Roketsan Dergisi Ocak 2015 Sayısı
Transkript
Roketsan Dergisi Ocak 2015 Sayısı
SAYI 6 OCAK 2015 / ISSN 1302-1435 • ROKETSAN CMMIDEV SEVİYE 3 ile GÜCÜNE GÜÇ KATTI • LAZER UMTAS Roketsan, bir TSKGV kuruluşudur. 27.yıl sayı 6 ocak 2015 içindekiler OCAK 2015 - SAYI 6 - 6 AYDA BİR YAYIMLANIR ISSN 1302-1435 Roketsan Adına Sahibi Selçuk YAŞAR içindekiler 3 başkan’ın mesajı 4 genel müdür’ün mesajı 5 yayın kurulu’ndan 6 roketsan 1 numara 7 Sorumlu Müdür (Yazı İşleri) Dr. Yavuz AKA Yayın Kurulu Dr. Hüdai ÖZDAMAR İclal DURAL Evrim Ayşen ATAKAN Harun VURGUN Esra DOĞU Mustafa Akın ERDEM Duygu ÖZCAN Koray ŞATIRTAV Nazlı ÖZDER Kapak Tasarımı Harun VURGUN Tasarım - Grafik Uygulama Etkileşim Grafik Tasarım Halit Ziya Sk. No: 26/3 Çankaya / Ankara Tel: +90 (312) 441 71 93 Basım Yeri Ankara Ofset Sanayi 1 Cd. Necatibey İş Hanı 93/44 İskitler / Ankara Tel: +90 (312) 384 50 63 Yönetim Yeri Roketsan A.Ş. Kemalpaşa Mah. Şehit Yüzbaşı Adem Kutlu Sk. No: 21 06780 Elmadağ / Ankara Tel: + 90 (312) 860 55 00 Faks: + 90 (312) 863 42 08 [email protected] [email protected] [email protected] [email protected] • Bu dergide yayınlanan yazılar, yazılarda yer alan düşünce ve önerilerle kullanılan kaynakların doğruluğuna ilişkin her türlü sorumluluk yazar(lar)a aittir. Bu kapsamda Roketsan A.Ş. sorumlu tutulamaz. Yazılar referans gösterilmeden basılamaz, kopyalanamaz ve paylaşılamaz. Dergide yer alan yazı ve makaleler Roketsan A.Ş. ve/veya atıf yapılan diğer kurum ve kuruluşların görüşlerini değil, sadece yazarın kendi kişisel düşüncesini yansıtmaktadır. kurumsal kimliğimiz 8-9 tasarım ve mühendislik gücümüz 10-40 fuar ve organizasyonlar 42-53 roketsan’dan haberler 54-59 roketsan’lı olmak 60-67 misafirlerimiz 69-73 roketsan ve sanat 74-75 basın’da roketsan 76-83 3 roketsan dergisi başkan’ın mesajı Sayın Okurlarımız Tasarlayıp ürettiğimiz yüksek teknolojili ürünler, gerçekleştirdiğimiz ilkler, son dönemde art arda imzaladığımız başarılı anlaşmalar ve geliştirdiğimiz projeler ile ‘’Türkiye’nin Gururu’’ olarak yükselmeye devam etmekteyiz. Hem ülke savunmamıza hem de dünya barışına hizmet eden ileri teknoloji ürünlerimizin başarı ile zamanında teslim edilmesi ve geleceğe yönelik yeni sözleşmelerin imzalanması Roketsan’ın, planlanan stratejik hedeflerine, şimdiden ulaşmasını sağlamıştır. Bu başarı “Türk savunma sanayiinin parlayan yıldızı Roketsan” yorumlarını yapanları, haklı kılmıştır. 4 Türkiye Cumhuriyeti’nin sanayileşmesinde lider kuruluşlardan biri olan Roketsan; 400 milyon doları aşan yatırımı, kalifiye insan kaynağı, tasarım, test ve üretim alt yapısıyla yürüttüğü 50’den fazla proje ile son 5 yılda cirosunu 4’e katlayarak kendi alanında dünyadaki rakipleri ile rekabet edebilecek düzeye ulaşmıştır. kendi kategorisinde dünyada saygın bir yer edinmiştir. Bu gurur tamamen Roketsan çalışanlarının eseridir. Başta Sayın Genel Müdürümüz olmak üzere emeği geçen tüm personelimizi takdir ve tebrik eder; bu vesile ile, tüm Roketsan çalışanlarımızın ve saygıdeğer okurlarımızın yeni yıllarını kutlar, esenlikler dilerim. Saygı ve Sevgilerimle, Roketsan’ın ulaştığı seviyenin somut göstergesi; 22 Ekim 2014 tarihinde Lockheed Martin ile imzaladığımız işbirliği anlaşmasıdır. Bu anlaşma ile geleceğin uçağı F-35 (JSF)’ler Roketsan’ın SOM-J füzesi ile uçacaktır. Birkaç yıl önce hayal bile edilemeyen bu işbirliği ile Roketsan Dr. Eyüp Kaptan Korgeneral (E) Yönetim Kurulu Başkanı sayı 6 ocak 2015 genel müdür’ün mesajı Değerli Okurlarımız Çeyrek asırı geride bırakarak geleceğe daha emin adımlarla yürüdüğümüz bu yıl da, Roketsan olarak dünya çapında işlere imza atmanın gururunu taşıyoruz. düzenlenen ADEX Savunma Sanayii Fuarı’nın başrol oyuncularından biri olarak, teslimatını gerçekleştirdiğimiz silah sistemini ilk kez bu fuarda tanıttık. Ülke durdukça duracak bir değer olan Roketsan’ın, yakın zamanda gerçekleştirdiği projeler dünya gündeminde yer alırken, sorumluluğumuzun artarak devam ettiğinin bilincindeyiz. Temmuz ayında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma ihtiyacına cevap verecek ve dünyadaki örnekleriyle yarışır nitelikte bir hava savunma füzesinin ülkemize kazandırılması amacıyla, 2011 yılında Savunma Sanayii Müsteşarlığınca başlatılan proje kapsamında, tamamen Milli imkanlarla, Roketsan tarafından tasarlanıp geliştirilen ve üretilecek olan Milli Orta İrtifa Hava Savunma Füzesi HİSAR-O’nun ilk uçuşlu testi olan Balistik Test Füzesi atışını büyük bir başarıyla gerçekleştirdik. Türk Hava Kuvvetlerinin ihtiyacını karşılamak üzere Savunma Sanayii Müsteşarlığınca yürütülmekte olan SOM–J projesi kapsamında, F-35 uçağının iç silah istasyonunda taşınabilecek şekilde, özel olarak geliştirilmekte olan SOM-J’nin ABD ve F-35 kullanıcısı diğer ülkelerin hizmetine sunulması için şirketler arasında ortak çalışma yapılması ve füzenin diğer hava platformlarına uygulanmak üzere tüm dünyada birlikte pazarlanması amacıyla Lockheed Martin firması ile gerçekleştirdiğimiz SOM-J İşbirliği Anlaşması, dünya standartlarında işler yapan bir firma olduğumuzun kanıtıdır. Kardeş ülke Azerbaycan’da bu yıl ilk kez Diğer bir taraftan, 22 Eylül 2014 tarihinde başlayıp, 2 Ekim 2014 tarihinde tamamlanan CMMIDEV (Capability Maturity Model® Integration - for Develop- ment) Kıymetlendirme faaliyetleri sonucunda Roketsan, CMMIDEV/3 olarak tescillenmiştir. Böylelikle Roketsan, Türkiye’de bir ilke imza atarak, sektöründe bu belgeyi bünyesindeki tüm tasarım ve geliştirme süreçleri için alan ilk kuruluş olmuştur. Ülkemiz savunma sanayiinde kendi alanında tek olan Roketsanımızın kuruluş heyecanını ve başarılarını yaşayanların dilinden aktardığımız 25. Yıl Kitabımızı sizlerle paylaşmış olmanın sevinci içindeyiz. 2015 yılında da Roketsan’ın başarılarını sizlerle paylaşacak olmanın hevesi ve heyecanı içinde sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Selçuk Yaşar Genel Müdür 5 roketsan dergisi yayın kurulu’ndan Değerli Okurlarımız “İnsanlar; sosyal bünyede bir bina meydana getirmek için birbirleriyle kenetlenen, birbirine destek olan, yapı taşları gibi olmalıdırlar.” Alexis Carrel Başarılarla dolu bir yılı geride bırakırken, dergimizin yeni sayısında sizlerle birçok farklı konuyu paylaşacak olmanın mutluluğu içindeyiz. Roketsan Ailesi olarak çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. Roket ve füze alanında ülkemizin bir numaralı kuruluşu olan Roketsan, dünyada ses getiren işlere imza atarak uluslararası pazardaki saygınlığını artırmaya devam 6 ediyor. Çalışanlarımızla yürüttüğümüz kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin başka hayatlara ışık olmasının motivasyonu ve Roketsanlı olmak ile aile olmak kavramlarının eş değer olmasına inanmanın keyfiyle birçok sosyal faaliyet gerçekleştiriyoruz. 2015 yılında da; sürekli güçlenen tasa- rım ve mühendislik alt yapımız, başarı ve takım ruhu ile yürüttüğümüz projeler, fuarlar, kurumsal etkinlikler ve sosyal faaliyetlerimiz devam edecek. Yeni yılın hepimize sağlık, başarı ve mutluluk getirmesini diliyoruz. Saygılarımızla, Yayın Kurulu sayı 6 ocak 2015 roketsan 1 numara roketsan ve lockheed martin’den dev işbirliği anlaşması Roketsan ve Lockheed Martin Missiles and Fire Control Şirketleri, 22 Ekim 2014 tarihinde yeni nesil uçak F-35 Lightning II için yeni nesil havadan karaya seyir füzesi olan SOM-J kapsamında bir İşbirliği Anlaşması imzaladı. Türkiye’de özgün olarak geliştirilen SOM sistemi; otonom, uzun menzilli, düşük görünürlüklü, tüm hava şartları için tasarlanmış, yüksek hassasiyetli havadan karaya seyir füzesi olarak tanımlanmaktadır. SOM-J varyantı ise, Türk Hava Kuvvetlerinin ihtiyacını karşılamak üzere Savunma Sanayii Müsteşarlığınca yürütülmekte olan proje kapsamında, F-35 uçağının iç silah istasyonunda taşınabilecek şekilde, özel olarak geliştirilmektedir. Roketsan ve Lockheed Martin Missiles and Fire Control arasında imzalanan İşbirliği Anlaşması kapsamında; SOM-J’nin ABD ve F-35 kullanıcısı diğer ülkelerin hizmetine sunulması için şirketler arasında ortak çalışma yapılması ve füzenin diğer hava platformlarına uygulanmak üzere tüm dünyada birlikte pazarlanması öngörülüyor. Amerika Birleşik Devletleri Ankara Büyükelçisi John BASS, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Hava Korg. Mehmet ŞANVER, Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail DEMİR, Tübitak Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Abdullah ÇAVUŞOĞLU'nun katıldığı İşbirliği Anlaşması'nı, Lockheed Martin Missiles and Fire Control adına İcradan Sorumlu Başkan Yardımcısı Richard H. EDWARDS ve Roketsan adına Yönetim Kurulu Başkanı Korg. (E) Dr. Eyüp KAPTAN imzaladı. “Lockheed Martin ve Türkiye arasındaki ortaklık uzun bir geçmişe sahiptir. Roketsan ile bu önemli projede işbirliği yapa- rak bunu daha da ileriye taşımaktayız.” diyen EDWARDS, “SOM-J füzesi F-35 ve diğer uçaklar için zorlu görev gereksinimleri kapsamında olağanüstü kabiliyet sağlayacaktır. Dünya çapında birinci sınıf bir sistemin üretilmesi ve müşterilerin uzun menzilli, dayanıklı bir seyir füzesi teknolojisi için artan ihtiyaçlarının karşılanması kapsamında bu iki büyük şirketin bilgi, beceri ve uzmanlığını birleştirmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.” diye ekledi. Dr. Eyüp KAPTAN; “Roketsan olarak biz bu işbirliğinin SOM-J üzerindeki ilgiyi büyüteceğine ve F-35 uçağındaki su üstü hedef kabiliyeti gereksinimlerini karşılayacak üstün bir çözüm sunacağına inanıyoruz. Lockheed Martin ile birlikte, bu işbirliğine değer veriyor ve gelecekte şirketlerimiz arasındaki iş fırsatlarını genişletmeyi amaçlıyoruz.” diye belirtti. 7 roketsan dergisi kurumsal kimliğimiz ̇insan kaynakları yöneti̇mi̇nde yeni̇ yaklaşımlar girdi olarak kabul edilen insan unsuru, küreselleşme ve dolayısıyla uluslararası rekabet, özellikle bilgi ve iletişim teknolojisindeki gelişmeler ile stratejik bir önem kazanmıştır. 1990’lardan itibaren Porter, Prahalad, Hamel gibi stratejik yönetim uzmanları; insanlar aracılığı ile elde edilebilecek rekabet avantajlarına dikkat çekmişler ve üst düzey veya düşük performansın belirleyicisi olarak işe alınan personelin güdülenmesi, kalitesi ve bağlılığı faktörlerinin önemini belirtmişlerdir. İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY), kurumun amaçlarının gerçekleştirilmesinde ve bireysel iş gören ihtiyaçlarının karşılanmasında insan kaynaklarının etkili kullanımını içerir. İKY yaklaşık 80 yıldan beri işlevsel bir uzmanlaşma ve uygulama alanı olarak kabul edilmiş bulunmasına rağmen, aslında geçmişten günümüze ortak amaçları gerçekleştirmek için örgütlenen insan gruplarının yönetimi ve yönlendirilmesidir. 1900’lü yıllardan itibaren operasyonel bir rol üstlenerek insan unsurunu girdi olarak kabul eden ve emek yönetimine esas; tedarik, seçim, terfi, eğitim, ücretlendirme gibi bazı bürokratik işlevleri içeren personel yönetimi, insanı göz ardı etmiş ve sadece işlerin en iyi şekilde yapılması üzerine odaklanmıştır. Ancak; insan odaklı yaklaşımlar sonucu 1960’lı yıllarda İKY’ye geçilmiştir. Bu yıllardan itibaren İKY yönetsel bir rol üstlenmiştir. 1980’li yıllara kadar “Fordist-Taylorist” paradigma tarafından bir 8 Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk “Kumandan İle Hasbihal” kitabında; “İnsanları istediği gibi kullanan güç; fikirler ile bu fikre hayatiyet kazandıran ve yayan kimselerdir. Fikrin niteliği de, hiçbir itirazın bozamayacağı kesin bir şekilde kendi kendisini kabul etmektir. Bu ise, fikrin yavaş yavaş duyulara nüfuz etmesi, benimsenmesi ve inanç haline dönüşmesi ile mümkündür. Böyle olduktan sonradır ki, onu sarsmak için başka mantıkların, düşüncelerin hükmü kalmaz.” diyerek, insan yönetiminde inanç ve güvenin eğitim ile nasıl başarıya götürebileceğini vurgulamıştır. Ekonomik, sosyal, politik ve teknolojik değişim ve gelişimlerin yaşandığı günümüz küreselleşen dünyasının yoğun rekabet ortamında, işletmelerin başarıyı yakalayıp ayakta kalabilmeleri için; stratejileri ile kültürlerinin uyum içinde bulunması gerekir. Bu uyumu bilgi çağında gerçekleştirecek olan işletmelerin “insan odaklı” bir yönetim anlayışını benimsemeleri zorunludur. Bu bağlamda, stratejileri uygulamakla görevli çalışanlar için, özgürce düşünerek yaratıcı fikirler geliştirebilecekleri ve değişime uyum sağlayacak davranışlar sergileyebilecekleri bir örgüt kültürü oluşturulmalıdır. Başka bir ifade ile; Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün 1914 yılında belirttiği “fikrin gücü” kavramı, günümüz modern yönetim anlayışına 100 yıllık bir aradan sonra, örgüt kültürünün insan odaklı ve insanların fikirlerine önem veren şekilde oluşturulması gerektiği şeklinde bir kez daha damgasını vurmuştur. Günümüzde kalıcı rekabet üstünlüğü için ön koşul; olağanüstü, değerli, esnek, sürekli kendini geliştiren, değişime açık, bilgi üreten ve paylaşan insan kaynaklarına sahip olmak ve yönetmektir. Başarılı bir işletmede İKY çalışanları motive etmeli, eğitmeli, geliştirmeli, ödüllendirmeli, başarı için gelişimden yararlanmalıdır. Yenilikçi düşünce sistemine sahip olmak, bununla beraber değer yaratmak, yeni ürün geliştirme, satış, pazarlama, üretim ya da müşteri ilişkilerinde fark yaratmak, verimliliği artırmak, maliyetleri düşürmek ya da takım çalışmasını güçlendirmek gibi kritik unsurların temelinde “yetenek” bulunmaktadır. Bu nedenle insan kaynaklarında yeteneklerin etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayan “yetenek yönetimi” kavramı ortaya çıkmaktadır. İşletmelerin başarı sağlamasında anahtar role sahip İnsan Kaynakları; persone- sayı 6 ocak 2015 kurumsal kimliğimiz lin işe alımı, eğitilmesi, geliştirilmesi ve yeteneklerinden uygun bir şekilde yararlanılması sürecini kapsayan “yetenek yönetimi” kavramı bugün İKY’de temel başarı faktörü haline gelmiştir. şekilde şekillendirmişlerdir. Sürekli gelişimin devamını sağlamak için; şirket içi eğitimi en önemli stratejik hedef olarak belirlemişler, çalışanların fiziksel, zihinsel ve duygusal deneyimlerinin toplamını ve aynı zamanda orada çalışmayı düşünen adayların yaşamayı umdukları deneyimini markanın yaydığı sadakat, verimlilik ve gurur duygusu ile birleştirmişlerdir. Çalışanların yeteneklerini keşfederek, bunu zincirin halkaları gibi görüp, birleştirmek, sinerji yaratmak gerekmektedir. Yeni yeteneklerin işletmeye çekilmesinin yanında, yetenekleri kullanılmayan, keşfedilmemiş olan çalışanların da görülmesi ve işletmede tutulması gerekmektedir. Globalleşen dünyada bir taraftan işsizlik büyürken bir taraftansa şirketlerin yetenekli çalışanlara ulaşması zorlaşmaktadır. Çünkü, bu çalışanlar dünyanın her yerinde iş bulabilmektedirler. Gerçek değeri yaratan en iyi çalışanları bulmak ve bu çalışanları elde tutup geliştirmek İnsan Kaynakları’nın (İK) en önemli görevleri olmuştur. “Yetenek” kelimesi, iş yaşamı söz konusu olduğunda işletmeler için gerçekten önemli bir kaynak haline dönüşmektedir. Yetenek aynı anda başarı, beceri, liderlik, pratiklik, yaratıcılık ve zamanı iyi kullanabilme gibi özellikleri içeren bir kavramdır. Yetenek yönetiminde sorulması gereken temel sorular; “Çalışanım hangi işi daha iyi yapmaktadır?”, “Çalışanım hangi işi yapmaktan zevk almaktadır?”, “İşletmede yapılması gereken işler nelerdir?” şeklindedir. Yetenek yönetimi; işletmenin ihtiyaçları doğrultusunda doğru çalışanların, doğru zamanda, doğru işlerde, doğru uygulamaları yapabilmelerini sağlamaktır. Yetenekli çalışanların sahiplenilmesi için; psikolojik sözleşmenin (yani çalışanın işletmeden beklentilerinin) değiştiğinin kabul edilmesi, yetenekli çalışanların işletmeye çekilmesi ve işletmede tutulması konusunun üst yönetimin önceliği haline getirilmesi, işletmenin pazarda çekiciliğini artıracak politika ve uygulamaların başlatılması, çalışanların kazandığı bir ortam yaratılması, insan kaynakları yöneticilerinin rollerinin yeniden tanımlanması, işletmenin kendi yetenek havuzunu oluşturması, başarının kıskanılması yerine ödüllendirilmesi veya başarılı personelin sahiplenilmesi ile hep ben diyen kibir veya egoları yüksek erişilmez yöneticilerden vazgeçilmesi gerekmektedir. Yeteneklerin etkin bir şekilde yönetilmesinde ve işletmeye bağlılıklarının sağlanmasında “liderlik” anahtar rol oynamaktadır. İş yaşamına giren yeni kuşakları yönetmek için, yeni bir liderlik yaklaşımı tanımlamak gerekmektedir. Yeni liderlikte hiyerarşik yapı değil, bilgiye dayalı bir yönetim anlayışı geliştirilmelidir. Okullarda verilen eğitim, tek başına şirketler için yetersiz olmakta ve şirketler kendi kadrolarını yetiştirmek ve sürekli gelişimlerini sağlamak için kendi eğitim sistemlerini kurmaktadırlar. Beş yıl önce sadece şirket markası kavramı varken, günümüzde işveren markası yaratmak, işverenlerle yetenekli çalışanların buluşması için en önemli araç haline gelmiştir. Şirketin itibarını, kültürünü, vizyonunu, şirket hakkındaki olumlu-olumsuz tüm haberleri, kulaktan kulağa yayılan görüşleri, işveren markasının rakipleriyle kıyaslanmasını, web sitesi ya da e-posta yoluyla yapılan iş başvurularını, mülakatları, adayın çalışanlarla görüşmesini ve işyerini gezmesini, şirketin ürünlerini, hizmetlerini kullanmayı, müşteri hizmetlerine başvurmayı da içeren geniş bir listeyi yönetmek için “İşveren Markası Yönetim Sistemi”ni kurmuşlardır. Engin semaların görünmez kartalı, roket ve füzeleri üreten Roketsan; iş yaşamındaki ve İnsan Kaynakları alanındaki bütün bu gelişmelerin farkında olarak, süreçlerini bu çerçevede yapılandırmaktadır. Sonuç olarak; doğru insanları, uygun işlerde ve doğru zamanda, mutlu bir yaşantı sürdürerek çalıştırmış olan şirketler büyümüş ve dünyada marka olmuşlardır. Bu başarının temeli; paylaşımcı, bilgiye saygılı, ben değil biz diyen, ekip ruhuna sahip, egolarını yenmiş, insana ve sevgiye değer veren, alçak gönüllü insan merkezli yöneticilerdir. “İnsanı Yönetmek; ona sevgi ile yaklaşmak Dünyanın her yerinde, yetenekli çalışan- ve onu değerli kılmak ların aranmakta olduğunun fark edil- suretiyle belirlenen mesi üzerine, İşveren Markası yaratma hedeflere ulaşmaktır.” çalışmalarına başlanılmıştır. Başarılı şirketler, öncelikle dünyanın en iyi yeteneklerinin nasıl bir çalışma ortamı istediğini, iş yaşamından neler beklediklerini araştırmışlar, sonra iş ortamını bu Zafer ÇAMLICA Tümgeneral (E) Yönetim Kurulu Başkanı Vekili 9 roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz lazer umtas 2012 yılı başında Roketsan öz kaynakları ile geliştirilmeye başlanan LAZER UMTAS, havadan karaya/denize, atış öncesi ve atış sonrası kilitlenebilen yarı-aktif lazer güdümlü, uzun menzilli (8 km) tanksavar füze sistemidir. Füze taarruz helikopterlerinden ve kara araçlarından gece/gündüz atılabilmekte ve kullanılan harp başlığına göre; anamuharebe tankı, zırhlı personel taşıyıcı, kamyon, arazi aracı, hafif korugan, siper, bina, alçak irtifada hover yapan helikopterler ve deniz hedeflerine karşı kullanılabilmektedir. 2014 yılı son çeyreği itibariyle LAZER UMTAS öz kaynak projesi kalifikasyon sürecine başlamıştır. Projenin geldiği olgunluk seviyesi ile füzenin farklı platform alternatiflerine entegrasyon çalışmaları hız kazanmış bulunmaktadır. Füzenin kullanım ve performans özellikleri dikkate alındığında, platform alternatiflerden bir tanesi olarak Dz.K.K.lığı envanterinde bulunan S70-B Seahawk helikopteri ön plana çıkmaktadır. 