriydi. Zamora’nın sendikası limanın özelleştirilmesine yönelik planlara karşı direniyordu. Özelleştirme ile çalışanların koşullarının kötüleşmesinden ve bu satışın yerel sosyal hizmetlere ayrılan kamu gelirlerinin azalmasına yol açmasından endişe ediliyordu. Zamora, daha öncesinde, özelleştirme karşıtı kampanyanın önderi olarak çok sayıda isimsiz ölüm tehdidi almış ve sendikasının faaliyetleri polis tarafından izlemeye alınmıştı. Büyük öfke Bu cinayet uluslararası sendikal camiada büyük bir öfke yarattı. ITF ve Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu, Guatemalalı yetkililerden harekete geçmelerini istediler ve derhal bir soruşturma ekibi gönderdiler. Aynı zamanda Uluslararası Çalışma Örgütü’ne de resmi bir şikayet başvurusu yapıldı. ITF-ITUC heyetine, polisin cinayet mahallini gerektiği gibi koruma altına almayı ihmal ettiği ve yaşamsal öneme sahip kanıtların kaybolduğu ve soruşturmayı yürütenlerin kendilerini cinayetin gerçek faillerine götürebilecek bilgilerin peşinden gitmedikleri söylendi. Heyet, aynı zamanda, son yıllarda yüzlerce cinayetin çözülmeden kaldığı Guatemala’da katiller için bir dokunulmazlık atmosferinin egemen olduğunu bildirdi. Zamora’nın öldürülmesinden sadece haftalar sonra, ülkenin başka bölgelerinde iki sendikacı daha öldürüldü. Kampanya ITF ve ITUC, Pedro Zamora’nın katillerinin bulunması ve STEPQ’nun ölüm tehditleri alan diğer temsilcilerinin korunması için uluslararası bir dayanışma kampanyasına öncülük yapmayı sürdürüyorlar. Sendikanın, en azından 2006 yılında limanın geleceği konusunda yaşanan bir iş uyuşmazlığının hemen sonrasında işten çıkarılmış olan dokuz işçinin işlerine iade edilmeleri talebi karşılandı ve bu, kritik bir zamanda sendikaya güç kazandırdı. ITF Genel Sekreteri David Cockroft şunları söyledi: “İşçilerin işlerine iade edilmeleri uluslararası sendikal eylemin sonucunda sağlandı. Haklı taleplerimizden biri karşılandı. Diğer taleplerimiz –katillerin ve onları azmettirmiş olanların yargı önüne çıkarılmaları ve sendikanın diğer yöneticilerinin güvenliğinin sağlanması- hâlâ masanın üzerinde. Bizler bir örnek oluşturmayı ve katillerin bundan böyle dokunulmazlık zırhı altında insan öldüremeyeceklerini görmelerinin sağlanmasını istiyoruz.” ITF’in kampanyasıyla ilgili daha fazla bilgi için bkz. www.itfglobal.org/ campaigns/zamora.cfm ITF Denizciler Bülteni 2007 37 “Kendimizi en kötü durum senaryosuna göre hazırlamamız gerekiyordu –şirket hepsini işten çıkarabilir ve yerlerine havayoluyla yeni bir mürettebat getirebilirdi.” Mürettebatın cesareti ve Japonya, Meksika ve ABD arasındaki eşgüdümlü çaba, Shima adlı gemide adil ücretleri ve bir ITF sözleşmesinin imzalanmasını nasıl sağladı. ITF Müfettişi STEFAN MUELLERDOMBOIS anlatıyor. 