Ocak 2006 - Binfikir
Transkript
Ocak 2006 - Binfikir
04.01.2006 08:13 Seite 1 Göçmenlerden ‘partiler arasý’ göç Tek baþýna iyisin, birlikte en iyiyiz Ben, a-capella müzik dinlemeyi Yaklaþan yerel seçimler arife- Fýkrayý çoðunuz bilirsiniz; tercih ettim ve iyi de etmiþim. Önce üç bayandan oluþan bir grup bizi bir kýtadan öbürüne götürdü. sinde Brüksel’deki Türk ve diðer yabancý kökenli siyasetçilerin koyduklarý tavýrlar vardý. LEYLA ERTORUN ERDEM RESNE 4 Melekler cehenneme dolaþmaya gelmiþ, baþ zebani gezdiriyor... 5 ERDÝNÇ UTKU 8 kı 4. ’la ak 2 dız h en Yıl ma em . Ay a ara çin h akın v i b da k a be etme ayfay e s eld Gâvur gelinler Akþam Gazetesi’nden Þenay Yýldýz ve Anadolu Ajansý’ndan Gamze Rastgeldi’nin Belçika izlenimleri 6’da Yeni yýlla gelen yenilikler! www.binfikir.be Sayfa 1.qxp Okuyun, bir fikir edinin Sayý 3 - Ocak 2006 Ýþyerlerinde sigara yasaðý baþlarken, iþsizler iþsizlik bürolarýna gidip mühür bastýrmak zorunda kalmayacaklar. Otomobillerin plakalarý da artýk bedava alýnabilecek. 11. sayfada Flaman Hükümeti Uyum Bakaný Marino Keulen’den tarihi itiraf: Entegrasyon politikamýz baþarýsýz... ‘Bu hepimizin ayýbý’ laman Hükümeti Uyum Bakaný Keulen Binfikir gazetesine tarihi itirafta bulundu. Bakan Keulen, “Þimdiye kadar uygulanan entegrasyon politikasý baþarýsýz olmuþtur. Ýstatistiklere baktýðýmýzda, fiyaskoyu görüyoruz. Meslek eðitiminde yabancý öðrenci sayýsýnýn yüksekliðine karþýlýk, yüksek öðrenimde sayýlarýnýn azlýðý gibi verilere bakýldýðýnda, entegrasyon politikasýnýn baþarýsýzlýðý net bir þekilde gözüküyor” dedi. F Ýstatistiklerde bunun net bir þekilde gözüktüðünü ifade eden Bakan, “Nerdeyse hiç yabancý uyruklu ögretmenimiz yok. Yabancýlarýn iþsizlik oraný yerlilerin 4 veya 5 katý. Özel sektörde idari boyutta üst kadrolar gibi önemli yerler beyazlarla dolu, hiç renklilik yok. 40 yýl göçten sonra istatistiklerimiz bunlarý gösteriyorsa, ‘entegrasyon baþarýsýz’, demekten baþka ne diyebiliriz ki? Bu hepimizin ayýbý” diye konuþtu. Fethi Gümüþ’ün röportajý 12-13’te Þomaj / Dop’a veda elçika Ýþ ve Ýþçi Bulma Kurumu’nun yeni uygulamasý çerçevesinde iþsizler son olarak Aralýk ayýnda ‘þomaj-dop’ bastýlar. Belçika’da 1936 yýlýndan beri iþsizlerin her ay iki defa baðlý bulunduklarý belediyeye giderek iþsizlik kartlarýna mühür bastýrmalarý (þomaj-dop) tarihe karýþtý. B Yeni uygulamadan memnun olduklarýný dile getiren Sosyalist Sendikalar Federasyonu (ABVV/FGTB) ve Hristiyan Sendikalar Konfederasyonu (ACV/CSC), iþsizlerin daha da kaderlerine terk edilmesinden endiþe duyduklarýný söylediler. 10. sayfada editör’den oca bir yýlý geride býrakýrken, henüz hangi olaylara ve haberlere gebe olduðunu bilmediðimiz 2006 yýlýný, bu bilinmezliðin verdiði umutla ve kutlamalarla karþýladýk. 3. sayfada K erel siyasetçilerden Genk Belediyesi Meclis Üyesi Ali Çaðlar (CD&V) 2006’ya yönelik çalýþmalarýný ve beklentilerini kaleme aldý. Y 19. sayfada Yeni yýlýnýzý ve Kurban Bayramýný kutlarýz... Sayfa 2.qxp 04.01.2006 10:27 Seite 1 Sayfa 3.qxp 04.01.2006 08:19 Seite 1 Ocak 2006 YORUM 2 6... 3 editör’den [email protected] Yeni yýla girerken oca bir yýlý geride býrakýrken, henüz hangi olaylara ve haberlere gebe olduðunu bilmediðimiz 2006 yýlýný, bu bilinmezliðin verdiði umutla ve kutlamalarla karþýladýk. Havai fiþeklerin aydýnlattýðý gökyüzüne bakarken, önümüzdeki yýlýn da aydýnlýk geçmesini diledik. Binfikir ekibi olarak bu kutlamalara, gazetemizin üçüncü sayýsýnýn çýkýþ sevincini de ekledik. Yeni bir yýla yeni bir sayý ile adým atmak, ekibimize, geçtiðimiz yýlýn Belçika ve dünya gündeminin önemli olaylarýný okuyucularýmýza topBakan Keulen’ün luca sunma sorum“Sizler toplumlar luluðunu da yükledi. Bu sebeple yaklaþýk arasýnda önemli üç sayfada, geçtiðiköprüler kuruyorsumiz yýlýn deðerlendirmesinin yanýnda nuz” sözleri bir Belçika ve dünyada anlamda amacýmýzý geliþen önemli olayda özetliyor. larý kronolojik olarak aktarmaya çalýþtýk. 2005 yýlýnýn son günlerinin yaþandýðý Aralýk ayýnda gerçekleþen olaylarý ise mercek altýna aldýk. Yolsuzluklarýn gölgesinde geçen 2005 yýlý Belçika politik yaþamýnýn yanýnda, Aralýk ayýnda ard arda istifa eden yerel Türk kökenli siyasetçiler de dikkat çekti. Þevket Temiz ve Nezahat Namlý’nýn ortak partileri olan Frankofon Liberal Partisi’nden (MR) istifalarýnýn arkasýnda yatan sebepleri irdelemeye çalýþtýk. Yerel Türk siyasetçilerinin politik yaþamýndaki hareketlilik elbette sadece istifalar deðildi. Frankofon Yeþiller Partisi’nden (Ecolo) Süleyman Özdemir, Shaerbeek Belediyesi meclis üyesi olarak görevine baþladýðýnda Binfikir de oradaydý. Yeni yýlla birlikte yaþamýmýzý etkileyen yeni düzenlemeler de Binfikir haber sayfalarýnda yerini bulurken, yaklaþan Kurban Bayramý vesilesiyle Brüksel Hükümeti Devlet Sekreteri Emir Kýr’ýn, kurban kesimi ile ilgili gerçekleþtirdiði yeni düzenlemeleri özellikle kurban kesecek vatandaþlarýmýzýn dikkatine sunmak istedik. Ýþsizlik ödeneði ile geçimini saðlayan kiþilerin, o gün çalýþmadýklarýný belgelemek amacýyla uygulanan mühür basma iþleminin kaldýrýlmasý ve bu konuda yapýlan yeni düzenlemeleri sizler için araþtýrdýk. Orta sayfada Fethi Gümüþ, en seksi erkek politikacý seçilen Flaman Hükümeti Uyum Bakaný Marino Keulen ile söyleþti. Bakan Keulen, Binfikir’in iki toplum arasýnda köprü görevi yapan faydalý bir inisiyatif olduðunu vurgularken, Binfikir’e entegrasyon konusunda önemli açýklamalarda bulundu. Bu sayýmýzda ilk bölümünü yayýnladýðýmýz BÝZlenim bölümünde, geçtiðimiz aylarda Kral Baudouin Vakfý bursu ile Belçika’ya gelerek göçmenlik konusunda gözlemlerde bulunan Türk gazetecilerin Belçika izlenimlerini sunduk. Önümüzdeki birkaç sayý devam edecek olan bu yazýlarda ilginç gözlemlere þahit olacaksýnýz. Bu yoðun gündemi sizler için, bizler izliyoruz. Siz de bizi izleyin... K 2005’in bilançosu eni yýlýn ilk günlerin- neredeyse kimse inanmýyor. de geçen yýlýn deðer- Belçikalýlarýn %80’i 2006’nýn lendirmesini yapýp 2005’den daha iyi olmayacaðýný Emir Kýr hakkýnda verilen gelecek yýla iliþkin beklentiler düþünürken, %60’ý 2006’da karar, Belçika’daki Türkçe yerel sýralanýr. Gazetesinden televi- iþsizliðin artmasýný bekliyor. medya’daki yaprak dökümü, zyonuna, interneýrkçýlýktaki artýþ, tinden radyosuna iþsizlik, Fransa oherkes kendi gölaylarýnýn Belçi2005'in çok da fena geçmediðini düþünebilizüyle dünyada ve ka’ya yansýmasý, ülkedeki önemli oenerji fiyatlarýndariz. Ama hiç kuþkusuz, çok daha iyisini istiyolaylarý sýralar. Bir ki yüksek artýþlar, ruz. Umarýz bu kez Belçikalýlar yanýlýr ve sonraki yýlla ilgili Ýstihdam yaratma beklentiler konuanlaþmasýndaki 2006'in sonunda 2005'i mumla aramayýz. sunda anketler yaanlaþmazlýklar ve yýmlanýr. Genellikle grevler gibi olumBelçikalýlar yeni yýl konusunda Belçikalýlar sosyal barýþ suzluklarýn sayýsýný çoðaltabilikaramsardýrlar ve ne yazýk ki konusunda da kötümser. An- riz. Ancak iyimser olmak için de bunda hiç yanýlmazlar. kete katýlanlarýn %56’sý anlaþ- oldukça fazla neden var; Belçikalýlar 2006’da fazla bir mazlýklarýn ve grevlerin sürece- Binfikir’in basýlý hale gelmesi, þeyin deðiþeceðini sanmýyor. ðini düþünüyor. Fransa olaylarýnýn çok ucuz TNS Dimarso’nun her yýl sonunÝþ güvencesi konusunda ise atlatýlmýþ olmasý, Naima Amda yaptýðý ankette Belçikalýlarýn Belçikalýlar olumlu yaklaþým zil’in yýlýn insaný seçilmesi, karamsarlýðý bir kez daha teyit sergiliyorlar. %73’ü kendisini Ekonomideki hafif de olsa yeniedildi. Büyük bir kesim halen çalýþtýðý iþte güvende his- den canlanýþ, siyasi yolsuzlukla2006’nýn 2005 ile ayný olacaðýný sederken sadece %26’sý iþini rýn ortaya çýkarýlmasý ve sorum(%42) düþünürken %31 iyileþ- kaybetme korkusu yaþýyor. lularýna gerekenin yapýlmasý, me, %25 ise daha kötü bir yýl Ýþten atýlýr atýlmaz hemen iþ enerji fiyatlarýndaki artýþ nedebekliyor. Kadýnlar erkeklerden bulabileceðini düþünen Belçi- niyle ailelere enerji yardýmý daha iyimser ve en iyimserler kalýlarýn oranýnda da artýþ kay- yapýlmasý, istihdam yaratma 35 yaþýndaki kadýnlar. dedildi. (%55) anlaþmasýnda sonuca yaklaþýlBelçikalýlarýn sadece %14’ü Belçikalýlarýn yaklaþýk yarý- masý, ýrkçý e-posta gönderenle2006’da ekonomide iyileþme sý(%48) uluslararasý anlaþmazlý- rin iþlerinden atýlmasý... bekliyor. AB’nin geniþlemesi ve klarýn azalmayacaðýný düþünürBinfikir’in derlediði yýl desonuçlarý ve petrol fiyatlarýnda- ken sadece % 7’si 2006’nýn ulus- ðerlendirmesine baktýðýmýzda ki artýþ Belçikalýlarýn gözünü lararasý alanda barýþçýl bir yýl 2005'in, çok da fena geçmediðikorkutmuþa benziyor. Ýstihdam olacaðýna inanýyor. Kadýnlar ni düþünebiliriz. Ama hiç kuþYaratma Anlaþmasý’ndaki belir- daha barýþçýl bir yýl beklerken, kusuz, çok daha iyisini istiyosizlikler ve Valon Bölgesi için bu konuda Valon Bölgesinde ruz. Umarýz bu kez Belçikalýlar büyük yeniden yapýlanma planý yaþayanlar (% 10) Flaman yanýlýr ve 2006'nýn sonunda Belçikalýlarý ikna etmeye yetme- Bölgesindekilerden(%5) daha 2005'i mumla aramayýz. miþ. iyimserler. Binfikir Ýþsizliðin azalacaðýna ise Y Ýmtiyaz Sahibi OPEN WINGS BVBA Genel Yayýn Yönetmeni Serpil Aygün Genel Yayýn Koordinatörü Erdem Resne Haber Koordinatörü Fikret Aydemir Yayýn Kurulu Ýlknur Cengiz, Leyla Ertorun, Serpil Aygün, Erdem Resne, Erdinç Utku, Fethi Gümüþ, Fikret Aydemir Lay-out Deniz Aydýn REKLAM [email protected] ADRES Max Roosstr. 39, 1030 Brussel TEL 0032 2 242 01 53 e-mail [email protected] WEB www.binfikir.be Serpil Aygün sayfa 4.qxp 04.01.2006 08:31 Seite 1 Ocak 2006 GÜNDEM 4 Bir yýl böyle geçti [email protected] Gâvur gelinler on yýllarda Avrupa’da bir world music rüzgarýdýr esip gidiyor. Bu, bir taraftan farklý müzik türlerini tanýtýyor diðer taraftan da «melez sound»lar yaratýyor. Hele hele bir çok Batý Avrupa ülkesinde yaþayan deðiþik kökenli insanlarýn etkisini de katarsak güzel þeyler ortaya çýkýyor. Belçika’da «melez» sesleri daha çok Kuzey Afrika kökenliler, özellikle Faslýlar, Endelüz müziði ile Arap müziðini harmanlayarak sunuyorlar. Bunu çalýþmalarýnda en çok kullananlardan biri Musta Largo. Bir çok kültürel etkinlikte, baþka gruplar da bu esintileri kullanýyorlar. EBen, a-capella sasýnda bu giriþimlerin genel akýmdan etkilendikmüzik dinlemeyi lerini söylemekle birlikte, tercih ettim ve iyi aslýnda diðer toplumlara de etmiþim. Önce açýlýmda bir kültürlerarasý etkileþimi kolaylaþtýrma isüç bayandan oluteði, çabasý da hissedilþan bir grup bizi mekte. Avrupa’da yaþayan bir kýtadan öbürüTürk kökenli müzisyenlene götürdü. Daha rin çabasý ise daha çok sonra, Onlar, Türkiye’ye yönelik. Bazýlarý kendi tarzlarýnda piyasayý sanatçý Sibel’in zorluyorlar Ýsmail Y.K. çalýþtýrdýðý grup, gibi, bazýlarý ise, bilinen bir alanda devler arasýnda yer bizim kýzlara, bulabiliyorlar kendilerine, nam-ý diðer Kubat gibi. Mahir Tezerdi «Gâvur Gelinlere» ve Emre Gültekin ise melez müzik etkinliklerine eþlik ettiler. kendi tarzlarýnda kalarak katýlanlardan. Yeni denemelerde en çok yer alan Türk kökenli müzisyen esasýnda Aykut Dursen. Kontrbasýyla zaman zaman diðer klasik enstrümanlara eþlik ederken zaman zaman da daha popüler, ya da daha yöresel sazlara eþlik ediyor ve gerçekten keyif verici denemeler çýkýyor ortaya. Geçenlerde, basýn dýþýndan Belçikalý iþ arkadaþlarýmdan Fuji ve Martine «biz Türkçe þan çalýþýyoruz, Schaerbeek’te bir mekanda bir icraatýmýz olacak, istersen dinlemeye gel» dediler. Ayný gün Schaerbeek Belediye meclisinin toplantýsý vardý ve gündem maddesinde son dakika bombalarý liberal partiden Þevket Temiz’in istifasý ile Yeþiller’den de bir istifa ve yerine Türk asýllý Süleyman Özdemir’in getiriliþi vardý. Ben, a-capella müzik dinlemeyi tercih ettim ve iyi de etmiþim. Önce üç bayandan oluþan bir grup bizi bir kýtadan öbürüne götürdü. Daha sonra, Onlar, sanatçý Sibel’in çalýþtýrdýðý grup, bizim kýzlara, nam-ý diðer «Gâvur Gelinlere» eþlik ettiler ve «fincaný taþtan oyar» deminde türküleri, zaman zaman çekingen ama büyük bir cüretle icra ettiler. Gruptan Fuji’nin eþi Türk mahallesinden bir Türk ve diðer Türklerin O’na gavur gelin diye hitap ettiklerini, zaman zaman da bazý Türklerin O’na « Flaman gelin » dediklerini söylüyor. Flaman olmadýðýný söylemesine raðmen, insanlarýn O’na öyle hitap etmeye devam ettiklerini söylerken, gavur kelimesinin kötü bir niyetle söylenmese de esas anlamýný bildiðini hissettiðimiz bir sitem seziyoruz. Buna raðmen ya da buna inat grubun adýný «Gavur Gelinler» koyuyorlar. S 2005’e bakýþ 2005 BELÇÝKA OCAK - Siyasi parti ödenekleri ile ilgili yeni düzenleme uzun süren tartýþmalar sonucu Senato’da onaylandý. Demokratik olmayan partilerin ödeneklerinin kesilmesinin gündeme gelmesi Vlaams Belang’ý zor durumda býraktý. - Terör gruplarý listesinin Vlaams Belang partisine sýzdýrýlmasý ile ilgili olarak Federal Savcýlýk, Anvers Emniyetinde, Vlaams Belang parti merkezinde ve parlamentoda bürosunda arama yaptý. ÞUBAT - Sosyal sektör iþçileri Belçika genelinde toplu greve gitti. - Belçika’nýn kuruluþunun 175. ve Belçika Federal Devleti’nin 25. yýlýný kutlamalarý baþladý. Kutlamalar ülkenin her bölgesinde sergiler, konserler ve özel etkinliklerle sürdü. - Amerika Birleþik Devletleri Baþkaný George Bush Belçika’ya resmi ziyaretinde, Brüksel’de protesto gösterileri ile karþýlandý. MART - Senato Baþkaný Anne-Marie Lizin’in bir hakime mektup göndererek, yargýya müdahale etmesi kriz yarattý. - Adalet Bakanlýðý himayesinde kurulan Müslümanlar Üst Kurulu seçimleri yapýldý. 68 sandalyeli Kurulu’un 40 sandalyesine Türk adaylar seçildi. - Baþbakan Guy Verhofstadt tatilini yarýda keserek, Gent Üniversite Hastahanesi’nden açýk kalp ameliyatý geçirdi. NÝSAN - Belçika Senatosu, Avrupa Anayasasý'ný onayladý. 