Bir kız çocuğu çığlığı
Transkript
Bir kız çocuğu çığlığı
20 YKR YIL: 1 SAYI: 65 II. Enternasyonalin 1910'daki Kongresi'nde Clara Zetkin'in önerisiyle Uluslararasý Emekçi Kadýnlar Günü olarak ilan edildi.1910 yýlýndan baþlayarak 8 Mart tüm dünyada kadýnlar için özel bir anlam taþýdý. Kadýnlarýn baþkaldýrýsýný simgeledi, birlikte bir güç olmanýn, dayanýþmanýn anlamýný bugünlere taþýdý.1960'lý yýllara dek sosyalistlerin kutladýðý bir gün olan ,1960'lý yýllarda yükselen feminizmin etkisiyle tüm kadýnlarýn, sadece emekçi olarak deðil, hayatýn tüm alanlarýnda, yaþanan ortak ezilmiþliði ve mücadeleyi simgeleyen bir gün olarak 08 MART 2006 ÇARÞAMBA kutlanýyor. Birleþmiþ Milletler de 1975'te bugünü "Dünya Kadýnlar Günü" olarak ilan etti. Gazetemizin bu günkü sayýsý, 4. sayfadaki dizi yazý dýþýnda Hacýbektaþlý kadýnlar tarafýndan yazýlan ve gazetemize ulaþtýrýlan yazýlarla çýktý. Bir kýz çocuðu çýðlýðý Ben büyüdüðümde “ÝNSAN” gibi yaþayacaðým bir “DÜNYA” istiyorum.... Çok yakýnda bir gün, Çok yakýnda bir gün, Aðýr uykulardan uyanacaksýnýz. Zor kapýlarý açacaksýnýz. ÝNSAN gibi yaþayacaksýnýz. 3’DE Dr. Ali Yaman 3 4.SAYFADA 8 Mart ve Kadýn Bu gün 8 Mart'ýn içini boþaltmak isteyen, gerçek amacýndan saptýran ülkemizde ve dünyada bir çok kadýn hareketi bulunmaktadýr. Kadýnýn sorunlarý ayaðý yere basmayan ne feminist hareketlerle, ne de küçük burjuva anlayýþlarla ortadan kaldýrýlabilir. Leyla Kýndýþ’ýn yazýsý 5. sayfada Kadýn olduðumuz için Ýkinci cins sayýlmadan yaþamak istiyoruz, Toplumda kadýný ezen, baðýmlýlaþtýran, ikincil plana iten anlayýþý yok etmek istiyoruz, Artýk yaþamýmýz boyunca gelenek, görenek, dinsel ve yasalardan kaynak bulan eziyet ve haksýzlýklar altýnda ezilmek istemiyoruz. Kadýn erkek eþitliðine Layýktýr kadýnlarýmýz Gülünce güller açar Çiçektir kadýnlarýmýz Hem anadýr hemi yar Kadýnsýz olmaz bahar Barýþtan yanadýr onlar Bütün kadýnlarýmýz Dostluk sevgiden yana Huzur verirler insana Minnet borçluyuz atama Bütün kadýnlarýmýz Deste der bizden size Ýþte geldik göz göze 8 Mart Kadýnlar Günü Kutlu olsun hepinize Deste Yaðýz Erkek Egemen Toplumda Kadýn Yüksel Özçelik 3’DE Özgür KADIN’dan Özgür TOPLUM'a Ýki insan düþünün, biri kadýn, biri erkek, doðduklarýnda çýplak bedenlerindeki tek fark biyolojiktir. O iki insana toplumsal, siyasal, kültürel rolleri Kadýnlarýmýz çoktan yüklenmiþtir. Kadýna verilen roller tamamen erkeðe tabidir. Rukiye Çoban 3’DE Emekli öðretmen 8’DE NÖBETÇÝ ECZANE HACIBEKTAÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 35 62 Ev Tel: 441 31 75 2 GÖRÜÞLER 08 Mart 2006 Çarþamba Ýktidarlarýn korkusu iktidarsýz kalmak Bedia Eðer Kadýn olmak güneþ nasýl ýþýmak, ýrmak nasýl akmak ve kuþ þakýmak zorundaysa, ben de savaþmak zorundayým.’ Clara ZETKÝN (II. Enternasyonal toplantýsýnda 8 Mart ‘ýn Dünya Emekçi Kadýnlar Günü olarak kutlanmasýný öneren kadýn) Evet savaþmak; Hukuk karþýsýnda yarým insan sayýlmaya,toplum içinde eksik etek gözüyle bakanlara karþý savaþmak. Evde, iþte, sokakta hakim olan erkek egemen düþünceye karþý, Savaþlarda evlat acýsýný yaþatanlara, tecavüzlere, yýkýmlara karþý savaþmak. Bizi sokaða çýkma özgürlüðümüzden kýsýtlayanlara karþý savaþmak. Adýna namus dedikleri, sevmenin ölümle cezalandýrýldýðý töre cinayetlerine karþý, Haksýz bir savaþ sonrasý köylerimizden edilip göçe zorlayanlara karþý savaþmak. Erkeðinin kaburga kemiðinden yaratýldýðýný düþünen karanlýk beyinlere karþý savaþmak. Bedenimize, kimliðimize, emeðimize hükmedenlere karþý savaþmak, Kýsacasý iktidarýn her türüne karþý savaþmak. Biz kadýnlar hayatýn her alanýnda var olmamýza raðmen kendi yaþamýmýza iliþkin kararlarda çoðu zaman bizim dýþýmýzdakilerin belirleyici olduðu bir yaþamý üstleniyoruz. Bizler dünyanýn her yerinde sessizce kabullenmeye zorlanan ,sesi çýkmayan ve haklarýndan mahrum, özgürlükleri ellerinden alýnmýþ,ayrýmcýlýðýn ve þiddetin çok çeþitli biçimlerine maruz kalan kadýnlarýz. Bizim özgürleþmemiz demek ; Dünyaya kendi gözleriyle bakmak,ona kendi elleriyle dokunmak,kendi sesini bulabilmek,sözlerini kendisi seçebilmek ve yüzyýllardýr baþkasý tarafýndan yönetilmiþ olmak yüzünden derisinin içine iþlemiþ olan o maskeyi söküp atmaktýr. Hayatýna elleriyle þekil vermek,onurlarýyla yaþamak isteyenler ;çoðaltmak ve yaþatmak için nice 8 Mart ‘larda yan yana, omuz omuza olmak dileðiyle. Çok Önemli Not:Doðum günü kesin bilinmediði için biz dört yýldýr onun doðum gününü 8 Mart ‘da kutluyoruz.O 54 yýllýk hayatýna,yaþadýðý sýkýntýlarýn suskunluðunu da ekleyerek her yýl çoðalýp bir o kadar da azalýyor. O içimizden biri. O bir emekçi kadýn. O kim mi? O benim ANNEM. O’ na uzun ve saðlýklý bir ömür diliyor, O’nun þahsýnda tüm emekci kadýnlarýn kadýnlar gününü kutluyorum. Elif Ýpek Bugün 8 Mart dünya emekçi kadýnlar günü. Bu günün önem ve ve ehemmiyetine (!) uygun ne yazabilirim ki? ... Kim için?... ne için?.... Böylesine umutsuz ve karýþýk ruh hali içindeyken, kýzýmýn resmine takýldý gözüm.... “Bir þeyler deðiþmeli.” dedim. Kendi kendime. O bir þeylerin deðiþmesi için, bir yerlerden tutmalý ve “bir þeyler” yapmalý...... Belki kaplumbaða hýzýyla, belki iðneyle