başakşehir belediyesi
Transkript
başakşehir belediyesi
15 - 31 MAYIS 2014 Türkiye’nin ilk yaşam laboratuvarı %$û$.û(+ú5Belediyesi tarafından hayata geçirilen ve Türkiye’nin ICT alanında ilk ve tek LivingLab (Yaşam Laboratuvarı) olan Başakşehir İnovasyon ve Teknoloji Merkezi, Avrupa Birliği Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun katılımıyla açıldı. TTNET’in ana stratejik ortak olduğu Living Lab, dünya’da sadece 340 tane Türkiye’de ise ICT alanında ilk ve tek yaşam laboratuarı. Î 2 Hem hafızlık yapıyorlar hem üniversite okuyorlar 2005 yılından beri hizmet veren ve onlarca hafız yetiştiren Tunahan Kız Kur’an Kursu, mezuniyet halkasına 14 hafız daha ekledi. Bu 14 isimden kimi 2 yılda, kimi ise 3 yılda hafızlığını tamamlayıp icazetini aldı. Bazıları açık öğretimde lise okuyor, bazıları ise üniversite öğrencisi. İçlerinde henüz 14 yaşında olan da var. Î 15 Açlık grevi tehdidi geri adım attırdı! &+3 Başakşehir ve Maltepe &+3Başakşehir ve Maltepe İlçe Gençlik Kolları Başkanları, yerel seç Kolları Başkanları, yerel seçim sonrası görevden alındı. Part alındı. Partide büyük tartışma yaratan ka tışma yaratan kararın ardınbaşkan, dan iki başkan, açlık grevine t başlayacakları tehdidinde bulundular. Bu bulundular. Bu açıklamanın ardında nın ardından İstanbul İl Gen bul İl Gençlik Kolları Başka rı Başkanlığı, Aşkın T kın Tuna ve Kenan Otl Otlu’yu görevler lerine iade etti. Î 6 \\ www.212haber.com // ACIMIZ ! K Ü Y BÜ Yıl:4 Sayı: 54 Fiyatı: 1 YALNIZ DEGILSINIZ Onlar savaşın çocukları. Zulümden kaçıp Türkiye’ye sığındılar… Gittikleri yerlerde hüzün de keder de peşlerini bırakmadı... Yaşamak için en zor şartlara kabul dediler… Kimilerinin evi parklar ve köprü altları, kimilerinin ise çatısı delik gecekondular oldu. ‘BOMBA MI ATILDI?’ DİYE KESİLEN NEFES S .RUNXQXQ resmini bir Suriyelinin minik gözlezlezl rinde, yokluk ve sefaletin izlerini ise zayıf bedebeedeeninde görebilirsiniz ama her gürültüde ‘Bomba mb a mı atıldı?’ diye kesilen nefesini ve yüreğindeki deekii çarpıntının şiddetini hissedemezsiniz… IŞIĞIM SÖNDÜ Karıcığım hoşçakal, ışığım azalıyor, Yanımda ölü arkadaşlarım. Artık kömür kokulu ekmekler getiremeyeceğim sanırım. Buraya kadarmış çocuklarım, hoşçakalın, Hakkınızı helal edin; anacığım, babacığım. Işığım azalıyor, hoşçakalın.. AZAP MAMO… GURBET DİYARDA… Üstüme değil içime çöken ocağın sessizliğinde Tek tek seslerinizi duyuyorum, yüzlerinizi görüyorum, Işığım azalıyor, soluğum azalıyor, biliyorum, Yavaş yavaş dünyanın kara kalbine gömülüyorum. BAŞAKŞEHİR7DE 13 BİN SURİYELİ VAR Işığım söndü, işte gidiyorum.., Ah, en çok da şimdi, bir bilseniz Nasıl da bulutları, ağaçları, gökyüzünü özlüyorum. Işığım söndü.. hoşçakalın, arkadaşlarım çoktan gitti, Artık ben de gidiyorum... Şerif Enginbay AGD İstanbul İl Başkanı t: Ali Uğur Bulu } ANADOLU Gençlik Derneği’nin (AGD) ülke genelinde ortaokul öğrencilerine yönelik düzenlediği Yaz-Et programı, 16 Haziran’da start alıyor. 6 hafta süren programlar bu yıl Ramazan ayı nedeniyle 5 haftaya indirildi. 212 $]DS0DPR3 yıl önce Suriye’deki savaştan n kaçıp Türkiye’ye geldi. 9 ay önce İstanbul’daa ççaalıştığı tekstil işinden ayrılıp gurbet ilde yardıma dıma dı muhtaç halkına destek olmak için 6 Suriyelii arkadaşıyla beraber Güvercintepe’de Suriyeliler lileer li Derneği’ni kurdu. %DüDNüHKLU·de 13 bin Suriyeli var. Bunlardan an an sadece 3 bini Güvercintepe’de hizmet veren Suriyeliler Derneği’ne kayıtlı. Bu sayının içinde i nd e yo or.. muhtaç durumda olan yetimler de bulunuyor. ye. ye Hemen her gün yeni mülteciler geliyor ilçeye. Özellikle yeni gelenlerin yatacak yatakları, oturacak minderleri dahi yok. } 0HNkQODU× XQ V O R W H Q Q H F Î9’DA (øú7ú0 6ú67(0ú0ú= Mustafa Tezcan 50 bin çocuğa dokunmak istiyoruz Haber’e konuşan AGD İstanbul İl Başkanı Ali Uğur Bulut, “Bu yıl 50 bin öğrenciye kurumlarımız vasıtasıyla dokunmak istiyoruz. Bu dokunma manevi, fıtri ve şuur dokunması olacaktır.” dedi. Î 9 YEDİ GÜZEL ADAM ekranda şiir yazıyor 7h5.ú<(·'( ilk kez baş karakterleri edebiyat dünyasından olan bir dizi çekiliyor. Maraş Lisesi’nde bir araya gelen Yedi Güzel Adam’ın hayatı şair Erdem Bayazıt’ın dilinden anlatılıyor. Cahit Zarifoğlu’nun şiiri ete kemiğe büründü dizi diye göründü. Biz de Kahramanmaraş’ta kurulan sete gittik. İşte gördüklerimiz… Bünyamin Yılmaz yazdı Î 10 ‘1400 yıllık ahenk Çamlıca semalarında’ d$0/,&$ Camii projesinin Uğur Bulut Î12’DE kaba inşaatının yüzde 50’si tamamlandı. Projenin 1 Temmuz 2016 Cuma gününe kadar tamamlanması hedefleniyor. Î 18 Î4’TE 1('(1 Emin Batur 2 HA BER 15 - 31 MAYIS 2014 DÜNYADA SADECE 340 TANE BULUNUYOR Başakşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen ve Türkiye’nin ICT alanında ilk ve tek LivingLab (Yaşam Laboratuvarı) olan Başakşehir İnovasyon ve Teknoloji Merkezi, Avrupa Birliği Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun katılımıyla açıldı. TTNET’in ana stratejik ortak olduğu Living Lab, dünya’da sadece 340 tane Türkiye’de ise ICT alanında ilk ve tek yaşam laboratuarı. www.212haber.com Türkiye’nin ilk yaşam laboratuvarı B $û$.û(+ú5Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ın ev sahipliğinde gerçekleşen açılış törenine; AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yanı sıra, Finlandiya Türkiye Büyükelçisi Nina Vaskunlahti, ENoLL Başkanı Jarmo Eskelinen, AB Komisyonu DC Connect İnovasyon Bror Salmelin, Catalunya Citilab Cornella,i2cat Living Lab Başkanı Prof. Artur Serra, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, Esenyurt Kaymakamı Ekrem İnci, Bakırköy Başsavcısı Selami Hatipoğlu, Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcıları Murat Şahin, Haluk Dikbaş, Hatice Demiralay katıldı. Basın mensuplarının da yoğun ilgi gösterdiği etkinliğe; yurt içi ve dışından akademisyenler, teknoloji ve inovasyon yetkilileri de katıldı. Yeni ürün, hizmet, fikirlerin üretildiği, geliştirildiği Başakşehir İnovasyon ve Teknoloji Merkezi açılış programında Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve konuşmacılara plaket ve hediye takdim etti. TTNET’in ana stratejik ortak olduğu Başakşehir Living Lab, Dünya’da sadece 340 tane Türkiye’de ise ICT alanında ilk ve tek yaşam laboratuarı. ‘BAŞKAN UYSAL, MEMLEKET SEVGİSİNİ HİZMETE DÖNÜŞTÜRDÜ’ Başakşehir Belediyesi’nin ilçeyi bir teknoloji ve inovasyon şehri markası yapma vizyonuyla projelendirdiği Başakşehir İnovayon ve Teknoloji Merkezi’nin açılış töreninde konuşan Avrupa Bilirliği Ba- ‘LİVİNG LAB’DA ÜRETİLEN PROJELER VATANDAŞIN HAYATINI KOLAYLAŞTIRDI’ kanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Biz Başkanımız Mevlüt Uysal ile çocukluk, gençlik arkadaşıyız. Gençliğimizdeki o memleket sevgisini bugün yerel yönetimler anlamında milletine, Başakşehir’e hizmet olarak dönüştürdüğü için çok büyük mutluluk duyuyorum. Milletimiz bu güzel hizmetlerin karşılığı olarak yeni dönem için seçti. Bu dönemde de başarılı çalışmalar imza atacağınızdan hiç kuşkum yok.”dedi. Başakşehir Living Lab’ın tüm Türkiye’ye örnek olacak bir çalışma olduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu: “Bilimde ve teknolojideki gelişmeleri takip etmek bile zorlaştı. Bu gelişmelerden devletler, yerel yönetimler ve vatandaşlar ne kadar yararlanıyor buna bakmak lazım. Dünya sanayi ekonomilerinden, bilim ve teknoloji, inovasyon ekonomilerine doğru kaymaktadır. Bu alanda üretilen ürün ve hizmetler daha değerli hale gelmektedir. Bunu hem ülkemizin hem de Avrupa birliğinin çok iyi değerlendirmesi gerekiyor. Türkiye bütçesinin yalnızca % 0.53’ünü ar-ge’ye ayırırken şimdi ise bütçesinin %1’ini bilim ve teknolojiye ayırıyoruz. Fakat buda yetersizdir. Türkiye’nin her alanda 2023 hedefleri var bu hedeflere ulaşmak içinde bilim ve teknoloji ağırlıklı üretimi artırmamız gerekiyor. İnovasyonu desteklememiz gerekiyor. Teknoloji ve halk tarafından kullanılmazsa havada kalır. Bu çalışma bunu sağlayacak.”dedi. 7ŶŽǀĂƐLJŽŶ͕ƚĞŬŶŽůŽũŝ ǀĞŐŝƌŝƔŝŵĐŝůŝŒŝŶĂLJŶŦ ĕĂƨĂůƨŶĚĂďƵůƵƔƚƵŒƵĂƔĂŬƔĞŚŝƌ7ŶŽǀĂƐLJŽŶǀĞdĞŬŶŽůŽũŝDĞƌŬĞnjŝŶŝŶĂĕŦůŦƔƚƂƌĞŶŝŶĚĞƐĞůĂŵůĂŵĂŬŽŶƵƔŵĂƐŦLJĂƉĂŶĂƔĂŬƔĞŚŝƌĞůĞĚŝLJĞĂƔŬĂŶŦDĞǀůƺƚhLJƐĂů͕>ŝǀŝŶŐ>Ăď͛ŦŶǀĂƚĂŶĚĂƔĂLJĂŶƐŦŵĂůĂƌŦŶŦĂŶůĂƴ͘ĂƔŬĂŶhLJƐĂů͗͞ 7ůĕĞŵŝnjLJĞŶŝŬƵƌƵůĂŶ ϴŝůĕĞĚĞŶďŝƌŝƐŝ͘ŝnjƂŶƺŵƺnjĚĞŬŝƐĞŶĞůĞƌĚĞ LJĞŶŝ7ƐƚĂŶďƵůĚĞŶŝůŝŶĐĞŝůŬĂŬůĂŐĞůĞŶŝůĕĞ ĂƔĂŬƔĞŚŝƌŽůƐƵŶŝƐƟLJŽƌƵnj͘ŝnjŝůĕĞŵŝnjŝŐŝƌŝƔŝŵĐŝůĞƌŝĕŝŶďŝƌĐĂnjŝďĞŵĞƌŬĞnjŝŚĂůŝŶĞŐĞƟƌŵĞŬŝƐƚĞĚŝŬ͘7ƔƚĞďƵ ŶĞĚĞŶůĞ>ŝǀŝŶŐ>Ăď DĞƌŬĞnjŝŵŝnjŝŚĂLJĂƚĂ ŐĞĕŝƌĚŝŬ͘ƺŶLJĂ͛ĚĂŬŝƚƺŵůŝǀŝŶŐ ůĂď͛ůĂƌŦŝŶĐĞůĞĚŝŬ͕ƺůŬĞŵŝnjǀĞ ĂƔĂŬƔĞŚŝƌŝŵŝnjŝŶŬŽƔƵůůĂƌŦŶĂ ƵLJŐƵŶŚĂůĞŐĞƟƌĚŝŬ͟ĚĞĚŝ͘ >ŝǀŝŶŐ>Ăď ďƺŶLJĞƐŝŶĚĞŐĞůŝƔƟƌŝůĞŶ ƉƌŽũĞůĞƌĞĚĞ ĚĞŒŝŶĞŶĂƔŬĂŶhLJƐĂůƐƂnj- ůĞƌŝŶŝƔƂLJůĞƐƺƌĚƺƌĚƺ͕ ͟ƵŵĞƌŬĞnjĚĞŐĞůŝƔƟƌŝůĞŶƉĞŬĕŽŬƉƌŽũĞǀĂƚĂŶĚĂƔŦŵŦnjŦŶŚĂLJĂƨŶŦŬŽůĂLJůĂƔƨƌĚŦ͘>ŝǀŝŶŐ>Ăď͛ĚĂƺƌĞƟůĞŶ ŝůŬƉƌŽũĞŵŝnj͚DŽďŝů ^ĂŒůŦŬPůĕƺŵǀĞdĂƌĂŵĂ^ŝƐƚĞŵŝ͛ƉƌŽũĞŵŝnj͘ ƵƉƌŽũĞŬĂƉƐĂŵŦŶĚĂ ŝůĕĞŵŝnjƐĂŬŝŶůĞƌŝĂƌƨŬƐĂŒůŦŬŬƵƌƵŵůĂƌŦŶĂ ŐŝƚŵĞĚĞŶ͕ƐŦƌĂďĞŬůĞŵĞĚĞŶǀĞnjĂŵĂŶŬĂLJďĞƚŵĞĚĞŶϭϴĨĂƌŬůŦŬĂůĞŵĚĞƐĂŒůŦŬƚĞƐƚůĞƌŝŶŝƺĐƌĞƚƐŝnjŽůĂƌĂŬLJĂƉƨƌĂďŝůŝLJŽƌůĂƌ͘ ĂƔĂŬƔĞŚŝƌ͛ŝŶƐĂĚĞĐĞ ďƵŐƺŶƺŶĞĚĞŒŝů͕LJĂƌŦŶŦŶĂĚĂŬĂůŦĐŦǀĞĞƚŬŝŶ ĕƂnjƺŵůĞƌŝĕŝŶĕĂůŦƔĂĐĂŬŽůĂŶ>ŝǀŝŶŐ>Ăď͛ŦŶ ƺůŬĞŵŝnjĞǀĞŝůĕĞŵŝnjĞŚĂLJŦƌůŦŽůŵĂƐŦŶŦƚĞŵĞŶŶŝĞĚŝLJŽƌƵŵ͘͟ GELECEK, BAŞAKŞEHİR LİVİNG LAB’DA ĕŦůŦƔƚƂƌĞŶŝŶĚĞƐƂnjĂůĂŶ͕dƺƌŬŝLJĞ7ŚƌĂĐĂƚĕŦůĂƌDĞĐůŝƐŝĂƔŬĂŶŦDĞŚŵĞƚ ƺLJƺŬĞŬƔŝŝƐĞ͕͟7ŶŽǀĂLJŽŶdƺƌŬŝLJĞĂĕŦƐŦŶĚĂŶĕŽŬƂŶĞŵůŝĚŝƌ͘dƺƌŬŝLJĞ͛ŶŝŶ ĐĂƌŝĂĕŦŒŦĚĞŒŝůŝŶŽǀĂƐLJŽŶĂĕŦŒŦǀĂƌĚŦƌ͘>ŝǀŝŐ>Ăď͛ŦŶďƵĂŶůĂŵĚĂďƺLJƺŬ ŬĂƚŬŦůĂƌƐĂŒůĂLJĂĐĂŒŦŶĂŝŶĂŶŦLJŽƌƵŵ͟ ĚĞĚŝ͘ EŽ>>ĂƔŬĂŶŦ:ĂƌŵŽƐŬĞůŝŶĞŶLJĂƉƨŒŦŬŽŶƵƔŵĂĚĂ͟7ŶŽǀĂƐLJŽŶŬĂǀƌĂŵŦĕŽŬĞƐŬŝďŝƌŬĂǀƌĂŵ͕LJĞŶŝŽůĂŶŝƐĞ ŬƵůůĂŶŦĐŦůĂƌůĂŽůĂŶĞƚŬŝůĞƔŝŵŬƵƌŵĂ ďŝĕŝŵŝnjĚŝƌ͘ŬŦůůŦƔĞŚŝƌůĞƌŽůƵƔƚƵƌŵĂŬ͕ ƌĞĨĂŚŦĂƌƨƌŵĂŬŝĕŝŶ>ŝǀŝŶŐ>Ăď͛ĚĂƺƌĞƟůĞŶLJĞŶŝĮŬŝƌůĞƌŐĞƌĕĞŬŽƌƚĂŵŦŶĚĂĚĞŶĞŶŝLJŽƌ͕ǀĂƚĂŶĚĂƔĂLJĂŶƐŦƨůŦLJŽƌ͘ ŶŽ>>ŽůĂƌĂŬƚŽƉůƵŵƐĂůƐŽƌƵŶůĂƌĂ>ŝǀŝŶŐ>Ăď͛ůĂƌĚĂŐĞůŝƔƟƌŝůĞŶĮŬŝƌůĞƌůĞ ĕƂnjƺŵĂƌŦLJŽƌƵnj͟ĚĞĚŝ͘ ĕŦůŦƔƚƂƌĞŶŝŶĚĞƐŽŶŽůĂƌĂŬƐƂnjĂůĂŶddEddĞŬŶŽůŽũŝ'ĞŶĞůDƺĚƺƌ zĂƌĚŦŵĐŦƐŦbĂŚŝŶbĞŶ͕ddEd͛ŝŶĂŶĂ ƐƚƌĂƚĞũŝŬŽƌƚĂŒŦŽůĚƵŒƵďƵŐƺnjĞůŵĞƌŬĞnjŝŶdƺƌŬŝLJĞ͛ĚĞŐŝƌŝƔŝŵĐŝůŝŒŝĚŝŐŝƚĂůŝŶŽǀĂLJŽŶƵĚĂŚĂĚĂŝůĞƌŝLJĞƚĂƔŦLJĂĐĂŒŦŶĂŝŶĂŶĚŦŒŦŶŦƐƂLJůĞĚŝͬͬ͘ 4 A G Ü N DEM 15 - 31 MAYIS 2014 NEDEN… RZUHAL Yöneticilerimizin dikkatini çekmek için ara-sıra bazı problemleri dile getirmeye çalışıyorum. Bu yazı onlardan biri... Hipermarketler ve Çalışma Saatleri Neden AVM’ler şehir içine yapılır. Neden büyük sanayicileri gümrük duvarları ile koruyan devlet, küçük esnafı çoğu yabancı sermaye olan bu devasa ultra hipermarketlerden korumaz. Anladık, küreselleşme denecek, yabancı sermaye girişi falan denecek tamam da, hiç olmazsa çalışma saatlerini biraz olsun yor ama 900’lü 300’lü numaralar geçip işlem yapıyor. Dediğim gibi 1 kişi çalıştığı için ne kadar gayret etse boş. 8-10 kişi dikilmiş bekliyoruz. Neticede dayanamadım uzun bir yürüme yolunu göze alarak pergelleri açtım. Biraz gittikten sonra özel finans kuruluşlarından birisinin yeni açılmış şubesini görünce sevinçle daldım. Bir iki müşteri bekliyordu ama bankanın çalışan eleman sayısı iki kişi olunca, daha geçip oturmadan sıram geldi. İşlemimi yapıp çıktıktan sonra Ziraat kısmak mümkün değil mi? Bu suretle esnafımızın biraz nefes almasına fırsat vermiş oluruz. Nedir o saat 22.00 ye kadar mesai öyle!.. Burada bilhassa kasiyer olarak çalışan 1718 yaşında gencecik kızlarımızın evlerine varıncaya kadar, şu İstanbul trafiğinde saat kaçı bulur? Mesai saatleri şöyle saat 18.00 e veya hiç olmazsa 20.00 ye çekilse hem çalışanlar vakitlice evlerine varır hem de esnafımız da biraz iş yapsa diyorum. Bankası’nın tekrar önünden geçtim. İnanır mısınız 655 rakamı hala yerinde duruyordu. Buna benzer hadiseler diğer banka şubelerinde de başıma geldiğine göre, sizler de benzer hadiseleri yaşamışsınızdır. Şimdi soruyorum: Neden? Bahsettiğim işlemleri Lise mezunu gençle- ZİRAAT BANKASI Ziraat Bankası kamu malı olduğu için bizim sayılır. Binaenaleyh ismini açık açık zikretmekte her hangi bir mahzur görmedim. Şimdi gelelim konumuza: Geçenlerde basit bir işlem yapmak üzere yolum en yakın banka şubesi olarak Ziraat Bankası’na düştü. Sıra numaramı alıp beklemeye başladım. Gerisini anlatmaya gerek yok. Sıram bir türlü gelmiyor. Banka kalabalık. Ama işlemlerimizi yapacak memur bir kişi. Sadece bir kişi… Elimdeki sıra no. 671 ekranda 655 yazı- Emin BATUR [email protected] rin rahatlıkla yapacağı ve memlekette bırakın lise mezunlarını, üniversite mezunlarının işsiz gezdiği bu ülkede, işi gücü olan vatandaşı bu şekilde sırada bekletip eziyet etmek kime ne kazandırır? Neden bu gençlere bu mümbit alanlarda iş verilmez? Buna benzer hadiseleri sanayi ve ticaretin yoğun olduğu bölgelerde 15-20 kişinin sıra beklediği bankalar gördüm. Devlet neden şubelerin yaptığı ciro ve işlem adedine göre istihdam şartı getirmez? Bankalarda sıra beklemekten dolayı kaybolan toplam iş gücü maliyeti hiç mi düşünülmez? Her bir banka şubesinin istihdam edeceği bir-iki gencin alacağı maaş, kaybolan iş gücü maliyeti yanında nedir ki!? Bankalar az mı kar ediyor? Bankaların karı o kadar şişmiş ki, artık yıllık kar açıklamıyorlar. İlk çeyrek, ikinci çeyrek şeklinde açıklıyorlar ki, o rakamlar bile dudak uçuklatır. ‘’Ziraat Bankası her yerde’’ diye övünüyoruz. Ancak THY gibi hizmet kalitesi ile de kendini ispatlamalı milli bankamız. Bütün bunları yazıyorum ama kısa vadede bir netice alınacağı kanaatinde değilim. Nedenini bir örnekle açıklayayım: Başakşehrimizin 1. Etap KİPTAŞ çarşısı önünde bulunan banka ATM lerinden birisi de Ziraat Bankasına ait. Bu ATM nin her iki tarafında ışıklı reklam panoları bulunmaktadır. 