54 senatör olumlu oy kullanýrken, aþýrý sað partili 9 senatör karþý oy kullandý. - Sinemacý Dardenne kardeþlerin son filmleri de Cannes Film Festivali’nde ödüle layik görüldü. Belçika 2005 yýlýnda, kuruluþunun 175. yýlý ve federal devlet oluþunun 25. yýlý kutlamalarý, Brüksel-HaleVilvoorde seçim bölgesi tartýþmalarý, siyasi gaflar, grevler ve skandallara sahne oldu. - Ahmet Yumrukaya, Türkiye Baþbakaný R. Tayyip Erdoðan’ýn Basýn Yayýn Müþaviri Mehmet Temel Kartal ve üç arkadaþý Brüksel’de iþadamý Eray Serimözü’nü kaçýrmaktan gözaltýna alýndý. Federal Polis Müdürü, kaçýrma eyleminin emrini Avrupa Parlamentosu Almanya Milletvekili Vural Öðer’in verdiðini ileri sürdü. - Brüksel’in sembolü 102 metre yüksekliðinde ve 9 toptan oluþan Atomiun’un mühendisi Andre Waterkeyn 88 yaþýnda hayata gözlerini yumdu. MAYIS - Brüksel-Halle-Vilvoorde seçim bölgesinin ayrýlmasý krizi federal hükümeti zor durumda býraktý. Tartýþmalar sonunda Verhofstadt kabinesi güvenoyu tazelemek zorunda kaldý. Verhofstadt Hükümeti için yapýlan güven oylamasýnda, 97 lehte 50 aleyhte oyla, Federal Hükümet’e güven tazelendi. KASIM - Binfikir gazetesi yayýn hayatýna baþladý. - Flaman Sosyalist Parti (sp.a) Genel Baþkaný Steve Stevaert Limburg valiliðine atandý. Sp.a’nýn yeni baþkaný Johan Vande Lanotte oldu. - Brüksel bölgesi devlet sekreteri Emir Kýr’ýn, baðýmsýz gazeteci Mehmet Köksal hakkýnda “kiþisel sataþma” ve “basýn özgürlüðünü kötüye kullanma” nedeniyle açtýðý davada mahkeme, Emir Kýr’ý haksýz buldu. - Dünyanýn dört yanýnda binlerce çýplak insaný kamuya açýk alanlarda fotoðraflayan Spencer Tunick Belçika’ya geldi. HAZÝRAN - Belçika Dýþiþleri Bakaný Karel De Gucht’un, Hollanda Baþbakaný Jan Peter Balkenende’yi “Harry Potter”a benzetmesi iki ülke arasýnda diplomatik krize neden oldu. De Gucht özür dilemek zorunda kaldý. EYLÜL - Valon Hükümeti Baþbakaný Van Cauwenberghe, La Carolorégienne sosyal konutlarýyla ilgili ortaya çýkan skandal sonucu istifa etti. Frankofon Sosyalist Parti (PS) Genel Baþkaný Elio Di Rupo yeni Baþbakan oldu. EKÝM - Sosyalist Sendikalar Federasyonu (ABVV/FGTB), 24 saatlik genel grev ilan etti. Ülke genelinde toplu taþýma felç oldu. - Irak’ta ilk kadýn intihar komandosu Belçikalý çýktý. Eski eþi Türk olan kadýn intihar komandosunun kimliðinin açýða çýkmasýndan sonra polis, çeþitli kentlerde geniþ çaplý operasyonlar düzenledi. - Fransa’da baþlayan ‘varoþ isyaný’ Belçika’ya sýçradý. Molenbeek ve Anderlecht’te arabalar ateþe verildi. Polis tüm izinleri kaldýrarak, güvenlik önlemlerini üst düzeye çýkarttý. ARALIK - Flaman bölgesinde Jozef De Veuster adlý rahip Pater Damiaan Valon bölgesinde Jacques Brel “En büyük Belçikalý” seçildi. - Eþcinsellerin ‘evlat edinmeleri’ Federal Meclis tarafýndan onaylandý. - Aþýrý saðcý Vlaams Belang partisine yeniden ýrçýlýk suçlamasý yapýldý. Vlaams Belang’ýn bastýrdýðý “Stop Immigratie” broþüründe ýrkçýlýk yaptýðý iddasýyla dava açýldý. - Þair/düþünür Arthur Houlot, ressam Follon ve þarkýcý Pierre Bachelet vefat etti. Sayfa 5.qxp 04.01.2006 08:34 Seite 1 Ocak 2006 GÜNDEM 5 A ralýk ayýnýn en önemli geliþmeleri arasýnda, yaklaþan yerel seçimler arifesinde Brüksel’deki Türk ve diðer yabancý kökenli siyasetçilerin koyduklarý tavýrlar vardý. Þevket Temiz, liberal partiden (MR) ve Schaerbeek belediye meclis üyeliðinden istifa etti; Nezahat Namlý, ayný partiden istifa etti fakat Saint-Josse’taki encümenliðine devam edecek. Bu yýl daha önce Forest ve Molenbeek’te de Maðrip asýllý bazý isimler, partilerinden istifa etmiþti. Öncelikle þunu söyleyelim: partiler tarafýndan oy avý için kullanýlan yabancý kökenliler, yavaþ yavaþ uyanýp gerçekten siyaset yapacaklarsa, bu tavýrlar hayra alamettir. Zaten MR’deki Türk kökenliler, Ermeni soykýrýmý konusunda partileriyle zor durumdaydýlar. Kabul görmeseler bile kendi görüþlerinin arkasýnda durmalarý, dürüstlük adýna iyi bir geliþmedir. Fakat bu istifalar görüþ ayrýlýðýndan ziyade seçim hesaplarý içeriyorsa, bu adaylar bir süre daha “sadece bizim listemizde yabancý vardý” denmesi için kullanýlýrlar. Gelecek seçimlerin bir baþka önemi þu: AB dýþýndan gelen yabancýlar da oy kullanabilecek. Yani Belçika vatandaþý olmayan yabancýlar (dolayýsýyla da sayýlarý çok olan Türkler ve Maðripliler) da sandýk baþýna gidecek. 2005 DÜNYA OCAK - Ukrayna Turuncu Devrim'e sahne oldu. Seçimlere usûlsüzlük karýþtýðýný iddia eden binlerce Yuþçenko taraftarýnýn protestolarý yanký buldu ve Seçim Komisyonu, Yuþçenko’yu seçimlerin galibi ilan etti. - Irak’ta halk Saddam rejiminin devrilmesinin ardýndan yapýlan ilk demokratik seçimler için sandýk baþýna gitti. ÞUBAT - Yazar Orhan Pamuk, "bu topraklarda 30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni öldürüldü. Benden baþka kimse bundan bahsetmeye cesaret edemedi" açýklamasýnda bulundu. Þiþli Cumhuriyet Baþsavcýlýðý, Pamuk hakkýnda 'Türklüðü alenen aþaðýlama' suçundan altý ay ile üç yýl arasýnda hapis cezasý istemiyle kamu davasý açtý. - Lübnan eski baþbakaný Refik Hariri’nin konvoyuna düzenlenen saldýrýda Hariri ve beraberindeki 20 kiþi öldü. - George W. Bush ikinci dönemi için yemin ederek göreve baþladý. MART - 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü öncesinde Ýstanbul [email protected] Göçmenlerden “partiler arasý” göç Partileri tarafýndan oy avýnda kullanýlan yabancý kökenliler, yavaþ yavaþ uyanýp gerçekten siyaset yapacaklar mý? Bu, baþlýca sol partilerin desteklediði bir karardý, zira gelir düzeyi daha düþük bu vatandaþlarýn sol partilere yönelmesi olasý. Demokrasi adýna önemli bir geliþme. Fakat ters etkisi de olacaktýr: zaten tüm soydaþlarýnýn oylarýný toplayan yabancý asýllýlar, öz Belçikalýlardan daha þanslýydý. Bazý belediye meclislerinde Fas asýllý üyelerin oraný, nüfustaki oranlarýna göre çok daha yüksek ve bu durum, partileri de zora sokuyor. Mesela Brüksel Merkez Belediyesi. Geçen seçimlerden sonra tüm Maðrip asýllý meclis üyeleri, partiler üzerinde bir tutum sergileyip, sayýlarý gereðince en az iki encümenlik talep ettiler. Sonunda partiler galip geldi ve sadece bir Maðrip asýllý encümen atandý (Faouzia Hariche, PS). Fakat bu encümen de Fas deðil, Cezayir asýllý olunca, bu sefer sosyalist parti içinde yabancýlar arasýnda da ger- ginlikler baþladý. Bu seçimlerde daha da çok yabancýnýn oy kullanacaðý göz önüne alýnýrsa, edindiðim bilgilere göre Frankofon Sosyalist Partisi PS (bu, diðer partiler için de geçerli) listesindeki yabancý asýllýlarýn sayýsýný azaltacak. Ýstifacý MR’lilerden Þevket Temiz, Brüksel Merkez Belediyesi’nden PS’ten seçime gireceðini açýkladý (PS’ten konuþtuklarým henüz doðrulamadýlar). Temiz, zaten liberallere katýlmadan önce EYAD Derneði derneðiyle sosyalist bir aday için kampanya yapmýþtý. Ayrýca PS, Brüksel Merkez’de Türk asýllý aday kýtlýðý da yaþýyor. Bu iki bilgi alt alta sýralanýnca, bu tercihin “Türk oylarýný toplama” stratejisi olarak algýlanma duygusu güçleniyor. Baþta da dediðim gibi bu tercih eðer oy potansiyelini yükseltmek için yapýlýyorsa, baþarýlý olmasý zor. Üstelik anlattýðým gibi listelerde yabancý asýllýlarýn sayýsý azaltýlacak ve PS’teki yabancýlar zaten büyük rekabet içindeler. Yani anlayacaðýnýz istifalar da, partiler arasý transferler de, yine bir takým hesaplarýn döndüðünü gösteriyor. Asýl soru ise: adaylar hesaplara alet mi olacak, yoksa siyasi ve dürüst tercihler mi yapacaklar? Seçim listeleri þekillenince bu sorunun cevabý da az çok ortaya çýkacak... Dünya 2005 yýlýnda deprem, kasýrga ve kuþ gribi gibi felaketler yanýnda, Irak savaþý, terörist saldýrýlar, kimyasal zehirlenmeler ve açlýk gibi insan eseri felaketlere de tanýk oldu. Beyazýt Meydaný'nda yapýlan izinsiz gösteride polis 500 kiþilik gruba biber gazý ve copla müdahale etti. Olay AB Troykasý'ndan sert tepki gördü, konu hakkýnda soruþturma baþlatýldý. NÝSAN - Papa II. John Paul, Vatikan'da hayatýný kaybetti. Alman Kardinal Joseph Ratzinger, yeni Papa seçildi. - Irak’ta Kürt lider Celal Talabani Devlet Baþkaný oldu. Talabani, Irak'ýn ilk Kürt lideri. - Hariri suikasti sonrasý baþlayan süreçte Suriye, Lübnan’daki 29 yýllýk askeri varlýðýný sona erdirdi. Suriye askerleri, uluslararasý baskýnýn da etkisiyle Lübnan’dan tamamen çekildi. MAYIS - Mýsýr'ýn en önemli turizm merkezlerinden Kýzýldeniz kýyýsýndaki Þarm El Þeyh, ülkede 1981 yýlýndan bu yana yaþanan en büyük terör saldýrýsýna hedef oldu. 88 kiþi öldü, 200'ün üzerinde kiþi yaralandý. - Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattý'ndan ilk petrol, resmi bir tören ve dev bir organizasyonla pompalandý. Petrolün Ceyhan'a ilk akýþý gerçekleþti. - Fransa’da AB Anayasasý onaylanmadý. Fransa’yý Hollanda izledi. Bazý AB ülkelerinde yapýlan oylamalarda anayasaya 'evet' denilse de, Birliðin önde gelen ülkelerinin anayasayý reddi kriz yarattý ve AB Anayasasý - henüz tüm ülkelerde oylanmamýþken - rafa kaldýrýldý. HAZÝRAN - Michael Jackson çocuklara cinsel tacizde bulunduðu iddiasýyla yargýlandý ve hakkýndaki tüm suçlamalardan beraat etti. TEMMUZ - Afrika'daki açlýk ve yoksulluða dikkat çekmek amacýyla düzenlenen 'Live 8' konserleri dört kýtada, 10 ayrý kentte düzenlendi. Pink Floyd, 1981'den bu yana ilk kez bir arada sahne aldý. - Ýngiltere'nin baþkenti Londra'da üç metro istasyonu ile bir otobüse bombalý saldýrýlar düzenlendi. Terör saldýrýlarýnda toplam 56 kiþi öldü, 700'den fazla kiþi yaralandý. Saldýrýlarý El Kaide'ye baðlý Ebu Hafs El Mýsri Tugaylarý üstlendi. AÐUSTOS - Ýsrail'in 38 yýllýk Gazze iþgali sona erdi. Ýsrail ordusu, son yerleþim birimi Netzarim'de de tahliye iþlemlerini tamamladý ve ertesi gün Batý Þeria’dan da çekildi. - ABD tarihinin en büyük doðal afetleri arasýnda gösterilen Katrina kasýrgasý Florida'yý vurdu ve New Orleans'a doðru ilerlemeye baþladý. Kasýrga arkasýnda bini aþkýn ölü býraktý. EKÝM - Türkiye'nin AB sürecinde en kritik dönemeç aþýldý ve müzakereler uzun süren pazarlýklarýn ardýndan baþladý. - Pakistan'da 7.6 büyüklüðündeki deprem meydana geldi. Hindistan’ý da etkileyen depremde 100 binden fazla kiþi hayatýný kaybetti, Keþmir'in Pakistan'a baðlý kesiminde 3.5 milyon kiþi evsiz kaldý. - 2005 Nobel Edebiyat Ödülü'nü Irak savaþý karþýtlýðýyla tanýnan Ýngiliz oyun yazarý, senarist, þair, tiyatro yönetmeni ve aktör Harold Pinter aldý. - Fransa’nýn baþkenti Paris’te iki Müslüman gencin polisten kaçarken elektrik akýmýna kapýlarak ölmesi göçmen isyanýný tetikledi. Bir aydan daha kýsa bir zaman dilimi içinde en az 9 bin araç yakýldý, çok sayýda kamu binasý, okul, spor merkezi ve maðaza kundaklandý, büyük bölümü Afrika va Arap kökenli olan 3 bin kiþi gözaltýna alýndý. KASIM - Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi, Leyla Þahin'in açtýðý türban davasýnda Türkiye'yi haklý buldu. - Fransýz doktorlar dünyanýn ilk kýsmi yüz naklini yaptý. Yüzü bir köpek tarafýndan parçalanan 38 yaþýndaki kadýna burun, dudaklar ve çene nakli yapýldý. ARALIK - 'Miss World 2005' yarýþmasýný 21 yaþýndaki Unnur Birna Vilhjalmsdottir seçildi. - Rus Gazprom þirketi ve Rusya hükümeti, gaz fiyatlarýnýn artacaðýný açýklayýnca Ukrayna ile Rusya arasýnda diplomatik kriz çýktý. Avrupa’nýn önemli enerji kaynaklarý arasýndaki Gazprom’un bu kararýnýn ekonomiyi de etkileyeceðine kesin gözüyle bakýlýyor. Sayfa 6.qxp 04.01.2006 08:40 Seite 1 Ocak 2006 BÝZLENÝM 6 Kral Baudouin Vakfý’nýn düzenlediði gazeteci deðiþim programý sayesinde Belçika’ya gelen iki Türk gazeteci, izlenimlerini Binfikir’e yazdý. Ýþte Türkiye gözlükleriyle Brüksel ve buradaki Türkler... Þenay YILDIZ Akþam Gazetesi Diplomasi Muhabiri nkara'dan daha önce de defalarca geldiðim Belçika'ya gelirken, "Acaba bu Türkler 40 yýldýr burada olup, nasýl bu kadar az entegre olabilmiþler?" diye düþünüyordum. Türkiye ve Türk kimliðinin Avrupa'nýn kalbinde bu kadar kapalý bir kutu içinde korunmasý anlamakta zorluk çektiðim bir durumdu. Schaerbeek... Brüksel'in kalbindeki Türk mahallesi. Bu bir savaþýn kaybý mýydý, yoksa aslýnda bir baþa- A Göçmenler uzaylý deðil rý öyküsü mü? Benim gibi dýþardan bakan herkes bunu sadece bir baþarýsýzlýk olarak görüyordu. Ama iþin içine girip, insanlarla konuþtukça, olaylara yaklaþýmlarýmýn deðiþtiðini itiraf etmeliyim. Kimdi bu entegre olamadýlar diye eleþtirdiðimiz Türkler? Gökten mi düþmüþlerdi Belçika'ya? Onlar, ekonomik krizde iþsiz kalýp ülkesini terk eden Türkiye'nin ilk mühendisleri, komþusuna özenip Belçika'ya iþ aramaya gelen çobanlar, çifçiler, hademeler, din öðretmenleri, milli gelinler ve pek konuþulmasa da damatlar.. Her bir röportaj, hayatýma yeni bir zenginlik kattý, her bir insanýn hikayesinde yeniden Anadolu'yu gördüm. O güne kadar hayatýmda hiçbir anlamý olmayan Afyon'un Emirdað ilçesi, hayatýmda o güne dek hiç kapýsýnýn çalmadýðým "Diyanet", günlük hayatta hiç kafa yormadýðým "helal et", birden çok önemli parametreler haline dönüþtü. HATIRLANAN TÜRKÝYE FARKLI Konuþtuðum kimse "Evet ben buraya isteyerek geldim ve çok mutluyum" demedi ve hep geri dönme hayalini iþittim. Ama benim için bu "Türkiye'ye dönüþ" hayali, asla gerçekleþmeyeceði bilinen ama hafýzada hep taze tutulmak istenen bir düþten öteye gitmedi. Herkesin konuþtuðu ama aslýnda çok da istemediði bir hayal.. Zaten herkesin bahsettiði, "Denizi, havasý, güneþi, insaný güzel ülke" Türkiye'yi tam olarak anlatan bir tarif de deðil. Ama, uzun yýllar gurbette olmanýn psikolojisi ile akýllarda sadece Türkiye'ye ait güzel þeylerin kaldýðýný gördüm. Kimse Belçika ile kýyaslayýnca Türkiye'deki saðlýk hizmetlerinin kötülüðünden veya bir gecede nasýl fakirleþtiðimizden bahsetmedi. Üniversite mezunlarýnýn iþþiz gezmesi, siyasi ve toplumsal çalkantýlar gibi ayrýntýlar ise uzaktan pek hissedilmiyor veya hissedilmemiþ gibi yapýlýyordu. Yýllardýr burada yaþayan pek çok insanýn Türkiye'deki hayatýný aynen taþýmaya çalýþtýðý için pek de Belçika ile ilgilenmediði doðruydu elbet. Yani bu anlamda eleþtiriler doðruydu ama nedenler de sonuçlar kadar önemli. Çünkü bu, hep söylendiði gibi bir tembellikten deðil, Avrupa'nýn ortasýnda yaþam mücadelesi vermenin zorluðundan kaynaklanýyor. Maddi olarak daha rahat olan ikinci ve üçüncü nesil, yavaþ yavaþ gözlerini Belçika'ya da çevirmiþ, dil de öðrenmeye baþlamýþ. Hatta uç örneklerde, Türk kültürüne yabancýlaþýp, Avrupalý kimliðininin benimsendiðini de gözlemledim. Ýnsanlarýn azmine raðmen, büyük organizasyonlarýn altýndan kalkabilecek bir yönetim ve ciddiyet eksikliði olduðunu gördüm. Belçika'da geçirdiðim 5 haftada, ortada ciddi bir göçmen politikasý varmýþ da herkes elinin tersi ile itmiþ gibi gelmedi. Yýllarca kimsenin önem vermediði "iþçi Türkler", "sorun- lu göçmenler" olunca birden fark edilmiþti sanki.. Zaman zaman Türkiye'yi, zaman zaman Belçika Hükümeti'ni, zaman zaman da Türkiye'de yaþayan Türklerden biri olarak kendimi sorguladým. Türkiye Büyükelçiliði ile ilgili yakýnmalar ise, en çok içimi acýtan þeylerden biri oldu. Günler geçtikçe, kendimi yanmakta olan bir kovanýn içine elimi sokmaya çalýþýyor gibi hissettim. Öðrendikçe, büyük denizde yolunu arayan bir balýk olmaktan öteye gidemeyeceðimi düþündüm. Ama bazý þeyler gerçekten þaþýrtacak derecede aynýydý. Belçika'da en sevdiðim þeylerden biri de trafikteki yaya üstünlüðüdür. Ancak, bir gün Schaerbeek'te yeþil ýþýkta karþýdan karþýya geçerken üzerime araba sürülünce, kendi kendime gülümseyerek "Türk mahallesindeyim" diye düþündüm. Orada bir ‘Türk’ var uzakta Gamze Rastgeldi Anadolu Ajansý Dýþ Haberler Servisi Muhabiri ürkiye'nin herhangi bir kentinde, bir mahallede doðmak, orada büyümek ve oraya ait olmakla, Belçika'da bir Türk mahallesinde yaþamak birbirinden son derece farklý anlamlar taþýyor. Bitip tükenmek bil- T mez AB haberlerinin mahreci, uzaktan neye benzediði hiç bilinmeyen Brüksel’in orta yerinde, küçücük bir Türkiye, baðýmsýz bir cumhuriyet gibi varlýðýný sürdürüyor. Hem sonradan eklendiði hem de bu haliyle hep ayrýksý kalacaðý için bir yamaya benzeyen bu mahalle, çok uzakta, kendi ülkemin neredeyse her parçasýný içinde barýndýran küçük bir model gibi. Ýlk anda güven duygusu veren bu tanýdýklýk, kebap ve pide salonu tabelalarýnýn cazibesinden sýyrýlýp konuþtukça, tanýdýkça, gördükçe, yerini þaþkýnlýk, üzüntü bazen de öfkeye býraktý. Belki bu konuda taraf olmamdan kaynaklýdýr ama yolculuðumdan önce, uyum sorunlarýnýn sürüyor olmasýnýn yegane sorumlusunun "yeterli sosyal desteði vermeyen, üstelik iki- yüzlü bir tavýrla þimdi de þikayet eden