Paylaşım Dergisi Sayı - 4
Transkript
Paylaşım Dergisi Sayı - 4
Geleneklerimiz, göreneklerimiz daima iyiyi, doðruyu, güzeli gösterir bize Türkiye Finans da bu toplumun gelenek, göreneklerine saygý duyan, onlarý sizlerle paylaþan, sizlerle yaþayan çok genç ve dinamik bir kurum. Yazýn en sýcak, en hareketli günlerinde sizlerle buluþan 4. sayýmýzda, bu özellikleri de sizlere aktarabildiðimize inanýyoruz. Kim perdenin arkasýndaki Karagöz ve Hacivat'ý kahkahalar atarak izlemez, ya da kim yaþadýðý þehrin 'ruhu'nu yok sayabilir Genel Müdürümüz Sayýn Yunus Nacar'ýn da üzerinde durduðu "yerel kaynak, yerel kalkýnma" sloganýyla þube sayýlarýmýzý artýrýrken, yerel deðerlerimize sahip çýkmanýn da gururunu yaþýyoruz. Gerek Karagöz ve Hacivat'ý, gerek þehirlerimizin hikâyelerini sizlere aktararak, gerekse ülkenin dört bir tarafýnda uzman kadromuzu bu ülkenin hizmetine sunarak Kýsacasý bizim kültürümüz, bizim birikimimiz, bizim insanýmýz, bizim ülkemiz Hepsine hizmet vermenin gururunu yaþýyoruz. Paylaþým dergisinin bu sayýsýnda sinema sektörünün marka ismi Osman Sýnav'ý, Türk futbol dünyasýnýn unutulmaz ismi, þimdilerde miniklerin "Mehmet Hoca"sý, Mehmet Özdilek'i sayfalarýmýza konuk ettik. Bunun yaný sýra ekonomi dünyasýnýn nabzýný tutan Sadi Özdemir'in "KOBÝ"lere iliþkin yorumlarý ve yöneticiliðin esaslarýnýn yer aldýðý "Yönetim" bölümümüz ile dolu dolu bir sayýyla selamlýyoruz sizleri. Yeni Paylaþýmlarda buluþmak dileðiyle paylaþýmdan paylaþýmdan Kültür 'Paylaþým'ý 7 bizden haberler paylaþýmdan [email protected] 6 bizden haberler ekonomi tadýmlýk ÝYÝ OLAN KAZANDI Türkiye Finans Geleneksel Bahar Futbol Turnuvasý Tamamlandý KAPSAMA ALANIMIZ GENÝÞLÝYOR... içindekiler Sunduðu kaliteli ve çaðdaþ bankacýlýk hizmetini ülkenin tamamýna yaymayý amaçlayan ve bu doðrultuda 2006 yýlýnda 25 yeni þube açarak þube sayýsýný 124'e ulaþtýran Türkiye Finans, 2007 yýlýnda da þubeleþme ataðýný devam ettiriyor. Türkiye Finans olarak "yerel kaynak, yerel kalkýnma" anlayýþýný benimsediklerini belirten Yunus Nacar, "Bu anlayýþý özümsemiþ uzman kadromuzla yeni þubeler açtýðýmýz yerlerde bireysel müþterilerimizin yaný sýra ülke ekonomisinin dinamosunu oluþturan KOBÝ'lerimize güçlü destek vermeyi amaçlýyoruz." dedi. Nacar, "Uzman kadrolarýmýzýn yaptýklarý araþtýrmalar ve bölgelerden gelen taleplerin deðerlendirilmesi sonucunda bize en çok ihtiyaç olan bölgelerde þubeler açýyoruz. Þubelerimizle bölge ekonomisine hem istihdam hem de finansman saðlayarak destek oluyoruz." þeklinde konuþtu. Bu paralelde Nisan ayýnda Afyonkarahisar ve Kütahya þubelerinin açýlýþýný gerçekleþtiren Türkiye Finans, yeni þubeler açmak için çalýþmalarýna devam ediyor. Önümüzdeki günlerde Çorlu, Fatsa, Demetevler, Turgutlu, Beylikdüzü, Avcýlar, Kavacýk, Edirne, Ereðli, Çamlýca ve Tuzla'da yeni þubeler açacak olan Türkiye Finans, yýl sonunda en az 150 þubeye ulaþmayý hedefliyor. TÜRKÝYE FÝNANS'TAN PAZARLAMA ZÝRVESÝ Pazarlama elemanlarý ile reel sektörü yakýndan takip eden Türkiye Finans, piyasalardaki son geliþmeleri deðerlendirmek amacýyla Ýstanbul Merter Green Park Hotel'de bir Pazarlama Zirvesi düzenledi. Zirvenin beklenenden daha verimli geçtiðini ve düzenli periyotlarda tekrarlarýnýn yapýlacaðýný belirten Türkiye Finans Genel Müdürü Yunus Nacar, "Burada ülke genelinde hizmet veren þubelerimizdeki tüm pazarlamacý arkadaþlarýmýzla biraraya geldik. Bu toplantý sayesinde ülkenin her köþesinin nabzýný tutmuþ olduk. Bölgelerin ihtiyaçlarýný o bölgeden insanlardan öðrenmiþ olduk. Bu sayede ilerleyen günlerde daha verimli çalýþmalar yapacaðýz." dedi. Çalýþanlar arasýnda kaynaþmayý saðlamak ve motivasyonu artýrmak amacýyla geleneksel olarak düzenlenen Türkiye Finans Bahar Futbol Turnuvasý'nýn dördüncü ayaðýnýn finali 9 Haziran Cumartesi günü gerçekleþtirildi. 36 takýmýn katýldýðý, Nisan-Mayýs-Haziran aylarýnda yapýlan Türkiye Finans Bahar Futbol Turnuvasý birinciliðini Mecidiyeköy takýmýný 31'lik skorla geçen Topçular takýmý kazandý. Toplamda 106 maç süren, sýký mücadelelere sahne olan ve fair play ruhunun her an yaþandýðý uzun maratonu Adalýlar takýmý üçüncü, Argenekont takýmý ise dördüncü olarak tamamladý. United Pasha takýmý ise turnuva boyunca sergilediði davranýþlar neticesinde "En Centilmen Takým" seçildi. Merter Best Spor Tesisleri'nde gerçekleþtirilen final maçýna spor dünyasýnýn da ilgisi yoðun oldu. Final maçýna Galatasaraylý futbolcu Necati Ateþ, Galatasaraylý eski futbolcu Uður Tütüneker, Trabzonsporlu eski futbolcu Mehmet Ali Hunca, Kayserispor menajeri Süleyman Hurma ve yorumlarýyla taraflý tarafsýz herkesin beðenisini kazanan spor yazarý Osman Tanburacý katýldý. Bu sezon gerek Milli Takým, gerekse Galatasaray'da gösterdiði performans ile beðeni toplayan Necati Ateþ, "Böyle bir organizasyonda bulunmaktan mutluluk duyuyorum. Spora gösterilen ilginin bu derecede yüksek olduðunu görmek ileriye yönelik umutlarýmý artýrdý. Umarým önümüzdeki sene yine burada sizlerle beraber olurum." dedi. Yeni Þafak Gazetesi yazarý Osman Tanburacý ise, "Spor müsabakalarý insanlarýn birbirlerine yaklaþmalarý ve birbirlerini anlamalarý için bir fýrsattýr. Umuyorum ki Türkiye Finans, 106 maçlýk bu maratondan gerekli kazanýmlarý elde etmiþtir." dedi. Toplantýlarýn ikinci gününde Ankara Üniversitesi Eðitim Bilimleri Fakültesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Üstün Dökmen, insan iliþkilerine yönelik verdiði eðitim ile hafýzalarda hoþ anýlar oluþmasýný saðladý. Katýlýmcýlar bu eðitim sayesinde müþterilerle bundan böyle daha verimli iliþkiler kuracaklarýný belirttiler. Nisan ayý içerisinde iki oturum þeklinde yapýlan Pazarlama Zirvesi toplantýlarýna Türkiye Finans'ýn ülke genelinde görev yapan 500'ü aþkýn kurumsal ve bireysel pazarlama personeli katýldý. Yoðun bir katýlýmla gerçekleþtirilen toplantýda 2006 yýlý deðerlendirmesinin yanýnda, 2007 yýlýndan beklentiler, hedeflere yaklaþým oranlarý, piyasalardaki yeni trendler ve bu trendlere personelimizin uyum saðlamasý için yapýlmasý gerekenler konuþuldu. Zirvenin ikinci gününde konuþan Prof. Dr. Üstün Dökmen katýlýmcýlara unutamayacaklarý saatler yaþattý. Türkiye Finans Geleneksel Bahar Futbol Turnuvasýnýn þampiyonu Topçular Þubesi oldu. 10 içimizden biri Ali Þenel Fotoðraflar: Emrah Gürel Seyircisiz sinema öksüz çocuða benzer Osman Sýnav; Sinema eserlerinden alýnan vergiler düþürülmedikçe, Türk Sinemasýnýn sektör olmasý hayalden öteye gidemez! B bankamýzdan 10 [email protected] kültürümüz söyleþi yönetim ir kuþaðýn hafýzalarýna yer etmiþ açýk hava sinemalarýndaki makaralý film makinesi sesini düþünürüm bazen. Bir makara filme sýðdýrýlmýþ kimi zaman üç ay, kimi zaman daha fazla süren emeði. Senede üç yüz filmin çekildiði zamanlardaki film artistlerini ve akþam olunca istemsiz ayaklarla tutulan sinemanýn yolunu. Kabak çekirdeði ve gazozla bilmem kaçýncý kez ayný filmi izleyen o mesut Türk sinema seyircisini düþünürüm. Ne oldu da öksüz býraktý sinemalarý vefakâr seyirci? Senede üç yüz filmle sektör olma yolunda emin adýmlarla ilerleyen 'Türk Sinemasý'nýn baþýna ne geldi de korsan film satanlar bir sektör yaratýrken 'Türk Sinemasý' bir sektör olmaktan bu kadar uzak? Türkiye'de hep ses getiren filmlerin ve televizyon dizilerinin mimarý Osman Sýnav, bizlere 'Türk Sinemasý'nýn dününü bugününü ve muhtemel yarýnýný, ayný zamanda tüm piyasa olumsuzluðuna raðmen senaryosu ve çekim teknikleriyle çok ses getiren son filmi Pars'ý anlattý. Pars filminin senaryosu, ne zaman zihninizde oluþmaya baþladý? Senaryo süreci, uzun bir süreçtir. Bunun baþlangýcý, noktasý ya da satýrbaþý yok. Aslýnda benzeri hikâyeleri zaman zaman düþünüyordum. Bir gün Aybars'a (Aybars Bora Kahyaoðlu) dedim ki; Uyuþturucunun ülkemizde hýzla artan tehlikesi ve okullarla iliþkisini ele alan bir film yapalým. O da bana bir tretman yazdý getirdi. Bunun üzerine baþladýk biz de. Bu filmi bu yýl yaptým ama birdenbire ortaya çýkan bir þey deðil. Uzun yýllardýr beynimin bir köþesine attýðým küçük notlarýn bir bileþkesiydi aslýnda. Sinemanýn sektör olabilmesi için, kaliteli ve uluslararasý rekabet gücü olan filmler yapýlmasý, dýþ pazara çýkýlmasý ve seyirci sayýsýnýn artýrýlmasý lazým Her sanat eseri bir miktar sosyal sorumluluk içerir Bu filmi, oluþum aþamasýnda bir soysal sorumluluk projesi olarak mý tasarlýyordunuz? Her projenin bir miktar sosyal sorumluluk tarafý olmalý. Sonuçta insanlar için bir þey yapýyorsunuz. Kitlelerle bir þey yapýyorsak, çok bireysel bir þey yapmýyorsak bu durum göz önünde tutulmalý. Kavram olarak sanat, bireysele daha yakýn gözükse de kendi pencerenizden gördüklerinizi yansýtsanýz da sanat eserleri bireyin kendisini deðil, kitleleri etkilemek için yaratýlýr. Özellikle de sinemada izleyici faktörü, en baþat öðedir. Onlarýn beklentileri göz önünde tutulur. Hiçbir yönetmen, hiçbir filmi kendi kendine izlemek için çekmez. Film çekmek için önemli ekonomik kaynaklar gerekli. Bu anlamda sponsor, devlet yardýmý gibi finansal bir destek görüyor musunuz? Ülkemizde bir sponsorluk yasamýz olmasýna raðmen pratikte iþlemiyor. Sonuçta sponsorluk da ticari bir iþtir ve hiçbir yatýrýmcý bile bile kâr elde edemeyeceði iþe girmez. Bu yüzden sponsor olan kiþilere vergi indirimi gibi kolaylýklar saðlanmalý ve sanatsal faaliyetlere yapýlan desteklerin kurum dýþýna çýkmasý mecburiyeti getirilmeli. Kurumlar günümüzde çeþitli sanat dallarýna sponsor desteði saðlamakla beraber bu destekleme henüz sinemaya ulaþmýþ deðil. Devlete bakan yönü nedir bu durumun? Birtakým özel projeler, tabii ki devlet desteði olmadan çok zor yapýlýr. Ama onunla ilgili direkt devlet kasasýndan finansman saðlanmasý fikrine sýcak bakmýyorlar. Devlet bize bir takým önümüzü açýcý þeyler saðlamalý. Mesela Rüsum diye bir vergi var; onu kaldýrmakla iþe baþlayabilir. Bu vergi eðlence vergisi diye 1936'dan bu yana eðlence yerlerinden alýnan bir vergidir ama eðlence yeri denilince o dönemde sinema salonlarý ve çayhaneler ayný kategoriye sokulmuþ. Bunun bir kýsmý ayrýlmýþ tamam ama þöyle bir sorun var þimdi. Bu vergiler, Maliye Bakanlýðý tarafýndan toplanýyor ve bir kýsmý Kültür Bakanlýðý'nýn kullanýmýna açýlýyor. Buradaki sakatlýk da þu: Rüsum nereden toplanýyor? Biletlerin satýþýndan elde edilen gelirin üzerinden iþ yapan filmlerden toplanan para daha çok; sonuçta benden kestiði parayý bütün sinema sektörüne daðýtýyor. Yýlda otuz proje çýkýyorsa bunun en fazla üç tanesi iþ yapýyor, toplanan paranýn da % 90'ýný buradan saðlýyorsun. Ama daðýtýrken herkese eþit daðýtmaya çalýþýyorsun. Tabii belli kriterlere göre daðýtýyordur bunlarý ama ne ben o seçimlere katýlýyorum ne de bu konuda bana bilgi veriliyor. Bu þekilde, sinema sektörünün çok fazla geliþeceðine inanmýyorum. Vergi indirimi saðlamazsan, destek saðlamazsan sektör kendi içinde kârlýlýðýný artýramaz; bunu müteakip geliþemez de. Sinema alanýna yönelik fonlar kurulabilir. Bu alana yatýrým yapan fon sahipleri, sinemada kullanýlacak finansman fonlarýyla yatýrýmýný deðerlendirenler, daha az vergi ödeyebilir. Bu sayede bu cazip hale gelir. Dolayýsýyla büyük bir kaynak oluþur. Bütün dünyada bu böyle; hatta uluslararasý çalýþýyor bu fonlar. Mesela "Alexander" filmi Amerikalýlar tarafýndan çekiliyor ancak Alman fonlarýyla finanse edilmiþ bir film. Türkiye'de yabancý fon alan bir proje var mý? Yok, ne yazýk ki! Her þeyden önce projenizi sigortalamanýz lazým. Bir sürü merhalesi var bu iþin. Co-productionlar için yabancý yatýrýmlarý Türkiye'ye çekmemiz lazým. Onun için de ayrý bir yasal düzenleme hazýrlýðý var þu anda. Bu yapýlýrsa, iyi çalýþtýrýlýr ve devamý getirilirse hakikaten devrim niteliði taþýyacak bir þey olacak. Diðer sektörlerdeki gibi yabancý sermaye gelip Türkiye'de yatýrým yaparsa, film çekerse bunun Türkiye'nin tanýtýmýna büyük katkýsý olacaktýr. Türkiye piyasasýnda bir katma deðer yaratacaktýr. Bunun için de vergi indiriminin saðlanmasý þart. Bugün Romanya'da yýlda 20 tane Amerikan filmi çekiliyor. Dünkü Demirperde ülkesinde yýlda ortalama 20 film çekiliyor! Filmin A sýnýfý veya B sýnýfý olmasý önemli deðil Gidiyorsunuz bir ülkeye; "Benim bir filmim var ve bütçesi (örneðin) 5 milyon dolar. Böyle bir þey yapacaðým, þuralarda çekeceðim " 19 spor kiþisel geliþim içindekiler içindekiler zamanýmýn çoðunu küçük kýzým alýyor. Bunun yanýnda, Beþiktaþ gibi bir kulüpte 13 yýl oynayan, kaptanlýk yapan, birçok baþarýlar yakalayan biriyim. O süreçte de iþ ahlaký çerçevesinde kendime yakýþan þekilde yaþadýðýmý biliyorum. Onun meyvelerini futbolu býraktýktan sonra toplumun her kesiminden gelen sevgi gösterileriyle görmek açýkçasý beni çok mutlu ediyor. Eþiniz Ýnci Haným ile tanýþmanýz nasýl oldu? dekorasyon Ali Þenel Her yanlýþtan bir doðru çýkardým teknoloji 18 [email protected] güncel spor Beþiktaþýn efsane oyuncusu Þifo Mehmet; Futbolcu deðil, insan yetiþtirmeye çalýþýyorum. Karþýsýndaki futbolcuyu bir makine olarak görecek deðil, onun da kendisi gibi etten kemikten olduðunu unutmayacak bir insan Eþiniz çalýþýyor mu? Eþim babasýnýn yanýnda çalýþýyor. Kendisi designer, mücevherat iþi yapýyor. Ben de yakýn vakitte kendime kayýnpederimin iþyerinde bir mesai ayýrmayý düþünüyorum. Planlarýmý artýk kýzýmý düþünerek yapýyorum Cezalý olduðunuz dönemin size ne gibi yansýmalarý oldu? utbola baþladýðý günden bu yana hep efendi sporcu olarak tanýdýðýmýz bir isim; Þifo Mehmet. Türkiye-Ýsviçre maçýnda olumsuz bir olay yaþansa da bu yine de Þifo Mehmetin efendiliðine gölge düþürmedi. Durumu telafi etmek için elinden geldiðince çalýþtý ve fazlasýyla baþardý. Son zamanlarda yaptýðý televizyon programýyla gündemimize yeniden gelen Þifo, futbol okulunda öðrencilerine futbolcudan ziyade iyi bir insan, iyi bir vatandaþ olmayý öðretiyor. Þifo Mehmeti sahalardan ve son dönemde TV programlarýndan tanýyoruz, biraz da Mehmet Özdilekten bahseder misiniz? Kendi halinde, evi seven, ailesine baðlý bir yapýya sahibim. Kendimi bildim bileli özel hayatýma hep dikkat eden biriyim. Çünkü hem bulunduðum konum itibariyle hem yaptýðým iþle topluma örnek olan bir þahsiyet olmaya çalýþtým. Futbola baþladýðým ilk günden itibaren bu Aslýnda bu süreçte bir takým sýkýntýlar yaþadým, yaþamadým deðil. Milli Takýmla ilgili sýkýntýlarým oldu. O süreci çabuk atlatmamda, ayaklarýmýn üzeride durmamda eþimin, kýzýmýn, ailemin ve dostlarýmýn çok büyük etkisi oldu. Bu sayede yanlýþ olan bir olay yön deðiþtirdi ve hayatýmýn en güzel günlerini yaþamamda vesile oldu. Açýkçasý kýzýmý daha yakýndan tanýma, sindire sindire koklama adýna çok keyifli bir süreçti. Þimdi aktif halde yeniden baþladýk. Televizyondaki Futbol Okulu Projesi ve Beþiktaþ Divan Yönetim Kurulu üyeliði ile yoðun Aklýnýzda futbolu býrakayým ondan sonra evlenirim gibi bir düþünce var mýydý? Hayýr, önemli olan doðru insaný bulabilmek... Ben bu konuda biraz titiz bir insandým. Aile kurumuna çok saygý duyan ve sýký sýkýya baðlý bir ailede yetiþtim. Dolayýsýyla evlenmek için evlenmek mantalitesinde olan bir insan olmadým hiçbir zaman. Hayatý paylaþacaðým doðru kiþiyi bulmak benim için önemliydi. Ýnci Hanýmdan önce hayatýmý birleþtirebileceðim, benim anlayýþýma uygun birisiyle karþýlaþmadýðým için evlenmedim. Ýnci Hanýmla futbolculuðum bitmeye yakýn evlenmemiz sadece bir tesadüftür. Planlar hayatýn hiçbir döneminde bitmez. Sizin gelecekle ilgili planlarýnýz neler? Planlar var olduðu sürece insanlarýn hayatta var olmasý ve hayata tutunmasý çok daha güçlü olacaktýr. Bir kere þu bir gerçek, elverdiði ölçüde sporun içinde olacaðým. Yöneticilik olur; hocalýk olur; baþka mevkiler de olabilir. Bunlarýn dýþýnda kalma þansýna sahip deðiliz, birikimimiz buna elvermiyor. Bunun haricinde tabii ki sosyal sorumluluk anlamýnda toplumun birçok kýsmýna elimizden geldiðince yaptýðýmýz projelerle destek olmaya çalýþýyoruz. Bu tür sosyal aktivitelerimiz, ben Ali Þenel 28 reklam dünyasý Türkiye Finans Genel Müdür Yardýmcýsý Mehmet Ali Gökçe Askerlik sonrasýnda 1985 yýlýnýn Ekim ayýnda Faysal Finans kurumunda göreve baþladým. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde 9 ay süren sertifikalý bankacýlýk eðitimi ile de bilgilerimi pekiþtirdim. Bankacýlýk kariyerinizin kaç yýlý yöneticilik vasfý ile geçti? ürünlerimiz Ýnsandan anlamayan iþten anlamaz! Türkiye Finans Genel Müdür Yardýmcýsý Mehmet Ali Gökçe: "Yönetici empati yapmayý bilmeli. Karþýsýndaki insaný anlamayan, kendi derdini anlatamaz." ir insaný gerçekten anlamak ve onu gerçekten tanýmak istiyorsanýz; ortalama insan hakkýnda bu zamana kadar elde edilmiþ bütün verileri bir kenara býrakmak lazým diyor bir düþünür. Bu zamana kadar insanlar hakkýnda birçok veri biriktirilmiþtir. 'Esmerler mantýklý olur, þiþmanlar komik olur ' Ne yazýk ki gerçek hayatta bu veriler pek iþe yaramaz. Çünkü her insanýn ruhu kendine özeldir. bulmaca þube bilgileri Ýnci Haným ile iki yýldýr evliyim. Bizim tanýþmamýz bir arkadaþ vasýtasýyla oldu. Kýsa bir süre arkadaþlýk ettikten sonra 7-8 ay gibi bir zamanda evlilik kararý aldýk ve evlendik. Evlilik öncesi süreci çok fazla uzatmak istemedim. Çünkü zaman uzadýkça bazý þeylerin eksiye doðru gittiðini düþünüyorum. Dolayýsýyla hem benim onu tanýmamda hem de eþimin beni tanýmasýnda bu kadarýnýn yeterli olduðuna karar verdik. Ýkimiz de her þeyi çok net ortaya koyan bir yapýda olduðumuz için bu yönde birbirimizi tamamlayan kiþiliklere sahiptik. Sonuç olarak da böyle bir karar aldýk. Þimdiyse bundan iki yýl önce, ne kadar doðru bir karar aldýðýmýzý görmenin mutluluðu ve keyfini yaþýyoruz. bir çarkýn içine tekrar girdik. Benim için o dönemin aile kurgusunu daha iyi oturtma, kýzýmý daha iyi tanýma açýsýndan faydalý geçtiðine inanýyorum. Her karanlýðýn sonunda bir güneþ doðar derler ya cezanýn sürecinde aslýnda bu tür þeyleri çok yürekten ve içten yaþayan bir kiþilik oldum. Belki o süreçte çalýþsaydým kýzýmla birlikteliði bu kadar yakýndan, bu kadar hissederek yaþayamayacaktým. Benim oynadýðým zamanlarda arkadaþlarýn maçlarý, kamplarý olduðu için birçok evli, çocuk sahibi arkadaþým bu duygularý bu kadar içinde hissederek yaþayamadý. Fotoðraflar: Emrah Gürel 28 [email protected] 1 2 14 25 26 28 36 40 42 44 48 56 58 60 62 63 6 Türkiye Finans Genel Müdür Yardýmcýsý Mehmet Ali Gökçe de insana deðer vermenin önemini kavrayarak bu mevkiye geldiðini ve artýk her yöneticinin empati yapmayý bilmesi gerektiðini söylüyor. Akademik eðitiminiz finans alanýnda deðilken niçin bu mesleði seçtiniz? Babam esnaftý; ben dükkânda babama yardým ederdim. Çalýþma sevgisini babam aþýladý bana. Okul yaþamým boyunca da hep iþ hayatýna atýlmak istiyordum. Bir anýmý sizinle paylaþmak istiyorum bu noktada, ben küçükken bir inþaatýmýz vardý; ben de babamla beraber orada çalýþýyordum. Üstüm çimento, toz ve topraða karýþmýþ bir vaziyetteyken babam "Þu parayý al, karþýdaki bankada bozdur." dedi. Ben de "Tamam o zaman, üzerimi deðiþtireyim." dedim. O da "Hayýr, bu halinle gideceksin." dedi. Bankada çalýþanlar her zaman takým elbiseli, boyalý ayakkabýlý insanlar olduðu için o tip insanlarýn karþýsýna kirli pasaklý çýkmak, ayýp geliyordu bana. Bankacýlýk ulaþýlmasý güç bir iþmiþ gibi geliyordu. O gün babam bana çok büyük bir iyilik yaptý ve benim özgüvenimi kazanmamda büyük bir etki oluþturdu. Üniversite çaðlarýnda bir arkadaþým TÖBANK'ýn eleman aradýðýný, çalýþýp çalýþmayacaðýmý sordu. Ben de "Niçin olmasýn " dedim. Böylece bankacýlýk hayatým baþladý. Askere giderken bildiðimiz anlamda bankacýlýðý yapmamaya kesin kararlýydým. Faizsiz bankacýlýk hakkýnda da Yirmi sekiz yýllýk bankacýlýk hayatýmý özetlemek gerekirse, 1991 yýlýna kadar çeþitli orta kademe yöneticiliklerinde bulundum. 1991-1999 yýllarýnda ise Kuveyt Turk Evkaf Kurumu Ankara Þube Müdürlüðü vazifesini yaptým.1999 yýlýndan itibaren de Anadolu Finans Kurumu ve devamýnda Türkiye Finans Katýlým Bankasý'nda üst yönetim görevini sürdürmekteyim. Sonuç olarak 20 yýlý aþkýn süredir yöneticilik vasfýný taþýmaktayým. Uzun bir yöneticilik tecrübeniz var. Size göre yönetici olmanýn sýrrý nedir? Bu iþin zorluklarý nelerdir? Zorluklardan ziyade bir yöneticide olmasý gereken vasýflara bakmak lazým... Bunlarýn olmadýðý yerde zorluklar baþlýyor. Her þeyden önce yönetici empati yapmasýný bilmeli. Yani karþýsýndakinin yerine kendisini koyabilmeli. Karþýsýndaki kiþi hangi düzeyde olursa olsun; ister patron olsun, isterse memur olsun Karþýsýndakinin ne düþündüðünü idrak edebilirse zaten birçok þeyi baþarabilmiþ olur. Yönetici samimi, istikrarlý, anlayýþlý, dürüst olmalý. Bunlar tabiî ki her insanda olmasý gereken vasýflar ama yöneticilerde "olmazsa olmaz olan" vasýflar diye düþünüyorum. Zorluklar, bu vasýflar olmadýðý zaman baþlýyor. Bunlara ilaveten yöneticilerde liderlik vasfý da olmalý. Belli bir yönetim aþamasýndan sonra liderlik vasfý yoksa yöneticilik biraz zorlaþmaya baþlýyor. Liderlik vasfý varsa orada yöneticilik biraz daha kolay hale geliyor. Yaptýðýnýz iþten zevk alýn! Yaptýðýnýz iþten zevk almanýz çok önemli. Siz iþinize âþýksanýz, sizin yönettiðiniz insanlar da sizi takip edecektir. Liderlik dediðimiz özellik de burada devreye girer. Ekip çalýþmasý ve takým çalýþmasýna da imkân saðlar. Zaten empati yapamýyorsanýz; karþýnýzdakini anlayamýyorsanýz çatýþma baþlar. Çatýþma deðil de dayanýþma olabilmesi için empati yapmak gerekir. Ekip size güvenebilmeli. Ekip sizinle beraber düþünebilmeli, sizin soluduðunuz havayý sizinle beraber soluyabilmeli. Liderlik vasfýna sahipseniz, liderlik yapabiliyorsanýz, ekibi anlayabiliyorsanýz siz zaten takým olmuþsunuz demektir. Sonrasý da zaten rahat olur. Tabii yönetici kriz ve riskleri de iyi yönetebilmeli. Özellikle ülkemizde maalesef dönemsel olarak krizlerle üç, beþ yýlda bir karþý karþýya kalýyoruz. Krizleri ve riskleri iyi yönetebilmeli ki baþarý arkasýndan gelebilsin. Bir yönetici ne kadar bilgili olursa olsun, þartlar artýk eskisine oranla çok çabuk deðiþiyor. Eskiden yüzyýlda deðiþen þeyler þimdi günlük deðiþiyor belki de. Bunun için kendinize nasýl bir destek saðlýyorsunuz? Kendinizi nelerle besliyorsunuz? Özellikle günümüzde, rekabetçi koþullar içerisinde faaliyetlerimizi sürdürdüðümüzü sizler de biliyorsunuz. Yönetici kendini yenileyemediði zaman, rekabette çok geri planda kalacaktýr. Dolayýsýyla sürekli kendini yenileyebilmeli Kendini yenileyebilmenin yolu da bilgiden geçiyor; gerek teknolojinin takip edilmesi, gerekse gündemin takip edilmesi ve donanýmlý olunabilmesi... Biz þubedeki arkadaþlarýmýza yaptýðýmýz her toplantýda bunlarý söylüyoruz. Bizler, çok iyi donanýmlý birer bankacý olmanýn gayreti içerisindeyiz. Bunun için ne yapýlabilir? Ekonomi dergileri var, kendi sektörümüzle ilgili yayýnlar var, ekonomi programlarý var. Basýnda bu manada arayýp da bulunabilecek her þey var. Mesela Google sýnýrsýz bir kaynak. Hangi bilgiye ulaþmak istiyorsanýz, ulaþabiliyorsunuz. Bu çaðda yaþayan gençler, bilgiye ulaþma konusunda daha rahatlar. Bilgiye ulaþma niyetinde olmalý ve bunun gereðini yapabilmelisiniz. Rekabet artýk çok acýmasýz oldu. Çin, dünyanýn baþýna bela oldu, neden oldu? Durup dururken olmadý tabi ki. Onun için kendimizi yetiþtirebilmemiz lazým. Uluslararasý arenada söz sahibi olabilmeliyiz. Yöneticilik vasfý, miras yolu ile kazanabilecek bir olgu Üniversitede iken bir arkadaþýnýn tavsiyesi ile TÖBANK'da bankacýlýk hayatýna baþlayan Gökçe, þu anda Türkiye Finansda Bankacýlýk Hizmetleri Müdürlüðü, Bireysel Deðerler ve Tahsis Müdürlüðü, Hazine Müdürlüðü, Fon Yönetimi Müdürlüðü ve Þubelerden Sorumlu Genel Müdür Yardýmcýsý. 