Ekim 2006 - Binfikir
Transkript
Ekim 2006 - Binfikir
03.10.2006 10:36 Seite 1 RECHTERBOVENHOEKJE.eps 26/09/2006 15:27:43 Siyasilere Nasreddin hikayeleri Tayland mý daha uzak Brüksel mi? Hoca’nýn Brüksel’e geliþi de tam Adaylara çaðrýmdýr; önce kendini sonra partini taný, bana öyle gel... hocalýk olmuþ. Tam seçim kampanyasýna denk gelen Hoca’nýn geliþini fýrsat bilen Türk halký, Nasreddin’den öðüt istemiþ… 5 Erdem RESNE Benim de hayallerim var Belçikalý Türkler ile ilgili hayallerimden seçimlerle ilgili olan bir kaçýný sizlerle paylaþmak istiyorum... Daha cok bilgi icin 23cu sayfaya bakiniz. 7 Fikret AYDEMÝR Erdinç UTKU 19 Valon Bölgesi Baþbakaný ve PS Baþkaný Elio Di Rupo gazetemize konuþtu: www.binfikir.be Sayfa 1.qxp ÜLKENÝN DENGEYE ÝHTÝYACI OLDUÐUNU DÜÞÜNEN CÝDDÝ BÝR PARTÝYÝZ Okuyun, bir fikir edinin Sayý 11 - Ekim 2006 Sabredin az kaldý... Kurtuluyoruz izi çok iyi anlýyoruz; adaylarýmýz iþi iyice çýðrýndan çýkardýlar. Sabredin, 8 Ekime çok az kaldý, bu curcuna yakýnda sona eriyor. Ayný partide olduklarý halde birbirini karalayanlardan, afiþlerini söken ve diðer adayýn afiþinin üzerine afiþ asanlardan ya da haç iþareti yapanlardan, rakip adaylar hakkýnda asýlsýz karalama kampanyalarý baþlatýp çamur atanlar ve medyada yer almak için bin takla atanlardan, her türlü þaklabanlýðý yapanlardan ve esnafý afiþleriyle bezdirip illalah dedirtenlerden 8 Ekim Pazar günü kurtuluyoruz. Ama siz yine de sandýk baþýna gidip demokratik hakkýnýzý kullanýn, yaþadýðýnýz mahallenizdeki geleceðin yönlendirilmesine katkýda bulunun. Unutmayýn boþa atýlan, ya da kullanýlmayan her oy ýrkçý partilerin ekmeðine yað sürüyor. Þimdiki baþkan Patrick Jansens(sp.a) ile Filip Dewinter’ýn(Vlaams Belang) baþkanlýk mücadelesi verdiði ýrkçý parti Vlaams Belang’ýn kalesi konumundaki Anvers’teki Türklerin çok daha bilinçli ve dikkatli oy kullanmasý 4’te gerekiyor. S editör’den Eðrisiyle doðrusuyla uzun bir seçim kampanyasý döneminin sonuna geldik. Hem seçime katýlan aday hem de seçmenler olarak seçim kültürümüzü tüm özellikle3’te riyle yansýttýk bu süreçte... osyalist olmak, eþitlik, özgürlük ve hoþgörü kavramlarýný savunmaktýr. Yani bizde aþýrý saðcýlara yer yok. PS evrenseldir ve her kökenden insaný kucaklamayý artý olarak görüyor. Türkler Belçika’da köklüce yerleþmiþ olduklarý için listelerimizde de iyi yerlerde bulunmalarý gayet doðal, bilhassa Brüksel’de. Bu adaylar ilerici ve bizim eþitlik ve dayanýþma ilkelerimizi benimsiyorlar. 12-13 ’te S 100 BÝN YÜREK HOÞGÖRÜ ÝÇÝN TEK SES OLDU Gent, Brüksel, Charleroi ve Anvers’te Belçika yerel seçimlerinden tam bir hafta önce “ýrkçýlýðý kýnamak ve hoþgürüyü yaymak” amacýyla düzenlenen 0110 konserlerine yaklaþýk 100 bin kiþi katýldý. Dünyanýn gözü Anvers’te 8 Ekim 2006 Belçika yerel seçimlerinde bütün dünyanýn merakla izlediði Anvers belediye baþkanlýðý mücadelesi gittikçe kýzýþýyor. 3’te 17’de Sayfa 3.qxp 03.10.2006 10:42 Seite 1 Ekim 2006 3 GÜNDEM Dünyanýn gözü Anvers’ten çýkacak sonuçta Jansens mý yoksa Dewinter mý? editör’den [email protected] Haber Merkezi lamanca yayýn yapan devlet televizyonu VRT ve Flamanca yayýmlanan Gazet van Antwerpen gazetesinin yaptýðý kamuoyu yoklamasýnda Anverslilerin %38’inin þimdiki Belediye Baþkaný Patrick Jansens’ýn (sp.a) baþkan olarak kalmasýný istediði ortaya çýktý. Jansens’ýn en büyük rakibi ýrkçý parti Vlaams Belang’dan Filip Dewinter ise % 14’de kaldý. Partrick Jansens (sp.a-Spirit) en popüler politikacý olarak Anverslilerin belediye baþkaný olarak görmek istedikleri ilk sýradaki siyasetçi olarak partisi % 23.2 oy alabilmesine karþýn kiþi olarak Anverslilerin % 38’inin desteðini aldý. Bu yüksek oran Jansens’ýn kendi partisi dýþýndaki seçmenler tarafýndan da desteklendiðini ortaya koyuyor. Özellikle VLD(Flaman Liberalleri), CD&V(Flaman Hristiyan Demokratlarý) ve Groen!(Yeþiller) Partili seçmenlerin bir kýsmý baþkan olarak kendi adaylarý yerine Jansens’ý görmek istiyorlar. Irkçý parti Vlaams Belang taraftarlarý ise kendi adaylarý Filip Dewinter’in baþkanlýðýný tercih ediyorlar. Bilindiði gibi Belçika’da Tür- F Serpil Aygün Seçim kültürü Patrick Janssens, Sp.a’nýn Türk adaylarý Güler Turan ve Þener Uðurlu ile birlikte geçtiðimiz günlerde Anvers Nord Camii’ni ziyaret etti. kiye’de olduðu gibi belediye baþkaný seçimi yapýlmýyor. Seçilen Belediye Meclisi üyeleri ve alýnan oy sayýsý doðrultusunda yapýlan koalisyon görüþmeleri sonunda baþkan belirleniyor. Ancak bu seçimler ýrkçý partinin oylarýný artýrmasý nedeniyle Anvers’te þimdiki belediye baþkaný Patrick Jansens ile ýrkçý Filip Dewinter arasýndaki bir mücadele gibi geçiyor. VRT ve Gazet van Antwerpen kamuoyu yoklamasýnda partile- rin aldýklarý oy oranlarý ise söyle: Irkçý Vlaams Belang –Vlott ittifaký 2000 yýlýndaki seçimlere göre oylarýný % 1.2 arttýrarak % 34.2’ye çýkardý. Partrick Janssens’ýn liste baþýnda bulunduðu bulunduðu Sp.aSpirit ittifaký oylarýný 2000 yýlý seçimlerine göre % 3,7 arttýrarak % 23.2’ye çýkardý. VLD-Vivant ittifaký % 14.8 (% 3.7 düþüþ) , CD&V % 13.9 (% 2,8 artýþ), Groen! Ýse % 8.3 (% 2.8 düþüþ) Eþit Haklar Bakaný Grouwels: Kadýnlara oy verin Serpil Aygün rüksel Hükümeti Eþit Haklar Bakaný Brigitte Grouwels (CD&V-Flaman Hristiyan Demokrat Parti), 8 Ekim yerel seçimlerine 10 gün kala “kadýnlara oy verin” kampanyasý baþlatý. Belediye Baþkaný ve encümeni olarak daha çok kadýnýn karar alma mekanizmasýnýn B ðrisiyle doðrusuyla uzun bir seçim kampanyasý döneminin sonuna geldik. Hem seçime katýlan aday hem de seçmenler olarak seçim kültürümüzü tüm özellikleriyle yansýttýk bu süreçte. 8 Ekim Pazar günü bizi 6 yýl boyunca temsil edecek olan Belediye Meclisi üyelerini seçeceðiz. Seçmek ve seçilmek demokrasi kültürünün bir ürünüdür. Bizler bu kültürün neresindeyiz tartýþýlýr, ancak þu bir gerçek ki adayýmýzla seçmenimizle toplumsal çýkarlarýmýzý deðil bireysel çýkarlarýmýzý düþünerek oy kullanýyoruz. Seçmek ve seçilmek Seçmen oy vereceði demokrasi kültürüadayý ya kendisine gösnün bir ürünüdür. terilen bireysel yakýnlýkBizler bu kültürün la ya hemþehrisi olduðu için ya da resmi kurumneresindeyiz tartýlarda bir iþini hallettireþýlýr, ancak þu bir ceði için tercih ediyor. gerçek ki adayýKimileri ise çok ümitsiz, mýzla seçmenimizle “zaten hiç bir aday iþ yapmayacak. Bu aday toplumsal çýkarlarýhiç olmazsa yanýmýza mýzý deðil bireysel gelip bizimle sohbet çýkarlarýmýzý düþüediyor, halimizi hatýrýnerek oy kullanýmýzý soruyor” þeklinde yoruz. oy vereceði adayý tanýmlýyor. Kimileri ise penceresine afiþini asmasýna izin verdiði adayý peþinen borçlu çýkarýyor ve “ biz size yardýmcý olduk, siz de bizim þu iþimizi halledin” diyor. Oy kaygýsý içinde olan adaylar da çaresiz ne yapabileceklerini anlatýyorlar. Bir de afiþ savaþlarý var ki, dostluk ve centilmenlik sýnýrlarýný çoktan aþmýþ durumda. Manþet haberimizde de okuyacaðýnýz gibi kimi adaylarýn afiþleri üzerinde alýnlarýna haç iþareti yapýlýrken, kimilerinin de gözleri oyuldu. Hatta yabancýlarýn mahallerlerinde Belçikalý adaylarýn afiþlerinin barýndýrýlmadýðý da duyumlarýmýz arasýndaydý. Bir afiþleme çýlgýnlýðý içinde “kendi afiþimi en çok nasýl asabilirim” kaygýsýyla yaratýlan görüntü kirliliði ise bu sürecin en can sýkýcý yanlarýndan biri oldu. Kafanýzý ne tarafa çevirirseniz çevirin, kurtuluþunuz yok, hep ayný yüzler size doðru bakýyor ve mümkün olduðunca sempatik olmaya çalýþarak oylarýnýza talip oluyor. Tüm bu negatif gözlemlerin yanýnda seçim kültürümüzde olumlu deðiþimler de yaþanýyor. Genç, eðitimli ve yaptýðý iþin farkýnda olan yeni nesil bir politikacý kuþaðý da yetiþmeye baþlýyor. Geliþigüzel vaatlerde bulunmayan, sorunlarýn farkýnda, çözüme ne kadar katkýda bulanabilecekleri konusunda araþtýrmaya, bilime güvenen bu gençlere þu anda toplum ne kadar raðbet eder bilemiyorum ama umarým bu gençler politik kültürümüzün ve devamýnda seçim kültürümüzün de deðiþmesinde katký saðlarlar. Seçimlere az bir zaman kaldý. 8 Ekim Pazar günü kullanacaðýmýz oylarýn kendimize ve geleceðimize atýlan oylar olduðunu unutmayalým. Seçeceðimiz adaylar 6 yýl boyunca Belediyede bizlere hizmet edecekler. Bu bilinçle oy kullanýrsak sanýrým toplumsal bir sorumluluðu yerine getirmiþ oluruz. E içinde görmek isteyen Bakan Grouwels, 28 Eylül’de baþlattýðý ve 98 yere asýlan afiþ kampanyasý ile listelerde ve yönetim kademelerinde erkek adaylardan geride kalan kadýn adaylara dikkat çekmek istiyor. Kadýnlarýn erkeklerden daha iyi politika yaptýðýný iddia etmiyorum diyen Bakan Grouwels, “ancak kadýnlarýn erkeklerden farklý bir bakýþ açýlarý var. Ben de yönetsel kademelerde bu farklýlýktan faydalanalým, diyorum. Kadýnlar ve erkekler birlikte yönetelim, diyorum. Kadýnlarýn ve erkeklerin farklý yeteneklerini yönetimde dengeli bir þekilde deðerlendirilsin istiyorum” dedi. Bakan Grouwels’ýn basýn toplantýsýnda Türk danýþmaný Nebahat Acar da hazýr bulundu. Sayfa 4.qxp 03.10.2006 10:47 Seite 1 4 Ekim 2006 GÜNDEM Sabredin az kaldý KURTULUYORUZ Haber Merkezi [email protected] Ölmeseydi bir kilo çikolata alacaktý O’na ürkiye’de ve Avrupa’da Türk kadýnýn konumu’ baþlýklý konferansa konuþmacý olarak Brüksel’e gelmiþti. Kitleler O’nu Kadýnýn Adý Yok kitabýyla tanýmýþtý. Modern erkekler bile yazdýklarýna çok tepki göstermiþ «n’olacak feminist deðil mi ?» demiþlerdi, hatta erkek düþmaný olduðunu iddia edenler bile olmuþtu. O yýlmadý, gerçekleri romanlarýnda yazmaya devam etti, hatta Aslýnda Aþk da Yok diyerek pembe hayallerimize de bir darbe indirdi. Anladýðýnýz gibi gazeteci Duygu Asena’dan bahsediyorum. Oturum moderatörlüðü yaptýðým bir konferansta bugüne kadar konusuna hakim, düþüncelerini bu kadar akýcý ifade eden, dilimizin ucundakileri nasýl soracaðýz demeye kalmadan cevap veren, erkeklere söyleyecek bir þey býrakmadan savlarý sýralayan bir konuþmacý daha görmedim. Hatta en katýlýmcý olanlarda erkekModern erkekler lerdi. Altay Manço ve bile yazdýklarýna Yakup Yurt arkadaþlarýçok tepki göstermýzýn hayatý paylaþmakla miþ «n’olacak ilgili ve göçmen kadýnlafeminist deðil rýn yaþamlarýndaki zorluklarla ilgili tespitleri mi?» demiþlerdi, hala kulaklarýmda. hatta erkek düþAkþam yemeðinden maný olduðunu sonra konferansý düzeniddia edenler bile leyenler, birkaç gazeteci olmuþtu. arkadaþ ve benim Türkiye’ye dönmüþ arkadaþlarýmdan buraya tatile gelen bir çiftle birlikte Ultime Atome diye bir kafeye bir þeyler içip sohbet etmeye gittik. Türkiye’den gelen arkadaþým tiramusuyu özlediðini ama çok kalorili olduðundan çekindiðini söyleyince Duygu Asena’da ilgilendi. «Ben de böyle þeyleri severim ama kalçalarýma yapýþýp kalacak diye suçluluk duygusuna kapýlýrým» dedi. Bir konsensusa varýp bir tiramusu alýp paylaþtýk. Böylece suçluluk duygusunu da bölüþerek paylaþmýþ olduk. Sonra sohbet, sigarayý býrakýp da geri baþlayan Beyhan arkadaþýmýzla devam etti. Duygu Asena kendisinin de sigarayý býraktýðýný hatta ilk zamanlar televizyonlardaki kampanyalarda sigaranýn zararlarýný anlattýðý bir dönemde de bir arkadaþýnýn yatýnda elinde sigarayla görüntülendiðini anlatmýþtý. «Düþünebiliyor musunuz bangýr bangýr sigara zararlý diye kampanya yapýyorsunuz sonra da nefsinize sahip olamýyor ve elinizde sigarayla kaçamak yaparken görüntüleniyorsunuz, ne rezalet» demiþti. Bu arada Beyhan’ý sigarayý býrakmaya ikna etmeye çalýþtý ve O’nun çikolatayý sevdiðini öðrenince, býrak þu illeti, benden sana en iyisinden bir kilo çikolata demiþti. Aradan on yýl geçti. Geçen gün Beyhan Brüksel’e geldi, yemeðe gittik. Sigara içilen tarafa oturmamýzý isteyince Duygu Asena’nýn bu yaz öldüðünü söyledim, duymamýþtý. Sonra on yýl önce konuþtuklarýmýzý hatýrlattým. “Býrak þu sigarayý Duygu Asenan’nýn hatýrýna, çikolata benden” dedim. ‘T erel seçimler yaþadýðýmýz mahallenin sorunlarý ve çözümü konsunda direkt olarak etkili olabileceðimiz seçimlerdir. Ýlk kez bu seçimlerde AB dýþý ülkelerden gelenler de bazý koþullarý yerine getirmeleri durumunda oy kullanabiliyorlar. Her ne kadar bu seçme hakkýna gösterilen ilgi az olsa da, bu seçimler bu açýdan ilk olma özelliðiyle de önemli. Belçika’da 40 yýlý aþkýn zamandýr yaþayan bizlerin Belçika siyasi yaþamýna etkin olarak katýlmasýnýn zamaný geldi de geçiyor bile. Türklerin yoðun olarak yaþadýðý bazý belediyelerde bazý Türk adaylarýn adý geleceðin Y Nasýl oy kullanacaksýnýz Flaman Bölgesindeki belediyelerde oy kullanma iþlemi Flamanca, Valon Bölgesindeki belediyelerde ise Fransýzca olarak yapýlýyor. Brüksel Bölgesinde ise seçmenler Fransýzca ve Flamanca dillerinden birini tercih ediyorlar. Oylama iþlemi çoðu yerde elektronik olarak gerçekleþiyor ancak hala kaðýt üzerinde oylama yapýlan yerler de var. Oy kullanma mantýðý her iki yöntemde de ayný. Elektronik oylamada manyetik kartýnýzý bilgisayara sokuyor, (Brüksel Bölgesinde dil seçiminden sonra) desteklemek istediðiniz partinin sýrasýný seçiyorsunuz; Listenin en üst kýsmýndaki bölümü iþaretleyerek oyunuzu seçtiðiniz bir partiye verebilir böylelikle o partinin yaptýðý liste sýralamasýný kabul etmiþ olursunuz. Tercihli oy kullanmak istiyorsanýz, seçtiðiniz partinin listesinden uygun gördüðünüz bir ya da daha fazla adayý (toplam aday sayýsýndan 1 az olmak koþuluyla) tercih edebilirsiniz. Klasik oylamada ise ayný iþlemi kaðýt üzerinde kalemle yapýyorsunuz. Belediye meclisi oylamasýndan sonra ayný þekilde il genel meclisi seçimini yapýyorsunuz. Oyunuzun geçerli olmasý için tek bir partiye vermeniz gerekiyor. Ayrýca vekil aracýlýðýyla da oy kullanabilirsiniz. Belediye Baþkaný olarak telaffuz edilmeye baþlandý. Beringen’de Selahattin Koçak ile Brüksel Saint- Josse’da Emir Kýr bu adaylarýn en þanslýlarý. Lennink kasabasýnda liste baþý yapýlan televizyon yapýmcýsý Bülent Samanlý listenin alacaðý oy sayýsýna göre baþkan olabilecekler arasýnda. Belçika’da oy kullanmak zorunlu. 