7-8 ay öncesine kadar bu ışıklı reklam panosunda ülkemizin turistik yerlerini tanıtan çok güzel bir afiş vardı. Ziraat her yerde gibi bir şeyler yazıyordu ama afiş çok güzel çarşı girişine renk katıyordu. Uzun bir süre önce o afiş kaldırıldı yerine soğuk itici bir reklam afişi kondu ama o afiş yarıya kadar sıyrıldığından reklamın ne olduğu okunmadığı gibi ortaya kemik gibi çiğ floransan lambaları çıktı. Birkaç gün sonra gelir düzeltirler diye bekledim. Ama aradan abartısız söylüyorum en az 78 ay geçti hala öyle duruyor. Bu kadar yoğun işlem gören bir ATM ye gelen görevlilerin hiç mi dikkatini çekmedi? Görmüyorlar mı? Bu çarpıklık bana dert oluyor da, oradan BAŞAKŞEHİR BELEDİYESİ Başakşehir belediyesi seçimlerden önce, yoğun alt-yapı çalışmalarına girip birçok mahalle gibi, bizim mahallemizde bu çalışmalardan istifade ederek bugün pırıl pırıl yaşanılır bir görüntüye kavuştu. Yapılanları tek tek saymıyorum. Ama şu kadarını söyleyeyim. Aydınlatmadan, kaldırım düzenlemelerine, peyzaj, ağaçlandırma vs. ye kadar her şey çok güzel. Yeni aydınlatma direkleri harika. Geceleyin her taraf ışıl ışıl aydınlanıyor. Hele büyüklerin, bilhassa hanım kardeşlerimizin termoslarını getirip belediyenin yapmış olduğu o kamelyaların altında koyu sohbete dalmaları var ki Mevlüt başkanın görmesini isterdim. Aynı şekilde çocuklar için yapılan oyun gruplarına biz küçüklüğümüzde para verip oynardık. O da bayramdan bayrama. Velhasıl asfalt çalışmasına kadar her şey çok güzel olmuş. Vatandaşta bu çalışmaları takdir etti ve gereken desteği fazlasıyla verdi. Mevlüt beyin karşısında Özgür Karabat gibi güçlü bir aday olmasına rağmen daha önce almış olduğu oyu 10 puan artırarak %50 nin üzerinde bir oy ve açık farkla seçimi kazandı. Bundan dolayı Mevlüt Uysal bey ve ekibine başarılar diliyorum. Ancak söylediğim gibi, denizi geçer derede boğuluruz ya, yine öyle oldu. Mis gibi yapılan bu çalışmalardan sonra, köşe başlarında engelli rampaları biraz yüksek kalmış diye, harçla öyle bir yama vuruldu ki, gecekondu bölgelerinde bile öyle bir şey olmaz. O bir avuç harç görüntüyü öyle bir bozuyor ki, anlatamam. Bundan dolayı resmini çekip koyuyorum. Şimdi Mevlüt başkanıma rica ediyorum: Biz İstanbul’un 94 öncesi halini yaşamış insanlarız. Ne hendekler ne tümsekler gördük bu memlekette. Başakşehir de de yaklaşık 20 yıldır yaşıyoruz. Daha düne kadar 15 cm. yüksekliğindeki kaldırımı aşmaya çalışan engelliler 2cm yüksekliğindeki imalat hatası rampaya mı çıkamayacak? Çıkar. Ancak o yap-şalap yapılan harç var ya; o imalat göz zevkimizi bozmaya devam eder. Benim naçizane ricam: Eğer bu iş yapılacaksa asfaltla doğru dürüst yapılsın. Yok, buraya asfalt sokamayız diyorsanız, o zaman o imalatı sökün, kaldırım asfalttan 2-3cm yüksek kalsın. Zararı yok. Bütünlük bozulmamış olur. Saygılarımla Mavi kapak umut oluyor Esenler Belediyesi’nin ‘Kapakları Topla Gel, Kalmasın Artık Engel’ sloganıyla yürüttüğü pet şişe mavi kapak toplama kampanyası bu yıl da devam ediyor. Kampanyada bugüne kadar 333 ton mavi kapak toplandı, 17’si akülü olmak üzere 2 bin 32 adet tekerlekli sandalye engelli ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı. Esenler Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü tarafından yürütülen ve yurdun dört bir tarafından gelen yardımlarla kısa sürede ulusal bir kampanyaya dönüşen “Kapakları Topla Gel, Kalmasın Artık Engel” projesine yarının büyükle- rinden de destek geliyor. Son olarak Neyyir Turhan İlkokulu da kampanyaya destek vererek, engellerin kalkması anlamında engellilere umut oldu. Kampanya kapsamında okul idaresine 1 adet tekerlekli sandalye teslim edildi. Esenler Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Fatih Kaleli de okulu ziyaret ederek, öğrencilere teşekkür etti. Okulu ziyaret eden Kaleli, hem çevre kirliliğini önlemek, hem de geri dönüşüm yoluyla engelli vatandaşların tekerlekli ihtiyacını karşılamak amacıyla hayata geçirilen mavi kapak kampanyasına devam edeceklerini kaydetti. // www.212haber.com ekmek yiyen arkadaşların demek ki umurunda değil. 15 TL YURT DIŞI ÇIKIŞ HARCI Yurt dışına çıkarken 50 $ karşılığı TL ödediğimiz günlerdi. Başbakanımız haksız ve geri kalmış ülkelere ait bu uygulamayı kaldırmak istedi. Ancak TOKİ nin başlatmış olduğu 500.000 konut projesine kaynak temin etmek maksadıyla tamamen kaldırmak yerine 15 TL gibi makul bir seviyeye çekildi. Çok güzel! Kimsenin bu harcı ödeme noktasında bir itirazı yok. Da tahsil şekli çok sakil… İstanbul’un bu trafiğinde kendinizi zar zor havaalanına atmışsınız. X Rayı falan geçmiş, kendinizi pasaport kontrol noktasına atmışken, uyarı levhası karşınıza dikilir. (Eskiden o da yoktu. Polis memurunun önüne kadar gider, memurun uyarısı üzerine gerisin geri dönüp yeni baştan sıraya girerdiniz) -Hop hemşeri harç pulu aldın mı? Eyvah! Zaman sıkışmış ve elinizde eşya da varsa uçağı kaçırmanız işten bile değil. Şimdi gelelim sorumuza: Neden? Neden denizi geçip derede boğuluyoruz. İddia ediyorum havaalanımız (havalimanımız) birçok ileri Avrupa ülkesinde bulunan havaalanından (havalimanından) çok daha güzel. THY ile öğündüğümüz gibi, havaalanlarımız veya havalimanlarımız ile de öğünüyoruz. Ama bu kadar basit bir şeyi devletimiz neden halletmiyor. Yurt dışına gidenlerden almış olduğu bilete 15 TL koysa ve bizi bu sakil uygulamadan kurtarsa fena mı olur? PASAPORT HARCI, TAPU HARCI, SGK HARCI VS. VS. VS. Devletimizin ayakta kalması için harç vergi rüsum vb. alması elbette gerekir. Ama işin insaf tarafı olmalı. Vergi ve SGK harcı konusuna girmeyeceğim. Ancak şu kadarını söyleyeyim: Devlet vergi ve SGK harcını makul seviyeye çekse, şimdiki matrahtan çok daha fazlasını elde eder. Gelelim pasaport harcına. Öncelikle pasaport, nüfus cüzdanı vb. işlemlerdeki bürokrasinin azalmasından dolayı hükümeti tebrik ediyorum. Bir pasaport almak için yaşadığımız kâbus dolu günler, şükür geride kaldı. Bu konuda ileri bildiğimiz birçok ülkeden daha iyiyiz. Örnek olarak Fransa’da nüfus cüzdanınızı kaybettiğiniz zaman, tekrar çıkarmak için en az 20 gün gerekiyor. Bizde harcınızı yatırdıktan sonra 10 dakika sürmez. Pasaporta gelince: Devletimiz 10 yıllık pasaport için 458 TL 70 kuruş alıyor. Ayrıca pasaport defteri için 75 TL alıyor. Toplam 533 lira 70 kuruş yaptı. Bu demektir ki, dünyanın en pahalı pasaport harcını biz ödüyoruz. Şimdi 533 lirayı ödemek bir şey değil de, o 70 kuruş var ya, beni de bankada tahsilâtı yapan o hanımefendiyi de müşkül durumda bıraktı. 535 liranın üstünü vermek öyle kolay değil. “Kardeşim üstü kalsın’’ diyeceğim diyemiyorum. Biliyorum desem o da vermemezlik edemez. Her taraf kamera kaynıyor. Yarın bu 30 kuruş karşımıza ne olarak gelir ne o ne ben tahmin edemeyiz. Şimdi sorumuza gelelim. Neden? Pasaport harcında 530 lirayı anladım. Hadi 3 lirayı da anladım diyelim. 70 kuruş neden alınıyor? Neden? Diyorum ki, Devletimiz bizi bu 70 kuruşluk eziyetten kurtarsa da, düz hesap 435 lira yapsa veya hazır eli değmişken 450 TL yapıp pasaport harcında dünya şampiyonluğumuzu kimseye kaptırmasak. Ama yok “Ben devletim, babayım 400 TL yaptım’’ derse… Eh! O zaman “Ağanın eli tutulmaz’’ derim. www.212haber.com G Ü N DEM 15 - 31 MAYIS 2014 5 Dualarımız Soma için Bağcılar Belediyesi’nin düzenlendiği Uluslararası Yemek Yarışması’na katılmak için Türkiye’ye gelen engelli aşçılar, Eyüp Sultan Camii’nde Soma’da vefat eden maden işçileri için dua ettiler. A ú/( ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Bağcılar Belediyesi’nin ortaklaşa düzenleyeceği Uluslararası Yemek Yarışması, Soma‘da yaşanan maden faciası nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi. Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna-Hersek, İran, Pakistan, Tunus, Ürdün, Karadağ, Kosova, Mısır ve Makedonyalı engelli aşçılar, yarışma öncesi birçok etkinliğe katılıp, kentin tarihi mekanlarını da gezerek tekneyle boğaz turu yaptılar. TÜM ETKİNLİKLER İPTAL Konuklar yarışma gününü heyecanla beklerken Manisa’nın Soma İlçesi’nden acı bir haber geldi. Yüzlerce maden işçisi ocakta çıkan yangın sonucu hayatını kaybetti. Türkiye’yi yasa boğan bu acı olay karşısında Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı Uluslararası Yemek Ya- İstanbul birincisi Başakşehir’den Tüm Türkiye’de liseler arası yapılan ve binlerce öğrencinin katıldığı Siyer-i Nebi yarışmasının İstanbul birincisi Başakşehir Çınar Koleji 9. sınıf öğrencisi Yusuf İslam Tuncer oldu. Başakşehir’den yaklaşık 400 kişinin katıldığı sınavda öğrenciler Peygamber Efendimizi en iyi öğrenebilmenin gayretini sergilediler. Anadolu Gençlik Derneği (AGD), Liseler Komisyonu bünyesinde Siyer-i Nebi yarışması düzenleyerek, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (SAV) hayatı hakkında daha hassas ve daha ayrıntılı bilgi edinmelerini sağlıyor. Yaklaşık 13 bin öğrencinin başvurduğu Siyer-i Nebi yarışması Bağcılar, Zeytinburnu, Sultangazi, Fatih, Başakşehir, Avcılar, Kağıthane, Bayrampaşa ve Eyüp gibi ilçelerde Milli Eğitim okullarında yapıldı. Kızlar ve erkekler olmak üzere iki kategoride yapılan yarışmada, İrfan Yücel’in ‘Peygamberimizin Hayatı’ adlı kitabı kaynak olarak belirlendi. Başakşehir’de Emin Saraç Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde yapılan sınavda öğrenciler dereceye girebilmek için ter döktü. ÖDÜLLER FETİH ŞÖLENİ’NDE VERİLECEK 26 Nisan’da yapılan sınavla belirlenen il birincileri, 10 Mayıs’ta yapılan sınavla Türkiye derecesi elde edebilmek için ikinci bir sınava tabi tutuldu. Burada dereceye giren öğrencilerin ödülleri ise 31 Mayıs’ta Kocaeli İsmet Paşa Stadyumu’nda düzenleyecek İstanbul’un Fethi Şöleni’nde verilecek. Ödüller arasında, laptop, notebook, tablet, cep telefonu, fotoğraf makinesi, kol saati, kalem seti bulunuyor. İFSADIN ÖNÜNE ANCAK BÖYLE GEÇEBİLİRİZ Liseler arası yapılan Siyer-i Nebi yarışması birincisinin Başakşehir’den çıkmasının kendilerine çok mutlu ettiğini belirten AGD Başakşehir İlçe Başkanı Yavuz Macit, hedeflerinin peygamberine sevdalı bir gençlik yetiştirmek olduğunu söyledi. Günümüzde gerek uyuşturucu, alkol, sigara, gerek dizilerin gençlerin ahlak ve maneviyatını tahrip ettiğini kaydeden Macit, “Bizler milli ve manevi değerlere bağlı bir gençlik yetiştirerek bu ifsadın önüne geçebiliriz. Siyer-i Nebi Yarışması düzenleyerek liseli gençlerin Peygamber Efendimizin hayatını okumasına vesile oluyoruz” dedi. Macit, İstanbul birincisi Çınar Koleji öğrencisi Yusuf İslam Tuncer’i tebrik ederek başarılarının devamını diledi. // rışması dahil olmak üzere birçok etkinliği iptal ederek bir tarihe erteledi. Programın iptal edilmesinin ardından yarışmaya katılacak konuk aşçılar Eyüp Sultan Camisi’ne gittiler. Burada Eyüp Sultan Camii İmamı Hafız Erhan Mete, engelli yarışmacı konuklarla birlikte, Soma’da yaşanan acı olayda hayatını kaybedenler için dua okudu. Duanın sonunda engelli yarışmacıların bazıları gözyaşlarını tutamadı. Böyle bir acı olayın yaşanmasından dolayı üzgün olduklarını belirten aşçılar, “Bizi ülkenize davet ederek göstermiş olduğunuz misafirperverlikten dolayı çok teşekkür ederiz. Tabii ki böyle bir olayda yarışmanın iptal edilmesi isabetli bir karar. Yarışma artık önemli değil. Dileğimiz oradaki olayda acıların en aza inmesi” diyerek Soma’da hayatını kaybedenler için bol bol dua ettiklerini söylediler. // 6 G Ü N DEM 15 - 31 MAYIS 2014 www.212haber.com Açlık grevi tehdidi geri adım attırdı! CHP Başakşehir ve Maltepe İlçe Gençlik Kolları Başkanları, yerel seçim sonrası görevden alındı. İlçede büyük tartışma yaratan kararın ardından iki başkan, yanlıştan dönülmemesi durumunda açlık grevine başlayacaklarını söylediler. Bu açıklamanın ardından İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanlığı Aşkın Tuna ve Kenan Otlu’ya görevlerini iade etti. C uydurma bir sebep ile bizleri görevden alma girişimi, büyük bir ayıptan başka bir şey değildir” diye konuştu. +3%$û$.û(+ú5 ve Maltepe İlçe Gençlik Kolları Başkanları, yerel seçim sonrası görevden alındı. İlçede büyük tartışma yaratan kararın ardından iki başkan, yanlıştan dönülmemesi durumunda açlık grevine başlayacaklarını söylediler. Bu açıklamanın ardından İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanlığı Aşkın Tuna ve Kenan Otlu’ya görevlerini iade etti. BU KABUL EDİLEMEZ BİR TUTUMDUR CHP KÜLTÜRÜNE HİÇ YAKIŞMADI Görevden alındıktan sonra basın açıklaması düzenleyen gençlik kolları başkanları yanlıştan dönülmemesi durumunda “İstanbul İl binasında, Maltepe İlçe Gençlik Kolları ve bize destek veren partililerimiz ile birlikte açlık grevine başlayacağız” açıklamasında bulunmuşlardı. Seçimle göreve gelen yönetimlerin yine seçimle gidebileceğinin altını çizen CHP Başakşehir İlçe Gençlik Kolları Başkanı Aşkın Tuna, kişisel hesaplar uğruna, gece gündüz çalışan bir örgütün uydurma bir sebep ile görevden alınmasının CHP kültürüne yakışmadığını söyledi. UYDURMA SEBEPLE GÖREVDEN ALDILAR CHP Gençlik Kolları Kurultayına az bir süre kala böyle bir olayın yaşanmasının üzüntü verici olduğunu be- lirten Tuna, “2012 yılında yaptığımız kongrede seçimle göreve geldik ve 2 yıllık süreçte gençlik kolları olarak Başakşehir’de partimizin gücüne güç katacak çalışmalar yaptık. Yerel Seçimde partimizin Başakşehir’deki seçim kampanyasında gençlik kolları olarak sahadaki en etkin güç olduk. Bizim bu özverili ve fedakârca yaptığımız çalışmalara rağmen, CHP içinde yer alan bazı kişilerin şahsi hesaplar uğruna, yaptığımız fedakârlıkları hiçe sayıp CHP Başakşehir İlçe Başkanı Kazım Özeren, İlçe Gençlik Kollarının görevden alınması üzerine İl Başkanlığına gönderdiği yazılı açıklamada kendilerine bu konuda hiçbir bilgi verilmediğine dikkat çekti. Özeren, “Gençlik Kolları Yönetmeliğinin 17. Maddesi uyarınca ilçe gençlik kolunun görevden alınması esnasında ilçe ana kademe yönetiminin görüşünün alınması zorunludur. Bu görevden alınma konusunda ilçe başkanlığımızın görüşü alınmadığı gibi, görevden alınmada dayanak gösterilen 21.04.2014 tarihli tutanak ve içeriği hakkında da tarafımıza bilgi verilmemiştir. Demokratik bir seçim sonucunda göreve gelen ve uzun süre özveriyle çalışan ilçe gençlik kolumuzun gerekçesiz ve mesnetsiz bir şekilde görevden alınması, parti tüzüğümüz ve evrensel demokratik ilkeler muvacehesinde kabul edilemez bir tutumdur. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik çalışmalara başlayan örgütümüzde bu haksız ve dayanaksız tutumun yaratacağı huzursuzluk, partimiz bakımından kapanması imkansız zararlara ve motivasyon düşüklüğüne yol açacaktır” açıklamasında bulundu. // İBB Turnuvası’nda tüm maçları kazandı İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Geleneksel Birimler Arası Spor Şöleni’nde Başakşehir Zabıta müdürlüğü takımı tüm maçları kazanarak bir üst tura çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi birimleri, iştirak şirketleri ve ilçe belediyeleri arasında her yıl geleneksel olarak düzenlenen Geleneksel Birimler Arası Spor Şöleni’nin bu yıl 32. si gerçekleştiriliyor. Futbol, Voleybol ve Masa Tenisi branşlarında binlerce çalışanın katılımıyla düzenlenen turnuvalar şölen havasında geçiyor. Her sene olduğu gibi oldukça çekişmeli geçen turnuvalar sonucunda ilk üç dereceye giren takımlara madalya, kupa ve çeşitli ödüller verilecek. Tüm çalışanların ortak platformda buluşmalarını sağlamak ve kurumlar arası koordinasyon ve işbirliğini arttırmak amaçlarıyla düzenlenen turnuvada, Başakşehir Belediyesi Zabıta Müdürlüğü Takımı tüm maçları kazanarak bir üst tura çıktı. Başakşehir Belediyesi Zabıta Müdürlüğü tarafından oluşturulan takım Başakşehir Belediyesini en iyi şekilde temsil ederek turnuvada daha üst turlara çıkmayı hedefliyor. // G Ü N DEM www.212haber.com 15 - 31 MAYIS 2014 7 ‘Dergilerimizi desteklemeye devam edeceğiz’ Başakşehir Belediyesi’nin ana sponsor olarak desteklediği ‘Uluslararası Türkiye Dergi Günleri Fuarı’ Sirkeci Tren Garı’nda gerçekleştirildi. Belediye Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş, “Dergiler okumada olduğu kadar yazmada da bir basamaktır. Geleceğinin kalemlerin bu dergilerde yayımlanan yazılarıyla yetiştiğini düşünüyorum. Bu anlamda kültürümüze, değerlerimize d sahip çıkmak adına bu tür çalışmalara her zaman sahip çıkacağız.”dedi. 1 00’ü aşkın derginin katıldığı ‘Uluslararası Türkiye Dergi Günleri Fuarı’ Sirkeci Tren Garı’nda gerçekleştirildi. Başakşehir Belediyesi’nin ana sponsor olarak desteklediği fuar, Türkiye Dergi Editörleri ve Yayın Yönetmenleri Birliği (TÜRDEB) tarafından düzenleniyor. Etkinlikte; trende söyleşiler, Sirkeci Garı’nın tarihi ve bekleme salonunda konferans, panel, müzik dinletileri ve dergiciliğin enleri töreni yapıldı. ğindi, “Yayıncılığın ilk adımı dergiciliktir. Hepimiz okul sıralarında dergilerle başladık bu işe. Bu kadar fazla dergiyi burada görmek ve ulaşımı kolay olan merkezi bir yerde fuarın düzenleniyor olması çok güzel.” Biz hep dergilerle büyüdük diyen, Yeşilay Eski Başkanı Av. Muharrem Balcı: “Bu sektörde inatçı değil, çok inatçı olmak lazım. Biz hep genel fuarlarda dergileri kenarda köşede görürdük. Şimdi hepsini bir arada görüyoruz. Ben birikimin büyük çoğunluğunu çocukluğumdan itibaren takip ettiğim dergilere borçluyum. Dergicilik emek isteyen, yürek isteyen bir iş, o nedenle onlara destek olmamız gerekiyor. Gençlerimizi dergiciliğe yönlendirmemiz gerekiyor.”dedi. Fuarın en büyük destekçisi ve ana sponsoru olan Başakşehir Belediyesi adına söz alan Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş ise yaptığı konuşmada, “Dergiler okumada olduğu kadar yazmada da bir basamaktır. Geleceğinin kalemlerin bu dergilerde yayımlanan yazılarıyla yetiştiğini düşünüyorum. Geçmişe eleştiri getirmek, bugünü fotoğraflayıp kağıt üstüne aktarmak, yarının planlarını yazı üzerinde anlamlı hale getirmek dergicilikten geçiyor. Bu anlamda kültürümüze, değerlerimize sahip çıkmak adına bu tür çalışmalara her zaman sahip çıkacağız. Çok eski bir dergici olan Belediye Başkanımız bu projeyi getirdiğimizde duraksamadan kabul etti. Fuarımız hayırlı olsun.”dedi. // Bu sene yurt dışından da 20’den fazla derginin katılımıyla uluslararası bir boyutta ta kazanan fuarın onur konuğu ‘Umran Dergisi’ olarak belirlendi. Haluk Dikbaş BU YIL Kİ TEMA ‘GENÇLİK’ Bu seneki ana teması ‘Gençlik’ olarak belirlenen fuarın açılış konuşmasını TÜRDEB Başkanı Muharrem Baykul yaptı. Başakşehir Belediyesine teşekkür eden Baykul, fuarın katılımcılar için hayırlı olmasını diledi. Basın Yayın Birliği Başkanı Münir Üstün ise yaptığı konuşmada dergiliğin önemine de- Bilgievi ULQGHQ H O L F Q H U ù | X]DQDQ Başakşehir Belediyesi, Cemil Meriç Bilgievi bünyesinde faaliyetlerine devam eden ‘İyilik Kulübü’ öğrencileri dost ellerini ihtiyaç sahiplerine uzatıyor, yüzleri güldürüyor. ¶GRVWHOL· İYİLİK KATLANARAK ARTIYOR ú.