32 mekan Osman Serkan Bozlaðan Fotoðraflar: Emrah Gürel Kayadoruðunda bir Beðpazarý Beypazarý; Her karesi ayrý bir kültür kokan, çoðunlukla iki katlý beyaz evleri ve onlarý ayakta tutan taþ sokaklarý, medreseleri, camileri ve konaklarýyla el deðmemiþ bir folkloru içinde yaþatan Ankaranýn güzel ilçesi; nostaljik yolculuk arayýþýnda olanlarýn ise yeni adresi. Beypazarý Evleri mekan [email protected] Kayadoruðunda bir Beðpazarý vliya Çelebi 1600lü yýllarda Seyahatname adlý ünlü eserinde Beypazarýný þöyle anlatmýþ; Ýlk kurucusunu bilmiyorum. Haftada bir gün güzel ve süslü bir pazarý olup, her türlü kýymetli eþya bulunur. Kalesi bir dere içinde olup, iki tarafý balýksýrtýna benzeyen bir kaya üzerindedir. Þehir iki büyük dere içinde olup, yirmi mahalledir. Kýrk bir camii, 3060 tane ikiþer katlý evi vardýr. Duvarlarý kerpiçtendir, yüzleri tahta ile örtülüdür. Ýlime istekli kimseleri ve bilginleri çoktur. Yedi tane haný vardýr. Hamamlarý, altý yüz tane dükkâný vardýr. Halký yabancýlara dost ve iyiliksever kimselerdir. Bað ve bahçesi çoktur." Beypazarý Ankara'nýn 100 km kuzeybatýsýnda, eski Ankara-Ýstanbul yolu üzerinde bulunmaktadýr. Geçmiþte olduðu gibi bugün de Ayaþ, Güdül, Nallýhan ve Kýbrýscýk ilçelerinin ortasýnda sosyal, kültürel ve ekonomik merkez olma özelliðini korumakta ve birçok uygarlýða ev sahipliði yapmýþ olmanýn getirdiði zengin bir kültür mirasý taþýmaktadýr. Bölgeye Hitit, Frig, Galat, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlý gibi Anadolu'nun önemli uygarlýklarý izler býrakmýþlardýr. Ýlk adý Kaya Doruðu Ülkesi' anlamýnda Lagania olan Beypazarýnýn bu ismi M.S. 491518 yýllarý arasýnda hüküm süren Doðu Roma (Bizans) Ýmparatoru Anastasios'un o dönemlerde piskoposluk merkezi olan Lagania' yý ziyaretine atfen, "Lagania-Anastasiopolis" (Anastasios kenti) olarak deðiþmiþtir. Selçuklu döneminde ise Beypazarý, konum itibarý ile sýk sýk göç eden Türkmen boylarýna yurt olmuþtur. Selçuklu Sultanlýðý'nýn kendilerine yurt olarak yer gösterdiði Kayý Türk boyu, Gazi Gündüzalp yönetiminde ilk önce Ankara civarýna yerleþmiþtir. Osmanlý Devleti'nin kurucusu olan Osman Bey'in dedesi Gazi Gündüzalp'in mezarýnýn Ýlk adý Kaya Doruðu Ülkesi' anlamýnda Lagania olan Beypazarýnýn sýcak insaný, misafirleri sizli bizli karþýlýyor; inanýlmaz bir dostluk daha ilk dakikadan baþlýyor. Hangi adresi sorsanýz tarif etmek yerine, sizi o adrese götürüyorlar. Evliya Çelebi pek doðru söylemiþ; þimdiye baktýðýmýzda görünümü gibi insanlarý da pek deðiþmemiþ Beypazarý'nýn. Yüksek turizm potansiyelinin yanýnda ilçe, dünyanýn sayýlý soda kaynaklarýndan birine ve kaplýca turizmine uygun birçok yere de sahip. Beypazarý'nýn Hýrkatepe köyünde olduðu bilinmektedir. Osmanlý Devleti'nin toprak rejimi ve askeri sisteminin bel kemiðini oluþturan Týmarlý (Anadolu) Sipahi Merkezleri'nden birisi olan Beypazarý; yöredeki Sipahi Beyine ve ticariekonomik hayatýn yoðunluðuna istinaden Beð Pazarý diye adlandýrýlmýþtýr. Tarihi dokuda yaþam Beypazarý'nýn en çok ilgi çeken yaný þüphesiz konaklarý... Beypazarýnýn evleri ve düzeni Safranboluyu aratmamakta Neden bu kadar Safranboluya benzediðini araþtýrdýðýmýzda, tarih bize aradýðýmýz cevabý veriyor. Yaklaþýk 200 yýllýk olan bugünkü evlerin büyük bölümü, aslýna uygun olarak yeniden yapýlmýþ. Bu yapým aþamalarýnda ise Safranboludan getirilen ustalarýn çalýþmasý sonucunda Beypazarý evlerinde Safranbolu evlerine benzerlikler ortaya çýkmýþ. Mimari mirasýna son yýllarda sahip çýkan ilçenin çöp kutularý bile minyatür konak þeklinde. Tarihi evlerin restore edilmesiyle birlikte ortaya gezilecek, keyifli bir yerleþim yeri çýkýyor. Restorasyonu tamamlanmýþ ve hizmete açýlmýþ birçok tarihi konaðý barýndýran Alaattin Sokak; yöresel ürünleri satan standlarýn kurulduðu þehrin en gözde mekâný. Beypazarlý ev hanýmlarý iþ gücüne katký saðlamakta; gelen konuklar ev hanýmlarýnýn hazýrladýklarý el emeði ürünlerini bir yandan tadarken bir yandan da kendini samimi bir sohbetin içinde bulabilmekteler. Nefes alan konaklar Beypazarýnýn ruhu olmayan, turistik amaçla yapýlmýþ konaklarý yok. Çünkü evlerde yaþam devam ediyor. Sanki bir maket gibi görünen evleri, yaklaþtýðýnýzda heybeti ile insaný þaþýrtýyor. Giriþ katlarý genellikle taþ olan evlerin üst katlarý ahþap iskelet üzerine sývama tekniði ile yapýlmýþ. Beypazarý evleri çoðunlukla 2 ya da 3 katlý ahþap yapýlar. Birbirinin güneþ görmesini ve görüþ açýsýný kapanmamasýna dikkat edilerek inþa edilen evlerin bir baþka özelliði de sert zemine oturtulan arazi içine oyularak yapýlmýþ olmasý. 2x3 ve 3x3 m. ebatlarýndaki mahzenler de kazýlmýþ konaklarýn içine. Bu mahzenler soðuk hava deposu ve yangýnda kýymetli eþyalarýn korunmasý amacýyla kullanýlmýþ. Beypazarý'nýn en büyük konaðý olan Çayýroðulu'na ait 40 odalý 4 katlý konak 1969da ilkokul yapýlmak üzere yýkýlmýþ, bir baþka tarihi ev olan Limoncuoðlu Konaðýnýn yenilemesini ise Ankara Gazi Üniversitesi üstlenmiþ. Bu konaklardan bazýlarý pansiyon veya restoran olarak hizmet veriyor. Bu sayede evlerin iç mekânlarýný görme þansýna sahip olabiliyorsunuz. Dilerseniz bu otantik mekânlarda yemek yeme ya da konaklama zevkini de yaþayabiliyorsunuz. Beypazarýnýn panoramasý: Hýdýrlýk Tepesi Beypazarýnýn ilginç coðrafi yapýsýný anlamak için Hýdýrlýk Tepesi biçilmiþ kaftan. Panoramik bakýþ açýsýyla Beypazarýný 400 metre yükseklikten görebiliyorsunuz. Turistlere dinlenme ve ilçeyi seyretme gibi bir imkân sunan tepede; özellikle restore edilmiþ Beypazarý konaklarý uzaktan çok heyecan verici görünüyor. Beypazarýný gezmeye baþlamadan önce mutlaka Hýdýrlýk Tepesine uðramalýsýnýz. Çünkü bu tepe, ilçenin güzelliklerini bir bakýþta gözler önüne seriyor. Tarihi camileri, gezi yollarý restore edilerek yenilenmiþ tertemiz boyalý evleri, konaklarý ve bunlara ulaþmak için hangi sokaklara gideceðinizi açýk biçimde bu tepeden görebilirsiniz. Tepede ayrýca bir yangýn gözetleme kulesi bulunuyor. Buradaki ofiste görevli belediye çalýþaný, ilçe hakkýnda size detaylý dokümanlar sunuyor, arzu edenleri de bilgilendiriyor. Dediðine göre; 80 milyon yýl önce iç göl olan Beypazarý içindeki 15 km boyunca 32 Beypazarý genel görünüm imtiyaz sahibi türkiye finans katýlým bankasý adýna yunus nacar 47 Osman Serkan Bozlaðan Fotoðraflar: Emrah Gürel Dünyanýn ilk ticari anlaþmasýnýn yapýldýðý kentte Türkiye Finans Kayseri Þubesi Geliþen, kalkýnan, Türkiye'nin çaðdaþ yüzü; tarihi, kültürel, kentsel zenginliklerini saymakla bitiremeyeceðimiz, AB Geniþlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn'in bile Türkiye'nin iþleyen kalbi konumunda gördüðü, yeni ekonomik dinamizmin sembolü Kayseri'deyiz bu sayýmýzda. [email protected] ünyanýn ilk ticari antlaþmasýnýn yapýldýðý Kayseri de, ticaret insanlarýn genlerinde var. Kültepe Karum'da baþlayan bu ticaret geleneðini sürdüren ve iþ adamý fabrikasý olan Kayseri, örneði nadir görülen bir yapýlaþma-modernlik ile yeni Türkiye'nin yüzünü yansýtýyor. Avrupa'da özellikle son yýllarda ünlü yazarlarýn ve düþünürlerin de ilgisini çeken bu yýldýz kent, ayný zamanda Türkiye Finans'ýn hýzlý yükseliþinin püf noktalarýný da içinde barýndýrýyor. Türkiye Finans Kayseri Þubesi Müdürü Seyit Ömer Tümtürk, Kayseri doðumlu ama aslen Doðu Türkistanlý. 70'li yýllarýn baþýnda ticaret yapmak için ailesiyle bir süre Ýstanbul'a gitmiþ. Erciyes Üniversitesi Ýþletme mezunu olan Tümtürk, Kýbrýs Harekâtý'nýn ambargosu ticaretlerini etkileyince ailesiyle tekrar Kayseri'ye dönmüþ. Þube, bireysel bankacýlýk hizmetlerini kaliteli, geniþ hizmet yelpazesi içinde sunmayý amaçlýyor. Ayrýca þube, üretime destek amacýyla kaynaklarýný yatýrýmcýlarýn deðer oluþturmasý için kullandýrýyor. Mimar Sinan'ýn kenti Kayseri'de finans piyasasýnda ilk 3 banka þubesinden biri olan Türkiye Finans Kayseri Þubesi'nin bugün itibariyle 70 milyon YTL'nin üzerinde mevduatý ve 160 milyon YTL civarýnda kredi hacminin olduðunu belirtiyor Seyit Ömer Tümtürk "Kayserilinin sýrrý; kazanýmlarýný yatýrýmlara dönüþtürmesi" Þube Müdürü Seyit Ömer Tümtürk, bankacýlýk alanýnda birinciliðe talip olduklarýný ama piyasada kamu kurumlarýnýn da aðýrlýðý olduðunu belirtiyor. Kayseri'nin belirtilen rakamlarýn çok daha üzerinde bir potansiyele sahip olduðunu vurgulayan Tümtürk, Kayseri'nin gerek bulunduðu bölgede gerekse Türkiye çapýnda çok ciddi bir vilayet olduðunu söylüyor. Açýlan her þubenin ilk 3 ay içerisinde kâra geçtiðini belirten Tümtürk, Kayseri'de Türkiye Finans'ýn dostlarýnýn piyasadan kazandýklarý parayý direkt olarak yatýrýma dönüþtürdüklerini belirtiyor. Bir þekilde bir yerlere sermayeyi gömmediklerinin altýný çiziyor ve þunlarý ekliyor; "Kayserililer iki þeyden zevk alýr; birincisi hayýr iþlemek, ikincisi yatýrým yapmak " çabaladýklarýný belirten Þube Müdürü Tümtürk, tabiri caizse altýný kaldýrmadýk taþ býrakmadýklarýný, asýl iþlerininse müþterinin gönlüne girmek olduðunu söylüyor. "Aile sýcaklýðý Türkiye Finans'ta" Anadolu insanýn yapýsý gereði hizmetlerde insan iliþkilerinin ön planda olduðunu belirtiyor Tümtürk. Bir müþterinin, "Sizin oraya geldiðimiz zaman menfaat beklenmeden samimiyet görüyoruz " ifadesini kullandýðýný söyleyen Seyit Ömer Tümtürk, bu tür duygularýn kendilerini motive ettiðini belirtiyor ve ekliyor: "Böyle geri dönüþler, doðru yolda olduðumuzun yansýmasýdýr." Müteþebbis ruhuna sahip olan Kayserililerin geliþmelere çok hýzlý ayak uydurduklarýný belirtiyor, Seyit Ömer Tümtürk. Kayseri þubesinin çalýþanlarýnýn aile ortamýnda iþlerini yaptýklarýný görüyoruz. Aile hissiyatýnýn güzel örneklerini A'dan Z'ye kurumun içinde bulmak mümkün. Þube Müdürü Tümtürk, "Ýnsanlar kurumu aileleri olarak gördükleri için aile sýcaklýðýný müþterilere yansýtýyorlar." diyor. "Güzellikler Buluþtu" Son olarak çok sevilen iki kurumun isminin bir araya gelmesinin burada herkesi mutlu ettiðini belirten Tümtürk, birleþmenin akabinde güzel bir atmosferin oluþtuðunu, kurumun dostlarýnýn genel yayýn yönetmeni aydýn gündoðdu Türkiye'nin her yerinde olduðu gibi Kayserililer de Türkiye Finans markasýyla gurur duyuyorlar. Hatta daha fazla sahipleniyorlar. sorumlu yazý iþleri müdürü kemal kaptaner Türkiye Finans'ta Bir Müþteri Sizi kýsaca tanýyabilir miyiz? hizmetlerini beðendiðimiz için Türkiye Finans'ý tercih ediyoruz. Aþaðý yukarý 10 yýlý aþkýn bir süredir Türkiye Finans ile çalýþýyoruz." "Adým Ömer Baktýr. Baksan Baktýroðlu Mobilya þirketimiz var. Mobilya üretiyoruz, çeþitli imalat hizmetleri veriyoruz Boydak Grubu'na." Kayseri'de size sunulan hizmetler için ne düþünüyorsunuz? "Kayseri'de bize verilen hizmetten memnunuz. Bunun nedeni Organize Sanayi Bölgesinin açýlýþýnda bizlere avantajlar saðlamasý ve insan iliþkilerinde çalýþanlarýnýn daha sýcak davranýp bütün sorunlarýmýza hýzlý çözümler sunmasýdýr." 46 Birleþmeden sonra sizin gözlemledikleriniz neler? Neden Türkiye Finans? "Türkiye Finans'ý tercih etmemin sebebi, aðýrlýklý olarak leasing ve kredilerde avantajlar sunmasý. Ticaret ve sanayi sektöründe de "Daha büyük bir yatýrým, daha büyük bir geliþim oldu birleþmeden sonra. Kredi konusunda bizlere daha çok açýlýmlarý var; bundan dolayý Medyanýn kabahati(mi?) [email protected] aile oðu insan iþ hayatýndaki amaçlarýný, size sayabilir. Emeklilik ve parasal güvenliði için olan uzun dönem planlarýný bir çýrpýda söyleyebilir. Arabalarýna ne kadar ödeme ayýrdýklarýný da anlatabilir. Ama ebeveynlerinin birçoðuna saðlýklý ve mutlu bir çocuk yetiþtirme hususunda neler yaptýðýný sorduðunuzda uzaylýymýþsýnýz gibi yüzünüze bakacaklardýr. Anne-babalar çocuklarýný yetiþtirme konusunda gerçekten en iyisini yapmak isterler. Onlarý ihmal etmeye ya da incitmeye kalkýþmazlar. Oysa gerçekte, pek çok anne baba için ebeveynlik, günlük iþlerinin arasýnda ikinci sýrayý alýr. Ne yazýk ki çoðunlukla problemler ortaya çýktýðýnda onlarla ilgilenmeye baþlarlar. Ne yazýk ki dünyanýn genelinde çoðu anne-baba sadece iþlerinden arta kalan zamanda anne-babalýk yapmaktadýr. Durum böyle olunca çocuk bir sorunla karþýlaþtýðýnda ebeveynler suçu hep dýþarýda aramaktadýr. Bu kaçýþ yollarýndan birisi de suçu medyaya atmak Ailelerin televizyondaki, internetteki ve filmlerdeki cinsellik ve þiddetten dolayý anlaþýlýr bir endiþeleri var. Popüler þarkýlardaki duygusallýklarýn çocuklarý þiddete tahrik edip etmediðini veya Çocuklarýnýzý internet ve diðer medya araçlarýndan korumak için yasaklar koymak yerine, ileride asla unutamayacaðý inanç deðerleriyle donatmak daha faydalý olacaktýr. uyuþturucu ve alkol kullanmalarýna sebep olup olmadýðýný merak ediyorlar. Bu tip anne-baba endiþeleri araþtýrmalarýn da konusu olmuþtur. Bu araþtýrmalarýn çoðu; medyanýn, çocuklarýn ve gençlerin davranýþlarý üzerinde gerçekten bir etkisi olduðunu savunmaktadýr. Büyümeye, kendi kimlik ve deðer yargýlarýný araþtýrmaya baþladýklarýnda, çocuklar- özellikle de gençlerbilgi edinmek için yaþýtlarý ve medya gibi dýþ etkenlere baþvururlar. Bu arayýþ maalesef bazý olumsuz deðerler ve davranýþlarý kapmalarýna yol açmaktadýr. Bunun yanýnda bazý iyi haberler de var. Baþka sorunlarý olmadýðý müddetçe pek çok genç baþka deðerler, inançlar ve davranýþlar edinmelerine raðmen sonuçta içinde yetiþtikleri deðerlere geri dönmektedirler. Eðer ebeveynler çocuklarýna aktif bir þekilde, sözle ve davranýþlarla saðlam deðerler öðretmiþse; çoðu genç, yetiþkin olduðunda ayný davranýþlarý benimseyecektir. Çocuklara yaþama becerisi kazandýrmak Pratik aþamada anne-babalar, bu etkileri oluþturmak için ne yapmalarý gerektiðini bilmek isterler. Acaba çocuðuma televizyonu mu yasaklamalýyým? Sadece belli tür müzikleri dinlemesine mi izin vermeliyim? 54 Örneðin 5 yaþýndaki bir çocuk kýrmýzý noktalý bir filmin þiddet ve cinsellik dolu içeriðine maruz býrakýlmamalýdýr. Oysa bir þekilde sakýncalý da olsa, anne-babalar çocuklarýn ve gençlerin yaþlarýna uygun materyalleri mümkün olduðunca onlara uygun bir kýlavuzluk yaparak sunmak için devreye girmelidir. Ebeveynler olarak çocuklarýmýzý sadece bu olumsuz etkilerden korumaya çalýþmamalýyýz. Bunun yerine hayatýn meydan okumalarýna karþý koyacaklarý deðer yargýlarý ve beceriler geliþtirmelerine yardým etmeliyiz. Rekabetçi durumlarý ve fikirleri deðerlendirmeleri ve bunlarla ilgilenmeleri için çocuklarýmýza stratejiler de öðretmek gereklidir. Çünkü potansiyel olarak sakýncalý durumlardan çocuklarýný korumak için anne-babalar her zaman onlarýn yanýnda olamayacaktýr. Deðerlendirme yapacaðý araçlarý vermeden, çocuklarýnýn bunlarla karþýlaþmasýný yasaklayan anne babalar, çocuk arkadaþýnýn evinde yasaklanan materyallere rastladýðýnda kaybedeceklerdir. Çocuðunuzun bu materyal konusunda fikrini alýp eve geldiðinde sizinle konuþmak istemesi tercih edilmez mi? iyi kullanacaðý inançlar ve deðer yargýlarý aþýlamanýzý saðlayacaktýr. yapým hayat yayýncýlýk, iletiþim, yapým, eðitim hizmetleri ve tic. ltd. þti. Çocuklar ünlü sporcularý, müzisyenleri, bunun yanýnda öðretmenlerini, hatta yaþýtlarýný bile örnek alabilirler. Televizyon ve son dönemde özellikle internet aracýlýðýyla farklý deðer yargýlarý, bakýþ açýlarý edinebilirler. Fakat þüphesiz ki çocuðun itibar ve þahsiyet hissini kazanmasýnda en güçlü etki, anne babasýnýn davranýþýdýr. Medya araçlarýnýn kötü etkilerinden çocuðunuzu korumanýn yolu, onlarý yasaklamak deðil. Çözüm; çocuðunuzun sizinle sýkýntýlarýný açýkça paylaþacaðý açýk bir iletiþim kurmaktýr. Ýletiþim kurma yeteneði, sizin bu konularda iyi bir rehber olmanýzý ve çocuðunuzun ileriki yaþamýnda daha Hatýrlanacak Þeyler Ýyi örnekler göstererek, uygun davranýþlar için çocuðunuza model olun. Çocuklar üzerinde gösterdiði etki bakýmýndan, anne- babalarýn yaptýklarý, söylediklerinden daha etkilidir. 52 Anne-babalar hem olumlu, hem olumsuz davranýþlar için çocuða örnek olabilirler. Çocuklar ve gençler, yaþýtlarýndan ve medyadan çok fazla etkilenebilirler. Fakat genelde ebeveynleri tarafýndan verilen deðerleri ve davranýþlarý benimseyeceklerdir. Kaynak : Dr. Kevin Steede Anne Babalarýn En Çok Yaptýðý 10 Hata 28 WEEKS LATER Tür: Macera/Aksiyon/Bilim Kurgu Tür: Gerilim/Bilim Kurgu/Korku Gösterim Tarihi: 6 Temmuz 2007 Yönetmen: Michael Bay Gösterim Tarihi: 13 Temmuz 2007 14. Aspendos Uluslararasý Opera ve Bale Festivali'nde yerli yapýtlarý sanatseverlerle buluþturan Ýstanbul Devlet Opera ve Balesi, 7 Temmuz'da ise Mevlana Oratoryosunu sahneleyecek. Türk Tiyatrosu'nun önemli isimlerinden Semih Sergen'in eþsiz dizeleri, Can Atilla'nýn etkileyici müziði ile Hz. Mevlana'nýn hayatýný perdeye taþýyan eser; Hz. Mevlana'dan tüm dünyaya dostluk ve barýþ çaðrýsý... Büyük düþünür Hz. Mevlana'nýn doðumunun 800. yýlý etkinlikleri çerçevesinde hazýrlanan eserde; Ýstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosunun yaný sýra Mevlevi müziðine ait enstrümanlar da kullanýlacak. Oyuncular: Rose Byrne, Jeremy Renner, Harold Perrineau Jr. kültür-sanat HOT FUZZ Tür: Komedi/Aksiyon/Gizem/Suç Gösterim Tarihi: 13 Temmuz 2007 Oyuncular: Simon Pegg, Martin Freeman, Bill Nighy Yönetmen: Edgar Wright Gerçeklerle beraber abartýlý etkenleri birbirleriye baðlayan filmimiz, yanýnda soðuk Ýngiliz esprileri sunsa da sýcaklýðýyla eðlendiriyor. Dost musun düþman mýsýn tarzýnda olan komedi filmine dedektiflik ve gerilim konularýný da katýlýnca tadýndan yenmez bir film olmuþ desek abartmayýz herhalde. Ýngiltere ve Amerikada "Box Office" de haftalarca üst sýralarda yer almýþ Hot Fuzz'da, komik bir mizacý olmamasýna raðmen polisleri bu þekle sokmamýz ve sakar hareketlerine gülmemiz herkesin espri anlayýþý farklýdýr- klasik olsa da eðlendiriyor. Sonranýn Sonrasý Kollarýný açarak garip yürüyüþleriyle insanlara yemeye çalýþan klasik zombi filmlerinden öte bu yaratýklarýn üzerimize koþarak saldýrmasý bence daha heyecan verici. 28 Hafta Sonra, 28 Gün Sonranýn devamý niteliðinde. Usta yönetmen Danny Boyle'un ve oyuncu kadrosunun olmayýþý handikap olarak gözükse de serinin üçüncü filmi için hazýrlýklar þimdiden baþlamýþ. Bu projenin ismini tahmin etmek inanýn zor olmayacak? 28 ay sonra, 28 yýl sonra Filmimiz, Danny Boyle'un külleri arasýndan doðmasýný beklediðimiz bir film mi olacak, yoksa çok farklý bir zombi klasiði mi olacak, heyecanla bekliyoruz. Bedenin Dili Ses ve Öfke William (Cuthbert) Faulkner Yapý Kredi Yayýnlarý Riccon Ýlhan Doðan Nobel ödüllü yazar William Hayat Yayýnlarý Türkiye doðumlu Ýlhan Doðan'ýn Ýsviçre'de; Beden Dili, Tiyatro, Psikoloji ile Mizahý Faulkner'ýn yüzyýlýn klasikleri arasýnda gösterilen ve Milli Eðitim ve Öfke'de yazar bu yapýtýnda, yaþananlarý, düþünülenleri, sýkýþan ve patlayan duygularý oluþturduðu ve Avrupa'dan sonra þimdi de Türkiye'de... Tiyatro ile psikoloji, beden dili ve mizahý birleþtirerek 'Riccon Tekniði'ni oluþturan Doðan, saðlýklý iletiþim için geliþtirdiði konseptin tescilini yaptýrdý. Patenti kendine ait olan "Riccon Tekniði"yle AB parlamenterlerine, kamu görevlilerine, bilim adamlarýna ve dünyanýn önde gelen marka yöneticilerine, uygulamalý vermekteki ustalýðýný doruða taþýyor. Dört bölümden oluþan romanda, bir ailenin daðýlýþý, aile bireylerinin bilinç akýþlarýyla izleniyor. Zihinsel engelli oðul Benjy'nin, suçluluk ve onur duygularýyla azap çeken aðabeyi Quentin'in, sert, mantýklý ve kurnaz diðer erkek kardeþ Jason'ýn anlatýmlarýyla ailede yaþananlar yavaþ yavaþ açýða çýkýyor. Kýz kardeþ Candace'ten Jason'ýn fotoðraflar emrah gürel vasiliðini aldýðý yeðeni Quentin'e, zenci hizmetçi Dilsey'den torunu olarak beden dilinin doðru kullanýmý eðitimlerini verdi. Bedenin Dili adlý kitabý Almanca'dan sonra Türkçe'ye çevrildi. grafik uygulama serhat demirbað Bakanlýðý'nýn 100 Temel Eser seçkisinde yer alan romaný Ses sentezleyerek 'Riccon Tekniði' adýný vererek tescil ettirdiði eðitim tarzý Luster'a pek çok karakterin sahiciliði ve olaylarýn evrensel trajedisi, Faulkner'ýn diliyle bir cam kýrýðý kadar keskin, bir öfke aný kadar yüksek sesli. ÞÜPHE Tür: Gerilim Gösterim Tarihi: 3 Aðustos 2007 Oyuncular: Shia LaBeouf, Sarah Roemer, Carrie-Anne Moss, David Morse, Aaron Yoo Yönetmen: D.J. Caruso Hikayesiyle sýradan bir film olmaktan çýkarak harika bir þekilde senaryoyu iþleyen Caruso'yu Þüphe'de tebrik etmek gerekiyor. Çünkü yönetmen filmin ilk yarým saatinde basit bir gençlik filmi gibi anlatýyor konuyu. Filmde baþkarakter Ýspanyolca öðretmenine yumruk attýðý için ev hapsine kapatýlýyor ve dýþarý çýkamadýðý için yeni taþýnan komþularýnýn güzel kýzlarýný gözetliyor iþte bu noktada klasik gençlik filmlerinden ayrýlarak seyirciye gerilimi yaþatmayý vaat eden filmin içinde dramda var, aþkta, korkuda, gerilimde. muhabirler ali þenel kübra demir osman serkan bozlaðan logo tasarým selma yýlmaz Yönetmen: Juan Carlos Fresnadillo Uçaða dönüþen kýrmýzý ve kamyona dönüþen sarý oyuncaklarým bir kenarda dursun, eskileri býraktýðýmýz bu zamanda, 80'lerin 90'larýn elimizden düþürmediðimiz oyuncaklarý Transformeslar geri dönüyor. Aksiyon, bilim kurgu filmlerinin usta yönetmeni Michael Bay ve filmin arka planýndaki isim Spielberg, umarým Dünyalar Savaþý ve Kurtuluþ Günü gibi abartýlý ve berbat bir propagandayla Transformers'da karþýmýza çýkmayacak.80'lerde Japonlarýn Voltran'ýna karþý Amerikalýlarýn yaptýðý Transformerslar bakalým beyaz perdede neye dönüþecekler. editör aynur þenol sanat yönetmeni kenan özcan 14. Aspendos Uluslararasý Opera Ve Bale Festivali "Mevlana"yý Seyircilerle Buluþturuyor... TRANSFORMERS halkla iliþkiler selma yýlmaz yönetim yeri yakacýk mevkii, adnan kahveci cad. no. 139 34876 kartal / istanbul tel : 0216 452 54 54 (pbx) faks : 0216 452 54 00 turkiyefinans.com.tr [email protected] 52 Ýnternet ve diðer medya araçlarý çocuðun bazý yanlýþ yönlendirmelere maruz kalmasýna neden olabilir. Ama unutmamak lazým ki kabahati yalnýzca dýþ etkenlerde aramak sorumluluklardan kaçmaktan baþka bir þey deðildir. yayýn kurulu mehmet ali akben süleyman çelik selçuk aydemir taha özalp þükrullah dolu Büyük Balýk (Big Fish) Tür: Dram Oyuncular: Evan McGregor, David Denman, Albert Finney, Billy Crudup, Jessica Lange, Alison Lohman, Helena Bonham Carter, Steve Buscemi, Danny DeVito Tim Burton Yönetmenin hayal gücüyle izleyiciyi aðýna düþürdüðü, fanteziyle gerçeðin, paranoyla inanmanýn sýnýrlarýnda bir baba ile oðlu arasýndaki inatlaþmayý buluþturan harika bir öykü Büyük Balýk. Hani büyüklerimizin anlattýðý bazý öyküler vardýr, onu o kadar çok anlatýrlar ki artýk gülmezsiniz ve sýkýlýrsýnýz; ama aradan geçen zamanda ummadýðýnýz bir anda tekrar duyduðunuzda güler ve çok hoþumuza gider. Ýþte böyle öyküler anlatan bir adam düþünün, hep hikayeler anlatýyor ve en sonunda o hikayelerdeki adam oluyor. Ýnsanýn iliþkileri ve hayatý bu kadar masalsý anlatýlabilirdi. Modern çað masalýnda rüya gibi bir Tim Burton filmi. The Notebook Tür: Romantik/Dram Oyuncular: Ryan Gosling, Rachel McAdams, James Garner, Gena Rowlands, James Marsden, Sam Shepard, David Thornton, Joan Allen, Kevin Connolly Yönetmen: Nick Cassavetes Özellikle arþiv ile uðraþýyorsanýz mutlaka bulunmasý gereken bir film Notebook. Konusu çok basit diye düþünebilirsiniz hatta Türk filmlerini de andýrabilir size. Nicholas Sparks'ýn muhteþem romanýnýn beyazperdeye aktarýlmýþý olan filmimiz çok güzel bir aþk hikayesini çok güzel bir anlatýmla duygununda çok yoðun olarak seyirciye geçirmeyi baþarýyor. Ryan Gosling üstün bir performans gösterdiði filmde Nick Cassevetes yönetmen koltuðundan güzel bir imza atýyor. 54 baský ve cilt bilge matbaacýlýk a.þ. yýlanlý ayazma sokak, no:8 örme iþ merkezi kat: 1 davutpaþa zeytinburnu - istanbul tel : 0212 483 15 16 faks : 0212 483 30 55 6 KAPSAMA ALANIMIZ GENÝÞLÝYOR... [email protected] bizden haberler 2006 yýlýnda 25 yeni þube açarak þube sayýsýný 124'e ulaþtýran Türkiye Finans, Kütahya ve Afyon þubeleriyle 2007 yýlýnda da þubeleþme ataðýný devam ettiriyor Türkiye Finans olarak "yerel kaynak, yerel kalkýnma" anlayýþýný benimsediklerini belirten Yunus Nacar, "Bu anlayýþý özümsemiþ uzman kadromuzla yeni þubeler açtýðýmýz yerlerde bireysel müþterilerimizin yaný sýra ülke ekonomisinin dinamosunu oluþturan KOBÝ'lerimize güçlü destek vermeyi amaçlýyoruz." dedi. Nacar, "Uzman kadrolarýmýzýn yaptýklarý araþtýrmalar ve bölgelerden gelen taleplerin deðerlendirilmesi sonucunda bize en çok ihtiyaç olan bölgelerde þubeler açýyoruz. Þubelerimizle bölge ekonomisine hem istihdam hem de finansman saðlayarak destek oluyoruz." þeklinde konuþtu. Bu paralelde Nisan ayýnda Afyonkarahisar ve Kütahya þubelerinin açýlýþýný gerçekleþtiren Türkiye Finans, yeni þubeler açmak için çalýþmalarýna devam ediyor. Önümüzdeki günlerde Çorlu, Fatsa, Demetevler, Turgutlu, Beylikdüzü, Avcýlar, Kavacýk, Edirne, Ereðli, Çamlýca ve Tuzla'da yeni þubeler açacak olan Türkiye Finans, yýl sonunda en az 150 þubeye ulaþmayý hedefliyor. TÜRKÝYE FÝNANS'TAN PAZARLAMA ZÝRVESÝ Pazarlama elemanlarý ile reel sektörü yakýndan takip eden Türkiye Finans, piyasalardaki son geliþmeleri deðerlendirmek amacýyla Ýstanbul Merter Green Park Hotel'de bir Pazarlama Zirvesi düzenledi. Zirvenin beklenenden daha verimli geçtiðini ve düzenli periyotlarda tekrarlarýnýn yapýlacaðýný belirten Türkiye Finans Genel Müdürü Yunus Nacar, "Burada ülke genelinde hizmet veren þubelerimizdeki tüm pazarlamacý arkadaþlarýmýzla biraraya geldik. Bu toplantý sayesinde ülkenin her köþesinin nabzýný tutmuþ olduk. Bölgelerin ihtiyaçlarýný o bölgeden insanlardan öðrenmiþ olduk. Bu sayede ilerleyen günlerde daha verimli çalýþmalar yapacaðýz." dedi. Toplantýlarýn ikinci gününde Ankara Üniversitesi Eðitim Bilimleri Fakültesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Üstün Dökmen, insan iliþkilerine yönelik verdiði eðitim ile hafýzalarda hoþ anýlar oluþmasýný saðladý. Katýlýmcýlar bu eðitim sayesinde müþterilerle bundan böyle daha verimli iliþkiler kuracaklarýný belirttiler. Nisan ayý içerisinde iki oturum þeklinde yapýlan Pazarlama Zirvesi toplantýlarýna Türkiye Finans'ýn ülke genelinde görev yapan 500'ü aþkýn kurumsal ve bireysel pazarlama personeli katýldý. Yoðun bir katýlýmla gerçekleþtirilen toplantýda 2006 yýlý deðerlendirmesinin yanýnda, 2007 yýlýndan beklentiler, hedeflere yaklaþým oranlarý, piyasalardaki yeni trendler ve bu trendlere personelimizin uyum saðlamasý için yapýlmasý gerekenler konuþuldu. Zirvenin ikinci gününde konuþan Prof. Dr. Üstün Dökmen katýlýmcýlara unutamayacaklarý saatler yaþattý. 7 bizden haberler ÝYÝ OLAN KAZANDI Türkiye Finans Geleneksel Bahar Futbol Turnuvasý Tamamlandý Çalýþanlar arasýnda kaynaþmayý saðlamak ve motivasyonu artýrmak amacýyla geleneksel olarak düzenlenen Türkiye Finans Bahar Futbol Turnuvasý'nýn dördüncü ayaðýnýn finali 9 Haziran Cumartesi günü gerçekleþtirildi. 36 takýmýn katýldýðý, Nisan-Mayýs-Haziran aylarýnda yapýlan Türkiye Finans Bahar Futbol Turnuvasý birinciliðini Mecidiyeköy takýmýný 31'lik skorla geçen Topçular takýmý kazandý. Toplamda 106 maç süren, sýký mücadelelere sahne olan ve fair play ruhunun her an yaþandýðý uzun maratonu Adalýlar takýmý üçüncü, Argenekont takýmý ise dördüncü olarak tamamladý. United Pasha takýmý ise turnuva boyunca sergilediði davranýþlar neticesinde "En Centilmen Takým" seçildi. Merter Best Spor Tesisleri'nde gerçekleþtirilen final maçýna spor dünyasýnýn da ilgisi yoðun oldu. Final maçýna Galatasaraylý futbolcu Necati Ateþ, Galatasaraylý eski futbolcu Uður Tütüneker, Trabzonsporlu eski futbolcu Mehmet Ali Hunca, Kayserispor menajeri Süleyman Hurma ve yorumlarýyla taraflý tarafsýz herkesin beðenisini kazanan spor yazarý Osman Tanburacý katýldý. Bu sezon gerek Milli Takým, gerekse Galatasaray'da gösterdiði performans ile beðeni toplayan Necati Ateþ, "Böyle bir organizasyonda bulunmaktan mutluluk duyuyorum. Spora gösterilen ilginin bu derecede yüksek olduðunu görmek ileriye yönelik umutlarýmý artýrdý. Umarým önümüzdeki sene yine burada sizlerle beraber olurum." dedi. Yeni Þafak Gazetesi yazarý Osman Tanburacý ise, "Spor müsabakalarý insanlarýn birbirlerine yaklaþmalarý ve birbirlerini anlamalarý için bir fýrsattýr. Umuyorum ki Türkiye Finans, 106 maçlýk bu maratondan gerekli kazanýmlarý elde etmiþtir." dedi. Türkiye Finans Geleneksel Bahar Futbol Turnuvasýnýn þampiyonu Topçular Þubesi oldu. 8 TÜRKÝYE FÝNANSTAN "PREMIUM BANKING" Türkiye Finans uygulamaya geçirdiði "Premium Banking" sistemi ile fotokopi ve faks gibi iþlemleri ortadan kaldýrarak zaman, kâðýt ve enerji tasarrufu saðlýyor. Premium Banking sistemi ile müþterilerin orijinal belgeleri anýnda taranýp elektronik ortamda Operasyon Merkezine iletiliyor. Türkiye Finans, Premium Banking sistemi ile hem þubelerinde hem de operasyon merkezinde verimliliði en üst seviyeye çýkartmayý amaçlýyor. Türkiye Finans; Doküman Yönetim Sistemi, iþ akýþ uygulamasý, tarama sistemi ve bankacýlýk uygulamalarýnýn tam entegrasyonunu saðlayarak oluþturduðu "Premium Banking" projesiyle bankacýlýkta yeni bir dönem baþlatýyor. Sistem sayesinde müþterilerin þubeden yaptýðý iþlemler için gerekli tüm belgeler, tarama makineleri aracýlýðý ile elektronik olarak arþivlenerek ayný anda Operasyon Merkezine gönderebiliyor. Dünyaca ünlü danýþmanlýk firmasý Gartner tarafýndan, teknolojide 2008 yýlý trendi olarak ifade edilen Uzak Tarama (Remote Scanning) ve Ýþlemsel Tarama (Transactional Scanning) metodolojileri üzerine geliþtirilen sistem sayesinde, tarama tek tuþ ile saðlanýrken, sonucundaki belgeler optimum büyüklük ve kalitede ayný anda merkezi doküman sistemine otomatik olarak kaydediliyor. Premium Banking sistemi, müþterilerden daha önce tedarik edilen belgelerin diðer iþlemlerde de otomatik olarak iþ sürecine eklenmesini saðlýyor. Bu sayede müþterilerden bir belgenin yalnýzca bir kez alýnmasý yeterli oluyor. Sistemde ayrýca kimliklerin, ehliyetin veya çok sayfalý A4 belgelerin ayný tarayýcýdan taranmasý da büyük bir avantaj olarak sunuluyor. Kredi kartý baþvurusu gibi A4 boyutundan daha büyük formlarýn da sisteme entegrasyonu yapýlabiliyor. Premium Banking sistemi için Türkiye Finans'ýn 124 þubesine 1000 adet tarayýcý yerleþtirildi. Bu sistemle þube içinde her bankoda ve þube içi operasyonu yapan personelin masasýnda birer tarayýcý yer almasý hedefleniyor. Operasyon maliyetlerini minimuma indiren sistemin, operasyon hýzýný da maksimize etmesi hedefleniyor. Zaman, kâðýt ve enerji tasarrufu saðlayan Premium Banking sisteminin devreye girmesiyle müþteri memnuniyetini yükseltmeyi hedefleyen Türkiye Finans, yýlda 72 bin 500 kilo kaðýt tasarrufu saðlayarak yaklaþýk 1250 aðacýn kesilmesini de önleyecek. ULUSLARARASI BANKACILIKTA DA TÜRKÝYE FÝNANS Uluslararasý bankacýlýk iþlemleri ve para transferlerindeki hýz ve hatasýzlýk oraný ile dikkat çeken Türkiye Finans, dünyanýn önde gelen bankalarýndan American Express Bank/USA üzerinden yaptýðý iþlemlerde % 99.13'lük hatasýzlýk oranýna ulaþtý. Uluslararasý bankacýlýkta kullanýlan SWIFT sistemi üzerinden gerçekleþtirilen iþlemlerde yakaladýðý hýz ve baþarý nedeniyle geçtiðimiz aylarda Standard Chartered Bank ve The Bank of New York tarafýndan 'Mükemmellik Ödülü'ne layýk görülen Türkiye Finans bir baþarýya daha imza attý. Türkiye Finans, American Express Bank/USA ile SWIFT sistemi üzerinden gerçekleþtirdiði iþlemlerde %99.13'lük mükemmellik oraný ile birçok uluslararasý bankayý da geride býraktý. 9 bizden haberler FATURA ÖDEMELERÝ SORUN OLMAKTAN ÇIKIYOR... Birçoðumuz evimize gelen faturalarýn çokluðundan þikayet ederiz. Ve yine birçoðumuz elimizde bir tomar fatura, giþe giþe dolaþýp faturalarýmýzý gününde ödemeye çalýþýrýz. Kaybettiðimiz zamanýn yanýnda bir de sýrada beklemekten sinirlerimiz yýpranýr. Ama artýk bunlarýn hiçbirine gerek yok... Türkiye genelindeki anlaþmalý kurumlarýmýz... Þimdi birçok faturanýzý Türkiye Finans aracýlýðýyla rahatça ödeyebilir ve faturalarla uðraþmak zorunda kalmazsýnýz. Türkiye Finans Ýnternet Þubesi'ni kullanarak, otomatik ödeme talimatý vererek ya da þubelerimize gelerek ödeme iþlemlerinizi yapabilirsiniz. SU: ELEKTRÝK: ÝSKÝ TEDAÞ ASKÝ AYEDAÞ ADASU BEDAÞ TELEKOMÜNÝKASYON: ÝZSU GAZ: TURKCELL BUSKÝ AGDAÞ VODAFONE ESKÝ BURSAGAZ AVEA BOSKÝ (otomatik ödeme) ESGAZ TURK TELEKOM / ADSL SÝBESKÝ (otomatik ödeme) ÝGDAÞ TURKSAT KABLO TV KOSKÝ (otomatik ödeme) KIRGAZ GLOBAL ÝLETÝÞÝM BOLU SU (otomatik ödeme) ÝZGAZ TÜRKÝYE FÝNANS'TAN TAKSÝLERE SEYYAR POS HÝZMETÝ Ticari taksilerde kredi kartý kullanýmýný yaygýnlaþtýrmayý hedefleyen Türkiye Finans, ticari taksilere yönelik GPRS POS uygulamasýný baþlattý. Seyyar POS makinesi uygulamasý ile taksilerde rahatlýkla kredi kartý kullanýlabilecek. Gasp olaylarý nedeni ile üzerlerinde nakit para taþýmaktan çekinen taksicilerin GPRS POS uygulamasýna büyük ilgi göstermesi bekleniyor. Katýlým bankacýlýðýnýn öncü kuruluþu Türkiye Finans hizmetlerine bir yenisini daha ekledi. Ticari taksilerde kredi kartý uygulamasýný yaygýnlaþtýrmayý hedefleyen Türkiye Finans, GPRS üzerinden POS uygulamasý baþlattý. Sistem sayesinde taksiler bankanýn anlaþmalý olduðu GSM þirketi üzerinden POS baðlantýsýný seyyar olarak gerçekleþtirebiliyor. Tüm kredi kartlarýnýn kullanýlabileceði sistemden yararlanmak isteyen ticari taksi sahipleri bireysel baþvurularýn yaný sýra baðlý olduklarý duraklar aracýlýðý ile toplu olarak Türkiye Finans þubelerine baþvuruda bulunabiliyor. Baþvuru sonrasý en geç 15 gün içinde POS makinesý þubeden teslim alýnarak kullanýlabiliyor. Kredi kartý uygulamasýnýn yaygýnlaþtýrýlmasý ile sahte para alma riskinin ve gasp olaylarýnýn önemli ölçüde azaltýlmasý da hedefleniyor. Türkiye Finans GPRS POS uygulamasý hakkýnda 444 2 444 numaralý Müþteri Ýletiþim Merkezi'nden ve tüm Türkiye Finans þubelerinden detaylý bilgi alýnabilir. 10 Ali Þenel Fotoðraflar: Emrah Gürel Seyircisiz sinema öksüz çocuða benzer Osman Sýnav; Sinema eserlerinden alýnan vergiler düþürülmedikçe, Türk Sinemasýnýn sektör olmasý hayalden öteye gidemez! [email protected] söyleþi ir kuþaðýn hafýzalarýna yer etmiþ açýk hava sinemalarýndaki makaralý film makinesi sesini düþünürüm bazen. Bir makara filme sýðdýrýlmýþ kimi zaman üç ay, kimi zaman daha fazla süren emeði. Senede üç yüz filmin çekildiði zamanlardaki film artistlerini ve akþam olunca istemsiz ayaklarla tutulan sinemanýn yolunu. Kabak çekirdeði ve gazozla bilmem kaçýncý kez ayný filmi izleyen o mesut Türk sinema seyircisini düþünürüm. Ne oldu da öksüz býraktý sinemalarý vefakâr seyirci? Senede üç yüz filmle sektör olma yolunda emin adýmlarla ilerleyen 'Türk Sinemasý'nýn baþýna ne geldi de korsan film satanlar bir sektör yaratýrken 'Türk Sinemasý' bir sektör olmaktan bu kadar uzak? Türkiye'de hep ses getiren filmlerin ve televizyon dizilerinin mimarý Osman Sýnav, bizlere 'Türk Sinemasý'nýn dününü bugününü ve muhtemel yarýnýný, ayný zamanda tüm piyasa olumsuzluðuna raðmen senaryosu ve çekim teknikleriyle çok ses getiren son filmi Pars'ý anlattý. Pars filminin senaryosu, ne zaman zihninizde oluþmaya baþladý? Senaryo süreci, uzun bir süreçtir. Bunun baþlangýcý, noktasý ya da satýrbaþý yok. Aslýnda benzeri hikâyeleri zaman zaman düþünüyordum. Bir gün Aybars'a (Aybars Bora Kahyaoðlu) dedim ki; Uyuþturucunun ülkemizde hýzla artan tehlikesi ve okullarla iliþkisini ele alan bir film yapalým. O da bana bir tretman yazdý getirdi. Bunun üzerine baþladýk biz de. Bu filmi bu yýl yaptým ama birdenbire ortaya çýkan bir þey deðil. Uzun yýllardýr beynimin bir köþesine attýðým küçük notlarýn bir bileþkesiydi aslýnda. Her sanat eseri bir miktar sosyal sorumluluk içerir Bu filmi, oluþum aþamasýnda bir soysal sorumluluk projesi olarak mý tasarlýyordunuz? Her projenin bir miktar sosyal sorumluluk tarafý olmalý. Sonuçta insanlar için bir þey yapýyorsunuz. Kitlelerle bir þey yapýyorsak, çok bireysel bir þey yapmýyorsak bu durum göz önünde tutulmalý. Kavram olarak sanat, bireysele daha yakýn gözükse de kendi pencerenizden gördüklerinizi yansýtsanýz da sanat eserleri bireyin kendisini deðil, kitleleri etkilemek için yaratýlýr. Özellikle de sinemada izleyici faktörü, en baþat öðedir. Onlarýn beklentileri göz önünde tutulur. Hiçbir yönetmen, hiçbir filmi kendi kendine izlemek için çekmez. Film çekmek için önemli ekonomik kaynaklar gerekli. Bu anlamda sponsor, devlet yardýmý gibi finansal bir destek görüyor musunuz? Ülkemizde bir sponsorluk yasamýz olmasýna raðmen pratikte iþlemiyor. Sonuçta sponsorluk da ticari bir iþtir ve hiçbir yatýrýmcý bile bile kâr elde edemeyeceði iþe girmez. Bu yüzden sponsor olan kiþilere vergi indirimi gibi kolaylýklar saðlanmalý ve sanatsal faaliyetlere yapýlan desteklerin kurum dýþýna çýkmasý mecburiyeti getirilmeli. Kurumlar günümüzde çeþitli sanat dallarýna sponsor desteði saðlamakla beraber bu destekleme henüz sinemaya ulaþmýþ deðil. Devlete bakan yönü nedir bu durumun? Birtakým özel projeler, tabii ki devlet desteði olmadan çok zor yapýlýr. Ama onunla ilgili direkt devlet kasasýndan finansman saðlanmasý fikrine sýcak bakmýyorlar. Devlet bize bir takým önümüzü Sinemanýn sektör olabilmesi için, kaliteli ve uluslararasý rekabet gücü olan filmler yapýlmasý, dýþ pazara çýkýlmasý ve seyirci sayýsýnýn artýrýlmasý lazým açýcý þeyler saðlamalý. Mesela Rüsum diye bir vergi var; onu kaldýrmakla iþe baþlayabilir. Bu vergi eðlence vergisi diye 1936'dan bu yana eðlence yerlerinden alýnan bir vergidir ama eðlence yeri denilince o dönemde sinema salonlarý ve çayhaneler ayný kategoriye sokulmuþ. Bunun bir kýsmý ayrýlmýþ tamam ama þöyle bir sorun var þimdi. Bu vergiler, Maliye Bakanlýðý tarafýndan toplanýyor ve bir kýsmý Kültür Bakanlýðý'nýn kullanýmýna açýlýyor. Buradaki sakatlýk da þu: Rüsum nereden toplanýyor? Biletlerin satýþýndan elde edilen gelirin üzerinden iþ yapan filmlerden toplanan para daha çok; sonuçta benden kestiði parayý bütün sinema sektörüne daðýtýyor. Yýlda otuz proje çýkýyorsa bunun en fazla üç tanesi iþ yapýyor, toplanan paranýn da % 90'ýný buradan saðlýyorsun. Ama daðýtýrken herkese eþit daðýtmaya çalýþýyorsun. Tabii belli kriterlere göre daðýtýyordur bunlarý ama ne ben o seçimlere katýlýyorum ne de bu konuda bana bilgi veriliyor. Bu þekilde, sinema sektörünün çok fazla geliþeceðine inanmýyorum. Vergi indirimi saðlamazsan, destek saðlamazsan sektör kendi içinde kârlýlýðýný artýramaz; bunu müteakip geliþemez de. Sinema alanýna yönelik fonlar kurulabilir. Bu alana yatýrým yapan fon sahipleri, sinemada kullanýlacak finansman fonlarýyla yatýrýmýný deðerlendirenler, daha az vergi ödeyebilir. Bu sayede bu cazip hale gelir. Dolayýsýyla büyük bir kaynak oluþur. Bütün dünyada bu böyle; hatta uluslararasý çalýþýyor bu fonlar. Mesela "Alexander" filmi Amerikalýlar tarafýndan çekiliyor ancak Alman fonlarýyla finanse edilmiþ bir film. Türkiye'de yabancý fon alan bir proje var mý? Yok, ne yazýk ki! Her þeyden önce projenizi sigortalamanýz lazým. Bir sürü merhalesi var bu iþin. Co-productionlar için yabancý yatýrýmlarý Türkiye'ye çekmemiz lazým. Onun için de ayrý bir yasal düzenleme hazýrlýðý var þu anda. Bu yapýlýrsa, iyi çalýþtýrýlýr ve devamý getirilirse hakikaten devrim niteliði taþýyacak bir þey olacak. Diðer sektörlerdeki gibi yabancý sermaye gelip Türkiye'de yatýrým yaparsa, film çekerse bunun Türkiye'nin tanýtýmýna büyük katkýsý olacaktýr. Türkiye piyasasýnda bir katma deðer yaratacaktýr. Bunun için de vergi indiriminin saðlanmasý þart. Bugün Romanya'da yýlda 20 tane Amerikan filmi çekiliyor. Dünkü Demirperde ülkesinde yýlda ortalama 20 film çekiliyor! Filmin A sýnýfý veya B sýnýfý olmasý önemli deðil Gidiyorsunuz bir ülkeye; "Benim bir filmim var ve bütçesi (örneðin) 5 milyon dolar. Böyle bir þey yapacaðým, þuralarda çekeceðim " 12 diyorsunuz. Size filmi çekmeye baþlamadan bahsettiðiniz miktarýn % 20'sini veriyor. Sonra bunu belgeleyip ibraz etmeniz gerekiyor ama daha hiç para harcamadan elinizde önemli bir miktar kaynak bulundurmuþ oluyorsunuz. Benim ülkemde film çekilsin diye uluslararasý bir rekabet var dünyada. Amerika'da bu rekabet eyaletler arasýnda. Teksas'ta çekersiniz projenin þu kadarýný karþýlarýz, New York'ta çekerseniz þu kadarýný karþýlarýz diye eyaletler birbiriyle yarýþýyor. Hep sinemanýn ülkemizde bir sektör olup olamadýðýndan konuþuruz ama sektör olmasý için çok fazla bir çaba da yok galiba? Sinemanýn sektör olabilmesi için bahsettiðim zeminin yaratýlmasý lazým. Sonra da daha kaliteli ve uluslararasý rekabet gücü olan filmler yapýlmasý ve dýþ pazara çýkýlmasý lazým. Böyle bir niyetiniz varsa Türkiye'de yapýlmasý gereken diðer önemli mevzu Türk sinema seyircisinin sayýsýnýn artýrýlmasý olacaktýr. Nüfusumuza oranla sinema seyircisi sayýmýz çok az. Yýlda ortalama 30-35 milyon bilet satýlýyor ki bu sayý geliþmiþ ülkelerde neredeyse film baþýna düþüyor. Türkiye'de yýlda ortalama kaç film çekiliyor? Deðiþiyor. Bazen 10-15 arasý oluyor. Bu sene 45 civarýnda oldu. Aman ne kadar çok film çekildi bu yýl! diyenler var. Türkiye'de yýlda 300 filmin çekildiði dönemler de vardý. Tabi o dönemlerde televizyon yoktu, internet yoktu ama her þeye raðmen yýlda çekilen film sayýsý ve de izleyici sayýsý çok düþük. Seneye çok daha az olacaktýr bu rakam. Þu anda sinema sektöründe televizyonlarla ilerleyen bir canlanma var. Ama dýþa açýlýmý olmayan, kârlýlýðý olmayan bir sektörde canlanmalar uzun soluklu deðil, dönemsel olacaktýr. Uluslararasý piyasada iþ yapan, sektörleri oturmuþ ülkelerdeki hiçbir prodüktör kendi kasasýndaki parayla film çekmez. Tamamen fonlardan, kredilerden, koþullardan faydalanýr. Bu insanlarýn görevi, koþullarý bir araya getirmektir. Sadece proje geliþtirme finansmanýný kendi saðlar. Ancak bizim ülkemizde koþullar prodüktörün kasasýna baðlýdýr. Prodüktör bu sene para kazanamazsa seneye film çekemeyecektir. Ýnternette Pars filmi hakkýnda bir yorum okudum. Aileler olarak Pars filmini çocuklarýmýzla beraber izlemek istiyoruz. Fakat bir müstehcen sahne yüzünden çocuklarýmýza izletmekten çekiniyoruz deniyor. Bu konuda ne düþünüyorsunuz? Arkadaþ kimse, çok net bir þey söyleyeyim, baþýný devekuþu gibi kuma gömüyor. Tehlikenin ne kadar büyük boyutlarda ve ne kadar burnunun dibinde olduðunun farkýnda deðil. Bunu söyleyen arkadaþ, çocuðu odasýna girip kapýsýný kapattýðýnda, odasýnda neyi izlediðini bilmiyor. Anne-babalar cesurca her þeyi konuþmalýlar. Bu yüzden anne veya babalar çünkü. Allah onlarý onun için anne-baba yapmýþ. Bu tip sorunlarý çocuðu ile konuþamýyorsa annebaba, çocuk iliþkisini gözden geçirmeli. Eskiden babayla yüz göz olunmaz, anneyle her konu konuþulmazdý. Kiminle konuþulacak? Geniþ aile yapýsýnda bir toplumuz. Avlunun içinde beþ tane ev var. Amcayla konuþuruz, dayýyla konuþuruz, yeðenle konuþuruz, zaten onlar çocuklarý eðitirler. Geniþ ailede, yaþayýþa uygun bir tecrübe, kuþaktan kuþaða aktarýlýr. Þimdi apartman dairelerinde, kutularýn içinde yaþýyoruz. Küçük aileler halinde ve bilgisayarla. Üst üste kibrit kutularý gibi dizilmiþ, o kutunun içinde iki tane oda var. Her türlü aile ihtiyaçlarý, o kutunun içinde görülüyor ve çocuk odasýna girdiðinde orada bir bilgisayar var. Tek etkileþimi o! Bütün sorularýný ona soruyor ve her þeyi görüyor. Hiçbir þekilde orada sansür yok. Sansürle bir þeyi halledemezsiniz zaten. Nüfusumuzun % 50'si 25 yaþýn altýnda. Avrupa'nýn en genç nüfusuyuz. Bu bir anlamda önemli bir avantaj, bir anlamda da bizim geleceðe yönelik ciddi problemlerimizden biri olcaktýr. Böyle bir nüfusa sahipken, bu kadar hýzla yayýlmaya devam söyleþi ederse uyuþturucu, ben 10 sene sonrasýnýn dramýný düþünmek istemiyorum; hayal bile edemiyorum. Çünkü Hollanda'nýn 30 yýlda aldýðý yolu biz 5 yýlda almýþýz, uyuþturucu tüketimi konusunda. Üstelik Hollanda, uyuþturucu konusunda en serbest ülkelerin baþýnda geliyor deðil mi? Gerçi artýk Hollanda, kendi halkýný bilinçlendirdi. Uyuþturucuyu turistlere satýyor ve turistik bir metaa olarak görüyor. Turistlere yönelik uyuþturucu satan kafeler var. Onlarýn 30 yýlda geldiði ve eyvah ne oluyor dediði noktaya, biz beþ yýlda geldik. Onlar uyuþturucu kullanýmýný geri çekiyor. Biz hýzla geldik ve hýzla devam ediyoruz. Tost parasýna uyuþturucu Orta halli bir aile, çocuðunu okula gönderiyorsa, bir tostla bir meþrubat parasý olarak günde kaç lira harçlýk verir? Diyelim 5 lira. Çocuk eðer isterse okulun önündeki satýcýdan 4 liraya hap bulabiliyor! Bu sonuçla yeraltý dünyasý gerçek sayýlarýna ulaþmak çok zor ama ulaþýlabilen istatistiklere baktýðýmýzda, çok korkunç bir uyuþturucu tüketimi ortaya çýkýyor. Filmde iyi taraftaki kiþilerin ismi eski Türk büyüklerinin ismi; kötü karakterlerin isimleri ise daha çok etnik kökenli Bunun nedenini öðrenebilir miyiz? Mesleklerin, isimlerin bir anlamý, bir aurasý vardýr; biraz bu yüzden. Bir de belli mesleklerdeki insanlarda bazý isimler daha çoktur. Bizim kültürümüzde olan isimler bunlar ve onlarýn yaptýðý çaðrýþýmlarý kullanmak istedik. Meselâ Haþhaþi diye bir isim duydunuz mu? Onu biz uydurduk ama çaðrýþýmlarýna bakarsanýz Hasan Sabbah'a kadar uzanýr. Ýsimlerin çaðrýþýmlarý olmalý. Hem yaz sezonunun baþlamasý, hem de korsanýn bu kadar yaygýn olmasý filmlere bu kadar bütçe ayýrýrken gözünüzü korkutmadý mý? Gönül ister ki her filmimiz harcadýðýmýzý geri getirsin hatta para kazandýrsýn. Filmi çekerken bir finansal kaygý hep oluyor ama uluslararasý pazara girmek için uluslararasý kalitede film çekmek lazým. Benim böyle bir kaygým var. Pars'ýn devamý niteliðindeki filmlerde bu vurguyu daha fazla ön plana çýkaracaðým. Daha fazla yurtdýþý mekâný ve oyuncusu kullanmayý hedefliyoruz. Ayný ülkede yaþýyoruz, ayný gazeteleri okuyor, ayný kaynaklardan bilgi topluyoruz. Ancak filmlerinizde gözüme çarpan þey, senarist bizden çok fazla þey biliyor. Senarist bunlarý nereden biliyor? Senarist aslýnda sizin ulaþabileceðinizden çok fazla bir þey bilmiyor. Sadece çok fazla çalýþýyor. Farklý bir perspektifle günlük olaylara ve yakýn tarihe bakarak bazý öngörülerde bulunuyor. Bu yoðunluktan arta kalan zamanlarda ailenizle neler yapýyorsunuz? Ýnsanlarýn uzun zamana deðil, zamaný kaliteli kullanmayý öðrenmeye ihtiyacý var. Ben ailemle zamaný programlý ve kaliteli bir þekilde kullandýðýma inanýyorum. Sonuçta ne iþ yaptýðýmý ve bu iþin gereðinin yoðun zaman ayýrmak olduðunu biliyorlar. Bu yüzden beraber olduðumuz vakitlerde zamaný çar çur etmek yerine neyi planlamýþsak onu gerçekleþtiriyoruz. Pars bir metafordur. Filmin markasýdýr. Ayný zamanda da Ýstanbul narkotik polisinin amblemi aslýnda. Biz kendimize uyarladýk 14 Osman Serkan Bozlaðan [email protected] ekonomi Korkunun KOBÝ'ye faydasý yok! Hürriyet KOBÝ Sayfasý Editörü Sadi Özdemir; "Firmalar kaynak arayýþýna girerken cebine girecek paranýn miktarýna bakmak yerine proje üretme yoluna gitmeliler. Strateji sahibi bir KOBÝ için, borçlanmak korkulacak bir þey deðil!" azetelerin ekonomi servislerinde 13 yýldýr çalýþan ve Hürriyet gazetesinin KOBÝ (Küçük ve Orta Büyüklükteki Ýþletmeler) sayfasýný düzenleyen Sadi Özdemir, KOBÝ'lere neden bu derece önem verdiklerini, sektördeki firmalarýn durumlarýný ve arka planda yaþananlarý 150'den fazla KOBÝ ile görüþüp, onlarýn hikâyelerini ele alarak çýkardýðý sonuçlarý bizlerle paylaþtý. Özellikle Çin'in sermayeyi yatýrýmlara yönlendirmesiyle baþta Türkiye gibi bir ülkeyi merkez üssü yapýp Avrupa'ya, Amerika'ya mal ihraç etmek istediðini anlatan Sadi Özdemir, KOBÝ'lerin de deðiþim sürecinde iþ stratejilerinin olmamasýndan ve Ar-Ge, pazarlama ve reklam yatýrýmlarýna artýk önem vermelerinin gerekliliðinden bahsetti. Kýsaca mesleki olarak geliþiminizi ve þimdiki iþinizi anlatýr mýsýnýz? Marmara Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi'nde gazetecilik okudum. Sonra da ayný üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsünde master yaptým. Master tezim 'Medya Emperyalizmi ve Küreselleþme' konusuydu. Türkiye gazetesinde 15 istihbarat ve ekonomi muhabirliðinden sonra 2001 yýlýnda Hürriyet'in ekonomi servisine geldim ve editör olarak çalýþýyorum. 2003'ün ekim ayýndan itibaren de her hafta salý günleri Hürriyet'te KOBÝ sayfasý hazýrlýyoruz. Türkiye'deki KOBÝ tanýmý hizmet sektörünü kapsamýyor ama biz hizmet sektörünü de çalýþmalarýmýza katýyoruz. Ayrýca Türkiye'deki KOBÝ tanýmýna bir takým sýnýrlamalar koyulmuþ ama biz biliyoruz ki Koç Holding'in patronu da bir zamanlar bakkaldý. Her giriþimci öyküsü KOBÝ'lere bir fikir verir ve bütün KOBÝ'lerin amacý büyümektir. O yüzden bazen büyük þirketlerin de öykülerini yapýyoruz. Reel sektördeki KOBÝ'ler son yýllarda en çok neyi eleþtiriyorlar? Finans sektörünün deðerlenmesini, desteklenmesini eleþtirmektedirler. Her þeyin finans sektörünün lehine çalýþtýðýný ve reel sektörün ihmal edildiðini düþünmekteler. Bu durumda da büyükler ve küçüklerin çýkarlarý ayrýlmaktadýr. Temel ayrýlýklar var ama sanayicilik açýsýndan bakarsak büyük sanayiciler ve KOBÝ'lerin birbirleriyle kenetlenmiþ görüntüsü de var. Çünkü yan sanayi açýsýndan düþünürseniz, büyük sanayilere baðlý çok sayýda KOBÝ de var. Yaklaþýk 200'e yakýn KOBÝ'yi tanýma fýrsatý buldunuz. Bunlar baþarýlý KOBÝ'lerdi. Bunlarýn ortak baþarý faktörleri nelerdir? Baþarýlý olanlar bir kere tam zamanýnda doðru sektörde bulunmuþlar. Tekstil sektörünü ele alýrsak, giriþimciler tam zamanýnda Laleli esnafý olmuþlar ve Laleli'nin getirdiði kazanýmlarla kendi firmalarýný geliþtirmiþlerdir. Tekstil firmalarýnýn geliþiminde Laleli önemli bir rol oynamýþtýr. Otomotiv ve ileri teknolojiye dayalý yan sanayiler ise ana sanayi neredeyse oralarda bulunarak, doðru yerde olmuþlardýr. Sermaye yoksa mutlaka pazar lazým. Sermaye olunca pazarý iyi olan bir ürün yapýyorsa, o zaman giriþimci baþarýlý olabiliyor. "Türkiye'nin son 30 yýlý pazarlama projesidir" Ýhracata dayalý kalkýnmanýn temelinde þu yatýyordu: Ne satabiliyorsak onu üretelim. Yani ne üretebiliyorsak onu satalým deðil ya da ne ithal edebiliyorsak onu üretelim deðil! Dünyaya ne satabiliyorsak bunu üretelim dediðimiz için hep pazarlama odaklý olduk. Türkiye'nin son 30 yýlý aslýnda pazarlama projesidir. Bizdeki ilk kuþak kalabalýk bir aile olduðu için bunun da baþarýda önemli bir faktör olduðunu gördük. Ýlk baþta küçük üretimlerde bedava iþ gücü, bir sonraki aþamada onlara iþi büyütme niteliði getirmiþtir. KOBÝ'lerin þu andaki durumuna baktýðýmýzda baþarýlý olmuþlar mýdýr, eleþtirileriniz neler? Aslýnda çok da fazla baþarý elde etmiþ deðiliz. Ama herkes doðru yolun bu olduðunu düþünüyor. Ne yazýk ki kurumsallaþma lafta kalýyor KOBÝ'lerde. Aile þirketleri çok ciddi sorun yaþýyorlar. 2. Kuþaða devirde çatýþmalar çýkmakta. Ar-Ge yatýrýmý, reklam ve pazarlama yatýrýmlarý yapmýyorlar. Bunlarý boþ iþ olarak görüyorlar. KOBÝ'ler için profesyonel, kurumsal ve geleceðe yönelik neler yapabilir? KOBÝleri bu sorulara kafa yoran yönetimlere kavuþturmamýz gerekiyor. "Faizsiz sistemle çalýþan katýlým bankalarý KOBÝ'lere direkt yatýrýma dönük bir sürü kaynak sunuyorlar." KOBÝ'lerin finansal durumlarýný nasýl görüyorsunuz? Türkiye'deki finans kaynaklarýnýn çok azýný kullanýyorlar. Klasik bir sözdür ama doðrudur Konvansiyonel sektörlerde daha büyümüþ bir ülke deðiliz biz. 10 misli büyüyebiliriz. Potansiyelimizi deðerlendirebilmiþ deðiliz. Ýstikrar devam ederse Türkiye cesur giriþimcileriyle hedeflerine ulaþacaktýr. 