8 Ekim seçimlerinde Belçika’daki belediye yönetimleri için sadece Flaman bölgesinde 37 bin aday yarýþýyor. Tüm Belçika’da ise yaklaþýk 61 bin aday mücadele ediyor. 309’u Flaman Bölgesi’nde, 262’si Valon Bölgesi’nde ve 19’u Brüksel Bölgesi’nde olmak üzere toplam 589 belediye meclisi için seçim yapýlacak. Türklerin yoðun olarak yaþadýðý ve þimdiki Belediye Baþkaný tarafýndan “Belçika’daki Türklerin baþkenti” olarak adlandýrýlan Schaerbeek’te ise deðiþik partilerden 19 aday listelerde yer alýyor. Saint-Josse’da ise 13 Türk aday var. Belçika çapýnda 160’ý aþkýn Türk aday Türklerin yoðun bulunduðu yerlerde aday listelerinde boy gösteriyorlar. Aday sayýsýnýn çokluðu ve oylarýn bölünme tehlikesi uyarýlarý pek kabul görmezken, aday sayýsýndan ziyade adaylarýn kendilerini tanýtým yöntemleri sorgulanmaya baþlandý. Schaerbeek Ecolo adayý Nurinnisa Balcý’nýn da dediði gibi “Schaerbeek’te 62 bin seçmen var, bunu 8-10 bini Türk. 19 Türk adayýn olmasý gayet normal. Saint- Josse’da ise nüfusun neredeyse % 25’i Türk. Oradaki aday sayýsý da fazla deðil, normal yani. Ancak normal olmayan Türk ve diðer yabancý kökenli adaylarýn bu kadar ön plana çýkmasý neredeyse teþhirciliðe varacak bir boyutta abartýlý bir þekilde afiþ asmalarý...” Günübirlik aday olanlara, sadece seçim zamaný ortalýða çýkýp listelerde yer alan ama seçim sonrasý bir daha ortalarda gözükmeyenlere hem deneyimli politikacýlar hem de halk tepkili. Seçmenin saðduyulu davranýp, eskilerden baþarýlý çalýþmalara imza atanlarý oylarýyla ödüllendirmesi verilen þansý iyi kullanmayýp hizmette sýnýfta kalanlarý kenara çekmesi ve bunlarýn yerlerine listelerde yer alan iyi eðitim görmüþ, yerel yönetimlerde çalýþmýþ ve sürekli halka hizmet etmiþ yeni adaylara þans tanýmasý bekleniyor. Belçika’da yerel seçimler ve il genel meclisi üyeliði seçimleri 6 yýlda bir, bölgesel seçimler 5 yýlda bir, Federal seçimler 4 yýlda bir ve Avrupa Parlamentosu seçimleri ise 5 yýlda bir yapýlýyor. 8 Ekim 2006’daki belediye meclisi üyeliði ve il genel meclisi üyeliði seçiminden sonraki ilk seçim, 2007 yýlýnda yapýlacak olan Federal seçimler. Bölgesel seçimler ve Avrupa Parlamentosu seçimleri ise 2009 yýlýnda yapýlacak. Sayfa 5.qxp 03.10.2006 11:13 Seite 1 Ekim 2006 5 GÜNDEM oca’nýn Brüksel’e geliþi de tam hocalýk olmuþ. Tam seçim kampanyasýna denk gelen Hoca’nýn geliþini fýrsat bilen Türk halký, Nasreddin’den öðüt istemiþ… Öncelikle heykelini seçim malzemesi yapýp “çirkin yüzünü” gösteren siyasetçilerimizi sormuþlar Hoca’ya, o da anlatmýþ hikayesini: Hoca evlenecek fakat gelinin yüzünü henüz görmemiþtir. Duvaðý kaldýrdýðýnda içi kan aðlar: hayatýnda gördüðü en çirkin yaratýk karþýsýndaki! Gelin de aile’de kimler mahrem deðil diye öðrenmek ister ve sorar: “Hocam artýk senin emrindeyim, yüzümü kimlere gösterebilirim?” Hoca cevap verir: “Vallahi kimlere istersen göster de bana gösterme!” Korkarým ruhu olsaydý heykel de kendisini zorla sahiplenmek isteyenlere bu cevabý verirdi… Ardýndan iki yýl milletvekili olup da tek yasa tasarýsý sunmayan Emin’i sormuþlar Hoca’ya, þu hikayeyi hatýrlatmýþ: Hoca Nasreddin yolda giderken yorgun düþer ve bir köyde durur. Köylüler sevinir, þanlý Hoca’yý aðýrlamak ister fakat köy fakir mi fakir. Tüm köy halký elde ne varsa birleþtirip Hoca’ya akþam yemeði için ziyafet hazýrlar, Hoca baþ köþeye oturtulur, yemekler sunulur. Velhasýl yemekler Hoca’ya ancak yetecekken H [email protected] Siyasilere Nasreddin hikayeleri Öncelikle heykelini seçim malzemesi yapýp “çirkin yüzünü” gösteren siyasetçilerimizi sormuþlar Hoca’ya, o da anlatmýþ hikayesini... Hoca önce çorbaya dalar: “ohhh, öldüm!”. Ardýndan pilavý tadar: “ahhh, öldüm!” Köylülerin içi gider de susarlar, Hoca ise tatlýlarý götürüp “ohhh, öldüm” diye baðýrýnca, köylünün biri dayanamayýp seslenir: “Hoca, biraz da biz ölsek be!” Halk Emin’e seslenmiþ, “oylarýmýz sayesinde çalýþmak o kadar kolay ise, biraz da biz çalýþalým be!” Ardýndan her seçim kampanyasýnda yaratýcýlýk peþinde koþan Halis’i sormuþlar. Nasreddin yine baþýndan geçeni anlatmýþ. Hoca bir gece yataðýnda uyurken hanýmý, “kocacýðým az ilerler misin? Yerim kalmadý” der. Hoca kalkar, gece yarýsý sokaða çýkar ve dondurucu soðukta öylece yürür, ta ki sabah köylünün biri sorana dek: “Hocam, çýn sabah nere gidersin?”. Hoca da “Bilmiyorum” der, “sen bizim eve git de hanýma sor, daha gideyim mi?” Eh be Halis, yaratýcý ol dediysek bu kadar da deðil, yeter hadi CD güzel olmuþ… Bir de henüz siyasete atýlamadan siyasetten atýlan Derya’yý sormuþlar. Efendimiz anlatmýþ: Hoca bir gün piþirdiði fasülye tenceresini komþuya göndermek üzere oðlunu çaðýrýr. Fakat tencereyi vermeden yaklaþmasýný ister ve çocuða Osmanlý tokadýný patlatýr. Gürültüyü duyan halk kapýya gelir, Hoca’ya kýzar: “hiçbir þey yapmayan çocuða neden vurdun?”. Hoca cevap verir: “fasülye’yi yollayacaktým, eðer döktükten sonra vursaydým iþe yaramazdý ki, þimdi dikkatli olup dökmez!” Bak her olayda hayýr vardýr Derya’cýðým, ilerde dikkatli olursun… Son olarak da birbirlerini kötüleyen Türk siyasetçilerini nasýl gördüðünü sormuþlar Hoca’ya. Nasreddin anlatmýþ: Büyük bir gürültüyle paniðe kapýlan kýzý Hoca’ya sorar: “Baba ne oldu”. “Biþey yok kýzým, merdivende kavuðu düþürdüm” der Hoca. Kýz þaþýrýr: “ilahi Baba, kavuk o kadar gürültü yapar mý?” “Ýçinde ben olursam yapar kýzým!” Anlayana… ‘Altý yýlda çok þey öðrendim, deneyimlerimden toplumun yararlanmasýný istiyorum’ ek olarak toplumumuzu yakýndan ilgilendiren konularda da çalýþmalar yaptým. Brüksel’e Nasrettin Hoca heykelinin dikilmesini saðladým. Bu heykel bizim Türk toplumuna bir 40. yýl jestidir. TRT-Int’i kabloya aldýrdým.Müslüman mezarlýðý açýlmasýna katkým oldu. Haber Merkezi infikir Bürosunu ziyaret eden ve “6 yýlda çok þey öðrendim. 6 yýldýr hiçbir konuda eleþtiri almadým. Bazý konularda yanlýþ anlamalardan kaynaklanan tepkiler olsa da, konu açýklýða kavuþunca Türk toplumu beni anladý. Sevse de sevmese de Türk toplumu “Harbi ve sözünün arkadýnda duruyor” diyor benim için. Schaerbeek’te ben 2. adamlýða oynuyorum. Tüm adaylar içinde bunu yapabilecek tek kiþi benim.” diyen Sait Köse Belediye Baþkan Yardýmcýlýðý döneminde yaptýklarýný ve seçildiði takdirde yapmak istediklerini Binfikir’e anlattý. B YAPACAKLARIM Belediye’de ikinci adam olmak istiyorum Birinci encümen yani. Bu alacaðým oy sayýsýna baðlý. Seçildiðim takdirde ise þunlarý yapacaðým; BÜTÇE AÇIÐINI KAPATTIM 2002 yýlýnda sadece maliye bana baðlýydý. 22 milyon Euro bütçe açýðý vardý. Bu bütçe açýðýný denletledik. Bunu yaparken de hiçbir okulu kapatmadýk, hiçbir belediye memuru greve gitmedi. Hiçbir hizmeti aksatmadýk. Schaerbeek’te 4 spor sahasý var. Birini sentetik yaptýk, diðerini çim saha yaptýk. 3.sü þu an inþaat halinde, sentetik yapýlýyor. Crossing stadýný ise yýkýp yeniden yapacaðýz. Bunlarýn yanýnda gençlere mini futbol vb. sporlarý yapabilecekleri sahalar da yaptýk. SAHALARI YENÝLEDÝM; YENÝ SPOR TESÝSLERÝ AÇTIM 2003 yýlýnda spor ve gençlik de benim sorumluluk alanýma eklendi. GENÇLÝK MECLÝSÝ OLUÞTURDUM Gençlik dernekleriyle iþbirliðini geliþtirdik. Spor Kulüplerine yapýlan yardým miktarýný arttýrdýk. Brüksel’de ilk kez Schaerbeek’te bir gençlik meclisi oluþturduk. 47 üyeli bu meclis aracýlýðýyla gençler sorunlarýný bize anlatýyor. Meclisin ele aldýðý ilk sorun polisle gençlerin problemleriydi. Polis komiserini davet edip, açýklama yaptýrdýk. Polisle gençler arasýnda diyalog gerçekleþti. Bu gençler meclisinde Türk üye de var. Demokratik partilerin gençlik kolu baþkanlarý ise bu meclisin otomatik üyesi. Bunlar benim sorumluluk alanýmda olan konulardaki yaptýklarým. Bunlara - Schaerbeek’e yeni ve modern bir okul - Josaphat Parký temizlenecek, yeni bir çevre düzenlemesiyle yüzü deðiþecek. - Çalýþanlara kreþ eksikliði var. Bir tanesi yýlbaþýnda açýlýyor. Ýlk yýlda 100 çocuða bakýlabilecek kapasite yaratacaðýz. - Pazar yeri sýkýntýsý yaþanýyor. Schaerbeek’teki Cuma pazarý için 500 esnaf sýrada bekliyor. Rue Josaphat’ta Perþembe günleri pazar kurulmasýný saðlayacaðým. Önceliði Schaerbeek esnafýna vereceðim. - Crossing stadýný sil baþtan yenileyeceðiz. Sayfa 6.qxp 03.10.2006 10:05 Seite 1 6 Ekim 2006 GÜNDEM ürkiye – Avrupa Birliði iliþkilerinde en çok tartýþma yaratan kurumlardan birisi Avrupa Parlamentosu’dur. Bunun önde gelen nedenini ise iç politikaya oynama gereði duyan, “Avrupa’nýn vicdaný” etiketi nedeniyle kendilerini diðer Birlik kurumlarýndan daha üstün gören bir psikolojiye sahip 732 parlamenterin “En iyisini ben bilirim, her iþin en iyisini ben yaparým” mantýðýyla hareket etmesi oluþturur. Uzun süredir, her yýl Türkiye raporu yayýmlayan AP, bu yýl kendini aþmayý baþardý. Hollandalý Hristiyan Demokrat parlamenter Camiel Eurlings, baðlý bulunduðu grubun da felsefesini yansýtan, sert ve eleþtirilerle dolu bir raporu, AB Komisyonu’yla da dirsek temasýnda kalarak hazýrladý. Raporun ilk halinde, Türkiye’nin yaklaþýk bir yýldýr AB konusunda baþarýlý bir performans göstermediði de düþünüldüðünde, kýyamet koparýlmasýný gerektirecek bir durum yoktu. Sýkýntý yaratan bir yapýya sahip olsa da genel manzarayý, klasik AP abartmasýyla yansýtan bir rapordu açýkçasý. Ne olduysa 4 Eylül’de Strasbourg’da gerçekleþtirilen AP Dýþiþleri Komisyonu oturumunda oldu. Bu Komisyon’un üyesi parlamenterler kelimenin tam anlamýyla coþtular. “Ermeni Soykýrýmý”nýn üyelik için ön þart sayýl- T [email protected] Gülsek mi aðlasak mý “Babacan” dediðimizde “Kim?”, “301. madde” dediðinizde “Ne?” diye soran mý ararsýnýz yoksa “Yahu bu 301. madde konusunda durmadan Türkiye’ye þu yapýlmalý, bu yapýlmalý diye açýklama yapýp duruyoruz. Maddenin içeriðini tam bilmiyorum. Artýk fýrsat bulup içeriðini okusam iyi olacak” diyen mi? masýndan tutun Pontuslara, Pontuslardan Süryanilere, Süryanilerden Yezidilere, Ege’deki it dalaþýndan türbana kadar ne ararsanýz girdi metne. En tartýþmalý konulardan biri olan soykýrým iddialarýnýn ön þart sayýlmasý konusundaki önergenin sahibi ise Belçikalý parlamenter Veronique de Keyser’di. Bu toplantýnýn ardýndan ise Tür- kiye’den gelen tepkilerin de etkisiyle ortalýk birbirine girdi. Öyle bir ortam oluþtu ki, verilen 343 deðiþiklik önergesinin büyük bölümünün kabulüyle, hazýrladýðý rapor tanýnmaz hale gelen Eurlings bile “Belgenin bu hali içime sinmiyor” demek zorunda kaldý. Bu süreçte bir çok parlamenterle ve AB yetkilisiyle temasýmýz oldu. Bu temaslar Türkiye açýsýndan çok önemli olan bu sürece þekil veren bazý isimlerin Türkiye’yi tanýma düzeylerinin gerçekten içler acýsý olduðunu bir kez daha ortaya koydu. “Babacan” dediðimizde “Kim?”, “301. madde” dediðinizde “Ne?” diye soran mý ararsýnýz yoksa “Yahu bu 301. madde konusunda durmadan Türkiye’ye þu yapýlmalý, bu yapýlmalý diye açýklama yapýp duruyoruz. Maddenin içeriðini tam bilmiyorum. Artýk fýrsat bulup içeriðini okusam iyi olacak” diyen mi? Rapora son hali verilene kadar bütün bunlara ek olarak bol miktarda “U dönüþüyle” de karþýlaþtýk. De Keyser de bu dönüþü gerçekleþtirenler arasýndaydý. Sen önce “soykýrým” konusunu Türkiye’nin önüne üyelik için ön þart olarak koyan bir deðiþiklik önergesi ver ve bunun metne girmesini saðla ardýndan da kendi deðiþiklik önergen sayesinde oluþan paragrafýn silinmesi için bir önerge daha