ú6(1( önce Sosyal Sorumluluk projesi olarak kurulan ‘İyilik kulübü’ Başakşehir genelinde ve il dışında pek çok başarılı proje gerçekleştirdi. Bu projeler kapsamında öğrenciler; Devlet Hastanesi’nde yatan hastaları ziyaret etti, ellerine gül, yanaklarına öpücük kondurdu, ilçe’de ikamet eden yaşlıları evlerinde ziyaret etti, onlar için hediyeler götürdü. Başka bir projelerinde kendi çabaları ile topladıkları kitap ve kırtasiye malzemelerini Van ve Erzurum’da ki kardeşlerine ulaştırdılar. Hatta miniklerin iyilik eli Türkiye dışına ulaştı. Suriye’deki çocuklar için kıyafet topladılar. Kalplerini ısıttılar. Küçük dokunuşlarla başlayan iyiliğin dalga dalga yayılarak geniş kitlelere yayılmasını hedefleyen ‘İyilik Kulübü’ ilçe’de ikamet eden öğrencilerden oluşuyor. Sene boyunca pek çok başarılı projeyi, öğretmenlerinin önderliğinde hayata geçiren öğrenciler; iyilikle buluşanın çevresine iyilik vereceğinden hareketle çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmaların en güzel örneklerinden biriside ‘İyilik Kulübü’ öğrencilerinin hayata geçirdiği ‘İyilik kutuları projesi’. Öğrenciler çalışma kapsamında Başakşehir genelindeki vatandaşlara ve ilçe esnafına içerisinde şeker, lokum ve iyilik mesajlarının yer aldığı küçük kutular dağıttı. Kutu içersinde ki mesajları alan, çocuklarla sohbet eden vatandaşlar mutlu oldu. Başakşehir Belediyesi, Cemil Meriç Bilgievi öğrencilerinin ‘İyilik Kulübü’ bünyesinde yürüttüğü Sosyal Sorumluluk projeleri önümüzdeki dönemde de genişleyerek devam edecek. // Rumeli ve Trakya Hıdırellezi Şamlar’da kutladı Yıllardır Ahırkapı’da yapılan ve İstanbul ile özdeşleşmiş Ahırkapı Hıdrellez Şenlikleri bu sene 450 yıllık tarihe sahip Şamlar Köyü’ne taşındı. Türkiye’nin diğer bölgelerinde yaşayan Rumeli ve Trakyalılarında büyük ilgi gösterdiği kutlama renkli görüntülere sahne oldu. esirgemeyen başta Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal olmak üzere sanatçılarımıza, dernek üyelerimize şükranlarımı sunuyorum. Bu coşkunun önümüzdeki senelerde katlanarak büyümesini temenni ediyorum.”dedi. %$û$.û(+ú5Belediyesi tarafından desteklenen ‘Şamlar Köyü Hıdrellez Şenlikleri’ Şamlar Köyü Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından düzenlendi. Bu sene üçüncüsü düzenlenen etkinliğe; Siyasi Parti Temsilcileri, STK temsilcileri, Mahalle muhtarları ve çok sayıda vatandaş katıldı. ‘HIDIRELLEZ’İN BEREKETİNİ, COŞKUSUNU PAYLAŞTIK’ Hızır ve İlyas Aleyhisselam’ın yeryüzünde buluştukları gün kabul edilen, aynı zamanda da doğanın uyanışını temsil eden Hıdırellez’i kutlamak için düzenlenen şenlik, Şamlar Köyü Kültür ve Yardımlaşma Dernek Başkanı Bilal Küçükkara’nın selamlama konuşması ile Birbirinden renkli görüntülere sahne olan şenlikte, Hıdırellez ateşi yakılarak üzerinden atlandı. başladı. Küçükkara: “2010 yılında kurduğumuz Başakşehir Şamlar Köyü Kültür ve Yardımlaşma Derneğimizin geleneksel hale getirdiği ve bu yıl 3. düzenlediği Hıdrellez şenliklerimiz, köyümüzde 450 yıldır bireysel olarak kutlanıyordu. Dernek olarak yeşil dokusu ile baharın en güzel hissedildiği mekanlardan olan Şamlar’da düzenlediğimiz bu şenlikle Hıdırellez coşkusunu, bereketini tüm Trakya ile paylaşmak istedik. Derneğimizin tabela derneği olmadığını göstermek ve gerçekten köyümüze faydalı bir kuruluş olması için tüm mesaimizi derneğimiz için harcadık ve harcamaya da devam edeceğiz. Şenliğimizde desteklerini bizlerden Şamlar Köy Meydanı’nda düzenlenen programda, Trakya yöresi müziğinin güçlü isimlerinden Rumeli Ekrem’de sahne aldı. Rumeli Ekrem’in hareketli parçaları ile halaylar çeken katılımcılar, Ahırkapı Hıdırellez Şenlikleri ile özdeşleşen Ahırkapı Roman Orkestrasının müzikleri doyasıya eğlendi. // İMTİYAZ SAHİBİ Erne Gazetecilik ve Matbaacılık Ltd. Şti. GENEL MÜDÜR Halil Gölve GENEL KOORDİNATÖR Erol Çakır YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Abidin Koçoğlu YAYIN DANIŞMANLARI Necmettin Çakmak Metin Öztürk HUKUK DANIŞMANLARI Av. Adem Yıldırım Av. Ömer Geyik GÖRSEL YÖNETMEN Enis Ak www.212haber.com BÖLGESEL SÜRELİ YAYIN Adres: Deposite AVM A-1 Blok Kat: 3 No: 304 Başakşehir/İstanbul Telefon: (0 212) 486 39 36 Web: www.212haber.com e-mail: [email protected] Baskı: İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cd. İhlas Plaza No: 11/ A41 Yenibosna-Bahçelievler/İSTANBUL Tel: (212) 454 30 00 Gazetemiz basın ve meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Yayınlanan köşe yazılarından yazarları sorumludur. Reklamların sorumluluğu reklam verene aittir. GAZETEMİZ ÜCRETSİZ OLARAK DAĞITILMAKTADIR 8 G Ü N DEM 15 - 31 MAYIS 2014 www.212haber.com Stand-up tadında eğitim ile sınav stresini yendiler 4 bin üniversite adayı genç,stand-up tadında eğitim ile sınav stresini yendi. Haliç Kongre Merkezinin ev sahipliğinde Plato Meslek Yüksekokulu tarafından düzenlenen “Yaşama Dair Motivasyon Muhabbetleri” isimli eğitim ile liseli gençler sınav streslerini attı. P LATO Meslek Yüksekokulu Kurumsal İletişim Müdürü ve Kariyer Danışmanı Nur Erdem Özeren tarafından, “Doğru Meslek Seçimi, Kariyer Planlama, Sınav Stresini Yenme ve Üniversite Hayatını Etkin Değerlendirme” konularında verilen eğitime İstanbul genelinde 50’den fazla lisenin müdür, müdür yardımcısı, öğretmen ve öğrencileri katıldı. Eğitimden çıkan gençler Plato Meslek Yüksekokulu’nun 26 programının akademisyenlerinin ve öğrencilerinin bulunduğu bölüm masalarından detaylı bilgi aldı. Bunun yanı sıra gün boyu gençlerin sınav streslerini atabilmeleri için birçok etkinlik yapıldı. Ailelerin “Bir sene sık dişini, iyi bir üniversiteye kapak attın mı, gerisi zaten kolay” demelerine karşı öğrenciler, Plato Meslek Yüksekokulu tarafından hazırlanan vemeslek isimlerinin yazılı olduğu kutulara kapak attılar. giydirdiği araçlarının üzerine ve Haliç Kongre Merkezi içinde özel hazırladığı hayal panolarına gençlerin hayallerini yazdırdı. STRESİ SIKTILAR GİTTİ DÜNYANIN EN KALABALIK İ SELFİE’Sİ ÇEKİLD Eğitim sonunda öğrencilere Plato Meslek Yüksekokulu tarafından üzerinde “YGS-LYS’ Yİ SIK GİTSİN” ve “STRESSİZ DERS İÇİN SIK GİTSİN” yazılı stres topları dağıtıldı. Türkiye’nin en yaygın Meslek Yüksekokulu olan Plato Meslek Yüksekokulu; Eylül ayından itibaren yürüttüğü sosyal sorumluluk projesi kapsamında İstanbul’da 30 bin lise son sınıf öğrencisine “StandUp Tadında” Kariyer Planlama eğitimi verdi ve gençleri Yükseköğrenime teşvik etti. Nisan ayı boyunca İs- ůĞƌĞďŝƌLJĞŶŝƐŝ ĂƉŽƉƺůĞƌŽůĂŶƐĞůĮĞ ^ŽŶĚƂŶĞŵĚĞŽůĚƵŬĕ ĞŶĐŝĂLJŶŦĂŶĚĂƐĞůĮĞĕĞŬƟ͕ĂLJŶŦ Œƌ ĚĂŚĂĞŬůĞŶĚŝ͘Ϯ͘ϬϬϬƂ ŵPZEĚĞƚƺŵƂŒƌĞŶĐŝůĞƌŝŶŐƂĚĞ ƌ Ƶƌ E ĞŶ ŝƚŵ ĞŒ ĞŶŬĂůĂďĂůŝŬĂŶĚĂ ůĮĞĕĞŬƟǀĞηĚƵŶLJĂŶŝŶ ƌƺŶƚƺƐƺŶƺŶŽůĚƵŒƵƐĞ ƚǀĂƌĞƟŬĞƚůĞƌŝŝůĞdǁŝƩĞƌ͛ĚĂƉĂLJůĂƔƨ͘ LJĂ ƐĞůĮĞƐŝǀĞηƉůĂƚŽĚĂŚĂ tanbul dışında Ankara, İzmir, Antalya, Mersin, Kayseri, Bursa, Eskişehir, Diyarbakır, Mardin, Trabzon ve Samsun illerinde de toplamda 20 bin öğrenciye daha eğitim vererek üniversite adaylarına meslek seçimi konusunda destek oldu. // 4 BİN GENÇ HAYALLERİNİ DUVARLARA VE ARABALARA YAZDI Öğrencilerin hayallerindeki bölümlerini tercih etmesini destekleyen Plato Meslek Yüksekokulu daha önce post it şeklinde TOGEMDER’den Ücretsiz toplu sünnet Başakşehir’e yeni okul kayıtları devam ediyor Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEMDER) ve bağışçıların desteğiyle Başakşehir Nurettin Topçu İlköğretim bahçesinde Anaokulu açtı. %$û%$.$157$<<ú3(5'2ø$1’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde kurulan TOGEMDER’in ilçede eğitime kazandırdığı üçüncü okul olan Mehmet Büyükekşi Anaokulu, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafından açıldı. Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ın ev sahipliğini yaptığı açılışa, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun yanı sıra İlçe kaymakamlığını temsilen Esenyurt Kaymakamı Ekrem İnci, TOGEMDER Başkanı Saadet Gülbaran, Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş, Hatice Demiralay, okul öğretmen ve öğrencileri katıldı. ‘HAYIRLI GİRİŞİMLER DEVAM ETSİN’ TOGEMDER’in “Anasınıfsız Okul Kalmasın” projesi kapsamında Hayırsever Zehra Büyükekşi’nin desteği ile yapılan ‘Mehmet Büyükekşi Anaokulu’ açılış töreninde konuşan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu anaokullarının çok önemli olduğunu dile getirdi, “Anaokullarımız sağlıklı, donanımlı, üretken bireylerin yetişmesi için çok önemli. Bugün burada çok güzel bir günü yaşıyoruz, hep birlikte. Herkesin mutluluğu yüzlerinden okunuyor. Bu mutluluğu bizlere kazandıran hayırseverlerimiz Mehmet Bey’e, kıymetli eşlerine çok teşekkür ediyorum. Zehra Hanım kendi yaptırdığı okulun ismini eşinin doğum günü olan bugünde sürpriz yaparak eşinin ismini verdi. Bu gerçekten çok güzel bir hediye. TOGEMDER’e ve Emine Hanımefendi’ye de anne gönlüyle yaptığı çalışmalardan dolayı şükranlarımı sunuyorum. Bu hayırlı girişimlerin sayısının artmasını temenni ediyorum.” Açılış töreninde ev sahibi olarak söz alan Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, sözlerine hayırseverlere teşekkür ederek başladı. Başkan Uysal, “Bu okul ve çaba ilçemize önemli bir çabadır. İlçemiz yeni kurulduğu için her şeyi tam olarak görünse de özellikle bizim orta bölge olarak adlandırdığımız mahallelerimizde eğitim alanında büyük sıkıntılar vardı. Çok şükür ki, yönetimler ve hayırseverlerimizin destekleri ile bu eksikliği büyük oranda giderdik. Sınıflarımızdaki öğrenci sayılarını açılan yeni okullarımızla azalttık. Daha önceleri anaokulları yalnızca çalışan annelerin çocuklarını gönderdiği yerler olarak biliniyordu. Şimdi ise anaokullarının önemi anlaşıldı. Okul yaşına gelen çocuğumuza anaokulu imkânı sağlamak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” ‘DAHA SAĞLIKLI, DONANIMLI NESİLLER İÇİN ÇALIŞIYORUZ’ Başakşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü Ramazan Yılmaz yaptığı konuşmada ‘çocukların ruh ve beden sağlığı, gelişimi için anaokullarının çok önemli olduğunu belirterek, hayırseverlere ve TOGEMDER’e teşekkür etti. Ramazan Yılmaz sözlerini eğitim kurumlarının bu gibi güzel çabalarla çoğalması temennisiyle sözlerini tamamladı. 700’den fazla okulun açılmasına vesile olduklarını belirten TOGEMDER Başkanı Saadet Gülbaran ise yaptığı konuşmada, “Başakşehir’e hayırseverlerimizle yaptığımız 3. Okulumuz. Bu okulda yetişen çocuklarımız daha sağlıklı daha üretken bireyler olacaklardır.” dedi. Gülbaran, TOGEMDER bünyesinde gerçekleştirilen çalışmaları da anlattı, “Kurumumuz bünyesinde ‘erken tanı, erken hayat’ ismiyle öğrenim güçlüğü çeken, hiperaktif çocuklarımız için özel eğitim kurumları açacağız. Bir diğer projemiz, annelerimizin daha güçlü bireyler olarak topluma kazandırılması için başlattığımız ‘geleceğe annemle yürüyorum’. Ayrıca anaokullarımızda ‘temiz sınıf, sağlıklı nesil’ projemiz ile daha sağlıklı, donanımlı nesiller için çalışacağız.” // %$û$.û(+ú5Belediyesinin geleneksel hale getirdiği ücretsiz Toplu Sünnet kayıtları başladı. Belediyenin sünnet çağına gelmiş ancak çeşitli nedenlerle sünnet olamamış çocuklar için gerçekleştirdiği organizasyonda geçtiğimiz yıl 1.131 çocuk sünnet ettirildi. Toplu sünnet töreninde sahne alan sanatçılar çocukların mutluluğuna eşlik etti. Çocuklara, pantolon, gömlek, pelerin, ayakkabı, taç ve asadan oluşan sünnet kıyafetleri de belediye tarafından hediye edilecek. Çocuklara eğlenceli bir hatıra bırakmak isteyen belediyenin düzenlediği toplu sünnete kayıt yaptırmak isteyenler mahalle muhtarlıkları, Bilgievleri, Başakşehir ve Bahçeşehir Belediye hizmet binalarına kayıt yaptırabile- cek. İki yaş üstü çocukların katılabileceği Ücretsiz Toplu Sünnet kayıtları 23 Mayıs 2014 Cuma gününe kadar devam edecek.// Başakşehir Kızılay’dan anlamlı program Başakşehir Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile Kaymakam Fatih Kocabaş’ın önderliğinde oluşturulan “Sosyal Market’’ projesiyle 5 bin 200 ihtiyaç sahibine yardım sağlayan Başakşehir Kızılay Şubesi şimdide seminer düzenledi. %$û$.û(+ú5Kızılay Şubesi Kadın Kolları her sene düzenlediği bilgi odaklı seminerlerine bu sene bir yenisini daha ekledi. Bu sene Başakşehir Rizeliler Derneği’nde yapılan “Esma-ül Hüsna’da Kişilik Yansımaları” konulu seminer hanımlar tarafından büyük ilgi gördü. İlahiyatçı -Yazar Mürşide Uysal’ın konuşmacı olarak katıldığı programda duygu dolu anlar yaşandı. Yaklaşık bir saat süren programda önemli noktalara değinen Uysal, Allahü teâlâdan gelen isimlerin bedeni de etkilediğini söyledi. Peygamberler Efendimizin üzerinde de Esma-ül Hüsna’nın sıfatları olduğunu belirten Uysal, bunun çok yönlü bir konu olduğunu söyleyerek Başakşehirli hanımların aylık düzenlenen seminerlerle katılmalarını istedi. Şube başkanı İlyas Bilen, programda emeği geçen başta Mürşide Uysal olmak üzere kadın kolları ekibine ve Başakşehir halkına teşekkür etti. // www.212haber.com G Ü N DEM 15 - 31 MAYIS 2014 AGD úVWDQEXOúO %DüNDQ× XW $OL8ùXU%XO 50 bin çocuğa dokunmak istiyoruz Anadolu Gençlik Derneği’nin (AGD) ülke genelinde ortaokul öğrencilerine yönelik düzenlediği Yaz-Et programı 16 Haziran’da start alıyor. 