kuyu kazmak gibi bir þey. Ama mutlaka yol alýnýyor ve alýnacaktýr da.... Ta ki ne zaman evde, iþte, çarþýda, pazarda, sokakta kadýnlar cinsiyetinden dolayý cinsel, fiziksel, psikolojik, þiddetten kurtulurlar o zamana kadar.... Ta ki ekonomik, sosyal, siyasal her alanda tam eþitlik saðlanýr o zamana kadar .... Yüzyýllardýr toplumun en küçük biriminden en geniþ birimlerine kadar iktidarý elinde bulunduran güçler hep baskýyý ve þiddeti iktidarlarýna kalkan etmiþlerdir. (O iktidarlar ki hep erkek egemen iktidarlardýr.) Yönettikleri toplumun aydýnlanmasýný, düþünmesini, öðrenmesini, üretmesini istemiþlerdir. Ýktidarlarý için hep tehlike arz etmiþtir, toplumun aydýnlanmasý. Þöyle bir düþünün, evde, iþ yerinde, ülkende, dünyada eðer iktidarlarýn çizdikleri sýnýrlarýn dýþýna çýkarsan, eðer onlar gibi düþünmüyorsan, eðer özgürlük diyorsan, demokrasi ya da hak – hukuk diyorsan.... karþýnda baskýnýn ve þiddetin her çeþidini görmen mümkündür. Bunun nedeni ise korkudur. Ýktidarý elinde bulunduranlar, bütün gücü ellerinde tutmak isterler. Kolay kolay býrakmak istemezler saltanatlarýný; tahammülleri yoktur farklýlýklara, demokrasiye ve özgürlüklere .... Bu tahammülsüzlük onlarý bazen içinden çýkýlmaz hallere sokar, saldýrganlaþtýrýr ve tipik davranýþlar sergilerler, ülkesinin çiftçisin, esnafýna ya da iþ yerinde ki çalýþanýna, evindeki karýsýna. vs. vs..... Evet iktidar gücünü elinde tutanlar, korkaktýrlar ve zalimdirler. Örneðin evde kocalarýmýz geminin dümenini hiçbir zaman býrakmak istemezler; hele bir ele geçirmeye kalkýþ. Beynimizin gramajýndan baþlayýp nerede bitirirler Allah bilir... Bazen çok üzülüyorum onlarýn bu iktidar hallerine ... “Fazla üzerlerine gidip çileden çýkaramamak” gerekir diye Kazanda yemek, tarlada ekmek, beþikte bebek. Bunlarýn hepsi EMEK ! SATILIK DAÝRELER DOSTELLÝ SÝTESÝ ve BARIÞ SÝTESÝ’nde SATILIK DAÝRELER Ali Çetih 441 38 41 - 0532 697 32 37 düþünmüyor da deðilim hani... Onlar ki evimizin, ailemizin, yurdumuzun ve yuvamýzýn bölünmez bütünlüðü için, dýþ güçlerin ve yerli iþ birlikçilerinin hain komplolarýna ve çirkin emellerine karþý diþleriyle týrnaklarýyla çalýþýrlar. Her ne kadar tepemize vuracak ta olsa, bizi medeni aileler seviyesine çýkarmak için gecelerini gündüzlerine katarlar. Bizim gibi küçük beyinli, zavallý yaratýklarý yola getirmek için çýrpýnýr dururlar. Çabalarý boþuna bizi yola getiremeyecekler.... Ve iktidarlarýnýn korkulu kabusu olacaðýz; taki evlerimizin, ülkemizin ve dünyanýn her köþesinde özgürlük, eþitlik ve demokrasi þarkýlarý söyleninceye kadar. Sevgilerimle GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ. Sos. Yar. ve Day. Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkaný Milli Eðitim Müd. Halk Eðitim Müd. Askerlik Þubesi Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. Tapu Sicil C.Savcýlýðý Adliye Adliye Kütüphane Müze Turizm Danýþma Emniyet Amirliði Karakol Amirliði Jandarma Ýlçe Tarým Lise Kýz Meslek Lisesi Mal Müdürlüðü Kadastro Karaburna Belediye Kýzýlaðýl Belediye PTT. T.M.O. Ziraat Bankasý Þoförler Cemiyeti Esnaf Odasý Tarým Kredi Koop. TEDAÞ 441 30 09 441 34 10 441 39 77 441 31 01 441 31 02 441 36 51 441 30 16 441 30 48 441 30 10 441 35 20 441 30 15 441 36 32 441 32 49 441 30 18 441 35 38 441 30 18 441 30 19 441 30 22 441 36 87 441 26 97 441 36 66 441 30 52 441 30 20 441 37 74 441 31 08 441 30 56 441 35 37 453 51 30 455 61 29 441 35 55 441 31 42 441 33 26 441 30 74 441 37 42 441 32 76 441 31 42 HABER 08 Mart 2006 Çarþýmba Dünya emekçi kadýnlar günü Rukiye Çoban Özgür KADIN’dan Özgür TOPLUM'a Ýki insan düþünün, biri kadýn, biri erkek, doðduklarýnda çýplak bedenlerindeki tek fark biyolojiktir. O iki insana toplumsal, siyasal, kültürel rolleri çoktan yüklenmiþtir. Kadýna verilen roller tamamen erkeðe tabidir. Ataerkil toplum yapýsýnýn baþýndan bu yana “Kadýn” erkeðin bakýþ açýsýndan, ona göre tanýmlanmýþtýr. Kadýn ile erkek arasýndaki biyolojik farklýlýðýn toplumsal farklýlýklara dönüþtürüldüðü, eþitsizliklerin efendisi olma gücünü göstererek, egemen olmak isteyen erkek, kadýný deðiþik rollerle kalýplaþtýrýp tanýmlamýþ, onlara ad vermiþtir. Yani kadýnlarýn nasýl olmalarý ve nasýl olmamalarý gerektiðini erkek egemenliði belirlemiþtir. Kadýn melek olabildiði gibi þeytan da olabilmiktedir. Bu belirlemelerin standartlarýný erkekler yaratmýþtýr. Ataerkil anlayýþa göre kadýn doða harikasýdýr, çocuk doðurur, büyütür, erkeðinin damak tadýna uygun yemekler yapar, bedenini onun beðenisine uygun kýlýklara sokup sunar. (Evin içinde, okullarda kýz çocuklarýnýn eðitimlerinin temeli bunlar deðil midir?) Bu anlayýþýn kökeninde kadýný geliþiminden korku yatmaktadýr. Ýþte bu noktada erkek egemenliðinin koyduðu sýnýrlar çerçevesinde yaþayan kadýn, “iyi kadýn” olarak nitelendirilir. O sýralarýn dýþýna çýktýðýnda ise þeytan, cadý, fahiþe, yada feminist gibi nitelemelerle damgalanýr, aþaðýlanýr. Sonuçta kadýný nesneleþtiren bu anlayýþ, günümüzde bizim toplumuzda da (deðiþik eðitim kültür yapýlarýna göre) kadýný ayný bakýþ açýsýyla ifade etmektedir. Toplumumuzda hala kadýna “kaþýk düþmaný, saçý uzun aklý kýsa, eksik