ver. Anlamak mümkün deðil.. Türkiye, AB açýsýndan gerçekten önemli bir konu. Bu süreç, sýð yaklaþýmlarla, kredibilite sorunu yaratýp güven bunalýmý yaratacak giriþimlerle ya da “Biz yaptýk oldu” mantýðýyla yürümez. Olasý bir kopmanýn bedelini de sadece Türkiye ödemez. Eylül komedisi, Avrupa’yý ciddiyete davet etmeyi gerektiriyor. HALÝS Ben siyasete uzun vadeli KÖKTEN: amaçlar için atýldým Binfikir Bürosunu ziyaret eden Halis Kökten yaptýklarýný, yapacaklarýný, siyasete niçin girdiðini ve CDH’ý niye seçtiðini ayrýntýlý bir þekilde Binfikir’e anlattý. Espriden arýndýrýlmýþ gayet ciddi bir ortamda gerçekleþen sohbette, genellikle mizahi yazýlarda sitemizde yer alan Kökten’in anlattýklarýna her hangi bir mizahi unsuru karýþtýrmadan olduðu gibi aktarýyoruz. iyasete ilk baþladýðým zaman FDF partisinden Saint-Josse belediye meclis üyesi seçildim. Bu parti daha sonra MR olarak çatý partisinde birleþti. MR partisinin bana ve Türk toplumumuza yönelik ciddiyetsizliðini görerek yollarýmý ayýrdým. Ayrý bir kulvarda mücadelemi yürütmek için cdh partisini seçtim. CDH, merkezi bir parti, çokkültürlü, inançlara saygýlý ve tüm kültürleri rahatlýkla bünyesine kabul eden bir parti. Programýnda toplumun çekirdeði olan aile yapýsýna büyük S li arkadaþlarýmýz seçimlerde belirli makamlara oturdular ama bilanço olarak topluma hiçbir þey yapýlmadý. Ben siyasete uzun vadeli atýldým. Dizel motoru misali, sabýrlý, aðýrdan ve kendinden emin. Sürekli fikir üreten, toplum için kafa yoran bir siyasetçiyim. GEÇMÝÞTE YAPTIKLARIM, YAPACAKLARIMIN GÜVENCESÝ önem verdiðinden dolayý bu partiyi seçtim. Ýcraat bakýmýndan CDH Belçika’nýn karmaþýk yönetim sisteminde, Federal Parlamentoda yapýcý anamuhalefet görevini yürüten ve Bölgesel Hükümetlerde de koalisyon ortaðý olan bir partidir. Parti baþkaný yýllardýr yapmýþ olduðum özverili çalýþmalarýmýn farkýna vararak beni Merkez Karar Yürütme Kurulu üyeliðine atadý. Bu hareketiyle CDH partisinin Türk toplumuna direkt olarak kapýlarýný açtýðýný belirtiyor. Bu, Avrupa’da bir ilktir. Bu sorumluluk altýnda Türk toplumunu Belçika siyasi arenasýna etkili bir þekil- de teþvik ve katýlmasý yönünde gençlerimizin önünü açmak benim baþlýca misyonumdur. Önümüzdeki yerel seçimlerde Türklerin yoðun yaþadýðý Schaerbeek Belediyesine 7. sýradan adayým. Hedefim benimle beraber genç, dinamik, üretken, Türk kökenli yeni siyasete atýlan gençlerimizi Belediye Meclisi’ne taþýmak. Þimdiye kadar Schaerbeek 40 yýldan beri liberal (kapitalist) bir zihniyetle idare edildi. Son 12 yýldan beri Sosyalistler de bu iktidarý paylaþýyor. Türk toplumu olarak maalesef hep 3. sýnýf olarak görüldük. 6 yýl önce bazý Türk köken- Kiþinin mazisi, geleceðinin teminatýdýr. Schaerbeek Belediyesinde ilk ele alacaðým dosya eðitimdir. Schaerbeek’te okullarý daha içaçýcý, çekici ve eðitime teþvik edici bir duruma getirmektir. Ýþsizlik konusunda % 35’lere varan iþsizlik oranýný düþürmek için çaba harcayacaðým. Örneðin Küçük ve Orta Büyüklükteki Ýþletmelerle anlaþmalar yapýp, gençlere iþ imkaný saðlayacaðýz. Bunu Bölgesel Hükümette bulunan bizim partiden Çalýþma Bakaný Benoit Cerexihe yasal çeþitlilik kotasý uygulayarak yapýyor. Schaerbeek Belediyesi gençlik teþkilatýnýn tekrar ele alýnýp, spor, eðitim, formasyonlar ve de kaynaþma projelerini gündeme getireceðim. Zaten ben Schaerbeek’e aday olduðumda Schaerbeek’in tüm sorunlarýný giderecek 24 tane projeyle iktidarda yer almaya hazýrým. Sayfa 7.qxp 03.10.2006 11:16 Seite 1 Ekim 2006 GÜNDEM ayland stepleri, Tayland daðlarý ve Tayland çamaþýr makinalarý üzerinden Belçika’da yaþayan, AB ülkeleri dýþýndan gelmiþ yabancýlara oy hakkýnýn tanýnmasý tartýþmalarý yapýldý bu ülkenin Senatosu’nda bundan iki yýl önce... Hristiyan-demokrat partili politikacý, ‘Tayland’ýn steplerini’ anlattý uzun uzun. Aþýrý saðcý Vlaams Blok Genel Baþkaný, ‘Tayland’ýn kuzeyinde daðlarýn daha yüksek ve güneye inildikçe rakýmýn düþtüðünü’ dile getirdi, bir öðretmen edasýyla. Liberal parti grup baþkanvekili, ‘Tayland’da çok sayýda çamaþýr makinasý üretilmesine raðmen Taylandlýlarýn hala çamaþýrý elde yýkamalarýný bir türlü anlayamadýðýný’ ifade ederek, felsefe yaptý aklý sýra. Oyunun ‘esas oðlaný’ liberal parti grup baþkanvekili Jean-Marie Dedecker, bir ara dayanamadý Senato kürsüsünde, konuþurken birden gülmeye baþladý. Ýçine düþtüðü durumun kendisi de farkýndaydý. Sinir boþalma aný yaþandý. Gülme krizi dakikalarca sürdü. Ve oyun böyle devam etti saatlerce ve günlerce. Yabancýlara seçme ve seçilme hakký tanýyan yasa tasarýsýnýn oylanmasý bir sonraki oturuma ertelendi. Senatoda sahnelenen ‘Tayland üzerinden oy hakký’ adlý trajikomik oyun, Liberal-Sosyalist koalisyon hükümetini zor durumda býraktý. Liberallerin katý tutumu ve deli saçmasý T [email protected] Tayland mý daha uzak Brüksel mi? Adaylara çaðrýmdýr; önce kendini sonra partini taný, bana öyle gel... oyununu “Bir deðil bir beþ hükümette düþse oy hakkýndan vazgeçmem” diyen yasa tasarýsýnýn sahibi sosyalist partili senatörler, þaþkýnlýkla izledi meslekdaþlarýnýn performanslarýný! Ak saçlý, aðýr baþlý ve oturaklý politikacýlar! kendilerinin yazýp, yine kendilerinin oynadýklarý ‘bu oyunu’ sahnelediler, 19. yüzyýlda inþaa edilmiþ heybetli Senato binasýnda. Heykeli ‘kendine münazýr bir þekilde’ Brüksel’e dikilen sevgili Nasreddin Hoca’mýz yaþasaydý, ünlü “ipe un sarmak” deyimini bunlarý izledikten sonra söylerdi ilk defa. Ve gri ve soðuk ve ýslak ülkenin bütün partileri -istisnalar kaideyi bozmaz mantýðýyla ýrkçý parti Vlaams Blok hariç- Belçika’da yaþayan yabancýlara seçme ve seçilme hakkýnýn tanýnmasýndan yana olduklarýný her fýrsatta 7 dile getirirler. Hangi politikacýyla karþýlaþýrsanýz karþýlasýn, partisi hiç de önemli deðil, oy hakkýný savunur. Lafa gelince mangalda kül býrakmayan siyasiler, iþ ciddiye bindiðinde ‘U’ dönüþü yaparak verdikleri sözleri unuturlar, hiç sýkýlmadan. Avrupa Birliði ülkelerinde Belçika’ya ‘daha dün gelen’ yabancýlara tanýnan oy hakký, bulunduklarý topraklara kýrk yýldýr kök salmýþ AB dýþýndan gelmiþ olan yabancýlara verilmek istenmiyordu. Þimdi ise her parti “ben en çok yabancýseverim” nutuklarý atýyor. Seçim dönemlerinde ýrkçý parti dahil 1999 genel seçimlerinde Belkýs Söðütlü adýnda bir Türk kökenli bayaný aday göstermeye kalktýlar- bütün partiler en az bir Türk kökenli ‘çaylak politikacý’ya listelerinde yer veriyor. 13 Haziran 1999 genel seçimlerinde 24, 8 Ekim 2000 yerel seçimlerinde 115 ve 18 Mayýs 2003 genel seçimlerinde 35 Türk kökenli aday yarýþtý. Bunlardan sadece birkaçý (2 bölge 2 federal) milletvekili ‘ceylan derisi’ olmasa da ‘kadife koltuk’larda oturuyorlar. Sayýsýný kimsenin kestiremediði Türk kökenli adayýn da yarýþtýðý 8 Ekim 2006’da yerel yöneticilerini seçmek için sandýk baþýna gidilecek Belçika’da yaþayan yabancýlara bu kadar þirin görünen partilerle meclisteki partilerin ayný partiler olduðuna inanmak gerçekten çok zor... ‘Sadece seçim zamaný ortaya çýkmadým, yýllardýr Schaerbeek’te halkýma hizmet ediyorum’ Haber Merkezi iyaset ve sosyal bilimler alanýnda yüksek lisans yapmýþ olan Leyla Ertorun, yýllardýr sosyal alanda halka dönük yaptýðý çalýþmalarla sürekli Türk toplumunun yanýnda yer alýyor. Öðrenciliðinden beri sosyal kurumlarda etkin. Birçok Sivil Toplum Örgütünde yer aldý. (Brüksel Meclisi Karma Komisyon üyesi, CBAI, MRAX, v.b.) Türkiye, Fas, Almanya ve Fransa’da kadýn haklarý, göç ve azýnlýk medyasý gibi konularda konferanslar verdi. Leyla halen Schaerbeek Belediyesi’nde uzlaþtýrmacý olarak çalýþýyor. Toplumun belediye ile ilgili diðer konulardaki sorunlarýnýn çözümüne de yardýmcý oluyor. PS olarak daha etkili olabilmeleri için daha güçlü olarak Belediye Meclisine girmeleri gerektiðini düþünüyor. Ancak partisi Leyla’yý 41. sýraya koyarak, toplumun tepkisini çekti. Özellikle listedeki diðer adaylarla karþýlaþtýranlar Leyla’ya haksýzlýk yapýldýðý, hatta maðdur edildiði görüþünde birleþiyorlar. Arkadaþlarýnýn adaylýktan ve partiden istifa et önerilerini geri çeviren Leyla, inandýðý PS çizgisinde her þeye raðmen onurlu mücadelesine devam ediyor. Leyla Ertorun’un bu tutumu çevreden ilgi topluyor, yýllarýn Liberal Haydar Abisi bile maðdur edilen bu kýzýmýza sahip çýktý ve destekle- S me kararý aldý. PS’de dönen bizans oyunlarý ve ayak oyunlarýyla önü kesilmeye çalýþýlan Leyla Ertorun, eðitimi, deneyimi ve partide önemli yerlere gelme potansiyeliyle maalesef bazý önemli politikacýlarýmýzýn gözünü korkutuyor. Listedeki en eski PS üyesi aday benim 10 yýldýr Schaerbeek Belediyesi’nde çalýþýyorum. Hatta kendi alanýmýn yanýnda 1999’da kaçaklara af çýktýðýnda kaçaklarýn dosyalarýný tamamlama aþamalarýnda görev üstlenmiþtik. Ýþin ucunda insanlara hizmet olmasa bu kadar fedakarlýk etmezdim. Türk kökenlilerin politikaya atýlmasýný çok olumlu buluyorum. Yalnýz atýlma kelimesine biraz takýyorum. Bir çok arkadaþýmýz kendini hiç hazýrlamadan, ideolojik kaygýlarý olmadan buyrun gelin diyen partiye koþuyor. Belli ki bazýlarýnýn gururlarý okþanýyor. Aslýnda cesurlar da. Yani biraz cahil cesareti. Çünkü zor bir ortama giriyorlar. Bizlerin T.C. Elçiliði’nin düzenlediði bir kokteyle gitmesini, ya da camilere girip çýkmamýza görüþüme sol duruþ daha uygun. Hele Belçika’da bulunduðumuz duruma bakýnca eþitlik, azýnlýk haklarý, sosyal adalet, özgürlüklere saygý, laik devlet gibi haklarý Sosyalist Partisi’nin daha iyi kolladýðýný düþünüyorum. Schaerbeek listesindeki en eski Türk kökenli PS üyesi aday benim. Ben politikaya atýlmadan önce de sosyal hizmet derneklerine gönüllü tercümanlýk, yabancýlarýn oy hakký, yabancýlara af gibi bir çok alanda faaldim. þüpheyle bakan politik otoriteler yeri geldiðinde buralardan adaylar aramaya çekinmiyorlar. Ben de oportünist davranýp bana üçüncü, yedinci sýrayý hatta daha iyi bir iþ teklif etmiþ partilere gidebilirdim. Benim politik bir duruþum vardý, dünya Kadýnlarýn þansý daha yüksek PS-Schaerbeek programýnýn yazýlýþ aþamasýndaki çalýþma gruplarýna katýldým. Hatta dil eðitimiyle ilgili önerim olduðu gibi programa konuldu. Benim için de öncelik eðitim ve istihdam. Bunlar da ancak olanaklar dahilinde yapýlabilir. PS olarak daha etkili olabilmemiz için daha güçlü olarak Belediye Meclisi’ne girmemiz gerekiyor. Kadýnlarýn Belediye encümeni olma þansý çok yüksek. Bu nedenle Türk toplumundan partime bana destek olmalarýný istiyorum. Sayfa 8.qxp 03.10.2006 11:05 Seite 1 Speakers Corner 8 Ekim 2006 Nasrettin Hoca Brüksel’e kapaðý attý RECEP ÇIRIK [email protected] Cadý kazanlarý ve ejderhalar ýllardýr politik olarak aktif bir insandým. Bölgede, ülkede ve dünyada olanlarý, bir kaynananýn gelinini takibe aldýðý gibi çok yakýndan izlerdim. Ýyi bir izleyiciydim, eleþtirmendim, sempatizandým, militandým. Mahatma Gandhi, Nelson Mandela örnek aldýðým en büyük kahramanlarýmdý. Che Guevera’yý biraz fazla kovboy ve maceraperest bulurdum, 14 yaþýmda Che’nin serüvenlerini Tommiks gibi okurdum. Stalin ve Mao’yu sosyalizmin arkasýna bürünen birer diktatör ve cani olarak görürdüm. Marx ve Lenin’in yazdýklarý, kavramasý güç olan, kýlavuzumdu, Kuran’ýmdý, Ýncil’imdi. Politika Ergenliðimin ortasýnda, 15 öyle lanet yaþýmda, Hasselt Anti Faþist bir cadý Cephesinin kurucularýndandým. kazaný ki, Dünyanýn para ve özel sermayenin hükümdarlýðýndan kurtulmasý için, para, güç adaletsizliðin ve ezilmiþliðin sona ve cinsel ermesi için, soyunmuþ, dinamik ve çekicilik sonsuz özverili bir delikanlýydým. Hep derlerdi: “bu çocuðun sonu birlikte ya cezaevi, ya da meclis koltuðu” kaynýyor. diye. Yýllardýr sordular ve hala sorarlar “sen niye politikaya atýlmýyorsun?” diye. Hey gidi hey. Ergenliðim, gençliðim, yetiþkin çaðlarým, politikaya atlamalarla, dolu geçti. Politikanýn, siyasetin, fraksiyonculuk ve particiliklerin, ideallerle baþlayýp, kýsa zamanda kariyer, güç, dirsek temaslarý ve entrikacýlýkla ilerlediðini gördükçe kahroldum. Demokratik ilke ve hayallerden uzaklaþan, bireysel menfaatler ve egolarýn aðýr bastýðýný izledikçe, hayal kýrýklýklarýmla yýkýldým. Çok saygý duyduðum, takdir ettiðim insanlarýn parti politikasýna girdikten sonra, nasýl kendi özlerinden uzaklaþtýklarýný, samimiyetsizliklerinin arttýðýný, onu büyüten destek veren insanlarla mesafenin açýldýðýný gördükçe soðudum, politika ejderhasýndan korkmaya baþladým. “Ben de parti politikasýna atýlýrsam, böyle kendimden yabancýlaþmalarý yaþayacak mýyým?” sorusu, kafamda bit yeniði gibi gezinip durdu. Kendimden yabancýlaþmayacaðýma %100 emin olamadým. %1 ihtimal olmasý bile beni ürküttü. O, %1 