212 Haber’e konuşan AGD İstanbul İl Başkanı Ali Uğur Bulut, bu yılki hedeflerinin İstanbul’da 50 bin çocuğa ulaşmak olduğunu söyledi. BİLAL KELEBEK A GD tarafından her yıl ortaokul 5, 6, 7 ve 8. Sınıf öğrencilerine yönelik düzenlenen Yaz-Et programları, çocukları İslam inancına teşkil eden değerlerle buluştururken, sosyal etkinliklerle yaz tatilini en güzel şekilde değerlendirmesini sağlıyor. Anadolu Gençlik Derneği’nin ismiyle özleşen ve 6 hafta süren programlar bu yıl yaz tatilinin Ramazan ayına denk gelmesiyle 5 haftaya indirildi. 212 Haber’e önemli açıklamalarda bulunan AGD İstanbul İl Başkanı Ali Uğur Bulut, gece gündüz demeden çalıştıklarını ve bütün geçlere hakikati öğretme çabasında olduklarını söyledi. ÇALIŞMALARI SOSYAL FAALİYETLERLE SÜSLÜYORUZ Ali Uğur Bulut Her yıl okulların tatil olmasıyla olmasıy birlikte öğrencileri5-6-7 ve 8. Sınıf ö haftalık progne yönelik 6 haft ramlarla çocuklarımızın çocukl manevi, sosyal, kültürel, gelişimleripsikolojik ge ne katkıda bulunma amacıyla Yaz-Et programları düprogram zenlen zenlendiğini be- lirten Bulut, konuşmasına şöyle devam etti, “Bu sene programımız ramazan ayının tam ortasına gelmesiyle 5 haftada bitirmeyi düşünüyoruz. Kur’an-ı Kerim okuma, iman-itikat ve akait esaslarını çocuklarımıza öğretirken, ibadetlerimizi nasıl yapacağımızı anlatarak konularına ve seviyelerine göre ilmihal eğitimi vermiş oluyoruz. Yoğun geçen bir eğitim dönemi sonrası çocuklarımızı bilgi bombardımanına tutmadan sosyal ve sağlıklı gelişimlerini temin etmek için yüzme, futbol, piknik gibi sosyal faaliyetleriylede Yaz-Et çalışmalarını süslüyoruz” diye konuştu. OKULLARDA BUNLAR ANLATILMIYOR “Çocuklarımıza İslam’ın temellerini ibadet ve itikat noktasında öğretiyor ve zihinlerine yerleştiriyoruz” diyen Bulut, geçen sene İstanbul genelinde Yaz-Et programlarına 15 bin öğrencinin katıldığını söyledi. Bu yıl farklı bir çalışma yapacaklarının altını çizen Bulut, “Sadece kendi müesseselerimizde değil camilere yönelikte programlarımız olacak. Geçen sene bu çalışma yapıldı ama bu sene daha yaygın şekilde camilerimize eğitimci göndermek suretiyle mahalledeki vatandaşlarımızın çocuklarını da cami ƵůƵƚ͕͞ƵLJŦůϱϬďŝŶƂŒƌĞŶĐŝLJĞŬƵƌƵŵůĂƌŦŵŦnj ǀĂƐŦƚĂƐŦLJůĂĚŽŬƵŶŵĂŬŝƐƟLJŽƌƵnj͘ƵĚŽŬƵŶŵĂ ǀ ŵĂ ŵĂŶĞǀŝ͕ķƚƌŝǀĞƔƵƵƌĚŽŬƵŶŵĂƐŦŽůĂĐĂŬƨƌ͟ĚĞĚŝ͘ LİSELİ ÇOCUKLARA BUNLARI ANLATMANIZ ÇOK ZOR Kayıtların başladığını belirten Bulut, Yaz-Et programlarının özellikle ortaokul çocuklarına yönelik olmasının sebebini şu şekilde açıkladı; “Aslında AGD olarak öğrenci merkezli çalışmalar yapıyoruz. Üniversiteler, liseler ve ortaokullar. Bu kademeler farklı psikolojilere ortamlara sahip. Yaz-Et’te ortaokullara yönelik çalışma yapıyoruz çünkü bu tür faaliyetleri o yaştaki çocuklara daha iyi anlatabiliyoruz. Liseye gelmiş bir çocuğa bunu anlatmanız çok zor. Lise ve üniversite öğrencilerine Yaz-Et mantığından faklı çalışmalar yapıyoruz” bilgisini verdi. AGD, MGV SÜRECİYLE BAŞLAYAN BİR GELENEKTİR Bulut, “Gerek cami ve kendi müesseselerimizin yoluyla gerekse Birikim Eğitim Kurumlarıyla İstanbul’da hedefimiz olan 50 bin çocuğa dokunmak istiyoruz. Dokunma manevi, fıtri ve şuur dokunma olacaktır. Ortaokul seviyesindeki öğrenciler için son derece ciddi bir rakamdır. Bu çalışmaları yıllar öncesinden biz başlattık ve AGD, MGV süreciyle başlayan bir gelenektir. Birçok vatandaşımız AGD’nin çalışmalarının kalitesini yakin olarak takip ediyor ve çocuklarını AGD’nin çalışmalarında görmek için yarışıyor. AGD’nin Yaz-Et programları çok prestijli bir markadır. Güvenilir olmamız nedeniyle her zaman bu tür çalışmalarda öncü kuruluş olmuşuzdur” açıklamasında bulundu. DEVLET ELİYLE ÖNLEM ALINMALI Çocuk istismarının son zamanlarda ciddi anlamda arttığına değinen Bulut, bunun tamamen batıya endeksli İslam’a uzak eğitim sistemi, İslam’a aykırı yayın politikaları ve yanlış uygulanan sosyal politikalar sonucu olduğunun altını çizdi. Kötülükleri ortadan kaldırmanı sadece devlet eliyle yapılabileceğini belirten Bulut, “Maalesef toplumumuz içten içe çürüyor, bizim gibi toplumları zaten başka türlü teslim alamazsınız. İçten çürüyen bir toplum çabuk çöker sebebi de İslamsızlıktır ama gerçek anlamda İslamsızlıktır. Başörtüsü takan bir kızımız bütün milletin ortasında dans ederken başka bir erkeğin sırtına çıkıyor. Eskiden hiç aklımıza gelmeyecek şeyler şimdi ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Biran önce ciddi önlemler alınmalı” dedi. // Mustafa TEZCAN [email protected] Eğitim sistemimiz FARKLILIKLARA değer veren meşhur eğitimci Dr.R. H. Reeves’in yazdığı “Hayvanlar Okulu ” öyküsünü sizinle paylaşmak istiyorum. Hayvanlar insanlara bakıp özenerek onlar da kendilerini geliştirecekleri bir okul kurmaya karar verirler. Tavşan, kuş, balık, sincap, ördek ve diğer bütün hayvanlar bir araya gelerek bir hayvanlar kurultayı oluştururlar ve hep birlikte bir öğretim programı hazırlamaya koyulurlar. Tavşan, programa koşmanın, özellikle yokuş yukarı koşmanın konmasında diretir. Kuş uçmanın, sincap ağaca tırmanmanın, balık yüzmenin, öteki hayvanlar da kendi özelliklerinin öğretim programına girmesi konusunda ağırlıklarını koyarlar. Böylece programa önerilen bütün dersler konulur. çatısı altında eğitim vereceğiz. Biz bütün gençlerimize hakikati öğretmek istiyoruz. Çünkü okullarımızda bunlar anlatılmıyor. Bugün yapılan bütün objektif araştırmalar ve anketler gençliğimizin hakikatten büyük bir buhran içerisinde olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı. AİLELER BİZE DUA EDİYOR İnanç zafiyetinin yanı sıra çift kişilikli şizofren ve genleriyle oynanmış, GDO’lu bir gençlik yetiştiğini vurgulayan Bulut, uyuşturucu kullanımının ortaokul seviyelerine kadar düştüğünü belirtti. Bunun dizilerle ve eğitim politikasındaki yanlışlarla desteklendiğine dikkat çeken Bulut, “Aileler bu durumdan son derece rahatsız. Yaptığımız programlardan sonra çocuklarının hal ve hareketlerinde olumlu değişiklikler olduğunu söyleyerek bizlere dua ediyorlar. AGD çatısı altına gelen her çocuk bulunduğu ortamdan mutlaka bir güzellik kapıyor. Bu çocukların içerisinde gerçekten güzel ve kaliteli insanlar yetişiyor” şeklinde konuştu. MADDİYATA DAYALI BİR TEŞKİLAT DEĞİLİZ Bulut, öğretmekle kalmayıp bütün teşkilat çalışmaları içerisine gençleri de alarak tebliğe davet ettiklerini söyledi. “Cihat ibadeti yapmalarına vesile olduğumuz için çocuklarımız hiçbir yerde kazanamayacakları sevk-idare ve organizasyon yeteneğini kazanmış oluyorlar” diyen Bulut, konuşmasına söyle devam etti; “Maddiyata dayalı çok büyük imkânları olan bir teşkilat değiliz. Temelimiz Allah rızasıyla bütün imkânsızlıklara rağmen gayretini ortaya koyan, bunu yaparken mutlak kudret sahibi Allahın gücüne teslim olan bir mantıkla hareket ediyoruz. Faaliyetler esnasında çocuğa Allah tarafından verilen fıtratı özelliklerininde açığa çıkması sağlanıyor.” İnsanları örnek aldıklarından daha işin başında ilk büyük yanlışı yaparlar. Sonra, hayvanların tümünün bütün derslere katılmasını zorunlu kılmak gibi ikinci bir yanlışa düşerler. Sonunda bakın ne olur? Tavşan yokuş yukarı koşmada en başarılı hayvandır, hiçbiri onun gibi koşamaz. Ama tavşandan uçması da istenince iş değişir. Tavşan uçmaya çalışırken düşer, ayağı kırılır, kafatası çatlar. Zavallı hayvan, uçmak bir yana, koşamaz da artık. Benzer bir durum kuşun başına gelir. Kuş, uçma dersinde bir numaradır. Havada taklalar atar, türlü gösteriler yapar ve diğer hayvanlara dudak ısırtır. Ama öğretmenler bununla yetinmez, kuşun gelişmiş, çok yönlü bir hayvan olması için onun da köstebek gibi toprağı kazması ve yer altında tünel yapmasını isterler. Kuş, iyi niyetle toprağı kazmaya ve tünel açmaya çalışırken gagası ve kanatları kırılır. Tünel kazamaması bir yana artık uçamaz da. Ve eğitim böylece sürüp gider. Son sınıfa gelindiğinde, birinci kim olur dersiniz? Zekası pek gelişmemiş, sıradan bir hayvan olan yılanbalığı. Çünkü herşeyi biraz yapabilmiştir. Sonunda aklı yok diye aşağıladığımız hayvanların çoğu okulu bırakır, her biri kendi yetenekleri yönünde yaşamlarını sürdürür. Bir gün bir yere misafirliğe gitmiştik , tanıdık bir arkadaş beni görünce, “Hocam, bizim çocukla bir konuşur musun? Seneye 12. sınıf oluyor, sınavlara hazırlanıyor” dedi. Öğrenci ile tanışıp konuştuk, 11 yıldır okula gidiyor , derslerde başarılı, karnesi iyi, ekstra ders dışı uğraştığı şeyleri sordum. Spor, müzik, resim, sanat adına hiçbir şey yok. Dikkat ederseniz ders dışı dedim. Çünkü malesef okul diyince sadece aklımıza ders geliyor. Özellikle ilköğretim birinci kademede öğrencilerin bireysel yetenekleri keşfedilse ve bu alanda yönlendirilse çocuklar yetenekleri doğrultusunda eğitim alsalar, sporcu ve sanatçılar küçük yaştan itibaren yetiştirilseler. Malesef sayısal öğrenciler daha zeki, sözel öğrenciler daha az zeki gibi bir algı mevcut. Matematiği iyi olan öğrenciler zeki, güzel resim yapan öğrenci değil, fen de yüksek not alan öğrenci zeki, çok güzel şiir okuyan değil, güreşte madalya alan, okul basket takımında oynayan değil... Biz her öğrencinin ayrı bir dünya olduğunun farkındayız. Eğitim sistemimiz de bunun farkına varıp bu ayrı dünyaları keşfe çıkarsa 2023’e daha sağlam temellerle ulaşırız kanaatindeyim. 9 10 G Ü N DEM 15 - 31 MAYIS 2014 www.212haber.com Yedi Güzel Adam ekranda şiir yazıyor E BÜNYAMİN YILMAZ '(%ú<$7/$ az çok ilgilenenler o isimleri bilirler. Yedi Güzel Adam’ın konu olduğu şiir Cahit Zarifoğlu’na ait: Bu insanlar dev midir / Yatak görmemiş gövde midir diye başlar şiir. Bir mısraında ise şöyle der Zarifoğlu: Yedi adam biri bir gün / bir aşk bir gün / gereğini belledi / ölüm girse koynuna / Ayırmaz aşkı yanından. Türkiye’de ilk kez baş karakterleri edebiyat dünyasından olan bir dizi çekiliyor. Maraş Lisesi’nde bir araya gelen Yedi Güzel Adam’ın hayatı şair Erdem Bayazıt’ın dilinden anlatılıyor. Cahit Zarifoğlu’nun şiiri ete kemiğe büründü dizi diye göründü. Biz de Kahramanmaraş’ta kurulan sete gittik. İşte gördüklerimiz… O İSİMLER KİMLER? Dönemin Edebiyat dergisinde yayımlanan bu şiir neredeyse ‘beyaz haberlerim oluşuyor kardeşlerim’ diyen Zarifoğlu ile örtüşür ve hiç unutulmaz. Her 7 Haziran’da Küplüce’deki mezarı başında anılan Zarifoğlu’nun bahsettiği gerçek isimler midir? Şiiri okurken pek irtibat kuramayız ama edebiyat hafızamızda yer eden isimler neredeyse etle tırnak gibi bir araya gelmiş ve hiç unutulmamışlar. Bu isimler, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Rasim ve Alaeddin Özdenören kardeşler, Erdem Bayazıt, Mehmet Akif İnan ve Ersin Nazif Gürdoğan. Maraş döneminden Hasan Seyithanoğlu veya Yedi Güzel Adam dizisinde de yer alan Ali Kutlay isimleri de eklenebilir. MARAŞLILAR CUMARTESİ EVLERE KAPANIYOR dım. Mihmandarım elbette ki şair Cahit Zarifoğlu’nun sevgili oğlu Ahmet’ti. Yapımcı İlksen Fırat’ın davetiyle katılmış diziye. Ajans 1400 yıllarından rahmetli Erdem ve Ahmet Bayazıt’ın yanında projelerde yer alan Ahmet, ata yadigarı Kahramanmaraş’ı da bu vesileyle yakından tanımış. KURULUŞ VE KÜÇÜK AĞA’NIN UNUTULMAZ YAPIMCISI ÜLKEYİ YÖNETENLERDE EMEKLERİ VAR Aslında Yedi Güzel Adam bir metafor. Ama neredeyse Zarifoğlu’nun hayatına etki eden önemli isimler de yedi sayısına oldukça uyuyor. Her şey bir yana, bir kısmı aramızdan ayrılan o güzel adamların yazdıkları ve dillendirdikleri birkaç kuşağı etkiledi. Hatta diyebilirim ki, Türkiye’yi yönetenlerin her biri üzerinde bu güzel insanların özel emeği var. TRT 1’de yayımlanan Yedi Güzel Adam dizisi birçoğunu şaşırttı. Edebiyat dünyasından tanınan bu isimlerin dizi karakteri olmasının sakıncalarına değinenler oldu. Kimi, popüler kişilik haline gelen bu önemli isimlerin değerinin yansıtılamayacağını söyledi. Kimi de, bu dizinin sola karşı edebiyatta ve sanatta zayıf düşen iktidarın bir projesi olduğunu söyledi. Maraş’a yola çıkarken en çok güldüğüm tez de bu olmuştu. AKP bir dizi yaptırarak bakın biz de varız diyecekmiş. On iki yıl sonra mı aklına gelmişti acaba? AK Parti seçim müziğiyle çocukların biline Dombıra’yı pelesenk edebilecek dolaşıma sahipken gülünç bir iddia idi bu. Ama eserleri okunan ve çok sevilen bu güzel insanların dizi karakteri olması ve popülerleşirken bir yanlış tanıtım olabilir mi sorusu önemliydi. Ben de kafamda deli sorular Yedi Güzel Adam’ın setine var- ken bir yapımla karşı karşıyayız. Yedi Güzel Adam sol ya da farklı fikirdeki şair ve yazarlarla kavga etmiyor. Nazım da, Sabahattin Ali de dizide bir karakterin ağzından bize ulaşabiliyor. Gerekli izinler alındığı için dizi önyargısız tüm gerçek karakterlere, fikirlere aslını bozmadan açık duruyor. Üstad Sezai Karakoç izin vermediği için şiirleri yer almıyor ama bakarsınız izin sorunu giderilir biz de o coşkun şiirlere akarız. Yansıttığı dönem itibariyle sağ sol kavgaları da yer alıyor dizide. Necip Fazıl’ın konferanslar vesilesiyle geldiği Maraş’ta, unutulmaz arkadaşlıklara şahit oluyoruz. Yedi Güzel Adam, Erdem Bayazıt’ın gözüyle anlatılan bir hikaye kurgusuna sahip. Dizinin iki yapımcısı var. Ömer Can ve İlksen Fırat. Benim aklıma düşen sizin de aklınıza düştü değil mi? Yücel Çakmaklı merhumun unutulmaz Kuruluş ve Küçük Ağa dizilerinin yapımcısı İlksen Bektaş’tan bahsediyoruz, evet. TRT’den emekli olunca özel kanallarda çalışmış ve torununun doğumuyla yurt dışına gitmiş. İlksen hanım hem Erdem Bayazıt’la hem de Cahit Zarifoğlu ile birlikte çalışmış bir isim. Hiç düşünmeden kabul etmiş gelen teklifi ve dizi için kolları sıvamış. Biz seti gezerken altıncı bölüm çekiliyordu. Dizinin beşinci bölümünden itibaren yönetmenliğine Adnan Güler getirilmişti. TRT Türk’te yayımlan Gündem Kültür Sanat programı için yapımcılar ve yönetmenle bir araya geldik ve Yedi Güzel Adam’ı konuştuk. EDEBİYATIN SEYİRCİSİ OLUR MU? Gözlemlerimi anlatayım biraz. Çok zor bir işin altına girdiklerinin farkında her iki yapımcı da. Edebiyat dünyasının beklentisi adeta bir belgesel gibi çekilmesi dizinin. Oysa dizi yapısı itibariyle kurmaca karakterlere yer vermek zorunda. İzlenirlilik oranı sağlamak için de televizyon se- yircisinin ilgisine muhtaç. Elbette ilk kez böyle büyük bir projede edebiyat dünyasından isimler anlatılıyor. Bir de anlatılan isimler, eski solcu kırması reklamcı, yapımcı televizyoncuların didiklenmedik bir yer bırakmadığı sol edebiyattan değil. Haliyle iki kez titizlenilmesi gere- Dizide Uraz Kaygılaroğlu (Erdem Beyazıt), Baran Akbulut (Cahit Zarifoğlu) Mertcan Sevimli (Rasim Özdenören), Kemal Uçar (Nuri Pakdil) Çağdaş Tekin (Ali Kutlay) Yiğit Çakır (Akif İnan) ve Orhan Kanalp (Alaaddin Özdenören) gibi oyuncular rol alıyor. Maraşlılar her cumartesiyi iple çekiyor. Maraşlı gençler dizi setinde meşhur