2 006 yılının başlarında ITF Koordinatörü Shoji Yamashita tarafından Panama bandıralı gemi Shima’nın Japon sahiplerine gönderilmiş olan uyarı notunun, bilgi için gönderilmiş bir kopyasını aldım. Aynı yılın Eylül ayında, Shima’yla ilgili olarak, bu kez Meksika’daki meslektaşım müfettiş Honorio Galván’dan gelen bir başka uyarı notunun, bilgi için gönderilmiş kopyası elime geçti. Bu gemiyi daha önce bir kez, görev yaptığım Los Angeles/Long Beach (ABD) limanına demir attığı sırada ziyaret etmiş olduğum için biliyordum. Bu şirkete nihai bir uyarı notu göndermenin zamanının geldiğine karar verdim. Gemideki yaşam koşulları yeterince iyiydi, ancak ücretler son derece düşüktü –sıradan bir gemici için 305 ABD doları ile usta bir gemici için 590 ABD doları arasında değişiyordu. Mürettebatla yapılan tartışmalar Mürettebatla geminin limana bir sonraki gelişi ile ilgili telefon mesajları aracılığıyla sürekli olarak temas ettikten sonra, gemiyi 16 Aralık 2006 tarihinde, öğle saatine doğru ziyaret ettim. Mürettebatla ücretlerinin düşüklüğünü ve gemilerinin bir ITF sözleşmesi kapsamında yer alması durumunda ne ücret alacaklarını tartıştım. Aynı zamanda şirketle uyuşmazlık noktasına gelmeleri durumunda başlarına gelebilecek kimi kötü şeyleri de tartıştık. Onlara, böyle bir durumun ortaya çıkması halinde, sonuna kadar onlarla birlikte olacağım konusunda söz verdim. Ancak kendimizi en kötü durum senaryosuna göre hazırlamamız gerekiyordu –şirket hepsini işten çıkarabilir ve yerlerine havayoluyla yeni bir mürettebat getirebilirdi. Bu aşamada, kahve içmeye giderek mürettebatı kendi aralarında tartışmaları için baş başa bıraktım. Saat 16:00 sularında gemiye geri döndüm ve mürettebat bir ITF sözleşmesi kapsamında yer almak için harekete geçmek istediğini teyit etti. Aynı zamanda, her adımda benimle birlikte çalışmakta olan koordinatörüm Jeff Engels’i aradım. Cumartesi 17:00 –uyuşmazlık başladı 38 Mürettebat benden onlar adına kaptanla konuşmamı istedi. Mürettebatın adil ücret almak ve mümkünse bir ITF sözleşmesi kapsamında yer almak istediğini anlatarak bu isteklerini yerine ITF Denizciler Bülteni 2007 getirdim. Kaptana bu durumla ilgili olarak, gemi sahipleri, gemiyi kiralamış olanlar veya işletenler ve işletmeci şirket gibi, gerekli gördüğü herkesle temas etmesini söyledim. Daha sonra evden devlet liman kontrolü müdürünü cep telefonundan arayıp, gemide bir iş uyuşmazlığı yaşandığını bildirdim. ABD Sahil Güvenliği gemiye iki devlet liman kontrol dedektifi gönderdi. Dedektifler kaptanla ve kimi mürettebat üyeleriyle görüştükten sonra yazılı ihbar ile “geminin sefere çıkmasının güvenli olmadığını” bildirdiler. Bu, uyuşmazlık sürecinde önemli bir dönüm noktasıydı. Gemiden sadece birkaç mürettebat üyesinin ayrılmış olması geminin yasal güvenli mürettebat sayısının altında kalmasına neden olmuştu. Kaptan bu işin içinde kimlerin yer aldığını öğrenmek istedi ve tekrar tekrar öncülük edenlerin isimlerini bulmaya çalıştı. Buna rağmen, dedektifler, yasaların kişileri ifşa etmelerine izin vermediğini söyleyerek, son derece doğru bir tutum aldılar. Bu gelişmeler mürettebata belirli bir ölçüde koruma sağlarken, önemli bir güç desteği de verdi. Mürettebat uyuşmazlığın bu şekilde anonim kalması yerine, verdikleri desteği açıkça ifade etmenin kendi çıkarlarına olacağına karar verdi ve ben de bu görüşü uygun buldum. Liman santralini bir sonraki geminin rıhtıma ne zaman yanaşacağını öğrenmek için aradığım zaman, bir başka geminin ertesi gün saat 18:00’de geleceğini öğrendim. Bu, terminalin, gemi üzerinde