Avrupalýlar" olduðunu düþünüyordum. Bu "yaþlý kýta sakinleri", yüzyýllardýr sömürünün türlü þekillerini keþfeden, bunu okyanuslar ötesinde vücuda getiren, anlatsak roman olacak çeliþkileri bünyelerinde huzurla sindiren, bugünün "insan haklarý neferi", Irak iþgalcisi kapitalistler deðil midir? E o zaman, en "pis" iþlerde kullanacaklarý yabancýlara kapýlarýný açmalarýndan, dengeler deðiþince "Turken raus!" demelerinden doðal ne var? Oysa Belçika'da gördüðüm kadarýyla mevzu ne bu kadar açýk, ne de tek taraflý. Avrupa'nýn sosyal güvenlik sistemi en güçlü devletlerinden birisi olan Belçika'da, gerçekten çözülmesi gereken bir "uyum" sorunu var. Uyumu, asimilasyon/entegrasyon tartýþmasýnýn dýþýnda, "yabancý bir ülkede, o ülkede yaþayan diðerlerinin varlýðýna tehdit oluþturmadan, kendini gerçekleþtirebilmek" olarak tanýmlýyorum. Çok geniþ gibi görünen bu taným, aslýnda bireye yaptýðý vurguyla, birçok sorunun kaynaðýný iþaret ediyor. Kendini gerçekleþtirmek, öncelikle kendini ifade etmeyi yani ortak bir dili gerektiriyor. Belçika'da çözülmesi iki kez zor gözüken dil sorunu, eðitimdeki baþarýsýzlýða neden oluyor. Eðitim düzeyinin düþüklüðüne, bir de gizli ya da açýk, evden ya da sokaktan "ayrýmcýlýk" serpilince, uyum sorunlarý "babadan oðula" aktarýlmaya baþlanýyor. DEVAM EDECEK... Sayfa 7.qxp 04.01.2006 08:44 Seite 1 Ocak 2006 .beMLEKETTEN 7 Schaerbeek’in yeni üyesi Özdemir Brüksel yerel siyasetinde taþlar yerinden bir kez daha oynadý. Schaerbeek’in son seçilmiþi, Yeþiller Partisi’nden (Ecolo) Süleyman Özdemir oldu. [email protected] Zaman duraðandýr Haber Merkezi chaerbeek Belediye Meclisi’nden Þevket Temiz ve Saint-Josseten-Noode Belediye Meclisi’nden Nezahat Namlý partileri Frankofon Liberaller’den (MR) istifa ederken, Ecolo’dan Süleyman Özdemir ise yeni üye olarak göreve baþladý. Yeþiller Partisi’nden seçilen Fas asýllý Mohamed El Arnouki’nin, Schaerbeek Belediye Meclis üyeliðinden istifa etmesi üzerine ayný partinin yedek üyesi Süleyman Özdemir, Belediye Meclis üyeliðine getirildi. S Yaklaþan yerel seçimler de göz önüne alýnýrsa, Schaerbeek gibi Türk nüfusu yüksek belediyelerde Türk asýllý seçmenler nezdinde oy potansiyeli daha düþük olan Ecolo’nun, bu hamlesi, Türkleri cezbetme giriþimi olarak yorumlandý. Ancak, Ecolo Grup Baþkaný Mohamed El Khattabi, “Bu, seçim kaygýsýyla yapýlmýþ bir hamle deðildir” dedi. El Khattabi “El Arnouki’nin kiþisel sebeplerden dolayý ayrýldýðýný ve Özdemir’in seçim sonuçlarý ve liste sýralamasý itibarý ile, seçim kanunlarý doðrultusunda þu an için mevcut ilk yedek olduðunu” Kurban kesiminde yeni düzenlemeler Haber Merkezi u yýl ilk defa Brüksel Bölgesi, insan saðlýðý ve ve temizliðine uygun, kanunlar çerçevesinde kurban kesimin saðlýklý koþullarda saðlanabilmesi için 6000 adet koyunun kesimine olanak saðlayan bölgesel bir kesimhane oluþturuyor. Brüksel Yat Kulübü’nden kiralanmýþ olan 20 bin metrekarelik hangardan oluþan kesimhanede koyun satýþý, kesimi ve organlarýna ayrýlmasý iþlemleri yapýlabilecek. 100-150 civarýnda personel kurban kesimi için hizmet verecek. Herkesin önceden kararlaþtýrýlan tarihte gidip kurbanlýk koyununu satýnalabilmesi saðlanýrken, idari formalitelerin yerine getirilmesi için 25 Euro ödeyecekler. Kurbanlarýn belirtilen bu B er yýl, bir önceki yýlýn muhasebesi yapýlýr. Yeni gelen yýldan umutlar bekleriz. Eskiyen yýlda yapamadýklarýmýzý yapabilmek için. ‘Eski’yen ne, ‘yeni’ olan ne getirecek? Zaman mý duraðandýr yoksa insan mý? Ýþte ‘bir yýl’ýn muhasebesi... CHP Lideri, “Baþbakan ülkeyi yokluða sürüklüyor” dedi. Baþbakan, “CHP bugüne kadar ne iþe yaradý ki” dedi... Rektörler Baþbakan'ý protesto etti. Sanayiciler Baþbakan'a muhtýra verdi. Demirel'in yeðeninin “Zaman durayeni marifetleri ortaya ðandýr, insanlar çýktý. Milli Eðitim Bakaný içinden geçer. hakkýnda ‘parti kadroDolayýsýyla laþmasý’ nedeniyle gen‘zamanýn geçtiði’ soru verildi. Baþbakan, “Ermeni yanýlgýsýna düþemeselesini tarihçilere riz” tezine inat... býrakalým” dedi. Yunanistan Baþbakaný Karamanlis, “Kýbrýs'ýn geleceðine ancak Kýbrýslýlar karar verebilir” dedi. Denktaþ, “Baðýmsýzlýðýmýz elden gidiyor” dedi. Sophia Loren onur konuðu olarak Türkiye'ye geldi. Öðretmenlerin açlýk sýnýrýnýn altýnda yaþadýðý açýklandý. 7 bin köy yolu kardan kapandý. Karadeniz'de selden 36 kiþi öldü. Eurovision'da madara olduk. Dünya Kupasý'na gidemedik. Sean Connery, Ýstanbul'a geldi. Trafik kazalarýnda ölenlerin sayýsý, bir önceki yýla göre yüzde 5 arttý. Kaçak gecekondu sayýsýnýn, yasal ev sayýsýndan kat kat fazla olduðu açýklandý. SSK iflas etti, hastane kuyruklarý içler acýsý.. Düðünde havaya ateþ açmanýn son kurbaný, 2 yaþýndaki kýz çocuðu oldu. 30 yeni imam hatip lisesi açýldý. MGK, “Ýrticanýn arttýðýný” açýkladý. Adana'da Atatürk büstü balyozlu saldýrýya uðradý. Cumhurbaþkaný, imam hatip mezunlarýnýn üniversiteye girebilmesini öngören yasayý veto etti. Genelkurmay Baþkaný'nýn görev süresinin bir yýl uzatýlmasý tartýþýldý. Emekli Kuvvet Komutaný rüþvetten hâkim önüne çýktý. Milletvekili maaþlarýna zam yapýlmasý TBMM'de kabul edildi. Baþbakan “Eninde sonunda Avrupa kulübünün üyesi olacaðýz” dedi. ABD Türkiye'ye yeni kredi verdi. vesaire... vesaire... Yapý Kredi Yayýnlarý’ndan çýkan Cumhuriyet Ansiklopedisi’nin 3. ciltinde 1975 yýlýnýn izdüþümleri bunlar. Aradam tam 30 yýl geçmiþ. 30 yýl ‘eski’tmiþsiz. Oysa hepsi ‘yeni’ yaþandý, yaþanýyor. (u)mutlu yýllar... H kesimhanelerde kesilmesinin tertip ve düzen, saðlýk ve hijyen ile yasallýðý açýsýndan çok önemli olduðunu belirten Devlet Sekreterý Emir Kýr, bu projenin baþarýsýnýn, projenin iyi duyurulmasýna baðlý olduðunu söyledi. Müslüman Temsilciler Üst Kurumu Baþkaný Coþkun Beyazgül ise, Brüksel Bölgesi'nde yýllýk 15 bin ile 17 bin kurbanýn kesildiðini, 6750 adet koyunun kesimine olanak saðlayan Brüksel Bölgesi, Schaerbeek ve Molenbeek kesimhanelerin yetersiz olduðunu ama yine de bu adýmýn önemli olduðunu vurguladý. - Kesimhane Adresi: Chaussée de Vilvorde (Vilvoordessesteenweg) 15, 1020 Bruxelles/Brussel - Kurban satýnalma ve kesimi için randevu, ücretsiz olan 0800 21 890 nolu yeþil hattan yapýlabilir. ifade etti. Brüksel’in son ‘seçilmiþi’ Süleyman Özdemir, “Kýsa sayýlabilecek bir süre için de olsa içinden çýktýðým topluma hizmet etme olanaðý bulunduðum için sevinçliyim. 2001 yýlýnda bana oy verenlerin sorumluluðunu omuzlarýmda hissediyorum. Partim Ecolo, Schaerbeek Belediyesi’nin büyük ortaðý. Entegrasyondan sorumlu encümenin Ecolo’dan olmasý, Türk toplumunun eðitimine, iþsizlik, suç iþleme ve bunun gibi uyuma dönük sorunlarýn çözülmesine katkýda bulunmamýz için bir fýrsat” dedi. En Büyük Belçikalý: Brel ve Damiaan Tüm zamanlarýn ‘En Büyük Belçikalý’sý seçildi. Valonlarýn En Büyük Belçikalýsý þarkýcý Jaques Brel, Flamanlarýn ise Rahip Damiaan. arkýcý Jaques Brel’in ‘En Büyük Belçikalý’ seçen Frankofon Radyo Televizyon Kurumu RTBF seyircileri, ikinci olarak Kral Baudoin ve üçüncü olarak da Rahip Damiaan’ý tercih ettiler. Jacques Brel, 1929 yýlýnda doðmuþ ve dünyaca ünlü Belçikalý müzisyen. Özellikle gerçekçi þarký sözleri ile tanýnan müzisyen 30 yýl önce ölmesine raðmen hala unutulmadý. Flaman Radyo Televizyonu ‘één’ izleyicileri, Het Volk ve Het Nieuwsblad gazeteleri okurlarý Flamanlar ise ‘En Büyük Belçikalý’ olarak, Rahip Damiaan’ý seçtiler. Damiaan, Honolulu’da hayatýný cüzzamlý hastalara adayan bir rahip. 1840’da doðan Damiaan, 1889’da cüzzamdan öldü. Þ Sayfa 8.qxp 04.01.2006 08:47 Seite 1 Ocak 2006 SÝZbize 8 Speakers Avrupalý Türk Demokratlar Birliði’nden Emir Kýr’a destek Corner [email protected] Tek baþýna iyisin, birlikte en iyiyiz ýkrayý çoðunuz bilirsiniz; Melekler cehenneme dolaþmaya gelmiþ, baþ zebani gezdiriyor. Fokur fokur kaynayan kazanlarýn baþýndaki diðer zebaniler çýkmaya çalýþanlarý geri itekliyorlar. Ama bir kazanýn baþýnda zebani yok. Melekler þaþýrýp ' bu kazanýn baþýnda neden zebani olmadýðýný' soruyorlar. Baþ zebani, ‘diðer kazandakiler “sonra o da bize yardým eder ve biz de çýkarýz diye” kazandan çýkmaya çalýþana destek oluyor. Bu yüzden çýkmaya çalýþanlarý engellemek için baþlarýna zebani koyduk. Türklerin bulunduðu, baþýnda zebani olmayan kazanda ise kazandan dýþarý çýkmaya çalýþaný zaten diðer Türkler aþaðý çektiklerinden zebaniye gerek yok' diye yanýt veriyor. Zebanisiz kazan fýkYa bir Fransýz rasý tarihe karýþýyor, Büyükelçinin Türkler için yaptýFransýz elçisinin yanýlðý tespiti duydudýðý ortaya çýkýyor; nuz mu? Bakýn ne Binfikir “tek baþýna demiþ “Siz Türkler 100 kiþi otursanýz zaten iyi olanlarý” yýllarca bir fikir biraraya getirip, “en üretemezsiniz ama içinizden biiyiyi” üretiyor. risi bir fikir bildirHalkýmýz da bu olumlu se, 99’unuz buörneðe sahip çýkýyor. nun üzerine hücum eder, olmazlarý tartýþýrsýnýz” Bir fikir üretmekte zorlandýðý söylenen toplumun bireyleri olarak bizler Binfikir üretmeyi denedik, fena da olmadý. Binfikir ekibinin baþarýsý þu iki tümcede gizli; “Hiç kimse birinci adam deðil, hepimiz ikinci adamýz” ve “Tek baþýna iyisin, birlikte en iyiyiz”. Birinci tümcede tek kiþilik gösteri devrinin kapandýðý, hiç kimsenin vazgeçilmez ve yeri doldurulamaz olmadýðý vurgulanýrken, ikincisinde ekip çalýþmasýnýn önemi anlatýlýyor. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” ve “Birlikten kuvvet doðar” gibi atasözlerimizi iyi özümseseydik, ekip çalýþmasýnýn önemini vurgulamak için bu Amerika çýkýþlý pazarlama sloganlarýna gereksinim olmazdý. “Nerede çokluk, orada bokluk” sözü gibi ekip çalýþmasýný baltalayan vurgular daha fazla ilgi görüyor her nedense. Örgütlenmeye olumsuz bakýþýmýzda da zaten bunun payý var. Derneklerde, siyaset ve iþ dünyasýnda birazcýk ileri çýkan bir arkadaþýmýzýn diðer Türkler tarafýndan hemen aþaðýya çekilmeye çalýþýlmasý bana hep zebanisiz kazaný anýmsatýr. Türkler çok büyük þirketlerde çok önemli görevleri yüzlerinin akýyla baþarýyorlar. Belçikalýlarla ve diðer uluslardan insanlarla uyumlu bir ekip çalýþmasý gerçekleþtiren insanlarýmýzýn, kendi yurttaþlarýyla birlikte baþarýlý ekip çalýþmalarýna imza atamamasýný ya da mümkün olduðunca Türklerden kaçmasýný aklým almýyor. Bu baðlamda Binfikir deneyini sýradýþý ve olumlu bir örnek oluþturuyor. Siyasette, iþ dünyasýnda, kýsacasý toplumsal yaþamýn her alanýnda Binfikir örnekleri çoðalacak. Amarikalýlarýn sloganlarýna artýk gerek kalmayacak! F u bildiri Baþkent Brüksel Bölgesinin Kent Temizliði ve Tarihi Eserlerden sorumlu Devlet Bakaný Sn. Emir KIR çevresinde oluþturulan tartýþmalara iliþkin, Avrupalý Türk Demokratlar Birliði (UETD)’nin açýklamasýdýr. B Biz, Sn. Emir KIR’ýn bu ülkenin vatandaþý olmaktan doðan düþünce edinme ve bu düþünceyi açýklama hakkýný saygýyla karþýlarken, onun düþüncelerine yapýlan eleþtirileri de bir düþünce hürriyeti kapsamýnda görmek isteriz. Ayrýca KIR / Köksal – Pierre-Yves Lambert davasýndaki kararý saygýyla gözönünde tutuyoruz. Ancak bizi rahatsýz eden durum, siyasi bir þahsiyet olan Sn. Emir KIR’ýn görev alaný dýþýndaki düþüncelerinden dolayý siyasi çalýþmalarý ve baþarýlarýnýn gözardý edilmesi ve daha ileri olarak karalanmasýdýr. Þu anda Brüksel Hükümetinde çalýþmalarý konusunda bir deðerlendirme yapýlsaydý Sn. Emir KIR baþarý yönünden ön plana çýkardý. Durum bu iken, Sn. Emir KIR’ýn kamu imajýnýn Türk aslýna odaklanarak etnikleþtirilmesi, siyasi yeteneklerini ve baþarýlarýný gölgede býrakmaktadýr. Devlet Bakaný’nýn tarihi ilgilendiren bir konu hakkýnda, düþünce açýklamaya zorlanmasý zaten tartýþmanýn siyasi deðerini yitirdiðine iþaret etmektedir. Biz, Sn. KIR’ýn siyasi çalýþmalarýný þimdiye kadar olduðu gibi bundan sonra da baþarýyla sürdürmesini istiyoruz. Görev alaný içerisinde olarak Kurban bayramýna iliþkin almýþ olduðu olumlu kararlardan dolayý da kendisini takdirle karþýlýyoruz. Devlet Bakanlýðýyla alakasý olmayan tartýþmalara sürüklenmesinin anlamsýzlýðýna inanýyoruz. Bu sebeple de Brüksel’de yaþayan herkes için yararlý olan çalýþmalarýný sürdürmesini bekliyor, ve bu anlamdaki desteðimizi sunuyoruz. Bu tartýþmalarýn içine sürüklenmek istenen kamuoyunu da sükunete çaðrýyoruz. ÝKÝ IRMAK Hiç yaþanmamýþ bir yaz Ve uzun sürmüþ bir güzsün Ki çalarsýn "gümüþ gül" rumuzuyla "Anýlara kapalý" kapýsýný sevdanýn Ben bir ýrmaðým Sabýrlý, atak Ýzini sürerim antik aþklarýn Akdenizli duyarlýðýnda Berrak. Sen de bir ýrmaksýn Cömert yaðmurlar Ve kaygýsýz kentler boyu Gergefinde dokunur Yýldýzsýz bir gökyüzü Sakin, rahat. Ben bir ýrmaðým Bir yaným yayladýr; buz baðlar Bir yaným bozkýr, sarý sýcak Bundandýr amentüm Karýþýp kaynaþýp bir olmak. Sen de bir ýrmaksýn Ne Flaman yeþili gözlerinde Yoklar, yoksulluklar yangýný, Ne de yitirip bulmalarýn mutluluðu. Bundandýr sözlüðünde "Ben" olarak açýklanýr aþk. Ben bir ýrmaðým Kim bilir kaç kez dönmüþümdür Yüz geri daðlardan Biraz kýrýk, biraz hýrçýn Biriktirip kendimi Dökülürüm uçurumlarýna mutlak. Hamdi Topçu Ýsmail Doðan Sayfa 9.qxp 04.01.2006 08:54 Seite 1 Ocak 2006 SÝZbize 9 ‘Eski refah kalmadý’ Brüksel-Laken’da yaþayan vatandaþlarýmýz 2005 yýlýna ait düþüncelerini ve yeni yýla iliþkin beklentilerini muhabirimiz Ece Ayaydýn’a anlattý [email protected] 2005 senesi maddi ve manevi olarak 39-Uydu anten satýcýsý güzel bir yýldý. Bu iþe yeni baþlamama raðmen zararsýz bir þekilde 2005’i bitiriyoruz. Ama vatandaþýn alým gücünün her geçen gün düþtüðünü görmemek de mümkün deðil. Euro’ya geçiþ bütün sektörleri olumsuz etkiledi. 2006’ya daha iyi iþ imkanlarý yaratmak, kendi hayallerimi gerçekleþtirmek umuduyla giriyorum. Belçika’daki ve Türkiye’deki politikacýlarýmýzdan, buradaki vatandaþlarýn ekonomik durumlarýný iyileþtirmek için daha çok çalýþmalarýný istiyorum. Saðlýk, mutluluk, saygý bizlerle olsun. Ertan Öz Baki Türk 50 - Züccaciyeci Artýk eski refah kalmadý, Avrupa’da bence. 75-80’lerde böyle deðildi. Her þey çok deðiþti. Zaman geçtikçe daha da kötüleþeceðini düþünüyorum. Kiralar çok yüksek. Halkta alým gücü olmadýðýndan para harcayamýyor. Devletin bizlere, esnafa destek olmasý lazým. Ben 30 senedir ticaretle uðraþýyorum. O nedenle, yine de iyi kötü bir iþ ala- 2005 yýlý güzeldi ama 2006’dan 30 - Ýþsiz tabii ki daha fazla þeyler bekliyorum. 2005 yýlýnda iþsizdim ama bence zaten bir iþte çalýþsam, iþsizlik maaþýmdan daha az kazanacaðým. O yüzden bir þikayetim yok. Ben burada yalnýz yaþýyorum, bakmam gereken insanlar yok. Ailesi olanlara bu para hiç yetmiyor. Tabii bir yandan da bunun zararlarý da var bize. Çalýþmaya teþvik eden bir sebep yok. Bu yüzden 2006’da kendi iþimi açmayý istiyorum. O zaman, kazancým daha iyi olur. Eðer 2006’da iþyerimi açamazsam Türkiye’ye geri dönmeyi istiyorum. Aslýnda buradan çok memnunum. Buranýn ekmeðini yiyorum ve bugüne kadar hiçbir zorluk yaþamadým burada ama ülkemi özlüyorum. Zekeriya Karakuþ Ýnsanlarla iç içe Fatih Çallý çok güzel bir 23 - Kahvehane sahibi sene geçirdim. Altý sene oldu kahvemi açalý. 2006’dan iyi bir gelecek, güzel bir hayat bekliyorum. 