oyuncu pozlarındalar. Benimsemişler diziyi ve oyuncu olmak istediklerini söylüyorlar. Onlara oyuncu olmadan önce yapılması gerekenlerle ilgili tüyolar verdim. Mutlaka kitap okumaları gerektiğini dile getirdim. Hazır dizi vesilesiyle ilk kez duydukları bu güzel insanların bıraktığı güzelliklere sıkı sıkı sarılmalarını tembih ettim. Dizide aynı zamanda 50’ler ve 70’lerin Maraş’ı da yer alıyor. Haliyle sohbetlerde dizi baş köşeye oturuyor, hatıralar canlanıyor. Maraş’ta edebiyat dünyası bitmiş değil elbet. Dizi setinden ayrıldığım saatlerde genç şair ve yazarlarla, tecrübeli ağabeylerle buluştum. Onların şiir üzerine sohbetlerine ortak oldum. Hasan Ejderha’nın tanıttığı şair dostlarla bugünü konuştuk. Duran Boz’un Kıraathane’deki çalışmalarını dinledim. İLK KEZ KÖKLERİMİZ BİR DİZİDE Sizler dizi üzerinden Maraş’a katkı sunan edebiyatçıları izlerken bilesiniz ki o topraklarda o isimler canlılığını sürdürüyor. Bünyamin Küçükkürtül’ün resmini yaptığı Yalnızardıç belki imge olarak zihnimizde kaldı ama bilin ki Sezai Karakoç’un sığındığı Zeytin Ağacı’nın altı yeni isimleri de bir araya getiriyor. Maraş’tan ayrılırken, edindiğim intiba şu. Yedi Güzel Adam dizisiyle ilgili önyargılı bakışlara sahip kesimler eleştirilerini, küçümsemelerini devam ettirecekler. İktidarın projesi diye dalgalarını geçmekten imtina etmeyecekler. Ama bilinsin ki yapım ekibi ilk kez ‘köklerimiz’i ele alan böylesi önemli bir yapımı kurda kuşa yem etmeyecekler. Senaryoyla ve yapımla ilgili sıkıntılar elbette eleştirilecek. Ama televizyon izleyicisinin bulduğu bu hazine kolay kolay unutulmayacak. // www.212haber.com G Ü N DEM 15 - 31 MAYIS 2014 11 Abisinin zoruyla başladı, Başakşehir’in gururu oldu Güreşe 11 yaşında abisinin zoruyla başlayan milli sporcu Enes Bilal Yeşilçiçek, Bulgaristan’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’na İBB Başakşehir alt yapısından giden ilk isim oldu. 6 sporcu kardeşten biri olan Bilal Yeşilçiçek, 5’i Türkiye Şampiyonluğu olmak üzere sayısız şampiyonluk ve dereceleri bulunuyor. AİLEMİN DESTEĞİYLE BURALARA GELDİM Bir gününün 5 saatini antrenmanda geçirdiğini dile getiren Yeşilçiçek konuşmasına şöyle devam etti; “Hazırlık döneminde sabah ve akşam olmak üzere 2, maç dönemine girdiğim zaman ise vücudu yormamak için ise 1 antrenman yapıyorum. Akşam ancak 8-9 gibi eve gide- SPOR İNSANIN HAYATINI DİSİPLİNE SOKAR Güreşe abisinin zoruyla başladığını ifade eden Yeşilçiçek, “Bir süre sonra vücudun kendisi istemeye başladı ve başarılar ardı ardına kendiliğinden gelmeye başladı. Güreşe 6. sınıfta başlamama rağmen çok geç kaldım. En genç 3 veya 4. sınıfta başlamak gerekiyor. Küçüklükten başlanılırsa vücut teknik ve taktiklere daha yatkın olur. Her insanın güreşe mutlaka yeteneği olacak diye bir şey yok ama bu güreş olmasa da herkesin sporla ilgilenmesi gerekiyor. Spor insanın hayatını disipline sokar. O yüzden sporla ilgilenenlerin dersleri iyidir. Gençlere sırf hayatlarını disipline sokmaları için bile spor yapmalarını öneririm. Bana göre spor yapmak hayatın mutlak gereği” dedi. <E/)/D>z>Z͗ ϱ͛ŝdƺƌŬŝLJĞbĂŵƉŝLJŽŶůƵŒƵŽůŵĂŬƺnjĞƌĞ ϭϳĂůƨŶŵĂĚĂůLJĂ Ϯ͛ƐŝdƺƌŬŝLJĞŝŬŝŶĐŝůŝŒŝŽůŵĂŬƺnjĞƌĞ ϵŐƺŵƺƔŵĂĚĂůLJĂ hůƵƐůĂƌĂƌĂƐŦƚƵƌŶƵǀĂůĂƌĚĂ ϯŐƺŵƺƔϮďƌŽŶnjŵĂĚĂůLJĂ ĞƔŝƚůŝƚƵƌŶƵǀĂůĂƌĚĂϭϬďƌŽŶnjŵĂĚĂůLJĂ Kermesin gelirleri Soma’ya ESENLER Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Hasip Dinçsoy İlkokulu’nda Engelsiz Hayat etkinlikleri kapsamında düzenlenen kermesin açılışını yaptı. Programda öğrencilerin topladıkları mavi kapaklardan sağlanan tekerlekli sandalyeler de sahiplerine takdim edildi. Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, “Aslında ülke olarak her birimizin yüreğinde büyük bir acı var. Soma’da acısının hissettiğimiz maden kazasının sonuçları hepimizin yüreğini yaktı. Vefat edenlere Allahtan rahmet diliyorum, yaralananlara acil şifalar diliyorum. İnşallah içeride kalanların da sağ salim kurtulmasını temenni ediyorum. Ülke olarak başımız sağ olsun” dedi. // biliyorum. Sabah 6’da kalkıp yine idmana geliyorum sonra okula gidiyorum. Ailemin bana olan desteğini asla küçümseyemem. Zaten onların bana güveni ve desteği sayesinde bu başarıları elde ediyorum. Özellikle anne ve babamı tribünde görmek bana her zaman artı bir motive sağlıyor.” EN UFAK BİR TEREDDÜDÜM YOK Hedefinin olimpiyat şampiyonluğu kazanmak olduğun söyleyen Yeşilçiçek, şuan yolun çok daha başında olduğunu belirterek, “Bunun için daha anaokuldayız diyebilirim. Büyüklerde 18-19 yaşından sonra Türkiye’yi temsil eden bir sporcu olarak müsabakalara çıkıyorsunuz. Önümde en az 2-3 sene daha var. Şuan kazandığım başarıları önemsemiyorum çünkü hedefim olimpiyat şampiyonluğu. Bunun için sürekli çalışıyor ve dua ediyorum. Güreşte başarılı olan herkes antrenörüm olan Cemal hocanın elinden mutlaka geçmiştir. Hem Cemal hoca hem Fatih hoca gerçekten mükemmel insanlar. Onlara güvendiğim için hedefime ulaşma noktasında en ufak bir tereddüdüm yok” ifadelerini kullandı. Enes Bilal Yeşilçiçek G REKOROMEN 85 kiloda güreşen Enes Bilal Yeşilçiçek, Başakşehir’den Avrupa Şampiyonasına İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başakşehir alt yapısından giden ilk isim oldu. İlk Avrupa tecrübesini yaşayan Yeşilçicek, hedefinin olimpiyat şampiyonluğu olduğunun altını çizdi. Güreşe 6. sınıfta başladığını ve 4 yıldır profesyonel olarak müsabakalara katıldığını söyleyen Yeşilçicek, akademik eğitimle sporu bir arada götürmenin çokta zor olmadığını vurguladı. Bazen turnuvalara gittiğinde kamplardan 1 ay gelmediğini kaydeden Yeşilçiçek, “Allah’a şükürler olsun ki hocalarım ve arkadaşlarım bana bu konuda yardımcı oluyor. Kamptan geldikten sonra 1 günde 4-5 sınava birden girmek zorunda kalsam da derslerimde şuana kadar hiçbir sıkıntı yok” dedi. 12 G Ü N DEM 15 - 31 MAYIS 2014 www.212haber.com ‘Günde on kez ağlıyoruz’ Savaştan kaçtılar, Türkiye’ye sığındılar… Gittikleri yerlerde hüzün ve keder peşlerini erini bırakmadı... Yaşamak için en zor şartlara kabul dediler. Kimilerinin evi parklar ve köprü p altları, kimilerinin ise çatısı delik gecekondular oldu. Üstelik burada insan yaşamaz maz denilen gecekondular için ayda 300 lira kira ödemek zorundalar… HACER TÜRKEL 2 <$û,1'$Azap Mamo. 3 yıl olmuş Türkiye’ye geleli. Daha önce İstanbul’da tekstil işinde çalışıyormuş ama zor durumda olan halkına destek olmak için işinden ayrılmış. 9 ay önce 6 Suriyeli arkadaşıyla beraber savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınan vatandaşlarına maddi manevi yardımcı olabilmek için Güvercintepe’de Suriyeliler Derneği’ni kurmuşlar. Maaş almadan gece gündüz koşturuyorlar. Sadece Allah rızası için insanların yarasını sarmak tüm dertleri. “Önceden 5-10 aile vardı İstanbul’da. Onların sıkıntılarına çözüm bulabiliyorduk ama sonra sayı çoğalınca bu işin böyle olmayacağını, daha düzenli bir şekilde çalışmamız gerektiğini düşünerek arkadaşlarımla beraber dernek kurduk. 6 arkadaş burda Allah rızası için çalışıyoruz. Maaş almıyoruz. Dernekte bir sadaka kutumuz var. Ay sonunda bazen bir kira parası çıkıyor bazen çıkmıyor. Önceden çalışıyordum ama bu iş için işimi bıraktım. Şu anda çalışan 3 kız kardeşim var. Onlar da maaşlarından yardım yapıyorlar derneğe. Abi sen devam et, illa ki bir gün Allah bir kapı açar diyorlar.” diye konuşuyor. Azap Mamo 6 arkadaş İstanbul’daki hayırseverleri gezip dertlerini anlatmaya çalışıyor. “Onlara derneğimizden bahsedip gelip görmelerini istiyoruz. Gelin bir gö- rün, isterseniz yardımları siz dağıtın, isterseniz beraber dağıtalım diyoruz. Şu ana kadar 2 bin aileye yardım ettik.” diyor. ACİLEN AMELİYAT OLMASI GEREKEN HASTALAR VAR Dernek, Suriyeli vatandaşların kamu kurumlarıyla ilgili işlerinde de yardımcı oluyor. Kim kaybolmuş ya da kim ölmüşse bunların kimlik tespiti yapılıyor. Eğer ölen ya da kaybolan kişinin dernekte kaydı yoksa direkt Suriye aranıp kimlik bilgisine göre hangi köyde olduğu öğreniliyor. Örneğin ölmüş bir kişi var. Önce annesi babası kim diye araştırıyor sonra ailesi bulunup birlikte hareket ediliyor. Dernek bugüne kadar 10 vakayı çözüme kavuşturmuş. Yine derneğin çalışmaları sayesinde Güvercintepe’de Cumartesi günü özel doktorlar gelip 300-400 hastayı muayene edip bedava ilaç dağıtıyor. Hamile kadınlar ya da acil hastalar için ambulans ayarlanıyor. Azap Mamo, “Şu an bizde kayıtlı acilen ameliyat olması gereken insanlar var. Yine yürüme engeli olanlar için tekerlekli sandalye lazım. Gelen yardımlar yeterli değil.” sözlerine yer veriyor. kişinin haberi yok. Geçenlerde bir işadamı ziyaretimize geldi. Bir derneğe 60 bin lira para verdim ama o paraların nereye kullanıldığından haberim yok diyor. Buraya geldi kendi eliyle 5 bin liralık mal dağıttı. Bilseydim bütün yardımı buraya yapardım diyor.” ifadelerini kullanıyor. Dernek şimdilerde bir işadamının yardımıyla okul açmaya hazırlanıyor. Okul, hem 1. sınıftan 6. sınıfa kadar eğitim verecek hem de Türkçe bilmeyenlere Türkçeyi öğrenmeleri için hizmet verecek. Savaştan dolayı Türkiye’ye gelen çocukların büyük bir çoğunluğunun eğitimlerinden mahrum kalması üzerine Mamo, “Çocuklar aldıkları dersleri unuttular. Bir kuşak cahil kaldı. Bu çocuklar yanlış şeyler yaparlar diye çok korkuyoruz. Suriyeliler için hizmet veren okul var ama paralı. Öğrenci başına 400 lira istiyorlar. Bu okulların sahipleri eğitim için değil de ticaret için okul açmışlar.” diyor. GÜNDE ON KEZ AĞLIYORUZ Başakşehir’de 13 bin Suriyeli var. Bunlardan sadece 3 bini derneğe kayıtlı. Bu sayının içinde muhtaç durumda olan yetimler de bulunuyor. Hemen her gün yeni mülteciler geliyor. Özellikle yeni gelenlerin yatacak yatakları, oturacak minderleri bile yok. Belediye de yardım yapıyor ama onlar genelde önceden gelip bir şekilde idare eden aileler… Yeni gelenlerin durumunun içler acısı olduğunu söyleyen Mamo şunları kaydediyor: “Günde 30 aile yardım istemek için derneğe geliyor. Çok zor durumda olanlar, oturup ağlayanlar var. Biz de onlarla beraber günde on kez ağlıyoruz.” “Topladığımız kıyafetleri ve eşyaları acil ihtiyacı olanlara, özellikle de yeni gelenlere dağıtıyoruz.” diyen Azap Mamo, “Milletin içindeyiz, kimin derdi var ona yardımcı olmaya çalışıyoruz. Burada oturan Suriyelilerin durumu çok zor. Bir gecekonduda 3 aile yaşıyor. Yardım eden birkaç işadamı var ama derneğimizden henüz pek çok BİZ DE İNSANIZ! BİZ DE MÜSLÜMANIZ! Mehmet Hannan… Ailesiyle beraber geçen yıl Ramazan ayında Türkiye’ye gelmişler. Dil sorunu olduğu için iş bulup çalışamıyor. 10 nüfusla iki odalı gecekonduda kalıyorlar. Gecekondunun çatısı olmadığı için yağan yağmur bacadan içeri akıyor. Kışın ise çok soğuk oluyormuş. İçinde insanın yaşayamayacağı kadar berbat olan gecekondu için ayda 300 lira kira veriyor. Geçenlerde hanımının bacağı kırılmış. Şu an Taksim’de bir hastanede yatıyor. Hastaneden çıkarıp getirmek için ne araba ne de cebinde parası var. Çaresiz bakışlarla tercüman aracılığıyla ben ne yapacağım şimdi diye soruyor. Bir de torunu var; Gülistan… Henüz 11 yaşında. Savaştan önce Suriye’de 4. sınıfa gidiyormuş Birkaç ay önce omuz kemiği çıkmış. Doktorlar Gülistan’ın en az 3 ameliyat olması gerektiğini söylüyormuş ama elde kuruş yok. Yokluk ve sefaletin izlerini zayıf bedeninde de görebilirsiniz. Güçlükle yürüyor Gülistan. Yatarken de rahat edemiyor. Çıkık kemiği vücuduna battığı için canı yanıyor. Kızı Fatma ise hamile olan kız kardeşinin omuzuna saplanan kurşun yarasıyla hastaneye gittiklerini ama hastanede doktorların ilgilenmediğinden yakınıyor. Boğazı düğüm düğüm titreyen sesiyle, “Biz zaten savaştan kaçıp geldik. Burda da doktorlar bize ya kötü muamele ediyor ya da ilgilenmiyorlar. Biz de insanız, biz de Müslümanız. Kardeşim nerde, nasıl doğum yapacak bilmiyoruz. Özel hastaneler çok para alıyor.” diyor. ÇOCUKLARIM İÇİN SADECE SÜT İSTİYORUM Güvercintepe’de ne tarafa baksan dert görürsün. İnsanlar savaştan kaçarak geldikleri için çoğunun pasaportu yok. Hal böyle olunca hastaneye gitmek de sorun, yardım talebinde bulunmak da. Yardım başvurusu için muhtarlığa gidenler, kaydınız yok sözüyle elleri boş dönüyor. 2 odalı gecekonduda 10 kişilik ailesiyle kalıyor Abdülaziz Faur. 8 ay önce gelmişler İstanbul’a. Düzgün bir işi yok. İki gün çalışıyorsa bir ay işsiz dolaşıyor. Evde ekmek bekleyen 7 çocuğu var. Etraftan topladıkları odun parçalarıyla yaz günü evde soba yakıp yemek pişiriyorlar. Delik deşik gecekondunun tavanı başlarına göçmek üzere. Durumları olmasa da şükrediyor haline. Savaş onların da yuvalarını başlarına yıkmış. “Yıllarca çalışıp Halep’te bir daire aldık ama hiçbir şeyimiz kalmadı. Biz Türkiye’de kalmak için sadece kimlik istiyoruz. Artık Suriye’ye gitmek istemiyoruz; çünkü savaş devam ediyor. Çocukların psikolojisi alt üst oldu. Bir gürültü duysalar bomba mı düştü diye korkuyorlar.” ifadelerini kullanıyor buğulu gözleriyle. Süt ve bez ihtiyaçları olan ama kimsenin yardım etmediğini söyleyen Kardeş Yusuf Faur ise, “İki küçük çocuğum için sadece süt istiyorum.” diyerek hüznünü yüreğine gömüyor. KOMŞULARIN YARDIMIYLA HAYATA TUTUNUYORUZ Bir diğer aile ise 4 kişiyle kalıyor çatısız gecekonduda. Türkiye’ye geleli 11 ay olmuş. 300 lira kira ödüyor onlar da. Konuşma engelli baba ayda birkaç gün kahvede çalışıp günlük 20 lira para alıyormuş. Suriye’de varil bombası atıldığı zaman ayağından ve elinden sakatlanmış. “Çocuklarım daha çok küçük. Durumumuz çok kötü. Arada komşuların yardımıyla hayata tutunuyoruz.” diyor ağlayarak. // G Ü N DEM www.212haber.com 15 - 31 MAYIS 2014 13 Sadaka taşları günümüze taşındı n Geçmişi ları, aş sadaka t arket’ ‘sosyal msi ile proje ze günümüı. taşınd B $û$.û(+ú5 Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile Başakşehir Kızılay ‘sosyal market’ projesi başlattı. Proje kapsamında Osmanlı’nın sadakaları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için kullandığı ‘sadaka taşları’ günümüze uyarlanarak ‘sosyal marketler’ projesinde hayat buldu. “Sosyal Market” projesiyle bu güne kadar 5 bin 200 ihtiyaç sahibine giysi, kırtasiye ve hijyen malzemesi dağıtıldı. İSME DOSYA HAZIRLANIYOR Türk Kızılay’ı Başakşehir Şubesi ve Başakşehir Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı işbirliği ile hayata geçirilen “Sosyal Market Projesiyle” her türlü bağış kabul ediyor. Bu proje sayesinde ihtiyaç sahibi aileler, hem acil gereksinimlerine istedikleri anda ulaşabiliyor hem de giysi ürünlerine beğenilerine göre yapabiliyor hem de sanki mağazadan alışveriş yapıyormuş gibi bu yardımdan faydalanabiliyor. Başakşehir Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı projeden faydalanmak isteyerek başvuruda bulunan vatandaşın ismine dosya hazırlıyor. İhtiyaç sahibi Başakşehirliler bu dosya ile haftanın her günü açık olan mağazadan ihtiyaçlarını alabiliyor. Sosyal Market, Başakşehir 5. Etap’ta bulunuyor. İLYAS BİLEN: HAYIRSEVERLERİ BULUŞTURAN ORTAK BİR ZEMİN HAZIRLADIK Başakşehir Kızılay Şube Başkanı İlyas Bilen, “Türk toplumunda her zaman var olan geleneksel yardımlaşma ve dayanışma duygusunu ortaya çıkararak, ihtiyacı olan bireyler ile onlara yardım etmek isteyen hayırseverleri buluşturan ortak bir zemin hazırladık. Hayırsever vatandaşların bağışladıkları yiyecek, giyecek, ev eşyası, tıbbi malzeme ve ortopedik malzemeler gibi birçok tüketim maddesini Sosyal Market’te tasnif ettik. Toplum vicdanını incitmeden ve bireylerin onurunu rencide etmeyecek bir biçimde gizli ve en kısa sürede ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Üç ay gibi bir sürede 5 bin 200 ihtiyaç sahibine hizmet verdik” dedi. // YARDIMLAR, RAMAZAN AYINDA DA DEVAM EDECEK Başakşehir Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü Sibel Akyüz projeyi anlattı, “Sosyal Marketin kurulması, hemen hemen her evde bulunan özellikle kadınların çok az kullanıp artık kullanılmayan dayanıklı tüketim mallarının toplanması, bunların temizlenmesi ve ücretsiz olarak ihtiyaç sahibi vatandaşlara ulaştırılması sağlanmıştır. Ocak 2014 tarihinde başladığımız projemiz, Ramazan ayında da devam edecek. Bu mübarek ayda 3 bin ihtiyaç sahibini giydirmek istiyoruz.” 