10 Dz.K.K.lığının kararları ve direktifleri doğrultusunda 2014 yılı ilk çeyreğinde başlatılan çalışmalar 16 Eylül 2014 tarihinde ilk meyvesini vermiş ve S70-B Seahawk helikopterinden LAZER UMTAS füzesi gösterim atışı başarıyla sonuçlanmıştır. Gösterim Atışı Entegrasyon Süreci Mevcut durumda S70-B Seahawk helikopterleri, üzerlerine entegre edilmiş Şekil 1: S70-B Seahawk Helikopteri (Fotoğraf: www.sikorsky.com) Şekil 2: LAZER UMTAS Fü ze Ateşleme Sistemi Hellfire füzeleri ile kullanılmaktadır. Hellfire füzesi yarı-aktif lazer arayıcı başlığa sahip havadan karaya/denize kullanılan lazer güdümlü bir füze sistemidir. İki füze arasındaki teknolojik benzerlik LAZER UMTAS füzesinin Hellfire füze sisteminin Milli alternatifi olmasını sağlamıştır. Gösterim atışı çalışmalarına yönelik Roketsan öz kaynakları kullanılarak S70-B helikopterine stand-alone bir entegrasyon çalışması yürültülmüştür. Bu entegrasyon faaliyeti kapsamında gösterim atışına yönelik asgari ihtiyaçlar belirlenmiş ve bu ihtiyaçlardan hareketle Roketsan koordinasyonunda S70-B helikopteri ile uyumlu Füze Ateşleme Sistemi geliştirilmiştir. Tasarlanan Füze Ateşleme Sistemi (FAS), helikopter kokpitine takılarak pilotlara atış esnasında füzenin ve füzeyi taşıyan lançerin bilgilerini iletmiştir. FAS, S70-B helikopteri ile asgari ölçüde arayüzü olacak şekilde tasarlanmış olup helikopterden güç gereksinimi haricinde helikopterin herhangi bir aviyoniği ile bir arayüz gereksinimi bulunmamaktadır. Böylelikle entegrasyon faaliyeti çok kısa bir sürede sorunsuz olarak yapılabilmiştir. Entegrasyon süreci elektriksel entegrasyon ve FAS enstelasyonu olmak üzere iki safhalı bir süreçte ele alınmıştır. İlk safhada kablaj tasarımı, üretimi ve enstelasyonu faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda helikopterden sağlanacak güç ihtiyacının alınacağı noktalar sayı 6 ocak 2015 tasarım ve mühendislik gücümüz tespit edilmiştir. Tespit edilen noktalar ile FAS ve lançer arasında kullanılacak kablaj tasarımlanarak ürettirilmiştir. Aynı kablaj üzerinde lançer bilgilerini taşıyacak seri haberleşme için kullanılacak kablolar da yer almıştır. İkinci safhada ise FAS enstelasyonu faaliyeti gerçekleştirilmiştir. Bu faaliyet sırasında kullanıcı görüşleri ön planda tutulmuştur. Bu kapsamda kullanıcının erişim mesafesi ve insan-makine arayüzü temel isterleri göz önünde bulundurularak pedestal üzerindeki yer alternatifleri arasında seçim yapılmıştır. Pedestal bu doğrultuda gösterim atışı için modifiye edilmiştir. Entegrasyon çalışmaları sonunda sistem MIL-STD-464A’ya uygun olarak testlerden geçirilmiş ve sistemin gösterim atışı öncesinde helikoptere uyumlu olduğu gösterilmiştir. Şekil 3: LUMTAS Ateşleme Anı Gösterim Atışı Gösterim atışı kapsamında 4 km mesafedeki hedefe deniz seviyesinden 200 m yükseklikten bir atış senaryosunun gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Senaryo kapsamında hedef TCG Ödev gemisi ile düşük süratle deniz üzerinde çekilmiştir. Senaryo oyuncularının pozisyon almalarını müteakip S70-B helikopterinden hedefe lazer aydınlatma yapılarak füze ateşlenmiştir. Füze, lazer ile aydınlatma yapılan hedefi sahip olduğu güdüm algoritmalarıyla takip etmiş ve başarıyla vurmuştur. Şekil 4: LAZER UMTAS Vuruş Anı LAZER UMTAS Gösterim Atışı faaliyeti ile Dz.K.K.lığı envaterinde bulunan bir helikopterden ilk Milli füze denemesi başarıyla sonuçlanmış ve ileride olası entegrasyon faaliyeti öncesinde LAZER UMTAS sistemine varolan güveni artırmıştır. 11 roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz LAZER UMTAS Sistemi 2014 yılı itibariyle LAZER UMTAS füzesi kalifikasyon sürecine girmiştir. Kalifikasyon sürecini müteakip ilk seri üretim kafilesinin 2015 yılı içerisinde üretilmesi hedeflenmektedir. Şekil 6: LAZER UMTAS Dz.K.K.lığı Personeli ve LAZER UMTAS Teknik Ekibi 12 LAZER UMTAS sahip olduğu arayıcı başlığın geniş görüş açısı ve yüksek algılama kapasitesi sayesinde geniş bir kullanım kapasitesine sahiptir. Füze, NATO standartlarına uygun işaretleyicilerle çalışacak şekilde tasarlanmış olup, kullanılan lazer kodunun operasyon esnasında ve atış öncesinde değiştirilmesi mümkündür. Lazer işaretleme, füzenin atılacağı platformdan yapılabileceği gibi, operasyon koşullarına bağlı olarak yer birlikleri ya da insansız hava araçları dahil olmak sayı 6 ocak 2015 tasarım ve mühendislik gücümüz üzere atıcı platform haricindeki hava birlikleri tarafından da yapılabilecektir. Her iki durumda da füze, atış anından dalış anına kadar ara safha güdüm yapmakta, dalış noktası füze tarafından hesaplanmakta ve hedefin etkin bir şekilde vurulması sağlanmaktadır. Bütün bunlara ek olarak füze, hedeflerin karşı tedbir ataklarına karşı son güncel noktaya güdüm algortimalarına sahiptir. Siste- min tasarımında kullanım basitliği ön planda tutulmuştur. Füzeyi kullanım süresi içerisinde atış doğrultusuna yöneltip ateşlemek yeterlidir. LAZER UMTAS, 500 m’den 8 km menzildeki hedeflere karşı etkindir. Bu süre içerisinde sistem, Atış Öncesi Kilitlenme (AÖK) ve Atış Sonrası Kilitlenme (ASK) olmak üzere iki farklı atış tipi ile kullanılabilmektedir. Mustafa ÖZDEMİR Taktik Füze Sistemleri Mühendislik Direktörlüğü Uzman Mühendis Osman SARIIŞIK Taktik Füze Sistemleri Programlar Direktörlüğü Uzman Mühendis Güneş AYDIN Tablo 1: LAZER UMTAS Teknik Özellikleri Taktik Füze Sistemleri Mühendislik Direktörlüğü Kıdemli Uzman Mühendis 13 roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz mems ataletsel ölçüm biriminin hata parametrelerinin kestirimi Giriş Ataletsel ölçüm birimlerinin ana bileşenleri olan dönüölçer ve ivmeölçerler gelişen teknoloji sayesinde günümüzde çok sayıda ve düşük maliyetle üretilebilmektedir [1]. Bu sayede ataletsel ölçüm birimlerinin kullanıldığı platform sayısı günden güne artmaktadır. Bazı durumlarda, platformların gereksinimlerine göre ivmeölçerler ve dönüölçerlerin üretimden çıkan ham durumları başarım gereksinimlerini karşılamayabilir. Bu nedenle, ataletsel ölçüm birimlerinin performansını artırmak amacıyla hata telafi algoritmaları gündeme gelmiş ve çok çeşitli algoritmalar tasarlanmıştır. Bu makalede, tanksavar füzeleri için geliştirilen MEMS ataletsel algılayıcıların deterministik hatalarını belirlemek için dönü tablası kullanılarak gerçekleştirilen statik pozisyon testi, dinamik kalibrasyon testi ve bu test verilerinden hataların nasıl hesaplandığı anlatılmaktadır. Teori Ataletsel algılayıcılar için sahip oldukları hataları modelleyen ölçüm denklemleri belirlenmiştir [1]. Bu ölçüm denklemleri hem deterministik hem de olasılıksal hataları içermektedir. AÖB içerisinde üç eksene yerleştirilen ivmeölçer ve dönüölçerler için oluşturulan hata modelleri [1] ve [2]’de verilmiştir. Ölçüm denklemleri içerisinde yer alan orantı katsayısı hatası, sabit kayma hatası ve eksenel kaçıklık hatası sensörlerin sahip olduğu deterministik hataları temsil ederken, orantı katsayısı hatası kararsızlığı ile sabit kayma hatası kararsızlığı olasılıksal hataları temsil etmektedir. 14 Şekil 1: Tanksavar Füzeleri için Geliştirilen Ataletsel Ölçüm Birimi AÖB'lerin istenen başarım isterlerine ulaşması bu hataların kestirilerek elde edilen algılayıcı ölçümlerinden çıkarılması ile sağlanmaktadır. Bu nedenle çeşitli test yöntemleri ve hata kestirim algoritmaları tasarlanmıştır. Deterministik hataların kestirimi laboratuvar ortamında gerçekleştirilen testler ve bu testler sırasında toplanan verilerin en küçük kareler yöntemi kullanılarak işlenmesi ile yapılmaktadır; Laboratuvarda dönü tablası, uçuş hareket benzetimcisi gibi çeşitli cihazlar kullanılarak çoklu pozisyon statik testleri ve çoklu hız dinamik testleri gerçekleştirilir. Böylece değişik ivme ve açısal hız al- Şekil 2: İvmeölçer Statik Test Ölçümleri tında ivmeölçer ve dönüölçer davranışları incelenir. İvmeölçer hatalarının ve dönüölçer sabit kayma hatasının belirlenmesi için her eksende dokuz farklı ivme değerinde, üç eksende toplam 27 farklı ivme değerinde veri toplanarak statik test (çoklu pozisyon testi) gerçekleştirilir. Bu test sırasında 1g ile -1g arasındaki ivme değerleri taranır. Bunun yanı sıra dönüölçer orantı katsayısı ve eksenel kaçıklık hatalarının belirlenebilmesi için pozitif ve negatif dönü değerleri ile her eksende 20, üç eksende toplamda 60 farklı dönü (açısal hız) değerinde veri toplanarak çoklu hız dinamik testler Şekil 3: Dönüölçer Dinamik Test Ölçümleri sayı 6 ocak 2015 tasarım ve mühendislik gücümüz Derya ÜNSAL Taktik Füze Sistemleri Mühendislik Direktörlüğü Kıdemli Uzman Mühendis Şekil 4: İyileştirilmiş AÖB Verisi (çoklu hız testi) gerçekleştirilir (Dönüölçerin ölçüm aralığı genişliğine göre dinamik testin durum sayısı değişiklik gösterebilmektedir). Temel olarak, hata denklemlerinin gerçek ivme ve dönü değerlerini elde edecek şekilde düzenlenmesi ile oluşturulan hata telafi algoritmaları içerisinde kestirilen hata parametrelerinin kullanılması ile deterministik hataların düzeltmesi yapılır. Gerçekleştirilen deneysel çalışmada deterministik hataların kestirimi ve telafisi ile dönüölçer başarımlarında %95 oranında, ivmeölçer başarımlarında ise %99 oranında iyileştirme sağlanabildiği gözlemlenmiştir. Sonuç releme yöntemi ile telafi edilebileceği belirtilebilir. Sonuç olarak, ataletsel ölçüm birimlerinin üretim sonrası kalibrasyonlarının yapılması ile birlikte istenen başarım kriterlerine ulaşılabileceği böylece kullanım alanlarının genişletilebileceği belirlenmiştir. Referanslar [1] D.H. Titterton, J.L. Weston, Strapdown Inertial Navigation Technology, American Institute of Aeronautics and Astronautics, 2004 [2] Aggarwal, P., Syed Z., El-Sheimy N., Noureldin A. MEMS Based Inertial Navigation, 2010, [3] El-Diasty, M., Pagiatakis S., “Calibration and Stochastic Modelling of Inertial Navigation Sensor” Uğur KAYASAL Taktik Füze Sistemleri Mühendislik Direktörlüğü Yönetici Mühendis Deterministik hata telafisinin AÖB performansını artırmak için önemli bir yer tutması ile birlikte olasılıksal hataların kestirimi ve telafi edilmesi ile birlikte düşük maliyetle üretilen ataletsel ölçüm biriminlerinin uzun süreli seyrüsefer çözümlerinde kullanımı artırılabilecektir. Bununla birlikte olasılıksal hataların gerçek zamanlı olarak kestirimi ve telafisi ile AÖB performansı maksimum düzeye ulaşabilecektir. Bunun dışında algılayıcı gürültüsü etkisini de filt- 15 roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz tasarımda 6 sigma Kârlılık, bir işletme için en önemli başarı faktörlerinden biridir. “Kâr = Satış - Maliyet” temel prensibiyle, yüksek kârlılık için etkili satış sonuçlarının yanında düşük maliyet ile yüksek kaliteli ürün ve hizmet sunmak da gereklidir. Bundan dolayı başarılı organizasyonların ortak özelliği yüksek satış kapasitelerinin yanında tüm operasyonlarında düşük maliyet ve yüksek verimlilik hedeflemeleridir. Birçok global aktörün bulunduğu ve yüksek rekabetin yaşandığı savunma sektöründe yüksek satış rakamlarına ulaşabilmek, teknolojik olarak rekabetçi ve yüksek kaliteli ürünleri, düşük fiyatlar ile pazara sunabilmeye veya pazara erken girmeye bağlıdır. Global savunma sektöründe sürekli yükseliş grafiğini sürdüren Roketsan, sürekli güçlü ve teknolojik ürünler geliştirmekte ve bunun yanında tüm operasyonlarında süreç mükemmelliğini hedefleyerek ürün ve hizmet maliyetlerini sürekli düşürmektedir. Roketsan süreç mükemmellik çalışmaları, üst yönetimin koyduğu hedefler doğrultusunda, Ürün ve Süreç Kalitesi Direktörlüğü koordinasyonunda üretim, entegrasyon ve tasarım başta olmak üzere tüm operasyonel ve yönetsel süreçlerimizde Yalın 6 Sigma yöntemleri kullanılarak yürütülmektedir. Son beş yıl içinde 100’ün üzerinde iyileştirme projesi gerçekleştirilmiş, 500’e yakın personelimiz Yalın 6 Sigma eğitimleri almıştır. Çalışmalar sonucu önemli miktarda maddi kazanım elde edilmiş, bununla beraber parasal olarak ifade edilemeyen kritik “know-how” kazanılmıştır. Yetişmiş ve bilinçlenmiş insan kaynağımız ile bu kazanımlar katlanarak devam etmektedir. Yalın 6 Sigma yöntemi dünyaca etkinliğini kanıtlamış, çok çeşitli sektörlerde uygulamaları olan bir sürekli iyileştirme 16 metodolojisidir. Mevcut ve elde edilebilir her türlü veriyi aşamalı şekilde kullanarak, iyileştirmeleri sistematik hale getirmeyi hedefleyen proje odaklı bir ekip çalışmasıdır. İçeriğindeki TÖAİK (tanımlama, ölçme, analiz, iyileştirme, kontrol) modelindeki birçok istatistiksel ve matematiksel yaklaşım ile sezgisel ve tecrübeye dayalı yaklaşımların çok ötesine ulaşarak optimum sonuçları elde etmeye yardımcı olmaktadır. Şekil 1’de görüldüğü gibi amaç en iyi iş sonuçlarına ulaşmak ise (üst dallardaki olgun meyveler) Yalın 6 Sigma yöntemleri bunu hedeflemektedir. Literatürdeki araştırmalar bir ürünün veya sürecin maliyetinin %80’inin tasarım aşamasında oluştuğunu göstermektedir [1]. Roketsan’da geçmiş yıllarda gerçekleştirilen seri üretim aşamasına geçmiş bir ürün ile ilgili maliyet azaltmayı amaçlayan Yalın 6 Sigma çalışmasında, kurgulanan iyileştirmelerin tasarım aşamasında devreye alınması halinde %30 civarında bir kazanım sağlama potansiyeli olduğu görülmüştür. Fakat iyileştirmenin seri üretim aşamasında uygulamaya alınması sebebiyle, sadece %4’lük sınırlı bir maliyet kazanımı elde edilebileceği tecrübe edilmiştir. Yalın 6 Sigma yöntemleri kullanımı ile süreç iyileştirme ve optimizasyon hususlarında etkili sonuçlar elde edilse de, Şekil 1’de görülen en yüksek olgunluk seviyesine ulaşabilmek için Tasarımda 6 Sigma (Design for Six Sigma (DFSS)) yöntemlerinin kullanılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Tasarımda 6 Sigma, Design for Six Sigma (DFSS) Tasarımda 6 Sigma (DFSS), bir ürün veya sürecin ömür döngüsünde meydana gelebilecek maliyetleri, hataları ve başarısızlık risklerini tasarım aşamasında öngörmeyi hedefleyen bir yöntemdir. “Yangın söndürme” yaklaşımı yerine “yangın önleme” yaklaşımını ve ilk seferde doğru tasarım yaklaşımını benimser. Yalın 6 Sigma yöntemleri daha çok problemin tespiti ve çözümüne odaklı iken, DFSS, problemin başlangıçtan önlenmesini hedefleyen proaktif bir yaklaşımdır. Aşağıdaki durumlarda DFSS uygulanması gereklidir: - Tamamen yeni bir ürün veya süreç geliştirmek isteniyorsa - Mevcut ürün veya süreçte yapılan iyileştirmeler müşteri beklentisini karşılamakta yetersiz kalıyorsa - Bir ürün veya süreçte kısmî değil, kap- Şekil 1: Süreç İyileştirme Yöntemleri Olgunluk Seviyeleri sayı 6 ocak 2015 tasarım ve mühendislik gücümüz ve değerlendirilmesi. D - Tasarım (Design): Süreç ve ürün detaylarının tasarlanması, optimize edilmesi ve test edilmesi. V - Doğrulama (Verify): Seçilen tasarım alternatifinin pilot denemeler ile doğrulanması, yeni sürecin uygulanması ve izlenmesi. Şekil 2: Ürün Döngüsünde Yapılan İyileştirmelerin Etki-Maliyet İlişkisi samlı bir iyileştirme yapılması isteniyorsa. Şekil 2’den görülebileceği gibi ürün döngüsünün başlangıç aşamalarında yapılan iyileştirme faaliyetleri hem yüksek etkiye sahip hem de düşük maliyetle gerçekleştirilebilirken, ürün döngüsünün ilerleyen aşamalarında yapılacak bir iyileştirme faaliyeti hem yüksek maliyetli olmakta hem de performansa etkisi düşük seviyede gerçekleşmektedir [2]. Maliyet etkin ve pazarda rekabetçi ürünlere sahip olmak için tasarım dönemine odaklanılması gerekmektedir. Yalın 6 Sigma yöntemleri ürün ve süreç devreye alındıktan sonra verilerin oluşması ile daha başarılı sonuçlar elde ederken, tasarım ve geliştirme aşamalarında DFSS çok daha etkili sonuçlar sağlamaktadır (Şekil 3). Bu doğrultuda Roketsan’da tasarımın ele alınış şeklini değiştirmeye yönelik iki ana değişim alanı belirlenmiştir; birincisi tasarımın kalbi olan yaratıcılığı artırmak, diğeri ise ilk seferde doğru tasarıma Şekil 3: Farklı Aşamalarda 6 Sigma Kullanımı ulaşmaktır. Tasarım döneminde 6 Sigma yöntemlerinin kullanımının, şirketlerde tasarım sonrası süreç iyileştirme uygulamalarına göre Tablo 1’de verilen temel farkları yarattığı görülmüştür. Tasarımda 6 Sigma yöntemlerinin proaktif çözüm yaklaşımı olan ilk seferde doğru hedefi ile; yeni ürün, servis ve süreçlerde uygulanıyor olması ise yaratıcılığı artırmaya yönelik hedef ile birebir örtüşmektedir. DFSS Metodolojisi DFSS metodolojisi yeni bir ürün veya süreç geliştirme hedefiyle Yalın 6 Sigma yöntemindeki TÖAİK modeline benzer beş aşamalı DMADV (define, measure, analyze, design, verify) proje yönetim sistematiği kullanmaktadır. Her aşamada beklenenler aşağıda özetlenmiştir. D - Tanımlama (Define): Süreç ve tasarım hedeflerinin tanımlanması. M - Ölçme (Measure): Sürecin veya ürünün kalite kritiği (critical to quality) hususlarının ölçülmesi ve tanımlanması (riskler ve üretilebilirlik dahil). A - Analiz (Analyze): En iyi tasarımın belirlenmesi için alternatiflerin belirlenmesi DFSS çalışmaları belirlenen amaç için oluşturulmuş ekipler ile belirlenen hedef ve süre içinde proje yönetim mantığı ile gerçekleştirilmektedir. DFSS metodolojisi içinde Yalın 6 Sigma yönteminden farklı olarak Kalite Fonksiyon Göçerimi (Quality Function Deployment (QFD)), Yaratıcı Problem Çözme Modeli (TRIZ), Pugh Matrisi, Hata Türü ve Etki Analizi (FMEA), Deney Tasarımı (DOE), Design for “X” gibi araçlar daha yoğun kullanılmaktadır. Roketsan DFSS Uygulamaları Aşağıdaki paragraflarda Roketsan bünyesinde farklı alanlarda gerçekleştirilen Tasarımda 6 Sigma çalışma örnekleri verilmiştir. İlk Seferde Doğru Tasarım İlk seferde doğru tasarım oranını artırma projesi sürekli iyileşme kültürünü tasarımda yerleştirmeye yönelik belirlenmiş ana hedeflerden biridir. Bu hedefin anahtar performans ölçütü (Key Performance Indicator (KPI)) yıllık verilen değişiklik isterinin, çıkarılan teknik resim sayısına oranı olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda mühendislik değişiklik isteği kayıtları (Engineering Change Order (ECO)) değişikliğe sebep olan metriklere göre gruplandırılmış ve en yüksek değişiklik emri verilmesine sebep olan metrikte süreç iyileştirme çalışmaları Tablo 1: Tasarım Öncesi ve Sonrası İyileştirme Faaliyetleri Farkları 17 roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz sürdürülmüştür. Ölçme aşamasında proje sonucunda bir adam x yıl işçilik kazanımı sağlanması beklenmektedir. Tasarım aşamasında ise Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (Product Life-Cycle Management (PLM)) sisteminin kazandırdığı yeteneklerin hataları engelleyecek şekilde kullanılması, süreçlerin yeniden yapılandırılması ve ölçülmesi ile kullanıcı eğitimlerinin hazırlanması yönünde çalışmalar sürdürülmektedir. Mühendislik değişiklik sayısının Şekil 4’te gösterildiği gibi tasarımın başında tepe yaptıktan sonra doğrulama aşamasında azalması ve kalifikasyon sonrası minimum seviyede olması beklenmektedir [3]. İlk seferde doğru hedefi her yıl tekrar edecek bir hedef olarak belirlenmiştir. Bu çalışma kapsamında belirlenen diğer ECO metrikleri için gelecek yıllarda QFD araçlarının kullanılmasının daha uygun olacağı değerlendirilmiş ve bu yönde alt yapı hazırlıkları başlatılmıştır. DFX (Design For X - X’e Göre Tasarım) yaklaşımı Tasarımda 6 Sigma yöntemlerinin arasında gösterilen faydalı bir araçtır. Burada belirtilen “X” değişkeni ifade etmektedir ve bu değişken üretilebilirlik, montaj yapılabilirlik, maliyet, güvenilirlik, bakım yapılabilirlik, test edilebilirlik, ergonomi vb. şeklinde tasarıma girdi sağlayan tüm isterleri kapsamaktadır. Bu isterler, müşteri tarafından belirtilmese de ürünün üretim, kullanım, bakım ve hatta imha (ya da geri dönüşüm) aşamalarını dikkate alarak tasarımı detaylandırmak için türetilen isterlerdir. DFX yaklaşımının henüz kavramsal tasarım aşamasındayken dikkate alınması ve tasarımın detaylandırması ürün ve üretim maliyetlerini düşürecek, ürün kalitesini ve müşteri memnuniyetini artıracaktır. Bu yaklaşımlar tecrübeden bağımsız olarak yapılandırılmış bir şekilde tasarımı yönlendirdiği için ilk seferde doğru tasarım anlayışını yerleştirmekte oldukça etkili olmaktadır. Design for “X” şirketlerin geçmiş tecrübeleri ile gelişen bilgi havuzu olduğu için şirketler tarafından gizli statüsünde korunmakta ve açık kaynaklarda çoğunlukla üretim ve montaj alanlarında temel bilgiler paylaşılmaktadır. Roketsan bu kapsamda kendi Design for “X” veri bankasını oluşturmaya yönelik çalışmaları da başlatmıştır. İlk seferde doğru hedefine yönelik bugüne kadar elde edilen tecrübeler doğrultusunda maliyet ve tedarik sürelerinde etkili üretim toleranslarının belirlenmesi ve kalite kontrol faaliyetlerinin belirlenmesi konularında da alt yeşil kuşak projeleri belirlenmiştir. Üretilebilirlik İçin Toleranslandırma Toleranslandırma, üretilebilirliği doğrudan etkileyen unsurlardan biri olduğu için maliyette etkili bir tasarım kararıdır. Üretim limitlerini dikkate almadan yapılan en kötü durum toleranslandırması tasarımcıların üretimle ilgili tecrübe eksikliği veya tasarımlarını güvenli tarafta tutma isteğinden kaynaklanabilmektedir. Bu çalışmada amaç toleranslandırmanın tecrübeden bağımsız olarak uygulanmasını sağlamak ve alt yüklenicilerin de bu yönteme uygun