2005’te kimi arkadaþlarýmýzýn yaþadýðý maddi sorunlarýn çözülmesini istiyorum. Euro’ya geçiþten sonra olan deðiþiklik herkesin hayatýný etkiledi. Bizim iþimizi de etkiledi. Eskiden insanlar haftada yüz Euro harcarken, artýk otuz, kýrk euro harcayabiliyorlar. Umarým yeni yýl maddi ve manevi anlamda güzel günleri bize getirir. Herkese iyi yýllar... ným var ama yeni çalýþmaya baþlayanlar için iþ sahasý yok. Kaçak iþçiler çok fazla, iþ bulmak mümkün deðil. Devletin 2006’da ilk olarak bunu engellemesi lazým ki, iþ sahalarý açýlsýn. Ýlerisi için tek bir dileðim var o da inþallah Türkiye AB’ye giremez de onlar da orada bizim gibi yanmazlar. Biz de beþ altý sene sonra ülkemize geri dönüp kemer sýkmaktan kurtuluruz. Çünkü borç harç, idare ediyoruz sadece. Derviþ Güçlü 37 - Manav 2005, maddi manevi güzel bir seneydi. Eðer çalýþýp gayret edersen, her zaman para kazanýlýr. Önemli olan çoluðumun çocuðumun saðlýðý, mutluluðu. 2006’dan kendim için beklentilerim elbette var ama benim asýl dileðim buradaki Türk milleti için. Ýnþallah 2006’da daha çok çalýþýp kahvehanelerden kurtuluruz. Buradaki Türklerin yaklaþýk yüzde onu çalýþýyor. Biz buraya çalýþmaya, baþarýlý olmaya geldik. Bunu hiçbirimizin unutmamasý lazým. Birbirimize iþ konusunda destek olmalýyýz ki hepimiz büyüyelim. Herkesin yeni yýlýný kutlarým. Ece Ayaydýn Yýlbaþý primi u dönemlerde bana en çok sorulan soru, yýlbaþý primi ile ilgilidir. Öncelikle yýlbaþý primi, yýllýk izin parasý ile ayný mevzuatlara baðlý deðildir. Yani izin parasý mecburidir fakat yýlbaþý primi deðildir. Belçika Ýþ Kanunu’nda “yýlbaþý primi ödenmelidir” diye bir madde yoktur. Ama yine de çoðu iþveren, bu primi ödemek zorundadýr. Bir iþçi yýlbaþý primini alabilmek için aþaðýdaki maddelerden birini kaynak ve delil olarak kullanabilir: - Toplu Ýþ Sözleþmesi’nde Birçok sektörde (T.Ý.S.) öngürülmüþ ise, yýlbaþý priminin - Ýþ sözleþmesinde öngörülmüþ ise, ödenip öden- Çalýþtýðý iþyerinin iþ kuralmemesi, o seklarýný açýklayan metninde öngörülmüþ ise, törün T.Ý.S. - Ýþ yerindeki devamlý anlaþmalarýnuygulan kural olarak yani yýlda belirtilmiþtir. larca alýþýlagelmiþ olarak ödeniyor ise. Birçok sektörde yýlbaþý priminin ödenip ödenmemesi, o sektörün T.Ý.S. anlaþmalarýnda belirtilmiþtir. Her hangi bir T.Ý.S.’nde yýlbaþý primi öngörülmemiþ ise, iþveren ile iþçi arasýnda imzalanan iþ sözleþmesinde öngürülmüþ olabilir. Bu yazýlý ve sözlü iþ anlaþmasýný kapsar. Lakin sözlü anlaþmalarda iþveren tarafýndan ödenmesine söz verilip de, ödenmediði taktirde, iþverenin vermiþ olduðu sözü tescil eden, bir þahit gösterilmesi gerekiyor. Yýlbaþý primi iþyerinde geçerli olan iþ kurallarýný açýklayan metinde öngürülmüþ olabilir. Bu hususta Ýþ Kanunu açýsýndan herhangi bir sorun teþkil etmiyor, çünkü iþveren bu iþ kurallarýný açýklayan metne uymak zorundadýr. Herhangi bir iþ yerinde alýþýlagelmiþ bir uygulama olarak, her yýl sonunda sürekli olarak yýlbaþý primi ödeniyor ve tüm iþçileri kapsýyor ise, bu kazanýlmýþ hak mevzuatýna girer ve ödenmediði takdirde, iþçi veya memur bunu delil olarak kullanabilir ve hak talep edebilir. B Ýnterim (Ýþ Bulmada Aracý Kuruluþ) bürosu aracýlýðý ile çalýþanlarýn yýlbaþý primi Ýnterim bürosu aracýlýðý ile çalýþanlarýn yýlbaþý primini hak edebilmesi için 01/04/2004 tarihi ile 31/03/2005 arasýnda en az günde 3 saat olmak üzere 65 iþgünü çalýþmýþ olmasý gerekiyor. Bu yýlbaþý primi brüt kazancýn % 8’idir. Bu prim genelde ocak ayýnda ödenir. Ýnterim bürosu aracýlýðý ile çalýþanlarýn, bu primi alabilmek için kendilerinin herhangi bir inisiyatifte bulunmasýna gerek yoktur. Ýnterim bürolarýnýn baðlý olduðu Sosyal Fon, bu çalýþanýn yýlbaþý primini hak edip etmediðini hesaplar ve gereken ödeme belgesini gönderir. Ýþçi ya da memur, kendisinin çalýþmýþ olduðu günleri not ederek, hak edip etmediðini kendisi de tespit eder ve herhangi bir ödeme belgesi gelmediði taktirde, yukarýda adý geçen Sosyal Fon’a veya sendikasýna þikayette bulunabilir. Söz konusu olan 65 iþ gününün, tek bir interim bürosuna ait olma þartý aranmaz. 65 iþ günü deðiþik interimler aracýlýðýyla 01/04/2004 – 31/03/2005 tarihleri arasýnda çalýþýlmýþ olabilir. 2006 yýlýnýn saðlýklý geçmesini dilerim... Sayfa 10.qxp 04.01.2006 08:24 Seite 1 Ocak 2006 GÜNDEM 10 Þomaj / Dop’a veda... Ýþsizler son olarak Aralýk ayýnda ‘þomaj-dop’ bastýlar. Belçika’da 1936 yýlýndan beri iþsizlerin her ay iki defa baðlý bulunduklarý belediyeye giderek iþsizlik kartlarýna mühür bastýrmalarý tarihe karýþtý… Fikret Aydemir elçika Ýþ ve Ýþçi Bulma Kurumu’nun yeni uygulamasý çerçevesinde, iþsizlerin her ay iki defa iþsizlik kartlarýna mühür bastýrmalarý (þomaj-dop) geçtiðimiz yýl Aralýk ayýndan itibaren tarihe karþtý. Ýþsizler 5 Aralýk günü son kez þomaj-dop bürosuna giderek, mühür bastýlar. Ayda bir kez mühür bastýran malulen emekliler ya da 20 yýldan daha uzun süre çalýþmýþ olan iþsizler ise 15 Aralýk 2005 tarihinde son defa mühür bastýlar. Yeni uygulama ile Avrupa’da son ülke olan Belçika da iþsizlerin mühür basmalarýný kaldýrmýþ oldu. Sendikalar, B yeni uygulamadan memnun olduklarýný açýklarden, Hristiyan Sendikalar Birliði, yeni uygulamanýn iþsizleri daha da yalnýzlýða itebileceðine dikkat çekti. Sosyalist Sendikalar Konfederasyonu (FGTB/ABVV) yeni düzenlemenin nasýl iþleyeceði, iþsizlerin iþ bulmalarý konusunda soru iþaretlerinin ortadan kalkmadýðýný ve sendikalarýn iþsizlerle daha yakýndan ilgilenmeleri gerektiðini duyurdu. Yeni yýl ile birlikte baþlayan yeni uygulamaya göre iþsizler, kartlarýný doldurmaya devam edecek. Ancak, bu kartlara mühür bastýrmaksýzýn ay sonunda sendikalarýna vermeye devam edecek. Þomaj/Dop’un tarihçesi 1936: Her iþsiz her gün Ýþ ve Ýþçi Bulma Kurumu’na giderek kartýna ‘mühür bastýrmak’la yükümlü kýlýndý. 1975: Geçici iþsizler ve malulen emekliler her gün ‘mühür bastýrmak’tan muhaf tutulmaya baþlandý. 1980: Eðitimini devam ettirmek isteyen ve geçerli sosyal ve ailevi gerekçeleri olan kiþilere de günlük mühür bastýrmama serbestliði verildi. 1991: Her gün mühür bastýrmak uygulamasý kaldýrýlarak, ayda sadece iki defa mühür bastýrýlma uygulamasýna geçildi. 2006: Halk dilinde Þomaj / Dop denilen ‘mühür bastýrmak’ uygulamasý kaldýrýldý. TÖSED’e yeni baþkan Haber Merkezi ýsa adý ´TÖSED´ olan Türk Özel Sektör Dostluk Derneði´nin olaðan genel kurul toplantýsýnda baþkanlýða Pelin Erbil seçildi. Yeni baþkan Pelin Erbil, Binfikir’e yaptýðý özel açýklamada, TÖSED’in amaçlarý arasýnda bulunan üyeler arasýndaki dostluðun geliþtirilmesi için özel gayret göstereceklerini söyledi. TÖSED’i Belçika makamlarýnýn Türklerle ilgili çalýþmalarýnda baþvuracaðý bir dernek olarak ön plana çýkarmayý hedeflediklerini söylerken önümüzdeki günlerde duyuracaklarý “TÖSED Fikir Kulübü”nden de bahsetti. Þu anda bir alt grupla çalýþmasýna baþlanan TÖSED Fikir Kulübü projesi ile önceden belirledikleri konular hakkýnda tartýþma gruplarý oluþturu- K rulacak. Bu gruplar daha önceden uzmanlar tarafýndan konu hakkýnda bilgilendirilerek tartýþmalarýn doðru verilerle yapýlmasýna zemin hazýrlanacak. Sayfa 11.qxp 04.01.2006 08:58 Seite 1 Ocak 2006 GÜNDEM 11 Ö zellikle 3 Ekim 2005’te müzakerelere baþlama yönünde alýnan kararla teknik anlamda belli bir temele oturan Avrupa Birliði – Türkiye iliþkileri siyasi açýdan gerekli olgunluða ulaþmakta zorlanýyor. 40 yýldan fazla süredir birbirleriyle iliþki halinde olmalarýna karþýn her iki tarafýn yetkilileri bazen akýl sýnýrlarýný zorlar giriþimlere imza atýyorlar. Bazen inatlaþma izlenimi veren misillemelerin giderek artmasý 2006’ya yönelik beklentilerin de düþmesine neden oluyor. Türkiye’nin müzakerelerde ilerlemesinin en önemli unsurlarýndan birini oluþturan teknik süreç daha esasa geçilememiþ olmasýna karþýn bir kenara itilmiþ durumda. Süreci çok yakýndan izleyenler dýþýnda müzakere sürecinde ne aþamada olunduðu, iþlerin yolunda olup olmadýðýyla kimse ilgilenmiyor. Aslýnda bunu çok da yadýrgamamak gerek çünkü Ankara-Brüksel hattý siyasi þovlarla, diplomatik gerginlikler ve entellektüel kývýrmalarla beslenmediði takdirde süreç nefes almakta zorlanýyor. Bu iliþki maalesef normal bir sürece alýþýk deðil. Korkarým kafalar deðiþmedikçe de daha uzun bir süre bu itiþ kakýþ dozu yüksek manzarayý seyretmek durumunda kalacaðýz. Son gerginlik unsurunu hepimiz [email protected] Ýtiþ kakýþsýz olmuyor Ankara-Brüksel hattý siyasi þovlarla, diplomatik gerginlikler ve entellektüel kývýrmalarla beslenmediði taktirde süreç nefes almakta zorlanýyor. biliyoruz. Orhan Pamuk davasý dillerden düþmüyor, karþýlýklý yanlýþlar birbirini izliyor ve gelinen aþamada Türkiye – AB iliþkileri sadece bu davadan ibaretmiþ izlenimi yaratýlýyor. Bu izlenimin yaratýlmasýnda her iki kanadýn da büyük yanlýþlarý var. Her þeyden önce AB’nin destek konusunu abarttýðýnýn altýný çizmek gerek. Brüksel, “destek” baþlýðý altýnda yaptýklarýnýn dava sürecini ters yönde etkileyeceðini göremedi ya da görmek istemedi. Davanýn hemen öncesinde AB Komisyonu’nun geniþlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in yaptýðý “Yargýlanan Pamuk deðil Türkiye” sözleri yenilir yutulur cinsten deðildi. Haddini aþan bu sözlerin AB süreci açý- sýndan yarattýðý olumsuz etki de ortada. Avrupa Parlamentosu’nun da biri resmi diðeri gayrýresmi iki heyetle davayý izlemeye kalkmasý abartýnýn sýnýrlarýný geniþleten bir etki yarattý. Tabii bu süreçte Türkiye de hatalara imza attý. Hükümetten davaya yönelik olarak yapýlan tansiyonu yükseltici açýklamalar, dava için gerekli güvenlik önleminin alýnmamasý, dava sürecinin “AB’ciler ve ulusalcýlar” kavgasýna dönüþtürülmesi ilk akla gelen “aþýrýlýklar”. Türkiye açýsýndan gerçekten zorlu geçecek bir yýlla karþý karþýyayýz. Bu iliþkinin normal sürecinde ve kavgasýz, gürültüsüz iþlemesi isteniyorsa her iki taraf da biraz silkinip kendine gelmeli. 2006’da Ankara’nýn, tepeden bakmayý seven, çoðu zaman þýmarýk ve provokatif davranan AB’nin kýþkýrtmalarýna kriz yönetimine uygun tepkilerle karþýlýk verebilmesi büyük önem taþýyacak. 2005 bu açýdan iyi bir sýnavýn verildiði bir yýl olarak anýmsanmayacak. Son aylarda AKP hükümetinin söylem ve uygulamalarýndaki farklýlaþma da bir yandan 2006 için umutlarýn azalmasýna diðer yandan da Türkiye’nin Brüksel’le iliþkiler açýsýndan göstereceði performansýn üzerinde þüphe bulutlarýnýn yoðunlaþmasýna neden oluyor. Yeni yýl yeni düzenlemelerle geldi Ýþyerlerinde sigara yasaðý baþlarken, iþsizler iþsizlik bürolarýna gidip mühür basmak zorunda kalmayacaklar. Otomobillerin plakalarý da artýk bedava alýnabilecek. Serpil Aygün eni yýl ile birlikte bazý düzenlemeler de yürürlüðe giriyor. Bunlardan en önemlisi Ocak’tan itibaren þirketlerde sigara yasaðýnýn baþlamasý kuþkusuz. Bu uygulamaya göre iþyerlerinde sadece belirlenen sigara içme yerlerinde sigara içilebilecek. Otomobillerin plakalarý da artýk bedava alýnabilecek. Daha önce de haber yaptýðýmýz gibi yeni yýlda iþsizler iþsizlik bürolarýna didip mühür basmak zorunda kalmayacaklar. Ýþsizler iþsizlik belgelerini kendileri evlerinde doldurabilecekler. Y 2006’ya sakin girdik 2005 yýlýný 2006’a baðlayan gece baþkent Brüksel ve diðer kentlerde havai fiþek gösterileri yapýldý. Ýnsanlar kent merkezlerindeki caddeleri doldurdular. Belçika’da lokantalarýn çoðu ilgisizlik nedeniyle açýlmadý. Diðer taraftan cep telefonu þirketleri rekor sayýda kýsa mesaj gönderilmesi nedeniyle çok iyi iþ yaptýlar. Belçikalýlar ‘PTT’ oldu Belçikalýlar yýlbaþýnda PTT (Pijama, Terlik, Televizyon) olmayý tercih etti. Brüksel’deki her iki restorandan biri müþterilerin ilgi göstermemesi yüzünden kapalý kaldý. Ayný eðilim Belçika’nýn diðer büyük kentlerinde de gözlemlendi. Belçikalýlar evlerinde yeni yýl partileri düzenlemeyi tercih ettiler. Belçikalýlarýn bir kýsmý yemeklerini kendileri piþirmeyip yemek daðýtým þirketlerinden yararlandýlar ya da "rent-a-cook" yöntemiyle aþçý kiraladýlar. 32 milyon kýsa mesaj Bu yýl da Belçikalýlarýn çoðu birbirlerinin yeni yýllarýný kýsa mesaj göndererek kutladýlar. Toplam 32 milyon kýsa mesajýn geçildiði Belçika’da Proximus saat 20.00 ile 08.00 arasýnda 18 milyon kýsa mesaj gönderildiðini açýkladý. (Bu geçen yýla göre yüzde 2 – 3 oranýnda bir artýþ demek) BASE ise yüzde 25’lik bir artýþla 6 milyon kýsa mesaj gönderildiðini açýkladý. Mobistar ise yüzde 10’luk bir artýþla 8 milyon rakamýna ulaþtý. The Responsible Young Drivers (RYD) 1.800 kiþiyi eðlence yerinden evine taþýdý. “Eðlenceye katýlanlardan önceden belirlenen birinin alkollü içki içmeyip þoförlük yaptýðý” BOB uygulamasýnýn da yoðun ilgi gördüðü belirtildi. Taksiler için de yoðun bir gece yaþandý. Taksiciler 100 bin sefer yaptýlar. Toplu taþýma þirketleri de ücretsiz hizmet verdi. Belçika gündemi her an elinizin altýnda www.binfikir.be Sayfa 12.qxp 04.01.2006 09:04 Seite 1 12 SÖYLEÞTÝK Ocak 2006 Uyum bakanýndan ÝTÝRAF Fotoðraflar: Ece Ayaydýn “Uygulanan entegrasyon politikasý baþarýsýz olmuþtur. Ýstatistiklere baktýðýmýzda, fiyaskoyu görüyoruz. Bu hepimizin ayýbý...” Fethi Gümüþ laman Liberal Parti (VLD)’li Marino Keulen, Flaman Hükümeti’nde içiþleri yönetimi, büyükþehir yönetimi, ikamet ve “inburgering” gibi Türkçe’ye tercümesi zor alanlardan sorumlu Bakan. Bizi en çok ilgilendiren sorumluluðu (aksilik iþte) en son saydýðým alan. Tercüme ve açýklamasý söyleþide açýða kavuþacak. Kapýdan girer girmez, genç (1963 doðumlu) Bakan’ýn ayaða kalkýp bizi güler yüzle ve enerjik þekilde karþýlamasý, ayrýca ikimizin de Limburg’dan hemþehri olmamýz hemen buzlarý eritti. F B u þöyleþiyi sonra Türkçe’ye tercüme edeceðim ama Türkçe’de “inburgering” kelimesine, karþýlýk bulmakta zorlanýyorum. Bu kavramý açýklarsanýz, çeviriye epey yardým etmiþ olursunuz. Bence “inburgering” kelimesi, burada yaþayan “azýnlýklarýn entegrasyonu” kavramýyla eþ anlamlýdýr. Aslýnda ülkemizde “yurttaþlaþmalarýný”, onlarýn da burada kendilerini bir “vatandaþ” olarak görmelerini amaçlayan bir kavram. Þimdiye kadar uygulanan entegrasyon politikasý baþarýsýz olmuþtur. Ýstatistiklere baktýðýmýzda, fiyaskoyu görüyoruz. Meslek eðitiminde yabancý öðrenci sayýsýnýn yüksekliðine karþýlýk, yüksek öðrenimde sayýlarýnýn azlýðý gibi verilere bakýldýðýnda, entegrasyon politikasýnýn baþarýsýzlýðý net bir þekilde gözüküyor. Hala istatistiklerde neleri görüyoruz? Din dersi öðretmenlerinin yanýsýra neredeyse hiç yabancý uyruklu öðretmenimiz yok, yabancýlarýn iþsizlik oraný yerlilerin 4 veya 5 katý. Yurtdýþýndan gelen bir kaç konuk profesörün dýþýnda, üniversitelerde öðretim üyeleri, yok denecek kadar az. Özel sektörde idari boyutta üst kadrolar gibi önemli yerler, beyazlarla dolu, hiç renklilik yok. 40 yýl göçten sonra istatistiklerimiz bunlarý gösteriyorsa, entegrasyon baþarýsýz, demekten baþka ne diyebiliriz ki? Bu hepimizin ayýbý ve ... Þ u ana kadar uygulanan entegrasyon politikalarýný baþarýsýz buluyorsunuz. “Yurttaþlaþma” politikasýnýn hangi özelliðine güvenerek, daha baþa rýlý olacaðýna inanýyorsunuz? Þu ana kadar söyledikleriniz bana “eski tas eski hamam” izlenimi verdi. Çünkü eski “yurttaþlaþma” konseptinde göçmenlerin pasif, edilgen deðil, yaþadýklarý toplumla bütünleþmeleri için daha aktif olmalarý teþvik ediliyor. Ýþ bulmakta daha baþarýlý olmalarýný saðlamak, gençlerin eðitimde daha iyi diplomalar almalarýný hedeflemek için daha aktif inisiyatifleri teþvik etmeli. Daha katýlýmcý olmalarý için, ülkemizde geçerli olan bazý köklü deðerlerimizin, ilkelerimizin olduðunu ve bu ilkelerden doðan bir takým temel kurallarýn bilinmesi önemlidir. Kurallar sadece yabancýlar için deðil, kuþaklardýr burada yaþayan herkes için geçerli. Kimliklerini rahatça yaþayabilmeleri, bu ülkede olan temel prensip ve kurallara raðmen deðil, o kurallarýn sayesinde ancak mümkündür. Farklý kimlikler toplumumuzun özrü deðil, zenginliðidir. Bu ancak düzenimizin bazý temel prensiplerine saygýlý olmakla yaþanýr. Ýnsanlarýn siyasi düþünceleri, inançlarý, hangi kitaplarý okuduklarý, neyi sevip sevmedikleri, temel özgürlükleridir ve beni hiç ilgilendirmez. Batý gitgide renkleniyor ve daha da renklenecek, bu gerçeði artýk hepimizin benimsemesi gerekir. Göçmenleri, “40 yýl boyunca, bizi sadece iþe yarayan iþçiler olarak gördü ler. Yýllardýr bizlere dönüp bakmadýlar ve þimdi iþler kesat gidince, sanki suçlu bizmiþiz gibi, bizi sýký takibe alýyorlar ve nasýl yaþamamýz gerektiðini, belirlemeye çalýþýyorlar” sitemini anlayabiliyor musunuz? Buna benzer sitemleri ben de duyuyorum, evet. Ciddiye alýyorum, ama doðru bulmuyorum. Bu, olumsuz algýlamadan ve karþýlýklý önyargýdan doðuyor. Bu yanýlgýlarý önlemek için sürekli diyalog içinde bulunmamýz lazým. Bazýlarýnýn yaptýðý gibi karþýlýklý atýþmalar, ültimatomlar ve kýþkýrtma içeren mesajlarla bir çözüme gidemeyiz. Önyargýlarýmýzý, ancak açýk ve net fikir paylaþýmýyla ve birbirimize saygýlý diyalogla ortadan kaldýrabiliriz. Bazý uygulamalarý zorunlu kýlmalýyýz. Flaman bölgesine yaþamaya gelenler, geleceðini burada görenler, yeni yaþam ve ortamlarýnda baþarýlý olmak istiyorlarsa, burada konuþulan dili öðrenmek zorundalar. Ýþ bulmakta, eðitimde, yeni çevreyle saðlýklý paylaþým içinde sosyal iliþki kurmakta, önyargýlarý önlemekte, karþýlýklý saygýyý geliþtirmekte, dil her bakýmdan önemli. O halde dil öðrenmeyi zorunlu kýlmak niye yanlýþ olsun? Yeni uygulamamýzda ihtiyacý olan herkese “yurttaþlaþma” yolunda zorunlu bir yurttaþlýk-prosedürü var. Prosedür iki boyutlu: biri Flamanca öðrenmek, diðeri yaþadýklarý yeri daha yakýndan tanýmak için rehberlik; bu bölümde buraya yeni gelenlere hangi sorunlarý için hangi kurumlara gidebilecekleri gibi pratik bilgiler verilmekte. H azýrlanan yeni “yurttaþlaþma” yasasýnda benim anlamadýðým bir þey var. Yeni yasaya göre bunun maliyetinin bir bölümünün, kursu takip eden kiþi tarafýndan ödenmesi söz konusu. Hem zorunlu kýlýyorsunuz hem de zorunlu kýldýðýnýz kiþiden para istiyorsunuz. Nasýl olabilir bu? Zorunlu kýlýnan bölümler, yine ücretsiz kalacak. Ama yeni gelenlere prosedürün birkaç bölümü zorunlu olacak, birkaç bölümü de tavsiye edilecek. Tavsiye edilen kurslarýn maliyetinin bir bölümünü kursu takip eden karþýlasýn istiyoruz. Ama yeni yasa, hala tasarým aþamasýnda, aslýnda þu an kesin bir þey söylemem doðru olmaz, henüz Flaman Hükümetine sunulmadý, Hükümet’in önce tartýþmasý gerekiyor. 12 aydan fazla burada olup da hala iþsiz durumda olanlarý da tekrar aktive etmek istiyoruz. Þu an 40.000 eleman aranmakta. Bir süredir burada olup hala iþ bulamayanlarý tekrar Flamanca veya meslek kurslarýna yönlendirdiðimizde, açýk kalan iþlerin bir kýsmýný bu insanlar doldurabilir. Önemli ayrýcalýðý olanlar da var, örneðin cami imamlarý gibi yurtdýþýndan gelen dini eðitim üyeleri. Bunlar için özel Flamanca ve rehberlik kurslarý düzenleyeceðiz. Elbette din derslerinin veya vaazlarýnýn içeriðine karýþmayacaðýz, ama dini açýdan da önemli olan bazý yeni uygulamalardan haberdar olmalarýný yararlý buluyoruz. Aklýma gelen örnekler: Belçika’da eþcinsellerin evlenebilmeleri, doktorlarýn belirli koþullarda bir hastanýn hayatýna son verebilmeleri, bir kadýnýn çocuk aldýrabilme hakký. Bu uygulamalarla rahipler veya imamlar hemfikir olmayabilirler, hatta dini açýdan aykýrý da bulabilirler, ama ülkemizde bu tür bilgilere sahip olmalarý önemlidir. Fikir ve düþüncelerini kesinlikle kýsýtlamak istemiyoruz. Ülkemizin zenginliklerinden birisi fikrini ifade etme özgürlüðüdür, buraya gelenlerin bunu bilmeleri çok önemli. Sayfa 13.qxp 04.01.2006 09:14 Seite 1 13 Ocak 2006 S osyal konutlara yazýlanlarý Flamanca öðrenmeyi zorunlu tutacaksýnýz. Dil bilen lere öncelik mi verilecek ve bilmeyenlerin artýk sosyal konutlarda þansý olmayacak mý? Hayýr öyle deðil. Adý üstünde, “sosyal” konutlar. Bu bir dýþlama politikasý deðil, daha sosyal olmayý teþvik eden bir önlem. Sosyal evlere yazýlanlarýn Flamancalarý zayýf veya hiç yoksa, dili öðrenme niyetleri olup olmadýklarý sorulacak. Bilmelerini deðil, öðrenmeye niyetli olmalarýný bekliyoruz. “Niyetliyim” diyenler için sorun yok, Flamanca kursuna tabi tutulacaklar. Bir örnek: Anvers’te “Chicago binalarý” diye bilinen oldukça büyük sosyal konutlar bloðu var. Yüzlerce aile var, her biri dünyanýn baþka yerlerinden gelmiþler ve her türlü dil konuþuluyor, ama Flamanca konuþulmuyor. Kapý komþularýnýn birbirleriyle konuþup anlaþacak, sohbet edecek ortak bir dili yok. Anlaþmazlýklarýn büyük bir kýsmý Flamanca bilmemelerinden kaynaklanýyor. Anne babalar çocuklarýnýn tercümanlýðýyla, kavga ediyorlar veya ortak sorunlarýný çözmeye çalýþýyorlar. Flamanca bilmek, her derdin sihirli devasý deðil, biliyorum. Yaþadýðýn yerin dilini bilmek, birçok sorunlarý ortadan kaldýracak veya kolaylaþtýracaktýr. Antoine bana þöyle soruyor: “Mons bölgesinde yaþayan ve Kortrijk’te çalýþan bir çift, iþine daha yakýn olmak için o bölgeden bir sosyal konuta yazýldýðýnda, siz nasýl olur da Flamanca öðrenmelerini mecbur kýlarsýnýz?”. Yanýtým gayet net. Tabii onlar da Flamanca kursuna gidecekler. Beraber çalýþtýklarý iþ arkadaþlarý ve yeni evlerinde komþularý Flamanca konuþuyor. Flamanca öðrenmeleri her bakým- ve artýk parasal destek alma zamaný geldi. Bu konuda büyük bir risk alýyorum. Vlaams Belang (Flaman ýrkçý partisi) gibi partilerin öncülüðünde bana karþý protesto ve kampanyalarla dolu e-postalar geliyor. Ülkemizde diðer dini oluþumlara para veriliyor. Müslümanlara þu ana kadar bir kuruþ verilmedi. Federal Hükümet dini görevlilerin maaþýný ve emekliliðini ödüyor, Flaman Hükümeti ibadethanelerin inþaat masraflarýnýn %30’unu karþýlýyor, belediyeler ve vilayetler diðer çalýþma giderlerini ödüyor. Yeni uygulamada Ýslam dini ile devletin arasýndaki iliþkiyi normalleþtirmek istiyoruz. Gereðinden fazla birbirimizden kopuk yaþadýk. Ýslam dini tanýnmýþ ise para da almalý, bütçemizde 3.700.000 Euro ayrýldý. Bu para 6 din arasýnda paylaþtýrýlacak ve tarihimizde ilk defa Ýslam dini de para alacak. toplum örgütlenmelerin huzurlu ve beraber yaþamaya büyük katkýsý olduðunu tekrar hatýrlattý bize. Oluþabilecek gerginlikleri önlemekte mahalli ve bölgesel boyutta asayiþle ilgilenen polis görevlilerinin yaný sýra Faslý ve Türklerimizin yardým ve desteklerini ne kadar vurgulasam azdýr. Çýkarýlmasý gereken derslerden birisi, sokak ve semtlerde çocuklarýmýza ve gençlerimize yönelik faaliyetlerin, oyun alanlarýnýn ve derneklerin ne kadar deðerli ve önemli olduðudur. Sosyal aðlarýn, sosyal baðlar oluþturduðunu görebildik tekrar. Belçika’da yönetim halkýna çok yakýndýr, siyasi yönetimin vatandaþla mesafesi ne kadar az olursa, karþýlýklý anlayýþ o kadar geliþir. Sosyal iliþkilerimizi daha fazla geliþtirmemiz gerekir. Sosyal konutlarda olsun, zorunlu yurttaþlýk ve dil kurslarýnda olsun, ibadethanelere parasal destek te olsun, bütün çabalarýmýz daha iyi beraberlik içindir. Kurban bayramýna da deðinmek istiyorum. Önceki yýl geçerli olan uygulamalar aynen devam edecek. Bir de herkes ayný günde kesim yapmakta anlaþýrsa, güzel olur. Bu tarihi ben deðil YÝK belirleyecek. Ýslamda üstelik bir alternatif var. Kurban kesilmeli diye bir þart yok, isteyen kurban yerine zekat da verebilir. Hayýr kurumlarýna veya yoksul insanlara baðýþta bulunabilmek, bence güzel bir seçenek. Paris’in kenar semtleriyle buralar arasýnda kýyaslanamayacak kadar farklar var. Paris’in o bölgeleri sosyal anlamda terk edilmiþ çöller gibidir. Bir ders daha var: net kurallar koymaktan çekinmemek. Düzenli ve huzurlu yaþamda kurallarýn olmasý ve bilinmesi önemlidir. “S osyal uygulama” diye vurguluyorsunuz, ama diðer taraftan “bu ýrkçý bir uygulamadýr” diye haykýranlarýn baþýnda yer alanlar yaban cýlar deðil, saygýn Valon polititikacýlar. Neden ‘ýrkçýlýk’týr diye tepkiler geliyor peki? (Sorudan hoþlanmadýðýný gizlemeden) Ýnsanlarý dýþlamak, ayrým yapmak, temel hak olan ikamet ve konut haklarýndan mahrum býrakmak için Flamanca dili bir araç, bir bahane olarak kullanýlýrsa bu ýrkçý bir uygulama olurdu, evet. (yüksek sesle vurgulayarak) Ama asla bu uygulamanýn niyeti ayrýmcýlýk deðil ve olamaz da! Valon meslektaþým André dan kendilerine ve çevrelerine faydalý olacaktýr. Tekrarlýyorum, ayrýmcýlýðý deðil sosyal paylaþýmýn pekiþmesini hedefliyoruz. 1974’den bu yana Belçika’da 6 din tanýnmakta, ama ... Evet, ... ama bir tek Ýslam dini devletten para almýyor. Yeni Yüksek Ýslam Konseyi (YÝK) nihayet göreve baþladý S ayýn Bakan, Fas kökenli Milletvekili Anissa Temsamani’nin, Durex’in kamuoyu yoklamasýna göre yýlýn en seksi bayan siyasetçisi seçildiðini biliyor muydunuz? (Temkinli bir gülümsemeyle) Evet biliyorum, çünkü ben de “en seksi erkek politikacý” seçilmiþim. Bu konuda bir hayli soru ve tepki de aldým. Bu ünvan benim için hiçbir þey ifade etmiyor. En kötü politikacý seçilmekten daha iyi tabii. Yaklaþýk iki yýldýr bakaným, bu görevimin sonunda, sadece “en seksi bakan” olarak hatýrlanýrsam zoruma gider. Gülüp geçmeli böyle þeylere, hoþ ama önemsiz. C amilerden çýkalým. Dýþarýdaki sokaklar bir hayli sarsýldý, alevlendi bu yýl. Fransa’daki olaylara baktýðý nýzda, hangi dersler çýkardýðýnýzý söyleyebilirsiniz? Ne yalan söyleyeyim, buralara da sýçrar diye korktum. Bizim göçmen toplumumuzun ne kadar saðduyulu olduðunu tekrar gördük. Mahalli ve sivil T erörü anlamaya çalýþan uzmanlara göre, bombalý saldýrganlarýn %75’ten fazlasý Batý’ya göç eden insanlardan oluþuyor. Batý’da doðup büyüyen gençler bile, Batý’ya karþý kin besler hale geliyorlar. Yýllarca dýþlanmýþlýðýn doðurduðu sonuç: Batýnýn kendi yarattýðý intihar komandolarý. 3’üncü kuþaktan bir gencin bu ülkeden hala nefret edebilme sinin sebeplerine de deðinse niz? (Ýstemeyerek itiraf edercesine) Nereye gelmek istediðinizi biliyorum. Evet ülkemizde çirkin ýrkçýlýk da var ve bu dýþlamanýn birçok insaný ne kadar derinden yaraladýðýný gözardý edemeyiz. Yabancýlarýn uyum saðlamasýný beklerken ayný zamanda biz Flamanlar da kucaklarýmýzý daha fazla açmayý öðrenmeliyiz. Hep tek taraftan gayret ve çaba beklemekten vazgeçilmeli. Burada yetiþen, yüksek okulu baþarýyla bitiren gençlere de imkanlar ve fýrsatlar vermeliyiz. Yoksa sarfettikleri bütün gayretlerden sonra, doðan hayal kýrýklýðýnýn nefrete dönüþme tehlikesiyle karþý karþýya kalabiliriz. Önemli olan elinden geleni yapmaktýr, göçmenler elinden geleni yapýyorsa, her türlü zorluklarý aþýp elinde iki tane üniversite diplomasýyla, iþ bulmak için 200 tane baþvuru mektubundan sonra, hala iþ verilmiyorsa, ayýrýmcýlýða karþý da kararlý önlemler alýnmalý. Flamanlarýn birçoðu hoþgörü eðiliminden uzak, bunu maalesef itiraf etmeli. Hayal kýrýklýðýnýn nefrete ve aþýrý þiddete dönüþmesi bizleri çözüme yaklaþtýrmaz. Bakýn benim Bin Laden’e, teröre karþý bir misyondaymýþým gibi göçmenler politikasý uygulamam yanlýþ olur. Ne kadar dýþlanmýþlýk hissini azaltabilirsek, ne kadar bu ülkede yaþayanlarý bize ait bir vatandaþ, bir yurttaþ gibi kucaklarsak, bu tür korkunç olaylardan o kadar uzaklaþýrýz. F laman hükümeti ilke ola rak salt veya büyük oran da kendi toplumuna yönelik faaliyet gösteren inisiyatifleri desteklemiyor. Doðru mu? Evet doðru. B iz Binfikir olarak bunu yapýyoruz ve üstelik sadece Türkçe dilinde yazýyo ruz. Ýlkenize sadýk kalarak bu söyleþiyi kabul etmemeliydiniz. Neden kabul ettiniz? (Gülerek) Evet beni ikileme düþürdünüz. Ama sizler, toplumlar arasýnda önemli köprüler kuruyorsunuz, yani amacýnýz da ayrým deðil bütünleþme. Sayfa 14.qxp 04.01.2006 09:19 Seite 1 Ocak 2006 HAYIF-life 14 Yeraltýnda sanat var [email protected] Zavallýlarýn marifetleri ýyýlarda çaresiz bekleyiþlerde kalanlarýn da söylecek sözleri vardý, Anlatmaya baþladýklarýnda, sözleri bir gün havada kalmýþtýr, Birden bire yarým kalmýþtýr, Söyleyecek sözleri bitmiþtir. K Kenarlarda umutsuz duranlarýn da yaþanacak umutlarý vardý, Yaþamaya kalktýklarýnda, hayatlarý bir yerlerde donup kalmýþtýr, Birden yaþam göbekten kopmuþtur, Yaþanacak umutlarý durmuþtur. Kimsesiz, sahipsiz uykular uyumalarý, Gölgesinden bile nefret edip ürkmeleri, Sabah kalkýp kendi kokusunu bile tanýmamalarý, Ýnanmayýp ezan seslerini dahi özlemeleri, Kafasýnda nasýl toparlayýp ifade edebilir ki insan! Sözlerin aðýzdan, kalemden geçen dökümü, Kýzgýn kristal veya kurþun dökümünden zordur. Brüksel metrosunda yolcular günlük koþuþturmaca esnasýnda çaðdaþ resim ve heykel sanatýndan örneklerle karþýlaþýyorlar. Ýsteseler de istemeseler de, her gün binlerce yolcu çaðdaþ sanatýn yanýndan geçiyor. Erdinç Utku eçtiðimiz yüzyýlýn ikinci yarýsýnda metro kullanýcýlarýnýn artýþý dikkatleri kitle ulaþým araçlarýna ve bunlarýn kent içi ulaþýmda kullanýlmasýna çekti. Böylece metrolar aç gözlü reklamcýlarýn ilgi odaðý ya da devletlerin güçlerini göster- G Bilmezler zindanlardan geçmeyenler, Zifiri karanlýðýn öldürücülüðünü. Bilmezler ani bitiþlerin, neler söküp aldýðýný. Yitik hasretlerin açtýðý yaralarýn ne zor kapandýðýný, Bilmezler param parça daðýlmayanlar. Kendine ýþýk vermeyen lamba olup, yaþamýn sönüp, umutlarýn durduðundan, dünyayý terk edip, iç dünyalarda yaþamalar. Geceleri, sokak lambalarýnýn altýnda dikilip, baþkalarýna söyleyecek sözleri bittiðinden, kendine konuþup, gülümsemeler. Gören tiksintiyle bakýp, zavallý birini görür, iðrenç, terkedilmiþin yanýndan tedirgin geçer. Bilmez ki asýl terkedilmiþin, dünyamýzý iðrenç bulup, sýrt çevirip, terkettiðini. Her zaman öbür dünyalara ölmekle mi gidilir? Ölmeden gitmeyi bilenler de var. Bilmez ki kenardakilere, kýyýlardakilere bakanlar, Bakýlanýn kendini merkezde ve bakaný kenarlarda gördüðünü. Herkes baktýðýný deðil, görmek istediðini görür. Baþarý için her gün telaþla yanýndan geçenlerin Zavallý esirler olarak görülmediði ne mâlum? Birileri zavallýya bakýp acýrken, Birileri zavallýya bakýp alay eder. Yaa ... acýyanlar da alay edenler de Fevkalade zavallý olabilirmiþ demek Asýl zavallýlar hangisi? Söyleyecek sözü bitirmiþ olanlar mý? Söyleyeceklerini bi türlü bitiremeyenler mi? Asýl marifetliler hangisi? Ölmeden öbür dünyaya gidenler mi? Ölerek bu dünyadan göç edenler mi? meye çalýþtýðý anýtsal vitrinleri oldu. Sanki sonsuzmuþ gibi uzanan yeraltý tünelleri, kentlerin insanlýktan uzaklaþmasýnýn ve yapaylýðýn sembolü olarak algýlandý. Ýçine girdiðiniz andan itibaren dýþ dünyayla baðýnýzý koparan, yaþamý yalnýzca bir takým istasyon isimleri ve hatlara çeviren yeraltý hapishanelerinin ortak adýydý sanki metro. 