7 milyon İstanbullu’nun sağlığı tehlikede! Geçtiğimiz yıllarda bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yemek yeme ve beslenme alışkanlıklarının çok hızlı bir şekilde değiştiği reddedemeyeceğimiz bir gerçek. PLATO Meslek Yüksek Okulu Aşçılık Bölüm Başkanı Ece Şener’in verdiği bilgiye göre Türk insanı haftada en az altı öğününü dışarıda yiyor. Büyük şehirlere baktıkça bu sayılar daha da yükseliyor. İstanbul’da her gün dışarıda yemek yiyen insan sayısı yaklaşık 7 milyon! Bu günlerde kiminle yemek ile ilgili bir sohbete başlasak, birkaç yemek tarifi paylaşımından sonra her zaman nerede o eski sofralar tartışmasına dönüşüyor. Herkes annesinin hatta anneanEce Şener nesinin kurduğu o gösterişli, salatasından tatlısına en az üç çeşit yemeğin bulunduğu sofraları özlediğinden yakınıyor ama bu özlemi gidermek söz konusu olduğunda ellerinden modern hayatı suçlamaktan başka bir şey de gelmiyor. Hızlı hayatlar hızlı yemekler getiriyor, çalışan bir kişinin özenli sofralara olan özlemi bir türlü bitmiyor. Günümüz toplumunun en büyük sıkıntılarından biri olan zamansızlık hayatımızın her alanını kısıt- ladığı gibi sofralarımızı da kısıtlıyor. Plato Meslek Yüksek Okulu Aşçılık Bölüm Başkanı Ece Şener bu değişimin sadece nostaljik hayallere değil aynı zamanda sağlığımızı da tehdit ettiğini söyledi. Plato Meslek Yüksek Okulu Aşçılık Bölüm Başkanı Ece Şener; “Gelişmiş ve gelişmekte olan bütün ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de obezite, şeker hastalıkları, kalp rahatsızlıkları gibi beslenmeye bağlı hastalıklar gün geçtikçe artıyor.” Dedi. ği o kahvaltılarda içilen süt, yenilen peynir ve zeytin de yavaş yavaş sofralardan yok oluyor. Her zaman gururla dile getirdiğimiz zengin Türk Mutfağı da.. Başakşehirli izciler AFAD programına katıldı Bir taraftan hayatımızı daha iyi hale getirmek ferah bir yaşam standardına ulaşabilmek çalıştığımız uzun saatler, biz farkında olmadan aslında bizim sağlığımızdan ufak ufak çalıyor. Annelerimizin bize zorla ettirdi- %$û$.û(+ú5Belediyesi Bilgievi İzcilik Kulübü öğrencileri Afet ve acil durum yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından düzenlenen ‘Afete Hazır Okul Kampanyası’ tanıtım programına katıldı. Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın ve devletin üst düzey protokolünü katılımı ile ArenaMega’da yapılan ‘Afete Hazır Okul Kampanyası’ tanıtım programına; Başakşehir Belediyesi Şahintepe, Cemil Meriç, Cevdet Kılıçlar Bilgievi İzcilik kulübü öğrencileri, Türkiye İzcilik Federasyonuna bağlı izcilik kulüpleri ve liderleri de katıldı. Yanlış restorasyon tarihi dokuyu yok ediyor! Türkiye’nin kalbi İstanbul’da Kültür Bakanlığı, belediyeler, TBMM’ye bağlı Mili Saraylar, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve özel sektör her yıl restorasyon çalışmalarına milyonlarca lira harcıyor. Ancak uzmanlar İstanbul’da nitelikli restorasyon uygulamaları parmakla gösterilecek kadar az olduğu konusunda hem fikir. 7h5.ú<(’nin kalbi İstanbul’da Kültür Bakanlığı, belediyeler, TBMM’ye bağlı Mili Saraylar, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve özel sektör her yıl restorasyon çalışmalarına milyonlarca lira harcıyor. Sadece İstanbul Büyük Şehir Belediyesi İl Meclisi ise İstanbul’daki tarihi eserlerin yenilenmesi için geçen sene 1 milyar 155 milyon TL bütçe kullandı. İstanbul’daki yaklaşık 40 cami ve eseri bu sene restore eden olan Vakıflar Genel Müdürlüğü ise, tarihi Teşvikiye Camii’nin restorasyonu için 100 bin lira kaynak ayırdı. Ancak uzmanlar İstanbul’da nitelikli restorasyon uygulamaları parmakla gösterilecek kadar az olduğu konusunda hem fikir. Bu konuda görüşüne başvurduğumuz Plato Meslek Yüksek Okulu Mimari Restorasyon Bölümü Başkanı Mine Esmer sahip olduğu doğal güzellikleri ve tarihi mirası ile evrensel bir değere sahip bulunan İstanbul’da, doğal ve kültürel miras alanlarına karşı devlet ve toplumun hassasiyetinin yeterli seviyede olmadığı; uluslararası düzlemde kabul gören koruma kavramlarının bu kesimler RESTORASYONU KİMLER YAPMAYA YETKİNDİR? tarafından gereği gibi algılanıp benimsenmediğini söyledi. Bu konudaki görüşünü şu şekilde gerekçelendiren Plato Meslek Yüksek Okulu Mimari Restorasyon Bölümü Başkanı Mine Esmer İstanbul’da, Tarihi Yarımada’da, (Dünya Mirası Listesi’nde bulunan alanlar da dahil) tüm sit alanlarının durumunun içler açısı olduğunu yapılan restorasyon ve ihlallerin tarihi yarım adanın dokusuna, kültürel ve tarihi değerine ciddi zararlar verdiğini söyledi. ÇALIŞMALARININ BÜYÜK KISMI NEDEN HATALI VE YANLIŞ? Plato Meslek Yüksek Okulu Mimari Restorasyon Bölümü Başkanı Mine Esmer bu konuda şunları söyledi: “Koruma politikaları koruma ile ilgili birimlerde benimsenmemiş, yasaların gerçekçi uygulama mekanizmaları geliştirilmemiş, net bir koruma politikası oluşturulmamış, finansman sorunları bir türlü aşılamamış, korumanın kamu yararına olduğu bilinci gelişmemiş ve sonuçta koruma, toplum geneline bir kültür olarak yayılamamıştır. Tek yapı ölçeğine inildiğinde, 20. yy.’da gerçekleşen restorasyon uygulamalarının başarısızlığı, projesiz uygulamalar, çimentonun geleneksel malzemelerle zararlı etkileşimlerinin bilinmemesi, anıtların eklerinin ve özgün yapı elemanlarının korunması gerektiğinin anlaşılamaması gibi etkenlere bağlıdır. Bunlara ek olarak, kullanıcıların cehaleti, bilinçsizliği ve estetik kaygı ve anlayışlarının olmaması yapıların uygun olmayan ekler almasına yol açmıştır. Kültür varlıkları, sahipsiz kalmış, verilen zararların hesabı bugüne kadar devlet tarafından sorulmamış; bir ceza uygulanmaması insanları çekinmeden yeni zararlar vermeye yöneltmiştir.” Dedi. ZĞƐƚŽƌĂƐLJŽŶ͕LJĞŶŝLJĂƉŦLJĂƉŵĂŬƚĂŶ ĕŽŬĚĂŚĂƂnjĞŶ͕ďĞĐĞƌŝ͕ĞŵĞŬ͕ďŝůŐŝ ǀĞƵnjŵĂŶůŦŬŐĞƌĞŬƟƌĞŶďŝƌĂůĂŶĚŦƌ͘ <ƺůƚƺƌǀĂƌůŦŬůĂƌŦŶŦŶŬŽƌƵŶŵĂƐŦǀĞ ŐĞůĞĐĞŬŶĞƐŝůůĞƌĞĂŬƚĂƌŦůŵĂƐŦĚŝƐŝƉůŝŶůĞƌĂƌĂƐŦďŝƌĕĂůŦƔŵĂŐĞƌĞŬƟƌŝƌ͘&ĂƌŬůŦ ŵĞƐůĞŬŐƌƵƉůĂƌŦŶĚĂŶďŝƌĕŽŬƵnjŵĂŶ ƐƂnjŬŽŶƵƐƵĚĞŒĞƌůĞƌŝŶŬŽƌƵŶŵĂƐŦŝĕŝŶ ďĞƌĂďĞƌĕĂůŦƔŵĂůŦĚŦƌ͘<ƺůƚƺƌǀĂƌůŦŬůĂƌŦŶŦŶŬŽƌƵŶŵĂƐŦǀĞŐĞůĞĐĞŬŶĞƐŝůůĞƌĞ ĂŬƚĂƌŦůŵĂƐŦĚŝƐŝƉůŝŶůĞƌĂƌĂƐŦďŝƌĕĂůŦƔŵĂ ŐĞƌĞŬƟƌŝƌ͘&ĂƌŬůŦŵĞƐůĞŬŐƌƵƉůĂƌŦŶĚĂŶ ďŝƌĕŽŬƵnjŵĂŶƐƂnjŬŽŶƵƐƵĚĞŒĞƌůĞƌŝŶ ŬŽƌƵŶŵĂƐŦŝĕŝŶďĞƌĂďĞƌĕĂůŦƔŵĂůŦĚŦƌ͘ DŝŵĂƌ͕ŝŶƔĂĂƚŵƺŚĞŶĚŝƐŝ͕ŐĞŽŵĂƟŬ ŵƺŚĞŶĚŝƐŝ͕ĂƌŬĞŽůŽŐ͕ƐĂŶĂƚƚĂƌŝŚĕŝƐŝ͕ ƔĞŚŝƌďƂůŐĞƉůĂŶĐŦƐŦ͕ŵĂŬŝŶĞŵƺŚĞŶĚŝƐŝ͕ĞůĞŬƚƌŝŬŵƺŚĞŶĚŝƐŝ͕ŝĕŵŝŵĂƌ͕ƉĞLJnjĂũ ŵŝŵĂƌŦ͕ŬŝŵLJĂŵƺŚĞŶĚŝƐŝ͕ũĞŽĮnjŝŬ ŵƺŚĞŶĚŝƐŝ͕ŬŽŶƐĞƌǀĂƚƂƌ͕ƌĞƐƚŽƌĂƚƂƌǀď͘ &ĂƌŬůŦĚŝƐŝƉůŝŶůĞƌŝŶŝƔďŝƌŝůŝŒŝŶŝŐĞƌĞŬƟƌĞŶ ĕŽŬLJƂŶůƺďŝƌĂůĂŶĚŦƌ͘DŝŵĂƌŦŶŬŽƌƵŵĂ ŬŽŶƵƐƵŶĚĂĞŒŝƟŵĂůŵŦƔŽůŵĂƐŦŐĞƌĞŬŵĞŬƚĞĚŝƌͬͬ͘ Başbakanlık AFAD tarafından yürütülen ve toplumun farklı kesimlerine, afetler konusunda doğru davranış şekillerini benimsetmeye yönelik “Afete Hazır Türkiye” projesinin ikinci basamağı “Afete Hazır Okul” kampanyasının tanıtıldığı törende konuşan Başbakan R. Tayyip Erdoğan, kampanyanın ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını diledi. Türkiye’nin afetlere karşı hazırlanması için AFAD’ı kurduklarını ve böylece kamunun tüm imkanlarının koordinasyon içinde en verimli şekilde kullanılabilmesini sağladıklarını aktaran Erdoğan, Van, Bingöl ve Simav deprem deneyimlerinin bu konuda, doğru bir yolda olduklarına işaret ettiğini dile getirdi. // 14 G Ü N DEM 15 - 31 MAYIS 2014 www.212haber.com Organize sanayi de devrim! İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde Dersankoop arsasına yapılacak TRİOS 2023 (Türkiye İkitelli Organize Sanayi 2023), üç ayrı blok ihtiva edecek. Bu blokların ikisinde atölye ve dükkânlara, üçüncüsünde çarşı ve kulelere yer verilecek. ú Başkanı Selahattin Kurumahmut, Dersankoop Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Mahşuk Gülaçarve ve projenin satışından sorumlu olan TSP Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Gökçenur Çelebioğlu’nun katılımıyla yapıldı. .ú7(//ú25*$1ú=(6$1$<ú%g/*(6ú’nde Dersankoop arsasına yapılacak TRİOS 2023 (Türkiye İkitelli Organize Sanayi 2023), üç ayrı blok ihtiva edecek. Bu blokların ikisinde atölye ve dükkânlara, üçüncüsünde çarşı ve kulelere yer verilecek. TRİOS 2023 PATRON KULE TÜRKİYE’DE BİR İLK! Birinci atölye bloğu 128 bin metrekare, ikinci atölye bloğu 97 bin metrekare, çarşı ve kule bloğu da 76 bin metrekare olup TRİOS 2023’ün toplam inşaat alanı 301 bin metrekareyi buluyor. Projede toplam 250 adet atölye, 45 adet dükkân, 11’er katlı büro/otel, 2 kule bina var. Toplam satılabilir/kiralanabilir alan 260 bin metrekare. TRİOS 2023, Türkiye’de patron olmanın prestijini ve ayrıcalığını en yüksek Seviyede hissedebileceğiniz yeni bir konsept sunuyor: patron kule. Patron kule, sadece 100 seçkin patronun ofislerinin yer alacağı yeni bir “süper lüks” ofis konsepti. Kule’de yer alan patron’lar, şu anda dünyada sadece çok seçkin binalarda yer alan otomobil asansörüyle ofislerinin olduğu kata kadar çıkarak, otomobillerini ofis katına park edip, direk ofislerine geçebilecek. Güvenlik, sekreter ya, temizlik ve ofis boy gibi tüm hizmetleri bina yönetimince 5 yıldızlı otel kalitesinde sağlanacak. 2017’de tamamlanacağı açıklanan kulelerden biri bürolar için ayrılırken, biri arsa maliki Dersankoop’un kullanımına bırakılacak. TRİOS 2023, basına tanıtıldı. Tanıtım etkinliği; Pulsar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sami Bektaş, Kurumahmutoğlu İnşaat Yönetim Kurulu SAMİ BEKTAŞ: EN MODERN TİCARET ALANI OLACAK Pulsar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sami Bektaş “Türkiye’nin 2023 ekonomi hedefleri her alanda modern yatırımlar yapmayı gerektiriyor. TRİOS 2023 bu hedefin gerekliliklerini karşılayan modern ve güçlü altyapılı sanayi projelerinin öncderi olmak anlayışı ile yola koyuluyor. TRİOS 2023, Türkiye’nin yanı sıra dünyanın da en modern sanayii ve ticaret alanlarından biri olacak. 7 metrelik tavan yüksekliği, metrekareye 2 ton kaldırabilen güçlü beton sistemi, yan yana 3 tırın yol alabileceği araç yolları i- le sanayicilerin ihtiyaçları için tasarlanan proje adından söz ettirecek.” dedi. Bektaş “TRİOS 2023, bir sanayii vahasının ortasında, sanayinin kalbinde yükselecek. İkitelli Organize Sanayi’nin içinde olmasının verdiği artı ile metro, Atatürk Havalimanı, TEM bağlantı yollarının ortasında bulunması ve yeni Türkiye’nin gözde yatırımları 3. Köprü, Kanal İstanbul projelerine olan yakınlığı ile sanayicilerin ilgisini çekecek.” ifadelerini kullandı. // Sami Bektaş İkinci mağazasını Başakşehir’de açtı Mahalle ekonomisine katkı sağlayacak yeni bir konsept ile müşterilerinin karşına çıkan Dizayn Grup, Mimaroba’dan sonda ikinci DİZAYN’IM mağazasını Başakşehir’e açtı. Mağazanın açılış konuşmasını yapan Mir Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları, “En ucuz bizde olacak diye bir iddiamız yok. Müşteride kaliteyi değerinde aldığı hissi uyanmalı “ dedi. StarCity’ye 24 yeni kiracı geldi 67$5&ú7<287/(7&(17(5 Yenibosna’da kapılarını açalı tam dört yıl oldu. Altınyıldız Fabrikası’nın yerine açılan bu alışveriş merkezinin yüzde 60’ı Yıldız Holding’e, yüzde 40’ı ise Boyner Holding’e ait. AVM’nin fiilen yönetimini de Yıldız Holding yürütüyor. StarCity Outlet’te son altı aydır ciddi değişiklikler yaşanıyor. AVM yönetimi son aylarda 24 yeni kiralama yaptı. Son olarak Mudo Outlet, AVM’den çıktı. Onun yerine Tekzen Yapı Market’in bin 485metrekarelik satış alanına sahip olan marketi açıldı. Desa’nın ise AVM’deki yeri değişmiş, üst kata çıkmış. Onun yerine Karaca Home’un açıldığını belirtelim. Para Dergisi’nin haberine göre, Starcity’deki bu hızlı trafik bir yıl önce yaşanan yönetim değişikliği ile ilgili. Bursa As Merkez AVM’nin yönetim kurulu üyesi ve Genel Müdürü Fahir Çam, bir yıl önce StarCity genel müdürlüğünü üstlenmişti. Önce stratejileri oluşturan Çam ve ekibi altı ay önce de yeni kiralamalar için düğmeye bastı. MAHALLENİN PARÇASI OLMAYA ÇALIŞIYORUZ DİZAYN’IM ‘in mahallenin bir parçası olması hedefiyle yola çıktıklarını söyleyen Mirmahmutoğulları, “Şehirlerin büyük yapı marketleri zaten var. Onlar sadece bulundukları yerin birer parçası. Biz mahallenin bir parçası olmaya çalışıyoruz. Mahallelinin yürüyerek gidip alışverişini yapabileceği bir zincir oluşturma niyetindeyiz” şeklinde konuştu. Başakşehir’in büyük bir mahalle olduğunu kaydeden Mirmahmutoğulları, “Ağabeylerimiz bu mahalleyi kurmuş bizde karınca kararınca şenlendiriyoruz. Buranın parçası mekân olarak yakın olma anlamına gelmiyor. Mahalle sorunlarının giderilmesi konusunda ufakta olsa katkımızın olmasını istiyoruz” diye konuştu. BÜYÜME AZMİ TAŞIYORUZ Fahir Çam Çam görevi devraldığında yüzde 84 doluluğu olan AVM’nin şu anda doluluk oranı yeni kiralamalarla yüzde 98,5’e ulaşmış. Defacto’ facto’dan on’dan e-Bebek’e Y-London’ Aker Giyim’e 24 yeni eni marka n dört marStarCity’e gelirken u değişim ka çıkmış. Peki bu AVM’in rakamlarına ına nasıl ğimize yansıdı? Öğrendiğimize göre son beş aydırr AVM’nin cirosunda da yüzde 30, ziyaretçii sayısında da yüzdee 20 artış olmuş. // ´%(1ú0(9ú0%(1ú0'ú=$<1·,0µsloganıyla, yola çıkan Dizayn Grup, ev yenilemede ihtiyaç duyulan tüm ürünleri bir arada sunan DİZAYN’IM mağazasının ikinci şubesini Başakşehir’de açtı. Mağaza açılışına Mir Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları, Başkan Yardımcısı Adaletli Mirmahmutoğulları, Yönetim Kurulu Üyeleri eski bakanlar Kürşat Tüzmen, Hilmi Güler, Mustafa Açıkalın Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Erne Medya Genel Müdürü Halil Gölve ve çok sayıda davetli katıldı. Açılış töreninde konuşan Mir Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları, hedeflerinin bin mağaza ulaşmak olduğunu söyledi. 