riski göze alamadým. Ya ejderha benden daha güçlü çýkarsa? Ya ben bir daha aynaya bakamazsam? Etrafýmda hiç ummadýðým insanlarýn ejderhaya teslim olmasýna tanýk oldum. Hangi özelliðim, hangi ayrýcalýðým, beni ejderhadan koruyacak? O özellikler ve ayrýcalýklarým olduðuna kesin güvenseydim, çekerdim kýnýndan kýlýcýmý, bakardým ejderhanýn gözüne, savaþarak indirirdim kellesini yere. Aslýna bakarsan, o ejderha hepimizin içinde, birçoðumuzun içinde uyumakta. Benliðimizde pusuda yatarcasýna uyuyan ejderha, para, güç ve cinsel imkanlarý artýran etkenlerle uyanýr. Politika öyle lanet bir cadý kazaný ki, para, güç ve cinsel çekicilik birlikte kaynýyor. Ben sað salim bu cadý kazanýndan çýkabileceðime, ejderhaya yenik düþmeyeceðime yeterince güvenemediðim için, atýlmadým. Umarým belediye seçimlerinde fazla ejderhalar seçilip çýkmaz cadý kazanýndan. Y asrettin Hoca tenceresini Sivrihisar’da kaybetmiþti. Bu kapaksýz tencereyi Belçika’ya gelen bir Emirdaðlý iþçimiz yanýnda getirmiþ çorbamý kaynatýrým, biraz para artýrýrým sonra beþ on dönüm tarla alýr dönerim demiþti. Kýrk yýldýr bir türlü tenceresini kaynatamadý. Çünkü kapaðý yoktu. Kapak Akþehir’de Nasrettin Hoca’nýn elindeydi. Nasrettin Hoca Belçika’ya nasýl gelecek. Bunun tek yolu heykel þeklinde getirilmesiydi. Kalýbýný döktürdü. Eþeðini de unutmadý. Petrol fiyatlarýnýn, taþýt sigortalarýnýn , sürat sýnýrýný aþanlara verilen cezalarýn yüksek olduðunu yazýn gelen Avrupalý Türklerden dinlemiþti. Avrupa’da hemþerisi yoktu ama tanýyaný çoktu. Uçak fobisi olduðu için karayolunu tercih etti. Bizim ülkemizde canýn patlýcandan ucuz olduðunu bildiði için dörtten fazla tekeri olmayan arabayla buradan dýþarý çýkmam dedi. Saydýlar TIR’ýn on altý tekeri vardý. Bindirdiler TIR denen alamete. Geldi Eþeðin deðil de eþek ambleminin kullanýldýðý belediyeye. Bu belediyenin adý skarbek mi neymiþ. Bir depoda yýllarca aç susuz beklettiler. Eþeðine yeþil çimeni deðil kuru otu bile bulamadýðý için Türk dükkanlarýndan marul ve Faslý karakardaþlarýmýzdan nane alarak bilfiil oruçla yýllarýný geçirdiler. Bu arada partilerin seçimler için oy telaþý N baþlayýnca Hoca’dan akýl sormak için bu deponun kapýsýný çaldýlar. Hoca burda yokum dese de inanmadýlar. Eþeði anýrýnca bak hocam eþeðine mi inanalým sana mý dediler. O da mecburen ortaya çýktý. Hoca siyasetçiler için konu mankeni olmuþtu. Kimi Hocayý sevmiþti, kimi eþeðini. Oysa Hoca yalnýzlýktan býkmýþ, yaþýna uygun ve oturmasý olan Eþe Nine’yi sevmiþti. Kimselere biþey diyemedi. Aþkýný daðlara gömmek istedi. Dað bulamayýnca kanala attý. Günlerden bir gün kaldýðý deponun kapýsý açýk býrakýlmýþtý. Belçika’da kaçana uçana suçlu da olsa polis pek karýþmaz. Fehriye kaçtý mý uçtu mu veya uçuruldu mu bilinmez. Derken azýlý biri de Anvers'te görüldü Hoxha adýnda. Derken on yýl hapis cezasý alan iki yýl sonra hafta sonu izni alan, hatta töbe töbe adý da Muhammed olan Faslý Carjakking’ci bulunamadý. Ýþte bundan güç alan hoca eþeðine bindi. E 40 otobanýna ters yönden girdi. Gece saat bilmem kaçtý. Aya baktý. Buluttan gözükmüyordu. Otoyol ýþýklýydý. Burda ne çok aydede var dedi. otoban ýþýklarýný eski aylardan kestiði yýldýzlardan yaptýðýný zannediyordu. Oysa o yýldýzdar Türkiye’de popstar yýldýzlarý olarak tv programlarýnda ýþýklandýrmada kullanýlýyordu. Yoldan geçen arabalar biraz yavaþlýyor. Nasrettin Hoca'nýn eþeðine el sallýyorlardý. Hoca, eþeðe ters bindiði için el sallayanlardan dikiz aynasýna bakanlar onun bu selamý aldýðýný görüyordu. Bazýlarý otobanda gördükleri eþek yüzünden Hocaya el, kol ve parmak iþareti yaptýlar. Hoca da onlara ayný þekilde karþýlýk verdi. Bu arada üstünde mavi çizgili ýþýðý yanýp sönen bir araba gelip, Hoca’nýn eþeðinin önüne durdu. Baktýlar önde plaka yok. Arkada da yok. Eþeðe ters binen hoca aðýr hatalý bulundu. Ayrýca otoyolda çok az bir süratle gittiði için trafiði aksattýðýndan dolayý en az üç çeþit ceza yazacaklar. Gel araya ifadeni alacaðýz dediler. Gitmedi. Eþeðine deh dedi. Eþek yürüdü. Eþeðin yürümesi ile polislerin ateþ etmesi arasýndaki süre birkaç saniye sürdü. Tunçtan yapýlan heykel týnmadý bile. Tunçtan olmasam beni öldüreceklerdi. Ucuz kurtuldum dedi. O gece boþ durmadý . Bir dernek baþkaný vardý. Adý bizde saklý. Onu aradý. Geçici bir plaka taktýrdý. Plakada SOY 810 yazýyordu. Sana Oy Yok 8 Ekim seçimlerinde diye yorumladý. Yalnýz tencere’nin kapaðýný kime vereceðini bilmiyordu. Onu basýn yayýn ve mahalle kadýnlarýnýn kodudedileriyle dedikodu olarak kapaðýn sahibini bulmak için giriþimleri baþlattýlar. NOT: Bu yazýnýn devamý niteliðindeki yazýlarý www.binfikir.be sitesindeki Speakers Corner bölümünde okuyabilirsiniz. Anvers kafa karýþtýrýyor GÜRKAN KURT elçika'nýn Flaman kesiminin en önemli þehirlerinden biri Anvers. Çokkültürlülükle çok ýrkçýlýðýn içiçe yaþadýðý bir þehir burasý! Benim bildiðim liman þehirlerinde ýrk, dil, din vb. þeylerin tartýþmasýný yapmak isteseniz de yapamazsýnýz, çünkü döner dolaþýr karma kültür çarkýna kapýlýrsýnýz.Yani olmaz. Ama bu þehirde insanýn kafasý karýþmak deðil kýsa devre yapýyor. Vlaams Belang'ýn afiþlerini yabancýlarýn oturduðu ve hatta ev sahipliði yaptýðý binalarda görmek þaþýrtýyor. Ben sanattan anlarým kemancý dövmem gibi bir þey! Bu ilde "kurtarýlmýþ bölge" diye kafalarýmýzda kalan kavramlar da göze çarpýyor. Örneðin þehrin kuzeyi Borgerhout "Borgorocco" diye anýlýyor ve bu B bölgede Vlaams Belang'ýn oy oraný yüksek. Bir de güney kýsmý var þehrin. Brederodestraat ve çevresi. Buraya "Klein Ýstanbul" yani "küçük Ýstanbul"diyorlar. Ýstanbullu’nun olmadýðý buralarda Türkleri tanýma turlarý yapýlýyor. Bu turlar kesinlikle iyi niyetle ve çok iyi bildiðim için aleyhteki olumsuz düþüncelere ve önyargýlara karþý kafa tutmak için yapýlýyor. Ama halen þunu anlamanýn zorluðunu da yaþýyorum: "bizler, yani Türkler 40 belki de 50 yýldýr buradayýz, bizi nasýl fark edemediler. Bunu Belçika’nýn devlet politikasý olarak görmemek bence yanlýþ. Kolayca dernek kurma yoluyla yabancý insanlarý pasifize edip kapalý toplum yaþantýsýna itiyorlar. Bir okulun camýndaki tabelada "Okulumuzda ýrkçýlýk yoktur" yazýyordu. Bunu anlamadým. Bugünlerde bazý ev ve iþyerleri- nin camlarýnda "zonder haat straat"-"nefretsiz sokak" anlamýnda küçük kaðýtlar yapýþtýrýlmýþ. Daha önce de "meer oplossingen, minder haat"-"daha fazla çözüm, daha az nefret" yazýlý afiþleri uzun süre gördük bunlarýn nasýl yorumlanmasý gerektiðini bilmiyorum ama her þeye raðmen Anvers'in 2 ölu bir yaralý ve daha fazla ýrkçýlýk olayýnýn olduðu þehir olmasý kafa karýþtýrýyor. Deðerli bir dostum Anvers’te tek kiþilik bir parti kurdu. Ýnisiyatif olarak destekliyorum. Fakat bu deðerli dostuma oy verecek insanlarýn sayýsý az .Þansý hemen hemen hiç yok. Bir kýsým oyu olduðunu duydum, ama kardeþim sana gelen o oylarla zaten sen bir þey yapamayacaksýn sana yaramayacak, oylar bölünecek karþý taraf iki defa güçlenecek, yani ýrkçý partiye çanak tutacaksýn. Sayfa 9.qxp 03.10.2006 10:07 Seite 1 Ekim 2006 9 SÝZbize ‘Türkiye’deki popçulara benzediler Onlar kaset çýkarýyor, bunlar afiþ bastýrýyor’ 8 Ekim pazar günü yapýlacak olan yerel seçimlere az bir zaman kaldý. Listelerde Türk adaylarýn çokluðu konusunda Chaussee de Haecht sakinlerinin görüþlerini aldýk. Regaib Çeliköz 17 - ESNAF Ben bu yýl henüz oy kullanamýyorum ama önümüzdeki seçimlerde 18’imde olacaðým ve ben de oy kullanacaðým. Bence ne kadar Türk aday olursa o kadar iyi. Çünkü bence meclise giren Türklerin sayýsýnýn fazla olma ihtimali daha yüksek. Zaten partilerin hiçbir önemi yok. Bizim hakkýmýzý koruyan birileri olsun yeter. Biz burada daha fazla kendi kültürümüz ile yaþamak istiyoruz. Örneðin Nasrettin Hoca heykeli veya Müslüman mezarlýðýnýn yapýlmasý çok güzel hizmetler oldu. Önceden maddi imkaný olmayanlar cenazelerini Türkiye ye yollayabilmek için çok zorlanýyorlardý. Bu tip konularda bizim hakkýmýzý savunacak insanlar lazým. Bunu partilerle saðlayamasak bile en azýndan derneklerle saðlamalýyýz. Mustafa Çekiç 28 - DERNEKÇÝ Özlem Ýnce 29 - ESNAF 27 - ESNAF Bizi tanýtabilecek adaylar olursa eðer elbetteki çok aday olmasý iyi olurdu. Ama katýlan adaylar gördüðüm kadarýyla pek de öyle deðil. Bu yüzden de aday çokluðu oylarý bölmekten baþka iþe yaramayacak. Önüne gelen adaylýðýný koyuyor. Herkes politikacý olamaz, bunu unutuyorlar. Söz vermekle de olmuyor sözlerini tutmalarý lazým. Türkiyedeki popçulara benzediler. Onlar kaset yapýyor bunlarda afiþ basýyor. Adaylarýn hiç birine güvenmiyorum ama yinede bir Türke vereceðim oyumu. Sonuçta iyi olanýn kazanmasýný istiyorum. Oy kullanýrken ben Türk veya yabancý diye bir ayrým yapmýyorum. Bazý Türk adaylar resmen utanýlacak þeyler yapýyor. Türk halkýnýn çokluðundan faydalanmak isteyen partiler kendi çizgileriyle alakasýz insanlarý hep politika için teþfik etti. Bizimkilerde o rekabet duygusuyla yarýþmaya baþladý. Türk adaylar bir köprü vazifesi görüp partilere oy taþýyacak. Çoðu politikayý bile bilmiyor. Bu nedenle de oyumu fotograflara deðil iyi projelere hak edenlere vermek istiyorum. Çünkü oy kullanmak bizim için çok önemli bir görev. Bir oyun bile önemi çok büyük bu nedenle çizgisine inandýðým partiye vereceðim. Musa Erþahin 31 - ESNAF Bana kalýrsa çok gereksiz adaylar var. Daha Türkçe’yi, oturup kalkmayý bilmeyen insanlar aday oldu. Seçim resmen maça dönüþtü hepsi yarýþýyor. Nasrettin Hoca heykelinin dikimini bile seçim zamanýna denk getirdiler. Herhalde en çok da bu kargaþadan biz dükkan sahipleriyle cam siliciler þikayetçi. Dükkandan dýþarýyý göremez olduk artýk afiþlerden. Eðer doðru düzgün dört, beþ kiþi aday olsaydý belki daha ciddi baþarý gösterirlerdi. Bu þekilde bütün oylar bölünecek. Bu kadar çok adayýn katýlmasýný dezavantaj olarak görüyorum. Oylar çok bölünecek ve bizimkiler yine bir fayda göremeyecek. Sonuçta Belçikalýlara gidecek oylar. Zaten herkes kendi þahsi menfaatleri için oy veriyor. Ya bir tanýdýðýna ya iþini yaptýracak birine oy veriyorlar. Uzun boylu düþünmedikleri için mantýklý bir seçim olamayacak Türkler için. Eðer daha az Türk katýlsaydý mecburen herkes ayný kiþiye verecek ve o kiþi gerçekten o oylarla bir þeyler yapabilecekti. Ben de milliyetçiliðimden dolayý bir Türk’e vereceðim oyumu. Ama Türklerin baþarý saðlamasý çok az bir ihtimal. Ece Ayaydýn Erdal Deveci Sayfa 10.qxp 03.10.2006 10 04:29 Seite 1 tanýtýma YERGÝ dahil Ekim 2006 Belçika’da ‘Türk toplumunu etkilemenin en etkili yolu’ Binfikir gazetesine ilan vermektir! Tel: 0484 528 902 Amacýmýz ‘siyasi çizgi’ deðil, nitelikli bir ‘yayýn çizgisi’ www.binfikir.be Belçika’nýn ‘Türkçe’ gündemi Sayfa 11.qxp 03.10.2006 Ekim 2006 06:21 Seite 1 GÜNDEM tanýtýma YERGÝ dahil 11 Belçika’nýn tam zamanýnda çýkan ve en iyi daðýtýlan Türkçe yayýn organý BÝNFÝKÝR’e reklam vermek için arayýnýz 0 484 528 902 Sayfa 12.qxp 03.10.2006 10:10 Seite 1 12 SÖYLEÞTÝK Ekim 2006 Ülkenin dengeye ihtiyacý olduðunu düþünen ciddi bir partiyiz Erdem Resne/Serpil Aygün 1951 yýlýnda, Belçika’da Morlanwez’da doðan Elio Du Rupo Ýtalyan asýllý bir ailenin çocuðu. Bilim doktoru ve halen Mons-Hainaut Üniversitesinde profesör. Siyasette ise her parmaðýnda bir görev var; PS (Frankofon Sosyalist Partisi) baþkaný, Valon Hükümeti Baþkaný, Milletvekili, Uluslararasý Sosyalist Parti Baþkan Yardýmcýsý ve Mons Belediye Baþkaný. Eðitim (1992-1994), Medya (19931994) bakanlýklarý ve Federal Baþbakan Yardýmcýsý (1994-1999) görevlerinde bulundu. Deðiþik yaþam tarzý ve ilginç papyonuyla dikkat çeken Di Rupo son günlerde Flaman Bölge Hükümeti Baþkaný Yves Leterme’nin toplumlar arasý sorunlarla ilgili açýklamalarýna yaptýðý çýkýþlarla ve verdiði yanýtlarla gündeme geldi. “Dengelere dokunulursa her þey sorgulanabilir“ diyen Elio Di Rupo Belçika’da uzun yýllardýr bir Frankofon Baþbakan çýkmamasýný da sorguladý. Di Rupo’nun adý olasý Frankofon Baþbakan olarak geçiyor. Elio Du Rupo gündemdeki konularla ilgili görüþlerini Binfikir’e anlattý. Valonya’nýn ekonomik kalkýnma planý “Marshall” ne durumda? Bölgeler arasý uçurum kapanacak mý? Marshall rayýna oturdu. Valon hükümeti 1 yýldýr önemli kararlar aldý, mesela planýn merkez eksenlerinden “rekabet noktalarý” belirlendi. Bu plana 1,5 milyar Euro ayrýldý ve meyvelerini toplamaya baþladýk bile: bugün Valon ekonomisinin büyüme oraný diðer iki bölgeninkinden daha büyük. Ayrýca eðitim ve formasyon alanýnda da çaba gösteriyoruz: iþgücü eksiði çekilen meslekler için eðitim görmek veya dil eðitimi almak mümkün. Ordu’da da aþýrý sað militanlar çýktý, daha önce polis’te de