60’lý yýllarýn baþýnda Brüksel’de metro yapýmýna dönük somut bir proje baþlatýlýnca, tasarýmcýlar o ana kadar yapýlanlarýn dýþýna çýktýlar. Bu yeni metro aðýnýn inþasýnda “açýk, hayat dolu, canlý, orijinal çevreye uyumlu” olmayý rehber olarak aldýlar kendilerine. Her istasyon biçim ve iþleme açýsýndan farklý bir kavramla (con- ceptle) ele alýndý ve dekorasyonda da saðlam bir bütünlük oluþturuldu. Brüksel’de metro yolcularý, “kendine özgü bir atmosferi ve kiþiliði olan ve içinde yön duygusunun yeniden kazanýlmasýný (oriyentasyonu) kolaylaþtýracak sabit ögeler bulunan” istasyonlar arasýnda yolculuk yapýyorlar. Nasýl bir moda tasarýmcýsý yeni kreasyonunu sunarken mankenleri en güzel mücevherlerle süslerse, Brüksel metrosunu tasarlayanlar da bu büyük yapýtlarýnda sanatýn kullanýlmasýna karar vermiþler. Sanat sadece müzelerde, saraylarda, kültür merkezlerinde, büyük mali kuruluþlarda ya da özel koleksiyonlarda sýkýþýp kalmamalý diye düþünmüþ olmalýlar. (Maalesef günümüzde bile sanat, yaygýnlaþmasýna, her yerde olmasýna raðmen hala çoðu zaman küçük bir azýnlýðýn tekelindeki bir sýr gibi kalýyor.) Kaos halindeki trafikte sýkýþýp kalmadan yol almanýn “çok zor ve yaratýcý bir sanat” olduðu Brüksel’de, her geçen gün daha fazla insan metroyu tercih ediyor. Brüksel metrosunda yolcular günlük koþuþturmaca esnasýnda çaðdaþ resim ve heykel sanatýndan örneklerle karþýlaþýyorlar. Ýsteseler de istemeseler de, her gün binlerce yolcu çaðdaþ sanatýn yanýndan geçiyor, bu da onlarýn sanatsal geliþimine katkýda bulunuyor. Hizmete açýlýþýndan bu yana yapýlanlarla, Brüksel metrosu yaþayan bir müze haline gelmiþ. 69 sanatçýnýn yapýtý, peronlarý, Kaybedenlerin barýnaðý Yeraltýna inerseniz, yalnýzca metroyu ve yolcularý deðil orada tutunmaya çalýþan insanlarý da görürsünüz. Onlarýnki metronun karanlýðýnda var olup özgürleþen; çalgýcýlar, satýcýlar, dilenciler, rockerlar, uyuþturucu baðýmlýlarý ve evsizlerden oluþan "baþka" bir toplum biçimidir. Metropollerin hýzlý yaþam tarzý, acýmasýz rekabeti, sosyo-psikolojik baskýsý birtakým insanlarý hayattan koparýr, sistemin "görünmeyen eli" onlarý "kaybedenler" olarak yeraltýna ve sokaða iter. asma katlarý, tünelleri ve metrodaki diðer mekanlarý süslüyor. Yeni sanatýn Belçika’daki öncülerinden Victor HORTA’dan ünlü çizgi kahraman Tenten’in yaratýcýsý Herge’ye (Georges Remi) kadar resim, heykel, karikatür, fotoðraf vb. sanatýn tüm dallarý temsil ediliyor metro istasyonlarýnda. Bezden bronza, ahþaptan cam ve çeliðe her türlü materyal kullanýlmýþ yapýtlarda. Örneðin Stockel/ Stokkel metro istasyonundaki her biri 135 metre uzunluðundaki iki kabartma üzerine yapýlmýþ olan “Tenten metroda” (Tintin dans le métro) adlý eserde 22 Tenten albümünden 140 tip yer alýyor. Yapýtýn taslaklarý ölümünden az önce ünlü çizgi romancý Herge tarafýndan çizilmiþ. Botanique/Kruidtuin metro istasyonunda yer alan Yolcular adlý çalýþmada ( Les Voyageurs-Pierre CAILLE) ise ahþap heykellerle yapýlan yolcular, “akþamlarý geri dönmek için sabahlarý yer altýndan gelen” insan grubu olarak simgeleniyor. Yine ayný istasyonda bulunan “Son Göç” (The Last Migration Jean-Pierre GHYSELS) adlý duvara asýlý sanat eseri özgürlüðe uçuþ halindeki kuþlarý simgeliyor. Birer ikiþer metro istasyonlarýna daðýtýlmýþ olan birbirinden ilginç sanat ürünleri, hem metro yolculuðunuzu daha insani ve keyifli hale sokuyor hem de metroda beklerken, yeraltýnda yeni dünyalar keþfetmenize yardýmcý oluyor. Brüksel’de sanat metroyu, metro da sanatý fethetmiþ durumda; Birbirlerine de çok iyi yakýþýyorlar. Sayfa 15.qxp 03.01.2006 12:51 Seite 1 Sayfa 16.qxp 04.01.2006 09:27 Seite 1 Ocak 2006 ARTfikir 16 Halk Müziði sanatçýsý Mahir Tezerdi TV programý HiJazz’ý Binfikir’e anlattý ‘Halayýn baþýný biz çekmeliyiz’ [email protected] Köprüler yoldan önce donar eni bir yýla girmek demek, yeni bir yol katedilecek demektir. Yeni bir yol. Yeni bir köprü. Ve bu yeni yolda en zor ve heyecanlý olaný da karþýdan karþýya geçiþlerdir. Karþýdan karþýya geçmenin heyecanýndan bahsederken, aklýma küçüklüðümüzdeki su üzerine uzatýlmýþ aðaç gövdelerinden oluþan köprülerden geçiþimiz geldi. Ne kadar da heyecanlanýrdýk o köprülerden geçerken... Y Sel ve fýrtýna birçok þeyi yýkýp geçse bile köprülerden mutlaka izler kalýr. Çünkü onlar yollarýn ayrýlmaz sýrdaþlarýdýr Köprünün altýndaki derenin coþkulu akýþý bizi de coþtururdu. Sanki o derenin akýþýndan etkilenirdi köprümüz ve endamý daha da bir artardý. Masallarý andýran ve ayný zamanda cesur bir duruþu da vardýr köprülerin. Köprüler sayesinde ne kanyonlar, ne haliçler, ne nehirler aþýlmýþ ve karþýya varýlmýþtýr. Köprüler karþýda olmanýn yoludur. Ýki yakayý bir araya getiren köprüler uzun süre dayanmasý amaçlanan yapýlardýr. Zor ve yýpratýcý koþullara maruz kalýr köprüler. Bu yüzden de kanýtlanmýþ performanslarý vardýr. Köprüler kimine göre bir ev, kimine göre bir geçiþ noktasýdýr. Bazen gece yolcularýnýn boþ þiþelerine sarýldýklarý bir çatý, yaralarýnýn sarýldýðý yer ve bazen de ayrýlan aþýklari denize kavuþturan bir yoldur. Köprüler üzerinde durulunca hayata en güzel bakýþ açýsý olmanýn yanýnda bazýlarýnýn da ölümle buluþmasýna þahitlik etmiþlerdir. Dünden yarýna köprüler kurmaktan bahsederiz. Geçmiþi günümüze, günümüzü de yarýna baðlayan yapýlarýn baþýnda yýllara meydan okuyan köprüler geliyor. Üstlerinden geçerken hissettirdikleri, býraktýðý etkiler ve çevresinde barýndýrdýklarýyla farklý özellikler içeren köprüler, yüzyýllardýr insanlarý birbirine kavuþturuyor. Köprüler iki yakayý birleþtirirken sevgililere de su üstünde öpüþme fýrsatý verirler. Dikkat ederseniz her köprüde mutlaka aþktan kalýntýlar vardýr. Sel ve fýrtýna birçok þeyi yýkýp geçse bile köprülerden mutlaka izler kalýr. Çünkü onlar yollarýn ayrýlmaz sýrdaþlarýdýr. Kuzey Amerika’da köprülerin giriþindeki uyarý levhalarý da belki bunun bir kanýtýdýr. Levhada der ki "Dikkat! Köprüler yoldan önce donar" Köprü demek buluþmak demektir. Bu yüzden olsa gerek ki, köprüde yürümek zannedeldiði kadar kolay deðildir. Serpil Aygün enüz anne kucaðýndayken Belçika’ya göçtü. 6 yaþýnda ülkesine dönmenin sevincini yaþayamadý, geçim sýkýntýsý sebebiyle ikinci kez Belçika’ya geldi. Belki de Anadolu’nun Halk Müziði’ni bu kadar güzel yorumlamasýndaki sýr, küçük yaþlarda tanýdýðý gurbet duygusunda yatýyor. O, Anadolu türkülerinin bu tadýný Belçikalýlara da tattýran önemli bir isim. Bununla yetinmeyip yaþadýðý tolpumun çok kültürlülüðünden de nasibini alarak, farklý arayýþlara girdi. Ýngilizce çalýþmalarý yanýnda Ýtalyanca, Farsça ve Türkçe eserlerden oluþan ilk albümü “Tezerdi”yi çýkardý. Ýkinci albümününden sonra bugünlerde tatlý bir telaþ içinde. Anvers’te kurduðu stüdyoda 12 kiþilik ekibiyle HiJazz adlý programýný hazýrlýyor. Mahir Tezerdi ile program çekimleri öncesi söyleþtik. H Mahir Tezerdi’nin müzikle iletiþimi nasýl baþladý? Mahir Tezerdi, ailesinin biraz para kazanýp tekrar dönmek amacýyla göçtüðü Belçika’ya 1 yaþýnda gelmiþtir. 6 yaþýndayken Türkiye’ye geri döndük ancak Türkiye’de koþullar anne babamýn umduðu gibi olmadýðý için ikinci kez Belçikaya göçtük. Çocukluk fotoðraflarýma baktýðýnýzda elimde hep bir müzik aleti görürsünüz. Öyle araba, bisiklet falan bulamazsýnýz çocukluk fotoðraflarýmda. Ya bir gitar ya bir saz veya baþka bir müzik aleti görürsünüz… Oyuncak saz, gitar yani… Hayýr, hayýr.. Gerçek saz, gitar. Bu þekilde büyüdüm ben. O zaman ailenizde müzikle ilgilenenler vardý... Babam baðlama çalar. Ayrýca o dönemler konser organizasyonlarý falan da yapardý. Bir de evimize ozanlar, aþýklar sürekli gelirdi. Annem de türkü söyler. Annem bana bir gün Türkiye’den cura getirdi. Onu kendi kendime týngýrdatýp, çalardým. Cura çalmayý kendi kendime öðrendim, diyebilirim. Daha sonra ben de babamla birlikte çalmaya baþladým. Bir süre sonra da Halk Müziði dýþýnda baþka þeyler denemek istedim. Bir ara Belçikalý bir grubumuz vardý, onlarla Ýngilizce þarkýlar söyledim. Ýlk albümümü “Tezerdi” adýyla Ýtalyanca, Farsça ve Türkçe eserlerle yaptým. Peki, albüm çalýþmalarýna gelirsek... En son “Ýki Keklik” albümünü yaptýnýz. Daha sonra bir albüm çýkmadý... Çýkmadý, ama bu arada Belçika’da ve Türkiye’de piyasaya çýkan bazý arkadaþlarýn albümlerine katkýda bulundum. Türkiye’de piyasaya çýkan Cihan Sezer’in “Ney” albümünde þerpe çaldým mesela. Son olarak HiJazz isimli bir program yapýyorsunuz. Ne kadar zamandýr var bu program? Mart ayýnda bir yýl olacak. Baþta Almanya’da çekim yapýyorduk. Haftada bir kez yayýnlanan bu programý hazýrlamak bu nedenle çok yorucu oluyordu. Þimdi Anvers’te bir stüdyo kurduk ve çekimlerimizi burada, Belçika’da yapýyoruz. Yine haftada bir gün (her Pazar) TVT televizyonundan programýmýzý izleyebilirsiniz. Bir müzik ve televizyon stüdyosu kurduk, biz. Bu stüdyoda televizyon çekimleri yapýlabildiði gibi albüm çalýþmalarý da yapýlabiliyor. Kapýlarýmýzý baþkalarýna da açtýk. Ýsteyen burada ses veya görüntü kayýtlarý yapabilir. Belçikalýlara Türk Halk Müziðini tanýtan kiþilerdensiniz... Evet, Flaman Kültür Bakanlýðý’nýn sunduðu bir olanakla sazýn Belçika toplumuyla bütünleþtirilmesi yönünde 2 yýl boyunca anaokullarýndan, ilkokul, üniversite ve konservatuarlara kadar pek çok okulda çalýþmalar yaptýk. Önceden belirlediðimiz okullara giderek sabahtan akþama kadar halk müziði dersleri verdik. O sürede yaklaþýk 1000 kiþiye ders verdim. Þimdi 100150 kiþiye ders veriyorum. Artýk benim öðrencilerim farklý farklý bölgelerde ders verir hale geldi. Sayfa 17.qxp 04.01.2006 09:33 Seite 1 Ocak 2006 ARTfikir Bunlarý ücretsiz mi yapýyorsunuz? Normal standartlarýn altýnda bir ücret karþýlýðýnda yapýyoruz. Tabii ki bu iþler çok maliyetli… Peki neden bir TV programý yapmaya gerek duydunuz? Ben gerek duymadým aslýnda. Almanya’dan TVT televizyonu yöneticilerinden teklif geldi. Ben de bunu bir imkan olarak gördüm ve neden olmasýn, dedim. Programýn içeriði nedir? Bol müzikli, fazla sohbetin olmadýðý bir program. Sonuçta ben bir sunucu deðilim, müzisyenim ve insanlara mümkün olduðunca geniþ bir program sunmak istiyorum. Benim çok kültürlü bir yaþamým var: Faslý, Ýtalyan pek çok arkadaþým var. Programýma da bu çok kültürlülüðü yansýtýyorum. Flamenko’dan, Fas ve Ýtalyan müziklerine kadar hepsini tanýtmak istiyorum. Tabii ki Belçika’da yapýlan bir program olduðu için de Belçika’ya aðýrlýk vermek istiyorum. Sokak röportajlarýndan, Belçika’da gerçekleþtirilen etkinliklerin tanýtýmýna kadar pek çok iþ yapmak istiyorum. Bunlarýn yanýnda baþarýlý Türkleri (iþadamý, sanatçý vs.) programýma davet edip, gençlerimize onlarý cesaretlendirecek örnekler olarak sunmak istiyorum. Böyle bir programý toplumumuzun desteklemesini istiyorum. Biz Belçika’da bir ilki gerçekleþtiriyoruz. Avrupa’nýn baþkentinin bulunduðu, Nato’nun bulunduðu bu ülkede böylesi bir sanatsal çalýþma ilk kez yapýlý- [email protected] Yaðmur taþýnda yitik Belçika yor. Halayýn baþýný bizim çekmemiz gerektiðini düþünüyorum. Bu çalýþmanýn Belçika’daki Türk toplumuna faydalý olduðuna inanýyorum. kü l t ü r s a n a t etkinlik takvimi ‘Gül üreten kýz’ Sadýk Aygül / ANVERS esimiz Tiyatro Grubu, iki yýl önce Nazým Hikmet’in “Sevdalý Bulut” eserinden derlenen oyununuyla Küba Çocuk Tiyatro Festivali’nde ikinci seçildikten sonra, 29 Ocak’tan itibaren tekrar bir çocuk oyunuyla sahnelerde. Lütfi Kaleli’nin “Gül Üreten Kýz” masalýný, çocuklar, Flamanca “Het Bloemenmeisje” olarak oynuyorlar. Masalýn doðu motifleriyle iþlenip, Anadolu’da “seyir” oyunlarýndaki deve gelene- S ðiyle süslenip, Belçikada yaþayan çocuklarýmýzýn “modern” katkýlarýyla özgün bir düzen aldýktan sonra, ortaya fýkýr fýkýr, cývýl cývýl bir tiyatro oyunu çýkmýþ. Maharadja Prensi, alnýnda havuç büyüyen bir kýz, aksi bir deve, cadý bir teyze, yoksul bir çoban gibi personajlar, çöllerden saraylara uzanan serüvenler yaþarlar. Ýç güzellik ve dýþ güzellik arasýnda bir güç oyunu, çocuklar tarafýndan oynanýnca daha baþka bir boyut, daha þirin bir þekil almýþ. Oyun Tarihleri: Pazar: 29-01-05 saat 15.00 St. Andries, st.- Andriesplaats 1, Antwerpen Pazar: 02-02-05 saat 15.00 Zuiderspershuis, Waalse Kaai 14, Antwerpen Cumartesi: 18-02-05 saat 20.00 De Centrale, Kraankinderstraat 2, Gent Pazar: 26-02-05 saat 15.00 St. Andries, st.- Andriesplaats 1, Antwerpen Cuma: 03-03-05 saat 15.00 Kavka, Oudaan 14, Antwerpen Cumartesi: 08-04-05 saat 20.00 Casino, Kioskplein 25, Beringen Detaylý bilgi için 0484/53 41 60’ý arayabilirsiniz. TÝYATRO Belçika’da ilk Türk Futbol takýmý olan FC Anadol yararýna Kardeþlik Tiyatro Grubu “Tuvaletler Müdürü Bay Mürteza” oyununu sergiliyor. ABONELÝK Tarih: 29/01/2006 Pazar Saat : 18:30 Yer : Heusden Zolder Kültür Merkezi Dekenstraat 40, 3550 Heusden Zolder Bilgi: 0485 68 92 90 17 MISIRLI AHMET VE LEVENT YILDIRIM PERKÜSYON KONSERÝ Dünyanýn çok önemli iki perküstyonisti olan Ahmet Yýldýrým ve Levent Yýldýrým kardeþler Gent De Centrale Kültür Merkezi’nde izleyicileri ile buluþuyor. Tarih : 21/01/2006 Cumartesi Saat : 20 :00 Yer : De Centrale Kültür Merkezi De Kraankindersstraat 2, 9000 Gent Kültür Sanat Vakfý organizasyonu ile “Hababam Sýnýfý Üçbuçuk” ve “Keloðlan Karaprense Karþý” filmleri Ocak ayý sonunda Kinepolis Sinemalarýnda. Binfikir artýk size daha da yakýn! Gazetemizi posta ücreti (15 Euro) karþýlýðýnda bir yýl boyunca adresinize gönderiyoruz. Geniþ bilgi için TEL: 0484 528 902 elçika Kralý II. Albert 2006 yýlýna girerken halkýna seslenerek “ulusal birlik ve uyum” çaðrýsýnda bulundu. Konuþmasýnýn büyük bir kýsmýný Belçika’nýn bölünmesine, haritadan silinmesine yönelik yapýlan çalýþmalarýn gölgesinde yaptýðý hissedildi. Belçika basýný bile 2005 yýlý boyunca “devletin sonu geliyor” haberleriyle ülkede “federal sistemin çökmekte olduðunu” ve Her yerde ve her “devletin paylaþýldýðýný” aðýzda “gerçek-ler” gündemde tuttu. Ülkede kelimesi var. Ben varolan sistemin en kaygan noktasý olan ekonoise özgürlüðü tercih mik þartlara yenik düþülederim. Çünkü düðüne hep birlikte þahit olduk. Belçika “özgürlük” gerçekdemokratik bir sisteme lere karþýttýr. sahip olduðu halde yalÖzgürlüðün aksine nýzca yönetim ve ekonomi þebekesini elinde tutgerçek yaþam içinanlara maruz kaldý. de deðiþken bir Çünkü, þatolarda toplaþeydir. nan bir tür siyasetçiler ile ekonomik forumlarda buluþan yetkililerin hepsinin açýkça parasal endeksli birimlere ait olduklarýný hayretle izledik. Hatta yýl içinde yayýmlanan ve çeþitli devlet formüllerini gündeme taþýyan “manifestoyu” kaleme alanlarýn neredeyse hepsi menfaat ortamýndan gelmekteler. Hatta Flamanlar, Valonlarý vampirlere, Valonlar da Flamanlarý kovboylara benzettiler. Birincisi yaþamak için baþkalarýnýn kanýyla beslenen yaratýk, ikincisi de çýkarlarý için kanun ve nizamý hiçe sayan hayduttur. Artýk Belçika, vampirler ve kovboylar ülkesi. Öyle sanýyorum ki, bugün demokrasi büyük katedrallerle tam bir benzerlik sergiliyor: görkem, boþluk, ilgisizlik ve sessizlik. Diyeceðim, geçen çaðýn büyük eseri; koca bir halkýn tümüyle büyülü