rıhtımdan ayrılması için ek bir baskı oluşturmasına 24 saatten az bir zaman kaldığı anlamına geliyordu. Gemi mutfağı mürettebatın toplantılarını yaptıkları ana merkez haline gelmişti. Gemi acentesi, kaptanın namına gemiye geldi ve ben de kendisine uyuşmazlıkla ilgili bilgi verdim. İlgili bütün taraflara e-posta gönderme ve telefon etme sözü vererek gemiden ayrıldı. Toplantılarla dolu uzun gece Mürettebatın isteği doğrultusunda, gece boyunca gemideki bir odada kaldım. Endişe içindeki mürettebat üyeleri bana birçok kez tutuklanıp tutuklanmayacaklarını ya da işten atılıp atılmayacaklarını ya da kara listeye alınıp alınmayacaklarını sordular. Gece yarısına doğru, bana kaptanın bir grup toplantısı çağrısı yaptığı söylendi. İş uyuşmazlığı Adil bir ücret elde etmek için otuz saat Kaptan gelene kadar mürettebatla birlikte geminin mutfağında bekledim. Kendisine gemiyi işleten şirket tarafından, tek tek kişiler üzerinde çalışması ve mürettebata kimlerin liderlik ettiğini bulması emredilmiş olduğundan çok zor bir durumdaydı. Hatta kendisine mürettebata bu işin içinde yer aldıklarını kabul eden ya da yadsıyan bir mektup imzalatması bile söylenmişti. Kaptan ortaya çıkınca ona, mürettebatın bu gece yarısı toplantısını kendilerini huzursuz etmeye ve içlerinde karışıklık yaratmaya yönelik bir plan olarak gördüğünü ve bunun kabul edilemez olduğunu söyledim. Kaptana, liman görevlilerinin kendisine daha önce mürettebatla ilgili hiçbir ayrıntıyı ifşa etmeyeceklerini söylediklerini hatırlattım ve mürettebatı huzursuz etmeye bir son vermemesi durumunda ilgili mercileri durumdan haberdar edeceğimi söyledim. Sakin bir Pazar sabahı Daha sonra kaptan benden Japonya’daki, geminin işletmeciliğini yapan şirketle konuşmamı istedi. Bir şirket temsilcisi ile konuştum ve ona kimi insanları seçip hedef almaya çalışmanın yasadışı bir uygulama olduğunu ve mürettebatın korktuğu için benden onlar adına konuşmamı istediklerini anlattım. Bu tür planlar yapmaya devam etmeleri durumunda liman yetkililerine ertesi gün hiç kimsenin uygun bir biçimde dinlenmesine olanak tanınmadığını ileteceğimi de sözlerime ekledim. Saat 02:00’den öğleye kadar geçen sürede her şey sakindi. Pazar öğleden sonra, Tokyo’da Pazartesi sabahı olmuş ve işgünü bir süre önce başlamıştı. Mürettebatı temsilen, gemiyi kiralamış olan şirketle ve aynı zamanda gemi sahibiyle temasa geçtim ve mürettebatın taleplerini yeniden anlattım. 20:00 – Japonya’da anlaşmaya varıldı Kaliforniya saatiyle saat 20:00 sularında Shoji aradı ve bir anlaşmaya varıldığını söyleyerek, benden mürettebatı bilgilendirmemi rica etti. Bu “Shima gibi ucu ucuna sayıda mürettebat istihdam eden ve bir iş uyuşmazlığının ortaya çıkması durumunda asgari gemici düzeyinin altında kaldığı iddia edilebilecek çok sayıda gemi var.” sırada Japonya’da vakit öğleden sonraydı. Gemiyi işleten şirketle, kaptana, mürettebata verilecek olan tazminat mektuplarını ve varılan anlaşmayı, özellikle üç hususu içerecek biçimde, ana hatlarıyla özetleyen bir mektubu imzalaması konusunda faksla yetki vermelerini istemek üzere görüştüm. Bu hususlar şunlardı: ITF sözleşmesini imzalamayı kabul etmek; ITF’in