vardý. Güvenlik için kime güveneceðiz? Genel olarak aþýrý sað’la nasýl mücadele edilecek? Aþýrý sað oluþumlarý birer sosyal meseledir. Fransa, Avusturya ve diðer ülkelerde de görülüyor. Hiçbir getirisi olmayan bu oluþuma karþý etkili ve eðitimsel biçimde mücadele için herkese her alanda görev düþüyor: eðitim, yerel yönetim, istihdam, kültür... PS için en önemli unsur önleyici tedbirdir. Kamu alanýnda görev yapan kiþilerin, aþýrý sað fikir beyan etmeleri halinde derhal cezalandýrýlmalarý gerekir. Bu insanlarýn aþýrý sað parti listelerinden seçime girmeleri de büyük bir sorun teþkil ediyor ve bu alanda ciddi önlemler alýnmasý için çalýþmalara baþlayacaðýz. Flaman sosyalistler Sosyal sigortanýn da artýk federalleþmesi gerektiðini söyl emeye baþl adý ve sosyal i stl ere has alanlarda da daha yumuþak görü nüyorlar. Sp.a ile PS arasýnda ne gibi farklar görüyorsunuz? Ýnsanlar arasý dayanýþma konusunda hemfikiriz. Sp.a zaman zaman Flaman bölgesindeki bölgesellik söylemlerine kapýlýyor, bu doðru. Daha yumuþak da davrandýðý oluyor, ama bazý önerilerini kabul etmemiz mümkün deðil. Çünkü bu önerilerin kabulü, bölgeler arasý dayanýþmayý, dolaylý yoldan da Belçikalýlar arasýndaki dayanýþmayý tehlikeye sokar: vatandaþlarýmýzýn hastalýk, yaþlýlýk ve iþsizlik konularýndaki durumu aniden eþitsiz olurdu. Bu konularda temkinliyiz fakat Federal Hükümet’te ilerici projeleri birlikte savunmak adýna çabalýyoruz. PS’teki Türk kökenli adaylarý tanýyor musunuz? Onlarý nasýl deðerlendiriyorsunuz? Emir Kýr’ýn siyasi bilanço sunu nasýl deðerlendiriyorsunuz? PS evrenseldir ve her kökenden insaný kucaklamayý artý olarak görü- yor. Türkler Belçika’da köklüce yerleþmiþ olduklarý için listelerimizde de iyi yerlerde bulunmalarý gayet doðal, bilhassa Brüksel’de. Bu adaylar ilerici ve bizim eþitlik ve dayanýþma ilkelerimizi benimsiyorlar. Halk arasýnda etkinlikleri herkesçe kabul edilip herkesin Belçika toplumuna iyice uyum saðlamasýna yardýmcý oluyor. Emir Kýr da bunun bir kanýtý ve kendisi Charles Picqué’nin yürüttüðü «Brüksel projesi» ne büyük katkýda bulunuyor. Bazý Türk adaylar aþýrý saðcý oluþumlara yakýnlýk göstermekle suçla nýp gündeme geldi, PS listelerinde bulunan bazý adaylar da. Listelerinizdeki insanlarý nasýl deðerlendiriyorsu nuz, neye göre sosyalist olup olmadý ðýna karar veriyorsunuz? Bu konuda parti içi eðitim var mý? Sosyalist olmak, eþitlik, özgürlük ve hoþgörü kavramlarýný savunmaktýr. Yani bizde aþýrý saðcýlara yer yok. PS’te böyle insan tanýmýyorum ve dedikodu üzerine de yargýlamýyorum, zaten dedikodularýn deðeri de meçhul. Beni sadece adaylarýn deðeri ve projemizi savunmaktaki emekleri ilgilendiriyor, bu Schaerbeek için de geçerli. Parti baþkanlýðý, Bölge baþbakanlýðý ve Mons’taki yükünüz (Di Rupo þu anda Mons belediye baþkaný fakat bölge baþbakanlýðý bunu yürütmesine izin vermiyor)… Ýþin içinden nasýl çýkýyorsunuz? Az uyuyorum, çok çalýþýyorum ve çok deðerli yardýmcý ve bakanlarýma güveniyorum. Mevkiimden dolayý global ve uyumlu bir politika yürütme þansýna sahibim, bu da tüm vatandaþlarýn lehine. Çok kademeli ve bölünmüþ Belçika siyasetinde global bakýþ bence önemli. Bu bakýþa katkýda bulunabilirsem ne mutlu bana. Ýki bölge arasýnda kurumsal ve top lumsal meseleler tekrar gündeme geldi. Bu sadece seçim malzemesi mi, yoksa 2007’de tekrar federal sistem reformu olacak mý ? Bu konu da siz de gitgide sertleþiyorsunuz, sizin de reform öneriniz var mý? Biz Frankofonlar hiçbir talepte bulunmuyoruz, sadece federal sistemimizin iþleyip kendini kanýtlamasýný istiyoruz. Ama Flamanlar eðer yine her þeyi deðiþtirmek isterlerse, o zaman bilsinler ki biz de karþý talepler hazýrlarýz. Birilerini memnun eden meseleleri federalleþtirip diðerlerine sorun olan meseleleri olduðu gibi býrakmamýzý kimse beklemesin. Evet, Flamanlar bize zarar verecek talepte bulunursa biz de sertleþiriz. Sayfa 13.qxp 03.10.2006 10:12 Seite 1 13 Ekim 2006 Federal baþbakanlýk için düþünülebilecek tek Frankofon gibi görülüyorsunuz, Flaman bölgesinde de popüla riteniz yüksek. 2007’de PS açýk ara seçim kazanýrsa baþbakanlýða aday olur musunuz ? Son senelerde Fla man medyasýnda neden bu kadar yer aldýnýz ? Yoksa kamuoyunu böyle bir senaryoya mý hazýrlýyorsunuz? Seçimden sonra isteyeceðim tek þey, vatandaþlarýn beklentilerini karþýlayacak ciddi bir hükümet anlaþmasýdýr. Kiþiler ve rolleri sonra belirlenir. Flamanlarla iyi geçinmem, ülkemizde bunun gerekli olduðunu düþündüðüm içindir. Konuþmak, buluþmak ve tartýþmak gerek, yanlýþ anlaþýlmalarý ortadan kaldýrmak adýna. Ýstihdam yaratmak için ne öneriyorsunuz? Ýþsizlik ödeneklerini azaltmak veya kaldýrmak için projeler sunuluyor, sosyalistler ne cevap verecek? Tabii ki istihdam yaratmanýn yolu iþsizlere ceza kesmekten geçmez. PS için iþsizlik ödeneklerine dokunmak söz konusu olamaz, tam aksine pahalýlaþan hayat þartlarýna karþýlýk alým gücünü yükseltmek için zam yapýlmasýný kabul ettirdik. Bizce iþsizliðe karþý eðitimi desteklemek, yatýrýmcýlarý çekmek, serbest mesleðe yardým etmek ve atýlýmý desteklemek lazým. Elimizde çokça araç var, ama bunlarý Avrupa’dan yerel yönetime kadar her yetki alanýnda koordineli politikalarla deðerlendirmek lazým. Ýstihdam böyle yaratýlýr, iþsizlere karþý savaþla deðil. Flaman bölgesinde yeni gelenler veya so syal l o j man i steyen l e r i çi n mecburi dil derslerine ne diyorsunuz? Valon bölgesi de ayný projeleri yürü tecek mi? Yabancý dil öðrenimini destekleyen projelerimiz var. Okul’da da, yetiþkinler için de. Bugünkü yaþamda anadili hariç bir veya iki dil öðrenmek þart. Bunu savunanlarý tabii ki destekliyoruz. Fakat zor durumda olan insanlarý yerel lisandaki eksiklikleri bahane edilerek dýþlamak yanlýþ. Pozitif önlemler alýp insanlarýn kendi rýzalarýyla ders almalarýný saðlamak gerek. Kimse zorlamayla dil öðrenmez. Yerel seçimler Federal Hükümet’i etkiler mi? 2007’de hangi iktidarý düþünüyorsunuz? Sosyalist-Liberal hükümet oldukça gergin günler geçirdi… Yerel ve federal seçimler ayrýdýr. Ben hükümetin sonuna kadar iþlemesini istiyorum, yerel seçimlerin sonucu ne olursa olsun. Çünkü henüz tüm programýný uygulayamadý. PS asla mensup olduðu iktidarlarda sorun yaratmaz, ülkenin dengeye ihtiyacý olduðunu düþünen ciddi bir partiyiz. Gelecek iktidarlar için oy verilmedik- çe bir þey diyemem, belli olmayan konularda kurgu yapmayý sevmiyorum, zaten yeterince iþim var! Partiler yabancý adaylar konusunda “yalakalýk” yapmadýklarýný savunuyor fakat iþin aslýna bakýlýnca bu adaylarýn parti içi gücü çok az. Yabancýlar ve bilhassa Türkler PS’e neden oy versin? PS her zaman yabancý haklarýný savunmakta öncü olmuþtur. Göç olsun, ayrýmcýlýkla mücadele veya yabancýlara oy hakký olsun, PS herkesin hoþuna gitmeyecek projeleri savunup cesaretini göstermiþtir. Bizim için herkes eþittir ve bunu anlamak için seçim arifesini beklemedik. Bizde yabancýlarýn bulunmasý gayet doðal ve Emir Kýr ile Fadila Laanan gibi isimler yabancýlara ne kadar sorumluluk verdiðimizin kanýtýdýr. Sayfa 14.qxp 03.10.2006 11:02 Seite 1 14 Ekim 2006 GÜNDEM EMÝR KIR UYARDI: Günübirlik adaylar türedi, tuzaða dikkat edin Haber Merkezi Tarihi Anýtlar ve Temizlikten sorumlu Bakan Emir Kýr, Abdurrahman Kaya ve Hediye Yiðit’in düzenlediði Anderlecht Camii Lokali’nde yerel seçimlerde “nasýl oy verileceðinin” anlatýldýðý toplantýya katýlarak vatandaþlara seçimler ve adaylarla ilgili görüþlerini aktarýrken, Hediye Yiðit ve Abdurrahman Kaya’ya da desteðini gösterdi. Emir Kýr konuþmasýnda özellikle Anderlecht’te yaban- cýlara ayrýmcý davranýldýðýný, bu nedenle de yabancý kökenli seçmenlerin bilinçli oy kullanarak Jacques Simonet (MR) iktidarýna son vermesi gerektiðini vurguladý. Diðer yerlerdeki seçimlere de deðinen Kýr, programlarý yabancýlara hitap etmeyen partiler yabancý kökenli oy pastasýndan pay alabilmek için fýrsatçýlýk yapýp, günübirlik aday gösteriyorlar. Bu fýrsatçýlara dikkat edin” dedi. Emir Kýr konuþmasýnda birlik-beraberlik ve listedeki tüm Türk adaylara oy verilmesi çaðrýsý yaptý. Binfikir gazetesinde yayýnlanan açýklamasýna bir gönderme yapan Kýr, “Ben de Saint-Josse’dan adayým. Hangi görev verilirse yaparým. Alacaðýmýz oy önemli. Partim ve teþkilat gerekli deðerlendirmeyi yapar. Ben hiçbir görevden kaçmam” diyerek çok sayýda oy almasý durumunda Belediye Baþkaný olma þansýnýnýn bulunduðunu ima etti. FATMA PEHLÝVAN: Oylarý bölmeyin Serpil Aygün Genk’te, Sp.a(Flaman Sosyalist Partisi), spirit(Flaman Milliyetçi Sol), Groen!(Flaman Yeþiller Partisi) ve bir grup baðýmsýzýn oluþturduðu Nieuwe Uitdaging PRO GENK çatýsý altýnda yerel seçimlere giriyor. PRO GENK oluþumunun Türk kökenli adaylarý Fatma Pehlivan’ýn da katýldýðý bir toplantýda tanýtýldý. Pro Genk belediye meclisi listesinde 16. sýrada Havva Duman, 17. sýrada emekli maden iþçisi ve eski sendikacý Cemal Mozaikçi ve Sp.a – spirit ittifaký adýna Eyalet Meclisine aday gösterilen tek Türk aday Hilal Öcal oldu. Pro Genk’in Türk adaylarýný desteklemek amacýyla toplantýya katýlan Fatma Pehlivan konuþmasýna adaylara baþarýlar dileyerek baþladý. Yerel seçimlerin federal düzeyde etkilerinin olacaðýný belirten Pehlivan “Oy verirken çok dikkatli olmak gerek. Sizin yanýnýzda olan partiye oy verin. Hristiyan demokratlarýn aðýrlýklý olduðu ya da Hristiyan Demokrat – Liberal koalisyonlarla yönetilen ülkelerde yabancýlarýn iþi zorlaþýyor. Hollanda ve Almanya gibi. Vicdan testi koyuyorlar, Türkiye’de dil kursu zorunluluðu getiriyorlar. Türk toplumunun çýkarý hangi partiye daha uygunsa ona oy verin. Partim Türkiye’nin AB’ye tam üyeliðine tam destek verdi. Yabancýlara oy hakký verilmesinde benimle birlikte partim de çaba harcadý. Oy avcýlýðý yapýp, 3-5 Türk aday koyuyorlar ama topluma ne verdiler. Ayþe- Fatma gelir oyunu alýr, oylar daðýlýr. Sonra baþkalarý gelir. Yerel seçim sonuçlarý federal düzeyde partilerin gücünü etkiler. Bunu iyi düþünün. Belediye seçimi deyip küçümsemeyin” dedi. Ali Çaðlar 2000 Yýlýnda iktidar partisi olan CD&V’den Belediye Meclisi’ne seçilen Ali Çaðlar Genk’te güçlü olan CD&V’yi Türk toplumunun sesini duyurabilmek için tercih ettiðini söyledi. Genk Belediye Meclisi seçimlerinde CD&V’nin 5. sýradan adayý olan Çaðlar, “dün Belediye Meclis Üyeliði, bugün Belediye Baþkan Yardýmcýlýðý. Gelecekte de Belediye Baþkanlýðýna ilerliyoruz. Baþkanýmýz gelecek dönemde aday olmayacak, bu da bizlerin önünü açýyor” dedi. Sayfa 16.qxp 03.10.2006 10:53 Seite 1 16 Ekim 2006 ARTfikir Rüyalarýný resimleyen sanatçý NAZÝFE CAN [email protected] Bir insan neden politikayla ilgilenir? Son günlerde sýkça sorulan bir soru var: ‘Bir insan neden politikayla ilgilenir? Yani dünyada ilgilenilmesi gereken o kadar konu varken… Her akþam sinema ve doðum günü partileri ya da televizyon önünde hafta sonu paparazisini izlemek dururken, neden dünyayý kurtarmak hayalleriyle yola koyulmak ister, insan? Bir çocuðumuz var, sabah çocuklarýmýz okula gittikten sonra kahveye gider ve dünyayý orada kurtarmaya çalýþýrýz. Fakat dünyayý kurtaralým derken, bütün günümüzün geçtigi duman dolu kahvede kendimiz batmýþýzdýr. Ýdealimiz çocuðumuzun iyi eðitim almasý deðil de, iyi bir tavlacý olmaksa oyumuzu da zar gibi atmamýz çok doðaldýr. Halbuki sabah evden çýktýðýmýzda idealimiz, toplumun daha saðlýklý düþünebilmesi için neler yapabiliriz olmalý. Toplum adýna oluþan bu ideallerden bahsederken yalnýzca Türk toplumundan bahsetmiyorum. Her toplumda « hasta yaklaþýmlar » vardýr. Bu aile eðitiminden baþlar, komþu, okul ve çevrenin etkisiyle devam eder. Görev, içinde bulunduðumuz zamanýn bizden istediði þeydir. Ýçinde bulunduðumuz zamana karþý borçlu olduðumuzu unutursak, elbetteki zar atmak günün tek hedefi olacaktýr. Bir insanýn politika yapabilmesi için idealleri olmalý. Bu ideali gerçekleþtirmek için illaki aktif politikacý olmak gerekmez. Ýnsanýn sevdiði þehirde yaþayýp, o þehrin en güzel kahvesini içerek gazetesinden dünyayý takip etmek de olabilir. Yeter ki sevdiðimiz þehirde olun ve yaþadýðýmýz þehre katkýnýz olsun. Manav açýp önünde oturmak sizin için önemli olabilir. Fakat manavdaki meyvelerin vitamin deðerini çocuklarýnýza aktarmanýz gelecek adýna önemlidir. Küçükken, haksýzlýklara tahammül edemediðim zaman, deniz üzerinde yürüyerek uzaklaþmayý hayal ederdim, þimdi ise haksýzlýklarýn üzerine giderek onlarý yok etmenin zamanýdýr diye düþünüyorum. Politika yapmak yanlýzca aday olmak deðil, ayný zamanda içinde bulunduðun zamanýn hakkýný vermektir. Serpil Aygün Yaklaþýk üç yýldýr ara verdiði sergi çalýþmalarýna bu yýl açtýðý sergisiyle tekrar baþlayan ressam Nazife Can ile sergisi, resmi, meþguliyetleri, Türk toplumu, politika ve Belçika’yý konuþtuk. 