bir duygu paylaþýmýyla tüketilen demokrasi, artýk nesnesel çekiciliðini yitirmek üzeredir. Tek sesli düþünce her zaman kusursuzluðun niteliklerindendir, denir. Çünkü tersine tümüyle insansal ve çok kültürlülük iþlemini ortaya koyar. Sanki, günümüz demokrasisinin, bir lehimli öðeler dünyasýndan çýkarcasýna, yalnýzca eþsiz biçimlerinin etkisiyle ayakta duran bir yaný vardýr. Bunun iþlevi de daha kolay bir doða-l düþünce getirmek. Tehlikeli çifte hedefli bir yaptýrýmdýr bu. Artýk herkes yaþamýn hem özüne hem de eklenimlerine ilgi göstermelidir. Ýnsanlaþtýrýlmýþ bir yaþam söz konusu olmalýdýr. Günümüzde yaþanan demokrasi söyleminde bir deðiþikliði belirleme olanaðý ancak burada bulunmaktadýr. Her yerde ve her aðýzda “gerçek-ler” kelimesi var. Ben ise özgürlüðü tercih ederim. Çünkü “özgürlük” gerçeklere karþýttýr. Özgürlüðün aksine gerçek yaþam içinde deðiþken bir þeydir. Suni gerçek-ler ise özgürlüðünüzün düþmanýdýr. Herkese hayýrlý yýllar dileðiyle. B Sayfa 18.qxp 04.01.2006 09:36 Seite 1 Ocak 2006 18 Hayt Huyt Park Haydar Abi “Delikanlý adamýn köþesi... Lightlar ve yumuþaklar okumasýn!” Evrimini tamamlaymayýp magandalýkla delikanlýlýk arasýnda kalmýþ, harbi yazarýnýz Haydar abi AB-T.C. iliþkilerinden kadýn-erkek iliþkilerine; þomaj – dop basýmýndan sahte para basýmýna; gerdek gecesinden Kadir gecesine; beyaz ticaretinden beyaz kadýn ticaretine; BABArazziden külüstür-sanata; silahlý çatýþmadan kuþak çatýþmasýna aklýnýza gelebilecek her konuda engin birikim ve deneyimlerini sizlerle paylaþýyor. NOEL KUTLAMAK DELÝKANLILIÐI BOZAR Noel, yýlbaþý ve Kurban Bayramý’ný ayný dönemde, peþpeþe karþýladýk. Sakýn yanlýþ anlamayýn, Noel’e falan karþýymýþým gibi algýlamayýn... Belçikalý arkadaþlara saygý duyarým ve zaten hepsinin de Noel’ini kutlarým. Benim anlamadýðým husus bizim Türklerin ve Faslýlarýn da bu Noel kutlama furyasýna katýlmasý oldu. Geçen gün kahvede oturmuþ okey oynuyorduk, yine tam okeye dönüyorum, bizim çocuklardan biri “Abi görüyor musun þu lavuklarýn yaptýðýný” diye üzgün bir þekilde, De Morgen diye bir gazete getirdi. Flamanca olarak yayýnlanan gazetenin manþetini hemen birilerini bulup tercüme ettirdik. Belçika’da yabancýlarýn üçte biri Noel kutluyormuþ. Duyunca beynimden vurulmuþa döndüm þerefsizim. Üstelik bu durumu uyum göstergesi olarak algýlýyorlarmýþ Belçikalýlar. Uyum muyum ayaðýna iyice kendilerine uydurdular. Belçikalýlarýn kaçý Kurban Bayramý kutluyor ki sen gidip onlarýn Noel’ini kutlayacaksýn? Þimdi bana “Haydar abi bu durumu büyütmeye gerek yok, zaten Noel Baba da Anadolu’dan, Demre’den geliyor, sonuçta o da bizden sayýlýr” diye entel dantel ve mozaik muhabbetleri yapmayýn. Harbi ol, canýmý ye... Hristiyansan Noel’ini, Müslümansan Kurban Bayramý’ný, Kadir gecesini bil... Bukelamun gibi her renge gireni sevmem, bilesiniz. Bizim çocuklara görev verdim; Kurban Bayramý’nda ekipler halinde kapý kapý dolaþýp, büyüklerin ellerinden öpecekler. Belçikalý, Türk ayrýmý yapmadan el öpüp, kurban eti daðýtacaklar. Hedefimiz gelecek Kuran Bayramý’nda Belçikalýlarýn da kutlamalara katýlmasý. Öyle baþa, böyle kampanya. Belçikalýlarýn yarýsýný bayram kutlar hale getireceðiz. Önce gönüllü olarak katýlmalarýný önereceðiz, gerekirse de... BUNLAR KÖTÜMSER DEÐÝL GÖ... Belçikalýlar 2006’da fazla bir þeyin deðiþeceðini sanmýyormuþ. Yok deve! Ulan daha ne olsun. Somaj basmak kaldýrýlmýþ. Al iþsizlik parasýný paþa paþa git kahvede harca... Daha ne olsun. Bundan iyisi Þam’da kayýsý! Yok abi bu Belçikalýlara yaranýlmaz. 2006 yýlýný özellikle iple çektim ve rakýyla karþýladým. Düþünsene somaj yok, kuyruk yok, mühür yok... Daha ne olsun. Söylemeye dilim varmýyo ama (Can Yücel diye kendine Can Baba denilen bir entelin söylediði gibi) bunlar kötümser deðil, götümser! YAZILARIMI BÝZZAT BEN YAZIYORUM Evet sýkça sorulan bir soru bu: Haydar Abi köþesini kim yazýyor? Ne yani yakýþtýramadýnýz mý delikanlýlýk alemine köþe yazarlýðýný! Yazýlarýmý bizzat ben yazýyorum. Bizim çocuklardan bilgisayar olayýndan anlayanlar da bilgisayara geçip, emaille gazeteye yolluyorlar. Tüm yazarlara uzunluk sýralamasý getirilirken bana laf geçiremiyorlar. Uzun yazarsam uzun, kýsa yazarsam kýsa giriyor. Yok arkadaþ, ben yazýma müdahale ettirmem. Hele kadýn Genel Yayýn Yönetmeni ve mizampajcýya, hiç! BÝNFÝKÝR’Ý GALATASARAY BÜLTENÝNE ÇEVÝRDÝLER Genel Yayýn Koordinatörü, Haber Koordinatörü ve Spor Muhabiri Galatasaraylý olunca, spor sayfasý da GS bültenine dönüyor. Bir Fenerli olarak bunu þiddetle kýnýyorum. Gelecek sayýdan itibaren Fener’e ve diðer takýmlara yer vermezlerse üçünü de Hýncal Uluç ve Ahmet Çakar gibi bacaklarýndan vurduracaðým. Benden uyarmasý... Mizah dergisi m o k k. i 15 Ocak’ta çýkýyor m ko Brüksel’de yaþayan çizer Ýsmail Doðan yönetiminde 15 Ocak’ta KOMIK.KOM adýnda bir mizah dergisi yayýn hayatýna baþlýyor. Binfikir’e “A5 formatýnda 16 sayfa ve siyah beyaz olarak iki ayda bir yayýnlanacak derginin kar amacý gütmediðini” bildiren Ýsmail Doðan, Fransýzca olarak yayýnlayacaklarý dergi ile hedeflerinin “sosyal sorumluluk bilinciyle ýrkçýlýða ve ayrýmcýlýða karþý, insanlarý düþündürerek güldürmek” olduðunu vurguladý. Türk ve diðer uluslardan çizerleri kaynaþtýrmak ve çokkültürlü bir mizah dergisi oluþturmak istediklerini söyleyen Doðan, ilk deneme sayýsýndan sonra dernek kurma girisimlerine baþlayacaðýný açýkladý. Dergiyi dernek çatýsý altýnda çýkaracaðýný belirten Doðan, ilk deneme sayýsýnýn destek amaçlý olarak 2 Avro’dan satýlacaðýný söyledi. Ýsteyenler ise 12 Avro karþýlýðýnda abone olabilecekler. Dergide Doðan dýþýnda Almanya’da yayýnlanan "Don Quichotte" dergisinden de yararlanýlacak. Dergide baþlýca þu bölümler bulunuyor: - Humosthérapie sayfasý: Emil FOLCQUE (gülmenin insaný rahatlattýðý) - Kültür sayfasýnda: Aimé HACHAN SON - Bilmece-Bulmaca; Bolo - Sanatçý tanýtýmý/karikatüristler - Logistique destek; Yasmine CHEIK - Ýsviçre'den çizgi: Ünal Mise Sayfa 19.qxp 04.01.2006 09:40 Seite 1 Ocak 2006 19 Yeni yýla yeni ümitlerle girerken geride kalanlar ALÝ ÇAÐLAR CD&V Genk Belediye Meclis Üyesi erel seçimleri geride býrakalý 5 yýl oldu. Atalarýmýzýn bir sözü vardýr; “Sayýlý gün çabuk geçer” diye. Bu sözün benim hayatýmda çok önemli bir yeri vardýr. Ömrüm boyunca bu sözü sürekli aklýmda tutmuþumdur. Belediye meclis üyesi olarak Genk Belediyesi’nde yaptýklarýma baktýðýmda bir taraftan kendimi baþarýlý bulurken diðer taraftan ise içimde bir burukluk hissediyorum. Çünkü toplum olarak hâlâ birçok sorunla baþbaþayýz. Bu sorunlarýn baþlýca; eðitim, iþsizlik, ýrkçýlýk, din ve gençlik alanlarýnda olduðunu gözlemleyebiliriz. Eðitim alanýndaki sorunlarýn aþýlabilmesi için belediyemizin eðitim dairesi ile göçmen derneklerinin pek çok ortak çalýþmasý oldu. Benim de desteklediðim ve önderliðini yaptýðým çalýþmalardan birisi ise Türk velilerinin eðitim alanýnda yaþadýklarý sorunlarý öðrenmek ve onlarýn düþüncelerini almak amacýyla yapmýþ olduðumuz dernek ve kahvehane ziyaretleridir. Bu ziyaretler neticesinde memnuniyetle Y Ailevi nedenlerden dolayý Siyaset Arenasýna yazýsýný yetiþtiremeyen Nezahat Namlý (MR - Saint-Josse Belediyesi Çocuk, Temizlik ve Din Ýþlerinden sorumlu Encümeni) ile yaptýðýmýz kýsa söyleþiyi yayýmlýyoruz. ürk asýllý siyasetçiler için Aralýk ayý bir hayli hareketli geçti. En önemli geliþme, St-Josse belediye encümeni Nezahat Namlý’nýn partisinden istifa etmesiydi. MR’den (Frankofon Liberal) ayrýldýðýný açýklayan Namlý, henüz baþka bir partiyle nikah kýymadý. T E.R. : Ýstifa nedeni olarak, belediye meclisinde MR grup baþkanvekiliyle olan görüþ ayrýlýðýný dile getirdiniz. Nedir bu görüþ ayrýlýklarý? N.N. : 22 Haziran’da eþim ve ben Simonet (not : Brüksel Bölgesi MR parti teþkilatý baþkaný) ile görüþtük. St-Josse’taki yerel sorunlarý anlatmaya gittik… Ama hiçbir adým atýlmadý ve son çare istifaydý. E.R. : Hangi sorunlardan bahsediyorsunuz ? gördüm ki bizim insanýmýz eðitime son derece duyarlý. Fakat ne þekilde bunu dile getirmesi gerektiðinin bilincinde deðil. Bu nedenle önümüzdeki dönemde bu veliler arasýndan bir komite oluþturup velileri bilgilendirmek ve daha fazla Türk velinin okullardaki veli komitelerine ve hatta okullarýn yönetim kurullarýna girmesini desteklemek istiyoruz. Ayrýca yýllardýr belediye olarak desteklediðimiz ve Tügök (Türk Gençlik ve Öðrenci Kuþaðý) derneði ile ortaklaþa yürüttüðümüz rehberlik projesinin kapsamýný geniþletmek istiyoruz. Amacýmýz daha fazla Türk gencinin yüksek okula ve üniversiteye gitmesini saðlamlak ve bu gençlere rehberlik etmek. Fakat bunu saðlamak için gençlerin küçük yaþlardan itibaren desteklenmesi gerektiðinin de farkýndayýz. Belediyenin yapmýþ olduðu anket sonuçlarýna bakýldýðýnda Türk gençlerinin yarýdan fazlasýnýn mesleki bölümlerde okuduðunu görmekteyiz. Bizim düþüncemize göre bu oran çok fazla. Türk gençlerinin de düz lise ve teknik liselerde baþarýlý olabilmeleri için yeterli düzeyde desteklenmeleri gere- kiyor. Ancak bu þekilde onlarýn da üst seviyede eðitim almalarýný saðlayabiliriz. Bakanlýk tarafýndan da onaylanan yeni bir proje sayesinde bu gençlerin motive edilmeleri ve ders çalýþma sistemlerinin saðlýklý geliþtirilmesi yönünde imkanlar sunulacak. Yeni iþ sahalarýnýn saðlanmasý ve göçmen çocuklarýnýn da iþ sahibi olabilmeleri yönünde ise maalesef yerel yönetim olarak yetki alanýmýz kýsýtlý. Fakat buna raðmen bu konuyla ilgili de imkanlarýmýzý zorluyoruz. Geçtiðimiz Eylül ayýnda Belediye Baþkanýmýz Jef Gabriels, Hasselt Üniversitesi Rektörü Luc De Schepper, Genk Ticaet Odasý Baþkaný Johan Hellings ve Genk Hastanesi Baþkaný Jo Vandeurzen ile birlikte Türkiye ziyareti yaptýk. Amacýmýz çeþitli alanlarda Türkiye ile iþbirliði ve ortak çalýþmalar yapmak. Bunun neticesinde önümüzdeki Mayýs ayýnda Genk’te düzenleyeceðimiz ekonomi zirvesinde Türkiye ve Avrupa’nýn çeþitli yerlerindeki Türk iþadamlarýný buraya davet edip, yatýrým imkanlarýný araþtýracaðýz. Bu konuyla ilgili somut adýmlar atýldý. Bunlardan bir tanesi Genk’e Türk Ticaret Merkezi’nin kurulmasý. Diðer alanlarda da bu dönemde iþbirliði protokolleri imzalanacak. Tabii ki bu zirveye Genk’teki Türk iþadamlarýný ve Türk gençlerini de katmak amacýndayýz. Bu ekonomik zirvenin yanýnda sosyal ve kültürel aktiviteler de olacak. Bununla ilgili de yine buradaki derneklerin katkýsýný bekliyoruz. Neticede Genk’teki Türk dernekleri ortak çalýþmalar yapmak amacýyla birkaç yýl evvel Genk Dernekler Birliði’ni oluþturdu. Ben de haklý bir gururla bu oluþumun önderliðini yaptýðýmý söyleyebilirim. Bu sayede sesimizi daha güçlü bir þekilde duyurabiliriz. Birlik ve beraberlik sayesinde daha büyük iþler baþarabiliriz. Bu birliðin sayesinde önümüzdeki seçimlerde Genk Belediyesi encümenliðini hedefliyorum. Parti içerisinde bu konu üzerine anlaþmalar saðlandý. Halkýmýzýn ve tüm Genk’lilerin desteðiyle ilk göçmen asýllý encümen (editör’ün notu: yazar, Genk belediyesinde ilk olmaktan söz ediyor; baþka belediyelerde bu göreve atanan yabancý asýllýlar vardýr) olacaðým inancýndayým. DÜZELTME Bir önceki sayýmýzda Siyaset Arenasý’nda konuðumuz olan Beringen Belediye Encümeni Selahattin Koçak’ýn soyadý, ön sayfada yapýlan duyuruda ‘Akkoç’ olarak yanlýþ yazýlmýþtýr. Kendisinden ve okurlarýmýzdan özür dileriz. ‘Son çare istifaydý’ N.N. : Ne zaman projeler sunsak kabul olmuyor, uzun zamandýr hep ayný kafada gidiliyor. 30 yýldýr orada olan, ve ýrkçý demeyeyim de… E.R. : Parti’nin sað kanadý diyebilir miyiz? N.N. : Evet! Bunun da deðiþmeyeceðini görünce çýkýp gittik. Yoksa kiþisel bir sorunum yoktu, beni takdir ediyorlardý ama kendimi rahat hissetmiyordum. E.R. : kendinizi kullanýlmýþ hissettiniz mi ? N.N : denediler ama kullandýrtmadýk. E.R. : 5 yýllýk Encümensiniz. Siyasi bilançonuz nedir? Neleri gerçekleþtirdiniz, daha neler var? N.N. : En çok temizlik alanýnda memnunum. Hem personel, hem demirbaþ olarak kapasitemizi arttýrdýk… E.R. : Emir Kýr’ýn Bölge Hükümetinde Temizlikten sorumlu olmasýndan sonra destek arttý mý ? Ýlk bütçe daðýtýmý sýrasýnda Sosyalistlerin iktidar olduðu belediyelere (St-Josse da bunlardan biri) daha fazla ödenek ayýrmakla suçlanmýþtý kendisi… N.N. : Gosuin zamanýnda da artmýþtý. Ama doðru, 2006’da bütçemizin yüzde 50 arttýðýný gördüm. E.R. : Din Ýþlerinden de sorumlusunuz. Müslüman Temsil Kurulu seçimleriyle ilgili yerel düzeyde çalýþmalarýnýz neydi? N.N. : Özel bir çalýþma olmadý. Seçimler için büro açacaktýk ama Temsil kurulu, Camilerde oy verileceðini açýkladý. Biz de o yönde destek verdik. 2005’te her din için ödenek verdik, din baþý 4.000 Euro, Müslümanlar da ilk kez bundan yararlandý. Bir hayal kýrýklýðým oldu: her dinden her farklý mektep ve ülkeden insanlar istekte bulundu, ama bizim belediye üzerindeki Türk Camileri istekte bulunmadý... Halbuki dolaþtýk, sohbet ettik, görüþ aldýk ama hiç istek gelmedi onlardan. E.R. : Genelde bu seçimler öncesi Türklerin iyi organize olduklarý gözlendi. Hatta Temsil kurulunda fazlaca seçildiler… N.N. : St-Josse’ta durum farklý o zaman… E.R. : 2006’da yine seçime girecek misiniz ? N.N. : Kesinlikle! Ama sýrf aday olmak için olur olmaz bir listeden girmem… E.R. : Þu an baðýmsýzsýnýz. Baðýmsýz olarak girer misiniz? N.N. : Zannetmem. E.R. : MR’den girmeyeceðinizi açýkladýnýz. Ayrýlmadan önce seçim için konuþma, anlaþmanýz oldu mu? Partiler arasý anlaþmalar var mý? N.N. : Þu an hiçbir þey yok. 2000’de de liste’de yer almak için zorlandým, encümenlik sözü de almamýþtým… Bazýlarý da Encümen olmamý hazmedememiþ, eskilerden. Ama þimdi partiden istifa ettikten sonra liste’de ikinci olmamý vaadediyorlar, ona raðmen dönmem. Benim için proje gerçekleþtiremedikten sonra bu vaatler boþ. E.R. : Ýstifanýza raðmen seçildiðiniz liste’ye sadýk kala caðýnýzý açýkladýnýz (not: PS ve MR ortak Belediye Baþkan listesinden seçime ortak girmiþlerdi)… PS’e geçme olasýlýðýnýz var anlamýna geliyor mu? N.N. : Hayýr henüz karar vermedim, ama bu iktidarý hâlâ destekliyorum… E.R. : Ýstifanýzdan dolayý Encümeliðinizi geri isteyenler var mý parti içinde ? Sonuçta o liste ve parti sayesinde seçildiniz… N.N. : Hayýr, parti henüz öyle birþey istemedi. Zaten ortak liste olarak girdiðimiz için isteyemezler. Partiden istifa ettim ama liste’ye sadýk kaldýðýmý açýkladým. E.R. : Hmmm, anlaþýldý! Encümenliði kaybetmemek için bu kararý aldýnýz o zaman! N.N. : (gülüþ) Ehhh, doðruluk payý var… Sayfa 20.qxp 04.01.2006 09:49 Seite 1 Ocak 2006 Sivil Toplum 20 Belçika Türk Dernekler Birliði “Türkiye’de yaðmur yaðdýðýnda burada þemsiye açan insanlar olmayacaðýz” Serpil Aygün [email protected] Hz. Ýsa Þam’a da cama da inmeyecek ürkler yaygýn olarak, Hz. Ýsa'nýn doðumunun Hristiyanlarca yeni yýl olarak kutlandýðýný sanýyor ama bu, yanlýþ. Yeni yýl Romalýlarda 1 Mart’ta kutlanýyordu. Ancak Milattan 44 yýl önce Julius Caesar’ýn yürürlüðe koyduðu takvimle birlikte yeni yýl 1 Ocak’ta baþlýyor ve dolayýsýyla Hz. Ýsa’nýn doðumu ve dinle hiç bir ilgisi yok. Güya Hz. Ýsa, “ben Þam’a ineceðim” demiþ, Hristiyanlar da bunu “cama ineceðim” diye anlamýþ ve “Hz. Ýsa bizim eve insin” diye camlarýný süsleyip bayram yapýyorlarmýþ. Hz. Ýsa’nýn yaþadýðý dönemlerde Süryani dili konuþuluyordu. Þimdi, bu dilde acaba Þam, “Þam”mýydý? Cam, “cam” olarak mý ifade ediliyordu? Yoksa bunlar Türkçe mi? Hristiyanlarýn söylemediklerine bizim “onlar böyle anladýlar” dememiz, bunlarý küçümsemek olur ki bu bir Müslüman Türk’e yakýþmaz T Noel ve yýlbaþý hakkýnda Türkler arasýnda yanlýþ ve Hýristiyanlara hakaret niteliði taþýyan bilgiler olduðunu görüyorum. Hýristiyanlar, Aralýk ayýnýn 24’ünü 25’ine baðlayan geceyi Hz. Ýsa’nýn doðumu olarak kutluyorlar. Bu gün onlar için kutsal bir gündür. Çam aðacý ve diðer süsleme geleneðine gelince: yýlýn en uzun gecesi olan 21 Aralýk’ta Germanlar, çam aðaçlarýný yakar ve etrafýnda kutlamalar yaparlardý. Hristiyanlar bunu inançsýzlarýn adeti olduðundan reddetmiþ ve yasaklamýþlar. 