etek” nitelemeleri egemenliðini korumaktadýr. Ýþte bu anlayýþtýr ki; kadýný tepeden týrnaða kara çarþafa belemiþ, “Ýslamiyet” adýna yola çýkýp, yobazlýk tohumlarý ekerek, insana dair, paylaþýma, güzelliðe dair ne varsa yok etmeye çalýþmýþ, “kadýnýn yeri mutfaktýr" diyecek kadar acizleþmiþtir. Diðer taraftan kadýnýn bedenini süsleyip püsleyip, bacaðýný - baldýrýný açýp, bir eþya gibi kullanmýþ, milyarlarýna milyar katmanýn aracý yapmýþtýr. Ve kadýn, erkeðin gözüne bakan, her türlü baskýlanmaya boyun eðen, mutluluðu erkeðinin istediði gibi kadýn olmakta bulan, erkek cinsine tabi bir cins haline sokulmuþtur. Toplumsal, siyasal alandan soyutlanmaya, tüketim aracý gibi kullanýlmaya ve düþünmemeye itilmiþtir. Oysa bu güzellikler, sýkýntýlar, özgürlükler kadýn - erkek iki kiþi arasýnda paylaþýlýp, her ikisinede bu paylaþýmda “eþit pay” verildiðinde bu günkü dünyayý daha yaþanasý bir dünya yaparýz.... Ýnsanlar arasýndaki eþitsizlikler yok edildiðinde ancak toplumsal aydýnlýðý yakalamýþ oluruz. Önce beyinlerimizdeki zinzirleri kýralým, sonra bizleri kuþatan toplumsal, siyasal, geleneksel kalýplardan kurtulalým. Kadýnýyla erkeðiyle eþit özgür ve barýþ içinde mutlu bir yaþam isteyelim. Ýnsanlarýn kadýn - erkek diye ayrýlmadýðý, ezilmediði sömürülmediði insanca yaþayabileceði toplumlarýn yaratýcýsýnýn yine biz insanlarýn olacaðýný bilerek isteyelim. Kadýn haklarýný insan haklarýndan ayýrmadan isteyelim. Gücümüzü, sesimizi, yüreðimizi birleþtirelim...... DERMAN ELLERÝMÝZDEDÝR........ Dünya emekçi kadýnlar günü Kadýn olduðumuz için Ýkinci cins sayýlmadan yaþamak istiyoruz, Toplumda kadýný ezen, baðýmlýlaþtýran, ikincil plana iten anlayýþý yok etmek istiyoruz, Artýk yaþamýmýz boyunca gelenek, görenek, dinsel ve yasalardan kaynak bulan eziyet ve haksýzlýklar altýnda ezilmek istemiyoruz, Toplumun bize yüklediði aile, anne gibi rollerden kurtulmak istiyoruz. Dýþarýda çalýþsak ta çalýþmasak ta ev iþlerinden, çocuk bakýmýndan sorumlu tutuluyoruz ve emeðimiz yok sayýlýyor. Bizi hayattan dýþlayan, belirli alanlara hapseden toplumsal anlayýþa karþý çýkýyoruz. Kadýn cinselliðinin pornografi, sanat ve kitle iletiþim araçlarýndan bir meta olarak kullanýlmasýný istemiyoruz. Egemen erkek ahlaký ve uygulanan çifte standartlar sonucunda cinselliði sýnýrlanan ve aþaðýlanan hep biz kadýnlar oluyoruz. Cinselliðimiz fuhuþta satýn alýnýyor. Evlilik dýþýnda gayrimeþru sayýlýyor ve evlilik içine hapis olunuyor. Namuslu – namussuz, bekar – evli – dul, kýz – kadýn, diye bölümlendirilerek kimliklerimiz belirli kalýplara göre tanýmlanýyor ve eziliyoruz. Evde, sokakta ve iþ yerinde cinsel tacize uðruyoruz. Yaþ, eðitim ve sýnýf farký olmaksýzýn pek çoðumuz dayak yiyor ve aþaðýlanýyoruz. Sosyal, ekonomik ve hukuksal alanlarda erkek vesayetinden çýkýp bedenimize, cinsiyetimize, emeðimize ve kimliðimize sahip çýkmak istiyoruz. Kamusal alanýn her kesiminde, karar mekanizmalarýnda var olmak ve yeteneklerimizi geliþtirecek olanaklara kavuþmak için çaðdaþ, laik, cinsiyetçilikten uzak bir eðitim istiyoruz. Sorunlarýmýzýn bilincindeyiz, çözüm gücünü de kendimizde buluyoruz. Tüm kadýnlarý dayanýþmaya ve mücadeleye çaðýrýyoruz. Ben büyüdüðümde, ikinci cins sayýlmadan yaþamak istiyorum. Ýnsanlarýn, cinsiyetlerine, dillerine, dinlerine göre ayrýlmadýðý bir dünya istiyorum. Barýþ ve özgürlük dolu bir gelecek istiyorum. Ben büyüdüðümde, düþüncelerimden dolayý hapsedilmek istemiyorum. Ülkemin, daðlarýnda, köylerinde kan akýtýlmasýn istiyorum. Çocuklar aç kalmasýn; anneler çocuklarýna bakabilmek için TUTULMA 2006 ÝTHAL ASTROSOLAR GÜNEÞ GÖZLEM GÖZLÜKLERÝ BÝLGÝ *SÝPARÝÞ* ÝLETÝÞÝM (BÖLGE TOPTAN SATIÞI) ALÝ ÇETÝN Tel&Fax: 0384 441 3841 GSM: 0532 697 3237 - 0505 240 5225 e-mail: [email protected] Dünya emekçi Eylül Çiðdem Bir kýz çocuðu çýðlýðý GÜNEÞE ÇIPLAK GÖZLE BAKMAYIN 3 Hatice Þahingöz bedenlerini satmak zorunda kalmasýn. Ben büyüdüðümde..... Ben büyüdüðümde ...... Yoksulluðun, sefaletin ve korkunun olmadýðý ..... Gerici eðitimin, ýrkçýlýðýn olmadýðý bir ülke istiyorum.. Ben büyüdüðümde “ÝNSAN” gibi yaþayacaðým bir “DÜNYA” istiyorum.... Çok yakýnda bir gün, Çok yakýnda bir gün, Aðýr uykulardan uyanacaksýnýz. Zor kapýlarý açacaksýnýz. ÝNSAN gibi yaþayacaksýnýz. 4 ARAÞTIRMA 08 Mart 2006 Çarþamba 3 Dr. Ali Yaman Þimdi Cem ve Kültür merkezleri olarak faaliyet gösteren eski Bektaþi Tekkelerine örnek olarak Ýstanbul Göztepe’deki Þahkulu Sultan Dergahý ve Ýstanbul Kazlýçeþme’deki Eryek (Erikli) Baba Dergahý verilebilir. Bugün Ýstanbul’da 20’ye yakýn Cem Kültür Merkezi bulunmaktadýr. Bunlardan bazýlarý þunlardýr: Karaca Ahmet Cemevi, Þahkulu Sultan Cemevi, Eryek (Erikli) Baba Cemevi, Baðcýlar Cemevi, Okmeydaný Cemevi, Yenibosna Cemevi, Ýkitelli Cemevi, Gazi Cemevi, Sarýgazi Cemevi, Kartal Cemevi, Kaðýthane Cemevi, Alibeyköy Cemevi, Tuzla Aydýnlýköy Cemevi, Yenidoðan Cemevi, Gürpýnar Cemevi, Haramidere Cemevi, Maltepe Cemevi. Burada adlarý sayýlanlardan Karaca Ahmet Sultan, Þahkulu Sultan, Eryek Baba ve Garip Dede ayný zamanda Alevilerce büyük saygý gösterilen Erenlerden olduklarýndan ve bu yerlerde türbeleri de bulunduðundan