ücret cetvellerine göre oluşan ücret farklılıklarını işe başladıkları tarihten itibaren ödemek; ve geriye dönük bu ödemenin mürettebatın Japonya’da Yokohama’ya ulaştıkları zaman yapılması. Şirkete, mektuplar faksla elime geçer geçmez, yetkilileri mürettebat adına arayacağımın ve onları varılan anlaşma konusunda bilgilendireceğimin sözünü verdim. Yetkililerin gelmesini beklerken, gemi mutfağında mürettebatla son bir toplantı yaptım. Her bir mürettebat üyesi imzalı, mühürlü ve kopyalı orijinal tazminat mektubunu ve Tüm Japon Denizciler Sendikası/Uluslararası Pazarlık Forumu’nun imzalamış oldukları anlaşma ile bundan sonra tabi olacakları yeni ücret cetvellerinin bir kopyasını almıştı. 23:00 – çözüme ulaşıldı, denize açılma izni verildi ABD Sahil Güvenlik yetkilileri saat 22:20 sularında geldiler ve her bir gemiciyle tek tek görüştüler. Saat 23:00 sularında geminin denize açılmasına izin verdiler ve ben de dedektiflerin hemen arkasından gemiden ayrıldım. Shima’daki eylem toplam olarak yaklaşık 30 saat sürdü. Shima gibi ucu ucuna sayıda mürettebat istihdam eden ve bir iş uyuşmazlığının ortaya çıkması durumunda asgari gemici düzeyinin altında kaldığı iddia edilebilecek çok sayıda gemi var. Bu olayda, mürettebata liman yetkililerinin tarafsızlığı ve kendilerinin birlik olma ve birbirlerini koruma konusundaki kararlılıkları yardımcı oldu. Birikmiş ücretler Yokohama’da ödendi Shima, Yokohama limanına 3 Ocak 2007 tarihinde ulaştı. Şirket yetkilileri ve aynı zamanda Shoji Yamashita ve Shigeru Fujiki (ITF Müfettişi) gemiye çıktılar ve mürettebat üyelerinin birikmiş ücretlerinin ödendiğini tespit ettiler. ITF Denizciler Bülteni 2007 39 D enizcilerin sağlık durumuyla ilgili olarak yapılan çalışmalar tutarlı eğilimler ortaya koyuyor –denizde çalışanlar daha fazla sigara ve içki içmeye eğilimli oluyor ve daha az egzersiz yapıyorlar. Şaşırtıcı olmayan bir biçimde sağlık durumları da nüfusun genelinden daha kötü. 1.250 Danimarkalı denizci ile yapılan bir araştırma, denizcilerde daha yüksek oranlarda kalp rahatsızlığı, erişkin başlangıçlı diyabet ve akciğer kanseri görüldüğünü belirledi. Aynı zamanda bu denizciler bütün yaş gruplarında belirgin bir biçimde daha aşırı kilolular; 45 yaşın üzerindeki denizcilerin dörtte üçünün kilosu normalin üzerinde. Danimarkalı mesleki sağlık profesyonelleri tarafından hazırlanmış olan raporda, “Obezite, insan sağlığı üzerindeki etkisinin yanı sıra, denizde bir güvenlik sorunu haline gelebilir,” deniliyor. “Obez kişiler için acil durumlarda güvenlik görevlerini gerçekleştirmek, tahliye yolları ve merdivenleri kullanmak ve bir cankurtaran sandalına ya da botuna binmek zor olabilir. Bu, yalnızca obez kişiler için değil, fakat aynı zamanda onların eylemlerine bağımlı olan ya da onlara yardımcı olan insanlar için de ciddi sonuçlar yaratabilir.” Ortalamadan daha yüksek stres düzeyleri ve denizde uykunun kalitesi gibi diğer yaşam tarzıyla ilgili etkenleri de eklediğinizde, denizdeyken sağlıklı kalmanın önemi daha da artıyor. İyi beslenmek, sigara içmeyi bırakmak, alkol tüketimini sınırlandırmak ve düzenli bir biçimde egzersiz yapmak, hepsi bir arada daha sağlıklı