16 Türkiye, þu anda tam kapasite çalýþsa üretimini 2-3 misline çýkarabilir. Dolayýsýyla pazarlamaya ciddi yatýrýmlar yapmak gerekir. bu. Bankalar KOBÝ'lere çok özel imkânlar saðlýyorlar. Ayrýca faizsiz sistemle çalýþan katýlým bankalarý kurumlarý da direkt yatýrýma dönük bir sürü kaynak sunuyorlar. Firmalarýn stratejileri olsa bu kaynaklarý deðerlendirecekler ve geliþecekler. Ama stratejileri olmayýnca bu paralardan da korkuyorlar. Gördüðüm, bu paralarý deðerlendirebilecek iþ stratejilerinin çok zayýf olduðudur. Proje üretemiyoruz, cebimize konacak paranýn peþindeyiz maalesef. ekonomi Katýlým bankalarýnýn KOBÝ'lerle iliþkilerini nasýl deðerlendiriyorsunuz? Katýlým bankalarý, piyasaya agresif bir giriþ yapmýþ durumdalar. Görüþtüðüm KOBÝ'lerin birçoðu hem bankalarla çalýþýyor hem de katýlým bankalarýyla. Bankalardan baþka türde kredi alýyor ama makine yatýrýmý yapacaksa bir katýlým bankasýndan yararlanýyor. Normalde katýlým bankalarýna ideolojik olarak pek de iyi bakmayan birçok KOBÝ'nin bile o imkânlarý önemsediðini ve kullandýðýný gördük. "Türkiye Finans bence baþarýlý" Türkiye Finans Katýlým Bankasý'ný nasýl deðerlendiriyorsunuz? Türkiye Finans birleþmeyle çok güçlendi ve bence gayet iyi bir operasyon oldu. Ýmkânlarý fazlalaþtý. Türkiye'de özellikle imalatçý KOBÝ'lerin katýlým bankacýlýðý imkânlarýna daha fazla ihtiyacý var. Birleþtikten sonra çok sayýda þubenin açýlmasýný izledik. Anadolu'daki birçok Anadolu kaplanlarý dediðimiz illerde çok daha büyük imkânlarý kullandýrýr hâle geldiklerini duyduk. (Kayseri, Konya, Denizli, Gaziantep). KOBÝ'lerin iþbirliði yapmasý, güç birliði yapmasý global piyasada rekabet açýsýndan örnek teþkil edebilir mi? Birleþtiðin zaman gücün artar, sermayen büyür. Sonucunda ise daha çok yatýrým yapabilirsin. Sana piyasanýn bakýþý deðiþiyor. Türkiye'de 2530 þubeli bir banka çok bir þey yapamaz artýk. Birleþip büyümek zorundalar. Finans sektöründe bu süreci gördük. Þimdi de reel sektördeki kümelenmelerle baþlayan süreç birleþmelerle devam edebilir. Önümüzdeki dönemde yýldýzý parlayacak sektörler neler? Ýþ yapma biçimini iyi seçerseniz, bütün sektörlerin yýldýzý parlar. Þimdi artýk Türkiye'de maliyetlerin yükselmesinden artýk bu sektörde olamaz dediðimiz tekstil ve hazýr giyimi düþünün. Ýtalya'da iþçi maaþý bizim 3-4 mislimiz ama Ýtalya dünyanýn en büyük hazýr giyim ihracatçýlarýndan biri. Bir sektörde eðer yýllarca uðraþtýysak, asýl olarak þimdi nasýl katma deðer oluþtururum, daha çok nasýl para kazanýrýmýn sorusunu sorup, doðru adýmlarý atmak gerekmektedir. Yüksek teknolojide bir sürü yan sanayi iþi çýkacak Türkiye'de. Türkiye iyi bir pazar olduðu için yabancý yatýrýmcýlar ülkemizde üretim yapmak istiyorlar. Özellikle Avrupalýlar, Amerikalýlar ve Çinliler. Çinliler son dönemde Türkiye'yi merkez üssü yapýp hem Türkiye pazarýna hem Avrupa'ya mal satmak için ülkemizde üretim yapmak istiyorlar. Birçok madeni Türkiye'de Çinlilerin iþlettiðini biliyoruz. Otomotivde özellikle belli yatýrýmlarý olacak Çin'in. Ali Þenel Her yanlýþtan bir doðru çýkardým [email protected] spor Beþiktaþýn efsane oyuncusu Þifo Mehmet; Futbolcu deðil, insan yetiþtirmeye çalýþýyorum. Karþýsýndaki futbolcuyu bir makine olarak görecek deðil, onun da kendisi gibi etten kemikten olduðunu unutmayacak bir insan utbola baþladýðý günden bu yana hep efendi sporcu olarak tanýdýðýmýz bir isim; Þifo Mehmet. Türkiye-Ýsviçre maçýnda olumsuz bir olay yaþansa da bu yine de Þifo Mehmetin efendiliðine gölge düþürmedi. Durumu telafi etmek için elinden geldiðince çalýþtý ve fazlasýyla baþardý. Son zamanlarda yaptýðý televizyon programýyla gündemimize yeniden gelen Þifo, futbol okulunda öðrencilerine futbolcudan ziyade iyi bir insan, iyi bir vatandaþ olmayý öðretiyor. Þifo Mehmeti sahalardan ve son dönemde TV programlarýndan tanýyoruz, biraz da Mehmet Özdilekten bahseder misiniz? Kendi halinde, evi seven, ailesine baðlý bir yapýya sahibim. Kendimi bildim bileli özel hayatýma hep dikkat eden biriyim. Çünkü hem bulunduðum konum itibariyle hem yaptýðým iþle topluma örnek olan bir þahsiyet olmaya çalýþtým. Futbola baþladýðým ilk günden itibaren bu konularda titiz davrandýðýmý düþünüyorum. Evliyim bir tane kýzým var; zaten þu süreçte 19 spor zamanýmýn çoðunu küçük kýzým alýyor. Bunun yanýnda, Beþiktaþ gibi bir kulüpte 13 yýl oynayan, kaptanlýk yapan, birçok baþarýlar yakalayan biriyim. O süreçte de iþ ahlaký çerçevesinde kendime yakýþan þekilde yaþadýðýmý biliyorum. Onun meyvelerini futbolu býraktýktan sonra toplumun her kesiminden gelen sevgi gösterileriyle görmek açýkçasý beni çok mutlu ediyor. Eþiniz Ýnci Haným ile tanýþmanýz nasýl oldu? Ýnci Haným ile iki yýldýr evliyim. Bizim tanýþmamýz bir arkadaþ vasýtasýyla oldu. Kýsa bir süre arkadaþlýk ettikten sonra 7-8 ay gibi bir zamanda evlilik kararý aldýk ve evlendik. Evlilik öncesi süreci çok fazla uzatmak istemedim. Çünkü zaman uzadýkça bazý þeylerin eksiye doðru gittiðini düþünüyorum. Dolayýsýyla hem benim onu tanýmamda hem de eþimin beni tanýmasýnda bu kadarýnýn yeterli olduðuna karar verdik. Ýkimiz de her þeyi çok net ortaya koyan bir yapýda olduðumuz için bu yönde birbirimizi tamamlayan kiþiliklere sahiptik. Sonuç olarak da böyle bir karar aldýk. Þimdiyse bundan iki yýl önce, ne kadar doðru bir karar aldýðýmýzý görmenin mutluluðu ve keyfini yaþýyoruz. Eþiniz çalýþýyor mu? Eþim babasýnýn yanýnda çalýþýyor. Kendisi designer, mücevherat iþi yapýyor. Ben de yakýn vakitte kendime kayýnpederimin iþyerinde bir mesai ayýrmayý düþünüyorum. Planlarýmý artýk kýzýmý düþünerek yapýyorum Cezalý olduðunuz dönemin size ne gibi yansýmalarý oldu? Aslýnda bu süreçte bir takým sýkýntýlar yaþadým, yaþamadým deðil. Milli Takýmla ilgili sýkýntýlarým oldu. O süreci çabuk atlatmamda, ayaklarýmýn üzeride durmamda eþimin, kýzýmýn, ailemin ve dostlarýmýn çok büyük etkisi oldu. Bu sayede yanlýþ olan bir olay yön deðiþtirdi ve hayatýmýn en güzel günlerini yaþamamda vesile oldu. Açýkçasý kýzýmý daha yakýndan tanýma, sindire sindire koklama adýna çok keyifli bir süreçti. Þimdi aktif halde yeniden baþladýk. Televizyondaki Futbol Okulu Projesi ve Beþiktaþ Divan Yönetim Kurulu üyeliði ile yoðun bir çarkýn içine tekrar girdik. Benim için o dönemin aile kurgusunu daha iyi oturtma, kýzýmý daha iyi tanýma açýsýndan faydalý geçtiðine inanýyorum. Her karanlýðýn sonunda bir güneþ doðar derler ya cezanýn sürecinde aslýnda bu tür þeyleri çok yürekten ve içten yaþayan bir kiþilik oldum. Belki o süreçte çalýþsaydým kýzýmla birlikteliði bu kadar yakýndan, bu kadar hissederek yaþayamayacaktým. Benim oynadýðým zamanlarda arkadaþlarýn maçlarý, kamplarý olduðu için birçok evli, çocuk sahibi arkadaþým bu duygularý bu kadar içinde hissederek yaþayamadý. Aklýnýzda futbolu býrakayým ondan sonra evlenirim gibi bir düþünce var mýydý? Hayýr, önemli olan doðru insaný bulabilmek... Ben bu konuda biraz titiz bir insandým. Aile kurumuna çok saygý duyan ve sýký sýkýya baðlý bir ailede yetiþtim. Dolayýsýyla evlenmek için evlenmek mantalitesinde olan bir insan olmadým hiçbir zaman. Hayatý paylaþacaðým doðru kiþiyi bulmak benim için önemliydi. Ýnci Hanýmdan önce hayatýmý birleþtirebileceðim, benim anlayýþýma uygun birisiyle karþýlaþmadýðým için evlenmedim. Ýnci Hanýmla futbolculuðum bitmeye yakýn evlenmemiz sadece bir tesadüftür. Planlar hayatýn hiçbir döneminde bitmez. Sizin gelecekle ilgili planlarýnýz neler? Planlar var olduðu sürece insanlarýn hayatta var olmasý ve hayata tutunmasý çok daha güçlü olacaktýr. Bir kere þu bir gerçek, elverdiði ölçüde sporun içinde olacaðým. Yöneticilik olur; hocalýk olur; baþka mevkiler de olabilir. Bunlarýn dýþýnda kalma þansýna sahip deðiliz, birikimimiz buna elvermiyor. Bunun haricinde tabii ki sosyal sorumluluk anlamýnda toplumun birçok kýsmýna elimizden geldiðince yaptýðýmýz projelerle destek olmaya çalýþýyoruz. Bu tür sosyal aktivitelerimiz, ben 20 hayatta olduðum sürece devam edecek. Muhakkak iþ hayatýnda da olmak istiyorum. Sonuçta sýrf futbolda deðil, iþ yaþamýnda da baþarýyý en iyi þekilde yakalama hedefim var. Bunu da baþarabileceðimi biliyorum. oyuncunun sosyal yaþamýný deðil, teknik yönlerini konuþuyoruz. Bizi popüler kýlan bu yönümüz futbolun matematiðiyle uðraþýyor olmamýz. Sahada gördüðümüz taktiksel hatalarla, iþin bilimiyle ilgileniyoruz. Belki de insanlara karþý bizi sempatik gösteren de bu. Daha önce ticari bir deneyiminiz oldu mu? Plan ve program çerçevesinde çalýþmayý seven bir insaným. Çünkü gerçek baþarý, ekiple gelen baþarýdýr. Tek baþýna baþarma þansýnýz yok. Yýllardýr ticaretin içinde olan bir insaným. Ama tabii evlilik olduktan sonra yaþama bakýþ açým bir hayli deðiþti. Bütün planlarýmý artýk kýzýmýn üzerinden yapýyorum. Her adým atýþýmda onun geleceðini düþünüp, daha dengeli iþler yapmaya çalýþýyorum. Evlenince bakýþýnýz, görüþ çerçeveniz, planýnýz; her þeyiniz deðiþiyor. Bunlar güzel deðiþiklikler. Benim hayatýmda deðiþmeyecek bir gerçek varsa, o da futbolda her zaman olmak istiyorum ve de olacaðým. Gerçekleþtirdiðimiz proje Türkiyede bir Ýlk Daha önce Rýdvan da genç futbolcular arayan bir program sunmuþtu, bu programdan etkilendiniz mi? Eskiden þöyle bir kaný vardý: Futbol oynayan çocuklar derslerinde baþarýsýz olur!. Siz bu konuda ne düþünüyorsunuz? Bahsettiðiniz projenin asýl çýkýþ noktasý benim. O program aslýnda benim için hazýrlanmýþtý. Ben projeyi gördükten sonra kabul etmedim. Ondan sonra Rýdvana teklif edildi. Bizim amacýmýz aslýnda, iyi bir sporcu yetiþtirmek. Çünkü biz sýrf saha içi çalýþmasý yapmýyoruz. Çocuklarýn yaþam koçlarý var, hakemler var, oyun kurallarýný anlatýyor. Psikolog, beslenme uzmaný, sporcu sakatlýðýyla ilgili uzman, yemek yeme adabý eðitmeni Bu tecrübeli insanlar bu çocuklara hayatlarýyla ilgili yaþadýklarý ve gördüklerini birebir anlatýyor. Bu çocuklar sýrf sportif anlamda yetiþmiyorlar, sosyal anlamda da yaþamlarýna destek veriyoruz. Aile hayatlarýný konuþuyoruz. Okulda öðretmenleriyle, arkadaþlarýyla konuþuyoruz. Hepsi futbolcu olacak mý? Mümkün deðil; bu biraz yetenek iþi. Ama þuna inanýyorum, yaþadýklarý, gördükleri teneffüs ettikleri þeyi hayatlarý boyunca unutamayacaklar ve öðrendiklerini aileleriyle, arkadaþlarýyla, öðretmenleriyle paylaþmalarý, bu halkayý daha da büyütecektir. Projenin eksik yönleri nelerdi? Oluþum safhasýndaydý henüz. Bazý þeyleri ortaya koymuþtuk, anlaþamadýk. Rýdvan ile anlaþtýlar. Onunla yollarýna devam ettiler. Futbol yorumculuðu devam edecek mi? Bizim kuþakta bir farklýlýk var, Rýdvan da bu konuda öncülerden biri. Biz daha çok futbolun teknik yönünü konuþuyoruz. Kimseyi fazla üzmeden, kýrmadan, yýpratmadan futbolda gördüklerimizi, tecrübelerimizi insanlara aktarýyoruz. Bunda da Futbol Okulu projesi nereden çýktý, ne zaman geldi size? Bu projenin evveliyatýnda PH Yapýmla sosyal içerikli baþka bir projede bir arada bulundum. 12 tane devlet üniversitesine gittim. Hem gittiðimiz üniversiteleri tanýmayan gençlere orayý tanýttýk hem de oradaki öðrencilerin sorunlarý ve projelerine maddi anlamda destek verdik. Mesela 3 tane proje getirdiler önümüze. Hangisinin daha çok ihtiyacý var; onu belirledik. Maddi anlamda projelerine finansman saðladýk. Bu proje vesilesiyle tanýþmýþtým PH Yapýmdan Hülya Haným ve Petek Hanýmla Daha sonraki süreçte böyle bir þey yapalým mý, yapmayalým mý diye uzun süre müzakere ettik. Üç-üç buçuk ay bu konu gitti, geldi. Çok kafa yorduk bu iþe; çünkü yaptýðýmýz iþ, bu anlamda Türkiyede yapýlan ilk iþ. Ýnsanlara örnek olarak bu programý göstermeleri çok önemliydi. Çünkü çocuklarla yapýyorsunuz. Onlarý kýrmadan, üzmeden doðru mesajlar vermek gerekiyor. Böyle bir çalýþmanýn neticesinde bu proje ortaya çýktý. Ýlk günden bu yana, gittiðimiz her yerde konuþtuðumuz her insan da projenin ne kadar doðru olduðunu, güzel olduðunu söylüyor. Sosyal anlamda, çok olumlu tepkilerle karþýlaþýyoruz. Bu tür projelere devam edeceðiz. Profesyonel anlamda futbolcu yetiþtiren kulüplerde bu þekilde bir eðitim yok. Bunu futbol yaþamýnýzda bir eksiklik olarak gördüðünüz için mi projeye kattýnýz? Futbola 17 yaþýnda baþladýðýmda benim böyle bir altyapým yoktu. Ne beslenme, ne sporcu saðlýðý, ne yemek yeme adabý bunlarý görmedim. Zamane gençleri çok þanslý... Böyle bir imkânýmýz varken, insanlar da bu konuda çok büyük destek verirken niye bu yaþtan itibaren bunlarý vermeyelim dedik. Sporcu olmalarý da önemli deðil, önemli olan kendilerine, ailelerine, devletine, milletine saygý duyan birer birey olarak yetiþmeleri. Bu en az sporcu olmalarý kadar önemli. Biz bu konuda destek veriyoruz. Bayanlarýn da artýk futbolla yakýndan ilgilendiði gerçeðini görmemiz gerek Bir tane de kýz oyuncu vardý; Esra. Onunla ilgili yorumlarýnýzý alabilir miyiz? O da hemcinslerinin tam zýddý bir kulvarda yarýþýyor. Seçmelerde üç tane kýzýmýz baþvurmuþtu. Esra onlardan birkaç adým öndeydi. Esra için yarýþmadan sonra belki bir sýkýntý olabilir. Kýzlarýmýzla ilgili doðru ve ciddi anlamda bir bakýþ ve yöneliþ yok. Bu da belki bir açýlým olabilir. Yeteneði var, futbolu çok seviyor. Gönül istiyor ki yarýþmadan sonra onu da altyapýsý olan genç kýzlarýmýzýn birlikte çalýþtýðý bir kulübün bünyesine kazandýralým. Ama þu anda bu bir sýkýntý Futbol erkek oyunu ama kýzlarda da bu iþe yavaþ yavaþ tüm dünya çapýnda ilgi arttý. Türkiye de bu ilgiyi görmezlikten gelmekten vazgeçmeli. Sizin için para ne anlama geliyor? Para benim için her þey deðil. Ben bunu Beþiktaþa geldiðim ilk günde de ifade etmiþtim. Hayatýmýn bu zamana kadar ki sürecinde, parayý tercih edebileceðim imkânlar doðdu. Ama hiçbir zaman parayý tercih etmedim. Bulunduðum ortamý, arkadaþlýðý, dostluðu paranýn çok önünde tuttum. Her þey para deðil! felsefesinden de hiçbir zaman vazgeçmedim. Parasýz olmuyor ama asla çok ucuzcu olmadým. Hep parayý ön plana getiren bir þahsiyet olmadým. Benim için arkadaþlýk, dostluk, iþ ciddiyeti, iþ ahlaký ve iþi iyi yapmak daha önemli. Bu saydýðým kriterleri yerine getiriyorsanýz para zaten ardýndan gelecektir. Yeteneklerinizle Avrupada çok rahat top koþturabilecek bir kapasiteye sahiptiniz. Niçin böyle bir tercihte bulunmadýnýz? Birçok teklif geldi. Ama ben bu yönde bir tercihte bulunmadým. Çünkü benim oynadýðým dönemde, Avrupanýn Türkiyeye bakýþ açýsý çok net deðildi. Kulüplerin ve Milli Takýmýn o süreçteki baþarýsýzlýðýndan Türk futbolu yeteri kadar tanýnmýyordu. 1996 yýlýndan sonra Galatasarayýn Avrupadaki baþarýlarý ve Türk Milli Takýmýnýn baþarýlarý ardý ardýna gelmeye baþlayýnca pencere biraz daha açýldý. Türkiyede iyi oyuncular var, Türkiyeye gelinebilir, Türkiyeden oyuncu alýnabilir mantalitesi Avrupada yer etmeye baþladý. Ama son dönemde bu tekrar duraðanlaþmaya baþladý. Ne kadar çok Türk oyuncu giderse büyük bir deðer olur. Benim dönemimde Türk oyunculara çok sýcak bakýlmýyordu. Son dönemlerimde ise ben gitmek istemedim. 22 Mehmet Ýþçi zaman Geleneksel þehir MUKADDÝME Mevlânâ Celaleddin Rumi Mesnevîde Hz. Peygambere olan iþtiyakýný, onu þehirlerin ruhuna benzeþtirerek, Hz. Ebu Bekirin lisanýndan þöyle dile getirir: [email protected] çinde bulunduðumuz yüzyýlda Ýslam ülkeleri, kültürel ve dinî kimliklerini reddetmelerinin sonucu olarak, kendi tarihî mimarlýk miraslarýný Batýlý yayýnlar ve araþtýrmalardan öðrenmek ve bunlar vasýtasýyla geçmiþlerini deðerlendirmek gibi garip bir durumla karþý karþýya kalmýþlardýr. Ýslam'da insana verilen "her þeyi kendi yerine koyma" (adalet) sorumluluðu tevhid kavramýnýn süzgecinden geçirilmeli ve yerine getirilmeli. Bu hakikatten yola çýkýlarak, Ýslamiyet'in temel prensibi olan 'tevhid'in Ýslam mimarisine de yansýdýðýný ve bütün varlýk düzeylerine ait problemlerin bütününü kapsadýðýný görürüz. Þehirlerin dili, ruhu, kültürü vardý. Her þehirli çare yok o dili, o ruhu, o kültürü edinirdi. Her etkinin, her etkinliðin merkezinde insan vardý. Þimdi öyle mi ya; sadece þehirleri süsleyen yolcular yitip gitmediler, yolcularý ve sakinlerini süsleyen þehirler de modern kent planlarýnýn hýþmýna uðrayarak þimdi çoðu terkedilmiþ, itibardan düþmüþ, ilgisizliðe mahkûm edilmiþ mekânlarýyla kederli kimsesizliði yaþýyorlar. Vefasýzlýðýn derin karanlýðýnda kimselerin paylaþmadýðý unutulmaya yüz tutmuþ nostaljileriyle baþ baþa. O zaman evlerimizin açýk kapýlarýndan sokaða Ey þehirlerin ruhu, seni görünce bu güneþin sevgisi, harareti, gözümden düþtü. Gözüm senin yüzünden yüce bir himmet sahibi oldu, artýk çayýrlýða, çimenliðe hor bakýyor, onlarý hoþ görmüyor. Nur aradým, kendimi nurun nuru olarak gördüm. Huri aradým, kendimi hurilerin bile kýskandýklarý derecede güzel buldum. Lâtif ve gümüþ bedenli bir Yusuf aradým, sende bir Yusuflar yurdu gördüm ben. Cennet peþindeydim, arayýp duruyordum. Her cüzün, bana bir cennet göründü. taþan bir þeyler vardý. Taþar ve sokaðýn sesine, þarkýsýna katýlýrlardý. O zaman sokaklar kaosa, karmaþaya açýlmýyordu. O zaman eve sýðmayan yaþam, sokaklara taþýyordu. Þehirlerin mimarisi, ruhumuzun dantelasýna uyumsuz deðildi. Sanki iç mekânýmýza, iç mimarimize uygun tasarlanmýþtý, dýþ mekânlarýn mimarisi. Ona göre þekillenmiþti þehir. Sanki en geniþ anlamýyla çevre; ruh ve kültür düzenimize uygun olarak kendiliðinden þekillenmiþti. Ýnsanla bütünleþen, yaþamý güzelleþtiren çatýþmasýz mekânlarý, mahalleleriyle þehirler kendi kendilerini kurmuþ gibiydiler. Þehirle insan birbirini besleyen, onaran, tezyin eden bütünlük içindeydiler. Þehir insaný sarýp sarmalar, ona sahici bir dost gibi kendinden bir þeyler katardý. Þehirli yaþadýðý yerle ve yaþadýðý yerden kimlik kazanýrdý evvela. Yaþam insaný zorlayan, koþturan, kýstýran, bunaltan giderek anlamsýzlaþtýran karakter edinmemiþti. Þehirler de insan gibiydi bir bakýma. Ýnsan gibi uyanýr, çalýþmaya baþlar, dinlenir, bayram eder, hüzünlenir, geceyi yorgan gibi üzerine örter, dinlenmeye çekilirdi. Ýnsanýn sevincini, coþkusunu, hüznünü paylaþýrdý. Yaþama katýlýr, insana katýlýr, bazen insaný kendine katardý. Ýnsanýn ruhu sinerdi þehirlere. Sabrý, imaný, asaleti sinerdi. Bu anlamda sokaklarý, yollarý, binalarý, kemerleri, taþlarý, sütunlarý, çeþmeleri, çarþýlarý konuþurdu. Sonra ne olduysa oldu, þehirler beton kentlerin soðukluðuna, anlayýþsýzlýðýna orantýlý olarak sisler bulvarý içinde eriye eriye küçülüp, metruk köþelerine büzüþüp kaldýlar. Eski olanýn inzivaya çekilmesiydi bu. Sonra sokaklarda görgüsüz, müsamahasýz edalarla salýna salýna gezinen alafranga anlayýþ, yerli deðerler adýna ne varsa bir bir yaþamýn dýþýna itti. Þimdi sokaklar eski renklerini ve seslerini yitirmiþ olarak korkunun, güvensizliðin kol gezdiði tekin olmayan mekânlar haline geldi. Ýslam þehrinin felsefesi Müslümanlar için, eþyanýn deðeri görünen yüzünden deðil, özündendir. Yahudi ve Hýristiyanlar için þehrin taþý, topraðý, suyu kutsal sayýlýrken, Ýslâmda diðer dinlerdeki gibi fiziksel nesnelere tanýnan bir kutsallýk anlayýþý yoktur. Þehir, tarihi ve mistik yönü vesilesiyle ziyaret edilen bir mekân olmasý açýsýndan önemlidir, lâkin kendi baþýna kutsallýk taþýmaz. Bir toplum kendisine ulaþan hiçbir þeyi sevmeden, anlamaya ve zenginleþtirmeye çalýþmadan nasýl yeni bir kültür geliþtirebilir? "Ancak sevdiðimiz þeyler bizimle beraber deðiþirler ve deðiþtikleri için de hayatýmýzýn bir zenginliði olarak bizimle beraber yaþarlar." Bir þehrin urgan satýlan çarþýlarý kenevir Kandil geceleri bir þehrin buhur kokmuyorsa Yaðmurdan sonra sokaklar ortadan kalkmýyorsa O þehirden öç almanýn vakti gelmiþ demektir. Bir þehirden -ki o yaþadýðýmýz þehirden- öç almamýz için Ýsmet Özelin dizelerinde olduðu gibi yaðmurdan sonra sokaklarýn ortadan kalkmamýþ olmasýný beklememiz gerekmiyor artýk. Uzun zamandýr çarþýlarýmýz kenevir, kandil gecelerimiz buhur kokmuyor. Çünkü þehirlerimiz, modern zamanlarýn kasýrga misali güçlü rüzgârý karþýsýnda birbirini andýran kimliksiz apartmanlarý, vitrinleri, dükkânlarý, parklarý, meydanlarý, sokak ve caddeleriyle sýradan bir ortak zevksizliðin bayaðýlaþtýrdýðý bir tekdüzelik örneðine dönüþmeye baþladýlar. Þehirleri birbirinden farklý kýlan, ayýran, bu ayrýlýklardan güzellikler çýkaran ayrýntýlar birer birer yok oluyor. Oysa eskiden þehirlere týlsým yapýlýrmýþ. Çünkü þehirlerin de bir ruhu olduðuna inanýlýrmýþ. O þehrin kâhini, rahibi ya da bir baþka ulu kiþisi yaparmýþ týlsýmý. Þehrin þahsiyetinin çok önemi varmýþ týlsýmýn yapýlmasýnda. Eðer söz konusu þehir ziraat þehriyse týlsým topraða yapýlýrmýþ; su þehriyse suya, kuraksa rüzgâra... Týlsým bozuluncaya kadar þehirlerin yaþayacaðý düþünülürmüþ. Muhafazakârlýklarýný en büyük erdemleri olarak sunan, çoðu zaman bütün entellektüel dünyalarýný yalnýzca "din imaný"na dayandýran birtakým yetkili insanlarýn gönüllerinde yatan asýl aþkýn, gökdelenler ve kozmopolit Beyrut olduðunu açýklamalarý, sizi nasýl þaþkýna çevirmez? Bu insanlara, Ýslam þehirlerinde hiçbir yapýnýn yüksekliðinin minarenin boyunu geçemeyeceði kuralýný hatýrlatmanýz, tabii ki onlardan çok þey istemek olur. Fakat biraz tutarlýlýk beklemeniz hakkýnýzdýr. Þehirlerin ruhu Þehirlerin de bir caný, bir ruhu vardýr. O ruh, o þehirdeki insanlarý, taþýyla topraðýyla, evleri, aðaçlarý, mezarlarý, abideleri, hatýralarýyla yaþatýr. O þehir vatan olur, sýla olur. Ondan ayrýlan özlemle yanar; gurbet acýsýyla yüreði daðlanýr. "Yaþamý deðiþtirmek, kenti deðiþtirmektir." Anotole Kopp 24 Tarihin her döneminde, kendi kucaðýnda yaþayanlara kollarýný açar þehir. Onlarla iletiþim kurar. Onlara tarihini açar. Onlardan yeni deðerler, eserler alýr, kültürünü yoðurur. Adetlerini, geleneklerini þekillendirir; var olur. Þehir olur, medeniyetin beþiði olur. Geliþir, büyür; içerisinde her zaman geçmiþini saklayarak. Mekke nedir, ya Medine? Ýstanbul nedir? Baðdat nedir? Beyrut nedir, Þam ve Kudüs ne? Bu kentler hiç de sýradan kentler deðil; ruhu var bu kentlerin; bunu, ruhunu karartmamýþ olanlar fark eder ve onlarla diyalojik bir iletiþime girebilir. Kalbi var bu kentlerin; onlarýn nabýz atýþýný duyabilecek bir kulaðý olanlar bilir. Söyleyecek çok sözü var bu þehirlerin, tabi ki dilinden anlayana... Mekke hüzünlenirse, Ýstanbul aðlar; Baðdat yanarsa, dumanýyla Þamý boðar. Tahran aðlýyor duymuyor musunuz hýçkýrýk seslerini? Bir þehrin büyüklüðü, insanlarýn hayallerine hitap etmede gösterdiði marifetle ölçülür. Tarihin cenderesinden geçmiþ, asýrlarýn havasýný koklamýþ her þehir, istisnasýz kendine has bir ruh taþýr. Bu ruh asaleti onu farklý kýlar, insanlarý kendine doðru mýknatýs gibi çeker. Havasýný teneffüs edip, kaldýrýmlarýný arþýnlayanlar, konaklarýnda bir çay yudumlayanlar, orada kendilerine ait yitik sevdalarýný bulur ve baþkalarýna kolay kolay anlatamayacaklarý içten bazý zevkleri derinlemesine tadarlar. Öyle þehirler vardýr ki insan oraya girince kendisini bir halet-i ruhiye kaplar. Kendisini kuvvetli bir mýknatýsýn çekim alanýna girmiþ gibi hisseder; bu insan ruhuna bir ferahlýk ya da sýkýntý verir. Manevi bir haz alýr insan ya da sýkýlýr. Sanki o þehir, o sokak, o ev; kýsacasý o mekân insanla konuþuyor gibidir. Zaten þehirlere ruh veren esasen oradaki taþ ve toprak, fiziki nesneler deðil; orada yaþamýþ olan önemli þahsiyetlerin býraktýðý izlerdir. Ýnsaný etkileyen de taþlar topraklar deðil; o büyük þahsiyetlerin eserlerine sinmiþ maneviyatlarýdýr. memleket isterim Memleket isterim Gök mavi, dal yeþil, tarla sarý olsun; Kuþlarýn çiçeklerin diyarý olsun. Memleket isterim Ne baþta dert, ne gönülde hasret olsun; Kardeþ kavgasýna bir nihayet olsun. Memleket isterim Ne zengin fakir, ne sen ben farký olsun; Kýþ günü herkesin evi barký olsun. Memleket isterim Yaþamak, sevmek gibi gönülden olsun; Olursa bir þikâyet ölümden olsun. Cahit Sýtký TARANCI Fotoðraf : Mustafa Yýlmaz 26 içimizden biri Kübra Demir Fotoðraflar: Emrah Gürel Tuvalden gelen melodi [email protected] içimizden biri Kâðýdýn üzerinde boyalarla fýrça cümbüþ ederken, parmaklar udun telleri arasýnda dolaþýp bir Zeki Müren þarkýsý aranýyor. Ercüment Özbekle birlikteyken hem gözünüz doyuyor hem kulaðýnýz. Resme ne zaman baþladýnýz? Ý çimizden Biri köþemizle Türkiye Finansýn içinde nasýl bir kültür mozaiðini barýndýrdýðýný daha yakýndan müþahede ettik. Ýþine bu kadar baðlý insanlarýn sanata bu kadar vakit ayýrarak, vakit sýkýntýsýndan þikâyet eden birçok insana örnek olacaðýný temenni ediyorum. Bu sayýmýzda yaptýðý yaðlýboya tablolarla yakýn zamanda bir sergi açmayý planlayan, ayný zamanda baþarýlý bir udi olan Ercüment Özbekle beraberiz. Türkiye Finans Ankara Bölge Müdürü Ercüment Özbek Ortaokul yýllarýnda baþladým ancak esas hevesli olduðum yýllar lise yýllarýydý. Resim hocamýzýn teþvikiyle de iyi bir noktaya gelmiþtim. Namýk Ýsmailin Harman diye bir yaðlý boya tablosu vardýr, onu ödev olarak vermiþti bana. Yaptým ödevi getirdim, çok hoþuna gitti. Elimden aldý resmi hocam. Daha sonra Ankaradaki yýllarýmda bir resim atölyesinde Kemal Emre adýnda bir resim hocasýndan eðitim aldým. Zaman zaman Ankara, Kayseri, Ýstanbul derken çalýþmalarým sekteye uðradý. 