daha fazla ziyaret edilmektedirler. Aleviler bu Cem Kültür merkezlerini inanç merkezleri olarak görmekte ve artýk dinsel ibadetler, cenaze iþleri ve saz/semah kurslarý gibi Aleviliðin önemli gelenekle baðlantýlý hizmetleri de Cemevlerinde yapýlmaktadýr. Bu Cem Kültür merkezlerinde dinsel hizmetleri görmek üzere gönüllü veya maaþlý olarak görev yapan Dedeler ve cenaze hizmetlerini yerine getiren Alevi hocalar da bulunmaktadýr. Bazýlarý inþaat aþamasýnda olan bu kurumlarýn en büyük problemi nitelikli insan gücü eksikliðidir. Dergahlarýn ve cemevlerinin dinsel ve kültürel hizmetlerinde görev alacak Dedeler, saz/semah kurs hocalarý ve diðer hizmet sahipleri bulmak ve yetiþtirmek konusunda büyük sorunlarý vardýr. Bunun için gerek Türkiye’de gerekse Avrupa’da Dedelerin ve hizmet sahiplerinin yetiþtirilmesi konusunda kurslar açýlmasý konusunda çeþitli giriþimlerin varlýðý bilinmektedir. Bütün bunlara raðmen düzenli, yeterli ve sürekli bir eðitim yapýlanmasý kurulamamýþ durumdadýr. Alevi inanç ve kültürüne iliþkin donanýma sahip bulunmayan ve zaten böyle bir amaç için de planlanmamýþ olan Ýmam Hatip Liselerinin ve bunlarýn devamý niteliðindeki yüksek öðrenim kurumlarý olan Ýlahiyat Fakülteleri’nin varlýðýna karþýn Alevilerin benzeri kurumlaþmalardan yoksun olmasý da ayrý bir eleþtiri konusudur. Alevilere göre ya inanç hizmetlerini görecek kiþileri yetiþtirmek üzere Ýmam-Hatip Liseleri benzeri benimseyebilecekleri eðitim kurumlarý kurulmalý veya bu liseler ve Ýlahiyat Fakülteleri yeniden yapýlandýrýlarak Alevileri de kapsayacak þekilde bir öðretim kadrosu ve müfredata kavuþturulmalýdýr. Bu konuda gerek Alevilerin gerekse Sünnilerin kendi arasýnda görüþ birliði bulunmamakta, þimdilik varolan statükonun devam ettiði görülmektedir. Cemevlerinin yasal açýdan durumlarý da pek net deðildir. Fiilen Cemevleri olarak bilinen bu yerler bir dernek veya vakýf bünyesinde iþlevlerini sürdürmektedir. Yasalar Cami dýþýnda “Cemevi” diye bir mekâný ibadethane olarak tanýmamakta ve bu ad altýnda bir mekânýn yapýmý için yasal olarak izin alýnamamaktadýr. Ancak 1990’lardan bu yana bu durumun böyle olduðu bilinmesine karþýn siyasetçiler ve devlet adamlarý bu cemevlerinin açýlýþlarýna katýlmaktan geri durmamýþlardýr. Hemen hemen her siyasi partiye mensup siyasiler Cemevlerini ziyaret etmekten geri durmamýþlardýr. Bu yerler yasalardan dolayý baþka adlar altýnda açýlabilmektedir. (Yaman, 2000: 206-207) Yasalar ve üst düzey Devlet adamlarýnýn bu konudaki farklý yaklaþýmlarý dikkat çekicidir. Avrupa Birliði ve ABD’nin Türkiye ile olan iliþkileri çerçevesinde Alevilik konusunu da gündeme getirmeleri ve bu konuda hazýrladýklarý raporlar çerçevesinde dernek/vakýf baþkanlarý ile görüþmeleri, hükümetin yapýlacak deðiþiklikleri Avrupa Birliði zorlamasýyla yapmayý düþünmesi de oldukça dikkat çekicidir. Bana göre bu gidiþ oldukça sakýncalý olup meselenin Türkiye’deki taraflarý arasýnda çözülmesi gerekmektedir. Bu konularýn çözümünde varolan bu olgularý dikkate alarak, herkes üzerine düþeni yerine getirmelidir. Gerek Aleviler, gerek Sünniler gerekse devlet kurumlarý Cem evleri konusunu doðru anlamalý ve bu sorunu bir þekilde çözümlemelidir. Cem evleri ile ilgili bir baþka sorun ise çeþitli gruplarýn veya aktörlerin onu kendi çýkarlarý doðrultusunda kullanma çabalarýdýr. Bu çabalar da hiç þüphesiz Cemevlerinin kamu oyundaki imajýný etkilemektedir. Bu çabalara daha önce Almanya’da yayýnlanan Alevilerin Sesi Dergisi’nde de dikkat çekmiþtim. Bunlarý da açýkça ortaya koymak lazýmdýr. Bu çabalar 1. Siyasiler, 2. Çeþitli ideolojik örgütler, 3. Yazýlý ve görsel medyadaki kimi çevreler olarak özetlenebilir. Þimdi sýrasýyla bunlarý inceleyelim. 1. Siyasiler: Gerek çeþitli partilere mensup siyasiler, gerekse bürokratik çevreler zaman zaman Cem evlerinin yöneticileri ile baðlantý kurarak özellikle seçim zamanlarýna yönelik oy hesaplarý yapmaktadýrlar. Bazý siyasete girmeye meraklý dernek/vakýf/cemevi yönetici veya üyeleri de bunu teþvik edebilmektedirler. Aslýnda dünyanýn her yerinde inanç kurumlarý da olsa insan unsurunun olduðu yerde devreye siyaset girebilmektedir. Bu gayet doðaldýr. Ancak durum Alevi inanç kurumlarý olunca bu durum bir imaj zedeleyici unsur olarak görülebilmektedir. Benim önerim bu sýkýntýlarý gidermek için siyasilerin Cem evlerinde bu yerlerin kuruluþ amaçlarý dýþýnda faaliyetlerine dikkat etmek ve bu kurumlarda görevli kiþi ve yöneticilerin buralarý bir siyasete atlama aracý olarak görmelerinin önüne geçmektir. Siyasetin yapýlacaðý zeminler farklýdýr. Bu ayrýmý açýkça ortaya koymak zorundayýz. Bu faaliyetler sendikalar, siyasal partiler ve diðer sivil toplum kuruluþlarýnda yapýlmalýdýr. Cem evleri mutlaka siyasetten uzak tutulmak zorundadýr. (SÜRECEK) BÝLÝM -KÜLTÜR - SANAT 08 Mart 2006 Çarþamba 5 Uluslararasý Emekçi Kadýnlar Günü 1857. Dünya Kadýnlar Günü'nün ortaya çýkýþý hakkýnda üç ayrý görüþ var: Birinci görüþe göre, 1857'de New Yorklu dokuma iþçisi kadýnlar, düþük ücretleri, on iki saatlik iþ gününü ve artan iþ yükünü protesto etmek için bir gösteri yürüyüþü yaptýlar. Polis þiddet