16 yy’da ise Luther, çam aðacýný kiliseye koymuþ ve bu aðaç cenneti, Adem ve Havva’nýn yediði meyveleri andýrsýn diye de yuvarlak süs toplarý koymuþlar. Bu adet yerleþmiþ. Þimdi herkes evinde çam aðacý süslüyor ve altýna aile bireylerine vereceði hediyeleri koyuyor. Hediye takasýna gelince, Sint-Niklaas (Santa Claus)’dan kalma bir gelenek. Bilindiði gibi SintNiklaas Türkiye’de yaþamýþ bir din adamý. Bu adet Ýspanya’ya, Ýtalya’ya oradan da Avrupa’ya yayýlmýþ. Amerika da Sint-Niklaas’ý Noel Baba olarak adlandýrmýþ ancak Amerikalýlarýn Noel Babasý’nýn dinsel bir tarafý yok. Müslümanlar yýlbaþý olarak Muharrem ayýnýn 1’ini kabul ederler. Yeni yýl bu tarihte kutlanýrsa daha iyi olur kanaatindeyim. Peki Müslümanlar 1 Ocak’ta yýlbaþý kutlar mý, kutlarsa günah ya da haram mýdýr? Yukarýda anlattýðým gibi hiçbir dini anlam taþýmadýðýndan yýlbaþýný alkolsüz kutlamanýn, “yeni yýldýr” diyerek havai fiþek gösterilerine vs. gitmenin bence bir sakýncasý yoktur. Bu ayýn 10’unda Kurban Bayramýný kutlayacaðýz. Kurbanlarýnýzý Pakistan’a veya fakir akrabanýz varsa Türkiye’ye gönderip orada kestirmenizi tavsiye ederim. Þayet Belçika’da kesecekseniz, Belçikalý komþularýnýza da kurban eti götüreceðinizi umuyorum. Kurban bayramýnýzý candan kutlar, tüm insanlýða hayýrlar getirmesini dilerim. elçika Türk Dernekleri Birliði (BTDB)’nin kurucu baþkanlýðýný yapmýþ, 12 yýldýr Birlik içinde çeþitli görevlerde bulunmuþ ve son olarak BTDB’nin baþkanlýk görevini yürüten Rýfat Can ile Birliðin amaçlarý, hedefleri ve çalýþmalarý hakkýnda sohbet ettik. “Bu zamana kadar iki yýlda bir baþkan deðiþtirdik. Bu güne kadar 6 baþkan görev yaptý. Birçok eski baþkan arkadaþýmýz yeni seçilen baþkanýn yönetiminde baþka görevler aldý. Son dönemde arkadaþlarýmýn isteði üzerine yeniden baþkanlýða getirildim” diyen Baþkan Rýfat Can, BTDB’nin amaçlarýný sýraladý: “Belçika’daki Türk Toplumu’nun kurumsallaþmasýný hýzlandýrmak; Türk toplumunun Belçika toplumuyla bütünleþmesini saðlamak; hedef olarak da kurumsallaþmayý saðlamak; kuruluþlarýmýz vatandaþlarýmýzýn imkanlarý ölçüsünde verdiði yardýmlarla yaþamakta idi. Þimdi ise kabul edilmiþ bir kuruluþ olarak devletten almýþ olduðumuz ödeneklerle hizmet veriyoruz. Derneklerimizden aidat alma yerine, üye derneklere maddi yardýmda bulunuyoruz. Bu denli kurumsallaþmayý bugüne kadar herhalde hiç dile getiren olmadý. Biz dile getiriyor ve hedef ortaya koyuyoruz. Ýnþallah bunu da zaman içerisinde baþaracaðýz”. 1993 yýlý sonu itibariyle Beringen’de aktif faaliyet sürdüren BTDB, 6 Türk Kuruluþu’nun bir araya gelmesiyle kurulmuþ. Þu an Brüksel, Vlaams Brabant, Anvers ve aðýrlýklý olarak da Limburg Bölgesi’nde sosyal, kültürel, dini, sportif ve eðitim çalýþmalarý yürüten toplam 60 derneðin baðlý olduðu bir federasyon olarak hizmetlerini sürdürüyor. “Biz, derneklerimizden hiçbir maddi karþýlýk beklemeden yardýmcý oluyor ve çalýþmalarýný destekliyoruz. Üye derneklerin faaliyetlerini içeren iki dilli broþürler basýp daðýtarak onlarý tanýtýyoruz. Derneklerimize eðitimci, sosyolog, psikologlar getirtiyor, seminer ve konferanslar düzenliyoruz. Bunlarýn masraflarýný Birlik karþýlýyor” diyen Can, siyasi tutumlarýný da þöyle açýklýyor: “Saðcýsý, solcusu, futbolcusu, öðrencisi, genci, erkeði ve kadýnýnýn oluþturduðu aktif teþkilatlarýmýz var. Hepsini ortak paydada birleþtirip, temsil ediyor ve onlara hizmet ediyoruz. Türküz, Müslümanýz ve yaban- B cýyýz; bu üç unsur bizim ortak paydamýzdýr. Bunun için de biz kendimizi elbette merkezde görüyoruz. Türkiye’de yaðmur yaðdýðýnda burada þemsiye açan insanlar olmayacaðýz, ama Türkiye’de bir yangýn varsa onu söndürmek için var gücümüzle gayret edeceðiz. Türkiyenin günlük siyaseti ile etkimizin ve yetkimizin olmadýðý boþ hayallerle hop oturup, hop kalkmayý doðru bulmuyoruz.” “Toplumsal konularda özellikle sosyal alanda belediye, valilik, bakanlýklar vs. kapsayan bir çalýþma grubu ile sürekli toplanýyoruz. Bu esnada davetlilerle sorunlar tartýþýlýyor ve birlikte çözümler aranýyor. Böylece resmi kurumlara vatandaþlarýn sorunlarýný iletiyoruz.” EKÝP adýnda bir dergi yayýnlayan Birlik, yabancýlara yönelik çalýþmalar yapan pek çok kurumun toplantýlarýný takip ediyor. “Bu çalýþmalarý, bu kurullarýn takibini denizaltý’na benzetiyorum. Çünkü halkýmýz görmüyor ve bilmiyor. Bu kurullarýn aylýk veya iki aylýk toplantýlarý var, yabancýlar için çalýþmalar yapýlýp, oralarda kararlar alýnýyor. Bu kurullar önemli ve takip edilmesi gerekli yerlerdir” diyen Rýfat Can, Türk oluþumlarýnýn icraatta zayýf kaldýklarýný belirtiyor: “Bu ülkedeki insanlarýmýz arasýnda oturanlar yürüyenlerden daha fazla gürültü çýkarýyorlar. Biz kaba gürültünün iþe yaramadýðýný iyi bilenlerdeniz. Onun için bizim iþimiz, daha fazla çalýþmak, daha fazla üretken olmak, daha fazla topluma yardýmcý olmak.” PROJELER Ýþ Bulma projesi: 18 - 35 Yaþ arasýndaki gençlerimize iþ bulmak için baþlatýlan ve 4 yýldýr devam eden proje çerçevesinde bir çok insanýmýz iþe yerleþtirildi. Eðitim projesi: Belçika’nýn eðitim sistemi üzerinde velileri bilgilendirmek, gençleri üniversiteye teþvik etmek amacýyla çalýþmalar yapýlýyor. Yaþlanma projesi: Yaþlýlarýmýzýn hangi sosyal haklarý var, bunlardan nasýl faydalanabilirler, hangi kurumlardan yardým alabilirler, evde bakýma ihtiyaç varsa hangi þartlarda gerçekleþir, buradaki huzur evleri nasýl, bu kurum ve kuruluþlar gezdirilerek yerinde görüp, bilgilendirilmektedir. Gençlik projesi: Bir çok sahada gençlerimiz için projeler üretip, onlarla bu çalýþmalarý gercekleþtiriyoruz. Bu çerçevede: kültürel geziler, uyuþturucu ile mücadele, amatör tiyatro gruplarýmýzý profesyonelleþtirme v.b. çalýþmalar ortaya koyduk. Kadýnlar projesi: Türk bayanlarýnýn sosyal hayata aktif katkýda bulunmasý, eþler arasýndaki rol, bayanlarýn karþýlaþtýklarý problemler, bunlarýn çözüm yollarý üzerinde geliþtirilen bir proje çalýþmasýdýr. Gelecek sayýmýzda, Çaðdaþ Dernekler Federasyonu’nu konuk edeceðiz. Sayfa 21.qxp 04.01.2006 09:57 Seite 1 Ocak 2006 SPOR 21 Futbol zamaný Belçika Türk karmasý eleme karþýlaþmalarý Genk’te baþladý. Caner Özkara / GENK urkse Rangers tesislerinde düzenlenen futbol karþýlaþmasýnda Belçika Türk karmasý elemelerinde, Belçika’da üst düzey futbol takýmlarýnda top koþturan gençler biraraya geldi. T Brüksel Büyükelçisi Fuat Tanlay, Anvers Baþkonsolosu Gürol Sökmensüer, Türkiye Futbol Federasyonu Belçika Temsilcisi Beytullah Yöney ve diðer dernek temsilcilerinin de katýldýklarý maçta gençler, Belçika Türk karmasýna seçilebilmek için olaðanüstü efor sarfederek, futbolseverlere çok zevkli bir maç izlettirdiler. Maçýn baþýndan itibaren üstün oynayan KýrmýzýBeyaz takým, Mavi-Beyaz takým karþýsýnda sahadan Fatih (2), Burhan (2), Serdal ve Adem’in golleriyle 62’lik galibiyetle ayrýldý. Maçtan sonra Binfikir’e konuþan Turkse Rangers Onursal Baþkaný Cabbar Alkan, gelecek için çok umutlu olduðunu söyledi. Alkan, “Belçika’da T.F.F. adý altýnda 20 yýldýr bir federasyon bulunuyor. Ancak, bugüne kadar bu federasyon yeterli baþarýyý saðlayamadý. Biz bu federasyonu yeniden yapýlandýrarak, Hüseyin Dönmez baþkanlýðýnda yeni bir oluþum içerisindeyiz. Tüzük deðiþikliði ile geniþ kap- Anderlecht’te Serhat Akýn bilmecesi Ýlk yarýyý ikinci sýrada tamamlayan Anderlecht’te Serhat polemiði bitmiyor. enerbahçe’den Anderlecht’e transfer olan Serhat Akýn baþarýlý olmasýna raðmen oynamamasý ve “gidiyor-kalýyor” tartýþmalarýna neden oldu. F Teknik direktör Frank Vercauteren ile arasý gergin olan Serhat, ‘son 8 maçta oyundan alýnmak veya yedekte kalmaktan rahatsýzlýk duyduðunu, teknik direktörünün uyguladýðý’ ve ‘sözde rotasyon sistemini' yalnýzca kendine uyguladýðýný ve bunu dürüst görmediðini’ bu nedenle devre arasýnda Anderlecht’ten ayrýlabileceði ileri sürüldü. Anderlecht takým menajeri Herman Van Holsbeeck, Serhat’a bazý gazetelerde hocasý aleyhine yaptýðý açýklamalar nedeniyle ceza verileceðini söyledi. Bunun üzerine basýna yazýlý bir açýklama gönderen Serhat Akýn, hocasý hakkýnda konuþmadýðýný belirtti. Serhat Akýn’ýn ligin ikinci devresinde Anderlecht’te kalýp kalmayacaðý belirsizliðini hala koruyor. Yýlýn sporcularý Tom Boonen ve Kim Clijsters elçika’da geleneksel olarak yapýlan yýlýn sporcularý yarýþýný Tom Boonen ve Kim Clijsters kazandý. Belçika Spor Muhabirleri Derneði’nin düzenlediði bu yýlki seçimde bisikletçi Tom Boonen ilk kez, tenisçi Kim Clijsters ise beþinci kez yýlýn sporcusu ödülünü aldý. Erkeklerde motor yarýþçýsý Stefan E- B verts ile yarýþçý Sven Nys adaylar arasýndayken, bayanlarda atlet Kim Gevaert ve basketbol oyuncusu Ann Wauters adaylar arasýnda yerlerini aldýlar. Toplam 206 spor muhabiri ve ödül almýþ 11 eski sporcunun oylarýyla belirlenen yýlýn sporcularýndan Tom Boonen, ayrýca 2005 yýlýnýn “spor dünyasýnýn önemli þahsiyeti” ünvanýný da aldý. samlý, günümüz çaðdaþlýk anlayýþý içinde, Belçika’daki Türk spor kulüplerini bir çatý altýnda toplayýp, çalýþmalarýna katký saðlamak istiyoruz. Belçika’daki yetenekli gençlerimizi keþfedip, üst seviyedeki futbol kulüplerine ve milli takýmýmýza kazandýrmak için çaba sarf edeceðiz. Turkse Rangers’in ev sahipliði yapacaðý 19 Mayýs Atatürk Kupasý çalýþmalarýna þimdiden baþladýk” dedi. Atatürk’ün adýna yakýþýr bir turnuva düzenleyeceklerini belirten Alkan, tüm spor kamuo- yundan destek beklediklerini ifade etti. Kýrmýzý-Beyaz takým: Murat, Ercan, Çetin, Ferhat, Burhan, Burak, Adem, Fatih, Serdal, Zekeriya, Murat K. Mavi-Beyaz takým: Hüseyin, Engin, Ümit, Mert, Ceyhun, Muhammed, Mikail, Lokman, Serdar, Gökhan, Hakan EUROAslan Belçika’da kükrüyor Haber Merkezi rüksel’de açýlýþýný Galatasaray Spor Kulübü Baþkaný Özhan Canaydýn ve Ergun Gürsoy’un yaptýðý Avrupa Galatasaraylýlar Derneði Baþkaný Taþkýn Kökten “Avrupa coðrafyasýnda yaþayan GS spor kulübü taraftarlarý olarak, gönül verdiðimiz takýmýmýza her þart ve koþul altýnda destek olmak, birlik beraberlik ruhunu en üst seviyede tutarak kültürel deðerlerimizin ýþýðýnda Avrupa’nýn en büyük sivil taraftar toplum oluþumunu kurarak Galatasaray’ýmýzýn büyüklüðüne güç katmak istiyoruz” dedi. B Ultraslan Türkiye’de kurulan bir oluþumdu. Bizler her ne kadar ortak deðerlere sahip olsak ta Avrupa’da yaþayan Türkler olarak olaylarý deðerlendirme açýlarýmýz kimi zaman farklý olabiliyor. Bunun neticesinde deðerleri ve kurallarý bizler tarafýndan konulan yeni bir hareket baþlatmaya karar verdik. Bunun adýný da Avrupa’da yaþadýðýmýz için EUROAslan koyduk” diye konuþtu. Kuruluþ aþamasýnda olan Belçika Jön Kartallar ile sürekli irtibat halinde olduklarýný söyleyen EUROAslan Baþkaný Kökten, Jön Kartallar’la her türlü desteðe açýk olduklarýný belirtti. Sayfa 22.qxp 04.01.2006 10:00 Seite 1 Ocak 2006 GÜLEN FÝKÝR GÜLEN ÇOCUK 22 þüpheli ve güvensiz yaklaþýmlardan kaçýnarak gözlemlemelisiniz. Çocuklarýn yaþadýklarý ortamlar, daha önceki çalýþmalardaki sözcük zenginlikleri size fikir verebilir. 3) Anlatmaya baþladýðýnýzda sözcükleri özenle söyleyin. Vurgular yapýn. Filiz TOSYALI Çocuklarýmýzý güldürelim Sevgili anne babalar, çocuklarýmýzý güldürmek için fýkra anlatýrken bazý þeylere dikkat etmemiz gerekiyor. 1) Önce fýkranýn içindeki bütün sözcükleri bilip bilmediklerini araþtýrýn. Bilmedikleri nesnelerin ya da duygularýn sözcüklerini onlara anlatýn. Çok kýsa bir zamanda nesneleri tanýmalarýný saðlayýn. Sevinç, heyecan, baþarý, özlem, telaþ, acýma, v.s duygularýný tattýrýn. Yani öðretin. 2) Anlatmaya baþlamadan önce fýkranýn içinde bilmedikleri sözcük olmadýðýndan emin olmalýsýnýz. “Bu sözcüðü bilmiyor olabilirsiniz” gibi 4)Çocuklarýn dikkatlerini daðýtmadan, daha önce tasarladýðýnýz sözcüklerle anlatýn ya da okuyun. 5)Kahkahalarýný duymanýz yetmemeli. Anladýklarýndan emin olmak için bir süre yine gözlemlemelisiniz. 6)Anlattýðýnýz fýkralarý onlarýn arkadaþlarýna ya da size anlatmasýyla ilgili bir çalýþma yapmak istiyorsanýz, ayný günde iki fýkradan fazla anlatmayýn. Size anlatmak istediklerinde anlatacaklarý fýkralarý iki fýkra içinden seçmelerine fýrsat verin. 7) Bu çalýþma içinde kendilerinin daha önceden bildikleri fýkralarý anlatmak isteyenlere bunun özel bir çalýþma olduðunu söyleyerek sonra onlarýn fýkralarýný da dinleyeceðinizi açýklayýn. Ders arasýnda size anlatmalarýný isteyebilirsiniz. Fýkralarýný beðendiðinizde onlara baþka bir gün kendi fýkralarýný anlattýrýn. 8)Fýkra anlatmanýn ve dinlemenin ya da okumanýn; eðlenmek ve neþelenmek için yapýldýðýný hiç aklýnýzdan çýkarmadan eðitiminize devam edin. ÇOCUKLUK Ýnsan her istediðini Hiç bir zaman alamaz. Sevdiðine kavuþsa Bazen parasý olmaz. Oyuncak bir bebeði Özlerken yüreðimde Bazen bir top bulurum Ýki küçük elimde. MEVSÝMLER Aðaç çiçek açýnca Çiçek koku saçýnca Yaprak daldan uçunca Kuþlar kara konunca Bahar yazý çaðýrýnca Yaz sonbahara baðýrýnca O da kýþý kovunca Dünya dönüp-durunca Dört mevsim yaþanýyor. Not: (hiç durmadan dönme anlamý çocuklara açýklanýr) ÇOCUKLUK Çocukluk güzel bir þey, Onunla sevinirim. Her çocuk gibi ben de Hemen büyümek isterim. Bilirsek biz gerçeði Asla mutsuz olunmaz Yaþam böyle bir þeydir... Her istediðine kavuþulmaz... TEKERLEME SARI KADIN Sekiz sarý Sakýz kadýn, Sarmaþýk. Sekiz sarý Sakýz kadýn, Arma þýk. Sekiz sarý Sakýz kadýn Aþýk. Sekiz sarý Sakýz kadýn Þýk. FÝKÝRCÝKLER Savaþ/ANVERS (4) Melisa/ANVERS (10) Catherine/NAMUR (8) Sevgili çocuklar Bu sayfada yayýnlanmasýný istediðiniz resim, þiir, öykü ve yazýlarýnýzý Rue Max Roos 39, 1030 Schaerbeek/ Bruxelles posta adresine ya da [email protected] e-posta adresine gönderebilirsiniz. Sayfa 23.qxp 29.11.2005 02:41 Seite 1 Sayfa 24.qxp 03.01.2006 13:34 Seite 1
Benzer belgeler
Mart 2006 - Binfikir
Belçikalýlarý ikna etmeye yetme- Bölgesindekilerden(%5) daha 2005'i mumla aramayýz.
miþ.
iyimserler.
Binfikir
Ýþsizliðin azalacaðýna ise
Şubat 2007
- Dünyanýn dört yanýnda binlerce çýplak insaný kamuya açýk
alanlarda fotoðraflayan Spencer
Tunick Belçika’ya geldi.
HAZÝRAN
- Belçika Dýþiþleri Bakaný Karel
De Gucht’un, Hollanda
Baþbakaný Jan Pete...
Temmuz 2006
rkçýlýk, kin, nefret ve þiddet dolu günlere bir nokta
koymanýn tam zamaný. Belçika’nýn üzerinde
dolaþan kara bulutlar yerini güneþli günlere býrakýyor. Okullar tatile girdi. Belçikalý Türkler her y...