olmayı sağlayan denklemin parçalarıdırlar. Kuşkusuz, denizde yaşam egzersiz yapma olanaklarını sınırlandırmaktadır, ancak Uluslararası Denizcilere Sosyal Yardım Komitesi (www.seafarershealth.org) formda kalmak için bir kılavuz ve ayrıca gemide yapılabilecek bir dizi egzersizi anlatan broşürler üretti. Kılavuz şöyle diyor: “Formda kalmak size bir çok bakımdan yardımcı olacaktır: Sizi fiziksel olarak ve zihnen daha güçlü hale getirir 40 ITF Denizciler Bülteni 2007 Fiziksel egzersizin sağlığa faydaları Stressiz ya da fiziksel engel olmadan, daha dengeli hale gelirsiniz Sindiriminiz iyileşir Kilonuz kontrol altında tutulur Kan şekeriniz istikrarlı hale gelerek, diyabeti önler Uykunuz düzene girer Gerek konsantrasyonunuz gerekse de özgüveniniz artar Kemikler ve kaslar daha güçlü hale gelerek, yaralanma ve hastalık riskini azaltır Tansiyon istikrarlı hale gelerek ve ‘iyi’ kolesterol miktarı artarak, kalp ve damar hastalıkları risklerini azaltır.” Komite denizcilere idman yapmaya başlamadan önce sağlık durumlarını kontrol etmelerini ve nabız atışlarını izlemelerini tavsiye ediyor. İstirahat halinde kalp atım hızı bir kişinin fiziksel durumuna ilişkin iyi bir genel göstergedir ve en faydalı kültür fizik çalışması kalp atım hızınızı “azami kalp atım hızının” yüzde 60’ına çıkaran idmandır. Bu eşik yıl olarak yaşınızın 220’den çıkarılmasıyla hesaplanır (örneğin 45 yaşındaki bir kişi için azami eşik dakikada 220-45 = 175 kalp atımıdır). Bu nedenle idman sırasında bu kişinin kalp atımı 175’in yüzde 60’ı olan dakikada 105 atımı aşmamalıdır. Bir başka önemli ders ise çok kısa sürede çok fazla şey yapmaya çalışmamaktır. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Fiziksel Sağlık ve Sporlar Konsey’i Başkanı, “Oturarak geçirdiğiniz yıllar boyunca kaybetmiş olduklarınızı birkaç günde ya da haftada geri kazanamazsınız; kayıplarınızı ancak sebat ederek geri alabilirsiniz. Ve kazanacağınız “İyi beslenmek, sigara içmeyi bırakmak, alkol tüketimini sınırlandırmak ve düzenli bir biçimde egzersiz yapmak, hepsi bir arada daha sağlıklı olmayı sağlayan denklemin parçalarıdırlar.” ITF Denizciler Vakfı Yukarıda solda: Filipinler’de, Cebu’da yeni açılmış olan denizciler merkezinde basketbol oynayanlar. Bu merkez ITF Denizciler Vakfı tarafından finanse edildi. Yukarıda: Brezilya’da, Paranaguá’da denizciler için düzenlenen masa tenisi turnuvası. ödül, ödeyeceğiniz bedele değecektir.” Konsey, ortalama sağlıklı bir insanın asgari düzeyde genel bir zindelik sağlaması için ne kadar kültür fizik hareketli gerektiğiyle ilgili şu tavsiyede bulunuyor. ISINMA: Yürüme, yavaş koşu, dizleri yukarı çekmek, kollarla daireler çizmek ya da vücudu döndürmek türünden 5-10 dakikalık egzersiz. Aynı zamanda, yapılacak etkinlikte yer alacak hareketlere benzeyen düşük yoğunluklu hareketler de ısınmaya dahil edilebilir. KASSAL KUVVET: Haftada en az iki kez, 20 dakika süreyle, bütün önemli kas grupları için egzersizler içeren idamlar. Kuvveti artırmanın en etkin yolu ağırlık kaldırmaktır. KASSAL DAYANIKLILIK: Haftada en az üç kez, 30 dakika süreyle, bütün önemli kas grupları için, jimnastik, şınav çekmeyi, karın