kullanarak yürüyüþü daðýttý. Ýkinci görüþe göre, Amerikalý kadýnlar 8 saatlik iþgünü ve kadýnlarýn siyasal haklarý için mücadele ederken, Þubat 1908'de Manhattanlý iplik iþçisi kadýnlarýn grev yapmasý ve polisin yine þiddet kullanmasýdýr. Üçüncü görüþ, 1909'da New Yorklu dokuma iþçisi kadýnlarýn iþten çýkarýlmalarý protesto etmek için fabrikayý iþgal etmeleri, çýkan yangýnda 129 kadýnýn hayatýný Clara Zetkin kaybetmesidir. Baþlangýcý hangi olay olursa olsun, bu mücadelenin anýsýna, II. Enternasyonalin 1910'daki Kongresi'nde Clara Zetkin'in önerisiyle Uluslararasý Emekçi Kadýnlar Günü olarak ilan edildi.1910 yýlýndan baþlayarak 8 Mart tüm dünyada kadýnlar için özel bir anlam taþýdý. Kadýnlarýn baþkaldýrýsýný simgeledi, birlikte bir güç olmanýn, dayanýþmanýn anlamýný bugünlere taþýdý.1960'lý yýllara dek sosyalistlerin kutladýðý bir gün olan ,1960'lý yýllarda yükselen feminizmin etkisiyle tüm kadýnlarýn, sadece emekçi olarak deðil, hayatýn tüm alanlarýnda, yaþanan ortak ezilmiþliði ve mücadeleyi simgeleyen bir gün olarak kutlanýyor. Birleþmiþ Milletler de1975'te bugünü "Dünya Kadýnlar Günü" olarak ilan etti. Zaman iz býraksýn Leyla Kýndýþ Boþuna geçmesin saatlerin Öyle dakikalarý, saniyeleri tasarrufla 8 Mart ve Kadýn Alman kadýn hareketi önderlerinden Clara Zetkin'in 1910 yýlýnda yaptýðý öneri ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar günü olarak ilan edilmiþ ve kutlanmaya baþlanmýþtýr. 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar günü'nün yalnýz kadýnlar günü olarak algýlanmasýný kapitalizmin sömürü çarklarý içinde, ezilen emekçi kadýnlara yapýlacak bir haksýzlýk olduðunu düþünüyorum. 8 Mart, emekçi kadýnýn sömürüye karþý verdiði mücadeleyle simgeselleþtirdiði gündür. Bu gün 8 Mart'ýn içini boþaltmak isteyen, gerçek amacýndan saptýran ülkemizde ve dünyada bir çok kadýn hareketi bulunmaktadýr. Kadýnýn sorunlarý ayaðý yere basmayan ne feminist hareketlerle, nede küçük burjuva anlayýþlarla ortadan kaldýrýlabilir. Kadýnýn toplumda ikinci sýnýf insan konumuna düþmesi mülkiyet kavramýnýn ortaya çýkýþý ile doðru orantýlý olduðu bilinmektedir. Ýlkel toplumda insanlar bir biriyle eþit konumda iken, kadýn toplumun en etkin üyesi, söz sahibiyken (bolluðun,bereketin simgesi ana tanrýça) mülkiyetle birlikte geliþen sýnýflý toplumlarla birlikte kadýnda bir mülk olarak görülmeye baþlanýr. Elbette kadýn bu dýþlanmayý, aþaðýlanmayý, horlanmayý Hiçbir dönemde kolay kabul etmemiþtir. Köleci düzene karþý tarihte bilinen en büyük köle isyaný olan Spartaküs ayaklanmasýnda Spartaküs'ün yanýnda köle kadýnlarýn olmadýðýný kimse söyleyemez. Her dönemde kadýn ezilenlerin yanýnda isyan bayraðýnýn altýnda yerini almýþtýr, alacaktýr. 8 mart bunun en güzel örneklerinden birisidir. Ýnsanlar arasý ayrýmcýlýðýn ortadan kalkmasý, kadýn erkek eþitsizliðini de ortadan kaldýracaktýr. Buna ulaþmak ise insan haklarý ve demokrasinin gerçek anlamda yaþama geçirilmesi için verilecek mücadeleyle mümkündür. Kullan ki, Yarýn için dün ne yaptým diye Kendini sorgulama. Kaybetmeden her anýný Dolu dolu yaþa ki, uykularýn kapuzsuz, Rüyalarýnla dolsun. Gökyüzü görünmüyorsa, yataðýndan, Sabahýn ilk güneþi düþmemiþse gözüne. Zaman geçmek bilmiyorsa hücrende Zamanla unutacaksýn hücre duvarlarýný Ve ýslak küf kokusu odalarýný Sen yinede dolu dolu yaþa gününü Geceleri karanlýk çöktüðünde gönlünde. Düþüncelerin ýþýk olacak, yarýnýna. Vücudunda iþkence izleri. Zaman iz býrakýr, ellerinde Sen öyle kullan ki ellerini Ýzmarit sönmüþ vücudunu dünya Bilsin tanýsýn. Ve öldüðün zaman bu kim diye unutulmasýn Ölümün iz býraksýn zamanýn sonsuzluðunda. Naciye Demir 29/ 12 / 1996 Cinsiyeti ve bakýþý 'erkek' olan düzenden KADIN HAKLARI beklenir mi? 1943. Ýsmet Ýnönü 7. TBMM'yi açtý ve yeniden cumhurbaþkaný seçildi. 1951. Adnan Menderes hükümeti istifa etti. Bir gün sonra II. Menderes hükümeti kuruldu. 1955. Türkiye'nin ilk kanserle savaþ dispanseri açýldý. 1956. Ýzmir'de Demokrat Parti tarafýndan düzenlenen mitingde konuþan Baþbakan Menderes, basýný eleþtiren bir konuþma yaptý. "Bu gazeteler demokrasi devriminin matbuatý olmak vasfýna sahip deðildir" dedi. 1957. Siyasal Bilgiler Fakültesi eski dekaný Turhan Feyzioðlu, Türk Hukuk Kurumu'ndaki konferansýnda " Meþrutiyati takip eden birkaç yýl ve Demokrat Parti iktidarýnýn ilk yýllarý hariç, basýn hürriyete hasret kalmýþtýr " dedi. 1975. Ýstanbul'da Osmanbey'deki Dostlar Tiyatrosu'nda Ýlerici Kadýnlar Derneði (ÝKD) 'nin kuruluþ çalýþmasýný yürüten kadýnlarýn giriþimiyle ilk kez kamuya açýk bir kutlamasý düzenlendi. 400-500 kadýnýn katýldýðý toplantýda, Kadýnlar Günü'nün anlam ve önemi üzerine konuþmalar yapýldý, þiirler okundu. 1979. Cumhurbaþkaný Fahri Korutürk, Türk Silahlý Kuvvetleri'ne iliþkin tartýþmalar üzerine "Silahlý Kuvvetlerimizi her türlü politika dýþýnda tutmaya büyük bir dikkat ve özen göstermek hepimizin baþta gelen görevi olmalýdýr" dedi. Ýngiliz Genelkurmay Baþkaný'nýn davetlisi olarak Ýngiltere'de bulunan Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Kenan Evren kendisine yöneltilen bir soru üzerine, Türk polis ve jandarmasýnýn görev ve yetkilerini belirleyen yasal düzenlemelerin yetersiz olduðunu ve ilgililer tarafýndan gözden geçirilmesi gerektiðini söyledi. 