2005-2006 yýllarýnda tekrar aðýrlýk vermeye baþladým. Þimdi amatörce evde kendi kendimize devam ediyoruz. En çok ne resmediyorsunuz? En çok peyzaj (manzara) ondan sonra da natürmort resimler yapýyorum. Resimlerimi tabiatla baþ baþa kalarak uzun zaman ayýrarak yapmak isterdim ancak vakit sýkýntýsýndan daha çok kartpostallardan, çeþitli fotoðraflardan resimlerimi yapýyorum. Yaðlý boya haricinde kullandýðýnýz teknikler var mý? Karakalemle baþladým pek çok ressam gibi. Portre çalýþmasý dediðimiz, vesikalýk fotoðraflarý kare kare çizip büyütürdüm. Ancak o tekniði yaðlýboyaya dökmedim. Emile Zolanýn bir sözü var; Benim fikrimce bir þeyi fotoðraflayana kadar onu gerçekten gördüðümüzü iddia edemeyiz. Gerçek olaný var olanýn güzelliðine þahitlik edip 27 bu güzelliði duygularýmýzla birleþtirip, fýrça darbeleriyle tuvale yansýtabilmek ve sevdiklerinizle paylaþabilme insana ayrý bir zevk veriyor. Genelde yapmýþ olduðum tablolarýn büyük bir kýsmýný hediye ettim. Belli bir sayýya ulaþtýktan sonra aslýnda sergi açmamýz gerekiyordu ama henüz o sergiyi açamadým. Ýlk hedefim sergi açmak. Sergi konusunda Genel Müdür Yardýmcýmýz Sn. Aydýn Gündoðdu, bir imkân tanýyalým dedi. Benim elimde þu anda 25 civarýnda tablo var, 10-15 tane de daðýtmýþtým. Onlarý tekrar toplayýp sergiye katmayý da düþünüyorum. Sayýyý artýrýp daha fazla eserimi insanlarýn görebilmesi için. Türkiye Finanstaki sergi planý haricinde neler var? Bir resim hocasý ile sergi planým vardý. Onun da elinde tablolarý vardý. Ortak bir sergi açmayý düþünüyorduk. Uygun bir sergi salonu bulamadýk. Çünkü sergi salonlarýný ressamlar bir sene önceden kapatýyorlar. Bu sebepten yer bulamadýk. Tahmin ediyorum bu yýl veya önümüzdeki yýl tablo sayýsýný artýrarak böyle bir çalýþma içine girebilirim. Ne kadar sýklýkla resim yapýyorsunuz? Resimle beraber müzikle ilgileniyorum bu aralar ama müziðe biraz daha fazla vakit ayýrmaya baþladým. O yüzden resme ayýrdýðým vakit seyrekleþti. Müzik nasýl girdi hayatýnýza? Çok eskiden makaralý bir teybimiz vardý. Babam bir Zeki Müren aþýðýydý. Ne zaman radyoda Zeki Müren çýksa teybi çalýþtýrýr, sesini teybe kaydederdi. Defalarca dinlerdik o þarkýlarý. Çocukluðumda evimizde aðýrlýklý olarak Türk Sanat Müziði dinlendiði için kulaðýmda yer etmiþ. Çok hoþuma gidiyordu Zeki Müren þarkýlarý. Bana bir anlamda müziði Zeki Müren sevdirdi diyebilirim. Babam bir doðum günümde tambur hediye etti bana. Ders almadan kendi kendime çalmaya baþladým. Kulaðým iyi olduðu için kendi kendime çalmayý öðrendim. Kendimi ve yeteneðimi geliþtirmek için bu iþin eðitimini almaya karar verdim. Elazýð Musiki Cemiyetinde eðitime baþladým. Necati Çaðman hocadan ud çalmayý öðrendim. Rahmetli Sadi Hoþsesle beraber de epey devam ettik. Çeþitli cemiyetlerde Ali Þenozan, Ali Sayan, Kadri Þarman gibi birçok isimle müzik yapma fýrsatým oldu. Sanat Müziðinde kimleri dinliyorsunuz? Alaeddin Yavaþça ve Bekir Sýtký Sezgin; günümüze doðru gelindiðinde Bülent Ersoyun söyleyiþini severim, Muazzez Abacýyý da sayabiliriz. Aileniz nasýl bakýyor böyle bir sanatla ilgilenmenize? Benim eþim de resim yapýyor. Yaðlýboya çalýþýyor. Evlendikten sonra sanýrým benden etkilenmiþ olacak o da resme baþladý. Kabiliyeti de varmýþ zaten. Beraberce resim yapýyoruz. Tüm bu sanatsal faaliyetlerinize raðmen bankacýlýðý seçmenizdeki sebep nedir? Aileden bankacýyýz biz. Babam da Ziraat Bankasýnda müdürlük yaptý. Kardeþlerim hep bankacý. Ýki kardeþim bir bankanýn farklý þubelerinde müdürlük yapýyor. Bunun yanýnda ayrýntýyý yakalayýp bulma konusunda büyük bir yeteneðim vardýr. Mükemmeliyetçi bir yapýya sahibim. Bankacýlýk da biraz bunu ister. Birçok iþi bir arada götürmeyi seven, bunu kaldýrabilecek biriyim. Ercüment Özbek, 1954 yýlýnda Diyarbakýr'ýn Ergani ilçesinde dünyaya gelmiþ. Esas nüfusa kayýtlý olduðu yer Adýyaman Kâhta. Babasýnýn memuriyeti dolayýsýyla çeþitli il ve ilçelerde bulunan Özbek, 1973 yýlýnda ailesiyle Ankara'ya gelir; ayný yýl Baþbakanlýk Özel Kalem'de göreve baþlar. Ondan sonra dönüp dolaþýp geldiði yer hep Ankara olur. 1978 yýlýnda Vakýflar Bankasý'nda baþlayan bankacýlýk hayatý Albaraka Türk Yatýrým ve Finansman Müdürlüðü'nün ardýndan çeþitli þube müdürlükleri en son Faysal Finans Genel Müdür Yardýmcýlýðý'na kadar gelir. 1998 yýlýnda emekli olup Anadolu Finans'a geçen Ercüment Bey, o günden bu yana Anadolu Finans Ulus, Kayseri, Ankara þubeleri, birleþmenin ardýndan da önce Türkiye Finans Kýzýlay Þube Müdürü sonra da Türkiye Finans Ankara Bölge Müdürü olarak bankacýlýk hayatýna devam ediyor. Hayat bir orkestra gibidir. Birbirinden güzel sazlarý bir arada dinlerken içinden bir tanesi yanlýþ çalsa hemen belli olur. Çünkü karþýlaþtýrma þansýnýz vardýr. Ýyiyle kötünün ne demek olduðunu öðrenen insanlara kötüyü asla beðendiremezsiniz. Ali Þenel Fotoðraflar: Emrah Gürel 28 Ýnsandan anlamayan iþten anlamaz! Türkiye Finans Genel Müdür Yardýmcýsý Mehmet Ali Gökçe: "Yönetici empati yapmayý bilmeli. Karþýsýndaki insaný anlamayan, kendi derdini anlatamaz." [email protected] ir insaný gerçekten anlamak ve onu gerçekten tanýmak istiyorsanýz; ortalama insan hakkýnda bu zamana kadar elde edilmiþ bütün verileri bir kenara býrakmak lazým diyor bir düþünür. Bu zamana kadar insanlar hakkýnda birçok veri biriktirilmiþtir. 'Esmerler mantýklý olur, þiþmanlar komik olur ' Ne yazýk ki gerçek hayatta bu veriler pek iþe yaramaz. Çünkü her insanýn ruhu kendine özeldir. Türkiye Finans Genel Müdür Yardýmcýsý Mehmet Ali Gökçe de insana deðer vermenin önemini kavrayarak bu mevkiye geldiðini ve artýk her yöneticinin empati yapmayý bilmesi gerektiðini söylüyor. Akademik eðitiminiz finans alanýnda deðilken niçin bu mesleði seçtiniz? Babam esnaftý; ben dükkânda babama yardým ederdim. Çalýþma sevgisini babam aþýladý bana. Okul yaþamým boyunca da hep iþ hayatýna atýlmak istiyordum. Bir anýmý sizinle paylaþmak istiyorum bu noktada, ben küçükken bir inþaatýmýz vardý; ben de babamla beraber orada çalýþýyordum. Üstüm çimento, toz ve topraða karýþmýþ bir vaziyetteyken babam "Þu parayý al, karþýdaki bankada bozdur." dedi. Ben de "Tamam o zaman, üzerimi deðiþtireyim." dedim. O da "Hayýr, bu halinle gideceksin." dedi. Bankada çalýþanlar her zaman takým elbiseli, boyalý ayakkabýlý insanlar olduðu için o tip insanlarýn karþýsýna kirli pasaklý çýkmak, ayýp geliyordu bana. Bankacýlýk ulaþýlmasý güç bir iþmiþ gibi geliyordu. O gün babam bana çok büyük bir iyilik yaptý ve benim özgüvenimi kazanmamda büyük bir etki oluþturdu. Üniversite çaðlarýnda bir arkadaþým TÖBANK'ýn eleman aradýðýný, çalýþýp çalýþmayacaðýmý sordu. Ben de "Niçin olmasýn " dedim. Böylece bankacýlýk hayatým baþladý. Askere giderken bildiðimiz anlamda bankacýlýðý yapmamaya kesin kararlýydým. Faizsiz bankacýlýk hakkýnda da duyumlarým vardý. 1984 yýlýnda askere gittim. Türkiye Finans Genel Müdür Yardýmcýsý Mehmet Ali Gökçe Askerlik sonrasýnda 1985 yýlýnýn Ekim ayýnda Faysal Finans Kurumunda göreve baþladým. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde 9 ay süren sertifikalý bankacýlýk eðitimi ile de bilgilerimi pekiþtirdim. Bankacýlýk kariyerinizin kaç yýlý yöneticilik vasfý ile geçti? Yirmi sekiz yýllýk bankacýlýk hayatýmý özetlemek gerekirse, 1991 yýlýna kadar çeþitli orta kademe yöneticiliklerinde bulundum. 1991-1999 yýllarýnda ise Kuveyt Türk Evkaf Finans Kurumu Ankara Þube Müdürlüðü vazifesini yaptým.1999 yýlýndan itibaren de Anadolu Finans Kurumu ve devamýnda Türkiye Finans Katýlým Bankasý'nda üst yönetim görevini sürdürmekteyim. Sonuç olarak 20 yýlý aþkýn süredir yöneticilik yapýyorum. Uzun bir yöneticilik tecrübeniz var. Size göre yönetici olmanýn sýrrý nedir? Bu iþin zorluklarý nelerdir? Zorluklardan ziyade bir yöneticide olmasý gereken vasýflara bakmak lazým... Bunlarýn olmadýðý yerde zorluklar baþlýyor. Her þeyden önce yönetici empati yapmasýný bilmeli. Yani karþýsýndakinin yerine kendisini koyabilmeli. Karþýsýndaki kiþi hangi düzeyde olursa olsun; ister patron olsun, isterse memur olsun Karþýsýndakinin ne düþündüðünü idrak edebilirse zaten birçok þeyi baþarabilmiþ olur. Yönetici samimi, istikrarlý, anlayýþlý, dürüst olmalý. Bunlar tabiî ki her insanda olmasý gereken vasýflar ama yöneticilerde "olmazsa olmaz olan" vasýflar diye düþünüyorum. Zorluklar, bu vasýflar olmadýðý zaman baþlýyor. Bunlara ilaveten yöneticilerde liderlik vasfý da olmalý. Belli bir yönetim aþamasýndan sonra liderlik vasfý yoksa yöneticilik biraz zorlaþmaya baþlýyor. Liderlik vasfý varsa orada yöneticilik biraz daha kolay hale geliyor. Yaptýðýnýz iþten zevk alýn! Yaptýðýnýz iþten zevk almanýz çok önemli. Siz iþinize âþýksanýz, sizin yönettiðiniz insanlar da sizi takip edecektir. Liderlik dediðimiz özellik de burada devreye girer. Ekip çalýþmasý ve takým çalýþmasýna da imkân saðlar. Zaten empati yapamýyorsanýz; karþýnýzdakini anlayamýyorsanýz çatýþma baþlar. Çatýþma deðil de dayanýþma olabilmesi için empati yapmak gerekir. Ekip size güvenebilmeli. Ekip sizinle beraber düþünebilmeli, sizin soluduðunuz havayý sizinle beraber soluyabilmeli. Liderlik vasfýna sahipseniz, liderlik yapabiliyorsanýz, ekibi anlayabiliyorsanýz siz zaten takým olmuþsunuz demektir. Sonrasý da zaten rahat olur. Tabii yönetici kriz ve riskleri de iyi yönetebilmeli. Özellikle ülkemizde maalesef dönemsel olarak krizlerle üç, beþ yýlda bir karþý karþýya kalýyoruz. Krizleri ve riskleri iyi yönetebilmeli ki baþarý arkasýndan gelebilsin. Bir yönetici ne kadar bilgili olursa olsun, þartlar artýk eskisine oranla çok çabuk deðiþiyor. Eskiden yüzyýlda deðiþen þeyler þimdi günlük deðiþiyor belki de. Bunun için kendinize nasýl bir destek saðlýyorsunuz? Kendinizi nelerle besliyorsunuz? Özellikle günümüzde, rekabetçi koþullar içerisinde faaliyetlerimizi sürdürdüðümüzü sizler de biliyorsunuz. Yönetici kendini yenileyemediði zaman, rekabette çok geri planda kalacaktýr. Dolayýsýyla sürekli kendini yenileyebilmeli Kendini yenileyebilmenin yolu da bilgiden geçiyor; gerek teknolojinin takip edilmesi, gerekse gündemin takip edilmesi ve donanýmlý olunabilmesi... Biz þubedeki arkadaþlarýmýza yaptýðýmýz her toplantýda bunlarý söylüyoruz. Bizler, çok iyi donanýmlý birer bankacý olmanýn gayreti içerisindeyiz. Bunun için ne yapýlabilir? Ekonomi dergileri var, kendi sektörümüzle ilgili yayýnlar var, ekonomi programlarý var. Basýnda bu manada arayýp da bulunabilecek her þey var. Mesela Google sýnýrsýz bir kaynak. Hangi bilgiye ulaþmak istiyorsanýz, ulaþabiliyorsunuz. Bu çaðda yaþayan gençler, bilgiye ulaþma konusunda daha rahatlar. Bilgiye ulaþma niyetinde olmalý ve bunun gereðini yapabilmelisiniz. Rekabet artýk çok acýmasýz oldu. Çin, dünyanýn baþýna bela oldu, neden oldu? Durup dururken olmadý tabi ki. Onun için kendimizi yetiþtirebilmemiz lazým. Uluslararasý arenada söz sahibi olabilmeliyiz. Yöneticilik vasfý, miras yolu ile kazanabilecek bir olgu deðildir. Bilgi birikimi, tecrübe ve kendini Üniversitede iken bir arkadaþýnýn tavsiyesi ile TÖBANK'da bankacýlýk hayatýna baþlayan Gökçe, þu anda Türkiye Finansda Bankacýlýk Hizmetleri Müdürlüðü, Bireysel Deðerler ve Tahsis Müdürlüðü, Hazine Müdürlüðü, Fon Yönetimi Müdürlüðü ve Þubelerden Sorumlu Genel Müdür Yardýmcýsý. 30 geliþtirmekle birtakým þeyler aþýlabilir. Aksi takdirde geri sayma baþlar ve yok olursunuz. Biz þubelere gittiðimizde Türkiye Finans müþterilerinin oldukça memnun olduklarýný fark ettik. Verilen hizmetin kaliteli olduðunu ve bildik müþteri-banka iliþkilerinin tamamen ötesinde kendileri ile oldukça ilgilenildiðini belirttiler. Buradan hareketle kalite standartlarýný nasýl belirlediðinizi öðrenebilir miyiz? Bahsettiðiniz konu ile alakalý sýk sýk anketler yapýyoruz. Gerek internet sayfamýzda gerekse pazarlama grubumuzun koordinesinde þubelerimize ve müþterilerimize anketler yaptýrýyoruz. Ondan daha önemlisi insan kaynaðý kalitemiz Biz bu konuda çok mesafe katettik. Ýnsan kaynaðýna çok önem verdik. Þu anda personelimizin % 90'ý üniversite mezunu. Yani lisans seviyesinde elemanýmýz var. Bunlarýn yine çok önemli bir kýsmý, iyi okullardan mezun olmuþ insanlar. Onlarýn bu kalitesini, eðitimle desteklediðimiz zaman ortaya güzel bir insan kaynaðý profili çýkýyor. Diyarbakýr þubemizle alakalý insan kaynaklarý politikamýz ne ise Ýstanbul'daki politikamýz da odur, Ýzmir'de ki de Bölgesel olarak ya da þubelerimizi ayrý ayrý deðerlendirdiðimizde þurasýný biraz daha göz ardý etsek olur diye bir þey asla söz konusu deðildir. Kalite bir bütündür. Kaliteyi bir bütün olarak ele aldýðýmýzda, kapýdaki güvenlik görevlisinden þube müdürüne kadar geniþ bir alaný kapsar. Genel anlamda konuþtuðumuzda, iyi bir ekip olduðumuza inanýyoruz. Kurumsal kültüre çok önem veriyoruz. Batman'daki þube lokasyonumuz ne ise Ýstanbul'un göbeðindeki þubemizin lokasyonu da o þekildedir. Eþit daðýlým saðlýyoruz. Tabi hepsinin baþýnda da eðitim geliyor. Hizmet sektöründeyiz. Ýyi eðitimli insanlar olmadýðý sürece bu baþarýyý yakalamanýn imkâný yoktur. Bizim gerek genel müdürlük olarak organize ettiðimiz eðitimler gerekse þubelerimizde verilen hizmet içi eðitimler bu kaliteyi ortaya çýkarýyor. "Heyecanlý bir ekibiz!" Yakýndaki bir þubeye gidebiliyorsunuz ama Diyarbakýr'daki þube daha farklý bir durumda. Hani bir söz var, gözden ýrak olan gönülden de ýrak olur. Uzaklýk sizin için bir engel mi? Aslýnda sormak istediðimiz, deðinmek istediðimiz konu bu. Uzaklýk bizim için asla bir engel deðil. Biz her þeyden önce heyecanlý bir ekibiz. Heyecanýmýzý hiç yitirmedik. Biz 1999 yýlýndan itibaren ekip olarak geldik buraya. 1999 yýlýndan itibaren hep koþtuk. Hep bir þeyleri yakaladýk dediðimizde önümüze yeni hedefler konuldu. Mesela Anadolu Finans'ý belli konularda sektörünün lideri haline getirdik. Rahatladýk dediðimizde birleþme çabalarý gündeme geldi ve gerçekten baþarýlý bir birleþme gerçekleþtirdik. Biz 31 Aralýk 2005 itibariyle birleþmeyi gerçekleþtirdik. 2006 yýlý itibariyle de gerek kurumsal gerekse bireysel çalýþmalarýmýz gayet iyi þekilde ilerliyordu. Tabi bu arada personelin uyumlu hale getirilmesi de çok önemli... Kurumsal kültür dediðimiz þey, burada kendini gösteriyor. Dolayýsýyla baþarýlý bir birleþme oldu. 2007'de faaliyetlerimizi biraz daha geliþtireceðiz dedik ve biliyorsunuz yeni bir ortaklýk kararý alýndý. Dediðim gibi bu süreç içerisinde heyecanýmýzý hiçbir zaman yitirmedik. Heyecanýmýzý bitirdiðimiz zaman biz burada olamayýz diye düþünüyorum. Aile hayatýnýzdan bahsedelim biraz da. Aileniz iþinizde ne öçlüde etkili? Ailenizin size büyük bir destek olduðunu söyleyebilir miyiz? Ailemizin mutluluðu, toplumumuzun mutluluðu adýna, iþimize bu kadar çok önem veriyoruz. Aile desteði bizim sektörde daha büyük bir önem arz ediyor. 1999'a kadar þubecilik yaptým. O dönemde hafta sonlarýmý da iþle ilgili birtakým faaliyetlerle geçiriyordum. Her platformda, çalýþtýðýnýz kurumu, bankayý temsil etmek adýna birçok yerde bulunmamýz gerekiyordu. Dediðim gibi þubecilik dönemimizde büyük bir koþuþturmamýz oldu. Genel müdürlüðe geldikten sonra þubecilikdeki koþuþturmamýz ayný þekilde devam etti. Yeniden yapýlanma çalýþmalarý gibi kurumla ilgili yapacak çok iþlerimiz vardý, ona yönelik ciddi koþuþturmalarýmýz oldu ve hâlâ da devam ediyor. Anlatmak istediðim, aileniz o koþuþturmayý anlayýþla karþýlayabilirse, iþinize daha rahat konsantre olabiliyorsunuz. Toplumun çekirdeðini güçlü bir aile oluþturuyor. Güçlü bir aileniz varsa toplum da güçlü oluyor. Tabi çocuklarýn geliþimi de çok önemli. Yoðun programlarýmýz arasýnda çocuklarla mümkün olduðunca ilgilenme gayreti içerisindeyim. Spor alanýnda herhangi bir aktiviteniz var mý? Sporla mümkün olduðunca ilgilenmeye çalýþýyorum. Mesela ben sahile yakýn bir mevkide oturuyorum. Haftanýn beþ günü bir arkadaþ grubu ile yürüyorum. Her sabah yoklama yapýyoruz; gelmeyene ceza var. Ayrýca tenis ve voleybol da oynarým. 32 Osman Serkan Bozlaðan Fotoðraflar: Emrah Gürel Beypazarý; Her karesi ayrý bir kültür kokan, çoðunlukla iki katlý beyaz evleri ve onlarý ayakta tutan taþ sokaklarý, medreseleri, camileri ve konaklarýyla el deðmemiþ bir folkloru içinde yaþatan Ankaranýn güzel ilçesi; nostaljik yolculuk arayýþýnda olanlarýn ise yeni adresi. Beypazarý Evleri [email protected] mekan vliya Çelebi 1600lü yýllarda Seyahatname adlý ünlü eserinde Beypazarýný þöyle anlatmýþ; Ýlk kurucusunu bilmiyorum. Haftada bir gün güzel ve süslü bir pazarý olup, her türlü kýymetli eþya bulunur. Kalesi bir dere içinde olup, iki tarafý balýksýrtýna benzeyen bir kaya üzerindedir. Þehir iki büyük dere içinde olup, yirmi mahalledir. Kýrk bir camii, 3060 tane ikiþer katlý evi vardýr. Duvarlarý kerpiçtendir, yüzleri tahta ile örtülüdür. Ýlime istekli kimseleri ve bilginleri çoktur. Yedi tane haný vardýr. Hamamlarý, altý yüz tane dükkâný vardýr. Halký yabancýlara dost ve iyiliksever kimselerdir. Bað ve bahçesi çoktur." Ýlk adý Kaya Doruðu Ülkesi' anlamýnda Lagania olan Beypazarýnýn sýcak insaný, misafirleri sizli bizli karþýlýyor; inanýlmaz bir dostluk daha ilk dakikadan baþlýyor. Hangi adresi sorsanýz tarif etmek yerine, sizi o adrese götürüyorlar. Evliya Çelebi pek doðru söylemiþ; þimdiye baktýðýmýzda görünümü gibi insanlarý da pek deðiþmemiþ Beypazarý'nýn. Yüksek turizm potansiyelinin yanýnda ilçe, dünyanýn sayýlý soda kaynaklarýndan birine ve kaplýca turizmine uygun birçok yere de sahip. Kayadoruðunda bir Beðpazarý Beypazarý Ankara'nýn 100 km kuzeybatýsýnda, eski Ankara-Ýstanbul yolu üzerinde bulunmaktadýr. Geçmiþte olduðu gibi bugün de Ayaþ, Güdül, Nallýhan ve Kýbrýscýk ilçelerinin ortasýnda sosyal, kültürel ve ekonomik merkez olma özelliðini korumakta ve birçok uygarlýða ev sahipliði yapmýþ olmanýn getirdiði zengin bir kültür mirasý taþýmaktadýr. Bölgeye Hitit, Frig, Galat, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlý gibi Anadolu'nun önemli uygarlýklarý izler býrakmýþlardýr. Ýlk adý Kaya Doruðu Ülkesi' anlamýnda Lagania olan Beypazarýnýn bu ismi M.S. 491518 yýllarý arasýnda hüküm süren Doðu Roma (Bizans) Ýmparatoru Anastasios'un o dönemlerde piskoposluk merkezi olan Lagania' yý ziyaretine atfen, "Lagania-Anastasiopolis" (Anastasios kenti) olarak deðiþmiþtir. Selçuklu döneminde ise Beypazarý, konum itibarý ile sýk sýk göç eden Türkmen boylarýna yurt olmuþtur. Selçuklu Sultanlýðý'nýn kendilerine yurt olarak yer gösterdiði Kayý Türk boyu, Gazi Gündüzalp yönetiminde ilk önce Ankara civarýna yerleþmiþtir. Osmanlý Devleti'nin kurucusu olan Osman Bey'in dedesi Gazi Gündüzalp'in mezarýnýn mekan Beypazarý'nýn Hýrkatepe köyünde olduðu bilinmektedir. Osmanlý Devleti'nin toprak rejimi ve askeri sisteminin bel kemiðini oluþturan Týmarlý (Anadolu) Sipahi Merkezleri'nden birisi olan Beypazarý; yöredeki Sipahi Beyine ve ticariekonomik hayatýn yoðunluðuna istinaden Beð Pazarý diye adlandýrýlmýþtýr. Tarihi dokuda yaþam Beypazarý'nýn en çok ilgi çeken yaný þüphesiz konaklarý... Beypazarýnýn evleri ve düzeni Safranboluyu aratmamakta Neden bu kadar Safranboluya benzediðini araþtýrdýðýmýzda, tarih bize aradýðýmýz cevabý veriyor. Yaklaþýk 200 yýllýk olan bugünkü evlerin büyük bölümü, aslýna uygun olarak yeniden yapýlmýþ. Bu yapým aþamalarýnda ise Safranboludan getirilen ustalarýn çalýþmasý sonucunda Beypazarý evlerinde Safranbolu evlerine benzerlikler ortaya çýkmýþ. Mimari mirasýna son yýllarda sahip çýkan ilçenin çöp kutularý bile minyatür konak þeklinde. Tarihi evlerin restore edilmesiyle birlikte ortaya gezilecek, keyifli bir yerleþim yeri çýkýyor. Restorasyonu tamamlanmýþ ve hizmete açýlmýþ birçok tarihi konaðý barýndýran Alaattin Sokak; yöresel ürünleri satan standlarýn kurulduðu þehrin en gözde mekâný. Beypazarlý ev hanýmlarý iþ gücüne katký saðlamakta; gelen konuklar ev hanýmlarýnýn hazýrladýklarý el emeði ürünlerini bir yandan tadarken bir yandan da kendini samimi bir sohbetin içinde bulabilmekteler. Nefes alan konaklar Beypazarýnýn ruhu olmayan, turistik amaçla yapýlmýþ konaklarý yok. Çünkü evlerde yaþam devam ediyor. Sanki bir maket gibi görünen evleri, yaklaþtýðýnýzda heybeti ile insaný þaþýrtýyor. Giriþ katlarý genellikle taþ olan evlerin üst katlarý ahþap iskelet üzerine sývama tekniði ile yapýlmýþ. Beypazarý evleri çoðunlukla 2 ya da 3 katlý ahþap Beypazarý genel görünüm yapýlar. Birbirinin güneþ görmesini ve görüþ açýsýný kapamamasýna dikkat edilerek inþa edilen evlerin bir baþka özelliði de sert zemine oturtulan arazi içine oyularak yapýlmýþ olmasý. 2x3 ve 3x3 m. ebatlarýndaki mahzenler de kazýlmýþ konaklarýn içine. Bu mahzenler soðuk hava deposu ve yangýnda kýymetli eþyalarýn korunmasý amacýyla kullanýlmýþ. Beypazarý'nýn en büyük konaðý olan Çayýroðulu'na ait 40 odalý 4 katlý konak 1969da ilkokul yapýlmak üzere yýkýlmýþ, bir baþka tarihi ev olan Limoncuoðlu Konaðýnýn yenilemesini ise Ankara Gazi Üniversitesi üstlenmiþ. Bu konaklardan bazýlarý pansiyon veya restoran olarak hizmet veriyor. Bu sayede evlerin iç mekânlarýný görme þansýna sahip olabiliyorsunuz. Dilerseniz bu otantik mekânlarda yemek yeme ya da konaklama zevkini de yaþayabiliyorsunuz. Beypazarýnýn panoramasý: Hýdýrlýk Tepesi Beypazarýnýn ilginç coðrafi yapýsýný anlamak için Hýdýrlýk Tepesi biçilmiþ kaftan. Panoramik bakýþ açýsýyla Beypazarýný 400 metre yükseklikten görebiliyorsunuz. Turistlere dinlenme ve ilçeyi seyretme gibi bir imkân sunan tepede; özellikle restore edilmiþ Beypazarý konaklarý, uzaktan çok heyecan verici görünüyor. Beypazarýný gezmeye baþlamadan önce mutlaka Hýdýrlýk Tepesine uðramalýsýnýz. Çünkü bu tepe, ilçenin güzelliklerini bir bakýþta gözler önüne seriyor. Tarihi camileri, gezi yollarý restore edilerek yenilenmiþ tertemiz boyalý evleri, konaklarý ve bunlara ulaþmak için hangi sokaklara gideceðinizi açýk biçimde bu tepeden görebilirsiniz. Tepede ayrýca bir yangýn gözetleme kulesi bulunuyor. Buradaki ofiste görevli belediye çalýþaný, ilçe hakkýnda size detaylý dokümanlar sunuyor, arzu edenleri de bilgilendiriyor. Dediðine göre; 80 milyon yýl önce iç göl olan Beypazarý içindeki 15 km boyunca 34 Kýsa Kýsa Beypazarý Ekonomisi Geleneksel Beypazarý Festivalleri Her yýl haziran ayýnýn ilk haftasýnda "Geleneksel Tarihi Evler, El Sanatlarý Havuç ve Güveç Festivali" düzenlenir. Yerli ve yabancý gruplar gösteriler düzenler, konserler verilir, yöresel yemekler ve tatlýlar tanýtýlýr. 2006 yýlýndaki festivale, iki günde 110 binin üzerinde katýlým gerçekleþmiþtir. Beypazarý Kurusu Ýlçe nüfusunun % 67'si tarým ile uðraþmaktadýr. büyük çoðunluðu tüketim harcamalarýný Beypazarý'nda yapmaktadýrlar. Halkýn gelir kaynaðý genelde tarým olup, baþta havuç yer alýr. Beypazarý, havuç üretiminde Türkiye genelinde söz sahibi olmuþtur. Tarýmda Türkiye'de Adana Ovasýndan sonra ikinci sýrada gelir. Beypazarý'nda yavaþ yavaþ organik tarýma geçiþ söz konusu olup, alternatif tarým çalýþmalarý baþlamýþtýr. Beypazarý el sanatlarý olarak da, Türkiye'de telkari (gümüþ iþlemeciliði) ile ün yapmýþtýr. 