olarak çalışması için geliştirilmesini hedeflemektedir. Roketsan Tasarımda 6 Sigma yöntemlerini kullanarak kendi süreçlerini iyileştirmenin yanında ülke gelişimini desteklemek için alt yüklenicilerinin de teknoloji seviyesini artırmayı kendine görev edinmiştir. Tasarımda 6 Sigma Kullanarak Muayene Seviyelerinin Belirlenmesi Şekil 4: QFD Kullanımına Göre Mühendislik Değişiklik Adedi Değişimi 18 Tahribatsız Muayene Seviyelerinin Belirlenmesi Projesi’nde muayene kriterlerinin tanımlanmasında standardizasyon getirmeye yönelik alt yapı oluşturulması amaçlanmıştır. Proje kapsamında mevcut projelerdeki tahribatsız muayene tanımlanan parçaların muayene sonuçları çıkarılarak istatistiksel olarak incelenmiş ve testlerin malî etkisi belirlenmiştir. Roketsan’ın geliştirdiği ürünlerdeki yüksek güvenilirlik isterinin tasarımcıların tahribatsız muayene isterlerini gereğinden sıkı belirleyerek, seri imalat döneminde ciddi maliyet artışına sebep olduğu durumlar tespit edilmiştir. Bu çalışma ile maliyetlerde düşüş sağlanmasının yanında çevrim sürelerinin düşürülmesi ve ilk seferde doğru tasarım oranının artmasının sağlanması beklenmektedir. Yakıt Tasarımı ve Performans Optimizasyonu Yakıt yanma ve performans çıktılarını optimize edebilmek amacıyla Operasyonlar ve Enerjik Sistemler (OES) Grup Başkanlığı bünyesinde sürekli olarak tasarım iyileştirme çalışmaları gerçekleştirilmektedir. Bu çalışmalardan biri olarak, Deney Tasarımı (DOE) yöntemlerinin uygulanması ile az dumanlı düşük yanma hızlı yakıt tiplerinin viskozite ve yanma hızını etkileyen parametreleri araştırılmış ve bu parametreler optimize edilerek en uygun tasarım koşulları belirlenmiştir. Bu çalışma sayesinde hem yakıt doğrulama (check-out) çalışmalarının azaltılması ile işçilik ve zaman tasarrufu hem de seri üretimde yanma hızı limitlerinin ihlal edilmesine bağlı hataların tasarım aşamasında engellenmesi sağlanmıştır. Yaratıcı Tasarım Tasarımda 6 Sigma, her ne kadar sınırları net bir şekilde tanımlanmış bir süreç olarak görülse de, tasarımcıların sınırsız düşünmesi için yol göstermeyi hedeflemektedir. Amaçlanan sonuç, müşteriyi memnun eden, maliyeti ve ürüne dönüşme yolundaki aşamaları en iyileyen ürünler tasarlamak olduğu için “yeniyi yarat” felsefesi kaçınılmaz olmaktadır. Bu nedenle, DFSS araçları müşteri beklentilerinin ötesinde fark yaratacak detayların dikkate alınmasını sağlamaktadır. Müşteri beklentilerinin tespit edilip, bu beklentilerin teknik olarak nasıl karşı- sayı 6 ocak 2015 tasarım ve mühendislik gücümüz lanacağının analiz edildiği Kalite Fonksiyon Göçerimi (QFD) kalite evlerinde, rakip ürünlere ait özelliklerin eklenmesiyle ve “Benchmarking” çalışmalarıyla farklı ve öne çıkan ürünler geliştirme konusunda ilk adım atılmaktadır. Bu aşamada, “Ne yaparsam fark yaratırım?” sorusu tasarım çalışmalarından ürüne dönüşen sürecin en başında tasarımcının farkındalığını artırmaktadır. Fark yaratmanın sadece müşteriyi memnun edecek detaylar ekleyerek değil, bunu yaparken maliyetleri düşürmek bilincinin göz önünde olması gerektiği DFSS uygulamalarında vurgulanmaktadır. Yeniyi yaratırken, FMEA ile “Nasıl bir hata ile karşılaşırım?” bilincine sahip olmak da ürün tasarımının daha doğru bir disiplinle ele alınmasını sağlamaktadır. Özet olarak, DFSS araçları tasarımcının birçok açıdan bilinçlenmesini ve yeniyi yaratarak ürün veya ürün geliştirme süreçlerinde fark yaratmasını hedeflemektedir. Bu nedenle DFSS araçlarının tasarımcıların yaratıcılığını tetiklediği değerlendirilmektedir. Yaratıcı tasarım geliştirme çalışmaları kapsamındaki ilk projede Balistik Sistemler (BLS) Grup Başkanlığı bünyesinde geliştirilen hidrolik tahrik sistemlerinin, sistem veya alt parça seviyesinde yerlileştirilmesi veya tedarik engeli olmaksızın tasarlanması hedeflenmiştir. Kalite Fonksiyon Göçerimi (QFD) gereksinimlerde çelişki tespit ettiğinde, Deney Tasarımı (DOE) kullanarak eldeki sistemi optimize etmeyi ya da Yaratıcı Problem Çözme Modeli (TRIZ) uygulayarak yeni bir çözüm bulmayı önermektedir. Bu çalışmada her iki yöntem de devreye alınmıştır. Hidrolik tahrik çözümleri incelenerek alt parça bazında tedarik risk seviyeleri çıkartılmıştır. Mevcut projelerdeki, tedariği riskli olarak belirlenen parçaların yerlileştirilmesi veya bu parçalar kullanılmadan alternatif çözümler geliştirilmesine yönelik çalışmalar başlatılmıştır. Yürütülecek çalışma sonunda, mevcut projelerde veya potansiyel projelerde kullanılabilecek, yurt içi (yerli) üretim alt yapısıyla üretilebilecek çözümlerin elde edilmesi hedeflenmektedir. Hidrolik tahrik sistemlerinde kontrol et- kinliğinin yüksek olması sebebi ile kullanılan servovalfin yerli imkanlarla üretilebilirliğini görmeye yönelik Deney Tasarımı projesi başlatılmıştır. Yurt içi üretim toleransları dikkate alınarak yerli servovalf performans seviyesinin belirlenmesi ve bu performansın sistem seviyesi uygunluğunun değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Ürünün yerlileştirilmesi ile ilgili projenin başlatılmasında bu çalışmanın çıktıları destek programlarına başvuruda da kullanılacaktır. Ülke kaynaklarını, başarısız sonuçlanma riski olan yerlileştirme projelerinde israf etmemek için, Roketsan kaynakları ile öncelikle yapılabilirlik etüdü yapılmakta ve bu çalışmalarda deney tasarımı çok etkili bir araç olarak kullanılmaktadır. Bir diğer yaratıcı tasarım projesi örneği olarak, füze kanisterlerinin daha düşük maliyette, daha hızlı ve atışa hazır mühimmat sayısını artırabilecek şekilde daha hafif üretilmesi hedeflemektedir. Proje kapsamında oluşturulan kalite evinden çıkan çelişkiler için uygulanan TRIZ çalışması sonucunda bağlantı sayısını düşürerek ve yük elemanlarını optimize ederek ciddi maddi kazanç sağlanacak bir tasarım çözümü bulunmuştur. Yeni nesil kanister için şu anda doğrulama fazına geçilmiş olup, çalışma ile ilgili patent başvuru süreci de başlatılmıştır. Yaratıcı tasarım geliştirme kapsamında farklı bir örnek ise Uydu Fırlatma Sistemi (UFS) alt sistemlerden biri olan Faydalı Yük Kapsülü’nün (FYK) optimum ağırlık ile tasarlanması çalışmasıdır. Uydu fırlatma aracının performansını artırmak, daha yükseğe daha ağır bir uyduyu taşıyabilmek için FYK ağırlığının dayanım koşullarından taviz vermeden en aza indirilmesi kritik önem taşımaktadır. Bu çalışmaların amacı, mevcut komple metalik FYK tasarımı yerine daha hafif metal, kompozit ya da metal/kompozit hibrit alternatifler oluşturarak performans artırımı sağlanmasıdır. Tasarımda 6 Sigma yöntemleri kullanılarak alternatifler oluşturulup karşılaştırılacak, ölçekli modeller üzerinden doğrulama çalışmaları devam edecektir. Bu proje ile Roketsan’ın yeni projeleri değerlendirildiğinde, ilk seferde doğru tasarım maliyetten daha çok güvenliği etkilediği için adım adım doğrulama metodolojisinin de çıkarılması hedeflenmektedir. Özet Roketsan’da Yalın 6 Sigma süreç iyileştirme uygulamalarının kapsamlı bir şekilde yaygınlaştırılması sonucu gelinen noktada, tasarım süreçlerinde yapılacak iyileştirme çalışmalarının çok etkili sonuçlar yarattığı görülmüştür. Bu doğrultuda Tasarımda 6 Sigma çalışmalarına önem verilmekte ve Türk savunma sanayiine öncü olacak uygulamalar yapılmaktadır. Referanslar [1] Fredriksson, B. (1994), “Holistic Systems Engineering in Product Development,” The Saab-Scania Griffin, 1994, Saab-Scania, AB, Linköping, Sweden, Nov. [2] Yang K., Haik B. (2003), Design for Six Sigma, A Roadmap For Product Development, McGraw Hill [3] Sullivan, L.P. (1986), “Quality Function Deployment”, Quality Progress, 19(6), 39 Aslı AKGÖZ BİNGÖL Balistik Sistemler Mühendislik Direktörlüğü Yönetici Mühendis Serkan ERDURAL Ürün ve Süreç Kalitesi Direktörlüğü Yönetici Mühendis 19 roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz hava savunma si̇mülasyon ortamları ̇içi̇n dağıtık mi̇mari̇ model entegrasyon alt yapısı Taktik-Operasyonel ortamlar silah sistemleri; hava, kara, deniz araçları, radar sistemleri, komuta kontrol sistemleri gibi unsurlardan oluşmaktadır. Bilindiği üzere Roketsan bünyesinde, farklı angajman yeteneklerini sağlamak üzere çeşitli füze/silah sistemleri tasarlanarak geliştirilmektedir. Bu sistemlerin kullanım kavramlarının oluşturulmaya başlandığı andan itibaren angajman yetenek gereksinimleri de tanımlanmaya başlanır. Geliştirilmekte olan ve geliştirilecek füze/silah sistemlerinin kavramsal tasarımından doğrulamasına kadar geçen süreçte angajman benzetimlerinin yapılabilmesi için simülasyon alt yapılarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu tip alt yapıların gereksinimlerine karar verilirken Roketsan bünyesinde hali hazırda farklı gruplar tarafından geliştirilmesi devam eden füze sistemlerinden HİSARA, HİSAR-O, ATMACA, OMTAS, UMTAS ve CİRİT gibi birbirinden farklı sistemlerin benzetim analiz ortamlarına model entegrasyonlarını kolaylaştırmak için bir arayüz standardı kullanımına karar ve- Şekil 1: İMBF Kavramsal Tasarımı 20 rilmiştir. Bu kapsamda dünyada kullanımı hızla yaygınlaşan İşlevsel Model Arayüzü (İMA) (Functional Mockup Interface) standardı incelenmiştir. Dağıtık simülasyon alt yapısının kurulum aşamasında alt yapı içinde yer alan bileşenler arasındaki haberleşme protokolü olarak bu tip uygulamalarda kullanımı yaygın olarak kabul görmüş Yüksek Seviye Mimari (YSM) (High Level Architecture (HLA)) kullanılmasına karar verilmiştir. Yukarıda bahsi geçen model arayüz standardı ile bu alt yapının beraber sorunsuz olarak kullanılabilmesi için İşlevsel Model Birimi Federesi (İMBF) (Functional Mockup Unit Federate (FMUF)) geliştirilmiştir (Bknz: Şekil 1). Bu çalışmanın sonunda, yüksek sadakatli füze modellerin Roketsan bünyesinde kurulan “Benzetim Analiz Laboratuvarı’na (BAL)” birer bileşen olarak bağlanmasına ve analiz edilmesine olanak sağlanmıştır. Benzetim Analiz Laboratuvarı (BAL) BAL, temelde tasarlanan füze/silah sisteminin angajman uzayı içindeki tüm etmenlerin benzetimlerini yapabilir yetenektedir. Bu etmenlerin angajmanının farklı bakış açılarında benzetimleri yapılmıştır. Bu etmenler; hedefler, karşı tedbirler, sensörler, füzeler, platform ve komuta kontrol sistemleri olarak sayılabilir. BAL; uzamsal, kızıl ötesi, radyo frekansı ve haberleşme bakışlarında benzetimleri yapabilecek kabiliyete sahiptir. BAL alt yapısı Şekil 2’de görüldüğü gibi senaryo yaratıcı ve koşturucu, radar sistemleri, komuta kontrol sistemleri, senaryo görselleyiciler, füze ve silah modelleri, analiz araçları gibi bileşenlerden oluşmaktadır. BAL alt yapısında bileşenler arası bağımlılığı ortadan kaldırmak için YSM haberleşme teknolojisi kullanılmıştır. Bu sayede herhangi bir bileşen güncellenmesinden doğabilecek sistem entegrasyon problemleri ortadan kaldırılmıştır. Kısacası alt yapıda bulunan modeller birbirlerinden bağımsız olarak çalışırken sadece modeller için ihtiyaç duyulan verilerin diğer modeller tarafından ortak kullanılan arayüz ortamına aktarılması gerekmektedir. İşlevsel Model Arayüzü (İMA) İşlevsel Model Arayüzü dinamik modellerin araçtan bağımsız beraber koşturulmalarına ve araçtan araca Şekil 2: Benzetim Analiz Laboratuvarı Mimarisi sayı 6 ocak 2015 tasarım ve mühendislik gücümüz gajman performansı analizleri gerçekleştirilebilmektedir. Bu tip bir çalışmaya örnek olarak tasarlanan bir senaryo, senaryo kurgulanırken dâhil edilen etmenler ve senaryo detayları aşağıda verilmektedir. Senaryo etmenleri en tepede mavi ve kırmızı kuvvetler olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Şekil 3: Dinamik Modellerde İMA Kullanımı taşınabilmelerine olanak sağlamayı hedefleyen bir standarttır. MODELISAR isimli bir Avrupa Birliği projesi (ITEA2) olarak geliştirilen bu arayüz standardına Dassault Systems, Volvo, Volkswagen, Atego Systems ve LMS gibi birçok endüstri devi destek sağlamıştır. İMA sadece farklı üreticilerin simülasyon araçları arasında model taşınmasını sağlamayı değil, model tabanlı mühendisliğin bir adımı olarak, geliştirilen sistemin sentezi ve doğrulanmasına yönelik döngüde yazılımın yanı sıra farklı seviyelerde döngüde donanım simülasyonları için de kullanılmaktadır. Yüksek Seviye Mimari (YSM) Yüksek Seviye Mimari, ABD Savunma Bakanlığı (US Department of Defense) ve Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü (Institute of Electrical and Electronics Engineers - IEEE) tarafından standart haline getirilmiş bir benzetim çatısıdır. IEEE 1516 olarak numaralandırılan bu standart ile benzetimlerin bir benzetim sistemi için tümleştirilmesi ola- Şekil 4: Tipik YSM Federasyon Ortamı naklı kılınmaktadır. YSM standart bir simülasyon benzetim mimarisi sunarak dağıtık ve heterojen benzetimlerin bir sistem içinde çalışabilmelerini sağlamaktadır. YSM uyumlu benzetimler Federe, benzetim sistemleri de Federasyon olarak isimlendirilirler. Federasyonun çalışması ve Federelerin haberleşmeleri Koşum Zamanı Alt Yapısı (KZA) (Runtime Infrastructure (RI)) olarak tanımlanan bir ara katman sayesinde olur. Veri iletimi ise Nesne Modeli Şablonu (NMŞ) (Object Model Template (OMT)) olarak isimlendirilen bir standart veri sözlüğü kullanılarak gerçekleşir. Bir federasyon içinde paylaşılan sınıf ve etkileşimlerin NMŞ uyumlu olarak tanımlandığı dosya ise Federasyon Nesne Modeli (FNM) (Federation Object Model (FOM)) olarak isimlendirilir. Taktik Ortam Çalışması Alçak ve orta irtifa hava savunma füze modelleri, İMBF aracılığı ile BAL alt yapısına dâhil edilmiştir. Alt yapı üzerinde taktik ortam senaryoları koşturularak an- Kırmızı kuvvetler düşman kuvvetlerini temsil etmektedir. Bu senaryoda kırmızı kuvvetler olarak dört F-16 uçağı dörtlü kol halinde mavi kuvvetlerin savunduğu alana saldırmaktadır. Kırmızı kuvvetlerin icra edecekleri görev adımları şu şekildedir: - F-16’lar hedef bölgeye doğru uçuşa başlarlar. - Hedef bölgeye önceden belirli bir mesafe kala ikili kollar halinde sağlı ve sollu olarak ayrılarak mühimmat bırakma irtifasına inerler. - Hedef bölgeye önceden belirli bir mesafe kala havadan karaya mühimmatları ile savunma sistemine saldırıya geçerler. - Mühimmatlarını bıraktıktan sonra geri dönüş manevrası yaparak tekrardan geldikleri bölgeye doğru yol alırlar. Mavi kuvvetler ise kendi operasyonel bölgesini savunmakla yükümlü hava savunma bataryaları, radar sistemi ve komuta kontrol sisteminden oluşmaktadır. Mavi kuvvetlerin icra edecekleri görevler şu şekildedir: - Radar sistemi savunma bölgesi içerisinde yer alan tehditleri tespit ederse, komuta kontrol sistemine bildirir. - Komuta kontrol sistemi radar sisteminden gelen tehditleri değerlendirir ve karaya konuşlu hava savunma bataryalarına hedef atayarak ateş emri verir. - Hava savunma bataryaları komuta kontrolden gelen ateş emrine göre füzeleri hazırlar. 21 roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz Yol Haritası Şekil 5: Füzeler Havada ve Radar Hedeflere Kilitlenmiş Durumda Hali hazırdaki İMBF entegrasyonlu BAL alt yapısı, senaryo koşturucu (StageTM), senaryo görselleştirici (SIMDIS ve Vega PrimeTM), radar ve komuta kontrol modelleri, analiz ve veri kayıt yazılımı ve İMA kullanılarak üretilmiş yüksek sadakat seviyesindeki füze ve silah sistemi modelinden oluşmaktadır. Bu bileşenler YSM haberleşme teknolojisi sayesinde dağıtık olarak koşabilmektedir. Çalışmanın ileri aşamalarında planlanan, donanım yazılımlarının gerçek sistem bileşenleri üzerinde koşacak şekilde İMA standardı kullanılarak paketlenmesidir. Bu sayede İMBF kullanım sahası genişletilerek analiz alt yapısına döngüde donanım simülasyonları yapabilme kabiliyeti sağlanacaktır. BAL alt yapısı esnek bir mimari üzerine kurgulandığından dolayı ilerleyen süreçlerde gerçek donanımlar da rahatlıkla bu alt yapıya entegre edilebilecektir. Şekil 6: Füze Hedefi Vurmadan Hemen Önce Faruk YILMAZ Taktik Füze Sistemleri Mühendislik Direktörlüğü Mühendis Şekil 7: Hedeflerin İmha Edilme Anı - Hedefler angajman menziline girdiği anda komuta kontrolden gelen emirle birlikte bataryalar mevcut füzeleri ateşlemeye başlar. Yukarıda bu senaryonun koşumu sıra- 22 sında simülasyon alt yapısından alınmış görseller yer almaktadır. Lançerler mavi dikdörtgenle, füzeler mavi elips ile tehditler ise kırmızı elips sembolojileri ile gösterilmiştir (Bknz: Şekil 5). Gökhan BİRCAN Taktik Füze Sistemleri Mühendislik Direktörlüğü Uzman Mühendis sayı 6 ocak 2015 tasarım ve mühendislik gücümüz uydu fırlatma ̇içi̇n ̇itki̇ si̇stemleri̇ karşılaştırması yanıcı ve oksitleyici yakıt malzemeleri birlikte katı fazda depolanırken; sıvı yakıtlı motorlarda ise bu malzemeler ayrı tanklarda sıvı fazda saklanmaktadır. Uçuş sırasında yakıtın bitmesiyle işlevi kalmayan kademeler fırlatma aracından ayrılarak sistemin ağırlığı azaltılmakta ve daha az yakıtla uydunun istenen yörüngeye ulaşması sağlanmaktadır. Bu makalede; uydu fırlatma sistemlerinin ana kademelerinde kullanılan katı ve sıvı yakıtlı motorlar; performans, çalışma esnekliği, güvenilirlik ve maliyet gibi farklı açılardan karşılaştırılarak fırlatma sistemleri için en iyi teknolojinin hangisi olduğu incelenmiştir. Sıvı Yakıtların Özgül İtkisi, Katı Yakıtların ise Yoğunluğu Daha Yüksektir Şekil 1: Ana Kademesi Katı ve Sıvı Yakıtlı Motorlardan Oluşan Uzay Mekiği (Space Shuttle) Uydu Fırlatma Sistemleri (UFS), dünya yörüngelerine uydu (faydalı yük) yerleştirilmesini sağlayan sistemlerdir. Kalkış sırasında ilk yüksek itkiyi oluşturan, uydunun hedef yörüngeye taşınmasını ve yerleştirilmesini sağlayan bu sistemler birden fazla kademeden oluşmaktadır. Her biri kendi itki sistemini içeren bu kademelerde, görev gereksinimleri doğrultusunda katı veya sıvı yakıtlı motorlar kullanılmaktadır. Katı yakıtlı motorlarda, Şekil 2: Katı ve Sıvı Yakıtların Deniz Seviyesi Özgül İtki - Yoğunluk Değişimi Katı ve sıvı yakıtlı motorların performansları; kullanılan yakıtın özgül itkisine, sistem ağırlıklarına, çalışma sürelerine ve elde edilen itki seviyelerine göre karşılaştırabilir. Bir motorda birim zamanda tüketilen bir birim yakıt başına elde edilen itki kuvveti, özgül itki olarak tanımlanmaktadır. Katı yakıtlı motorlarda saniyede 1 kg yakıtın yanması ile deniz seviyesinde 270 kgf’lik kuvvet elde edi- Şekil 3: Katı ve Sıvı Yakıtlı Motor İtki Seviyeleri 23 roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz lebilirken sıvı yakıtlı motorlarda bu değer 390 kgf’lik kuvvete kadar çıkabilmektedir [1]. Motor performansını değerlendirirken özgül itki ile birlikte sisteme yüklenecek yakıtın hacmini belirleyen yakıt yoğunluğunu da dikkate almak gerekmektedir. Şekil 2’de özgül itki değerinin yakıt yoğunluğuna göre değişimi gösterilmiştir. Katı yakıtlarda yoğunluğun yüksek olması, belirli bir itki seviyesi için motorların daha küçük ve yakıtsız ağırlıkların daha düşük olması avantajını getirmektedir. Bu durum özellikle hava yoğunluğunun yüksek olduğu fakat aynı zamanda da yüksek itme kuvvetine ihtiyaç duyulan kalkışta ve alçak irtifalarda katı yakıt motorları, uydu fırlatma sistemleri açısından çekici hale getirmektedir. Şekil 3’te büyük motorların ulaşabildikleri itki seviyeleri gösterilmiştir. Dünyanın en güçlü katı yakıtlı motoru, ürettiği 1.200 ton seviyesindeki itki ile yaklaşık 22 milyon beygir gücüne ulaşan Uzay Mekiği (Space Shuttle, bkz. Şekil 1) aracına aittir [2]. Diğer taraftan dünyanın en güçlü sıvı yakıtlı motoru olan Rus yapımı RD170 motorundan ise 800 tonluk itki elde edilmektedir. Kompozit Malzeme Teknolojisi ile Katı Yakıtlı Motor Ağırlıkları, Sıvı Yakıtlı Motor Seviyelerine Düşmüştür Motor ağırlıkları ile birlikte fırlatma aracının taşıyacağı yükün de artmasından dolayı, motorlarda yakıtın dışında kalan yapısal parçaların ağırlıkları (kuru ağırlık) olabildiğince azaltılmaya çalışılmaktadır. Katı yakıtlı motorlarda kuru ağırlığın en büyük kısmını, yakıtın depolandığı ve yanma sırasında oluşan yüksek basınca dayanan motor gövdesinin ağırlığı oluşturmaktadır. Metal gövdeli katı yakıtlı motorlarda kuru ağırlık, motor ağırlığının %20’sini oluştururken, yüksek performanslı kompozit malzemelerin kullanılması ile bu oran %8 seviyelerine kadar düşürülmüştür. Diğer taraftan sıvı 24 Tablo 1: ABD ve Avrupa İtki Sistemleri Görev Başarı Oranları [4] Şekil 4: Katı ve Sıvı Yakıtlı Motor Bileşenleri yakıtlı