300 ila 600 metrekare arasında değişen mağazalarla toplamda 5 bin kişiye istihdam sağlayacaklarının altını çizen Mirmahmutoğulları, “Her mağaza için 1 milyon liralık yatırım ön görüyoruz. En ucuz bizde olacak diye bir iddiamız yok. Müşteride kaliteyi değerinde aldığı hissi uyanmalı” dedi. Kendilerinin yüzde yüz yerli bir marka olduklarının altını çizen Mirmahmutoğulları, bütün ürünlerinin kendilerine ait olduğunu belirtti. Mirmahmutoğulları konuşmasına şöyle devam etti; “Yabancıların piyasadan çekildiği bir ortamda biz büyüme azmi taşıyoruz. DİZAYN’IM endüstriyel ve ismi teknolojiyle-yeniliklerle anılan bir marka. Firmamız Türkiye’de endüstriye dönüşmüş patent sayısında lider konumda. Bizi daha çok profesyonel firmalar tanıyordu DİZAYN’IM ile son tüketiciye yaklaşmış olduk. DİZAYN’IM mağaza markası olarak şekillendirildi” dedi. İbrahim Mirm ah mutoğulları Kürşat Tüzmen ZĂŇĂƌĚĂϱďŝŶ͕ĚŝũŝƚĂůƌĂŇĂƌĚĂϱϵďŝŶƺƌƺŶLJĞƌ ĂůĂĐĂŬ͘ϭϯĂŶĂŬĂƚĞŐŽƌŝǀĞϭϭϮĂůƚŬĂƚĞŐŽƌŝĚĞ͕ ϱďŝŶĕĞƔŝƚƺƌƺŶďƵůƵŶĂĐĂŬ͘mƌƺŶůĞƌŝŶƚĂŵĂŵŦ d^͕ĞůĞŬƚƌŝŬůŝƺƌƺŶůĞƌŝƐĞďĞůŐĞůŝ͘ G Ü N DEM www.212haber.com 15 - 31 MAYIS 2014 15 Hem hafızlık yapıyorlar hem üniversite okuyorlar AFIZ İ H 4 1 ETİN İCAZ LDI A 2005 yılından beri hizmet veren ve onlarca hafız yetiştiren Tunahan Kız Kur’an Kursu, mezuniyet halkasına 14 hafız daha ekledi. Bu 14 isimden kimi 2 yılda, kimi ise 3 yılda hafızlığını tamamlayıp icazetini aldı. Bazıları açık öğretimden lise okuyor, bazıları ise üniversite öğrencisi. İçlerinde henüz 14 yaşında olan da var. HACER TÜRKEL B $û$.û(+ú5 Müftülüğü 2014 yılında hafızlığını tamamlayan 14 hafız için ‘Tunahan Kur’an Kursu Hafızlık İcazet Merasimi’ düzenledi. Çınar Kongre Merkezi’nde gerçekleşen merasime Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran, Sakarya Müftüsü İlyas Serenli, İstanbul İl Müftü Yardımcısı Mehmet Yaman, Başakşehir İlçe Müftüsü Ahmet Bilgi, Bilim ve İnsan Vakfı Başkanı Turan Kıratlı, ilçe müftüleri ve hafız aileleriyle birlikte çok sayıda Başakşehirli katıldı. İki bölümden oluşan programın birinci bölümü Ankara Hacı Bayram Camii Baş İmam Hatibi Ahmet Karalı’nın okuduğu Kur’an’ı Kerim tilavetiyle başladı. Başakşehir İlçe Müftüsü Ahmet Bilgi’nin protokol konuşmasıyla devam eden program, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ilettiği tebrik mesajlarının okunmasıyla büyük bir coşkuya sahne oldu. Konuşmasında “Kur’an-ı Kerim müminler için rahmet ve şifa olarak indirilmiştir.” diyen Başakşehir İlçe Müftüsü Ahmet Bilgi, “Kur’an, almak isteyenlere bir hi- Nuray Demir / Rehber Öğretici: HAFIZLARIMIZI ‘VAHYİN MUHAFIZI’ OLARAK GÖRÜYORUZ Biz hafızlarımızı vahyin muhafızı olarak görüyoruz. Yorucu ve uzun bir süreci bu şekilde taçlandırmanın gururunu yaşıyoruz. Yüzlerce hafız yetiştirdik. Bunlardan çoğu bugün Kur’an öğretmenliği yapıyor. Bu da bize hem enerji hem de güç veriyor. Böylece Kur’an halkamız kopmadan devam ediyor. Aynı maraton koşusu gibi; bayrak hiç yere inmiyor. 18 yıldır hafız yetiştiriyoruz. Yine 2 yıl önce bu salonda 12 hafize kardeşimiz için tören düzenlemiştik. dayet rehberi olarak gönderilmiş en büyük mucizedir. Yüz binlerce Müslümanın Kur’an-ı Kerim’i ezberlemesi bunun apaçık bir delilidir. Nitekim bugün 14 kardeşimiz de Kur’an’ı hıfzederek icazetlerini aldılar. Bu yavrularımıza teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı. NİTELİKLİ HAFIZLARIN SAYISI ARTTI Hafızlık eğitiminin kesintisiz eğitimle birlikte son yıllarda inkıtaya uğradığını; ancak hafızların sayısının azalmasına rağmen nitelikli hafızların sayısında artış olduğunu ifade eden Ahmet Bilgi, “Bugün hafızlık eğitiminin önünü açan kanuni düzenlemeler yapılmaktadır. İmam Hatip liselerinde okuyan öğrencilerimiz isterlerse bir veya iki yıl sınıf dondurmak suretiyle hafızlık eğitimlerini tamamlayabilme imkânına sahip olabilirler. Şu anda Sular Vadisi’nde bitme aşamasında olan Selman-ı Farisi Cami’si 2014-2015 öğretim yılında hafızlık eğitimine başlayacak. Buraya sadece İmam Hatip liselerinde sınıf dondurmuş erkek öğrencilerimizi alacağız ve bu kursumuz yatılı olarak hizmet verecek. Kız öğrencilerimiz i- çin de Mahmut Esad Coşan Kız Kur’an Kursu’nda böyle bir imkân sunacağız.” dedi. Kur’an Kursuna kayıt yaptıran öğrencilerin eğitim ve öğretimlerinde hiçbir inkıtaya uğramayacağını vurgulayan Bilgi şunları kaydetti: “Sınıflarını dondurup hafızlık eğitimine başlayan bu yavrularımızın yıl sonunda okul müdürlüklerine müracaat ederek derslerini dışardan vermek suretiyle bir üst sınıfa devam edebilecek. Böylece bu öğrencilerimiz iki yıl üst üste sınıf dondurma imkânına sahip olacaklar ve eğitimlerinden de geri kalmayacaklar. Böylelikle hafızlık eğitimi çağında 10-15 yaş arasındaki öğrencilerimizin hafızlık eğitimini almalarını da sağlamış olacağız.” Zeynep Damar: Fatmanur Daştan: BENİM İÇİN DÜNYADAKİ EN YÜKSEK MAKAM Hafızlık benim için dünyadaki en yüksek makam. Rabbime şükürler olsun ki bana hafız olmayı nasip etti. Kur’an-ı Kerim o kadar mucizevi bir kitap ki insan okudukça bambaşka bir âleme dalıyor. İnşallah ben de hocalarımız gibi son nefese kadar bu yolda hizmet edenlerden olurum. HAYATIMIN EN ÖNEMLİ DÖNÜM NOKTASI Hafız olmak hayatımın en önemli dönüm noktalarından biri. Hafızlık fakültemi tamamlayıp icazetimi aldım. Lütfuyla milyonlarca insan içinden bana hafız olmayı nasip eden Allah’a hamd olsun. Eğitimimde emeği geçen, maddi manevi desteğini esirgemeyen aileme ve hocalarıma teşekkür ediyorum. Programın birinci bölümü Başakşehir Müftüğü’nün hafızlara çeyrek altın takdimiyle sona ererken ikinci bölümünde ise bayanlara özel gösteri düzenlendi. Hafızların okudukları Kur’anı Kerim tilavetinin ardından anneleri için hazırladığı video gösterimiyle katılımcılar duygulu anlar yaşadı. Rabia Göktepe Kars (1992) Nice zorluklarla geldiğim bu yolda hafız olmanın sevincini yaşıyorum. Rabbim hafızlık yapan herkese kolaylık versin, bu yolun sonundaki sevinci yaşamayı nasip etsin inşallah. Ayşe Öztürk Adıyaman (1993) Rabbimden 3 yılda tamamladığım hıfzımın bir ömür boyu beni muhafaza etmesini diliyorum. Bu güzel ve zorlu yola baş koyan tüm kardeşlerime de Allah sonunu görmeyi nasip etsin. 2014 yılında icazetlerini alan hafızların isimleri şöyle: Rabia Göktepe, Tuba Akyüz, Şeyma Akmanoğlu, Leyla İnal, Ayşe Öztürk, Zeynep Damar, Zehra Betül Bıyık, Rukiye Zikriya, Meryem Dal, Esra Erkılıç, Asiye Kavakdan, Tuba Tirsi, Fatmanur Daştan, Sena Canaş. // Sudan’da 103 hasta gün ışığına kavuştu Yeryüzü Doktorları, “Göz Nuru Projesi” kapsamında göz hastalıkları uzmanı bulunmayan Sudan’ın Marawi bölgesine gitti. Türkiye, Suriye ve Sudan’dan katılan göz hastalıkları uzmanı 7 gönüllüden oluşan ekip 4,5 günde 103 ameliyat ve 550 muayene gerçekleştirdi. YERYÜZÜ DOKTORLARI, 2006 yılında başlattıkları “Göz Nuru” projesi ile önlenebilir nedenler ile körlük ya da görme güçlüğü çeken ama tedavi alamayan hastaları gün ışığına kavuşturmaya devam ediyor. Yeryüzü Doktorları, proje kapsamında Sudanese Islamic Medical Association (SIMA) ve Al-Basar Foundation’a bağlı Makkah Eye Complex uzmanları ile birlikte Sudan’ın Marawi şehrinde katarakt ameliyatı bekleyen hastaların ihtiyaçlarını karşılamak için göz kampı düzenledi. Türkiye’den Göz Hastalıkları uzmanları Yeryüzü Doktorları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Uzm. Dr. Hasan Oktay Özkan, Uzm. Dr. Yusuf Özay, YYD Proje Yöneticisi Selimcan Azizoğlu ve Uzm. Dr. Raşit Kılıç ile 3 Sudanlı ve 1 Suriyeli uzman doktor 4,5 gün boyunca Sudanlı hastalara gönüllü hizmet verdi. 27 Nisan 1 Mayıs tarihleri arasında Toplamda 103 ameliyat 550 göz muayenesi gerçekleştiren ekip, kamp süresince 350 Sudanlıya da gözlük dağıttı. 2005 yılından beri hizmet veren ve onlarca hafız yetiştiren Tunahan Kız Kur’an Kursu, mezuniyet halkasına 14 hafız daha ekledi. Bu 14 isimden kimi 2 yılda, kimi ise 3 yılda hafızlığını tamamlayıp icazetini aldı. Bazıları açık öğretimden lise okuyor, bazıları ise üniversite öğrencisi. İçlerinde henüz 14 yaşında olan da var. Her birinin memleketi farklı olsa da hafızlık için yolları Başakşehir’de kesişmiş. Kendi imkânlarıyla hem hafızlık yapıyorlar hem de eğitimlerine devam ediyorlar… TEDAVİ EDİLEBİLİR AMA NE DOKTOR NE DE EKİPMAN VAR Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünya genelinde körlük sebeplerinin %50’si kolayca tedavi edilebilecek katarakt vakaları sonucu oluşuyor. Kötü yaşam koşulları, sahra şartları, yetersiz beslenme, Afrika’da katarakt başta olmak üzere birçok göz hastalığının ortaya çıkmasına sebep oluyor. Bu nedenle Sahra Altı Afrika’da milyonlarca insan günışığına hasret yaşıyor. Yeryüzü Doktorları, hastalarla birlikte ailelerinin de yaşamını felç eden bu göz hastalıklarını iyileştirmek amacıyla başlattığı “Göz Nuru” projesiyle katarakt ameliyatlarının yanı sıra önleyici tedbirler uygulayarak diğer göz hastalıklarını da tedavi ederek, Afrikalı insanların günışığına kavuşmasını sağlıyor. // 16 G Ü N DEM 15 - 31 MAYIS 2014 www.212haber.com 20 farklı şehirde gerçekleştirilen 7. Uluslararası Öğrenci Buluşması renkli görüntülere sahne oldu. Türkiye’de eğitim gören 103 ülkeden 14 bin öğrenci kültürlerini tanıtmak için adeta dünyayı Türkiye’ye taşıdılar. Onlar bizim başmisafirimiz U HACER TÜRKEL LUSLARARASI Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) Başkanı Mehmet Ali Bolat’ın Topkapı Barcelo Eresin Hotel’de düzenlediği 7. Uluslararası Öğrenci Buluşması basın toplantısının ardından 1012 Mayıs tarihlerinde 20 farklı şehirde gerçekleştirilen 7. Uluslararası Öğrenci Buluşması renkli görüntülere sahne oldu. Türkiye’de eğitim gören 103 ülkeden 14 bin öğrenci kültürlerini tanıtmak için adeta dünyayı Türkiye’ye taşıdılar. 80 farklı etkinlikle renklendirilen Öğrenci Buluşmasında misafir öğrenciler stantlarında ziyaretçilerini ağırladılar. Her ülkenin etnik kostümleri, yemekleri, objeleri ile kendilerini tanıttıkları organizasyon bir şölen havasında geçti. TÜRKİYE’YE, BÜYÜK HEDEFLERİ OLAN ÖĞRENCİLER GELİYOR Zendel Yusufovski Makedonya Zendel Yusufovski… Makedonyalı ve 23 yaşında. Diyanet vesilesiyle ilk olarak 2006 yılında henüz 15 yaşındayken gelmiş Kayseri’ye. Orada 2 yıl İmam Hatip lisesinde okuduktan sonra İstanbul’a geçiş yapmış. İHL’den mezun olduktan sonra üniversite sınavını kazanmış. Şimdi ise İstanbul’da Uluslararası Ticaret okuyor. “Gelen öğrenciler büyük hedefleri olan öğrenciler. Buraya boş öğrenci gelmiyor.” diyor. Tam bir İstanbul sevdalısı Yusufovski. “İstanbul’u Pendik’ten Silivri’ye kadar gezdim. En çok da tarihi yerlerini seviyorum. Örneğin Sur içi gibi. Buralarda yaşayan insanlar bile farklı bence. İstanbul’u içinde yaşadığın zaman anlayamazsın ama burdan ayrıldığın zaman gerçekten anlarsın. Bence dünyada eşi benzeri olmayan bir şehir İstanbul. Memlekete gittiğim zaman en fazla bir iki hafta kalabiliyorum, sonra tekrar İstanbul’a dönüyorum.” diye konuşuyor. Öğrenci buluşmaları ile ilgili konuşan UDEF Başkanı Mehmet Ali Bolat uluslararası öğrenci farkındalığını oluşturarak bu alanda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaptıklarını söyledi. Bolat, “10 yıl önce başlayan çalışmalar bugün katlanarak büyüdü ve yurt dışından eğitim için gelen öğrencilerde ciddi bir artış oldu. Şu an ülkemizde 160 ülkeden 55 bin öğrenci eğitim alıyor, 2010 yılında 17 bin olan sayı dört yılda dört kat arttı. Önümüzdeki birkaç yıl içinde öğrenci sayısı 250 bine ulaşacak” dedi. 25 uluslararası öğrenci derneğinin işbirliğiyle yapılan buluşmanın finali 17 Mayıs’ta Abdi İpekçi Kapalı Spor Salonu’nda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilecek. Çok okul değiştirmiş Zendel Yusufovski. İstanbul Ticaret Üniversitesi’ne geçmeyi çok istemiş. Okulla ilgili ansını şöyle anlatıyor: “Tam iki yıl koşturdum bu konuda. Bir gün çalıştığım çiğ köfteci dükkanındayken yüzde yüz burslu kazandınız diye bir telefon geldi. Bu hayatımda unutamayacağım ve hayatımı değiştiren en büyük anılardan biri oldu.” 4 ayda Türkçeyi öğrenmiş Yusufovski. Türkçe bilmediği için zorluk yaşamış ilk zamanlar. “İlk zamanlar çok zordu. Sadece okulda değil örneğin bir markete gittiğin zaman da alacağın şeyi Türkçe söylemen gerekiyor. Bir gün bakkala süt almaya gittik arkadaşlarla. Sağa sola baktık, sütü göremedik. Nasıl söyleyeceğimizi de bilmiyoruz. Arkadaş bir ses çıkardı, adam bize süt getirdi. Her zorluğun bir lezzeti var. Güzel zamanlardı benim için.” diyor gülerek. BİZİ GÖREN ÇOCUKLAR AĞLIYORDU Yusuf Mugoya / Uganda Türkiye macerası 2007’de başlamış Yusuf Mugoya’nın. Eğitim için Uganda’dan çıkmış yola. O da Yusufovski gibi önce Kayseri’ye daha sonra İstanbul’a gelmiş. Kayseri anı- larından bahsederken hiç unutmadığı ilk günleri anlatıyor: “O zamanlar Kayseri’de hiç Afrikalı öğrenci yoktu. Bizi gören çocuklar ağlıyordu. Herkes acaba bunlar kim diye şaşırıyordu. O anları unutmuyorum.” 24 yaşında Mugoya. O da zor olsa da çok pratik yaparak Türkçeyi 4 ayda öğrenmiş. Şu an İslam ve Dini Bilimler bölümünde okuyor. İstanbul’un özellikle Sultanahmet, Eyüp, Beyazıt gibi semtlerini çok seviyor. “Okul bittikten sonra bir müddet daha burada kalıp çalışmayı düşünüyorum ama nihayetinde dönmem gerek; çünkü benim insanlarım, ülkem beni bekliyor. Onlara bir şekilde hizmet etmem lazım ama Türkiye’yi de Türkleri de çok seviyorum; çünkü Türkler çok sıcakkanlı, misafirperver insanlar.” şeklinde konuşuyor. İSTANBUL, İNSANLARIN GÖNLÜNÜ BİRLEŞTİREN BİR ŞEHİR Madikhon İbragimov Özbekistan Özbekistanlı Madikhon İbragimov. Liseyi bitirdikten sonra üniversite sınavına girmiş, istediği bölümü kazanamayınca 2010 yılında tanıdıkları aracılığıyla İstanbul’a gelmiş. Geldikten sonra bir yıl Türkçe öğrenmiş. Özbekçeyle Türkçe akraba bir dil olduğu için bir yıl içinde çok iyi öğrendiğini söylüyor. Bir yılın sonunda yabancı öğrenci sınavına girmiş İbragimov. “Birçok yeri tutturabiliyordum ama İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi’nin bana daha çok imkân sağlayacağını düşündüm ve orayı tercih ettim. Burslu kazandığım için de avantajlı oldu benim için. Tanımadığın bir ülkede üniversiteyi burslu kazanmak önemli.” diyor. 23 yaşında Madikhon İbragimov. Şu an Tarih 3. sınıf öğrencisi. Bu bölümü bitirdikten sonra ise Siyaset Bilimi Uluslararası İlişkiler bölümünü okumak istiyor. Akademik kariyerinde hem Türkiye hem de Özbekistan açısından önemli bir yeri olur diye düşünüyor. İki kardeş ülkeyi hem ekonomik hem kültürel hem de sosyal alanda daha da ileriye taşımayı hedefliyor. İbragimov da İstanbul tutkunlarından. “İstanbul benim için çok değerli bir şehir. İstanbul’u sadece Avrupa ile Asya’yı birleştiren bir şehir olarak değil, aynı zamanda insanların da gönlünü birleştiren bir şehir olarak görüyorum; çünkü insanları çok sıcakkanlı. Farklı ülkelerden gelen insanlara her zaman bağrını açıyor ve kendi insanı gibi davranıyor. İnsanlarını özellikle samimi oldukları için çok seviyorum. Yazın memlekete gidiyorum, bir ay geçince hemen özlüyorum İstanbul’u.” sözlerine yer veriyor. Türkiye’yle alakalı unutamadığı bir de anısı var Madikhon İbragimov’un. Bir derneğin 30 farklı ülkeden 100 kadar öğrenci için düzenlediği bir gezide, yolculuk yaparken bir arabanın kaza yaptığını görünce otobüsü durdurup yardıma koşmuşlar. Herkes ambulansı beklerken aralarında doktorluk okuyanlardan birkaçı hemen yaralılara müdahale etmiş. “Benim içimde o anda çok farklı bir duygu oluştu. O zaman anladım ki uluslararası öğrenci olmak faklı.” derken gözleri doluyor. FARKLI KÜLTÜRLERİ BURADA ÖĞRENİYORUZ Nauleen Hossain Khan Bangladeş 25 yaşında Nauleen Hossain Khan… Bangladeşli. Bir buçuk yıl önce Türkiye’ye burslu gelmiş. Şuan Marmara Üniversitesi’nde Yönetim ve Organizasyon üzerine yüksek lisans yapıyor. İstanbul’un çok güzel bir şehir olduğunu ve tarihi yerlerini gezdiğini söylüyor. En çok da Sultanahmet Camii’ni beğenmiş Hossain Khan. İstanbul’da hem Asya hem de Avrupa kültürünü görüyoruz diyor. Türkçe bilmediği için ilk zamanlar çok zorlandığını anlatıyor. 