40'ýn üzerinde gümüþ atölyelerinde Türkiye'nin en önemli telkari gümüþ iþçiliði Beypazarý'nda üretilmekte olup Türkiye'nin hemen hemen her tarafýna pazarlanmaktadýr. Büyük bir bölümü daðlýk bölgelerde bulunan geniþ meralara sahip köyler, Beypazarý'ný önemli bir hayvancýlýk merkezi haline getirmiþtir. Özellikle tavukçuluk, arýcýlýk, Ankara keçisi, koyunculuk ve sýðýrcýlýk büyük oranda artmýþtýr. Tarýmýn yanýnda sanayi sektörü de oldukça gelir getirmektedir. En büyük sanayi alanlarýndan birisi karasörcülüktür. Türkiyenin en kaliteli Ahþap Karasörü Beypazarý'nda üretilmektedir. Beypazarý'nýn yýllýk karasör üretim kapasitesi 10 bin adettir. Bu iþle uðraþan 135 adet iþyeri ve bin kiþi vardýr. Dünyanýn ikinci büyük maden rezervi olan Trona maden yataklarý da Beypazarý'nda bulunmaktadýr. Üretime baþlamýþ olup, çalýþmalar devam etmektedir. Ayrýca, Çayýrhan beldesinde bulunan termik santral ile linyit kömür ocaklarýnda çalýþan iþçilerin büyük kýsmý Beypazarý'nda ikamet edip, çalýþanlarýn Beypazarý Güveci Yýllardýr Beypazarý bakýr imalatý; ibrik, güðüm, leðen gibi mutfak ihtiyaçlarý yeni bir deðiþimle turistik eþya olarak üretilmekte, ekonomiye katký saðlamaktadýr. Beypazarý'nda çarþý içinde otantik eþyalar, demirciler, kalaycý, saraç gibi nostaljik dükkânlar görebilir, fotoðraf çekebilir, resim yapabilirsiniz. Birkaç ev deðil, neredeyse bir kentin tamamýnýn restore edildiði düþünüldüðünde Beypazarý'nýn kýsa zamanda katettiði yol övgüye layýk. Turizm sektörünün yaygýnlaþmasý nedeniyle Beypazarý'nda üretilmekte olan Beypazarý kurusu, Beypazarý havuç lokumu, Beypazarý sucuðu, Beypazarý mumbarý, Beypazarý piþmaniyesi ilçede yeni bir ticari sektör olmaya baþlamýþ, ekonomiye katký payý artmýþtýr. Özellikle Türkiye'de sadece Beypazarý'nda üretilen ve tazeliðini bir sene koruyan, çay saatlerinin vazgeçilmez lezzetlerinden Beypazarý Kurusu'nu; hem üretim hem satýþ yeri olan taþ fýrýnlardan tadarak alabilirsiniz. Kurþunlu Camii uzanan Dinozor sýrtý benzeri tepeler, sularýn çekilmesi ile ortaya çýkmýþ. Hýdýrlýk Tepesinde özellikle güneþin doðuþ ve batýþ saatlerinde olursanýz -ki fotoðraf meraklýlarý bu þölene bayýlýyor- ilçenin manzarasýnýn özellikle bu saatlerde daha da güzelleþtiðini görüyorsunuz. Fedakâr Kurþunlu Camii Beypazarýnda Selçuklu dönemine ait olan 1124 tarihli Paþa Cami, Türk kültürünün burada 750800 seneye yakýn iz býraktýðýnýn bir göstergesi. Önünde bulunan ulu çýnar aðacý gövdesinin boþalmasýna raðmen Selçuklu döneminden beri yaþamaya devam ediyor. Sultan Alâeddin Keykubat Camii, ayný zamanda Cumalýk Camii olarak ta tanýnýyor: 1221-1225 yýllarý arasýnda inþa edilmiþ. Eski zamanlarda cuma günleri tüm ahaliyi bir araya toplamak için diðer camiler kapatýlýp sadece cuma namazýnýn bu camide kýlýnmasý saðlanýrmýþ. Bu geleneðin amacý ise insanlarý birleþtirmek Bu amaç doðrultusunda cami çýkýþýnda yöre halký evinde, tarlasýnda günlük hayat akýþý içinde baþýndan geçenleri, karþýlaþtýðý problemleri etrafýna anlatarak veya sorarak bir çeþit fikir alýþ veriþinde bulunup, tecrübe sahibi kiþilerin deneyimlerinden yararlanýyor. Kurtuluþ Savaþýnda Anadolu insanýnýn kazanýmlarýnda herkes kendi imkâný ölçüsünde karýnca misali yardým göstermiþ. Bunun güzel örneklerinden birisi Beypazarýnda Taþ Mektepin yanýnda yer alan 1635 tarihli Osmanlý eseri Kurþunlu Camii. Camii, Kurtuluþ Savaþýnda cephane yapýmý için kurþunlarýndan feragat etmiþ. Ýlçede bulunan tahta minareli Ýncirli Camii, Osmanlý döneminden kalan bir diðer eser. Beypazarý'nda Tabakhane Cami (Çinkolu Cami) ise Osmanlý mimarisi tarzýnda ve Edirnede bulunan Selimiye Cami örnek alýnarak yapýlmýþ. Ýki müezzinin ayný anda merdiven farkýyla birbirlerini görmeden minareye çýkabilme özelliði kazandýrýlmýþ. Bu tarihi sosyal mekânlardan baþka Suluhan Kervansarayý var. Nasuh Paþanýn inþa ettirmiþ olduðu ve günümüzde Japonlarla ilçe belediyesinin ortaklaþa çalýþmalarý ile turizme kazandýrýlmaya çalýþýlan 1613 tarihli bu kervansaray, Beypazarý'nýn mimari zenginliðine çok þey katýyor. Leziz yemekler ve maðaralar El sanatlarýndaki geliþmiþlik mutfaða yansýmýþ ki yemekleri bir tadan bin methediyor Beypazarýnda. Tavuklu ya da etli yapýlan güveç, Beypazarý mutfaðýnýn ana yemeði. Ayrýca, yaprak sarma, seksen katlý baklava, tarhana ve höþmerim, zengin Beypazarý mutfaðýnda tadabildiðimiz yemek ve tatlýlardan birkaçý. Ýnözü Deresi ve Ýnözü Vadisi doðasý ve yer yer kanyon görüntüsü veren kaya oluþumlarýyla yörenin görülmesi gereken yerlerinden. Vadi boyunca uzanan derenin kenarýndaki sýk aðaçlýklý alan, birkaç restorana ev sahipliði yapýyor. Buradaki restoranlarda doðanýn içinde alabalýk yiyebilirsiniz. Vadiler, kaplýcalar, ýrmaklar Güzel bir yemeðin ardýndan kaloriyi yakmak isteyenler için dere boyu ve maðaralarýn bulunduðu vadi bir fýrsat. Buradaki maðaralar erken Bizans döneminden kalma mezar ve kiliseler. Hýzýný alamayanlara bir diðer seçenek de Sabagoz Vadisinin kasabanýn hemen yakýnýnda olmasý. Bu vadi içinde Luwi'lerden kalan sayýsýz maðara bulunuyor. Sabagoz Luwicein kelime anlamý ise "Güzel Su". Oradan 10 km mesafede bulunan ve Beypazarýnýn mesire yeri olan Teke Yaylasýna geçiþ yapabilirsiniz. Yine kasabaya 20 km mesafedeki Dutlu ise þifalý termal sularýyla günün stresini üzerinizden atabileceðiniz huzurlu bir yer. Yakýn çevrede bulunan Çayýrhan ýrmaðý ise rengârenk toprak oluþumlarýyla ve kývrýlarak akan ýrmaðýn kýyýsýndaki sazlýk alanýyla insaný þaþýrtan bir doða güzelliði sunuyor. Bu doða güzelliðinde yüzlerce kuþ çeþidi konaklýyor. Burada vereceðiniz bir molada ýrmak kýyýsýndaki kuþ gözlem kulelerinden manzaranýn eþsiz tadýný çýkarabilirsiniz. Ankaraya 2, Ýstanbula ise sadece 5 saatlik mesafede bulunan Beypazarý þirin evleri ile mistik görünümü, tadýna doyulmaz lezzette yemekleri, telkari baþta olmak üzere deðerli el sanatlarý, yakýn çevresindeki güzellikleri ve misafirperver ve hoþgörülü Anadolu insanýyla ziyaretçilerine kucak açýyor. Ayrýca burada noksan olan nice satýrlara sýðmaz güzellikleri, mekânlarý, yemekleri ve zanaatlarýyla gezilecek yerlerin arasýna not edilmesi gereken bir mekân olarak sizlerin keþiflerini bekliyor. 36 Osman Serkan Bozlaðan Ram Charan'dan... Gerçekle yüzleþmenin 5 yolu Bir þeyleri düzeltmek için yapýlmasý gereken birinci þey; gözlerimizi açýp, dünyanýn deðiþmekte olduðu gerçeðini görmemizdir. [email protected] yönetim am Charan, dünyanýn en baþarýlý CEO'larýndan bazýlarýna koçluk da yapan, çok beðenilen bir iþletme danýþmaný, konuþmacý ve ayný zamanda bir yazar. Yazýmýzda iþletmeniz hakkýndaki düþüncelerinizi ve yönetme þeklinizi deðiþtirecek fikirler bulacaksýnýz. Ram Charan, iþ modelini anlamanýn ve gerçeklikle yüzleþmek için birincil araç olarak kullanmanýn son 10 yýlýn yönetim yeniliði olacak, devrim niteliðindeki yeni bir yolunu bizlerle paylaþýyor. "Gerçekle Yüzleþmek: Bir Þeyleri Düzeltmek Ýçin Gerekenin Yapýlmasý" baþlýklý konuþmasýnda gerçekle yüzleþmenin beþ temel unsurunu Ram Charan þöyle anlatýyor: 1. Gerçeði görerek, deðiþmekte olan dünya gerçeðiyle yüzleþmek: Piyasada herkesin deðiþimi gördüðünü, fakat farkýn deðiþimin içinde olduðunu belirten Ram Charan, uluslarýn süreçte nasýl dönüþtüðüne dikkat çekiyor: Rusya, Çin ve Hindistan'ýn deðiþimi þu an yaþadýðýný belirterek Amerika kýtasýndaki Brezilya ve Meksika'nýn ise deðiþimden aslýnda o kadar etkilenmediðinin altýný çiziyor. Ýkinci deðiþen þeyin ekonomilerin artýk daha piyasa odaklý olduðu gerçeðini belirten Charan, az fikir, az fiziksel varlýk, artan fiyatlar, yeni endüstriler olduðuna deðiniyor. Korkulan Çin'in ise finans gücünü artýrdýðýný bugün dünyanýn en büyük kredi vereni haline geldiðini, artan enerji talepleri, metaller ve mallar ile jeopolitik bir deðiþiklik yaþandýðýný anlatýyor. Afrika'da Çin Cumhurbaþkaný'nýn mülk aldýðýna ve madencilik þirketlerinin borsa fiyatlarýnýn oldukça arttýðýna dikkat çeken Charan, deðiþmekte olan dünya ülkelerinde -özellikle Çin- varlýklarýn ve emlak fiyatlarýnýn arttýðýný, þirketlerin konsolide olup, satýn alýmlar yaptýklarýný ifade ediyor. Geliþimlere paralel demografik bir deðiþim yaþandýðýný söyleyen Charan, bunun en güzel örneklerinden birinin Çin olduðunu söylüyor. Teknoloji ile ilgili paraf açan Charan, "Artýk, ben Google'landým diyoruz." ifadesiyle internetin yarattýðý deðiþime de deðiniyor. Amerika'da gazetelerin deðiþtiðine, kazançlarýn azalýp, maliyetlerin arttýðýna dikkat çekiyor. Ýnternet haberciliðinin önemini kat kat artýracaðýný ancak gazetelerin de bu deðiþim sonucunda ortadan kalkmayacaðýný anlatýyor. Firmalar nasýl kazanacak? Sanal ortam nasýl reklâma dönüþecek? Ýnternet ortamýnda nasýl editörlere ihtiyaç duyulacak? Tüm bu sorularýn cevaplarýyla ilgili düþünülüp, pratik yapmak gerektiðini vurguluyor. "Kendinize sorun, kaçýnýz þirket dýþýndan, farklý meslek gruplarýndan arkadaþlarýnýzla toplanarak, nelerin farklý olduðu, yaþanan deðiþimlerin ne olduðu hakkýnda tartýþýyorsunuz? Ýliþkileriniz yoksa gerçekle yüzleþemeyeceksiniz." diyor. 2. Para kazanmak: Para kazanmanýn yollarý nasýl deðiþiyor? Ram Charan, bir bakkal sahibiyle ile borsadaki bir þirket yöneticisinin artýk ayný endiþeyi taþýdýðýný söylüyor. Ýnsanlarýn "Bugün ne kadar kazanacaðým?" düþüncesiyle marjlarý hakkýnda endiþelendiðini anlatýyor. Müþteri çocuklarýna nasýl davranacaðýný bilmeyen bakkalýn, alýþveriþ için bir daha tercih edilmeyeceðini örnekleyerek þirketlerin markalarýna dikkat etmeleri gerektiðinin altýný çiziyor. Sokaktaki satýcýnýn yaptýðý ile dünyada kullanýlan en sofistike formüllerin uygulandýðý kazanç sisteminin farklý olmadýðýný ifade ediyor. Cirolar, marjlar, velocity (paranýn dolaþým hýzý) gibi kavramlarýn deðiþik zamanlarda farklý koþullarda önem kazandýðýnýn nüansýný veren Charan, uygulamalarýn da bu deðiþimler göz önüne alýnarak yapýlmasý gerektiðini söylüyor. 1993 yýlýnda DELL'in yüzde üç olan marjýný deðil de, yine üç oranýndaki velocity'sini (paranýn dolaþým hýzý) deðiþtirerek, pazardaki IBM, Compaq gibi rakiplerinin önüne geçtiðini anlatýyor. 3. Lazer keskinliðinde öncelikler saptamak: Charan, "Ekibinizi toplayýn ve beyin fýrtýnasý yapýn!" diyor. Ne tür eylemler brüt marjý iyileþtirir? Mesela % 18 ama siz % 20 olmasýný istiyorsunuz. Hangi eylemlerle bu oraný elde edersiniz? Asýl yönetim "Birçok lider uygulama boþluðuna kurban gitmektedir; verdikleri sözler ile elde ettikleri sonuçlar arasýndaki boþluða." Ram Charan düþüncelerde inovasyon yapýlmasý gerektiðini söyleyerek yenilikçi düþünceye örnek olan Toyota'yý anlatýyor. Toyota'nýn Lexus'un modelinin otomotiv sanayi için yeni bir segment olduðunu, diðer þirketlerin bunu hâlâ deðerlendiremediklerini, Toyota'nýn bu yenilikçilik sayesinde 40 milyar dolarlýk kâr elde ettiðini ifade ediyor hem de Amerika pazarýnda. Pazarlama bütçesini artýrmak için marka inþa etmek gerektiðine dikkat çeken Charan, ölçek baþýna düþen maliyetlerin her þeyiyle düþük maliyetli ülkelere gidilerek azaltýlabileceðini söylüyor. Örneðin Toyota'nýn her yýl yüzde üçlük maliyet iyileþtirme hedefi koyduðunu, 50 yýldýr gerçekleþtirdiði bu uygulama ile avantajý yakaladýðýný belirten Charan, "Kârý getirecek araçlar olarak, yeni teknoloji, IT, müþteri memnuniyeti, hizmet, defosuz ürünler, marj, velocity gibi kavramlarý ve bunlarla ilgili amaçlarý tek bir sayfaya yazýn." diyor. Bunlarýn içinden de 3 baþlýðýn seçilerek hemen uygulamaya geçilmesi gerektiðini belirtiyor. Lazer keskinliðindeki ilk üç önceliði, bu noktalarýn oluþturduðunu anlatarak, "Öncelikler net ise þartlar belirlenir ve uygulama baþlar." diyor. 4. Doðru iþlere doðru kiþileri yerleþtirmek: Doðru insanlarla, doðru iþlerde baðlantý kurmanýn önemine deðinerek firmalara soruyor: "Çalýþanlar, deðiþime uyum saðlýyorlar mý?" Liderlerin bu farký kontrol edebilmesi gerektiðini vurgulayan Charan, þirketlerin sosyal kültür sistemleri oluþturmasý gerektiðini söyleyerek, gerçekle baþa çýkabilmek için þirketlerin yatay takýmlara ihtiyacý olduðunu belirtiyor. CEO'larýn ise dikey bir konumlamada Ram Charan'dan liderlerin 5 alýþkanlýðý: 1. Odaklanmak: Þirketin bugünkü odaðý nedir, yarýn ne olacak? 2. Ürünlerin % 20'si, sonuçlarýn % 80'ini getirir. (20'ye 80 kuralý) 3. Görev daðýlýmý yapýyor musunuz? Astlarýnýza görevlerle ilgili sorumluluk veriyor musunuz? 4. Size ait þahsi özellikleriniz olsun. 5. Yatay takýmlarla ilgilenin. Bizzat yatay takýmlarla tanýþarak, örnekler toplayýn. olduklarýný, pazarlama teknolojilerinde uzmanlaþtýklarýný ancak firmalarýn yatay operasyonlar konusunda geliþmeler göstermesi gerektiðinin altýný çiziyor. Ram Charan, "Neden yatay takýmlar gerekli?" sorusuna ise "kültür deðiþimi yaþanýyor. Bu durum geleceðin liderlerini yetiþtirmede uygun ortamý saðlýyor " cevabýný veriyor. 5. Organizasyonun sistemini yönetmek: "Gerçekle yüzleþmek aslýnda çok basit." diyen Ram Charan, her þeye basit yaklaþmak gerektiðinin altýný çiziyor. Gelirlerin düþmesinde ilk bakýlacak yerin þirket dýþýndaki deðiþiklikler olduðunu belirten Charan, eksikler eðer içte varsa içeriye göz atmak gerektiðine deðiniyor. "Gerçekle yüz yüze mi gelmek istiyorsunuz! O zaman þu sorularý sormaya baþlamalýsýnýz " derken, vurgulayarak soruyor; Þirket, sektör, meslek dýþýnda arkadaþlarýnýz var mý? Þirketinizde en azýndan üç ayda bir öncelikler belirliyor musunuz? Yatay takýmlarý gözden geçiriyor musunuz? Çalýþanlarý, uygulamanýn arkasýndakileri tanýyor musunuz? Yenilikçi misiniz? Hiçbir þirket yenilikçiliði rutine oturtmadan baþarýlý olamaz. Keþfettiðiniz yetenek kadar baþarýlý olabilirsiniz. Ram Charan, General Electric'in CEO'su Jeff Immelt'in açýklamalarýna yer vererek, "Yeteneði nasýl tespit edersiniz? Nasýl koçluk yaparsýnýz?" sorularýna Immelt'in çok güzel yanýt verdiðini dile getiriyor. "Siz sadece tespit ettiðiniz yetenek kadar baþarýlý olabilirsiniz." diyerek, Immelt'in General Electric de 600 kiþiyi idare ederken bunu yaptýðýný belirtiyor. Personelin geliþimiyle yakýndan ilgilenen Immelt'in þirketteki 175 idari görevliyi ortaðý gibi gördüðünü, hepsini yakýndan tanýdýðýný, her gün "Kim bir süre sonra nerede daha iyi çalýþabilir?" diye düþündüðünü belirtiyor. Ram Charan, son olarak Türk ekonomisine þu tavsiyelerde bulunuyor: "Ýniþ çýkýþlarla baþ edebilecek bir para yöntemi bulmak zorundasýnýz ve kuruluþlarýnýzý bu deðiþkenlikle baþa çýkabilecek güçlerle donatmalýsýnýz. Ayrýca her zaman için belli bir para akýþýný da saðlamalýsýnýz." 40 kültürümüz Aynur Þenol Fotoðraflar: Emrah Gürel Yâr bana bir eðlence medet! [email protected] Geleneksel Türk gölge oyununun en önemli iki kahramanýdýr Karagöz ve Hacivat. Iþýkla aydýnlanan bir perdenin önünde sahne alan bu iki karakter ve onlara eþlik eden diðer figürler, Türk kültürünün en unutulmaz ve en eðlenceli hatýralarýdýr. Günümüzde onlara çok sýk rastlayamasak da Ramazan aylarýnda iftarýn ardýndan yapýlan gösterilerle birçok kiþinin küçüklük hatýralarýnda, ayrý bir yeri vardýr. ölge oyunlarýnýn en bilinenlerinden olan Karagöz ve Hacivat, birçok ülkede tanýnýr. Bu tanýnmýþlýðý yüzünden paylaþýlamamasýna raðmen, bu iki karakterin ilk olarak Türkler tarafýndan ortaya çýkarýlmýþ olduðu birçok otorite tarafýndan da kabul edilmektedir. Bunun en son örneklerinden birisi de Yunanlýlarýn "Karagöz ve Hacivat"ýn patentini almak üzere Avrupa Birliði'ne yaptýðý baþvuru neticesinde Uluslararasý Kukla Birliði'nden (UNIMA) yapýlan açýklama oldu. Merkezi Fransa'da bulunan UNIMA baþkaný Massimo Schuster "Karagöz Yunanlýlardan önce Türkler'de vardý" diyerek baþvuruya karþý düþüncelerini de gözler önüne serdi. Böylece yüzyýllardýr birçok coðrafyada oynanan bir gölge oyunu olan Karagöz ve Hacivat'ýn, kültürümüze ait önemli bir unsur olduðu bir kez daha belirtilmiþ oldu. Türklere özgü bir gölge oyunu Prof. Dr. Metin And'a göre gölge oyunu Mýsýrlýlar'dan, Osmanlýlar aracýlýðýyla Anadolu'ya kadar gelmiþtir. Nitekim Prof. Dr. And'a göre;1517 yýlýnda Mýsýr'ý fetheden Yavuz Sultan Selim, Memlük Sultaný Tumanbay'ýn Nil Nehri üzerindeki Roda adasýnda asýlýþýný, hayal perdesinde canlandýran bir hayaliyi oðlu Kanuni Sultan Süleyman'ýn da görmesini arzu ederek Ýstanbul'a getirir. Böylece gölge oyunu ilk defa Anadolu topraklarýnda da oynanýr. Karagöz ve Hacivat'ýn sarayda oynandýðýna dair ilk resmi belge de, gölge oyununun Yavuz Sultan Selim ile Anadolu'ya geldiðini ispatlar niteliktedir. 1582 tarihli "Surname-i Humayun" adýndaki bu belgeyle þehzadelerin sünnet törenlerinde Karagöz-Hacivat oynatýldýðý belgelenmiþtir. Demir ve duvar ustalarýnýn hikâyeleri Gölge oyununun en önemli karakterleri olan Karagöz ve Hacivat hakkýndaki rivayetlerin en güçlüsü Osmanlý devrinde Sultan Orhan zamanýnda yaþadýklarýný anlatan rivayettir. Bursa'daki Sultan Orhan Cami inþaatýnda çalýþan demirci ustasý Kambur Bâli Çelebi (Karagöz) ile duvarcý ustasý Halil Hacý Ývaz (Hacivat) arasýnda geçen ve büyük ilgi toplayan atýþmalar, bir süre sonra inþaatta çalýþan iþçilerin, iþi gücü býrakýp onlarý dinlemesine yol açar. Onlarý dinleyerek iþlerini aksatan iþçiler yüzünden bir süre sonra inþaatta hiçbir ilerleme olmamaya baþlar. Bu aksamadan haberdar olan ve bundan Karagöz ile Hacivat'ý sorumlu tutan padiþah her ikisini de idam ettirir. Sonrasýnda aldýðý karardan piþman olan Sultan Orhan, derin bir üzüntü 41 kültürümüz içine girer. Padiþahýnýn üzüntüsünü gören ve onu teselli etmek isteyen Þeyh Küþterî de baþýndaki sarýðý çýkartarak bir perde haline getirir. Arkasýna bir ýþýk yaktýðý bu perdede, çarýklarýyla Karagöz ve Hacivat'ýn tasvirlerini canlandýran Þeyh Küsteri, bu ikilinin diyaloglarýný o perdede tekrar eder. Ýlk olarak böyle baþladýðý söylenen Karagöz-Hacivat oyunlarý günümüze gelene kadar da geleneksel bir hal alýr. Bu sebeple de Karagöz perdesine 'Ayna', 'Hayal Perdesi' gibi isimlerin yaný sýra, 'Þeyh Küþterî Meydaný' adý da verilir ve Þeyh Küþterî Karagözcülüðün pîri olarak kabul edilir. Birbirine zýt iki karakter: Karagöz ve Hacivat Karagöz ve Hacivat'ýn en belirgin özellikleri karakter olarak birbirlerine hiç benzememeleridir. Gerek davranýþlar, gerek düþünceleri, gerekse konuþmalarý bunun en açýk göstergesidir. Karagöz'ün doðrucu, cesur, küfürbaz, sinirli, kavgacý, eðitimsiz, evli ve sürekli mutlu olmasýna karþýn; Hacivat ise yalancý, korkak, sakin, kibar, sinsi, entelektüel, bekar ve mutsuzdur. Karagöz, halktan ve saf bir adamdýr. Pek bir eðitimi almamýþ olan Karagöz, genellikle Hacivat'ýn bilmiþliði karþýsýnda, söylenen her kelimeye farklý bir anlam yükleyerek cevap verir. Her zaman her yerde kendine bir pay çýkararak olaylara karýþan Karagöz, sözünü kimseden esirgemez. Bu yüzden de sýk sýk zor durumlara düþer, buna karþýn olaylardan sýyrýlmasýný da baþarýr. Genellikle iþsiz gezen Karagöz'e, iþ bulan da Hacivat olur. Oyunlarýn konusuna göre çeþit çeþit tasvirlerde Karagöz'le karþýlaþabiliriz. Bunlar da genellikle Bekçi Karagöz, Kadý Karagöz, Davullu Karagöz, Eþek Karagöz, Çýplak Karagöz olur. Tam bir düzen adamý edasýnda olan Hacivat ise, çýkarcý bir görüntü çizer, kendisini izleyenlere. Kiþisel çýkarlarýný ön planda tutarak olaylarýn içinde yer alan Hacivat, Karagöz'e nazaran daha eðitimli olduðundan, devamlý Karagöz'le nükteli konuþmalar yaþar. Yabancý kelimelerle konuþmayý seven Hacivat'ýn hemen hemen tanýmadýðý yok gibidir. Ýþ bulduðu Karagöz'ün kazandýðýyla geçinmeyi seven Hacivat, çeþitli oyunlarda Keçi Hacivat, Çýplak Hacivat, Kadýn Hacivat, Kahya Hacivat gibi kýlýklarda karþýmýza çýkar. Günümüzden yüzyýllarca önce ortaya çýkan, gösterileri izleyenleri eðlendiren, hayattan dersler verip, nükteli atýþmalarla hayatýn gerçeklerini de gözler önüne seren Karagöz ve Hacivat sahnede yalnýz deðil þüphesiz. Çelebi, Zenne, Matiz, Tuzsuz Deli Bekir, Tiryaki, Acem, Laz, Beberuhi sahneye gerilmiþ perdenin vazgeçilmez karakterlerinden bazýlarý... Figürleri þekillendirmek büyük emek istiyor Þekillendirilen deri parçalarýnýn kök boyayla boyanmasýyla ortaya çýkan karakterler, sesiyle ve yaptýrdýðý hareketlerle 'Hayali'nin elinde hayat bulur. Ýþinin ustasý olan hayalilere gösteri sýrasýnda yardým edenler ise Çýrak (Yardýmcý), Sandýkkar (2. Yardýmcý), Yardak (Hanende), Dayrezen=Dairezen (Def Çalan) ve Hammal'dýr (Karagöz zembilini taþýyan kiþi). Yardýmcýlar ancak hayalilerin rýzalarýyla 'hayali' sýfatýna kavuþabilirler. Çünkü ancak alaydan yetiþmiþ kiþiler tüm karakterlere, o karakterin özelliðine uygun ses ve hareket verme yetisine sahip olurlar. Tahta bir tezgah üzerine kurulan perdenin ýþýklandýrýlmasýyla oluþan sahnede, manda, sýðýr ya da deve derisinden yapýlmýþ figürler kullanýlýr. Delikli olarak yapýlan figürler, üzerindeki deliklere uygun ebatlarda tahtadan yapýlmýþ çubuklar yardýmýyla hareket ettirilir. Perdenin hayalinin tarafýnda kalan alt kýsmýnda "peþ tahtasý" yer alýr. Oyunda kullanýlan tef, kamýþ, zil, nareke, perdeyi aydýnlatmak için kullanýlan kandil ile ampul de burada yer alýr. Figürlerin yapýldýðý deriler özel bir yöntem ile þeffaf hale getirilerek, 'Nevregan' adý verilen ucu keskin bir býçak yardýmýyla iþlenir. Nihayetinde de parçalar birbirine kiriþ veya katküt adý verilen iplerle baðlanarak, bütün figür çini mürekkebi veya kök boya ile boyanýr. Eski tarihlerde daha çok büyükler için oynanan ve siyasi hicivler içeren Karagöz-Hacivat oyunlarý, Tanzimat'la birlikte sansüre uðramýþ, yazýlý metinler haline gelmesiyle de çocuk oyunu olarak sahnelenmeye baþlamýþ, bu þekilde de gelenekselleþmiþtir. [email protected] kiþisel geliþim Ýcat - mucit ve Türkiye Emel Nermin Temel TÜBÝTAK, KOSGEB, TTGV, Proje Okulu, Mucitler Derneði, Türk Mucit Yarýþmasý gibi kuruluþlar ve etkinlikler, Türkiye'nin icat kavramýna artýk daha farklý bir pencereden baktýðýnýn açýk birer örneði. Ülkemizde patent baþvuru sayýsý ne kadar az olsa da artýk mucitler, Türk icat kabiliyetini ortaya koymak için daha fazla imkâna sahip olmaya baþladý.. Ü lkemiz insanýn pratik ve üretken zekâsýný bilimsel çalýþmalarla birleþtirerek, ortaya dünya çapýnda yanký uyandýracak buluþlar çýkarmanýn zamaný geldi. Toplum içinde kaybolup giden genç yetenekler keþfedilmeli ve onlara çalýþmalarýný dünyada yanký uyandýracak þekilde düzenlemeleri için ortam hazýrlanmalý. Son zamanlarda keþfedilen bu gerçek, birçok kiþi ve kurumu harekete geçirdi ve bu anlamda gerçekten kayda deðer çalýþmalar yapýlmaya baþlandý. Açýlan okullardan tutun, düzenlenen yarýþmalara birçok etkinlik, icat yapmak isteyen genç beyinleri motive edici özellik taþýyor. Dünya küreselleþtikçe ihtiyaçlar ve icatlar artýyor Küreselleþen dünya, bilgi akýþýný ýþýk hýzýnda dünyanýn dört bir yanýna yaymaya devam ederken, ülkeler bu devinimi ne kadar takip edebiliyor ve üretkenlik yönünde ne kadar kullanabiliyorlar? Peki, günlük ihtiyaçlara cevap verebilmek adýna, her dönemde bilim adamlarýnýn üretkenliklerinin açýk birer kanýtý olan icatlar, günümüz dünyasýnda ne kadar önemseniyor? Bilim ve teknoloji alanýndaki icatlardan tutun, günlük hayatta kullandýðýmýz ampul, musluk ve telefona kadar insanlarýn hayatlarýný kolaylaþtýran 43 kiþisel geliþim pek çok eþya, aslýnda bilim adamlarýnýn uzun yýllar yaptýklarý çalýþmalar, hatta bazýsý yüzlerce baþarýsýz denemenin ardýndan gelen keþiflerin sonucu. Hýzla geliþen yaþamýn standartlarýna uygun yeni buluþlar kaçýnýlmaz Globalleþen dünyanýn ihtiyaçlarý arttýkça bu ihtiyaçlara cevap veren icatlar da ona paralel olarak artýyor Türkiye'de mucit kavramý Türkiye'nin yýllýk patent baþvuru sayýsý bini bile bulmazken Japonya, ABD ve Güney Kore gibi ülkelerin rakamlarý yüz binlerle ifade ediliyor. Baþvuru sayýlarý kýyaslandýðýnda Türkiye'nin patent fakiri olduðu gerçeði ortaya çýkýyor. Yenilikçi, üretken düþüncelerin ihtiyaçlarý karþýlayacak þekilde tasarlanarak, toplumun hizmetine sunulmasý, insanlýk tarihi kadar eski. Taþ devrinde taþlardan yapýlan tekerlekler, savaþ aletleri, kap kacaklar nasýl o dönemde insanlara garip ve üstün bir zekânýn ürünü gibi geliyorsa, günümüzde de her geçen gün deðiþen ve geliþen elektronik alanýndaki icatlar bize öyle geliyor. Mucitlik tarihi incelendiðinde, aslýnda zekânýn ulaþtýðý çýlgýn nokta kendini ele veriyor. Fakat ne yazýk ki ülkemizde yeni fikirlerin ortaya çýkmasý, bunlarýn dünya çapýnda yanký uyandýracak icatlar þekline dönüþtürülebilmesi adýna ortamlarýn hazýrlanmasý ve bu fikirlere deðer verilmesi noktasýnda önemli sýkýntýlar yaþanýyor. Ýddialý yetenekler, ya toplum içinde kaybolup gidiyor ya da buluþlarýný gerekli mercilere nasýl intikal ettirecekleri konusunda bilgi eksikliði yaþýyor. Yaþam standartlarýmýzýn düþük olmasý, geliþmekte olan bir ülke olmamýz, eðitimde üretken düþünceyi destekleyen müfredatýn geliþmemiþ olmasý, toplum yapýsý gibi pek çok detay yeni fikirlerin ortaya çýkmasýnýn önünde büyük bir engel gibi duruyor. Diðer taraftan bulunan yeni fikirlerin projeye dönüþtürülüp, amacýna ulaþmasý noktasýnda da maddi manevi kaynak sýkýntýsý yaþanýyor. Bu noktada yaþanan en büyük sýkýntýlardan biri de elbette ki Türkiye'nin eðitim sistemi. Devlet okullarýný býrakýn, çoðu özel okullarda bile öðrencilerin bu anlamda çalýþma yapabilecekleri fiziki ortam yok. Mucitlere yeþil ýþýk Tüm bu olumsuz tablolara nazaran artýk ülkemizde mucit kavramýna farklý bir pencereden bakýlmaya baþlandý. Türkiye 2001 yýlýnda Avrupa Patent Ofisi'ne üye olan 7 ülkeden biri oldu. Ara ara yazýlý, görsel veya iþitsel basýnda çeþitli icatlar yaparak gündeme gelen mucitlerin yaptýklarý bu faydalý iþlere raðmen, üç gün sonra ortalardan kaybolmasý da meselenin farklý bir boyutu. Bu durum bazen kiþilerin kendi tercihleri olmakla beraber, çoðu zaman da içinde bulunulan þartlar, bunu zorunlu kýlýyor. Konuyla ilgili Türk Patent Enstitüsü'nün bir çalýþmasý baþladý: "Buluþçuyla Sanayiciyi Bir Araya Getirme Projesi". Projenin hazýrlýklarýnýn 2007'de tamamlanarak 2008'de icraata konacaðý tahmin ediliyor. Tabi devlet desteðiyle, ciddi bir kurum aracýlýðýyla, güven verici bir þekilde bu iþler rayýna konulursa icatlarýn sayýsý da elbette artacaktýr. Amerika ve Avrupa ülkelerine kýyasla patent baþvurularýnýn az olduðu Türkiye'de, bu sayýnýn artýrýlmasý için TÜBÝTAK, Proje Okulu, Mucitler Derneði, Türk Patent Enstitüsü gibi kurum ve kuruluþlarýn yaný sýra artýk popüler kültüre de hitap eden giriþimler söz konusu. Türk Mucit Yarýþmasý buna verilecek en güzel örneklerden biri. Yarýþma Amerika'da yayýnlanan bir programýn formatýnda olma özelliði ile yeni buluþ kavramýna tezatlýk oluþtursa da içerik olarak ülkemizdeki genç yeteneklerin keþfedilmesi ve onlarýn çalýþmalarýna gereken önemin verilmesi baðlamýnda önem arz ediyor. Türkiye'nin üzerinde bir kambur gibi duran geliþmekte olan bir ülke ibaresinden kurtulup, geliþimini tamamlamýþ ve yaþam standardýný yükseltmiþ bir ülke konumuna gelmesinde, kuþkusuz icat yüzdelerinin ve patent baþvurularýnýn artmasý, bunun da ötesinde üretilen projelerin hayata geçirilerek dünyaya pazarlanmasýnýn büyük önemi var. Son zamanlarda yapýlan bu çalýþmalarýn artarak devam ettirilmesi Türkiye'ye gerçek deðerini yeniden kazandýracaktýr. Patent almak için Japonya yýllýk 450 bin, ABD 250 bin, Güney Kore 120 bin, Ýngiltere, Almanya ve Ýtalya gibi Avrupa ülkeleri 100'er bin baþvuru yaparken, Türkiye 700 rakamýný bile aþamýyor. 