hareketleri, yukarıya çekme ve ağırlık çalışmalarını içeren idmanlar. KALP VE SOLUNUM DAYANIKLILIĞI: Her hafta en az üç kez 20 dakika süreyle sürekli aerobik (oksijen gerektiren faaliyet) ritmik egzersiz yapmak. Bu tür faaliyetler, hızlı yürümeyi, koşmayı, yüzmeyi, bisiklete binmeyi, ip atlamayı ve kürek çekmeyi içerdiğinden, denizde yapılması en zor faaliyetler olabilir. ELASTİKİYET: Her gün 10-12 dakika süreyle yavaş bir biçimde, herhangi bir sıçrama hareketi olmadan yapılacak olan esneme egzersizleri. Bu egzersiz ısınma hareketlerinden sonra ya da gevşeme sırasında yapılabilir. GEVŞEME: En az 5-10 dakikalık esneme ile birleştirilmiş yavaş yürüme, alt seviyede egzersiz. Ailenizle ve dostlarınızla iletişim kurmanızda yardımcı olmak E vlerinden uzakta olan denizciler için aileleriyle ve dostlarıyla temas etmek değişmez bir arzu olmuştur. Denizcilere hizmet veren sosyal yardım işçileri ve denizci misyonları, ilkin mektuplar ve paketler göndererek ve daha sonra telgraf ve telefon görüşmeleri yoluyla denizcilere haberleşme konusunda yardımcı olmak konusunda en ön saflarda yer aldılar. Aynı zamanda internetin yaygın bir biçimde kullanılmasına da destek verildi ve –ITF tarafından desteklenen- Denizciler Vakfı geçtiğimiz 12 ay boyunca iletişimin geliştirilmesine büyük bir ağırlık verdi. Vakfın İdare Amiri Tom Holmer, rahiplere ve sosyal yardım işçilerine, daha ileri teknolojiye geçiş ve internet üzerinden ucuz telefon görüşmesi sağlamak için VoIP’yi (İnternet Protokolü Üzerinden Ses İletimi) getirmek üzere bağışta bulunulduğunu söyledi. Ön yüzündeki hemen göze çarpan deniz feneri ile Denizciler Misyonu Uluslararası Telefon Kartının elde ettiği başarının ardından bir grup liman rahibi, denizciler merkezlerinde VoIP sistemleri kurmaya yönelik planlarla vakfa başvurdular. Bir pilot proje için sağlanan 90.000 ABD doları ile dünyanın dört bir “Filipinler’den bir denizci Noel’de çok mutluydu, çünkü yeni doğmuş oğlununun bir resmini ilk kez bizim internet odamızda gördü!” yanındaki 20 merkezde bu donanım kuruldu. Herhangi bir servis sağlayıcısı üzerinden VoIP’ten VoIP’e yapılan telefon görüşmeleri çoğunlukla ücretsizken, VoIP’ten nortmal telefon numaralarını aramak genellikle normal görüşme bedelinin çok küçük bir bölümüne karşılık geliyor. Hamburd’da Duckdalben’deki denizciler misyonunun internet odası. ITF Denizciler Bülteni 2007 41 Knut Revne ITF Denizciler Vakfı, denizciler merkezlerinin, denizcilere rıhtımdan yerel tesislere yaptıkları çoğu kez uzun mesafeli seyahatlerde yardımcı olmak için satın aldıkları münibüsleri finanse ediyor. Resimlerde yukarıdan başlayarak saat yönünde Liverpool (BK), Réunion (Hint Okyanusu) ve Berdyansk’taki (Ukrayna) araçlar görülüyor. Dizüstü bilgisayarlar iletişim boşluğunu dolduracak ITF Denizciler Vakfı, ABD’de West Coast Portland limanındaki, Portland Denizciler Misyonu’na, gemicilerin aileleriyle temas etmelerini sağlamak üzere, cep telefonları ve dizüstü bilgisayarlar satın alabilmesi için 17.703 ABD doları bağış yaptı. Portland’ı her yıl 20.000’den fazla denizci 42 ziyaret ediyor ve bunların çoğu vize kısıtlamaları ve limanda sınırlı bir zamanları olduğundan