motorlarda; düşük yakıt tank basıncı ve küçük yanma odaları sayesinde kuru ağırlık, motor ağırlığının %7’si seviyelerinde gerçekleşmektedir. Katı Yakıtlı Motorların Çalışma Süreleri Kısıtlıdır Katı yakıtlı motorlarda; mevcut teknoloji ile uçuş gerçekleştirebilmiş en büyük motor gövde çapı 3.7 m ile Uzay Mekiği fırlatma sisteminin yan motorlarına aittir. Titan IV fırlatma aracının katı yakıtlı motorları ise 3.2 m gövde çapı ile en büyük kompozit gövdeye sahiptir. Motor gövde çapı, yakıt yapısal dayanımı ve yanma hızı gibi kısıtlardan dolayı yanma süresi katı yakıtlı motorlarda 40 - 140 saniye aralığında değişmektedir [3]. Sıvı yakıtlı motorlarda buna benzer kısıtlar olmadığı için fırlatma aracına görev esnek- liği kazandıran uzun süreli çalışma süreleri elde edilmektedir. Sıvı Yakıtlı Motorlar Kontrollü Ayarlanabilir İtki ile Daha Esnek Çalışma İmkanı Sağlamaktadır Sıvı yakıtlı motorlar durdurulup tekrar çalıştırılabilmekte ve itki seviyesi kontrollü bir şekilde ayarlanabilmektedir. Bu durumun sağladığı çalışma esnekliği, UFS’lerde sıvı yakıtlı motorların tercih edilmesinin en önemli sebebidir. Katı yakıtlı motorlarda ateşlemeden sonra motorun durdurulup tekrar başlatılması mümkün olmamaktadır. Ayrıca uçuş sırasında sistemden elde edilen itki seviyesi ve profili yakıt çekirdeği geometrisi ile önceden tasarlanan şekilde gerçekleşmektedir. sayı 6 ocak 2015 tasarım ve mühendislik gücümüz Katı Yakıtlı Motorlar Daha Güvenilirdir Çalışma koşulları, boyutsal özellikler, sistem konsepti ve gereksinimlerdeki çeşitlilik; katı ve sıvı yakıtlı motorların güvenirliği ile ilgili genel geçer bir karşılaştırma yapmayı zorlaştırmaktadır. Bununla birlikte Tablo 1’de ABD ve Avrupa tarafından 1999 yılına kadar gerçekleştirilmiş fırlatmalarda uçuş sırasında görülen motor kaynaklı hataların sayısı verilmiştir. Tabloya göre katı yakıtlı motorların güvenilirlik değerleri istatistiksel olarak daha yüksektir. Şekil 4’te katı ve sıvı yakıtlı motorların bileşenlerini gösteren modeller verilmiştir. Katı yakıtlı motorlar temel olarak yalıtılmış motor gövdesi, yakıt çekirdeği, ateşleyici ve lüle kompleleri olmak üzere dört ana bileşenden oluşmaktadır. Sıvı yakıtlı motorlar ise yanma odası, ateşleyici, enjektör, lüle, soğutma sistemi, yakıt tankları, besleme hatları, turbopomba, gaz üre- teci, basınçlandırma tankları gibi daha fazla sayıda bileşenden oluşan kompleks bir yapıya sahiptir. Katı yakıtlı motorların daha az bileşenden oluşan basit yapısı güvenilirliğini artıran temel etkendir. Sıvı Yakıtlı Motorların Geliştirme Süreleri Uzundur Basit yapılarından dolayı katı yakıtlı motorların geliştirme süreleri sıvı yakıtlı motorlara göre daha kısa sürmektedir. Örnek olarak Avrupa’nın Ariane 5 fırlatma sisteminde kullanılan katı yakıtlı motorlar yedi senede geliştirilirken, sıvı yakıtlı Vulcain ana motorunun geliştirilmesi 12 yıl sürmüştür. Yörüngeye uydu yerleştiren ilk özel sektör firması SpaceX, Falcon 1 fırlatma sisteminde kullanılan Merlin 1A sıvı yakıtlı motorunu en kısa dört yılda geliştirebilirken, Avrupa’nın katı yakıtlı motor üreticisi Avio firması Vega fırlatma sisteminde kullanılan P80 katı yakıtlı motorunun geliştirme sürecini üç senede tamamlamıştır. Katı Yakıtlı Motorlar Daha mı Ucuz? ABD tarafından üretilen sistemler değerlendirildiğinde sıvı yakıtlı motorların geliştirme ve üretim maliyetleri katı yakıtlı motorlara göre daha yüksektir. Uzay Mekiği fırlatma aracının katı yakıtlı motorunun geliştirme maliyeti 336 milyon $ iken, sıvı yakıtlı ana motoru 2043 milyon $ ile altı kat fazla maliyetle geliştirilmiştir. Üretim döneminde ise sıvı sistemlerin maliyeti, katı sistemlere göre ortalama üç kat daha yüksektir [5]. ABD’ye benzer olarak, Avrupa’da yapılan çalışmalar da katı yakıtlı motorların maliyetlerinin daha uygun olduğunu göstermektedir. Ariane 5 fırlatma aracı konsept geliştirme çalışmalarında, kalkış için kullanılan katı yakıtlı yan motorların sıvı yakıtlı motora göre en az %10 seviyelerinde maliyeti düşürdüğü değerlendirilmiştir [4]. Benzer şekilde yeni geliştirilen ve 2021’de ilk uçuşu planlanan Ariane 6 aracında, fırlatma maliyetinin Ariane 5’e göre %30 seviyelerinde düşürülerek 90 milyon $ olması hedeflenmiş ve yapılan konsept geliştirme çalışmaları sonucu sıvı yakıtlı ana motor yerine katı yakıtlı motorun kullanılmasının maliyet etkin çözüm sunacağı ön görülmüştür [6]. Diğer taraftan sıvı yakıtlı motor kullanan Rusya, Çin ve Ukrayna’ya ait sistemler incelendiğinde fırlatma maliyetlerinin, Avrupa ve ABD menşeli araçlara göre neredeyse yarı yarıya düşük olduğu görülmektedir. Bunun temel sebebi söz konusu ülkelerdeki düşük işçilik ve yapı maliyetleri olarak değerlendirilebilir. Ancak ABD’li SpaceX firması tarafından geliştirilip 2010 yılında ilk uçuşunu gerçekleştirilen ve sıvı yakıtlı motor kullanan Falcon 9 aracının maliyetinin söz konusu ülkeler seviyesinde olması, Avrupa’nın tezini çürütmektedir. Şekil 5: Ana Kademesi Sıvı Yakıtlı Motorlardan Oluşan Soyuz (solda) ve Katı Yakıtlı Motorlardan Oluşan Vega (sağda) Fırlatma Araçları 25 roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz Dünya Neyi Tercih Ediyor? Günümüze kadar ana kademesinde sadece katı, katı-sıvı veya sadece sıvı motorlar kullanan çok çeşitli fırlatma araçları geliştirilmiştir. Ana kademesinde sadece katı motor kullanan sistemler alçak dünya yörüngesine 2 tonun altında uydu yerleştiren küçük fırlatma araçlarında yer almaktadır. Daha yüksek kapasiteli fırlatma araçlarında ise sadece sıvı motorlar kullanan sistemler ile ana motoru sıvı, yan motoru katı olan konseptler tercih edilmektedir. 2013 yılında ABD menşeli sistemler ile toplam 19 fırlatma gerçekleştirilmiştir. Fırlatmaların neredeyse yarısı, katı yan motor ve sıvı ana motorlar kullanan Atlas V aracı ile yapılmıştır. Diğer yarısında ise sıvı yakıtlı Delta IV, Falcon 9 ve Antares araçları kullanılmıştır. 2013 yılında 35 fırlatma gerçekleştiren Rusya; Soyuz, Proton ve UR-100 araçları ile sıvı yakıtlı motorları tercih etmektedir. Aynı şekilde 15 fırlatma gerçekleştiren Çin ise sıvı yakıt kullanan Long March fırlatma aracı ailesini kullanmaktadır. Avrupa, Japonya ve Hindistan katı ve sıvı motorları birlikte kullanan Ariane 5, H-II ve PSLV ile 3’er fırlatma gerçekleştirmiştir. Ana kademelerinde sadece katı yakıtlı motorlar kullanan ABD menşeli Pegasus ve Minotaur araçları ve Avrupa menşeli Vega aracı ile toplam dört adet fırlatma gerçekleştirilmiştir [7]. Sonuç olarak, fırlatma araçlarında kullanılan katı veya sıvı yakıtlı itki sistemleri arasında dünyanın hem fikir olduğu güvenilir, maliyet etkin ve yüksek performans sunan tek bir çözüm bulunmamaktadır. Ülkelerin geçmiş alt yapı yatırımları ile ucuz maliyet sunan ve kazanılmış tecrübeleri sayesinde kısa sürede geliştirilme imkanı sağlayan teknolojiler tercih edilmektedir. Aynı şekilde uzay pazarına hizmet eden endüstrinin ayakta kalması için yapılan tercihlerde siyasi iradenin payı da büyüktür. Ariane 6 projesinde Fransa ve 26 İtalya işbirliği ile katı motorların kullanılması, sıvı yakıtlı motorlar üzerine çalışan Almanya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerindeki uzay endüstrisini sarsacaktır. Bundan dolayı Avrupa Uzay Ajansı tarafından düzenlenen bakanlar seviyesi toplantılarda henüz görüş birliğine varılamamış, Space Propulsion 2014 konferansında da Fransa, İtalya ve Almanya temsilcileri arası benzer tartışmalar yaşanmıştır. Türkiye’de Mevcut Durum Nedir? Türk uydularının yörüngeye fırlatılmasında kullanılacak Milli fırlatma sisteminin geliştirilmesi amacıyla Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Roketsan arasında Temmuz 2013’te UFS Projesi Ön Kavramsal Tasarım Dönemi (Dönem-1) Sözleşmesi imzalanmıştır. Fırlatma aracının geliştirilmesi; üretim tesisinin, uydu fırlatma merkezinin ve yer istasyonlarının kurulumu faaliyetlerini kapsayan projenin ilk aşaması olan Ön Kavramsal Tasarım Dönemi, 2014 yılı sonunda tamamlanmıştır. İtki; güdüm ve kontrol teknolojilerindeki güçlü alt yapısı ile Roketsan, uydu fırlatma kabiliyetine sahip ülkeler arasına girmeyi hedefleyen Türkiye'nin uzaya erişmesi sürecindeki şerefli görevini alacaktır. tion/departments-and-chairs/space-engineering/space-systemsengineering/expertise-areas/space-pro pulsion/system-design/generate-candidates/comparison-of-rockets/ [6] Vaast, E., et al., “A Solid Rocket Motor for the Ariane 6 Launcher MultiP Configuration”, Space Propulsion 2014 Conference, May 2014. [7] 2013 in spaceflight, Erişim Tarihi: 20 Ekim 2014, en.wikipedia.org/wiki/2013_in_spaceflight Osman YÜCEL Operasyonlar ve Enerjik Sistemler Mühendislik Direktörlüğü Uzman Mühendis Referanslar [1] Sutton, G.P., Biblarz, O., “Rocket Propulsion Elements”, 7th ed., John Wiley and Sons, Inc., New York, 2001. [2] “Space Shuttle Propulsion Trivia”, NASA Facts, April 2005. [3] Isakowitz, S.J., Hopkins, J.B., Hopkins Jr., J.P., “International Reference Guide to Space Launch Systems”, AIAA, 2004. [4] Broquere, B., Le Moal, D., Pouliquen, M., “Liquid and Solid Propulsion: Comparison and Application Areas”, AIAA 2004-3899, July 2004. [5] Comparison of liquid, solid and hybrid chemical rockets, Erişim Tarihi: 20 Ekim 2014, http://www.lr.tudelft.nl/en/organisa- Dr. Kemal Atılgan TOKER Operasyonlar ve Enerjik Sistemler Mühendislik Direktörlüğü Yönetici Mühendis Ömer Uğur ARKUN Operasyonlar ve Enerjik Sistemler Mühendislik Direktörlüğü Müdür sayı 6 ocak 2015 tasarım ve mühendislik gücümüz füze sistemlerinde termal tasarımın önemi ve termal analiz uygulamaları 1. Giriş termal yüklerin kaynakları başlıca; Füze sistemlerinin termal tasarımı; termal yüklerin oluşturduğu sıcaklıkların, limit sıcaklıklar arasında kalmasını sağlayacak çalışmalar bütünüdür. Bir komponent için limit sıcaklık, işlevselliğin ve yapısal bütünlüğün korunduğu en yüksek ve en düşük sıcaklıktır. Oluşan sıcaklıkların sistem üzerindeki etkilerinin yapısal ve dinamik açıdan bir bütün olarak incelenmesi gerekmektedir. Hava araçları genelde düşük sıcaklıklardaki irtifalarda seyretmektedir; ancak uçuş hızına bağlı olan ısınma ciddi bir problem olabilmektedir. Concorde yolcu uçağı ses üstü hızlarda uçmasından dolayı ısınmaya maruz kalmakta ve ısınma neticesinde gövde boyu yaklaşık 200 mm uzamaktadır [1]. Bu durum ses altı hızlarda uçan diğer yolcu uçaklarında oluşmamaktadır. 1 Şubat 2003'te yaşanan Columbia Uzay Mekiği faciasına kanatlar üzerinde yer alan ısınmayı engelleyici yalıtım malzemesindeki bir çatlak sebep olmuştur [2]. Çatlak uçuş esnasında kanadın aşırı ısınarak erimesine yol açmış, takibinde yedi mürettebat bulunduran araç kontrolden çıkmış ve havada parçalanmıştır. Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere termal yükler altında oluşan sıcaklıkların hesaplanması büyük önem arz etmektedir. • Aerodinamik ısınma • Termal batarya ve elektronik kartlar • Füze motoru • Güneş ışınımıdır. 2. Füze Sistemi Termal Yükleri Bir füze sistemi depoda beklemesinden hedefi vurana kadarki geçen sürede farklı termal yüklere maruz kalmaktadır. Füze sistemi ile birlikte füze fırlatma sistemi de termal yüklerden etkilenmektedir. Bir füze sisteminin maruz kaldığı Bu yükler eş zamanlı olarak ya da farklı anlarda füze sistemine etki etmektedir. Ayrıca tasarım aşamasında birçok alt sistem termal şok testine, termal çevrim testine ve soğuk/sıcak şartlanmaya maruz bırakılmaktadır. 3. Termal Analiz Yöntemleri Isı transferi iletim, taşınım ve ışınım olmak üzere üç farklı yol ile gerçekleşmektedir. Termal analizlerde her üç transfer yöntemini de modellemek mümkündür. Analizler zamandan bağımsız kararlı rejim için yapılabileceği gibi zamana bağlı olarak değişen kararsız rejim için de yapılabilmektedir. Termal Analiz ve Test Birimi'nde yürütülen termal analizlerde sonlu elemanlar yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntemde analiz edilecek sistem çok sayıda ve birbirine bağlı “sonlu elemanlara” bölünmekte ve her bir sonlu eleman için sayısal çözüm elde edilmektedir. Çözüm esnasında problemin fiziğine uygun bir şekilde sıcaklık, ısı akısı, ısı üretimi, ışınım gibi sınır koşulları uygulanmaktadır. Analiz yöntemlerinin doğrulanması için termal testler de yapılmakta olup testlerde farklı tipte ve ölçüm hassasiyetinde sıcaklık ve ısı akısı sensörleri kullanılmaktadır. Bu yazıda termal test yöntemlerine yer verilmemiştir. 4. Füze Sistemi Termal Analiz Uygulamaları 4.1. Aerodinamik Isınma Analizleri Füze sistemleri aerodinamik ısınmaya maruz kalmaktadır. Sıkça gözlemlenen ve halk arasında yıldız kayması olarak bilinen gök taşlarının atmosfer içinde seyrederken yanmasının sebebi de aerodinamik ısınmadır. Aerodinamik ısınmanın kaynağı oluşan şok dalgalarının havayı sıkıştırarak yüksek sıcaklıklara ulaştırması ve füze yüzeyindeki sürtünme etkilerinin akışın kinetik enerjisini termal enerjiye çevirmesidir. Sıkışma etkisi en fazla havanın durdurulduğu ve durma noktası olarak isimlendirilen burun konisi ve kanat hücum kenarlarında görülmektedir. Harry Julian Allen geliştirdiği Küt Burun Teorisi [3] ile küresel burunların şok dalgasını uzaklaştırarak durma noktalarına etkiyen aerodinamik ısınmanın azaltılabileceğini göstermiştir. Yüksek hızlı füze sistemlerinin genelde küresel bir burna sahip olmasının altında bu teori yatmaktadır. Aerodinamik ısınma kabaca uçuş hızının küpü ile orantılı olduğundan füze sistemi tasarımında göz önünde bulundurulması gereken en önemli yüklerden biridir. Uçuş hızının iki katına çıkartılması aerodinamik ısınmayı yaklaşık sekiz katına çıkarmaktadır. Aerodinamik ısınmanın gövde üzerindeki etkisinin azaltılması için termal koruma sistemleri kullanılmaktadır. Bu sistemler genelde farklı türde yalıtım malzemesi ve soğutma mekanizması içermektedir. Isınma altında aşınarak (ablation) koruma sağlayan sistemler için analiz yöntemi geliştirilmesi de tasarım sürecinde gerekebilmektedir [4]. Kullanılan termal 27 roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz çoğu zaman uygulanan bir yöntemdir. 4.3. Güneş Işınımı Analizleri Şekil 1: Aerodinamik Isınma Neticesinde Füze Komponentleri Üzerinde Oluşan Sıcaklık Dağılımları Şekil 2: Çeşitli Bataryaların Komşu Komponentler Üzerinde Oluşturduğu Sıcaklık Dağılımı koruma sisteminin performansı termal analizler ile incelenmektedir. deki aviyonikler için risk oluşturabilmektedir. Tasarım aşamasında pil yüzey sıcaklıklarının çevreye olan etkisi termal analizler ile incelenmeli ve kritik durumlarda gerekli önlemler alınmalıdır. Termal bataryaların komşu parçalara olan termal etkisinin incelendiği örnek analizler Şekil 2’de verilmiştir. Aerodinamik ısınmaya bağlı ısı akışı değerleri hesaplamalı akışkanlar dinamiği yazılımları ile hesaplanmaktadır. Kavramsal tasarım aşamasında empirik hesaplama yöntemlerine dayanan yaklaşımlar da ısı akısının hesaplanmasında kullanılabilmektedir [5]. Füze sisteminin termal analizlerindeki amaç aerodinamik ısınma neticesinde dış gövde ve iç detaylar üzerinde oluşan sıcaklık dağılımlarının bulunmasıdır. Çeşitli kısımlar için örnek analiz sonuçları Şekil 1’de verilmiştir. Malzeme dayanımlarını düşürmesinden ve titreşim karakteristiğini değiştirmesinden dolayı sıcaklıkların yapısal ve dinamik analizlere girdi olması gerekmektedir. Füze sistemi içerisinde yer alan elektronik kartlar üzerinde de ısı enerjisi oluşmaktadır. Bu enerji hem kartın kendisi hem de karta komşu diğer aviyonik sistemler için risk oluşturmaktadır. Bu sebeple tasarım aşamasında kartlar termal analizler ile incelenmelidir. Analiz çalışmalarının testler ile de desteklenmesi Güneş ışınımı füze sisteminin ve fırlatma sistemlerinin termal tasarımında dikkate alınması gereken bir diğer ısı yüküdür. Güneş ışınımından kaynaklanan yüksek sıcaklıklar, alt sistemlerde problem yaşanma riski oluşturmaktadır. Sıcaklıklar uçuş öncesinde aviyonik sistemleri bozabileceği gibi patlayıcı ve yakıt için de olumsuzluk yaratabilecektir. Bu sebeple füze sistemlerinin dünya üzerinde bulunabileceği konumlar ve ışınıma maruz kalabileceği süreler göz önüne alınarak termal analiz çalışmaları yürütülmelidir. Bir tanksavar füzesinin çeşitli bölgelerinde yedi günlük bir döngü sonucunda oluşan sıcaklık değişimleri Şekil 3’te verilmiştir. 4.4. Motor Analizleri Füze motorları bir diğer ısı kaynağıdır. Motor içerisinde oluşan ısı difüzyon ile motor gövdesine ve motora bağlı diğer birimlere iletilmektedir. Ayrıca lüleden dışarıya bırakılan yüksek sıcaklıktaki gaz- 4.2. Termal Batarya ve Elektronik Kart Analizleri Termal bataryalar füze sistemlerinin aviyonik kısımlarına gerekli olan elektrik gücünü sağlamaktadır. Uzun raf ömrü, bakım gerektirmeme, kısa sürelerde yüksek enerji sağlama, zorlu çevresel koşullara dayanıklılık gibi özellikleri sayesinde güdüm kitleri, füzeler, tapalar gibi sistemlerde temel güç kaynağı olarak yaygın şekilde kullanılır. Termal bataryalar kimyasal reaksiyonlara bağlı olarak ısı üretirler. Oluşan ısı pillere yakın bölge- 28 Şekil 3: Bir Tanksavar Füzesinin Farklı Bölgelerinin Yedi Günlük Güneş Işınımına Bağlı Sıcaklık Değişimleri sayı 6 ocak 2015 tasarım ve mühendislik gücümüz lar füzeye ışıma yolu ile etki etmektedir. Bu sebeple tasarım sürecinde motor etkisinin termal analizler ile incelenmesi önem arz etmektedir. 5. Sonuç ve Değerlendirme Bir füze sistemi depolanmasından hedefi vurana kadarki geçen sürede farklı termal yüklere maruz kalmaktadır. Alt sistemleri ise tasarım aşamasında termal şok, termal çevrim ve sıcak/soğuk şartlandırma gibi testlerden geçmektedir. Oluşan sıcaklık dağılımlarının kararlı ve kararsız rejim altında bulunması termal analizler ile mümkün olmaktadır. Termal analizler termal tasarımın bir parçası olup tasarım sürecinde başvurulması gereken bir hesaplama yöntemidir. Termal analiz yöntemlerinin termal testler ile doğrulanması ve analizlere girdi sağlayan malzemelerin termal karakterizasyonu yürütülmesi gereken diğer çalışmalardır. Referanslar [1] https://www.intrepidmuseum.org/get doc/7e17f27f-c1a1-4a14-9aa3a05304046f83/Facts-About-Concorde.aspx, son erişim Ekim 2014. [2] NASA,Columbia Accident Investigation Board Report, Volume 1, Ağustos 2013 [3] Vincenti, W.G., Boyd, J.W., Bugos, G. E., H. Julian Allen: An Appreciation, Annual Review of Fluid Mechanics, Vol.39, pp 1-17, 2007. [4] Şimşek B.,Acar B.,Kuran B.,Ablation Modeling of Subliming Ablator of a Blunt-nosed Body Under Aerodynamic Heating, 6th International Conference on Recent Advances In Space Technologies,İstanbul,2013. [5] Şimşek, B., Kuran, B., Tunc, T., and Yuncu, H., Thermal Reliability Prediction of External Insulation System in Supersonic Speeds Using Surrogate Models, AIAA Paper No.2011-2038, 2011. Buğra ŞİMŞEK Balistik Sistemler Mühendislik Direktörlüğü Uzman Mühendis Bülent ACAR Balistik Sistemler Mühendislik Direktörlüğü Müdür Termal tasarımdaki en önemli noktalardan bir tanesi de analizler sonrası gözlemlenen risklere karşı alınacak önlemlerin belirlenmesidir. Önlemler belirlenirken bir alt sistemde yapılan iyileştirmenin başka bir alt sisteme olumsuz etkisinin olmamasına dikkat edilmelidir. Örneğin termal bataryanın yalıtımla kaplanması komşu alt sistemler için iyileştirme olsa da ürettiği ısıyı dışarıya atamayan batarya için performans düşmesiyle sonuçlanabilmektedir. Termal tasarım mühendisinin bu noktadaki görevi termal analiz ve test çalışmaları sonunda maliyet, uygulanabilirlik ve ağırlık gibi parametreleri de göz önüne alarak en uygun önlemi seçmek ve gerekiyorsa yeni bir analiz ya da test yöntemi geliştirmektir. 29 roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz cmmidev/3 çalışmaları ve teknik veri paketi bilir. CMMI belgesinin verildiği belgelendirme/kıymetlendirme çalışması olan SCAMPI-A kapsamı bu şekilde belirlenebilir. Bu durumda firma adı CMMI Enstitü web sayfasında yayınlanarak ilan edilir ve erişime sunulur. Bu yazıda CMMIDEV/3 belgesi için yapılan çalışmalar anlatılacak ve tasarım ve geliştirme faaliyetlerinin sonucu olan Teknik Veri Paketi (TVP) incelenecektir. Tasarım ve geliştirme faaliyetlerinin en önemli çıktısı olan Teknik Veri Paketi TVP’nin üretime teslim edilmesi aynı zamanda tasarımın da başarıyla tamamlanmasının kanıtı olmaktadır. 