17 Yaþýndan beri bizimle birlikte yaþayan, aslen Adanalý ve geldiði topraklarýn insaný gibi sözünü sakýnmayan, sýcak ama mesafeli bir sanatçý Nazife Can... 17 yaþýndan beri Belçika’da yaþayan sanatçý Liege Güzel Sanatlar mezunu. Desen, gravür, seramik dersleri almýþ. 10 yýl sürmüþ bu çalýþmalar, bu arada 30’u aþkýn sergi açmýþ. Belçika’ya geldiði ilk yýllarýn yalnýzlýðý ile sürekli kalabalýklarýn içine atmýþ kendisini. Hepimizin yaþadýðý yalnýzlýðý, aileye, arkadaþlara özlemi kalabalýk mekanlarda, partilerde, yoðun sergi çalýþmalarý ile gidermeye çalýþmýþ az da olsa... “ Üç yýl ara verdim. Hiç sergi yapmadým. Ýki-üç sergi vardý iptal ettim. Görüþmeleri kabul etmedim” diyor ressam Nazife Can. Biraz uzaklaþmak istemiþ kalabalýklardan, kendine dönme ihtiyacý hissetmiþ, kapanmýþ atölyesine ve çýkarmýþ içindekileri... Bu sergi onun için yeniden baþlamak gibi olmuþ. “Arayýþlar bitmez, yaþam boyu devam eder. Üç yýlýn sonunda yeniden baþlamýþ gibi hissediyorum kendimi” diyen ressam “çalýþmalarýmda hep kadýn ve çocuk var. Eskiden daha çok bedenin yüzün belli olduðu resimler yapýyordum þimdi artýk yüzleri, bedenleri kaybetmek istiyorum. Çizgiler olsun istiyorum. Dün resimlerimde el, ayak çizerken þimdi onlarsýz anlatýyorum” þeklinde sözlerine devam ediyor. “Ýnsan zaten resmin içinde var. Çok belirgin olduðunda sanki üzerine “bu bir insandýr” yazýyorsunuz. Bunu yapmadan insan resmin içinde görünsün istiyorum.” Resimlerindeki çýplak kadýnlarla aslýnda insanýn, kadýnýn kendi özünü ifade etmek istiyor Nazife Can; “üzerimizdekileri ne kadar çýkarýrsak o kadar kendimiz oluyoruz. Dýþ dünyanýn etkilerini atýnca kendimize doðru yola alýyoruz”. Çok çalýþýyor Nazife Can; sabahýn sekizinden ertesi sabah dörde kadar resimle meþgul. Ama yalnýzca atölyesinde deðil. Anderlecht Akademisi’nde sanat dersleri veren Ressam Can, ayný zamanda bir ruh hastalýklarý hastanesinde de bir gruba ders veriyor. “Sürekli resimle meþgul olunca rüyalarýmda da resim yapýyorum, rüyalarýmý da resimliyorum. Herhalde benim yerimde bu kadar zamanýný resme ayýran bir baþkasý da olsa aynýsý olurdu.” Öðrencilerine kalsik anlamda dersler vermek yerine, insanlarýn sanatla arasýndaki perdeyi aralamaya çalýþýyor. “Öðrencilerime kullanabilecekleri þeyler yaptýrýyorum. Seramik çalýþýyorsak kumbara yaptýrýyorum mesela. Resim yaptýrýyorsam, öðrencinin tiþörtünün üstüne yaptýrýyorum. Ýnsanlara sanatýn kapýlarýný aralamaya çalýþýyorum ve bu fikirle resim, seramik yaptýðýnda onu tutabiliyor ve tutabildiðini anlýyor. “ Belçika’yý sevememiþ Nazife Can; “ Bu ülkede insanlar uyuyor. Þimdi her tarafý seçim kampanyalarý sardý, afiþler vs. Þimdi insanlar bu “ülkede vahþet var” diyor. Bu ülkede vahþet yýllardýr var, ilk defa olan olaylar deðil ki bu þiddet, saldýrganlýk.. Ben altý defa saldýrýya uðradým, boðazýma býçak dayanarak çantam alýndý. Yani insanlar þimdi bu seçim zamanýnda vahþeti yeni farketmiþ gibi davranýyorlar. Ben öðrencilerimle de bu konularý tartýþýyorum, kimbilir ilerde baþým aðrýyabilir bundan dolayý ama açýk açýk söylüyorum ben “ýrkçýlara oy vermeyin” diye. Yalnýzca Belçikalýlar deðil Türkler de çok duyarsýz. Sürekli bir Türkiye’yi tanýtma derdi var: sen Türkiye’yi komþuna anlatýrken, yola tükürüyorsan elbette olumsuz imajý yýkamazsýn. Ben Schaerbeek’te bir ilkokulda çalýþtým. Çocuklarý kilisedeki vitraylarý göstermeye götüremedim. “Günah” diye gitmek istemediler. E sen müzeden kaç, mimarlýktan kaç; büyüdüðünde bu çocuk tabii ki okulu terkeder, suç iþler vs.. Burda yaþayan Türkler bir tencerenin içine konmuþ ve iki delikten dýþarý bakýyorlar. Bir insan kendi ailesiyle konuþmak için üç dili birden kullanýyorsa, çok yazýk.” Sanatçýnýn Avrupalýsý, Amerikalýsý olmaz ama ben bir Türk sanaçýsýyým. Fransa’da Türkiye’ye karþý ýrkçý konuþmalar yapýldýðýnda sinirleniyorum ben de. Hayatýmýzýn entellektüel bölümü ne kadar farklýlaþmýþ olsa da herhalde geçmiþimiz yaptýklarýmýzda var. Sayfa 17.qxp 03.10.2006 10:19 Seite 1 Ekim 2006 17 ARTfikir 100 BÝN yürek höþgörü için tek ses oldu I rkçýlarýn kalesi konumundaki Anvers kentinde Will Tura, Axelle Red ve dEUS gibi sanatçýlarýn verdiði konserleri 40 bin kiþi izledi. Organizatör Tom Barman (dEUS grubundan) bu sayýnýn yarýsýný bekliyordu. Gent’te düzenlenen konsere ise 25 bin müziksever katýldý. Brüksel’deki etkinlikte ise uluslararasý ünlü yorumcu Helmut Lotti sahneye çýktý. Yaklaþýk 25 bin kiþi Salvatore Adamo, Plastic Bertrand ve Laura Lynn arasýnda bulunduðu sanatçýlarý izleme olanaðý buldu. Charleroi’daki konserlere ise 5 bin kiþi katýldý. HOÞGÖRÜ FESTÝVALÝ Konserlerde çok farklý müzik anlayýþlarýndan her zevke hitabeden çok sayýda müzisyen yer aldý. Daha fazla hoþgörü ve ýrkçýlýða karþý konserler düzenleme giriþimini Tom Barman ve mü- zisyenler Arno ve Sioen’dan geldi. 140’dan fazla sanatçý ücret almadan sahneye çýktý. Organizatörlerden Tom Barman konserlere gösterilen ilgiden oldukça memnun: “Ýçinde yaþadýðýmýz toplum basit deðil, birbirimizle iyi geçinmek zorundayýz. Þarkýlarýmýzla her türlü olumsuzluklarý tersine çevirmeye çalýþýyoruz. 0110 Irkçý Vlaams Belang partisi Anvers’te dünyanýn ilk hayal maratonu: elçika'da 8 Ekim'de yapýlacak olan yerel seçimler öncesi kent sakinlerinin kentini sahiplenmesi, yaþama katýlmasýný teþvik etmek amacýyla Belçika'nýn ikinci büyük þehri olan Anvers'te yaþayanlar kentle ilgili düþlerini “Kenti düþle” adý altýndaki etkinlik kapsamýnda kaleme alýyorlar. Binfikir’in de desteklediði “Droom de stad” (Kenti düþle, hayal et!) tiyatrocularýn aðýrlýklý olduðu ve sosyal kurumlarýn da içinde bulunduðu “yurttaþlarýn kent yaþamý ve politikada etkin olarak yer almasýný isteyen” bir grup tarafýndan baþlatýlmýþ bir giriþim. Tiyatro gruplarýndan sendikalara, vakýflardan dini kuruluþlara, gazetelerden kültür merkezlerine farklý kuruluþlar destekliyor bu giriþimi. Kültür projesi olarak gerçekleþtirilen bu etkinlik aslýnda bir “halka danýþma, görüþünü alma eylemi” Anverslilerin Anvers'le ilgili olarak neler hayal ettiklerini ve kenti 2017'de kendileri ve baþkalarý için nasýl gördüklerini derlemeye çalýþýyor. Hayal, bir kelime de olabiliyor sayfalarca bir karalama ya da resim, her þey geçerli. Etkinlik kapsamýnda Anvers'teki eski adliye binasý geçici bir postaneye çevrildi. Burada ha- B Laura Lynn, Helmut Lotti ve Clouseau’nun bu konserlere katýlmamasý çaðrýsýnda bulunmuþtu. Konserde sahneye çýkan tüm sanatçýlar bu etkinliðin bir “Hoþgörü Festivali” haline getirilmesi yönünde görüþ bildirdiler. Bunu vurgulamak amacýyla birçok sanatçý birlite sahneye çýktý. Ayrýntýlý bilgi : http://www.0110.be YAZARLAR VE SANATÇILARDAN DA DESTEK Diðer taraftan Anvers’te 40 yazar bir araya gelerek edebiyat dünyasýndan kamuoyuna hoþgörü mesajý ilettiler. Monty Kültür Merkezi’ndeki etkinliðe 800-1200 kiþi katýldý. Luc Tuymans ve Wim Delvoye gibi ünlülerin de arasýnda bulunduðu 20 çaðdaþ sanatçýnýn ayný amaçla açtýðý "Mute" sergisi 8 Ekim’e kadar gezilebilecek. “Kenti düþle” yaller toplanýyor. Hayalleri epostayla, postayla ya da elden ulaþtýrabiliyor katýlýmcýlar. 6 Ekim'de saat 08.00'de ünlü ve sýradan Anversliler eski adliye binasýnda gönderilen binlerce hayalleri okumaya baþlayacaklar. Hayaller hoparlörlerle tüm kentte dinlenebilecek. Okunan hayaller adliye binasýnýn tavanýna asýlacak. Radyo, televizyon ve gazeteler bu maraton happening'ini izleyecek. 8 Ekim saat 08.00'de hayal okuma etkinliði ve hayal postanesi sona erecek. Organizatörler, hayalleri etkinlik sonrasý da saklama sözü veriyorlar. Bu hayalleri ara sýra politikacýlara anýmsatmak için. Etkinliðin baþladýðý 1 Temmuz'dan bu yana 7'den 70'e tüm Anverslilerin web sitesi, e-mail ve posta ile gönderdiði 2000'den fazla hayalden 1000’i aþkýný www.droomdestad.be sitesindeki “hayal defteri” nden okunabiliyor. Hayaller arasýnda “insanlarýn birbirine daha hoþgörülü davrandýðý, ýrkçýlýðýn olmadýðý, daha çok yeþil alanýn bulunduðu, daha temiz, daha sosyal, bisikletlilere ve yayalara daha uygun yollarýn yapýldýðý, iþsizlik sorununun çözüldüðü” bir kent isteði ön plana çýkýyor. Irkçý partinin birin- ci konumda bulunduðu bu kentte “Göçmensiz bir Flaman bölgesi” hayal edenlere de rastlanýyor doðal olarak. 12 yaþýndaki Hatice ise “Pakistan'a dönmeyi” düþlüyor. “Bir gülücük ver, bir gülücük geri al, bu kadar basit” , “Bir dostça gülüþ veya baþla selamlama çok þey ifade ediyor”, “Fýrýna adým atan herkes bir iyi günler dese” gibi hayaller insanýn içini burkuyor. Sadece yakýnýnda yaþadýðý cadde ile ilgili ayrýntýlý hayal kuranlar da var. Caddenin trafiðe kapatýlýp daha sakin hale gelmesini, bu caddede bisikletliler için özel önlemler alýnmasýný, yayalarýn rahatça yürüyebilmesini, hoþ dükkânlarýn bulunmasýný ve caddesinin temiz ve dostça bir cadde olmasýný istiyor örneðin Frieda . Evinin arkasýndaki büyük eski binanýn kültür merkezi yapýlmasýný hayal edip, burada ne tür etkinlikler yapýlmasý gerektiðini uzun uzun listeleyene de rastlanýyor. Anvers'in “Çocuk ve aile dostu bir kent olmasýný” düþleyen anne, “Güneþli ve gülen yüzlerin olduðu bir Anvers” hayal eden 25 yaþýndaki Sofie dikkat çekiyor. “Diðer insanlara dostça davrananlara vergi indirimi” de ilginç hayallerden. [email protected] Yaþamýn yükündür nsanýn giderek tutulduðu tüketim histerisi hastalýðý sonucunda kiþisel, kutsal, kültürel veya sosyal gibi bütün deðerlerini kaybederek yalnýzca tüketiciye indirgenmiþ bir insan, zavallý bir insan görünümüne düþülüyor. Ýnsanýn insan olduðunun en önemli göstergesi düþünme özgürlüðü ve söylem gücüdür. Çaðlar öncesi bunu fark eden bazý uyanýklarýn insan düþüncesini ele geçirmeye çalýþmalarýnýn sebebi burada açýkca bellidir. Çünkü, beynini ele geçirmeden insanlarý yönetmek olanaklý deðildir. Geçmiþi bir kenara býrakýp günümüze gelirsek, insanoðlu epeyce yol aldý diyebiliriz. Ama yanýlýyoruz. Ýnsanlarýn daha büyüye, sihire, fala, týbbi medyumlara o çaðlardan daha çok ve sýký inandýðýný görmekte hiç te zorlanýlmýyor. Artýk, geçmiþte yaþanan bu aczi haller tarihe karýþtý derken bazý uyanýklar insanýn bir baþka zayýf yönünü keþfettiler. ÝnsaÝnsanýn giderek nýn mal mülk edinme zayýflýðý olduðunu ve buna baðlý olarak tutulduðu tüketa yeni bir büyü icat ettiler tim histerisi “American Dreams”. Evet, hastalýðý sonuAmerikan yaþam ve tüketim tarzýna istek her birimizde tutcunda kiþisel, kuya dönüþtü, giderek hayrankutsal, kültürel lýða dönüþüyor. Ýþin daha veya sosyal gibi kötüsü var. Aðrýyan yerimize bütün deðerleri- deðen dostlarýmýzýn görüþleri ýþýðýnda bir kez daha geriye ni kaybederek dönüp dünya ve insan yakýn yanlýzca tüketitarihine bakma gereksinmesi, bizi her zaman liberal ve tükeciye indirgentim toplumu virüsünün kaymiþ bir insan, naklarýna götürüyor. Sanýyozavallý bir insan rum ki, varolmuþ eski büyülerden daha güçlü, daha etkili görünümüne olan ve onlardan da güçlü bir düþülüyor. güdüydü bu keþfedilen þey; Tüketim güdüsü. Günümüz insanýnýn, özelliklede de tehlike içinde olan gençliðimizin, bu konumda ne denli þarhoþ ve kuþatma altýnda olduðunu bu devasa tüketim pazarlarýnda bilinmektedir. Bu tür güdüyü kýþkýrtmak için talep veya isteðe bile gerek yoktur, arz etmek yeterlidir. Çünkü insanýn tüketiciliði yeterli bir dinamiktir. Onun giderek tutulduðu tüketim histerisi hastalýðý sonucunda kiþisel, kutsal, kültürel veya sosyal gibi bütün deðerlerini kaybederek yalnýzca tüketiciye indirgenmiþ bir insan, zavallý bir insan görünümüne düþülüyor. Tüketim ve liberal ekonomi bilgisi sürekli olarak kaynaklarýn kýtlýðýný öngörüyor. Ve aslýnda dün olduðu gibi bugün de, ekonomi, hâlâ, kýtlýðýn paylaþýmý organizasyonu olmaktan kurtulamýyor. Tüketim güdüsü, maddi zenginlik talep ister. Sürekli olarak onu istemeniz gerekiyor. Ýstemiyorsanýz veya istemenin gerekenlerini, þartlarýný yerine getirmiyorsanýz liberal uygarlýk alanýnýn dýþýnda kalýyorsunuz. Bence, insanýn özgür düþünme yeteneðine güvenmekten baþka bir çözüm yoktur. Zoraki liberal ekonomi ve tüketim hastalarýna bir sözüm var. Evet insan güzel bir yaratýktýr, icabýnda öldürebilir de. Ama tek bir kusuru vardýr, düþünebilir. Onun için de sizlerin saflarýnda yer almaz. Yaþam, doðumunda sana verilmiþ bir yüktür.Onu, insani deðerleri olmayan hiçbir kimseyle, hiçbir toplumla paylaþmamaya gayret göster. Ý Sayfa 18.qxp 03.10.2006 10:20 Seite 1 Ekim 2006 18 Hayt Huyt Park Haydar Abi “Delikanlý adamýn köþesi... Lightlar