gemiden ayrılamıyorlar. Misyon papazı Jun Pioquinto, liman terminali içindeki telefonların denizcilerin talebini karşılayamadığını ve misyonun 2003 yılından bu yana cep telefonlarını ITF Denizciler Bülteni 2007 gemilere götürerek, denizcilere gündüzleri her ay 6.000 dakika süreyle ve ayrıca geceleri ve hafta sonları da sınırsız erişim olanağı sağladıklarını söyledi. ITF’in yaptığı bu bağışın ardından misyon şimdi de gemilere taşınabilen dizüstü bilgisayarlar aracılığıyla internet erişimi sağlıyor. Misyonun denizcilere sağladığı destek bütünüyle gönüllüler tarafından yürütülüyor. İletişim kurmanızda yardımcı olmak Denizcilerin gözüyle bakıldığında, VoIP, uluslararası telefon görüşmelerinin fahiş derecede pahalı olduğu bir kıta olan Güney Amerika’da gerçekten büyük fayda sağlıyor. Yalnızca bir denizciler merkezinde kurulan, dört çıkışlı bir VoIP telefon sistemi, sözgelimi Filipinleri aramak isteyen denizciler için10 ABD dolarlık telefon kartı ile konuşma süresini 25 dakikadane 63 dakikaya çıkartarak, telefon etmek isteyen denizciler için büyük bir fark yarattı. Hiç de şaşırtıcı olmayan bir biçimde sistemi kullanan denizci sayısı hızla arttı ve merkez kısa süre önce kapasitesini iki kat arttırarak dört telefondan sekiz telefona çıkartmak için ikinci bir dört-çıkışlı sistemin kurulmasını istedi. Hamburd’da Duckdalben’deki Alman denizciler misyonunun Merkez Müdürü Jan Oltmanns birçok denizcinin yeni VoIP telefınlarını kullandığını söyledi. “Geçtiğimiz Aralık ayında, Noel arifesinde bir Alman kaptan klübümüze telefon etti. Ailesi ile konuşmak istedi ancak onlar henüz gelmemişlerdi. Sadece birkaç dakika sonra bu kaptanın karısı ve çocukları klübe geldiler ve elemanlarımızdan biri onlara okyanusun ortasındaki gemisinde seyreden babalarını aramalarında yardımcı oldu. “Klüpteki herkes (o akşamüzeri yaklaşık olarak 260 denizci ve 16 personel vardı) bu telefon görüşmesinin ne kadar önemli olduğunu görebiliyordu; bunun için yalnızca kaptanın beş yaşındaki, üst üste defalarca, ‘Babamla konuştum’ diyen çocuğunun gözlerine bakmaları yeterliydi. Aralık ayında denizciler 74.580 dakikalık telefon görüşmesi yaptılar –bu klübümüzden günde yaklaşık 40 saatlik telefon görüşmesi yapıldığı anlamına geliyor. Filipinler’den bir denizci Noel’de çok mutluydu, çünkü yeni doğmuş oğlununun bir resmini ilk kez bizim internet odamızda gördü! ITF’in Denizciler Vakfı sayesinde, misafirlerimiz için sekiz e-posta bilgisayarımız ve 17 telefonumuz var.” Denizciler Misyonu VoIP Telefonculuk Sistemi, dört telefon hattının katları olarak sağlanıyor ve dördün katları halinde artırılabiliyor. Bu nedenle sistem herhangi bir merkeze uyabilecek şekilde biçimlendirilebiliyor. Bu sistem Brezilya, Finlandiya, Almanya, Litvanya, Polonya, Birleşik Krallık ve ABD başarılı bir biçimde işliyor ve şimdi artık geniş bant bağlantının varolduğu diğer merkezleri de müracaatta bulunmaya davet ediyoruz. Daha fazla bilgi için [email protected] adresine e-posta gönderebilirsiniz. Yardıma ihtiyacınız mı var? Sorun ne olursa olsun, freephone’la aşağıdaki numaraları arayın -800-seafarer -800-73232737 Ücretsiz kod numaralarını aşağıda