1. CMMIDEV/3 Çalışmaları Roketsan, 2014 Ekim ayında yapılan Bütünleşik Yetenek Olgunluk Modeli Seviye 3 (CMMIDEV/3) değerlendirmesi (SCAMPI-A) sonucunda, tasarım ve geliştirme kabiliyetlerinin CMMIDEV/3 seviyesinde olduğunu belgelemiştir. Seviye 3, tasarım ve geliştirme süreçlerinin kurumsal olarak uygulandığını belirtmektedir. 1991 yılında, yazılım odaklı en iyi uygulama modeli oluşturma amaçlı başlatılan Capability Maturity Model (SW CMM) çalışmaları, 2000 yılında; yaklaşık 14 yıl önce, Capability Maturity Model Integration CMMI 1.02 sürümü ile artık sadece yazılım değil bütün tasarım ve geliştirme projelerinde en iyi uygulamalar içeren bir süreç modeli olarak değiştirilmiştir. Bu belgelendirme, diğer sertifikasyon belgelendirmelerinden farklı olmaktadır. Her şeyden önce CMMI, tasarım ve ge- 30 liştirme süreç yeteneklerinin olgunluğunu değerlendiren/kıymetlendiren bir belgelendirmedir. Bu nedenle yapısında, standartlara göre verilen sertifikasyonlara kıyasla bazı farklılıklar oluşmaktadır. Standartlara uygunluğun belgelendiği sertifikasyonlar genellikle bir firmanın tüzel kişiliğinin tümüne verilmektedir; buna karşın CMMI modeline uygunluk belgesi, bir firma organizasyonu içindeki alt birime de verilebilmektedir. Örneğin, organizasyon şemanızdaki Genel Müdürlüğe bağlı, Genel Müdür Yardımcılığı bünyesinde bulunan bir Direktörlüğün altındaki Müdürlük için, hatta tasarım ve geliştirme faaliyetlerini yürüten ve o Müdürlüğe bağlı daha da alt bir birim için bile CMMI belgesi alına- CMMI Enstitü web sitesinde, firma adının altında bir açıklama satırı vardır. O satır belgenin hangi birime verildiğini belirtir. CMMI kapsamını belirleyen bir başka kriter de değerlendirme/kıymetlendirmeye girilen süreçlerdir. Örnek vermek gerekirse; 18 CMMIDEV/3 süreci içinden tedarik süreci CMMIDEV/3 kapsamı dışına alınabilir. Roketsan, bu çerçevede, kurumsal olan 3. seviyede, tüm süreçlerde, tüm yerleşkelerindeki tasarım ve geliştirme faaliyetlerini kapsayacak şekilde denetime girmiş ve belgelendirilmiştir. Bu nedenle CMMI Enstitü web sitesinde (sas.cmmiinstitute.com/pars) Roketsan aratıldığında, firma adının altında herhangi bir birim adı yazmamakta, Roketsan Roket Sanayii A.Ş.’nin tüm tasarım geliştirme faaliyetlerini temsil eden bir ifade olarak sayı 6 ocak 2015 tasarım ve mühendislik gücümüz “Tasarım ve Geliştirme Projeleri” yazmaktadır. Roketsan, organizasyon şemasında bulunan ve Genel Müdürlüğe bağlı; 1. Operasyonlar ve Enerjik Sistemler (OES) 2. Balistik Sistemler (BLS) 3. Taktik Füze Sistemleri (TFS) Grup Başkanlıkları (Genel Müdür Yardımcılığı) tarafından yürütülmekte olan; 1. Sistem 2. Yazılım 3. Mekanik 4. Elektronik 5. Kimyasal tasarım ve geliştirme süreçlerinin tümü ve CMMIDEV/3 kapsamında tanımlanmış olan tüm 18 süreç alanı ile değerlendirilmeye girilmiştir. Roketsan, bünyesindeki bütün tasarım ve geliştirme faaliyetleri için CMMI değerlendirme / kıymetlendirme başvurusu yaptığından, detaylı bir hazırlık çalışması planlamıştır. Bu çerçevede 18 süreç, dört iş paketi grubuna bölünmüş ve bu iş paketleri ile ilgili çalışmalar OES, BLS ve TFS Grup Başkanlıkları (Genel Müdür Yardımcılığı) ile Ürün ve Süreç Kalitesi Direktörlüğü tarafından yürütülmüştür. Ürün ve Süreç Kalitesi Direktörlüğü iş paketi sorumluluğuna ek olarak CMMI Projesi koordinasyonluğunu da yürütmüştür. Her iş paketi kendi içinde çalışma gruplarına ayrılmıştır. Bu şekilde oluşturulan ekiplerde toplam 57 personelimiz görev almıştır. Yapılan görüşmeler, denetimler, eğitimler ve süreç dokümantasyonu vb. çalışmalara katılımda bulunan personel, tasarım ve geliştirme kadromuzun önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu bağlamda, tasarım ve geliştirme kapsamındaki personel sayısı dikkate alındığında, bu sayının çok büyük bir katılımı temsil ettiği ve böyle bir katılımın sağlanmasının da üst yönetim desteğinin ve katkısının bir göstergesi olarak görülmektedir. Başta Roketsan Yönetim Kurulu ve Genel Müdürümüz olmak üzere tüm Grup Başkanlıklarımız (Genel Müdür Yardımcılığı), özellikle Programlar ve Mühendislik Direktörlüklerimiz ile CMMI Projesi ile ilgili tüm Direktörlüklerimiz ve Müdürlüklerimiz sürece büyük destek vermiş ve sahip çıkmıştır. Bu sahiplenme, iş paketi sorumluları, çalışma grubu sorumluları, çalışma grubu üyeleri ve değerlendirme ekibinde yer alan (ATM) üyeleri ile toplantılarımıza katılan ve görüşmelerimize giren, ayrıca bunların da dışında süreçlerin ve dokümantasyonun hazırlanmasında katkıda bulunan bütün personele büyük bir teşvik sağlamıştır. duğunu, seri üretim öncesi doğrulama ve geçerleme işlemlerinin tamamlandığını ve projenin kapandığını varsayalım. Bundan sonra üretim aşamasına gelinmektedir. Tasarım ile üretimin arayüzü ise üretim firmasına verilen TVP dokümantasyonudur. Tasarımın başka firmada, üretimin başka bir firmada yapıldığı ve TVP dokümantasyonunu teslim alan üretim firmasının kaynak ve kabiliyetlerinin de yeterli olduğunu düşünelim. Yukarıdaki senaryoya göre konu önce “TVP ve Üretim” sonra da “Tasarım ve TVP” olarak iki ayrı alt başlıkta ele alınacaktır. 2. Teknik Veri Paketi (TVP) 2.2. TVP ve Üretim Tasarım ve geliştirme çalışmaları sonucunda çıkarılan TVP dokümantasyonuna iki farklı bakış açısı vardır. Tasarım çalışmaları kapsamındaki TVP ve üretim çalışmaları kapsamındaki TVP. Bu farkı daha net bir şekilde ortaya koymak için tasarım ve üretimin ayrı firmalarda yapıldığı varsayılan bir örnek üzerinden gidilecektir. 2.1. Tasarım - TVP - Üretim Bir tasarım projesinin son aşamada ol- Üretim firması, kendisine verilen TVP dokümantasyonunu kendi üretim ve kalite kaynak ve kabiliyetlerine göre uyarlayarak, üretimi gerçekleştirmek için ihtiyacı olan üretim dokümantasyonunu çıkartır. Örneğin, iki farklı teknolojik alt yapıya sahip üretim firması düşünelim. Birinin atölyesinde klasik üretim makinaları ve kalite kontrol cihazları olsun. Diğer firmanın atölyesinde ise bilgisayarlı sayısal 31 roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz yönetim (CNC) ve Koordinat Ölçüm Makinaları (CMM) olsun. Her iki üretim firmasına da verilen TVP dokümantasyonu aynı olmasına rağmen bu iki firmanın da üretim dokümantasyonları farklı olacaktır. Üretim firması, üretim dokümantasyonunu çıkartırken verilen TVP dokümantasyonunun teknik özelliklerini değiştirmeye çalışmaz, o özelliklere göre üretmek amacıyla çalışır. Üretim dokümantasyonu çıkartıldıktan sonra firma üretim faaliyetlerini gerçekleştirir. Üretilen üründe bir hata tespit edilirse, üretim firması önce ürünün, kendisinin üretim dokümantasyonuna uygun olarak üretildiğini kontrol eder. Bu aşamada bir sorun bulunmaz ise üretim dokümantasyonu ile üretim firmasına verilen TVP dokümantasyonunu karşılaştırır. Hata, üretim firmasına verilen TVP dokümantasyonunu üretim dokümantasyonuna çevrilirken yapılmış ise üretim firması kendi üretim dokümantasyonunu değiştirir. Eğer bu çevrim yapılırken bir hata yapılmamış ise üretim firması kendi sınırlarına dayanmıştır. Daha fazlasını yapamaz ve sorunu tasarım firmasına bildirir. Üretim firması bu kadarını yapabilir. Çünkü ürünü ancak kendisine verilen TVP dokümantasyonu kadarıyla algılamaktadır. 2.3. Tasarım ve TVP Tasarım firması tarafında, üretim firmasına verilen TVP dokümantasyonunun kapsamını belirleme aşamasına nasıl gelindiğine bakalım. Tasarım firmasında bulunan TVP dokümantasyonu ile üretim firmasına verilen TVP dokümantasyonu iki önemli açıdan ayrışmaktadır: 32 2.3.1. Üretim Firmasına Verilen TVP Kapsamı Tasarım projesinin tamamlanması sonucu oluşturulan tasarım firmasında bulunan TVP dokümantasyonu bir kere hazırlanır. Ancak bu TVP dokümantasyonunun ne zaman bir başka üretim firmasına verilmesi söz konusu olursa veya daha önce verilmiş olan bir üretim firmasında TVP dokümantasyonunun kapsamı değişir ise tasarım firmasında bulunan TVP dokümantasyonu her aktarım aşamasında tekrar tekrar değerlendirilip üretim firmasına verilecek TVP dokümantasyonu belirlenir. Tasarım firması tarafından bir TVP kapsamının belirlenip, üretim firmasına TVP teslim edilmesine gelinceye kadar yapılacak birçok işlem ve verilmesi gereken karar vardır. Bunlardan bazıları; 1. Tasarım projesi kapsamındaki TVP dokümantasyonunun tamamı mı verilmeli yoksa sadece bir alt sistemi veya alt sistem kümesi mi verilmeli? 2. Tamamı verilecek ise firmanın üretim ve kalite kaynak ve kabiliyetleri yeterli mi? 3. Firmanın üretim ve kalite kaynak ve kabiliyetleri yükseltmek için verilecek olan teknoloji transferi için yeterli işgücü kaynağımız var mı? 4. Firmanın üretim ve kalite kaynak ve kabiliyetleri yeterli, ancak verilecek olan TVP dokümantasyonu ile korunması gereken teknolojik kabiliyete ulaşma riski var mı? 5. Firmaya verilecek TVP dokümantasyonunda 4. maddede belirtilen riski önlemek için sistem/alt sistem üzerinde düzeltme yapılması gerekiyor mu? Bu sorular veya daha dikkate alınacak başka sorular ile üretime verilecek TVP kapsamı belirlenir. 2.3.2. Tasarım Firmasında Bulunan TVP Kapsamı Üretim firmasına verilen TVP dokümantasyonundan kaynaklanan bir hata veya hatalı işlevsellik tespit edilirse ve bu hata üretici firmadan kaynaklanmıyor ise çözümün üretim firması tarafından bulunması beklenemez. “TVP ve Üretim” bölümünde de belirtildiği gibi, üretim firması, ürünü kendisine verilen TVP dokümantasyonu kapsamında algılamakta olduğu için, bütünleşik ve diğer gereksinimleri ihlal etmeyen bir çözüm üretemez. Üretim firmasına verilen TVP dokümantasyonunda sadece ürünün üretilmesine yetecek kadar bilgi vardır. sayı 6 ocak 2015 tasarım ve mühendislik gücümüz Tasarım firmasında bulunan TVP kapsamı bu noktada kritik olmaktadır. Sorunu basite indirgemek gerekirse, tasarım firması tarafından; Hata veya hatalı işlevsellik nedeni incelendi. Tasarım firmasında bulunan TVP kapsamında bulunan bütün izlenebilirlikler, arayüzler ve üretilen dokümantasyon vb. tarandı. Sorunun kök nedeni bulundu ve diğer gereksinimleri ihlal etmeyen bir çözüm üretildi, gerekli testler yapıldı, sorun çözüldü, tasarım firmasında bulunan TVP kapsamı güncellendi ve üretim firması bilgilendirildi. Hataya çözüm üretilirken, aşağıdaki aşamalardan geçilebilmesi, tasarım firmasında bulunan TVP dokümantasyonunun niteliğini belirleyecektir. Hatanın kaynağı olan parçanın veya alt sistemin son sürümü incelenir. Bulunan çözüm de dikkate alınarak, parça ile ilgili bütün toplantı veya gözden geçirme kayıtları en azından aşağıdaki sorularla değerlendirilir; 1. İlgili tüm paydaşların görüşü istenmiş mi? 2. Paydaşlardan görüş verenlerin projedeki görevleri neler? 3. Görüş vermeyen paydaşlar var mı? 4. Karşılaşılan hatayı önleme potansiyeli olan bir görüş verilmiş mi? (bütün sürümlere verilen bütün görüşler kapsamında). 5. Görüş verildi ise karşı görüşün ne olduğu? 6. Görüş ve karşı görüş daha sonra asgari müştereklerde uzlaşılmış ve uzlaşı metni oluşmuş mu? 7. Karşılaşılan hata ile ilgili bir görüş verilmedi ise kontrol kriterleri bu durumu yakalayabilecek kapsamda ele alınmış mı? 8. Kontrol kriterleri, karşılaşılan hata kaynağını yakalatacak kapsamda olmasına rağmen, örnek parça (prototip) / dokümantasyon doğrulama aşamasındaki hangi varsayım, yöntem vb. hata kaynağının fark edil- memesine neden olmuş ve hata yakalanamamış? 9. Bu hatanın olması ihtimali risk kayıtlarına eklenmiş mi? 10. Eklenmiş ise hata riskinin, ne yapılarak artık bu olasılığın bir risk olmadığı ve önlendiğine karar verilmiş? 11. Hatalı parçanın tasarım, geliştirme ve test iş ürünlerinde kullanılan süreç varlıklarından herhangi birinde bu hususun göz ardı edilmesini sağlayabilecek yanlış bir yönlendirme var mı? (Örneğin bir prosedür metni, eksik bir kontrol listesi, iş ürünü şablonu veya en iyi uygulama örnek dokümanı). Bütün bu sorular açıklığa kavuşturulduktan sonra hazırlanan bir öğrenilmiş dersler dokümanı ile yaşanan deneyim, sistematik olarak kurumsal hafızaya kazandırılmış olur. Böyle bir kazanımın yaratılması için bu sorulara yanıtların arandığı tasarım firmasında bulunan TVP dokümantasyonunun önemi ortaya çıkmaktadır. Bu arada, üretim firmasına bu çalışmaların hiç biri bildirilmez, sadece neyin değiştiği veya hangi standarttaki malzemenin artık kullanılması gerektiği vb. gibi çözümün üretimde uygulamasını sağlayacak seviyede bir üretime verilecek TVP kapsamı değişikliği gönderilir. dokümantasyonunun, tasarım dokümantasyonundan türetilmesi nedeniyle öne çıkan tek husus tasarım kabiliyetidir. Roketsan tasarım kabiliyetini, CMMIDEV/3 belgesi ile kanıtlamakla kalmamış, bu belge kapsamında kıymetlendirmeye girerken; tüzel kişiliğindeki bütün tasarım faaliyetleriyle katılması, tasarım personeli sayısı, tasarım kabiliyetlerinin içerdiği üretim tipleri ve seçilen temsili projeler arasında sadece mekanik ve kimyasal tasarımın olması ile de birçok ilke imza atmıştır. Kısaltmalar ATM: Appraisal Team Member CMM: Coordinate Measuring Machine, Capability Maturity Model CMMI: Capability Maturity Model Integration CNC: Computer Numerical Control SCAMPI: Standard CMMI Appraisal Method for Process Improvement SCAMPI-A: SCAMPI “-” işaretinden sonraki harf değerlendirme sınıfını gösterir. “-A” CMMI belgesinin değerlendirme sonucuna göre verilir veya verilmez. “-B” ve “-C” sınıfı değerlendirmeler, durum tespitinin yapılması ve bir fark analizinin yapılması amaçlanır. TVP: Teknik Veri Paketi 3. Sonuç Tasarım firması TVP dokümantasyonunu tamamladıktan sonra, verilen örnek durumda da belirtildiği gibi; dokümantasyon ileride birçok değişikliğe uğrayabilir. Ayrıca, aynı tasarım dokümantasyonundan (üretimi gerçekleştirecek firmaya göre) farklı TVP dokümantasyonları üretim firmalarına verilebilir. “TVP ve üretim” ile “Tasarım ve TVP” bölümlerinde anlatılan dokümantasyonların farklı yaklaşımlar olması, farklı kapsamlarda olması, üretime verilen TVP Kürşat SERTPOYRAZ Ürün ve Süreç Kalitesi Direktörlüğü Yönetici Mühendis 33 roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz savunma sanayiinde performansa dayalı lojistik kavramı 1. Giriş Savunma sistemlerinin tasarımında, sürekli olarak benzer sistemlerden daha etkili ve üstün olma amacı güdülmektedir. Bu durum, tasarım hedeflerini zorlaştırmakta ve sistemlerin karmaşıklık seviyesini artırmaktadır. Sistemlerin karmaşıklık seviyeleri arttıkça idame edilebilirlik zorlaşmakta, daha yüksek maliyetler oluşmaktadır. Örneğin, Advisory Group on Reliability of Electronic Equipment tarafından yapılan çalışmalar Kore Savaşı esnasında her 1 $’lık yatırım için yıllık 2 $’lık bakım maliyeti ödendiğini göstermektedir [1]. PDL, yeni bir lojistik çözüm yaklaşımı olup, yetki ve sorumlulukların kesin hatlarıyla belirlenmiş olduğu uzun dönem lojistik destek anlaşmaları aracılığıyla bir sistemin performans hedeflerini karşılamak ve sistemin yüksek seviyede kullanılabilirlik oranı için tasarlanan entegre, kabul edilebilir maliyetli bir performans paketi olarak lojistik desteğin satın alınmasıdır [3]. PDL yaklaşımı ile sistemini idame ettiren kullanıcı, silah sistemi envantere girdikten sonra ürün veya servis satın almaz, sadece performans çıktısı satın alır. Bu performans çıktısı ise çoğu uygulamada, sistemlerin hizmet ömürleri boyunca kullanılabilirlik oranıdır. 3. PDL Uygulama Modeli PDL anlayışı, lojistik kavramlarına performans kriterlerini ekleyerek bilinen lojistik stratejileri bir adım daha ileri taşımış, ürüne bağlı tedarik, bakım-onarım, eğitim gibi lojistik unsurların üründen elde edilen fayda bazında izlenebilir ve yönetilebilir olmasını sağlamıştır [4]. PDL uygulamaları kapsamında bakım planlaması, tedarik yönetimi, ikmal sistemi, personel ve işçilik, destek ekipmanları, dokümantasyon, eğitim yönetimi, tesis ihtiyaçları, bilişim alt yapısı ve ihtiyaçları, paketleme ve taşıma maliyetleri Bu durum, envanterde uzun yıllar görev yapan savunma sistemlerini tedarik ettikten sonra oluşan idame edilebilirlik maliyetlerinin, sistemleri tedarik etmek için ödenen maliyetlerden çok daha yüksek olduğunu göstermektedir. Günümüzde modern savaş yöntemlerinin değişmesi, askeri kuvvetlerin zorlu koşullar altında görev yapması, verimliliği artırma ve maliyet etkin bir lojistik destek sistemini kurma ihtiyacı, lojistiğe yeni bir yaklaşım getirmiştir. 2. Performansa Dayalı Lojistik (PDL) Kavramı Kullanım ömürleri uzun olan silah sistemlerinin bakım-onarım ihtiyaçları zamana bağlı olarak artış gösterdiğinden lojistik maliyetler de artmaktadır. Bununla birlikte, yüksek kullanılabilirlik oranı ihtiyacı bakım-onarım maliyetlerini daha da yukarı çekmektedir. Kullanılabilirlik oranından taviz vermeden bakımonarım maliyetlerini düşürmek amacıyla yeni lojistik destek yöntemleri ortaya çıkmıştır [2]. 34 Şekil 1: Performansa Dayalı Lojistik Destek Yelpazesi sayı 6 ocak 2015 tasarım ve mühendislik gücümüz konularının ele alınması gerekmektedir [5]. Bu konular doğrultusunda devlet ve özel sektör ortaklıkları oluşturularak sorumluluk, yatırım ve risklerin paylaştırılması amaçlanmaktadır. PDL anlaşmaları lojistik destek unsurlarıyla bağlantılı tüm sorumlulukların yükleniciye ait olduğu sözleşmeler olarak ortaya çıkabildiği gibi sorumlulukların tanımlanan kriterlere göre paylaştırıldığı, yükleniciye ve kullanıcıya belirli oranlarda ödevler yükleyen devlet-özel sektör ortaklıkları olarak da karşımıza çıkabilmektedir. Devlet-özel sektör ortaklıklarının oluşturulmasındaki asıl amaç sorumluluk, yatırım ve risklerin paylaştırılmasıdır [3]. Görev paylaşımı ve ortaklıkların oluşturulması konusunda sistemin yaşı, mevcut lojistik destek alt yapısı, kullanıcının sahip olduğu kabiliyetler, yüklenicinin sahip olduğu kabiliyetler yanında yasal ve düzenleyici kısıtlamalar da büyük rol oynamaktadır. Şekil 1’de PDL anlaşmaları ile tanımlanabilecek ortaklıklar Klasik Lojistik Destek Sistemi ve Tam PDL Destek aralığında özet olarak ele alınmıştır. 3.1. PDL Uygulama Basamakları Temel anlamda PDL uygulamaları 12 basamaktan oluşan bir modelle yapılmaktadır. Bu aşamalar temel olarak yerine getirilmesi gereken adımlar olarak tanımlanmıştır. Her PDL sisteminin kendine has özelliklere sahip olduğu yaklaşımıyla, bahsedilen işlemlerin bir kısmı göz ardı edilebilir. İhtiyaçlar doğrultusunda tanımlanan işlem basamakları arasında yer değişiklikleri yapılabilir, bazı basamaklar atlanabilir veya ilave işlemler tanımlanabilir. Temel uygulama basamakları aşağıda yer almaktadır: • İhtiyaçların ve destek unsurlarının entegre edilmesi • PDL ekibinin oluşturulması • Sisteme ait esasların belirlenmesi • Performans çıktılarının geliştirilmesi Tablo 1: Gerçekleşen PDL sözleşmeleri maliyet tasarrufu Tablo 2: Gerçekleşen PDL sözleşmelerinde lojistik cevap süresi ve Kullanılabilirlik Oranı • Ürün destek entegratörünün belirlenmesi • İş yükü dağılımının yapılması • Tedarik zinciri yönetim stratejisinin belirlenmesi • Performansa dayalı sözleşmelerin oluşturulması • Maliyet/fayda analizlerinin yapılması • Ödül şartları ve anlaşmaları • Finansal konuların belirlenmesi • Uygulama ve değerlendirme 4. PDL’nin Sunduğu Avantajlar • PDL uygulamaları ile sistemlerden yüksek performans elde edilirken lojistik maliyetler de düşürülür (Tablo 1) [6]. • PDL uygulamaları ile lojistik cevap süresi kısalır (Tablo 2) [6]. • Sistem kullanılabilirlik oranları artar (Tablo 2) [6]. • Firma teşvik edilerek performans çıktılarına ulaşması sağlanır. • İdame maliyetleri düşer. • Uzun süreli sözleşmeler ve sağlanan güven sayesinde bürokratik ve boşa harcanan efor azalır. • Tahmin yöntemleri kullanılarak hataların önceden tespit edilmesi ve önlenmesi sağlanır. • Kullanıcı’nın, lojistik faaliyetlere çaba sarf etmeden, asli görevlerine odak- lanması sağlanır. • Sahadan sistemler ile ilgili geri bildirim alınır, yeni silah sistemleri geliştirmesine katkı sağlar. • PDL, lojistik faaliyetlerin izlenebilirliğini de sağlar. • Yüksek başlangıç maliyetleri söz konusu değildir. 5. PDL’nin Dezavantajları • Firmaların düşük performans sergilemesi durumunda kullanıcının sözleşme kapsamında cezai yaptırım uygulama haricinde müdahale etme imkanının sınırlı olması [7]. • Kullanıcıya ait özel güvenlik bölgelerinde firma personeli bulundurulması [7]. • Firmaların planlamada yetersiz kalması durumunda yüksek cezai yaptırımlara maruz kalması. • İş maliyet analizinin yapılmasının zor olması. • Yönetsel problemlerin aşılması için ilgili yasal mevzuatların düzenlenmesi ihtiyacı. 