ve yumuþaklar okumasýn!” Partinizi seçin, listedeki tüm Türk adaylarý tek geçin Hangi partiye oy verirseniz verin, o partideki tüm Türkleri tercih edin. Oylarý bölmemenin birlik-beraberlik olmanýn formülü bu. Binfikir gazetesinin Eylül sayýsýnda bir yazý yazdým, yer yerinden oynadý. Neymiþ efendim Haydar Abi taraf tutuyormuþ. Ýstersem tutarým. Kýzdýrmayýn þimdi beni. Yine kafamýn tasýný attýrmayýn. Yani maðdur edilen bir kýzýmýza sahip çýkýp delikanlýlýk görevini yapmak ne zamandan beri taraf tutmak olmuþ? Leyla Ertorun kýzýmýza yapýlan haksýzlýða seyirci mi kalsaydým yani? Bu delikanlýlýða sýðar mý? Biz Anadolu çocuðuyuz, böyle Bizans entrikalarýna göz yumamayýz birader! Baþtan beri Sait Köse’yi desteklerken bir Allahýn kulu da gelip, Haydar Abi ne yapýyorsun, düpedüz taraf tutuyorsun demedi. Demeleri de gerekmez zaten. Ben Haydar Abiyim, taraf da tutarým kafa da. Yeri gelirse kafa bile atarým. Ben Binfikir Gazetesi’ne baþtan beri muhalefet yapmýþ biriyim. Bu entel-dantel takýmýyla pek uyuþamayýz. Zaten benim yazýlarýmýn çok okunmasýný ve tartýþma yaratmasýný hepsi kýskanýr. Yani çekemezler beni. Ama þimdi bizim çocuklarýn söylediðine göre piyasada Binfikir’i asýl yöneten Haydar Abi, dolayýsýyla da o hangi partiyi destekliyorsa Binfikir de onu destekler diye konuþuluyormuþ. Keþke öyle olsaydý da benim sözümü dinleselerdi. Vereceðimiz politik destek karþýlýðý alacaðým imkanlarla gazeteye reklam almalarý bile gerekmezdi. Çok istiyorlarsa 5 sayfa Haydar Abi fotosu basabilirlerdi yani. Ýlan babýndan anlayacaðýnýz. Bunlar hala tarafsýzlýktan falan bahsediyorlar. Neyse, gelelim þimdi sadede. Bazý adaylar kapý kapý, listede sadece bana oy verin, öbür Türk adaylarýna oy vermeyin diye dolaþýyormuþ. A benim akýlsýz kýzým, hem sana oy versinler hem öbür Türklere. Ýkiniz de kazanýn, fena mý? Emir, Sait, Halis ve Emin ile teker teker görüþtüm. Hepsi de ‘Haydar Abi, listede birden çok adaya oy verebilirsin’ dediler. Yani 1000 oy senin var, 1000 oy da benim. Bu seçmenler listede ikimizi birden desteklerse senin de benim de oyum 2000 oluyor. Bak kýzým ortalýkta sadece bana oy verin diye dolaþma. Biraz matematik bilgin varsa, seni destekleyeceklerin listedeki diðer Türk adaylara da oy vermesi, onlarýn taraftarlarýnýn da sana tercihli oy kullanmasý partindeki tüm Türk adaylarýn þansýný arttýrýr. Bak hala anlamadýn. Bir örnek vereyim istersen; ABC partisinde 3 Türk aday var. Sýralarý 15, 19 ve 27. 15. sýradaki adayýn 1500 destekçisi, 19. sýradaki adayýn 400 taraftarý ve 27nci sýradaki adayýn 2000 oyvereni var. Eðer herkes sadece yakýnýna oy verirse en çok oyu alan Türk adayý 2000 oy almýþ olcak. Ama ben sizden partinizin listesindeki tüm Türk adaylarý desteklemenizi istiyorum. Böyle yapar da her adayýn destekçileri diðer adaylara da tercihli oy verirse, listedeki 3 Türk adayýmýz da 3900 oy alarak seçilir. 2000+1500+400=3900. Hesap bu kadar basit. Hesabý kitabý iyi yapýn. Bu seçim, ýrkçýlarla hesaplaþma seçimi. Bunu da unutmayýn. Haa bir de partinizin listesinin baþýndaki adaya, yani liste baþýna da oy verin ki Belediye Baþkaný seçilme þansý artsýn. Slogan basit: Partinizi seçin, listedeki tüm Türk adaylarý tek geçin! Hangi partiye oy verirseniz verin, o partideki tüm Türkleri tercih edin. Birlik-beraberlik olmanýn formülü bu. Bu kadar basit... Sayfa 19.qxp 03.10.2006 10:23 Seite 1 Ekim 2006 19 Sadece kendimize deðil, ekibimize oy istiyoruz Schaerbeek’ten Ecolo adaylarý Süleyman Özdemir(14. sýra) ve Nurinnisa Balcý (17. sýra) Binfikir bürosunu ziyaret ederek çalýþmalarý hakkýnda bilgi verdiler, deðiþik konularda görüþlerini açýkladýlar. ADAY SAYISI FAZLA DEÐÝL Schaerbeek’te 62 bin seçmen var, bunu 8-10 bini Türk. 19 Türk adayýn olmasý gayet normal. Saint- Josse’da ise nüfusun neredeyse % 25’i Türk. Oradaki aday sayýsý da fazla deðil, normal yani. Ancak normal olmayan Türk ve diðer yabancý kökenli adaylarýn bu kadar ön plana çýkmasý neredeyse teþhirciliðe varacak bir boyutta abartýlý bir þekilde afiþ asmalarý... SÜLEYMAN ÖZDEMÝR: Benim hayatým siyaset. Ben idealist bir insaným. Dünya’nýn deðiþimine de inanýyorum. Grupla, ekiple, arkadaþlarýmla birlik- beeklilerin hepsinden oy bekliyoruz. Belçikalý, Faslý, Türk hepsinden. Tüm yurttaþlarýmýzdan sandýk baþýna gidip oylarýný kullanmalarýný istiyoruz. Bize oy vermeseler bile ýrkçý parti dýþýnda demokratik bir parti seçsinler. te bir takým þeyleri deðiþtirebileceðimize de inanýyorum. Kendi dünyamýza uygun bir parti ECOLO. Ýlk yurttaþlýk ve seçme seçilme hakkýný savunan siyasi oluþum. Ýlk yabancý adaylarý listesine alan partilerden. Partimiz yerel seçimlerde 214 konuda ne yapacaðýný açýkladý. Ýnsana ait çok þey var. Eðitim, kültür, konut ve güvenlik sorunu. Hepsi içinde. Kültür adamýyým, tutkularým müzik, sinema, edebiyat. Ýnsanýn eðitilmesi. Halkevlerinin yaygýnlaþtýrýlmasý kahveler yerine buralara gidilip, okunmasý konusunda çaba harcayacaðým. Diyalogsuz, birbirimizden kopuk bir halde yaþýyoruz. Kültürel etkinlikler aracýlýðýyla insanlar birbirlerine yaklaþtýrýlabilir. Biz herkesin adayýyýz. Schaer- NURÝNNÝSA BALCI: Sivil Toplum Örgütlerinde Saint- Josse’da Kadýnýn Sesi Derneðinde çalýþtým. MRAX’da yönetici olarak hizmet ettim. Dolayýsýyla da siyasetle ilgilendim. ECOLO’yu çok eskiden beri tanýyorum. Üniversite yýllarýnda iyi bir arkadaþýmýn baldýzý ECOLO’da milletvekiliydi. Politikayý onlardan öðrendim Ama sosyalistlerden de arkadaþlarým var. ECOLO daha yeni, etik yaklaþýmlarý var. Milletvekili olup, ayný zamanda Belediye Baþkanlýðýný yürütemiyorsun. Partide farklý bir politika yaklaþýmý var. Daha dinamik ve küçük. ECOLO’nun 3000 üyesi var. Yeni bir parti. 25 yýllýk bir geçmiþi var. 711 görevlisinin hiçbiri hakkýnda her hangi bir soruþturma açýlmadý. Temiz bir geçmiþi var partinin. ‘Boþ konuþmuyor, somut iþlere imza atýyorum’ PS (Frankofon Sosyalist Parti) Schaerbeek listesinde en üst sýrada yer alan Türk 8. sýradaki Emin Özkara Binfikir Bürosunu ziyaret ederek yerel yönetimlerle ve siyasetle ilgili açýklamalarda bulundu. Binfikir sayfalarýnda mizahi bir bakýþ açýsýyla sunulan, ilginç foto-çizgi-romanlarda oynayan Özkara, siyasetçilerin, eleþtiriye, mizaha ve mizahçýlara hoþgörülü yaklaþmasýndan yana. PS YILLARDIR TÜRKLERÝN VE DÝÐER YABANCI KÖKENLÝLERÝN YANINDA 2000 yýlýnda Belediye Baþkanýnýn listesinden 11. sýrada adaydým. Deneyimsiz olmama raðmen listede en çok oy alan 5. kiþi ben oldum ve baðýmsýz olarak seçildim. 2002 yýlýnda PS’e geçtim. Çünkü Türk toplumuna ve yabancýlara yýllardýr en yakýn bulunan PS güçlü bir alternatif olarak karþýma çýktý. Bugün bu noktaya gelip, milletvekili olabiliyorsak, bunun Adaylýk ciddi bir iþ, sadece seçim sýrasýnda deðil, sürekli bu toplumun içinde olup sorunlarýný dinlemek, çözümlerine yardýmcý olmak gerekiyor. Geçen seçimlerde gördüðümüz gibi, aday gelip oylarý bölüyor, seçilemeyince bir daha ortalýkta görülmüyor. O yüzden seçilme þansý olanlarý engellemekten ziyade, güçlü adaylarý tercih etmekte yarar var. Eðitimli, belediyede çalýþmýþ ve yerel yönetimleri bilen adaylara aðýrlýk verilmeli. çoðunu PS gibi sosyalist düþüncedeki partilere borçluyuz. BAÞARILI OLDUÐUM ÝÇÝN BANA SALDIRIYORLAR Benim Belediye Meclisi’nde yaptýðým konuþmalar kayýtlarda. Bunun yanýnda seçmenimin sorunlarýyla yakýndan ilgileniyorum. Sadece seçim süresince deðil, 6 yýl boyunca her zaman seçmenimin yanýndayým. Meyve veren aðacý taþlarlar. 2000 yýlýnda kimse üzerime gelmiyordu. Þimdi bana saldýrýyorlar. OY VERÝRKEN ÝYÝ DÜÞÜNÜN Önüne gelen aday oluyor. ELEÞTÝRÝ SÝYASETÇÝYÝ GELÝÞTÝRÝR Biz siyasetçilerin, eleþtiriye, mizaha ve mizahçýlara hoþgörülü yaklaþmasýndan yanayým. Eleþtiriler bizi daha iyi olma konusunda geliþtirir. Ancak bu eleþtiriler yapýcý olmalý, kiþisel saldýrý ve hakaret boyutlarýna ulaþmamalý. ÝÞTE ÖNERÝLERÝM 8 Ekim 2006 yerel seçimleri Schaerbeekliler için çok önemli. Esnaflarýmýz vergiden ve diðer sorunlardan yakýnýyor, çocuklarýmýzý okullara yazmýyorlar gizli ayrýmcýlýk yapýyorlar. Schaerbeek’teki iþlere Schaerbeeklilerin alýnmasýndan yanayým. [email protected] Benim de hayellerim var ünyanýn ilk hayal maratonu düzenleniyor Anvers’te. Bu konudaki haberi Binfikir sayfalarýnda okuyacaksýnýz. John Lennon efsaneleþmiþ þarkýsý “Imagine”de “hayal et cennetin olmadýðýný/denersen kolaydýr /cehennem yok altýmýzda/üstümüzde ise/sadece gökyüzü/tüm insanlarýn/bugün için yaþadýðýný/ hayal et/hayal et ülkelerin olmadýðýný/o kadar zor deðil bu/uðruna öldürecek ya da/ölecek bir þey yok/ve din de yok tabii/tüm insanlarýn/barýþ içinde yaþadýðýný/ hayal et/hayalci diyebilirsin bana/oysa yalnýz deðilim ben/umarým bir gün sen de/katýlýrsýn bize/ve bir bütün olur dünya/hayal et malýn mülkün/olmadýðýný/ merak ediyorum/yapabilir misin/ne açlýk var ne açgözlülük/insanlarýn hepsi kardeþ/tüm insanlarýn/tüm dünyayý paylaþtýðýný'' diyor. Benim de insanlýkla ilgili benzeri düþlerim var. (Hayalci diyorlar bana, desinler deðiþemem!) Belçikalý Türkler ile ilgili hayallerimden seçimlerle ilgili olan bir kaçýný sizlerle paylaþmak istiyorum. Bakýn 2012 yýlýndaki yerel seçimler öncesi kim ne diyor; D Kendisine adaylýk teklif edilen Türk: - “Ben aday olmak istemiyorum, diðer partideki Türk aday daha güçlü, oylarý bölmek istemiyorum” - Teklifinizi kabul edemem, benim görüþüm sizin partinize uymuyor. - Hayýr demek zorundayým, daha genç ve eðitimli Türkler var onlarý aday yapýn Bir aday diðer bir adaya: - Fikir benimdi ama sen gerçekleþtirdin kutlarým. Önemli olan bu düþüncenin hayata geçirilmesiydi benim için - Abla valla sana haksýzlýk yapýldý, bu partide partinin çizgisine uyan tek kiþi sensin. Biz arkadaþlarla görüþtük, sana yapýlan haksýzlýðý protesto için adaylýktan çekilmeye karar verdik. - Ha ben seçilmiþim ha sen, yeterki birimiz partisinde güçlü olabilsin. Siyasi parti yetkilileri adaylýk baþvurusu yapan Türk’e: - Bizim için getireceðiniz oy potansiyeli deðil, siyasi görüþünüz daha önemli, maalesef sizi adaylýða kabul edemiyoruz. Partimize gösterdiðiniz ilgi için teþekkür ederiz, kendinize daha uygun bir parti bulun. - Ýsterseniz önce partimize üye olun, çalýþma gruplarýnda faaliyet yapýn. Adaylýðýnýzý sonra deðerlendiririz. Yerel yayýn organlarý ve gazeteciler: -Hiçbir adayý desteklemiyoruz. Bizim için önemli olan halkýn en iyi þekilde bilgilendirilmesi. Parayý veren düdüðü çalamaz. Zaten hiçbir adayýn da reklamýný almýyoruz. Seçmenden adaylara: -Genç ve birikimli çocuklara da bir þans verelim, bir de onlarý deneyelim. -Kiþisel hiçbir beklentim yok. Önemli olan bizi en iyi þekilde temsil edebilecek adaylarýn seçilmesi -Hemþehrimdir, tanýdýðýmdýr diye oy vermem ben. Kiþiye bakarým arkadaþ. Sayfa 20.qxp 03.10.2006 10:31 Seite 1 20 Ekim 2006 Sivil Toplum ‘Kültürel bir deðiþim yaþanmalý’ [email protected] Ece Ayaydýn Oruç nedir? üm Müslümanlarýn Ramazan ayý Mübarek olsun. Bu ayýn evlerinize bereket, sabýr ve hayýrlar getirmesini, tüm dünyada da barýþa vesile olmasýný dilerim. Oruç nedir? Bakara Suresi(183)’nde þöyle buyurulur: “Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kýlýndýðý gibi size de farz kýlýndý. Umulur ki korunursunuz” Oruç Ýslâm'ýn beþ temelinden biridir ve Ramazan ayýnda bir ay oruç tutulur. Oruç; niyet ederek imsak vaktinin baþlamasýndan itibaren güneþ batýncaya kadar Ýslam, orucun yememek, içmemek ve cinsel yalnýz þekli ile iliþkiden uzak durmak suretiyyetinmeyip, le yerine getirilen bir ibadettir. onun manevi Ýslam, orucun yalnýz þekli ile yetinmeyip, onun manevi hakikatine de hakikatine de gereken önemi gereken önemi vermiþtir. Orucun gayesi, ruhi vermiþtir. oruve ahlaki kaidelerini bozan her cun gayesi, ruhi türlü davranýþlardan kaçýnarak ve ahlaki kaidesabýr, þükür ve nefis terbiyesiyle takvaya ulaþmaktýr lerini bozan her DÝÐER DÝNLERDE ORUÇ türlü davranýHýristiyanlýk'ta da oruç farzþlardan kaçýnadýr. Hristiyanlýk'ta oruç ve perrak sabýr, þükür hiz ayný anlamda kullanýlýr. Orucun amacý, iþlenmiþ ve nefis terbiyegünahlarýn cezasýný bu dünyasiyle takvaya dan çekmeye baþlamaktýr. Hriulaþmaktýr. stiyanlýkta iki çeþit oruç bulunur. Okaristi orucu yani þükran orucu ve ekleziyastik oruç yani kilise orucu. Bu iki çeþit orucu Katolikler tutar, Protestanlar tutmaz. Hristiyanlýkta Hz. Ýsa'nýn öldükten sonra dirildiði ve göðe çýkarýldýðýna inanýlan Paskalya öncesinde iki gün oruç tutmak dindar Hrýstiyanlar arasýnda yaygýn bir uygulamadýr. Yahudiler Tevrat'ta bazý günlerde oruç tutulmasý emredilmektedir. Yahudilikte oruç nefsi terbiye etme ve bazen de acý çekme