bulabilirsiniz veya şu numarayı arayın +44-20-73232737 oveya şu numaraya mesaj gönderin +44-7624-818405 biz sizi hemen ararız SeafarerHelp tümüyle parasız ve kişiye özel bir telefon destek servisidir. ISAN (Uluslararası Denizciler Yardım Ağı) tarafından bütün denizcilere ve ailelerine sunulmaktadır. Tartışmak istediğiniz bir sorununuz da olsa, en yakın denizciler merkezinin nerede olduğunu öğrenmek istiyor olsanız da, sizi doğru yönlendiririz. Ne bilmek istiyorsanız isteyin, ne dilde konuşursanız konuşun, nerede olursanız olun, saat kaç olursa olsun, biz günde 24 saat, haftada yedi gün sizin için varız. www.seafarerhelp.org Ücretsiz konuşma şu ülke ve numaralarla yapılabilir: Avustralya: 0011 Avusturya, Belçika, Kıbrıs, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Macaristan, İzlanda, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Makau, Malezya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Portekiz, İspanya, İsveç, İsviçre, Tayvan, Birleşik Krallık: 00 Brezilya: 0800-8919181 Kanada, ABD: 011 ya da 1-877-3-737283 (1-877-3-rescue) Çin: 1-0800-4410168 Hong Kong, Singapur: 001 Hindistan: 1-1 800 Japonya: 012, 013veya 014 Japonya: 001, 0041veya 0061 Kore: 001, 002veya 008 Meksika: 01-800-33-73232737 (tam numara) Filipinler: 00-800-73728300 Rusya: 810-800-21362044 Güney Afrika: 09 Tayland: 001-800-442096 BAE: 800-0440104 Bizi arayın -800-73232737 (seafarer) veya +44-20-73232737 ITF Denizciler Bülteni no. 21/2007 Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu Elverişli bayraklara karşı veya denizcilerin gemideki koşullarını iyileştirme uğruna verilen mücadeleler türünden kampanyalardan haberdar olun İnsan haklarına ve sendikal haklarına meydan okunan işçilere destek olmak için nasıl dayanışma gösterebileceğinizi öğrenin. ITF Denizciler Vakfı, kadın sorunları ve ITF’in hukuk ve eğitim hizmetleri ile ilgili bilgilere de siteden erişebilirsiniz. ITF’in denizcilik sektöründeki faaliyetleri ve taşımacılık alanındaki küresel sendika hareketi konularında tavsiye, bilgi ve haberler için bağlanın… www.itfglobal.org
Benzer belgeler
yeni haklar - ITF Seafarers
daha fazla esneklik sağlayan uluslararası bir toplu sözleşme bağıtladı.
Gemiciliğin krizi denizciler için ne anlama geliyor?
geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri
sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir.
Bu kampanyanın iki yanı var: siyasi olarak, ITF,
hükümetlerle ve uluslararası ku...
Haklarımızla kumar oynamak
Uygulamalar Komitesi -Elverişli Bayraklar kampanyasını
gözetip denetleyen, denizcilerin ve liman işçilerinin
temsilcilerinin birlikte oluşturdukları organ- tarafından
belirlenmiş olan standartların...
denizcilik çalışma sözleşmesi yürürlüğe giriyor
Filipinli denizcilere
160.000 $’lık ücret
desteği
Panama bandıralı Evangelistria’nın
Filipinli mürettebatı, ITF’in, 2006 yılının
Eylül ayında 160.000 ABD doları
tutarındaki birikmiş ücretlerini tah...
bizi duyuyor musunuz?
daha fazla esneklik sağlayan uluslararası bir toplu sözleşme bağıtladı.
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu
daha fazla esneklik sağlayan uluslararası bir toplu sözleşme bağıtladı.