44 Ýstikbal, Orgatech Serisi ile Uykuda Doðaya Dönüþü" Baþlatýyor. Türkiye'nin en büyük yatak üreticisi Ýstikbal, uyku teknolojisinde büyük bir yeniliðe daha imza atýyor. Yoðun kent yaþamýnda yükselen deðer olarak tanýmlanan doðaya dönüþ eðilimini, organik ürün kullanýmý ile destekleyen Ýstikbal, daha saðlýklý ve doðal yataklarda uyuma imkâný sunuyor. Türkiye'nin üstün teknoloji kullanýlarak, organik pamuk esaslý kumaþla üretilmiþ ilk yataklarý, yastýklarý, çarþaflarý ve alezleri Orgatech serisinde hayat buluyor. Doðanýn kucaðýnda uyumanýn keyfini, yatak odalarýna taþýyan Orgatech serisi, Türkiye'nin ilk organik yüzeyli yataðý olma özelliðini de taþýyor. Gün içinde yaþanan yoðun tempo, stres ve yorgunluktan kaynaklanan uyku sorunlarý ve bozukluklarýnýn artýþ gösterdiði günümüzde, uyku kalitesini artýrmayý amaçlayan Ýstikbal, Orgatech serisi ile her tür uyku sorununa en uygun çözümü sunuyor. Ýstikbal, Orgatech teknolojisi ile üretilen yataklarý için "mutluluk garantisi" de veriyor. Orgatech teknolojisi ile üretilen yataðýnýzdan memnun kalmadýðýnýz takdirde 30 gün içinde iade edebiliyorsunuz. Bellona Paradise; Bir Mobilyadan Çok Daha Fazlasý Ev modasýnýn öncüsü Bellona'nýn yeni ürünü Paradise; modern tasarýmý, üstün mobilya kalitesi, baharýn en güzel renklerini yansýtan çiçekli motifleri ve fonksiyonel kullanýmý ile bir koltuk takýmýndan beklenen performanstan çok daha fazlasýný sunuyor. Bellona Paradise isteðe göre þýk koltuk takýmý veya rahat bir köþe takýmý olarak tercih edilebiliyor. Bellona Paradise'ýn farklý renk, desen ve kalitedeki kumaþlarý ile ev dekorasyonunda özgün kombinasyonlar oluþturmak mümkün... Koltuk kollarý ve bazalarda düz ve hasýrlý deri kombin uygulamalarý ise Bellona Paradise'ýn gizli detaylarýný arasýnda yer alýyor. Fonksiyonellikte de sýnýr tanýmayan Paradise koltuk takýmýnýn ikili versiyonu sandýk, üçlü koltuðu ise þýk bir yatak olma özelliðine de sahip...Koltuk takýmý ile ayný özellikleri taþýyan Paradise köþe takýmýnýn uzanma ünitesi sað veya sol tarafa monte edilebilecek þekilde tasarlanarak tercihe ve mekanýn konumuna göre maksimum fayda saðlayabiliyor. Deco Halý Trendy Serisi Ev dekorasyonunda yarattýðý alternatif çözümler ve zevkli tasarýmlar ile özel bir yere sahip olan Deco yüzlerce ürünü ile evlere neþe katmaya devam ediyor. Yaþam alanlarýný renklendirerek evlerin havasýný deðiþtiren Deco, Trendy serisi ile halý grubundaki iddiasýný sürdürüyor. Deco'nun son tasarýmý, Trendy serisinde bulunan Süper Shaggy halýlar, birbirinden özgün desenleri ve zengin renk seçenekleri ile farklý dekorasyon anlayýþlarýna hitap ediyor. Modern çizgilerin ön planda tutulduðu Süper Shaggy, turuncudan yeþile, kýrmýzýdan mora gökkuþaðýnýn tüm renklerini evlere taþýyor. Süper Shaggy'in krem ve tabadan oluþan pastel tonlarý ise kullanýldýðý mekanlarda yumuþak bir atmosfer yaratýyor. Ev dekorasyonuna dinamizm vadeden Trendy serisi, her mekana uyum saðlayabilmesi için iki ayrý ölçüde üretiliyor. Parlak iplikleri, yüzde yüz polyester hav ipi pamuklu tabaný, kalýn ve yumuþak dokusu ile halý keyfini doyasýya yaþatan Trendy serisi, hand tuft özelliði ile de mekanlara deðer katýyor. Yazýn Keyfini Ýstikbal Bahçe Mobilyalarý ile Çýkartýn Yaz aylarýnýn keyfini balkon, teras ve bahçe gibi açýk mekanlarda çýkartmak isteyenler için Ýstikbal doðaya uyumu ile göz dolduran 2007 Greenart Koleksiyonu'nu hazýrladý. Green Art, 17 farklý modeli ile birbirinden farklý ihtiyaçlara uygun çözümler sunuyor. Hasýr görünüþü ile doðayla uyumlu bir tablo çizen "Ýstikbal 2007 Greenart Koleksiyonu" kahverengi, beyaz ve krem renklerinin en güzel tonlarýný açýk mekanlara þýk tasarýmlar ile taþýyor. Çevre dostu üretimi ile de farklýlýk yaratan Greenart; UV ýþýnlarýna, mikroorganizmalara, vücut tuzuna ve güneþ yaðýna karþý dayanýklý yapýsý ile büyük kullaným kolaylýðý saðlýyor. Yaz kýþ aylarýna dayanýklýlýðý ile beklentinin ötesine geçen koleksiyon, kolay temizlenme özelliði ile de beðeni topluyor. Osman Serkan Bozlaðan Fotoðraflar: Emrah Gürel Dünyanýn ilk ticari anlaþmasýnýn yapýldýðý kentte Türkiye Finans Kayseri Þubesi Geliþen, kalkýnan, Türkiye'nin çaðdaþ yüzü; tarihi, kültürel, kentsel zenginliklerini saymakla bitiremeyeceðimiz, AB Geniþlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn'in bile Türkiye'nin iþleyen kalbi konumunda gördüðü, yeni ekonomik dinamizmin sembolü Kayseri'deyiz bu sayýmýzda. [email protected] ünyanýn ilk ticari antlaþmasýnýn yapýldýðý Kayseri de, ticaret insanlarýn genlerinde var. Kültepe Karum'da baþlayan bu ticaret geleneðini sürdüren ve iþ adamý fabrikasý olan Kayseri, örneði nadir görülen bir yapýlaþma-modernlik ile yeni Türkiye'nin yüzünü yansýtýyor. Avrupa'da özellikle son yýllarda ünlü yazarlarýn ve düþünürlerin de ilgisini çeken bu yýldýz kent, ayný zamanda Türkiye Finans'ýn hýzlý yükseliþinin püf noktalarýný da içinde barýndýrýyor. Türkiye Finans Kayseri Þubesi Müdürü Seyit Ömer Tümtürk, Kayseri doðumlu ama aslen Doðu Türkistanlý. 70'li yýllarýn baþýnda ticaret yapmak için ailesiyle bir süre Ýstanbul'a gitmiþ. Erciyes Üniversitesi Ýþletme mezunu olan Tümtürk, Kýbrýs Harekâtý'nýn ambargosu ticaretlerini etkileyince ailesiyle tekrar Kayseri'ye dönmüþ. Þube, üretime destek amacýyla kaynaklarýný yatýrýmcýlarýn deðer oluþturmasý için kullandýrýyor. Mimar Sinan'ýn kenti Kayseri'de finans piyasasýnda ilk 3 banka þubesinden biri olan Türkiye Finans Kayseri Þubesi'nin bugün itibariyle 70 milyon YTL'nin üzerinde fonu ve 160 milyon YTL civarýnda plasmaný olduðunu belirtiyor Seyit Ömer Tümtürk Ayrýca bireysel bankacýlýk hizmetlerini kaliteli, geniþ hizmet yelpazesi içinde sunmayý amaçlýyor. "Kayserilinin sýrrý; kazanýmlarýný yatýrýmlara dönüþtürmesi" Þube Müdürü Seyit Ömer Tümtürk, bankacýlýk alanýnda birinciliðe talip olduklarýný ama piyasada kamu kurumlarýnýn da aðýrlýðý olduðunu belirtiyor. Kayseri'nin belirtilen rakamlarýn çok daha üzerinde bir potansiyele sahip olduðunu vurgulayan Tümtürk, Kayseri'nin gerek bulunduðu bölgede gerekse Türkiye çapýnda çok ciddi bir merkez olduðunu söylüyor. Açýlan her þubenin ilk 3 ay içerisinde kâra geçtiðini belirten Tümtürk, Kayseri'de Türkiye Finans'ýn dostlarýnýn piyasadan kazandýklarý parayý direkt olarak yatýrýma dönüþtürdüklerini belirtiyor. Bir þekilde bir yerlere sermayeyi gömmediklerinin altýný çiziyor ve þunlarý ekliyor; Kayserililer iki þeyden zevk alýr; birincisi hayýr iþlemek, ikincisi yatýrým yapmak Mümkün mertebe en ücra yerlere kadar ulaþmaya 47 çabaladýklarýný belirten Þube Müdürü Tümtürk, tabiri caizse altýný kaldýrmadýk taþ býrakmadýklarýný, asýl iþlerininse müþterinin gönlüne girmek olduðunu söylüyor. "Aile sýcaklýðý Türkiye Finans'ta" Anadolu insanýn yapýsý gereði hizmetlerde insan iliþkilerinin ön planda olduðunu belirtiyor Tümtürk. Bir müþterinin, "Sizin oraya geldiðimiz zaman menfaat beklenmeden samimiyet görüyoruz " ifadesini kullandýðýný söyleyen Seyit Ömer Tümtürk, bu tür duygularýn kendilerini motive ettiðini belirtiyor ve ekliyor: "Böyle geri dönüþler, doðru yolda olduðumuzun yansýmasýdýr." Müteþebbis ruhuna sahip olan Kayserililerin geliþmelere çok hýzlý ayak uydurduklarýný belirtiyor, Seyit Ömer Tümtürk. Kayseri þubesinin çalýþanlarýnýn aile ortamýnda iþlerini yaptýklarýný görüyoruz. Aile hissiyatýnýn güzel örneklerini A'dan Z'ye kurumun içinde bulmak mümkün. Þube Müdürü Tümtürk, "Ýnsanlar Türkiye Finansý aileleri olarak gördükleri için aile sýcaklýðýný müþterilere yansýtýyorlar." diyor. "Güzellikler buluþtu" Son olarak çok sevilen iki kurumun isminin bir araya gelmesinin burada herkesi mutlu ettiðini belirten Tümtürk, birleþmenin akabinde güzel bir atmosferin oluþtuðunu, kurumun dostlarýnýn bu olumlu bakýþlarýnýn, gelecek açýsýndan da olumlu sonuçlar doðurduðunu vurguluyor. Tümtürk ayrýca birleþmenin hesaplara yansýmasý itibariyle olumlu geliþmelerin yaþadýðýný belirtirken, n uygulamalardaki güzelliklerden Türkiye Finans'ýn oluþturulduðundan bahsedip; "Bankamýz Hepimiz Ýçin" diyor. Türkiye Finans'ta Bir Müþteri Sizi kýsaca tanýyabilir miyiz? tercih ediyoruz. Aþaðý yukarý 10 yýlý aþkýn bir süredir Türkiye Finans ile çalýþýyoruz." "Adým Ömer Baktýr. Baksan Baktýroðlu Mobilya þirketimiz var. Mobilya üretiyoruz, büyük üreticilere yan sanayi olarak çeþitli imalat hizmetleri veriyoruz." Kayseri'de size sunulan hizmetler için ne düþünüyorsunuz? Neden Türkiye Finans? "Türkiye Finans'ý tercih etmemin sebebi, aðýrlýklý olarak leasing ve kredilerde avantajlar sunmasý. Ticaret ve sanayi sektöründe de hizmetlerini beðendiðimiz için Türkiye Finans'ý "Kayseri'de bize verilen hizmetten memnunuz. Bunun nedeni Organize Sanayi Bölgesinin açýlýþýnda bizlere avantajlar saðlamasý ve insan iliþkilerinde çalýþanlarýnýn daha sýcak davranýp bütün sorunlarýmýza hýzlý çözümler sunmasýdýr." Birleþmeden sonra sizin gözlemledikleriniz neler? "Daha büyük bir yatýrým, daha büyük bir geliþim oldu birleþmeden sonra. Kredi konusunda bizlere daha çok açýlýmlarý var; bundan dolayý Türkiye Finans'ý tercih ediyoruz." Kayserililer iki þeyden zevk alýr; birincisi hayýr iþlemek, ikincisi yatýrým yapmak 48 Osman Serkan Bozlaðan Fotoðraflar: Emrah Gürel Güçlü yönlerinize odaklanýn! Acar Baltaþ; Ýngilizce literatürden Türkçeye çevirerek, liderlik, ekip çalýþmasý konusunda tavsiyelerde bulunmak, yol ve yöntemler göstermek bir kara mizahtýr. Çaðdaþ yönetim tarzlarýný Türk kültürüne özgü bir bütünlük kazandýrarak yürütmek gerekir. [email protected] güncel B altaþ Bilgievi'nde gerçekleþtirdiðimiz ziyarette Türk kültürüne özgü eðitim programlarý, Batý kültürü ve Türk kültürü arasýndaki temel farklýlýklarý ve gelecek dönemin iþ gurularý tarafýndan sýkça konuþulmasýný beklediði "Güçlü Yönlere Odaklanmak" konusu üzerine Acar Baltaþ ile röportaj gerçekleþtirdik. Acar Baltaþ, neden Türk tipi liderliði ve Türk kültürüne özgü eðitim anlayýþýný savunuyordu? Bunu merak ettiðim için ilk sorum da buydu. Acar Bey, þirketinizin önemli özelliklerinden birisi eðitimlerin "Türk kültürüne özgü" vurgusunun yapýlarak verilmesi. Bundan ne anlamamýz gerekiyor? Türk kültürü uluslararasý araþtýrmalarda invidualizm-collectivizm yani bireyciliktoplulukçuluk çizgisinde toplulukçuluða daha yatkýn bir kültürdür. Buna karþýn insan yönetmek, liderlik, ekip çalýþmasý konusundaki literatürün tamamý anglo-sakson kaynaklýdýr ve toplulukçuluk tarafýna en yakýn kültür anglosakson kültürdür. Onun için Ýngilizce literatürden Türkçeye çevrilerek liderlik, ekip çalýþmasý konusunda tavsiyelerde bulunmak, yol ve yöntemler göstermek bir kara mizahtýr. Kültürün getirdiði özellikler farklý sonuçlar doðurur. O sebeple de Batý kaynaklý yönetim tarzlarý burada, Türkiye'de yürümez. Çaðdaþ yönetim tarzlarýný Türk kültürüne özgü bir bütünlük kazandýrarak yürütmek gerekir, biz bunu yapýyoruz. "Türkler yöneticilerine mesafeli dururlar" Genel olarak bu böyle; peki özel olarak hayata nasýl yansýyor? Çalýþanlarla yönetenler arasýnda, Türk kültürünün kuvvet aralýðý (Power distance) yüksektir. Ýnsanlar yöneticilerine mesafeli dururlar, mutlaka "Bey" diye hitap ederler, onun arabasýný park ettiði yere park etmezler; iþaret edilmemiþ bile olsa, kapýsýný çalmadan içeri girmezler; açýk olsa bile Yöneticinin benim odama girerken önünü düðmele demesine gerek yoktur, bizde çalýþanlar bunu kendiliðinden yaparlar. Þimdi Batý kültürüne bakarsak insanlar adý ile hitap ederler, yemek sýrasýnda birbirlerinin önüne geçerler, sýra vermezler. Bizde yönetici oturur, onun önüne servis yapýlýr; bu yadýrganmaz. Batý'da yöneticiler çalýþanlarý ile beraber kuyruða girerler. Burada girse herkes "Buyurun efendim" der. Bunun gibi örnekler kuvvet aralýðýnýn yansýmasýnýn türleri. Bunun sonucunda ne olur? Ýki tarafýn kültüründe de insanlar fikirlerinin sorulmasýndan hoþlanýrlar. Batýda insanlara fikri sorulduðunda bir konuda ne yaptýðýna bakarlar, bizde ise kapýdan genel müdür geçerken Þu konu hakkýnda ne düþünüyorsun? diye sorarsa, o da Onu öyle deðil de böyle yapalým. dese bu bizde yeter, Genel müdür benim fikrimi sordu ben de ona söyledim der. Yapýlýp yapýlmamasý önemli deðil. Ýki tarafta da insanlar fikirlerinin sorulmasýndan hoþlanýrlar ama bizim kültürümüzde sormak yeter. "Ýþ hayatýnda sonuçlar baðlanma ile alýnýr" O yüzden bizim toplumumuzda bazý þeyleri yapmak daha kolay. Siz bu konuda ne düþünüyorsunuz? Kesinlikle daha kolay Ýnsanlarý etkilemek istediðiniz zaman, yönetici olarak 3 tane seçenekle karþý karþýya kalýrsýnýz. Direnç: aktif veya pasif, itaat ve baðlanma. Türkiye'de aktif direnç görmezsiniz. Yani yönetici çýkacak bir þey söyleyecek, karþýsýndaki de hayýr, öyle olmaz diyecek. Bu çok görülen bir durum deðil. Ýnsanlar kollarýný kavuþtururlar, olsun, ben ondan sonra fikrimi söyleyeyim derler ve pasif direnç gösterirler. Olmasý için katkýda bulunmaz. Ýtaat eder en fazla. Bu ne demek? Göz üzerindeyken, söyleneni beklenen kadar yapmak Hâlbuki bugün iþ hayatýnda sonuçlar baðlanma ile alýnýr. Baðlanma, insanýn o konuda kendi enerjisini, yaratýcýlýðýný en üst düzeyde koymasý ve onu baþkalarýnýnki ile birleþtirmesiyle olur. Bu inanma bölümü nasýl yansýyor? Türkiye'de bir genel müdür, yönetici çýksýn bölümünün önünde konuþsun isteniyor. "Bir sorununuz var mý?" arkadaþlar diye soruyor ama insanlar ses çýkarmýyorlar bizde. Batý'da birisi çýksa ve "Var mý?" dese, bir kere sorarlar ikincisine zorlarlar. Bu aslýnda o adamý küçük düþürmek için, zor durumda býrakmak için sorulmasý gereken sorular deðil. "Bu adam beni yönetmeye layýk mý? Bu adam benim görebildiðimden fazlasýný görüyor mu?" gibi sorular sorarak "Haa! Görüyor helal olsun, ben de öðrendim, kendimi geliþtirdim." demesi lazým. Bu farklýlýk, kültürden kaynaklanýyor. Peki, bu kuvvet aralýðýnýn sonunda ne oluyor? Bu kuvvet aralýðýnýn sonunda yani büyük bir mesafenin sonucunda yönetenler, girdikleri ortamda, kurduklarý iliþkide hatalarý gören, yanlýþlarý bulan, karþý tarafa eksikliðini hissettiren insanlar haline geliyor. Hep hatalarý düzeltmeye dönükler. Yanlýþlarý düzeltmek karþý tarafta yetersizlik duygusu oluþturuyor, dolayýsýyla yönetici enerji veren, yol gösteren, önünü aydýnlatan bir insan olmaktan çýkýyor enerji alan, eksiklerini kafasýna takan, yolunu karartan, iç dünyasýný karartan biri haline geliyor. "Yönetici enerji verir, enerji almaz!" Yöneticinin bulunduðu yerde enerji alan deðil, enerji veren bir insan olmasý lazým. Girdiði ortamda hizmeti ve gayreti takdir eden, insanlarýn kendilerini deðerli hissetmeleri için açýk mesajlar veren ve eksiklerini, yanlýþlarýný bulmalarý için onlarýn yolunu açan bir tarz izlemesi lazým. Yani eksiklerini ve yanlýþlarýný söyleyen deðil, bulmalarý için doðru sorularý soran bireylere ihtiyacýmýz var. Kelime oyunu yapmýyorum. Ýnsanlara doðrularý söyleyerek onlarý doðru kýlamayýz. "Yöneticinin baba rolünü oynamasý lazým. Babanýn en önemli özelliði ise koruyucu ve adil olmasýdýr." 50 Ýnsanlarýn kusurlarýný düzelterek onlarý mükemmel yapamayýz. Ýnsanlarýn kendilerini deðerli hissetmelerini saðlayarak eksikliklerini görmelerini, yanlýþlarýný bulmalarýný ve düzeltmek için istek duymalarýný saðlayabiliriz. "Türk tipi liderlik" Sizin hayatýnýzda etkili olmuþ insanlarý düþünün. Anne ve babayý bir kenara ayýrýrsak o insanlar, sizin yanlýþlarýnýzý size söyleyen insanlar deðildir çoðunlukla, sizin yanlýþlarýnýzý bulmanýz için doðru sorular soran insanlardýr. Ne yapacaðýnýzý bulmanýz için doðru sorularý soran insanlardýr. "Bak bunu þöyle yapmýyorsun, þu þöyle deðil, o konuda eksik düþünüyorsun " gibi deðil. Neden deðil? Çünkü insan yanlýþýný bulan, gösteren insanlarla iliþkilerinde kendilerini hemen Biz birbirimize güvenmiyoruz; kime güveniyoruz peki? Bir aileye güveniyoruz. Ýkinci olarak da Anadolu kültürüne bakarsanýz büyük þehirlere geldiði zaman hemþeriliðe güveniyoruz. Buna din açýsýndan bakarsanýz da cemaate güveniyoruz. O zaman bizim mutlaka güveni dikkate alan bir tarz benimsememiz lazým. Yöneticinin baba rolünü oynamasý lazým. Babanýn en önemli özelliði ise koruyucu ve adil olmasýdýr. Dolayýsýyla hem koruyucu olacak hem de gerektiði yerde oyundan çýkartabilmesi, iþten uzaklaþtýrmasý gibi adaletli olacak. Ýþten çýkarttýðý insan da bunun kendisinin iyiliði için olduðuna inanacak. "Ben burada baþarýlý olamadým ama bu özelliklerimden dolayý baþarýlý olamadým. Bu özelliklerimi baþka yerde ortaya koyarsam baþarýlý olurum, Allah razý olsun bana faydalý oldu" diyecek. Ýnsanlara "Amerikan kültürü" altýnda birçok þey verilmeye çalýþýlýyor ama insanlar onu almýyor "Ýnsanlara doðrularý söyleyerek, onlarý doðru kýlamayýz. Ýnsanlarýn kusurlarýný düzelterek, onlarý mükemmel yapamayýz. Ýnsanlarýn kendilerini deðerli hissetmelerini saðlayarak, eksikliklerini görmelerini, yanlýþlarýný bulmalarýný ve düzeltmek için istek duymalarýný saðlayabiliriz." korumaya çeker. Kendi yanlýþýný göstermemeye bakar. Hâlbuki diðerinde "Aman bir eksiklik varsa söylesek." der. Ýþte orada Türk tipi liderliði dönemi ortaya çýkýyor. Türk kültüründe ekip çalýþmasý için en önemli özellik, güvendir. Türk kültürünün de güven indeksinde þu andaki yeri çok düþük. Norveç'te 65 olan rakam, Türkiye'de 6,5. Tanýmadýðým insanlarýn bana zarar verme eðilimini deðerlendirdiðin zaman böyle bir sonuç çýkýyor. O zaman Türk kültürüne has özel bir liderlik modeli ortaya çýkar. Bu bilgi iþi deðil, bu bilinç, farkýndalýk iþi. Bu bilgiyi verdiðiniz insanlara bilgi vermeden önce bir test uygulayýn. Yüz soru sorduðunuzda doksan beþ tanesine doðru cevap verdiklerini göreceksiniz. Biliyorlar ve bilgi var. Önemli olan bilginin kullanýlmasý. Bilginin kullanýlabilmesi için de bilinç ve farkýndalýk gerekir. O bilinç ve farkýndalýk da biraz insanýn iç dünyasýndadýr. Yürekten baþlar, kafadan baþlamaz. Kritik nokta bu. Çünkü kafadan baþlayan iþlerde biz dýþarýdan içeriye hitap ediyoruz, sonucunda da en fazla itaat elde ederiz. Yürekten baþlayan iþlerde biz; farkýndalýk, bilinç ve inanç elde ediyoruz. O zaman yüreði kafayla birleþtirdiðiniz zaman yani duyguyu, inancý, bilgiyle birleþtirdiðiniz zaman insanlar bunu yapar ve alýþkanlýk kazanýr. Biz genelde "bu sebep dolayýsýyla yap " diyoruz; kafasýna hitap ediyoruz insanlarýn. Ýþ hayatýndaki insanlarla ailemizden daha çok vakit geçirdiðimiz kesin. Hayatýmýzýn günlük 10-12 saatini iþimizde geçiriyorsak, 6-7 saat de uyuyorsak geriye zaten 3-4 saat kalýyor sevdiðimiz insanlara, seçtiðimiz faaliyetlere; o da yorgun olduðumuz zamanlar, iyice süngümüzün düþtüðü zamanlar Dolayýsýyla yaptýðýmýz iþi benimsemeden, sevmeden mutlu olmak diye bir þey olamaz. Onun için de elimizden iyi gelen bir iþi yapýyor olmamýz gerekiyor. Elimizden en iyi gelen iþi yapmýyorsak, zaten o yolda giderken dengeli olmuyoruz. Gözümüz saatte çalýþýyoruz, sabahleyin akþam olsa diyoruz, pazartesi cuma olsa diyoruz. Ýkinci olarak çatýþma hayatýn kaçýnýlmaz bir parçasý. Çatýþmak faydalýdýr. Önemli olan burada iþ çatýþmasý mý, iliþki çatýþmasý mý olduðu. Ýliþki çatýþmasý denince benim fikrim senin fikrini döveri anlýyoruz, iþ çatýþmasý ise birincisi fikri savunmak ve ortaya koyarak sorgulamaktan oluþur. Ayný zamanda yazarsýnýz ve beden dili konusunda yazdýðýnýz kitaplar Türkiye'de kült oldu. Yeni kitaplar var mý? Ýki tane kitap çýktý son zamanlarda. Biri "Yeni Yöneticinin El Kitabý" diðeri "Satýþta Ýletiþim ve Beden Dili". Birincisi yeni dünyanýn gerektirdiði yöneticilik tarzý ile ilgili bizim kültürümüze uygun basit temel tavsiyeler üzerine, diðeri ise günümüzde satýþýn, sadece müþteriye mevcut ürünü satmakla sýnýrlý olmadýðýný ipuçlarý ve yöntemlerle anlatan bir kitap. Ýþ dünyasýnýn geçen seneki moda konusu Lovemarks'dý. Yani markalarý aþk markalarý haline getirmek. Bu yýlki konu inovasyon. Gelecek dönemin popüler konusu sizce nedir? Þimdi bunlarýn bir bölümü moda, bir bölümüne sadece söyleyen inanýyor, diðerleri de yeni bir þey olduðu için kulak kabartýyor. Lovemarks böyle bir þey. Yani aþk gelip geçicidir. Orada söylenen þeyin altýna inecek olursak en büyük aþk 2 sene sürer. Ýnsan aþk içinde yaþayamaz. Sevgi baþka bir þey. Lovemarks bir hoþluktur. Bazý þeyleri konuþmak için zemindir. Ýnovasyon, yatýrým yapýlarak kurum kültürünün oluþturulmasý ile ortaya çýkacak bir þeydir; yoksa yaratýcý insanlarý seçerek inovasyon yapamazsýnýz. Onunla ilgili bir kurum iklimi oluþturmanýz lazým. Eczacýbaþý bu iþi doðru yapan bana göre tek kuruluþ çünkü o iklimi yansýtýyor. Gelecekle ilgili olarak çok somut bir þey söyleyeceðim. Biz dünyadaki eðilimleri takip ediyoruz. "Biz baþarýmýzý 3 þeye borçluyuz. Bir kere full time eðitimcilerle çalýþýyoruz. Ýkincisi biz Türk kültürünün deðer siteminden çýkmýþ, kendi ürettiðimiz eðitim programlarýyla eðitim veriyoruz. Üçüncüsü de yaptýðýmýz bütün iþleri sürekli izliyoruz, denetliyoruz ve geliþtiriyoruz." "Güçlü yönlere odaklanmak" Türkiye'de koçluk þu anda moda. Benimse 4 senedir Türkiye'de öncülüðünü yaptýðým ise bir kavram var. O da önümüzdeki 4-5 yýlýn yýldýzý olacak. Þimdi yavaþ yavaþ konuþulmaya baþlandý. O da güçlü yönlere odaklanmak. Baþarý; bize bugüne kadar öðretildiði gibi deðil, güçlü yönlerimizi kullanarak elde edebileceðimiz bir þeydir. Dolayýsýyla da ben bunu futbolla ilgilendiðim yýllarda çok somut olarak fark ettim. Galatasaraylý Hagi gibi yýldýzlarla beraber olduðumuzda, o pozisyonda oynayabilecek oyuncudaki özellikler açýsýndan eksiklikleri, sahip olduðu yeteneklerden çok fazlaydý. Bir insanýn eksik yönlerini iyi yönlerinin ayarýna getirmeye çalýþmak yerine iyi olduðu yönleri tespit edip onun üzerinde yoðunlaþmalý onu geliþtirmeliyiz. Klasik ÝK anlayýþý insanlarýn yeteneklerini körleþtirmekten baþka bir iþe yaramýyor. Klasik insan kaynaklarý yaklaþýmý içerisine baksak biz o insanlarýn, o iyi olduklarý tarafta da zayýflýk göreceðiz. Eðitim sistemimiz böyle bir budalalýðýn üzerine kurulu, çocuk yetiþtirme düzenimiz böyle bir yanlýþýn üzerine kurulu Benim 4 yýldýr sürdürdüðüm "Ýçinizdeki Zirveye Çýkýn" diye bir çalýþmam var. Dünyada da böyle bir eðilim baþladý. Yani 3 sene sonra benim 3 sene önce söylediklerim çok bilindik þeyler haline gelecek. Norveç'te çalýþanlarýn birbirlerine karþý olan güvenleri % 65 iken bizde bu % 6,5 52 Medyanýn kabahati(mi?) Ýnternet ve diðer medya araçlarý çocuðun bazý yanlýþ yönlendirmelere maruz kalmasýna neden olabilir. Ama unutmamak lazým ki kabahati yalnýzca dýþ etkenlerde aramak sorumluluklardan kaçmaktan baþka bir þey deðildir. [email protected] aile oðu insan iþ hayatýndaki amaçlarýný, size sayabilir. Emeklilik ve parasal güvenliði için olan uzun dönem planlarýný bir çýrpýda söyleyebilir. Arabalarýna ne kadar ödeme ayýrdýklarýný da anlatabilir. Ama ebeveynlerinin birçoðuna saðlýklý ve mutlu bir çocuk yetiþtirme hususunda neler yaptýðýný sorduðunuzda uzaylýymýþsýnýz gibi yüzünüze bakacaklardýr. Anne-babalar çocuklarýný yetiþtirme konusunda gerçekten en iyisini yapmak isterler. Onlarý ihmal etmeye ya da incitmeye kalkýþmazlar. Oysa gerçekte, pek çok anne baba için ebeveynlik, günlük iþlerinin arasýnda ikinci sýrayý alýr. Ne yazýk ki çoðunlukla problemler ortaya çýktýðýnda onlarla ilgilenmeye baþlarlar. Ne yazýk ki dünyanýn genelinde çoðu anne-baba sadece iþlerinden arta kalan zamanda anne-babalýk yapmaktadýr. Durum böyle olunca çocuk bir sorunla karþýlaþtýðýnda ebeveynler suçu hep dýþarýda aramaktadýr. Bu kaçýþ yollarýndan birisi de suçu medyaya atmak Ailelerin televizyondaki, internetteki ve filmlerdeki cinsellik ve þiddetten dolayý anlaþýlýr bir endiþeleri var. Popüler þarkýlardaki duygusallýklarýn çocuklarý þiddete tahrik edip etmediðini veya uyuþturucu ve alkol kullanmalarýna sebep olup olmadýðýný merak ediyorlar. Bu tip anne-baba endiþeleri araþtýrmalarýn da konusu olmuþtur. Bu araþtýrmalarýn çoðu; medyanýn, çocuklarýn ve gençlerin davranýþlarý üzerinde gerçekten bir etkisi olduðunu savunmaktadýr. Büyümeye, kendi kimlik ve deðer yargýlarýný araþtýrmaya baþladýklarýnda, çocuklar- özellikle de gençlerbilgi edinmek için yaþýtlarý ve medya gibi dýþ etkenlere baþvururlar. Bu arayýþ maalesef bazý olumsuz deðerler ve davranýþlarý kapmalarýna yol açmaktadýr. Bunun yanýnda bazý iyi haberler de var. Baþka sorunlarý olmadýðý müddetçe pek çok genç baþka deðerler, inançlar ve davranýþlar edinmelerine raðmen sonuçta içinde yetiþtikleri deðerlere geri dönmektedirler. Eðer ebeveynler çocuklarýna aktif bir þekilde, sözle ve davranýþlarla saðlam deðerler öðretmiþse; çoðu genç, yetiþkin olduðunda ayný davranýþlarý benimseyecektir. Çocuklara yaþama