aracý sayýlýrken, bazen de Allah'a yaklaþma aracý olarak kabul edilmektedir. Budizm'de oruç: Güneydoðu Asya dinlerinden Budizm oruca en fazla önem veren dinlerdendir. Budizm'in kurucusu Buda'ya göre, ne dünyaya baðlanmak ne de dünyadan vezgeçmez gerekir. Bu amaca ulaþmak için koyduðu kurallarýn birincisi ise, her iki ayda bir oruç tutmak ve bu süre zarfýnda toplum içinde tüm günahlarýný itiraf etmektir. Hinduizm'de nefsi terbiye için yýlýn belirli aylarýnda ve günlerinde oruç tutulur. Ýbadet amacýyla dualarýn okunduðu günlerde oruç tutulmasý gerekir. Hinduizm'de oruç genellikle belirli bazý besinleri yememe, yani bir çeþit perhiz þeklindedir. Doðu kültürlerinin dinlerinden Taoizm'de oruç, daha geniþ bir anlamda ele alýnmýþtýr. Burada oruç, saðlýðý koruma ve böylece yaþlanmayý geciktirme özelliðiyle ön plana çýkar. Çinliler ayrýca, büyük bayram günleri ile kötülüklerin arttýðý dönemlerde de, kendilerini korumak için oruç tutarlar. Ramazan ayýnda Müslümanlar arasýnda hoþgörü ve birlik dileyerek Allah tutuðunuz oruçlarý kabul edip hayýrlýsýyla Ramazan bayramýna kavuþtursun Ramazan ayýnda fitrelerinizi vermeyi unutmayýnýz. T 2003 yýlýnda Ali Baðseven Baþkanlýðýnda kurulan Belçika Türk Kültür ve Sanat Vakfý dört senedir çalýþmalarýný Belçika`da yaþayan Türkler için kültürel ve sanatsal faaliyetleri getirerek ve destek olarak devam ettiriyor. Derneðin kuruluþunda daha farklý planlarýnýn da olduðunu belirten Baðseven “Aslýnda kültür ve sanat etkinliklerini getirmenin yaný sýra burada yaþayan Türkler için sanat dersleri vermek gibi farklý etkinlikleri de organize etmekti fakat ne belediyeden ne de Türk halkýndan gereken desteði ve ilgiyi göremediðimiz için bunlarý gerçekleþtiremedik. Aslýnda bunlarý gerçekleþtirmek ve daha çok organizasyona ev sahipliði yapabilmek için en büyük ihtiyacýmýz bir salona sahip olmaktý fakat ne büyük iþ adamlarýndan ne de Büyükelçilikten bir maddi destek görmedik'' diye ekledi. En son dokuz Türk filminin gösterimini yapan Türk Kültür ve Sanat Vakfýnýn geçen etkinliklerinin bir kýsmý; Cem Yýlmaz, Yýlmaz Erdoðan ve Demet Akbað Tiyatrosu, Ferhan Þensoy, Kubat, Ata Demirer. Getirilen bazý Türk filmlerinden, O þimdi asker, Rus gelin, Babam ve Oðlum, Hacivat Karagöz, Kurtlar Vadisi gibi bazý filmlerin de Belçika'daki diðer sinamalarda Fransýzca ve Flamanca altyazýlý olarak gösterime girmesine katký saðlayan Baðseven Ýstanbul Hatýrasý ve Duvara Karþý filmlerinin de galalarýnýn organizasyonlarýný yapmýþ. Yeni sezonda da Sýnav, Dondurmam Gaymak, Son Osmanlý-Yandým Ali, Dünyayý Kurtaran Adamýn Oðlu gibi filmler gösterime girecek. Türkiye'den gelen ve burada yaþayan sanatçýlarýn sergi açmalarýna da destek veren vakýf sergi salonu bulma ve duyurularýný yaparak da sanatçýlarý desteklemeye çalýþýyor. Þu an üçyüz kadar üyesi bulunan vakýf bir federasyona baðlý deðil. Üyelerine çeþitli indirim imkânlarý saðlamaya çalýþan Baðseven www.kultursanat.be adresinden çok basit bir þekilde üye olunup etkinlik haberlerine ve indirimlere ulaþýlabileceðini belirtti. Schaerbeek Kültür Merkezi, Bozaar'daki Türkiye sergisinde program danýþmanlýðý gibi Belçikalý dernek ve kuruluþlardan gelen teklifler doðrultusunda çalýþmalara katýlýrken bu tip tekliflerin Türk derneklerinden gelmemesinden üzüntü duyduklarýný Ali Baðseven söylüyor. Kasým ayýnýn 23’ünde baþlayacak olan Akdeniz Film Festivali’nde bazý Türk filmlerinin gösterimini saðlayacaklar. Bilet fiyatlarýnýn yüksekliði taleple ilgili Bazý bilet fiyatlarýnýn yüksekliðinden yakýnýlmasýnýn esas nedeninin Türklerin neredeyse hepsinin evinde Türk televizyonlarýný izleyebilme olanaðýna baðlayan Ali Baðseven ‘insanlar çok televizyon seyrettiklerinden küçük ve orta dereceli kültür faaliyetlerine katýlmayý tercih etmiyorlar, bu tip organizasyonlarda genelde talep azlýðý nedeniyle sýkýntýya düþüyoruz. Bu nedenle daha büyük bütçeli organizasyonlar yapmaya itiyor bizi toplum ama tabi ki bu gelen sanatçýlarýnda maddi beklentileri yüksek oluyor, bu da doðal olarak bilet fiyatlarýna yansýyor. Burada en tanýnmýþ sanatçýlarýn organizasyonlarý için bile en fazla bin kiþi toplayabiliyoruz. Avrupa’da yaþayan diðer Türkler bu tip sosyal aktiviteleri daha fazla takip ediyor bu yüzden de daha çok ve daha ucuza seyretme þanslarý oluyor. Orta ve küçük organizasyonlara da en fazla ikiyüz-üçyüz kiþi katýlýyor. O kadar kiþiyle de ne salon masrafýnýn ne sanatçýnýn masrafýnýn altýndan kalkabiliyoruz. Bu iþleri sponsor yardýmý olmadan yaptýðýmýz için de fiyatlar yükseliyor.’’ Olanaklar çerçevesinde etkinliklere devam etmeyi hedeflediðini fakat kültürel bir deðiþimin yaþanmasýnýn en büyük ihtiyaç olduðunu belirterek ekliyor Baþkan Baðseven ‘Bir toplumun baþka bir topluma kendini kabul ettirebilmesi için ilk olarak kültürünü ve dilini tanýtýp, sevdirip, kabul ettirmesi lazým. Bu da böyle kiþisel hareketlerle deðil kurumsal bir hale getirilerek yapýlabilir. Bence en kýsa zamanda Türk Hükümeti’nin veya güçlü þirketlerin katkýlarýyla bir Türk Kültür Merkezi’nin açýlmasý gerekiyor. Türk gençlerine kültürlerini öðretmek ve Türk sanatlarýný öðreterek kendi sanatýmýzý sevdirmemiz gerekiyor. Ancak bu þekilde bizim sanatýmýzýnda Belçikalý toplum tarafýndan saygý duyulan ve deðer gören bir hale getirebiliriz. Buraya iþ gücü olarak gelmiþiz ve ne yazýkki halen o þekilde görülüyoruz. Bunu deðiþtirmek zorundayýz’ dedi. Son olarak ‘Nesillerdir burada yaþayan bir toplum olarak kültürümüzü, sanatýmýzý tanýtmalý ve artýk bunlarla anýlmalýyýz’ diyen Baðseven Türk toplumunun da katkýlarýyla kendimize ait bir salona sahip olmayý diliyoruz dedi. Sayfa 21.qxp 03.10.2006 11:10 Seite 1 Ekim 2006 21 GÜNDEM Ramazan çadýrlarý ve iftar Serpil Aygün amazan ayýnýn baþlamasýyla birlikte Belçika’nýn farklý kentlerinde kurulan Ramazan çadýrlarý ve iftar yemekleri Türk ve Belçikalý politikacýlarýn sürekli görüldüðü alanlar oluyor. Brüksel’de Belçika Türk Ýþadamlarý Derneði (BETÝAD) ve Anadolu Kültür Derneði’nin birlikte organize ettiði ramazan çadýr,ý Türk mahallesi Schaerbeek’te Kraliçe Meydaný’ndaki Kilisenin önüne kuruldu. Ýlk gün konuklarý Schaerbeek Belediye Baþkaný Bernard Clerfayt ve yardýmcýsý Sait Köse oldu. Diðer taraftan Genk’te de Genk Belediyesi ve Türk Derneklerinin organize ettiði 300 kiþi kapasiteli Ramazan çadýrý Ramazan’ýn ilk günü iftar yemekleri vermeye baþladý. Ýlk gün konuklarý dernek yöneticileri, aileleri ve Müslüman olmayan komþularý olurken, her gün bir temaya baðlý olarak konuklar davet ediliyor. Ayrýca Müslüman Temsilciler Kurumu’nun Brüksel’de verdiði iftar yemeðinde R Aydoðdu Liege’de PS’in tek Türk adayý Ressam aday farklý bir kampanya yürütüyor iege Belediye Meclisi’ne Frankofon Sosyalist Partisi PS’in 40. sýradan tek Türk adayý olan ressam Mehmet Aydoðdu, hazýrladýðý 14 ayrý afiþ, broþür, kartvizit ve kartpostal ile seçmenlere ulaþmaya çalýþýrken, elektronik olarak yapýlacak olan oy kullanma iþlemini de bizzat kendisi canlandýrarak bir video kaydý ile halka anlatýyor. Aydoðdu, Liege’deki Türk toplumuna daha fazla hizmet edebilmem için sadece Belediye Meclisi Üyesi olmak yetmiyordu. Bu nedenle bana encümenlik verilmesi koþuluyla adaylýk önerisini kabul ettim. Aday olmadan önce tüm Türk derneklerine, esnafa ve toplumun ileri gelenlerine danýþýp desteklerini yanýma aldým. Onlara güvenerek yola çýktým ve beni þimdiye kadar hep desteklediler. Encümen olabilmem için 1500 oya ihtiyacým var. Çok yoðun bir kampanya yürütüyoruz. Afiþlerim esnaf ve evlerin camlarýnda asýlý, pazar yerlerinde tanýtýmým yapýlýyor. Belediye Baþkaný ile birlikte toplumumuzun deðiþik kesimlerini ziyaret ediyoruz. Ayrýca hazýrladýðým video ile vatandaþlarýmýza nasýl oy kullanacaklarýný anlatýyoruz. L Adalet Bakaný Laurette Onkelinx, Brüksel Bölge Hükümeti Baþbakaný Charles Piques, CDH Baþkaný Joelle Milquette, Brüksel Hükümeti Eþit Haklar Bakaný(CD&V) Brigitte Grouwels ve T.C. Brüksel Büyükelçisi Fuat Tanlay katýldýlar. Televizyon yapýmcýsý Bülent Samanlý, Lennik’te liste baþý PS Charleroi gençlere emanet Bülent SAMANLI, Flaman-Brabant eyaletinde, Lennik kasabasýnda, GROEN! – sp.a (Flaman Yeþilleri ile Flaman Sosyalist Partisi) listesinde ilk sýrada yer alýyor. Bülent SAMANLI’nýn, 6 yýl önce gerçekleþen yerel seçimlerde, Lennik tarihinde ilk defa bir sp.a adayý olarak Belediye Meclisine seçilmesi oldukça dikkat çekmiþti. Yolsuzluk haberleriyle gündeme gelen Charleroi PS (Frankofon Sosyalist Partisi) geleceðini Türk genci Serdar Kýlýç’ýn da aralarýnda bulunduðu gençlere emanet etti. Yolsuzluk bataðýndan umut yeþerdi. Bu da gençlerin partide daha etkili olmasýný saðladý. “Yerlisi yabancýsý tüm adaylar imaj pazarlýyor” diyen Charleroi’nýn en genç adayý Serdar Kýlýç, ULB’de Siyasal Bilimler eðitimini tamamladýktan sonra Siyasal Sosyoloji Yüksek Lisansýný(master) tamamlamýþ. Kendi hazýrladýðý, toplumu bilgilendirici metinleri çoðaltýp, halka daðýtýyor. YEMÌNLÌTERCÜME Fransızca <------>Türkçe ALIBAGSEVEN 241 Rue Royale, 1210 Bxl. 0475 78 23 78 Ýmtiyaz Sahibi OPEN WINGS BVBA t Genel Yayýn Yönetmeni Serpil Aygün t Genel Koordinatör Erdinç Utku Haber Koordinatörü Fikret Aydemir t Yayýn Kurulu Ýlknur Cengiz, Leyla Ertorun, Serpil Aygün, Erdem Resne, Erdinç Utku, Fikret Aydemir tGörsel Yönetmen Ece Ayaydýn t REKLAM 0484 528 902 [email protected] tADRES 44, rue des Palais bte 1, 1030 Bruxelles TEL 0032 2 242 01 53 te-mail [email protected] tWEB www.binfikir.be Sayfa 22.qxp 03.10.2006 11:19 Seite 1 22 Ekim 2006 GÜLEN FÝKÝR GÜLEN ÇOCUK dersiniz? Babama getirdiðim suya þeker atmýþtým. Babama kardeþimden daha tatlý su vermek istemiþtim. Babam anlamýþtý, þeker attýðýmý, ama bana hiç belli etmedi. Sizler de bugün önemsemediðiniz pek çok þeyi, bir gün gelecek özlemle hatýrlayacaksýnýz. Güldüren fýkralarda az da olsa yaramazlýklar var. Filiz TOSYALI Çocuklar aslýnda çok güzel dostluklar yaþarlar, yaþamýn tadýný oyunla çýkarýrlar. Gelin görün ki, yýllar geçtikten sonra sadece yaramazlýklar hatýrlanýr. Hem de gülerek, neþeyle. Ben çocukluðunda uslu çok az insan tanýrým. Yetiþkinler çocuklarýn yaramazlýklarýna kýzdýklarýnda, hatýrlatmak için keþke elimizde birer sihirli çubuk olabilse. Onlara geçmiþi gösterip, eski yýllara taþýyan bir halýyý önlerine açabilsek. Geçmiþi gösterebilsek. Bu da nereden çýktý demeyin. Benim çocukluðumda elim durmadan kapýya sýkýþýrdý. Acýsýný bugün bile hissediyorum… “Ben uslu bir çocuktum” dediðimde, bana bunu hatýrlatan çocuklarým oldu. Uslu olduðu halde eli devamlý kapýya sýkýþan bir kýz düþünebilir misiniz? Kýzým bana; “anne sizin evin kapýsý çok mu yaramazdý?” diye sormasaydý, ben kendimi hep uslu bir çocuk olarak hatýrlayacaktým. Biraz da kýskançtým galiba, babam; “senin getirdiðin su çok tatlý” dediðinde ne yapmýþtým ÞEKERÝ YANINA AL Ali dedesiyle dolaþmaya çýkacaktý. -Oðlum gidelim mi hazýr mýsýn? diye sordu. Ali, -Hazýrým, sen hazýr mýsýn dedeciðim? -Ben de hazýrým oðlum, çýkabiliriz. -Yanýna þeker aldýn mý? -Ne þekeri? -Ben aðladýðým da beni susturmak için vereceðin þekeri. Harika resimlerle dolu iki güzel kitap! Yaðmurlar baþlamýþ, havalar soðumuþ, artýk sonbahar gelmiþtir. Kuçu Kuçu’ya kendisini koruyacak bir ev gereklidir. Kuçu Kuçu kendine bir ev bulabilecek mi? Bonbon diþlerini fýrçalamýyor, bundan hoþlanmýyordu. Diþlerinden kurtulmak istiyordu. Bir gün bu dileði gerçekleþti. Ama arkadaþlarý onunla alay ediyor ve artýk Bonbon yemek yiyemiyordu. BEBEÐÝN PÝLÝ VAR Ayþe’nin bir kýz kardeþi olmuþtu. Ayþe o zamana kadar yeni doðmuþ bir bebek görmemiþ, sadece oyuncak bebeklerle oynamýþtý. Hiç hareketsiz uyuyan bebeðe uzun uzun baktý. Annesinin içeri gittiði bir an bebek kolunu oynatýnca baðýrmaya baþladý, -Anne koþ bize piliyle vermiþler, dedi. ELMALAR Anne oðluna sordu, -Oðlum masanýn üzerinde dün gece iki çikolata vardý, neden bir tane kalmýþ? -Aaaa bir tane kalmýþ mý? Karanlýkta görememiþim. FÝKÝRCÝKLER KUÇU KUÇU KENDÝNE EV ARIYOR AMA BONBON! Birger Koch Svetlana Tiourina Kaya/ BRÜKSEL (6) Burçin/ TÜRKÝYE (8) Furkan/ BRÜKSEL (7) Sevgili çocuklar! Bu sayfada yayýnlanmasýný istediðiniz resim, þiir, öykü ve yazýlarýnýzý 44, rue des Palais bte 1, 1030 Bruxelles posta adresine ya da [email protected] e-posta adresine gönderebilirsiniz. Ayþe / BRÜKSEL (7) Sayfa 24.qxp 03.10.2006 11:29 Seite 1
Benzer belgeler
Sayfa 1.qxp
Gent, Brüksel,
Charleroi ve
Anvers’te Belçika yerel seçimlerinden tam bir
hafta önce “ýrkçýlýðý kýnamak
ve hoþgürüyü
yaymak” amacýyla düzenlenen 0110 konserlerine yaklaþýk 100 bin kiþi
katýldý.