1984. 8 ilde olaðanüstü hal uygulanmasý ile ilgili "Olaðanüstü Hal Yönetmeliði" Resmi Gazete'de yayýmlanarak yürürlüðe girdi. Yunanistan Türk savaþ gemilerinin bir Yunan Destroyerine ateþ açtýðý iddiasý ile Ankara'daki büyükelçisini geri çaðýrdý. Geliþmeler üzerine Türkiye de Atina büyükelçisine ülkeye dönme talimatý verdi. 1987. Kadýn Çevresi Yayýncýlýðýn çýkarttýðý Feminist dergisi yayýna baþladý. Sahibi ve yazý iþleri müdürlüðünü Handan Koç'un yaptýðý derginin baþlýca yazarlarý.Ayþe Düzkan, Handan Koç, Minu, Defne, Filiz k., Serpil, Gül, Sabahnur, Vildan, Stella Ovadis idi. Dergi, Mart1990'da yayýn hayatýna son verdi. 1988. Yeni Gündem dergisi yazý iþleri müdürü 7,5 yýl hapse mahkum oldu. 1992. Dünya Kadýnlar Günü nedeniyle Ýstanbul ve Adana'da düzenlenen kutlama yürüyüþlerine polis müdahale etti, bazý kadýnlar dövüldü, iki kadýn yaralandý, 8 kadýn gözaltýna alýndý. Bugün Doðanlar: 1895. En ünlü Güney Afrikalý kadýn þairlerden Juana de Uruguayan Ibarbourou. 1902. Karakter rolleriyle ünlü siyah Amerikalý televizyon filmleri oyuncusu Louise Beavers. 1945. 20. yüzyýl sonlarýnda yeni izlenimici sanat akýmýnýn önde gelen kiþiliklerinden biri olan Alman ressam Anselm Kiefer. Bugün Ölenler 1869. Fransýz besteci Hector Berlioz. 1944. Romancý Hüseyin Rahmi Gürpýnar Heybeliada'daki evinde zatürreeden. 1948. Kendi bulduðu hastalýða adý verilerek dünya týp literatürüne geçen, deri ve zührevi hastalýklarý uzmaný Ordinaryüs Profesör Hulusi Behçet Ýstanbul'da. 1959. Cumhuriyet dönemi hikayecilerinden Bekir Sýtký Kunt. 1977. Hikayeci Fikret Ürgüp Ýstanbul'da. . 1980. Türkiye'nin önde gelen felsefecilerinden Nusret Hýzýr Ýstanbul'da. Duyuru Hacýbektaþ Çok Programlý Lisesi ve Kýz Meslek Lisesi öðrencilerinin yarýþacaðý “Kim 50YTL ister” adlý Yarýþma Programý düzenlenecektir. Yarýþma ayný Kim 500 BÝN YTL ister formatýndadýr. Ödül kazanan öðrencilere para ödülü verilecektir. Ödüllere sponsor olmak isteyen kiþiler, kuruluþlar aþaðýdaki telefona baþvurabilirler. Sponsorlarýn reklamlarý yarýþma arasýnda ve giriþ kapýsýnda yapýlacak ayrýca bir teþekkür yazýsý da liste halinde bu gazetede yayýnlanacaktýr. (Sponsorlarýn desteklerini bekliyoruz.) Yardýmlarýnýz için þimdiden teþekkür ederiz. Hacýbektaþ Çok Programlý Lise öðretmenleri: Zekine Öztürk, Sedat Han Tel: 0544 620 71 00 Okul Tel: 0(384) 411 30 08 Bu ilan Suluca Karahöyük gazetesinin katkýlarýyla yayýnlanmaktadýr. 6 08 Mart 2006 Çarþamba Ýlkay Ýlkim Kahraman Atatürk Ýlköðretim Okulu 5/B Dünya Kadýnlar Günü Annelerimize hayatta çok iþ düþer. Bulaþýktý yýka, çamaþýrdý ütüle her þey anneye bakar. Evde anneler çocuklarýna bakar, babalara da haksýzlýk etmeyelim babalarda eve tabii ki de katkýsý vardýr. Babalarda eve ekmek getirirler. Anneler kutsaldýr, eskiden kadýnlar daha aþaðýlanýrken þimdi ise kadýnlar artýk iþ sahibidirler. Yurdumuzda kadýnlara daha çok deðer veriliyor. Eskiden kadýnlara seçme ve seçilme hakký verilmiyordu, o zaman sadece erkeklere veriliyordu. O zaman erkekler kutsaldý. Þimdi ise seçme seçilme hakký veriliyor kadýnlara, ayrýca iþe girebiliyor, çalýþýyor artýk kadýnlarýmýz. Þimdi ise hayatýmýzda kadýn ve erkeklerimiz eþitlendi. Ve bir düþünün kadýnlar olmasaydý ne kadar hayatýmýz kötü olurdu? Þimdi ise hem kadýnlarýmýz hemde erkeklerimiz çalýþýyorlar. Günlük yaþantýmýzda da biliyoruz ki kadýnlarýn ne kadar kutsal olduðunu ondan programlar düzenler 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü’nü kutlarýz. Çocuklar sorarým sizlere; sizleri kim karnýnda taþýdý 9 ay, kim hazýrlamýþtýr sizin yemeðinizi, siz uyurken kim örtmüþtür üstünüzü, kim istemiþtir sizin hastalanmadan bir yaþam sürmenizi, sorarým sizlere. Tabii ki de annelerimiz. Sakýn annem beni sevmiyor diye düþünmeyiniz. Sizi annelerinizden daha iyi düþünecek ve sevecek kimse yoktur. Annelerin görevlerini saymakla bitiremeyiz. Unutmayýnýz ki kadýnlar kutsaldýr ve de cennet analarýn ayaklarýnýn altýndadýr. Kafandaki türbaný deðil, töre cinayetlerine giden kurbaný koru. “8 Mart Dünya Kadýnlar Günü’nü kutlarýz” HACIBEKTAÞ - CHP Hacýbektaþ Ýlçe Baþkaný Bayram Ayvazoðlu, yayýnladýðý bir mesajla 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü’nü kutladý. Bayram Ayvazoðlu’nun mesajý þöyle: “Tüm dünyada ve ülkemizde kadýnlarýn hala ikinci sýnýf insan sayýlmasý hala namus cinayetleri dolayýsýyla binlerce kadýnýn öldürülmesi devam etmektedir. Ülkemizi yöneten AKP iktidarý kadýnlarýmýzý ortaçað karanlýðýna hapsetme düþüncesini tüm kamuoyu önünde Haremlik – selamlýk uygulamalarla ortaya koymaktadýrlar. Kadýný bir insan deðilde bir obje olarak gören anlayýþ ayný zamanda Bizim kadýnlarýmýz .................................. Ve kadýnlar bizim kadýnlarýmýz: korkunç ve mübarek elleri, ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamýz, avradýmýz, yarimiz ve sanki hiç yaþamamýþ gibi ölen ve soframýzdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ve daðlara kaçýrýp uðrunda hapis yattýðýmýz kendi siyasi çýkarlarý uðruna kadýnlarýmýzý kullanmaya Anadolu kadýnýný yüzyýllardýr kullandýðý baþ örtüsünü Cumhuriyet devrimlerine karþý bir baþkaldýrý bir karþý duruþ olarak kullanma niyetleriyle artarak devam etmektedir. Ama þunu unutmamalýlardýr ki kurtuluþ savaþýnda cephede sýrtýnda top tüfek mermi taþýyarak canýyla, diþiyle savaþan kadýnlarýmýz. Bu ülkenin orta çað karanlýðýna hapsedilmesine asla izin verilmeyecektir. Tüm kadýnlarýmýzýn 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü’nü kutlar, barýþ, sevgi ve özgürlük dolu bir dünya dilerim.” ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki ve karasapana koþulan ve aðýllarda ýþýltýsýnda yere saplý býçaklarýn oynak, aðýr kalçalarý ve zilleriyle bizim olan kadýnlar, bizim kadýnlarýmýz. ................................ Nazým Hikmet Kadýnlarýmýz O kadýnlar bizi doðurup büyüten Büyütüp de bu günlere getiren Hiç durmadan bir þeyleri üreten Hem hanýmsýn, hem kadýnsýn, anasýn Emektarsýn, fedakarsýn, yaransýn Hem evdesin, hem fabrikada, tarlada Sýrtta bebe, azýk elde yaylada Delik çarýk, yýrtýk þalvar olsa da Hem hanýmsýn, hem kadýnsýn, anasýn Nasýr tutmuþ eller kilim dokuyor Birde tutmuþ yanýk türkü okuyor O gül teni vallah toprak kokuyor Hem hanýmsýn, hem kadýnsýn, anasýn Emektarsýn, fedakarsýn, yanarsýn. Birde bað, bahçeye vermiþtir emek Kýzgýn güneþ vurmuþ terliyor tek tek Emeðinin karþýlýðýný ah verebilsek Hem hanýmsýn, hem kadýnsýn, anasýn Emektarsýn, fedakarsýn, yanarsýn Düðün dernek olur sende gidersin Yýlda bir kez kutnu, kumuþ giyersin Kaderine küser boyun eðersin Hem hanýmsýn, hem kadýnsýn, anasýn Emektarsýn, fedakarsýn, yaransýn Yorulmuþtur bir of çeker derinden Rüzgar esti saçýnýn bin telinden Solmaz yeter þu çektiðin dilinden Hep hanýmsýn, hem kadýnsýn, anasýn Emektarsýn, fedakarsýn, yanarsýn. Solmaz Akakalýn Sahibi: Hacýbektaþlýlar A.Þ. adýna Naci Özçelik Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü: Aydýn Þimþek Genel Yayýn Yönetmeni: Osman Çoban Yönetim Yeri: Çarþý içi Esnaf Kefalet Koop. binasý kat: 2 Hacýbektaþ/ Nevþehir Tel-Faks: 0384 441 39 47 E-mail: [email protected] Þirket e-mail: [email protected] E-groups: [email protected] Web: www.hacibektaslilar.com Baský: Hacýbektaþlýlar A.Þ. Matbaasý Bala Mah. Bektaþ Efendi Sk. No: 38 Hacýbektaþ Tel-Faks: 0384 441 29 16 Pazar günleri yayýnlanmaz. Yayýn Türü: Yerel Süreli Yayýn Akþam yaðýþlý En Yüksek 0C 13 En Düþük 0C 5 Rüzgar Hýzý 28,20 km/s Rüzgar Yönü Güney Nem 42 % Çið Noktasý -1 0C Erkek Egemen Toplumda Kadýn Yüksel Özçelik Solmaz Akalýn Emekli öðretmen Kadýn haklarý, toplumlarda erkek egemenliðine iliþkin geleneksel anlayýþa hep ters düþmüþtür. Bu yüzden de bütünüyle ele alýnmasý gereken insan haklarý yetersiz kaldýðýndan "Kadýnýn insan haklarý" ný gündeme getirme ihtiyacý duyulmuþtur. Kadýn, her yerde her durumda öncelikle insan olduðunu, herkesle eþit hak ve özgürlüklere sahip olduðunu anlatmaya çalýþmýþ durmuþtur. Bunu söylerken durumunun farkýnda olan, cesareti olan kadýndan söz ediyorum. Öte yandan eðitim fýrsatý verilmemiþ,çevrenin ve evdeki erkeklerin baskýsý sonucu haklarýnýn ve birey oluþunun farkýna varamamýþ veya susmuþ, elinden bir þey gelmeyen kadýn kaderine boyun eðmiþtir. Yani kadýn, eðitim görmüþ,baba evinde demokratik bir ortamda yetiþtirilmiþse, toplumda bütün haklarýný kullana bilen mutlu bir birey olmuþ mudur? Dünyanýn neresinde olursa olsun kadýnýn eðitim, aile hayatý, çalýþma hayatý, þiddet, ekonomik sýkýntý, özgürlük gibi konulur da kaderi hemen hemen ayný. Geri kalmýþ ve geliþmekte olan toplumlarda daha yoðun ve çarpýcý biçimde yaþanýyor. Kadýnýn sosyal, toplumsal, çalýþma hayatý, nedeni durumuyla ilgili yeni yasalar çýkarýldý, düzenlemeler yapýldý. Bunlar, belki hala yetersiz ama durduk yere de çýkmadý. Çeþitli kadýn dernek ve kuruluþlarýnýn (Mor çatý, Uçan süpürge, Kadýnýn Ýnsan Haklarý Derneði gibi) yýllar süren çabasý, sokaklarda seslerini duyurmaya çalýþan kadýnlarýn feryatlarý sonucu ve biraz da AB hatýrýna birtakým yasal düzenlemeler yapmak zorunda kalýndý. Örneðin,bundan böyle kadýn çalýþmak için kocasýndan izin almak zorunda deðil. Ne iyi, ne güzel. Üretimin içinde olmak,aile bütçesine katkýda bulunmak kimseye zarar vermez. Anlaþýlmasý zor olan þu; Kadýn evde çalýþýrken kocasýndan izin almak zorunda deðildi, aksine birinci görevi ev kadýnlýðýdýr. Hiç bir karþýlýðý olmayan bu görevi sabah kentler de saat altýda,kýrsalda daha erken baþlar. Yemek, çocukbakýmý, çamaþýr-bulaþýk, temizlik, örgü-dikiþ; köydeyse üstüne üstlük bað-bahçe, hayvancýlýk.. Akþam olunca ertesi gün için hazýrlýk yapýlýr,herkesten sonra yatýlýr. Hafta sonu tatili, yýllýk izin, iþlerden yakýnma, yorulma, kolay kolay hastalýktan yatma gibi haklarý yoktur. Bu iþlerden biri aksarsa ortalýk karýþýr. Bütün bunlar ücretsiz olduðu gibi belki de daha hafif bir iþte çalýþýp gelen eþini de rahat ettirip hoþ tutmak zorundadýr. Bu bütün evler iþler için,her statüdeki kadýn için ve erkek için geçerlidir. Belki dozu deðiþir. Üretimin içinde doðrudan yer alan erkeðe, evde üreten kadýnýn emeði, katkýsý yok sayýlýr. Evdeki bu iþleri dýþarýdan birinin