6. Savunma Sanayii’nde PDL Uygulamaları PDL ilk kez 1998 yılında ABD Savunma 35 roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz Tablo 3: PDL’nin Başlıca Savunma Sanayii Uygulamaları Tablo 4: TOW-ITAS PDL Mali Tablosu Bakanlığı tarafından F-117 uçakları için uygulanmış olup, 2000’li yılların başından itibaren yaygın olarak tercih edilen bir lojistik yönetim stratejisi haline gelmiştir. Akabinde Kanada, İngiltere, Almanya ve Avustralya’da özellikle savunma sanayii projelerinde yaygın olarak uygulanmaktadır (Tablo 3). Tablo 3’te yer alan TOW-ITAS PDL uygulaması, lojistik destek sistemleri arasında aşamalı geçişin bir örneğidir. TOW-ITAS lojistik destek sistemi ile ilgili olarak yapılan ilk sözleşme, ABD Savunma Bakanlığı İle Raytheon firması arasında 2000 yılında imzalanmış ve 2001 yılında uygulamaya konmuştur. Sistemin PDL anlayışı ile desteklenmesi 2002 yılı itibarı ile başlamış ve ilk sözleşme 2002-2006 yıllarını kapsayacak şekilde düzenlenmiştir. En üst düzeyde hedefi “Operasyonel Hazırlık” olan uygulama, sistemlerin %98-%100 arasında kullanılabilirlik oranı seviyesine ulaşması şeklinde sonuçlar vermiş ve sistemlere ait destek maliyetleri bakımından büyük miktarda tasarruf sağlanmıştır. Tablo 4’te yıllara göre sağlanan tasarruf miktarları yer almaktadır [8]. 36 7. Türk Savunma Sanayii’nde Durum Dünya genelinde PDL yaklaşımının uygulama alanı her geçen gün genişlemektedir. Bu amaçla, SSM tarafından 2011 ve 2012 yılında yayımlanan faaliyet raporunda SSM’nin ömür devri yönetimi ile ilgili hedefi, ömür devri yönetimine geçiş sağlanması ve PDL modellerinin geliştirilmesi olarak açıklanmıştır [9][10]. SSM tarafından 2012 yılında yayımlanan “Savunma Sanayii Müsteşarlığı Lojistik Yol Haritası” raporunda da belirtildiği üzere Türk savunma sanayiinde PDL uygulamalarına eğilim giderek artmaktadır. PDL’nin Türk savunma sanayiindeki başlıca uygulamaları aşağıda yer almaktadır [3]: • Sahil Güvenlik Helikopteri - Martı Projesi • A400M Ulaştırma Uçağı Projesi • Müşterek Taarruz Uçağı - JSF Projesi 8. Sonuç Silah sistemlerinin karmaşıklık seviyeleri arttıkça idame edilebilirlik zorlaşmakta, daha yüksek lojistik maliyetler oluşmaktadır. Türkiye açısından PDL uygulama- ları değerlendirildiğinde sayısı ve karmaşıklık seviyesi artan savunma sistemlerinin kullanıcı tarafından idame edilmeye çalışılması daha büyük alt yapılara ihtiyaç duyulmasına, büyük maliyetlerin oluşmasına ve kullanılabilirlik oranını yüksek tutabilmek için daha büyük çabaların sarf edilmesine sebep olmaktadır. Bu sebeple Türk savunma sanayiinde PDL uygulamalarının sayısının artmasına ve gerekli yasal düzenlemelerle desteklenmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Klasik lojistik destek sistemlerinden PDL sistemlerine geçişin organizasyonel ve kültürel değişimler gerektirdiği konusu sağlıklı bir PDL alt yapısı oluşturulması açısından büyük önem taşımaktadır. PDL Destek Sistemlerinin ortaya koyduğu; yüksek performans, düşük ömür devri maliyetleri, verimlilik, esneklik gibi faydalardan yararlanabilmek için öncelikli olarak Entegre Lojistik Destek alt yapısının sağlam taşlar üzerine inşa edilmesi gerekmektedir. PDL uygulamalarında hem yüklenici hem de kullanıcıya ait risklerin minimuma indirilebilmesi ve her iki taraf açısından kazanç sağlanabilmesi için öncelikli olarak; uygun bilişim alt yapısının oluşturulması, şeffaflık prensibinin yerleştirilmesi, gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, lojistik destek analizleri için ihtiyaç duyulan verilerin oluşturulması gibi birtakım alt yapı eksikliklerinin tamamlanması gerekmektedir. PDL uygulamalarından elde edilecek faydanın maksimum düzeye ulaştırılabilmesi açısından ise dikkat edilmesi gere- sayı 6 ocak 2015 tasarım ve mühendislik gücümüz ken temel konular; • Köklü sistem değişikliğine adapte olabilmek ve alt yapı eksiklerini giderebilmek açısından aşamalı bir geçiş planı oluşturulması, • Gereksinimleri karşılayacak miktardan daha yüksek seviyede performans isterleri belirlenmesinin, yüksek maliyetler doğuracağı anlayışıyla; performans ve maliyet arasında en iyi verimi yakalayacak şekilde tanımlamalar yapılması, • Yüklenici tarafından yatırım yapılmasını teşvik etmeye yeterli olacak sürelerde sözleşmeler düzenlenmesi, • Tasarruf ve verimin artırılması için yüklenicinin, lojistik destek konseptindeki katılımını artırmak konusunda cesaretlendirilmesi, • Yabancı silah sistemleri için öngörülen uygulamalarda, yerli savunma sanayii firmalarına kabiliyet kazandırılmasının garanti altına alınması, olarak tanımlanabilir. Şüphesiz ki PDL anlayışının sunabileceği birtakım dezavantajlar da söz konusu olabilmektedir. Ancak, • Kullanıcının lojistik sistem üzerinde sınırlı kontrole sahip olabileceği, • Özel güvenlik sıkıntıları yaşanabileceği, gibi birtakım endişeler uygun alt yapı düzenlemeleri ve detaylı sözleşmeler ile bertaraf edilebilecektir. Sayılan tüm faydalarının yanı sıra PDL konsepti, yerli firmaların kapasite artırımı yönünden teşvik edilmeleri, kolay idame edilebilir sistemler tasarlamak ve üretmek yönünde ilerleme kaydedilmesi amaçlarına yönelik önemli bir araç olarak kullanılabilecektir. Tedarik süreçlerinde olduğu gibi idame edilebilirlik ve lojistik destek alanlarında dışa bağımlılığın PDL uygulamaları ile azaltılabileceği değerlendirilmektedir. Yerli firmaların lojistik destek sistemleri içerisindeki katılım paylarının artırılması, idame edilebilirlik ve işletme maliyetlerinin düşürülmesi, kaynakların verimli kullanımı yönünde ortaya koyduğu faydalar nedeniyle; PDL uygulamaları, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını karşılamak ve desteklenebilirliğin devam ettirilmesini sağlamak açısından, özellikle yerli silah sistemlerinde kullanılabilecek etkili bir lojistik destek modeli olarak benzerlerinden ayrı bir noktada yerini almaktadır. Gökhan KESKİN Balistik Sistemler Mühendislik Direktörlüğü Mühendis Referanslar [1] Genç, Y.K.: Güvenilirlik Kavramı ve Savunma Sistemlerindeki Önemi, Roketsan Dergisi, Sayı-2, Şubat 2013, ISSN 1302-1435. [2] Performance-Based Logistics: A Primer For The new Administration, Lexington Inst., 2009. [3] Cicioğlu,B.: Savunma Sanayii Gündemi, PDL: İlkeler ve Uygulamalar, SSM, 2009. [4] Savunma Sanayii Müsteşarlığı Stratejik Planı, SSM, 2012 [5] Integrated Logistics Support Plan, DoD Strategıc Defense Inıtıatıve Organızatıon WASHINGTON D.C./ 1988 [6] Timur, S.: PDL (PDL) Yönetimi ve Türkiye Havacılık ve Uzay Sanayi Anonim Şirketi Uygulamaları, Gazi Üniversitesi Eğitim Bil.Ens., Yüksek Lisans Tezi, 2013. [7] Önel, A., Kambur, Ç.: PDL (PDL) Yaklaşımları ve Uygulamaları, 2013. [8] Yükselen, K. G.: An Assessment Tool of Performance Based Logistics Appropriateness, Air Force Institute of Technology, ABD, 2012. [9] Savunma Sanayii Müsteşarlığı Faaliyet Raporu 2011, SSM, 2011. [10] Savunma Sanayii Müsteşarlığı Faaliyet Raporu 2012, SSM, 2012. Hamit Berkant BEKBULAT Balistik Sistemler Mühendislik Direktörlüğü Uzman Mühendis 37 roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz büyük veri (big data) ve savunma sanayiinde uygulamaları Büyük Veri Nedir? Büyük Veri 2000’li yıllarda ortaya çıkmış, veri ve verinin iş sonuçlarına dönüştürülmesi ile ilgili teknolojilerin tümünü kapsayan bir üst tanımdır. Son derece hızlı değişen, çeşitlenen ve var olan teknolojilerle adreslenemeyecek kadar büyük boyutlu verinin ortaya çıkışı, öncelikle arama motoru sağlayıcıları (Google, Yahoo), ardından sosyal ağlar (Facebook, Twitter) ve diğer tüm sektörlerde etkisini hissettirmiştir. Veri depolama ve işlenme metotlarında ortaya çıkan bu paradigma değişimi, Büyük Veri kavramı çevresinde ortaya çıkan bu teknolojilerin de itici gücü olmuştur (1). Basit bir anlatımla Büyük Veri, adından anlaşılacağı üzere, üssel (exponential) büyüyen ve değişen veri ile başa çıkmak için geliştirilen teknolojiler bütününe verilen addır. Büyük Veri, verinin sadece büyüklüğün değil, üretilme/değişme hızı ve çeşitliliğinin de önceki teknolojiler tarafından Tablo 1: Veri Büyüme Hızı 8 38 yönetilemeyecek boyutlarda olmasını ifade eder. Genel olarak kabul gören Büyük Veri’nin 3V’si Volume (Büyüklük), Velocity (Hız), Variety (Çeşitlilik) olarak da ifade edilir (2). Bu açıdan bakıldığında; Büyüklük Araştırmalara göre sadece 2011-2012 yılları arasında üretilen veri büyüklüğü insanlığın tüm tarihi boyunca ürettiği verinin %90’ına karşılık geliyor (3). 2013 yılında insanlık tarafından üretilen verinin 4 Zettabyte’ı (1 ZB ~ 1012 Gigabyte) aştığı tahmin ediliyor (4). Veri büyüklüklerindeki bu üssel büyüme trendi eskiye göre tamamen farklı tasarım hedeflerine sahip depolama ve analiz teknolojilerinin ortaya çıkmasını zorunlu hale getiriyor. Üretilme/Değişme Hızı 2010 yılında Google CEO’su Eric SCHMIDT bir konferansta artık her iki günde, insanlığın 2003’e kadar ürettiği veri boyutunda veri ürettiğini dinleyenlerle paylaştı (5). 2012 yılında Facebook’un günde 500 Terabyte (1 TB ~ 103 Gigabyte) veri ile büyüdüğü paylaşıldı (6). Özellikle, nesnelerin interneti (internet of things) kavramı ile birlikte artık evlerdeki basit cihazlar bile internete bağlı hale gelmeye başladı. Verinin üretilme hızı hem son kullanıcı hem de makinelerin katkısı ile eskiden hayal edilemeyecek seviyelere çıktı. Çeşitlilik Üretilen veri içerisinde yapılandırılmamış (unstructured) verinin oranı giderek artıyor. Artık önceden belirlenmiş kalıplara uyan metin, sayısal ve tarihi veriler yerine ses ve görüntü dosyaları, videolar, coğrafi konum verisi ve özellikle sosyal medya etkileşimleri gibi yapılandırılmamış verinin depolanması ve analiz edilmesi işletmeler için hayati bir öneme sahip. Sosyal medyanın dönüştürücü gücü, müşterilerle daha önce var olmayan kanallarla etkileşmeye ve kullanıcı deneyimi ile ilgili son derece önemli büyük veriyi toplamaya ve analiz etmeye yardımcı oluyor. Tablo 1’de Global verinin büyüme hızı ve kurumlar tarafından üretilen ve yönetilen verinin büyüme hızı da özetlenmiştir. Tabloya konu olan verinin elde edildiği araştırmaya göre 2020 yılında veri üretim hızının 2009’a kıyasla 43 kat artması beklenmektedir. Kurumlar tarafından üretilen verinin yanı sıra bireyler tarafından üretilip kurumlar tarafından yönetilen veri büyüklüğündeki muazzam artış neden Büyük Veri teknolojilerine ihtiyaç duyulduğunu açıkça ortaya koymaktadır (7). Sosyal medya içeriği bi- sayı 6 ocak 2015 tasarım ve mühendislik gücümüz reyler tarafından yaratılıp kurumlar tarafından depolanan-analiz edilen veriye iyi bir örnektir. Bahsedilen üç ana faktör tarafından yaratılan değişikliklerle başa çıkmak ve fırsatları iş sonuçlarına dönüştürebilmek amacıyla ortaya çıkan Büyük Veri teknolojilerinin kabaca iki ana sınıfa ayrılabildiğini görmekteyiz. Birincisi veriyi gerçek zamanlı depolamaya yönelik operasyonel çözümler, ikincisi ise depolanmış veriden öngörüler çıkarmaya yönelik analitik çözümler. Operasyonel Çözümler NoSQL (not only SQL) kavramı altında toplanan ve geniş bir kümede farklı özellikteki veriyi depolamak üzere özelleşmiş veritabanları ve diğer depolama teknolojileri bu alt başlıkta gruplanabilir. Yapılandırılmış veriye yönelik veritabanı teknolojilerine karşılık NoSQL veritabanları, daha önce bahsedilen yapılandırılmamış, yüksek hacimli, çok hızlı üretilen veriyi düşük gecikme ile depolamaya yoğunlaşır. Bu bağlamda, dağıtık hesaplama ve bulut teknolojileri kullanılarak bu yüksek hacimli veriden, seçiciliği yüksek sorgular vasıtasıyla hızlı bir şekilde operasyonel bilgiye ulaşmak önemli bir tasarım hedefidir. Operasyonel Büyük Veri çözümleri daha çok veriyi depolama ve veriye hızlı erişimi ön planda tutsalar da belirli kısıtlı şartlar altında gerçek zamanlı veri analizi ve öngörü olanağı sağlayabilirler. Tablo 2: Operasyonel - Analitik Büyük Veri 9 Analitik Çözümler Yine geleneksel veritabanı teknolojilerinin kısıtlarının üstesinden gelmek amacıyla ortaya çıkan analitik çözümlerin temel tasarım hedefi, daha önceden depolanmış büyük ölçekli yapılandırılmamış veriden, geriye dönük iş değeri yaratacak bilgi elde edebilmektir. Bu hedef yine yüksek ölçekte dağıtık hesaplama ve Google tarafından geliştirilmiş MapReduce adı verilen algoritmanın uygulanması ile gerçeklenmektedir. Operasyonel çözümler tarafından işlenen veri üzerinde karmaşık ve öngörü sağlayan analitik sorguların çalıştırılarak bu iki teknoloji setinin bir araya getirilmesi, işletmelere Büyük Veri konseptinin sunduğu ufukları kullanarak, iş sonuçlarına ulaşmayı kolaylaştıracak bilgiye geçmişte düşünülemeyecek hızda ve detayda ulaşma olanağı sunar. Operasyonel ve Analitik Büyük Veri teknolojilerininin karşılaştırmalı özellikleri Tablo 2’de verilmiştir: Savunma ve Üretim Sanayiinde Uygulamaları Savunma ve üretim sanayiinde de gelişen teknolojilere bağlı olarak özellikle üretim teknolojileri ve ekipmanları atölyeden her türlü veriyi toplayabilecek şekilde özelleşmektedirler. Bu da “akıllı fabrika” konsepti doğrultusunda (Roketsan’da uygulamaya geçirilmiş olan) Üretim Yönetim Sistemi (Manufacturing Execution System (MES)) uygulamalarına paralel olarak üretim ekipmanlarının da anlık durum bilgilerini raporlayıp izlenebilirlik ve hatasız üretim hedeflerini gerçekleştirebilmek için operasyonel sistemlere iletmelerini mümkün kılmıştır. Örneğin; Raytheon’un yeni füze üretim fabrikasında montaj esnasında vidaların çevrilme sayısı bile kayıt altında tutularak, 13 defa çevrilmesi gereken bir vida 12 defa çevrilirse sistemin alarm vermesi sağlanmıştır (10). Yine aynı fabrikada her üretim aşamasında çalışan operatörün kayıtlarının yanı sıra montaj anındaki sıcaklık ve nem durumu da anlık toplanarak herhangi sonraki bir aşamada ortaya çıkabilecek problemlerin geriye dönük takibi sağlanmaktadır. Buna ek olarak operatörlerin yetkili olmadıkları istasyonlarda çalışmaları, uygun olmayan ekipman veya sarf malzemeler kullanmaları da sistem tarafından takip edilmekte ve engellenmektedir. Günümüzde küçük çaplı bir üretim operasyonunda dahi ERP ve MES sistemleri gibi bilgi kaynaklarının yanı sıra yukarıda bahsedilen akıllı üretim ekipmanları, üretim hattı ve laboratuvar test sistemleri, mühendislik verisini yöneten ve yine Roketsan’da kullanılmakta olan Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (Product Lifecycle Management (PLM)) sistemleri, yukarı ve aşağı tedarik zincirini kapsayan hata analiz sistemleri ve teslimat sonrası devreye giren müşteri tecrübesi yönetimi (user experience) sistemleri gibi veri kaynakları bulunabilmektedir (11). Geleneksel olarak bu veri kaynaklarının kurumsal olmayan kapalı bilgi silolarında depolanması (örneğin test verisinin sadece test bölümleri tarafından erişilebilir olması) olası bir analiz eforu ile sağlanabilecek stratejik ve operasyonel faydaları engelleyebilir. Tüm bu verinin biraraya getirilmesi ve analiz edilebilmesini sağlayabilecek Büyük Veri sistemlerinin özellikle geliştirme faaliyetlerinden 39 roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz başlayarak pazara sürüm süresi (Time to market) ve üretimde yaşanan problemlerin çözüm süresini kısaltabileceği ve üretim ve tasarım süreçlerinde verimliliği artırabileceği öngörülmektedir. Roketsan ve Büyük Veri Köklü bir üretim ve dinamik bir Ar-Ge geleneğine sahip Roketsan, özellikle son yıllarda, bilişim teknolojilerini bir stratejik avantaj olarak kullanma yolunda önemli adımlar atmaktadır. Kullanıma alınan PLM sistemi ile değerli mühendislik verisinin üretim ve kontrolünü daha efektif yapabilmek ve kurumsal alanda paylaşımını kolaylaştırmak hedeflenmektedir. Devreye alınan MES sistemi ile de üretim hattından gerçek zamanlı veri toplanmasına başlanarak darboğazları tespit etmek, kalite verisini üretim izleme süreci entegre bir halde toplamak ve bu şekilde üretimde esnekliği artırmak mümkün hale gelmiştir. ERP sisteminde ise son yıllarda özellikle finans, tedarik, üretim ve insan kaynakları süreçlerini daha pürüzsüz işletebilmeye yönelik geliştirmeler ve entegrasyonları kolaylaştırmaya yönelik teknolojik yenilikler yapılmıştır. Geçtiğimiz yıl içerisinde operasyonel Büyük Veri teknolojileri konusunda ise çeşitli teknolojilerle çalışılmış ve NoSQL veritabanları farklı uygulamalar arkasında YBSM tarafından kullanıma alınmıştır. Buradan elde edilen tecrübelerin kısa vadede özellikle MES sistemine destek olabilecek üretim ekipmanı ve sensör verilerinin toplanması ve birleştirilmesinde kullanılması planlanmaktadır. Bunun yanında mühendislik süreçlerinde önemli bir yer tutan test verilerinin de kurumsal sistemlere dâhil edilmesi hedeflenmektedir. Bilişim ve özellikle ağ güvenliği konusunda da, Büyük veri çözümleri kullanılarak daha önceden boyutu nedeniyle analiz edilip 40 sonuç çıkarılması çok güç olan ağ trafiğinin daha detaylı izlenmesi gündemdedir. Analitik Büyük Veri çözümleri konusunda ise çalışmalar başlatılmış olup, kurumsal veri ambarı içerisinde toplanacak ve analiz edilecek verinin geleneksel raporlama ve analiz teknolojilerine ek olarak Büyük Veri teknolojileri ile de değerlendirilmesi kısa vadeli planlar arasındadır. Referanslar 1. http://www.mongodb.com/bigdata-explained 2. http://blogs.gartner.com/douglaney/files/2012/01/ad949-3D-DataManagement-Controlling-Data-Volum e-Velocity-and-Variety.pdf 3. http://www.sciencedaily.com/releases/2013/05/130522085217.htm 4. 1 ZB (zettabyte) ~ 1,000 EB (exabyte) ~ 1,000,000 PB (petabyte) ~1,000,000,000 TB (terabyte) ~ 1,000,000,000,000 GB (gigabyte) 5. http://vsatglobalseriesblog.wordpress.com/2013/06/21/in-2013-theamount-of-data-generated-worldwidewill-reach-four-zettabytes/ 6.http://techcrunch.com/2010/08/04 /schmidt-data/ 7. http://www.cnet.com/news/facebook-processes-more-than-500-tb-ofdata-daily/ 8.http://assets1.csc.com/insights/dow nloads/CSC_Infographic_Big_Data.pdf 9. Ibid. 10. http://www.mongodb.com/bigdata-explained 11.http://online.wsj.com/news/articles/SB100014241278873240597045 78472671425572966 12.http://www.sas.com/resources/w hitepaper/wp_37614.pdf Hasan Onur BEYGO Kurumsal Kaynak Yönetimi ve Strateji Direktörlüğü Yönetici Mühendis sayı 6 ocak 2015 tasarım ve mühendislik gücümüz 41 roketsan dergisi fuar ve organizasyonlar mspo 2014 Roketsan, 1-4 Eylül 2014 tarihleri arasında Kielce, Polonya’da düzenlenen MSPO 2014 Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’na katılım sağladı. Savunma Sanayii Müsteşarlığı koordinasyonunda Milli Katılım gerçekleştirdiğimiz fuarda, T.C. Polonya Büyükelçisi Yusuf Ziya ÖZCAN, Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail DEMİR ve Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı Sedat GÜLDOĞAN’ı standımızda ağırladık. Güney Afrika, Slovenya, Norveç gibi birçok yabancı ülke delegasyonu tarafından yoğun ilgi gören standımızda, ziyaretçilere güncel proje ve ürünler hakkında bilgi verildi. T.C. Varşova Büyükelçisi’nin Standımızı Ziyareti Tü rkiye Heyeti MSB Bakan Yardımcısı, SSM Müsteşarı ve Güney Afrika Savunma Bakanı Yardımcısı’nın Standımızı Ziyareti Tü rkiye Heyeti Slovenya Savunma Bakanlığı Heyetinin Standımızı Ziyareti Polonya Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Heyetinin Standımızı Ziyareti 42 sayı 6 ocak 2015 fuar ve organizasyonlar adex 2014 11-13 Eylül 2014 tarihleri arasında Bakü, Azerbaycan’da bu yıl ilk kez düzenlenen ADEX Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’na, Savunma Sanayii Müsteşarlığı koordinasyonunda Milli Katılım sağlayan Roketsan, fuarın başrol oyuncularından biri oldu. Azerbaycan ile hali hazırda yürüttüğümüz proje nedeniyle Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham ALİYEV beraberinde T.C. Milli Savunma Bakanı İsmet YILMAZ, Azerbaycan Savunma Bakanı Zakir HASANOV, Azerbaycan Savunma Sanayii Bakanı Yaver CEMALOV, Hava Kuvvetleri Komutanı Ramiz FİRUDİN, T.C. Bakü Büyükelçisi Alper COŞKUN, Türk Silahlı Kuvvetleri Ataşesi Tuğg. Nevzat TAŞDELER ile diğer Azeri yetkililer standımızı ziyaret etti. Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail DEMİR, Roketsan standında yaptığı basın toplantısında basın mensuplarının yönelttiği gündeme ilişkin soruları cevaplayarak bu yıl ilk kez düzenlenen ADEX Fuarı’na çok sayıda Türk şirketinin katılım sağlamasının her iki ülkenin uzun vadeli işbirliğine yönelik önemini vurguladı. Kapalı alanda sergilenen ürünlere ilave olarak, Azerbaycan’a teslimatı gerçekleş- tirilen silah sisteminin tanıtımı da ilk kez ADEX Fuarı’nda yapıldı. Azeri ve Türk basınının yoğun ilgi gösterdiği standımızda; Anadolu Ajansı, TRT, CNN Türk, Kanal A, Cihan Haber Ajansı, Savunma ve Havacılık, Defence Turkey, C4 Defence gibi Türk basını ile Hazar TV, Mag TV, ASN TV, Lider TV, ATV, Kanal S, Azeri Defence, ADEX Daily News gibi Azeri basını ile röportajlar yapıldı. Yönetim Kurulu Başkanımız Korg. (E) Dr. Eyüp KAPTAN ile gerçekleştirilen röportaj TRT Avaz kanalında canlı olarak yayınlandı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın ̇Ilham ALİYEV'in Standımızı Ziyareti Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham ALIYEV'in Standımızı Ziyareti Yö netim Kurulu Başkanımız Korg. (E) Dr. Eyü p KAPTAN ve Aselsan Yö netim Kurulu Başkanı Hasan CANPOLAT'ın TRT Rö portajı 43 roketsan dergisi fuar ve organizasyonlar Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın ̇Ilham ALİYEV'in ve Azerbaycan Savunma Sanayii Bakanı Yaver CEMALOV'un Standımızı Ziyareti Milli Savunma Bakanı İsmet YILMAZ ve Savunma Sanayii Mü steşarı Prof. Dr. İsmail DEMİR'in Standımızı Ziyareti Savunma Sanayii Mü steşarı Prof. Dr. İsmail DEMİR'in, Roketsan Standında Yaptığ ı Basın Toplantısı Azerbaycan Hava Kuvvetleri Komutanı’nın Standımızı Ziyareti Azeri Defence 44 MSI Hürriyet sayı 6 ocak 2015 fuar ve organizasyonlar ausa 2014 Roketsan, 13-15 Ekim 2014 tarihleri arasında Washington DC, ABD’de düzenlenen AUSA 2014 Fuarı’na katıldı. Fuara, geniş ürün yelpazesi ile katılım sağlayan Roketsan, T.C. Washington Büyükelçisi Namık TAN’ı standında ağırlayarak, ürünler hakkında detaylı bilgi verdi. Üç gün devam eden fuar boyunca, ABD Ordusu ve diğer ülkelerin silahlı kuvvetlerinde görevli üst düzey yetkililer standımızı ziyaret ederek CİRİT, SOM ve UMTAS beraberinde sergilenen ürünlerimiz hakkında detaylı bilgi aldı. Avustralya Heyetinin Standımızı Ziyareti T.C. Washington Bü yü kelç isi'nin Standımızı Ziyareti Tawazun Heyetinin Standımızı Ziyareti Basın ile Yapılan Rö portaj Mısır Heyetinin Standımızı Ziyareti Kore Heyetinin Standımızı Ziyareti 45 roketsan dergisi fuar ve organizasyonlar expodefensa 2014 Roketsan, 29-31 Ekim sağladı. tarihleri arasında Kolombiya’nın başkenti Sektördeki önemli fuarlar arasında yer Bogota’da bu yıl 4. kez alan ve her iki yılda bir düzenlenen EXdüzenlenen EXPODEFENSA PODEFENSA 2014 Fuarı’ndaki standımızda, T.C. Kolombiya Büyükelçisi 2014 Fuarı’na katılım Engin YÜRÜR ve Kolombiya, Paraguay, Meksika, Bolivya, El Salvador, Brezilya, Uruguay, Şili gibi Güney Amerika ülkeleri dışında birçok uluslararası ülkenin üst düzey delegasyonu ağırlandı. Kolombiya ve Portekiz Savunma Bakanlarının Standımızı Ziyareti Kolombiya Hava Kuvvetleri Komutanı’nın Standımızı Ziyareti T.C. Kolombiya Büyükelçimizin Standımızı Ziyareti Endonezya ve Lübnan Büyükelçilerinin Standımızı Ziyareti Kolombiya Savunma Müsteşarı’nın Standımızı Ziyareti El Salvador Heyetinin Standımızı Ziyareti 46 sayı 6 ocak 2015 fuar ve organizasyonlar indodefence 2014 Roketsan, 5-8 Kasım tarihleri arasında Endonezya’nın başkenti Cakarta’da bu yıl 6. kez düzenlenen INDODEFENCE 2014 Fuarı’na katıldı. T.C. Endonezya Büyükelçisi Zekeriya AKÇAM ve Silahlı Kuvvetler Ataşesi Dz. Kur. Alb. Seçkin ÇELİK standımızı ziyaret ederek ürünlerimiz ve yürütülen projeler hakkında bilgi aldı. Dört gün süren fuar süresince ürünleri büyük ilgi gören Roketsan, standında Endonezya, Malezya, Vietnam, Singapur ve Birleşik Arap Emirlikleri heyetlerini ağırlayarak; kara, hava ve deniz sistemlerine yönelik güncel ürünleri hakkında bilgi verdi. Endonezya Deniz Kuvvetleri Komutan Yardımcısı’nın Standımızı Ziyareti Endonezya Topç u Kuvvetleri Komutanı'nın Standımızı Ziyareti Genel Mü dü rü mü z ile Röportaj T.C. Silahlı Kuvvetler Ataşesi Dz. Kur. Alb. Seç kin C ̧ ELİK'in Standımızı Ziyareti Tawazun Heyetinin Standımızı Ziyareti Malezya Silahlı Kuvvetler Komutanı’nın Standımızı Ziyareti 47 roketsan dergisi fuar ve organizasyonlar ideas 2014 Bu yıl 8. kez düzenlenen ve bölgenin en önemli savunma fuarlarından biri olan IDEAS’ta Roketsan, sergilediği ürünlerle katılımcıların yoğun ilgisini topladı. Fuarın ilk günü Roketsan standını ziyaret eden üst düzey ziyaretçilerin arasında Pakistan, Katar, Singapur, Güney Kore, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Çek Cumhuriyeti delegasyonları yer aldı. Fuarda Milli Katılım çatısı altında yer alan Roketsan, son teknoloji ürünleri ve kabiliyetleri üzerine tanıtım ve sunumlar gerçekleştirdi. MSB Bakan Yardımcısı ve SSM Müsteşarı’nın Standımızı Ziyareti Pakistan Savunma Sanayii Bakanı'nın Standımızı Ziyareti Pakistan Genelkurmay Başkanlığı Heyetinin Standımızı Ziyareti Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Heyetinin Standımızı Ziyareti Singapur Heyetinin Standımızı Ziyareti Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Heyetinin Standımızı Ziyareti 48 sayı 6 ocak 2015 fuar ve organizasyonlar hightech port by musiad 2014 Fuarda, sınıfının en uzun menzilli füzesi olan 2.75” Lazer Güdümlü Füze CİRİT, Orta ve Uzun Menzilli Tanksavar Füzeleri UMTAS ve OMTAS, Hassas Güdümlü Seyir Füzesi SOM, Alçak İrtifa Hava Savunma Füzesi HİSAR-A ve satıhtan satıha 107 mm ve 122 mm Topçu Roket modellerimiz sergilendi. Ürünlerimizin yoğun ilgi gördüğü fuarda, üst düzey firma temsilcilerine detaylı anlatımlar yapıldı. Roketsan, Müstakil İş Adamları Derneği’nin (MÜSİAD) 26-30 Kasım 2014 tarihleri arasında CNR Expo Center İstanbul’da düzenlediği High Tech Port by MUSİAD Fuarı’na katılım sağladı. roketsan devlerle birlikte berlin’de Perspective” panelinde, Genel Müdürümüz Selçuk YAŞAR tarafından konuşma yapıldı. Roketsan, 2-3 Aralık 2014 tarihlerinde Almanya’da düzenlenen ve Türkiye’nin partner ülke olduğu Berlin Güvenlik Konferansı’na (Congress on European Security & Defence) katılım gerçekleştirdi. Milli Savunma Bakanı İsmet YILMAZ, T. C. Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni KARSLIOĞLU, Genelkurmay Genel Plan ve Prensipler Başkanı Korg. Alpaslan ERDOĞAN, SSM Müsteşar Yardımcısı Sedat GÜLDOĞAN ve diğer misafirler Yönetim Kurulu Başkanımız Korg. (E) Dr. Eyüp KAPTAN ve Genel Müdürümüz Selçuk YAŞAR tarafından Roketsan standında ağırlandı. Etkinliğin ilk günü düzenlenen “Forum European Industrial Defence Cooperation - Developing a Strategic 50’den fazla ülkeden siyasi ve askeri temsilciler ile firma ve güvenlik kuruluşları yetkililerinden oluşan yaklaşık 1.000 katılımcının ziyaret ettiği organizasyonda; dünyanın önde gelen savunma sanayii firmaları MBDA Almanya, Lockheed Martin, Raytheon ile Türkiye’den Roketsan, TAI ve Havelsan yer aldı. 49 roketsan dergisi fuar ve organizasyonlar “turkish maritime & naval summit” etkinliği 9 Eylül 2014 tarihinde, 2. kez Hamburg, Almanya’da gerçekleştirilen “Turkish Maritime and Naval Summit” etkinliği kapsamında düzenlenen “Turkish Marine Systems & Equipment Forum for Naval and Merchant Shipbuilding Market” pa- nelinde Roketsan’dan Cenk SUMBAS tarafından “Naval Platformlarla ilgili Roketsan’ın Yetenekleri” konulu bir sunum yapıldı. Roketsan beraberinde etkinliğe; Havel- san, Aselsan, Türk Loydu, STM, Ares Shipyard, SEFT Ship Design, Sanmar Shipyard, Soyaslan Denizcilik & Yacht Design, Data Hidrolik Makine Sanayi A.S. firmaları katılım gösterdi. Etkinliğin sonunda, Roketsan’a plaket takdim edildi. 2. kara sistemleri ankara savunma ve havacılıkta semineri endüstriyel işbirliği günleri Roketsan, 3-4 Kasım 2014 tarihleri ara(ossa icdda) sında, Ankara ODTÜ’de düzenlenen 2. Kara Sistemleri Semineri’ne oturum sponsoru olarak katılım sağladı. 600’den fazla katılımcının dahil olduğu etkinliğin ilk günü, İleri Malzeme ve Balistik Koruma Proje Müdürü Timur AKGÜL “Roketsan Balistik Koruma Çözümleri” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Etkinliğin ikinci günü, Balistik Koruma Ürünleri Tasarım Birimi’nden Eralp AKGÜL, “Zırh Sistemleri”, Sistem Tasarım Birimi’nden Erolcan ERDOĞAN “Çok Namlulu Roketatar Sistemleri Fırlatma Aracı Tasarımı: Sistem Gereksinimleri ve Çözüm Yöntemleri” konulu sunumlar gerçekleştirdi. 50 Roketsan, 14-16 Ekim 2014 tarihlerinde, Ostim Savunma ve Havacılık Kümelenmesi (OSSA) tarafından Ankara Congressium’da düzenlenen Ankara Savunma ve Havacılıkta Endüstriyel İş- birliği Günleri’ne katılım sağladı. Üç gün süren etkinlik kapsamında firmamız, birçok ulusal ve uluslararası firma ile işbirliği görüşmeleri yaptı. sayı 6 ocak 2015 fuar ve organizasyonlar ar-ge zirvesi’nde bir basamak daha yukarıda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 164 Ar-Ge Merkezi için yapılan 2013 yılı performans değerlendirmesinde Roketsan Elmadağ ve Lalahan Ar-Ge Merkezleri Türkiye genelinde bir basamak daha yukarı çıkarak ikincilik ödülünü aldı. RUN’a takdim edildi. İki gün boyunca devam eden etkinliğin ilk gününde, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri IŞIK, Roketsan standını ziyaret ederek ileri teknoloji ürünlerimiz hakkında detaylı bilgi aldı. Etkinlik süresince Yönetim Kurulu Başkanımız Korg. (E) Dr. Eyüp KAPTAN birçok ulusal yayın ile röportaj gerçekleştirdi. Ödül, 10-11 Aralık 2014 tarihinde icra edilen 3. Ar-Ge Merkezleri Zirvesi’nde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri IŞIK tarafından Yönetim Kurulu Başkanımız Korg. (E) Dr. Eyüp KAPTAN ve Genel Müdür Yardımcımız Hayri TO- 51 roketsan dergisi fuar ve organizasyonlar ileri malzemeler ve süreçler forumu 2-3 Aralık 2014 tarihlerinde SSM Nuri Demirağ salonunda, Roketsan, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve SaSaD işbirliği ile “İleri Malzemeler ve Süreçler Forumu” icra edildi. Forum ile savunma ve havacılık sektöründe ileri malzemeler ve süreçler konusunda geleceğe yönelik ihtiyaçlar ile ilgili farkındalık yaratılması amaçlandı. Forum sürecinde sektör ve üniversite/araştırma temsilcilerinin katılımı ile ileri malzemeler ve süreçler konusunda dünyadaki mevcut durum, ülkemizde yürütülmekte olan çalışmalar ve konunun savunma ve havacılık sektörüne etkilerinin irdelenmesi, konu ile ilgili savunma ve havacılık sektörünün geleceğe yönelik ihtiyaçlarının belirlenmesi ve ilgili eğitim/araştırma faaliyetlerine yön verilmesi hedeflendi. “İleri Malzemeler ve Süreçler Forumu”, SaSaD Genel Sekreteri Hüseyin BAYSAK, SSM Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi Daire Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ata ŞENLİKÇİ, Roketsan Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yavuz AKA, SSM İleri Malzemeler ve 52 telerin, sanayi kurum/kuruluşlarının ve araştırma kurumlarının temsilcileri tarafından 32 adet makale sunumu gerçekleştirildi. Enerji Projeleri Grup Müdürü Önder CANBAŞ ve SaSaD ARGETEK Başkanı Serdar GÖKPINAR’ın konuşmaları ile açıldı. Dr. Yavuz AKA, konuşmasında Roketsan’ın, roket/füzelerde kullanılan malzemelerin teminindeki malzemelerin teminindeki kısıtlamaların özgün ürünlerin tasarlanması, üretilmesi ve satışları süreçlerinde yaratacağı sorunları çok önceden görerek 1990’lı yılların başından itibaren fonksiyonel organizasyonunda “Malzeme Teknolojileri” alanında geniş kapsamlı örgütlenmeyi yapmış ilk savunma şirketi olduğuna değinerek “İleri Malzeme ve Balistik Koruma Müdürlüğü”nün personel yapısı ve çalışma konuları hakkında bigilendirme yaptı. “İleri Malzemeler ve Süreçler Forumu” kapsamında başlıkları aşağıda verilmekte olan yedi adet oturum altında üniversi- • Geleceğin Malzeme Teknolojileri ve Savunma Sanayii Uygulamaları • Yeni Nesil Enerjik Malzemeler • Biyomalzemeler, Biyouyumlu Malzemeler ve Uygulamaları • Nanomalzemeler ve Uygulamaları • Polimer Matrisli Kompozit ve Nanokompozitler ve Uygulamaları • Seramik ve Metal Matrisli Kompozitler • Katmanlı İmalat Yöntemleri • Savunma Sanayi ve Malzeme: Güncel İhtiyaçlar ve Geleceğe Bakış Foruma iki gün süresince 13 üniversite, 26 savunma sanayi firması ve beş kamu kuruluşu temsilcilerinden oluşan 450 dinleyici katılım sağladı. Forum; Roketsan, Aselsan, TUSAŞ, Havelsan, Otokar, FNSS ve TUSAŞ Motor Sanayi’nin sponsorluğunda icra edildi. sayı 6 ocak 2015 fuar ve organizasyonlar roketsan ve raytheon patriot cas üretimi için anlaştı Roketsan ve Raytheon’s tesislerinde yeni bir Integrated Defense Systems sözleşme imzaladı. şirketleri, 17 Aralık 2014 tarihinde, Patriot CAS Anlaşma kapsamında, Patriot GEM–T Hava Savunma Füzesinin kontrol ünitesi Sistemi konusunda üretimi, Roketsan tarafından yapılacak. Roketsan Elmadağ Sözleşmeyi, Raytheon’s Integrated Defense Systems adına Programlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ralph ACABA ve Roketsan adına Yönetim Kurulu Başkanı Vekili Tümg. (E) Zafer ÇAMLICA ve Genel Müdür Selçuk YAŞAR imzaladı. roketsan 10. genç akademi etkinliği’nde Roketsan, 20-21 Aralık 2014 tarihlerinde, Ankara Congressium’da düzenlenen 10. Genç Akademi Etkinliği’nde yer aldı. Bilkent Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen, Türkiye genelinde 60 farklı üniversite ve 80 farklı bölümden yaklaşık 900 öğrencinin katılım gösterdiği etkinliğin ikinci gününde, Genel Müdürümüz Selçuk YAŞAR sunum yaptı. İki gün boyunca devam eden etkinlikte, Roketsan standında öğrencilerin soruları yanıtlandı. 53 roketsan dergisi roketsan’dan haberler atamızı ziyaret Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 76. yıl dönümünde, 54 Atamızın huzurundaydık. Roketsan Ailesi olarak, tüm hayatını Türk Milleti’ne adayan, Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ilke ve devrimlerini benimseyerek ilerlediğimiz bu yolda, 20 Kasım 2014 tarihinde Anıtkabir’de gerçekleştirdiğimiz törenle Atamızı bir kez daha saygıyla andık. sayı 6 ocak 2015 roketsan’dan haberler 55 roketsan dergisi roketsan’dan haberler 25. yıl kitabı yansımaları 56 57 roketsan dergisi roketsan’dan haberler roketsan cmmi/dev sevi̇ye 3 ̇ile gücüne güç kattı 22 Eylül 2014 tarihinde başlayıp, 2 Ekim 2014 tarihinde tamamlanan CMMI Kıymetlendirme faaliyetleri sonucunda Roketsan, CMMIDEV/3 olarak tescillendi. tejik planında yer alan CMMIDEV (Capability Maturity Model® Integration for Development) çalışmalarını, tamamladı. Şirketimiz, 2010 yılında başlattığı, stra- CMMI denetim ekibi, 2 Ekim 2014 tarihinde gerçekleştirilen sonuç sunu- munda Roketsan’ın CMMIDEV/3’e uygun olduğunu açıkladı. Roketsan’ın bu başarısı, CMMI Enstitüsü’nün resmi web sayfasında (https://sas.cmmiinstitute.com/pars) 15 Ekim 2014 tarihinde 23080 denetim numarasıyla yayınlanarak tescillendi. Böylelikle, Roketsan Türkiye’de bir ilke imza atarak, sektöründe bu belgeyi bünyesindeki tüm tasarım ve geliştirme süreçleri için alan ilk kuruluş oldu. orta menzilli milli hava savunma füzesi’nin ilk uçuşlu testi büyük bir başarıyla gerçekleşti Türk Silahlı Kuvvetlerinin Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma ihtiyacına cevap verecek ve dünyadaki örnekleriyle yarışır nitelikte bir hava savunma füzesinin ülkemize kazandırılması amacıyla, 2011 yılında Savunma Sanayii Müsteşarlığınca başlatılan proje kapsamında radar, komuta kontrol ve atış kontrol sistemleri Aselsan, füze sistemleri Roketsan tarafından geliştirilmekte. Proje kapsamında Milli Orta İrtifa Hava Savunma Füzesi HİSAR-O’nun, ilk uçuşlu testi olan Balistik Test Füzesi atışı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Ko- 58 mutanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Aselsan ve Roketsan katılımlarıyla 23 Temmuz 2014 tarihinde, Aksaray’da başarıyla gerçekleştirildi. Tamamlanan testlerde; füze, fırlatma aracından başarılı bir şekilde ayrılarak hesaplanan yörüngesinde kararlı bir şekilde uçtu. Bu testler ile, Türkiye’nin ilk Milli hava savunma füzesi geliştirme faaliyetleri kapsamında önemli bir kilometre taşı daha başarı ile gerçekleştirildi. sayı 6 ocak 2015 roketsan’dan haberler roketsan istanbul’da Roketsan, Ankara’daki iki ana yerleşkesi ve Bilkent Cyberpark’taki ofislerine ilave olarak bir dördüncüsünü hizmete soktu. Genel Müdür Yardımcısı Necip PEHLİVANTÜRK’ün katılımlarıyla gerçekleştirildi. 26 yılı geride bırakırken, teknolojik ilerlemelere ve pazardaki gelişmelere paralel olarak gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımız ivme kazanarak devam edecektir. Roketsan, kullanıcılara ve müşterilere yakın çalışmanın yarattığı sinerjiyi ve teknolojiyi dikkate alarak Sabiha Gökçen Havalimanı’nın da içinde bulunduğu İleri Teknoloji Parkı (İTEP) yerleşkesindeki İstanbul Teknopark’ta yeni ofisini açtı. İstanbul’daki Roketsan Teknopark ofisinin açılışı, 25 Kasım 2014 tarihinde Yönetim Kurulu Başkanı Korg. (E) Dr. Eyüp KAPTAN, Yönetim Kurulu Üyesi Ekin ÖZKER, Genel Müdür Selçuk YAŞAR ve roketsan bu yıl ikinci kez düzenlenen odtü kariyer fuarı’ndaydı 6-7 Kasım 2014 tarihlerinde Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi’nde bu yıl ikincisi düzenlenen ODTÜ Kariyer Fuarı’na Roketsan, İnsan Kaynakları Birimi çalışanları ve teknik birimlerimizden Mekatronik Tasarım Birim Yöneticisi Burcu DÖNMEZ, Uydu Fırlatma Sistemi Tasarım Sorumlusu İbrahim YAMAN, Termal Analiz ve Test Lideri Emre KÜTÜKÇEKEN, Yapısal Analiz ve Test Lideri Sibel ARAL ve Yapısal Analiz ve Test Mühendisi Büşra BARTAN ile katılım gösterdi. Fuar boyunca Roketsan, video gösterimleri, tanıtım malzemeleri, broşürleri ve bu yıl yeni tasarlanan standıyla öğrencilerin, yeni mezunların ve lisans üstü öğ- renim görmekte olan katılımcıların ilgi odağı oldu. İşe alım koşullarımızdan, staj ve aday mühendislik imkanlarımıza; açık pozisyonlarımızdan, mühendislik, fen bilimleri ve sosyal bilimler bölümleri mezunlarının şirketimizdeki çalışma alanlarına kadar merak edilen pek çok konu hakkında öğrenci ve mezun ziyaretçilerin soruları yanıtlandı. 59 roketsan dergisi roketsan’lı olmak çalışan sağlığı ve güvenliği eğitimleri 2014 yılı eğitim planlamaları kapsamında, Çalışan Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri 2 Haziran - 2 Ekim 2014 tarihlerinde tüm çalışanlarımızın ve yöneticilerimizin katılımları ile gerçekleştirildi. “Çok Tehlikeli İşyeri Sınıfı”nda yer alan şirketimiz için 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda belirtilen 16 saat kapsamındaki tüm konuların ele alındığı eğitimlerde, güvenlik kültürü oluşturmaya yönelik önemli bilgiler alanlarında uzman eğitmenler tarafından paylaşıldı. Gerekli tüm iş güvenliği önlemlerinin alınarak, olası iş kazalarının önüne geçmek ve sağlıklı bir iş ortamı yaratabilmek adına oldukça önemli olan bu eğitimlere, “Önce İş Güvenliği” felsefesini benimsemiş olarak katılan tüm çalışanlarımıza bu konuda gösterdikleri hassasiyet için teşekkür ederiz. roketsan 2014 yılı staj programını tamamlandı Roketsan her yıl yaz döneminde üniversite öğrencilerine staj yapma olanağı sağlıyor. 2014 Yılı Staj Programı üç ayrı dönem (9 Haziran - 4 Temmuz, 30 Haziran 25 Temmuz ve 18 Ağustos - 12 Eylül) olarak tamamlandı. 2014 Yılı Staj Programı için toplam 880 başvuru alınmış olup, 136 kişi Staj Programı’na kabul edildi. Türkiye genelinde toplam 93 farklı üniversitenin öğrencilerinden başvuru alan Roketsan Staj Programı’na; İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirler başta olmak üzere, ülkemizin diğer pek çok farklı şehrinde bulunan üniversitelerde öğrenim görmekte olan öğrencilerin yoğun ilgi ve katılım gösterdikleri gözlemlendi. 2014 Yılı Staj Programı’nın her döneminin sonunda stajyerlere Staj Değerlendirme Anketi uygulandı. Anketler sonucunda; İnsan Kaynakları Memnuniyeti %87.5, Süreç Memnuniyeti %90.7 ve Genel Değerlendirme %87.1 olarak değerlendirildi. Anket sonuçlarına göre hazırlanan Memnuniyet Grafiği’nde yer aldığı üzere stajyerlerimiz Roketsan’da aldıkları görevlerden ve kendilerine sunulan hizmetlerden memnun olarak stajlarını tamamladılar. 