becerisi kazandýrmak Pratik aþamada anne-babalar, bu etkileri oluþturmak için ne yapmalarý gerektiðini bilmek isterler. Acaba çocuðuma televizyonu mu yasaklamalýyým? Sadece belli tür müzikleri dinlemesine mi izin vermeliyim? Çocuklarýn yaþlarýna uygun olmayan bilgilerden kesinlikle korunmasý gerektiðine inanýyorum. Çocuklarýnýzý internet ve diðer medya araçlarýndan korumak için yasaklar koymak yerine, ileride asla unutamayacaðý inanç deðerleriyle donatmak daha faydalý olacaktýr. Örneðin 5 yaþýndaki bir çocuk kýrmýzý noktalý bir filmin þiddet ve cinsellik dolu içeriðine maruz býrakýlmamalýdýr. Oysa bir þekilde sakýncalý da olsa, anne-babalar çocuklarýn ve gençlerin yaþlarýna uygun materyalleri mümkün olduðunca onlara uygun bir kýlavuzluk yaparak sunmak için devreye girmelidir. Ebeveynler olarak çocuklarýmýzý sadece bu olumsuz etkilerden korumaya çalýþmamalýyýz. Bunun yerine hayatýn meydan okumalarýna karþý koyacaklarý deðer yargýlarý ve beceriler geliþtirmelerine yardým etmeliyiz. Rekabetçi durumlarý ve fikirleri deðerlendirmeleri ve bunlarla ilgilenmeleri için çocuklarýmýza stratejiler de öðretmek gereklidir. Çünkü potansiyel olarak sakýncalý durumlardan çocuklarýný korumak için anne-babalar her zaman onlarýn yanýnda olamayacaktýr. Deðerlendirme yapacaðý araçlarý vermeden, çocuklarýnýn bunlarla karþýlaþmasýný yasaklayan anne babalar, çocuk arkadaþýnýn evinde yasaklanan materyallere rastladýðýnda kaybedeceklerdir. Çocuðunuzun bu materyal konusunda fikrini alýp eve geldiðinde sizinle konuþmak istemesi tercih edilmez mi? Medya araçlarýnýn kötü etkilerinden çocuðunuzu korumanýn yolu, onlarý yasaklamak deðil. Çözüm; çocuðunuzun sizinle sýkýntýlarýný açýkça paylaþacaðý açýk bir iletiþim kurmaktýr. Ýletiþim kurma yeteneði, sizin bu konularda iyi bir rehber olmanýzý ve çocuðunuzun ileriki yaþamýnda daha iyi kullanacaðý inançlar ve deðer yargýlarý aþýlamanýzý saðlayacaktýr. Çocuklar ünlü sporcularý, müzisyenleri, bunun yanýnda öðretmenlerini, hatta yaþýtlarýný bile örnek alabilirler. Televizyon ve son dönemde özellikle internet aracýlýðýyla farklý deðer yargýlarý, bakýþ açýlarý edinebilirler. Fakat þüphesiz ki çocuðun itibar ve þahsiyet hissini kazanmasýnda en güçlü etki, anne babasýnýn davranýþýdýr. Hatýrlanacak Þeyler Ýyi örnekler göstererek, uygun davranýþlar için çocuðunuza model olun. Çocuklar üzerinde gösterdiði etki bakýmýndan, anne- babalarýn yaptýklarý, söylediklerinden daha etkilidir. Anne-babalar hem olumlu, hem olumsuz davranýþlar için çocuða örnek olabilirler. Çocuklar ve gençler, yaþýtlarýndan ve medyadan çok fazla etkilenebilirler. Fakat genelde ebeveynleri tarafýndan verilen deðerleri ve davranýþlarý benimseyeceklerdir. Kaynak : Dr. Kevin Steede Anne Babalarýn En Çok Yaptýðý 10 Hata 54 TRANSFORMERS 28 WEEKS LATER Tür: Macera/Aksiyon/Bilim Kurgu Gösterim Tarihi: 6 Temmuz 2007 Yönetmen: Michael Bay Tür: Gerilim/Bilim Kurgu/Korku Gösterim Tarihi: 13 Temmuz 2007 Oyuncular: Rose Byrne, Jeremy Renner, Harold Perrineau Jr. Yönetmen: Juan Carlos Fresnadillo kültür-sanat Uçaða dönüþen kýrmýzý ve kamyona dönüþen sarý oyuncaklarým bir kenarda dursun, eskileri býraktýðýmýz bu zamanda, 80'lerin 90'larýn elimizden düþürmediðimiz oyuncaklarý Transformeslar geri dönüyor. Aksiyon, bilim kurgu filmlerinin usta yönetmeni Michael Bay ve filmin arka planýndaki isim Spielberg, umarým Dünyalar Savaþý ve Kurtuluþ Günü gibi abartýlý ve berbat bir propagandayla Transformers'da karþýmýza çýkmayacak.80'lerde Japonlarýn Voltran'ýna karþý Amerikalýlarýn yaptýðý Transformerslar bakalým beyaz perdede neye dönüþecekler. Sonranýn Sonrasý Kollarýný açarak garip yürüyüþleriyle insanlara yemeye çalýþan klasik zombi filmlerinden öte bu yaratýklarýn üzerimize koþarak saldýrmasý bence daha heyecan verici. 28 Hafta Sonra, 28 Gün Sonranýn devamý niteliðinde. Usta yönetmen Danny Boyle'un ve oyuncu kadrosunun olmayýþý handikap olarak gözükse de serinin üçüncü filmi için hazýrlýklar þimdiden baþlamýþ. Bu projenin ismini tahmin etmek inanýn zor olmayacak? 28 ay sonra, 28 yýl sonra Filmimiz, Danny Boyle'un külleri arasýndan doðmasýný beklediðimiz bir film mi olacak, yoksa çok farklý bir zombi klasiði mi olacak, heyecanla bekliyoruz. HOT FUZZ ÞÜPHE Tür: Komedi/Aksiyon/Gizem/Suç Gösterim Tarihi: 13 Temmuz 2007 Oyuncular: Simon Pegg, Martin Freeman, Bill Nighy Yönetmen: Edgar Wright Tür: Gerilim Gösterim Tarihi: 3 Aðustos 2007 Oyuncular: Shia LaBeouf, Sarah Roemer, Carrie-Anne Moss, David Morse, Aaron Yoo Yönetmen: D.J. Caruso Gerçeklerle beraber abartýlý etkenleri birbirleriye baðlayan filmimiz, yanýnda soðuk Ýngiliz esprileri sunsa da sýcaklýðýyla eðlendiriyor. Dost musun düþman mýsýn tarzýnda olan komedi filmine dedektiflik ve gerilim konularýný da katýlýnca tadýndan yenmez bir film olmuþ desek abartmayýz herhalde. Ýngiltere ve Amerikada "Box Office" de haftalarca üst sýralarda yer almýþ Hot Fuzz'da, komik bir mizacý olmamasýna raðmen polisleri bu þekle sokmamýz ve sakar hareketlerine gülmemiz -herkesin espri anlayýþý farklýdýr- klasik olsa da eðlendiriyor. Hikâyesiyle sýradan bir film olmaktan çýkarak harika bir þekilde senaryoyu iþleyen Caruso'yu Þüphe'de tebrik etmek gerekiyor. Çünkü yönetmen filmin ilk yarým saatinde basit bir gençlik filmi gibi anlatýyor konuyu. Filmde baþ karakter Ýspanyolca öðretmenine yumruk attýðý için ev hapsine kapatýlýyor ve dýþarý çýkamadýðý için yeni taþýnan komþularýnýn güzel kýzlarýný gözetliyor. Ýþte bu noktada klasik gençlik filmlerinden ayrýlarak seyirciye gerilimi yaþatmayý vaat eden filmin içinde dram da var, aþk da, korku da, gerilim de. 14. Aspendos Uluslararasý Opera Ve Bale Festivali "Mevlana"yý Seyircilerle Buluþturuyor... 14. Aspendos Uluslararasý Opera ve Bale Festivali'nde yerli yapýtlarý sanatseverlerle buluþturan Ýstanbul Devlet Opera ve Balesi, 7 Temmuz'da ise Mevlana Oratoryosunu sahneleyecek. Türk Tiyatrosu'nun önemli isimlerinden Semih Sergen'in eþsiz dizeleri, Can Atilla'nýn etkileyici müziði ile Hz. Mevlana'nýn hayatýný perdeye taþýyan eser; Hz. Mevlana'dan tüm dünyaya dostluk ve barýþ çaðrýsý... Büyük düþünür Hz. Mevlana'nýn doðumunun 800. yýlý etkinlikleri çerçevesinde hazýrlanan eserde; Ýstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosunun yaný sýra Mevlevi müziðine ait enstrümanlar da kullanýlacak. Bedenin Dili Ses ve Öfke Riccon Ýlhan Doðan Hayat Yayýnlarý Türkiye doðumlu Ýlhan Doðan'ýn Ýsviçre'de; Beden Dili, Tiyatro, Psikoloji ile Mizahý sentezleyerek oluþturduðu ve 'Riccon Tekniði' adýný vererek tescil ettirdiði eðitim tarzý Avrupa'dan sonra þimdi de Türkiye'de... Tiyatro ile psikoloji, beden dili ve mizahý birleþtirerek 'Riccon Tekniði'ni oluþturan Doðan, saðlýklý iletiþim için geliþtirdiði konseptin tescilini yaptýrdý. Patenti kendine ait olan "Riccon Tekniði"yle AB parlamenterlerine, kamu görevlilerine, bilim adamlarýna ve dünyanýn önde gelen marka yöneticilerine, uygulamalý olarak beden dilinin doðru kullanýmý eðitimlerini verdi. Bedenin Dili adlý kitabý Almanca'dan sonra Türkçe'ye çevrildi. William (Cuthbert) Faulkner Yapý Kredi Yayýnlarý Nobel ödüllü yazar William Faulkner'ýn yüzyýlýn klasikleri arasýnda gösterilen ve Milli Eðitim Bakanlýðý'nýn 100 Temel Eser seçkisinde yer alan romaný Ses ve Öfke'de yazar bu yapýtýnda, yaþananlarý, düþünülenleri, sýkýþan ve patlayan duygularý vermekteki ustalýðýný doruða taþýyor. Dört bölümden oluþan romanda, bir ailenin daðýlýþý, aile bireylerinin bilinç akýþlarýyla izleniyor. Zihinsel engelli oðul Benjy'nin, suçluluk ve onur duygularýyla azap çeken aðabeyi Quentin'in, sert, mantýklý ve kurnaz diðer erkek kardeþ Jason'ýn anlatýmlarýyla ailede yaþananlar yavaþ yavaþ açýða çýkýyor. Kýz kardeþ Candace'ten Jason'ýn vasiliðini aldýðý yeðeni Quentin'e, zenci hizmetçi Dilsey'den torunu Luster'a pek çok karakterin sahiciliði ve olaylarýn evrensel trajedisi, Faulkner'ýn diliyle bir cam kýrýðý kadar keskin, bir öfke aný kadar yüksek sesli. Büyük Balýk (Big Fish) Tür: Dram Oyuncular: Evan McGregor, David Denman, Albert Finney, Billy Crudup, Jessica Lange, Alison Lohman, Helena Bonham Carter, Steve Buscemi, Danny DeVito Yönetmen: Tim Burton Yönetmenin hayal gücüyle izleyiciyi aðýna düþürdüðü, fanteziyle gerçeðin, paranoyla inanmanýn sýnýrlarýnda bir baba ile oðlu arasýndaki inatlaþmayý buluþturan harika bir öykü Büyük Balýk. Hani büyüklerimizin anlattýðý bazý öyküler vardýr, onu o kadar çok anlatýrlar ki artýk gülmezsiniz ve sýkýlýrsýnýz; ama aradan geçen zamanda ummadýðýnýz bir anda tekrar duyduðunuzda güler ve çok hoþumuza gider. Ýþte böyle öyküler anlatan bir adam düþünün, hep hikayeler anlatýyor ve en sonunda o hikayelerdeki adam oluyor. Ýnsanýn iliþkileri ve hayatý bu kadar masalsý anlatýlabilirdi. Modern çað masalýnda rüya gibi bir Tim Burton filmi. The Notebook Tür: Romantik/Dram Oyuncular: Ryan Gosling, Rachel McAdams, James Garner, Gena Rowlands, James Marsden, Sam Shepard, David Thornton, Joan Allen, Kevin Connolly Yönetmen: Nick Cassavetes Özellikle arþiv ile uðraþýyorsanýz mutlaka bulunmasý gereken bir film Notebook. Konusu çok basit diye düþünebilirsiniz hatta Türk filmlerini de andýrabilir size. Nicholas Sparks'ýn muhteþem romanýnýn beyazperdeye aktarýlmýþý olan filmimiz çok güzel bir aþk hikayesini çok güzel bir anlatýmla duygununda çok yoðun olarak seyirciye geçirmeyi baþarýyor. Ryan Gosling üstün bir performans gösterdiði filmde Nick Cassevetes yönetmen koltuðundan güzel bir imza atýyor. GMAÝL Mobil Uygulamasý Geliþen ve sürekli yenilenen telekomünikasyon döneminde artýk mobil telefonlarýnýzdan Gmail hesabýnýza girebilir ve bu sayede e-postalarýnýzý okuyabilirsiniz. Artý bir özellik olarak verilerinizi arþivleyebileceðiniz bu sistem "Gmail Mobil Uygulamasý" olarak ifade ediliyor. Google'un en son yaptýðý açýklama Gmail'in mobil uygulamasý olarak ifade edildi. "Gmail Mobil Uygulamasý" ÝK: Gmail kullanýcýlarý e-postalarýna istedikleri yerde ve zamanda ulaþabilecekler. Daha rahat ve daha hýzlý bir þekilde hizmetin verildiði "Gmail Mobil Uygulamasý" web tabanlý mobil uygulamasý ile büyük bir paralellik gösteriyor. E-postalarýnýzý rahatça okuyabilir, cevaplayabilir, arþivleyebilir hatta fotoðraflarýnýzý ve metin dosyalarý gibi eklentilerinizi kolaylýkla görüntüleyebilirsiniz.. Peki, bu hizmetten yararlanmak için ne yapmanýz gerekiyor? Sizden istenen sadece telefonunuzun Java yüklü olmasý. Java yüklü telefonunuzla birlikte data servislerine eriþiminiz gerekiyor. Ardýndan arama motorunu kullanarak sadece saniyeler sonra Gmail hesabýnýza ulaþýmýnýz saðlanýyor. http://gmail.com/app adresine girerek uygulamayý baþlatabilirsiniz. NTV- MSNBC Elektronik Kütüphane: Dijital Atlas 2007 Dünya ve Türkiye üzerinde yapýlan en geniþ kapsamlý haritalardan biri olma özelliði ile EuroSoft herkesin kolaylýkla kullanabileceði bir eðitim hizmeti sunuyor. Atlas 2007 adýný taþýyan ve tamamen bireylerin geliþimini hedefleyen yazýlým piyasaya sunuldu. Herkesin rahatlýkla kullanabileceði bir yazýlým sistemi Atlas 2007, elektronik bir kütüphaneyi ifade ediyor adeta. Ýçerisinde 7'den 77'ye her konuda bilgi bulabileceðiniz Atlas 2007, kent ve doðal yaþamý yansýtan fotoðraf albümünden, yüzlerce yýllýk antik haritalarý içeren koleksiyona kadar geniþ bir yelpazeye sahip. Dev bir elektronik ATLAS ile her ülke ve il için önemli olan birçok konuda kitapçýk ve bülten bulabileceðiniz bu yazýlým sistemi ile sadece kendinizi coðrafi alanlarda geliþtirmeyeceksiniz. Bütün bölgelerin uzaydan çekilmiþ fotoðraflarýný bir arada bulunduran ARAÞTIRMA bölümü ise size sunulan bir diðer artý. EuroSoft Pazarlama Müdürü Mahmut Karcý, yetiþkinlere özellikle öðrencilerin geliþimi için çok büyük bir anlam taþýyan Atlas 2007'nin içerisinde yer alan yüzlerce fotoðraf, araþtýrma ve kitap sayesinde eþsiz bir kaynaðýn oluþturulduðunu ifade etti. Hürriyet Ýnternet Filtresi Ýnternetin zararlarýný konuþtuðumuz bu günlerde, önemli bir iþlev gören web filtreleme programlarýný ücretsiz olarak internetten edinebilirsiniz. Özellikle çocuklarýný zararlý içerikten korumak isteyen ebeveynlerin tercih edebileceði pek çok yazýlým vardýr. Tüm internet baðlantýlarýný gözetleyerek, zararlý içerik sayýlabilecek pornografi, erotizm, uyuþturucu ve þiddet içerikli resim veya yazýlarý filtreleyebilen, bunun yanýnda son yazýlýmlarda sadece belli baþlý siteleri engelleme mantýðý yerine, içeriði kontrol eden bir yöntem de artýk kullanýlýyor. Bu yazýlýmlarla ayrýca farklý dillerde içerik filtreleyebilir, dosya paylaþým programlarýný engelleyebilir, daha önemlisi programa ulaþýmý þifreleyebilirsiniz. Türklerden LED Dünyanýn gelmiþ geçmiþ en önemli icatlarýndan ampulü, Edison buldu. Ona alternatif nanoteknoloji ürünü ýþýk kaynaðýysa Türk araþtýrmacýlarýn elinden çýktý. Bilkent Üniversitesi'nde görevli araþtýrmacýlar, geliþtirdikleri ayarlanabilir beyaz ýþýk teknolojisiyle, klasik ampulleri deðiþime uðrattý. Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü ve Elektrik Elektronik Mühendisliði Bölümü Öðretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hilmi Volkan Demir'le öðrencileri Sedat Nizamoðlu, Tuncay Özel ve Emre Sarý'nýn nanoteknolojiyle üretilen nanokristalli 'LED'leri (Iþýk Yayan Diyot-Light Emitting Diode), ýsýyý ýþýða dönüþtüren normal ampulün aksine, elektrik enerjisini direkt ýþýða çeviriyor. Yüzde 90 oranýnda enerji tasarrufu saðlayan LED bazlý ýþýk kaynaklarý, küresel ýsýnma sorununa alternatif çözüm getirmeye aday. LED tabanlý ýþýk kaynaklarýnýn ömrü 23 yýl sürecek ve otomobillerin aydýnlatma sistemlerinde köklü deðiþikliklere gidilecek. Çalýþma, dünyanýn prestijli bilimsel yayýn organlarýndan 'Nanotechnology' dergisinin 14 Þubat 2007 baskýsýnda da kapak konusu oldu. Bir LED'i, günde 12 saatten 23 yýl kullanabilmemiz mümkün. Bu da insanýn, ömründe ýþýk kaynaðýný sadece dört defa yenileyeceði anlamýna geliyor. LED bazlý ýþýk kaynaklarýyla küresel ýsýnmaya yol açan karbon emisyonunun 300 milyon ton azaltýlabileceðini söyleyen Demir, beþ yýl içinde otomobil farlarýnýn da LED bazlý ýþýk kaynaklarýna yönelmesini beklediklerini söylüyor. Yaþam Servisi, AA Deprem Haberini Uzaydan Alacaðýz Depremden birkaç saat önce uzayda yüksek enerji yoðunlaþmasý olduðunu tespit eden uzmanlar, uzaya deprem teleskobu gönderdi. Rusya, depremlerin birkaç saat önceden tahmin edilmesini saðlayabilecek bir uyduyu uzaya gönderdi. Önceki gün Kazakistan`daki Baykonur Uzay Üssü`nden Soyuz aracýyla fýrlatýlan Resurs-DK adlý uydu dünyadan yaklaþýk 300 kilometre yüksekteki bir yörüngeye oturdu. Birçok bilimsel deney yapacak olan uydudaki en ilginç cihazlardan biri, "Arina" adlý uzay teleskopu. Rusya Uzay Ajansý yetkilileri, Arina ile depremlerin ilk kez önceden tespit edilme denemesi yapýlacaðýný açýkladý. Rus yetkililer, depremlerden birkaç saat önce uzayýn dünyaya yakýn bölgelerinde yüksek enerji yoðunlaþmasý yaþandýðýný, Arina`nýn bu deðiþikliði belirlemeye çalýþacaðýný söyledi. Bilim adamlarý uzay teleskopunun depremin meydana geleceði noktayý sadece 100-200 kilometre hata payýyla tespit edebileceðine inanýyor. E-kolay Acil Leasing Türkiye Finans'ta! B ir leasing iþlemi, düþündüðünüzden çok daha hýzlý bir þekilde ele alýnsa, iþleriniz nasýl bir hýzda büyür? Ýþte bu sorunun cevabý, Türkiye Finans'ýn leasing hizmeti için hazýrlanan reklam kampanyasýnda... Altýncý Duyu Reklam Ajansý tarafýndan, hazýrlanan leasing kampanyasý ile ilgili olarak, ajans yetkilileri þunlarý söyledi: "Leasing, iþletmeler için hayati önem taþýyan bir hizmet. Þirketi büyütmek, ihtiyaçlarý karþýlamak ve ticari fýrsatlarý tam zamanýnda deðerlendirmek için, alýnan bu hizmetin hýzý çok önemli. Biz de þirketine acilen ekskavatör almak isteyen bir iþ adamýndan yola çýkarak, Türkiye Finans'ýn Acil Leasing hizmetini esprili bir dille anlattýk. oluyor: Leasing iþlemi çoktan baþlatýlmýþ, gerekli belgeler hazýrlanmýþ bile... Filmin sonunda, iþ adamýnýn Acil Leasing hizmetinin hýzý karþýsýndaki þaþkýnlýðýný ve memnuniyetini görüyoruz." Kampanyanýn radyo spotunda, inþaatý için ekskavatör ve vinç alma hayalleri kuran bir iþ adamýný duyuyoruz. Türkiye Finans, onun bu hayalleri için özel bir çaðrý yapýyor: "Hayallerinizi Türkiye Finans'a getirin, gerçekleriyle deðiþtirelim." Basýn ilanlarýnda ise, "Acil Leasing" yazýsýndaki L harfi yerine, leasingle alýnabilen makineler, gayrimenkuller konarak, bu hizmetin içeriðinin altý çiziliyor. Her zamanki gibi, reklam filminde ve radyo spotlarýnda duyulan müzik, Türkiye'nin en önemli müzisyenlerinden biri olan, Attila Özdemiroðlu'na ait. Filmde, hemen bir ekskavatör almak isteyen iþ adamý, bu talebini bankacýya iletiyor. Ekskavatör, zor söylenen bir kelime olduðu için, adamýn dili sürçüyor ve yanlýþ söylüyor. Bankacý, ne demek istediðini anlayýp, iþlemini hemen baþlatýyor. Adam ise, bir süre daha, kelimenin doðrusunu söylemeye çabalýyor. Nihayet "ekskavatör" dediði anda, beklenmedik bir þey Türkiye Finans Kurumsal Kampanya Künyesi Reklam Ajansý : Altýncý Duyu Reklamveren : Türkiye Finans Katýlým Bankasý Yapým Þirketi : Sputnik Yönetmen : Murad Küçük Müzik : Attila Özdemiroðlu ÜRÜNLERÝMÝZ BANKACILIK HÝZMETLERÝ AYAÐINIZA GELDÝ Türkiye Finans E-Servisler.... Bankacýlýk sektöründe sürekli teknolojik yeniliklere imza atan Türkiye Finans, E-Servisler uygulamasýný kullanýcýlarýnýn hizmetine sundu. Müþterilerinin zaman kaybýný minimuma indirmek ve daha kaliteli hizmet sunmak amacýyla ortaya çýkan E-Servisler sayesinde, müþteriler leasing ve teminat mektubu baþvurularýný bilgisayarlarý baþýnda yapýyorlar. Müþteriler adresinde yer alan Türkiye Finans E-Servisler bölümündeki online baþvuru formunu doldurduktan sonra müþteri temsilcilerimiz harekete geçiyor ve müþteri ile iletiþime geçilerek süreç iþletiliyor. Þimdilik sadece E-Leasing ve E-Teminat Mektubu hizmeti verilen bölümde ilerleyen günlerde yeni hizmetler de sunulmaya baþlanacak. ürünlerimiz Online baþvuru hizmeti, leasing ihtiyaçlarýnýza hýzlý bir þekilde cevap verebilmek ve uygun çözüm önerileri sunmak amacýyla geliþtirilmiþtir. Ýhtiyacýnýz olan yatýrým aracýný ve özet iletiþim bilgilerini içeren baþvuru formunu doldurduðunuzda, müþteri temsilcilerimiz en kýsa sürede size ulaþacak ve leasing talebiniz deðerlendirmeye alýnacaktýr. Baþvuru formunda planladýðýnýz yatýrýmýn bilgileri Bankamýza ulaþtýðýnda, sunduðumuz yatýrým danýþmanlýðý sayesinde, ihtiyaç duyduðunuz ürünü yurt içinden veya yurt dýþýndan kolayca tedarik edebileceksiniz. E-leasing hizmeti sayesinde uzman kadrolarýmýzca hazýrlanan, kambiyo, sigorta ve esnek ödeme imkaný saðlayan "leasing ürün paketimizden" faydalanabileceksiniz. Teminat mektuplarý avantajlarýndan dolayý yaygýn ve tercih edilen bir enstrüman olmaya devam ediyor. Ýþgörenler için nakit kullaným ihtiyacýna girmeden ticari faaliyetler yürütülüyor ve bu sayede sermayenin yatýrýma dönüþtürme kapýsý açýlýyor. Ýþveren firmalar için banka garantisi devreye giriyor. Ýþveren ve iþgören her ölçekteki firmalar bu özelliklerin farkýnda. Ticari faaliyetleri kolaylaþtýran bu ürüne mevcut ve potansiyel müþterilerimiz nasýl hýzlý ve etkin bir þekilde ulaþabileceklerini bilmek istiyor. Müþterilerimizin önceliklerinin farkýnda olan Bankamýz, teminat mektubu ihtiyaçlarýnýza hýzlý bir þekilde cevap verebilmek ve uygun çözüm önerileri sunmak amacýyla e-teminat mektubu (online baþvuru) hizmetini geliþtirmiþtir. Ýhtiyacýnýz olan teminat mektubu ve özet iletiþim bilgilerini içeren baþvuru formunu doldurduðunuzda, müþteri temsilcilerimiz en kýsa sürede size ulaþacak ve teminat mektubu talebiniz deðerlendirmeye alýnacaktýr. SSK ÖDEMELERÝ Kahvenizi yudumlarken SSK ödemelerinizi yapabileceðinizi biliyor musunuz? Sosyal Sigortalar Kurumu'na ait Ýþveren Cari Dönem Prim Ödemeleri / Yeniden Yapýlandýrma Ödemeleri Ýsteðe Baðlý Sigortalý Prim Ödemeleri / Yeniden Yapýlandýrma Ödemeleri Sosyal Yardým Zammý Ödemeleri'ni Þubelerimizden, Ýnternet Þubesinden veya otomatik ödeme talimatý vererek yapabilirsiniz. SSK Ödemeleri ile ilgili detaylý bilgi ve sorularýnýz için 444 2 444 Müþteri Ýletiþim Merkezi'ini arayabilirsiniz. ESKÝDEN ISLAK ÝMZA VARDI. ÞÝMDÝ ÝSE MOBÝL ÝMZA... Ýmzanýz Cep Telefonunuzda. Ýnternet Þubesi'ne giriþlerde güvenliði artýran ve elektronik imza yoluyla giriþlere izin veren Mobil Ýmza uygulamasý hayata geçti. Mobil Ýmza, 5070 sayýlý Elektronik Ýmza Kanunu'nda tarif edilen ve ýslak imza ile ayný sonucu doðuran Elektronik Ýmza'nýn GSM SÝM kartlarý kullanýlarak atýlmasýný saðlayan bir uygulama. Mobil Ýmza, elektronik ortamda kimliðinizi doðrulayarak ýslak imza ile eþdeðer iþlem yapabilmenize olanak saðlýyor. Ýnternet Þubesi'ne girmek istediðinizde Mobil Ýmza uygulamasý sayesinde, sisteme daha önce tanýmladýðýnýz numaranýn kullanýldýðý cep telefonunun ekranýna bir mesaj gönderilir. SMS olarak gönderilmediði için güvenlik sorunu olmayan bu mesajda, Ýnternet Þubesi'ne girmek için onayýnýz istenir. Gelen mesaja onay vermeniz halinde Ýnternet Þubesi'ne giriþ yapýlabilir. Mobil Ýmza uygulamasý ile telefonunuz aracýlýðýyla onay vermediðiniz sürece hesabýnýza ulaþým engellenmiþ olur. Nasýl Kullanýlýr? Ýnternet Þubemiz üzerinden müþteri numaranýzý ve parolanýzý yazdýktan sonra, gelen þifre ekranýnda yer alan imzalama talebiniz sim kartýnýza gönderilir. Gelen mesajý ve iþlem parmak izini kontrol edip onayladýðýnýzda, Ýnternet Þubemize giriþ iþleminizi tamamlayabilirsiniz. Dilerseniz standart þifreniz ile giriþe de müsade ederek, imzalama iþlemini gerçekleþtiremeyeceðiniz durumlar için de þifreniz ile Ýnternet Þubesi'ne giriþ yapabilirsiniz. Baþvuru Mobil Ýmza aboneliði 3 aþamadan oluþmaktadýr. Ön baþvuru, Baþvuru ve Aktivasyon: Ön Baþvuru Öncelikle Ýnternet Þubesi'nden ön baþvuru yapýlmasý gerekmektedir. Ön baþvuru adýmýnýn baþarýyla gerçekleþtirildiðine iliþkin onayý takiben, baþvuru adýmýna geçebilirsiniz. Ön baþvurular 30 gün geçerlidir. Baþvuru Ön baþvurudan sonra kimliðiniz ile (ehliyet, nüfus cüzdaný, avukat kimliði veya pasaportunuz) dilediðiniz bir TurkcellExtra'ya baþvurarak, Mobil Ýmza Sertifika Sahibi Taahhütnamesi'ni imzalamanýz gerekir. Mobil Ýmza'nýn kullanýlacaðý hat için, hat sahibi tarafýndan SIM kart deðiþikliði yapýlmalýdýr. SIM deðiþikliðinde GSM numarasý deðiþmeyecektir. TurkcellExtra'yý ziyaretinizden birkaç gün sonra, Turkcell Müþteri Hizmetleri sizi arayacak ve kimliðiniz teyit edilecek. Bu iþlemi takiben Mobil Ýmza þifrenizi oluþtururken kullanacaðýnýz Baþlatma Kodu'nuz size telefonda iletilecek ve Mobil Ýmza aboneliðiniz aktive edilecektir. Aktivasyon Mobil Ýmza'nýz SIM kartýnýzda aktive edildiðinde, telefonunuzun ekranýnda Mobil Ýmza menüsü belirecek ve Turkcell Müþteri Hizmetleri tarafýndan telefonda size iletilen Baþlatma Kodu'nu girmeniz istenecektir. Daha sonra Turkcell Müþteri Hizmetleri tarafýndan size iletilen Baþlatma Kodu'nu girin. Mobil Ýmza için kullanmak istediðiniz þifrenizi belirleyin ve onaylayýn Elektronik sertifikanýz, Elektronik Sertifika Hizmet Saðlayýcý tarafýndan yayýnlanarak, mobil imzanýz kullanýma hazýr hale geldiðinde, SMS ile size bildirilecektir. Coðrafi konumunuza baðlý olarak en geç 1 hafta içerisinde Mobil Ýmza'nýz aktif hale gelecektir. Ayrýntýlý bilgi için: www.turkiyefinans.com.tr VERGÝ TAHSÝLATLARI Türkiye Finans þubelerine gelerek tüm vergilerinizi ister hesabýnýzdan isterseniz de nakit olarak ödeyebilirsiniz. Motorlu Taþýtlar Vergisi ve Trafik Cezalarýnýzý günü geçmiþ olsun veya olmasýn, internet þubemizden veya þubelerimize bizzat gelerek ödeyebilirsiniz. Türkiye Finans'ta tahakkuk fiþleri ile uðraþmak zorunda kalmazsýnýz. Vedop sistemini kullanan vergi dairelerine yapacaðýnýz ödemelerde borcunuz Maliye Bakanlýðý üzerinden sorgulandýðýndan tahakkuk fiþi ibraz etmek zorunda deðilsiniz. Gümrük Vergisi Ödemeleri de Türkiye Finans'ta Türkiye Finans'ta Vergi Ödemeleri Online Gerçekleþir Türkiye Finans'ta Vedop sistemini kullanan vergi dairelerine yapacaðýnýz ödemeler Maliye Bakanlýðý üzerinden online olarak sorgulanýr, güncel borcunuz görüntülenir. Bu sayede hatalý ödeme yapmamýþ olursunuz. Ödemeniz yine online olarak Maliye Bakanlýðý sistemine anýnda iþlenir. Gümrük vergisi kapsamýnda; ithalat gümrük vergisi, KDV, Toplu Konut Fonu, Telafi Edici Vergi ve Ýthal Harcý gibi vergileri þubelerimizden ödeyebilirsiniz. Türkiye Finans'ta en hýzlý ve en kolay vergi ödemesi yapmanýn keyfini yaþayabilirsiniz.
Benzer belgeler
seminerde enerji oturumu
Aklýnýzda futbolu býrakayým ondan sonra
evlenirim gibi bir düþünce var mýydý?
Hayýr, önemli olan doðru insaný bulabilmek...
Ben bu konuda biraz titiz bir insandým. Aile
kurumuna çok saygý duyan ve ...
hikmet temel akarsu
vefakâr seyirci? Senede üç yüz filmle sektör
olma yolunda emin adýmlarla ilerleyen 'Türk
Sinemasý'nýn baþýna ne geldi de korsan film
satanlar bir sektör yaratýrken 'Türk Sinemasý' bir
sektör olmakt...