8 ayda öğrenmiş dilimizi. “Bangladeş’ten gelen arkadaşlarım da var. Farklı kültürleri öğreniyoruz burada. Okul bittikten sonra da İstanbul’da hem iş için hem de doktora yapmak için başvuru yapacağım.” ifadelerine yer veriyor. İSTANBUL ÇOK GÜZEL AMA… Asma Mausa Cibuti Cibutili olduğunu öğreniyoruz 6 ay önce İstanbul’a gelen 20 yaşındaki Asma Mausa’nın. İki kardeşiyle beraber Sultangazi’de oturuyor. Şu anda TÜMER’de Türkçe öğreniyor. Türkçeyi öğrendikten sonra yabancı öğrenci sınavına başvurup kazanması halinde İşletme okumak istiyor. İşletmeyi çok seviyor Mausa. Okul bitince ülkesine döneceğini söylüyor. İstanbul’un çok güzel ama aynı zamanda çok kalabalık olduğunun altını çiziyor. Bir de Türk erkeklerinden yakınıyor: “Türk insanı çok iyi ama erkekleri biraz sorun.” TÜRKÇE ÖĞRENMEYE BAŞLADIKTAN SONRA HAYAT DAHA KOLAY OLDU Zanjbeel Tabassum Pakistan Bir buçuk yıldır Türkiye’de Pakistanlı Zanjbeel Tabassum. 8 ayda öğrenmiş Türkçeyi. İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nde yüksek Lisans yapıyor. “İlk geldiğimde çok zor geldi; çünkü dil bilmiyordum. Türkçeyi öğrenmeye başladıktan sonra hayat daha kolay oldu.” diyor. Gelmeden önce Türkiye’yi hiç tanımıyormuş. Bir arkadaşının tavsiyesi üzerine Türkiye’de eğitim almak için başvurmuş ve burslu kazanmış okulu. İstanbul’u çok seviyor. Özellikle Büyükada’yı çok beğeniyor. Henüz karar vermiş olmasa da okul bittikten sonra hem İstanbul’da hem de Pakistan’da başvuru yapacağını söylüyor. 25 yaşında olan Tabassum İstanbul’da ilk günlerini şöyle anlatıyor: “İlk geldiğimde bir yurda gittim. Orda hiç İngilizce bilen yoktu; ben de Türkçe bilmiyordum. Konuşmalardan hiçbir şey anlamıyordum ama bir tek misafir kelimesini anlamıştım; çünkü misafir kelimesi bizim orda da aynı. Anladım ki ben bu gece misafir olarak burda kalacağım.” ÇOCUK PSİKOLOĞU OLMAK İSTİYORUM Atmar Mansour Cibuti Psikolojiyi çok seviyor Atmar Mansour. Cibuti’de Psikoloji bölümü olmadığı için Türkiye’de eğitim almayı tercih etmiş. Henüz 3 ay olmuş İstanbul’a geleli. Türkçeyi yeni öğrenmesine rağmen şaşılacak derecede akıcı konuşuyor. Türkçenin çok zor olmadığını söylüyor. 19 yaşında Mansour. Okul bitince ülkesine dönüp çocuk psikoloğu olarak çalışmak istiyor. // G Ü N DEM www.212haber.com Makro İnşaat ve Akyapı İnşaat Kayaşehir’de inşa ettiği 220 konutluk Seyran Şehir’in satışına başlandı. Çırağan Sarayı’nda düzenlenen lansman toplantısında konuşan Makro-Akyapı Ortak Girişimi İcra Kurulu Başkanı Ercan Uyan, Seyran Şehir’i insan ve aile yaşamı merkezinde geliştirdiklerini ve projenin kısa süre içerisinde yüksek prim getirisi sunacağını söyledi. 15 - 31 MAYIS 2014 17 Bu projede komşuluk ön planda olacak M 0$.52ú1û$$79($.<$PI, Emlak Konut GYO hasılat paylaşımıyla Seyran Şehir’in yapımına ve satışına başladı. Kayaşehir’de “Bir Ev, Bir Aile” sloganıyla duyurulan ve yüzde sekseni yeşil alan olarak tasarlanan Seyran Şehir projesinde 220 konut ve 63 dükkân bulunuyor. Projede kiralama sirkülasyonu yüksek olduğu ve bu nedenle sosyal ilişkilerin yani komşuluğun gelişmesine fırsat tanımadığı için 1+1 veya stüdyo dairelere yer verilmiyor. Bunun yerine projede 2+1’den 5+1’e uzanan geniş daire seçeneği bulunuyor. Seyran Şehir’de 2+1 dairelerin büyüklüğü 121 ULAŞIM LOKASYONUYLA ÖN PLANA ÇIKIYOR Seyran Şehir’i de insan ve aile yaşamı merkezinde geliştirdiklerini ve bu projelerinin de kısa süre içerisinde yüksek prim getirisi sunacağını kaydeden Uyan “Projemiz konseptinin yanı sıra mükemmel lokasyonuyla da öne çıkıyor. Seyran Şehir’in bulunduğu cadde Kayaşehir’in en işlek ve en geniş caddesi. Ayrıca projemiz Avrupa’nın en büyük sağlık kentinin karşısında yer alıyor. Yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2016 projeksiyonunda yer alan tramvay ve metro güzergahı Seyran Şehir’in hemen yanından geçiyor. Seyran Şehir’in tam önünde istasyon alanı bulunuyor” açıklamasını yaptı. 220 DAİREYE İKİ AYRI SOSYAL TESİS Arsanın 1,5 emsal gibi düşük bir imar hakkına sahip olmasından dolayı, bloklar arasında kalan yüzde 80’lik gibi geniş alan, peyzaj, gölet, şelale, oyun, yürüyüş ve spor alanlarına ayrılan projede güçlü komşuluk ilişkilerinin yeniden hayat bulması için bloklar 5’er katlı ve her katta 2 daire bulunuyor. Sosyal tesislerde biri bayan, diğeri bay ve ikisi de çocuk olmak üzere dört adet kapalı havuza, iki ayrı fitness ve spor salonuna, Türk hamamına, fin hamamına ve göl cafe gibi zengin sosyal donatılara yer verildi. // Şampiyonlar Uysal’ı ziyaret etti .$7,/',./$5,müsabakalardan şampiyon olarak çıkan Başakşehir’li Taekwondocular Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ı makamında ziyaret etti. Eski Avrupa Şampiyonu Ebru Yümlü katıldığı İzmir Milli Eğitim Gençler Şampiyonası’nda 1.lik, Yunanistan 2016 Rio Olimpiyatları Büyükler Kategorisi G-1 Puan Toplama Turnuvası’nda 2.olarak ülkenin ve Başakşehir’in gururu oldu. Ebru Yümlü, İstanbul Şampiyon’u kız kardeşi Eda Yümlü ve Hocaları Mehmet Yümlü ile Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ı ziyaret etti. Uysal, sporcuya iyi dileklerde bulunarak, “Başarılarınızla önce Türkiye’nin sonra Başakşehirimiz’in göğsünü kabarttınız. Bundan sonra da başarılarınızın artarak devam etmesini diliyorum. Sizinle gurur duyuyoruz. Belediye olarak spora ve sporcuya olan desteğimiz her zaman sürecek” dedi. Sporcular Belediye Başkanı Uysal’a arkasında Mevlüt Uysal yazılı dabok adı verilen özel taekwondo elbisesi hediye ettiler. // metrekare ile 192 metrekare arasında değişirken, 3+1 dairelerin büyüklüğü 142 metrekare ile 187 metrekare arasında farklılık gösteriyor. Projede yer alan 4+1 daireler 166 metrekareden başlıyor 178 metrekareye kadar çıkıyor. Seyran Şehir’de 5+1 dairelerse 326 metrekare büyüklüğünde. KDV oranının yüzde 1 olduğu Seyran Şehir’de dairelerin metrekaresi 2 bin 600 TL’den başlıyor. 2014 yılının en yeni ve teknolojik ürünleriyle donatılan projede daire içlerindeki tüm detayların tasarımı, konusunda dünya birincisi olan iç mimari ekip tarafından özel olarak hazırlandı. KAYAŞEHİR’İN TAM MERKEZİNDE Makro-Akyapı Ortak Girişimi İcra Kurulu Başkanı Ercan Uyan, Seyran Şehir’in 2 yıldır yükselen ve trend içinde olan Başakşehir’le bütünleşen 1 milyon nüfuslu Türkiye’nin en büyük uydu kenti Kayaşehir’in tam merkezinde yer aldığını söyledi. Seyran Şehir’in gerek konumu, gerekse mimari yapısıyla farklı ve ayrıcalıklı bir hayatın kapılarını araladığını belirten Uyan, “Yaşam merkezli tasarlanan projelerin bugüne kadar en çok prim getiren projeler olduğunu tecrübe ettik. Biz de hayata geçirdiğimiz projelerimizi hiçbir zaman yatırım veya yaşam projesi olarak sınıflandırmadık. Bu sayede insan odaklı geliştirdiğimiz tüm projelerimiz 1 yıl içerisinde yüzde 50’ye varan prim getirisi sağladı” diye konuştu. 18 G Ü N DEM 15 - 31 MAYIS 2014 www.212haber.com ‘1400 yıllık ahenk Çamlıca semalarında’ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Çamlıca’ya 15 bin metrekare büyüklüğünde bir cami yapacağız” sözüyle başlayan Çamlıca Camii projesinin kaba inşaatının yüzde 50’si tamamlandı. Yarının tarihi eseri olacak cami, birçok sosyal donatı alanı ve zekice tasarlanmış detaylarıyla dikkat çekiyor. HACER TÜRKEL 2 9 MAYIS 2012 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kandilli Geleneksel Türk El Sanatları Merkezi’nin açılışında söylediği ‘Çamlıca’ya 15 bin metrekare büyüklüğünde bir cami yapacağız’ cümlesiyle serüveni başladı Çamlıca Camii projesinin. Proje için farklı konsepte bir eserin ortaya konması için düzenlenen yarışmada 60 küsur eser arasından Bahar Mızrak ve Hayriye Gül Totu isimli iki hanım mimarın yapmış olduğu eserde karar kılındı. Böylece projenin ilk aşaması için 29 Mart 2013’te ilk hafriyat alımı başladı. Yaklaşık 80 bin kamyon hafriyat önce Maltepe’ye sonra Ömerli, Şile, Yenikapı, Bolluca’ya kadar taşındı. 3 Ağustos 2013’te ise projenin resmi temel atma töreni yapıldı. 9 ay gibi bir sürede kaba inşaatının yaklaşık yüzde 50’si tamamlanan projenin 1 Temmuz 2016 Cuma gününe kadar tamamlanması hedefleniyor. Caminin cemaat kapasitesi 37 bin 500 kişi ama sert zeminler dikkate alındığı zaman bu rakamın 50-60 bini geçileceği tahmin ediliyor. Caminin kubbe çapı 34 kubbe yüksekliği ise 72 buçuk metre. 6 minareden oluşacak yapı, sadece bir cami değil; çünkü geleneksel anlamda bir külliye, modern anlamda ise bir kompleks olarak tasarlanmış. Caminin altında Türkiye’nin en büyük müzelerinden birinin olacağı tahmin edilen 11 bin metrekarelik bir müze alanı, 3 bin metrekare büyüklüğünde ihtisas kütüphane alanı, 3 bin 500 metrekare büyüklüğünde aynı anda 34 sanatçının eserlerinin sergilenebileceği sanat galerisi alanı mevcut. Yine 1000 kişilik bir konferans salonu, 3 bin 500 araçlık kapalı otopark, 8 sanat atölyesi alanı var. Hamam yok ama onun yerine duşlar var. Projede aşevi ve alışveriş merkezi yok. Peyzaj projesiyle cami bloğunun dışındaki alanların yeşillendirilmesiyle dinlenme alanları, gezi alanları, oyun alanları olacak. Kısaca proje, komplekse gelen insanların birkaç saat vakit geçirebileceği bir yapı olarak tasarlanmış. İNSANLARIN KEYİF DUYACAĞI BİR ESER OLACAK “Bizler gönüllülük esası üzerinde profesyonel mantıkla amatörce bir hizmet vermeye çalışıyoruz ama arkadaşlarımız gerçekten yaptığı işlerde başarılı olan insanlar. Çalışma ahengi temin edilmiş bir işte başarı nasıl çok çabuk kotarılıyorsa, burda da onun peşinde olduğumuzu çok rahat- lıkla söyleyebiliriz.” diyen İstanbul Cami ve Eğitim-Kültür Hizmet Birimleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Ergin Külünk, “Kullandığımız malzemeler çok özel. Şu anda Marmaray’da kullanılan betonu kullanıyoruz. Ömrü birkaç yüz yıl olacak bir beton ve çelik sistemimiz var. Proje bittiği zaman insanların keyif duyacağı bir eser olacak. Aynı zamanda arazinin büyüklüğü, çalışma şartlarımızın müsaitliği, mimar arkadaşlarımızın her yeni fikre çok a- çık olmaları 21. yüzyılın bir şaheseri olacağını düşündüğümüz bu eseri ortaya çıkartacak diye düşünüyoruz.” diyor. hi eseri olacak Çamlıca Camii ile Avrupa yakasındaki tarihi siluet Anadolu yakasına da aktarılmış olacak. BİREBİR KOPYA ETMEK ECDADA HAKARET OLUR “Cumhuriyet tarihinin en büyük camisini yapıyoruz; lakin bu eserimizi ecdadın yapmış olduğu 50 kişilik bir mescitle bile mukayese etmiyoruz.” sözlerine yer veren Ergin Külünk şunları kaydediyor: “Onlar bizim baş tacımız, onlar bizim şaheserlerimiz. Biz elbette Sultanahmet’e Adalar’dan aştıktan sonra Boğaz Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün belli noktalarından da görülecek ve yarının tari- de Şehzade’ye de, Süleymaniye’ye de, Selimiye’ye de öykündük ama kopya etmedik. Onlardan ilham almaya çalıştı arkadaşlarımız. Eğer kubbeli cami yapıyorsanız birbirine mutlaka benzer. Birebir kopya etmek ecdada hakaret olur. Mimar Sinan cami mimarisinde gelinebilecek son noktayı koymuş zaten. Sinan’dan sonra yapılan camiler ancak Sinan’ı ne kadar iyi taklit edip etmediğiyle konuşulur.” ERDOĞAN’IN İŞARETİYLE HAYALDEN DÜŞÜNCEYE İNİVERDİ dan sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bölgeyi özel proje alanı ilan etti. Bu proje içerisindeki 57 dönümlük kısmı da ibadet alanı olarak tescil edildi. Derneğimiz de gerekli resmi kurumlardan izin alarak burada cami yapma yetkisini aldı.” diyor İstanbul Cami ve EğitimKültür Hizmet Birimleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Ergin Külünk. ϮϭϮ,ĂďĞƌ'ĞŶĞůDƺĚƺƌƺ,Ăůŝů'ƂůǀĞ͕7ƐƚĂŶďƵůĂŵŝǀĞŒŝƟŵͲ<ƺůƚƺƌ,ŝnjŵĞƚŝƌŝŵůĞƌŝzĂƉƨƌŵĂǀĞ zĂƔĂƚŵĂĞƌŶĞŒŝĂƔŬĂŶŦƌŐŝŶ<ƺůƺŶŬ͛ĞŶĞnjĂŬĞƚnjŝLJĂƌĞƟŶĚĞďƵůƵŶĚƵ͘ AVLU KAPISINDAN GİREN, MANEVİ BİR KORİDORDAN GEÇİYORMUŞ GİBİ HİSSETMELİ Çok ciddi bir iş programıyla çalıştıklarını söyleyen Ergin Külünk, “Şu anda müteahhit firmanın ve derneğimizin teknik elemanları kolektif bir çalışmayla bu projeyi tamamlayıp hayata geçirmenin adımlarını atıyor. Günlük ortalama 300 kişiyle çalışıyoruz. Bunun 40 kadarı teknik personel. 10’a yakın mimar arkadaşımız camimizin aslan göğüsleri, mukarnasları, sütun başları, sütun dipleri, bronz halkaları, süslemeler, pencereler, kapılar, kullanılacak boyanın rengi, halıların rengi vs. detay projeleriyle ilgileniyor. Bütün amacımız camimizin avlu kapısından giren insanın mihraba gidene kadar bir bütünlük içerisinde, bir manevi koridordan geçiyormuş gibi hissetmesi. Camimize gelen bir insanın amacının ibadet olduğunu unutmadan bu projeyi hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bu da sadelikten geçiyor.” şeklinde konuşuyor. Ergin Külünk “Anadolu yakasında büyük cenazeler için, önemli toplantı ve organizasyonlar için büyük bir cami ihtiyacı olduğu hep konuşulurdu. Bununla ilgili çokça çalışmalar yapılıyordu ama son olarak Tayyip Erdoğan’ın Çamlıca’yı işaret etmesiyle bu cami projesi hayalden düşünceye iniverdi. Biz de ‘1400 yıllık ahenk Çamlıca semalarında’ sloganıyla yola çıktık. Bu aşama- İŞİTME ENGELLİLER İÇİN ÖZEL TASARIM ĂŵůŦĐĂĂŵŝŝ͛ŶŝŶĞŶŐƺnjĞůƂnjĞ ůůŝŬůĞƌŝŶĚĞŶďŝƌŝĚĞŝƔŝƚŵĞĞŶŐĞůůŝůĞ ƌŝĕŝŶƂnjĞůďŝƌLJƂŶƚĞŵŝŶƚĂƐĂƌůĂŶŵ ŦƔ ŽůŵĂƐŦ͘ZĂĚLJŽĨƌĞŬĂŶƐLJƂŶƚĞŵŝLJ ůĞ ƐĂĚĞĐĞŝƔŝƚŵĞĐŝŚĂnjŦŬƵůůĂŶĂŶ ŬŝƔŝůĞƌŝŶĂůŐŦůĂLJĂďŝůĞĐĞŒŝďŝƌƐĞƐƐŝƐƚĞ ŵŝLJůĞƂƌŶĞŒŝŶŝƔŝƚŵĞĐŝŚĂnjŦŬƵůůĂŶ ĂŶŬŝƔŝĐĂŵŝLJĞŐŝƌĚŝŒŝŶĚĞŬƵůĂŬůŦŒŦŶ ĚĂŬŝ ƐĞƐŶŽƌŵĂůƐĞƐĞĚƂŶƺƔĞĐĞŬ͘Ă ŵŝĚĞĂLJƌŦĐĂĕŽĐƵŬůĂƌŝĕŝŶŽLJƵŶĂůĂ ŶůĂƌŦ͕ĕŽĐƵŬůƵĂŶŶĞůĞƌŝĕŝŶĞŵnjŝƌŵ ĞŽĚĂůĂƌŦ͕ĕŽŬŐƺǀĞŶůŝŬůŝƂnjĞůŽĚĂůĂ ƌŽůĂĐĂŬ͘zŝŶĞLJƵƌƚŝĕŝŶĚĞŶǀĞLJƵƌƚ ĚŦƔŦŶĚĂŶĕŽŬƂŶĞŵůŝĚĞǀůĞƚďƺLJƺ ŬůĞƌŝŶŝŶĂŒŦƌůĂŶĂĐĂŒŦƐĂůŽŶůĂƌŽůĂď ŝůĞĐĞŒŝŐŝďŝLJĞƌůŝǀĞLJĂďĂŶĐŦƚƵƌŝƐƚůĞƌ ŝĕŝŶ ŝďĂĚĞƚŝnjůĞŵĞƉůĂƞŽƌŵƵĚĂŽůƵ ƔƚƵƌƵůĂĐĂŬ͘ĂŵŝLJĞnjŝLJĂƌĞƚĂŵĂ ĐŦLJůĂŐĞůĞŶƚƵƌŝƐƚůĞƌŝďĂĚĞƚůĞƌŝďƵ ƉůĂƚĨŽƌŵĚĂŶŝnjůĞLJĞďŝůĞĐĞŬ͘LJŶŦnj ĂŵĂŶĚĂďŝůŐŝĞŬƌĂŶŦŶĚĂŶ͕LJĂƉŦůĂŶŝďĂ ĚĞƟŶŶĞŽůĚƵŒƵ;ƌƺŬƸ͕ƐĞĐĚĞ͕ŬŦLJ Ăŵ ǀď͘Ϳ͕ŽĂŶĚĂŝŵĂŵŦŶŶĞŽŬƵĚƵ ŒƵ ŚĞŵŽƌŝũŝŶĂůŝŚĞŵĚĞŵĞĂůŝLJůĞď ŝƌŬĂĕĚŝůĚĞŐƂƐƚĞƌŝůĞĐĞŬ͘dƺŵďƵŶů ĂƌůĂ ďŝƌůŝŬƚĞĐĂŵŝŶŝŶŝĕŝŶĚĞƚƵƌŝƐƚůĞƌŝ ĕŝŶ LJƺƌƺŵĞďĂŶĚŦŽůƵƔƚƵƌƵůĂĐĂŬ͘ ĂŵŝLJĞŐŝƌĞŶůĞƌŝŶĂĚĂďĂƵLJŐƵŶŐŝƌŵ ĞƐŝŝĕŝŶĚĞƚĞŬŬƵůůĂŶŦŵůŦŬǀĞLJĂƚĞŵ ŝnjůĞŶĞďŝůŝƌŬŦLJĂĨĞƚůĞƌŬƵůůĂŶŦůĂĐĂŬͬͬ͘
Benzer belgeler
Zehirleniyoruz
Mevlüt Uysal ile çocukluk, gençlik arkadaşıyız. Gençliğimizdeki o memleket sevgisini bugün yerel yönetimler anlamında
milletine, Başakşehir’e hizmet olarak dönüştürdüğü için çok büyük mutluluk duyu...
İndir - Başakşehir Belediyesi
Vatandaşların beklentileri dikkate alınarak
hazırlanan etkinliklerin gördüğü yoğun ilgi bu
hassasiyetin doğru okunduğunu gösteriyor.
İki yıldır olduğu gibi bu yıl da, Ramazan ayının
ruhuna ve manas...