2015 yılı için staj başvuruları Mart ayında Roketsan’ın web sayfası üzerinden yapılabilecek. Roketsan 2014 Staj Programı Memnuniyet Grafiği e-öğrenme dünyasına giriş kapısı: roketsan eğitim kampüsü Roketsanlılara e-öğrenme ortamı sunan ve bir eğitim yönetim platformu olan Roketsan Eğitim Kampüsü, çalışanlarımızın kullanımına açılan farklı alanlardan çok çeşitli eğitimler ile kullanıcıların istedikleri anda bilgiye ulaşmasını sağlarken, iş performanslarının ve motivasyonlarının gelişmesine de katkıda 60 bulunuyor. Eğitim Kampüsü’nde Roketsan Oryantasyon Eğitimi, Temel İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi, Kalite Eğitimi gibi zorunlu eğitimlerin yanı sıra; Zaman Yönetimi, Sağlıklı Yaşamın İpuçları ve Evlilikte Mutluluğun İpuçları eğitimleri gibi çalışanlarımızın kişisel gelişimlerine katkı sağlayabilecek eğitimler ile teknik anlamda kendi iç eğitmenlerimizin hazırladığı teknik eğitimler de yer alıyor. Roketsan Eğitim Kampüsü kısa zamanda açılacak olan yeni e-eğitimler ve farklı uygulamalar ile gelişmeye devam edecektir. sayı 6 ocak 2015 roketsan’lı olmak ankara sanayi devlerinden çanakkale okullarına anlamlı destek Sosyal Sorumluluk projesi olarak organize edilen “Ankara Sanayi Devleri Şehitler Diyarı Çanakkale Eğitim Desteği Futbol Turnuvası” sonucunda elde edilen gelirle Çanakkale’nin Ayvacık, Ezine ve Ecabat ilçelerine bağlı ilk ve orta okullara eğitim desteği sağlandı. Burası Çanakkale Çanakkale Milli Eğitim Müdürü Zülküf MEMİŞ, Maarif Müfettişleri Başkanı Ömer KARABAY, Milli Eğitim Müdür Yardımcısı M. Bünyamin URUÇ, Ankara Sanayi Devleri Proje Yürütme Kurulu Başkanı Halil ÖZKAN, Ankara Sanayi Devleri Futbol Turnuvası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan ŞAHİN ve Ankara Sanayi Devleri Organizasyon Kurulu üyeleri ve organizasyona destek veren 14 firmanın temsilcisi 17 Ekim 2014 Perşembe günü Ayvacık İlçesi Kösedere İlkokulu ve Ortaokulu’nu, Ezine İlçesi Uluköy İlkokulu ve Ortaokulu’nu ve Eceabat İlçesi Alçıtepe İlkokulu’nu ziyaret ederek eğitim desteklerini okullara ulaştırdı. Turnuva kapsamında elde edilen gelir, öğrenci desteği yanı sıra okulların ihtiyaçlarını karşılamak için de kullanılacak. 61 roketsan dergisi roketsan’lı olmak dragon festi̇vali̇ kü rek yarışlarında ankara ü çü ncü sü olduk Dünyanın üç büyük festivalinden biri olan Dragon Festivali 14-15 Haziran 2014’te Mogan Park’ta yapıldı. Türkiye’de ilki 2008 yılında İstanbul Haliç’te 42 takım ile gerçekleşen kürek yarışlarında bugün takım sayısı 600’lere vardı. Ankara’da da 2010 yılından beri düzenlenmekte olan Dragon Festivali’ne Roketsan 2010, 2011, 2012 ve 2014 yıllarında iki takımla katıldı. Takımlarımız katıldıkları ilk yıl Ankara dördüncüsü olarak şampiyonluk yarışlarında diğer takımlar için rakip olabilecek düzeyde olduklarını göstermişler ve takip eden her yıl bir önceki yıla nazaran daha iyi sürelerle bitiş çizgisine ulaşarak Ankara üçüncülüğünü kimseye kaptırmadı. Özellikle 2014 yılında birinci takım ile 0,9 salise, ikinci takım ile 0,3 salise farkla üçüncü olan Roketsan Tsunami takımı, gözünü üst sıralara diktiğini de gösterdi. 62 • 2010 yılında Ankara dördüncülüğü Ankara altıncılığı • 2011 yılında Ankara üçüncülüğü • 2012 yılında SPORTS kategorisinde Ankara üçüncülüğü Dragon Kupasında ikincilik FUN FUN kategorisinde şampiyonluk Dans yarışması birinciliği • 2014 yılında SPORTS kategorisinde Ankara üçüncülüğü Dragon Kupasında üçüncülük SPORTS kategorisinde Ankara beşinciliği Dans yarışması birinciliği Takımlarımız yaklaşık iki ay boyunca Roketsan’ı en iyi şekilde temsil edebilmek adına, her türlü fedakarlığı göze alarak çalışmış ve her yıl Haziran ayında Mogan Park’ta düzenlenen bu festi- valde Roketsan takım üyeleri ve haftasonlarını bu güzel etkinliğe ayıran ve takımlarını yalnız bırakmayan Roketsan Ailesi mensupları ile, kardeşliğin, dostluğun, dayanışmanın, takım olmanın kısacası büyük bir aile olmanın zirve yaptığı festival alanında yerlerini aldı. Bu yılki festivale ayrıca Genç Amazonlar takımı damgasını vurdu. Meme kanseri olan ve bazıları sağlığına kavuşmuş olan kadınlardan oluşan Genç Amazonlar takımı hem neşeleriyle hem de sosyal sorumluluk alanında yapmış oldukları katkıyla festivale renk kattılar. Yaptıkları konuşmalarda kürek çekmenin, meme kanserine yakalanma riskini azalttığını, yakalandıktan sonra ise iyileşmeye katkı yaptığını vurguladılar. sayı 6 ocak 2015 roketsan’lı olmak zafer koşusu Dumlupınar 30 Ağustos Büyük Zafer Koşusu 30 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleşti. Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlandığı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının temellerinin atıldığı Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin coşkusunun yaşandığı 30 Ağustos Zafer Bayramı törenleri kapsamında 30 Ağustos 2014 tarihinde Kütahya’da, Kütahya Valiliği ve Kütahya Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü koordinesinde “8. Kütahya 30 Ağustos Büyük Zafer Koşusu” düzenlendi. Dumlupınar 30 Ağustos Büyük Zafer Koşusu’na şirketimizi temsilen katılan çalışanlarımız Ergün KIZILASLAN, Mustafa BİLGİN ve Zafer İbrahim ESEN 10 km mesafesindeki koşuyu başarıyla tamamladılar. roketsan 2014 bayanlar masa teni̇si̇ şampi̇yonu belli̇ oldu Günümüz toplumlarında, gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergelerinden biri de; o toplumdaki kadınların özgürlüğü, saygınlığı, üretim ve yönetimdeki yeri ile ölçülmektedir. 2 Eylül 2014 Salı günü başlayan kurum içi Bayanlar Masa Tenisi Turnuvası, Roketsan'da ilk defa düzenlendi. 24 Ekim 2014 Cuma günü saat 12.30’da Nimet UZ ile Tuğba BOLAT BELDEK arasında oynanan zevkli ve bir o kadar da heyecanlı geçen final maçını 3-2’lik set üstünlüğü ile kazanan Tuğba BOLAT BELDEK, Roketsan’ın ilk bayan masa tenisi şampiyonu ünvanını da almış oldu. 2. Nimet UZ, 3. Yasemin Selay TAN, 4. Aslı SAPMAZ oldu. Final maçının ardından, dereceye giren sporcuların ödülleri OES Grup Başkanı Hayri TORUN tarafından takdim edildi. Bu güzel etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen ve yaklaşık iki ay öğle tatilini bu etkinliğe ayıran Nazlı ÖZDER’e teşekkür ediyoruz. Bir sonraki turnuvada buluşmak dileğiyle. 63 roketsan dergisi roketsan’lı olmak voleybol takımımız ikinciliği kutluyor Roketsan voleybol takımı Elmadağ Kaymakamlığı tarafından 2-20 Haziran 2014 tarihleri arasında düzenle- nen Kurumlararası Voleybol Turnuvası’nda finale kadar ilerleyerek turnuva ikincisi oldu. Finale yakışır bir performans gösteren takımımızı kutlar, bundan sonraki turnuvalarda başarılar dileriz. Personelin de yoğun ilgi gösterdiği final maçı büyük bir çekişmeye sahne oldu. Maçı “İkinci Kim” takımı, setleri 27-25 ve 25-21 alarak 2-0 kazandı. Maç sonrasında ödül törenine geçildi. Turnuvada 3. olma başarısını gösteren “Filenin Mühendisleri” takımının ödülleri Yönetim Kurulu Hukuk Danışmanı Akif VURUCU tarafından, 2. olan “Lalahan-Roket” takımının ödülleri Genel Müdürümüz Selçuk YAŞAR tarafından ve 1. olan “İkinci Kim” takımının ödülleri Yönetim Kurulu Baş- kan Vekili Tümg. (E) Zafer ÇAMLICA tarafından takdim edildi. roketsan 2014 yılı kurumiçi voleybol turnuvası ödülleri verildi 3 Eylül 2014 tarihinde 14 takım ve 120 personelin katılımı ile başlayan 2014 yılı Roketsan Kurumiçi Voleybol Turnuvası, 12 Kasım 2014 tarihinde üst düzey yöneticilerin ve yönetim kurulu üyelerinin de katıldığı görkemli bir ödül töreni ile sonuçlandı. 64 Ayrıca turnuvanın düzenlenmesine katkı sağlayan Aykut DAĞKIRAN ve Çağlar YILMAZ'a Roketsan Spor Kulübü özel ödülleri OES Grup Başkanı Hayri TORUN tarafından takdim edildi. O gün orada olan bu anlamlı ve güzel coşkuya katkıda bulunan herkese teşekkür ediyor ve önümüzdeki yıl daha görkemli bir turnuva ümit ediyoruz. sayı 6 ocak 2015 roketsan’lı olmak ampute futbol milli takımımız dünya üçüncüsü 30 Kasım - 8 Aralık 2014 tarihleri arasında Culuacan, Meksika’da düzenlenen Ampute Futbol Dünya Şampiyonası’nda, Tedarik Direktörlüğü çalışanlarımızdan Güneydoğu Gazimiz Osman ÇAKMAK’ın Takım Kaptanı olarak görev yaptığı Ampute Futbol Milli Takımımız büyük bir başarı sergileyerek Dünya üçüncüsü oldu. Roketsan Ailesi olarak, 24 ülkenin katılımı ile Meksika’da düzenlenen Ampute Futbol Dünya Şampiyonası’nda ülkemizi büyük başarı ile temsil eden Ampute Futbol Milli Takımımızı kutluyoruz. roketsan masa teni̇si̇ takımı 2013-2014 sezonu 1. li̇g şampi̇yonu olarak kupasını alarak süper li̇ge yükseldi Roketsan masa tenisi takımı en alt gruptan başladığı bu yarışta, her yıl bir üst lige geçerek 2. Lig, 1. Lig ve en üst lig olan süper lige çıkma başarını göstermiştir. 23 Eylül 2014 Salı günü geçtiğimiz kalite kontrol müdürlüğü çalışanımızdan, kaliteli bir albüm Kalite Müdürlüğü NDT birimi çalışanlarından Erdem YALÇINKAYA, birlikte çalıştığı müzik grubuyla ilk albümüne imza attı. sezon dereceye giren takımlara ödüllerini vermek üzere, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Lokali’nde düzenlenen yemekte, tüm takımlar bir araya geldi. Bir alt lige düşenlerin üzüldüğü, bir üst lige çıkanların sevindiği, bu güzel orga- nizasyonda sevinen tarafta olmanın gururunu yaşatan takımımıza teşekkür ediyor yeni sezonda, süper ligde başarılar diliyoruz. 2011 Aralık'tan bu yana Türkçe Rock tarzında kendi bestelerini seslendiren grup, adıyla da dikkat çekiyor: “Denizcinin Kedisi”. Grubun bu ilginç adına ilham olan kişi ise, grubun vokalisti, akustik gitarcısı, bestecisi ve söz yazarı, Emekli Deniz Yarbay Ertan GÜLE. Elektrik gitarda ve şarkıların düzenlenmesinde çalışanlarımızdan Erdem YALÇINKAYA’nın emeğinin geçtiği albümde kendisine davulda Çağrı ERİŞEN ve bas gitarda Aydoğan UÇAR eşlik ediyor. Sadece dijital ortamda yayınlanan ve 10 şarkıdan oluşan albüme sahip olmak is- teyenler, TTnet müzik ve iTunes gibi online kanallardan şarkıları tek tek veya topluca indirebilirler. 65 roketsan dergisi roketsan’lı olmak 2014 kamu kupası basketbol turnuvası’nda ̇iki̇nci̇li̇k kupası roketsan’ın oldu Kamu kurum ve kuruluşları arasındaki iletişimin, spor vasıtasıyla dostluk ve hoşgörü diyaloğuna dönüşmesi amacıyla, Türk Telekom tarafından düzenlenen ve büyük ilgi gören, 2014 Basketbol Kamu Kupası, Roketsan’ın yanı sıra, Türk Telekom, Genelkurmay, Muhesebat, Devlet Su İşleri, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye İş Kurumu, Türkiye Noterler Birliği, Hazine Müsteşarlığı, Meteoroloji, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, Türkiye Petrolleri, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu gibi kuruluşları da katıldı. Eleme usulüne göre oynanan turnuvada Roketsan basketbol takımı, karşılaştığı tüm rakiplerini eleyerek, finale yükseldi. 15 Kasım 2014 Pazar günü oynanan final maçında Genelkurmay basketbol takımına yenilerek turnuva ikincisi oldu. Güçlü rakiplerini geride bırakarak ikinci olma başarısını gösteren Roketsan basketbol takımının yedi dev adamını ve teknik ekibini yürekten kutluyoruz. Çok zevkli ve sonuna kadar heyecanını kaybetmeyen final maçında, Roketsan’ı temsilen katılan üst düzey yöneticiler ve maç sonuna kadar tezahüratlarıyla takımlarını destekleyen Roketsan çalışanlarına da katılımlarından dolayı çok teşekkür ederiz. gazilerimize anlamlı ziyaret Roketsan Yönetim Kurulu Başkanı Vekili Tümg. (E) Zafer ÇAMLICA ve Yönetim Kurulu Hukuk Danışmanı Tuğg. (E) Akif VURUCU, 30 Aralık 2014 tarihinde, TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi Başkanı Tuğg. Celalettin BACANLI ile içlerinde Bingöl İl Eski Emniyet Müdürü Atalay ÜRKER’in de bulunduğu gazilerimizi, Roketsan personeli adına, ziyaret etmişlerdir. 66 sayı 6 ocak 2015 roketsan’lı olmak 30 ağustos 2014 zafer bayramı etkinlikleri 30 Ağustos 2014 Zafer Bayramı etkinlikleri için ailemle birlikte bu coşkulu günü kutlamaya gittiğimizde hipodromda kurulan “Türk Silahlı Kuvvetleri Sergisi”nde endamıyla gözleri alan Milli gururumuz atışlar ve hepsinde emegimizin olduğu KASIRGA, UMTAS, CİRİT roket ve füzelerini canlı ve yakından görmek benim ve ailem için büyük gurur kaynağı oldu. Roketsan’da çalışmanın ayrıcalığını bir kez daha 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda hissetmenin onurunu yaşadım. Sergi alanında ürünlerimizin sergilenmesi ve herkesin hayranlıkla bakıp tek tek yanında fotoğraf çektirmesi, ATAK helikopterini, UMTAS ve CİRİT füzelerimizin başarılı bir şekilde entegrasyonu yapılmış halde görmek biz çalışanları gururlandırdı. Bu büyük projelerde emegi geçen en üst yönetimden en alt çalışana kadar olan bütün Roketsan çalışanlarına teşekkür ederim. Yalçın TAŞDELEN Yönetim Kurulu Başkan Vekilimiz Tümg. (E) Zafer ÇAMLICA üst yönetimi temsilen atış alanlarında Roketsan personeli ile testlere iştirak etmektedir. Her türlü hava, arazi ve zorlayıcı koşullar altında tüm personelin birlik ve beraberliğinin göstergesi olan bu uygulama, personelimiz arasındaki sevgi, saygı, huzur ve güven ortamını doğrudan etkilemekte, bu da Roketsan’ı üstün başarılara ulaştırmaktadır. tedarik direktörlüğü bölüm yemeği 12 Aralık 2014 tarihinde İTÜ Yüksek Mühendisleri Birliği’nde; Tedarik Direktörlüğü yıllık bölüm yemeği, birimlerde çalışan personelin tamamının ve eşlerinin katılımı ile gerçekleştirildi. Birlik, beraberlik, dayanışma ve ekip ruhunun sağlandığı gecede herkes iş stresinden uzaklaşarak gecenin geç saatlerine kadar eğlendi. 67 sayı 6 ocak 2015 misafirlerimiz başbakan yardımcısı prof. dr. emrullah işler’in roketsan ziyareti Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah İŞLER, 21 Ağustos 2014 tarihinde Roketsan tesislerine resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Heyet, Roketsan Yönetim Kurulu Başkanı Vekili Tümg. (E) Zafer ÇAMLICA ve Genel Müdür Selçuk YAŞAR tarafından karşılanarak şirketin genel tanıtımı, ürün ve yeteneklerini kapsayan bir brifing verildi. misafirlerimiz 7 Temmuz 2014 Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanı Tümg. Erdoğan AKYOL ve Beraberindeki Heyetin Ziyareti 8 Temmuz 2014 Tümg. (E) Veysi SUNAL ve Tuğg. (E) Bülent AKER'in Ziyareti 69 roketsan dergisi misafirlerimiz 15 Temmuz 2014 Kara Kuvvetleri Komutanlığı 52. Dnm. Hlkp. Plt. Sb. Tml. Kursiyerlerinin Ziyareti 22 Temmuz 2014 61. Dnm. Astsb. Tml. Kursiyerlerinin Ziyareti 23 Temmuz 2014 Moğolistan Heyetinin Ziyareti 14 Ağustos 2014 Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail DEMİR ve Beraberindeki Heyetin Ziyareti 25 Ağustos 2014 Çin Büyükelçisi Yu HONGYANG’ın Ziyareti 4 Eylül 2014 Deniz Harp Akademisi Komutanlığı Heyetinin Ziyareti 70 sayı 6 ocak 2015 misafirlerimiz 10 Eylül 2014 Hava Harp Akademisi Komutanlığının Ziyareti 15 Eylül 2014 Aspilsan Yönetim Kurulu Başkanı Tuğg. (E) Şendoğan KARAKUŞ ve Genel Müdür Tuğg. (E) Hasan DEMİRCİOĞLU’nun Ziyareti 17 Eylül 2014 BAE Tawazun Heyetinin Ziyareti 17 Eylül 2014 K.K.K. Gn. P. P. Başkanı Tümg. Atilla ŞİRİN’in Ziyareti 28 Eylül 2014 Kazakistan Cumhuriyeti Savunma Bakan Yardımcısı ve Beraberindeki Heyetin Ziyareti 2 Ekim 2014 Ürdün Heyetinin Ziyareti 71 roketsan dergisi misafirlerimiz 14 Ekim 2014 Vietnam Heyetinin Ziyareti 15 Ekim 2014 Bangladeş Heyetinin Ziyareti 16 Ekim 2014 Yabancı Askeri Ataşeler Heyetinin Ziyareti 23 Ekim 2014 TSK Aükhem K.lığı Heyetinin Ziyareti 30 Ekim 2014 SASAD Genel Sekreteri Hüseyin BAYSAK’ın Ziyareti 6 Kasım 2014 Kore Heyetinin Ziyareti 72 sayı 6 ocak 2015 misafirlerimiz 13 Kasım 2014 İngiltere Heyetinin Ziyareti 14 Kasım 2014 Belarus Heyetinin Ziyareti 14 Kasım 2014 TSK İstihbarat Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı Kursiyerlerinin Ziyareti 11 Aralık 2014 Nijerya Heyetinin Ziyareti 18 Aralık 2014 General ve Amiral Oryantasyon Eğitimi Kapsamındaki Heyetin Ziyareti 26 Aralık 2014 MSB Müsteşar Teknoloji ve Koordinasyon Yrd. Tuğg. Şaban UMUT’un Ziyareti 73 roketsan dergisi roketsan ve sanat yönetim kurulu başkanı vekilimiz tümg. (e) zafer çamlıca’nın yağlı boya resim sergisi Roketsan Yönetim Kurulu Başkanı Vekili Tümg. (E) Zafer ÇAMLICA; 24-30 Kasım 2014 tarihleri arasında Merhume Öğretmen Nezihe AYCAN KADIOĞLU ve tüm öğretmenlerimiz adına memleketi Safranbolu’da yağlı boya resim sergisi açtı. Söz konusu serginin açılışına; Karabük Valisi Orhan ALİMOĞLU, Karabük Garnizon Komutanı Kd. Alb. Samit TOKMAK, Safranbolu Kaymakamı Murat BULACAK, Safranbolu Belediye Bşk. Dr. Necdet AKSOY, Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı Ynt. Krl. Bşk. Şefik DİZDAR, Safranbolu Eski Belediye Safranbolu Ekspres 74 Bşk. Kızıltan ULUKAVAK, diğer mülki ve idari amirler ile sivil toplum kuruluşları ve Safranbolulu sanatseverler katıldı. Safranbolu’da üç nesil öğrenci yetiştirmiş çok başarılı bir öğretmen olan Nezihe AYCAN KADIOĞLU; emekli olduktan sonra da tüm hayatını Safranbolu ve ülkemize hizmet için adamış bir vatanseverdir. Bu serginin tüm öğretmenlerimiz adına, öğretmenler gününde açılmış olması büyük önem taşımaktadır. Bu durum, diğer bir yönüyle de özellik arz etmektedir; Roketsan Yönetim Kurulu Başkanı Korg. (E) Dr. Eyüp KAPTAN, 1986 yılında Binbaşı rütbesinde, Yüzbaşı Zafer ÇAMLICA’nın Harp Akademilerinde öğretmenidir. Her iki komutanımız Türk Silahlı Kuvvetlerindeki görevlerini başarı ile tamamlamayı müteakip, son üç yıldır Roketsan’ın en üst yönetiminde; yıllar öncesine dayanan silah arkadaşlığı ve öğretmen öğrenci ilişkisini çalışmalarına yansıtarak, karşılıklı sevgi, saygı, güven ve huzur ortamı içinde Roketsan’da da büyük başarılara imza atmışlardır. Safranbolulular ve Safranbolu’ya gelen yerli ve yabancı misafirler, resim sergisine çok yoğun ilgi gösterdi. Sergilenen resimler sanatseverlerin beğenisini kazandı. En çok ilgi çekenlerden birisi de “Roketsan’ın 25’inci Yıl Tablosu” oldu. Bir diğeri de Zafer ÇAMLICA’nın 19461971 yılları arasında Karabük Demir Çelik Fabrikası’nda işçi olan babası Merhum Ali ÇAMLICA’nın tablosu oldu. Söz konusu tablo, KARDEMİR A.Ş. Gn. Md. Fadıl DEMİREL tarafından vefa örneği gösterilerek KARDEMİR A.Ş. Yönetim Kurulu toplantı odasına asıldı. sayı 6 temmuz 2014 roketsan ve sanat fotoğraf sergisi Osman MERTTOPÇUOĞLU’nun fotoğrafları, 26 Kasım - 21 Aralık 2014 tarihleri arasında CerModern sanat merkezinde, “Ankara’da Fotoğraf, Fotoğrafçılar - II” başlığı altında açılan fotoğraf sergisinde, sanatseverlerle buluştu. Özgeçmiş Osman MERTTOPÇUOĞLU, 1965’te İstanbul’da doğdu. 1987’de Boğaziçi Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Daha sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü’nde sırasıyla Yüksek Lisans ve Doktora programlarını tamamladı. Fotoğrafla 1992 senesinde Ankara AFSAD’da Mehmet Arslan GÜVEN’den aldığı Temel Fotoğraf seminerleri ile tanıştı. Yarışmalarda ödüller aldı, karma sergilere katıldı. Eserleri çeşitli etkinliklerde, fotoğraf günlerinde defalarca gösterildi, fotoğraf ve röportajları çeşitli dergilerde yayımlandı, jüri üyelikleri yaptı. “Paskalya Adası”, “Ada Renkleri”, “Seyahatlerimden”, “Maya Dünyası - Eskiden Yeniye” isimli kişisel sergileri, yurt içinde (12) ve yurt dışında (6) tekrarlandı. 75 roketsan dergisi basın’da roketsan Savunma ve Havacılık Defence Turkey 76 sayı 6 ocak 2015 basın’da roketsan MSI MSI www. milscint.com 77 roketsan dergisi basın’da roketsan C4 Defence Bilim Teknik 78 Dünya Özel Ek sayı 6 ocak 2015 basın’da roketsan HaberTürk Ankara HaberTürk Dünya 79 roketsan dergisi basın’da roketsan Milliyet Sabah Star 80 Yeni Şafak Yeni Akit sayı 6 ocak 2015 basın’da roketsan Akşam Hürriyet Daily News Al Defaiya Jane’s Arabian Aerospace 81 roketsan dergisi basın’da roketsan Military Science Intelligence Reuters Region Plus 82 Defense News Türkiye Rising Path of New Turkey Sözcü sayı 6 ocak 2015 basın’da roketsan Savunma ve Havacılık Safranbolu Ekspres 83
Benzer belgeler
Roketsan Dergisi Temmuz 2014 Sayısı
Yeteneklerin etkin bir şekilde yönetilmesinde ve işletmeye bağlılıklarının sağlanmasında “liderlik” anahtar rol oynamaktadır. İş yaşamına giren yeni kuşakları yönetmek için, yeni bir liderlik yakla...
Roketsan Dergisi Temmuz 2015 Sayısı
Yeteneklerin etkin bir şekilde yönetilmesinde ve işletmeye bağlılıklarının sağlanmasında “liderlik” anahtar rol oynamaktadır. İş yaşamına giren yeni kuşakları yönetmek için, yeni bir liderlik yakla...
Roketsan Dergisi Ocak 2016 Sayısı
Yeteneklerin etkin bir şekilde yönetilmesinde ve işletmeye bağlılıklarının sağlanmasında “liderlik” anahtar rol oynamaktadır. İş yaşamına giren yeni kuşakları yönetmek için, yeni bir liderlik yakla...