ðelipte ücretle yaptýðýnýn hesap edelim. Gündelik temizlik 30-40 YTL, çocuk bakýmý aylýk 250- 300 YTL, köylerde bað bahçe için ýrgat parasý... Bunlarý aylýða dökersek en iyimser þekliyle ortalama 2.000 YTL eder. Yani ev kadýnlýðý iþsizlik deðildir. Ev Kadýnlarýmýz kadýnlýðý aðýr bir meslektir.. Kadýn dýþarýda da üretime katýlýyorsa, eþinin ve çocuklarýnýn evdeki aðýrlýðý daha çok paylaþmasý gerekir. Kadýn dört duvarýn ötesinde de varlýðýný sürdürebilmeli. Buna fýrsat tanýnmalý. Kadýnýn her alanda insan haklarýný kullanabilmesi için sivil toplum örgütlerinin ve ülkeyi yönetenlerin erkek eðemen anlayýþtan ve uygulamalarýndan sýyrýlmasý gerekir. Her alanda daha çok kadýn, daha çok eþitlik ve özgürlük demektir.. Yoksa çýkan yasalarýn, kanunlarýn uygulayýcýsý erkek eðemen anlayýþ olursa, hayata geçirilmesi, kadýnlar tarafýndan kullanýlmasý zor olur, her þey havada kalýr. Cumhuriyetle birlikte Türkiyeli kadýnlar bazý haklarý dünyanýn birçok ülkesinden daha önce kazanmýþlardýr, ama kadýna þiddet ve mevcut yasalara direnme, reddetme eðilimi hep varlýðýnýn sürdürmüþtür. Kadýn-erkek toplumun tüm bireylerinin dayanýþma, anlayýþ ve birbirlerinin haklarýna- özgürlüklerine saygý göstereceði günler dileðiyle 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ'MÜZ KUTLU OLSUN. Her yýl 8 Mart dünya kadýnlar gününü kutlarýz. Acaba neden, niçin, niye? Kadýnlarýmýzýn deðer ve kýymetini bilmemiz için illede böylesi özel günlerimi beklememiz gerekiyor. Þöyle konunun özüne inecek olursak, yýllar öncesine dönüp baktýðýmýzda, kýrsal yönlerde yaþanan kadýnlarýn özgürlüklerinin kýsýtlanmasý, hep ezilerek kölelik muamelesinin yapýlmasý nedeni ile haklarýný savunmasýný býrak, konuþmaktan bile korkar haldelerdi. Eþitlik istiyoruz. Buda kadýnlarýn en doðal ve gerçek haklarý, ama þu bir gerçeðinde hepimiz farkýndayýz ve biliyoruz, eþitlik nasýl saðlanacak. Kýrsal kesimlerde yaþayan vede hayat þartlarýnýn verdiði zorluklardan, dolayý büyük kentlerde yaþamaya çalýþan kadýnlarýmýzýn kimileri fabrikalarda, kimileri ise tarla, bað, bahçe iþlerinde gece gündüz, soðuk sýcak demeden, evinin ekonomisine katký, çocuklarýna bir tabak sýcak yemek ve eþinin omuzlarýna binen geçim zorluðunun yükünü birazcýkta olsa azalta bilmek amacýyla yýlmadan, usanmadan ve o nasýr tutmuþ eller eskimiþ elbisesi delinmiþ ayakkabýsýyla, günlerce, haftalarca vede aylarca idare ederde yinede þikayet etmezler hayatlarýndan, etseler de deðiþen bir þey olmayacaktýr ya, ah o analar ve o kadýnlarýmýz. Madalyonun diðer yüzüne bakacak olursak, gününü gün eden lüks içinde abartýlý ve gösteriþli hayat süren senin ve benim ürettiklerimizi tüketen villalarda yaþayan mini eteði, boyasý pudrasý günlerini her gün bir barlar ve kokteyllerde, gazinolarda geçirenler, diðer yanda alýn teriyle ekmeðini kazanmaya çalýþan yaþam mücadelesi veren kadýnlarýmýzsa, onlara alay konusu olup ve küçümsenirler, buda yetmemiþ gibi kendileri zevki, sefa sürerken, temizlikçi kadýn ya da hizmetçi adýný vererek üç beþ kuruþa kendilerine kul ederler. O zaman soruyorum nerede adalet nerede eþitlik. Bizler 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü’nün anlamýný lüks villalarda yaþayanlara mý soralým yoksa açlýkla savaþ veren ve hayatta kalabilmek mücadele eden kadýnlarýmýza mý soralým. Tüm kadýnlar eþit haklara sahipse o zaman bu eþitsizlik niye? Kadýn fedakardýr, üretkendir ve emektardýr, bunlarý hiç kimse göz ardý edemez. Kadýnlar yeri gelir gelir çocuklarýna ana, yeri gelir evinin erkeði, yeri geldiðinde de, erkeðinin kadýnýdýr, kadýnlarýmýz ne bir köle, ne bir hizmetçi nede mahkumdur, ve kadýnlarýn, haklarýný savunma, söz hakký vede kendilerini ifade edebilmeleri içinde gerek toplum gerekse, eþleri tarafýndan desteklerin verilmesi ve dýþlanmamasý görüþündeyim. Doða bizlere öyle bir güzellik sunmuþ ki, kadýn erkeði, erkekte kadýnýn tamamlayýcýsýdýr. Vede bir baþarýlý erkeðin arkasýndan kadýnýn, baþarý bir kadýnýn arkasýnda da erkeðin olduðunu bilmemiz gerekiyor galiba. Nice kendini ifade etmiþ ve her birinin ayrý meslek dallarýnda sesini yükseltmiþ kadýnlarýmýzda var. Onun için eðer baskýlardan kurtulup daha modern bir aile yaþantýsý istiyorsak vede özlüyorsak her þeyin kendi elimizde olduðunu söylememe gerek yoktur herhalde. Ve bende buradan tüm kadýnlarýmýzýn 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü’nü sadece bir gün için deðilde tüm yaþantýlarý boyunca saðlýk, mutluluk, barýþ ve baþarý getirmesini diliyorum.
Benzer belgeler
güneş eczanesi - Hacibektaslilar
her köþesinde özgürlük, eþitlik ve
demokrasi þarkýlarý söyleninceye kadar.
Sevgilerimle
halk bülten pdf 49 için tıklayınız
II. Enternasyonalin 1910'daki
Kongresi'nde Clara Zetkin'in
önerisiyle Uluslararasý Emekçi
Kadýnlar Günü olarak ilan
edildi.1910 yýlýndan baþlayarak
8 Mart tüm dünyada kadýnlar için
özel bir anlam t...
Anneler ve Kızlar: Unless Romanı`nda Kadın Dayanışmasının
olabilmiktedir. Bu belirlemelerin standartlarýný erkekler
yaratmýþtýr. Ataerkil anlayýþa göre kadýn doða harikasýdýr,
çocuk doðurur, büyütür, erkeðinin damak tadýna uygun
yemekler yapar, bedenini o...